GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: Ev Tel: Kral ve Büyücü. A.Murat Aytekin. Meclis tribüne konuþtu

Transkript

1 GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: Ev Tel: Sulucakarahöyük/ HACIBEKTAÞ Hacý Betkaþ Veli Kültür Derneði'nin düzenlediði etkinlik 14 Kasým 2009 Cumartesi günü saat 11.00' de Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezinde, Kültür ve Turizm Bakaný Ertuðrul GÜNAY ve Nevþehir AKP Millet Vekilleri, Nevþehir Valisi, Nevþehir Garnizon Komutaný, Nevþehir Emniyet Müdürü, Hacýbektaþ Kaymakamý Mustafa ELDÝVAN, Hacýbektaþ Ýlçe Garnizon Komutaný,Hacýbektaþ Ýlçe Emniyet Müdürü ve Alevi-Bektaþi Federasyonu Baþkaný Ali BALKIZ, Alevi-Bektaþi Kültür Dernekleri Genel Baþkaný Tekin ÖZDÝL, Hacý Bektaþ Veli Kültür Vakfý Genel Baþkaný Ercan GEÇMEZ, 2 Temmuz Pir Sultan Abdal Kültür Vakfý Baþkaný Murtaza DEMÝR gibi federasyon ve dernek yöneticileri yaný sýra yurdun dört bir yanýndan gelen; Alevi-Bektaþi Ýl ve ilçe temsilcileri yanýnda salonu dolduran Hacýbektaþ halkýnýn katýlýmý ile Ýstiklal marþý ve saygý duruþu ile baþladý. A.Murat Aytekin Kral ve Büyücü Söyleþi 4 DE 2 DE 7 DE Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber-Foto: Kamil ÖNTAÞ Düzenlenen sempozyumdaki katýlýmcýlar þu þekilde idi: Mustafa Özcivan (Yönetici), Doç.Dr. Ayhan Yalçýnkaya (Ank.Siy.Bil.Fak.Öðr.Üyesi), Erdoðan Aydýn (Araþtýrmacý Yazar), Dr. Ali Murat Ýrat (Ankara Üniversitesi Öð. Üyesi) ve Selahattin ÖZEL (Eski ABF Baþkanlarýndan) Alevi Enstitüsü Baþkaný Prof Dr. Cengiz GÜLEÇ ve Doç Dr. Atilla ERDEN daha önce Katýlacaklarýný bildirmeleri nedeni ile program afiþleri ve broþürlerinde isimlerine yer verildiði belirtilen akademisyenler gelmediler. 6 DA Meclis tribüne konuþtu 8 DE Hükümet açýlým tasarýsýný Meclis e sundu. Gergin oturumda açýlýmdan çok gruplarýn sataþmalarý vardý. 7 DE Yapýlan Birlik ve Dayanýþma Gecesinde 18:30 da yine sunuculuðunu Ali Kaim yaptý. 7 DE 5 DE

2 2 Baþbakan Erdoðan, bir haftadýr, demokrasi kahramaný gibi lanse ediliyor. TRT 1 de katýldýðý politik açýlým programýnda kendisine sorulan darbe ihtimali sorusuna, ben böyle bir þeyi kabul etmem, açýkça da karþý koyarým, þapkamý alýp gitmem cevabýný verince kahramanlýk yorumlarýnýn ardý arkasý kesilmedi. Bununla da kalmadý; Genel Kurmay Baþkaný ný görevden alabilmek için Cumhurbaþkanlýðýnýn imzasýna gerek olduðunu, Baþbakan ýn almasý halinde yargýya gidilebileceðini, gidilecek yargýnýn da askeri yargý olduðunu söyleyerek, konuyla ilgi kafa yorduðu mesajýný verdi. Böylece hem bu beklenti içinde olanlara bir çeþit sabredin demiþ oldu hem de Genel Kurmay Baþkanýna, senden istediðim ve bizim ordu içindeki taraftarýmýz askerlerce istenmeyen Dursun Çiçek gibileri hemen teslim et, yoksa baský altýndayým mesajýný gönderdi. Erdoðan ýn, þapkamý alýp gitmem, direnirim sözünü herkes Demirel e bir gönderme olarak algýladý. Demirel de bunun kendisine yönelik bir söz olduðu yorumundan hareketle, dünkü güneþle bugünkü çamaþýr kurutulmaz sözüyle Erdoðan ý ucuz kahramanlýkla itham etti. Kendi döneminin koþullarýnýn farklý olduðunu anlatan bir açýklama yaptý ama bu açýklama, örneðin Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn hiç yoktan idam edilmesine yönelik Demirel ve partisinin giriþimlerine haklýlýk kazandýracak hiçbir gerekçeye dayanmýyor. Geçelim ve bence Erdoðan ýn asýl kastettiðine gelelim. Erdoðan, direnirim derken, akla Demirel in geleceðini, çok satan medyanýn da Demirel üzerinde duracaðýný bilerek konuþuyordu ama AKP kulislerinde O nun asýl kastettiði ismin Erbakan olduðu yüksek sesle konuþuluyor. Zira kim ne derse desin, içinden geldiði kültürel arka plan nedeniyle AKP yi sarsan eleþtirilerin yöneltildiði siyasal hareket olarak Saadet Partisi görülüyor. SP tarafýndan ortam bu kadar uygunken, Erdoðan ýn darbe ihtimalini gündemde tutan askerlerin üstüne gitmemesi eleþtiriliyor ve saf deðiþtirdiði söyleniyor. SP, mesajý almýþ görünüyor! AKP ise taktik olarak, SP ile kamuoyu önünde çatýþmayý doðru bulmuyor. Deyim yerindeyse yok sayýyor. Ancak, içinden geldikleri Ýslamcý arkaplana da uygun olarak, mesaj iletmeyi yararlý gördüðü anlaþýlýyor. Çekip gitmem mesajýnýn SP nezdinde yerine oturduðu görülüyor. Bu sözün edildiði tarihten bu yazýnýn yazýldýðý tarihe kadar SP nin yarý resmi yayýn organý niteliðindeki Milli Gazete de bu konuya hiç deðinilmemiþ olmasý da bunu gösteriyor. 28 Þubat ý Baþbakan olarak karþýlayan Erbakan, TSK nýn ýsrarý üzerine yürütmekte olduðu Baþbakanlýk görevinden istifa etmiþ ve geri çekilmiþti. Tarihe postmodern darbe olarak geçen 28 Þubat ýn ardýndan RP kapatýlmýþ; ardýndan kurulan FP nin de kapatýlmasýyla Ýslamcý legal hareket, Erbakan ve destekçilerinin Saadet ve yenilikçi(!) olarak adlandýrýlan Erdoðan ve arkadaþlarýnýn da AKP olarak farklý kulvarlarda siyasete devam etmesine yol açmýþtý. AKP, kuruluþunun hemen ardýndan Hükümete gelmiþ ve kayýp trilyon davasýnda yargýlanan Gül ün Cumhurbaþkaný olmasýný, ayný davadan hapse girmesi gereken Erbakan ýn da Gül üzerinden af edilmesini saðlamýþtý. Hükümetin baþta Ýsrail ile olan açýða çýkmamýþ iliþkileri, en çok SP tarafýndan, AKP tabanýnýn vicdanýný zorlayacak þekilde propaganda konusu edildiði için Erdoðan ýn asýl hedefinde Erbakan bulunmaktadýr. Erdoðan açýsýndan maksat hasýl olmuþtur ve mesaj yerine ulaþmýþtýr. Türkiye bir tele kulak skandalýný daha yaþýyor. Yargýnýn da dinlendiði, belgeleriyle ortaya çýktý. Yargýtay Baþkanlýðý, santral numarasý dinlenenler arasýnda çýktý. Adalet Bakanlýðý müfettiþleri, Ergenekon soruþturmasýnýn baþýndaki Baþsavcý Engin in telefonu ile Sincan adliye santralini de dinlemeye aldýrmýþ. Gerekçe ilginç: Örgütün yargýya sýzma giriþimi Baþsavcý ise þaþkýn; Yasal haklarýmý kullanacaðým diyor. Nasýl Ortaya Çýktý? Telekomünikasyon Ýletiþim Baþkanlýðý nda (TÝB) geçen hafta gerçekleþtirilen inceleme raporu, görevli Sincan 1. Aðýr Ceza Mahkemesi ne gönderildi. Raporda, TÝB de inceleme yapýldýðý belirtilirken, dinlenen telefonlar arasýnda Yargýtay Baþkanlýðý santral numarasýnýn da bulunduðu ortaya çýktý. Dosyalardan çýkan belgeler ayrýca, Sincan Hakimi Osman Kaçmaz ýn telefonlarýnýn dinlenebilmesi için Sincan Adliyesi santral numarasýnýn da dinlemeye alýndýðýný ortaya koydu. Tüm dinleme faaliyetlerinin, Adalet Bakanlýðý nýn 5 Eylül 2008 deki genel nitelikli terör soruþturmasý kararý doðrultusunda verildiði anlaþýldý. Kaçmaz TÝB için tekrar geniþ inceleme istedi. Yargýtay Dinlendi Yargýtay ýn dinlendiði iddialarýnýn doðru olduðu ortaya çýktý. Telekomünikasyon ve Ýletiþim Baþkanlýðý, yaptýðý inceleme sonucunda yüksek yargýnýn dinlendiðini doðruladý. Bu skandal, bir raporla Yargýtay Baþkanlar Kurulu na iletildi. Bu, santrali kullanan 250 hakim ve savcýnýn telefon konuþmalarýnýn dinlenmiþ olabileceði anlamýna geliyor. Yargýtay ýn dinlenmesi sonrasýnda Yargýtay Baþkanlar Kurulu harekete geçti. Kurul, belge üzerine ön inceleme kararý aldý. Ergenekon Ergenekon soruþturmasýnýn baþýndaki isim Baþsavcý Aykut Cengiz Engin in dinlendiðini, Adalet Bakanlýðý Teftiþ Kurulu nun, Ýstanbul 11. Aðýr ceza Mahkemesi nden aldýðý iznin uzatýlmasýna iliþkin baþvuru belgesi ortaya çýkardý tarihinde alýnan iznin 3 ay süreyle uzatýlmasý için tarihinde mahkemeye talepte bulunulduðu saptandý. Takip Yapýldý Adalet Bakanlýðý Baþmüfettiþliði nin isteði, savcýlar Ali Çakýr, Osman Kaçmaz ve Ömer Faruk Eminaðaoðlu nu da kapsarken, Aykut Cengiz Engin in ev, iþ ve cep telefonlarýnýn belgede yer aldýðý, tüm konuþmalarýnýn tespit edilmesinin istendiði ortaya çýktý. Öte yandan, dinlenen telefonlar arasýnda Ýstanbul Adliyesi nin santral telefonunun da bulunduðu kaydedildi. Gerekçe Boþa Düþtü! Hakim ve savcýlarýn, Ergenekon soruþturmasý çerçevesinde Adalet Bakanlýðý Teftiþ Kurulu nca çýkartýlan yönetmelik temel alýnarak dinlendiði ifade ediliyordu. Ancak, bizzat Ergenekon soruþturmasýnýn baþýnda bulunan Engin in bu kapsamda muamele görmesi þaþkýnlýk yarattý. Ve bu dinleme ile daha önceki dinlemelerin gerekçeleri boþa düþmüþ oldu. Yargý Baðýmsýz Deðil Eski DGM Savcýsý Mete Göktürk, Demokratik ülkelerde, insan hak ve özgürlüklerine saygýda bu tür uygulamalara hiç rastlanmaz. Özel hayatýn gizliliði, umumi bir kararla zedelenemez dedi. Göktürk, Bunlar çok önemli soruþturmalarý yürüten görevlilerdir, sadece þüphe ve dedikodularla dinlenemezler. Bu, sadece Nazi Almanya sýnda rastlanabilecek bir uygulamadýr deðerlendirmesinde bulundu. Baþka önemli bir noktaya da deðinen Göktürk dinlemelerin Adalet Bakanlýðý nýn denetiminde olan müfettiþlerin talebi üzerine verildiðine dikkat çekti. Göktürk bununda yargý baðýmsýzlýðýný zedeleyen bir durum olduðunu ifade ederek, denetimlerin baðýmsýz kurullarca yapýlmasý gerektiðinin altýný çizdi. Bilgi Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Ýnceoðlu, ise Adalet Bakaný muhtemelen bu konuda bir soruþturma izni vermiþtir. Ýllegal bir dinlemeyse durum daha da vahim. Türkiye'de maalesef görüyoruz ki iki gündür yargýçlar ve savcýlar hakkýnda sürekli böyle kararlar veriliyor. Bunlarýn bu kadar kolay verilmemesi lazým. Böyle bir durumda yargý baðýmsýz kalýr mý? Her açýdan son derece sýkýntýlý bir durum. Takipçisi Olacaðýz Yargýtay Baþkaný Hasan Gerçeker, Yargýtay ýn da dinlendiði iddialarýna yanýt verdi. Yargýtay a geliþinde gazetecilerin sorularýný yanýtlayan Gerçeker, konunun araþtýrýldýðýný, bilgilerin istendiðini ve bilgiler geldikten sonra gereðinin yapýlacaðýný söyledi. Gerçeker, Biz onun takipçisi olacaðýz. Yargýtay ýn telefonlarýnýn dinlenebilmesi için Birinci Baþkanlýk Kurulu nun izni olmasý lazým, karar olmasý lazým. Onun dýþýnda Yargýtay ýn telefonlarýnýn dinlenmesi mümkün deðil. Gerekli bilgiler geldikten sonra gereði yapýlacak, takipçisi olacaðýz dedi. Bilgi Ýsteyecek Baþsavcý Engin, dün sabah saatlerinde makamýnýn bulunduðu Sultanahmet Adliyesi yerine, doðruca Ergenekon soruþturmalarýnýn yapýldýðý Beþiktaþ taki Ýstanbul Adliyesi ne gitti. Burada baþsavcý vekilleri Turan Çolakkadý ve Olcay Seçkin ile görüþen Engin, çýkýþta kendisini bekleyen gazetecilerin sorularýyla karþýlaþtý. Engin, baþsavcý vekilleriyle görüþerek onlardan bilgi aldýðýný belirterek, Adalet Bakanlýðý yla görüþüp onlardan da bilgi talep edeceðim. Gerekirse, usule göre yasaya göre aykýrý bir durum var ise ben de yasal haklarýmý kullanacaðým diye konuþtu. Engin in dava açabileceði izlenimi edinilirken, baþsavcý, belgede Aylut Cengiz Engin isimli þahýs denmesine ve dinlenecek þahsýn baþsavcý olduðunun belirtilmemesine dikkat çekti. HSYK: Dinlemelerden Ceza Vermeyeceðiz HSYK dan dinleme skandalýna iliþkin bir açýklama yapýldý. Hakimler ve Savcýlar Yüksek Kurulu Baþkan Vekili Kadir Özbek, açýklamasýnda Yargý þu anda savunma durumundadýr dedi! Kadir Özbek in açýklamalarý arasýnda en dikkat çekici kýsým, telefon dinlemelerinden elde edilen bilgilere dayanarak bir disiplin cezasý vermeyeceklerine iliþkin olanýydý. Zira, dinlendiði söylenen isimlerin çoðu dinlemeden çýkarýlan bilgiler nedeniyle suçlanýyordu. Özbek þunlarý söyledi: Yüksek kurulumuz, salt dinleme kayýtlarýna dayanarak herhangi bir disiplin iþlemi yapýlmasýný uygun görmüyor. Öncelik, bizim açýmýzdan maddi delillerdir. Özbek, Yargý þu anda savunma konumundadýr dedi. (Evrensel) Foto : Ýsmail Cem ÖZKAN

3 14 Kasým 2009 Cumartesi günü Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneðinin önderliðinde, Doðumunun 800. yýlýnda Hacý Bektaþ Veli yi anma etkinlikleri Serçeþme de gerçekleþtirildi. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber-Foto: Kamil ÖNTAÞ Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezinde gerçekleþtirilen etkinliði Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Genel Sekreteri Ali Kaim yönetti. Saygý duruþu ve Ýstiklal Marþýnýn okunmasýnýn ardýndan konuþmacý olarak sahneye ilk olarak Hacýbektaþ Veli Kültür derneði Baþkaný Nafiz ÜNLÜYURT davet edildi, Ünlüyurt konuþmacý olarak; -Doðumunun 800. yýlýnda Hacý Bektaþ Veli -Hacý Bektaþ tan Günümüze Alevilik Bektaþilik konulu sempozyuda özet olarak þu açýklamalarda bulundu: Sözlerime Hacý Bektaþ Veli yi ve aramýzdan ayrýlýþýnýn 71. yýlýnda Mustafa Kemal Atatürk ü saygý ile anarak baþlamak istiyorum. Sevgili canlar Alevi-Bektaþi açýlýmýný 1964 ün 16 Aðustosunda Serçeþme de baþlayan bir derneðin bu günkü baþkaný sýfatýyla hepinize sesleniyorum, sizlere seslenmek onur verici. Alevi Bektaþi kuruluþ temsilcileri Hacý Bektaþ Veli yi doðumunun 800. yýlýnda bu gün ve yarýn Serçeþme de buluþacak, bu yüce buluþmanýn ve Serçeþme de anmanýn bir ayrýcalýðý olacaðýný düþündük, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði olarak ayýrým yapmadan Alevi Bektaþi kuruluþlarýna ulaþmaya çalýþtýk, amacýmýz Alevi açýlýmýnda gelinen noktayý aramýzda konuþmak, tartýþmak, süreçle ilgili görüþ alýþ veriþinde bulunmak. Baþka bir amacýmýz ise bu etkinliði geleneksel hale getirip tüm Alevi ve Bektaþi kuruluþlarýný her yýl Serçeþmede buluþturmak. Saygýdeðer konuklar sevgili canlar, ilginç geliþmelere tanýk oluyoruz,.. bir deðiþime tanýklýk ediyoruz, hepimizde deðiþen bir Türkiye, kafalarda soru iþareti, Güneydoðudaki o görüntü, yaþanan kargaþa, Silivri de olup bitenler, Siyasallaþan Yargý, Yasa dýþý dinlenen telefonlar ve bu süreçte atýlan çýðlýklar, yapýlan tahrikler düþündürüyor insaný. Ve de böyle bir süreçte ayakkabýsýný çýkartýp Cem Evine giren bir Cumhurbaþkaný, þaþýrýyorsunuz. Süreç zor ve riskli. Baþlatýlan çalýþmalar demokratik anlayýþ içerisinde ve de toplumsal uzlaþý saðlanarak sürdürülmesini istiyoruz. Zorunlu din dersleri son bulmalý, Madýmak müze olmalý, kutsal duygular politika yapýlmasýndan vaz geçilmeli, inanan insanlara gösterilen sevgi ve saygý inancý olmayan kiþilerden de esirgenmemeli. Alevilik ve Bektaþilikte ayýrýmcýlýk yoktur birlik vardýr, bölücülük yoktur bütünlük vardýr, düþmanlýk yoktur dostluk vardýr, çaðdaþlýk uygarlýk vardýr. Atatürklük düþüncesi ile Hacýbektaþ düþüncesi ikiz kardeþ gibidir, sevgi, saygý ve hoþgörü, laik inanç, kadýna saygý, yeniliklere açýk olabilme, en hakiki mürþit ilimdir diyebilmedir o düþünce... Bir diðer konuþmacý ise Veliyettin ULUSOY du. Ulusoy dan sonra ABF genel baþkaný Ali Balkýz þu açýklamalarda bulundu: Sayýn Bakan, ben Demirel e, Tansu Çiller den Sayýn Mesut Yýlmaz a, Sayýn Bülent Ecevit e, Sayýn Abdullah Gül e defalarca söyledim, biz eþit yurttaþ olmak istiyoruz dedik. Sorunun üstünü örtmenin bir bahanesi yok, AKP Hükümetinin elinde öyle bir bahane yoktur, herkes duydu bu ses Parlamentoda yankýlandý, CHP konuya dair sözler söyledi, önergeler verdi, MHP grup toplantýsýnda genel baþkan aracýlýðýyla konuya deðindiler. Ýktidar partisi AKP de Alevi açýlýmý, Alevi çalýþtayý adý altýnda bir süreç baþlattý, bu süreç iþliyor, biz onu sabýrla bekliyoruz. Ama kararlýyýz, taleplerimizin ne olduðu açýk ve belli. Herkes tarafýndan biliniyor. Dünya kamu oyu dahil bilmeyen yok, bu gibi husumet içerisinde bu çalýþtaylara gerek kalmaksýzýn Devletin Devlet olma, Hükümetin Hükümet olmanýn gereði mahkeme kararýna göre yapýlabilirdi, Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi zorunlu din dersleri ile ilgili verdiði karar, Danýþtay ýn zorunlu din dersleri ile ilgili verdiði karar karþýsýnda Hükümetin duraksama, bekletme tavrý söz konusu olamaz. Mahkeme kararlarýný uygulamamak Anayasal bir suçtur... Not: (ABF Genel Baþkaný Ali Balkýz ýn konuþmalarýný bir sonraki sayýmýzda sürdüreceðiz.) Konuþmacý olarak katýlan Kültür ve Turizm Bakaný Ertuðrul Günay þu açýklamalarda bulundu:.geçmiþte yapýlan bu yanlýþlarla ne vicdani ne siyasi hiçbir baðý yok, hiçbir vebali de yok. Bazýlarý dedi ki: Devlet özür diler mi? deðerli arkadaþlarým güç kullanan, yurttaþlara karþý yanlýþ yapmýþsa büyüklük ortaya girer, Devletin yönetici olmanýn erdemi bir vatandaþa haksýzlýk yapýlmýþsa, bir yurttaþa, Alevi olsun Sünni olsun, Kürt olsun, Müslüman olsun Hýristiyan olsun, bir insana kýyýlmýþsa, haksýzlýk yapýlmýþsa, ya da haksýzlýk yapan kurumlarý bu gün temsil eden özür dilemek erdemini göstermelidir. Biz olaylara böyle bakýyoruz. Türkiye de geçmiþ yýllarda büyük yanlýþlýklar yapýldý: Aleviyi, Sünniyi, Kürdü- Türk ü ayýrmadan eþit yurttaþlýk haklarýnda insanlarýmýzý birleþtirmeye çalýþýyoruz. Madem ki bu topraklarda yaþýyoruz, madem ki bu topraklarda doðduk, büyüdük o zaman biz Anayasal deðeri saðlamak zorundayýz. Deðerli arkadaþlarým, bu günkü yaþadýðýmýz bazý sorunlar geçmiþten geliyor. Ali Balkýz arkadaþým biraz önce bu konuya deðindi, Madýmak ta feci bir olay yaþandý, tarihin en çirkin olaylarýndan birisi. Ben 2007 nin 30 Aðustos ta Bakan oldum, bana sordular: Sivas ta bir olay oldu, Madýmak ta, insanlarýn bir araya toplandýðý yerde bir lokanta vardý ne diyorsunuz? dediler, benden önce.. o günden bu zamana kadar 15 yýl geçti, herkes elini vicdanýna koysun, orada yaþananlarý Meclis kürsüsünden konuþtum, iðreniyorum. iðreniyorum, Meclis tutanaklarýna geçti. Onbeþ yýl sonra herkes birden bire gözünü açtý. mülkiyet, Van da 1. derece sitin üzerine bir gecekondu yapmýþ ve tapu almýþ bir vatandaþýmýzla 2 senedir mahkemedeyiz, sitin üzerindeki gecekonduyu kaldýrabilmek için iki senedir mahkemeyle uðraþýyorum, bana burada kamu harcamalarý için bütçe ödeneði 3,5 Trilyon adam burada bana utanmadan 7 Trilyon fatura çýkardý. Peþini býrakmýþ deðilim ve insaf. Önce Sýhhiye de, sonra Kadýköy de biber gazý olmadan, polis jopu olmadan, müdahale olmadan bir miting yapýldý, elbette bu sonucun elde edilmesinde bu mitingi yapanlarýn efendiliðinin rolü var,. Þunu söylemeye çalýþýyorum; ben ne Alevi felsefesinde, ne Sünni felsefesinde dünyaya bakan bir insan olarak görmedim. Ben elhamdülillah bu siyasi bölünmelerin dýþýnda, Alevi ve Sünni bölünmesinde, kökte geçmiþte bölünmelerdir, ben bu siyasi bölünmelerin dýþýnda birisi olarak görüyorum.. MUSTAFA SÜMEN Þimdi, yeni bir sayfa açalým, çok rica ediyorum, tertemiz bir sayfa açalým,. Geçmiþteki yaralarý sarmak için, insanlarý eþit tutmak için, insanlarýn yaralarýný onarmak için kim ne yaptý? Ben de inanýyorum. Zorunlu din dersi bu gün bir inancýn öðretilmesi, ötekilerin de kenarýndan geçilmesi farkýndayýz.,ama unutmayýn, bu bizim Milli Eðitim müfredatýnda yazmýyor, bu Anayasa da yazýyor, kim yaptý Anayasayý, Türkiye yi kardeþi kardeþe kýrdýrarak diktatörlüðü getiren 12 Eylül dür. Öyle mi? Þimdi kim bu Anayasanýn kýlýna dokundurtmayýz diyen? Ýnsanlarý giyimlerine kuþamlarýna göre, baþý örtülü mü baþý açýk mý, etekleri uzun mu etekleri kýsa mý, ana dilleri Türk mü, Kürt mü diye ayýrmadan, inançlarý Alevi mi Sünni mi diye ayýrmadan, herkes bu topraklarýn bereketinden yararlanmaya çalýþýyor, samimiyetle bunu yapmaya çalýþýyoruz. GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ Sos. Yar. ve Day Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd Halk Eðitim Müd Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT T.M.O Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi Huzurevi Hacýbektaþ Noterliði Hacýbektaþ Öðretmen evi

4 ARAÞTIRMA Latin Amerika nýn sola umut veren ülkesinde devrim sürüyor. Son olarak Hilton Oteli nin kamulaþtýrýlmasýyla gündeme gelen Chávez in Bolivarcý hareketi dünyanýn ilgisini çekmeye devam ediyor. Venezuela nýn Ýstanbul Baþkonsolosu Jose G. Bracho Reyes, BirGün okurlarýna Venezuela daki süreci ve Türkiye ye dair görüþlerini anlattý.»alba nýn (Latin Amerika için Bolivarcý Alternatif) devlet baþkanlarý toplantýsý baþarýyla sona erdi. ALBA nýn Venezuela nýn önemli uluslar arasý giriþimlerinden biri olduðunu biliyoruz. Bancosur, Telesur gibi projelerin varlýðýndan da haberdarýz. Bu projeleri gerçekleþtiren Venezuela nýn dýþ politikasýndan genel hatlarýyla bahsedebilir misiniz? Bolivarcý dýþ politika ya da yeni, devrimci diplomasinin her þeyden önce bir halk diplomasi olarak biçimlenmesini arzu ediyoruz.biz geleneksel devletler arasý diplomasiden ziyade bu sürecin halklar arasýnda iþletilmesinden yanayýz. Çünkü Komutan Chávez in dediði gibi, Biz zamanýmýzý zirveler arasýnda mekik dokumakla geçirirken, halklar uçurumlarýn dibinde yuvarlanýyor. Biz her þeyden önce halklarýn streotiplere ihtiyaç duymaksýzýn birbirini tanýmasýnýn aracýsý olmak bunun yolunu açmak durumundayýz çünkü dinamik ve demokratik bir iliþki ancak böyle kurulabilir. Bolivarcý diplomasinin ana ilkesi ise, insan haklarýnýn aktif savunusundan baþka bir þey deðildir. Bu ilkenin izdüþümü örneðin söz konusu diplomasinin kilit önemdeki þahsiyeti sayabileceðimiz Chávez in siyonist Ýsrail hükümet ve ordusunun Gazze halkýna giriþtiði katliama karþý aldýðý tavýrda görülebilir. Bir diðer ana ilke ise, eski ABD baþkaný Bush un da temsilcisi olduðu tek kutuplu dünyanýn sona erdirilmesi ve çok kutuplu bir dünyanýn yaratýlmasý olarak ortaya konabilir. Biz, her halkýn kendi iradesiyle kendi geleceðini belirleme tasarrufu olmalýdýr. Bunlara ek olarak, Venezuela nýn uluslararasý iliþkilerinin Batý Avrupa ve ABD dýþýnda kalan ülkelerle kurulacak iliþkilerle çeþitlendirilmesi de amaçlarýmýzdan biridir. Bugün Venezuela önceki hükümetlerin pasif tavrýndan sýyrýlmýþ ve uluslararasý arenada aktif bir rol üstlenmiþ durumdadýr. Bu doðrultuda Venezuela nýn Ýstanbul da Latin Amerika için bir ilki gerçekleþtirip bir baþkonsolosluk açmasý önemlidir.»baþkonsolosluðunuzun gerçekleþtirmek istediði þeyler neler? Bugün Venezuela Türkiye nin dýþýnda birçok Asya ve Afrika ülkesinde elçilikler açmaktadýr. Bizim temel amacýmýz her þeyden önce çok önemli gördüðümüz kültürel alanda gerçek bir tanýþmanýn saðlanabilmesidir. Artýk bizim kafamýzdaki Türk imajý bize büyük medya þirketleri aracýlýðýyla taþýndýðý gibi olmamalýdýr. Maskeler düþmeli ve gerçeklikle tanýþýlmalýdýr. Türk insaný da bizi þer ekseninin bir parçasý olarak görmemeli; bizim hümanist projemizi anlamalý ve bunun kendi geleceðini belirleme hakkýyla iliþkisini görmelidir.»son zamanlarda Latin Amerika halklarý ve hükümetleri açýsýndan açýk bir sol eðilimden bahsetmek mümkün. Elbette, ABD nin bundan ciddi bir rahatsýzlýk duymasý da söz konusu. Ayný zamanda, ABD nin kýtaya karþý çoðu kez yozlaþmýþ elitlerin desteklenmesi, paramilitarizm, askeri darbeler gibi bir araç çeþitliðiyle karakterize olan uzunca bir müdahalecilik geleneði olduðu biliniyor. Genel olarak Belki devrimle bir yeryüzü cenneti yaratamayýz ama en azýndan kapitalizmin vahþiliði sonucu dünyanýn ve insanlýðýn tamamen çöküþünü engelleme olanaðý bulacaðýz ABD yle sürecin nasýl gittiðinden bahsedebilir misiniz? El Libertador (Kurtarýcý) Simon Bolivar bu ülke hakkýnda ta 19. yüzyýlda, ABD Latin Amerika ülkelerini özgür olmak adýna sefalete sürüklemekle görevlendirilmiþ gibidir demiþtir. Biliyorsun ki, Latin Amerika da Amerika Devlet Departmanýnýn baþýmýza kuklalar musallat etmesinin acýsýný çok çektik. Uzunca bir süredir uykudaydýk biz ama Neruda nýn da dediði gibi Amerika nýn halklarý artýk uyanmaktadýr. Bugün biz çok önemli bir projeyi gerçekleþtirmek için adýmlar atýyoruz. Araçlarýmýz çok çeþitli olsa da en önemli amacýmýz Büyük Latin Amerika Ülkesi ni yaratmak. Artýk biliyoruz ki, Latin Amerika ve Karayipler için birlik, bir seçenekten ziyade bir zorunluluk haline gelmiþtir.bunun için Unasur, ALBA hatta Mercosur gibi projelerden faydalanmaya çalýþýyoruz. Örneðin Paraguay ve Brezilya saðýndan çok tepki alsak da Mercosur un parçasý olmaya gayret ediyoruz. Bu birliðe girerek onu hümanist bir araca dönüþtürmek istiyoruz.»o halde ALBA ve Mercosur gibi projeler belirli bir hatta buluþturulup onlara büyük Latin Amerika ülkesinin oluþturulmasýna yönelik iþlevler yüklenebilir? Elbette. Ama diðer yandan bunlarýn hepsi farklý araçlar ve onlardan amaçlarýný çok fazla aþan beklentilere giremeyiz. Jose Marti zamanýnda Hiçbir halk bu kadar kýsa zamanda bu kadar þey baþarmamýþtýr diyordu. Biz kendi sürecimize baktýðýmýzda on yýldan kýsa bir zamanda birçok þey gerçekleþtirdik ve yavaþ yavaþ ilerlemeye devam ediyoruz. Biz tek baþýmýza, atomize biçimde hiç bir þey yapamayýz. Ne yapacaksak birlikte yapmalýyýz. ABD de isterse bunu duysun»býrakalým duysun Evet duysun. Biz ABD nin düþmaný deðiliz. Bizim ABD halkýyla kardeþlik iliþkimiz var. Biliyorsunuz ki, New York, Chicago, New Orleans ta Bolivarcý hükümet sübvanse edilmiþ ucuz yakýt projesi yürütüyor. Yani bir Üçüncü Dünya ülkesi, ABD nin sayýsý 40 milyona ulaþan yoksullarýnýn bir kýsmý biraz daha iyi yaþasýn diye bir yardým projesi gerçekleþtiriyor. Örneðin bundan sokaktaki Türk vatandaþýnýn haberdar olmasý gerekiyor. Þimdi misyon larýmýzýn (sosyal projeler) uluslararasý hale getirme planlarýmýz var. Eðitim, saðlýk misyonu gibi. Örneðin Kübalý kardeþlerimizin yardýmýyla 2005 yýlýnda ülkemizdeki okuryazarlýk oranýný yüzde yüze çýkarmayý baþardýk. Biliyorduk ki, bunu tek baþýma yapabilmemiz imkânsýz olacaktý. Bolivya konusunda bizim durumumuz gibi örneðin. Biz þans eseri, Tanrý veya doða tarafýndan petrol sahibi olmuþ durumdayýz. Biz bunun yalnýzca bizim için verilmiþ olduðuna inanmýyoruz. Bize göre diðer insanlarla ortak çalýþmak ve kaynaklarýmýzý birleþtirmek gerekli. Yani bizim çocuklarýn karnýný doyurmak veya insanlarý okur-yazar kýlmak için ortak kaynaklarýmýzý nasýl seferber edebiliriz gibi dertlerimiz var.»bu tarz bir anlayýþ da sanýrým sýnýfsallýðý temel alan bir enternasyonalizmin iþareti olarak okunabilir? Biz de sonuçta aziz deðiliz. Eðer büyük güçlerle karþýlýklý masaya oturup müzakere yürüteceksek, o masaya darmadaðýn oturamayýz. Böyle olursa biz o masada bir hiç oluruz. Ama aslýnda biz bir þeyiz. Bir takým küçükleriz ama birleþebiliriz. Ýþte o zaman da rüzgârýn yönü bizden yana deðiþir.»bugün dýþarýdan bile olsa Chávez hükümetinin 21. yüzyýlýn sosyalizmi için kararlý biçimde ilerlediði görülebiliyor. Biraz bu 21. yüzyýlýn sosyalizminden bahsedebilir miyiz? Bu sosyalizm eskisinin aynýsý. Biz yeni bir þey icat etmiyoruz. Biz sadece insani deðerlerin ve sol tarihin kazanýmlarýnýn ve önermelerinin savunusu içindeyiz. Bunlarýn hepsinden bir þeyler alýyoruz ve ayrýca olumsuz deneylerden de bir takým sonuçlar çýkartýyoruz. Biliyorsunuz ki, birtakým ilerici deneyler yolundan çýkarak Che nin de vaktiyle eleþtirdiði biçimde yeni tiranlýk biçimlerine dönüþebildi. Biz anti-emperyalistiz ve bu baðlamda emperyalistin kim olduðu önemsiz. Belirtmeliyim ki, bu 21. yüzyýlýn sosyalizmi denen þey ayný zamanda Latin Amerika halklarýnýn bilgeliðine de dayanýyor. Örneðin atalarýmýzýn sahip olduðu deðiþim sistemi. Pazar bir iliþkilenme biçimi olarak düþünüldüðünde, bunun eþitler arasý bir deðiþim sistemi olduðu görülebilir ve bu bizim için önemli ve faydalanýlabilir bir þeydir. Yani sende tuz ve bende muz varsa bunlarý ihtiyacýmýz oranýnda deðiþtirebilme olanaðýmýz var. Bu ilkel gibi görünen þey aslýnda adil bir ticaret biçiminden baþka bir þey deðil. Komþumuzda tuz varsa ama bizde olan doktor, öðretmen onda bulunmuyorsa bunlardan ikimizde karþýlýklý biçimde yararlanabiliriz. Örneðin Küba gibi Bu ülke hakkýnda çok önem atfettiðim bir konu var ve bunun farkýna daha çok gençken vardým. Küba her zaman küçük ama yarattýðý etki açýsýndan dev bir ülkeydi. Kübalý sporcularýnýn uluslararasý müsabakalarda aldýklarý baþarýlarý görüyorduk ve Venezuelalý olarak onlarý kendi baþarýmýz sayýyorduk. Ýþte tam da o dönemde bizim içimizde sömürge döneminde kök salan aþaðýlýk kompleksi Küba sayesinde yýkýlmaya baþladý. Sonra, Afrika kökenli, Latin Amerikalý veya Amerika yerlisi dediðimiz zaman kendimize bir güven gelmeye baþladý ve bu güveni bize Fidel verdi. Fidel ve Küba halký»türkiye solunda Sovyetler in yýkýlmasý sonrasýnda liberalizme veya milliyetçiliðe kayan birçok akým oldu. Benzer þeyler orada da yaþandý mý örneðin? ABD ve muhalefetle ne türden sürtüþmeler oldu? Benzer þeyler hâlâ yaþanýyor. Örneðin bireysel sürecimden bir örnek verebilirim yýlýnda resmen görev aldýðýmda Avrupa da eðitim gören genç öðrenciler olarak çalýþma yürütmeye baþladýk. Döndüðümüzde ise, orada bulunmadan pek net biçimde anlaþýlamayacak birçok sorun ve çeliþkiyle karþýlaþtýk, bizi orada yapýlýp bitmiþ bir devrim karþýlamamýþtý. Ancak biz muhalefet meselsine çok fazla kafamýzý yormadýk. Latin Amerika saðý aslýnda oldukça koftur. Az çok Avrupa saðýnýn 17. yüzyýldaki hali gibidir. Elbette ki, önemli bir düþman olarak karþýmýzda emperyalizm durmakta. Sað ve faþizm bizim için tektir ama biz çoðuluz ve karþýmýza ne zorluk çýksa da ilerlemek zorundayýz. Benim açýmdan Latin Amerika dünya için yeni bir soluktur. Çünkü, Avrupa solu gittikçe light hale gelip devrim bayraðýný býraktýðýnda, Latin Amerika ortodoks Marksizm-Leninizm e dayanmayan yeni projelerle ortaya çýktý. Biz savunulmasý gerekeni savunup ama ayný zamanda farklý ekonomik ve tarihsel kökenlerimize dayanan iliþki formlarýný ihmal etmeyen bir anlayýþa sahibiz. Bu yüzden bir Pablo Milanes þarkýsýnda dediði gibi bütün gözler üzerimizde. Biz bir þeyler baþardýkça insanlar, gençler evet henüz her þey kaybedilmedi diye düþünüyor. * Biz hümanist bir projenin parçasýyýz»türkiye insanýna vermek istediðiniz bir mesaj var mý? Daha önce de belirttiðim gibi biz her þeyden önce Türkiye insaný ve hükümetine hümanist bir projenin peþinde olan etten kemikten insanlar olduðumuzu göstermek için buradayýz. Büyük medya þirketlerinin iddialarýnýn aksine, þer ekseninin bir parçasý deðil toplumlarýn kendi geleceðinin belirleme hakkýnýn savunucusu olan insanlarýz. Türkiye insanýný tanýmak, demokratik bir karþýlýklý alýþveriþe girmek istiyoruz. Demokratik amaçlar doðrultusunda hep beraber çalýþmak istiyoruz. Çünkü farklý bir dünya bizce gerçekten mümkün. Belki devrimle bir yeryüzü cenneti yaratamayacaðýz ama en azýndan kapitalizmin vahþiliði sonucu dünyanýn ve insanlýðýn tamamen çöküþünü engelleme imkâný bulacaðýz. BirGün

5 Ýlhan Erdost, 7 Kasým 1980'de 12 Eylül'ün apoletli canilerinin emriyle, apoletsiz canilerin acýmasýz darbeleriyle Mamak'ta öldürüldü. Ýlhan Erdost, Türküler ve Alaz'ýn babasýydý. Ýlhan Erdost, Gül Erdost'un "gülen gözlerinin içinde yaþadýðý" Ýlhan'ýydý. Ýlhan Erdost, aðabeyi Muzaffer Erdost'un ayrýlmaz parçasýydý. Kimseleri incitmeyen Ýlhan Erdost ve onu sevenler, 7 Kasým 1980'de derinden incitildiler. Ýlhan Erdost, aðabeyinin gözleri önünde öldürüldü. Muzaffer Erdost kimseleri incitmeyen kardeþinin adýný da, çocuklarýný da kendi adý ve çocuklarý gibi üstlendi. Ýlhan'ý kendi adýna ve Ýlhan Ýlhan Kitabevi'nin adýna iþledi. Ýlhan'ýn canýna kýyýlmasýný ve 12 Eylül kabusunun ne demek olduðunu durmadan yazdý. Onun yazdýklarý sayesinde, 12 Eylül'ün apoletli canilerinin insanlara neler yaptýklarýný ve babasýný yitiren çocuklarýn neler yaþadýklarýný daha iyi biliyoruz. Ýlhan Erdost, acýmasýzca dövülürken "Artýk dövmeyin, sabah kýzýmý göremedim" dedi. Ama caniler dinlemedi. Ýlhan Erdost, Türküler ve Alaz Erdost için hep 36 yaþýnda, hep kalýn mý kalýn, kara mý kara býyýklý. Türküler'in anlatabildiði çok az anýsý var; "Sadece küçük bir þey var babama iliþkin, belki yaþadým, belki de anlatýlanlardan daha sonra yaþamýþým gibi düþündüðüm bir þey Komik bir þey ama salondaki parkede gýcýrdayan bir yer vardý. Ben orda zýplýyordum, babam kýzdýðýnda kaþlarýný çatýp, 'haaa benim kýzým ne yapýyor' gibi tepki verirdi. Tek anýmsadýðým þey o." Ama Türküler'in babasýyla çekilmiþ fotoðraflarý var. Kardeþi Alaz daha altý aylýk bile olmadýðý için onun Türküler gibi fotoðraflarý, tek bir anýsý da yok. Bir çocuðun babasýnýn elinden alýnmasý ne demektir anlamak için Muzaffer Ýlhan Erdost'un çalýþmalarýnýn belki de en kiþiseli, en etkileyicisi Ýlhan Ýlhan'ý (Onur Yayýnlarý, 1985) okumak gerek. Okumak ve anlatmak gerek ki, yüreði donanlarýn yüreði çözülsün, bu adaletsizlikleri biraz olsun anlayabilsinler. Türküler babasýný yitirdikten bir buçuk ay sonra annesiyle konuþuyor (Sayfa 216): Babiþ kim? Baban kýzým. Ýlhan mý? Ýlhan ya kýzým! Babam þimdi nerde anne? Uzakta kýzým, çok uzakta! Ýþi mi var babamýn? Ýþi var ya kýzým! Telefonu yok mu babamýn? Yok ya kýzým! Niye? Yok iþte kýzým Muzaffer Ýlhan Erdost, 24 Nisan 1981'de kardeþine þu satýrlarý yazýyor (s ): Caným kardeþim, Ferda rahatsýz olduðu için yatmak istedi. Türküler, yatmasýný istemiyor Ferda'nýn. Yatýnca da aðlýyor. Yataða kapanýyor, hýçkýrýyor. Bugün öðleden önce de annesine ayný þeyi yaptý. Gül biraz baþýný yastýða koyacak oldu. Annesinin yatmasýný istemedi. "Sen yatarsan, ben de meme emerim!" diye emziðini aðzýna aldý. Sanýyorum, seni son akþam yatarken gördü, sabahleyin bulamadý. Þimdi sevdiði birini yatarken görünce bir daha bulamayacaðý korkusu içersinde. Geçen gün saksýnýn kýyýsýnda küçük bir mantar bitmiþti. Mantarý kopardý, oraya býraktý. Birkaç saat sonra geldi, baktý, "Bu mantar niye kalmýyor" diye sordu. "Yatmýþ mý?" diye sordu, "Uyumuþ da onun için mi kalkmýyor?" diye sordu. Bir süre kendi kendine oynadý. "Babasý onu çok severmiþ.." türküsünü söyledi. Akþam uykusundan sonra da, seni telefonla aradý. Bu kez, numaralarý epey çevirdi. Konuþurken not aldým. Ha.. Baba.. Ha.. Ha Baba Ýstersen buraya gel baba! Gel baba 'Var mý selam de'.. 'Var mý selam de' bana baba.. Ha.. ha.. Hadi güle güle.. Güle güle baba.. Seninle böyle konuþtu. Yokluðun gözlerinde, gülüþünde, duruþunda, davranýþlarýnda. Gözlerinden, yanaklarýndan öpüyorum caným kardeþim. Gül Erdost, 1 Þubat 1981'de Ýlhan'ýna þu satýrlarý yazýyor (s.183): Yalnýz Seninle Doyamadýðým, kýyamadýðým Yavrularýmýn tanýyamadýðý babasý Eþim, arkadaþým, yoldaþým Gülen gözlerinin içinde yaþadýðým Anam, babam, kardaþým Sana yanýk türkülerle örülü gülü Gözyaþlarýmla sulayýp getiriyorum Günüme seninle, hüznünle, özleminle baþlayýp Gecemi öyle bitiriyorum Þimdi yaþamým sensiz Evimiz seni sevenlerle dolu, Ben kimsesiz Muzaffer Ýlhan Erdost, 2 Ocak 1981'de Türküler'in yaþadýklarýný þiire döküyor (s ): Türküler Ezgisi Yüzün nerde baba nerde Bana tatlý gülen Sesin nerde baba nerde Bana tatlý kýzým diyen Hani Ýlhan var ya anne Hani babam var ya anne Þimdi nerede uzakta mý Uzak nerde söyle anne Bana babamý bul hala Bana babamý bul amca Telefonu var ya amca Hadi bul babamý bana Alo baba, ha.. ha.. baba Ben burdayým, Sularý'yla Nasýl iyi misin baba Çok özledim seni baba Alo baba, sen misin ha.. Parka gidelim mi baba Ferda da var, Barýþta da Ýzin var mý parka baba Ben burda yalnýzým baba Olsun ama, yalnýzým ya Hadi gel öðleden sonra Bu sene hadi gel baba Babamla konuþtum amca Biraz önce telefonda Ýþi varmýþ biraz daha Babamla konuþtum hala Bu kuru inciri anne Babam mý almýþtý anne Bana mý almýþtý anne Üç ay önce mi almýþtý Bu sabah gelmiþtir babam Amcamlara gelmiþ anne Çocuklarý seviyordur Biliyorum, gelmiþ ama Yarýn gelir mi ki babam Babam gelir mi ki anne Gelecek mi babam amca Bugün mü gelecek hala Yüzün nerde baba nerde Bana tatlý gülen Sesin nerde baba nerde Bana tatlý kýzým diyen Muzaffer Ýlhan Erdost, 17 Haziran 1981'de babasýný arayan iki çocuðun, kardeþini arayan bir aðabeyin þiirini þöyle yazmýþ (s ): Hasretle Gülüþüne Nereye caným çocuðum Evlerin camýna Vurunca akþam güneþi kavuþmanýn saatini Beklediði kapýda Merdivende Balkonda Türküler de sorar Babam niye gelmiyor diye Ben ne derim Ben nasýl derim Alaz da arar Bozkýrýn sýcaðýndan topladýðýn Ekinlerin ince sesinden topladýðýn Sýðýrcýklarýn ilkyaz sevincinden topladýðýn Kedere vurulmuþ türkülerden topladýðýn Gülüþlerini Ýlhan Erdost için, kýzlarý için baþka þiirler de yazýldý. Ýþte o þiirlerde var, Ýlhan Ýlhan'da. Ýlhan Erdost'lu Resimler Duygulanmamak elde mi Türküler'le çektirdiðin resmin önünde O günkü halin Gitmez hiç gözümün önünden Nasýl sevinip güzellikler çýkarmýþtýn Türküler'in kaþlarýna yaktýðým dizelerden Türküler'in kaþlarý Bir savrulup bir toplanan gökte Turna alaylarý Gayri Türküler'in kanadý kýrýk Daðýlmýþ, toplanmýyor kaþlarý Metin Demirtaþ, Mart 1981 (s ) Ýlhan'a Aðýt Sessiz bir kahramaný iken kavgamýzýn Cellâtlar elinde can veren Gülünce kara býyýklarý arasýndan Denizde güneþli çakýl taþlarý gibi gülen Canýmýz, yiðidimiz, Ýlhan'ýmýz Yaþýyor þimdi Türküler'in dilinde Alaz'ýn bakýþlarýnda Gül'ün aðýtlarýnda Metin Demirtaþ, Aralýk 1980 (s.131) Ýlhan Erdost, 7 Kasým 1980'de 12 Eylül Düzeni tarafýndan Mamak'ta öldürüldü. O, Türküler ve Alaz'ýn babasýydý. O, Gül Erdost'un "gülen gözlerinin içinde yaþadýðý" Ýlhan'ýydý. O, aðabeyi Muzaffer Erdost'un ayrýlmaz parçasýydý. Ama Ýlhan Erdost da, 12 Eylül öncesi ve sonrasýnda caniler tarafýndan öldürülen nice insan da bizim ayrýlmaz parçamýzdý. Onlardan ayrýlmamýz bizleri de öksüz, bizleri de kýrýk, bizleri de eksik býraktý. Ýþte tam da bu nedenle, bugün Ýlhan Erdost'a türküler söyleyelim! Söyleyelim ki, çocuklar babasýz, bu ülke sahipsiz, bu halk adaletsiz kalmasýn. (Bianet)

6 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber-Foto: Kamil ÖNTAÞ Düzenlenen sempozyumdaki katýlýmcýlar þu þekilde idi: Mustafa Özcivan (Yönetici), Doç.Dr. Ayhan Yalçýnkaya (Ank.Siy.Bil.Fak.Öðr.Üyesi), Erdoðan Aydýn (Araþtýrmacý Yazar), Dr. Ali Murat Ýrat (Ankara Üniversitesi Öð. Üyesi) ve Selahattin ÖZEL (Eski ABF Baþkanlarýndan) Alevi Enstitüsü Baþkaný Prof Dr. Cengiz GÜLEÇ ve Doç Dr. Atilla ERDEN daha önce Katýlacaklarýný bildirmeleri nedeni ile program afiþleri ve broþürlerinde isimlerine yer verildiði belirtilen akademisyenler gelmediler. Alevi Bektaþilerin Hacý Bektaþ tan günümüze örgütlenme çalýþmalarý Konulu halka açýk yapýlan açýk oturumda ise katýlýmcýlar þu þekildeydi: Veliyettin Ulusoy (Yönetici), Ali Balkýz (ABF Genel Baþkaný), Tekin Özdil (AKD Genel Baþkaný), Ercan Geçmez HBV Kültür Vak. Gen. Bþk.) yer aldýlar. Fevzi Gümüþ (PSAKD Genel Baþkaný) ve Doðan Bermek (Al. Vakf. Fed. Gen Baþk.) gelecekleri yönde bilgi olduðu halde son anda katýlamayacaklarý haberi verildi. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber-Foto: Kamil ÖNTAÞ Yapýlan Birlik ve Dayanýþma Gecesinde 18:30 da yine sunuculuðunu Ali Kaim yaptý. Kültür Bakanlýðý Semah Ekibinden sonra, Ulaþ Kaim ve Grubu sahnede yer aldý,hacý Bektaþ ile ilgili yazdýðý þiiri yine kendisi seslendiren Nafis Yýlmazdan sonra Gülseren Kýlýç solo olarak Halk müziðimizden bir demet sundu. Ve ardýndan Halk müziðimizin tanýnmýþ sanatçýlarýndan Musa Eroðlu yer aldý. Gecenin son türkücüsü Cengiz Özkan dý. Doðumunun 800. Yýlýnda Hacý Bektaþ Veli yi Serçeþme de anýyoruz etkinlikleri 14 Kasým Saat: 10:00 da baþladý ve 15 Kasým 2009 da Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezinde Saat:11:00 da Hükümetin baþlatmýþ olduðu Alevi Açýlým ve Alevi Çalýþtaylarý sürecinin deðerlendirilmesi ve Alevi Bektaþilerin öncelikli sorunlarý ve çözüm önerileri baþlýðý altýnda devam etti. Yapýlan açýk oturumu Mustafa Özcivan yönetti, etkinliðe katýlan örgüt temsilcileri düþüncelerini anlattýlar. Programa katýlmasý beklenilen Arif Sað Almanya programý dolayýsýyla gelemeyeceðini belirti, Program saat 14:00 da sona erdi. Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Kurban Bayramý öncesinde Kapadokya bölgesindeki turistik konaklama tesislerinde yapýlan rezervasyonlarla doluluk oranýnýn þimdiden yüzde 75 seviyesine ulaþtýðý bildirildi. Kapadokya Turistik Ýþletmeciler Derneði (KAPTÝD) Genel Sekreteri Nazif Demir, yaptýðý açýklamada, Türkiye'nin en önemli kültür turizm merkezlerinin baþýnda gelen Kapadokya bölgesinin her yýl yüz binlerce yerli ve yabancý turisti aðýrladýðýný hatýrlattý. Bölgeye geçmiþ yýllardan beri gelen yabancý turistlerin ilgisinin yaný sýra, son yýllarda gerek bölgede çekilen yerli ve yabancý dizi ve sinema filmleri ve gerekse de fuarlardaki etkin tanýtýmlar nedeniyle yerli turistlerinde büyük ilgi göstermeye baþladýðýný ifade eden Demir, özellikle bayram tatilleri süreçlerinde Kapadokya'nýn Türk tatilcilerin tercih ettikleri en gözde mekanlarýndan biri haline geldiðini vurguladý. Kurban Bayramý tatili için ciddi bir rezervasyon talebi bulunduðuna dikkat çeken Nazif Demir, þimdiden bölgedeki turistik otellerde doluluk oranýnýn yüzde 75 seviyesine ulaþtýðýný kaydetti. Bölge için yabancý seyahat acentelerinin aylar öncesinde yaptýðý rezervasyonlar nedeniyle bayrama haftalar kala böyle bir doluluk oraný yakalandýðýný ifade eden Demir, bayram tatilini Kapadokya'da geçirmek isteyen tatilcilere acele etmeleri uyarýsýnda bulundu. Demir, "2008 yýlýnda bölgeye yerli ve yabancý turistlerin artan ilgisi ile doluluk oranlarýmýz oldukça iyi durumda. Kurban Bayramý tatiline denk gelen zaman dilimi için yabancý seyahat acentelerine yapýlan rezervasyonlar var. Bunlarla zaten bölge þimdiden yüzde 75 doluluða ulaþtý. Bu nedenle Kurban Bayramý'nda bölgeyi tercih edecek konuklarýmýzýn biraz ellerini çabuk tutarak rezervasyonlarýný yaptýrmalarý gerekir" dedi. Peribacalarý, yeraltý kentleri, kayadan oyma kiliseleri ile kültür turizminin en odak noktasýnda bulunan merkezlerin baþýnda gelen Kapadokya bölgesinde Kurban Bayramý'na yönelik paket turlarla yerli turist gruplarýnýn gönüllerince bir tatil geçirmeleri planlanýyor. Bölgeye gelecek gruplar, Kapadokya bölgesinde bulunduklarý süre içerisinde balon turlarýna katýlabiliyorlar. Ýstek halinde at ve jeep safari turlarýna da katýlabilecek turistler, diledikleri anda da ATV motorlarý ile de peribacalarýný gezebilecekler. Konuklara yönelik olarak da Ürgüp, Avanos, Ortahisar ve Uçhisar'daki kayadan oyma mekanlarda geceleri düzenlenen Türk Geceleri de son yýllarda etkinleþen aðýrlýðý ile turizmde dikkat çekici animasyonlar arasýnda yer alýyor. Kurban Bayramý süresince yabancý turist gruplarýnýn da yoðunlaþmasýnýn beklendiði Kapadokya bölgesinde ABD, Ýspanya ve Uzakdoðulu gruplarýn turizm hareketliliðine önemli bir ivme kazandýrmalarý bekleniyor. Kent Haber DÝJÝTAL SÝSTEMLER Otomatik kaþe Logolu kaþe Ýmza kaþesi Düz ve Oval kaþe Cep kaþeleri Kaþeler kendi imalatýmýzdýr OKUL ÇANTALARI Defter, Kalem,Silgi ve tüm okul kýrtasiye ihtiyaçlarý uygun fiyatlarla HER MARKA FOTOKOPÝ, FAX, YAZICI Kartuþ ve Tonerleri Sarf Malzemeleri HACIBEKTAÞ

7 Meclis tribüne konuþtu 7 Kýyamet kopuyor. Yayýmlanan GDO yönetmeliði týpký domuz gribi gibi her kesimi her aklý ikiye böldü. Bilen bilmeyen ekranlarda boy gösteriyor. Ýlginçtir ama yalnýz ve güzel ülkenin tek bir üniversitesinin tek bir biyoloji bölümü baþkaný tek bir programa davet edilmedi. Niye edilsinler? Bu uzmanlar yönetmeliði hazýrlayan kurumlara bile davetli deðillerdi ki ekranlara çaðrýlsýnlar. Kaldý ki medyanýn GDO lara bakýþý yalnýzca insan saðlýðýna etkisi ve tüketici açýsýndan hukuksal durumu bakýmýndan vaziyeti anlama üzerine kurulu. Uluslararasý sermaye tarafýndan okutulmuþ, bugünler için yetiþtirilmiþ ve finanse edilmiþ uzmanlar ortalýkta geziniyor. GDO kanser yapmaz, GDO açlýða, garibanlýða çaredir diyorlar. Takiye yaptýklarýný þimdi görüyoruz. Daha önce GDO üretiyorum diyemeyip, GDO lu ürünleri tespit edebilmek, yurttaþlarýmýza yardýmcý olmak için bu iþle uðraþýyoruz diye üfürenlerin ekranlarda nasýl heyecanla hop oturup hop kalktýklarýný ibretle izliyoruz. Þimdi takke düþtü kel göründü. Türkiye GDO ya geçecek. Ama bu geçiþ kanlý mý olacak tatlý mý olacak hep birlikte göreceðiz. GDO insanda kanser yapsa ne olur, yapmasa ne olur? GDO uzmaný ve savunucusu olan bilime bulanmýþ insanlarýn sözleri size neyi anlatýr? Hiç! Çünkü bu insanlarýn ürettikleri yaratýklarýn nasýl bir tehlike yaratabileceði konusunda en ufak bir fikirleri bile yok. Bildikleri yanýldýklarýna yetmez. Doðada tek bir canlý türünün kanat renginin bir parça koyulaþmasý bile geri dönüþü olmayan travmatik deðiþikliklere neden olabilir. Bu sarsýntýlar doðayý yeniden þekillendirir. Bu deðiþimleri incelemek biliminsanlarýnýn iþidir. Sonu olmayan bir iþtir. Bu iþ laboratuarda deney tüplerinde, dar dünyalarda, sponsorlar ile yapýlmaz. Tek bir türün yaþantýsýný anlamaya çalýþmak bir ömür alýr bazen. Ama bu insanlardan hep vardý dünya tarihinde. Onlar bir zamanlar DDT zararsýzdýr diyenlerdi. Yaþar Kemal in Çukurovasý nda çocuklarýn boyunlarýnda DDT li iplikler asýlý idi. Sýtmaya karþý önlem olarak bazý bilimciler tarafýndan öneriliyordu bu iplikler. Yanýldýlar. Davul gibi karný þiþ sýtmalý çocuklarýn aðlayýþlarý hâlâ gözlerimin önünde. Bugün, 30 yýl önce serpilen DDT halen toprakta olduðu gibi duruyor. Bir 10 yýl daha bozunmayacak. Pek çok baþka böcek ilacý gibi. Zararsýzdýr denilerek her eve satýlan kanserojen pek çok baþka madde gibi. Patlayan nükleer santrallere karþý içilen çaylar ve verilen raporlar gibi. Bu zehirlerin hepsi balýklarda, göllerde, yeraltý sularýnda, toprakta olduðu gibi duruyor. Nefes alýyorlar. Týpký bir zamanlar faydalýdýr denilen hormonlar, bugün kullanýmý ve satýþý yasak olan on binlerce týbbi ilaç gibi GDO larýn da yaratacaðý felaketler yýllar sonra ortaya çýkacak. GDO açlýða çare deðildir. GDO larýn üretimi göze alýnacak risk deðildir. GDO larýn varlýðý gerekli deðildir. GDO ilaç kullanýmýna engel deðildir. Bunlarýn hepsi YALANDIR. Bu yalanlarýn nedeni yalnýzca ve yalnýzca sermayedir. Olmaz olasý paradýr. Eski filmlerden hatýrlar mýsýnýz, krallarýn iðrenç kazanlarda iðrenç þeyler kaynatan büyücüleri olurdu. Bunlar kralýn emri üzerine þunu bunu kurbaðaya çevirirler, elmaya ota gizli zehirler koyarlardý. Sonra da birlikte kahkaha ile gülerlerdi. Çatlayana kadar gülerlerdi. Görülen o ki kral ayný kral, gülen ayný büyücü. Sadece artýk birinin üstünde beyaz bir önlük diðerinin elinde koca bir holding ve gýcýr gýcýr bir yönetmelik var. BirGün Hükümet açýlým tasarýsýný Meclis e sundu. Gergin oturumda açýlýmdan çok gruplarýn sataþmalarý vardý. DTP açýlým paketini eksik bulurken, Erdoðan konuþmasýný partisini övmeye ayýrdý CHP Meclis i Terk Etti Hükümet demokratik açýlým tasarýsýný meclise sundu. Hükümet adýna söz alan Baþbakan Erdoðan, Biz dost kazanmak anlayýþýyla bir yaklaþým üretiyoruz dedi. Erdoðan ýn Þehitler gelsin de biraz daha baðýralým diyenler var þeklindeki sözlerine CHP ve MHP sýralarýndan tepki geldi. CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal milletvekilleriyle birlikte Genel Kurul salonundan ayrýldý. Erdoðan ise Sizsiz daha rahat konuþuruz güle güle dedi. Erdoðan il il gezerek açýlýmý Türkiye ye anlatacaklarýný söyledi. ATALAY: Daha Fazla Özgürlük Ýçiþleri Bakaný Beþir Atalay, Meclis Genel Kurulu nda demokratik açýlým kapsamýnda yapýlan ve yapýlacaklara iliþkin bilgi verdi. Atalay somut öneri olarak, Ayrýmcýlýkla Mücadele Komisyonu kurulacaðýný, isimleri deðiþtirilen Kürt yerleþim birimlerinin eski isimlerine kavuþacaðýný ve siyasi partilere Kürtçe dil ve lehçelerde siyasi propaganda yapma imkaný verileceðini bildirdi. Bunun yanýnda Baþbakanlýða baðlý Ýnsan Haklarý Baþkanlýðý sivil bir kuruluþa dönüþtürüleceði belirtildi. Ayrýca, Baðýmsýz Kolluk Þikâyet Mekanizmasý kurulacaðý söylendi. Ön görüþmelerin büyük tartýþma ve protestolara neden olduðu AKP hükümetinin "Demokratik Açýlým" paketini dün Meclis'te Bakan Atalay özetledi: "Açýlýmla birlikte Türkiye, hepimizin huzur ve güven içinde, özgürce yaþayacaðý bir Türkiye olacaktýr." TBMM Genel Kurulu salý günü Demokratik Açýlým la ilgili yapýlan tartýþmalý ön görüþmenin ardýnda dün tekrar özel gündemle toplandý. TBMM Baþkaný Mehmet Ali Þahin baþkanlýðýnda toplanan Genel Kurulda, ilk sözü hükümet adýna Ýçiþleri Bakaný Beþir Atalay aldý. Atalay'ýn Milli Birlik ve Demokratik Açýlým Projesi hakkýndaki konuþmasýnýn satýr baþlarý þöyleydi: "Terörle mücadelede güvenlik güçlerimize her türlü desteði vermeye devam edeceðiz. Terör sorunun çözme konusunda bundan sonra da kararlý olmaya devam edeceðiz. Demokratik Açýlým, köklü bir zihniyet deðiþimini gerektirmektedir, yeni bir iklimi gerektirmektedir. Olaðanüstü hal uygulamasýna son verdik. DGM ler hukuk sistemimizden çýkarýlmýþtýr. 90'lý yýllarda ülkemiz iþkenceyle anýlan bir ülke haline gelmiþti. Türkiye artýk yargýsýz infazlarla anýlmýyor. Dernek kurma hakkýna getirilen kýsýtlamalar kaldýrýldý.örgütlenme özgürlüðü saðlanmýþtýr. Bilgi Edinme Hakký Kanunu çýkartýlmýþtýr. Ýnsan haklarý alanýnda adýmlar atarken bölgeler arasýndaki eþitsizliði gidermeye çalýþýyoruz. Köye Dönüþ Projesi 14 ilde yürütülmektedir. Terörden zarar gören vatandaþlarýmýza sahip çýkýyoruz. Attýðýmýz adýmlarý yeterli görmüyoruz. Açýlýmýn sloganý herkes için daha fazla özgürlüktür. RTÜK, farklý dillerde 24 saat yayýn yapýlmasýna izin verdi. Farklý dil ve lehçelerin kullanýlmasýndaki engeller kaldýrýlacak. Baðýmsýz Ayrýmcýlýkla Mücadele Komisyonu kurulacak. Baðýmsýz Kolluk Þikayet Mekanizmasý kurulacak.siyasi partiler farklý dillerde propaganda yapabilecek. Demokratik Açýlým, ucu kapalý bir paket deðil, bir süreçtir. Süreç içinde yeni adýmlar atýlacaktýr. Mümkün olan en geniþ mutabakatla çoðulcu bir Anayasa nýn hazýrlanmasý gerektirmektir. Anayasa'nýn ilk üç maddesi bu tartýþmalarýn dýþýndadýr. Milli birlik ve kardeþlik projesidir. Milletimizin önündeki fitne unsurlarý ortadan kalksýn, kardeþlik baðlarý artsýn. Gelin, þefkat ve kardeþlik dilini sunalým." Ahmet Türk: AKP'nin demokratik açýlýmý çözüm zihniyetinden uzak DTP Genel Baþkaný Türk, Kürt sorununu demokratik siyasal bir çözüme kavuþturmak için önerilerde bulundu: Komisyon kurulmalý; ters yüz edilmiþ tarih anlayýþý sorgulanýp gerçekleri açýða çýkarýlabilmeli. Devlet hangi hatalarý yaptý ortaya çýkarmalý DTP Genel Baþkaný Türk, Kürt sorununu demokratik siyasal bir çözüme kavuþturmak için önerilerde bulundu: Komisyon kurulmalý; ters yüz edilmiþ tarih anlayýþý sorgulanýp gerçekleri açýða çýkarýlabilmeli. Devlet hangi hatalarý yaptý ortaya çýkarmalý Bahçeli: Açýlým BOP'un dayatmasý MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli, DTP lideri Ahmet Türk'ün ardýndan "Demokratik Açýlým"la ilgili bir konuþma yaptý. Bahçeli, þunlarý söyledi: Meclis, 89 yýllýk tarihinin en talihsiz gününü yaþýyor. Hükümet eliyle bölünme modelleri arayýþýna ilk defa tanýk oluyoruz. Atatürk'ün mücadelesi sorgulatýlmaya çalýþýlýyor. Bugün nasýl bölüneceðimizi nasýl ayrýlacaðýmýzý mý tartýþacaðýz. Maksadýnýz nedir, bizden istediðiniz nedir? Ecdadýnýza çaresiz kaldýk, boynumuzu eðdik mi diyeceksiniz. Söyleyin ne diyeceksiniz? Bunun vebalini iki cihanda nasýl vereceksiniz. Türkiye bir ve bütün olur, bu oyuna gelmez. Uyarýyorum, MHP liler al bayraða kem gözle bakanlarýn hakkýndan gelir. Açýlýmýn amacý iyi anlaþýlmalýdýr. Bu vatan bin yýl önce gerçek sahibini bulmuþtur. Buranýn adý Türkiye, milletinin adý Türk milletidir. Coðrafya ayný duruyorken 10 asýrdýr devam eden politikayý deðiþtirirseniz coðrafyayý da deðiþtirirsiniz. Coðrafyamýz tartýþýlýrsa milletimiz, milletimiz tartýþýlýrsa bayraðýmýz ortadan kalkar. Bir kez daha düþününüz." Kimseye Etnik Kökeni Sorulmadý Çaðýmýzýn en önemli kavramý demokrasidir, demokrasiden vazgeçemeyiz. Ýçi boþ demokrasi arayýþý bir tuzak anlamý taþýmaktadýr. Emperyal fikir ve emellerin sýðýndýðý en önemli sýðýnak demokrasidir. Açýlým da demokrasi ambalajý arkasýna saklanmýþtýr. Herkes din, dil ve ýrk gözetmeksizin eþittir. Kimseye etnik kökeni sorulmamýþtýr. Bütün teröristler silahlarýyla teslim olmalýdýrlar. Verilecek cezanýn hükmünü giymelidir. Anayasa herkese yükselme hakký veriyor." Açýlým BOP'un Dayatmasýdýr "Bütünleþmenin en güçlü vasýtasý resmi dilimiz olan Türkçedir. Herkes anasýnýn dilini konuþup konuþmama konusunda serbesttir. Ancak resmi dilin dýþýndaki ikinci bir dilin kamusal alanda resmiyet kazanmasý milletin birlik ve devamlýlýðýný durduracaktýr. Sözde açýlým projesi bölmemizdeki su ve enerjiyi ele geçirmek isteyen küresel gücün Büyük Ortadoðu Projesi'nin dayatmasýdýr. Açýlýmla PKK'nýn 25 yýlda yapamadýðý ayrýþmayý hükümet kýsa sürede baþarmýþtýr. MHP bu oyunun içinde, yakýnýnda asla yer almayacaktýr." Açýlýmýn iki muhatabý var: Biri AKP, diðeri Öcalan! Meclis'te Ýçiþleri Bakaný Beþir Atalay, DTP Genel Baþkaný Ahmet Türk ve MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli'nin ardýndan konuþan CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal'da hükümetin "Demokratik Açýlýmý"ný sert bir dille eleþtirdi. Baykal "Kuþkusuz açýlýmýn bir iktidar ayaðý var. Bir de muhatabý var. Bir tarafta iktidar bir tarafta Ýmralý. DTP diyor ki muhattap Öcalan'dýr" diye konuþtu. Gazetemiz baskýya girdiði saatlere kadar Baykal'ýn yaptýðý konuþmasýndan satýr baþlarý þöyleydi: Ne Yapýlacak Kimse Bilmiyor "Ýlk kez TBMM uluslaþma mücadelesini tersine çevirmeye yönelik açýlýmlarý gündeme taþýdý. Milli devlet kimliðini tahrip etmeye yönelik açýlýmlar hükümet eliyle, iktidar aracýlýðýyla TBMM gündemine taþýmýþtýr. O yüzden tarihi oturumdur. Hedef olarak "analarýn gözyaþlarýný" dindirmek için denildi. Toplumda bu duygu yaratýldý. Kiminle gerçekleþtireceksiniz, nasýl gerçekleþtireceksiniz? Baþbakan tarihi bir fýrsatla karþý karþýya olduðumuzu söyledi. Bu fýrsat kaçarsa bazý dýþ güçlerin bize dayatma yapacaðýný söyledi. Ne yapýlacaðý, nasýl yapýlacaðý hiçbir þekilde açýklanmadý. Ne yapacaklarýný kimse bilmiyor. Bu süreç gizli bir süreç olarak götürüldü. Ucu açýk bir süreç olarak götürüldü. Bu ne demek? Her þey olabilir demek. Bu süreçte Ýçiþleri Bakaný Anayasa deðiþikliði olmayacak denildi. Sonra Baþbakan çýktý hayýr deðiþme var dedi." Türkiye'de Hukuk Katledildi "19 Ekim'de geldiler (PKK'liler) sýnýrdan içeri girdiler. Birdenbire gördük ki buraya gelenler terör mücadelesini býrakarak, piþmanlýk duyarak gelme anlayýþý içinde deðiller. Öcalan adýna geliyoruz demiþlerdir. PKK'nýn bir üyesi olduklarýný iftiharla ifade etmiþlerdir. Burada hukuksuzluk yaptýlar. Türkiye'nin hukuk sistemi katledildi. Bir tarafta iktidar. Bir tarafta Ýmralý. Ýktidar Ýmralý'yla irtibat halinde. Resmen telefonda konuþuluyor deðil ama mutabakat saðlanýyor. Ortada müþterek bir çalýþma var. Ýktidar ve Ýmralý iþbirliði içinde. Hükümet ve Ýmralý'da iþbirliði var. Bunu kimse inkar edemez." Eðitime Etnik Dili Karýþtýrmayýn "20 yýl önce bir insanýn "Kürdüm" demesi mümkün deðildi. Bunlar tarihi gerçekler. 1991'de TBMM'de ilk kez benim imzamla Kürtçe konuþmanýn önündeki engelin kalkmasý için teklif verildi. Kýsýtlamalarý 20 yýl önce meclise ilk biz gönderdik. Ama eðitime etnik dili karýþtýrmayýn dedik. Biz bunu yaptýðýmýz için DGM'ye verildik. Bir etnik kesine dilini kullanma yetkisini nasýl vermezsin dedik, 20 yýl önce dedik bunu. Türkiye'de bir Çerkez, Laz hangi hakka sahipse Kürt te olmalýdýr. Bunu dedik. Bu zihniyetin bütün ülkemizle saðlanmasý lazýmdýr. Ama bunlar ne dedi. Bazýlarý "etnik kimliðe özgürlük yetmez, bunu millete dönüþtüreceðiz, bizi ayrý bir devlet olarak kabul edeceksiniz. Bizi farklý statüde göreceksiniz. Bu yanlýþtýr. Hepimiz için yanlýþtýr. Bu bölgenin huzur barýþý için yanlýþtýr. Yapýlmasý gereken þey bakýþ açýmýzýn deðiþmesidir. Hükümet PKK ile iþbirliði içinde. Çýkmaz yoldur. Hiçbir yere gitmez. Açýlým yapacaksan gerçekten Kürt açýlýmý yapacaksýn. O insanlarýn haklarýna sahip çýkacaksýn." BirGün

8 Hükümetin 5 yýldan beri üzerinde çalýþtýðý ve bir türlü çýkaramadýðý Ulusal Biyogüvenlik Kanun Tasarýsý Taslaðý, Türkiye de GDO üretimine izin veriyor. Bakanlar Kurulu nda imzaya açýlan ve birkaç bakanýn imzasýndan sonra sürede Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) nde görüþülecek olan taslak aynen kabul edilirse, Türkiye de yasak olan GDO ve ürünlerinin üretimi belli koþullarý yerine getirmek þartýyla serbest olacak. Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehdi Eker in çok kýsa zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi nde görüþüleceðini söylediði taslak 19 maddeden oluþuyor yýlýnda tartýþmaya açýlan taslak 83 maddeden oluþtuðu için çok daha ayrýntýlýydý. Geçen 4 yýllýk sürede taslak bir çok kez deðiþtirildi. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý nýn hazýrlayýp Baþbakanlýða sunduðu 19 maddelik taslaða ilk kez DÜNYA ulaþtý. Bu taslak Haziran ayýnda bakanlar kurulunda imzaya açýldý. Taslaðýn meclise getirilmesi beklenirken Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý tarafýndan hazýrlanan ve 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete de yayýnlanan Gýda ve Yem Amaçlý Genetik Yapýsý Deðiþtirilmiþ Organizmalar ve Ürünlerinin Ýthalatý, Ýþlenmesi,Ýhracatý, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik yayýnlandý. Çok sert tartýþmalara neden olan yönetmelikle ilgili eksikliklerin dikkate alýnarak Ulusal Biyogüvenlik Kanun Tasarýsý Taslaðý nda deðiþiklik yapýlýp yapýlmadýðý bilinmiyor. Tarým ve Köyiþleri Bakaný Mehdi Eker in de sýk sýk söylediði gibi yönetmelikle paralel bir çerçevede hazýrlanan Biyogüvenlik Kanun Tasarýsý Taslaðý nýn yönetmelikten farklý olarak GDO üretimini de öngörüyor. GDO üretimine izin veriliyor Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðýnýn son þeklini vererek Baþbakanlýða sunduðu Ulusal Biyogüvenlik Kanun Tasarýsýsý Taslaðý nýn ilk maddesi olan amaç ve kapsam þu þekilde ifade ediliyor: Bu kanunun amacý; ülkemizde çevrenin ve biyolojik çeþitliliðin korunmasý, sürdürebilirliðin saðlanmasý ile bitki, hayvan ve insan saðlýðýnýn korunmasý için bilimsel ve teknolojik geliþmeler ve ülke ihtiyaçlarý çerçevesinde, modern biyoteknoloji kullanýlarak elde edilen, beþeri týbbi ürünler ile kozmetik ürünleri hariç, genetik yapýsý deðiþtirilmiþ organizmalar(gdo) ve ürünleri ile ilgili faaliyetleri denetlemek,düzenlemek, izlemek, biyogüvenlik sistemini kurmak, geliþtirmek ve uygulanmasý ile ilgili usul ve esaslarý belirlemektir. Bu Kanun, GDO ve ürünleri ile araþtýrma, geliþtirme, üretim ve her türlü çevreye serbest býrakma, piyasaya sürme, izleme, kullanma, ithalat, ihracat, nakil, taþýma, saklama, paketleme,etiketleme ve depolama dahil olmak üzere GDO ve ürünlerini içeren faaliyetler ve ilgili gerçek kiþiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kiþilerine dair hükümleri kapsar. Ýzin, baþvuru, deðerlendirme ve karar verme Taslaðýn Temel Esaslar baþlýðý altýndaki ikinci bölümünde GDO ile ilgili izin, baþvuru, deðerlendirme ve karar vermeye iliþkin maddeler yer alýyor. Bu bölümde; Ülkemizde bitki, hayvan ve insan saðlýðý ile çevrenin ve biyolojik çeþitliliðin korunmasý ve sürdürülebilir kullanýmý göz önünde bulundurularak, GDO ve/veya ürünlerinin, üretimi, ihracatý, ithalatý,deneysel çevreye serbest býrakýlmasý, piyasaya sürülmesi, kapalý alanda kullanýmý ve transit geçiþleri izne tabidir. Transit geçiþler hariç, izinler en fazla 10 yýl için, transit geçiþlerde ise her bir geçiþ için ayrý izin almak zorunludur. Baþvuru, izin, deðerlendirme ve karar verme ile ilgili kurallar Bakanlýk tarafýndan bu maddedeki hususlar esas alýnarak belirlenir. deniliyor. Üretim amacýyla çevreye serbest býrakýlacak GDO ve ürünlerinden ithal edilecekler için ithalattan önce, yurt içinde geliþtirilenler için ise piyasaya sürmeden önce her biri için ayrý ayrý Bakanlýða baþvurulmasý gerekiyor. Gýda ve yem amaçlý GDO ürünlerinin ilk kez ithalatýndan piyasaya sürülmesinden önce Bakanlýða yapýlan baþvurularýn incelenmesinden ve kurulun kararýndan sonra Bakanlar Kurulu kararý ile izin verilmesi öngörülüyor. Ýthalatta binde 3 kesinti olacak Taslaðýn Mali Hükümler bölümünde bu Kanunun uygulanmasý kapsamýnda saðlanacak gelirler arasýnda, ithalatýna izin verilen GDO ve ürünlerinden alýnan fonlardan binde 3 kesinti yapýlmasý ayrýca sigorta yapan kuruluþ tarafýndan özel hesaba bir ay içinde yatýrýlacak GDO lar ve ürünlerinin sigortalanmasýndan binde 1 pay kesilecek. Bu kesintilerin yaný sýra, GDO lar ve ürünleri ve bunlarla ilgili iþ, iþlem ve faaliyetlerden dolayý uygulanacak cezalarda genel bütçeye gelir olarak kaydedilecek. Ulusal Biyogüvenlik Kurulu oluþturulacak Taslaðýn 10.Maddesinde, GDO ve ürünleri ile ilgili yapýlan baþvurularý deðerlendirecek Ulusal Biyogüvenlik Kurulu nun oluþturulmasý öngörülüyor. Kurul, tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý ndan 4 Çevre ve Orman Bakanlýðýndan (biri çevre diðeri orman konusunda olmak üzere) 2, Saðlýk Bakanlýðý, Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý ve Dýþ Ticaret Müsteþarlýðýndan birer üye olmak üzere toplam 9 üyeden oluþacak. Üyeler, adý geçen kurumlarýn teklifi ve Bakanlar Kurulunun onayý ile üç yýllýk süre ile görev yapacak. Kurulun baþkan ve baþkan yardýmcýsý Tarým Bakanýnýn teklifi ve Bakanlar Kurulunun onayý ile atanacak. Tasarýda ayrýca Bakanlýk tarafýndan baþvurularý incelemek üzere Bilimsel Danýþma Kurulu nun oluþturulmasý da öngörülüyor. Bakanlýða karþý sorumlu olan Bilimsel Danýþma Kurulu nun kaþ kiþiden oluþacaðý konusunda bilgi yer almadý. GDO ile ilgili yapýlan baþvurularýn her birini incelemek üzere bu danýþma kurulundan 11 kiþilik bir heyet oluþturulacak. GDO larý izinsiz ve amaç dýþý kullananlara hapis cezasý Taslakta, GDO ve ürünlerini Bakanlýk tarafýndan izin verilen amaç dýþýnda kullananlara 2 yýldan 4 yýla kadar hapis cezasý ve 500 günden 1000 güne kadar adli para cezasý verilmesi öngörülüyor. Ýzin amacý dýþýnda kullanýlmasý ve bir zarar gelmesi durumunda hapis cezasý 3 yýldan, adli para cezasý ise 750günden az olamayacak. GDO ve ürünlerini bebek formülleri, devam formülleri ve bebek ve küçük çocuk ek gýdalarýnda kullananlara, bu tür ürünlerin ithalatýný ve/veya ülke içinde daðýtýmýný gerçekleþtirenlere 4 yýldan 6 yýla kadar hapis cezasý ve bin günden 2 bin güne kadar adli para cezasý öngörülüyor. Bakanlýk tarafýndan belirlenen alanlar dýþýnda GDO üretimi yapanlara 2 yýldan 4 yýla kadar hapis cezasý öngörülüyor. Bu fiilden zarar meydana gelmesi halinde hapis cezasý 3 yýldan az olamayacak. Bakanlýða gerçeðe aykýrý beyanda bulunanlara da 2 yýldan 4 yýla kadar hapis cezasý öngörülürken, bu beyana dayalý olarak izin alanlar 4 yýldan 7 yýla kadar hapis cezasý ile cezalandýrma getiriliyor. Bakanlar Kurulu nda imzaya açýlan ve Tarým bakaný Mehdi Eker in deyimi ile en kýsa zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi ne gelecek olan taslaðýn sert tartýþmalara neden olmasý bekleniyor. tarým dünyasýndan