AVRUPA TOPLUMLARINDA ÇOKKÜLTÜRCÜLÜK: Sosyolojik Bir Yaklaım* (Multiculturalism in European Societies: A Sociological Approach)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AVRUPA TOPLUMLARINDA ÇOKKÜLTÜRCÜLÜK: Sosyolojik Bir Yaklaım* (Multiculturalism in European Societies: A Sociological Approach)"

Transkript

1 AVRUPA TOPLUMLARINDA ÇOKKÜLTÜRCÜLÜK: Sosyolojik Bir Yaklaım* (Multiculturalism in European Societies: A Sociological Approach) Doç. Dr. Kadir CANATAN** Özet Bu makale, Avrupa Sosyal Aratırması nın verileri temelinde Avrupa toplumlarının ne kadar çokkültürcü bir tutuma sahip olduklarını sosyolojik bir analize tabi tutmaktadır. Çokkültürcülük kavramı, toplumdaki farklı çeitlilik biçimleri karısında olumlu bir tutumu ifade etmektedir. Avrupa toplumları, göç ve göçmenlikten kaynaklanan yeni çokkültürlülük olgusu karısında son yıllarda daha olumsuz bir yaklaım sergilemeye balamıtır. Makale, bu olumsuz yaklaımın hangi çeitlilik biçimlerini kapsadıını ve buna etki eden faktörleri ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Anahtar Sözcükler: Çokkültürlülük, çokkültürcülük, Avrupa, göç, entegrasyon ve çeitlilik biçimleri (etnik, dinsel, dilsel, kültürel vs.). Abstract On the basis of the data of the European Social Survey, this article analyzes in a sociological manner to what extent the European societies have multiculturalistic attitude. Multi-culturalism refers to a positive attitude towards the diversity in the society. The European societies started to show more of a negative attitude towards the new multicultural society which is a consequence of migration and immigrantional issues. This article tries to find which types of diversity are rejected and which factors lay on the basis of this negative attitude in the European societies. Key words: Multicultural society, multi-culturalism, Europe, migration, integration and forms of diversity (ethnic, religious, cultural etc.) 1. Giri lk kez Avrupa da ortaya çıkan ve amacı; etnik, kültürel ve dilsel farklılıkları bir potada eriterek ortak bir tarih, dil ve kültüre dayalı bir ulus yaratmak olan ulus-devlet projesi, bugün ciddi bir meydan okumayla karı karıyadır. Bazen çokkültürlülük bazen de çokkültürcülük olarak adlandırılan bu meydan okuma, özü itibariyle toplumda her türlü tekdüzelik, birlik ve ortaklıı bozan çeitlilik olgusuna vurgu yapmaktadır. Nitelikleri farklı olmakla birlikte Avrupa da çeitlilik olgusu en az üç * Bu makale, yılları arasında Avrupa Birlii ne üye ülkelerde yapılan Avrupa Sosyal Aratırması nın veri tabanına dayanılarak hazırlanmıtır. Kaynak: R Jowell and the Central Co-ordinating Team, European Social Survey 2002/2003: Technical Report, London: Centre for Comparative Social Surveys, City University (2003)and Norwegian Social Science Data Services (NSD) as the data archive and distributor of the ESS data. ** Balıkesir Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, kadircanatan@yahoo.com

2 81 kaynaktan beslenmektedir. lk kaynak, geçmii Avrupa daki toplumların tarihi kadar eski olan ve halen de önemli oranda varlıını devam ettiren yerli azınlıklardır. Çounlukla ulusal azınlıklar olarak adlandırılan bu grupların yansıttıı kültürel çeitlilik, daha önce öz-yönetimli ve belli bir toprak parçası üzerinde younlamı kültürlerin geni bir devlet çatısı altına sokulmasından domaktadır. Bu kültürler genel olarak kendilerini çounluk kültürü yanında ayrı toplumlar olarak korumak istiyorlar ve ayrı toplumlar olarak varlıklarını sürdürmelerini salamak üzere çeitli özerklik ya da özyönetim biçimleri talep ediyorlar (Kymlica, 1998:38). spanya da Basklar ve Katalanlar, Birleik Krallık ta Kuzey rlandalılar, Hollanda da Frizler, skandinav ülkelerinde Laplar bu tip azınlıkların örneklerini olutururlar. Eski Sovyetler Birlii ve Yugoslavya nın daılması ve bu topraklar üzerinde yeni devletlerin kurulmasıyla bu tip azınlıklara yenileri eklenmitir. Sözgelimi Sovyetler Birlii nin daılmasıyla birlikte ortaya çıkan yeni cumhuriyetlerde Rus azınlıklar, Yugoslavya federasyonundan ayrılan cumhuriyetlerde Sırp azınlıklar, Litvanya da Polonyalı azınlıklar, Azerbaycan da Ermeni azınlıklar, Slovakya da Macar azınlıklar ve Makedonya da Arnavut azınlıklar bu ekilde ortaya çıkmılardır. Ulusal azınlıkların haklarını korumak üzere bir çok anlama yapılmı olmasına ramen bu anlamalarda ulusal azınlık kavramı tanımlanmamıtır. Fakat bu konuda yava yava bir fikir birliine ulaılmaktadır. Yerli azınlıklar denince, bir devletin toplam nüfusu içinde bir azınlık oluturan etnik (halk) grupları kastedilmektedir. Bu gruplar, ortak etnik (tarihsel, dinsel, dilsel ve baka) özellikleri dolayısıyla çounluktan ayrılmaktalar ve eskiden beri söz konusu devletlerin toprakları üzerinde yerleik yaamaktadırlar. Burada, Avrupa da yeni bir azınlık grup olarak baka bir konumda yer alan göçmenler ve mülteci gruplardan bahsetmiyoruz. u an Avrupa da sayıları yüz milyonu aan yüzden fazla yerli ulusal azınlık bulunmaktadır (Couwenberg, 1994:97). Avrupa da çokkültürlülüün ikinci önemli kaynaını göçmenler ya da göçmen kökenli azınlıklar oluturmaktadır. Bu grupların yansıttıı kültürel çeitlilik, çounlukla bireysel olarak balayan ve aile birleimleriyle devam eden uluslararası göçten domaktadır. kinci Dünya Savaı ndan sonra ortaya çıkan bir seri göçün ürünü olan bu yeni azınlıklar, farklı Avrupa ülkelerinde deiik biçimlerde tanımlanmaktadırlar. Bunlar için Almanya, Belçika ve sviçre gibi ülkelerde yabancılar, Fransa da göçmen içiler, Hollanda ve sveç te göçmenler, ngiltere de ise ırksal azınlıklar kavramı tercih edilmektedir (Entzinger, 1984:166-67). Ancak zaman içinde bu kavramlar, pekala tartımaya açılmakta ve yerine yeni kavramlar önerilmektedir. Eski kavramlar kolayca ortadan kalkmadıından yeni kavramlarla birlikte göçmenleri isimlendirmede de bir çeitlilik ortaya çıkmaktadır. Güncel ve politik yaamda bu çeitliliin kullanımında vurgular ayrı bir önem kazanmıtır. Eer göçmenlerin kökenine vurgu yapmak istiyorsanız o zaman yabancılar veya göçmenler demekte bir sakınca görülmez, ama bu grupları toplumun bir parçası olarak tanımlamak istiyorsanız, burada bu kavramlar ilevsiz ve hatta sakıncalı bir konuma gelirler. Bu balamda yeni azınlıklar, etnik ve kültürel gruplar veya ülkedalar gibi kavramları kullanmak gerekir. Bu kavramların belirli bir ekilde vurgulanması bazen siyasal bir tutumu da dile getirir. Sözgelimi ırkçı ve yabancı dümanı gruplar, göçmenlerin Avrupa toplumlarına ait bir öe olmadıklarını vurgulamak için özellikle yabancılar deyimini her ortamda tekrar ederler. Resmi istatistiklere göre Avrupa da en az 21 milyon göçmen yaamaktadır. Göçmen nüfusun dörtte üçü Almanya ( ), Fransa ( ), ngiltere ( ), sviçre ( ) ve talya ( ) olmak üzere be Avrupa ülkesinde younlamı durumdadır (Wanner, 2002:16). Aile birleimi ve iltica yoluyla göçün hala devam ettii düünülürse bu rakamlar giderek artmaktadır. Üstelik göçmen ailelerde doan çocuk sayısı da Avrupalı ailelerden daha yüksek seyretmektedir. Avrupa da çokkültürlülüü artıran bir baka göç biçimi daha var ki, bu da Avrupa Birlii çerçevesinde serbest dolaımın ürünü olan iç göçtür. Doksanlı yıllardan bu yana çou Avrupa ülkesine yönelik iç göç giderek artmıtır. Bugünkü koullar itibariyle her yıl Avrupa içinden kaynaklanan göç oranı, dıardan gelen göç oranının çok çok üstündedir. Sözgelimi 1999 yılında toplam göç içinde iç göç oranları yüzde 33,2 (ngiltere) ile yüzde 97,9 (Slovenya) arasında deimektedir (Wanner, 2002:8-10). Her halükârda iç göç oranı, Avrupa dıından kaynaklanan göç oranının kat kat üzerinde seyretmektedir. Avrupa ülkelerindeki çeitlilii, doal olarak ulusal azınlıklar ve göçmenlerle sınırlamak doru deildir. Avrupa, Reformlardan bu yana dini bakımdan büyük bir çeitlilik sergilemektedir. Uzun bir süre kendi aralarında kavgalı olan Katolik ve Protestan gruplar, ancak geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren yakınlamaya balamı ve ökümenik bir hareket ortaya çıkmıtır. Yine Yahudilik ve Hıristiyanlık

3 82 arasında süregelen tarihsel gerginlik, kinci Dünya Savaı nda yaanan derin acılar sonunda azalmaya ve dostlua dönümeye balamıtır. kinci Dünya Savaı ndan bu yana süren göçlerle birlikte varolan dini çeitlilie yeni bir boyut daha eklenmitir. Bu sayede Avrupa, daha önce kendi içinde mevcut olmadıı için yüz yüze iliki kuramadıı slam, Hinduizm, Budizm ve benzer dinlerle yüz yüze ilikiler kurmaya ve bir arada yaamaya balamıtır. Kaynakları ve nitelikleri ne olursa olsun bugün Avrupa da çokkültürlü, çok-etnik yapılı ve çokdinli bir toplumsal yapı ortaya çıkmıtır. Bununla birlikte, bu yapının kavranması ve tanımlanması kadar bu yapı karısında alınması gereken normatif tutumlar konusunda Avrupa nın kültür ve siyaset seçkinleri arasında derin fikir ayrılıkları bulunmaktadır. Bu fikir ayrılıklarını anlamak ve çözümlemek için çokkültürlülük yazınında çok iyi bilinen bir analitik ve kavramsal çerçeveye bavurabiliriz. Çokkültürlülük olgusu üzerinde yazıp çizen bir çok aydın ve bilim adamı, çokkültürlülük kavramını hem betimleyici (deskriptif) hem de normatif bir kavram olarak kullanmayı önermektedirler. Sözgelimi siyaset kuramcısı Parekh çokkültürlü toplum ve bu olguya yaklaımlar konusunda unları söylemektedir: Çokkültürlü toplum (multicultural society) bünyesinde iki veya daha fazla kültürel topluluu barındıran bir toplumdur. Çokkültürlü toplum, her biri farklı biçimler göstermekle birlikte kültürel çeitlilie iki ekilde tepki verebilir. Ya kültürel çeitlilii olumlu karılar, onu anlamak için merkeze koyar ve onun kendi varlıını sürdürmek üzere öne sürdüü kültürel taleplere saygı duyar, ya da bu toplulukları çounluk kültürü içinde eriterek asimile edebilir. Birinci durumda, yönelim ve etik olarak çokkültürcü, ikinci durumda ise mono-kültürcü olursunuz. Her iki durumda da çokkültürlü bir toplumda yaıyorsunuz, ama bunlardan sadece biri çokkültürcüdür. Çokkültürlü toplum terimi bir olgu olarak kültürel çeitlilie iaret eder, çokkültürcü terimi bu olguya yönelik normatif bir tepkiyi dile getirir (2000:6). Beklentilerin tersine sonu izm takısıyla biten bir kavram olarak çokkültürcülük (multiculturalism) özellikle ngilizce de çok genel ve tanımlayıcı bir anlamda kullanılmaktadır. Bu durumda çokkültürcülük, bir tek devlet balamında yaayan farklı kültürlerin ya da kültürel grupların varlıına iaret eder. Baka ülkelerde bu terim, etnik ve kültürel farklılıkları dile getirmek üzere kullanılır. Bu anlamında çokkültürcülük, geçmiten farklı yeni bir durumu tasvir etmektedir. Oysa bir ideoloji ve normatif bir felsefe olarak çokkültürcülük, Kanada, Avustralya ve Amerika gibi ülkelerde kültürel çeitliliin olumlu karılanmasını ve yüceltilmesini ifade etmektedir. Çokkültürcüler, tersi anlamda farklı grupların asimilasyonuna ve toplumun homojenletirilmesine karıdırlar (Vermeulen & Slijper, 2003:5-8). Kavramın farklı kullanımlarını ayırt etmek için Türkçe de, etnik ve kültürel farklılıkları ifade etmek üzere çokkültürlülük, çokkültürlü toplumu ve farklılıkları olumlu ve istenilir gören ideolojik ve normatif tavrı ise çokkültürcülük olarak karılamak mümkündür. lkinde kavram, sadece olanı anlatmak üzere tanımlayıcı, ikincisinde ise olması gereken i ifade eden normatif bir anlam içermektedir. kinci anlamında çokkültürcülük (multiculturalism) kavramı ilk kez 1971 yılında Kanada Hükümeti tarafından ve bir siyaset biçimini ifade etmek üzere kullanılmıtır. Burada çokkültürcülük politikasının temelini yurttaların eitlii ve kültürel çeitliliin kabul edilmesi tekil etmektedir. Bugün, çokkültürcülüün merkezi deerleri üç ilkeyle özetlenmektedir (Vermeulen&Slijper, 2003:8-11). Birinci ilke, kültürel çeitliliin tanınması dır. Bu ilke, çokkültürcülüün yetkin kuramcılarından biri olan Charles Taylor tarafından The politics of recognition (Tanınma Politikası) olarak adlandırılmıtır. kinci önemli ilke, toplumsal eitliktir. Birinci ilkede ifade edilen kültürel ve etnik anlamda eit muamele yeterli deildir. Grupların aynı zamanda sosyal ve ekonomik anlamda da eit bir konuma sahip olmaları da istenmektedir. Bu anlamda eitlik ve tanınma gibi kavramlar, hukuksal anlamlarının ötesinde toplumsal bir içerie de sahiptir. Üçüncü ve son ilke, toplumsal bütünleme dir. Karıt iddiaların aksine çokkültürcüler, toplumda farklı grupların gettolar halinde ayrımasına taraf deildirler. Tam tersine onlar eitlik ve tanınma temelinde grupların hiç bir engelle karılamadan toplumsal bir dayanıma ve birlik oluturmalarını hedeflemektedirler. Onlara göre toplumda gettolamayı ortaya çıkaran sebep, sosyal ve ekonomik eitsizliktir, bu ortadan kalkınca, gettolama da kendiliinden ortadan kalkacaktır. Her ne kadar bu temel deerler bakımından çokkültürcüler arasında bir birlik kefetmek mümkünse de, politik program olarak bugün tektip bir çokkültürcülükten bahsetmek mümkün deildir. Çokkültürcülük politikaları, ülkeden ülkeye deitii gibi, teorik anlamda çokkültürcülüün felsefesini yapan düünürler ve bilim adamları arasında da önemli fikir ayrılıkları bulunmaktadır. Bunlardan bazı düünürler, kültürel farklılıklar ve bunların gelitirilmesine aırlık verirken, dier bazıları da sosyal ve ekonomik anlamda gruplar arasında eitlii ve eit muameleye merkeze koymaktadırlar. Yine kimi ülke

4 83 ve kiiler, toplumsal bütünlemeyi daha öncelikli bir hedef olarak görmektedirler. Özellikle Avrupa da aydınlar ve siyaset adamları bu son nokta üzerinde younlamılardır. Bu nedenle Avrupa da farklı içeriklerle doldurulsa da neticede toplumsal bütünlemeyi hedef alan entegrasyon politikaları izlenmektedir. Entegrasyon politikaları perspektifinden çokkültürcülük bir çok açıdan eletirilmektedir. Çokkültürlülüe eletirel bakan aydınların ve siyasetçilerin görüleri analiz edildiinde onların sürekli olarak belirli tez ve argümanları öne çıkardıkları görülmektedir. Bunları u ekilde sıralayabiliriz (Canatan, 2002:331). 1. Çokkültürlü toplum, farklı etnik gruplar arasında kültürel çatımaları beraberinde getirmektedir. Bu çatıma beklentisinin gerisinde kültürlerin uzlaması mümkün olmayan çelikiler taıdıı fikri yatmaktadır. 2. Kültürel farklılıklar, etnik grupların yerleik topluma uyumuna ve entegrasyonuna engel olmaktadır. Göçmenler, kendi kültürlerine aırı balılıklarından dolayı, kendilerini toplumdan dılamaktadır. 3. Batı kültürü, örnek ve üstün bir kültürdür. Dier kültürler, Batı toplumlarına katkı da bulunmak bir yana, hem yerleik topluma hem de göçmen gruplara sorunlar çıkarmaktan baka bir ie yaramamaktadır. 4. Entegrasyon sorunu, göçmenlerin tam veya sınırlı oranda asimilasyonu ile çözülebilir. Göçmenlerin ve azınlıkların özellikle kamusal alanda egemen deer ve normlara uymaları zorunludur. Bu önermelerin birbirini tamamlayıcı tarzda ve rasyonel bir balantı içinde kurgulandıkları söylenebilir. lk önerme, kültürlerin kökten farklı oldukları tezinden hareket ettii için her türlü uzlama ve istikrar arayıını devre dıı bırakmaktadır. Üstelik kültürel farklılıklar göçmen grupların uyumunu da engelleyen bir mekanizma olarak algılanmaktadır. Bu durumda onların üstün ve örnek Batı kültürüne uymalarından baka seçenekleri kalmamaktadır. Netice olarak asimilasyon, tek tabii ve kabul edilmesi gereken bir çözüm biçimi olarak ileri sürülmektedir. Karı-çokkültürcülerin önerdikleri toplum tipi, mülti-etnik bir toplumdur. Mülti-etnik toplum, farklı etnik grupların sözde üstün bir kültür içinde eritildikleri ve birlikte yaadıkları bir toplumdur. Karıçokkültürcüler, yabancı kültürlerin ve kültürel farklılıkların yadsındıı homojen/türde bir toplumun özlemini çekmektedirler. Mülti-etnik toplum, kültürel bakımdan homojen olmakla birlikte, sosyal ve ekonomik bakımdan eitlikçidir. Kültürel farklılıklar, bu modelde, eitlikçi bir toplumsal tasarımı geciktirdii ya da engelledii için bir sorun olarak algılanmaktadır. Bu nedenle karı-çokkültürcüler, farklılık yerine eitlii merkeze koyarak, kültürel farklılıkların silinmesini göçmenlerin ve azınlıkların da hayrına bir çaba olarak görmektedirler. Tüm karı koymalara ve itirazlara ramen çokkültürcülük, geçen yüzyılın ikinci yarısından bu yana güçlü bir entelektüel ve siyasal akım olarak tüm dünyada etkisini göstermi ve göstermeye de devam etmektedir. Kavram ve siyaset olarak çokkültürcülüün Kanada, Amerika Birleik Devletleri ve Avustralya gibi geleneksel olarak göç çeken ülkeler de ortaya çıkmı olması garipsenecek bir durum deildir. Söz konusu ülkeler göç sebebiyle çok zengin bir etnik, kültürel, dinsel ve dilsel çeitlilik sergilemektedir. Bu çeitlilii ortadan kaldıracak hakim bir kültür olmadıı gibi bu yöndeki giriimlerin ülkeyi büyük bir kaosa sürükleyecei de düünülmektedir. Bu sebeple söz konusu ülkelerde çeitlilik bir zenginlik kaynaı olarak görülmekte ve çeitliliin yönetimi yoluyla, bu çeitlilikten azami faydanın salanması amaçlanmaktadır. Çokkültürcülük kavramı ilk defa, Kanada da 1971 yılında Trudeau hükümetinin programında merkezi bir kavram olarak kullanılmasıyla ortaya çıkmıtır. Quebec meselesi buna vesile olmutur. Kanada yı takiben Avustralya ve Birleik Devletlerde kavram daha sonra devreye girmitir. sveç, resmi olarak 1975 yılında kavramı benimsenmitir. Hollanda da resmi politikalarda, çokkültürlü toplum kavramı dahil çokkültürcü bakı açısının bazı yönleri 1980 den itibaren oldukça detaylı bir ekilde gündeme gelmeye balamıtır. Dier Avrupa ülkelerinde de, kinci Dünya Savaı ndan bu yana göçmenlerle yüz yüze gelen ve bu göçmenlerin giderek geçici olmadıklarının açıklıa kavumasıyla

5 84 çokkültürcülük kavramı yetmili yıllarda kullanıma girmitir. Baka kavramlarda olduu gibi bu kavram da her yerde aynı balamda ve aynı aktörler tarafından kullanılmamıtır. Sözgelimi Almanya da bu kavram, özellikle kilise çevrelerinde ve sol siyasal söylemde kullanılmaktadır (Vermeulen, 1997:129). Açıktır ki farklı kesimler ve ülkeler çokkültürcülük kavramını bazen betimleyici bazen de normatif anlamda kullanmaktadır. Betimleyici anlamında çokkültürcülük bir olgu olarak kültürel ve etnik çeitlilii ifade etmektedir. Bu aamada çeitlilik konusunda olumlu ya da olumsuz bir yargı söz konusu deildir. Daha çok bir ülkede deien demografik yapı ve bu balamda farklı grupların varlıına dikkat çekilmektedir. Daha sonraki bir aamada ise bu çeitliliin anlamı üzerinde fikirler beyan edilmektedir. Bir toplumsal olgu olarak çeitlilii olumlu bir gelime olarak kabul edenler çokkültürcülük akımı içinde deerlendirmekte, buna karı çıkanlar ise karı-çokkültürcü akımın sözcüsü ya da taraftarı olarak karılanmaktadır. Biz bu makalede çokkültürcülüü, çeitlilik karısında olumlu anlamda- toplumların bir tutum ve yönelimi olarak ele alacaız ve bu kavram karısında takındıkları pozisyonlara göre Avrupa toplumlarını bir sınıflandırmaya tabii tutacaız. u halde aratırmamızın temel sorusunu u ekilde ortaya koyabiliriz: Avrupa toplumları, giderek daha fazla çeitlilie yol açan çokkültürlü toplumsal gelime karısında ne tür tepkiler vermekteler ve toplumun ideal kompozisyonu hakkında ne düünüyorlar? Bu çerçevede özellikle çeitliliin etnik, kültürel, dinsel ve dilsel boyutları kadar eitimdeki kurumsallamasına yönelik tutumları da ele alacaız. Bu ekilde Avrupa toplumlarının çeitlilie ne kadar açık ya da kapalı; baka bir deyimle ne kadar çokkültürcü olup ya da olmadıklarını ortaya çıkarmı olacaız. Burada Avrupa devletlerinin ve hükümetlerinin etnik ve kültürel azınlıklara yönelik politikaları aratırmamızın kapsamı dıında kalmaktadır. Bizi devletlerin ve hükümetlerin deil, toplumların tutumları ve yönelimleri ilgilendirmektedir. Avrupa toplumlarının çokkültürlülük konusundaki tarihsel deneyimleri kadar bugünkü toplumsal deneyimlerinin de aynı olduu söylenemez. Toplumlar arasındaki farklılıkları açıklamak için bazı hipotezleri test etmek istiyoruz. Bunları u ekilde sıralamak mümkündür. 1) Avrupa toplumlarındaki mevcut dini, etnik ve kültürel çeitlilik onların tutumlarını etkilemektedir. Çeitliliin çok olduu toplumlarda hogörü düzeyi daha yüksektir. 2) Avrupa toplumlarında en çok benimsenen çeitlilik, dinsel çeitliliktir. 3) Konumuz açısından Dou Avrupa toplumları ile Batı Avrupa toplumları arasında farklılıklar beklenmektedir. 4) Dinden baımsızlama anlamında sekülerleme çeitlilie karı hogörüyü tevik etmektedir. 5) Toplumda çatıma beklentisi, göç ve çokkültürlü topluma karı negatif duyguları harekete geçirmektedir. 6) Artan göç ve göçmen nüfus, toplumsal çeitlilie karı seslerin yükselmesine sebep olmaktadır. 7) Kültürel tehdit algısı, göç ve çeitlilie karı olumsuz tutumlara sebep olmaktadır. 8) Dini mezheplerine göre (Katoliklik, Protestanlık ve Ortodoksluk) toplumlar arasında farklar beklenmektedir. 2. Veri Tabanı ve Aratırma Yöntemi Aratırmamızda Avrupa toplumlarının çokkültürlülük karısındaki pozisyonlarını ölçmek üzere Avrupa Sosyal Aratırması nın (The European Social Survey, the ESS) verilerini kullanacaız. Avrupa Sosyal Aratırması, Avrupa da deien kurumlar, tutumlar, inançlar ve davranı kalıplarının haritasını çıkarmak ve bunlar arasındaki etkileimi açıklamak üzere dizayn edilmi yeni ve akademik bir aratırmadır. Aratırma, 20 nin üstünde ülkeyi kapsamaktadır. Aratırmanın ilk aaması yılında tamamlanmıtır. kinci aaması ise 2005 yılında uygulanmıtır. Biz bu makalede ilk aamada toplanan verileri kullanacaız.

6 85 Aratırma projesi, Avrupa Komisyonu, Avrupa Bilim Vakfı ve aratırmanın yapıldıı her ülkede akademik bir kurumun katılımıyla gelitirilmi ve yüksek standartlarda metodolojik yöntemler uygulanarak veri toplanmıtır. Aratırma, anket yöntemiyle ve temsili bir örneklem seçilerek yapılmıtır. ki bölümden oluan anket formunun her bir bölümü 120 soruyu içermektedir. Sorular, medya kullanımı, sosyal ve siyasal güven, siyasal çıkar ve katılım, sosyo-politik yönelimler; etik, sosyal ve politik deerler; toplumsal dılama; ulusal, etnik ve dini sadakat; refah, salık ve güvenlik; demografik ve sosyoekonomik deikenler olmak üzere oldukça geni bir alanı kapsamaktadır. Aratırmada metodolojik olarak deikenlerin ilemselletirilmesinde gereken titizlik gösterilmi ve optimal kıyaslanabilirlik esas alınmıtır. Bu makalede bizi söz konusu aratırmanın çeitlilik konusuyla ilgili bölümü ilgilendirmektedir. Aratırmada, Avrupa toplumlarının etnik, kültürel, dinsel ve dilsel farklılıklar konusunda olması gereken ideal durumunun ne olduu ve göçmen toplulukların eitim alanında kurumsallamasına ilikin tutumlarını ortaya çıkaracak sorular sorulmutur (Bkz. Question D 38, 40-43). Aratırmada deneklere, kendilerini ifade etmek üzere çok önemlilikten az önemlilie doru ileyen çeitli seçenekler sunulmutur. Bunun yanında görü bildirmek istemeyen kiilere de üç farklı seçenek tanınmıtır. Böylece olası seçenekler, mümkün olduunca geni bir ekilde verilmitir. Biz, Avrupa Sosyal Aratırması nın veri tabanı üzerinde analizler yaparken, aratırmamızın amaçları dorultusunda bazı tasarruflarda bulunduk. lk olarak katılımcı ülkelerden biri olan srail i Avrupa ülkesi olmadıı için analiz dıında bıraktık. Aratırmada toplam 21 Avrupa ülkesi bulunmaktadır (Bkz: Ek 1. Ülkeler Listesi). kinci olarak deikenleri, aratırmamızın amacı dorultusunda yeniden kodlandırma yoluna gittik. Bu ilemler yeri geldiinde ilgili bölümlerde açıklanacaktır. 3. Çokkültürlü Toplumsal Gelimeye Yönelik Tepkiler 3.1. Etnik Çeitlilik Avrupa toplumlarında çokkültürlü toplumsal gelimenin en somut boyutunu etnik çeitlilik oluturmaktadır. Bu balamda Avrupa Sosyal Aratırması nda katılımcılara, hem ülkelerindeki fiili etnik kompozisyon hakkında, hem de ideal olarak olması gereken etnik çeitliliin oranı hakkında kanaat ve fikirleri sorulmutur. lk soruda, katılımcıların ülkelerindeki etnik çeitlilik hakkında bilgileri yoklanırken, ikinci soruda ideal etnik kompozisyonun ne olduu sorulmutur. kinci soru, katılımcıların tutumlarını anlamaya yönelik olduu için bizim için daha önemli bir yer tutmaktadır. Fakat bu iki soruya verilen cevaplar arasında bir ilgi kurulduu zaman, fiili etnik kompozisyon hakkındaki bilgi ve kanaatlerin ideal kompozisyon üzerinde de etkili olduu görülmektedir. Bir ülkede bulunması gereken ideal etnik kompozisyon hakkında katılımcılara dört temel seçenek sunulmutur. lk seçenek, ideal olarak bir toplumda hemen hemen hiç etnik azınlık olmaması dorultusundadır. Bu seçenei tercih eden katılımcıları, etnik bakımdan homojen toplum yanlıları olarak adlandırabiliriz. kinci seçenekte katılımcılar, kendi toplumlarında etnik azınlıkların az miktarda olmasını istemektedir. Bu grubu sınırlı ya da kısmi olarak çok-etnisiteli toplum yanlıları olarak adlandırmak mümkündür. Üçüncü seçenei iaretleyenler, ülkede çok miktarda etnik azınlık yaamasından herhangi bir sakınca görmemektedirler. Dördüncü seçenei tercih eden katılımcılar ise, toplumda az veya çok miktarda etnik azınlık olmasının herhangi bir eyi deitirmeyecei kanaatini taımaktadırlar. Bu son iki seçenei tercih eden katılımcılar, farklı etnik gruplar karısında açık bir tutum takınmalarından dolayı çok-etnisiteli toplum yanlıları olarak adlandırılmıtır. Ortak veya benzer yaklaımlardan dolayı, aaıdaki tabloda bu son iki kesim, tek bir grup olarak verilmitir.

7 86 Tablo 1. Ülkelere göre ideal etnik kompozisyon hakkındaki tutumlar ÜLKELER ETNK (AZINLIK) GRUPLARIN TOPLUMDAK VARLII AÇISINDAN AAIDAK SEÇENEKLERDEN HANGSN DEAL BULUYORSUNUZ? (I) Hemen hemen hiç etnik azınlık grup olmamalı (%) (II) Biraz etnik azınlık grup olmalı (%) (III) Çok etnik azınlık grup olmalı/hiç fark etmez (%) 1. Avusturya 34,1 35,3 30,6 2. Belçika 41,5 31,8 20,4 3. sviçre 17 46,3 36,7 4. Çek Cumh. 37,6 30,5 31,8 5. Almanya 23,8 49,5 26,7 6. Danimarka 37,4 34,5 28,1 7. spanya 33,2 27,3 39,5 8. Finlandiya 31, ,6 9. Fransa 23,3 27,6 49,1 10. ngiltere 25,6 39,7 34,7 11. Yunanistan 44, ,5 12. Macaristan 69,2 28, rlanda 34 31,5 34,5 14. talya 27,6 22,6 49,7 15. Lüksemburg 25,1 24, Hollanda 31,6 53,8 14,6 17. Norveç 23,2 39, Polonya 32,9 13,6 53,5 19. Portekiz 36,5 24,7 38,8 20. sveç 20,4 41,7 37,9 21. Slovenya 34,6 28,7 36,6

8 87 Avrupa ülkelerinde olması gereken etnik kompozisyona ilikin tutumların ülkelere göre daılımı gösteren tabloyu (Tablo 1) iki ekilde okumak mümkündür. lk olarak tabloda çok-etnisiteli bir topluma açık bir ekilde taraftar olanlar ile bu tip bir topluma tamamen kapalı olanlar arasındaki dengeye baktıımızda sviçre, Almanya, spanya, Finlandiya, Fransa, ngiltere, rlanda, talya, Lüksemburg, Norveç, Polonya, Portekiz, sveç ve Slovenya da çok-etnisiteli toplum yanlılarının güçlü olduu görülmektedir. Eer kısmi olarak çok-etnisiteli topluma taraftar olan grupla birlikte deerlendirilirse, çoketnisiteli toplum yanlılarının hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde çounluu oluturduu görülecektir. Bu kurala uymayan tek istisna Macaristan dır. Bu ülkede homojen bir etnik yapıyı öngörenlerin oranı (%69,2), çok-etnisiteli toplum yanlılarının oranından (%30,8) iki kat daha fazla görünmektedir. Macaristan ı böyle istisnai bir konuma iten faktörler arasında herhalde bu ülkedeki monolitik etnik yapı bata gelmektedir. Baka bir deyile Macaristan, etnik toplum deneyimi en az olan ülkelerden biridir. Katılımcıların ülkelerindeki fiili etnik kompozisyona ilikin bilgi ve algılamaları ile ideal etnik toplum tasarımları arasında bir ilgi kurduumuz zaman, ilk düzeydeki bilgi ve algılamanın ikincisiyle güçlü bir baıntı içinde olduu görülmektedir. Kendi toplumlarında pek çok etnik grup olduunu düünen katılımcılar, ideal olarak daha fazla etnik grubun bulunmasını arzu ederken, kendi toplumlarında hemen hemen hiç bir etnik grubun olmadıını söyleyenler ise, bunun tersine fazla etnik grup olmamasını ideal bir durum olarak deerlendirmektedir. Demek ki bir ülkenin mevcut etnik yapısı ve bunun algılanma biçimi, bireylerin ideal toplum tasarımını da etkilemektedir Kültürel Çeitlilik Etnik çeitlilikle balantılı olarak çokkültürlü toplumsal gelimenin ikinci boyutunu kültürel çeitlilik oluturmaktadır. Aratırmada Bir ülkede hemen hemen herkesin ortak adetleri ve gelenekleri paylaması iyi bir eydir eklindeki bir önermeye katılımcıların be farklı tepki vermesi istenmitir. Biz, bu tepkileri hemfikrim, hemfikir deilim ve tarafsızım (ne hemfikrim ne de deil) eklinde olmak üzere üç grup halinde yeniden düzenledik. Buna göre aaıdaki tablo (Tablo 2) ortaya çıktı. Bu önermeye olumlu tepki veren ilk grup, kültürel açıdan toplumun homojen bir yapıya sahip olması gerektiini düünmektedir. Bu önermeye katılmayan ikinci grup ise çokkültürlü bir toplumdan yana fikir beyan etmektedir. Üçüncü grup ise bu konuda tarafsız kalmayı ya da fikir beyan etmemeyi tercih etmektedir. Tablo 2. Ülkelere göre kültürel yapı hakkındaki tutumların daılımı ÜLKELER BR ÜLKEDE HEMEN HEMEN HERKESN ORTAK ADETLER VE GELENEKLER PAYLAMASI (DAHA) Y BR EYDR! (I) (Kuvvetle) hemfikrim (%) (II) (Kuvvetle) hemfikir deilim (%) (III) Ne hemfikrim ne de deilim (%) 1. Avusturya 40,4 33,7 25,9 2. Belçika 54,1 27,5 18,4 3. sviçre 35,2 42,5 22,3 4. Çek Cumh. 70,5 11,7 17,8 5. Almanya 39,4 31,6 29,0

9 88 6. Danimarka 46,3 36,5 17,2 7. spanya 59,5 17,9 22,6 8. Finlandiya 54,3 27,9 17,8 9. Fransa 54,1 28,4 17,5 10. ngiltere 45,6 36,0 18,4 11. Yunanistan 83,4 6,0 10,6 12. Macaristan 57,3 18,1 24,6 13. rlanda 43,7 36,7 19,7 14. talya 51,0 22,4 26,6 15. Lüksemburg 43,0 37,8 19,1 16. Hollanda 43,5 37,4 19,1 17. Norveç 42,6 33,6 23,8 18. Polonya 70,3 14,3 15,4 19. Portekiz 70,3 12,3 17,4 20. sveç 36,5 32,9 30,5 21. Slovenya 67,8 13,1 19,1 Tablo 2 de görüldüü üzere sviçre hariç tüm Avrupa ülkelerinde toplumun ortak adet ve geleneklerden oluan bir kültüre sahip olması gerektiini düünen kesim, kültürel çeitlilie açık olan kesime kıyasla çounluu oluturmaktadır. Özellikle Belçika, Çek Cumhuriyeti, spanya, Finlanda, Fransa, Yunanistan, Macaristan, Polonya, Portekiz ve Slovenya da kültürel çeitlilie karı olanların oranı yüzde 50 nin üzerine çıkmaktadır. sviçre hariç hiç bir ülkede kültürel çeitlilie taraftar olanların oranı yüzde 40 ı bulmamaktadır. Ortalama olarak bakıldıında, çokkültürcüler toplumun üçte birine (% 26,5) bile ulamamaktadır. Bir önceki tablo ile birlikte düünüldüünde, buradan etnik çeitlilie taraftar olan ülke ve toplumların otomatik olarak kültürel çeitlilie de açık oldukları sonucu çıkarılamaz. Ülkelerinde farklı etnik grupların bulunmasını olumlu karılayanlar, bununla aynı zamanda farklı kültürlere açık olduklarını da beyan etmi olmuyorlar. Bu sebeple kavramsal olarak çokkültürlü toplum taraftarlıı ile çoketnisiteli toplum taraftarlıı arasında bir fark gözetmek yerinde bir yaklaımdır. Bu kavramsallatırma çerçevesinde elde ettiimiz ilk sonuç, Avrupa toplumlarının tutumu çokkültürlü toplum yönünde deil, çok-etnisiteli toplum yönündedir.

10 Dinsel Çeitlilik Kültürel çeitlilik karısında takınılan olumsuz tutumun tersine, çokkültürlü toplumsal yaamın çok önemli bir boyutunu oluturan dinsel çeitlilik karısında Avrupa toplumlarında daha olumlu bir yaklaım gözlenmektedir. Bir önceki bölümde açıkladıımız yönteme benzer bir ekilde elde ettiimiz Tablo 3 de görüldüü üzere Belçika, sviçre, spanya, Finlandiya, Fransa, ngiltere, Macaristan, rlanda, Lüksemburg, Hollanda ve sveç gibi ülkelerde dinsel çeitlilie taraftar olanların oranı, karıt olanların oranını geçmektedir. Avusturya, Almanya ve Danimarka da ise taraftar olanlarla karıt olanlar eit aırlıkta gözükmektedir. Dinsel çeitliliin en fazla (yüzde 50 ve üzerinde) olumsuz karılandıı ülkeler olarak Yunanistan, Polonya ve Norveç dikkati çekmektedir. Bu ülkelerde dinsel homojenliin yüksek olduu göz önüne alınırsa bu tür bir çeitliliin neden istenmeyen bir ey olduu anlaılır. Daha önce etnik çeitlilik konusunda yaptıımız bir açıklama, dinsel çeitlilik alanında da geçerli gözükmektedir. öyle ki: Bir ülkede dinsel homojenlik ne kadar yüksek ise dinsel çeitlilie karı tolerans o derece azalmaktadır. Fakat bu tez, çeitlilik karısındaki hogörüsüzlüü tam olarak açıklamamaktadır. Dinsel hogörüsüzlüü etkileyen baka faktörler de olmalıdır. Ya deilse dinsel homojenliin yüksek olmasına ramen dinsel çeitlilie hogörüyle bakan ülkelerin durumu izah edilemez. Tablo 3. Ülkelere göre dinsel çeitlilik karısındaki tutumların daılımı ÜLKELER BR ÜLKEDE DNSEL ÇETLLN OLMASI (DAHA) Y BR EYDR! (I) (Kuvvetle) hemfikrim (%) (II) (Kuvvetle) hemfikir deilim (%) (III) Ne hemfikrim ne de deilim (%) 1. Avusturya 33,9 35,1 31,0 2. Belçika 48,0 27,7 24,2 3. sviçre 50,3 24,0 25,8 4. Çek Cumh. 30,5 38,5 30,9 5. Almanya 34,2 39, Danimarka 38,4 39,4 22,2 7. spanya 34,7 24,2 41,1 8. Finlandiya 40,2 29,1 30,8 9. Fransa 66,6 14,9 18,5 10. ngiltere 51,2 20,5 28,3 11. Yunanistan 16,2 61,7 22,1 12. Macaristan 41,8 21,3 36,9 13. rlanda 57,9 18,0 24,1

11 talya 27,0 35,4 37,6 15. Lüksemburg 43,9 31,5 24,6 16. Hollanda 54,7 19,9 25,5 17. Norveç 14,9 55,5 29,6 18. Polonya 21,4 51,9 26,7 19. Portekiz 22,7 47,4 29,9 20. sveç 35,2 31,9 32,9 21. Slovenya 24,8 41,4 33, Dilsel Çeitlilik Etnik çeitliliin uzantısında düünebileceimiz dilsel çeitlilik, Tablo 4. da görüldüü üzere Avrupa toplumlarının tamamında istenmeyen bir çeitlilik biçimi olarak karımıza çıkmaktadır. Tüm Avrupa toplumlarında aratırmaya katılan denekler, Bir ülkede hemen hemen herkesin ortak bir dili konuması daha iyidir önermesine ezici bir çounlukla destek vermektedirler. Dier çeitlilik biçimlerinde olduu gibi dilsel çeitlilie destek sviçre de göreceli olarak yüksek (% 6,2) gözükmektedir. Bu durumda, ülkede yüksek oranda dilsel çeitliliin bulunması ve bunun kanıksanmı olmasıyla açıklanabilir. Dier çeitlilik biçimlerinden farklı olarak dilsel çeitlilik karısında tarafsız kalan kesimin oranı da oldukça düük gözükmektedir. Oysa dier çeitlilik karısında tarafsız kalanların oranı neredeyse üçte bire yaklamaktadır. Demek ki dilde birlik konusunda toplumda çok geni bir toplumsal uzlaım salanmı gözükmektedir. Tablo 4. Ülkelere göre dilsel çeitlilik karısındaki tutumların daılımı ÜLKELER BR ÜLKEDE HEMEN HEMEN HERKESN TEK ORTAK DL KONUMASI (DAHA) Y BR EYDR! (I) (Kuvvetle) hemfikrim (%) (II) (Kuvvetle) hemfikir deilim (%) (III) Ne hemfikrim ne de deilim (%) 1. Avusturya 85,1 4,5 10,4 2. Belçika 92,4 3,2 4,4 3. sviçre 86,9 6,2 7,0 4. Çek Cumh. 91,0 2,8 6,3 5. Almanya 95,0 1,5 3,5

12 91 6. Danimarka 97,2 1,8,9 7. spanya 82,2 5,1 12,7 8. Finlandiya 94,7 2,2 3,2 9. Fransa 97,2 1,0 1,8 10. ngiltere 94,8 1,6 3,7 11. Yunanistan 91,9 2,1 6,0 12. Macaristan 94,6,8 4,5 13. rlanda 93,0 2,6 4,4 14. talya 85,2 3,7 11,0 15. Lüksemburg 93,7 3,3 3,0 16. Hollanda 96,5 1,9 1,7 17. Norveç 97,4 1,0 1,6 18. Polonya 89,1 4,1 6,8 19. Portekiz 90,8 1,7 7,5 20. sveç 95,2,8 4,0 21. Slovenya 92,8 1,9 5, Eitimde Çeitlilik Bir toplumda etnik, kültürel, dinsel ve dilsel çeitliliin kendi varlıını devam ettirebilmesi, önemli oranda eitim yoluyla gelecek kuaklara aktarılmasına ve dolayısıyla bu alanda kurumsallamasına balıdır. Eitimde azınlıkların kurumsallaması hakkında aratırmada deneklere sorulan soruya verilen cevapları Tablo 5 de görmekteyiz. Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, rlanda, Polonya ve Portekiz hariç dier tüm Avrupa ülkelerinde katılımcıların çounluu göçmenlerin eitimde kurumsallamasına destek vermemektedir. Üstelik bu konuda tarafsız kalanların oranı da öncekilerinden daha düük düzeyde görülmektedir. Bu demektir ki katılımcılar, eitimde azınlıkların kurumsallaması konusunda fazla tereddüt göstermiyorlar. Tablo 5. Eitimde azınlıkların kurumsallamasına verilen destek ÜLKELER TALEP ETMELER HALNDE GÖÇMEN TOPLULUKLARIN AYRI OKUL KURMALARINA ZN VERLMELDR! (I) (Kuvvetle) (II) (Kuvvetle) hemfikir deilim (III) Ne hemfikrim

13 92 hemfikrim (%) (%) ne de deilim (%) 1. Avusturya 28,5 51,3 20,2 2. Belçika 21,7 65,8 12,5 3. sviçre 23,3 64,9 11,7 4. Çek Cumh. 40,3 35,9 23,9 5. Almanya 17,4 71,0 11,5 6. Danimarka 15,7 77,6 6,7 7. spanya 27,3 46,9 25,8 8. Finlandiya 21,7 60,0 17,8 9. Fransa 37,2 50,1 12,7 10. ngiltere 28,5 58,3 13,2 11. Yunanistan 60,6 21,0 18,3 12. Macaristan 36,1 37,6 26,4 13. rlanda 46,4 36,2 17,3 14. talya 25,3 55,4 19,3 15. Lüksemburg 11,0 81,6 7,4 16. Hollanda 12,1 76,9 10,9 17. Norveç 21,9 62,3 15,9 18. Polonya 70,4 14,1 15,5 19. Portekiz 56,0 25,0 18,9 20. sveç 18,5 57,1 24,4 21. Slovenya 33,5 44,8 21,7 Göçmenlerin eitimde kurumsallamasına olumlu bakan katılımcıların yüksek olduu ülkeler içinde Çek Cumhuriyeti ve Yunanistan da kısmi, rlanda da ise yüksek düzeyde bir çeitliliin olduu söylenebilir. Ancak bu durum, Polonya ve Portekiz için geçerli deildir. Buna ramen bu ülkelerde de çeitliliin kurumsallamasına yönelik güçlü bir tutumun olması dikkat çekicidir.

14 93 4. Farklılıkların Açıklanması Çeitliliin algılanma biçiminin tüm ülkelerde ve her alanda aynı olmaması, ülkeler ve toplumlar arasındaki farklılıkları hangi etkenlerin belirledii sorusunu gündeme getirmektedir. Daha önce deindiimiz gibi bir toplumdaki mevcut çeitlilik ve bunun algılanma biçimi toplumsal kesimlerin ideal toplum görüünü etkilemektedir. Kendi toplumlarında pek çok etnik grup olduunu düünen katılımcılar, ideal olarak daha fazla etnik grubun bulunmasını arzu ederken kendi toplumlarda hemen hemen hiç bir etnik grubun olmadıını söyleyenler ise bunun tersine fazla etnik grup olmamasını ideal bir durum olarak deerlendirmektedir. Demek ki bir ülkenin mevcut etnik yapısı ve bunun algılanma biçimi, bireylerin ideal toplum tasarımını da etkilemektedir. Bu temelden hareketle birinci hipotezimizin desteklendiini söyleyebiliriz. Bununla ikinci hipotezimizin de dorulandıını söyleyebiliriz. Avrupa da çeitliliin en çok kanıksanan biçimleri arasında dinsel çeitlilik gelmektedir. Bunun Avrupa tarihi açısından anlaılır nedenleri bulunmaktadır. Avrupa da 16. yüzyıldan bu yana süregelen dinsel çatımalar ve gerilimler netice de farklı dini gruplar arasında hogörünün gelimesine ve birbirlerini kabullenmelerine yol açmıtır. Üçüncü hipotez, konumuz açısından Dou Avrupa toplumları ile Batı Avrupa toplumları arasında farklılıklar olduunu varsaymaktadır. Bazı nüanslarla birlikte bu hipotezimizin de dorulandıını söyleyebiliriz. Eitimde çeitlilik hariç çeitliliin farklı biçimleri karısında Dou Avrupa ülkeleri olarak Polonya ve Macaristan da ilk etapta daha olumsuz bir tutum gözlemliyoruz. Biraz daha yakından bakıldıında bu iki ülke arasında da farklılıklar olduu görülmektedir. Etnik çeitlilik karısında Macaristan da çounluk (%70) negatif bir tutum sergilerken, Polonya dier Batı Avrupa ülkeleriyle benzer bir pozisyonu paylamaktadır. Kültürel çeitlilik karısında her iki ülkede daha olumsuz bir tavır ortaya koyuyor ve ortak deerlere vurgu yapıyor. Polonya, etnik çeitlilik karısında gösterdii olumsuz tutumu dinsel çeitlilik karısında da gösteriyor. Macaristan, bu konuda dier Avrupa ülkelerinden farklı gözükmüyor. Dilsel homojenlik karısında Dou ile Batı Avrupa ülkelerinde farklılıklar görülmüyor. Ezici bir çounluk, daha önce görüldüü üzere, dilde homojenlik fikrini onaylıyor. Eitimde çoulculuk konusunda ise ilgili Dou Avrupa ülkelerinin Batı Avrupa ülkelerinden daha çoulcu ve hogörülü bir tavır göstermesi ilginç bir durumdur. Dördüncü hipotez dinsel tutum ile çeitlilik arasında bir baıntı kurmakta ve bu balamda dinden baımsızlama anlamında sekülerlemenin çeitlilie karı hogörüyü tevik ettiini iddia etmektedir. Bu iddia her ülke için genelletirilecek bir yargı deildir. Etnik çeitlilik bakımdan Avusturya, Belçika, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Norveç ve sveç hariç dier Avrupa ülkelerinde bu tez dorulanmaktadır. Yani bu Avrupa ülkelerinde kendilerine daha az dindarım diyenler, dindarım diyenler karısında daha fazla etnik çeitlilii savunuyorlar. Slovenya, sveç, Norveç, talya, Finlandiya ve Belçika hariç dier Avrupa ülkelerinde kültürel çeitlilik karısında yine seküler kesimin daha olumlu bir yaklaım sergiledii söylenebilir. Ancak tüm ülkelerde de her iki kesimde kültürel çeitlilii savunanlar, savunmayanlara karı daha fazla bir yekun tutuyor. Dinsel çeitlilik karısında sadece üç ülkede (talya, Polonya ve Slovenya) seküler kesim olumlu bir tavır takınıyor. Dier ülkelerde dindarım diyenler dini çeitlilie daha olumlu yaklaıyorlar. Dindarların dinsel çeitlilii olumsuzladıı ülkeler arasında rlanda, talya, Polonya ve Slovenya dikkat çekiyor. Dilsel çeitlilik karısında tüm Avrupa ülkelerinde olumsuz bir yaklaımın hakim olduu dikkate alınırsa bu konuda dindar ve seküler kesimler arasında da farklılıklar beklenmemelidir. Nitekim Slovenya hariç tüm dier ülkelerde kesimler arası bir farklılık görülmemektedir. Eitimde çeitlilik konusunda ilgili ülkelerdeki kesimler arasında tam bir bölünme söz konusudur. sviçre, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Yunanistan, rlanda, Macaristan, Polonya, Portekiz ve Slovenya da dindar olmayanlar eitimde çoulculuu daha fazla destekliyorlar. Bu bilgiler ııında her zaman çeitlilik ile sekülerleme arasında olumlu bir ba kurmak olanaklı görünmüyor. Çeitlilik karısındaki olumlu yaklaım, bazı ülkelerde dindarların bir özellii iken bazı ülkelerde de seküler kesimin bir özellii olarak karımıza çıkmaktadır. Baka bir deyile

15 94 sekülerleme sürecinin ilerlemesine paralel olarak toplumsal çeitlilik karısında hogörünün artacaını beklemek aırı bir iyimserlik olacaktır. Beinci hipotezimize göre toplumda çatıma beklentisi, göç ve çokkültürlü topluma karı negatif duyguları harekete geçirmektedir. Bu hipotezi test etmek üzere Bir ülke gerilimleri azaltmak istiyorsa göçü durdurmalıdır eklindeki önermeye verilen tepkileri esas aldık. Bazı ülkeler hariç (sveç, spanya, Finlandiya, Fransa, rlanda, Hollanda, Norveç ve sviçre) dier ülkelerde bu önermeye olumlu cevap verenler çounlukta görünüyor. Bu ülkelerde göç ve göçün dourduu çokkültürlü toplum karısındaki endielerde çatıma beklentisinin rol oynadıı söylenebilir. Avrupa da göç ve göçmenlik algısını, iki farklı önermeye verilen tepkilerle dorudan doruya ölçmeye çalıtık. Altıncı hipotezimiz, artan göç ve göçmen nüfusla, toplumsal çeitlilik arasında olumsuz bir ba kurmaktadır. Ülkeye göç kötüdür görüüne, Yunanistan hariç tüm ülkelerde olumlu bir cevap verilmektedir. Yine aynı ekilde Göçmenler ülkeyi yaam açısından daha kötü yapıyorlar görüüne çou ülkelerde destek veriliyor. sveç, Lüksemburg, rlanda, Finlandiya, Danimarka ve sviçre de bu görü taraftar bulmuyor. stisnalarla birlikte artan göç ve göçmenlerin çou ülkede endie kaynaı olduu söylenebilir. Göç ve çeitlilie karı olumsuz yaklaımların temelinde toplumsal çatıma beklentisi kadar kültürel tehdit algısı da önemli bir rol oynamaktadır. Yedinci hipotez bu konuyla ilgili bir varsayımdır: Kültürel tehdit algısı, göç ve çeitlilie karı olumsuz tutumlara sebep olmaktadır. Baka ülkelerden gelen insanlar (göçmenler) ülkenin kültürel yaamını çökertmektedir veya zenginletirmektedir eklindeki bir önermeye Yunanistan hariç tüm dier Avrupa ülkelerinde çökertmektedir eklinde cevap verenler çounluu oluturmaktadır. Baka kültürlerin etkisini ülke için bu kadar olumsuz bulan toplumlar, elbette göçten ve göçmenlikten kaynaklanan kültürel çeitlilie olumlu bakmayacaklardır. Demek ki bu hipotez önemli oranda bir destek bulmaktadır. Sonuncu hipotez ülkelerin dini kompozisyonu ile çeitlilik arasında bir iliki kurmaktadır. Buna göre dinsel mezheplerine göre (Katoliklik, Protestanlık ve Ortodoksluk) Avrupa toplumları arasında farklar beklenmelidir. Yaptıımız korelasyon analizine göre etnik çeitlilik ile ülkelerin dini alt kimlikleri (mezhepleri) arasında bir iliki görünmemektedir. Bu durum önemli oranda kültürel çeitlilik için de söz konusudur. Sadece sveç ve Hollanda da Protestanlar ile Avusturya ve Çek Cumhuriyeti nde Katolikler kültürel çeitlilie fazla destek veriyorlar. Dini çeitlilik genel olarak tüm Avrupa ülkelerinde en fazla destek bulmaktadır. Fakat mezhep kimliine göre baktıımızda sadece Hollanda ve Çek Cumhuriyeti nde Katolikler, Protestanlara kıyasla kısmen daha fazla destek vermektedirler. Dini çeitliliin tersine dilsel çeitlilik genel olarak benimsenmese de bazı ülkelerde Katolikler dilsel çeitlilie kısmen daha fazla destek vermektedirler. Bu ülkeler sırasıyla Slovenya, Portekiz, Hollanda, Lüksemburg, rlanda, Macaristan, Almanya, sviçre, Belçika ve Avusturya dır. Danimarka ve ngiltere de ise Protestanlar dilsel çeitlilie kısmen daha fazla destek veriyorlar. Eitimde çeitlilik konusunda da mezhebi kimliklerine göre ülkeler arasında kısmi farklılıklar gözükmektedir. Belçika ve Macaristan da Katolikler eitimde daha fazla çoulculua destek verirken, bu konuda Hollanda, Finlandiya, Almanya ve sviçre de de Protestanlar benzer bir pozisyona sahipler. Dinsel kimlikler ile çeitlilik arasındaki balantı konusunda tüm bu veriler mezhebi kimliin çeitlilik üzerinde etkili olduunu göstermektedir. Ancak Katolikler ile Protestanların tavrı konusunda genel ve tekil bir yargıda bulunmak olanaklı gözükmemektedir. Büyük bir ihtimalle bazı ülkelerde azınlık konumunda olan ve tarihsel olarak dılanmı bulunan gruplar (bunlar bazı ülkelerde Katolikler bazı ülkelerde de Protestanlar olabilir) bazı ülkelerde de ezici bir çounlua sahip olan ve dolayısıyla kendine güveni yüksek olan dini gruplar çeitlilie daha olumlu yaklamaktadırlar. Baka bir deyile farklılıkları açıklama temeli olarak dini kimliin içeriinden ziyade dini grupların statüsü önemli gözükmektedir. 5. Sonuçlar Avrupa toplumlarının farklı çeitlilik biçimleri karısındaki tepki ve tutumlarını bir kaç noktada özetlemek mümkündür. Her eyden önce farklı çeitlilik biçimleri arasında bir sıralama yapacak olursak,

16 95 Avrupa toplumlarında en fazla kabul gören çeitlilik biçimi etnik çeitlilik tir. Macaristan hariç aratırmaya dâhil olan tüm Avrupa ülkeleri, etnik çeitlilii olumlu algılamakta ve bir toplumda farklı etnik gruplara yer verilmesi gerektiini düünmektedirler. kinci planda olumlanan çeitlilik biçimi ise, dinsel çeitlilik tir. Tablo 6 da görüldüü üzere Belçika, sviçre, spanya, Finlandiya, Fransa, ngiltere, Macaristan, rlanda, Lüksemburg, Hollanda ve sveç gibi ülkelerde dini çeitlilie destek verenlerin oranı, karıt olanların oranını geçmektedir. Eitimde çeitlilik ve çeitliliin kurumsallamasına destek sadece be ülkede (Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, rlanda, Polonya ve Portekiz) orantısal olarak anlamlı görünmektedir. Kültürel çeitlilik ise sadece bir Avrupa ülkesinde (sviçre) ilgi ve itibar görmektedir. Tüm dier Avrupa ülkelerinde halk, toplumun ortak adet ve gelenekleri olmasının daha iyi olacaını düünmektedir. Dilsel çeitlilik, Avrupa da hemen hemen hiç bir ülkede destek görmemekte ve bu durumda en az benimsenen bir çeitlilik biçimi olarak ortaya çıkmaktadır. Bu noktada Avrupa ülkeleri dilde ve dolayısıyla iletiimde homojen ve tekil bir yapılanmayı tercih etmektedirler. Bu verilerin ııında genel olarak diyebiliriz ki Avrupa da çokkültürcülük, sosyolojik olarak etnik ve dinsel bir içerie sahiptir. Çeitliliin dier biçimlerine (kültürel, dilsel ve eitimsel) çou ülkelerde anlamlı bir destek verilmemektedir. Dolayısıyla bu ülkelerde toplum, genel anlamda çokkültürlü bir topluma konseptine deil, çok-etnisiteli ve çok-dinli bir toplum modeline destek vermektedirler. Yaptıımız analizler ülkeler arasındaki farkları açıklamada bazı etkenlerin anlamlı ve açıklayıcı olduunu göstermektedir. Bu etkenlerin baında bir ülkedeki fiili çeitlilik ve bu çeitlilik hakkındaki düünceler gelmektedir. Kendi ülkelerinde oldukça farklı etnik grupların olduunu düünenler bunun olumlu bir durum olduunu düünürken, ülkelerinde farklı etnik grupların olmadıını söyleyenler de doal olanın bu olduunu düünmektedirler. Demek ki fiili çeitlilik, çeitlilik konusunda hogörünün gelitirilmesinde kendi baına olumlu bir etken olarak görülmektedir. Tablo 6. Farklı çeitlilik biçimlerine verilen destein görünümü ÇEITLILIK BÇMLER ÇOKKÜLTÜRCÜLÜE DESTEN YÜKSEK OLDUU ÜLKELER ÇOKKÜLTÜRCÜLÜE DESTEN DÜÜK YA DA OLMADII ÜLKELER (1) Etnik Çeitlilik (2) Dinsel Çeitlilik (Macaristan hariç) Tüm dier ülkeler Belçika, sviçre, spanya, Finlandiya, Fransa, ngiltere, Macaristan, rlanda, Lüksemburg, Hollanda ve sveç Macaristan (3) Eitimde Çeitlilik Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, rlanda, Polonya ve Portekiz Dier tüm ülkeler (4) Kültürel Çeitlilik sviçre (sviçre hariç) Tüm dier ülkeler (5) Dilsel Çeitlilik Tüm ülkeler

17 96 Bir baka açıdan dinsel çeitliliin en fazla kabul edilen çeitlilik biçimlerinden biri olması da bu fiili bir durumun sonucu olarak görülebilir. Avrupa da Protestanlıın ortaya çıkıından bu yana yaanan toplumsal çatımalar ve gerilimler, neticede daha hogörülü bir toplum yapısını ortaya çıkarmıtır. Eitimde çoulculuk hariç dier çeitlilik biçimleri karısında Dou Avrupa ülkeleri olarak Macaristan ve Polonya da Batı Avrupa ülkelerine kıyasla kısmen daha olumsuz bir yaklaımın olması da bu ülkelerin görece homojen bir yapıya sahip olmalarıyla açıklanabilir. Ülkelerin mezhepsel kimlikleri de çeitlilik olgusu üzerinde etkili görünmektedir. Ancak bu noktada Protestan ve Katolik haklar arasında kategorik bir ayrım yapmak olanaklı deildir. Bazı ülkelerde Katolikler, bazı ülkelerde de Protestanlar çeitlilie olumlu yaklamaktadırlar. Burada mezhebi kimliin içeriinden ziyade toplumsal konumu etkileyici gözükmektedir. Mezhebi kimlik kadar sekülerleme olgusu da çeitlilik üzerinde etkili gözükmekle birlikte burada da genel bir yargıda bulunmak mümkün gözükmüyor. Bazı ülkelerde dindarlar bazı ülkelerde de seküler kesim çeitlilie olumlu ya da olumsuz yaklaıyorlar. Yine ülkeler kadar farklı çeitlilik biçimlerine göre de farklı yargılara rastlanmaktadır. Bugün Avrupa da çeitlilik karısındaki olumsuz yaklaımlar göç ve göçmenlik algısıyla biçimlenmektedir. Günümüzde giderek artan göç ve göçmenler ülke için bir tehdit ve çatıma kaynaı olarak karılanmaktadır. Çeitliliin yeni kaynaı olan göç ve göçmenlik, olumsuz bir gelime olarak karılanmaktadır. Tam bu noktada Avrupa da 11 eylülün yarattıı konjonktür ve bu konjonktür altında göç, göçmenlik ve çokkültürlü toplum konusuna siyasal güçlerin olumsuz yaklaımları toplum üzerinde de etkili olmaktadır. Son yıllarda bir çok Avrupa ülkesinde sadece bu konulardaki olumsuz yaklaımlarıyla yeni sa partiler ortaya çıkmı ve toplumda önemli destek koparmılardır. Bu gelimeleri yakından izleyen yerleik siyasi partilerde oy çekme ve aırı saa kaymayı engellemek için bu alanlarda katı politikalar gelitirmeye balamılardır. Avrupa da göç ve göçmenlikten kaynaklanan yeni çeitlilik ya da çokkültürlü toplum olgusu kinci Dünya Savaı sonrasında ortaya çıkmı yeni bir realitedir. Bu realitenin kabul edilmesi ve içselletirilmesi de, tıpkı modern tarihte ortaya çıkmı dini çeitlilik gibi zaman alacaa benzemektedir. Kaynaklar: Canatan, K., Hollanda da Çokkültürlü Toplum Tartımaları ve Karı-Çokkültürcü Söylemin Analizi, Avrupa Günlüü, Sayı 2, Sh , Berlin Couwenberg, S.W., Nationaliteit en Nationalisme, Bron van integratie en desintegratie, SDU Uitgeverij Koninginnegracht, Den Haag Entzinger, H.B., Het Minderhedenbeleid, Boom Meppel, Amsterdam Kymlica, W., Çokkültürlü Yurttalık, Azınlık Haklarının Liberal Teorisi, Ayrıntı yayınları, stanbul Parekh, B., Rethinking Multiculturalism, Cultural diversity and political theory, Macmillan Press Ltd, Houndmills, Basingstoke, Hampshire RG21 6XS and London Taylor, C., Çokkültürcülük, Tanınma Politikası, Yapı Kredi Yayınları, stanbul Vermeulen, H. (red.), Immigrantenbeleid voor de multiculturele samenleving, Integratie-, taalen religiebeleid voor immigranten in vijf West-Europese landen, IMES, Amsterdam Vermeulen, H. & Slijper, B., Multiculturalisme in Canada, Australie en de Verenigde Staten, Ideologie en beleid , Aksant, Amsterdam Wanner, P., Migration trends in Europe, European population papers Series No. 7, Council of Europe, 2002.

18 97 EK: Ülkelere Göre Deneklerin Sayısı Mutlak Rakam Yüzdelik Kümülatif Yüzdelik 1 Avusturya ,3 5,3 Belçika ,5 9,8 sviçre ,8 14,6 Çek Cumhuriyeti ,2 17,8 Almanya ,9 24,7 Danimarka ,6 28,3 spanya ,1 32,4 Finlanda ,7 37,1 Fransa ,5 40,6 ngiltere ,8 45,5 Yunanistan ,1 51,5 Macaristan ,0 55,5 rlanda ,8 60,3 talya ,8 69,1 Lüksemburg ,7 72,8 Hollanda ,6 78,3 Norveç ,8 83,1 Polonya ,0 88,1 Portekiz ,6 91,7 sveç ,7 96,4 Slovenya ,6 100,0 Toplam ,0

Giri 1. Ortado u Bölgesinin Tanımı Ve Özellikleri 1.1. Ortado u Neresidir?

Giri 1. Ortado u Bölgesinin Tanımı Ve Özellikleri 1.1. Ortado u Neresidir? Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 5 Sayı: 20 Volume: 5 Issue: 20 Kı 2012 Winter 2012 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ORTADOU'NUN YENDEN

Detaylı

Neoliberal Küreselleme Kalkınma için Bir Fırsat mı, Engel mi?

Neoliberal Küreselleme Kalkınma için Bir Fırsat mı, Engel mi? ERC Working Paper in Economic 04/09 August 2004 Neoliberal Küreselleme Kalkınma için Bir Fırsat mı, Engel mi? Fikret enses ktisat Bölümü Orta Dou Teknik Üniversitesi Ankara 06531 Economic Research Center

Detaylı

Anahtar Kavramlar: Aile, Göç, Çocuklar, Eitim Örenim Hakkı, Van. Abstract

Anahtar Kavramlar: Aile, Göç, Çocuklar, Eitim Örenim Hakkı, Van. Abstract Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 6 Sayı: 27 Volume: 6 Issue: 27 Yaz 2013 Summer 2013 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 GÖÇLE GELEN ALELERN

Detaylı

ANAYASA HUKUKU VE NSAN HAKLARI AÇISINDAN BLG EDNME HAKKI

ANAYASA HUKUKU VE NSAN HAKLARI AÇISINDAN BLG EDNME HAKKI ANAYASA HUKUKU VE NSAN HAKLARI AÇISINDAN BLG EDNME HAKKI Doç. Dr. Firuz D. Yaamı firuz@ttnet.net.tr firuz@sabanciuniv.edu ÖZET Bilgi özgürlüü ya da bilgi edinme hakkı hem çok eski ve bilinen anayasal kavramların

Detaylı

fade Özgürlüü Avrupa nsan Hakları Sözlemesi nin 10. Maddesi nin uygulanmasına ilikin kılavuz Monica Macovei nsan hakları el kitapları, No.

fade Özgürlüü Avrupa nsan Hakları Sözlemesi nin 10. Maddesi nin uygulanmasına ilikin kılavuz Monica Macovei nsan hakları el kitapları, No. fade Özgürlüü Avrupa nsan Hakları Sözlemesi nin 10. Maddesi nin uygulanmasına ilikin kılavuz Monica Macovei nsan hakları el kitapları, No. 2 çindekiler Giri... 4 10. Madde konusunda genel düünceler...

Detaylı

Çok Alanlı Sanat Eitiminde Ölçümleme ve Deerlendirme Yaklaımları: Bolu li Örnei

Çok Alanlı Sanat Eitiminde Ölçümleme ve Deerlendirme Yaklaımları: Bolu li Örnei Mamur, N. (2004). Çok Alanlı Sanat Eitiminde Ölçümleme ve Deerlendirme Yaklaımları: Bolu li Örnei, lköretim- Online, 3(2), 1-18, [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr Çok Alanlı Sanat Eitiminde Ölçümleme

Detaylı

Amerikan ç Savaı ve Mısır: Pamuk Örneinde Mısır Modernlemesi ve Amerikan ç Savaı nın Sürece Olan Katkısı

Amerikan ç Savaı ve Mısır: Pamuk Örneinde Mısır Modernlemesi ve Amerikan ç Savaı nın Sürece Olan Katkısı Amerikan ç Savaı ve Mısır: Pamuk Örneinde Mısır Modernlemesi ve Amerikan ç Savaı nın Sürece Olan Katkısı American Civil War and Egypt: Modernization of Egypt in the case of Cotton and the Contribution

Detaylı

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı ile ilgili TBMM tartımaları

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı ile ilgili TBMM tartımaları Bilgi Edinme Hakkı Kanunu Tasarısı ile ilgili TBMM tartımaları Bu PDF dokumanı http://www.bilgilenmehakki.org tarafından hazırlanmıtır. BRNC OTURUM Açılma Saati: 15.00 8 Ekim 2003 Çaramba BAKAN : Bakanvekili

Detaylı

derinlikli ilikilerin öne çıktıı görülür. Ortega Gassetroman özü gerei aırdan alan bir türdür (2012: 67) derken romanın olay anlatma aceleciliinden

derinlikli ilikilerin öne çıktıı görülür. Ortega Gassetroman özü gerei aırdan alan bir türdür (2012: 67) derken romanın olay anlatma aceleciliinden Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 37 Volume: 8 Issue: 37 Nisan 2015 April 2015 www.sosyalarastirmalar.comissn: 1307-9581 HER EY GEÇP GDER

Detaylı

21. YÜZYILIN LK ÇEYRENDE TÜRKYE NÜFUSUNDA NE DET? WHAT HAS CHANGED IN THE POPULATION OF TURKEY IN THE FIRST QUARTER OF THE 21 st CENTURY?

21. YÜZYILIN LK ÇEYRENDE TÜRKYE NÜFUSUNDA NE DET? WHAT HAS CHANGED IN THE POPULATION OF TURKEY IN THE FIRST QUARTER OF THE 21 st CENTURY? Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 5 Sayı: 21 Volume: 5 Issue: 21 Bahar 2012 Spring 2012 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 21. YÜZYILIN

Detaylı

POPÜLER KÜLTÜR VE MÜZK ÜZERNE ABOUT POPULAR CULTURE AND MUSIC Deniz AYDAR

POPÜLER KÜLTÜR VE MÜZK ÜZERNE ABOUT POPULAR CULTURE AND MUSIC Deniz AYDAR Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 33 Volume: 7 Issue: 33 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 POPÜLER KÜLTÜR VE MÜZK ÜZERNE ABOUT

Detaylı

Giri Kaynakları ve bazı ortak konu alanları bakımından benzerlik gösteren sosyoloji ve edebiyat, birinin bilim, dierinin sanat dalı olması

Giri Kaynakları ve bazı ortak konu alanları bakımından benzerlik gösteren sosyoloji ve edebiyat, birinin bilim, dierinin sanat dalı olması RASM ÖZDENÖREN N ÇOK SESL BR ÖLÜM ADLI HKÂYESNE EDEBYAT SOSYOLOJS AÇISINDAN BR YAKLAIM AN APPROACH FROM THE PONT OF LTERATURE SOCOLOGY TO RASM ÖZDENÖREN S STORY NAMED ÇOK SESL BR ÖLÜM Yılmaz IRMAK Özet

Detaylı

Avrupa da Türkiye: Bir sözden fazlası mı?

Avrupa da Türkiye: Bir sözden fazlası mı? Avrupa da Türkiye: Bir sözden fazlası mı? Bağımsız Türkiye Komisyonu Raporu Eylül 2004 Bağımsız Türkiye Komisyonu Martti Ahtisaari (Bașkan) Finlandiya Cumhurbașkanı (E) Kurt Biedenkopf Saksonya Eyaleti

Detaylı

Sosyal Güvenlik Nereye Do ru Gidiyor?

Sosyal Güvenlik Nereye Do ru Gidiyor? IBM Global Social Segment Haziran 2007 Sosyal Güvenlik Nereye Do ru Gidiyor? 15 Bat Avrupa ülkesindeki sosyal güvenlik yönetimi CEO lar ile yaplan görümeler Hazrlayanlar: Prof. Dr. Paul SCHOUKENS Prof.

Detaylı

Türkiye'de ve Dünya da Milliyetçilik

Türkiye'de ve Dünya da Milliyetçilik Türkiye'de ve Dünya da Milliyetçilik Prof. Dr. Ali Çarkoğlu Koç Üniversitesi Bilim Akademisi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi Bilim Akademisi 1 Giriş 1 Fransız ihtilalinden (1789) sonra

Detaylı

Sayı tayın Performans Ölçümüne li kin Ön Ara tırma Raporu

Sayı tayın Performans Ölçümüne li kin Ön Ara tırma Raporu Aratırma/nceleme/Çeviri Dizisi Sayıtayın Performans Ölçümüne likin Ön Aratırma Raporu Aratırma Sacit Yörüker (Kom Bakanı) Levent Karabeyli (Kom. Üyesi) Safiye Kaya (Kom. Üyesi) Baran Özeren (Kom. Raportörü)

Detaylı

Göç, İç Göç ve Dış Göç

Göç, İç Göç ve Dış Göç Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 6 Sayı: 26 Volume: 6 Issue: 26 Bahar 2013 Spring 2013 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 GÖÇ, ENTEGRASYON

Detaylı

Kaynak: Berksun, O. (2003), Anksiyete ve Anksiyete Bozuklukları (2nd ed.), stanbul: Turgut Yayıncılık.

Kaynak: Berksun, O. (2003), Anksiyete ve Anksiyete Bozuklukları (2nd ed.), stanbul: Turgut Yayıncılık. Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 37 Volume: 8 Issue: 37 Nisan 2015 April 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 BALANTIDA KALMAK

Detaylı

Dünya Ekonomisinde Deiimler ve Türkiye ye Yansımaları Korkut Boratav

Dünya Ekonomisinde Deiimler ve Türkiye ye Yansımaları Korkut Boratav Dünya Ekonomisinde Deiimler ve Türkiye ye Yansımaları Korkut Boratav Bu bildiride ilk önce dünya ekonomisinin son yıllarda sürüklenmekte olduu dengesizliklere ilikin veri ve bilgiler sunulacak, tartıılacak

Detaylı

KNC KISIM KABULEDLEBLRLE DAR KARAR. Lucia DAHLAB ın sviçre ye karı 42393/98 n bavurusu. Bakan, C.L. Rozakis, Yargıçlar, A.B. Baka, L.

KNC KISIM KABULEDLEBLRLE DAR KARAR. Lucia DAHLAB ın sviçre ye karı 42393/98 n bavurusu. Bakan, C.L. Rozakis, Yargıçlar, A.B. Baka, L. KNC KISIM KABULEDLEBLRLE DAR KARAR Lucia DAHLAB ın sviçre ye karı 42393/98 n bavurusu Bakan, C.L. Rozakis, Yargıçlar, A.B. Baka, L. Wildhaber, G. Bonello, V. Stráznická, M. M. Fischbach, M. Tsatsa-Nikolovska,

Detaylı

Sözlük anlamı diğerlerinin etkisi ve müdahalesi olmadan birinin kendi. Kendi Kaderini Tayinin Liberal Teorileri * Hüseyin Kalaycı

Sözlük anlamı diğerlerinin etkisi ve müdahalesi olmadan birinin kendi. Kendi Kaderini Tayinin Liberal Teorileri * Hüseyin Kalaycı 67 f Hüseyin Kalaycı Kendi Kaderini Tayinin Liberal Teorileri * Hüseyin Kalaycı Sözlük anlamı diğerlerinin etkisi ve müdahalesi olmadan birinin kendi kararlarını alması veya bireylerin hayatlarını kontrol

Detaylı

TÜRKİYE DE İÇGÖÇ OLGUSU, NEDENLERİ ve ÇORLU ÖRNEĞİ

TÜRKİYE DE İÇGÖÇ OLGUSU, NEDENLERİ ve ÇORLU ÖRNEĞİ TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ ANABİLİM DALI TÜRKİYE DE İÇGÖÇ OLGUSU, NEDENLERİ ve ÇORLU ÖRNEĞİ Hazırlayan: Murat ÖZDEMİR Danışman: Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Mülteci Savunuculuk & Destek Programı. stenmeyen Misafirler: Türkiye de Yabancı Misafirhaneleri nde Tutulan Mülteciler

Mülteci Savunuculuk & Destek Programı. stenmeyen Misafirler: Türkiye de Yabancı Misafirhaneleri nde Tutulan Mülteciler Mülteci Savunuculuk & Destek Programı stenmeyen Misafirler: Türkiye de Yabancı Misafirhaneleri nde Tutulan Mülteciler Kasım 2007 RAPORLA LGL ÖN BLG Helsinki Yurttalar Dernei (hyd) bu raporu, rapor yayımlanmadan

Detaylı

YOLSUZLUK VE BU ALANDA MÜCADELE EDEN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER VE B R MLER

YOLSUZLUK VE BU ALANDA MÜCADELE EDEN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER VE B R MLER YOLSUZLUK VE BU ALANDA MÜCADELE EDEN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER VE B R MLER M. Hakan ÖZBARAN Sayı tay Ba denetçisi G R u makalede, öncelikle, yolsuzluk kavramındaki geli meler Bözetlenerek temel misyonu yolsuzluk

Detaylı

Anayasaya Dair Tanım ve Beklentiler

Anayasaya Dair Tanım ve Beklentiler Anayasaya Dair Tanım ve Beklentiler Saha Araştırması - Eylül 2012 Anayasaya Dair Tanım ve Beklentiler Saha Araştırması Eylül 2012 Anayasaya Dair Tanım ve Beklentiler Saha Araştırması - 2012 Türkiye Ekonomik

Detaylı

Süryani Cemaatinde Toplumsal Dönüşüm ve Siyasete Dâhil Olma

Süryani Cemaatinde Toplumsal Dönüşüm ve Siyasete Dâhil Olma İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Cilt: 3, Sayı: 4, 2014 Sayfa: 739-760 Süryani Cemaatinde Toplumsal Dönüşüm ve Siyasete Dâhil Olma Öz Ayşe GÜÇ IŞIK Dr. gucayse@gmail.com Mardin in içinde

Detaylı

ÇOK KÜLTÜRLÜ TOPLUMLARDA İLETİŞİM: DİVRİĞİ ÖRNEĞİ ÖZET

ÇOK KÜLTÜRLÜ TOPLUMLARDA İLETİŞİM: DİVRİĞİ ÖRNEĞİ ÖZET ÇOK KÜLTÜRLÜ TOPLUMLARDA İLETİŞİM: DİVRİĞİ ÖRNEĞİ Zekiye TAMER GENCER I ÖZET Günümüz Türkiye sinde, yaşanan çok kültürlü bir yapıdan ve bu yapının beraberinde getirdiği kültürel zenginlikten bahsetmek

Detaylı

Avrupa da Çokkültürlülüğün İflası (Mı?)

Avrupa da Çokkültürlülüğün İflası (Mı?) Uluslararası Hukuk ve Politika Cilt 7, Sayı: 26 ss.55-85, 2011 Avrupa da Çokkültürlülüğün İflası (Mı?) Hakan Övünç ONGUR Özet Türdeş milliyetçilik ideolojisine karşıt konumlanmış çokkültürlülük anlayışının

Detaylı

YOKSULLARIN KENDİ ÖZEL DURUMLARI İLE FARKINDALIKLARINA DAİR BİR ALAN ÇALIŞMASI: DENİZLİ İLİ ÖRNEĞİÖZET. Hande ŞAHİN 1. Zuhal ÇİÇEK 2 ÖZET

YOKSULLARIN KENDİ ÖZEL DURUMLARI İLE FARKINDALIKLARINA DAİR BİR ALAN ÇALIŞMASI: DENİZLİ İLİ ÖRNEĞİÖZET. Hande ŞAHİN 1. Zuhal ÇİÇEK 2 ÖZET YOKSULLARIN KENDİ ÖZEL DURUMLARI İLE FARKINDALIKLARINA DAİR BİR ALAN ÇALIŞMASI: DENİZLİ İLİ ÖRNEĞİÖZET Hande ŞAHİN 1 Zuhal ÇİÇEK 2 ÖZET Yoksulluk, dünyada giderek derinleşen bir problem haline gelmektedir.

Detaylı

[3] Yeni Anayasa Sürecini İzleme Raporu: Nasıl Bir Anayasaya Doğru Gidiyoruz? Mart 2013 TESEV DEMOKRATİKLEŞME PROGRAMI

[3] Yeni Anayasa Sürecini İzleme Raporu: Nasıl Bir Anayasaya Doğru Gidiyoruz? Mart 2013 TESEV DEMOKRATİKLEŞME PROGRAMI TESEV DEMOKRATİKLEŞME PROGRAMI Yeni Anayasa Sürecini İzleme Raporu: Nasıl Bir Anayasaya Doğru Gidiyoruz? Mart 2013 [3] Yazarlar: Etyen Mahçupyan, Mehmet Uçum, Özge Genç www.anayasaizleme.org Sunuş Özge

Detaylı