Hakikî Anlam, Gerçek Anlam ve Düzanlam *
|
|
- Gizem Kobal
- 6 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 Hakikî Anlam, Gerçek Anlam ve Düzanlam * Nizamettin Uğur 0. Giriş Anlambilimin temel sorunlarından biri sözcük anlambilimidir. Anlambilim anlamı bağlamlarda arama eğilimindedir. Bağlam dıģında anlam arama yaklaģımı, sözcük anlambilimi dıģında, çıkıģı olmayan bir yol olarak kabul edilir genelde. Ama iģ, sözcüklerin anlamları üzerinde konuģmaya gelince baģka yaklaģımlar çıkabilmektedir karģımıza. Anlam konusunun karmaģıklığı, ele alınan yanına ya da kalkıģ noktasına göre gösterdiği farklı açılımlarla birlikte, iģin içinden çıkılamaz, bir dizgeye bağlanamaz boyutlarda olmuģtur her zaman. Wittgenstein, Sözcüğün anlamı, onun dil içindeki kullanımıdır. der. Guiraud, Zvegintsev, Hofmann gibi pek çok düģünür de böyle yaklaģır konuya. Ullmann ise, sözcükler bağlam dıģında var olamasalardı sözlükler hazırlanamazdı, demiģtir. Dil, kuģkusuz tümüyle bağlam üzerine kurulu; bağlamsız hiçbir söz yok. Ama dil in kendisi inceleme malzemesi olunca, yani dil ötesi ya da üst dil iģlevinde kullanılmaya baģlandığında dil, bağlam dıģında, daha doğrusu farklı bir bağlamda iģler algılama eylemi. Bilim yöntemi bunu gerektirir çünkü. Tanımlar ve sınıflamalar böyle yapılır, sözlük ve ansiklopediler bu mantıkla hazırlanır. Sözgelimi ağaç sözcüğünün sesbirimleri / kökeni / anlambirimcikleri diye baģlarız söze ya da bu söz öbeklerini kullanırız her an. Dilin ve anlamın tümüyle bağlamdan oluģmasına karģın, ağaç sözcüğünün anlamı gibi sözdizimleri ancak bu yolla, bağlam dıģına çıkılarak ele alınabilir. Anlamın bağlamla ve bağlam dıģıyla olan boyutları, dilbilimciler tarafından pek gözden kaçırılmaz. Ama yazı yazılırken, bu boyut ve konuyla ilgili ayrıntılar doğal olarak göz önüne genelde alınmaz, atlanır. Sözgelimi retorik in dilinde Ģu tümcelere rastlanır sık sık: - Zihnimizde canlanan ilk kavram, göstergenin düzanlamıdır. Göstergenin (sözcüklerin) ikinci anlamları, yananlamı oluşturur. - Düzanlam, bir sözcüğün birinci anlamıdır. Bu kavramlar belagat te ise Ģöyle olur: - Hakikî anlam en genel ve basit tanımıyla bir ifadenin ilk ve temel anlamı, lafzî anlamıdır. - Lugavî anlam, kelimenin sözlük anlamıdır. - En genel kabulüyle temel anlam, kelimenin aklımıza gelen ilk anlamıdır. Bu yazının konusu, yukarıdaki tümcelerde yer alan kavramlardır bir bakıma. Her iki alan da kendi dilini kendi kavramlarıyla kurmuģtur doğal olarak. Bu kavramların neler olduğu, nasıl ele alındığı üzerinde biraz sonra durucağız. Ancak bu ayrıntılara girerken, öncelikle dikkat çekmek istediğimiz bir iki saptamayı aktaralım. Belagatte yananlam terimi yer almamıģ, anlam konusu hakikî-mecaz-kinaye çerçevesinde ele alınmıģtır. Türkçe retorik dilinde yer verilen yananlam teriminin, Batıdaki connotation teriminin karģılığı olup olmadığına yönelik kafa karıģıklığı var bizde. * Kavramlar bu yazıda genel yanlarıyla ve çok kısa biçimde alınmak zorunda kalındığı için, kaynaklar, sayfa gösterilerek verilmemiģ, sonda kaynakça olarak sunulmuģtur. 1
2 Daha baģka konularla birlikte ortaya çıkan kafa karıģıklığı, ortaöğretim ders kitaplarına da Ģöyle yansımıģtır: temel (gerçek) anlam-yan anlam-mecaz anlam-terim anlam. (9. sınıf Dil ve Anlatım kitabı) Kafa karıģıklığının neler olduğu ve bu kavramların belagat (Doğu, Ġslam) ve retorik (Batı) geleneklerinde nasıl ele alındığını göstermeye çalıģalım Ģimdi. * 1. Belagat geleneğinde sözcükte anlam kavramları Belagatin Batıdaki göstergebilime denk gelen delalet kuramı na göre, dall (delalet eden, gösteren)- medlûl (delalet edilen, gösterilen) iliģkisi üç çeģittir: Aklî delalet ( duman ın ateģ in varlığına delaleti) Tabiî delalet ( yüzün kızarması nın, utanma ya delaleti) Vaz ı delalet (toplumsal uzlaģmaya dayanan dilbilimsel adlandırma, sözgelimi ağaç sesbiriminin /ağaç/ kavramına delaleti) Osmanlıda bu üç tip göstergeleri inceleyen bilime ilm ül vaz adı verilirdi. Dilbilimsel adlandırma içinde yer alan sözcük anlamı (lafz-mânâ iliģkisi), klasik belagatte geleneksel olarak öncelikle üç kavramla ele alınır: hakikî anlam, mecaz, kinaye. Bazıları bu terimlere galat ı, bazıları da ayrıca mürtecel i ekler. Bu kavramlar kısaca Ģöyle açıklanıyor: Sözün neyi iģaret ettiğinde mutabakat (uzlaģma, toplumun adlandırması) varsa hakikat, tazmîn (anlamın baģka gösterene ödünçlenmesi) söz konusu ise mecaz, iltizam (kendi içinde bir diğer anlamı verme) varsa kinaye, söz yanlıģ anlamda kullanılmıģsa ya da yanlıģ adlandırma yapılmıģsa galat, söz herhangi bir ilgiye dayanmadan (sözgelimi özel ad verme), kiģisel ya da anlık kullanılmıģsa mürtecel denir. Bütün bunlara karģın dil esasında hakikat-mecaz ekseninde tartıģılmıģtır Hakikî anlam: Hakikat sözcüğü, sabit olmak anlamında, kalıcı sıfatlar için kullanılır. Anlam konusuna özgülendiğinde, Hakikat, bir lafzın, tahsis edildiği mevzua delaletidir. denilmiģtir. Dolayısıyla hakikî anlam için, sözcüğün hangi anlam için konulmuģsa, eski deyiģle, vaz edilmiģse o anlamda, giderek de, dilde sabitlenmiģ, gerçeklik kazanmıģ anlamında kullanılması tanımı yapılmıģtır. Kavram her ne kadar sözcüğün ilk vaz edilen (konulan, adlandırmayla ilgili) anlamı biçiminde tanımlansa da, dildeki, dolayısıyla sözcüklerin anlamındaki değiģmeler nedeniyle, konuluģ anlamı kavramından zamanla uzaklaģılıp toplumdaki genel kabul olgusuna, örf e, halkın dili kullanıģ norm una dikkat çekilerek, Hakikî anlam, kullanımda akla ilk gelen, toplumda en yaygın olan anlamdır. tanımına ağırlık verilmeye baģlanmıģtır. Bu anlam olgusu üzerinde durulurken; bazı sözcüklerin yeni hakikî anlam lar kazandığı (vaz edildiği), yeni anlamlarla eski anlamların varlıklarını birlikte sürdürdüğü, eski anlamın ikincil konuma düģebildiği, bazen unutulduğu saptanmıģ ve hakikî anlamın bu dinamik özellikleri örneklerle ayrıntılı biçimde tartıģılmıģtır (bu değiģmelerle ilgili biraz sonra örnekleme yapılacaktır). Sözcüğün bu değiģik hakikî anlamlarının, toplumun değiģik kesimlerinde ayrı ayrı en yaygın olması, akla ilk gelmesi olgusuna dikkat çekilmiģtir. Buna bağlı olarak, Vaz türleri, bir sözcüğün, kullanıldığı alana göre farklı anlamlara delalet edebileceğini göstermektedir. yargısına ulaģıldığını görüyoruz. Sözcüklerin ilk baģta tek anlamlı olarak dil alanında var olmaları nedeniyle, hakikî anlam önce tek bir taneymiģ gibi ele alınıp tanımlanırken, yukarıda da değinildiği gibi, sözcüğün sonradan kazandığı yeni anlamları, bu anlamların kullanım alanları ve yaygınlık durumları göz önüne alınarak kavramın kapsamı geniģletilmiģ; tanım, dolayısıyla akla ilk gelme, en yaygın olma, hatta konuluģ anlamı * Bir bakıma eģ anlamlı olan belagat ve retorik terimleri, bu yazıda, içinde yer aldıkları geleneklerin adı kılınarak kullanılmıģtır. Terimlerin yazılıģında da anlayıģların yazım geleneğine uyulmuģtur. 2
3 özelliği yeni hakikî anlam kavramlarının her birine de ayrı ayrı uygulanmıģtır. Buna göre hakikî anlam çeģitlerinin Ģöyle adlandırıldığını saptıyoruz: Lugavî * hakikat: Sözün kendine özgü kılınan, belagatteki söyleniģiyle, lafzın dilde vaz edildiği anlamıdır. Dilsel hakikat de denilir. Herhangi bir zümreye, kesime ya da bir alana özgü olmayan, baģka deyiģle, toplumun genelinde kullanılan, sözlüklerde bu çerçevede açıklanan anlamlardır. Hakikî anlam terimini açıklarken üzerinde durduğumuz gibi, lugavî hakikat için de, önce, sözcüklerin ilk baģlarda yalnız bir kavramı karģılamasına yönelik olarak, toplum tarafından kabul edilen ilk ve temel anlam biçiminde tanım yapılmıģtır. Ancak sözcüklerin anlam geniģlemesi yoluyla sonradan çok anlamlı duruma gelebildikleri, sözcüğün yeni anlamının eski anlamıyla birlikte yaģayabildiği, hatta yer değiģtirebildiği, eski anlamını unutturabildiği saptanmıģ, yeni anlamın bazen ancak belli zümrelerde yerleģmiģ olabileceğine de dikkat çekilmiģtir. Bu tür değiģmelere birkaç örnek verebiliriz. Öfke nin tarihteki ilk anlamı günümüzdeki ciğer dir. Ciğer sözcüğü Farsçadan dilimize geçtiğinde öfke sözcüğünün yerini almıģ ve bu sözcüğü anlam daraltmasına uğratarak yan anlamlarından biri olan kızgınlık anlamıyla sınırlı duruma itmiģtir. Merkep sözcüğünün karģıladığı anlamlar Osmanlıca sözlüklerde Ģu sıralamayla verilir: merkep: 1. rûkûbedilecek, binilecek Ģey, binek. 2. vapur, gemi, kayık gibi Ģeyler. 3. eģek. Bu sözcüğün günümüzdeki bazı sözlüklerde verilen karģılıkları: merkep: 1. eģek. 2. binilecek Ģey, binek. Merkep sözcüğü bazı sözlüklerimizde ise sadece eģek olarak açıklanır. Sözcüklerdeki bu tür değiģmelere göre yeni kavramlar ve terimler ortaya çıkarılmıģtır. Bütün bunlar göz önüne alındığında, lugavî hakikat in, belli kesimlerle sınırlı olmayan, toplumun genelinde bilinen sözlüksel anlamlar olduğu söylenebilir. ** Örfî (geleneksel) hakikat: Örf sözcüğünün konumuzu ilgilendiren anlamı âdet, hüküm; gelenek tir. Örfî anlam iki çeģittir: Örfi-î âmm: Lugavî hakikatin, toplumun tümünde ya da çoğunluğunda geçerli olabilecek biçimde kazandığı yeni anlamıdır. Belagat kitaplarında sözgelimi rüzgâr ve misafir örnekleri verilir. Rüzgâr sözcüğü baģta zaman, devir kavramlarını karģılarken, sonradan, dünya ve yel (dalgalanmıģ hava) kavramlarında da kullanılmıģtır. Misafir sözcüğü de ilk önce yoldan gelen, yolcu anlamında kullanılırken, sonraları, yolculuk sırasında birinin evine inen konuk anlamını, giderek daha çok da, komģuya giden kimse anlamını karģılamaya baģlamıģtır Örfî-i has: Sözcüğün zümrelerde, mesleklerde, belirli çevrelerde ya da beldelerde kazandığı ve bu kesimlerdeki kullanımında akla ilk gelen anlamıdır. Sözgelimi bir doktorun, sözlükteki ilk anlamı yanıcı cisimlerin tutuģmasıyla beliren ısı ve ıģık olan ateģ sözcüğünün, Hastanın ateģi çıkmasın. tümcesindeki anlamı olan hararet, tıp dilindeki kullanımında akla ilk gelen anlamıdır, yani bu sözcüğün tıp literatüründe vaz edilen, en baģta düģünülen anlamıdır Şer î hakikat: Sözcüğün Ģeriat alanında vaz edilmiģ olan, dinsel literatürde kazandığı ve bu alandaki kullanımında akla ilk gelen yeni anlamıdır. Belagat kitaplarında verilen bir örnek: Salât * Lûgavî: 1. lûgate mensup, lûgat anlayan. 2. mecâzî olmayıp hakiki bir mânâya delâlet eden kelimeye ait olan. Lûgat: 1. kelime, söz. 2. her milletin konuģtuğu dil ve bu dilin her kelimesi. 3. lûgat kitabı (sözlük). (Ferit Develioğlu, Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik Lûgat, 14. baskı, 1997, Ankara) ** Lugavî hakikat kavramı konusunda bir bulanıklığın olduğu görünüyor; çünkü açıklamalara ve örneklere göre örfî hakikatin bir kısmı (örfi-î âmm) bu kavramın kapsamında yer almaktadır. Ancak sözcüğün sonradan kazandığı yaygınlaģmıģ yeni anlamları için yeni bir terime gereksinim duyulduğunda örf ve örfi-î âmm terimleri ayrıca benimsenmiģtir. Bu yazıda, konunun ayrıntılarına girildiğinde ulaģılan yargılar ve verilen örnekler göz önüne alınarak yapılmıģ tanımlar esas kılınmıģtır. 3
4 sözcüğü esas olarak dua anlamına gelirken, Ģeriat dilinde öncelikle anlaģılan namaz anlamıdır. Mu min, munafık, kâfir gibi sözcükler Kur an ve sünnet nassları nda Arapçadaki asıl anlamlarından farklı içerikte kullanılmaya baģlanınca, din dilinde, hatta giderek günlük dilde bu yeni anlamlarıyla akla ilk gelir olmuģlardır Istılahî (sinâ î) hakikat: Bilimsel kavramları karģılayan, terim iģlevli anlamdır. Sözgelimi fiil sözcüğü, günlük dilde iģ anlamında kullanılırken, dilbilgisinde, eylem ve zaman bildiren bir anlamı da karģılar konuma gelmiģtir. Dilek sözcüğü temenni anlamının yanında, dilbilgisinde bir kipin (siganın) adıdır aynı zamanda. Kadim sözcüğü lûgavî hakikatte eski nin karģılığı iken, felsefede, vücuduna baģlangıç olmayan anlamına gelir. Bazı belagatçılar ıstılahî (sinâ î) hakikat terimini kullanmayıp bu kavramı has örfî hakikat içinde ele alır. Bazı dilciler ise sınıflandırma yaparken bu kavramı ilk baģta anmayıp ek bilgi olarak vermiģtir. Tek anlamlı lugavî hakikat dıģındakiler, mecaz anlam da olmak üzere, menkûl, yani taşınmış anlam kabul edilir. Ama dilin iģleyiģ sürecinde, anlam geniģlemesi ve değiģmeleri yoluyla örfî anlamın lugavî anlama, lugavî anlamın örfî anlama; hakikî anlamın mecaza (sözlük anlamının dıģına), mecazın hakikî anlama vb. dönüģtüğüne de değinilmiģtir. Bütün bunlar göz önüne alınarak, en yaygın, akla ilk gelen anlam belirlemesinin, kullanımla, yani bağlamla ilgili olduğuna dikkati çekmemiz yerinde olacaktır. Bu bilgilere göre, bir sözcüğün hakikî anlamının bir tane olabileceği gibi birden çok olabileceği de açıktır. Hakikî anlam yalnız bir kavramla ilgiliyse müfred, birden çok kavramla ilgiliyse müşterek terimi kullanılır. Sözgelimi dil sözcüğü müģterek bir sözdür: insanın dili, kilidin dili MüĢterek kavramı, günümüzdeki çok anlamlılık olgusunu karģılar. * Hakikat i iki yönden alıp lafzı kullananların meramına göre (lugavî, örfî, şer î) ve mânânın azlık çokluğuna göre (müfred, müşterek, menkul, mürtecel) inceleyenler de olmuģtur. Hakikî anlam, günümüzde, belagat geleneğindeki terimlerin yanında lâfzî anlam, gerçek anlam, objektif anlam, litteral anlam, temel anlam gibi terimlerle de anılmaktadır. Hakikî anlam için lugavî anlam terimini kullananlara da rastlayabiliyoruz. Aynı kavram için bu kadar değiģik terimin olmasının nedeni, geçmiģten bu yana sözcük anlamı konusunda birliğin bir türlü sağlanamamıģ olması; belki de, kavramları iyi bilmeyen, araģtırma yaparak öğrenme zahmetine girmeyen kimselerin konuya el atmaları, en çok da, bu çerçevede tartıģma geleneğinin olmamasıdır Mecaz: Sözün kendisine verilen, yerleģik, hakikî anlamının dıģındaki anlamda kullanılmasıdır. Hakikî anlam, dilde yerleģip bir anlamda sabitlendiği, hemen herkesçe az çok bilindiği için bağlam koģulu olmadan da kendini düģündürür. Mecaz anlam için ise bağlam koģulu, metnin varlığı söz konusudur. Mecaz, kısaca ve genel olarak; sözün, vaz edildiği anlamın dıģında, baģka bir deyiģle, sözlük dıģı anlamda kullanılması sırasında ortaya çıkan geçici anlamdır Kinaye: Sözün, bağlam gereği hem hakikî, hem de mecaz anlama gelebilecek biçimde kullanılmasıdır. Yüzün kızarması, kolları sıvamak gibi pek çok deyim kinayeye dayanır. Bu sözcük öbeklerinin deyim bağlamında olduğu belirtilince veya anlaģılınca kinayeli anlamları öne çıkar. Tek sözcükle de kinaye yapılabilir ama özellikle bir bağlam, bir cümle olmalıdır: BaĢarı terlemeden yakalanamaz., Her yokuşun bir inişi vardır. gibi. Kinayede asıl amaç mecaz anlamdır. Osmanlıda sözcük anlamı konusunda ayrıntıya pek girilmemiģtir. Sözgelimi Ahmet Cevdet Paşa, Belagat-i Osmaniye adlı kitabında anlamı ikiye ayırarak ele alır: meânî-i evvel (hakikî anlam, üzerinde toplumca uzlaģılmıģ anlam, kullanımda akla ilk gelen anlam, sözün alıcıya göre değiģmeyen anlamı,), meânî-i sevanî (ikinci anlam, sözün alıcının durumuna göre değiģen anlamı; teģbih, kinaye ve mecazlarla ifade edilen anlamı). * Lafız kavramıyla ilgili olarak Ģu terimler de kullanılmıģtır: mütebâyin lafızlar (tek anlamlılık), el-iģtirâku l-lafzî (çok anlamlılık), terâdüf (eģ anlamlılık), et-tagayyur nahve t-tahsis, tahsissu l-maana (anlam daralması), tagayyur nahve t-ta mim, ta mîmu l-ma nâ (anlam geniģlemesi) vb. 4
5 Bu yazının konusu öncelikle hakikî anlam ı tartıģmak olduğu için diğer kavramlar üzerinde açılıma gidilmemiģtir. 2. Retorik geleneğinde sözcükte anlam kavramları Batı geleneğindeki sözcük-anlam kavramlarına, çok eskilere gitmeden, 20. yüzyıl göz önüne alarak baktığımızda eksenin düzanlam-yananlam biçiminde kurulduğunu görürüz. Bu anlayıģ dili tümüyle bağlamsal boyutta ele alır. Ağırlığı oluģturan bu anlayıģa bağlı olarak, önceki dönemlerin ana tartıģma konularından olan mecaz (trop) kavramı gözden düģmüģ, incelemeler, bir bakıma dilin büyük ölçekteki bağlamı olan metin boyutuna, metinanlambilimine varmıģtır. Son dönemlerde sözcük anlambiliminde yeni bir canlanma olduğunu görüyoruz. Konu neresinden ele alınırsa alınsın, sonuçta sözcük-metin iliģkisi söz konusu. Anlam incelemeleri her koģulda ister istemez en küçük anlam birimi olan sözcüğe gelip dayanmakta, buradan, yani sözcükten de metne (sözceye) dönmektedir yeniden. Bu sarkacı göz ardı eden bir anlambilim elbette düģünülemez. Batı retoriğinin bizdeki yansımaları iki ana öbekte olmuģtur. Bu alanda akademik çalıģmaların ve özellikle tartıģmaların pek olmayıģı, farklı algılayıģların birbirine karıģmasına, dolayısıyla sonuçta karmakarıģık, bulanık bir ortamın ortaya çıkmasına yol açmıģtır. Bu yazıda, retorik (Batı) geleneği kavramları, daha çok, Türkçede yaygın olan iki anlayıģ üzerinden tartıģılacaktır Düzanlam-yananlam eksenli anlayış: Sözlüksel bağlama hiç girmeden, tamamen dilsel bağlama, sözceye göre yapılan tanımlar bu anlayıģta esastır. Bu kavramların tanımı genelde Ģöyle yapılır: Düzanlam (denotation): Gösterenin belirttiği nesneler sınıfı, bir birimin ya da kavramın nesnel, mantıksak, biliģsel anlamı Yananlam (connotation): Bir sözcüğün sürekli anlamsal ögelerine ya da düzanlamına kullanım sırasında katılan ve bildiriģenlerin tümünce algılanmayan, ikincil kavramlara, imgelere, öznel izlenimlere, vb. iliģkin olan duygusal, coģkusal ikincil anlam, çağrıģımsal değer. Bu tanımlara dikkat edilirse düzanlam ın, sözlüksel, bir bakıma hakikî (gerçek) anlam la çakıģtığı görülecektir. Hatta bilinen, kolayca anlaģılabilen mecaz anlamlar da düzanlam kapsamı içinde yer alabilir. Yananlam ise sözlüksel olmayan, kullanımda ortaya çıkan, bir bakıma bulutsu anlamlardır. Bağlamı esas alan bu yaklaģım, sözcük anlamını hem bağlamsal hem de bağlam dıģı inceleyen ve konuyu temel anlam (sens propre)-bağlamsal anlam ekseniyle ele alan yaklaģımla hemen hemen aynıdır. Fontanier den Guiraud ya uzanan bu anlayıģta temel anlam (sens propre) kavramı, sözcüğün ilk (primitif) anlam dan geniģleme ya da bölünme yoluyla çokanlamlı duruma gelebilen sözlüksel anlamlarını içerir. Temel anlam, kavramlaģmıģ-sözlüksel anlamları karģılarken, düzanlam, sözün doğrudan-düz olarak gösterdiği anlamlar için kullanılır. Çok yakın bu iki kavramın ortak noktası, her iki kavramın da, sözcüğün mantıksal anlamını içermesidir. * Kısacası, dile getirilen kavrama düzanlam, çağrıģımsal anlama ise yananlam denir. Bir iki örnekle somutlayalım bu görüģü: Deniz in düzanlamı /büyük su kütlesi/dir; yananlamı ise /tatil/, /serinlik/, /rahatlatıcı bir mavilik/, /fırtına/ vb. olabilir. Evde tenceresiz ne piģireceğim Ģimdi? tümcesindeki tenceresiz göstergesi düzanlamıyla kullanılmıģken; aynı göstergenin Tenceresiz bir yaģam istiyorum. tümcesindeki kullanımında ( ev iģlerinin olmadığı bir yaģam ) yananlama geçilmiģtir. * Temel anlam terimini bizde farklı kullanan yaygın bir anlayıģ vardır (Doğan Aksan). Bu anlayıģta temel anlam sözlükteki ilk anlam olarak, yananlam ise sözlükteki ikincil anlamlar olarak tanımlanır. 5
6 Hatta aynı kavramı karģılayan bazı sözcüklerin bile anlamları arasında bu yönden farklılık oluģabilir. Sözgelimi ay sözcüğünün yananlamı pek yokken, mehtap sözcüğünün düzanlamı yanında yananlamı da vardır. Sözcükler tek baģına ele alındığında düzanlamları bakımından anlambirimcikleri * arasında sağlam, belli bir içerme-içerilme iliģkisine sahiptir. Oysa yananlam kiģisel, kültürel, toplumsal farklılıklara dayanan çağrıģımlar olduğu için, anlambirimcikler bakımında bir tutarlılık, bütünlük içermez. Düzanlam-yananlam konusunda kafası karıģık olanlara rastlıyoruz sık sık. Düzanlam için yapılan birinci anlam, akla ilk gelen anlam belirlemesini, sözlükte ilk açıklanan anlam olarak; yananlam ı da duygusal, coģkusal anlam olarak değil, sözlükteki ikincil anlamlar biçiminde anlayanların kafa karıģıklığı bu. Oysa bu yaklaģımda düzanlam kavramı, bağlamdaki düz, birinci, akla ilk gelen anlam, yananlam ise çağrıģımsal değer dir. Sözgelimi Saksıyı çalıģtır. sözündeki saksı n düzanlamı, yani birinci anlamı içine toprak ve çiçek konan kab ; yananlamı ise az çalıģan kafa, beyin, zekâ dır. Bu sözün dildeki yaygınlığı bakımından saksı sözcüğü çoğumuza ilk önce yananlamını düģündürebilir; ama bu kalıbı yeni duyanlara, bir çocuğa ya da yabancıya düzanlamını düģündürdüğü için söz saçma gelir. Böyle durumlarda düzanlamdaki bozukluğu yananlam giderir; kavramsal yanlıģlık, duygusal gerçeklik tarafından bir bağlama kavuģturularak anlamlı kılınır. Yol kapalı. Bu yol sorunumuzu çözmez. Yol göstergesinin bu iki bağlamdaki anlamları da iki ayrı düzanlamdır. Yol sözcüğünün yananlamından söz edeceksek, bu tümcelerin geçtiği daha geniģ bağlama bakmamız gerekir. Acelesi olan biri için bu tümcelerdeki yol un yananlamı ise, korku, patronun ya da müdürün takınacağı tutum, iģ güvenliği vb olacaktır. Acelesi olmayan birinin kuracağı bu cümlelerde aynı yananlamlar olamaz elbette. Yani yananlam kiģiye, ortama, kültüre göre değiģen duygusal, çağrıģımsal değerlerdir. Roland Barthes, düzanlam-yananlam iliģkisini çok daha ileri boyutlarda ele alır. Düzanlamı, biçim (gösteren) - içerik (gösterilen) bağlantı düzleminin, yananlamı ise yeni bir biçim (gösteren) e dönüģen bu bağlantı düzlemi (düzanlam) düzlemi ile bu düzleme eklenmiģ yeni bir içerik (gösterin) birlikteliğinin oluģturduğunu; dilin bu bakımdan tüketilemeyen bir boyuta sahip olduğunu ileri sürer. Bu anlayıģ, sözcüklerin sözlükteki sıralanan anlamları arasındaki iliģkilerle ve mecaz anlamlarıyla ilgili bir açıklama getirmemiģ, açıklamaları düzanlam-yananlam kavramlarına dayandırmıģtır Temel anlam-yananlam (-tasarımlar ve duygu değerleri) eksenli anlayış: Doğan Aksan ın çalıģmalarıyla yaygınlaģan bu anlayıģ kavramları Ģöyle tanımlar: ** Temel (göndergesel) anlam: Herkesin, sözcüğü ilk duyduğu anda zihninde beliren kavram, sözlüklerde yer alan ilk anlam. *** Yananlam: Sözcüğün temel anlam dıģında karģıladığı, sonradan kazandığı, sözlüklerde yer alan ikincil anlamlar. * Anlambirimcik: Anlambirimin gösterilen bölümünü oluģturan en küçük anlamsal özelliklerin her biri. Örneğin koltuk anlambirimi, içerik bakımından arkalıklı, iki, üç kiģilik, oturmak için ve arkalıklı anlambirimciklerinden oluģur.sandalye deyse, iki, üç kiģilik yerini tek kiģilik anlambirimciği alır. (Berke Vardar yönetiminde, Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Ġstanbul, 1988) ** Bu bölüme kadar sözünü ettiğimiz yaklaģımlar aktarmacılıktan öte gidememiģ, yeni hiçbir yazı ve tanım ortaya koymamıģken; sözcük anlambilimi konusunda yeni yaklaģımlarla kitap ve yazılar yazan bizde iki kiģi çıkmıģtır: Doğan Aksan, Nizamettin Uğur. Bu konuda kitabı ve yazıları olan üçüncü yazarımız Rıza Filizok ise, esas olarak belagat kavramlarına-terimlerine sahip çıkarken retorik anlayıģı da ayrıntılı biçimde tanıtmaktadır. *** Doğan Aksan, temel anlam ın tanımında istikrar göstermez. Bu terimi için bazen, sözcüğün baģlangıçta adlandırdığı kavram derken; bazen de, göndergenin göstergeyle olan iliģkilerde değiģmeler olabileceği ni belirterek, göstergenin belli bir dönemde insan zihninde canlandırdığı kavram tanımını yapar. Düzanlam teriminin de ülkemizde temel anlam karģılığı kullanıldığını belirterek eleģtiride bulunur. 6
7 Tasarımlar ve duygu değeri (connotation): Sözcüğe kullanım sırasında, sözgelimi özellikle Ģiir dilinde katılan öznel, duygulandırıcı, etkileyici bileģenler, anlamlar. Bütün bu kavramlar anlam çerçevesi baģlığı altında ele alınır. Bu kavramları bir örnekle açıklayalım. göz: 1 görmeyi sağlayan organ temel anlam 2 görme, bakma, bakıģ. 3 boģluk, delik 4 suyun topraktan çıktığı yer, kaynak yananlamlar 5 gönül bağlantısı 6 vb. 7 Müdürün her odada bir gözü var, çalıģmalarımız kayıt altına alınıyor. denetim sıkı denetim olumsuzluk tasarımlar, duygu değeri verimsizlik vb. 8. vb. Bu iki anlayıģın kavramlarını kabaca Ģöyle eģleyebiliriz: Birinci anlayıģ Düzanlam Ġkinci anlayıģ Temel anlam + Yananlam Yananlam (connotation) Tasarımlar + Duygu değeri (connotation) Ġkinci anlayıģ, gerçek anlam terimini hiç kullanmaz; yananlam içinde kabul ettiği mecaz kavramı için ise ayrı bir terime gerek duymaz. Bu yazının konusu tasarımlar, duygu değeri ve mecaz anlam kavramlarını tartıģmayı içermediği için bu kavramların üzerinde durulmamıģtır. 3. Gerçek anlam-mecaz anlam eksenli anlayış: Günümüzde belagat geleneğinde eski terimler olduğu gibi kullanılırken, retorik anlayıģta çeviri ile yetinilmekte, en fazla terimler TürkçeleĢtirilmektedir. Her iki alanda da yeni bir açılım ve yazıya rastlanmıyor ne yazık ki. Bu konuda kitabı olan, yazılar yazan Rıza Filizok un çalıģmaları da, her iki geleneği olduğu gibi tanıtma doğrultusunda. Sözcük anlambilimine yeni tanım ve kavramlarla bizde belli bir açılım getiren Doğan Aksan, daha çok modern dilbiliminin olanaklarını kullanıyor. Belagat geleneğini devralıp retorikten de hayli yararlanarak konuyu geniģleten üçüncü bir anlayıģ, sözcüğün anlam açılımı baģlığı altında gerçek (hakiki) anlam-mecaz (değiģmece) anlam eksenini esas almaktadır. Son on beģ yıl içinde geliģen bu eğilimin kavramları ve tanımları Ģöyledir: 3.1. Gerçek (hakiki) anlam: Sözcüğün dile yerleģerek sözlüklerde yer almaya baģlayan kavramsal anlamlarıdır. Ġki alt baģlıkta incelenir: Başat (temel) anlam): Sözcüğün tek ele alındığında akla ilk gelen, en yaygın, sözlüklerde en önce açıklanan gerçek anlamıdır. Sözcüklerin tarihte hangi anlamıyla dilde baģlangıç yaptığı tam bilinemeyeceği için, baģat anlam, eģsüremli bir olgudur. DeğiĢebilir, unutulabilir, hatta bazen hangi 7
8 anlamın baģat olduğu hakkında görüģ birliği sağlanmamıģ olabilir. Zaten anlam konusu mutlaklaģtırılmaya uygun değildir Yananlam: Sözcüğün sözlüklerde açıklanan ikincil anlamları, kavramlaģarak dile yerleģmiģ anlamlarıdır. Çoğu baģat anlamdan, bazen de birbirinden benzerlik ya da bitiģiklik iliģkilerine göre etkilenerek çıkmıģtır. Bazı durumlarda mecaz anlamla sınırlarını çizmekte zorlanma olabilir. Bir sözlükçünün yananlam dediğine bir baģkası mecaz diyebilir Mecaz (değişmece) anlam: KavramlaĢmamıĢ, dilde tek baģına henüz kalıcılaģmamıģ, anlamı ancak bağlamla çıkarılabilen geçici anlamlardır. Kimi mecazların sabitlenme sürecinde olduğu görülür. Bu nedenle bazı mecaz anlamlar sözlüklerde yer alır. Deyim kalıbı içinde yer alan mecaz anlamlar ise sözlüklerde deyimler verilirken açıklanmıģ olur. Mecaz anlam kavramı Ģöyle sınıflandırılıır: Örneklemeye dayalı mecazlar: Benzerlik yoluyla oluģanlar (benzetme, eğretileme), çağrıģımsallık yoluyla oluģanlar (değinmece/kinaye, yoksunlama) Bütünselliğe dayalı mecazlar (düzdeğiģmece, niceleme) Tasarım, duygu değeri, çağrıģımsal anlam denilen anlam olgularının çoğunluğu bir kavramsal anlamdan çok izlenimsel, öznel ve duygusal boyut niteliğinde olduğu için (connotation) anlam açılımı nın belirsiz ucunda kabul edilir. Sözcük anlamı kavramlaģmayla, kavramlaģma süreciyle, mecazla sınırlanarak ele alındığı için de bu kavramlar metin (sözce, cümle vb.) çözümleme çerçevesi içinde kullanılır. Bu anlayıģ, çok sınırlı olmakla birlikte Tahsin Banguoğlu nun ve Rasim ġimģek in, ayrıntılı olarak ise Nizamettin Uğur un çalıģmalarında yer alır. 4. Sonuç: Buraya kadar açıkladığımız kavramları karģılaģtırmalı olarak kabaca Ģöyle verebiliriz: Belagat Retorik Temel Anlam- Yananlam Hakikî anlam (lugavî, örfî, Ģer î, ıstılahî) Düzanlam Temel anlam Yananlam Gerçek Anlam- Mecaz anlam Gerçek anlam (BaĢat anlam-yananlam) Mecaz anlam Mecaz anlam Kinaye Yananlam (connotation) Tasarımlar Duygu değeri (connotation) ÇağrıĢımsal anlam (connotation) Bu özetten çıkarılacak sonuçlar Ģunlardır: YaklaĢımların her biri farklı adlandırsa da, kavramlaģmıģ, baģka deyiģle sözlüklerde yer alan anlamlar için aynı çerçeve hemen hemen çizilmiģ görünüyor. AnlayıĢlar arasındaki çeliģme özellikle yananlam teriminin kapsamıyla ilgili. Mecaz terimi ve kavramının konumu bakımından da farklılıklar var. Bir kez daha belirtmekte yarar var: Sözcükte anlam konusu belli bir sınırlılıkta ele alınarak ve baģlangıç kavramları ve terimleriyle bakımından bu sonuçlara varılmıģtır. Çok baģka kavramlar, çok baģka kalkıģ noktaları söz konusudur elbette. Ama tartıģma alanımız için yukarıdaki çerçeveyi çizmek bizim için yeterli olmuģtur. 8
9 Hamiş: GeçmiĢten gelen bu belirsizliklerin, savruklukların yanında, günümüzde ortaya çıkan çok önemli bir karmaģaya, karıģıklığa da değinmek gerekiyor. DüĢülen yanlıģı iki aģamada ele almak yerinde olacak: i. Belagat geleneğinde hakikî anlam için yapılan akla ilk gelen, en bilinen, vaz edilen biçimindeki tanımın, bu anlamın yalnız tek anlamlı hakikî anlamlı sözcükler ya da lugavî türü için geçerli olduğunu sanıp, hakikî anlam ı, sözcüğün sözlüklerde ilk baģta açıklanan anlamıyla sınırlayan algılama günümüzde çok yaygın. Oysa belagat kitaplarında konunun ayrıntılarına girildiğinde, hakikî anlam ın birden çok olabileceği ve bu vaz edilen, ilk, en nitelemelerinin, bağlamla ilgili olarak her bir hakikî anlam türü için yapıldığı görülecektir. ii. Belagat tarihinde nerdeyse hiç kullanılmayan, bizde 20. yüzyılın ikinci yarısında yaygınlaģan temel anlam terimi, sözcüklerin sözlüklerde açıklanan ilk anlamı (dolayısıyla en yaygın, en bilinen anlamı) tanımıyla yerleģmiģ görünmektedir. BaĢka deyiģle, bağlama bakılmaksızın, Ullmann ın yaklaģımı da göz önüne alınarak, sözlüksel saptama öne çıkarılmıģtır. Ülkemizde sözcük anlamı üzerine kitap boyutunda önemli çalıģmalar yapan Doğan Aksan yoluyla yerleģti bu anlayıģ. Sözcük anlamıyla ilgili olarak belagat kaynaklarında nelerin tartıģıldığı zaten pek bilinmiyordu. Üstüne Doğan Aksan ın yazdıkları peģ peģe gelince, -Ģimdi bile bu konuda baģka kaynakların nerdeyse olmadığı, haydi çok az olduğu diyelim, unutulmasın- eski tanımlarla temel anlam ın son tanımı birbirine karıģmıģ oldu. Sözün özü, sözcüğün akla ilk gelen anlamı ndan, bağlam dıģı düģünülerek, sözlüklerde ilk açıklanan, dolayısıyla yaygınlığı bakımından akla ilk gelen anlam mı; yoksa bağlam esas alınarak kullanımda akla ilk gelen, eski deyiģle hakikî anlam (dolayısıyla birden çok olan lugavî, örfî, ıstılahî anlamlar) mı anlaģılacak? Bu konuda yazı yazan pek çok kimsenin kafası karıģık. Tanımlar ve açıklamalar da, sanki hangi anlayıģa bağlı kalındığı belli olmayacak biçimde veriliyor. Ne yazık ki lise ders kitaplarında da bu iki anlayıģ birbirine karıģtırılmıģ. Bu kitaplarda dört anlam türü veriliyor: 1. Temel (gerçek) anlam: Ġlk (temel-gerçek) anlam. 2. Yan anlam: Zaman içinde kelimeler anlam geniģlemesine ve anlam kaymasına uğrar. Kelimeler ilk anlamlarından uzaklaģır. Kelimenin kullanıldığı yerde sonradan kazandığı bu anlama onun yan anlamı denir. 3. Mecaz anlam: Bir sözün gerçek anlamından tümüyle sıyrılıp baģka bir anlamda kullanılan hâline mecaz anlam denir. 4. Terim anlam. Dikkat edilirse, bu sınıflama ve tanımlamaların kendi aralarında da çeliģme var. Mecaz anlam, tanımda, yalnız temel (gerçek) anlam la ilgili kılınıyor. Verilen örneklerde ise, mecaz anlam, temel anlam ve yan anlam dıģındaki, bir bakıma dile yerleģmiģ, sözlüklere girmiģ anlamların dıģında ve yalnızca bağlam sırasında ortaya çıkan anlamlar için geçerli kılınıyor. Böyle olunca, mecazın tanımının, temel ve yan anlam dıģında olan anlam biçiminde olması gerekirken, tanım, yalnız temel anlamla iliģkilendiriliyor. Bu adlandırmalar ve tanımlar hiçbir geleneğe ya da anlayıģa uymuyor. Öte yandan, konuyu farkında olmadan karmaģık duruma getirdiği için de yeni bir anlayıģ getirmiyor. Geleneksel anlayıģla uyum sağlanacaksa, eski deyiģle hakikî anlam, günümüz deyiģiyle gerçek anlam, temel anlam ile yan anlam ı birlikte kapsamalıdır. Çünkü gerçek (hakikî) anlam ın, lise ve bazı dersane kitaplarındaki sözlükte ilk açıklanan anlam tanımı hiçbir anlayıģta yer almaz. DüĢülen yanlıģ, belagat geleneğindeki vaz edilen, en yaygın, en bilinen nitelemesinin, bağlamından koparılıp, farkına varılmaksızın günümüzdeki temel anlam tanımıyla birleģtirilmesinden kaynaklanmaktadır. Belagat geleneğinde olmayan yan anlam da iģin içine girince karıģıklık tam artmıģtır. 9
10 Kaynakça: Ahmet Cevdet PaĢa, Belâgat-ı Osmâniye, (Haz.: Yard. Doç. Dr. Turgut Karabey- Yard. Doç. Dr. Mehmet Atalay), Ankara, AKDENĠZ, Yard. Doç. Dr. Safiye, Hakikat / Mecaz Terimlerinin Belagat Sistemi İçindeki Anlamı, AKERSON, Fatma Erkman, Anlam Çeviri Karşılaştırma, Ġstanbul 1991., Göstergebilime Giriş, Ġstanbul AKSAN, Prof. Dr. Doğan, Anlambilim ve Türk Anlambilimi, Ankara, 1987., Şiir Dili ve Türk Şiir Dili, Ankara, 1993., Anlambilim, Ankara, ġubat AKġEHĠRLĠ, Soner, Hakikî Anlam, BANGUOĞLU, Tahsin, Türkçenin Grameri, Ġstanbul, BARTHES, Roland, Göstergebilimsel Serüven, (Çev.: Mehmet Rifat-Sema Rifat), Ġstanbul, Mayıs BAYRAKTAR, Nesrin, Dil Bilimi, Ağustos CÜRCÂNÎ, Sözdizimi ve Anlambilim. (Çev.: Osman Güman) Ġstanbul, FĠLĠZOK, Prof. Dr. Rıza, Anlam Analizine Giriş, Ġzmir, 2001., Anlam Olgularının Sınıflandırılması, GUIRAUD, Pierre, Anlambilim, (Çev.: Prof. Dr. Berke Vardar), Ankara, Eylül GÜNAY, V. Doğan, Sözlükbilime Giriş, Ġstanbul HUBER, Prof. Dr. Emel, Dilbilime Giriş, Ġstanbul KAYAGĠL, Prof. Dr. M. Kaya, Edebiyat Bilgi veteorileri (Belâgât), Ġstanbul, KIRAN, Prof. Dr. Zeynel-Yayına Hazırlayan: Prof. Dr. AyĢe (Eziler) Kıran, Dilbilime Giriş, Ankara ÖZTÜRK, Mustafa, Kur an Dili ve Retoriği, Ankara, Ekim SARAÇ, M. A. Yekta, Klâsik Edebiyat Bilgisi Belâgat, Ġstanbul, 2001 (GeniĢletilmiĢ ikinci baskı). ġġmġek, Dr. Mehmet Ali, Delâlet Kavramı Çerçevesinde Lafız ve Anlam İlişkileri, Nüsha Dergisi, s. 2, s , ġġmġek, Rasim, Türkçe Anlatım, Trabzon UĞUR, Nizamettin, Anlambilim Sözcüğün Anlam Açılımı, 2. Baskı, Ġstanbul, Kasım YALÇIN, Mehmet, Şiirin Ortak Paydası, Ġzmir, Aralık bilgi@nizamettinugur.gen.tr Yayımlandığı yer: Varlık dergisi, Aralık
7. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ
EKİM 7. SINIF TÜRKÇE İ KURS I VE LERİ AY FİİL FİİL Fiillerin anlam özelliklerini kavrar. Kip ve çekimli fiili kavrar. Bildirme kipleriyle dilek kiplerini ayırt eder. Bildirme kiplerinin kullanım özelliklerini
Detaylı6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ
EKİM 6. SINIF TÜRKÇE İ KURS I VE LERİ AY 1 Biçim Bilgisi Biçim Bilgisi Biçim Bilgisi 4 5 Çok anlamlılık (temel, yan, mecaz ve terim anlam) Çok anlamlılık (temel, yan, mecaz ve terim anlam) Kök ve eki kavrar.
DetaylıDil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz:
A N L A M D E Ğ İ Ş M E L E R İ Bu yazıda yeni şeyler bulacağınızı düşünüyoruz! Prof. Dr. Rıza Filizok Anlam bilimci G. Stern, kelimelerdeki anlam değişmelerini sebeplerine ve görevlerine göre şöyle snıflandırır:
DetaylıTEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi
TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin
DetaylıEĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ
KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı BİÇİM BİLGİSİ (Kök, Ek ve
DetaylıEĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ
KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı FİİLLER (Anlam-Kip-Kişi- Anlam
Detaylı5. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ
EKİM 5. SINIF TÜRKÇE İ KURS I VE LERİ 3 4 5 Ön bilgilerini kullanarak okuduğunu anlamlandırır. Çok anlamlılık (temel, yan, mecaz ve terim Metinde verilen ipuçlarından hareketle, karşılaştığı yeni kelimelerin
DetaylıCJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II
5. Sınıf Adı Öğrenme Alanı 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II 03 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - III (Sözcükte Anlam) 04 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam -
DetaylıADIN TANIMINA YENİ BİR YAKLAŞIM
ADIN TANIMINA YENİ BİR YAKLAŞIM ÖZET Engin YILMAZ * Bu makalede, adın anlamı tartışılmıştır. Geleneksel tanımlarda ad, somut veya soyut varlıkların karşılığıdır şeklinde bir yaklaşım vardır. Bir sözcük
DetaylıEĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ DERS SAATİ
AY HAFTA 016-017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE DERS SAATİ KONU ADI 1 FİİLİMSİLER SÖZCÜKTE ANLAM KAZANIMLAR Fiilimsiyle, fiil ve isim soylu kelimeler arasındaki farkları kavrar.
Detaylı6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA
6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA 14.09.2017 1-Genel Olarak Borçlar Kanunu nda kusursuz sorumluluk halleri, kusursuz
Detaylı5. SINIF TÜRKÇE YILLIK PLANI
5. SINIF TÜRKÇE YILLIK PLANI 2018-2019 1.hafta 17-23 Eylül Sözcüğün Anlam Özellikleri (Gerçek ve mecaz anlam, çok 5.3.1.33 2.hafta 24-30 Eylül anlamlılık, söz sanatları, terim anlam) 5.3.1.32 SÖZCÜKTE
DetaylıÖrgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.
Durumsallık YaklaĢımı (KoĢulbağımlılık Kuramı) Durumsallık (KoĢulbağımlılık) Kuramının DoğuĢu KoĢul bağımlılık bir Ģeyin diğerine bağımlı olmasıdır. Eğer örgütün etkili olması isteniyorsa, örgütün yapısı
DetaylıTEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi
TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Feyzi ÖZMEN tarafından hazırlanan Aday Öğretmenlerin Öz Yeterlilikleri
DetaylıSINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ
SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ Doç. Dr. Yücel GELĠġLĠ G.Ü.MEF. EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ BÖLÜMÜ Öğretimde Liderlik 1 Liderlik kavramı Liderlik kavramı yöneticiyle eģ tutulan kavram olmakla beraber aralarında ciddi fark
DetaylıKÂMÛS-I TÜRKÎ DEN TÜRKÇE SÖZLÜK E ANLAM DEĞİŞMELERİ EYLEMLER * ÖZET
- International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p. 1183-1222, ANKARA-TURKEY KÂMÛS-I TÜRKÎ DEN TÜRKÇE SÖZLÜK E ANLAM DEĞİŞMELERİ EYLEMLER * Fatih DOĞRU ** ÖZET
DetaylıTürkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri
Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri 1. Yıl Ders Planı 1. Yarıyıl Türkçe Öğretiminde Çağdaş Yaklaşımlar ETO701 1 2 + 1 7 Türkçe öğretiminde geleneksel uygulamalardan
DetaylıKitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma
Ankara SOSYAL Üniversitesi GEÇERLĠK Eğitim Bilimleri KAVRAMI Fakültesi VE TÜRKĠYE DE ÖZEL EĞĠTĠM ALANINDA YÜRÜTÜLEN Özel Eğitim Dergisi LĠSANSÜSTÜ TEZLERDE SOSYAL GEÇERLĠĞĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 2010, 11(2)
DetaylıTEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi
TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.
DetaylıTÜRKİYE TÜRKÇESİNDE DÜZ TÜMLEÇ (NESNE) THE DIRECT COMPLEMENT (OBJECT) IN TURKEY TURKISH
- International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p.419-438, TURKEY TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE DÜZ TÜMLEÇ (NESNE) Şahap BULAK * ÖZET Bu çalışmada hakkında çözülmesi gereken
DetaylıMetin: Toplumsal Davranış: El Öpme Edimindeki Göstergelerin Çözümlenesi, Göstergebilime Giriş, Fatma Erkman Akerson, Bilge Kültür Sanat, 2016
IŞIK ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE DERSİ 101 (TUR 101) 2018-2019/Güz DÖNEMİ E-İLETİ:nese.aksakal@isikun.edu.tr DERS TANIMI Derste; iletişim aracı olarak dil, dünya ve Türk dilleri, dil-kültüredebiyat ilişkisi üzerinde
DetaylıANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL ve TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ DİLBİLİM BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİĞİ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL ve TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ DİLBİLİM BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİĞİ Kod Dersin Adı Yıl/Yarıyıl Dersin İçeriği DBB119 Dilbilime Giriş I. Yıl I. Yarıyıl DBB121 Dilbilgisi Kavramları
DetaylıT.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU
YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Doç. Dr. Mustafa GÜLER, Dilem KOÇAK DURAK, Fatih ÇATAL, Zeynep GÜRLER YILDIZLI, Özgür Özden YALÇIN ÇalıĢtığı Birim :
DetaylıEĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın
EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Prof. Dr. Tevhide Kargın Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları Tanım: Kabaca değerlendirme bir birey hakkında
DetaylıAnlambilim ve Edimbilim. Giriş Konuları
Anlambilim ve Edimbilim Giriş Konuları İletişim Anlamın en «anlamlı» olduğu yer iletişim Basit bir iletişim modeli kanal (mesaj) gönderen kodlama gönderilen sinyal gürültü artıklık alınan sinyal kod açma
Detaylıgösteren gösterilen biçim anlam
Anlam ve Kavram Her kelime bir göstergedir. Bir gösterge gösteren ve gösterilen olmak üzere iki ögeden oluşur. Gösteren, kelimenin kulakla işitilen sesi, yani kelimenin dış yapısıdır. Gösterilen ise kelimenin
DetaylıSINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN
SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI 1 BECERĠLER 2 Beceri Nedir? ġimdiye kadar bilgi edinme, yaģam ve okulun temel amacı olarak görülmüģtür. Günümüzde ise bilgiye bakıģ değiģmiģtir. Bilgi;
Detaylı1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM
1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM 1. Konuşma kurallarını uygulama 6. Yabancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimelerin yerine Türkçelerini kullanır. 4.Söz varlığını zenginleştirme 2.
DetaylıİÇİNDEKİLER. Türkiye Kalkınma Bankası Yayını TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. NİSAN HAZİRAN 2015 Sayı: 76. e-dergi OLARAK YAYINLANMAKTADIR.
Türkiye Kalkınma Bankası Yayını NİSAN HAZİRAN 2015 Sayı: 76 TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. Adına Sahibi İÇİNDEKİLER Ahmet BUÇUKOĞLU Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı PAZARLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI FAALİYETLERİ
DetaylıSEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ 2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI
SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ 015 016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM İ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI EYLÜL ÜNİTE I İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR ÜNİTE 1 İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR HAFTA 1 Ders
DetaylıNER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO
Cilt:3 Sayı:4 Şubat 2013 Issn: 2147-5210 www.thestudiesofottomandomain.com NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO THE
DetaylıTÜRKÇE DERSĠ NASIL ÇALIġILIR?
TÜRKÇE DERSĠ NASIL ÇALIġILIR? Türkçe dersi, dil ve anlam bilgisi olmak üzere iki temel konudan oluģur. Öğrencinin dinleme, okuma ve yazma faaliyetleriyle Türk dilinin bütün özelliklerini öğrenme, kullanma
DetaylıEĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI
KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1 2
DetaylıKÜMELER 05/12/2011 0
KÜMELER 05/12/2011 0 KÜME NEDİR?... 2 KÜMELERİN ÖZELLİKLERİ... 2 KÜMELERİN GÖSTERİLİŞİ... 2 EŞİT KÜME, DENK KÜME... 3 EŞİT OLMAYAN (FARKLI) KÜMELER... 3 BOŞ KÜME... 3 ALT KÜME - ÖZALT KÜME... 4 KÜMELERDE
DetaylıGÖRSEL SÖZLÜKLER VE KELĠME AĞLARI * VISUAL DICTIONARY AND WORD NETS
Cilt: 1 Sayı : 1 Ağustos 2016 GÖRSEL SÖZLÜKLER VE KELĠME AĞLARI * Dr. Servet KARÇIĞA Murat Hüdavendigar Üniversitesi (servet.karciga@mhu.edu.tr) Özet Ana dil ve yabancı dil eğitiminde kullanılan önemli
DetaylıSÖZLÜKLER İÇİN YENİ BİR DİLBİLGİSEL BİLGİ ÖNERİSİ: İLGEÇLERİN ATADIKLARI BİÇİMBİRİMLER
BOZ, E. (2018). Sözlükler Ġçin Yeni Bir Dilbilgisel Bilgi Önerisi: Ġlgeçlerin Atadıkları Biçimbirimler. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 7(2), 749-758. SÖZLÜKLER İÇİN YENİ BİR DİLBİLGİSEL
DetaylıProgram AkıĢ Kontrol Yapıları
C PROGRAMLAMA Program AkıĢ Kontrol Yapıları Normal Ģartlarda C dilinde bir programın çalıģması, komutların yukarıdan aģağıya doğru ve sırasıyla iģletilmesiyle gerçekleģtirilir. Ancak bazen problemin çözümü,
DetaylıTürkçe. Cümlede Anlam 19.02.2015. Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler
Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler 16-20 MART 3. HAFTA Cümledeki sözcük sayısı, anlatmak istediğimiz duygu ya da düşünceye göre değişir. Cümledeki sözcük sayısı arttıkça, anlatılmak istenen daha
Detaylıİ Ç İ N D E K İ L E R - SAĞLIK BAKANLIĞI - HUDUT VE SAHİLLER SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
2007 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAŞKAN. Sait AÇBA BAŞKANVEKİLİ: Mehmet
DetaylıĠspanya da üniversite Sistemi
Ġspanya da üniversite Sistemi NEDEN ĠSPANYA DA YURT DIġI EĞĠTĠM? Avrupa ile Afrika arasında önemli bir geçiģ yolu olan Ġspanya, günümüzde geleneksel ve modern yaģam tarzlarını bir arada bulunduran önemli
DetaylıMİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ
DetaylıENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?
ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? Erzurum, COĞRAFİ VE İDARİ KÜÇÜLMEYİ EKONOMİK BÜYÜMEYE dönüştürebilir mi? TARTIŞMA ÖNERİSİNİN GEREKÇESİ Kamu hizmetlerinin ülke seviyesinde daha verimli
Detaylı2008 YILINDA ÜNĠVERSĠTELERĠMĠZĠN MADEN MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMLERĠNE KAYIT YAPTIRAN ÖĞRENCĠLERĠN ÖSS PROFĠLĠ ve ÇEġĠTLĠ BĠLGĠLER
2008 YILINDA ÜNĠVERSĠTELERĠMĠZĠN MADEN MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMLERĠNE KAYIT YAPTIRAN ÖĞRENCĠLERĠN ÖSS PROFĠLĠ ve ÇEġĠTLĠ BĠLGĠLER Yüksek öğretime girmek zor. Liseyi bitiren her beģ gençten dördünün daha ileri
DetaylıGRAFĠK VE FOTOĞRAF 1. HAFTA DERS PROGRAMI Dersin adı
GRAFĠK VE FOTOĞRAF 1. HAFTA DERS PROGRAMI Dersin adı FOTOĞRAF VE GRAFĠK Sınıf 11 Konu Süre NOKTA-ÇĠZGĠ 40 Dakika Amaçlar Hedef ve Kazanımlar 1-Noktanın anlatım olanaklarını, belirlenen yüzey içine uygulamasını
DetaylıÖrnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri
Örnekleme Süreci ve Örnekleme Yöntemleri Prof. Dr. Cemal YÜKSELEN Ġstanbul Arel Üniversitesi 4. Pazarlama AraĢtırmaları Eğitim Semineri 26-29 Ekim 2010 Örnekleme Süreci Anakütleyi Tanımlamak Örnek Çerçevesini
DetaylıSOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN
SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADİSİPLİN, TEMATİK YAKLAŞIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERİLER
DetaylıSÖZLÜKBİRİMLERİN TANIMLANMASINA ANLAMBİLİMSEL BİR BAKIŞ
SÖZLÜKBİRİMLERİN TANIMLANMASINA ANLAMBİLİMSEL BİR BAKIŞ Erdoğan BOZ ÖZET Bu yazıda, genel sözlüklerdeki sözlükbirimlerin (madde başlarının) tanımlanmasına anlambilimsel bir bakış yapılacaktır. Sözlükler
Detaylı2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU
2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN. Sait AÇBA BAġKANVEKĠLĠ:
Detaylı18 Nisan 2007 Çarşamba... Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan ve 2 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim
18 Nisan 2007 Çarşamba... Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan ve 2 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim ġirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim ġirketi Hakkında
DetaylıZirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği ABD Ders İçerikleri
Zirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği ABD Ders İçerikleri 3.DÖNEM 4.DÖNEM DERSLER T U K ECTS DERSLER T U K ECTS SNF 217 GÖRSEL SANATLAR EĞIT. VE ÖĞR. 2 2 3 5 SNF 220 MÜZIK EĞITIMI VE ÖĞRETIMI
DetaylıZirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım
Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması
DetaylıMantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)
Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),
DetaylıBernard Pottier e göre Dilbilimsel İşaret: Sem, Semem, Klasem:
Bernard Pottier e göre Dilbilimsel İşaret: Sem, Semem, Klasem: Rıza Filizok Bernard Potier in işaret anlayışı, Saussure ve L. Hjelmslev in işaret anlayışına dayanır. Saussure'e göre dil işareti, (signe,
DetaylıGeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI
GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Prof. Dr. Serap NAZLI Okul psikolojik danışmanları okullarda hangi PDR etkinliklerini uygular? PDR etkinliklerinin genel amacı nedir? Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler
DetaylıTÜRKÇE DE KONUŞMA ZAMANI, OLAY ZAMANI VE REFERANS ZAMANI İLİŞKİLERİ
TÜRKÇE DE KONUŞMA ZAMANI, OLAY ZAMANI VE REFERANS ZAMANI İLİŞKİLERİ ÖZET Soner AKŞEHİRLİ Sözceleme kuramına göre dil, bir bireyin ben, şimdi, burada ekseninde gerçekleştirdiği bir etkinliktir. Bütün dilsel
DetaylıTÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ETTİRGENLİK
TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ETTİRGENLİK Caner KERİMOĞLU ÖZET Ettirgenlik gramerlerimizde genellikle morfoloji esas alınarak incelenmektedir. Oysa bazı fiillerin ettirgen biçimleri morfolojik araçlarla yapılamamaktadır.
DetaylıTürkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri
Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri 1. Yıl Ders Planı Türkiye Türkçesi ETO703 1 2 + 1 8 Türk dilinin kaynağı, gelişimi; Türkiye Türkçesinin diğer dil ve lehçelerle
DetaylıT.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF MERKEZÎ ORTAK SINAVLARI TÜRKÇE DERSİ AÇIK UÇLU SORU VE YAPILANDIRILMIŞ CEVAP ANAHTARI ÖRNEKLERİ Örnek Soru
DetaylıTC İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİ STAJ RAPORU/DEFTERİ HAZIRLAMA İLKELERİ
TC İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİ STAJ RAPORU/DEFTERİ HAZIRLAMA İLKELERİ Eylül, 2011 İÇİNDEKİLER GĠRĠġ... 3 A. Öğrenci Staj Raporu/Defterinin Başlıca Bölümleri...
DetaylıT.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)
ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) Düzenleme Tarihi: Bingöl Üniversitesi(BÜ) Ġç Kontrol Sistemi Kurulması çalıģmaları kapsamında, Ġç Kontrol Sistemi Proje Ekibimiz
DetaylıBulanık Mantığa Giriş
Bulanık Mantığa Giriş J E O L O J Ġ M Ü H E N D Ġ S L Ġ Ğ Ġ A. B. D. E S N E K H E S A P L A M A Y Ö N T E M L E R Ġ - I D E R S Ġ DOÇ. DR. ERSAN KABALCI BULANIK MANTIK Klasik mantık sistemleri, sadece
Detaylıbu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç
2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA BAġKANVEKĠLĠ:
DetaylıODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ
ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ ÖĞRENME ALANI: DİNLEME 1. Dinleme Kurallarını Uygulama 1. Dinlemeye hazırlık yapar. 2. Dinleme
DetaylıÜrün Olarak Konut Kavramı ve Türkiye deki Konut SatıĢlarının Ürün Hayat Eğrisi YaklaĢımıyla Değerlendirilmesi
291 Ürün Olarak Konut Kavramı ve Türkiye deki Konut SatıĢlarının Ürün Hayat Eğrisi YaklaĢımıyla Değerlendirilmesi Murat Anbarcı 1, Ömer Giran 2, Yusuf Sait Türkan 3, Ekrem Manisalı 4 Özet Konut; en genel
DetaylıĠLE MESLEKĠ ĠLGĠLERĠ ARASINDAKĠ
M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi Yıl: 1995, Sayı: 7 Sayfa: 239-250 GĠRĠġ LĠSE SON SINIF ÖĞRENCĠLERĠNĠN KĠġĠLĠK ÖZELLĠKLERĠ ĠLE MESLEKĠ ĠLGĠLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠLER: PĠLOT BĠR ÇALIġMA
DetaylıĠTÜ ĠNġAAT FAKÜLTESĠ GEOMATĠK MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ (Lisans Öğretimi) ÖDEV-PROJE-ÇALIġMA RAPORU YAZMA DÜZENĠ
ĠTÜ ĠNġAAT FAKÜLTESĠ GEOMATĠK MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ (Lisans Öğretimi) ÖDEV-PROJE-ÇALIġMA RAPORU YAZMA DÜZENĠ HAZIRLAYAN: JFM EĞĠTĠM GELĠġTĠRME KOMĠSYONU Kasım 2003 1. AMAÇ VE KAPSAM Bu çalıģma ĠTÜ Jeodezi
DetaylıBİÇİMBİRİMLER. Türetim ve İşletim Ardıllarının Sözlü Dildeki Kullanım Sıklığı. İslam YILDIZ Funda Uzdu YILDIZ V. Doğan GÜNAY
BİÇİMBİRİMLER Türetim ve İşletim Ardıllarının Sözlü Dildeki Kullanım Sıklığı İslam YILDIZ Funda Uzdu YILDIZ V. Doğan GÜNAY BİÇİMBİRİMLER Türetim ve İşletim Ardıllarının Sözlü Dildeki Kullanım Sıklığı
DetaylıBir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.
CÜMLENİN ÖĞELERİ Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz. Bir cümlenin oluşması için en önemli şart,
DetaylıBİRİNCİ BÖLÜM KURAMSAL ÇEVİRİ YAKLAŞIMLARI
İÇİNDEKİLER Tablolar ve Şekiller Cetveli...10 Kısaltmalar...12 Transkripsiyon Sistemi...13 Giriş...19 BİRİNCİ BÖLÜM KURAMSAL ÇEVİRİ YAKLAŞIMLARI 1.1 Çeviribilim Neyin Bilimidir?...25 1.2 Dil Odaklı Yaklaşımlar...28
Detaylıİçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19
Önsöz Kur an tefsirleri üzerine yapılan araştırmalar bir hayli zenginleşmesine karşın, yüzlerce örneğiyle sekiz-dokuz asırlık bir gelenek olan tefsir hâşiyeciliği, çok az incelenmiştir. Tefsir hâşiye literatürü;
Detaylıkiģilerle iletiģimlerini sağlamak amacıyla oluģturdukları, gönderdikleri veya sakladıkları belirli bir standart ve içeriği olan belgelerdir.
Resmî yazı nedir? Kamu kurum ve kuruluģlarının kendi aralarında veya gerçek/tüzel kiģilerle iletiģimlerini sağlamak amacıyla yazılan yazı, resmî belge, resmî bilgi ve elektronik belgelerdir. Resmî belge
DetaylıREKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU
REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU Toplantı Tarihi : 24.12.2018 Karar Sayısı : 248/2018 Dosya No : 10-66/2018 Kurul Üyeleri : Selim ALTINCIK (BaĢkan) Doç. Dr. Figen YEġĠLADA (Üye) Kubilay
DetaylıDersin Kodu Dersin Adı Yarıyılı Z/S Teorik Uygulama Kredi Akts Dersin Kodu Dersin Adı Yarıyılı Z/S Teorik Uygulama Kredi Akts Dersin Kodu
GĠRESUN ÜNĠVERSĠTESĠ TĠREBOLU MEHMET BAYRAK MESLEK YÜKSEKOKULU FĠNANS-BANKACILIK SĠGORTACILIK BÖLÜMÜ BANKACILIK VE SĠGORTACILIK PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ AITB191 Atatürk Ġlkeleri ve Ġnkılap Tarihi I 1 Z
DetaylıProf. Dr. Gökhan Antalya Değerlendirme KonuĢması
Prof. Dr. Gökhan Antalya Değerlendirme KonuĢması Tebliğlerin sunulması bölümünü tamamladıktan sonra değerlendirme bölümüne geçeceğiz. Her tebliğcinin ortalama 20 dakika tebliğ verdiğini düģünürseniz benim
DetaylıNAPOLEON PROBLEMİNE FARKLI BİR BAKIŞ
ÖZEL EGE LİSESİ NAPOLEON PROBLEMİNE FARKLI BİR BAKIŞ HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER: Fatma Gizem DEMİRCİ Hasan Atakan İŞBİLİR DANIŞMAN ÖĞRETMEN: Gülşah ARACIOĞLU İZMİR 2013 İÇİNDEKİLER 1. PROJENİN AMACI... 3 2.
DetaylıKAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER
KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER Rıza FİLİZOK Kastım odur şehre varam Feryad ü figan koparam Yunus Emre Büyük dilbilimci Saussure ün dilin bir sistem olduğunu ve anlamın karşıtlıklardan (mukabil/opposition)
DetaylıProf. Dr. Muhsin HESAPÇIOĞLU ( * ) Yard.Doç. Dr. Adil ÇAĞLAR ( ** )
M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi Yıl: 1989, Sayı: 1, Sayfa: 49-61 YURT DIġINDAN DÖNEN ĠġÇĠ ÇOCUKLARININ TÜRK TOPLUMUNA VE EĞĠTĠM SĠSTEMĠNE UYUM SORUNLARI-ĠSTANBUL'UN BAZI OKULLARINDA
DetaylıKAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU Ağustos 2015 İÇİNDEKİLER 1. KAMU İDARESİNİN MALİ YAPISI VE MALİ TABLOLARI HAKKINDA BİLGİ... 1 2. DENETLENEN KAMU İDARESİ YÖNETİMİNİN SORUMLULUĞU...
DetaylıHOCA NAZAR HÜVEYDĀ RAHĀT-I DİL [İnceleme-Metin-Dizin]
HOCA NAZAR HÜVEYDĀ RAHĀT-I DİL [İnceleme-Metin-Dizin] Yazar Prof. Dr. Funda Toprak ISBN: 978-605-9247-65-8 1. Baskı Ağustos, 2017 /Ankara 500 Adet Yayınları Yayın No: 237 Web: grafikeryayin.com Kapak ve
DetaylıMARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU
MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU Ağustos 2015 İÇİNDEKİLER 1. KAMU İDARESİNİN MALİ YAPISI VE MALİ TABLOLARI HAKKINDA BİLGİ... 1 2. DENETLENEN KAMU İDARESİ YÖNETİMİNİN SORUMLULUĞU...
DetaylıTÜRKÇE SÖZCÜKTE ANLAM
TÜRKÇE SÖZCÜKTE ANLAM HAZIRLAYAN SAMİ ÖZ 6. SINIF TÜRKÇE TÜRKÇE 1.ÖĞRETMENLERE YÖNELİK MÜFREDAT 1.1. KONUNUN MÜFREDATTAKİ YERİ DERS TÜRKÇE ÜNİTE KONU SINIF SÜRE SÖZCÜK BİLGİSİ EŞ ANLAM,ZIT ANLAM,EŞSESLİLİK
DetaylıIV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015
IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015 TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge ġubesi Koordinatörlüğünde IV. Uluslararası PolimerikKompozitler
DetaylıI. OTURUM OTURUM BAġKANI: PROF. DR. NEVZAT KOÇ (MEDĠPOL ÜNĠVERSĠTESĠ HUKUK FAKÜLTESĠ ÖĞRETĠM ÜYESĠ/TBK. BĠLĠM KOMĠSYONU ÜYESĠ)
I. OTURUM OTURUM BAġKANI: PROF. DR. NEVZAT KOÇ (MEDĠPOL ÜNĠVERSĠTESĠ HUKUK FAKÜLTESĠ ÖĞRETĠM ÜYESĠ/TBK. BĠLĠM KOMĠSYONU ÜYESĠ) TEBLĠĞLER : PROF. DR. VEYSEL BAġPINAR (ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ HUKUK FAKÜLTESĠ
DetaylıOkul Sınav Sonuç Belgesi (Puan Türü : Ham Puan)
Okul Sınav Sonuç Belgesi (Puan Türü : Ham Puan) Okul/Şube Özel Net Ortaokulu Öğretmen - Okul Şube İstatistikleri Katılan Sayısı PUAN (Ort.) ANA DERS LİSTESİ (Ortalama Net) Okul DYO-YYO-BYO (%) Sırası Türkçe
Detaylıİ Ç İ N D E K İ L E R
2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA BAġKANVEKĠLĠ:
DetaylıREKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU
REKABET KURULU (İHALE İTİRAZ MAKAMI) KARAR FORMU Toplantı Tarihi : 19-09-2018 Karar Sayısı : 147/2018 Dosya No : 10-55/2018 Katılan ler : Selim ALTINCIK (BaĢkan) Doç. Dr. Figen YEġĠLADA (BaĢkan Yrd.) Kubilay
DetaylıCerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor
1/9 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor İçindekiler C2. ULUSAL TIP EĞĠTĠMĠ STANDARTLARINA ĠLĠġKĠN AÇIKLAMALAR... 2 1. AMAÇ VE HEDEFLER... 2 1.3. Eğitim programı amaç
DetaylıÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET
DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETĠN ĠLK ÜNĠTESĠ SĠZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERĠLMĠġTĠR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNĠTELERĠ ĠÇĠNDEKĠLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBĠLĠRSĠNĠZ. ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET WWW.KOLAYAOF.COM
DetaylıASLAN ÇİMENTO A.Ş FAALİYET RAPORU
Sayfa No: 1 ASLAN ÇİMENTO A.Ş. 01.01.2011-30.06.2011 FAALİYET RAPORU Sayfa No: 2 İÇİNDEKİLER SAYFA 1 Raporun Dönemi 3 2 Ortaklığın Ünvanı 3 3 Yönetim ve Denetleme Kurulu Üyeleri 3 4 Üst Yönetim 3-4 5 Kurumsal
Detaylı: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN
,. Hazırlayan : ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN Dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa o da ergenlik çağındaki bir gencin anne - babası olmaktır. ERGENLİK NEDİR? Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik,
Detaylı5. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ
5. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 1. TEMA: BİREY VE TOPLUM 2. TEMA: ATATÜRK 3. TEMA: DEĞERLERİMİZ 4. TEMA: DÜNYAMIZ VE UZAY 5. TEMA: ÜRETİM TÜKETİM VE VERİMLİLİK 6. TEMA: SAĞLIK VE ÇEVRE 7. TEMA: GÜZEL ÜLKEM
DetaylıMEDYADA KADINA YÖNELİK ŞİDDET HABERLERİNDE KADINLARA YAKLAŞIMIN DİLDE YANSIMASI
MEDYADA KADINA YÖNELİK ŞİDDET HABERLERİNDE KADINLARA YAKLAŞIMIN DİLDE YANSIMASI Hazırlayan: DEKAUM (Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Hakları ve Sorunları AraĢtırma ve Uygulama Merkezi) Yöneten: Yrd. Doç.
DetaylıÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
ÖĞRETİM TEKNİKLERİ ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Ön bilgiler Öğrencilerin öğrenme stilleri Öğrenci tercihleri Öğrenme ortamı Öğretmenin öğretme stilleri Kullanılan öğretim yöntemi 5E ÖĞRETİM MODELİ Yapılandırıcı
DetaylıMEHMET KAYA YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠR BAĞIMSIZ DENETÇI LİMİTED ŞİRKET Mİ, ANONİM ŞİRKET Mİ?
MÜġAVĠR BAĞIMSIZ DENETÇI LİMİTED ŞİRKET Mİ, ANONİM ŞİRKET Mİ? MÜġAVĠR BAĞIMSIZ DENETÇI Elli yıl önce Türkiye de Ģirket dediğinizde, akla hemen Kollektif ġirket gelirdi. ġirket adının devamında A.ġ. (Anonim
Detaylı3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK
3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? 04 22 OCAK TÜRKÇE ÖĞRENME ALANI: DİNLEME 1. Dinleme Kurallarını Uygulama 1. Dinlemeye hazırlık yapar. 2. Dinleme amacını belirler. 3. Dinleme amacına uygun yöntem belirler.
DetaylıTOPLANTI RAPORU II ATATÜRK ÜNĠVERSĠTESĠ NDE BOLOGNA SÜRECĠ VE PROGRAM YETERLĠLĠKLERĠ VE DERS ÖĞRENME ÇIKTILARI EĞĠTĠM TOPLANTISI
TOPLANTI RAPORU II ATATÜRK ÜNĠVERSĠTESĠ NDE BOLOGNA SÜRECĠ VE PROGRAM YETERLĠLĠKLERĠ VE DERS ÖĞRENME ÇIKTILARI EĞĠTĠM TOPLANTISI Uzm. Sertaç HOPOĞLU, BEK Üyesi Tarih: 02 Nisan 2010; Saat: 15.00 17.00;
DetaylıÖN SÖZ. Bilmek değil, uygulamak gerekli, İstemek değil, yapmak gerekli. GOETHE
Bilmek değil, uygulamak gerekli, İstemek değil, yapmak gerekli. GOETHE ÖN SÖZ Bu kitap konu ile ilgili değiģik kitapların fikirlerinden yararlanılarak, i Ģ- letme ve endüstri mühendisliği lisans ve lisansüstü
DetaylıSÖZCÜK ÖBEĞİ OLARAK CÜMLE VE BİR ÖBEK ÖNERİSİ
Türkiyat Mecmuası, c. 26/2, 2016, 241-245 SÖZCÜK ÖBEĞİ OLARAK CÜMLE VE BİR ÖBEK ÖNERİSİ Caner KERİMOĞLU * ÖZ Türkçe sözdiziminde tartıģılan pek çok konu bulunmaktadır. Sözcük öbeklerinin sınıflandırılması,
DetaylıSAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY
SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY GİRİŞ ÇalıĢmak yaģamın bir parçasıdır. YaĢamak nasıl bir insan hakkı
Detaylı27-28 MAYIS 2010, FEN, EDEBİYAT, FEN-EDEBİYAT, DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTELERİ DEKANLARI (FEFKON) V. TOPLANTISI SONUÇ RAPORU
27-28 MAYIS 2010, FEN, EDEBİYAT, FEN-EDEBİYAT, DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTELERİ DEKANLARI (FEFKON) V. TOPLANTISI SONUÇ RAPORU KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN VE EDEBİYAT FAKÜLTELERİ Kısaca FEFKON olarak
Detaylı