T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI (UZMANLIK TEZİ) BLEFAROPİTOZİS VE DERMATOŞALAZİS CERRAHİLERİNİN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI (UZMANLIK TEZİ) BLEFAROPİTOZİS VE DERMATOŞALAZİS CERRAHİLERİNİN"

Transkript

1 T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI (UZMANLIK TEZİ) BLEFAROPİTOZİS VE DERMATOŞALAZİS CERRAHİLERİNİN OKÜLER YÜZEY VE KORNEA TOPOGRAFİSİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Nihan AKSU CEYLAN Tez Danışmanı: Doç. Dr. Barış YENİAD İSTANBUL i

2 T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI BLEFAROPİTOZİS VE DERMATOŞALAZİS CERRAHİLERİNİN OKÜLER YÜZEY VE KORNEA TOPOGRAFİSİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Nihan AKSU CEYLAN Tez Danışmanı: Doç. Dr. Barış YENİAD İSTANBUL ii

3 ÖNSÖZ Uzmanlık eğitimim süresince bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım, tezimin planlanması ve yürütülmesinde bana son derece yardımcı olan tez danışmanım ve değerli hocam Doç.Dr. Barış YENİAD başta olmak üzere eğitimimde emeği geçen değerli hocalarım Sayın Prof.Dr. Koray AKARÇAY a, Prof.Dr. Nilüfer Alparslan a, Prof.Dr. Belgin İZGİ ye, Prof.Dr. Nur KIR a, Prof.Dr. İlknur TUĞAL TUTKUN a, Prof.Dr. Nilüfer GÖZÜM e, Prof.Dr. Acun GEZER e, Doç.Dr. Samuray TUNCER e, emekli hocalarımızdan Sayın Prof.Dr. Ahmet GÜCÜKOĞLU na, Prof.Dr. Lale KÖZER BİLGİN e, uzmanlarımız Uzm.Dr. Zafer CEBECİ ye, Uzm.Dr. Şerife CANTÜRK BAYRAKTAR a ve Uzm.Dr. Merih ORAY a, Birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyduğum tüm asistan arkadaşlarıma, klinik hemşireleri ve personellerine, Desteklerini esirgemeyen sevgili annem Nefise AKSU ya, babam Seyit AKSU ya, kardeşim Cihan AKSU ya ve her zaman yanımda olan eşim Erdinç CEYLAN a, sonsuz teşekkürlerimle Dr. Nihan AKSU CEYLAN İstanbul-2015 i

4 İÇİNDEKİLER ŞEKİL LİSTESİ iii TABLO LİSTESİ iv-v KISALTMALAR vi ÖZET vii SUMMARY viii 1.GİRİŞ ve AMAÇ 1 2.GENEL BİLGİLER TARİHÇE EMBRİYOLOJİ GÖZ KAPAĞI ANATOMİSİ GÖZ KAPAĞI ARTERLERİ GÖZ KAPAĞI VENLERİ VE LENFATİK DRENAJI GÖZ KAPAĞI SİNİRLERİ GÖZ KAPAĞI FİZYOLOJİSİ BLEFAROPİTOZİS SINIFLANDIRMASI BLEFAROPİTOZİSLİ HASTAYA YAKLAŞIM KURU GÖZ 34 i

5 3. GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR 61 KAYNAKLAR 64 ii

6 ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1: Üst göz kapağını oluşturan anatomik yapılar 4 Şekil 2: Orbikularis okuli kası 6 Şekil 3: Göz kapağı retraktörleri 9 Şekil 4: Göz kapağı arterleri 11 Şekil 5: Göz kapağı venleri 12 Şekil 6: Göz kapağının duyusal innervasyonu 14 iii

7 TABLO LİSTESİ Tablo 1: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif marjin refle mesafesi 1 (MRD-1) değerlerinin preoperatif değerler ile karşılaştırılması 43 Tablo 2: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif kapak aralığı (KA) ölçümlerinin preoperatif ölçümler ile karşılaştırılması 44 Tablo 3: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif levator fonksiyonu (LF) ölçümlerinin preoperatif ölçümler ile karşılaştırılması 45 Tablo 4: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif anestezisiz Schirmer testi (mm/ 5 dk) ölçümlerinin preoperatif ölçümler ile karşılaştırılması 46 Tablo 5: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif anestezili Schirmer testi (mm/ 5 dk) ölçümlerinin preoperatif ölçümler ile karşılaştırılması 46 Tablo 6: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların Oxford skalasına göre korneal punktat boyanma paternlerinin preoperatif ve postoperatif karşılaştırılması 47 Tablo 7: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif gözyaşı kırılma zamanı ölçümlerinin preoperatif ölçümler ile karşılaştırılması 47 Tablo 8: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif oküler yüzey hastalık indeksi (OSDİ) skorlarının preoperatif ölçümler ile karşılaştırılması 48 Tablo 9: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif otorefraktometrik sferik değerlerinin preoperatif değerler ile karşılaştırılması 49 iv

8 Tablo 10: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif otorefraktometrik silindirik değerlerinin preoperatif değerler ile karşılaştırılması 49 Tablo 11: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif otorefraktometrik silindirik aks değerlerinin preoperatif değerler ile karşılaştırılması 50 Tablo 12: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif topografik K1 değerlerinin preoperatif değerler ile karşılaştırılması 51 Tablo 13: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif topografik K2 değerlerinin preoperatif değerler ile karşılaştırılması 51 Tablo 14: Cerrahi uygulanan tüm gözlerin ve grupların postoperatif topografik Km değerlerinin preoperatif değerler ile karşılaştırılması 51 v

9 KISALTMALAR KPEO: Kronik progresif eksternal oftalmopleji MRD: Margin reflex distance (marjin refle mesafesi) MKKR: Müller kası-konjonktival rezeksiyonu USA: Unites States of America WHS: Womens Health Study OSDI: Ocular Surface Disease Index DEQ: Dry Eye Questionnairre DEWS: Dry Eye Workshop KA: Kapak aralığı LF: Levator fonksiyonu GYKZ: Gözyaşı kırılma zamanı D: Dioptri mm: milimetre ml: mililitre mosm: miliosmol vi

10 BLEFAROPİTOZİS VE DERMATOŞALAZİS CERRAHİLERİNİN OKÜLER YÜZEY VE KORNEA TOPOGRAFİSİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET Amaç: Pitozis ve dermatoşalazis cerrahilerinin oküler yüzey ve kornea topografisi üzerine etkilerini değerlendirmek Gereç ve Yöntem: Nisan 2014-Haziran 2014 tarihleri arasında İstanbul Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Oküloplastik biriminde pitozis cerrahisi ve/veya üst kapak blefaroplastisi uygulanan 22 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların preoperatif, postoperatif 1. gün, 1. hafta, 1. ay ve 3. ay ve 6. ayda marjin-refle mesafeleri (MRD 1-2), gözyaşı kırılma zamanı (GYKZ), topikal anestezisiz ve anestezili Schirmer testleri ile gözyaşı değişimleri, oküler yüzey hastalık indeksi skorları (OSDİ), kornea topografileri ve otorefraktometrik değerleri prospektif olarak değerlendirildi. Sonuçlar: On bir erkek on bir kadın hastanın 35 gözü çalışmaya dahil edildi. Hastaların ortalama yaşı 43, 5 ± 18, 86 (8 74) idi. Hastalar uygulanan cerrahiye göre 4 gruba ayrıldı. On iki göze blefaroplasti (Grup 1), 8 göze blefaroplasti ile birlikte levator cerrahisi (Grup 2), 12 göze levator cerrahisi (Grup 3), 3 göze frontal asma cerrahisi (Grup 4) uygulandı. Tüm hastalar değerlendirildiğinde; MRD-1 de preoperatif ve postoperatif 1.gün değerlerine göre postoperatif 1.hafta, 1.,3. ve 6.ay vizitlerinde istatistiksel olarak ileri derecede anlamlı artış saptandı (p <0,001). Preoperatif değerlere göre; anestezisiz Schirmer testinde postoperatif 6. Ayda, anestezili Schirmer testinde postoperatif 1. ve 6. Ayda istatistiksel olarak anlamlı azalma saptandı (p=0,036, p=0,032, p= 0,011). Gözyaşı kırılma zamanında (GYKZ); preoperatif değerlere göre postoperatif 1. gün ve 1. haftada saptanan azalma istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p= 0,036, p< 0,001). Postoperatif 1. aydan itibaren gözyaşı kırılma zamanının preoperatif değerlere döndüğü görüldü. Hastaların OSDİ skorları değerlendirildiğinde; preoperatif değerlere göre postoperatif dönemde istatistiksel olarak anlamlı değişim saptanmadı (p >0,05). Hastaların; otorefraktometrik sferik, silindirik ve silindirik aks değerlerinde ve topografik K1, K2, Km değerlerinde postoperatif istatistiksel olarak anlamlı değişim saptanmadı (p >0,05). Tartışma: Pitozis cerrahisi ve üst kapak blefaroplastisi postoperatif ilk bir ayda gözyaşı kırılma zamanında ve Schirmer testlerinde azalmaya neden olmakta ve uygulanan cerrahi prosedüre göre değişkenlik gösteren kuru göz tablosu ortaya çıkarmaktadır. Hastalardaki kuru göz bulgularının postoperatif 6. ayda da devam ettiği, ancak OSDİ skorlarını etkilemediği görülmektedir. Hastaların otorefraktometreleri ve kornea topografileri incelendiğinde üst kapak cerrahisinin refraktif değişime neden olmadığı gözlenmiştir. vii

11 EFFECTS OF UPPER EYELID SURGERY ON OCULAR SURFACE AND CORNEAL TOPOGRAPHY SUMMARY Purpose: To evaluate the effect of upper eyelid surgery on ocular surface and corneal topography Materials and Methods: Patients who underwent upper eyelid blepharoplasty and / or blepharoptosis repair between April June 2014 at Istanbul University, Istanbul Faculty of Medicine, Department of Ophthalmology were eveluated prospectively. Margin reflex distances (MRD 1-2), tear break-up time (TBUT), Schirmer tests, ocular surface disease index questionnaire (OSDI), corneal topography and autorefractor parameters were measured preoperatively, and at 1 day, 1 week, 1 month, 3 month and 6 month postoperatively. Results: Thirty five eyes of 22 patients (11 male, 11 female) were enrolled in the study. The mean age was 43, 5 ± 18, 86 (range: 8 74). Patients were divided into following 4 groups according to the type of surgery performed: upper eyelid blepharoplasty (Group 1), upper eyelid blepharoplasty and levator advancement ptosis surgery (Group 2), levator advancement ptosis surgery (Group 3) and frontalis suspension surgery (Group 4). The difference between the median MRD-1 measurements preoperative, at 1 day and 1 week,1, 3, 6 month were statistically significant (p< 0,001). The decrease in Schirmer test without topical anesthestic at 6 month and with topical anesthetic at 1, 6 month was statistically significant (p=0,036, p=0,032, p= 0,011). There was statistically significant decrease in TBUT values at 1 day and 1 week (p= 0,036, p< 0,001). TBUT values returned to baseline at 1 month after surgery. However, postoperative changes in OSDI scores were not statistically significant (p> 0,05). There were no statistically significant change in corneal topography (K1, K2, Km) and autorefractor measurements (spheric, cylindric, axis), postoperatively (p> 0,05). Conclusion: Blepharoptosis repair and upper eyelid blepharoplasty results in a decrease in tear break-up time at 1 month and Schirmer tests at 1, 6 month postoperatively. The severity of dry eye is associated with the type of surgical procedure. No significant changes in corneal topography and autorefractor measurements occurs after upper eyelid surgery. viii

12 1. GİRİŞ ve AMAÇ Göz kapakları; globu travmalara karşı koruyan, görmenin devamlılığında rol oynayan, refleks olarak açılıp kapanarak oküler yüzeyin sürekli ıslak kalmasını ve temizlenmesini sağlayan önemli bir yapıdır. Yapısında bulunan yardımcı gözyaşı bezleri ve meibomus bezlerinin salgılarıyla gözyaşı film tabakasının oluşumuna katkı sağlar ve gözün kurumasını önler. Üst göz kapaklarının düşüklüğü pitozis olarak adlandırılır. Bu durum önemli anatomik ve fonksiyonel bozuklukların yanı sıra ciddi estetik sorunlara da neden olabilmektedir. Blefaropitozis tedavisinde başarılı bir sonuç elde edilmesi için, pitozisin ayrıntılı bir muayene ile etiyolojisinin belirlenmesi ve uygulanacak cerrahi girişimin doğru seçilmesi gerekmektedir. Göz kapağının kapanma, göz kırpma, salgı bezlerinin fonksiyonlarının devamlılığı, oküler yüzeyin korunması ve kuru göz gelişiminin engellenmesinde önem taşımaktadır. Bu nedenle, hastalar postoperatif dönemde pitozise ek olarak oküler yüzey açısından da mutlaka değerlendirilmelidir. Çalışmamızda, blefaropitozis olgularında uygulanan farklı cerrahi girişimlerin anatomik ve fonksiyonel başarıları ve oküler yüzeye etkileri değerlendirilmiştir. 2. GENEL BİLGİLER 2.1 TARİHÇE Pitozis cerrahisinden tarihte ilk kez MS. 1. yüzyılda Aulus Cornelius Celsus isimli Romalı bir bilim adamının yazılarında bahsedilmektedir (1). Arap cerrahlar tarafından göz kapağı cildinden eliptik bir parçanın çıkarılarak kapağın kısaltılması şeklinde uygulanan pitozis cerrahisi, 1801 yılında aslında bir genel cerrah olan Scarpa ve 1831 yılında Hunt tarafından modifiye edilmiştir yılında Von Grafe tarafından bu tekniğe orbiküler kas eksizyonu da ilave edilmiştir yılında Bowman tarafından konjonktival yaklaşım ile levator ve tarsın kısmi rezeksiyonu, 1883 yılında Eversbusch tarafından eksternal yaklaşım ile levator rezeksiyonu, 1897 yılında Motais tarafından levator kası fonksiyonunu sağlamak amacı ile süperior rektus kasının kullanılması gibi teknikler uygulanmış ve daha sonra birçok cerrah tarafından cerrahi yöntemler modifiye edilmiştir (1). 1

13 Pitozis cerrahisi; kapağın, tarsın üst kenarından frontal kasa askılanması şeklinde de uygulanmış ve birçok cerrah farklı materyaller ile askılama yöntemi kullanmıştır yılında Pagenstecher absorbe olmayan mattress sütür ile, 1886 yılında Dransart catgut ile göz kapağını frontal kasa askılamıştır. Askılama materyali olarak otojen fasya latanın kullanımı ilk kez Payr tarafından 1909 yılında, daha sonra da Wright tarafından 1922 yılında tanımlanmıştır. Kadavradan elde edilen sterilize fasya latanın kullanımı ise 1962 yılında Yasuna ve 1965 yılında Gutman tariflemiştir (1). Silikon materyalin kullanımı, ilk kez 1966 da Tillet ve Tillet tarafından rapor edilmiş, elastik bir materyal olan silikonun göz kapağının daha iyi kapanmasına olanak sağladığını öne sürülmüştür (1) yılında Karesh tarafından Gore-Tex ve 1989 yılında Downes ve Collin tarafından Mersilen meshin askı materyali olarak kullanılabileceği vurgulanmıştır (2,3). 2.2 EMBRİYOLOJİ Dördüncü gestasyon haftasında nöral tomurcuk hücrelerinin frontonazal (paranazal) ve maksiler (viseral) uzantıları üst ve alt göz kapağını oluşturur. Orbitanın kemik, kıkırdak, yağ ve bağ dokuları da bu hücrelerden gelişir. Göz kapaklarının gelişimi; büyüme, farklılaşma ve olgunlaşma olmak üzere üç evrede incelenebilir (4-6): Büyüme (katlantı) Evresi: Üst göz kapağı, gestasyonel 4-5. haftalarda gelecekte dış kantusu oluşturacak bölgenin yüzey ektoderminden gelişir. 2 ay süresince her iki üst ve alt gözkapağı, farklılaşmamış cilt kıvrımı şeklinde nöral tomurcuk kaynaklı mezenşimin etrafında fark edilir. Göz kapaklarının ön yüzleri iki kat epitel tabakası ile örtülüyken, arka yüzleri daha sonra modifiye olarak tarsal konjonktivayı meydana getirecek tek kat epitelle kaplıdır. Farklılaşma Evresi: Göz kapağı katlantılarının her biri yanlara doğru büyür, yaklaşık 10. haftada kenardaki katlantılarla birleşir. Göz kapaklarının füzyonu ile birlikte; orbikülaris kası, tarslar ve meibomus bezleri, lakrimal punktum ve kanaliküller, deri ekleri (Kirpik folikülleri, Moll ve Zeis bezleri) ve konjonktiva gibi özelleşmiş yapılar da oluşmaya başlar. 5-7.aylar arasında her iki kapak ön yüzündeki iki katlı epitel, önce epitel yüzden daha sonra konjonktival yüzden keratinize olmaya başlar. Bu, epitelde erezyona sebep olur. Ek 2

14 olarak hücre dejenerasyonu başlar ve sonuçta kapaklar nazalden temporale doğru birbirinde ayrılır. Tam olarak ayrılamama değişik derecelerde ankyloblefarona neden olur. Olgunlaşma Evresi: Levator palpebra ve orbikularis okuli kaslarında sinir liflerinin olgunlaşması ile göz kapaklarında hareketler görülmeye başlanır. Levator Palpebra Kasının Gelişimi: Üst rektus ve üst oblik kasları ile aynı mezodermal kompleksten gelişir. Erken gestasyonel dönemde üst rektusun iç kısmında yer alırken, intrauterin hayatın 4. Ayında üst rektusun üstüne göç eder ve tarsın ön yüzüne yapışarak son şeklini alır. Lakrimal bezler gestasyonun 6-7. ci haftaları arasında gelişmeye başlar. Yaklaşık 3. ayda bezlerin kanalları kord hücrelerindeki vakualizasyon ile şekillenir ve lümenleri gelişir (4-6). 2.3 GÖZ KAPAĞI ANATOMİSİ Üst ve alt göz kapakları arasındaki bölüm palpebral aralık olarak isimlendirilir. Erişkinde kapak aralığı mm uzunluğunda ve 8-11 mm genişliğindedir. Göz kapağını yapısal olarak 7 tabakada incelemek mümkündür: 1- Cilt ve cilt altı dokusu 2- Protraktör kaslar 3- Orbital septum 4- Orbital yağ dokusu 5- Retraktör kaslar 6- Tars 7- Konjonktiva 3

15 Şekil 1: Üst göz kapağını oluşturan anatomik yapılar 1- Cilt ve cilt altı dokusu Kapak cildi vücuttaki en ince cilt dokusudur ve cilt altı yağ dokusu içermez (7). Kapak epidermisi 6-7 katlı stratifiye skuamöz epiteldir. Epitel; korneum, granülozum, spinozum, germinatum ve bazal membran tabakalarından oluşur. Dermis zengin elastik liflerden oluşan bağ dokusudur. Cilt içerisinde ince kıllar, sebase bezler ve ter bezleri bulunur. Hem üst hem de alt kapakta pretarsal dokular alttaki tars dokusuna sıkı bir şekilde yapışıktır. Preseptal dokular ise tarsa daha gevşek biçimde tutunur ve potansiyel boşluklar meydana gelir.potansiyel boşlukta hava, sıvı, kan birikimi sonucunda amfizem, ödem, ekimoz gelişimi gözlenir. Kapak cildi kontürleri cilt kıvrımı ve cilt katlantısı ile sınırlandırılmıştır. Üst göz kapağı çizgisi (skin crease, sulcus orbitopalpebralis superior) üst kapaktaki en belirgin yüzey çizgisidir ve pitozis cerrahisinde önemli bir anatomik yapıdır. Levator aponevrozunun pretarsal orbikularis lifleri ve cilt arasına yaptığı katılımlar ile oluşur ve tarsın üst sınırına denk gelen bölgede yer alır (8). Erkeklerde kapak serbest kenarından yaklaşık 8 mm mesafede iken kadınlarda yaklaşık 9-10 mm mesafede yerleşmiştir (9). Üst göz kapağı 4

16 katlantısı, levator aponörozu ve septum üzerindeki gevşek preseptal cilt ve ciltaltı dokulardan oluşur. Bu gevşek doku genelde primer bakışta cilt kıvrımını örter. Cilt kıvrımı üzerinde üst kapaktaki dolgunluk orbita yağ dokusunun varlığı ile ilişkilidir. Alt kapakta cilt kıvrımı genellikle üst kapaktaki kadar belirgin değildir; tarsın alt sınırı yakınında kirpikli kenardan yaklaşık 4-5 mm mesafede izlenir. Alt ve üst göz kapaklarının serbest kenarları arasındaki aralık palpebral fissür olarak isimlendirilir. Normal bir gözde primer bakışta üst kapak serbest kenarı limbusun üst sınırından 1,5-2 mm aşağıda yer alır (9). Kaş üst orbital rimin ön yüzü boyunca uzanır. Kaş üzerindeki cilt kapak cildine göre daha kalındır. Göz kapağı serbest kenarının tüm uzunluğu boyunca orbiküler kasın en yüzeyel kısmı, Riolan kası ve kapağın avasküler düzleminin histolojik bir sonucu olan gri çizgi (intermarjinal sulkus) bulunur. Bu çizginin önünde kirpikler (silia), arkasında mukokutanöz bileşkenin hemen önünde tarsal (meibomian) bezlerin açıklıkları yer alır. Gri çizgi, göz kapağını iki anatomik lamele ayırır. Ön lamel cilt ve orbikularis kasından, arka lamel tars ve konjonktivadan oluşur. Kirpikler düzensiz 2 veya 3 sıra halinde kapak kenarının ön dermal sınırında bulunur. Kirpiklerle bağlantılı modifiye sebase bezler olan Zeiss bezleri ve cildin apokrin ter bezleri olan Moll bezleri kapak kenarlarında yer alırlar. Ayrıca kapak serbest kenarı medialinde iç kantuslardan yaklaşık 6 mm uzaklıkta yer alan kanalikül punktumu her lakrimal papillanın tepesinde bulunur. Karünkül kapakların oluşturduğu iç komissurun arkasında yer alır. Burada kalınlaşmış epitel dokusu içinde mukus salgı hücreleri ve yağ bezleri, ince kıl folikülleri ve fibröz doku bulunur. Karünkülün arkasında konjonktivanın katlanmasından oluşan plika semilunaris bulunur (10-13). 2- Protraktör kaslar Orbikularis okuli, göz kapağının ana protraktör kasıdır. Dairesel liflerden oluşur ve çizgili kas yapısındadır. VII. kranial sinir tarafından innerve edilir. Kontraksiyonu ile palpebral aralık daralır ve göz kapakları kapanır. Orbikularis okuli kası anatomik ve fizyolojik olarak iki kısımdan oluşur (14): 5

17 1) Palpebral kısım: İstemsiz göz hareketlerinden sorumludur. İki kısımdan oluşur: a. Preseptal kısım: Derin ve yüzeyel kas liflerinden oluşur. Yüzeyel kısım, iç kantal tendonun yüzeyel kısmından başlar, derin lifler ise lakrimal kese etrafındaki fasya ve arka lakrimal kenar çıkıntısından (lakrimal krest) başlamaktadır. Kasıldığında lakrimal kese içerisinde negatif basınç oluşur. Dışta orbital kenarda alt ve üstten gelen lifler lateral bir birleşim çizgisi (raphe) oluşturarak birleşirler. b. Pretarsal kısım: Dış kantal tendonlardan başlar, içte yapışma yeri yüzeyel ve derin olmak üzere ikiye ayrılır. Derin lifler posterior lakrimal kenar çıkıntısına yapışarak Horner kası adını alır. Kasıldığında; göz kapaklarının kapanması ve punktumların içe kaymasına neden olarak lakrimal pompa mekanizmasında rol alır. Pretarsal liflerin kapak kenarında özelleşmiş ince bir şeridi Riolan kası adını alır ve gri çizginin oluşumunda, Meibomian glandlarının boşaltıcı kanallarını çevreleyerek salgının boşaltılmasında rol oynar. Pretarsal kısmın üst ve alt segmentleri lateral kantal alanda birleşerek lateral kantal tendon oluştururlar. 2) Orbital kısım: Gözün sıkı kapatılmasından sorumludur. Maksiller kemiğin frontal kısmı, frontal kemiğin orbital kısmı, medial kantal tendon ve korrugator supersili kasına bağlanır. Kas lifleri orbital rimin etrafında elips oluşturacak şekilde yerleşirler. Kasın medial bölümü, depressor supersili ve korrugator supersili kasının başlangıç noktasının üzerinden geçerek kaşın medialinde dermise tutunur. Orbital kısım, sfnkter gibi davranır ve istemli bir kas gibi hareket eder (15). Şekil 2: Orbikularis okuli kası 6

18 Göz kapaklarının kapanmasına katkıda bulunan diğer iki kas ise korrugator supersili ve proserus kaslarıdır (10). 3- Orbital septum Orbita ile kapak arasında bariyer görevi gören avasküler, ince fibröz bir tabakadır. Üst kapakta orbita kenarının periostundan başlar ve aşağı doğru uzanarak tars üst sınırından yaklaşık 10 mm yukarıda levator aponevrozuna yapışır. Alt kapakta ise; yine orbita kenarından başlayarak alt kapak retraktörleri ile birleşir ve tars alt kenarında sonlanır. Orbital septum, orbita ile göz kapakları arasında bir bariyer oluşturarak preseptal enfeksiyon ve hemorajilerin intraorbital yayılımına engel olur (7). 4- Orbital yağ dokusu Preaponevrotik (orbital) yağ dokusu; üst kapakta orbital septumun arkasında ve levator aponevrozunun önünde, alt kapakta ise kapsülopalpebral fasyanın önünde yer almaktadır. Üst kapakta nazal ve santral olmak üzere iki, alt kapakta nazal, santral ve temporal olmak üzere üç adet yağ pakesi bulunmaktadır. Yağ pakeleri, orbital septumun uzantıları ulan ince bir fibröz doku ile çevrelenmişlerdir. Özellikle yaş ile ilişkili olmak üzere, orbital septumun gevşemesi durumunda orbital yağ dokusu öne doğru prolabe olabilmektedir. Özellikle üst kapak santral yağ pakesi, orbital septumun arkasında ve levator aponevrozunun önünde yer aldığından üst kapak cerrahisinde sınırı belirleyici olması açısından önem taşımaktadır (7,11). 5- Retraktör kaslar Üst kapak retraktörleri; levator kası, levator aponevrozu ve superior tarsal kas (Müller kası), alt kapak retraktörleri ise kapsulopalpebral ligaman ve inferior tarsal kastan oluşmaktadır. 1) Üst kapak retraktörleri Levator palpebra superior kası: Orbita apeksinde, Zinn halkasının üst bölümünde sfenoid kemiğin küçük kanadının periorbitasından başlar. Üst rektus kasının üzerinde yer alır ve üst rektus ile arasında ortak septa ve bağlantılar bulunur. Orbikularis kasının lifleri arasından geçerek üst kapak cildinde sonlanan levator lifleri üst kapak kıvrımını meydana getirirler. 7

19 Tars üst kenarının mm üzerinde yer alan ve üst orbital kenarın arkasında levatora uzanan fibröz bant superior transvers ligaman (Whitnall ligamanı) olarak adlandırılır. İçte superior oblik kas kılıfları ile karışarak, dışta ise lakrimal gland kapsülü ile birleşerek sonlanır. Whitnall ligamanı üst göz kapağı ve superior orbital dokular için asıcı destek sağlar. En önemli görevi ise, levator kasının ön-arka olan kuvvet yönünü yukarı-aşağı olarak değiştirerek kapağın daha etkili bir şekilde kaldırılmasını sağlamaktır. Cerrahi sırasında bu ligaman kesilirse; levator kompleksi fonksiyonel olarak uzar, zayıflar ve orbitada aşağı doğru sarkar. Whitnall ligamanının alt kapaktaki eşi Lockwood ligamanıdır. Whitnall ligamanından itibaren levator kas lifleri yerini aponevrotik dokuya bırakır. Aponevrozun uzunluğu 7-20 mm arasında değişirken, kas liflerinin uzunluğu ise yaklaşık 40 mm dir. Tarsın 10 mm üzerinde orbital septumla birleşen levator aponevrozu, tarsın üst kenarına 3-4 mm mesafede ön ve arka liflerine ayrılır. Ön lifler pretarsal orbikularis kası lifleri arasındaki septumlarda sonlanırken, bir yelpaze gibi genişleyen arka lifler ise tars ön yüzü 2/3 alt kısmında sonlanır. Levator aponevrozunun medial ve lateral kantal bölgede yaptığı sonlanmalar levator boynuzu (horn) olarak isimlendirilir. Lateral boynuz çok kuvvetli olup, lakrimal glandı orbital ve palpebral olmak üzere iki parçaya ayırır ve lateral tarsal ligamanın yapısına katılarak sonlanır. Medial boynuz ise daha güçsüz olup arka lakrimal kreste zayıf bir şekilde bağlanır. Levator kası ve üst rektus kası 3. kranial sinirin üst kısmı tarafından innerve edilir. 3. kranial sinirin üst kısmında meydana gelen paralizi üst kapakta pitozise ve yukarı bakış kısıtlılığına neden olmaktadır (7,16). Müller kası: Düz kas yapısında olup, üst servikal sempatik gangliondan gelen sempatik sinirlerle innerve olur. Tars üst kenarından mm yukarıda, Whitnall ligamanı seviyesinde levator aponevrozunun alt yüzünden başlar ve tars üst kenarına yapışır. Üst göz kapağının periferik damar arkı Müller kası ile levator aponevrozu arasında yer alır. Müller kası, üst göz kapağının yükseltilmesine yaklaşık 2 mm lik katkı sağlar ve felcinde (Horner Sendromu) hafif pitozis gelişir (7). 2) Alt kapak retraktörleri Kapsulopalpebral ligaman, üst kapakta yer alan levator aponevrozunun eşidir. Alt rektus kasının kapsulopalpebral fasyasından köken alır, seyri sırasında ikiye ayrılarak inferior oblik kasını çevreler ve kasın önünde tekrar birleşerek Lockwood ligamanı adını alır. Alt kapakta yer alan inferior tarsal kas ise Müller kasının eşi olarak kabul edilir (11,12). 8

20 Şekil 3: Göz kapağı retraktörleri 6- Tars Yoğun fibröz dokudan meydana gelmiştir. Üst kapakta mm, alt kapakta ise 4 mm yüksekliğinde olup, kalınlıkları 1 mm dir. Medial ve lateralde kantal ligamanlar adı verilen yoğun fibröz bantlar ile periosta tutunurlar. Tarsın iç yüzü konjonktivaya sıkı yapışıklık gösterir. Tarsın dış yüzeyini ise üstte orbital septum, levator ve Müller kası; altta ise orbikularis kası kapatır. Tars içerisinde yer alan holokrin sebase bez yapısındaki Meibomian bezleri, gözyaşının lipid tabakasının sekresyonundan sorumludur. Tars ön yüzünde, kirpik diplerinde ise Moll ve Zeiss bezleri yer alır. 7- Konjonktiva Anatomik olarak 4 bölümden oluşur: 1. Palpebral konjonktiva 2. Forniks konjonktivası 3. Bulber konjonktivaa 4. Plika semilunaris 9

21 Histolojik olarak 2 tabakadan oluşur: 1. Epitel: Keratinize olmamış çok katlı skuamöz epiteldir. Bazal hücreler küboidal iken, yüzeydeki hücreler düz polihedraldir. Epitelde müsin salgılayan Goblet hücreleri yer almaktadır. Konjonktivanın alt ve medial bölümünde, özellikle karünkül ve plika semilunaris çevresinde yoğun olarak bulunurken, limbal bölgede bulunmazlar. Henle kriptaları; üst tarsal konjonktivanın üst 1/3 ve alt tarsal konjonktivanın 1/3 alt kısmında yer alır. 2. Stroma (substantia propria): Adenoid ve fibröz olmak üzere iki tabakadan oluşur. Lenfoid yapılar, plazma hücreleri, makrofajlar ve mast hücreleri içerir. Aksesuar gözyaşı bezleri (Wolfring ve Krause) üst kapak superior tarsal kenar ile forniks arasında stromanın derin katmanlarında yer almaktadır (4,9). 2.4 GÖZ KAPAĞI ARTERLERİ Göz kapaklarının arteryel dolaşımı 2 ana sistemden meydana gelir. İç karotid arterin dalı olan oftalmik arter orbital sistemi, dış karotid arterin dalı olan angular ve temporal arterler fasial sistemi oluşturur. Üst kapak dolaşımı esas olarak orbital sistem (a.lakrimalis, a.supraorbitalis, a.supratroklearis, a.palpebralis medialis superior) ile sağlanırken, alt kapak dolaşımı hem orbital (a.palpebralis medialis inferior, a.lakrimalis) hem de fasial sistem (a.maxillaris, a. temporalis superficialis, a. facialis) tarafından sağlanmaktadır. İki sistem arasında yoğun kollateral dolaşım bulunmaktadır. Üst ve alt kapaktaki anastomozlar her iki kapakta marjinal ve periferik damar arklarını meydana getirmektedir. Üst kapakta marjinal arkad kapak serbest kenarının 2 mm yukarısında tarsın önünde yer alırken, periferik arkad tarsın yukarısında levator aponevrozu ile Müller kası arasında yer almaktadır. Alt kapakta ise genelikle inferior tarsal sınır boyunca uzanan tek damar arkadı bulunmaktadır. Fasial sistemde yer alan bir diğer arteryel yapı da fasial arterin devamı olan anguler arterdir. Medial kantusun 6-8 mm medialinde, lakrimal kesenin 5 mm önünde yer alır ve lakrimal kese cerrahisinde önem taşımaktadır. 10

22 Şekil 4: Göz kapağı arterleri 2.5 GÖZ KAPAĞI VENLERİ ve LENFATİK DRENAJI Göz kapağının venöz dolaşımı pretarsal ve posttarsal olarak ikiye ayrılır. Supraorbital ve supratroklear ven anguler veni oluşturur ve pretarsal dokular medialde anguler vene drene olur. Anguler ven superior orbital ve fasial vene, fasial ven ise internal juguler vene drene olur. Pretarsal dokular lateralde ise superficial temporal ven aracılığı ile eksternal juguler vene drene olur. Posttarsal dokular, orbital ven aracılığı ile kavernöz sinüse ve derin orbital fasial venler ile pterigoid pleksusa drene olur. Göz kapağı medialinde lenfatik drenaj submandibular lenf nodlarına olurken, kapak lateralinde ise önce yüzeyel preaurikuler lenf nodlarına, sonrasında derin servikal lenf nodlarına olmaktadır. 11

23 Şekil 5: Göz kapağı venleri 2.6 GÖZ KAPAĞI SİNİRLERİ 1. Duyusal innervasyon: 5.kranial sinirin (n.trigeminus) dalları olan n.opthalmicus (V1) ve n.maxillaris (V2) ile sağlanır. N.opthalmicus: -N.frontalis -Supratroklear ve supraorbital dallar -N.lacrimalis -N.nasociliaris -Posterior silier dallar -Etmoidal dallar -İnfratroklear dal -Korneal dallar N.maxillaris: -N.zigomaticus -N.infraorbitalis 12

24 2. Motor innervasyon: 3. kranial sinirin (n.oculomotorius) ve 7. kranial sinirin (n.facialis) dalları ve üst servikal gangliondan gelen sempatik lifler ile sağlanır. N.oculomotorius: -Superior dal -İnferior dal N.facialis: -Temporal dal -Zigomatik dal -İnfraorbital dal Üst göz kapağının duyusunun bir bölümü, frontal sinirin dalları olan supratroklear ve supraorbital sinir ile taşınır. Lakrimal sinir, lakrimal bezlerin ve perioküler bölgenin superior ve lateral kadranının duyusunu taşır. Nazosilier sinirden ayrılan etmoidal dallar, burnun lateral duvarını ve burun ucuna kadar olan bölgede burun cildini innerve eder. Göz kapaklarının medial cilt dokusu, medial kantus, karünkül ve lakrimal kese nazosilier sinirin infratroklear dalı tarafından innerve edilir. Nazosilier sinir; kısa ve uzun posterior silier dalları ile göz küresine, korneal dallar ile de korneaya duyusal innervasyon sağlar. Alt göz kapağının duyusal innervasyonu, kapak mediali dışında maksiller sinirin infraorbital dalı ile sağlanır. Medial bölgede ise, nazosilier sinirin infratroklear dalı ile sağlanır. Orbital kasın motor innervasyonu fasial sinirin temporal ve zigomatik dalları ile sağlanır.okülomotor sinirin üst dalı, levator ve üst rektus kasını innerve eder. Okülomotor sinirin alt dalı ise alt rektus kasına motor innervasyon sağlar. Alt ve üst tarsal kaslar (Müller kası), üst servikal gangliondan gelen sempatik lifler ile innerve olur (12,17) 13

25 Şekil 6: Göz kapağının duyusal innervasyonu 2.7 GÖZ KAPAĞI FİZYOLOJİSİ Göz kapaklarının görevi; göz küresini yabancı cisim ve darbelere karşı korumak, gözyaşının oküler yüzeyde dağılımını sağlayarak oküler yüzeyi temizlemek ve nemlendirmek, retinayı aşırı ışık maruziyetinden korumaktır (4,18). Erişkinlerde normal kapak aralığı; vertikal düzlemde mm, horizontal düzlemde mm dir. Üst göz kapağı; çocuklarda üst limbus seviyesinde iken, erişkinlerde üst limbusu 1,5-2 mm örter. Alt göz kapağı ise alt limbus seviyesindedir (9,12). Göz kapağının hareketleri; açılma, kapanma ve kırpma şeklinde sınıflandırılabilir: Göz kapağının açılması: Üst göz kapağının açılması; levator palpebra superior ve Müller kası ile gerçekleştirilir. Üst kapağın açılmasından temel olarak levator kası sorumludur, Müller kası ise kapağın açık pozisyonda kalmasına yardımcı olur ve yaklaşık 2 mm lik bir açıklık sağlar. Yorgunluk ve uyku durumlarında sempatik tonusun azalması sonucunda Müller kası gevşer ve kapakta düşme gözlenir. Levator kasının innervasyonunu sağlayan motor nöronlar tek bir santral kaudal nukleustan kaynaklanır. Bu nedenle levator kası, Hering kanununa uygun olarak her iki kapakta sinerjistik olarak çalışır, eş büyüklükte ve eş zamanlı innerve olur. 14

26 Levator palpebra superior kasının üst rektus kası ile embriyolojik ve anatomik ilişkisi bulunmaktadır ve her iki kas da okulomotor sinirin üst dalı tarafından innerve edilmektedir. Bunun bir sonucu olarak, yukarı bakışta levator kası kasılır ve göz küresi ile birlikte üst kapak da yukarı doğru hareket eder. Aşağı bakışta ise, levator kası gevşer ve üst göz kapağı da aşağı doğru hareket eder. Doğumsal pitozislerde; levator kas yapısında bulunan fibroadipoz doku nedeniyle levator kasının hem kasılma hem de gevşeme fonksiyonu etkilenmektedir. Bu nedenle, aşağı bakışta üst göz kapağı göz küresi ile birlikte hareket edememekte ve yukarıda kalmaktadır (lid-lag fenomeni). Alt göz kapağının açılması ise alt kapak retraktörleri tarafından sağlanmaktadır. Yukarı bakışta, alt kapak da hafifçe yukarı doğru hareket eder, bu hareketin sklera ve alt kapağa yapışık olan konjonktivanın çekme etkisi sonucunda oluştuğu düşünülmektedir. Alt kapakta da retraktör kaslar, alt rektus kası ve alt oblik kas ile anatomik ilişki içerisinde bulunmaktadır. Bunun sonucunda, aşağı bakışta göz küresi ile birlikte alt göz kapağı da aşağı doğru hareket etmektedir (13,18). Göz kapağının kapanması: Göz kapaklarının kapanması, ana protraktör kas olan orbikularis kası tarafından gerçekleştirilir. Göz kapaklarının kapanması durumunda, göz küresinde yaklaşık 15 derecelik bir yukarı hareket gözlenir (Charles-Bell fenomeni). Bu hareket, göz kapaklarının tam kapanamadığı durumlarda, korneanın korunmasına katkı sağlamaktadır (18). Göz kırpma: Spontan, refleks ve istemli göz kırpma şeklinde sınıflandırılabilir. Orbikularis kasının pretarsal ve preseptal bölümü spontan ve refleks göz kırpmada rol oynarken, orbital bölümü ise istemli göz kırpmada rol oynamaktadır. Spontan göz kırpma; levator kasında gevşemeden çok orbikular kasta kasılma sonucunda ortaya çıkmaktadır (19). Süresi 1/5 sn dir. Bu sürenin, imaj süresinden kısa olması nedeniyle spontan göz kırpmanın görme üzerinde rahatsız edici bir etkisi bulunmamaktadır. Sıklığı dakikada arasında değişmektedir. Spontan göz kırpma ile; gözyaşının dağılımı ve oküler yüzeyin nemli kalması sağlanır, levator kası dinlendirilir, retina pigmentlerinin rejenerasyonuna olanak sağlanır. Yapılan çalışmalarda, her 3 göz kırpma tipi arasında EMG ölçümlerinin en düşük seviyede saptandığı tip spontan göz kırpma olarak bulunmuştur (20). 15

27 Refleks göz kırpma; yüzeyel dokunma, ses, parlak ışık veya oküler irritasyon gibi bir duyusal uyaran sonucunda ortaya çıkar. Uyaranın tipine göre göz kırpmada rol oynayan afferent yolak değişmektedir. En bilinen tip; korneal irritasyon sonucu oluşan, afferent yolu trigeminal sinir, efferent yolu ise fasial sinir olan kornea refleksidir. Görsel uyaranla refleks göz kırpmada afferent yol olarak optik sinir rol oynar. Sesli uyaran ile refleks göz kırpmada ise afferent yolu vestibulokoklear sinir oluşturur. İstemli göz kırpma; tek taraflı veya iki taraflı olarak gerçekleştirilebilir. Süre olarak her zaman diğer göz kırpma tiplerinden daha uzundur. Yapılan çalışmalarda, EMG ölçümlerinin en yüksek seviyelerde saptandığı göz kırpma tipidir (20). 2.8 BLEFAROPİTOZİS SINIFLANDIRMASI Blefaropitozis, başlangıç zamanına ve etyopatogenezine göre iki şekilde sınıflandırılabilir (9,21). Başlangıç zamanına göre pitozis sınıflandırması; 1. Doğumsal pitozis -Distrofik: Basit doğumsal pitozis Üst rektus felcine eşlik eden doğumsal pitozis Blefarofimozis -Non-distrofik 2. Edinsel pitozis -Aponevrotik pitozis -Myojenik pitozis -Nörojenik pitozis -Mekanik pitozis -Travmatik pitozis 3. Pseudopitozis 16

28 Etyopatogeneze göre pitozis sınıflandırması; 1. Aponevrotik pitozis -Doğumsal -Senil -Oküler cerrahi ile ilişkili -Künt/penetran travma ile ilişkili -Alerji, tekrarlayan kapak ödemi ile ilişkili -Kontakt lens kullanımı ile ilişkili -Gebelik ile ilişkili -Tiroid hastalığı ile ilişkili 2. Myojenik pitozis -Doğumsal -Myastenia gravis -Kronik progresif eksternal oftalmopleji (KPEO) -Okulofaringeal distrofi -Muskuler distrofi -Kortikosteroid kullanımı ile ilişkili pitozis 17

29 3. Nörojenik pitozis -Okulomotor sinir felci -Horner Sendromu -Sinkinetik (Marcus Gunn jaw-winking) -Okulomotor sinir aberran rejenerasyonu -Oftalmoplejik migren -Multipl skleroz 4. Mekanik pitozis -Dermatoşalazis -Kapak ve orbitada yer kaplayan lezyon (tümör, ödem, hematom, enfeksiyon) -Kapak skarları -Konjonktival skatris oluşumu 5. Pseudopitozis -Enoftalmus, anoftalmus -Dermatoşalazis -Hipotropya -Oküler irritatif hastalıklar -Diğer göz kapağında retraksiyon 18

30 1- Aponevrotik pitozis Aponevrotik pitozislerin tüm alt tiplerin levator fonksiyonu genellikle 12 mm ve üzerindedir (22). Levator aponevrozunun cilt ile olan anterior bağlantısı mevcutken, tars ile olan posterior bağlantısınun bulunmaması nedeniyle, hastalarda üst kapak çizgisinde yukarı doğru yer değiştirme veya tamamen silinme görülür. Aşağı bakışta lid-lag fenomeni görülmez, etkilenen göz kapağı normal göz kapağına göre daha aşağı seviyeye iner (23). Doğumsal aponevrotik pitozis; Doğumsal distrofik pitozislerin %7 sinde levator desensersiyonu mevcuttur ve bu olgular doğumsal aponevrotik pitozis olarak adlandırılır (24). Senil (involüsyonel) aponevrotik pitozis; en sık görülen edinsel ve aponevrotik pitozis çeşididir. Seniliteye bağlı olarak, levator aponevroz bağlantılarında zayıflama ve orbital yağ dokusunda atrofi görülür. Oküler cerrahi ile ilişkili aponevrotik pitozis; oküler cerrahi sonrası en az 6 ay süre ile, cerrahi geçiren gözde diğer göze oranla 2mm ve üzeri düşüklük meydana gelmesi olarak tanımlanır. Şaşılık, orbita cerrahisi, enükleasyon ve kapak cerrahisi sonrasında gelişebilir (25). Kapak ekartörleri ve üst rektusa sütür konulan intraoküler cerrahiler sonrasında da levator aponevrozunda gelişen desensersiyon sonucu görülebilir (26). Bu olgularda erken cerrahi müdahaleden kaçınılmalıdır. Oküler cerrahi sonrası 6-12 ay içinde spontan düzelme görülmeyen olgularda cerrahi müdahale düşünülebilir. Künt/penetran travma ile ilişkili aponevrotik pitozis; levator kası/aponevrozunun doğrudan kesilmesi veya orbital kırık nedeniyle mekanik olarak sıkışması sonucu gelişebilir. Kas ve sinir fonksiyon bozukluğunun düzelmesi sonucunda spontan iyileşme görülebilir. Cerrahi müdahale planlanan olgularda travma sonrası en az 6 ay beklenmelidir. Alerji ile ilişkili aponevrotik pitozis; alerji ile meydana gelen kaşıntı ve kapak ödeminin aponevroz desensersiyonuna neden olması sonucunda görülebilir. Blefaroşalazis; puberte döneminde başlayan, kapaklarda ağrısız ödem ve eritem ataklarıyla karakterize nadir bir hastalık olup, sık atak gözlenen olgularda; kapak cildi ve levator kasında incelme, orbital septumda atrofi ve yağ doku prolapsusu sonucunda pitozis görülebilmektedir (27). Kontakt lens ile ilişkili aponevrotik pitozis; uzun süreli sert kontakt lens kullanan hastalarda lensin Müller kası ve levator aponevrozuna yaptığı direkt veya lensin takılıp 19

31 çıkarılması sırasında kapağın gerdirilmesi sonucu oluşan indirekt mikrotravmalar sonucunda aponevrozda oluşan desensersiyon sonucu görülür. Gebelik ile ilişkili aponevrotik pitozis; doğum sırasında oluşan fiziksel zorlanma ve gebelikte yükselen progesteron hormonunun intersitisyel sıvıda artışa neden olması sonucunda oluştuğu düşünülmektedir (21). Tiroid ile ilişkili aponevrotik pitozis; nadiren akut oftalmopati döneminde levator aponevrozunun tarsa yapıştığı bölgede zedelenme ve desensersiyon sonucu görülebilir. Tiroid oftalmopati, daha sık olarak kapak retraksiyonu şeklinde görülmektedir. 2- Myojenik pitozis Doğumsal veya edinsel olarak, lokalize veya sistemik bir kas hastalığının varlığında görülür. Levator kası veya nöromuskuler bileşkedeki patoloji nedeniyle pitozis oluşur. Pitozis miktarı değişkendir; progresif/reversibl olabilir. Levator fonksiyonu genellikle düşüktür, aşağı bakışta lid-lag fenomeni görülür. Doğumsal myojenik pitozis; 4 grup şeklinde değerlendirilebilir. -Basit doğumsal distrofik pitozis: En sık görülen doğumsal pitozis tipidir (%75-80). Levator kasının lokalize distrofisi sonucunda meydana gelir. Pitozis, doğumda veya hemen sonrasında ortaya çıkar ve genellikle tek taraflıdır. Levator fonksiyonu ve pitozis derecesi distrofinin miktarına göre değişkenlik gösterir. Levator kasının yapısal olarak fibrotik ve inelastik olması nedeniyle üst kapak hareketi azalmıştır, lid-lag fenomeni görülür (28). -Üst rektus zayıflığının eşlik ettiği doğumsal distrofik pitozis: Doğumsal distrofik pitozis %5-16 oranında üst rektus zayıflığı ile birlikte görülmektedir. Üst rektus ve levator kası aynı embriyolojik kökenden gelişmekte ve her iki kası da etkileyen distrofiler de meydana gelebilmektedir (28). Bu olgularda pitozise eşlik eden yukarı bakış kısıtlılığı mevcuttur, hipotropya da görülebilir. -Blefarofimozis sendromu: Doğumsal pitozislerin %3-5 ini oluşturur (29,30). Otozomal dominant geçiş gösterir. Çift taraflı pitozis, telekantus, epikantus inversus, vertikal kapak kısalığı ve alt kapak ektropiumu görülür. 20

32 -Doğumsal fibrozis sendromu: Herediter veya sporadik görülebilir. Levator kası ve ekstraoküler kaslarda primer fibrozis sonucu göz hareketlerinde mekanik restriksiyon gelişir. En sık ve en belirgin alt rektus kasının etkilenmesi nedeniyle genellikle hipotropya görülür. Myastenia gravis: Nöromuskuler son plakta asetilkolin reseptörlerine karşı antikor gelişimi ile karakterize otoimmun bir hastalıktır. %80 sistemik tutulum, %20 izole oküler tutulum şeklinde görülür. Hastaların %90 ında pitozis mevcuttur. Pitozis tek veya çift taraflı olabilir ve gün içinde pitozis miktarında değişkenlik gözlenir; sabah saatlerinde daha azken, akşam saatlerinde artış görülür. Ekstaoküler kas tutulumu varsa diplopi eşlik edebilir. Myastenia gravis tanısında kullanılan testler: 1. Edrofonyum (Tensilon) testi: 10mg/ml edrofonyum kloridden 0.2 cc (2 mg) intravenöz olarak enjekte edilir. Pitozis düzelirse test sonlandırılır, pitozis düzelmezse ve yan etki görülmemişse 0.2 cc lik dozlarla toplam doz en fazla 1 cc olacak şekilde teste devam edilebilir. Kolinerjik yan etkiler (terleme, karın ağrısı, baş dönmesi) görülebilir. Yetişkin hastalarda uygulanabilir. 2. Kas yorulma testi: Hastadan yukarı bakması istenir. Test pozitifse bir süre sonra pitozis miktarında artış gözlenecektir. 3. EMG: Tutulan kasta elektriksel aktivitenin azaldığı gözlenir. 4. Kan asetil kolin reseptör antikoru seviyesi Myastenia gravis tedavisinde asetilkolin esteraz inhibitörleri, dirençli olgularsa sistemik kortikosteroidler, immunsupresif ajanlar ve plazmaferez kullanılır. Pitozis için cerrahi tedavi, medikal tedaviden yanıt alınana kadar beklendikten sonra planlanmalıdır (31). Kronik progresif eksternal oftalmopleji (KPEO): Erken yaşlarda başlangıç gösterek çift taraflı pitozis ve ekstraoküler kas tutulumu ile karakterizedir. Hastalığın ileri döneminde genellikle gözler primer pozisyonda hareketsizdir. Orbikularis kasını tutabilmek özelliği ile Duchenne muskuler distrofisinden ayrılır. Levator kası ve aponevrozunda fibroadipoz değişiklikler görülür. KPEO izole veya sendromlarla birlikte görülebilir. Çocuklukta serebrospinal sıvıda protein yüksekliği, kalp blokları ve retina pigment epiteli dejenerasyonu ile birlikte olan şekli Kearns-Sayre Sendromu olarak adlandırılır (32). 21

33 Okulofaringeal distrofi: Kronik progresif eksternal oftalmoplejinin özel bir biçimidir li yaşlarda başlangıç gösteren, levator kası ve orofaringeal kasların selektif olarak tutulumu ile karakterize herediter myopatidir. Histolojik olarak levator ve müller kasında distrofi mevcuttur. Muskuler distrofi: Çocukluk çağında başlangıç gösteren, baş, boyun ve üst ekstremite kaslarında güçsüzlük ve atrofi ile karakterize otozomal dominant geçişli bir hastalıktır. Oküler bulguları polikromatik katarakt ve çift taraflı pitozistir. Kortikosteroid kullanımı ile ilişkili pitozis: Uzun süreli topikal kortikosteroid kullanımı sonrası gelişen pitozisin, steroidin lokalize myopatiye neden olması sonucu geliştiği düşünülmektedir (33). 3- Nörojenik pitozis Müller ve levator kaslarının nöral yollarındaki patoloji sonucunda ortaya çıkarlar. Santral veya periferik kökenli olabilir. Üçüncü sinir çiftleri, seyri sırasında serebral pedinkuluslar ile komşuluk gösterir ve okulomotor sulkustan çıkar. Posterior serebral ve posterior kommunikan arterler ile öne doğru seyreder; kavernöz sinus, superior orbital fissür ve Zinn halkasından geçerek orbita içine girer. Okulomotor sinir felci: En sık görülen nörojenik pitozis nedenidir. Doğumsal veya edinsel olabilir. Okulomotor sinir felci, lezyonun anatomik yerleşimine göre supranukleer, nukleer, infranukleer (periferik) olarak sınıflandırılabilir. Beyin sapından göze kadar izlediği seyir boyunca etkilendiği lokalizasyona göre farklı klinik tablolar ortaya çıkar. Levator kası ile birlikte; üst, alt ve iç rektus kasları,alt oblik kası ve pupilla da değerlendirilmelidir. Edinsel okulomotor sinir felçlerinde etiyolojinin belirlenmesi önemlidir. En sık neden vasküler patolojilerdir; diabet, hipertansiyon, arterioskleroza sekonder gelişebilir. Vasküler kaynaklı okulomotor sinir felçlerinde pupilla korunmuştur ve genellikle 3 ay içinde kendiliğinden düzelir. Kavernöz sinus patolojilerinde 4, 5 ve 6. sinir tutulumu da eşlik eder, pupilla korunmuştur. Pupillanın etkilendiği okulomotor sinir felçlerinde kompresyona neden olabilecek anevrizma, malignite gibi nedenler araştırılmalıdır (18). 22

34 Horner sendromu: Okülosempatik yolaktaki sinirlerin disfonksiyonu sonucu ortaya çıkan tek taraflı pitozis ve miyozis ile karakterizedir. Horner sendromu, sempatik zincirin seyri boyunca herhangi bir yerde meydana gelen lezyonun sempatik akımı bloke etmesi sonucu ortaya çıkar. Üst göz kapağı, alt göz kapağı ve iris dilatator kaslarına giden sempatik innervasyon azalır. Etkilenen pupilde dilatasyon gecikir, ışık ve yakın pupil refleksi ise korunur. Pitozis, müller kası paralizisi sonucu ortaya çıkar. Sempatik yolda santral birinci nöron lezyonu mevcutsa, etkilenen taraf yüz yarımında anhidrozis de gelişir; superior servikal ganglion sonrası lezyonlarda ise anhidrozis görülmez veya sadece alın bölgesinde hafif olarak gelişir. Tanıda kokain ve aproklonidin testi kullanılabilir. Kokain testi ile sağlam pupilde dilatasyon gözlenirken, etkilenen pupilde dilatasyon görülmez. Aproklonidin testinde ise etkilenen pupilde dilatasyon meydana gelir, sağlam pupilde dilatasyon olmaz. Fenilefrin testinde etkilenen göz kapağında pitoziste düzelme gözlenir ve müllerektomi operasyonu ile elde edilecek başarı test edilebilir. Hidroksiamfetamin testi ise, lezyonun preganglionik veya postganglionik olduğunun ayrımını yapılmasını sağlar (34). Sinkinetik pitozis (Marcus Gunn-jaw winking): Doğumsal pitozislerin %5 i bu gruptadır (35). Tek taraflı pitozis gözlenir. Çene hareketleri ile piterigoid kasların uyarılması sonucunda pitotik kapakta elevasyon ile karakterizedir. Patofizyolojisinde 5. kranial sinirin bazı liflerinin 3. kranial sinir ile karışarak levator kasını innerve ettiği düşünülmektedir. Okulomotor sinir aberan rejenerasyonu: Doğumsal veya 3. kranial sinir felcinden sonra edinsel olarak görülebilir. Üst, alt ve iç rektusun kasılmasını takiben pitoziste azalma gözlenir. Oftalmoplejik migren: Erken yaşlarda başlangıç gösteren, baş ağrısı ile birlikte görülen, tekrarlayan ve geçici 3. sinir felci bulguları ile karakterizedir. Paralizi tipik olarak baş ağrısı ile aynı tarafta gözlenir ve baş ağrısından daha uzun sürer. Multipl skleroz: Merkezi sinir sisteminin idiopatik demyelinizan hastalığıdır, periferik sinirler etkilenmez. Kranial sinirlerin etkilenmesi ile ilişkili olarak nörojenik pitozis gözlenebilir. 4- Mekanik pitozis Dermatoşalazis: Üst kapak kenarından aşağı doğru sarkan fazla cilt dokusu kitle etkisi ile kapakta düşüklük yaparak mekanik pitozise neden olabilir. 23

35 Kapak ve orbitada yer kaplayan lezyon: Tümör, ödem, hematom, enfeksiyon gibi yer kaplayan lezyonlar üst kapakta direkt kitle etkisiyle veya orbitada hacim artışı sonucu levatora bası yaparak pitozise neden olabilir. En sık nedeni tümördür (nörofibrom ve hemanjiom). Üst kapak lateralindeki düşüklüğün daha belirgin olduğu S şeklindeki pitozislerde lakrimal bez tümörü ve inflamasyonu araştırılmalıdır. Konjonktival skatris oluşumu: Konjonktive ve üst forniksteki skatrisyel lezyonlar, üst fornikste daralma ve kapakta hareket kısıtlılığına neden olarak mekanik pitozise yol açabilir. Termal ve kimyasal yanıklar, skatrisyel pemfigoid, Steven-Johnson sendromu, eritema multiforme, trahom, geçirilmiş cerrahiler ve travma skatris oluşumuna neden olabilir. 5- Pseudopitozis Gerçek pitozis olmamasına rağmen bazı durumlar göz kapakağının düşükmüş gibi algılanmasına neden olabilir. Enoftalmus, anoftalmus: Arka kapak desteğinin azalmasına bağlı olarak pseudopitozis görünümü oluşur. Dermatoşalazis: Kapak serbest kenarından sarkan fazla cilt dokusu mekanik pitozise yol açmadan sadece pseudopitozis görünümüne de neden olabilir. Hipotropya: Hipotropya olan gözde kapak, sağlam tarafa göre daha düşükmüş gibi algılanabilir. Bu hastalara hipotropya olan göz ile fiksasyon yaptırıldığında kapak pozisyonunun düzelmesi pseudopitozis varlığını gösterir. Oküler irritatif hastalıklar: Oküler irritasyon ve fotofobi gibi blefarospazma neden olan durumlar kapak aralığının daralması sonucunda pseudopitozise neden olabilir. Diğer göz kapağında retraksiyon: Graves hastalığı gibi üst kapakta retraksiyon ve ekzoftalmusa neden olan hastalıklar sağlam kapakta pseudopitozise neden olabilir. Bu hastalarda üst kapağın normalde üst limbusu 1-2 mm örttüğü dikkate alınarak kapak muayenesi yapılmalıdır. 24

36 2.9 BLEFAROPİTOZİSLİ HASTAYA YAKLAŞIM 1. Anamnez ve inspeksiyon Blefaropitozis hastalarında anamnezde; kapak düşüklüğünün başlama zamanı, kapak düşüklüğü miktarının gün içinde değişip değişmediği, eşlik eden çift görme olup olmadığı, bilinen sistemik ve oküler hastalıklar, geçirilmiş cerrahi veya travma öyküsü, ailede pitozis varlığı pitozis sınıflandırması açısından mutlaka sorgulanmalıdır. İnspeksiyonda; baş pozisyonu ve çene elevasyonunun varlığı, kaş pozisyonu ve yukarı bakışta kaş hareketi, üst kapak cilt kıvrımlarının varlığı ve simetrisinin değerlendirilmesi muayene öncesinde pitozis etiyolojisi ve miktarı açısından fikir verebilmektedir. 2. Muayene Tüm hastalarda; görme keskinliği, göz içi basıncı ölçümü, biomikroskopik ve fundus muayenesini içeren tam oftalmolojik muayene yapılmalıdır. Çocuklarda sikloplejikli refraksiyon muayenesi yapılmalı ve ambliyopi değerlendirilmelidir. Pitozis miktarı: Pitozis miktarının değerlendirilmesinde, marjin refle mesafesi-1 (margin reflex distance, MRD-1) ve vertikal kapak aralığı ölçümleri esas alınır. Ölçümler, milimetrik cetvel ile primer bakış pozisyonunda yapılmalıdır. MRD-1; pupilla ışık reflesi ile üst kapak serbest kenarı arasındaki vertikal mesafe olarak tanımlanır. Blefaropitozis miktarını değerlendirmede en etkili ölçümdür. Normal değerleri; 3,5 4,5 mm dir. MRD-1 de 3,5 mm den az olan her 1 mm, 1 mm pitozise eşdeğer olarak kabul edilir. MRD-2 ise, pupilla ışık reflesi ile alt kapak serbest kenarı arasındaki vertikal mesafe olarak tanımlanır. Alt kapak pozisyonu (retraksiyon, skleral açıklık) değerlendirilmesinde kullanılır. MRD-1 ve MRD-2 toplamı palpebral aralık miktarını vermelidir. Vertikal kapak aralığı; üst ve alt kapak serbest kenarları arasındaki en geniş vertikal mesafe olarak tanımlanır. Vertikal kapak aralığının en geniş olduğu bölüm, pupillanın yaklaşık 1 mm nazalidir. Normal değerleri; 9-12 mm olarak kabul edilir (36). Tek taraflı pitoziste her iki vertikal kapak aralığı arasındaki fark pitozis miktarını verirken, çift taraflı pitoziste normal kabul edilen vertikal kapak aralığı değeri ile aradaki fark pitozis miktarını 25

LEVATOR KAS FONKSİYONU ZAYIF GÖZLERDE SİLİKON ÇUBUKLAR İLE FRONTALE ASKI CERRAHİSİ

LEVATOR KAS FONKSİYONU ZAYIF GÖZLERDE SİLİKON ÇUBUKLAR İLE FRONTALE ASKI CERRAHİSİ T.C. Sağlık Bakanlığı Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Göz Kliniği Şef: Doç. Dr. Dilek Güven LEVATOR KAS FONKSİYONU ZAYIF GÖZLERDE SİLİKON ÇUBUKLAR İLE FRONTALE ASKI CERRAHİSİ (UZMANLIK TEZİ)

Detaylı

KLİNİĞİMİZDE PTOZİS CERRAHİSİ UYGULANAN HASTALARDA FARKLI AMELİYAT TEKNİK VE MATERYALLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

KLİNİĞİMİZDE PTOZİS CERRAHİSİ UYGULANAN HASTALARDA FARKLI AMELİYAT TEKNİK VE MATERYALLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ GÖZ HASTALIKLARI KLİNİĞİ Klinik Şefi Prof. Dr. Hasan H. Erbil KLİNİĞİMİZDE PTOZİS CERRAHİSİ UYGULANAN HASTALARDA FARKLI AMELİYAT TEKNİK VE MATERYALLERİNİN

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 1980 2012 YILLARI ARASINDA KLİNİĞİMİZDE YAPILAN BLEFAROPTOZİS CERRAHİSİ SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ Dr. Özlem URAL

Detaylı

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ Dr. Fulya YAYLACIOĞLU TUNCAY Doç. Dr. Onur KONUK GÜTF GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI İÇERİK NAZOLAKRİMAL SİSTEM -ANATOMİSİ -EMBRİYOLOJİSİ

Detaylı

KLİNİĞİMİZDE YAPILAN PTOZİS. AMELİYAT SONUÇLARI ve BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

KLİNİĞİMİZDE YAPILAN PTOZİS. AMELİYAT SONUÇLARI ve BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER T.C. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz 2 Kliniği Klinik Şefi : Doç.Dr.Ersin OBA KLİNİĞİMİZDE YAPILAN PTOZİS AMELİYAT SONUÇLARI ve BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Uzmanlık Tezi Dr.Metin EKİNCİ

Detaylı

GÖZÜN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJiSİ

GÖZÜN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJiSİ GÖZÜN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJiSİ YAZAR Doç. Dr. Hikmet BAŞMAK Eskişehir Osmangazi Üniversitesi EDİTÖR - REDAKSİYON KURULU Prof. Dr. Naci EKEM Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Prof. Dr. Sumru YURDAKUL Eskişehir

Detaylı

Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi

Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi Göz Fonksiyonel & Klinik Anatomisi ve Fizyolojisi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Temel Anatomi ve Fizyoloji Dersi SBF 122 Öğr.Gör.Dr. Nurullah YÜCEL Fonksiyonel & Klinik Anatomisi

Detaylı

Prof Dr Acun Gezer İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Şaşılık Birimi

Prof Dr Acun Gezer İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Şaşılık Birimi Ekstraoküler felçler ve nistagmus Prof Dr Acun Gezer İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Şaşılık Birimi Anatomi Ekstraoküler kaslar Rektus kasları İç rektus (İR) üst rektus üst oblik

Detaylı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Tanım Prematüre bebeklerde retina damarlarının gelişim bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır.

Detaylı

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak.

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak. DÖNEM 3 DERSLERİ.. GÖZÜN ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ GÖZ MUAYENE YÖNTEMLERİ KIRMA KUSURLARI VE TEDAVİSİ ŞAŞILIK VE TEDAVİSİ GÖZ YAŞI YAPISI, DRENAJ VE HASTALIKLARI KIRMIZI GÖZ GLOKOM OPTİK SİNİR VE GÖRME YOLLARI

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ Dr. N. Zafer Utkan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Kanseri Sempozyumu Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 10 Mart 2010 Lenfatik Sistemin Genel

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ DONUK OMUZ - FROZEN SHOULDERADEZİV KAPSÜLİT Adeziv kapsulit omuz ekleminde, eklem kapsülünün kronik iltihabi bir durumu olup eklem kapsülünde kalınlaşma, sertleşme ve

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Akciğerin Embryolojisi Akif Turna

Akciğerin Embryolojisi Akif Turna Akciğerin Embryolojisi Akif Turna Neden Embryoloji? Neden Embryoloji? Organların gelişimini (organogenesis) anlamak Neden Embryoloji? Organların gelişimini (organogenesis) anlamak Fonksiyonlarını daha

Detaylı

GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI ANATOMİ: Göz kapakları anatomik olarak yedi tabakada incelenir. Deri ve deri altı dokular: Göz kapağı derisi vücudun en ince derisidir, deri altı yağ dokusu barındırmaz. Orbikülaris

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI. Yrd.Doç.Dr.Şeyhmus ARI Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI. Yrd.Doç.Dr.Şeyhmus ARI Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI Yrd.Doç.Dr.Şeyhmus ARI Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Göz kapakları anatomik olarak yedi tabakada incelenir Deri ve deri altı dokular: Göz kapağı

Detaylı

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10 Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam Anatomi 42 16 58 Fizyoloji 39 18 57 Histoloji ve Embriyoloji 12 4 16 Biyofizik

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener Motor Nöron ve Kas Hastalıkları Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Vücudun herhangi bir bölümünde kas kuvveti azalması: parezi Tam kaybı (felç) : paralizi / pleji Vücudun yarısını tutarsa (kol+bacak)

Detaylı

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine EPİTEL DOKU EPİTEL DOKU Birbirine bitişik hücrelerden yapılmıştır. Hücreler arası madde çok azdır. Ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her üç embriyon yaprağından köken alır. Epitel dokusu mitoz

Detaylı

EKSTRAOKÜLER ADELE İNNERVASYON BOZUKLUKLARI Dr. Harun Yüksel

EKSTRAOKÜLER ADELE İNNERVASYON BOZUKLUKLARI Dr. Harun Yüksel EKSTRAOKÜLER ADELE İNNERVASYON BOZUKLUKLARI Dr. Harun Yüksel Myastenia Graves Myotonik Distrofi Esansiyel Blefarospazm MİYASTENİA GRAVES İskelet kasının nöromusküler birleşim yerlerindeki terminal plaklarda

Detaylı

En sık ortaya çıkış yaşı kadınlarda arası ve 50 nin üstü olmak üzere bimodal.

En sık ortaya çıkış yaşı kadınlarda arası ve 50 nin üstü olmak üzere bimodal. EKSTRAOKÜLER ADELE İNNERVASYON BOZUKLUKLARI Dr. Harun Yüksel Myastenia Graves Myotonik Distrofi Esansiyel Blefarospazm MİYASTENİA GRAVES İskelet kasının nöromusküler birleşim yerlerindeki terminal plaklarda

Detaylı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine

Detaylı

TOPİKAL PROSTAGLANDİN ANALOGU KULLANIMINDA GÖZLENEN PERİOKÜLER DEĞİŞİKLİKLER. Dr. Melisa Zişan KARSLIOĞLU

TOPİKAL PROSTAGLANDİN ANALOGU KULLANIMINDA GÖZLENEN PERİOKÜLER DEĞİŞİKLİKLER. Dr. Melisa Zişan KARSLIOĞLU TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TOPİKAL PROSTAGLANDİN ANALOGU KULLANIMINDA GÖZLENEN PERİOKÜLER DEĞİŞİKLİKLER Dr. Melisa Zişan KARSLIOĞLU GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK

Detaylı

Kas Dokusunun Gelişimi. Doç.Dr. E.Elif Güzel

Kas Dokusunun Gelişimi. Doç.Dr. E.Elif Güzel Kas Dokusunun Gelişimi Doç.Dr. E.Elif Güzel Kasların çoğunluğu mezodermden gelişir paraksiyal mezoderm lateral mezodermin somatik ve splanknik tabakaları neural krest hücreleri Paraksiyal mezoderm İskelet

Detaylı

DÖNEM V GÖZ HASTALIKLARI STAJININ AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ: 1-Temel göz hastalıkları bilgisi edinir (Bilişsel), 2-Hastayı aydınlatma ve yönlendirme

DÖNEM V GÖZ HASTALIKLARI STAJININ AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ: 1-Temel göz hastalıkları bilgisi edinir (Bilişsel), 2-Hastayı aydınlatma ve yönlendirme DÖNEM V GÖZ HASTALIKLARI STAJININ AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ: 1-Temel göz hastalıkları bilgisi edinir (Bilişsel), 2-Hastayı aydınlatma ve yönlendirme konusunda gerekli teorik ve pratik yaklaşıma sahip olur

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD İntrapulmoner hava yolları (Segmenta bronchopulmonalia) Bronchus principalis (primer) Bronchus lobaris (sekundar) Bronchus segmentalis (tersiyer)

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

GÖZYAŞI SİSTEMİ ve HASTALIKLARI

GÖZYAŞI SİSTEMİ ve HASTALIKLARI GÖZYAŞI SİSTEMİ ve HASTALIKLARI Gözyaşı sistemi iki kısımdan oluşur. A)Gözyaşı sekretuvar sistemi B)Gözyaşı drenaj sistemi SEKRETUVAR SİSTEM l.ana gözyaşı bezi olan glandula lakrimalis 2.Yardımcı gözyaşı

Detaylı

Duyuların değerlendirilmesi

Duyuların değerlendirilmesi Duyuların değerlendirilmesi Subjektif duyusal yakınmalar Uyuşma,karıncalanma, keçeleşme ve iğnelenmeler-periferik nöropati Yumuşak halıda yürüyormuş hissi, bacaklarda ve gövdede sıkışma, elektriklenme-derin

Detaylı

Yüz Felci (Fasiyal Palsi)

Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci Ne Demektir: Yüz hareketlerini (dudak, yanak, kaş,göz çevresi) yapmamızı yüz siniri (fasial sinir) aracılığı ile sağlarız. Beyinden gelen hareket emirlerini yüz siniri,

Detaylı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.

Detaylı

KIRMA KUSURLARI. Dr. Ümit BEDEN

KIRMA KUSURLARI. Dr. Ümit BEDEN KIRMA KUSURLARI Dr. Ümit BEDEN Cisimlerinin görüntülerinin retina üzerinde net olarak oluşabilmesi için sağlıklı bir refraksiyon sistemi gereklidir. Göz görme organıdır, hastalıkları sıklıkla görme bozukluğuna

Detaylı

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI Doç. Dr. Nuri Aydın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı nuri.aydin@istanbul.edu.tr YARALANMA TravmaRk Ani fiziksel

Detaylı

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar)

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar) Dr. Hikmet YILMAZ XVII. Uyku Tıbbı Hekimliği Sertifikasyon Kursu Uyku Tıbbı Teknisyenliği Sertifikasyon Kursu 26 Şubat-2 Mart 2014 Spice Otel, Belek, Antalya

Detaylı

GÖZ ACİLLERİ. II-Çift görme. III-Travma. IV-Ani görme kaybı. I-Kırmızı göz. A.Sebepleri. 1. Bakteriyel konjonktivit. 2. Alerjik konjonktivit

GÖZ ACİLLERİ. II-Çift görme. III-Travma. IV-Ani görme kaybı. I-Kırmızı göz. A.Sebepleri. 1. Bakteriyel konjonktivit. 2. Alerjik konjonktivit GÖZ ACİLLERİ I-Kırmızı göz II-Çift görme III-Travma IV-Ani görme kaybı I-Kırmızı göz A.Sebepleri 1. Bakteriyel konjonktivit 2. Alerjik konjonktivit 3. Keratit 4. Episklerit ve sklerit 5. Üveit 6. Subkonjunktival

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler ORBİTA ORBİTA ANATOMİSİ Orbita bulbus okuli, ekstraoküler kaslar, optik siniri içeren yağ ve bağ dokusundan zengin kavitedir.sık rastlanan orbita hastalıkları, tanı ve tedavi yöntemlerinden kısaca bahsedecek

Detaylı

GÖZ BAKIMI PROTOKOLÜ REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

GÖZ BAKIMI PROTOKOLÜ REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Adem Aköl Sinan Özyavaş Hazırlama Komitesi Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü 1/5

Detaylı

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji Kinesiyoloji insan hareketiyle ilgili mekanik ve anatomik ilkelerin incelenmesidir. Kinesiyoloji anatomi, fizyoloji ve biyomekanik

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

MAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ

MAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ MAKSİLLER ANESTEZİ TEKNKLERİ Trigeminal Sinirin Dalları N. ophthalmicus N. maxillaris N. mandibularis Maksiller Sinirin Dalları N. infraorbitalis N.zygomaticus N.alveolaris superioris anterioris N.alveolaris

Detaylı

*Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *periferik sinir-kas patolojileri

*Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *periferik sinir-kas patolojileri PERİFERİK SİNİRLER *Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *Kronaksi, reobaz *periferik sinir-kas patolojileri KAFA SİNİRLERİ I. N.olfactarius II. N.opticus III. N.oculomotorius

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

Refraksiyon kusurlarının gözlük ile düzeltilmesi. Astigmatizmanın tedavisi

Refraksiyon kusurlarının gözlük ile düzeltilmesi. Astigmatizmanın tedavisi Refraksiyon kusurlarının gözlük ile düzeltilmesi Astigmatizmanın tedavisi Astigmatizma Kornea ön yüzünün küreselliğini kaybedip silindirik olması astigmatizmaya sebep olur Astigmatizma Sferik mercek Silindirik

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

GLASKOW KOMA SKALASI HAZIRLAYAN: NURTEN ŞİŞMAN

GLASKOW KOMA SKALASI HAZIRLAYAN: NURTEN ŞİŞMAN GLASKOW KOMA SKALASI HAZIRLAYAN: NURTEN ŞİŞMAN TANIM Glaskow koma skalası genel olarak kişinin nörolojik değerlendirmesini yapmak için geliştirilmiş bir kriterdir. Hastanın şuur seviyesinin derecesi belirlenir

Detaylı

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

OKULOMOTOR, TROKLEAR ve ABDUSENS SİNİR PATOLOJİLERİ. 3. kranial sinir interpedunküler ve subaraknoid kısmı

OKULOMOTOR, TROKLEAR ve ABDUSENS SİNİR PATOLOJİLERİ. 3. kranial sinir interpedunküler ve subaraknoid kısmı OKULOMOTOR, TROKLEAR ve ABDUSENS SİNİR PATOLOJİLERİ Yrd. Doç. Dr. Harun Yüksel OKULOMOTOR SİNİR FELCİ NÖROANATOMİ 3. kranial sinir nükleer kompleksi 3. kranial sinir fasikülü 3. kranial sinir interpedunküler

Detaylı

SUTURASYON UMKE.

SUTURASYON UMKE. SUTURASYON UMKE Katlarına uygun olarak kapatılmalı. * Acil serviste kapatılan yaralarda genellikle 3 tabaka vardır. Fasia, ciltaltı doku ve cilt. * Kat kat kapatma: Scalp, parmak, el,ayak, tırnak, burun

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DUYU ORGANLARI 3 GÖRME DUYUSU VE GÖZ

ADIM ADIM YGS LYS Adım DUYU ORGANLARI 3 GÖRME DUYUSU VE GÖZ ADIM ADIM YGS LYS 159. Adım DUYU ORGANLARI 3 GÖRME DUYUSU VE GÖZ GÖRME DUYUSU VE GÖZ Vücudumuzdaki görme duyusu göz organında bulunur. Vücudumuzda göz içerisinde; Reseptör Mercek Sinirler görmeyi sağlayan

Detaylı

Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Seminer Programı. Tarih Saat Yer Konuşmacı Konu Başlığı. Vüsal GULĠYEV

Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Seminer Programı. Tarih Saat Yer Konuşmacı Konu Başlığı. Vüsal GULĠYEV 2011-2012 Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Seminer Programı Tarih Saat Yer Konuşmacı Konu Başlığı 19.10.2011 08:30-09:30 21.10.2011 08:30-09:30 26.10.2011 08:30-09:30 02.11.2011 08:30-09:30 16.11.2011 08:30-09:30

Detaylı

Binoküler görme ve strabismus

Binoküler görme ve strabismus Binoküler görme ve strabismus Prof Dr Acun Gezer İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Şaşılık Birimi 12/2005 DRAG 1 Binoküler görme Fiziksel gerçek Algılanan gerçek Retina nın uyarılması

Detaylı

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur.

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur. KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER Canlılığın belirtisi olarak kabul edilen hareket canlıların sabit yer veya cisimlere göre yer ve durumunu değiştirmesidir. İnsanlarda hareket bir sistemin işlevidir. Bu işlevi

Detaylı

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri KALP FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2009 Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir

Detaylı

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR NÖRORADYOLOJİ NÖRORADYOLOJİDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ ve GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR Dr. Faysal EKİCİ İNCELEME YÖNTEMLERİ DİREKT GRAFİLER BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ MANYETİK

Detaylı

Pediatrik Hastalarda Baş ve Boyun Blokları

Pediatrik Hastalarda Baş ve Boyun Blokları Pediatrik Hastalarda Baş ve Boyun Blokları Baş ve boyun blokları genel anestezi altındaki çocuklara postoperatif ağrı kontrolü amacıyla yapılabilir. Bu bloklar başağrısı gibi kronik ağrılı durumları olan

Detaylı

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU KAS DOKUSU Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU 1 Kas dokusu, kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürerek hareketi sağlayan bir dokudur. Toplam vücut ağırlığının Yenidoğanda % 25 Genç erişkin dönemde % 40 ve yaşlılık

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi. Prof.Dr.Nurselen TOYGAR

Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi. Prof.Dr.Nurselen TOYGAR Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi Prof.Dr.Nurselen TOYGAR Çiğneme Kasları Masseter İç pterigoid Dış pterigoid Temporal Suprahyoid kaslar digastrik, geniohyoid ve stylohyoid Çeneyi Kapatan Kaslar Masseter

Detaylı

TIBBİ TERMİNOLOJİ 3. GÖZE İLİŞKİN TERİMLER Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN P. ŞENEL TEKİN 1

TIBBİ TERMİNOLOJİ 3. GÖZE İLİŞKİN TERİMLER Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN P. ŞENEL TEKİN 1 TIBBİ TERMİNOLOJİ 3 GÖZE İLİŞKİN TERİMLER Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN P. ŞENEL TEKİN 1 A. Anatomik Terimler Göz görme organıdır. Tıp dilinde Bulbus oculi veya ophthalmos adıyla bilinen göz, göz çukuru

Detaylı

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir.

Yapılan her öneri için bakım sürecinde önemini gösterecek açık bir sıralama verilmelidir. TERCİH EDİLEN YAKLAŞIM MODELİ KILAVUZLARI İÇİN ÖZET KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRMELER Giriş Bunlar Akademinin tercih edilen yaklaşım modeli kılavuzlarının özet kriterleridir. Tercih edilen yaklaşım model

Detaylı

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Tanım Omurganın lateral eğriliğine skolyoz adı verilir. Ayakta çekilen grafilerde bu eğriliğin 10 o nin üzerinde olması skolyoz olarak kabul edilir. Bu derecenin

Detaylı

GÖRME ALANINDAKİ GLOKOMATÖZ DEFEKTLER. Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara

GÖRME ALANINDAKİ GLOKOMATÖZ DEFEKTLER. Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara GÖRME ALANINDAKİ GLOKOMATÖZ DEFEKTLER Dr. Oya Tekeli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları AD, Ankara Görme alanı testi gözün rutin muayenelerindendir Glokom, nöro-oftalmolojik hastalıklar,

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR

DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR Duyu Algılama, Tepki Verme ve Beyin Algılama beyinsel analiz tepki Sıcaklık, ışık, ses, koku duyu reseptörleri: elektriksel uyarılara dönüşür Uyarı beyin korteksindeki talamus

Detaylı

Penetran Göz Yaralanmaları

Penetran Göz Yaralanmaları Penetran Göz Yaralanmaları Pelin Özyol Oküler yaralanmalar özellikle düşük sosyoekonomik düzeydeki bireylerde ve az gelişmiş ülkelerde olmak üzere genel olarak tüm dünyada önemli morbidite nedenidir. Yaralanmaların

Detaylı

4. Haftada embriyo. Dışarıdan bakıldığında C harfi şeklindedir. Kalp bölgesi ventralde büyük bir şişkinlik gözlenir.

4. Haftada embriyo. Dışarıdan bakıldığında C harfi şeklindedir. Kalp bölgesi ventralde büyük bir şişkinlik gözlenir. 4. Haftada embriyo 2-3.5 mm uzunluktadır. 4-12 somitli dönemdir Dışarıdan bakıldığında C harfi şeklindedir. Kalp bölgesi ventralde büyük bir şişkinlik gözlenir. Otik çukur, lens plakodu, kol ve bacak tomurcukları

Detaylı

Solunum: Solunum sistemi" Eritrositler" Dolaşım sistemi"

Solunum: Solunum sistemi Eritrositler Dolaşım sistemi Solunum Fizyolojisi Solunum: O 2 'nin taşınarak hücrelere ulaştırılması, üretilen CO 2 'in uzaklaştırılması." Bu işlevin gerçekleştirilebilmesi için üç sistem koordinasyon içinde çalışır:" " Solunum sistemi"

Detaylı

PUPİLLA HASTALIKLARI DR. ŞENGÜL ÖZDEK

PUPİLLA HASTALIKLARI DR. ŞENGÜL ÖZDEK PUPİLLA HASTALIKLARI DR. ŞENGÜL ÖZDEK PUPİLLER IŞIK REFLEKSİ 4 NÖRON: 1.Nöron: Retinadan pretektal nükleusa (sup kollikulus) Nazal pupiller lifler çaprazlaşır. 2.Nöron: Pretektal nükleusu her iki Edinger-Westphal

Detaylı

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Kapak Hastalıkları BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Gonartroz, diz ekleminde progresif olarak ortaya çıkan kıkırdak yıkımı, osteofit oluşumu ve subkondral skleroz ile karakterize noninflamatuvar, kronik, dejeneretif bir hastalıktır.

Detaylı

FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon

FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Complex Regional Pain Syndromme yrd. doç. dr. emin ulaş erdem GİRİŞ Genellikle travmalardan sonra ortaya çıkar Belirgin bir sinir hasarı

Detaylı

Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği

Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği Deri Tümörleri DSÖ(2006) sınıflaması Yassı Hücreli Karsinom Bazal Hücreli Karsinom Bazoskuamoz Karsinom Melanositik Dermal Nevus Melanom DSÖ DERİ TÜMÖRLERİ SINIFLAMASI

Detaylı

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Genel Bilgiler Çoğu intrakranyal lezyon kolayca ayırt edilebilen BT bulguları ortaya koyar. Temel bir yaklaşım olarak BT yorumlama simetriye odaklı olarak sol ve sağ yarıların karşılaştırılmasına

Detaylı

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Genel Bilgiler Çoğu intrakranyal lezyon kolayca ayırt edilebilen BT bulguları ortaya koyar. Temel bir yaklaşım olarak BT yorumlama simetriye odaklı olarak sol ve sağ yarıların karşılaştırılmasına

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR ADIM ADIM YGS LYS 174. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR Dolaşım Sisteminde görev alan damarlar şunlardır; 1) Atardamarlar (arterler) 2) Kılcal damarlar (kapiller) 3) Toplardamarlar (venler) 1) Atardamar

Detaylı

Beyin Kan Akımı B.O.S. ve Beyin Metabolizması. Dr Şebnem Gülen sebnem@baskent.edu.tr

Beyin Kan Akımı B.O.S. ve Beyin Metabolizması. Dr Şebnem Gülen sebnem@baskent.edu.tr Beyin Kan Akımı B.O.S. ve Beyin Metabolizması Dr Şebnem Gülen sebnem@baskent.edu.tr Beyin kan akımı Kalp debisinin %15 i 750-900 ml/dk Akımı regüle eden ve etkileyen üç temel faktör; Hipoksi Hiperkapni

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KAS (MUSCLE) Hareket sisteminin aktif elemanları kaslardır. Kasın Latincesi, küçük fare anlamına gelen Musculus sözcüğüdür.

Detaylı

2012-2013 GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASİSTAN EĞİTİM PROGRAMI

2012-2013 GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASİSTAN EĞİTİM PROGRAMI Öğretim Üyeleri Tarih 12.10.2012 2012-2013 GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASİSTAN EĞİTİM PROGRAMI Prof Dr Hikmet Özçetin Prof Dr Ahmet Tuncer Özmen Prof Dr A. Ali Yücel Prof Dr Bülent Yazıcı Prof Dr Mehmet

Detaylı