SIK DEĞİŞKEN İMMÜN YETMEZLİK TANISI ALMIŞ HASTALARIN KLİNİK, LABORATUVAR VE GENETİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ ÇOCUK İMMÜNOLOJİ BİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SIK DEĞİŞKEN İMMÜN YETMEZLİK TANISI ALMIŞ HASTALARIN KLİNİK, LABORATUVAR VE GENETİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ ÇOCUK İMMÜNOLOJİ BİLİM DALI"

Transkript

1 T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANA BİLİM DALI Prof. Dr.SAVAŞ KANSOY SIK DEĞİŞKEN İMMÜN YETMEZLİK TANISI ALMIŞ HASTALARIN KLİNİK, LABORATUVAR VE GENETİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ ÇOCUK İMMÜNOLOJİ BİLİM DALI YAN DAL UZMANLIK TEZİ Dr. NESRİN GÜLEZ TEZ YÖNETİCİSİ Prof. Dr. NECİL KÜTÜKÇÜLER İZMİR, 2011 i

2 ÖNSÖZ Bilimsel ve klinik çalışmalarımız sırasında deneyimleri ile her zaman yol gösteren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Sayın Prof. Dr. Savaş Kansoy a, Eğitimim süresince yetişmemi sağlayan, bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım, tezimin planlanması ve yürütülmesinde yardım ve desteğini gördüğüm Sayın Prof. Dr. Necil Kütükçüler e ve Sayın Doç. Dr. Güzide Aksu ya, Tezimin moleküler genetik çalışmalarında desteğini gördüğüm Sayın Prof. Dr. Afig Berdeli ye ve ekibine, Pediatri asistalığım ve daha sonra Başasistalığım süresince birlikte çalıştığım, pediatrik immunolojiye yönlenmemde büyük desteğini gördüğüm Sayın Doç. Dr. Ferah Genel e, Yandal asistanlığım süresince birlikte çalıştığım değerli arkadaşım Uz. Dr. Neslihan Edeer Karaca ile Uz. Dr. Elif Azarsız a, Pediatrik İmmunoloji Laboratuvarı çalışanları Mehmet Durmuşcan, Nazan Macun, Erol Sertoğlu ve Birgül Ergün ile pediatrik immunoloji hemşiresi Emine Kurt a, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği eğitim kadrosunda görevli olan tüm öğretim üyelerine, uzman ve asistan arkadaşlarıma ve diğer klinik çalışanlarına, Yan dal ihtisasım boyunca desteklerini gördüğüm eşime ve kızıma, Teşekkür ederim. Dr. Nesrin Gülez ii

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 GENEL BİLGİLER 3 AMAÇ 33 GEREÇ VE YÖNTEM 34 BULGULAR 40 TARTIŞMA 63 SONUÇLAR 75 KAYNAKLAR 77 TÜRKÇE ÖZET 86 İNGİLİZCE ÖZET 87 iii

4 TABLOLAR Sayfa Tablo 1 : CVID için ESID ve PAGID tanı kriterleri: 7 Tablo 2 : Hipogamaglobulinemi ayırıcı tanısı: 8 Tablo 3 : CVID tanısı için yapılacak Faz 1,2,3 ve ileri testler. 11 Tablo 4 : Çocukluk yaş gruplarına göre B hücre subgruplarının dağılımı. Tablo 5 : B hücre subgruplarının periferik kandaki referans değerleri Tablo 6a : Lenfosit ve B hücre subgruplarını değerlendirmek için 36 kullanılan çalışma protokolü. Tablo 6b : Olgularda çalışılan Lenfosit ve B hücre subgrupları. 36 Tablo 7 : Hastaların, cins ve gruplara göre demografik verileri. 40 Tablo 8 : Geliş semptomları, enfeksiyon tipleri, akrabalık ve aile 41 öykülerinin tüm hastalarda ve gruplara göre dağılımı. Tablo 9 : Komplikasyonların hastalara göre dağılımı. 46 Tablo 10 : Tüm olguların başvuru anında immünolojik verileri. 48 Tablo 11 : Grupların başvuru anındaki immünolojik verilerinin karşılaştırılması. 49 Tablo 12 : Hastaların B Hücre ve Subgruplarının Dağılımı. 51 Tablo 13 : Kontrol Grubunun B Hücre ve Subgrup Dağılımı Ortalamaları. Tablo 14 : Hasta Gruplarının Kendi Arasında ve Hasta - Kontrol Grubunun Lenfosit ve B Hücre Subgruplarının Değerleri ve Karşılaştırılması. Tablo 15 : Hastaların Paris, Freiburg ve Euroclass Sınıflamaları ve Grupları. Tablo 16 : Freiburg sınıflandırmalarına göre hastaların immünolojik verileri ve komplikasyonlarının dağılımı iii

5 Tablo 17 : Paris sınıflandırmalarına göre hastaların immünolojik verileri ve komplikasyonlarının dağılımı Tablo 18a : Euroclass sınıflandırmasına göre hastaların immünolojik verileri ve komplikasyonlarının dağılımı. Tablo 18b : Euroclass sınıflandırmasına göre hastaların immünolojik verileri ve komplikasyonlarının dağılımı devamı Tablo 19 : Hastaların ve kontrol grubunun genetik çalışma sonuçları. 59 Tablo 20 : Hastaların aldıkları tedavilere göre dağılımı. 62 iv

6 GRAFİKLER Sayfa Grafik 1 : Başvuru semptomlarının dağılımı. 42 Grafik 2 : Hastalarda görülen enfeksiyon tiplerinin dağılımı. 42 Grafik 3 : Aile öyküsü olan 8 (%32) olgunun veri dağılımı 42 Grafik 4 : Hastaların granülom, splenomegali, lenfadenomegali, çöliak benzeri ya da romatizmal hastalık, otoimmün sitopeni, lenfoma açısından dağılımı. 43 Grafik 5 : IVIG replasmanı yapılan hastalarda replasman aralığı. 61 ŞEKİLLER Sayfa Şekil 1 : CVID hastalarının immün sistemlerindeki değişik defektlerin şematik görünümü. 12 Şekil 2 : B hücre gelişimi ve differansiyasyonu. 17 Şekil 3 : B hücrenin kemik iliği, periferik kan ve lenf nodu-dalaktaki formları. 18 Şekil 4 : Periferik kan B hücre subgrupları. 19 Şekil 5 : CVID da B hücre fenotipi temel alınarak kullanılan sınıflandırmalar Freiburg sınıflaması. Şekil 6 : CVID da B hücre fenotipi temel alınarak kullanılan sınıflandırmalar Paris sınıflaması. Şekil 7 : CVID da B hücre fenotipi temel alınarak kullanılan sınıflandırmalar EUROClass sınıflaması Şekil 8 : ICOS aracılı T-B hücre etkileşimi. 27 Şekil 9 : CD19 kompleksi ve BhR-antijen etkileşimi. 28 Şekil 10 : APRIL, BAFF ve BAFF-R, TACI, BCMA etkileşimi. 29 Şekil 11 : APRIL, BAFF ve BAFF-R, TACI, BCMA etkileşimi. 29 5

7 KISALTMALAR AID : Activation induce cytidine deaminase ALS : Absolüte (mutlak) lenfosit sayısı ANA : Anti-nükleer antikor APC : Allophycocyanin APRIL : Proliferasyon indükleyici ligand BAFF : Tümör nekrozis faktör aile reseptörünün B-hücre aktive edici faktörü. BAFF-R : Tümör nekrozis faktör aile reseptörünün B-hücre aktive edici faktörü reseptörü. BCMA : B cell maturation antigen. BH : Büyüme hormonu. BHR : B hücre reseptörü. BKH : Beyaz kan hücresi. BMD : Bone mineraly dancity. CD : Cluster of differentiation. CD40L : CD40 ligand. CMV : Cytomegalovirus. CSR : Class switch rekombinasyon. CTLA-4 : Cytotoxic T-lymphocyte antigen-4. CXCR : Chemokine stromal cell-derived factor receptor. CVID : Common variable immunodeficiency. DC : Direct coombs. EBV : Epstein-Barr virus. EDTA : Etilendiamin tetraasetikasit. ESID : European Society for Immunodeficiencies. FITC : Fluorescein isothiocyanate. FMF : Familial Mediterranean Fever HCV : Hepatitis C virus. HHV-8 : Human herpes virus-8 HIGM : Hyper IgM syndrome HIV : Human immunodeficiency virus. 6

8 HLA : Human leucocyte antigene. HSV-1 : Herpes simplex virus-1 ICOS : Aktive T- hücrelerinin indüklenebilir co-stimülatörü. ICOS-L : Aktive T- hücrelerinin indüklenebilir co-stimülatörü ligandı. IFN : Interferon. Ig : Immunoglobuline. IL-12 : Interleukin-12. ITP : Idiopathic thrombocytopenic purpura. İVİG İntravenöz immunglobulin. MALT : Mucoza associated lenfoma type. MHC : Major histocompatibility complex. MZL : Marginal zone lenfoma NK : Natural killer. PAGID : PAN-American Group for Immunodeficiencies. PCR : Polymerase Chain Reaction PE : Phycoerithrin. PerCP : Peridinin Chlorophyll Protein Complex SCID : Severe combined immunodeficiency. SD : Standart deviasyon SLE : Sistemik Lupus Eritematozus sm : Switch memory. TACI : Transmembran aktivatörü ve Ca-modülatörü ve siklofilin ligand. THR (TCR) : T hücre reseptörü. TNF : Tumor necrosis factor TRAPS : Tumor necrosis factor receptor-associated periodic syndrome. UNG : Uracil DNA glycosylase VDJ : variable (V), diversity (D) and joining (J) gene segments VZV : Varicella zooster virus. WAS : Wiscott-Aldrich Sendromu 7

9 GİRİŞ Sık değişken immün yetmezlik (common variable immune deficiency, CVID) klinik pratikte IgA eksikliğinden sonra en sık rastlanan primer immün yetmezliktir ve doğru tanı ile uygun tedavi halk sağlığının finansal yönü olduğu kadar, mortalite ve morbiditeyi de belirgin etkilemektedir. Kuzey yarımkürede sıklığı 1:25000 civarındadır. CVID klinik olarak özellikle solunum yollarının tekrarlayan enfeksiyonları ve buna eşlik eden belirgin hipogamaglobulinemi ile karakterizedir ve genellikle yaşamın ikinci ve üçüncü dekadında ortaya çıkar. Hastalığın ikinci piki 2 ile 5 yaş arasında görülür ve tanıda gecikme oldukça sıktır. CVID in klinik izleminde otoimmunite, lenfoproliferasyon, malignensi ve sarkoid benzeri granülomlar komplikasyon olarak görülebilmektedir. CVID terimi ilk defa 1973 de class-switch rekombinasyon defektleri (CD40 ligand, CD40, AID, UNG eksikliği), agamaglobulinemi ve selektif IgA eksikliği gibi tanımlanmış diğer primer antikor eksikliklerinden ayırmak için kullanılmıştır. Bu terim ile CVID, oldukça heterojen bir antikor eksikliği hastalık grubu olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle, klinik ve patogenetik ilişkiyi içeren klasifikasyon şemaları, CVID in ilk tanımlandığı yıllara göre daha iyi kavranmasını sağlamıştır. B hücre altgrupları analizi ve genetik testleri de içeren tanı koydurucu laboratuvar incelemelerdeki gelişmeler, bu heterojen hastalığın klasifikasyonunda ilerleme sağlamıştır. Günümüzde CVID hastalarının %10-15 inde moleküler defekt varlığı gösterilmiştir. Bu moleküler patolojiler aşağıda sıralanmıştır. 1. Aktive T- hücrelerinin indüklenebilir co-stimülatörü (ICOS), 2. Transmembran aktivatörü ve Ca-modülatörü ve siklofilin ligand (TACI) 3. Tümör nekrozis faktör aile reseptörünün B-hücre aktive edici faktörü veya reseptörü (BAFF), (BAFF-R), 4. CTLA-4, 5. Proliferasyon indükleyici ligand (APRIL) 6. CD19 CVID tanısı alan hastaların çoğunda immunglobulin replasmanı en etkin tedavi yöntemi olmaktadır. Ancak intravenöz immunglobulin (İVİG) replasmanı küratif bir tedavi değildir. Ayrıca İVİG oldukça pahalıdır ve üretimi zordur. Bu nedenle CVID 8

10 etiyolojisindeki genetik faktörlerin belirlenmesi sadece yeni tanı konulmasına değil, yeni küratif tedavi modelleri geliştirilmesine de olanak sağlayacaktır. Bu çalışmada, CVID tanısı almış hastalar günümüzde kullanılan klasifikasyonlara göre flowsitometrik olarak T ve B lenfosit subgrupları, B hücre differansiyasyonu ile değerlendirilmiş, ayrıca hastalarda birlikteliği tanımlanan 5 genetik defekt (TACI, BAFF-R, ICOS, CTLA-4, APRIL) araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar ile hastalarda genotip-fenotip ilişkisi, hastaların günümüzde kullanılan klasifikasyonlara göre değerlendirilmesi ve karşılaştırılması amaçlanmıştır. Böylece halen tam tanımlayıcı klasifikasyon oluşturulamamış olan bu heterojen hastalığa yeni bir bakış açısı kazandırmak hedeflenmiştir. 9

11 GENEL BİLGİLER Sık Görülen Değişken İmmün Yetmezlik (Common Variable Immunodeficiency, CVID) Primer immün yetmezlikler, immün sistemin gelişimi ya da fonksiyonları veya her ikisini de içeren 200 e yakın hastalık olarak karşımıza çıkarlar. Bir çok vaka basit mendelian kalıtım sonucu ortaya çıkan monogenik hastalık iken, bazı vakalarda da çok daha karmaşık olan poligenik orjin söz konusudur. Genetik ve çevresel faktörlerin birbiri ile etkileşimi, primer immün yetmezliklerin fenotipik farklılıklarına yol açmaktadır. Primer immün yetmezlikler immün sistemin öncelikli olarak tuttuğu komponentine göre sınıflandırlırlar. Antikor ilişkili humoral primer immün defektler, tüm primer immün defektlerin % 65 ini oluşturmaktadır. Bu grup hastalıkların en sık rastlanılan tiplerinden biri ise CVID dır. CVID, immunglobulin ve koruyucu antikor üretimindeki yetersizlik ve buna bağlı gelişebilen, genellikle bakteriyel etkenler ile oluşan sık enfeksiyonlarla karakterize bir grup hastalığı ifade eder (1-4). Günümüzde, etiyolojisinde genetik defekti saptanmış bazı hastalar da dahil olmak üzere, çoğunlukla geç çocukluk ve erişkin yaşlarda ortaya çıkan bir hastalık grubudur. Orjinal olarak değişken kelimesi, erişkinlerde çok daha ciddi ve kalıtımsal olan agamaglobulinemiden ayırmak amacıyla, geç başlangıçlı sınıflandırılmamış hipogamaglobulinemiyi tanımlamak için kullanılmıştır (1). Experts Comittee on Primary Immunodeficiencies of the International Union of Immunological Societies tarafından 2009 da gözden geçirilen son sınıflandırmaya göre; antikor eksikliği ile karakterize hastalık grubu içinde, en az 2 serum immunglobulin izotipinde ciddi azalma ve normal ya da düşük B hücre sayısı ile karakterize hastalıklar alt grubunda yer almıştır (5). İlk olarak 1953 de, 39 yaşında tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyon, bronşektazi ve H. influenza menenjiti geçiren bir hastaya CVID tanısı konulmuştur (6). Son yıllarda hastalığın yönetimindeki gelişmeler, düzenli intravenöz immünglobulin kullanımı, antimikrobiyal tedavilerdeki değişiklikler; hastaların yaşam süresini uzatmıştır. Böylece enfeksiyon dışı komplikasyonlar daha çok farkedilmeye başlanmıştır. Değişik komplikasyonların saptanması, genetik çalışmalar da eklenince, 10

12 immünopatogenezdeki farklılıkların klinik korelasyonlarını değerlendirmek mümkün olmuştur. Epidemiyoloji Primer immün yetmezlikler arasında IgA eksikliği en sık görülen hastalık olmakla birlikte, hastaların çoğu asemptomatiktir. CVID ise klinik bulgu veren en sık antikor eksikliğidir (7). Avrupa İnternet Kaynak verilerine kayıtlı hastaların %30 u CVID dır (8). Her iki cinsiyet eşit etkilenmektedir. Prevalans 1/ ile 1/ iken, insidans canlı doğumda 1 olarak verilmektedir (1,4,9-11). CVID bir çok hastada sporadik görülmekle birlikte, hastaların % inde ailesel ve çoğunlukla otozomal dominant, daha az olarak da otozomal resesif kalıtım bildirilmiştir (12-15). Klinik Fenotip: Hastaların Başvuru Bulguları ve Komplikasyonlar İnfeksiyonlar: CVID oldukça geniş ve heterojen bir klinik fenotip gösterebilir. Yapılan çalışmalarda en sık tanımlanan enfeksiyonlar; tekrarlayan bonşit, sinüzit, otitis media ve pnömoni dir (16). Tekrarlayan üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarında en sık rastlanılan patojenler ise kapsüllü (H. influenza, S. pneumonia, Moraxella catarrhalis) ve atipik (Mycoplasma spp.) bakterilerdir (9,14,17-25). Solunum yollarının tekrarlayan bu enfeksiyonları özellikle akciğerlerin bronşektazi, kronik akciğer hastalığı gibi geri dönüşümsüz hasarına yol açabilir. Tekrarlayan enfeksiyonlardan etkilenen ikinci sistem ise gastrointestinal sistemdir. Özellikle Giardria lamblia, CVID da en sık rastladığımız tekrarlayan diyare ve malabsorbsiyon etkenidir. Campylobacter jejuni de diğer bir etkendir. Bu enfeksiyonlar CVID ın bir komplikasyonu olan çölyak benzeri hastalıktan ve malabsorbsiyondan ayırdedilmelidir. CVID hastası çocuklarda tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonlar ve gastrointestinal semptomların beraberliği hayatı tehdit eden durumlara yol açabilir (18,24). Özellikle nonpatojenik olanlar olmak üzere Mycobacterium türleri eklem ve üriner sistem enfeksiyonlarına yol açarlar (26,27). Pneumocystis jirovecii, Mycobacterium tuberculosis ve atipik mikobakteri enfeksiyonları CVID da nadirdir. Sadece T ve B hücre bozukuluğu birarada ise görülebilir (24,28). 11

13 CVID hastalarında özellikle tekrarlayan HSV-1 ve VZV enfeksiyonları görülür. HHV-8 ile lenfoproliferatif hastalık ve granülomatöz lenfositik akciğer hastalığı arasında son dönemlerde ilişki olduğuna dair yayınlar sunulmuştur (29). Dikkat edilmesi gereken bir diğer viral enfeksiyon da özellikle echovirüs 11 in neden olduğu santral sinir sisteminin enteroviral enfeksiyonlarıdır (30-31). Pulmoner komplikasyonlar: Tekrarlayan pnömoniler, CVID hastalarında morbidite ve mortaliteyi en çok etkileyen kronik komplikasyonlardır. Hastaların çoğu özellikle bilgisayarlı yüksek çözünürlüklü akciğer tomografisi ile görülen parankim hasarına sahiptir. Pulmoner fibrosis, bronşektazi, yaygın gronülomlar, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, bronşiolitis obliterans bu komplikasyonlardan en sık görülenleridir (32,33). Otoimmün hastalıklar: CVID hastalarının %25 i altta yatan immün disregülasyona bağlı çeşitli otoimmün olaylarla karşımıza gelebilir. Bu hastalarda dişi fenotip predominansı biraz daha yüksek bulunmuştur. Özellikle B hücre gelişimi sırasında kontrol noktalarında oluşan bu disregülasyon, değişik antijenlere karşı otoantikor gelişimine yol açar. CVID hastalarının yaklaşık %5-8 inde saptanan otoimmün trombositopenik purpura, otoimmün hemolitik anemi (çoğunlukla Evans sendromu şeklinde) en sık görülen otoimmün süreçlerdir (6,19,24,34-38). Hastalar CVID tanısı almadan otoimmün tromositopeni ya da hemolitik anemi ile gelebilirler, otoimmün nötropeni ve lenfopeni bu bulgulara eşlik edebilir. Bu hastaların 1/3 ünde splenomegali vardır (24,39). Karşılaştığımız diğer otoimmün bozukluklar sırasıyla, anti-iga antikor varlığı, pernisiyöz anemi ve otoimmün tiroiditdir (18,24,34,40-42). Nadir karşılaşılan otoimmün süreçler ise, otoimmün hepatit, intestinal lenfoid hiperplazi, çöliak benzeri hastalık, romatoid artrid, sistemik lupus eritamatosus, Sjögren sendromu, vitiligo ile vaskülittir ve hastaların %1-10 unda görülebilir (22,34,43-46). Granülomatöz hastalıklar: CVID da granülomlar mortalite ve morbiditeyi etkileyen en önemli bulgulardan biridir. Özellikle akciğeri etkileyen ancak sırasıyla karaciğer, deri, dalak ve gastrointestinal sistemde de gelişebilen multipl granülomlar hastaların yaklaşık %10-22 sini etkilemektedir (24,34,47-52). İnflamatuar barsak hastalığı, graft versus host hastalığı, kronik granülomatöz hastalığı taklid eden bulgular CVID hastalarının 12

14 gastrointestinal sistem biyopsilerinde en çok karşımıza çıkan görünümlerdir. Her ne kadar erişkinlerde görülse de, çocuk CVID hastalarının 1/3 ünde de granülomatöz lezyonlar görülebilmektedir. Granülomlarla gelen bir hastada CVID düşünülmezse, prognoz olumsuz etkilenmektedir. CVID da granülomlar histolojik olarak non-kazeifiye olup, sarkoidoza benzer. Hatta hastaların çoğu CVID öncesi sarkoidoz tanısı alırlar (34). Ancak bu hastaların bazılarının serumlarında angiotensin-converting enzim yüksek bulunmuştur (2,50,51). Bazı CVID hastalarında ise lenfoproliferatif hastalık ve sistemik ganülomatöz hastalık sebebi olarak HHV-8 gösterilmiştir (29,48). Gastrointestinal hastalıklar: Gastrointestinal sistem komplikasyonları CVID hastalarında oldukça sıktır. Hastaların %50 sinde kronik diyare ve malabsorbsiyon bulunur. Bunlar daha çok enfeksiyonlara sekonder gelişir. Bu hastalıkta karşımıza çıkan diğer gastrointestinal sistem hastalıkları ise otoimmünite ve granülomatöz hastalığa bağlı görülen Crohn, intestinal granülomatöz hastalık, çöliak ve intestinal lenfanjiektazidir (2,52-54). Neoplaziler: Büyük hasta serilerini içeren klinik çalışmalar sonucu, hem hematolojik hem de solid organ tümörlerinin (mide, meme, prostat, over, deri, kolon) görülme sıklığının kat arttığı ortaya konmuştur. Özellikle lenfoma insidansı belirgin artar. Lenfomalar içinde de Non-Hodgkin lenfoma sıklığı daha yüksektir. Ancak CVID başta olmak üzere, tüm antikor yetmezliklerinde lenfoma tanısı koymak daha zordur. Lenf nodu biyopsilerinin ışık mikroskobik incelemeleri ile infeksiyona bağlı atipik lenfoid hiperplazi ile lenfomayı birbirinden ayırt etmek son derece güçtür. Atipik lenfoid hiperplazi, masif hastalık ile seyredebilir ve klinisyen tarafından patolojistlere malignansi tanısı ile refere edilebilir. Bu durumlarda gen yeniden düzenlenmesinde klonolite çalışması faydalı olabilir. Monoklonolite malignite lehinedir (2,52,55,56). Mukoza ilişkili lenfoma (mucoza associated lenfoma type=malt) türü olan marginal zone lenfoma (MZL) ise WHO nun son sınıflamasında lenfoma grubundan ayrılmış, daha çok CVID hastalarına atfedilmiştir ve çoğu olguda akciğerde görülür. Daha azalan sıklıkta mide, parotis, sinüs kaynaklı olabilir. CVID hastalarında ilginç olarak midede gelişen lenfomada Helicobacter pylori sıklığı oldukça yüksektir. MALT tanısı konulan hastalar Helicobacter pylori tedavisine yanıt vermektedir. Bu olgularda görülen diğer enfeksiyon ise Campylobacter jejuni dir. Viral enfeksiyonlardan da 13

15 kronik HHV-8 ve CMV CVID hastalarında MALT ile ilişkili bulunmuştur (29,55). Lenfoma ve gastrik tümörlü hastalarda iyi bir aile anamnezi CVID tanısı için de çok faydalı olabilir. Çünkü malignite tanı ve tedavisi sırasında uygulanacak radyoaktif işlemler bazı CVID hastalarının radyosensitif olmasından dolayı zararlı olabilir (55). Tanı: Görüldüğü gibi hastalık çok değişken başvuru semptomları ya da komplikasyonlarla karşımıza gelebilmektedir. Bu durumun tanıyı ne kadar zorlaştıracağı aşikardır. İlk planda hastada tekrarlayan enfeksiyonlar olması, immünglobulin düzeylerinde düşüklük ve antikor cevabının yetersiz olması 3 anahtar bulgudur. Ancak hastalık daha iyi tanınmaya başladıkça, antikor eksikliğine sebep olabilecek sekonder bozukluklar dışlandıktan sonra, farklı araştırmacılardan farklı tanımlamalar sunulmaya başlamıştır. Bu da uluslararası düzeyde ortak bir tanımlama, sınıflandırma ihtiyacı doğurmuştur. Uzun tartışmalar sonrası, 1999 da ESID (European Society for Immunodeficiencies) ve PAGID (PAN-American Group for Immunodeficiencies) tarafından ortak diagnostik kriterler yayınlanmıştır (Tablo 1) (57). Tablo1: CVID için ESID ve PAGID tanı kriterleri: Kuvvetle Olası CVID: Erkek ya da bayan hastada, IgG ve IgA düzeyinde, yaşa göre enaz 2 SD altında düşme olması ve yandaki kriterlerin tümünün bulunması Olası CVID Erkek ya da bayan hastada, IgG ve IgA veya IgM düzeylerinden en az birinde, yaşa göre enaz 2 SD altında düşme olması ve yandaki kriterlerin tümünün bulunması 1. İmmünyetmezlik bulgularının 2 yaştan sonra başlaması 2. İzohemaglütinin cevabı olmaması ve veya aşı yanıtı olmaması 3. Hipogamaglobulinemi sebebi olabilecek diğer hastalıkların dışlanmış olması (Tablo 2) 14

16 Tablo2: Hipogamaglobulinemi ayırıcı tanısı: İlaç kullanımı sonucu Antimalarial ajanlar Kaptopril Karbamazepin Glukokortikoidler Fenclofenak Altın Tuzları Penisilamin Fenitoin Sulfasalazin Genetik hastalıklar Ataksi-telenjiektazi Ağır kombine immün yetmezliklerin (SCID) otozomal formları Hiper İmmunglobulin M sendromları (HIGM) Transkobalamin-II eksikliği ve hipogamaglobulinemi İnfeksiyöz Hastalıklar HIV Konjenital Rubella Konjenital CMV enfeksiyonu Konjenital Toksoplazma gondii enfeksiyonu Epstein Barr Virüs enfeksiyonu Malignansiler Kronik Lenfositik Lösemi Timoma ile birlikte immunyetmezlik Non-Hodgkin Lenfoma B hücre kanserleri Sistemik Hastalıklar İmmunglobulin hiperkatobolisması sonucu oluşan immün yetmezlikler İmmunglobulin aşırı kaybına bağlı immün yetmezlikler (nefrozlar, yanıklar, lenfanjiektazi, ciddi ishal) X-e bağlı agamaglobulinemi X-e bağlı Lenfoproliferatif hastalık (EBV ilişkili) X-e bağlı SCID Bazı metabolik Hastalıklar Kromozomal anomaliler Kromozom 18q Sendromu Monosomi 22 Trisomi 8 Trisomi 21 15

17 Genel olarak kabul gören bu kriterlerde en çok tartışılan ve değişiklik gören nokta hastalık başlama yaşı olmuştur. Genel konsensus, hastada diğer immün defektler dışlandıktan sonra hastalığın başlangıç yaşının minumum 4 yaş olduğudur (2). Klinik prezentasyon yaşı bimodal dağılım gösterir. Bu yaş dağılımı 2-5 yaşlarında ve yaşlarında olmak üzere iki pik yapmaktadır (42). Sık ve tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyon dışında bu hastalar otoimmünite, granülomatöz hastalık ya da malignite ile gelebilmektedir. Bu tür hastalarda da yukarıdaki kriterler ile tanı konulabilmektedir. CVID düşünülen hastalarda iyi bir anamnez ve aile öyküsü alındıktan, dikkatli bir fizik muayene yapıldıktan sonra sistematik laboratuvar çalışmalar yapılmalıdır. Klinik değerlendirme hedef organları mutlaka içermelidir. Akciğer fonksiyonları, işitme, sinüslerin ve toraksın görüntülemesi yapılması öncelikli tetkiklerdir (58). Gastrointestinal şikayetlere yönelik testler ve hematolojik komplikasyonlar açısından yapılabilecek tetkikler de tanıya katkıda bulunurlar. Tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyonlarla gelen hastalarda diğer enfeksiyon sebepleri dışlandıktan sonra ilk adımda (Faz1) yapılacak testler, tam kan sayımı, idrar protein analizi, serum immunglobulin (IgG, IgM, IgA) konsantrasyonlarının ölçümüdür (Tablo 3) (2). CVID tanısında en önemli kriter serum immünglobulin seviyelerinin azalmasıdır. Tahlil sonuçları kullanılan metoda, etnisiteye, cinse ve yaşa bağlı değişkenlik göstermektedir. Genel olarak immunglobulin düzeyleri için yaşa göre belirlenen düzeylerin 2 SD altındaki değerler hipogamaglobulinemi kabul edilirken, bir çok merkezde de, her yaş grubu için belirlenen %5-97 persantil aralıkları kullanılmaktadır. Buna göre CVID tanısı için IgG düzeyinin %2-5 persantil aralıklarında olması gerekmektedir. Avrupada yapılan çalışmalarda IgG düzeyleri hastaların çoğunda 4-5 g/l nin altında saptanmıştır. Bu da %2-5 persantil arası değerlere karşılık gelmektedir (24,42,59-61). Biz merkezimizde yapılan çalışmada belirlenen yaşlara göre immünglobulin seviyeleri ve standart sapmaları temel olarak almaktayız (62). Hipogamaglobulinemi saptandığında, bir sonraki adım (Faz 2) lenfosit alt grublarının (T, B, NK) kantitatif flow-sitometrik analizi, protein (tetanus difteri toksoidi, H. influenza, izohemaglütininler) ve polisakkarid (S. pneumoniae aşısı) antijenlere fonksiyonel antikor cevabının ölçümü olmalıdır (Tablo 3). Antikor cevabının olup olmaması, immungobulin replasmanının yapılıp yapılmayacağını belirler (1,2,63-67). 16

18 Tetanus toksoidi ya da Candida albicans a lenfosit proliferasyon yanıtı ölçümü yapılabilir ancak CVID tanısı için belirleyici değildir, çünkü bu yanıt CVID hastalarının sadece %20 sinde bozulmuştur (63). Hastaların immün sistem hücrelerinin karakteristikleri hem fonsiyonel hem de sayısal olarak oldukça kompleks ve değişkendir. Periferik kanda B hücreler normal ya da azalmış olabilir. T hücrelerde sayısal ya da fonksiyonel azalma, sitokin üretiminde bozulma, T helper fonksiyonlarında azalma, sinyal iletiminde bozulma, CD40 ligand ekspresyonunda bozulma, supresör T hücre fonksiyonlarında artma, NK hücre sayısında azalma görülebilir (1,2,64-73) (Şekil 1). Klinik prezentasyon ve Faz1, Faz 2 laboratuvar incelemeleri CVID fenotipini gösteriyorsa, hafıza B hücreleri ve diğer B hücre alt gruplarınının düzeylerini belirlemek için Faz 3 değerlendirmesi, yani ileri flow-sitometrik inceleme yapılır (Tablo 3), (Şekil 1-2). Özellikle memory B hücre subgruplarının oranlarındaki değişmeler, hastalığın klinik varyasyonu ile direk ilişkilidir (9,21,74-77) (Şekil 2-3). Class-switch memory B hücrelerin (CD27+IgM-IgD-) sayısı hastaların % inde düşüktür (9,21,51,71,74). 17

19 Tablo 3: CVID tanısı için yapılacak Faz 1,2,3 ve ileri testler (2) Faz 1 Faz 2 Tam Kan Sayımı Serum immünglobulin düzeylerinin ölçümü İdrar protein analizi (nefrotik sendroma bağlı immunglobulin kaybını dışlamak için ) Faz 3 IgG subgrup ölçümü ( IgG1 ve IgG4 tekrarlayan sinopulmoner enfeksiyonu olanlarda IgA eksikliğini belirlemek için faydalıdır.) Fonksiyonel antikor testleri o Protein: difteri toksoidi, tetanus toksoidi, H. influenzae B, isohaemagglutininler o Polisakkarit antijenler: S. Pneumoniae T hücre, B hücre, ve NK hücrelerin flowsitometrik dğerlendirilmesi Mitojen ve antijenlere karşı (Candida ve tetanus toksoid) lenfosit proliferasyon testleri Bhücre subgruplarının flowsitometrik değerlendirilmesi Class-switched memory B hücre (CD27+IgD-IgM-) Non-switch memory B hücre (CD27+IgD+IgM+) IgM memory B hücre (CD27+IgM+IgD donuk ) Transitional B hücre (CD38+++M++) Plazmablastlar(CD38+++M-) Olgun B hücre (CD19+21+) CD21 low B hücre (CD19+21 low ) İleri testler (isteğe bağlı) B hücreler üzerinde BAFF-R, TACİ, CD19; aktive T hücreler üzerinde ICOS ekspresyonuna flowsitometrik olarak bakmak TNFRS13C ve ICOS genindeki mutasyonlar için sekans analizi yapmak Görüldüğü gibi tanı koymanın hiç kolay olmadığı bu heterojen hastalığı anlayabilmek için altta yatan immünolojik defekti belirlemek hastalığın izlemi, oluşabilecek komplikasyonların bilinmesi ve tedavinin yönlendirilmesi için önemlidir. İmmünopatogenez: Humoral immünitenin yeterli olabilmesi için, bu yolakda görevli hücrelerin (antijen sunucu hücreler ve periferik lenfoid organların germinal merkezlerindeki antijen spesifik T ve B hücreler) bir orkestra gibi uyum içinde çalışması gerekir. Bunun için de bu hücrelerin hem fonksiyonel hem de sayısal olarak normal olmaları gerekir. Bu çalışma sistemini bozacak herhangi bir bozukluk CVID a sebep olabilmektedir (20) (Şekil 1). 18

20 Doğal bağışıklık Kazanılmış bağışıklık Bozulmuş Fc, CR-1, CR-3 aracılı fagositoz, oksidatif stres Kronik hiperaktivite, artmış IL-12 pozitif hücre Bozulmuş fonksiyon Bozulmuş differansiyasyon, maturasyon, antijen prezentasyonu, sitokin sekresyonu Azalmış mutlak sayı, bozulmuş aktivite Azalmış IL-2, IL-4, IL-5, IL-10, CD40L, ICOS, L- selektin, Atraktin Artmış apoptozis, oksidatifstres Azalmış CD86, CD70, CD27, CD19,Maturasyona azalmış ilgi, Azalmış somatik hipermutasyon ve memory B hücre TRENDS in Molecular Medicine 2005 Şekil 1: CVID hastalarının immün sistemlerindeki değişik defektlerin şematik görünümü. Bu hastalarda hem doğal immünite (dendritik hücre, makrofaj, monosit ve NK hücre) hem de adaptif immünite (T ve B hücre) kompartmanları etkilenmiştir. Dendritik hücre defekti antijen spesifik T ve B hücre yanıtını etkiler (i). Alternatif olarak kronik aktivasyon ve IL-12 pozitif monositlerin immün cevabı Th1 yönünde polarize ettiği (ii), Th2 ye dönüşümü (iii) ve B hücre cevabını (iv) inhibe ettiği düşünülmektedir. Kısaltmalar: B,Bhücre; DC,dendritik hücre; ICOS, inducible co-stimulatory molecule; IFN, interferon; MØ, makrofaj; Mo,monosit; NK, natural-killer hücre; T, T hücre. Antijen sunucu hücrelerdeki bozukluk: Dendritik hücreler gibi profesyonel antijen sunucu hücreler, sekonder lenfoid organlarda T hücre bölgelerinde, germinal merkezde B hücre-t hücre etikileşimini başlatan ve yöneten naive-t hücrelerin aktivasyonunda kritik rol oynarlar (81). Plazmasitoid dendritik hücreler class-switch rekombinasyon (CSR) ve T hücre bağımlı ve bağımsız B hücre terminal differansiyasyonunu direkt olarak indükler (82-84). Son yıllarda yapılan çalışmalar CVID hastalarında in-vitro olarak, myeloid dendritik hücrelerin maturasyonunun bozulduğunu ve sonuç olarak IL12 sekresyonu, ko-stimulatör moleküllerin up-regulasyonunun bozulduğu ve T hücre aktivasyonun fonksiyonel olarak bozulduğunu göstermişlerdir (85-87). Bu bilgilere ek olarak, Vialard (88), dendritik hücre dağılımında CVID hastalarında faklılıklar olduğunu 19

21 göstermiştir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda bu hastalarda B hücrelerde TLR9 ekspresyonunun azaldığı ve T hücre bağımsız antikor yanıtının bozulduğu gösterilmiştir (89,90). T hücrelerdeki bozukluk: Günümüze kadar bir çok araştırmacı çalışmalarında CVID hastalarında mitojen ve antijenlere bozulmuş lenfosit proliferasyon yanıtı, artmış T hücre apoptozisi, bozulmuş sitokin üretimi, profilaktik aşılama sonrası Ag bağımlı T hücre yanıtının yokluğu ve aktive T hücrelerde CD40L ekspresyonunun azalmasını göstermişlerdir (70-72,90). Giovannetti (72) ise 60 CVID hastası üzerinde yaptığı kapsamlı çalışma ile CD4+ naive T hücrelerinde, timik üretimde azalma, CD4 ve CD8 TCR repartuvarında bozulma ve T hücre apoptozisinde belirgin artmayı saptamıştır. Bazı çalışmalarda CD4+ T hücrelerdeki düşüklüğün hastalık ciddiyeti ile belirgin ilişkili olduğunu gösterilmiştir (72,90-94). B hücrelerdeki bozukluk: X e bağlı ya da otozomal resesif agamaglobulineminin aksine, CVID hastalarında B hücreler sayısal ve oransal olarak normal ya da normale yakındır. Hastaların sadece %20 kadarında B hücre sayısı düşüktür ve bu düşüklük hastalarda kötü prognozu gösterir. B hücreler içinde özellikle memory B hücreler CVID immünopatogenezinde oldukça önemlidir (24). B hücrelerin, plazma hücrelerine dönüşüm ve antikor yapımındaki bozukluğu, CVID daki patogenezin de temelini oluşturur. B hücre differansiyasyonunun hangi subgrup düzeyinde durakladığı en iyi flow-sitometrik tekniklerle gösterilir. Bu yaklaşım, CVID sınıflandırmasına da temel oluşturur. B hücre ve subgrupları yüzey belirleyicileri ile ayrılır. Bütün B hücreler CD19 taşır. Kemik iliğinde gelişen prob hücreler preb ye dönüşürken IgH (ağır zincir) gen düzenlemesi ile μ ağır zinciri ve BHR (B hücre reseptörü) eksprese etmeye başlarlar, bunlar da küçük pre B hücre formuna geçerken IgL (Ig hafif zincir) gen düzenlenmesi oluşur. Bu sayade κ ve λ taşıyan otoreaktif hücreler oluşur. Bu VDJ düzenlemesini takiben antijenik seleksiyon ile hafif zincirlerden biri kalır. İmmatür B lenfosit formuna geçen bu hücreler yüzeylerinde IgM ve κ ya λ dan birini eksprese etmeye başlarlar (70). Güçlü antijenik seleksiyon ile non otoreaktif hale gelen bu hücreler maturasyonlarını tamamlamak için periferik lenf nodları ve dalağa göç ederler (Şekil 2,3). Bu göç sırasında IgD, IgM, 20

22 CD27 ekspresyonları ile naive (CD19 + CD27 - IgM + IgD + ), marginal zone like (CD19 + CD27 + IgM ++ IgD + ), class-switch memory B hücre (CD19 + CD27 + IgM - IgD - ) ve IgM memory B Hücre (CD19 + CD27 + IgM ++ IgD - ) ayrılır. Bu sırada hafif zincir ekspresyonları da azalır. CD27 - naive B hücrelerin bir kısmı CD38 ve CD21 eksprese eder (CD19 + CD21 int CD38 ++ IgM ++ ). Bu hücrelere transitional B hücre denir. Bu gruptaki diğer hücre grubu CD21 low (CD19 + CD21 low CD38 low IgM + ) hücrelerdir. Yine bu gruptaki plazmablastlar ise yüksek oranda CD27 + eksprese ederler (Şekil 3-4). Bu gelişimi düzenleyen en önemli olay BAFF-BAFF-R etkileşimidir. BAFF-R TNF ailesinden bir reseptör olup, ilk olarak transitional B hücrelerde eksprese olmaya başlar. Bu 3 hücre tipi de normal sağlıklı bireylerde periferik dolaşımda çok az oranda bulunurlar. Lenf nodu ve dalağa göçeden B hücrelerde marginal zone hücreleri polisakkarid anitjenlere duyarlı BHR den zengindir ve immün fonksiyon olarak T hücre bağımsız, antijen bağımlı hücrelerdir. Foliküler B hücreler ise naive B hücrelerin foliküllere yerleştikten sonraki halleridir. Foliküler naive B hücre, antijenle karşılaşmadan önce CD27 negatiftir. Antijenle karşılaştığında T hücre yardımlı immün yanıtı oluşturmak üzere germinal merkeze yerleşirler. Burada memory B hücre ve plazma hücrelerine dönüşürler. Germinal merkez CSR, antijen spesifik B hücre topluluklarının seleksiyonu, genişlemesi gibi immün fonksiyonların gerçekleştiği bölümdür. T hücreler üzerindeki ICOS ve CD40L ile B hücre etkileşimi bu fonksiyonlar için kritik rol oynar (51,68,95). Memory B hücreler, total B hücrelerin %16-55 ini oluşturur ve 2 tipi vardır; IgM+ Memory B hücre (CD27+IgM+IgD-) ve izotip switch memory B hücre (CD27+IgM-IgD-). Normal bireylerde memory B hücrelerin %50 sini CD27+IgM+ B hücreler, % 50 sini CD27+IgM-IgD- B hücreler oluşturur (Tablo 4 ve 5) (51,68,74-77). Naive hücreden IgM+ Memory B hücreye dönüşüm sırasında, somatik hipermutasyon meydana gelmeden önce, self-reaktif naive B hücrelere karşın etkin bir negatif seleksiyon meydana gelir. Sağlıklı bireylerde dolaşımda sadece birkaç self-reaktif IgM+ B hücre kalır. Buna karşılık, class-switch memory B hücre gelişimi ile; immunglobulin izotip dönüşümü potansiyel olarak self-reaktif antikorlar yaratan antikor affinitesi değişimi ve geniş somatik hipermutasyonla aynı anda gerçekleştirilir. Normal erişkin bireylerde, switch IgG memory B hücrelerin düşük afiniteli self-reaktif antikorlar ürettikleri de gösterilmiştir. 21

23 CVID ve bazı otoimmun hastalıklarda IgM+ κ yada λ pozitif, self reaktif bu hücre populasyonlarının otoantikor üretebildikleri gösterilmiştir (19,51,68, 70). 22

24 Tablo 4: Çocukluk yaş gruplarına göre B hücre subgruplarının dağılımı (10 9 /L)(74). B hücre subgrupları Non-memory Antijenle karşılaşmamış Transitional Naive Memory Marginal zone hücre Switch memory İmmatür Aktif B hücre Hem IgD hem CD27 negatif Fenotip Yaş grubu CD27- (%B) Kordon kanı 0,80 (0,36-1,32) 0-7 gün 0,31 (0,15-0,75) 8 gün-2 ay 0,96 (0,60-1,68) 2-5 ay 1,30 (0,63-2,16) 5-9 ay 1,41 (0,64-2,63) 9-15 ay 0,83 (0,36-2,83) ay 0,93 (0,52-1,59) 2-5 yaş 0,67 (0,28-1,39) 5-10 yaş 0,31 (0,14-0,47) yaş 0,21 (0,11-0,44) >16 yaş 0,17 (0,07-0,48) IgM h CD38 h (%B) 0,31 (0,10-0,53) 0,09 (0,00-0,21) 0,24 (0,05-0,57) 0,24 (0,13-0,94) 0,21 (0,10-0,30) 0,08 (0,02-0,21) 0,10 (0,03-0,20) 0,11 (0,02-0,20) 0,03 (0,01-0,04) 0,02 (0,01-0,05) 0,01 (0,00-0,03) IgD+CD27- (%B) 0,60 (0,29-1,17) 0,27 (0,12-0,59) 0,91 (0,58-1,60) 1,28 (0,62-2,12) 1,39 (0,60-2,59) 0,81 (0,36-2,80) 0,89 (0,49-1,56) 0,63 (0,28-1,33) 0,25 (0,13-0,46) 0,20 (0,12-0,43) 0,15 (0,06-0,47) CD27+ (%B) 0,05 (0,02-0,07) 0,03 (0,02-0,07) 0,05 (0,03-0,10) 0,08 (0,04-0,23) 0,13 (0,05-0,27) 0,10 (0,04-0,19) 0,20 (0,05-0,33) 0,18 (0,05-0,39) 0,11 (0,06-0,23) 0,09 (0,05-0,20) 0,07 (0,03-0,17) IgD+CD27+ (%B) 0,02 (0,01-0,05) 0.02 (0,01-0,04) 0,03 (0,02-0,05) 0,06 (0,02-0,20) 0,07 (0,03-0,12) 0,06 (0,02-0,14) 0,10 (0,03-0,17) 0,09 (0,02-0,18) 0,05 (0,02-0,10) 0,04 (0,02-0,07) 0,03 (0,01-0,08) IgD-CD27+ (%B) 0,02 (0,01-0,05) 0,01 (0,00-0,03) 0,03 (0,01-0,09) 0,03 (0,01-0,17) 0,04 (0,02-0,14) 0,04 (0,01-0,10) 0,09 (0,03-0,18) 0,08 (0,02-0,22) 0,07 (0,04-0,14) 0,05 (0,03-0,11) 0,04 (0,02-0,09) CD21 low (%B) 0,06 (0,02-0,16) 0,03 (0,01-0,09) 0,15 (0,04-0,24) 0,17 (0,05-0,81) 0,20 (0,07-0,29) 0,10 (0,04-0,31) 0,12 (0,05-0,31) 0,11 (0,02-0,23) 0,05 (0,02-0,12) 0,03 (0,01-0,05) 0,02 (0,01-0,04) CD21 low CD38 low (%B) 0,03 (0,01-0,20) 0,01 (0,00-0,08) 0,01 (0,00-0,02) 0,02 (0,00-0,05) 0,02 (0,00-0,05) 0,01 (0,00-0,04) 0,02 (0,01-0,06) 0,03 (0,01-0,06) 0,02 (0,01-0,04) 0,02 (0,01-0,03) 0,01 (0,01-0,02) IgD-CD27- (%B) 0,10 (0,03-0,28) 0,02 (0,01-0,011) 0,02 (0,01-0,07) 0,02 (0,01-0,10) 0,02 (0,01-0,07) 0,01 (0,01-0,04) 0,03 (0,01-0,13) 0,04 (0,01-0,08) 0,02 (0,01-0,07) 0,02 (0,01-0,04) 0,01 (0,01-0,02) Plazmablast IgM-CD38 h (%B) 0,01 (0,00-0,04) 0,00 (0,00-0,01) 0,01 (0,00-0,03) 0,01 (0,00-0,04) 0,02 (0,00-0,06) 0,01 (0,00-0,03) 0,02 (0,01-0,04) 0,01 (0,01-0,05) 0,01 (0,00-0,03) 0,00 (0,00-0,02) 0,00 (0,00-0,01) 23 16

25 Matürasyon çizelgesi Pre-B reseptör Kök hücre Erken pro-b hücre Geç pro-b hücre Büyük pre- B hücre Kemik iliği Küçük pre- B hücre İmmatür pre-b hücre Matür pre-b hücre Memory B hücre Periferik kan Plazma hücreleri, farklılaşmış son hali Lenf nodu folikülü, sekonder lenfoid organ Kemik iliği Dalak yada periferik kan Lancet 2008 Şekil 2: B hücre gelişimi ve differansiyasyonu. B hücre kemik iliğinde pluripotent hemapoetik kök hücrelerden gelişir. Hafif zincir ve ağır zincir oluşumu gen düzenlenmesi ve otoreaktif B hücrelere karşı başlangıç seleksiyonu gerçekleşir. Olgun B hücreler kemik iliğnden sekonder lenf noduna göçerken hem IgM hem de IgD eksprese ederler. Sekonder lenfoid doku germinal merkezde genlerin değişken bölgesinde somatik hipermutasyon ve IgG, IgA ve IgE izotip dönüşümünü sağlayan class switch rekombinasyon gerçekleşir. Bu sırada seçilmiş bazı B hücreler memory B hücre ve uzun ömürlü plazma hücrelerine dönüşür. Bu hücreler kemik iliğine dönerek yüksek affiniteli antikorlar üretirler. (HEV=high endothelial venule) 24

26 Kemik iliği Dalak yada lenf nodu Periferik kan Cytometry Part B:Clinical Cytometry 2009 Şekil 3: B hücrenin kemik iliği, periferik kan ve lenf nodu-dalaktaki formları. 25

27 Total memory B hücre Switch yapmamış, marginal zone hücre Sadece IgM+ memory hücre Class-switch memory B hücre CD21 low B hücre (CD19+CD21 low ) Olgun B hücre (CD19+CD21+) Transitional B hücre (CD19+CD38+++IgM++) Plazmablast (CD19+CD38+++IgM-) Lancet 2008 Şekil 4: Periferik kan B hücre subgrupları. CD19 tüm B hücrelerin taşıdığı markırdır. CD27 tipik olarak memory hücreleri temsil eder. IgM ve IgD varlığı ve yokluğuna göre subgruplara ayrılır. CD38 ekspresyonu ve IgM transitional ve plazmablast ayrımını belirler. CD21 B hücre için aktivasyon belirleyicisidir ve olgun B hücrelerde eksprese olur. 26

28 Tablo 5: B hücre subgruplarının periferik kandaki referans değerleri (68) B hücre populasyonu Referans aralığı a (%) CD19 + lenfositler (CD45 + ) B hücreler CD19 + IgM - IgD - Class-switch B hücre CD19 + IgD + CD27 - Naive B hücre CD19 + IgD + CD27 + Marginal zone-like B hücre CD19 + CD27 + IgM - IgD - Class-switch memory B hücre CD19 + CD21 low CD38 - CD21 low B hücre CD19 + CD21 int CD38 ++ IgM ++ Transitional B hücre CD19 + CD27+CD38 ++ IgM -,+ Plazmablast a yaş arası 54 sağlıklı donör temel alınarak ele edilen %5-95 persantil değerleri İmmünopatogenezdeki bu çeşitlilik CVID klasifikasyonunu da zorlaştırmaktadır. İlk olarak Bryn (96) invitro olarak S. aereus Covan 1+ IL-2 veya anti-igm+il2 uyarısı ile B hücrelerin IgG, M, A yapabilme özelliklerine göre hastaları gruplandırmaya çalışmış (Londra klasifikasyonu), ancak bu sınıflama rutinde kullanılamamıştır. Son 8 yıldır, multiparametrik flowsitometrik yöntemler ile B hücre gelişimi ve differansiyasyonu daha iyi anlaşılmıştır. B hücre subgruplarının özellikle memory B hücrelerin hastalığın kliniği ile yakın ilişkisinin gözlenmesi, bu hücrelere göre sınıflandırma geliştirme çabalarına neden olmuştur (2,68). Bu çalışmalar sonucunda 2002 de Warnatz (77) CVID hastalarında Freiburg sınıflandırmasını geliştirdi (Şekil 5). CVID hastalarının büyük çoğunluğunda B hücre oranı normal düzeylerdedir. Bu nedenle geç B hücre maturasyonunda sorun olduğunu düşünen araştırmacılar bu sınıflandırmada germinal merkez bağımlı memory B hücre differansiyasyonunu gösteren CD27 ve transitional hücreden matür B hücreye dönüşümün belirleyicisi olan CD21 i temel belirleyiciler olarak kullandılar. Bu hücrelerin oranlarına göre hastaları 3 gruba ayırdı. Freiburg I (Ia ve Ib) ve Freiburg II. Freiburg I de switch memory B hücrelerde belirgin azalma (lenfositlerin %0.4 ün altında), Ia da ek olarak CD21 low hücre oranında artma (%20 nin üzerinde), 27

29 Ib de azalma (%20 nin altında); Freiburg II normal sayıya ve orana yakın switch memory B hücre ile karakterizedir. Lenfositler (Switch yapmış memory B hücre) Tip I Tip II (Tüm Lenfositler içinde) (Hücreler) Tip Ia Tip Ib (Tüm B hücreler içinde) Şekil 5: CVID da B hücre fenotipi temel alınarak kullanılan sınıflandırmalar Freiburg sınıflaması. Freiburg sınıflandırmasında, splenomegali, otoimmün sitopeni, vitiligo ve pernisiöz anemi gibi tüm otoimmün olaylar Freiburg Ia grubunda belirgin olarak daha sık bildirilmiştir. Bunun olası mekanizması olarak da, B hücrelerin sekonder foliküllere geçerken matürasyonunda yetersizlik ve CD21 ve sinyal kompleksinin upregülasyonunda yetersizlik sonucunda uygun antikor üretiminin gelişmediğini, CD21 low hücre oranı artışı ile, uygunsuz antikor yapan hücrelerin diğerlerinin yerine geçtiğini öne sürmüşlerdir. Freiburg Ib de ise switch ve IgM memory B hücrenin belirgin azaldığı görülür. Freiburg II de ise IgM memory B hücre oranı sağlıklı kişilere göre çok az bir düşüklük gösterir. Memory B hücre gelişimi sekonder lenfoid organların germinal merkezlerinde olduğu için, Freiburg I hastalarda germinal merkezi etkileyen bozukluk olduğu düşünülmektedir. Freiburg Ib de, Ia ya göre matür lenfosit sayısı daha yüksek olsa da her iki grupta da switch memory B ve IgM memory B hücreleri azalmıştır. Freiburg II de ise switch memory B hücre oranı 28

30 sağlıklı bireylere göre düşüktür, ancak bu grup içindeki IgM memory B hücre oranı, sağlıklı bireylerden belirgin farklılık göstermemektedir. Bu da bazı araştırıcılar tarafından IgM memory hücrelerin matürasyonunun germinal merkezden bağımsız yollarla da olması ile açıklanmaya çalışılmıştır. Switch yapmamış IgM memory B hücre gelişiminin özellikle dalak varlığı ile korele olduğu gösterilmiştir. Freiburg II de ise B hücre sayısının, IgM memory B hücrenin Freiburg I ve sağlıklı kişilere göre artmış, switch memory B hücrede minimal azalma olması hipogamaglobulinin etiyopatogenezinin farklı olduğunu düşündürmüştür. Bu gruptaki hastalarda germinal merkezin normal olduğu düşünülmüş, düşük immunglobulin düzeylerinin ise, terminal plazma hücre differansiyasyonunun bozulması, ayrıca plazma hücresi yaşam süresinde kısalma ve in vivo immunglobulin katabolizmasında artış ile açıklanmaya çalışılmıştır. Her 3 grup değerlendirildiğinde otoimmünite ve splenomegaliden CD21 low hücrelerin sorumlu olduğu, bu nedenle özellikle Freiburg Ia da bu bulguların arttığı, Freiburg Ib de daha az görüldüğü, switch memory B hücrelerde azalmanın grup Ib deki klinik bulgulara sebep olduğu düşünülmüş olup, Freiburg II de otoimmünitenin az olması, kliniğin daha iyi olması switch memory ve CD21 low B hücrelerin normale daha yakın olup, sadece hipogamaglobulinemi olması ile açıklanmıştır (76) de Piqueras (21), clas-switch memory B hücre ve non switch memory B hücreleri de içeren total CD27+ hücre oranlarına göre klasifikasyon yapmıştır (Şekil 6). Bu klasifikasyonda hastaları 3 gruba ayırmışlardı. Switch memory (IgD-CD27+) B hücre %11 in altında ve non switch memory B hücre (IgD+CD27+) oranı da düşük ise MB0; switch memory B hücre azalmış, ancak non switch memory B hücre oranı normal ise MB1; hasta bu iki gruba da girmiyorsa yani hem switch, hem non switch memory B hücre oranı normal ise MB2 olarak gruplandırılmıştır. 29

31 <%11 CD27+IgD+ ve CD27+IgD- CD19+ B hücre <%8 CD27+IgD- MB0 ve MB1 grubuna uymayan Şekil 6: CVID da B hücre fenotipi temel alınarak kullanılan sınıflandırmalar Paris sınıflaması. MB0 ve MB1 de germinal merkezin bozulması ile switch memory B hücrelerin azaldığı, MB1 de non-switch memory B hücrelerin normal olmasının bu hücrelerin antijen bağımlı germinal merkez yolağından farklı bir yolakdan da gelişebilmesi ile açıklanmıştır. Bu sınıflandırmaya göre değerlendirilen hastalarda MB0 grubunda splenomegali, lenfoproliferasyon ve granülomatöz inflamasyon belirgin artmış, otoimmünite ise MB0 ve MB1 de benzer oranlarda bulunmuştur. MB2 de ise bu tür komplikasyonların çok daha az olduğu ancak IgG düzeyleri ve enfeksiyon insidansı açısından diğer hastalardan farklı olmadığı görülmüştür. Buradaki defektin, immünglobulin üretiminde varolabilecek intrensek defekte bağlı olduğu düşünülmüştür. Ancak bu iki çalışmada da çalışılan hasta sayısı kısıtlı olduğu için, hastaların sınıflandırılması ve klinik korelasyonu yeterli olmamıştır. Bu nedenle 2008 de çok daha fazla sayıda hastanın ele alındığı 8 merkezli bir çalışma sonucu Wehr ve ark. (51) EUROclass sınıflandırmasını geliştirdiler (Şekil 7). Bu sınıflandırmaya göre gruplandırma 2 aşamada gerçekleştirildi. A aşamasında B hücre oranına göre (%1 sınır değer) hastalar B+ ve B- olmak üzere ayrıldı. B+ olanlar switch memory B hücre oranlarına göre (%2 sınır değer) smb+ ve smb- olmak üzere 2 ye ayrıldı. Grup smb- olanlar da transitional B hücre oranına göre (%9 sınır değer) smb-tr hi ve smb-tr norm 2 ye ayrıldı. İkinci aşama olan B aşamasında da, B+ hastalar, 30

32 smb+ ve smb- olanlar kendi aralarında CD21 low hücre oranına göre (%10 sınır değer) 2 şer gruba daha ayrıldı; smb+cd21 low, smb+cd21 norm ve smb-cd21 low, smb-cd21 norm. A B Şekil 7: CVID da B hücre fenotipi temel alınarak kullanılan sınıflandırmalar EUROClass sınıflaması. Wehr in çalışmasında 303 hastanın çoğunun switch memory B cell negatif transitional high (smb-tr high ) gruba girdiği ve bu hastalarda lenfadenopatinin belirgin olduğunu gördüler. smb- hastalarda Ig düzeyleri de belirgin düşük, splenomegali ve granülamatöz hastalık belirgin artmış saptandı. CD21 low çoğunlukla smb- idi ve splenomegali bu grupta dikkat çekici idi (51,68). oranının arttığı hastalar B hücre sayısı CVID hastalarının %90 ına yakınında normal ya da normale yakın iken, sadece %5-10 kadarında %1 in altındadır. Bu hastalarda erken B hücre differansiyasyonunda patoloji olduğu, B hücrelerin periferde gelişiminde yetersizlik ya da negatif regülatör varlığı olduğu düşünülmektedir. Class-switch memory B hücreler, germinal merkez fonksiyonları için en duyarlı markerlardır. CD40 eksikliği, ICOS eksikliği, Freiburg Tip 1, MB1/MB0, smb- da bu hücreler düşük düzeydedir. Class- 31

33 switch memory B hücrelerin normal ya da normale yakın olduğu tip 2, MB2, smb + gruplarında hastalar altta yatabilecek diğer hastalıklar açısından dikkatle incelenmelidir. IgM memory B hücrelerin selektif azalmasında, marginal zone like B hücre differansiyasyonunda bozukluk mevcuttur. Bu hastalarda anti-igm pnömokokkal polisakkarid antikorların yokluğu ve tekrarlayan bakteriyel pnömoni ve bronşektazi görülür. CD21 low B hücrelerin artması ise muhtemelen IFN tip 1 aracılı immün aktivasyona sebep olmakta ve bu hastalarda splenomegali ve granülomatöz hastalık belirgin olmaktadır. Transitional B hücrelerin artışı ise lenfadenopati ile ilişkili bulunmuştur (51). CVID ve Genetik: Kalıtım: Hücresel ve immünolojik defektlerin oldukça heterojen olduğu CVID da, saptanabilen genetik defektler de oldukça değişkendir. Olguların çoğu sporadik olsa da %10-20 sinde familial kalıtım görülebilmektedir (97). Bir çok CVID hastasının bulunduğu ailelerde otozomal dominant kalıtım söz konusu iken, otozomal resesif kalıtım da görülebilir. Bir kısım ailelerde de farklı bireylerde IgA eksikliği veya CVID görülürken, bazı bireylerde IgA eksikliği, izlemde CVID şeklinde prezente olmuştur. CVID hastalarında yapılan genetik incelemelerde kromozom 6 da MHC lokusunda, HLA DQ-DR lokuslarında ve kromozom 4q, 4p, 12p ve 14q, 16q da non-mhc lokuslarında defektler bildirilmiştir. Son yıllarda DNA tamir genlerinde bozuklukların, özellikle MLH1, MSH2, RAD50 ve NBS1 deki allelik mutasyonların CVID/IgA eksikliği ile birlikteliği gösterilmiştir (14,98-102). CVID bazı ailelerde mendelian kalıtım göstermekle birlikte, genellikle poligenik bir hastalık olduğu düşünülür. Son yıllarda spesifik olarak CVID fenotipine yol açan 4 farklı monogenik defekt bildirilmiştir; ICOS (Inducible co-stimulator molecule), TACI (trans-membrane activator and calcium-modulating cyclophilin ligand interactor - TNFRSF13B), BAFF-R (B cell activating factor-receptor TNFRSF13C) ve CD19. Bu defektler efektif humoral cevabın oluşumundan sorumlu birçok kompleks yolağın koordinasyonudan sorumlu kritik rol oynayan moleküllerin işlevlerinin bozulmasına yol açar. Elde edilen son verilerle birlikte CVID ın artık spesifik tek bir hastalık değil, benzer immünolojik ve klinik defekte yol açan bir grup monogenik defekt olduğu savunulmaktadır (90,97,103). 32

34 ICOS molekülü ilk olarak 1999 da tanımlanmıştır. CD28 ve CTLA-4 (CD152= cytotoxic T-lymphocyte antigen-4), PD-1 (programmed cell death-1) gibi T hücre yüzeyinde yer alan ko-stimülatör reseptör ailesinin bir üyesidir. Kromozom 2q33 de yer alan ve CD28 ve CTLA-4 ü kodlayan genlere çok yakın bir gen tarafından kodlanır ve beş ekzondan oluşur. ICOS sadece aktive T hücreler üzerinde eksprese olur. Antijenler ve T hücre karşılaşması sonrası T hücre reseptör (THR) etkileşimi ile, ICOS ve T hücreler üzerinde devamlı eksprese olan CD28 up-regülasyona uğrar. ICOS, B hücre ve antijen sunan hücreler üzerindeki ICOS-L, CD28 de CD80/86 ile etkileşir. Yine T hücreler üzerinde yer alan CTLA-4 de CD80/86 ile etkileşime girer, fakat down-regulasyon sağlar. ICOS-ICOSL etkileşimi sonrası germinal merkez T hücrelerinden IL-10, IL-17, IL-21, IL-23 salınır. Bunun üzerine B hücreler class-switch rekombinasyona (CSR) gider (Şekil 8). Ayrıca, CXCR+ foliküler T helper hücrelerin gelişimi ve fonksiyonu için oldukça spesifik bir sinyal oluşur ( ). Moleküler olarak ICOS u kodlayan bölgede belirgin bir varyasyon görülmezken, promotor bölgeyi ve CD28 ve CTLA-4 ü kodlayan gen bölgelerini de içine alan haplotipler sık görülmektedir. Bu hastalarda germinal merkez gelişim bozukluğu, terminal B hücre differansiyasyon bozukluğu ve hipogamaglobulinemi görülür. Klinik olarak ICOS un homozigot delesyonunda etkilenen bireylerde tekrarlayan, ciddi bakteriyel infeksiyonlar, otoimmün fenomenler, splenomegali, lenfadenopati ve malignansi görülmüştür (21,76,103,105,106). Ancak memory B hücrelerinde düşüklük bu hastaların %75 inde görülür, yani ICOS mutasyonuna spesifik değildir (107). CVID hastalarının yaklaşık %2 sini etkileyen nokta mutasyona bağlı ICOS defekti bu hastalarda otozomal resesif kalıtıma ilk örnektir (105). ICOS mutasyonu olan bazı hastalarda IgM düzeyi enfeksiyon sırasında artar, sağlıklı dönemde ise normaldir, IgA ve IgG ise her iki durumda da düşüktür. Fakat ICOS ile CSR arasındaki ilişki indirek olduğu için, direk ilişkili HIGM den farklı olarak ICOS defektleri CVID sebebi olarak klassifiye edilir (103). CD19, ICOS tan farklı olarak sadece B hücrelerde eksprese olur. CD19; CD21, CD81 ve CD225 ile birlikte dörtlü protein kompleksini oluşturarak, antijen-antikor kompleksinin B hücre reseptörü (BHR) tarafından tanınmasını sağlar (103,107). CD19 geni, kromozom 16p11.2 de kodlanır. İlk olarak van Zelm (108) akraba olmayan 2 aileden 4 CVID hastasında B hücrelerin var olduğunu, ancak CD19 33

35 eksprese etmediklerini ve bu hastalarda CD19 geninde otozomal resesif mutasyon olduğunu saptamışlardır. ICOS eksikliğinden farklı olarak bu mutasyon proteinin tam kaybına sebep olmaktadır. Bu olgularda, CD21 ekspresyonu da azalmış, somatik hipermutasyon normal, ancak CD27+ B hücreler de azalmıştır, spesifik antikor oluşturulamamış, ancak otoimmünite ya da lenfoproliferasyon gözlenmemiştir (108) (Şekil 9). Current Opinion in Genetics and Development 2007 Şekil 8: ICOS aracılı T-B hücre etkileşimi 34

36 Current Opinion in Genetics and Development 2007 Şekil 9: CD19 kompleksi ve BhR-antijen etkileşimi BAFF-R, TACI ve BCMA (B cell maturation antigen), B hücre gelişiminin çeşitli evrelerinde görev alan TNF reseptör ailesinin üyeleridir. TNF reseptör ailesinin üyeleri immün sistemin spesifik hücrelerinin aktivasyon regülasyonu ve apoptozisinde önemli rol oynarlar (97). İnsanda BAFF-R geni 22. kromozomda kodlanırken, TACI geni 17p11.2 de, APRIL geni 17p13.1 de kodlanmaktadır. BAFF-R istirahattaki T ve B lenfositlerde eksprese edilir ve transitional ve naive B hücrelerde de bulunabilir. TACI, B hücre (geç transitional, marginal zone, IgG+, IgM+, IgA+ switch memory B hücre) ve aktive T lenfositlerde eksprese olur. BCMA ise sadece plazmablast ve plazma hücrelerinde eksprese olur. BAFF ve APRIL TNF ligand ailesinin üyeleri olup, monosit, makrofaj ve dendritik hücrelerde eksprese olur. BAFF ayrıca nötrofillerde yüksek oranda eksprese olur ( ). BAFF her 3 (TACI, BAFF-R ve BCMA) reseptöre bağlanırken, APRIL ise TACI, BCMA ve hücre yüzeyindeki proteoglikanlara (CD138) bağlanır (Şekil 10-11). 35

37 Current Opinion in Genetics and Development 2007 Clinical and experimental immunology 2007 Şekil 10-11: APRIL, BAFF ve BAFF-R, TACI, BCMA etkileşimi BAFF, periferik B hücre yaşam süresini uzatır. BAFF (-) farelerde B hücre gelişiminin periferik lenfoid organlarda ciddi olarak duraksadığı, B hücre sayısı ve immunglobulin düzeyinin çok düştüğü görülmüştür. Ayrıca hem T lenfosit bağımlı hem T-bağımsız immün yanıt bozulmuştur (97,109). APRIL ise B hücre yaşam süresine etki etmez, ancak invitro olarak T ve B hücre proliferasyonnu arttırdığı gösterilmiştir. Yapılan çalışmalarda APRIL (-) farelerde B hücre sayısının normal, ancak IgA yapımının bozuk olduğu görülmüştür (110). BAFF-R izotip dönüşümüne yardımcı olur. BAFF-R (-) fareler BAFF eksikliğine benzer ancak daha hafif klinik seyir göstermiştir. Bu da BAFF-TACI intraksiyonunun normal olmasına bağlanmıştır. Özellikle IgA izotip dönüşümü TACI-BAFF etkileşimi gerektirir. TACI için yapılan deneysel çalışmalarda ise B hücre sayısının arttığı sistemik lupus benzeri otoimmün semptomların, lenfoproliferasyonun ve lenfomanın arttığı görülmüştür. Bu da TACI nin B hücre gelişiminde negatif regülatör etkisi olduğunu destekler (97,109). Ayrıca T hücre bağımsız tip 2 antijenlere (pnömokok gibi) yanıtın bozulduğunun gözlenmesi, bu fonksiyonun TACI tarafından yönetildiğini destekler. TACI-APRIL etkileşiminin bozulması da IgA CSR u bozmaktadır (112). Deneysel olarak APRIL negatifliği hipogamaglobulinemi kliniği gösterse de, insanlarda günümüze kadar herhangi bir mutasyon gösterilememiştir. BCMA (-) farelerde ise B hücre ve antikor 36

T Lenfositleri. Dr. Göksal Keskin

T Lenfositleri. Dr. Göksal Keskin T Lenfositleri Dr. Göksal Keskin Lenfositlerin ortak özellikleri-1 Kazanılmış bağışıklık sisteminin en önemli elemanlarıdır Spesifite özellikleri var Bellekleri var Primer lenfoid organlarda üretilirler

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK 1 LERDE LABORATUVAR İPUÇLARI GENEL TARAMA TESTLERİ Tam kan sayımı Periferik yayma İmmünglobulin düzeyleri (IgG, A, M, E) İzohemaglutinin titresi (Anti A, Anti B titresi) Aşıya karşı antikor yanıtı (Hepatit

Detaylı

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD HÜCRE İÇİ MİKROBA YANIT Veziküle alınmış mikroplu fagosit Sitoplazmasında mikroplu hücre CD4 + efektör

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK 1 İmmün sistemin gelişimini, fonksiyonlarını veya her ikisini de etkileyen 130 farklı bozukluğu tanımlamaktadır. o Notarangelo L et al, J Allergy Clin Immunol 2010 Primer immün yetmezlik sıklığı o Genel

Detaylı

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD Doğal bağışıklık Edinsel bağışıklık Hızlı yanıt (saatler) Sabit R yapıları Sınırlı çeşidi tanıma Yanıt sırasında değişmez Yavaş yanıt (Gün-hafta)

Detaylı

Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama. Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama. Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Bağışıklığın Baskılanması Birincil İkincil B hücre hastalıkları

Detaylı

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON Ali ŞENGÜL MEDICALPARK ANTALYA HASTANE KOMPLEKSİ İMMÜNOLOJİ BÖLÜMÜ Organ nakli umudu Beklenen Başarılı Operasyonlar Hayaller ve Komplikasyonlar?

Detaylı

Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır?

Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır? Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır? Çağlar Ruhi 1, Nilgün Sallakçı 2, Fevzi Ersoy 1, Olcay Yeğin 2, Gültekin

Detaylı

Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar

Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar H. Barbaros ORAL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Anabilim Dalı Edinsel immün sistemin antijenleri bağlamak için kullandığı 3 molekül sınıfı: I.Antikorlar,

Detaylı

56Y, erkek hasta Generalize LAP ( servikal, inguinal, aksiller, toraks ve abdomende ) Ateş Gece terlemesi Lenfopeni IgG, IgA, IgM yüksek

56Y, erkek hasta Generalize LAP ( servikal, inguinal, aksiller, toraks ve abdomende ) Ateş Gece terlemesi Lenfopeni IgG, IgA, IgM yüksek 56Y, erkek hasta Generalize LAP ( servikal, inguinal, aksiller, toraks ve abdomende ) Ateş Gece terlemesi Lenfopeni IgG, IgA, IgM yüksek Sedimantasyon (77mm/saat) CRP 7.67(N:0-0.8mg/dl) Servikal lenf nodu

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite Prof.Dr. Yılmaz Akça Prof.Dr. Feray Alkan Prof.Dr. Aykut Özkul Prof. Dr. Seval Bilge-Dağalp Prof.Dr. M. Taner Karaoğlu Prof.Dr. Tuba Çiğdem Oğuzoğlu DOĞAL SAVUNMA HATLARI-DOĞAL

Detaylı

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Tıp Fakülteleri Mezuniyet Öncesi İmmünoloji Eğitim Programı Önerisi in hücre ve dokuları ilgi hücrelerini isim ve işlevleri ile bilir. Kemik iliği, lenf nodu, ve dalağın anatomisi,

Detaylı

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul

Detaylı

PRİMER İMMÜN YETMEZLİKLERDE İMMÜN HEMATOLOJİK BOZUKLUKLAR. DR.TÜRKAN PATIROĞLU ERÜ TIP FAKÜLTESİ-Kayseri

PRİMER İMMÜN YETMEZLİKLERDE İMMÜN HEMATOLOJİK BOZUKLUKLAR. DR.TÜRKAN PATIROĞLU ERÜ TIP FAKÜLTESİ-Kayseri PRİMER İMMÜN YETMEZLİKLERDE İMMÜN HEMATOLOJİK BOZUKLUKLAR DR.TÜRKAN PATIROĞLU ERÜ TIP FAKÜLTESİ-Kayseri Sunum Planı Tolerans Otoimmünite ve oluş mekanizmaları Primer immün yetmezlik hastalıkları Sitopeniler

Detaylı

3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011)

3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011) 3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011) 1- Virgin B lenfositleri ile ilişkili aşağıda yer alan ifadelerden ikisi yanlıştır. Yanlış ifadelerin ikisini de birlikte içeren seçeneği işaretleyiniz.

Detaylı

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM KOMPLEMAN SİSTEM GENLERİNDE MUTASYON VARLIĞI GENOTİP FENOTİP İLİŞKİSİ VE TEDAVİ Ş. Hacıkara, A. Berdeli, S. Mir HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM (HÜS) Hemolitik anemi (mikroanjiopatik

Detaylı

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 Lenfoid Sistem Lenfositlerin, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı rol oynayan hücrelerin bulunduğu, yabancı antijenlerin taşınıp yoğunlaştırıldığı, Antijenin

Detaylı

HUMORAL İMMUN YANIT 1

HUMORAL İMMUN YANIT 1 HUMORAL İMMUN YANIT 1 Antijen B lenfosit... HUMORAL İMMUN YANIT Antikor üretimi 2 Antijenini işlenmesi ve sunulması Yardımcı T-lenfosit aktivasyonu Yardımcı T hücre- B hücre ilişkisi B hücre aktivasyonu

Detaylı

KLL DE. kları ABD Hematoloji BD Bursa

KLL DE. kları ABD Hematoloji BD Bursa KLL DE İNFEKSİYON YÖNETİMİ Dr. Rıdvan R ALİ Uludağ Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İç Hastalıklar kları ABD Hematoloji BD Bursa KLL ile ilişkili bilgilerimizde önemli değişiklikler iklikler söz s z konusu

Detaylı

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya Adaptif İmmünoterapi Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya Adaptif immünoterapi İmmün Sistemin kanser oluşumunda koruyucu rolü daha iyi anlaşılmıştır. Monoklonal antikor teknolojisi, Tümör

Detaylı

Kan Bankacılığı ve Transfüzyon Tıbbında HLA Sisteminin Önemi

Kan Bankacılığı ve Transfüzyon Tıbbında HLA Sisteminin Önemi Kan Bankacılığı ve Transfüzyon Tıbbında HLA Sisteminin Önemi 1 HLA TAŞIYAN HÜCRELER VE TRANSFÜZYONDA ÖNEMİ Dr. İshak Özel TEKİN Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji A.D. 2 3 Baruj Benacerraf

Detaylı

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast hücreleri) Kompleman sistemi(direkt bakteri hücre membranı parçalayarak diğer immün sistem hücrelerin bunlara atak yapmasına

Detaylı

6 ay önce kadavradan kalp nakli olan 66 yaşındaki kadın hastada inguinal bölgede 3X3 cm da lenf düğümü saptandı. Lenf düğümü cerrahi olarak eksize

6 ay önce kadavradan kalp nakli olan 66 yaşındaki kadın hastada inguinal bölgede 3X3 cm da lenf düğümü saptandı. Lenf düğümü cerrahi olarak eksize 6 ay önce kadavradan kalp nakli olan 66 yaşındaki kadın hastada inguinal bölgede 3X3 cm da lenf düğümü saptandı. Lenf düğümü cerrahi olarak eksize edildi. CD20 CD10 Bcl-6 Bcl-2 Ki-67 MUM-1

Detaylı

Hücresel İmmünite Dicle Güç

Hücresel İmmünite Dicle Güç Hücresel İmmünite Dicle Güç dguc@hacettepe.edu.tr kekik imus Kalbe yakınlığı ve Esrarengiz hale Ruhun oturduğu yer Ruh cesaret yiğitlik Yunanlı Hekim MS 1.yy Kalp, pankreas, timus imus yaşla küçülür (timik

Detaylı

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi KANSER AŞILARI Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi Bir Halk Sağlığı Sorunu Şu an dünyada 24.600.000 kanserli vardır. Her yıl 10.9 milyon kişi kansere yakalanmaktadır. 2020 yılında bu rakam %50

Detaylı

ESID-PAGID Primer İmmün Yetmezlikler Tanı Kriterleri http://esid.org/workingparty.clinical Dr. Funda Erol, Dr. Aydan İkincioğulları

ESID-PAGID Primer İmmün Yetmezlikler Tanı Kriterleri http://esid.org/workingparty.clinical Dr. Funda Erol, Dr. Aydan İkincioğulları ESID-PAGID Primer İmmün Yetmezlikler Tanı Kriterleri http://esid.org/workingparty.clinical Dr. Funda Erol, Dr. Aydan İkincioğulları Ataksi Telanjiektazi Kültür hücrelerinde radyasyonla indüklenen kromozom

Detaylı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV

Detaylı

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU Doç.Dr. Engin DEVECİ İMMÜN SİSTEM TİPLERİ I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast

Detaylı

Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten DÖNEM III DERS KURULU 4 TIP TIP 312- HEMATOLOJİ VE BOŞALTIM SİSTEMİ

Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten DÖNEM III DERS KURULU 4 TIP TIP 312- HEMATOLOJİ VE BOŞALTIM SİSTEMİ Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten 216 217 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DÖNEM III DERS KURULU 4 TIP TIP 312- HEMATOLOJİ VE BOŞALTIM SİSTEMİ

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği

Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği 32. Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi Dr. Cihan Heybeli

Detaylı

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır. İMMÜNOLOJİİ I-DERS TANIMLARI 1- Tanım: Konakçı savunma mekanizmalarının öğretilmesi. b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAYGIN DEĞİŞKEN İMMÜN YETMEZLİK TANILI HASTALARDA LRBA DEFEKTİNİN ARAŞTIRILMASI

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAYGIN DEĞİŞKEN İMMÜN YETMEZLİK TANILI HASTALARDA LRBA DEFEKTİNİN ARAŞTIRILMASI T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAYGIN DEĞİŞKEN İMMÜN YETMEZLİK TANILI HASTALARDA LRBA DEFEKTİNİN ARAŞTIRILMASI Doç. Dr. Deniz Nazire ÇAĞDAŞ AYVAZ İmmünoloji Programı Doktora Tezi

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ III. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE

Detaylı

Hücresel İmmün Yetmezlikler ve İnfeksiyon

Hücresel İmmün Yetmezlikler ve İnfeksiyon Hücresel İmmün Yetmezlikler ve İnfeksiyon Dr. Ergin AYAŞLIOĞLU Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. İMMÜN YETMEZLİKLER Enfeksiyonlar Otoimmün hastalıklar

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

Paroksismal Nokturnal Hemoglobinürinin Flow Sitometrik Tanısı

Paroksismal Nokturnal Hemoglobinürinin Flow Sitometrik Tanısı Paroksismal Nokturnal Hemoglobinürinin Flow Sitometrik Tanısı Prof. Dr. Nihal Mete Gökmen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD, Alerji ve Klinik İmmünoloji BD enihalmete@yahoo.com.tr 2 Genel

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

İmmun sistemi baskılanmış hastalarda lenfomagenezde rol alan faktörler ve etkileşimleri. Blood Reviews (2008) 22, 261

İmmun sistemi baskılanmış hastalarda lenfomagenezde rol alan faktörler ve etkileşimleri. Blood Reviews (2008) 22, 261 İmmun sistemi baskılanmış hastalarda lenfomagenezde rol alan faktörler ve etkileşimleri Blood Reviews (2008) 22, 261 Onkojenik viruslar Annu. Rev. Pathol. Mech. Dis. 2014.9:49 EBV Doğada çok yaygın İnsan

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

TÜLAY AKSARAY TECİMER 4 MAYIS 2013

TÜLAY AKSARAY TECİMER 4 MAYIS 2013 TÜLAY AKSARAY TECİMER 4 MAYIS 2013 Langerhans hücreli histiyositoz(lhh) Castleman Hastalığı (CH) Kimura Hastalığı Kikuchi Fujimoto -Histiyositik nekrotizan lenfadenit Rosai-Dorfman hastalığı Tanım Langerhans

Detaylı

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ Doç. Dr. Koray Ergünay MD PhD Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Viroloji Ünitesi Viral Enfeksiyonlar... Klinik

Detaylı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major

Detaylı

HLA MOLEKÜLLERİ VE KLİNİK ÖNEMİ. Prof. Dr. Göksal Keskin

HLA MOLEKÜLLERİ VE KLİNİK ÖNEMİ. Prof. Dr. Göksal Keskin HLA MOLEKÜLLERİ VE KLİNİK ÖNEMİ Prof. Dr. Göksal Keskin 2017-18 1 HLA Human LÖKOSİT Antijen human MHC Hücre yüzey proteinleri Self ve nonself ayırımında önemli T lenfositlerine peptid yapıda antijenleri

Detaylı

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 1 2 3 4 ANTİRETROVİRAL TEDAVİ HIV eradiksayonu yeni tedavilerle HENÜZ mümkün değil

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

[RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI

[RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı 10. Ulusal Pediatrik Hematoloji Kongresi 3 6 Haziran 2015, Ankara [RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam yoktur. Çalıştığı Firma (lar) Danışman

Detaylı

Prof. Dr. Haluk ERAKSOY İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Prof. Dr. Haluk ERAKSOY İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Haluk ERAKSOY İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı HCV İnfeksiyonu Akut hepatit C Kronik hepatit C HCV İnfeksiyonu Akut Viral

Detaylı

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI * VİRAL V HEPATİTLERDE TLERDE SEROLOJİK/MOLEK K/MOLEKÜLER LER TESTLER (NE ZAMANHANG HANGİ İNCELEME?) *VİRAL HEPATİTLERDE TLERDE İLAÇ DİRENCİNİN SAPTANMASI *DİAL ALİZ Z HASTALARININ HEPATİT T AÇISINDAN

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD KOMPLEMAN SİSTEMİ Kompleman sistem, (Compleman system) veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal

Detaylı

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar Dr. Dilek Çolak 10 y, erkek hasta Olgu 1 Sistinozis Böbrek transplantasyonu Canlı akraba verici HLA 2 antijen uyumsuz 2 Olgu 1 Transplantasyon öncesi viral

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM BAHAR YARI YILI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI. Tarih Saat Konu Yer Anlatan

EĞİTİM-ÖĞRETİM BAHAR YARI YILI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI. Tarih Saat Konu Yer Anlatan 2016- EĞİTİM-ÖĞRETİM BAHAR YARI YILI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM BAŞLANGIÇ: 13 Şubat EĞİTİM-ÖĞRETİM BİTİŞ: 18 Mayıs Bitirme sınav tarihleri : 22 Mayıs-2 Haziran Bütünleme sınav tarihleri: 12-23

Detaylı

HIV ENFEKSİYONUNUN İMMÜNOLOJİ LABORATUARINDA TAKİBİ

HIV ENFEKSİYONUNUN İMMÜNOLOJİ LABORATUARINDA TAKİBİ HIV ENFEKSİYONUNUN İMMÜNOLOJİ LABORATUARINDA TAKİBİ Doç. Dr. Gülderen Yanıkkaya Demirel Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmunoloji Anabilim Dalı Bşk Yeditepe Universitesi Hastanesi, Doku Tipleme Laboratuvarı

Detaylı

Kan ve Ürünlerinin Transfüzyonu. Uz.Dr. Müge Gökçe Prof.Dr. Mualla Çetin

Kan ve Ürünlerinin Transfüzyonu. Uz.Dr. Müge Gökçe Prof.Dr. Mualla Çetin Kan ve Ürünlerinin Transfüzyonu Uz.Dr. Müge Gökçe Prof.Dr. Mualla Çetin Olgu-şikayet 2 yaş, erkek hasta, Kahramanmaraş Tekrarlayan akciğer ve cilt enfeksiyonları, ağızda aftlar ve solukluk. Olgu-Öykü Anne

Detaylı

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480)

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480) VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480) CMV PCR Tanı Kiti Cytomegalovirus un Konvensiyonel PCR yöntemiyle tanınması. HHV-5 olarak da bilinen Sitomegalovirüs, herpes virus ailesinin bir üyesidir. Oldukça sık görülen

Detaylı

Lösemide İmmünfenotipleme. Dr. Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji BD / Antalya

Lösemide İmmünfenotipleme. Dr. Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji BD / Antalya Lösemide İmmünfenotipleme Dr. Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji BD / Antalya İmmünfenotipleme İmmünhistokimya Yüzey ve intrasellüler antijenlerin immün ve kimyasal testlere

Detaylı

26. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ HEMATOPATOLOJİ ANTALYA, Dr.Nazan Özsan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı İzmir

26. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ HEMATOPATOLOJİ ANTALYA, Dr.Nazan Özsan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı İzmir 26. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ HEMATOPATOLOJİ ANTALYA, 2016 Dr.Nazan Özsan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı İzmir 53 yaşında, E Eylül 2015 te karında şişlik batında asit gece terlemesi,

Detaylı

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi Prof. Dr. Volkan Korten Marmara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İnfeksiyon Hastalıklar kları ve Klinik Mikro. ABD. Risk? Başlangıç tedavisine yanıtsızlık değil. Ciddi

Detaylı

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK Gebelik ve Enfeksiyonlar Prof.Dr. Levent GÖRENEK Olgulara Yaklaşım 2 1. TORCH grubu enfeksiyon etkenleri nelerdir? Toxoplasmosis Other (Sifiliz, Varicella zoster ) Rubella Cytomegalovirus Herpes simplex

Detaylı

Ankilozan Spondilit te Patogenez: Yeni Gelişmeler

Ankilozan Spondilit te Patogenez: Yeni Gelişmeler Ankilozan Spondilit te Patogenez: Yeni Gelişmeler 1 Prof. Dr. Pamir Atagündüz Marmara Üniversitesi Romatoloji Bilim Dalı 21 Nisan 2017 Genel Bilgiler Kronik, progressif, inflamatuar hastalık grubu Prevalans

Detaylı

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi Dr. Süleyman ÖZDEMİR, Uzm. Dr Özlem TON, Prof Dr. Fevziye KABUKÇUOĞLU Sağlık Bilimleri Üniversitesi

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

Regülatör T hücreleri ve İnsan Hastalıkları

Regülatör T hücreleri ve İnsan Hastalıkları Regülatör T hücreleri ve İnsan Hastalıkları Haner Direskeneli Marmara Tıp Fakültesi İmmün-tolerans Adaptif immün yanıt etkili anti-bakteryal immünite ile antiself yanıtın dengede tutulmasına bağlıdır.

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara H. K., 5 yaşında, Kız çocuğu Şikayet: Karında şişlik Özgeçmiş: 8 aylıkken karında

Detaylı

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ Sait Murat Doğan, A. Pınar Erçetin, Zekiye Altun, Duygu Dursun, Safiye Aktaş Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, İzmir Slayt 1 / 14 Meme Kanseri

Detaylı

Sebahat Usta Akgül 1, Yaşar Çalışkan 2, Fatma Savran Oğuz 1, Aydın Türkmen 2, Mehmet Şükrü Sever 2

Sebahat Usta Akgül 1, Yaşar Çalışkan 2, Fatma Savran Oğuz 1, Aydın Türkmen 2, Mehmet Şükrü Sever 2 BÖBREK NAKLİ ALICILARINDA GLUTATYON S-TRANSFERAZ ENZİM POLİMORFİZMLERİNİN VE GSTT1 POLİMORFİZİMİNE KARŞI GELİŞEN ANTİKORLARIN ALLOGRAFT FONKSİYONLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Sebahat Usta Akgül 1, Yaşar Çalışkan

Detaylı

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ Klinik ve patolojik özellikler Neslihan KURTULMUŞ,, Mete DÜREN, D Serdar GİRAY, G Ümit İNCE, Önder PEKER, Özlem AYDIN, M.Cengiz

Detaylı

B HÜCRELERİNİN TOLL-LİKE RESEPTÖRLER ARACILIKLI AKTİVASYONU

B HÜCRELERİNİN TOLL-LİKE RESEPTÖRLER ARACILIKLI AKTİVASYONU B HÜCRELERİNİN TOLL-LİKE RESEPTÖRLER ARACILIKLI AKTİVASYONU Şule Yavuz MÜTF Romatoloji BD B HÜCRESİNİN GÖREVLERİ Aydınlık yüz Karanlık yüz v Antikor üreten hücreler Enfeksiyonlara karşı 1.basamak Aşılama

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

LÖKOSİTOZLU ÇOCUĞA YAKLAŞIM. Doç.Dr.Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji BD Antalya

LÖKOSİTOZLU ÇOCUĞA YAKLAŞIM. Doç.Dr.Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji BD Antalya LÖKOSİTOZLU ÇOCUĞA YAKLAŞIM Doç.Dr.Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji BD Antalya Lökositoz gerçek mi? Trombosit kümeleri Çekirdekli eritrositler (normoblast) Eritrositlerin

Detaylı

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Kronik enflamatuar hastalıklar, konak doku ve immun hücreleri arasındaki karmaşık etkileşimlerinden

Detaylı

PRİMER İMMÜN YETMEZLİK TANISI İLE TAKİP EDİLEN HASTALARIN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

PRİMER İMMÜN YETMEZLİK TANISI İLE TAKİP EDİLEN HASTALARIN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI Prof. Dr. Sevim KARAARSLAN ANABİLİM DALI BAŞKANI PRİMER İMMÜN YETMEZLİK TANISI İLE TAKİP EDİLEN HASTALARIN RETROSPEKTİF

Detaylı

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Sıklık: 1 / 2500 4000 NIHF Tanı Kriterleri: Ascit Plevral efüzyon

Detaylı

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ KLİNİK Bağışıklık sistemi sağlam kişilerde akut infeksiyon Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde akut infeksiyon veya

Detaylı

İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD

İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD En iyi mikrop ölü mikrop (mu)? Vücudumuzdaki Mikroplar Bakteriler Mantarlar Virüsler Bakterilerle

Detaylı

Prof. Dr. Özden Sanal, Prof. Dr. İlhan Tezcan, Temel İmmünoloji Bilgisine sahip olmak

Prof. Dr. Özden Sanal, Prof. Dr. İlhan Tezcan, Temel İmmünoloji Bilgisine sahip olmak İMM706 İmmünolojinin Esasları III Dersin Kredisi 2 0 2 Temel İmmünoloji Bilgisine sahip olmak 1 yarıyıl (haftada 2 saat teorik) İnnate İmmünite ile Adaptif İmmünite arasındaki ilişkiler T ve BHücrelerin

Detaylı

YAŞLILIKTA BA IŞIKLAMA. Türkiye EKMUD İstanbul Günleri 2018 Dr. SEMRA KAVAS Fatih Sultan Mehmet E itim Araştırma Hastanesi

YAŞLILIKTA BA IŞIKLAMA. Türkiye EKMUD İstanbul Günleri 2018 Dr. SEMRA KAVAS Fatih Sultan Mehmet E itim Araştırma Hastanesi YAŞLILIKTA BA IŞIKLAMA Türkiye EKMUD İstanbul Günleri 2018 Dr. SEMRA KAVAS Fatih Sultan Mehmet E itim Araştırma Hastanesi Olgu 70 yaş erkek hasta Diz protez öncesi preop. de erlendirme Anti HCV düşük titrede

Detaylı

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Perinatal dönemde herpesvirus geçişi. Virus Gebelik sırasında Doğum kanalından Doğum

Detaylı

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Malignite ve Transplantasyon Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Sunum Planı -Pretransplant malignitesi olan alıcı -Pretransplant malignitesi olan donör -Posttransplant de

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Reed Sternberg Hücreleri

Reed Sternberg Hücreleri CD40 RSH Reed Sternberg Hücreleri Antijen sunumuyla ilgili yüzey molekülleri HLA Klas II, CD40, CD86 Sitotoksik moleküller Granzim B, Perforin Dendritik Hücre marker ları Fascin, Kemokin CCL17 (TARC) Myeloid

Detaylı

MATÜR T- HÜCRELİ LENFOMALAR TANISI PATOLOG GÖZÜYLE

MATÜR T- HÜCRELİ LENFOMALAR TANISI PATOLOG GÖZÜYLE 4. ULUSAL LENFOMA MYELOMA KONGRESİ 2-5 MAYIS 2013, ANTALYA MATÜR T- HÜCRELİ LENFOMALAR TANISI PATOLOG GÖZÜYLE DR. NALAN AKYÜREK GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI Matür T- Hücre ve

Detaylı

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count TAM KAN SAYIMI Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count Tam kan sayımı kanı oluşturan hücrelerin sayılmasıdır, bir çok hastalık için çok değerli bilgiler sunar. Test venöz kandan yapılır. Günümüzde

Detaylı

13.15-14.00 Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS 14.15-15.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS 15.15-16.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS

13.15-14.00 Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS 14.15-15.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS 15.15-16.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI 1. GÜN 08.15-09.00 Pediatri stajı hakkında bilgilendirme R. ÖRS 09.15-10.00 Hasta dosyası hazırlama H.YAVUZ 10.15-11.00 Hikaye alma H.YAVUZ 11.15-12.00 Fizik muayene H.TOKGÖZ

Detaylı

Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme

Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme Uz. Dr. Tevfik Kalelioğlu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme Uz. Dr. Tevfik Kalelioğlu

Detaylı

HEMATOLOJİ, İMMUNOLOJİ VE ONKOLOJİ DERS KURULU SINAV GÜNLERİ. 1. KURUL SORUMLUSU ve SINAV SALON BAŞKANI: 1. KURUL SORUMLU YARDIMCISI :

HEMATOLOJİ, İMMUNOLOJİ VE ONKOLOJİ DERS KURULU SINAV GÜNLERİ. 1. KURUL SORUMLUSU ve SINAV SALON BAŞKANI: 1. KURUL SORUMLU YARDIMCISI : KÜTAHYA SAĞLK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM III I. KURUL AKADEMİK TAKVİM VE DERS PROGRAMI 17.09.2018-19.10.2018-5 HAFTA DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Tıbbi Patoloji

Detaylı

Doç.Dr. Gülbu IŞITMANGİL Hücresel İmmün Cevap İntrasellüler antijenlere antikorlar etkisiz olduğu için hücresel immünite ile cevap verilir. Hücresel immünitede başlıca iki T hücre popülasyonu vardır: CD4+

Detaylı

X E BAĞLI AGAMAGLOBULİNEMİ

X E BAĞLI AGAMAGLOBULİNEMİ X E BAĞLI AGAMAGLOBULİNEMİ CSL Behring tarafından eğitim bursu olarak desteklenmektedir. X E BAĞLI AGAMAGLOBULİNEMİ Bu kitapçık, hastalar ve aileleri tarafından kullanılmak üzere tasarlanmıştır ve bir

Detaylı

İMMİNOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS TANITIM TABLOSU

İMMİNOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS TANITIM TABLOSU İMMİNOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS TANITIM TABLOSU Dersin Kodu ve Adı İMM610 İmmünolojinin esasları Dersin Kredisi 2 0 2 Prof. Dr. Özden Sanal, Prof. Dr. İlhan Tezcan Yok 1 yarıyıl (haftada toplam

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

DOKU UYUŞUM SİSTEMİ. Doku Uyuşum Kompleksi-MHC (Major Histocompatibility Complex) Doku Uyuşum Molekülleri (Dokum Uyuşum Antijenleri)

DOKU UYUŞUM SİSTEMİ. Doku Uyuşum Kompleksi-MHC (Major Histocompatibility Complex) Doku Uyuşum Molekülleri (Dokum Uyuşum Antijenleri) DOKU UYUŞUM SİSTEMİ Doku Uyuşum Kompleksi-MHC (Major Histocompatibility Complex) Doku Uyuşum Molekülleri (Dokum Uyuşum Antijenleri) DOKU UYUŞUM SİSTEMİ DLA HLA (Human Leucocyte Antigen) FLA BoLA OLA CLA

Detaylı

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır. Sayın meslektaşlarım, Kişisel çalışmalarım sonucu elde ettiğim bazı bilgileri, yararlı olacağını düşünerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalışmalarımı iki ana başlık halinde sunacağım. MADDE BAĞIMLILIĞI

Detaylı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul

Detaylı