ÇOK DÜŞÜK DOĞUM AĞIRLIKLI YENİDOĞANLARDA MORTALİTE VE MORBİDİTE ORANLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÇOK DÜŞÜK DOĞUM AĞIRLIKLI YENİDOĞANLARDA MORTALİTE VE MORBİDİTE ORANLARI"

Transkript

1 T. C. Sağlık Bakanlığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği Şef: Prof.Dr. Asiye NUHOĞLU ÇOK DÜŞÜK DOĞUM AĞIRLIKLI YENİDOĞANLARDA MORTALİTE VE MORBİDİTE ORANLARI (Uzmanlık Tezi) Dr. Yekta CANBAK İSTANBUL 2009

2 ÖNSÖZ Hastanemiz başhekimi, Sayın, Doç. Dr. Adem AKÇAKAYA ya Uzmanlık eğitimim boyunca, yetişmemde katkıları olan, başta Klinik Şefim Prof. Dr. Asiye NUHOĞLU olmak üzere, Klinik Şef Yardımcımız Dr. Fügen PEKÜ, Başasistanımız Dr. Emine TÜRKKAN a, Herzaman yanımda olan Dr. İbrahim ŞİLFELER, Dr.Bayram Ali DORUM ve Dr.Hilal KURNAZ a teşekkürü bir borç bilirim. Uzm. Dr. Şahin HAMİLÇIKAN a, tüm uzman hekimlere ve beraber çalıştığım asistan arkadaşlarıma, Tezimin istatistiklerinin yapılanmasındaki desteğinden dolayı Sayın A.Rana KONYALIOĞLU na, Çalışmaya katılan tüm çocuk ve ailelerine, Sevgisini her zaman içimde hissettiğim anne ve babama, abime, Asistanlığım boyunca her türlü sorunumda yanımda olan, sevgili eşime teşekkür ederim. Dr. Yekta Canbak İSTANBUL 2009 ii

3 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... ii İÇİNDEKİLER... iii KISALTMALAR... iv TABLO LİSTESİ... vi ŞEKİL LİSTESİ... viii ÖZET... ıx 1. GİRİŞ VE AMAÇ GENEL BİLGİLER Prematüritenin Tanımı Gestasyon Yaşının Belirlenmesi Prematüre Doğumun Saptanabilen Nedenleri Prematürelerin Fizyolojik Özellikleri Prematüre İnfantların Genel Sorunları Respiratuar Distres Sendromu (RDS) Kronik Akciğer Hastalığı Germinal Matriks-İntraventriküler Kanama (GM-IVK) Patent Ductus Arteriozus (PDA) Prematüre Apnesi Asfiksi Prematüre Retinopatisi (ROP) Nekrotizan Enterokolit (NEK) Hipotermi Enfeksiyonlar Sıvı Ve Elektrolit Dengesi Glukoz; Kalsiyum ve Fosfor Dengesi Prematüre Anemisi Hiperbilirübinemi Yenidoğanın Transportu YÖNTEM VE GEREÇLER BULGULAR TARTIŞMA KAYNAKLAR iii

4 KISALTMALAR AGA: Appropriate for Gestational Age BPD: Bronkopulmoner displazi CRP: C Reaktif Protein C/S: Cesarean Section ÇDDA: Çok Düsük Dogum Agırlıgı DA: Dogum Agırlıgı DDA: Düsük Dogum Agırlıgı DİK: Dissemine İntravasküler Koagulasyon EDDA: Ekstrem Düsük Dogum Agırlıgı ELBW: Extremely Low Birth Weigth EMR: Erken Membran Rüptürü FiO2: Fraction of inspirerd oxygen FPF: Fibroblast Pnömosit Faktör GH: Gestasyon Haftası IKK: İntrakranial Kanama IVK: İntraventriküler Kanama IUGR: Intrauterin Growth Retardation KAH: Kronik Akciger Hastalıgı LBW: Low Birth Weight LGA: Large for Gestational Age MV: Mekanik Ventilatör NEK: Nekrotizan Enterokolit NICHD: National Institute of Child Health and Human Development NRP: Neonatal Resuscitation Program NVY: Normal Vajinal Yol PAF: Platelet Aktive Edici Faktör PaCO2: Partial Pressure of Carbondioxide PDA: Patent Duktus Arteriozus PO2: Pressure of Oxygen PVK: Periventriküler Kanama RDS: Respiratuar Distres Sendromu ROP: Retinopathy of Prematurity iv

5 SGA: Small for Gestational Age SP-A: Surfaktan Protein A SP-B: Surfaktan Protein B SP-C: Surfaktan Protein C USG: Ultrasonografi VLBW: Very Low Birth Weight WHO: World Health Organization v

6 TABLO LİSTESİ Tablo 2.1: Yeni Ballard Skorlaması - Fiziksel Olgunluk.. 4 Tablo 2.2: Yeni Ballard Skorlaması - Nöromusküler Olgunluk. 5 Tablo 2.3: Toplam puana göre gebelik haftasının belirlenmesi. 5 Tablo 2.4: KAH nın klinik evrelendirmesi.. 12 Tablo 2.5: KAH nın radyolojik evrelendirmesi.. 12 Tablo 2.6: Nakil edilecek yenidoğanda stabilizasyon kriterleri.. 31 Tablo 4.1: Tüm hastaların doğum yerlerine göre dağılımı. 35 Tablo 4.2: Tüm hastaların doğum şekillerine göre dağılımı Tablo 4.3: Hasta gruplarının doğum yerlerine göre dağılımı.. 35 Tablo 4.4: Hastaların doğum yerlerine göre exitus oranları Tablo 4.5: Tüm hastaların çoğul gebelik oranları Tablo 4.6: Çoğul gebelik oranları Tablo 4.7: Çoğul gebelik varlığına göre exitus oranları Tablo 4.8: Hastaların gestasyonel haftalarına göre dağılımı Tablo 4.9: Hastaların gestasyonel haftalarına göre mortalite oranları. 36 Tablo 4.10: Tüm hastaların cinsiyet dağılımları Tablo 4.11: Gruplara göre cinsiyet dağılımı Tablo 4.12: Hastaların cinsiyetlerine göre mortalite oranları Tablo 4.13: Hastaların doğum kilolarına göre dağılımı.. 38 Tablo 4.14: Hastaların doğum kilolarına göre exitus oranları Tablo 4.15: Hasta gruplarının yatış süresi ve MV süresi açısından karşılaştırılması Tablo 4.16: Exitus olan ve olmayan hastaların karşılaştırılması Tablo 4.17: Neonatal resüsitasyon uygulanan hastaların doğum kilolarına göre dağılımı Tablo 4.18: NRP varlığına göre exitus oranları.. 41 Tablo 4.19: Hasta gruplarında İUGR dağılımı Tablo 4.20: İntrauterin gelişme geriliği varlığına göre mortalite oranları.. 41 Tablo 4.21: Hasta gruplarında RDS ve Surfaktan kullanımı dağılımı Tablo 4.22: RDS varlığı ve Surfaktan kullanımına göre exitus oranları Tablo 4.23: Cinsiyete göre RDS dağılımı Tablo 4.24: RDS gelişen ve gelişmeyen hastaların karşılaştırılması.. 44 Tablo 4.25: Hasta gruplarında ROP dağılımı vi

7 Tablo 4.26: ROP mevcudiyetine göre hastalarda mortalite oranları.. 44 Tablo 4.27: Hastalar arasında NEK dağılımı Tablo 4.28: Tüm hastalarda NEK varlığında mortalite oranları. 45 Tablo 4.29: Hasta grupları arasında IVK (intraventriküler kanama) dağılımı Tablo 4.30: IVK varlığına göre mortalite oranları.. 45 Tablo 4.31: Gruplar arasında KAH dağılımı Tablo 4.32: KAH olan hastalardaki mortalite oranları.. 46 Tablo 4.33: Gruplar arasında PVL dağılımı Tablo 4.34: PVL varlığına göre mortalite oranları Tablo 4.35: Hasta grupları arasında mortalite oranları Tablo 4.36: Tüm hastaların morbidite ve mortalite oranları Tablo 4.37: Hasta grupları arasında morbiditesiz sağkalım oranlarımız Tablo 5.1: Türkiye yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde doğum ağırlığına göre mortalite oranları.. 51 Tablo 5.2: Türkiye yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde gestasyon yaşlarına göre mortalite oranları.. 51 Tablo 5.3: Çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerde RDS insidansı. 52 Tablo 5.4: Çok düsük doğum ağırlıklı bebeklerde KAH insidansı 53 Tablo 5.5: Prematüre retinopatisi sıkılığını karşılaştıran bazı çalışmaların özeti vii

8 ŞEKİL LİSTESİ Şekil 2.1: Lubchenko nun intrauterin büyüme ergisi.. 3 Şekil 2.2: Yenidoğanda soğuk stresin etkileri. 25 Şekil 4.1: Gruplara göre cinsiyet dağılımı.. 37 Şekil 4.2: Hastaların cinsiyetlerine göre mortalite oranları 38 Şekil 4.3: Exitus olan ve olmayan hastaların doğum kilosu ortalaması. 38 Şekil 4.4: Doğum kilolarına göre exitus oranları. 39 Şekil 4.5: Hastaların doğum kilolarına göre yatış süreleri.. 40 Şekil 4.6: Hastaların RDS varlığına göreexitus oranları Şekil 4.7: Hastaların RDS varlığına göre doğum kilosu ortalaması 43 Şekil 4.8: Hastaların RDS varlığına göre yatış süresi ve gestasyonel hafta yönünden karşılaştırılması Şekil 4.9: Hasta grupları arasında morbidite oranları. 47 Şekil 4.10: Ex olan hastalarla yaşayan hastaların gestasyonel haftaları ve yatış süreleri açısından karşılaştırılması.. 48 viii

9 ÖZET Sağlık Bakanlığı İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun bakım ünitesinde tarihleri arasında yatarak tedavi alan çok düşük doğum ağırlıklı prematüreler arasında çalışma kriterlerine uyan 94 olgu çalışmaya alındı. Bu olguların verileri kaydedilip istatistiksel incelemeleri yapıldı. Çalışmamızda çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerde mortalite oranı % 25,5 olarak bulundu. Olgular doğum ağırlıklarına göre gruplandırıldığında mortalite oranı gram arasında % 100, gram arasında %90, gram arasında %50, gram arasında %8,7, gram arasında ise % 4,8 olarak bulundu. Doğum ağırlığı arttıkça mortalite oranı azalmakta olup bu fark istatistiksel açıdan anlamlı saptandı (p<0.05). Ölen olgularda ortalama gestasyonel yaş 26 hafta bulunurken yaşayanlarda 30,6 hafta bulundu. Gruplar arasındaki ortalama gestasyon haftaları arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı saptandı (p<0,05). Gestasyon haftalarına göre mortalite oranlarımız, 22-24, 25-26, 27-28, 29-30, ve gestasyonel haftalara göre sırasıyla %100, % 90, %30,7, % 10, % 3,0 ve %0 bulundu. Çalışmamızda erkek olgularda %48,6 olan mortalite oranının kız olgularda %51,4 e yükseldiği gözlense de bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. En sık karşılaşılan anneye ait risk faktörleri preeklampsi/eklampsi (%26.3) olup sonuçlarımız NICHD Neonatal Network grubunun verileri ile uyumluydu. Çalışmamızda gram arasında RDS oranı %100, gram arasında %93,8, gram arasında %78,3 ve gram arasında %47,6 olup RDS (+) ve RDS (-) gruplarının cinsiyet dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmedi (p=0,191). Ancak erkek bebeklerde RDS(+) olasılığı kız bebeklerden 1.81 (0,74-4,42) kat riskli bulundu. ix

10 Çalışmamızda KAH oranı %8,5 olup ülkemizdeki verilerle uyumluydu. Doğum ağırlığına göre gruplandırdığımızda gram arasında % 12,5, gram arasında %21,7 ve gram arasında % 2,4 bulundu gram grubunda KAH oranı diğer gruplara göre anlamlı derecede düşük bulundu (p=0,033) gram grubunda KAH görülme sıklığının gram grubuna göre daha yüksek olması gram grubundaki mortalite oranının belirgin olarak yüksek olmasına bağlandı. Çalışmamızda ağır İVK sıklığı %13,8, PVL sıklığı %8,5 saptandı. <750 gr, gr, gr, >1250 gr doğum kilosu gruplarının IVK varlığı dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlendi (p=0,0001) gr, >1250 gr gruplarında IVK varlığı oranının düşük olduğu gözlendi. Evre III-IV Nekrotizan enterokolit yalnızca 2 (%2,1) olgumuzda görüldü Çalışmamızda Evre III ROP oranı %7,4 saptandı gram ın altındaki hastalarda bu oran %11,5 olup her iki oran da literatür verileri ile uyumlu bulundu. Hasta grupları arasında ROP dağılımları açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmedi (p=0,361). Bu durum vaka sayısının az olmasına bağlandı. Çalışmamızda ciddi morbiditesiz sağ kalım %71,3 olup <750 gr, gr, gr, >1250 gr morbiditesiz sağ kalım varlığı dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlendi (p=0,0001). >1250 gr grubunda morbiditesiz sağ kalım varlığı oranının yüksek olduğu gözlendi. Ünitemizde % 25.5 olarak belirlediğimiz mortalite oranının doğum öncesi bakım şartlarının düzeltilmesi, steroid kullanımının artması, doğum öncesi bakım eksikliği nedeniyle sık karşılaştığımız erken neonatal infeksiyonların azalması ve transport koşullarının düzeltilmesi ile daha iyiye gideceği kanısındayız. x

11 1. GİRİŞ VE AMAÇ Tüm dünyada neonatal mortalite oranı gelişen teknoloji, kullanıma giren yeni ilaçlar ve artan bilgi birikimi nedeniyle belirgin bir şekilde azalmasına rağmen halen önemini korumaktadır (1). Dünyada bebek ölümleri içerisinde yenidoğan ölümleri üçte iki kuralına uymakta, bebek ölümlerinin üçte ikisi ilk ayda, ilk aydaki ölümlerin üçte ikisi ilk haftada, ilk haftadaki ölümlerinde üçte ikisi ilk günde olmaktadır. Yenidoğan bebek ölümlerinin %30 u perinatal asfiksiye, %30 u enfeksiyonlara, %25 i prematüreliğe, %10 u konjenital malformasyonlara bağlıdır. Düşük doğum ağırlıklı bebekler, yenidoğan ölümlerinde en önemli risk faktörüdür (2-3). Prematüre doğumların yaklaşık %25-30 nu oluşturan çok düşük doğum ağırlıklı (VLBW; < 1500g) prematüreler, daha farklı ve ağır seyreden postnatal sorunları nedeniyle morbidite ve mortalitesi yüksek bir grubu oluşturmaktadır. Özellikle son iki dekatı aşkın bir süredir perinatal ve neonatal bakımdaki ilerlemeler sayesinde VLBW infantların sağkalım oranlarında belirgin artış sağlanmıştır. Preterm doğum riski olan gebelere doğum öncesi steroid kullanılması, respiratuvar distres sendromunun önlenmesi ve tedavisinde ekzojen surfaktan uygulanması ve mekanik ventilasyon tedavisindeki yeni stratejiler bu yenilikler içinde en önemli olanlarıdır (4,5,6,7,8,9) li yılların başlangıcında yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin kurulması ile VLBW infantlarda %50 olan sağkalım oranı %80 lere çıkmıştır.(4,10,11) Ancak tüm bu gelişmelere rağmen gelişmiş ülkelerde 25 haftalıkken doğan bebeklerin yaklaşık yarısı ölmektedir. Gelişmiş ülkelerde bile çok küçük prematüre bebeklerde mortalitenin yanı sıra morbidite de oldukça yüksektir.(12) Bu konularda yapılmış çalışmaların çoğu gelişmiş ülkelerin sonuçlarını yansıtırken, gelişmekte olan ülkelere ait çok az sayıda veri mevcuttur. Bu çalışmada, Ocak 2007 ile Aralık 2008 tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği yenidoğan yoğun bakım ünitesinde izlenen VLBW preterm infantların, mortalite ve morbidite oranlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Bunlara ek olarak, bu verilerle gelişmiş ülkelerde daha önceden bildirilen benzer veriler karşılaştırıldı. 1

12 2. GENEL BİLGİLER 2.1 Prematüritenin Tanımı Son adet tarihinin ilk gününden itibaren 37.gestasyonel haftayı tamamlamadan doğan bebekler Dünya Sağlık Örgütü tarafından doğum ağırlığına bakılmaksızın premature olarak kabul edilmiştir. Geçmiş yıllarda 2500 gramın altında doğan bebekler için premature tanımı kullanılırken günümüzde 2500 gramın altında doğan bebekler için nedene bakılmaksızın düşük doğum ağırlıklı bebek tanımı kullanılmaktadır (12). Doğduklarında vücut ağırlıkları 2500 gr ın altında olan bebeklere düşük doğum ağırlıklı bebek (LBW, Low-Birth-Weight), 1500 gr ın altında olan bebeklere çok düşük doğum ağırlıklı bebek (VLBW, very LBW) denir (13) gramın altında doğan bebekler aşırı düşük doğum ağırlıklı bebek (Extremely Low Birth Weigth -ELBW) olarak sınıflandırılmaktadır. Preterm bebeklerin %65-70 i 36 haftalıktan büyük ve 1500 gramın üzerindeki sınırda vakalardır (14). Pretermler gestasyon yaşlarına göre, ileri derecede preterm (24-31 hafta), orta derecede preterm (32-36 hafta), sınırda preterm (37.hafta) olarak da tanımlanabilir (13). Yenidoğan bebekler hem gebelik yaşlarına, hem de o gebelik yaşına göre beklenen vücut ölçümlerine göre değerlendirilmelidir. Lubchenco eğrileri ile intrauterin büyüme ve gelişmesi değerlendirilen yenidoğan bebekler 3 gruba ayrılır (Şekil 2.1). 1. Gebelik yaşına göre tartısı düşük grup (SGA-Smal for Gestational Age): İntrauterin büyüme eğrilerinde doğum ağırlıkları gestasyon yaşına göre 10. persentilin altında olan bebekler. 2. Gebelik yaşına göre uygun kiloda (AGA-Appropriate for Gestational Age): persentildeki bebekler. 3. Gebelik yaşına göre tartısı büyük (LGA-Large for Gestational Age): 90. persentilin üzerindeki bebeklerdir (15). 2

13 Şekil 2.1: Lubchenko nun intrauterin büyüme ergisi. 2.2 Gestasyon Yaşının Belirlenmesi Gestasyonal yaşın belirlenmesini 3 farklı değerlendirmenin kombinasyonu ile yapmak mümkündür: 1.Obstetrik tarihler, 2.Obstetrik tarihlerin gebelikteki klinik değerlendirme ve ultrasonografik ölçümlerle tespiti, 3.Yenidoğanın klinik muayenesi ve gestasyonel yaşın Dubowitz veya yeni Ballard skorlaması ile nörolojik ve fiziksel karakteristiklerinin değerlendirilmesi (16). Prenatal dönemde izlem yeterli değilse ve annenin son adet tarihi tam olarak bilinmiyorsa doğru bir şekilde gebelik yaşının belirlenmesi için bebeğin fiziksel gelişme ve nörolojik kriterlerini içeren kompleks skorlama sistemleri kullanılır. Dubowitz ve arkadaşlarının yaptığı puanlama sistemi 1970 li yıllarda en sık 3

14 kullanılan yöntemdi. 11 fiziksel ve 10 nörolojik kriterin beraber kullanıldığı bu skorlama sistemi, uygulama zorluğu nedeniyle günümüzde kullanılmamaktadır (17). Ballard ve arkadaşları ise bu sistemi kısaltarak 6 nörolojik ve 7 fiziksel kriteri kullanmışlardır. Günümüzde yaygın olarak kullanılmakta olan bu değerlendirme, ileri derecede prematüre infantların gestasyon yaşını belirlemede daha hassas olduğu için, Ballard JL ve arkadaşları tarafından nörolojik kriterler gözden geçirilerek Yeni Ballard şeklinde değiştirilmiştir. Tablo 2.1: Yeni Ballard Skorlaması - Fiziksel Olgunluk. Skor A.Deri Kalınlık Görünüm Renk Yüzeyel venler Çatlak Çok ince Saydam İnce Yarı saydam Kırmızı - İnce Düz Pembe Belirgin - Orta Yüzeyel soyulma Az sayıda ve ince Orta - Soluk alanlar Seyrek ve yüzeysel - B.Lanugo Yok Seyrek Bol İnce Yeryer dökük C.Ayak tabanı Uzunluk Çizgiler D.Meme Areola Meme başı E.Göz/Kulak Göz kapakları Kulak kıvrımları Kıkırdak Katlanma F.Genital Testisler Scrotumrugalar Kız >40mm -1 <40mm -2 - Fark edilmez - Kapalı Gevşek -1 Sıkı Düz Klitoris belirgin Labia düz >50mm Yok Zor farkedilir - Açık Yok Yok Belirsiz Belirgin klitoris Küçük L. Minör Hafif kırmızı 1/3 önde 2/3 önde Düz Yok Hafif Yok Yavaş Üstkanalda Seyrek Belirgin klitoris Büyümüş L. Minör Hafif 1-2mm Orta Yumuşak Çabuk Kanalda Az sayıda L.major ve minör aynı büyüklükte Kabarık 3-4mm Tam Orta Hemen İnmiş Bol L.major büyük L.minör küçük Kalın Parşomen Normal Yok Derin Çoğu yerde dökük Tüm tabanda Tam 5-10mm Tam Sert Hemen Pandüler Derin Klitoris Ve Lminör tamamen örtülmüş Sert Çatlak ve buruşuk 4

15 Yeni Ballard Skorlaması, özellikle küçük prematürelerin değerlendirilmesinde değerli bir skorlama yöntemidir. Bu skorlama ile 20 ile 44 hafta arasındaki bebeklerin gestasyonel yaşı saptanabilmektedir. Postnatal dönemde 26 hafta ve daha küçük bebeklere ilk 12 saatte, 26 haftanın üzerindekilere 96. saate kadar uygulanabilmektedir. 6 fizik ve 6 nöromüsküler kriterden oluşur. Elde edilen skorun karşına gelen rakam, o bebeğin gebelik haftasını verir (Tablo 2.1,2.2,2.3) (18,19). Tablo 2.2: Yeni Ballard Skorlaması - Nöromusküler Olgunluk. Skor Postür Kare pencere testi Dirsek açısı Poplitea l açı Çaprazl ama testi Topuk kulak testi Toplanan puanlardan elde edilen skorun karşısına denk gelen hafta çocuğun gestasyon yaşını gösterir (Tablo 2.3). Tablo 2.3: Toplam puana göre gebelik haftasının belirlenmesi. Skor Hafta Prematüre Doğumun Saptanabilen Nedenleri Erken doğumların bir bölümünde neden belirlenemez. Preterm doğumda etyoloji multifaktöriyeldir ve fetal, plasental, uterin, ve maternal faktörler arasında kompleks etkileşim sonucu oluşur. Prematüre doğum, intrauterin gelişme geriliği ve düşük sosyoekonomik durum arasında güçlü bir korelasyon mevcuttur. Preterm 5

16 doğumlar ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerle ilişkili faktörleri birbirinden ayırmak genellikle zordur. Bunun yanında sık doğum, anne yaşı (<16 yaş, >35 yaş), annede asemptomatik bakteriüri, daha önce prematüre veya LBW infant doğum öyküsü, gebeliklerin arasının kısa olması preterm doğum için önemli risk faktörleridir (12,20). Prematüre doğumun belirlenebilen sebepleri aşağıda sıralanmıştır (13). Fetus ile ilgili Fetal distres Çoğul gebelik Non immun hidrops Eritroblastosis Plasenta ile ilgili Plasental yetmezlik Plasenta previa Abrubtio plasenta Uterus ile ilgili Uterus anomalisi Serviks yetersizliği Maternal Preeklampsi Kronik hastalık (Siyanotik kalp hastalığı, böbrek hastalıkları) Enfeksiyon (Listeria monositogenez, grup B streptokoklar, üriner sistem infeksiyonları, bakteriyel vajinosis, korioamnionit) İlaç kullanımı (Kokain) Diğer Erken membran rüptürü Polihidramnioz 6

17 Iatrojenik 2.4 Prematürelerin Fizyolojik Özellikleri Pretermlerin özellikleri onların karşılaştığı sorunlarında birer nedenidir. 1. Kahverengi yağ dokusu ve kas kitlesinin azlığı yanında, vücut ağırlığına oranla cilt yüzeyinin fazla olması prematüreleri hipotermi ile karşı karşıya bırakan nedenlerdir. 2. Akciğerlerin immatür olması nedeniyle solunum sorunları ilk sırada yer almaktadır. 3. Santral sinir sisteminde solunum ve dolaşım sisteminin immatüritesine bağlı santral apne ve bradikardi yine sık rastlanan sorunlardandır. 4. PDA (Patent Ductus Arteriosus) nın varlığı soldan sağa şanta neden olarak pulmoner fizyolojinin bozulmasına katkıda bulunur. 5. Serebral damarların immatür olması intravenrtiküler germinal matriks kanamalara yol açar. 6. Enfeksiyonlara eğilim artmıştır. 7. Glikojen, kalsiyum ve demir depoları azdır (20,21). Bu durum hipoglisemi, hipokalsemi ve erken fizyolojik anemi gözlenmesine neden olabilir. 8. Sıvı elektrolit bozuklukları böbrekteki glomerülotubuler yetersizlik nedeniyle sık karşılaşılır. Bu durum özellikle gestasyon haftası <32 hafta olan pretermlerde belirgindir. Yeterli miktarda sıvı replasmanı yapılmaması, kolaylıkla hipernatremik dehidratasyon, asidoz ve hipotansiyon gelişmesine neden olur. Fazla sıvı verilmesi ise PDA (Patent Ductus Arteriosus), BPD(Bronkopulmoner Displazi), İVK (İntraventriküler Kanama) ve NEK (Nekrotizan Enterokolit) gelişme riskini arttırmaktadır (22). 2.5 Prematüre İnfantların Genel Sorunları Respiratuar Distres Sendromu (RDS) Hyalen Membran Hastalığı olarak da bilinen RDS, genellikle 34 haftanın altındaki prematüre bebeklerde doğumdan sonraki 4-6 saat içerisinde görülen, 7

18 solunum yetmezliğine neden olan bir tablodur. Prematür bebeklerin en önemli mortalite ve morbidite nedenlerinin basında gelen RDS nin esas nedeni, erken doğum nedeniyle akciğerlerin gelişimsel aşamalarını tamamlayamamasıdır (23,24,25). Respiratuar distres sendromu tüm yenidoğanların ortalama %1-2 sinde görülür (23,25). Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl , 7ngiltere de 8000 bebek RDS nedeniyle tedavi edilmektedir (23,25). İnsidansı ve ağırlığı gestasyon haftası ve doğum ağırlığı azaldikça artar (25). RDS gestasyon haftasindaki bebeklerin %50-85 inde görülürken, haftalarda sıklık %40 a, 34.haftada %10-15 e ve 36 haftada %1 e iner (24). Respiratuar distres sendromu ve prematürenin kronik akciğer hastalığının gelişimindeki esas neden, akciğer gelişimi tamamlanmadan doğumun gerçekleşmesidir. Bu anatomik gelişimdeki eksiklik beraberinde surfaktan eksikliğini de getirmekte ve akciğerlerin solunum işlevi gerçekleşememektedir (23,24,25). Respiratuar distres sendromu nedeniyle kaybedilen bebeklerin akciğerleri makroskopik olarak karaciğer dokusuna benzer şekilde havasız ve kırmızı görünümdedir. Mikroskopik incelemede ise yaygın atelektazi vardır ve açık alveol sayısı çok azdır. Alveol duktusları ve bronşiollerde eozinofilik özellikte bir membran uzanır. Hasarlanmış epitel artıklar ve kandan oluşan fibrinöz özellikteki bu membran nedeniyle RDS başlangıçta hyalen membran hastalığı olarak adlandırılmıştır (25). Genellikle bebek doğumdan sonraki ilk saatlerde solunum sıkıntısı bulguları göstermeye baslar yılında Rudolph ve Smith RDS tanısı için kriterleri; doğumdan sonraki ilk 4 saatte ortaya çıkan ve 24 saat boyunca devam eden; takipne (solunum sayısı> 60/dk), inleme, interkostal-subkostal retraksiyon ve siyanoz olarak tanımlamıştır. Fizik muayenede bu bulgulara ek olarak; akciger havalanmasında azalma, raller, apne, solukluk, bradikardi, hipotansiyon ve ödem olabilir(26). Tanıda akciğer grafisinde hava bronkogramları ve yaygın retikülogranüler paternin görülmesi önemlidir. Hiç havalanmayan akciğerdeki görüntü ise buzlu cam görüntüsü olarak tanımlanır. Akciğer grafisi solunum sıkıntısı yapan pnömotoraks, 8

19 konjenital anomali, ıslak akciğer ve pnömoni gibi diğer hastalıkların ayırıcı tanısında da yardımcıdır. Kan gazları respiratuar asidoz ve hipoksemiyi işaret eder. Tedavide eksik olan surfaktanın intratrakeal yolla yerine konması, kan gazı parametrelerinin optimumda tutulması için solunum destek tedavisi verilmesi ve bu süreçte gerek surfaktan döngüsünü inhibe eden, gerekse prematüre bebegin kaybedilmesine ya da morbiditesine neden olan ek faktörler açısından monitorize edilmesi ve destek tedavisinin dikkatli verilmesi gerekir (23,24,25). Respiratuar distres sendromunun en önemli komplikasyonları santral sinir sistemi kanamaları, PDA, pulmoner hava kaçağı, akciğer ödemi, akciğer kanaması, kanama diatezi, nazokomial infeksiyonlar ve ölümdür (23,24,25). RDS den Koruyucu Faktörler ve Önlem 1. Prematür doğumların önlenmesi: RDS den korunmanın en iyi yolu olmakla birlikte erken doğum eyleminin zamanı ve nedeni sıklıkla bilinmez. Sosyoekonomik, eğitim, kültür, sağlık hizmetlerinin etkinliği gibi çevresel etkenler ve anneye, fetusa ait pek çok faktörün birlikte ele alınmasını gerektirir(23,25). 2. Antenatal steroid uygulanması: Steroid akciğer fibroblastlarından Fibroblast Pnomosit Faktör (FPF) salınımını artırır. FPF tip II pnomositlerden surfaktan fosfolipidlerinin sentezini artırır. Steroid aynı zamanda SP-A, SP-B ve SP- C gen ekspresyonunu da uyararak surfaktan proteinlerini de artırır (25). Gebeliğin 34. haftasından önce meydana gelen erken eylemlerde doğumdan saat önce anneye yapılan steroid (24 mg betametazon) RDS sıklığını ve ağırlığını belirgin olarak azaltmaktadır (23,24,25). Metanalizlerde gebeliğin haftalarında yapılan antenatal steroidin yenidoğan prematür bebeği %50 oranında RDS den koruduğu gösterilmiştir (27,28) yılında Ulusal Sağlık Enstitüsü gebeliğin haftalarında erken eylem riski olan tüm gebelere antenatal steroid uygulanmasını önermiştir (28). 3. Profilaktik surfaktan uygulanması: RDS açısından özellikle riskli olan gestasyon haftalarındaki prematür bebeklere doğumdan hemen sonra surfaktan tedavisi uygulanması insidansı belirgin olarak azaltmaktadır (23,24,25). 9

20 4. Perinatal asfiksinin önlenmesi: Asfiksinin surfaktan döngüsünü bozarak RDS insidansını ve derecesini artırdığı bilinmektedir. Bu nedenle düzenli antenatal bakım, fetal distres bulgularının yakın takibi önemlidir. ÇDDA bebeklerde; asfiksinin azaltılması icin sezeryan doğumun tercih edilmesi gibi bir eğilim olmakla birlikte, henüz kontrollü randomize bir çalımsa olmadığından kesin endikasyonlar olmaksızın, sadece prematürelik nedeniyle rutin sezeryan önerisi tartışmalıdır (25). Dogumdan sonra da uygun resusitasyon, transport ve kardiovasküler desteğin verilmesi, hipoterminin önlenmesi asfiksi riskini azaltması açısından önemlidir. 5. İntrauterin infeksiyonların önlenmesi: Bakteriyel vajinozis, üriner infeksiyon ve korioamniyonit gerek erken doğumu başlatarak, gerekse de inflamasyona bağlı sitokin yanıtı oluşturarak surfaktan yetersizliğine neden olur (28). Bu nedenle antenatal dönemde infeksiyonların kontrolü, RDS den korunmada yardımcıdır Kronik Akciğer Hastalığı Respiratuar distres sendromunun gidisi mekanik ventilasyonun uygulanmaya başladığı 1960 lardan itibaren değişmiş ve hastaların yasam oranları giderek artmıştır. Bununla birlikte yasayan bu bebeklerde, uzun dönemde akciğer sorunları gözlenmeye başlanmış ve özellikle RDS tanısı alan çok düşük doğum ağırlıklı prematüre bebeklerin en önemli morbidite nedenlerinden biri olmuştur (30). İlk kez 1967 de Northway ve arkadaşları bu gözlemlerle hastalığı tanımlayarak, Bronkopulmoner Displazi (BPD) ismini kullanmıştır. Bu orijinal tanımlamada; hastalığın ciddi RDS nedeniyle yüksek oksijen konsantrasyonu ve basınçta, uzun süreli mekanik ventilasyon tedavisi alan prematüre bebeklerde görüldüğü, klinik olarak hipoksemi, hiperkapni, korpulmonale, radyolojik olarak ise akciğer grafisinde fibrozis, atelektazi ve havalanma artışları ile karakterize olduğu bildirilmiştir (31). Günümüzde ise bu agır tablo azalmakla birlikte, uzun mekanik ventilatör tedavisini takiben bir çok prematüre bebekte daha hafif formda akciğer sorunları gözlenmektedir. Bu formda yüksek basınç ve oksijen konsantrasyonu gerektirmeyen bebeklerde de benzer tablonun olabileceği görülmüştür (32-36). BPD tanımlaması daha çok Northway in ilk tanımladığı ağır kronik akciğer hastalığı tablosu için 10

21 kullanılırken, kronik akciğer hastalığı (KAH) tanımlaması tüm formları kapsamaktadır (36,37,38,39). Kronik akciğer hastalığı postnatal 28. günden sonra ek oksijen ihtiyacının devam etmesi ve akciğer grafisinde persistan değişikliklerin olması veya postkonsepsiyonel 36. haftada halen ek oksijen ihtiyacının olması seklinde tanımlanabilir. Bu tanımlama sadece prematüre bebekleri değil term bebekleri de kapsamaktadır (36,37,38,39,40). İlk tanımlandığı yıllardan 1992 yılına kadar ÇDDA bebeklerde insidansı genel olarak %19-63 arasında bildirilirken, antenatal steroid ve surfaktan tedavisinin klinik uygulamaya girmesinden sonra da oran benzer şekilde %11-57 düzeylerinde sabit kalmıştır (41,42). Kronik akciğer hastalığı tanısı alan hastaların akciğer histopatolojilerindeki ortak özellik doku hasarlanmasıdır. Makroskopik olarak akciğer normalden daha ağır ve koyu renklidir. Mikroskopik olarak ise bazı alanlarda amfizematöz alveoller ve kistik alanlar, bazı alanlarda da atelektazi görülmektedir. Buna bronşial mukozal kalınlasma, epitelde metaplazi, interstisyel ödem, fibrozis, pulmoner hipertansiyon ve korpulmonale bulguları eslik etmektedir. Sonuçta alveol sayısı ve gaz değişimini sağlayan yüzey alanı azalmaktadır (39). Kronik akciğer hastalığı sıklıkla prematür ve mekanik ventilasyon tedavisi alan hastalarda görüldüğünden, etyolojide esas olarak akciğer immatüritesi ve barotravma suçlanmaktadır. Diğer taraftan term bebeklerde ve mekanik ventilasyon tedavisi almayan bebeklerde de görülmesi etyolojide ek faktörlerin de sorumlu olabileceğini göstermiştir (37-40). Günümüzde surfaktan tedavisi, yenidoğan yoğun bakım teknoloji ve bakımındaki ilerlemelerle basınç, volüm ve oksijen toksisitelerinin azaltılabilmesine rağmen, özellikle gestasyon haftasındaki çok küçük bebeklerde KAH sorunu devam etmektedir. Bu bebeklerde KAH ın esas nedeni immatür akciğer dokusundaki alveoler gelişimin durması ve ventilasyon / perfüzyon bütünlüğünün kurulamamasıdır. Histopatolojik incelemelerde de eski bulgulardan farklı olarak, azalmış ve dismorfik kapiller oluşum, alveol sayısında azalma ve basit alveol görünümü, interstisyel fibroproliferasyon, havayolu epitel değişiklikleri ve pulmoner 11

22 hipertansiyon bulguları görülmeye başlanmıştır (38,44). Bu değişiklikler etyopatogenezde yeni KAH tanımını getirmiştir (37,38). Etyolojide birçok faktör suçlanmıştır bunlar; prematürite ki en önemli risk faktörlerindendir, barotravma, oksijen tedavisi, inflamasyon, infeksiyon(özellikle üreoplazma, klamidya, sitomegalovirüs enfeksiyonları), pulmoner ödem ve PDA, beslenme ve genetik predispozisyondur (35). Hastalığın tanımından da anlaşıldığı gibi postnatal 28.günden veya postkonsepsiyonel 36. haftadan sonra ek oksijen gereksiniminin devam etmesi esas bulgudur. Pozitif basınçlı ventilasyon gereksinimi de genellikle artmıştır. Uzayan ventilasyon gereksinimi kısır döngüyle, klinik tablonun daha da ağırlaşmasına neden olur. Takipne, yardımcı solunum kaslarının kullanımı, kilo alımında azalma ve apne bulgular arasındadır (8,24,30). Özellikle ağır KAH olan hastalarda hepatomegali ve ödem gibi kalp yetmezliği bulguları eslik eder. Radyolojik bulgular ağırlık derecesine göre 4 evrede gruplandırılabilir. Evre 1 de yasamın ilk günlerindeki RDS tablosu, Evre II de parankimal opasite, Evre III de havalanma farklılıkları ve Evre IV de hiperaerasyon, hava keseleri, fibrozis ve kardiyomegali mevcuttur. Toce ve arkadaşları 1984 yılında KAH için klinik, kan gazı ve radyolojik bulgulara dayanan bir skorlama sistemi geliştirmiştir (41). Bu skorlama sistemine göre hastalar postnatal 28.gün ve postkonsepsiyonel 36. haftada ağırlık derecelerine göre hafif, orta ve ağır olarak gruplandırılmıştır (Tablo 2.4 ve 2.5), (37,36). Böylece hastaların klinik bulgularının standardizasyonu sağlanmıştır. Tablo 2.4: KAH nın klinik evrelendirmesi. 0-5 puan hafif, 5-10 puan orta ve >10 puan ağır KAH olarak tanımlanmaktadır (37,36) Sol. Sayısı < >80 Dispne Yok Hafif Orta Ağır FI >0.50 PaCO2 < >70 Büyüme hızı >25 gr/gün <5 12

23 Tablo 2.5: KAH nın radyolojik evrelendirmesi. 0-5 puan;orta ve 5-10 puan ağır KAH nı tanımlamaktadır (37,36) Kardiotorasik index Normal Kardiyomegali Hiperaerasyon (ön ve arka kot sayısı) Amfizem Fibrozis, int.anormallik Subjektif değerlendirme Kardiyomegali, pulmoner hipertansiyon >16.5, düz diyafram Fokal alan yok Dağınık küçük alanlar Büyük bleb, bül Yok Hafif fibrozis Yoğun fibrotik görünüm hafif Orta Ağır Hastalıktan korunmada en önemli faktör prematüreliğin ve RDS nin önlenmesidir. Prenatal steroid ve postnatal surfaktan uygulamasının prematüre bebeklerde RDS riskini, İVK riskini azalttığı bilinse de BPD insidansına olan etkileri daha karışık ve çelişkilidir. Surfaktan sonrası çalışmalarda BPD sıklığında anlamlı düşüş olmaması, klinik olarak daha kritik infantların yaşatılabilmesine bağlanmıştır. Postnatal steroid uygulaması hastanın ventilatörden ayrılmasına yardımcı olur ancak komplikasyonlara neden olabileceğinden dikkatli kullanılmalıdır. Ventilatör tedavisi sırasında kan gazları izlenerek düşük konsantrasyonlarda oksijen ve basınçlar kullanılmalıdır(2) İntraventriküler Kanama (IVK) Prematürelerdeki kanamaların çok büyük ve önemli bir bölümünü prematürelere özgü olarak nitelendirilebilecek olan PVK/İVK oluşturmaktadır. Serebral korteks ve daha derindeki çekirdeklerin yapısını oluşturacak hücreler periventriküler-subepandimal germinal matriksten göç ederler. Bu göç aslında 26. gestasyonel haftada tamamlanmaktadır. Germinal matriksteki kapillerler ve venüller zayıf bir şekilde desteklendiğinden intravasküler fazla maruz kalırlar. Otopsi çalışmaları germinal matrikste oluşan venöz konjesyonun subepandimal hemoraji ve daha sonra da intraventriküler kanama ile sonlandığını göstermektedir(43,44,45,46). İntraventriküler kanama, 1500 g altındaki bebeklerde %15-20 oranında görülmektedir. Çok düşük doğum ağırlıklı pretermlerde görülen intraventriküler kanamalar giderek azalırken, kanamaların oluşturduğu komplikasyonlarda artma mevcuttur. Çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerde IVK insidansı Evre I ve II %8-10; 13

24 Evre III ve IV %10-12;, Evre I-IV %6-20 dir. İVK ların %90 ı ilk 4-5 günde; bunların %30-50 si ise ilk 12 saatte olur(47). Baş çevresinin haftada 2 cm den fazla artması, fontonel gerginliği, ventilatörden ayrılmada güçlük, apne ve bradikardi atakları ventrikülomegaliye veya intrakranial basınç artışına işaret eder. Ventriküllerin büyüklüğü en iyi kraniyal USG ile değerlendirilir. Ultrasonogrofi 3-7 günde bir kanamayı takiben yapılmalıdır (43,44,45,46). PVK/İVK tesbit edildikten sonra mutlaka grade'lendirilmesi yapılmalıdır. İlk kez Papile ve ark.(1978) tarafından yapılan sınıflandırılma değişik kliniklerde küçük modifikasyonlar yapılarak yaygın bir biçimde kullanılmaktadır: Grade 0: Germinal matrikste veya intraventriküler kanama yok. Grade I: Periventriküler germinal matriks bölgesinde kanama. Grade II: Lateral ventrikül içinde ventriküler dilatasyon olmaksızın kanama. Grade III: Lateral ventrikülde ventriküler dilatasyona neden olmuş kanama. Grade IV: Ventriküler kanamaya ilave olarak intraparankimal kanama. Grade III ve IV'lerde gelecekte nörolojik sekel ihtimali daha fazla olduğundan, böyle bebeklerin erken belirlenmesinde grade'lendirilmenin önemi açıktır. Evre I ve II de kanama genellikle rezorbe olur ve hipoksi, menenjit, tekrarlayan apne, konvülzyon gibi başka risk faktörleri yoksa prognoz iyidir. Ölüm yada sekel olasılığı evre III-IV kadar yüksek değildir (20). Kanama evresi ileri ise ölüm riski %81, yaşayanlarda motor sekel riski %100, bilişsel sekel riski %85 olarak bildirilmiştir. Volpe 1995 te periventriküler hasar küçük ve lokalize ise ölüm riskinin %37, motor sekel riskinin %80, bilişsel sekel riskinin %53, vakaların normal olma şansının %10 olduğunu bildirmiştir (48). İVK lı bebeklerde gelişen majör nörolojik bozuklar: Spastik tetraparezi Spastik diparezi Spastik hemiparezi 14

25 Progresif hidrosefali (49) En sık görülen nörolojik bozukluklar spastik diparezidir. Vakaların %10-15 inde ventrikül genişlemesi ve posthemorajik hidrosefali gelişir. Tekrarlayan lomber ponksiyonların posthemorajik hidrosefali gelişimini ve ilerlemesini azalttığı bildirilmektedir. Küçük preterm bebeklerin annelerine doğumdan önce kortikostreoid uygulanması İVK sıklığını azaltmaktadır (20). Günümüzde indometasin tedavisinin pretermlerde İVK insidansını ve şiddetini azalttığı gösterilmiştir (20,50). Genellikle İVK ile birlikte görülen periventriküler lökomalaszi insidansı ÇDDA lı bebeklerde %3,2 olup, periventriküler lokomalasi İVK ile birlikte ise nörolojik sekel riski çok yüksektir (48). Periventriküler lökomalazi beyinde ak maddede iskemik alanlar ve kistik kaviteler ile karekterizedir. Genellikle bilateraldir ve ventriküllerden glial doku tabakasıyla ayrılır. Periventriküler lökomalazide lezyonlar en çok frontal boynuzların ön bölümlerinde, yan ventriküllerin dış köşelerinde ve oksipital boynuzların yan yüzlerine komşu ak maddeyi tutar. Motor fonksiyon kaybına ek olarak görme ve işitme kusuru da olabilmektedir (51) Patent Ductus Arteriozus (PDA) Prematüre bebeklerde soldan sağa önemli şanta neden olan patent duktus arteriozusun (PDA), artmış neonatal morbidite ve mortalite parametreleri ile yakından ilişkisi olduğu 15 yılı aşan süredir bilinmektedir(52). Fetal yaşam boyunca pulmoner arter kanının büyük kısmı duktus arteriosus yolu ile aortaya geçer. Duktus yaşamın saatlerinde önce pulmoner uçtan başlamak üzere fonksiyonel olarak kapanır. Fonksiyonel tam kapanma 2 gün, anatomik olarak kapanma ise ilk 2-3. haftada olur (2). Prematüre bebeklerde PDA nın insidansı %20 ile %60 arasında değişir ve bu insidans gebelik haftası ve doğum ağırlığı ile ters orantılıdır(53). Prevelans ise1500 gr ın altında doğan bebeklerde %50 ye kadar yükselmektedir(54). Prematüre doğan bebeklerde duktusun açık kalması, bu hastalarda duktal medial kas dokusunun az olması, immatür duktusun PO2 ile ilişkili konstriksiyona daha az duyarlı iken prostaglandinle vazodilatasyona daha fazla duyarlı olması gibi faktörlere 15

26 bağlıdır (55). Furosemidin prostaglandin sentezini arttırarak PDA da artışa neden olduğu bildirilmiştir. Fazla sıvı yüklemesinin de duktusa bağlı kalp yetmezliği bulgularını arttırdığı bilinmektedir. Surfaktan akciğer direncini düşürdüğü için daha fazla sol-sağ şanta neden olur. Ayrıca fototerapi tedavisinin, hipokalseminin, ve teofilin tedavisinin PDA sıklığında artışa yol açtığı gözlenmiştir (2). Respiratuar distres sendromu (RDS) (56), perinatal asfiksi(57) ve hayatın ilk birkaç gününde fazla sıvı tedavisi ile yüklenen(58) prematüre bebekler klinik olarak semptomatik PDA geliştirmeye eğilimlilerdir. Tanıda klinik ve ekokardiyografik inceleme yardımcı olur. Ancak PDA ya bağlı gelişebilecek sorunlar daha çok klinik bulgularla korelasyon gösterir. Klinik olarak önemli bir faktör de şant akımının ne kadar sürdüğü ve ne düzeyde kompanse edildiğidir. Aynı miktarda şant ilk 1-2 gün klinik bulgu vermezken 7-10.günlere dek sürdüğünde kalp yetmezliğine neden olabilir. PDA nın klinik bulguları: -Üfürüm (%75 sistolik, %25 devamlı) -RDS si iyileşen infantta açıklanamayan persistan apne -Aktif prekordium, geniş nabız basıncı, kuvvetli periferik nabızlar. -CO2 retansiyonu -Oksijen ihtiyacında artma -Radyolojik olarak kardiyomegali ve pulmoner vasküler işaretlerde artma. -Hepatomegalidir (59,60). Belirgin soldan sağa şanta neden olan PDA nın kalp debisindeki değişime bağlı olarak gelişen komplikasyonları; nekrotizan enterokolit (NEK)(60), prematürelik retinopatisi (ROP)(61), intraventriküler kanama (İVK)(62) ve ventilatöre bağlı geçen sürenin uzaması ile bronkopulmoner displazidir (BPD)(63). PDA nın kapatılması mortaliteyi değiştirmese de, morbiditeyi azaltmaktadır. Genel olarak 1000 gramdan küçük bebeklerde 3-4 günlük olunca ekokardiyografi ile saptandığında, 1000 gramın üzerindeki bebeklerde ise spontan kapanma olabileceği için birkaç gün bekleyip günlerde klinik bulgu veren hemodinamik olarak önemli şantların kapatılması için tedavi önerilmektedir. İlaç tedavisiyle başarılı 16

27 olunamadığında veya ilaç tedavisinin kontrendike olduğu durumlarda cerrahi ligasyon düşünülmelidir (2,65) Prematüre Apnesi Apne sn. den uzun süren ve çoğu kez bradikardi (kalp tepe atımı 100/ dk nın altında) ile birlikte olan solunum durmasıdır. Santral, obstrüktif ve mikst tip olmak üzere üçe ayrılır.(2) Santral apnede çoğunlukla solunum eforu yoktur ve %40 oranında görülür. Olguların %10 unu obstrüktif apne, %50 sini her iki nedenin bir arada olduğu miks tip apne oluşturur. Gestasyon haftası azaldıkça apne görülme sıklığı artar (66). Prematüre apnesi doğum ağırlığı 1000 g ın altında olana bebeklerde %84 oranında, gestasyon haftası 37 hafta olana dek görülebilen bir sorundur. Prematüre apnesine bradikardi, desatürasyon eşlik ediyorsa veya solunumun başlaması için uyarı vermek gerekiyorsa altta yatan patoloji mutlaka araştırılmalıdır. Prematürelerde apneye neden olan durumlar (67): 1. Hipoksi, hipovolemi yapan nedenler 2. Bakteriyemi, sepsis 3. NEK 4. İVK, PVL, hidrosefali 5. Hipoksik iskemik ensefalopati 6. PDA ve sağdan sola şant 7. Gastroösefageal reflü 8. Hipoglisemi, hipokalsemi 9. Hiponatremi, asidoz 10. Hipotermi, hipertermi 11. Anemi 12. Lokal enfeksiyonlar 13. Üst havayolu obstrüksiyonu yapan nedenler 17

28 14. Konvülsiyon Apne ve bradikardi ilk 24 saatte olmuşsa genellikle patolojiktir (68). Herhangi bir neden bulunamadığı zaman idiopatik apneden söz edilir. İdiopatik apne genellikle yaşamın 2-7. günlerinde ortaya çıkar (2). Yineleyen apnenin tedavisi her bebeğin kendi durumuna göre planlanmalıdır. Boyuna pozisyon verilmeli, omuzlardan desteklenmeli, anemisi varsa düzeltilmeli, altta yatan hastalığın tedavisi yapılmalı, oksijen tedavisi dikkatli yapılmalıdır (69) Asfiksi Asfiksi; organizmanın oksijenizasyon bozukluğu olup, klinikte hipoksi, iskemi sonucunda gelişen hiperkapni ve asidoz ile karekterize klinik toblodur. Sıklık %0,2-0,4 olarak bildirilmektedir. Pretermlerde insidans artmaktadır. Vakaların % 90 nda doğum eyleminden önce (antepartum) ya da doğum eylemi sırasında (intrapartum), % 10 vakada ise doğum sonrasındaki nedenlere bağlı olarak gelişir (20). Asfiktik bebeklerde hipoksik iskemik ensefalopati, sık görülen bir problemdir ve infant ve çocuklardaki statik ensefalopatilein en sık nedenidir (70). Perinatal asfikside serebral hipoksik iskemiye bağlı olarak nöronlarda ve beyin dokusunda aşağıdaki değişiklikler tarif edilmiştir (71). -Nöronlardaki Glutamat ve diğer eksitatör aminoasit reseptörlerinin stimülasyonu, -Hücre içinde Ca iyonlarının birikmesi, -Beyindeki nöron ve kapiller damarlarda serbest oksijen radikallerinin birikmesi, -Beyindeki enerji resevlerinin azalması, -İntraselüler asidoz, APGAR skoru doğum salonunda bebeklerin acil değerlendirilmesi ve canlandırma gereksinimlerinin belirlenmesi için geliştirilmiş bir skorlama yöntemidir. Beşinci dakika APGAR skoru birinci dakikaya göre mortalite ve nörolojik durumu belirlemesi açısından daha anlamlıdır. Asfikside uzun dönem prognozu belirleyen faktörün düşük APGAR skoru olduğu gösterilmiştir (72). 18

29 American College of Obstetrics and Gynecologists 1992 yılında asfiksiyi belirlemek için bazı kriterler tanımlamıştır. 1.Umlikal kord ph sının 7.00 ve altında olması 2.Beşinci dakika APGAR skorunun 3 ve altında olması 3.Hipoksik iskemik ensefalopati 4.Multiorgan disfonksiyonu (73) Asfistik bebeklerin akut postnatal tedavisi, genel destekleyici tedavi dışında belirli kurallara oturtulamamıştır. Günümüzde doğum sonrası beyin hasarını kesin olarak engelleyecek ya da sınırlayacak spesifik bir tedavi yoktur. Yıllar süren çalışmalara karşın, serebral asfiksinin medikal tedavisi hala tartışmalıdır ve hiçbir şekli tam olarak kabul görmemiştir.(71) Prematüre Retinopatisi (ROP) Prematüre retinopatisi çoğunlukla küçük prematüre yenidoğanların damarlanması henüz tamamlanmamış retinalarında görülen, erken dönemde tanınıp gerekli önlemler alınmazsa körlükle sonuçlanabilen bir oksidan hasar hastalığıdır. Gelişimsel süreçte retinanın damarlanması nazal retinada 36. temporal retinada 40. gestasyon haftasında tamamlanır. Gestasyon haftası küçüldükçe prematüre retinopatisi riski artmaktadır. Yirmiyedi haftadan küçük bebeklerde %100 e yakın oranlarda prematüre retinopatisi görülürken, 32 hafta ve üzerindeki bebeklerde bu oran azalma göstermektedir (74). Prematüre retinopatisinde en çok suçlanan etken oksijendir. Parsiyel arteriyel oksijen basıncı mmhg arasında sağlanan prematürelerde, mmhg grubuna göre prematüre retinopatisi insidansının belirgin olarak azaldığı saptanmıştır (75). Bunun haricinde aşırı preterm olma, apne, sepsis, hiper-hipokapni, vitamin E eksikliği, GM-IVK, anemi, kan değişimi, hipoksi, asidoz, maternal komplikasyonlar ve parlak ışığın ROP riskini arttırdığı bildirilmiştir (76). ROP, prematüre bebeklerde immatür retinanın vasküler gelişimini etkileyerek körlüğü kadar ilerleyebilir. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde gestasyon yaşı ve doğum ağırlığı daha düşük bebeklerin yaşama şansının artmasıyla ROP önemi giderek artan bir morbidite haline gelmeye başlamıştır. Patogenezinde önceleri 19

30 yüksek oksijen konsantrasyonuna bağlı vazokonstriksiyon ve obliterasyon ardından neovaskülarizasyonun olduğu düşünülmekteydi. Ancak bugün retinanın periferinde bulunan spindle hücreleri sorumlu tutulmaktadır. Serbest oksijen radikalleri ile karşılaşan bu hücreler aktive olmakta ve bir anjiojenik faktör salgılayarak vazoproliferasyonu artırmaktadır (60). Süperoksit dismutaz enzimi olgunlaşma süreciyle artan ve oksijen toksisitesine karşı hücresel korunmayı sağlayan başlıca enzimdir (77). Prematürelerde bu enzimin eksikliği ROP riskini artıran bir faktördür. Retinopati sıklık derecesi, gestasyon haftası ve doğum ağırlığıyla ters orantılıdır. Prematüre retinopatisi 1500 gr altındaki bebeklerin %25-35 nde görülürken, 1000 gr ın altında sıklık %80 lere ulaşmaktadır (78). Uluslar arası ROP sınıflamasına göre aktif ROP evrelendirmesi(79): 1. Evre I: Avasküler ve neovasküler zonlar arasında demarkasyon hattının belirmesi 2. Evre II: Demarkasyon hattının vitreus içine doğru hafif bir kabarıklık göstermesi, arteriövenöz şant oluşması 3. Evre III: Kabartıyla birlikte ekstraretinal fibrovasküler proliferasyon 4. Evre IV: Neovaskülarizasyonun vitrus içine ilerlemesi, fibrozis ve skar oluşması 5. Plus hastalık: Kabartının arkasındaki damarlarda kıvrılma ve dilatasyon Evre I ve II de % 82 oranında regresyon olur. Evre III te regresyon olabilir veya evre IV-V e ilerleyebilir. Prematüre retinopatisi komplikasyonları; strabismus, ambliyopi, myopi, kapalı açılı glokom, fitizis bulbi ve körlüktür (80). Tarama kapsamına alınacak bebekler: American Academy of Pediatrics, Academy of Ophthalmology ve strabismus kriterlerine göre 1500 gr ve altında, 28 hafta ve altında doğan veya 1500 gr üzerinde olup klinik olarak problemleri olan bebeklerin (uzun süre oksijen almış veya perinatal hipoksik zedelenme düşünülen bebekler) retina uzmanı ve pediatrik oftalmolog tarafından dilatasyonla fundus muayenesi yapılmalıdır. Royal College of Ophthalmologists and British Association of Perinatal Medicine ise 1500 gr ve altında veya 31 hafta ve altında olan her bebeğin göz hekimi tarafından muayene edilmesini önermektedir. Muayene zamanı 20

31 postkonsepsiyonel 32. hafta veya postnatal 5-6 haftadır. Daha sonra da aralıklarla bebek kontrole çağrılır (81). Tedavide evre III ve IV te laser fotokoagülasyon ve kriyoterapi ile olumlu sonuçlar bildirilmektedir (20) Nekrotizan Enterokolit (NEK) Nekrotizan enterokolit (NEK), bağırsakların kısmi veya tam iskemisi ile karakterli önemli bir gastrointestinal hastalıktır. İlk olarak 19. yüzyılda tanımlanmıfltır. Tutulum bölgesi sıklıkla terminal ileumdur. İntestinal iskeminin başlamasında tetiği çeken faktörlerin neler olduğu henüz tam açıklık kazanmamıştır; ancak faktörlerin ulaşltığı ortak yol intestinal iskemidir (82). NEK insidansı azalan doğum ağırlığı ve azalan gestasyon yaşı ile orantılı olarak artmaktadır. Wilson ve arkadaşları (83) 148 NEK li hastayı değerlendirmişler ve en yüksek oranların 1000 gramın altındaki bebeklerde olduğunu görmüşlerdir (%42). Doğum ağırlığı gram arasındaki bebeklerde %39.0, arasındaki grupta %3.8, 2500 gramın üstündeki bebeklerde ise % 0.11 oranında NEK saptamışlardır. Hastalığın başlama zamanı bir gün ile üç ay arasında değişmekte olup sıklıkla ikinci haftadadır. Ayrıca hastalığın ortaya çıkışı, gebelik yaşı ve doğum ağırlığı ile ters orantılıdır; prematürelerde daha matür bebeklere kıyasla, daha geç görülmektedir (84,85,86,87,88). Nekrotizan enterokolitin etyolojisi tam olarak aydınlatılamamıştır. Ancak yıllardır NEK patogenezindeki en önemli faktörün mezenter iskemisi olduğu ileri sürülmektedir. Diving refleks (kalp ve beynin selektif olarak refleks dolaşım şantlarıyla perfüzyonunun sağlanması) selektif olarak splenik iskemiye yol açar. Prematüre bebekler, hipoksi, asidoz, hipotansiyon, hipotermi, umblikal kateterizasyon gibi yenidoğanın barsak hasarının patogenezinde rol oynayan önemli faktörlere maruz kalır (88,89,90). Enteral beslenmeye hızlı ve erken geçiş, enterik kan akımında ve mukozanın oksijen ihtiyacında artmaya neden olmaktadır. NEK gelişen bebeklerin %90-95 inde enteral beslenmenin major rol oynadığı görülmüştür (91). Tamamen sindirilemeyen mamalar, gastrointestinal sistemde bakteri proliferasyonu için substrat görevi yaparak NEK gelişimine zemin hazırlamaktadır. Anne sütü; içerdiği lenfositler, makrofajlar, laktoferrin, laktoperoksidaz, lizozimler, 21

32 kompleman komponentleri, antistafilokokal ajanlar ve sekretuar IgA baflta olmak üzere immünoglobulinler gibi laktobasillerin üremesini arttıran faktörler sayesinde NEK ten koruyucu etki yapmaktadır. NEK epidemilerine rağmen etken olan spesifik bir mikroorganizma tespit edilememiştir. Bakteriler (K. pneumoniae, E. coli, koagülaz negatif stafilokoklar), viruslar (rotavirus, corona virusve diğerleri), klostridumlar etken olabilmektedir. Platelet aktive edici faktör NEK patogenezinde rol oynayan primer mediatördür. Gonzalez-Crussi ve arkadaflları (92) aort içine PAF enjeksiyonunun NEK e benzer şekilde intestinal nekroza yol açtığını deneysel olarak göstermişlerdir. NEK riskini arttıran diğer hazırlayıcı nedenler arasında enteral ve parenteral verilen E vitamini, indometazin ve metilksantinler sayılabilir (93,94,95). Bağırsakların fonksiyonel immatüritesi, azalmış motilite de NEK gelişimi için hazırlayıcı faktörlerdendir. Antenatal steroid kullanmının NEK riskini azalttığı saptanmıştır. Prematüre bebeklerde safra tuzları havuzu term bebeklerden küçüktür, safra tuzları endotoksinleri nötralize eder. Steroidler safra tuzu havuzunun büyüklüğünü ve bağırsak matürasyonunu artırır (96,97,98). Klinik Evreleme Klinik evreleme ilk defa Bell ve arkadaşları (99) tarafından yapılmış, daha sonra Walsh ve Kliegman (100) tarafından radyolojik bulgular evrelendirmeye eklenmiştir. Evre IA-Şüpheli NEK Sistemik Bulgular: Isı düzensizlikleri, apne, bradikardi, letarji. İntestinal bulgular: Rezidü kalması, hafif abdominal distansiyon, kusma, gaitada gizli kan pozitifliği. Radyolojik Bulgular: Normal veya bağırsaklarda hafif dilatasyon. Evre IB-Şüpheli NEK Sistemik Bulgular: Evre IA ile aynı. İntestinal Bulgular: Rektumda kan. Radyolojik Bulgular: Evre IA ile aynı. 22

D R. D U R A N K A R A B E L

D R. D U R A N K A R A B E L PREMATÜRİTE D R. D U R A N K A R A B E L SAT göre 37 haftadan küçük olması Etyoloji Fetusla İlgili Fetal distres Çoğul gebelik Eritroblastozis fetalis Hidrops Uterusla ilgili Uterus anomalileri Serviks

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel İntrauterin Büyüme Geriliği (İUBG) Hesaplanan gebelik haftasında beklenen fetal ağırlığın 10. persentilden daha düşük olması Fetusun büyüme potansiyelini olumsuz yönde etkileyen

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Tanım Prematüre bebeklerde retina damarlarının gelişim bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır.

Detaylı

PREMATÜRE SORUNLARI. Prematüre Gestasyonel 37 haftayı doldurmadan doğan bebek Temel Bakım İhtiyaçları Isı regülasyonu

PREMATÜRE SORUNLARI. Prematüre Gestasyonel 37 haftayı doldurmadan doğan bebek Temel Bakım İhtiyaçları Isı regülasyonu PREMATÜRE SORUNLARI Prematüre Gestasyonel 37 haftayı doldurmadan doğan bebek Temel Bakım İhtiyaçları Isı regülasyonu Nem Erişkinde yüzey 250 cm 2 /kg, 1500 gram bir prematürede bu oran 3 kat fazla Isı

Detaylı

PREMATÜRİTE. Dr. Duran karabel. SAT göre 37 haftadan küçük olması. Etyoloji. Fetusla İlgili. Fetal distres. Çoğul gebelik. Eritroblastozis fetalis

PREMATÜRİTE. Dr. Duran karabel. SAT göre 37 haftadan küçük olması. Etyoloji. Fetusla İlgili. Fetal distres. Çoğul gebelik. Eritroblastozis fetalis PREMATÜRİTE Dr. Duran karabel SAT göre 37 haftadan küçük olması Etyoloji Fetusla İlgili Fetal distres Çoğul gebelik Eritroblastozis fetalis Hidrops Uterusla ilgili Uterus anomalileri Serviks yetmezliği

Detaylı

PREMATÜRE BEBEKLERDE OKSİDATİF HASARI ÖNLEMEDE HANGİ LİPİD SOLÜSYONU DAHA ETKİLİ; SMOFLIPID Mİ, CLINOLEIC Mİ?

PREMATÜRE BEBEKLERDE OKSİDATİF HASARI ÖNLEMEDE HANGİ LİPİD SOLÜSYONU DAHA ETKİLİ; SMOFLIPID Mİ, CLINOLEIC Mİ? 1 PREMATÜRE BEBEKLERDE OKSİDATİF HASARI ÖNLEMEDE HANGİ LİPİD SOLÜSYONU DAHA ETKİLİ; SMOFLIPID Mİ, CLINOLEIC Mİ? Hilal Özkan, Nilgün Köksal, Bayram Ali Dorum, Fatma Kocael, Yeşim Özarda İlçöl, Cengiz Bozyiğit,

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Vakalarla pratik uygulamalar. Dr.F.Emre CANPOLAT

Vakalarla pratik uygulamalar. Dr.F.Emre CANPOLAT Vakalarla pratik uygulamalar Dr.F.Emre CANPOLAT VAKA-1---ELBW Bebek 23 hafta 4 günlük 630 gram İnleme Siyanoz ph 7.2 CO2: 63 HCO3: 16,8 PO2: 45 venöz İlk ne yapalım? CPAP da izlem, Surfaktan verip ayırmak?

Detaylı

PRETERM-POSTTERM EYLEM

PRETERM-POSTTERM EYLEM PRETERM-POSTTERM EYLEM PRE-TERM EYLEM PRETERM EYLEM; Doğum ağırlığı dikkate alınmaksızın, gebenin son adetinin ilk gününden itibaren 20-37. haftalar arasında eyleme girmesi ve bu eylem ile servikal açıklık

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

The Fetal Medicine Foundation

The Fetal Medicine Foundation Erken Term Dönemde İntrauterin Büyüme Geriliği Olan Fetuslarda Neonatal Asidozu Öngörmede Orta Serebral Arter Tepe Akım Hızı ve Serebroplasental Oranın Kullanımı Rauf Melekoğlu Ayşe Gülçin Baştemur Sevil

Detaylı

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Prof. Dr. H.Mete TANIR Perinatoloji Uzmanı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Antepartum Fetal ölümler Değişik

Detaylı

ACOG diyor ki APGAR SKORU. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan

ACOG diyor ki APGAR SKORU. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan ACOG diyor ki APGAR SKORU Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan Apgar skoru yenidoğanın doğumdan hemen sonraki durumunun ve canlandırmaya yanıtının değerlendirilmesinde kabul edilmiş ve kullanılabilir bir yöntemdir.

Detaylı

SOLUNUM SIKINTISI OLAN TERM YENİDOĞANA YAKLAŞIM

SOLUNUM SIKINTISI OLAN TERM YENİDOĞANA YAKLAŞIM SOLUNUM SIKINTISI OLAN TERM YENİDOĞANA YAKLAŞIM Dr.Duran Karabel PULMONER NEDENLER SIK TTN MAS Pnömotoraks Pnömoni DAHA ENDER Hipoplazi Kanama Kitleler ÜSY obstrüksiyonu Konjenital pulmoner malformasyonlar

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1

YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1 YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1 BAŞVURU ÖZELLİKLERİ 28 yaşındaki gebe suyunun gelmesi nedeniyle acil servise başvurdu. İlk gebelik, gebelik takipleri yok Gebelik yaşı 39 hafta Amniyon

Detaylı

Arş. Gör. Zeynep Kırıkkaleli

Arş. Gör. Zeynep Kırıkkaleli Arş. Gör. Zeynep Kırıkkaleli 2500 gr dan daha düşük ağırlıkta doğan bebeklerdir. Bebeğin düşük doğum ağırlıklı olmasının iki nedeni vardır. 1. intrauterin gelişme geriliği 2. prematürite Prematür bebek;

Detaylı

Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Preterm Bebeklerde Lactobacillus Reuteri'nin Fungal Profilakside Kullanımı: Randomize Kontrollü Bir Çalışma

Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Preterm Bebeklerde Lactobacillus Reuteri'nin Fungal Profilakside Kullanımı: Randomize Kontrollü Bir Çalışma Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Preterm Bebeklerde Lactobacillus Reuteri'nin Fungal Profilakside Kullanımı: Randomize Kontrollü Bir Çalışma Mehmet Yekta Öncel, Sema Arayıcı, Fatma Nur Sarı, Gülsüm Kadıoğlu Şimşek,

Detaylı

Zeynep Eras, Özlem Konukseven, Fuat Emre Canpolat, Çiğdem Topçu, Evrim Durgut Şakrucu, Uğur Dilmen

Zeynep Eras, Özlem Konukseven, Fuat Emre Canpolat, Çiğdem Topçu, Evrim Durgut Şakrucu, Uğur Dilmen Zeynep Eras, Özlem Konukseven, Fuat Emre Canpolat, Çiğdem Topçu, Evrim Durgut Şakrucu, Uğur Dilmen ZTB Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gelişimsel Pediatri Ünitesi GİRİŞ ÇDDA / preterm doğum

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI AŞIRI DÜŞÜK DOĞUM AĞIRLIKLI PREMATÜRE BEBEKLERİN MORTALİTE-MORBİDİTE SONUÇLARI VE NÖROLOJİK GELİŞİMİN DENVER GELİŞİMSEL

Detaylı

TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ..Dr. Ömer ERDEVE

TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ..Dr. Ömer ERDEVE TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ.Dr. Ömer ERDEVE Rehospitalizasyon - TANIM Kim? Ne kadar süre boyunca? Hangi düzey ünite? Maliyet? Mortalite ve morbidite üzerine etkisi? Rehospitalizasyon

Detaylı

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi 1967: 18.07.2013 2 Tarihçe 1967 Acute Respiratory Distress in Adults 1971 Adult Respiratory Distress

Detaylı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ. Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ. Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı 1 Tanım Prematüre bebeklerde retina damarlarının gelişim bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır.

Detaylı

Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj

Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj Prof.Dr.Cüneyt Evrüke Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklar ve Doğum ABD, Peinatoloji BD, Adana Amniyoinfüzyon Amniyodrenaj Amniyotik kaviteye

Detaylı

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ Doğuma Hazırlık Doğum Öncesi Eğitim Fetal Aktivitenin İzlenmesi Göğüs Bakımı Emzirmeye

Detaylı

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ Müşerref KASAP, Özge ALTUN KÖROĞLU, Fırat ERGİN, Demet Terek, Mehmet YALAZ, Reşit Ertürk LEVENT, Yüksel ATAY, Nilgün KÜLTÜRSAY Ege Üniversitesi

Detaylı

VENTİLATÖR KULLANIMI. Doç.Dr.Nurdan URAŞ. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

VENTİLATÖR KULLANIMI. Doç.Dr.Nurdan URAŞ. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği VENTİLATÖR KULLANIMI Doç.Dr.Nurdan URAŞ Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği Mekanik Ventilasyonun Amaçları Yeterli gaz değişimini sağlamak Akciğer hasarı riskini

Detaylı

YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİ UYGULAMALARI VE PERİNATAL/NEONATAL ETKİLER

YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİ UYGULAMALARI VE PERİNATAL/NEONATAL ETKİLER YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİ UYGULAMALARI VE PERİNATAL/NEONATAL ETKİLER Nilüfer Güzoğlu, H. Gözde Kanmaz, Dilek Dilli, Nurdan Uras, Ömer Erdeve, Uğur Dilmen İlk tüp bebeğin 1978 de doğumundan bu yana IVF

Detaylı

ÇOK DÜŞÜK DOĞUM AĞIRLIKLI PREMATÜRE ÇOCUKLARIN OKUL ÇAĞINDAKİ NÖROGELİŞİMSEL DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇOK DÜŞÜK DOĞUM AĞIRLIKLI PREMATÜRE ÇOCUKLARIN OKUL ÇAĞINDAKİ NÖROGELİŞİMSEL DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ÇOCUK KLİNİĞİ ÇOK DÜŞÜK DOĞUM AĞIRLIKLI PREMATÜRE ÇOCUKLARIN OKUL ÇAĞINDAKİ NÖROGELİŞİMSEL DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Detaylı

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ TANIMLAR Preterm/Prematüre Bebek- 37 gestasyon haftasından önce doğan Gestasyon yaşına göre sınıflandırma Prematüre (erken doğan)

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Tanım Amniyotik sıvı, plasenta ve/veya decidua nın infeksiyonu -Klinik koryoamniyonit

Detaylı

TEKİL VE ÇOĞUL GEBELİKLERDEN DOĞAN PREMATÜRE BEBEKLERİN GELİŞİMSEL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

TEKİL VE ÇOĞUL GEBELİKLERDEN DOĞAN PREMATÜRE BEBEKLERİN GELİŞİMSEL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI TEKİL VE ÇOĞUL GEBELİKLERDEN DOĞAN PREMATÜRE BEBEKLERİN GELİŞİMSEL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Zeynep Eras, Banu Özyurt, Ömer Erdeve, Evrim Şakrucu, Suna Oğuz, Emre Canpolat, Uğur Dilmen ZTB Kadın Sağlığı

Detaylı

RİSKLİ PRETERMLERDE TRANSPORT EDİLEN VE EDİLMEYEN GRUPLARIN MORBİDİTE MORTALİTE YÖNÜNDEN KARŞILAŞTIRILMASI

RİSKLİ PRETERMLERDE TRANSPORT EDİLEN VE EDİLMEYEN GRUPLARIN MORBİDİTE MORTALİTE YÖNÜNDEN KARŞILAŞTIRILMASI T.C SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RİSKLİ PRETERMLERDE TRANSPORT EDİLEN VE EDİLMEYEN GRUPLARIN MORBİDİTE VE MORTALİTE YÖNÜNDEN KARŞILAŞTIRILMASI

Detaylı

Van Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Yenidoğan Bakım Ünitesinde İzlenen Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Olgularımızın Değerlendirilmesi

Van Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Yenidoğan Bakım Ünitesinde İzlenen Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Olgularımızın Değerlendirilmesi Özdemir ve ark. Van Tıp Dergisi: 18 (2):77-82, 2011 Van Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Yenidoğan Bakım Ünitesinde İzlenen Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Olgularımızın Değerlendirilmesi Özmert M.A.

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI SURFAKTAN PROTEİN-B GEN POLİMORFİZMİNİN RESPİRATUAR DİSTRES

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI SURFAKTAN PROTEİN-B GEN POLİMORFİZMİNİN RESPİRATUAR DİSTRES T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI SURFAKTAN PROTEİN-B GEN POLİMORFİZMİNİN RESPİRATUAR DİSTRES SENDROMU VE KRONİK AKCİĞER HASTALIĞI GELİŞİMİNDEKİ ROLÜ UZM.DR.AYLA

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Dr.Canan Aykut Bingöl Yeditepe Üniversite Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Kardiak Arrest 200 000-375 000 kardiak arrest/yıl (ABD) %20 spontan dolaşım sağlanıyor

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği NEONATOLOJİDE YENİLİKLER Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği Preterm bebeklerde NEK in önlenmesinde probiyotikler Meta-analiz Probiyotiklerin etkileri GIS in

Detaylı

SOLUNUM SIKINTISI OLAN TERM YENİDOĞANA YAKLAŞIM. Dr.Duran Karabel

SOLUNUM SIKINTISI OLAN TERM YENİDOĞANA YAKLAŞIM. Dr.Duran Karabel SOLUNUM SIKINTISI OLAN TERM YENİDOĞANA YAKLAŞIM Dr.Duran Karabel PULMONER NEDENLER SIK TTN MAS Pnömotoraks Pnömoni DAHA ENDER Hipoplazi Kanama Kitleler ÜSY obstrüksiyonu Konjenital pulmoner malformasyonlar

Detaylı

İNTRAKRANİYAL KANAMALI PRETERMLERİN NÖROGELİŞİMSEL PROGNOZU VE PROGNOZA ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

İNTRAKRANİYAL KANAMALI PRETERMLERİN NÖROGELİŞİMSEL PROGNOZU VE PROGNOZA ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İstanbul Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi İNTRAKRANİYAL KANAMALI PRETERMLERİN NÖROGELİŞİMSEL PROGNOZU VE PROGNOZA ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

Detaylı

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Perinatal dönemde herpesvirus geçişi. Virus Gebelik sırasında Doğum kanalından Doğum

Detaylı

Elmas AT, Tabel Y, Karadağ A, Özdemir R, Otlu G İnönü Üniversitesi, Malatya

Elmas AT, Tabel Y, Karadağ A, Özdemir R, Otlu G İnönü Üniversitesi, Malatya PRETERM YENİDOĞANLARDA AKUT BÖBREK HASARI RİSK FAKTÖRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YENİ İDRAR BELİRTEÇLERİ İLE ERKEN DÖNEMDE TANINMASI Elmas AT, Tabel Y, Karadağ A, Özdemir R, Otlu G İnönü Üniversitesi,

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Yüksek Riskli Yenidoğanların Uzun Dönem Sonuçları. Doç. Dr. Ş. Suna OĞUZ Zekai Tahir Burak Kadın Sağ. EAH Yenidoğan Kliniği

Yüksek Riskli Yenidoğanların Uzun Dönem Sonuçları. Doç. Dr. Ş. Suna OĞUZ Zekai Tahir Burak Kadın Sağ. EAH Yenidoğan Kliniği Yüksek Riskli Yenidoğanların Uzun Dönem Sonuçları Doç. Dr. Ş. Suna OĞUZ Zekai Tahir Burak Kadın Sağ. EAH Yenidoğan Kliniği Sunum planı Yüksek riskli yenidoğan bebeklerin Prematüre bebekler Hipoksik iskemik

Detaylı

Gestasyonel Diyabet (GDM)

Gestasyonel Diyabet (GDM) Gestasyonel Diyabet (GDM) Tanım, Sıklık Gebelikte ortaya çıkan veya ilk defa tespit edilen glikoz intoleransı olarak tanımlanmaktadır (WHO 2012; ACOG, 2013). Aşikar diyabet kriterlerini içermeyen ve gebeliğin

Detaylı

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ *Aysun Çakır, *Hanife Köse,*Songül Ovalı Güral, *Acıbadem Kadıköy Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN. BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof Dr Zehra AYCAN zehraaycan67@hotmail.com Büyüme Çocukluk çağı, döllenme anında başlar ve ergenliğin tamamlanmasına kadar devam eder Bu süreçte çocuk hem büyür hem de gelişir

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Solunum yetmezliği ile başvuran dekompanse kalp yetmezliği hastası 76 yaşında,

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, İzmir 2 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İzmir

Detaylı

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime? VUR de VCUG Ne Zaman, Kime? Doç. Dr. Selçuk Yücel Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Antalya Tarihsel Dogma VUR İYE Skar gelişimi Kronik Böbrek Yetmezliği

Detaylı

Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri

Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri Doç. Dr. Meral Yüksel Marmara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Programı meralyuksel@gmail.com

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

PATENT DUCTUS ARTERIOSUS (PDA) Doç. Dr. Ömer Erdeve Ankara Ün. Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Neonatoloji Bilim Dalı

PATENT DUCTUS ARTERIOSUS (PDA) Doç. Dr. Ömer Erdeve Ankara Ün. Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Neonatoloji Bilim Dalı PATENT DUCTUS ARTERIOSUS (PDA) Doç. Dr. Ömer Erdeve Ankara Ün. Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Neonatoloji Bilim Dalı Patent Ductus Arteriosus İU haya0a ventriküler çıkış akımını akciğerlerden aorta yoluyla

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi)

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi) Solunum yetmezliği Mustafa Bey (66y) Ayşe Hanım (34 y) ph= 7.24 PaO 2 = 66 mmhg PaCO 2 = 89 mmhg FiO 2 =.33 (Venturi) ph= 7.42 PaO 2 = 66 mmhg PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi) Ayşe Hanım Sekreter,

Detaylı

YENİDOĞAN ÖLÜMLERİ VE PREMATÜRİTE. Doç. Dr. Ahmet Yağmur Baş Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH Yenidoğan Kliniği

YENİDOĞAN ÖLÜMLERİ VE PREMATÜRİTE. Doç. Dr. Ahmet Yağmur Baş Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH Yenidoğan Kliniği YENİDOĞAN ÖLÜMLERİ VE PREMATÜRİTE Doç. Dr. Ahmet Yağmur Baş Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları EAH Yenidoğan Kliniği YENİDOĞAN SAĞLIĞI Yenidoğan dönemi; doğumdan bir aya kadar olan süreyi (ilk 28 gün)

Detaylı

İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR

İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR Dr. Selçuk Yücel Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı İstanbul Tarihsel Dogma VUR İYE Skar gelişimi

Detaylı

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI. Dr. Reyhan ELMAS. Tez Yöneticisi Prof. Dr. Betül A.

T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI. Dr. Reyhan ELMAS. Tez Yöneticisi Prof. Dr. Betül A. T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Betül A. ACUNAŞ PREMATÜRE YENİDOĞANLARIN KRONİK AKCİĞER HASTALIĞINI ÖNGÖRMEDE EOZİNOFİL AKTİVASYONUNUN

Detaylı

GEÇ PRETERM ve İNTRAUTERİN BÜYÜME GERİLİĞİ OLAN YENİDOĞANLARIN OKUL ÇAĞINDAKİ RESPİRATUVAR MORBİDİTELERİ

GEÇ PRETERM ve İNTRAUTERİN BÜYÜME GERİLİĞİ OLAN YENİDOĞANLARIN OKUL ÇAĞINDAKİ RESPİRATUVAR MORBİDİTELERİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Betül ACUNAŞ GEÇ PRETERM ve İNTRAUTERİN BÜYÜME GERİLİĞİ OLAN YENİDOĞANLARIN OKUL ÇAĞINDAKİ RESPİRATUVAR

Detaylı

SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ

SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ Cihan İnan, N. Cenk Sayın, Nihal Dolgun, Selen Gürsoy Erzincan, Işıl Uzun, Havva Sütcü, Füsun

Detaylı

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DUYGU DÜZCAN KİLİMCİ,GÜRSES ŞAHİN,ŞULE TOPAL,BURÇAK BİLGİN,ŞULE YEŞİL,GÜLŞAH TANYILDIZ,ALİ

Detaylı

Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım?

Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım? Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım? Doç.Dr. Gülay Sain Güven Hacettepe ÜniversitesiTıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Genel Dahiliye Ünitesi 24 Mayıs 2008, Antalya Sunum Planı Gebelik-hipertansiyon

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır?

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Lebriz Hale Aktün, Yeliz Aykanat, Fulya Gökdağlı

Detaylı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Arter Kan Gazı Değerlendirmesi Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Asit-Baz Dengesine Farklı Yaklaşımlar Seifter JL: N Engl

Detaylı

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı Oksijen tedavisi Prof Dr Mert ŞENTÜRK İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı OKSİJEN TEDAVİSİ Kime uygulanmalı? Endikasyonlar? Kaç litre? Ne şekilde? Kime uygulanmalı? Gereksinimi

Detaylı

*'" Atatürk Ünİ\'ersitesi Hemşirelik Yüksekokulu. (Arş. Gör.) PREMATÜRE BEBEKLERDEKİ MORTALİTE YE MORBİDİTE İNSİDANS I VE ÖNDE GELEN ÖLÜM NEDENLERİ

*' Atatürk Ünİ\'ersitesi Hemşirelik Yüksekokulu. (Arş. Gör.) PREMATÜRE BEBEKLERDEKİ MORTALİTE YE MORBİDİTE İNSİDANS I VE ÖNDE GELEN ÖLÜM NEDENLERİ Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Ciltl, Sayı :2, 1998 PREMATÜRE BEBEKLERDEKİ MORTALİTE YE MORBİDİTE İNSİDANS I VE ÖNDE GELEN ÖLÜM NEDENLERİ Duygu ARIKAN* Fatma GÜDÜCÜ** ÖZET Atatürk

Detaylı

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon SEPSİS S VE TANI KRİTERLER TERLERİ Orhan ÇINAR Yrd.Doç.Dr..Dr. GATA Acil Tıp T p Anabilim Dalı XI. Acil Tıp Güz Sempozyumu Samsun 2010 Epidemiyoloji ABD de yılda 750.000 hasta Her gün 500 ölüm %20-50 mortalite

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

Patent Duktus Arteriyozus

Patent Duktus Arteriyozus Patent Duktus Arteriyozus Dr. Mustafa SAÇAR Duktus arteriyozus v Ana pulmoner arter inen aort v Media tabakasında spirel yerleşimli düz kas hücreleri yoğun v İntima tabakası aorta göre kalın v Doğumla

Detaylı

İNTRAUTERİN BÜYÜME KISITLILIĞI VE OLİGOHİDRAMNİOS OLGULARINI NE ZAMAN DOĞURTALIM? DR. AYTÜL ÇORBACIOĞLU ESMER

İNTRAUTERİN BÜYÜME KISITLILIĞI VE OLİGOHİDRAMNİOS OLGULARINI NE ZAMAN DOĞURTALIM? DR. AYTÜL ÇORBACIOĞLU ESMER İNTRAUTERİN BÜYÜME KISITLILIĞI VE OLİGOHİDRAMNİOS OLGULARINI NE ZAMAN DOĞURTALIM? DR. AYTÜL ÇORBACIOĞLU ESMER İntrauterin büyüme kısıtlılığı PREMATURITE FETAL ÖLÜM

Detaylı

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya Gebelikte diyabet taraması Prof. Dr. Yalçın Kimya Gestasyonel diyabet İlk defa gebelik sırasında saptanan diyabet Diagnosis and classification of diabetes mellitus. Diabetes Care 2010;33(Suppl 1):S62 9.

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar

Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar Prof. Dr. Lemi İbrahimoğlu İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Perinatoloji Bilim Dalı Gestasyonel Diyabetes

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire ÜST SOLUNUM YOLU Farenjit :Farenks mukozasının iltihabi bir hastalığıdır. Akut ve kronik olarak seyreder. Larenjit :Üst solunum yolunun bir parçası

Detaylı

1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk hastalara detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır.

1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk hastalara detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır. 1 / 5 1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk a detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır. 2. Kapsam: Bu talimat çocuk ın değerlendirilmesine ilişkin faaliyetleri

Detaylı

ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan

ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan Son adet tarihinden itibaren 42 0/7 gebelik haftasına ulaşan veya bu haftayı geçen gebelikler post-term gebelik

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

Birinci Basamakta Hasta Çocuğa Yaklaşım

Birinci Basamakta Hasta Çocuğa Yaklaşım Birinci Basamakta Hasta Çocuğa Yaklaşım 1 Çocuk Sağlığında Eşitsizlikler (DSÖ verileri 1999) Yılda 10 milyon çocuk 5. yaşlarını kutlayamadan ölmektedir 2020 e kadar aynı Geri kalmış-gelişmekte olan ülkelerde

Detaylı

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Akut Periton Diyalizi Yapılan Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Akut Periton Diyalizi Yapılan Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Akut Periton Diyalizi Yapılan Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi Aslıhan Kara, Metin Kaya Gürgöze, Mustafa Aydın, Ünal Bakal Fırat Üniversitesi

Detaylı

DOĞUM ŞEKLİNİN YENİDOĞAN ÜZERİNE ETKİLERİ

DOĞUM ŞEKLİNİN YENİDOĞAN ÜZERİNE ETKİLERİ DOĞUM ŞEKLİNİN YENİDOĞAN ÜZERİNE ETKİLERİ Doç. Dr. F. Emre CANPOLAT Zekai Tahir Burak Neonatoloji Kliniği Sunum planı Hangi doğum şekli bebek için daha uygun Doğum şekli hangi sistemlere etki eder Elektif

Detaylı

KOMPLİKE VAKALARDA DOĞUM ÖNCESİ, DOĞUM VE DOĞUM SONRASI SÜREÇLERİN İZLEMİ PROSEDÜRÜ

KOMPLİKE VAKALARDA DOĞUM ÖNCESİ, DOĞUM VE DOĞUM SONRASI SÜREÇLERİN İZLEMİ PROSEDÜRÜ KODU: SDH.PR..73 YAYIN TA: 21.09.2017 REVİZYON TA:-- REVİZYON NO:00 Sayfa 1 / 6 1.AMAÇ: Obstetrik problemleri hızla değerlendirip ayırıcı tanıyı yaparak ekip anlayışı içinde anne ve bebeğin doğum öncesi,

Detaylı

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD)

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD) SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD) Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) Daha önce sezaryen olan kadın tekrar doğum yapacak Sezaryen Sonrası Doğum Denemesi (SSDD) Sezaryen Sonrası Sezaryen Doğum (SSSD)

Detaylı

13.15-14.00 Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS 14.15-15.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS 15.15-16.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS

13.15-14.00 Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS 14.15-15.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS 15.15-16.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI 1. GÜN 08.15-09.00 Pediatri stajı hakkında bilgilendirme R. ÖRS 09.15-10.00 Hasta dosyası hazırlama H.YAVUZ 10.15-11.00 Hikaye alma H.YAVUZ 11.15-12.00 Fizik muayene H.TOKGÖZ

Detaylı

GEBELİK VE MEME KANSERİ

GEBELİK VE MEME KANSERİ GEBELİK VE MEME KANSERİ Doç. Dr. Ramazan YILDIZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı, 27 Kasım 2014, Ankara Gebelikte Kanser Gebelikte kanser insidansı % 0.07-0.1 arasında Gebelik

Detaylı

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ Prof.Dr.Oktay Demirkıran İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı Acil Yoğun Bakım Ünitesi Avrupa da yaklaşık 700,000/yıl

Detaylı

YENĠDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNĠTESĠ PREMATÜRE ĠÇĠN AYDINLATILMIġ HASTA ONAM FORMU

YENĠDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNĠTESĠ PREMATÜRE ĠÇĠN AYDINLATILMIġ HASTA ONAM FORMU Hasta Adı - Soyadı: Cinsiyet: K E Hasta ID No: Doğum Tarihi: Baba Adı: Kimlik No: Sayın Hasta Yakınımız, Velisi bulunduğunuz... doğumlu,... gram ağırlığında, erkek / kız bebeğiniz için size önerilen tıbbi

Detaylı

FETAL İYİLİK HALİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Doç. Dr. KEMAL ÖZERKAN

FETAL İYİLİK HALİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Doç. Dr. KEMAL ÖZERKAN FETAL İYİLİK HALİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. KEMAL ÖZERKAN ANTEPARTUM FETAL DEĞERLENDİRME Günlük fetal hareketler Elektronik testler NST CST Nipple stimulation CST Fötal biofizik profil Doppler velosimetri

Detaylı

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır Öğrenim Hedefleri; Şokun genel tanımını Şoktaki genel fizyopatoloji ve kompanzasyon

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM YILI DÖNEM IV ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJ EĞİTİM PROGRAMI Eğitim Başkoordinatörü: Doç. Dr. Erkan Melih Şahin Dönem Koordinatörü:

Detaylı

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu Diyb. Hemş. Dr. Selda ÇELİK İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, İç Hastalıkları Anabilim

Detaylı

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI NA GİRİŞ KOŞULLARI : Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokullarının veya Yüksekokul ve Fakültelerin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Detaylı