FİNANSAL BİLGİ MANİPÜLASYONU:



Benzer belgeler
İMKB Dergisi İÇİNDEKİLER. Yıl: 9 Sayı: 36. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Tespitinde Yapay Sinir Ağı Modelinin Kullanımı

FİNANSAL BİLGİ MANİPÜLASYONUNUN TESPİTİNDE YAPAY SİNİR AĞI MODELİNİN KULLANIMI

ELEKTRİK DAĞITIM BÖLGELERİNDE UYGULANACAK FİYAT EŞİTLEME MEKANİZMASI HAKKINDA TEBLİĞ

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

MUHASEBE MANİPÜLASYONUNUN BENEİSH MODELİ İLE TESPİT EDİLMESİ: BİST GIDA MADDELER SANAYİ SEKTÖRÜ NDE BİR UYGULAMA

16 17 Denetim Firmasının Büyüklüğü ve Kâr Yönetimi İlişkisi: İMKB Şirketleri Üzerinde Ampirik Bir Araştırma

SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI

YER ALTI DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İstenecek Veriler

KAR KALİTESİ VE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İMKB DE TEST EDİLMESİ *

DOĞAL GAZ DEPOLAMA ġġrketlerġ ĠÇĠN TARĠFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BĠRĠNCĠ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġstenecek Veriler

ALLIANZ YAŞAM VE EMEKLİLİK A.Ş. KOÇ İŞTİRAK ENDEKSİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İÇTÜZÜĞÜ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

TCMB FAĐZ KARARLARININ HĐSSE SENEDĐ PĐYASALARI ÜZERĐNE ETKĐSĐ

Neden Artan Vergi Oranları İşletmeleri Borçla Finansmana Özendirir?

Aksigorta Anonim Şirketi. 1 Ocak 30 Eylül 2014 ara hesap dönemine ait finansal tablolar ve bağımsız sınırlı denetim raporu

ARBUL ENTEGRE TEKSTİL İŞLETMELERİ ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

DEĞERE DAYALI PERFORMANS ÖLÇÜSÜ OLARAK EKONOMĐK KATMA DEĞER ĐN KURAMSAL

VARSAYIMLAR GERÇEKLEŞME RAPORU

Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:09/5

KONYA İLİ SICAKLIK VERİLERİNİN ÇİFTDOĞRUSAL ZAMAN SERİSİ MODELİ İLE MODELLENMESİ

ARBUL ENTEGRE TEKSTİL İŞLETMELERİ ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ

İMKB NİN LATİN AMERİKA BORSALARIYLA İLİŞKİSİ ÜZERİNE ÇOK DEĞİŞKENLİ GARCH MODELLEMESİ

DÖVİZ KURU POLİTİKALARI VE TÜRKİYE DE DÖVİZ KURU OYNAKLIĞININ ETKİLEŞİMLERİ

ÖZBAL ÇELİK BORU SANAYİ TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. 30 EYLÜL 2018 TARİHİ İTİBARIYLA TTK 376 BİLANÇO VE DİPNOTLARI

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 EYLÜL 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

HİSSE SENEDİ PİYASALARINDA SÜRÜ DAVRANIŞI: BİST TE BİR ARAŞTIRMA HERDING IN STOCK MARKETS: A RESEARCH IN BIST Bahadır ERGÜN Hatice DOĞUKANLI

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 MART 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

A. ENFLASYON VE İŞSİZLİK A.1. Enflasyon ve Tanımı: Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışlardır. Temel olarak ortaya çıkış nedenleri üçe ayrılır:

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 1 Nisan 2010 EKONOMİ NOTLARI FİNANSAL STRES VE İKTİSADİ FAALİYET

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

TRABZONSPOR SPORTİF YATIRIM VE FUTBOL İŞLETMECİLİĞİ TİCARET A.Ş

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

İZMİR FIRÇA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

Para Politikası, Parasal Büyüklükler ve Küresel Mali Kriz Sonrası Gelişmeler. K. Azim Özdemir

Te-mapol Polimer Plastik ve İnş. San. Tic. A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin 1. Değerlendirme Raporu

PERGAMON STATUS DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

KAFEİN YAZILIM HİZMETLERİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ DENETİM KOMİTESİ TARAFINDAN SERMAYE PİYASASI KURULU NUN VII-128

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

Tüketici Güveni ve Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki Nedensellik İlişkisi: Türkiye Örneği (2004: :01)

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 HAZİRAN 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

: HOŞNUDĐYE MH.ŞAHĐN CD.NO:84 ESKĐŞEHĐR b ) Telefon ve Faks Numarası : c ) Elektronik Posta Adresi

Müdürlüğünüzde... tarihinde... yevmiye no. ile kat irtifakı tesisi sırasında tescil edilen yönetim planındaki mevcut maddelerden;

THE CAUSALITY RELATION BETWEEN CONSUMER CONFIDENCE AND STOCK PRICES: CASE OF TURKEY. Abstract

FORECASTING TOURISM DEMAND BY ARTIFICIAL NEURAL NETWORKS AND TIME SERIES METHODS: A COMPARATIVE ANALYSIS IN INBOUND TOURISM DEMAND TO ANTALYA

Bakanlar Medya A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin 2. Değerlendirme Raporu

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

EGELİ & CO YATIRIM HOLDİNG A.Ş. 31 ARALIK 2017 TARİHLİ SOLO BİLANÇO VE DİPNOTLARI

HEDEF GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 30 HAZİRAN 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK TESTLERİNİN KÜÇÜK ÖRNEKLEM ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ULUSLARARASI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2009 TARİHİ İTİBARİYLE FİNANSAL TABLOLAR

DARDANEL ÖNENTAŞ GIDA SAN.A.Ş TARİHLİ SOLO BİLANÇOLAR VE DİPNOTLARI

ULUSAL HİSSE SENETLERİ PİYASASI NDA ETKİNLİK

HEDEF GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIĞI ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

31/12/2004 tarihli Bilanço ( YTL) Varlıklar (+) 1,162,813.- Borçlar (-) -2,913.- Gelirler Toplamı 108, Giderler Toplamı -39,305.-.

Verimlilik Dergisi T. C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2015/3

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Geçiş Sürecinin Planlanmasında Doğrusal En İyileme Tekniğinin Kullanılması

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

PERGAMON STATUS DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

Siyasal Katılmayı Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma: Tavşanlı - Kütahya Örneği. Hasan DURAN

ULUSOY UN SANAYİ VE TİCARET A.Ş. DEĞERLENDİRME RAPORU-2 ŞEKER YATIRIM MENKUL DEĞERLER A.Ş. 29 EYLÜL 2015

FİNANSAL PİYASA VOLATİLİTESİ VE EKONOMİ

MAKİNA TAKIM ENDÜSTRİSİ A.Ş. 31 ARALIK 2015 TARİHLİ TTK 376 BİLANÇOSU VE DİPNOTLARI

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası nda haftanın günü etkisi ve Ocak ayı anomalilerinin ARCH-GARCH modelleri ile test edilmesi

BAKANLAR MEDYA ANONİM ŞİRKETİ. Halka Arzdan Elde Edilen Fonların Kullanımına Dair II. Yönetim Kurulu Raporu

Box-Jenkıns Modelleri ile Aylık Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Uygulama

RTA LABORATUVARLARI BİYOLOJİK ÜRÜNLER İLAÇ VE MAKİNE SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar Anonim Şirketi ve Bağlı Ortaklıkları

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI DÖVİZ CİNSİNDEN YATIRIM ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 MART 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

MUHASEBE, DENETİM VE ETİK KURALLAR

31/12/2004 tarihli Bilanço (YTL) 31/12/2004 tarihli Gelir Tablosu (YTL) Varlıklar (+) 10,122,098.- Borçlar (-) -20,410.-

KEREVİTAŞ GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 31 ARALIK 2013 TARİHLİ KONSOLİDE TTK 376 BİLANÇOSU VE DİPNOTLARI

HALKA ARZ FĠYAT TESPĠT RAPORUNA ĠLĠġKĠN DEĞERLENDĠRME RAPORU

MENKUL KIYMETLER BORSASI ARACI KURUMLARINDA ĐŞLEM YAPAN YATIRIMCILAR ÜZERĐNE BĐR ARAŞTIRMA Kemal Poyraz*

EKİZ KİMYA SANAYİ VE TİCARET A.Ş TARİHLİ TTK 376 FİNANSAL DURUM TABLOSU VE DİPNOTLARI

Yaz Saati Uygulaması Anomalisinin İMKB 100 Endeks Getirisine Etkisinin Test Edilmesi

TÜRKİYE ELEKTRİK PİYASASİNDA RÜZGAR ENERJİSİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2007 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

Dene0m Faaliyetlerinin Dönüşümünde, İç Denetçinin Liderlik Rolüne İlişkin Bir Uygulama Modeli

RTA LABORATUVARLARI BİYOLOJİK ÜRÜNLER İLAÇ VE MAKİNE SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

YATIRIM KARARLARININ DEĞERLENDİRİLMESİNDE REEL OPSİYONLAR YAKLAŞIMI VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNE BİR UYGULAMASI

PERGAMON STATUS DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

Emeklilik Fayda Planlarında Muhasebeleştirme ve Raporlama

OYAK EMEKLİLİK A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI KARMA EMEKLİLİK YATIRIM FONU 31 ARALIK 2005 TARİHİ İTİBARİYLE MALİ TABLOLAR

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

TURKISH BANK A.Ş. KONSOLİDE BİLANÇOSU

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH

KOÇTAŞ YAPI MARKETLERİ TİC. A. Ş. 31 ARALIK 2014 TARİHİ İTİBARİYLE HAZIRLANAN FİNANSAL TABLOLAR

Türkiye nin Kabuklu Fındık Üretiminde Üretim-Fiyat İlişkisinin Koyck Yaklaşımı İle Analizi

Senkron Güvenlik ve İletişim Sistemleri Anonim Şirketi FİYAT TESPİT RAPORUNA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME RAPORU

Yayla Enerji Üretim Turizm ve İnşaat Ticaret A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin Değerlendirme Raporu

Hisse Senedi Fiyatlarıyla Yabancı İşlem Hacmi Arasında Nedensellik:

AN EMPIRICAL STUDY ON BUDGET REVENUE- EXPENDITURE MANAGEMENT IN PERIOD IN TURKEY: A COMPARISON OF SINGLE PARTY AND COALITION GOVERNMENTS

AKTİF TOPLAMI 153, , , , , ,818. İlişikteki açıklama ve dipnotlar bu mali tabloların tamamlayıcı bir unsurudur.

Transkript:

FİNANSAL BİLGİ MANİPÜLASYONU: İMKB ŞİRKETLERİ ÜZERİNE AMPİRİK BİR ÇALIŞMA Cemal Küçüksözen Güray Küçükkocaoğlu ÖZET Finansal piyasaların emel aşı olan finansal bilginin, ekonomik performansı çeşili yollarla arırabileceği kabul edilmekedir. Bununla birlike kar yöneimi, karın isikrarlı hale geirilmesi, aldaıcı finansal raporlama, yaraıcı muhasebe uygulamaları, agresif muhasebe, muhasebe haa ve usulsüzlükleri ve muhasebe manipülasyonu olarak değişik ifadelerle adlandırılan finansal bilgi manipülasyonu, ekonomide kaynak ahsisinde ekinliği azalmakadır. Muhasebe lieraüründe geçmişe yapılan çalışmalar finansal bilgi manipülasyonunu; bazı kişisel ya da kurumsal amaçlarla finansal raporlama sürecine müdahale edilerek, kamuya açıklanacak finansal bilgilerin değişirilmesi olarak anımlamakadır. Bu çalışmanın amacı; finansal bilgi manipülasyonunu nedenleri, yönemleri, amaçları, eknikleri ve sonuçları kapsamında açıklamak, ayrıca Türkiye deki şirkelerin finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarını oraya koyacak bir model gelişirmekir. Bu kapsamda, hisse seneleri İMKB de işlem gören şirkelerin finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarını ahmin emek amacıyla Beneish (1999) modeli revize edilerek kullanılmışır. Bu çerçevede oluşurulan Modeldeki 9 açıklayıcı değişkenden 6 anesinin, İMKB şirkelerince yapılabilecek finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının oraya çıkarılması veya ahmin edilmesi açısından anlamlı ve yararlı olduğu görülmüşür. Ayrıca, Türkiye de oraya çıkarılan örnek olaylardan harekele, finansal bilgi manipülasyonunun önlenmesine yönelik öneriler gelişirilmişir. Anahar Kelimeler: Finansal bilgi; finansal ablolar; manipülasyon; kar yöneimi; İMKB. ABSTRACT I is admied ha financial informaion, as he bedrock of financial markes, can improve economic performance hrough several ways. However, manipulaion of financial informaion, which is called by several erms such as earnings managemen, income smoohing, fraudulen financial reporing, creaive accouning pracices, aggressive accouning, accouning irregulariies or accoun manipulaion, reduces he efficiency in he allocaion of resources for an economy. The former sudies of he accouning lieraure define manipulaion of financial informaion as an Sermaye Piyasası Kurulu, Piyasa Gözeim ve Düzenleme Dairesi Başkanı, Eskişehir Yolu, Ankara, Tel. +90 312 292 89 00 Email. ckucuksozen@spk.gov.r Başken Üniversiesi, İkisadi ve İdari Bilimler Fakülesi, İşleme Bölümü, Bağlıca Kampüsü, Ankara, Tel. +90 312 234 10 10 /1728 E-mail. gurayk@basken.edu.r 1

inervenion in he financial reporing process wih he inen of obaining some personal and/or corporae gains by changing he financial informaion ha is o be disclosed publicly. The objecive of his paper is o explain he causes, mehods, incenives, echniques and consequences of manipulaion in financial reporing, and also o develop a model for deecing manipulaive pracices in financial reporing a Turkish companies. A revised version of he model ha was developed by Beneish (1999) is used in order o esimae he manipulaive pracices in financial reporing a companies lised on he Isanbul Sock Exchange (ISE). We found ha six ou of nine explanaory variables in our model are significan and useful in deecing or esimaing he exisence of manipulaive pracices in financial reporing a ISE companies. Furhermore, afer analyzing some cases a Turkish companies we sugges a se of measures o be aken for prevening such manipulaive pracices. Key Words: Financial informaion; financial saemens; manipulaion; earnings managemen; ISE. 1. Giriş Finansal ablo ve raporların üreildiği muhasebe sisemi, pek çok farklı duruma uygulanabilirliği sağlamak için alernaifli düzenlemeler içermekedir. Bu esneklik ile finansal piyasalardaki gelişmelere uygun muhasebe sandarlarının hazırlanma sürecindeki boşluk veya gecikmeden dolayı ya da yasal düzenlemelere aykırı uygulamalar dahil pek çok yönem kullanılarak, şirke yekilileri arafından, finansal ablo ve raporlarda yer alan bilgilerin manipüle edildiği görülmekedir. Kar yöneimi, karın isikrarlı hale geirilmesi, muhasebe hileleri, yaraıcı muhasebe uygulamaları ve agresif muhasebe vb. yönemlerle gerçekleşen ve Şirkelerin finansal ablo ve raporlarında yer alan verilerin yöneicilerin isekleri ile uyumlu olması amacıyla finansal ablo ve raporların düzenlenme sürecine (muhasebe sandarları çerçevesinde ya da bunun dışında) müdahalede bulunulması olarak anımlanabilen finansal bilgi manipülasyonu ile şirkelerin finansal durumu ve faaliye sonuçları hakkında ilgililere gerçeğe aykırı bilgi sunulabilmekedir. Şirkeler arafından piyasaya sunulan bilgilerin, finansal bilgi manipülasyonu nedeniyle, şirkelerin gerçek finansal durumlarını ve faaliye sonuçları yansımaması, bir arafan bu şirkelerin menkul kıymelerine yaırım yapan yaırımcıların zarara uğramalarına ve siseme olan güvenlerinin sarsılmasına, diğer arafan yanlış bilgi üzerine alınan menkul kıyme alım-saım kararları nedeniyle kaynakların (fonların) yanlış ve verimsiz alanlara ahsis edilmesine, dolayısıyla ekonomiye ek bir maliye yüklenmesine neden olmakadır. Buna ilişkin önemli bir gelişme 2001 yılında Amerika Birleşik Devleleri (ABD) nde yaşanmışır. ABD sermaye piyasaları ve genelde ABD ekonomisi, piyasa mekanizmasının en iyi çalışığı ekonomi olarak kabul edilmeke, dolayısıyla da sermaye piyasası dünyanın en ekin sermaye piyasası olarak bilinmekedir. ABD sermaye piyasaları ile ilgili olarak yapılan araşırmalar da bu genel kanıyı doğrular sonuçlar oraya koymakadır. ABD sermaye piyasalarının ekinliğinin emelinde, bilgisel anlamda ekinlik olarak da bilinen ve sermaye piyasalarında hisse senelerine ilişkin olarak gerçekleşen fiyaların, o sene ve onu ihraç eden şirkee ilişkin büün bilgileri yansıığı kabulüne dayanan varsayım yamakadır. Bu 2

varsayım esas iibariyle, şirkeler arafından sermaye piyasalarına sunulan bilgilerin (bir arafan çok güçlü olarak uygulandığı kabul edilen muhasebe sandarları ve bağımsız deneim mekanizması ile diğer arafan şirkelerin yanlış bilgi sunulmasına imkan vermeyen kurumsal yapıları sayesinde), şirkelerin gerçek finansal durumlarını ve faaliye sonuçlarını yansıığı kabulüne dayanmakadır. Ancak, 2001 yılı sonlarında oraya çıkan Enron, Worldcom vb. skandallarla, aslında ABD ekonomisinin en büyük şirkelerinden bazıları arafından kamuya açıklanan bilgilerin yanlış ve yanılıcı olabildiği, çeşili finansal bilgi manipülasyonu yönemleri ile şirkelerin finansal durum ve faaliye sonuçlarının olduğundan daha iyi olarak kamuya sunulabildiği oraya çıkmışır. Bu gelişme, ABD ekonomisine, bu ekonominin gizli eli piyasa mekanizmasına ve bunun kurum ve kuruluşlarına olan güveni sarsmışır. Haa 11 Eylül 2001 günü ABD-New York a gerçekleşen ve sadece ABD yi değil büün dünyayı sarsan eröris saldırı ile kıyaslanarak, bu olaylardan hangisinin ABD oplumunu, oplumun kendisi hakkındaki algısı açısından, daha olumsuz ekilediği arışılmışır. Bu konuda, Krugman (2002) ; Şok edici bir olaydı. Amerika nın gerek dünya, gerekse kendisiyle ilgili algılamaları bir anda değişiverdi. Hayır hayır, ben 11 Eylül den bahsemiyorum. Benim sözünü eiğim Enron skandalı. Son ayların klişe sloganı 11 Eylül ün her şeyi değişirdiği idi. Ama ben buna hiç inanmadım. Tek bir olayın her şeyi değişirebilmesi için, öncelikle sizin kendinize bakışınızı değişirmeniz gerek. Oysa 11 Eylül bize Vahabilik hakkında çok şey öğreiği halde, Amerikanizm hakkında yeni bir şey öğremedi. Enron ise, hiç arışma göürmeyecek şekilde bizimle, Amerikalılarla ilgili bir vakaydı. Enron skandalı, kendimiz hakkında muhemelen bildiğimiz, ama görmezliken geldiğimiz şeyleri açığa çıkardı. Benim ahminim o ki, yıllar sonra Amerikan oplumunun dönüm nokası olarak anılacak olay 11 Eylül değil, Enron olacakır. demekedir. Bununla birlike, finansal bilgi manipülasyonunun sermaye piyasalarına olan en büyük maliyei, sermaye piyasalarının ekonomide kaynakların verimli alanlara ahsisi ile ilgili fonksiyonunu bozmasıdır. Diğer bir ifade ile finansal bilgi manipülasyonu nedeniyle, şirkelerin gerçek finansal durumlarının ve faaliye sonuçlarının finansal bilgi kullanıcılarına yansıılmaması; bir arafan, bu şirkelerin menkul kıymelerine yaırım yapan yaırımcıların zarara uğramalarına ve siseme olan güvenlerinin sarsılmasına, diğer arafan, yanlış bilgi üzerine alınan gerek şirkelerdeki yaırım kararları ve gerekse yaırımcıların menkul kıyme alım-saım kararları nedeniyle de kaynakların (fonların) yanlış ve verimsiz alanlara ahsis edilmesine, dolayısıyla ekonomiye ek bir maliye yüklenmesine neden olmakadır. Finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının oraya çıkarılması esas iibariyle, sorumlu oorielerin deneim ve incelemeleri ile mümkün olabilmekedir. Bunun yanında, çalışmamızda ayrınılı olarak değerlendirilen modeller çerçevesinde, akademisyenler arafından, kamuya açıklanan finansal bilgilerden harekele finansal bilgi manipülasyonu uygulamaları, ampirik çalışmalarla ahmin edilmeye çalışılmakadır. Bu çalışmalar, ahakkuk esası ile oluşan finansal ablo kalemlerinde yıllar iibarıyla oraya çıkan değişimi esas alarak, bu değişimdeki dalgalanmanın finansal bilgi manipülasyonunun 3

amaçları olarak belirlenen bazı durumlarla açıklanıp açıklanamayacağını belirlemeye, bu kapsamda finansal bilgi manipülasyonu uygulamasının varlığını ahmin emeye yönelikir. Finansal bilgi manipülasyonunun ahmini ile ilgili olarak, ahakkuk esası çerçevesinde oluşan finansal ablo kalemlerinde yıllar iibariyle oraya çıkan değişim yanında, finansal bilgi manipülasyonun gösergesi olabileceği kabul edilen ve finansal ablolardan üreilen bazı rasyoları da bağımsız değişken olarak analize dahil eden modeller de lieraürde yer almışır. Çalışmamızda bu modellerden yararlanılarak, Türkiye de finansal bilgileri kamuya açıklanan şirkelerin, finansal bilgi manipülasyonuna başvurup başvurmadıklarını oraya çıkarmak üzere ampirik bir çalışma yapılmışır. Bu kapsamda İMKB de hisse seneleri işlem gören şirkelerin finansal bilgi manipülasyonu yapıp yapmadıklarını ahmin emek amacıyla, Çalışmamızda ayrınılı olarak açıklanan modeller arasından, Beneish (1999) modeli kullanılmışır. Finansal bilgi manipülasyonunun, yönemleri; nedenleri; amaçları; eknikleri; sonuçları ve oraya çıkarılmasına yönelik modeller iibariyle incelendiği bu çalışma aşağıda belirilen kapsamda gerçekleşirilmişir. Çalışmanın birinci bölümünde finansal bilgi manipülasyonu, yönemleri, nedenleri, amaçları ve eknikleri iibariyle incelenmiş; ikinci bölümde finansal bilgi manipülasyonunun sonuçları üzerinde durulmuş; üçüncü bölümünde finansal bilgi manipülasyonunun oraya çıkarılmasına yönelik modeller incelenmiş ve Türkiye de finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının oraya çıkarılmasına ilişkin olarak İMKB şirkelerinin esas alındığı bir ampirik çalışmaya yer verilmiş; dördüncü ve son bölümünde ise ulaşılan sonuçlar ile finansal bilgi manipülasyonunun önlenmesine ilişkin öneriler açıklanmışır. 2. Finansal Bilgi Manipülasyonu, Yönemleri, Nedenleri, Amaçları ve Teknikleri Finansal bilgi; bir şirkein muhasebe ve finansal raporlama sisemi arafından üreilen, şirkein finansal durum, faaliye ve faaliye sonuçları ile ilgili, para ile ifade edilen ve bağımsız deneimden geçirilerek ilgililere finansal ablo ve raporlar ile özel durum açıklaması şeklinde sunulan bilgi olarak anımlanabilir. Finansal bilgi, hakkında bilgi sağladığı şirke ile ilgili olarak, bir arafan bu şirkele ilgilenenlere, diğer arafan şirke yöneimine bilgi sağlamakadır. Bu bilgiler, gerek şirke yöneiminin yaırım kararlarında, gerekse şirkele ilgilenenlerin bu şirkele ilgili kararlarında ekili olmakadır. Alınan bu kararlar esas iibariyle bir ekonomideki kaynakların ahsisi ile ilgili kararlardır. Dolayısıyla, doğru finansal bilgilere dayalı olarak, zamanında verilen kararlar ekonomideki kaynak ahsisinin ekin bir şekilde gerçekleşmesi ile sonuçlanarak ekonomik gelişmeye kakı sağlarken, yanlış ya da eksik finansal bilgiye dayalı olarak alınan kararlar da ekonomide kaynak israfına neden olmakadır. Finansal bilgi manipülasyonu, şirkelerin genel kabul görmüş muhasebe ilkelerindeki normal raporlama ile ilgili esnekliklerden yararlanmaları ya da bu esneklik sınırlarını aşarak düzenlemelere ve sandarlara aykırı bir şekilde, finansal durum ve faaliye sonuçlarını gerçek durumdan farklı gösermek üzere, finansal bilgiler üzerinde oynamaları sureiyle gerçekleşmekedir. 4

2.1. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Yönemleri Finansal bilgi manipülasyonu ile ilgili olarak aşağıda açıklanan yönemler oraya çıkmakadır: Kar Yöneimi (Earnings Managemen); bir şirkein ekonomik performansı hakkında, şirkele ilgili bazı arafların yanılılması ya da kamuya açıklanan kar rakamına bağlı bazı sözleşmesel sonuçların ekilenmesi amacına yönelik olarak, yöneicilerin finansal raporlama sürecinde aldıkları kararlarla veya gerçekleşirdikleri işlemlerle finansal sonuçları değişirmeleridir. Diğer bir ifadeyle, yaırımcıların ya da ilgililerin karar ve düşüncelerini ekileyecek ya da değişirecek nielike, muhasebe verilerinin ya da önemli durumların kasılı ve bilinçli olarak yanlış ya da eksik açıklanması ya da hiç açıklanmamasıdır. Karın İsikrarlı Hale Geirilmesi (Income Smoohing); karın isikrarlı bir rend sürdürdüğü, dolayısıyla şirkein karlılığına ilişkin riskin az olduğu izlenimi yaramak amacıyla, karın çeşili muhasebe uygulamaları ve faaliyelere ilişkin kararlarla değişirilmesidir. Böylece şirkelerin finansal performansları hakkında ilgililer ya da finansal bilgi kullanıcıları yanılılmakadır. Karın isikrarlı hale geirilmesi uygulamalarında, isikrarlı hale geirilmesine çalışılan kar kavramı ne kar, ne faaliye karı, vergi öncesi kar, hisse başına kar veya hisse başına kar payı olabilmekedir. Yaraıcı Muhasebe Uygulamaları (Creaive Accouning Pracices); lieraürde bazı yazarlar arafından kar yöneimi, karın isikrarlı hale geirilmesi, agresif muhasebe uygulamaları ve aldaıcı finansal raporlama gibi finansal bilgi manipülasyonu yönemlerinin amamını kapsamak üzere kullanılmakadır. Diğer bir ifade ile, yaraıcı muhasebe uygulamalarının anımı ve içeriği konusunda bir konsensüs bulunmamakadır, dolayısıyla yaraıcı muhasebe finansal bilgi manipülasyonunun diğer yönemlerinin bir karışımıdır. Bununla birlike, yaraıcı muhasebe uygulamalarının bilanço, gelir ablosu ve naki akım ablosu gibi finansal ablo kalemlerinin sınıflandırılması üzerinde yoğunlaşığı söylenebilir. Gerek akademik lieraürde ve gerekse uygulamada yaraıcı muhasebe uygulamalarına örnek olarak göserilen bazı işlem ve uygulamalar aşağıdaki gibi sıralanabilir; i. Fikif gelir yaraılması ya da gelirin ahakkuk emeden muhasebeleşirilmesi, ii. Faiz giderlerinin agresif bir şekilde akifleşirilmesi veya amorisman periyodunun uzaılması, iii. Varlık ve yükümlülüklerin gerçeğe aykırı olarak açıklanması, iv. Olağanüsü gelirlerin faaliye gelirleri olarak, faaliye giderlerinin ise olağan üsü giderler olarak göserilmesi gibi işlemlerle gelir ablosu kalemlerinin sınıflandırılmasının değişirilmesi, v. Şirkein naki üreme gücünün yüksek olduğu izlenimi yaramak üzere naki akım ablosunda yaırımlardan ya da diğer faaliyelerden sağlanan nakdin, faaliyelerden sağlanan naki gibi göserilmesi. Agresif Muhasebe (Aggresive Accouning); belirli dönemlerde karı yüksek gösermek amacıyla, genellikle muhasebe sandarlarının zorlanması sureiyle, konsinye saışların ve faurası kesilmiş ancak henüz müşeriye sevk edilmemiş mal uarlarının saış geliri olarak kaydedilmesi, ayrıca gelir olarak kaydedilen faaliyelere ilişkin bazı harcama ve giderlerin sonraki dönemlere erelenmesi gibi uygulamalardır. Dolayısıyla burada da, şirkein finansal durum ve faaliye sonuçlarına ilişkin olarak, ilgililere en azından yanılıcı ve eksik bilgi verilmesi söz konusudur. 5

Büyük Temizlik Muhasebesi (Big Bah Accouning); şirkelerde yöneimlerin değişiği dönemlerde, yeni yöneimin bazı verimsiz akifleri gider yazmak sureiyle bilançosundan çıkarması, böylece bir arafan geçmiş yöneimin görevde olduğu dönemlerin olduğundan daha zararlı, diğer arafan gelecek dönemlerin daha karlı olduğu izlenimi yaraılmasına yönelik işlem ve uygulamalardır. Aldaıcı Finansal Raporlama (Fraudulen Financial Reporing); yaraıcı muhasebe uygulamaları, agresif muhasebe ve muhasebe usulsüzlükleri şeklinde de anımlanan ve finansal bilgi kullanıcılarının yine şirkelerin finansal durum ve faaliye sonuçları hakkında yanlış, gerçeğe aykırı olarak bilgilendirilmesi sonucunu doğuran finansal bilgi manipülasyonu yönemlerinin bir karışımıdır. Ancak, aldaıcı finansal raporlama gerek kası unsuru açısından ve gerekse bu kapsamda gerçekleşirilen, fikif kayı oluşurulması, gerçeğe aykırı, sahe faura, sevk irsaliyesi vb. belgeler düzenlenmesi gibi konusu ayrı bir suç oluşuran işlem ve uygulamalar nedeniyle de sonuçları iibariyle daha vahimdir. Ayrıca lieraürde, bir idari makam arafından espi edilerek idari bir işleme abi uulan ya da yargı arafından bir müeyyideye bağlanan finansal bilgi manipülasyonu işlem ya da uygulamalarını anımlamak için aldaıcı finansal raporlama kavramı kullanılmakadır. Muhasebe Haa ve Usulsüzlükleri (Accouning Errors and Irregulariies); finansal ablolarda kasılı olmayarak yanlış bilgi açıklanması ya da bazı bilgilere yer verilmemesi ya da bazı bilgilerin açıklanmaması şeklinde anımlanan haa aşağıdaki durumlarda söz konusu olabilmekedir; i. Finansal abloların hazırlanması sürecinde bilgilerin oplanması ve işlenmesi sırasında yanlışlık yapılması, ii. Olayların gözeimi, izlenmesi veya değerlendirilmesinden kaynaklanan muhasebe ahminlerinin doğru olmaması, iii. Finansal bilgilerin uar, sınıflandırma, sunum ve kamuya açıklanması ile ilgili muhasebe sandar ve prensiplerinin uygulanması sırasında yapılan yanlışlıklar, haalar. Finansal ablolarda varlıkların yanılıcı ya da uygun olmayan şekilde sunulması biçiminde aldaıcı finansal raporlamayı da kapsayan usulsüzlük durumları için de aşağıdaki örnekler verilebilir; i. Finansal abloların hazırlanması sürecinde yararlanılan kayılarda ya da yardımcı dokümanlarda, kayıların manipüle edilmesi, ahrif edilmesi ya da değişirilmesi, ii. Bazı olayların, işlemlerin ya da diğer bilgilerin kasılı olarak yanlış sunulması ya da hiç sunulmaması veya alanması, iii. Finansal bilgilerin uar, sınıflandırma, sunum ve kamuya açıklanması ile ilgili muhasebe sandar ve prensiplerinin kasılı olarak yanlış uygulanması. Yukarıda ayrınılı olarak açıklandığı gibi kar yöneimi, karın isikrarlı hale geirilmesi, yaraıcı muhasebe uygulamaları, agresif muhasebe, büyük emizlik muhasebesi, aldaıcı finansal raporlama ve muhasebe haa ve usulsüzlükleri şeklinde oraya çıkan ve kısaca bir şirkein finansal durum, faaliye ve faaliye sonuçları hakkında, ilgililere ya da finansal bilgi kullanıcılarına gerçeğe aykırı bilgi sunulması sonucunu doğuran büün işlem ve uygulamalar, finansal bilgi manipülasyonu olarak değerlendirilmekedir. 6

2.2. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Nedenleri Çalışmamızda yapılan ayrınılı açıklamalar çerçevesinde, finansal bilgi manipülasyonunun nedenleri olarak; i. Şirkelerin zayıf yöneim yapıları, ii. Yöneicilerin menfaaleri ve şirkelerin oraklık yapıları, iii. Şirkelerdeki zayıf iç deneim sisemi ve yeersiz bağımsız deneim komieleri (ya da bağımsız deneim komiesinin hiç olmaması), iv. Finansal raporlama sürecinde finansal bilginin raporlanması açısından gerçek zamanlı değil periyodik bilgilendirmenin esas alınması, v. Periyodik finansal raporlama siseminin oraya çıkardığı finansal analislerin ve bunların ahminleri ile bu ahminlerin şirkelerin yöneimi üzerinde oluşurduğu baskı, vi. Muhasebe sandarlarındaki, gerçekleşme, ahsis ve ahakkuk kavramları ve bu kavramlar da dahil olmak üzere muhasebe siseminin bir işleme için ekonomik sonuç doğuran işlem ve olayların kaydedilme zamanı (gerçekleşme), uarı (ahmin dahil değerleme) ve raporlanmasına ilişkin sağladığı esneklikler, sayılabilir. Bunların yanında, şirkelerin yöneim yapıları kapsamında değerlendirilmesi gereken bağımsız deneim sisemi de finansal bilgi manipülasyonu üzerinde olumlu ya da olumsuz ekilere sahipir. Şirkelerin üs yöneimleri, bu arada yöneim kurulları yanında, şirkelerdeki iç deneim sisemi ve 1987 deki Treadway Komisyonu çalışmaları ile gündeme gelen ve bundan sonra yaygınlık kazanan bağımsız deneim komieleri ile bağımsız deneim sisemi finansal raporlama sürecinde çok önemli bir rol oynamakadır. Şirkelerin zayıf yöneim yapıları (bu kapsamda fonksiyonlarını ekili bir şekilde yerine geirmeyen iç deneim sisemi ve bağımsız deneim komieleri) ve kaliesiz bağımsız deneim finansal bilgi manipülasyonunun en önemli nedenleri arasındadır. Bağımsız deneim siseminin ya da bağımsız deneçinin finansal bilgi manipülasyonundaki sorumluluğu, 1980 li yıllarda birincil iken, diğer bir ifadeyle finansal bilgi manipülasyonundan bağımsız deneçiler birinci derecede sorumlu kabul edilirken, özellikle 1987 de açıklanan Treadway Komisyonu Raporundaki öneriler sonrasında bu sorumluluk ikincil düzeye gerilemiş, öncelikli sorumluluğun şirkelerin üs yöneimlerinde, bu arada yöneim kurulunda, bağımsız deneim komiesinde, genel müdür ve diğer üs yöneicilerde ve iç deneim siseminde olduğu benimsenmişir. Bağımsız deneçinin finansal bilgi manipülasyonundaki sorumluluğunda meydana gelen (bağımsız deneçilerin lehindeki) bu değişiklik, finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının yaygınlaşığı dönemle çakışmışır. Özellikle 2001 de yaşanan Enron skandalı sonrasında, Enron şirkeinin bağımsız deneimini üslenen ve beş büyük bağımsız deneim şirkeinden biri olan (dolayısıyla kalieli bağımsız deneim yapığı ve finansal bilgi manipülasyonu girişimlerini önlediği varsayılan) Arhur Andersen in piyasadan çekilmek zorunda kalması, bağımsız deneim şirkelerinin finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarındaki sorumluluklarını ekrar gündeme geirmiş ve ABD de 2002 yılında çıkarılan Sarbanes-Oxley Kanunu ile bu konudaki düzenlemelerde; bağımsız deneçilerle şirkeler arasında oraya çıkabilecek olası çıkar çaışmalarının önlenmesi (bağımsız deneim kuruluşları arafından, bağımsız deneimini üslendikleri şirkelere danışmanlık hizmeinin verilememesi), bağımsızlığın sağlanması (sorumlu 7

orak başdeneçi roasyonu) ve finansal bilgi manipülasyonuna neden olanlar için öngörülen müeyyidelerin arırılması gibi önemli değişiklikler yapılmışır. 2.3. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Amaçları Lieraürde oraya konan finansal bilgi manipülasyonu amaçlarına (moivasyonlarına) bakıldığında bunlar arasında; i. Şirkein hisse senedi fiyaını ve riskini ekilemek, ii. Borç sözleşmelerindeki finansal koşulları sağlamak, iii. Krediörler, yaırımcılar ve çalışanlarla ilişkileri iyi umak, iv. Yöneici ücrelerini manipüle emek, v. Halka açılmak veya sermaye arırımı sureiyle sağlanacak fon uarını arırmak, vi. Poliik ve hukuki düzenlemelerden kaynaklanabilecek risklerden kaçınmak, vii. Yaırımcıların şirkele ilgili olarak algıladıkları riski azalmak, viii. Şirkein gelecekeki performansı hakkında piyasaya olumlu sinyal göndermek ve ix. Vergi avanajı sağlamak, sayılabilir. 2.4. Finansal Bilgi Manipülasyonu Teknikleri Finansal bilgi manipülasyonu uygulamasında kullanılan eknikler, diğer bir ifade ile bu süreçe yapılan işlem, faaliye ve uygulamalar esas iibariyle ilgili oorielerin deneimleri sonucunda oraya çıkarılmakadır. Akademik çalışmalarda ise, finansal bilgi manipülasyonunun belirli amaçlarla gerçekleşip gerçekleşmediği, çalışmanın izleyen bölümlerinde açıklanacak olan bazı yönemler kullanılarak ahmin edilmeye çalışılmakadır. Dolayısıyla finansal bilgi manipülasyonu eknikleri, oraya çıkarılan gerçek olaylarda yapılan işlem ve uygulamaları kapsamakadır. Bu çerçevede değerlendirildiğinde finansal bilgi manipülasyonunda; i. Gelirlerin muhasebeleşirilmesi ya da finansal ablolara alınması, ii. Giderlerin ve karşılıkların muhasebeleşirilmesi, iii. Varlık ya da yükümlülüklerin gerçeğe aykırı olarak sunulması, iv. Finansal ablolarda yer alan kalemlere ilişkin sınıflandırmaların değişirilmesi, v. İşlem ya da faaliyelerin amaca uygun olarak oluşurulması, vi. Yapılan işlemlerin fark edilmemesi için konusu ayrı bir suç oluşuran işlem ve uygulamaların gerçekleşirilmesi şeklinde sınıflandırılabilecek kapsamda eknikler kullanılmakadır. Cox ve Weirich e (2002) göre, ABD de SEC deneimi sonucu oraya çıkarılan finansal bilgi manipülasyonu olaylarından % 70 i gelirin erken kayılara alınması ya da fikif gelir kaydedilmesi şeklinde oluşan kar yükselici finansal bilgi manipülasyonlarıdır. Türkiye de oraya çıkarılan finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarında kullanılan ekniklerin; i. % 65 i karı arırmaya diğer bir ifadeyle, finansman giderlerinin cari dönem gideri olarak gelir ablosuna yansıılması yerine akifleşirilmesi, şüpheli alacaklar için eksik karşılık ayrılması, döviz bazında olan borçların döviz saış kuru yerine döviz alış kuru üzerinden değerlenerek döviz kuru değerlemesinden doğan giderlerin daha düşük 8

ii. iii. uarda göserilmesi ve konsinye saışların saış hasılaı olarak kaydedilmesi gibi dönem karını yükselmeye, % 22 si dönem karını düşürmeye, Diğerleri ise, o dönemdeki karı değişirmemekle beraber, finansal ablolarda yer alan hesapların sınıflandırılmasını ve/veya uarlarını değişirmeye yönelik işlem ve uygulamalardan oluşuğu görülmekedir. Dönem karını azalmaya yönelik finansal bilgi manipülasyonu uygulamaları esas iibariyle örülü kar akarımı olarak bilinen işlemlerdir. Sermaye piyasası mevzuaında yasaklanan bu uygulama ile halka açık şirkelerde oluşması gereken kar, Çalışmamızda ayrınılı olarak açıklanan işlem ve uygulamalar ile hakim orağa ya da hakim orağın halka kapalı şirkelerine akarılmakadır. Örülü kar akarımının diğer bir nedeni de grup şirkelerinin ödemeleri gereken verginin en aza indirilmesidir. Örülü kar akarımını sağlayan işlemlerle grup şirkelerinden karlı olanlarda oluşması gereken vergi marahı, karın zararlı şirkelere akarılması nedeniyle oluşmamaka, böylece halka kapalı ya da açık şirkeleri ile bir büün olarak grup, mümkün olan en az uarda vergi ödemekedir. Türkiye deki finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarına yönelik olarak yapılan bir araşırmaya (Ulusoy, 1999) göre, ilk halka arz başvurularının %85 inde finansal bilgi manipülasyonu uygulamaları ile karşılaşılmakadır. Ulusoy a (1999) göre, halka arz başvuruları sırasında karşılaşılan finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının hemen amamı, halka açılmaya esas finansal ablolardaki kar uarını arırmaya yönelikir. Diğer arafan, SPK arafından gerçekleşirilen deneimlerde oraya çıkarılan finansal bilgi manipülasyonu uygulamaları ise, % 67 oranında dönem karını azalmaya, esas iibariyle halka açık şirkeen hakim orağa ya da hakim orağın konrolündeki şirkelere örülü kar akarmaya yönelik işlem ve uygulamalardır. Yukarıda yer alan açıklamalarından da anlaşıldığı gibi, halka açılmak üzere SPK ya başvuran şirkeler, Halka Açılmak Sureiyle Sağlanacak Fon Tuarını Arırmak amacına uygun olarak, halka arz edilen hisse senelerin fiyaını yükselmek, dolayısıyla bu yolla daha fazla fon oplayabilmek için, karı arırmaya yönelik finansal bilgi manipülasyonu uygulamasına gimekedirler. Denelenen şirkelerde ise, çoğunlukla örülü kar akarımı uygulamalarına yönelik finansal bilgi manipülasyonu uygulamaları ile karşılaşılmakadır. 3. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Sonuçları Finansal bilgi manipülasyonu nedeniyle, şirkelerin gerçek finansal durumlarının ve faaliye sonuçlarının finansal bilgi kullanıcılarına yansıılmaması, bir arafan bu şirkelerin menkul kıymelerine yaırım yapan yaırımcıların zarara uğramalarına ve siseme olan güvenlerinin sarsılmasına, diğer arafan yanlış bilgi üzerine alınan gerek şirkelerdeki yaırım kararları ve gerekse yaırımcıların menkul kıyme alım-saım kararları nedeniyle de kaynakların (fonların) yanlış ve verimsiz alanlara ahsis edilmesine, dolayısıyla ekonomiye ek bir maliye yüklenmesine neden olmakadır. 9

Dolayısıyla finansal bilgi manipülasyonunun en önemli sonucu bir ekonomide kaynakların en verimli alanlara ahsis edilmesini önlemesidir. Bunun yanında finansal bilgi manipülasyonun diğer sonuçlarını; i. Hisse senedi fiyalarının dolayısıyla şirkelerin değerlerinin düşmesi, ii. Şirkelerin borçlanma maliyelerinin arması, iii. Çok sayıda yaırımcının zarara uğraması ve yaırımcıların şirkelere, dolayısıyla piyasalara olan güvenlerinin sarsılması, iv. Finansal bilgi manipülaörü şirkeleri akip eden analis sayısının azalması, v. Analislerin şirkelere ilişkin ahminlerindeki isabe oranının düşmesi, vi. Sermaye piyasalarının kaynakların verimli alanlara ahsisi ile ilgili rolünün bozulması, vii. Finansal bilgi manipülaörü şirke yöneicilerinin işine son verilmesi ve/veya söz konusu yöneicilerin yaırımcılar ve ilgili oorieler arafından dava edilmesi ve viii. Bağımsız deneim kuruluşlarının bağımsız deneim işinden çekilmeleri veya bağımsız deneimle ilgili müşerilerini kaybemeleri ve çok yüksek uarlarda azminaa muhaap olmaları şeklinde özelemek mümkündür. Finansal bilgi manipülasyonunun sermaye piyasalarına olan önemli maliyelerinden biri hisse senedi fiyalarında, dolayısıyla şirkelerin piyasa değerinde meydana gelen düşüşür. Bu düşüş, Enron ve Parmala olaylarında görüldüğü gibi, şirke hisselerinin amamen değersiz hale gelmesi şeklinde de gerçekleşebilmekedir. Bu durum, bu hisse senedine yaırım yapan binlerce yaırımcının zarara uğramasına neden olmakadır. Haa, ABD de 2001 de yaşanan Enron olayından sonra görüldüğü gibi, finansal bilgi manipülasyonunun sonuçları, binlerce insanın ölümüne yol açan arihin en büyük erör olaylarından biri olan 11 Eylül 2001 saldırısının sonuçları ile karşılaşırılabilmekedir. Young a (2002) göre, finansal bilgi manipülasyonu şirkelerin finansal raporlama külüründe önemli bir hasar meydan geirmekedir. Çünkü, şirke yöneimi böylece şirke çalışanlarına finansal bilgi manipülasyonu için her düzeyde bazı şeyler yapılabileceği mesajı vermekedir. Böyle bir mesaj verildiken sonra, diğer bir ifade ile cin şişeden çıkıkan sonra bunun konrolü çok zordur. Her düzeydeki yöneici kendisini rakamları farklılaşırmak açısından yekili görmeye başlamakadır. Böyle bir durumda yaırımcılar, müşeriler, saıcılar vd. şirkele ilgili araflar, kendilerini güvende hissedemeyecekleri gibi, bizza yöneicilerin kendileri de içerden doğru bilgileri aldıklarından emin olamazlar. Bu koşullar alında, ihimam ve dikka eksikliği şirkein her arafına bulaşmaka ve bu durum bir şirke külürü haline gelmekedir. Finansal bilgi manipülasyonunun diğer bir sonucu, sermaye piyasalarına ilişkin yasal düzenlemelerde önemli değişiklikler yapılması ve ayrıca piyasalardaki bazı konular ile kurumların arışma gündemine gelmesidir. Bu kapsamda, ABD ve Türkiye de menkul kıymeleri sermaye piyasalarında işlem gören şirkelerin başa iç konrol sisemleri olmak üzere yöneim yapılarına, bağımsız deneim sisemi ile ilişkilerine, ayrıca bağımsız deneim kuruluşlarının sorumluluklarına ve iş yapma biçimlerine ilişkin çeşili düzenlemeler yapılmış ve finansal bilgi manipülasyonuna neden olanlar için uygulanacak müeyyideler ağırlaşırılmışır. Bunun yanında, ABD de finansal analisler, yaırım bankaları, kurumsal yaırımcılar ve derecelendirme kuruluşlarına ilişkin düzenlemeler de gözden geçirilmekedir. 10

AB de ise, bağımsız deneim siseminin gözeimine ilişkin mevcu yapının yeerli olup olmadığı arışma gündemine gelmişir. Bu çerçevede AB Komisyonu, bağımsız deneim kuruluşlarının daha ekin bir şekilde gözeiminin yapılmasını ve bu kuruluşların genel kabul görmüş bağımsız deneim sandarlarına uyumlarının sağlanmasını eminen, ABD deki Halka Açık Şirkeler Muhasebe İzleme Kurulu na benzer bir kuruluşun üye ülkelerde oluşurulmasını gündemine almışır. Diğer arafan IFAC, çalışmalarında daha geniş bir kaılım sağlamak ve bağımsız deneim sandarlarının ve sandar oluşurma sürecinin ekinliğini arırmak amacıyla Kamu Menfaai Gözeim Kurulu adında bir organizasyonu oluşurma çalışmalarını sürdürmekedir. 4. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Oraya Çıkarılması 4.1. Genel Olarak Finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının oraya çıkarılması esas iibariyle, sorumlu oorielerin deneim ve incelemeleri ile mümkün olabilmekedir. Bunun yanında, Çalışmamızda ayrınılı olarak değerlendirilen modeller çerçevesinde, akademisyenler arafından, kamuya açıklanan finansal bilgilerden harekele finansal bilgi manipülasyonunun varlığını ahmin emeye yönelik, ampirik çalışmalar yapılmakadır. Bunun yanında akademik çalışmalar sonucunda oraya çıkarılan kar yöneimi uygulamalarına ilişkin örnek olaylar da vardır. Bu akademik çalışmalar esas iibariyle kamuya açıklanmış bilgilerin analizine ilişkin isaisiksel çalışmalar olup, kar yöneimi uygulamalarını oraya çıkarabilme kapasiesi çok güçlü olmayan isaisiksel modellere dayanmakadır. Bununla birlike, bazı çalışmaların 1 sonuçları, kar yöneimi ile ilgili emel nielike anımlayıcı bilgiler sağlamakadır (Mulford ve Comiskey, 2002). Bu çalışmalar, finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının muhemel amaçları üzerinde yoğunlaşmakadır. Bunlar daha önce de açıklandığı üzere, hisse senelerin fiyaını arırma, zarar gösermeken ya da karda önemli bir düşüş gösermeken kaçınma, piyasa analislerinin kar ahminlerini karşılama ya da onun üzerinde kar göserme, borç sözleşmeleri koşullarını yerine geirememe durumundan veya poliik risklerden kaçınma gibi amaçlardır. Tanımlayıcı yönemlerle yapılan çalışmalarda oraya çıkan bazı bulgular aşağıda verilmekedir (Mulford ve Comiskey, 2002): i. Düşük uarda zarar açıklanması pek sık görülmemeke, ii. Düşük uarda kar açıklaması yaygın olarak görülmeke, iii. Kar rakamında küçük düşüşler pek sık görülmemeke, iv. Kar rakamında küçük arışlar yaygın olarak görülmeke, v. Piyasa analislerinin üzerinde muabık oldukları ahmini kar rakamlarına genellikle ulaşılmaka veya küçük uarlı aşımlar sözkonusu olmaka, 1 Konu ile ilgili ayrınılı bilgi için, Degeorge, Pael ve Zeckhauser (1999); Brown (1998); Burgsahler (1997); Burgsahler ve Dichev (1997); Hayn (1995) ve Richardson, Teoh ve Wysocki ye (1999) bakılabilir (Mulford ve Comiskey, 2002). 11

vi. Analislerce üzerinde muabık kalınan kar rakamlarına küçük sapmalarla ulaşılamaması durumu pek sık görülmemekedir. Çalışmalarda, finansal bilgi manipülasyonunun varlığının espi edilebilmesi için kullanılan yönem, yukarıda açıklanan finansal ablolarla ilgili ölçülerin (kar zarar rakamı, analislerin ahminlerindeki hisse başına kar uarı ve bu ahminlerden sapmalar) simerik olarak dağılması gerekiği varsayımına dayanmakadır. Diğer bir ifade ile düşük uarlı kar açıklanması durumu ile düşük uarlı zarar açıklanması durumunun veya analislerin beklenileri olan kar rakamlarına ulaşma durumu ile ulaşamama durumunun incelenen örnek çapında aynı sıklıkla görülmesi gerekiği emel varsayımdır. Bu durumda, örneğin 100 şirkein karlılık açıklamaları örnek olarak alınmaka ve düşük kar ve zarar rakamı açıklanma sıklıklarına bakılmakadır. Yukarıda belirilen bulgulardan anlaşıldığı üzere, düşük uarda zarar açıklaması nadir olarak görülmeke iken, düşük uarda kar açıklanması yaygın olarak görülmeke; kar rakamlarında küçük düşüşler pek sık görülmemeke iken, küçük arışlar yaygın olarak görülmekedir. Aynı şekilde analislerin ahminlerine genellikle ulaşılması durumu sıklıkla görülmekle birlike, bunun ersi pek sık görülmemekedir. Dolayısıyla, ampirik çalışmalarda ulaşılan sonuçlar, faaliye sonuçları ile ilgili olarak kullanılan ölçülerin simerik olarak dağılması gerekiği varsayımı ile bağdaşmamaka, bu da finansal bilgi manipülasyonunun varlığına işare emekedir. Diğer arafan, uygulanan bu yönemin zayıf yönü de bulunmakadır. Zira yönem, yukarıda belirilen bulgulara yol açabilecek, finansal bilgi manipülasyonu yapılması ile ilgili amaçlar dışında başka nedenlerin olabileceği varsayımını göz ardı emekedir. Bu sakıncanın dışında, bulgular şirkelerin finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarına giiklerini oraya koymakadır (Mulford ve Comiskey, 2002). Akademik çalışmaların bazılarında isaisiksel modeller kullanılmışır. Bu çalışmalarda ilk önceleri, finansal bilgi manipülasyonunun yöneicilere verilen eşvik primlerini ya da ücreleri maksimize emek için kullanıldığı hipoezi es edilmişir. Daha sonraları bu hipoeze, kar yöneiminin ilk halka açılmalarda ve sermaye arırımlarında elde edilecek fon mikarını arırmak, borç sözleşmelerindeki finansal koşulları ihlal emeken kaçınmak ve piyasa analislerinin kar ahminlerini karşılamak hipoezleri eklenmişir. Çalışmanın Finansal Bilgi Manipülasyonunun Amaçları bölümünde de açıklandığı üzere, kullanılan çeşili isaisiki modellerle, bu amaçların geçerli olup olmadığı es edilmiş, diğer bir ifade ile bu ürden girişimlerin varlığı espi edilmeye çalışılmışır. Bu kapsamda örneğin Healy e (1985) göre, kar belirli bir eşiğin alında veya belirli bir avanın üsünde olduğu zaman ahakkuklar genel olarak gelir düşürücüdür. Kar bu iki sınır arasında ise, ahakkuklar % 46 oranında gelir arırıcıdır. Bu sonuçlar, kar arışı eşvik primi uarını yükseliyorsa bu durumda kar arırıcı finansal bilgi manipülasyonu uygulamaları daha çok gerçekleşmekedir varsayımı ile uyumludur. Dolayısıyla, yöneiciler alacakları ücre uarlarını ya da eşvik primini arırmak için finansal bilgi manipülasyonu yapmakadırlar. Healy nin (1985) çalışmasında da kullanıldığı üzere, finansal bilgi manipülasyonu ile ilgili olarak yapılan araşırmalar emel olarak ahakkuk esasına göre finansal ablolara yansıılan gelir ve gider kalemleri ile bu kalemlerde değişime neden olan diğer kalemlerdeki harekeleri (Çalışmada 12

kısaca ahakkuk, oplam ahakkuk ya da ihiyari ahakkuk 2 şeklinde değinilecekir) araşırma kapsamına almışlardır. Tahakkuk esasına göre oluşan finansal ablo kalemlerinin (ahakkukların) piyasaya önemli bir bilgi aşıdığı kabul edilmekedir (Schipper, 1989). Ayrıca ahakkuklar kar ile naki akımı arasındaki farkır. Dolayısıyla, naki akımının manipüle edilmesinin daha zor olacağı dikkae alındığında, karı manipüle emek için ek bir yol kalmakadır ki, o da ahakkukları arırmak ya da azalmakır. Tabi buradaki sorun ahakkukların hangi düzeyde arırılıp, azalılacağıdır. Hangi düzeyin normal olduğu önemli bir sorun eşkil emekedir (Solowy ve Breon, 2000). Bu konuda Jones un (1991) çalışmasının ardından yapılan araşırmalar, yönem olarak Jones un modelini esas almışlardır. Buradaki ilk problem hangi ür ve düzeyde ahakkukların şirkein normal faaliyeleri ile ilgili olduğu (ihiyari olmayan-non discreionary), hangi ahakkukların ise (ihiyari-discreionary) manipüle edilebileceğinin belirlenmesidir. Bazı araşırmalarda ise (örneğin Teoh, Wong ve Rao 1998; Nichols ve Wilson 1988), sadece spesifik ahakkuklar, örneğin şüpheli alacak karşılıkları ve amorismanlar dikkae alınmışır. Jones ise, aşağıda açıklanacağı üzere vergi karşılıkları hariç büün karşılık ve ahakkukların ihiyari bölümünü çalışmasında dikkae almışır. Bununla birlike Jones, şirkein faaliye sonuçlarının ekonomik koşullar nedeniyle de farklılık göserebileceğini göz önünde bulundurarak, bu farklılıkları dikkae almak amacıyla, yıllar iibariyle ahakkuk farklılıklarını oplam varlıklara göre ağırlıklandırmışır. Ayrıca değişen ekonomik koşulların ihiyari olmayan ahakkuklar üzerindeki ekisini konrol edebilmek amacıyla maddi duran varlıkları ve gelirlerdeki değişimi bağımsız değişken olarak çalışmasına ilave emişir. Bazı çalışmalarda ise, ahakkuklar saış hasılaı ile ağırlıklandırılmış, belirli bir dönemde saış hasılaına göre çok farklılık göseren ahakkuk uarı finansal bilgi manipülasyonun bir gösergesi olarak dikkae alınmışır. İsaisiksel modelleri kullanan bu çalışmalarda ulaşılan bulgular, finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının var olduğu bekleyişleri ile genel olarak uyumludur. Bununla birlike, her isaisiksel çalışmanın doğasında olduğu gibi, sonuçları biraz sezgisel olarak değerlendirmeke yarar vardır. Buna ilave olarak, isaisiksel çalışmalar sadece bir çağrışım 2 Barov, Givoly ve Hayn a (2002) göre, finansal bilgi manipülasyonu genel olarak ahakkuk esası (muhasebesi) kullanılarak gerçekleşirilmekedir. Beklenen ahakkukların hesaplanması için ilk yaklaşım, Jones 1991 (Jones Modeli) ve Dechow, Sloan ve Sweeney 1995 (Düzelilmiş Jones Modeli) modellerinde önerildiği gibi, şirkein ilgili dönemdeki faaliyeleri ile müenasip ahakkukları (şirkein saışları ve makine, esis ve eçhiza a -maddi duran varlıklara- yapığı yaırımlara dayalı olarak) hesaplamakır. Alernaif yaklaşım ise, beklenen ahakkukları, işleme/çalışma sermayesi ahakkukları, amorisman ve ifa paylarından oluşacak şekilde hesaplamakır. İşleme sermayesi ahakkukları; {icari alacaklardaki değişim + soklardaki değişim+ peşin ödenmiş giderlerdeki değişim }- {icari borçlardaki değişim+ödenecek vergilerdeki değişim} şeklinde anımlanmışır. Beklenmeyen, ihiyari ahakkuklar ise, diğer büün ahakkukların anormal kısmı olarak ölçülmüşür. Bu çerçevede, şüpheli alacak karşılıkları ve değersiz alacaklar (ve konusu kalmamış karşılık giderleri), yeniden yapılanma harcamaları, ahminlerdeki değişimlerin ekileri, akiflerin saışından kaynaklanan zarar ya da kar, kayılardan çıkarılıp gider yazılan akifler, akifleşirilen giderler, erelenen gelirler ve bunların daha sonra gelir kaydedilenleri dikkae alınmışır. Bu ür ahakkuklar faaliyelerle ilgili olmayan ahakkuklar olarak kabul edilmekedir. Faaliyelerle ilgili olmayan ahakkukların beklenmeyen düzeyi, yöneicilerin insiyaifi ile oluşan ahakkukları yansımakadır. Bu kapsamda faaliyelerle ilgili olmayan ahakkukların beklenmeyen kısmı, mevcu üm üç aylık dönemlerdeki faaliyelerle ilgili olmayan ahakkukların oplam akiflere oranının, üç aylık dönem başındaki akif oplamıyla çarpımlarının oralaması şeklinde hesaplanmışır. Daha ayrınılı bilgi için Barov, Givoly ve Hayn a (2002) bakılabilir. 13

(ipucu) vermek şeklinde olayları anımlama imkanı verir, bir neden-sonuç ilişkisini oraya koyma kapasiesine sahip değildir (Mulford ve Comiskey, 2002). Yukarıda açıklandığı üzere, finansal bilgi manipülasyonunun oraya çıkarılmasında emel yönem, sorumlu oorielerin (bazen de bağımsız deneim kuruluşlarının) deneimidir. Bunun yanında yapılan akademik çalışmalarda, kamuya açıklanan bilgiler analiz edilerek ve isaisiki yönemler kullanılarak finansal bilgi manipülasyonunun amacı olarak belirlenen bazı durumlar es edilmeke ve böylece finansal bilgi manipülasyonunun varlığı hakkında ahminde bulunulmakadır. Çalışmanın izleyen kısımlarında, finansal bilgi manipülasyonunun oraya çıkarılmasına yönelik modeller ve uygulanan yönemler incelenecek; hisse seneleri İMKB de işlem gören şirkelerin finansal bilgi manipülasyonu yapıp yapmadıkları Beneish (1999) modeli esas alınarak es edilmeye çalışılacakır. 4.2. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Oraya Çıkarılması ile ilgili Modeller Finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının çok yaygın olduğu düşüncesi çok popüler ise de, araşırmacılar açısından bunu kanılamak oldukça güçür. Bu sorun öncelikle finansal bilgi manipülasyonu (kar yöneimi) yapılmadan önce gerçekleşecek faaliye sonuçlarının ahmin edilmesi gerekliliğinden kaynaklanmakadır. Bu nedenle araşırmacılar öncelikle, yöneicilerin finansal bilgi manipülasyonuna ilişkin amaçlarının çok güçlü olduğu durum veya koşulları anımlamak veya belirlemeye; daha sonra olağanüsü ya da beklenmedik ahakkuk ya da muhasebe poliikası seçimi uygulamalarının bu amaçlarla örüşüp örüşmediğini es emeye çalışırlar. Bu araşırmalar kapsamında iki emel sorunla karşılaşılmakadır. Bunlardan ilki, yöneicilerin finansal bilgi manipülasyonuna ilişkin amaçlarını belirlemek, ikincisi ise yöneicilerin beklenmedik ihiyari ahakkuk uygulamalarının ya da muhasebe poliikası seçimlerinin ekilerini ölçmekir (Healy ve Wahlen, 1999). Yukarıda belirilen araşırmalar kapsamındaki ikinci sorun, yöneicilerin ihiyari muhasebe uygulamalarının bir gösergesi olarak kabul edilen beklenmedik ihiyari ahakkukların ölçülmesidir. Araşırmacılar beklenmeyen ihiyari ahakkukları ölçmek üzere, kamuya açıklanan ne kar ile faaliyelerden sağlanan naki arasındaki fark olarak belirlenen oplam ahakkukları ahmin emeye çalışmışlardır. Bu şekilde ahmin edilen oplam ahakkuklar, normal ahakkukların bir gösergesi olarak kabul edilen; ipik işleme sermayesi ihiyacını (icari alacaklar, soklar ve icari krediler gibi) oraya koymak üzere gelirler (ya da müşerilerden ahsil edilen nakiler) ve normal amorismanları oraya koymak üzere de brü sabi varlıklar gibi değişkenlerle regresyona abi uulmakadır. Bu regresyon işleminde beklenmeyen ahakkuklar, oplam ahakkukların açıklanamayan kısmını oluşurmakadır 3. Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalar, bankalarda kredi karşılıkları, sigora şirkelerinde muallak hasar karşılıkları ve erelenmiş vergi gibi spesifik ahakkukların açıklanamayan kısmını ahmin için yönemler gelişirmişlerdir (Healy ve Wahlen, 1999). Yukarıda belirildiği üzere, finansal bilgi manipülasyonunu oraya çıkarmaya diğer bir ifadeyle, ahmin emeye çalışan modellerde öncelikle oplam ahakkuklar üzerinde durulmakadır. 3 Bu yaklaşımı Jones (1991) oraya koymuşur. Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalar Jones yaklaşımının özelliklerini çalışma konusu yaparken, diğerleri modelin gücü ve güvenilirliğini es emişlerdir (Beneish, 1997). 14

Bazı çalışmalarda doğrudan oplam ahakkuk uarı, akif oplamına veya saış hasılaı uarlarına endekslenmek sureiyle beklenmeyen diğer bir deyişle, şirke faaliyeinin gerekirdiğinin üzerindeki ahakkuk uarı ahmin edilmeye çalışılmaka ve yıllar iibariyle oraya çıkan anormal ahakkuk uarları finansal bilgi manipülasyonunun gösergesi olarak dikkae alınmakadır. Bazı çalışmalarda ise oplam ahakkuklar, faaliyelerin gerekirdiği (ihiyari olmayan) ve gerekirmediği (ihiyari) ahakkuk şeklinde ayrışırılmaka ve ihiyari ahakkuk uarları şirkein akif oplamına veya saış hasılaı uarına endekslenerek, bu endekse yıllar iibariyle oraya çıkan eğilim, çeşili amaçlara yönelik finansal bilgi manipülasyonunun gösergesi olarak kabul edilmekedir. Yukarıda belirilen şekilde ahakkukları esas alan modeller dışında, ahakkuklar yanında finansal ablolardaki bilgiler çerçevesinde yapılan çeşili analizleri de çalışma kapsamına alan modeller söz konusu olup, belirilen modeller aşağıda incelenmekedir. 4.2.1. Healy Modeli (The Healy Model) Healy (1985) çalışmasında, eşvik primleri 4 ile ödüllendirilen yöneicilerin alacakları eşvik primi uarlarını arırmak için oplam ahakkukları kullanarak finansal bilgi manipülasyonu yapıkları hipoezini oraya amış ve bunu es emişir. Teşvik primi genelde gelirlerin bir fonksiyonu olarak anımlanmakadır. Şirkeler belirli bir gelir hedefi belirlemeke, gelirler bunun alında kaldığında yöneiciler eşvik primi alamamaka, bu eşiğin geçilmesi halinde ise yöneicilere belirli oranlarda ve çeşili şekillerde ek kazanç sağlanmakadır. Ancak yaygın olarak, yöneicilere sağlanabilecek ek kazançlara bir üs sınır da geirilebilmekedir. Dolayısıyla, hedef gelir seviyesi (al limi) geçildiken sonra yöneiciler belirli bir gelir uarına (üs limi) kadar oransal kazanç sağlayabilmeke, bu uar geçildiken sonra ise ek kazançlarında bir değişim olmamakadır. Healy nin (1985) emel varsayımı yöneicilerin görevde kaldıkları süre boyunca yapabilecekleri finansal bilgi manipülasyonu (muhasebe hileleri) oplamının 0 olacağıdır. Mevzuaın geirdiği kısılamalar ve bağımsız deneim gibi fakörler dikkae alındığında sürekli olarak gelirleri azalıcı veya arırıcı yönde finansal bilgi manipülasyonu yapmak mümkün değildir. Bu bakımdan belirli bir dönem gelirleri arırıcı finansal bilgi manipülasyonu yapılması, bunu akip eden dönemlerde bunun ersi poliikaların izlenmesini gerekli kılmakadır. Dolayısıyla Healy, yöneicilerin her dönem finansal bilgi manipülasyonu poliikaları izleyeceğini varsaymakadır. Buna göre, yöneiciler her dönem sonunda faaliyelerden kaynaklanan naki akımlarını ve ihiyari olmayan ahakkuk uarlarını dikkae alarak, ihiyari olan muhasebe kalemleri ile oynayarak; gelirleri, kendi eşvik primlerini maksimize edecek şekilde belirlemekedirler. Çalışmada yöneicinin sadece iki dönemi ( dönemi ve +1 dönemi) dikkae alacağı varsayılarak üç ürlü olasılık oraya konmuşur: 4 Healy e (1985) göre, ABD şirkelerinde yöneiciler performans planları (performance plans) veya eşvik planları (bonus schemes) ile ödüllendirilmekedir. Esas iibariyle performans planları ile eşvik planları benzer olup, uzun vadeli (3-5 yıl) ve daha fazla krierin iç içe geçmesiyle daha deaylı olarak anımlanan planlar performans planları, yıllık olarak anımlananlar ise eşvik planı olarak adlandırılmakadır. Performans planları ile ilgili verileri ayrışırmak zor olduğundan, çalışmada yıllık olarak anımlanan eşvik uygulamaları dikkae alınmış olup, çalışmamızda eşvik uygulamaları eşvik primi olarak adlandırılmışır. 15

i. Yöneici mevcu verileri dikkae alarak, finansal bilgi manipülasyonu yapsa da gelirler için belirlenmiş al limii aşamayacağını anlar ve gelirleri bu dönem daha da düşürüp bir sonraki dönemde alacağı eşvik primini maksimize emek amacıyla ihiyari ahakkukları düşürme yolunu seçer. ii. Yöneici mevcu verileri dikkae alarak, al limiin aşılabileceğini, ancak eşvik planında kendisi için öngörülmüş üs limiin aşılmasının söz konusu olmadığını anlar ve oransal olarak alacağı eşvik primini maksimize emek amacıyla ihiyari ahakkukları arırma yolunu seçer. iii. Yöneici mevcu verileri dikkae alarak, eşvik primi için öngörülmüş üs limiin aşılacağını anlar ve gelirleri bu dönem üs limiin alında kalmayacak şekilde düşürüp bir sonraki dönemdeki geirisini maksimize emek amacıyla ihiyari ahakkukları düşürme yolunu seçer. Healy (1985) çalışmasında gelirlerin; faaliyelerden kaynaklanan naki akımları, ihiyari olmayan ahakkuklar ve ihiyari ahakkuklardan oluşuğunu, ihiyari olmayan ahakkukların genellikle şirkeler muhasebesi ile ilgili kuralları koyan SEC veya FASB gibi oorieler arafından belirlendiğini, ihiyari ahakkukların ise, yöneiciler arafından naki akımı dışındaki kalemlerde yapılan oynamalarla belirlendiğini, dolayısıyla yöneicilerin ihiyari ahakkuklarla oynamak sureiyle kar rakamını dönemler iibariyle ekileyebildiklerini varsaymışır. Bir başka deyişle, Healy şirkelerin faaliyelerden kaynaklanan naki akımlarını, yöneiciler arafından kar yöneimi yapılmadığında gelirlerin ne olacağına dair bir yaklaşık değer olarak kabul emekedir. Dolayısıyla Healy ye (1985) göre, oplam ahakkuklar ne kar ile faaliyelerden sağlanan ne naki akımı arasındaki farka eşiir (DeAngelo, 1986). Çalışmada 1980 yılında Forune Dergisinin 250 lisesinde yer alan şirkelerden, çalışmanın amacına uygun şekilde verilerine ulaşılabilen 94 şirke esas alınmışır. 1930 1980 yılları arasındaki uygun verilerin dikkae alınması sureiyle bu 94 şirkeen incelenmek üzere 1527 ade şirke yıl verisi oluşurulmuşur. Bu veriler; faaliyelerden sağlanan naki akımlarının eşvik primi için belirlenmiş limileri aşıp aşmamasına veya bu limilerin arasında kalmasına bağlı olarak al, üs ve ora limiin ekili olması beklenen şirkeler olmak üzere üç gruba ayrılmış ve bu gruplar da oplam ahakkukların poziif veya negaif olmasına göre sınıflandırılarak sıklık ablosu oluşurulmuşur. Örneğin, al grupa yer alan şirkeler için oplam ahakkukların poziif olma oranı %9, üs grupa yer alan şirkeler için %10 iken, ora grupa yer alan, diğer bir ifade ile oplam ahakkukları yükselme eğilimi gösermesi beklenen şirkeler için %46 çıkmışır. Bu şekilde elde edilen değerlerin anlamlılığı, sıklık ablosundaki değerler ile rassal olarak elde edilen değerlerin karşılaşırılmasına dayanan ki-kare esi ile es edilmiş ve sonuçların anlamlı olduğu görülmüşür. Sıklık ablosu eslerinin olası zayıf yönleri dikkae alınarak, konrol amacıyla yapılan esler de bunu eyi emişir. Özele sonuçlar Healy in oraya koyduğu üç olasılıka açıklanan bekleniler doğrulusunda çıkmışır, diğer bir ifade ile şirke yöneicileri anımlanan eşvik primine esas düzenleme çerçevesinde kendi faydalarını maksimize edecek şekilde her dönemde finansal bilgi manipülasyonuna başvurmuşlardır. Teşvik primi uarlarını arırmak isediklerinde gelir arırıcı ahakkuklar yoluyla, o dönem için eşvik primi uarlarını daha fazla arırmak mümkün değilse bu sefer (gelecek dönemdeki eşvik primi uarının yüksek olmasını garani alına almak üzere) cari dönem karını azalıcı ahakkuk poliikaları ile karı manipüle emişlerdir. 16

Bu modelin diğerlerinden emel farkı sisemaik olarak her dönemde finansal bilgi manipülasyonu yapıldığı esasına dayanıyor olmasıdır. Ayrıca her dönemde ihiyari olmayan, diğer bir ifadeyle düzenleyici oorielerin koyduğu kurallar ve faaliyelerin gerekirdiği koşullar çerçevesinde oraya çıkan ahakkuklar akif oplamının bir oranı olarak sabi kabul edilmişir. Dolayısıyla, bu modelde incelenen periyoa ihiyari olmayan ahakkuklar önemli oranda değişim göserdiğinde, bunların ekisi göz ardı edilmiş olacak ve finansal bilgi manipülasyonu vardır sonucuna ulaşılacakır (Dechow, Sloan ve Sweeney, 1995). 4.2.2. DeAngelo Modeli (The DeAngelo Model) DeAngelo (1986) arafından yapılan çalışmada, halka açık şirkelerin, halka dağılmış olan hisse senelerinin geri alınması sureiyle halka kapalı hale gelmeleri sırasında finansal bilgi manipülasyonuna başvurulup başvurulmadığı incelenmişir. Esasen yöneiciler arafından şirkelerin ele geçirilmesi olarak adlandırılan bu işlemlerde yöneiciler çok ciddi çıkar çaışmaları ile karşı karşıya gelmekedirler. Zira bir arafan şirke yöneicisi olarak halka açık şirke hissedarlarının haklarını korumak durumundayken, diğer arafan hisse senelerini halkan geri almayı şirke için mümkün olduğunca az maliyeli hale geirme amacını gümekedirler. Bu yüzden şirke yöneicilerinin bağımsız yaırım uzmanlarına değerleme raporları hazırlamalarına rağmen, birçok olayda yaırımcılar arafından geri alma bedeli ile ilgili olarak mahkemelere başvurulmakadır. DeAngelo (1986) çalışmasında, halka açık bir şirkein yaırımcıların elindeki hisse senelerini geri alarak halka kapalı özel bir şirke saüsüne geirilmesi sırasında, yöneicilerin hisse senelerinin değerini düşük gösermek amacıyla finansal bilgi manipülasyonu (kar yöneimi) yapıkları hipoezini es emişir. DeAngelo, karı düşük göserme saiki olmasa da, amorisman uarlarının ahakkuk esası ile oluşan kalemler içinde önemli bir büyüklük eşkil eiğini ve buna benzer ihiyari olmayan ahakkuklar sebebiyle oplam ahakkukların bir çok şirke için negaif olduğunu ifade emişir. Bu bakımdan ahakkuklar için bir baz oluşurmayı amaçlayarak, bir önceki dönemdeki oplam ahakkukları baz kabul emişir. Dolayısıyla ese, oplam ahakkuklardaki bir önceki döneme göre değişimleri esas almış ve bunları sandardize emek amacıyla yine bir önceki döneme göre akif oplamındaki değişime bölmüşür. Ayrıca, inceleme döneminde ihiyari olmayan ahakkuklardaki değişim oranının sabi kalacağı varsayılmış, dolayısıyla oplam ahakkuklardaki değişimin ihiyari olmayan ahakkuklardan kaynaklanacağı kabul edilmişir. Buna göre normal şarlarda oplam ahakkuklardaki değişimin yıllar iibariyle 0 olması beklenmeke, hisse senelerinin geri alındığı dönemde oplam ahakkukların belirgin bir şekilde negaif olması halinde ise yöneicilerin finansal bilgi manipülasyonu yapıkları kabul edilmekedir. Çalışmada 1973 1982 yılları arasında hisse seneleri NYSE ve AMEX de işlem gören ve halka kapalı hale gelme kararı alan 64 şirke esas alınmışır. Şirkelerin halka kapalı hale gelme kararında esas alınacak finansal ablolarında yer alan oplam ahakkuklarındaki, gelirlerdeki ve naki akımlarındaki değişimlerinin oralamaları ve medyanları hesaplanmışır. Toplam ahakkukların oralama ve medyanı beklendiği üzere negaif olmakla birlike, () değerleri anlamsız çıkmışır. 17

Ayrıca, oplam ahakkuklar, gelirler ve naki akımlarındaki değişimlerin kaç şirke için negaif, kaç şirke için poziif olduğuna bakıldığında da poziif olan şirke sayısı ile negaif olan şirke sayısının belirgin bir şekilde farklılık gösermediği görülmüşür. Bu durumda yöneicilerin halka kapanma kararını çok daha önceden alabilecekleri, ancak bunu açıklamayarak finansal bilgi manipülasyonunu dönemlere yayabilecekleri ve son dönemde manipülasyona gerek kalmayabileceği üzerinde durulmuş ve baz alınan yıl değişirilmişir. Buna göre son iki yılki finansal ablolarda yer alan oplam ahakkukların oralamasının, üç yıl önceki finansal ablolardan hesaplanan oplam ahakkuklara göre farkı dikkae alınmışır. Ancak, yine benzer sonuçlara ulaşılmışır. Çalışmada buna benzer şekilde yapılan çeşili varsayım değişiklikleriyle, yöneicilerin halka kapalı hale gelme süreci öncesinde finansal bilgi manipülasyonu yapıklarına yönelik isaisiki kanı aranmış, ancak anlamlı sonuçlar elde edilememişir. Buna sebep olarak finansal bilgi manipülasyonunun açığa çıkarılmasında ahakkuk yöneminin yeeri kadar güçlü olmaması ya da yöneicilerin olayların mahkemeye inikal emesi ve yapılacak araşırmalar sonucunda manipülasyonlarının espi edilebileceği endişesi ile gerçeken buna başvurmadıkları gibi gerekçeler oraya konmuşur. Bu haliyle DeAngelo nun modeli, Healy modelinin özel bir versiyonu olarak kabul edilebilir, ek fark ihiyari olmayan ahakkukların ahmini periyodunun önceki dönemlerle sınırlanmış olmasıdır (Dechow, Sloan ve Sweeney, 1995). Her iki modelin zayıf yanı, ihiyari olmayan ahakkukların incelenen periyodda sabi olduğu varsayımıdır. Oysa Kaplan ın da (1985) beliriği üzere, ahakkuk muhasebesinin doğal bir sonucu olarak ihiyari olmayan ahakkuklar şirkein faaliye göserdiği ekonomik koşullardaki değişime paralel olarak değişmekedir (Dechow, Sloan ve Sweeney, 1995). 4.2.3. Jones Modeli (The Jones Model) Jones (1991) çalışmasında ABD deki şirkelerin bulundukları sekördeki gümrük arifelerinin yükselilmesi ya da koaların kısılanması gibi gümrük korumalarından yararlanmak için, ABD Ticare Komisyonu arafından inceleme yapılan dönemde, finansal bilgi manipülasyonu (kar yöneimi) ile karlarını düşük göserip gösermediklerini es emişir. Gümrük korumalarından yararlanmak Ticare Komisyonu arafından verilecek karara bağlıdır. Bu kararın verilmesi konusundaki krierler açıkça belirilmemiş olmakla birlike, kararı ekileyen önemli fakörlerden biri sekörün verimliliği, diğer bir ifade ile karlılığıdır. Ticare komisyonu arafından hazırlanan değerlendirme raporlarında mulaka sekörün konsolide gelir ablosuna yer verilmeke ve vergi öncesi kar analizleri yapılmakadır. Çalışmada bu durumun yöneicilerde gümrük korumasından yararlanmak için şirkelerin karlılıklarını düşük gösermek üzere bir moivasyon yaraığı hipoezi öne sürülmeke ve bu durum es edilmekedir. Çalışmada finansal bilgi manipülasyonunun espii için ihiyari oplam ahakkuklar esas alınmışır. Diğer çalışmalardan farklı olarak ihiyari ahakkukların espi edilmesinde ihiyari olarak kabul edilen ek bir ahakkuk hesabı yerine, oplam ahakkuklar kullanılmış ve bu oplam içerisindeki ihiyari bölümün esas alınması amaçlanmışır. Çalışmaya göre, oplam ihiyari ahakkuklar karın manipüle edilmesinde önemli bir rol oynamakadır. 18

Çalışmada, oomobil, lasik, çelik, pamuk ve ayakkabı seköründeki 23 şirkee ilişkin 1980-1985 yılları arasındaki dönemlere ai finansal ablolar incelenmişir Çalışmada her hangi bir dönem için oplam ahakkuklar; [Nakdi olmayan dönen varlıklardaki değişim] [Toplam amorisman giderleri ve ifa payları] olarak hesaplanmış; Nakdi olmayan dönen varlıklardaki değişim ise; [Dönen varlıklardaki değişim hazır değerlerdeki değişim kısa vadeli yaırımlardaki değişim] - [kısa vadeli borçlardaki değişim uzun vadeli borçların kısa vadeli aksilerindeki değişim ödenecek vergilerdeki değişim] şeklinde hesaplanmışır. Gelir vergisi ile ilgili ahakkuklar, Ticare Komisyonu incelemesinde vergi öncesi kar dikkae alındığı için hesaplamaya dahil edilmemişir. Tanımlayıcı isaisiki analiz için DeAngelo arafından kullanılan bekleni modelinden yararlanılmışır. DeAngelo modelinde her dönem için bir önceki döneme ilişkin oplam ahakkuklar normal ahakkuklar olarak kabul edilmeke ve içinde bulunulan dönem için oplam ahakkuklar normal ahakkuklar dan çıkarılmak sureiyle normal olmayan ahakkuklar bulunmaka, ayrıca bu da yine ihiyari ve ihiyari olmayan ahakkuklar şeklinde ikiye ayrılmakadır. Bunun yanında, elde edilen rakamlar akif büyüklüğüne oranlanmak sureiyle bir ölçekleme de yapılmakadır. Bu yönemdeki emel varsayımlardan biri, ihiyari olmayan ahakkukların yıllar iibariyle sabi kaldığı ve normal olmayan ahakkukların esas iibariyle ihiyari ahakkuklardan kaynaklandığıdır. Jones bu şekilde yıllar için elde edilen serilerle, gümrük koruması inceleme döneminde ihiyari oplam ahakkukların anlamlı bir şekilde negaif olup olmadığını es emişir. Bu model kullanılmak sureiyle Jones (1991) arafından yapılan analizde, ahakkuklardaki değişimler, gümrük koruması inceleme dönemi olan 0 yılından önceki beş yılda görece küçük oranlarda olmuş, inceleme döneminde ise -1,824 () isaisiki değeri ile negaif olmuşur. Bu durum, kendi içinde, diğer koşullar sabi kabul edildiğinde, yöneicilerin 0 yılında karı azalıcı yönde bir ahakkuk poliikası izlediklerini gösermekedir. Ancak, Jones bu sonuca ihiyalı yaklaşılması gerekiğini ifade emeke ve bu dönemde gelirler ve naki akımlarının da negaif değerler aldığını, ayrıca Kaplan (1985) arafından da bazı dönen varlık hesaplarının şirkein içinde bulunduğu ekonomik koşullardan ekilendiğinin oraya konulduğunu belirmekedir. Uzun dönemde bir şirkein karı ile naki akımı birbirine eşi olacağına göre, karı düşürmek ya da yükselmek için gerçekleşirilen yüksek uardaki ahakkukların belirli bir dönem sonra ersine dönmesi beklenir. Dolayısıyla gümrük korumasından yararlanmak iseyen şirkelerin Ticare Komisyonunun inceleme yapığı dönemde gerçekleşirdikleri karı düşürmeye yönelik ihiyari ahakkuklarının daha sonra, ücre pakei ya da borçlanma koşulları gibi nedenlerle karı yükselici bir nieliğe dönmesi beklenmelidir. Ancak, Jones (1991) arafından yapılan incelemede (+1) döneminde oplam ahakkuklarda anlamlı bir arışa raslanamamışır. Bu durum, şirke yöneicilerinin gerçek duruma uyum için daha uzun bir zaman dilimini ercih emeleri olasılığı ile açıklanmakadır. Tanımlayıcı isaisiki analizde kullanılan, ihiyari olmayan ahakkukların yıllar iibariyle sabi kaldığı ve oplam ahakkuklardaki değişimin esas iibariyle ihiyari ahakkuklardan kaynaklandığı varsayımını yumuşamak ve şirkein içinde bulunduğu ekonomik koşulların ekilerini modele dahil edilebilmek amacıyla, gelirlerdeki değişim ve brü maddi duran varlıklar modele dahil edilmişir. Bu çerçevede model; 19

TA i / A i-1 = α i [1/A i-1 ] + β 1i [ REV/A i-1 ] + β 2i [PPE/A i-1 ] + ε i halini almakadır. Burada; TA = Toplam ahakkukları, A = Akif büyüklüğünü, REV = Gelirlerdeki değişimi, PPE = Brü maddi duran varlıkları gösermekedir. Bu modelde, en küçük kareler yöneminin uygulanması sureiyle α i, β 1i, β 2i kasayıları bulunmaka ve daha sonra bu kasayılardan yararlanılarak bulunan ahmin değerleriyle (beklenen değerler), gerçek değerler arasındaki farkların bulunmasıyla elde edilen ahmin haaları (µ i ) değerleri, zamanındaki ihiyari ahakkuk uarlarını vermekedir. Zaman serisi şeklinde elde edilen bu ahmin haalarının anlamlı olup olmadığını belirlemek amacıyla gelişirilen bir es isaisiği ile bu değerlerin 0 a eşi olup olmadığı şeklindeki hipoez es edilmişir. Sonuça inceleme yılı (=0) için ihiyari ahakkuklar yoluyla finansal bilgi manipülasyonuna başvurulduğu, ancak inceleme öncesi yıl (= -1) için böyle bir durumun söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmışır. Bu çerçevede özele, inceleme dönemlerinde, şirke yöneicileri ihiyari ahakkukları kullanmak sureiyle gerçekleşirdikleri finansal bilgi manipülasyonu ile karı düşürmüşlerdir. 4.2.4. Düzelilmiş Jones Modeli (The Modified Jones Model) Jones (1991) modelinde zımni olarak, gerek finansal bilgi manipülasyonunun yapıldığı dönemde ve gerekse ahmin döneminde ihiyari ahakkuk kararlarının saış gelirleri ile ilgili olmadığı varsayımı yapılmakadır. Dechow, Sloan ve Sweeney e (1995) göre ise model, yöneiciler arafından finansal bilgi manipülasyonunun gelirler üzerinden yapılması halinde ihiyari ahakkukları haalı olarak ölçmeke, dolayısıyla bu varsayım modelde ihiyari ahakkukların hesaplanmasında sorun yaramakadır. Bu kapsamda, ahakkukların hesaplanmasında sadece gelirlerdeki değişimin kullanılması yerine, gelirlerdeki değişimin alacaklardaki ne değişimden (içinde bulunulan yıldaki alacaklar bir önceki yıldaki alacaklar) çıkarılmak sureiyle kullanılması, diğer bir ifade ile gelirlerdeki değişimin alacaklardaki değişim dikkae alınarak bir ayarlamaya abi uulması yönemine başvurulmuşur. Dolayısıyla düzelilmiş Jones modelinde, kredili saışlar uarındaki büün değişimlerin finansal bilgi manipülasyonundan kaynaklandığı zımni olarak varsayılmakadır. Bu varsayım, kredili saışlarda gelirin anımlanması hususunda akdir hakkı kullanmanın naki saışlarda gelirin anımlanmasına göre daha kolay uygulanabileceği, dolayısıyla kredili saış işlemleri ile finansal bilgi manipülasyonunun daha kolay gerçekleşirilebileceği kabulüne dayanmakadır. 4.2.5.Endüsri Modeli (The Indusry Model) Jones (1991) modeline paralel olarak, Endüsri modeli, ihiyari olmayan ahakkukların büün dönemlerde sabi olduğu varsayımını gevşemeke, bununla birlike, ihiyari ahakkukların belirleyicilerini doğrudan modellemek yerine, bu belirleyicilerdeki değişimin aynı sekördeki büün şirkelerde aynı olduğu varsayımından hareke emekedir. Yönem, incelemeye alınan örnek şirkeler dışında aynı sekörde yer alan şirkelerin akif büyüklüğüne göre ölçeklendirilmesi 20