Primer Antifosfolipid Sendromu: Olgu Sunumu

Benzer belgeler
Hiperkoagülabilite Trombofili Tarama ve Tedavi DR ERMAN ÖZTÜRK

Venöz tromboemboli. Akut dönemde pulmoner emboli Kronik dönemde post tromboflebitik sendrom

ÇOCUKLARDA TROMBOEMBOLİK HASTALIKLAR

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR

Tedavi. Tedavi hedefleri;

KronikTromboemboliye Sekonder Pulmoner Arteriyel Hipertansiyonda Ventilasyon Perfüzyon Sintigrafisi Değerlendirilmesi

Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı

Doç. Dr. Ahmet Gül MFTP Kongresi Ekim 2012, İstanbul

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

Damar Hasarı: Travma, cerrahi

Gebelikte Tromboz ve Tromboproflaksi. Dr Şahika Zeynep Akı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

PAROKSİSMAL NOKTÜRNAL HEMOGLOBİNÜRİ VE GÖĞÜS HASTALIKLARI. Dr. Alev GÜRGÜN Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları AD.

Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü. Dr. Ayhan SUCAK

FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Doç. Dr. Ahmet Gül TJOD İstanbul, Ocak Not: Bu sunum daha önce MFTP Kongresi Ekim 2012, İstanbul da yapılmıştır

Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili. Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD.

TROMBOFİLİ TARAMASI KİME NE ZAMAN NASIL. Doç. Dr. Özgür Yeniel

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ

Periferik Vasküler Hastalıklarda Kanıta Dayalı Yaklaşım

VENÖZ TROMBOEMBOLİ VE YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR. Prof.Dr.İsmail Savaş 9 Aralık 2017 İSTANBUL

Pulmoner Tromboemboli. Prof. Dr. Pınar Çelik

Sunumu Hazırlayan PULMONER EMBOLİZM. Olgu 2. Olgu 1. Kaynaklar. Olgu Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi

Uterus Myomu Tarafından Basıya Uğrayan Sol iliac Venin Neden Olduğu Derin Ven Trombozunda Venöz Stent Uygulaması

Sarkoidoziste Antikardiolipin Antikor Düzeyleri #

Pulmoner Tromboembolizm. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Ankara

Türkiye Acil Tıp Derneği. Asistan Oryantasyon Eğitimi PULMONER EMBOLİZM. SB İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir, Mart 2011

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN /

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi

Atrial Fibrillasyon Ablasyonu Sonrası Hasta İzlemi

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Gebelik ve Trombositopeni

Giriş. Derin Ven Trombozunun Araştırılması. Niçin Önemli. Pretest olasılık skorları

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

OLGU SUNUMU Uzm. Dr. Ayşe ÖZKAN KARAGENÇ Prof. Dr. Zeynep KARAKAŞ İ.Ü. İTF. Pediatrik Hematoloji&Onkoloji B.D

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı

Antifosfolipid Sendromu: Obstetrik Açıdan Yaklaşım. Dr. Gökhan Keser E.Ü.T.F İç Hastalıkları Romatoloji

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Aort Koarktasyonunun Stent Implantasyonu ile Tedavisini Takiben Gelişen Alt Ekstremite Arteryel Trombotik Oklüzyonu Thrombotic Occlusion Of Lower

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

ACOG Diyor ki! ANTİFOSFOLİPİD SENDROMU. Özeti Yapan: Dr. Namık Demir

TROMBOFİLİ ve TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBI. Dr. Mustafa ÇETİN Erciyes Hematoloji 2004

PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL TANISAL STRATEJİLER

KLİNİKOPATOLOJİK TOPLANTI. Prof. Dr. Alaattin Yıldız Doç. Dr. Halil Yazıcı Doç. Dr. Yasemin Özlük

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

Fibrinolytics

Selçuk Yüksel. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

Gebelikte Antifosfolipid Antikor Sendromu ve Yonetimi

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Dr. H. Atilla Özkan Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD. Hematoloji BD, Kemik İliği Nakli Ünitesi

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

ANTİNÜKLEER ANTİKOR. ANA Paterni İlişkili Antijen Bulunduğu Hastalık. Klinik Laboratuvar Testleri

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

HEMATOLOJİYE YOLCULUK

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü

Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Gebelikte Venöz Tromboembolizm. Doç. Dr. Arda Lembet Femical Kadın Sağlığı Merkezi Maternal Fetal Tıp Ünitesi

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (İlkbahar Dönemi) KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ 10 NİSAN 2016 PAZAR ÖĞLEDEN SONRA

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ

Antifosfolipid Antikor Sendromu

KAYNAK:Türk hematoloji derneği

ACOG diyor ki! GEBELİKTE TROMBOEMBOLİZM. Özeti Yapan: Dr. Aytül Esmer Çorbacıoğlu

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 2. Sorular

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010

Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi. Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: Dr. Merve Gü eş Öza dı

Dalakda uzun süreli konjesyon hemosiderin birkimi ve fibrozise (siderofibrotik odak) yol açar. Bunlara Gamna Gandy cisimciği denir.

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

17.Kas İskemik Kalp Hastalıklarının Patolojisi

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği

SİSTEMİK HASTALIKLARDA TROMBOZ

PULMONER EMBOLİ. Doç Dr Tunçalp Demir

Trombozlu Hastaya Yaklaşım. Dr. Figen Atalay

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (İlkbahar Dönemi) KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ 10 NİSAN 2016 PAZAR ÖĞLEDEN SONRA

Kardiyak hastaların bakımında Türkiye'de sorunlar neler ve ne yapmalıyız? Kardiyoloji Gözüyle

Pulmoner Tromboemboli Tanısında Klinik Olasılık ve Noninvaziv Tanı Yöntemleri: Retrospektif Bir Değerlendirme

FK II çarpıntı. FK IV ödem KİT AML. 37y, ev hanımı. Miyeloablatif tedavi Busulfan Siklofosfamid İmmünsupresif tedavi Metotreksat

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

Protein C, Protein S Eksikliği, Aktive Protein C Rezistansı ve Faktör V Leiden Mutasyonuna Bağlı Tekrarlayan Pulmoner Tromboemboli Olgusu #

KOAGÜLASYON TESTLERİ

Kime? Pulmoner Görüntüleme. Hangi tetkik? Akciğer grafisi. Akciğer grafisi. Akciğer grafisi. Travma. Göğüs ağrısı. Nefes darlığı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Transkript:

Primer Antifosfolipid Sendromu: Olgu Sunumu Banu ERİŞ GÜLBAY*, Demet KARNAK*, Oya KAYACAN*, Sumru BEDER* * Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Anabilim Dalı, ANKARA ÖZET Yirmi yaşında genç kız, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı yakınmaları ile kliniğimize başvurdu. Hastada tekrarlayan derin ven trombozu (DVT) öyküsü bulunmaktaydı. Fizik incelemede S 2 sert ve sağ alt ekstremite çapında artış vardı. PA akciğer grafisinde sağ hilus dolgun, pulmoner konüs belirgin, akciğer parankim alanları normaldi. Laboratuvar incelemelerinde hipokapni, trombositopeni ve anemi, elektrokardiyogramda sağ aks sapması mevcuttu. Antikardiyolipin (acl) antikor IgG düzeyi yüksek, diğer immünolojik belirleyiciler normal bulundu. Ekokardiyografide sağ kalp boşluklarında genişleme ile minimal mitral ve triküspit yetmezliği saptandı ve pulmoner arter ortalama basıncı 70 mmhg ölçüldü. Akciğer ventilasyon-perfüzyon sintigrafisi pulmoner emboli ile uyumluydu. Alt ekstremite ve vena kava inferiorun ultrasonografik incelemesinde multipl kronik trombotik alanlar izlendi. Toraksın spiral bilgisayarlı tomografi (BT) anjiyografisinde, santral pulmoner arterin genişlediği, sağ üst lob arterinin opasifiye olmadığı ve sağ üst lobun segment dallarında ve sağ alt lob bazal segment arter dalında kronik trombozis ile üst loblarda mozaik patern saptandı. Tekrarlayan venöz trombozlar, trombositopeni, acl antikorların varlığı ve eşlik eden başka bir immünolojik hastalığın olmaması nedeni ile olguya primer antifosfolipid sendromu (APLS) tanısı kondu. Tekrarlayan DVT den kaynaklanan pulmoner tromboembolilerin (PTE) pulmoner hipertansiyona (PHT) neden olduğu düşünüldü. Verilen antikoagülan tedaviyi düzenli kullanmayan ve tekrarlayan PTE leri nedeniyle olgunun vena kava inferioruna filtre yerleştirildi ve antikoagülan tedaviye yeniden başlandı. Tromboz ve vaskülopati ile seyreden hastalıklar arasında yer alan APLS nin PHT ve sık tekrarlayan DVT öyküsü olan genç bir kızda ayırıcı tanıda akla getirilmesi gerektiği kanısındayız. Anahtar Kelimeler: Derin ven trombozu, antifosfolipid sendromu, antikardiyolipin antikor, pulmoner tromboemboli, pulmoner hipertansiyon. SUMMARY Primary Antiphospholipid Syndrome: A Case Report A 20 year-old single woman, presenting with dyspnea, palpitation and chest pain was admitted to the hospital. She had had recurrent deep venous thrombosis (DVT) previously. Physical examination revealed parasternal lift, splitting of the second heart sound and a swallowen right lower limb. On chest X-ray right hilum and pulmonary conus was enlarged. ECG showed right axis deviation and on echocardiography pulmonary hypertension (70 mmhg) and minimal mitral and tricuspid insufficiency was detected. Lung perfusion and ventilation scan showed pulmonary embolism. There was enlargement of main pulmonary artery, a presence of filling defects in the right upper lobe artery and chronic thrombosis in the right lower lobe basal segment artery with mozaic pattern in the bilaterally upper lobes in the spiral CT scan. Anticardiolipin antibody IgG was elevated in serum whereas the other immunolgical markers were negative. Since she was not compliant to the anticoagulan therapy, she developed recurrent pulmonary emboli. Filter was placed in vena cava inferior and anticoagulan therapy was given. APLS should be kept in mind in a young woman with recurrent DVT and pulmonary hypertension. Key Words: Deep venous thrombosis, antiphospholipid syndrome, anticardiolipin antibody, pulmonary thromboembolism, pulmonary hypertension. 483 Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2001; 49(4): 483-488

Primer Antifosfolipid Sendromu: Olgu Sunumu Antifosfolipid sendromu (APLS), venöz-arteryel trombozis, trombositopeni, tekrarlayan abortus ve nörolojik bozuklukların yanısıra lupus antikoagülanı (LA) ve/veya antikardiyolipin (acl) antikor gibi antifosfolipid (apl) antikorlarının 8 hafta içinde en az 2 defa pozitif bulunması ile karakterli bir sendromdur (Tablo 1). Tromboembolizm apl ile birlikte olan hiperkoagülopati durumlarının iyi bilinen bir komplikasyonudur (1,2). Biz de primer APLS tanısı koyduğumuz genç bir kadın olgumuzu sunmayı uygun bulduk. OLGU SUNUMU Yirmi yaşında bekar, genç kız son 1.5 aydır çarpıntı, eforla artan nefes darlığı, göğüs ağrısı yakınması ile kliniğimize başvurdu. Hastanın öz geçmişinde 1993 yılından beri, her 2 bacakta 4 kez tekrarlayan derin ven trombozu (DVT) ve antikoagülan tedavi öyküsü vardı. Olgu kliniğimize başvurduğunda antikoagülan tedavi almıyordu. Fizik muayenede genel durumu iyi, vital bulguları stabildi. Solunum sisteminin muayenesinde patolojik bulgu saptanmadı. Kalp sesleri düzenli, taşikardik ve S 2 sertti. Sağ alt ekstremitede sola göre çap artışı vardı ve Homans bulgusu pozitif idi. Diğer sistemlerin incelemesinde patolojik bir bulgu saptanmadı. Laboratuvar incelemelerinde; hemoglobin 10.3 g/dl, hematokrit %33.5, MCV 71 fl, beyaz küre sayısı 6600/mm 3, trombosit 71.000/mm 3 bulundu. Periferik yaymada; anizositoz, poikilositoz, trombositopeni, hipersegmente nötrofiller saptandı. Eritrosit sedimentasyon hızı 18 mm/saat olup, kan biyokimyası normal sınırlardaydı. Arter kan gazında; ph: 7.44, parsiyel karbondioksit basıncı (pco 2 ): 27 mmhg, parsiyel oksijen basıncı (po 2 ): 87 mmhg, oksijen satürasyonu (SaO 2 ): %97, bikarbonat değeri (HCO 3 ): 18.9 ölçüldü. Solunum fonksiyon testleri normal sınırlardaydı. Protrombin zamanı (PTZ) 13 saniye, aktive parsiyel trombosit zamanı (aptt) 59 saniye (22-36), acl antikor IgG 100 Gpu/mL (< 15), acl- IgM 10 (normal), protein S, protein C, antitrombin III düzeyleri sırasıyla; %78 (60-140), %82 (70-140), %78.64 (80-120) olarak ölçüldü. ASO, CRP, IgG, IgM, IgA düzeyleri ile anti-ds DNA normal sınırlarda olup antinükleer antikor (ANA) negatifti. Resim 1. Olgunun PA akciğer grafisi. Tablo 1. APLS nin tanı kriterleri.* Klinik bulgular Venöz tromboz Arteryel tromboz Tekrarlayan abortuslar Trombositopeni Laboratuvar bulguları Pozitif lupus antikoagülan testi IgG antikardiyolipin antikor (> 10 GPL) IgM antikardiyolipin antikor (> 10 MPL) ve pozitif lupus antikoagülan testi * En az bir klinik ve bir laboratuvar bulgusu gerekli. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2001; 49(4): 483-488 484

Eriş Gülbay B, Karnak D, Kayacan O, Beder S. ANT POST R P O L P O (P) ANT POST R P O L P O (V) R LAT L LAT (P) R LAT L RAT Resim 2. Olgunun spiral BT anjiyografisinde üst loblarda mozaik patern görünümü. (V) Resim 4. Ventilasyon-perfüzyon sintigrafisinde, sağ akciğer üst lob apikal-posterior segmentte, sol akciğer alt lob süperior ve anterior medial bazal segmentte subsegmental uyumsuz perfüzyon-ventilasyon defekti. Resim 3. Olgunun spiral BT anjiyografisinde, santral pulmoner arterde genişleme, sağ üst lob arterinde dolma defekti ve sağ üst lob segment dalları ile sağ alt lob bazal segment arter dalında kronik trombozis izlenmekte. PA akciğer grafisinde sağ hilus dolgun, pulmoner konüs belirgin, akciğer parankim alanları normaldi (Resim 1). Ekokardiyografide, sağ kalp boşluklarında genişleme ile minimal triküspit ve mitral yetmezliği saptandı, pulmoner arter sistolik basıncı 70 mmhg ölçüldü. Bilateral alt ekstremite venöz doppler ultrasonografi (USG) sinde, sağda ana femoral ven, her iki tarafta derin ve yüzeyel femoral ve popliteal venlerde kronik trombozis ile uyumlu değişiklikler saptandı. Yapılan incelemede kompresyon ve augmentasyona yanıt suboptimal olarak değerlendirildi. Yaygın rekanalize spontan akımlar izlenmekteydi. Vena kava inferior ve iliak ven doppler USG sinde vena kava inferior ve her iki taraf ana iliak venlerin açık olduğu ve tam olarak doldukları görüldü. Toraksın spiral BT anjiyografisinde santral pulmoner arterin geniş olduğu, sağ üst lob arterinin opasifiye olmadığı ve sağ üst lob segment dallarında ve sağ alt lob bazal segment arter dalında kronik trombozis ile üst loblarda mozaik patern saptandı (Resim 2,3). Ventilasyon-perfüzyon sintigrafisinde sağ akciğer üst lob apikal-posterior segmentte, sol akciğer alt lob süperior ve anterior medial bazal segmentte subsegmental uyumsuz perfüzyon-ventilasyon defekti bulundu (Resim 4). Bu genç kızda tekrarlayan DVT, subklinik pulmoner tromboemboli (PTE) ve buna bağlı gelişen pulmoner hipertansiyon (PHT), trombositopeni ve acl-igg yüksekliği ve eşlik eden bir kollajen doku hastalığının bulunmaması nedeni ile primer APLS tanısı kondu. Oral antikoagülan tedavi başlandı. Ancak olgunun tedaviye uyumsuzluğu nedeniyle PTE tekrarladı. Vena kava inferiora filtre yerleştirilen olgu oral antikoagülan tedaviyle takibe alındı. TARTIŞMA APLS kavramı ilk olarak, sistemik lupus eritematozuslu (SLE) hastalar arasında tromboz, obstetrik komplikasyon ve trombositopeni bulunanlarda yalancı pozitif sifiliz testinin saptanmasıyla 1950 li yıllarda ortaya atılmıştır. SLE li has- 485 Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2001; 49(4): 483-488

Primer Antifosfolipid Sendromu: Olgu Sunumu taların yaklaşık 1/3 ünde apl pozitiftir ve APLS sıklıkla SLE nin seyrinde görülür (3,4). İlk kez 1983 yılında Hughes tarafından tanımlanan bu sendromun tanısı trombozis, tekrarlayan düşükler ve apl varlığı ile konur (Tablo 1). Ayrıca APLS ye livedoretikülaris gibi cilt bulguları, labil hipertansiyon ve nörolojik bulgular da eşlik edebilir. Sendromun sıklığı bilinmemekle birlikte tromboz ve vaskülopatilerle birlikte giden klinik sendromlar arasında önemli yer tutmaktadır (4,5). APLS, primer ve sekonder olarak gruplandırılır, her 2 grup arasında ortak klinik ve serolojik özellikler bulunmasına rağmen, poliklonal hipergamaglobulinemi, DNA, Sm, RNP ye karşı antikorların varlığı primer APLS aleyhine bulgulardır (Tablo 2) (5). Olgumuzun genç, bekar bir kız olmasına karşın DVT nin tekrarlaması ve PTE bulunması, bunun için hazırlayıcı faktörleri araştırmamıza yol açtı. İncelemelerimizde acl antikorların saptanması ve buna eşlik edebilecek bir kollajen doku hastalığının bulunmaması nedeniyle olguya primer APLS tanısı konuldu. apl antikorlar hücre membranında bulunan bir yağ molekülü olan fosfolipidlere karşı gelişen otoantikorlardır. 1983 yılında ilk kez Harris kardiyolipin antikorunu saptamıştır. Bu otoantikor grubu LA, acl ve diğer fosfolipidlere karşı oluşmuş antikorları içeren oldukça heterojen bir gruptur (Tablo 3). apl için en iyi belirlenen antijenik hedefler beta-2 glikoprotein I ve protrombin olmakla birlikte protein C, protein S, platelet aktive edici faktör, anneksin V, faktör XI, trombomodülin gibi hedefler de bulunabilir. Bu antikorlar arasında en yaygın olarak ölçülebilenleri LA ve acl olup APLS li olgularda tanı için diğer majör bulgularla birlikte bu antikorlardan yalnızca birinin bulunması yeterlidir (4,6,7). Bizim olgumuzda klinik bulguların yanısıra acl pozitifti. Sağlıklı genç kadınların %2 sinde de acl hiçbir klinik bulgu vermeksizin saptanmıştır. Bu antikorlar ilk kez lupusu olan hastalarda fark edilmiş olmasına karşın antikor taşıyan olguların yarısından fazlasında lupus bulunmamaktadır. İmmün sistemi antikor üretmeye tetikleyen neden bilinmemektedir (7). Özellikle SLE li trombotik komplikasyonları olan hastalarda spesifik olmayan bir koagülasyon faktörü saptanmıştır. Bu madde, pıhtılaşma faktörlerinin seviyesini azaltmadan, pıhtılaşma zamanını ve protrombin zamanını uzatmaktadır. Spesifik olmayan bu koagülasyon inhibitörüne LA adı verilmiş ve LA pozitif olan SLE li hastalarda trombotik komplikasyonların yüksek oranda olduğuna dikkat çekilmiştir (8). Daha sonraları ise LA nın obstetrik komplikasyonlar ve trombositopeni ile olan ilişkisi aydınlanmış ve fosfolipidlerle etkileşime girerek sifiliz testinde yalancı pozitifliğe yol açtığı anlaşılmıştır. LA yı ölçmek için koagülasyon testleri kullanılır. Bunlardan aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aptt) normal bulunursa LA için daha sensitiv testler yapılmalıdır (9). acl düzeyleri ise ELISA ile ölçülür. Antikorun IgG, IgA, IgM gibi alt grupları vardır. Trombotik riskin apl nin tipine, titresine ya da izotipine mi bağlı olduğu kesin değildir. Ancak özellikle acl-igg tipinin trombotik olaylardan sorumlu olduğu bilinmektedir (7). Olgumuzun bazal aptt sinin uzun olması üzerine incelemeler ilerletilmiş ve acl yüksek saptanmıştır. acl düzeyinin yüksekliğinin APLS için kötü bir prognostik faktör olduğu kabul edilmektedir (9,10). Tablo 2. APLS nin sınıflandırılması. Otoimmün Primer (SLE kriterleri yok) Sekonder (SLE, diğer kollajen doku hastalıkları) İlaca bağlı (fenotiyazinler, kinidin, sentetik penisilinler, hidralazin) Alloimmün İnfeksiyonlar Malign hastalıklar Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2001; 49(4): 483-488 486

Eriş Gülbay B, Karnak D, Kayacan O, Beder S. Tablo 3. apl nin antijenik hedefleri. Majör antijenler Beta-2 glikoprotein I Protrombin Diğerleri Protein C Protein S Platelet aktive edici faktör Anneksin V Faktör XI Trombomodülin Venöz trombozise yatkınlık oluşturan Virchow Triadı olarak bilinen 3 faktör vardır (1). Bunlar; 1. Staz: Aktive koagülasyon faktörlerinin lokal olarak birikimi ve sistemik klerensin azalmasına yol açarak trombozise yatkınlık oluşturur. 2. Hiperkoagülopati: Prokoagülan faktör (faktör XII, V, VII, fibrinojen) düzeylerini arttıran ve böylece eş zamanlı olarak plazma proteaz inhibitörlerini (antitrombin III, C1 esteraz) azaltan ve trombozise eğilimli kılan gebelik ve östrojen kullanımına ait hormonal değişikler venöz trombozise yatkınlık oluştururlar. Koagülasyon sistemi aynı zamanda bazı maligniteler tarafından da aktive edilir. Burada tümör hücrelerinin ve ürünlerinin faktör X u aktive ederek prokoagülan gibi davrandığı düşünülmektedir. Dolaşan fibrinolitik aktivitenin azalmasına bağlı trombozise predispozisyon oluşturan durumlar arasında antitrombin III, protein C, protein S ya da plazminojen eksikliği, aktive protein C ye karşı konjenital direnç (faktör V Leiden mutasyonu) ve hiperhomosistinemi yer almaktadır. apl düzeylerinin artışı da fibrinolitik aktivitede azalma ve tromboembolik komplikasyonlara yol açar. 3. Endotel Hasarı: SLE gibi bazı hastalıklarda kanda LA, acl ya da apl miktarı artar. Bunlar antikoagülan olarak adlandırılmalarına karşın trombozise yol açarlar. Trombozis oluşumu şu mekanizmalarla açıklanmaktadır. a. Bu antikorların endotel hücre membranındaki fosfolipidlere bağlanmalarıyla araşidonik asit salınımını bloke ettikleri, böylece prostasiklin üretimini azaltıp, trombosit agregasyonu ve tromboz gelişimine neden oldukları düşünülmektedir (4). b. Plazminojen aktivatör inhibisyonu, trombolizisin azalmasına neden olur. c. Trombosit membranındaki fosfolipidler ile antifosfolipidlerin etkileşimine bağlı olarak trombosit agregasyonu tetiklenir. APLS de en sık görülen bulgu olgumuzdaki gibi tekrarlayan DVT lerdir. Trombotik olayların yaklaşık %70 i venöz yerleşimlidir. Bu trombotik ataklar vücudun hemen hemen tüm bölgelerinde görülebilir. DVT ve PTE en sık gözlenen venöz olaylar olup, diğer venöz trombozlar retinal, hepatik, mezenterik, serebral, renal ve aksiller venlerde bulunmaktadır. Trombozların %30 u arteryel yerleşim gösterir, bunlar serebral, koroner ve femoral trombozlardır. Tekrarlayan abortus, fetal kayıplar ile apl arasında kuvvetli bir ilişki vardır. APLS li gebelerin plasentalarında trombozlar, küçük infarkt alanları ve hematomlar saptanmıştır (4). apl bulunan kadınlarda, gebelik yüksek risklidir. Gebeliğin özellikle erken dönemlerinde düşüklere sık rastlanılır (7). Ciddi preeklamsi, erken doğum eylemi, intrauterin gelişme geriliği, plöro-perikardit ve ateş ile seyreden bir postpartum sendrom gelişebilir (11). APLS li hastalarda PHT (tromboembolik ve belki de nontromboembolik) ve PTE yi kapsayan akciğer komplikasyonları sık görülür. PHT, tekrarlayan embolilerin bir sonucu olabileceği gibi in situ trombozisden de kaynaklanabilir (12). APLS li hastalarda difüz akciğer infiltrasyonları ile birlikte solunum yetmezliği de görülebilir. Akciğer bulguları aynı zamanda hastalığa bağlı gelişen mitral ya da aortik kapak anormalliklerine bağlı sol kalp yetmezliği, miyokard infarktüsü, spesifik kardiyomiyopatiden de kaynaklanabilir (3). Ayrıca pulmoner arter trombozisi, pulmoner mikrotrombozis, akut respiratuar distres sendromu, intraalveoler hemoraji, pulmoner kapillaritis gibi daha az sıklıkta görülen komplikasyonlar da bulunabilir. Bu hastalar tekrarlayan ateş, minimal hemoptizi, hafif dispne ataklarından mekanik ventilasyon gerektirecek solunum yetmezliğine kadar geniş bir klinik yelpaze içinde yer alır. Akciğer tutulumu tek başına ya da APLS nin di- 487 Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2001; 49(4): 483-488

Primer Antifosfolipid Sendromu: Olgu Sunumu ğer klinik bulguları ile eş zamanlı ortaya çıkabilir. PTE si olan hastaların çoğunda DVT ve pulmoner vasküler trombozis görülür (13,14). Olgumuzda da muhtemelen tekrarlayan PTE ye sekonder gelişen PHT saptandı. apl taşıyan, ancak trombotik komplikasyonu olmayan hastalarda tedaviye gerek yoktur. Trombotik komplikasyonu bulunan olgularda ise antiagregan (aspirin) ve antikoagülan (warfarin) kullanımı pıhtı oluşumunu engeller. Aspirin tedavisi altında 2. trombotik atak oluşursa warfarin tedavisi önerilir. Oral antikoagülan verilen durumlarda INR değerinin 3-3.5 arasında olması istenir. Heparinin etkisi aptt ile monitörize edilemeyeceği için anti-xa düzeyi kullanılabilir. Tedavi süresi kesin olmamakla birlikte 4-6 aylık tedaviye karşın apl pozitifliği devam ediyorsa tedavinin kesilmemesi önerilir. Ancak olguların bir kısmında warfarin tedavisi altında bile tromboz geliştiği için antikoagülan tedavinin uzun süreli, hatta yaşam boyu devam etmesi önerilmektedir. Yine de asemptomatik olan olgularda profilaktik tedavi ile ilgili sonuçlar hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır (11). Akut atak sırasında steroid kullanılabilmektedir (7). Olgumuzda başlangıçta tedavi uyumsuzluğu göstermesi nedeniyle DVT de tekrarlama ve PTE görüldü. Bu nedenle vena kava inferiora filtre yerleştirilip tekrar oral antikoagülan tedaviye başlandı. KAYNAKLAR 1. Palevsky H, et al. Pulmonary thromboembolic disease. In: Fishman A (ed). Fishman s Pulmonary Diseases and Disorders. 3 rd ed. New York: McGraw-Hill, 1998: 1297-331. 2. Maggiorini M, Knoblauch A, Schneider J, Russi E. Diffuse microvascular pulmonary thrombosis assosiated with primary antiphospholipid antibody syndrome. Eur Respir J 1997; 10: 727-30. 3. Piette JC, Cacoub P, Karmochkine M, Godeau P. Antiphospholipid syndrome and the pneumologist. Rev Pneumol Clin 1994; 50: 99-105. 4. Tokgöz G. Kas-iskelet ve kollajen doku hastalıkları. İliçin G (editör). Temel İç Hastalıkları 1. Baskı. İstanbul: Güneş Kitabevi 1996: 1926-7. 5. Weber M, Hayem G, De Bandt M, et al. Classification of an intermediate group of patients with antiphospholipid syndrome and lupus-like disease: Primary or secondary antiphospholipid syndrome? Rheumatol 1999; 26: 2131-6. 6. Amengual O, Atsumi T, Khamashta MA, Hughes GR. Advances in antiphospholipid (Hughes') syndrome. Ann Acad Med Singapore 1998; 27: 61-6. 7. Petri M. Antiphospholipid antibodies and systemic lupus erythematosus the Johns Hopkins University School of Medicine Baltimore 1994. 8. Feinstein DI, Rapoport SI. Acquired inhibitors of blood coagulation. Prog Hemost Thromb 1972; 1: 75-95. 9. Kaplanski G, Cacoub P, Farnarier C, et al. Increased soluble vascular cell adhesion molecule 1 concentrations in patients with primary or systemic lupus erythematosus-related antiphospholipid syndrome: Correlations with the severity of thrombosis. Arthritis Rheum 2000; 43: 55-64. 10. Detkov, Gil-Aguado A, Lavilla P, et al. Do antibodies to beta 2-glycoprotein 1 contribute to the better characterization of the antiphospholipid syndrome? Lupus 1999; 8: 430-8. 11. Toyoshima H, Toth P, Graber M. Rheumatology: Antiphospholipid syndrome University of Iowa family practice handbook. 3 rd ed. Chapter. 12. Moser KM, Auger WR, Fedullo PF, Jamiesson SW. Chronic thromboembolic pulmonary hypertension: Clinical picture and surgical treatment. Eur Respir J 1992; 5: 334-42. 13. Mouri M, Nambu Y, Kobayashi Y, Yamanouchi K, Toga H, Ohya N. A case of pulmonary thrombosis associated with primary antiphospholipid syndrome. Nihon Kyobu Shikkan Gakkai Zasshi 1995; 33: 150-5. 14. Asherson RA, Cervera R. Review: Antiphospholipid antibodies and the lung. Rheumatol 1995; 22: 62-6. Yazışma Adresi: Dr. Banu ERİŞ GÜLBAY Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Anabilim Dalı Dikimevi, ANKARA Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2001; 49(4): 483-488 488