Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

Benzer belgeler
Gençlerin ve Yaşlıların Otobiyografik Bellek Özellikleri Açısından Karşılaştırılması: Betimsel Bir Çalışma*

OTOBİYOGRAFİK BELLEK VE OTOBİYOGRAFİK BELLEĞİ ETKİLEYEN DEĞİŞKENLER +

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

ÖZ GEÇMİŞ. Doktora tez konusu: Hafızanın Anlamayla Etkileşimi. Tez danışmanı: Prof. Dr. Yılmaz Özakpınar.

Öztanımlayıcı Anıların Fenomenolojik Özelliklerinde Cinsiyete Bağlı Farklılıklar 1

A RESEARCH ON THE RELATIONSHIP BETWEEN THE STRESSFULL PERSONALITY AND WORK ACCIDENTS

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim. Akademik Ünvanlar HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ SEVGİNAR VATAN.

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Yrd.Doç.Dr. YAŞAR KUZUCU

Otobiyografik Bellekte Aşırı Genelleme: Çocukluk Örselenme Yaşantılarının Otobiyografik Bellek Açısından İncelenmesi

Çocukluk örselenme yaşantılarının otobiyografik anı özellikleriyle ilişkisinde otobiyografik bellek işlevlerinin aracı rolü

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

YASLANMA ve YASAM KALİTESİ

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN KİŞİLERARASI ÖZYETERLİK İNANÇLARININ BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

center towns. In order to determine the language development of children, Turkish Language Activities Observation Form developed by Ömeroğlu and

Belleğin Psikolojik Temelleri ve Duygusal Bellek

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ

Gençlik Kamplarında Görev Yapan Liderlerin İletişim Becerilerinin Değerlendirilmesi *

BOLOGNA PROJESİ HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ERGOTERAPİ LİSANS PROGRAMI

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Sınavlı ve Sınavsız Geçiş İçin Akademik Bir Karşılaştırma

CURRICULUM VITAE. Fatma Gül Cirhinlioglu. Phone:

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

ÖZGEÇMİŞ. E-Posta: Telefon: +90 (312) Derece Alan Kurum Doktora Gelişim Psikolojisi Hacettepe Üniversitesi

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2017; 9(4):

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Bilgisayar Mühendisliği Atılım Üniversitesi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

ÖZGEÇMİŞ. Telefon: Mezuniyet Tarihi Derece Alan Kurum 2017 Doktora Gelişim Psikolojisi Hacettepe Üniversitesi

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum Yıl Dekan Yardımcısı Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bölüm Başkanı

ÖZGEÇMİŞ ADVİYE ESİN YILMAZ. 1. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl. Doktora Klinik Psikoloji ODTÜ Y. Lisans Klinik Psikoloji ODTÜ 2002

N.E.Ü. A.K.E.F. MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

ÖNSÖZ. beni motive eden tez danışmanım sayın Doç. Dr. Zehra Özçınar a sonsuz

SPOR YAPAN VE YAPMAYAN BAYANLARıN

AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 19, OCAK , S İSTANBUL ISSN: Copyright

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

2009 Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı:25, s.1-7

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

Üniversite öğrencilerinin rekreasyonel etkinliklere katılımlarında engel oluşturabilecek faktörlerin belirlenmesi

Beden eğitimi öğretmen adaylarının okul deneyimi dersine yönelik tutumlarının incelenmesi

HEDEF BELiRLENEN ENGELLi OLAN VE OLMAYAN ÖGRENCILERDE ANTRENMANIN PERFORMANS VE DUYGUSAL DURUMLAR ÜZERiNE ETKisi

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Çocukların Olumsuz Duyguları ile Baş Etme Ölçeğinin Psikometrik Çalışması

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

TEOG Sınavına Hazırlanan Öğrencilerin Algıladıkları Sosyal Destek Düzeyinin Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi 1

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ

GÖRSEL VE SÖZEL MODALİTEDE BELLEK VE ÖĞRENME PERFORMANSLARININ 50 YAŞ VE ÜSTÜ TÜRKİYE ÖRNEKLEMİNDE KARŞILAŞTIRILMASI: 3K3Ş, MANTIKSAL BELLEK TESTİ

EDITORIAL TEAM EDITOR IN CHIEF ECONOMICS EDITOR SOCIOLOGY EDITOR PSYCHOLOGY EDITOR BUSINESS ADMINISTRATION EDITOR

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU

U.D.E.K. Üniversite Düzeyinde Etkisi. M Hëna e Plotë Bedër Universitesi. ÖZET

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSİNE İLİŞKİN DEĞERLERİNİN İNCELENMESİ

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği

Araştırma Modelleri Prof. Dr. Mustafa Ergün AKÜ - Eğitim Fakültesi

Halil ÖNAL*, Mehmet İNAN*, Sinan BOZKURT** Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi*, Spor Bilimleri Fakültesi**

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Available online at

DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

Duygu ve Otobiyografik Bellek Emotion and Autobiographical Memory

Otobiyografik Bellek İşlevleri Ölçeği nin (OBİÖ) Geliştirilmesi

EŞ ANLAMLI, ZIT ANLAMLI VE ANLAMCA İLGİLİ - KELİMELER KENDİLERİYLE İLGİLİ OLMAYAN KELİMELERİN TANINMASINA KET VURMAKTA MIDIR?

Erken Çocuklukta Müdahale Programı (ETEÇOM) İle İlgili Bilimsel Çalışmaların Be?msel Analizi

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

BEDEN EĞİTİMİ ve SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ALGILANAN SOSYAL DESTEK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Deneysel Dizaynlar. İçsel ve Dışsal Geçerlilik

HUZUREVİNDE ÇALIŞAN PSİKOLOG VE SOSYAL ÇALIŞMACILARIN MESLEKİ YETERLİLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ ÖZET

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

Doç.Dr. YALÇIN ÖZDEMİR

Derece Program Üniversite Yıl. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Selçuk Üniversitesi ---

H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü BBY 208 Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri II (Bahar 2012) SPSS DERS NOTLARI I 5 Nisan 2012

KİMLİK BİLGİLERİ / PERSONAL INFORMATION:

Tez adı: Babalar... Tez Danışmanı:(HACER NERMİN ÇELEN)

Alzheimer ve Depresyon Tanılı Gruplar ile Normal Örneklemde, Kişisel ve Toplumsal Olaylara İlişkin Otobiyografik Bellek Özellikleri

ÇALIŞMAYAN KADINLARIN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI, SOSYAL GÖRÜNÜŞ KAYGISI VE FİZİKSEL AKTİVİTEYE KATILIMLARINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER Zekai

ulu Sosy Anahtar Kelimeler: .2014, Makale Kabul Tarihi: , Cilt:11,

LİSE ÖĞRENCİLERİNDEKİ PSİKOPATOLOJİK BELİRTİLERİN CİNSİYET VE SINIF DEĞİŞKENLERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ ÖZET

N.E.Ü. A.K.E.F. GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÖĞRENCİLERİNİN İLETİŞİM BECERİ DÜZEYLERİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

Olayların Merkeziliği Ölçeği: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması

ÖZGEÇMİŞ. Telefon : +90 (312) FOTOĞRAF : Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 06800, Beytepe Ankara

BEDENDE YAŞAYAN TRAVMA SOMATİZASYON. Prof Dr Süheyla Ünal İnönü üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

Transkript:

ISSN: 2149-0821 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science Yıl: 5, Sayı: 29, Ekim 2018, s. 369-379 Dr. Öğr. Üyesi Filiz SAYAR Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Psikoloji Bölümü, sayar.flz@gmail.com OTOBİYOGRAFİK BELLEK ÖZGÜLLÜĞÜNÜN YAŞLANMA ve CİNSİYET FARKLILIKLARI BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Özet Otobiyografik bellek özgüllüğü (autobiographical memory specificity), otobiyografik anıların içsel ve dışsal ayrıntı özelliklerine göre açıklanmaktadır. Otobiyografik anıların içsel epizodik ayrıntıları olay, yer, zaman, algısal özellikler, duygu/ düşünce gibi ayrıntı kategorilerine göre değerlendirilirken, dışsal ayrıntıları ise dışsal olay, semantik, tekrar ve diğer ayrıntılar gibi kategorilerle tespit edilmektedir. Buna göre, otobiyografik özgül bir anı daha fazla içsel epizodik detaya sahipken, genel otobiyografik anılar bu ayrıntılara sahip değildir. Mevcut araştırmada, 65 yaş ve üzeri 60 sağlıklı yaşlı bireyin farklı yaşam dönemlerine dair anlattıkları otobiyografik anılar, otobiyografik bellek özgüllüğü ve cinsiyet değişkenleri açısından karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada Levine, Svoboda, Hay, Winocur ve Moscovitch in (2002) araştırma yöntemine benzer bir araştırma yöntemi uygulanarak aynı kodlama sistemi kullanılmıştır. Katılımcıların anlattıkları anılar izinleri alınarak kaydedilmiş, içsel ve dışsal anı ayrıntıları açısından analiz edilmiştir. Sonuç olarak, kadınların içsel ayrıntı unsurlarından duygu/düşünce kategorisinde erkeklerden daha fazla ayrıntı anlattığı, hem genel otobiyografik bellek özgüllüğü hem de diğer içsel ve dışsal ayrıntı kategorileri açısından anlamlı bir cinsiyet farklılığının bulunmadığı gözlenmiştir. Ayrıca, araştırmadan beklenildiği gibi katılımcıların anılarını anlatırken daha çok dışsal ayrıntı hatırlama eğiliminde oldukları gözlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Otobiyografik bellek özgüllüğü, Yaşlanma, Cinsiyet

ASSESSMENT OF AUTOBIOGRAPHICAL MEMORY SPECIFICITY IN CONTEXT OF AGING and GENDER DIFFERENCES Abstract Autobiographical memory specificity is explained according to internal and external episodic details of autobiographical memories. The internal episodic details of autobiographical memories are evaluated according to the categories of detail such as event, location, time, perceptual characteristics, emotion / thought, while the external details are determined by categories such as external event, semantics, repetition and other details. Accordingly, while a specific autobiographical narrative has more internal episodic details, general autobiographical memories do not have these details. The present study aimed to compare the autobiographical memories of 60 healthy elderly people aged 65 years and over in context of autobiographical memory specificity and gender variables. The same coding system was used in the research by applying a similar research method to Levine, Svoboda, Hay, Winocur and Moscovitch (2002). The narratives of the participants were recorded by taking their permissions and analyzed in terms of internal and external details. As a result, it was observed that women have more detail in the emotion / thought category than the internal detail elements of men and that there is no significant gender difference in terms of general autobiographical memory specificity and other internal and external detail categories. In addition, as expected from the study, it was observed that participants tend to remember external detail rather than internal details. 370 Keywords: Autobiographical memory specificity, Aging, Gender GİRİŞ Otobiyografik bellek, Conway (2009) tarafından kişisel yaşantılara ve kişinin yaşamıyla ilgili kişisel bilgilere ait bellek olarak tanımlanmaktadır. Buna göre, otobiyografik bellek, ayrıntılı yaşantılar ve onlarla bağlantılı çeşitli bilgilerden oluşmaktadır. Conway ve Pleydell- Pearce e (2000) göre, otobiyografik bellek yaşam dönemleri (lifetime periods), genel olaylar (general events) ve olaya özgü bilgi (event-specific knowledge) kategorilerinden oluşmaktadır. Bu hiyerarşide en altta olaya özgü bilgi bulunurken, genel olaylar ve yaşam devreleri üst sıralarda yer almaktadır. Olaya özgü bilgi olayların ayrıntıları hakkında bilgi vermektedir, genel olaylar ise belli bir olayla ilgili yer, kişi, eylem, duygu ve amaçları içermektedir. Yaşam dönemleri, belli bir dönem ile ilgili genel bilgileri sağlayarak kişinin yaşam hikayesini oluşturmaktadır. Otobiyografik bellek yapısı bu bilgilerin oluşturduğu bağlantılarla organize olmaktadır. Otobiyografik bellek genelde iki şekilde ölçülmektedir. Birincisinde, anlatılan anıların içeriği (duygulara yapılan atıflar, anının uzunluğu, ayrıntıların özgüllüğü, ayrıntıların epizodik veya semantik oluşu gibi) incelenirken, ikincisinde anlatılan anılar belli özellikleri (canlılığı, duygusallığı, önemi, doğruluğu) açısından en azdan en çok olana doğru puanlanan Likert tipi ölçeklerle değerlendirilmektedir. İçeriğe yönelik yapılan otobiyografik bellek araştırmalarında

cinsiyet farklılıklarının gözlendiği, değerlendirmeye (rating) dayanan araştırmalarda ise cinsiyet farklılıklarının ortaya çıkmadığına dair çelişkili sonuçlar bulunmaktadır (Grysman ve Hudson, 2013). Otobiyografik bellekle ilgili araştırma sonuçlarına bakıldığında, kadınların erkeklere göre daha fazla bilgiye dayanan daha canlı ve daha duygusal içeriğe sahip anılar anlattıkları görülmektedir (Bloise & Johnson, 2007; Davis, 1999; Grysman & Hudson, 2013). Annelerin yaşanılan olaylar hakkında çocuklarıyla daha ayrıntılı konuşmaları çocukların otobiyografik bellek gelişimini farklı etkilemektedir. Anneler kız çocuklarıyla daha çok duygulara vurgu yaparak konuşurken, oğlan çocuklarıyla daha çok açıklamalara (sebep-sonuç gibi) vurgu yaptığı gözlenmiştir (Cervantes ve Callanan, 1998). Tüm bu farklı ebeveyn iletişim tarzları otobiyografik belleğin gelişiminde farklı etkilere neden olmaktadır. Diğer yandan, kullanılan yöntemin, anıların anlatıldığı bağlamın ve kültürel farklılıkların araştırma sonuçlarında farklı etkileri olduğu düşünülmektedir (Grysman, ve Hudson, 2013). Bu konuda Doğu ve Batı toplumlarında farklı araştırma sonuçları elde edildiği görülmektedir ( Ross & Wang, 2010; Wang & Ross, 2005). Amerikalı annelerin Çinli annelere göre yaşanılan anılar hakkında 3 yaşındaki çocuklarıyla daha derin değerlendirmeler yapıp daha fazla konuştukları gözlenmiştir (Wang, 2006). Otobiyografik bellek özgüllüğü kavramı ilk kez Williams ve Broadbent in (1986) depresif olanlarla olmayanların anılarının karşılaştırıldığı bir çalışmada ileri sürülmüştür. Buna göre, depresif kişilerin olumlu ve olumsuz anılarını anlattıkları bu araştırmada depresif grubun otobiyografik anılarının depresif olmayan gruba göre daha az özgül olduğu, bağlamı spesifik olmayan aşırı genel anılar (overgeneral memory) anlatmayı tercih ettikleri gözlemlenmiştir. Depresif katılımcılar olumlu ipuçlarında daha az özgül otobiyografik anı anlatırken, olumsuz ve nötr ipuçları arasında fark bulunmamıştır. 371 Otobiyografik bellek özgüllüğünü ele alan çalışmalara bakıldığında genel olarak, duygusal problem yaşayan bireylerin azalmış otobiyografik bellek özgüllüğü özelliklerine sahip olduğuna ve aşırı genel anılar anlattıklarına rastlanmaktadır (Kuyken & Brewein, 1995; Moradi & ark., 2008; Swales, Williams & Wood, 2001; Williams, 1996; McNally & ark., 1995). Aşırı genel anılar belli bir olaya odaklanmayan anılardır, örneğin o zamanlar çok mutlu olurduk gibi yeri ve zamanı net olmayan ifadeleri içermektedir. Depresyon geçmişi olanların kendilikle ilgili daha fazla anlamsal bilgi verdiği, epizodik ayrıntıların az bulunduğu ileri sürülmektedir (Conway, Singer, & Tagini, 2004). Piolino ve arkadaşlarının (2010) bulgularına göre, yaş ilerledikçe otobiyografik bellek spesifikliğinde azalma görülmektedir. Gençlerin olay, yer, algı ve duygu düşünce açısından daha epizodik ayrıntıları tercih ettikleri, yaşlıların ise daha çok semantik ayrıntılar anlattıkları belirlenmiştir (Levine ve ark., 2002). Cinsiyet farklılıklarına bakıldığında ise, kadınların erkeklerden daha spesifik bellek tarzına sahip olduğu ileri sürülmektedir (Pillemer ve ark., 2003). Bu konuda yapılan bir çalışmada Levine, Svoboda ve ark. (2002), genç (19-34) ve yaşlı (66-89) yetişkin katılımcılarla çalışmıştır. Çalışmada beş yaşam döneminde (ilk çocukluk 0-11, ergenlik 11-17, ilk yetişkinlik 18-35, orta yaş 35-55 ve daha sonraki dönem) yaşadıkları anıları seçip anlatmaları istenmiştir. Katılımcılar her yaş döneminden sadece bir anı anlatmış ve daha sonra anılar belli kategorilere göre incelenmiştir. Bu kategoriler şunlardır: Olay, zaman, yer ve

algısal bilgiler. Anılar araştırmacılar tarafından içsel (belirli yer ve zamana dayanan) ve dışsal (belirli zaman ve yerin hatırlanmasını gerektirmeyen) ayrıntı kategorilerinde değerlendirilmiştir. Sonuçta, genç katılımcılar olay, yer, algı ile düşünce ve duygu ayrıntılarını daha çok hatırlamışlardır. Episodik ayrıntıların geri getirilmesinde yaşla birlikte gerileme gözlenirken, semantik bilgide böyle bir durum gözlenmemiştir. Mevcut araştırmada ise, 65 yaş ve üzeri sağlıklı yaşlı bireylerde otobiyografik bellek özgüllüğünün cinsiyet farklılıkları açısından karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bireylerden beş farklı yaşam dönemine ait en fazla bir gün sürmüş, spesifik birer anı anlatmaları istenmiş, anılar otobiyografik bellek özgüllüğü kriterlerine göre değerlendirilmiştir. Daha önce edilen verilerin ışığında, genel olarak, yaşlı bireylerin anılarını aktarırken içsel ayrıntılardan daha çok dışsal ayrıntıları hatırlayacağı ve kadınların erkeklerden daha fazla özgül anılar anlatacağı beklenmektedir. YÖNTEM Çalışma Grubu Araştırmanın örneklemini 65 yaş ve üstü toplam 60 birey (30 kadın, 30 erkek) oluşturmaktadır. Katılımcılar lise veya üniversite mezunu kişilerden gönüllülük esasına göre seçilmiştir. Mevcut araştırmada katılımcılar evlerinde yaşayan sağlıklı yaşlı bireylerden oluşmaktadır. Sağlıklı yaşlı kriterini yerine getirmek için katılımcılara Standardize Mini Mental Test (SMMT) (Güngen, Ertan, Eker, Yaşar ve Engin, 2002) ve Geriatrik Depresyon Ölçeği (GDÖ) (Ertan ve Eker, 2000) uygulanmıştır. 372 Katılımcıların demografik özelliklerine bakıldığında yaş ortalaması kadın 69.67 (5.85), erkek 70.10 (6.55), eğitim yılı ortalaması kadın 12.97 (2.13), erkek 13.47 (2.56) dır. Tarama amaçlı ölçeklerden alınan puanların ortalama ve standart sapması SMMT kadın 29.07 (0.94), erkek 29.13 (0.78), GDÖ kadın 5.10 (3.10), erkek 3.70 (3.09) dir. İşlem Araştırmada Levine, Svoboda, Hay, Winocur ve Moscovitch in (2002) araştırma yöntemine benzer bir araştırma yöntemi uygulanmıştır. Buna göre, katılımcılarla bireysel olarak çalışılmış ve beş yaşam dönemine ait (çocukluk-11 yaş arası, 11-17 yaş, 18-35 yaş, 35-55 yaş ve geçen yıl) bir anı anlatmaları istenmiştir. Anıların genel olmayan en fazla bir gün sürmüş olması istenmiştir. Anılarını anlatırken katılımcılara herhangi bir yönlendirme yapılmamış ve izinleri alınarak anlattıkları anılar ses kaydedici ile kaydedilmiştir. Anıların kodlanması Anılar kaydedildikten sonra içsel ve dışsal ayrıntı özgüllüğü açısından analiz edilmiştir. Ayrıntıların özgüllüğü anıdaki içsel ve dışsal ayrıntıların varlığı ile saptanmaktadır. Anılardaki içsel ayrıntılar a) olay, b) yer, c) zaman, d) algısal ayrıntılar ve e) duygu/düşünce, dışsal ayrıntılar ise a) olay, b) semantik c) tekrar d) diğer başlıklı ayrıntı unsurlarından oluşmaktadır (Tablo 1). Anılar kodlama kriterlerine göre kodlandıktan sonra elde edilen puanlar üzerinde istatistiksel analiz yapılmıştır.

Tablo 1. Kodlama Kriterleri Kategori Açıklama İçsel Ayrıntılar Olay Zaman Yer Algısal Duygu/Düşünce Dışsal Ayrıntılar Dışsal olay Semantik Tekrar Durumlar, tepkiler, eylemler Tekne ile gezintiye çıktık. Ona eşyalarını unutma dedim. Mevsim, yıl, ay, gün, günün bir zamanı Saat 4 te dersten çıktım. Şehir, cadde, sokak, bina, oda, mekanın herhangi bir yeri Arka bahçede oturuyorduk. Beş duyuma ait yaşantılar, bedensel durumlar Duvarlar maviydi. Bacaklarım ağrıyordu. Duygusal durumlar, duygudurum, düşünceler Çok sevindim. Keşke öyle yapmasaydım diye düşündüm. Ana olayın dışındaki olaylar, eylemler, tepkiler Bahçelerde çok çalışırdık Kardeşlerimle oyun oynadığım zamanları hatırlıyorum Genel bilgiler, devam eden olaylar, sürekli tekrar eden durumlar Babam askerdi. Teyzem her sabah kahvaltısını yapardı. Anılar anlatılırken tekrar edilen ayrıntılar Bu kış Antalya ya gittik.. ve bu kış. 373 Diğer Üst bilişsel ifadeler, çeşitli yorumlar Düşünüyorum insanın aklına ilginç bir anı gelmiyor hemen. Beni çok etkileyen bir anımdır. Bulgular Cinsiyet Etkisi İstatistiksel analizlerde 2 (cinsiyet) X 2 (ayrıntı özelliği: içsel ve dışsal ) son faktörde tekrar ölçümlü faktöriyel Varyans Analizi (ANOVA) uygulandığında cinsiyet değişkenin temel etkisi anlamlı bulunmamıştır (F(1,58) =.07, MSE= 83.33, p=.80, ηp 2 =.00). (Şekil 1.) Ayrıntı özelliği temel etkisi anlamlı bulunurken (F(1,58) = 15.75, MSE= 4588, p<.001, ηp 2 =.21), ayrıntı özelliği & cinsiyet ortak etkileşimi anlamlı bulunmamıştır (F(1,58) =.28, MSE= 80.03, p=.60, ηp 2 =.01). Bonferroni post hoc testi sonuçlarına göre, dışsal > içsel ayrıntı (p<.001) arasında anlamlı farklılık bulunmuştur.

Hatırlanan ayrıntıların ortalama puanları Otobiyografik Bellek Özgüllüğünün Yaşlanma ve Cinsiyet Farklılıkları Bağlamında 70 60 50 40 30 20 10 0 49,03 İçsel 49 63,03 Dışsal 59,73 Kadın Erkek Şekil 1. Hatırlanan içsel ve dışsal anı ayrıntılarından elde edilen genel ortalama puanları Yaşam Dönemi ve Cinsiyet Etkisi İstatistiksel analizlerde 2 (cinsiyet) X 5 (yaşam dönemi: 0-11 yaş, 12-17 yaş, 18-35 yaş, 36-55 yaş ve geçen yıl) son faktörde tekrar ölçümlü faktöriyel Varyans Analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Cinsiyet denekler arası, yaşam dönemi ise denek içi değişkenlerdir. Anıların içsel (olay, yer, zaman, algısal ayrıntılar, duygu/düşünce) ve dışsal ayrıntıları (dışsal olay, semantik, tekrar ve diğer) araştırmanın bağımlı değişkenleridir. 374 İçsel Ayrıntılar Olay: İstatistiksel analizler sonucunda cinsiyetin temel etkisi anlamlı olmadığı bulunmuştur, (F(1,58) =.55, MSE= 25.23, p=.46, ηp 2 =.01). Yaşam dönemi değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğu gözlenirken (F(3.19, 185)= 5.07, MSE= 147.17, p<.01, ηp 2 =.08, GG ε=.80), cinsiyet & yaşam dönemi değişkenleri arasındaki etkileşimin anlamlı olmadığı gözlenmiştir, (F(3.19, 185)= 1.98, MSE=57.49, p=.11, ηp 2 =.03, GG ε=.80). Anlamlı bulunan etkilere uygulanan Bonferroni post hoc testi sonuçlarına göre, 18-35 yaş > 0-11 yaş (p<.01), 36-55 yaş > 0-11 yaş (p<.01) arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Yer: Cinsiyetin temel etkisi anlamlı olmadığı bulunmuştur, (F(1,58) =.01, MSE=.01, p=.94, ηp 2 =.00). Ayrıca, yaşam dönemi değişkeninin temel etkisinin (F(3.28, 190)= 1.29, MSE= 1.72, p=.28, ηp 2 =.02, GG ε=.82) ve cinsiyet & yaşam dönemi değişkenleri arasındaki etkileşimin anlamlı olmadığı gözlenmiştir, (F(3.28, 190)=.49, MSE=.66, p=.70, ηp 2 =.01, GG ε=.82). Zaman: Cinsiyetin temel etkisi anlamlı olmadığı bulunmuştur, (F(1,58) =1.42, MSE=.75, p=.24, ηp 2 =.03). Ayrıca, yaşam dönemi değişkeninin temel etkisinin (F(3.33, 192.87)= 1.69, MSE=.66, p=.17, ηp 2 =.03, GG ε=.83) ve cinsiyet & yaşam dönemi değişkenleri arasındaki etkileşimin anlamlı olmadığı gözlenmiştir, (F(3.33, 192.87)=.13, MSE=.05, p=.96, ηp 2 =.00, GG ε=.83). Algısal ayrıntılar: Cinsiyetin temel etkisi anlamlı olmadığı bulunmuştur, (F(1,58) =.01, MSE=.03, p=.94, ηp 2 =.00). Yaşam dönemi değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğu gözlenirken (F(3.50, 203.06)= 4.51, MSE= 17.51, p<.01, ηp 2 =.07, GG ε=.88), cinsiyet & yaşam dönemi değişkenleri arasındaki etkileşimin anlamlı olmadığı gözlenmiştir, (F(3.50,

203.06)=.50, MSE=1.95, p=.71, ηp 2 =.01, GG ε=.88). Anlamlı bulunan etkilere uygulanan Bonferroni post hoc testi sonuçlarına göre, 0-11 yaş > 36-55 yaş (p<.01), 0-11 yaş > geçen yıl (p<.05) arasında anlamlı fark olduğu gözlenmiştir. Duygu/Düşünce: Cinsiyetin temel etkisi anlamlı olduğu bulunmuştur, (F(1,58) =4.95, MSE= 15.41, p<.05, ηp 2 =.08). Yaşam dönemi değişkeninin temel etkisinin (F(4, 232)= 2.06, MSE= 3.19, p=.09, ηp 2 =.03) ve cinsiyet & yaşam dönemi değişkenleri arasındaki etkileşimin anlamlı olmadığı gözlenmiştir, (F(4, 232)= 1.26, MSE=2.11, p=.25, ηp 2 =.02). Anlamlı bulunan etkilere uygulanan Bonferroni post hoc testi sonuçlarına göre, kadın> erkek (p<.05) arasındaki fakın anlamlı olduğu gözlenmiştir. Dışsal Ayrıntılar Dışsal olay: Cinsiyet temel etkisi anlamlı olmadığı bulunmuştur, (F(1,58) =.72, MSE= 50.43, p=.40, ηp 2 =.01). Yaşam dönemi değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğu bulunurken (F(2.99, 173.67)= 3.24, MSE= 98.36, p<.05, ηp 2 =.05, GG ε=.75), cinsiyet & yaşam dönemi değişkenleri arasındaki etkileşimin anlamlı olmadığı gözlenmiştir, (F(2.99, 173.67)= 1.46, MSE= 44.25, p=.23, ηp 2 =.03, GG ε=.75 ). Anlamlı bulunan etkilere uygulanan Bonferroni post hoc testi sonuçlarına göre, 36-55 yaş > 0-11 yaş (p<.01) anlamlı farklılık gözlenmiştir. Semantik: Cinsiyet temel etkisi anlamlı olmadığı bulunmuştur, (F(1,58) =.55, MSE= 17.28, p=.46, ηp 2 =.01). Ayrıca, yaşam dönemi değişkeninin temel etkisinin (F(4,232)= 1.71, MSE= 16.81, p=.15, ηp 2 =.03 ) ve cinsiyet & yaşam dönemi değişkenleri arasındaki etkileşimin anlamlı olmadığı gözlenmiştir, (F(4.232)= 1.96, MSE= 19.31, p=.10, ηp 2 =.03). 375 Tekrar: Cinsiyet temel etkisi anlamlı olmadığı bulunmuştur, (F(1,58) =.08, MSE=.48, p=.78, ηp 2 =.00). Yaşam dönemi değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğu görülürken (F(2.09, 121.56)= 3.72, MSE= 18.32, p<.05, ηp 2 =.06, GG ε=.52), cinsiyet & yaşam dönemi değişkenleri arasındaki etkileşimin anlamlı olmadığı gözlenmiştir, (F(2.09, 121.56)= 1.22, MSE= 6.01, p=.30, ηp 2 =.02, GG ε=.52). Anlamlı bulunan etkilere uygulanan Bonferroni post hoc testi sonuçlarına göre, 18-35 yaş >0-11 yaş (p<.05), geçen yıl > 0-11 yaş (p<.05) arasında anlamlı farklılık gözlenmiştir. Diğer: Cinsiyet temel etkisi anlamlı olmadığı bulunmuştur, (F(1,58) =.34, MSE= 4.32, p=.56, ηp 2 =.01). Yaşam dönemi değişkeninin temel etkisinin anlamlı olduğu görülürken (F(3.03,175.90)= 5.73, MSE= 44.11, p<.01, ηp 2 =.09, GG ε=.76), cinsiyet & yaşam dönemi değişkenleri arasındaki etkileşimin anlamlı olmadığı gözlenmiştir, (F(3.03, 175,90) =.35, MSE= 2.70, p=.79, ηp 2 =.01, GG ε=.76). Anlamlı bulunan etkilere uygulanan Bonferroni post hoc testi sonuçlarına göre, geçen yıl > 0-11 yaş (p<.05), geçen yıl >12-17 yaş (p<.01), geçen yıl >18-35 yaş (p<.01) arasında anlamlı fark bulunmuştur. Tablo 2. İçsel ve dışsal ayrıntı kategorilerinden elde edilen ortalama ve standart sapma puanları N=60 Olay Yer Zaman Algı Duy& Düş Semantik Tekrar Diğer Dışsal Olay Kadın 5.22 (.56) 1.09 (.12).35 (.06) 1.67 (.20) 1.48 (.14) 4.15 (.46) 1.04 (.20) 3.34 (.29) 4.07 (.68) Erkek 5.80 (.56) 1.07 (.12).25 (.06) 1.65 (.20) 1.03 (.14) 4.63 (.46).96 (.20) 3.10 (.29) 3.25 (.68)

SONUÇ ve TARTIŞMA Yaşlı yetişkinlerde otobiyografik bellek özgüllüğünün incelendiği bu çalışma sonucunda cinsiyet açısından herhangi bir anlamlı farklılık bulunmazken, beklenildiği gibi katılımcıların daha çok dışsal ayrıntı kullanarak anılarını anlattıkları gözlenmiştir. Diğer bir deyişle, kadın ve erkek katılımcılar anılarını anlatılırken hatırladıkları içsel ve dışsal anı ayrıntıları açısından birbirinden farklılaşmamış fakat anılarını aktarırken içsel ayrıntılardan daha çok dışsal ayrıntı kullanmayı tercih etmişlerdir. Yaş almanın otobiyografik belleğin episodik yönünü semantik yönünden daha fazla etkilediği (Piolino ve ark, 2002; Levine, Svoboda ve ark, 2002; Piolino ve ark, 2006), yaş arttıkça otobiyografik belleğin episodik yönünün semantik yönünden daha hızlı zayıfladığı göz önüne alındığına mevcut sonuçların literatürdeki bu bilgilerle tutarlı olduğu görülmektedir. Diğer yandan, Pillemer & ark. (2003) kadınların erkeklerden daha spesifik bellek tarzına sahip olduğunu ileri sürerek bu bulguları destekleyen sonuçlar elde etmiştir. Fakat bu araştırma yönteminin mevcut araştırmadan farklı olduğunu belirtmek gerekmektedir. Mevcut araştırmada içsel ve dışsal anı ayrıntılar karşılaştırılarak incelenirken, Pillemer & ark. (2003) anıları nicelik, yoğunluk ve genişlik açısından analiz etmişlerdir. Bu konuda yeterli sayıda araştırmanın mevcut olmadığını belirtmek gerekmektedir. Mevcut sonuçlar içsel ayrıntılar bağlamında incelendiğinde, anıların olay kategorisi açısından yaşam dönemleri arasında anlamlı fark bulunurken, cinsiyetler arasında fark bulunmamıştır. 18-35 yaş ile 36-55 yaş dönemlerine dair anlatılan anılarda 0-11 yaş dönemine ait anılardan daha fazla olaydan bahsedilmiştir. Yani, çocukluk yıllarına nazaran orta yaş döneminde daha fazla olay anlatıldığı görülmektedir. Bu sonuçlar literatürdeki sonuçları desteklemektedir. Buna göre, otobiyografik bellek araştırmalarında 10 ile 30 yaşlar arasındaki anıların daha çok anlatıldığının gözlenmesi bellek tümseği (reminiscence bump) olarak tanımlanmıştır (Rubin ve Schulkind, 1997; Conway ve Holmes, 2005; Conway ve Pleydell- Pearce, 2000). Diğer yandan çocukluk amnezisi olarak adlandırılan ve 5 yaşından önceki ilk çocukluk yıllarına ait anıların daha az hatırlandığına dair sonuçlar da bulunmaktadır ( Rubin ve Schulkind, 1997; Conway ve Holmes, 2005). Mevcut araştırmada çocukluk yıllarına kıyasla orta yaşa dair anılarda daha çok olay anlatılması bu görüşlerle tutarlı görünmektedir. Algısal ayrıntıların hatırlanmasında ise, yaşam dönemleri arasında anlamlı fark bulunurken cinsiyetler arasında farklılık bulunmamıştır. Buna göre, 0-11 yaş dönemi ile 36-55 yaş ve geçen sene yaş dönemleri arasındaki fark anlamlı bulunmuştur. Yani, küçük yaşlara ait anılarda daha çok algısal ayrıntı hatırlandığı görülmektedir. 376 Araştırmada anlamlı cinsiyet farklılığı sadece duygu & düşünce kategorisinde görülmektedir. Yani, kadınların anılarını anlatırken erkeklere kıyasla daha fazla duygu/düşünce ifade ettikleri gözlenmektedir (kadın, ort.=1.48, erkek, ort.= 1.03). Bu sonuçlar literatürdeki bu konuyla ilgili araştırma sonuçlarını desteklemektedir (Bauer, Stennes & Haight, 2003; Boals, 2010; Bohanek ve Fivush, 2010; Davis, 1999; Friedman ve Pines, 1991). Dışsal ayrıntılar açısından incelendiğinde, dışsal olay kategorisinde yaşam dönemleri arasında anlamlı fark bulunurken, cinsiyet farklılığı gözlenmemiştir. 36-55 yaş ile 0-11 yaş arası için anlamlı fark gözlenmiştir. Tekrar kategorisinde ise, cinsiyet farklılığı bulunmazken, yaşam dönemleri arasında da anlamlı fark bulunmamıştır. 18-35 yaş ve geçen yıl dönemlerine ait anılarda daha fazla tekrar yapıldığı gözlenmiştir. Semantik kategorisinde ise herhangi bir

anlamlı farklılık gözlenmemiştir. Öteki dönemlere kıyasla geçen yıla ait anılarda daha fazla diğer kategorisinden ayrıntı verildiği gözlenmektedir. Bu sonucun, geçen yıla ait anıları hatırlamadaki zorluktan kaynaklandığı söylenebilir. Katılımcılar anılarını düşünürken ve uygun bir anı bulmaya çalışırken kullandıkları ifadeler diğer kategorisinden daha fazla puan alınmasına neden olmuştur. Sonuç olarak, anılar anlatılırken içsel ve dışsal ayrıntı hatırlamada kadın ve erkek yaşlı bireyler arasında herhangi bir farklılık bulunmazken, sadece duygu/düşünce kategorisi açısından anlamlı cinsiyet farklılığı elde edilmiştir. Diğer ayrıntı kategorilerinin hatırlanmasında da cinsiyet değişkeninin etkisi bulunmamıştır. Diğer yandan, farklı yaşam dönemlerinde farklı ayrıntıların daha fazla hatırlandığı gözlenmiştir. Bu sonuçlar Conway ve Pleydell-Pearce in (2000) bu konudaki açıklama sistemini desteklemektedir. Onlara göre, çalışan kendilik (working self) otobiyografik materyalin kodlanmasında ve geri getirilmesinde önemli bir yere sahiptir ve çalışan kendiliğin amaç yapısı mevcut amaçlara uygun bilginin daha çok hatırlanmasına neden olacaktır. Bu durumda, otobiyografik bilgiyle uyum içinde olan amaçlar sürdürülecek, bu amaçlar, çalışan kendiliğin temsilleri ile etkileşimde bulunarak kendilik bellek sistemini oluşturacaktır. Bu açıklamalara paralel olarak ve mevcut araştırmada da görüldüğü gibi, kişiler yaşam dönemlerinin farklı amaçlarına uygun olarak otobiyografik anılarını anlatırken farklı türden ayrıntıları aktarmayı tercih etmektedirler. Mevcut araştırma sonuçlarının otobiyografik belleğin işleyişi hakkında önemli bilgiler sunarken, yaşlı bireylerin bellek özelliklerine yönelik bakış açısı hakkında fikir vereceği düşünülmektedir. 377 KAYNAKLAR Bauer, P. J., Stennes, L. & Haight, J. C. (2003). Representation of the inner self in autobiography: Women s and men s use of internal states language in personal narratives. Memory, 11, 27 42. Bloise, S. M., & Johnson, M. K. (2007). Memory for emotional and neutral information: Gender and individual differences in emotional sensitivity. Memory, 15, 192 204. Bohanek, J. G., & Fivush, R. (2010). Personal narratives, well-being, and gender in adolescence. Cognitive Development, 25, 368 379. Cervantes, C. A., & Callanan, M. A. (1998). Labels and explanations in mother child emotion talk: Age and gender differentiation. Developmental Psychology, 34, 88 98. Conway, M.A. (2009). Episodic memories. Neuropsychologia, 47, 2305-2313. Conway, M. A. ve Holmes, E. A. (2005). Autobiographical memory and the working self. In N. R. Braisby & A. R. H. Gellatly (Eds.), Cognitive Psychology. Oxford: Oxford University Press. pp. 507-538. Conway ve Pleydell-Pearce (2000). The Construction of Autobiographical Memories in the Self- memory Systems. Psychological Review, 107(2), 261-288. Conway, M. A., Singer, J. A., & Tagini, A. (2004). The self and autobiographical memory: Correspondence and coherence. Social Cognition, 22, 491 529. Davis, P. J. (1999). Gender differences in autobiographical memory for childhood emotional experiences. Journal of Personality and Social Psychology, 76, 498 510.

Ertan, T. & Eker, E. (2000). Reliability, validity, and factor structure of the Geriatric Depression Scale in Turkish elderly: Are there different factor structures for different cultures. International Psychogeriatrics, 12(2), 163 172. Friedman, A., & Pines, A. (1991). Sex differences in gender-related childhood memories. Sex Roles, 25, 25 32. Grysman, A. & Hudson, J. A. (2013). Gender differences in autobiographical memory: Developmental and methodological considerations. Developmental Review, 33, 239 272. Güngen, C., Ertan T., Eker E., Yasar R. & Engin F. (2002). Standardize minimental testin Türk toplumunda hafif demans tanısında geçerlik ve güvenilirliği. Türk Psikiyatri Dergisi,13 (4), 273 281. Kuyken, W., & Brewin, C. R. (1995). Autobiographical memory functioning in depression and reports of early abuse. Journal of Abnormal Psychology, 104(4), 585-591. Levine, B., Svoboda, E., Hay, J.F., Winocur, G. & Moscovitch, M. (2002). Aging and autobiographical memory: dissociating episodic from semantic retrieval. Psychology and Aging, 17(4), 677-689. McNally, R.J., Lasko, N.B., Macklin, M.L., & Pitman, R.K. (1995). Autobiographical memory disturbance in combat-related posttraumatic stress disorder. Behaviour Research and Therapy, 33, 619 630. 378 Moradi, A., Herlihy, J., Yasseri, G., Shahraray, M., Turner, S., & Dalgleish, T. (2008). Specificity of episodic and semantic aspects of autobiographical memory in relation to symptoms of posttraumatic stress disorder (PTSD). Acta Psychologica, 127, 645-653. Pillemer, D. B., Wink, P., DiDonato, T. E. & Sanborn, R. L. (2003). Gender differences in autobiographical memory styles of older adults. Memory, 11, 525 532. Piolino, P., Desgranges, B., Benali, K. ve Eustache F. (2002). Episodic and Semantic Remote Autobiographical Memory in Ageing. Memory, 10(4), 239-257. Piolino, P., Desgrances, B., Clarys, D., Guillery-Girard, B., Taconnat, L., Isingrini, M. ve Eustache F. (2006). Autobiographical Memory, Autonoetic Consciousness and Self- Perspective in Aging. Psychology and Aging, 21(3), 510-525. Piolino P, Desgranges B, & Eustache F. (2009). Episodic autobiographical memories over the course of time: cognitive, neuropsychological and neuroimaging findings. Neuropsychologia, 47, 2314 2329. Ross, M. & Wang, Q. (2010). Why we remember what we remember: Cultural and autobiographical memory. Perspectives on Psychological Science, 5 (4) (2010), pp. 401-409. Rubin, D.C. ve Schulkind, M.D. (1997). Distribution of Important and Word-cued Autobiographical Memories in 20-, 35-,70-Year-old Adults. Psychology and Aging, 12(3), 524-535.

Swales, M. A., Williams, J. M. G., & Wood, P. (2001). Specificity of autobiographical memory and mood disturbance in adolescents. Cognition and Emotion, 15(3), 321-331. Wang, Q. (2006). Earliest recollections of self and others in European American and Taiwanese young adults. Psychological Science, 17, 8, 708-714. doi:10.1111/j.1467-8721.2006.00432.x Wang, Q. & Ross, M. (2005). What we remember and what we tell: The effects of culture and self-priming on memory representations and narratives. Memory, 13, 6, 594-606. doi:10.1080/09658210444000223 Williams, J.M.G.(1996). Depression and the specificity of autobiographical memory. In: Rubin DC, editor. Remembering our past: Studies in autobiographical memory. Cambridge University Press; New York, pp. 244 267. Williams, J. M. G. & Broadbent, K. (1986). Autobiographical Memory in Suicide Attempters. Journal of Abnormal Psychology, 95 (2), 144-149. 379