Üreterosel: Endoskopik Yaklaşımın Yeri



Benzer belgeler
ÜRĠNER SĠSTEMĠN OBSTRUKTĠF LEZYONLARININ POSTNATAL ĠZLEMĠ. Dr.Aytül Noyan

İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR

Üst idrar yolu duplikasyonları: Yirmi dört olgunun değerlendirilmesi

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

ÇOCUKLARDA TEK TARAFLI ANTENATAL HİDRONEFROZH

Konjenital Hidronefrozda Görüntüleme ve Güncel Bilgiler

ANTENATAL HİDRONEFROZDA TAKİP PROTOKOLLERİ

Antenatal Hidronefroz: Hangi Tetkik, Ne Zaman, Ne Sıklıkta?

Üriner enfeksiyon ve Vezikoüreteral reflü

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

CERRAHİ Üreteropelvik Bileşke Darlığı (UPD) Abdurrahman Önen FEBPS, FAAP-U, FEAPU

Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ. Doç.Dr. Nurcan Cengiz

Lokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ KİME ÜRODİNAMİ YAPIYORUM? Dr.A.Rüknettin ASLAN Haydarpaşa Numune EAH 1.Üroloji Kliniği

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ TEDAVİSİNDE ENDOSKOPİK CERRAHİLER

Dr. Mert Altınel Türkiye Yüksek İhtisas EA Hastanesi ÜST ÜRİNER SİSTEM ÜROTELYAL KARSİNOMUNDA LAPAROSKOPIK TEDAVİ

REFLÜLÜ HASTAYI NASIL TEDAVİ ETMELİYİM?

Çocuk Ürolojisinde Tanı Yöntemleri. Doç Dr Haluk EMİR Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

PEDİATRİK URETEROSKOPİK GİRİŞİMLERDE ZOR OLGULAR

Çocuklarda kontinans cerrahisi. Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

Vaka Takdimleri. Prof.Dr. Kemal SARICA. Yeditepe Üniveristesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

Giriş Güncel cerrahide tanı ve tedavi planlamalarında ultrasonografinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ultrasonografinin cerrah tarafından gerçekleşti

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

Obstrüktif Üropatilerde Tanı ve Yaklaşım. Prof Dr Sabahattin Altunyurt Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD İZMİR

BİOFEEDBACK. Disfonksiyonel İşeme nedir?

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Dr.Süleyman Sami ÇAKIR Okmeydanı Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

Küçük renal kitlelerde aktif izlem

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI

KONJENİTAL OBSTRÜKTİF ÜROPATİ

Çocukluk Çağı İdrar Yolu Enfeksiyonunda Görüntüleme ve İzlem. Dr. Alper Soylu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı İzmir

Prenatal Diagnosis of Posterior Urethral Valve with Fetal MR Urography İsmail Güzelmansur 1, Hanifi Bayaroğulları 2, Vefik Arıca 3, Orhan Oyar 4

Çocukluk Çağında Posterior Üretral Valv Cerrahisi Uygulanan Hastaların Değerlendirilmesi

PEDİATRİK OBSTRÜKTİF ÜROPATİLER

Komplike vezikoüreteral reflü olgularında endoskopik tedavinin yeri

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. NefrolojiBilim Dalı Olgu Sunumu 18 Ekim 2016 Salı

ÖZGEÇMİŞ DOĞUM TARİHİ : 26/01/1986. ADRES : Silivrikapı Mah.Fatih Sitesi A:12 D:4. Fatih/İSTANBUL TELEFON : : drfatihelbir@gmail.

İdrar Yolu Enfeksiyonu Tanı. Dr. Z. Birsin Özçakar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji B.D.

DOĞUMSAL BÖBREK VE ÜRİNER SİSTEM ANOMALİLERİNDE PRENATAL RİSK FAKTÖRLERİ

Pediatrik PNL ve üreteroskopideki son yenilikler. Dr. Ali Güneş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

ÜRİNER SİSTEMİN KONJENİTAL ANOMALİLERİ VE ÜRINER SİSTEM TAŞLARI. Dr.Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

Üroterapi kime, nasıl, ne zaman.

Vezikoüreteral Reflünün Cerrahi Tedavisi Büyüteç Altında: İstenmeyen Sonuçlar

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

Üriner Sistem Enfeksiyonları PROF.DR.SEVİNÇ EMRE

Mesane Kanseri Olgu Tartışmaları Dr. Sümer Baltacı

BÖBREK NAKLİNDE CERRAHİ TEKNİK VE ERKEN CERRAHİ KOMPLİKASYONLAR. Dr.Burak Koçak. Memorial Şişli Hastanesi, Üroloji ve Organ Nakli Bölümleri

Birinci Basamakta Ürolojik Aciller. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı

Paraüreteral Divertikül ile İlişkili Vezikoüreteral Reflü Olgularında Cerrahi Başarının Preoperatif Voiding Sistoüretrografi Bulguları ile İlişkisi

JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR. Doç Dr Ahmet Kale. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği

ÖĞRETİM YILI. Dönem V UROLOJİ STAJI YILLIK DERS PROGRAMI

DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ. Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri

OLGU SUNUMU. Doç.Dr. Egemen Eroğlu Çocuk Cerrahisi ABD

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI

Yeni Doğanda Nörojen Mesane

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUĞU: BULGULAR VE TEDAVİ ALGORİTMASI

İNVAZİF MESANE KANSERİNDE ORGAN KORUYUCU TEDAVİLER METASTATİK MESANE KANSERİNİN TEDAVİSİ

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 4 ÜROLOJİ STAJ TANITIM REHBERİ. Hazırlayan: Üroloji Anabilim Dalı

PROSTAT AMELİYATI SIRASI BAKIM. Prof. Dr. NEVİN KANAN İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK YÜKSEKOKULU

ÜST ÜRİNER SİSTEM KANSERLERİNDE GÖRÜNTÜLEMENİN ÖNEMİ

Santral Sinir Sistemi Rabdoid Teratoid Tümörü Radyoterapisi. Dr. Ayşe Hiçsönmez AÜTF Radyasyon Onkolojisi Nisan 2013

ÇOCUK BÖBREK TAŞLARINDA ESWL UYGULAMASİ

FETAL HİDRONEFROZLU OLGULARDA DOĞUM SONRASINDA OBSTRÜKTİF ÜROPATİ GELİŞME ORANLARI

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

OBSTRÜKTİF ÜROPATİ. Prof. Dr. Selçuk Yücel. Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı

GATA Üroloji AD. Başkanlığı Eğitim-Öğretim Yılı Uzmanlık Öğrencileri için Eğitim-Öğretim Programı

OLGU TARTIŞMALARI. Moderatör: Dr. Asıf Yıldırım. Panelistler: Dr. Hakan Koyuncu, Dr. Cenk Gürbüz, Dr. Bilal Eryıldırım, Dr.

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Non-palpabl meme lezyonlarında cerrahi yaklaşım

Antenatal Hidronefroz Bulgusu ile Tanı Konulan Primer Vezikoüreteral Reflülü Olgularda Cerrahi Tedavi: 21 Olgunun Değerlendirilmesi

Fibrilasyonun Cerrahi Tedavisi

SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI

Olgu Sunuları. Prof.Dr.Yaşar Özgök GATA Üroloji AD: Öğ.. Üyesi ANKARA

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

PROSTAT ANATOMİSİ PROSTAT FİZYOLOJİSİ AMELİYAT TÜRLERİ

Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji ve Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahi Bölümü 2

HEMŞİRELİKTE ÖZEL ALANLAR

DOĞUMSAL BÖBREK ANOMALİLERİ İNT. DR. SİNEM İLHAN

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Vezikoüreteral Reflüde Güncel Profilaksi Algoritimleri. Dr. Ömer Acar İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

ÖĞRETİM YILI. Dönem V ÜROLOJİ STAJI YILLIK DERS PROGRAMI

Diafragmatik Herni. Prof. Dr. E. Ferda Perçin Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik AD Ankara-2018

Video-ürodinamik çalışmalar

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ ve SUBÜRETERAL ENJEKSİYON: STING

Laparoskopik Nefrektomi ve Heminefrektomi

Üriner Diversiyonlar ve Seçim Kriterleri. Dr. Gökhan Toktaş İstanbul Eğt. ve Arş. Hastanesi Üroloji Kl.

SANAL SİSTOSKOPİ. Dr. Orhan Ünal Zorba

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

DİRENÇLİ AAM CERRAHİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ. Doç. Dr. Ali Ersin Zümrütbaş Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

Transkript:

DERLEME Üreterosel: Endoskopik Yaklaşımın Yeri Mesut TEK, a Erim ERDEM a a Üroloji AD, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mersin Yazışma Adresi/Correspondence: Erim ERDEM Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji AD, Mersin, TÜRKİYE erimerdem@gmail.com ÖZET Üreterosel yapısal bir anomali olup, 1/4000 canlı doğumda görülmektedir ve üreterin terminal bölümünün kistik dilatasyonu olarak tanımlanmaktadır. Üreteroseller böbrek fonksiyonlarını doğrudan etkilediklerinden, pediatrik ürolojinin en önemli anomalilerinden biridir. Çok büyük hacimli üreteroseller genellikle intrauterin dönemde yapılan fetal ultrasonografilerde (USG) tanı alırken daha küçük üreteroseller doğumdan sonra semptomatik olgularda ya da insidental olarak yapılan USG de tanı alırlar. Obstrüksiyona yol açmaları, vezikoüreteral reflü (VUR), inkontinans ve renal fonksiyonlarda bozulmaya yol açabilme riskleri nedeniyle erken dönmede tanınmalı ve tedavi edilmelidirler. Ektopik üreterosel tedavisi kesin uzlaşıya varılamayan tartışmalı bir konu olmakla birlikte tedavi alternatifleri arasında, minimal invaziv bir yöntem olan endoskopik üreterosel insizyonundan (EÜİ), üst pol parsiyel nefrektomi (ÜPPN) ile birlikte üst polü drene eden üreterin çıkarılması ve eş zamanlı olarak üreterosel eksizyonu ve alt polü drene eden üreterin reimplantasyonu gibi oldukça kompleks cerrahilerin uygulanabildiği geniş bir tedavi yelpazesi yer almaktadır. Günümüzde ürolojide pek çok alanda minimal invaziv girişimler tercih edilmektedir. Bu nedenle üreterosel tedavisinde endoskopik insizyon son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir. Anahtar Kelimeler: Üreterosel; endoskopi; tedavi ABSTRACT Ureterocele is defined as cystic dilatation of the terminal section of the ureter. It is a structural abnormality of the ureter, seen in 1/4000 live births. Ureterocele is one of the most important issue in pediatric urology because of the undesirable effects on renal functions. Large volumed ureteroceles usually diagnosed by fetal ultrasonography during the intrauterine period. If the volume of the ureterocel is small, it may be overlooked by the fetal ultrasonography, and these uretrocel usually defined incidentally or by post-natal ultrasonography performed in the symptomatic children. Ureterocel may cause obstruction, reflux, incontinence and deterioration in renal function; therefore it shoud be recognized and treated immediately. There is stil controversy and challenge on management protocols of ureterocele. Many treatment options such as, endoscopic incision as the simplest and least invasive procedure, on the other hand a more invasive option including; upper pole nephrectomy combined with ureterectomy and reimplantation of the ureters may be a choice for the treatment. In recent years, in urology, there has been a shift toward minimlly invasive procedures, thus endoscopic ureterosel incision has become more popular in the management of ureterocele. Key Words: Ureterocele; endoscopy; therapy :6-10 Copyright 2015 by Türkiye Klinikleri reter anomalileri böbrek fonksiyonlarını doğrudan etkilediklerinden, pediatrik ürolojinin en önemli konularından biridir. Üreter anomalileri; sonlanma anomalileri, yapısal anomaliler, sayı anomalileri ve pozisyon anomalileri gibi farklı alt gruplarda incelenmektedir. Sonlanma anomalilerine örnek olarak lateral ektopiler örnek verilebilirken, sayı anomalilerine örnek olarak üre- 6

teral triplikasyon ya da çok sayıda üreter verilebilir. Pozisyon anomalilerine ise vasküler anomaliler örnek verilebilir. Üreterosel üreter anomaliler içerisinde yapısal anomaliler kısmında ele alınmakta ve 1/4000 canlı doğumda görülmekte olup; üreterin terminal bölümünün kistik dilatasyonu olarak tanımlanmaktadır. Üreterosel görülme sıklığı kızlarda erkeklere oranla (4:1) daha fazladır. Bir diğer ilgi çeken durum ise neredeyse tamamının beyazlarda görülmesidir. 1 İlk olarak 1954 yılında Ericsson tarafından basit ve ektopik olarak sınıflandırılmıştır. Eicsson, mesane içerisine açılan üreteroselleri basit üreterosel olarak isimlendirirken, mesane boynuna ya da üretraya doğru daha distal yerleşimli olanları ektopik üreter olarak isimlendirmiştir. 2 Ektopik üreteroseller %80 oranında duplike sistemle birlikte görülmektedir. Duplike sistemle birlikte olan ektopik üreterosellerde çoğunlukla böbrek üst polünü drene eden üreterin distali kistik dilatasyona uğrar ve sıklıkla üst polde hidronefroz ile birliktelik gösterir. Ektopik üreteresolin bir varyantı olan ve çekoureterosel olarak adlandırılan durum ise oldukça nadirdir ve olguların %5 inde görülmektedir. Bu grupta üreterosel mesane boynunun altında üretrada yerleşmiştir. Üreterosel prenatal dönemden başlayarak pek çok patolojiye yol açabilmektedir. Bu patolojiler arasında antenatal hidronefroz, vezikoüreteral reflü, üriner sistem enfeksiyonu, üretradan prolabe olmuş kitle sayılabilir. 3 Sıklıkla etkilenen sistemde hidronefroz gözlenmekle birlikte, bazı büyük üreterosel varlığında, karşı taraf üretere basıya bağlı, ya da mesane çıkım obstrüksiyonuna neden olmak suretiyle bilateral hidronefroz da görülebilmektedir. Olgularda zaman zaman hematüri de gözlenebilmektedir. Ektopik üretreoseller bazen normal sfinkterik fonksiyonu engelleyerek inkontinansa da yol açabilirler. Üreteroseller; obstrüksiyona yol açama, reflü, inkontinans ve renal fonksiyonlarda bozulmaya yol açabilme riskleri nedeniyle erken dönmede tanınmalı ve tedavi edilmelidirler. Günümüzde üreterosel tedavisi için pek çok alternatif tedavi yöntemi tanımlanmış olup, basit üreterosel varlığında genel kanı endoskopik insizyon olarak kabul görmektedir. Bununla birlikte ektopik üretrosel varlığında tedavi konusunda pediatrik ürologlar arasında tam bir fikir birliği bulunmamaktadır. 4 Basit üreteroselde olduğu gibi ilk basamakta minimal invaziv bir yöntem olan endoskopik insizyonun uygulanbileceğini bidiren çalışmalar olduğu gibi, 5 olası rekürrens ve vezikoüretreal reflünün gelişmemesi için üst pol parsi- yel nefrektomi ya da üst pol parsiyel nefrektomi ile birlikte ve alt ve üst üriner sistemin komplet rekostrüksiyonunu savunan çalışmalar da bulunmaktadır. 4,6 TANI Son yıllarda prenatal ultrasonografi uygulamalarının artması ve ultrasonogrofi cihazlarının gelişmesi sonucunda prenatal tanı da giderek artmaktadır. Duplex sistemi prenatal olarak tanımlamak, sistemlerin herhangi birinde dilatasyon olmadığı sürece zordur. Bu nedenle fetusta üst pol kisti olarak yorumlanan durumlar, üst polde hidronefroz olarak kabul edilmelidir. Üreterosel tanısı konulabilmesi için mutlaka eş zamanlı mesane de değerlendirilmelidir. Değerlendirme sırasında mesanenin bir miktar dolması beklenmelidir. Özellikle büyük hacimli ve hidronefroza yol açan üreterosellerde preanatal dönemde kolaylıkla tanı konulabilmektedir. Prenatal olarak tanısı mümkün olmakla birlikte, üreterosel olgularının çoğunda tanı üriner sistem enfeksiyonlarının araştırılması sırasında konulmaktadır. Üreterosel olgularının büyük kısmı 3 yaş altında tanı almaktadır. 1 Özellikle tekrarlayan ürüner sitem enfeksiyonu nedeniyle değerlendirilen çocuklarda üreterosel de önemli bir etiyolojik faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle tekrarlayan üriner enfeksiyon şikayeti ile başvuran, üreteral anomali şüphesi olan bir çocukta ultrasonografi ve voiding sistoüretrogram (VCUG) ilk yapılması gereken görüntüleme yöntemleri olmalıdırlar. Ultrasonografi hem üreteroselin tanısında hem de tedavi sonrası takipte en yararlı görüntüleme yöntemlerinin başında gelmektedir. Ultrasonografide mesane içerisinde posterior duvarda düzgün sınırlı kistik görünüm üreterosel tanısı için önemlidir. Üreterosel tanısı konulması için USG yapılırken mesanenin aşırı dolu olamamasına dikkat edilmelidir, aşırı dolu mesanede üreterosel maskelenebilir. Yapılan intarvenöz ürografi (İVÜ) incelemelerinde özellikle ortotopik üreterosellerde kobra başı görünümü patognomoniktir. Burada üreterosel mesane içerisinde etrafı radyolusen bir halka ile çevrili radyoopak görünüm vermektedir. Özellikle eş zamanlı VUR varlığının araştırılmasında ya da tedavi sonrası reflünün gerileyip gerilemdiğinin ya da denovo reflü oluşumunun değerlendirilmesinde ise VCUG vazgeçilmez bir görüntülüme yöntemidir. Her ne kadar USG geleneksel üreterosel tanı ve takibinde ilk akla gelen görüntüleme yöntemi olsa da, özellikle üreteroselin doğrudan ya da dolaylı yolla etkilediği böbrek kısmının ya da total böbrek fonksiyonu- 7

nun değerlendirilmesinde diüretikli sintigrafik yöntemler giderek önem kazanmaktadır. 7 Bu nedenle özellikle tedavi seçenekleri değerlendirilirken, kapsamlı bir değerlendirme için radyolojik görüntüleme yöntemleri ile nükleer sintigrafik bulguların birlikteliği gerekmektedir. TEDAVİ Üreterosel tedavisinde, temel amaç üreterosele sekonder gelişen obstrüksiyonun, üriner sistem enfeksiyonunun ya da vezikoüreteral reflünün renal hasara yol açmasının engellenmesidir. İdeal tedavi yöntemi seçilirken bu kazanımların yanı sıra kontinansın korunması ve cerrahi komplikasyonların da en az seviyede olması istenmektedir. Bu nedenle üreteroselle ilgili herhangi bir cerrahi girişim öncesi, hekimin; hastanın fizyolojisi ve anatomisi ile ilgili olabildiğince fazla bilgi sahibi olması gerekmektedir. İşlem öncesi yapılan tetkiklerle üreteroselin yeri, tipi, ipsilateral veya kontrlateral hidronefroz ya da reflü varlığı, etkilenen böbrek kısmının fonksiyonu, operasyon öncesi tedavinin planlanmasında oldukça önemlidir. Üreterosel tedavisinde yöntemin seçilmesi, hastanın klinik prezentasyonuna göre değişklik göstermektedir. Hastanın yaşı, üreteroselin tipi (intravezikal ya da ektopik olması), vezikoüreteral reflünün var olup olmaması, eğer duplike sistem varsa her bir sistemin fonksiyonu ve üriner sistem enfeksiyonunun varlığı gibi durumlar seçilecek tedavi yöntemi konusunda yol gösterici olacaktır. 8 Bu farklı klinik çeşitlilik üreterosel tedavisinin kişiselleştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak hangi tedavi yöntemi seçilirse seçilsin, böbrek fonksiyonlarının korunması genel prensibinden ödün verilmemelidir. Günümüzde her alanda olduğu gibi üreterosel tedavisinde de minimal invaziv yöntemler giderek artan bir popülariteye sahip olmaktadır. Özellikle endoskopik uygulamalarda artan teknolojik gelişimle birlikte, bu uygulamanın basit, minimal invazif olması, kısa anestezi süresine ihtiyaç duyması ve ayaktan hasta şeklinde uygulanbilme kolaylığının bulunması nedeniyle yaygın olarak tercih edilen bir yöntem haline gelmiştir. Son zamanlarda pek çok çalışmada bu yöntemin başarılı olduğu ve definitif çözümler sunduğu rapor edilmektedir. 5,9,10 Antenatal dönemde tanı konulmuş basit üreterosellerde doğum sonrası üriner sistem enfeksiyonu gelişmeden erken dönemde endoskopik üreter insizyonunun oldukça başarılı sonuçlar verdiği bilinmektedir. 11 Burada tedavi zamanlaması önem arzetmektedir. Erken dönemde yapılacak girişimin getirisi ile yenidoğanlarda anestezinin getireceği risk arasındaki kar-zarar ilişkisi hesaplanarak tedavi zamanı planlanmalıdır. Merlini ve ark. ortotopik üreterosellerde endoskopik insizyonun büyük oranda (%77-93) kalıcı çözüm sağladığını göstermişlerdir. 12 Ektopik üreter tedavisi ise basit üreterosel tedavisinin aksine pediatrik ürologlar arasında kesin uzlaşıya varılamayan tartışmalı bir konudur. Duplike sistemle ilişkili ektopik üreteroselde ilk hedef fonksiyonel renal parankimin korunmasıdır. Özellikle son on yılda cerrahi tedavi alternatifleri arasında 4 yöntem öne çıkmaktadır; 5 1. Üst pol parsiyel nefrektomi, 2. Üst pol parsiyel nefrektomi ile birlikte üst polü drene eden üreterin çıkarılması ve eş zamanlı olarak üreterosel eksizyonu ve alt polü drene eden üreterin reimplantasyonu 3. Her ik üreterin reimplantasyonu 4. Endoskopik üreterosel insizyonu veya dekompresyonu Endoskopi yapılırken, üreteroselle mesane boynu ve trigon ilişkisi iyi değerlendirilmelidir. Üreterosel görünümü mesane dolululuğundan etkilendiğinden ideal görüntü mesanenin hafif dolu olduğu durumda volümü yavaşça artırmak suretiyle sağlanabilir. Etkilenmiş orifis değerlendirilmeli, karşı tarafın üreter orifisinin lokalizasyonu da belirlenmelidir. Endoskopik olarak insizyon yapılması düşünülüyorsa insizyonun nereye yapılacağı kritik önem arzetmektedir. Çoğu zaman hangi görüntüleme yöntemleri kullanılırsa kullanılsın üreteroselin intravezikal mi yoksa ektopik mi olduğu endoskopi ile konfirme edilmeden ortaya konulamamaktadır. Bu nedenle eğer çocukta basit üreterosel düşünülerek insizyon yapılmak üzere endoskopi planlanmışsa ve sistoskopi sırasında ektopik üreterosel olduğu görülmüşse bu durumda başka bir seansta üst pol parsiyel nefrektomi yapmak üzere işlemi ertelemek yerine o seansta endoskopik insizyon yapmak önerilebilir. Sonuçta endoskopik insizyon daha az invaziv bir yöntem olup, oluşabilecek yeni VUR da bir başka minimal invaziv yöntemle; endoskopik olarak çözülebilmektedir. Üreteroselin dekomprese edilmesinde ponksiyon, insizyon ve rezeksiyon gibi farklı endoskopik prosedürler tanımlanmıştır. Üreterosel insizyonu bir bugbee elektrot ile yapılabildiği gibi, üreter kateterlerinin içerisinde bulunan ince bir tele açı verilerek de yapılabilir. Açılı tel daha ince olması ve daha kolay manuple edilmesi nedeniyle daha net kesi yapabildiği için daha çok tercih edilmektedir. Kesi işlemi için lazer kullanımında da benzer sonuçlar bildirilmiştir. 13,14 8

Üretrosel insizyonu yapılırken insizyonun mümkün olduğunca distalden yapılması ve mesane zemininin kapatılması vezikoüreteral reflü riskini azaltmaktadır. Üreteroselin tam olarak boşalabilmesi için yapılan kesi mesane boynu alanında olmalıdır.ürterosel tabanına yatay yapılacak insizyonla üretrosel kollabe olduğunda oluşan fleb VUR gelişimini engellemeye yardımcı olmaktadır. 15 Büyük çocuklarda pediatrik rezektoskopla birlikte colins sıcak bıçakla insizyon da yapılabilir. Hangi yöntemle yapılırsa yapılsın kesi mümkün olduğunca derin olmalıdır. Derinliğin yeterliliğini teyit etmek için idrar jet akımının ya da üreterosel iç epitelyumunun görülmesi gerekmektedir. Eğer üreterosel extravezikal yerleşimli ve üretra içerisinde bulunuyorsa, bu durumda insizyon intravezikal kısımdan başlayarak yukarıdan aşağıya uzunlamasına bir kesi şeklinde ya da biri intravezikal kısımdaki bölüme, diğer de üreta içersinde olacak şekilde iki farklı insizyon şeklinde yapılmalıdır. Üreterosel insizyonundan sonra genellikle üretral kateterizasyona gerek duyulmamaktadır. Hastaların takibinde işlemden yaklaşık 4-6 hafta sonra dekompresyon başarısını değerlendirmek üzere ultrasonografi kontrolü önerilmektedir. İşlem öncesi alt polde reflü var ise ya da işlem sonrası yeni reflü oluşumunu değerlendirmek için ise 3 ay sonra VCUG yapılmalıdır. Endoskopik insizyonun uygulama kolaylığı, minimal inavziv yöntem olması gibi avantajlarının yanında bazen dekompresyonda yetersiz olması, işlem öncesi mevcut olan reflünün giderilememesi ya da işlem sonrası yeni reflü oluşumu gibi nedenlerle sekonder ameliyata gereksinim duyulması gibi dezavantajları da bulunmaktadır. Duplikasyon anamolisi varlığı, ipsilateral alt pol üreterine veya kontrlateral renal üniteye ait vezikoüreteral reflü olması, üreterosel üzerinde kistik displastik parçanın bulunması ve üreteroselin ekstravezikal olması gibi anatomik özelliklerin varlığı rekürren üriner sitem enfeksiyonu ve sekonder cerrahi riskini artıran unsurlardır. 1 Byun ve ark., endoskopik delme ya da insizyon yapılan pediatrik üreteroselli olguların değerlendirildiği geniş bir metaanalizde (1965-2005); üreterosel lokalizasyonunun (intravezikal-exteravezikal), anatomisinin (tekduplike sistem), operasyon öncesi vezikoüreteral reflü varlığının; ikinci cerrahi gereksinimi üzerine etkisini değerlendirmişlerdir. 16 Bu çalışmada extravezikal üreterosel varlığında intarvezikal üreterosele oranla relatif reoperasyon riskinin 2,71 kat arttığını bildirmişlerdir. Yine aynı çalışmada preoperatif VUR varlığında duplike sistemli olgularda tek sistemli olgulara oranla rölatif tekrar cerrahi riski 1,56 kat artmış olarak bildirilmiştir. Bu bulgular, Di Renzo ve ark.nın endoskopik insizyonun tek sistemli intarvezikal üreteroseller için daha uygun bir yöntem olduğunu belirttikleri yayınlarını desteklemektedir. 17 Adorisio ve ark. yaptıkları çalışmada ilk insizyon sonrasında %56 oranında üreterosel dekompresyonunda başarı bildirirlerken, bu oran ikinci insizyon sonrasında %93 lere ulaşmaktadır. 12 Bu seride işlem sonrası yeni VUR gelişim oranı %15 olarak bildirilmiş ve bu olgularında %71 inde takiple VUR da spontan gerileme rapor edilmiştir. Bu veriler; işlem sonrası gelişen VUR varlığında antibiyotik proflaksisi eşliğinde takibin yeterli olabileceği, takibe rağmen gerilemeyen ve üriner sitem enfeksiyonuna yol açan VUR olgularında ise girişim gerekliliğini ortaya koymaktadır. Boucher ve ark.nın serisinde ise ektopik üreteroselli olguların %83 ünde dekompresyonda başarı elde edilmiştir. Bu seride 6 hastada ikinci insizyonda dekompresyonda başarıya ulaşılmıştır. 5 Bu iki çalışma da göstermektedir ki; endoskopik insizyonda dekompresyon başarısız bile olsa, yine minimal invaziv olan ikinci bir insizyonla dekompresyon başarısı oldukça yüksek seviyelere çekilebilmektedir. Literatürde üst pol hidronefrozu olan ektopik üreteroselli olgularda uygulanan üst pol parsiyel nefrektomi yapılan serilerde de preoperatif VUR varlığına bağlı olarak %10-62 oranında ikinci operasyona ihtiyaç duyulduğu bildirilmektedir. 6,18 Bir başka çalışmada üst pol parsiyel nefrektomi yapılan olgularda preoperatif VUR yok ise reoperasyon oranı %15-20 olarak bildirilirken, preoperatif VUR varlığında bu oranın %50 lere kadar çıktığı bildirilmektedir. 9 Hatta total rekonstrüksiyon olgularında bile yeniden operasyon ihtiyacının gerektiği çalışmalar bildirilmiştir. 19 Yine 50 hastalık total rekonstrüksiyonun yapıldığı bir başka seride (10 hastada kalıcı VUR, 7 hastada obstrüktif işeme nedeni ile) %34 oranında reoperasyon oranı rapor edilmilştir. 20 Bütün bu çalışmalar göstermektedir ki; ektopik üreterosel tedavisi için minimal invaziv yöntemlerden, üst pol parsiyel nefrektomiyi de içeren total rekonstrüksiyon yöntemleri de dahil hangi yöntem seçilirse seçilsin ikincil bir prosedüre ihtiyaç duyulabilmektedir. Ektopik üreteroselli olgularda endoskopik insizyon sonrası gözlenen bir diğer sorun üriner inkontinanstır. Bu nedenle ektopik üreteroselli bayan olgularda total rekonstrüksiyon yapılmasını öneren çalışmalar bulunmaktadır. 21 Ancak Castegnati ve ark.nın yaptıkları çalışmada üriner inkontinansın literatürde belirtildiği kadar sık olmadığı, operasyon sonrası gelişen stres inkontinans varlığında total rekonstruksiyon yapılsa dahi 9

inkontinansın tedavisi için ek prosedürlere ihtiyaç duyulduğu bildirilmiştir. 22 Bütün bunlara ek olarak endoskopik insizyonla minimal invaziv olarak üriner staz çözülebilmekte ve üriner enfeksiyon riski azaltılmaktadır. 23 Bu sayede stazın giderilmesi ile daha sonra yapılması muhtemel rekonstrüktif mesane cerrahisi için de dekomprese olmuş ve daha az dilate üreterle daha elverişli ortam yaratılabilmektedir. Aynı zamanda erken dönemde yapılan endoskopik dekompresyonun bir diğer yararıda pyelonefrit riskini azaltmasıdır. 24 SONUÇ Güncel veriler, üreterosellerin tedavi yaklaşımında, önceki yıllarda yapılan yaklaşımların aksine daha az invazif tedavi modalitelerini desteklemektedir. Ultrasonografi, işeme sistogramları, nükleer renografi gibi tetkiklerin üreteroselle ilişkili anomalilerin doğasının tanımlanmasındaki katkıları sayesinde bazı gruplar operasyona gerek duyulmaksızın yönetilebilmektedir. Obstrüksiyonun yanında iyi bir üst pol fonksiyonuna sahip olan diğer olgularda ise ipsilateral alt pole ya da karşı renal üniteye reflü varlığında bile endoskopik üreterosel insizyonuyla başarılı tedavi sonuçları elde edilebilmektedir. Yine endoskopik insizyon sonrası mevcut VUR un devam etmesi ya da insizyona sekonder VUR gelişmesi durumunda VUR un büyük bir kısmının spontan gerileme olasılığı olmakla birlikte tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonu ya da gerilemeyen VUR varlığında daha ileri tedavi yaklaşımlarına ihtiyaç duyulabileceği unutulmamalıdır. 1. Pohl HG. Recent advances in the management of ureteroceles in infants and children: why less may be more. Curr Opin Urol 2011;21(4):322-7. 2. Ericsson NO. Ectopic ureterocele in infants and children; a clinical study. Acta Chir Scand Suppl 1954;197:1-93. 3. Palmer BW, Greger H, Mannas DB, Kropp BP, Frimberger D. Comparison of endoscopic ureterocele decompression techniques. Preliminary experience--is the watering can puncture superior? J Urol 2011;186(4 Suppl): 1700-3. 4. Merguerian PA, Taenzer A, Knoerlein K, Mc- Quiston L, Herz D. Variation in management of duplex system intravesical ureteroceles: a survey of pediatric urologists. J Urol 2010;184(4 Suppl):1625-30. 5. Boucher A, Cloutier J, Rousseau A, Charrois R, Bolduc S. Is an initial endoscopic treatment for all ureteroceles appropriate? J Pediatr Urol 2013;9(3):339-43. 6. Husmann DA, Ewalt DH, Glenski WJ, Bernier PA. Ureterocele associated with ureteral duplication and a nonfunctioning upper pole segment: management by partial nephroureterectomy alone. J Urol 1995;154(2 Pt 2):723-6. 7. Connolly LP, Connolly SA, Drubach LA, Zurakowski D, Ted Treves S. Ectopic ureteroceles in infants with prenatal hydronephrosis: use of renal cortical scintigraphy. Clin Nucl Med 2002;27(3):169-75. 8. Shokeir AA, Nijman RJ. Ureterocele: an ongoing challenge in infancy and childhood. BJU Int 2002;90(8):777-83. KAYNAKLAR 9. Kajbafzadeh A, Salmasi AH, Payabvash S, Arshadi H, Akbari HR, Moosavi S. Evolution of endoscopic management of ectopic ureterocele: a new approach. J Urol 2007;177(3): 1118-23. 10. Adorisio O, Elia A, Landi L, Taverna M, Malvasio V, Danti AD. Effectiveness of primary endoscopic incision in treatment of ectopic ureterocele associated with duplex system. Urology 2011;77(1):191-4. 11. Rich MA, Keating MA, Snyder HM 3rd, Duckett JW. Low transurethral incision of single system intravesical ureteroceles in children. J Urol 1990;144(1):120-1. 12. Merlini E, Lelli Chiesa P. Obstructive ureterocele-an ongoing challenge. World J Urol 2004;22(2):107-14. 13. Marr L, Skoog SJ. Laser incision of ureterocele in the pediatric patient. J Urol 2002;167 (1):280-2. 14. Jankowski JT, Palmer JS. Holmium: yttriumaluminum-garnet laser puncture of ureteroceles in neonatal period. Urology 2006;68(1): 179-81. 15. Singh SJ, Smith G. Effectiveness of primary endoscopic incision of ureteroceles. Pediatr Surg Int 2001;17(7):528-31. 16. Byun E, Merguerian PA. A meta-analysis of surgical practice patterns in the endoscopic management of ureteroceles. J Urol 2006;176(4 Pt 2):1871-7 17. Di Renzo D, Ellsworth PI, Caldamone AA, Chiesa PL. Transurethral puncture for ureterocele-which factors dictate outcomes? J Urol 2010;184(4 Suppl):1620-4. 18. Coplen DE, Duckett JW. The modern approach to ureteroceles. J Urol 1995;153(1): 166-71. 19. Decter RM, Sprunger JK, Holland RJ. Can a single individualized procedure predictably resolve all the problematic aspects of the pediatric ureterocele? J Urol 2001;165(6 Pt 2): 2308-10. 20. Beganović A, Klijn AJ, Dik P, De Jong TP. Ectopic ureterocele: long-term results of open surgical therapy in 54 patients. J Urol 2007;178(1):251-4. 21. Cooper CS, Passerini-Glazel G, Hutcheson JC, Iafrate M, Camuffo C, Milani C, et al. Long-term followup of endoscopic incision of ureteroceles: intravesical versus extravesical. J Urol 2000;164(3 Pt 2):1097-9. 22. Castagnetti M, Vidal E, Burei M, Zucchetta P, Murer L, Rigamonti W. Duplex system ureterocele in infants: should we reconsider the indications for secondary surgery after endoscopic puncture or partial nephrectomy? J Pediatr Urol 2013;9(1):11-6. 23. Blyth B, Passerini-Glazel G, Camuffo C, Snyder HM 3rd, Duckett JW. Endoscopic incision of ureteroceles: intravesical versus ectopic. J Uro. 1993;149(3):556-9. 24. Hagg MJ, Mourachov PV, Snyder HM, Canning DA, Kennedy WA, Zderic SA, et al. The modern endoscopic approach to ureterocele. J Urol 2000;163(3):940-3. 10