Nöroleptiklerin Etkisini Ço ğaltma Yöntemleri ve Tedaviye Dirençli Hastaya Yakla şım ÖZET

Benzer belgeler
Klozapin ve Þizofreni Saðaltýmýndaki Yeri

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Antipsikotik ilaçlar

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010:

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Tıpta Doktora Farmakoloji Marmara Üniversitesi 1989

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Şizofrenide Depresyon ve İntihar

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

AĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI

Bipolar afektif bozukluk nedir?

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Psikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

SUNUM PLANI. Genel değerlendirme EKT TMU tdcs

Terapötik İlaç Düzeylerinin İzlenmesi

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Dirençli obsesif kompulsif bozukluklu hastalarda tedaviye olanzapin eklenmesi 1

Konu: Davranışın Nörokimyası. Amaç: Bu dersin sonunda öğrenciler davranışın biyokimyasal mekanizmalarını öğreneceklerdir. Öğrenim hedefleri:

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

(trankilizan ilaçlar)

pecya Şizofreninin Postpsikotik Depresif Bozuklu ğu/ Postşizofrenik Depresyonda Sertralin- İmipramin K ıyaslamal ı Çalışmas ı

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Duygudurum bozuklukların tedavisinde amaç, Tedaviye Dirençli Bipolar Hastalarda Lamotrijin Kullanımı

EK-2 CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ PSĠKĠYATRĠ ANABĠLĠM DALI DERS BĠLGĠLERĠ FORMU

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir??

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

pecya Kronik Depresyonda Sosyodemografik ve Klinik Özellikler: iyile şen Majör Depresyon Olgular ı ile Karşılaştırma

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

pecya Parkinson Hastal ığında Psikoz

ÜSKÜDAR ÜNIVERSITESI NP- İSTANBUL HASTANESI KLINIK FARMAKOLOJI UYGULAMALARI

PSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

YATARAK TEDAVİ GÖREN ŞİZOFRENİK HASTALARDA OLANZAPİNLE RİSPERİDONUN KARŞILAŞTIRILMASI


Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ

Nöroloji servisine yatan hastalarda yüksek oranda psikiyatrik hastalıklar görülür. Prevalans %39-64 arasındadır.

EŞIK-ALTI DEPRESYON VE DEPRESİF BOZUKLUK: GENEL MEDİKAL VE MENTAL SAĞLIĞA ÖZGÜ HASTALARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ*

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

Sunum Planı. Yoğun Bakımda Psikolojik Tehditler. Sunum Planı. Klinik tablolar. Deliryum 27/04/16

Ahmet TÜRKCAN *, Duran ÇAKMAK ** ÖZET. pecya

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

İstanbul Beyin Merkezleri

Zor Durumlarda Tedavi Yaklaşımı (Psikotik Bozukluklar) Prof.Dr.Aslı SARANDÖL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

pecya Atipik Nöroleptikler

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7)

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI QUET 25 mg film tablet

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

DEPRESYON SAĞALTIM KILAVUZU KAYNAK KİTABI. Editörler. Olcay Yazıcı E. Timuçin Oral Simavi Vahip. Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

T.C. IZMİR BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI HİZMET ALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE


YENİ ÇALIŞMALAR IŞIĞINDA PROFİLAKSİ

YAYIN ATIF/ATIFLAR YAZAR/YAZARLAR. Sayf alar (1) 12(2 ) (2) (3)

Dr. Mustafa Melih Çulha

Karma belirtili depresyon sağaltımı. Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi

3. Ulusal Bağımlılık Kongresi Poster Ödülleri Birincilik: Mır sal, H., Ö.A. Kalyoncu, Ö. Pektaş,

ANTİDEPRESAN ve ANTİMANİK İLAÇLAR

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

AÇIKLAMA Araştırmacı:Abdi İbrahim Otsuka. Konuşmacı: - Danışman: -

pecya Başak ÖZÇEL İK *, Oğuz KARAMUSTAFALİOĞLU *, Neşe ÜSTÜN *, Tamer AKER *, Serhat ÇITAK *

Akut Manide Lityum, Karbamazepin ve Sodyum Valproatın Klinik Etkinliğinin Karşılaştırılması: Bir Ön Çalışma

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

TRSM de Rehabilitasyonun

/ info@boren.com.tr

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

Transkript:

Nöroleptiklerin Etkisini Ço ğaltma Yöntemleri ve Tedaviye Dirençli Hastaya Yakla şım Cem İLNEM*, Müjen İLNEM**, Özdemir KIR*, Ferhan YENER*, Faruk ASLANER* ÖZET Bu yaz ıda, nöroleptiklerin etkisini çoğaltmada lityum, anti konvülzanlar, benzodiazepinle ı-, antidepresanlar ve dopamin agonistlerinin yeri ve tedaviye dirençli hastaya farmakoterapik yaklaşım yöntemleri Terapötik Drog Monitorizasyonu (TDM) kavram ı ışığı altında gözden geçirilmiştir. Anahtar kelimeler: Nöroleptik, etki ço ğaltma, tedaviye dirençl hasta, terapötik drog monitorizasyonu (TDM), çocuklukta başlayan şizofreni Düşünen Adam; 199.5, 8 (1): 19-27 SUMMARY In this review, the administration of lithium, antivonvulsants, benzodiazepins, antidepressants and dopamin agonists in augmenting the effect of neuroleptics and pharmacotherapeutic approaches in treatment resistant patients within the concept of Therapeutic Drug Monitoring (TDM) are discussed. Key words: Neuroleptics, augmentation, Treatment-resistant patients, Therapeutic Drug Monitoring (TDM), childhood onset schizophrenia GİRİŞ Nöroleptik sağaltım ın antipsikotik etkilerini çoğaltmak için, nöroleptik olmayan ilaçlar ın kullanım ı, önemli bir klinik stretejidir. Yöntemsel eksiklikler nedeniyle, literatürden elde edilen sonuçlar ın s ınırl ı olmas ına karşın üç genel eğilim görülmektedir. Birincisi, nöroleptik olmayan ajanlar, sürekli uygulanan nöroleptik sa ğaltım plan ına eklendiğinde en etkili durumu almaktad ırlar. İkincisi, bir çoğaltım stratejisi, şizofreninin klinik heterojenitesine veya stratejinin s ınırl ı etkisine ya da her ikisine birden i şaret etmektedir ve olas ılıkla hastaların sadece bir alt grubunda etkili olmaktad ır. Üçüncüsü, baz ı çoğaltım stratejileri için ayr ı klinik endikasyonlar olabilir, di ğerleri ise sadece deneyimsel temelde uygulanır. Nöroleptik etkileri ço ğaltan ilaçlar yan ında, nörolepti ğe duyars ız belirtilerin sağaltım ı için nöroleptiklere eklendiklerinde yararl ı olanlar da vard ır. Lityum Lityum-nöroleptik birlikte kullan ımının şizoaffektif hastal ık -yani, kronik psikoz ile birlikte belirgin mizaç bozuklu ğu gösteren hastalar- sa ğalt ımında yararl ı olabileceği düşüncesi genellikle kabul görmektedir. Bundan ba şka, belirgin affektif semptomlar' olmayan şizofrenik hastalar ın 1/3 ile 1/2'si * Bak ırköy Ruh ve Sinir Hastal ıklar ı Hastanesi 7. Psikiyatri Klini ği ** Şi şli Etfal Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Kliniği 19

Nöroleptiklerin Etkisini Çoğaltma Yöntemleri ve Tedaviye Dirençli Hastaya Yakla şım Nem, ilnem, Kır, Yener, Aslaner as ıl psikotik semptomlar da dahil olmak üzere lityum tedavisinden yararlan ır (12,24,30,35). Sağaltımın ilk haftas ındaki klinik düzelmenin d ışında, uygun yan ıtın daha iyi yorday ıc ılan bulunmamaktad ır (35). Lityum-nöroleptik birlikte kullan ım ında nörotoksisite (EPS de art ış, NMS benzeri sendrom) seyrek olarak bildirilmesine kar şın, klinisyen sağaltımın başlangıc ında ya da nöroleptikler yüksek dozlarda verildiklerinde, yan etkileri yakından izlenmelidir (1). Antikonvülzanlar Temporal lob epilepsi sağaltım ında kullan ılan bir antikonvülzan olan karbamazepin, atipik ya da yan ıt vermeyen özellikte bipolar hastalar ın sağaltımında da umut vermektedir (25). Çeşitli çalışmalarda karbamazepinin agresif, impulsif özellikleri olan şizofreniklerin sa ğaltımında da yararl ı olabilece ği ileri sürülmektedir (15,24,30). Yine "eksite psikozlann" sağaltım ında haloperidol ile birlikte kullan ım ının da yararl ı olduğu bildirilmiştir (20). Bugüne kadar yap ılmış en geni ş kontrollü çal ışmada (n=162) (16), nöroleptik ve karbamazepin ile tedavi edilen hastalar ın (% 48), nöroleptik ve plasebo ile tedavi edilenlere (% 30) göre anlaml ı şekilde daha büyük oranda tedaviye yan ıt verdikleri bildirilmi ştir; karbamazepine bağlı düzelme genellikle orta derecededir ve eksitasyon, şüphecilik, işbirliğine girmeme gibi semptomlarda olmaktad ır. Bununla birlikte, karbamazepinle sa ğaltım s ıras ında kimi hastalarda psikotik belirtlerin kötüle ştiği de bildirilmiştir (16), bu karbamazepine bağlı olarak, plazma nöroleptik düzeylerinin azalmas ıyla ilişkili olabilir (2,16), Son yıllarda, klinisyenler psikiyatrik hastalar ın tedavisinde karbamazepine bir alternatif olarak valproat kullanmaya ba şlam ışlardır. Şizofreni tedavisindeki etkilerine ili şkin güvenilir kontrollü veriler bulunmamas ına karşın, klinik izlenim valproatın bazı şizoaffektif hastalarda yararl ı olacağına işaret etmektedir (14). Benzodiazepinler Benzodiazepinler, özellikle lorazepam gibi k ısa etkililer ve klonazepam gibi yava ş metabolize olan bir antikonvülzan, klinisyenlerce ajite ya, da akut psikotik hastalarda, nöroleptik tedaviye ek olarak, gittikçe artan biçimde kullan ılmaktad ır. Antidepresan ve antianksiyete özelliklere sahip bir triazolobenzodiazepin olan alprazolam kronik şizofreni semptomlar' ta şıyan 12 hastada nöroleptik sa ğaltıma eklenmiş veglobal olarak psikoz, dü şünce bozuklu ğu ve paranoyak değerlendirmelerde iddias ız ancak önemli düzelmeler, yine negatif semptomlarda da buna ko şut (ancak önemli olmayan) de ğişmeler gözlenmiştir (34). İyi yan ıt verenler; daha ileri ya ştakiler ve sağaltımdan önce daha fazla psikotik ya da anksiyete bulgular olanlar ile, BBT'de yap ısal beyin anormalitesi saptananlar idi. Ayr ıca plazma HVA'inde alprazolama bağlı önemli azalmalar da gösterilmi ş- tir. Alprazolam ın kesilmesi ile birtak ım "rebound" belirtileri görülece ği unutulmamalıdır. Negatif semptomlu ve ayaktan tedavi gören dura ğan dönemdeki hastalarda 6 hafta süreyle alprazolam ile diazepam ı, nöroleptiğe ekleyerek kar şılaştınlmış, alprazolam eklenmesinin tedavinin ilk haftas ı için, devamlı olmasa da, bir terapötik üstünlü ğü olduğu görülmü ştür (4). Paniğe benzer belirtiler ile birlikte psikoz gösteren hastalar ın alprazolamdan özellikle yararland ığı gözlenmi ştir (7). Antidepresanlar Suisidal davranış da dahil olmak üzere (27), depresif belirtilerin şizofreni morbiditesine kat ıldıkları= kabul edilmesi (31), şizofrenide antidepresanlann terapötik etkilerine ili şkin çal ışmaları h ızlandırmıştır. İlk çalışmaların tanı ve kontrol yönünden kusurlar ı bulunmas ına karşın, kontrollü iki yeni ara ştırmada bu konu yeniden ele almmaktad ır. Sendrom yönünden Research Diagnostic Criteria'ya göre tanımlanan, postpsikotik depresyonlu, şiddeti azalm ış ya da rezidüel psikotik semptomlar' olan ve ayaktan tedavi gören 33 kronik şizofreni ğin farmakoterapisinde, flufenazin dekanoata ek olarak imipramin ve plasebo kullan ılmıştır. İmipramin ile tedavi edilen hastalar özgül depresif semptomlarda düzelme- 'nin yanıs ıra, global olarak da düzelme göstermi ştir (31). Buna karşın, diğer bir çalışmada Hamilton Depresyon Değerlendirme Skalas ında (Hamilton 1960) 20

Nöroleptiklerin Etkisini Çoğaltma Yöntemleri ve Tedaviye Dirençli Hastaya Yakla şım İlnenı, İlnem, Kır, Yener, Aslaner yüksek skorlar alan ve aktif psikotik semptomlan olan, yatarak tedavi gören 54 şizofrenik hastada haloperidole ek olarak desipramin hidroklorid, amitriptilin hidroklorid ve plasebo kullan ılmıştır. Bu araştırmada antidepresan tedavinin, plasebo le karşılaştınldığında, bir üstünlüğü olmadığı; buna karşın üç hastada k ısa psikiyatrik de ğerlendirme skalas ın ın düşünce bozulduğu alt skalas ında kötüleşme ve psikozun alevlenmesi gözlenmi ştir ( 11). Böylece; klinik durum ve nöroleptik tedavinin uygunlu ğu, nöroleptiklere ek olarak kullan ılan trisiklik antidepresan tedavinin geçerlili ği üzerinde etkili olabilmektedir. Dopamin agonistleri Şizofreni için ileri sürülen MSS de a şırı dopaminerjik fonksiyon şeklindeki klasik dopamin hipotezinin aksine, son zamanlarda, mezokortikal dopamin sistemindeki dopamin fonksiyon yetersizli ğinin, negatif semptomatolojiyi ortaya ç ıkarabilme olas ılığından sözedilmektedir (20,21,32). Bu nedenle, negatif semptomatolojinin tedavisinde d-amfetamin ve diğer dopamin agonistlerini "replasman tedavisi" şeklinde kullan ım ın ardında, belirli bir mantık yeralmaktad ır. Kimi hastalarda kronik ya da akut d- amfetamin kullan ım ının, negatif belirtiler ve bili şsel işlev üzerinde en az ından geçici düzelme sa ğlamas ı da ilginçtir (13). Şizofreni tedavisinde kullan ılmak üzere birçok laboratuarda, adenil-siklaz ba ğlantılı D1 dopamin reseptörü için seçici olan yeni geliştirilmi ş dopamin agonistleri üzerinde çalışılmaktad ır. Bromokriptin gibi D2 dopamin agonistleri ve apomorfinin k ısa süreli tedavide belirli bir terapötik etkisi olmad ığı gösterilmi ştir (6). Tedaviye dirençli hastaya yakla şım Ciddi mental hastal ığı olanlarda tam bir klinik değerlendirme, özellikle, önem ta şır. Yapılandınlmış tan ısal görü şme (aile öyküsü dahil) ve semptomatolojinin nicel ölçümünün (motor abnormalite dahil) eksiksiz bir fizik ve laboratuar muayene (ilaç taramas ı dahil) ile birle ştirilmesi, tam tıbbi muayenenin ilk evresini olu şturur. Tedaviye yan ıt vermeyen bir hastal ık durumunda, ba şka bir tan ı olas ılığı düşünülmelidir. Belirgin olmayan bir nörolojik hastalığı dışlamak için, yap ısal beyin görüntüleme teknikleri (komputerize tomografi ya da magnetik rezonans) kullan ılmalıdır. Elektroensefalogram, bir hecme bozulduğunu ya da serebral irritabilitenin başka bir bulgusunu dışlamak için önemlidir. Son olarak da, yap ılacak bir nöropsikolojik değerlendirme, bilişsel defisitlerin ay ırdedilmesi ve nitelenderilmesine yard ımc ı olur ve ayaktan tedavi gören hastan ın rehabilitasyonuna yol gösterir. Psikiyatrik semptomlan olan hastalarda, nörolojik bozukluk bulgusu, kural olmaktan çok istisna olmas ına karşın, görülebilir, gözden kaç ırılmamal ıdır. Ayrıca, serebral ventriküler sistemde ve kortikal sulkuslarda geni şleme gibi karmaşık anormaliteler; bizzat kronik mental hastal ık fizyopatolojisi ile birlikte bulunabilen, ya da, alkol ve madde kullan ım ı gibi diğer faktörlerin bir sonucu olan, MSS hasar ın' gösterebilir. Her iki durumda da, MSS hasan bulgusu, EPS'den NMS'ye kadar de ği şen, zararl ı etki riskinde artışa dikkat edilerek, konservatif farmakoterapi gerektiğine işaret eder. Farmakoterapi Tedaviye dirençli hastan ın klinik değerlendirilmesi tamamlandığında klinisyen, günümüzdeki geçerli tedavinin en iyi şekilde kullan ımını sağlamal ıdır. Davranışsal değişikliğin tanımlanmas ı zor olduğundan, anahtar semptomlar ı ya da klinik özellikleri, farmakoterapiden önce ya da farrnakoterapi s ıras ında nitelendirmek çoğunlukla yararl ı olmaktad ır. Kısa psikiyatrik de ğerlendirme skalas ı psikotik hastalar için belki de en yayg ın biçimde kullan ılan bir araçt ır. Ancak, klinisyen hastan ın hedef semptornlann ın ya da davran ışsal defisitin ağırlığına dayanan uygun global bir de ğerlendirme skalas ını kullanmay ı da düşünebilir. Optimalin alt ındaki ko şullara ya da çevreye daha ba ğımlı olmaya neden olan, davran ışsal bozukluklar ile klinik aç ıdan önemli pozitif ve negatif semptomlann devaml ılık göstermesi, genellikle yetersiz ilaç yan ıtının sağlam göstergeleridir. Şizofreniklerin büyük ço ğunluğunda, doz dikkate al ınmaks ız ın, 4-6 haftal ık nöroleptik kullan ım ı ile bir yarar sağlansa bile, sağaltım büyük bir açmaz olarak kalmaktad ır (5). Sağaltıma kısmen yanıt veren veya yan ıts ız kalan bu hastalarda uygulanan alternatif nöroleptik sa ğaltım stratejilerini karşılaştıran bir çal ışmanın ilk sonuçlarına göre (Kinon ve ark. 1992); 3-4 haftal ık sağaltımın başarıl ı olmadığı has- 21

Nöroleptiklerin Etkisini ço ğaltma Yöntemleri ve Tedaviye Dirençli Hastaya Yakla şım ilnem, Kır, Yener, Aslaner Uygun nöroleptiğe kar şın tedaviye direnç 2-3 nöroleptik ile tedaviye yetersiz yan ıt Tedaviye tahammülsüzlük; ciddi EPS veya geç diskinezi Nöroleptik etkisini ço ğaltma Spesifik sendrom ya da semptom kümeleri olan veya klozapinin kontrendike oldu ğu hastalarda Klozapin deneme Negatif semptomlaa, yetersiz toplumsal/ çal ışma i şlevi, geç diskinezi ya da a ğır EPS'si olan hastalarda Şekil 1. Tedaviye dirençli şizofrenik hastalarda karar şemas ı (Pickar ve ark. 1991'den). talara genellikle üç türlü yakla şımda bulunulmaktadın 1. Dozu artt ırmak, 2. Farkl ı s ınıftan bir nöroleptiğe geçmek, ya da, 3. İlk sağaltıma daha fazla zaman tan ımak. (Üçüncüsü en az uygulanan seçenek olmas ına kar şın diğer iki yöntem için bir kontrol grubu olu şturmaktad ır). Bu araştırıc ılar 4 hafta süreyle, 20 mg/gün flufenazini (aç ık biçimde) alan şizofrenik, şizoaffektif ve şizofreniform hastalar üzerinde çal ışmışlard ır. Önsel yanıt ölçütlerini kar şılamayan ve kat ılım izni alınan bu hastalar, geli şigüzel seçilmi ş ve daha sonra çift-kör şeklinde flufenazin 80 mg/gün, haloperidol 20 mg/gün verilmi ş ya da 20 mg/gün flufenazine devam edilmiştir. Çift-kör evrede 4 hafta devam ettirilmiş, 4 haftada yan ıt ölçütlerini kar şılamayanlarm sadece % 7'si, 8 hafta sonra yan ıt vermi ş ve üç seçenek aras ında önemli farklar bulunmam ıştır. Sağaltımı güç kimi hastalar, dozajda önemli art ışlardan ya da farkl ı bir s ınıf bileşiğe geçi şten yararlanabilmi ştir, ancak bu hastalar ı en iyi şekilde ay ırdedecek yöntemlere şiddetli gereksinim vard ır (8). Sağaltıma yan ıt vermeyen hastalar için klozapin, benzodiazepinler, EKT, rezerpin, karbamazepin, propronalol ve L-dopa'y ı da kapsayan alternatif somatik tedavileri geni ş biçimde inceleyen bir ara ş- tırmada (3) ; önemli derecede dirençli pozitif belirtili ya da pozitif ve negatif belirtileri birarada olan hastalarda klozapine ek olarak lityum veya benzodiazepinlerin kullan ımının çok yararl ı olduğu, ancak klozapinin en çarp ıc ı iyileştirme yetene ğine sahip olduğu sonucuna var ılm ıştır. Klozapin etkisiz kaldığında, bu ara ştırmac ılar alternatif olarak, lityum eklenmesini önermektedirler. E ğer lityum çok az bir düzelme sağl ıyorsa, orta dozda benzodiazepinleri eklemek üçüncü seçenek olmal ıdır (özellikle ajitelerde ve madde kötüye kullan ım ı olmayanlarda). Hangi hastan ın özgül bir seçeneğe yan ıt verece ğini belirlemek için sağlam yordayıc ılar, ne yaz ık ki bulunmamaktad ır. Tipik nöroleptik tedavi d ışında klinisyen için ba şlıca iki seçenek vard ır. Eğer EPS'ye tahammülsüzlük hastan ın ilaca yetersiz yan ıt nedenlerinden biri ise, ya da tardif diskinezi varsa, do ğrudan klozapin tedavisi planlanmal ıdır. Klinisyen klozapini, nöroleptik etkisini artt ırma yönteminde ya da deneyimsel temelde düşünebilir ( Şekil 1). Klozapin nörolepti ğe dirençli semptomlar ın büyük çoğunluğunun tedavisinde endike olmas ına kar şın, farkl ı semptom kümeleri, özgül olarak eklenecek droglar ı akla getirebilmektedir ( Şekil 2). Klozapine; lityum, benzodiazepin gibi baz ı ajanlar eklenebilirse de, kan diskrazileri riskinin yükselmesi nedeniyle karbamazepinden kaç ınılmal ıdır. Klozapinin konvülzan eğilim özelliği nedeniyle, kayg ı duyulan olgularda, tercih edilecek ek tedavi valproatt ır. Klozapin kullan ım ında klinik deneyim artt ıkça, iyi yan ıtın önceden belirleyicilerine ve optimal kombinasyon tedavisine ili şkin bilgimizin gelişmesi de muhtemeldir. Bu seçeneklerin d ışında, yetersiz yan ıt veren kimi hastalarda klinik ara ştırma programlar ına al ınabilir. Araştırma protokollerinin birço ğu hastaya do ğrudan 22

Nöroleptiklerin Etkisini Ço ğaltma Yöntemleri ve Tedaviye Dirençli Hastaya Yaklaşım İ lnem, İlnem, K ır, Yener, Aslaner SENDROM / SEMPTOM KÜMES İ ETKİ ÇOĞALTIM AJANLAR İ Şizoaffektif, manik tip - Lityum - Karbamazepin - Valproik asit Şizoaffektif, depresif tip - Lityum - Trisiklik antidepresanlar Eksite psikozlar - Karbamazepin - Lityum - Benzodiazepinler Anksiyete semptomlar' - Aiprazolam - Lorazepam Negatif semptomlar ve/veya yetersiz toplumsal/ çal ışma i şlevi Temporal lob epilepsi benzeri semptomlar/ anormal EEG Şekil 2. Nöroleptik etkisini ço ğaltma endikasyonlar ı (Pickar ve ark. 199 l'den). yarar sağlayamayabilir, ancak unutulmamal ıdır ki, lityum ve klozapin gibi droglar y ıllar önce sadece deneysel planda mevcut idi, ancak birçok hastan ın önemli ölçüde düzelmesine de bu şekilde yard ımc ı olunmuştur. Son zamanlarda ara ştırmac ılar, bir bölümü geni ş ölçüde antidopaminerjik farmakoloji ilkelerine, di ğerleri de nondopaminerjik etki mekanizmalanna dayanan, güncel "ilk ku şak" droglar gibi yeni "etki artt ırım" alanlarının saptanmalanm da içeren çok say ıda strateji üzerinde çal ışmaktadırlar. 1980' lerde endojen opioid beta-endorfin; opioid antagonist naloksan; kalsiyum antagonisti, verapamil gibi ilgi çekici preklinik özellikleri olan ajanlar ın şizofreni tedavisinde pek az yararl ı oldukları, ya da hiç yararl ı olmadıklar ı ortaya ç ıkmıştır (18' 19). EKT'nin, şizofreniklerde ilaçla sa ğaltım kadar etkili olmasa bile, kimi değerli yönleri oldu ğu da gösterilmi ştir (28). Bu tedavinin dirençli hastalardaki göreli yararlar ı, daha ileri çal ışmalar ı gerekli kılmaktadır. Hastal ık süresi alt ı ay ı aşanlar, belirgin affektif semptomlar ı ya da katatonisi olanlar EKT'den en çok yararlanmaktad ır. Agresif davran ışları olan baz ı - Alprazolam - Trisiklik antidepresanlar - Dopamin agonistleri - Karbamazepin - Valproik asit hastalarda ise propranolol yararl ı olmaktad ır. 1990' larda; PET gibi teknolojileri kullanarak, fizyopatolojik mekanizmaları belirleme ve sonra da ilaç etkisi için anormalite taramada daha fazla ba şarı sağlanacağı umulmaktad ır. Dirençli hastalar ı tedavi ederken klinisyenlerin, bu özel tedavi giri şiminin etkisini de ğerlendirmek için, hedef semptomlara, doz ve süreye göre iyi tasarlanm ış tedavi plan ına sahip olmaları gereklidir. Farmakolojik tedavi uygulanan bir hastada ayn ı anda tedavide yaln ız bir de ğişiklik yap ılmas ı önerilmektedir. Yine müdahale etmek için hastaya yeterli bir yan ıt verme süresi tan ınmas ı da önemlidir. Baz ı hastalar ın yeni bir tedavi plan ına yan ıt vermeleri için dört hafta ya da daha fazla bir süre geçmesi gerekebilece ği kan ıs ındayız. Dirençli hastalarda uygulanan birçok alternatif tedavinin, şizofreni için kabul görmü ş endikasyonlar ı olmad ığından, potansiyel risk ve yararlann hasta ve yakınları ile görü şülmesi ve bunun t ıbbi kayıtlara geçirilmesi önem ta şımaktad ır. 23

Nöroleptiklerin Etkisini Çoğaltma Yöntemleri ve Tedaviye Dirençli Hastaya Yakla şım İlnem, İ lnem, Kır, Yener, Aslaner Terapötik Drog Monitorizasyonu (TDM) Bu arada, belli ba şlı psikotrop ilaçlar ın kullan ımında önemli bir araç olan Terapötik Drog Monitorizasyonunun (TDM) da sözetmek gerekir. TDM klinisyene, seçilen ilac ın dozunu ayarlamada, terapötik etkiyi artt ırmada ve yan etkileri azaltmada yarar sa ğ- lar. Hastalar aras ında bu tip ilaçlar ın (örn. trisiklik antidepresanlar, lityum, karbamazepin) metabolizma ve eliminasyon oran ında 40 kata kadar varan önemli farkl ılıklar bulunmaktad ır, dolay ısıyla ayn ı ilac ın ayn ı dozunun alınmas ına karşın, plazma konsantrasyonlan aras ında önemli farklar görülebilir. TDM klinisyene, subterapötik plazma konsantrasyonu yan ısıra, potansiyel toksik plazma konsantrasyonunu tan ıma olanağı da sağlar. zulmu ş hastalarda tedavinin devam ı aç ısından uyumu kontrol etmek önemli bir konudur. Bazı psikiyatrik ilaçlar için (nortriptilin, desipramin, amitriptilin, imipramin ve lityum karbonat gibi) plazma konsantrasyonu ile etkinlik aras ında iyi belirlenmi ş bir ili şki vard ır. Plazma düzeyini bilmek, klinisyene, terapötik etkiyi artt ırmak için, daha rasyonel bir doz ayarlama olana ğı sunar. Diğer ilaçlar için, antikonvülzanlann psikiyatrik kullan ım ında olduğu gibi (öm. karbamazepin ve valproik asit), bu tür bir ili şki kesin olarak gösterilemerni ştir. Perry ve ark.'n ın bir meta-analizinde (17) regresyon analizleri kullan ılarak; trisiklik antidepresanlann etkinlikleri şöyle özetlenmi ştir: Değişik psikotrop ilaçlar ın belli başlı genel özellikleri TDM'yi avantajl ı kılar (Tablo 1) (26). Fakat tüm psikotrop ilaçlar (öm. benzodiazepinler) bu özellikleri payla şmazlar. Psikotrop ilaç alan hastalar ın yaklaşık % 40' ı tedaviye uyumsuzdur (yan ıts ızdır). Uyumsuzluk, subterapötik plazma konsantrasyonlanna neden olarak hastal ığın süresini uzatt ığı gibi, supraterapötik plazma konsantrasyonlar ına yol açarak ciddi toksisiteye de neden olabilir. Özellikle konsantrasyonu, motivasyonu, dü şünce süreçleri bo- Tablo 1. Psikotrop ilaçlar: plazma drog düzeylerini kontrol etmeyi yararl ı k ılan özelliklerin özeti Özellik Çoğul etki Küçük terapötik indeks Metabolizmada ki şiden ki şiye geni ş değişkenlik Toksisitenin erken farkedilmesinde güçlük Etkinin ba şlamas ında uzun gecikme İyi belirlenmemi ş konsantrasyon-yan ıt ili şkisi, yararl ı etkileri Rahats ız edici etkiler Toksik etkiler Mizaç stabilizatörleri Lityum karbo. ± Antidepresanlar Antispikotikler Karba- Valproat Trisiklik Bupropion Fluoksetin Trazadon Haloperidol Tiyotiksen Klorpromazep. antidep. (a) mazin (b) + - Nortriptilin: Bu ilaç üzerine yap ılan çal ışmalar, 50-150 ng/ml'lik optimum oranda, bir curvilinear konsantrasyon-antidepresan yan ıt ilişkisi göstermektedir. Primer majör depresyonlu hastalar ın % 70'i bu oran içerisinde iken tam remisyona girmi şken, bu aral ığın dışında ancak hastalar ın % 29'u remisyon göstermi ştir. Desipramin: Desipramin çal ışmaları da, nortriptilinde olduğu gibi, konsantrasyon-antidepresan yan ıt ± 7 (a) Genel olarak tüm trisiklik antidepresanlar için geçerlidir, ancak en iyi deneyimsel veri taban ı nortriptiln, desipran ıin, amitriptilin ve imipramm için olu şmuştur, (b) Benzer genel ifade tiyoridazin ve mesoridazin için de geçerlidir. 24

Ndroleptiklerin Etkisini Çağaltnıa Yöntemleri ve Tedaviye Dirençli Hastaya Yaklaşım ılnem, ilnem, K ır, Yener, Aslane ı ili şkisini curvilinear göstermektedir. Meta-analizlerine göre desipramin için "terapötik pencere" 100-160 ng/ml aras ındadır. Bu aral ıkta % 59 oran ında remisyon varken, bu aral ığın dışında oran % 20'dir. Amitriptilin: Bu tersiyer amin trisiklik için konsankasyon-antidepresan yan ıt ilişkisine ait sonuçlar daha az sağlıkl ıdır. Optimal plazma düzeyi aral ığı 75-175 ng/m1dir. Bu aral ıkta remisyon oran ı % 48 iken, aral ığın dışında % 29'dur. İmipramin: Erişkin hastalarda, konsantrasyon ile antidepresan yan ıt aras ında curvilinear ilişki göstermeyen tek trisiklik antidepresan imipromin'dir. Yetişkinlerde bu ilaçla ilgili veriler en iyi olarak lineer ili şkiye uyar. Bununla birlikte, imipramin çocukluk depresyonunda kullan ıldığında curvilinear bir ilişki ortaya ç ıkmaktadır. Meta-analizlerine göre, imipramine optimal antidepresan yan ıt eşiği, MSS ve kardiyovasküler sistem toksisite e şiklerine yakın bulunmu ştur. Halen, meta-analizlere göre önerilen e şik değer 265 ng/ml'dir ve bu e şik değerin alt ında % 15 remisyon oran ı varken, üzerinde ise remisyon oran ı % 42'dir. Bu dört trisiklik antidepresan ilaç için elde edilen konsantrasyon-etkinlik verilerinden, optimal TAD plazma düzeylerinde tedavi gören hastalarda 1.7'den 3 kata kadar varan bir oranda klinik yan ıt artışı sağlaman ın mümkün olduğu anlaşılmaktad ır. Çalışmalar Terapötik Drog Monitorizasyonu ile birlikte güvenlik art ışı üzerinde de yo ğunlaştırılmışt ır (MSS toksisitesi-kardiyovasküler sistem toksisitesi ve katastrofik sonuçlar ından kaç ınmak gibi). Metaanalizlere göre, MSS toksisitesi, riski, TAD plazma düzeyleri 300 mg/ml'yi a ştığında 13 kez; 450 ng/ ml'yi aştığında ise 37 kez daha fazla görülmektedir. TAD plazma düzeyleri 200 ng/ml alt ında olan orta yaşl ı sağl ıkl ılarda intrakardiyak ileti defektleri olağan değildir. Bununla birlikte 200 ng/ml TAD plazma e şiğinde, sağlıkl ı bireylerde de ventriküler sistem-his demetinde ileti h ızının yavaşladığı görülmü ştür. Teknik: Genellikle, hekim sa ğl ıkl ı bir eri şkini standart dozda TAD, örn. 50-75 mg/gün nortriptilin ile tedaviye başlar. Bir hafta sonra hastalar ın büyük çoğunluğu kararl ı duruma geçer. Kan örne ği son dozdan 10,12 saat sonra al ınır. Bu bekleme süresinin ne- deni, ilac ın emilim ve dağılımının tamamlanmas ını sağlamakt ır. Optimal konsantrasyona ait tüm veriler son dozdan sonraki 10-12 saate aittir. E ğer örnekler son dozdan 10-12 saat sonra al ınam ıyorsa, bunu geç almak, erken almaktan daha iyidir. Bu ilaçlar ın yan ömürleri 24 saat ya da üzerindedir. Mizaç stabilizatörlerinin terapötik drog monitorizasyonu Lityum: Terapötik indeksinin dar olmas ı nedeniyle lityum için TDM önemlidir. Akut manik episodlarda remisyonu sağlamak için gerekli serum lityum aralığı 0.8-1.2 meq/lt'dir. Sürdürtim tedavisi için gerekli düzey ise 0.6-0.8 meq/lt aras ındadır. Lityum karbonat tedaviye yetersiz yan ıt veren kimi şizofreniklerde yakla şık 1.0 meq/lt kan düzeyini sağlayacak dozlarda kullan ıldığında yararl ı olmaktadır. 1.5 meq/lt' yi a şan konsantrasyonlarda toksisite riski başlamaktad ır. Teknik: Genellikle hekim bölünmü ş doz izlencesi içinde, hastaya lityumu günde 2 ya da 3 kez, 300 mg şeklinde ba şlar ve serum düzeyleri ba şlang ıçdan 4-5 gün sonra ve son dozdan 10-12 saat sonra ölçülür. Bu süre içinde kararl ı bir plazma düzeyine ula şılm ış olunur. Tek doz-plazma konsantrasyon nomograrnlan da, daha etkili terapötik lityum plazma konsantrasyonlar ına ulaşmak için kullan ılabilir. 450-600 rrıgl ık bir gece dozundan 12 saat sonra, plazma konsantrasyonunu belirlemek için kan örne ği al ın ır ve kabul edilmi ş nomogramlara göre, ileriye dönük doz ayarlamas ı yap ıl ır. Karbamazepin: Karbamazepinin antikonvülzan etkisi ve toksisitesi, plazma konsantrasyonu ile korelasyon gösterirken; antimanik etkisi ile plazma konsantrasyonu aras ında yeterli bir ili şki henüz belirlenememi ştir. Karbamazepinin tipik antikonvülzan doz aral ığı 4-12 pg/mrdir. Plazma konsantrasyonu-antimanik etkinlik çal ışmalar ı yeterli hale gelinceye kadar, medikolegal aç ıdan, 12 pg/ml üzerindeki plazma karbamazepin düzeylerinden kaç ınmak gerekir. Karbamazepinin di ğer psikiyatrik kullan ımları depresyon, şizoaffektif hastal ık, impuls kontrol bozukluğu, organik affektif bozukluklar ve ajite şizofreni gibi durumlar ı içermektedir. Bu kullanımlar için de, elimizdeki konsantrasyon-etkinlik verilen çok azd ır. 25

Ndroleptiklerin Etkisini Ço ğaltma Ydntemle ı-i ve Tedaviye Direnç!' Hastaya Yaklaşım Nem, ',nem, K ır, Yener, Aslaner Teknik: Karbamazepin tedavisine günde 2 kez yemeklerde 200 mg ile ba şlan ır. Diğer ilaçlarda bahsedildiği gibi, karbamazepin metabolizmas ı ve eliminasyonunda da bireyler aras ında önemli farkl ılıklar vard ır. Başlang ıçta, kararl ı plazma düzeyi 5-7. günlerde kontrol edilir. Hepatik otoindüksiyon nedeniyle, ba şlang ıç plazma karbamazepin düzeyleri ile, kronik plazma düzeylerini tahmin etmek mümkün de ğildir. Bu nedenle, antikonvülzan etkinlik için gereken konsantrasyonlan saptayacak doz ayarlamalan için çok say ıda kan örnekleri almak gereklidir. Bu aç ıdan; karbamazepin, doz ayarlamas ı için defalarca ilaç düzeyi monitorizasyonu gerektirmeyen di ğer psikiyatrik ilaçlardan farkl ıdır. Valproik asit Plazma konsantrasyonu-antimanik etkinlik arasındaki ilişki tam olarak de ğerlendirilememi ş ise de, antikonvülzan etki için gerekli doz aral ığı 50-100 pg/mfdir. 50-80 Ilgimi aras ındaki yan ıt e şiği, yaklaşık olarak, plazma albumininin sature oldu ğu konsantrasyondur. Baz ı çalışmalar, şizoaffektif bozukluğu olan hastalar ın tedavisinde gerekli e şik değerin 75 pg/m1 olduğunu göstermi ştir. 100 lig/ ml'yi geçen düzeylerde etkinlik artmaz, bili şsel bozukluk riski ise ço ğalır. Antipisikotiklerin terapötik drog monitorizasyonu Haloperidol'ün "terapötik penceresi"ne ili şkin tartışmalar son zamanlarda epey dikkat çekmi ştir. Baz ı çalışmalar, optimal antipsikotik yan ıt için terapötik bir pencerenin varl ığına i şaret eden konsantrasyon ve yan ıt aras ındaki ilişkinin, ters bir U şeklinde olduğunu göstermektedir. Haloperidol için terapötik doz aral ığı 5-20 ng/ml'dir, 50 ng/ml a şan de ğerlerde toksisite olu şur. Farkl ı tan ısal profillere sahip hastaların, deği şen haloperidol konsantrasyonlar ında, k ısa psikiyatrik de ğerlendirme ölçe ği skorlannda azalmalar gösterebilece ği deneysel olarak ortaya ç ı- kar ılm ıştır. Örne ğin; şizofreniform bozukluk tamil hastalara, kronik şizofreni için dü şük gelen doz konsantrasyonlar ı yeterli gelmi ştir. Diğer yandan, kronik şizofrenikler için dü şük dozda tedavi aral ığına karşılık gelen haloperidol konsantrasyonlar ı, subkronik şizofrenler için yeterli olmaktad ır. Plazma düzeyi ile, dopamin reseptör i şgali ve yanıt aras ında, nöroleptikler için TDM'nun kullan ılabigösteren, iyi belirlenmi ş curvilinear bir ilişki tanımlanm ıştır (33). Bir nöroleptiğin bloke ettiği D2 dopamin reseptörü miktar ın ın, psikotik belirtilerin derecesini belirlediği ileri sürülmü ştür. Dü şük plazma haloperidol konsantrasyonlar ında (5 ng/m1'den daha az) D2 dopamin reseptör blokaj ı minimal düzeyde gerçekle şmektedir; böylece sonuç, a şın miktarda dopamin ve psikotik semptomlar ın ortaya ç ı- kışıdır. Terapötik plazma konsantrasyonlar ında (5-20 ng/ml) yeterli D2 dopamin reseptör blokaj ı olur ve sonuçta psikotik belirtiler remisyona girer. 20 ng/ml üzerindeki konsantrasyonlarda reseptör blokaj ı artışı çok az gerçekle şir. Aşırı haloperidol konsantrasyonunun, sinaptik yankta nörotransmitter fazlal ığına yolaçan, presinaptik dopamin sal ım ınını artt ırdığı ve böylece semptomatolojinin geri dönmesine neden olduğu da ileri sürülmü ştür (29). Bu dü şünceler psikozun "dopamin varsay ım ı"yla uyumlu olmalarına karşın, klinik aç ıdan hasta sunumlan genellikle bu varsay ımlarda ileri sürüldü ğü kadar aç ık değildir. SONUÇ Psikiyatride terapötik ilaç monitorizasyonu, plazma konsantrasyonu ile etkinlik aras ında pozitif ili şki gösterilebilen, birçok psikotrop ilac ın kullan ım ında yararl ı bulunmaktad ır. Bu ilaçlar ın içinde lityum karbonat, dört trisiklik antidepresan (nortrptilin, desipramin, imipramin ve amitriptilin), baz ı antipsikotilder (haloperidol, tiyotiksen) ve monoamin oksidaz inhibitörleri bulunmaktad ır. Üzerlerinde yeterince çal ışılmamış ama plazma konsantrasyonu ile etkinlikleri aras ında anlaml ı ilişki bulundu ğu için TDM'na adayl ığı uygun psikotrop ilaçlar da şunlardır: bupropion ve mizaç stabilizatörü antikonvülzanlar (karbamazepin ve valproat). Terapötik ilaç monitorizasyonu, sözkonusu bu ilaçlar ın uygun doz ayarlamalanna olanak tan ır, muhtemel toksik ilaç düzeylerini belirler ve baz ı psikiyatrik hastal ıkların idaresinde değerli ve etkin araç durumundad ır. Çoculdu ğun geç ba şlang ıçl ı ( şizofrenik) psikozlarının, sonlan ış ve tedavisi hakk ında pek az şey bilinmektedir. Klinik deneyim nöroleptiklerin, prepubertedeki şizofrenik psikozlar üzerinde dramatik 26

Nöroleptiklerin Etkisini Ço ğaltma Yöntemleri ve Tedaviye Dirençli Hastaya yaklaşım finem, Hnem, K ır, Yener, Aslaner etkiye sahip olmad ıklarını göstermektedir. Bununla birlikte, davran ışsal kontrolü sa ğlamak için nöroleptiklere ço ğu kez gereksinim duyulur. Kimi zaman da, duygudurum de ğişiklikleri belirgin hale geldiğinde, lityum ya da karbamazepin denemek düşünülebilir. Adolesan psikozlar ında tedaviye yanıtlar, eri şkin şizofrenisinden daha tipiktir (23). Yine de, çocuklukta veya adolesan döneminde ba ş- layan şizofrenide, nöroleptiklere alternatif drog tedavileri üzerinde yeterince çal ışıldığı söylenemez. Tipik nöfoleptikler, lityum, antikonvülzanlar, antidepresanlar gibi droglar ve di ğerleri, az kullan ılmaktad ır ya da şizofrenik çocuklar ve adolesanlardaki kullammlarma ili şkin tavsiyeler fazla de ğildir (9). KAYNAKLAR 1. Addonizio G, Roth SD, Stokes PE, et al: Increased extrapyramidal symptonıs with addition of lithium to neuroleptics. J Nerv Ment Dis 176:682-685, 1988. 2. Arana GW, Goff DC, Friedman H, et al: Does carbamazepine induced reduction of plasma haloperidol levels worsen psychotic symptoms? Am J Psychiatry 143:650-651, 1986. 3. Christison GW, Kirch DG, Wyatt RJ: When symptoms persist: Choosing among alternative somatic treatments for schzophrenia. Schizophrenai Bulletin 17:217-245, 1991. 4. Czeransky JG, Riney SJ, Overall JE, et al: Double-blind comparison of alprazolam, diazepam and placebo for the treatment of schizophrenic negative symptoms. Arch Gen Psychiatry 45:655-659, 1988. 5. Davis JM, Casper R: Antipsychotic drugs: Clinical pharmacology and therapeutic use. Drugs 14:260-282, 1977. 6. Gattaz WF, Rost W, Hubner CK, et al: Acute and subchronic effects of low dose bromocriptine in haloperidol-treated schizophrenics. Biol Psychiatry 25:247-255, 1989 7. Kahn JP, Pertollano MA, Schane MD, et al: Adjunctive alprazolam for schizophrenia with panic-anxiety: Clinical observation and pathogenetic implications. Am J Psychiatry 145:742-744, 1988. 8. Kane JM, Marder SR: Psychopharmacologic treatment of schizophrenia. Schizophrenia Bulletin 19:287-302, 1993. 9. Kestenbaum CJ, Canino JA, Pleak RR: Schizophrenic disorders of childhood and adolescence. Review of Psychiatry. Vol. 8 Tasman A, Hales RE, France Al (eds). Washington American Psychiatry Press Inc 1989, p.254-255 10. Klein E, Bental E, Lerer B, et al: Carbamazepine and haloperidol, placebo and haloperidol in excited psychoses. Arch Gen Psychiatry 41:165-170, 1984. 11. Krarner MS, Vagel WH, DiJohnson C, et al: Antidepressants in "depressed" schizophrenic inpatients. Arch Gen Psychiatry 46:922-928, 1989. 12. Lerner Y, Mitzer Y, Schestatsky M: Lithium combined wth haloperidol in schizophrenic patients. Br J Psychiatry 153:359-362, 1988. 13. Lieberman JA, Kane JM, Alvir J: Provocative tests with psycho-simulant drugs in schizophrenia. Psychopharmocology (Berl) 91:415-433, 1987. 14. Mc Elroy SL, Keck PE, Pope HG: Soclium valprot; its use in primary psychiatric disorders. J Clin Psychopharmocol 7:16-24, 1987 15.Neppe VM: Carbamazepin in nonresponsive psychosis. J Clin Psychiatry 49:22-28, 1989. 16. Okuma T, Yamashita 1, Takahashi R, et al: A do ııble-blind study of adjunctive carbamazepine versus placebo on excited states of schizophrenic and schizoaffective disorders. Acta Psychiatry Scand 80:250-259, 1989. 17. Perry PJ, Pfohl BM, Holstad SG: The relationship between antidepressant response and tricyclic antidepressand plasn ıa concentrations. Clin Pharmacokinet 13:381-392, 1987. 18. Pickar D, Wolkowitz DN, Doran AR, et al: Clinical and biochemical effects of verapamil administration to schizophrenic patient. Arch Gen Psychiatry 44:113-118, 1987. 19.Pickar D, Bunney WE Jr, Dovillet P, et al: Repeated naloxone administration in schizophrenia: a phase Il World Health Organization Study. Biol Psychiatry 25:440-448, 1989. 20. Pickar D, Litman RE, Konicki PE, et al: Neurochemical and neural mechanisms of positive and negative symptoms in schizophrenia. Modern Problems of Pharmacopsychatry. Schizophrenia: Positive and Negative Symptoms and Syndromes. Andreasen NC (ed). Basel, Karger, 1990, p.124-151. 21. Pickar D, Breier A, Hsiao JK, et al: CSF and plasma monoamine metabolities and their relation to psychosis: implications for regional brain dysfunction in schizophrenia. Arch Gen Psyciatry 47:641-648, 1990. 22. Pickar D, Owen RR, Litman RE: New developments in the pharmaco-therapy of schizophrenia. Review of Psychiatry. Vol 10 Tasman A, Goldfinger SM (eds). Washington, American Psychiatric Press Inc 1991. 23. Pomeroy JC: Infantile autism and childhood psychosis. Psychiatric disorders in children and adolescents. Garfinkel BD, Carlson GA, Weller EB (eds). Philadelphia, WB Saunders Co 1990; p.284-289. 24. Potkin SG, Albers LJ, Richmond G: schizophrenia: An overview of pharmacological treatment. Adjunctives to antpsychotics in: Current psychiatric therapy. Dunner DI (ed). WB Saunders Co, 1993. 25. Post RM, Uhde TW, Ballenger JC, et al: Prophylactic efficacy of carbamazepine in manic-depressive illness. Am J Psychiatry 140:1602-1604, 1983. 26. Preskom SH, Fast GA: Therapeutic drug monitoring. In: Current psychiatric therapy. Dunner DL (ed). WB Saunders Co, 1993. 27. Roy A: Suicide in chronic schizophrenia. Br J Psychiotry 141:171-177, 1982. 28. Salzman C: The use of ECT in treatment of schizophrenia. Am J Psychiatry 137:1032-1041, 1980. 29. Seeman P: Antischizophrenic drugs-membrane receptor sites of action. Biochem Pharmacol 26:1741-1748, 1977. 30. Schulz SC, Sajatovic M: Poor response to traditional antipsychotic use of augmenting agents. In: Current psychiatric therapy. Dunner DL (ed). WB Saunders Co, 1993. 31. Siris SG, Morgan V, Fagerstrom R, et al: Adjunctive imipramine in the treatment of post-psychotic depression. Arch Gen Psychiatry 44:533-539, 1987. 32. Weinberger DR: Implications of normal brain development for the pathogenesis of schizophrenia. Arch Gen Psychiatry 44:660-669, 1987. 33. Wolkin A, Brodie JD, Barouch F, et al: Dopamine receptor occupancy and plasma haloperidol levels. Arch Gen Psychiatry 46:482-484, 1989. 34. Wolkowitz OM, Breier A, Doran A, et al: Alprazolam augmentation of he antipsychotic effects of fluphenazine in schizophrenic patients. Arch Gen Psychiatry 45:664-671, 1988. 35. Zemlan FP, Hirschowitz J, Sauten FJ, et al: Impact of lithium therapy on core psychotic symptoms of schizophrenia. Br J Psychiatry 144:64-69, 1984. 27