ÇOCUKLUK ÇA I BÖBREK TÜMÖRLER



Benzer belgeler
LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

Wilms Tümörü Nefroblastoma. UROK 2012 Antalya

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERLERİ TPOG ÇALIŞMA SONUÇLARI. Prof. Dr. Rejin KEBUDİ

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji

Santral Disseksiyon. Dr. İbrahim Ali ÖZEMİR. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Wilms tümörlerinde tan ve tedavi prensipleri DERLEME

WILMS TÜMÖRLÜ OLGULARDA TEDAVİ SONUÇLARIMIZ OUR TREATMENT RESULTS IN PATIENTS WITH WILMS TUMOR

Wilms tümörü artık ürolojinin değil mi? Yeniden hatırlatma

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği

Osteosarkom Tedavisinde Neoadjuvan Tedavi. Dr. Bülent Yalçın 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, Mart 2014 Susesi Otel, Antalya

Hasta Rehberi Say 6. KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Kolay okunabilir rehber

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

GERM HÜCRELİ OVER TÜMÖRLERİNDE CERRAHİ EVRELEME GEREKLİ MİDİR?

Gastraintestinal Sistem İnteraktif Vaka Sunumları: Mide Olguları Doç. Dr Hasan Şenol COŞKUN

Hasta Rehberi Say 11. ÇO UL H POF Z HORMONU EKS KL Orta kolayl kta okunabilir rehber

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

Prof. Dr. Yaşar BEDÜK Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ

Küçük renal kitlelerde aktif izlem

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

Kemik tümörleri. Dr Canfeza Sezgin EÜTF Tıbbi Onkoloji BD

GÖREV ANALİZİ 2. YAZILMA ÖĞRENİM HEDEFİ. Mesane ve üreterin normal ve patolojik özelliklerini belirler

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Yetmifldört yafl nda, 60 paket/y l sigara içme

Nöroblastoma: Epidemiyoloji Patogenez: Klinik Bulgular: Tanı: . Evreleme: INSS (International Neuroblastoma Staging System)

XVII. ULUSAL KANSER KONGRESİ

5. SINIF DERS NOTLARI BÖBREK TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Yaşar BOZKURT

Rahim ağzı kanseri; Serviks tümörü; Cerviks kanseri; Cerviks tümörü; Cervix Ca;

Onkolojik Cerrahinin Temel lkeleri

Tiroid ve Paratiroid Cerrahisi

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

Pnömokokal hastal klar

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

EVRE I SEMİNOM DIŞI TÜMÖRLERE YAKLAŞIM

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Altı yaşında erkek hastanın hastanemize sevkinden üç ay önce ağrısız karın şişliği

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

AMELİYAT SONRASI TAKİP/ NÜKSTE NE YAPALIM? Dr. Meral Mert

APAH: konjenital kalp hastalığı. Prof. Dr. Sanem Nalbantgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD 2015 ADHAD 2. PAH OKULU

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları

Cerrahi Dışı Tedaviler

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

AĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

SENTİNEL LENF NODU BİOPSİSİ VE ADJUVAN KEMOTERAPİ. Dr. Orhan TÜRKEN

TIPTA UZMANLIK KURULU. 23/06/2010 tarih ve 82 sayılı Karar Sayfa 1 / 14

Evre III KHDAK nde Radyoterapi

Pediatrik karaciğer kitlelerinde ayırıcı tanı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

Erken Evre Akciğer Kanserinde

This information on (4) Breast cancer and genetics is in Turkish Göğüs kanseri ve genetiği (İngilizce'si Breast cancer and genetics)

OVER KAYNAKLI MALİGN MİKST MÜLLERİAN TÜMÖRLERDE TEDAVİ YAKLAŞIMI. Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

İnoperabl Evre III ve Evre IV Malign Melanomda İmmünoterapi TOG Malin Melanom ve Deri kanserleri grubu. Prof Dr Melek Köksal Erkişi

TEK TARAFLI WİLMS TÜMÖRÜ OLGULARININ GERİYE DÖNÜK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

Santral Sinir Sistemi Rabdoid Teratoid Tümörü Radyoterapisi. Dr. Ayşe Hiçsönmez AÜTF Radyasyon Onkolojisi Nisan 2013

Akciğer kanserinde radyolojik bulgular, değerlendirme. Dr. Canan Akman İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

İNVAZİF MESANE KANSERİNDE ORGAN KORUYUCU TEDAVİLER METASTATİK MESANE KANSERİNİN TEDAVİSİ

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

KANSER TEDAVİSİNİN GEÇ YAN ETKİLERİ KURSU

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Deomed Medikal Yay nc l k

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Transkript:

ÇOCUKLUK ÇA I BÖBREK TÜMÖRLER Canan AKYÜZ* Wilms tümörü Çocukluk ça nda görülen primer böbrek tümörleri, Wilms (nefroblastoma), fleffaf hücreli sarkom (clear cell sarkom), böbre in rabdoid tümörü, konjenital mezoblastik nefroma, renal hücreli sarkom ve renal meduller karsinomlard r. Wilms tümörü çocukluk ça nda en s k görülen tümör olup, Wilms d fl primer böbrek tümörleri ise tüm böbrek tümörlerinin %10 dan az n oluflturur. Wilms tümörü multidisipliner yaklafl mla büyük oranda baflar ile tedavi edilebilen çocukluk ça kanserlerinden birisidir. Geçmiflte yaln zca cerrahi ile tedavi edilen hastalarda % 8 lerde olan yaflam oranlar günümüzde %90 n üzerine ç km flt r. Pek çok pediatrik tümörde oldu u gibi Wilms tümöründe de yaflam oranlar nda ki bu art fl özellikle etkin kemoterapi kombinasyonlar n n kullan lmas, uygun destekleyici tedaviler, cerrahi ve radyoterapi tekniklerindeki ilerlemelerin birlikteli i ile elde edilmifltir. Wilms tümörü çocuk onkolojisi alan nda önemli bir baflar ya sahip bir tümör olmakla birlikte günümüzde birden fazla ülkede çok merkezli çal flma gruplar halen tedavi protokolleri üzerinde çal flmakta ve yüksek kür oranlar n n korunmas ve art r lmas yan nda, yaflam süresi uzayan hastalarda ortaya ç kan tedaviye ba l olumsuz geç yan etkilerinin azalt lmas na çal fl lmaktad r. Epidemiyolojik ve Genetik Özellikler Wilms tümörü tüm çocukluk ça maliyn tümörleri içinde %6 s kl kla görülür. Vakalar n n % 98 i 7 yafl alt nda olup hastal k en s k 3-4 yaflta ortaya ç kar. Tektarafl ve ikitarafl tümör varl farkl epidemiyolojik özelliklere sahiptir. Tektarafl hastal a göre ikitarafl hastal k daha erken yafllarda ortaya ç kar. Hastanemizde 1971 2000 y llar aras nda izlenen 6000 civar ndaki çocukluk ça kanser hastas içinde böbrek tümörleri s kl % 9,5 tir (7). Bat ülkelerinde hastalar n yaklafl k %15 i 1 yafl alt nda iken Asya ülkelerinde bu oran % 25 40 olarak bildirilmifltir (4). Türk Pediatrik Onkoloji Grubu nun (TPOG) Ulusal Wilms tümörü çal flmas na dahil olan 16 yafl alt ndaki 131 hastan n incelenmesinde ortanca yafl 3 y l, bulunmufltur. Araflt rmalarda çevresel risk faktörleri ile Wilms tümörü geliflmesi aras nda ne do umdan önce nede do umdan sonra bir iliflki gösterilememifltir. Genetik ve herediter risk faktörleri genetik mutasyonlar baz hastal klar n geliflmesinde rol alabilmektedir. Wilms tümörlü çocuklar n % 1-2 ünde bir veya daha çok yak n nda ayn kanserler görüle- bilir. Bu çocuklar aileden gelen bir anormal genden dolay wilms tümör geliflme riski tafl yabilirler ayr ca wilms tümörü ile do um anomalileri aras nda güçlü bir iliflki vard r. Wilms tümörlü hastalar n yaklafl k %10 nu do umsal anomalilere sahiptir. Bunlar aniridi, hemihipertrofi veya h zl büyüme sendromlar ve genitoüriner anomalilerdir. Hastalar n % 0.5 inde at nal böbrek anomalisi de görülebilir. Hipospadias, kriptorflidizm ve renal füzyon anomalileri Wilms tümörü ile birliktelikleri % 4.5 oran nda görülen genitoüriner anomalilerdir. Kriptorflidizm ve Wilms tümörü olan hastalar n dörtte birinde WT1 gen mutasyonu vard r. Hemihipertrofili hastalarda Wilms tümörü geliflme riski %3-5 aras ndad r. Wilms tümörlü hastalarda aniridi insidans % 1.1 dir. Sporadik aniridisi olan çocuklar, % 30-50 oran nda WT1 geninde yap sal mutasyon (genellikle delesyondur) gösterilmifltir. Normal karyotipe sahip olanlarda bile submikroskobik delesyonlar in situ hibridizasyon veya moleküler analizlerle gösterilmifltir. Anomalisi olan çocuklar n periyodik olarak ilk 6 y l 3 ayda bir, daha sonra vücut geliflimi tamamlanana dek y lda bir abdominal ultrasonografi ile izlenmesi önerilir. Bu yöntemle geliflebilecek bir tümörün erken evrede tan almas mümkün olacakt r Wilms tümörü ile birlikte görülen sendromlar: Denys-Drash sendromu: erkek psödohermafroditizm, renal parankimal hastal k (glomerulonefrit veya nefrotik sendrom) ve Wilms tümörü birlikteli i söz konusudur Beckwith-Wiedemann sendromu: herhangi doku, organ (makroglossi, hepatomegali) veya vücut segmentinde (hemihipertrofi) fazla büyüme ile karakterli geliflimsel anomali ve kar n duvar defekti (omfalosel, umblikal herni, diastazis rekti) ile karakterlidir. Birlikte %10-20 Wilms tümörü, adrenokortikal tümör veya hepatoblastom görülebilir. WAGR sedromu: Wilms tümörü, Aniridi (tam veya parsiyel olabilir), Genitoüriner anomali (böbrek, idrar yollar, erkek ve k z genital organlar n içine alabilir) ve mental Retardasyon ile karakterlidir. Wilms tümörü insidans %40 civar ndad r. Wilms tümörü vakalar n n Nörofibromatozis, Sotos sendromu, Bloom sendromu ve Klippel-Trénauny-Weber sendromlar nda görüldü ü bildirilmiflse de ba lant zay ft r. Wilms tümörlü hastalar n kardefllerinde veya çocuklar nda Wilms tümör geliflmesi oldukça nadirdir. Bu grubun çok * Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, Pediatrik Onkoloji Bilim Dal

KL N K GEL fi M 075 az hastal n kal t msal formunu tafl r. Bilateral Wilms tümöründe birlikte genital anomali yoksa WT1 geni ile iliflki saptanmam flt r. Bunlar muhtemelen henüz keflfedilmemifl baflka gen mutasyonlar ile iliflkili olabilir. Wilms tümörü pekçok genin bir veya daha fazlas nda tümör supresör genlerde ifllev kayb ve baz onkogenlerde aktivasyon sonucunda herediter veya sporadik olarak ortaya ç kar. Bu genlerden WT1 geni 11. kromozomun (band 11p 13) k sa kolu üzerinde yerleflmifltir ve bunun spesifik germ line mutasyonu yaln zca WT ile de il ayn zamanda kriptoorflitizm, hipospadias gibi çeflitli genitoüriner anomaliler ve nadirende Denys-Drash sendromu ile iliflkilidir. Aniridinin sebeb oldu u gen de 11p 13 kromozomu üzerindeki WT1 geni yak n nda lokalizedir geliflen delesyonlar sonucunda aniridi ve WT birlikteli ini aç klayabilir. WT1 geni saptanan ilk Wilms tümör supresyon genidir. Wilms tümörünün s k görüldü ü WAGR sendromlu hastalarda 11p13 te delesyon oldu u, bu lokusta bulunan PAX6 gen grubunun aniridi ile WT1 geninin ise Wilms tümörü ile iliflkili bir tümör supresyon geni oldu u bildirilmifltir. Kromozom 11p13 te normal böbrek ve gonad gelifliminde rol oynayan bir transkripsiyon faktörü kodlan r. Denys-Drash sendromunda WT1 geninin bask lay c protein içeren bölgesinde nokta mutasyonu gösterilmifltir. Son araflt rmalarda WT1 geninin bir baflka tümör supresör gen olan p53 gen ürünü ile kompleks oluflturdu u ve onun etkisini art rd bildirilmifltir. WT2 geni 11p15 te heterozigosite kayb Beckwith-Wiedemann sendromu (BWS) olan ve Wilms tümörü geliflen hastalarda gösterilmifltir. fllevleri kesin bilinmemekle birlikte bu bölgedeki bir ya da daha fazla genin WT geliflimi ile ilgili oldu u düflünülmektedir. Bu bölgede bulunan IGFII geninin fetal böbrekte ve Wilms tümörü ünde fazlaca eksprese edildi i, hücre büyümesini uyard ve hem Wilms tümörü hem de BWS ile iliflkili oldu u düflünülmektedir. Wilms tümörü vakalar n n %10-15 inin WT1 deki bir mutasyon sonucunda, di er %85-90 n n ise WT1 d fl nda baflka genetik bozukluklar sonucunda geliflti- i bildirilmifltir. Wilms tümörü % 1-2 oran nda ailevi olabilir. FWT1 ve FWT2 genlerinin (Familial Wilms Tumor) otozomal dominant ve inkomplet penetrans ile geçti i düflünülür. Vakalar n 1/10 unda ebeveynlerde WT üne rastlan r, daha s kl kla kardefl, kuzen veya di er akrabalarda vard r. Bu hastalar n incelenmesi sonucunda tümör yatk nl n n 17q ve 19q lokuslar ile iliflkili oldu u düflünülmüfl, bu genler ailevi WT1 ve 2 genleri (FWT1 ve FWT2) olarak adland - r lm flt r. Retinoblastom ve WT aras nda tek veya iki tarafl olmalar ve sporadik veya ailesel tiplerinin olmas bak m ndan benzerlik kurulabilir. Knudson taraf ndan retinoblastom geliflimi için 1970 lerin bafl nda ortaya at lan iki olay kuram (two-hit theory) patogenezin anlafl lmas aç s ndan WT ne de uyarlanm flt r. Bu kurama göre iki tarafl ve tek tarafl tümörlerin hepsinin iki mutasyon sonucunda geliflti- i, birinci olay n pre- veya postzigotik olabilece i; e er birinci olay prezigotik ise tümörün potansiyel olarak herediter olup böbrek hücrelerinde ikinci bir olay geliflince birden fazla tümör oda geliflebilece i ileri sürülmüfltür. Herediter olmayan sporadik WT vakalar nda ise her iki olay da postzigotik olup çok odakl tümör beklenmez. Y llar içinde bu kuram n retinoblastomda oldu u kadar WT için tatmin edici olmad, WT patogenezinin bu kuram n aç klayabilece inden çok daha karmafl k oldu u görülmüfltür. Histopatolojik Özellikler Wilms tümörü primitif metanefrik blastemin geliflimindeki bozukluklar sonucunda ortaya ç kan embryonal bir neoplazmd r. Ço unlukla soliter tek lezyon fleklinde görülen Wilms tümörü %6 iki tarafl, %12 oran nda ise tek böbrekte birden fazla odakl olabilir. Wilms tümörü çok nadir olarak böbrek d fl nda genellikle retroperitoneal olarak da yerleflim gösterebilir. Wilms tümörü blastemal, stromal ve epitelyal komponentleri olan embriyonal ve trifazik özellikte olup bu alt gruplar n her biri farkl histolojik yap ve farkl laflma özellikleri gösterebilir. Hakim olan hücre tipine göre de histopatolojik alt grup tan mlan r. Histopatolojik alt tiplerin tan mlanmas n n klinik seyir ve prognoz bak m ndan önemi vard r. Blastemal komponentin hakim oldu u tümörlerde kemoterapiye yan t iyi olmakla beraber klinik seyir h zl d r, yayg n hastal k ve erken metastazlar beklenir. Wilms tümörü histopatolojik de erlendirmede anaplazinin varolup olmamas na göre iyi (favorable) ve kötü (unfavorable) histolojili olarak iki grupta tan mlan r. Anaplazi varl tümörün kötü histolojili oldu unu gösterir. Anaplazi %5 oran nda görülür, s kl yaflla birlikte artar. Küçük bebeklerde nadiren görülürken 5 yafl üstünde s kl k %10 a yükselir. Anaplazi metastaz e ilimi veya tümörün kötü seyrinden çok tedaviye hücresel dirence iflaret eder ve kötü prognoz belirleyicisi olarak kabul edilir. Fokal anaplazi varl nda difüz anaplaziye göre prognoz daha iyidir. TPOG Ulusal Wilms tümör çal flmas nda anaplazi hastalar n %11.5 inde gösterilmifltir. Uluslararas Çocuk Onkolojisi Toplulu u nun (International Society of Pediatric Oncology-SIOP) Wilms tümör çal flmalar nda histolojik özelliklerine göre tümör üç prognostik grupta toplanm flt r. Düflük risk grubu; mezoblastik nefroma, k smen diferansiye kistik nefroblastoma, preoperatif tedavi ile tam olarak nekroz geliflmifl Wilms tümörü, orta risk, anaplastik olmayan veya fokal anaplazi gösteren Wilms tümörü yüksek risk, blastemal tip, diffüz anaplazi gösteren Wilms tümörü, böbre in fleffaf hücreli sarkomu ve böbre in malign rabdoid tümörüdür. Hastalar n tedavi süreleri ve planlar da bu risk gruplar na göre yap lmaktad r. Wilms tümörü böbrekte ek geliflimsel anomalilerle birlikte olabilir. En s k görüleni, displastik böbreklerde ve normal yenido an böbre inde de görülebilen ve 1 yafl ndan sonra gerileyen persistan primitif blastemal hücre adac klar d r. Bunlar nefrojenik art klar olarak isimlendirilir ve Wilms tümörü için predispozan faktörler olmalar bak m ndan önemlidirler. Bu tür lezyonlar sporadik tek tarafl Wilms tümöründe %40, iki tarafl larda ise %100 e varan s kl kta

076 ÇOCUKLUK ÇA I BÖBREK TÜMÖRLER görülür. Çok say da nefrojenik art k varl nda nefroblastomatozis tan m kullan l r. Tümör nedeniyle ç kart lan tek böbrekteki nefrojenik art klar n varl karfl böbre in yak n izlemini gerektirir. Tümör olan böbrekte hiperplastik nefrojenik art klar n Wilms tümöründen ay r m zor olabilir, genellikle kemoterapi ile geriler veya diferansiye olurlar. Özellikle manyetik rezonans görüntüleme (MRG) olmak üzere görüntüleme tetkikleri ile ay rt edilebilen nefrojenik art klar n tedavisi tart flmal olup malign potansiyelleri olabilece inden ultrasonografi (USG) ile yak n izlem gerekir. Nefrojenik art klar n ço u sessiz kal r veya spontan olarak kaybolurlar. Progresyon gösterenlere cerrahi uygulanmas gerekebilir. Klinik Özellikler Hastalar n ço u rutin doktor muayenesi s ras nda, banyo yapt r l rken veya giydirilirken tesadüfen farkedilen kitle veya kar n fliflli i ile getirilir. Kar n a r s, gözle görülür hematüri, yüksek atefl, kab zl k veya kilo kayb efllik eden di er bulgulard r. Fizik incelemede kar ndaki kitlenin yerleflimi ve büyüklü üne dikkat edilmelidir. Genellikle kar nda solunumla hareket etmeyen, a r s z, büyük kitle palpe edilir. Fizik incelemede splenomegali veya nöroblastom ile kar flabilece i unutulmamal d r. Solunumla hareket etmemesi WT nün ay rt edici bir özelli idir. Renin aktivitesinde art fla ba l olarak yaklafl k %25 hastada hipertansiyon olabilir Vena kava inferior veya renal ven trombüsüne ba l olarak venöz dolafl m bozuklu u sonucunda varikosel görülebilir. Edinilmifl Von Willebrand faktör eksikli ine ba l olarak %8 hastada kanamaya e ilim olabilir. Vakalar n %12 sinde konjenital anomaliler var olabilece inden fizik incelemede Wilms tümörü ile beraber görülebilecek aniridi, hemihipertrofi gibi do umsal anomaliler ve yukar da bahsedilen sendromlar n bulgular aç s ndan dikkatli fizik inceleme yap lmal d r. Laboratuvar Bulgular Böbrek tümöründen flüphelenilen hastada laboratuvar incelemeleri olarak tam kan say m, tam idrar incelemesi, karaci er ve böbrek fonksiyon testleri yap lmal d r. drar incelemesinde hematüri ve/veya proteinüri görülebilir. Tam kan say m nda polisitemi olabilir ve bu genellikle eritropoietin yüksekli ine ba l d r. Polisitemi ço u kez, tan an nda büyük yaflta erkeklerde ve erken evreli hastal kta görülür. Çocukluk ça nda nedeni aç klanamayan polisitemi varl nda Wilms tümörü araflt r lmal d r. Yüksek serum kalsiyum de erleri rabdoid tümör veya konjenital mezoblastik nefromada olabilir. Kanama öyküsü varsa hastalarda p ht laflma testleri yap lmal d r. Radyolojik görüntüleme özellikle klinisyene ve cerraha yol gösterecek, radyoterapiste postoperatif radyoterapi lokalizasyonunu belirlemeye yard m edecek flekilde böbrekte yer kaplayan lezyona yönelik olmal d r. Karfl böbre in durumu, inferior vena kava ve kalpte trombüs olup olmad - n n ve akci erlerde metastaz olup olmad n n gösterilmesi amac yla planlanmal d r., inferior vena kava ve kalpte trombüs olup olmad n n ve akci erlerde metastaz olup olmad n n gösterilmesi amac yla planlan r. lk tercih edilen radyolojik inceleme genellikle abdominal ultrasonografi (USG) olup kitlenin kökeni, boyutlar, kistik-solid özellikleri, Doppler USG ise renal ven ve inferior vena kava gibi büyük damarlar n durumu ve kan ak m hakk nda bilgi verir. Damar içinde tümör saptand nda trombusun proksimale uzan m araflt r lmal, sa atriuma kadar uzanan trombuslar laparotomi s ras nda damardan koparak ani ölüme yol açabilece inden bu hastalara daha dikkatli yaklafl lmal d r. Kontrast kullan larak yap lan abdominal bilgisayarl tomografi (BT), USG ile edinilen bilgilere ek olarak böbreklerin fonksiyonu, içerdikleri küçük lezyonlar, kitle uzan m ve komflu yap lar ile ilgili daha ayr nt l bilgi verir. nferior vena kavan n aç kl mutlaka de erlendirilmelidir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile istenen tüm bilgiler ayr nt l elde edilebilirse de her merkezde olmay fl, sedasyon gereklili i ve yüksek maliyet rutin kullan m n zorlaflt r r (8, 10, 16, 17). MRG ile nefrojenik art klar ve WT ay r m daha kolay yap labilir. Radyolojik incelemeler ile cerrahi için karar verilir ve planlama yap l r, ileride radyoterapi verilecek ise yol gösterici olur. Kemik grafileri, kemik sintigrafisi ve beyin BT böbre in fleffaf hücreli sarkomu ve rabdoid tümörü d fl nda rutin olarak yap lmaz. Akci er metastazlar n n araflt r lmas için iki yönlü akci- er grafisi rutin olarak istenir. Hastalara tan an nda toraks BT çekilmesi konusunda farkl görüfller olmakla beraber a rl kl görüfl akci er grafilerinde metastaz bulgusu veya flüphesi yoksa rutin olarak toraks BT çekilmemesi yönündedir. Sadece BT ile akci erlerde saptanan lezyonlar n benign nitelikte de olabilece i ve lezyonlar tümör olsa bile bu hastalarda akci erlere radyoterapi verilmesi veya tedavinin yo unlaflt r lmas n n akci erlerde rekürrens riskini azaltmakla beraber hastalar n genel prognozuna anlaml katk s n n olmad, ancak tedavilere ba l ciddi toksisiteler için riskin artt bildirilmifltir. Sadece BT nin saptayabildi i akci er metastazlar n n hastan n evresi ve tedavi plan n de ifltirmemesi gerektirdi i ve bunlar n ço unlukla kemoterapi ile kayboldu u bilinmektedir. Ay r c Tan Böbrek veya böbrek d fl ndan geliflen di er abdominal tümörler Wilms tümörü ile kar flabilir. Ay r c tan da çocukluk ça n n ayn yafllarda s k görülen di er bir embryonal tümörü nöroblastom özellikle önemlidir. Kar n içinde s kl kla sürrenal bezlerden köken alan nöroblastom klinik ve radyolojik olarak Wilms tümörü ile kar flabilir. Hastan n kar n d fl ndaki bulgular na, radyolojik görüntülemelerde kemik yap lar yan nda böbre in yap s ve pozisyonu ile tümör kitlesinin böbrek ile iliflkisine dikkat edilmesi, ayr ca idrarda vanilmandelik asit düzeyi bak lmas ve kemik ili i incelemesi yap lmas nöroblastomun tan s için gereklidir. Böbrek kökenli tümörler aras nda konjenital mezoblastik nefroma, fleffaf hücreli sarkom, rabdoid tümör ve k smen diferansiye kistik nefroblastoma Wilms tümörü nden ay-

KL N K GEL fi M 077 r lmal d r. Ayr ca multikistik displastik böbrek, hematom gibi tümör d fl lezyonlar da Wilms tümörü ile kar flabilir. Hastan n yafl ay r c tan ya yard mc olabilir. Yenido an dönemi ve 3 ay alt nda konjenital mezoblastik nefroma en s k görülen böbrek tümörü olup ay r c tan da bu hastalarda Wilms tümöründen önce düflünülmelidir. Evreleme Hastal n evresi do rudan yaflam ile iliflkili oldu undan do ru evreleme hastan n do ru tedavi plan için çok önemlidir. Bu nedenle evreleme çal flmalar klinik ve radyolojik bulgular, cerrahi bulgular ve histopatolojinin birlikte de- erlendirilmesi ile çabuk ve do ru yap lmal d r. Tümörün zedelenmeden cerrahi s n rlar negatif olacak flekilde tam ç kart lmas çok önemlidir. Hastal n kesin evrelendirmesi cerrahi sonras nda belirlenen anatomik tümör yay l m - na göre yap l r. Evreleme de erlendirmesindeki bir eksiklik veya yanl fll k tedavi plan n da do rudan etkileyece i için hasta aç s ndan ciddi risk yarat r. Wilms tümöründe National Wilms Tumor Study (NWTS), ye göre evreleme kriterleri afla da verilmifltir. Evre I: Böbrekte s n rl, tümör tam ç km fl (cerrahi s n rlar negatif), renal kapsül veya sinüs damarlar nda tutulum yok (intrarenal damar tutulum olabilir) Evre II: Böbrek d fl na ç km fl, renal kapsülü ve/veya perirenal ya dokusunu penetre etmifl veya renal parankim d - fl ndaki renal sinüs damarlar na invazyon yapm fl ama tam rezeksiyon yap lm fl (cerrahi s n r ve lenf nodu negatif) Rezeksiyon öncesi biops al nm fl veya cerrahi s ras nda tümör rüptürü olmufl hastalar da evre II olarak de erlendirilir. Evre III: Ameliyat sonras gözle görülür veya mikroskobik tümör var (vital yap lara infiltrasyon nedeniyle tam rezeksiyon yap lamam fl, cerrahi s n rda tümör var, intraabdominal veya pelvik lenf nodu metastaz var, operasyon öncesinde veya s ras nda tümör peritona yay lm fl veya, tümör trombusu parçalanm fl) Evre IV: Hematojen metastaz veya kar n ve pelvis d fl nda lenf nodu metastaz Evre V: Tan an nda her iki böbrekte Wilms tümörü (her iki böbrek yukar daki kriterlere göre ayr ayr evrelenir) Wilms tümörü en s k akci er, bölgesel lenf nodu ve karaci ere, daha nadiren beyin ve kemi e metastaz yapar. Hematojen metastazlar n %80 i akci erde ortaya ç kar. Karaci er tek bafl na veya akci er ile birlikte %15 hastada tutulur. Di er organ metastazlar daha az görülür. Tedavi Tedavi de hastal n evresi ve tümörün histopatolojisi iki ana risk faktörüdür. Tüm çal flmalarda tedavide amaç en yüksek yaflam oranlar yan nda en düflük morbiditeye neden olacak tedavi yaklafl mlar n n uygulanmas d r. Wilms tümörlü hastalar n yaflam oranlar nda ulusal ve uluslararas çal flmalarla önemli ilerlemeler olmufltur. Bu alanda National Wilms Tumor Study (NWTS), önce primer nefrektomi, ard ndan adjuvan kemoterapi ve radyoterapi verilmesini önerirken, International Society of Pediatric Oncology (SIOP) grubu preoperatif kemoterapi verilmesini, daha sonra nefrektomi yap larak postoperatif histolojik tan ve evrelendirme ile kemoterapinin planlanmas n önerir. Preoperatif tedavi ile düflük riskli hastalarda cerrahi s ras nda tümör rüptürü olas l düflürülerek morbiditenin azald n ve sa kal m oran n n düflük oldu u yüksek riskli seçilmifl baz hastalarda çok intensif tedavilerden kaç n - labildi ini ayn zamanda tümörün kemoterapiye yan t da de erlendirilebilmektedir. Ünitemizde özel seçilmifl hastalara preoperatif tedavi uygulanmaktad r. Basit teflhis ve tedavi yöntemleri ile genel yaflam oranlar yüksek olan bu tümörde dünyada ki çocuklar n bir k sm halen uygun tedavi yaklafl m yap lamamas ndan dolay kötü yaflam flans na sahiptir. Riske uygun tedaviler için optimize risk faktörlerinin belirlenmesi önemli ve gereklidir. Cerrahi tedavi: Wilms tümörlü hastalarda cerrahi en s k uygulanan tedavi yöntemidir. Tümör saptanan böbre e nefrektomi yap l r. Nefrektominin transabdominal transperitoneal yaklafl mla yap lmas gereklidir. Bu yöntem ile hiler ve bölgesel lenf nodlar n n ve karfl böbre in de erlendirilmesi ile tam lokal ve bölgesel cerrahi evreleme yapmak mümkün olur. Tümörün tamamen zedelenmeden ç kar lmas yan nda lenf nodlar, damarsal yap lar, karfl böbrek ve karaci er dahil tüm kar n içi organ ve yap lar n de- erlendirilmesi, lenf nodlar ve flüpheli görülen tüm oluflumlar n örneklenmesi gerekir. Karfl böbrekte dikkat çeken en küçük anormallikte Wilms tümör olas l veya nefrojenik art k olas l n ekarte etmek için biopsi al nmal - d r. Tümör zedelenmeden ve kapsül parçalanmadan tam ç kar lmas na özen gösterilmelidir. Peritona yay l m olan hastalarda evre yükselir ve tedavi de iflir. Bu grup hastalarda abdominal rekürrens olas l 6 kat yüksektir. Wilms tümörlü hastalarda cerrehi s ras nda tüm lenf nodlar n n diseksiyonu tercih edilmez ancak cerrah flüpheli gördüklerinden mutlaka örnekleme yapmal d r. Hastada komflu yap larda tutulum bulgular izlenirse infiltre oldu u düflünülen bölgelerden (diafram, karaci er veya psoas kas ) wedge biopsiler al nmas önerilir. Tümörün renal vene ve vena kava inferiora uzand hastalar n bir k sm nda trombus tümör ile birlikte tam ç kar labilir. Hepatik düzeye veya atriuma uzanan trombuslarda ise preoperatif kemoterapi trombusu küçültebilir, buda daha sonra yap lacak eksizyonu kolaylaflt r r ve cerrahiye ba l geliflebilecek komplikasyonlar azaltabilir. Avrupa grubu (SIOP) radyolojik olarak Wilms tümörü tan s a rl kl ise operasyon komplikasyonlar n ve morbiditeyi azaltmak için vinkristin ve aktinomisin D birlikte 4 6 hafta, verilir. Ancak radyolojik tan yöntemlerinin % 5-10 olas l kla yan labilece i, kitlenin di er böbrek tümörleri veya beniyn olma olas l ve kemoterapinin histopatolojik tan y güçlefltirebilece i unutulmamal ve her hasta kendi özellikleri ile tart fl larak tedavi plan yap lmal d r. Kemoterapi: Wilms tümörünün kemoterapiye duyarl oldu- u 1960 larda aktinomisin-d nin kullan m sonras nda gö-

078 ÇOCUKLUK ÇA I BÖBREK TÜMÖRLER Tablo 1. Wilms tüm. evre ve histopatolojiye göre Tedavi plan (NWTS-V) Evre Cerrahi RT kemoterapi Süre (hft) I-II, FH, + - AMD+VCR 18 I FH-UH + - AMD+VCR 18 DA-UH III-IV FH + + AMD+VCR+ADR 24 II-III-IV FA-UH + + AMD+VCR+ADR 24 II-III-IV DA-UH + + ICE FH ; iyi (favorable) histoloji, UH ; kötü histoloji, FA; folliküler anaplazi, DA ; Diffüz anaplazi, AMD ; aktinomisin D, VCR ; Vinkristin, ADR ; doxorubisin rülmüfltür. Sonra ki y llarda vinkristin, doksorubisin, ilk tercih edilen etkili kombinasyonlar olmufltur. Relaps ve kemoterapiye cevap vermeyen hastalarda siklofosfamid, ifosfamid, etoposid, sisplatin ve karboplatin in tedaviye girmesi ile çok ilaçl kemoterapi uygulamalar yüksek kür oranlar sa lam flt r. Çok merkezli çal flmalar ile elde edilen deneyimler sonucunda günümüzde WT nde riske göre tedavide ilaçlar n say s, dozlar ve uygulama süreleri düflürülmüfltür. Avrupa daki pek çok çocuk onkoloji merkezinde uygulanmakta olan SIOP Wilms tümörü protokolleri ise hastalara preoperatif tedavi verilmesi sonras nda cerrahi rezeksiyon yap lmas, evreleme ve tedavi plan n n preoperatif tedaviden sonra cerrahi ve histopatolojik bulgulara göre yap lmas önerilir. SIOP yaklafl m preoperatif kemoterapi verilmesi ile ameliyatta tümör rüptürü riski ve di er komplikasyonlar n azald, düflük evreli tümörlerin oran n n artt, tümörün kemoterapiye duyarl l ve yan t n n görülebildi i, ayr ca tan an ndaki olas mikrometastazlar n zaman yitirilmeden tedavi edildi i görüfllerini temel al r. SIOP çal flmalar nda Wilms tümörü düflünülerek preoperatif tedavi verilen hastalarda ameliyat sonras nda %5 oran nda baflka patolojik tan lar saptanm flt r. Amerikan Ulusal Wilms Tümörü Çal flma Grubu (National Wilms Tumor Study Group-NWTSG) protokollerinde maliyn olmayan durumlarda çocuklara kemoterapi verilmesi, Wilms tümörülü hastalarda ise evre ve histopatolojinin do ru tesbiti için cerrahi uygulama preoperatif tedaviden sonra de il tan an nda yap ld Bu yaklafl m doku tan s bilinmeden tedavi verilmemesi gerekti i, preoperatif tedavi ile tümörün histopatolojik özelliklerinin de iflikli e u rad -, preoperatif tedavinin genel yaflam h z na katk s n n olmad ve tedavi sonras nda evreleme bilgilerinde eksilme oldu u görüfllerini esas ald lar. NWTS de toplam 5 çal flma yap ld. Her çal flmada elde edilen iyi sonuçlardan dolay yaflam oranlar nda düflme olmadan morbiditeyi ve geç yan etkileri azaltmak amac yla tedavide ilaç kombinasyonlar dozlar ve verilifl süreleri k salt larak sonuçlar de erlendirildi. Son geliflmelerle NWTS-5 de <2 yafl, evre I FH, tümörü 550 gr alt nda olan hastalar tek cerrahi yap - larak yak n takip karar al nd. Evre I FH, > 2 yafl, tümörü > 550gr hastalarda RT uygulanmad, ikili ilaç 18 hafta verilmesi planland. Tedavi ile ilgili di er ayr nt lar tablo 1 de verildi. Günümüzde genel tablo 1 dede görüldü ü gibi ameliyat sonras kemoterapi planlar nda evre I tüm vakalar ve evre II iyi histolojili olanlara vinkristin + aktinomisin-d içeren ikili kemoterapi; evre III ve IV iyi histolojili vakalara vinkristin + aktinomisin-d + adriamisin ile 3 lü kemoterapi; evre II-IV diffüz anaplazisi olan vakalara ise bu 3 ilaca siklofosfamid veya etoposid eklenmesi ile 4 lü kemoterapi önerilir. Rekürrens olursa veya hasta kemoterapiye yan ts z ise di er ilaçlarla daha yo un kemoterapi flemalar uygulan r. Türk Pediatrik Onkoloji grubu (TPOG) ulusal Wilms tümörü çal flma protokolü Türkiye deki ilk ulusal protokoldür. Yafl 6 ay üzerinde olan tan an nda çocuk cerrah taraf ndan ameliyat uygun bulunmayan, veya vena kavada trombüsü olan vakalara 2 li ilaç ile 4 hafta preoperatif tedavi verildi. Di er hastalar da önce cerrahi sonrada evre ve histopatolojiye göre tedavi ald lar. Tüm hastalarda befl y ll k yaflam oranlar OS %94.8 ve EFS %87.3. E II A (N0) larda tedavi 2 li ilaç verilirken RT verilmedi lokal relaps s k görüldü. Radyoterapi: Wilms tümörü radyoterapiye çok duyarl bir tümör olmas na karfl n radyoterapi endikasyonlar küçük çocuklara uygulanmas ndan sonra ki geç yan etkiler nedeniyle zaman içinde azalm flt r. Günümüzde tüm evre III iyi histolojili vakalar, evre I-IV böbre in fleffaf hücreli sarkomu vakalar ve evre II-IV kötü histolojili vakalara tümör yata na radyoterapi verilmesi önerilir. Tedavi sonuçlar ve prognostik faktörler Günümüzde çok merkezli çal flmalarda Wilms tümöründe tüm hastalarda genel yaflam h zlar %90 n üzerinde bildirilmektedir. Evre 4 hastalarda bile yaflam oranlar % 80 ve üzerinde olup tan an nda metastatik hastal olan hastalarda yaflam % 80 ve bilateral hastal kta ise %73 olarak bildirilmektedir. Yüksek riskli hastalarda ve tekrarlayan hastal k sonras nda ise yaflam oranlar %50 ye yak nd r. Tedavi yöntemlerinin çok etkili olmas sonucunda prognostik göstergelerde de iflkenlikler olsa da tümörün evresi ve büyüklü ü, histopatolojik özellikler (anaplazi varl ), lenf

KL N K GEL fi M 079 nodu metastaz ve çevre yap lara invazyon durumu prognostik parametreler olmakla birlikte en önemli prognostik göstergeler evre ve anaplazi varl d r. Tan an nda 2 yafl alt nda olan vakalarda prognozun daha iyi oldu u bildirilmiflse de etkin tedaviler ile son y llarda hasta yafl n n önemi azalm flt r. Günümüzde yeni biyolojik prognostik göstergeler üzerinde çal flmalar artm fl olup 16q ve 1p deki heterozigosite kayb n n ve ayr ca anöploidi varl n n kötü prognoz ile iliflkili oldu u bildirilmifltir. Bilateral Wilms tümörü için prognostik faktörler tan da erken yafl (<2 yafl) iyi prognoz kriteri yaflam %70-75 iken >2 yafl olanlarda yaflam % 20-45 dir. Evre I-II lerde yaflam %85 evre III-IV lerde %0 olup yaflayan hasta yoktur. ki Tarafl Wilms Tümörü Wilms tümörü vakalar n n yaklafl k % 6 s nda tan an nda iki tarafl hastal k görülür. Tek tarafl WT olan hastalar n yaklafl k %1-2 sinde ise zaman içinde karfl böbrekte hastal k geliflebilir. ki tarafl hastal olanlarda birlikte genitoüriner anomali 4 kat, hemihipertrofi 2 kat daha s k görülebilir. ki tarafl tümörü olan hastalarda tümör genellikle çok odakl olup ço unda nefroblastomatozis bulgular na rastlan r. Geliflen görüntüleme teknikleri ile iki tarafl tümörün tan mlanma flans artmakla birlikte laparotomi s ras nda karfl böbre in çok iyi de erlendirilmesi gerekir. ki tarafl tümörü olan hastalarda cerrahi yaklafl m daha fazla tutulu böbre e nefrektomi ve di er böbre e k smi nefrektomi veya tümör eksizyonu yap lmas fleklindedir. Ancak böbrek yetmezli i riski dikkate al narak günümüzde önerilen yaklafl mda iki tarafl hastal k halinde nefrektomi yap lmaz. Öncelikle ameliyatta tümörün durumu de erlendirilir, her iki böbrekten biyopsi al n p lenf nodu örneklemeleri yap larak tümörün kar n içerisinde ki yayg nl na bak - l r ve histopatolojik alt gruba göre kemoterapi verilir. Tedaviden 6-8 hafta sonra yeniden de erlendirilerek tümörün yan t na göre ikinci ameliyat ile mümkün olan en fazla sa lam böbrek dokusu korunarak tümörün tamamen ç - kart lmas hedeflenir. Bu yaklafl mla hastalar n %50 sinde nefrektomiye gerek kalmad, tedavi sonuçlar n n nefrektomi yap lanlarla benzer oldu u bildirilmifltir. Rekürren Hastal k Anaplastik tümörlerde daha erken olmak üzere Wilms tümöründe rekürrensler genellikle ilk 3 y lda görülür. Rekürrens yeri, ilk tan an nda ki evre, tümörün histolojisi, ilk remisyon süresi ve daha önce verilen tedaviler yeni yap lacak tedavi plan için önemlidir. Anaplazi varl nda rekürrens sonras prognoz daha kötüdür. lk tan da evre I ve II hastal k olanlarda, tedavi kesimi sonras 1 y l geçtikten sonra rekürrens olanlarda, ilk tedavide adriamisin ve radyoterapi verilmeyenlerde prognoz daha iyi olup rekürrens sonras nda kür elde edilme flans daha yüksektir. Adriamisin ve radyoterapi verilmeyen hastalara bunlar kapsayan tedavi plan yap l r. Yüksek riskli hastalarda ifosfamid, etoposid, karboplatin, siklofosfamid içeren kemoterapi flemalar kullan lmal d r. Mümkün olan durumlarda cerrahi olanaklar gözden geçirilmelidir. Rekürrens sonras nda tedaviye yeterli yan t olmayan hastalara yüksek doz kemoterapi ve ard ndan hematopoetik kök hücre nakli uygulamalar düflünülmelidir. Rekürren Wilms tümöründe yüksek doz tedavi yi histolojili (FH) hastalar n yaklafl k %10-15 i anaplastik tümörlerin %50 si relaps veya progresyon gösterir. Relaps hastalar nda sonuçlar kötüdür. NWTS II ve III de bafllang çta cerrahi, RT, 3 lü ilaç alanlarda geliflen relaps sonras 3 y ll k yaflam %30 bulunmufltur. Hastalar n prognostik özelliklerine göre FH, bafllang çta 2 li tedavi alan, relaps yaln zca akc lerde ve tan dan 12 ay sonra ise yaflam > %40 dedir. Relaps hastalar nda daha iyi sonuçlar edebilmek amac ile daha yo un tedavi modelleri uyguland. fosfamid, platin ve etaposit li rejimlerle % 42-73 oran nda cevaplar elde edildi. Küçük hasta gruplar yüksek doz tedavi ve stem hücre transplantasyonu (HDC/SCR) ile tedavi edildi. Reindüksiyondan sonra ablasyon için melfelan, etoposit, karboplatin, tiotepa, siklofosfamid, karboplatin gibi kombinasyonlarla hastalarda % 65-70 yaflam oranlar elde edilmifltir. Bu hasta grubunda yüksek doz tedaviler için optimal tedavi kombinasyonu bilinmemekle birlikte yüksek risk hastalarda periferik stem hücre transplantasyonu (PSHT) etkili olabilir. Geç yan etkiler Hastalarda nefrektomi ve di er tedavi yaklafl mlar karfl böbrek, akci erler, kalp, karaci er, kemikler, yumuflak dokular ve gonadlar üzerinde çeflitli istenmeyen etkilere neden olur. Nefrektomi ve nefrotoksik ilaçlar ve radyoterapi sa lam böbre in ifllevlerini etkileyebilir. Böbrek yetmezli- i geliflmesi s kl bilateral hastal kta %1, tek tarafl hastal kta %0.25 olup hastalar n böbrek fonksiyonlar, proteinüri ve hipertansiyon aç s ndan uzun y llar yak n izlenmesi gerekir. Adriamisin verilen hastalarda, gö üse radyoterapi de verildiyse daha s k olmak üzere, kümülatif doza ba l olarak kardiyomiyopati, kalp yetmezli i gibi ciddi komplikasyonlar geliflebilir. Radyoterapi ve baz kemoterapi ilaçlar akci er fonksiyonlar nda bozuklu a neden olabilir. Karaci erde kemoterapi ve radyoterapi etkisi ile akut ve kronik bozukluklar görülebilir. Kemoterapinin erken komplikasyonlar ndan birisi de hepatik venooklüzif hastal k olup genellikle bulgular geri dönüflümlüdür. Özellikle alkilleyici ilaçlar n gonadlar üzerine etkisi ile infertilite görülebilir. Tüm bat na radyoterapi verilen k z çocuklar nda ileride over yetmezli i görülebilir. Radyoterapinin kemik yap lar ve yumuflak dokular n geliflimi üzerine etkileri sonucunda skolyoz, oturma yüksekli inde k salma gibi geliflme bozukluklar görülebilir. Günümüzde radyoterapi tekniklerindeki ilerlemeler ve daha düflük dozlar uygulanmas ile bu komplikasyonlar daha az s kl kta görülmektedir. Wilms D fl Böbrek Tümörleri Wilms d fl böbrek tümörleri tüm çocukluk ça kanserlerinin %1 den az n oluflturur (1). En s k görülenleri böbre- in fleffaf hücreli sarkomu, malign rabdoid tümör, konje-

080 ÇOCUKLUK ÇA I BÖBREK TÜMÖRLER nital mezoblastik nefroma, renal hücreli karsinom ve multiloküler kistik nefromad r. Topluca birincil böbrek tümörlerinin %10 dan az n olufltururlar. Böbre in fieffaf Hücreli Sarkomu ( Clear Cell Sarcoma ) kinci en s k böbrek tümörüdür. Çocukluk ça n n kemi e metastaz yapan böbrek tümörü olarak bilinir Primer renal tümörlerin %4 ünü oluflturur. Genellikle 3-5 yafl erkek çocuklarda görülür. Wilms tümöründen farkl olarak ailevi özellik ve sendromlarla birliktelik tan mlanmam flt r. Wilms tümörüne göre tedaviden sonra tekrarlama s kl ve ölüm riski daha yüksektir.. Tümörle ayn tarafta ki renal hiler lenf nodu tutulumu tan an nda en s k rastlanan metastaz yeridir. Metastazlar en s k olarak akci erlere ve kemikleredir. Beyin metastazlar n n da s k görülmesi (%15) ay rt edici bir klinik özelli idir.. Tan an nda mutlaka beyin MRG, kemik grafileri ve sintigrafisi çekilmelidir. Metastazlar bazen tan dan y llarca sonra ç kar. Böbre in fleffaf hücreli sarkomu nda klinik bulgular ve hastal k seyri kötü olabilir. Hastalar n yo un kemoterapi ve radyoterapi ile tedavisi gerekir. Cerrahi sonras kemoterapide vinkristin ve aktinomisin-d ikili tedavisine yan t iyi olmay p adriamisin eklenmesiyle sonuçlar daha iyidir. Evre I d fl ndaki hastalara nefrektomi sonras nda diffüz anaplazi gösteren WT vakalar na benzer flekilde yo un kemoterapi verilmesi ve tüm evrelerdeki hastalarda tümör yata na radyoterapi uygulanmas önerilir. Çok merkezli çal flmalarda 4 y ll k genel yaflam h zlar %75 dolay nda bildirilmifltir. Böbre in Maliyn Rabdoid Tümörü Böbre in maliyn rabdoid tümörü en s k olarak böbreklerde ve/veya beyinde yerleflen, genellikle bebekler ve küçük çocuklarda görülen bir tümör olup böbrek tümörleri içinde %2 s kl a sahip kötü seyirli bir tümördür. Rabdoid tümörlerde 22q11.2 de yerleflen ve tümör supresör ifllevi olan hsnf5/ini1 geninde >%75 s kl kta delesyon veya mutasyonlar yan nda 22. kromozomda monozomi s kl kla tan mlanm flt r. Böbre in maliyn rabdoid tümörünün görülme yafl ortalama 13 ay olup vakalar n ço u iki yafl n alt ndad r. Böbrekteki ümörü ile birlikte daha çok infratentoryal yerleflimde olmak üzere beyin tümörü görülür. Böbre in maliyn rabdoid tümörü s kl kla lenf nodlar, akci erler, karaci er ve beyine metastaz yapar. Hastalarda s kl kla artm fl serum parathormon düzeyine ba l olarak serum kalsiyum düzeyi yüksek olabilir. Anemi ve atefl de s k görülebilir. prognozlu kötü olan bu tümörlerde uygulanan tedavi yöntemleri ile mortalite %80 lerde olup kür oranlar düflüktür. Konjenital Mezoblastik Nefroma nfant döneminde en s k görülen böbrek tümördür. Ortalama yafl 2-3 ayd r. ki ayr tipi tan mlanm flt r. Klasik veya tipik konjenital mezoblastik nefroma (veya fibromatöz tip) (1/3 ü) genellikle 3 ay n alt nda görülür ve beniyn seyreder. daha büyük bebekler ve çocuklarda görülen selüler veya atipik konjenital mezoblastik nefroma (2/3 ü) olarak tan mlanan di er tip ise malign seyredebilir, rekürrens ve metastazlar s k görülebilir. Selüler konjenital mezoblastik nefroma ile infantil fibrosarkomun iliflkili olduklar ve t(12:15) translokasyonunun ortak olarak görüldü ü bildirilmifltir. Hastalarda hipertansiyon ve hiperkalsemi görülebilir. Bu tümörler genellikle kapsüllü olmayan, kolay zedelenebilen, lokal olarak invazif tümörler olup cerrahi olarak tamamen ç kar lmas çok önemlidir. Klasik konjenital mezoblastik nefroma tedavisinde nefrektomi ile kitlenin tamamen ç kar lmas önerilen yaklafl md r.tam ç kart lan vakalarda 3 aydan büyük olanlarda bile ek tedavi verilmeden yak n izlem yeterli olur. Yafl 3 aydan büyük çocuklarda selüler tip konjenital mezoblastik nefromalara maliyn potansiyeli olan tümör yaklafl m yap lmas ve çok yak n izlenmesi gerekir. Hastalar n kemoterapi ve/veya radyoterapiye yan t iyi olmay p cerrahi olarak tamamen ç kar lamayan vakalarda lokal rekürrens ve uzak metastaz riski vard r. Renal Hücreli Karsinom Renal tübül epitel hücresinden kaynakland düflünülen bu tümör genetik yatk nl k olmad kça eriflkinde görülen klasik form çocuklarda nadiren görülür. Tüm çocukluk ça tümörleri içinde görülme s kl %0.1-0.3 aras nda bildirilmifltir. Çocuklar genellikle kar n veya bö ür a r s ve beraberinde gözle görülür hematüri ile baflvururlar. Hastalar n yar dan fazlas nda kar nda kitle ele gelir. Eriflkinde tan mlanm fl olan paraneoplastik sendrom, tuberoskleroz ve von Hippel-Lindau gibi hastal klar ile birlikteli i çocuklarda beklenmez. En s k kemik ve akci er metastaz yapar. Tümör boyutu ve yayg nl n n prognostik önemi vard r. Bölgesel lenf nodu veya uzak metastaz olmay p böbrekte s n rl olan tümörlerde prognoz daha iyidir. Tedavide amaç kitlenin tamamen ç kar lmas ve nefrektomi yap lmas d r. Yaln zca cerrahi tedavi ile kür mümkün olabilir. Adjuvan kemoterapi ve radyoterapinin etkinli i kesin de ildir. Rekürrensler genellikle tan dan sonraki ilk 2 y l içinde beklenir. On y ll k genel yaflam h z %50 olarak bildirilmifltir. Renal medüller karsinom Nadir bir böbrek tümörüdür. s kl kla Orak hücreli anemisi olan,veya tafl y c çocuk ve genç eriflkinlerde görülür. Etyolojide orak hücreli anemide renal medullada oluflan kronik hipoksinin tümör geliflimine katk da bulundu u düflünülür. Hastalar s kl kla ileri evre ile gelir ve uygulanan tedavilere cevap vermezler. Tan dan sonraki bir kaç ay içinde ölüm ihtimali yüksektir. Bildirilen en uzun sa kal m süresi 15 ayd r. KAYNAKLAR 1. Grovas A, Fremgen A, Rauck A, Ruymann FB, Hutchinson CL, Winchester DP, Menck HR. The National Cancer Data Base report on patterns of childhood cancers in the United States. Cancer 1997; 80: 2321-32. 2. Broecker B. Non-Wilms' renal tumors in children. Urol Clin North Am 2000; 27:463-9.

KL N K GEL fi M 081 3. Jemal A, Tiwari CR, Murray T, Ghafoor A, Samuels A, Ward E, et al. Cancer statistics, 2004. CA Cancer J Clin 2004; 54: 8-29. 4. Birch JM, Breslow N. Epidemiologic features of Wilms tumor. Hematol Oncol Clin North Am 1995; 9: 1157-78. 5. Argani P, Ladayi M. Recent advances in pediatric renal neoplasia. Adv Anat Pathol 2003; 10: 243-60. 6. Neville HL, Ritchey ML. Wilms' tumor. Overview of National Wilms' Tumor Study Group results. Urol Clin North Am 2000; 27: 435-42. 7. Kutluk T, fiahiner ÜM, Akyüz C, Yalç n B, Varan A, Büyükpamukçu M. A Hospital Based Cancer Registry for Childhood Cancer in Turkey. XXXIV. Meeting of SIOP, Porto, Portugal, 18-21 September 2002. Medical and Pediatric Oncology 2002; 39: 317. 8. Grundy PE, Green DM, Coppes MJ, Breslow NE, Ritchey ML, Perlman EJ, Macklis RM. Renal tumors. In: Pizzo PA, Poplack DG. Principles and practice of pediatric oncology. 4th ed. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins 2002: 865-93. 9. Kalapurakal JA, Dome JS, Perlman EJ, Malogolowkin M, Haase GM, Grundy P, Coppes MJ. Management of Wilms' tumour: current practice and future goals. Lancet Oncol 2004; 5: 37-46. 10. McLorie GA. Wilms' tumor (nephroblastoma). Curr Opin Urol 2001; 11:567-70. 11. Akyüz C., Yalcin B, Yidiz I et al. Treatment of Wilms tumor : A report from Turkish Pediatric Oncology Group (TPOG) Ped Blood and Cancer 2004; 43(4):422 12. Lanzkowsky P. Wilms Tumor. In: Manual of pediatric hematology and oncology. 3rd ed. San Diego: Academic Press; 2000: 513-26. 13. Dome JS, Coppes MJ. Recent advances in Wilms tumor genetics. Curr Opin Pediatr 2002; 14: 5-11. 14. Coppes MJ, Pritchard-Jones K. Principles of Wilms tumor biology. Urol Clin N Am 2000; 27: 423-33. 15. Qualman SJ, Bowen J, Amin MB, Srigley JR, Grundy PE, Perlman EJ; Members of the Cancer Committee, College of American Pathologists. Protocol for the examination of specimens from patients with Wilms tumor (nephroblastoma) or other renal tumors of childhood. Arch Pathol Lab Med 2003; 127: 1280-9. 16. Vujanic GM, Sandstedt B, Harms D, Kelsey A, Leuschner I, de Kraker J; SIOP Nephroblastoma Scientific Committee. Revised International Society of Paediatric Oncology (SIOP) working classification of renal tumors of childhood. Med Pediatr Oncol 2002; 38: 79-82. 17. Beckwith JB. Precursor lesions of Wilms tumor: Clinical and biological implications. Med Pediatr Oncol 1993; 21:158-68. 18. Prasil P, Laberge J-M, Bond M, Bernstein M, Pippi- Salle J-L, Bernard C. Management decisions in children with nephroblastomatosis. Med Pediatr Oncol 2000; 35: 429-32. 19. Jones KP, Grundy PE, Coppes MJ. Recent advances in the genetics of childhood renal cancers. Med Pediatr Oncol 2000; 35: 126-30. 20. Strong LC. The two-hit model for Wilms' tumor: where are we 30 years later? Genes Chromosomes Cancer. 2003 Dec; 38(4):294-9. 21. Malkin D, Sexsmith E, Yeger H, Williams BRG, Coppes MJ. Mutations of the p53 supressor gene occur infrequently in Wilms tumor. Cancer Res 1994; 54: 2077-9. 22. Knudson AG Jr., Strong LC. Mutation and cancer: A model for Wilms tumor of the kidney. J Natl Cancer Inst 1972; 48: 313-24. 23. Meisel JA, Guthrie KA, Breslow NE, Donaldson SS, Green DM. Significance and management of computed tomography detected pulmonary nodules: a report from the National Wilms Tumor Study Group. Int J Radiat Oncol Biol Phys 1999; 44: 579-85. 24. Owens CM, Veys PA, Pritchard J, Lewitt G, Imeson J, Dicks-Mireaux C. Role of chest computed tomography at diagnosis in the management of Wilms tumor: A study by the United Kingdom children s cancer study group. J Clin Oncol 2002; 20: 2768-73. 25. Wootton-Gorges SL, Albano EA, Riggs JM, Ihrke H, Rumack CM, Strain JD. Chest radiography versus chest CT in the evaluation for pulmonary metastases in patients with Wilms' tumor: a retrospective review. Pediatr Radiol 2000; 30: 533-7. 26. Blute ML, Kelalis PP, Offord KP, Breslow N, Beckwith JB, D angio GJ. Bilateral Wilms tumor. J Urol 1987; 138: 968-73. 27. Graf N, Tournade MF, de Kraker J. The role of preoperative chemotherapy in the management of Wilms' tumor. The SIOP studies. International Society of Pediatric Oncology. Urol Clin North Am 2000; 27: 443-54. 28. Shamberger RC, Guthrie KA, Ritchey ML, Haase GM, Takashima J, Beckwith JB, et al. Surgeryrelated factors and local recurrence of Wilms tumor in national Wilms tumor study 4. Ann Surg 229; 2: 292-7. 29. Blakely ML, Ritchey ML. Controversies in the management of Wilms tumor. Sem Pediatr Surg 2001; 10: 127-31. 30. D angio GJ. Pre- or Post-operative treatment for Wilms tumor; Who, what, when, where, how, why and which. Med Pediatr Oncol 2003; 41: 545-9.

082 ÇOCUKLUK ÇA I BÖBREK TÜMÖRLER 31. Tournade MF, Com-Nougué C, de Kraker J, Ludwig R, Rey A, Burgers JMB, et al. Optimal duration of preoperative therapy in unilateral and nonmetastatic Wilms tumor in children older than 6 months: Results of the ninth international society of pediatric oncology Wilms tumor trial and study. J Clin Oncol 2001; 19: 488-500. 32. Capra ML, Walker DA, Mohammed WM, Kapila L, Barbor PR, Sokal M, Robson K, Hewitt M, Stewart R. Wilms' tumor: a 25-year review of the role of preoperative chemotherapy. J Pediatr Surg 1999; 34: 579-82. 33. Dome JS, Liu T, Krasin M, Lott L, Shearer P, Daw NC, Billups CA, Wilimas JA. Improved survival for patients with recurrent Wilms tumor: the experience at St. Jude Children's Research Hospital. J Pediatr Hematol Oncol 2002; 24: 192-8. 34. Mitchell C, Jones PM, Kelsey A, Vujanic GM, Marsden B, Shannon R, et al.the treatment of Wilms tumour: results of the United Kingdom Children s Cancer Study Group (UKCCSG) second Wilms tumour study. Br J Cancer 2000; 83: 602-8. 35. Grundy PE, Telzerow PE, Breslow N, Moksness J, Huff V, Paterson MC. Loss of heterozygosity for chromosomes 16q and 1p in Wilms tumor predicts an adverse outcome. Cancer Res 1994; 54: 2331-3. 36. Breslow N, Sharples K, Beckwith JB, Takashima J, Kelalis PP, Green DM, D'Angio GJ. Prognostic factors in nonmetastatic, favorable histology Wilms' tumor. Results of the Third National Wilms' Tumor Study. Cancer 1991; 68:2345-53. 37. Paulino AC. Relapsed Wilms tumor: is there a role for radiation therapy? Am J Clin Oncol 2001; 24: 408-13. 38. Firoozi F, Kogan BA. Follow-up and management of recurrent Wilms tumor. Urol Clin N Am 2003; 30: 869-79. 39. Balarezo FS, Joshi VV. Clear cell sarcoma of the pediatric kidney: Detailed description and analysis of variant histologic patterns of a tumor with many faces. Adv Anat Pathol 2001; 8: 98-108. 40. Amar AM, Tomlinson G, Green DM, Breslow NE, de Alarcon PA. Clinical presentation of rhabdoid tumors of the kidney. J Pediatr Hematol Oncol 2001; 23: 105-8. 41. Loeb DM, Hill DA, Dome JS. Complete response of recurrent cellular congenital mesoblastic nephroma to chemotherapy. J Pediatr Hematol Oncol 2002; 24: 478-81. 42. Indolfi P, Terenziani M, Casale F, Carli M, Bisogno G, Schiavetti A, et al. Renal cell carcinoma in chidren: A clinicopathologic study. J Clin Oncol 2003; 21: 530-5. 43. Marshall FF. Editorial: Renal cell carcinoma prognostic factors. J Urol 2003; 170: 2233. 44. Green DM The treatment of stages I-IV Favorable Histology Wilms Tumor J Clin Oncol 2004; 22(8): 1366-1372 45. Kalapurakall JA, Dome JS et al Management of Wilms tumor : current practice and future goals The Lancet 2004; 5: 37-46 46. Kraker J, Graf N, et al Reduction of postoperative chemotherapy in children with stage I intermediate risk and anaplastic Wilms tumor (SIOP 93-01 trial): a randomised controlled trial Lancet 2004; 364: 1229-1235 47. Kraker DJ, Pritchard-Jones K Treatment of Wilms tumor: An international perspective J Clin Oncol 2005; 14: 3156-3157 48. Pritchard-Jones K Success of clinical trials in chidhood Wilms tumor around the world Lancet 20004; 364: 1468-1470 49. Grundy RG, Hutton C et al Outcome of patients with stage III or inoperable WT treated on the second United Kingdom WT protocol (UKWT 2); A united Kingdom Children s Cancer Study Group (UKCCSG) study Pediatr Blood Cancer 2004; 42: 311-319 50. Kullendorff CM Relapses in Wilms tumor Pediatr Surg Int 2003; 19: 635-638 51. Treatment of Relapsed WT with High-Dose Therapy and Autologous Hematopoietic stem-cell rescue: The experience at children s memorial hospital J Clin Oncol 2004; 22: 2885-2890 52. Balarezo FS, Joshi VV. Clear cell sarcoma of the pediatric kidney: Detailed description and analysis of variant histologic patterns of a tumor with many faces. Adv Anat Pathol 2001; 8: 98-108. 53. Amar AM, Tomlinson G, Green DM, Breslow NE, de Alarcon PA. Clinical presentation of rhabdoid tumors of the kidney. J Pediatr Hematol Oncol 2001; 23: 105-8. 54. Loeb DM, Hill DA, Dome JS. Complete response of recurrent cellular congenital mesoblastic nephroma to chemotherapy. J Pediatr Hematol Oncol 2002; 24: 478-81. 55. Indolfi P, Terenziani M, Casale F, Carli M, Bisogno G, Schiavetti A, et al. Renal cell carcinoma in chidren: A clinicopathologic study. J Clin Oncol 2003; 21: 530-5. 56. Marshall FF. Editorial: Renal cell carcinoma prognostic factors. J Urol 2003; 170: 2233.