Hiperglisemik Aciller



Benzer belgeler
DİABETİK KETOASİDOZ. Doç. Dr. Erol BOLU

DİYABETİK ACİLLER. Doç.Dr.Fulden Saraç EÜTF Geriatri Bilim Dalı

İnfeksiyonlu Hastada Antidiyabetik Tedavi İlkeleri

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Çocuklarda sıvı ve elektrolit tedavisi. Prof. Dr. Aydın Ece Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağ ve Hast AD

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

HİPERGLİSEMİK HİPEROSMOLAR DURUM. Yrd. Doç. Dr. Volkan ÜLKER Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Dr. Polat Durukan. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. IV. Ulusal Acil Tıp Kongresi. 2008, Antalya

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

PEDİATRİDE GÜNCEL DİYABET TEDAVİSİ. Dr. Ömer Tarım

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Diabetes Mellitus-Aciller

Plan. Diabetik Ketoasidoz. Diabetik Ketoasidoz. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji

ASİD BAZ DENGESİ. Prof Dr Salim Çalışkan

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

Dr. İsmail Yaşar AVCI GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

SIVI GEREKSİNİMİ ÇOCUKLARDA SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ. Dr. Dilek DURMAZ AÜTF Acil Tıp ABD 25/05/2010. Vücut Sıvılarının Dağılımı

Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım ve Diyabetik Ketoasidoz

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

DİYABETİK KETOASİDOZ. Doç. Dr. Polat Durukan. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Kayseri, Türkiye

Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

Sunumu Hazırlayan. Hiperglisemik Hastaya Yaklaşım. Olgu 2. Olgu 1. Olgu 3. Kaynaklar Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi

Eser Elementler ve Vitaminler

Kan Gazı. Dr.Kenan Ahmet TÜRKDOĞAN Isparta Devlet Hastanesi. II. Isparta Acil Günleri Solunum Acilleri, 19 Ocak 2013 Isparta

HİPERNATREMİ. Doç. Dr. Halil Yazıcı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Yrd.Doç.Dr. Erdal Balcan 1

β Bloker ve Kalsiyum Kanal Bloker Zehirlenmeleri Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Tıp Fak. Acil Tıp Ad

Parasetamol ve Salisilat Zehirlenmeleri. Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Tıp Fak. Acil Tıp Ad

Diabetik Ketoasidoz Tanı Ve Tedavi Yönetimi Yrd Doç Dr. Halil KAYA Harran Üniversitesi Tıp Fak Acil Tıp AD

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

Sıvı - Elektrolit. Tintinalli 2011 Haldun Akoglu

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

İLERİ KARDİYAK YAŞAM DESTEĞİ KURSU ASİT-BAZ DENGESİ VE KAN GAZI ANALİZİ

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür

ALKOLİK KETOASİDOZ. Giriş. Epidemiyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji Dr.Günay YILDIZ

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

İntradiyalitik Sıvı Elektrolit Bozuklukları

Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi

ALKOL ZEHİRLENMELERİ. Doç. Dr. Levent Avşaroğulları Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Kayseri

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

UYGUNSUZ ADH SENDROMU

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM

Salisilat ile Zehirlenmeler. Dr. Kasım Öztürk

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

HİPOGLİSEMİNİN KOMPLİKASYONLARI

ARTER KAN GAZI ANALİZİNİN ORGANİZMAYA AİT YANSITTIKLARI; Klinikte AKG ne işe yarar?

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Prof. Dr. Şahin ASLAN Atatürk Üniversitesi Acil Tıp AD

GÜÇSÜZLÜK VE ELEKTROLİT BOZUKLUKLARI. Dr.Ramazan KÖYLÜ Acil Tıp Uzmanı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

47 yaşında erkek hasta YBÜ e KOAH+ Tip 2 solunum yetmezliği nedeni ile yatırılıyor.

Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım

Yatan hastalarda güncel diyabet tedavisi

SODYUM (Na + ) SODYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI HİPONATREMİ HİPONATREMİ. Plazma Na + : meq/l,

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

İÇ HASTALIKLARINDA YOĞUN BAKIM Prof. Dr. Sabriye DEMİRCİ

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

Yrd. Doç. Dr. M. Akif DOKUZOĞLU Hatay MKÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. 19. Acil Tıp Kış Sempozyumu - Malatya

GİRİŞ ASİT BAZ BOZUKLUKLARI. ph ve [H + ] İlişkisi ASİT DENGESİ PLAZMA ASİDİTESİNİN ÖLÇÜLMESİ

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Eğitim yılı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

Yrd. Doç. Dr. Murat Sarıtemur Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2014

AKUT ADRENAL YETMEZLĐK TEDAVĐ PROTOKOLÜ

SEPSİS OLGULARI. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Sık Karşılaşılan Endokrin Acillerde Tedavi

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

Bu Ünitede; Metabolik ve Endokrin acillerin tanı ve tedavi yaklaşımlarının içerikleri anlatılacaktır.

DEĞİŞİK KOŞULLARDA SOLUNUM (İRTİFA VE SUALTI)

DİABETİK KETOASİDOZU TAKLİT EDEN PROPİYONİK ASİDEMİ

Kimdir? Alkoller. Günlük yaşantımızdaki alkoller HİPOKRAT MÖ Doktor ne demektir? Doç Dr Özlem GÜNEYSEL Marmara Ü Acil Tıp AD

MİKSÖDEM. Yrd. Doç. Dr. Mücahit GÜNAYDIN Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Arter Kan Gazı Analizi

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Kliniği

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Bireyselleştirilmiş tip 2 diyabet tedavisinde yaklaşım

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI LAFLEKS % 5 DEKSTROZ SOLÜSYONU 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ. Etkin maddesi: Her 100 ml solüsyon 5 g dekstroz içerir.

Üriner Sistem Taş Hastalığında Metabolik Değerlendirmede Kullandığım Algoritmler

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

İntrasellüler Sıvı (Hücre İçi Sıvı) Extrasellüler Sıvı (Hücre Dışı Sıvı) Total Vücut Suyu 60 = 42 lt Vücut Sıvı Bölmelerini Etkileyen Faktörler

TRAVMADA METABOLİK ASİDOZ. Doç. Dr.Sevdegül Karadaş YYÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD

Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

DİYABETİK KETOASİDOZ. Dr. Zikret KÖSEOĞLU Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ

DİYABETİK KETOASİDOZ. Arka Plan Tip 1 Diyabetiklerde DKA Yeni başlangıçlı diyabetiklerin % unda DKA vardır.

DİYABET KETOASIDOZUNUN (DKA) TANI VE TEDAVİSİ

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

ph = 6,1 + log [CO 2 ]

SIVI ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ. Çocuklarda sıvı elektrolit dengesizliklerini anlamak ve gerekli tedaviyi uygulayabilmek için

Transkript:

Hiperglisemik Aciller Aslı NAR*, Miyase BAYRAKTAR* * Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Endokrinoloji ve Metabolizma Ünitesi, ANKARA Ketoasidoz ve hiperozmolar hiperglisemi diyabetin en ağır akut metabolik komplikasyonlarındandır. Her ikisi de, hem tip 1 hem de tip 2 diabetes mellitus (DM) da ortaya çıkabilmektedir. Diyabetik ketoasidozda mortalite oranı iyi ellerde %5 in altında iken hiperozmolar hiperglisemik durum (HHD) da halen %15 gibi yüksek düzeydedir. Diyabetin bu akut komplikasyonlarında prognoz yaş ilerledikçe, koma ve hipotansiyon varlığında kötüleşmektedir. Her iki durumun altında yatan mekanizma, dolaşımdaki insülinin etkin fonksiyonunda azalma ve beraberinde glukagon, katekolaminler gibi karşıt düzenleyici hormonlarda artış olmasıdır. Diyabetik ketoasidoz (DKA) ve HHD nin sıklıkla ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktör infeksiyondur. Ayrıca, serebrovasküler olay, alkol kullanımı, pankreatit, miyokard infarktüsü, travma ve ilaçlar da DKA ve HHD yi agreve edebilirler. Fizik incelemede, deri turgorunda azalma, Kusmall solunum (DKA da), taşikardi, hipotansiyon, mental durum bozuklukları, şok ve sonuçta koma (HHD de daha sık) saptanabilir. DKA tanı kriterleri; kan glukozunun 250 mg/dl nin üzerinde olması, arteryel ph < 7.3, bikarbonat < 15 meq/l ve orta derecede ketonüri veya ketonemi olmasıdır. HHD de tanı kriterleri; kan glukozunun 600 mg/dl nin üzerinde olması, arteryel ph > 7.3, bikarbonat > 15 meq/l, etkin serum ozmolalitesi > 320 mosm/kg H 2 O ve hafif ketonüri veya ketonemi varlığıdır. DKA ve HHD de başarılı bir tedavi için, dehidratasyon, hiperglisemi ve elektrolit dengesi bozukluklarının düzeltilmesi, eşlik eden faktörlerin tanınması ve en önemlisi de yakın hasta takibi gereklidir. Sıvı tedavisi olarak, kardiyak yetmezliği olmayan bir hastada izotonik salin (%0.9 NaCl) 1. saatte 15-20 ml/kg/saat hızında veya daha fazla verilmelidir. İzleyen saatlerde sıvı replasmanı, hidrasyon durumunun hemodinamik takibi, serum elektrolit düzeyleri ve idrar çıkışına göre ayarlanmalıdır. Regüler insülin, intravenöz 0.15 Ü/kg bolus verilmesinin ardından 0.1 Ü/kg/saat devamlı infüzyon (genellikle 5-7 Ü/saat) uygulanmalıdır. Plazma glukozu DKA da 250 mg/dl ye, HHD de 300 mg/dl ye ulaşınca insülin infüzyonu 0.05-0.1 Ü/kg/saat e azaltılmalı ve intravenöz sıvılara %5 dekstroz solüsyonu eklenmelidir. DKA da asidoz düzelene kadar serum glukozu 150-200 mg/dl, HHD de mental bulanıklık ve hiperozmolarite düzelene kadar serum glukozu 250-300 mg/dl civarında olacak şekilde insülin dozu ve dekstroz konsantrasyonu ayarlanmalıdır. Yeni tanı alan tip 1 diyabetli hastalarda, oral almaya başlayınca total insülin dozu 0.6-0.7 Ü/kg/gün olarak hesaplanarak insülin tedavisi başlanır. Bazı tip 2 diyabetik hastalar uygun görülürse diyet ve oral ajanlarla takibe alınabilirler. Potasyum replasmanına, serum potasyum düzeyine göre hasta idrar çıkardıktan sonra başlanmalıdır. İnfüzyon sıvılarına eklenecek 20-30 meq/l potasyum solüsyonu, serum potasyum konsantrasyonunu nor- Yazışma Adresi: Dr. Aslı NAR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Endokrinoloji ve Metabolizma Ünitesi, ANKARA Makalenin Geliş Tarihi: 25.07.2001 Makalenin Kabul Tarihi: 10.08.2001 48

mal sınırlar içinde (4-5 meq/l) tutmak için yeterlidir. DKA da bikarbonat kullanımı üzerine net bir fikirbirliği halen yoktur. DKA da ph ı 7.0 nin altında olan hastalara bikarbonat verilebilir. Bikarbonat tedavisi, ph > 7.0 ise gerekli değildir. Tedavi sırasında gelişebilecek komplikasyonlar, hipoglisemi, hipokalemi, serebral ödem, erişkin respiratuar distres sendromu ve hiperkloremik metabolik asidozdur. Yoğun hasta eğitimi ve akut hastalık sırasında uygun yaklaşım ile bu iki durumdan korunma mümkün olabilmektedir. Hyperglycemic Emergencies Key Words: Hyperglycemic emergencies, Diyabetic ketoacidosis, Hyperosmolar hyperglycemic state. Anahtar Kelimeler: Hiperglisemik aciller, Diyabetik ketoasidoz, Hiperozmolar hiperglisemik durum. Ketoasidoz ve hiperozmolar hiperglisemi diyabetin en ağır akut metabolik komplikasyonlarındandır. Bu durumlar, hem tip 1 hem de tip 2 diabetes mellitus (DM) da görülebilmektedir. Diyabetik ketoasidoz (DKA) da mortalite oranı iyi ellerde %5 in altında iken hiperozmolar hiperglisemik durum (HHD) da halen %15 gibi yüksek düzeydedir. Her iki durumda da prognoz, yaş ilerledikçe, koma ve hipotansiyon varlığında kötüleşmektedir [1,2]. Bu derlemede, DKA ve HHD de agreve eden faktörler ve Amerikan Diyabet Kurumu nun tanı, tedavi ve önleme önerileri üzerinde durulacaktır [3]. PATOGENEZ Her iki durumun altında yatan mekanizma, dolaşımdaki insülinin etkin fonksiyonunda azalma ve beraberinde glukagon, katekolaminler gibi karşıt düzenleyici hormonlarda artış olmasıdır. Bu hormonal değişiklikler DKA ve HHD de artmış hepatik ve renal glukoz üretimine, periferal dokularda glukoz kullanımının engellenmesine ve sonuçta hiperglisemiye yol açar. DKA da insülin eksikliği ve artan karşıt düzenleyici hormonlar etkisi ile lipoliz oluşur. Serbest yağ asitleri dolaşıma salınır, hepatik oksidasyon ile keton cisimcikleri oluşur ve metabolik asidoz gelişir. HHD de ise plazma insülin konsantrasyonunun dokuların glukoz kullanımını sağlamak için yetersiz ancak lipoliz ve ketogenezi önleyebilecek kadar olduğu düşünülmektedir [4,5]. DKA ve HHD de laboratuvar ve klinik özellikler Tablo 1 ve 2 de özetlenmiştir. AGREVE EDİCİ FAKTÖRLER DKA ve HHD yi en sıklıkla agreve eden durum infeksiyondur. Ayrıca, serebrovasküler olay, alkol kullanımı, pankreatit, miyokard infarktüsü, travma ve ilaçlar da DKA ve HHD yi agreve edebilirler. Yeni başlamış tip 1 DM veya insülin tedavisinin yetersizliği veya kesilmesi DKA ya, sıvı alımı yetersiz yaşlılarda yeni tanı DM veya bir şekilde gelişmiş hiperglisemi HHD ye yol açabilmektedir. Kortikosteroid, tiazid ve sempatomimetik ilaçlar ve tip 1 DM si olan genç hastalarda yeme bozuklukları veya insülin tedavisinin uygulanmaması da DKA yı agreve edebilir [2]. Tablo 1. DKA ve HHD nin tanı kriterleri. DKA Hafif Orta Ağır HHD Plazma glukozu (mg/dl) > 250 > 250 > 250 > 600 Arteryel ph 7.25-7.30 7.00-7.24 < 7.00 > 7.30 Serum bikarbonat (meq/l) 15-18 10-15 < 10 > 15 Üriner ketonlar + + + Eser Serum ketonları + + + Eser Etkin serum ozmolalite (mosm/kg) Değişken Değişken Değişken > 320 Anyon açığı > 10 > 12 > 12 < 12 Mental durum İyi İyi/bulanık Stupor/koma Stupor/koma 49

Tablo 2. DKA ve HHD de su ve elektrolitlerin total vücut kayıpları. DKA HHD Total su (L) 6 9 Su (ml/kg) 100 100-200 Na + (meq/kg) 7-10 5-13 Cl - (meq/kg) 3-5 5-15 K + (meq/kg) 3-5 4-6 PO 4 (mmol/kg) 5-7 3-7 Mg +2 (meq/kg) 1-2 1-2 Ca +2 (meq/kg) 1-2 1-2 TANI Öykü ve Fizik İnceleme HHD genelde günler ve haftalar içinde gelişmekle birlikte akut DKA ya bağlı metabolik değişiklikler 24 saatten az bir sürede gelişir. Poliüri, polidipsi, polifaji öyküsü, kilo kaybı, kusma, karın ağrısı (DKA da), dehidratasyon, halsizlik, bilinç bulanıklığı ve sonuçta koma hem DKA da hem de HHD de klasik klinik gözlemlerdir. Fizik incelemede, deri turgorunda azalma, Kusmall solunum (DKA da), taşikardi, hipotansiyon, mental durum bozuklukları, şok ve sonuçta koma (HHD de daha sık) saptanabilir. DKA da hemorajik gastrite bağlı kahve telvesi kıvamında kusma izlenebilir. DKA ve HHD de infeksiyon sık gözlenen bir agreve edici faktör olmasına rağmen hastalar periferal vazodilatasyon nedeni ile normotermik, hatta hipotermiktirler. Hipotermi, kötü prognoz bulgusudur. Karın ağrısı ile başvuran ancak dehidratasyon ve metabolik asidoz tedavisinden yarar görmeyen hastalarda ileri araştırma yapılması uygundur [3]. Laboratuvar Bulguları DKA veya HHD den şüphelenilen hastalarda ilk değerlendirmede plazma glukozu, BUN/kreatinin, serum ketonları, elektrolitler (anyon açığı hesabı), ozmolalite, idrar analizi, idrar ketonları, arteryel kan gazları, tam kan sayımı ölçümleri yapılmalı ve elektrokardiyogram çekilmelidir. İnfeksiyon şüphesi varsa idrar, kan ve boğaz kültürleri alınarak uygun antibiyotikler başlanmalıdır. HbA 1C, bu akut epizodun kötü kontrollü bir DM ye mi bağlı yoksa iyi kontrollü bir hastada akut bir sorunla mı ilgili olduğunu göstermede yardımcı olabilir. Tablo 1 ve Tablo 2 de DKA ve HHD nin tipik laboratuvar bulguları verilmiştir. DKA tanı kriterleri; kan glukozunun 250 mg/dl nin üzerinde olması, arteryel ph < 7.3, bikarbonat < 15 meq/l ve orta derecede ketonüri veya ketonemi olmasıdır. HHD de tanı kriterleri; kan glukozunun 600 mg/dl nin üzerinde olması, arteryel ph > 7.3, bikarbonat > 15 meq/l, etkin serum ozmolalitesi > 320 mosm/kg H 2 O ve hafif ketonüri veya ketonemi varlığıdır [5]. Hiperglisemik krizle başvuran hastaların çoğunda kandaki keton cisim konsantrasyonu ile orantılı bir şekilde lökositoz izlenir. Serum sodyum konsantrasyonu, hiperglisemiye bağlı ekstraselüler alana suyun ozmotik akışı nedeni ile genelde düşüktür, nadiren de ciddi hipertrigliseridemiye bağlı olarak yalancı düşük düzeyler görünmektedir. Serum potasyum konsantrasyonu, insülin eksikliği, hipertonisite ve asidemiye bağlı potasyumun hücre dışına geçmesi nedeni ile artmış olabilir. Düşük-normal veya düşük serum potasyum konsantrasyonu ile başvuran hastalarda, tedavi potasyum düzeyini daha da düşürüp kardiyak disritmiye yol açabileceğinden, daha aktif bir potasyum replasmanı kardiyak monitörizasyon ile yapılmalıdır. Etkin ozmolalite hesaplanmalıdır (2 [Na (meq/l)] + glukoz (mg/dl)/18). Etkin ozmolalitesi 320 mosm/kg ın altında olan komadaki hastalarda, bilinç durumu bozukluğunun diğer nedenleri ekarte edilmelidir. DKA da HHD den daha sık olarak karın ağrısı ve artmış amilaz ve karaciğer enzimleri görülmektedir [5]. AYIRICI TANI DKA daki ketoasidozun açlık ketozisi ve alkolik ketoasidozdan ayırt edilmesi gerekmektedir. Klinik öykü ve plazma glukozunun hafif yüksek veya hipoglisemik olması ve açlık ketozisinde serum bikarbonat konsantrasyonunun 18 meq/l nin üzerinde olması ayırıcı tanıda yardımcıdır. Ayrıca DKA; laktik asidoz, ilaç intoksikasyonu (salisilat, metanol, etilen glikol ve paraldehid) ve kronik böbrek yetmezliği (hiperkloremik asidoz) nden ayırt edilmelidir. İlaç intoksikasyon öyküsü veya metformin kullanımı araştırılmalıdır. Kan laktat, serum salisilat, kan metanol ve idrarda kalsiyum oksalat ve hippurat kristalleri (etilen glikol için) ölçümü yapılmalıdır [6]. 50

TEDAVİ DKA ve HHD de başarılı bir tedavi için, dehidratasyon, hiperglisemi ve elektrolit dengesi bozukluklarının düzeltilmesi, eşlik eden faktörlerin tanınması ve en önemlisi de yakın hasta takibi gereklidir. DKA ve HHD için önerilen tedavi şeması Şekil 1 ve 2 de gösterilmiştir [5]. Sıvı Tedavisi Sıvı tedavisinde ilk amaç; intravasküler ve ekstravasküler hacmin arttırılması ve renal perfüzyonun sağlanması olmalıdır. Kardiyak yetmezliği olmayan bir hastada izotonik salin (%0.9 NaCl) 1. saatte 15-20 ml/kg/saat hızında veya daha fazla verilmelidir (ortalama bir yetişkin için 1-1.5 L). İzleyen saatlerde sıvı replasmanı hidrasyon durumunun hemodinamik takibi, serum elektrolit düzeyleri ve idrar çıkışına göre ayarlanmalıdır. Genelde 4-14 ml/kg/saat infüzyonu yeterlidir. Renal fonksiyonlar normalse infüzyona 20-30 meq/l potasyum eklenmelidir. Sıvı replasmanı, ilk 24 saatte sıvı açığını düzeltmelidir. Serum ozmolalitesinde tedaviye bağlı değişiklik 3 mosm/kg H 2 O/saat i aşmamalıdır. Renal veya kardiyak yetmezliği olan hastalarda serum ozmolalite, kardiyak, renal ve mental durumun yakın takibi ile iyatrojenik aşırı sıvı yüklenmesinden kaçınmak gereklidir [4-6]. İnsülin Tedavisi Tedavide regüler insülinin devamlı intravenöz infüzyonu önerilmektedir. Regüler insülinin intravenöz 0.15 Ü/kg bolus verilmesinin ardından 0.1 Ü/kg/saat devamlı infüzyon (erişkinde 5-7 Ü/saat) uygulanmalıdır. Bu düşük dozdaki insülin, plazma glukozunu saatte 50-75 mg/dl düşürmektedir. Plazma glukozu ilk saatte 50 mg/dl den daha az bir düşüş gösterir ise hidrasyon durumu kontrol edildikten sonra her saat insülin infüzyonu 2 kat arttırılarak verilebilir. Plazma glukozu DKA da 250 mg/dl ye, HHD de 300 mg/dl ye ulaşınca insülin infüzyonu 0.05-0.1 Ü/kg/saat e azaltılmalı (3-6 Ü/saat) ve intravenöz sıvılara dekstroz solüsyonu (%5-10) eklenmelidir. DKA da asidoz düzelene kadar serum glukozu 150-200 mg/dl, HHD de mental bulanıklık ve hiperozmolarite düzelene kadar serum glukozu 250-300 mg/dl civarında olacak şekilde insülin dozu ve dekstroz konsantrasyonu ayarlanmalıdır. Ketoneminin tedavisi hiperglisemi tedavisinden daha uzun sürer. İdrar veya serum ketonları ölçülürken, DKA da en güçlü asit olan beta-hidroksibütirik asit, nitroprussid metodu ile saptanamadığından bu yöntem kullanılmamalıdır. DKA veya HHD nin tedavisinde 2-4 saatte bir serum elektrolitleri, glukoz, BUN, kreatinin, ozmolalite ve DKA da venöz ph ölçümleri için kan alınmalıdır. Venöz ph (arteryel ph dan genelde 0.03 Ü düşüktür) ve anyon açığı ile asidozun düzelmesi takip edilebilir. DKA nın düzelmesinden sonra (yani; glukoz < 200 mg/dl, serum bikarbonatı 18 meq/l, venöz ph > 7.3, anyon açığı < 12 meq/l) ve hasta oral almaya başladıysa önceki tedavi dozu da gözönüne alınarak multipl insülin enjeksiyonu tedavisi başlanmalıdır. Yeni tanı alan hastalarda, total insülin dozu 0.6-0.7 Ü/kg/gün olarak hesaplanarak multidoz tedavisine uygun kısa ve orta etkili insülin tedavisi başlanır. Bazı tip 2 diyabetik hastalar uygun görülürse diyet ve oral ajanlarla takibe alınabilirler [3,5]. Potasyum Replasmanı Hiperglisemik krizlerde total vücut potasyumu azalmasına rağmen (total vücut kaybı: 500-700 meq/l) bazı hastalarda hafiften orta dereceye kadar hiperkalemi gözlenebilir. Bunun nedeni, hiperglisemi nedeniyle oluşan hücre dışı hiperozmolarite, insülin eksikliği, asidoz varlığı ve hücre içi proteinlerin artmış yıkımına bağlı su ve potasyumun hücre içinden hücre dışındaki alana yer değiştirmesidir. Ozmotik diüreze bağlı aşırı üriner potasyum kaybı, sekonder hiperaldosteronizm ve üriner ketoanyonların potasyum tuzları şeklinde atılması potasyum eksikliğine yol açan asıl nedenlerdir. İnsülin tedavisi, asidozun düzeltilmesi ve hacim genişletilmesi, serum potasyum konsantrasyonunu düşürür. Potasyum replasmanına, idrar çıkışı yeterli ise serum düzeyleri 5.5 meq/l nin altına düştüğünde başlanmalıdır. İnfüzyon sıvılarına eklenecek 20-30 meq/l potasyum solüsyonu serum potasyum konsantrasyonunu normal sınırlar içinde (4-5 meq/l) tutmak için yeterlidir. Ciddi hipokalemi ile başvuran DKA lı hastalarda kardiyak arrest ve solunum kasları güçsüzlüğünden korunmak için potasyum konsantrasyonu 3.3 meq/l nin üzerine çıkana kadar insülin tedavisi başlanılmamalıdır. Potasyum replasmanı yapılan hastaların elektrokardiyografik monitörizasyon yapılması önerilmektedir. 51

Erişkinde DKA Tedavisi Tam değerlendirme 1.0 L/saat %0.9 NaCl infüzyonu (15-20 ml/kg/saat) IV sıvılar İnsülin Potasyum Bikarbonat Hidrasyon durumunun değerlendirilmesi Hipovolemik şok %0.9 NaCl (1 L/saat) Hafif hipotansiyon Düzeltilmiş serum sodyumu Kardiyojenik şok Hemodinamik monitörizasyon Na: Na: N Na: %0.45 NaCl (4-14 ml/kg/saat) %0.9 NaCl (4-14 ml/kg/saat) Regüler insülin 0.15 Ü/kg IV bolus 0.1 Ü/kg/saat IV insülin infüzyonu İlk saatte serum glukozu 50-70 mg/dl düşmezse, insülin infüzyon dozu saatte bir, 2 ye katlanarak verilir Serum K + < 3.3 meq/l ise 40 meq/saat K + (2/3 KCL ve 1/3 KPO 4 ) insülinden önce verilir Serum K + 5.5 meq/l ise 2 saatte bir K + takibi Eğer K + 3.3 ve < 5.5 meq/l ise K + 4-5 meq/l olacak şekilde 20-30 meq/l K + verilir ph < 6.9 ph 6.9-7.0 ph > 7.0 400 ml suda dilüe edilmiş 100 mmol NaHCO 3 200 ml/saat hızda verilir 200 ml suda 50 mmol NaHCO 3 200 ml/saat hızda verilir ph > 7.0 olana kadar HCO 3 dozu her 2 saatte bir tekrarlanır. Serum K + takip edilir HCO 3 verilmez Serum glukozu 250 mg/dl Tedaviye %5 dekstroz 150-250 ml/saat eklenir, insülin 0.05-0.1 Ü/kg/saat IV infüzyon verilir, metabolik kontrol sağlanana kadar serum glukozu 150-200 mg/dl arasında tutulur Glukoz ve elektrolitler 2-4 saatte bir ölçülür. Diyabetik ketoasidoz düzeldikten sonra 4 saatte bir glukoz ölçümü ve multipl insülin enjeksiyonu, agreve eden faktörlerin araştırılması Şekil 1. Erişkinde DKA tedavisinde önerilen protokol. 52

Erişkinde HHD Tedavisi Tam değerlendirme 1.0 L/saat %0.9 NaCl infüzyonu (15-20 ml/kg/saat) IV sıvılar İnsülin Potasyum Hidrasyon durumunun değerlendirilmesi Hipovolemik şok Hafif hipotansiyon Kardiyojenik şok Regüler insülin 0.15 Ü/kg IV bolus Serum K + < 3.3 meq/l ise 40 meq/saat K + (2/3 KCL ve 1/3 KPO 4 ) insülinden önce verilir %0.9 NaCl (1 L/saat) Hemodinamik monitörizasyon 0.1 Ü/kg/saat IV insülin infüzyonu Serum K + 5.5 meq/l ise 2 saatte bir K + takibi Düzeltilmiş serum sodyumu Na: Na: N Na: İlk saatte serum glukozu 50-70 mg/dl düşmezse, insülin infüzyon dozu saatte bir, 2 ye katlanarak verilir Eğer K + 3.3 ve < 5.5 meq/l ise K + 4-5 meq/l olacak şekilde 20-30 meq/l K + verilir %0.45 NaCl (4-14 ml/kg/saat) %0.9 NaCl (4-14 ml/kg/saat) Serum glukozu 300 mg/dl Tedaviye %5 dekstroz 150-250 ml/saat eklenir, insülin 0.05-0.1 Ü/kg/saat IV infüzyon verilir, plazma ozmolalitesi < 315 mosm/kg olana ve hastanın bilinci açılana kadar serum glukozu 250-300 mg/dl arasında tutulur Glukoz ve elektrolitler 2-4 saatte bir ölçülür. Hiperozmolar hiperglisemik durum düzeldikten sonra 4 saatte bir glukoz ölçümü ve subkütan regüler insülin tedavisi, agreve eden faktörlerin araştırılması Şekil 2. Erişkinde HHD tedavisinde önerilen protokol. 53

Bikarbonat Replasmanı DKA da bikarbonat kullanımı üzerine net bir fikirbirliği halen yoktur [7]. İnsülin aktivitesi, ph 7 nin üzerinde ise lipolizi önleyerek bikarbonat verilmesine gerek kalmadan ketoasidozu düzeltir. Prospektif randomize çalışmalarda, DKA da ph ı 6.9 ile 7.1 arasında olan hastalara bikarbonat verilmesinin morbidite veya mortalite üzerine olumlu veya olumsuz etkisi saptanmamıştır [8]. DKA da ph < 6.9 olduğu durumlarda bikarbonat kullanımı üzerine prospektif randomize çalışma yoktur. Ancak ağır asidozun olumsuz vasküler etkileri, hücre içi asidoza bağlı kalp, karaciğer, beyin gibi organlarda morbidite ve mortaliteyi arttırabilecek bozukluklar gözönüne alınarak, ph < 6.9 olan erişkin hastalarda 400 ml steril suda 100 mmol sodyum bikarbonatın 200 ml/saat hızda verilmesi önerilmektedir. ph 6.9-7.0 arasında olan hastalara 200 ml steril suda 50 mmol sodyum bikarbonat 200 ml/saat hızda verilebilir. Serum potasyum düzeyi 5.5 meq/l nin altında ise her 50 mmol bikarbonat için 15 meq KCl ile replasman yapılmalıdır. Bikarbonat tedavisi, ph > 7.0 ise gerekli değildir [9]. İnsülin gibi bikarbonat tedavisi sırasında da potasyum replasmanına özen gösterilmelidir (Şekil 1). Her 2 saatte bir venöz ph ölçülmeli ve ph 7.0 ye ulaşana kadar 2 saatte bir tedavi tekrarlanmalıdır [5]. Alkali tedavisinin olumsuz etkileri; hipokalemide derinleşme, ketoanyon metabolizmasında aksama ve artmış karbondioksit üretimine bağlı hücre içi asidozda derinleşme ve santral sinir sisteminde paradoksik asidoz gelişmesidir. Fosfat Replasmanı DKA ve HHD de total vücut fosfat düzeyleri potasyum eksikliğindeki benzer mekanizmalar ile düşmektedir, ancak başvuruda genellikle serum fosfat düzeyleri normal veya yüksektir. İnsülin tedavisi ile fosfat konsantrasyonu düşmektedir. Prospektif randomize çalışmalarda DKA da fosfat replasmanının klinik sonuç üzerine olumlu etkisi saptanmamıştır. Ancak kardiyak fonksiyon bozukluğu, anemi veya solunum depresyonu olan hastalarda serum fosfat konsantrasyonu 1.0 mg/dl nin altında ise replasman önerilmektedir [5]. Replasman sıvılarına eklenen 20-30 meq/l potasyum fosfat birkaç saatte verilebilir. Aşırı fosfat verilmesi, hipokalsemi ve metastatik yumuşak doku kalsifikasyonlarına yol açabilir. HHD de fosfat replasmanı üzerine veri yoktur. Erken Posthiperglisemik Bakım Önerilen insülin tedavisi, dolaşımdaki insülin konsantrasyonunu yaklaşık 60-100 µü/ml düzeyinde tutan düşük doz bir tedavidir. İnsülin infüzyonunun erken dönemde kesilmesi, IV regüler insülinin kısa yarı ömrü nedeniyle DKA ve HHD de relapsla sonuçlanabilir. Bu nedenle posthiperglisemik dönemde yakın takip önerilmektedir [1,4,10]. IV insülinin ani kesilmesi ve subkütan (SC) insülin tedavisinde gecikme kontrolü bozabileceğinden, IV insülin tedavisi ile SC insülin tedavisinin başlangıcı çakışmalıdır [5]. Tedavi sırasında yakın monitörizasyon için takip parametrelerinin ve tedavi şeklinin düzenlenmesinde yardımcı olacak bir takip formu önerilmektedir (Şekil 3). TEDAVİ KOMPLİKASYONLARI Hipoglisemi ve Hipokalemi Bu iki komplikasyon, daha önce uygulanan yüksek doz insülin tedavileri ile %25 gibi yüksek bir oranda görülürken düşük doz tedavi ile belirgin oranda azalmıştır. DKA da kan glukozu 250 mg/dl ye düştüğünde dekstroz solüsyonu verilmesi ve aynı zamanda insülin dozunun azaltılması, ayrıca hipoglisemi insidansını azaltmaktadır. DKA ve HHD de sıvılara potasyum eklenmesi ve serum potasyumunun yakın takibi hipokalemi insidansında azalmaya yol açmıştır [6,11]. Serebral Ödem DKA tedavisi sırasında asemptomatik serebrospinal sıvı basıncında artış olduğu bilinmektedir. Semptomatik serebral ödem erişkin HHD veya DKA lı hastalarda çok nadirdir, ancak yeni tanı almış pediatrik hastalarda DKA tedavisi başlanmadan primer olarak görülmektedir. DKA lı çocukların %0.7-1.0 inde görülmekte ve fatal seyretmektedir. Önceden diyabeti olduğu bilinen çocuklarda ve 20 li yaşlardaki gençlerde de rapor edilmiştir. Serebral ödem, klinik olarak bilinç durumunda bozulma, letarji ve baş ağrısı ile karakterizedir. Nörolojik progresyon, konvülziyon, inkontinans, pupiller değişiklikler, bradikardi ve solunum durması ile sonuçlanabilir. Hastaların ancak %7-14 ü kalıcı hasar olmadan iyileşebilmektedir. Serebral ödeme yol açan mekanizma olarak DKA ve HHD tedavisi sırasında plazma ozmo- 54

TARİH Ağırlık (günlük) Mental durum* Vücut ısısı Nabız Solunum/derinlik** Kan basıncı Serum glukozu (mg/dl) Serum ketonları İdrar ketonları ELEKTROLİTLER Serum Na + (meq/l) Serum K + (meq/l) Serum Cl - (meq/l) Serum HCO 3 - (meq/l) SAAT BUN (mg/dl) Etkin ozmolalite 2 [Na (meq/l)] + glukoz (mg/dl)/18 Anyon açığı AKG ph venöz (V), arteryel (A) po 2 pco 2 O 2 SAT İNSÜLİN Ünite Veriliş yolu VERİLEN SIVI/ELEKTROLİTLER %0.9 NaCl (ml) %5 dekstroz (ml) KCl (meq) PO 4 Diğer (HCO 3 ) OUTPUT İdrar (ml) Diğer * Açık, bulanık, stupor, koma ** Derin, yüzeyel, normal DKA/HHD için Önerilen Takip Formu Şekil 3. DKA/HHD de klinik parametrelerin, sıvı ve elektrolitler, laboratuvar değerleri, insülin tedavisi ve idrar çıkışının takip formu. lalitesinin çok çabuk düşmesine bağlı, suyun ozmotik olarak santral sinir sistemine hareketi düşünülmektedir. Erişkinlerde serebral ödemin morbiditesi üzerine yeterli veri yoktur, ancak korunma amacıyla hiperozmolar hastalarda sodyum ve su replasmanının yavaş yapılması, 55

ozmolalitenin saatte 3 mosm/kg/h 2 O dan daha fazla düşürülmemesi ve kan glukozu 250 mg/dl ye düştüğünde dekstroz solüsyonu eklenmesi önerilmektedir. HHD de hiperozmolarite ve mental durum düzelene kadar kan glukozu 250-300 mg/dl civarında tutulmalıdır. Tedavinin ilk 4 saatinde verilecek izotonik mayinin 50 ml/kg ın altında olması önerilmektedir [12,13]. Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) Tedavinin nadir fakat fatal bir komplikasyonudur. Sıvı ve elektrolit replasmanı yapılırken başlangıçta yüksek olan kolloid ozmotik basınç normalin altı düzeylere inmektedir. Bu sırada oksijenin arteriolar parsiyel basıncı (PaO 2 ) ve alveoler/arteriolar oksijen (AaO 2 ) gradienti artmaktadır. Bu durum bazı hastalarda ARDS ye ilerleyebilir. Kolloid ozmotik basıncın azalması ile normal kardiyak fonksiyon varlığında bile akciğer ödemi gelişebilir. AaO 2 gradienti yüksek veya fizik incelemede ralleri olan hastalarda sıvı alımının azaltılması ve kolloid verilmesi önerilmektedir [14]. Hiperkloremik Metabolik Asidoz DKA ile başvuran hastaların %10 unda, ketonemi düzeldikten sonra ise hastaların hepsinde hiperkloremik normal anyon açıklı metabolik asidoz vardır. Bu asidozun olumsuz klinik bir etkisi yoktur ve renal asit atılımının artması ile 24-48 saatte düzelir. Hiperkloreminin ağırlığı verilen %0.9 luk NaCl ile artabilir. Diğer nedenler, ketoanyonların sodyum ve potasyum tuzları olarak atılması nedeni ile oluşan bikarbonat kaybı ve proksimal tübülde bikarbonat eksikliği nedeni ile artmış klorid absorbsiyonudur. Hiperkloremik metabolik asidoz klorid alımının kısıtlanması ve hidrasyon ile kontrol edilebilen bir durumdur. Düzelmeyen serum bikarbonatı ve diğer metabolik parametreler, daha yoğun insülin tedavisi ve ileri inceleme gerekliliğini düşündürmelidir [15]. KORUNMA DKA nın diyabetik hastalardaki yıllık insidansı 4.6-8 olgu/1000 hastadır. HHD insidansı primer diyabetik yatışlarının %1 inden azını oluşturmaktadır. DKA nın ortaya çıkışına neden olan iki faktör uygunsuz insülin tedavisi ve infeksiyondur. Yoğun hasta eğitimi ve akut hastalık sırasında uygun yaklaşım ile korunma mümkün olabilmektedir. Eğitim programında insülin gereksiniminin arttığı günlerde uygulanmak üzere ek doz kısa etkili insülin kullanımı özellikleri, hastalıkta kan glukoz hedefleri, ateşi baskılama, infeksiyon tedavisi ve kolay hazmedilebilen karbonhidrat ve tuz içeren sıvı diyet uygulanması üzerine bilgi verilir. Hastaya özellikle hiçbir durumda insülini kesmemesi ve gerektiğinde doktora başvurması önerilmelidir. Vücut ağırlığında > %5 kayıp olması, solunum hızının > 36/dakika olması, kontrol edilemeyen kan glukoz yükselmeleri, mental durum değişiklikleri, kontrolsüz ateş ve devam eden bulantı ve kusma hastanın yatırılmasını gerektirir. Bu programın başarısı hasta ve ailesinin isteği ve sağlık hizmetini aldığı kişi ile ilişkisine de bağlıdır. Hasta ve ailesi kan glukozunu ölçüp not etmeli, kan glukozu > 300 mg/dl olduğunda idrar ketonu bakmalı, uygun insülini yapmalı, vücut ısısı, solunum ve nabız sayısı ve vücut ağırlığını ölçüp doktoruna bildirebilmelidir [16]. HHD daha çok dehidratasyon gelişen ve bunu farkedemeyen yaşlılarda oluşur. Bu hastalara ve yakınındakilere verilecek eğitim ile bu tablonun ortaya çıkma sıklığını ve ağırlığını azaltmak mümkündür. KAYNAKLAR 1. de Fronzo RA, Matsuda M, Barrett E. Diabetic ketoasidosis: A combined metabolic-nephrologic approach to therapy. Diabetes Rev 1994;2:209-38. 2. Matz R. Hyperosmolar nonacidotic diabetes (HNAD). In: Porte D Jr, Sherwin RS (eds). Diabetes Mellitus: Theory and Practice. 5 th ed. Amsterdam: Elsevier, 1997:845-60. 3. American Diabetes Association. Hyperglycemic crises in patients with diabetes mellitus. Diabetes Care 2001;24:154-61. 4. Kitabchi AE, Fisher JN, Murphy MB, Rumbak MJ. Diabetic ketoacidosis and the hyperglycemic hyperosmolar nonketotic state. In: Kahn CR, Weir GC (eds). Joslins Diabetes Mellitus. 13 th ed. Philadelphia: Lea & Febiger, 1994:738-70. 5. Kitabchi AE, Umpierrez GE, Murphy MB, et al. Management of hyperglycemic crises in patients with diabetes mellitus (Technical Review). Diabetes Care 2001;24:131-53. 6. Marshall SM, Walker M, Alberti KGMM. Diabetic ketoacidosis and hyperglycemic nonketotic coma. In: Alberti KGMM, Zimmet P, de Fronzo RA (eds). International Textbook of Diabetes Mellitus. 2 nd ed. New York: John Wiley, 1997:1215-29. 56

7. Barnes HV, Cohen RD, Kitabchi AE, Murphy MB. When is bicarbonate appropriate in treating metabolic acidosis including diabetic ketoacidosis? In: Gitnick G, Barnes HV, Duffy TP, et al (eds). Diabetes in Medicine 1990:172. 8. Morris LR, Murphy MB, Kitabchi AE. Bicarbonate therapy in severe diabetic ketoacidosis. Ann Int Med 1986;105:836-40. 9. Viallon A, Zeni F, Lafond P, et al. Does bicarbonate therapy improve the management of severe diabetic ketoacidosis? Critical Care Medicine 1999;27:2690-3. 10. Marshall SM, Alberti KGMM. Management of hyperglycemic emergencies. Proc R Coll Physician Edinb 1995;25:105-17. 11. Malone ML, Klos SE, Gennis VM, Goodwin JS. Frequent hypoglycemic episodes in the treatment of patients with diabetic ketoacidosis. Arch Intern Med 1992;152:2472-7. 12. Rosenbloom AL. Intracerebral crises during treatment of diabetic ketoacidosis. Diabetes Care 1990; 13:22-33. 13. Mahoney CP, Vlcek BW, DelAduila M. Risk factors for developing brain herniation during diabetic ketoacidosis. Pediatr Neurol 1999;21:721-7. 14. Carrol P, Matz R. Adult respiratory distress syndrome complicating severely uncontrolled diabetes mellitus: Report of nine cases and a review of the literature. Diabetes Care 1982;5:574-80. 15. Oh MS, Carroll HJ, Uribarri J. Mechanism of normochloremic and hyperchloremic acidosis in diabetic ketoacidosis. Nephron 1990;54:1-6. 16. Vanelli M, Chiari G, Ghizzoni L, Costi G, Giacalone T, Chiarelli F. Effectiveness of a prevention program for diabetic ketoacidosis in children. Diabetes Care 1999;22:7-9. 57