Zehranaz DÖNMEZ 21301276 Şube:17 Başak Berna Cordan 09.12.14 Bütün hayvanlar eşittir, ama domuzlar daha eşittir! George Orwell, Hayvan Çiftliği adlı eserinde sembolizmi kullanarak, hak ve özgürlüklerde eşitlik vadeden fakat önceki rejimden farklı olmayan komünizmi eleştirmiştir. Çiftlik sahibi, diğer çiftlikler ve hayvanlar bazı ideolojileri temsil etmektedir. Çiftlik sahibinin egemenliği altında yaşayan hayvanlar bir gün iki domuzun önderliğinde ayaklanır. Sömürücü düzenden bıkmış hayvanlar, artık eşit bir düzen kurulacağından emin olarak çiftlik yönetimini bu iki domuza verir. Eşitliği temel alan kurallar belirlenir; bu kurallardan sonuncusu bütün hayvanların eşit olduğudur. Ne var ki ellerine güç geçen domuzların devrimi yolundan saptırması çok uzun zaman almaz. Diğer hayvanlara kötü davranmaya, kendilerini üstün görmeye başlarlar. Söz verilen eşitlik hiçbir zaman gerçekleşemez.
Dönmez,2 Genelde yazarlar, bir ideolojiyi eleştiren bir kitap yazarken, o ideolojiyi yermekten daha çok diğer bir ideolojinin propagandasını yaparlar. Böyle bir tutum da gerçekçiliklerini ve inandırıcılıklarını azaltır. Kitabı okurken, size aşılanmaya çalışılan fikirleri sezer ve kitabının amacının eleştirmekten çok reklam yapmak olduğunu anlarsınız. George Orwell in bu eserinde böyle bir durum söz konusu değil. Hatta yazarın desteklediği görüşün ne olduğunu bile anlamıyorsunuz. O dönemki ideolojilerin eksikliklerini, kendi fikrini savunmaya çalışmadan oldukça realist bir biçimde anlatıyor. Yazarla alakalı bir diğer altı çizilmesi gereken şey ise cesaretidir. Sanıyorum ki, bir ideolojiyi bu şekilde sert ve objektif şekilde eleştirmek bir yazar için çok büyük cesaret gerektirir. Eşit olmaması yüzünden devrilen bir sistemin yerine gelen yeni düzen eskisinden nasıl daha kötü ve baskıcı olabilir? Bu gibi durumların sebebinin insanca hırslarımız olduğunu düşünmüşümdür hep. Her ideolojinin ve yönetim şeklinin eksik kalan tarafıdır eline güç geçen insan sorunsalı. Teoride, herkesin eşit haklara ve fırsatlara
Dönmez,3 sahip olması istenilen bir durum ve sorunlara yeterli bir çözüm olsa da gerçek hayatta bunu uygulamak imkânsızdır. Herkes eşit olabilir, ama bazıları her zaman daha eşittir. Bunun sebebi ise güç ve kontrol duygusunun beraberinde getirdiği hırstır. Eşitliği savunan bir insan, eline yönetme gücü geçtiği takdirde iktidar ve güç hırsı yüzünden fikrinden vazgeçecektir ya da durumu kötüyken eşitlik isteyen biri, durumu diğerlerinden daha iyi olursa eşitlik istemeyecektir. Bu her zaman böyle değil midir zaten? Herhangi bir konuda ortalamanın altındaki grup eşitlik isterken; ortalamanın üstü eşitliğin haksızlık olacağına inanır. Bu tabloda yeri değişen birinin, Hayvan Çiftliği nde olduğu gibi, normal olarak fikri de değişecektir. Yukarı doğru çıktıkça arkasında bıraktıklarını ve eşitlik söylemlerini unutacak, hatta bunları gereksiz ya da yanlış bulmaya başlayacaktır. Kitapta da bu değişimden bahsedilmektedir: Kitabın sonunda hayvanlar, domuzların insana dönüştüğünü görür ve onlardaki bu değişimi o zamana kadar anlayamamış olmalarına şaşırır. Hatta eşitlik söylemleriyle hayvanları ayaklandıran domuzlar, ellerine fırsat geçtiğinde onlara insanlardan
Dönmez,4 daha kötü davranmış; iktidar ve güç hevesleri yüzünden bütün sözlerini, ideolojilerini unutmuştur. (Orwell,152) Bütün bunları insan doğasının bir gereği sayabiliriz. Örneğin çoğu fizik problemini ideal bir ortam için çözeriz. Ama gerçek koşullarda hesaplarımız bazı pürüzler yüzünden tutmaz. Eşitlik, haklar ve özgürlükler söz konusu olduğunda ise bu pürüzler insan doğasının bir gereği olarak ortaya çıkan zaaflarımız ve hırslarımızdır. İdeal bir toplum için eşitlik uygulanabilirdir; gerçek bir toplum içinse eşitlik, ne yazık ki bir ütopyadan öteye geçemez.
Kaynakça 1. ORWELL, George, Hayvan Çiftliği, Çev.: Celal Üster, Can Yayınları, İstanbul 2014.