14-21 YAŞ YÜZÜCÜLERİNİN KAYGI DURUMLARININ ÖLÇÜLMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ (KKTC ÖRNEĞİ)



Benzer belgeler
ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

KİKBOKSCULARDA MAÇ ÖNCESİ VE SONRASI DURUMLULUK, SÜREKLİLİK, KISA SEMPTOM ENVANTERİ BULGULARI

Antagonistik Kas Aktivitesi ve Çeviklik Performansının Farklı Çeviklik Testleri için İncelenmesi

OLİMPİK KULAÇLAR YARIŞMASINA KATILAN YAŞ YÜZÜCÜLERİN YARIŞMA DURUMLUK KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLİ ZAMAN ARALIKLARINDA İNCELENMESİ

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

BEDEN EĞİTİMİ SPOR YÜKSEKOKULU ÖZEL YETENEK SINAVINA GİRECEK ADAYLARIN KAYGI DURUMLARININ BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Futbol ve Maç Analizi

Bedensel Engelli ve Engelli Olmayan Tenis Sporcularının Durumluk ve Sürekli Kaygı Düzeylerinin Karşılaştırılması

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ STRES

MOTOR BECERĐLER

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

BÖLÜM - 12 ANTRENMAN PRENSİPLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI SINAV KAYGISI

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

1.GİRİŞ. 1.1 Kuramsal Yaklaşımlar

BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

SEKİZ HAFTALIK KELEBEK TEKNİK YÜZME EĞİTİMİNDE KAYGI DÜZEYLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

BEDEN EĞİTİMİ BÖLÜM BÜLTENİ

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Olimpiyat a Hazırlıkta Farklı Boyutlarıyla Psikolojik Destek. Spor Psikoloğu Ece İbanoğlu

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

yukarıda olduğu psikolojik bir durumdur.

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 25, Mart 2016, s

Başvuru Tarihleri Temmuz 2013

Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi*

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Enstitüsü Doktora Beden Eğitimi ve Spor Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

BEDEN EĞİTİMİ BÖLÜM BÜLTENİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ Bölüm 1 KRİZ YÖNETİMİ 11

Ezgi Tülay Aslıcan Arzuman Ayça Şeyma Aslan Tolga Ateş

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

SINAV KAYGISI KİTAPÇIĞI

Çevresel etkileşime göre;

ISSN :

ANTREMAN ve HAREKET BİLİMLERİ PROGRAMI

Sınıf Öğretmeni Adaylarının Kaynaştırmaya Yönelik Tutumlarının İncelenmesi

Uluslararası Spor, Egzersiz ve Antrenman Bilimi Dergisi

HALK OYUNLARI OYNAYANLARIN DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİ (ERZİNCAN YÖRESİ ÖRNEĞİ)

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

AKTİVİTE DÜZEYLERİ İLE DİZ ÖĞRENCİ GRUBUNUN FİZİKSEL KUVVETİNİN İZOKİNETİK OLARAK KARŞILAŞTIRILMASI

Üst Düzey Basketbolcularda Durumluk Kaygı Düzeylerinin Farklı Değişkenlere göre Karşılaştırılması *

Türkiye de Kadın Futbolcuların Spora Başlamalarına Etki Eden Unsurlar ve Spordan Beklentileri.

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN SPOR ALGISI

UZ. DR. GÖNÜL ERDAL DAĞISTANLI

Taekwondo Milli Takım Sporcularının Durumluk Kaygı Düzeylerinin Başarıya Etkisi

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

YÜKSEK SEVIYELI SPORCULARIN KİŞİLİK TESTLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMA

RİTMİK JİMNASTİKÇİLERDE YARIŞMA ÖNCESİ KAYGI DÜZEYLERİNİN YARIŞMA SONUÇLARIYLA İLİŞKİSİ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

6 HAFTALIK BLOK KONDİSYON ANTRENMANI PLANLAMASININ 16 YAŞ ERKEK BASKETBOLCULARDA AEROBİK KAPASİTE ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ

Halil ÖNAL*, Mehmet İNAN*, Sinan BOZKURT** Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi*, Spor Bilimleri Fakültesi**

Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve Programı, kapsamlı gelişimsel psikolojik danışmanlık hizmetleri anlayışına bağlı kalınarak hazırlanmıştır.

T E NISÇILERE UYGULANAN P I LATES REFORMER EGZERSIZLERININ ITN TENIS B E CERI TESTINE E T K I S I

TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU EĞİTİM YETENEK TESPİTİ. İzleyici Antrenörlük ve Yetenek Tespiti (SCOUTING)

Yerinde Masaj ın İş Hayatına Etkileri İstanbul Konulu Akademik Araştırma Sonuçları Sayfa 1/4

YETENEKLİYSEN..! BURSUN HAZIR... BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ.

ÖĞRETĠM YILI BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR YÜKSEKOKULU ANTRENÖRLÜK EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ SPOR GEÇMĠġĠ ĠÇĠN ĠSTENEN BELGELER

ORTAÖĞRETİME ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE "MESLEK BİLGİSİ" BAKIMINDAN FEN-EDEBİYAT VE EĞİTİM FAKÜLTELERİNİN ETKİLİLİĞİ

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

İçerik. Duygunun Tanımı Bileşenleri Sınıflandırması Duyguların ifadesi Duygular ve psikosomatik bozukluklar Duygusal Zeka testi

Düz süratin geliştirilmesi bir çok spor dalı için oldukça önemlidir Atletizm Takım sporları Tenis

STRES ÇEŞİTLERİ. Duygusal Stres Yaşamımızı direkt etkilemeyip, dolaylı olarak etkileyen strestir.

FMV IŞIK OKULLARI 100 YILLIK OKULLAR 15. SPOR ŞÖLENİ BİLGİLENDİRME FORMU

ULUSLAR ARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

BİRKAN KARADERİ. 11 Ağustos Ekim 2008 TUZLA PİYADE OKULU T.C K.K.K ASTEĞMEN ADAYI TEMEL KURSU, PİYADE ASTEĞMEN.

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Aşerme (Craving) Bağımlılıkta Kriz Durumları ve Aşermeyle (Craving) Mücadele Yrd. Doç. Dr. Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi

T.C DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

TAKIM SPORLARI AÇISINDAN EMPATİ VE TAKIM BİRLİKTELİĞİ İLİŞKİSİ THE RELATION OF EMPATHY AND TEAM COHESION IN TERMS OF TEAM SPORTS

(The Models of Eskişehir-Sivas)

ECZACI GÜZİN VELİTTİN BEKRİOĞLU MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Özel Yetenek Sınavına Katılan Adayların Stresle Başa Çıkma Stillerinin İncelenmesi *

SPOR YAPAN VE YAPMAYAN BAYANLARıN

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi (Yüksek lisans,tezli) 1. Yarı Yıl

Fen ve Teknoloji Öğretmenlerine Proje Danışmanlığı Çalıştayı Temmuz 2012 ÇANAKKALE

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Osman SARI, Mürsel BİÇER, Alper Cenk GÜRKAN, Mustafa ÖZDAL, Yunus ÖZTAŞYONAR

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Türkiye Hentbol Federasyonu Türkiye Hentbol Antrenörleri Derneği Alanya Belediyesi

Transkript:

14-21 YAŞ YÜZÜCÜLERİNİN KAYGI DURUMLARININ ÖLÇÜLMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ (KKTC ÖRNEĞİ) *Cevdet TINAZCI, *Nazım BURGUL, *Fezile MİRATA *(Yakın Doğu Üniversitesi BESYO) ÖZET Bu araştırmanın amacı; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ndeki (KKTC) amatör yüzücülerin, sürekli ve yarışmaya dayalı durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Araştırma, aynı zamanda, yüzücülerin sürekli ve yarışmaya dayalı durumluk kaygı düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaçla çalışmaya yaşları 14-21 olan ve Yakın Doğu Spor Kulübü, Yüzme İhtisas Kulübü, Tüfekçi Spor Kulübü ile Levent spor Kulüplerinde aktif spor yaşamlarını sürdüren ve KKTC deki farklı liselerde öğrenimini sürdürmekte olan 34 bayan ve 39 erkek yüzücü denek olarak katılmıştır. Tüm sporcuların 50 metre serbest performansları değerlendirmeye alınmıştır. Deneklere STAI Spielberger Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri kullanılmıştır. Bu çalışma 5 Ekim 2003 07 Ocak 2004 tarihleri arasında Yakın Doğu Üniversitesi Olimpik Kapalı Yüzme Havuzunda düzenlenen 3 farklı yarıştan alınan sonuçlara bağlı olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın bulguları incelendiği zaman bayan yüzücülerin performanslarının durumluk ve sürekli kaygılarından etkilenmediği görülmektedir. Sadece bayan yüzücülerin durumluk kaygıları arttığı zaman sürekli kaygılarının da arttığı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<.05). Erkek yüzücülerin performanslarının durumluk kaygılarından etkilendiği görülmektedir. Bu etkileşim istatistiksel olarak da anlamlıdır (p<0.05). Erkek sporcuların durumluk kaygıları azaldığı zaman performansları artabilmektedir. Ayrıca erkek yüzücülerin durumluk kaygıları arttığı zaman sürekli kaygılarının da arttığı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<.05). Sonuçlar incelendiği zaman durumluluk kaygı (DK) açısından cinsiyetler arasında herhangi bir farklılığa rastlanmazken, sürekli kaygı (SK) bakımından bayan ve erkek sporcular arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu bulunmuştur (p<.05). Bu bağlamda bayan sporcuların sürekli kaygı düzeyleri yarışma sırasında erkek sporculardan daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bayan yüzücülerin yarışma ortamındaki durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir (p<0.05). Bu farklılık 1

durumunda bayan yüzücülerin yarışma ortamındaki sürekli kaygılarının daha yüksek olduğu görülmektedir. Erkek yüzücülerin yarışma ortamındaki durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir (p<0.05). Bu farklılık durumunda erkek yüzücülerin yarışma ortamındaki sürekli kaygılarının daha yüksek olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Kaygı, Performans, Yüzücü GİRİŞ Spor, günümüzde yarışma olarak bilinmektedir. Yarışmanın sonucu ise kazanma ve kaybetmedir. Branş ne olursa olsun, takım veya ferdi farketmeksizin sonucun kazanma olması temel amaçtır. Bu amaca ulaşmak için sporcular günümüzün en iyi imkanları ile hazırlanmaktadır. Bu hazırlıkların içinde, fiziksel kapasitenin yanında psikolojik kapasiteyi de önemseyen çalışmalar sonuçta iyi performansa ulaşmada yardımcı olmaktadır. Haris Williams (1993) e göre günümüzde ülkeler spor aracılığıyla teknik, teknolojik, eğitimsel ve ekonomik standartlarını yarıştırır hale gelmişlerdir. Bilim ve teknolojinin ilerlemesi spora da yansımıştır. Yine spor aracılığıyla ülkeler reklamlarını, politik propagandalarını yapmaktadırlar. Bunların yanısıra spor, birçok psikolojik, fizyolojik, toplumsal süreçleri de içerisinde toplayan bir kurum olmuştur. Bu kurumda çalışan meslek gruplarının (antrenörler, hekimler, bilim adamları, sporcular vb.) çalışmaları sonucu elde ettikleri ürün ise sporsal performanstır (Akt: Çağlar, 1996:23). Gage (1979) e göre kaygının sportif performansı etkilediği bir gerçektir. Bunun derecesi ve olumlu-olumsuz yönleri kişilere, yetiştirilmelerine, eğitim düzeylerine bağlıdır. İnsanın temel duygularından biri olarak kabul edilen kaygının, sportif performansta önemli bir rolü vardır. Kaygının insan vücüdunda fizyolojik, somatik ve bilişsel bazı değişikliklere neden olduğu düşünülürse konunun önemi ortaya çıkmış olur. Kaygı; insan yapısında var olan çevresel ve psikolojik olaylara gösterilen bir duygusal reaksiyon şeklidir (Moralı ve Tiryaki, 1990:137). Bireyin belirli bir durumu kendisi için tehdit eder nitelikte algılaması ve korku duymasıdır. Kaygı; sürekli ve durumluk kaygı diye ikiye ayrılır (Tavacıoğlu, 1999:74). Araştırmaların pek çoğunda Spielberger in tanımlamalarına yer verilmektedir. Spielberger (1966) durumluk kaygıyı Çevresel nedenlerle ortaya çıkan tehlike ya da tehdit durumunda bireyin gösterdiği kompleks heyecan reaksiyonların ifadesidir (Moralı ve Tiryaki, 1990:138) şeklinde tanımlamaktadır. Bu endişe yapı olarak geçicidir ve zaman içinde 2

gelişir veya çeşitlenir. Sürekli kaygı ise, Çevresel koşullardan bağımsız olarak bireyin huzursuzluk, vesvese, endişe duyma, stres altında aşırı duyarlılık gösterme, yoğun heyecansal reaksiyonlarda bulunma eğilimi (Tiryaki ve Moralı, 1990:138) olarak tanımlanmaktadır. Kısaca belirli durumlarda görülen kaygıyı durumluk kaygı, hemen her zaman bireyde sürekli kişilik dizgesi olarak bulunan kaygıyı ise sürekli kaygı olarak tanımlayabiliriz. Sporcular, sportif ortamlar söz konusu olduğunda, yarışma öncesinde ve sporla ilgili çeşitli durumlarda durumluk kaygı ile karşı karşıya kalırlar. Kaygıyı yerleşik bir kişilik örüntüsü olarak yaşayan bireyler ise sürekli kaygıya sahiptirler fakat belirli uyaranlar karşısında da kaygılanma hali görülmektedir. Sürekli kaygıya sahip olma durumu, daha çok psikiyatristleri ve ilgilendiren bir durumdur (Tavacıoğlu, 1999:124). Gage (1979) e göre gerektiğinde, özellikle saygınlık açısından, ülkelerinin yüklerini omuzlarında taşıyan sporcuların psikolojik hazırlıkları çok önemlidir. Sporcunun kişisel özelliklerinin sonuca ulaşmada etkisi büyüktür. Fiziksel özellikleri bakımından mükemmel olan, fakat gerekli psikolojik hazırlıkları tam olmayan, yarışma ortamına psikolojik olarak hazırlanmamış sporcuların başarıya ulaşmaları kolay değildir. Harris ve Williams (1993) a göre yarışma, sporcunun uzun bir hazırlık döneminden sonra, bütün ruhsal ve bedensel kapasitesini ortaya koyarak kendini denediği bir etkinliktir. Sporcunun fiziksel olarak antrene olmasıyla yarışma için yeterince hazır olduğu şeklinde yanlış anlayışlar vardır. Kaygı sürecinde birey fiziksel, somatik ve düşünsel bakımlardan uyarılabilmekte, bazen tümü harekete geçmektedir. Fiziksel ve somatik tepkiler genel olarak kalp atışının hızlanması, kas geriliminin artması, yorgunluk duygusu, aşırı alınganlık, el ve ayakların terlemesi şeklinde yaşanmaktadır. Gerçekte bir yarışma sırasında veya birbiri ile ilişkili iki yarışma arasında bir sporcunun beceri düzeyinde, fizyolojik kapasitesinde ya da biyomekanik yeterliliğinde kayda değer değişiklik yoktur. Performanstaki dalgalanma genellikle sporcunun zihinsel kontrolündeki dalgalanma nedeniyle meydana gelir. Sporcu, konsantrasyon yetisi, olumlu konuşmaya odaklanma, ayrıntıya dikkat edebilme hafızayı kullanma, ani kararlar verebilme vb. gibi bilişsel faktörlerin kontrolünü kaybeder. Sporcunun uygun olmayan bir şekildeki uyarılmışlığı artar (Tavacıoğlu, 1999:75). Sporda ve motor görevlerde, verilen etkinlikleri yapmak ve enerjiyi harekete geçirmek için optimal uyarılmışlık düzeyine gereksinim duyulur(gill, 1986., Harris ve Williams, 1993). Bu düzeyin altı ve üstü performansı olumsuz yönde etkiler. Fizyolojik canlılıkta orta düzeyde artış yararlı olmaktadır. Bilişsel kaygıda da artış görülmektedir. Artan kaygı, performansın düşmesi ve kendine güvenin azalması ile sonuçlanır. Kaygı optimal düzeyin üzerinde bir noktaya ulaştığında; solunum frekansı, kan basıncı, nabzın artması ve avuç içi terlemesi gibi 3

otonomik tepkiler görülür. Artan otonomik etkinlikler zararlı olmakta, gereğinden fazla kardio-respiratuar sistemin çalışması erken yorgunluğa sebep olabilir ve dayanıklılığı azaltabilir. Motor performansta kaygının etkilerini araştıran Weinberg (1977), yüksek ve düşük kaygılı bireylerdeki kassal etkinlikleri incelemek için elektromyografik (EMG) kayıtlar kullanmıştır. Yüksek kaygılı bireyler, gerçek hareket sırasında, öncesinde ve sonrasında fazla enerji ve gereksiz kassal etkinlik ortaya koymuşlardır. Ayrıca bu bireylerde, agonist ve antagonist kasların eşzamanlı kasılması da görülmüştür. Kasların bu şekilde kasılması çoğu sporcunun felç hissini ortaya çıkarmaktadır. Start telaşı olarak isimlendirilen bu durumda kas tonosu yükseldiğinden, hareketlerin yumuşaklığı ve koordinasyonu bozulur. Düşük kaygılı bireyler ise agonist kasılırken, antagonistin gevşemesi şeklinde ardışıklık gösteren bir kas etkinliği ortaya koymuşlardır. Start tembelliği olarak isimlendirilen bu durumda ise kas tonusunda düşme olduğundan, hareketlerde tembellik, genel isteksizlik oluşur ve yarışmayı bırakma eğilimi görülür. Weinberg (1997) e göre iyi performans ortaya koyamama kaygısı ile meydana gelen zihinsel girdi aşırı kas gerilimini başlatabilir. Vücutta kassal gerginlik arttıkça, herhangi bir hareketin uygun koordinasyon veya iyi formda çıkması da zorlaşacaktır. Sporun değişik branşlarında söz konusu olan yarışma ve yarışma olgusu ile ortaya çıkan durumluk kaygı, yukarıda da belirtildiği gibi çeşitli araştırmalara konu olmaktadır. KKTC de giderek artan şekilde yüzme sporuna artan ilginin ve buna bağlı olarak düzenlenen yarışmaların varlığı, hem sporcuların hem de antrenörlerin dikkatini yarışmaya dayalı durumluk kaygı üzerine çekmek gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu Araştırmanın amacı; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ndeki (KKTC) amatör yüzücülerin yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Bu araştırma aynı zamanda, yüzücülerin yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri arasındaki farkı sorgulamayı amaçlamaktadır. YÖNTEM Evren: Bu çalışmanın evreni, KKTC deki performans yüzücülerin bulunduğu kulüpler ve bir kısım liseden oluşmaktadır. Örneklem: Bu çalışmanın örneklemi, KKTC deki yüzme sporu ile uğraşan ve yaşları 14-21 arasında olup yarışmalara katılan yüzücülerden oluşmaktadır. Çalışmaya yaşları 14-21 olan ve Yakın Doğu Spor Kulübü, Yüzme İhtisas Kulubü, Tüfekçi Spor Kulübü ile Levent Spor Kulübü ile Türk Maarif Koleji, Yakın Doğu Koleji, 4

Bülent Ecevit Anadolu Lisesi ve Lefkoşa Türk Lisesi nde aktif spor yaşamlarını sürdüren 16 bayan ve 20 erkek yüzücü denek olarak katılmıştır. Tüm sporcuların 50 metre serbest performansları değerlendirmeye alınmıştır. Deneklere STAI Spielberger Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri kullanılmıştır. Bu çalışma 5 Ekim 2002 07 Ocak 2003 tarihleri arasında Yakın Doğu Üniversitesi Kapalı Yüzme Havuzunda düzenlenen 3 farklı yarıştan alınan sonuçlara bağlı olarak gerçekleştirilmiştir. Her üç yarışın toplamında 83 envanter (39 bayan, 44 erkek) değerlendirmeye alınmıştır. Veri Toplama Aracı ve Veri Toplama Süreci Kaygı ve uyarılmışlıkla ilişkin kuramlara bakıldığında, çok fazla artmış olan uyarılmışlığın kaygıya neden olduğu ve bunun da spor performansını olumsuz etkilediği konusu değişik yönlerden ele alınmıştır. Sporcunun aşırı kaygılı olup olmadığını belirlemede kalem kağıt testi olan (STAI) envanterden yararlanılmıştır. Spielberger Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri ( STAI ): Bu araştırmada, Öner ve Le Compe (1976) tarafından Türkçeye çevirilen, güvenirlik çalışmaları Öner (1977) tarafından yapılan Spielberger Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanteri kullanılmıştır. Envanter Spielberger, Gorsuch ve Cushene (1970) tarafından geliştirilmiştir ve iki alt bölümü bulunmaktadır (Akt: Çağlar,1996). Bu bölümler kaygının durumluluk ve sürekli olmak üzere iki ayrı durumunu ölçmektedir. Sürekli ve durumluk kaygı envanterinde 20 şer soru maddesi bulunmaktadır. Sürekli kaygı bölümünde maddeler bireylerin genellikle nasıl hissettiklerine göre kendilerini betimlemelerini gerektirir. Durumluk kaygı bölümünde ise o anda nasıl hissettikleri ile ilgili soru maddeleri bulunmaktadır. Envanterin madde güvenirliği, test-tekrar-test güvenirliği, kriter ve yapı geçerliği yüksektir. Test-tekrar-test tekniği ile elde edilen güvenirlik katsayıları sürekli kaygı ölçeği için 0.73 ile 0.83 arasında, durumluk kaygı için 0.16 ile 0.54 arasında değişmektedir. Durumluk kaygı ölçeğinin güvenirlik katsayılarının düşük olması, bu tür kaygının geçici ve duruma bağlı olarak değişkenliğinden ileri gelmekte, durumluk kaygı tanımıyla tutarlı olmaktadır. Ancak bu ölçeğin güvenirliğini, stabilitesini ve iç tutarlılığını daha uygun bir şekilde yansıtan alpha korelasyon katsayısının 0.83 ile 0.92 arasında olduğu ve ölçeğin yüksek bir iç tutarlılığa sahip olduğu görülmüştür. Öner (1977) Kriter ve yapı geçerliği tekniklerinin uygulandığı geçerlik çalışmalarında, sürekli kaygı ölçeği için elde edilen katsayılar, Taylorun Açık Kaygı Ölçeğiyle 0.81, Cattell ve Scheiner in IPAT Kaygı Ölçeğiyle 0.50 olarak saptanmıştır. Türkçeleştirilen ölçeklerin güvenirliği, Kuder Fichardsan 20 formülünün genelleştirilmiş bir şekli olan alpha korelasyonları ve madde analizi korelasyonları ile saptanmıştır. Alpha korelasyon katsayıları, 5

sürekli kaygı ölçeği için 0.83 ile 0.87 arasında, durumluk kaygı ölçeği için ise 0.94 ile 0.96 arasında olup, ölçeklerinden ingilizce formlarından daha yüksek madde homojenliğine ve iç tutarlılığına ulaştığı görülmüştür. Madde analizi korelasyon katsayıları ise sürekli kaygı ölçeği için 0.34 ile 0.72 arasında, durumluk kaygı için ise 0.42 ile 0.85 arasında değişmektedir. Bu katsayılar İngilizce el kitabında verilen değerlerden daha yüksektir. Türkçeleştirilen ölçeklerin geçerliği ve güvenirliği 250 üniversite öğrencisi üzerinde denenmiştir. Test-tekrar-test tekniğinin uygulandığı beş üniversite grubuna ölçekler, 10, 15, 30, 120 ve 365 gün arayla normal koşullarda, iki kez uygulanmıştır. Sonuçlar, test-tekrar-test güvenirlik katsayılarının sürekli kaygı ölçeği için 0.86 ile 0.71 arasında, durumluk kaygı ölçeği için 0.26 ile 0.68 arasında değiştiğini göstermektedir. Bütün bu çalışmaların sonucunda, tutarlı ve güvenilir olan, yapı geçerliği saptanmış bulunan Durumluk-Sürekli Kaygı Envanterinin Türk öğrencilerinde kaygı seviyesini değerlendirmede kullanabileceği sonucuna varılmıştır (Akt: Öner, 1977). Bu çalışma bağlamında STAI envanterinin KKTC deki yüzücüler üzerindeki güvenirlik çalışmasının sonucuna bakıldığı zaman (test-tekrar-test yöntemi; testin güvenirliğini benzer bir grup üzerinde test etmek için), testin yüzücülere uygulanabilirliği kabul edilmiştir (r: 0.92). Araştırmaya katılan sporculara yarışmadan 30 dakika önce Spielberger Durumluk- Sürekli Kaygı Envanteri (STAI) uygulanmıştır. Deneklere envanterler dağıtılmış ve şu anda ve genelde neler hissettiklerine ilişkin soruları (40 soru) yanıtlamaları istenmiştir (EK 1-2). Verilerin Analizi: Bu araştırmada elde edilen verilere betimsel istatistiksel teknikler, performans ile kaygı arasındaki ilişkiyi bulmak için, basit korelasyon analizi uygulanmıştır. Cinsiyet ve kaygı türleri arasındaki fark ise t-testi ile saptanmıştır. Çalışmada elde edilen bulguların normal dağılım gösterip göstermediklerine ise Kolmogorov-Smirnov testi kullanılarak analiz edilmiş ve bulguların normal dağılım gösterdikleri bulunmuştur. Çalışmada p=0.05 yanılma düzeyi kullanılmıştır. Problem Cümlesi ve Alt Problemler: 1. Yüzücülerin yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 1.1 Bayan yüzücülerin yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 1.2 Erkek yüzücülerin sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? 6

2.Yüzücülerin sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? 2.1 Erkek yüzücülerin yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? 2.2 Bayan yüzücülerin yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? 2.3 Yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri açısından bayan ve erkek yüzücüler arasında anlamlı bir fark var mıdır? Sayıltı 1. Denekler STAI ölçeğini yanıtlarken, gerçek düşüncelerini yansıtmışlardır. Sınırlılıklar Bu çalışma: 1) Spielberger in Durumluk ve Süreklik Kaygı Envanteri (State Trait Anxiety Inventory) STAI Envanteri, 2) KKTC de yüzme sporu ile uğraşan ve yaşları 14-21 arasında olan bayan ve erkek sporcular ve 3) 2002 yılında yapılan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu, 2003 yılındaki Ferdi Yarışlar ve Liseler Arası Final Yarışları ile sınırlıdır. BULGULAR Bu bölümde Problem cümlelerine ilişkin bulgular açıklanıp ilgili yorumlar yapılmıştır. Problem Cümlesi 1: Yüzücülerin yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum: Bayan yüzücülerin yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? Bayan yüzücülerin yarışmaya dayalı durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri ile performansları arasındaki ilişki tablo 1. de verilmiştir. 7

TABLO 1: Bayan yüzücülerin yarışmaya dayalı durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri ile performansları arasındaki ilişki değerleri (r). PERFORMANS X SS X SS r n DK 40.74 7.27 40.10 7.92 -,148 39 SK 47.18 7.91 -,105 37 DK-SK,419* Tablo 1 incelendiği zaman bayan yüzücülerin durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri ile performansları arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı görülmektedir. Sadece bayan yüzücülerin durumluk kaygıları arttığı zaman sürekli kaygılarının da arttığı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<.05). İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum: Erkek yüzücülerin sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? Erkek yüzücülerin yarışmaya dayalı durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri ile performansları arasındaki ilişki tablo 2 de verilmiştir. TABLO 2: Erkek yüzücülerin yarışmaya dayalı durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri ile performansları arasındaki ilişki değerleri (r). PERFORMANS X SS X SS R n DK 40.84 6,71 35,85 7.78 -,405* 44 SK 43,39 5,56 -,047 43 DK-SK,499* Tablo 2 incelendiği zaman erkek yüzücülerin durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir (p<0.05). Erkek sporcuların durumluk kaygıları azaldığı zaman performansları artmaktadır. Ayrıca 8

erkek yüzücülerin durumluk kaygıları arttığı zaman sürekli kaygılarının da arttığı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<.05). Problem Cümlesi 2: Yüzücülerin sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum: Yarışmaya dayalı Erkek yüzücülerin sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir fark var mıdır? Erkek yüzücülerin yarışmaya dayalı durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri arasındaki fark Tablo 3 te verilmiştir. TABLO 3: Erkek yüzücülerin yarışmaya dayalı durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri arasındaki fark değerleri (t) X SS T n DK 40,83 6,70 42 SK 43,28 5,58-2,55* 42 Tablo 3 incelendiği zaman erkek yüzücülerin yarışma ortamındaki durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir (p<0.05). Bu farklılık durumunda erkek yüzücülerin yarışma ortamındaki sürekli kaygılarının daha yüksek olduğu görülmektedir. İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum: Yarışmaya dayalı Bayan yüzücülerin sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki var mıdır? Bayan yüzücülerin yarışmaya dayalı durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri arasındaki fark Tablo 4 e verilmiştir. TABLO 4: Bayan yüzücülerin yarışmaya dayalı durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri arasındaki fark değerleri (t) X SS T n DK 40,32 7,19 37 SK 47,18 7,91-5,11* 37 9

Tablo 4 incelendiği zaman bayan yüzücülerin yarışma ortamındaki durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir (p<0.05). Bu farklılık durumunda bayan yüzücülerin yarışma ortamındaki sürekli kaygılarının daha yüksek olduğu görülmektedir. Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorum Yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri açısından bayan ve erkek yüzücüler arasında anlamlı bir fark var mıdır? Bayan ve erkek yüzücülerde sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri arasındaki ölçüm değerleri Tablo 5 de verilmiştir. TABLO 5: Bayan ve Erkek yüzücülerde sürekli ve durumluluk kaygı düzeyleri arasındaki Ortalama, Standart Sapma ve t-testi değerleri Bayan Erkek X SS X SS T DK 40,74 7,27 40,84 6,71 -,063 SK 47,18 7,91 43,39 5,56 2,506* N 37 43 Tablo 3 incelendiği zaman durumluluk kaygı (DK) açısından cinsiyetler arasında herhangi bir farklılığa rastlanmazken, sürekli kaygı (SK) bakımından bayan ve erkek sporcular arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu bulunmuştur (p<.05). Bu bağlamda bayan sporcuların sürekli kaygı düzeyleri yarışma sırasında erkek sporculardan daha yüksektir. SONUÇ Araştırmaların pek çocuğunda Spielberger in tanımlamalarına yer verilmektedir. Spielberger (1966) durumluluk kaygısını; Çevresel nedenlerle ortaya çıkan tehlike yada tehdit durumunda bireyin gösterdiği kompleks heyecan reaksiyonlarının ifadesidir şeklinde tanımlamıştır. Bu endişe yapı olarak geçicidir. Zaman içinde değişir veya çeşitlenir. Sürekli kaygı ise Çevresel koşullardan bağımsız olarak bireyin huzursuzluk, vesvese endişe duyma, stres altında aşırı duyarlılık gösterme, yoğun heyecansal 10

reaksiyonlarında bulunma eğilimi olarak tanımlanmaktadır. Belirli durumlarda görülen kaygıyı geçici kaygıyı durumluk kaygı; hemen her zaman bireyde sürekli bir kişilik dizgesi olarak bulunan kaygıyı ise sürekli kaygı olarak tanımlanmaktadır (Akt. Tavacıoğlu, 1999 :40). Sonuçlar genel olarak incelendiği zaman; -Bayan yüzücülerin performanslarının sürekli ve yarışma durumluk kaygısından etkilenmediği, -Erkek yüzücülerin performanslarının yarışma durumluk kaygısından etkilendiği ve yarışma durumluk kaygıları düştükçe performanslarının arttığı, -Bayan ve erkek yüzücülerin yarışma durumluk kaygıları arttıkça, sürekli kaygılarının arttığı, -Bayan yüzücülerin sürekli kaygılarının erkek yüzücülerden yüksek olduğu, -Bayan ve erkek yüzücülerin yarışma ortamındaki durumluk ve sürekli kaygı düzeylerinin farklı olduğu bulunmuştur. Sonstroem ve Bernardo e göre (1982), yarışma öncesi bireysel durumluk kaygı düzeylerini inceleyerek ters-u denencesini test etmek amacıyla yapmış oldukları çalışmalarında, 30 bayan üniversite basketbol oyuncusu antrenman döneminde Spor Yarışma Kaaygı Testi (SCAT) ni doldurmuşlardır. Yarışma sürekli kaygısının mutlak yarışma durumluk kaygısını yordamasına karşın, performansla anlamlı ilişki bulunamamıştır. Sporcuların en düşük ve en yüksek oyun öncesi durumluk kaygı puanları, sporcuların performans puanlarıyla karşılaştırıldığında bir ters-u ilişkisi bulunmuştur. Tüm üç denek grubunda yüksek durumluk kaygı puanları en zayıf performansla ilişkilidir. Ama bu etki, özellikle yarışma sürekli kaygısı yüksek olan sporcularda daha belirgindir. Sonstroem ve Bernardo nun yapmış olduğu çalışmada bu çalışma ile paralellik sergilemektedir. Çünkü erkek sporcuların durumluk kaygıları arttıkça performansları düşmektedir. Ayrıca sürekli kaygı düzeyleri ile performansları arasında bir ilişkiye rastlanmamıştır. Burton (1988), kaygı ve performans arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için daha duyarlı olan bireyin kendi içindeki (intraindividiual) performans ölçümü ve çok boyutlu kaygı ölçümünü kullanmak amacıyla yaptığı çalışmasında üç denence test etmiştir. Bunlardan birincisi, bilişsel kaygının somatik kaygıya göre performansla daha kuvvetli ve daha tutarlı bir ilişkisi vardır. İkincisi, somatik kaygı performansla ters-u ilişkisi gösterir, oysa kendine güven ve performans pozitif lineer ilişki, bilişsel kaygı ve performans negatif lineer ilişki gösterir. Üçüncüsü, kısa süreli, yüksek ve düşük düzeyde karmaşık olan spor dalları, uzun 11

süreli, ya da orta düzeyde karmaşık olanlara göre performans ve somatik kaygı arasında daha kuvvetli bir ilişki ortaya koyarlar. Yüzücülerden oluşan iki örneklem grubu (n=98), yarışma öncesi CSAI-2 doldurmuşlar ve performans verisi yarış sonuçlarından alınmıştır (Akt: Çağlar, 1996:80). Bu bağlamda Burton un çalışması bilişsel kaygının somatik kaygıya göre performansla daha kuvvetli ve daha tutarlı bir ilişkisi bu çalışmanın bulgularınazıtlık sergilemektedir. Öztürk ve arkadaşlarının (1998) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencileri üzerinde yapmış olduğu çalışmada (bayan ve erkekler tek grup olarak değerlendirilmiştir) performans ile kaygı arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı belirtilmektedir. Bu sonuç bayan yüzücülerin bulgularını desteklemektedir. Bu çalışmada bayan yüzücülerin sürekli ve durumluk kaygı düzeyleri ile performansları arasında anlamlı bir ilişkinin bulunmaması Öztürk ve ark. (1988) nın sonuçlarıyla paralellik göstermektedir. Rodrigo, Lusiardo ve Pereira (1990), Futbol Oyuncularında Kaygı Performans İlişkisi adlı araştırmalarında dört perofesyonel futbol takımından 51 futbolcu, yarışmadan dört hafta önce STAI yi, yarışmadan bir saat önce ve yarışmadan hemen sonra CSAI-2 yi doldurmuşlardır. Performans ölçümleri ise beş puanlık bir ölçekle gerçekleştirilmiştir. Oyuncular yarışmadan hemen sonra bu ölçekte kendilerini değerlendirmişler, ayrıca bağımsız gözlemciler de bu beş puanlık ölçekte her oyuncuyu değerlendirmişlerdir. Çalışmanın sonuçları göstermiştir ki; bilişsel endişe ve somatik kaygı arasında orta düzeyde bir ilişki vardır. Bu da ikisinin farklı bileşenler olduğunu göstermektedir. Ayrıca bilişsel endişenin performansla ters ve daha tutarlı bir ilişkisi vardır (Çağlar, 1996). Bu bağlamda Rodrigo, Lusiardo ve Pereira nın yapmış olduğu çalışma, bu çalışmada erkeklerin durumluk kaygısı düştükçe performansları artar sonucu ile paralellik göstermektedir(akt. Çağlar, 1996). Aynı şekilde Williams ve Jenkins (1986) e göre (Akt:Ediş, 1994) yapmış olduğu çalışmada da durumluk kaygı düzeyleri düştükçe performanslarının arttığı şeklinde bir sonuç bulunmuştur. Özbekçi (1990), Farklı Spor Dallarında Yaşanan Yarışma Stres Düzeylerinin Araştırılması adlı araştırmasında, basketbol, hentbol, voleybol ve atletizm sporlarıyla uğraşan sporculara yarışma ortamında SCAT uygulamıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucu, atletizm sporcularının basketbol ve voleybolculara göre yarışma ortamı stresini daha yoğun olarak yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Erkek sporcuların karşılaştırılmasında ise atletizm sporcularının, hentbol, basketbol ve voleybol sporcularına göre bu stresi daha fazla yaşadıkları bulunmuştur (Akt: Çağlar, 1996). Bayan sporcuların stres düzeyleri karşılaştırıldığında ise sadece hentbolcülerin hem basketbol hem de voleybolculara göre bu stresi daha fazla yaşadıkları bulunmuştur. Bayan ve erkek sporcuların stres düzeyleri 12

karşılaştırıldığında, basketbol ve voleybol da erkek sporcular bayanlara göre, hentbolda bayanlar erkeklere göre yarışma ortamı stresini daha yoğun olarak yaşamaktadırlar (Akt. Çağlar, 1996). Bu çalışmada ise bayan sporcuların sürekli kaygıları erkek sporculara göre daha yüksek bulunurken, Özbekçi (1990) nin bulgularıyla paralellik göstermektedir. Arseven ve Güven in (1992) yapmış oldukları çalışmada da bayan sporcuların yarışma ortamındaki kaygıları daha yüksek bulunmuştur. Çağlar ın (1998) erkek hentbolcular üzerinde yapmış olduğu çalışmada, sporcuların kaygı düzeylerinin yüksek oluşu bu çalışmayla benzer bir sonucu ortaya koymaktadır. Aşçı ve Kin in (1998) çalışmasında bayan futbolcularda kaygı düzeylerinin çok yüksek olmadığı ve performansı etkilemediği sonucu bu çalışmada bayanların yarışmaya dayalı sürekli ve durumluk kaygı düzeylerinin performans ile ilişkisi olmadığı ile paralellik göstermektedir. Çağlar ın (1998) genç ve yıldız erkek hentbolcüler üzerinde yaptığı çalışmada, sporcuların sürekli kaygı düzeylerinin müsabaka yaklaştıkça azaldığı, buna zıt olarak Yıldız Milli takımın durumluluk kaygı düzeylerinin müsabaka yaklaştıkça arttığı gözlenmiştir. Pündük ve arkadaşlarının (1994) yaptığı çalışmada kaygının performans üzerine herhangi bir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Pündüğün sonuçları bu çalışmada elde edilen bayan sporculara ait bulgularla benzerlik göstermektedir. Sonuçlar genel olarak incelendiği zaman; - Bayan yüzücülerin performanslarının sürekli ve yarışmaya dayalı durumluk kaygı arasında ilişki olmadığı, - Erkek yüzücülerin performansları ile yarışmaya dayalı durumluk kaygısı arasında ilişki olduğu ve yarışmaya dayalı durumluk kaygıları düştükçe performanslarının arttığı, - Bayan ve erkek yüzücülerin yarışmaya dayalı durumluk kaygıları arttıkça, sürekli kaygılarının arttığı, - Bayan yüzücülerin sürekli kaygılarının erkek yüzücülerden yüksek olduğu, - Bayan ve erkek yüzücülerin yarışma ortamındaki durumluk ve sürekli kaygı düzeylerinin farklı olduğu, bulunmuştur. 13

ÖNERİLER Benzer bir çalışma değişik yaş gruplarında gerçekleştirilebilir. Ayrıca; - Bu çalışmada sporculara durumluk ve sürekli kaygıları ile birlikte kişilik testleri de aynı anda uygulanabilir, - Aynı sporcular uzun süreli incelenebilir, - Farklı teknikler ve mesafelerde yüzen sporcularda incelenebilir, - Farklı fizyolojik parametrelerde (EMG, Kalp Atım Hızı, EEG) dikkate alınarak benzer bir çalışma gerçekleştirilebilir, - Yüzücülerin günlük yaşantılarındaki durumluk ve sürekli kaygı düzeyleri, yarışma ortamındaki düzeyleri karşılaştırılabilir, - Kaygı ile baş etme teknikleri kullanılarak benzer bir çalışma organize edilebilir. 14

KAYNAKÇA ANKAY, Aydın.(1998). Ruh Sağlığı ve Davranış Bozuklukları. Turhan Kitabevi, Ankara. ARSEVEN, Ali., GÜVEN, Özbay (1992). Sporcuların Müsabaka Ortamındaki Anksiyete Düzeyleri. Spor Bilimleri II Ulusal Kongresi Bildirileri. AŞÇI, Hülya, F., KİN, Ayşe, KOŞAR, Nazan, Ş.(1998). Somatotip Özellikleri ile Kendini Fiziksel Algılama Benlik Kavramı ve Kaygı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Uluslararası 5. Spor Bilimleri Kongresi, Ankara. AŞÇI, Hülya, F. ve KİN, Ayşe(1998). Bayan Futbolcularda Kaygı ve Kendini Fiziksel Algılama Düzeyi. Uluslararası 5. Spor Bilimleri Kongresi, Ankara. ATKINSON, Rita ve arkadaşları.(1995). Psikolojiye Giriş II, Sosyal Yayınlar, İstanbul. CÜCELOĞLU, Doğan (2000). İnsan ve Davranışı. Remzi Kitabevi, İstanbul. ÇAĞLAR, Emine (1996). Kaygının Kalp Atım Hızı Üzerine Etkisi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Y.L. Tezi). ÇAĞLAR, Emine.(1998). Erkek Hentbolcülerde Kendini Fiziksel Algılama ve Kaygı Düzeyi. Uluslararası 5. Spor Bilimleri Kongresi, Ankara. ÇAĞLAR, Emine (1998).Genç ve yıldız hentbol milli takımında Bulunan Erkek Sporcuların Kaygı Düzeylerinin Zaman İçindeki Değişimleri. Uluslararası 5. Spor Bilimleri Kongresi, Ankara. ÇEREZ, Haluk, M.(1990). Yüzme Sporu Yapan ve Yapmayan Öğrencilerin Korku Düzeyleri ve Türlerinin Karşılaştırılması. İstanbul: İstanbul Üniversitesi (Yayınlanmamış Y.L. Tezi).. ÇAMLIYER, Hasan (1990). Yarış ve Rekabet Ortamının Sporcuların Yaşadıkları Streslerine ve Davranışlarına Etkileri. I. Spor Bilimleri Kongeri Bildirileri, Ankara. EDİŞ, Dilşad (1994). Relationship Between Skill Performance of Elite Volleyball Players and Competitive State Anxiety. Ankara: Ortadoğu Teknik Üniversitesi, (Yayınlanmamış Y.L. Tezi). ERDAL, Işık.(1996). Nevrozlar, Kent Matbaası, Ankara. GEÇTAN, Engin. (2000). Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar. Remzi Kitabevi, İstanbul. KÖKNEL, Özcan. (1982). Kaygıdan Mutluluğa Kişilik, Altın Kitaplar, İstanbul. KÖKNEL, Özcan. (2000). Günlük Hayatta Ruh Sağlığı, Alfa Aktüel Kitabevleri, İstanbul. İNANÇ, Banu. (1997). Kaygı ve Stress. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 15

MORGAN, Cliffordt. (1991). Psikolojiye Giriş. H.Ü. Psikoloji Bölümü Yayınları Ankara. ÖZBAYDAR, Sabri. (1983). İnsan Davranışının Sınırları ve Spor Psikolojisi. Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul. ÖZBEKÇİ, F. (1990). Farklı Spor Dallarında Yaşanan Spor Müsabaka Stres Düzeylerinin Araştırılması. I. Spor Bilimleri Kongeri Bildirileri, Ankara. ÖZER, Kamil. (1990). Yetenek Seçiminde Yapısal Faktörler. I. Spor Bilimleri Kongeri Bildirileri, Ankara. ÇAĞLAR, Emine. (1998). Erkek Hentbolcülerde Kendini Fiziksel Algılama ve Kaygı Düzeyi. Uluslararası 5. Spor Bilimleri Kongresi, Ankara. ÖZTÜRK, F. Ve Arkadaşları (1998). Ç. Ü. Beden Eğitimi ve Spor Yükseokulu Özel Yetenek Sınavına Katılan Adayların Durumluk Kaygı Düzeyleri. Uluslararası 5. Spor Bilimleri Kongresi, Ankara. PÜNDÜK, Z., SÜTBAKAN, İ., GÜR, H. (1994). Türkiye Skeet-Trap Şampiyonasına Katılan Sporcuların Yarışmalar Öncesi Anksiyete Düzeyleri ve Başarı İle Olan İlişkisi. Spor Bilimleri III. Ulusal Kongresi Bildiri Özetleri, Ankara TAVACIOĞLU, Leyla. (1999). Spor Psikolojisi Bilişsel Değerlendirmeler. Bağırgan Yayımevi. Ankara. TİRYAKİ, Şefik ve Moralı, S.(1990). Genç Sporcularda Yarışma-Performans Kaygısı ve Bu Kaygı İle Başa Çıkma Davranışlarının Araştırılması. I. Spor Bilimleri Kongeri Bildirileri, Ankara. 16