Surrenal Yetersizlik. Hülya GÜNÖZ *

Benzer belgeler
Konjenital adrenal hiperplazi

Konjenital adrenal hiperplazi. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

GÖRSEL VAKA TANITIMLARI: Adrenal Yetmezlik / Cushing -Sendromu. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi

Adrenal Yetmezlik. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Konjenital adrenal hiperplazi (KAH) Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Adrenal Yetmezlik. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

İntern Dr. Özkan ERARSLAN ADRENAL YETERSİZLİK. ADDİSON HASTALIĞI, BÖBREKÜSTÜ BEZ YETERSİZLİĞİ, SÜRRENAL YETMEZLİK Ekim 2013

Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.

Konjenital adrenal hiperplazi. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

AKUT ADRENAL YETMEZLĐK TEDAVĐ PROTOKOLÜ

ADDİSON HASTALIĞI ve AKUT ADRENAL YETMEZLİK. İnt. Dr. Utku TURAN Mart 2014

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

ACTH (Synacten) STİMÜLASYON TESTİ

Sürrenal Yetmezlik. Dr. Mustafa Burak SAYHAN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilimdalı

Adrenal Korteks Hormonları

OLGULARLA HİPOKORTİZOLEMİ. Doç Dr. Gonca Tamer Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

MENOPOZ. Menopoz nedir?

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri

HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

ADH Anti Diüretik Hormon

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Vücut yağ dokusunun aşırı artışı olarak tanımlanır. Ülkemizde okul çağındaki çocuk ve adolesanlarında obezite oranı % 6-15 dolaylarındadır.

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Tiroid dışı hastalıklarda düşük T3, yüksek rt3, normal T4 ve normal TSH izlenir.

ADRENAL KORTEKS HORMONLARI GLİKOKORTİKOİDLER. Doç. Dr. Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı

Cinsel Kimlik Bozuklukları

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

BÖBREKÜSTÜ BEZİ. Prof. Dr. Arif ALTINTAŞ Biyokimya 1

Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS Yenidoğan muayenesi R. ÖRS Yenidoğan muayenesi R. ÖRS

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Endokrin farmakoloji 1 (hipofiz hormonları, tiroid hormonları, adrenal korteks hormonları) Prof. Dr. Öner Süzer

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP A PEDİATRİ STAJ PROGRAMI GÖREVLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr.

Dr. İhsan ESEN. Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Kliniği

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP D PEDİATRİ STAJ PROGRAMI GÖREVLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr.

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

Büyüme sorunlarına yaklaşım. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP B PEDİATRİ STAJ PROGRAMI GÖREVLİ ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr.

BÖBREKÜSTÜ BEZİ FİZYOPATOLOJİSİ

MİKSÖDEM. Yrd. Doç. Dr. Mücahit GÜNAYDIN Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ GEBELİK ENDOKRİNOLOJİSİ

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

Cushing Sendromu. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi

T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Dr. İhsan ESEN. Çocuk Endokrinolojisi

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

HİPERNATREMİ. Doç. Dr. Halil Yazıcı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Hipofiz gelişimi. Hipofiz ektodermden gelişir.adenohipofiz Rathke kesesinden,nörohipofiz ise infindubulumdan gelişir.

DÖNEM 4 PEDİATRİ STAJI DERS PROGRAMI B GRUBU (12/11/ /01/2019) 14/11/2018 Çarşamba

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Cinsel Gelişim Bozukluklarına Vakalarla Yaklaşım

DERS KURULU 5 TIP 322- SİNDİRİM SİSTEMİ VE ENDOKRİN ÇOCUK SAĞ VE HAS+ÇOCUK CER+İMMÜONOLOJİ

Topaloğlu R, ÖzaltınF, Gülhan B, Bodur İ, İnözü M, Beşbaş N

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU

Hipotalamus hormonları. Leptin 1/30/2012 HİPOFİZ ÖN LOP HORMONLARI. Growth hormon : Büyüme hormonu Somatotropin

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

VENTRAL İNDÜKSİYON ANOMALİLERİ

her hakki saklidir onderyaman.com

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP A PEDİATRİ STAJ PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

v2

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

Dişi Genital Sistem Anomalileri

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

Ca; Ca+2; Serum calcium; Ca++; Calcium blood test:

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

4.SINIF İÇ HASTALIKLARI STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet BAŞTEMİR, Doç. Dr. Selman ÜNVERDİ, Yrd. Doç. Dr.

Transkript:

Surrenal Yetersizlik Hülya GÜNÖZ * Surrenal Yetersizlik Adrenal yetersizlik göreceli olarak çocukluk ve ergenlik döneminde nadirdir, primer ve sekonder, konjenital ve edinsel olarak gruplandırılabilir. Primer adrenal yetersizlik nedenleri arasında konjenital adrenal hiperplazi, otoimmün adrenal yetersizlik, Wolman, triple A, Zellweger gibi bazı sendromlar sayılabilir. Sekonder adrenal yetersizliğe ise glukokortikoid tedavinin kesilmesi, adrenal süpresyon durumunda stres ortaya çıkması ve primer ACTH eksikliğine bağlı ortaya çıkabilir. Glukokortikoid ve mineralokortikoid yerine koyma tedavisi gereklidir. Adrenal kriz adrenal yetersizliği olan çocuklarda hastalıklar sırasında yetersiz glukokortikoid tedaviye bağlı olarak ortaya çıkabilir. Adrenal yetersizliğin erken tanınması ve tedavi edilmesi önemlidir. Adrenal krizin önlenmesi için sağlık görevlilerine ve ailelere öneriler yapılmalıdır. Anahtar kelimeler: Surrenal yetersizlik, çocuk, glukokortikoid Adrenal Insufficiency Adrenal insufficiency is relatively rare in childhood and adolescence, and may be categorized as primary or secondary and congenital or acquired. Primary adrenal insufficiency causes include congenital adrenal hyperplasia, autoimmune adrenal insufficiency, adrenoleucodystrophy, syndromes (Wolman, triple A, Zellweger, etc.). Secondary adrenal insufficiency may occur due to discontinuation of glucocorticoid therapy or stress on suppressive doses, deficiency primary ACTH. Glucocorticoid and mineralocorticoid replacement therapy are necessary. If unrecognized, adrenal insufficiency may present with life-threatening cardiovascular collapse. Adrenal crisis continues to occur in children with adrenal insufficiency during acute disease because of failure to increase glucocorticoid dose. Early recognition and treatment of adrenal insufficiency are most important. Suggestions for prevention of adrenal crisis in patients at risk are provided for families and health care professionals. Key words: Adrenal insufficiency, childhood, glucocorticoid Surrenal yetersizlik, surrenal korteksten glukokortikoid ve bazen beraberinde mineralokortikoidlerin sentezlenme ve salgılanma kusurudur. Glukokortikoidler hayatın her aşamasında yaşamsal önem taşırlar. Adını glukoz düzenleyici özelliklerinden almakla birlikte lipid ve protein metabolizması, immün yanıtın düzenlenmesi, dolaşım sistemi, böbrek işlevleri, büyüme, kemik metabolizması merkezi sinir sistemi (MSS) aktivitesi üzerine çoklu etkileri vardır. Stres durumunda salgılanmaları on kata kadar artarak bireyin strese dayanıklılığını sağlar. Bu artış ile kalbin kasılması, atım kapasitesi, katekolaminlerin kan basıncını artırıcı etkisini güçlendirme, kasların çalışma kapasitesini artırma, enerji yedeğini serbestleştirme, inflamatuvar yanıtı düzenleme gibi yaşamsal işlevler oluşur. Alındığı tarih: 28.08.08 Kabul tarihi: 11.11.08 * İ. Ü, İstanbul Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Büyüme-Gelişme ve Pediatrik Endokrinoloji Bilim Dalı, Prof. Dr. Surrenal yetersizlik surrenal korteksin bizzat kendisinden kaynaklanıyor ise primer surrenal yetersizlik, adrenokortikotrop hormon (ACTH) eksikliği sonucu oluşmuş ise sekonder surrenal yetersizlik adını alır (Tablo 1). PRİMER SURRENAL YETERSİZLİK Primer surrenal yetersizlik genetik ya da edinsel nedenlerle oluşur. Genetik olanlar yenidoğan döneminde belirti verebildiği gibi belirtilerini yıllar sonra da verebilir. GENETİK NEDENLER Konjenital Surrenal Hiperplazi (KAH) Glukokortikoidlerin surrenal kortekse kolesterolden başlayarak kortizole kadar sentezlenmesinde görev alan çeşitli enzimlerin, genetik olarak eksikliği sonucu ortaya çıkan yetersizlik durumlarıdır (Tablo 2). 145

Tablo 1. Surrenal yetersizlik nedenleri. Primer Surrenal Yetersizlik Kalıtsal Konjenital surrenal hiperplaziler 21 hidroksilaz eksikliği 11 b-hidroksilaz eksikliği 3 b-hidroksisteroid dehidrogenaz eksikliği 17 a-hidroksilaz eksikliği Star ve 20-22 desmolaz eksikliği POR Konjenital surrenal hipoplazi SF-1 eksikliği Adrenolökodistrofi (ALD) Ailevi glukokortikoid eksikliği (ACTH duyarsızlığı) Smith-Lemli-Opitz sendromu Üç A sendromu (Allagrove) Edinsel Otoimmün adrenalit İzole Otoimmün poliendokrinopati Tip 1 Tip 2 İnfeksiyonlar Menenjit Tüberküloz AIDS Mantar Bilateral surrenal kanama Tümör infiltrasyonları Bilateral adrenalektomi İlaca bağlı baskılanmalar Sekonder Surrenal Yetersizlik Glukokortikoidlerin hızlı kesilmesi ACTH veya CRH eksikliği ACTH gen defekti CRH gen defekti Hipofiz gelişim kusuru Tümörler Cerrahi nedenler İnfeksiyonlar Radyoaktivite Tüm şekilleri otozomal resesif geçer ve primer surrenal yetersizliklerin % 70-75 ini oluştururlar. Çocukluk çağlarında en sık görülen surrenal yetersizlik nedeni tuz kaybettiren 21 hidroksilaz (OH) eksikliğidir (% 90). Kız çocuklar kuşkulu genital yapı nedeni ile daha kolay tanı alırken, erkek çocuklar pilor stenozu gibi nedenlerle karıştırılabilirler. Genellikle hayatın 7-10. günlerinde tartı alamama kusma, hiponatremi, hiperpotasemi ve asidoz tablosu gelişir. Tuz kaybı yapmayan, ancak ikinci sıklıkta görülen KAH nedeni 11ß-hidroksilaz eksikliğidir. KAH ın hipertansiyonla giden şeklidir. Kızlar kuşkulu genital yapı ile doğar. Bunlarda tuz kaybı yoktur. Her iki cinste de artmış skrotal pigmentasyon dikkat çekicidir. Tuz kaybı ile giden nadir diğer KAH şekilleri, 3ß-hidroksisteroid dehidrogenaz (3ßHSD) eksikliği, lipoid surrenal hipoplazi (P450scc, StAR eksikliği) ve POR eksikliğidir. Her üçü de ender görülür. Klinik bulguları 21OH eksikliği gibidir. Hepsi erkek çocuklarda kuşkulu genital yapıya neden olurken, 3 ßH SD eksikliği kız çocuklarda virilizasyon yapar. Pigmentasyon artışı görülür. POR vakalarında kuşkulu genital yapıya ilaveten kraniyal sinostoz ve radyoulnar sinostozla giden iskelet anomalileri vardır (Antley- Bixler Sendromu). Steroid sentezindeki bozukluk hem 21OH, hem 17-20 liyaz eksikliğine özgü belirtileri taşır. Kortizol eksikliği sık değildir, ancak stres yanıtı bozulmuştur. KAH şekillerinden sonuncusu tuz kaybı yapmayan ve nadir görülen 17 α-hidroksilaz eksikliği olup, erkek çocukta dış genital yapı dişi görünümündedir ve hipertansiyon ile gider. Tuz kaybı olmayan surrenal yetersizlik tablosu vardır. Artan aldosteron veya aldosteron prekürsörlerinin etkisi ile vücutta fazla sodyum tutulur, klinik kısmen maskelenebilir. Konjenital Surrenal Hipoplazi X kromozomunun (Xp21) bölgesinde bulunan DAX-1 geninin delesyonuna veya mutasyonuna bağlı olarak ortaya çıkar. Çocuklukta akut surrenal yetersizlik olarak görülebildiği gibi daha ileri yaşlarda, daha hafif belirtilerle ve boy kısalığı ile görülebilir. Vakalarda surrenal korteks hipoplazik ve disorganize bulunmuştur. Genin gliserol kinaz sentezinden sorumlu gen ve Duchenne müsküler distrofi yapan genle birlikte delesyonu bildirilmiştir. Bu vakaların çoğunda mental retardasyon da vardır. DAX -1 geninin surrenal bezin ve gonadların farklılaşmasında önemli bir rolü vardır ve steroidojenik faktör (SF)-1 ile birlikte hipotalamusun gelişmesinde etkilidir. DAX-1 eksikliği pübertede hipogonadotropik hipogonadizme neden olur. Bu genin duplikasyonu ise, 46 XY erkeklerde testis farklılaşmasını engeller. SF-1 Eksikliği SF-1 geni steroidegenezde görevli tüm genlerin yanı 146

H. Günöz, Surrenal Yetersizlik Tablo 2. Adrenal steroid hormonların sentezi. Kolesterol Pregnenolon Progesteron Deoksikortikosteron Kortikosteron 18OH kortikosteron Aldosteron 20-22 desmolaz ve STAR 3b HSD 21 hidroksilaz 11b-hidroksilaz 18 hidroksilaz 18HSD MİNERALOKORTİKOİD 17 a-hidroksilaz 17 a-hidroksilaz HSD: Hidroksisteroid dehidrogenaz 17-20 desmolaz 17OH Pregnenolon 3b HSD 17-20 desmolaz 17OH progesteron 21 hidroksilaz 11Deoksikortizol 11b-hidroksilaz Kortizol GLUKOKORTİKOİD Dehidroepiandrosteron 3b HSD aromataz Delta-4-Androstenedion Estron 17b-HSD aromataz Testosteron Estradiol ANDROJENLER sıra ACTH reseptör geni ve anti müllerien hormon (AMH) geninin ekspresyonunu kontrol eder. SF-1 geninin mutasyonlarından çoğu erken abortusla kaybedilir. Heterozigot mutasyon normal müller yapıları olan 46 XY dişi gelişimine neden olur. Bunların ayrıca surrenal yetersizlikleri de vardır. Adrenolökodistrofi Erken, çocuklukta ve geç başlayan (adrenomiyelonöropati) şekilleri vardır. X kromozomu (q28) ile taşınır. ABCD1 adı bu gen, uzun zincirli yağ asitlerinin (VLCFAs) peroksizoma girişinde membran geçişini sağlar, eksikliğinde bu yağların ß-oksidasyonu yapılamaz. Plazma ve çeşitli dokularda 24-26 karbonlu yağ asitleri artar. En sık görülen şekli çocukluk yaşlarında başlayanıdır (6-7 yaşlarda). İlerleyici seyirlidir. Erken evrede davranış bozuklukları, görmede zayıflama, ekstremitelerde kas gücünde azalma vardır. Birkaç yıl içinde demans, körlük, tüm ekstremitelerde hareket kaybı gelişir ve hastayı ölüme götürür. 12-20 yaşlarında başlayanları daha yavaş seyirlidir. Addison tablosu nörolojik bulgular başladıktan sonra veya başlamadan önce ortaya çıkar. Kortizol ve aldosteron eksikliği birliktedir. Surrenal hücrelerinde anormal kolesterol esterleri birikir ve korteks hücrelerini atrofiye götürür. Nörolojik bulgular ile Addison bulgularının ağırlığı ilişkili değildir. Taşıyıcı kadınlarda yıllar sonra nörolojik bulgular çıkabilir. Addison ise nadirdir. Ailevi glukokortikoid eksikliği Vakaların yaklaşık yarısında ACTH reseptöründe mutasyon saptanmıştır. Belirgin kortikal atrofi olmakla beraber aldosteron sentezi korunur. Hastalarda hipoglisemi ve konvülziyon görülür. Renkleri esmerleşir. Otozomal resesif geçişlidir. ACTH düzeyi yüksek, hipoglisemide kortizol düzeyi düşüktür. IV ACTH testine yanıt vermezler. Allgrove sendromu ACTH direncinin görüldüğü diğer bir durumdur. Otozomal resesif geçişlidir. Akalazi, alakrimi ve Addison birliktedir. 12(q13) kromozomdaki AAAS geni ile taşınır. Bu gen proteinlerin nükleustan sitoplazmaya taşınmasında görev yapan aladin proteinini kodlar. Hastalarda sağırlık, otonomik disfonksiyon, mental retardasyon, motor nöropati vardır. El ve ayak tabanında hiperkeratoz görülebilir. IMAGe sendromu İntrauterin büyüme geriliği, metafizer displazi, konjenital adrenal yetersizlik ve genital anomaliler ile 147

gider. Erkeklerde mikropenis, kriptorşidi, hipospadias görülür. Etiyolojisi henüz bilinmemektedir. Adrenal yetersizlik değişken olabilir. Kearns Sayre sendromu Mitokondrial bir gen delesyonudur. Katarakt, sinirsel sağırlık, miyopati, boy kısalığı ile karakterizedir. Hipogonadizm, diyabet, hipotiroidi, hipoparatiroidi gibi endokrin bozukluklar kliniğe eşlik edebilir. Wolman Hastalığı Lizozomal asit lipaz eksikliğidir. Geni 10. kromozomda bulunur. Otozomal resesif geçer. Bu enzim kolesterol esterlerini ve tirgliseridi hidrolize eden bir esterazdır. Hastalarda esterleşmiş lipid çeşitli dokularda birikir. Yaygın ksantomatozis ve surrenal bezde kalsifikasyon vardır. Belirtiler ilk aylarda tartı alamama, anemi, hepatosplenomegali ile çıkar. Sarılık, kusma ve ishal vardır. Surrenaller büyümüş ve kalsifiyedir. Çok nadir bir hastalık olup, kısa sürede ölümle sonlanır. Smith Lemli Opitz Sendromu Tipik yüz görünümü, mikrosefali, ekstremite anomalileri, gelişme geriliği ve cinsel farklılaşma kusuru görülür. 7-dehidrokolesterolün kolesterole dönüşümünü yapan steroid 7-redüktaz enzimini kodlayan gende mutasyon vardır (11q12-13). Serum kolesterol düzeyinin çok düşük bulunması tipiktir. İzole otoimmun adrenalitis İkinci sık görülen Addison nedenidir (% 20). Çocuklarda ender görülür. Genellikle 20-30 lu yaşlarda bildirilmiştir. Kortekste lenfosit infiltrasyonu olur. Ancak gland tamamen atrofiye uğrar. Otopside bile görülmez. Medulla çoğunlukla etkilenmez. Plazmada antiadrenal sitoplazmik antikorlar bulunur. En sık rastlanılan 21-hidroksilaz antikorudur. Otoimmun poliendokrinopati (OPE) Çoklu endokrin organ tutulumu ile giden otoimmun hastalıklardır. Başlıca Tip 1 ve 2 olmak üzere iki şekli vardır. Tip 1 OPE: APECED sendromu (otoimmun poliendokrinopati, kandidiazis, ektodermal distrofi) olarak bilinir. İki belirtinin birlikte olması tanı koydurucudur. Kronik mukokütanöz kandidiazis ilk çıkan belirtidir. İkinci bulgu çoğunlukla hipoparatiroididir. Addison 10-12 yaşlarında çıkar. Beraberinde gonadal yetersizlik, vitiligo, alopesi, tırnak distrofisi, diş hipoplazisi, intestinal malabsorbsiyon, kronik aktif hepatit vb. görülebilir. Hipotiroidi ve tip 1 diyabet daha seyrek görülür (< %10). Kardeşlerinde de gelişebileceği için aile bireyleri yakın izlenmelidir. Addisona bağlı ani ölüm gelişebilir. 21. kromozomda (q22.3) bulunan AIRE-1 geni sorumludur. Bu gen immun yanıtta önemli rol oynayan transkripsiyon faktörünü kodlar. Otozomal dominant veya resesif kalıtılır. Tip 2 OPE: Bu poliendokrinopatide Addison a tip 1 diyabet (Carpenter sendromu) veya otoimmun tiroid hastalığı (Schmidt sendromu) eşlik eder. Vitiligo, gonodal yetmezlik, alopesi, kronik atrofik gastrit, pernisyöz anemi görülebilir. İkinci dekadda çıkar. Aynı ailede orta yaş kadınlarda görülme oranı yüksektir. Doku grubu HLA DR3-DR4 sıklığı artmıştır. Otozomal dominant geçer. İnfeksiyonlar Meningokoksemi sırasında fulminan adrenal yetersizlik gelişebilir. Prognozu kötüdür. Acilen stres dozunda IV hidrokortizon verilmesi yararlı olabilir. Waterhouse-Frederichsen (WF) sendromu olarak da bilinir. Staphylococcus aureus ile de WF sendromu bildirilmiştir. Tüberküloz ve bazı mantar infeksiyonları da Addison a yol açabilir. AIDS te de surrenal korteks etkilenebilir. İlaçlar Ketoconazol, etomidat, mitotan, aminoglutamid surrenal enzimlerini etkileyerek kortizol sentezini bozar; fenitoin, fenobarbital ve rifampisin ise kortizol etkisini ve kortizolün bioyararlılığını azaltarak surrenal yetersizliğe yol açabilir. İlaç kullanan çocuklar bu yönden dikkatli izlenmelidir. Surrenal kanama Özellikle makat gelişi olmak üzere zor doğum sonu- 148

H. Günöz, Surrenal Yetersizlik cu surrenal kanama gelişebilir. Hızla ölüme götürecek ağırlıkta olabilir. Sıklığı 3:100,000 doğum olarak bildirilmiştir. Anemi, karında kitle, açıklanamayan sarılık, skrotal hematom gibi klinik bulgular; hipoglisemi, hiponatremi ve hiperkalemik asidoz gibi laboratuvar bulguları görülür. Bazen kanama anlaşılamaz. Adrenal bezde kalsifikasyon 3-6 hafta sonra incelemeler sırasında fark edilir. Zamanla kalsifikasyonlar kaybolur. Ayırıcı tanıda çocuk istismarı araştırılmalıdır. Renal ven trombozu ile karışabilir. Antikoagülan kullanımı da surrenal kanama nedeni olabilir. Sekonder Adrenal Yetersizlik Bu olgularda glukokortikoid eksik olmakla beraber aldosteron sentezi yeterlidir. Hipofizer veya hipotalamik nedenlerde surrenal androjen sentezi de yetersiz olur. Kortikosteroidlerin hızlı kesilmesi Etkin bir kortikosteroidin uzun süreli kullanımı hipotalamo- hipofizer- surrenal ekseni baskılar. İlacın ani kesilmesi veya dozun hızlı azaltılması eksenin kendini toparlamasına imkan tanımadığı için surrenal yetersizliğe neden olur. Maksimal sürenin ne kadar olduğu, bireysel duyarlılığa göre değişkenlik gösterir. Yüksek doz (fizyolojik dozun yaklaşık 10 katı) steroidin bir haftadan daha uzun verilmesinin baskılanmaya yol açabildiği gösterilmiştir. Lösemi, astım, kollajen vasküler hastalıklar, otoimmün hastalıklar, transplantasyonlar gibi yüksek doz ve uzun süreli steroid kullanımlarında bu durum dikkatle izlenmelidir. Topikal steroidlerin egzama, pişik gibi nedenlerle uzun süreli kontrolsüz kullanımı da bu tabloya neden olabilir. Bu hastaların özellikle infeksiyon veya başka stres yaratan durumlara (cerrahi vb.) kortizol yanıtı yetersizdir. Uzun süreli kortikosteroid kullanımında doz fizyolojik dozun iki katına indikten sonra daha yavaş azaltılmalı ve ilaç kesildikten 2 ay sonra düşük doz (1 µg) ACTH testine kortizol yanıtı bakılarak, gerekirse bu çocuklara stres durumlarında, stres dozlarında hidrokortizon verilmelidir. ACTH eksikliği Çoğunlukla diğer hipofiz hormonlarının eksikliği ile birlikte görülür. Doğumsal veya akiz nedenler olabilir. Doğumsal nedenler hipofiz bezinin anatomik gelişiminde etkili gen defektleri sonucu görülür. Büyüme hormonu, tirotropin (TSH), gonadotropin gibi diğer hipofiz hormonlarında da eksiklik vardır. HEX-1 geninde mutasyon septum pellusidum ve optik sinirde hipoplaziye neden olur. Bu durum septooptik displazi olarak da adlandırılır. İzole olarak ACTH veya kortikotropin salgılatıcı hormon (CRH) eksikliği sonucu adrenal yetersizlik vakaları da bildirilmiştir. Akiz görülen en sık neden hipofiz fonksiyonlarını etkileyen beyin tümörleridir (kraniofaringioma, germinoma vb). Cerrahi, infeksiyöz, infiltratif nedenler, radyoaktivite veya travma sonucu oluşan hipofiz fonksiyon bozuklukları da sekonder surrenal yetersizliğe neden olabilir. Sekonder surrenal yetersizlikte pigmentasyon artışı yoktur. Aldosteron salgısı bozulmamıştır. Yenidoğanda hipoglisemi, daha büyük çocuklarda halsizlik, iştahsızlık, ortostatik hipotansiyon, güçsüzlük görülür. Elektrolitler normaldir. Diğer hipofiz hormon eksiklikleri varsa onlara yönelik belirtiler eklenebilir (büyüme geriliği, mikropenis, vb). Klinik belirtiler Primer surrenal yetersizlikte çoğunlukla kortizol yanı sıra aldosteron yapımı da etkilenir. Hipoglisemi ilk belirtidir. Alternatif enerji kaynağı olarak ketoasitlerin kullanımı ketoza yol açar. Açlık, iştahsızlık, bulantı ve kusma ketozu belirginleştirir. Kortizol eksikliğine bağlı kalbin atım hacmi küçülür. Epinefrinin inotropik ve basınç arttırıcı etkisi zayıflar. Kan basıncı düşer. Bu problemler başlangıçta ortostatik hipotansiyon gibi başlarsa da herhangi bir zamanda belirgin şoka ilerleyebilir. Aldosteron eksikliği varsa tablo ağırlaşır. Kan basıncındaki düşme, azalmış kardiak atım, böbrek filtrasyon hızını azaltır. Dolayısıyla serbest su atılımını azaltır. Kortizolün inhibe edici etkisinin kalkması ve hipertansiyon AVP salgısını artırır, hiponatremi gelişir. Aldosteron yetersizliği varsa klinik daha ağır olur. Kortizol eksikliğine aldosteron eksikliğinin eklendiği durumlarda hipopotasemi de görülür. 149

Kortizol eksikliği sonucu hipotalamus ve hipofiz uyarılır. ACTH prekürsörleri proopiomelanokortinden fazla miktarda yan ürün olan melanosit stimülan hormon (MSH) sentezlenir. Bu artış, cildin koyulaşmasına neden olur. Koyulaşma kıvrımlarda, skar dokusunda ve mukozada en belirgindir. Yenidoğan döneminde surrenal krizin en sık nedeni KAH, sepsis, konjenital adrenal hipolazidir. Nadiren kanama da neden olabilir. Sütçocukluğu döneminde böbreklerin aldosteron duyarlılığı azdır, anne sütü ve formül sütlerdeki düşük sodyum da dikkate alındığında bu dönemde hipoglisemi, hiponatremi ve hiperpotasemi ile giden klinik tablo hızla gelişir. Ketoz sütçocukluğunda görülemeyebilir. Sepsis ve kanamaya bağlı olgularda hiperpigmentasyon yoktur. Daha büyük çocuklarda tablo yavaş ilerler. Hasta halsiz görünür. Kas güçsüzlüğü, kusma, kilo kaybı, ortostatik hipotansiyon, pigmentasyon artışı görülür. Kas ağrıları olabilir. Hipoglisemi, hiponatremi ve ketoz olur ve eozinofili, lenfositoz, anemi görülebilir. Tablo akut gastroenteritle karışabilir. Bir çocukta ortostatik hipotansiyon ve hiponatremi, hipoglisemi varsa Addison mutlak düşünülmelidir. Laboratuvar bulguları Aldosteron ng/dl 20 10 ACTH 0 30 60 90 300 Dakika Şekil 1. IV ACTH uyarısına kortizol ve aldosteron yanıtı. 40 20 Kortizol µg/dl Kanda hipoglisemi, hiponatremi, hiperpotasemi, asidoz görülür. Kortizol normal olsa bile hastanın kliniği ile uyumsuzdur. ACTH ise yüksektir. Aldosteron düzeyi normal ancak hiponatremiye göre göreceli düşüktür. Plazma renin aktivitesi (PRA) artmıştır. İdrarda Na atılımı artar. Ancak hastanın Na alımının bilinmesi de önem taşır. En güvenilir test ACTH testidir. 250 µg IV aköz ACTH öncesi ve 60.dak sonrası kortizol yanıtının 20 µg/dl altında olması yetersizlik göstergesidir. ACTH ya akut evrede aldosteron yanıtı olduğu için aldosteron eksikliği düşünülen durumda test sırasında aldosteron düzeyine bakılabilir (Şekil 1). Ayırıcı tanı Klinik tablo sepsis, gastroenterit, dehidratasyon, pilor stenozu ile karışabilir. KAH düşünülen olgularda ACTH testine 0-60. dakika 17 hidroksiprogesteron (OHP) yanıtına bakılmalıdır. ALD tanısı için uzun zincirli yağ asitlerine, otoimmun nedenler için surrenal antikorlarına (21OH) bakılabilir. En sık hipoparatiroidi ile birlikte görüldüğü için Ca, P düzeylerine bakılması da uygun olur. Görüntüleme (US, CT, MRI) gereksinime göre kullanılabilir. Primer Surrenal Yetersizlikte Tedavi Acil tedavi önemlidir. Başlangıçta kan örneği alınarak ACTH, kortizol, elektrolitler, tam kan sayımı, kan şekeri, aldosteron ve PRA bakılır veya serum ayrılır. Hastaya % 5 glikoz içeren % 9 luk NaCl perfüzyonu başlanır. İlk saatte 20 ml/kg/saat hız uygundur. Hastanın dehidratasyon derecesi, özelliğine göre % 10-15 dolaylarında hesaplanarak, kaybı bulunur ve buna günlük sıvı ihtiyacı eklenir. Hesaplanan sıvının yarısı ilk 8 saatte verilecek şekilde serum hızı ayarlanır. Hipoglisemi varsa % 10 luk dekstroz 1 ml/kg olacak şekilde IV bolus verilebilir. Hastanın elektrolit düzeyleri 6-8 saat aralarla kontrol edilir. 8. saatten sonra duruma göre sıvının Na içeriği önce 2/3 daha sonra 1/3 oranında azaltılabilir. Potasyum düzeyi 7 meq/l üzerinde ise, kalsiyum glukonat 0.5 1 ml/kg olmak üzere yavaş infüzyon 150

H. Günöz, Surrenal Yetersizlik şeklinde 5-10 dakika içinde verilebilir. Aritmiye dikkat edilmelidir; miyokardı sistolde durdurabilir. Kalsiyum yeterli olmadığı durumda veya onun yerine glukoz ve insülinin birlikte perfüzyonu hiperpotasemi tedavisi için kullanılabilir. Bu amaçla saatte 0.5 g/kg glukoz, 0.2 U/kg insülin ile birlikte gidecek şekilde perfüze edilir. İnsülin, potasyumun hızla hücre içine çekilmesine neden olur. Hiperpotasemide bir seçenek de K bağlayıcı reçine vermektir. Kayeksalat Na/K değişimi yapar. 1 gr ı 1 meq K u bağlar. Uygulamada 6 saatte bir kilo başına 1 gr olacak şekilde verilebilir. 20 mg hidrokortizonun, 0.05 mg aldosterona eşdeğer Na tutucu etkisi vardır. Bu nedenle eksiklik ağır değilse minerolokortikoid gerekmez. Ağır eksiklikte 0.05 veya 0.1 mg 9 α-fludrokortizon oral ilave edilir. Sıvı perfüzyonuna başlanması ile eş zamanlı olarak hidrokortizona da başlanır. Yenidoğanda 10 mg, sütçocuğunda 25 mg, oyun çocuğunda 50 mg, okul çocuğunda 75 mg, adolesanda ise 100 mg hidrokortizon sodyum süksinat (suda erir) bolus şeklinde verilir. Perfüzyon şeklinde 100 mg/m 2 / 24 saat olacak şekilde 6 saatlik aralarla verilmeye devam edilir. Doz hergün % 25 azaltılarak 4-5 günde fizyolojik doza inilir. Akut kriz geçtikten sonra idame hidrokortizon tedavisine geçilir. Bu doz 10 mg/m 2 /24 saattir. Kortizol duyarlığındaki farka bağlı olarak doz 8-15 mg/m 2 /24 saat arasında değişebilir. Üç doza bölünerek verilmesi tercih edilir çünkü hidrokortizonun yarılanma süresi 6 saat kadardır. Büyüme dönemi boyunca, daha kısa etkili olması nedeni ile hidrokortizon tercih edilir. Büyüme kıkırdakları kapandıktan sonra eşdeğer prednisolona günde tek doz geçilebilir. Stres durumlarında (infeksiyon, travma, minör cerrahi girişim) doz iki-üç katına arttırılmalıdır. Büyük cerrahi girişimler için özel protokol hazırlanır ve doz 8-10 misline artırılır. Yüksek doz hidrokortizon obezite, strialar, hipertansiyon, osteoporoz ve büyüme durmasına neden olur. Adrendökodistrofide Lorenzo nun yağı yardımcı olur; daha iyisi kemik iliği transplantasyonudur. Sekonder surrenal yetersizlikte tedavi İlaçlara bağlı hipotalamo-hipofizer baskılı olduğu sürece 10 mg/m 2 /gün dozu ile hidrokortizon 2-3 doza bölünerek verilir. Bu süre bazen umulandan daha uzun sürebilir. Kesmek için akşam dozu atlanır, sabah ilaç verilmeden İV düşük doz ACTH testi uygulanır. 60. dakikada kortizol yanıtı 20 µg/dl ve üzeri olursa, hidrokortizon kesilebilir. ACTH nın çeşitli nedenlerle (operasyon vb.) kalıcı olarak sentezlenememesi durumlarında glukokortikoidlerin fizyolojik dozda ömür boyu verilmesi gerekir. Bu durumda stres koşullarında dozun 2-3 katı arttırılması gerektiği ve ameliyat benzeri durumlarda IV kortizon desteği gerektiği konusunda hasta eğitilmelidir. Bu hastaların acil durumda kullanabilecekleri parental bir kortizon preparatının daima yanlarında bulunmalıdır. Acil bir durumda tanı, tedavi yaklaşımı ve ulaşılabilir telefon numaralarını bildiren bir kartı yanlarında taşımaları güvenlik açısından çok önemlidir. KAYNAKLAR 1. Arlt W, Alloli OB. Adrenal insufficiency: Lancet 2003; 361:1881-93. 2. Arlt W. Management of adrenal insufficiency, In: ENDO, 2004, New Orleans. Meet the Professor Handout Endocrine Society Pres, 2004: 171-6. 3. Dickstein G. Evaluation of adrenal function in the ICU and elsewhere, In: ENDO 2008, San Francisco, Meet the Professor Handouts, Endocrin Society Pres 2008: 21-8. 4. Levine LS. Congenital adrenal hyperplasia. Pediatric Review 2000; 21:159-70. 5. Merke DP. Born stein SR: Congenital adrenal hyperplasia. Lancet 2005: 365:2125-36. 6. Migeon CJ, Lanes RL. Adrenal cortex: Hypo hyperfunction. In: Pediatric Endocrinology, ed: F. Lifshitz; 5th ed. Vol: 2. Marcel Dekker, New York, 2007: 195-226. 7. Root AW, Shulmann DI. Clinical adrenal disorders. In: Pediatric Endocrinology Mechanisms, Manifestations and Management Eds OH Pescovitz, EA Eugster, 1st ed. Lippincott, Williams Wilkins, Philadelphia, 2004: 568-600. 8. Salvatori R. Adrenal insufficiency: JAMA 2005; 294:2481-8. 9. Stor HL, Savage MO, Clark AJL. Advances in the understanding of the genetic basis of adrenal insufficiency. J Pediatr Endocrinol Metabol 2002; 15:1323-8. 10. Ten S, New M, Maclaren N. Clinical Review 130, Addison disease. J Clin Endocrinol Metab 2001: 86:2909-22. 11. White PC. Disorders of adrenal gland. In: Nelson Textbook of Pediatrics, 18 th edition: Saunders Philadelphia 2007: 2349-75. 151