Su Ekonomisi ve Doğal Kaynak Değerlemesi Doç. Dr. Serkan GÜRLÜK Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü serkan@uludag.edu.tr
Suyun Toplam Ekonomik Değeri İçme suyu ve fiyatlaması, tarımsal kullanma suyu, hidroelektrik amaçlı kullanım, suyun parasal olarak ölçülebilen kullanımlardandır. Ancak su insanoğluna sadece parayla ölçülebilen faydalar yaratmaz. Suyun gözle görülemeyen ancak insanoğluna ekonomik fayda sağlayan başka değerleri de vardır.
Buna geçmeden önce ekonomik anlamda bir mal kimliği kazanılması için gerekli iki noktadan bahsetmek gerekir. Öncelikle bir malın kullanışlı olma durumuna sahip olması gerekir. Yani bir malın tüketimi arttıkça yarattığı fayda artar. Bir diğer özellik ise kıtlıktır. Bir malın kıt olması onun ekonomik bir mal olması anlamına gelir.
Su bu iki özelliğe de sahiptir. Bu nedenle bir ekonomik mal olduğu söylenebilir. Ancak suyu diğer ekonomik mallardan ayıran bir özelliği daha vardır o da doğal bir kaynak olması. İnsanoğluna sağladığı sayısız fayda sebebiyle diğer ticari mallardan ayrılır. Suyun sağladığı tüm faydaları sıralayarak açıklayalım:
Suyun doğasında hareket vardır. Su bir yerden başka bir yere hareket etme eğiliminde olup durgun sularda (göl) bile yeraltı suyuna geçiş sözkonusudur. Örneğin bir orman kaynağı, yer altındaki bazı doğal kaynaklar durgundur. Suyun bu özelliği bazıekonomik etkiler (fayda ya da maliyet) yaratır. Ekonomistlerce suyun en yüksek dışsal etkilere sahip doğal kaynak olduğu vurgulanır. Yani su üzerinde hakimiyet kurmak ekstra bir maliyet gerektirir. Belirli oranda mülkiyet hakkı sorununu da gündeme getirir. Su arzı oldukça değişken ve tahmin edilemez olduğundan su yönetimi konuları da maliyetli konulardır.
Su, evrensel bir çözücüdür ve ayrıştırıcıdır. Yeterli miktarda bulunduğunda atıkları ve kirleticileri depolama ve ayrıştırma süreci ücretsiz olarak başlar. Ancak yeteri kadar bulunmadığında ise atık ve kirleticilerin yarattığı etki su kalitesi problemleri yaratır. Suyu temizlemenin maliyeti, suyu kirleterek onun kendi kendisini temizlemesinin maliyetinden daha yüksek olabilir.
Aynı su kaynağını kullanan fakat farklı noktalarda konumlanmış kullanıcılar birbirlerine dışsallık yayarlar. Bu dışsallıklar çözümlenmeden (içselleştirilmeden) temizlenme süreci başlatılamaz. Suyun yarattığı değerlerin belirlenmesi ya da dışsallıkların içselleştirilmesi için toplam ekonomik değer kavramının belirlenmesi gerekir. Çevresel mal ve hizmetler için toplam ekonomik değer kavramı, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından belirli bir felsefede açıklanmıştır. Su kaynaklarını da çevresel mal ve hizmet kapsamında kabul edersek aynı felsefe ve açıklamalar su kaynakları için de düşünülebilir.
Firma, hanehalkı ve politik karar vericilerin farklı şekillerdeki amaçları ve ekonomik etkinlikleri fayda ve maliyetler yaratabilir. Bu fayda ve maliyetler doğrudan bir kullanım sonucunda ortaya çıkabilirler. Bu kullanım günümüzde olabileceği gibi gelecekte de olabilir. Çevresel mal ve hizmetler kullanılmadığı durumlarda da fayda yaratmaya devam ederler. Ya da kişiler tarafından bu fayda ve maliyetler algılanamayabilir. Diğer bir ifadeyle çevresel mal ve hizmetler kullanıma konu olan ve olmayan değerlerin toplamından oluşmaktadır.
TOPLAM EKONOMİK DEĞER KULLANIM DEĞERİ KULLANIM DIŞI DEĞERİ Doğrudan Kullanım Değeri Dolaylı Kullanım Değeri Tercih (Opsiyon) Değeri Varoluş Değeri Miras Değeri Şekil 4.1 Toplam Ekonomik Değer ve Bileşenleri
Şekilde, en solda doğal kaynaklardan fiziki olarak sağlanan faydalar kullanım değeri olarak yer alırken, soldan sağa gidildikçe tercih (Opsiyon), miras ve varoluş değeri gibi giderek soyutlaşan faydalar kullanım dışı değeri olarak ortaya çıkmaktadır. Toplam Ekonomik Değerin (TED) bileşenleri şu şekilde tanımlanabilir:
Doğrudan Kullanım Değeri (DKD): Çevresel mal ve hizmetlerin doğrudan kullanımı sonucunda elde edilen faydaların değeri bu grupta toplanmaktadır. Örneğin bir göldeki balıkçılık faaliyeti, bir ormandan elde edilen kereste değeri gibi piyasa fiyatı olan değerler doğrudan kullanım değeri grubuna girmektedir. Piyasa fiyatı bulunmayan bazı değerler de bu grupta yer almaktadır. Bir göl kenarında yürüyüş yapma, ormanlık alanda kuş gözlemciliği yapma gibi faaliyetler bunlara örnek olarak verilebilir.
Dolaylı Kullanım Değeri (DLKD): Toplumun refah düzeyini doğrudan etkilemiyor gibi görünse de, dolaylı olarak fayda sağlayan değerleri kapsamaktadır. Örneğin bir gölün bölgenin iklimini düzenlemesi, bir sulak alanın doğal filtrasyon görevi görmesi ve yeraltı suyunu beslemesi, su taşkınlarının önlenmesi gibi değerler bu grupta yer almaktadır. Yine bir ormanlık alanın temiz hava sağlaması, erozyon kontrolüne yardım etmesi gibi değerler, dolaylı kullanım değerine verilebilecek örneklerdir.
Potansiyel Kullanım Değeri (PKD): Çevresel mal ve hizmetlerin bugün kullanılmasa da gelecekte herhangi bir zamanda ve farklı biçimde kullanılma potansiyelinin yarattığı değerdir. Diğer bir ifadeyle, doğrudan kullanım ve dolaylı kullanım değerinin bileşenlerinin herhangi birinin gelecekte kullanılmasından elde edilecek faydaların değerini ifade etmektedir. Bu değere opsiyon değeri de denilebilir. Örneğin bir göl kenarında gelecekte bir yürüyüş yapma planımız olabilir. Bu durum ekonomik anlamda bir değerdir.
O halde malın kullanım değeri o malın doğrudan, dolaylı ve potansiyel kullanım değerlerinin toplamını gösterir ve şu şekilde formüle edilebilir: KD = DKD + DLKD + PKD
Miras Değeri (MD): Çevresel mal veya hizmetler, doğrudan veya dolaylı kullanılmadığı halde de bir değere sahiptir. Kullanıma bağlı olmayan bu değere kullanım dışı değeri denir. Kullanım dışı değer kavramlarından birisi miras değeridir. Kişilerin gelecek nesillere bırakmayı düşündükleri bozulmamış doğal kaynaklar için talep ettikleri değerdir. Bir su kaynağını gelecek kuşakların da aynı berraklıkta ve miktarda kullanmasını istemek ve buna bağlı olarak aktivitede bulunmak, ekonomik olarak bir değerdir ve ölçülebilir.
Varoluş Değeri (VD): Çeşitli mal ve hizmetlerin ne günümüzde ne de gelecekte kullanma potansiyeli olmasa da, bu tür mal ve hizmetlerin varlığından dolayı duyulan daha çok moral açıdan önemli değerlerdir. Örneğin bir kişi Niagara Şelalesi ni ne günümüzde ne de gelecekte göremeyebilecektir. Ancak bu kişi yine de o doğal kaynağın var olmasından hoşnutluk duyacaktır. Bu durum çevre ekonomisinde bir değer ifade etmektedir; o da varoluş değeridir. Bir başka örnek ülkemizden verilebilir. Uzungöl ün yarattığı doğa güzelliğini hiç ziyaret etmeyecek olsak bile onun bir varoluş değeri kesinlikle vardır.
O halde çevresel mal ve hizmetin kullanım dışı değeri o malın miras ve varoluş değerlerinin toplamını gösterir ve şu şekilde formüle edilir: KDD = MD + VD Toplam Ekonomik Değer tablosunda sol taraftaki değerlerin alınıp satıldığı bir piyasası olmasına rağmen, sağ taraftaki değerlerin alınıp satıldığı bir piyasası bulunmamaktadır. Yani soldan sağa gidildikçe maldan elde edilen faydaların elle tutulabilirliği, gözle görülebilirliği azalmaktadır.
Toplam ekonomik değer çevresel mal ve hizmetlerin kullanım ve kullanım dışı değerlerinin toplamı olarak ifade edilecektir. Toplam ekonomik değer şu şekilde formüle edilir: Toplam Ekonomik Değer = Kullanım Değeri + Kullanım Dışı Değeri
Çevresel değerleme yapılırken yukarıda açıklanan toplam ekonomik değer kavramları ve bileşenleri dikkate alınmaktadır. Çevresel değerleme yöntemlerinden bazıları sadece piyasası olmayan değerleri belirlemek için geliştirilirken; bazıları çevresel mal ve hizmetin toplam ekonomik değerinin tamamını parasal olarak ortaya koyabilecek şekilde geliştirilmiştir. Diğer bir ifade ile sadece miras ve var oluş değerleri için özelleşmiş değerleme yöntemleri de vardır; toplam ekonomik değer için özelleşmiş değerleme yöntemleri de vardır.
Çevresel mal ve hizmetlerin toplam ekonomik değerlerini ortaya koymak için UNEP tarafından ortaya koyulan bu sınıflandırma bugün tüm dünyada genel olarak kabul görmektedir.