ÖZEL OLARAK KORUNMASI GEREKEN GRUPLAR ( DEZAVANTAJLI GRUPLAR )



Benzer belgeler
KADINLARIN ÇALIŞMA YAŞAMINDA KORUNMALARI Kadınların toplumsal yaşam ile iş ilişkileri ve çalışma yaşamında korunması arasında yakın bir ilişki

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

YAŞLILARA YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

T.C ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ÇALIŞMA VE İŞ KURUMU KIRIKKALE İL MÜDÜRLÜĞÜ

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

ELÇİN YEMİŞKEN TÜRK İŞ HUKUKUNDA KADIN İŞÇİLERİN KORUNMASI

SİRKÜLER NO: POZ / 53 İSTANBUL,

0793 SOSYAL HIZMETLER VE ÇOCUK ESIRGEME KURUMU GENEL M

ÇALIŞMA YAŞAMININ GELECEĞİ GİRİŞİMİNDEN SORUMLU BİRİM 2017

TEMEL İSG Kaynakça.

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Türkiye de Cinsiyet Çeşitliliğinin Hukuki Altyapısı. Etik ve İtibar Derneği TEİD. 28 Eylül 2018 Av. Okan Demirkan

Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

Almanya da ve Türkiye de Yafll Hizmet Zinciri

Kadın İstihdamı: Sorun Alanları, Çözüm Önerileri. Ülker Şener

4857 SAYILI İŞ KANUNU CEZA HÜKÜMLERİ İdari Para Cezaları YTL. Bu durumdaki her işçi için 88 YTL para cezası verilir.

SON DÜZENLEMELERLE UYGULAMALI İŞ HUKUKU VE SOSYAL SİGORTALAR MEVZUATI İLE ÜCRET HESAP PUSULASI (BORDRO) BİLGİLENDİRMESİ

İŞ HAYATINDA ENGELLİ İSTİHDAMI

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İŞKUR UN ENGELLİLERE SUNDUĞU HİZMETLER

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU

2008 YILINDA ĐŞVERENLERĐN ZORUNLU ÖZÜRLÜ, ESKĐ HÜKÜMLÜ VE TERÖR MAĞDURLARI ÇALIŞTIRMA ORANLARI

4857 Sayılı İş Kanunu Fihristi

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Ödev Teslimi Ortalama İntihal. Sunum. Sonuç

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

Biruni Üniversitesi İş ve Sosyal Güvenlik Uygulamaları Sertifika Programı. Sosyal Güvenlik Hukuku

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ

Başarılı Mesleki Beceri ve İstihdam Politikaları

ULUSAL KURULUŞLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI VE ULUSLARARASI KURULUŞLARLA KARŞILAŞTIRILMASI

ÖZÜRLÜLER KANUNU VE İLGİLİ MEVZUAT

ILO Sözleşmeleri=188 ILO Tavsiye Kararları=199

İNSAN VE TOPLUM. KÜTAHYA

ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞTIRMA ZORUNLULUĞUNUN DÜZENLENDİĞİ 4857 SAYILI İŞ KANUNU NUN 30 UNCU MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

İlk Sosyal Politika Uygulamaları - İngiltere

GEÇİCİ İŞ İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA İŞ HUKUKUNDAKİ GÜNCEL GELİŞMELER

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SINAVI NEDEN BURAYA GELDİK? YA DA NASIL OLDU DA BURAYA GELDİK? Çalışma Alanları

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

ALMANYA DA 2013 MART AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

0793 SOSYAL HIZMETLER VE ÇOCUK ESIRGEME KURUMU GENEL M

İŞGÜCÜ VE İSTİHDAM Demografik Fırsat Penceresi

ALMANYA DA 2012 ARALIK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

SEDA ÇAYIR - FUNDA GÖREN

ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARINA GEÇİCİ İŞ İLİŞKİSİ FAALİYETİNE ARACILIK YETKİSİ VERİLMESİ

Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği. Sürdürülebilir Kalkınma Ders Notu

2008 TÜRKİYE İLERLEME RAPORU NUN İSTİHDAM VE SOSYAL POLİTİKA BAŞLIKLI 19

AMASYA ÜNİVERSİTESİ SABUNCUOĞLU ŞEREFEDDİN SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

Araştırma Geliştirme ve Proje Dairesi Başkanlığı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

İDARİ PARA CEZALARI (4857 Sayılı İş Kanunu)

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ SÜRE. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sosyal Taraflar. İçişleri Bakanlığı ÇSGB

TÜRKİYE İŞ KURUMU İŞ VE MESLEK DANIŞMANLIĞI DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Turizm Sektörü 1. MEVCUT DURUM

1. HAFTA KIG126. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı. Öğr. Gör. E. Ekmel SULAK.

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

HİBE VEREN KURUMLAR TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

Tokat Kırılgan Gruplar (Kırsalda Yaşayanlar, Engelliler, Kadınlar, Yaşlılar, Göçle Gelenler, Mülteciler, Mevsimlik İşçiler)

ALMANYA DA 2012 ŞUBAT AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

Köy nüfusu genel olarak azalmaktadır Kamu hizmetleri kırsal alanda yetersiz. Tarım ve hayvancılıkta elde edilen gelir düşük

Bülent Ferat İŞÇİ MESLEK HASTALIĞININ TANIMI VE TESPİTİ

A B C D E B. Çalışan. C. Memur. D. İşveren. E. İşçi

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

YABANCI UYRUKLU İŞÇİLERİN ÇALIŞMA İZİNLERİ VE SOSYAL GÜVENLİK İŞLEMLERİ

Bireysel İş Hukuku. İş Sözleşmesinin Kurulması, Tarafların Ehliyeti, Sözleşmesi Yapma Zorunlulukları Yasakları. Prof. Dr.

D S M M M O DİYARBAKIR SERBEST MUHASEBECİ M A L İ M Ü Ş A V İ R L E R O D A S I Chamber Of Certified Public Accountants of Diyarbakır

İŞ KANUNU ve ÇALIŞMA YAŞAMI KANUNLARI

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre,

6111 SAYILI TORBA KANUNDAKİ DÜZENLEMEYLE BİRLİKTE İŞSİZLİK SİGORTASI KANUNUNDA YER ALAN İSTİHDAM TEŞVİKİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

SOSYAL GÜVENLİK HAKKI AÇISINDAN YAŞLI BAKIMI


İNSAN HAKLARI. Sosyal ve Ekonomik Haklar Kültürel haklar (10. Hafta)

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

6552 SAYILI KANUN İLE GETİRİLEN YENİ DÜZENLEMELER ve TEŞVİK UYGULAMALARI Selim EROL Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürü

SİRKÜLER 2008/19. : İş ve SSK Kanunundaki Son Değişiklikler

Dezavantajlı Gruplar Psiko-Sosyal ve Manevi Bakım

İŞ TEFTİŞ KURULUNUN YENİ YAPISI

Ne hizmetli ne de ailenin bir ferdi olmak istiyoruz! Đşçi olarak tanınmak ve insan olarak saygı görmek istiyoruz!


Kişisel Veri Koruma Hukuku

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME

-Türkiye ve Avrupa Sosyal Şartı-

Bu faaliyet sonucunda, yaşlı ve hasta hizmetleri alanında yer alan meslekleri

hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi ile thalasaemialı veya orak hücre anemili (sickle-cell) olma halini anlatır.

Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

MESLEKİ EĞİTİM VE İSTİHDAM KONUSUNDA 6111 SAYILI KANUNDA YAPILAN DÜZENLEMELER

HASTA VE YAŞLI HİZMETLERİ ALANI HASTA VE YAŞLI HİZMETLERİ AMAÇ

Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı

SOSYAL GÜVENLİĞE İLİŞKİN TABAN VE TAVAN ÜCRETLER

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

Devletin Yükümlülükleri

Not: 5951 sayılı ilgili kanun da 5921 sayılı kanunun devamıdır e giren personel 5921 kanundaki gibi değerlendirilir.

Çocuk Hukuku. Çocuk Hukukunun Özellikleri. Çocuk Hukukunun Özellikleri Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN. 16 Mayıs

Başvuru Koşulları: (link oluşturulacaktır)

Transkript:

ÖZEL OLARAK KORUNMASI GEREKEN GRUPLAR ( DEZAVANTAJLI GRUPLAR ) Özel olarak korunması gereken gruplar kavramı yerine (sosyal) risk grupları,dezavantajlı gruplar, handikaplı gruplar gibi farklı kavramlar da kullanılabilmektedir. Özel olarak korunması gereken gruplar; toplumda yetersiz yaşam koşulları içinde yaşayan; demografik değişkenlere bağlı olarak, farklı nicelik ve nitelik gösteren; fizyolojik, psikolojik, sosyal, sağlık, ekonomik, siyasal ve kültürel açılardan çağdaş yaşam koşullarına ulaşmak için devletin sorumluluğunda ve organizasyonunda, toplumsal güvenlik içinde, toplumsal koruma ve hizmete gereksinim duyan sosyal gruplardır. Özel olarak korunması gereken gruplar arasında çocuklar, gençler, yaşlılar, özürlüler, göçmenler, azınlıklar, eski hükümlüler, kadınlar, tek ebeveynli aileler ve yoksullar yer almakta ancak literatürde bunlara farklı dezavantaja sahip diğer gruplar da eklenmektedir. ÇALI MA YA AMINDA ÖZEL OLARAK KORUNMASI GEREKEN BELLİ BA LI GRUPLAR KADINLAR Kadınlar tarihin her döneminde çalışma yaşamında sürekli olarak yer almış ancak ücretli işçi olarak çalışma yaşamına Sanayi Devrimi ile birlikte girmişlerdir. İngiltere den başlamak üzere diğer Avrupa ülkelerinde kadınların çalışma yaşamında özel olarak korunmaları ile ilgili hukuki düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. Kadın işgücü kullanımı 19. yüzyılın sonunda metalürji, araba, kimya gibi ağır sanayilerdeki gelişmelere bağlı olarak geçici bir süre sınırlanmış, buna karşılık I. Dünya Savaşı sırasında savaş koşulları nedeniyle kadınlar tüm iş kollarında çalışmak zorunda kalmışlardır. I. ve II. Dünya Savaşları kadınların statüsünü etkilemiş, kadın-erkek eşitliğine yönelik akımlar güç kazanmaya başlamıştır. Dünya Savaşları sonrasında kadın-erkek eşitliğine yönelik akımlar güç kazanmaya başladığı görülmektedir. Hâlen gelişmekte olan ülkelerde çok uluslu şirketler kadını ucuz emek olarak kullanmakta, kaçak göçmen kadınlar vasıf düzeylerine bağlı olmaksızın göç ettikleri ülkelerde sanayi ve hizmet sektöründe kayıt dışı çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Tüm dünyada işgücüne katılım açısından kadın ile erkek arasındaki büyük farklılık bulunmakta, gelişmekte olan ülkelerde kadınların büyük bölümü tarım sektöründe yer alırken gelişmiş ülkelerde hizmet sektörü ağırlık kazanmaktadır. Kadının çalışma yaşamındaki durumuna Türkiye açısından bakıldığında ise 1840 lardan itibaren önce Müslüman olmayan kadınlar, 1860 lardan sonra Müslüman kadınlar dokuma fabrikalarında ücretli işçi olarak çalışmaya başlamışlardır. Geçmişten günümüze tüm dünyada kadınlar çalışma yaşamına katılma ve çalışma yaşamında başarılı olma konusunda çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu sorunlardan bir bölümü cinsiyet ayrımcılığından bir bölümü iş- aile sorumluluklarının dengelenmesindeki zorluklardan kaynaklanmaktadır. Kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları cinsiyet ayrımcılığı uygulamaları eğitim ve meslek seçiminde, işe alınma, iş sırasında ve iş ilişkisinin sona ermesi aşamalarında ortaya çıkmaktadır. Kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlar nedeniyle fizyolojik (biyolojik) farklılıkları açısından ve cinsiyet ayrımcılığına karşı korunmaları önem kazanmakta, bu amaçla çeşitli politikalar oluşturulmaktadır. Kadınların fizyolojik farklılıkları nedeniyle korunması amacıyla tüm ülkelerde kanunlarla kadınların yer altı ve su altında yapılan işlerde çalıştırılmaları yasaklanmakta, sanayiye ait işlerde gece çalıştırılmaları kurallara bağlanmakta, çalışabilecekleri ağır ve tehlikeli işlerle ilgili sınırlandırmalar getirilmektedir. Cinsiyet temelli ayrımcılığın önlenmesi amacıyla uluslararası örgütler pek çok düzenleme yapmıştır. Türkiye de kadın işçileri korumaya yönelik ilk düzenleme ise 24.04.1930 tarih 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile yapılmıştır. Daha sonra 03.06.1936 tarihve 3008 sayılı İş Kanunu ndan itibaren tüm iş kanunlarında kadın işçileri korumaya yönelik düzenlemelere yer verilmiştir. Türkiye de hâlen çalışma yaşamında kadınların korumasına yönelik çok sayıda kanun ve yönetmelikte düzenleme bulunmaktadır. Ancak kadın işçilerin çalışma yaşamında korunması ile ilgili en ayrıntılı düzenleme 22.05.2003 tarih ve 4857 sayılı İş Kanunu nda yer almaktadır. Türkiye de

kadınların çalışma yaşamında korunmasına yönelik mevzuat açısından önemli ilerlemeler sağlanmasına karşılık, kadınların işgücüne katılım oranının düşük olmasında; din, gelenekler, kadının eğitim düzeyi, toplumsal cinsiyete dayalı iş bölümü, ailenin ekonomik durumu ve işyerlerindeki ayrımcılık önemli rol oynamaktadır. ÇOCUKLAR GENÇLER Çocuk ve gençlerin işçi statüsünde çalışma yaşamına girişleri Sanayi Devrimi ile birliktebaşlamıştır. ILO 138 sayılı İstihdama Kabulde Asgari Yaş Sözleşmesi nde en az çalıştırılma yaşı 15 olarak kabul edilmiş, ülkelere belli koşulların varlığı halinde en az çalıştırılma yaşını bu yaşın altında belirleyebilmeleri konusunda esneklik tanınmıştır. Bu dönemde çocuklar ve gençler kadınlar gibi dokuma fabrikaları ve maden ocaklarında çok kötü koşullarda, çok düşük ücretle, çok uzun süre, ağır ve tehlikeli işlerde çalışmak zorunda kalmışlardır. Ancak bu durum tepkilere neden olmuş, İngiltere başta olmak üzere diğer ülkelerde çocuk ve gençleri korumaya yönelik hukuki düzenlenmeler yapılmıştır. Uluslararası alanda da ilk olarak 1890 Berlin Konferansı nda çocukların çalıştırılma yaşı, çalışma süreleri ve iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin dilek niteliğinde kararlar alınmıştır. ILO günümüze kadar çocukların ve gençlerin korunması ile ilgili çok sayıda sözleşme ve tavsiye kabul etmiştir. Sözleşmeler; * en az çalıştırma yaşı, * çalışma koşulları, * sağlık muayeneleri, * sağlık ve güvenlik, * gece ve yer altı çalışması ile mesleki eğitim konularında çocukları ve gençleri koruyucu düzenlemeler getirmektedir. Örgüt 1992 yılında da çocuk işçiliği ile mücadele etmek amacıyla Çocuk Çalıştırılmasının Ortadan Kaldırılması Uluslararası Projesi ni (IPEC) başlatmıştır. Projenin uzun vadeli hedefi; çocuk işçiliğini ortadan kaldırmak, kısa ve orta vadeli hedefi ise çocukların korunması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesidir. Proje; projeye katılan ülkelerde kamu ve sivil toplum örgütleri tarafından yürütülmektedir. Proje; vergi çalışmaları, kalkındırma, hukuki reform, farkındalık yaratma, sosyal mobilizasyon, çocukların tehlikeli işlerden korunması, bu işlerden çıkarılması, rehabilite edilmesi, çocuk işçilerin aileleri için alternatifler yaratılması faaliyetlerini içermektedir. Türkiye de ise çocukların çalışma yaşamında korunması ile ilgili ilk düzenleme 151 sayılı Kanun la 1921 yılında yapılmıştır. YA LILAR Yaşlılık kavramı toplumlara, kişilere ve zamana göre değişebilmekte, iklim, çevre, beslenme, yapılan işin niteliği, yaşam şekli, cinsiyet, kalıtım, kültürel özellikler genel bir yaşlılık tanımının yapılmasını engellemektedir. Ayrıca yaşlıları tanımlamak için kullanılan terimler birbirinden farklılık göstermektedir. Terminolojide yaşlılar için *yaşlı kişiler, *ileri yaştakiler, *üçüncü çağ, yaşlananlar, *80 yaş üstündekiler için dördüncü çağ gibi kavramlar kullanılmaktadır. Yaşlılık; biyolojik, fizyolojik, fonksiyonel, kronolojik, sosyal ve duygusal yaşlılık olarak sınıflandırılabilmekte ancak kişinin doğumundan itibaren geçen zamana göre bir yıllık birimler esas alınarak belirlenen kronolojik yaşlılık kavramı yaşlılığın tanımlanmasında daha fazla kullanılmaktadır. Çalışma ekonomisi alanında 65 yaş yaşlılığın başlangıcı olarak genel kabul görmektedir. Geçmişi oldukça yeni olan yaşlılara yönelik sosyal politikaların oluşturulmasında; yaşlıların dünya nüfusu içinde oranının artması, geleneksel aile yapısından, çekirdek veya tek ebeveynli aile yapısına geçiş ile birlikte ortaya çıkan yaşlıların bakım sorunu, sosyal devlet anlayışı, insani nedenler, nüfusun yaşlanması ile birlikte kamunun tasarruf oranının düşmesi, sağlık ve emeklilik ödemelerinin özellikle gelişmiş ülkelerde önemli ölçüde artması sonucu sosyal güvenlik sistemlerinin içine düştüğü durum, işgücü arzının azalması riski ve yaşlı bağımlılık oranındaki artış önemli rol oynamaktadır.yaşlıların korunması ile ilgili uluslararası belgeler diğer dezavantajlı gruplara göre sınırlıdır. Yaşlılarla ilgili önemli uluslararası belgeler arasında BM İnsan Hakları Bildirgesi nin 25. maddesi, Yaşlılık İlkeleri, Avrupa Konseyi nin Gözden Geçirilmiş

Avrupa Sosyal artı nın 23. maddesi ve Avrupa Birliği Temel Haklar artı nın 25. maddesi sayılabilir. Dünyada yaşlılara yönelik sosyal politikalar arasında; yaşlılık sigortası, sosyal güvenlik garantisi olmayan veya gelir yetersizliği nedeniyle yoksul duruma düşen belli bir yaşın üzerindeki yaşlılara bu durumları devam ettiği sürece sürekli gelir veya aylık bağlanması, yaşlılara temel gereksinimlerini karşılamak üzere sürekli olmayan parasal yardım veya ayni yardımlar yapılması, muhtaç durumda olan yaşlılara başta sağlık hizmeti olmak üzere sosyal hizmetler sunulması sayılabilir. Yaşlılara sunulan sosyal hizmetler arasında kurumsal bakım hizmetleri büyük önem taşımaktadır. Kurumsal bakım hizmetleri; a) Huzurevi, b) Yaşlı bakımevi, c) Sokak yaşlıları d) Yardım evi e) Yaşlı apartmanları f) Yaşlı köyleri gibi kurumlar aracılığıyla verilmektedir. Günümüzde gelişmiş ülkelerde kurumsal bakım hizmetlerinin yaşlılar üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle bu hizmetlerin yanında evde bakım hizmetlerine ağırlık verilmeye başlanmıştır. Evde bakım hizmetleri kapsamına evde yardım, evde takip hizmetleri, ev sağlık hizmetleri, süreli bakım, evlere yemek servisi, evlere bakım onarım hizmetleri gibi hizmetler girmektedir. Gelişmiş ülkelerde yaşlılara yönelik sosyal politikalar, yaşlıların ve ailelerinin yaşam kalitelerinin arttırılması ile kişilerin sağlıklı ve başarılı yaşlanarak toplumsal yaşama daha aktif şekilde katılmalarının sağlanması amacına yöneliktir. Türkiye de yaşlılara yönelik sosyal politikaların kapsamı henüz sınırlıdır. 1982 Anayasası nın 61.maddesinde yaşlıların korunması ile ilgili yaşlılar, devletçe korunur. Yaşlılara devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir. Bu amaçla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar ve kurdurur şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. Farklı dezavantajlı gruplara yönelik çeşitli kanunlarda düzenlenen sosyal hizmetler 24.05.1983 tarih ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile bir araya getirilmiştir. Bu kanunla kurulan Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) 03.06.2011 tarih ve 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kaldırılarak bu tarihten sonra yeni kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak faaliyetini sürdürmeye başlamıştır. Yaşlı ve özürlülerle ilgili olarak aynı bakanlık bünyesinde Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü oluşturulmuştur. 2828 sayılı Kanun un öngördüğü esaslar doğrultusunda yaşlılara yönelik kurumsal bakımla ilgili üç yönetmelik çıkarılmıştır. Bu yönetmelikler çerçevesinde yaşlılara yönelik kurumsal bakım; a) Huzurevi b) Yaşlı bakım c) Rehabilitasyon merkezleri aracılığıyla yatılı olarak sağlanmaktadır. ÖZÜRLÜLER BM verilerine göre özürlüler dünya nüfusunun %10 unu oluşturmakta, özürlülerin %80 ini gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Ancak dezavantajlı gruplar içinde en büyük gruplardan biri olan özürlülere yönelik sosyal politikaların oluşturulması oldukça zaman almış, 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren özürlülere yönelik sosyal politikalar gelişmiş ülkelerde gündeme gelmeye başlamıştır. İşverenlerin özürlü istihdamını sağlamak amacıyla da kanunlarla belli sayıda işçi çalıştıran işverenlere, Belli sayı veya oranda işçi çalıştırma zorunluluğu getirilmesi (kota sistemi), Bazı iş ve mesleklerin ülke çapında sadece özürlülere ayrılması (tahsis yöntemi), Bazı iş ve mesleklerin kanunlarla belirlenen işyerleri, çalışma kolu veya mevkileri için özürlülere tahsis edilmesi (sınırlı tahsis yöntemi), Özürlülere işe girmekte öncelik ve tercih olanağı verilmesi ( öncelik ve tercihlerin tahsisi yöntemi), İşverenlerin işçi talepleri ile boş işlerini zorunlu olarak bir kuruma bildirmeleri ve kurumun bu talep ve boş işler

doğrultusunda özürlüleri işe yerleştirmesi, Özürlü işçi çalıştıran işverenlere tazminat ödenmesi, Vergi muafiyeti getirilmesi Evde çalışma - tele çalışma gibi çalışma yöntemlerinin teşvik edilmesi söz konusudur. Türkiye de özürlülere yönelik sosyal politikaların kapsamı henüz sınırlıdır. Özürlü çalıştırılma zorunluluğu ilk olarak 20.04.1967 tarih ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu ile getirilmiştir.4857 sayılı İş Kanunu nda da özürlülerin istihdamı ile ilgili olarak 30.maddede düzenleme yapılmıştır. 30. maddeye göre 50 veya daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerlerinde %3, kamu işyerlerinde %4 özürlü çalıştırılması zorunlu olup, işverenler çalıştırmak zorunda oldukları özürlüleri Türkiye İş Kurumu (İş-KUR) aracılığıyla sağlayacaklardır. ESKİ HÜKÜMLÜLER Eski hükümlü, genel olarak işlemiş olduğu herhangi bir suçtan dolayı hakkında mahkûmiyet kararı kesinleşerek hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olduktan sonra cezasını tamamlayarak, cezaevinden çıkan ve hükümlülük niteliği ortadan kalkan kişi olarak tanımlanabilir. Eski hükümlülerin en önemli sorunlarının başında işsizlik gelmektedir. Eski hükümlülerin iş bulmaları çoğunlukla bu kişiler yeterli vasfa sahip olmadıkları için oldukça güçtür. Eski hükümlülerin çalıştırılması zorunluluğu sadece kamu sektörü için geçerlidir. Ancak eski hükümlülerin iş piyasası için gerekli vasfa sahip olmaları hâlinde bile toplumun ve işverenlerin önyargıları nedeniyle iş bulmaları oldukça güçtür. Bu nedenle özürlüler gibi eski hükümlüler için de kanunlarla KOTA sistemi veya işverenleri eski hükümlü çalıştırmaya özendirici tedbirler getirilmekte, kendi işlerini kurmaları için parasal, ayni ve teknik destek sağlanmaya çalışılmaktadır. Türkiye de eski hükümlülere vasıf kazandırmaya yönelik eğitim programları ileonların çalışma yaşamında korunmaları ile ilgili düzenlemeler henüz yetersizdir.hâlen 4857 sayılı İş Kanunu nun 30. maddesinde sadece kamu sektörü için %2 oranında eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu (kota) getirilmekte, kamu işverenlerinin çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri İ KUR aracılığıyla sağlamaları öngörülmektedir. GÖÇMENLER BM kendi vatandaşı olduğu ülkeden başka bir ülkede bir yıl veya daha fazla süre kalan kişileri göçmen olarak kabul etmektedir. Göçmen işçi kavramı konusunda da uluslararası belgelerde genel kabul görmüş bir tanım bulunmamaktadır. Uluslararası belgelerde kaçak göçmen işçileri ve ailelerini de içine alan göçmen işçilerle ilgili en geniş kapsamlı tanım BM nin Tüm Göçmen İşçilerin ve Ailelerinin Haklarının Korunmasına Dair Sözleşme de yer almaktadır. Uluslararası göçün geçmişi insanlık tarihi kadar eskidir. Tarihin her döneminde insanlar ekonomik, siyasi, demografik veya coğrafik nedenlerle bir ülkeden diğerine göç etmek zorunda kalmışlardır. Günümüzde bu göç dalgası bütün hızı ile devam etmektedir. 2050 yılında göçmen sayısının 230 milyona çıkacağı, dünya nüfusunun %2,6 sının göçmenlerden oluşacağı tahmin edilmektedir. Türk hukukunda bağımlı ve bağımsız statüde yabancıların (göçmen işçi) Türkiye de çalışabilmeleri 27.02.2003 tarih ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanun (YÇIHK) uyarınca Türkiye nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe çalışma izni alma şartına bağlanmıştır.