Yaşl da Demans, Risk Faktörleri ve Tedavisi



Benzer belgeler
Demans Tedavisi. Uzm. Dr. Zekeriya ÜLGER, Prof. Dr. Servet ARIOĞUL

YENİ ÇALIŞMALAR IŞIĞINDA PROFİLAKSİ

Dahiliye Kliniklerinde Unutkanl k Şikayeti Olan Hastalara Yaklaş m

DEMANS Neden ve mekanizmalar üzerinden bir gözden geçirme. Demet Özbabalık Adapınar

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Demans ve Alzheimer Nedir?

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

ALZHEİMER HASTALIĞI TEDAVİSİ & BİRİNCİ BASAMAKTA YAKLAŞIM

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

/ info@boren.com.tr

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Metformin Güncelleme Beyin Fonksiyonuna Etkileri

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

ÜRÜN BİLGİSİ. 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ALZAMED hafif ve orta şiddette Alzheimer tipi demansın semptomatik tedavisinde endikedir.

DEMANSTA KOGNĐTĐF SEMPTOMLARIN TEDAVĐSĐ

Unutkanlıktan Bunamaya

Dr. Erdal DUMAN. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı. Şair Eşref Bulvarı No:65 Alsancak İzmir. Tel:

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

İLAÇ ARAŞTIRMALARI VE FARMASÖTİK KİMYA (ENDÜSTRİDE İLAÇ ARAŞTIRMALARI)

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Akut koroner sendromlarda yeni antiagreganlar. Yrd.Doç.Dr.Mehmet DOKUR Zirve Üniversitesi Emine-Bahaeddin Nakıboğlu Tıp Fakültesi/Acil Tıp AD.

Alzheimer hastalığı nedir, neden gelişir Bozulan mekanizmalar nachr ve nörodejenerasyonla ilişkisi tedavi girişimleri ve sonuçları

Nikotinik Asetilkolin Reseptörlerinin Farmakolojisi. Dr. Vahide Savcı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AD

Yeni Anket Verisi Girişi

Küçük Damar Hastalığı - Tedavi

Alzheimer Hastal Tedavisinde Kullan lan laçlar

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Kimdir? Alkoller. Günlük yaşantımızdaki alkoller HİPOKRAT MÖ Doktor ne demektir? Doç Dr Özlem GÜNEYSEL Marmara Ü Acil Tıp AD

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Deomed Medikal Yay nc l k

Diyaliz hastalarında serebrovasküler olay:önleme ve tedavi. Nurol Arık

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

DSM-V e göre alttipler

Prof.Dr. Oktay Ergene. Kardiyoloji Kliniği

KİLO KONTROLÜ. Doç. Dr. FERDA GÜRSEL

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi. Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Depresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

Aducanumab antikorunun Alzheimer hastalarında Aβ plaklarını azaltması

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi

Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar. Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h)

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ. Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON. Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD.

Nörolojik Hastalarda Tüple Beslenme Endikasyonları Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

TEDAVİSİNDE BUGÜN KONUŞMA PLANI

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

PANEL 5 GERİATRİK HASTA YÖNETİMİ: KOGNİTİF PROBLEMLER-DEMANS Oturum Başkanı: Prof. Dr. Hakan YAMAN

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ

Alzheimer Hastal ğ ve Demans Tedavisinde Yenilikler

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

PSİKİYATRİK HASTALIKLARDA ALTERNATİF VE DESTEKLEYİCİ FARMAKOLOJİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

Sunum Planı. Yoğun Bakımda Psikolojik Tehditler. Sunum Planı. Klinik tablolar. Deliryum 27/04/16

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

STATİN FOBİSİ Prof. Dr. Mehmet Uzunlulu

Çocukta Analjezik Antipiretik Kullanımı

UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

Transkript:

Yaşl da Demans, Risk Faktörleri ve Tedavisi Dr. Burcu Balam YAVUZ, Dr. Servet ARIOĞUL Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi, İç Hastal klar Anabilim Dal, Geriatri Ünitesi, ANKARA Risk Factors and Treatment of Dementia in the Elderly Anahtar Kelimeler: Demans, risk faktörü, tedavi Key Words: Dementia, risk factors, treatment DEMANS TANIMI, ÖNEMİ ve EPİDEMİYOLOJİSİ Son 50 y lda sağl k alan ndaki gelişmeler sayesinde ortalama yaşam beklentisi artm şt r. Dolay s yla, 65 yaş ve üzeri nüfusta art ş olmuştur. Bunun sonucu olarak da yaşl l ğ n önemli sorunlar ndan biri olan, yaşa bağl normal unutkanl ktan demansa kadar geniş bir yelpaze içerisinde değerlendirilebilen haf za problemleri s kl kla karş m za ç kmaktad r. Haf za problemleri, hastalar ve yak nlar taraf ndan s kl kla yaşlanman n doğal bir sonucu olarak düşünülmekte, bu sebeple erken evreleri gözden kaçabilmektedir. Herhangi bir sebeple başvuran yaşl hastalarda kognitif fonksiyonun sorgulanmas demans n erken evrede yakalanmas için önemlidir. Demans kronik beyin hastal klar veya ensefalopati sonucu gelişen kognitif ve davran şsal bozukluklar içeren bir klinik tablodur. Demans sendromlar beynin progresif dejeneratif hastal klar ve vasküler hastal klar sonucu oluşmaktad r. Ay r c tan da ise travma, hipoksi ve metabolik sebeplerden oluşan kronik ensefalopati göz önünde bulundurulmal d r. Demans tan m için hastan n önceki durumuna göre kognitif fonksiyonda düşüş olmal, günlük yaşam n etkilemiş olmal ve haf za bozukluğunun yan s ra birden fazla kognitif alanda (afazi, agnozi, apraksi, yürütücü işlev bozukluğu) bozukluk olmal d r. Alzheimer hastal ğ ise demans sendromlar içinde en s k görülen (tüm demanslar n %50-70 i), ağ r bellek bozukluğu ile beraber dil, idarecilik, karar verme işlevlerinde, dikkatte, oryantasyonda ve kişilikte bozukluklar, edinilmiş entellektüel becerilerde progresif bir kay p ile kendini gösteren ilerleyici ve fatal nörodejeneratif bir hastal kt r. Haf zada ve kognitif fonksiyonlarda bozukluk, günlük yaşam aktivitelerinde ilerleyici gerileme, çeşitli nöropsikiyatrik semptomlar ve davran ş bozukluklar yla karakterizedir. İlerleyici, ciddi morbidite ve mortaliteye, günlük yaşam aktivitelerinde bozulmaya, davran şsal semptomlara sebep olan bir hastal k olmas, erken evrede tedavi alanlarda kognitif fonksiyonlar n ve hayat kalitesinin daha uzun süre korunuyor olmas nedeniyle hastal ğ n erken evrede tan nmas, gözden kaç r lmamas önem arz etmektedir. Erken dönemde etkin tedaviyi başlatabilmek için Alzheimer hastal ğ n n erken evrede doğru olarak tan nmas, demansa sebep olabilecek nedenlerin saptanmas, tedavi edilebilir demans nedenlerinin tan - narak d şlanmas gerekmektedir. Tüm demans olgular n n %50-70 ini Alzheimer hastal ğ oluşturmaktad r. Vasküler demans %10-25 s kl kta bulunmaktayken, geriye kalan %5-10 daha az s kl kta rastlanan diğer sebeplerdir. Alzheimer hastal ğ n n yaşla beraber s kl ğ artmaktad r ve beklenen yaşam süresi artt kça Alzheimer hastal ğ n n s kl ğ - n n da artacağ düşünülmektedir. Her beş y lda bir Alzheimer hastal ğ s kl ğ iki kat na ç kmaktad r. Altm ş beş yaş üzerinde %5-10, 85 yaş üzerinde %50 den fazla s kl kta Alzheimer hastal ğ görülmektedir. Tüm dünyada 15 milyon, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) nde 4 milyon, Türkiye de istatistiksel olarak bak ld ğ nda 250.000 ila 500.000 Alzheimer hastas olduğu tahmin edilmektedir. Hacettepe 14

Üniversitesi T p Fakültesi İç Hastal klar Anabilim Dal Geriatri Ünitesi Polikliniği ne başvuran 65 yaş üstü 1255 hastan n taranmas yoluyla yap lan bir çal şmada da hastalar n %8.2 sinde Alzheimer hastal - ğ, %4.8 inde Alzheimer d ş demans saptanm şt r. ABD de Alzheimer hastal ğ n n getirdiği y ll k maliyet ortalama 100 milyar dolar olarak hesaplanm şt r. Bu sonuçlara ve s kl klara bak ld ğ nda, Alzheimer hastal ğ n n ve diğer demanslar n erken tan s n n ve tedavisinin önemi ortaya ç kmaktad r. TANI ve KLİNİK EVRELER Tan için öncelikle hastadan ve yak nlar ndan al nacak detayl bir hikaye şartt r. Demans tan s koymak için hastan n kliniği ve al nan detayl hikayenin objektif ölçeklerden al nan puanlarla desteklenmesi gerekir. Demans tan s için kullan lan nöropsikiyatrik testler bu kitapç kta yaşl da nöropsikiyatrik değerlendirme ve kullan lan testler başl ğ alt nda incelenmiştir. Kesin tan s beyin dokusunun patolojik incelemesi ile mümkün olmakla birlikte tan kriterlerinin kullan lmas yla %100 e yak n doğrulukta tan konabilmektedir. Bu amaçla DSM-IV ve NINCDS- ARDRA tan kriterleri kullan lmaktad r. Bu kriterler aşağ daki gibidir. Alzheimer Tip Demans İçin DSM-IV Tan Kriterleri 1. Birden fazla kognitif defisit gelişimi: Bellek bozukluğu, Aşağ dakilerden en az birinin bulunmas ; - Afazi, - Apraksi, - Agnozi. Yürütücü işlev bozukluğu (planlama, s ralama, organize etme, soyutlama). 2. Kognitif ve fonksiyonel aç dan sinsi başlay p ilerleyici bir y k mla giden seyir, 3. Sosyal ve mesleki işlevselliğe müdahale edecek ve önceki işlevsellikten düşüşe karş l k gelecek düzeyde bozukluklar, 4. Kognitif bozukluğa neden olan diğer sebeplerin d şlanmas ; Medikal (hipotiroidi, vitamin B 12 eksikliği, folik asit eksikliği, niasin eksikliği, hiperkalsemi, nörosifiliz, HIV infeksiyonu), Nörolojik (serebrovasküler hastal k, Parkinson, Huntington hastal ğ, subdural hematom, normal bas nçl hidrosefali, beyin tümörü), Psikiyatrik (majör depresyon, şizofreni). 5. Deliryum olmamas. DSM-IV vasküler demans tan kriterlerinde ise yukar dakilere ek olarak fokal nörolojik semptom ve bulgular, serebrovasküler hastal ğ gösteren görüntüleme yöntemi bulunmaktad r. NINCDS-ARDRA-Muhtemel Alzheimer Hastal ğ Kriterleri 1. Muayene ile gösterilen ve objektif testlerle dokümante edilen demans, 2. İki veya daha fazla kognitif alanda bozukluk, 3. Bellek ve diğer kognitif fonksiyonlarda ilerleyici kötüleşme, 4. Bilinç bozukluğu yok, 5. Başlang ç 40 ve 90 yaşlar aras nda, 6. Kognisyonda ilerleyici bozukluğa yol açabilecek sistemik hastal klar veya diğer beyin hastal klar n n bulunmamas, 7. Aşağ dakilerle tan n n desteklenmesi; Afazi, apraksi, agnozi, Günlük yaşam aktivitelerinde bozulma ve davran ş tarzlar nda değişiklik, Benzer bozukluklara ilişkin aile öyküsü, Uyumlu laboratuvar bulgular (serebral atrofi gibi). Demans temel olarak üç klinik evrede incelenebilir. Bu evreler ve evrelere göre beklenen semptomlar aşağ daki gibidir: 1. Erken evre; İlerleyici günlük hayat etkileyen unutkanl k, Kelime bulmada güçlük, afazi, Kişilik değişikliği, Hesaplamada zorluklar, Eşyalar kaybetme, yerini kar şt rma, uygunsuz yerlere koyma, Sorular n veya cümlelerin tekrarlanmas, Hafif oryantasyon bozukluğu. 2. Orta evre; Unutkanl kta art ş, Afazide art ş, uygunsuz kelimeler kullanma, Temel günlük yaşam aktivitelerinde, öz bak mda bozulma, Kişilik değişikliği, 15

Yavuz BB, Arıoğul S Akrabalar, arkadaşlar hat rlayamama, İletişim kurmakta zorluklar, Davran şsal ve psikiyatrik bozukluklar; ajitasyon, anlams z gezinme, halüsinasyon gibi. 3. İleri evre; Beslenmede bağ ml l k, Üriner ve fekal inkontinans, Mobilite problemleri, yatağa bağ ml l k, Konuşamama. Demans tan s nda nörogörüntüleme yöntemlerinin de önemi büyüktür. İntrakranial tümör, subdural hematom, normal bas nçl hidrosefali gibi geri döndürülebilir demans sebeplerinin ve infarkt alanlar n n saptanmas n n yan nda global serebral atrofi, temporal bölgede ve hipokampusta atrofi, entorinal korteks atrofisi, sulkuslarda genişleme gibi Alzheimer hastal ğ na özgü say labilecek bulgular n saptanmas tan - da yard mc d r. Demans tan s alan her hastada en az bir kez nörogörüntüleme yöntemleri (bilgisayarl tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme) yap lmas önerilmektedir. DEMANS ve SINIFLANDIRMASI 1. Alzheimer hastal ğ, 2. Vasküler demans; a. Multiinfarkt demans, b. Stratejik konumlu infarktlar, c. Multipl subkortikal laküner infarktlar, d. Binswanger in subkortikal arteriyosklerotik lökoensefalopatisi, e. Tip 1, 2 ve 3 ün kombinasyonu, f. Tek ya da multipl hemorajik serebral lezyonlar, g. Subkortikal demanslar, h. Alzheimer tip demans ve vasküler demans n kombine şekli. 3. Parkinson hastal ğ, 4. Huntington demans, 5. Pick hastal ğ, 6. Frontotemporal demans, 7. Progresif multifokal lökoensefalopati, 8. Progresif supranükleer palsi, 9. Depresyon ve psödodemans, 10. Lewy cisimcikli demans, 11. İnfeksiyon, 12. Normal bas nçl hidrosefali, 13. Subdural hematom. DEMANS RİSK FAKTÖRLERİ Demans n erken tan s n n önemi anlaş ld kça risk alt ndaki bireylerin saptan p daha yak n takibinin yap - labilmesi için risk faktörlerinin tespiti üzerinde durulmaya başlanm şt r. Demans için risk faktörleri incelendiğinde kardiyovasküler ve serebrovasküler risk faktörleri ile benzer olduğu görülmektedir. Alzheimer hastal ğ n n majör risk faktörleri aras nda ileri yaş, kad n cinsiyet, ailede demans öyküsü, apolipoprotein E-4 genotipi, Down sendromu, minör risk faktörleri aras nda kafa travmas, düşük eğitim seviyesi, düşük sosyoekonomik düzey, alüminyum, demir, bak r, kurşun gibi nörotoksin maruziyeti, sigara, alkol, östrojen eksikliği, menopoz, inflamasyon, oksidatif hasar, infeksiyonlar, beslenme yetersizlikleri, homosistein, ferritin, C-reaktif protein yüksekliği, vitamin B 12 eksikliği, folat eksikliği, hipotiroidizm, Parkinson hastal ğ, strok, miyokard infarktüsü gibi çok say da risk faktörü say lmaktad r. Genetik yatk nl k yaratan diğer bir risk faktörü ise 1, 14, 19 ve 21. kromozomlardaki spesifik mutasyonlard r. Vasküler demans için bunlar hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara, yaş, erkek cinsiyet, homosistein yüksekliği gibi serebrovasküler risk faktörleri say lmaktad r. Belirtilen vasküler risk faktörlerinin art k Alzheimer hastal ğ için de risk teşkil ettiği bilinmektedir. Bu faktörlerden korunma ve değiştirilebilir olanlar n tedavisinin sağlanmas n n, vasküler demans için olduğu kadar Alzheimer hastal - ğ ndan korunmak için de yararl olduğu gösterilmiştir. Bütün bu risk faktörlerinin içinde yaş, cinsiyet ve aile öyküsü kesinleşmiş risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Bunlar n yan nda düşük eğitim seviyesi, fiziksel aktivite, nonsteroid antiinflamatuvar ilaç (NSAİİ) kullan m, östrojen, statin, E vitamini gibi antioksidan ilaçlar ve orta derecede alkol tüketiminin Alzheimer hastal ğ nda risk azalmas na neden olduğu düşünülse de bu konuda yeterli kan t yoktur. DEMANS TEDAVİSİ Demans tan s konulduktan sonra öncelikle geri döndürülebilir demans nedenlerinin saptanmas ve bunlar n tedavi edilmesi gerekmektedir. Geri Döndürülebilir Demans Nedenleri ve Tedavileri Demans n nedenleri aras nda geri dönüşümlüler de olduğu için geri dönüşümlü nedenlerin tan nmas ve tedavi edilmesi gereklidir. Alzheimer hastal ğ ve 16

Tablo 1. K smi veya tam geri döndürülebilir demans nedenleri ve tedavileri. Neden Vitamin eksiklikleri Vitamin B 12 Folik asit Vitamin B 1 Endokrinolojik hastal klar Hipertiroidi-Hipotiroidi Hiperparatiroidi-Hipoparatiroidi Cushing sendromu Kronik adrenokortikal yetmezlik Metabolik bozukluklar Elektrolit dengesizli i Hipoglisemi Hepatik yetmezlik Renal yetmezlik KOAH nfeksiyonlar AIDS Sifiliz Toksinler Alkol laçlar (antihipertansifler, antipsikotikler, antikolinerjikler, SSS depresanlar, kortikosteroidler, dijital, narkotikler, fenitoin, multipl ilaç kullan m ) A r metaller Karbonmonoksit zehirlenmesi Beyin içi patolojiler Tümörler, özellikle de menenjiom Subdural hematom Normal bas nçl hidrosefali Psikiyatrik bozukluklar Depresyon (depresif psödodemans) Deliryum Anksiyete Bipolar bozukluk Di erleri Fekal impakt Görme/iflitme bozuklu u KOAH: Kronik obstrüktif akci er hastal, SSS: Santral sinir sistemi, EKT: Elektrokonvülzif tedavi. Tedavi Spesifik yerine koyma tedavileri Eksikliklerde yerine koyma Fazlal klarda süpresyon Replasman tedavileri Antiretroviral tedavi Antibiyotik Toksik maddeden uzaklafl lmas Destek tedavisi Mevcutsa spesifik antidot Cerrahi, ödem varsa steroid Cerrahi Cerrahi flant Antidepresanlar, psikoterapi, EKT Atipik antipsikotikler Gözlük, iflitme cihaz vasküler demans gibi beynin dejeneratif ve vasküler hastal klar geri dönüşümsüz klinik tablolar iken, vitamin B 12, folik asit, vitamin B 1 gibi vitamin eksiklikleri; hipotiroidi ve hipoglisemi başta olmak üzere baz endokrinolojik bozukluklar; çeşitli ilaçlar, aş r alkol kullan m ve baz intoksikasyonlar; AIDS; nörosifiliz; intrakranial tümörler, subdural hematom, normal bas nçl hidrosefali gibi beynin organik hastal klar ve depresyon, psikoz gibi psikiyatrik sorunlar demans kliniği oluşturabilir. Bu nedenler tespit edilip spesifik tedavileri yap ld ğ nda demans kliniğinde olumlu yönde ilerleme s kl kla gözlenmektedir. Demans n geri döndürülebilir sebepleri ve tedavileri Tablo 1 de özetlenmiştir. Alzheimer Hastal ğ Tedavisi Alzheimer hastal ğ n n bugün için standart ve etkin bir tedavi protokolü yoktur. Temel sorun nöron kayb, glutamaterjik aktivite art ş ve kolinerjik sistemdeki azalmad r. Mevcut tedaviler bu mekanizmalar üzerinden etki edecek şekilde planlanm şt r. Alzheimer hastal ğ nda verilen başl ca tedaviler olan koli- 17

Yavuz BB, Arıoğul S nesteraz inhibitörleri ve memantin mortaliteyi etkilememekte, ancak hastan n yaşam kalitesinde ve hastal k evresinde stabilizasyon sağlamaktad r. Alzheimer hastal ğ tedavisi beş başl k alt nda incelenebilir: 1. Nöroprotektif yaklaş m, 2. Kolinesteraz inhibitörleri, 3. Farmakolojik olmayan yöntemler, 4. Psikofarmakolojik ajanlar, genel sağl ğ koruma aktiviteleri, 5. Doktor ile hasta yak n veya bak c iş birliği. 1. Nöroprotektif yaklaş m: Amiloid-β (Aβ) n n nörotoksik olduğu, hücre ölümünü art rd ğ bilinmektedir. Amiloid prekürsör proteindeki mutasyonlar Alzheimer hastal ğ na neden olmaktad r. Alzheimer hastal ğ ile ilişkili olduğu bilinen mutasyonlar n hepsi Aβ oluşumunu artt rmaktad r. Fare modellerinde insan amiloid prekürsör proteininin aş r üretiminin Alzheimer hastal ğ olan insanlarda görülen nörotik plaklar n oluşumuna neden olduğu, öğrenme ve haf - za problemlerine yol açt ğ gösterilmiştir. Alzheimer hastal ğ n n majör risk faktörlerinden olan APO E4 ise amiloid depolanmas nda art şa neden olmaktad r. Ayr ca, antiamiloid antikorlar hastal ğ n ilerlemesini durdurmaktad r. Aβ-nörotoksik etkilerini hücre zar n n lipid peroksidasyonu, oksidatif hasar, glutaminerjik eksitotoksisite (nöronal hücre ölümü), inflamasyon, tau proteinlerinin hiperfosforilasyonu gibi mekanizmalar n sonucu olarak göstermektedir. Aβ birikimi sonucu nörofibriler yumaklar ve senil plaklar oluşmaktad r. Aβ kaskad n n sonucu olarak da apopitotik hücre ölümü aktivasyonu gerçekleşmektedir. Aβ n n Alzheimer hastal ğ ndaki bu rolünün anlaş lmas ile nöroprotektif yaklaş m n temelinde antiamiloid tedaviler, Aβ birikimini önleyecek tedaviler yer almaktad r. Ancak şu an için bu konuda etkinliği kan tlanm ş olup kullan mda olan bir ilaç yoktur. Aβ kaskad n n anlaş lmas, Alzheimer hastal ğ tedavisinde antiamiloid ajanlar, antioksidanlar, antiinflamatuvar ajanlar, tau protein fosforilasyonunu engelleyen bileşikler, antiapopitotik ajanlar ve glutamaterjik N-metil-D-aspartat reseptör antagonistlerini gündeme getirmiştir. Nöroprotektif yaklaş mlarda hedef al nan bir diğer faktör de nöronal büyüme faktörleri (NGF) nin kullan lmas d r. Bu konuyla ilgili bir kesinlik olmay p, henüz çal şma safhas ndad r. Bu tedavi yöntemi başar l bulunursa hastal ğ n progresyonunun durdurulmas n n yan s ra düzeltilmesinin de mümkün olacağ düşünülmektedir. Antiamiloid tedaviler: Alzheimer hastal ğ patofizyolojisinde Aβ birikimi hastal ğ n temelini oluşturmaktad r. Bunun anlaş lmas ile Aβ oluşumunu veya birikmesini engelleyecek veya y k m n artt racak ajanlar ile Alzheimer hastal ğ tedavisi üzerinde çal - ş lmaktad r. Ancak henüz klinik kullan mda olan etkinliği kan tlanm ş herhangi bir antiamiloid ajan mevcut değildir. Antiamiloid yaklaş mda aş, β ve γ sekretaz inhibitörleri, statinler, metal bağlay c bileşikler (kliokinol), insülin parçalay c enzim analoglar üzerinde durulmaktad r. Aβ ile immünizasyonun transgenik farelerde Alzheimer hastal ğ n n patolojik bulgular n azaltt ğ n n gösterilmesi ve insanlarda da (30 hasta üzerinde yap lm ş) Aβ antikorlar geliştirenlerde hastal k progresyonunda azalma görülmesi sonucu antiamiloid aş lar gündeme gelmiştir, ancak aş lanan hastalar n %6 s nda ensefalit gelişmesi üzerine aş kullan mdan kald r lm şt r. Pasif immünizasyonun daha güvenli olabileceği düşünülmektedir. Amiloid prekürsör proteinin parçalanmas nda rol alarak Aβ sentezinde görev yapan β ve γ sekretaz enzimlerinin inhibisyonu ile Aβ birikiminin önlenmesi, böylelikle Alzheimer hastal ğ ndan korunman n mümkün olup olamayacağ şu an popüler olan bir düşüncedir ve üzerinde çal ş lmaktad r. Kolesterol metabolizmas n n Aβ üretimiyle yak ndan ilişkili olmas nedeniyle, statinlerin Aβ birikimini engellemede etkili olabilecekleri düşünülmüştür. Metal bağlay c bileşiklerden kliokinolün de Aβ ile ilişkili oksidatif zarar azaltabileceği, Aβ peptidinin birikimini engelleyebileceği düşünülmektedir. İnsülin parçalay c enzimlerin de Aβ metabolizmas nda rolü olabileceğinin gösterilmesiyle bu enzimin analoglar n n da tedavide kullan labileceği düşüncesi başlam şt r. Antioksidanlar: Alzheimer hastal ğ patofizyolojisinde oksidatif stresin ve serbest radikallerin nöronal hücre hasar na neden olduklar n n gösterilmesinden sonra Alzheimer hastal ğ n n önlemesi için antioksidanlar n kullan m gündeme gelmiştir. Antioksidan tedavide esas olarak alfa-tokoferol (vitamin E) kullan lmaktad r. Selegilinin de üzerinde durulmaktad r. 1997 y l nda yap lan randomize plasebo kontrollü bir çal şmada Alzheimer hastal ğ tan s olan hastalarda vitamin E, selegilin ve iki ilac n birlikte kullan m n n plasebo etkileri karş laşt r lm şt r. Ölüm, bak m evine yerleştirilme, ciddi demans gelişimi ve günlük yaşam aktivitelerinde bozulmaya kadar geçen zamanda plasebo grubuna göre diğer üç grupta belirgin uzama saptanm şt r. Ancak genel olarak kognitif fonksiyon- 18

lar üzerine anlaml etkileri gözlenmemiştir. Ayr ca, retrospektif bir çal şmada, kolinesteraz inhibitörü ve vitamin E kombinasyonunun kontrol grubu ile karş - laşt r lmas nda kombinasyon tedavisi güvenilir ve faydal bulunmuştur. Bu çal şmalardan sonra vitamin E nin demans tedavisinde 2000 ünite gibi yüksek dozlarda kullan m önerilmektedir. Ancak yüksek dozlarda kanama yan etkisinin gelişmesi sebebiyle genellikle bu dozlarda kullan lmamaktad r. Çeşitli epidemiyolojik çal şmalar da vitamin E kadar vitamin C nin de Alzheimer hastal ğ n n başlamas n geciktirdiğini destekleyen kan tlar bulmuştur. Homosisteinin de vasküler risk faktörü olmas n n yan nda oksidatif hasarla DNA da k r klar oluşturarak nörotoksik etki yapt ğ düşünülmektedir. Bu sebepten dolay vitamin B 12, vitamin B 6 ve folik asit kullan lmas n n homosistein düzeyini düşürerek Alzheimer hastal ğ tedavisinde etkili olabilecekleri düşüncesi ortaya at lm şt r. Antiinflamatuvar ajanlar: Alzheimer hastal ğ nda beyin dokusunda mikroskobik olarak inflamasyonun varl ğ n n gösterilmiş olmas steroid ve NSAİİ lerin Alzheimer hastal ğ tedavisinde kullan labileceği fikrini geliştirmiş ve bu konuda birçok çal şma yap lm şt r. Ancak prednizon, diklofenak, rofekoksib ve naproksen ile yap lan çal şmalarda plaseboya üstünlük saptanmam şt r. Şu an için antiinflamatuvar ilaçlar n Alzheimer hastal ğ n n önlenmesinde veya tedavisinde kullan m ile ilgili kan tlar yetersizdir. Uzun süreli prospektif çal şmalar tamamland ğ nda bu ajanlar n Alzheimer hastal ğ ndan korunmada etkinlikleri daha net olarak anlaş labilecektir. Hormon replasman tedavileri: Epidemiyolojik çal şmalarda östrojen replasman tedavisinin postmenopozal kad nlarda Alzheimer hastal ğ n azaltabileceği yönünde sonuçlar elde edilmiş olsa da, randomize plasebo kontrollü çal şmalarda herhangi bir etkisi saptanamam şt r. Ayr ca, Women s Health Initiative Study de östrojen ve medroksiprojesteron asetat kullanan postmenopozal kad nlarda demans riski artm ş olarak bulunmuştur. Bu çal şmalar n ş ğ nda hormon replasman tedavileri Alzheimer hastal ğ nda korunma amac yla önerilmemektedir. Ginkgo biloba: Alzheimer hastal ğ tedavisinde üzerinde en çok çal ş lan ilaç gruplar n n baş nda bitkisel tedaviler, bunlardan da ginkgo biloba ekstreleri gelmektedir. Ginkgo biloba antioksidan etkileri olan serbest radikal üzerinden etkili bir bitki ekstresidir. Deneysel çal şmalarda amiloid üretimi ve senil plak üzerine etkili olduğu gösterilmiştir. Gingko biloban n plaseboya oranla Alzheimer hastal ğ nda kognitif fonksiyonlar üzerine etkin olduğunu gösteren baz çal şmalar mevcut olsa da bu konuda randomize, plasebo kontrollü, çift-kör, uzun süreli çal şmalar yoktur. Ayr ca, bu konuda yap lan çal şmalar n tümü ayn yüz güldürücü sonuca ulaşamam şt r. Alzheimer hastal ğ ndan korunmak için gingko bilobalar n primer korunmada kullan m ile ilgili çal şmalar ise halen devam etmektedir. Demans tedavisinde tek baş - na değil, ancak kolinesteraz inhibitörlerine ek olarak kullan labileceği düşünülmektedir. Kognitif fonksiyon üzerinde olumlu etkiler al nmak isteniyorsa günlük 240 mg dozunda kullan m önerilmektedir. Memantin: Memantin bir glutamat reseptörü olan N-metil-D-aspartat (NMDA) antagonistidir. Food and Drug Administration (FDA) taraf ndan orta ve ileri evre Alzheimer hastal ğ tedavisi için onay alm şt r. NMDA reseptörü üzerinden etki ederek hücre içine kontrolsüz kalsiyum girişini engeller. Bu sayede glutaminerjik eksitotoksisiteyi önleyerek özellikle hipokampal nöronlar üzerinde nöroprotektif etkisiyle Alzheimer hastal ğ nda semptomatik düzelme sağlayabilmektedir. Beyindeki ana nörotransmitter olan glutamat n tüm beyin nöronlar n n %70 inde reseptörü bulunur. Glutamaterjik iletideki değişiklik bellek ve öğrenmede problemlere yol açmaktad r. Alzheimer hastal ğ nda NMDA reseptörleri aş r aktive olmaktad r. Glutamaterjik aktivitenin aş r aktivasyonu eksitotoksisiteye neden olur. Buna Alzheimer hastal ğ nda biriken Aβ n n glutamat al m n azalt p, sal n m n artt rarak ve glutamat reseptör aktivitelerini etkileyerek neden olduğu düşünülmektedir. Memantin orta düzeyde afiniteye sahip, kompetitif olmayan bir reseptör antagonistidir ve inhibisyon derecesi nöronun aktivitesine bağl d r. Aş r yükselmiş glutamat seviyesi olduğu durumda glutamat n etkilerini bloke ederken bellek ve öğrenme için gerekli olan düzeydeki fizyolojik aktiviteyi de korur. Hayvan modellerinde terapötik dozlarda nöroprotektif etkiler oluşturduğu gösterilmiştir. Hipokampal nöronlara etkisi ile semptomatik düzelme sağlayabilir. Alzheimer hastal ğ nda kognitif fonksiyonlarda düzelmeler sağlamaktad r. Memantinin demans hastalar ndaki etkinlik ve güvenilirliğinin çal ş ld ğ randomize, çift-kör, plasebo kontrollü çal şmalarda tedavi öncesi ve sonras nöropsikiyatrik testlerdeki değişim araşt r ld ğ nda orta-ileri evrede memantinin plaseboya üstün olduğu saptanm ş, yan etkilerde de plasebodan farkl l k olmad ğ belirtilmiştir. Orta-ileri evre Alzheimer hastalar nda kolinesteraz inhibitörüne eklenerek kullan l- 19

Yavuz BB, Arıoğul S d ğ nda plaseboya göre kognitif düzelme, günlük yaşam aktivitelerindeki bozulma h z nda azalma ve davran şsal semptomlarda azalma olduğu saptanm şt r. Memantinin günlük yaşam aktiviteleri ve davran şsal semptomlara etkili olduğu çeşitli çal şmalarda gösterilmiştir. Kullan m şekli kolinesteraz inhibitörlerinde olduğu gibi düşük doz başlayarak yavaş yavaş doz artt r lmas şeklindedir. Günde 5 mg dozunda başlan r, haftada bir doz artt r lmas yap larak maksimum hedef doz olan günde iki kez 10 mg dozuna ç k l r. Metabolizmas çok az olan memantinin yaklaş k %100 oral biyoyararlan m vard r ve emilimi besinlerden etkilenmez. Karaciğer ve böbrekte düşük konsantrasyonlara ulaş r, beyne h zla dağ l r. Oral al m takiben 30 dakika içinde kan-beyin bariyerini geçer. Başl ca böbrekler yoluyla at l r. Kronik obstrüktif akciğer hastal ğ, kronik böbrek yetmezliği ve kronik karaciğer hastal ğ nda kullan m kontrendikedir. 2. Kolinesteraz inhibitörleri: Alzheimer hastal ğ ndaki kognitif bozulman n asetilkolin (ACh) azalmas na, kolinerjik nöronlar n ölümüne bağl olduğu ilk olarak 1976 y l nda keşfedilmiş ve bu çeşitli çal şmalarla desteklenmiştir. Beynin bellek ile ilgili bölgelerinde etkili olan ACh, Alzheimer hastal ğ nda azald - ğ saptanan en temel nörotransmitterdir. ACh düşüşünün ve kolinasetil transferaz enziminin (ChAT) aktivitesinin demans ciddiyeti ile korele olduğu söylenmektedir. Ancak 1999 y l nda Davis ve arkadaşlar ilk olarak kolinerjik kayb n Alzheimer hastal ğ n n erken evresinde gelişmediğini ileri sürerek, ciddi semptomlar n gelişmesine kadar kolinerjik kay p olmad ğ n söylemişlerdir. Bu çal şma sonucunda Alzheimer hastal ğ n n erken evrelerinde görülen semptomlar n kolinerjik defisite bağl olmad ğ, kolinerjik defisitin hastal ğ n ileri evrelerinde geliştiği, sadece ileri evrede kolinerjik markerler ve kognitif kay p derecesinin korele olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu çal şmalar n ş ğ nda Alzheimer hastal ğ patogenezinin sadece kolinerjik hipotez ile aç klanamayacağ, biraz daha karmaş k olduğu söylenebilir. Ancak günümüzde patogeneze yönelik uygulanan Alzheimer hastal ğ tedavisi kolinerjik sistem üzerinden etki etmektedir. Bu amaçla kolinesteraz inhibitörleri kolinerjik fonksiyonda düzelme sağlayarak kognitif fonksiyonlarda stabilizasyon veya düzelme sağlayabilmektedir. Kolinesteraz inhibitörleri erken ve orta evre Alzheimer hastal ğ tedavisinde ruhsatland r lm şt r ve şu anda Alzheimer hastal ğ n n standart tedavisidir. Dört tane kolinesteraz inhibitörü kullan ma girmiştir. Bunlar; takrin, donepezil, rivastigmin ve galantamindir. Bunlardan ilk ç kan kolinesteraz inhibitörü olan takrin hepatotoksisitesi nedeniyle kullan mdan kald r lm şt r. Diğer kolinesteraz inhibitörlerinin toksik etkileri daha düşük oranlardad r. Hepsi düşük dozla başlan p kademeli olarak doz artt r l r. Doz art rma aral klar ne kadar uzun tutulursa yan etkiler o kadar az ortaya ç - kar. Kolinesteraz inhibitörlerinin ve memantinin farmakolojik özellikleri Tablo 2 de gösterilmiştir. Donepezil; kullan mdan kald r lan takrinden sonra ç kan ve şu an kullan mda olan en eski kolinesteraz Tablo 2. Demansta kullan lan FDA onayl ilaçlar ve farmakolojik özellikleri. Özellik Donepezil Rivastigmin Galantamin Memantin Maksimum serum konsantrasyonuna 3-5 0.5-2 0.5-1 3-7 kadar geçen süre (saat) Emiliminde yemeklerden etkilenme Hay r Evet* Evet Hay r Serum yar ömür (saat) 70-80 2 5-7 60-80 Proteine ba lanma (%) 96 40 0-20 45 Metabolizma CYP2D6, Karaci er CYP2D6, Karaci er CYP2A4 d fl CYP2A4 d fl Doz (bafllang ç) 1 x 5 mg 2 x 1.5 mg 2 x 4 mg 1 x 5 mg Doz (maksimum) 1 x 10 mg 2 x 6 mg 2 x 12 mg 2 x 10 mg Etki mekanizmas AChE AChE + BChE AChE inhibisyonu + NMDA inhibisyonu inhibisyonu N rec modülasyon antagonisti * Yemeklerden sonra al nmas ile tolerabilitesi artar. AChE: Asetilkolinesteraz, BChE: Bütirilkolinesteraz, N rec: Nikotinik reseptör, NMDA: N-metil-D-aspartat, FDA: Food and Drug Administration. 20

inhibitörüdür. Günde tek doz, tercihan gece yatarken verilir. Günde 5 mg ile başlan p 10 mg a ç k l r. Avantajlar tek doz verilmesi ve titrasyon gerektirmemesi, gastrointestinal sistem (GİS) yan etkilerinin belirgin az oluşu ve davran ş bozukluklar na olumlu etkileridir. Kas kramplar, gece kabuslar nadir görülen dezavantajlar d r. Rivastigmin; asetil ve bütirilkolinesteraz inhibe ederek etki gösterir. Günde iki doz halinde 1.5 mg ile başlan r, hedef doz günde iki kez 6 mg d r. Oral solüsyon formunun olmas yutma güçlüğü olan hastalarda bir avantaj oluşturur. İki doz verilmesi, titrasyon gerektirmesi ve GİS yan etkileri dezavantajlar - d r. Davran ş bozukluklar na olumlu etkileri olduğu yap lan çal şmalarda kan tlanm şt r. Galantamin; kolinesteraz inhibisyonunun yan s ra nikotinik reseptör modülasyonu da yaparak etki gösterir. Günde iki doz halinde, başlang çta sabah akşam 4 mg ve en yüksek sabah akşam 12 mg olarak verilir. Yan etkileri rivastigmine benzer. Kolinesteraz inhibitörlerinin etkinlik ve güvenilirlik çal şmalar nda tedavi öncesi ve sonras ADAS-cog, CIBIC-Plus skalalar ndaki değişime göre incelendiğinde kullan mda olan üç kolinesteraz inhibitörünün de etkinliği benzerdir. Tedavi almayan demans hastalar nda ADAS-cog puanlar nda y ll k yedi puan art ş olurken, kolinesteraz inhibitörü alanlarda y ll k dört-yedi puan düzelme olduğu saptanm şt r. Kolinesteraz inhibitörlerinin kognitif fonksiyonlarda bozulmay yavaşlatman n yan nda günlük yaşam aktivitelerini devam ettirme, davran şsal semptomlarda azalma, bak c yükünü azaltma, bak m evlerine yerleştirilmeyi geciktirme ve fonksiyonel bozulmay yavaşlatma gibi olumlu etkileri de bulunmaktad r. Kolinesteraz inhibitörleri ile ilgili bildirilen en s k yan etkiler bulant, kusma, diyare, kilo kayb, uykusuzluk, kabus görme, kas kramplar, bradikardi, senkop ve halsizliktir. Genel olarak yan etkiler hafiftir ve ilac n kesilmesi ile geri dönüşlüdür. Ancak ilaç yan etkisine bağl ilac b rakma çok nadirdir. Yan etkiler genellikle tedavi başlang c nda görülür, doz artt r lmas n n yavaş yap lmas ile azal r, idame tedavisinde ise nadirdir. Düşük doz ile başlang ç, yavaş doz art m ve ilac yemeklerle beraber alma ile GİS yan etkileri azalt l r. Kullan mda olan üç ilac n yan etkileri benzer olmakla birlikte, rivastigminin GİS yan etkilerinin biraz daha s k olduğu, kas kramplar ve kabus görmenin donepezilde daha s k görüldüğü söylenebilir. Bradikardi ve kalp bloğu kolinesteraz inhibitörleri tedavilerinde çok nadir gözlenen yan etkiler olmas na rağmen ciddi sonuçlara yol açacağ ndan bu konuda tedbirli olunmal, negatif kronotropik ajanlarla birlikte kullan lmas ndan kaç n lmal d r. Bu konuda rivastigmin en güvenilir ajan olarak görülmektedir. Her üç ilaçta da ilaç etkileşimleri nadirdir. Rivastigminin p450 ile ilişkisinin olmamas bir avantaj gibi gözükse de donepezilin de bu sistem üzerinden bir ilaç etkileşimi henüz tarif edilmemiştir. Baz ilaçlar galantaminin biyoyararlan m n etkileyebilmektedir. Kolinesteraz inhibitörlerinin ne kadar süre kullan lacağ konusunda bir fikir birliği yoktur. Yap lan çal şmalar n çoğunda ilaç alt ay süreyle kullan lmas na rağmen, uzun süreli kullan mlarda da ilaçlar n etkin olduğunu gösteren yay nlar bulunmaktad r. Buna göre ilac n iki-üç y l gibi sürelerle kullan lmas n n yararl olacağ n savunan görüşler de bulunmaktad r. İleri evre demansta tedavi tart şmal d r. Ancak ortaya ç kan davran ş bozukluklar n n tedavisine katk aç s ndan ilaca devam edilebilir. Allerjik reaksiyon, başa ç k lamayan yan etkiler, ailenin tercihi ve alt ayl k tedaviden sonuç alamama gibi durumlarda bir kolinesteraz inhibitöründen diğerine geçilebilir. Kolinesteraz inhibitörlerinden birine yan t vermeyen hastan n diğer bir kolinesteraz inhibitöründen yarar görebileceğine dair yeterli veri yoktur. Değişim yap l rken bir ay veya daha fazla süre ilaca ara vermek zararl d r. Üç haftal k washout dönemi yani ilaçs z dönem uygundur. Bu ilaçlar n birbiriyle kombine olarak kullan lmas ile ilgili veri yoktur ve önerilmemektedir. Ancak her üç ilaç da vitamin E ve memantin ile kombine olarak kullan labilir. Huperzine A ise ön çal şmalarda Alzheimer hastalar nda etkin olarak görünen diğer bir kolinesteraz inhibitörüdür, ancak FDA onay almak için gerekli verileri henüz yoktur. 3. Farmakolojik olmayan yöntemler: Davran şsal semptomlarda farmakolojik olmayan yöntemlerin rolü büyüktür. Aşağ da belirtilen yöntemler önerilmektedir: Müzik, Aile üyelerinin video kasetlerinin izletilmesi, Bak c lar n seslerinin kaydedildiği kasetler, Yürüyüş ve hafif egzersizler, Duyusal stimülasyon ve rahatlatma. 4. Psikofarmakolojik ajanlar, genel sağl ğ koruma aktiviteleri: Alzheimer hastal ğ nda ileri evrelerde gelişen ve mortaliteye sebep olan durumlar n baş nda septisemi, pnömoni, üst solunum yolu infeksiyonlar, beslenme problemleri, bas yaralar, k r klar 21

Yavuz BB, Arıoğul S ve yara yeri infeksiyonlar gelmektedir. Bu problemlerin etkili bir şekilde tedavisi, daha önemli olarak önlenmesi, hayat n uzat lmas n sağlayabilir. Alzheimer hastal ğ n n erken evrelerde egzersiz önerileri, hipertansiyon ve diğer sağl k problemlerinin kontrolü, y ll k influenza ve beş y lda bir pnömokok aş lamas, dental hijyenin sağlanmas, gözlük gereksiniminin karş lanmas ve işitme problemleriyle başa ç kma gibi genel sağl k önerilerinde bulunulmal d r. İleri evrelerde daha ciddi problemler ortaya ç kmaktad r. Bu evrelerde beslenme, cilt bak m, mobilite veya pozisyon değişimi sağlanarak bas yaralar n n önlenmesi, hidrasyonun sağlanmas gibi konularda destek verilmelidir. İlerlemiş olgularda intravenöz hidrasyon ve beslenme desteği için gastrostomi gerekebilir. Demans seyri s ras nda, özellikle ileri evrelerde karş laş lan nöropsikiyatrik ve davran şsal semptomlar n tedavisi de önemli yer tutmaktad r. Alzheimer ve depresyon birlikteliği aç s ndan hasta mutlaka değerlendirilmelidir. Bu konuya ve psikofarmakolojik ajanlara bu kitapç k içinde ayr bir başl k alt nda değinildiği için burada bahsedilmeyecektir. 5. Doktor ile hasta yak n veya bak c iş birliği: Bir Alzheimer hastas n n tedavisinde doktor ile bak c aras ndaki iş birliği çok önemlidir. Hastan n bak m - n n yap lmas, doktorun planlad ğ ilaçlar n hastaya verilmesi, farmakolojik olmayan tedavinin uygulanmas, hastan n genel sağl ğ ve hayat kalitesinin sağlanmas, hastan n transferi, ev içinde güvenliğin sağlanmas ve maddi işlerde yard m hastan n yak n ya da bak c s taraf ndan yap ld ğ nda Alzheimer hastas n n tedavisinde bak m verenlere aktif olarak rol verilmeli ve tam iş birliği sağlanmal d r. Hasta yak nlar n n tedaviye aktif olarak kat lmalar tedavinin başar s için şartt r. Bak m verenlerin bu konularda bilgilendirilmesi gerekir. Gözden kaç r lmamas gereken önemli bir konu da bak c lar n sağl ğ d r. Yap lan çal şmalarda bak m verenlerin kendi sağl klar na dikkat etmedikleri, normal popülasyona göre kendilerini daha sağl ks z hissettikleri, daha çok hastaland klar, somatik yak nmalar n, depresyon, anksiyete gibi psikiyatrik sorunlar n daha s k olduğu, primer korunma faaliyetlerinden daha az faydaland klar gözlenmiştir. Bu nedenle hastan n yan nda bak c lar n da sağl ğ na dikkat edilmesi gerekmektedir. Alzheimer hastas na bak m verenlerde s k karş laş lan bir durum bak c tükenme sendromudur. Bu durum hastan n bak m n da olumsuz yönde etkileyeceğinden bak m verenler mutlaka desteklenmelidir. Bak c tükenmesini azaltmak için bak c n n eğitimi, yard m gruplar kurulmas, dan şmanl k ve psikoterapi faydal olur. KAYNAKLAR 1. Alastair JJ, Wood MD. Alzheimer s disease. N Engl J Med 2004; 351: 56-67. 2. Ariogul S, Cankurtaran M, Halil M, et al. Dementia in the geriatric population. 20 th Alzheimer Disease International, 2004: 357. 3. Behl C. Oxidative stress in Alzheimer s disease: Implications for prevention and therapy. Subcell Biochem 2005; 38: 65-78. 4. Bolla LR, Filley CM, Palmer RM. Dementia differential diagnosis. Geriatrics 2000; 55: 34-46. 5. Clark CM, Karlawish JT. Alzheimer s disease: Current concepts and emerging diagnostic and therapeutic strategies. Ann Intern Med 2003; 138: 400-10. 6. Cohen-Mansfield J. Nonpharmacologic interventions for inappropriate behaviors in dementia: A review, summary and critigue. Am J Geriatr Psychiatry 2001; 9: 361-81. 7. Craft S, Peskind E, Schwartz MW, et al. Cerebrospial fluid and plasma insulin levels in AD: Relationship to severity of dementia and apolipoprotein E genotype. Neurology 1998;50:164-8. 8. Cummings JL, Cole G. Alzheimer disease. JAMA 2002; 287: 2335-8. 9. Cummings JL. Use of cholinesterase inhibitors in clinical practice: Evidence-based recommendations. Am J Geriatr Psychiatry 2003; 11: 131-45. 10. Cummings JL. Alzheimer s disease. N Engl J Med 2004; 351: 56-67. 11. Davies P, Maloney AJ. Selective loss of central cholinergic neurons in Alzheimer s disease. Lancet 1976; 2: 1403. 12. Davies P. Neurotransmitter-related enzymes in senile dementia of the Alzheimer type. Brain Res 1979; 171: 319-27. 13. Davis KL, Mohs RC, Marin D, et al. Cholinergic markers in elderly patients with early signs of Alzheimer disease. JAMA 1999; 281: 1401-6. 14. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. 4th ed. Washington, APA: American Psychiatric Association, 1994. 15. Dugu M, Neugroschl J, Sewell M, Marin D. Reveiw of dementia. Mt Sinai J Med 2003; 70: 45-53. 16. Evans DA, Funkenstein HH, Albert MS. Prevalence of Alzheimer s disease in a community population of older persons. Higher than previously reported. JA- MA 1989; 262: 2551-6. 17. Geldmacher DS. Differential diagnosis of dementia syndromes. Clin Geriatr Med 2004; 20: 27-43. 18. Gifford DR, et al. Systematic review of clinical prediction rules for neuroimaging in the evaluation dementia. Arch Intern Med 2000; 160: 2855. 19. Grossberg GT, Desai AK. Management of Alzheimer s disease. Journal of Gerontology 2003; 58A: 331-53. 22

20. Hebert LE, Beckett LA, Scherr PA, Evans DA. Annual incidence of Alzheimer disease in the United States projected to the years 2000 through 2050. Alzheimer Dis Assoc Disord 2001; 15: 169-73. 21. Henderson VW, Paganini-Hill A, Miller BL, et al. Estrogen for Alzheimer s disease in women: Randomized double-blind plasebo cotrolled trial. Neurology 2000; 54: 295-301. 22. Jones R. The dementias. Clin Med 2003; 3: 404-8. 23. Jorm AF. Cross-national comparisons of the occurrence of Alzheimer s and vascular dementias. Eur Arch Psychiatry Clin Neurosci 1991; 240: 218-22. 24. Jorm AF, Jolley D. The incidence of dementia, a meta-analysis. Neurology 1998; 51: 728-33. 25. Karaman Y. Alzheimer Hastal ğ ve Diğer Demanslar. 1. Bask. Ankara: Lebib Yalk n Matbaas, 2002. 26. Klatte ET, Scharre DW, Nagaraja HN, et al. Combination therapy of donepezil and vitamin E in Alzheimer disease. Alzheimer Dis Assoc Disord 2003; 17: 113-6. 27. Laakso MP, Partanen K, Riekkinen P, et al. Hippocampal volumes in Alzheimer s disease, Parkinson s disease with and without dementia, and in vascular dementia: An MRI study. Neurology 1996; 46: 678-81. 28. Loeb C, Meyer JS. Vascular dementia: Stil a debatable entity? J Neurol Sci 1996; 143: 31-40. 29. Long CA, Dougherty J. What s new in Alzheimer s disease? Home Health Nurse 2003; 21: 8-14. 30. McKhann G, Drachman D, Folstein M, et al. Clinical diagnosis of Alzheimer s disease: Report of the NINCDS-ADRDA work group under the auspices of Department of Health and Human Services Task Force on Alzheimer s disease. Neurology 1984; 34: 939-44. 31. Oken BS, Stevens D, Kaye JA, et al. The efficacy of gingko biloba on cognitive function in Alzheimer disease. Arch Neurology 1998; 55: 1409-15. 32. Orgogozo JM, Gilman S, Dartigues JF, et al. Subacute meningoencephalitis in a subset of patients with AD after A-b42 immunization. Neurology 2003; 61: 46-54. 33. Perry EK, Tomlinson BE, Blessed G, et al. Correlation of cholinergic abnormalities with senile plaques and mental test scores in senile dementia. Br Med J 1978; 2: 1457-9. 34. Reisberg B, Doody R, Stoffler A, Schmitt F, Ferris S, Mobius HJ; Memantine Study Group. Memantine in moderate-to-severe Alzheimer s disease. N Engl J Med 2003; 348: 1333-41. 35. Religa D, Styczynska M, Peplonska B, et al. Therapeutic strategies for AD based on new molecular mechanisms. Acta Neurobiol Exp 2003; 63: 393-6. 36. Religa D, Styczynska M, Peplonska B, et al. Homocysteine, apolipoprotein E and metylenetetrahydrofolate reductase in AD and mild cognitive impairment. Dement Geriatr Cogn 2003; 16: 64-70. 37. Sano M, Ernesto C, Thomas RG, et al. A controlled trial of selegiline, alpha-tocopherol, or both as treatment for Alzheimer s disease. The Alzheimer s Disease Cooperative Study. N Engl J Med 1997; 336: 1216-22. 38. Schenk D, Barbour R, Dunn W. Immunization with amyloid-β attenuates Alzheimer-disease-like pathology in the PDAPP mouse. Nature1999; 400: 173-9. 39. Shumaker, Legault C, Rapp SR, et al; WHIMS Investigators. Estrogen plus progestin and the incidence of dementia and mild cognitive impairment in postmenopausal women: The Women s Health Initiative Memory Study: A randomized controlled trial. JAMA 2003; 289: 2651-62. 40. Small GW, Rabbins P, Barry PP, et al. Diagnosis and treatment of Alzheimer disease and related disorders. JAMA 1997; 278: 1363-71. 41. Tallis RC, Fillit HM. Brocklehurst s Textbook of Geriatric Medicine and Gerontology. 6 th ed. Spain: Elsevier Science, 2003: 775-90. 42. Tariot PN, Farlow MR, Grossberg GT, Graham SM, McDonald S, Gergel I; Memantine Study Group. Memantine treatment in patients with moderate to severe Alzheimer disease already receiving donepezil: A randomized controlled trial. JAMA 2004; 291: 317-24. 43. Terry RD, Katzman R, Bick KL, Sisodia SS. Alzheimer hastal ğ. Gürvit İH (çeviri editörü). İstanbul: Yelkovan Yay nc l k, 2001. 44. Tuszynski NH. Growth factor gene therapy for neurodegenerative disorders. Lancet Neurol 2002;1:51-7. 45. Winblad B, Engedal K, Soininen H, et al. 1-year, randomised, placebo controlled study of donepezil in patients with mild to moderate AD. Neurology 2001; 57: 489-95. YAZIŞMA ADRESİ Uzm. Dr. Burcu Balam YAVUZ Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi İç Hastal klar Anabilim Dal Geriatri Ünitesi 06100 S hhiye-ankara 23