TÜRK ÇOCUK VE GENÇLK EDEBYATINDA ELETR KÜLTÜRÜNE ÖRNEK OLARAK SERPL URAL IN AFAKTA YANAN MUMLAR I. Doç. Dr. Ali GÜLTEKN *



Benzer belgeler
BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

MIKHAIL BAKHTIN : EDEBYATIN GEREKÇELENDRLMES *

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB

Dexter Filkins (2008). The Forever War, New York: Vintage Books. Ahmet Hakan ÖZKAN *

Masalları Uyutmak. Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular

Erendiz Atasü nün Romancı Gözüyle Kaleme Aldıı Eletirel çerikli nceleme Yazıları Erendiz Atasü s Dissertations from a Literary Perspective

YAZARA GÖRE ALFABETIK DZN

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

ÖRETM ELEMANLARININ ETM VE LETM SORUNLARI EDUCATIONAL AND COMMUNICATIONAL PROBLEMS OF FACULTIES

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES

Ben bunun iyi ve kötü niyetine bakmadan düüncelerimi açıkça dile getirmek istiyorum ki bu gruba

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

BilgiEdinmeHakki.Org Raporu Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Salık Bakanlıı Tarafından Uygulanmasındaki Yanlılıklar

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

#$% &'#(# Konular. Bits of Information. Binary Özellikler Superimposed Coding Signature Formation Deerlendirme

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: Cilt: 2 Sayı: 4 Aralık 2011

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

T.C. BÜYÜKÇEKMECE BELEDYES

KARILATIRMALI TARH: TARH ÖRETMNDE YEN BR YAKLAIM Comparative History: A New Approach in the History Teaching

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

SEMH GÜMÜ ÜN ELETRMEN OLARAK PORTRES THE PORTRAIT OF SEMH GÜMÜ AS A CRITIC

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ

Türkiye de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Bakanlıklar Tarafından Uygulanması

MAT223 AYRIK MATEMATİK

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

Yazılım Takımlarında Baarı

Bizi biz yapan degerli ogretmenlerimizin onunde saygiyla egiliyoruz...

EKONOM!K KATMA DE"ER (EVA) YAKLA#IMI. Doç.Dr.Cemal ÇAKICI Marmara Üniversitesi,!!BF.!"letme Bölümü Ö#retim Üyesi

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

MATEMATK ÖRETMNDE BULMACA ETKNLNN ÖRENC BAARISINA ETKS

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

DELTA MENKUL DEERLER A..

stanbul, 11 Ekim /1021

Durum böyle olmakla birlikte, özet çeviri metninin okuyucuların gerçekten yararlanabilecekleri i levsel bir doküman oldu u ku kusuzdur.

ICS TÜRK STANDARDI TS EN OHSAS 18001/Mart 2001

MÜZK ÖRETMEN YETTREN KURUMLARDA ÇADA TÜRK PYANO ESERLERNN YER VE ÖNEM *

ÖZ GEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

SRKÜLER NO: POZ / 42 ST, YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

SVAS L MERKEZNDE BULUNAN LKÖRETM ÇAINDAK ÇOCUKLARIN AIZ D SALII DURUMU VE ALIKANLIKLARININ BELRLENMES

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ LİSANS TEZİ

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU

ÖZGEÇMİŞ. Lisans: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ( )

Okul Deneyimi I Dersinin Öretmen Adaylarının Öretim-Örenme Kavramlarına ve Öretmen-Örenci Rollerine Bakı Açıları Üzerindeki Etkileri

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI

TÜRKYE DE DEERLER ETM KONUSUNDA YAPILAN ARATIRMALAR 1 STUDIES CONDUCTED ON VALUES EDUCATION IN TURKEY Mustafa GÜÇLÜ

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

Türkçe, tarih boyunca büyük sorunlarla karşılaşmış ve her durumda özünü kaybetmede bugüne kadar varlığını korumuştur.

Nazlı Yürekler için!lk Adımım

OPTK KONUSUNUN 9. SINIF MÜFREDATINA ALINMASININ ÖRENC BAARISINA ETKS

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

Primary School Students Vocabulary Development

!!! 2000 li Yıllarda Sinemaya Bir Bakı!

AKÇA, Hakan (2012). Ankara li Aızları (nceleme, Metinler, Dizin), Ankara: Türk Kültürünü Aratırma Enstitüsü Yayınları, XXII+672 s.

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Ahmet Vefik Paşa nın Çevirilerinde Osmanlılaşan Molière, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü, Haziran 2004.

1946 BELEDYE SEÇMLER VE BU SEÇMLERDE KADIN SEÇMENLERN DURUMU. Kadir EKER ÖZET

RAN SLÂM CUMHURYET ANKARA BÜYÜKELÇS SAYIN FROOZ DAWLATABAD LE RÖPORTAJ. Kırmızı Çizgi dergisinde yayımlanan bu röportajı

DERS BİLGİLERİ TÜRK DİLİ-I TRD

PYANO ETMNE YEN BALAYAN ÖRENCYLE LK DERSN ÖNEM. Özlem Ömür ÖZET

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: Cilt: 3 Sayı: 6 Aralık 2012

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Metin Edebi Metin nedir?

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

BENMAR VE KURUTMA DOLABININ KULLANIMI

LKÖRETM 6. SINIF ÖRENCLERNN YARATICI DÜÜNME DÜZEYLER*

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk

Yonca Anzerliolu, Karamanlı Ortodoks Türkler, Phoenix Yayınları, Ankara 2003, 376 s.

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: Cilt: 1 Sayı: 2 Aralık 2010

Bu yayında verilen bilgiler a_a_ıdaki ki_ilere yardımcı olacaktır:

ERP MPLEMENTASYONU PROJELERNDE DENETM SÜRECNN ÖNEM ve KARILAILAN RSKLER. Uur Kaan DNÇSOY

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

Oh deyim ömrümde ilk defa Tüy gibi olayım sevincimden Ölüm düüncesi benden ırak Hep güzel eyler geçsin içimden

ELEKTRK MÜHENDSLER ODASI MESLEK Ç SÜREKL ETM MERKEZ YÖNETMEL

GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ ÖRENCLERNN OKUL DENEYM I DERSNE YÖNELK LGLER VE BEKLENTLER **

Fatih Emiral. Deloitte

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

( $!)'&! * $&( $( %& ( '+ #$( $ ' #$%$&' '$- # $$ " $&( $( % & ( '+#$''' $"! $$#

Aşağıda sayın Kurdaş için dikilen çınarın kampüste bulunduğu yerdeki pano:

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ SOSYAL BİLİMLER VE TÜRKÇE EĞİTİMİ BÖLÜMÜ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI (I. ÖĞRETİM)

Transkript:

Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Ali GÜLTEKN TÜRK ÇOCUK VE GENÇLK EDEBYATINDA ELETR KÜLTÜRÜNE ÖRNEK OLARAK SERPL URAL IN AFAKTA YANAN MUMLAR I Doç. Dr. Ali GÜLTEKN * ÖZET Bu çalımada, Çada Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatı nın önde gelen yazarlarından Serpil Ural ın 1998 yılında Bilgi Yayınevi nden çıkan ve 2000 yılında Avustralya da ngilizce olarak yayınlanan afakta Yanan Mumlar adlı gençlik romanı, yerli ve yabancı eletirmenler tarafından yapılmı olan eletiriler dikkate alınarak yeniden deerlendirilecektir. Bu deerlendirmedeki amaç eletiri olgusunu irdelemek ve eletirinin ne olup ne olmadıını gündeme getirmek, Ural ın afakta Yanan Mumlar adlı gençlik romanını çada eletiri kuramları ııında eklektik bir yöntemle incelenmeye çalımaktır. Anahtar Sözcükler: Serpil Ural, afakta Yanan Mumlar, Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatı, Eletiri ABSTRACT An Example for Literary Criticism on Turkish Children s and Youth Literature: Serpil Ural s afakta Yanan Mumlar In this study, one of the leading writers of contemporary Turkish Children s and Youth Literature, Serpil Ural s youth novel afakta Yanan Mumlar, published in 1998 by Bilgi Yayınevi in Turkey, and in 2000 in Australia (its English translation), is re-evaluated in the light of previous criticisms by Turkish and foreigner critics. The study aims to examine the notion of literary criticism, to discuss what is criticism and also to analyze Ural s afakta Yanan Mumlar by using an eclectic method. Keywords: Serpil Ural, afakta Yanan Mumlar, Turkish Children s and Youth Literature, Criticism * Eskiehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Karılatırmalı Edebiyat Bölümü Öretim Üyesi 43

Ali GÜLTEKN Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Bu çalımada, Çada Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatı nın önde gelen yazarlarından Serpil Ural ın 1998 yılında Bilgi Yayınevi nden çıkan ve 2000 yılında Avustralya da ngilizce olarak yayınlanan afakta Yanan Mumlar adlı gençlik romanı, yerli ve yabancı eletirmenler tarafından yapılmı olan eletiriler dikkate alınarak yeniden deerlendirilecektir. Bu deerlendirmedeki amaç, eletiri olgusunu irdelemek ve eletirinin ne olup ne olmadıını gündeme getirmek, Ural ın afakta Yanan Mumlar adlı gençlik romanını çada eletiri kuramları ııında eklektik bir yöntemle incelenmeye çalımaktır. Ülkemizde eletiriden söz edildiinde, her nedense ilk akla gelen, hep olumsuz eletiridir. Bunun gerekçesi, sanırız eletiri kültürünün Türk toplumunda tam olarak yerlememi olmasındandır. Akbayır ın da dile getirdii gibi, Çada Türk edebiyatı tarihinin gündeminde en çok konuulan ve yazılan konuların baında eletiri sorunu gelmektedir. Burada en çok tartıılan ise, eletiride öznellik-nesnellik sorunsalı dır (Akbayır, 2003,419). Ancak günümüzde yapılan eletiride en büyük sorun, eletirinin öznel mi ya da nesnel mi olduu deildir. Görüünü aynen paylatıımız Sefa Kaplan ın da yazdıı gibi, modern edebiyatımızın pek de uzun olmayan tarihinde ciddi, yönlendirici, ufuk açıcı, yazarı kendine çekidüzen vermeye davet eden eletiri örneklerinin die dokunur bir toplam oluturduunu söylemek oldukça güçtür. Cemal Süreyya, Adı lhan Berk Olan iir adını verdii eletiri iini yapılandırma oyununda, etrafında gezindiimiz eletiri kavramını lhan Berk e yakıtırdıına göre, ülkemizde eletiri iinde durumun pek de parlak olmadıı ortadadır (Kaplan, 2002,6). Bir toplumda eletiri kültürünün yerlememi olmasının pek çok nedeni vardır. Bunlardan iki tanesi vardır ki, bizce bunlar dier nedenlere göre daha fazla bir öneme sahiptir. lki, o toplumda eletirel düünceye deer verilmemesi, ikincisi ise, eletirel düünceyi tevik eden eitim sisteminin o toplumda tam olarak yerlememi olmasıdır. Bu savdan hareketle, ülkemizdeki eletirmenlik iini mercek altına alırsak, u veya bu ekilde kendini eletirmen olarak nitelendiren ya da öyle olduunu zanneden birçok insanın var olduunu görürüz. Ancak dikkatimizi çeken en önemli nokta, birkaç istisnai eletirmen dıında, söz konusu kii ya da kiilerin, ne yazık ki, eletirinin ne olduu ya da ne olmadıı konusunda gerekli eitimi almadıkları gibi, olması gereken bilgi donanımına sahip olmak için bir çaba da göstermedikleridir. Bu tür eletirmenler ile yaptıkları eletirmenlik ii ister istemez insanın kafasında birtakım soru iaretlerinin olumasına neden olmaktadır. Örnein, insanın aklına öyle bir soru gelmektedir: Acaba bu insanların yaptıkları eletiri iinin, kendi ülke edebiyatının geliimine olan katkısı nedir? Ahmet Yıldız ın da vurguladıı gibi, Türkiye de eletirmen olarak görev yaptıını düünen ya da bu alanda bir eyler yapmak gayretinde olan birçok insanın yaptıı i, ne yazık ki eletirmenlik deil, kitap tanıtımcılıı dır. öyle diyor Yıldız, Kertenkeleler ve Edebiyat adlı kitabında: Eletirmenlerin görevlerini gazete köe yazarlarının üstlendii bir döneme girdik (Yıldız, 2004, 9). Bu konuda Yıldız ın görülerine katılmamak mümkün deil. 44

Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Ali GÜLTEKN Eletiride ilk kural, Charles Baudelaire in söyledii ve Ahmet Yıldız ın da önemle altını çizdii gibi, bir eseri eletirecek kiinin her eyden önce gerçek anlamda eletiri nesnesine, dier bir ifade ile eletirecei esere doru ekilde yaklamasıdır (Yıldız, 2004,9). Bu durumda eletirmenin en önemli görevi, eletiri nesnesine youn ekilde kendisini vermesidir. Bunun için eletirmen ne mi yapmalı? Edebiyat ve eletiri konusundaki donanımı yanında eletirecei eserin yazarını, yaadıı dönemi, dönemin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını iyi bilmeli. Eletiri iini gerçekletiren kii hem yazara hem de okura karı yansız, yalansız ve dürüst olmalıdır. Eletirmenlik ii, gerçekten çok büyük bir donanım, titizlik ve özveri gerektirmektedir. Öte yandan smail Mert Baat internette yer alan Eletiri ve Estetik konulu yazısında eletiri ilemi esnasında eletirmenin bazı güçlüklerle karılaabileceini ve bunların da krizler eklinde ifade edilebileceini dile getirir. Baat a göre bu krizler u dört ana balık altında toplanmaktadır: lki, eletirmenin çok büyük bir donanıma sahip olmaması; ikincisi, eletirmenin ideolojik dünya görüü ve bu görü içerisinde yer alan bariyerler; üçüncüsü, eletirmenin kendisini sanat eletirisi platformunda konumlandırmı olması ve nihayet dördüncüsü, eletirel bir tutumun, yöneldii eletiri nesnesi tarafından içine alınması ve ilevsel olarak tersine çevrilmesi. (Baat, 2005). Eletirmen herhangi bir eserle ilgili eletirisini yaparken nesnel ya da öznel davranabilir, ama unutmamalıdır ki, eletiri yapmanın da üphesiz belirli ölçütleri vardır. Nitelikli, yol gösterici bir eletiri, hem yazar, hem okur, hem de o ülke edebiyatının gelimesine ve zenginlemesine büyük katkı salar. Aksi bir durum, hem yazarın yazma duyarlıını köreltir, hem de o ülke edebiyatının yozlamasına neden olur. Eletiri, Roland Barthes ın ifadesiyle, bir bakasının söylemi ni, yani edebiyatını, dier bir ifade ile, o kiinin ortaya koyduu sözlü ya da yazılı ürünlerini kendisine nesne edinmesidir. (Barthes, 1995,8) Barthes ın bu konudaki görüünü Eletirmenin ki Yüzü: deoloji ve ktidar adlı makalesinde Ali K. Metin öyle özetler: Yazarın söylemi eletirmen tarafından bir tahlil ve açımlamaya tabi tutulup yeniden anlamlandırılır ve son kertede eletiri yeni bir söylem eklinde varlık kazanır. Bir yapıt söylem olarak nasıl bir baka yapıta indirgenemezse, eletiri de hiçbir durumda kendi nesnesine indirgenemez. Yapıtın söylemiyle eletirinin söylemi arasında oluan mesafe eletirmenin donanımını ve yeteneiyle olduu kadar duyarlıkları ve dünya görüüyle de yakından alakalıdır. Eletiriyi yazarın öznelliinden (bakı açısından) kayıtsız bir disiplin olabilirmi gibi düünmek pozitivistik bir vehimden ibarettir. Daha dorusu bu düünceyi, eletirinin sınırlarını biçimciyapısalcı yöntemin alanına sıkıtıran; teknik mahiyete sahip bir çeit mikro-eletiri anlayıının 45

Ali GÜLTEKN Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne benimsenmesiyle e tutabiliriz. Buysa eletiriyi estetik yapının kurulu özelliklerine yani mimariye indirgemekle malul bir yaklaımdır. Halbuki içerii konumayan, öz ve anlam hakkında bir açıklama getirmeyen eletirinin üst-dil veya üst söylem olarak tanımlanması doru olmayacaktır (Metin, 2003, 401) Görüldüü gibi, eletirmenin önemli görevlerinden biri, yazarın eserindeki söylemini bir tahlil ve açımlamaya tabi tutup yeniden anlamlandırması ve sonuçta eletiriye yeni bir varlık eklinde anlam kazandırmasıdır. Burada unutulmaması gereken nokta, eletirmenin esere olan yaklaımında öznelliinin de önemli bir yer tutmasıdır. Bu yazıda ele alacaımız Serpil Ural ın afakta Yanan Mumlar adlı gençlik romanı daha önceden yerli ve yabancı eletirmenler tarafından yapılan eletiri ve deerlendirme yazılarının ııında, yeniden bir eletiri süzgecinden geçirilecektir. Yavuz Yıldırım ın 9 Haziran 1998 tarihinde yayınlanan Virgül dergisindeki afakta Yanan Mumlar; Ramazan Gülendam ın Türkyurdu dergisinde yayımlanan Romanda Çanakkale Savaı: Mehmet Niyazi nin Çanakkale Maheri ile Serpil Ural ın afakta Yanan Mumlar Adlı Romanların Bir Karılatırma Denemesi; John Foster ın Bookbird: A Journal of International Childrens Literature dergisinin Ekim 2003 tarihli 41. sayısında yayınlanan Sava Meydanının ki Cephesi: Türk ve Avustralya Siperlerinden Gelibolu 1915 e Çocuklar çin Bir Bakı; Hidayet Karaku un 03.09.2003 tarihli Cumhuriyet Gazetesi nin 16. sayfasında yayınlanan Gençlik Romanları adlı yazısı; Cumhuriyet Gazetesi nin Cumhuriyet Kitap Eki, sayı 691 de bulunan Ahmet Günba ın afakta Yanan Mumlar yazısı ile eserin yabancı basında yer almı olan gerek tanıtım gerekse eletiri yazıları bu çalımanın kapsamını oluturacaktır. Öncelikle Ramazan Gülendam ve Yavuz Yıldırım ın afakta Yanan Mumlar üzerine yaptıkları eletirilerine bir göz atılırsa, her iki eletirmenin oldukça acımasız davrandıklarını ve eletiri ölçütlerinden oldukça uzak olduklarını hemen tespit edilebilir. Oysa eletiri, Arnold tan alıntı yapan Çaan a göre dünyada bilinen ve düünülenlerin en iyisini örenme ve bunu bakalarının da bilmesini salama yolunda yarar gözetmeyen bir çabadır (Çaan, 2003,433 ve Matthew, 2002,71). Gerek Yıldırım ın gerekse Gülendam ın eletiri yazılarında, esere ve yazara dönük eletirilerini ortaya koyarken, ne yazık ki, hangi eletiri yöntemini kullandıklarını, çalımalarını hangi bilimsel temellere dayandırdıklarını, bu alanda çalımalar yapan hangi bilim insanlarının görülerinden yararlandıklarını ve hangi kaynaklara atıfta bulunarak eletirilerini yaptıklarını belirtmedikleri görülmektedir. Bu da bize onların, tamamen öznel bir yaklaım ve kendi dünya görüleri ile kendi duygularının baskısı altında kaldıklarını, gerçek anlamda eletiri nesnesine doru ekilde yaklaamadıklarını kanıtlamaktadır. Eletiri konusundaki görüleriyle yakından tanıdıımız Matthew Arnold, nesneyi gerçekte olduu 46

Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Ali GÜLTEKN gibi görerek tek tük toplumsal sınıflar ve çıkarları aacak kadar üstün biçimde nesnel, ama partizanca olmayan bir eletiri arzular. Bu amaçla eletiri, düünce alanından oldukça farklı toplumsal eylem evrenine girmeyi hiç yılmadan reddetmelidir; eyleme, siyasete ve bu türden hiçbir eye bakmadan insan düüncesi için en iyi olan ey ne ise onu saptamaya çalımalıdır (Eagleton, 1998,59) demektedir. Oysa, eletirmenler (!) Gülendam ve Yıldırım ın, Baat ın açıklamaya çalıtıı krizlerin girdabına kapıldıkları görülmektedir. Gülendam ve Yıldırım eletiri yazılarının hemen baında yazar Ural ı geçmie saygısızlıkla suçlamılar; ancak bunun nedenini tam olarak açıklama zahmetine girmemilerdir. Bu konuda Yıldırım öyle demektedir:...bir tarih çalıması olmamasına ramen, tarihsel gerçeklere dayanan bir hikayede yazarın uyarlamakta olduu geçmie bir miktar saygı göstermesi gerekir. Ne yazık ki afakta Yanan Mumlar da böyle bir durum söz konusu deil. (Yıldırım, 1998,52) Ayrıca Yıldırım, imdiki zamanda yazarken geçmii temel almak, yazara konusunu ve kahramanlarını tarihsel gerçeklere dayanan salam bir temel üzerinden gelitirme olanaı verir (Yıldırım,1998,52) der ve böyle olduu takdirde yazarın yararlandıı tarihi bilebileceini ifade eder. Ona göre, Çanakkale Savaları gibi tarihi bir olayı eserine konu edinen bir yazar, bu savaa ait bilgileri tam olarak bilmelidir ve bunları eserine tam olarak aktarmalıdır. Tarihsel gerçeklere dayanan bir hikayede yazarın uyarlamakta olduu geçmie bir miktar saygı göstermesi gerekir. (Yıldırım,1998,52). Yıldırım ın deyiiyle, afakta Yanan Mumlar adlı gençlik romanında yazar Serpil Ural hem tarihe hem de Türk gençlerine saygısızlık etmitir. Dier bir ifade ile yazar, Çanakkale Savaları ile ilgili gerçeklere kayıtsız kalmıtır. Bu savalarla ilgili bilgi ve belgeleri incelememi, aratırmalarda bulunmamıtır. Bu iddia doru deildir. Zira yazar Serpil Ural eserinin daha ilk sayfalarında, kitabı kaleme almadan kimlerden bilgi aldıını ve bu konuda kimlerin görülerinden yararlandıını belirtmektedir. Bilgisine ve görüüne bavurduu kiiler unlardır: Avustralya Büyükelçilii Maslahatgüzârı Geoffrey Leach ve ei Sandi Leach, Avustralyalı yazar ve film yapımcısı Harvey Broadbent, Bilkent Üniversitesi Devrim Tarihi Bölümü Öretim Görevlisi Dr. M. Cemil Özgül, O.D.T.Ü. Tarih Bölümü Bakanı Prof. Dr. Karal Akgün, Yazar Cemil Sönmez, Gelibolu Yarımadası Barı Parkı Uluslararası Yarıma Ofisi Mesleki ve Teknik Danımanı Prof. Dr. Raci Bademli ve çalıma arkadaları, Yeni Zelanda Büyükelçisi Ekselans Ian Kennedy. Yazar Ural bunların dıında, Avustralya Büyükelçisi Ekselans David W. Evans ın davetiyle Gelibolu Yarımadası ndaki afak törenlerini de yakından izleme olanaı bulmutur. Bu açıklamalar, sanırız, Yavuz Yıldırım ın yaptıı 47

Ali GÜLTEKN Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne eletirileri çürütecek niteliktedir. Eletirmen Yıldırım eletiri sini yaparken, hem esere, hem de yazara karı oldukça önyargılı davranmakta ve öyle der: Kızlar kısa bir süre içinde arkada olur. Birlikte anma törenlerine katılır, konuur, savaın kötü bir ey olduunu, herkesin arkada olması gerektiini fark ederler. Onlar ermi muradına... (Yıldırım,1998,53) Yazar Ural ı küçümsemekte ve onunla adeta alay etmektedir. Bu sözler, Yıldırım ın söz konusu eserle ilgili eletirisini yaparken tarafsız kalmadıının bir göstergesidir. Ahmet Yıldız ın ifade ettii gibi bir eletirmenin taraf tutma hakkı da yoktur. Zira bir eletirmenin uyması gereken bazı eletiri ölçütlerini de göz ardı etmemesi gerekir. Eletirisini ilk olarak Çocuk Edebiyatı Aratırmacıları Dergisi BNBR KTAP ın 3. sayısında ve daha sonra aynı yazıyı 1998 yılında Virgül Dergisinin 9. sayısında yeniden yayımlayan Yavuz Yıldırım, eletirisinde yazar Ural a karı sürekli alaycı bir tutum sergilemektedir. Örnein Avusturalya lı kız Peggy ile Türk kızı Zeynep kısa süre içinde dost olamazlar mı? Birlikte Çanakkale törenlerine katılıp savaın aleyhinde konuamazlar mı? Sonra savaın kötü bir ey olduu konusunda fikirlerini söyleyemezler mi? Yeryüzünde yaayan farklı ülkelerin insanları birbirleriyle dost ya da arkada olamazlar mı? Onlar ermi muradına derken Yıldırım, yazar Ural a, oldu olacak bunları da evlendiriver de, onlar da muratlarına ersinler, onlar da mutlu olsunlar eklinde bir dilekte de bulunmaktadır. Bir eletirmen bir kitapla ilgili yaptıı bir eletiride böyle ifadeler kullanma hakkını acaba nereden almaktadır? Eletirmen Yıldırım eletirisinde, eserin sanat deeri olup olmadıını, edebilik ölçütlerini içerip içermediini gençlere genelde sava, özelde Çanakkale Savaları nın neden ve sonuçları hakkında bilgi verip vermediini, gençlerde okuma zevki ve alıkanlıı duygusu uyandırıp uyandırmayacaını ve onların ufkunu açıp açmayacaını sorgulaması ve dier taraftan da yazarı kendine çekidüzen vermeye davet etmesi gerekirken, tam aksi bir tavırla yazarın yazma evkini kırmakta, hatta onu aaılayıcı ve küçümseyici bir tavır sergilemektedir. Tuncer Uçarol un iir Eletirilerinde Dürüstlük adlı makalesinde de vurguladıı gibi, eletirmenlerin, her eyden önce eletirilerinde dürüst olmaları ve deerlendirme yazılarında da erdemlilik ilkesine uymaları gerekir. Örnein, dünya görüleri dolayısıyla Nazım Hikmet i, Necip Fazıl ı iir tarihimize almamak, o kitapta ya da baka iir deerlendirme kitaplarında onları iir dıı yanlarıyla sayfalarca karalamak, iirde dürüstlüe sımaz (Uçarol, 2003,554). Tıpkı Türk ve dünya gençlii için yazan, sevgi, barı, kardelik gibi evrensel deerlere eseri afakta Yanan Mumlar da yer veren Serpil Ural a Eletirmen Yıldırım ın yaptıı gibi. Yıldırım ın, afakta Yanan Mumlar ı olumsuz olarak eletirdii bir baka nokta ise, eserin tarih yanlılarıyla dolu olduu ve tarihi bilgileri tam olarak yansıtmadııdır. Ancak unutulmamalıdır ki, bir roman, tarihi bir gerçekten hareketle yazılmı olsa da, tarihi bilgileri içerisinde aynen olduu gibi barındırmak zorunda deildir. Bir yazar, tarihi bir olayı romanına konu olarak alma, onu kendine özgü bir kurgu içerisinde verme ve okuyucusuna aktarma 48

Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Ali GÜLTEKN özgürlüüne sahiptir. Bir roman her ne kadar tarihi bir olaydan hareketle kaleme alınmı olsa da, sonuçta edebi bir ürün olan roman yazarın kurgusuna göre ekillenir. Yoksa o yapıt, roman deil, aksine tarih kitabı olur. Serpil Ural ın eseri afakta Yanan Mumlar bir gençlik romanıdır ve konusunu da Çanakkale Savaları ndan almaktadır. Durum böyle olunca da, Gürsel Aytaç ın Çada Türk Romanları Üzerine ncelemeler adlı makalesinde yazdıı gibi, bir romanın tarihi bilgileri birebir içerme zorunluluu yoktur; çünkü tarihi romanlar birer kurgu ürünüdür ve her eyden de önemlisi, bir sanatçı özgürlüü içerisinde, tarihi gerçekler yazar tarafından deitirilebilir ya da aynen olduu gibi muhafaza edilebilir (Aytaç,1990,22). O nedenle, afakta Yanan Mumlar da kurmaca gerçeklik üzerine oturtulmu bir gençlik romanıdır. Zira kurmaca gerçeklikte, Aytaç ın altını çizdii gibi, olmu, gerçek deil, olabilir, olası gerçeklik ön plana çıkar. Ayrıca eletirmen imiz Yıldırım yazısında Ural için öyle bir ifade de kullanmaktadır: Okuyucuda Serpil Ural ın Yaar Kemal den çok Kafka geleneinden etkilendii izlenimi uyanıyor yer yer (Yıldırım, 1998,54). Eletirmenimizin böyle bir düünceye nasıl vardıı da, dorusu pek anlaılır olmadıı gibi, eletirmen tarafından kanıtlamı da deildir. Bu noktada insanın aklına, acaba Türk gençleri arasında bu konuda geni çaplı bir anket mi düzenlemitir? sorusu geliyor. Yaar Kemal den deil de, Kafka dan etkilenmi olduu yargısına nasıl varmıtır? Bu sorunun yanıtını da Yıldırım ın eletiri yazısında görmüyoruz. ddia tamamen asılsızdır ve havada kalmıtır. Öte taraftan, bir Türk yazarının kültürlerarası balamda yabancı bir yazardan ya da onun herhangi bir eserinden u ya da bu ekilde etkilenmesi ya da esinlenmesi, böyle bir kitabın yazılmasına acaba engel mi tekil eder ya da engel mi tekil etmeli? Tam tersi, bir yazar bir baka kültür ya da edebiyattan ne denli etkilenir ya da esinlenirse ve bu kazanımlarını özümseyerek sonradan kendi okuruna aktarırsa, bu okurunun yeni kazanımlar elde etmesine olanak salar ve ufkunun gelimesine katkıda bulunur. Buradan da eletirmen Yıldırım ın, günümüzde oldukça üzerinde durulan ve genelde genel edebiyat bilimi, özelde de karılatırmalı edebiyat bilimi içinde önemli bir yere sahip olan metinlerarasılık ve kültürlerarasılık kavramlarından kesinlikle hiç haberi olmadıı anlaılıyor. Yıldırım ın olumsuz olarak niteledii bu görüüne de, dorusunu söylemek gerekirse, kesinlikle katılmıyoruz. Yavuz Yıldırım ın dier bir olumsuz eletirisi de roman kahramanları Zeynep ve Peggy nin yaları ile ilgilidir. Ancak onlar, onun dedii gibi, 27 yaında deil, 13-14 yalarındadır ve ilk gençlik dönemi içerisinde bulunmaktadırlar. Yıldırım ın da önemle (!) belirtmeye çalıtıı gibi, bu çocuklar yalarından büyük sözler etmektedirler. Ancak unutulmamalıdır ki, 21. yüzyıl baında müthi bir gelime göstermi olan yazılı ve görsel medya, günümüz çocuk ve gençliini kıskıvrak avucuna almı bulunmakta, bilgi çaı dediimiz yüzyılımızda bilgi bombardımanına tutmaktadır. Bu nedenle, günümüz çocuk ve gençleri Yıldırım ın belirttii gibi bo deillerdir. Dier bir ifade ile, her eyden haberleri vardır. Öte yandan, her türlü bilgi kendilerine bir bilgisayar tuu kadar yakındır. nternet, televizyon ve dier kitle iletiim araçlarının hızı ile bugün yediden yetmie herkes her türlü bilgiye anında ulaabilmektedir. Bu durum 49

Ali GÜLTEKN Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Yıldırım a ters gelse bile, ne yazık ki bu bir gerçek. Eletirmenin bu konudaki eletirel tavrı yine oldukça alaycıdır: Okuyucuya ana kahramanların kaç yaında oldukları söylenmiyor ama konuma biçimlerine bakılırsa her ikisi de büyük olasılıkla 27 yalarında, ayrıca siyaset ve felsefe alanlarında masterleri var. Bunlar çocuk deil, görmü geçirmi küçük birer yetikin Zaten her eyi biliyorlar, en azından Amerikan komedi dizilerindeki çocuklar kadar çok eyi. Ne var ki, Bart Simpson un tersine Zeynep ve Peggy, kavramlar sözlüünden konuuyorlar. (Yıldırım,1998, 54) Yine Yıldırım, Che Guevera herhalde Zeynep ile gurur duyardı... (Yıldırım,1998,54) diyerek alaycı tavırlarını sürdürmektedir. Dier taraftan Yavuz Yıldırım, eserde adı geçen iki kahramanın, Zeynep ve Peggy nin birbirlerine benzemesini de eletirmitir. Kitabın sonunda Avustralyalılar hakkında bir ey örenilmediini, bu ekilde Avustralya kültürünün de yok sayıldıını ileri sürmektedir. Fakat eletirmen burada, amacın kültür aktarımı olmadıını göz ardı etmekte ve Avustralya nın en büyük ehrinde yaayan bir çocukla, Türkiye deki bir köyde yaayan bir çocuk arasında çok az bir fark var. Bu, küresellemenin en uç noktasına götürülmü halidir (a.g.y.,55) diyerek, Avustralyalı çocukları Türk çocuklarından üstün görmektedir. Oysa Yıldırım burada, roman kahramanı Zeynep in turistik bir yerde yaadıını, okulda iyi eitim almı bir örenci olabileceini aklına getirememektedir. Eletirmen, Serpil Ural ı Türk çocuklarına karı kayıtsızlıkla suçlarken, günümüz çocuk ve gençlerine karı kendi kayıtsızlıının farkında bile deildir. Çanakkale gibi bir yörede yetien Zeynep için kullanılan bu ifade, Türkiye nin bir baka yöresinde yetien bir çocuk ya da genç için kullanılmı olsaydı, bu görüünde bir nebze de olsa belki haklı (!) olabilirdi. Ancak, az önce de açıklamaya çalıtıımız gibi, küçüklüünden beri gerek aile içerisinde, gerek okul çevresinde ve gerekse turizmin youn olarak hüküm sürdüü bu bölgede yaayan Zeynep, ister istemez çeitli yönlerden de bilinçlenmi bir gençtir. Bu nedenle Zeynep in de kendi yöresi ile ilgili pek çok ey biliyor olması olaanüstü bir durum olmasa gerek. Ural ı olumsuz ekilde eletiren bir dier kii de Ramazan Gülendam dır. Yavuz Yıldırım ın 9 Haziran 1998 tarihinde yayınlanan Virgül Dergisi nin 9. sayısında yer alan makalesindeki ifadelerini, çounlukla, hiçbir atıfta bulunmadan kullanan Gülendam, Yıldırım ın eletirdii her noktayı aynen olduu gibi olumsuz olarak aktarmaktadır. Gülendam da yazısında u eletiride bulunmaktadır: Kitabın ana kahramanları olan Zeynep ve Peggy neredeyse birbirinin yerine koyulabiliyor. Avustralya nın en büyük ehrinde yaayan bir çocukla, Türkiye deki küçük bir ilçede hatta köyde yaayan çocuk arasında çok az fark var. Bu da, tabi 50

Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Ali GÜLTEKN ki küresellemenin en uç noktasına götürülmü hali. (Gülendam, 2002,102) Yıldırım ın bu konudaki eletiri ise öyledir: Kitabın ana kahramanları olan Zeynep ve Peggy neredeyse birbirinin yerine koyulabiliyor. Avustralya nın en büyük ehrinde yaayan bir çocukla, Türkiye deki küçük bir ilçede hatta köyde yaayan çocuk arasında çok az fark var. Bu da, tabii ki küresellemenin en uç noktasına götürülmü hali. (Yıldırım,1998,54) Dier bir örnek ise, çok az bir deiiklie uratılarak verilmektedir: Tanımalarından ve kaçınılmaz olarak arkada olmalarından çok önce iki kızın hareketleriyle, düünceleriyle ve her eyden çok da siyasal (!) bilinçleriyle birbirlerine benzediklerini görürüz. (Yıldırım,1998,111 ) Tanımalarından ve kaçınılmaz olarak arkada olmalarından çok önce her iki genç hanımın hareketleriyle, düünceleriyle ve her eyden çok da keskin siyasal bilinçleriyle birbirlerine benzediklerini görüyoruz. (Yıldırım, 1998, 52) Yukarıda verdiimiz iki örnek cümledeki tek fark, Yıldırım ın kullandıı her iki genç hanımın yerine Gülendam ın iki kızın sözcüünü kullanmı olmasıdır. Böyle bir alıntı ve ifadenin ne anlama geldiini, dorusunu söylemek gerekirse, iin uzmanları çok iyi bilirler. Yıldırım ın, Serpil Ural ın gençlik romanı afakta Yanan Mumlar ın 1997 Bankası Çocuk Edebiyatı Ödülü kazanmı olmasına tepkisi öyledir: Ama karıtırmayalım, bu kitap yetikinler için deil. Tam tersine, çocuklar için yazılmı ve zaten arka kapaında da böyle olduu belirtiliyor. Hatta, Bankasının 1997 çocuk edebiyatı ödülünü kazanmı. Ne var ki, afakta Yanan Mumlar ın düzeyine bakınca bu baarı ödülü kazananın niteliinden çok, bu ülkede çocuk kitapları yazımının sılıı hakkında bir eyler söylüyor (Yıldırım,1998, 53) Gülendam da aynı tepkiyi neredeyse aynı cümlelerle buna etkilenme mi yoksa esinlenme mi? desek acaba - öyle ifade etmektedir: 51

Ali GÜLTEKN Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Ancak u kadarını ifade etmek gerekir ki, afakta Yanan Mumlar adlı romanın saydıımız eksikliklerine ve hele hele, yukarıda da sözünü ettiimiz, hedefledii okur kitlesine karı yazarının gösterdii kayıtsızlıa ramen, Türkiye Bankasının 1997 çocuk edebiyatı ödülü kazanmı olması, ülkemizde çocuk kitapları yazımının hangi seviyede olduunun göstergesidir. (Gülemdam, 2002, 103) Gerek Hidayet Karaku ve Ahmet Günba gibi yerli yazar ve eletirmenler gerekse John Foster, Daniel London, Chris Thomson, Lucy Clark ve Christopher Bantick gibi yabancı yazar ve eletirmenler Serpil Ural ın bu gençlik romanını hem gençler için hem de edebiyat dünyası için bir kazanç olarak kabul ederlerken, Yılmaz ve Gülendam, böyle niteliksiz bir eseri (!) Türkiye Bankası gibi bir kurumun nasıl olup da ödüllendirdiine adeta aırmaktadırlar. Yine yazısının ilk bölümlerinde Gülendam ın, tarihi gerçeklie uymadıı için Ural ı eletirdiini de görüyoruz: Roman, Çanakkale de savamı olan Avustralyalıların ve Türklerin mektupları ve anılarıyla sürekli geçmie dönüyor. Yazar, bunlara ek olarak romandaki olayları anlattırdıı tanrıbilimci (olimpik) anlatıcının verdii bilgilerle, montaj tekniini kullanarak romanın içine yerletirdii metinlerle (sözgelimi, Mustafa Kemal in Anzaklara hitaben söyledii ve sava alanındaki bir anıttan aktarılan sözleri veya Çanakkale Türküsü nün sözleri gibi), konumalarla ve kahramanların düünceleri yoluyla pek çok tarihi ayrıntı da veriyor. Fakat bu bilgilerin tarihi gerçeklere ne kadar uyduu tartıılır. (a.g.y., 103) Ural ın sözünü ettiimiz kitabının eletirisine baktıımızda, yine Gülendam, Ural ın romanında tarihi gerçeklii yansıtmadıına dikkat çekmekte ve bu durumu da protesto etmektedir. Ancak, Romanda Çanakkale Savaı: Mehmet Niyazi nin Çanakkale Maheri ile Serpil Ural ın afakta Yanan Mumlar adlı Romanlarının Bir Karılatırma Denemesi adlı makale yazısının son bölümünde Gülendam ın Gürsel Aytaç dan yaptıı alıntı dikkatlice incelediinde, fikrinin birden bire deitii görülmektedir. Bu da, kendi kendisiyle çatıtıının bir kanıtı olsa gerek: Unutulmamalıdır ki, Gürsel Aytaç ın da vurguladıı gibi, tarihi romanlar birer kurgudur ve yazarın bir sanatçı özgürlüüyle gerçekleri deitirme ve tarihi 52

Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Ali GÜLTEKN gerçeklere tıpatıp uymama hakkı vardır. Kurmaca gerçeklikte, yani edebiyatta önemli olan olmu, gerçek deil; olabilir, olası gerçekliktir. (Yıldırım,1998,104) Gülendam, Serpil Ural ın afakta Yanan Mumlar ile Buket Uzuner in Uzun Beyaz Bulut - Gelibolu adlı eserini karılatırarak afakta Yanan Mumlar daki eksiklikleri ve Türkçe dilbilgisi hatalarını göstermeye çalıırken, kendisi de affedilmez bir hatalar yapmaktadır. Ural ın afakta Yanan Mumlar adlı eseri bir gençlik romanıdır, Uzuner in eseri Uzun Beyaz Bulut - Gelibolu ise, bir gençlik romanı deil, aksine yetikin romanıdır. Bu nedenle, bu iki eserin karılatırılması karılatırmalı edebiyat biliminin inceleme amaç ve yöntemlerine ters dümektedir. Karılatırmalı bir çalımada dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birisi, karılatırılacak olan iki ya da daha fazla eserin benzerlik ya da paralellik noktasında kesimesidir. Dier taraftan da, her iki eserde ortak ve farklı noktaların tespiti gerekmektedir. Burada söz konusu olan iki romanda, daha dorusu Mustafa Necati Sepetçiolu ile Buket Uzuner in romanlarının da söz konusu edildii dört romanda Çanakkale Savaları konusu ele alınmaktadır. Bu noktada eserlerin konu bakımından kesitikleri görülmekte ve karılatırmalı bir çalımanın ilk ayaı oluturulmu olmaktadır. Ancak bu karılatırmalı (komparatistik) bir çalıma için yeterli deildir. Her ne kadar makalenin balıında iki roman karılatırılmasından bahsediliyorsa da, adı geçen bu dört romanın hitap ettii kesim, yani okur kesimi birbirlerinden farklıdır. Üçü yetikinler için yazılmıken, Serpil Ural ın eserinin adresi ise, gençlerdir. Gülendam ın, Mehmet Niyazi nin Çanakkale Maheri ile Serpil Ural ın afakta Yanan Mumlar adlı romanları ile ilgili yaptıı eletiriler mercek altına alındıında, hem tespitlerinin tutarsız olduu, hem de karılatırılmak üzere seçilen iki (ya da dört) eserin seçiminde, çalıma yönteminde, çalımanın sınırlandırılmasında, çalıma biçiminde, çalımanın amacında ve bunun gibi birçok noktada hatalar yapıldıı görülecektir. Gülendam, eletirisinin ilk bölümü ile sonuç bölümünde Çanakkale Maheri ile afakta Yanan Mumlar adlı iki romanın farklı yönlerini ortaya koyarken, biz okurlarda, kendisinin bazı kavramlardan haberdar olmadıı duygusunu uyandırmaktadır. Örnein; 1990 dan sonra hem milliyetçi ve muhafazakâr romancılarımıza, hem de evrensellii ve hümanizmi savunan romancılarımıza ilham kaynaı ve malzeme olmutur (a.g.y., S.100) ve yine Yazarlardan biri milliyetçi ve muhafazakâr, dieri de hümanist olduu halde (a.g.y., S.105). Bu ifadelerden sonra insanın aklına hemen u sorular geliyor: Acaba milliyetçi düünceye sahip bir insan hümanist düüncelere sahip olamaz mı? Ya da hümanist olarak nitelenen birisi milliyetçi duyguları içinde barındıramaz mı? Herhalde Gülendam a göre, milliyetçi düüncelere sahip olmak, hümanist olmamak anlamına gelmektedir, ya da tam tersi. Akademisyen bir eletirmenin bir eser hakkında deerlendirmelerde bulunurken ya da o eseri eletirirken kullanacaı ifadeye dikkat etmesi gerekir. Dorusunu söylemek gerekirse, Gülendam ın yukarıda kullandıı ifadeleri kabul etmek, bir bilim insanı için kabul edilebilir bir durum olmasa gerek. Bir eletirmen eletirecei eserin 53

Ali GÜLTEKN Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne yazarını sevmeyebilir, hatta onun dünya görüünü de paylamayabilir, ancak bir bilim insanının eletirecei bir esere, ki bu iir olabilir, roman olabilir ya da bir tiyatro eseri olabilir, bilimsel etik adına yaklaması gerekir. Kenan Çaan ın Eletiriyi Eletirel Okumak adlı yazısında vurguladıı üzere, eletiri tamamen keyfi bir düümsellik olmaktan ziyade belli bir sistematik içerisinde olmayı hedeflemi, bu nedenle de gereksinim duyduu kuralları ina etmeyi ihmal etmemi bir çabadır (Çaan, 2003, 433). Bu görüe ne denir? Gülendam yaptıı çalımanın amacını makalesinin baında öyle belirtmektedir: Biz bu çalımamızda, Mehmet Niyazi ile Serpil Ural ın adı geçen romanlarını, gerek ele aldıkları konuya yaklaımları bakımından ve gerekse bu konuyu ilerken kullandıkları anlatım teknikleri açısından incelemeye çalıacaız. Öncelikle edebilikleri analiz edilecek olan bu romanların ortaya çıkarılacak özelliklerinin birbirleriyle ilikileri ve benzerlikler- ayrılıkları deerlendirilecektir. (Gülendam,2002, 100) Gülendam ın da eletirisinde belirttii gibi, Ural ın romanında gerek yazardan gerekse yayınevi editöründen kaynaklanan bazı dizin ve yazım hataları ile bazı dilbilgisi hataları vardır. Bu hatalar, ister yazar Serpil Ural dan, ister yayınevinden kaynaklansın, çocuk ve gençlik yazını için, dorusunu söylemek gerekirse, affedilir bir durum deildir. Öte taraftan bir dedektif ustalııyla Serpil Ural ın hatalarını bulmaya çalıan Ramazan Gülendam, Ural ın afakta Yanan Mumlar ından sekiz alıntı ile bunu kanıtlamaya çalıırken, buna karın, eksiklikler bir yana, iyi yanlarını göstermek adına bile olsa, Mehmet Niyazi nin eserinden hiçbir alıntı yapmamıtır. Burada insanın aklına hemen u söz geliyor: Amaç üzüm yemek mi, yoksa bacıyı dövmek mi? afakta Yanan Mumlar adlı gençlik romanı ile ilgili yerli ve yabancı eletirmenler tarafından yapılmı olan eletirileri dikkate alarak, söz konusu eseri yeniden deerlendirdiimizde, ortaya çıkan sonuçları u ekilde sıralayabiliriz: -Gülendam ın makalesinde bahsettii amaçlar çerçevesinde yapmayı düündüü karılatırmalı çalıma, karılatırmalı edebiyat bilimi verileri ııında yapılmı bir çalıma deildir. Zira yukarıda da belirmeye çalıtıımız gibi, karılatırmalı bir edebiyat çalımasının (komparatistik) çalıma yöntem ve sınırlamaları göz önüne alınmamıtır. Günümüzde karılatırmalı edebiyat çalımaları, eskiden olduu gibi ulusal edebiyat içerisinde bir ya da birden fazla yazarın eserinin karılatırılması veya herhangi bir yazarın birden fazla eserinin karılatırılması eklinde deil; uluslararası alanda iki farklı kültür ve edebiyattan iki veya daha fazla yazarın eserlerinin karılatırılması eklinde olmaktadır. Zira uluslararası karılatırmalı bir çalıma, o ülke yazınına ulusal olan karılatırmalı bir çalımadan daha fazla eyler kazandıracaktır. 54

Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Ali GÜLTEKN -Gülendam ın söz konusu karılatırmalı çalımasında, çalımanın balıı ile amacına uygun bir yöntem izlenmemitir. -Mustafa Necati Sepetçiolu nun Ve Çanakkale (Geldiler-Gördüler- Gittiler) balıklı romanı ile Buket Uzuner in Uzun Beyaz Bulut-Gelibolu adlı romanı Gülendam ın çalımasının ana konusunu oluturmadıı halde, makalesinin baında ve sonunda neden bunlara yer verdii, dorusu anlaılamamaktadır. -Gülendam yukarıda sözü edilen dört romanda konu karılatırması yapmak istediyse, o zaman dört romanın adını makalenin balıında belirtmesi gerekirdi. -Ural ın afakta Yanan Mumlar adlı gençlik romanı ile ilgili olarak Hidayet Karaku (Cumhuriyet Kitap eki sayı 425 te Çocuklar çin Kitaplar ve Gençlik Romanları, 03.07.2003 Cumhuriyet Gazetesi s.16) ve Ahmet Günba (Cumhuriyet Kitap,691), gibi yerli yazar ve eletirmenler ile Güney Avustralya Üniversitesi öretim üyesi ve Avustralya Uluslararası Çocuk ve Gençlik Kitapları Ulusal Komitesi Bakanı John Foster Sava Meydanının ki Cephesi:Türk ve Avustralya Siperlerinden Gelibolu 1915 e Çocuklar çin Bir Bakı adlı makalesinde, Daniel London, Chris Thomson, Lucy Clark ve Christopher Bantick gibi yabancı yazar ve eletirmenler oldukça olumlu görü belirtirlerken, yalnızca Yıldırım ile Gülendam yukarıda belirtilen yazılarında olumsuz görü belirtmektedirler. Yabancı yazar ve eletirmenler, Ural ın bu eseri hakkında hiçbir ekilde olumsuz görü belirtmezlerken, yerli yazar ve eletirmenlerin afakta Yanan Mumlar a farklı bir tutum ile yaklatıkları görülmektedir. Dorusu bu da kafaları karıtırmaktadır. Türk eletirmenler Yavuz Yıldırım ile Ramazan Gülendam ın genel edebiyat bilimi ve karılatırmalı edebiyat biliminin temel kaynak kitaplarını tekrar gözden geçirmelerinin, ileride yapacakları eletirel çalımalara daha büyük katkısı olacaı kesindir. Evrensel deerleri çocuk ve gençlere kazandırmayı amaçlayan Ural ın kitabı için Gülendam, bu kitabı gençlik yayını diye yayımlayan Bankası na karı nerdeyse suçlayıcı bir tutum sergilemektedir. Oysa, bu türden yayınlar ne denli fazla sayıda genç insana kazandırılırsa, biz yetikinler de Ulu Önder Atatürk ün Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesine o denli hizmet etmi sayılırız. Eletirmen olmak adına yola çıkan insanların gerek esere gerekse eserin yazarına yaklaırken daha bir donanımlı ve nesnel yaklamaları gerekir. Gülendam ın vurguladıı gibi, Ural ın eserinde görülen dizin ve editör hataları, üphesiz yazardan kaynaklanmıyor olabilir, ancak hata hatadır ve kitapta görülmektedir. Bu konuda yapılan bir eletirinin, kitabın daha sonraki basımlarında dikkate alınması için bir uyarı olduu da göz ardı edilmemelidir. Yazar Ural, yarının sorumlu kiileri olacak, gerektiinde savaa evet ya da hayır deme konumunda bulunacak gençlere savaın gerçeklerini gösterecek (Ural, 1998, 5) bir gençlik romanını genç insanlara sunarak aydın bir yazar sorumluluunu yerine getirmi birisidir. Sonuç olarak söylemek gerekirse, bir eletirmen, ki burada söz konusu olan çocuk ve gençlik edebiyatı eletirmenleridir, her türlü partizanca 55

Ali GÜLTEKN Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne düünceden uzak, dier bir ifade ile siyasi bir katalizatör (Çaan, 2003, 439) olmadan, bilimsel eletirinin kurallarını da dikkate alarak, eletiri krizlerine kapılmadan, gerek eletirecei yazara gerekse onun eserine önyargılı bir davranı sergilemeden ve bir yargıç rolü üstlenmeden, sadece ve sadece okuru ve o ülke yazını adına iini yapan birisi olmalıdır. Yoksa daha çok kafalar bulanır ya da bulandırılır. Bu durumda kaybeden biz oluruz, yazarımız olur, kısacası, insanolunun beslenme kaynaı olan edebiyat, yani çocuk ve gençlik edebiyatı olur. Bu nedenle, kendini eletirmen olarak gören ya da bu i kendisine meslek edinmi kiilerin, öyle ya da böyle, mutlaka salam bir eletiri kültürüne sahip olması gerekir. Türk çocuk ve gençlik edebiyatında eletiri kültürüne örnek olarak bu çalımada ele aldıımız Serpil Ural ın afakta Yanan Mumlar adlı gençlik romanının eletirilerinde eletirmenlerimizin ne denli haklı ya da haksız olduu açıkça görülmektedir. 56

Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne Ali GÜLTEKN KAYNAKÇA Akbayır, S. (2003) Eletiri Ne Kadar Nesnel Olabilir? Sorusuna Eletirmenler Tipolojisi Açısından Öznel Yaklaımlar. Aylık Edebiyat Dergisi. Hece Özel Eletiri Sayısı 77/78/79 Mayıs/Haziran/Temmuz. Arnold, M. (2002) Günümüzde Eletirinin levi. Eletiri. Çev. Ahmet Aydoan Bülent Özsoy. stanbul: z Yay. Metin, A. K. (2003) Eletirinin ki Yüzü: Eletiri ve ktidar. Aylık Edebiyat Dergisi. Hece Özel Eletiri Sayısı 77/78/79 Mayıs/Haziran/Temmuz. Aytaç, G. (1990) Çada Türk Romanları Üzerine ncelemeler, Ankara: Gündoan Yayınları Bantick, C. (2004) Anzac Ideal the Glue to Our Identity. The Weekly Times, Nisan. Barthes, R. (1995) Yazarlar ve Yazanlar, Çev.:Erol Kayra, stanbul: Ekin Yay. Baat,. M. Eletiri ve Estetik www.edebiyatelestiri.com.tr/elestiri1.html. Çaan, K. (2003) Eletiriyi Eletirel Okumak. Aylık Edebiyat Dergisi. Hece Özel Eletiri Sayısı 77/78/79 Mayıs/Haziran/Temmuz. Clark, L. (2004) Anzac Day for Young Readers. The Sanday Telegraph, Nisan.. Eagleton, T. (1998) Eletirinin Görevi. Çev..Serin. Ankara: Ark Yayınları. Foster, J. (2003) Sava Meydanının ki Cephesi: Türk ve Avustralya Siperlerinden Gelibolu 1915 e Çocuklar çin Bir Bakı Bookbird: A Journal Of International Childrens Literature, Sayı: 41. Ekim. Gülendam, R. (2002) Romanda Çanakkale Savaı: Mehmet Niyazi nin Çanakkale Maheri ile Serpil Ural ın afakta Yanan Mumlar Adlı Romanların Bir Karılatırma Denemesi Türkyurdu Dergisi. Mart. Kaplan, S. (2002) yi Okuma. stanbul: Genda Yayınları. Karaku, H. (2003) Gençlik Romanları Cumhuriyet Gazetesi Cumhuriyet Kitap Eki, Sayı 691, Eylül. 57

Ali GÜLTEKN Türk Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Eletiri Kültürüne. (2003) Çocuklar çin Kitaplar ve Gençlik Romanları Cumhuriyet Gazetesi Cumhuriyet Kitap Eki, Sayı 425, Haziran. London, D. (2004) Gallipoli, Shown from Both Sides. The Canberra Times, 23 Nisan. Binbir Kitap. Çocuk Edebiyatı Aratırmaları Dergisi, Mavibulut Yayınevi. 3. Sayısı, Thomson, C. (2004) Shades of Grey. Viewpoint 12 (2), Kı. Uçarol, T. (2003) iir Eletirilerinde Dürüstlük, Aylık Edebiyat Dergisi. Hece Özel Eletiri Sayısı 77/78/79 Mayıs/Haziran/Temmuz. Yıldırım, Y. (1998) afakta Yanan Mumlar. Virgül Dergisi, Haziran.. Çocuk Edebiyatı Aratırmaları Dergisi Binbir Kitap, Mavibulut Yayınevi, Sayı: 3. Yıldız, A. (2004) Kertenkeleler ve Edebiyat, stanbul: Papirüs Yayınevi. 58