AMERİKAN EKONOMİSİ ÜZERİNE GÖZLEMLER



Benzer belgeler
Krizde 30 bin kişi birikimini, 1.8 milyon kişi de işsizliğe karşı harcamasını güvenceye aldı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Reel Sektör Risk Yönetimi

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Haftalık Piyasa Beklentileri. 10 Kasım 2014

Haftalık Piyasa Beklentileri. 27 Ekim 2014

Bölüm 3. Dış Çevre Analizi

SANAYİDE GELİŞMELER VE İSTİHDAM EĞİLİMLERİ. Esra DOĞAN, Misafir Araştırmacı. Damla OR, Yardımcı Araştırmacı. Yönetici Özeti

Enflasyon çift haneye yaklaştı, cari açık daralıyor

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İçindekiler kısa tablosu

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

GSYH büyümesi 3. çeyrekte %1.6 ile beklentilerin altında kaldı

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

Berlin Ekonomi Müşavirliği Verilerle Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkiler Notu VERİLERLE TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİLGİ NOTU

olmaktadır. A- Faiz ihtiyacını artırarak enflasyonunun en büyük fiyatları yükseltir. Finansman maliyeti bankanın aldığı faizdir.

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

YAPI KREDİ PORTFÖY YABANCI TEKNOLOJİ SEKTÖRÜ HİSSE SENEDİ FONU 1 OCAK - 31 ARALIK 2017 DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

EURO BÖLGESİ İZLEME RAPORU MART I. Genel Ekonomik Göstergelere İlişkin Gelişmeler:

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Keynesyen makro ekonomik modelin geçerli oldu(u bir ekonomide aa(daki ifadelerden hangisi yanltr?

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

Mitler ve Gerçekler 1 *! &!&! $! " $ 2 $! " $ # & * " &!&0,!!! 2 /#! 3 4 & &!5. sürmekte olan yüksek enflasyonun temel sebepleri

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

2017 OCAK-MAYIS AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

Konut Kredisi Piyasasına Bakış

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ABD de Açıklanacak Olan Veriler Dolar Fiyatlamalarında Volatilitenin Artmasına Neden Olabilir

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Uluslararası Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SPK Konferansõ-Abant Aralõk-2003

SERMAYE VE DOĞAL KAYNAK PİYASALARI 2

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKONFED KOBİ PERSPEKTİFİ MAYIS 2016

Haftalık Piyasa Beklentileri. 16 Mart 2015

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2 400 TL tutarndaki 1 yllk kredi, aylk taksitler halinde aadaki iki opsiyondan biri ile geri ödenebilmektedir:

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

MESLEK HASTALIKLARI YÖNÜNDEN İZMİR ANALİZİ. Saadet ÇAĞLIN

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

FONLAR GETİRİ KIYASLAMASI

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU İKİNCİ 3 AYLIK FAALİYET RAPORU

Teknik Bülten 30 Kasım 2016 Çarşamba

Haftalık Piyasa Beklentileri. 15 Eylül 2014

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

Türkiye ekonomisi 2012 yılında net ihracatın ve kamu sektörünün katkısıyla %2.2 büyüdü.

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Bölüm 3. Dış Çevre Analizi GENEL ÇEVRE ANALİZİ

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

Sayı: / 13 Aralık 2012 EKONOMİ NOTLARI. Akım Verilerle Tüketici Kredileri Defne Mutluer Kurul

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ

Transkript:

AMERİKAN EKONOMİSİ ÜZERİNE GÖZLEMLER I. GiRiŞ Kemal ÇAKlVIAN ( *) A. Sektörel Yap Değişiklikleri 920'den bu yana, istihdam edilen işgücü yüzdesi cinsinden, Amerikan ekonomisinde üç büyük sektörel değişiklik ortaya çkmştr. ~ Tarm sektörü, 92ü'de işgücünün % 28'ini istihdam ederken, bu oran, 978 sonunda % 3'ün altna düşmüştür. Dolaysyla tarmda çalşan bir kişi, 70-75 kişinin gda ihtiyacn sağlar duruma gelmiştir. 2- Devlet sektöründe önemli oranda bir büyüme olmuş; 920'de, çalşan nüfusun sadece % 5'ini istihdam eden devlet, 980'de % 8'inin iş sahasn oluşturmaya başlamştr. 3 - Tahmin edileceği üzere, hiznetler sektörü, tarm ve endüstri sektörlerine nazaran çok daha hzl bir büyüme gösterrniş ve 920'de toplam işgücünün üçte birine istihdam sağlarken, bu oran 980 senesinde üçte ikiye çkmştr. Tablo, bu uzun vadeli sektörel değişmeleri göstermektedir. Tablo : İşgücünün Sektörel Dağlmnda Değişmeler: ( 920-980) Seltörler 920(%) 980 ( %) Tarm... 28 3 Madencilik 6 3 İmalat Sanayi... 26 24 İnşaat.............. 6 5 Hizmetler ve Devlet 33 65 Sadece Devlet Sektörünün pay 5 8 Kaynak: Rosow, Jerome M. (ed.), The Changing American Economy and Labour Force, Prentice Hall Ine. N.J., 97 4. US Bureau of Labour Statistics, Handbook of Labour statistics~ Government Print. Off., " 7 ashington DC., 980. (*) Asistan~ AT!A Ekonomi Fakültesi. 27

Bu gelişmelere paralel olarak, baz iş kollarnda iş olanaklar diğerlerine nazaran daha süratli artnuştr. Örneğin, tarm işçileri ve çiftçilerin yan sra, vasfl olmayan işçi says da, 920'lerden bu yana, sadece göreli olarak değil, saysal olarah ta gerilene göstermiştir. Buna karşn, profesyonel bir teknik hizmetler, idari hizmetler, ofis hizmetleri, komünikasyon gibi iş kollarnda, işgücü endeksindeki ortalama yükselmenin iki mis lini aşan artşlar olmuştur. () B. Feclercl Hükümetin Yeri GSMH içinde, Federal Hükümet harcamalarnn yeri, 929' da sadece % 4 iken, bu oran, 960'lann ortasnda t;( 20'ye, 980' de ise fj;, 23'e yükselmiştir. 960'lardan bu yana, federal hükümet harcamalarnn kon~ pozisyonunda önemli değişiklikler olmuştur. Örneğin, 960'da federal hükümet harcamalarnn içinde transfer ödemelerinin pay % 20 dolaylarnda iken, bu oran sürekli yükselmiş ve 970' de (j~, 34'e 980'de ise % 49'a varmştr. (2) Savunma harcamala rnn pay ise, Eisenhower yllarnda % 50'nin üstündeyken. Vietnam harbine rağmen sürekli olarak düşmüş, 970'de % 40' n, 977-80 yllar arasnda ise % 24'ün altna inmiştir. (3) Fakat bu dönende, federal harcamalar tümüyle artmş olduğu için, askeri harcamalar reel niktar cinsinden önemli bir düşüş kaydetmemiştir: Sabit fiatlarla, 970'den 976'ya kadar sürekli düşen federal savunna giderleri, 976'dan bu yana yükselme eğilini göstermiş; ve 980'de, (sabit fiatlarla) 972 ylndaki düzeyine erişniştir. Reagen'n yeni politikalar ile savunma giderlerinin, federal harcamalar içindeki yeri yeniden yüksel e- ceğe benzemektedir. Federal harcanalar içinde savunna giderlerinin pay sü~ rekli düşerken, devletin yaptğ faiz ödenelerinin toplam federal harcanalar içindeki pay giderek yüksehne eğilimi gösternektedir. Nitekim J 970 ~ 74 aras, hükümetin, ellerinde devlet () (2) (3 ' ) Rosow, Jerome lvf., The Clanging Arneriean Economy and Labour Foree, Prentice Hall Ine., Eng lewood Cliffs, N;J., 974. avrca; bkz. : US Bu eau of Labour Statistics, H andbook of Labour Statistics, Government Printing- Office, vvashiugto DC.. l 980. The J o int Economic Committee of the US Congress, Economic lndicators, Government Print. Office, \Vashington D.C. (monthly) Dec. 970, 75, 80. s. 3:3. Economic Indicators, a.g.y., Dec. 880, s. 32, 33.. 28

Tablo 2 : Federal Biitçe İçinde Savunma Harcanalar ve Faiz Ödeneleri }970-.L980 (% veya m.ilyar dolar olarak) Yllar 970 972 974 976 978 980 tahvili bulunduranlara ödediği faiz'in GSMH'ya oran % 2.0'nin altndayken, bu oran giderek artnş ve 98ü'de 64.5 milyar do. lar ve GSMH'nin % 2.54'ü gibi büyük bir rakkama ulaşmştr. Tablo 2, bu gelişmeleri özetlenekte. -~- Savunma Harcamalar 79 77 78 89 05 36 972 Fiatlar ile 8:3 77 68 6 68 75 Federal Bütçenin %'si :39.8 32-29 24 22.9 22.9 Faiz (cari fiatlarla) 8 2 28 35 44 65 Fe d. Bütçenin %'si 9.3 8,9 0,4 9.4 9.8.2 Kaynak : The Joint Eeonomic Commitlee of the US Congress, Economic Indicators GoYennent Prin ting Office, \Vashington DC.. Aylk Ocak 977 ve Aralk 980, s. 32, 33. Tablo 3, 980 senesinde, federal,harcanalarn ve gelirlerin dağln? özetlemektedir. Federal gelirlerin yaklaşk % 75'i ücret ve maaşlardan kesilen gelir vergileri ve sigorta primlerinden oluşmaktadr. Şirketler gelir vergisi ise % 3 Civarndadr. Dolaysyla, federal bütçenin finansman büyük ölçüde gelir vergileri ile sağlannaktadr. C4) Gayri menkullerden alnan çok yüksek oranda vergiler ise, (satş vergileri ile birlikte) Eyq,let Hükünetlerinin ve yörel yönetim bütçelerinin finansmann sağlanaktadr. Gerçekten, ABD'de gayri menkulden alnan vergi oran hayret verici boyutlara ulaşmştr. Örneğin konut sahiplerinden alnan senelik vergi, konutun piyasa değerinin binde 60- BO'i arasnda değişmektedir. Oysa bu oran, örneğin ülke mizde, binde 4-6'dr; aradaki bu fark düşündürücüdür - vurgulamak isterim, çünki bu nülklerden alnan vergi oranlar, enflasyonist bir ortanda, tasarruflarn menkul değerlerden gay- ' ri menkule kaçş eğilimini freniernekte etkin bir rol oynar. (4) The Joint Economic Committee of tlc US CongTess, The 980 Joint Ecoomie Heport, Gon. Print. Office, \Vaslington D.C. 29

Tablo 3: Federal Bütçe Gelir ve Giderlerinin Dağln: 980 t% Olarakl Gelirler (%) Giderler (%) Gelir vergisi 47 Kişilere Yaplan Transfer Sosyal Sigorta primleri 30 Ödemeleri 38 Şirketler Gelir Vergisi 3 Savunma Giderleri 23 Borçlanma 5 Eyaletlere ve Yerel İda- Sair vergiler 5 relere Yardmlar 6 Faiz Ödemeleri ll Sair Federal harcamalar 2 Kaynak : The J o int Econonic Conmittee of the US Congress, The 980 Joint Econonic Report, US Government Printing Office, \Vashington, D.C., 980. Bu tabloda dikkate değer bir nokta da, luzlanan enflasyon ile birlikte, yllk faiz ödemelerinin 980 ylnda önemli boyutlara ulaşmş olmasdr. 980 ylnda yaplan borçlanmann iki kat kadar bir miktar, faiz ödemeleri olarak ellerinde devlet tahvili bulunduran gerçek ve tüzel kişilere ödenmiştir. Hzlanan enflasyon bu yükü giderek arttrmaktadr; çünki enflasyonla birlikte para piyasalarnda faiz oranlar üzerinde yukar doğtu basklar doğmaktadr. Öte yandan, federal bütçe açklar, GSMH'nin oran olarak belirgin artşlar göstermemiştir. (5) Federal hükümet yoluyla sermaye ve para piyasalarnda doğan enflasyonist etkiler, daha ziyade~ birikmiş federal borçlarn faiz yükünün ağrlğndan doğmaktadr. Bu yük, faiz oranlarndaki artşlada birlikte büyümektedir. Tablo 4 ise federal bütçe açklarnn 970-80 arasnda GSMH'nin oran olarak belirgin bir artş göstermediğini, ve enflasyon ile birlikte dalgalanmadğn vurguluyor. Tablo 4: Bütçe AçğlGSMH ve enflasyon oran: 970-80 Seneler 970 97 HJ72 973 974 975 976 977 978 979 980 enflasyon% 5.5 3.4 3.4 8.8 2.2 7.0 4.8 6.8 9.0 3 4 Federal.Açk/GSMH 0.3 2.2 2.0.2 0.4 2.9 3.9 2.4 2.3.2 2.3 Kaynak : Econonic lndicators, Aralk 980, a.g.y., s. 32, 24 ve. (5) Economic Indicators, Dec. 980, s. 32. 30

Eyalet ve Yörel Yönetim Bütçeleri ise resesyon yllar haricinde, genellikle, fazla vermektedir. 980 ylnda 2 milyarlk bir açk belirmiştir. Bunun arkasnda iki neden yatmaktadr : ) 980 bir resesyon yl olmuştur. 2) daha da önemlisi, finansman gereksinimlerini karşlamak amacyla emlak vergi oranlarn sürekli yükseltmiş olan Eyalet ve Yörel Yönetim İdarelerinin bu tutununa karş California'da başlatlan hareket, tün eyaletlere yaylmş, ve düşme eğilimi gösteren reel ücretler karşsnda bunalan «orta snf,, Yörel İdarelere daha düşük bir emlak vergi oran ernpoze etmeyi başarrnştr. (6) C. Konsantrasyon ve Aneril~an Şirhetlerinin Dünya Pazarlarndaki Yeri 97'de, en büyük 500 şirket imalat sanayinde çalşan 8.6 nilyon işçinin 4.3 milyonunu, yani % 75'jni istihdam ediyordu. Fakat bunlarn toplan işgücü' içindeki yeri % 4'tü. (7) Son çeyrek yüzylda, dünya pazarlarnda, Amerikan kökenli şirketlerin paynda önenli gerhemeler oluştu. Uluslararas şirketlerin pazarlardaki göreli yeri giderek büyürken, ABD kökenli ÇUŞ'larn paylar son 20 yldr giderek gerilemekteydi. Bir başka deyimle, ABD, monopal ranuarn önemli ölçüde kaybediyor, diyebiliriz. Buna neden olarak iki açklama getireceğiz: f J Japonya ve Ortak Pazar ülkeleri, 2. Dünya Harbi sonras toparlanmalarn tamamlamşlardr. 2) Enerji fiatlarnda 973'ten bu yana ortaya çkan önemli artşlar nedeniyle, enerji- yoğun ve materyal- yoğun Amerikan mallan ve Amerikan teknolojileri, birçok sektörde, rekabetçi niteliklerinden bir. miktar kaybetnişlerdir. Tablo 5, 960-80 arasnda, dünyann en büyük 2 şirketinin toplarn satşlar içindeki ABD şirketitrinin payndaki düşnelere çeşitli sektörlerden örnekler getirmektedir. ( 8 J (6) Newsweek~ «The Big Tax ReYelt ~ Newsweek June 9, 978, s. 26-32. Time Magazine~ ~ Revolt of the Home Owers», May 8, 978, s. 5-52. (7) Rosow, Jeromc, l\l a.g.y., s. 42. (8) ÜS National Plannig Assoeiatio, New International Realities, VoL 3, No., \Vinter 978. 3

960ABD 9BOABD Sektörler Pay{%) Pay (%J İlaç sanayii 6 34 Kimya Endüstrisi 66 37 Oto ve Ye dek Parçalar 76 50 Elektrikli Aletler 77 5 Besin Endüstrisi 65 53 Uçak Sanayi 89 85 Kaynak : US National Planning Assoc, New International Realities, Vol. 3, No., Winter 978. ABD'nin göreli üstünlüğüncieki bu gerilerneye paralel olarak birçok sektörde oligopolistik konsantrasyonda da baz dü şüşler olduğuna dair verilere rastlanmaktadr. Oligopolistik Konsantrasyonu, H erfindahl Endeksi ile ölçüyoruz. Bir sektördeki şirketlerin pazar paylarnn dağlmn ölçen bu endeks, H- Endeksi veya Hirshman- Herfindahl Endeksi adyla da anlr. Kullandğ ağrlklandrma sisteminden ötürü, küçük firmalar arasnda olan değişikliklere karş duyarszdr; Fakat, tüm dağlm göz önünde tuttuğu için, ve «Oligopolistik- yoğunlaşma» ölçülürken genellikle üzerinde durulan öğe, küçük şirketler arasndaki değişiklikler değil. de, büyük şirketlerle küçük şirketlerin paza:r paylar arasndaki oranlar olduğu için, H -endeksi yeğlenebilir. (9) Tablo 6 baz sektörlerde, Herfindahl Endeksinde 950 ile 975 arasndaki düşüşlere örnekler vermektedir: (lo) Sektörler 950 H. Endeksi 975 H. Endeksi Oto Endüstrisi 0.20 0.0 Aliminyum 0.8 0.07 Petrol Üretimi 0.9 0.05 Kağt ve Kağt Hamuru 0.23 0.0 Plastik - Petrokimya 0.34 0.0 Kaynak : Franko, Lawrence, G.,. Harvard lviultinational Proiect'e atfen Challenge, March- April 980. 32 Erlat, Güzin, -<-<Endüstriyel Y oğtmlaşmann Ölçülmesi, AlTiA Dergisi, Cilt 8, say - 2, 976. s. 00. Franko, Lawrence G., Harvard Multinational Proiect'e atfen Challenge (Dergi), March- April 980.

Gerçi ÇokUluslu Şirketler, ana şirketin üretim yaptğ sektörün dşnda üretime girişen bir çok yavru- şirket türetniş, ve dünya pazarlarndaki yaylmalarn yatay olarak da sürdür. nüştür. Bu açdan, yukar paragrafta değinilen eğilimin dşnda kalan gelişmelerin de varolduğuna; pazar pay açsndan tekelleşmenin tersine bir eğilimin yan sra, mülkiyet konsantrasyonu açsndan tekelleşme istikametinde bir eğilimin de, ayn anda varolabileceğine; ve bu gibi faktörlerin yukarda verilen Herfindahl Endeksi'nin kapsam. dşnda kalmş olacağna da dikkati çekmekte yarar vardr sanrz. Fakat gene de, salt pazar pay açsndan birçok sektörde oligopolistik konsantrasyonunun düşmüş olduğunu gösteren bu veriler ilginçtir. Veriler, uzun vadede gözlenen tekelleşme eğiliminin, bir süre için, tersine dönmüş olduğunu gösteriyor. Bu süre 30 yl kapsayan uzun bir süre. Öyleyse şu soruyu sormak gerekir : Kapitaliznin, global tekelleşme eğilimi hangi dinamiklerin etkisi ile, 950-80 aras böyle bir gelişme göstermiş olabilir? Bu, çok geniş kapsaml bir soru olmakla beraber, konuya ksa bir açklama getirmek istiyorum. Kanmca, kapitalizm, yepyeni bir evreye girmek üzeredir. Milli snrlar, tarihte ilk defa gerçek anlamda ve önemli oranlarda aşma eğilimi gösteren çağdaş kapitalizn, global pazarlar ve örgütlemeler doğuruyor. ÇUŞ'larn gelişiini bunun bir boyutudur. Japonya ve Ortak Pazar'n ABD ile boy ölçüşebilir bir aşamaya gelmesi ile, ABD, dünya pazarlarndaki gerçek göreli yerine yavaş yavaş oturmak üzeredir. Bu elbette ABD için bunalnl bir dönemi beraberinde getirecektir. 2. Dünya Savaşn takip eden 20 yllk dönemde ABD üstünlüğü, savaş srasnda ykma uğramş Avrupa ve Japonya'nn özel durumu nedeniyle geçiciydi. 965'ten bu yana, bu bölgeler savaş sonras uyum süresini tamaniamşlardr. Dünya pazarlarndaki ohgopolistik konsantrasyon'un düşmekte olduğuna dair veriler aslnda genelbir eğilimi değil de, toparlanan Japon ve Ortak Pazar şirketlerinin büyümelerini ve pazarlarda yeni ve etkin bir rekabet durumu yaratmş olduklarn kantlamaktadr. Nitekim, tabii ve beşeri kaynaklar ve kapital birikimi açsndan Ortak Pazar ve ABD'nin potansiyeli kyaslanrsa, görülür ki, Ortak Pazar şirketleri ile ABD şirketlerinin pazar paylarnn bir çok sektörde aşağ yukar par durumuna gelmesi gayet doğaldr. «ABD, 33

dünya pazatlarndaki gerçek göreli yerine yavaş yavaş oturnaktadr.» derken, bunu kastediyorun. Kanmca, ABD şirketlerinin pazar paylar bir süre daha azalmaya devan edecek; havaclk endüstrileri, telekomünikasyon ve bilgisayar teknolojileri haricindeki birçok sektörde % 25-35 arasnda stabilize olacaktr. Gene birçok sektörde, Ortak Pazar 'art Japonya'nin pay, ABD payn doğal olarak geride brakacaktr. Ortak Pazar, ekononik açdan, sanki bir «Avrupa Birleşik Devletleri» kurulmuş gibi bir yapya ve işleve, gderek, sahip olacaktr. Bloklarn pazar paylar da, beşeri, kapt~ tal ve doğal kaynaklar arasndaki oranlan daha gerçekçi bir biçimde yanstmaya başlayacaktr. Bu gelişnelerin olgunluğa varmas He birlikte, ve yeni dengeler içinde, yeni bir tekelleşme eğiliminin doğacağndan şüphe etmiyorum. Güçlü bir uluslararas tekelleşme eğilimi 980' ler ile birlikte başlayacak ve -bir :qükleer harp ile noktalannaz ise- yüzyln sonuna doğru iyice hz kazanacaktr kan- sndaym. Bu tekelleşne esnasnda ABD'nin eski üstünlüğünü korunasna olanak yoktur. Kapitalist pazarlar içinde, ABD'nin pay giderek dörtte- bir civarna doğru düşecektir. Bu arada, Çok Uluslu Şirketler ve «Uluslararas Kapital», nilh snrlan,. bugüne dek olduğundan çok daha güçlü bir şekilde aşacak, ve kapitalist pazarlarn global çapta entegrasyonu hz kazanacaktr. Gene_ bu esnada, politik kararlar üzerinde C ve endüstri! eş~ miş ülkelerin hükümetlerinin üzerinde) Çok Uluslu Şirketlerin etkenliği, ve söz- geçerliği artacaktr. Ksacas «gerçek» bir uluslararas tekelleşme 980'lerden itibaren hz kazanacaktr. Dolaysyla, yukanda verilen 950 ~- 75 aras Herfindahl Endel{S leri, kalc bir eğilini alisettirmekten uzaktr.... il ' '. ~! n. Ş]HI\ETLEH VE KAHLAn A. Baz Gözlenler Bu başlğa, ilginç bir gözlerne değinerek girmek istiyorun. Geleneksel Teori der ki: «Tekelci firmalarn hakim olduğu piyasalarda, fiatlar, diğer sektörlere nazaran daha süratji yükselir.» Nitekim, tekelci firnalara karş yaygn antipati, bu olgudan doğan refah kaybna bağldr, diyebiliriz. Oysa, Anerikan ekonomisinde tuhaf bir olay gözlüyoruz : Tekelleşmenin en yüksek olduğu dallarda, fiat artşlar, genel 34

Tüketici Fiat Endeksi artşlarnn ardnda kalmş. Bu bulgu, doğrusu bizi şaşrtt. Örnek vermek gerekirse, 960 ve 79 aras, TFE (Tüketici Fi-: at Endeksi) nd eki artşlarn gerisinde kalan fiat artşlar gösteren ürünler şunlar : TV, müzik setleri, çamaşr makinesi, buzdolab ve frnlar gibi dayankl tüketim mallar; telefon, telex ve telgraf; otomobil. Gene ayn tarihler arasnda TFE'nden daha süratli fiat artşlarna naruz kalmş ürünler: Giyecek, yiyecek, konut ve eğitim. 960-79 aras reel- fiat düşen sayl ürünlerden biri, telefon ücretleri -ki en etkin ve en ayrcalkl nonopol BELL Co.- ATT monopalünün ürettiği bir hizmettir. () 'Bu veriler ksa bir açklama gerektirir kansndaym : () Telefonda, monopolist üreticiye rağmen gözlenen önemli fiat düşüşünün tek bir i~ahat var: bu alandaki teknolojik gelişmenin sağladğ çok büyük emek tasarrufu ve buna paralel olarak düşen birim naliyetler... Telekomünikasyondaki teknolojik patlama bu sektörde işçi- saat başna düşen hiz- net çktsn o denli yükseltti ki, Beli Co., nonopolist olmasna rağnen elde ettiği artk - değerdeki çok büyük artşlara dayanarak hem karlarn büyük ölçüde yükseltebildi, hem de, bu sektördeki talep fonksiyonu esnek olduğu için, fiatlarda önemli indirimler yapma yoluna gidebildi. Ayn tür dinamiğe başka baz ürünlerde de rastlyoruz- örneğin, 970-80 arasnda.elektronik hesap makinelerinde ortaya çkan fiat düşüşleri... Yalnz bu endüstri oligopolist değil, (şimdilik) rekabetçi bir endüstridir. (2) ABD'nin iç piyasasn gümrüklerle korumadğ sektörlerde, İç Piyasada tekelleşne oran yüksek te olsa, gümrük duvarlarnn olnayş veya zayf oluşu nedeniyle Japon ve Avrupa sanayinin ürünleri, piyasay «Serbest rekabeb> koşullarna benzer bir şekilde çalştrd. Bu açklama, kanmca, özellikle müzik setleri ve otomobil gibi dayankl tüketim mallar için geçerlidir. Örneğin oto endüstrisinde ABD'de üç dev firma var. Kesinlikle oligopolist bir sektör. Fakat ABD piyasasnda üç değil bir düzineyi aşkn firma rekabet halinde: Japonya'nn Toyota; Nissan~ Datsun ve Honda firmalar: Avrupa'nn Peugot- () ~{usiness " 7 eek~ February 5, 979, s. 80-82. 35

Renault, Citroen, Fiat, Volkwagen, BMvV, Audi, Mercedes, Volva- Saab firmalar... (3) Bu bulgularn altnda yatan nedenlerde.n biri de, şüp- ) hesiz, talebin fiat esnekliğidir. Örneğin, telefon konuşnalan gibi bir hizmet dalnda, müzik setleri, fotoğraf nakineleri v.s. gibi tüketim mallarnda, talebin fiat esnekliği, yiyecek, konut ve eğitim gibi alanlardaki talebin fiat esnekliğine nazaran oldukça büyüktür. Bu arada baz sektörler ve Anerikan ÇUŞ'lar, Anerikan Hükümetinin yansz ve ilgisiz tavrndan yaknyorlar. Diyorlar ki, «Hükümetimiz bize yardrn etmiyor. Oysa gerek Avrupal gerekse Japon şirketlere, hükümetleri yardmlar yapyor. Birçok Avrupal ve Japon şirket, devlet tarafndan finansman desteği görüp, Amerikan şirketlerini.n teklif edeniyeceği derecede cazip ve düşük faizli ödeme planlan tekhf ediyorlar. Bu ise, ürün kalitesinin ve fiatlarn birbirine, yakn olduğu piyasalarda, müşteri tercihini bizin aleyhimize etkiliyor; ve fiat ve kalite üstünlüğünü koruduğunuz baz ürünlerde bile, kontratn, devlet destegi gören Avrupal veya Japon firnalara gitnesine neden oluyor.» Keza, baz iş çevreleri, birçok yabanc şirketin, ABD iç paozanna, devletleri tarafndan sübvansiyon görerek girdiklerine işaret ediyor ve diyorlar ki: «Devlet bizi korusun deniyoruz ana, sübvansiyonla desteklenip Anerikan pazanna girenlere karş, o sübvansiyonun etltisüe eşit niktarda korurna getirilsin ki, rekabet 'haksz- bir- rekabet'. alnaktan çksn.» ABD Hüküneti, bu gibi taleplere karş bazen Priecirnan'c ve Serbest- Pazar' c bir görüşle karş çknş; bazen de, çelik, geni inşa sanayi ve kabotaj hakk gibi selitörlerde olduğu gibi karş ltoymarş ve koruna önlenleri getütniştir. Koruna taleplerine karş Friedman'clann argüman özetle şöyledir : 36 Eğer bir yabanc devlet, ihracatn arttnna anacyla, ba- z şirketlere sübvansiyon yapyor ve bu sayede o şirketler ürünlerini Amerikan piyasasnda çok ucuza satabiliyorlarsa, braknz satsnlar. Çünki, bu durumda yabanclar bize refah aldarnas yapyorlar demektir. Bu da, bizim, toplum olarak aleyhimize değil lehimizedir. Koruma talebinde bulunanlara gelince : Sübvansiyon-

larla desteklenen danpingler karşsnda bile rekabet ediniz. Rekabet edemezseniz, batnz; gene de Amerikan toplununun tün olarak çkarna olur; çünki, sübvansi~ yon ile korunan bir sektörün karşsna, korumasz bir sektör çkarsa, genellikle ve uzun vadede, bu l-\orunnasz sektör daha üstün teknolojiler geliştirmeye m.ecbur kalp, korunan sektörü yaya brak.r. OJur da tün sektör batarsa? Batsn: o zanan kapital başlta bir sektöre akar. Eğer tün sektör ya.nşanyorsa, denektir ki, ABD'nin o sektörele nukayeseli bir avanta j yoktur. Yapacağmz şey, o mal yabanclardan ucuza alnak; sermayenin narj i nal verini hangi sektörlerde üstünse, kapitalin o sektörlere akmasn sağlamaktr. Kald ki, eğer llerhangi bir nal veya girdiyi en ucuzun- dan alabilnek özgürjüğü kstlajyyorsa, orada, kaynaklann optinal dağlnn engelleniyor demektir. (2) «Friednan'c»lann, enflasyona ilişkin «loneterisb> goruş~ leri, tartşma götürür yaniara sahipse de, «illi şirketleri korurna'ya karşt, «rekabetçi,, ve «serbest- pazar, c görüşleri oldukça tutarl, ve Amerikan ekononisinin uzun vadeli geleceği açmndan, l\anmzca isabetlidir. Ne var ki, Kongre, giderek ''korunac, taleplere karş daha yunuşak bir tavr taknacağa benzenektedir. Bunun çeşitli nedenleri vardr : Herşeyden evvel «politik ~ ufuk», zanan süresi açsndan, Kongre üyeleri için 2 yl gibi çok ksa bir süreyi kapsanaktadr. Bu ise, uzun vadede başarl C ve fakat ksa va~ d.ede çeşitli seçnen ve çkar guruplarn yaralayjc) politikalarn uygulanaya konulamanas için başl başna bü- sebeptir. Yukanda. «Koruma, lwnusunda özetlediğüniz Friednanesqw görüşler, örgütlennliş çl.çar guruplarna taviz verme zorunluğu hisseden parlenenterler için fazlasyla serttir. Oysa, ABD ekonomisi, henüz, bu tür «E}?,ononik Darwinisn».i göğ üsleyebilecek ve bundan yararlar sağlayabilecek kadar güçlü, esnek ve sağlam bir görünüm arzetnektedir. «Sert, ve «haksz» rekabete karş korunmadğ takdirde, teknolojik aşam.alar ve patlanalar ile yant verebilecek durunda olan sektörlerin says, kanunca, kabanktr. Nitelün endüstrideki teknolojik gelişmelerin (J 2 Friedmcn. \li!to. Free to Choose - A Personal StaemenL Sed'-ee ;ud \Ymurg. LodoL D80. s. 9-70.. Ozellikle l.kz. s. 39-54.

ve işçi- prodüktivitesini arttrc buluşlarn tabannda yatan en önenli nedenlerden birinin «Zorlana» ve <<zorunluk» olduğuna dair işaretler vardr. Yanlş anlamaya yol açmanak için, henen işaret edeyin ki, benzer «Ekononik Darwinist» önerileri, az - gelişnişler için yapmaya kalkmak abes olur. Çünki, belirli bir olgunluğa eriş m.iş, üstün bir kapital, teknoloji ve beşeri-kaynak birikimi elde etmiş bir ekononi için «optimal» addedilebilecek bir «Zorla ma dozaj», «az- gelişmiş» bir ekonomiye uygulannaya kalklrsa ykc sonuçlar doğurabilir.. B. Kar Oranlar Ka,r oranlannda 960'lardan bu yana önenli bir düşme göz~ leniyor. Endüstride, 60'l yllarn ortalamas ile, 977-80 dönemi ortalamasn veren rakkamlar, Kar/Sermaye ve Kar/Satş Haslas cinsinden, aşağda verilmiştir: (3) 60'l Yllarn Ortalamas 77-80 Ortalamas Kar/Sermaye 7.5 5A Kar/Satşlar 6.6 5.3 Burada, «Kar» ile kastedilen, Vergiden Sonraki Net Kar' dr; ve enflasyon dolaysyla ortaya çkan «fiktif karlar» için bir düzeltme yaplnadan verilmiştir. Gerekli düzeltme yaplrsa, l978'den beri hazrlanan enflasyon nedeniyle büyüyen fiktif larlar, 977 ~ 80 için verilen ortalamay, şüphesiz daha da düşürecektir. Benim, doğrudan, Economic lnclicators isinli yayndan hesapladğn diziler ise, Amerikan şirketlerinin 977 -- 80 kar orta~ lanalann, Ckarlar/hasla cinsinden) daha da düşük olarak vermektedir. Aşağdaki tablo 7'cle verilen rakkamlar, finansiyel şirketlerin dşndaki Anerikan (yurt - içi) şirketlerinin, ürettik leri her oo dolarlk manülden elde ettikleri, net- düzeltilniş vergi- sonras- kar niktarlarn, seneler itibariyle göstermektedir. «Düzeltilmiş, kar ile burada kastettiğimiz, envanter ve anortisnan'larn, nuhasebe değerleri ve gerçek değerleri ara (3) Business Week, ~,The Profit IlJusion», l'vlnrcl 9, 979, s. 08. Econonic Indicators, a.g.y., s. 8 ve s. 20. 38

sndaki farklardan doğan yanlşlklarn hesaplanp, «kaba)) rak. kanlarda, buna göre gerekli toplana ve çkarnlann yaplmş olmasdr. Tablo 7: Aneriha'da Kar Oranlar: ( Kdr!Hasla Cinsinden) 968-74; 975-80 Seneler 968 969 970 97972 973 974 968-73 ortalanas Kar/Hasla 970'lerin ikinc yars, Kar/Hasla 7.2 6.2 4.4 4.7 5.7 4.8 2. 5.5 975 970 977 978 979 980 975-80 ortalarnas 4.. 4.9 5.2 4.8 4. 3.3 4.4 Kavak : Econonic ldicators, Aralk :t 980, a.g-. v., s. 3. H)74 senesinde ka,r oranlarnn «anorrral» bir oranda düş tüğünü, sonradan gene bir miktar toparlandğn görüyoruz. 974 yl, han petrol fiatlarnn aniden 2.5 misli arttrlmas neticesinde doğan şok dalgasnn, etkisi dolaysyla ~<özel» bir konuna sahiptir. Bu nedenle, 974 yln, ortalanasn aldğm iki gurubun da dşnda braktm... Aslnda, kar oranlannn düşmelüc oldugu tartşrna götürür bir öneridir. (4) Çünki, «düzeltilnemiş, kar oranlarnda bir düşme gözlennemektedir. Fakat «Envanter ve anortisman de~ gerlendirne düzeltnelerini>> ([nventory Valuation and Capital Consunption AdjustnentsJ içeren kar oranlar, bir düşne eğilini göstermektedir. Bu «düzeltm.eler» seneler itibariyle ayn şelülde hesapjandğ için, nukayeselerde güvenilir sonuçlar vermektedir, ve olduğu gibi kabul edilebilir. İlginç olan nokta şudur: Gerek federal hüküneti şirket. ka..rlan üzerine uyguladğ vergilerde, gerekse şirketlerin, vergi sonras karlarn, «temettüler» ve «dağtlmamş karlar» arasnda bölüştürürken uyguladklan kstaslarda, bu düzeltmeleri içerneyen rakkamlar (yani «kaba», «düzeltilnemiş» kf.trlar) esas alnr. Bunun sonucunda, «Dağtlnayan Şirket Karlar", sağlkl bir finans manejman açsndan arzu- edilir seviyelerin çok altna düşmektedir. Bu noktay, «Fiktif Ka,rlar»la ilgili CIV.J bölümde etraflca inceleyeceğiz. (~) J;"eldstein. i.vlarti; Sunners. Lawrence,,,Js the Rate of Profit Fallin:; Brool<ing s Pnpers on Eeonomic ActiYit~', l : 97D \Yashing'to, D.C. 39

Gene bu olgunun bir sonucu olarak, -Milli Gelir içinde tenettülerin pay ve «dağtlmayan- karlar, n pay üzerinde ilginç bir gözlende bulunduk 969-80 arasndaki diziler, temettü Jerin Milli Gelir içindeki payn sabit kaldğn ve %2.6 ile % 2.9 arasnda değiştiğini; fakat «Dağtlnayan - Karlar» n Milli Gelire orannn önemli bir dalgalanma gösterdiğini ortaya koy. muştur. Aşağdaki tablo 8 bu dizileri sunmaktadr. Tabloda,. ve 2: kolonlar arasndaki fark, yani, «Düzeltilniş Karlar» ile «Düzeltilmeniş Karlar» arasndaki fark, «fiktif karlar»n miktarn verir. l! f i r. lll. l{ah ORii,NLARININ DÜŞME NEDENLERİ Bu noktada, kar oranlan neden düşüyor diye sormak gerekir. Kar oranlarnda, 974-75 ve 979-80 resesyonlarnda ortaya çkan düşme eğilimi nedenlerini iki başlk altnda irdelemek istiyorum : ) Ekononik Nedenler. 2) Sosyal ve Beşeri Nedenler.. Ekononik Nedenler Bilindiği üzere, kar, Toplam Hasla ile Toplan valiyet arasndaki fark olarak tannlanr. Bu açdan, «ekonomik nedenleri» de, iki başlk altnda incelemek münkündür... Toplarn Haslaya Etlü Eden Nedenler İşçi snfnn, büyük bir kesini ve enekliler gibi sabit gelirli guruplar için, 979-8'de hzlanan enflasyon ile birlikte reel gelirlerde -marjinal de olsa-- -düşmeler olduğu göz önüne alnrsa, bu snflardan doğan effektif tületin talebinde, bir niktar azalna olacağ tahmin edilebilir. Nitekin, rakkamlar 970-80 arasndaki onbir yln altsnda, yani 970, '973-75 ve 979-80 senelerinde, «navi - tulumlu» işçilerin reel ücretlerinde düşmeler olduğunu gösternektedir (5). Gerçi ortaya çkan bu gelir azalmalar karşsnda tüketici kredisi artş hznda önenli yükselmeler kaydedilmiştir, ve dolaysyla tüketici talebinde aksi takdirde ortaya çkacak düşüş bir niktar frenlenmiştir. Yani, orta snf, artş hz yavaşlayan geliri karşsnda, yaşam standardn yükseltme konusundaki bek lentilerini doyurmak için tüketici kredisi kullanmn arttrmaya - ' (5) Economic Indieators, a.g.y., s. 5. 40

----~,_,.~.~-~-.. ~.,...,-~-,...~----~- -~,. "..,.,, +U><+ ~---AL,, L'3%!Zf, ;, h.;.;.e»to c Al( ş niw.a A4Z.J_, @> :trmt!m Tablo 8: Karlar, Temettüler ve Dağtlnayan Karlar: 969-980 () (2) (3) (4) (5) {6) (7) (8) Dağtlmayan Dağtlmayan Düzel- Düzel- Karlar Karlar tilmemiş tilmiş Federal Ternet fnominalj fgerçekj (6)/ Temettülerl Karlar Karlar Vergi mettü-- ()-(3)-(4) (2)-( 3)-( 4) Milli Gelir Milli Gelir 969 83.4 8.4 39.7 22.6 2. 9. % 2.5 % 2.9 970 7.5. 67.9 34.5 22.9 4. 0.5 %.3 % 2.9 97 82.5 77.2 37.7 23.0 2.8 6.5 %.9 % 2.7 972 96.2 92. 4.5 24.6 30. 26.0 % 2.7 % 2.6 973 5.8 99. 48.7 27.8 39.3 22.6 % 2. % 2.6 974 26.9 83.6 52.4 3.0 43.5 2.2 % 0.2 % 2.7 975 20.4 95.9 49.8 3.9 38.7 4.2 %.2 % 2.6 976. 56.0 26.8 63.8 37.5 54.7 25.5 %.9 % 2.8 977 77. 50.0 72.6 42. 62.4 35.3 % 2.3 % 2.8 978 206.0 67.7 84.5 47.2 74.3 36.0 % 2. % 2.7 979 237.0 78.2 92.5 52.7 9.8 33.0 %.7 % 2.7 980 229 62 88 58 82 5 % 0.7 % 2.9 Kaynak : Economic lndicators, a.g.y., s. li ve s. S'deki dizilerden hesap-.. ~ -.. lanmştr..

yönelmiştir (6). Bunun ise faiz oranlar ve enflasyon üzerinde olumsuz etkileri olmuştur. Faiz oranlarndaki artşlar, şirketlerin kullandklar yatrm kredilerinin maliyetini arttrma yoluy~ la kar oranlar üzerinde olumsuz etkiler yapar. Keza enflasyon oranndaki artşlar, fiktif karlar yükseltme yoluyla gerçek kar oranlarn ve şirket tasarruflarn CDağtlmayan Karlar) düşürür. (Fiktif Karlara, aşağda, v bölümde ayrca ve etraflca de- ğ ineceğiz.) Her halikarda, 960'lann ikinci yarsna nazaran, 970'lerln ikinci yarsnda, toplam tüketici talebinde bir yunuşana olmuştur. Bu yunuşamann oluşnas, ve dolaysyla şirketlerin toplam satşlarnn büyüme hznda bir yavaşlanann doğmas için, top~ lan tüketici talebinde mutlah bir cliişne şart değildir. Sabit fiatlarla toplam - harcanabilir - gelir'in büyüme hznda meydana gelecek bir yavaşlama, şirketlerin toplam satş cirolarnn büyüme hznqa bir yavaşlanaya ve cet.par. ( 7) yatrmclarn beklentilerinde olumsuz bir gelişmeye ve kar oranlarnda göreli bir düşmeye neden olabilir. Fakat bu etkinin, kar oranlarndaki düşüşün yüzde kaçn açkladğn tesbit etmek zordur. Burada bu etkileşini yolunun varhğ na ve doğrultusuna işaret etmekle yetineceğiz. Toplam haslay belirleyen ikinci bir faktör, şirket baznda, satlan ürünün fiatdr. Enflasyonist bir ortamda, fiatlar genel seviyesi yükselmektedir; fakat baz fiatlarn artş hz diğerlerinden daha yüksekte oluşur. Sattğ ürünlerin fiatndaki artş hz, kullandğ girdilerin fiatndaki artş hznn üstünde kalan şirketlerde kar oranlar, kuşkusuz, artmştr. Diğerlerinde ise, aksine, azalmştr. Rakkamlar bu ikinci gurup şirketlerin büyük çoğunlukta olduklarn göstermektedir. Elbette bu açklana, peşinden yeni bir açklamay gerektiriyor: Girdi fiatlarndaki artş oranlar, neden, genelde, ürün- fiat artş oranlarnn üstünde seyretmiştir? Bu soruya ksmi bir yant, aşağda, «Toplmn Maliyete Etki Eden Nedenler» başlğ altnda vermeye çalşacağ m. Bu başlk altnda değinmek istediğim bir nokta daha var: «Toplam Haslay,, belirleyen ikinci bir faktör, şirket baznda, l r \ ('6) (7) Business 'Veek, <<Consumer Banking : \Vhy Everybody \Vants.-: Piese of the Business.., B.\Y., April 23, 979,. s. 82-88. ayrca : Eeonomic lndicators, a.g:.y., s. 27. cet. par. (ceterus paribus) Latince : «Diğ er bütün faktörler sabit varsayldth takdirde» anlamna g elen bir deyim. 42

satlan ürünün fiatdr,,, demiştik. Bu fiat belirleyen ögelerden biri de, kuşkusuz, şirketin tekelleşme derecesidir.- Şirket, sattğ ürünün fiatn manipule edebildiği derecede, girdi maliyetlerin~ deki artş ürün fiatna yanstabilir. Bu bağlamda ksa bir yorum yapmaya gerek duyuyorum: OPEC kartelinin ham petrol fiatla- rna büyük zamlar yaptğ 973-74 ve 979-80 yllarnda, ABD'li. petrol şirketleri yannda, elektrik enerjisi üreten sektörün de kar oranlarn koruduğunu gözlüyoruz. Maliyeti artan ham petrolü en yoğun girdi olarak kullanan bu iki gurup şirketin kar oranlarn korunasn iki nedene bağlyabiliriz: () Bunlar gö~ reli olarak tekelci şirketlerdir. (2) Bunlarn karş karşya olduklar talep fonksiyonlar az - esnek fonksiyonlardr..2, Maliyete Etli Eden Nedenler {a) Prodüktivite : Amerikan ekonomisinde emeğin prodüktivite artşlarnda düşmeler gözlenmektedir. 960'l yllarda orta~ lana % 3.4 olan senelik prodüktivite artş o:ran, 970-80 aras, % 0.5'in, 973-80 aras ise % 0.3'ün altna düşnüştür (8). Aşa- ğdaki tablo, 970-80 arasndaki enek- saat başna, tarun haricindeki özel sektörde elde edilen prodüktivite artş oranlarn vernektedir : Seneler Prodüktivite artş oran 970 97 972 973 974 975 976 977 978 979 980 0.2 3.0 3.6.7-3. 2.0 3.5.5 0.5 -.9 -, Kaynak : Econonic lndicators, a.g.y., Aralk 980, s. 6. t Prodüktivite senede ortalama % 3.4 orannda artş gösterir ken, belirli bir kar oran ortalamas tutturacak yapya sahip bir ekononli, prodüktivite artş oran negatif rakkamla~~a düştüğü zanan ayn kar orannda seyredeniyecektir. (b) OPEC Zarnlar: Maliyet artşlarna etki eden bir diğer faktör, girdi maliyetindeki artşlardr. Amerikan ekonomisinin özellikle, enerji -yoğun ve materyal- yoğun teknolojilere dayandğna işaret etmiştik. Böyle bir ekononi, 973'te ve daha sonra 979-80 yllarnda hzl ham-~ petrol fiat artşlar ile karşlaşt- (8) Economic Indicalors~ a.g:.y., s. 6. 43

ğnda, kuşkusuz, maliyet artşlar ile de karşlaşr. «J\!Ialiyete Göre Fiatlana» yerleşik bir kurum şekline dönüştüğü derecede, şirketler, naliyet artşlarn fiatara yanstrlar. Fakat bu yanstma, söz konusu şirket saf nonopolist olnadğ derecede, ve sektördeki talep eğrisi esnel} olduğu ölçüde,satş haslas (ciro) üzerinde olumsuz etkilerde bulunur: fiat arttrm, talep - edilen -miktarda düşmelere yol açar. Neticede şirket, zarar edecek derecede kö,tülemese bile, kar hadlerinde bir düşme ile karşlaşr. Han petrol fiatlanndaki '::{ ü'luk bir artşn, yapm sektörü maliyetlerinde 7L 0.8- %.o arasnda artşlara neden olduğtl gözlenmiştir. Bu rakkamlar tartşlabilir. Fakat tartşlanyacak olan şey, maliyet artşlarna neden olan ve enflasyonun hzannasna ivme -katan faktörlerden birinin, OPEC zanlan olduğu- dur. - (c) Teknolojik Gelişmede Yavaşlanalar Jvialiyeti etkileyen etmenler arasnda belki de en önemlileri, bu geniş başlk altnda -ve prodüktivite oranlar ile birliktedüşünülebilir. Uzun dönemde, kar oranlarnn düşmesini frenleyen; Schunpeter'in vurguladğ gibi, ekononik gelişmeyi güçlü dürtülerle yönlendiren ve canl tutan; çağdaş kapitalist toplun- larda geniş tabanl bir refah yaratacak derecede büyük artk - değer üretilmesine yol açan; işçi saat başna prodüktiviteyi Cve umulnaz de dolaysyla işçi- saat başna üretilen artk- değeri) recede büyük ölçülerde arttrp, bunun büyükçe bir ksmn gerisin geriye emekçi snfara dağ tabilecek derecede bir üretkenlik gerçekleştiren çağdaş kapitalizmin yaşam, teknolojik gelişmeler ve işçi - prodüktivitesindeki artşlar sürüp gittiği sürece nünkündur. Emeğ in prodüktivitesindeki artşlar durduğu zaman, emeğ e ödenen reel- ücretlerdeki artşlar da duracaktr. Son yllarn Amerikan ekonomisinde işte böyle bir eğilin ortaya çkmştr, ve şüphesiz bu eğilim tüm kapitalist dünyann geleceğini tehdit edecek bir şekle bürünebilir. Nitekin, prodüktivite artş oranlar, 974, 979 ve 98ü'de negatif. değerler alrken, buna paralel olarak endüstriele çalşan «navi tulumlu,, işçilerin reel ücret artş değerleri de, keza, 973, 974, 979 ve 80 yllarnda negatif değerler almştr (9). Bu olgunun altnda yatan olas nedenlere aynca ve ksaca değinmekte yarar var: (9) Economic ldicators, a.g.y., s. 6, 9. 44

() Prodüktivite oranndaki düşüşler, artan enflasyon, enflasyona paralel olarak artan fiktir karlar ve azalan şirket tasarruflar, uluslararas para piyasalarndaki akşkan ve belirsiz durunlar, ABD içinde giderek sağa ve yukar kayan Philips Eğrisi (yani giderek yükselen işsizlik ve enflasyon oranlar), ABD'nin uluslararas politik arenada prestij kaybna uğramas gibi çeşitli nedenler, iş çevrelerindeki güvensizlik duygusunu arttrmş, beklentileri olumsuz yönde etkilemiş ve dolaysyla bu hissiyat yatrnlara yansmştr. Nitekim, özel sektör sabit sermaye yatrnarnn senelik ortalana artş hz düşmektedir (20). (2) Araştrma - Geliştirme CARGE) harcamalarnda düşmeler gözlenmektedir: 960'l yllarda GSMH'nn % 3'ü civarnda dolaşan ARGE harcamalar, 979-80yllarnda, GSMH'nn % -.5'u dolayarna düşmüştür (2). (3) Hükümet müdahaleleri ve regülasyonlar artmştr. EPA (Çevre Koruma Ofisi), CPA (Tüketici Koruma Dairesi) ve OSHA Cİşyerlerinde Emniyet ve Risk Kontrol Dairesi) gibi yeni. ve güçlü Federal Hükümet Ofis ve Daireleri, bu sahalardaki standartlar ve yaptrm güçlerini sürekli yükseltmişlerdir. Buna paralel olarak giderek artan ölçeklerde, yatrm fonlar bu alanlardaki Federal snrlarnalara uyabilmek amacyla kullanlmaya başlamştr. Baz tahminlere göre, bu maksatla yaplan Sabit Sermaye Yatrmlar, 979 ylnda toplam Özel Sektör Sabit Sermaye Yatrmlannn % 5'ine varmştr (22). Endüstri sektörünün sadece çevre kirlenmesini kontrol etmek için yaptğ sabit sernaye yatrmlar, tarm -dş - özel - sektörün yaptğ toplam sabit sermaye yatrnlarnn % 7.7'sine erişmiştir. (4) Getirilen regülasyonlarn zorunlu kldğ sabit sermaye yatrmlar haricinde, Federal Hükümet müdahalelerinin başka tür, ve iş çevrelerinin daha büyük bir hoşnutsuzlukla karşladğ, yönleri de vardr. Örneğin, Profesör Weidenbaum, federal regülasyonlar neticesinde ortaya çkan harcamalarn senede oo milyar dolar bulduğunu, bunun ancak yarsndan aznn konuy - (20) a.y., s. 9.. (2) lndustry and Trade Administration, The US Dept. of Connerce, The '.980 US lndustrial Outlook, US. Govn. Printing: Office, \Vashington DC. U)80. (22) Rutledge, Gary L., Trevethan, Susan L.. Polintion Ahatement and Control Expenditures~ Survey of Current Business, US Govn. Print. Office, vvashington DC. Şubat 980. ayrca : Ecoomic ldicators. a.g.y., s. 9. 45

la ilgili sabit sermaye yatrmarna gittiğini, geri kalan ksmn ise, bürokratik engellemeler, «red-tape» (mevzuat sorunlar) ve bu bu alana kaydrlan nenejeryel ve hulruki beyin gücünün doğurduğu frsat- maliyet olarak ortaya çktğn ileri sürmektedir. Profesör Weidenbaum'un verdiği rakkam abartlmş olsa bile, Rutledge ve Trevethan'n (23) verdiği, ve 979 ylnda endüstri'. nin sadece çevre kirlenmesini kontrol için yaptğ sabit sermaye yatrmlarn gösteren rakkam (42 nilyar dolar) abartlmş olamaz; resmi'dir. Bu büyük meblağlarn, çevre kirlenmesini kontrol altna almak, tüketici ve işçi emniyetini sağlamak gibi çok gerekli amaçlarla yapldğ şüphesizdir. Fakat öte yandan, bu harcamalarn bir frsat- maliyeti vardr. 50 milyar dolar, tüm Amerikan şirketlerinin, dağtlmamş (gerçek) karlarna eşittir. _ Tarm - Dş - Özel sektörün 979 sabit sermaye yatrmlar toplan ise 236 milyar dolar kadardr. Bu demektir ki, şirketlerin, büyük mikyasta kredi alarak yaptklar yatrmlarn önemli bir dilimi, işçi - prodüktivitesini arttrc tür yatrmlara değil, EPE, CP A, OSHA idareleri ile ilgili standartlarn gerektirdiği yatrmlara akmaktadr. Bu tür yatrmlarn gerekliliğini veya istenilirliğini tartşmyoruz: işaret etmek istediğimiz nokta, bu yatrmlarn frsat maliyetidir. İşçi prodüktivitesinde gözlenen düşüşlerin altnda yatan nedenlerden biri de, kuşkusuz, çevre sorunlarn çözme amacyla kanalize edilen fonlarn yatrm kompozisyonunda ortaya çkarttğ değişikliktir. Çevre sorunlarnn daha büyük boyutlara varmasn önlemek amacyla yaplmakta olan bu büyük çap harcamalar, 965 ve 6ü'larda olduğu gibi, işçi - prodüktivitesini arttrmaya yönelik sabit sermaye yatrmarna aktlabilseydi, nuhakkak ki, prodüktivite artşlarndaki düşüşler bu denli şiddetli olmazd. işaret etmek gerekir ki, ayr ayr başlklar altnda incelediğimiz bu faktörler arasnda önemli etkileşimler vardr. Örneğin, kar oranlarndaki düşüşleri açklarken, «prodüktivite» ve «enerji fiatlar» na ayr başlklar altnda değindik Oysa bu iki faktörün arasnda da bir bağnt vardr. Şöyle ki : Prodüktivite, sermaye/emek oran ile ilgilidir. Genellikle, sermaye yoğun endüstrilerde işçi - saat başna düşen üretim daha yüksektir. Oysa, sermaye- yoğun endüstrilerde, enerji- yoğun endüstriler arasnda da bir korelasyon vardr : Sermaye - yoğun endüstrilerin hemen hepsi ayn zamanda enerji -yoğun endüstrilerdir; ve bu endüst- (23) Rutledge, et. al., a.g.y. 46