T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SAHNE SANATLARI ANA SANAT DALI



Benzer belgeler
ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

T. C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ OYUNCULUK LİSANS PROGRAMI. Güz Yarıyılı

Üniversitede Sanat Eğitimi Alan Gençlerle Yapılabilecek. yaratıcı drama programı

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

T. C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ OYUNCULUK LİSANS PROGRAMI. Güz Yarıyılı

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

BÖLÜM 1: MADDESEL NOKTANIN KİNEMATİĞİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

ÇOKLU ZEKA ÖZELLİKLERİ

HAREKET HAREKET KUVVET İLİŞKİSİ

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Nasıl Bir Zekâya Sahipsiniz? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim. Ayın Testi

KAYNAK: Birol, K. Bülent "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

Değerli Velilerimiz, Ana Fikir: Yaratıcılığımızı kullanmak, gelişmemize yardımcı olur.

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

Bölüm 2. Bir boyutta hareket

1. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (08 Aralık Ocak 2015 )

1. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (07 Aralık Ocak 2016)

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

Temel Kavramlar Bilgi :

MÜHENDİSLİK MEKANİĞİ (STATİK)

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

G = mg bağıntısı ile bulunur.

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

Psikomotor Gelişim ve Oyun

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMASI

1. SINIF BAHAR DÖNEMİ

DİNAMİK TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ

İ ÇİNDEKİ LER 1. BÖLÜM

34. GENÇ GÜNLER -ATÖLYELER-

FİZİK PROJE ÖDEVİ İŞ GÜÇ ENERJİ NUR PINAR ŞAHİN 11 C 741

Doç. Dr. Muhammet Cerit Öğretim Üyesi Makine Mühendisliği Bölümü (Mekanik Ana Bilim Dalı) Elektronik posta ( ):

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

ĐŞ GÜÇ ENERJĐ. Zaman. 5. Uygulanan kuvvet cisme yol aldıramıyorsa iş yapılmaz. W = 0

TEMEL SANAT EĞİTİMİ NEDİR?

YONCA CİMNASTİK İLE HAYATA SPORLA GÜLÜMSEYİN. Hafta içi her gün saat :

4. SINIFLAR BÜLTEN 4

ANAFİKİR: Kendimizi tanımamız, sorumluluklarımızı yerine getirmemizde

Not: Öğretmenimizin elinden taşlar üzerinde sanat!

Niçin değişmek zorundayız?

KATI CİSİMLERİN DÜZLEMSEL KİNEMATİĞİ

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER

MAK Makina Dinamiği - Ders Notları -1- MAKİNA DİNAMİĞİ

Etkinlik Listesi BÖLÜM II İLİŞKİLENDİRME AŞAMASI 67

O Drama, temel kuralları önceden belirlenmiş, bir grupta yaşanan, yetişkin bir lider (örneğin bir öğretmen) tarafından yönlendirilen ya da en azından

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İş, Güç ve Enerji. Fiz Ders 7. Sabit Bir Kuvvetin Yaptığı İş. Değişen Bir Kuvvetin Yaptığı İş. Güç. İş-Kinetik Enerji Teoremi

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim Aralık 2014 )

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu

MEKATRONİĞİN TEMELLERİ HAREKET

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ETKİNLİĞİ SANAT ETKİNLİĞİ TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ MÜZİK-OYUN ETKİNLİĞİ. Sevgili Velilerimiz,

ARALIK AYINDA NELER YAPTIK?

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

MUKAVEMET DERSİ. (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü MÜZİK VE GÖSTERİ SANATLARI ALANI UYGULAMALI TİYATRO KURS PROGRAMI

DİNAMİK - 1. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Dayıoğlu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (18 Eylül-27 Ekim 2017)

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (07 Aralık Ocak 2016)

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

HAZIRLIK SINIFLARI 3. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Şubat- 24 Mart 2017)

BÖLÜM 4: MADDESEL NOKTANIN KİNETİĞİ: İMPULS ve MOMENTUM

UYGULAMALI TĐYATRO KURSU MODÜL PROGRAMI

Tek düze düşünmek yerine çok boyutlu düşünebilme.

ÖZEL YUMURCAK ANAOKULU

Liderlikte Güncel Eğilimler. Konuşan Değil, Dinleyen Lider. Şeffaf Dünyada Otantik Lider. Bahçevan İlkesi. Anlam Duygusu Veren Liderlik

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

DANS TERAPİ. Dokuz Eylül Üniversitesi

YARATICI DRAMA. 1 Ders Adi: YARATICI DRAMA 2 Ders Kodu: REH Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Lisans

Hareket Kanunları Uygulamaları

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

10 Aralık Ocak Değerli Velilerimiz,

Fizik 203. Ders 6 Kütle Çekimi-Isı, Sıcaklık ve Termodinamiğe Giriş Ali Övgün

2.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ

Günün sorusu: Kişisel gelişim nedir?

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Newton un II. yasası. Bir cismin ivmesi, onun üzerine etki eden bileşke kuvvetle doğru orantılı ve kütlesi ile ters orantılıdır.

BAŞARI ÖDÜLSÜZ KALMAZ!

SANAT VE TASARIM ANASANAT DALI DOKTORA PROGRAMI

22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

6.12 Örnekler PROBLEMLER

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (19 Aralık Şubat 2017)

GÜÇ Birim zamanda yapılan işe güç denir. SI (MKS) birim sisteminde güç birimi

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Doç.Dr. Cesim ATAŞ MEKANİK ŞEKİL DEĞİŞTİREN CİSİMLER MEKANİĞİ DİNAMİK

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

HAYAT BİLGİSİ Sağlıkla ilgili hizmet veren kurumları ve meslekleri konuştuk. Koku alma deneyi yaptık.

Transkript:

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SAHNE SANATLARI ANA SANAT DALI FİZİKSEL TİYATRO ÇALIŞMALARININ KAPSAMI VE DV8 GRUBUNUN FİZİKSEL TİYATRO YAKLAŞIMI Ezgi COŞKUN YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA / 2008

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SAHNE SANATLARI ANA SANAT DALI FİZİKSEL TİYATRO ÇALIŞMALARININ KAPSAMI VE DV8 GRUBUNUN FİZİKSEL TİYATRO YAKLAŞIMI Ezgi COŞKUN Danışman:Yrd.Doç.Dr. Muzaffer SÜMBÜL YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA / 2008

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Sahne Sanatları Anasanat Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan : Yrd.Doç. Muzaffer SÜMBÜL (Danışman) Üye : Prof.Dr. Deniz ABİK Üye : Doç. Cihangir NEVRUZOV ONAY Yukarıdaki İmzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım. / / 2008 Prof. Dr. Nihat KÜÇÜKSAVAŞ Enstitü Müdürü NOT : Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ndaki hükümler tabidir.

ii ÖZET FİZİKSEL TİYATRO ÇALIŞMALARININ KAPSAMI VE DV 8 GRUBUNUN FİZİKSEL TİYATRO YAKLAŞIMI Ezgi COŞKUN Yüksek Lisans Tezi, Sahne Sanatları Anasanat Dalı Danışman:Yrd. Doç.Muzaffer SÜMBÜL Haziran 2008, 98 Sayfa Dansın ve Tiyatronun işbirliği ile oluşturulan fiziksel tiyatro özellikle son otuz yılda giderek önem kazanmıştır. Fiziksel bir yaklaşıma yönelim; mim, dans ve dansın tiyatro ile ilişkisinde bir biçim edinebilmesine olanak sağlayan koreografi, fiziksel tiyatronun oluşumunda üç ana öge olarak belirir. Fiziksel tiyatroda kurgu; dans, hareket, söz, mim, oyunculuk ve sahne için gerekli bütün diğer ögelerin (ışık, dekor, aksesuar, müzik) birbiriyle sentezlenmesiyle oluşturulur. Dans ve tiyatro alanında gerçekleştirilen en önemli deneyler son otuz yılın ürünleridir. 1970 lerde uygulama alanında dans- hareket tiyatrosu ile ilgili grupların temelini oluşturan önemli buluşlar ve çalışmalar 1930 lu yıllarda dans ve tiyatro alanındaki gelişmelere dayanmaktadır. Avrupa da fiziksel tiyatro alanında önemli araştırmalar gerçekleştiren isimler arasında V. Meyerhold ve J. Grotowski belirledikleri yöntemleriyle 1970 lerin dans- hareket tiyatrosu gruplarını dolaylı olarak etkilemişlerdir. Pina Bausch ve Wuppertal Dans Tiyatrosu, Jiri Kylian ve Hollanda Dans Tiyatrosu, Sasha Waltz, Carlos Saura, Maurice Bejart, Silvia Guillem, Mats Ek ve Dv 8 grubu 1970 den günümüze kadarki süreçte belirleyici niteliklere sahip fiziksel tiyatro grupları olarak değerlendirilmektedirler. Bağlantılı Doğaçlama çalışma tekniğini, fiziksel tiyatro gruplarının her biri bu teknik doğrultusunda kendi metodlarını geliştirerek kullanmaktadırlar. Martha Graham ın yöntemi ve bağlantılı doğaçlama günümüz fiziksel tiyatro uygulayıcılarının, hem dans ögesinin bu tür içinde kullanımı konusunda hem de yapılan koreografilerde hareket koreografisine gidilmesinde belirleyici unsurlar olmuşlardır.

iii Gerek fiziksel tiyatroda, gerek dramatik tiyatroda beden, artık günümüzde kalıplardan uzak, bağımsız olarak kendi özgün hareketinin arayışı içindedir. Bir çok fiziksel tiyatro grubunun çalışma yöntemi olan Bağlantılı doğaçlama; beden, yanıt veren beden, bu yanıtı veren diğer bedeni dinleyen beden ya da bu iki bedenin beraberliği ile ortaya çıkan üçüncü bir dinamiği meydana getiren bir teknik olarak tanımlanabilir. Fiziksel tiyatro çalışma yöntemi olan bağlantılı doğaçlama (contact improvisation) tekniği çalışılırken oyuncunun bedenini biyomekanik açıdan incelemesi, sanatının ifade aracı olan bedenini bir makine olarak parçalara bölmesinde yardımcı olacak ve gerek dramatik tiyatro gerek fiziksel tiyatro öğrenci oyuncuları için yeni açılımlar sunacaktır. Anahtar sözcükler: Fiziksel Tiyatro, Dans, Pandomim, Koreografi, Hareket, Bağlantılı Doğaçlama.

iv ABSTRACT THE SCOPE OF THE WORKS IN PHYSICAL THEATRE AND APPROACH OF THE DV 8 GROUP TO THE PHYSICALTHEATRE Ezgi COŞKUN MA Thesis, The Unit of Performing Arts Supervisor: Yrd.Doç.Dr. Muzaffer SÜMBÜL June 2008, 98 Pages Physical Theatre, which is occured with dance and theatre, has had an importance especially for the last thirty years. For the phsical features: mime, dance and choreography are the most important features of the physical theatre. The concept in physical theatre is consists of these: dance, movements, words, acting and all the other elements which are necessary for the stage. The most important products of the theatre are the ones which were produced for the last thirty years. The works and the inventions on Dance and movement theatre of the 1970s bases on the improvements in the subjects of the dance and the theatre of 1930s. V. Meyerhold and J.Grorowski who had significant researches in the area of physical theatre in Europe affected the groups of the dance-movement theatre of the 1970s indirectly. Pina Bausch, Wuppertal Dance Theatre, Jiri Kylian, Holland Dance Theatre, Sasha Waltz, Carlos Saura, Maurice Bejart, Silvia Guillem, Mats Ek and Dv 8 group are considered as being the significant groups of physical theatre from 1970s up to day.. In contact improvisation technique: each one of the theatre groups uses this technique according to their own methods. The technique of Martha Graham and contact improvisation is fundemantal for both operators of contemporary pyhsical theatre and choreographies of movement theatre. In both physical theatre and dramatic theatre, the body is in the search of original movements today and apart form being stereotyped. contact improvisation which is the

v technique of many of the theatre groups can be defined as the body, another body which reacts to this body or the togetherness of these two bodies. Contact improvisation which is the method of physical theatre is going to help actors and actresses to examine their bodies in terms of biomechanics and divide their bodies into parts as an expression of the art and offer new ways for both dramatic theatre and physical theatre students. Key Words: Physical Theatre, Dance, Pandomime, Choreography, Motion, Contact Improvisation

vi ÖNSÖZ Fiziksel Tiyatro, oyuncunun söz ile olduğu kadar hatta sözün ifade edebildiğinden daha fazlasını bedenin olanaklarını kullanarak ve müzik unsurunun bilinen tiyatro sanatındaki işlevinden daha önemli bir yere geçmesiyle oluşturulan, günümüz tiyatrosunu önemli ölçüde etkileyen, henüz kuralları ve sınırları çizilmemiş dolayısıyla kuramı oluşturulmamış yeni bir tür olarak tanımlanabilir. Fiziksel tiyatro, dans tiyatrosu, hareket tiyatrosu, gibi isimlerle de kategorize edilmektedir. Vücudun dramatik anlatımda metin kadar ya da metinden daha fazla etkin olduğuna işaret eden bir tanımlama ile değerlendirilebilir. Bir oyuncunun enstrümanı bedeni olduğu için, oyunculukta beden, salt fiziksel tiyatro, mim, sirk ya da dansla ilgilenenler için değil aynı zamanda dramatik oyunculuk için de bedeni sahne üzerinde ustalıkla kullanabilmek açısından oldukça önemlidir. Oyunculukta beden çalışması, zihin ve vücut arasındaki bölünmeyi ortadan kaldırmak ve bedende zaten varolan zihin- beden işleyişini daha da ortaya çıkarmak için gereklidir. Fiziksel tiyatroda bedensel çalışmalar, duyuların farkına varılarak duygusal dünyanın bedende yaratıcı eyleme dönüştüğü ve düşünsel, duygusal, fiziksel dürtülerin bedenin tüm olanakları (ses,hareket, düşünce, imgeleme, duygu, nefes) kullanılarak bir forma dönüştüğü bir çalışma biçimi olarak nitelendirilebilir. Fiziksel tiyatro başlığında değerlendirilen Dans Tiyatrosu ve Hareket tiyatrosu öncelikle bedeni, fiziksel, zihinsel ve duygusal yönden bir bütün olarak görme kaynağından doğar. Fakat bu iki türün farklı başlıklar içinde ele alınmasına neden olan en önemli unsur müziktir. Dans tiyatrosunda müzik, dramatik yapının partneri gibidir, yani icra edilenin yarısı müziktir çoğunlukla dans ile ifade söz konusudur ve dansın doğası itibariyle müziğe göre biçimlenmesi kaçınılmazdır. Dans tiyatrosu icra edenlerin ritimden bağımsız hareket etmesi söz konusu değildir. Oysa hareket tiyatrosunda müzik önemli bir yere sahip olmakla birlikte oyuncuyu ritme uyma zorunluluğundan da kurtarmaktadır. Hareket tiyatrosunda oyuncunun ritmi anlatmak istediği hikaye doğrultusunda biçimlenir. Müzik, hareket tiyatrosu oyuncusuna ancak fon

vii oluşturabilir. Müzik, hareket tiyatrosunda çok önemli bir unsurdur fakat teatral olanın önüne geçemez. Hareket tiyatrosu, meramın beden yoluyla anlatılması, duyguların, düşüncelerin ve hayal gücünün bedensel dürtüye, harekete, sese ve oradan da biçime ve iletişime dökülmesi olarak açıklanabilir. Hareketi danstan ayıran ve hareketi teatral yapan önemli bir özellik de; hareketin estetiğinden çok hareketin altındaki neden ve onun bir eyleme dönüşmüş olmasıdır. Umarım Fiziksel Tiyatro Çalışmalarının Kapsamı ve Dv8 Grubunun Fiziksel Tiyatro Yaklaşımı isimli araştırma çalışmamız Fiziksel Tiyatro alanında yazınsal kaynak açığını bir parça da olsa kapatabilir ve bu alanla ilgili kendisini geliştirmek isteyen öğrenci oyuncuların yetişmesi adına yararlı olur. Bir çok Avrupa Ülkesinde ve Rusya da olduğu gibi ülkemizde de Fiziksel Tiyatro eğitiminin verilmesini temenni eder, tez yazımı aşamasındaki yardımlarından dolayı Utku COŞKUN a, değerli fikirleriyle bana büyük destek veren Tevfik TARHAL a, değerli hocam Prof.Dr. Alexander ILIEV e ve danışmanım Yrd.Doç.Dr Muzaffer SÜMBÜL e yardımlarından dolayı çok teşekkür ederim. Ezgi COŞKUN

viii İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖZET..ii ABSTRACT... iv ÖNSÖZ......vi GİRİŞ GİRİŞ.1 BİRİNCİ BÖLÜM İNSAN VE HAREKET 1.1. Temel Biyomekanik Kavramlar......3 1.1.1. Hareketin Oluşumunu Sağlayan İç ve Dış Kuvvetler..... 6 1.1.2. Hareketin Oluşumunda Yerçekiminin Etkileri.... 7 1.2. Bedensel Devinimin Kültürel Temelleri.. 8 1.2.1. Oyun Kavramı..... 8 1.2.2. Bedensel Devinimin Kültürel Temelleri Açısından Oyun un Önemi....11 1.2.3. Hareket, Dans, Taklit ve Ritüelden Oyun Yaratısı.....12 İKİNCİ BÖLÜM YİRMİNCİ YÜZYIL TİYATRO SANATININ İÇİNDE FİZİKSEL TİYATRO TEMELLERİ 2.1. Vsevolod Meyerhold Ve Biyomekanik Teknik....21 2.1.1. Biyomekanik Oyunculuk Tekniği......21 2.1.2. Sahnede Aksiyonun Gerekliliği.....26 2.2. Jerzy Grotowski Ve Yoksul Tiyatro......29 2.2.1. Grotowski nin Eylem ve Hareket Analizi 32

ix 2.2.2. Grotowski nin Fiziksel ve Plastik Temrinleri....34 2.2.2.1. Fiziksel Temrinler...... 34 2.2.2.2. Plastik Temrinler.......37 III.BÖLÜM SAHNELEME TEKNİKLERİNİN FİZİKSEL TİYATRODAKİ KULLANIMI 3.1.Koreografi..... 40 3.2. Pandomim.... 45 3.3. Dans... 49 3.4. Müzik... 53 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM FİZİKSEL TİYATRO GRUPLARI 4.1. 1970 2008 Yılları Arasında Avrupa da Örnek Fiziksel Tiyatro Grupları ve Çalışmaları.....56 4.1.1. Pina Bausch ve Wuppertal Dans Tiyatrosu. 57 4.1.2. Jiri Kylian ve Hollanda Dans Tiyatrosu..59 4.1.3. Sasha Waltz ve Çalışmaları.....61 4.1.4. Carlos Saura ve Çalışmaları.62 4.1.5. Maurice Bejart ve Çalışmaları.65 4.1.6. Silvia Guillem ve Mats Ek Çalışmaları 66 BEŞİNCİ BÖLÜM DV 8 GRUBUNUN FİZİKSEL TİYATRO YAKLAŞIMI 5.1. DV 8 Grubunun Çalışma Yöntemi. 71 5.2. Bağlantılı Doğaçlama Çalışma Tekniği ( Contact Improvisation )...72 5.2.1. Oyuncunun Bedenine Yönelik Egzersizler..72

x 5.2.2. Oyuncunun Partneri ile İlişkisine Yönelik Egzersizler....73 5.2.3. Oyuncu- Mekan İlişkisi.74 5.2.4. Örnek Bağlantılı Doğaçlama Çalışmaları.......74 5.2.5 DV 8 Grubunun Çalışmaları.....77 5.3 Cost of Living ( Yaşamanın Bedeli ) Çalışmasının Analizi.....78 SONUÇ..... 88 KAYNAKÇA.....93 ÖZGEÇMİŞ.. 98

1 GİRİŞ 21. yüzyıl tiyatro sanatının Avrupa da fiziksel tiyatroya doğru yönelmesi söz konusudur. Tiyatro sanatını kendi tarihsel devinimi içinde değerlendirdiğimizde bu değişimin gerekliliği oldukça açık bir şekilde görülmektedir; ritüel, taklit, oyun kavramlarıyla temellendirilerek yaratılan tiyatro sanatı, günümüz dramatik tiyatrosunda bu kavramlardan uzaklaştırılmış ve daha çok sözel ifadeye yönelmiştir. Oysa tiyatro sanatının ifade biçimi görseldir. Sahne üzerinde fiziksel yaratının oluşturulması, oyuncunun bedensel yaratıcılığıyla gerçekleşir. Bu nedenle fiziksel yaklaşım, tiyatro metninin psiko-fiziksel süreçlerden geçerek değerlendirilmesine (oyuncuda vücut bulmasına) ve oynama eyleminin gerekliliğine hizmet eder. Fiziksel tiyatronun içinde, sahnenin metaforlar ve göstergelerle ifade edilişi, oyuncunun harekete dayalı bir mekanizmanın parçası halinde değerlendirilmesi ve kendi bedeninin olanakları ile oluşturulmuş bir yapıya dahil olması beni, 21.yüzyılda bir oyuncu olarak fiziksel tiyatro ile ilgili bir araştırma yapmaya yöneltti. Ülkemizde fiziksel tiyatroyla ilgili kuramsal anlamda araştırma açığının söz konusu oluşu, bu konuda bir çalışma yapılması gereğini ortaya koydu. Fiziksel Tiyatro Çalışmalarının Kapsamı ve Dv8 Grubunun Fiziksel Tiyatro Yaklaşımı isimli çalışmamızda amacımız 1970 lerde Avrupa da ortaya çıkan ve günümüz tiyatrosunun gelişimini önemli ölçüde etkileyen Fiziksel Tiyatro ile ilgili kuramsal bir çalışma sunarak, fiziksel tiyatroyu genel hatlarıyla betimlemek ve bu alanla ilgili kendisini geliştirmek isteyen öğrenci oyunculara bilimsel kaynak oluşturmaktır. Fiziksel Tiyatro Çalışmalarının Kapsamı ve Dv8 Grubunun Fiziksel Tiyatro Yaklaşımı başlıklı çalışmamızın birinci bölümünde hareketin oluşumunu sağlayan biyomekanik kavramlar ve bedensel devinimin kültürel temelleri ele alınmaktadır. İkinci bölümde V. Meyerhold biyomekanik oyunculuk tekniği ile J. Grotowski nin eylem ve hareket analizi ele alınarak hareket kullanımına verdikleri önem bağlamında, çalışma alanımızın kapsamı içerisinde değerlendirmeye karar verdik. Yine çalışmamızın ikinci bölümünde değerlendirdiğimiz sahneleme tekniklerinin fiziksel tiyatrodaki kullanımında harekete ve görselliğe dayalı temel disiplinler olan koreografi, pantomim, dans ve müziğin fiziksel tiyatrodaki gerekliliği üzerinde durulmakta; üçüncü ve son bölümde ise fiziksel tiyatroya tarihsel bir bakış ile 1970-

2 2008 yılları arasında örnek teşkil eden, belirleyici niteliklere sahip fiziksel tiyatro grupları genel özellikleriyle ele alınmış ve bir örnek olarak Dv 8 grubunun çalışma tekniği, (contact improvisation) yöntemi incelenerek grubun önemli bir çalışması olan Cost of Living (Yaşamanın Bedeli) analiz edilmiştir. Çalışmamızın önemli bir bölümünü kapsayan sahneleme tekniklerinin fiziksel tiyatrodaki kullanımı değerlendirilirken, diğer bölümlerin değerlendirme sürecinde de olduğu gibi literatür yetersizliği en büyük sıkıntılarımızdan birini oluşturdu. Özellikle fiziksel tiyatro grupları ile ilgili maalesef ülkemizde yazılı ve görsel kaynak neredeyse yok denecek kadar kısıtlıydı. Fiziksel tiyatro gruplarının çalışma yöntemi olan bağlantılı doğaçlama tekniği ile ilgili olarak Dv8 grubuna ait video kayıtlarına ulaşabildik. Dv8 grubu ve tezimizin kapsamındaki diğer fiziksel tiyatro gruplarının repertuarlarını görsel kaynak olarak tezimize dahil ettik. Bulgaristan National Theatre And Film Academy sinde aldığım fiziksel tiyatro eğitimi dahilindeki ders notlarını ve Prof.Dr. Alexander Ilıev ile yaptığım fiziksel tiyatro analizlerini tezimizin içinde değerlendirdik. Fiziksel Tiyatro Çalışmalarının Kapsamı ve Dv8 Grubunun Fiziksel Tiyatro Yaklaşımı isimli çalışmamızda V. Meyerhold, J. Grotowski, Patrice Pavis, Anke Gerber ve Alexander Iliev öncülüğünde ki fiziksel tiyatro ile ilgili kuramsal literatür taraması yaparak elde ettiğimiz bilgileri ve Bulgaristan National Theatre and Film Academy sinden edindiğimiz fiziksel tiyatro arşivindeki görsel literatürü Prof. Dr. Alexander Iliev ile görüşme tekniği kullanarak değerlendirdik.

3 BİRİNCİ BÖLÜM İNSAN VE HAREKET Oyuncunun bedenini, mekanik bir yapı olarak değerlendirmesi enstürumanını tanıma bilincini sağlayan önemli bir ögedir. Bedenimizi bir makine olarak düşündüğümüzde ve onu parçalara ayırarak incelediğimizde hareket etmeyi sağlayan onun kendine ait prensipleriyle karşılaşmaktayız. İnsana ait bir özellik olan düşünebilme yeteneğinin kimi zaman vücudun hareket prensiplerini çelişik bir şekilde etkilediğini görmekteyiz. Psikoloji bilimi, bilinçaltının insan hareketlerini etkilemesini genel olarak uygarlaşan dünyada insanın topluma ve kendine olan yabancılaşmasının dışavurumu olarak açıklar. Hareket tanımlanırken kültürel, psikolojik, sosyolojik ve fizyolojik açıdan farklı açılımlar sunmaktadır. Biz bu bölümde hareketin fizyolojik analizini yapmaya çalışacağız. Temel biyomekanik kavramlar ve yer çekiminin harekete etkisi tezimizin üçüncü bölümünde değineceğimiz bağlantılı doğaçlama tekniğinin doğru kavranması açısından oldukça önemlidir. 1.1. Temel Biyomekanik Kavramlar Çalışmamızın üçüncü bölümünde değineceğimiz bağlantılı doğaçlama (contact improvisation) tekniği çalışılırken bedenin biyomekanik açıdan incelenişi, bizlere bedenimizi bir makine olarak parçalara bölmemizde yardımcı olacaktır. Bu teknik çalışılırken biyomekanik kavramların ve yerçekimi kanunlarının idrak edilmesi büyük önem taşır. Bağlantılı doğaçlama tekniği ile çalışmaya başlayan öğrencinin ilk adımı, yerçekimi ve bedeni arasındaki ilişkiyi kavramak olmalıdır. Bedene hareket edecek kadar hız verilip, yerçekimi kuvvetinin yönlendirmesiyle devinim gerçekleşir. Oyuncunun hareketin oluşumunu sağlayan iç ve dış kuvvetleri bilimsel olarak algılaması, bedenine dışardan bakabilme yetisini kazandırır. Organik Hareket etme, bağlantılı doğaçlamada en temel ögedir. Buradaki organik hareket etmeden kastımız, ezberlenmiş bütün devinimlerden kaçınarak, herhangi bir kalıba hizmet etmeden, hareket etmek için hareket etmek anlamını taşır. Başka bir deyişle bedenimizi çalıştırırken düşünmeyi, gündelik algıyı kapatmalı ve olabildiğince bedenimizi şaşırtmalıyız. Bu noktada

4 yerçekimi kuvveti, oyuncuyu yönlendiren bir lider olarak değerlendirilir. Çünkü bütün hareket mekanizması ancak yerçekimi kanunları doğrultusunda gerçekleşir. Yerçekimi kuvvetinin olmadığını varsaydığımızda, bedenimizi kontrol etmemiz neredeyse imkansızlaşır. Bu açıdan baktığımızda aslında yerçekimi ile bedenimiz arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur. Hareket etme, bedenimizle yerçekiminin ortaklığı sonucunda oluşur. İkinci aşamada ise hareketi oluşturan iç ve dış kuvvetlerin etkisi ile karşılaşmaktayız. Gerek dramatik tiyatro, gerek fiziksel tiyatro oyuncusunun enstürumanı olan bedenini ve bedeni ile icra edeceği sanatını yeterlilik düzeyinde algılaması, onu ancak bilimsel bir yaklaşımla temellendirmesinin nihai sonucunda gerçekleşir. Biyomekanik, mekanik olarak herhangi bir cismin parçalara bölünerek, tüm biyolojik hareketlere ve yapılara uygulandığı bir çalışma alanıdır. Bu bölümde hareket tekniklerinin analizi açısından temel biyomekanik kavramlar ve Newton un hareket kanunları ve yer çekimi etkilerinin bir hareketi yaparken ne ölçüde önemli olduğuna değinilecektir. Hareketi, kinetik ve kinematik olarak incelemeden önce, hareketin biyomekanik kavram olarak açıklanması gerekir. Biyomekanik açıdan hareket, psikolojik ve fizyolojik etkiler dikkate alınmadan, değişik miktarlarda kuvvet uygulanması ile vücudun veya vücut parçalarının zaman içerisinde ve bir mekanda yer değiştirmesi olarak tanımlanmaktadır (Bkz.Soloman,1999; 37). Hareket, düzgün doğrusal ve açısal olarak iki şekilde incelenir. Bunun yanısıra biyomekanikçiler düzgün doğrusal ve açısal hareketlerin birleşiminden doğan hareketleri genel (karma) hareket olarak da ele almaktadırlar. Biyomekanik herhangi bir hareketi tanımlama ve analiz etmede iki dala ayrılır: Hareketi yaratan nedenlere bakmadan, onlardan bağımsız olarak tanımlayan dal kinematik olarak adlandırılır. Kinematik, hareketten bağımsız olarak uzaklık hız ve ivmelenmeyi lineer (düzgün doğrusal) ve angular (açısal) düzlemde inceler. Hareketi yaratan etkenleri inceleyen alan ise kinetik olarak tanımlanır. İnsan hareketinin kinetik incelenmesi statik ve dinamik olmak üzere iki bölümde ele alınır. Dengede veya birbirine eşit olan kuvvetler sonucu dengede olan vücut veya cisimlerin durumlarını inceleyen alan statiktir. Dinamik ise, birbirine eşit olmayan veya dengede bulunmayan kuvvetlerin yarattığı hareketteki değişimleri inceler(dere, 1994;23). Bu alanların insanlara uygulanmasını bir yüzücünün hareketlerinde gözlemleyebiliriz. Örneğin tramplende başlangıç atışını bekleyen bir yüzücünün vücudu dengededir. Bu durumu statik incelemektedir. Başlangıç atışı verildiğinde yüzücünün

5 atlaması, yüzme sırasındaki hızı, ivmelenmesi ve atlama açısı kinematiğin, harekette değişmelere neden olan kuvvetlerin incelenmesi ise kinetiğin konusunu oluşturur. Biyomekaniği kavramak hareketin kinetik ve kinematik analizleri ile doğrudan ilişkilidir. Hareketin kinematik analizini yapabilmek için bu alanda kullanılan bazı kavramlar şunlardır: Uzaklık ve yol: düzgün doğrusal (lineer) harekette vücut veya cismin bir noktadan diğerine hareket ederken izlediği yörüngenin uzunluğu yolu oluşturur. Uzaklık ise, hareketin başlangıç ve bitiş noktalarını birbirine bağlayan doğru bir çizginin uzunluğudur. Uzaklık, hareketin oluştuğu yörüngenin kuş uçuşu uzunluğunu verdiği gibi yönünü de belirtir. Bunların birimleri ise mm, cm, m, ve km dir. Açısal yol, dönmekte olan vücudun, bir pozisyondan diğer pozisyona geçişi sırasında hareketin başlangıç ve bitiş noktaları arasındaki açıya eşittir. Yani açısal uzaklık başlangıç ve bitiş noktaları arasında kalan açı kadardır. Bunların birimleri ise derecedir. Sürat ve hız: Açısal veya düzgün doğrusal harekette sürat, birim zamanda alınan yoldur miktar ifade eder. Hız ise birim zamanda alınan uzaklık olup hem miktar hem de yön belirtir. İvmelenme: Birim zaman içerisinde hızın miktarında oluşan değişmedir. Buna göre ivmelenme ilk hızın ve son hızın miktarlarına bağlı olarak değişme gösterir. İlk hızın son hızdan büyük olması, başka bir deyişle hızın yavaşlaması negatif ivmelenme, son hızın ilk hızdan büyük olması (hızlanma) pozitif ivmelenme, her iki hızın birbirine eşit olması sıfır ivmelenme olarak adlandırılır(bkz..dere, 1994; 27, 28). Hareketin kinetik analizi hareketi oluşturan dış etkenlere dayanmamaktadır. Kinetik genel olarak hareketin oluşmasını yaratan kuvvetlere verilen addır. Kuvvet bir vücudun veya cismin dinlenme veya düzgün doğrusal hareketini değiştiren veya değiştirme eğiliminde bulunan etkendir.hız, ivmeleneme, uzaklık gibi kavramlar hem yön hem de miktar ifade ettikleri için bunlara vektörel birimler denir. Kuvvet hem miktar, hem de uygulanış yönünü ifade ettiği için vektörel bir değerdir. Hareketin kinetik analizi yapılırken, kinetik, hareketten oluşan bir birim olduğundan, hareketin oluşumunu sağlayan iç ve dış kuvvetlerin tanımlanması gerekmektedir.

6 1.1.1. Hareketin Oluşumunu Sağlayan İç ve Dış Kuvvetler Dış Kuvvetler: Dış kuvvetler genel olarak şu şekilde sınıflandırılabilirler: Yerçekimi kuvveti: Yerçekiminin vücuda uyguladığı kuvvettir. Bu kuvvet bütün cisimleri yerin merkezine doğru çeker. Yerçekimi kuvvetinin büyüklüğü vücudun kütlesine bağlıdır. Yerçekimi kuvveti, kütle ve yerçekimi kuvvetinden dolayı ivmelenmenin çarpımı sonucu bulunur. Etki-Tepki kuvveti: Vücudun yerle temas etmesi sonucu yerin vücuda uyguladığı kuvvettir. Örneğin altmış kilogramlık bir birey yerle temas ettiği zaman, ona uygulanan yerçekimi kuvveti altı yüz newtondur. Yerin vücuda uyguladığı reaksiyon kuvveti de buna eşit fakat zıt yönlüdür buna etki tepki kuvveti denir. Sürtünme kuvveti: Bir vücudun ya da cismin bir başka objenin yüzeyine teması sonucu ortaya çıkan kuvvettir. Sürtünme kuvveti ayakkabı-yer, top-raket, kayak-kar gibi temas eden yüzeylerin niteliğine bağlıdır. Su veya hava direnci: Vücudun veya objenin su veya havada hareketi sırasında karşılaşacağı direnç, vücudun yüzeyine, hızına ve şekline bağlıdır. İç Kuvvetler: Kas kuvveti: Kas kasılması sonucu hareketin oluşumunu sağlayan kuvvettir. Yerçekimi ve sürtünme kuvvetlerine karşı koymak veya etki tepki kuvvetlerini arttırmak için kas kuvveti kullanılır. Kasların tutunma yerlerinin şekli, yapısı (yerçekimi merkezinin yeri) ve serbest ya da sabit olması hareketi etkiler. Basınç: Bir vücuda uygulanan kuvvetin miktarı uygulandığı alana bölünürse, belli bir birime yapılan basınç elde edilir. İş: Mekanik açıdan iş, kuvvetin uygulanması sonucu, cismin kuvveti uygulandı doğrultuda ve uygulandığı süre içerisinde yol katetmesidir. Güç: Belli bir zaman dilimi içerisinde yapılan işin miktarına güç denir. Enerji: İş yapabilme kapasitesine denir. Kinetik enerji, hareket halinde bir cismin hareketinden ötürü sahip olduğu enerji şeklidir. Potansiyel enerji ise, cismin veya vücudun yer yüzeyine relatif olarak bulunduğu durumdan ötürü sahip olduğu enerjidir (Soloman, 1999; 42).

7 1.1.2. Hareketin Oluşumunda Yerçekiminin Etkileri Bu bölümde bahsedeceğimiz yerçekiminin etkileri, günümüz fiziksel tiyatro gruplarının çoğu tarafından kullanılan bir teknik olan bağlantılı doğaçlama (contact improvisation) da önemli bir yer tutmaktadır. Bağlantılı doğaçlama tekniğinin ilk aşaması olarak değerlendirilen çalışma, oyuncunun yerçekimi ile ilişkisi olarak değerlendirilir. Bu bağlamda yerçekiminin hareketin oluşumundaki etkisi, bağlantılı doğaçlama çalışma teknikleri bölümünde değineceğimiz oyuncunun yerçekimi ile olan ilişkisindeki bilimsel verileri içermesi bağlamında oldukça önemlidir. Yerkürenin, yüzeyinde bulunan bütün cisimleri yerin merkezine doğru çekmesine yerçekimi kuvveti adı verilir. Bu, sabit bir kuvvet olup bundan kaynaklı oluşan ivmelenmeye yerçekiminden dolayı ivmelenme denir. Bütün vücut ağırlığının veya kütlesinin bir noktada toplandığı varsayıldığında bu noktaya yerçekimi merkezi adı verilir. Anatomik pozisyondayken, yani ayaklarımız omuz genişliğinde açık, ayakta duruyorken, yerçekimi merkezi aynı zamanda düzlem ve eksenlerin kesişme noktasını gösterir. Yoğunluğu her tarafta eşit olan simetrik bir cisimde bu nokta, cismin geometrik merkezidir ve ağırlık merkezi adını alır (Bkz.Dere, 1994; 93). İnsan vücudunun esnek olması ve sıvalar içermesi yerçekimi merkezinin saptanmasında güçlükler yaratır. Bunun yanı sıra vücudun hareketleri ile yerçekimi merkezi büyük oranda değişir. Bununla birlikte 19. yüzyıldan bu yana yapılan çalışmalar sonucunda, anatomik pozisyondaki bir bireyin yerçekimi merkezi yerden yüksekliği bağlamında birey boyunun %55 i ile %60 ı arasında varyasyonlar göstermektedir(bkz.dere, 1994; 89). Örneklendirecek olursak yerçekimi merkezinin yerden yüksekliği 100 cm olan bir bireyde bir kol yukarıya kaldırılırsa, merkez 4 cm, iki kol yukarıya kaldırılırsa 8 cm, tek ayak üstünde dik duruşta ise 10 cm yükselir. Fiziksel tiyatroda ve özellikle biomekanik oyunculuk tekniğinde sıkça kullanılan sıçramaların yerçekimi ile doğru algılanması ancak bilimsel verilerle temellendirildiğinde hareketi kendi organiğinde gerçekleştirebiliriz. Sıçramalarda yerçekimi merkezinin yerden yüksekliği bir kez maksimuma ulaştıktan sonra, pozisyon değişikliği olsa bile başın ve ellerin yerden yüksekliğinin değişmesine karşın yerçekimi merkezinin yerden yüksekliği değişmez. İki kol birden yanlardan sarkıtılarak atlayış yapılırsa vücut 8 cm yükselir. Atlayış sırasında bir bacak kaldırıldığı zaman vücudun geri kalan kısımları 8 cm alçalır. Bu örnekte de

8 gözlemlendiği üzere, yapılan bütün hareketlerin, devinimlerin oluşumu yerçekimi ile doğru orantılıdır (Bkz.Dere, 1994 ;29). Bu bölümde açıkladığımız, temel biyomekanik kavramlar, hareketin oluşumunu sağlayan iç ve dış kuvvetler ve yerçekiminin harekete etkisi, fiziksel tiyatro oyuncusunun kavraması gereken bilimsel esaslardır. Ancak bu kavramların idrak edilmesiyle temellendirilmiş bir beden kullanımı ile fiziksel anlatımda organiklik görünür kılınabilir. 1.2.Bedensel Devinimin Kültürel Temelleri 1.2.1. Oyun Kavramı Çağdaş tiyatro düşüncesine, gerçekçi akımdan başlayarak genel olarak bir göz attığımızda günümüz tiyatrosunun bütün bu süreçlerden etkilenerek gelmiş olduğu nokta, tiyatro sanatının yeniden görselliğe yönelmesidir. Bir çok Avrupa ülkesinde 1970 lerden başlayarak, hareket tiyatrosuna doğru bir yöneliş söz konusudur. Genel olarak fiziksel tiyatro olarak tanımlanan, tiyatro sanatının gidişatını etkileyen bu tür, kimi kuramcılar tarafından (Şener,2000;171) tiyatronun kökenine yeniden bir dönüş olarak da değerlendirilmektedir. Tiyatronun kökenine baktığımızda ise ritüel, taklit ve bu ögelerin asıl çıkış noktası olan oyun kavramıyla karşılaşırız. Bu bölümdeki amacımız tiyatro sanatını icra eden kişinin (oyuncunun) varoluş nedeni olan oynama eyleminin tarihsel süreç içinde oluşturduğu oyun kavramını, bu kavramın, taklit, dans ve ritüel ile ilişkisini açımlamak, oyuncunun hareket etme ihtiyacının oyun olgusu ile değerlendirilmesi gereğine dikkat çekmektir. Oyunculuk sanatı varolmadan önce, oyunculuk yetisi vardı.yani eğitilmiş profesyonel oyuncudan çok önce oyunculuk yapan insan vardı. Huzinga nın dediği gibi ; Kültürün kaynağı oynayan insandır (Huizinga,1995;10). Dünyanın dört bir yanında ilkeller düşüncelerini ve duygularını anlatabilmek için önce harekete sonra sese ve geliştikçe de söze başvurmuşlardır. Oyunun işlevi, pragmatik bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde genel olarak her bilimsel araştırma ve incelemeci tarafından, hareket noktası olarak kabul edilir. Bazı bilim adamları oyunun kökenini ve temelini yaşam sevinci fazlalığının belirlediği bir olgu olarak görmüş, kimi bilim adamlarıysa canlı varlıkların oyun oynama ihtiyacının doğuştan gelen bir taklit yeteneğinin hükmü altında olduğunu, oyun yoluyla hayatın ondan talep edeceği ciddi faaliyetlere hazırlık yaptığını dile getirirler(bkz.

9 Huizinga,1995; 14). Fakat bu açıyla yaklaşan bilim adamlarının, estetiğin derinlerine demir atmış olma niteliğine hiç dikkat etmediklerini söyleyen Huizinga oyunun kökeni ile ilgili şu açıklamaları yapmıştır; Gerçekten de, oyunun asıl özü tasvir bile edilmemiştir. Getirilen her açıklamanın karşısında, şu soru geçerliliğini korumaktadır: Tamam öyle olsun, ama sonuçta oyunun zevkli yanı nedir? Bebek neden zevkten bağırır? Oyuncunun neden hırstan gözü döner, neden binlerce kişi kalabalık futbol maçında çılgınlığa varan bir heyecan yaşar? Oyunun oyunluğu hiçbir biyolojik çözümleme tarafından açıklanabilmiş değildir. Ve zaten oyunun özü, tamamen onun kökeninde yer alan yanı, tam da bu yoğunlukta, bu aşırı tahrik etme gücünde bulunmaktadır. (Huizinga,1995;18) Oyundan alınan zevkin, oyun kurmaya duyulan ihtiyacın, biyolojik bir çözümlemeyle nedenlendirilememesi, bir anlamda oyuna öznellik sağlamaktadır. Her bir bireyde farklı nedenlerden çıkışlı bir ihtiyaç olsa da oyun kurma toplumsal olma ihtiyacının nihai sonucudur. Oyunun herkes tarafından gözlenebilir, toplumsal bir olgu olmasına rağmen, hiçbir rasyonel ilişki üzerinde temellendirilemeyeceğini ise Huizinga şu şekilde ifade etmiştir; Oyun, herkes tarafından gözlenebilir bir olgu olarak, aynı anda hem hayvanlar alemini, hem de insanlar alemini kapsamaktadır. Bunun sonucu olarak, hiçbir rasyonel ilişki üzerinde temellendirilemez; çünkü akla dayandırılması onu insanlar alemiyle sınırlandıracaktır. Oyunun varlığı hiçbir uygarlık basamağına, evreni kavrayışın hiçbir biçimine bağlı değildir. Her düşünen varlık, dili oyunu tanımlayacak genel terime sahip olmasa bile, bu oyun ve oynama gerçeğini bizatihi bağımsız bir şey olarak tasarlayabilir. Oyunun varlığı inkar edilemez niteliktedir. Hemen hemen bütün soyut bizatihilikleri -adalet, güzellik, hakikat, zihin, tanrı- inkar etmek mümkündür. Ciddiyette inkar edilebilir, ama oyun asla. (Huizinga,1995;19) Huizinga nın, bütün soyut kavramların inkar edilebileceğini dile getirmesi ve oyunu bu kategorizasyondan farklı değerlendirmesi, aslına bakılırsa oyun u bütün diğer kavramlardan daha çok gerçeklik ile ilişkilendirmesinin bir sonucu olarak belirir. Hayatımızın her alanında oyun kurma ihtiyacı, oyunun inkar edilemez bir nitelikte olması tiyatro sanatının içinde oyunun -ki burada oyunu, oyunun içinde