T.C. GAZĠOSMANPAġA ÜNĠVERSĠTESĠ



Benzer belgeler
Sunum Planı. Tarihi. Önemi. Beceri eğitimleri: İleri teknoloji ürünü maket, manken ve sanal programlar. Tarihçe Önemi Simülatörler SİMÜLATÖRLER

SİMÜLASYONLU PERİTON DİYALİZ UYGULAMASININ ÖĞRENCİLERİN PSİKOMOTOR BECERİLERİ ÖZ- YETERLİLİĞİNE ETKİSİ

Beceri eğitimi. EÜ Dişhekimliği Fakültesi Eğitici Eğitimi Kursu 7 Kasım 2007

ÇOCUK HEMŞİRELİĞİ EĞİTİMİNDE BİLİŞİM VE TEKNOLOJİNİN KULLANIMI

HEM Hemşirelikte Kavram ve Kuram Hemşirelik biliminin üzerine temellendiği temel kavramlar ve modelleri içerir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ EBELİK BÖLÜMÜ BİLGİ FORMU

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER. Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir.

Özgün Problem Çözme Becerileri

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Normal Doğum ve Doğum Sonrası Dönem

Tablo 1: Mezunlarımızın Tanıtıcı Özellikleri (n=110)

İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ Dönem 6 Öğrenim Esasları. A. Genel Tanıtım B. Çalışma Kılavuzu C. Rotasyon Tablosu D.Dönem Kurulu E.

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANE ÇALIŞANLARININ HASTA GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜN ARAŞTIRILMASI

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

İntrapartum Ebelik Hizmetlerinin Kapsam ve Kalitesi

İZMİR İLİ MLO OKULLARINDA BİYOLOJİ DERSLERİNDE EĞİTİM TEKNOLOJİSİ UYGULAMALARININ (BİLGİSAYARIN) ETKİLİLİĞİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven

eğiticinin değişen rolü ve eğitici gelişimi

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

Doğumun Aktif Fazında Uygulanan Hidroterapinin, Doğum Süreci, Anne Memnuniyeti ve Doğum Sonrası Ebeveynlik Davranışı Üzerine Etkisi

HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

İnternet Destekli Temel Bilgisayar Bilimleri Dersinde Anket Uygulaması

EBELİK ÖĞRENCİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME DOSYASI

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Ebelikte Öğretim Ön Koşul -

HASTA BAKIMININ ORGANİZASYONU. Öğr. Gör. Sultan TÜRKMEN KESKİN

MEDİKAL EĞİTİMDE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNİN ROLÜ VE ÖNEMİ

EBELİKTE BİLGİNİN UYGULAMAYA DÖNÜŞÜMÜ

X X X X X X X X X X X

ENDOSKOPİK CERRAHİ İLE UĞRAŞANLARIN ROBOTİK CERRAHİ DENEYİMİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ 1. Uzmanlık alanınız

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Eğitimi Beklentiler - Öneriler

190 kadın planlanmamış ya da istenmeyen gebelikle karşılaşmakta, 110 kadında gebeliğe bağlı komplikasyon gelişmekte,

KTÜ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU YIL İÇİ VE YAZ DÖNEMİ MESLEKİ UYGULAMA YÖNERGESİ

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

Klinik Eğitim Hemşirelerinin Kendi Yetkinliklerini Değerlendirmesine Yönelik Bir Çalışma ÖZET Anahtar kelimeler: GİRİŞ

Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler karşısında okullarda ve iş yerlerinde

İÇİNDEKİLER Sayfa No

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. EĞİTİM VE GENEL AMAÇLI KURUL VE KOMİSYONLARIN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ Amaç

BAŞETME GRUBU İLE SOSYAL DESTEK GRUBUNUN HEMŞİRELERİN TÜKENMİŞLİK DÜZEYİNE ETKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Dersin Amaçları Dersin İçeriği. Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU DIŞ PAYDAŞ MEMNUNİYET ANKETİ SONUÇLARI

TÜRK BİYOKİMYA DERNEĞİ PREANALİTİK EVRE ÇALIŞMA GRUBU ÇALIŞMALARI

DENEY HAYVANLARI LABORATUVARLARINDA VETERİNER HEKİMİN ROLÜ. *Gülhane Askeri Tıp Akademisi Araştırma ve Geliştirme Merkezi Deney Hayvanları Kısmı

T.C NİĞDE ÜNİVERSİTESİ NİĞDE ZÜBEYDE HANIM SAĞLIK YÜKSEKOKULU

BĠYOLOJĠ EĞĠTĠMĠ LĠSANSÜSTÜ ÖĞRENCĠLERĠNĠN LĠSANSÜSTÜ YETERLĠKLERĠNE ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

KONYA SİMÜLASYON MERKEZİ (KONSİMERK) MEDİKAL SİMÜLASYON MODELİ TANITIMI

EÜTF-TEAD. MSE, SMG: Yapmak istediklerimiz ve yaptıklarımız. 1. Kış Okulu-Antalya 2008 Sunumu

Hem. Songül GÜNEŞ Akdeniz Üniversitesi Hastanesi

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

SAĞLIK PERSONELİ YETİŞTİREN OKULLARDA STERİLİZASYON VE DEZENFEKSİYON EĞİTİMİ. Eğitimde Hedefler;

İŞ BAŞINDA DEĞERLENDİRME FORMLARI

Normal ve Sezaryen Doğum Yapan Kadınların Doğum Konfor Düzeyine Göre Karşılaştırılması

Doğumhane Standartlarımızın Gözden Geçirilmesi

1)SML 2) Ön lisans 3) Lisans 4) Yüksek lisans 5) Doktora 3. Çalışma Yılı:.. yıl

Üreterorenoskopide Eğitim Modelleri. Doç. Dr. İlker Seçkiner Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Tıp Eğitimimizin Amacı

Ders Kodu: FIZ 234 Ders Adı: Klasik Mekanik Dersin Dönemi: Bahar Dönemi Dersi Veren Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr.

İKTİSAT YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam Ve Tanımlar

TIPTA UZMANLIK KURULU. 23/06/2010 tarih ve 82 sayılı Karar Sayfa 1 / 20

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ KLİNİK UYGULAMA DERSİ DEĞERLENDİRME REHBERİ

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

Hekim, Tıp Fakültesinden mezun olarak, diploma sahibi olan kişidir.

ACİL TIP ACİL TIP STAJININ AMACI

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ. Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Fizyoloji Ön Koşul Dersler

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİNİN TANITIMI

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Mimarlık Araştırmaları (MMR 612) Ders Detayları

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Klinik ve Sahada Entegre Uygulama-I

AYDIN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SÖKE SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ HEMŞİRELİK PROGRAMI DERS BİLGİ FORMU

UFUK ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK YÜKSEK OKULU YAZ STAJI DOSYASI İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ / HEM201

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ. Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Yara Bakımı IV Ön Koşul Dersler Dersin Dili

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BİYOSİSTEM MÜHENDİSLİĞİ PROGRAMI SON SINIF ÖĞRENCİ ANKET FORMU. Aralık,2013

CP PT-COMENIUS-C21

SAĞLIK YÜKSEKOKULU. Sevgili Öğrenciler;

Araştırma Metodları ve İletişim Becerileri (MMR 501) Ders Detayları

TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ YETERLİK KURULU BİRİM ADI

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FLORENCE NIGHTINGALE HEMŞİRELİK FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI KLİNİK UYGULAMA DERSİ UYGULAMA YÖNERGESİ

Amaç. Octopus Program, InoTec Akademi uzmanlarının on yılı aşan tecrübesi ile hazırladığı, bir uzmanlık seviyesi belirleme ve geliştirme programıdır.

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK DOKTORA PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi SBF Fakültesi Hemşirelik Bölümü Program Yeterlilikleri TYYÇ Yaşam Bilimleri Temel Alanı Yeterlilikleri

Yrd. Doç. Dr. Gökçe BECİT İŞÇİTÜRK. Gökçe BECİT İŞÇİTÜRK 1

YAŞAM BOYU SAĞLIK BLOĞU GELİŞİM İZLEM DOSYASI-2

Ebelik Lisans Eğitiminin Güçlendirilmesi. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölüm Başkanı

Transkript:

T.C. GAZĠOSMANPAġA ÜNĠVERSĠTESĠ Bilimsel AraĢtırma Projeleri Komisyonu Sonuç Raporu Proje No: 2010/51 Projenin BaĢlığı: Simülasyonla Öğretim Yönteminin Ebelik Öğrencilerinin Normal Doğum Becerilerinin GeliĢtirilmesine Etkisi Proje Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Döndü BATKIN GaziosmanpaĢa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu AraĢtırmacılar ve Birimleri Doç. Dr. Mevlüde KARADAĞ Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğr. Gör. Öznur ÇETĠN GaziosmanpaĢa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu Öğr. Gör. Fatma KILIÇ GaziosmanpaĢa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu (ġubat /2013)

T.C. GAZĠOSMANPAġA ÜNĠVERSĠTESĠ Bilimsel AraĢtırma Projeleri Komisyonu Sonuç Raporu Proje No: 2010/51 Projenin BaĢlığı: Simülasyonla Öğretim Yönteminin Ebelik Öğrencilerinin Normal Doğum Becerilerinin GeliĢtirilmesine Etkisi Proje Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Döndü BATKIN GaziosmanpaĢa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu AraĢtırmacılar ve Birimleri Doç. Dr. Mevlüde KARADAĞ Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğr. Gör. Öznur ÇETĠN GaziosmanpaĢa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu Öğr. Gör. Fatma KILIÇ GaziosmanpaĢa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu (ġubat /2013) ÖZET* SĠMÜLASYONLA ÖĞRETĠM YÖNTEMĠNĠN EBELĠK ÖĞRENCĠLERĠNĠN NORMAL DOĞUM BECERĠLERĠNĠN GELĠġTĠRĠLMESĠNE ETKĠSĠ

Amaç: Bu proje simülasyonla öğretim yönteminin, ebelik öğrencilerinin normal doğum uygulamalarında kaygı düzeylerinin azaltılması, özgüvenlerinin ve becerilerinin geliştirilmesine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Materyal ve Yöntem: Araştırma, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu nda 2011-2012 eğitim-öğretim yılı güz döneminde yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini, Ebelik Bölümü nde Normal Doğum ve Doğum Sonu Dönem dersine ilk kez kayıt yaptıran 60 üçüncü sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Öğrenciler randomizasyon yöntemi ile deney ve kontrol olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Deney grubunda bulunan öğrenciler Anne ve Yenidoğan Simülatörü ile, kontrol grubunda bulunan öğrenciler ise standart olarak kullanılan doğum maketi ile çalıştırılmıştır. Sosyodemografik özelliklere ilişkin anket formu, Durumluluk-Sürekli Kaygı Envanteri, Normal Doğum Becerisi Özgüven Ölçeği ve Normal Doğum Eyleminde Beceri Değerlendirme Formu veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Hesaplamalar hazır istatistik yazılımı ile yapılmıştır. Bulgular: Laboratuvar uygulamasında tüm ölçümlerde kontrol grubunun durumluluk kaygı düzeyinin deney grubuna göre yüksek olduğu, laboratuvar uygulaması anı farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p=0,005). Doğum salonu uygulaması öncesi, anı ve sonrası durumluluk kaygı puanı ortalamalarında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Doğum salonunda deney grubunun uygulama öncesi, anı ve sonrası durumluluk kaygı düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmazken kontrol grubunda tüm ölçümler arasında anlamlı fark bulunmuştur (p<0,001). Müdahale öncesi, laboratuvar ve doğum salonu uygulamalarında normal doğum beceri özgüven puanı ortalamalarında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Laboratuvar ve doğum salonu uygulamasında deney grubunun normal doğum beceri puanı ortalamasının kontrol grubuna göre yüksek olduğu, laboratuvar uygulamasında gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (p=0,013). Sonuç: Bu çalışmada simülasyonla öğretim yönteminin ebelik öğrencilerinin normal doğum uygulamalarında kaygı düzeylerinin azaltılmasında etkili olduğu ve ebelik öğrencilerinin normal doğum becerilerini geliştirme potansiyeline sahip olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Simülasyonla Öğretim, Ebelik Öğrencileri, Normal Doğum Becerisi, Kaygı, Özgüven *Bu çalıģma GaziosmanpaĢa Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Komisyonu tarafından desteklenmiģtir. (Proje No: 2010/51) ABSTRACT* EFFECT OF TEACHING METHOD WITH SIMULATION ON IMPROVEMENT OF NORMAL BIRTH SKILLS OF MIDWIFERY STUDENTS

Objective: The aim of this project is to determine effect of teaching method with simulation on reducing anxiety levels, the improvement of self-confidence and skills of midwifery students in normal birth Materyal and Method: This research was conducted at Gaziosmanpaşa University Tokat School of Health Sciences in the fall semester of the academic year 2011-2012. The study sample consisted of 60 third year students enrolling for the first time for course of Normal Birth and Postpartum Period in the Department of Midwifery. The students were divided into two groups by randomization method: experimental and control groups. The students in experimental group exercised by the Maternal and Neonatal Simulator and the students in control group exercised by model used as a standart. The questionnaire on socio-demographic characteristics, State-Trait Anxiety İnventory, Normal Birth Skills Self-Confidence Scale and Evaluation Form at Normal Birth Skills were used as data collection tools. Calculations were made using available statistical software. Results: In all measurement in the laboratory, the levels of state anxiety of control group was higher than that of the experimental group. This difference at the moment of laboratory practice was found to be statistically significant (p=0.005). In terms of the mean score of state anxiety, there was not a significant difference between the groups in the period immediately prior to practice, at the moment of practice, after practice in the birth room. There was not a significant difference the levels of state anxiety of experimental group in the period immediately prior to practice, at the moment of practice, after practice in the birth room. There was a significantly difference between all measurements of control group (p<0.001). In terms of the mean score of self-confidence, there was not a statistically significant difference between the groups in pre-intervention, laboratory and birth room practices. In the laboratory and birth room practice the mean score of normal birth skills of experimental group was higher than that of the control group. There was found a statistically significant difference between the groups in laboratory practice (p=0,013). Conclusion: In this study, it was determined that simulation is an effective teaching method for reducing anxiety level of midwifery students in normal birth and has the potential to develop their normal birth skills. Keywords: Teaching Method with Simulation, Midwifery Students, Normal Birth Skill, Anxiety, Self Confidence * This study was supported by Scientific Research Projects Commission of Gaziosmanpaşa University (Project No:2010/51) ÖNSÖZ Ebeler, anne ve yeni doğan sağlığının korunması ve geliştirilmesi yanında doğum öncesi eğitim ve ebeveynliğe hazırlık, kadın sağlığı, cinsel sağlık/üreme sağlığı ve çocuk

bakımı hakkında yaptıkları sağlık eğitimi ve danışmanlığı ile yalnızca kadın için değil aile ve toplum için de önemli role sahiptir. Ebelerin bu rollerini yerine getirebilmeleri kuşkusuz iyi eğitim almış olmalarına bağlıdır. İyi eğitimin temel unsurlarından birisi de öğrenciye eğitim süresince ebelik mesleği için gerekli olan bilgi, beceri ve tutumun kazandırılmasıdır. Günümüzde sezaryenle doğum oranlarının artması, öğrenci sayılarının fazlalığı, hasta güvenliğine artan dikkat, kişisel hak ve özgürlüklerin giderek ön plana çıkması ebelik eğitiminde beceri geliştirmeyi sorun haline getirmektedir. Bu çalışma simülasyonla öğretim yönteminin ebelik öğrencilerinin normal doğum becerilerinin geliştirilmesine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu projenin yürütülmesi sırasında yapmış olduğu katkılardan dolayı Tokat Sağlık Yüksekokulu Ebelik Bölümü öğretim elemanı sayın Öğr. Gör. Zümrüt YILAR a, Tokat Devlet Hastanesi Doğum Servisi sorumlusu ebe Nazik TULUK a, projeye katılan tüm öğrencilere ve projeyi destekleyen Gaziosmanpaşa Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonuna teşekkür eder, çalışmamız sonuçlarının bu konuda yapılacak diğer çalışmalara, ebelik eğitimine ve ebelik mesleğine katkı sağlamasını dilerim. Proje Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Döndü BATKIN ĠÇĠNDEKĠLER Özet Sayfa i

Abstract ii Önsöz iii Tablolar Dizini v Giriş 1 Genel Bilgiler 3 Materyal ve Yöntem 16 Bulgular ve Tartışma 19 Sonuç 33 Kaynaklar 34 TABLOLAR DĠZĠNĠ Sayfa

Tablo 1 Öğrencilerin Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Dağılımları 19 Tablo 2 Öğrencilerin Daha Önce Doğum Eylemini İzleme ve Doğum Eylemine Katılma 20 Durumlarına Göre Dağılımları Tablo 3 Öğrencilerin Durumluluk Kaygı Puanı Ortalamaları 21 Tablo 4 Öğrencilerin Sürekli Kaygı Puanı Ortalamaları 22 Tablo 5 Laboratuvar Uygulamasında Durumluluk Kaygı Puanında Değişimler 23 Tablo 6 Laboratuvar Uygulamasında Sürekli Kaygı Puanında Değişimler 25 Tablo 7 Doğum Salonu Uygulamasında Durumluluk Kaygı Puanında Değişimler 25 Tablo 8 Doğum Salonu Uygulamasında Sürekli Kaygı Puanında Değişimler 27 Tablo 9 Öğrencilerin Normal Doğum Becerisi Özgüven Puanı Ortalamaları 27 Tablo 10 Normal Doğum Becerisi Özgüven Puanında Değişimler 29 Tablo 11 Normal Doğum Beceri Değerlendirme Ortalamaları 30 Tablo 12 Normal Doğum Beceri Puanlarında Değişimler 31 GĠRĠġ Ebelik mesleği bilgi ve becerinin birleşimidir. Güvenli ebelik uygulamaları için gerekli bilginin beceriye dönüştürülmesi ve becerinin gerekli bilgi ile desteklenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda ebelik eğitimcilerinin de temel hedeflerinden birisi öğrencilere ebelik mesleğine ilişkin klinik bilgi ve becerileri kazandırmaktır. Bunu sağlamak için ebelik eğitimcileri öğrenci gereksinimleri ve klinik uygulama gerçekleri arasındaki çatışmaları yeniden müzakere etmeli (Lathrop ve ark, 2007), alternatif eğitim yolları aramalıdır. Doğum servislerinin fiziksel yetersizliğine karşılık öğrenci sayılarının giderek artması ebelik bilim ve sanatını öğrenme fırsatlarını yakalamayı güçleştiren temel nedenlerdendir. Uygulama sırasında klinisyenler ağır iş yükleri nedeniyle servis gereksinimlerine cevap verirken profesyonel görevleri olan öğrenci eğitimi ve desteklenmesinde yetersiz kalmaktadırlar (Wilford ve Doyle, 2006). Klinik krizlere ve acillere cevap verme kognitif, psikomotor ve afektif alanlarda klinisyeni zorlamaktadır. Öğrencilerin, eğitim ortamlarında nadir ortaya çıkan acil durumlara ve krizlere cevap vermeye hazırlanması gerekirken aciller meydana geldiğinde eğiticilerin optimal hasta bakımını sürdürmek için müdahale etmesi ve liderlik rolünü üstlenmesi gerekmektedir (Ziv ve ark, 2003; Lathrop ve ark, 2007). Bu durumda öğrencinin acil durum ve kriz yönetiminde deneyim ve beceri kazanması olanaksız hale gelmektedir. Stres altında uygulamanın geliştirilmesi zordur. Strese kognitif yanıtlar oldukça değişkendir ve bireysel özelliklere bağlıdır, fakat stres düzeyi yüksek olduğunda strese etkili yanıt verilemez ve uygulama olumsuz etkilenir. Uygulama üzerine stresin etkileri tekrar tekrar

uygulama ile iyileştirilebilir. Çünkü bilinçli düşünmeksizin yapılabilecek beceri gerektiren uygulamalar acil bir durumda da uygulanabilir (Bourne ve Yaraush, 1995). Diğer önemli bir konu hastaların deneyimsiz klinisyenlerin ellerinde istenmeyen sonuçlar yüzünden gereksiz yere acı çekmesidir. Institude of Medicine tarafından hazırlanan raporda medikal hatalar nedeniyle otomobil kazaları veya oto immün yetmezlik sendromuna göre daha çok Amerikalının öldüğü bildirilmektedir (Kohn ve ark., 2000; Henneman ve Cunningham, 2005). 2008 TNSA raporuna göre ülkemizde son 5 yılda meydana gelen tüm doğumların %37 si sezaryen ile yapılmıştır. Sezaryen ile doğum oranı TNSA 2003 e (% 21) göre büyük ölçüde artmıştır. Sezaryen oranlarındaki bu artış öğrencilerin ebelik eğitim programının asgari koşullarını yerine getirmesini güçleştirmektedir. Ebelik öğrencileri 26775 sayılı, 2 Şubat 2008 tarihli Doktorluk, Hemşirelik, Ebelik, Diş Hekimliği, Veterinerlik, Eczacılık ve Mimarlık Eğitim Programlarının Asgari Eğitim Koşullarının Belirlenmesine Dair Yönetmelik hükümlerine göre mezun olabilmek için 40 normal doğum yaptırma şartını yerine getirmek zorundadırlar (Resmi Gazete, 2008). Hastanede yatış sürelerinin giderek kısalması, hasta güvenliğine artan dikkat, kişisel hak ve özgürlüklerin giderek ön plana çıkması, klinik eğitimde teknolojik ilerlemeler ve değişiklikler klinik alanlarda öğrenci eğitimi sorununu daha da büyütmektedir (Aslan ve ark., 2002). Bütün bu koşullar değerlendirildiğinde hasta başı dışında klinik bilgi ve becerinin edinilmesi için yeni yöntemler araştırılması önem kazanıyor. Simülasyon öğrenciyi gerçek koşulların risk alıcı sonuçları olmaksızın gerçek yaşam koşullarını yansıtan aktiviteye angaje eden, yapay veya kuramsal deneyim oluşturan öğretme ve öğrenme yöntemidir (Bastable, 1997; Cass, 2011). Diğer bir tanımla, öğrenmeyi desteklemek üzere, gerçeğe uygun olarak geliştirilen bir model üzerinde yapılan bir öğretim yaklaşımıdır (Aslan ve ark., 2002). Simülasyon aslında uygulamada hastaya zarar vermemek adına etik bir zorunluluktur (Cass, 2011). Hovancsek (2007), sağlık bakımında simülasyonu, klinik bir durumu mümkün olduğu kadar gerçeğine yakın bir şekilde yansıtarak klinik uygulamada bu durum ile gerçekten karşılaşıldığında onun daha kolay anlaşılabilir ve yönetilebilir olmasını sağlayan bir yöntem olarak tanımlamıştır (Şendir, 2012). Simülasyon temelli öğrenme bilgi ve becerilerin anlaşılması, zihinde tutulması ve aktif kullanılmasını geliştirir, öğrencinin uygulama öncesi kaygısını azaltır, özgüvenini artırır (Bourne ve Yaraush, 1995; Driscoll, 2005; Tiffen ve ark., 2009).

Bu proje simülasyonla öğretim yönteminin, ebelik öğrencilerinin normal doğum uygulamalarında kaygı düzeylerinin azaltılması, özgüvenlerinin ve becerilerinin geliştirilmesine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. GENEL BĠLGĠLER 1- Simülasyonun Tarihçesi Simülasyonun tarihi yüzyıllar öncesine uzanmaktadır. Askeriye simülasyonun uzun süredir kullanıldığı alanlardan birisidir ve savaş oyunları askeri alanda simülasyonun ilk örnekleridir (Bradley, 2006). Simülasyon tarihindeki ikinci önemli adım 1929 yılında Edwin Link tarafından geliştirilen ilk uçak simülatörü ile atılmıştır. Başlangıçta eğlence sürüşleri amacıyla kullanılan bu simülatör 1930 yılında Link in kendi okulunu açması ile eğitimsel değer kazanmış, 1950 li yıllardan itibaren askeri ve sivil havacılık alanında eğitim ve değerlendirmelerde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Benzer olarak uzay programı, simülasyonu eğitim ve test etmek amacıyla kullanmaktadır. Three Mile Island ve Çernobil kazaları gibi olumsuz deneyimlere sahip olan nükleer enerji endüstrisi, simülasyonu etkin olarak kullanan diğer bir iş alanıdır (Bradley, 2006; Rosen, 2008; Mıdık ve Kartal, 2010). Günümüzde inşaattan moleküler biyolojiye, havacılık ve otomobil sektöründen tıp uygulamalarına kadar hayatın her alanında simülasyon uygulamalarını görmek mümkündür. Kovboyların yarışma yaptığı hareketli taklit bizon makineleri, bir şehrin trafik akışını planlayan simülatörler, askeri amaçlı simülasyonlar, insanları taklit eden robotlar gibi pek çok benzer simülatör sayılabilir (Mıdık ve Kartal, 2010). Tıbbi Simülasyonun Tarihçesi Deneme yanılma veya görme, yapma, öğrenme yaklaşımı ile öğrenme, sağlık bakımı ile ilişkili bilgi, beceri ve yetenek kazanma, cerrahi veya obstetrik hastanın klinik bakımının sağlanmasında öncü yaklaşımlar olarak bilinmektedir (Gardner ve Raemer, 2008). Günümüz sağlık bakım sisteminde deneme yanılma veya görme, yapma, öğrenme yaklaşımı ile öğrenme yerini bilgi, beceri ve yeteneklerin kazanılmasını, klinik bakımda eleştirel düşünme ve karar vermenin geliştirilmesini sağlayan simülasyon gibi yenilikçi yaklaşımlara bırakmaktadır (Şendir, 2012). İnsanlardan önce cansız objeler üzerinde uygulama yapma fikri ilkçağlara kadar uzanmakla birlikte simülasyon eğitiminin tıp müfredatına dahil edilmesi ve mesleki sertifika programlarının ayrılmaz bir parçası olarak kullanılması nispeten yenidir (Gardner ve Raemer, 2008). Klinik simülasyon yüzyıllardır kullanılmakla birlikte modern tıbbi simülasyon dönemi

20. yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır. Bu dönemde tıbbi simülasyonun gelişimini teşvik eden üç önemli hareket tanımlanabilir (Bradley, 2006). Tıbbi simülasyon tarihinin ilk önemli hareketlerinden birisi 1960 yılında, bir Laerdal ürünü olan Ressusi-Anni nin kullanılmaya başlanmasıdır. Bu model resusitasyon ve temel beceri eğiticiliği açısından diğer maket ve modellere örnek olmuştur (Rosen, 2008; Mıdık ve Kartal, 2010). 1960 ların sonlarında Denson ve Abrahamson tarafından ilk bilgisayar kontrollü hasta simülatörü olan SimOne ın geliştirilmesi bu dönemin ikinci önemli hareketidir. Manken soluk alıp vermekte, kalp atımı, senkronize temporal ve karotis nabzına sahip, ağzını açıp kapamakta, gözlerini kırpmakta, intravenöz uygulanan bazı ilaçlara ve maske veya tüp aracılığıyla verilen bazı gazlara cevap vermektedir. Bilgisayar programının bir parçası olarak mankene yapılan girişimlere fizyolojik yanıtlar eş zamanlı ve otomatik olarak meydana gelmektedir. Denson ve Abrahamson un simülatörleri henüz çıraklık eğitiminin dışında herhangi bir şeye ihtiyaç belirlenmediği ve teknolojinin maliyeti bir örnekten daha fazlasının üretilmesine izin vermediği için kabul görmemiştir (Bradley, 2006; Gardner ve Raemer, 2008). 1980 li yıllarda insan hasta simülatörleri iki grup tarafından yeniden gündeme getirilmiştir. Stanford Üniversitesi nden bir grup David Gaba liderliğinde kapsamlı anestezi simülasyon ortamı (CASE) geliştirmiştir. Florida Üniversitesi nden bir grup Michael Good ve JS Gravenstein liderliğinde Gainesville anestezi simülatörünü (GAS) geliştirmiştir. Anestezi toplumunun liderlik yaptığı bu mankenler, modern gerçekliğe yakınlığı yüksek simülatörlerin ön planında yer almakta, bugüne kadar simülasyona dayalı öğretimin anlaşılması ve gelişimi için temel olmaktadır (Bradley, 2006). Üçüncü hareket yüzyılın ikinci bölümünde başlayan ve bugün de devam eden tıp eğitimi reformudur. Tıp öğrencilerinin mezuniyet öncesi ve mezuniyet sonrası eğitimlerinin geliştirilmesi ihtiyacının dünya çapında tanınması simülasyon metodolojilerinin kullanımını artırmıştır (Bradley, 2006). Obstetrik Simülasyonun Tarihçesi Phantom olarak isimlendirilen ilk tıp simülatörleri 1600 lü yıllarda ebelere komplikasyonlu doğumları yönetme becerisini öğretmek, yüksek anne ve bebek ölümlerini azaltmak amacıyla kullanılmıştır (Ziv ve ark, 2003; Bradley, 2006; McGaghie ve ark, 2010; Mıdık ve Kartal, 2010; Şendir, 2012). 1700 lü yıllarda yaşlı ve genç Gregoire ebelerin eğitimi için ölü bir bebek ile birlikte kullanılan hasırdan yapılmış bir obstetrik simülatör geliştirmiştir. İngiltere de ebeliğin babası

olan William Smellie deri ile kaplı insan kemiklerinden yapılmış bir pelvis, ahşaptan ve kauçuktan yapılmış bir fetus ve deriden yapılmış bir plasenta geliştirerek Gregoire yaklaşımını belirgin hale getirmiştir (Gardner ve Raemer, 2008; Grable ve Ochoa, 2011). Aynı dönemlerde Richard Manningham, fetusun doğum kanalından geçerken yaptığı kardinal hareketleri Londra da ebelere göstermek ve doğumu simüle etmek için cam makine üretmiştir. Yine 1700 lü yıllarda, ebe Madam du Coudray Fransalı ebelere doğumun yönetimi öğretmek için hasır, ten rengi kumaş, deri ve sünger dolgudan yapılmış pelvis ve kumaştan yapılmış bebeği içeren doğal boyutlarda anatomik olarak uygun Machine olarak isimlendirilen phantomu kullanmıştır. Phantomlar 1600 ve 1700 lü yılların en iyi parça görev öğreticileri olarak sınıflandırılmaktadır. Obstetrik öğretimde obstetrik phantomların kullanımı 1800-1900 lü yıllarda da devam etmiştir. 1890 larda Schulze klinik pelvimetri öğretiminde pelvik anatomiyi daha iyi simüle etmek amacıyla değiştirilebilir pelvik tabanlar ve sakral çıkıntılar oluşturarak obstetrik phantomları değiştirmiştir (Gardner ve Raemer, 2008; Cass ve ark, 2011; Grable ve Ochoa, 2011). Bu süreçte servikal dilatasyonun belirlenmesi, epizyotomi onarımı, forseps uygulaması gibi becerilerin öğretimi amacıyla çeşitli parça görev öğreticileri oluşturulmuştur. Obstetrik doğum pelvislerinin kullanımından gerçekçi, doğal boyutlarda interaktif doğum simülatörlerinin kullanımına geçiş 1970 lerde gerçekleşmiştir. Bu dönemde Knapp ve Eades manken bebeği itmek ve vajinal doğumu simüle etmek için yeterli sıvı basıncı oluşturabilen elektro-pnömatik araçla donatılmış mekanik bir kadın doğum sistemi geliştirmiştir. 1990 larda Eggert, Eggert ve Vallejo doğumu simüle etmeye yönelik doğal boyutlu manken bebeği pelvis dışına iten motorlu mekanizmayı kurarak farklı bir yaklaşım öne sürmüştür. Eggert, Eggert ve Vallejo doğal boyutlu kadın doğum mankenlerini kendi kendine yeterli olan, içe yerleştirilebilir, işitilebilir fetal kalp sesi simülatörü ile donatmışlardır. Günümüzde Noelle olarak bilinen bu gerçekliğe uygunluğu yüksek olan insan hasta modeli hasta bakımı öğretiminde bilgisayarlı eğitim sistemi olarak patent almıştır (Gardner ve Raemer, 2008; Grable ve Ochoa, 2011). Günümüzde en yaygın olarak kullanılan mankenler Noelle Simülatörü (Gaumard Scientific, Miami, FL), PROMPT Doğum Simülatörü (Practical Obstetrical Multi- Professional Training) (Laerdal Wappingers Falls, New York) ve Simone Doğum Simülatörüdür. Noelle Simülatörü, normal doğum, makat doğum, postpartum veya intrapartum hemoraji ve omuz distosisinin deneyimlenebildiği, bilgisayarlı, gerçekliğe yakınlığı yüksek ve tam gövdeli bir simülatördür. PROMPT Doğum Simülatörü, omuz distosisi, makat doğum ve normal vajinal doğumu simüle etmek için standardize bir hasta ile

kullanılabilen abdomen ve pelvistir. Simone Doğum Simülatörü ise vakum ekstraksiyonu ve forceps yerleştirme gibi müdahaleleri doğum becerilerini öğrenmeyi kolaylaştıran bir pelvis ve video monitöründen oluşmaktadır (Grable ve Ochoa, 2011). 2- Simülasyonun Tanımı ve Özellikleri Simülasyon öğrenciyi gerçek koşulların risk alıcı sonuçları olmaksızın gerçek yaşam koşullarını yansıtan aktiviteye angaje eden, yapay veya kuramsal deneyim oluşturan öğretme ve öğrenme yöntemidir (Bastable, 1997; Cass, 2011). Diğer bir tanımla, öğrenmeyi desteklemek üzere, gerçeğe uygun olarak geliştirilen bir model üzerinde yapılan bir öğretim yaklaşımıdır (Aslan ve ark., 2002). Simülasyon aslında uygulamada hastaya zarar vermemek adına etik bir zorunluluktur (Cass, 2011). Hovancsek (2007), sağlık bakımında simülasyonu, klinik bir durumu mümkün olduğu kadar gerçeğine yakın bir şekilde yansıtarak klinik uygulamada bu durum ile gerçekten karşılaşıldığında onun daha kolay anlaşılabilir ve yönetilebilir olmasını sağlayan bir yöntem olarak tanımlamıştır (Şendir, 2012). Simülasyonda fidelity gerçeğe uygunluğu ifade eder ve her tip simülasyonda fidelity özelliği bulunmak zorundadır. Katılımcıları öğrenme veya değerlendirme aktivitesine dahil etmek için simülatörün veya simülasyonun belli bir oranda gerçeğe uygun olması gerekmektedir. Bir simülatörün gerçek bir şey gibi görünme ve hissedilme derecesi fiziksel gerçeğe uygunluğu, simülasyonun uygun şekilde hareket etmesi kavramsal gerçeğe uygunluğu, simülasyonun katılımcıyı duruma çekme derecesi emosyonel gerçeğe uygunluğu ifade eder ve bireylerin katılımının sağlanması için bunların tümü belli bir oranda gereklidir (Lathrop ve ark, 2007; Rudolph ve ark, 2007). Tıp alanında simülasyon kullanımının temel nedenleri araştırma ve planlama yapmak, yeni becerilerin öğrenilmesi, daha önceden öğrenilmiş becerilerin sürdürülmesi ve gerekli becerilerde yetkinliğin gösterilmesidir (Ennen ve Satin, 2010; Mıdık ve Kartal, 2010). AraĢtırma ve planlama yapmak: Yeni bir tıbbi aracın tasarlanması, yeni bir ameliyat tekniğinin veya bir ekipmanın piyasaya sürülmeden önce test edilmesi, yatırım yapmadan önce problem alanlarının tespit edilmesi örnek olarak verilebilir (Mıdık ve Kartal, 2010). Yeni becerilerin öğrenilmesi: Simülasyon öğrencilerin hastaya zarar vermeden, daha hızlı, hatalarından öğrenerek yeni beceriler kazanmasına olanak sağlar. Hasta ile temas etmeden önce gözetim altında kas içi ilaç uygulama becerisinin tıp öğrencileri tarafından öğrenilebilmesi eğitim amaçlı simülasyona bir örnektir (Ennen ve Satin, 2010; Mıdık ve Kartal, 2010).

Becerilerin devam ettirilmesi: Sağlık profesyonelleri eğitimleri süresince sayısız beceriler öğrenirler ve özel bir alan seçildiğinde becerilerin genişliği daralır, ancak gerekli olan bilgi ve yeterliliğin derinliği artar. Rutin spontan vajinal doğum gibi düzenli olarak uygulanan birtakım becerilerde zamanla alışkanlık ve kas hafızası ortaya çıkar ve bu beceri biraz düşünerek doğru ve güvenli bir şekilde uygulanabilir. Omuz distosisi yönetimi gibi bazı beceriler ise nadiren görülür ve birey muhtemelen beceri kazanamayabilir veya kazandığı beceriyi devam ettiremeyebilir. Bu vakalarda simülasyon uygulama ve doğru alışkanlıklar geliştirme açısından güvenilir bir uygulama olabilir (Ennen ve Satin, 2010). Yeterliliğin test edilmesi ve gösterilmesi: Simülasyon öğrencilerinin ve sağlık profesyonellerinin yeterliliğinin sınanması için bir platform sağlayabilir. Bir doktorun endoskopi uygulaması yapmadan önce endoskopi yapabilme ustalığının sınanması ve değerlendirilebilmesi örnek olarak verilebilir (Ennen ve Satin, 2010; Mıdık ve Kartal 2010). 3- Simülatörlerin Sınıflandırılması Sağlık bakımında simülatörler basit nesneler veya eğitim araçlarından bir hasta veya klinik bir ortamı temsil eden teknolojik olarak gelişmiş mekanik veya haptik sistemlere kadar çeşitlilik gösterir. Eğitim ve öğretim amacıyla kullanılan tıbbi simülatörler oldukça çeşitli olmakla birlikte iki ana başlık altında toplanarak incelenebilir (Lane ve ark, 2001; Ziv ve ark, 2003; Ziv, 2005; Gardner ve Raemer, 2008; Mıdık ve Kartal, 2010; Şendir, 2011). I- Ġleri teknoloji içermeyen simülasyonlar Bilgisayar tarafından yönetilmeyen, basit fiziksel manevralar veya becerilerin eğitimi amacıyla kullanılan model veya mankenlerdir. Temel klinik becerilerin eğitiminde en iyi simülatörler olarak kabul edilen bu simülasyon araçları uzun yıllardır tıp eğitiminde kullanılmaktadır (Ziv ve ark, 2003; Mıdık ve Kartal, 2010). Anatomik modeller: Anatomik modeller iki veya üç boyutlu olabilir. Anatomik modeller sabit resimler, slaytlar, göz modeli gibi modeller ve üç boyutlu bilgisayar modelleri şeklinde kullanılabilir. Anatomi sınıflarında kullanılan beceri yardım grubu olarak ta adlandırılan iskelet, kalp, akciğer, larinks modelleri gibi modeller de üç boyutlu organ modellerine örnek verilebilir (Nehring ve Lashley, 2009; Mıdık ve Kartal, 2010). Temel plastik manken ve basit beceri eğiticileri: Bunlar temel yaşam desteği becerilerinin simülasyonuna olanak sağlayan Resussi Anni gibi mankenleri ve endotrakeal entübasyon, defibrilasyon gibi becerilerin eğitiminde kullanılan daha gelişmiş modelleri içermektedir. Basit simülatörler rektal, vajinal ve meme muayeneleri gibi utandırıcı ve rahatsız edici fizik muayene becerilerinin öğretimi ile doğum, sutur atma, mesane kateteri

takma, damar yolu açılması gibi çeşitli invazive ve noninvazive klinik becerilerin öğretiminde de kullanılmaktadır (Ziv, 2005; Mıdık ve Kartal, 2010). Hayvan modelleri: Girişimsel beceri eğitimi için daha çok farmakoloji ve fizyolojide kullanılan, canlı veya izole edilmiş hayvan organ modelleridir. Örneğin canlı hayvanlar fizyoloji sınıflarında, ileri yaşam desteği beceri eğitimlerinde trakeostomi uygulamalarında ve göğüs tüpü yerleştirilmesinde kullanılmaktadır. İzole edilmiş hayvan bağırsağı, bağırsak anastomozu gibi cerrahi beceri eğitimlerinde kullanılabilir (Aslan ve ark, 2002; Ziv, 2005). Ġnsan kadavraları: Fizyolojik ve patolojik yaşam cevabı olmamasına karşın insan vücudunun en gerçekçi simülasyonudur. Kadavralar çoğunlukla anatomi ve patoloji sınıflarında kullanılmaktadır (Ziv, 2005). Simüle-standardize hastalar-rol play: Simüle veya standardize hasta, bir hastayı doğru ve tutarlı bir şekilde canlandırmak için seçilmiş ve eğitilmiş bireylerdir. Sabit fiziksel bulguları olan gerçek hastalar veya hastaları simüle etmek için eğitilmiş aktörler bu amaçla kullanılabilmektedir. Simüle hastalar kullanılarak beceri laboratuvarlarında ve klinikte iletişim becerileri, öykü alma ve fizik muayene becerilerinin eğitimi sağlanabilir (Lane ve ark, 2001; Aslan ve ark, 2002; Ziv, 2005; Mıdık ve Kartal, 2010). Rol play iki veya üç öğrencinin konu veya durumu gözlemci grup karşısında canlandırdıkları küçük grup çalışmasıdır. Rol play iletişim ve empati yeteneğinin geliştirilmesinde, öykü alma, fizik muayene, ekip çalışması, yönetim, iletişim ve eğitim becerilerinin öğretiminde ve geliştirilmesinde etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir (Lane ve ark, 2001; Nehring ve Lashley, 2009; Mıdık ve Kartal, 2010). II- Ġleri teknoloji içeren simülasyonlar İleri teknoloji içeren simülatörler, simülasyon deneyiminin gerçekçiliğini ve eğitim araçlarının anatomik ve fizyolojik geçerliliğini artırmak için hardware ve software teknolojilerinin kullanıldığı, bilgisayarlar tarafından işletilen modellerdir (Ziv, 2005). Ekrana dayalı simülatörler: Bilgisayara dayalı yazılımlardır ve bu simülatörler teknolojideki ilerlemeleri yansıtır ve yazılım multimedia ve sanal gerçeklik bileşenlerini içerir. Ekrana dayalı simülatörler basit interaktif olmayan bilgisayar programları ile gelişmiş tam interaktif öğretim tıbbi yazılım programları arasında değişiklik göstermektedir. Bu programlar bilişsel bilgi, klinik düşünme ve karar vermeyi geliştirir. Bu tür simülasyon uygulamasının örneği anatomi alanındadır. Çok sayıda tıp fakültesinde gelişmiş ekrana dayalı software teknolojisi, kadavraya dayalı anatomi sınıflarının yerini almış durumdadır. (Ziv, 2005).

Gerçekçi, aslına uygunluğu yüksek giriģimsel simülatörler (görev öğreticileri): Parça görev öğreticileri bir vücut parçasını veya bir organı kopya ederler ve klinik bir görevi, tekniği veya prosedürü uygulamak için kullanılırlar (Gardner ve Raemer, 2008). Güçlü yazılım üzerine monte edilen bu araçlar gelişmiş işitsel-görsel ve dokunsal interaktif işaretler ile statik modelleri işletmektedir ve radyoloji (ultrason simülatörü), klinik kardiyoloji (oskültasyon simülatörü) ve invaziv kardiyoloji( kateterizasyon ve pacemaker yerleştirme simülatörü) gibi çok sayıda klinik alanda prosedürel ve tanısal görevler için simüle kokpit oluşturmaktadır. Ayrıca kolesistektomi, herni onarımı ve artroskopik cerrahi gibi prosedürler için birkaç invaziv cerrahi simülatörler kadar gastroenteroloji, üroloji, göğüs hastalıkları, jinekoloji, kulak-burun-boğaz, ortopedi alanlarında da endoskopi simülatörleri bulunmaktadır (Ziv, 2005). Gerçekçi yüksek teknolojili interaktif hasta simülatörü: Bilgisayarlı gerçekçi hasta simülatörleri ilk kez anestezi eğitimi için Abrahamson tarafından 1966 yılında tanıtılmıştır. Yirmi yıl sonra Gaba ve Gravenstein bağımsız olarak gerçekçi hasta simülatörlerinin geliştirilmesine öncülük etmiştir (Ziv, 2005). Gerçek boyutlarda bir manken, bilgisayar alt yapısı ile manken ve gerçek monitörlerde cevap oluşturabilen duyarlı ve tepki veren bölümler içeren simülatörlerdir. Anestezide yoğun olarak kullanılmaktadır, ancak çok pahalıdır (Aslan ve ark, 2002). Gerçekçi hasta simülatörleri doğrudan veya kablosuz araçlar yoluyla kontrol edilebilir (Ziv, 2005). Ortak özellikler gerçekçi, tam boy manken, bir bilgisayar çalışma köşesi ve manken işaretlerini çalıştıran ve monitörleri idare eden arayüz düzenleridir. Gerçekçi hasta simülatörleri ışığa yanıt veren gözlere, anatomik olarak uygun, dinamik havayoluna, hasta sesine, kol hareketi, kalp ve solunum seslerine sahiptir. Ek özellikler göğüs tüpü yerleştirme kapasitesi, nöromüsküler iletinin monitarizasyonu, ekstremite kompartman sendromunu taklit eden dinamik fiziksel işaretlerin sağlanmasını içermektedir. Ventilasyon, gaz değişimi ve kardiyopulmoner fonksiyonun fizyolojik bilgisayar modelleri hasta gibi ilaçlara ve mayilere karşılık verir (Ziv, 2005). Sanal gerçeklik: Sanal gerçeklik bir veya daha fazla kullanıcıya bilgisayar tarafından simüle edilen ortamda hareket etme ve tepki gösterme olanağı sağlayan bir sistemdir (Ziv, 2005). Sanal gerçek simülatörler bir bilgisayar ekranı ile sınırlı olabilen gerçek bir dünya, üç boyutlu bir ortam canlandırmak için software teknolojisine sahip bilgisayara dayalı simülatörlerdir. Bu simülatörler, haptik olarak bilinen ve gerçek dünya deneyiminin çeşitli duyusal ve dokunsal boyutlarına olanak sağlayan araçlarla güçlendirilebilir. Anatomik

modeller, endoskopik girişimler, anjiografi gibi uygulama alanları vardır (Aslan ve ark, 2002; Gardner ve Raemer, 2008). Simülasyon tiplerinin ve özelliklerinin bilinmesi, simülasyon araçları ve ortamın seçilmesi simülasyonun etkili ve amacına uygun olarak kullanılması açısından önemlidir. Her zaman üst düzey simülatörlerin kullanılması önerilmemektedir. Çünkü bu araçlar hem pahalıdır hem de öğrenmeye her düzeyde katkı sağlamamaktadır. Simülatörler maliyetetkililik, görevin türü, eğitim aşaması dikkate alınarak seçici kullanılmalıdır. Örneğin pek çok çalışma karmaşık üst düzey simülatör kullanımına göre basit simülatörleri kullanmanın temel becerileri öğrenmede öğrencilere daha çok fayda sağladığını ifade etmiştir. İlerleyen dönemlerde bu üst düzey simülatörlerin kullanımı öğrenci uygulamalarındaki hızı yükseltirken pratiğin daha fazla olmasına katkı sağlayabilecektir. Bu araçlar aynı zamanda öğrencilerin klinik karar alma, problem çözme gibi üst düzey becerilerini de geliştirebilme özelliğine sahiptir. Diğer taraftan yeni başlayanlar için çok sayıda önemli prosedür basit, ucuz mankenler kullanılarak öğrenilebilir. Uzmanlar ise sıklıkla yüksek maliyetli ileri teknolojiye sahip ekipmana ihtiyaç duyarlar (Ziv, 2005; Mıdık ve Kartal, 2010; Sayıner, 2011). 4- Simülasyona Dayalı Eğitiminin Yararları Eğitiminde simülasyon kullanımının öğrenci, hasta, eğitim ve eğiticiler ile kurum açısından bir çok yararı vardır (Mıdık ve Kartal, 2010). Doğum servislerinin fiziksel yetersizliğine karşılık öğrenci sayılarının giderek artması ebelik bilim ve sanatını öğrenme fırsatlarını yakalamayı güçleştiren temel nedenlerdendir. Uygulama sırasında klinisyenler ağır iş yükleri nedeniyle servis gereksinimlerine cevap verirken profesyonel görevleri olan öğrenci eğitimi ve desteklenmesinde yetersiz kalmaktadırlar (Wilford ve Doyle, 2006). Simülasyon tüm dikkatin öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına, adımlarına, güçlü yönlerine ve eksikliklerine odaklandığı öğrenci merkezli bir ortam sunmaktadır (Ziv, 2005). Klinik krizlere ve acillere cevap verme kognitif, psikomotor ve afektif alanlarda klinisyeni zorlamaktadır. Öğrencilerin, eğitim ortamlarında nadir görülen acil durumlara ve krizlere cevap vermeye hazırlanması gerekirken aciller meydana geldiğinde eğiticilerin optimal hasta bakımını sürdürmek için müdahale etmesi ve liderlik rolünü üstlenmesi gerekmektedir (Ziv ve ark, 2003; Lathrop ve ark, 2007). Bu durumda öğrencinin acil durum ve kriz yönetiminde deneyim ve beceri kazanması olanaksız hale gelmektedir. Standart klinik eğitimden farklı olarak simülasyon temelli öğrenme, öğrencilerin klinik ortamlarda nadir görülen, yaşamı tehdit eden senaryolara maruz kalmalarına, bu senaryolara hazırlanmalarına

ve acil durumlarda liderlik rolünü üstlenmelerine olanak sağlar (Ziv, 2005; Lathrop ve ark, 2007). Hata yapma ve hastaya zarar verme endişesi, hasta üzerinde tekrar denemelerin gerçekleşememesi, gözetim eksikliği ve kendini yetersiz hissetme vb. nedenlerle çeşitli mesleksel uygulamaların ilk olarak hasta üzerinde gerçekleştirilmesi öğrencileri strese sokmaktadır (Mıdık ve Kartal, 2010). Stres altında uygulamanın geliştirilmesi zordur. Strese kognitif yanıtlar oldukça değişkendir ve bireysel özelliklere bağlıdır, fakat stres düzeyi yüksek olduğunda strese etkili yanıt verilemez ve uygulama olumsuz etkilenir. Uygulama üzerine stresin etkileri tekrar tekrar uygulama ile iyileştirilebilir. Çünkü bilinçli düşünmeksizin yapılabilecek beceri gerektiren uygulamalar acil bir durumda da uygulanabilir (Bourne ve Yaraush, 1995). Simülasyona dayalı öğrenme öğrencilerin hastaya zarar vermeden, tekrarlayarak, hata yapıp, hatalarından öğrenerek deneyim kazanmasına olanak sağlar. Klinik ortamdan farklı olarak, yanlışları düzeltmek ve öğrenme noktalarını göstermek için simülasyona ara verilebilir, durdurulabilir veya yeniden başlatılabilir (Aslan ve ark, 2002; Ziv, 2005; Ennen ve Satin, 2010; Mıdık ve Kartal, 2010; Şendir, 2012). Diğer önemli bir konu hastaların deneyimsiz klinisyenlerin ellerinde istenmeyen sonuçlar yüzünden gereksiz yere acı çekmesidir. Öğrenciler başlangıçta ilk hasta karşılaşmalarında denetlenmelerine rağmen, öğrencilerin elleri hasta üzerindedir ve eylemleri öğretici müdahale etmeden önce yaralanmaya neden olabilir (Ennen ve Satin, 2010). Institude of Medicine tarafından hazırlanan raporda medikal hatalar nedeniyle otomobil kazaları veya oto immün yetmezlik sendromuna göre daha çok Amerikalının öldüğü bildirilmektedir (Kohn ve ark., 2000; Henneman ve Cunningham, 2005). Simülasyonlar ister yeni öğrenciye eğitim vermek, ister deneyimli klinisyenin becerilerini geliştirmek veya muldisipliner bir ekibi acil durumlara hazırlamak amacıyla kullanılsın fark etmez, güvenliği artırır ve kanıta dayalı uygulamayı geliştirirler (Ennen ve Satin, 2010). Hastanede daha kısa süreli kalma, daha fazla ayaktan bakım ve çalışma saatlerinin zorunlu olarak azaltılması öğretim için hasta bulma olanağının azalması ile sonuçlanmaktadır. Hasta ile karşılaşmalardaki bu tür azalmaların bazıları simülasyon ile tamamlanabilir (Ennen ve Satin, 2010). Simülasyon temelli öğrenme bilgi ve becerilerin anlaşılması, zihinde tutulması ve aktif kullanılmasını geliştirir, öğrencinin uygulama öncesi kaygısını azaltır, özgüvenini artırır (Bourne ve Yaraush, 1995; Driscoll, 2005; Tiffen ve ark., 2009). Simülasyon kullanımı eğitim programına yenilik katarak, temel ve ileri düzey beceri eğitimlerinin bilişsel bilgi düzeyi ile beraber gelişmesini sağlar. Becerilerin laboratuvar

ortamından gerçek klinik durumlara aktarılması cesaretlendirilirken, öğrencilerin yeterliliği artar. Böylece eğitim programının ve mezunların nitelik artışından da söz edilebilir (Şendir, 2012). Simülasyon ile öğrenci performansının değerlendirilmesinde bir standart oluşturulur. Görüşme, iletişim, ekip çalışması, karmaşık girişimsel beceriler ile klinik karar verme gibi üst düzey becerilerin değerlendirilmesine de olanak sağlanır (Şendir, 2012). Simülasyon temelli öğrenme davranışçı, bilişsel, hümanistik ve yapılandırmacı kuram ve yetişkin eğitimi ilkeleri ile uyumludur. Bu farklı özelliklere, farklı deneyim ve becerilere sahip bireylerin bilişsel, psikomotor ve afektif yeterlilikleri geliştirmelerine fırsat sunmaktadır (Ziv, 2005; Murray ve ark, 2008; Lathrop ve ark, 2007). Simülasyon yöntemini kullanan kurum, sağlıklı/hasta bireyin otonomisine saygı duyan ve önemseyen, etik uygulamaları dikkate alan ve eğitim felsefesine bunu yansıtan kurumsal bir yapı olarak görülecektir (Mıdık ve Kartal, 2010; Şendir, 2012). 5- Simülasyona Dayalı Eğitimin Zayıf Yönleri Simülasyona dayalı eğitim farklı eğitim ortamları, eğitim araçları gerektirdiğinden hem daha pahalı hem de planlama ve uygulama süreci açısından zaman alıcıdır. Bu sürecin etkili olması eğiticilerin ve kurumun öncelikle motivasyonuna daha sonra literatür bilgisine, deneyimine ve endüstri ile etkileşimine bağlıdır (Mıdık ve Kartal, 2010). Birçok kurumun simülasyon araçlarını satın alma, geliştirme ve çalışma alanları için mali ve fiziksel kaynak sınırlılığı olabilir. Bölgesel kurumların bu kaynakları paylaşması ve gerektiğinde de genişletmesi gerekir (Ennen ve Satin, 2010). Simülasyon eğitim programının odağı değil yalnızca bir yönüdür. Simülatörün bir araç olduğunu, başlı başına bir amaç olmadığını anlamak önemlidir. Simülatör ne kadar gelişmiş olursa olsun kendi başına işleyiş gösteremez, bir birey veya ekibin simülatörün çalıştırılmasına destek olması gerekir. Simülasyon programının oluşturulması ve yürütülmesinde yer alan uygun personellere ulaşılamayabilir. Belki de simülasyon ekipmanından da önemlisi simülasyon müfredatının oluşturulmasıdır (Satava, 2009; Ennen ve Satin, 2010). Ek olarak simülasyona dayalı eğitimin klinik eğitimin yerini tutmadığı, klinisyenlerin rollerine hazırlanmasında ve hasta bakım kalitesinin iyileştirilmesinde diğer öğretim ve öğrenim yaklaşımlarını tamamladığı unutulmamalıdır (Murray ve ark., 2008; Mıdık ve Kartal, 2010). Gerçek kişiler veya hastaların simüle edilmesinde zorluklar, gerçek uygulamalar ile her zaman örtüşememe, gerçek hasta veya bireylerde olduğu gibi tepki alınamaması ve

ayrıntılı beceri uygulama rehberleri geliştirilmesi ihtiyacı simülatör kullanımının diğer zayıf yönleri olarak belirtilmektedir (Aslan ve ark, 2002). 6- Ebelik Eğitiminde Simülatörlerin Kullanımı Obstetrik simülasyon, prosedürel veya davranışsal beceri eğitimi, uygulama, değerlendirme ve araştırma amacıyla gebe veya yeni doğum yapmış bir kadın ve onun fetusu veya yenidoğanı ile ilgili rutin ve kritik klinik olayların yeniden sahnelenmesidir. Obstetrik simülasyonun amacı kadınlar ve yenidoğanların bakım kalitesi ve güvenliğini geliştirmektir (Gardner, 2007). Obstetrikte simülasyonu seçilmesi gereken eğitim yöntemi haline getiren kendine özgü bazı zorluklar vardır. Bunlardan birincisi öğrenciler hastaya ağrı ve utanç verme korkusu olmadan mankenler üzerinde özel manevraları uygulayabilir. İkincisi çoğu kadın sağlıklı doğum yapmasına rağmen doğumdan sorumlu sağlık personeli beklenmedik yaşamı tehdit eden acillere hazırlanmalıdır. Obstetride komplikasyonların daha önceden tahmin edilememesi, hızla gelişmesi ve bu vakalarda ekip çalışmasının hemen hemen her zaman gerekli olması nedeniyle iletişim diğer uzmanlık alanlarından daha önemlidir. Üçüncü olarak obstetrikte hastalar genellikle uyanıktır ve öğrenciye doğum, cerrahi veya ultrason sırasında bir becerinin nasıl öğretildiğinin farkındadırlar (Ennen ve Satin, 2010; Grable ve Ochoa, 2011). Sağlık Organizasyonları Akreditasyonu Birleşik Komisyonu ( The Joint Commission on Acreditation of Healthcare Organizations) 2004-2012 yılları arasında komisyona rapor edilen sentinel olayların analizini yapmıştır. Bu çalışmada maternal ve prenatal sentinel olayların en önemli temel nedenlerinin insan faktörleri, iletişim, değerlendirme ve liderlik olduğu belirtilmektedir. Komisyon sağlık personelinin omuz distosisi, acil sezaryen doğum, maternal hemoroji ve neonatal resüsitasyon gibi yüksek riskli olaylara hazırlanması, ekip performansının değerlendirilmesi, geliştirilmesi gereken alanların belirlenmesi için klinik simülasyon eğitimini tavsiye etmektedir (www.jointcommission.org.2013). 2008 TNSA raporuna göre ülkemizde son 5 yılda meydana gelen tüm doğumların %37 si sezaryen ile yapılmıştır. Sezaryen ile doğum oranı TNSA 2003 e (% 21) göre büyük ölçüde artmıştır. Sezaryen oranlarındaki bu artış öğrencilerin ebelik eğitim programının asgari koşullarını yerine getirmesini güçleştirmektedir. Ebelik öğrencileri 26775 sayılı, 2 Şubat 2008 tarihli Doktorluk, Hemşirelik, Ebelik, Diş Hekimliği, Veterinerlik, Eczacılık ve Mimarlık Eğitim Programlarının Asgari Eğitim Koşullarının Belirlenmesine Dair Yönetmelik hükümlerine göre mezun olabilmek için 40 normal doğumu kendisinin yaptırma,

makat doğuma aktif olarak katılma şartını yerine getirmek zorundadırlar. Makat doğum mümkün olmadığı takdirde simülasyon yapılarak çalışılmalıdır (Resmi Gazete, 2008). Obstetri ve jinekolojide kullanılan simülasyonların eğitim-öğretimi geliştirme, yeteneği değerlendirme ve sağlama potansiyeli vardır (Macedonia ve ark, 2003). MATERYAL VE YÖNTEM Araştırma, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Sağlık Yüksekokulu nda 2011-2012 eğitim-öğretim yılı güz döneminde yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini, Ebelik Bölümü nde Normal Doğum ve Doğum Sonu Dönem dersine ilk kez kayıt yaptıran 60 üçüncü sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Normal Doğum ve Doğum Sonu Dönem dersi III. sınıf ebelik öğrencilerine güz döneminde haftada 4 saat kuramsal, 12 saat uygulama olmak üzere 14 hafta boyunca verilmektedir. Dersin uygulaması blok olarak yapılmış, dersin önce kuramsal saatleri daha sonra uygulama saatleri birleştirilmiştir. Normal Doğum ve Doğum Sonu Dönem Dersinin müfredatı doğum eyleminin fizyolojisi, anne vücudunun doğum eylemine sistemik cevabı, doğum eyleminde ağrı,