Üriner inkontinanslı hastaların hastalığıyla başa çıkma yollarının incelenmesi



Benzer belgeler
HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

Üriner İnkontinans. Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu Değerlendirdik Konuyu

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

KADINLARIN PAP-SMEAR TESTİ BİLGİ VE TUTUMLARININ

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

HASTALARIN HASTA GÜVENLİĞİ KONUSUNDAKİ

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

HEMODİALİZ HASTALARINA VERİLEN DİYET VE SIVI EĞİTİMİNİN BAZI PARAMETRELERE ETKİSİ

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali

SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ JOURNAL OF HEALTH SCIENCES Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayın Organıdır

Gebelerin Ağız ve Diş Sağlığına İlişkin Bilgi ve Görüşleri. Araş. Gör. Meltem MECDİ Doç.Dr. Nevin HOTUN ŞAHİN

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Hastaların Ameliyat Öncesi Döneme Ait Bilgi Gereksinimlerinin Belirlenmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

AMELİYATHANE HEMŞİRELERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ (SYBD) BELİRLENMESİ *

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

Mevsimlik Tarım İşçilerinin İş Kazası Geçirme Durumları

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

Doç.Dr. Emine EFE. Akdeniz Üniversitesi Antalya Sağlık Yüksekokulu

15-49 YAŞ EVLİ KADINLARIN ÜREME SAĞLIĞINI KORUYUCU TUTUMLARININ BELİRLENMESİ*

Yatan Hasta Memnuniyeti. Patient Satisfaction in Clinic Deparments

ÖZEL BİR HASTANEDE HEMŞİRELİK HİZMETLERİNE BAĞLI ÇALIŞAN HEMŞİRELERİN KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ KONUSUNDA BİLGİ VE UYGULAMALARININ ARAŞTIRILMASI

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

Normal ve Sezaryen Doğum Yapan Kadınların Doğum Konfor Düzeyine Göre Karşılaştırılması

Hem. Songül GÜNEŞ Akdeniz Üniversitesi Hastanesi

MELLİTUS HASTALIGI VE HEMŞİRELİK BAKıMı

Türkiye deki hemşirelik araştırmalarında kullanılan veri toplama araçları

HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİNİN SAĞLIK HİZMETİ ALANLAR VE ÇALIŞANLAR TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ ÖRNEĞİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Üriner Inkontinans. ö <U. Dile Getirilmeyen... Sorgulanması Gereken Bir Problem...Üriner İnkontinans

HEMODİYALİZ HASTALARINDA ÖĞRENME TARZLARI VE ETKİ EDEN FAKTÖRLERİN İNCELENMESİ

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

EK-5 MEMNUNİYET ANKETLERİ UYGULAMA REHBERİ. Hastane (Kamu, Üniversite ve Özel)

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri

18 Yaş Üstü Kadınlarda Üriner İnkontinans ve Yaşam Kalitesine Etkileri

Bir Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinde Meslek Hastalıkları Bilgi Düzeylerinin Araştırılması

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı

Hemodiyaliz Hemşirelerinde Sağlık Algı Düzeylerinin Belirlenmesi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

Temel Hemşirelik Uygulamalarına İlişkin Hizmet İçi Eğitimin Değerlendirilmesi

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

GEBELERİN BİTKİSEL ÜRÜN TÜKETİM VE SIKLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ?

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

SAĞLIK ÇALIŞANLARIN GÜVENLİĞİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER (TÜRKİYE NİN GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE BEŞ FARKLI HASTANE ÖRNEĞİ)

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Dicle Üniversitesi Ameliyathane Çalışanlarında Kesici Delici Aletlerle Yaralanma Durumu

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 19, OCAK , S İSTANBUL ISSN: Copyright

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

35 yaş üzeri kadınlarda üriner inkontinans sıklığı ve etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi

Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin İnternet Kullanımına Yönelik Görüşleri*

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Hastaların Hemşirelik Hizmetlerinden Memnuniyeti

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Sema DOĞU, Kader KOÇ, Zeynep ASLAN, Serpil TÜRKER, Nur İHTİYAR GİRİŞ

Sivas İli Ana-Çocuk Sağlığı Merkezine Başvuran Kadınların Aile Planlaması Yöntem Tercihleri ve Etkileyen Faktörler

ÖZGEÇMİŞ. Yabancı Dil: İngilizce. Uluslararası dergilerde yayınlanan makaleler

BESTE ÖZGÜVEN ÖZTORNACI

14 Aralık 2012, Antalya

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Gelişimsel Endişeler ve Kaçırılmış Fırsatlar. Tuba Çelen Yoldaş, Elif Nursel Özmert, Yıldırım Beyazıt, Bilge Tanrıkulu, Hasan Yetim, Banu Çakır

Yrd. Doç. Dr. Ayda ÇELEBİOĞLU Proje Araştırmacısı

Yerleşik Tarım Çalışanlarının Zirai İlaçlama ve İş Kazaları ile İlgili Bilgi, Tutum ve Davranışlarının Değerlendirilmesi

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

PSİKİYATRİ KLİNİĞİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERDE İŞ DOYUMU, TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

SUŞEHRİ DEVLET HASTANESİ BAŞHEKİMLİĞİ

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN İHTİYAÇLARININ BELİRLENMESİ 2016 ANKET SONUÇLARI

Pelvik Organ Prolapsusu/Üriner İnkontinans İle İlişkili Şikayetlerin Kadınların Cinsel Fonksiyonuna Etkisi

Doktora Tez Konusu: Kadınların Kişilik Özelliklerinin Menopozal Yakınma ve Yaşam Kalitesine Etkisi

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Transkript:

Cilt:6 Sayı:1 Yıl:2009 Üriner inkontinanslı hastaların hastalığıyla başa çıkma yollarının incelenmesi Gül Ertem* Özet Araştırma evrenini; Kasım 2006-Şubat 2007 tarihleri arasında kadın doğum servisi, kadın doğum polikliniği ve jinekoloji polikliniğine başvuran 235 hasta, örneklemini ise rastgale örneklem seçim yöntemi ile seçilen 163 hasta oluşturmuştur. Araştırmayı kabul etmeyen hastalar araştırma kapsamına alınmamıştır. Verilerin toplanmasında, araştırmacılar tarafından literatür incelenerek hazırlanan 29 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır. Çalışmaya katılan hastaların yaş ortalaması 43,24 ± 13,47 dir. Araştırmaya katılan kadınların %76,7 sinin şu an inkontinans öyküsü bulunduğu, %36,8 inin diyetin idrar kaçırmaya neden olduğu, %78,5 inin su içmeyi azaltmadığı belirlenmiştir. Kadınların %70,6 sının idrar kaçırma problemiyle ilk karşılaştıklarında önemsemediği, %62,6 sının inkontinansta herhangi bir egzersizin olduğunu bilmediği, % 72,4 ünün ise hiç tedavi olmadığı saptanmıştır. Kadınların %34,42 ü altını ıslatmamak için bir şey (ped, bez vb.) kullandığını, %12,3 ü bu materyali ara sıra kullandığını belirtmişlerdir. Kadınların %93,9 unun inkontinans hakkında bilgi almak istediği, sadece %6,1 i üriner inkontinans şikâyetinde öneri olarak hemen doktora gitmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu veriler doğrultusunda, sağlık ekibi içerisinde yer alan hemşirelerin, toplumdaki tüm kadınları inkontinansa neden olabilecek risk faktörleri (doğum öyküsü, beslenme, ailesel öykü v.b.) açısından değerlendirmesi, üriner inkontinans bulguları ve risk faktörleri, üriner inkontinansdan korunmada gerekli konuların hastalara öğretilmesi (egzersiz, v.b.) açısından danışmanlık hizmetlerinde etkin bir şekilde rol alması gerekmektedir. Anahtar kelimeler: kadın; üriner inkontinans; baş etme davranışları * Yrd.Doç.Dr., E.Ü.Ödemiş Sağlık Yüksekokulu, "Gül Ertem" <gul.ertem@ege.edu.tr>

178 Investigating urinary incontinence patients coping with their illness Abstract The research is aimed to teach incontinence patients the importance of self care, to define the methods they use to cope with their illness, to propose appropriate solutions and to evaluate theri coping methods. This research medium is composed of 235 patients applying to gynecology and birth clinic between November 2006 and February 2007 and the research sample was 163 patients chosen randomly. Incontinence patients who dont accept the research were not taken into study. During data collection a questionnaire that was prepared by the researchers and composed of 29 questions was used. The questionnaire was performed by the researchers by talking face to face to the patient. Average age of the patients were x= 43,24 ± 13,47 years old. 76,7% of the patients had incontinence disease during the research time, 36,8 % indicated that their diet had influence on the disease, 78,5% of the patients did not reduce drinking water during incontinence, 70,6% took the problem seriously when they first realized it, 62,6% of patient did not know another exercise in the incontinence, 72,4% did not have any treatment related to incontinence disease, 34,42% use something for not to wet themselves and 12,3% use sometimes this material. 93,9% of them were volunteer to take education about incontinence. Key words: Women; Urinary Incontinence; Adaptation, Psychological

179 Giriş Uluslararası Kontinans Topluluğu (ICS) nun tanımına göre üriner inkontinans (ÜI), objektif olarak gösterilebilen, sosyal ve hijyenik problemlere yol açan istemsiz idrar kaçırma durumudur. Üİ kadınların %25 ini etkileyerek, sosyal hayattan çekilmeye ve yaşam kalitesinin bozulmasına neden olur. Üİ yaşlanmanın normal bir sonucu ve sosyal bir problem olarak kabul edilmekte, bu nedenle doktora geç başvurulmakta, sonuçta mevcut bozukluk daha ağırlaşmaktadır (Taşkın,1997 ; Karan ve ark.,2000 ; Arslan ve ark., 2001). İnkontinanslı kişilerin birçoğu, bilgisizlik ve utanma nedeniyle tedavi aramamaktadır. Literatürde kadınların sağlık kuruluşuna başvurmama nedenleri arasında; kadının utanmasının yanı sıra, sorunları doğum sonu ya da yaşın ilerlemesiyle birlikte oluşan normal bir durum olarak algılaması veya görülen inkontinans bulgularını önemsememesi yer almaktadır (Fultz HN et all,2001; Özdemir ve ark. 2006). Kadının bu konuyu mahrem kabul ederek sağlık kurumuna başvurmaması sonucunu doğuran bu sebepler, üriner inkontinansın belirlenmesine yönelik yapılacak tarama programlarının önemini daha da arttırmaktadır (Kök ve ark.2006; Özerdoğan ve ark. 2004; Yeşiltepe, 2002; Williams K, 2004). Kadınlarda üriner inkontinans erkeklerden daha fazla görülmekte ve anneliğe ilişkin gebelik, doğum ve doğum sonu faktörler bunu olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun dışında yaş, menopoz, sistosel, rektosel, fistüller, uterus prolapsusu, anatomik faktörler, histerektomi gibi operasyonlar, idrar yolu enfeksiyonları, obesite ve genetik yatkınlıklar vb. nedenler de bu sorunu etkilemektedir. Her yaş grubundaki kadınların %10-15 ini etkileyen bu sorun kişinin olağan yaşam biçiminde değişikliğe neden olur ve özellikle ev işleri, fiziksel ve sosyal aktiviteleri, bireysel ilişkileri etkilenir. Kişi bunları bazen doğal kabul edip sorunlarıyla yaşar, bazıları da alışkanlıklarını değiştirebilir yada sorunla baş etmek için yaşantısında düzenlemeler yapar (Skoner M, 1994). Literatürde inkontinans olan kadınların inkontinans bulguları olmayanlara göre depresyona daha yatkın, anksiyete düzeylerinin daha yüksek, kendine güvenlerinin düşük ve sosyal izolasyona yatkın oldukları belirlenmiştir. Yapılan diğer çalışmalarda da üriner inkontinansın utanma ve kendine güvende azalmaya, kadınların yaşantılarında özellikle de eş ve iş ilişkilerinde bağımlılığa, ciddi engellere neden olduğu ve stres yaratıcı bir durum olarak algılandığı belirtilmiştir (Fultz HN, 2001; Eroğlu K, 2002).

180 Dünyada çoğu kadın üriner inkontinansın yarattığı tüm bu sorunlara rağmen, ya üriner inkontinans bulguları görüldükten yaklaşık beş yıl sonra herhangi bir sağlık kurumuna başvurmaktadır ya da hiç başvurmamaktadır (Özerdoğan N, 2004 ; Skoner M et all 1994). Yapılan çalışmalarda Amerika daki kadınların yaklaşık olarak % 11-63 ünün üriner inkontinanstan etkilendiği gösterilmiştir (Kök ve ark.2006 ; Özdemir S, 2006). Üriner inkontinansın kadının yaşam kalitesini bu denli etkilemesi, bireylerin multidisipliner değerlendirilmesinin ve bakım stratejilerinin planlanmasının önem kazanması, son yıllarda üriner inkontinanslı kadınlarla ilgili çalışmaların artmasına neden olmaktadır. Hemşireler, cinsiyet avantajı nedeniyle kadınlara daha yakın olmaları ve toplum içinde her düzeyde sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapmalarından dolayı kadınların sağlık problemlerini daha fazla paylaşabilmektedirler Bu yüzden toplumda Üİ tanılanması, değerlendirilmesi, izlemi ile Üİ den korunmada hemşirelere önemli sorumluluklar düşmektedir. Araştırmanın Amacı Bu çalışmanın amacı; kadın doğum servisi, kadın doğum polikliniği ve jinekoloji polikliniğine başvuran üriner inkontinanslı kadınların hastalıklarıyla başa çıkma yollarını belirlemek için yapılmıştır. Araştırmanın Evreni Bu araştırma, Kasım 2006-Şubat 2007 tarihleri arasında Dr. Aytun ÇIRAY Devlet hastanesi kadın doğum servisi, kadın doğum polikliniği ve jinekoloji polikliniğine başvuran, 20 yaş üstü üriner inkontinans öyküsü bulunan hastaların tümünden olasılıksız örnekleme seçim yöntemi ile seçilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 163 kadına uygulanmıştır. Veri Toplama Aracının Hazırlanması Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından literatür incelenerek hazırlanan 29 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır. Anket sorularından 6 sı inkontinanslı hastaların sosyo-demografik özelliklerini göstermekte, 8 i hastalığı tanımlamakta, 15 i ise bireylerin hastalığıyla başa çıkma durumunu incelemektedir. Hazırlanan veri toplama formunun anlaşılabilirliklerini değerlendirmek amacıyla araştırma kriterine uyan toplam 15 hastaya ön uygulama yapılmış ve bunun sonucunda forma son şekli verilmiştir.

181 Çalışmanın uygulama aşaması, polikliniğe başvuran hastaların araştırma hakkında bilgilendirilmesi ve araştırmaya katılmak isteyen hastalardan aydınlatılmış onam formları aracılığıyla izin alınması ile başlamıştır. Veri toplama formu poliklinik bekleme bölümünde araştırmacılar tarafından yüz yüze görüşme yöntemi ile uygulanmıştır. Araştırmanın İstatistiksel Yöntemi Araştırma sonucu elde edilen tanımlayıcı verilerin sayı yüzde analizinde SPSS for Windows 11,0 paket programı kullanılmıştır ve diğer değişkenlerin karşılaştırılmasında ise Ki-kare testi uygulanmıştır. Bulgular Çalışmaya katılan hastaların yaş ortalaması 43,24 ± 13,47 olup sosyo-demografik özellikleri Tablo 1 de özetlenmiştir. Buna göre kadınların; %28,8 inin 50 ve üstü grubunda, %42,9 unun ilkokul mezunu, %76,7 sinin ev hanımı, % 85,9 unun sağlık güvencesinin bulunduğu, %65,6 sının gelir gidere denk olduğu, %87,1 inin evli olduğu belirlenmiştir (Tablo1). Üriner İnkontinans kadınlarda erkeklerden daha sıktır ve bütün yaş grubundaki kadınları etkileyebilir. 15-64 yaşları arasındaki prevalansı %10 - %30 arasında değişmektedir. Herhangi bir yaşta görülmekle beraber, en çok orta yaş grubundaki kadınları etkilemektedir (Karan, 2000). Tablo 1:Kadınların Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Dağılımları Sayı Yüzde Yaş Grubu 20-29 28 30-39 44 40-49 44 50 ve üstü 47 Öğrenim Düzeyi Okur Yazar Değil Okur Yazar İlkokul Mezunu Ortaöğretim Yüksek öğretim Mesleği Ev Hanımı Emekli 29 16 70 30 18 125 7 17,2 27,0 27,0 28,8 X= 43,24± 17,8 9,8 42,9 18,4 11,0 76,7 4,3

182 Memur İşçi Diğer Medeni Durumu Evli Bekar 7 11 13 4,3 6,7 8,0 142 87,1 21 12,9 Toplam 163 100 Araştırma kapsamına alınan kadınların üriner inkontinansa yönelik sağlık bulgularına göre dağılımlarına bakıldığında; kadınların %40,5 inin menopoza girdiği, %76,7 sinin şu an inkontinans öyküsü bulunduğu, %60,7 sinin anne ya da kız kardeşinde de üriner inkontinans öyküsü olduğu belirlenmiştir (Tablo 2). Kök ve ark yaptığı çalışmada da jinekoloji polikliniğine başvuran hastaların %37,11 inde Üİ bulgularının olduğu ve Ateşkan ın yaptığı çalışmada da, tüm çalışma grubu için belirlenen Üİ görülme sıklığının %39.7 olduğu belirlenmiştir. Buna göre bizim çalışmamız için Üİ görülme oranının literatürlere göre daha fazla olduğunu ve Üİ, tüm yaş grubundaki kadınlar arasında sık rastlanan bir durum olduğunu söyleyebiliriz (Kök ve ark.2006). Tablo 2: Kadınların Üriner İnkontinansa Yönelik Sağlık Bulgularına Göre Dağılımları Sayı Yüzde Menapoza Girme Durumu Evet Hayır 66 97 40,5 59,5 Şuanda İnkontinans Varlığı Evet Hayır İnkontinans Süresi 1 Yıldan Az 1-5 yıl arası 6-10 yıl arası 11-20 yıl arası 20 yıldan fazla Anne Yada Kız Kardeşte İnkontinans Görülme Durumu Evet Hayır Bilmiyorum 125 38 37 72 26 17 11 76,7 23,3 22,7 44,2 16,0 10,4 6,7 99 59 5 60,7 36,2 3,1 Toplam 163 100 Araştırmamızda kadınların üriner inkontinans bulgularını, %44,2 sinin 1-5 yıl arasında yaşadıklarını ifade etmişlerdir (Tablo 2). Literatürde bu oran 6-15 yıldır (Fultz HN,

183 2001). Bu bulgumuzun literatürle paralellik göstermemesine rağmen araştırmamız açısından, üriner inkontinans tanısı konulmamış hastaların sorunlarını erken saptayabilme açısından önemli bir bulgudur. Öte yandan çalışmamızda Üİ bulguları olan hastaların idrar kaçırmayı sağlık problemi olarak düşünmediği (% 70.6) ve bu durumdan dolayı tedavi olmadığı (%72.4) belirlenmiştir (Tablo3). Kök ve arkadaşlarının çalışmasında da bireylerin % 85.88 inin tedavi olmadığı belirlenmiştir. Bu durum bize, üriner inkontinansın kadınlar tarafından uzun süreli yaşansa bile yaşamı tehdit eden bir sorun olarak algılanmadığını, toplumda göz ardı edilen bir sağlık durumu olarak kabul edildiğini göstermektedir (Kök ve ark.2006; Eroğlu ve ark. 2002). Tablo 3: Kadınların İdrar Kaçırma Problemiyle İlk Karşılaştıklarındaki Tutumları Kadınların İdrar Kaçırma Problemiyle İlk Sayı Yüzde Karşılaştıklarındaki Tutumları Önemsemedim Kendim müdahale ettim Komşuma danıştım Doktora gittim 115 12 11 25 70,6 7,4 6,7 15,3 Kadınların İdrar Kaçırma Problemiyle İlgili Tedavi Olma Durumları Evet Hayır 45 118 27,6 72,4 Toplam 163 100 Kadınların hangi bir nedene bağlı olarak istemsiz idrar kaçırma durumlarının araştırılması; sosyal ve hijyenik problemlerle yol açması sebebiyle önem arz etmektedir. Çok doğum ve travmatik olarak doğum yapma bu konuda başı çekmektedir. Özellikle normal doğum yapan hastalarda bu problem daha sık karşımıza çıkmakta, menapoz ise bu durumu hızlandırmakta ve ağırlaştırmaktadır. Çalışmamızda kadınların idrar problemlerinin başlamasına ya da artmasına neden olan durumlara göre dağılımları incelendiğinde; %14,7 sinin gebelikten dolayı, %13,5 inin adetten kesilme, %6,7 sinin ilaç kullanma, %21,5 inin doğum nedeniyle, %33,7 sinin geçirilmiş ameliyatlar olduğu belirlenmiştir (Grafik 1). Eroğlu ve arkadaşlarının (2000) yaptığı çalışmada ise; kadınların %62,2 sinin gebelikte idrar kaçırma şikâyeti yaşadığı belirlenmiş olup, bu sonuç çalışmamızın sonucuyla paralellik göstermektedir (Eroğlu ve ark. 2002; Demirci, H ve ark. 1999).

184 Grafik 1: Kadınlarda İnkontinans Probleminin Oluşmasına Neden Olan Durumlara Göre Dağılımları Gebelik 40 30 20 10 0 14,7 21,5 13,5 6,7 9,8 33,7 Doğum Menopoz İlaç Kullanma Geçirilmiş Ameliyatlar Diğer Araştırmaya katılan kadınların %70,6 sının idrar kaçırma problemiyle ilk karşılaştıklarında önemsemediği ve idrar kaçırmadan dolayı % 72,4 ünün ise hiç tedavi olmadığı saptanmıştır (Tablo3). Çalışmamızda kadınların tedavi için geç müracaat etmiş olmaları bize utanma ve toplumdan soyutlanma duygusundan kaynaklanmış olabileceğini düşündürmüştür. Güler ve Güçsavaş ın yaptığı çalışma sonucunda kadınların utanma duygusu nedeniyle tedaviye başvuruyu geciktirdiği belirtilmiştir ( Güler ve ark. 1990). Tablo 4: Üriner İnkontinanslı Kadınların İnkontinans Hakkında Bilgi Almak İsteme ve Bilgi Almak İstediği Kişilere Göre Dağılımları Üriner İnkontinanslı Kadınların Sayı Yüzde İnkontinans Hakkında Bilgi Almayı İsteme Durumları Bilgi Almak İsteme İstiyor İstemiyor 153 10 93,9 6,1 Bilgi Almak İstediği Kişiler Hemşire Doktor Herhangi bir sağlık personeli 29 38 96 17,8 23,3 58,9 Toplam 163 100 Kadınların %92,6 sının bu problemle ilgili herhangi bir eğitim programına katılmadığı, fakat %93,9 unun inkontinans hakkında bilgi almak istediği, %58,9 unun herhangi bir sağlık personelinden bilgi almak istediği, üriner inkontinans hakkındaki bilginin onlara ulaştırılabilmesi için uygun olan yöntemlerin ise; %41,7 sinin eve broşür yollanması, %32,5 inin televizyon olduğunu ifade etmişlerdir ( Tablo 4).

185 Stres verici olaylar ya da etkenlerin olumsuz etkilerini en aza indirmek ya da tümüyle ortadan kaldırmak için bazı başa çıkma tutumlarını kullanmak evrensel bir tutumdur. Başa çıkma, bireyin kendisi için stres oluşturan olay ya da etkenlere karşı direnmesi ve bu durumlara karşı dayanma amacıyla gösterdiği bilişsel, duygusal ve davranışsal tepkilerin tümü olarak tanımlanabilir. Söz konusu durumlara karşı kişinin kullandığı başa çıkma tutumları yaş, cinsiyet, kültür ve hastalık gibi çok çeşitli etkenlere bağlı olarak değişebilir ve bireye özgü bir nitelik taşımaktadır (Ağargün ve ark., 2005). Çalışmamızda kadınların inkontinansa yönelik baş etme yöntemi olarak; ayaklarını sıcak tuttuklarını, perineye sıcak uygulama yaptıklarını, günlük içtikleri su miktarını azalttıklarını, ped, bez vb. kullanarak geçiştirdiklerini, ağır kaldırmamaya özen gösterme gibi davranışlarda bulunduğu saptanmıştır (Tablo 5). Bu sonuçlar bize; Ödemiş ilçesinde yaşayan kadınların çoğunun muhafazakâr yapıda yaşamasından kaynaklanmış olabileceği düşüncesini uyandırmıştır. Tablo 5: Kadınların Üriner inkontinansa Yönelik Sorun ile Baş Etme Yolları ve Sağlık Kuruluşuna Başvurmama Nedenleri Üİ Sorunu ile Baş Etme Yolları Ayaklarını sıcak tuttuklarını, Perineye sıcak uygulama yaptıklarını, Günlük içtikleri su miktarını azalttıklarını, Ped, bez vb. kullanarak geçiştirdiklerini, Ağır kaldırmamaya özen gösterdiklerini, İç çamaşını değiştirdikleri Sıcak su ile taretlenme, Sıcak tuğlaya oturma Bir Sağlık Kuruluşuna Başvurmama Nedeni Bu sorunun normal olduğunu düşündüklerini, Yaşla birlikte idrar kaçırmanın normal olduğunu düşündüklerini, Muayeneye gelmek için vakit bulamadıklarını, Muayene olmaktan çekindiği için gelmediklerini, Çevrede idrar kaçıran birçok kişi olduğu için normal olduğunu düşündüklerini, Kadınların inkontinans problemini uzun süre yaşandığı halde herhangi bir tedavi kurumuna başvurmama nedeni olarak; bu sorunun yaşla birlikte normal olduğunu düşündüklerini, muayeneye gelmek için vakit bulamadıklarını, muayene olmaktan çekindiği için gelmediklerini, çevrede idrar kaçıran birçok kişi olduğu için normal olduğunu düşündüklerini, ifade etmişlerdir ( Tablo 5).

186 Araştırmaya katılan kadınların öğrenim düzeyleri (p<0.05, p=0.000), yaş grupları (p<0.05, p= 0.021), ve ekonomik düzeyleri (p<0.05, p=0.000) ile inkontinans hastalığı hakkında bilgi durumu arasındaki ilişki ki-kare testiyle incelendiğinde; bu iki değişken arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. İdrar kaçırma probleminin sıklığı ile tedavi olma arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05, p =0,000). Sonuç ve öneriler Sonuç olarak, üriner inkontinans tedavi edilme şansı olmasına rağmen topluma majör fiziksel, psikososyal ve ekonomik etkileri bulunan, kadınlar tarafından çoğu zaman sağlık kurumuna rapor edilmekte ve tedavi olmakta gecikilen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Birinci ve ikinci basamak sağlık hizmetleri çerçevesinde toplum Sağlığını koruma ve geliştirme anlamında hemşirelere önemli görevler düşmektedir. Bu görevlerin başında, bireylere sağlıklı ve konforlu bir yaşam talep etmeyi öğretme gelmelidir. Hemşirelerin, toplumdaki tüm kadınları inkontinansa neden olabilecek risk faktörleri (doğum öyküsü, beslenme, ailesel öykü v.b.) açısından değerlendirmesi, üriner inkontinans bulguları ve risk faktörleri, Üriner İnkontinansdan korunmada gerekli konuların hastalara öğretilmesi (egzersiz, v.b.) açısından danışmanlık hizmetlerinde etkin bir şekilde rol alması gerekmektedir. Bu veriler doğrultusunda; sağlık ekibi içerisinde yer alan hemşirelerin kadın doğum ve jinekoloji polikliniğine başvuran tüm hastaları inkontinansa neden olabilecek risk faktörleri açısından değerlendirilmesi, üriner inkontinanstan korunmada gerekli konuların hastalara öğretilmesi açısından danışmanlık hizmetlerinde etkin bir şekilde rol alması, kadın sağlığına yönelik yapılan çalışmalarda ve medyada üriner inkontinansın daha etkin biçimde ele alınması, böylelikle kadınların bilinçlendirilmesi önerilebilir. Kaynaklar Ağargün M., Beşiroğlu L.; Kıran Ü., (2005). COPE (Başa Çıkma Tutumlarını Değerlendirme Ölçeği) Anadolu Psikiyatri Dergisi. 6:221-226. Arslan, H., Kömürcü N., Gençalp, N., Yıldız Eryılmaz, H., Engin, F., Ekşi, Z., Can Ö. (2001). Üriner İnkontinanslı Kadınların Yaşadıkları Sorunlar ve Bunlarla Başa Çıkma Yolları ; Hemşirelik Forumu. 4:(6):16-19.

187 Demirci, H., Kızılkaya Beji N.(1999) Üriner İnkontinans Tedavisinde Uygulanan Konservatif Tedavi Yöntemleri ; Hemşirelik Forumu. 2: (3): 102-108. Eroğlu K., Kocagöz, S.(2002) Kadınlarda Stres Üriner İnkontinans Yaygınlığı ve Bunu Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi ; Hemşirelik Araştırma Dergisi. 4 (1):29-31, 33-37. Fultz HN, Herzog R.(2001). Self reported social and emotional impact of urinary incontinence. J Am Geriatr Soc. 49: 892-899. Güler H., Güçsavaş N.(1990). Jinekolojik onarım amaeliyatı geçiren kadınların preoperatif yakınmaları obstetrik öyküleri, II. Ulusal Hemşirelik Kongresi Bildiri Kitabı, E.Ü.H.Y.O, 57-60. Karan, A., Asaç, B., Ayyıldız, H., Işıkoğlu, M., Yalçın, O., Eskiyurt N.(2000). Üriner İnkontinanslı Hastalarda Yaşam Kalitesi ve Objektif Değerlendirme Parametreleri ile İlişkisi ; Turkish Journal of Geriatrics. 3:(3):102-106. Kök G., Şenel, N. Akyüz, A. (2006). GATA Jinekoloji Polikliniğine Başvuran 20 Yaş Üstü Kadınların Üriner İnkontinans Açısından Farkındalık Durumlarının Değerlendirilmesi ; Gülhane Tıp Dergisi. 48:132-136. Özdemir S., Çelebi İ., Nurullahoğlu N., Ark C.(2006). Ürejinekoloji Kliniğimize başvuran üriner inkontinans olgularının dağılımı, Genel Tıp Dergisi. 16 (2), 49-52. Özerdoğan N, Beji KN, Yalçın Ö,(2004).Urinary incontinance: its prevelance, risk factors, effects on the quality of life in Turkey, Gynecol Obstet Invest. 58:145-150. Taşkın L.(1997). Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği. Ankara: Sistem Ofset Matbaacılık, 439-490. Skoner M., Thompson W,D., Coron V,A.(1994). Factors associated with risk of stres urinary incontinance in women. Nursing research, 43 (5): 301-305. Yeşiltepe, Oskay, Ü.(2002) Üriner İnkontinans Önlenmesi ve Kontinansın Geliştirilmesi ; Kadınlarda Üriner İnkontinans ve Hemşirelik Yaklaşımı; Editör; Kızılkaya Beji, N.; 5. Baskı; İstanbul Üniversitesi Yayın, F. M. Hemşirelik Y.O. Yayın; İstanbul. 61-68. Williams K.(2004). Stress urinary incontinence: treatment and support. Nurs Stand.;18:45-52.