Alzheimer ve Depresyon Tanılı Gruplar ile Normal Örneklemde, Kişisel ve Toplumsal Olaylara İlişkin Otobiyografik Bellek Özellikleri



Benzer belgeler
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ UYGULAMALI (KLİNİK) PSİKOLOJİ ANABİLİM DALI

ÖZGEÇMİŞ. Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Öğretim Grevlisi. Görev Görev Yeri Yıl Psikolog GAMBRO Diyaliz Merkezi

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Demans ve Alzheimer Nedir?

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Pervin HORASAN Erciyes Üniversitesi Mehmet Kemal Dedeman Onkoloji Hastanesi

İki Nörodejeneratif Hastalıkta Zihin Kuramı Becerileri ve İşlevsellik Düzeyinin karşılaştırılması: Alzheimer ve Parkinson Hastalığı

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Belleğin Psikolojik Temelleri ve Duygusal Bellek

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER. Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir.

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

DUYGUSAL OLAYLARIN HATIRLANMASI: BİR GÖZ İZLEME ÇALIŞMASI

Esas Sosyal 2017 İlk Fırsat Programı Değerlendirme Raporu. III. Paydaşlara göre Genel Değerlendirmeler ve Geri Bildirimler

ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

KOD 1 DAVRANIŞ MR (48-72 AY) xxxxxxx DAVRANIŞ VE UYUM RAPORU. "Sorun, sorun olmadan çözümlenmelidir."

OYUN TEMELLİ BİLİŞSEL GELİŞİM PROGRAMININ AYLIK ÇOCUKLARIN BİLİŞSEL GELİŞİMİNE ETKİSİ

Halil ÖNAL*, Mehmet İNAN*, Sinan BOZKURT** Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi*, Spor Bilimleri Fakültesi**

TEMEL ALGISAL SÜREÇLER VE BİLGİ İŞLEMEDE ALGININ YERİ VE GESTALT PRENSİPLERİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

Veri Toplama Teknikleri

BÖLÜM 1 ÖLÇME VE DEĞERLENDİRMEDE TEMEL KAVRAMLAR

GÖRÜŞME GÖRÜŞME GÖRÜŞME. Sanat vs Bilim? Görüşme Yapma Becerileri. Hangi Amaçlar için Kullanılır? (mülakat-interview)

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Buse Erturan Gökhan Doğruyürür Ömer Faruk Gök Pınar Akyol Doç. Dr. Altan Doğan

araştırma alanı Öğrenme Bellek Algı Heyecanlar PSİKOLOJİNİN ALANLARI Doç.Dr. Halil EKŞİ

MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ

Dersin Grubu. Dersin Kodu. Yarıyıl. Dersin Adı. Bölüm Zorunlu. 1 1 PSY101 Psikolojiye Giriş-I. Bölüm Zorunlu. 2 2 PSY102 Psikolojiye Giriş-II

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ YRD. DOÇ. DR. SAİT ULUÇ. Telefon: (0312)

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

[BİROL BAYTAN] BEYANI

Ulusal Eğitim Derneği Cumartesi Konferansları

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

Bilişsel Kapalılık İhtiyacı, Yaşam Olayları ve Psikolojik Sağlamlık Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

ÖZ GEÇMİŞ. Doktora tez konusu: Hafızanın Anlamayla Etkileşimi. Tez danışmanı: Prof. Dr. Yılmaz Özakpınar.

Veri Toplama Araçları

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

Dr. Sait Uluç Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Testin Uygulanma Tarihi: 2017

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSİNE İLİŞKİN DEĞERLERİNİN İNCELENMESİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

HEDEF BELiRLENEN ENGELLi OLAN VE OLMAYAN ÖGRENCILERDE ANTRENMANIN PERFORMANS VE DUYGUSAL DURUMLAR ÜZERiNE ETKisi

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

PSİKOLOJİK YILDIRMANIN ÖNCÜLLERİ VE SONUÇLARI: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ. Hacettepe Üniversitesi Psikometri Araştırma ve Uygulama Merkezi HÜPAM

Makalede ve Tezde Tartışma Yazımı AYŞE BİLGE ÖZTÜRK KOÇ ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ ALLERJİ VE İMMUNOLOJİ BÖLÜMÜ

EK-1 BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ

HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETLERİNİN SAĞLIK HİZMETİ ALANLAR VE ÇALIŞANLAR TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ ÖRNEĞİ

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

Yerinde Masaj ın İş Hayatına Etkileri İstanbul Konulu Akademik Araştırma Sonuçları Sayfa 1/4

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ HASTANE ÇALIŞANLARININ HASTA GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜN ARAŞTIRILMASI

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

Otobiyografik Bellekte Aşırı Genelleme: Çocukluk Örselenme Yaşantılarının Otobiyografik Bellek Açısından İncelenmesi

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

KISA SÜRELİ BELLEK BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

tepav Ocak2013 N TÜRKİYE DE YOLSUZLUK ALGISI ÜZERİNE NOTLAR DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

ÖĞRENME PERFORMANSINI YÜKSELTME PROJESİ

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

PSİKİYATRİ KLİNİĞİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERDE İŞ DOYUMU, TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği

VERİ TOPLMA ARAÇLARI

Beden eğitimi öğretmen adaylarının okul deneyimi dersine yönelik tutumlarının incelenmesi

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Psikoloji (ÖSYM Burslu) Maltepe Üniversitesi 2005 Yükseklisans Psikoloji-Klinik Psikoloji (Burslu)

Döküm Fabrikası İşçilerinin

BİLİMSEL ARAŞTIRMA GİRİŞ BÖLÜMÜ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme

ÖĞRENEN LİDER ÖĞRETMEN EĞİTİM PROGRAMI 2014 YILI ÖLÇME DEĞERLENDİRME RAPORU

Transkript:

Türk Psikoloji Dergisi 2007, 22 (60), 45-64 Alzheimer ve Depresyon Tanılı Gruplar ile Normal Örneklemde, Kişisel ve Toplumsal Olaylara İlişkin Otobiyografik Bellek Özellikleri Fatma Uçar Boyraz Nurhan Er* Ankara Üniversitesi Özet Bu çalışmanın temel amacı, kişisel ve toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik bellek özelliklerini farklı örneklemlerde incelemektir. Bu amaçla 60 Alzheimer, 39 depresyon tanılı katılımcıdan ve demografik özellikler açısından diğer gruplara benzeyen 45 kişilik gruptan veri toplanmıştır. Veri toplama işlemi, Otobiyografi k Bellek Özellikleri Ölçeği (Er, Adalı, Olcay, Çavuşoğlu ve Şimşek, 2004) ve Otobiyografik Bellek Ölçeği / Flaş Anılar Alt Boyutu (Er ve Uçar, 2004) aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Uygulamalar bireysel olarak yapılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi sırasında, aktarılan anılar; akıcılık, teşviksiz aktarım, ayrıntılandırma düzeyi ve kendini anının merkezine koyabilme düzeyi olmak üzere dört temel boyutta puanlanmıştır. Ayrıca hem anı aktarımlarından hem de ölçeklere verilen yanıtlardan hareketle, otobiyografik bellek özellikleri değerlendirilmiştir. Benzer bir değerlendirme, zihin bulanıklığı açısından da yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar beklendiği gibi, Alzheimer hastalarının zihin bulanıklığı dışındaki boyutlarda diğer iki gruptan daha düşük puan aldığını; her grupta ve bütün boyutlarda kişisel olaya ilişkin otobiyografik anının, toplumsal olaya ilişkin otobiyografik anıdan daha iyi hatırlandığını göstermiştir. Bulgular, Alzheimer daki unutma faktörünün, zihin bulanıklığıyla seyrettiğine ve bu grubun unutkanlıklarına yönelik düşük farkındalığa sahip olduğuna da işaret etmektedir. Depresyon grubunun anılarını, karşılaştırma grubunda bulunanlar kadar iyi hatırlamadıkları elde edilen bir diğer sonuçtur. Buna karşın genel olarak bulgular, otobiyografi k bellek ile benlik arasında güçlü bir bağ olduğuna ve otobiyografik belleğin nörolojik temelli unutmada bile kişilerin benliklerini korumaya yönelik hizmet ettiğine destek sağlamıştır. Anahtar kelimeler: Kişisel olaya ilişkin otobiyografik anı, toplumsal olaya ilişkin otobiyografik anı, zihin bulanıklığı, Alzheimer, depresyon Abstract The main purpose of this study is examining autobiographical memory characteristics related to personal and public events with different samples. In order to fulfill this purpose, the data have gathered from patients suffering from 60 Alzheimer, 39 Depression and from 45 comparison group which resembles others according to demographical characteristics. Process of gathering data was done by using Autobiographical Memory Characteristics Scale (Er, Adalı, Olcay, Çavuşoğlu & Şimşek, 2004) and Flashbulb Memories subscale of Autobiographical Memory Questionnaire (Er & Uçar, 2004). One by one interview held with the participants. Participants were requested to tell an autobiographical event which has importance for their personal life and then an autobiographical event which is related to public event. In the course of evaluating the data, what participants told was graded according to four dimensions which are fl uency, spontaneous progression, level of details and the subject s level of centralization of herself in the event. After the general evaluation which was done according to participants narrations and responds to scales, their responds to scale items were graded. Besides that participants were evaluated in all dimensions according to confabulation. Findings show that Alzheimer patients got fewer grades than other groups according to all dimensions except confabulation. Another fi nding shows that personal autobiographical memories are remembered better than autobiographical memories which are related to public events. Besides, findings indicate that forgetting factor which characterizes Alzheimer with forgetfulness do not occurs as only forgetting, instead occurs after a kind of confabulation progress. Another fi nding indicates that Alzheimer patients do not have any awareness regarding their forgetfulness. Patients suffering depression cannot remember their memories as good as comparison group. As a conclusion, findings indicate that strong relationship between autobiographical memory and self in all groups. Key words: Autobiographical memory for personal events, autobiographical events for public events, confabulation, Alzheimer, depression * Yazışma Adresi: Nurhan Er, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Psikoloji Bölümü, 06100 Sıhhiye/ Ankara. E-posta: ner@humanity.ankara.edu.tr Yazar Notu: 1.Sunulan bu araştırmanın bir bölümü, ilk yazarın yüksek lisans tez çalışmasına dayanmaktadır ve araştırma, Türk Psikologlar Derneği 2007 Yılı Prof. Dr. Işık Savaşır Klinik Psikoloji Araştırmalarını Teşvik Ödülü kazanmıştır. 2.İlgili örneklemlere ulaşılmasında sağladıkları kolaylıklar için Doç. Dr. Ayşe Bingöl ve Doç. Dr. Elif Kabakçı ya, karşılaştırma grubunun veri toplama aşamasında yardımlarını esirgemeyen lisans ve yüksek lisans öğrencilerine ve anılarını bizimle paylaşan katılımcılara teşekkür ederiz.

46 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER Son yüzyıl içinde, insan belleği, basılan 42.300 den fazla yayının konusu olmuştur (Hall, 2006). Farklı bellek türlerine yönelik araştırmaların ilgi odağındaki konulardan biri de otobiyografik bellektir (örn., Bluck, Alea, Habermas ve Rubin, 2005; Conway, Bruce ve Sehulster, 1998; Dickson ve Bates, 2005; Gülgöz ve Rubin, 2001). Otobiyografik bellek, kişisel geçmiş yaşam olaylarının hiyerarşik bir organizasyon içinde yer aldığı, çeşitli geri getirme ipuçlarına veya referans noktalarına duyarlı kişisel bir bellek sistemidir (Er ve Uçar, 2004). Olayın olduğu zamana geri dönüp yeniden katılma; anıya geri dönebilme; olayın hayal veya rüya değil, gerçek (yaşanmış) olduğundan emin olma; olayı hatırlamada referans noktalarına başvurma (tarih, zaman, yer, kişi gibi); olay hakkında düşünme veya anlatma sıklığı, hatırladıklarından emin olma; olayın önemi; geçmişteki, şimdiki ve gelecekteki, olayı sözel hale getirebilme, öyküleştirme, olayın gerçekliğini vurgulayan bir anlatım; olay sırasında hissedilen duyguları hissetme; olayın bir kerelik mi birkaç olayın birleşimi mi, bir günden uzun süreye mi yayılmış olduğunu bilme otobiyografik belleğin bazı temel özellikleri arasındadır (Conway, 1996; Conway ve Rubin, 1993; Er ve Uçar, 2004; Gülgöz ve Rubin, 2001; Klein ve German, 2004). Araştırmalar, yaşam boyu otobiyografik bellekten geri getirilen anılar için 10-30 yaş aralığında belirgin bir anı tümseği olduğuna işaret etmektedir (Esgate ve Groome, 2005; Rubin ve Schulkind, 1997; Schrauf ve Rubin, 1998). Sadece kişisel olaylara ilişkin otobiyografik anıların değil, bu yaş aralığına ait toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anıların da oldukça canlı şekilde hatırlandığı bilinmektedir. Bir başka anlamda, bazı toplumsal olaylar da, beklenmedik olmaları, sonuçlarının önemli olması, açık ya da örtük olarak tekrar edilmeleri, yoğun bir uyarılmışlık haline sebep olmaları ve ilgili döneme ait otobiyografik anılarımızı şekillendirmeleri nedeniyle çoğu kez canlı bir şekilde hatırlanabilmektedir (Brown ve Kulik, 1977; Davidson ve Glisky, 2002; Er, 2003; Meeter, Eijsackers ve Mulder, 2005; Pillemer, 1984). Brown ve Kulik (1977), flaş bellek kapsamında tanımladıkları toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anıları; bir kişinin çok şaşırtıcı, önemli ve duygusal olarak uyarıcı bir olayı ilk öğrendiği ana ilişkin anısı şeklinde değerlendirmektedirler. Bu nedenle birçok çalışmada, kişisel veya toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anı ayrımı yapılmamaktadır. Her iki anı türünün birlikte ele alındığı araştırmaların sayısı ise son derece sınırlıdır (Holmes ve Conway, 1999; Howes ve Katz, 1992; Talarico ve Rubin, 2003). Toplumsal içerikli anıların en az kişisel otobiyografik anılarımız kadar iyi hatırlandığını vurgulayan çalışmalara karşın, kişisel anıların daha canlı şekilde hatırlandığına işaret eden araştırma sonuçları da mevcuttur (Howes ve Katz, 1992). Talarico ve Rubin (2003) yaptıkları bir çalışmada, toplumsal ve kişisel olaylara ilişkin hatırlananların değil, hatırlamalara ilişkin algının değiştiğine işaret etmektedir. Değişen algı neticesinde ise insanlar, toplumsal içerikli anıları daha ayrıntılı şekilde hatırladıklarını düşünmektedirler. Kişisel otobiyografik anılarımız, diğer anılarımızdan farklı olarak benlik ve amaçlarımızla yüksek düzeyde bütünleşen anılardır. Kişisel olaylara ait otobiyografik anılarımız, benliğimizle olan sıkı bağlantısı nedeniyle sadece geçmişimizle değil, geleceğimizle ve bugün kendimizi nasıl tanımladığımızla da yakından ilişkilidir (Asharaft, 2002; Esgate ve Groome, 2005; Setliff ve Mamurek, 2002). Özellikle klinik gruplara gidildiğinde benlik ve otobiyografik bellek ilişkisi daha da önemli hale gelmektedir (Addis ve Tippet, 2004; Brewin, Reynolds ve Tata, 1999; Brittlebank, Scott, Williams ve Ferrier, 1993; Gibbs ve Rude, 2004). Otobiyografik bellek çalışmalarında, yakın zamanda dikkat çekmeye başlayan bir kavram da zihin bulanıklığı dır. Dilimizde konfabulasyon olarak da kullanılan zihin bulanıklığı, bellek sorunu yaşayanlar için önemli bir belirti olmakla birlikte, çok iyi tanınan bir belirti değildir. Zihin bulanıklığı, klinisyenlerce; hastanın kendi isteği dışında gerçek ya da gerçek olmayan unsurlarla bellek boşluklarını doldurmaya çalışması olarak tanımlanmaktadır. Gerçekçi bir içeriği olabileceği gibi bütünüyle uydurulmuş bilgilerden de oluşabilen zihin bulanıklığı, bazen dürüst yalan söyleme ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60

OTOBİYOGRAFİK BELLEK 47 olarak da ifade edilmektedir. Ancak belirgin bir tanımı hala yapılabilmiş değildir (Baddeley ve Wilson, 1986; Barba, 1993; Gündoğar ve Demirci, 2006; Schacter ve Addis, 2007). Bellek, hatalara ve çarpıtmalara açık bir süreç olmasına rağmen, zihin bulanıklığında söz konusu olan durum daha farklıdır. Zihin bulanıklığında, kişinin yalnızca geçmişle ilgili olarak zihninin bulanmadığı, geleceği konusunda da net bir görüşe sahip olmadığı vurgulanmaktadır (Schacter ve Addis, 2007). Zihin bulanıklığının sıklıkla amnezi ile birlikte anıldığı bilinmektedir. Ancak yapılan araştırmalar zihin bulanıklığının oluşmasında, amnezinin bir ön koşul olmadığına işaret etmektedir. Zihin bulanıklığının bellek boşluklarının doldurulmasına hizmet eden bir mekanizma olduğunu düşünen araştırmacılar, amnezisi olan her kişide zihin bulanıklığının ortaya çıkmadığını da belirtmektedirler. Bu sürecin ortaya çıkmasından bellek bozukluğuna eşlik eden frontal işlev bozukluğunun sorumlu olduğu yönündeki görüş, en yaygın şekilde kabul gören görüşlerden biridir. Buna göre, bellekte bilginin kodlanması ve depolanmasından çok, geri çağrılması ve geri çağrılan bilginin denetlenmesi aşamasında sorun yaşanmaktadır. Bir başka deyişle, zihin bulanıklığı, bellekteki gerçeği denetleme, kaynak gözleme işlevlerindeki bozukluktan kaynaklanmaktadır (Barba, 1993; Gündoğar ve Demirci, 2006; Johnson, Hayes, D Esposito ve Raye, 2000; Moskovitch ve Mello, 1997). Otobiyografik bellek çalışmalarına konu olmaya başlayan diğer bir kavram ise tünel bellek tir (Safer, Christianson, Autry ve Österland, 1998). Tünel bellek, dikkatin belirli bir durumun belirli unsurlarına yönelik olarak aşırı derecede daraltılması olarak açıklanmakta ve bu kavram çoğunlukla stres verici olaylar için tanımlanmaktadır. Sınır daralması olarak da ifade edilen bu kavramla ilgili yapılan çalışmalar, travmatik ve stres verici durumlarda sınır daralması olduğuna çoğu kez işaret etmektedir. Araştırmalar duygusal uyarılmışlık durumunda dikkatin daraldığını, bu nedenle de çevresel ayrıntılar yerine merkezi ayrıntıların daha çok hatırlandığını belirtmektedir. Tünel bellek görüşü, olumsuz duygu yüklü olaylar için bildirilen bastırma ve çözülme ile ilgili bulgularla çelişiyor gibi görünmektedir. Ancak burada vurgulanan durum; yoğun duygu yüklü anılarda merkezi ayrıntı oranının, çevresel ayrıntı oranından fazla olmasıdır (Berntsen, 2002). Sağlıklı bireylerle olduğu kadar, nörolojik ya da psikolojik sorun yaşayan bireylerle yürütülen otobiyografik bellek araştırmaları da son yıllarda hızla artmıştır (örn., Grene, Hodges ve Baddeley, 1995; Minnen, Wessel, Verhaak ve Smeenk, 2005; Sala, Laiacona, Spinnler ve Trivelli, 1993; Santor ve Zuroff, 1994). Otobiyografik bellek özellikleri merak uyandıran ve geçmişlerini hatırlamakta zorlandıkları bilinen gruplardan biri depresyon teşhisi almış kişilerdir (örn., Tosun ve Dağ, 2000; Vreeswijk ve Wilde, 2004). Bu konudaki çalışmalar iki temel noktaya işaret etmektedir: (1) Depresyonda bulunanların, olumlu anılarından çok, olumsuz anıları hatırlama eğilimi şeklinde bir bellek yanlılıkları bulunmaktadır (Balch, Meyers ve Papotto, 1999; Ridout, Astell, Reid, Glen, ve O Carrol, 2003; Tosun ve Dağ, 2000), (2) Bu gruptaki kişiler yalnızca bellek yanlılığı göstermemekte, özel olaylara ilişkin anılarına ulaşmakta da zorlanmaktadırlar (Vreeswijik ve Wilde, 2004; Williams ve Broadbent, 1986). Hem klinik psikologların hem de bilişsel psikologların ilgisini çeken ve farklı bellek özellikleriyle öne çıkan bir başka grup ise Alzheimer hastalarıdır (Addis ve Tippett, 2004; Greene, Hodges ve Baddeley, 1995; Moses, Culpin, Lowe ve McWilliam, 2004; Perry, Watson ve Hodges, 2000). Alzheimer hastalığı, bir kez kaybedildiğinde yerine yenisi konamayan beyin hücrelerinin ölümüne neden olan ilerleyici nörodejeneratif bir hastalıktır. Demansın en yaygın görülen bir alt tipidir. Bu hastalıkta nöron kaybının öncelikle oluştuğu bölge hippokampustur. Hippokampus aynı zamanda bellek sisteminin merkezidir. Bu nedenle hastalığın başlangıç safhasında en çok bellek sisteminin etkilendiği görülür (Petersen, 2004; Scinto ve Daffner, 2000; Selekler, 2004; Topçuoğlu ve Selekler, 1998). Alzheimer da unutkanlığın gittikçe arttığı ve son dönemde de TÜRK PSİKOLOJİ DERGİSİ

48 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER bütünüyle başkalarına bağımlı hale gelindiği bilinmektedir. Genelde hastalığın ilk evrelerinde bulunanların otobiyografik bellek özelliklerini ele alan çalışmalar, bu grubun hatırlamalarının kötü olduğuna, ancak her durumda duygusal içerikteki olayları daha iyi hatırladıklarına işaret etmektedir (Karlsson, Backman, Herlitz, Nilson, Winblad ve Österlund, 1989; Kensinger, Anderson, Growdan ve Corkin, 2004; Moulin, Perfect, Conway, North, Jones ve James, 2002). Alzheimer hastaları ile yapılan araştırmalara bakıldığında, daha çok ilk ya da orta evrede bulunan hastalarla çalışıldığı ve bu çalışmalarda da teşviksiz (spontane) anı aktarımı yönteminin kullanılmadığı görülmektedir (örn., Addis ve Tippet, 2004; Grene, Hodges ve Baddeley, 1995). Alzheimer hastaları ile ilgili vurgulanan bir başka nokta ise, hatırladıkları anılar olmasına rağmen bu anılara ilişkin farkındalıklarında sorunlar olduğu yönündedir (Klein ve German, 2004). Araştırmanın Amacı Alzheimer ve depresyonda belleğin, sağlıklı bireysel süreçlere sahip normal bireylerdekinden farklılık gösterdiği bilinmektedir. Ancak özellikle, otobiyografik bellek konusunda yapılan çalışmalara bakıldığında, bellek sorunları olduğu bilinen Alzheimer ve depresyon gruplarının ayrı ayrı ele alındığı çalışmalar olmasına rağmen iki grubun bir arada değerlendirildiği bir çalışmaya şimdiye kadar rastlanmamıştır. Ayrıca çok küçük örneklemlerde çalışılan Alzheimer daki otobiyografik bellek bilgisi, çoğu kez farklı bellek paradigmalarından dolaylı olarak edinilmekte (örn., Hehman, German ve Klein, 2005) ve sağlıklı bilişsel süreçlere sahip bireylerle karşılaştırma da yine dolaylı olarak yapılmaktadır. Bu çalışmada, bu üç grubun otobiyografik bellek özelliklerinin, anıların, hem araştırmacılar tarafından puanlanması hem de katılımcıların kendi bellek performanslarını değerlendirmeleriyle doğrudan incelenmesi hedeflenmiştir. Öncelikle anı aktarımı yapan katılımcıların, bir sonraki aşamada hatırlamalarını kendilerinin değerlendirmesinin, farkındalıklarına ve üst bilişsel özelliklerine de ışık tutacağı düşünülmüştür. Bu genel perspektif doğrultusunda, araştırmanın temel amacı, Alzheimer ve depresyon tanısı almış klinik grupların kişisel ve toplumsal olaylara ait otobiyografik bellek özelliklerini, böyle bir tanısı olmayan bir grupla karşılaştırmaktır. Araştırmanın iki temel değişkeni bulunmaktadır: (1) Anı türü (Kişisel olaylara ilişkin otobiyografik anı - Toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anı) ve (2) Örneklem türü (Alzheimer grubu - Depresyon grubu - Karşılaştırma grubu). Depresyon konusu hem klinik hem de bilişsel psikologların sıkça çalıştığı bir konu olmakla birlikte, bellek kaybı ile karakterize olan nörolojik temelli Alzheimer hastalığı ağırlıklı olarak hekimler tarafından çalışılan bir konu olmuştur. Oysa bu hastalığa ilişkin bellek örüntüsü hakkında daha ayrıntılı bilgilerin elde edilmesinin, nöropsikolojik değerlendirme açısından da son derece kritik olabileceği ve otobiyografik bellek literatürüne de önemli katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Depresyonda olanların ağırlıklı olarak bilişsel sorunlar yaşadıkları, buna karşın Alzheimer teşhisi almış olanların nörolojik sorunlar yaşadıkları bilinmektedir. Bu araştırmada, her iki grubun birlikte ele alınması ve bellek özelliklerinin karşılaştırma grubuna göre incelenmesi yoluyla, bilişsel ve nörolojik farklı nedenlere bağlı olarak gelişen bellek sorunlarının karşılaştırması yapılabilmiştir. İlgili değerlendirmenin daha ayrıntılı olabilmesi için grupların bellek özellikleri, iki farklı anı türü (kişisel ve toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anı) ışığında incelenmiştir. Daha önce de değinildiği gibi, kişisel ve toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anıları birlikte değerlendiren araştırmaların sayısı son derece sınırlıdır. Örneğin, Holmes ve Conway in (1999) çalışması, bu sınırlı sayıdaki çalışmalardan biridir. Bu araştırmada, Holmes ve Conway in araştırmasında olduğu gibi kişisel ve toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anıların karşılaştırılması yoluyla, genelde aynı özelliklerle anılan bu iki anı türünün benzerliklerine ve farklılıklarına yönelik daha ayrıntılı bilgi edinebilmek hedeflenmiştir. ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60

OTOBİYOGRAFİK BELLEK 49 Örneklem Yöntem Araştırmanın örneklemi, Alzheimer grubu, depresyon grubu ve karşılaştırma grubu olmak üzere üç farklı gruptan ve toplam 144 katılımcıdan oluşmaktadır. Alzheimer grubunun verileri, Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi Nöroloji Kliniği nde Alzheimer teşhisi almış olan ve düzenli aralıklarla kontrol için gelen hastalardan toplanmıştır. Gelen hastalar hafif, orta ve ileri düzeyde Alzheimer hastalarıdır. Ayrıca veriler, MCI (Mild Cognitive Impairement) olarak adlandırılan ve bazı araştırmacılarca Alzheimer hastalığının habercisi sayılan (Petersen, 2004; Selekler, 2004) evredeki hastalardan da toplanmıştır. Alzheimer grubu; 19 u erken/ilk evrede, 16 sı orta evrede, 8 i ileri evrede, 11 i ise MCI evresinde bulunan toplam 60 (41 K, 19 E) katılımcıdan oluşmaktadır. Alzheimer grubu, 37-104 yaş aralığında olan (Ort. = 74.23, S = 23.14) ve farklı eğitim düzeylerine (18 üniversite, 22 lise-ortaokul, 11 ilkokul, 9 okuryazar) sahip katılımcılardan oluşmaktadır. Depresyon grubunun verileri ise Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Servisi yataklı hasta katında, 2004 Kasım - 2005 Aralık döneminin farklı zamanlarında, yaklaşık birer ay tedavi görmüş olan 39 (28 K, 11 E) majör depresyon hastasından elde edilmiştir. Depresyon grubu, 15-78 yaş aralığında olan (Ort. = 44.06, S = 17.10) ve farklı eğitim düzeylerine (15 üniversite, 10 lise-ortaokul, 10 ilkokul, 4 okuryazar) sahip katılımcılardan oluşmaktadır. Herhangi bir psikolojik ya da nörolojik hastalık teşhisi almamış olan ve 45 (30 K, 15 E) katılımcıdan oluşan karşılaştırma grubunun belirlenebilmesi için; Alzheimer ve depresyon grubunun yaş, eğitim düzeyi, yaşadığı bölge, sosyoekonomik düzey gibi özellikleri dikkate alınarak ayrıntılı bir liste oluşturulmuştur. İlgili liste temelinde katılımcılar, Ankara Üniversitesi Psikoloji Bölümü nde okuyan lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin yakınları ve tanıdıkları arasından seçilmiştir. Karşılaştırma grubu 19-89 yaş aralığında olan (Ort. = 63.24, S = 21.11) ve farklı eğitim düzeylerine sahip (19 üniversite, 11 lise-ortaokul, 10 ilkokul, 5 okuryazar) katılımcılardan oluşmaktadır. Bu grubun veri toplama işlemleri için, ikinci yazarla birlikte çalışan ve otobiyografik bellek konusunda bilgisi bulunan lisans ve yüksek lisans öğrencilerinden de destek alınmıştır. Karşılaştırma grubunun normal /sağlıklı bilişsel süreçlere sahip kişilerden oluşturulması gerektiği için, tanı grupları için oluşturulmuş demografik bilgi formundakine bezer şekilde bu gruptaki katılımcıların da demografik bilgi formunda genel zihinsel/bilişsel süreçlerinin değerlendirilebilmesine yönelik [bazıları Mini Mental Değerlendirmedekine benzer sorulara (örn., Bugün, günlerden ne / şu an neredeyiz vs.)] ve katılımcıların zihinsel bulanıklık ve genel bellek sorunları olup olmadığı hakkında ipucu verecek nitelikteki bazı kişisel sorulara [( Doğum yeriniz neresi, kaç çocuğunuz var, kaç yıllık evlisiniz,eşinizin/çocuklarınızın adları nedir, dün akşam yemeğinde ne yediniz? vs.)] yer verilmiştir. Kişisel sorulara verilen cevaplar ayrıca, aile bireyleri tarafından teyit edilmiştir. Veri Toplama Araçları Otobiyografik Bellek Ölçeği: Otobiyografik Bellek Ölçeği, Er ve Uçar (2004) tarafından geliştirilen ve otobiyografik belleğin literatürde en çok vurgulanan özellikleri doğrultusunda oluşturulan kapsamlı bir görüşme formudur. Araştırmada ölçeğin tamamı değil, sadece Flaş Anılar alt boyutunda bulunan altı açık uçlu sorusu kullanılmıştır. Bu sorular aşağıdaki gibi sıralanmaktadır: 1. Bu olay meydana geldiğinde saat tam olarak kaçtı? (Tam olarak hatırlamıyorsanız bir zaman aralığı verebilirsiniz) 2. Bu olay meydana geldiğinde neredeydiniz? 3. Bu olay meydana geldiğinde ne yapıyordunuz / ne ile meşguldünüz? 4. Bu olay meydana geldiğinde yanınızda kim/ kimler vardı? Mümkünse isimlerini belirtiniz. 5. Bu olay meydana geldiğinde üzerinizde bulunan giysileri anlatın. 6. Bu olay meydana geldiğinde ilk düşünceniz ne oldu? TÜRK PSİKOLOJİ DERGİSİ

50 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER Araştırmada, verilen cevaplar doğrultusunda anı aktarımları akıcılık, teşviksiz aktarım, ayrıntılandırma ve kendini anının merkezine koyabilme düzeyi açısından da puanlanmıştır. Böyle bir puanlama yapabilmek için görüşme sırasında katılımcıların ayrıntılı cevap vermeleri teşvik edilmiş, ek sorularla her bir madde gerektiği kadar ayrıntılandırılmıştır. Otobiyografik Bellek Özellikleri Ölçeği: Otobiyografik Bellek Özellikleri Ölçeği, Er tarafından geliştirilen 7 li Likert tipinde bir ölçektir (Er ve ark., 2004). Bu ölçek, Er ve Uçar ın (2004) çalışmasında kullanılan ölçeğin gözden geçirilmesi sonucunda elde edilen ve toplam 24 maddeden oluşan bir araçtır. Otobiyografik Bellek Özellikleri Ölçeği, anı aktarılmaksızın kişinin hatırlamalarını 7 boyut üzerinde, kendisinin değerlendirmesine olanak sağlayan ve Otobiyografik Bellek Ölçeği nin bütün boyutlarını kapsayan bir ölçektir. Ölçek maddeleri 12 boyut üzerine temellenmektedir. Bu boyutlar: (1) Flaş Anılar, (2) Mekansal Bellek, (3) Duyusal Ayrıntıların Zenginliği, (4) Hatırlamada Referans Noktası Kullanma, (5) Duygu Yoğunluğu, (6) Yeniden Yaşama, (7) Tekrar, (8) Emin Olma / Güven Duyma, (9) Olayın Önemi, (10) Olayın Etkisi ve Doğurguları, (11) Olayın Kronolojik Sırası, (12) Anlatım Özelliği şeklinde sıralanmaktadır. Katılımcıların kendi değerlendirmeleri ile araştırmacıların değerlendirmeleri arasındaki farkın anlaşılabilmesi için aynı konuya ilişkin ancak niteliksel olarak farklı olan bu iki ölçme aracı bir arada kullanılmıştır. Her iki araçtan elde edilen bilgiler, değerlendirmelerin iki yönlü olmasına imkan vermektedir. Ayrıca katılımcıların, anının merkezi ayrıntılarına ne derecede odaklanabildiklerine bağlı olarak tünel bellek değerlendirmesi de yapılmıştır. İşlem Uygulamalar sırasında gönüllülük temelinde hareket edilmiştir. Alzheimer hastaları ve depresyonda olanlarla yapılan görüşmeler, hastanenin görüşme odasında katılımcıyla bire bir ve yarı yapılandırılmış görüşme formatı şeklinde gerçekleştirilmiştir. Karşılaştırma grubunda bulunan katılımcıların görüşmeleri ise, katılımcıların uygun bulduğu mekanlarda yapılmıştır. Ölçekler kişisel bildirime dayalı olup bireysel ya da grup olarak uygulanabilmesine rağmen, bu çalışmada her katılımcı ile grubun özellikleri dikkate alınarak tek tek görüşülmüştür ve sorular araştırmacı tarafından sesli olarak okunmuş, gerektiği kadar tekrarlanmıştır. Ayrıca anı aktarımlarının genel değerlendirmesini yapmaya izin verecek ölçüde yanıt vermeleri ve olabildiğince ayrıntıya girmeleri teşvik edilmiştir, ek sorularla yönlendirmeler yapılmıştır. Ölçeklerin yanıtlama süresi ile ilgili bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bazı katılımcıların Likert tipi ölçekleri anlamakta zorlandıkları görülmüştür. Bu durumda katılımcılara, bütün basamaklar sözelleştirilmiş ve ardından da uygulamaya devam edilmiştir. Uygulamanın iki aşaması bulunmaktadır. İlk aşamada, katılımcılara, yaşamlarını çok etkileyen otobiyografik bir anıdan söz etmeleri yönünde bir yönerge verilmiştir ve anı aktarımının ardından ilgili anı için ölçekler doldurulmuştur. İkinci aşamada ise, katılımcılardan toplumsal bir olaya ilişkin otobiyografik anı aktarmaları istenmiştir. Toplumsal içerikli anı aktarımının ardından, ilgili anı temel alınarak ölçekler doldurulmuştur. Bulgular Ölçeklerin değerlendirilmesi; (1) Genel değerlendirme, (2) Zihin bulanıklığı, (3) Otobiyografi k Bellek Ölçeği / Flaş Anılar alt boyutu, (4) Otobiyografi k Bellek Özellikleri Ölçeği ve (5) Tünel Bellek değerlendirmesi olmak üzere beş boyutta yapılmıştır. Genel değerlendirme boyutları aşağıda kısaca tanıtılmıştır: a. Akıcılık: Katılımcının aktardıklarını ne denli akıcı anlattığı 1 ile 5 arasında puanlanmıştır. b. Ayrıntılandırma düzeyi: Katılımcının aktardıklarını ne denli detaylı aktardığı 1 ile 5 arasında puanlanmıştır. c. Teşviksiz aktarım: Katılımcının teşvike ihtiyaç duymadan, anılarını ne denli kendiliğinden dile getirebildiğine bağlı olarak 1 ile 5 arasında ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60

OTOBİYOGRAFİK BELLEK 51 puanlanmıştır. d. Kendini anının merkezine koyabilme düzeyi: Katılımcının kendisini merkeze aldığı bir anı aktarabilmesine bağlı olarak 1 ile 5 arasında puanlanmıştır. Bahsedilen bütün değerlendirmeler, öncelikle kişisel olaya ilişkin otobiyografik anı için, daha sonra da toplumsal olaya ilişkin otobiyografik anı için yapılmıştır. Araştırmada, farklı yaş gruplarından kişilerle çalışıldığından, yaş değişkeninin etkisini kontrol edebilmek için 3 (Alzheimer - Depresyon - Karşılaştırma) x 2 (Kişisel Olaya İlişkin Otobiyografik Anı - Toplumsal Olaya İlişkin Otobiyografik Anı), son faktörde tekrar ölçümlü ANCOVA yöntemi kullanılmıştır. Genel Değerlendirme Sonuçları Genel değerlendirme sırasında Baddeley ve Wilson ın (1986) kriterleri temel alınmıştır. Anılar; akıcılık, teşviksiz aktarım, ayrıntılandırma düzeyi ve kişinin kendisini anının merkezine koyabilme düzeyine göre değerlendirilmiştir. Genel değerlendirme boyutunun, akıcılık (F 2,134 = 66.73, p <.01, η 2 =.29), ayrıntılandırma düzeyi (F 2,134 = 81.45, p <.01, η 2 =.35), teşviksiz aktarım (F 2,134 = 45.03, p <.01, η 2 =.21) ve kendini anının merkezine koyabilme düzeyi (F 2,134 = 45.37, p <.01, η 2 =.22) boyutlarının tamamında örneklem grubu temel etkisi anlamlı bulunmuştur. Tukey testi sonuçlarına göre, anılarını en akıcı ve kendi merkezinde aktaran grup karşılaştırma grubudur. Karşılaştırma grubunu bu iki boyutta depresyon grubunun izlediği ve en kötü performans gösteren grubun da Alzheimer grubu olduğu bulunmuştur. Ayrıntılandırma düzeyi ve teşviksiz aktarım boyutlarında da karşılaştırma grubunun diğer gruplardan daha iyi performans sergilediği, depresyon ve Alzheimer grupları arasında ise anlamlı bir fark olmadığı sonucu elde edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre akıcılık (F 1,134 = 66.52, p <.01), ayrıntılandırma düzeyi (F 1,134 = 93.42, p <.01, η 2 =.43), teşviksiz aktarım (F 1,134 = 89.80, p <.01, η 2 =.39) ve kendini anının merkezine koyabilme düzeyi (F 1,134 = 84.68, p <.01, η 2 =.37) boyutlarının tamamında anı türü temel etkisi de anlamlı bulunmuştur. Bütün boyutlarda kişisel olaylara ilişkin otobiyografik anıların, toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anılardan daha iyi hatırlandığı bulunmuştur. Tablo 1 Genel Değerlendirme Boyutları Temelinde Alzheimer, Depresyon ve Karşılaştırma Grubunun Kişisel ve Toplumsal Olaylara İlişkin Otobiyografik Anıların Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve 3 (Örneklem Grubu) x 2 (Anı Türü) Faktörlü, Son Faktörde Tekrar Ölçümlü ANCOVA Sonuçları Kişisel Olaya İlişkin Otobiyografik Bellek Ortalama ve Standart Sapmaları Alzheimer n = 60 Depresyon n = 39 Karşılaştırma n = 45 Toplumsal Olaya İlişkin Otobiyografik Bellek Ortalama ve Standart Sapmaları Alzheimer n = 60 Depresyon n = 39 Karşılaştırma n = 45 Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) 3 X 2 lik Son Faktörde Tekrar Ölçümlü ANCOVA Sonuçları F Örneklem Grubu F Anı Türü F ÖG x AT 1. 3.53 (1.34) 3.93 (0.71) 4.97 (0.14) 2.45 (1.32) 3.21 (0. 94) 4.91 (0.28) 65.73 ** 66.52 ** 16.65 ** 2. 3.25 (1.38) 3.62 (1.07) 4.97 (0.14) 2.28 (1.27) 2.46 (0.91) 4.95 (0.20) 81.45 ** 93.42 ** 21.10 ** 3. 3.73 (1.50) 4.00 (1.24) 4.95 (0.20) 2.51 (1.42) 2.84 (1.13) 4.95 (0.20) 45.03 ** 89.8 ** 21.62 ** 4. 3.93 (1.47) 4.65 (0.60) 4.97 (0.14) 2.58 (1.46) 3.21 (1.23) 4.97 (0.14) 45.37 * 84.68 ** 23.15 ** * p <.01 Not: 1 = Akıcılık, 2 = Ayrıntılandırma düzeyi, 3 = Teşviksiz aktarım, 4 = Kendini anının merkezine koyabilme düzeyi TÜRK PSİKOLOJİ DERGİSİ

52 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER Tablo 1 de özetlendiği gibi; akıcılık (F 2,134 = 16.65, p <.01, η 2 =.091), ayrıntılandırma düzeyi (F 2,134 = 21.10, p <.01, η 2 =.088), teşviksiz aktarım (F 2,134 = 21.62, p <.01, η 2 =.089) ve kendini anının merkezine koyabilme düzeyinde (F 2,134 = 23.15, p <.01, η 2 =.11) boyutlarının tamamında, örneklem grubu ve anı türü ortak etkisinin de anlamlı olduğu bulunmuştur. Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırmalara göre; Alzheimer grubunun akıcılık, ayrıntılandırma düzeyi, tesviksiz aktarım düzeyi ve kendini anının merkezine koyabilme düzeyi olmak üzere bütün boyutlarda kişisel olaya ilişkin otobiyografik anılarını, toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anılarından daha iyi hatırladıkları sonucu elde edilmiştir (p <.01). Depresyon grubunun da akıcılık, ayrıntılandırma düzeyi, teşviksiz aktarım ve kendini anının merkezine koyabilme düzeyi olmak üzere, bütün boyutlarda kişisel olaya ilişkin otobiyografik anıların, toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anılarından daha iyi hatırladıkları sonucuna ulaşılmıştır (p <.01). Karşılaştırma grubunda ise, kişisel ve toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anılar açısından hiçbir boyutta anlamlı bir fark bulunmamıştır. Zihin Bulanıklığı Sonuçları Zihin bulanıklığının değerlendirmesi de kişi, mekan, yer, tarih ve olay olmak üzere toplam beş boyut üzerinden yapılmıştır. Zihin bulanıklığı değerlendirmesi sırasında Baddeley ve Wilson ın (1986) kriterleri temel alınmıştır. Zihin bulanıklığı boyutları olan; kişi (F 2,134 = 25.60, p <.01, η 2 =.09), yer (F 2,13 4 = 19.51, p <.01, η 2 =.082), tarih (F 2,134 = 20.69, p <.01, η 2 =.084), mekan (F 2,134 = 17.89, p <.01, η 2 =.077) ve olay (F 2,134 = 22.52, p <.01, η 2 =.091) boyutlarının tamamında grup temel etkisinin anlamlı olduğu bulunmuştur. Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırma sonuçlarına göre, Alzheimer grubunun diğer gruplardan anlamlı olarak yüksek puan aldığı, karşılaştırma grubu ile depresyon grubu arasında ise anlamlı bir fark olmadığı sonucu çıkmıştır. Bir başka deyişle, bütün boyutlarda en fazla zihin bulanıklığı yaşayan grup Alzheimer grubu olmuştur. Alzheimer grubunun en fazla zihin bulanıklığı yaşadığı alt boyut tarih tir; en az zihin bulanıklığı yaşadığı boyut ise mekan alt boyutu olmuştur. Tablo 2 Zihin Bulanıklığı Boyutları Temelinde Alzheimer, Depresyon ve Karşılaştırma Grubunun Kişisel ve Toplumsal Olaylara İlişkin Otobiyografik Anıların Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve 3 (Örneklem Grubu) x 2 (Anı Türü) Faktörlü, Son Faktörde Tekrar Ölçümlü ANCOVA Sonuçları Kişisel Olaya İlişkin Otobiyografik Bellek Ortalama ve Standart Sapmaları Alzheimer n = 60 Depresyon n = 39 Karşılaştırma n = 45 Toplumsal Olaya İlişkin Otobiyografik Bellek Ortalama ve Standart Sapmaları Alzheimer n = 60 Depresyon n = 39 Karşılaştırma n = 45 Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) 3 X 2 lik Son Faktörde Tekrar Ölçümlü ANCOVA Sonuçları F Örneklem Grubu F Anı Türü F ÖG x AT 1. 2.73 (2.55) 1.06 (0.24) 1.02 (0.14) 3.38 (2.84) 1.56 (1.77) 1.02 (0.14) 25.60 ** 4.93 * 1.38 2. 2.43 (2.51) 1.06 (0.35) 1.02 (0.14) 3.16 (2.87) 1.56 (1.77) 1.02 (0.14) 19.51 ** 5.47 * 1.64 3. 2.71 (2.56) 1.31 (1.22) 1.04 (0.20) 3.38 (2.86) 1.81 (1.94) 1.02 (0.14) 20.69 ** 4.68 * 1.42 4. 2.25 (2.41) 1.03 (0.17) 1.04 (0.20) 3.08 (2.86) 1.56 (1.77) 1.02 (0.14) 17.89 ** 5.15 * 1.90 5. 2.46 (2.49) 1.06 (0.35) 1.02 (0.14) 3.38 (2.87) 1.56 (1.77) 1.02 (0.14) 22.52 ** 7.25 ** 2.51 ** p <.01, * p <.05 Not: 1 = Kişi ile ilgili zihin bulanıklığı, 2 = Yer ile ilgili zihin bulanıklığı, 3 = Tarih ile ilgili zihin bulanıklığı, 4 = Mekan ile ilgili zihin bulanıklığı, 5 = Olay ile ilgili zihin bulanıklığı ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60

OTOBİYOGRAFİK BELLEK 53 Tablo 2 de görüldüğü gibi ele alınan boyutların tamamında, anı türü temel etkisinin de anlamlı olduğu görülmüştür. Buna göre, kişi (F 1,134 = 4.93, p <.05, η 2 =.014), yer (F 1,134 = 5.47, p <.05, η 2 =.016), tarih (F 1,134 = 4.68, p <.05, η 2 =.013), mekan (F 1,134 = 5.15, p <.05, η 2 =.018) ve olay (F 1,134 = 7.25, p <.0, η 2 =.018) boyutlarının tamamında toplumsal olaya ilişkin otobiyografik anılarda zihin bulanıklığının daha fazla yaşandığı bulunmuştur. Örneklem grubu ve anı türü ortak etkisi ise anlamlı bulunmamıştır. Otobiyografik Bellek Ölçeği / Flaş Anı Alt Boyutu Sonuçları Otobiyografik Bellek Ölçeği / Flaş Anılar Alt Boyutunda bulunan altı soruya verilen yanıtlar, genel değerlendirme başlığı altında verilen boyutlar çerçevesinde ve katılımcının ilgili soruya cevap verip verememesi temelinde puanlanmıştır. Bu boyutta bulunan bütün maddelerde örneklem türü temel etkisinin anlamlı olduğu bulunmuştur. Buna göre anı aktarımı sırasında olayın saatini hatırlama düzeyi (F 2,134 = 73.18, p <.01, η 2 =.36), nerede olduğunu hatırlama düzeyi (F 2,134 = 33.01, p <.01, η 2 =.28), ne ile meşgul olduğunu hatırlama düzeyi (F 2,134 = 39.86, p <.01, η 2 =.030), yanında kimlerin olduğunu hatırlama düzeyi (F 2,134 = 34.31, p <.01, η 2 =.28) olmak üzere dört boyutta, hatırlamaları en iyi olan grup karşılaştırma grubudur. Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırma sonuçlarına göre, karşılaştırma grubunu depresyon grubunun izlediği ve hatırlamaları en kötü olan grubun da Alzheimer grubu olduğu sonucu elde edilmiştir. Üzerinde bulunan giysileri hatırlama düzeyi boyutunda ise (F 2,134 = 94.65, p <.01, η 2 =.42) karşılaştırma grubunun hatırlamalarının daha iyi olduğu, depresyon ve Alzheimer grubu arasında ise anlamlı bir fark olmadığı sonucu elde edilmiştir. Olay anında ilk akla gelen düşünceyi hatırlama düzeyi boyutunda (F 2,134 = 25.52, p <.0, η 2 =.28) Alzheimer grubunun hatırlamalarının anlamlı olarak diğer grupların hatırlamalarından kötü olduğu, karşılaştırma grubu ile depresyon grubu arasında ise anlamlı bir fark olmadığı sonucu elde edilmiştir. Bu boyutların tamamında anı türü temel etkisinin de anlamlı olduğu görülmektedir. Buna göre; olayın saatini hatırlama düzeyi (F 1,134 = 30.21, p <.01, η 2 =.29), nerede olduğunu hatırlama düzeyi (F 1,134 = 20.53, p <.01, η 2 =.21), ne ile meşgul olduğunu hatırlama düzeyi (F 1,134 = 18.51, p <.01, η 2 =.20), yanında kimlerin olduğunu hatırlama düzeyi (F 1,134 = 17.75, p <.01, η 2 =.18), üzerinde bulunan giysileri hatırlama düzeyi (F 1,134 = 8.89, p <.01) ve ilk akla gelen düşünceyi hatırlama düzeyi (F 1,134 = 13.98, p <.01, η 2 =.12) olmak üzere altı boyutta katılımcılar, kişisel olaylara ilişkin otobiyografik anılarını, toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anılarından daha iyi hatırlamışlardır. Tablo 3 de özetlendiği gibi; olayın saatini hatırlama düzeyi (F 2,134 = 11.25, p <.01, η 2 =.12), nerede olduğunu hatırlama düzeyi (F 2,134 = 7.01, p <.05, η 2 =.011), ne ile meşgul olduğunu hatırlama düzeyi (F 2,134 = 6.06, p <.05, η 2 =.012), yanında kimlerin olduğunu hatırlama düzeyi (F 2,134 = 4.96, p <.05, η 2 =.010), üzerinde bulunan giysileri hatırlama düzeyi (F 2,134 = 3.52, p <.05, η 2 =.009) ve ilk akla gelen düşünceyi hatırlama düzeyi (F 2,134 = 4.70, p <.05, η 2 =.009) boyutlarının tamamında, örneklem grubu ve anı türü ortak etkisinin anlamlı olduğu görülmektedir. Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırmalara göre; Alzheimer grubunun olayın meydana geldiği saati hatırlama, olayın nerede meydana geldiğini hatırlama, olay meydana geldiğinde ne ile meşgul olduğunu hatırlama, olay meydana geldiğinde yanında olan kişileri hatırlama, olay meydana geldiğinde üzerinde bulunan giysileri hatırlama ve olay meydana geldiğinde ilk akla gelen düşünceyi hatırlama olmak üzere bütün boyutlarda kişisel olaya ilişkin otobiyografik anılarını, toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anılarından daha iyi hatırladıkları bulunmuştur (p <.05). Depresyon grubunun da olayın meydana geldiği saati hatırlama, olayın nerede meydana geldiğini hatırlama, olay meydana geldiğinde ne ile meşgul olduğunu hatırlama, olay meydana geldiğinde yanında olan kişileri hatırlama olmak üzere dört boyutta kişisel olaylara ilişkin otobiyografik anılarını, toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik TÜRK PSİKOLOJİ DERGİSİ

54 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER Tablo 3 Otobiyografik Bellek Ölçeği / Flaş Anılar Alt Boyutu Temelinde Alzheimer, Depresyon ve Karşılaştırma Grubunun Kişisel ve Toplumsal Olaylara İlişkin Otobiyografik Anıların Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve 3 (Örneklem Grubu) x 2 (Anı Türü) Faktörlü, Son Faktörde Tekrar Ölçümlü ANCOVA Sonuçları Kişisel Olaya İlişkin Otobiyografik Bellek Ortalama ve Standart Sapmaları Alzheimer n = 60 Depresyon n = 39 Karşılaştırma n = 45 Toplumsal Olaya İlişkin Otobiyografik Bellek Ortalama ve Standart Sapmaları Alzheimer n = 60 Depresyon n = 39 Karşılaştırma n = 45 Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) 3 X 2 lik Son Faktörde Tekrar Ölçümlü ANCOVA Sonuçları F Örneklem Grubu F Anı Türü F ÖG x AT 1. 3.08 (1.29) 4.06 (0.91) 4.95 (0.20) 2.61 (1.47) 2.93 (1.10) 4.97 (0.14) 73.18 ** 30.21 ** 11.25 ** 2. 3.80 (1.52) 4.87 (0.42) 4.97 (0.14) 3.01 (1.73) 4.31 (1.22) 4.97 (0.14) 33.01 ** 20.53 ** 7.01 ** 3. 3.60 (1.57) 4.68 (0.69) 4.97 (0.14) 2.85 (1.62) 4.18 (1.30) 4.95 (0.20) 39.86 ** 18.51 ** 6.06 ** 4. 3.68 (1.50) 4.56 (0.84) 4.97 (0.14) 2.96 (1.66) 3.93 (1.43) 4.97 (0.14) 34.31 ** 17.75 ** 4.96 ** 5. 2.83 (1.35) 3.15 (1.43) 4.95 (0.20) 2.28 (1.30) 2.75 (1.16) 4.95 (0.20) 94.65 ** 8.89 ** 3.52 ** 6. 3.78 (1.53) 4.62 (0.79) 4.95 (0.20) 3.15 (1.80) 4.21 (1.31) 4.97 (0.14) 25.52 ** 13.98 ** 4.70 ** ** p <.01, * p <.05 Not: 1 = Olayın meydana geldiği saati hatırlama, 2 = Olayın nerede meydana geldiğini hatırlama, 3 = Olay meydana geldiğinde ne ile meşgul olduğunu hatırlama, 4 = Olay meydana geldiğinde yanında olan kişileri hatırlama, 5 = Olay meydana geldiğinde üzerinde bulunan giysileri hatırlama, 6 = Olay ilk meydana geldiğinde ilk akla gelen düşünceyi hatırlama anılarından daha iyi hatırladıkları bulunmuştur (p <.05). Olay meydana geldiğinde üzerinde bulunan giysileri hatırlama ve olay meydana geldiğinde ilk akla gelen düşünceyi hatırlama boyutlarında ise, depresyon grubunun hatırlamalarının anı türüne göre farklılaşmadığı görülmüştür. Karşılaştırma grubunda ise, hiçbir boyutta kişisel olaylara ilişkin otobiyografik anıları ve toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anıları hatırlamak açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Otobiyografik Bellek Özellikleri Ölçeği Sonuçları Bu ölçekte, katılımcıların kendilerini her madde için yedi boyut üzerinde değerlendirmeleri istenmiştir. Otobiyografik Bellek Özellikleri Ölçeği maddelerinde, daha önceki boyutlardan farklı sonuçlar elde edilmiştir. Kişisel bildirim ölçeği olan bu aracın bazı maddelerinde Alzheimer grubunun kendini diğer gruplardan anlamlı olarak yüksek değerlendirmesi, bazı maddelerde ise gruplararası bir fark olmaması, bazı maddelerde karşılaştırma grubunun kendini anlamlı olarak yüksek değerlendirmesi, depresyon grubunun ise hiçbir maddede kendi ile ilgili yüksek değerlendirme yapmaması dikkat çekicidir. Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırma sonuçlarına göre Alzheimer grubunun diğer gruplardan yüksek puan aldıkları maddeler; genel olarak olayı iyi belirgin ve net hatırlama (F 2,106 = 7.89, p <.01, η 2 =.009), olayın nerede gerçekleştiğini hatırlama (F 2,106 = 5.04, p <.01, η 2 =.008), hatırlanan olayın gerçekten yaşanmış olduğundan şüphenin olmaması (F 2,106 = 178.19, p <.01, η 2 =.53), olayı gerçekten yaşamış olduğundan emin olma (F 2,106 = 1227.48, p <.01, η 2 =.65), olay sırasındaki duyguları hatırlama ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60

OTOBİYOGRAFİK BELLEK 55 (F 2,106 = 9.93, p <.01, η 2 =.012) ve hatırlanan olayı bir bütün / bir hikaye olarak hatırlama (F 2,106 = 10.73, p <.01, η 2 =.017) boyutlarıdır. Toplam altı boyutta, önceki bulgulardan farklı olarak Alzheimer grubunun yüksek puan alması, bu grubun farkındalığına ilişkin sorun olduğu anlamını taşımaktadır. Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırma sonuçlarına göre; hatırlanan olay sırasında üzerinizde bulunan giysilere ilişkin ayrıntıları hatırlama (F 2,106 = 33.04, p <.01, η 2 =.23), hatırlanan olay için işitsel; konuşma ve seslere ilişkin ayrıntıları hatırlama (F 2,106 = 5.34, p <.01, η 2 =.009), hatırlanan olay için temas ve dokunmaya ilişkin ayrıntıları hatırlama (F 2,106 = 49.43, p <.01, η 2 =.31), hatırlanan olay için kokulara ilişkin ayrıntıları hatırlama (F 2,106 = 203.05, p <.01, η 2 =.43), hatırlanan olayın şu andaki önemi (F 2,106 = 5.42, p <.01, η 2 =.008), hatırlanan olayın daha önce başkalarıyla paylaşımı (F 2,106 = 32.58, p <.01, η 2 =.19), olayın ne kadar beklenmedik/ ani ya da sürpriz olduğu (F 2,106 = 25.68, p <.01, η 2 =.14), şimdiye kadar olayın ne sıklıkta düşünüldüğü (F 2,106 = 165.65, p <.0, η 2 =.61), olayı uğraşmadığı halde bile / kendiliğinden hatırlanması (F 2,106 = 63.89, p <.0, η 2 =.41), hatırlanan olayın öncesinde olanların ayrıntılarını hatırlama (F 2,106 = 34.07, p <.01, η 2 =.23) ve hatırlanan olayın sonrasında olanların ayrıntılarını hatırlama (F 2,106 = 13.06, p <.01, η 2 =.17) boyutlarının tamamında karşılaştırma grubu hatırlamalarını, diğer gruplara oranla daha iyi değerlendirmiştir. Hatırlanan olayın meydana geldiği zamana ilişkin belleklerinin ne kadar belirgin ve net olduğu, hatırlanan olay sırasında yanında olan kişilerin ya da çevrede olup bitenlerin ne kadar canlı ve ayrıntılı hatırlandığı, hatırlanan olay için belleğin görsel -görüntülere ilişkin- ayrıntıların ne kadar hatırlandığı, hatırlanan olayın kişisel yaşantı için ne kadar önemli olduğu, hatırlanan olayın yaşamlarını ne oranda etkilediği / değiştirdiği, aktardıkları olayı doğru olarak hatırlayabildiklerinden emin olma, hatırlanan olay düşünüldüğünde bu olayın ne oranda yeniden yaşandığını hissetme boyutlarında ise gruplararası bir fark bulunmamıştır. Anı türü temel etkisinin de birçok maddede anlamlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır (bkz., Tablo 4). Anı türü temel etkisinin anlamlı olduğu maddelerden Hatırlanan olay sırasındaki duygu ve hisleri hatırlama boyutu dışındaki bütün boyutlarda kişisel olaylara ilişkin otobiyografik anı puan ortalamasının, toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anı puan ortalamalarından yüksek olduğu bulunmuştur. Tablo 4 de görüldüğü gibi olayın nerede gerçekleştiğini hatırlama, olay sırasında yanında olan kişileri ya da çevrede olup bitenleri hatırlama, olayın görsel ayrıntılarını hatırlama, olayın beklenmedik/sürpriz olması, olayın uğraşılmadığı halde bile kendiliğinde hatırlanması, olay sonrasında olanları hatırlama, olayı bir bütün / bir hikaye gibi hatırlama ve olay düşünüldüğünde olay anındaki duyguları yeniden yaşama boyutları dışındaki bütün maddelerde örneklem grubu ve anı türü etkisinin anlamlı olduğu sonucu elde edilmiştir. Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırma sonuçlarına göre, olayın genel olarak ne kadar iyi, belirgin ve net hatırlandığı; kişinin üzerinde bulunan giysileri hatırlama; konuşma ve sesleri hatırlama; kokuları hatırlama; olayın gerçekten yaşanmış olduğuna ilişkin bir şüphenin olmaması; olayın gerçekten yaşanmış olduğundan emin olma ve hatırlanan olayın doğru olarak hatırlandığından emin olma boyutlarında karşılaştırma grubunun kişisel olaya ilişkin otobiyografik anı puan ortalamalarının, toplumsal olaya ilişkin anı puan ortalamalarından yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bir başka deyişle, bu maddelerde belirtilen durumlarda karşılaştırma grubunun kişisel anılarına ilişkin hatırlamaları, toplumsal olaya ilişkin anılarına ilişkin hatırlamalarından daha iyidir. Alzheimer ve depresyon grubunda ise, bu maddeler için iki anı türü arasında bir fark bulunmamaktadır. Hatırlanan olayın kişisel yaşamı için olan önemi, olayın katılımcının yaşamını ne oranda etkilediği, katılımcının şu andaki yaşamını ne oranda etkilediği ve hatırlanan olayın şimdiye TÜRK PSİKOLOJİ DERGİSİ

56 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER Tablo 4 Otobiyografik Bellek Özellikleri Ölçeği Temelinde Alzheimer, Depresyon ve Karşılaştırma Grubunun Kişisel ve Toplumsal Olaylara İlişkin Otobiyografik Anıların Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve 3 (Örneklem Grubu) x 2 (Anı Türü) Faktörlü, Son Faktörde Tekrar Ölçümlü ANCOVA Sonuçları Kişisel Olaya İlişkin Otobiyografik Bellek Ortalama ve Standart Sapmaları Alzheimer n = 35 Depresyon n = 29 Karşılaştırma n = 45 Toplumsal Olaya İlişkin Otobiyografik Bellek Ortalama ve Standart Sapmaları Alzheimer n = 35 Depresyon n = 29 Karşılaştırma n = 45 Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) Ort. (S) 3 X 2 lik Son Faktörde Tekrar Ölçümlü ANCOVA Sonuçları F Örneklem Grubu F Anı Türü F ÖG x AT 1. 5.91 (1.42) 5.75 (1.68) 6.02 (0.14) 5.77 (1.57) 5.62 (1.65) 4.02 (0.14) 7.89 ** 30.53 ** 22.86 ** 2. 4.80 (1.89) 5.37 (1.54) 6.91 (0.35) 5.02 (2.10) 4.31 (1.85) 4.02 (0.14) 3.29 ** 57.53 ** 34.52 ** 3. 6.57 (1.26) 6.75 (0.68) 6.02 (0.14) 6.34 (1.64) 6.10 (1.51) 5.91 (0.28) 5.04 ** 6.05 * 1.41 4. 6.00 (1.49) 5.41 (1.95) 6.02 (0.14) 5.88 (1.81) 5.65 (2.15) 5.97 (0.14) 2.03 0.2 0.28 5. 5.57 (2.06) 5.51 (2.11) 6.02 (0.14) 4.97 (2.50) 5.41 (2.38) 5.02 (0.14) 0.3 9.56 ** 2 6. 3.42 (2.37) 3.41 (2.79) 6.97 (0.14) 3.80 (2.72) 2.96 (2.55) 5.02 (0.14) 33.04 ** 9.31 ** 10.73 ** 7. 4.82 (2.00) 4.68 (2.42) 6.97 (0.14) 4.22 (2.42) 4.93 (2.31) 4.02 (0.14) 5.34 ** 26.79 ** 21.74 ** 8. 2.65 (2.18) 3.72 (2.90) 6.97 (0.14) 2.60 (2.49) 2.17 (2.34) 4.02 (0.14) 49.43 ** 37.91 ** 12.86 ** 9. 1.97 (2.02) 1.58 (1.63) 6.95 (0.20) 1.94 (2.12) 1.31 (1.16) 4.97 (0.14) 203.05 ** 20.37 ** 15.03 ** 10. 6.91 (0.50) 6.86 (0.74) 6.02 (0.14) 6.82 (1.01) 6.96 (0.18) 4.97 (0.14) 178.19 ** 20.68 ** 24.59 ** 11. 6.97 (0.16) 6.93 (0.37) 6.02 (0.14) 6.94 (0.23) 6.96 (0.18) 5.02 (0.14) 1227.48 ** 123.61 ** 141.2 ** 12. 6.48 (1.09) 6.72 (1.13) 6.02 (0.14) 6.22 (1.26) 5.41 (1.63) 5.97 (0.33) 2.47 16.58 ** 8.20 ** 13. 6.08 (1.58) 6.79 (0.61) 6.00 (0.21) 5.32 (2.26) 4.51 (2.04) 6.02 (0.14) 1.56 29.16 ** 12.87 ** 14. 5.41 (2.11) 5.72 (1.64) 6.02 (0.14) 5.41 (2.17) 4.24 (2.19) 5.93 (0.33) 5.42 ** 8.88 ** 6.76 ** 15. 4.00 (1.87) 3.72 (1.98) 6.95 (0.20) 4.34 (1.90) 4.68 (2.12) 5.02 (0.14) 32.58 ** 1.19 23.28 ** 16. 4.68 (2.64) 5.58 (2.14) 6.95 (0.20) 4.48 (2.72) 6.17 (2.01) 6.02 (0.14) 25.68 ** 0.42 2.49 17. 4.57 (1.91) 5.41 (1.70) 6.97 (0.14) 4.57 (2.11) 3.96 (1.97) 6.97 (0.14) 65.65 ** 5.60 * 5.08 ** 18. 6.82 (0.74) 6.51 (1.29) 6.95 (0.20) 6.54 (0.91) 6.13 (1.38) 5.97 (0.14) 2.1 37.71 ** 6.72 ** 19. 4.22 (2.07) 4.72 (2.20) 6.97 (0.14) 3.28 (2.09) 2.96 (2.11) 6.02 (0.14) 63.89 ** 34.99 ** 1.55 20. 4.67 (2.26) 5.03 (2.48) 6.95 (0.14) 3.94 (2.54) 2.79 (2.35) 6.00 (0.21) 34.07 ** 38.56 ** 4.2 * 21. 4.91 (2.22) 4.68 (2.47) 6.02 (0.14) 5.05 (2.22) 4.03 (2.45) 5.97 (0.14) 13.06 ** 0.7 1.08 22. 6.40 (1.21) 6.34 (1.58) 5.02 (0.14) 6.34 (1.16) 6.13 (1.55) 6.02 (0.14) 9.93 ** 5.87 * 15.62 ** 23. 5.34 (2.33) 5.06 (2.50) 6.95 (0.20) 4.60 (2.60) 5.27 (2.49) 5.97 (0.14) 10.73 ** 5.73 * 2.77 24. 5.20 (2.16) 5.24 (2.16) 5.97 (0.14) 4.60 (2.26) 4.34 (2.31) 4.97 (0.14) 2.67 19.91 ** 0.43 ** p <.01, * p <.05 ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60

OTOBİYOGRAFİK BELLEK 57 kadar ne sıklıkta düşünüldüğü maddelerinde depresyon grubu için kişisel ve toplumsal olaya ilişkin anılarını hatırlama puan ortalamaları arasında bir fark bulunurken, diğer gruplar için anlamlı bir fark bulunmamıştır. Buna göre belirtilen maddelerin tamamında depresyon grubu kişisel olaya ilişkin anılarını, toplumsal olaya ilişkin anılarından daha iyi hatırlamaktadır (p <.01). Hatırlanan olayın meydana geldiği zamanın ne kadar net hatırlandığı; temas ve dokunmaya ilişkin ayrıntıları ne kadar hatırladığı ve hatırlanan olayın öncesinde olanları ne kadar hatırladığı olmak üzere üç maddede, hem karşılaştırma grubunun hem de depresyon grubunun kişisel olaya ilişkin hatırlamalarını, toplumsal olaya ilişkin hatırlamalarından anlamlı olarak daha yüksek olarak puanlamışlardır (p <.01). Alzheimer grubu için ise anlamlı bir fark bulunamamıştır. Hatırlanan olayın daha önce başkalarıyla paylaşılmış olma maddesinde karşılaştırma grubu, kişisel olaya ilişkin anılarını daha sık başkaları ile paylaştıklarını belirtirken; depresyon grubu tam tersine toplumsal olaya ilişkin otobiyografik anılarını daha sık şekilde başkalarıyla paylaştıklarını belirtmişlerdir (p <.01). Hatırlanan olaya ilişkin duyguları hatırlama boyutunda da karşılaştırma grubu, diğer maddelerden farklı olarak, toplumsal olaya ilişkin duygularını, kişisel olaya ilişkin duygularını daha iyi hatırladıklarını belirtmişlerdir (p <.01). Tünel Bellek Sonuçları Tünel bellek boyutu, katılımcının aktardığı anının merkezi ayrıntılarına ne oranda odaklanabildiğine bağlı olarak puanlanmıştır. Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırma sonuçlarına göre, daha önceki başlıklarla tutarlı olarak, karşılaştırma grubunun yüksek puan aldığı, bu grubu depresyon grubunun izlediği ve en düşük puan alan grubun da Alzheimer grubu olduğu bulunmuştur (F 2,106 = 112.16, p <.01, η 2 =.52). Bir başka deyişle, anılarının merkezi ayrıntılarına en iyi odaklanabilen grup karşılaştırma grubu olmuştur. Alzheimer grubunun ise anılarının merkezi ayrıntılarına odaklanma konusunda en kötü performansı sergileyen grup olduğu görülmüştür. Ayrıca anı türüne göre tünel bellek özelliğinde anlamlı bir fark olmadığı sonucu elde edilmiştir. Zihin bulanıklığı konusunda elde edilen bulgular doğrultusunda, sadece Alzheimer grubunu zihin bulanıklığı açısından ve aktardıkları otobiyografi k anıya ilişkin farkındalık düzeyleri açısından kendi içinde tekrar değerlendirme gereği duyulmuştur. Bu doğrultuda hastalık evreleri dikkate alınarak Alzheimer lı grupta ikinci bir çalışma daha yapılmıştır. Bunun için her evrede bulunan katılımcı sayısını olabildiğince eşitlemek için tekrar veri toplanmış ve 60 olan Alzheimer katılımcı sayısı 71 ye yükseltilmiştir. Ayrıca karşılaştırma grubundan yaş değişkeni göz önüne alınarak seçilen 18 kişi de ikinci çalışmaya dahil edilmiştir. Bu durumda; karşılaştırma grubunda 18, MCI grubunda 15, erken evrede 20, orta evrede 18, ileri evrede 18 olmak üzere toplam 89 katılımcı ikinci çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmanın ikinci basamağı, yalnızca kişisel olaylara ilişkin otobiyografik bellek temel alınarak yapılmıştır. Daha önce de belirtildiği gibi, kişisel olaylara oranla daha az hatırlanan toplumsal olay temelli otobiyografik anılara, Alzheimer grubunda bulunanların ulaşması daha da zor olmuştur. Bu nedenle sadece kişisel olaylara ilişkin otobiyografik anılar doğrultusunda analiz yapılmıştır. Alzheimer lı Grubun Kendi İçinde Karşılaştırılması Alzheimer grubunun zihin bulanıklığı ve hatırlıyor olma hissi boyutunda yeniden incelendiği çalışmada, zihin bulanıklığı için 5 (kişi, mekan, yer, tarih ve olay) x 5 (karşılaştırma grubu, MCI, erken evre, orta evre, ileri evre) ANOVA yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar, zihin bulanıklığının evrelere göre farklı bir seyir izlediğine ve alt boyutlara göre de farklılaştığına işaret etmektedir. Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırma sonuçlarına bakıldığında, evrelere göre; kişi, mekan, yer, tarih ve olay boyutlarında hastalığın başında farklılıklar olduğu ancak hastalığın sonunda bütün boyutlardaki zihin TÜRK PSİKOLOJİ DERGİSİ

58 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER bulanıklığının eşitlendiği ve doruk noktasına ulaştığı görülmektedir. Sonuçlar ayrıca zihin bulanıklığının bütün boyutlarda, evrelere göre anlamlı düzeyde farklılaştığına işaret etmektedir (F 4,84 = 21.32, p <.01 η 2 =.20). İkinci çalışmada hatırlıyor olma duygusu için yapılan analizin sonuçları, aktarılan otobiyografik anıya ilişkin farkındalık düzeyleri açısından gruplararasında fark olduğuna işaret etmektedir (F 14,83 = 14.11, p <.01, η 2 =.19). Tukey ile yapılan çoklu karşılaştırma sonuçlarına göre; hatırlıyor olma duygusu için ne, nerede ve ne zaman sorularına katılımcıların ne oranda cevap verebildikleri temel alınmıştır. Bulgular, erken evreden itibare, anıya ilişkin farkındalık düzeyinde ve hatırlıyor olma duygusunda azalma olduğuna işaret etmektedir. Tartışma ve Sonuç Bu çalışmada, kişisel ve toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik bellek özellikleri Alzheimer grubunda, depresyon grubunda ve karşılaştırma grubunda olmak üzere üç faklı örneklemde ve farklı boyutlarda incelenmiştir. Çalışmanın sonuçlarına genel olarak bakıldığında, gerek kişisel olaylara ilişkin gerekse toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anılarını en az hatırlayan grubun beklendiği gibi Alzheimer grubu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sonuçlar benzer şekilde, Alzheimer grubunun hatırlamalarının zamanda zihinsel yolculuk yapabilme özelliğine uygun olmadığına ve farkındalıklarının büyük oranda bozulduğuna işaret etmektedir. Neisser (1991), insanın kendi hakkındaki bilgisinin paradoksal bir yapıya sahip olduğunu belirtmektedir. Kişinin kendisine ilişkin bilgiler; hem öznel hem nesnel, hem sosyal hem kişisel, hem özel hem de geneldir. Dolayısıyla, insanın kendi hakkındaki bu karmaşık bilgi, farklı alt benlikleri barındırmaktadır. Bu çalışmanın sonuçları, benliğin bu karmaşık yapısının yaşamın ilerleyen yılları ile birlikte ve nörolojik kayıplar eşliğinde belki basitleştiğini; ancak izini korumaya devam ettiğini göstermektedir. Fromholt ve Larsen in (1991) çalışmasında da işaret edildiği gibi, demanslı hastaların önce anıları ile ilgili ayrıntıları ve daha sonra anıları bütünüyle kaybolmaktadır. Ancak kişinin kendisi ile ilgili anıları hatırlamada zorlandığı, kendisini tam olarak tanımlayamadığı Şekil 1 Grupların Otobiyografik Anı Aktarımında Yer, Mekan, Tarih, Kişi, Olay Aktarımında Yaşadıkları Zihin Bulanıklıkları Zihin bulan kl 6 5,5 5 4,5 4 3,5 3 2,5 2 1,5 1 0,5 0 Alzheimer Olmayan MCI Erken Evre Orta Evre leri Evre ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60

OTOBİYOGRAFİK BELLEK 59 ve bunun farkında olmadığı noktada bile (örn., Alzheimer hastalığın ilerleyen evrelerinde), ifade etmeye çalıştığı her şeyin benliği ile ilişkili olması çarpıcı bir bulgudur. Greenberg ve Rubin (2003), neredeyse bütün bilişsel süreçlerimizin geçmişten etkilendiğini belirtmişlerdir. Geçmişlerini hatırlamakta zorlanan hatta bazen hiç hatırlayamayan Alzheimer hastaları, bütünüyle başkalarına bağımlı şekilde yaşadıkları durumda bile ben likleri hakkında birşeyler anlatmaya çalışmışlardır. Orta evreden itibaren aktardıklarının tam olarak otobiyografik anılar olduğunu söylemek güçtür. Ancak, Alzheimer hastalarının söylemeye çalıştıkları birkaç sözde bile benliğe ilişkin vurgu bulunması, otobiyografik belleğin benlikle güçlü bağlantısının gösterilmesi açısından oldukça önemlidir. Wilson ve Ross (2003), otobiyografik bellek ve benlik arasında çift yönlü bir bağlantı olduğuna işaret etmektedir. Araştırmacılara göre, bireylerin kendileri ile ilgili görüşleri, inanışları ve hedefleri, geçmişteki kendileriyle ilgili anılarını hatırlayıp değerlendirmelerinden etkilenmektedir. Kendileri ile ilgili görüşler de, büyük oranda, kişisel geçmişe yönelik hatırlananlar tarafından şekillendirilmektedir. Elde edilen sonuçlar, otobiyografik belleğin diğer bellek türlerine oranla daha kalıcı ve en son bozulan bellek türlerinden biri olduğuna işaret etmektedir. Bu çalışmada, daha önce yapılan birçok araştırmadan farklı olarak (örn., Addis ve Tippet, 2004; Hehman, German ve Klein, 2005; Moses, Culpin, Lowe ve McWilliam, 2004; Tallberg ve Almkvist, 2001), ileri evrede bulunan hastalara ulaşılması ve bulguların bu evredekilerin de benlikle olan güçlü bağlantılarını vurgulaması önemlidir. Çünkü ileri evredeki bu hastalar artık birçok şeyi bütünüyle unutmuş durumdadırlar. Bazen kendilerini tam olarak ifade edemeyen bu kişilerin ağızlarından çıkan birkaç sözcük bile zihinlerinde neler kaldığına ilişkin ipuçları sunmaktadır. İpuçlarının işaret ettiği ise, en son kalanların kendilerine ait veya kendilerini tanımlamaya yönelik olduğudur. İleri evre Alzheimer hastaları ile yürütülen literatürdeki az sayıdaki araştırmaların da çoğunlukla tek katılımcı ile yürütüldüğü ve hatırlama yerine tanıma paradigması doğrultusunda hareket edildiği görülmektedir (örn., Hehman, German ve Klein, 2005). Hastalığın başlangıcında, hastaların kendileri de unutkanlıklarını fark etmekte ve gizlemeye çalışmaktadırlar. Zamanla hastalar, unutkanlıklarına ilişkin bu farkındalıklarını da kaybetmekte, en az eskisi kadar iyi hatırladıklarını ifade etmeye başlamaktadırlar. Nitekim bu çalışmada da, Otobiyografik Bellek Özellikleri Ölçeği nden elde edilen sonuçlar da aynı yöndedir. Hatırlamalarını Otobiyografik Bellek Özellikleri Ölçeği nin altı maddesinde diğer gruplara oranla daha iyi değerlendirmeleri; yedi maddede ise hatırlamalarını en az diğer gruplar kadar iyi değerlendirmeleri; ancak genel değerlendirme, zihin bulanıklığı ve Otobiyografik Bellek Ölçeği / Flaş Anılar alt boyutlarında hatırlamalarının aslında diğer gruplardan daha kötü olması üst bilişlerinin de bozulduğuna ilişkin önemli bir bulgudur. Zihin bulanıklığı konusunda elde edilen bulgular da, literatür bilgilerini destekler niteliktedir. Parkin (1997), yaptığı çalışmada frontal lobda lezyonu bulunan hastalarda yanlış hatırlamaların ve zihin bulanıklığının söz konusu olduğunu belirtmektedir. Zihin bulanıklığı boyutlarından elde edilen bilgiler, ayrıca Alzheimer hastalığına sahip kişilerin bellek sorunlarının basitçe unutma olarak ifade edilemeyeceğini göstermektedir. Alzheimer hastaları, yaşamlarına ilişkin birçok şeyi unutmadan önce, bir kafa karışıklığı yaşamaktadırlar. Olaya ilişkin ayrıntıları karıştırmaya başlayan hastalar, ancak bir süre sonra tamamen unutmaktadırlar. Alzheimer hastalarının tek bir grup gibi ele alındığı ve diğer gruplarla karşılaştırıldığı analiz sonuçlarında, en fazla zihin bulanıklığının tarih boyutunda, en az zihin bulanıklığının da mekan boyutunda yaşandığı görülmüştür. Bu bulgu da literatür bilgileri ile tutarlıdır. Nitekim yapılan çalışmalar, otobiyografik bellek bilgisinin mekan bilgisi ile güçlü şekilde bağlantılı olduğuna işaret etmektedir (Er ve Uçar, 2004; Gülgöz ve TÜRK PSİKOLOJİ DERGİSİ

60 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER Rubin, 2001). Ancak Alzheimer evrelerinin kendi içinde karşılaştırıldığı ikinci analizde, mekan bilgisinin de evrelerin ilerlemesi ile birlikte bozulduğu görülmektedir. MCI ve erken evrede, mekan bilgisi tarih alt boyutuna oranla daha az zihin bulanıklığı yaşanan bir alan olsa da, orta evreden itibaren mekan ile ilgili de hastaların kafasının karıştığı ve hastalığın son aşamasında da zihin bulanıklığı oranının bütün alt alanlarda eşitlendiği, doruk noktasına ulaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan birçok çalışmada, kişinin kendi anılarını sahiplenebilmesi için anılarının kendisinin olduğunu fark etmesinin önemli olduğu vurgulanmaktadır (örn., Klein ve German, 2004; Schacter ve Addis, 2007). Tulving (1985), iki tür farkındalığa işaret etmektedir: Otoneotik ve neotik. Otoneotik fakındalığa sahip kişi, hatırladığı olayın ne olduğunu, nerede gerçekleştiğini, ne zaman meydana geldiğini ve olayın kendi başından geçen bir olay olduğunu bilir. Oysa yapılan ikinci çalışmanın sonuçları, hastaların otoneotik farkındalıklarının neotik bir fakındalığa dönüştüğünü göstermektedir. MCI aşamasında henüz geçerli olmayan bu durum, kişinin başına gelen bir olayı hatırlaması; ancak ne, nerede, ne zaman ve kim sorularına tam olarak cevap verememesi anlamına gelmektedir. Bu kişiler, meydana gelen bir olayı hatırlamakla beraber, olayı rastgele ifade etmekte, kendileri ve çevresel uyaranlarla ilişkilendirememektedirler. Genel değerlendirme aşamasında, Alzheimer hastalarının, aktardıkları anıların merkezinde olmamaları da bu bulguyu destekler niteliktedir. Buna rağmen Alzheimer da fakındalığın azalması, bu grubun farkındalıklarını bütünüyle kaybettikleri anlamına da gelmemektedir. Otobiyografik Bellek Özellikleri Ölçeği nin bazı maddelerinde hatırlamalarını diğer gruplardan daha iyi değerlendirdiklerini görmekteyiz. Ancak kendilerini daha iyi değerlendirdikleri maddelerin genel özelliklerine bakıldığı zaman, bunların genel boyutlara ilişkin maddeler olduğu görülmektedir (örn., genel olarak olayın ne kadar iyi, belirgin ve net hatırlandığı; bu olayın gerçekleşmiş olduğundan emin olma gibi). Oysa karşılaştırma grubunun yüksek puanlar aldıkları maddelerin genel özelliği, anıların ayrıntılarıyla ilişkili olmalarıdır (örn., üzerinde bulunan giysileri hatırlama, konuşmaları, sesleri, kokuları hatırlama gibi anı ayrıntılarına yönelik sorular). Bu da göstermektedir ki, Alzheimer hastaları farkındalıklarını kısmen ya da büyük oranda kaybetmiş olsalar bile, bütünüyle durumlarını bilmiyor değiller. Geneli sorgulayan maddelerde iddialı olmalarına rağmen, anılarına ilişkin ayrıntıları hatırlayamayacaklarını fark edebilmektedirler. Ancak yine de bu tarz bir biliyor olma hissi, erken evreden itibaren, Tulving in (1985) belirttiği neotik farkındalığa karşılık gelmektedir. Yanıtlar daha çok hatırlamıyorum şeklinde değil, hatırlamıyorumdur şeklinde ifadelendirilmektedir. Daha sonra yapılacak olan çalışmalarda, Alzheimer hastalığının farklı evrelere göre değerlendirilmesinde zihin bulanıklığı dışındaki boyutların da incelenmesi, hastaların üst bilişsel özellikleri hakkında daha ayrıntılı bilgiler sunacaktır. Araştırmada depresyon grubunun anılarına ulaşmada, Alzheimer hastaları kadar olmasa da, zorlandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Zihin bulanıklığı yaşamamakla birlikte, anılara ulaşmada zorlanmaları, benliklerini tehdit eden anılardan bilinçli olarak kaçmaları şeklinde yorumlanabilir. Bazı çalışmalarda depresyonda olanlarda da zihin bulanıklığı görüldüğü belirtilmesine rağmen, bu çalışmada bu tür bir bulguya ulaşılmamıştır. Zihin bulanıklığının kaynağı konusunda farklı görüşler öne sürülmüştür. Organik temelli olduğuna işaret eden çalışmaların yanı sıra zihinsel süreçlerdeki bozulmalardan kaynaklandığına ilişkin görüşler de bulunmaktadır (Moscovitch, 1997). Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, zihin bulanıklığının beyin hasarı ile ilgili olduğu bilgisini daha çok desteklemektedir (Gündoğar ve Demirci, 2006; Petersen, 2004). Depresyon grubundan elde edilen sonuçlardan biri de, anılarını karşılaştırma grubunda bulunanlar kadar iyi ve merkezi ayrıntılarına odaklanarak hatırlayamadıklarıdır. Tünel bellek konusunda ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60

OTOBİYOGRAFİK BELLEK 61 yapılan araştırmalar, hatırlamalardaki tünel bellek özelliğinin bastırma ve çözülme yaklaşımları ile çeliştiğine işaret etmektedir. Bu çalışmada, depresyon teşhisi alanların anılarının merkezi özelliklerine yeterince odaklanamamaları ve buna karşın sağlıklı bireylerin anılarının merkezi ayrıntılarına odaklanabilmeleri, psikolojik sorunlar yaşayanlar için bastırma ve çözülme sürecinin gerçekleştiğine ancak sağlıklı bireylerde bunun söz konusu olmadığına işaret etmektedir. Bu durum, bellek yanlılığı gösteren depresyon grubunun, benliklerini korumak üzere anılarını sadece ana hatları ile hatırladıkları bilgisine destek sağlamaktadır (Williams, Teasdale, Segal ve Soulsby, 2000). Depresyon grubunda bulunanların, Otobiyografik Bellek Ölçeği nin Flaş Anılar alt boyutunda bulunan sorulara verdikleri yanıtlar da, depresyon konusunda yapılan araştırmalarla tutarlı bilgiler içermektedir. Buna göre, aktardığı olay sırasında üzerinde bulunan giysileri hatırlamak konusunda Alzheimer grubu kadar kötü olan depresyon grubu, olay sırasında ilk akıllarına gelen düşünceyi hatırlamak konusunda ise karşılaştırma grubu kadar iyi performans sergilemiştir. Görsel ayrıntılara odaklanmakta zorluk çeken bu grubun, hastalıklarının sürmesine de kısmen neden olan düşüncelerini hatırlamak konusunda zorluk yaşamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu araştırmanın bir diğer önemli yönü de, kişisel ve toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik bellek ayrımı yapılarak, bu iki bellek türünün de aynı çalışma içinde karşılaştırılmış olmasıdır. Benzer örüntüye sahip olduğu vurgulanmasına rağmen (örn., Conway ve ark., 1994; Davidson ve Glisky, 2002; Holmes ve Conway, 1999), bu çalışmada, insanların neredeyse bütün koşullarda kişisel yaşantılarına ilişkin otobiyografik anılarını, toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anılarından daha iyi hatırladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Benzer bulgulara işaret eden bir çalışmada, ileri yaşta bulunanların kişisel otobiyografik anılarını hatırlamada genç katılımcılar kadar iyi oldukları, ancak benzer bir durumun toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anılar için geçerli olmadığı vurgulanmaktadır (Howes ve Katz, 1992). Talarico ve Rubin (2003) ise, her iki anı türünün hatırlanması arasında bir fark olmadığına, fakat toplumsal içerikli anıların daha iyi hatırlandığına ilişkin yaygın bir kanı bulunduğuna işaret etmektedir. Buna karşın, toplumsal olayları kapsayan flaş bellek çalışmaları, toplumsal olaylara ilişkin otobiyografik anıların bazı durumlarda kişisel olaylara ilişkin otobiyografik anılardan daha kalıcı olduğuna işaret etmektedir (örn., Brown ve Kulik, 1977; Davidson ve Glisky, 2002). Toplumsal olaylara ilişkin de olsa, bellek izlerinin kalıcılığının, olayın kişisel önemi doğrultusunda belirlendiği görüşünü dile getiren önem sürücülü duygusal tepki modeli de, toplumsal anıların kalıcılığının kişisel önemle paralel olduğunu ifade etmektedir (Er, 2003). Bu çalışmada elde edilen bulgular da, bu modeli destekler şekilde, anıların kalıcılığının kişisel önemle belirlendiğini göstermektedir. Genel olarak değerlendirildiğinde bulgular, benliğin gücüne ve benliğin gücünün belleğe yansıdığına işaret etmektedir. Her şeyin unutulduğu noktada bile, bellekte benliğe ilişkin bir şeyler bulmanın mümkün olduğunu göstermektedir. Atrofi olarak bilinen ve nöron kaybına bağlı olarak beyin kütlesinin azalması anlamına gelen (bkz., Petersen, 2004) durumun söz konusu olduğu Alzheimer hastalarında, benlik izinin bu denli güçlü olması, benlik-bellek bağlantısının güçlü bir nörolojik temeli olduğuna ama sadece nörolojik yapıdan da ibaret olmadığına işaret etmektedir. Nitekim nörolojik bir yıkım olması durumunda da benlik izleri devam etmektedir. Benlik özel midir? sorusuna yanıt arayan Gillihan ve Farah da (2005), benlik kavramının nörolojik bağlantısı bulunduğunu belirtmektedir. Araştırmacılar, aynı zamanda benlik kavramımızın bir anlamda yansımaları olan otobiyografik anılarımızın, farklı beyin bölgeleri ile bağlantılı olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle de beyin hasarı durumunda otobiyografik anılarımızın da etkilenebilir olması ve farkındalığın bozulmasının da beyin hasarında sıkça görülebilmesi mümkündür. Kişinin elindeki en kıymetli hazine olan benliğin bilişsel ve nörolojik bağlantılarının bilinmesi, klinik uygulamalar açısından da kritik doğurguları TÜRK PSİKOLOJİ DERGİSİ

62 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER olan bir konudur. Bu bilgiler ışığında, klinik popülasyonlarda sıkça rastlanan bellek sorunlarının değerlendirilmesinde ve kişinin gerçek bellek performansının belirlenmesinde sadece genel bilgileri içeren (örn., Minimental Değerlendirme gibi) testlerin oldukça yetersiz olduğu da açıktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, bulgular, iki klinik örneklemin bellek örüntüleri hakkında da önemli bilgiler sunmaktadır. Bilişsel-davranışçı terapilerde, bilişi anlamanın önemli olduğu sıklıkla belirtilmektedir (örn., Savaşır ve Batur, 1996). Bilişi anlayabilmek, belleğin işleyişini de anlayabilmeyi gerektirmektedir. Ayrıca birçok psikoterapi yaklaşımında kişinin geçmişini anlamanın önemli olduğu bilinmektedir. Biliş / bellek / benlik bilgisi ve birbirleriyle olan ilişkiye ışık tutacak bilişsel yönelimli araştırmaların kuramsal katkılarının yanı sıra klinik müdahaleler ve sonrasında yapılacak danışmanlık konusunda da işlevsel önemi büyüktür. Kaynaklar Addis, D. R. ve Tippett, L. J. (2004). Memory of myself: Autobiographical memory and identity in Alzheimer s disease. Memory, 12 (1), 56-74. Ashcraft, M. H. (2002). Interactions in long-term memory (chapter 8). Cognition (third edition). New Jersey: Prentice - Hall Inc. Baddeley, A. (1988). Cognitive psychology and human memory. TINS, 11 (4), 176-181. Baddeley, A. ve Wilson, B. (1986). Amnesia, autobiographical memory, and confabulation. D. C. Rubin (Ed.), Autobiographical memory içinde. Cambridge: Cambridge University Press. Balch, W. R., Myers, D. M. ve Papotto, C. (1999). Dimensions of mood in mood-dependent memory. Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition, 25 (1), 70-83. Balota, D. A. ve Marsh, E. J. (2004). Memory (Part V). Cognitive psychology. New York: Taylor & Francis Books. Barba, G. D. (1993). Confabulation: knowledge and recollective experience. Cognitive Neuropsychology, 10 (1), 1-20. Berntsen, D. (2002). Tunnel memories for autobiographical events: central details are remembered more frequently from shocking than from happy experiences. Memory & Cognition, 30 (7), 1010-1020. Bluck, S., Alea, N., Habermas, T. ve Rubin, D. C. (2005). A tale of three functions: the self-reported uses of autobiographical memory. Social Cognition, 23 (1), 91-117. Brewin, C. R., Reynolds, M. ve Tata, P. (1999). Autobiographical memory processes and the course of depression. Journal of Abnormal Psychology, 108 (3), 511-517. Brittlebank, A. D., Scott, J., Williams, J. M. G. ve Ferrier, I. N. (1993). Autobiographical memory in depression: State or trait marker? British Journal of Psychiatry, 162, 118-121. Brown, R. ve Kulik, J. (1977). Flashbulb memory. Cognition, 5, 73-99. Conway, M. A. (1996). Autobiographical memories and autobiographical knowledge. D. C. Rubin (Ed.), Remembering our Past: Studies in autobiographical memory içinde. Cambridge: Cambridge University Pres. Conway, M. A., Anderson, S. J., Larsen, S. F., Donnelly, C. M., McDaniel, M. A., McClelland, A. G. R. ve Rawles, R. E. (1994). The formation of flashbulb memories. Memory and Cognition, 22, 326-343. Conway, M. A., Bruce, D. ve Sehulster, J. R. (1998). New directions in autobiographical memory research. Applied Cognitive Psychology, 12, 297-303. Conway, M. A. ve Pleydell-Pearce, C. W. (2000). The construction of autobiographical memories in the selfmemory system. Psychological Review, 107, 261-288. Conway, M. A. ve Rubin, D. C. (1993). The structure of autobiographical memory. A. E. Collins, S. E. Gathercole, M. A. Conway ve P. E. M. Morris, (Ed.), Theories of memory içinde. Hove: Lawrence Erlbaum. Davidson, P. S. R. ve Glisky, E. L. (2002). Is flashbulb memory a special instance of source memory? Evidence from older adults. Memory, 10 (2), 99-111. Dickson, J. M. ve Bates G. W. (2005). Influence of repression on autobiographical memories and expectations of the future. Australian Journal of Psychology, 57 (1), 20-27. Er, N. (2003). A new flashbulb memory model applied to the Marmara earthquake. Applied Cognitive Psychology, 17, 503-517. Er, N., Adalı, N., Olcay, S., Çavuşoğlu, S. ve Şimşek, A. (2004). Olumlu ve olumsuz yoğun duygu içeren anı ve imgelerin yaş dilimlerine göre özellikleri. XIII. Ulusal Psikoloji Kongresi Toplumsal Barış: Dün, Bugün ve Yarın, 7-11 Eylül İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul. Er, N. ve Uçar, F. (2004). Yoğun duygu yüklü yaşam olaylarında, kişisel anı aktarımları ve referans noktaları aracılığıyla otobiyografik bellek örüntülerinin incelenmesi. Türk ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60

OTOBİYOGRAFİK BELLEK 63 Psikoloji Dergisi, 19 (53), 1-18. Esgate, A. ve Groome, D. (2005). Everyday memory (chapter 3). An introduction to applied cognitive psychology. New York: Psychology Press. Fromholt, P. ve Larsen, S. F. (1991). Autobiographical memory in normal aging and primary degenerative dementia (dementia of Alzheimer type). Journal of Gerontology: Psychological Sciences, 46 (3), 85-91. Gibbs, B. R. ve Rude, S. S. (2004). Overgeneral autobiographical memory as depression vulnerability. Cognitive Therapy and Research, 28 (4), 511-526. Gillihan, S. J. ve Farah, M. J. (2005). Is self special? A critical review of evidence from experimental psychology and cognitive neuroscience. Psychological Bulettin, 131 (1), 76-97. Greeneberg, D. L. ve Rubin, D. C. (2003). The neuropsychology of autobiographical memory. Cortex, 39, 687-728. Greene, J. D. W., Hodges, J. R. ve Baddeley, A. D. (1995). Autobiographical memory and executive function in early dementia of alzheimer type. Neuropsychologia, 33 (12), 1647-1670. Gülgöz, S. ve Rubin, D. C. (2001). Kişisel anıların hatırlanması: Bir betimleme çalışması. Türk Psikoloji Dergisi, 16 (48), 37-51. Gündoğar, D. ve Demirci, S. (2006). Konfabulasyon (Masallama): İlgi çeken ancak yeterince bilinmeyen bir belirti. Türk Psikiyatri Dergisi, 17 (2), 1-8. Hall, T. A. (2006). The everyday memory survey: Development and psychometric analysis. United States: ProQuest Company. Hehman, J. A., German, T. P. ve Klein, S. B. (2005). Impaired self-recognition from recent photographs in a case of late-stage Alzheimer s disease. Social Cognition, 23 (1), 118-123. Holmes, A. ve Conway, M. A. (1999). Generation identity and the reminiscence bump: memory for public and private events. Journal of Adult Development, 6 (1), 21-34. Howe, M. L., Courage, M. L. ve Edison, S. C. (2003). When autobiographical memory begins. Developmental Review, 23, 471-494. Howes, J. L. ve Katz, A. N. (1992). Remote memory: Recalling autobiographical and public events from across the lifespan. Canadian Journal of Psychology, 46, 92-116. Johnson, M. K., Hayes, S. M., D Esposito, M. ve Raye, C. L.(2000). Confabulation. F. Boller, J. Grafman ve L. S. Cermak, (Ed.), Handbook of neuropsychology: Memory and its disorders (2nd. edition) içinde (390-401). Amsterdam: Elsevier Science. Karlsson, T., Backman, L., Herlitz, A., Nilsson, L. G., Winblad, B. ve Österlind, P. O. (1989). Memory improvement at different stages of alzheimer s disease. Neuropsychologia, 27, 737-742. Kensinger, E. A., Anderson, A., Growdon, J. H. ve Corkin, S. (2004). Effects of Alzheimer disease on memory for verbal emotional information. Neuropsychologia, 42, 791-800. Klein, S. B. ve German, T. P. (2004). A theory of autobiographical memory: Necessary components and disorders resulting from their loss. Social Cognition, 22 (5), 460-490. Meeter, M., Eijsackers, E. V. ve Mulder, J. L. (2005). Retrograde amnesia for autobiographical memories and public events in mild and moderate alzheimer s disease. Journal of Clinical and Experimental Neuropsychology, 28, 914-927. Minnen, A., Wessel, I., Verhaak, C. ve Smeenk, J. (2005). The relationship between autobiographical memory specificity and depressed mood following a stressful live event: A prospective study. British Journal of Clinical Psychology, 44, 405-415. Moscovitch, M. (1997). Confabulation. D. L. Schachter (Ed.), Memory distortion içinde, USA: Harvard University Press. Moskovitch, M. ve Mello, B. (1997). Strategic retrieval and the frontal lobes: Evidence from confabulation and amnesia. Neuropsychologia, 35, 1017-1034. Moses, A., Culpin, V., Lowe, C. ve McWilliam, C. (2004). Overgenerality of autobiographical memory in Alzheimer s disease. British Journal of Clinical Psychology, 43, 377-386. Moulin, C. J. A., Perfect, T. J. Conway, M. A., North, A. S., Jones, R. W. ve James, N. (2002). Retrieval-induced forgetting in alzheimer s disease. Neuropsychologia, 40, 862-867. Neisser, U. (1991). Five kinds of self-knowledge. D. Kolak ve R. Martin, (Ed.), Self & identity, contemporary philosophical issues içinde. New York: Macmillian Publishing Company. Parkin, A. J. (1997). The neuropsychology of false memory. Learning and Individual Differences, 9 (4), 341-357. Perry, R. J., Watson, P. ve Hodges, J. R. (2000). The nature and staging of attention dysfunction in early (minimal and mild) alzheimer s disease: Relationship to episodic and semantic memory impairment. Neuropsychologia, 38, 252-271. Petersen, M. (2004). Alzheimer hastalığı. (A. Bingöl, Çev., Ed.). Ankara: Güneş Kitabevi. Pillemer, D. B. (1984). Flashbulb memories of the assassination attempt on President Reagan. Cognition, 16, 63-80. Ridout, N., Astell, A. J., Reid, I. C., Glen, T. ve O Carroll, F. (2003). Memory bias for emotional facial expression TÜRK PSİKOLOJİ DERGİSİ

64 F. UÇAR BOYRAZ * N. ER in major depression. Cognition and Emotion, 17 (1), 101-122. Rubin, D. C. ve Schulkind, M. D. (1997). Distribution of important and word-cued autobiographical memories in 20-, 35-, and 70- year old adults. Psychology and Aging, 12 (3), 524-535. Safer, M. A., Christianson, S. A., Autry, M. W. ve Österlund, K. (1998). Tunnel memory for traumatic events. Applied Cognitive Psychology, 12, 99-117. Sala, S. D., Laiacona, M., Spinnler, H. ve Trivelli, C. (1993). Autobiographical recollection and frontal damage. Neuropsychologia, 31 (8), 823-839. Santor, D. A. ve Zuroff, D. C. (1994). Depressive symptoms: Effects of negative affectivity and failing to accept the past. Journal of Personality Assessment, 63 (2), 294-312. Savaşır, I. ve Batur, S. (1996). Depresyonun bilişsel - davranışçı tedavisi. I. Savaşır, G. Boyacıoğlu ve E. Kabakçı, (Ed.), Bilişsel - davranışçı terapiler içinde. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları. Schacter, D. L. ve Addis, D. R. (2007). The cognitive neuroscience of constructive memory: Remembering the past and imagining the future. Philosophical Transactions of the Royal Society, 362, 773-786. Schrauf, R. W. ve Rubin, D. C. (1998). Bilingual autobiographical memory in older adult immigrants: A test of cognitive explanations of the reminiscence bump and the linguistic encoding of memories. Journal of Memory and Language, 39, 437-457. Scinto, L. F. M. ve Daffner, K. R. (2000). Early diagnosis of alzheimer s disease. (A. A. Arıkan, Çev.). New Jersey: Humana Pres. Selekler, K. (2004). Alzheimer hastalığının öncesi: Hafif kognitif bozukluk. Hacettepe Tıp Dergisi, 35, 199-206. Setliff, A. E. ve Marmurek, H. H. C. (2002). The mood regulatory function of autobiographical recall is moderated by self-esteem. Personality and Individual Differences, 32, 761-771. Talarico, J. M. ve Rubin, D. C. (2003). Confidence, not consistency, characterizes flashbulb memories. Psychological Science, 14 (5), 455-461. Tallberg, I. M. ve Almkvist, O. (2001). Confabulation and memory in patients with alzheimer s disease. Journal of Clinical and Experimental Neuropsychology, 23 (2), 172-184. Topçuoğlu, E. S. ve Selekler, K. (1998). Alzheimer hastalığı. Geriatri, 1 (2), 63-67. Tosun, A. ve Dağ, İ. (2000). Depresif duygu durumu olan ve olmayan kişilerin, örtük bellek görevinde duygu durum tutarlı bellek yanlılığı açısından karşılaştırılması. Türk Psikoloji Dergisi, 15 (46), 29-39. Vreeswijk, M. F. ve Wilde, E. J. (2004). Autobiographical memory specificity, psychopathology, depressed mood and the use of the autobiographical memory test: A meta-analysis. Behaviour Research and Therapy, 42, 731-743. Williams, J. M. G. ve Broadbent, K. (1986). Autobiographical Memory in Suicide Attempters. Journal of Abnormal Psychology, 95 (2), 144-149. Williams, J. M. G., Teasdale, J. D., Segal, Z. V. ve Soulsby, J. (2000). Mindfulness-based cognitive therapy reduces overgeneral autobiographical memory in formerly depressed patients. Journal of Abnormal Psychology, 109 (1), 150-155. Wilson, A. E. ve Ross, M. (2003). The identity function of autobiographical memoy: Time is on our side. Memory, 11 (2), 137-149. ARALIK 2007, CİLT 22, SAYI 60