Yazarak Düşünmek: Terakki de Çocuk Hakları ve Toplumsal Sorunları Eğitim Ortamında Tartışmak Projelerinde Yazma Çalışmaları Özgür Şensoy Terakki Vakfı Okulları Program Geliştirme Uzmanı
Kelimeler Bize Ne Anlatıyor? Düşünce: Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea Düşünmek: Aklından geçirmek, göz önüne getirmek. Yazı: Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi. Yazmak: Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak. Yazmak bir düşünme etkinliğidir. Yazmak, sistematik düşünmeyi kazandırır. Sıklıkla düşüncelerimiz, onları kağıt üzerine dökmeye geçinceye kadar karışıktır ve net değildir.
Düşünceyi Görünür Kılmak Küçük, kısa notlar alırken bile aslında düşünme eylemini gerçekleştirirsiniz. Düşünceleriniz çoğunlukla siz onları yazmaya başlayıncaya kadar sonsuz olasılıklar bulutunda öylece kalacaktır. Lynn Hunt, professor of history at the University of California at Los Angeles, is a former president of the AHA.
Kimler Ne Demiş? Nickerson (1984) yazmayı, bilişsel işlemlerin çok önemlilerinden biri olarak görmektedir. Yazmak sadece düşüncenin ifade ediliş şekli değil aynı zamanda onu geliştirmek için bir araçtır. "Yazma düşünmedir. İyi yazabilmek, iyi düşünebilmektir. Bu nedenle de yazmak zordur. " (Interview with NEH chairman Bruce Cole, Humanities, July/Aug. 2002, Vol. 23/No. 4) David McCullough
Kimler Ne Demiş? Yazılı anlatım pek çok alt beceriyi gerektiren çok yönlü, karmaşık ve zor bir süreçtir. (Evans, 2001, s.1) Yazılı anlatım becerilerinin hem gelişimsel özellik gösteren bilişsel bir süreç hem de sosyal bir davranış olduğu pek çok kuramın savunduğu bir gerçektir. (Pritchard ve Honeycutt, 2007, s.29 )
Düşünce "Düşünce" dediğimiz şey düşündüğümüzden çok daha fazla uçucu bir şeydir. İnsanın kendi kendisiyle durmadan konuşan bir varlık olduğunu hatırlayacak olursak eğer (bilinçlibilinçsiz bir akış), düşündüklerimizin çok azının bir sonraki âna, saate ya da güne kaldığını da fark edebiliriz. Kayıt altına alınmayan düşüncelerin bir çoğu kaybolup gider. Belli bir düşünce 150 milisaniyeden daha kısa bir sürede üretilip eyleme geçirilebilmektedir. Ortalama bir insanın günde 70.000 düşünce ürettiği belirlenmiştir. (Laboratory of Neuro Imaging at the University of Southern California)
Kısa ve Uzun Süreli Bellek Kısa süreli bellek, bir kere kullanmak üzere bulundurulan bilgileri saklar. Kısa süreli bellekte bilginin kalma süresi yaklaşık 20-30 saniyedir. (Woolfolk, 1993; McCrow ve Roop, 1992; Slavin, 1988). Uzun süreli bellek, öğeler arasındaki ilişkilerin depolandığı bellektir. Kısa süreli belleğin 20 ila 30 saniye içerisindeki bilgileri çağırmasından farklı olarak, depolanmış bilgileri uzun sürelerde tekrar çağırabilir. Kısa süreli bellekte işlenmiş olan bilgi uzun süreli belleğe gönderilerek depolanır, bilginin öğrenilmiş kabul edilmesi için mutlaka uzun süreli belleğe depolanmış olması gerekir, çünkü uzun süreli belleğe girmeyen bilgiler bir tepki üretilmiş olsa dahi kısa sürede kaybolur. Uzun süreli bellek, bilgilerin devamlı kaldığı bellektir. Bilgilerin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçmesi protein sentezine bağlıdır. Yaşlılarda bu işlem yavaşlamış olduğundan, yeni izlenim ve hatıraların daha kolay unutulduğu görülür. Uzun süreli bellekteki bazı bilgileri hatırlayamamamızın nedeni yeterli ipucu olmamasıdır.
Bazı Yararlı Bilgiler: Kısa süreli belleğin kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle, sadece sözlü sunuya dayalı derslerde öğrencinin öğrenmesi büyük ölçüde engellenmektedir. Bir birimlik bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarılması 10 saniye almaktadır. Normal bir konuşma hızıyla anlatımda bir dakikada 150 sözcük söylenmektedir. Aşağı yukarı her 5 sözcükte 1 fikir üretilebilmektedir. Bu durumda öğrenci, dakikada 30 fikri yani anlamı almakla yükümlü tutulmaktadır. Öğrenci bu fikir bombardımanı karşısında diyelim ki çok önemli olan 15 i ile yüz yüze gelse bile, dakikada ancak bunların 6 sını işleyerek uzun süreli belleğe gönderebilecek kapasiteye sahiptir. Durum böyle olunca da, öğrenci geri kalan 9 önemli fikri alamayacak kaçıracaktır.
Bazı Yararlı Bilgiler: Yukarıdaki nedenlerle öğretmenler, açıklamalarını sürekli ve hızla yapmak yerine, öğrencilerin kısa süreli belleklerinde işlem yapmalarına olanak verecek biçimde yavaş, daha çok ana tekrarlara ve özetlemelere yer vererek yapmalıdırlar. Sunular çok kısa, öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci etkileşimi daha çok olmalıdır. Konunun anlaşılıp anlaşılamadığını kontrol edici sorular sorulup cevaplandırılması sağlanmalıdır. Yerinde ve etkili bir biçimde kullanılacak öğretim araç ve materyalleri kısa süreli belleğin aşırı yüklenmesini önleyecektir. Örneğin; yazı tahtasının, tepegöz projektörün, tabloların, grafiklerin, haritaların, slaytların, bilgisayarların, çeşitli kart oyunlarının öğretmeöğrenme ortamında etkili kullanımı, öğrencinin kısa süreli belleğinin kapasitesini etkili bir biçimde kullanabilmesi için gerekli zaman aralıklarını sağlayacaktır.
Her gün 1000 sözcük yazın! Srinivas Rao Dolayısıyla yazarak düşünmek yani kaydederek, aslında çok önemli. Elbette bu yazılan her şeyin çok kıymetli ve kayda değer olduğu anlamına gelmez. Filozof ya da deha olabilmek için emek ve inşadan başka şeylerin de insanda bulunması gerekir. Ama kendimiz için yazarak düşünmek, belki o dağınık zihnin, yolların nerede çatallanıp nerede düzleştiğinin ya da sistematik düşünmenin yapılmak istenen şeye ne kadar yaklaştırıcı olabileceğinin de göstergesi olurdu. Max Jacob "Sahici Mucizeler" kitabında her gün yazın, diyor. Çünkü yazmak bir alışkanlıktır. Yazacak bir şeyiniz olmadığını düşünüyorsanız bile, bunu yazın. O gün dolmuşa mı bindiniz, kalabalık mıydı, dikkatinizi çeken bir şey mi oldu? Önemli değil, o alışkanlığı yitirmeyin. Yazarak düşünebilmeyi bir düşünme biçimine dönüştürebilmek kıymetli bir şey.
Kimler Ne Demiş? " düşünmek ya da düşündüğünü sanmakla, düşündüğünü sandığın şeyi bir düşünce olarak aktarabilmek arasında da çok fark var. Yazı kendi doğası itibariyle senden bir fotoğraf makinesi gibi aynen kayıt yapmanı istemez. Böyle yapsan bile, bu bir süre sonra kendi kendisini püskürten bir şey dönüşür. Kaynak: Posted January 10th, 2011 by deryaonderin
Mühim adamlardan birine sormuşlar, şu konu hakkında ne düşünüyorsun diye, bilmem bu konuda daha bir şey yazmadım ki demiş. Neticede söz uçar, yazı kalır demişler. "Önemli olan bu hayatta başına gelen şeyler değil, bunlardan neyi ve nasıl hatırladığındır." Gabriel Garcia Marquez Kimler Ne Demiş?
Herkes Farklı Herkes Eşit (mi?) DÜZEY: 5. Sınıf Kazanımlar: 1. İnsanların benzer ve farklı özellikleri olduğunu fark eder. 2. İnsanların benzer ve farklı ihtiyaçları olabileceğini fark eder. 3. Engelli ayrımcılığının nedenleri ve sonuçları üzerine düşünür.
Gelişme Etkinliği (20 dk.): Sınıf dört-beş kişilik gruplara ayrılır ve her gruptan bir sözcü seçilmesi istenir. Her gruba farklı engel grubundan bireylerin görsellerinden (Ek 1) bir tanesi verilir ve grupların aşağıdaki sorular çerçevesinde tartışmaları istenir. Bu kişileri nasıl tanımlarsınız? Bu tanımlamayı, bu kişilerin hangi ortak özelliklerine dayanarak yapıyorsunuz? Sizce bu kişiler neleri yapabilir? Neleri yapamaz? Yapamaz dediğiniz şeyleri neden yapamayacaklarını düşünüyorsunuz? Bu kişilerin yapamaz dediğiniz şeyleri yapabilmeleri nasıl mümkün olabilir? Grup içi tartışmalardan sonra grup sözcüleri sırayla tahtaya gelerek kendi grubuna verilen engelli fotoğrafını tahtaya yapıştırır ve gerçekleştirdikleri grup tartışmalarını sınıfla paylaşır. Grup sözcülerinin bu paylaşımları sırasında öğretmen tahtaya not alır ve grup sözcülerinin söylediklerini tartışmaya açar.
Bu etkinlik, engellilerin önündeki engellerin kaldırılması durumunda yapabilirliklerini gösteren sunum (Ek 2) sonlandırılır. Her bir görselin öğrenciler tarafından anlaşılması ve hangi araç ve düzenlemelerle engellilerin katılımının sağlandığının açıklığa kavuşması sağlanır. Değerlendirme Etkinliği (10 dk.): Gelişme Etkinliğinde oluşturulan gruplardan, etkinlikte üzerinde çalıştıkları engelli kişilerin karşılaşabileceği engelleri (evde, okulda, işyerinde, sokakta) düşünmeleri ve yazmaları istenir.
Mavi Kapak Kampanyası Neye DÜZEY: 7. Sınıf Kazanımlar: Yarar? 1. Engelli, özürlü ve sakat kavramlarının kullanımlarını sorgular. 2. Engelli ayrımcılığının merhamet ve acıma üzerinden işlendiğini fark eder. 3. Engelli ayrımcılığı ile mücadele için çözüm önerileri geliştirir.
1. DERS (40 dk.) Giriş Etkinliği (5 dk.): Öğrencileri derse hazırlamak amacıyla, engellilere yönelik toplumsal algıyı gösteren sunum ile derse giriş yapılır. Öğrencilerden sunumdaki görsellerin kendilerine çağrıştırdığı kavramları, duyguları ve düşünceleri paylaşmaları istenir. Gelişme Etkinliği (20 dk.): Öğrenci cevapları ile ilgili hiçbir yorum yapmadan Süleyman Akbulut ile yapılan röportajın videosu izletilir. Video izlendikten sonra öğrencilerle sorular çerçevesinde büyük grup tartışması yapılır.
2. DERS (40 dk.) Giriş Etkinliği (5 dk.): Öğrencilerin bir önceki dersteki yazma çalışmasında yazdıkları özetlenerek ve önemli noktalar vurgulanarak derse giriş yapılır. Gelişme Etkinliği (25 dk.): Sınıf dört gruba ayrılarak her gruba örnek olaylardan bir tanesi verilir. Gruplardan kendilerine verilen örnek olayı grup içerisinde tartışmaları istenerek canlandırma yapacakları söylenir.
Değerlendirme Etkinliği (10 dk.): Canlandırmalar tamamlandıktan sonra her gruba kendi örnek olayında yer alan sorun ile ilgili araştırma yapacakları söylenir. Öğrencilere araştırmalarını yakın çevrelerinden uzak çevrelerine doğru yapmaları (okul-mahalle-semt gibi) söylenerek kontrol listesi dağıtılır. Öğrencilerden kontrol listelerini doldurmaları, kontrol listelerindeki bilgilere dayanarak değerlendirme yapmaları istenir. Bu değerlendirmeleri sonucunda ilgili makamlara, yapılmasını önerdikleri düzenlemelere ilişkin bir dilekçe yazacakları belirtilir. ÖĞRETMEN NOTU: Yazılan dilekçeler öğretmen tarafından değerlendirilip öğrencilere performans görevi notu verilir. Dilekçe yazma ölçütleri ve dilekçelerin uygun makama yazılıp yazılmadığı değerlendirmenin ölçütleri olmalıdır. Öğretmen, değerlendirmesini yaptıktan sonra öğrencilere mutlaka geri bildirim vermelidir.
Başka Dilde Aşk: Engellilere Yönelik DÜZEY: 10. Sınıf Kazanımlar: Toplumsal Algılar 1. Engelli, özürlü ve sakat kavramlarının kullanımlarını sorgular. 2. Engellilere yönelik kalıp yargıları fark eder. 3. Engelli ayrımcılığının nedenleri ve sonuçları üzerine düşünür.
Giriş Etkinliği (5 dk.): Öğrencilere engelliliğe ilişkin görseller gösterilir. Bu görseller, size hangi kavramları çağrıştırıyor? diye sorularak söylenen kavramların hepsi yorum yapmadan tahtaya yazılır. Öğrencilere Bu kavramlardan hangisi en yaygın olarak kullanılıyor? diye sorulur ve bu kavramın diğer kavramlara tercih edilmesinin nedenleri sorgulatılır. Gelişme Etkinliği 1 (10 dk.): Öğrencilerden tahtada yazılı olan kavramların geçtiği atasözü, deyim ve sözleri düşünmeleri istenir. Sınıf duvarına afiş boyutunda bir kağıt asılarak öğrencilerin söyledikleri, bu kağıda yazılır. Kağıda yazılan ifadelerin teker teker üzerinden gidilerek ifadelerin anlaşılması sağlandıktan sonra, Bütün bu ifadelerle nasıl bir engellilik algısı üretiliyor? sorusu sorularak tartışma açılır.
Değerlendirme Etkinliği (10 dk.): Engellilik Sorununa Yaklaşım metni dağıtılır. Bu metinde ders boyunca tartışılan kavramların dayandığı teorik yaklaşımların açıklandığı ve bu kavramların tanımlandığı bilgisi verilerek, öğrencilere metni okumaları söylenir. Metni okuduktan sonra, Bu kavramlardan hangisini kullanmayı tercih edersiniz? Neden? sorusu üzerine birkaç paragraflık bir yazı yazmaları istenir.
Yazmak; SONUÇ o Öğrencinin metinde yazılanları okuyup onu kendi cümleleri ile yazması suretiyle gerçekleşen, o Bilgilerin akılda daha fazla kalmasını sağlayan, o Anlamlandırmayı artırıcı yöntemlerden biridir. Yazmak sureti ile her yazılan kelime ya da cümle bize kendi anlamını zihnimizde yorumlama imkanı verir. Öğrenilmek istenilen konu, dışarıdan bakıldığında yazıya geçiriliyor gibi gözükse de sizin için çok daha hızlı bir öğrenme yöntemi olmaktadır.
SONUÇ Yazmanın en güzel kısmı nedir? Yazmanın en güzel kısmı kendinizden çıkmak, kendinize dışarıdan bakabilmektir. o Yazmak sadece kişisel ve mesleki gelişiminize katkı yapmakla kalmaz. o Yapıcı eleştiriler ve öneriler ile düşüncelerinizi ve bakış açılarınızı genişletir, o Hayallerinizi ve hedeflerinizi canlı tutar, o Ruh halinizi kelimelere dökerek sizi olgunlaştırır.
"Ancak yazıya geçmiş düşüncenin değeri vardır; geri kalanlar boş çırpınmalardan, rüzgarın alıp götürdüğü bir saatlik hayallerden, başka bir şey değildir." Emile Zola