DOĞUM EYLEMĠNDE GEBELERĠN ANKSĠYETE DÜZEYLERĠNĠN ĠNCELENMESĠ *

Benzer belgeler
Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven

Doğumun Aktif Fazında Uygulanan Hidroterapinin, Doğum Süreci, Anne Memnuniyeti ve Doğum Sonrası Ebeveynlik Davranışı Üzerine Etkisi

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

Normal ve Sezaryen Doğum Yapan Kadınların Doğum Konfor Düzeyine Göre Karşılaştırılması

GEBELERDE DOĞUM ÖNCESİ VE DOĞUM SONRASI DÖNEMLERDE DURUMLUK KAYGI DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

doi: /hsp Primipar Ve Multipar Gebelerde Doğum Ve Doğum Sonu Döneme İlişkin Endişelerin Belirlenmesi

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN İLK KLİNİK DENEYİM ÖNCESİ ANKSİYETE DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ. Nilüfer ERBİL* Azize Nuran KAHRAMAN* Özgül BOSTAN*

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

HEMŞİRELİK VE SAĞLIK MEMURLUĞU ÖĞRENCİLERİNİN ATILGANLIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ*

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

SAĞLIK YÜKSEKOKULU BİRİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN KLİNİK UYGULAMAYA İLİŞKİN KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ*

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

HASTANEDE ÇALIŞAN EBE VE HEMŞİRELERİN ÇOCUKLARININ BAKIMI HAKKINDAKİ ENDİŞELERİ VE DURUMLUK SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ JOURNAL OF HEALTH SCIENCES Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayın Organıdır

TEŞEKKÜR. Araştırmacı bu çalışmanın gerçekleşmesinde katkılarından dolayı aşağıda adı geçen kişi ve kuruluşlara içtenlikle teşekkür eder.

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1. İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSİNE İLİŞKİN DEĞERLERİNİN İNCELENMESİ

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Loğusaların Doğum Sonu Konfor Düzeyleri ve Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi*

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

Gebelikte Psikososyal Sağlık Düzeyi ve İlişkili Faktörler

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMEN ADAYLARI VE ÖĞRETMEN YETERLĠKLERĠ

Öğr. Gör. Neslihan ÖZDEMİR Ahi Evran Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu

$5$ù7,50$ (%(/ø. gö5(1&ø/(5ø1ø1 *g5(9 7$1,0/$5, 9( <(7(5/ø/ø. $/$1/$5,1$ *g5(.(1'ø/(5ø1ø '(ö(5/(1'ø50(/(5ø g]hq (VUD.$5$0$1 + O\D 2.

DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİNİN ANNENİN PRENATAL UYUMUNA ETKİSİ

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarını Etkileyen Faktörler Bahman Alp RENÇBER 1

TAF Preventive Medicine Bulletin, 2008: 7(3)

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

Anne Yaşı ve Gebelik Sayısının Bebeğin Doğum Ağırlığı ile İlişkisi

EBELİK ÖĞRENCİLERİNİN ELEŞTİREL DÜŞÜNME DÜZEYLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi

Kars ta Gebelerin Ev Ziyareti İle Ruhsal Durumlarının Belirlenmesi

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

DOĞUMHANE STAJINA ÇIKAN ÖĞRENCİLERİN DURUMLUK-SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ *

Sema DOĞU, Kader KOÇ, Zeynep ASLAN, Serpil TÜRKER, Nur İHTİYAR GİRİŞ

Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Ruhsal Durumlarının Değerlendirilmesi

14 YAŞ VE ÜZERİ BİREYLERİN ANKSİYETE VE GENEL SAĞLIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

Gebelik ve Doğum Sonrası Dönemde Sosyal Destek Algısı Düzeylerinin İncelenmesi

ÖNSÖZ. beni motive eden tez danışmanım sayın Doç. Dr. Zehra Özçınar a sonsuz

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

Türkiye deki hemşirelik araştırmalarında kullanılan veri toplama araçları

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

Cerrahi Kliniklerde Çalışan Hemşirelerin Mesleki Profesyonelliklerinin Değerlendirilmesi

KIRSAL ALANDAKİ ANNELERİN SAĞLIKLI BEBEKLERİNİN BAKIM SORUNLARINI ÇÖZME BECERİLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER*

ÇANAKKALE SAĞLIK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ (PÇB) VE ETKİLEYEN BAZI FAKTÖRLER*

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Doç. Dr. Demet ÜNALAN Doç. Dr. Mehmet S. İLKAY Uzman Tülin FİLİK ERCİYES ÜNİVERSİTESİ

Sezaryen ile Doğum Yapacak Kadınların Ameliyat Öncesi Anksiyete Düzeylerinin Belirlenmesi

Preterm eylem tanısı alan gebelerin kaygı, depresyon ve algılanan sosyal destek düzeyini etkileyen faktörler*

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi

EYLEMDEKİ TEKEL İŞÇİLERİNİN KAYGI VE ÖZYETERLİLİK DÜZEYİ

Volume: 9 Issue: 2 Year: 2012

Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2007; 10: 1

Sivas İli Ana-Çocuk Sağlığı Merkezine Başvuran Kadınların Aile Planlaması Yöntem Tercihleri ve Etkileyen Faktörler

DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Bir Üniversite Hastanesinde Kadınların Sezaryen Doğum Tercihlerini Etkileyen Faktörler

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

BĠRĠNCĠ BASAMAK SAĞLIK ÇALIġANLARINDA YAġAM DOYUMU, Ġġ DOYUMU VE TÜKENMĠġLĠK DURUMU

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

LİSE SON SINIF ÖĞRENCİLERİNDE DURUMLUK VE SÜREKLİ ANKSİYETE DÜZEYİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER*

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

GEBELERİN ALGILADIKLARI SOSYAL DESTEK İLE PRENATAL BAĞLANMA ARASINDAKİ İLİŞKİ

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 61, Aralık 2017, s

Şanlıurfa İlinde Kadınların Aile Planlamasına İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi

DOĞUM TRAVMASI ve EBELİK YAKLAŞIMLARI

ARAŞTIRMA MAKALESİ. Ferda Kaya Zaman 1 Nurşah Özkan 2 Dilek Toprak 3. Zaman FK ve ark.

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Annelik rolü ve ebeveynlik davranışı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

Okul Öncesi (5-6 Yaş) Cimnastik Çalışmasının Esneklik, Denge Ve Koordinasyon Üzerine Etkisi

Transkript:

ARAġTIRMA DOĞUM EYLEMĠNDE GEBELERĠN ANKSĠYETE DÜZEYLERĠNĠN ĠNCELENMESĠ * Zehra Demet ÜST** Türkan PASĠNLĠOĞLU*** Hava ÖZKAN**** Alınış Tarihi:08.12.2012 Kabul Tarihi:24.03.2013 ÖZET Amaç: Bu araştırma, gebelerin doğum eylemindeki anksiyete düzeylerini ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Kesitsel türde olan bu araştırma 25 Haziran 2011-15 Ağustos 2011 tarihleri arasında hastaneye doğum için başvuran 130 gebe ile yürütülmüştür. Veriler anket formu ve Spielberger in Durumluk Kaygı Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik dağılım, varyans analizi ve t testi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmada, gebelerin %38.5 inin 20-24 yaş grubunda olduğu, %63.1 inin ilköğretim mezunu, %58.5 inin il merkezinde yaşadığı, %48.5 inin ilk gebeliği olduğu bulunmuştur. Gebelerin, Durumluluk Kaygı Ölçeği toplam puan ortalaması 40.88±6.25 olarak bulunmuştur. Gebelerin; eğitim durumu, yaşadığı yer ve gebelik sayısına göre Durumluluk Kaygı Ölçeği puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Gebelerin, Durumluluk Kaygı Ölçeği puan ortalamalarının orta düzeyde olduğu, eğitim düzeyi düşük olan, köyde yaşayan ve birden fazla doğum yapmış gebelerin durumluluk kaygı puanlarının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Anksiyete; gebe; gebelik; doğum eylemi; etkileyen faktörler. ABSTRACT Investigation of Anxiety Levels of Pregnant Women in Labor Aim: This study was conducted with the aim of determining the factors affecting their anxiety levels of the pregnants in the act of birth. Method: This study which has sectional quality was carried on 130 pregnant women selected from those who apply to the hospital for labor between the dates 25 th June 2011 and 15 th August 2011. The data were collected by using Situational Anxiety Scale of Spielberg and a survey in the evaluation of the data, percentage, variance analysis and t-test were used. Findings: In the study, it was found out that 38.5% of the pregnants was in 20-24 age group, that 63.1% were primary school graduate and that 58.5% of the pregnants lived in city- center and that 48.5% of the pregnants became the first time pregnant. In addition, total score average of Situational Anxiety Scale of the pregnants was 40.88±6.25. there was a significant relationship between living place, educational situation and the number of pregnancies of the pregnants (p <0.05). In conclusion: It can be said that score averages of the pregnants obtained from Situational Anxiety Scale became moderate level, but those of living in villages and having low-educational level became high level. Key Words: Anxiety, pregnant, pregnancy, labor, affecting factors. GĠRĠġ Gelişimsel kriz olarak nitelendirilen gebelik ve doğum, fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişikliklere neden olduğundan, kadın hayatında önemli bir yer tutar. Gebeliğe özgü fizyolojik ve hormonal değişiklikler psikolojik değişikliklerin kaynağını oluşturmaktadır (Taşkın 2011; Kara, Çakmaklı, Nacak ve Türeci 2001). Gebelikte gelişen psikolojik değişikliklere kolaylıkla uyum sağlanırken bazı kadınlarda hafif, orta ve şiddetli düzeyde ruhsal sorunlar görülebilmektedir. Özellikle de gebeliğin üçüncü trimestrinde anne adaylarında anksiyete gelişmekte ve artmaktadır. *Bu araştırma, 1.Uluslararası-2. Ulusal Ebelik Kongresinde (13-16 Ekim 2011 Safranbolu/Karabük) poster bildiri olarak sunulmuştur. **Atatürk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ebelik Bölümü (Arş. Gör.) zehra.ust@hotmail.com *** Atatürk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü (Prof. Dr.) **** Atatürk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ebelik Bölümü (Yrd. Doç. Dr.) 110

Bu ruhsal sorunlar gebeliğin farklı dönemlerinde çelişki, belirsizlik, içe dönüklük, pasif kişilik, bağımlılık, korku, kaygı gibi psikolojik değişikliklerle ortaya çıkmaktadır (Kaplan, Bahar, Sertbaş 2007; Beck 2001). Kaygı, genellikle gelecekle ilgili insanı üzen ve sıkan bir bekleme hali olarak tanımlanır. Titreme, terleme, çarpıntı ve yüksek nabız gibi fiziksel semptomlarla ortaya çıkan güvensizlik duygusu ile karışık bir heyecan durumudur (Beck and Emery, 2006) Doğum eyleminde kadınlar yaşadıklarını ve olup bitenleri yeterince bilmedikleri ve anlayamadıkları için korku, endişe ve anksiyete yaşamaktadırlar (Adams and Bianchi 2008; Chen, Wong and Chang 2001; Larkin, Begley and Devane 2009). Kadınların büyük çoğunluğu doğumdan korkar. Doğumda ortaya çıkabilecek birtakım risklerin bebeğe zarar verme ihtimali anneyi strese sokar ve kaygılandırır. Duygusal gerilimin, özellikle kaygı ve depresyonun, gebelik ve doğum komplikasyonlarını artırdığı, yenidoğanın sağlığını olumsuz etkilediği, erken doğuma, düşük doğum ağırlığına ve intrauterin gelişim geriliğine neden olduğu bildirilmiştir (Mc Elderry 2001; Şahin ve Kılıçarslan 2010). Ayrıca anksiyete sonucunda fetal stres, kanama ve uzamış ya da hızlı doğum eylemi riskleri artmaktadır. Anne adaylarının, doğum eyleminde fiziksel yaralanma, ağrı ve beden kontrolünü kaybetme gibi alışık olmadıkları durumlarla karşılaşabileceklerinden dolayı anksiyeteleri artabilir. Bu nedenlerden dolayı eylemde annenin anksiyete düzeyinin azaltılması önemlidir (Kitapçıoğlu, Yanıkkerem, Sevil, Yüksel 2008; Taşkın 2011). Bu araştırma, gebelerin doğum eylemindeki anksiyete düzeylerini ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM AraĢtırmanın Yeri ve Zamanı Kesitsel nitelikte olan araştırma 25 Haziran 2011-15 Ağustos 2011 tarihleri arasında Erzurum İl merkezinde bulunan Kadın-Doğum Hastanesinde gerçekleştirilmiştir. AraĢtırmanın Evren ve Örneklemi Araştırmanın evrenini yukarıda belirtilen tarihlerde hastaneye doğum için başvuran 253 gebe oluşturmuştur. Örneklemini ise bu tarihlerde hastaneye başvuran doğal yolla gebe kalmış, vajinal doğum yapacak olan, kendisinde ve bebeğinde sağlık problemi olmayan, en az ilkokul mezunu olan ve araştırmaya katılmayı kabul eden basit-rastgele örneklem yöntemiyle seçilen 130 gebe oluşturmuştur. Veri Toplama Araçları Veriler, gebelerin sosyo-demografik ve obstetrik özelliklerini belirleyebilecek türden sorular içeren anket formu ve Spielberger in Durumluk Kaygı Ölçeği (DKÖ) kullanılarak toplanmıştır. Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği; Spielberger tarafından 1970 yılında geliştirilen ölçek Türkçe ye Öner ve LeCompte (1982) tarafından uyarlanmış olup, kısa ifadelerden oluşan, kendini değerlendirme türünde bir ölçektir. Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği toplam 40 ifadeden oluşan iki ayrı ölçeği içerir. Durumluk Kaygı Ölçeği (DKÖ), 20 ifadeden oluşan bireyin belirli bir anda ve belirli koşullarda kendisini nasıl hissettiğini betimlemesini, içinde bulunduğu duruma ilişkin duygularını dikkatte alarak cevaplamasını gerektirir. Durumluk Kaygı Ölçeği maddelerinde ifade edilen duygu ya da davranışlar bu tür yaşantıların şiddet derecesine göre (1) hiç, (2) biraz, (3) çok ve (4) tamamıyla gibi şıklardan birini işaretlemek suretiyle cevaplandırılır. Ölçekteki her bir ifade 1 den 4 e kadar puanlandırılır. Ölçekte 10 ifade ( 1, 2, 5, 8, 10, 11, 15, 16, 19 ve 20) ters puanlandırılır. Ölçekten elde edilen toplam puan değeri 20 ile 80 arasında değişebilir. Ölçek puanın yüksek olması kaygı seviyesinin yüksek olduğuna işaret eder (Spielberger, Gorsuch, Lusahene, 1970; Öner ve LeCompte, 1985). Verilerin Toplanması Veri toplama aşamasında soruların anlaşılabilirliğini değerlendirmek amacıyla önce 10 gebe üzerinde pilot uygulama yapılmış, sorularda değişiklik yapılmasına gerek kalmadığından araştırmaya devam edilmiş ve pilot çalışma yapılan 10 gebe araştırmaya dahil edilmemiştir. Ankete başlamadan önce gebelere gerekli açıklamalar yapılarak gönüllü olanlar araştırmaya alınmıştır. Veriler doğum eyleminin I. Evresinin Latent fazında toplanmış olup, her bir gebe için yaklaşık 15 dakikalık süre ayrılmıştır. Verilerin Değerlendirilmesi Veriler SPSS 13.0 paket programında değerlendirilmiş olup, yüzdelik dağılımları alınmış, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve iki ortalama arasındaki farkın anlamlılık (student t) testi, Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U kullanılmıştır. Etik Uygunluk Araştırmanın yürütülmesi için etik kurul ve araştırmanın yapıldığı ilgili kurumdan izin alınmıştır. Ayrıca gebelere görüşme öncesi; 111

gerekli açıklamalar yapılmış ve gönüllü olanlar araştırmaya alınmıştır. BULGULAR VE TARTIġMA Gebelerin %38.5 i 20-24 ve %4.6 sı ise 35 ve üzeri yaş aralığındadır. Gebelerin %63.1 inin ilköğretim mezunu olduğu, %58.5 inin il merkezinde yaşadığı, %93.8 inin çalışmadığı, %60.0 ının gelir durumunun orta düzeyde olduğu, %54.6 sının çekirdek ailede yaşadığı, %80.0 ının gebeliği süresince sosyal destek aldığı, %81.5 inin gebeliğini istediği, %48.5 inin ilk gebeliği olduğu ve %46.2 sinin doğacak bebeğinin cinsiyetinin erkek olduğu belirlenmiştir (Tablo 1). Araştırmadan elde edilen bulgulara göre gebelerin, DKÖ toplam puan ortalaması 40.88±6.25 olarak bulunmuştur. Tablo 1. Gebelerin Sosyo-demografik ve Obstetrik Özelliklerinin DKÖ Puan Ortalamaları İle Karşılaştırılması (n=130) DKÖ Özellikler Sayı % X±SS Test ve p YaĢ Grupları 15-19 20-24 25-29 30-34 35 ve üzeri Eğitim Durumu İlköğretim Ortaöğretim Yükseköğretim YaĢadığı Yer Köy İlçe İl ÇalıĢma Durumu Çalışıyor Çalışmıyor Gelir Düzeyi Kötü Orta İyi Aile Tipi Çekirdek Aile Geniş Aile Sosyal Destek Alma Durumu Alan Almayan Gebeliği Ġsteme Durumu İsteyen İstemeyen Gebelik Sayısı 1 2 3 4 ve üzeri Doğacak Bebeğin Cinsiyeti Kız Erkek Bilmiyor 21 50 42 11 6 82 41 7 30 24 76 8 122 31 78 21 71 59 104 26 106 24 63 36 17 14 49 60 21 16.2 38.5 32.3 8.5 4.6 63.1 31.5 5.4 23.1 18.5 58.5 6.2 93.8 23.8 60.0 16.2 54.6 45.4 80.0 20.0 81.5 18.5 48.5 27.7 13.1 10.8 37.7 46.2 16.2 40.09±5.08 40.90±6.80 40.38±6.99 41.90±5.35 43.83±6.36 41.89±6.73 38.92±4.85 39.42±5.71 43.26±4.80 39.29±7.74 40.34±6.07 40.75±6.25 40.82±6.29 41.74±4.93 40.35±6.82 41.19±5.96 41.35±5.73 40.38±6.69 41.00±6.35 40.11±5.96 40.41±6.45 42.62±5.08 39.65±5.44 40.94±6.40 42.52±8.05 43.71±6.25 40.81±6.52 40.26±6.17 42.42±5.94 KW=4.574 p=0.334 KW=6.378 p=0.041 KW=15.021 p=0.001 MWU=447.500 p=0.694 KW=4.384 p=0.112 MWU=1.825 p=0.325 MWU=1.326 p=0.937 MWU=1.911 p=0.235 KW=15.037 p=0.047 KW=2.745 p=0.253 112

Gebelerin sosyo-demografik ve obstetrik özelliklerine göre DKÖ puan ortalamaları verilmiştir (Tablo 1). Gebelerin; eğitim durumu, yaşadığı yer ve gebelik sayısı ile DKÖ puan ortalamaları arasında istatistiksel anlamlı bir fark olduğu (p<0.05), yaş grubu, çalışma durumu, gelir düzeyi, aile tipi, sosyal destek varlığı, gebeliğini isteme ve doğacak bebeğin cinsiyetini bilme durumuna göre DKÖ puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir (p>0.05, Tablo 1). Tekgöz ve ark. (2009) gebeler üzerinde yaptığı çalışmada da anlamlı olmamakla birlikte benzer şekilde 30 yaş üzerindeki kadınlarda anksiyete düzeyinin arttığı belirtilmiştir. Bu sonuç araştırma bulgusunu desteklemektedir (Tekgöz, Sunay, Çaylan ve Kısa 2009). Araştırma sonucunda eğitim durumu düşük olan gebelerin, DKÖ puan ortalamalarının yüksek olduğu ve aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Yapılan ileri analiz sonucu, farkın ilköğretim düzeyinde eğitimi olan gruptan kaynaklandığı bulunmuştur (Bonferroni: 2.85). Araştırma bulgusunu destekleyecek şekilde Gözüyeşil ve ark. (2008) gebeler üzerinde yaptığı çalışmada gebelerin eğitim durumları ile depresyon puan ortalamaları karşılaştırılmış, eğitim düzeyi düşük olanlarda depresyon puan ortalaması daha yüksek bulunmuştur (Gözüyeşil, Şirin, Çetinkaya, 2008). Buna göre eğitim düzeyinin yüksek olmasının anksiyeteyi azaltan bir faktör olduğu söylenebilir. Gebelik ve doğum birçok bilinmeyeni barındırıyor olsa da, eğitim düzeyi yükseldikçe kadınlar daha bilinçli hale gelerek ihtiyaç duydukları bilgiye ulaşabilmekte ve böylece anksiyetelerini kısmen de olsa azaltabilmektedirler. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; yaşanılan yer ile DKÖ puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır (p<0.001, Tablo 1). Yapılan ileri analiz sonucunda farkın köyde yaşayanlardan kaynaklandığı bulunmuştur (Bonferroni: 5.18). Yapılmış çalışmalarda araştırmadan elde edilen bu bulguyu destekleyecek bir sonuca rastlanmamıştır. Köyde yaşayan gebelerde DKÖ puan ortalamalarının yüksek çıkmasının nedeni, gebelerin doğum eyleminde ya da öncesinde hastaneye zamanında yetişememe düşüncesinden ve mesafenin uzak olmasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Çalışma durumu ve gelir düzeyine göre DKÖ puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunmamış (p>0.05 ) ama gelir düzeyi kötü olan ve çalışmayan gebelerin kaygı puan ortalamaları yüksek olarak saptanmıştır (Tablo 1). Gözüyeşil ve ark. (2008) çalışmasında da gebelerin depresyon puan ortalamaları ile çalışma durumları arasında anlamlı bir fark bulunmamasına rağmen çalışmayan gebelerde depresyon puan ortalamalarının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Yine aynı çalışmada depresyon puan ortalaması ile gelir düzeyi karşılaştırılmış, aradaki fark anlamlı olarak bulunmuştur. Buna göre geliri giderinden düşük olan gebelerin depresyon puan ortalamaları daha yüksek bulunmuştur (Gözüyeşil, Şirin, Çetinkaya, 2008). Aileye yeni bir üyenin katılmasının maddi olarak aileyi etkilediği, bunun da anksiyete düzeyini artırdığı düşünülmektedir. Araştırma sonucuna göre aile tipinin ve sosyal destek varlığının DKÖ puan ortalamasını etkilemediği bulunmuştur. Bu sonuç, durumun bir kriz olarak algılanmasından ve kaygının kısa süreli yaşanmasından kaynaklanabileceğini düşündürmektedir. Benzer şekilde Handelzalts ve ark. (2012) doğum eylemini gerçekleştiren kadınlar üzerine yaptığı çalışmada sosyal desteğin anksiyete düzeyini etkilemediği belirtilmiştir (Handelzalts, Fisher, Shalev, Golan and Sadan 2012). Coşkun ve Akkaş ın (2009) çalışmasında sosyal destek düzeyi arttıkça, sürekli kaygı düzeylerinin azaldığı belirtilmiştir (Coşkun ve Akkaş 2009). Gebeliği isteme durumu ile DKÖ puan ortalaması arasında anlamlı bir fark bulunmamasına rağmen, istenmeyen gebeliklerde anksiyete düzeyi yüksek olarak saptanmıştır (p>0.05, Tablo 1). Gözüyeşil ve ark.(2008) çalışmasında da gebelerin depresyon puan ortalamaları ile isteyerek gebe kalma durumları karşılaştırılmış, isteyerek gebe kalanların puan ortalamaları daha düşük bulunmuştur (Gözüyeşil, Şirin, Çetinkaya, 2008). Araştırma bulgularında, gebelik sayısı DKÖ puan ortalamasını etkileyen bir başka faktördür. Araştırma sonucunda, gebelik sayısı arttıkça DKÖ puan ortalamasında da artış olduğu saptanmıştır (p<0.05, Tablo 1). Yapılan ileri analizde farkın gebelik sayısı dört ve üzeri olan gebelerden kaynaklandığı bulunmuştur (Bonferroni: 4.22). Gebelik sayısının artması kadına daha fazla sorumluluk yükleyeceğinden dolayı gebelerin anksiyete düzeylerinin arttığı düşünülmektedir. Ancak Akbaş ve ark. (2008) ile Kaplan ve ark. nın (2007) gebeler üzerinde 113

yaptıkları çalışmalarda; ilk gebeliği olan kadınlarda durumsal kaygı puan ortalamalarının yüksek olduğu belirtilmiştir (Akbaş, Vırıt, Kalenderoğlu, Savaş, Sertbaş, 2008; Kaplan, Bahar, Sertbaş, 2007). Araştırmada doğacak bebeğin cinsiyetini bilme durumu ile DKÖ puan ortalaması arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05)( Tablo 1). Fakat bebeğinin cinsiyetini bilmeyen gebelerin kaygı düzeyi, bebeğinin cinsiyetini bilenlere göre daha yüksek bulunmuştur. Benzer olarak Gözüyeşil ve ark. (2008) çalışmasında da gebelerin depresyon puan ortalamaları ile doğacak çocuk cinsiyet beklentileri arasındaki fark anlamlı olarak bulunmuş ve çocuğun cinsiyeti fark etmez cevabı verenlerin depresyon puan ortalamaları diğerlerine göre daha yüksek bulunmuştur (Gözüyeşil, Şirin, Çetinkaya, 2008). Günümüzde ultrasonografi ile bebeğin cinsiyeti intrauterin dönemde belirlenebilmektedir. Ancak eğitim düzeyi düşük ve köyde yaşayan gebelerin prenatal bakım alma oranlarının düşük olması, var olan imkanları kullanma yetersizliğine neden olabilmektedir. SONUÇ VE ÖNERĠLER Bu araştırma; gebelerin doğum eylemindeki anksiyete düzeylerini ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma sonucuna göre, gebelerin anksiyete düzeylerinin genel olarak orta düzeyde olduğu ve eğitim düzeyi, yaşadıkları yer ve gebelik KAYNAKLAR Adams ED, Bianchi AL. A Practical Approach to Labor Support. Journal of Obstetric, Gynecologic and Neonatal Nursing 2008; 37(1): 106 15. AkbaĢ E, Vırıt O, Kalenderoğlu A, SavaĢ AH, SertbaĢ G. Gebelikte Sosyodemografik Değişkenlerin Kaygı ve Depresyon Düzeyleriyle İlişkisi. Nöropsikiyatri Arşivi 2008; 45(3): 85-91. Beck CT. Predictors of Postpartum Depresyon, An Update. Nursing Research 2001; 50(5): 275. Beck AT, Emery G. Anksiyete Bozuklukları ve Fobiler Bilişsel Bir Bakış Açısı. (Çev. Veysel Öztürk), 1. Baskı, İstanbul, Litera Yayıncılık; 2006. P.12. Chen C, Wong SY, Chang MY. Women s Perceptions of Helpful and Unhelpful Nursing Behaviors During Labor: A study in Taiwan. Birth 2001; 28(3): 180 5. CoĢkun Y, AkkaĢ G. Engelli Çocuğu Olan Annelerin Sürekli Kaygı Düzeyleri İle Sosyal Destek Algıları Arasındaki İlişki. Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi 2009; 10(1): 213-27. GözüyeĢil YE, ġirin A, Çetinkaya ġ. Gebe Kadınlarda Depresyon Durumu ve Bunu Etkileyen sayılarının anksiyete düzeylerini etkilediği bulunmuştur. Gebelerin doğum eylemindeki anksiyete düzeylerini azaltmak, anne-bebek sağlığı ve doğum eyleminin sağlıklı ilerlemesi açısından önemlidir. Bulgulara bakıldığında anksiyete nedenlerinin daha çok sosyo-ekonomik faktörlerden kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu kapsamda alınabilecek önlem/uygulamalar kısa ve uzun dönemi kapsayabilir. Kısa vadede yapılabilecek uygulamalar; doğum öncesi bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması, genel sağlık hizmetleri uygulamalarının ülkenin en uç kısımlarına götürülmesiyle sağlanabilir. Köyde yaşayan gebelerin durumluluk kaygı puanlarının diğerlerine göre yüksek olması göz önünde bulundurulduğunda yapılabilecekler arasında; her köyde aktif hizmet veren sağlık kuruluşunun bulunması, aile planlaması danışmanlık ve uygulamalarının aksamadan yürütülmesi ve sağlık eğitimlerinin etkin bir şekilde devam etmesi önemlidir. Uzun vadede yapılabilecekler arasında ise en etkili olan kadınların eğitim düzeyinin artırılmasıdır. Çünkü eğitim kişilerin sosyo-ekonomik düzeyini artıran en önemli faktördür. Eğitim düzeyi arttıkça kadınlar daha bilinçli hale geleceğinden, sağlık kuruluşlarını daha aktif kullanabileceği ve doğum öncesi bakım almanın önemini daha iyi fark edebileceklerdir. Etmenlerin İncelenmesi. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi 2008; 3(9): 39-66. Handelzalts JE, Fisher S, Shalev A, Golan A, Sadan O. Personality, Fear of Childbirth and Cesarean Delivery on Demand. Acta Obstetricia et Gynecologica Scandinavica 2012; 91(1): 16 21. Kaplan S, Bahar A, SertbaĢ G. Gebelerde Doğum Öncesi ve Doğum Sonrası Dönemlerde Durumluluk Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2007; 10(1): 113-21. Kara B, Çakmaklı P, Nacak E, Türeci F. Doğum Sonrası Depresyon. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi 2001;10(9): 333-4. Kitapçıoğlu G, Yanıkkerem E, Sevil Ü, Yüksel D. Gebelerde Doğum ve Postpartum Döneme İlişkin Endişeler: Bir Ölçek Geliştirme ve Validasyon Çalışması. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2008; 9(1): 47-54. Larkin P, Begley CM, Devane D. Women s Experiences of Labour and Birth: An Evolutionary Concept Analysis. Midwifery 2009; 25(2): 49-59. Mc Elderry D. Screening of Adolescent Females for Depression Before, During and After Pregnancy. 114

Opinions in Pediatric and Adolescent Gynecology 2001; 1(14):131-3. Öner N, LeCompte AW. Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri El Kitabı. 2. Baskı, İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları; 1985. P.2-5. SertbaĢ G. Bahar A. Anksiyete ve anksiyete İle Baş Etmede Hemşirelik Girişimleri. Hemşirelik Forumu Dergisi 2004; 5(5): 39-44. Spielberger CD, Gorsuch RL, Lusahene RE. Manual for State-Trait Anxiety Inventory. California, Consulting Psychologists Press; 1970. ġahin EM, Kılıçarslan S. Son Trimester Gebelerin Depresyon ve Kaygı Düzeyleri İle Bunları Etkileyen Etmenler. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2010; 27(1): 51-7. TaĢkın L. Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği. Genişletilmiş 10. Baskı, Ankara: Sistem Ofset Matbaacılık; 2011. P. 211-25. Tekgöz Ġ, Sunay D, Çaylan A, Kısa C. Gebeliğin Son 3 Ayında Anksiyete Bozukluğu ve İlişkili Faktörlerin Değerlendirilmesi. Türk Aile Hekimliği Dergisi 2009; 13(3): 132-6. 115