Gluten Sensitif Enteropati (GSE) Çölyak



Benzer belgeler
Çölyak Hastalığı Serolojik Tanısı DR. BURÇİN ŞENER

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Gastroenteroloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 17 Ocak 2017 Salı

Çölyak Sprue; Non Tropikal Sprue; Glüten Enteropatisi,

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

OKUL ÖNCESİ CHECK-UP PROGRAMI

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Gastroenteroloji BD Olgu Sunumu 11 Eylül 2018 Salı. Dr.

Çölyak hastalığı. Dr.Süleyman COŞGUN. Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi E.A.H.

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ

Çölyak Hastalığı. Çölyak Hastalığı. Patoloji. Patogenez. Hasarın Mekanizması. Prof. Dr. Ömer Sentürk

Çölyak Hastalığı. Prof. Dr. Ömer Sentürk

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Anemi modülü 3. dönem

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

ÇÖLYAK HASTALIĞI SELDA SAZAK PINAR YEŞİLGÖZ ZÜHAL DUMAN

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi?

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

VİTİLİGOLU OLGULARDA SEROLOJİK TESTLERLE ÇÖLYAK HASTALIĞI ARAŞTIRILMASI

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü

DOÇ. DR. GÜNAY ERTEM S. B. Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Çölyak Hastal EP DEM YOLOJ PATOLOJ. Güncel Gastroenteroloji. Ebru UZ 1, Cansel TÜRKAY 2

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

AKCİĞER DIŞI TÜBERKÜLOZ OLGU SUNUMU. Dr.Onur URAL Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Karaciğer Fonksiyon Bozukluklarına Yaklaşım

Gebelik ve Trombositopeni

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Gastroenteroloji BD Olgu Sunumu 26 Eylül 2017 Salı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

OLGU SUNUMU Uzm. Dr. Ayşe ÖZKAN KARAGENÇ Prof. Dr. Zeynep KARAKAŞ İ.Ü. İTF. Pediatrik Hematoloji&Onkoloji B.D

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

OLGU SUNUMU. DOÇ. DR. VUSLAT KEÇİK BOŞNAK Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Çölyak Hastalığı. Derleme. Celiac Disease

TRANSAMİNAZ YÜKSEKLİĞİ

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

Çölyak Hastalığı. Derleme. Celiac Disease

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Olgu: Asitli Hasta. Dr. Hakan AKIN

Klavuzdan Kliniğe Çölyak Hastalığı

GLUTEN SENSİTİF ENTEROPATİ(ÇÖLYAK HASTALIĞI) TANISINDA NON- İNVAZİV TANI TESTLERİ İLE İNVAZİV TANI TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

ÇÖLYAK HASTALIĞI ve TANISI. Dr. Tutku TANYEL Düzen Laboratuvarlar Grubu

Alkol-Dışı Yağlı Karaciğer Hastalığı

Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ

Dahiliye Konsültasyonu için Altın Öneriler: En Sık Görülen On Olgu Örneği Asıl Deniz alt Güney başlık Duman stilini düzenlemek için tıklatın Marmara

Çölyak Hastalığı. Doç. Dr. Gökhan Tümgör Çukurova Üniversitesi TF, Ç. Gastroenteroloji BD

Genetik yatkınlığı olan bireylerde. Gluten içeren gıdaların alınmasıyla tetiklenen. Gluten bağımlı değişik klinik bulgular

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

Akut Karaciğer Yetersizliği: Olgu Sunumu

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI.

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Canan Albayrak, Davut Albayrak Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Hematoloji Bölümü, Samsun

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI.

Beslenme Bozuklukları II. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr.

Vaka 1 MT, 25 yaş, Mardin 10 Eylül 2006 Normal doğum yaptı Doğumdan 3 saat önce hematokrit %27, trombosit sayısı mm3 Doğumda aşırı kanama oldu

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Çocukta Kusma ve İshal

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D.

G. EKLERLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Enfeksiyon Bakıs Ac ısı ile Biyolojik Ajan Kullanımı. Rehberler Es lig inde Hasta Yo netimi

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa

BİRİNCİ BASAMAKTA AKILCI LABORATUVAR KULLANIMI

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA KALSİYUM, B1 ve B2 VİTAMİNİ ALIMININ ÖNEMİ

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Gluten (Çölyak) Hastalığı Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

A jejunal non-hodgkin s lymphoma: Initial presentation of celiac disease

Nutrisyonel Vitamin B12 Eksikliği Vakalarında Oral B12 Tedavisi

DETAYLI KADIN CHECK- UP

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Eğitim yılı

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür.

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Ca; Ca+2; Serum calcium; Ca++; Calcium blood test:

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012

KAYNAK:Türk hematoloji derneği

Çölyakla Yaşamak. Hazırlayan: Uzm. Dyt. Hande DEDE

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

Transkript:

Güncel Gastroenteroloji Gluten sensitif enteropati Dr. Makbule ULUSOY, Dr. Hikmet FEY ZO LU, Dr. Mehnur TURAN, Dr. Mürvet YILMAZ, Dr. Nam k Y T, Dr. Yeflim GÜRKAN, Dr. Zekai KUYUBAfiI Haseki E itim ve Araflt rma Hastanesi, 2. ç Hastal klar Klini i, stanbul Gluten Sensitif Enteropati (GSE) Çölyak Hastalı ı ya da Çölyak sprue olarak da adlandırılan malabsorpsiyonla seyreden, ince barsak mukozasında karekteristik lezyonlar olu turan ve diyetten belirli tahılların çekilmesi ile hızlı klinik iyile me saptanan bir hastalıktır ( ). GSE ya am boyu devam eden bir hastalık olup batı dünyası %0.3- oranında etkilenmektedir. Özellikle lenfoma ve di er maligniteler nedeniyle mortalite yüksektir. GSE de sıklıkla tek ba ına demir veya folik asit eksikli i anemisinin olması ya da osteoporoz, infertilite ve nörolojik bozukluklar gibi ekstraintestinal bulguların saptanması bu hastalı ın gözden kaçmasına neden olmaktadır. Yüksek sensitivite ve spesifiteye sahip olan antiendomisyum ve doku transglutaminaz antikoru gibi serolojik testlerin kullanılmaya ba laması GSE ye tanısal yakla ımı modife etmi tir. nce barsak biopsisinde GSE nin histolojik bulguları ile uyumlu bulguların olması ve glutensiz diyetle klinik ve serolojik cevabın gözlenmesi artık tanı için yeterli görülmektedir (2) VAKA 8 ya ında, Kars do umlu, bekar bayan hasta. Halsizlik, ba a rısı, karın a rısı, adet görememe ikayetleri ile Haziran 2000 de polikli inimize ba vurdu. Dört yıldır belirtilen yakınmaları olan hasta önce Kadın Hastalıkları ve Do um Poliklini ine ba vurmu. Yapılan tetkikleri sırasında pansitopeni saptanması üzerine Dahiliye Poliklini ine yönlendirilmi. Hasta pansitopeni ve splenomegali tetkik ve tedavi amacıyla yatırıldı. Özgeçmi inde primer amenore dı ında özellik yoktu. Soygeçmi te dedede ve halada dalak büyüklü ü, halada splenektomi, annede geçirilmi akci er tüberkülozu öyküsü mevcuttu. Alı kanlıklarında özellik yoktu. Fizik muayenede; yanaklarda hiperpigmentasyon mevcuttu. Konjunktivalar ve deri soluktu. Dalak midklavikular hatta kot kenarını 8 cm geçmekteydi. A rısız, sert, kenarı künttü. Tela yoktu. Rutin laboratuar tetkiklerinde Hgb: 5.4 gr/dl, Htc: % 8.9, MCV: 65 fl, MCH: 9 pg, MCHC: 28 gr/dl, RDW: % 22.4, trombosit: 39000/mm 3, BK: 600/mm 3 (Parçalı % 52, lenfosit % 37, monosit % 9 eozinofil %2), sedimentasyon:30/h, ALT: 7U/L, AST: 28U/L, LDH: 44 U/L ve Alkalen fosfataz: 93 IU/L, Fe: 4 μg/dl, Fe ba lama : 327 μg/dl, albumin: 4. gr./dl, globulin: 3. gr/dl, Ca: 8.8 mg/dl, Protrombin zamanı. 4.8 sn (aktivasyon % 7 ), INR:.34, aptt: 37.7 sn. olarak saptandı. Ferritin.78 ng/ml bulundu. Folik asit ve vitamin B 2 normal düzeylerde idi. PA akci er grafisi normaldi. EKG normal sinus ritminde izlendi. T T de özellik yoktu. Periferik yaymada belirgin hipokromi, mikrositoz, anizositoz, poikilositoz izlendi. Kemik ili i aspirasyonu hipersellülerdi. Tiroid fonksiyon testleri normal sınırlarda idi. Retikülosit % 9 (düzeltilmi retikülosit % 3.8), direk ve indirek Coombs testleri negatif idi. Protein ve hemoglobin elektroforezlerinde özellik yoktu. Kadın-Do um konsültasyonu sonrasında hipogonadotropik hipogonadizm olarak de erlendirildi. Farlutal tb. ba landı. Bittikten 9 gün sonra vajinal kanaması oldu. Dermatoloji konsültasyonunda yüzdeki hiperpigmentasyon melasma olarak de erlendirildi. Hastanın yapılan batın ultrasonografisinde; dalak boyutu ileri derecede artmı (200 mm) doku içi eko da ılımı tabii, splenik ven çapı artmı olup ( 2 mm) dalak hilusunda multipl kollateral damarlara Güncel Gastroenteroloji 6/3 151

GSE aynı zamanda Çölyak Sprue, Gluten Enteropatisi ve Çölyak Hastalı ı olarak da adlandırılır ait tubuler yapılar izlendi. Hipersplenizmle uyumlu bulundu. Hepatik venöz sistem normaldi. ntrahepatik safra yollarında dilatasyon yoktu. Özofagogastroduodenoskopide özofagus mukozası soluk, varis yok, mide mukozası tümüyle soluktu. Etyolojide yer alabilecek enfeksiyöz durumlar açısından istenen Gruber-Widal, Coombs lu Wright, VDRL testlerinde patoloji saptanmadı. Kalın damlada özellik yoktu. Kemik ili i aspirasyonunun Leishmania açısından incelenmesinde patolojiye rastlanmadı. PPD (-) ti. Hepatit markerları ve anti HIV negatif bulundu. Kollajen doku hastalıkları açısından istenen ANA, anti DNA, AMA (-) ti. Çekilen Toraks ve Batın tomografilerinde splenomegali dı ında özellik olmayan hasta pansitopenisi nedeniyle.ü.tıp Fakültesi Hematoloji bölümü ile konsülte edildi. PNH ya yönelik istenen testleri ve osmotik frajilite testi normal sınırlarda bulundu. Hematolojik patoloji saptanmayan hasta gastroenteroloji bölümüne yönlendirildi. Gastroenteroloji bölümü olan bir hastanede yatarak tetkik edilen hastada Wilson, alfa l antitripsin eksikli i ve portal hipertansiyon lehine bulgu saptanmadı. Portal sisteme yönelik dopplerde masif splenomegali, splenik ven çapı artmı, portal ven çapı normal olup, akım yönü ve akım hızı normal olarak de erlendirildi. Karaci er biopsisinde reaktif de i iklikler gösteren karaci er dokusu saptandı. Hepatit ve sirotik süreç yönünden bulgu saptanmadı ve hasta tekrar hastanemize gönderildi. Bu arada kemik ili i aspirasyonu demir eksikli i anemisi ile uyumlu oldu u için oral demir preperatı ba lanmı olan hastanın takiplerinde Htc de erleri anlamlı olarak yükselmeye ba ladı. Tüm bu tetkikler sonrasında kronik demir eksikli i anemisi dü ünülen hastada malabsorpsiyon açısından antiendomisyum IgA ve antigliadin IgA antikorları istendi. Her ikisi de pozitif olarak saptandı. Gastroskopisi tekrarlanan hastada duodenum 2. ve 3. kıtadan multipl biopsiler alındı. Biopsi metaryalinin patolojik incelemesinde villuslarda belirgin kısalma, kalınla ma, yer yer düzle me, kripta hiperplazisi, intraepitelyal hafif lenfosit artı ı saptandı. Biopsi bulguları GLUTEN ENTEROPAT S ile uyumlu olarak de erlendirildi. Hasta. Ü. Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bölümü ile konsülte edildi. Gluten sensitif enteropati tanısı ile glutensiz diyete alındı ve yanıt alınan oral demir preperatına devam edildi. Geli inde % 8.9 olan hematokriti % 34.7 de erine kadar yükseldi. Splenomegalisi hiperkinetik portal hipertansiyona ba landı ve hipersplenizm nedeni ile lökopeni ve trombositopenisinde düzelme olmadı ı dü ünüldü. Genel durumu düzelen, kilo alan ve sekonder seks karakterleri geli en hasta.ü.tıp Fakültesi ç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Gastroenteroloji Bülümü nde takibe alınmı tır. GLUTEN SENS T F ENTEROPAT GSE proksimal ince barsakta histopatolojik anormalliklerle karakterize olan, gliadin ve onunla ilgili proteinlere kar ı sürekli intolerans olarak tanımlanabilir. Etyolojisi bilinmemektedir fakat genetik, immunolojik ve çevresel faktörler önemlidir (3). GSE aynı zamanda Çölyak Sprue, Gluten Enteropatisi ve Çölyak Hastalı ı olarak da adlandırılır. Avrupa da hastalı ın genel populasyondaki prevelansı % 0.05 ile % 0.2 olarak tahmin edilmektedir. Fakat gerçek rakamlar bilinmemektedir. Birçok hastada semptomlar hafif oldu u ya da semptomsuz oldu u için tanı koyulamaz ( ). GSE daha çok beyazların hastalı ıdır. Batı rlanda da hastalı ın prevelans oranı :300 ve sveç te :400 kadar yüksektir. Hintli ve Pakistanlılarda da görülebildi i halde yerli Afrikalı, Japon ve Çinlilerde nadiren görülür (3). GSE olan hastaların yakla ık %95 inde HLA-DQ2 aleli saptanır (4). GSE klinik olarak a ikar olabildi i gibi silent,latent ve potential GSE eklinde olabilir.silent GSE de klinik semptomlar yokken jejunal mukozada a ır hasar gözlenir. Latent ve potential GSE de gluten içeren diyet alırken jejunal mukoza normal olarak saptanır. Latent vakalarda hayatlarının bir döneminde flat jejunal biopsi bulguları saptanır ve glutensiz diyetle düzelir. Latent GSE hastaları sıklıkla semptomatiktir. Yüksek titrede gliadin antikorları ve mukozal de i iklikler saptanmaz. Villöz atrofiye gidi in en iyi prediktörü muhtemelen yükselmi endomisyum antikorlarının 152 Eylül 2002

Son yıllarda GSE nin normal mukozadan GSE nin klasik düzle mi mukozasına kadar çe itli histopatolojik spektrum gösterebilece ine inanılmaktadır varlı ıdır. Potential GSE de jejunal biopside hiçbir zaman GSE ile uyumlu bulgular yoktur ama GSE li hastalardaki immunolojik anormallikler vardır (5). Multipl vakalı ailelerin sa lıklı birinci derece akrabalarında saptanmamı GSE sıktır. Klinik olarak silent GSE saptanmasında serum endomisyum antikorları de erli bulunmu tur. Endomisyum antikoru pozitif bireyler GSE deki HLA-DQ tipine sahiptir (6). Asemptomatik GSE yaygındır. Rutz ve arkada larının yaptı ı bir çalı mada sviçre adolesanlarında %0.75 oranında bulunmu tur (7). Patoloji: Primer bir ince barsak mukoza hastalı ıdır. Mukozal lezyonlar iddet ve yaygınlık bakımından farklılık gösterir. Submukoza, kas ve seroza tutulmaz (8). GSE de ince barsak mukozasında histolojik de i iklikler u ekildedir. Grade 0; normal mukoza Grade ; hafif villöz atrofi Grade 2 ; subtotal villöz atrofi Grade 3 ; total villöz atrofi Glutenli gıda alan GSE li bir hastanın tipik histolojik lezyonu elonge villöz atrofi, hipertrofik kriptler ve mukozada kronik inflamatuar infiltrasyondur (3). Lamina propriada özellikle IgA, IgG ve IgM sentezleyen plazma hücreleri ve lenfositler 2-6 kat artmı tır (8). Gluten sensitivitesinin de i ik spektrumlarındaki mukozal de i iklikler için Marsh tarafından alternatif terminoloji geli tirilmi tir (9). Tip 0 (Preinfiltratif lezyon) :Normal mukoza Tip ( nfiltratif lezyon) :Yapısal olarak normal olan mukozanın villöz epitelinin küçük lenfositlerle infiltrasyonu. Tip 2 (Hiperplastik lezyon):normal mukoza + kript hiperplazisi + epitelin intraepitelyal lenfositlerle infiltrasyonu. Tip 3 (Destrüktif lezyon) :Düzle mi mukoza + intraepitelyal lenfosit artı ı. Son yıllarda GSE nin normal mukozadan GSE nin klasik düzle mi mukozasına kadar çe itli histopatolojik spektrum gösterebilece ine inanılmaktadır ( 0). Patogenez; GSE nin patogenezinde immunolojik, genetik ve çevresel faktörler birlikte rol oynar. Gluten özellikle bu day, arpa, yulaf ve çavdarda bulunan, suda erimeyen yüksek molekül a ırlıklı bir proteindir. Glutenin alkolle reaksiyona girmesi sonucu gliadin denen yüksek molekül a ırlıklı bir protein ortaya çıkar. Gliadin glutamin ve prolinden zengin protein moleküllerinin karı ımından meydana gelmi tir. Elektroforetik olarak dört major fraksiyona ayrılır. Alfa, beta, gama ve omega gliadin eklindedir. Bunlardan alfa gliadin GSE hastaları için toksiktir. Gliadinin zararlı etkisinin mekanizması tam bilinmemektedir (8). T hücrelerinin immun cevabı, T ve B hücrelerinin birbirini etkilemesi ve hücresel toksisite GSE ye ba lı lezyonların ba lamasında rol oynar. Glutene ba lı immunolojik ve sekonder inflamatuvar proçeste lamina proprianın major bölge oldu u saptanmı tır. Gliadinle aktive makrofajların CD4(+) lamina propria lenfositleri aracılı ıyla interlökin-2 reseptörlerinin antijen spesifik up-regülasyonunu ba latabildi i gösterilmi tir. Bazı aktive CD4(+) hücrelerin proinflamatuar etkisi olabilir ve GSE deki lamina propriadaki lokal inflamatuvar de i ikliklere neden olabilir (3). Tedavi görmemi GSE li hastalarda ince barsakta lamina propriada Ig üreten hücrelerde 2-6 kat artı görülür. IgA artmı, IgM azalmı tır. mmunolojik hasar antikora ba ımlı, hücresel ili kili sitotoksik reaksiyonla olur. Mukozal inflamatuvar hücrelerden ara idonik asit ve histamin salınır. Kompleman ile subepitelyal immun kompleks birikimi görülür. Böylece lokal Ig ile ili kili kompleman aktivasyonu mukozal hasar yapar. Ayrıca hücresel immun cevap da önemlidir. T hücre aracılı ıyla olu an immun mekanizma önemli bir rol oynar. Mukozayı infiltre eden lenfositler TNFalfa, interferon-gama, CD25 (interlökin-2 reseptörü) i arttırır. Bu proinflamatuvar mediatörlerin artı ı mukozal inflamasyon ve hasara yol açar (8). GSE T hücrelerin glutene toleransının selektif olarak eksikli i sonucu geli ir. Tissue transglutaminase (t TG) (doku transglutaminazı) enziminin gluten peptidlerinin glutenin içindeki en fazla aminoasit olan glutamine deamidasyonunda T hücrelerinin stimülasyonuyla ilgili oldu u bilinmektedir. Arpa ve çavdardaki gluten ve ilgili pro- GG 153

Sadece duodenum ve proksimal jejunumdaki gibi limitli lezyonu olanlar demir ve/veya folik asit eksikli ine ba lı anemi ile veya osteopenik kemik hastalı ı ile gelebilir teinlerin tek aminoasit kompozisyonu, t TG aracılı ıyla gluten peptidlerinin toksik T hücre jenerasyonunu kolayla tırır. Bu nedenle GSE olan hastaların tahıl proteinlerine intoleransı varken di er yaygın yiyecek proteinlerine yoktur ( ). Çevresel faktörlerden Adenovirus Tip 2 suçlanmı tır. Ama persistan adenovirus 2 infeksiyonunun varlı ı GSE li hastalarda kanıtlanamamı tır. Sonuç olarak genetik olarak predispoze olan bireylerde bazı çevresel faktörler ince barsakta gliadine anormal immunolojik yanıtı tetikleyebilir (3) Klinik Bulgular: GSE nin klinik bulguları hastadan hastaya çok de i kenlik gösterir. Birçok bulgu intestinal malabsorpsiyona ba lı oldu u için di er malabsorpsiyon yapan hastalıklarda da görülür ve GSE ye spesifik de ildir (Tablo ) Proksimal duodenumdan distal ileuma kadar tüm ince barsa ı tutan a ır formunda hayatı tehdit edici malabsorpsiyon vardır. Böyle bir hastada ciddi absorpsiyon defektlerine ba lı sekonder organ tutulumları geli ebilir. Öte yandan, sadece duodenum ve proksimal jejunumdaki gibi limitli lezyonu olanlar demir ve/veya folik asit eksikli ine ba lı anemi ile veya osteopenik kemik hastalı ı ile gelebilir ( ). Tipik olarak semptomlar bebeklikte ba lar, geç çocukluk döneminde kaybolur, 30-60 ya larında tekrar ortaya çıkar ( 2). Klinik görünümleri çok farklı olan GSE li hastalar klinik bulgularına göre 5 gruba ayrılır.. Klasik GSE olan hastalar. 2. Konstitüsyonel rahatsızlıkları veya nonspesifik gastrointestinal semptomları olan hastalar. 3. Tek semptomu olan GSE hastaları. 4. Ba ka bir hastalıkla birlikte olanlar. 5. Asemptomatik GSE hastaları (3). Tablo. GSE de Klinik Bulgular. A) Gastrointestinal Bulgular -Diyare -Karın a rısı -Flatulans -Kusma -Kilo kaybı - tahsızlık B) Ekstraintestinal Bulgular -Hematopoetik sistem a)anemi, Demir,Folik asit, Vitamin B 2 eksikli i b)hemoraji, K vitamini eksikli i, nadiren folik asit eksikli ine ba lı trombositopeni c)trombositoz, Hiposplenizm 2- skelet sistemi a)osteopeni, Kalsiyum ve D vitamini malabsorpsiyonu b)patolojik kırıklar,osteopeni c)osteoartropati 3-Kas sistemi a)atrofi, Malabsorpsiyon b)tetani, Kalsiyum, vitamin D ve/veya magnezyum malabsorpsiyonu c)kuvvetsizlik, Genel kas atrofisi, hipokalemi 4-Sinir sistemi a)periferal nöropati, Tiamin ve B 2 gibi vitamin eksiklikleri b)nöbetler 5-Endokrin sistem a)sekonder Hiperparatiroidi, Hipokalsemi b)amenore, menar ın gecikmesi, infertilite, impotans 6-Dermatitis herpetiformis 7-Ödem, Hipoproteinemi 154 Eylül 2002

A. Gastrointestinal Bulgular: En sık semptomlar diyare, flatulans, kilo kaybı ve yorgunluktur. ntestinal tutulumun yo unlu una ba lı olarak diyarenin miktarı de i kenlik gösterir. Özellikle infant ve küçük çocuklarda dehidratasyon, elektrolit bozuklu u hatta asidoz geli ebilir. Tüm hastalarda diyare olmaz, hatta konstipasyonla gelebilir. Ama dı kı kitlesi artmı tır. Ayrıca gaz içeri i fazladır. Hastalık ileuma da uzanmı sa konjuge safra tuzlarının absorpsiyonu bozulaca ından diyare daha da artar. Kilo kaybının miktarı intestinal lezyonun a ırlı ına ve hastanın malabsorpsiyonunu diyet alımını arttırmakla kompanse edip etmemesine ba lıdır. B. Ekstraintestinal Bulgular: Defektif absorpsiyon do al olarak tüm organ sistemlerini etkiler. * Anemi; Yeti kin GSE hastalarında sıklıkla görülür. Ço unlukla proximal barsaktan demir ve folik asit emiliminin bozulmasına ba lıdır. leumun tutuldu u a ır vakalarda vitamin B 2 emilimi de bozulur ( ). Yapılan bir çalı mada GSE olan çocuk hastalarda demir eksikli i anemisinin büyüme gerili inden sonra en sık görülen bulgu oldu u saptanmı tır ( 3). Ba ka bir çalı mada ise demir eksikli i anemisi olan ve bu aneminin sebebi monosemptomatik GSE olan olgularda tanının gecikmemesi için duodenal biopsinin önemi vurgulanmı tır ( 4). Özellikle kadınlarda, dü ük ferritin düzeyi ve artmı total demir ba lama kapasitesi ile birlikte olan orta derecede demir eksikli i anemisi GSE nin tek bulgusu olabilir. Ya da eriyen K vitamininin emilimindeki bozulmaya ba lı koagülasyon problemleri ve kanama olabilir (3). GSE yeti kinlerde pıhtıla ma problemleri, kilo kaybı, anemi, hipoglisemi gibi atipik bulgularla ortaya çıkabilir ( 5). GSE si olan yeti kinlerin % 50 sinde splenik atrofi olur. Sebebi bilinmeyen hiposplenizm trombositoz ve deforme eritrositlere neden olur. Glutensiz diyetle hiposplenizm kaybolur. * Osteopenik Kemik Hastalıkları; Hastalarda kalsiyum absorpsiyonu bozulmu tur. Ya da eriyen vitamin D eksikli i de kalsiyum emilimini bozar. Sırt a rısı, patolojik kırıklar olu abilir. Ca ve Mg eksikli ine ba lı parestezi ve kas krampları görülebilir. * Nörolojik Semptomlar; Santral veya periferik sinir sistemi hastalıkları sık de ildir. Ama a ır hastalı ı olanlarda bazen görülür. Kas güçsüzlü ü, parestezi, ataksi en sık görülen semptomlardır. * Sekonder Hiperparatiroidi; Kalsiyum emilimi ciddi olarak bozuk olan hastalarda geli ebilir. Kan kalsiyum seviyesi dü ük oldu u için kemikten kalsiyum mobilizasyonuna yol açar. * Ürogenital Semptomlar; Amenore, menar ın gecikmesi ve infertilite kadınlarda görülebilirken, impotans ve infertilite de erkeklerde olabilir ( ). * Dermatitis Herpetiformis; Sık olarak GSE ile birlikte görülebilir. Papulovesiküler bir deri hastalı ıdır. Aralarındaki ili ki tam olarak açıklanamamı tır (4). GSE ve birçok otoimmun hastalık HLA B8-DR3 halotipiyle birliktedir. GSE ile birlikte Tip I DM iyi bilinmektedir. Tiroid hastalıkları, inflamatuvar barsak hastalıkları, primer biliyer siroz, romatoid artrit gibi hastalıklarla birlikte olabilir (3). Laboratuar Bulguları: * Gaita Tetkiki-Semptomatik GSE olan hastaların ço unda steatore vardır ve a ırlı ı da tutulan barsak segmentiyle koreledir. Proksimal ince barsakta limitli olan birçok hastada ise steatore yoktur. * Hematolojik Testler- GSE de anemi demir, folik asit, B 2 vitamini eksikli ine ba lı olabilir. Bu nedenle eritrosit morfolojisi mikrositikten makrositi e kadar de i ebilir. Serum demir seviyesi dü üklü ü sıktır. Lökopeni ve trombositopeni sık de ildir, fakat a ır folik asit ve B 2 vitamini eksikli inde olabilir. Trombositoz, Howell-Jolly cisimcikleri görülebilir ve bu da hiposplenizmi yansıtır. K vitamini eksikli ine ba lı protrombin zamanı uzamı olabilir. E er karaci er hastalı ı yoksa parenteral K vitamini protrombin zamanını hızla düzeltir. * Oral Tolerans Testleri- En yararlı testler xylose ve laktoz tolerans testleridir. Xylose daha çok proksimal ince barsak tarafından emilir. Bu nedenle tedavi edilmemi a ır GSE hastalarında xylose un üriner atılımı ve peak xylose seviyesi dü mü tür (Çünkü GSE de en çok proksimal ince barsak etkilenir.) Benzer ekilde GSE hastalarında absorptif hücre lezyonlarına ba lı sekonder laktaz eksikli i olu ur. Böylece laktoz alındıktan sonra kan glikoz seviyesi normale yükselemez. * Kan Biyokimyası- Birçok organ sistemi tutuldu u için kan biyokimyasında anormallikler olur. Diyare a ır ise serum Na, K, C ve bikarbonat seviyeleri dü ük olabilir Diyare ve steatore olanlarda Ca, Mg ve hatta Zn dü ük olabilir. Osteopeni olanlarda fosfor dü ük, alkalen fosfataz artmı bulunabilir. Serum albümin, globulin, kolesterol düzeyleri dü ebilir ( ). GG 155

Doku transglutaminaz (t TG) otoantikoru GSE de bugün kabul edilen altın serolojik antikorudur * Serum Antikorları- GSE yi ara tırmak için noninvazif serolojik testler mevcuttur. Tedavi edilmemi hastaların serumunda anti-gliadin, anti-retikülin ve anti-endomisyum antikorları % 40-90 oranında saptanmı tır. Fakat bu antikorların sensitivite ve spesifitesi merkezden merkeze de i mektedir (3). Serum IgA anti-gliadin antikoru testi Ig G antigliadin antikoru testine göre daha spesifik fakat daha az sensitiftir. Tedavi edilmemi hastalarda serumda düz kas endomisyumuna kar ı Ig A antikoru bulunması % 90 veya daha fazla sensitivite ve spesifitesi olan en sensitif ve spesifik testtir ( ). Anti-endomisyum antikorlar mukozal lezyonun a ırlı ı ile de pozitif korelasyon gösterir. Antigliadin antikorlar glutensiz diyete ba ladıktan 3 ay sonra da normal seviyeye inerler (3). IgA eksikli i olan GSE hastalarında hem IgA antigliadin hem de IgA anti-endomisyum antikorları genellikle saptanmaz. Tablo 2. GSE Tanısında Kullanılan Testler. Gaita tetkiki 2. Hematolojik testler a. Anemi b. Lökopeni c. Trombositopeni d. Trombositoz 3. Oral Tolerans testleri 4. Kan biokimyasında anormallikler 5. Serum antikorları a. Anti- doku transglutaminaz antikoru b. Anti-endomisyum antikoru c. Anti-gliadin antikoru 6. Radyolojik bulgular 7. ntestinal biopsi Doku transglutaminaz (t TG) otoantikoru GSE de bugün kabul edilen altın serolojik antikorudur. Bu tetkik GSE kitle taramaları için biopsiye alternatif gibi görünmektedir ( 6). Serum IgA sınıfı doku transglutaminazın GSE yi ara tırmada efektif oldu u kanıtlanmı tır. Glutensiz diyete yanıtın ara tırıldı ı bir çalı mada bir grup hastada doku transglutaminaz veya endomisyum antikoru negatif oldu u halde mukozal villöz atrofinin belirgin oldu u gözlenmi tir. Bu nedenle glutensiz diyetin yeterli oldu undan emin olmak için ince barsak biopsisi hala gerekli bulunmaktadır ( 7). Çocukluk ça ı GSE tanı kriterleri halen intestinal biopsilerin histolojik de erlendirilmesine ba lı oldu u halde, anti- t TG antikorların saptanması tanısal informasyonu tamamlamada yardımcıdır. Human recombinant t TG based ELISA tetkiki çocukluk ça ı GSE tanısında sensitif ve spesifik test olarak ve aynı zamanda tedavinin takibinde kullanılabilir ( 8). Her eye ra men serum antikorları intestinal mukoza biopsisinin yerini alamaz. Çünkü bu tanı konan hastalar ömür boyu glutensiz gıda almak zorunda kalacaktır. * Radyolojik Çalı malar: nce barsak pasaj grafilerinde lümende geni leme, baryumun floküle olması, segmentasyon ve pililerde kabala ma bulunur (8). Bazı GSE hastalarının baryumlu grafilerinde ileumdaki foldlerde kalınla ma ve sayılarında artma saptanabilir (jejunilizasyon). Yeti kinlerde ülseratif jejunoileit ve malignite gibi GSE nin a ır komplikasyonlarının saptanması açısından radyolojik çalı malar önemlidir (3). * ntestinal Biopsi: Biopsi halen GSE tanısı için altın standarttır. Uygun biopsi örnekleri endoskopi veya suction biopsi tüpüyle alınabilir Örnekler distal duodenumdan alınmalıdır (Tablo.2). Ayıırıcı Tanı: Özellikle malabsorpsiyon yapan durumlarla ayırıcı tanı yapılır. Tropikal sprue ve ince barsak lenfoması olan ki ilerdeki mukozal lezyonlarla GSE lezyonları büyük benzerlik ta ır. Zollinger-Ellison Sendromu, Eozinofilik Gastroenterit, Crohn Hastalı ı, intraluminal bakteri a ırı geli im durumları, refrakter sprue, küçük çocuk ve infantlarda 156 Eylül 2002

Biopsi halen GSE tanısı için altın standarttır. Örnekler distal duodenumdan alınmalıdır. Tablo 3. GSE de Ayırıcı Tanı. Tropikal sprue 2. nce barsak lenfoması 3. Crohn hastalı ı 4. Eozinofilik gastroenterit 5. Zollinger. Ellison sendromu 6. ntraluminal bakteri a ırı geli imi 7. Refrakter sprue 8. Küçük çocuk ve infantlarda viral gastroenterit ve inek sütü intoleransı Tablo 4. GSE de tedavi. Arpa,bu day, çavdar ve yulaf gibi gluten içeren gıdalardan kaçınılmalı 2. Pirinç,mısır, soya fasulyesi,patates,kara bu day ve darı kullanılmalı 3. lenmi tüm yiyeceklerin içeri i okunmalı 4. Ba langıçta süt ve süt ürünleri kısıtlanmalı viral gastroenterit ve inek sütü intoleransı ile ayırıcı tanıya gidilmelidir (Tablo.3) Tanı konusunda üphe varsa glutensiz diyet tedavisine klinik cevap ara tırılır. Tamamen toksik glutensiz diyet uygulandı ı zaman klinik cevap genellikle bir iki hafta içinde görülür. Mukozadaki düzelme ancak aylarca glutensiz diyet sonrası olur. Özet olarak GSE tanısı için ) nce barsak mukozal fonksiyonlarında bozulmanın gösterilmesi, 2) Tipik mukozal lezyonun gösterilmesi, 3) Glutensiz diyet sonrası klinik cevabın ve daha da iyisi mukozadaki histolojik iyile menin saptanması gerekir. Glutensiz diyete cevap vermeyen vakalarda yanlı te his, diyetin uygulanmaması ve lenfoma akla gelmelidir. Tedavi: Tedavinin esası glutensiz diyet uygulamaktır. Arpa, bu day, çavdar ve yulaf içeren tüm gıdalardan kaçınılmalıdır. Pirinç, mısır, soya fasulyesi, patates, kara bu day, darı, toksik olmayan ve iyi tolere edilen gıdalardır. Diyet dengeli olmalı ve normal miktarlarda ya, protein ve karbonhidrat içermelidir. Süt ve süt ürünlerini ba langıçta kısıtlamak gerekir (Tablo 4) E er glutensiz diyetle bir kaç haftada düzelme görülmesze, diyet yeniden gözden geçirilmelidir. Glutensiz diyete cevap vermeyen vakalarda yanlı te his, diyetin uygulanmaması ve lenfoma akla gelmelidir. A ır hastalı ı olan hastalara glutensiz diyet yanında absorpsiyon defektlerine ba lı eksikliklerin tedavisi de uygulanmalıdır. Anemik hastalara aneminin nedenine yönelik demir, folik asit veya B 2 vitamini verilmelidir. Protrombin zamanı uzamı sa K vitamini uygulanmalıdır. Hipokalsemisi olan hastalara oral 2-3 gr / gün elementer kalsiyum ve oral D vitamini verilmelidir. Serum kalsiyum düzeyi a ırı doz açısından takip edilmelidir. ntestinal absorbsiyon normale dönünceye kadar multivitamin preperatları verilebilir ( ). Hastalar % 80-85 glutensiz diyete cevap verebilir. % 5-20 si diyete refrakterdir. Bunlar kortikosteroid tedavisine cevap verebilir (8). Glutensiz diyetle düzelen GSE hastalarında kilo kaybı, malabsorpsiyon, abdominal a rı, intestinal kanama gibi semptomlar geli irse gastrointestinal malignite yönünden dikkatlice ara tırılmalıdır. GG 157

Prognoz: GSE tedavi edilmezse ve a ır seyrediyorsa fatal olabilir. Hemoraji ve infeksiyon nedeniyle hastalar kaybedilebilir. Ama GSE hastalarında hastalı a ba lı ölüm sık de ildir. Do ru tanı konup tedavi edilirse prognoz çok iyidir. Yeti kinlerde malign hastalıkların insidansı genel populasyona göre artmı tır. Lenfomalar (intestinal ve ekstraintestinal) ve özofagusun squamöz hücreli karsinomu en sık olanlardır ( ). Yapılan bir çalı mada GSE hastalarında lenfoma oranı % 4 olarak bulunmu tur ( 9). GSE da intestinal lenfo- manın T lenfositlerden köken aldı ı gösterilmi tir. Glutensiz diyetle düzelen GSE hastalarında kilo kaybı, malabsorpsiyon, abdominal a rı, intestinal kanama gibi semptomlar geli irse gastrointestinal malignite yönünden dikkatlice ara tırılmalıdır. GSE hastalarının küçük bir kısmında refrakter sprue geli ebilir. Glutensiz diyete önce cevap vermi ken sonra sıkı diyete ra men relaps olur. GSE de ciddi komplikasyonlardan biri de ince barsakta ülser ve striktür geli mesidir. Ülserler ince barsa ın herhangi bir seviyesinde olur, perforasyon geli ebilir. Ülserleri olan hastaların bir kısmında lenfoma saptanır ( ). KAYNAKLAR 1. Trier J.S.Celiac Sprue and Refractory Sprue In: Feldman M, Scharschmidt BF, Sleisenger MH, eds. Gastrointestinal and Liver Disease, 6 th Ed, WB Saunders Co, Philadelphia 1998; 1557-74. 2. Farrell RJ,Kelly CP. Diagnosis of celiac sprue Am.J.Gastroenterol 2001; 96:3237-3246 3. Mearin ML, Mulder CJJ. Celiac Disease. In: Bockus Gastroenterology. Eds: WB Saunders Co,5 th Ed, Philadelphia 1995; 1027-48. 4. Binder HJ. Disorders of Absorption Celiac Disease. In: Braunwald E, Hauser S, Fauci AS, Longo DL, Kasper DL, Jameson LJ. Harrison s Principles of İnternal Medicine. 15 th Ed, Mc Graw Hill Co, 2001;1673-5. 5. Troncone R, Greco L, Mayer M, et al. Latent and potential coeliac disease. Acta Paediatr 1996; 412:10-4. 6. Mustalahti K,Sulkanen S, Holopainen P,et al. Coeliac disease among healhy members of multiple case coeliac disease families. Scand J Gastroenterol 2002; 37: 161-5. 7. Rutz R, Ritzler E, Fierz W, et al. Prevalence of asymptomatic celiac disease in adolescents of eastern Switzerland. Swiss Med Wkly 2002; 132: 43-7. 8. Özdil S. İnce Barsak Hastalıkları. Gluten Enteropatisi. In: Ökten A, Mungan Z, Çakaloğlu Y, eds. Gastroenterohepatoloji, Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul 2001; 163-7. 9. Marsh MN. Gluten, major histocompatibility complex, and the small intestine. A molecular and immunobiologic approach to the spectrum of gluten sensitivity. Gastroenterology 1992;102: 330-54. 10. Öztürk S, Serinöz E, Keklik T, et al. Histopathological assessment in cases with gluten-sensitive enteropathy. Significance of typing. The Turkish J Gastroenterol 2000 ; 11: 150-4. 11. Vader LW, de Ru A, van der Wal Y, et al. Spesificity of tissue transglutaminase explains cereal toxicity in celiac disease J Exp Med 2002; 195: 643-9. 12. Semrad CE, Chang E.B. Malabsorption Syndromes. Celiac Disease In: Goldman L, Bennet J.C. Cecil Textbook of Medicine. 21 th Ed, WB. Saunders Co, Philadelphia, 2000; 719-20. 13. Carroccio A, Iannitto E, Cavataio F, et al. Sideropenic anemia and celiac disease. Dig Dis Sci1998; 43:673-8. 14. Garrido C, Gaya J, Liompart A, et al. Prevalence of monosymptomatic celiac disease in patients with iron deficiency anemia. Gastroenterol-Hepatol 1997; 20:172-4. 15. Bhattacharyya A,Patel MK,Tymms-DJ. Coeliac Disease in adults: variations on a theme. J R Soc Med1999; 92: 286-9. 16. Sorell L, Garrote JA, Acevedo B, et al. One-step immunochromatographic assay for screening of coeliac disease. Lancet 2002 Mar 16 ; 359 (9310) : 945-946 17. Kaukinen K,Sulkanen S, Maki M, et al. IgA-class transglutaminase antibodies in evaluating the efficacy of glutenfree diet in coeliac disease. Eur J Gastroenterol Hepetol 2002; 14:311-5. 18. Hansson T, Dahlbom I, Rogberg S, et al. Recombinant Human Tissue Transglutaminase for diagnosis and followup of childhood coeliac disease. Pediatr Res 2002; 51:700-5. 19. Freeman HJ. Survey of gastroenterologists on the diagnosis and treatment of adult patients with celiac disease in British Columbia Can J Gastroenteral, 1998; 12: 149-52. Gerçeğin kendine özgü bir zamanı yoktur. Onun zamanı Şimdi dir. Daima.. Albert Schweitzer (1875-1965) 158 Eylül 2002