Pnömonilerde Efüzyon ve Ampiyem

Benzer belgeler
PARAPNÖMON K PLEVRAL EFÜZYON VE AMP YEM

Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

Parapnömonik efüzyonlu çocuklarda ultrasonografik evrelendirme ve tedavi yöntemleri

Parapnömonik Efüzyon ve Ampiyemli Hastaların Özellikleri

Benin Plevral Efüzyonlar: (Plevra tüberkülozu, Parapnömonik sıvılar ve diğerleri)

Yetmifldört yafl nda, 60 paket/y l sigara içme

KONUŞMA PLANI. Pnömoni Plevral Efüzyon-Ampiyem Epidemiyoloji Radyoloji Laboratuvar Tedavi Sonuç

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

Parapnömonik S v lar n Tan ve Tedavisi

Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı

Plevral Efüzyon. geri emilir. Plevra sıvısı parietal plevradan süzülerek plevra boşluğuna geçer.

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

TOPLUM KÖKENLİ VİRAL ve BAKTERİYEL PNÖMONİLER

Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyem

ikisi birden rol oynayabilir (non-hodgkin Lenfoma) Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

absesi Prof.Dr.C Tetikkurt

Toplum Kökenli Pnömoni

Ampiyeme Genel Bakış. Dr. Atilla UYSAL. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi- İstanbul

Pnömokokal hastal klar

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Prof. Dr. Abdullah Sayıner

PARAPNÖMONİK AMPİYEM. Akın Eraslan. Fırat Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahi Anabilim Dalı, Elazığ

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

Parapnömonik Efüzyonlar ve Ampiyem

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI

Doripenem: Klinik Uygulamadaki Yeri

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Dr.Önder Ergönül. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Pnömoni Komplikasyonlarında Cerrahinin Yeri

De erlendirme. Antimikrobik duyarl k testine yönelik EUCAST disk difüzyon yöntemi. Sürüm 4.0 Haziran 2014

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Hastanede Gelişen Dirençli Sepsiste Antimikrobiyal Tedavi

Bağışıklama ve Mikrobiyolojik Sürveyans İnvaziv Bakteriyel Etkenler

Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı.

Pnömonide Etkene Yönelik Antimikrobiyal Tedavi

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

Parapnömonik plevral efüzyon tanısında plevral sıvı ve serum prokalsitonin düzeylerinin

Doç. Dr. Bilgin ARDA Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

AMPİYEMİN CERRAHİ TEDAVİSİ. Dr. S.Ş. Erkmen Gülhan Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eği;m ve Araş=rma Hastanesi

ERİŞKİNLERDE PLEVRAL ENFEKSİYONLARIN TEDAVİSİ: BRİTANYA TORAKS DERNEĞİ PLEVRAL HASTALIKLAR REHBERİ 2010

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016

İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak. Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D.

TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLER

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi

Türk Toraks Derneği. Çocuklarda Toplumda Gelişen Pnömoni Tanı ve Tedavi Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

ALT SOLUNUM YOLLARI ENFEKS YONLARINDA TANI

Parapnömonik Plevral Efüzyon Tanısında Plevral Sıvı Prokalsitonin Düzeyinin Rolü

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

TULAREMİ KONTROL ve KORUNMA. Dr. Kemalettin ÖZDEN

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum

Efüzyon ve Ampiyemlerde Konservatif Cerrahi Yaklaşım

Dr. Aysun Yalçı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Plevral ampiyemlerin tedavisinde video-yardımlı torakoskopik cerrahinin rolü

Bağışıklığı Baskılanmış Olguda Akciğer Sorununa Yaklaşım. Klinik-Radyolojik İpuçları

DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONUNDA AYAKTAN TEDAVİ EDİLECEK HASTALAR VE İZLEMİ

PLEVRA SIVISI 1 PLEVRA SIVISININ RUTİN ANALİZİ; > / mm3. >10.000/mm3 >%50 >%50. Sitoloji Neoplastik hücrelerin bulunması Malignite

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

ÇOCUKLARDA TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİ

Parapnömonik Efüzyonda Video-Torakoskopi

Plevral Sıvılı Hastaya Yaklaşım

Febril Nötropenide Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Tanı ve Tedavi Kılavuzu

Sepsiste Tedavi Đlkeleri

Hastane kökenli pnömonide antibiyotik kullanımı endikasyonunun konulması ve seçimi

ERİŞKİNLERDE TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİ TANI VE TEDAVİSİ. Dr.Sedat ÖZBAY

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

PLEVRA HASTALIKLARI (Olgularla) Dr. Öner Dikensoy Gaziantep Ünv. Tıp Fak. Göğüs Hast. AD.

POSTOPERATİF ATEŞ TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI. Firdevs Aktaş

Kan Dolaşım Enfeksiyonlarında Karar Verme Süreçleri. Prof. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD

KLİMİK UZLAŞI RAPORU: SOLUNUM SİSTEMİ İNFEKSİYONLARI

ÇIKAR ÇATIŞMALARI. Antibiyotik / aşılarla ilgili konuşma, danışmanlık Abdi İbrahim Bayer GlaxoSmithKline Pfizer Sanofi Pasteur

Solunum Problemi Olan Hastada İnfeksiyon. Hastane Kaynaklı Solunum Sistemi İnfeksiyonlarında Antibiyoterapi

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

.Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri. Sempozyum Dizisi No: 55 Ocak 2007; s Doç. Dr.

Toraks Tüpünün Yetersiz Kaldı ı Ampiyemli Olgularda BT E li inde Perkütan Kateter Drenaj Uygulaması

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı

ÖZET. Anahtar Kelimeler: Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEBF), benign pleural effusion, eksüda, tran-

Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

Ventilatör İlişkili Pnömoni Patogenezi ve Klinik

AMPİYEMİN CERRAHİ TEDAVİSİ. Doç. Dr. Akın Eraslan Balcı Fırat Üniv. Göğüs Cerahi Anabilim Dalı

TROPENİK HASTALARA TANI VE TEDAVİ

Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar

Türkiye de Yoğun Bakım Gerektiren Toplum Kaynaklı Pnömonide Mortalite Belirteçleri

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Ampiyeme Genel Bak fl

Parapnömonik Efüzyon ve Ampiyemli Hastalarda Plevral Sıvı IL-8 Düzeyinin Tanı Değeri

Plevral Efüzyonda Tedavi Uygulamaları

Transkript:

Pnömonilerde Efüzyon ve Ampiyem smail SAVAfi G R fi VE TANIMLAMALAR Bakteriyel pnömoni, akci er apsesi ve bronflektazi seyrinde ortaya ç kan herhangi bir plevral s v birikimine parapnömonik efüzyon denir. Parapnömonik efüzyon oldukça s k karfl lafl lan bir durum olup, hastaneye yatan bakteriyel pnömonili hastalar n %40 nda geliflebilir. S v n n miktar de iflken olmakla beraber birkaç mililitreden birkaç litreye kadard r. Genel görünümü berrak, bulan k ve belirgin pürülan olabilir. Komplikasyonsuz gidifli gösteren bu s v birikimlerinin ço u altta yatan pnömoninin antibiyotikle tedavisi esnas nda düzelir ve iyileflme olur. Bazen bu s v birikimi intraplevral pürülan materyal birikimine kadar ilerledi inde bu duruma ampiyem ad verilir.yafll hastalarda ampiyem mortalitesi %25-75 aras nda de iflir. Tüp torakostomi gerektiren veya kültür pozitif olan parapnömonik efüzyonlara komplike parapnömonik efüzyon ad verilir. Ampiyeme en s k yol açan bakteriyel pnömoni seyrinde plevral bofllu a infeksiyonun yay l m olmakla beraber, birçok nedeni vard r. Bunlar aras nda plevral bofllu a akci er apsesinin aç lmas, septik pulmoner emboli, pulmoner maligniteler, infekte do umsal anomaliler (pulmoner sekestrasyonlar), mediastinal süpürasyon, subfrenik apsenin yay l m, gö üs travmalar, özofagus rüptürü, boyun ve torakal vertebra infeksiyonlar, torakotomi sonras geliflen bronkoplevral fistüller ve bakteremi say labilir (1). Plevral bofllu un nedeni bilinmeyen infeksiyonlar erkeklerde kad nlara göre iki kat daha s k görülmektedir. Diabetes mellitus, alkolizm, bronflektazi, kronik obstrüktif akci er hastal, tüberküloz ve romatoid artrit gibi altta yatan ve akci er savunmas n bozan hastal klar ampiyem riskini art rmaktad r (2). Normal plevral s v da az miktarda lenfosit olup transüdatif özelliktedir. Bitiflikteki pnömoni bölgesi nedeniyle etkilenen plevran n geçirgenli i de iflir ve proteinden zengin eksüdatif bir s v birikmeye bafllar. Bofllu a nötrofiller gelir ve

Pnömonilerde Efüzyon ve Ampiyem 321 bakteriyel invazyona karfl koruma bafllar. Erken dönemde de iflime u rayan mezotel hücreleri s v y boflaltmak için hücreler aras iliflkileri ve ba lant lar sa lamaya çal fl r. Komplike olmayan s v larda antibiyotik tedavisiyle plevral s - v ve makrofajlar geri emilir ve mezotel hücreleri tamir olur. Erken inflamatuar cevap yetersizse komplike s v birikimi olur, yeterli drenaj sa lanamazsa ampiyem geliflir (3). Parapnömonik efüzyonlar n geliflimi üç evrede olur. lk evre eksüdatif dönemdir. Parenkimal infeksiyon oda, pulmoner interstisyel s v art fl na ve bu s v - n n viseral plevraya geçifline ve plevral aral kta s v birikimine neden olur. Bu aflamada plevral s v da laktik dehidrogenaz (LDH) düzeyi düflük, glukoz ve ph de erleri normaldir (1,4). Fibropürülan evre diye tan mlanan ikinci evrede plevral s v n n mikroorganizmayla invazyonu söz konusudur. Bu evre ilerledikçe plevral s v bol miktarda fibrin, hücresel at k ve lökosit içerdi inden bulan klafl r ve viskozitesi artar. Lokülasyon ve membranlar ortaya ç kar. Lokülasyon plevral infeksiyonun yay l - m n engellerken drenaj n da zorlaflt r r (1,4). Üçüncü evre organizasyon evresidir. Her iki plevral dokudan s v ya do ru fibroblast ço almas oldu u için plevral bir kal nlaflma ortaya ç kar. Bu kal nlaflma akci eri sarar ve akci er fonksiyonlar n bozar. Bu dönemde eksüda çok kal nd r ve hasta tedavi edilmezse s v spontan olarak gö üs duvar boyunca yay labilir (Ampiyema necessitatis). Eksüda akci ere do ru ilerlerse bronkoplevral fistül geliflir (1,4). ETKENLER Plevral boflluktan birçok patojen izole edilmesine karfl n, Streptococcus pneumoniae, Staphylococcus aureus, enterik Gr (-) basiller ve anaerobik bakteriler plevral infeksiyona en s k neden olan patojenlerdir (5). S. pneumoniae, antibiyotik öncesi dönemlerde plevral infeksiyonlar n %60 ndan sorumluyken flimdilerde %10 dan daha az neden olmaktad r. Pnömokokal ampiyemin nedeni hastal n göz ard edilmesi ve tedavinin geç bafllanmas d r (5). S. aureus ampiyemi ileri yafl, influenza, entübasyon veya kronik hastal k nedeniyle konakç defans n n bozuldu u durumlarda s k olarak ortaya ç kar. S. aureus pnömonili hastalar n %50 sinde parapnömonik efüzyon ve bunlar n da %50 sinde ampiyem geliflmektedir. Ampiyem varl mortaliteyi art r r (5,6). Anaerobik infeksiyonlar aspirasyon riskinin oldu u hasta gruplar nda s kt r. Tüm ampiyemlerin %17-70 i anaerobik infeksiyonlar sonucunda geliflir. Bac-

322 Solunum Sistemi nfeksiyonlar teroides fragilis, Fusobacterium nucleatum ve peptostreptokoklar bu grupta ad geçen di er ajanlard r (5,6). Enterik gram negatif etkenlerden Haemophilus influenzae, Klebsiella pneumoniae ve Pseudomonas aeruginosa plevral infeksiyon nedenleri aras nda en s k görülenleridir. Streptococcus pyogenes önceleri s k görülen ancak flimdilerde fazla rastlanmayan bir etkendir (5,6). Legionella pneumophila plevral s v nedeni olsa da, ampiyem pek s k görülmemektedir. Plevra s v s nda tip serogrup tayini yap labilir (6). TANI Akut bakteriyel pnömonili bir hasta ilk olarak de erlendirildi inde parapnömonik efüzyonun olup olmad mutlaka göz önünde bulundurulmal d r. Standart posteroanterior akci er grafisi ilk de erlendirmede gereklidir. Kostofrenik aç n n keskinli ini bozan s v miktar 200-500 ml dir. Direkt grafide belirgin s v görünümü olmaks z n kendisini diyafragman n düzleflmesi ya da fleklinin bozulmas gibi bulgularla gösteren subpulmoner ciddi s v birikimleri olabilir. Lateral grafide posterior kostofrenik aç kapal de ilse klinik olarak önemli bir s v birikimi olmad kan s na var labilir. Posterior kostofrenik aç kapal veya diyafragmal infiltrasyon nedeniyle görünmüyorsa kuflkulu taraf n lateral dekübitis grafisi çekilmelidir. Akci erin taban yla gö üs duvar aras ndaki uzakl k bu grafide 10 mm den azsa efüzyon önemli de ildir ve torasentez gerekmez. E er 10 mm den daha fazlaysa tan sal torasentez yap lmal d r. Kuflkulu durumlarda hastalar toraks ultrasonografisi ve gerekirse bilgisayarl tomografiyle (BT) de incelenmelidir. Özellikle loküle s v larda bu iki inceleme çok de erlidir (Resim 1 ve 2). Magnetik rezonans incelemenin tan da fazla de- eri olmamakla beraber s v n n karakterini ay rt etmede destekleyici olmaktad r. Kontrast madde allerjisi olan ve bu nedenle BT çekilemeyen hastalara uygulanabilir (7). Resim 1. Pnömonisi olan genç bir kad n hastada postero-anterior akci er grafisinde pnömonik infiltrasyon ve parapnömonik effüzyon.

Pnömonilerde Efüzyon ve Ampiyem 323 Resim 2. Ayn hastan n bilgisayarl tomografisinde loküle plevral s v n n görünümü. Tan sal torasentez yapmak parapnömonik efüzyonlarda vazgeçilmez bir uygulamad r. Pürülan materyalin bulunmas kesin drenaj gerektirir. Kötü kokulu pürülan materyal anaerobik infeksiyonu gösterir ve ileri inceleme gerektirir. Tan sal torasentezle al nan s v da gram boyamas, kültür, LDH, fleker, protein bak lmal ve lökosit say s belirlenmelidir. Kötü prognozu gösteren bulgular; s v n n pürülan nitelikte, glükoz düzeyinin 40 mg/dl nin alt nda ve ph n 7.00 nin alt nda olmas ve LDH düzeyinin normalin üst s n r - n n 3 kat ndan daha fazla saptanmas d r. Tan sal torasentezde tüm s v al nd halde s v tekrarlarsa ilk aflamadaki inceleme yolu izlenir. Kötü prognostik ölçütler yoksa, hasta kendini iyi hissediyorsa invazif ifllemler uygulanmaz. Bunlardan birisi varsa, ikinci bir torasentez yap lmal ve plevral s v analizi tekrarlanmal d r. E er plevral s v üçüncü kez tekrarlarsa gö üs tüpü konulmal d r (8,9). Parapnömonik s v l hastalarda plevral s v n n de erlendirilmesinde; 1. Genel inspeksiyon; pürülan, kötü koku, seröz nitelik 2. Hücre say s ve lökosit varl 3. ph, glükoz, LDH 4. Amilaz düzeyi 5. Aerobik, anaerobik kültürler 6. Gram boyama 7. Özel incelemeler (ARB incelemesi, mantar kültürü, Nokardia için özel boyama) 8. Sitolojik inceleme yap lmal d r (8,9). Gram boyamas, %55-60 oran nda patojenlerin tan nmas na yard mc olur. Acridin orange boyamas daha önceden antibiyotik kullan m nedeniyle ölmüfl bakterileri gösterebilir. Antibiyotik tedavisinden önce torasentez yap l p mikrobiyoloji laboratuvar na gönderilmesi tedavideki baflar y art racakt r (8,9).

324 Solunum Sistemi nfeksiyonlar TEDAV Parapnömonik efüzyonun varl pnömonili hastan n bafllang çtaki ampirik tedavi seçimini etkilemez. E er torasentezde pürülan materyal varsa ve etken mikroorganizma gram boyas yla gösterilmiflse buna yönelik daha spesifik tedavi uygulan r. Aminoglikozid antibiyotikler pürülan bölgeye giremedi inden tek ilaç olarak kullan lmalar sak ncal d r. Beta laktam antibiyotiklerle kombine kullan labilirler. Di er birçok antibiyotik plevral s v ya girebildi inden intraplevral uygulama gereksizdir (1). Plevral s v infeksiyonu kuflkulu hastalarda monoterapi için uygun olan antibiyotik beta laktamaz inhibitörlü beta laktam antibiyotikler (amoksisilin/klavulanat, tikarsilin/klavulanat, piperasilin/tazobaktam veya ampisilin/sulbaktam), sefoksitin ve imipenem veya meropenem olabilir. Bu ilaçlar anaerobik etkenleri de içeren genifl bir spektrum gösterirler. Sefotaksim veya seftriakson ile monoterapi alan hastalarda anaerobik infeksiyon kuflkusu varsa tedaviye metronidazol veya klindamisin eklenebilir. Mikrobiyolojik de erlendirmeye göre antibiyotik tedavisi yeniden gözden geçirilebilir (10). Komplike olmam fl parapnömonik efüzyondaki tedavi süresi alttaki pnömoninin tedavi süresi kadard r. Komplike durumlarda ise pnömoninin tedaviye olan yan t na ve plevral bofllu un drenaj na ba l olarak tedavi süresi de iflebilir. Uzun süre drenaj gerektiren multiloküle s v l hastalarda bu süre birkaç haftad r. Plevral drenaja cevap veren hastalarda ise 10-14 günlük tedavi yeterlidir (10). Plevral Drenaj Uygun hasta seçimi ve drenaj zaman en tart flmal konulardan biridir. Bu konuyla ilgili model bir klinik çal flma yoktur. Yafl ve alttaki hastal k, etken patojen ve di er respiratuar faktörler gibi baz de erlendirmeler yap lm flt r. Drenaj yap lmas na ve zamanlamas na karar vermede baz faktörleri göz önünde bulundurmak gerekir (11). Bunlar: Klinik faktörler: Gö üs tüpü gereksinimini ortaya koyan kesin bir klinik tablo yoktur. Baz klinik bulgular drenaj gündeme getirebilir. Antibiyotik tedavisine karfl n devam eden atefl ve lökositoz di er bulgular n olmad durumlarda parapnömonik efüzyonun drenaj n n olmas gerekti ini gösterebilir. Anemi ve hipoalbüminemisi olan hastalarda bu zorunluluk daha da artar. Alkolizm, kronik yutma güçlü ü gibi aspirasyon riski plevral drenaj gerektirir ve plöropulmoner hastal k riski artar (11). Mikrobiyolojik faktörler: S. pyogenes, S. aureus, anaerobik patojenler ve Klebsiella pneumoniae ile olan infeksiyonlarda plevral infeksiyon geliflme olas l daha fazlad r (11).

Pnömonilerde Efüzyon ve Ampiyem 325 Radyolojik faktörler: Baz radyolojik bulgular parapnömonik efüzyonun drene edilmesi gerekti ini gösterir. Plevral mesafede hava-s v seviyesi kesin olmamakla beraber bir neden olabilir. Büyük parapnömonik efüzyonlar drenaj gerektirebilir. Drenaj için karar vermede yard mc olan ultrasonografinin yan nda BT nin de eri ultrasonografi kadar de ildir. Ancak 5 mm den daha kal n plevra gösterildi inde tedavinin sadece antibiyotiklerle zor oldu una iliflkin baz olgular bildirilmifltir. BT de birden fazla lokülasyon olmas drenaj gereklili ini gösterir (7,12). Plevral s v analizi. Plevral drenaj gereklili ini gösteren en iyi yöntem torasentezdir. ntraplevral pürülan materyalin olmas kesin gö üs tüpü endikasyonudur. Ço u ampiyemde gram boyas yla organizma görülmez ve kültürde üreme olmad için bu sonuçlara göre karar verilemez. Lökosit say s ve hücre analizi de kesin bir sonuç vermez. Çünkü nötrofiller lizise u rarlar. Biyokimyasal de erlendirmeler inflamasyonun yo unlu unu ve bakteriyel yükü gösterirler. Glukoz metabolizmas, laktat ve bakteri ph ve glukoz düzeyini düflürür. Nötrofil ve di er fagositlerin lizisi sonucu laktat dehidrogenaz düzeyi yükselir. Pürülan olmayan parapnömonik s v toplanmalar nda ph, glukoz ve LDH de erleri drenaj gereklili i aç s ndan dikkate al n r. Yap lan meta analiz sonuçlar na göre plevral s v ph n n en güvenilir ölçüt oldu u bildirilmektedir (8,10). Plevral s v n n drenaj, plevral s v n n viskozitesi, intraplevral lokülasyonun durumu, etken patojenin virülans ve altta varolan hastal klar gibi birçok faktöre ba l d r. Temel prensipler ayn olmakla beraber çeflitli yöntemler denenebilir (1). Kültür pozitif parapnömonik s v lar n %25 i torasentezle plevral s v n n tamamen uzaklaflt r lmas yla tedavi edilebilir. Nüks ederse gö üs tüpü uygulamas gibi daha agresif bir yaklafl m gerekir. Tekrarlayan torasentezlerle plevral bofllu u izotonik salinle ve antibiyotikle y kamak tedavi süresini uzatmaktad r. Gö- üs tüpü yerlefltirmek oldukça etkin bir tedavi yöntemi olarak düflünülse de baflar oran %6-78 aras nda de iflmektedir. Baflar oran erken yerlefltirilmeyle iliflkilidir. Eksüdatif veya fibrinopürülan dönemde yerlefltirilen gö üs tüpünün baflar s daha fazlad r. Bazen t kanmalar olmakla beraber gö üs tüpünden drenaj günde 50-100 ml ye inerse ve radyolojik olarak parapnömonik efüzyon gösterilmezse tüp çekilir. Loküle s v lar için ultrasonografi ve BT eflli inde kateter yerlefltirilebilir. Kateterin aç kl n sa lamak için günde 4-5 kez izotonik solüsyonla y kamak gerekir (10,11). Fibrinolitik enzimlerin plevral bofllu a verilmesi viskoziteyi azaltmakta ve drenaj kolaylaflt rmaktad r. Kontrollü çal flmalarla net bir sonuç belirtilmese de bu tip ajanlar n kullan m söz konusudur. Özellikle eksüdatif ve fibrinopürülan dönemde fibrinolitik ajanlar n kullan m n n ampiyem geliflimini engelledi ini be-

326 Solunum Sistemi nfeksiyonlar lirten raporlar vard r. Standart olmasa da streptokinaz 250 bin ünite veya ürokinaz 100 bin ünite kullan lmas yla iyi sonuçlar elde edilmifltir. zotonik solüsyon içine (20-100 ml) 250 bin ünite streptokinaz konur ve günlük olarak gö- üs tüpünden verilir. Tüp 2-4 saat süreyle klempe edilir. Klinik yan ta göre doz 3-14 gün aras nda uygulan r (13). Geç fibrinopürülan veya organize ampiyem dönemindeki ço u hastada gö üs kateteri ve tüple sorun çözülemez ve cerrahi olarak s v drene edilir. Bunun için de uygun cerrahi yöntemin seçilmesi gerekir. Plevral lokülasyonun yayg nl, akci erin geniflleyebilme yetene i, hastan n genel durumu, bronkoplevral fistül varl cerrahi sonucu etkileyen faktörlerdir. Tedavinin amac akci- eri yeniden ekspanse hale getirmek, ampiyem kavitesini ortadan kald rmak ve tedavi süresini k saltmakt r (10). Torakotomiyle dekortikasyon ve plevral debridman yap larak gerçeklefltirilen torasik drenaj organize ampiyem veya geç fibrinopürülan dönemdeki hastalarda iyileflmeyi h zland r r. Torasentezle plevral s v n n pürülan yap s n n ve ultrasonografi veya BT ile lokülasyonlar n de erlendirilmesi dekortikasyon ve debridman aç s ndan hasta seçimine yard mc olur. Dekortikasyon fibrinopürülan dönemdeki parapnömonik efüzyonlar n tedavisinde %95 baflar sa lar. Bu giriflimin drenajdan en az 6 ay sonra yap lmas önerilir (10,11). Video-yard ml torakoskopik cerrahi (VATS) erken fibrinopürülan dönemdeki hastalar n s n rl dekortikasyonu ve debridman nda daha az invazif bir yöntemdir. Geç fibrinopürülan dönem ve ampiyemli hastalarda VATS nin de eri fazla de ildir (11). Klasik dekortikasyona aday olmayan kronik ampiyemli hastalarda kosta rezeksiyonlu aç k drenaj denenebilir. Aç k pencereli torakotomi di er bir cerrahi yaklafl md r (11). Sonuç olarak; parapnömonik efüzyonlar pnömoni sonucunda geliflen ve uygun tedavi edilmezse ampiyeme kadar ilerleyen bir durumdur. Erken dönemde müdahale ve uygun tedavi seçimiyle bu durum ortaya ç kmadan tedavi edilebilir. Kaynaklar 1. Heffner JE: Infection of the pleural space. Clin in Chest Med 1999;20:607-622. 2. Bryant RE, Salmon CJ: Pleural empyema.clin Infect Dis 1996; 22:747-757. 3. Weissberg D, Refaely Y: Pleural empyema. Ann Thorac Surg 1996; 62:1026-1029. 4. Bartlett JG: Bacterial infections of the pleural space. Semin Respir Infect 1988;3:308-319. 5. Bartlett J,Gorbach SL,Thadepalli H et al: Bacteriology of empyema.lancet 1974:1:338-340.

Pnömonilerde Efüzyon ve Ampiyem 327 6. Alfageme I, Munoz F, Pena N et al: Empyema of the thorax in adults. Etiology, microbiologic findings and management. Chest 1993; 103:839-846. 7. Hanna JW, Reed JC, Choplin RH: Pleural infections;a clinical- radiologic review. J Thorac Imaging 1991;6:68-74. 8. Good JT, Taryle DA, Maulitz RM et al: The diagnostic value of pleural fluid ph. Chest 1980;78:55-59. 9. Heffner JE, Brown LK, Barbieri C et al: Pleural fluid chemical analysis in parapneumonic effussions. A meta analysis. Am J Respir Crit Care Med 1995;151:1700-1708. 10. Light RW: Management of parapneumonic effusions. Chest 1991;100:892-893. 11. Sahn SA: Management of complicated parapneumonic effusions. Am Rev Respir Dis 1993; 148:813-817. 12. Aquino SL, Webb WR, Gushiken BJ: Pleural exudates and transudates. Diagnosis with contrast-enhanced CT Radiology 1994; 192:803-807. 13. Bouros D, Schia S, Panagou P et al:intrapleural streptokinase versus urokinase in the treatment of complicated parapneumonic effussions: A prospective, double blind study. Am J Respir Crit Care Med 1997;155:291-295.