Kriminolojinin Dünü, Bugünü ve Geleceği: Kriminoloji Bilimine Giriş

Benzer belgeler
İçindekiler Teşekkür 7 Tablolar ve Grafikler Listesi 15 GİRİŞ 19 BİRİNCİ BÖLÜM SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ KAVRAMLARI I. SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ

KRİMİNOLOJİ Nisan 2015 Sosyal (Bağ) Kontrol Teorisi. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

KRİMİNOLOJİ Mayıs 2015 Gelişimsel Teoriler. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

KRİMİNOLOJİ -2- Nisan 2016, Damgalama Teorisi. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

KRİMİNOLOJİ -I- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU 23 Ekim 2014 Kriminolojide Klasik Okul İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

KRİMİNOLOJİ -I- 15 Ekim 2015 Kriminolojiye Giriş. Yrd.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KRİMİNOLOJİ -I- Yrd.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU 10 Aralık 2015 Suçun Ölçümü 2 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

KRİMİNOLOJİ -I- 18 Aralık 2014 Suçun Ölçümü 3. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2736 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1697 KRİMİNOLOJİ

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

KRİMİNOLOJİ -I- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU 27 Kasım 2014 Suçun Ölçümü İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır.

KRİMİNOLOJİ -I- 25 Aralık 2014 Kriminolojide Araştırma Teknikleri. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

Yasemin BABA Türk Ceza Kanunu nda Etkin Pişmanlık İSTANBUL ARŞİVİ

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

2014/2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ KRİMİNOLOJİ SEMİNAR ÇALIŞMASI KONU BAŞLIKLARI ÖĞRENCİNİN ADI VE SOYADI

SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

İ Ç İ N D E K İ L E R

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi (Yüksek lisans,tezli) 1. Yarı Yıl

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

POLİS TARAFINDAN KULLANILAN MUHBİRİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ YASA TASARISI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

EĞİTİMİN TOPLUMSAL(SOSYAL) TEMELLERİ. 5. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

KRİMİNOLOJİ -I- 11 Aralık 2014 Suçun Ölçümü 2. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

Kriminoloji (LAW 421) Ders Detayları

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Sosyal Etki Teorisi. Sunan: M.Benan YAZICIOĞLU Sunum Tarihi:

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

Çocuğa özgüadlialanı ifade eden çocuk adalet sisteminin temel fikir ve amacı; adaletmekanizması ile bir şekilde karşı karşıya gelen çocukların, özel

penceremi ışığa açıyorum PARMAKLIKLAR ARKASINDAKİ YÜREKLERİ IŞIKLA BULUŞTURUYORUZ

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL

KRİMİNOLOJİ -I- 8 Ocak 2015 Kriminolojide Araştırma Teknikleri. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU

Kitabın çok sayıda tezi bulunmakla birlikte bence bunlar üçe indirilebilir:

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Doç. Dr. Tülin ŞENER

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Sağlık Çalışanlarına Psikolojik Şiddet: Mobbing. Prof.Dr.Türkan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUM VE HUKUK

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Şiddetin Psikolojisi Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin çevresel kökenleri

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

1-ÜNİTE SUÇ SOSYOLOJİSİ A) Suç ve Sapma Teorileri 1) GİRİŞ İlk ortaya çıkışlarından günümüze, devletlerin en azından iki temel fonksiyonu icra

Dr. Uğur URUŞAK. Ceza Hukukunda Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Bir Hakkın Kullanılması

Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu

Faruk TURİNAY. Suçta ve Cezada. Kanunilik İlkesinin Anayasal Temelleri

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünite Toplumsal İletişim GELENEK-GÖRENEKLER / DİNİ ve AHLAKİ KURALLAR 20. Hafta ( / 02 / 2014 )

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

T.C. ANAYASA MAHKEMESİ

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I: GERONTOLOJİ: YAŞLILIK BİLİMİ...1

YÖNETİMDE SİSTEM YAKLAŞIMI

İNSAN HAKLARI SORULARI

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

Gruplar-Uyma. Prof. Dr. Turgut Göksu. Prof. Dr.Turgut Göksu/GBF 1

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

KRİMİNOLOJİ -I- 17 Aralık 2015 Kriminolojide Araştırma Teknikleri. Yrd.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU

1. Belli bir toplumun belli bir döneminde, bireysel ve toplumsal davranış kurallarını belirleyen ve inceleyen bilim tanımı aşağıdakilerden hangisine

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

Yrd. Doç. Dr. AHMET HAMDİ TOPAL. KTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS

Savcıların Mesleki Sorumluluk Standartları ile Temel Görev ve Hakları Beyannamesi*

Transkript:

KONU 1

Kriminolojinin Dünü, Bugünü ve Geleceği: Kriminoloji Bilimine Giriş Doç. Dr. Hüseyin ŞAHİN Giresun Üniversitesi, Espiye MYO, Giresun

3 Herkes Bir Yerde En Az Bir İz Bırakır

4 Kısaca suç bilimi olarak tarif edebileceğimiz Kriminoloji, suç ve sapma teşkil eden bütün davranışlarla ilgilenen bir disiplindir. Edwin Sutherland e göre kanunların yapılışları, kanun ihlalleri ve bu ihlallere karşı ortaya çıkan tepkileri inceleyen bir disiplin olarak tanımlamaktadır.

5 Kriminolojinin Çalışma Alanları 1. Kanunların ortaya çıkışı, kanunların yapılma ve uygulanmalarına ilişkin hususlar, 2. Suçun zamansal ve mekânsal dağılımına ilişkin özellikler ve suç işleme kalıpları, 3. Suçun nedenlerini açıklamaya yönelik çalışmalar (suç teorileri), 4. Toplum tarafından suça karşı gösterilen tepkiler, 5. Ceza adalet sisteminin kurumlar, aktörler, işleyişi ve yönetimine ilişkin hususlar, 6. Gözaltı işleminden başlayarak suçluların ceza adalet sistemi içinde geçtikleri soruşturma, kovuşturma, cezalandırma ve ıslah aşamaları ve bu aşamalarda yaşanan süreçler

6 Kriminoloji, normalden sapan her türlü davranışı ilgi alanına alır. Kriminoloji hem kanun ihlalleri anlamına gelen suçlarla hem de sosyal normların ihlali anlamına gelen sapma davranışlarıyla ilgilenir. Bu itibarla Kriminoloji bilimi açısından incelenen kavramın suç ya da sapma olması arasında bir fark yoktur.

7 Suç ve sapma kavramları birbirleriyle yakından ilişkili olmakla birlikte farklı kavramlardır.

8 Sapma, bir toplumun sosyal hayatını düzenleyen her türlü normlardan ve değerlerden o toplumun tolere edebileceğinden daha fazla sapan ve kabul edilebilirlik sınırları dışına çıkan davranışları ifade etmek için kullanılan bir kavramdır.

9 Suç ise, bir toplumda geçerli olan yasal sistem tarafından oluşturulan kanunlarda açıkça yasaklanan ve karşılığında bir ceza öngörülen her türlü davranışı ifade eder.

1 0 DİKKAT! Bütün sapma davranışları kanunlarda suç olarak tanımlanmadığı gibi, kanunlarda suç olarak tanımlanan bütün davranışlar da toplum tarafından sapma olarak değerlendirilen eylemlerden oluşmaz.

11 Suçun nedenlerini anlayabilmemize olanak sağlayacak çalışmaların yapılabilmesi için öncelikle suçun ölçülmesi gerekir. Suçun ölçümü için kullanılan iki temel yaklaşım vardır: (1) Resmi Suç İstatistikleri (2) Suç Araştırmaları

12 SİYAH SAYILAR Polis kayıtları, mahkeme kayıtları ve cezaevi kayıtlarından oluşan resmi suç istatistikleri bize bir ülkede işlenen suçlardan devletin çeşitli kurumları tarafından hakkında işlem yapılanlarına ait genel görünümü resmeder. Hâlbuki gerçekte işlendiği halde ceza adalet sistemine intikal ettirilmeyen pek çok suçun var olduğu bilinmektedir. Resmi kayıtlara geçmeyen bu suçlara kriminoloji literatüründe siyah sayılar adı verilir.

13 Bir ülkede siyah sayıların büyüklüğü o ülkede devlete ve sisteme olan güvenin en temel göstergelerinden biri olarak değerlendirilebilir. Devletin polisine ve mahkemesine, kısaca ceza adalet sistemine olan güven azaldıkça insanlar suçları devlete bildirmek yerine bu sorunları kendileri çözmek eğilimine girer ve mafya tipi yapılardan medet umar.

14 Suçun ölçümünde kullanılan ikinci yaklaşım olan suç araştırmaları, resmi istatistiklere yansımayan suçu ve suçluluğu aydınlatmaya yönelik bir strateji olarak ortaya çıkmıştır.

15 Bazen insanlara herhangi bir suçu işleyip işlemedikleri ve bu suçları kaç kere işledikleri şeklinde soruların yöneltildiği fail itiraf anketleri ile bazen de insanlara herhangi bir suçun mağduru olup olmadıkları ve bu suçların kaç kere mağduru oldukları nın sorulduğu suç mağduriyeti araştırmaları ile resmi suç istatistiklerinin güvenirlik ve geçerliliklerinin sağlaması yapılarak siyah sayıların büyüklüğü anlaşılmaya ve azaltılmasına çalışılır.

16 Kriminoloji Biliminde Suçun Tanımı, suçların kaynağı ve suçların nasıl anlaşılması gerektiğine ilişkin ortaya çıkan düşünce okulları vardır. Bu düşünce okulları suça farklı bir perspektiften yaklaşarak suçun nedenleri ve nasıl önlenebileceklerine dair farklı modeller sunmuşlardır.

17 1. Klasik Okul İnsanı özgür iradesi olan, rasyonel, bencil ve hedonist bir varlık olarak gören bu yaklaşıma göre suçlar, aynen diğer davranışlar gibi insanların bilerek ve isteyerek gerçekleştirdikleri eylemlerdir.

18 Klasik Okul a göre bir kimsenin suç teşkil eden bir eylemde bulunması için suçun getirisi ve fail için sağlayacağı faydalarının çok, oluşturacağı riskler, neden olacağı zararlar ve cezaların da az olması veya fail tarafından öyle değerlendirilmesi gerekir.

19 2. Pozitivist Okul Suçları insanların özgür iradesiyle gerçekleştirdikleri eylemler olarak değil, bilakis insan iradesinin dışındaki biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir takım faktörler neticesinde meydana gelen hadiseler olarak görür.

20 3. Eleştirel Kriminoloji En baştan başlayarak suç tanımlarını sorgular ve suçun nedenlerini izah etmeye çalışmaktansa, gerek toplumun gerekse ceza adalet sisteminin kimlere ve neden yaptırım uyguladığının sorgulanması gerektiğini savunur.

21 Bu okul modellerinin yanında, kriminoloji literatüründe son 250 yılda yüzlerce teorinin geliştirildiğini görmekteyiz. Bu süreçte özgür irade, biyolojik faktörler, psikolojik faktörler, sosyolojik faktörler, ekonomik ve politik faktörlerin hemen hepsinin farklı kurgularla suçu açıklayan modeller geliştirdiklerini görmekteyiz. Ne var ki, bu faktörlerin hiçbiri suçun neden meydana geldiğini tek başına izah edememiştir.

22 Suçu büyük bir pastaya benzetecek olursak, her suç teorisinin bu pastadan ancak bir dilimlik bir bölümü açıklayabileceğini, bu nedenle suç olgusunu ve suça neden olan faktörleri doğru bir şekilde anlayabilmemiz için çok disiplinli bir bakış açısına ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız.

KONU 2

Kriminolojinin Temelleri: Klasik Okul ve Pozitivizmin Doğuşu Doç. Dr. Hüseyin ŞAHİN Giresun Üniversitesi, Espiye MYO, Giresun

25 Avrupa ve Kilisenin Karanlık Çağı 18. yüzyıl öncesi Avrupa sında suç, kanun, ceza ve cezalandırma usulleri belirgin değildi. Bu konularla ilgili bir sistemin varlığından bile söz etmek o günün şartlarında lüks sayılabilirdi. Suç işleyenler doğaüstü güçlerden etkilenen zavallı ve günahkâr insanlardı. Bu insanlar cinlerden, şeytanlardan, perilerden etkilenmişler ve sonunda sapkın davranışlara ve suça sürüklenmişlerdi.

Suçun nedenlerine ilişkin bu dogmatik tanımlamalar kilise temelliydi ve birçok insan suçlandıktan sonra, arındırılmak için türlü işkencelere ve insanlık dışı müdahalelere maruz kalıyordu. Kilisenin gücünün yanında siyasi otoriteyi temsil eden krallar, feodal beyler ve aristokratlar, suç tanımlamalarının kendilerine uygulanmadığı veya uygulandığında tüm güçleriyle buna karşı koyabilme gücüne sahip 26 kişilerdi. Bu nedenle nadiren gerçekleşen suçlamalar sonucu, güçlü aileler arasında uzun süren kan davaları da yaşanabiliyordu

Aydınlanma Çağı ve Sonrası Rönesans ve reform hareketleri, Protestan ahlakının itici gücüyle birlikte karanlıkları yırtan bu çağa Avrupalılar Aydınlanma Çağı adını verdiler. Suç yeniden tanımlanarak cezalar bir sistem üzerine bina edildi. 27

28 Klasik okul terimi, deneysel bir çalışma yapmadan şeylerin nasıl olması gerektiğini hakkında fikir yürüten, ne olduğunu ve mevcut durumu değil idealin nasıl olması gerektiğini söyleyen kriminolojinin kurucu babalarının ortaya attığı düşüncelerden müteşekkil görüşlere verilen genel addır. Tamamen birey esaslıdır.

Cesare Beccaria ve Jeremy Bentham Beccaria ya göre kanunların dili açık ve herkesçe anlaşılabilir olmalıdır. Kanunlar şahsi olmaması gerektiği gibi önceden sonuçları tahmin edilebilir olmalıdır. Kanunların uygulanmasını meşru bir otorite garanti altına almalı ve hâkimlere takdir yetkisi verilmemelidir. 29 Bentham insanı rasyonel kabul etmekle beraber hazcı ve bencil olduğunu ileri sürmektedir. İnsanlar yaptıkları karşısında ağır bir bedel ödemeleri gerekirse, insanların rasyonel hareket ederek bu eylemi gerçekleştirmeyeceklerini savunmaktadır.

30 Cezalandırmaların ise insani olması gerektiğini, insan onur ve haysiyeti ile bağdaşmayacak cezalandırmanın vahşet olacağını söylemektedir. Klasik okul düşünürlerinden Bentham, insanın özgür iradesi ile kararlar alırken bu kararların bir takım şartlardan etkilenebileceğini ileri sürmüştür. Katı bir deterministik anlayışı ile bu duruma yaklaşmasa da özgür iradenin de şartlı olabileceğini ifade etmektedir. Bu yönüyle Bentham klasik okul ile pozitivist okul arasında bir köprü olarak da görülmektedir.

31 Pozitivist okul insan davranışlarının biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir takım faktörlerden etkilendiğini ileri sürmektedir. Bunun yanın sıra pozitivist okul beş duyu ile test edebileceğimiz şeyleri gerçeklik olarak kabul ederken ölçülmeyen şeyleri bilimsel gerçeklik olarak kabul etmemektedir.

Günümüz Kanunları 32 Klasik okul ideali anlatmakta, kanunların, cezaların, yargılamanın nasıl olması gerektiği ile ilgilenmektedir. Bunun yanında özgür iradeye vurgu yaparak insanların yaptıkları şeylerin sonucundan sorumlu tutulmaları gerektiğini söylemektedir. İnsanlar yazılı hale getirilmiş kanunlar sayesinde neyin suç neyin suç olmadığını bilebilmekte, cezalandırmalar çoğu demokratik sistemde insan haklarına saygılı hürriyeti tehdit eden cezalardan oluşmaktadır. İşkence ve kötü muamele ise suç olarak kabul edilmektedir.

KONU 3

Suçun Nedenlerine İlişkin Birey Temelli Görüşler Doç. Dr. Hüseyin ŞAHİN Giresun Üniversitesi, Espiye MYO, Giresun

35 Orta Çağ ve Doğaüstü Güçlere İnanış Doğaüstü güçler perspektifine göre, suça neden olan şey, insanın içine giren ve böylece insanı ele geçiren bir takım cinler, şeytanlar ve kötü ruhlardır. Yani suç, bireylerin iradesiyle meydana gelen eylemler değildir. Aksine, suçlar bireyin kontrolü dışında gerçekleşen ve bireyi kontrolü altına alan doğaüstü gücün etkisiyle meydana gelen hadiselerdir.

36 Peki Suçlu Kim Suçun sorumluluğu bireyi ele geçiren spiritüel varlığa verilince, esasen bireyin herhangi bir şekilde suç sorumluluğunun olmaması beklenmeliydi. Ancak, bu kimselerin ruhlarını kurtarmak amacıyla çeşitli eziyet ve işkencelere maruz bırakılmaları, hatta ateşe verildikleri için dayanılmaz acılarla diri diri yanarak can vermeleri, cezanın bireye değil de bireyi ele geçiren kötü ruha verildiği iddialarını inandırıcı olmaktan çıkarmaktadır.

Aydınlanma Çağı İle Doğaüstü İnanışın Bitişi ve Klasik Okul Teorisi Orta Çağ Avrupa sının karanlıklarından kurtulma anlamında kullanılan Aydınlanma Çağı nın önemli bir bileşeni olan Klasik Okul, suçu bireylerin rasyonel tercihleri ile gerçekleştirdikleri eylemler olarak 37 değerlendirmiştir.

38 Klasik Okulun Rasyonel Yaklaşımına Göre Suçun Analizi

39 İnsanları özgür irade sahibi, rasyonel, bencil ve hedonist olarak değerlendiren Klasik Okula göre suç, herhangi bir zaman-mekân diliminde insanların karşısına çıkabilecek karar anlarında, bazı kimseler tarafından yükte hafif, pahada ağır, getirisi çok, götürüsü az, zahmeti az, kazancı bol olduğu için tercih edilen bir alternatiftir. Dolayısıyla, bu görüşe göre bir suçu işlemeleri neticesinde elde edecekleri kazanç ve avantaj, bu suçtan dolayı yakalanarak cezalandırılmaları durumunda alacakları cezadan veya karşılaşmaları muhtemel risklerden daha fazla ise insanların suç işleme olasılıkları artar.

Beccaria ve Bentham a Göre 40 suçları önlemenin en kestirme yolunun cezayı artırarak suçu rasyonel bir tercih olmaktan çıkarmak olduğunu düşünmüşlerdir. Böylece, rasyonel bireylerin artan cezalara bakarak suç işlemenin pek de mantıklı bir tercih olmayacağını hesap edeceklerini savunmuşlardır

41 Beccaria nin Üçlüsü Beccaria cezaların caydırıcı olabilmesi için kesinlik, hızlılık ve şiddetlilik olmak üzere toplam üç şartın yerine getirilmesi gerektiğini söylemiştir. Cezaların herhangi bir istisnaya yer vermeksizin bütün suçlulara uygulanmasıyla kesinlik ilkesinin; Suç ile ceza arasındaki sürenin mümkün olduğu kadar kısa tutulması ile hızlılık ilkesinin; Suç ile ceza arasında belli bir oran olması ile de şiddetlilik ilkesinin hayata geçirilmiş olacağı vurgulanmıştır.

Küçük Bir Örnek 42 Bir evin bahçesinde köpek olduğunu bilmeyen bir hırsız o evi soymak için bahçeye atladığında büyük ihtimalle bu hareketinden dolayı oldukça pişman olacaktır. Çünkü, bütün planlarını köpeği hesaba katmadan yapan bir hırsız, hesap denklemine çok önemli bir faktörü katmamanın bedelini yakalanarak ödeyecektir. Dolayısıyla, insanların çoğu zaman ideal ölçüde rasyonel olmayacakları bilinmelidir. Bu bakımdan, riskleri hesap etmeden yalnızca ödüllere yoğunlaşan bir suçlunun cezalar yoluyla caydırılmasının da oldukça zor olacağı unutulmamalıdır.

43 Pozitivist Okula Göre Suçun Nedenleri

44 Biyolojik Suç Teorileri 1. Dış görünüşe bağlı çalışmalar, 2. Çağdaş biyolojik yaklaşımlar.

45 Biyolojik Suç Teorileri Ve Öncüsü Lombroso Biyolojik suç teorileri, suça neden olan şeyin insan biyolojisindeki bir takım patolojik durumların olduğunu savunmuştur. Tarihsel gelişim süreci içinde değerlendirdiğimizde, ilk biyolojik teorilerin suça neden olan anormalliği insanların dış görünüşünde görmüşlerdir. Lombroso 3000 mahkum ve asker üzerinde yaptığı araştırmaya göre; tüylü bir vücuda sahip olma, geniş çene kemiğinin bulunması, güçlü köpek dişleri, kıvrık burun, uzun kollar ve çıkıntılı elmacık kemikleri suçluları diğer insanlardan ayıran en temel özelliklerdi.

46 Evrim İle Lombroso Buluşması Suçluları dış görünüş olarak diğer insanlardan farklı olarak değerlendiren bu teoriler, suçluların biyolojik olarak suç işlemeyen insanlardan daha geri olduğunu savunmuşlardır. Bu bakış açısı çerçevesinde suçlular evrimleşme sürecini tamamlayamamış insanımsı hayvanlar oldukları düşünülmüştür. Suçlular, doğuştan suçlu olarak görülmüş ve evrim merdiveninde ulaşmaları gereken basamağa varamamış atavistik adam lar olarak değerlendirilmişlerdir.

47 Genetik Etki- Aile Çalışması Daha sonra suça neden olan şeyin nesilden nesile aktarıldığı düşüncesi kuvvet kazanmaya başlamıştır. Böylece aile araştırmaları başlamış ve suçun sonraki nesillere geçip geçmediği yapılan alan araştırmalarıyla test edilmiştir. Suçun katılımla geçen bir özellik olduğu fikri genetik çalışmalarla daha da güçlenmiş, DNA nın bulunmasıyla kalıtım ve suç ilişkisini araştıran çalışmalara olan ilgi iyice artmıştır.

48 Daha Sonraki Araştırmalar Aile çalışmalarını evlat edinme çalışmaları izlemiş, daha sonra ise ikizler üzerinde yapılan çalışmalar gelmiştir. Suçun nedenlerini insan genetiğinde arayan bu çalışmaları, sonraki dönemde beyinle ilgili yapılan çalışmalar izlemiştir. Suça neden olan şeyin beyinde meydana gelen bir takım patolojilere bağlayan bu çalışmalar beyinde meydana gelmesi muhtemel fiziksel hasarların insan davranışları üzerinde önemli tesirler icra edeceği düşünülmüştür.

49 Beyin Fonksiyon Araştırmaları Yapılan alan araştırmaları beyin hasarları ile şiddet ve saldırganlık içeren davranışlar arasında önemli bir bağın olduğunu ortaya koymuştur. Daha sonra beyin kimyasına yönelik yapılan çalışmalar hormonların da beyinde meydana gelen fiziksel hasarlar kadar insan davranışları üzerinde etkili olduğunu gözler önüne sermiştir.

50 Seratonin, Dopamin, Testosteron Seratonin hormonu mutluluk hormonu olarak bilinir. Bu hormonun azlığı ile kişide saldırganlık hali gözlemlenmiştir. Dopamin hormonundaki artışın insanları daha tahammülsüz hale getirdiği tespit edilirken testosteron hormonundaki artışın bireyleri daha saldırgan hale getirdiği gözlemlenmiştir.

51 Psikolojik Suç Teorisi suçu bazen sosyalleşme sorunlarına, bazen zekâ seviyesindeki düşüklüğe, bazen sorunlu kişilik yapılarına, bazen de düşük ahlaki gelişime bağlamışlardır.

KONU 4

Sosyal Çevre ve Suç: Sosyal Yapı Teorileri Doç. Dr. Hüseyin ŞAHİN Giresun Üniversitesi, Espiye MYO, Giresun

54 Belirsizlik Suç sadece bireysel özelliklerden kaynaklanan bir problem değildir. 19 uncu yüzyılda oldukça yaygın olan suç işleyen kişilerin fiziksel ve bireysel özelliklerini tespit edilerek suç ve sapkın davranışların açıklanması yaklaşımı özellikle yoğun göç hareketleri olmak üzere sonraki dönemlerde tartışmalı hale gelmiştir.

55 19 uncu yüzyılın sonu ve 20 inci yüzyılın başlarında yaşanan toplumsal değişimlerin suç ve suçluluk üzerine olan etkilerini inceleyen araştırmacılar suçun tek başına bireysel özelliklerle açıklanamayacağını, en az bireysel özellikleri kadar ve hatta onlarda da fazla bireylerin içerisinde yaşadıkları sosyal yapının suç ve suçluluk olgularıyla ilişkili olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Özellikle sosyoekonomik statü, etnik/kültürel çeşitlilik, göç ve nüfus hareketleri, boşanma veya parçalanmış ailelerin yüksek oranda olması gibi sosyal sorunların yoğun olarak görüldüğü bölgelerde sosyal düzensizliğin yaşanacağı ve sosyal kontrolün zayıflaması nedeniyle suç oranlarının artacağı ileri sürülmüştür. 56

57 Durkheim e Göre-I Durkheim toplumların da tıpkı canlı organizmalar gibi olduğunu, aynen canlı bir organizmayı meydana getiren organlar arasında gözlemlenen ahenk, denge, işbölümü ve bağımlılığın toplumlar için de geçerli olduğunu iddia etmiştir. Durkheim, sosyal yapının bireyler üzerinde kontrol gücü olduğu ve bu kontrolün toplumsal dengeyi sağlayan en önemli etken olduğunu ileri sürmektedir.

58 Durkheim e Göre-II Toplumsal yapının savaş, doğal afetler, yoğun göç ve hızlı nüfus hareketleri gibi sıra dışı durumlarda birey üzerindeki kontrol ve denetiminin zayıfladığını ve bir tür kuralsızlık ve normsuzluk dönemi yaşandığını belirtmektedir. Yukarıda sayılan olağanüstü durumlar neticesinde toplumsal yapının ve ahengin bozulması ve bunun sonucunda da bireyler üzerindeki sosyal kontrolün zayıfladığı bu kuralsızlık dönemlerini Durkheim anomi olarak tanımlamaktadır.

59 Farklı Bir Bakış Açısı 1920 lerde Shaw ve McKay tarafından ileri sürülen suç ve sapkınlığın bireysel faktörlerden çok sosyal çevre ve koşulların bir sonucu olduğunu ileri sürmektedir.

60 Sosyal düzensizlik kuramına göre mahalledeki sosyoekonomik dezavantaj, nüfus hareketleri/göçler ve etnik/kültürel heterojenlik farklı sosyal ve kültürel değerlere sahip mahalle sakinleri arasındaki komşuluk, akrabalık ve arkadaşlık ilişkilerini zayıflatmakta ve bu durum suç teşkil eden davranışların neler olduğu ve suç ve suçlularla mücadele konusunda ortak bir değerler bütünü ve hareket tarzı belirlenmesini engellemektedir.

61 Diğer taraftan mahallelilik bilinci veya sistemik kontrol yaklaşımı ise sosyal düzensizlik yaklaşımıyla tanımlanan sosyal bağların kapsamını genişletmektedir.

62 İki Temel Fark Sosyal düzensizlik kuramı daha çok arkadaşlık ve akrabalık ilişkilerine ve bu ağlar üzerinden toplumda sağlanacak entegrasyon ve sosyalleşmeye vurgu yapar. Sistemik kontrol yaklaşımı ise toplumdaki entegrasyon ve sosyalleşme sürecini önemsemekle beraber suç ve suçluluğun önlenmesi noktasında toplumdaki sosyal kontrol kapasitesi ön plana çıkarılır.

KONU 5

Bireyin Toplumla Olan İlişkilerinin Bir Ürünü Olarak Suç: Sosyal Etkileşim Teorileri Doç. Dr. Hüseyin ŞAHİN Giresun Üniversitesi, Espiye MYO, Giresun

65 Sosyal etkileşim perspektifinden bakıldığında birey-toplum etkileşiminin suç üzerinde icra ettiği iki yönlü bir etki bulunmaktadır. Birinci etkiyi öğrenme teorisi ile izah ettik ve bireyle suçlu kimseler arasındaki etkileşim sonucu kişinin bu insanlardan etkilenerek suç işleyebileceğini söyledik. İkinci etkiyi ise damgalama teorisi ile izah ettik ve suç işleyen ya da hata yapan insana toplumun gösterdiği olumsuz tepkiler sonucu bireyin dışlandığını, yeniden normale dönme imkanı bulamadığı için de suçlu statüsünü benimsediğinden bahsedilecektir.

66 Suç, aynen diğer davranışlar gibi öğrenilen bir davranıştır. Suçun öğrenilmesi ile iki şeyin öğrenilmesi kastedilir: Suç işleme tekniklerinin öğrenilmesi (Birey suçun mekanik olarak nasıl işleyeceğini öğrenir) Suç işlemeyi haklı çıkaran gerekçelerin ve mazeretlerin öğrenilmesi. (Gerek suç işlemeden önce gerekse suç işlemeden sonra vicdan azabı hissetmemek için ihtiyaç duyacağı mazeretleri ve gerekçelendirmeleri öğrenir)

67 Her suç bir haksızlıktır!!! Suç işleyen insanlar da temelde ya başka insanların hakkı olan bir şeyleri ellerinden alarak haksızlık yapar, ya onlara hak etmedikleri şekilde davranarak onları incitir, ya da diğer insanlara ait şeylere zarar vererek adalet duygularını zedelerler. Her ne sebeple olursa olsun bir insanın suç işlemesi ve bunu da bir kariyer olarak sürdürebilmesi için yaptığının doğru olduğuna inanması ve vicdan azabından kurtulması şarttır.

68 nötrleştirme teknikleri Sykes ve Matza tarafından geliştirilen nötrleştirme teknikleri kariyer suçlularının nasıl olup da yaptıkları onca haksızlıklara rağmen suç işlemeye devam edebildiklerini anlatmaktadır. Bu teknikler: sorumluluğun reddedilmesi, zararın reddedilmesi, mağdurun varlığının reddedilmesi, kendilerini lanetleyenlerin lanetlenmesi kendi değerlerini toplumun değerlerinden üstün görmedir.

69 Dikkat!!! Suç, insanların birbirleriyle etkileşimleri sürecinde öğrenilen bir davranış olduğu gibi, kişinin başka insanların bu davranışlarda bulunduğunu gözlemlemesi de bu kimsenin suç teşkil eden davranışları öğrenmesine sebep olabilir.

70 Nasıl Yani!!! Bir kimsenin yakın çevresinde şiddete başvurma yaygın bir tutum olmadığı halde, bir kimse izlediği televizyon programlarının ve dizilerin etkisiyle, oynadığı video oyunlarının tesiriyle şiddete başvurma eğilimi geliştirebilir ve bu durumu kendisi bile fark etmeyebilir. Gözlem yoluyla bireyler bir yandan suçun nasıl işleneceğine ilişkin teknikleri öğrenirken bir yandan da suç işledikten sonra elde edilmesi muhtemel faydaların ve karşılaşılması muhtemel zararların neler olduğunu bizzat kendisi tecrübe etmeden görme fırsatını yakalamış olur.

71 Sosyal bir varlık olan insanı içinde yaşadığı toplumdan ayrı ve tek başına düşünmek yanlış bir yaklaşımdır. Zira birey ve toplum arasında sürekli bir iletişim ve etkileşim vardır. Birey ve toplum arasındaki bu dinamik yapı gereği birey içinde yaşadığı toplumu etkiler ve toplum tarafından da etkilenir.

72 Bir insana kırk kere deli dersen deli, veli dersen veli olur Toplumun bireye karşı göstermiş olduğu pozitif veya negatif tutumlar birey için öylesine etkili olur ki, bireyin kendisine ait benlik algısı toplumdan gelen geri bildirimlere göre değişebilir. Bireye gösterilen aşırı ve olumsuz tepkiler sonucunda birey toplum dışına itilir ve bireyin benlik algısı toplum tarafından yansıtılan olumsuz imaj doğrultusunda değişir.

73 Kendisine suçlu, hırsız, arsız, ayyaş ve benzeri olumsuz kelimelerle hitap edilen ve o şekilde nitelenen bireye yaptığı hatayı telafi ederek yeniden toplumun saygın bir ferdi olma şansı verilmemiş olur. Bu durumda birey, kendisine söylendiği gibi bir kimse olma yoluna girer.

74 Güncel Örnek Özellikle çocuk yetiştirirken ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuklara işe yaramaz adam, senden ne köy olur, ne kasaba, senden bir baltaya sap olmaz

KONU 6

Organize Suç Teorileri Doç. Dr. Hüseyin ŞAHİN Giresun Üniversitesi, Espiye MYO, Giresun

77 Organize suç, tanımı üzerinde uzlaşı sağlanamayan bir kavramdır. Organize suç, kısa ve öz bir ifadeyle, en az üç kişinin devamlı olarak suçlar işlemek amacıyla, belirli bir hiyerarşik yapı içinde gizli işbirliği yapmaları ve suçlar işlemeleridir.

78 Organize suç denildiğinde akla ilk önce mafya gelir, ancak organize suç mafya tipi yapıları da içine alan üst bir kavramdır, olgudur. Organize suç ve mafya sosyolojik, örgütlü suç ise hukuki bir anlam derinliğine sahiptir.

79 Sınıraşan (Organize) Suç Birden fazla ülkeyi içine alan suçtur. Suç bir ülkede planlanıp bir başka ülkede işlenebilir, sonuçları birden fazla ülkeyi etkileyebilir.

80 Şirket Suçları Beyaz yakalı suç, şirket (kamu veya özel) çalışanlarının, beyin gücüyle, bilgileri ile yaşamlarını kazananların görevleriyle ilgili konularda görevlerini kötüye kullanmak suretiyle kişisel çıkar sağlamalarıdır. Şirket suçlarında ise, şirket çalışanlarının veya yetkililerinin, kişisel çıkarları dışında kurumlarının menfaati için ihmal gösterme veya eylem gerçekleştirme suretiyle yasadışı iş yapmalarıdır.

Organize suçlara ilişkin üzerinde uzlaşı sağlanmış bir 81 tanım bulunmamakla birlikte uluslararası alanda kabul görmüş ortak özellikleri vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Ekonomik çıkar amacı taşırlar, Hiyerarşik yapıları vardır, Devamlılık gösterirler, Sınırlı üyelik sistemi vardır, Kuralları bulunur, Tekelci anlayışa sahiptirler, Yöntem olarak şiddet ve yolsuzluğu kullanırlar, Uzmanlaşma ve işbölümü vardır..

82 Organize suçların ortaya çıkışı, yapılanması ve faaliyetleriyle ilgili olarak ortaya atılan teoriler içerisinde büyük ilgi ve dikkat çeken dört teori bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Yabancıların gizli işbirliği (dış komplo) teorisi, Etnik miras/silsile teorisi, Güçlülerin suçu teorisi Özel koruma teorisidir.

83 Yabancıların Gizli İşbirliği (Dış Komplo) Teorisi, Üç önemli konuyu içermektedir. Birincisi, organize suçların bir gizli anlaşma ve işbirliği olduğunu ifade etmektedir. İkinci nokta, Bu tür oluşumların, Amerika da ortaya çıkmasına rağmen, Amerikan toplumuna yabancı olduğunu, çünkü İtalya dan gelen göçmenler tarafından getirildiğini ve organize edildiğini ileri sürmektedir. Üçüncü husus ise, organize suçların çok katı bir merkezi yapılanmaya ve hiyerarşik bir örgütlenmeye sahip olduğu yönündedir.

84 Etnik Miras Teorisinin Temelinde, Amerika ya göç eden İtalyanların geçirmiş olduğu yabancılık hissi ve buna dayalı gerilimden kaynaklanan dezavantajlı toplum olma özelliği bulunmaktadır. Bu görüşe göre, birçok yönden dezavantajlı durumda bulunan ve daha iyi, refah ve zengin bir yaşam sürmek isteyen, aynı zamanda, yeni üyesi oldukları toplum tarafından kabul görmek ve saygın bir kimliğe sahip olmak isteyen İtalyanlardan bir kısmı bu süreci kısa sürede aşabilmek ve sosyal değişim sağlayabilmek için organize suçları bir çıkış noktası olarak görmüşlerdir.

85 Güçlülerin Suçu Teorisine Göre; Dünya, adeta güçlüler ve güçsüzler diye ikiye ayrılmaktadır. Demokrasilerde sistemler güçlülere hizmet eden bir araçtır ve güçsüzlerin en küçük suçlarına dahi tolerans göstermeyecek kadar katıdır. Bu anlamda güçlüler, etkili, hâkim güç olarak tanımlanmaktadır.

86 Özel Koruma Teorisine Göre; Mafya, özel koruma hizmetinin pazarlanmasında uzmanlaşmış şirketler grubu olarak tanımlanmaktadır. Buradaki koruma kavramı basit anlamda bir baskıcı ve tehdit edici bir uygulama olarak anlaşılmamaktadır. Burada asıl fonksiyon, sahip olunan güç, cesaret, profesyonellik ve güvenilirlikten kaynaklanan caydırmadır. Mafya liderleri, kendilerine ait bölgelerde ünlerini ve güçlerini korku, tehdit ve şiddet yoluyla tesis ederler.

KONU 7

Ekonomik, Politik ve Kültürel Çatışmanın Bir Ürünü Olarak Suç: Çatışma Teorileri Doç. Dr. Hüseyin ŞAHİN Giresun Üniversitesi, Espiye MYO, Giresun

89 Çatışma perspektifi, Suç ve Sapma İster iki farklı kültür isterse de iki farklı güç merkezi olsun, çatışma perspektifinden suç ve sapma, yaşanan ikilem çerçevesinde iki tarafın bir diğerine üstün gelme ve kendi tercihi dayatma veya dayatılan seçeneklere karşı direnme ve karşı koyma neticesinde ortaya çıkan doğal bir problemdir.

90 Çatışma perspektifi, farklılıklarla birlikte uyum ve esnekliğin olmadığı her yerde çatışmayı beklenen bir çıktı olarak ele alır. Bu çerçevede suç ve sapma, yaşanan çatışmaların en uç noktalarını temsil eden kırılma aşamasını temsil ederler.

91 Geleneksel kriminolojik görüşler arasında suçu doğal bir çıktı olarak sunan çatışma teorileri, adeta çatışmayı insan ekolojisinin ayrılmaz bir parçası olarak görür. Bazen hayatın normal akışı içinde farklı kültürlerin ve tercihlerin uyumsuzluğu şeklinde en yumuşak versiyonlarıyla kendini gösteren çatışma, bazen de kendi tercihlerini ve taleplerini karşı tarafa dayatma ve zorla kabul ettirme biçiminde bir güç gösterisi şeklini alır. Çatışma her ne şekilde gerçekleşirse gerçekleşsin, suç ve sapma çatışmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkar.

92 Thorsten Sellin, Özellikle büyük nüfus hareketleri ve göçlerle birlikte tetikleneceğini savunduğu kültür çatışması, bireyin mensubu olduğu kültürün değerler sistemi ile daha sonra dâhil olduğu kültürün değerlerinin birbiriyle çelişkiye düşmesi halinde yaşanacağını söylemektedir.

93 Birincil ve İkincil Çatışma Kültür çatışması, eğer ki insanların davranışlarına yön vermek iddiasında olan birden fazla kültürün bulunması şeklinde ortaya çıkıyorsa buna birincil çatışma, kişinin içinde yaşadığı grubun zamanla toplumun geri kalanından farklılaşarak bir alt kültür oluşturması şeklinde gerçekleşiyorsa buna da ikincil çatışma adı verilir.

94 Walter Miller, Walter Miller, sosyoekonomik düzeyi düşük olan kesimlerin özellikle erkeklerinin toplumun geri kalanından belirgin bir şekilde daha fazla suç işlemesini bu insanların sahip oldukları bir takım alt kültürel değerlere bağlayarak açıklamıştır. Bu insanların içinde bulundukları sosyal sınıftan memnun olduklarını, bu sosyal sınıfı terk ederek daha üst sosyal sınıflara geçmeyi düşünmediklerini söyler.

95 Das Kapital ve Marks Das Kapital isimli çığır açan eserinde Karl Marks, yaşanan sosyal çatışmaların özünde sınıf ve ekonomi temelli çıkar hesaplarının olduğunu yazmıştır. Marks a göre kapitalizm, zenginlerin ve güçlülerin fakirleri ve zayıfları kontrol altına alabilmek ve bu insanları sömürerek elde ettikleri serveti ve gücü daha da artırmak için icat ettiği bir araçtır. Kapitalist ekonomik düzen içinde sermaye sahiplerinin her durumda avantajlı bir konumda olacağını söyleyen Marks, elinde kendi bedeniyle ortaya koyabileceği emekten başka bir sermayesi olmayan kitlelerin bu elit sınıfın emrinde ve sömürgesi altında modern bir kölelik düzeni içinde hayatlarını sürdürdüklerini ifade etmektedir.

96 Sonuç Olarak Bazı Marksist kriminologlar, kapitalizmin suça neden olan önemli bir faktör olduğunu iddia etmiştir. Kapitalizmin toplumcu düşünceleri ve başkalarını düşünme ve iyilik yapma fikrini baltalayan bir yönü olduğunu savunan bu yazarlar, kapitalizmin bireyleri egoist yaptığını ve bireyselliği körüklediğini iddia etmişlerdir. Bunun sonucu olarak da toplumsal hayatın önemli bir boyutu olan yardımlaşma ve dayanışma ruhunun zedeleneceğini, herkesin yalnızca kendisini düşünmekle başkasının zarar görmesi pahasına kendi servetine servet katma arzusuyla çalışanlarına ve rakiplerine karşı acımasızlaşacağını söylemektedirler.

97 Para kazanma ve servet biriktirme hırsının toplumsal huzur ve barış ortamını bozacağını, bunun neticesinde de sosyal ayaklanmaların, isyan hareketlerinin ve sosyal çatışmaların ortaya çıkacağını ifade etmişlerdir. Bu ortamda suçun, yaşanan bu çatışmaların doğal bir sonucu olarak ortaya çıkacağı savunulmuştur.

98 Yapılan pek çok alan araştırması, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve eşitsizlik, işsizlik ve yoksulluk gibi değişkenlerin özellikle şiddet suçlarıyla istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki içinde olduklarını ortaya koymaktadır.

99 TEŞEKKÜRLER