SEKÜLERLEME TÜRKYE DE SECULARIZATION IN TURKEY Behçet BATUR



Benzer belgeler
Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2015/1 CİLT: 2 SAYI: 2 s

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

KURAN IN ANLAMI İLE BULUŞMAK ARAŞTIRMASI

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

DI TCARET HADLERNDEK DEMN CAR LEMLER DENGES VE GSYH ÜZERNE ETKLER ( )

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

e.t.t.e tüketim endeksi

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN:

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

a b e f g h i SHOG NED R?

Tüketim eilimleri analizine taıt alımının dahil edilme gerekçesi

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

Bu dönemde daha önce belirttiim gibi yatırımlarımızla ilgili almı olduumuz kararlarımızın yanı sıra;

ÖRGÜTLERN SOSYAL SORUMLULUKLARI:KAVRAMSAL BR ÇÖZÜMLEME. Kürad YILMAZ ÖZET

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

TÜRKİYE DE AVRUPA- ŞÜPHECİLİĞİ KARŞILAŞTIRMALI BULGULAR

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: Cilt: 2 Sayı: 3 Haziran 2011

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

e.t.t.e tüketim endeksi

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular

Türkiye de azınlık olmak Anket Çalışması

Çin Konferansı Panel Bölümü Notları

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 14 Fall 2010

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

SVAS L MERKEZNDE BULUNAN LKÖRETM ÇAINDAK ÇOCUKLARIN AIZ D SALII DURUMU VE ALIKANLIKLARININ BELRLENMES

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

ERKEKLER ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES

Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB

r i = a i + b i r m + i

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

SRKÜLER NO: POZ / 42 ST, YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

ELEKTRK MÜHENDSLER ODASI MESLEK Ç SÜREKL ETM MERKEZ YÖNETMEL

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

AKÇA, Hakan (2012). Ankara li Aızları (nceleme, Metinler, Dizin), Ankara: Türk Kültürünü Aratırma Enstitüsü Yayınları, XXII+672 s.

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

FRANSA DA OKULA GTME

OPTK KONUSUNUN 9. SINIF MÜFREDATINA ALINMASININ ÖRENC BAARISINA ETKS

INTOSAI KAMU KES M Ç KONTROL STANDARTLARI REHBER. Özet Çeviri Baran Özeren Sayı tay Uzman Denetiçisi

Pozisyon Kontrol Sistemi Üzerine Karakteristik Yapı Çalı ması: STANBUL

ALMANYA VE AVRUPA BRL NDE TÜRK GRMCL TURKISH ENTREPRENEURSHIP IN GERMANY AND EUROPE UNION

T.C. ANKARA ÜNVERSTES BURS VE KISM ZAMANLI ÇALIMA BAVURU FORMU

SEKÜLERLEME PERSPEKTFNDEN DNÎ VE SEKÜLER FUNDAMENTALZMLER THE RELIGIOUS FUNDAMENTALISM IN SECULARIZATION PERSPECTIVE

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

!" # $! %&'(()*"!!+",$!-+ "./ #!". " " " 0$ $ 1-0!.,0! 2! $!! ""2 3 $-! 0 "$! 4 444,3,," 5!.!",

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

Bizi biz yapan degerli ogretmenlerimizin onunde saygiyla egiliyoruz...

Türkiye de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Bakanlıklar Tarafından Uygulanması

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Türkiye de Hanehalkı

PYANO ETMNE YEN BALAYAN ÖRENCYLE LK DERSN ÖNEM. Özlem Ömür ÖZET

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

ÖRGÜTLERDE GÖREN ETM ÜZERNE BR ALAN ARATIRMASI

T.C. EGE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ Gazetecilik Anabilim Dalı

Bir Suistimalcinin Profili

! " #$! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

TÜS AD B LKENT ÜN VERS TES BUSINESS SEMINAR KONU MASI

YABANCI DLLER VE TÜRK DL VE EDEBYATI BÖLÜMÜ SON SINIF ÖRENCLERNN YABANCI DL ÖRETM VE YABANCI DLLE ÖRETM KONUSUNDAK YÖNELM VE GÖRÜLER

03-10TEMMUZ 2015 TOPLUMUN DİN ALGISI VE DİNE BAKIŞI

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI

İ Ç İ N D E K İ L E R

Döviz Kuru Hareketleri ve Enflasyon Dinamii: Türkiye Örnei

Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları

#$% &'#(# Konular. Bits of Information. Binary Özellikler Superimposed Coding Signature Formation Deerlendirme

KURUMSAL T BAR YÖNET M PROF. DR. HALUK GÜRGEN

Kurumsal Yapısı, Yasal Çerçevesi ve Göstergeleriyle Ula tırma Sektörü

GÖRME ENGELL ÖRENCLERN ÇETL DEKENLER AÇISINDAN ÖRENME STLLER ÜZERNE BR ARATIRMA

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

TÜRKYE DE MÜZK ÖRETMENLNE YÖNELME NEDENLER. Cansevil TEB * ÖZET

üzere 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile bir bütün olan plandır. Çevre Düzeni Planı;10) (Deiik -

Transkript:

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 2015 June 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 SEKÜLERLEME TÜRKYE DE SECULARIZATION IN TURKEY Behçet BATUR Öz Türkiye de son çeyrek asırdır kendini daha da güçlü bir ekilde hissettiren seküler yaam biçimi, toplumsal birçok alanda kendini göstermeye devam etmektedir. Bata, sosyal - ahlaki ilikilerimizde meydana gelen deimeler olmak üzere, dini hayatın zayıflaması, dünyevi rahat ve mutluluu önceleme, eitim kurumlarımızın yapısı ve ilevi ile bo zaman deerlendirme biçimindeki deimeler olmak üzere birçok alanda sekülerlemenin etkilerini yaıyoruz. Türkiye hızla seküler bir yaam tarzına doru evrilmekte ve bu tarz kendini birçok alanda gerek fikri düzeyde gerekse de eylem düzeyinde göstermektedir. Günümüzde, toplum olarak, önemli oranda sekülerletiimizi rahatlıkla ifade edebiliriz. Anahtar Kelimeler: Sekülerleme, Türkiye, Din, Kültür. Abstract The last quarter of a century in Turkey itself more strongly feel that the secular way of life, continues to manifest itself in many areas of society. At first, social - including on changes occurring in our moral relations, religious weakening of life, worldly comfort and happiness of escape, educational institutions and our structure and function are experiencing the effects of secularization in several areas, including changes in leisure format. Turkey is evolving rapidly toward a secular lifestyle and style is manifested in many areas both on the idea of the level required levels of action. Nowadays, as a society, we can conclude that we secularized significantly. Keywords: Secularization, Turkey, Religion, Culture. Giri Batan söyleyelim, bu çalımanın amacı, sekülerleme sürecinin iyi ve ya kötü taraflarını, doru ve ya yanlılarını, neden ve ya sonuçlarını analiz etmek deildir. Bu yazının amaç ve kapsamı, sadece Batı da balayan sekülerleme dalgasının, artık Türkiye yi de içine aldıını tespit etmek ve bunu göstermek için bazı toplumsal ve kültürel yaam alanlarından kesitler sunmaktır. Batı modernlemesinin dönütürücü etkisi, çou örnekte devlet yapıları, siyasal kurumlar ve sınai ekonomi düzeyinde incelenmitir. Oysa modernlemenin maddi olmayan ama daha derine ileyen etkileri asıl kültürel düzeyde, yaam tarzında, cinsiyet kimliklerinde ve kendi kimliini tanımlama biçiminde görülecektir. (Göle, 2011: 115) Siyaset hayatında demokrasi, laiklik ve çok partili sistem ile ekonomik hayatta serbest piyasa (kapitalizm) ekonomisi younluklu olarak sekülerlemeyi zaten gerçekletirmi bulunmaktadır. Ben burada siyaset ve ekonomideki sekülerlemeyi deil, daha çok, sekülerleme balamında, Türkiye deki sosyal - ahlaki ilikileri, eitim, din ve bo zamanlar kurumsal yaam alanlarının kabaca bir incelemesini yapmayı düünüyorum. Öte yandan, bu çalımada, sekülerlemeyi bir karıtlık üzerinden tanımlamayacaız. Ancak, sekülerlemeyi bir karıtlık üzerinden kurgulayacaksak eer, bu karıtlıın salt din karıtlıı olmadıını, tarihsel ve kültürel her türlü geleneksel dini-akın inanç ve deerler olduunu belirtmekte yarar vardır. Keza, bu karıtlıın din sosyolojisi düzlemindeki anlamı ise sekülerlemenin toplumdaki (kurumsal) din ve dinsel deerler olduunu varsaymamız sosyolojik analizin sıhhati açısından zaruridir. Aksi bir yaklaım biçimi felsefi ve ya teolojik olacaktır. Bu çalımada, sekülerlemeyi, din ve ya dinsel karıtlık üzerinden deil, belki bunu da kapsayacak ekilde sosyokültürel bir yönelim (dünyaya yönelme), toplumsal deer ve amaçlarda bir deiim (bireyselcilik, pragmatizm, rasyonalizm, tüketim vs.) ve buna balı olarak insan ilikilerinde ortaya çıkan bir ahlaki farklılama olarak tanımlamaktayız. ASPB de sosyolog; Çukurova Üniversitesi SBE Din Sosyolojisi ABD doktora örencisi, behcetbatur@yahoo.com - 563 -

Bu konuda bir çalıma yapan Larry Shiner, sekülerleme kavramının altı deiik anlamda kullanıldıını belirlemitir: dinin gerilemesi, bu dünyaya uyma, toplumun dinle ilgisini kesmesi, dini inanç ve kurumların yer deitirmesi, dünyanın kutsallıktan arındırılması, kutsal bir toplumdan seküler bir topluma geçi. Her ne kadar farklı kavramlarla birlikte anılsa da sekülerleme paradigmasının merkezinde üç kavram yer alır. Bunlar rasyonelleme, farklılama, ve bu dünyaya ait olma. (Kirman, 2008: 284) Öte yandan, dinden de baımsız bir vicdan ve hayat mümkündür iddiası sekülerizm Üstelik bu baımsızlık illa ki ateizmle bulumak demek deil. nançlı olabilirsiniz ama vicdanınızın tek belirleyeni din olmayabilir. Dindar da olabilirsiniz ama hayatınızın her milimetre karesini kutsal ın balayıcılıı altında sürdürmeyebilirsiniz. 1 Bu çalımada yapacaımız tespitler ve açıklamalar, yukarıda özellikleri belirlenmeye çalıılan sekülerlemenin bazen tüm yönlerini kapsayabilecei gibi bazen de herhangi bir boyutu aırlık kazanabilecektir. Sözgelimi, bazı alanlarda sekülerleme dinin gerilemesi olarak ortaya çıkmakta iken, bazı alanlarda bu dünyaya uyma eklinde de kendini gösterebilecektir. Tüm bu yönelimleri sekülerleme ortak kavramıyla ifade edeceiz. Türkiye de son çeyrek yüzyılda kendini iyice hissettirmeye ve birçok alanda görünür olmaya balayan seküler yaam, artık Türkiye toplumunun ana kültürel karakterlerinden biri haline gelmektedir. Bir takım dini - geleneksel grupların varlıına ve dinsel yaam alanlarına ramen seküler yaam dalgası Türkiye nin baat kültür öesi olma konumuna doru hızla yükselmektedir. Bu dalga ve ya seküler kültürel yönelim her ne kadar Batı da ortaya çıkmı ve orada egemen olmusa da orada kalmamı ve çevre ülke ve kıtaları da etkilemitir. Bu etkilenmeyi, Türkiye nin younluklu olarak özellikle son 20-30 yıl içerisinde hissettiini söylemek yanlı olmasa gerektir. Batı da bazı sosyal bilimci ve düünürlerin (Peter L. Berger, Jeffrey K. Hadden, Rodney Stark vb) sekülerlemenin Batı da gerilediini, zayıfladıını vs. ifade etseler de Türkiye için bu süreç oldukça yeni ve canlıdır. Keza, Batı da da seküler yaam tarzı egemenliini younluklu olarak halen sürdürmektedir. Elimizde Batı nın güçlü bir ekilde dine ve ya geleneksellie yöneldiini gösteren herhangi bir veri ve ya emare bulunmamaktadır. Bu noktada, Batı da sekülerlemenin gerilemekten ziyade belki duraanlatıını (post-seküler), ancak sürecin Türkiye için etkinliini canlı bir ekilde sürdürdüünü rahatlıkla ifade edebiliriz. Din olgusu 21. yüzyıl Avrupası nın günlük yaam pratiklerinden kendisini soyutlayarak, neredeyse sadece pazar ayinlerinde yalı nüfusun bir kısmının hatırladıı bir gerçeklie dönmü durumdadır. Niceliksel çalımalar Avrupa daki kiliselerin çekim merkezi olma özelliklerini kaybettiklerini, dinle alakalı inançların (tanrı, cennet ve cehennem, günah, ölümden sonra hayat) oldukça azaldıklarını ortaya koymaktadır (Davie, 2002:6-7, Berger, Davie ve Fokas, 2008:11; Norris ve Ingleharth, 2008:57-60). Din adamlarının doum kontrolü, eitim, salık, boanma, kürtaj, ötenazi, cinsel yönelim, evlilik-dıı ve ya öncesi çocuk gibi sosyal ve etik konularda topluma yön verecek güçleri kalmadıı gibi, dini semboller ve ritüeller de eski popülerliklerinden oldukça uzaklamıtır. Sanat, edebiyat ve felsefe gibi alanlarda din kendini geri çekmi durumdadır. (Ertit, 2014: 195-196) Bu yazıda yapacaımız sekülerlemeye dair betimsel çözümlemenin, kentlerde ve özellikle büyükehirlerde meydana geldiini belirtmekte yarar vardır. Zaten Türkiye nüfusunun büyük bir çounluunun artık ehirlerde yaadıını biliyoruz. (TÜK verilerine göre, l ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin oranı 2013 yılında %91,3 iken, bu oran 2014 yılında %91,8 e yükseldi. Belde ve köylerde yaayanların oranı ise %8,2 olarak gerçekleti. TÜK Haber Bülteni Sayı: 18616 Yıl: Ocak 2015) Ayrıca, sekülerlemenin tüm Türkiye de aynı hız ve younlukta yaandıını iddia etmiyoruz. Sürecin, ya gruplarına göre, eitim düzeylerine göre, bölgelere göre ve yerleim yerlerine göre farklılıklar göstermektedir. Temel savımız, Türkiye deki toplumsal ve kültürel deimenin genel olarak sekülerleme lehine seyretmekte olduudur. Türkiye yi deerlendirirken bir kırılma olarak görülebilecek 1980 li yıllar, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi alana yönelik köklü deiimleri beraberinde getirmitir. Küreselleme, serbest piyasa ekonomisi ve Anavatan Partisi nin dıa dönük politikalarıyla balayan süreç, 2002 yılı Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıyla birlikte hız kazanmı, bu gelimelere paralel olarak Türkiye nin son yirmi-otuz yıllık döneminde slami kesim de köklü ve çelikili bir dönüüm yaamıtır. Bu dönemde, bir taraftan, slami kesim artan ekonomik gücüyle kamusal alanda görünür olmaya balamı, dier taraftan serbest piyasa ekonomisine 1 Atay, Tayfun, Dine karıtlık deil, ondan baımsızlık: Sekülarizm Radikal Gazetesi 30.01.2015-564 -

dayalı politikaların etkisiyle kapitalist sistem, slami kesimde merulatırılmaya balamıtır. (Özbolat, 2014: 1) Her ne kadar Türkiye de sekülerlemenin, bir süreç olarak, ortaya çıkmasında siyasi aygıt ve politikaların aırlıklı bir etkisinin bulunduunu ifade etmemiz gerekirse de tarihsel süreç içerisinde ve dinsekülerizm etkileimi sonucunda, sekülerlemenin artık toplumsal bir kabul ve onay gördüünü de belirtmekte yarar vardır. Mevcut süreç, sekülerlemenin artık benimsendiini ve bir yaam ve düünme tarzı olarak kabul edildiini göstermektedir. Tam da bu noktada sekülerleme sürecinin Türkiye de iki boyutlu olduunu belirtmek gerekmektedir. Birincisi, sekülerlemenin yukarıdan aaıya doru hukuksal, eitsel, kültürel, sosyal vb. enstrümanlarla devlet eliyle gerçekletirilmesi ve gündelik hayatın dönüümü. Fakat öte yandan sekülerleme sürecine Türkiye toplumunun katılımı da söz konusu edilmesi gerekir. Özellikle Osmanlı nın son dönemlerinden 1980 lere kadar daha çok birinci tarz; 1980 lerden sonra bazı kesintiler söz konusu olmutur- ve özellikle 2003 ten bu yana son on yıldır ikinci tarzın hakim olduunu söyleyebiliriz. (Tekin, 2012: 191) imdi de yukarıda kısaca tanımlamaya çalıtıımız sekülerleme kavramını ve Türkiye deki gelime sürecini dört balıkta, bireysel ve toplumsal yansımaları itibariyle ele almaya çalıalım. Sekülerlemenin Bireysel ve Toplumsal Görünümleri Sosyal Ahlaki Yaam Türkiye deki sekülerleme süreçlerini toplumsal hayatın birçok alanında gözlemleyebilmemiz mümkündür. Sekülerleme her eyden önce gündelik sosyal ilikilerin biçiminde ortaya çıkmaktadır. Geleneksel - dindar toplumsal kültürümüzün insana dair önemli ahlaki öeleri olan doruluk, dürüstlük, dindarlık, slam kardelii (ki bu kavram günümüzde anlam ve deerini hızla kaybettiinden artık bir ehir efsanesi olmaya doru hızla gitmektedir), kanaatkarlık, güzel ahlaklılık (yardımsever, merhametli, sevgili, saygılı olma vs) gibi deerler süreç içerisinde yerini özgür, baımsız, maddi donanımlı, kimseye muhtaç olmayacak, rekabetçi, güçlü hatta bencil, uyanık, faydacı, tüketici vb. birey (insan) anlayıına bırakmaktadır. Yani, geleneksel dinin öngördüü bir birey tipi yerine imdiki dünyanın öngördüü bir birey tipi geçmeye balamıtır. Bu konuda bir noktaya daha deinmeliyiz. O da toplumsal yaamda ve gündelik hayatın farklı alanlarında bereket, tevazu, kanaatkarlık gibi kavramların yitik kelimeler olmaya balamasıdır. Tüketim toplumu alıkanlıkları ve reflekslerinin yayılması, her eyden önce kanaatkarlıı gittikçe eriten bir zihniyet ve yaam tarzı üretmektedir. Toplumdaki insanlara kazandıkları ve sahip oldukları hiçbir ekilde yetmemekte, sürekli biriktirme ve daha fazlasına sahiplik duygusu kıkırtılmakta; hatta mevcut imkanlarıyla tüketemeyen insanların geleceklerini ipotek ederek tüketmeleri (kredi kartı ve kredi kullanımı) tevik edilmektedir. Bu anlamda dini referanstan beslenen kanaatkarlıın giderek kaybolması müahade ettiimiz bir husustur. Dier yandan gündelik hayatın bu deerlerden kopuu, teknolojik yenilikler, insanları giderek batılı anlamda rasyonel düünme ve yaamaya iterken, vermek ve kazanmak ilikisini tamamen sekülerletirerek bereket i hayatın dıında bırakmıtır. (Tekin, 2012: 193) Geçmiin sosyal ahlaki ilikilerinin temel belirleyicisi konumunda olan din, kentleme ve demografik deiimlerle birlikte merkezi olmaktan çıkmı ve arka plana itilmitir. Geni çerçeveden bakıldıında mahalledeki dinin yerini, ehirlerdeki bireyselcilik ve faydacılık almaktadır. Geleneksel Türk toplumunda gündelik hayatın ekillendii ve yaandıı yer mahalledir ve bunun en somut örnei klasik dönem Osmanlı toplumudur. Klasik Osmanlı toplumunda gündelik hayat dolayısıyla da mahalle hayatı temelde din esasına göre ekillenmitir. Onun için geleneksel Türk toplumunda gündelik hayatta dinin etkisini görmek için bu dönem çok önemli kaynaklar sunmaktadır. (Çetin, 2014: 271) Tarihsel süreç içerisinde meydana gelen toplumsal deimeler, kentleme, sanayileme, ailenin küçülmesi, ekonomik rekabet vs. dinamiklerin de etkisiyle din ve dini deerler hızlı bir ekilde aınmaya, deer ve kimlik kaybına uramaktadır. Siyasi ve ideolojik (sa-sol) hareketlerin de etkisiyle bu ahlaki aınma daha da artmıtır. Bugün itibariyle dinin merkezi bir öneminin bulunduu mahalle kültürü deil, ekonomik çıkar ve güç ilikilerinin merkezi konumda olduu kent kültürü egemen olmaya balamıtır. Tüm bu toplumsal dönüümler aynı zamanda sekülerleme süreci olarak da okunabilir. Modernleme süreciyle birlikte yaygınlık kazanan sekülarizmin etkisiyle, yer kimlii ve dini aidiyet bilinci aılmı; modern dönemde kentte sadece yaıyor olmak ve bulunmak önem kazanmıtır. Mahalleler geleneksel kimlikleri kaybetmi, ekonomik açıdan homojen mekanlara dönümülerdir. Herkese ve her eye açık kontrolsüz mekanlara dönüen mahalleler koruyucu ve güven verici özelliklerini kaybetmilerdir. Günümüz mahallelerini tanımlarken yapısal özelliklerini içeren tanım uygun olsa da, sosyal ilikiler - 565 -

üzerinden yapılan tanımlama mahalle tanımından git gide uzaklamaktadır. Çünkü, artık yüz yüze ilikiler yerini daha uzak ve gereksinimlerle örülmü iliki aına terk etmektedir. Osmanlı dan devralınan mahalle kültürü ne yazık ki günümüz koullarında sürdürülememitir. (Çetin, 2014: 281) Toplumsal yaamımızın maddi ve ekonomik merkezli yapısı sekülerlemenin (dünyevi olanın) de merkeze doru hızla konumlandıının bir göstergesidir. Dinsel ve geleneksel sosyal ilikiler, daha seküler ve modern ilikiler tarafından yer deitirmektedir. Bu gün artık, haklı ve doru olanın yanında yer alma anlayıına dayalı dini ahlaki ilke, güçlünün ve zenginin yanında yer alma anlayııyla yer deitirmi bulunmaktadır. Keza, bugün insanlar arasında, dindar olmak gibi bir hedef ve ya ideal bulunmamaktadır. Aksine günümüzde, zengin ve güçlü olmak bir hedef ve ideal haline gelmi bulunmaktadır. Kapitalizm ve din etkileimi zamanla ve aırlıklı olarak dinin zayıflamasına, kapitalizmin güçlenmesine ve toplumun sekülerleme sürecine girmesine yol açmaktadır. Öbür dünya merkezli, dinlerin etkisi altındaki geleneksel toplum yapısı ile kapitalizmin etii uyumamaktadır. Weber, burjuva ahlakı ile geleneksel toplumdaki dinsel öretilerin uyumayacaını, bir kapitalistin baarısının ticarete uygun rasyonel kararlara balı olduunu, bu kararların da seküler dünyaya ait olduunu belirtiyor. Geleneksel toplumlar için açgözlülük olarak adlandırılabilecek kapitalizm, doaüstü ya da kutsal eylerin kendi dünyasını yönlendirmesine izin vermemektedir. Weber gibi Avusturyalı ekonomist Mises de geleneksel toplum yapısının özgür bir ekonominin önünde engel olduunu belirterek, dinle yorulmu eski kanunların, kuralların, ahlaki deerlendirmelerin kapitalizmin kültürü ile uzlamasının çok mümkün olmadıını ifade etmektedir ( ). Eskiden günah olan, yapılması dinen uygun olmayan eyler kapitalizm nedeni ile ekonomik hayatın vazgeçilmez parçası haline gelerek normalleir. Çounluunu Müslümanların oluturduu bir toplumda kapitalizmin yava yava kurumlaması ile dinen yasak olan faiz in gündelik hayata girmesini böyle bir deiime örnek olarak verebiliriz. (Ertit, 2014: 66-67) Kapitalizmin merkezilemesine paralel olarak tüketim kültürünün ortaya çıkması da sekülerlemenin en somut göstergelerinden biri olarak karımıza çıkmaktadır. Gündelik hayatın motoru olmaya balayan tüketim kültürü, dinsel deerleri tüketim lehine yorumlayarak ve ya yontarak sekülerletirmektedir. 1990 lı yılların sonlarına doru, kapitalist sistemin derinlemesi, kültür endüstrisinin yaygınlaması ve ekonomik refahla birlikte Türkiye toplumu her eyin metalaması, malların iaret deeri kazanması ve oluturulmu istek ve arzuların yaygınlaması gibi tüketim toplumu belirtilerini göstermeye balamıtır. (Demirezen, 2015: 78-79) Dini kimliin dönüümünde, yükselen deerlerden en önemlisinin, yetinmemenin bir toplumsal deer haline gelmesi ve bir lokma, bir hırka yeter felsefesinin slami kesimde geçerliliini kaybettiini göstermektedir. (Özbolat, 2014: 5) Sebebi her ne olursa olsun bugün itibariyle Türkiye de egemen olmaya doru hızla giden ve yaygınlaan birey tipi serbest piyasa ekonomisinin, demokratik ve laik siyasal deerlerin, her alanda bireysel özgürlüklerin ve tercihlerin, çıkar ilikilerinin vb. sosyal deerlerin karakterize ettii bir birey profiliyle karı karıya olduumuzu söyleyebiliriz. Bu dönüüm, seküler sosyal ahlakın toplum ve kültür hayatımıza girdiinin ve artık yerletiinin açık ve somut bir göstergesidir. Buna ilave olarak, bireyle ilikili bir ekilde ortaya çıkan geleneksel dini donanımlı birey, yerini dünyevi donanımlı bireyin aldıını da söyleyebiliriz. Baka bir ifadeyle, geleneksel dindar toplumun dini donanımlı birey ideali sekülerleme sürecinin de etkisiyle yerini dünyevi donanımlı birey idealine bırakmaya balamıtır. Artık, dürüst, namuslu, helal kazanç peinde koan, yardımsever, dindar vs. ahlaki deerlerle bezenmi insan deil, iini bilen, uyanık, faydacı, bireyci, mal ve mülk (iktidar) peinden giden bir insan tipiyle karı karıyayız. Dolayısıyla da sosyal ahlaki ilikilerimiz bu deerler etrafında ekillenmeye balamaktadır. Eitim Bireye (insan) dair sosyal - ahlak anlayıında meydana gelen dinsel - kültürel deiimi tespit ettikten sonra Türkiye de sekülerlemenin daha youn bir ekilde yaandıı eitim kurumsal yaamından da söz etmek gerekmektedir. Eitimdeki sekülerleme, resmi eitim kurumları ve eitim müfredatında somut olarak kendini göstermektedir. Sekülerlemenin rasyonelleme boyutu kendini en iyi olarak eitim ve bilim kurumlarında göstermektedir. Genellikle rasyonelleme, sekülerlemeyle birlikte yol almıtır. Ya da tersinden ifade edecek olursak sekülerleme rasyonellemeyle birlikte ilerlemitir diyebiliriz. Rasyonelleme, kabaca, dünyayı ve unsurlarını akılcı bir ekilde ele almak ve sosyokültürel yaamı akılcı bir ekilde düzenlemeyi içermektedir. Eitimdeki bilim ve felsefe bu bakıın temel unsurlarıdırlar. Cumhuriyet dönemi öncesinin geleneksel din merkezli medrese eitim biçiminin ortadan kalkması ve bunun yerine bilim merkezli eitim biçiminin (üniversiteler vb.) geçmesiyle birlikte eitimde sekülerleme süreci balamıtır. Osmanlı da 18. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar yaanan deiimler, klasik, ortaça kökenli dini bir dünya algısından laik/seküler bir dünya algısına, dinsel temellere dayandırılmı padiahlık - halifelik - 566 -

idaresinden merutiyet ve cumhuriyete, tabaadan vatandaa, cemaatten millete, er i hukuktan seküler hukuka, dini eitimden laik eitime ve Osmanlılık kimliinden Türk milleti kimliine geçi sürecinin toplumsal ve siyasal tarihidir. Osmanlı ve Türkiye de slam ın 19. ve 20. yüzyıllardaki tarihi, genellikle siyasal bazda örgütlenmi slami yorumun etkisinin azaldıı ve sekülerlemenin zafer kazandıı, dinin bireyselletirildii bir süreç olarak deerlendirilmitir. (Köçer, Ergüz, 2014: 1450) Rasyonelleme süreci Avrupa da temelde kültürel bir hareket olarak, tarihsel süreç içerisinde, Rönesans ve reformasyon süreçlerinin de etkisiyle, halk tabanında ortaya çıkmı ve yayılma göstermitir. Yani, Batı da rasyonelleme süreci aaıdan yukarıya doru bir seyir izlemitir. Bundan dolayıdır ki Avrupa daki taban - temelli kültürel deiim sürecini rasyonelleme süreci olarak adlandırmaktayız. Oysa Türkiye de bu süreç yukarıdan aaıya doru, devlet eliyle, resmi eitim kurumları aracılııyla meydana getirilmitir. Dolayısıyla Türkiye deki rasyonelleme süreci, devlet - temelli olduundan bunu rasyonelletirme süreci olarak adlandırmak kanımca daha doru olacaktır. Çünkü, Türkiye deki rasyonelleme ve pozitif (bilimsel) düünme yöntem ve becerisi resmi eitim kurumları vasıtasıyla topluma aktarılmaktadır. Bu rasyonelletirme sürecinin büyük ölçüde baarılı olduunu da söyleyebiliriz. He ne kadar bu süreç Batı tarzı rasyonelleme sürecinden farklı olsa da, sürecin sekülerlemeye katkısı açısından benzerlik taıdıını söyleyebiliriz. Evet, Türkiye deki yüksekörenim kurumları bir yönüyle pozitif ve rasyonel düünceyi topluma aktarırken, yani rasyonalizasyon ajanları olarak ilev görürken dier yönüyle de toplumu sekülerletirici bir rol oynamı ve oynamaktadır. Eitim alanından oldukça uzaklaan ya da uzaklatırılan din, daha da daralmaya ve böylece toplumsal hayatın önemli bir alanından daha çekilmeye balamıtır. Her ne kadar bazı din dersleri seçmeli olsa da, din, günümüzde eitimin merkezinde deil daha çok kenarında durmaya çalımaktadır diyebiliriz. 1923 yılında ulus - devlet formunda kurulan modern Türkiye nin çada devletler arasında yer alması için seküler mahiyette bir dizi reform yapılmıtır. Sekülarizmin yeni toplumun çok önemli bir ilkesi olmasıyla din kurumu yapısal farklılama sürecine girmi ve sosyal hayatın tüm yönlerini düzenleme yerine asli fonksiyonlarına çekilmeye; yani toplumsal alandaki çok fonksiyonlu rol yapısından daha uzmanlamı yapılara doru evrilmeye balamıtır. (Kirman, 2005: 38-39) Eitimin sekülerletiinin bir baka göstergelerinden biri de eitim ve öretimin insan ve toplum hayatındaki anlam ve ilevinin dönüümüyle ilgilidir. Geleneksel eitim ve öretim kurumları öncelikli olarak, kendini bilen, ilim ve irfan sahibi bir insan ve nesil yetitirmek ve toplum hayatına yararlı kiiler yetitirmek olarak ilev görmekte idi. Yunus Emre nin lim Kendin Bilmektir iirinde belirttii; lim ilim bilmektir lim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsin Ya nice okumaktır Okumaktan murat ne Kii Hak'kı bilmektir Çün okudun bilmezsin Ha bir kuru ekmektir Okudum bildim deme Çok taat kıldım deme Eer Hak bilmez isen Abes yere gelmektir Dört kitabın mânâsı Bellidir bir elifte Sen elifi bilmezsin Bu nice okumaktır ve dile getirdii düünceler günümüzde önemli bir anlam kaybına uramı ve eitim ve bilim daha çok, mesleki kariyer, yükselme, sınıf atlama, zenginleme vs. anlam ve ilevi görmeye balamıtır. Bu da eitim hayatımızın ve kurumlarımızın da sekülerletiini açıkça göstermektedir. Türkiye de kariyerizm, profesyonellik ile baarının dünyevilemesi, bu balamda önemli göstergeler olarak okunabilir. Mevcut eitim anlayıı, insanları sadece dünyevi bir baarıya odaklamakta ve ahlaki zemini ihmal etmektedir. Çünkü, bütün okul ve imtihan sistemi iyi bir lise ve üniversitede okumak ile iyi bir meslek sahibi olmaya endekslenmi durumdadır. Çocukları ilkokuldan itibaren buna odaklayan eitim sistemi, ilköretim 6, 7 ve 8 de seviye belirleme sınavı ile yarıa sokmakta; baarılarını ise sadece toplumun - 567 -

itibar ettii okulları kazanmaya endekslemekte; çocuun eitim hayatı boyunca ahlaki davranılarını ödüllendiren hiçbir mekanizma bulunmamaktadır. Aynı ey lise yılları boyunca da devam etmekte; baarının paraya tahvil edildii bir zihniyet dünyası her eyi belirlemektedir. ( ) Meslek sahibi olmak, para kazanmak bütün deerlerin önüne yerletirilince, birçokları ahlaki deer dünyalarını bir anda dıarıda bırakarak bunlar için her eye katlanan bireyler haline dönümekte; artık ahlakın dönütürdüü ve deitirdii insanlardan deil, paranın dönütürdüü bir yeni ahlak ortaya çıkmaktadır. Tüm bunlar ise, özelde eitimin seküler içeriklere sahip olduu tezini dorulamaktadır. (Tekin, 2012: 196) Bir de meslek fetiizmi ve sekülerlemesi söz konusu. Müslüman aileler artık çocuklarını medrese ya da Kur an kursuna vermez oldular. Baka bir ailenin zeki çocuunu gördüünde aa ne zeki çocuk versenize bunu falan hocaya hafız olsun diyen ebeveynler peki ya sizinki* diye sorulduunda bizimki mühendis olacak eklinde cevap verir oldular. Çocuklara daha küçüklükten benim çocuum doktor mu olacakmı eklinde yakıtırmalar yapılır oldu. Tabi ki toplumun bunlara da ihtiyacı var ancak biz dierlerinin önemsizletirilmesinden bahsediyoruz. Çocuu hafız olursa aç kalacaını düünen ailelerin bir evveli, çocuu imam-hatip e giderse üniversiteye giremez endiesi taıyan ailelerdi. Bu ekilde yetien çocuklar büyüdüklerinde sadece para peinde koan, fedakarlık kelimesini unutan, CEO olmayı en büyük ideali olarak gören bir hale bürünüyorlar. Zenginliin Allah ın bir lütfu olduunu unutup Ticaret alanında master doktora yaptıında zengin olacakları hayali ile yaıyorlar. lmihal kitapları yerini kiisel geliim kitaplarına bırakıyor. Bu ekilde zeki çocukların hiçbiri din ilimlerine yönlendirilmiyor ve Alim de çıkmıyor dolayısıyla. Hatta çocukların isimleri bile deiti. Zor zamanlarda Müslümanlar çocuklarına Muhammed, Muaz, Mus ab, Nesibe, Hatice gibi isimler koyarken imdilerde Kaan, Mertcan, Sude, Bade gibi isimler koymaya baladılar. 2 Din: Türkiye de Sekülerlemenin belki de dorudan muhatabı olan ve dorudan etkiledii geleneksel din-ahlak kurumundan söz etmek gerekmektedir. Geleneksel-tarihsel dini inanı, ibadet ve kurumlar, çeitli faktörlerin de etkisiyle önemli ölçüde zayıflamaya balamıtır. Bu faktörler bata modernleme olmak üzere, sanayileme, kentleme, rasyonelleme, küreselleme, postmodernleme vb. olarak sıralayabiliriz. Ortaya çıkan bu dinamiklerin dini alanla karılamasıyla birlikte toplumsal dinin aınmasına ve sorgulanmasına neden olmutur. Tarihsel ve toplumsal dini bilginin modern-bilimsel bilgiyle çelimesi oranında, dini aidiyet, kimlik ve yaam alanlarından kopular meydana gelmitir. Bu kopuların meydana gelmesi sekülerleme sürecini daha da güçlendiren bir etken olarak ortaya çıkmıtır. Din artık günümüz dünyasına hitap edememektedir anlayıı da sekülerlemeyi etkileyen bir baka unsur olarak kendini göstermektedir. Bugün dini bilgi, modern bilimsel ve felsefi bilgilerle uyumlatırılamadıından (en azından sekülerleen birey açısından durum böyledir) dini kimlikler zayıflamakta, yerini ideolojik ve felsefi kimlikler almaya balamaktadır. Türkiye de birçok insanın kendini ideolojik ve ya felsefi olarak sada, solda veya baka bir ideolojik kimlikle konumlandırmasının altında yatan nedenlerden biri de budur. Bu noktada bir dier etkenden de söz etmeden geçemeyeceiz. Dinsel yorum ve uygulamalardaki toplumsal karmaa ve yer yer çatıma da dinsel üphecilii dourmakta, din karıtlıını üretmekte ve dolayısıyla da bu gelimeler sekülerlemeye yani dinden uzaklamaya yol açmaktadır diyebiliriz. Bu balamda din, toplumsal bir kimlik olmaktan ziyade bireysel bir kimlik olmaya doru hızla evrilmektedir. Seküler bireyi öne çıkaran dier önemli bir gösterge de dini ibadetlerdeki azalma ve ya terk etme eklinde ortaya çıkan davranı deiiklikleridir. Söz gelimi slami ibadetlerin baında yer alan namaz kılma ibadetini ele alalım. Gözlem ve göstergeler namaz kılan birey sayısında hızlı bir düüün meydana geldiini göstermektedir. Be vakit namaz kılan bireylerin sayısında meydana gelen düü, yer yer ihmalkarlıktan ileri geldii gibi namaz ibadetine olan inancın zayıflamasından da ortaya çıkmaktadır. Türkiye de namaz kılma davranılarının süreklilii açısından genel bir sınıflama yapacak olursak; vakit namazlarını kılan insanlar (düüte), haftada bir Cuma namazı kılanlar (duraan-düüte) ve genelde namaz kılmayanlar (artıta) eklinde deerlendirebiliriz. Namazın terki insanın dini-ontolojik baını zayıflatan hatta koparan bir etken olabilmektedir. Bu tabloyu oruç ibadeti için de çizebiliriz aslında. Oruç tutan birey sayısındaki düü genel olarak azalmakla birlikte, bilhassa orucun yaz mevsimine denk geldii dönemlerde daha da dümektedir. Bunu gözlemleyebilmek için oruç ayında ehir merkezini öyle bir dolamanız yeterli olacaktır. Fakat ilginçtir namaz ve oruç ibadetlerinde meydana gelen azalıı kurban ibadeti için pek söyleyememekteyiz. Bunun nedeni kurban ibadetine verilen önemden mi yoksa kurban etinin tüketilmesine verilen önemden midir, dorusu bu hususu düünmekte yarar vardır. Kendi payıma, namaz ve oruçtaki azalmaya paralel olarak kurban ibadetinde bir azalma olmamasının nedeni kurban etinin tüketilmesi olsa 2 Karaolu, Ali Osman, Ak Parti Dönemi ve Müslümanların Sekülerleme Serüveni, 5 Austos 2013, http://www.islamigundem.com/ak-parti-donemi-ve-muslumanlarin-sekulerlesme-seruveni-haber-51889.html - 568 -

gerektir. Yani, kurbanı ibadet olduu için deil (öyle olsa namaz ve oruçta da aynı younluk gözlenirdi) bir besin kaynaı (et) olarak görüldüü için bu kadar yaygınlıa sahiptir. Nitekim, namaz kılmayan ve oruç tutmayan insanların da kurban kestiini görebiliyoruz. Bu örnek dahi ibadetlere pragmatik (seküler) bir bakıın ortaya çıktıını göstermektedir. Ayrıca halkın camilere gitme sıklıklarında da bir hayli düü olduunu söyleyebiliriz. Sadece cuma ve bayram namazlarında camiye giden insan sayısı hiç de az deil. Vakit namazlarında bazı camilerde cemaat dahi bulunamamaktadır diyebiliriz. Bazı ayet ve hadislerin ön plana çıkartılması ve bazılarının geri planda kalması tüketim toplumunda kazanılan habitusla dorudan ilikilidir. Tüketim alıkanlıklarını içselletirmi Müslümanlar bu habituslarını destekleyen hadis ve ayetleri ön plana alırken bu alıkanlıkları olumsuzlayan hadis ve ayetleri ise geri planda tutmaktadırlar. Mesela, Allah verdii nimeti kulunun üzerinde görmek ister hadisi ön plana çıkarken komusu aç iken tok yatan bizden deildir hadisi unutulmaktadır. (Demirezen, 2015: 99) Benzer bir örnek de umre ibadetiyle ilgili olarak verilebilir. Umre, bir ibadet olarak mı yoksa bir seyahat ve gezinti olarak mı görülmekte ve yerine getirilmektedir. Bu konuda da kurban ibadetine benzer bir yaklaım kendini göstermektedir. Umre gibi ibadetlerdeki patlama da hiç üphe yok ki dindar kesimin ekonomik olarak güçlenmesinin ve ulaım imkanlarının kolaylamasının da önemli rolleri vardır. Ama en önemli soru ekonomik olarak güçlü dindar kesimin ekonomik imkanlarını, daha fazla sadaka vermek, daha fazla kiiye i imkanı salamak, evlenemeyenlere yardım etmek gibi faaliyetler yerine neden her sene umre yapmak için harcamaktadır sorusudur. Bu soruya verilecek en güzel cevap tüketim toplumunda yetien dindar bireylerin tüketim alıkanlıklarının deimesidir. Dindar olmayan kesim her sene Avrupa ve ya dier ülkelere ziyaretlerde bulunurken, dindar kesim de ekonomik gücünün artmasıyla birlikte umre ziyaretlerinde bulunmaktadır. Umre ziyaretlerinin metalaması, zaman zaman bu gezilerin turistik geziye büründürülmesi gibi sebepler de önemli etkilere sahiptir. (Demirezen, 2015: 133-134) Sekülerlemenin yansımalarını cuma ve bayram namazlarındaki hutbelerde de gözlemleyebilmek mümkündür. Hutbelerdeki dil ve konular, süreç içerisinde toplumsal ve kültürel sekülerlemeye paralel olarak deiime uramıtır. Hutbelerde kullanılan dil ve ilenen konulara bakıldıında bunu net olarak görebiliriz. Diyanetin hutbelerindeki, Kemal Güran (1994a, 1994b, 1994c) tarafından hazırlanan 1994 basımında ve Komisyon tarafından hazırlanan 2007 basımında görülen deiimin yönü, benzer örnekler bir araya getirilerek kategoriletirilmitir. Bu kategoriler, bir baka ifadeyle, hutbelerdeki deiimin boyutları tematik bir yaklaımla incelendii gibi, söylem boyutunda da hutbelerdeki deiimdeki yönelim, kavramsallatırmalar olarak be boyutlu yönelimi ortaya çıkarmıtır. Bunlar a) dini temellendirmeden toplumsal temellendirmeye, b) dini deerlerden dini-milli deerlere, c) hiyerariden eitlikçi bir çizgiye, d) dılayıcı bir söylemden kuatıcı bir söyleme ve e) tek sebepli açıklamadan çoklu açıklama biçimine eklinde sıralanmıtır. (Özbolat, 2013: 665) Dinin toplumsal hayatımızdan uzaklatıının ve ya zayıfladıının bir dier göstergesi de, toplumun dinsel kimlik, kiilik ve özel günlere göstermi olduu ilgi ve vermi olduu deerdeki azalı olarak karımıza çıkmaktadır. Bu süreç tüm dinsel gelenekleri kapsamaktadır. Türkiye de din ve dinle alakalı kimlikler, ritüeller, ahsiyetler, özel günler her geçen gün eski güçlerini, prestijlerini, yaygınlıklarını ve sorgulanamaz pozisyonlarını kaybetmektedirler. mamlar çoktandır sadece yasalar ile çizilmi görevlerini icra etmektedirler. Zira, kırsalda yaayan nüfusun %80 olduu dönemlerde ve henüz yapısal ve sosyal farklılamanın yaanmadıı dönemlerde imamlar, hayatın her alanına dokunacak güce ve prestije sahiplerdi. 7 gün 24 saat insanların sorunlarına çözüm bulmakla uraırlardı. Doum, eitim, nian, düün, ahlak, hastalık, ölüm ve hatta köy derneklerinin gayri resmi ya da resmi ileri söz konusu olduunda bavurulan imamlar deien hayat artları içinde eskiden sahip oldukları bilirkii konumlarını kaybetmilerdir. Kentin hastaneleri, adliyeleri, okulları artık kendi uzmanlarına sahiptir. Kırsalda imama ait olan birçok görev, kent hayatında uzmanlar tarafından icra edilmeye balanmıtır. Bu nedenle, imamlar köyde sahip oldukları popülariteyi ve saygınlıı ehir hayatında yitirmilerdir. Bu süreç sadece Sünni inanç sistemi için deil aynı zamanda Alevi inanç sistemi için de geçerlidir. (Ertit, 2015: 101-102) badetlerin yerine getirilmesinde meydana gelen azalma, camilere gitme sıklıında meydana gelen düü, dinsel kii ve deerlere verilen önemiz azalması ve dini hutbelerde meydana gelen dil ve içerik deiiminin yanı sıra, din ve ibadetlere dair bireysel özgürlük alanının genilemesi, tercih ve kanaat serbestisinin ön olana çıkması ve bu eilimlerin gittikçe benimsenmesi dinde bireysellemenin (liberalleme), dolayısıyla da sekülerlemenin ortaya çıktıını göstermektedir. Liberal deer ve düünce biçimi özünde seküler bir düünce biçimidir. Bugün artık birey, düne göre din ve ibadetlerde daha özgür - 569 -

bırakılmaktadır. Din, bugün dünden daha çok bir tercih ve vicdan meselesi olarak görülme eilimindedir diyebiliriz. slami kesimdeki dünyayı kurtarmak, ulvi bir davaya inanmılıktan bireysel Müslümanlıa doru dönüümle balantılı dindar orta sınıfın bireysel dönüümü her eyi bütüncül deerlendiriyordum ama bireysel bakıyorum artık eklinde ifade edilmektedir. deolojik ve siyasi çarıımlar yaptıı için slamcı diye tanımlanmak istemem, ben dinin gereklerini yerine getirebildiim ölçüde, bireysel dindar diye tanımlanmak isterim eklinde öznel dindarlık algısı tasvir edilmektedir. Bu tavır seksen sonrasında ideolojisizleme eilimi olarak okunabilir. (Özbolat, 2014: 4) Artık din anlayıımız modernizm eletirisi ya da kapitalizme karı gelitirilen argümanlardan ekillenmiyor. Kendimizi kapitalist dünyanın bir parçası hissederken bir suç iliyormu duygusu kaplamıyor artık benliimizi. (Böhürler, 2014: 17) Dini simgelerin varlıı toplumun dindar olduunu göstermemektedir. Camilerin çokluu, ezanların okunması vs. toplumun dindar olduunun göstergeleri deildir artık. Çünkü bunlar, artık ne hayatımızın merkezinde yer almakta ne de davranılarımıza yön vermektedirler. Ünlü air Mehmet Akif in yıllar önce yazmı olduu iirinde belirttii u ezanlar ki ahadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli tasvir ve düüncelerinin günümüzde oldukça aındıı ve artık ezan ve ahadetlerin varlıklarının sürmesine ramen, bunların birçoklarının insanların gündelik hayatlarında herhangi bir davranı deiikliine ya da heyecana dönümediini söyleyebiliriz. Söz gelimi, ezanla birlikte camiye gitmiyoruz. Bırakın cemaatle namaz kılmayı, günde be vakit namaz kılmak bize yük gelmeye balıyor ve namazı azaltıyor hatta terk etmeye balıyoruz. Dolayısıyla, camiler temel ilevlerini, ezanlar da eski heyecanlarını yitirmi durumdadırlar. Dini hayatımızda meydana gelen seküler yönelimli bireysel ve toplumsal kültürel deimelerin, bizleri dinsizletirdiini iddia etmiyoruz tabi ki. Din, hayatımızda artık birinci derecede önemli bir unsur deil artık, bunu demek istiyoruz. Henüz toplumun dinsizletiini, dinsel deerleri inkar ettiini gösteren toplumsal verilere sahip deiliz. imdilik dinsizlemiyor sadece sekülerleiyoruz. Kapitalizmin saladıı yüksek refah bireylerin yaam standartlarını deitirirken onların dinsizlemelerine neden olmaz. Eski dini alıkanlıkların bazılarının deimek zorunda olması, gün içerisinde din ile kurulan ilikinin sıklıının azalması, eitim, alıveri, müzik, seyahat, kıyafet, yeme-içme gibi yaamın dier alanlarında daha seküler hale gelinmesi dinsizlemek olarak yorumlanamaz. Dinle bezenmi eski geleneksellemi kalıpları kapitalizmle ortaya çıkan yeni yaam artlarında devam ettirememek dinden bilinçli ekilde uzaklamak anlamına gelmemektedir. Zira insanların yaam standartlarını yükseltmek için ev ve araba alırken kullandıkları faizli kredi onların dini deerleri sorgulayıp ulatıkları sonuç nedeniyle deildir. (Ertit, 2015: 167) Luckmann a göre, sekülerleme olarak tanımlanan durum da aslında kurumsal dinlerin güç kaybetmesidir. Yoksa dinin toplumdan kaybolması deildir. (Demirezen, 2015: 110) Bo zamanlar Türkiye de seküler yaamın etkisini gösterdii dier bir alan da bo zamanlar alanıdır. Toplumsal bir kurum olarak bo zamanlar, seküler yaam dalgasının da etkisiyle ciddi anlamda bir dönüüme uramı ve uramaktadır. Geleneksel-dindar toplumun bo zaman karakteristik davranı biçimleri kitap okuma, ilmi sohbet ve toplantılar, akraba ve ya komu ziyaretleri, nafile ibadetler vb. olarak sıralanırken, günümüzde bu davranı biçimlerinin ne kadar zayıfladıını sıklıkla gözlemleyebiliriz. Ortalama bir vatanda bu deer ve davranı biçimlerinin gittikçe yozlatıını ve hayattan kaybolduklarını rahatlıkla müahede edebilmekte ve dile getirmektedir. Bu balamda sekülerlemenin belki de en somut ve canlı biçimleri bo zaman etkinliklerinde kendini açıa vurmaktadır. Bu konuda en çarpıcı örnek kıraathanelerin yapısında ve ilevinde meydana gelen dönüümdür. Geçmiin kıraathaneleri (okuma salonları) günümüzün oyun ve elence salonlarına dönümü bulunmaktadır. Yani, manevi olandan (ilim) maddi olana (elence, ans oyunları vb.) yönelim bu alanda sekülerlemenin vuku bulduunu göstermektedir. Kitlesel ve yaygın bo zaman etkinlikleri olarak, seküler karakterli sportif etkinlikler (futbol vs.), müzik konserleri, tatil, AVM gezintileri, kafeler vs. gibi etkinlikler, imkanı düzeyinde, hemen hemen toplumun tüm katmanlarına yayılmı ve benimsenmi bulunmaktadır. Ekonomik liberalizmle beraber kültürel liberalizm laik Türklerin, fakat bundan daha dramatik bir ekilde slami bir yaam tarzı arzulayanların gündelik yaamlarını deitiriyor. slamcı medya örgütlerinin kuruluu - televizyon kanalları, radyolar, gazeteler - slami kültürel elenme biçimlerini filmlerde, romanlarda, müzik ya da tiyatroda olsun yaygınlatırıyor. slami bir hizmet sektörü, slami bir tatil biçimi için saladıı kolaylıkların reklamını yapan lüks oteller sunuyor; bu oteller ayrı plajlar ve alkolsüz içkiler - 570 -

sunuyorlar. slami kıyafet ve moda gösterileri, slami sivil toplum kuruluları, slami vakıflar, slamcı giriimcilerin kuruluları ve slamcı kadın platformlarının hepsi hareketli ve hızlı bir sosyal varlıa iaret ediyorlar. Bu örnekler yeni slamcı orta sınıfların olutuunu ve bu sınıfların, siyasal yolların, kültürel iletiim alarının, hizmet sektörünün ve yeni tüketim kalıplarının edinilmesi yoluyla yukarıya doru sosyal hareketlilik kazandıını gösteriyor. (Göle, 2011: 153) Günümüzde bo zamanların önemli bir boyutunun tüketim kültürü üzerine yaslandıını da belirtmekte yarar vardır. Tüketimin yükselen egemenlii, tüketimin araçsallıktan amaçsallıa dönümesi, insanların seküler yaam biçimine ne kadar entegre olduunun önemli göstergelerinden biridir. Tükettiin kadar deerli, tükettiin kadar saygın, tükettiin kadar aranan kii olmak genel kabul gören bir deer haline gelmi bulunmaktadır. Dini deer, inanç ve semboller tüketim kodlarıyla girdii girift iliki sonucunda metalamaktadır. Dier taraftan tüketim toplumun kodlarını içselletiren insanlar dinlere de dier metalara yaklatıkları gibi birer meta olarak yaklaabilmektedirler. (Demirezen, 2015: 53) Dönüen davranı biçimlerine baktıımızda, bunlar bata kadının kamunun önünde yer almasının normallemesinden, kadın-erkek birlikteliine, elenme anlayıındaki genel zihniyet deiikliinden futbol ve müzie yaklaıma kadar bir deiiklik gösterir. Dindarlar, aynı zamanda daha önce sahip oldukları hem fiziki hem de toplumsal- marjinal görünümden, kendi kimliklerini çok fazla öne çıkarmadan ötekilerle kaynaarak merulama çabasına girmilerdir. (Bilgin, 2003: 211) Genel Deerlendirme Her ne kadar sekülerleme kültür dalgası Avrupa da ortaya çıkmısa da orada kalmamı ve Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkeyi etkisi altına almayı baarmıtır. Bizler artık, toplum olarak büyük çapta seküler bir yaamın içerisindeyiz diyebiliriz. Gerek fikir hayatımızda gerekse de toplumsal ilikilerimizde hızla sekülerleiyoruz. Geni çapta seküler düünüyor ve davranıyoruz. Burada dinden, dinselden tamamen koptuumuzu iddia etmiyoruz, fakat orantısal olarak yaanan deiim, dinsel olanın aleyhine yani dinin zayıflamasına yönelik bir seyir izlemektedir. Baka bir ifadeyle seküler yaam tarzı yükselmekteyken dindar yaam tarzı gerilemektedir diyebiliriz. Ayrıca, sekülerlemenin her birey ya da grupta aynı derecede ortaya çıktıını söyleyemeyiz. Younluk ve düzeyleri farklı olsa da ortak ana yönelimin seküler (dünyevi) olana doru olduunu söylüyoruz. Giri kısmında da belirttiimiz gibi Türkiye nin siyasi ve ekonomik alanı büyük çapta seküler yapıların ve kuralların egemenlii altında olduundan biz daha çok sürecin, insan ahlak ilikisi, eitim, din ve bo zamanlardaki yansımalarını görmeye çalıtık. Gündelik sosyal ilikilerimiz de artık seküler deer ve hedeflerin etkisi altına hızla girmektedir. Ahlaki deerlerimiz artık dinsel deil daha çok seküler karaktere bürünmütür. Buna balı olarak da hedeflediimiz insan (birey) tipi de doal olarak dönümektedir. Dindar birey deil dünyevi birey hızla deer kazanmaya balamıtır. Eitim hayatımız da sekülerlemenin ciddi anlamda etkisi altına girmitir. Eitim kurumlarımız daha çok seküler bilgilerin aktarıldıı, maddi ve pozitif bilimlerin önem kazandıı yerler olarak yapılanmılardır. Keza, bu noktada, eitim ve öretim, hem anlam hem de ilev deiimine de uramıtır. Din merkezli eitimin, ilim irfan sahibi, dindar ve ahlaklı, toplumuna ve dinine yararlı birey ideali, yerini seküler merkezli baarılı, donanımlı, kariyer sahibi, fırsatları deerlendirebilen vs. birey ideali almıtır. Dini hayatımıza gelince, gerek fikri düzeyde gerekse de ameli (ibadetler) düzeyde hızla sekülerleiyoruz. Fikri düzeydeki sekülerleme, hayata, doaya ve ya topluma artık din merkezinden bakmadıımızı göstermektedir. Ameli düzeydeki sekülerleme ise dini ibadetlerdeki azalma ve ya terk, dini kii, kimlik, sembol ve özel günlere verilen önemin azalması olarak karımıza çıkmaktadır. Nihayet sekülerlemenin bo zamanlarımıza yansıması. Evet, bo zamanlarımızı artık din deil dünya dolduruyor. Bo zamanlarımızı kitap okuyarak, ilim örenerek ve paylaarak, ibadet ederek, kısacası öteki hayatı (ahiret) düünerek geçirmiyoruz. Tatiller, elenceler, ans oyunları, yarımalar, sportif etkinlikler, müzik konserleri, sinema, tiyatro vs. tüketim kalıpları hayatımızda hızla yayılıyor. KAYNAKÇA ATAY, Tayfun, Dine karıtlık deil, ondan baımsızlık: Sekülarizm Radikal Gazetesi, 30.01.2015 ----------, çi seküler, dıı Selefi bir garabet! Radikal Gazetesi, 31.01.2015 BLGN, Vejdi, (2003), Popüler Kültür ve Din: Dindarlıın Deien Yüzü, Uluda Üniversitesi lahiyat Fakültesi, Cilt:12, Sayı:1, s:193-214 BÖHÜRLER, Aye, (2014), Dindarlaıyoruz Derken Uzlamaz Çelikilerimiz, Diyanet Aylık Dergi, sayı: 287-571 -

ÇETN, Ensar, (2014), Türkiye de Gündelik Hayatın Tanziminde Din ve Sekülarizm, nsan ve Toplum Bilimleri Aratırmaları Dergisi, cilt: 3, sayı: 2 http://itobiad.com/article/view/5000039900/5000038782 DEMREZEN, smail, (2015) Tüketim Toplumu ve Din Ensar Neriyat, stanbul ERTT, Volkan, (2015), Endieli Muhafazakarlar Çaı, Orient Yayınları, Ankara ----------, (2014b) Sekülerlemenin Hızlandırıcısı Olarak Kapitalizm Liberal Düünce, Yıl 19, Sayı 73-74, Bahar-Yaz 2014, s:63-82 ----------, (2014a) Sekülerleme: Dinden Uzaklamanın Hikayesi, Liberte Yayınları, Ankara HAMLTON Malcolm, (2001), The Sociology of Religion Theoretical and comparative perspectives Second edition, http://ebooks.rahnuma.org/religion/1uncatagorized/malcolm.hamilton_the_sociology_of_religion.pdf GÖLE, Nilüfer (2011) Melez Desenler slam ve Modernlik Üzerine Metis Yayınları, stanbul KARAOLU, Ali Osman, (2013), Ak Parti Dönemi ve Müslümanların Sekülerleme Serüveni, 5 Austos 2013, http://www.islamigundem.com/ak-parti-donemi-ve-muslumanlarin-sekulerlesme-seruveni-haber-51889.html KRMAN, M.Ali, (2008), Küreselleme Sürecinde Sekülerleme ve Dinin Gelecei http://www.ayk.gov.tr/wp- content/uploads/2015/01/k%c4%b0rman-m.-ali-k%c3%9creselle%c5%9eme-s%c3%9crec%c4%b0nde- SEK%C3%9CLERLE%C5%9EME-VE-D%C4%B0N%C4%B0N-GELECE%C4%9E%C4%B0.pdf ----------, (2005, Din ve Sekülerleme Üniversite Gençlii Üzerine Sosyolojik Bir Aratırma, Karahan Kitapevi, Adana KÖÇER, Mehmet, Ergüz, ule, (2014) Türk Eitim Tarihinde Sekülerizm, nternational Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 9/5 Spring 2014, p.1447-1457,ankara-turkey TEKN, Mustafa, (2012) Batı da Sekülerlik ve Türkiye Müslümanlıının Seküler çerimleri nsan ve Toplum Dergisi, C: 2 Sayı: 4 ÖZBOLAT, Abdullah, (2013) Hutbelerde Söylem Deiimi-Diyanet Hutbeleri Örnei Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi Cilt: 7 Sayı: 29 ss. 662-679 http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi29pdf/ozbolat_abdullah.pdf ----------, (2014), Tüketim Balamında Dindarlıın Dönüümü Birikim Dergisi, http://www.birikimdergisi.com/guncel/tuketimbaglaminda-dindarligin-donusumu - 572 -