pecya Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ının Tan ı ve Suç Niteliği Açısından Değerlendirilmesi



Benzer belgeler
UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

S. TÜRKCAN *, C. INCESU *, Ö. CANBEK *, Y. CAN *, M. SERCAN *, N. UYGUR * ÖZET. pecya SUMMARY

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

ÖZET. GiR İŞ lann diğer hastalara göre şiddet ögesi yoğun olan violent

Gaziantep Üniversitesi nde adli psikiyatrik açıdan incelenmiş olan olguların değerlendirilmesi: Yüksek oranda alkol-madde kullanımı

pecya Adli Psikiyatri ve Kurun ıdışı izleme*

Ahmet TÜRKCAN *, Duran ÇAKMAK ** ÖZET. pecya

Suç işlemiş Şizofrenlerin Demografik Özellikleri ve Suç Profili * ÖZET SUMMARY. pecya

Sosyoekonomik Etmenlerin ve Sosyodemografik Özelliklerin Psiko k Olguların Suç İşlemesinde Etkisi

Türkiye'de Madde Kullananlar ın Profili: Hastane verilerinin incelenmesi. Ahmet TÜRKCAN ÖZET. pecya SUMMARY

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

BASKIDA. Bipolar I Bozukluğu Olan Erkek Olguların Suç İşlemesinde Sosyodemografik ve Sosyoekonomik Etmenlerin Etkisi

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

pecya Şizofrenlerde Suç İşlemeyi Etkilemesi Olas ı Faktörler* Niyazi Uygur**, Mehmet I şıkh**, Kültekin Ögel**, Ali R ıza Çeliker**.

pecya Başak ÖZÇEL İK *, Oğuz KARAMUSTAFALİOĞLU *, Neşe ÜSTÜN *, Tamer AKER *, Serhat ÇITAK *

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

pecya Çocuk Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Çocuklar ın Demografik Özellikleri İle ilgili Bir Çal ışma

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut

Bipolar I Bozukluğu Olan Erkek Olguların Suç İşlemesinde Sosyodemografik ve Sosyoekonomik Etmenlerin Etkisi

Tutuklularda Depresyon ÖZET

ACİL OLARAK PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE YATIRILAN HASTALARDA MADDE KULLANIMI TARAMASI

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Adli yönü ile zor bipolar hastalar:

pecya Adli Psikiyatride Çocuk ve Ergen Suçlar ı *

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Adana RSHH'de zorunlu tedavi ve sorunları DR. GÖZDE CİĞERLİ

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

pecya Bursa'da Y ıllar ı Aras ındaki Yasad ışı Uyu şturucu Madde Suçu Profili

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

ORTAOKULU YILILI SERVİSİ EĞİTİM ÖĞRETİM PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK. t artma rir. şiddeti BANU ŞENER PHACI HACI ŞAKİR MELİHA NİLÜFER ÖZ

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK

AKIL HASTALARINDA TEHLİKELİLİK Akıl hastalarına ceza verilmemesi hukukun çağdaşlaşma sürecinde önemli bir adımdır. 19. yüzyılın ilk yarısından bu

Kadın ve Erkek Psikiyatri Kapalı Servislerinde Fiziksel Tespit Uygulamasının Klinik Özelliklerle İlişkisi

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kadına Yönelik Fiziksel ve Cinsel Şiddet: Üç Grup Evli Çiftte Kar şılaştırmal ı Bir Çal ışma

pecya Psikiyatri ve Evsizlik Bir gözden geçirme çal ışmas ı

Rapor Hataları. Dr.Nihat Alpay. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Klinik Şefi ve Adli Tıp Gözlem İhtisas Dairesi Kurul Üyesi

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

Pakize Ç. GEYRAN **, Hüseyin SOYSAL **, Niyazi UYGUR ** ÖZET. pecya SUMMARY

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

adli psikiyatride epilepsi

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

BASKIDA. Adli Psikiyatrik Süreç İçindeki Şizofreni Hastalarının Şiddet Davranışı Değişkenleri: Bir Olgu Kontrol Çalışması

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

ÖZET. pecya SUMMARY. Key words: Medical students, depressive symptoms, Beck Depression Inventory

pecya Alopesi Areatal ı Çocuklarda Psikiyatrik Eş Tan ılar Kağan GÜRKAN *, Ümran TÜZÜN **, Osman ABALI *** ÖZET

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?


Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Kurbanlar & Failler. Kurban-Fail Bölünmesinin Psikodinamiği. Istanbul, 6 Nisan (c) Prof. Dr.

pecya Erzurum Yetiştirme Yurdunda Kalan Gençlerde Ruhsal Belirtiler Da ğıl ımı * İsmet KARAPINAR ** SUMMARY ÖZET

Nihal BOSTANCI *, Nesrin AŞTI ** ÖZET. pecya ABSTRACT

pecya Kronik Depresyonda Sosyodemografik ve Klinik Özellikler: iyile şen Majör Depresyon Olgular ı ile Karşılaştırma

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ Bipolar II Bozukluk

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

ÇOCUK PSİKYATRİSİ KONSÜLTASYON VE STAJ PROGRAMI

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM V PSİKİYATRİ STAJ DERS PROGRAMI

Samsun da altı yıllık bir psikiyatri muayenehane çalışmasının değerlendirilmesi. Evaluation of psychiatric office studies for six years in Samsun

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ALKOL VE MADDE KULLANIM BOZUKLUKLARI BİRİMİNE BAŞVURAN HASTALARIN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

pecya Parkinson Hastal ığında Psikoz

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

Özden ARISOY *, Altan EŞSİZOĞLU * ÖZET. pecya ABSTRACT. Attitudes of Turkish Nurses Towards Schizophrenic Patients

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Sue slemi fiizofrenlerin

TRSM de Rehabilitasyonun

Bir Akut Psikoz Kliniğinde Yatan Erkek Hastalarda Psikoaktif Madde Kullanımı ve Klinik Değişkenler Üzerine Etkisi

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz)

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ

Manik Ataklı Hastalar ın Serum Sodyum-Potasyum Düzeyleri ve Lityum Tedavisinin Bu Elektrolit Düzeyleri Üzerine Etkisi ÖZET.

pecya İlk Atak Şizofreni: Tekrarlayan Yat ışlarda Servis, Tanı ve Tedavi De ğişiklikleri

POL KL K DEFTER WEB SERV S KULLANIM KLAVUZU zmir Sa k Müdürlü ü Poliklinik Defteri Web Servis Kullan m Bilgileri Sayfa 1

Transkript:

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ının Tan ı ve Suç Niteliği Açısından Fatih ÖNCÜ *, Hüseyin SOYSAL *, Niyazi UYGUR **, Füsun ÖZDEMIR *, Solmaz TÜRKCAN ***, Doğan YEŞİLBURSA ***, Gazi ALATA Ş * ÖZET Bu çalışma ile amaç, psikiyatrik bozukluu nedeniyle ceza ehliyeti olmayan suçlular ın zorunlu klinik tedavi sonras ında yineleyici suç açısından durumların ı tespit etmektir. Bu nedenle zorunlu klinik tedavileri (ZKT) bittikten sonra yarg ı kararı gereği 1995-1996-1997 yıllarında hastaneden ç ıkarılan olgular ın, sonraki 4-7 y ıllık süreçte geriye dönük tüm kay ıtları incelenip, ulaşdabilenlerle kendileri ya da yak ınları ile görüşülerek sosyodemog afik özellikler, tan ı, zorunlu ayaktan kontrollere geli ş düzenleri, suç özellikleri ve yineleyici suç ara ştırdmıştır. Sosyodemografik, hastal ık ve suça ait özellikleri belirlemek için haz ırlanan bir genel bilgi formu ve suçlar ın şiddetini belirlemek için şiddet derecelendirme ölçeği kullan ılm ıştır. Araştırmaya al ınan, toplam 337 olgunun, % 5' inin (17) öldü ğü, % 0.9' unun (3) kay ıp olduğu öğrenildi. % 14.5 (49) oran ında olguya hiçbir şekilde ulaşılamamıştn: Ölen, kay ıp ve ulaşılamayan (17-3-49) olgular dışındaki 268 olgu istatistiki değerlendirmeye al ınarak, ZKT sonras ı yineleyici suçu olmayanlar (243; % 90.7) ve yineleyici suçu olanlar (25; % 9.3) kar şdaştırdıntştır. Olgular ın sosyodemognıfik özellikleri incelendiğinde, KIE oran ın, 1110, yaş ortalamas ınm 42, öğrenim süresinin ortalama 6 y ıl, büyük bir kısm ının bekar olduğu ve işçi olduğu, gruplar aras ında anlaml ı fark olmadığı saptanmıştır. Halen yineleyici suçu olanlar ın belirgin olarak daha çok hastane ya da cezaevinde ya şadığı belirlenmiştir. Olgular ın çoğunluğunun psikoz (% 57) olduğu, büyük bir k ısm ın ı (% 34) şizofrenlerin olu şturduğu, yineleyici suç işleyenlerde alkol-maddeye bağlı bozuklukların ve duygudurum bozukluğu (manik atak) oranın arttığı, % 25 oranında komorbidite olduğu, daha çok daha kişilik bozukluğu ve/veya alkol-madde kötüye kullan ımı olduğu ancak arada istatistiki fark olmad ığı saptanm ıştır. ZKT'de söz konusu olan suç ile sonras ında işlenen suç özellikleri aç ısından anlaml ı farklılık saptanmam ıştır. Suçlar büyük oranda kişiye yönelik ve orta şiddette suçlardır. Hedef kitle çoğunlukla tan ıdıklar, aile üyeleri ve akrabalar olmu ştur. ZKT'de ortalama 330 gün kald ıkları, yineleyici suçu olanların daha çok tedaviye uyumsuzluk gsöterdikleri ve daha k ısa süre hastanede kaldıkları belirlenmiştir. ZKT sonrası ortalama /2 kez kontrol olmalar ı gerektiği halde sadece 5 kez kontrol olduklar ı ve bu say ının yineleyici suçu olanlarda (2 kez) belirgin olarak daha az olduğu saptanm ıştır. Anahtar kelimeler: Suç, şiddet, ceza ehliyeti, psikiyatrik bozukluklar, yineleyici suç Düşünen Adam; 2002, 15(3): 132-148 SUMMARY Criminal recidivism with the mandated-outpatient treatment as a condition of relase were examined among group of mentally ili offenders with found not guilty by reason of insanity. A retrospective chart review was conducted for 337 offenders with mental disorders who were acquitted as heing not guilty by reason of insanity for the index offense and were active in the outpatient treatment from 1995-1996-1997 to 2001. Data were abstracted on sociodemographic, psychiatric and criminal characteristics and new crimes after the discharged hospital. A general questionnaire and a crime severity grading test were used in collecting data. Of the 337 cases, 17 (5 %) were reported dead and 3 (0.9 %) lost. The where abouts of 49 (145 %) were not by any means. Of the remaining 268 cases, those who had committed repetetive crimes (243-90.7 %) were compared to those who had not 25-9.3 %). As egards their sociodemographic characteristics, it was found out that femalelmale ratio of the cases was 1110, mean age was 42 years and mean duration of education was 6 years, the vast majority were single and were mostly blue-collar workers. THe differences between the two g ıvups with regard ta the above-mentioned characteristics were not found to have any statistical significance. The most common mental disorder was found schizophrenia (34 %), 25 % had a comorbid substance use disorder of personality disorder. Patients committing repetitive crimes were found to have more mood disorders (manic epizode) and substance use disorders, lower levels of liınctioning than the othe group. The length of hospital treatment was found longer in cases committing repetetive crimes. They were not well-adapted ta the obligato ıy outpatient treatment programs. Key words: Offense, violence, criminal responsibility, psychiatric disorders, repetetive crime Bak ırköy Ruh Sağl ığı ve Sinir Hastal ıklar ı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, * Uz. Dr., ** Adli Psikiyatri Birimi Klinik Şefi, *** Doç. Dr. 132

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç i şleyen Adli Psikiyatri Olguların ın Tan ı ve Suç Niteli ği Aç ısından GİRİŞ Ciddi akıl hastal ığı olan ki şilerin şiddet davran ışların ın olabileceği fikirleri 19. yüzy ılda yayg ınlaşarak bu konuda ara ştırmalar yap ılmaya ba şlanm ıştır (Torrey 1994). Fiziksel şiddet davran ışı, psikiyatrik bozukluklarla da ili şkilidir. Şiddetin çe şidi, sıklığı ve doğas ı özgün olay ın çevresel özelli ğine ve bozuklu ğun psikopatolojisine bağlıdır. DSM IV s ınıfland ırmas ında şiddet davran ışı baz ı psikiyatrik bozukluklar ın tanı kategorilerinden birisidir. Aral ıkl ı patlay ıc ı bozukluk, antisosyal ki şilik bozukluğu, border-line, ki şilik bozukluğu ve davran ım bozukluğu gibi. Baz ı psikiyatrik bozukluklarda ise tan ı kriterlerinden birisi olmay ıp, sadece bozuklu ğun dışavurumunun bir parças ı olarak kendisini gösterebilir. Bunlar da, madde kullan ım ı ile ilgili bozukluklar, bilişsel bozukluklar, şizofreni, diğer psikotik bozukluklar ve duygudurum bozukluklarıdır (Tardiff 2000, Erb 2001, Swanson 1999, DSM IV). S ıkl ık Psikiyatrik bozukluğu olanlarda sald ırgan davran ışın sıklığı üzerine çok say ıda çalışma yap ılmıştır. Başlang ıçta tutuklularda yap ılan çal ışmalarda ruhsal hastal ığı olanların topluma oranla daha tehlikeli olmadığı ve daha az tutukland ığı, ancak 1959'dan sonraki 20 y ılda hastaneden ç ıkarılan hastaların suç işlemi oranlarının, toplumdaki suç i şleme oran ı ile e şit veya daha yüksek oldu ğu saptanmıştır. Bu durum, daha sonraki sa ğlık politikaları sonucu hastalar ın toplum içinde tedavi edilmelerine ba ğlanm ıştır (Zitrin ve ark.'lan 1976, Torrey 1994, Marzuk 1996). Son y ıllarda yap ılan çalışmalarda psikiyatrik bozukluklar ın şiddet aç ısından belirli risk faktörü olmas ına rağmen topluma göre daha az şiddet davran ışında bulundukları belirtilmi ştir (Mulvey 1994), Psikiyatrik bozukluğu olan bireylerin baz ı dönemlerde sald ırgan davran ışta bulunma oranları % 60' ın üzerinde bulunmu ştur. Bütün psikiyatrik bozukluklar şiddet davran ışı aç ısından ayn ı potansiyele sahip olmamas ına rağmen, toplumdaki şiddet davran ışının artmas ı- na paralel olarak giderek yayg ınlaşmakta ve muhtemelen artmaktad ır (Erb 2001, Menninger 2000). Öncü, Soysal, Uygur, Özdemi ı; Türkcan, Ye şilbursa, Alataş Konuyla ilgili hemen tüm çal ışmalar alkolizm, madde bağımillığı ve antisosyal ki şiliğin suç ile daha fazla ili şkisi olduğunu göstermektedir (Bowden 1981, Brennan ve ark.'lan 2000). Swanson ve ark.'lar ının (1990) yaptığı, psikiyatrik hastalar ın, hasta olmayan bireylerle kar şılaştınldığı çalışmada, şiddet davran ışı sıklığı ciddi psikiyatrik hastal ığı olanlarda ( şizofreni, duygudurum boz.) 5 kez daha yüksek bulunmas ına rağmen bu oran alkol ve madde kullananlarda 12-16 kez daha yüksek saptanm ıştır (Brennan ve ark.'lan 2000). Şiddet davran ışında bulunan psikiyatrik bozukluğu olanların hedef kitlesi genelde aile üyeleridir. Estroff ve ark.'lan (1994), hedef kitlenin daha çok anne olduğunu, Soysal ve Uygur (1993) ise psikotiklerle yapt ıkları çalışmada % 30 ile daha çok e şler olduğunu ve perseküsyon hezeyanlar ının önemli rol ald ığını belirtmi şlerdir (Estroff ve ark.'lan 1994, Soysal ve Uygur 1993). Suç i şlemiş şizofrenlerin de ğerlendirildiği bir çalışmada ise 50 olgunun % 41'inde hedef kitlenin aile üyeleri oldu ğu ve % 27.4 oran ında ebeveynlerin şiddet davran ışına maruz kaldıkları belirtilmi ştir (Uygur ve ark.'lan 1992). Ceza ehliyeti olmayan hastalar ın sosyodemografik özellikleri ABD ve Kanada'da ceza ehliyeti olmayan ak ıl hastalarının sosyodemografik özellikleri birbirine benzemektedir. Bunlar - Erkek - 20-29 ya şları aras ında - Bekar - işsiz - Eğitim düzeyi dü şük - Şiddet suçu i şlemi ş - Majör psikiyatrik bozuklu ğu olan - Daha önce hem adli hem de psikiyatrik öyküsü olan ki şilerdir. Erkek/kad ın oran ı ABD ve Kanada'da 10/1, İrlanda'da 6/1, Japonya'da 4/1, İsrail'de 5.5/1'dir (Lymburner ve Roesch 199). ABD ve Kanada'da yap ılan çal ışmalarda, ceza ehliyeti olmayanlann % 60-79'u psikotik bozukluklard ır. 133

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç i şleyen Adli Psikiyatri Olguların ın Tam ve Suç Niteli ği Aç ısından % 28-37 şizofreni, % 10 şizoaffektif bozukluk, % 10-25 kişilik bozukluğu, % 7 duygudurum bozuklu ğu, % 7 organik bozukluklar ve % 4 hezeyanl ı bozukluk saptanm ışt ır. % 59'unda birden çok tan ı olduğu (psikotik bozukluk ile ki şilik bozukluğu ya da madde kötüye kullan ım ı gibi komorbid durumlar) bildirilmi ş- tir. Önceki suç öyküsü ortalama % 37-75, önceki hastaneye yat ış oran ı % 56-86 aras ında saptanm ıştır. Öyküde, % 61'inin hem adli sistem hem de ak ıl sağl ığı sistemiyle ili şkisi olduğu belirtilmi ştir. Olguların büyük bir kısm ının şiddet suçu i şlediği ve % 10-14 aras ında cinayetle suçland ıklan bildirilmiştir (Lymburner ve Roesch 1999). İrlanda'da retrospektif olarak yap ılan bir çal ışmada, 1850-1995 y ılları aras ında ceza ehliyeti olmayanların kay ıtları incelenmi ş ve % 95 oran ında şiddet suçu i şlendiği, bunların % 72'sinin homisid ya da infantisid oldu ğu, önceki suç öyküsünün % 75, hastaneye yat ışın ise % 56 oran ında olduğu, % 19.1'inde ki şilik bozuklu ğu oldu ğu belirtilmi ştir (Lymburner ve Roesch 1999). Japonya'da ceza ehliyeti olmayan hastalar ın, % 57'sinin bekar, % 45'inin i şsiz öyküde % 36's ının hastaneye yat ışın ın olduğu ve 82'sinin de tutukland ığı, % 88'inin de şiddet suçu i şlediği bunun da % 57'sinin cinayet oldu ğu bildirilmiştir (Lymburner ve Roesch 1999). Türkcan ve ark.'lan (2000), ceza ehliyeti tespiti için gönderilen 1831 adli olguyu inceledikleri çal ışmada, tümü ele al ındığında % 34'ünün geçmi şte suç i şlediği % 48.9'unun ceza ehliyetinin olmad ığı, bunların % 32.8'inde şizofreni, % 26.4'ünde duygudurum bozukluğu, % 14.3 'ünde hezeyanl ı bozukluk, % 2.5' inde madde kullan ım ına bağlı psikoz saptanm ıştır (Türkcan ve ark.'lan 2000). 469 hasta üzerinde retrospektif olarak yap ılan başka bir çal ışmada; % 98'inin suç i şledikleri dönemde herhangi bir tedavi görmedikleri, % 72'sinin kronik hasta oldu ğu tan ı gruplarına göre % 32'sinin şizofreni (özellikle paranoid tip) oldu ğu, % 83'ünün tan ıdığı ki şilere yönelik sald ırganl ığının oldu ğu ve ancak % 5 'inin sosyal güvencesinin oldu ğu bildirmi şlerdir (Kayatekin ve ark.'lar ı 1991). Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir, Türkcan, Ye şilb sa, Alataş Adli Hastalar ın Ayaktan Izlenmesi 1960'lı y ıllardan itibaren kurumd ışı tedavi politikaları ile hastalar ın tutuklanma oranlar ında art ış meydana gelmi ştir. Hatta cezaevinde ulunan şizofreni ya da bipolar bozukluk (mani) tan ılı hastalar ın oranı % 6.4-14.4 aras ında de ğişen değerlere ula şmıştır. Klassen ve O'Conner sald ırgan davran ış öyküsü olan erkek hastalar ın % 25-30'unun hastaneden ç ıkışını izleyen 1 y ıl içinde yeniden sald ırgan davran ışta bulunduğunu bildirmi ştir. Başka çalışmalarda ise hastaneden ç ıkarılan erkek ve kad ın hastalar ın 4 ay içinde en az bir sald ırgan davranış görülme oran ı % 27 olarak saptanmıştır (Torrey 1994). Bir çok ülkede henüz yeni olan zorunlu ayaktan tedavi uygulamas ı, yarg ılama s ıras ında hastaların hastaneye gönderilmesiyle ya da yarg ılama olmaks ız ın tedaviye uyumsuz olduklarında başvurulan bir yöntemdir. Bir çok ülkede yasalar ya bu yönde de ğiştirilmekte ya da yeni yasalar ç ıkanlmaktad ır (Lamb ve ark.'lan 1999, Gerbas ve Bonnie 2000). Kurumdışı psikiyatrik bak ım, adli psikiyatriyi de etkilemi ş ve ceza ehliyeti olmayan hastalar ın % 90' ından fazlas ı hastanelerden toplum içine ç ıkarılm ıştır. Son 25 yıllık dönem içinde bu hastalar toplum güvenliği aç ıs ından özel, geli şmiş ayaktan tedavi merkezlerine yönlendirilmi ştir. Bu merkezler genelde adli psikiyatri kurumland ır (Snowden ve ark.'lan 1999, Kravitz ve Kelly 1999). Ceza ehliyeti olmayan bireyler, zorunlu klinik tedavileri bitince mahkemenin uygun buldu ğu şekilde ya tamamen muaf tutulurlar ya da toplumda bak ım için hastaneden şartlı olarak ç ıkanl ırlar. Belli bir adreste bulunma ko şuluyla, bir gözetmen (sosyal hizmet uzman ı, denetmen gibi) denetiminde olup, ayaktan kontrollere gelme şartları ile toplum içine gönderilirler. Şartlı ç ıkarılma sonras ı hastalar ın toplum içindeki bakım modelleri 1970'lerin ortas ından beri geliştirilmiştir. Uygulama prati ği ülkeden ülkeye değişmekle birlikte kurumdan şartl ı olarak ç ıkarma program ı (zorunlu ayaktan tedavi), basamakl ı olabileceği gibi doğrudan da olabilir. Bu hastalar tedaviye uyumsuz olduklarında ya da hastal ığın nüksü halinde yeniden hastaneye gönderilirler (Bowden 1981, Petch 1996, Knecht ve ark.'lan 1996, Snowden ve ark.'lan 1999, Kravitz ve Kelly 1999, Lamb 134

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ı n ın Tan ı ve Suç Niteliği Aç ısından ve ark.'lar ı 1999). Adli hasta grubunun ayaktan izlenmesinin çok önemli yararlar ı gözlenmi ştir. 1. Hastalar için nüksü ve yineleyici suçu önleyecek bir korumay ı sağlar. 2. Kurumlarda hastaneye yat ırılma süresini azalt ır. 3. Harcamalarda önemli ölçüde azalma Sa ğlar (Nedopil ve Banzer 1996). Ülkelere göre de ğişmekle birlikte, adli süreçte ak ıl sağlığı sisteminde yer alan görevliler şunlardır: Adli psikiyatristler, genel psikiyatristler, adli ve genel psikiyatri hem şireleri, sosyal çal ışmac ılar, gözetmenler ve sosyal denetmenler (süpervizörler) (Snowden ve ark.'lan 1999, Kravitz ve Kelly 1999, Lamb ve ark.'lar ı Tiihonen ve ark.'lar ı 1996, Knecht ve ark.'lar ı 1996). Şartl ı ç ıkanlmada s ınırland ırmalara, genellikle bilirki şi olarak görev yapan psikiyatristler (baz ı ülkelerde denetmenler) karar vermektedir (Petch 1996). Şartl ı ç ıkarılman ın ana prensibi, tehlikeli davran ışı önleyerek, toplum içindeki potansiyel tehlikeyi en düşük düzeye çekmektir (Lamb ve ark.'lar ı 1999, Kravitz ve Kelly 1999). Son y ıllarda adli sistemle ba ğlantısı olan hastalar ın sayıs ındaki art ış psikiyatri çal ışanlarının da dikkatini çekmektedir. Bu art ışın nedenleri şöyle belirtilmi ştir: 1. Kurumdışı tedavi uygulamalar ı, 2. Hastalar ın yat ırılmas ına yönelik kriterlerin giderek daralt ılmas ı, 3. Yat ırılan hastalar için hastanede kal ış süresinin k ısalığı, 4. Uzun süredir yatarak tedavi edilen hastalar ın ç ıkarılmas ı, 5. Sosyal desteklerde yetersizlik, 6. Tutuklanma s ıras ında şiddet, 7. Toplumun ve kolluk kuvvetlerinin tutumu (Lamb ve ark.'lar ı 1999, Türkcan ve ark.'lar ı 199). Bailey ve MacCulloch (19992) 1974-1989 y ılları aras ı nda hastaneden ç ıkarılan 112 olguyu inceledikleri çal ışma sonucunda, hastaneden ç ıkarıl ış şeklinin ve izlemenin etkili oldu ğunu, şartlı ç ıkarılanlann yeniden tutuklanma oran ının daha az oldu ğunu belirt- Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir; Türkcan, Ye şilbursa, Alata ş mişlerdir (Bailey ve MacCulloch 1992). Genellikle hastalar ın aralıkl ı zorunlu ayaktan tedavilerinde yetersizlikler oldu ğundan bahsedilmektedir. Hastaların, yaşam olaylarıyla başa ç ıkmalannda yardımc ı olacak organizasyonlara ve d ışardan kontrol edilmeye ihtiyaçları vardır. Akıl sağlığı uzmanlar ı, genellikle i ş ve gündüz terapisi gibi aktiviteler ve değişik sosyal terapilerin oldu ğu yap ılandırılmış hasta günleri üzerinde dururlar. Bunun d ışında diğer ana öğe ise bu hastalar ın adli sistem alt ında zorunlu olarak tedavi edilmesidir. İstemsiz olarak tedaviye gelenlerin süreç içerisinde tedaviye uyumlar ının arttığı belirtilmi ştir (Lamb ve ark.'lan 1999). Kravitz ve Kelly'nin (1999) yapt ıkları şartlı olarak ç ıkarılan, ceza ehliyeti olmayan 43 adli olgunun geriye dönük kay ıtlarının incelendiği çalışmada, %. 81'inin erkek, ya ş ortalamas ının 45.4, suç s ıras ındaki yaş ortalamas ının 32.7, % 51'inin bekar, % 58'inin sosyal işlevselliğinin orta düzeyde olduğu, % 77'sinin madde kullandığı, % 31'inin ki şilere yönelik şiddet öyküsü olduğu, % 60' ında birden çok tan ı olduğu, % 58'inin alkol-madde kullandığı, 2/3 psikoz oldu ğu, % 58 alkol-madde kullan ım boz. komorbiditesi, % 63 oranında kişilik bozuklu ğu (ço ğunluğu mikst ki şilik boz. ya da B kümesi ki şilik boz.) olduğu, tedavide kalış sürelerinin 4.9 ay ile 18.4 y ıl aras ında değiştiği belirtilmi ştir. Şartl ı ç ıkarılma sonras ında sosyal i ş- levselliği daha düşük olanlarda yineleyici suç ve hastaneye yat ışın daha çok olduğu saptanm ıştır (Kravitz ve Kelly 1999). Petch (1996) 1985-1987 y ılları aras ında şartl ı olarak ç ıkarılan ve 1992-1993 y ıllarına kadar izledi ği 183 adli olguda, - % 53'ünün psikiyatrik hastal ığı olduğu, - % 30'unun antisosyal ki şilik bozukluğu olduğu, - % 17'sinde zeka gerili ği ya da bili şsel yetersizlik olduğu, - % 40' ının başkalan için tehlikesi davran ışta bulunduğu saptanm ıştır (Petch 1996). Singapur'da Lim ve ark.'lar ı (1993) yaptığı suç işlemi ş 86 adli olgunun 5 y ıll ık ayaktan izlem çal ışmas ında % 76's ının bekar olduğu, % 74'ünün 39 ya şın altında olduğu, % 59'unun dü şük eğitim seviyesinde olduğu, % 20.9'unun kasten yaralama, % 2.3'ünün adam öldürme, % 23.3'ünün h ırs ızlık ve eve zarar 135

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ın ın Tan ı ve Suç Niteliği Aç ısından Öncü, Soysal, Uygur, Özdemi ı; Türkcan, Ye şilbursa, Alata ş verme suçlar ı işlediği belirtilmi ştir. Tan ı grupların ın değerlendirilmesinde ise % 80.2 şizofreni, % 8.2 zeka gerili ği, % 2.3 ki şilik bozukluğu olduğu, olguların % 58'sinin 2-5 y ıl süreyle hastanede kald ığı belirtilmi ştir (Lim ve ark.'lar ı 1993). Nicholson ve ark.'lar ı (1991) ceza ehliyeti olmayan 61 olguyu 5 y ıl süre ile izlemi ş ve ortalama ya şın 33.8±-9.3, % 91.8'inin erkek oldu ğu, % 86's ınm hiç çalışmadığı % 50.8'inin daha önce de tutuklad ığı, % 16.4'ünün cezaevine girdi ği, izlem s ıras ında % 3.3'ünün öldü ğü, % 47.4'ünün hala hastanede tedavi girmekte oldu ğu belirtilmi ştir. Suç dağılım ı ise % 23 adam öldürme, % 34.5 öldürmeye te şebbüs ya da yaralama, % 8.2 h ırs ızl ık, % 8.2 yang ın ç ıkarma şeklinde belirlenmi ştir. Tan ı gruplarına göre değerlendi- % 59 şizofreni, % 11 şizofaffektif bozukluk, % 13.1 madde kötüye kullan ım ı % 9.8 duygudurunı bozuklu ğu, % 1.6 ki şilik bozukluğu oldu ğu, % 95.1'inin önceden hastaneye yat ışının olduğu, % 3.4 ora ında psikiyatrik bir hastal ığı taklit etmeleri nedeniyle yanl ış rapor düzenlendi ği belirtilmiştir (Nicholson ve ark.'lar ı 1991). Yineleyici Suç İyi bir adli psikiyatrik izleme ile sald ırgan davranışlar ve tekrarlayan suç davran ışın ın başarıyla önlenebildiği bildirilmektedir (Müller-Isberner 1996). Yineleyici suçun, önceki suç öyküsü ve antisosyal ki şilik bozuklu ğu ile yak ın ili şki olduğu saptanm ıştır (Bailey ve MacCulloch 1992, Lymburner ve Roesch 1999). Ayr ıca bir önceki suçun türü ve şiddet derecesi ile benzerlikleri oldu ğu belirtilmiştir (Bailey ve MacCulloch 1992). Ceza ehliyeti olmayan olgular ın, şartl ı ç ıkarılma sonras ı tutuklanma oran ın ın % 2-16 aras ında deği ştiği, uzun süreli takiplerde bu oran ın % 42-56'ya yükseldiği belirtilmi ştir. 1.5 ayl ık izlemde, olguların % 5'inin yeniden tutukland ığı, başka bir çal ışmada 5 y ıllık bir sürede % 16, 15 y ıll ık bir sürede ise % 56 oran ında oldu ğu belirtilmi ştir. Kanada'da yap ılan bir çalışmada bu olguların ilk 3 yıl içerisinde % 37.8'inin yeni bir suç i şlediği saptanm ışt ır (Lymburner ve Rocsc 1999). 7-10 ve 2-5.5 y ıll ık izlem çal ışmalar ında yeniden tutuklanma oranlar ının % 24-61 aras ında, yeniden hastaneye yat ış oran ın ın ise % 18-44 aras ında deği ştiği belirtilmi ştir (Kravitz ve Kelly 1999). Tiihonen ve ark.'lar ının (1996) yaptığı bir çalışmada, 14 yıllık bir süre içerisinde yüksek güvenlikli hastanelerden şartl ı olarak ç ıkarılan 310 adli hastan ın kayıtları incelenmi ştir. Bu hastalar ın ortalama hastanede kalış sürelerinin 7.8 y ıl olduğu ve % 65 ile şizofrenlerin en yüksek oranda oldu ğu belirtilmi ştir. 5'i ilk yılda olmak üzere toplam 7 hastan ın yenidensuç işlediği, bunların ilaçların ı almadıkları ve tümünün şizofreni oldu ğu saptanm ıştır (Tiihonen ve ark.'ları 1996). Kravitz ve Kelly'nin (1999) yapt ıkları şartl ı olarak ç ıkarılan ceza ehliyeti olmayan 43 adli olgunun geriye dönük kayıtların ın incelendiği çal ışmada, yineleyici suç i şleme ya da tutuklanma oran ının % 19 olduğu ve bir hastan ın 3 kez tutukland ığı, bunların sosyal işlevselliğinin belirgin derecede dü şük olduğu belirtilmiştir (Kravitz ve Kelly 1999). Petch'in (1996) 1985-1987 y ılları aras ında şartl ı olarak ç ıkarılan ve 1992-1993 y ıllarına kadar izledi ği 183 adli olgunun, 5 yıl içerisinde % 5, 6-7 y ılda % 6.5 oran ında yeniden suç i şledikleri saptanm ıştır (Petch 1996). Uygur ve ark.'lar ı (1992) 50 suç i şlemiş şizofren hastayı incelemi ş, % 16's ında tekrarlayan suç oldu ğunu, % 77 oran ında olan kişiye yönelik suçun % 43'ünün cinayet oldu ğunu, % 41 oran ında kurban ın hasta yakını olduğunu, suçun en çok hastal ığın 2-5. y ılları aras ında i şlendi ğini bildirmişlerdir (Uygur ve ark.'lan 1992). Şeker ve ark.'lann ın (1997) yapt ığı çal ışmada, yineleyici suç işleyen psikotik bozuklu ğu olan grubun % 56.2'sinin şizofreni, % 18.8'inin hezeyanl ı bozukluk, % 12.5 diğer psikotik bozukluklar, % 9.3'ünün duygudurum bozuklu ğu olduğu, bu grupta suçlar aras ında geçen sürenin ortalama 6 y ıl olduğu, zorunlu ayaktan tedaviye uyumlar ının bozuk olduğu bildirilmiştir (Şeker ve ark.'lar ı 1997). Türkcan ve ark.'lan 1831 adli olguyu tan ı ve suç ilişkisi aç ısından değerlendirmiş ve bunların büyük çoğunluğunun erkek oldu ğunu, ceza ehliyeti olmayanların % 32.8'inin şizofreni olduğunu, düşük öğrenim düzeyinde olduklar ın ı, suç öncesinde düzenli çal ış- 136

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ın ın Tan ı ve Suç Niteliği Aç ısından Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir, Türkcan, Ye şilbursa, Alataş mad ıklarını ve 34'ünün tekrarlayan suç i şlediklerini belirtilmi ştir (Türkcan ve ark.'lar ı 1997). Yineleyen suç i şlemeyle ilgili çal ışmalarda saptanan ortak özellikler şunlardı : 1. Bekar olma 2. Erkek olma 3. Sosyal desteklerinin yetersiz olmas ı 4. Ki şilik bozuklu ğu olmas ı 5. Daha önce suç i şlemi ş olmas ı 6. Alkol ve madde kullan ım ı (Bailey ve MacCulloch 1992, Hawang ve Segal 1996, Şeker ve ark.'lar ı 1997, Türkcan ve ark.'lar ı 1997). Diğer araştırmac ılarda yineleyici suç i şleyen hastaların çoğunlukla sosyal desteklerinin ve güvencelerinin olmad ığın ı belirtmiştir (Bailey ve MacCulloch 1992, Türkcan ve ark.'lar ı, 1997). YÖNTEM Ara ştırmaya al ınan 337 adli olgu; i şledikleri suç sebebiyle yarg ılanmalar ı sonucu psikiyatrik bozukluğu nedeniyle ceza ehliyetleri kald ırıldığından, mahkeme kararı gere ği zorunlu klinik tedavi (muhafaza ve tedavi) için gönderildikleri Bak ırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastal ıklar ı Eğitim ve Ara şt ırma Hastanesi Adli Birim Servisleri'nde yat ırılarak tedavi edilmi ş ve 1995-1996-1997 y ıllarında yine yarg ı kararı gereği zorunlu ayaktan kontrollerinin (sosyal şifa kontrollerinin) yap ılmas ı şartı ile hastaneden ç ıkarılan tüm hastalardan olu şmuştur. Toplam 3 y ıllık süre içerisinde hastaneden ç ıkarılan 337 olgunun zorunlu klinik tedavi sonras ındaki 31 Aral ık 2001 tarihine kadar olan 4-7 y ıll ık süreçte, durumlar ını tespit edebilmek için geriye dönük tüm kay ıtlar incelenmi ştir. Kay ıtların yetersiz kalmas ı halinde (özellikle İstanbul dışında yaşayanlar ve düzenli olarak poliklinik kontrollerine gelmeyenler için) kendileri ya da yak ınlarından telefonla ya da kar şılıkl ı görü şme ile bilgi al ınm ıştır. % 53.7 olguda hastane kay ıtları (herhangi bir şekilde yeniden hastaneye başvurduklar ından) yeterli bulnumu ştur. Olgular ın, sosyodemografik, hastal ık ve suça ait özelliklerinin belirlenmesi için bu ara ştırma için olu şturulmu ş özel bir form kullan ılmıştır. Şiddet davran ışının derecelendirilmesinde, Taylor'un (1985) geli ştirdiği ölçek kullanılmıştır. İtemler şu şekilde derecelendirilmi ştir: O. Şiddet dışı 1. Minimal şiddet 2. Orta derecede şiddet 3. Orta derecede ciddi şiddet 4. Ciddi derecede şiddet Araştırmada, SPSS (Statistical Package for Social Science) istatistik paket program ı kullan ılmıştır. Nicel değerlendirmeler Mann-Whitney U testi ile nitel değerlendirmeler Ki kare testi ile yap ılmıştır. BULGULAR Olguların, büyük bir bölümünün erkek oldu ğu ve kad ın/erkek oran ın ın 1/10 oldu ğu saptanm ıştır. Araştırma esnas ındaki ya ş ortalamas ı 42.35±11.76; en dü şük değer 21, en yüksek de ğer 85 olarak belirlenmi ştir. Izleyen 4-7 y ıll ık süreçte, 337 olgunun 17'sinin (% 5) öldüğü, 3 'ünün (% 0.9) kay ıp olduğu öğrenilmi ştir. 49 (% 14.5) olgunun ise hiçbir şekilde yeniden hastanemize ba şvurmadığı saptanm ıştır. Bu olgulara ait kay ıtlardaki telefonlarla gerek kendileri gerekse yakınları ile iletişim kurulamamas ı nedeniyle zorunlu klinik tedavi sonras ı hakkında hiçbir bilgi edinilememi ştir. Bu nedenle toplam 69 (49+17+3) olgu hakkında toplanan veriler istatistiki de ğerlendirmede çalışma dışı b ırakılmıştır. 4-7 y ıllık süreç içerisinde ölen 17 olgunun, 2'si hezeyanl ı bozukluk ve 2'si BTA psikotik bozukluk tamil olmak üzere toplam 4'ünün (% 1.2) intihar etti ği, 2'sinin (% 0.6) kanserden, di ğerlerinin de diğer t ıbbi nedenlerle öldü ğü öğrenilmi ştir. Kay ıp olan 3 olgunun (bir zeka gerili ği, bir şizofreniparanoid tip ve bir bipolar bozukluk) ise yak ınlarına ulaşarak aldığım ız bilgilere göre 3-4 y ıllık bir süredir nerede olduklarının bilinmediği öğrenilmi ştir. İstatistiki de ğerlendirmeye al ınan 268 olgu, iki gruba ayr ılarak değerlendirilmi ştir. 137

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ının Tam ve Suç Niteliği Aç ısından Öncü, Soysal, Uygur; Özdemir, Tü kcan, Ye şilbursa, Alata ş Talılo 1. Tablo 2. Yineleyici Yineleyici suç yok suç var Toplam Yineleyici Yineleyici Toplam suç yok suç var Cinsiyet S % S % S % Ki kare SD Erkek 220 90.5 23 92.0 243 90.7 0.58 1 0.810 Kad ı n 23 9.5 2 8.0 25 9.3 Toplam 243 100.0 25 100.0 268 100.0 p>0.05, Anlaml ı değil (AD) Nerede S % S % S % Ki 1 SDp*** yaşad ığı kare Toplumda 240 98.8 16 64.0 256 95.5 64.055 1 0.000 Kurumda 3 1.2 9 36.0 12 4.5 Toplam 243 100.0 25 100.0 268 100.0 1 Fishe Exact Ki kare testi uygulanm ıştır. *** p<0.00i (çok ileri derecede anlaml ı fark) u olmayanlar: Zorunlu klinik tedavi (muhafaza ve tedavi) sonras ında herhangi bir suç i şlemeyen 243 (% 90.7) olgudan olu şmuştur. u olanlar: Zorunlu klinik tedavi sonras ında yeni bir suç i şleyen 25 (% 9.3) olgudan olu ş- mu ştur. I. Sosyodemografik özellikler Olgular ın % 90.7 'sinin (243) erkek oldu ğu ve erkek/ kad ın oran ının 10/1 düzeyinde olduğu saptanm ıştır. u olmayan ve olan gruplar ın değerlendirilmesinde hem yüzde hem de istatistiki olarak anlaml ı fark (p>0.05) bulunamam ıştır. Örneklemin cinsiyet da ğıl ımı Tablo l'de gösterilmi ştir. Yaş ortalamas ı toplamda 41.69±11.46 bulunurken, yineleyici suçu olmayan grupta 42.05±11.67, yineleyici suçu olan grupta ise 38.20±8.63 olarak bulunmu ştur. Her iki grup aras ında istatistiki olarak anlaml ı fark (p>0.05) bulunamam ıştır. En dü şük değer 21, en yüksek de ğer 85 olarak saptanm ışt ır. Olgular ın tamam ı değerlendirildi ğinde, ortalama ö ğ- renim süresi 6.06±3.50 olarak bulunmu ştur. Yineleyici suçu olan ve olmayan gruplar aras ında anlaml ı fark (p>0.05) bulunamam ıştır. Olgular ın, % 48.9'u bekar iken, e şlerinden aynlanlar ve e şleri ölenlerle birlikte de ğerlendirildi ğinde bu oran ın % 73.2 'ye yükseldiği görülmüştür. Evli olanlar ise % 26.9 (72) olarak saptanm ıştır. Evli olanların say ı s ı yineleyici suçu olanlarda fazla olmas ına rağmen istatistiki olarak anlaml ı (p>0.03) bulunamam ışt ır. Olguların yaklaşık yarısı (% 51.9) ebeveyni ile yaşarken, yakla şık % 15'i evsiz ya da yaln ız yaşamaktad ır. Çal ışmanın yapıldığı s ırada hepsi yineleyici suçu olan grupta olan 4 (% 1.5) olgunun cezaevinde bulunduğu, toplam 7 (% 2.6) olgunun da hastanede ol duğu saptandı. u olanlar ın % 36's ı kurumda yaşadığı halde yineleyici suçu olmayanlarda bu oran % 1.2 idi. Bu durum istatistiki olarak çok ileri derecede anlaml ı (p<0.001) bulunmu ştur. Yineleyici suç i şleyenlerin daha riskli grup olmalan nedeniyle ya hastanede tedavi edildikleri ya da yeni bir suç nedeniyle cezaevinde olduklar ı dikkat çekici bu-. ştur. Örneklem grubunun nerede ya şadıkları lunmu Tablo 2'de gösterilmi ştir. Tüm olgular ele al ındığında, % 37.3 ile i şçilerin en yüksek oranda olduğu, % 17.9'unun herhangi bir mesleği olmadığı, bütün kad ınlar ı (25) ev han ım ı olduğu saptanm ıştır. u olanlarda, herhangi bir mesle ği olmayanlar ve esnaf olanlar ın say ısının fazla bulunmas ına rağmen istatistiki olarak anlaml ı olmadığı (p>0.05) görülmü ştür. Olguların, suç öncesi ve halen i şi olup olmadığı değerlendirildi ğinde, her iki dönemde de i şi olanların oranı birbirine yakın (56-68 olgu) ç ıkmıştır. İş sahibi olma açısından bakıldığında, yineleyici suçu olanların, olmayanlara göre daha az i ş sahibi olduğu (% 12-16) saptanm ıştır. Ancak bu fark istatistiki olarak anlaml ı (p>0.05) bulunmamıştır. İş düzenine bak ıldığında ise, zorunlu klinik tedavi sonras ı olguların yarısından çoğunun çalışmadığı, yineleyici suçu olanların hiçbir şekilde düzenli çal ışmadığı saptanmıştır. Örneklemin % 62.3'ünün geliri olmad ığı, bu oran ın 138

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç i şleyen Adli Psikiyatri Olgularının Tan ı ve Suç Niteli ği Aç ısından Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir; Türkcan, Ye şilbursa, Alataş Tablo 3. yok var Toplam ZKT s ıras ındaki tan ı S S Ki kare SD p Zeka gerili ğ i 10 4.1 2 8.0 12 4.5 18.865 14 0.170 Ş izofreni 84 34.6 6 24.0 90 33.6 BTA psikoz 14 5.8 2 8.0 16 6.0 Hezeyanl ı boz. 34 14.0 324 12.7 Duygudurum boz. (mani) 47 19.3 8 32.0 55 20.5 Dtlygudurun ı boz. (depresyon) 5 2.1 5 1.9 Alkole bağ l ı dd. veya psikotik boz. 10 4.1 10 3.7 Maddeye bağ l ı dd. veya psikotik boz. 9 3.7 4 16.0 13 4.9 Epilepsiye bağ l ı boz. 4 1.6 1 4.0 5 1.9 Demans 1 0.4 1 0.4 Ş ibaaffektif boz. 3 1.2 1 4.0 4 1.5 BTA daygudurt ım boz. 4 1.6 4 1.5 Di ğer psikotik boz. 7 2.9 7 2.6 46 k. kat ı lmad ığım ız b. 9 3.7 4.0 10 3.7 Ba şka 2 0.8 2 0.7 Topinıa 243 100.0 25 100.0 268 100.0 p>0.05 (AD) yineleyici suçu olan ve olmayan gruplarda çok deği şmediği ve istatistiki olarak arada anlaml ı fark (p<0.05) olmad ığı saptanm ıştır. Tüm olgular de ğerlendirildiğinde, % 58.2'sinin yasal temsilcisi (vasisi) olduğu, yineleyici suçu olanlarda bu oran ın % 68'e ç ıktığı fakat gruplar aras ında anlaml ı fark olmad ığı saptanm ıştır. II. Psikiyatri Bozukluklarla ilgili Özellikler Zorunlu klinik tedavi (ZKT, muhafaza ve tedavi) s ırasındaki tan ı: Bütün olgular değerlendirildi ğinde, % 33.6 ile şizofreni tan ısının en yüksek oranda görüldü ğü, bunu, % 20.5 ile duygudurum bozukluğu (manik atak) ve % 12.7 ile hezeyanl ı bozukluk tan ı- larının izlediği, yineleyici suç i şleyenlerde, maddeye bağl ı bozukluklar ın (psikotik ya da duygudurum boz.) ve duygudurum bozuklu ğunun (manik atak) daha yüksek oranlarda görülmesine ra ğmen (itemler birle ştirilerek daralt ıldığında da) istatistiki olarak anlamlı fark (p>0.05) saptanamam ıştır. Tablo 3'de tan ılar ayrıntılı bir şekilde gösterilmi ştir. yüksek oranda alkol-madde kullan ım bozukluklarının olduğu, yineleyici suçu olan grupta bu bozukluğun % 20'ye ç ıktığı, kişilik bozukluğu oran ının ise örneklemde % 1.9 olmas ına rağmen, yineleyici suçu olan grupta % 4'e ç ıktığı saptanm ıştır. Ilginç olarak, zeka gerili ği ve epilepsisi olanlar ın yineleyici suçu olan grupta yer almad ıldarı görülmü ştür. Gruplar aras ında istatistiki olarak anlaml ı fark saptanmam ıştır (Tablo 4). III. Zorunlu Klinik Tedaviye Yol Açan Suçun Özellikleri Zorunlu klinik tedaviye yol açan suçun say ıs ı : Hastal ık öncesi suçlarla birlikte de ğerlendirildiğinde, olguların % 75'i ilk suçları nedeniyle zorunlu klinik tedaviye gönderilmi ştir. % 25 oran ında kişi 1 'den Tablo 4. Yineleyici Yineleyici Toplam suç yok suç var Komor- S % S % S % Ki SD p bidite kare Komorbidite: Zorunlu klinik tedavi esnas ındaki tan ıya e şlik eden ba şka bir bozukluk olup olmad ığına göre de ğerlendirildi ğinde, yakla şık 1/4'ünde komorbid bir durumun söz konusu oldu ğu, % 13.4 ile en Yok 184 75.7 16 64.0 200 74.6 1.644 1 0.200 Var 59 24.3 9 36.0 268 25.4 Toplam 243 100.0 25 100.0 268 100.0 p>0.05 (AD) 139

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ın ın Tan ı ve Suç Niteliği Aç ısından Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir; Türkcan, Ye şilbursa, Alataş Tablo 5. yok var Toplam ZK'1''de söz konusu olan suçun türü S % S Ki kare SD Cinayet 53 21.8 3 12.0 56 20.9 18.635 14 0.179 Öldürmeye te şebbüs 21 8.6 1 4.0 22 8.2 Yaralama 61 25.1 5 20.0 66 24.6 Yaralanma olu şturmayan sald ır ı 7 2.9 1 4.0 8 3.0 Tehdit 16 6.6 3 12.0 19 7.1 Gasp 6 2.5 6 2.2 Mala zarar verme 8 3.3 2 8.0 10 3.7 Yang ı n ç ıkarma 18 7.4 2 8.0 20 7.5 H ı rs ı zl ık 12 4.9 2 8.0 14 5.2 Mütecaviz sarho şluk 0.4 1 0.4 Uyu şturucu kullanmak 0.4 2 8.0 3 1.7 Cinsel sald ı r ı 17 7.0 1 4.0 18 6.7 Kanııı suçlar ı 4 1.6 4 1.5 Doland ınc ı l ı k 0.4 1 0.4 Ba şka 17 7.0 3 12.0 20 7.5 Toplam 243 100.0 25 100.0 268 100.0 p>0.05 (AD) Tablo 6. Toplam yok var ZKT de söz konusu suçun hedefi S % S % Ki kare SD P Anne 12 4.9 12 4.5 10.345 9 0.323 Baba 12 4.9 2 8.0 14 5.2 Eş i 27 11.1 27 10.1 Çocuğu 8 3.3 8 3.0 Karde ş 5 2.1 5 1.9 2. derece akraba 11 4.5 11 4.1 Tan ıdığı 95 39.1 11 44.0 106 39.6 Tan ımad ığı 22 9.1 4 16.0 26 9.7 Mala kar şı 44 18.1 6 24.0 50 18.7 Di ğer 7 2.9 2 8.0 9 3.4 Toplam 243. 100.0 25 100.0 268 100.0 p>0.05 (AD) fazla suç i şlemi ştir. u olmayanlar ın ortalama 1.29. suçu olmas ına rağmen, ZKT sonras ı yineleyici suçu olanlar ın 1.92. suçudur. İstatistiki olarak arada çok ileri derecede anlaml ı fark (p<0.001) saptanm ıştır. Zorunlu Minik tedaviye yol açan suçun i şlendiği yaş : Ortalama değer, yineleyici suç i şleyenlerde 31.16±9.10; yineleyici suç i şlemeyenlerde 34.76±11.64 olarak saptanm ıştır. Zorunlu klinik tedaviye yol açan suçun türü: Olguların tümü ele al ındığında, büyük çoğunluğunun (% 70.5) ki şiye yönelik suç i şlediği, 1/4 oran ında yaralanma suçunun en yüksek oranda oldu ğu, ikinci s ırada 1/5 oran ında cinayet i şlendiği saptanm ış. Yineleyici suç işleyenlerde ki şiye yönelik suç oran ının daha dü şük olduğu (% 56), tehdit, mala zarar verme ve uyuşturucu madde kullanma suçlar ının diğer gruba göre daha fazla i şlendiği tespit edilmi ştir. Suç türleri aynnt ılı bir şekilde Tablo 5'de gösterilmi ştir. 140

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç i şleyen Adli Psikiyatri Olguların ın Tani ve Suç Niteli ği Aç ısından Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir, Türkcan, Ye şilburs$, Alataş Tablo 7. yok var Toplam ZKT'de söz konusu olan suçun şiddet derecesi S S % S % Ki kare SD P Ş iddet di ş i 7 2.9 3 12.0 10 3.7 Minimal şiddet 27 11.1 4 16.0 31 11.6 6.583 4 0.160 Orta derecede şiddet 112 46.1 11 44.0 123 45.9 Orta derecede ciddi şiddet 32 13.2 3 12.0 35 13.1 Ciddi ş iddet 65 26.7 4 16.0 69 25.7 Toplam 243 100.0 25 100.0 268 100.0 p>0.05 (AD) Tablo 8. Suç s ıras ında alkol-madde Yok Var yok 212 31 87.2 12.8 var 18 7 72.0 28.0 230 38 Toplam 85.8 14.2 Toplam 243 100.0 25 100.0 268 100.0 p>0.05 (Anlaml ı fark) Zorunlu klinik tedaviye yol açan suçun hedefi: 106 olgunun (% 39.6) ev halk ı ve akraba d ışındaki tan ı- dıklar ı hedef aldığı, % 10.1 ile en çok e şlerin hedef olduğu, yineleyici suçu olanlarda baban ın daha çok hedef al ındığı saptanm ıştır. Suç hedefi ayr ıntılı olarak Tablo 6'da gösterilmi ştir. Zorunlu klinik tedaviye yol açan suçun şiddet derecesi: Olguların % 45.9'u orta derecede şiddet davran ışında bulunmu şlardır. 1/4 oran ında ise ciddi derecede şiddet olduğu saptanm ıştır. Gruplar aras ında istatistiki olarak anlaml ı fark saptanmam ıştır (Tablo 7). Zorunlu klinik tedaviye yol açan suç s ıras ında alkol-madde kullan ım ı: Bütün olgulann % 14.2'sinde, suçun i şlenmesi s ıras ında psikoaktif madde kullan ı- m ı olduğu, 21 olgu (% 7.8) ile en çok alkol kullan ıld ığı, yineleyici suç i şleyenlerde suç s ıras ında daha çok (% 28) alkol-madde kullan ım ı olduğu saptanm ış t ır. İstatistiki olarak anlaml ı (p<0.05) fark bulunmu ştur (Tablo 8). Ki kare SD p 4.328 1 0.032 IV. Zorunlu Klinik Tedavi S ıras ındaki Durum Zorunlu klinik tedavi süresi (gün): Ortalama ZKT süresi 330.07±298.97 gün (yakla şık 11 ay) olarak saptanm ıştır. En dü şük değer 13 gün, en yüksek değer 2114 gündür. Ilginç olarak yineleyici suçu olanlar, olmayanlara göre daha k ısa süre hastanede yatmışlardır. Ancak aradaki fark istatistiki olarak anlamlı bulunmamıştır (Tablo 9). V. Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Durum Olmas ı gereken zorunlu ayaktan kontrollerin say ısı: Yargı kararı gereği olunmas ı gereken ayaktan kontrol say ıs ı ortalama 11.79±4.79'dur (Tablo 10). Olan kontrol say ısı: Yukarıda belirtilen say ıya rağmen ortalama 4.69±5.87 kontrole gelindi ği, bu sayı yineleyici suçu olmayanlarda yakla şık 5 iken, yineleyici suçu olanlarda yakla şık 2'de kalmıştır. Aradaki fark istatistiki olarak da anlaml ı (p<0.05) bulunmu ş- tur (Tablo 10). 141

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ı n ın Tan ı ve Suç Niteliği Açısından Öncü, Soysal, Uygu ı; Özdemir, Türkan, Ye şilbursa, Alata ş Tablo 9. ZKT süresi (gün) Gruplar S Ortalama SD U Z p yok 243 var 25 337.16 261.16 Toplam 268 330.07 298.97 305.65 2596 216.52-1.19 0.232 Mann-Whitney U testi, p>0.05 (AD) Tablo 10. Gruplar S Ortalama SD U i Z p Olmas ı gereken kontrol say ıs ı yok var 243 11.75 25 12.16 4.81 4.62 2678-1.00 0.317 Olan kontrol say ısı Toplam 268 11.79 4.79 yok var Toplam Man ıı-whitney U testi. p>0.05 (AD), * p<0.05 (anlaml ı fark) Tablo II. yok 243 4.93 25 2.32 268 4.69 var Sosyal Şifa Kontrolleri'nin nas ıl yap ı ld ığı S S S SSK yap ılmam ış 102 42.0 Düzensiz yap ı l ıyor 74 30.5 Düzenli yap ı l ıyor 67 27.6 15 60.0 9 36.0 1 4.0 5.96 4.31 5.87 Toplam 117 43.7 83 31.0 68 25.4 Toplam 243 100.0 25 100.0 268 100.0 * p<0.05 (anlaml ı fark) Zorunlu ayaktan kontrollerin ne şekilde yap ıldığı : 117 (% 43.7) olgunun hiçbir şekilde kontrollerinin yap ı lmad ığı, sadece 1/4 oran ında düzenli yap ıldığı, her iki grupta da düzensiz yapt ıran oranlar ının birbirine yak ın oldu ğu ancak, yineleyici suçu olanlardan sadece 1 (% 4) olgunun düzenli kontrollere geldiği, bu oran ın diğer grupta % 27.6 oldu ğu saptanm ış t ır. Aradaki fark istatistiki olarak da anlaml ı (p<0.05) bulunmu ştur (Tablo 11). Kontrollerini yapt ıran (düzenli ya da düzensiz) olguların büyük bir ço ğunluğunun, kendisi ya da ailesi 2289-2.11 0.034* Ki kare SD p* 6.876 2 0.032 e şliğinde yapt ırdığı saptanm ışt ır. Kendisi ya da yakınları eşliğinde düzenli kontrol olanlar ın oran ı % 14.9 iken savc ılık ya da kolluk kuvveti arac ılığı ile düzenli kontrollerini yapt ıranlar ın oran ı ise % 10.4 belirlenmiştir. VI. Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç Özellikleri Zorunlu klinik tedavi sonras ı işlenen suç say ısı: Olguların % 4.9'unun 1 kez % 3.4'ünün 2 kez suç i şlediği belirlenmiştir (Tablo 12). 142

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç i şleyen Adli Psikiyatri Olguların ın Tan ı ve Suç Niteli ği Aç ısından Öncü, Soysal, Uygur, Özdemil; Türkcan, Ye şilhursa, Alataş Tablo 12. Tablo 14. ZK'F sonras ı işlenen suç say ıs ı (yineleyici suç) 0 3 243 13 9 3 90.7 4.9 3.4 1.1 Toplam 268 100.1 ZKT sonras ı işlenen en ağır suçun hedefi Anne 3 12.0 Baba 4.0 Tan ıdığı 8 32.0 Tan ımad ığı 6 24.0 Mala zarar verme 5 20.3 Diğer 4.0 Veri yok 4.0 Toplam 25 100.0 Tablo 13. ZKT sonras ı i şlenen en a ğır suçun türü Cinayet 5 20.0 Yaralama - 8 32.0 Yaralama olu ştunnayan sald ır ı 4.0 Tehdit 4 16.0 Mala zarar verme 4.0 Yang ın ç ıkarma 4.0 H ı rs ızl ı k 3 12.0 Uyu şturucu kullanmak 4.0 Başka 4.0 Toplam 25 100.0 Zorunlu klinik tedavi sonras ı işlenen en ağır suçun türü: u olan 25 olgunun % 32'si yaralama suçu, % 20'si cinayet suçu i şlemi ştir (Tablo 13). Zorunlu klinik tedavi sonras ı işlenen en ağır suçun hedefi: 25 olgunun büyük çoğunluğu tan ıdıklanna (% 32) kar şı suç i şlemiştir. Suçların büyük kısm ı ki şiye yönelik olmu ştur (Tablo 14). Zorunlu klinik tedavi sonras ı işlenen 1. ve 2. suçta alkol-madde kullan ım ı: ZKT sonras ı i şlenen 1. suçta 25 olgunun 7'si, 2. suçta 13 olgunun 2'si alkol ya da madde kullanm ıştır (Tablo 15). Zorunlu klinik tedavi sonras ı işlenen 1. ve 2. suçun ne kadar süre sonra işlendiği (ay): 25 olgu, 1. suçu ortalama 27 ay sonra; 12 (1 olgu hakk ında veri yok) olgunun ortalama 36 ay sonra 2. suçu i şledikleri belirlenmi ştir (Tablo 16). Zorunlu klinik tedavi sonras ı işlenen 1. ve 2. suça yönelik yeni ZKT süresi (gün): say ıs ı arttıkça daha uzun süre zorunlu klinik tedavi alt ına Tablo 15. Alkol madde Yok Var 1. suç s ıras ında 18 7 2. suç s ıras ında S 72.0 28.0 2 84.6 15.4 Toplam 25 100.0 13 100.0 Tablo 16. 1. suç S Ortalama SD ZKT'den ne kadar süre sonra (ay) 25 26.96 16.04 1. suç ZKT süresi (gün) 25 1148.12 4635.63 2. suç I ZKT'den ne kadar süre sonra (ay) 12 35.92 17.63 2. suç ZKT süresi (gün) 13 2004.85 6425.21 1-2. suçu işleyen 1 olgunun rre kadar süre sonra işlediği hakk ında veri yok. al ındıkları saptanm ıştır. 1. suç sonras ı yaklaşık 3 y ıl, 2. suç sonras ı ise 5 y ıl süre ile yat ırıld ıkları belirlenmiştir (Tablo 16). TARTIŞMA Zorunlu klinik tedavileri (ZKT) bittikten sonra 1995-1997 yılları aras ında yarg ı karar ı gereği hastaneden ç ıkarılan, ceza ehliyeti olmayan psikiyatrik bozukluğu olan suçluların, sonraki 4-7 y ıll ık süreçte durumlarını tespit etmek için geriye dönük tüm kay ıtları incelenip, ulaşılanlarla kendileri ya da yak ınları ile görü şülerek sosyodemografik özellikler, tan ı, komorbidite, suç özellikleri ve yineleyici suç aç ısından araştınlm ıştır. 143

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ın ın Tan ı ve Suç Niteliği Açısından Araştırmaya al ınan, toplam 337 olgunun, % 5'inin (17) öldüğü, % 0.9'unun (3) kay ıp olduğu öğrenildi. Ölen 17 olgunun, 4'ünün (2 hezeyanl ı bozukluk, 2 BTA psikotik bozukluk) intihar sonucu öldü ğü saptand ı. Nicholson ve ark.'lan (1991) ceza ehliyeti olmayan 61 adli olguyu 5 y ıl süre ile izledi ği çal ışmada % 3.3'ünün öldüğü belirlenmiştir (Nicholson ve ark.'lan 1991). Bu çal ışmadaki olgu say ıs ının daha az olu şunun ölüm oran ında etkili olabilece ği dü şünülmü ştür. Ölen, kay ıp ve ulaşılamayan (17+3+49) olgular d ı- şındaki 268 olgu istatistiki de ğerlendirmeye al ınarak, ZKT sonras ı yineleyici suçu olmayanlar (243; % 90.7) ve yineleyici suçu olanlar (25; % 9.3) kar şılaştınlm ıştır. Olgular ın, sosyodemografik özellikleri incelendi ğinde, K/E oran ının 1/10 oldu ğu saptanm ıştır. Hemen tüm çal ışmalarda, erkeklerin kad ınlardan daha fazla şiddet suçu i şledilderi belirtilmi ştir. Oransal olarak diğer çal ışmalarla benzerlik göstermektedir. Di ğer çal ışmalardan fark olarak yineleyici suç aç ısından, cinsiyetler aras ında fark saptanmam ıştır (Lymburner ve Roesch 1999, Marzuk 1996, Erb 2001, Özdemir 1992, Kayatekin ve ark.'lar ı 1991; Nicholson ve ark.'lan 1991, Kravitz ve Kelly 1999, Torrey 1994, Türkcan ve ark.'lan 2000). Yaş ortalamas ı 41.69±11.46 olarak saptan ırken bu değerin, yineleyici suçu olanlarda 38'e indi ği belirlenmi ştir. Bu sonuçlar, Şeker (1996) ve Türkcan ve ark.'lar ı (1997) yaptığı çalışmalarla benzerlik göstermektedir. Ya ş ortalamas ı, Kravitz ve Kelly (1999) 45.4; Nicholson ve ark.'lar ı (1991) 33.8 olarak belirtmi şlerdir. Öğrenim sürelerinin ortalama 6 y ıl olduğu belirlenmi ş ve ülkemizde yap ılan çal ışmalarla benzer oldu ğu saptanm ışt ır. Ancak bu oran ın ABD'de daha yüksek olduğu (ço ğunluğu lise ve üstü) belirtilmi ştir. Bu farkl ılığın, ülkeleraras ı gelişmişlik düzeyinin eğitimi de etkiliyor olmas ından kaynakland ığı düşünülmü ş- tür. Hemen tüm çal ışmalarda da dü şük eğitim düzeyinin şiddet davran ışı riskini art ırdığı belirtilmi ştir. i şleyenlerde istatistiki fark saptanmamas ına rağmen ö ğrenim süresinin daha k ısa olduğu belirlenmi ştir. Çal ışmada ç ıkan sonuçlar literatürle uyumlu bulunmu ştur (Özdemir 1992, Kayatekin ve ark.'lar ı 1991, Taşç ıoğlu 1996, Şeker 1996, Kravitz Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir, Türkcan, Ye şilbursa, Alataş ve Kelly 1999, Lim ve ark.'lan 1993). Olguların medeni durumu incelendi ğinde, yakla şık yarıs ının bekar oldu ğu, bu değerin, e şlerinden ayr ı- lanlar ve dullarla birlikte % 73'e ç ıktığı saptanm ıştır. i şleyenlerde bu de ğerin biraz daha yüksek olduğu ancak istatistiki olarak fark olmad ığı belirlenmiştir. Bu sonuçlar di ğer çal ışmalarla benzerlik göstermektedir. Hemen tüm çal ışmalarda, bekarların evlilerden daha fazla suç i şledikleri ve yineledikleri belirtilmi ştir (Lymburner ve Roseach 1999, Marzuk 1996, Erb 2001, Özdemir 1992, Kayatekin ve ark.'lan 1991; Nicholson ve ark.'lar ı 1991, Taşç ıoğlu 1996, Şeker 1996, Kravitz ve Kelly 1999, Torrey 1994, Türkcan ve ark.'lar ı 2000, Honkone ve ark.'lan 1999, Estroff ve ark.'lan 1994). Olguların yarısı ebeveyni ile yaşarken, % 15'inin evsiz ya da yaln ız olduğu saptanm ıştır. 4 olgunun cezaevinde, 7 olgunun ise halen hastanede oldu ğu belirlenmiştir. u olanlar ın (% 36), olmayanlara göre (% 1.2) daha yüksek oranda cezaevi ya da hastanede olduu, bunun da istatistiki olarak çok ileri düzeyde anlaml ı olduğu saptanm ıştır. Bu sonuçlar yineleyici suçu olanlar ın ya yeniden suç i ş- lemeleri nedeniyle cezaevinde olmalar ıyla ya da risk-. ı nedeniyle hastanede tedavi edilmeleriyle li olmalar aç ıklanabilir. Şeker'in (1996) yapt ığı çalışmada olguların büyük çoğunluğunun e ş veya çocuklanyla yaşadığı, yineleyici suç i şleyenlerde ebeveyn ile yaşama oran ının daha yüksek oldu ğu ve % 22 oran ında hastane ya da cezaevinde kald ıklar ı saptanm ıştır. Sonuçlar çal ışman ın metodu farkl ı olmas ına rağmen büyük oranda benzerlik göstermektedir. Batıda yap ılan çalışmalarda ise evsizlik (% 1-30), yalnız yaşama (% 17-45) ve hastanede (% 7-47) bulunma oran ı ülkelere göre farkl ı saptanm ıştır. Bu sonuçlardaki farkl ıl ıklar ın, ülkelerin geli şmi şlik düzeyi ve sosyokültürel yap ıs ı ile izleme sürecindeki yap ıt, ndırmalara göre de ğiştiği dü şünülebilir (Nicholson ve ark.'lar ı 1991, Estroff ve ark.'lar ı 1994, Honkonen ve ark.'lar ı 1999, Kravitz ve Kelly 1999). Meslek aç ısından incelendi ğinde, % 18'inin herhangi bir mesleği yokken, çoğunluğunun (% 37) i şçi olduğu saptanm ıştır. % 78-79'unun hem suç öncesi hem de halen i şinin olmadığı, suç öncesi % 7.5'inin halen % 13'ünün cıiizenli çalıştığı belirlenmi ştir. Ülkemizde yap ılan diğer çal ışmalarda, % 32-56's ın ın 144

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç i şleyen Adli Psikiyatri Olguların ın Tan ı ve Suç Niteli ği Aç ısından çal ışmadığını, % 22-34'ünün ise mesle ği olmadığı, % 22-45'inin düzenli çal ıştığı belirtilmiştir. Bu çal ışmalar ya sadece erkeklerle yap ılm ış ya da hem ceza ehliyeti olmayanlar hem azalt ılmış sorumluluğu olanlar birlikte de ğerlendirilmi ştir (Özdemir 1992, Şeker 1996). Ayrıca şartl ı ç ıkarılma sonras ı sosyal i ş- levselliği daha dü şük olanlarda yineleyici suç i şleme oran ın daha yüksek oldu ğu belirtilmi ştir (Kravitz ve Kelly 1999). Psikiyatrik bozuklu ğu olanlarda genel topluma göre daha yüksek oranda i şsizlik olduğu ancak hasta olanlar aras ında suç i şlemişlerle i şlememi şler aras ında i şi sürdürme ve meslek aç ıs ından farkl ıl ık olmadığı, bağıms ız, uzmanl ık gerektiren meslekleri sürdürernedikleri belirtilmi ştir (Özdemir 1992, Kayatekin ve ark.'lar ı 1991, Uygur ve ark.'lan 1992, Şeker 1996). Tan ı aç ı s ından incelendi ğinde; % 57'sinin psikoz oldu ğu belirlenmi ştir. Bu sonuç hemen tüm çal ışmalarla benzerlik göstermektedir (Lymburner ve Roesch 1999, Marzuk 1996, Erb 2001, Özdemir 1992, Kayatekin ve ark.'lar ı 1991; Nichloson ve ark.'lar ı 1991, Kravitz ve Kelly 1999, Torrey 1994, Türkcan ve ark.'lar ı 2000). 268 olgunun % 33.6's ının şizofren % 20.5'inin duygudurum bozuklu ğu olduğu, yineleyici suçu olanlarda maddeye bağlı bozukluklar ın (psikoz ya da duygudurum boz.) ve duygudurum bozukluklar ın (manik atak) daha çok oldu ğu saptanm ıştır. Gerek ülkemizdeki gerekse bat ıdaki çalışmalarda duygudurum boz. oran ı daha dü şük saptanm ışt ır. Bat ıda özellikle alkol-madde kullan ım ına bağl ı psikotik bozukluklar üst s ıralarda yer almaktad ır. Alkol-madde kullan ım s ıklığın ın daha yüksek oranda olmas ı ile ilişkili oldu ğu düşünülmü ştür. % 3.7 olguda ise TCK 46. madde kapsam ında değerlendirilebilecek bir bozukluk olmad ığı, bunlar ın kişilik bozuklu ğu (çoğul ki şilik boz., border-line ki şilik boz., antisosyal ki şilik boz. ve şizotipal ki şilik boz.) olduğu belirlenmi ştir. Bat ıda da % 3.4 oran ında yapay bozukluk sonucu ceza ehliyeti olmad ığına dair rapor düzenlendi ği belirtilmi ştir. Bu aç ıdan benzerlik saptanm ıştır (Lymburner ve Roesch 1999, Marzuk 1996, Erb 2001, Özdemir 1992, Kayatekin ve ark.'lan 1991, Nicholson ve ark.'lar ı 1991, Kravitz ve Kelly 1999, Torrey 1994, Türkcan ve ark.'lan 2000). Şizofrenlerin, ço ğunluğu (% 69) paranoid tip olarak saptanm ış, yineleyici suç i şleyenlerde bu oran ın biraz arttığı ancak istatistiki olarak anlaml ı fark olma- Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir; Türkcan, Ye şilbursa, Alataş dığı belirlenmiştir. Bu sonuç hemen tüm çal ışmalarla benzerlik göstermektedir (Cancro ve Lenmann 2000, Brenann ve ark.'lan 2000, Erb 2001, Estroff ve ark.'lan 1994), Eronen ve ark.'lan 1996, Junginger 1996, Krakowski ve ark.'lar ı 1999, Tardiff 2000, Uygur ve ark.'lan 1992, Özdemir 1992, Kayatekin ve ark.'lan 1991, Şeker 1996, Türkcan ve ark.'lar ı 2000). Olguların % 25'inde komorbid bir durum saptan ırken, bunlar ın % 75'inin ki şilik lboz. ve/veya alkolmadde kullan ım ı olduğu, % 25'inde ise zeka gerili ği ya da epilepsi oldu ğu saptanm ıştır. u olanlarda (% 36), olmayanlara (% 24) göre daha yüksek oranda koborbidite oldu ğu belirlenmi ştir. Aradaki fark istatistiki olarak anlaml ı bulunmamas ına rağmen benzer çal ışmalardaki gibi ki şilik bozukluğu ya da alkol-madde kullan ım ının yineleyici suç riskini art ırdığı dü şünülmü ştür. Benzer çal ışmalarda, komorbidite oran ı daha yüksek saptanm ıştır. Gerek batıda alkol-madde kullan ım oran ının ülkemize göre daha fazla olmas ı gerekse yatış dosyalannda daha az komorbid durumlar ın belirtilmesine ba ğl ı olarak değiştiği dü şünülebilir. Ancak yineleyici suç i şlemede ki şilik bozukluğu ya da alkol-madde kullan ım bozukluklarının risk faktörü oldu ğu konusunda benzerlik göstermektedir (Marzuk 1996, Mulvey 1994, Tiihonen ve ark.'lan 1996, Brenanan ve ark.'lan 2000, Tardiff 2000, Erb 2001, Estroff ve ark.'lan 1994, Eronen ve ark.'lan 1996). Tüm suçlar değerlendirildi ğinde olguların % 75'inin ilk suçlar ı nedeniyle ZKT'ye gönderildikleri, ZKT'de söz konusu olan suçu ortalama 34 ya şında işledikleri belirlenmi ştir. Benzer çal ışmalarla uyumlu bulunmuştur (Kravitz ve Kelly 1999). Olguların suç özellikleri incelendiğinde ise, gerek ZKT öncesi gerek ZKT'de söz konusu suç aç ıs ından benzerlikler göstermektedir. Büyük bir k ısm ın ın (% 70) kişiye yönelik suç i şlediği belirlenmi ştir. Bu sonuç benzer çal ışmalarla uyummuluk göstermektedir (Nicholson ve ark.'lan 1991, Kravitz ve Kelly 1999, Özdemir 1992), % 39-43'ünün ev halk ı ve akraba dışındaki tan ıdıklar ı hedef aldığı, en çok yaralama ve cinayet suçu i şlendiği saptanm ıştır. ZKT'de söz konusu olan suçlarda, % 59'u orta derecede şiddet suçu i şlerken, 1/4 oran ında ciddi derecede suç işlendiği bulunmu ştur. Türkcan ve ark.'lar ı (1997) ise 51.7'sinin a ğır derecede suç i şlediğini saptam ış- 145

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç i şleyen Adli Psikiyatri Olguların ın Tadı ve Suç Niteli ği Aç ısından Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir, Türkcan, Ye şilbursa, Alataş lard ır. Psikiyatrik bozukluğu olanların, şiddet içermeyen suçlar ı toplumun genelinden daha az oranda i şledikleri, psikotik hastalar ın, psikotik olmayanlara göre daha fazla şiddet içerdiği belirtilmi ştir (Hawang ve Segal 1996). Çal ışmada en çok e şlerin hedef al ındığı belirlenmi ştir. Ülkemizde yap ılan çal ışmalarla uyumlu olurken, bat ıdaki çal ışmalarda daha çok annenin hedef seçildi ği belirtilmiştir (Uygur ve ark.'lan 1992, Soysal ve Uygur 1993, Estroff ve ark.'lan 1994). Suç s ıras ında, % 14.2'sinin alkol-madde kulland ığı, yineleyici suçu olanlar ın belirgin olarak daha fazla oranda (% 28) kulland ıklan saptanm ıştır. Diğer çal ışmalarda da yineleyici suç i şlemede önemli bir risk faktörü oldu ğu belirtilmiştir. Bu aç ıdan literatürle uyumludur (Bailey ve MacCulloch 1992, Hawang ve Segal 1996, Şeker ve ark.'lan 1997, Türkcan ve ark. 'lar ı 1997). aç ısından değerlendirildiğinde ise, ZKT sonras ı süreçte olgular ın, % 9.3'ünün (25) en az bir kez yeniden suç i şlediği saptanm ıştır. Benzer çal ışmalarda bu oran % 2-66 aras ında değişmektedir. i şleyenler, ortalama 27 ay sonra ilk suçu i şlerken, 36 ay sonra da 2. suçu i şlemi şlerdir. İzlem süresi artt ıkça yineleyici suç oran ının da arttığı belirtilmi ştir. 5 yıllık bir izlemde % 5,16 oldu ğu bildirilmiştir (Lymburner ve Roesch 1999, Kravitz ve Kelly 1999, Petch 1996, Silver ve ark.'lan 1989, Harris ve Koepsell 1998). i şleme oran ı, zorunlu ayaktan kontrollere hiç gelmeyenlerde (% 13), düzenli kontrollere gelenlere (% 1.5) göre belirgin olarak daha yüksek bulunmu ştur. Bu oran düzensiz gelenler de ise % 11 olarak belirlenmi ştir. Aradaki fark istatistiki olarak da anlaml ıdır. Şartl ı olarak ç ıkarılan adli olguların, ayaktan kontrollere gelen grubunda daha az yineleyici suç oldu ğu belirtilmi ştir (Müller- ısberner 1996). Olgular ın 13'ü (% 5) 1 kez, 9'u (% 3) 2 kez ve 3'ü (% 1)'de 3 kez yineleyici suç i şlemiştir. Yineleyici suçta da en fazla yaralanma ve cinayet i şlendiği, en fazla oranda ki şiye yönelik suçlar ın işlendiği, en yüksek oranda (% 32) tan ıdıkların ve aile içinde de annenin (% 12) hedef seçildi ği belirlenmi ştir. Olgular ın çoğunluğunun orta derecede şiddet suçu i şledikleri saptanm ıştır. larda (1. ve 2. suçlarda), suç s ıras ında alkol ve madde kullan ımı ise % 15-28 aras ında bulunmu ştur. ZKT'deki hastaneye yat ış özellikleri değerlendirildiğinde; ortalama 330±299 gün yatt ıklan belirlenmiştir. Ilginç olarak yineleyici suçu olanlar ın (261 gün), olmayanlara (337 gün) göre daha k ısa sürede hastanede kald ıkları saptanm ıştır. Bu farkl ılığın, tedaviye uyumsuz hastalar ın hastaneden izinsiz ayr ılmaları ve daha çok yineleyici suç i şleyen duygudurum bozukluğu olanların daha kısa sürede hastaneden ç ıkanlmalanyla ilgili olabileceği düşünülmüştür. Ayrıca risk faktörlerinin ZKT esnas ında iyi belirlenememesi de etkili olabilir. Çal ışman ın sonuna kadar ortalama 12 kontrol olmaları gerektiği halde ortalama 5 kez geldikleri belirlenmi ştir. Ancak yineleyici suç i şleyenler (ort. 2 kez) belirgin olarak az say ıda kontrole gelmedi ği, 1/4 oran ında düzenli gelindi ği, yineleyii suçu olanların belirgin olarak kontrollere daha az geldikleri belirlenmi ştir. Bu durum istatistiki olarak da anlaml ı bulunmuştur. Bu sonuç Almanya'da yap ılan bir çal ışma ile benzerlik göstermektedir (Müller-Isberner 1996). Kontrollere düzenli ya da düzensiz gelenlerin çoğunluğunun (% 34) yaln ız ya da yak ınlarının eşliğine dilekçe ile ba şvurduğu, savc ılık ya da kolluk kuvveti tarafından gönderilenlerin ise daha az (% 22) oldu ğu saptanm ıştır. Ülkemizdeki yasalara göre ZKT sonras ı zorunlu ayaktan kontrollere geli şleri bölge savc ılıklannın yapt ırmas ı ve kontrol etmesi gerekmektedir. Ancak sonuçlar, bu durumun iyi i şlemediğini çeşitli nedenlerle daha çok ailelerin ya da bireyin kendisinin insiyatifinde olduğunu göstermektedir. Bu konuda ülkemizde herhangi bir çal ışmaya rastlanmam ıştır. Sosyal destek aç ıs ından incelendiğinde; % 62'sinin herhangi bir gelirinin olmad ığı saptanm ıştır. % 30'unun herhangi bir sosyal güvencesi olmad ığı belirlenmiştir. u olanlar ın çoğunlukla sosyal güvenceleri olmad ığı daha önce de belirtilmi ştir (Türkcan ve ark.'lan 1997). Hastaların toplumdaki seviyelerinde sosyal destek unsurlarının ve temel ihtiyaçlarının karşılanma düzeyinin önemi üzerinde durulmu ş, özellikle aileden bağıms ız yaşayan şizofrenleri daha s ık şiddet davranışında bulundukları belirtilmi ştir. Ayrıca sosyoekonomik düzeyin dü şük olmas ının şiddet davran ışı riskini art ırdığı bildirilmiştir (Estroff ve ark.'lan 1994, 146

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ın ın Tan ı ve Suç Niteliği Açısından Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir, Tü kcan, Ye şilbursa, Alataş Marzuk 1996, Mulvey 1994, Tardiff 2000, Erb 2001, Lamb ve ark.'lan 1999). SONUÇ Psikiyatrik tedavideki amaç, tedavisi üstlenilen bireylerin otonomilerini kazanabilmeleridir. T ıbbi etik, özellikle adli psikiyatrik süreçte zorunlu yat ışlanna karar verilen hastalann olas ı en kısa sürede topluma geri dönmesini, kurumsalla şmas ının engellenip ayaktan tedavisinin sa ğlanmas ını, ihtiyaç ve desteklerinin de aile ve sosyal güvence kurulu şlarından sağlanmas ını gerekli görmektedir (Sosyal ve ark.'lar ı 1994). Suç i şlememi ş hastalann tedavilerinde semptomlann hafifletilmesine odaklan ıhrken, özelle şmiş adli psikiyatrik tedavideki amaç, psikopatolojinin remisyonunu sağlamaya çal ışmak, gelecekteki potansiyel şiddet davran ışlarını azaltmak ya da elimine edip, yeni suçlar ı azaltarak toplumu korumak, bu bireylerin sağlıkl ı gelişimlerine ve kişiler aras ı ilişkilerde sorumluluk almalar ına yard ımc ı olmaktır (Lamb ve ark.'lar ı 1999, Kravitz ve Kelly 1999). Hem ruh sağlığı hem de adli sistem aras ındaki ili ş- kinin başanl ı olabilmesi için ileti şimin aç ık, s ık ve devaml ı olmas ı gerekmektedir. birlikte, hastan ın en etkili tedavi program ı düzenlemeli ve geli ştirilmelidirler (Nedopil ve Banzer 1996, Lamb ve ark.'lar ı 1999). Sonuç olarak bu olgularda önceki suç, ki şilik bozukluğu ve/veya alkol-madde kullan ım bozuklukları komorbiditesi gibi risk faktörlerinin daha iyi belirlenmesi, ayaktan kontrollere geli şlerini sağlayacak işlevselliği daha yüksek yap ılanmalara gidilmesi, adli sistem ile sağl ık sisteminin eşgüdümlü çalışmas ı- n ın sağlanmas ı, toplum içinde psikiyatrik bak ımda koordinasyonu sa ğlayacak gözetmen, denetmen ya da sosyal çal ışmac ı gibi elemanlar yeti ştirilmesi, ekonomik destek ve sosyal güvencelerinin daha iyi sağlanmas ı gerekti ği ortaya ç ıkmıştır. KAYNAKLAR 1. Amerikan Psikiyatri Birli ği: Mental bozukluklar ın tan ısal ve say ımsal el kitab ı (DSM-[V), Köro ğlu E (çev. edt.) HYB, 4. bask ı, Ankara 1995. 2. Bailey JM Macc ıılloch M: Characteristics of 112 cases dis- charged directly to the community from a new special hospital and some comparison of performance; The Journal of Forensic Psychiatry 3(1):91-112, 1992. 3. Bowden P: What happens to patients released from the special hospitals? British Joumal of Psychiatry 138:340-345, 1981. 4. Brennan PA, Mednick SA, Hodgins S: Major mental disorder and criminal violence in a Danish birth cohort, Archives of General Psychiatry 57:494-500, 2000. 5. Erb JL: Assessment and management of the violent patient, Jacobson JL, Jacobson AM (edts): Psychiatric Secrets; second edition, Hanley&Belfus Inc, Philadelphia, s.440-447, 2001. 6. Eronen M, Hakola P, Tiihonen J: Mental disorders and homicidal behavior in Finland, Archives of General Psychiatry 53:497-501, 1996. 7. Estroff SE, Zimmer C, Lachicotte WS, et al: The influence of social support on violence by persons with serious mental illness; Hospital Community Psychiatry 47(7):669-679, 1994. 8. Gerbas JB, Bonnie RJ: Resource document on mandatory outpatient treatment, Journal of the American Academy of Psychiatry and The Law 28(2):127-144, 2000. 9. Harris V, Koepsell TD: Rearrest among mentally ill offenders, Journal of the American Academy of Psychiatry and The Law 26(3):393-402, 1998. 10. Honkonen T, Saarinen S, Salokangas RKR: Deinstitutionalization and schiziophrenia in Finland II: Discharged patients and their psychosocial functioning. Schizophrenia Bulletin 25(3):545-551, 1999. 11.Hawang SD, Segal SP: Criminalty of the mentaly ill in sheltered care: are they more dangerous? International Journal of Law and Psychiatry 19(1):93-105, 1996. 12. Kayatekin ZE, Maner F, Abay E, ve ark.: Ruh hastalar ında homisidal saldırganl ık, Dü şünen Adam, 4(1):22-27, 1991. 13.Knecht G, Schanda H, Berner W, et al: Outpatient treatment of mentally disordered offenders in Austria, International Journal of Law and Psychiatry 19(1):87-91, 1996. 14.Kravitz HM, Kelly J: Special section on mentally ill offenders an outpatient psychiatry program for offenders with mental disorders found not guilty by reason of insanity, Psychiatric Services 50(12):1597-1605, 1999. 15.Lamb HR, Weinberger LE, Gross BH: Community treatment of severely mentally ill offenders under the jurisdiction of the criminal justice system: A Review Psychiatric Services 50(7):907-913, 1999. 16. Lim LEC, Pathy P, Lim CC, et al: A follow-up study of patients discharged from the criminal procedure code, Singapore Medical Joumal 34:217-220, 1993. 17.Lymburner JA, Roesch R: The insanity defense: Five years of research (1993-1997); International Journal of Law and Psychiatry 22(3-4):213-240, 1999. 18.Marzuk PM (edt): Violence, erime and mental illness- How stroung a link? Archives of General Psychiatry 53:481-486, 1996. 19.Menninger WW: Role of the psychiatric hospital in the treatment of mental illness; Sadock BJ, Sadock VA (editors): Kaplan&Sadock's Comprehensive Textbook of Psychiatry Volume: Il. Seventh Edition, Lippincott Williams&Wilkins, 3210-3218, 2000. 20. Mulvey EP: Assessing the evidence of a link between mental illness and violence, Hospital and Community Psychiatry 45(7):663-668, 1994. 21. Müller-Isberner JR: Forensic psychiatry aftercare following hospital order treatment, International Journal of Law and Psychiatry 19(1):81-86, 1996. 22.Nedopil N, Banzer K: Outpatient treatment of forensic patients in Germany: Current structure and future developments, International Journal of Law and Psychiatry 19(1):75-79, 1996. 23.Nicholson RA, Norwood S, Enyart C: Characteristics and outcomes of insanity acquittees in oklahoma, Behavioral Sciences and the Law 9:487-500, 1991. 24. Özdemir F: Psikiyatrik aç ıdan homisidal davran ış lar, Uzmanl ık Tezi, Bak ırköy Ruh ve Sinir Hastal ıklar ı Hastanesi, 147

Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yiııeleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ın ın Taııı ve Suç Niteliği Açısından Dekerlendirilniesi Öncü, Soysal, Uygur, Özdemir, Türkcan, Ye şilbursa, Alataş İstanbul, 1992. 25. Peth E: The supervision of restricted patients in the community. Home office and statistics department research findings no: 19, The Journal of Forensic Psychiatry 7(2):369-375, 1996. 26. Silver SB, Cohen MI, Spodak MK: Follow-up after release of insanity acquittees, mentally disordered offenders and convicted felons, bullettin of tl ıe American Academy of Psychiatry and The Law I 7(4):387-400, 1989. 27. Snowden P, McKenna J, Jasper A: Management of conditionally discharged patients and others who present similar risks in the community: Integrated or parallel? The Journalo f Forensic Psychiatry I 0(3):583-596, 1999. 28. Soysal H, Türkcan S, Uygur N: Adli psikiyatri prati ğinde ayaktan tedavi hakk ı (olgu sunumu), Dü şünen Adam, 7(4):39-41, 1994. 29. Soysal H, Uygur N: Psikotik bozukluklar ın öldürme davran ışıda hedef kitle, Nöropsikiyatri Ar şivi, 30(2):342-346, 1993. 30. Steadman HJS, Mulvey EP, Monahan J, et al: Violence by people discharged from ac ııte psychiatric inpatient facilities and by other in the same neighborhoods. Archives of General Psychiatry 55:393-401, 1998. 31. Swanson JW, Holzer CE, Ganju VK, et al: Violence and psyciatric disorder in the community: Evidence from the epidemiologic cathiment area surveys. Hospital Community Psychiatry 41(7):761-770, 1999. 32. Şeker N, Sercan M, Türkcan S, Ye şilbursa D, Uygur N: PSikotik bozukluklarda yineleyici suç davran ışın ın risk etmenleri, Bahar Se ııı pozy ıını lar ı Kitapç ığı, Psikiyatri Derne ği Yay ınlar ı, Ankara 1997. 33. Şeker N: Psikotik bozukluklarda yineleyici suç davran ışı, Uzmanl ık Tezi, Bak ırköy Ruh ve Sinir Hastal ıklar ı Hastanesi, İstanbul 1996. 34. Tardiff K: Adult antisocial behavior and criminality, Sadock BI, Sadock VA (editors): Kaplan&Sadock's Comprehensive Textbook of Psychiatry Volume: II, Seventh Edition, Lippincott Williams&Wilkins, Philadelphia 1908-1916, 2000. 35. Taşç ıoğlu K: Psikotik olgularda sald ırganl ık ve semptom dağı l ım ın ın ili şkisi, Uzmanl ık Tezi, Bak ırköy Ruh ve Sinir Hastal ıklar ı Hastanesi, İstanbul 1996. 36. Tiihonen J, Hakola P, Eronen M: Risk of homicidal behavior among discharged forensic psychiatric patients. Forensic Science International 79:123-129, 1996. 37.Torrey EF: Violent behaviour by individuals with serious mental illness. Hospital Community Psychiatry 45(7):653-661, 1994. 38. Türkcan S, İncesu C, Canbek O, Can Y, Sercan M, Uygur N: 1831 adli olgunun tan ı dağı l ımı ve tan ı-suç bağlantıs ı n ı n değerlendirilmesi, Dü şünen Adam, 13(3):132-137, 2000. 39. Türkcan S, Ye şilbursa D, Saatçio ğlu Ö, Alpkan L, Uygur N: Adli Psikiyatri ve kurumd ışı izleme, Dü şünen adam, 10(2):39-43, 1997. 40. Uygur N, I şıkl ı M, Ögel K, ve ark: Şizofrenlerde suç i şlemeyi etkilemesi olas ı faktörler, Dü şünen Adam, 4(3):10-14, 1991. 41. Uygur N, I şıkl ı M, Ögel K ve ark.: Suç i şlemi ş şizofrenlerin demografik özellikleri ve suç profili, Dü şünen adam, 5(1-3):5-9, 1992. 42. Zitrin A, Hardesty AS, Burdock EL, et al: Crime and violence among mental patients, American Journal of Psychiatry 133(2):142-149, 1976. 148