BOSAD Boya Sanayicileri Dernei Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler TÜRK BOYA SEKTÖRÜ Dünya ekonomisindeki gelimeyle paralel olarak dünya boya üretimi bugün 29,4 milyon ton civarında gerçeklemektedir ve pazarın büyüklüü 71,7 milyar dolara ulamıtır. Önümüzdeki be yılda yıllık ortalama %5 büyüyecei tahmin edilen boya pazarının 2011 yılında 35 milyon tonluk üretim miktarına ve 92 milyar dolarlık Pazar büyüklüüne ulaması beklenmektedir. Bu pazarda ilk sırayı %38 lik pay ile Amerika ülkeleri alırken, bu ülkeleri %36 ile Asya- Pasifik ülkeleri ve %26 ile Avrupa ülkeleri izlemektedir. Freedonia Group verilerine göre 2007 yılı dünya boya talebine ilikin tahmini rakamlar u ekildedir: Çin, Japonya ve dier Asya-Pasifik ülkeleri 9 milyon ton; Kuzey Amerika 8 milyon ton; Batı Avrupa 6 milyon ton; dier bölgeler 5,7 milyon ton. Kullanım alanlarına bakıldıında ise inaat boyalarının payı %46 dır. naat boyalarını %38 ile sanayii ürünlerinde ve otomotiv endüstrisinde kullanılan boyalar izlemektedir. Dünya boya sanayiinde 10 binden fazla firma faaliyet göstermektedir. Ancak pazarın %40 ına 10 büyük firma egemendir. Bu 10 firmanın 4 ü uluslararası firmalardır. Son dönemde dünya boya sanayisi önemli deiikliklere sahne olmaktadır. Satı hacimlerindeki düü yanında, hammadde maliyetlerindeki artı kar marjlarını azaltmıtır. Üretici firmalar daha düük kapasite düzeyinde uzmanlama yoluna gitmilerdir. Sektörde konsantrasyon ve uzmanlık aırlık kazanmıtır. Küçük firmalar ya piyasadan çekilmek yada büyük gruplar ile birlemek zorunda kalmıtır. Boya sektöründe Ar-Ge çalımaları ve teknolojik yenilikler oluturmaya yönelik çalımalar gittikçe önem kazanmaktadır. Dünya boya pazarı özel dekoratif ürünler gibi yeni ürünlere yatırım gerçekletirmektedir. Dünya boya ihracatı 2005 yılında 49,9 milyar dolara ulaırken bu alandaki boya ithalatı ise dünya genelinde 50,1 milyar dolara ulamıtır. Dünya Boya Talebindeki Büyüme Beklentileri ( Bin ton) Tahmin Yıllık Büyüme (%) 1997 2002 2007 2012 02/97 07/02 Dünya boya talebi 22,110 24,300 28,800 34,500 1.9 3.5 K.Amerika 6,650 7,120 8,150 9,320 1.4 2.7 Batı Avrupa 4,990 5,380 6,030 6,790 1.5 2.3 ÇN 1,590 2,090 2,850 3,770 5.6 6.4 Japonya 2,020 1,915 2,050 2,230-1.1 1.4 Dier Asya Pasifik 2,710 3,140 4,000 5,200 3.0 3,0 Dier bölgeler Kaynak: Freedonia Group, CEPE (11) 4,150 4,655 5,720 7,190 2.3 4.2
Türkiye bugün sektörel yapısı itibarı ve gücü itibarı ile Avrupa nın 6. boya üreticisi konumundadır. Sektörün toplam üretim kapasitesi yıllık yaklaık 800 bin ton/yıl dır. Türk boya sanayisinin bu ölçek içinde dünya pazarlarından aldıı pay ise %1,5-2 dolaylarındadır. Türk boya sektörünün mevcut kurulu kapasitesinin kullanım alanlarına göre daılımı u ekilde gerçeklemektedir; naat boya ve vernikleri %59, Ahap mobilya boyaları %12, tiner ve mevcut incelticiler %10, otomotiv boyaları %6, metal boya ve vernikler %5, toz boya %4 ve dier boyalar yaklaık %4 pay almaktadır. Türkiye Boya Sektörü Üretim Kapasitesi BOYA CNS TON naat Boyaları 470.000 Ahap Boyalar 93.000 Tiner ve ncelticiler 80.000 Otomotiv 46.000 Metal Boya ve Vernikler 39.000 Toz Boya 33.000 Dier Boyalar 35.650 TOPLAM 796.650 Kaynak: TKSD 2005 Boya sektörünün mevcut toplam kapasitesinin yaklaık %60 ını inaat boyalarının oluturması sonucu boya sektörü genel anlamda inaat sektörü ile entegre bir sektör yapısına sahiptir. Bu nedenle boya üretiminde konjektürel/ mevsimlik dalgalanmalar olumaktadır. Üretim ve tüketim miktarı inaat sektörünün younluk kazandıı yaz döneminde önemli miktarda artmaktadır. Boya sektörü inaat sektörü dıında otomotiv, mobilya, deri, cam, seramik, tekstil, basım sektörlerine temel girdi salamaktadır. naat sektöründe büyük ölçüde kullanılan dekoratif amaçlı boya üretim kapasitesinin %61 i su bazlı boyalara %39 u ise solvent bazlı boyalara aittir. Son dönemde su bazlı boyaların üretiminde artı, solvent bazlı boya üretiminde ise düü sürmektedir. Sektörde yerli hammadde kullanım oranı ürün ve teknoloji bazında deiim göstermektedir. Bu oranların ürün cinsine balı olarak %30 ile %70 arasında deiim gösterdii tahmin edilmektedir. Ancak genel bir ortalama için aırlık bazında ithal / yerli hammadde oranı 60 / 40 olarak hesaplanmaktadır. Genel anlamda Türk boya sanayii üretim açısından dıa baımlı durumdadır. Hammadde özellikle pigment ithalatı üretim artıına balı olarak sürekli artmaktadır. Boya sektöründe üretim kapasitesi geçtiimiz dönemde 90 lı yıllar dikkate alındıında ülkemizin ekonomik büyümesi ile paralel bir seyir izledii görülmektedir. Sektörün bu dinamik geliimi 2001 yılı genel ekonomik kriz ile büyük sarsıntı geçirmi ve boya sanayiimiz %30-40 lara varan bir oranda üretim gerilemesi yaamıtır. Türk boya sektöründe bugün 20 ye yaklaan büyük ölçekli ve gelimi üretim teknolojisi yapısına sahip iletmeler yanında, sektörde yurt geneline daılmı 400 e yakın küçük ve orta ölçekli iletme faaliyet göstermektedir. Bu gelimelerin yanı sıra sayısı bilinmeyen ve toplam boya üretim hacminin yaklaık %15-20 oranına ulaan kayıt dıı, standart dıı üretim yapan kuruluların sektördeki mevcudiyeti kayıtdıı üretimin varlıını gündeme getirmektedir. Bu
mevcut olumsuz yapı boya sektörümüzün mali ve ticari yapısını olumsuz etkilemektedir. Yıllık boya üretiminin yaklaık %80 i büyük ve orta ölçekli kurulular, %20 si ise ( vernik ve tiner aırlıklı olmak üzere ) küçük ölçekli kurulular tarafından gerçekletirilmektedir. Türkiye boya sektör üretimi ( Bosad veri ve tahminlerine göre ) 2003 yılını bir önceki yıla göre %8 artı göstererek 452.5 bin tona yükselmitir. 2004 yılı toplam boya üretimi ise yaklaık 500 bin tona ulamıtır. Bosad ın öngörülerine göre 2005 yılındaki toplam üretim miktarı 528,5 bin ton/yıl dır. 2006 yılında bu oranın 550 bin ton/yıla ulatıı tahmin edilmektedir. Son yıllarda kentleme ve çevre kültürünün artmasıyla, inaat ve dı cephe boyalarında talep sürekli bir artı trendi göstermektedir.türkiye de 2006 itibarı ile kii baına boya tüketimi yaklaık 7 kg civarındadır. Bu miktar ABD de 22 kg, Japonya da 17 kg, Almanya da 15 kg ve Yunanistan da 12 kg düzeyindedir. Türkiye de bu oranın hayli düük olduu görülmektedir. Sektörel Dı Ticaret Bugünkü veriler ııında 2003 yılında boya ürünleri ihracatı kimya ana sanayi ihracatı içindeki payı %6 iken, bu oranın 2006 yılında %8-9 oranında olması beklenmektedir. Son dönemde boya üretiminin yaklaık %10 u ihraç edilmektedir. Türkiye en fazla sentetik polimer esaslı boya ve vernikler ihraç etmektedir. Bu ihracatı sentetik-organik- anorganik madde ve macunlar, renkli çimentolar ve boyacılıkta kullanılan sıvama maddeleri izlemektedir. Türkiye nin boya ihracatı, ithalat ile karılatırıldıında ihracatın bugünkü koullarda çok düük kaldıı görülmektedir. Özellikle son yıllarda dı piyasa talepleri dikkate alınarak üretim gerçekletirilmesi ve hammadde yerine mamul ürün ihracatına yönelme son yıllardaki boya ihracat artıını dorudan etkilemitir. Aırlıklı ihracat öncelii olan ürün grubu dekoratif boyalardır. naat boyaları ihracat içinde ayrı bir aırlıı vardır. Dier alanlarda ise boya vernik, macun ve dier sanayi boyaları son yıllarda önem kazanmıtır. Türk boya ihracatı aırlıklı olarak Dou Avrupa, Orta Asya, Orta Dou Ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlerine yönelmektedir. Ülkeler ve bölgeler arasında aırlıklı olarak Rusya,Ukrayna, Kafkasya, Balkan Ülkeleri, srail, ran önem kazanmıtır. Son iki yıllık dönemde Irak ve Orta Dou pazarı giderek büyümektedir. Son 10 yıllık dönemde ihracatta önemli artı ve deiimler yaanmaktadır. 1995 yılında 57 milyon dolar olan ihracat 1998 yılında 100 milyon dolara çıkmı, ancak ekonomik kriz ile 2000 yılında 87 milyon dolara dümütür. Son dönemdeki artıla 2006 itibarı ile boya sanayiimizin ihracat miktarı 150 milyon dolara ulamı aynı yıl yan ürünler ve hammadde ihracatının da eklenmesi ile toplam sektörel ihracatımız 2006 yılında 272 milyon dolata ulamıtır. Sektörün toplam ihracatını 2007 yıl sonu itibarı ile 400 milyon dolara ulaması tahmin edilmektedir. ( Bosad ) Sektörün Gücü Türk boya sektörü bugünkü gelimilik düzeyi ile bata AB olmak üzere yakın pazarları dikkate alındıında geliim düzeyi artan bir sektör olarak ortaya çıkmaktadır. Teknolojik yapısı ve üretim kapasitesi ile önemli bir bölgesel güç olma durumundadır. Yıllık 2 milyar dolarlık sektörel bir katma deer yaratmakta, direkt ve dolaylı istihdamla birlikte 200 bin kiilik bir igücü alanını kapsamaktadır. Önümüzdeki dönemde ihracatçı yapısının da giderek önem kazanması beklenmektedir. Boya sektöründe giderek artan teknolojik yatırımlar sonucu Ar-Ge yatırımları da önem kazanmakta ve toplam kalite anlayıı ile bütünlemektedir. Önümüzdeki dönemde Ar-Ge ve çevre yatırımlarının AB standartları çerçevesinde yükselmesi
beklenmektedir. Son 10 yıllık dönemde Türkiye nin gelien ekonomik parametreleri ile beraber yükselen yatırım ve üretim gücü, yabancı sermayenin de ilgisini sektöre çekmektedir. Büyük boya üreticilerinin önemli bir kısmı yabancı sermayeli kurulular ile entegre çalımaktadır. Sektörel Temel Sorunlar Boya sektörümüzde bugün yaanan en temel sorunların baında kayıt dıı üretim ve bu sisteme yönelik var olmayan denetim mekanizmaları gelmektedir. Bugün ulusal ekonomimizin yapılan tahminlere göre, çok önemli bir kısmının kayıt dıı ekonomik yapı içinde olduu bilinmektedir. Boya sanayiimizin de bu alanda yüksek oranda kayıt dıılık özellii sürmektedir. Dier bir önemli temel sorun ise boya sektörümüzde iletmelerimizin ölçek ekonomisine uymayan yapısı ve bölgesel daınıklııdır. Bu alanda verimsizlik ve iletme karsızlıı söz konusudur. Kayıt dıı üretimin bu alandaki sorunları giderek büyütmektedir. Bu alandaki iletmelerimizin kayıt dıı ekonomik faaliyetlerden uzaklaabilmeleri için bugün oluan temel nedenlerin süratle ortadan kaldırılması gereklidir. Bürokratik alanda tartımaya açtıımız ve oluturmaya çalıtıımız Piyasa Gözetimi ve Denetimi Mekanizmasının ve uygulanabilirliinin hayati önem taıdıı görüündeyiz. Bugün halen Boya Sektörümüzün öncelikli sorununun baında haksız rekabetin önlenmesi, dier bir tanımla kayıt dıı ekonomik faaliyetlerin güncellii yer almakta, bürokratik mekanizmaların konuya farklı yaklaımları sorunun giderilmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu alanda kamu kurum ve kuruluları tüm ulusal sanayiimizi kapsayacak ekilde kayıt dıı ile mücadele projesi çerçevesinde ilgili bürokratik örgütlenmeyi oluturmak zorundadır. Sektörümüz kayıt dıı ile mücadele ederken, temel üretim girdilerinde yaanan sorunların yanında, yatırım tevik uygulamalarındaki yanlılık ve belirsizlik ile ithalat rejimindeki düzensizlik süreci, yurt içi ve dıındaki rekabet gücünü zayıflatmaktadır. AB sürecinde kayıt dıı ile mücadele ederken bata, BASEL II kriterlerinin AB genelinde uygulanmaya alınması tüm sanayi sektörlerine yönelik yeni önlemleri gündeme getirmektedir. Finans sektöründe ve dolayısıyla sanayii iletmelerindeki istikrar ve disiplini salama amacıyla yapılanması iletmelerimizin kredi riskini ve dolayısıyla sermaye verimliliini çok önemli boyutta etkileyecei gözden uzak tutulmamalıdır. Sanayi iletmelerimizin mali disiplinlerinin salanması kurumsallamaları ve öz denetim yapabilmeleri yeni AB sürecinde öne çıkacak temel konulardan biridir. Kayıt dıı ile mücadelede önemli bir dier alan ise, ilgili bürokratik yapının daınıklıı ve verimsizliidir. Sektörel anlamda; PGD Mekanizmasının ve bu mekanizmayı destekleyen alt yapının olumaması nedeniyle kurumlar arası koordinasyon eksiklii halen sürmektedir. Bunun yanında kayıt dıı ile mücadeledeki dier teknik altyapı eksiklii de dikkat çekmektedir. Sektörün AB sürecini etkileyen en önemli dier konuların baında sektöre yönelik düzenlenen teknik boya standartları gelmektedir. Bu alanda da son dönemde önemli gelimeler salanmıtır. Sektörün tüm sanayii sektörleri ile beraber AB sürecindeki en önemli gündem maddelerinden biri, çevre ve insan salııdır. Türkiye nin bu alanda büyük eksikliklerinin olduu aikardır.
Boya sektörünün AB entegrasyonunda dier önemli konusu, igücü ve istihdam alanında younlamaktadır. Özellikle Salıı ve Güvenlii konusu bu alandaki temel gündem maddesidir. Dier bir etkileim alanı ise mesleki igücü eitimidir. AB sürecinde özellikle gündeme gelecek eitimli ve sertifikalı igücü temini ve planlaması önemli bir alan oluturmaktadır. AB sürecinde önem taıyan dier bir temel konu da, marka koruması, mülkiyet ve patent hakları ile ilgili eksikliklerdir. Türkiye açısından uluslararası ticaretin yönlendirilmesi ve AB entegrasyon sürecinde önümüzdeki dönemde giderek önem taıyacak ve ilgili konular ticari yapılanmada önemli bir sorun olarak gündemimize gelecektir. Marka koruması, mülkiyet ve patent kavramları ülkemiz ekonomik ve ticari yapısında hak ettii öncelii ve önemi alamamıtır. lgili teknik kavramlar sanayi politikaları ve uygulamaları içinde gereken önemi görememitir. AB ülkelerinin son dönemde geçirdii yapısal büyüme ile birlikte ekonomik ve üretim alanları, Avrupa nın dou ve güneydousunu da içine alarak önemli bir genileme boyutu göstermitir. Bu boyuta önümüzdeki 10 yıllık süre içinde (2015) Türkiye nin de dahil edilme ihtimali giderek güçlenmekte ve genileme stratejisi çerçevesinde ülkemiz AB sanayilerinin yeni entegrasyon hedefi içine girmektedir. Özellikle Türkiye deki kentleme süreci ile birlikte balayan ekonomik deiim ve yaam kalitesinin artması süreci bata inaat sektörü ile beraber boya sektörü ve yan sanayilerin üretimlerinin oluan talep ile birlikte olumlu etkilemesi beklenmektedir. Bu beklentiler içinde genileyen pazar görüntüsü içinde olan boya sanayiimiz bata AB ülkeleri kökenli yabancı sermaye yatırımcılarının yeni üretim alanı olma özelliini sürdürmektedir. Özellikle Batı Avrupa da doygunlua ulaan boya pazarında düük büyüme oranları ile ve yüksek maliyetler ile çalımak zorunda olan çok uluslu boya üreticileri yeni yatırımlarını AB ye yeni üye olan Orta ve Dou Avrupa ülkelerine ve AB entegrasyonuna adım atan Türkiye ye kaydırmaktadırlar. Bu geliimin yanında Türkiye Ortadou ve Kuzey Afrika ülkelerine yakınlıı nedeniyle bu ülkelere yönelik ihracat için önemli bir üretim potansiyel merkezi konumundadır. Dokuzuncu Be Yıllık Kalkınma Planı döneminde Bosad tarafından yapılan sektörel ön deerlendirmeler, Türkiye boya pazarının ve corafi yakın pazarların dünya boya pazarlarında öneminin giderek yükselme eilimi içinde olacaı anlaılmaktadır. Özellikle AB çevre, yatırım ve igücü mevzuatındaki yeni yasal yaptırımlar AB sanayicisi ve sermayesinin yeni potansiyel aday ülkelere kaydırmakta önemli bir etken olacaı anlaılmakta ve Türk boya sanayiinin yatırım gücüne önemli katkılar yapmasının beklendii bir dönem olarak nitelendirilmektedir.