Tüm kadýnlarýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Gününü kutluyoruz

Transkript

1 Parçalý Bulutlu YIL:3 SAYI:598 DÝSK üyesi kadýnlar: ' 8 Mart'ta alanlarda olacaðýz' Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu (DÝSK)"Kadýn Ýþçiler Komisyonu" 8 Mart DÜnya Kadýnlar Günü" nedeniyle bir açýklama yayýnlayarak; "1857 yýlýnda New York ta kötü çalýþma koþullarýnýn deðiþmesi için mücadele eden dokuma iþçisi yüzü aþkýn kadýn yoldaþýmýz vahþi kapitalizmin talimatý sonucu diri diri yakýldý. Kadýn tarihindeki bu aðýr bedel, hala kadýnlar tarafýndan ödenmeye devam ediliyor. 21. yüzyýldayýz hala yanýyor ve yakýlýyoruz. 29 Aralýk 2005 tarihinde Bursa da Tekstil iþçisi beþ gencecik KADINLAR VARDIR! Bundan tam 151 yýl önce l857 yýlýnýn 8 Mart'ýnda Newyork'lu kadýn iþçiler eþit iþe eþit ücret ve 8 saatlik iþgünü talebiyle greve gitmiþler, çalýþtýklarý fabrikayý iþgal etmiþler, ancak polisin müdahalesi sonucu çýkan yangýnda 128 kadýn yaþamýný kaybetmiþti.. Bugün 8 Mart Geçtiðimiz yýl kadýnlara karþý þiddet ve ayrýmcýlýk artarak devam etti/ediyor. Biz kadýnlara yönelik suçlara, ayrýmcýlýða, þiddete, emeðimizin yok sayýlmasýna karþý kadýn hareketi ile beraber hep birlikte karþý koyduk, mücadele ettik. 6 DA 35 YKR kadýn yoldaþýmýz yine yanarak yaþamlarýný yitirdi. Þubat 2006 da Ceylanpýnar da 10 kadýn yoldaþýmýz da kuralsýz çalýþma koþullarý sonucu boðularak can verdi. Aradan geçen yüz yýllara raðmen kadýnlar halen yanmaya, sömürülmeye, boðulmaya, namus cinayetleri sonucu öldürülmeye devam edilmektedir" dedi. DÝSK'in açýklamasý ve bu yýlki talepleri þöyle: "Aðýr bedeller ödeyerek edindiðimiz haklar, IMF ve Dünya Bankasý nýn taþeronluðunu yapan AKP tarafýndan elimizden alýnýyor. Özelleþtirmeler, Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý gibi reformlarla en çok biz kadýnlarý vuruyor. Sosyal devletin tasfiyesi ile biz kadýnlar için güvenceli ve süreklilik gerektiren iþlerde çalýþmak artýk tarihe karýþtý. Neoliberal politikalar biz kadýnlara, güvencesiz, kuralsýz, ucuz iþçilik yapmayý tek seçenek olarak dayatmaktadýr. Yine bu politikalar sonucu AKP zorunlu tasarruf adýyla 7 MART 2008 CUMA Tüm kadýnlarýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Gününü kutluyoruz Meral SALMAN Ýlkokul Müsamereleri Salý günü gazetede okuyup üstüne bir de televizyonda, haberlerde izlediðim iki ilkokul müsameresi ayarýndaki temsil beni hem güldürdü hem de bir kere daha memlekette ciddi biçimde bir kendini ifade etme sorunu olduðunu düþündürdü. Kendini ifade etme sorununu düþünme, hissetme, iliþki kurma, tahlil etme ve bunlarý paylaþma konusundaki az geliþmiþliðe deðil, yeteneksizliðe yormayý tercih ederim elbette, ne var ki durum daha çok ilk söylediðimi iþaret ediyor gibi görünüyor. Önce beni eðlendiren temsilden baþlamak istiyorum çünkü bu bir defile. Bir tesettür giyim markasý defile düzenlemiþ. Üniversitelerdeki türban meselesini takip etmekle yetinmeyip bir de gündeme muhteþem yorumlarýyla dahil olmak istemiþler ki, defilede küçük bir gösteri düzenlemeye karar vermiþler. 2 DE Þakir Þenol sakirsenol@gmail.com kaðýt üzerinde tanýnan iþyerlerindeki kreþleri ve emzirme odalarýný yasal mevzuattan çýkartýyor. Emeklilik yaþýný da 65 e yükselterek hem evde hem de iþyerinde en çok yýpranan bizlere mezarda emeklilik dayatýyor. Doðum öncesi ve sonrasý yasal hakkýmýz olan emzirme süresi 6 aydan 1 aya düþürülmeye çalýþýlýyor. Eþ ve babanýn saðlýk hakkýndan bugüne kadar yararlanýp da çalýþmayan kadýnýn bu hakký da elinden alýnýyor., kadýnlarý çalýþma ve sosyal yaþamdan koparan bu politikalarla biz kadýnlara diyor ki ev iþlerinizi yapýn, çocuk bakýn, eþinize biyad edin, yani kýsaca köleci bir yaþamý kabullenin; sigortasýz, geleceksiz, sendikasýz, tecrit bir yaþamý kabullenin! Son zamanlarda savaþ bütçesinin büyümesinin faturasý yine bizlere doðalgaz, elektrik, su, ulaþým, tüketim maddelerinin hemen hepsine yapýlan kabarýk zamlarla ödettiriyor. (Sulucakarahüyük özel ekinde) Türban her anlamda Ülkenin içini boþaltmaya yönelik karanlýk ve sinsi zihniyetlerin maskesidir. Küreselleþme ve Siyasal Ýslam Prof. Dr. Türkel MÝNÝBAÞ: D.Yüksel ÖZÇELÝK kültürü de bu þekilde oluþturuluyor. Ýslamcý kesimle küreselleþmenin çýkarlarý birbiriyle örtüþtü yani... AKP, son attýðý türban bombasý ile solcu ve demokrat kesimleri de tarumar etmiþ gözüküyor. Temel özgürlükler ya da þeriat korkusu ikileminde tartýþýlan konu, asýl tehlikeyi gözden uzak tutuyor. AKP'nin ýlýmlý Ýslam stratejisi tam da neoliberalizmin ihtiyaçlarý doðrultusunda geliþiyor. Bu yazý dizisinde siyasal Ýslam'ýn küreselleþme ile kurduðu karþýlýklý çýkar iliþkisini irdelemeye çalýþtýk. AKP'nin sosyal deuleti yýpratýrken yerine ikame ettiði cemaat yapýlarýný araþtýrdýk. Siyasal Ýslam'ýn ekonomik perspektiflerindeki dönüþümü ve türban gibi 11 simgelerin bunun neresinde durduðunu tartýþtýk. Ve tabii tüm bunlarla nasýl mücadele edileceði konusuna yanýtlar aradýk.»ýslami kökenden gelen bir partinin ülkeyi küresel sermayeye eklemlendirme süreci yaþanýyor. Geçmiþte Refah Partisi (RP) zamanýnda veya Erbakan zamanýnda farklýydý. Milli kalkýnma modeli gibi daha 'milli' vurgular yapýlýrdý. Þimdi küresel finans piyasalarýna tam bir uyum süreci yaþanýyor. Bu süreci nasýl deðerlendiriyorsunuz? Ýslam kendisini evrensel bir din olarak tanýmladýðý için dayatmacý bir niteliðinin olmamasý gerekir. Ne var ki global süreçte baktýðýmýz zaman görüyoruz ki Ýslam birdenbire dayatmacý bir kimlik kazanmaya baþladý. Çünkü küreselleþmenin kendisi zaten dayatmalar üzerine dayanan bir sistem. Yani kapitalist sistemin krize girmesiyle birlikte krizin çýkýþ nedeninin de kârlarýn artýþ hýzýndaki düþmeden kaynaklanmasý ve kapitalizmin kendine bu krizden çýkýþ yolu olarak da sermayeye sýnýr tanýmaz bir yapý kazandýrmasý, ulus-devlet modeline göre örgütlenmiþ bir yapýda önemli bir deðiþimi de beraberinde getiriyor. Bu dönüþüm sadece ülke kaynaklarýnýn. Devamý 4 DE En Yüksek C o En Düþük C Hacýbektaþlýlar projesi Radyo internet üzerinden tüm dünyaya sesleniyor AÇIK BÝR DEMOKRASÝ VE HOÞGÖRÜ PLATFORMU SULUCAKARAHÖYÜK GAZETESÝ NE ULAÞMAK ÝÇÝN: www. hacibektaslilar.com www. hacibektasgazetesi.de GAZETEMÝZE ABONE OLMAK ÝÇÝN TEL: Abone bedelleri: Þehir dýþý için: 3 aylýk 35 YTL 6 aylýk 70 YTL Yýllýk 140 YTL Þehir dýþý abone ödemeleri Posta Çek Hacibektaþlýlar A.Þ adýna HARMANDA, SON YOLCULUÐUNA UÐURLANDI Evinin önünde geçirdiði kalp krizi sonrasýnda vefat eden Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu Müdürü Medet Harmanda yý son yolculuðunda öðrencileri ve sevenleri yalnýz býrakmadý. Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu çýkýþýnda evine gitmek üzere yola çýkan Medet Harmanda,evinin kapýsýnýn zilini çaldýðý bir sýrada kalp krizi geçirerek,kaldýrýldýðý Nevþehir Ý.Þevki Atasagun Devlet Hastanesi nde vefat etmiþti. 6 DA HACIBEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: o Mart'ta Duygu Asena Ustalara Saygý etkinlikleri kapsamýnda Duygu Asena anýlacak. 2 DE

2 2 Meral SALMAN Ýlkokul Müsamereleri Salý günü gazetede okuyup üstüne bir de televizyonda, haberlerde izlediðim iki ilkokul müsameresi ayarýndaki temsil beni hem güldürdü hem de bir kere daha memlekette ciddi biçimde bir kendini ifade etme sorunu olduðunu düþündürdü. Kendini ifade etme sorununu düþünme, hissetme, iliþki kurma, tahlil etme ve bunlarý paylaþma konusundaki az geliþmiþliðe deðil, yeteneksizliðe yormayý tercih ederim elbette, ne var ki durum daha çok ilk söylediðimi iþaret ediyor gibi görünüyor. Önce beni eðlendiren temsilden baþlamak istiyorum çünkü bu bir defile. Bir tesettür giyim markasý defile düzenlemiþ. Üniversitelerdeki türban meselesini takip etmekle yetinmeyip bir de gündeme muhteþem yorumlarýyla dahil olmak istemiþler ki, defilede küçük bir gösteri düzenlemeye karar vermiþler. Üç baþý açýk, üç de türbanlý kýz, üniversitede türbanýn serbest býrakýlmasýný sembolize eden gösteri düzenlemiþ. Televizyonda izlediðim kadarýyla baþý açýk kýzlarla türbanlý kýzlar sarmaþ dolaþ podyumda yürürken kýrmýzý bir þerit onlarý birbirinden ayýrdý. Kýrmýzý þeridi geçemeyen türbanlý kýzlarýn baþýna peruk takan baþý açýk arkadaþlarý onlarýn kýrmýzý þeridi geçmelerini saðladý. Sonra türbanlý bir kýz þeridi söktü ve baþý açýk ve kapalý kýz arkadaþlar hep birlikte mutlu mesut podyumun sonun kadar yürüyebildi. Malumumuz olduðu üzere kýrmýzý þerit üniversitelerdeki türban yasaðý, podyumda canlandýrýlan ise bir demokrasi mücadelesi, hem de baþý açýk ve türbanlý kýz öðrencilerin dayanýþma içinde verdiði bir mücadele! Bu demokrasi mücadelesinin gerçek kahramanlarý, mecliste tek bir kadýnýn fikrini bile alma ihtiyacý duymadan türban için canla baþla çalýþan erkek milletvekilleri podyuma çýkacak deðildi elbette! Gösteriyi izleyince mesajý aldým ama yine de aklýma takýldý, bu kýrmýzý þerit neyin nesi, onu kim oraya koymuþ yoksa kýrmýzý þerit kendiliðinden mi hâsýl olmuþ? Türbanlý kýzlarýn kafalarýna peruk takmalarý fikrini onlar için çok dertlenen baþý açýk kýz öðrenciler mi icat etmiþ, türbanlý kýz kendi iradesinden ve baþý açýk arkadaþlarýyla dayanýþmasýndan aldýðý güçle mi o kýrmýzý þeridi sökebilmiþ? Yoksa bu güç AKP ve MHP milletvekillerinden, baþbakandan, YÖK baþkanýndan ve cumhurbaþkanýndan mý gelmiþ ve en önemlisi de bu temsili kýzcaðýz kendini türban meselesinde muktedir mi sanmýþ? Olaylarý basit temsillere indirmenin, baðlamýndan koparmanýn, zamansýzlaþtýrmanýn, her türlü çetrefil iliþki aðýndan soyutlamanýn izleyende yarattýðý garip bir etki oluyor sanýrým. Bende gülme isteði yaratan bu etki, defileyi izleyen milletvekili ve bakan eþlerini daha taþkýn bir ruh haline sokmuþ olmalý ki, zavallýcýklar gözyaþlarý içerisindeydiler. Türbanlý kýzlarýn üniversite yollarýnda çektiði acýlar ve demokrasi mücadeleleri onlarý öyle hislendirmiþ olmalýydý ki, bu ilkokul müsameresinin bir tesettür giyim markasýnýn defilesinde düzenlendiðini, kendilerinin de izleyici olarak bu defileye katýldýðýný, üstüne üstlük orada milletvekili, bakan eþleri olarak bulunduklarýný, devletin bilumum kurumlarýna yerleþtiklerini, güç ve paranýn onlarda olduðunu ama kendilerini mazlumun da mazlumu olarak düþünmekten bir türlü vazgeçemediklerini bir türlü fark edemeyecek kadar þuursuzluk içindeydiler. Ýkinci temsil, yani Aþkale nin kurtuluþu, yýllardýr görmeye alýþkýn olduðumuz temsillerden biri. Teatral yetenekleri peþinen kabul edilmiþ belediye iþçileri, kuþ gribi için ilaçlama yapan ekiplerin kýyafetlerine benzer beyaz kýyafetler içerisinde canavar ruhlu, sadistliði kendinden menkul Ermeni çeteciler rollerine bürünerek cami yaktýlar, imam astýlar, ev basýp çoluk çocuk öldürdüler Temsil mesaj kaygýsý olmadan deðerlendirildiðinde saçmalýðýyla, dekorlarý, kýyafetleri, oyuncularýyla basbayaðý komikti. Gazete ve televizyonlarýn, bizim memlekette ilk defa bu tür bir temsil oluyormuþ gibi hayrete düþmeleri ise ayrý bir komikti. Temsili izleyen çocuklarýn, izledikleri gerçeküstü sahneleri gerçek sanýp, ileride azimli bir Ermeni düþmaný olma ihtimali kaygý verici elbette. Ama bu çocuklarýn, zaten düþman iþgalinden kurtuluþ törenlerinde böyle temsil düzenleyen zihniyetin beslendiði, kendine önemli mevkiler bulduðu politik ve kültürel iklimde büyüdükleri ve (öyle görünüyor ki) büyümeye devam edecekleri düþünüldüðünde, maalesef temsilin yarattýðý kaygýnýn esamisi bile okunmuyor Ýlkokul müsamereleri ilkokulda yapýldýðý zaman sevimli ve hoþ ve tabii ki çocuklar bu denli kinle ve düþmanlýkla donanmýþ olmuyorlar. Fakat yetiþkin insanlarýn aradan geçen onca yýla raðmen hala ilkokul müsameresi ayarýnda devam etmeleri ciddi bir geliþmemiþlik sorununun alameti! Nitekim bu iki temsil, memlekette olup bitenlerin sosyo-kültürel, politik, ekonomik koþullara ve bunlarla baðlantýlý olarak olaylarýn gerçekleþtiði ortama ve zamana yerleþtirilerek, diðer olaylarla baðlantýsý kurularak, geniþ bir çerçeveden deðerlendirilemediðini açýkça gösteriyor. Bu, kendini ve kendine benzemeyeni anlamada önemli bir problem ve bu problem çözülmediði sürece insanlar da kendilerini ilkokul müsameresi düzeyinde ifade etmeye devam edecekler. Sürekli kendini mazlum, masum, haklý ama hakký yenmiþ, baþkalarýný haksýz, zalim ve hatta amaçsýzca zalim olarak görmek, hiçbir þeyin sorumluluðunu üstlenmemek ama hep baþkalarýný sorumlu tutmak, bedel ödemekten korkmak, her þeyden, hiç zarar görmeden sýyrýlmaya çalýþmak, ancak düþmanlar yaratarak güçlü olduðunu hissetmek, sýnýrlarý keskin bir biz ve onlar tasvir etmek ve keskin sýnýrlar içinde teskin olmak, kavramlarýn da zamana ve koþullara göre biçimlendiðini bilmeyip ya da bilmezlikten gelip kavramlara deðiþmez özler atfetmek, kendini bilmemek ama kendine benzemeyene hiç tahammül edememek, dizginlenemeyen saldýrganlýk ( ) bir problemdir, bu memleketin problemidir ve ergenliðini aþmayý becerememiþ, bir türlü yetiþkin olamamýþ bir toplumun alametidir. ÝSTANBUL - Beþiktaþ Belediyesi Kültür Sanat Platformu, 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü'nü Duygu Asena'ya saygý etkinliði ile kutlayacak. Faruk Þüyün'ün düzenlediði 'Ustalara Saygý' etkinlikleri kapsamýnda düzenlenecek geceye kadýn hareketinin öncü isimlerinedn Duygu Asena'nýn dostlarý katýlacak. Melih Cevdet Anday Sahnesi'nde (Akatlar Kültür Merkezi) 10 Mart Pazartesi akþamý gerçekleþtirilecek olan gece saat 20.00'de baþlayacak. Gecede Ýnci Asena, Ayþegül Sönmez, Coþkun Aral, Fatmagül Berktay, Filiz Aygündüz, Müge Ýplikçi, Nâzým Alpman, Pýnar Selek, Sedef Kabaþ ve Yavuz Özkan konuþmalar yapacak, Zeynep Tanbay'ýn bir gösterisi sahnelenecek, Derya Alabora Duygu Asena metinleri okuyacak, Ali Kocatepe ve Vedat Sakman þarkýlar söyleyecek. Asena, son günlerde Türk PEN'in yeni yönetiminin geçen yýl ünlü yazarýn adýna koyduðu ödülü kaldýrmasýyla gündeme gelmiþ. Çýkan tartýþmalar Petrol KIRÞEHÝR< >HACIBEKTAÞ Üniversite Otel Ýnþaatý Üniversite Kampus Arazisi < BEÞTAÞ 643m2 587m2 626m2 638m2 617m2 634m2 609m2 610m2 7 Mart 2008 Cuma 8 Mart'ta Duygu Asena SATILIK TARLA 250 dekar 8 parça tarla Müracat: Hasan Danacý Tel: HACIBEKTAÞ Ustalara Saygý etkinlikleri kapsamýnda Duygu Asena anýlacak. satýlýktýr. sonucu PEN Yönetim Kurulu üyesi Faruk Þüyün, görevinden istifa etmiþti. (Kültür Sanat) (RADÝKAL 06/03/2008) Üç büyük ilde 8 Mart programý 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü için hazýrlýk yapan kadýnlar, "Kadýna özgürlük, halklara kardeþlik" sloganý ile o gün pek çok ilde alanlarda olacak. Kadýnlarýn üç büyük ildeki 8 Mart programlarý þöyle: Ýstanbul: Birçok platform ve oluþumdan kadýn gruplarý 8 Mart ta saat de Tepe Nautilus önünde buluþacak. Buradan saat te yürüyüþe geçecek olan kadýnlar saat te Kadýköy Ýskele Meydaný ndaki mitinge katýlacak. Ankara: KESK, DÝSK, TTB, TMMOB, SDP, DTP, EKD, KAOS-GL nin aralarýnda bulunduðu 8 Mart Kadýn Platformu, 8 Mart günü saat de Toras Sokak ta buluþacak saat te Abdi Ýpekçi Parký nda miting yapacak. Ýzmir: Ýzmir de 8 Mart ý 3 ayrý etkinlikle kutlayacak olan kadýnlar, "Her gün 8 Mart her gün mücadele" þiarýyla 8 Mart ta Bornova Cumhuriyet Meydaný nda miting düzenleyecek. Dedebað ( DÝHA 06/03/2008) Kadýnlar Günü eyleminde 1 ölüm, 101 gözaltý Demokratik Toplum Partisi nin Van ýn Erciþ ilçesinde düzenlediði Kadýnlar Günü etkinliði sonrasýnda çýkan olaylarda yaralanan Mehmet Deniz adlý vatandaþ hayatýný kaybetti. VAN - Olaylar sonrasýnda gözaltýna alýnan 101 kiþi de dün gece geç saatlerde Van a götürüldü. Dün Van ýn Erciþ Ýlçesi nde Kadýnlar Günü yle ilgili etkinlik düzenleyen DTP lilerin yürüyüþü polis tarafýndan engellenince, eylemciler polis arasýnda gerginlik yaþanmýþtý. Biber gazý kullanan polis, havaya ateþ açarak kalabalýðý daðýtmýþ, ara sokaklara daðýlan göstericilerle polis arasýnda çýkan arbedede 7 polis yaralanmýþtý. Bu sýrada yaralanan ve Van Devlet Hastanesine kaldýrýlan Mehmet Deniz kurtarýlamadý. Olaylar sonrasýnda gözaltýna alýnan 101 kiþi de dün gece geç saatlerde Van a götürüldü. Gözaltýna alýnanlar Van Devlet Hastanesi ile Ýpekyolu Devlet Hastanesi nde yapýlan saðlýk kontrolünün ardýndan sorgulanmak üzere Van Emniyet Müdürlüðü ne gönderildi. (NTV ) Fýrýn >MERKEZ Kýz Öðrenci Yurdu Erkek Öðr.Yurdu Hüseyin Sümen in evi SATILIK ARSALAR Çep: Tel:

3 7 Mart 2008 Cuma 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ KUTLU Sulucakarahöyük- Devrim ÇOBAN- ANKARA-Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasý, 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü dolayýsýyla bir basýn açýklamasý yaptý "/.../Yürüyoruz yürüyoruz, yan yana, güzel günler adýna Kadýnýz, insanýz, insanlýðý ayaða kaldýrýyoruz Paydos bundan böyle köleliðe, aylaklýða Herkes çalýþsýn, bölüþülsün kardeþçe, yaþamýn sunduklarý Ýþte bunun için yükseliyor yüreklerimizden Bu ekmek ve gül türküleri Ve yineliyoruz hep bir aðýzdan "Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!"" Bilindiði gibi 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü, 8 Mart 1857'de Chicago'da yanarak ölen kadýn tekstil iþçilerinin anýsýna Clara Zetkin'in önerisi ile Dünya Emekçi Kadýnlarýna armaðan edilmiþ bir gündür. Daha insanca iþ ve yaþam koþullarý için hayatlarýný kaybeden bu kadýnlar, kadýnlarýn eþit ve özgür bir dünya taleplerini canlý tutmalarýnýn temel dayanaklarýndan olmuþtur. 8 Mart, oy hakký, sendikalaþma ve eþit iþe eþit ücret gibi taleplerle yola çýkan kadýnlarýn mücadelesinin bir ürünüdür. Acýnýzý Paylaþýyoruz Deðerli Kardeþim Cafer TEKÝN in Babasý Behçet TEKÝN amcanýn 01. Mart 2008 Cumartesi günü Hak ka yürüdüðünü gazetemiz aracýlýðýyla öðrendim. Cafer TEKÝN Kardeþime ve yakýnlarýna baþsaðlýðý dilerim. Ali Avni ÖZÇELÝK BAÞSAÐLIÐI Savat Mahallesinden Hatice YURDAKUL Hakka Yürmüþtür. Yakýnlarýna baþsaðlýðý dileriz. 8 Mart, Türkiye'de ilk kez 8 Mart 1921'de "Emekçi Kadýnlar Günü" olarak kutlanmýþ; 1975'de Ýlerici Kadýnlar Derneði'nin çabalarýyla sokaklara taþýnmýþtýr. 1977'de Birleþik Milletler'in 8 Mart'ý "Dünya Kadýnlar Günü" olarak kutlamaya karar vermesinden sonra; Türkiye'de de 1980'lerden baþlayarak, özellikle 1990'lardan bu yana 8 Mart farklý kadýn örgütleri tarafýndan çok daha yaygýn olarak kutlanmaktadýr. Kadýnlar ve çocuklar dünyanýn her yerinde sömürüye en çok maruz kalan kesimlerdir. Kadýnlarýn ucuz iþ gücü olarak çalýþtýrýlmasý kapitalizmin ilk yýllarýndan bu yana devam etmektedir. Ýþ hayatýndaki bu eþitsizliðin yaný sýra kadýnlar ev hayatýnda ve genel olarak toplumsal hayatýn her alanýnda eþitsizlikle sarmalanmýþlardýr. Görünmeyen ev içi emekleri ve kadýn kimliðine yönelik baskýlar kadýnlarýn toplumsal özgürlüðünü fazladan sýnýrlamaktadýr. Sermayenin yeni ekonomi politikalarý kayýt dýþý ekonomiyi yaygýnlaþtýrmakta, güvencesiz iþleri dayatmakta ve iþ gücünü ucuzlatmaktadýr yýlýnda Bursa'da tekstil fabrikasýnda, kapýlar üstlerine kilitli olduðu için yanarak can veren beþ genç kadýn; 2007'de toplayacaklarý fýndýktan kazanacaklarý YTL uðruna Giresun2a giderken hayatlarýný kaybeden tarým iþçisi kadýnlar; ayný yýl Ceylanpýnar'da süt saðarak günlük 7-8 YTL kazanmak üzere minibüsle giderken dereye düþen yaþýndaki kýz çocuklarý; 2007'de Ýstanbul Sarayburnu'ndaki içme suyu boru döþeme çalýþmasý sýrasýnda üstüne vincin taþýyýcý Dünya Kadýnlar Günü ilk kez 1800'lü yýllarda bir tekstil fabrikasýnda daha iyi çalýþma koþullarý için greve giden kadýn iþçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasýndan da çýkan yangýnda fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak ölmeleriyle gündeme geldi Kadýnlar tüm dünyada olduðu gibi ülkemizde de 8 Mart'ta eþitlik isteklerini daha yüksek sesle dile getiriyorlar. 8 Mart'ýn Dünya Kadýnlar Günü olarak kutlanmasý, uluslararasý düzeyde kabul gören bir hal almasý 1970'lere rastlasa da, bu tarihe kaynaklýk eden olay ve dünya kadýnlarýnýn ortak bir gün kolunun (Bom) düþmesi sonucu yaþamýný kaybeden meslektaþýmýz Gülseren YURTTAÞ ve sigortasýz, zorunlu fazla mesailerde çalýþtýrýlan tekstil iþçileri ve tüm bu uygulamalara karþý direnen Novamed iþçisi kadýnlar, emekçi kadýnlara dayatýlan yaþam koþullarýnýn en yakýn örnekleri olarak karþýmýzda durmaktadýr. Cinsiyetçi politikalarla da bezenen bu uygulamalarýn sonucu olarak, kadýnýn çalýþma ve aile yaþamýndaki ve siyasal yaþamdaki durumu gün geçtikçe gerilemekte ve kýsýrlaþmaktadýr. Töre cinayetleri, taciz, cinsel ve her türlü toplumsal þiddet cinsiyetçi ve ayrýmcý yaklaþýmlarýn kadýnlar üzerindeki ezici etkisini çok daha çarpýcý biçimde göstermektedir. Kadýnlarýn yoksulluðunu ve ezilmiþliðini rakamlarla söyleyecek olursak: 2007 itibariyle, Dünyadaki iþlerin %60'ýný yapan kadýnlar, toplam gelirin sadece %10'una ulaþabilmektedirler. Dünya çapýnda okuma yazma bilmeyen yetiþkinlerin %67 sini kadýnlar oluþturmaktadýr. Türkiye'de dört kadýndan biri okuma yazma bilmezken; üniversite mezunu kadýn oraný %3,9 kalmaktadýr. Erkeklerin kayýt dýþý çalýþma oraný % 42 iken bu oranýn kadýnlarda %66'yý bulmasý ise iþ yaþamýndaki eþitsizliðin iyi bir gösterenidir. Türkiye'de de kazançlarý erkeklerin kazançlarýndan %40 daha az olan kadýnlar, emekçi kadýnlarýn dünya çapýndaki yoksullaþmasýna yakýcý biçimde ortak olmaktadýr. kutlama isteðinin gündeme geliþi 1800'lerin ortasýný bulur. ABD'nin New York kentindeki Cotton tekstil fabrikasýnda çalýþan iþçi kadýnlar, 1800'lü yýllarýn ortalarýndan beri daha iyi çalýþma koþullarý, emeklerinin karþýlýðýnda hak ettikleri ücret ve daha iyi yaþam için mücadele vermektedir. Ama bunca yýllýk mücadeleye karþýn elde edebildikleri pek bir hak yoktur. En sonunda, 8 Mart 1908 günü, haklarýný alabilmek için son çare olarak greve giderler. Ancak patronlar bu greve zalim bir þekilde müdahale ederler. Greve giden kadýnlar fabrika binasýna kilitlenirler. Patronlar bu yolla grevin baþka fabrikalara sýçramasýný engellemek isterler. Ancak beklenmedik bir þey olur ve fabrika yanmaya baþlar. Ne yazýk ki yangýndan fabrikada bulunan kadýn iþçilerden çok azý kaçarak kurtulmayý baþarýr Yanan fabrikadan kaçmayý ve fabrikanýn çevresine kurulmuþ olan barikatlarý aþmayý baþaramayan 129 kadýn iþçi yanarak ölür. Ayný yýl diðer endüstri kollarýndaki kadýnlar da mücadeleye devam ederler. Kadýnlarýn yürüttükleri mücadelenin temelinde seçme ve seçilme hakký, günlük çalýþma saatlerinin, koþullarýnýn ve ücretlendirmenin yeniden düzenlenmesi gibi konular bulunmaktadýr. Dünya Kadýnlar Gününde bugün de ilk baþlarda yapýldýðý gibi eþitlik için, baðýmsýzlýk için, politik haksýzlýklarýn ortadan kalkmasý için, daha iyi yaþama ve çalýþma koþullarý elde edebilmek için çalýþýlýyor. Görünen o ki, kadýnlarýn durumu türban sorununa sýkýþtýrýlamayacak kadar kapsamlýdýr. Türbanýn kadýnlarýn özgürleþmesi için bir adým olduðu yanýlsamasý yok edilmeli ve kadýnlarýn özgürleþmesi önündeki gerçek engeller ortadan kaldýrýlmalýdýr. Bu nedenle, emekçi kadýnlar baský ve sömürü zincirini kýrmak adýna her 8 Mart'da eþitlik ve özgürlük mücadelesi için alanlara çýkmaktadýrlar. Örgütlü mücadelenin önünün kesilmeye çalýþýldýðý bu dönemde sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri kadýnlarýn bu haklý mücadelesinde onlarýn yanýnda yer almalýdýr. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasý olarak baský, sömürü ve eþitsizliðe karþý direnen kadýnlarla dayanýþmanýn demokratik bir meslek örgütü olarak görevimiz olduðu bilincini taþýyor; herkese insanca yaþamaya yetecek ücret ve iþ güvencesi, iþ yerlerinde kreþ, ana ve çocuk saðlýðýný koruma uygulamalarýnýn ivedilikle hayata geçmesi ve kadýna yönelik þiddetin son bulmasý gerektiðini bir kez daha ifade ediyoruz. Emekçi Kadýnlarýn Uluslararasý Birlik, Dayanýþma ve Mücadele Günü Kutlu Olsun. ( TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasý) DÜNDEN BUGÜNE "KADINLAR GÜNÜ" TÜRKÝYE'DE 8 MART KADINLAR GÜNÜ Ýlk kez 1921 yýlýnda "Emekçi Kadýnlar Günü" olarak kutlanmaya baþlayan 8 Mart, 1975 yýlýnda daha yaygýn olarak kutlandý ve sokaða taþýndý. "Birleþmiþ Milletler Kadýnlar On Yýlý" programýnda Türkiye de etkilenmiþ, 1975 yýlýnda "Türkiye 1975 Kadýn Yýlý" kongresi yapýlmýþtýr askeri darbesinden sonra dört yýl anýlmadý 8 Mart. 1984'ten itibaren her yýl çeþitli kadýn örgütleri tarafýndan Dünya Kadýnlar Günü kutlanmaya baþlandý. Kadýnlar 80'li yýllarda 8 Mart'ý izinli yürüyüþ ve þenliklerle kutlayamamýþlarsa da, küçük gruplar mütevazi kutlamalarýný sürdürdüler. 90'lý yýllarda kadýn kuruluþlarýnýn sayý ve çeþitliliðinin artmasý ile beraber 8 Mart daha geniþ bir katýlýmla kutlanýlýr oldu.

4 7 Mart 2008 Cuma küreselleþmiþ sermayeye açýlmasý yoluyla sýnýrlý deðil, beraberinde toplumun da bunu uyum gösterecek, hazmedecek, tepki göstermeyecek bir þekilde biçimlendirmesini getiriyor. Bu deðiþim bir anda ortaya çýkan bir þey deðil. Ancak bu süreçlerin hiçbirinde toplum rýza gösteren toplum konumunda deðildi. Küreselleþme ile birlikle sadece Türkiye toplumu için deðil dinin kullanýldýðý bütün toplumlarda bu rýza gösterme sürecinin çok hýzlý oluþtuðunu görüyoruz. Çünkü kapitalizmin kriz dönemlerinin tarihine baktýðýmýzda kriz dönemlerinde sistem iki akýmý kullanýyor: Biri milliyetçilik biri din. Toplum böylelikle kontrol altýna alýyor. Kontrol altýna alan kim? Küreselleþmenin bir dayatmasý var ülkelere. Diyor ki, siz bu kaynaklarý açacaksýnýz yoksa aç kalacaksýnýz. Ben sizi kaynak aktarýmýnda yatýrýmlarýnýzýn finanse edilmesinde desteklemeyeceðim. Ýslam da topluma eðer kendisinin beþ farzýný dayatýyorsa bunlar olmazsa siz Müslüman deðilsiniz diyorsa o zaman dayatmacý bir kimliðe bürünmüþ demektir. Küreselleþtirme sýnýr tanýmaz bir yapý kazanmak için bu sefer dini çok açýk olarak kullanýyor. Çünkü ülkelere girebilmek için, ülkelerdeki milliyetçilik ya da ulusalcýlýk her nasýl tanýmlanýyorsa bunlarýn karþýlýðýnda sadece dinde birleþmiþ kitlelerle karþýlaþmak istiyor. O zaman dinde birleþen insanlar ayný süreçte hýzlý yoksullaþma yaþandýðý için ülkelerin yoksullukla yaþamaya öðretilmesi projeleri altýnda bir süreç baþlýyor. Yani sadakalar, fak-fuk-fonlar veya benzerleri yoluyla topluma yoksullukla yaþatmayý öðretme projeleri baþlýyor. Yani sadaka sistemi... Zaten Ýslam'ýn bu yoksullukla yaþamak üzerine kendi projeleri olduðu içindir ki sadaka sistemi bunun en somut sistemidir. Küreselleþmenin de Dünya Bankasý projelerine baktýðýmýz zaman yoksul bölgelerin kendi bildiklerini biraz daha geliþtirerek örneðin halýcýlýk, arýcýlýk, balýkçýlýk gibi projelere kaynak aktararak o bölgedeki insanlarýn kendi bölgelerinde kalarak kendi kendilerini idame ettirilmesi üzerine kuruldu. Bu süreç siyasal Ýslam'ýn önünü nasýl açtý? Orada dýþ dinamiklere bakmamýz gerektiðini düþünüyorum. Türkiye'nin dýþ dinamikler açýsýndan bence iki tane zýplama tahtasý var. Bunlardan bir tanesi 1970, özellikle 12 mart sonrasý süreç, ikincisi de 12 Eylül süreci tamamen. Buna sadece askeri darbeler üzerinden bakýlmamasý gerektiðine inanýyorum. 12 Mart süreci tamamen ABD odaklý. Türkiye'de sol muhalefetin yükselmesi, 1961 Anayasasý'yla beraber geç kazanýlmýþ özgürlüklerle toplumun yeni yeni bilinçlenmeye baþlamýþ, örgütlenmeye baþlamýþ bir toplumda, dünyadaki farklý kutuplaþmalar yani bir Sovyet kutuplaþmasýna doðru kaymaya yönelik endiþelerin ortaya çýkardýðý, Sovyetler'e karþý yeþil kuþakla ABD'nin devreye girdiði bir süreç. Onun için 1970'ler önemlidir dýþarýdan desteklenmesi açýsýndan. Zaten türban tartýþmalarýnýn da bu süreçte baþladýðýný göreceksiniz. Þule Yüksel örneðiyle baþlayan ve toplu namazlar, iþte sol kesime saldýrýlar, 'Kanlý Pazar'... Bunlarýn hepsi Ýslam'ýn nasýl siyasallaþtýðýný gösteren ama ayný zamanda yoksul halk kitleleri tarafýndan da Ýslam'la sosyalizm arasýnda tercih yapmaya zorlayan süreçler. Sosyalizmin yeni yeni biçimlenmeye baþladýðý için toplumun yeterince algýlayamamasý, sosyalizmin bir dinsizlik üzerine kurulmasý ama buna karþýlýk Ýslam'ýn yoksullardan yana bir projeymiþ gibi gösterilmesi çok önemli bir geçiþ noktasýný oluþturuyor. Bu kafa karýþýklýðý zaten 12 Eylül'de toplum tarafýndan bir yanýyla da sessiz bir rýza gösterme operasyonuna dönüþmesine neden olacaktý. Ýslam'ýn topluma bir alternatif olarak sunulmasý, 12 Eylül rejiminin bunu bizzat yapmýþ olmasý da çok etkili. Yeþil kuþak projesi? Küreselleþme ve Siyasal Ýslam Tabii burada yeþil kuþak projesi de tamamen devreye giriyor. Dýþ dinamikle ortaya çýkan iki zýplama, glo-balizmin gerekleriyle de zaten örtüþüyor. Yani sermayeye sýnýr tanýmaz bir yapý kazandýrmak için girdiði ülkelerde bunu kabul edecek bir insan tipini yaratmasý lazým. Bunu 'Geniþletilmiþ Ortadoðu Projesi (GOP) ile daha da net gördük zaten. Ýslamcý kesimle küreselleþmenin çýkarlarý birbiriyle örtüþtü yani. Emekçiler gericiliðe karþý mücadelenin bir unsuru haline gelemedi uzun bir süredir. Yani þöyle bir ayrým ortaya çýktý: Gericiliðe karþý olanlar toplumda orta üst gelir grubuymuþ gibi. Yoksul kesim, tamamen o kesim muhafazakâr ya da gerici kesimin eline býrakýlmýþ gibi. Yoksullarýn, emekçilerin gericilikle mücadele etmesi nasýl mümkün yani hem sosyal hak taleplerini hem ilerici talepleri bir araya getirebilecek bir unsur yaratýlabilir mi? Kitap gibi soru oldu... Baþtan söyledikleriniz çok önemli... Ben 12 Mart ve 12 Eylül tarihlerini çok bilinçli verdim altýný çize çize. Çünkü yoksul kesimlerin muhafazakâr kesimlerin eline býrakýlmasý solun asla bir zaafý deðildir bunu çok iyi bilmek lazým. Çünkü sol, cumhuriyet döneminin bütün süreçleri boyunca yoksul kesimler üzerinden örgütlenmeye kalktý. Tabii ki aydýn kesimler her toplumda sosyalizm diyecektir sol üzerine daha eðilimli olacaktýr, okuyacaktýr. Siz yoksul kesimlerin okuma yazmanýn yaygýnlaþmasýnýn bile 1980 sonrasýnda olduðu bir ülkede yaþýyorsanýz ancak denilenlere inanan bir toplumla baþ haþasýnýz demektir. Onun için ben 12 Mart'la baþlattým çünkü 61 Anayasasý'nýn yaratmýþ olduðu bir yayýn özgürlüðü vardý, sendikalaþma özgürlüðü vardý, grev özgürlüðü vardý. Toplum örgütlenme ve muhalefet etme özgürlüðünü 1961 yýlýnda kazandý. On yýl sonra yani o gün doðan çocuk 10 yaþýnda, o gün 18 yaþýnda olan 28 yaþýnda. Bu çok önemli bir þey ancak toplumla yüz yüze gelip ifade Barýþ ÝNCE - Önder ÝÞLEYEN (Birgün) (11) edilebilecek bir þey. Ve siz bunu anýnda yakalýyorsunuz. Böyle bir muhalefetin olmasý için bir býçak kesmesiyle bunu ortadan kaldýrýyorsunuz ve bunun için de toplum önünde en etkileyici þeyi yapýyorsunuz. Gençleri asýyorsunuz ve gençlere iþkence ediyorsunuz. Bir ülkede en önemli þey insanlarýn evlatlarýný kaybetmesidir. Ve insanlar kendi çocuklarýný yitirmemek adýna zaten susmayý, konuþmamayý, muhalefet etmemeyi tercih ettiler. Çünkü bu arada hep birileri darbe yiyordu. Ama sol, yeni yeni yoksul kesimlerde örgüdenmeye baþlamýþtý. Kaldý ki iþçi sýnýfýnýn oluþmasý da yeni yeni baþlamýþtý Türkiye'de. Böyle bir süreç için solun zaafý dememiz mümkün deðil, aksine, iktidarlar sol zaafa düþmeden bu iþe el koydular. Yoksul kesimler, evetmarx'in söylediði gibi 'kaybedecek bir þeyiniz yok zincirlerinizden gayrý' ancak insanlarýn caný var kaybedecek. Bugün, bayraklarýn açýlmasý veya iþte Allahüekber denilmesine bu boyutta bakmak lazým. Bu simgeleri kullandý insanlar kendisine dokunulmamasý için. AKP sizce muhafazakâr demokrat bir parti mi yoksa siyasal Ýslamcý bir parti mi? AKP hiç de muhafazakâr demokrat bir parti deðil.»peki bu ayrýmý nasýl koyuyorsunuz orada da bir tartýþma var? Bir kere muhafazakârlýk tabii ki dini kapsar. Herkesin de bir inancý vardýr o ayrý bir þey. Ama din eðer bir siyasal yönetim biçimi haline gelmiþse, din eðer yaþamýn bütün alanlarýný belirleyen bir iliþkiler haline dönüþmüþse, yani nerede çalýþacaðýnýz kaçta dükkanýnýzý açacaðýnýz, hangi ürünleri satacaðýnýz -dikkat edin daha etek boyunuzdan söz etmedim- ama çok ciddi söylediðim þeyler. Üretimle ilgili alanlarda bile söz sahibi bir hale gelmiþse o zaman burada demokrasiden söz edemeyiz. Bunu bir baský unsuru olarak kullanýyorsa ki bu noktada bu baskýyý illa ki þiddet yoluyla uygulamasý gerekmez. Bu bazen bugünlerin moda deyimiyle 'mahalle baskýsý' veyahut yandaki komþunuzun baskýsý, sizden alýþveriþ etmemesi, size selam vermemesi, 'bizler sizler' ayrýmýný getirmesiyle olmaya baþlamýþsa ve dahasý ülkenin yöneticileri bu kavramý kullanmaya baþlamýþsa burada demokrasiden söz edemeyiz. Dahasý þunu da ekleyeyim ikide bir de fikrinizi söylediðiniz zaman azarlanýyorsanýz, hangi demokrasiden söz ediyorsunuz. Neoliberalizmle de birlikte ideolojik olarak üst yapýda da bir post-modern yaklaþýmlar devri yaþýyoruz. Solda bazý kesimler solun cumhuriyetin ka-zanýmlarýný savunmasýný yersiz buluyor. Ne kadar ilerici ne kadar aydýnlanman tez varsa hepsine karþý bir tavýr gösterme söz konusu. Bu konuda biraz derdim var sanýrým. Siz ne düþünüyorsunuz? Dertlerimiz ortak. Hem kapitalizmin içinde yaþamak istiyorlar, liberalizmi sonsuza kadar savunuyorlar, hem de liberalizm doðrultusunda örgütlenmiþ bir cumhuriyet yapýsýna karþý çýkýyorlar. Bir kere bunu anlayamýyorum. Türkiye'nin modeli özgün bir model deðil. Türkiye'nin özgünlüðü, ayný süreçte, devletçiliði uygularken adýna ister popülizm deyin ister baþka bir þey deyin, ister sol deyin ne derseniz deyin önemli deðil ama halkçýlýk denilen, o tarihte cumhuriyetin adýný koyduðu halkçýlýk dediði politikanýn birbiriyle örtüþmüþ olmasý. Türkiye'nin özgünlüðü burada... Alt kesimlerin de aydýn kesimler kadar olmasa bile okumasý, onlarýn da anlamasa bile Dostoyevski'yi okumasý, anlamasa bile Shakespearean oyununu izlemesi, Çaykovs-ki'yi ayýrt edemese bile keman çalmasý çok hoþlarýna gitmiyor aydýnlarýn. Çünkü o zaman öðretecek bir þeyleri kalmýyor. Dahasý bir tehlike ortaya çýkýyor. Alt kesim daha yukarýya çýkarsa, o zaman devleti yönetmeye hazýr veya danýþmanlýk yapmaya hazýr aydýn kesimi ne olacak? Sosyalizme karþý çýkmalarý da buradan kaynaklandý. Ve dahasý da var: Eðer bugün geriye dönüp baktýðýmýzda Deniz Gezmiþ'in asýlarak, Mahir Cayan ekibinin imha edilerek yok edilmesinin altýna baktýðýnýz zaman bunu görüyorsunuz. Çünkü yukarýdan bir devrim yapmaya kalkmýyor. Aþaðýdan yukarýya bir þey öneriyor. Ýslamcýlara dönersek, þimdi yardýmlaþma aðlarý kuruluyor, örneðin Deniz Feneri Derneði vb. gibi... Sosyal devletin tahrip edildiði bir yerde belki vurduklarý yere yara bandý takmak için yapýyorlar ve çok da tutuyor. Vurduklarý yere yara bandý takma lafý çok güzel. Aslýnda daha öncesinde kendisine biat eden insanlar istiyor. Çünkü dinde biat vardýr. Biat eden insanlar oluþturmak ve bu GOP'a rýza gösteren toplumlar yaratmak olarak geçer. Dolayýsýyla siyasal Ýslam'la küreselleþmenin örtüþmesinde, diþlilerin birbirine girmesinde de bu insan tipinin yaratýlmasý çok önemli. 'Sol ile sivil toplum örgütlerinin organik bir iliþkisinin olmasý bence çok mümkün deðil' Ýþte þimdi burada, mücadeleye geldiðimiz zaman sosyal devletten yana kesimler þöyle bir ikilem arasýnda kalýyor. Emekçilere "gelin sosyal devlet için mücadele edelim" dediðiniz zaman bu uzak bir hedef. Öte taraftan yardým veren, ekmek veren kolaycý bir yan var. Þimdi burada birileri diyor ki biz de böyle þeyler yapalým. Bu da sivil toplumcu bir yönelime doðru kaymaz mý? Çok doðru bir tespit yaptýnýz. Çünkü ulus devletlerin yeniden biçimlenmesinde sivil toplum örgütlerinin arada böyle bir geçiþ süreci yaþandý. Sivil toplum dernekleri kaynaklarýný kendi gönüllü tasarruflarla oluþturur. Ama bu gönüllü tasarruflarla bu kadar büyük yatýrýmlarý karþýlamanýz mümkün deðil. Bundan sonraki süreçte kapitalizmin yaratýcý yönü ortaya çýkacak... Sivil toplum örgütlerinin yaptýklarý özel kesim tarafýndan denetlenmeyecek fakat özel kesim mantýðýyla iþleyen, markalarýn önemli olduðu, çýktýnýn katma deðeri yüksek olan alanlara projelerin yönlendirileceði ve verimliliðin geri dönüþünün hýzlý olduðu kiþilere burs verileceði bir süreç baþlayacak. Devlet üniversitelerinin da paralý hale gelmesiyle herkes üniversite eðitimi görmesin, denecek. Yarýn herkes lise eðitimi görmesin haline dönüp, sadece meslek sahibi olan insanlarýn yeterli olacaðý, ara kademe insanýn ve alt kademenin de belli bir eðitim düzeyine ulaþtýðý insanlarýn olduðu katma deðeri yüksek kiþilerin üniversiteye girmesinin getirdiði bir sisteme giriyoruz. Onun için solla sivil toplum örgütlerinin organik bir iliþkisinin olmasý bence çok mümkün deðil. Belki ayný alanlarda faaliyet gösteriyor olabilirler. Ama gerçek solun sivil toplum örgütleriyle örtüþmesi mümkün deðil. (Devam edecek)

5 7 Mart 2008 Cuma Sahnedeki acý bekleyiþ Sivas katliamýnýn üzerinden tam 15 yýl öncesi. Otelin içi hiç anlatýlmadý, sekiz geçti. Kimilerimiz unutmuþ olsa da saatte neler yaþandýðýný bilmiyoruz. unutturmamak ve toplumu Ýkincisi de bu tanýklýðý paylaþmak belleksizleþtirmemek için direnen birileri gerekiyordu... Orada þahit olmadýðým hiçbir var. Yazarak, anlatarak, oynayarak Sivas þeyi eklemedim. Otelden sað kurtulanlar Katliamýný unutturmuyor. Serdar Doðan gelip provalarý izledi, acaba eksik bir þey da bunlardan biri. Doðan, Sivas katliamý verdim mi diye onlara sordum. En büyük sýrasýnda kardeþiyle birlikte yan yana dert, otelin içindekileri dýþarýdakilere doðru göðüslemiþ yangýný Öldü diye morga anlatmaktý. Her aileden iki can gitti. Bunu konulmuþ Doðan, 15 günlük bitkisel nasýl anlatacaktýnýz ki... hayattan sonra yaþama dönmüþ; ancak kardeþi Madýmak ta yaþama dönememiþ.»otelden sað kurtuldunuz, sizi gören Katliamýn üzerinden uzun yýllar sonra aileler neleri paylaþtý sizinle? Çünkü kalemi eline alýp tanýk olduðu o sekiz saatlik onlarýn çocuklarýyla 8 saat çaresizlikle çaresizliði, umutsuzluðu ve umudu boðuþtunuz... yazmaya karar vermiþ. Anneler hep bana sordu, benim kýzým en son ne dedi, nasýldý diye. Hangi kattaydý, Yazarken yeniden yaþadým ayný acýlarý, ya da en son söylediðini hatýrlýyor musun? bir kibritin ateþi bile beni Madýmak a bu sorularla çok karþýlaþtým, ama bu sorularý götürürken nasýl unuturum, nasýl unuturum, cesaret edenler soruyor, yoksa hâlâ aynaya her bakýþýmda kardeþimi ve 12 konuþamýyoruz ki... yaþýndaki Koray ý görürken diyor Doðan.»Peki oyundan sonra? Tüm bu acýlarý yaþayarak çok özel anýlarýný Oyundan sonra insanlar; evet þimdi biz kendinde saklayýp Madýmak katliamýnýn anladýk içeride neler olduðunu dediler. sekiz saatini yazdý. Sonra da sahneye Ýçeride korkuyu, çaresizliði, yalaný, taþýnan oyunu Cengiz Sezgin yönetti. Hasan aldatýlmýþlýðý gördük. Tamam dik durmak Yükselir de oyunun müziklerini yaptý. gerekiyor ama saatlerce taþlanýyorsunuz, SÝMURG (Sivas Katliamýnýn Belgesel bunlarý yaþarken korkmadýk, bekledik Oyunu) ilk olarak 2006 yýlýnýn 2 diyemiyoruz... En son barikatta, son Temmuz unda sahnelendi. 33 aydýn ve dakikaydý, hayatlarýmýzdaki uzatmalarý sanatçýnýn son sekiz saatlerini; korkularýný, oynuyorduk artýk, atýlan taþlardan biri Erdal direniþlerini ve katlediliþlerini anlatýyor. Abi nin ayaðýna geldi ve yaralandý, ayaðý Ýstanbul turnesine çýkan oyun, bugün ve kanýyordu... Sonrasýný da düþünüyorsunuz, yarýn Barýþ Manço Kültür Merkezi nde belki hepimizi keseceklerdi ama yine o sahnelenecek Oyunun yazarý Serdar kaný durdurmaya çalýþtýk... Garip bir duygu Doðan la bir araya geldik, aradan 15 yýl o, anlatýlamaz ki geçmesine raðmen o aný yaþýyormuþçasýna»devletten bir güvence beklediniz deðil anlattý acýlarýný... O günden sonra aðýz mi? dolusu güldüðümü hiç hatýrlamýyorum Aziz Nesin, Hasret Gültekin, Metin Altýok diyerek baþladý konuþmaya... gibi çok deðerli üstatlar vardý, aramýzda konuþurken söylüyorduk, bunca deðerli GÜLÞEN ÝÞERÝ insanýmýz var bizi böyle býrakmazlar diyorduk. Niye devlete güvendik»katliamýn üzerinden 15 yýl geçti. bilmiyorum, galiba yapacak bir þey de 2006 nýn 2 Temmuz unda sahnelediniz yoktu. Devletten mustarip olan insanlar Sivas Katliamýnýn Belgesel Oyunu nu... olarak devlete o anda güvenmiþ olmak Biraz geriye gidersek, otel içinde galiba bizim en büyük acizliðimizdi. Sekiz bulunan ve yaný baþýnda kardeþini saat taþlandýk ve taþ atanýn sýrtý sývazlandý. kaybeden biri olarak yazmaya nasýl»size özel anýlarýnýzý kendinizde karar verdiniz o acýlarý? sakladýnýz mý? Katliamdan sonra hastane sürecim vardý. Tabii ki. Çok özel anlarým vardý otelde, Saðlýðýma kavuþtuktan sonra karar verdim. onlarýn benimle kalmasýný istedim. Amatörce geliþti önce kafamda. Daha çok Hiçbirini anlatmadým. Son sarýlmalara dair Sivas içeriden nasýl anlatýlýr diye düþündüm. birçok þeyi budadým. Aklýmýn bir köþesinde hep kaldý. Tabii»Yazarken ne kadar serinkanlý belirli zamanýnda geçmesi gerekiyordu olabildiniz? yazmam için. Ben yýllarca bekledim, Kardeþini, kardeþin kadar yakýn insanlarý benden önce birileri kaleme alýr diye ama yaný baþýnda kaybediyorsun, serinkanlý hep Sivas ýn sonrasý anlatýldý... Ya da olmak mümkün deðil. Ama çok küfür ettirmeden bir þey verdim. Ve sahneye koydum. Ýmkânýmýz olsa daha çok sesimizi duyururduk ama imkânlarýmýz sýnýrlý.»sahneye koydunuz, izlediðinizde neler hissettiniz? Neden ses getiremediðinizi düþünüyorsunuz? 1999 yýlýndan bu yana benim için bir düþtü bu, birçok insan için de öyleydi. Ama biz öyle bir etki yaratamadýk. Genco Erkal Sivas 93 ü sahneledi, oyunu hâlâ büyük bir coþkuyla bekliyorlar. Bizim düþündüðümüz ilgiyi Genco Hoca nýn yanýnda gördük. Bundan da gurur duyuyorum.»nasýl kaygýlarýnýz vardý oyunu sahneye koyarken? 1999 dan beri kurduðum düþü yaptým, evet ama aileler açýsýndan da kötüydü, olayý bir kez daha onlara yaþatacaktým. Bir yandan bu insanlara ayný acýlarý yaþatýyor olmak beni üzüyordu ama diðer yandan da evet görsünler biz bunu yaþadýk demek istiyordum. Ancak insanlar acýnýn üzerine giderse yener; ya da acýnýn farkýnda olursak onu daha iyi yaþarýz. Düþünün Koray henüz 12 yaþýndaydý ve 12 yaþýnda kaldý. Çocuklar izlediðinde bu ülkede ben de öldürülebilirim i düþündü, farkýna vardý...»siz acýlarýnýzla ne kadar yüzleþtiniz? O süreci en aðýr yaþayanlardan biri olarak, bugün hâlâ Madýmak deyince neler hissediyorsunuz? Tarifi olmayan bir þey aslýnda. Sigarýmý yakarken o kibritin ateþi bile beni Madýmak a götürüyor. Aynaya baktýðýmda kendimden önce kardeþimi görüyorum, Serkan ý, Koray ý görüyorum. Sesim böyle deðildi, sesim hâlâ bana yabancý, her konuþmamda bu yabancýlýðý yaþýyorum. Yanýk izleri ve sýzýlarým geçmiyor, kabuk baðlýyor, düþüyor sonra yine sýzý, yine sýzý... Acý sizi býrakmýyor ki yýl boyunca çok samimi söylüyorum, aðýz dolusu gülmedim. Gülmenin bile o insanlara ihanet olacaðýna inandým. Evet arada güldüðüm oluyor, yemek yiyorum ama o acýlar hiç býrakmýyor... Gülemiyorsun doyasýya, acýyla yaþamasýný öðreniyorsunuz ama sürekli kanattýðýný da biliyorsunuz yýlýnda da babamý kaybettim, biraz daha kötü oldum. 15 yýldýr yüz göz olduk acýyla. Ýyileþme belirtisi bile göstermek istemiyordum. Çünkü bir süre hatýrlayamadým yaþanýlanlarý, sonra anlattýlar, acýlarý toparladým ve yaþýyor olmaktan utandým. Annemin, babamýn yüzüne bakamaz oldum. Sonra dedem yanýma gelip saçlarýmý okþadý, annenle baban senin gözüne bakýyor, onlar bir evladýný kaybetti seni zorla getirdik, sen de düþersen bu iki insaný da kaybedeceksin dedi ve ben kendimi toparladým.»nasýl etkiler býraktý sizde? Reflekslerim zayýf. Top oynayamýyorum. Semah dönemiyorum, içimden baðýra baðýra türkü söylemek istiyorum ama olmuyor, sesim elvermiyor. Beni her aným Madýmak la yüzleþtiriyor. Ben yaþadýklarýmý seyirciye yaþatabilir miyim diyorum. Belki kötü bir þey ama evet ben insanlarý kendi yaþadýðým acýlarýma ortak ediyorum.»daha sonra Madýmak a gittiniz mi? Hiç gidemedim. Gidersem ne tepki vereceðimi kestiremiyorum. * * * Ben o iki insaný kardeþimle yan yana getirmem»madýmak bugünlerde konuþuluyor, müze olmasý ile ilgili giriþimleriniz devam ediyor mu? Barýþ ve kardeþlik müzesi giriþimi vardý ama hangi barýþ, hangi kardeþlikten söz ediyoruz. Sana onca zulüm etmiþ, 33 þehit verdirmiþ bir yer barýþ ve kardeþlik müzesi olabilir mi? Utanç müzesi yapýlacaksa yapýlsýn. Biz bile baktýðýmýz zaman utanalým. Bir þey yapmadýðýmýz için utanalým. Onlar yaktýklarý için utansýnlar. Ama illaki yapýlmalý bir müze, özellikle kebap dükkâný kaldýrýlmalý. Nasýl bir ahlaksýzlýktýr orada yemek yiyor olmak anlamýyorum. Birileri bana demesin Sivas ýn suçu yok diye ama 15 yýldýr oranýn lokanta olmasýna izin veriliyorsa bu kimin suçu?»sivas katliamda yaþamýný yitirenler olarak farklý farklý rakamlar söyleniyor... Siz konuþmamýzýn baþýndan beri 33 kiþi dediniz... Katliamýn bilançosu 37. Ýkisi gösterici, taþ atmayla yetinmeyip içeri girmek isteyenler. Otel içinde de 35 kiþi öldü. Otel içinde ölen iki kiþi çalýþanlar. 35 diyoruz ama ben demiyorum. Ýki otel görevlisini de tanýyorum, hatta onlarla tartýþmamýz da oldu. Senin patronun bile kaçtý, sen oteli mi koruyorsun dedim onlara, çünkü onlar otellerini koruma derdindeydi... Çok rahat çýkabilirlerdi ikisi de çýktýklarýnda belki gösterici sayýsý artacaktý, belki evlerine gidip yýllar sonra baktýklarýnda, ben bunlarý tanýyordum deyip üzüleceklerdi. Ben o iki insaný kardeþimle yan yana getiremem. Bizim kaybýmýz 33. Oyun, bugün ve yarýn ve da Kadýköy Barýþ Manço Kültür Merkezi nde izlenebilir. ( BÝRGÜN 06/03/2008)

6 7 Mart 2008 Cuma Bundan tam 151 yýl önce l857 yýlýnýn 8 Mart'ýnda Newyork'lu kadýn iþçiler eþit iþe eþit ücret ve 8 saatlik iþgünü talebiyle greve gitmiþler, çalýþtýklarý fabrikayý iþgal etmiþler, ancak polisin müdahalesi sonucu çýkan yangýnda 128 kadýn yaþamýný kaybetmiþti.. Bugün 8 Mart Þakir Þenol sakirsenol@gmail.com KADINLAR VARDIR! Geçtiðimiz yýl kadýnlara karþý þiddet ve ayrýmcýlýk artarak devam etti/ediyor. Biz kadýnlara yönelik suçlara, ayrýmcýlýða, þiddete, emeðimizin yok sayýlmasýna karþý kadýn hareketi ile beraber hep birlikte karþý koyduk, mücadele ettik. Sistemli saldýrýlara karþý örgütlü mücadelemizle kadýn dayanýþmasýný yükseltmeye devam ediyoruz. Novamed Grevinde Direnen kadýnlarla dayanýþmak için etkili eylemler, kampanyalar içinde yer aldýk. Sonunda Sendika haklarýný isteyen Novamed'li kadýn iþçilerin talepleri kabul edildi. Ýnandýk, haklýydýk. Sokakta her an yaþadýðýmýz yaþayabileceðimiz tacize karsý Mor iðnelerimizi aldýk elimize, kendimize dayanismamýza guvendik. Kadýnlar yan yanaydýk guçlendik ve guçlenmeye devam ediyoruz. Tacizde, Tecavüze karþý taraf olduk. Biliyoruz ki geçmiþten bugüne kadýnlar diðer toplumsal mücadelelerin ve devrimsel anlarýn öznesi olmuþlar, direniþlerle, grevlerle, eylemlerle örgütlenerek bir mücadele tarihi yazmýþlardýr. Ve bu tarih bize göstermiþtir ki kadýnlarýn mücadelesi insanlýðýn da mücadelesidir. Gecmiþten devraldýðýmýz Kadýn kurtuluþ mücadelesinin ýþýðýnda yürümeye direnmeye ve reddetmeye devam ediyoruz. Yaþadýðýmýz dünya hala zulüm, baský ve sömürünün hakim olduðu ve en yýkýcý etkisini kadýnlar üzerinde gösteren bir dünya. Her yerde savaþlar, iþgaller, katliamlar biz kadýnlarýn bedeninde cereyan ediyor. Ortadoðuda ABD nin iþgal politikasý içine ülkemizin de sokulduðuna, ABD icazetiyle hava harekatýnýn yaný sýra kara harekatýnýn da baþladýðýna, halklarýn birbirine kýþkýrtýldýðýna, ýrkçýlýðýn yükseltildiðine, dili, kimliði, inancý farklý olana tahammülsüzlüðün vardýðý noktanýn sokak ortasýnda iþlenen cinayetlerle, bu ülkenin güvercinlerini nasýl ürküttüðüne tanýk oluyoruz. Militarizm ve düþmanlýðýn derinleþtirilmesinin, yaþamýmýzýn her anýnda, her alanýnda þiddeti daha da yaygýnlaþtýrdýðýný ve meþrulaþtýrdýðýný görüyoruz. Uygulanan neo liberal politikalar yüzünden, fabrikalarda, atölyelerde düþük ücretle, sigortasýz, sosyal güvencesiz, iþ güvencesiz köleler olarak sömürülüyor, mücadele ettiðimizde ise kapýya konuyor, yanýyor, yakýlýyor, kamyon üzerinde ölüme gönderiliyoruz. Evde ise her türlü angaryanýn yükü bizim Toki 2.Etap 14.Blok Güney cepheli 2.Kat 6 Nolu Daire Sahibinden satlýktýr Tel: sýrtýmýza biniyor, emeðimiz göz ardý ediliyor, zorla evlendiriliyor, aile içinde her türlü þiddete maruz kalýyor, tutsak ediliyoruz. Dýþarý çýktýðýmýzda ise cinsel taciz, saldýrý ve ölümle burun buruna geliyoruz. Sýðýnacaðýmýz yerleri açmakla sorumlu olan hükümetler ve yerel yönetimler ise bu ataerkil sistemin bir uzantýsý olarak, tecavüzcülere, katillere ceza indirimleri uygulayarak göz yumuyorlar. Oysa evlerinizin perdesini açýn, þiddeti görürsünüz, sokaklarý aydýnlatýn yine þiddet çýkar karþýnýza, zihinlerinizi aralayýn, namus kisvesi altýnda þiddetle karþýlaþýrsýnýz, intihar eden kadýnlarýn yüreklerine bakýn, çaresizliðe duyulan öfke çýkar, televizyonlarý nýzý açýn, kadýn programlarý adý altýnda kadýn katliamlarýný görürsünüz. Peki þimdi AKP Hükümeti ne yapýyor? Kapalý kapýlar ardýnda, gözlerden ýrak olarak hazýrladýðý Anayasa Taslaðýnda biz kadýnlarý çocuklar, yaþlýlar ve engelliler ile birlikte özel surette korunmaya muhtaç bir kesim olarak görüyor, ayýrýma tabi tutuyor ve korunup, kollanmamýzý ise ataerkil sistemi oluþturan aile, devlet, feodal yapý, gelenek, görenek, ahlaki kurallar ile dinsel tutuculuktan beslenen, güçlenen kapitalizmin kollarýna emanet ediyor. Mutlak deðiþtirilmesini talep ettiðimiz baskýcý ve yasakçý 12 Eylül Anayasasýný sivil bir anayasaya dönüþtürmekten söz ederek, cinsler arasý, kimlikler arasý, inançlar arasý eþitsizlikleri daha da körükleyen, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliðini görmezden gelen yeni yasak ve eþitsizliklerle dolu, sosyal refah ve hukuk devleti olma ilkelerini çiðneyen bir düzenlemenin adýmlarýný atýyor. Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Yasasý ile tüm çalýþanlarý ve emeklileri sosyal güvensizliðe yuvarlarken, biz kadýnlarýn da var olan haklarýný bile týrpanlýyor ve çalýþma yaþamýnýn zorluklarýný arttýrarak yeniden evlerimize dönmemize, çalýþmayan kadýnlarý ise ev köleliðine devam etmeye zorluyor. Hem iþte, hem evde çalýþýyoruz, Ortalama yaþam süresinin oldukça kýsa olduðu ülkemizde emeklilik yaþýný yükselterek emekliliðimizi toprak altýnda geçirmemizi vaat ediyor. Ýþsizliðin gün be gün arttýðý ülkemizde çalýþma süresini yükseltiyor, emekli maaþlarýný açlýk sýnýrýna çekiyor. Parasýz saðlýk saðlamasý gereken sözde sosyal devletimiz saðlýk için daha fazla para talep ediyor, hastanelere yýldýz koyarak otel haline getiriyor, tedavilerimizle ilgili kararý doktordan alýp, bürokratýn insafýna býrakýyor. Yaþamýn ve mücadelenin yarýsýyýz diyen biz ÖDP li kadýnlar dünyadaki tüm kadýnlarýn barýþ, özgürlük ve dayanýþma için yükselttikleri sese, sesimizi katýyor ve bir daha haykýrýyoruz. ÝNADINA ÝSYAN, ÝNADINA ÖZGÜRLÜK YAÞASIN 8 MART, YAÞASIN KADIN DAYANIÞMASI Þakir Þenol ÖDP Kýrþehir Ýl Baþkaný Günün Sözü HARMANDA, SON YOLCULUÐUNA UÐURLANDI Sulucakarahöyük - NEVÞEHÝR Evinin önünde geçirdiði kalp krizi sonrasýnda vefat eden Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu Müdürü Medet Harmanda yý son yolculuðunda öðrencileri ve sevenleri yalnýz býrakmadý. Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu çýkýþýnda evine gitmek üzere yola çýkan Medet Harmanda,evinin kapýsýnýn zilini çaldýðý bir sýrada kalp krizi geçirerek,kaldýrýldýðý Nevþehir Ý.Þevki Atasagun Devlet Hastanesi nde vefat etmiþti. 28 yýllýk eðitimci Medet Harmanda için bugün Kurþunlu Camiinde bir cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine Nevþehir Valisi M. Asým Hacýmustafaoðlu,Nevþehir Vali Yardýmcýsý Hüseyin Ergi,Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýlarý Yusuf Kaya ve Atilla Seçen,Nevþehir Milli Eðitim Müdürü Harun Fatsa,Nevþehir Emniyet Müdürü Ýsmail Güzeldemirci, eðitimciler, Harmanda nýn öðrencileri, yakýnlarý ve yüzlerce vatandaþ katýldý. Nevþehir Milli Eðitim Müdürü Harun Fatsa,duygulu bir konuþma yaparak törene katýlanlarý Üniversitelerde özgürlük türbanla deðil, çaðdaþ eðitimle saðlanýr. D.Yüksel ÖZÇELÝK gözyaþlarýna boðdu.fatsa,harmanda nýn örnek eðitimciliði ile eðitimde bir çýðýr açtýðýný belirterek, Nevþehir de eðitime yaptýðý hizmetlerinin her zaman için takdirle anýlacaðýný belirtti.konuþmasýný gözyaþlarý içerisinde güçlükle devam eden Fatsa,Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu Müdürü Harmanda nýn örnek bir baba olduðunu ifade etti. Kurþunlu Cami Ýmam Hatibi Naci Demir in kýldýrdýðý cenaze namazýndan sonra,eller üzerinde taþýnan Medet Harmanda nýn cenazesi topraða verilmek üzere memleketi Burdur a baðlý Çaldýr ilçesinin Anbarcýk köyü ne gönderildi. Cenaze töreni boyunca törene katýlan Nevþehir Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu öðrencilerinin gözyaþlarýný tutamadýklarý gözlendi. GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ Sos. Yar. ve Day Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd Halk Eðitim Müd Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT T.M.O Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý

7 7 Mart 2008 Cuma SSGSS komisyondan geçiyor Emekçi Kadýnlar... Fatma Ulubey 7 baþlamýþtýr.) Kadýn ve erkeði eþit toplum, demokrasinin vazgeçilmez koþuludur. Türkiye de kadýn ve erkek eþitliði düþüncesinin öncüsü Atatürk tür. Kurtuluþ savaþýný hatýrlayalým; Kadýn erkeðiyle omuz omuza vermiþtir. Kadýn zor bir mücadele içerisinde yer almýþtýr. Kadýn emekçi, kadýn üretkendir. Kadýnlarýmýzýn üstlendikleri rollere raðmen, aile içi ve dýþý her türlü þiddet ve onur kýrýcý eylemlerle karþýlaþmaktadýr. Bugüne kadar çýkartýlan yasalarýn kadýn TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 76 maddelik Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý (SSGSS) Kanunu'nda deðiþiklik öngören tasarýnýn, geçtiðimiz hafta sosyal taraflarýn bütün eleþtirilerine raðmen aynen geçirilen 16 maddesinden sonra önceki gece 21 maddesi daha kabul edildi. Komisyonda bugün kabul edilen maddeler arasýnda, kamuoyunda tartýþma yaratan ve gazetecilerin de aralarýnda bulunduðu bazý iþ kollarýnda fiili hizmet zammýný kaldýran düzenleme de bulunuyor. Önceki gün kabul edilen 21 maddeye göre, gerçekleþen hak kayýplarý þöyle:»ölüm aylýðýndan yararlanabilmek için en az 1800 gün malullük, yaþlýlýk ve ölüm sigortalarý primi ödeme þartý aranacak. Genel saðlýk sigortasý primi dahil prim ve prime iliþkin borcu bulunan BAÐ-KUR'lu hak sahibine ölüm aylýðý baðlanmayacak.»hak sahiplerine verilecek cenaze yardýmý tutarý, brüt asgari ücret kadar olacak. Sigortalýlarýn kýz çocuklarý ile eþlerine, talepte bulunmalarý halinde, almakta olduklarý aylýk veya gelirin bir yýllýk tutarý kadar bir defaya mahsus evlenme ödeneði verilecek. YIPRANMA HAKKI KALDIRILDI»Gazeteci ve milletvekillerinin de aralarýnda bulunduðu bazý iþ kollarýnda, kamuoyunda ''Yýpranma payý'' olarak bilinen fiili hizmet zammý kaldýrýlacak. Gazeteciler, milletvekilleri, PTT daðýtýcýlarý, Ýnfaz Koruma Memurlarý, Tarým Bakanlýðý Zirai Mücadele ve Karantina Teþkilatý ile Veteriner Teþkilatýnda görev yapanlar, Devlet Tiyatrosu Sanatçýlarý, Hava Yollarýndaki Uçucu Personel, Lokomotif Makinistleri, Gemi Adamlarý, Cumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý üyeleri de fiili hizmet zammýndan yararlanamayacak. Bu kiþiler için kanunun yürürlüðe girdiði tarihe kadar kazandýklarý süreler emeklilik yaþýndan düþecek.»tasarýya göre, TSK, emniyet ve MÝT mensuplarý ile dalgýçlar, radyoaktif maddelerle yapýlan iþlerde çalýþanlar, asit üretimi yapýlan yerlerde, demir ve çelik fabrikalarýnda ve kurþun izabe fýrýnlarýnda çalýþanlara bir yýlda 90 gün fiili hizmet zammý verilecek.»kurþun ve arsenik iþleri, cam fabrikalarý, çimento fabrikalarý, kok fabrikalarý ve termik santralleri, alüminyum fabrikalarý, döküm fabrikalarý ile itfaiye ve yangýn söndürme iþlerinde çalýþanlara ise 60 günlük fiili hizmet zammý verilecek.»fiili hizmet zammýndan yararlanmak için belirtilen iþ kollarýnda en az 10 yýl (3600 gün) çalýþma koþulu aranacak. Yeraltýnda çalýþanlarda ise bu süre 5 yýl (1800 gün) olacak.»yeraltýnda çalýþanlar hariç, fiili hizmet zammý almaya hak kazananlarýn süreleri, 3 yýlý geçmemek üzere emeklilik yaþ hadlerinden indirilecek. Daha önce bu düzenleme, 5 yýl olarak uygulanýyordu. ÝSTEÐE BAÐLI SÝGORTA SÝSTEMÝ»Ýsteðe baðlý sigorta primi, prime esas kazancýn alt sýnýrý ile üst sýnýrý arasýnda, sigortalý tarafýndan belirlenen prime esas aylýk kazancýn yüzde 32'si olacak. Bu oran, yüzde 20 ile malullük, yaþlýlýk ve ölüm sigortasý primi, yüzde 12 ile de genel saðlýk sigortasý priminden oluþacak.»sigortalýlara baðlanacak aylýðýn alt sýnýrý, ortalama aylýk kazancýnýn yüzde 35'den az olamayacak.»ssk, BAÐ-KUR, devlet memurlarý, isteðe baðlý sigortalýlar, harcamalarý, taþýnýr ve taþýnmaz mallarý ile bunlardan doðan haklarý da dikkate alýnarak, kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanýlarak tespit edilecek aile içindeki gelirin kiþi baþýna düþen aylýk tutarý asgari ücretin 3'te birinden az olan kiþiler, vatansýz ve sýðýnmacýlar, 65 yaþýný doldurmuþ muhtaçlar, þeref aylýðý alanlar, SHÇEK kanununa göre korunma ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz yararlananlar genel sigortalý sayýlacak. Bugüne kadar 37 maddesi kabul edilen tasarýnýn görüþmelerine, 40. maddeden devam ediliyor. (BÝRGÜN 05/03/2008) 8 Mart; Eþitlik, özgürlük ve emek haklarýna sahip çýkabilmek için binlerce dokuma iþçisi kadýnýn mücadeleye start verdiði gündür. 8 Mart 1857 de Newyork lu dokuma iþçisi kadýnlar düþük ücretli 12 saatlik iþgücünü ve artan iþ yükünü protesto etmek için bir gösteri yaparlar. Bu gösteri polis tarafýndan þiddet kullanýlarak daðýtýlýr. Bu olay kadýnlarýn ilk direniþidir. Direniþçi kadýnlar bu kez 1909 un 8 Mart ýnda iþten çýkartmalarý protesto etmek için fabrikayý iþgal ederler. Polis þiddet kullanarak fabrikalara girer. Çýkan olaylar sonucunda 129 kadýn iþçi ölür ve binlercesi de yaralanýr. Nazým'ýn Kadýný Kimi der ki kadýn uzun kýþ gecelerinde yatmak içindir. Kimi der ki kadýn yeþil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. Kimi der ki ayalimdir. Boynumda taþýdýðým vebalimdir. Kimi der ki hamur yoðuran. Ne o, ne bu, ne döþek, ne köçek, ne ayal, ne vebal. O benim kollarým, bacaklarým. Yavrum, annem, karým, kýz kardeþim hayat arkadaþýmdýr. Nazým HÝKMET II. Enternasyonal 1910 da Clara Zetkin in önerisiyle 8 Mart ý Dünya Emekçi Kadýnlar Günü ilan eder. Tarih boyunca kadýn toplumun en fazla ezilen kesiminde yer almýþtýr. Ülkemizde 17 Þubat 1926 yýlýnda Medeni yasa nýn çýkartýlmasýyla ( Kadýnlarýn siyasal ve toplumsal özgürlüklerine kavuþmasý süreci haklarýný koruma açýsýndan caydýrýcý iþlerliði olmamýþtýr. Kadýnlarýn Sosyal,Ekonomik, Siyasal haklarýnýn bilincine varmalarý, her alanda kararlara ve yönetimlere katýlmalarýna özendirilmesi geliþmekte olan ülkelerin ve çaðdaþ toplum anlayýþýnýn bir gerekliliði diye düþünüyorum. Bu alanda etkin politikalarýn geliþtirilmesi gerekmektedir. Son yýllarda IMF ve Dünya Bankasý aracýlýðýyla dayatýlan ekonomik politikalarýn, dünyada yaþanýlan savaþlarýn bugün en maðdurunun kadýnlar olduðu bir gerçektir. Kadýnlarýmýzýn özellikle çalýþamayan kadýnlarýmýzýn hiçbir sosyal ve ekonomik güvencesi yoktur. Ben, son hukuksal düzenlemelerin yetersiz olduðunu düþünüyorum. Ülkemizde kadýnlar siyasal alanda da hak ettikleri bir noktaya ulaþmamýþtýr. Bugün Meclis te kadýn sayýsý yok denecek kadar azdýr. Kadýnlara siyasal alanda da geniþ olanaklar saðlanmalý, siyaset anlayýþýna yeni boyutlar kazandýrýlmalýdýr. Bu da kadýnlarýn bilinçlendirilmesi ve örgütlenmesiyle mümkündür. Ýnanýyorum ki, kadýnlar insan olarak toplumda hak ettikleri yerleri alacaklardýr. Birbirimize insani çerçeve içerisinde yaklaþtýðýmýz zaman, Kadýn ve Erkek eþitsizliði ortadan kalkacaktýr. Tüm kadýnlarýmýzýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar gününü kutlarým Fatma ULUBEY

8 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ Haydi Kadýnlar Ülkemiz için, ilçemiz için,çocuklarýmýzýn yarýnlarý için gün birlik günüdür. Haydi Kadýnlar el ele kol kola, Çaðdaþ kazanýmlarýmýza sahip çýkmaya, Haydi kadýnlar DAYANIÞMAYA. 9 MART Pazar günü saat te Süha Savaþ Düðün Salonunda el ele kol kola halaya Program Açýlýþ, Günün anlam ve önemini belirten konuþmalar, þiirler, Slayt, Skeç gösterimi ikram ve eðlence çerçevesinde olup etkinliðimiz ÜCRETSÝZDÝR. Katýlýmcýlar Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü SHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü ÖDP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü Eðitim-Sen Halk Evi Sulucakarahöyük Gazetesi Erzurum Yoðurtçular Köyü Derneði

9 gazetesinin ücretsiz ekidir KADINLARIMIZIN 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ KADIN OLDUÐUMUZ ÝÇÝN KUTLU OLSUN HACIBEKTAÞ VELÝ KÜLTÜR DERNEÐÝ, CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü, SHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü, ÖDP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü, Eðitim-Sen, Halk Evi, Sulucakarahöyük Gazetesi, Erzurum Yoðurtçular Köyü Derneði -Ýkinci cins sayýlmadan yaþamak istiyoruz, -Toplumda kadýný ezen, baðýmlýlaþtýran, ikinci plana iten anlayýþý yok etmek istiyoruz, -Artýk yaþamýmýz boyunca gelenek, görenek, dinsel ve yasalardan kaynak bulan eziyet ve haksýzlýklar altýnda ezilmek istemiyoruz. -Toplumun bize yüklediði aile, anne gibi rollerden kurtulmak istiyoruz. Dýþarda çalýþsakta çalýþmasak ta ev iþlerinden, çocuk bakýmýndan sorumlu tutuluyoruz ve emeðimiz yok sayýlýyor. Bizi hayattan dýþlayan, belirli alanlara hapseden toplumsal anlayýþa karþý çýkýyoruz. -Kadýn cinselliðinin pornografi, sanat ve kitle iletiþim araçlarýnda bir meta olarak kullanýlmasýný istemiyoruz. -Egemen erkek ahlaký ve uygulanan çifte standartlar sonucunda cinselliði sýnýrlanan ve aþaðýlanan hep biz kadýnlar oluyoruz. Cinselliðimiz fuhuþta satýn alýnýyor. Evlilik dýþýnda gayri meþru sayýlýyor ve evlilik içine hapis oluyor. -Namuslu- namussuz, bekar- evli- dul, kýz- kadýn, diye bölümlendirilerek kimliklerimiz belirli kalýplara göre tanýmlanýyor ve eziliyoruz. -Evde, sokakta ve iþyerinde cinsel tacize uðruyoruz.yaþ, eðitim sýnýf farký olmaksýzýn pek çoðumuz dayak yiyor ve aþaðýlanýyoruz. -Sosyal, ekonomik ve hukuksal alanlarda erkek vesayetinden çýkýp bedenimize, cinselliðimize, emeðimize ve kimliðimize sahip çýkmak istiyoruz. -Kamusal alanýn her kesiminde, karar mekanizmalarýnda varolmak ve yeteneklerimizi geliþtirecek olanaklara kavuþmak için çaðdaþ, laik, cinsiyetçilikten uzak bir eðitim istiyoruz. Sorunlarýmýzýn bilincindeyiz, çözüm gücünü de kendimizde buluyoruz. Tüm kadýnlarý dayanýþmaya ve mücadeleye çaðýrýyoruz. Ýmza BÝR KADIN Tüm kadýnlarýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Gününü kutluyoruz DÝSK üyesi kadýnlar: ' 8 Mart'ta alanlarda olacaðýz' Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu (DÝSK)"Kadýn Ýþçiler Komisyonu" 8 Mart DÜnya Kadýnlar Günü" nedeniyle bir açýklama yayýnlayarak; "1857 yýlýnda New York ta kötü çalýþma koþullarýnýn deðiþmesi için mücadele eden dokuma iþçisi yüzü aþkýn kadýn yoldaþýmýz vahþi kapitalizmin talimatý sonucu diri diri yakýldý. Kadýn tarihindeki bu aðýr bedel, hala kadýnlar tarafýndan ödenmeye devam ediliyor. 21. yüzyýldayýz hala yanýyor ve yakýlýyoruz. 29 Aralýk 2005 tarihinde Bursa da Tekstil iþçisi beþ gencecik kadýn yoldaþýmýz yine yanarak yaþamlarýný yitirdi. Þubat 2006 da Ceylanpýnar da 10 kadýn yoldaþýmýz da kuralsýz çalýþma koþullarý sonucu boðularak can verdi. Aradan geçen yüz yýllara raðmen kadýnlar halen yanmaya, sömürülmeye, boðulmaya, namus cinayetleri sonucu öldürülmeye devam edilmektedir" dedi. DÝSK'in açýklamasý ve bu yýlki talepleri þöyle: "Aðýr bedeller ödeyerek edindiðimiz haklar, IMF ve Dünya Bankasý nýn taþeronluðunu yapan AKP tarafýndan elimizden alýnýyor. Özelleþtirmeler, Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý gibi reformlarla en çok biz kadýnlarý vuruyor. Sosyal devletin tasfiyesi ile biz kadýnlar için güvenceli ve süreklilik gerektiren iþlerde çalýþmak artýk tarihe karýþtý. Neoliberal politikalar biz kadýnlara, güvencesiz, kuralsýz, ucuz iþçilik yapmayý tek seçenek olarak dayatmaktadýr. Yine bu politikalar sonucu AKP zorunlu tasarruf adýyla kaðýt üzerinde tanýnan iþyerlerindeki kreþleri ve emzirme odalarýný yasal mevzuattan çýkartýyor. Emeklilik yaþýný da 65 e yükselterek hem evde hem de iþyerinde en çok yýpranan bizlere mezarda emeklilik dayatýyor. Doðum öncesi ve sonrasý yasal hakkýmýz olan emzirme süresi 6 aydan 1 aya düþürülmeye çalýþýlýyor. Eþ ve babanýn saðlýk hakkýndan bugüne kadar yararlanýp da çalýþmayan kadýnýn bu hakký da elinden alýnýyor., kadýnlarý çalýþma ve sosyal yaþamdan koparan bu politikalarla biz kadýnlara diyor ki ev iþlerinizi yapýn, çocuk bakýn, eþinize biyad edin, yani kýsaca köleci bir yaþamý kabullenin; sigortasýz, geleceksiz, sendikasýz, tecrit bir yaþamý kabullenin! Son zamanlarda savaþ bütçesinin büyümesinin faturasý yine bizlere doðalgaz, elektrik, su, ulaþým, tüketim maddelerinin hemen hepsine yapýlan kabarýk zamlarla ödettiriyor. Erkek egemen kapitalist sistem kadýn emekçinin hamile kalacaðý zamaný, tuvalette geçireceði süreyi de belirleyerek kadýný aþaðýlamaya devam ediyor. Militarizm hayatýmýzýn her alanýný kuþatmýþ durumda; erkek egemenliðinin bu en ileri aþamasý olan ve kadýný vuran savaþlara karþýyýz. Çünkü militarizm savaþtýr, yoksulluktur, tacizdir, tecavüzdür, sömürüdür, ölümdür. Militarizme savaþa ve iþgale karþý susmayacaðýz! Durduracaðýz! DÜNYADA VE TÜRKÝYE'DE DURUM Dünyada ve ülkemizde kadýnlarýn toplumsal alandaki durumunu tanýmlayan veriler, kadýn için eþitsizlik ve adaletsizlik içeren bir dünyayý yansýtmaktadýr: Dünya da,» Mültecilerin yüzde 80 ini kadýnlar oluþturuyor,» Her 3 kadýndan biri þiddete, her 5 kadýndan biri tecavüze uðruyor,» Yoksulluk giderek kadýnlaþýyor, yeryüzünde mutlak yoksulluk sýnýrýndaki 1.5 milyar kiþinin yüzde 70 ini kadýnlar oluþturuyor,» Ýþlerin yüzde 60 ýný yapan kadýnlar, toplam gelirin yüzde 10 una, dünya üzerindeki mal varlýðýnýn ise yüzde 1 ine sahipler. Türkiye de,» Okur yazar olmayan yaklaþýk 7.5 milyon nüfusun 6 milyonunu kýz çocuklarý ve kadýnlar oluþturuyor,» Her 4 kadýndan biri okuma yazma bilmiyor. Kadýnlarýn sadece yüzde 3.9 u yüksek okul mezunu,» Nüfusun yarýsý kadýn olmasýna karþýn TBMM de kadýnlarýn temsil oraný yüzde 8.7 (48 kadýn milletvekili); yerel yönetimlerde kadýn temsil oraný ise binde 5.» Kadýnlarýn geliri, erkeklerin gelirinden yüzde 40 daha az,» Kadýnlara yönelik þiddetin en temel nedenlerinden biri toplumda yaygýn kabul gören ahlâk ve namus anlayýþýdýr.» Çalýþma alanýnda kadýnlarýn eþit iþe eþit ücret almasýndaki engeller varlýðýný koruyor.» Yasalarda varolan eþitlik kurallarý, uygulamaya yansýmýyor ve kadýnlar yaratýlan zenginlikten eþit oranda pay alamýyorlar.» Sýkça yaþanan ekonomik bunalýmlar, kadýnlarý erkeklerden daha aðýr biçimde etkiliyor ve aðýr hak kayýplarýna neden oluyor.» Ýlk iþten çýkarýlanlar, ilk ücretinde indirime gidilenler, ücretsiz izne çýkarýlan, çalýþma koþullarý aðýrlaþtýrýlan her iþkolunda öncelikle kadýnlardýr.» Öte yandan, tarýmda uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle tarýmsal üretimde çalýþan 3 milyondan fazla kadýn, yakýn bir gelecekte iþsizlik ve gelir kaybý olgusuyla karþý karþýya kalacaktýr. Taleplerimiz:» Aile içinde, sokakta, parlamentoda, fabrikada, sahnede ve yaþamýn her alanýnda cinsiyete dayalý ayrýmcýlýða, milliyetçiliðe, ýrkçýlýða, adaletsizliðe, eþitsizliðe hayýr diyoruz.» Kadýna yönelik þiddete, baskýya, kadýn katliamýna isyan ediyoruz.» Sýnýr ötesi operasyonlara, ve savaþ politikalarýna hayýr diyoruz.» AKP hükümetinin gündeme getirdiði SSGSS yasa tasarýsýnýn özü ömür boyu çalýþtýrýlarak emeklilik hakkýný ortadan kaldýrmaktýr. Buna karþý çýkýyoruz.» Demokratik, eþitlikçi, özgürlükçü, çoðulcu ve kadýnýn toplumsal yaþamýn her alanýnda yer alacaðý bir anayasa istiyoruz.» ILO sözleþmeleri önündeki yasal engellerin kaldýrýlarak iþ yaþamýnda kadýnlara karþý yapýlan ayrýmcýlýðýn sona erdirilmesini, yeterince kreþ ve emzirme odalarýnýn açýlmasýný istiyoruz.» Kadýnlarýn can güvenliði için, merkezi iktidar ve yerel yönetimlerden sýðýnma evleri açýlmasýný talep ediyoruz. (Devamý 4 DE)

10 2 Solmaz Akalýn KADINLAR KÖLE DEÐÝLDÝR Mustafa Kemal Atatürk ün Cumhuriyeti kurup ilan etmesiyle biz kadýnlara tanýmýþ olduðu haklardan ne kadarý kadýnlara tanýnýyor? Kýrsal kesimlerde ve doðu bölgelerdeki kadýnlarýmýzla, Orta Anadolu ve Batýdaki kadýnlarýmýzýn yaþam þartlarý ve þekillerini ayrý tutmamýz imkansýz. Sadece kendi çevremizdeki kadýnlarýmýzýn haklarýný savunmanýn dýþýnda, biraz daha genel düþünerek elimizden gelen imkanlarla, sosyal haklardan yoksun kalan kadýnlarýmýza veremezmiyiz. Erkek egemenliðinin altýnda ezilenin, zulüm görenin, ve her yerde tacize uðramanýn, bir tutsak, bir köle gibi emir altýnda kalmanýn zorluðu altýnda yaþamaktadýrlar ve bunlar hiçbir zaman unutulmamalý, aksine bu tabuyu yýkmanýn yollarýna bakýlmalýdýr. Kadýn erkek eþitliði var denirken maalesef kadýnlarýmýz, eþitliðin e sinden bile yararlanamýyorlar. Adeta tutsaklýk yaþýyor kadýnlarýmýz. Eþitsizlik bitmeli. Ýsyaným var bu düzene, Ýsyaným var böylesi adalete, Ýsyaným var kadýnlarýmýz üzerindeki zulümlere Saygýlarýmla Solmaz AKALIN CHP Kadýn Kollarý SEKÝZ MART EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ Doðuda kýz diye topraklara gömülen Büyürken sen kýzsýn ayýpsýn denen Asla söz hakký fikri sorulmayan Her konuda hakký hukuku yenilen Evlenince üstüne kumalar getirilen Karnýndan sýpa sýrtýndan sopa eksilmeyen Kadýnýndýr davalarý bile görülmeyen Her yerde taciz edilen ve dövülen Biz kadýnlar olmasak ne olur halleriniz Fabrikada mesaide arkadaþýnýz Tarla iþçiniz çalýþýr bu emekçiniz Salonda ham fendiniz sohbette yareniniz. Mutfaðýmýzda aþçýmýz aþkýmýz Nedir bu beyler sizden çektiðimiz Yo yemiyoruz artýk bunuda hep biliniz. Çok zeki olduðunuzu biliyorsunuz Dirican kardeþin ne güzel yazdýn yýldýr ben söylemekle bezdim Türlü þehir ülke kasaba gezdim. Artýk bu beylere söylemekten bezdim Beyler akýllý mantýklý saygýlý olun Mart kadýnlarýn bu günlerinde Örnek bu kadýnlar her toplumun önünde. DÖNER ÝM daima doðrulardan yanayým Çilekeþ kadýnlarýn derdini ben anlarým Adalet hep yerini bulsunda bir göreyim Hem bacý kardeþ hem de anayým. MERHABALAR olmak.kadýn yaratan, üretendir deðiþimin öncüsüdür. Tarih boyunca kadýnýn geliþiminden hep korkulmuþtur. Kadýn siyasal ve toplumsal yaþamýn içinde ne kadar çok yer alýrsa egemenliðin iþi o kadar zorlaþýr Bu nedenle kadýnlar çocuk doðursunlar, iyi anne olsunlar, iyi eþ olsunlar yeter Ellerinin hamuruyla erkek iþlerine karýþmasýnlar anlayýþý, kadýný atýl, verimsiz ve bilinçsiz bir duruma düþürmüþtür. Bu anlayýþlarla gelinen noktada, kapitalist sistem içerisinde kadýnýn kiþiliði deðil, diþiliði geliþtirilmiþ, kadýn cinsel bir meta ve obje Yazýma 8 Martýn tarihçesi ile ilgili kýsa olarak deðerlendirilmiþtir. Hatta 8 Mart bir giriþ yaparak baþlamak istiyorum. Dünya Emekçi Kadýnlar Gününün bile Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü anlamý ve içi boþaltýlarak.. Diðer özel bundan yaklaþýk bir buçuk asýr önce 8Matrt günlerdeki gibi süslü püslü söylemlerle 1857 de Amerikanýn Nevyork kentinde 40 kapitalist sistemin kar dürtüsüyle yine kadýn bin dokuma iþçisinin insanca çalýþma istemi tüketime zorlanmaktadýr. ile baþlattýklarý grevin, polis saldýrýsý ve Ýþte bir tarafta orasýný burasýný açýp, çýkarýlan yangýn sonucunda, çoðu kadýn 129 bedenlerini açýk artýrmaya çýkaran ve kirli emekçinin hayatýný kaybettiði gündür. paralarýn üzerinden kadýlýk gösterileri yapan tele-vole kadýnlarý..diðer taraftan Ýslamiyet adýna yola çýkýp, yobazlýk tohumlarý ekerek, insanlarýn inançlarýný kullanan aciz ortaçað anlayýþý Bir diðer taraf ise, Sosyal Yardýmlaþma Vakýflarýnýn kapýsýnda dilenciye döndürülen, açlýðýn sefaletin her çeþidini iliklerine kadar yaþayan, Üniversitedeki çocuðuna 50 YTL Kadýnlar 12 saatlik çalýþma süresine, düþük burs alabilmek için el ufalayýp, kapý kuluna ücrete karþý direniyorlardý. Daha kýsa çalýþma döndürülen kadýnlar saati, daha iyi gelir ve oy hakký istiyorlardý. Yorum ve deðerlendirmelerimiz, nerede..katledildiler Bu olaydan yýllar sonra durduðumuza ve nereden baktýðýmýza 1910 yýlýnda Clara Zetkin isimli bir Alman baðlýdýr. Sosyalist kadýn önderin önerisi ile 2 Eðemen sistemin hazýrlayýp sahnelediði Enternasyonal, 8 Mart 1857 de öldürülen oyunlarýn figüranlarý olmamalýyýz Çünkü kadýn emekçilerin anýsýný yaþatmak için, biz kadýnlar yaþamý yaratýyoruz.. Cana can katliamýn yapýldýðý 8 Mart ý Dünya Emekçi katýyoruz..canýna can kattýðýmýz çocuklarýmýzýn geleceðinin ne olacaðý endiþesi biz Kadýnlar Günü olarak kutlamaya karar vermiþtir. annelerin en büyük kabusudur.. Ýnsan olmanýn bile ne kadar zor ve acýtýcý Savaþlarýn en büyük acýlarýný kadýnlaranneler yaþar. Yokluðu yoksulluðu olduðu günümüz koþullarýnda kadýn çarþýda pazarda, evde mutfakta en çok kadýnlar yaþar. Ama mutsuzluklarýmýzýn, sýkýntýlarýmýzýn nedenleri niçinlerini pek sorgulayamayýz. Yaþandan soyutlanmýþlýðýmýz, tüketim aracý olarak kullanýlmamýz, bizi birazda kolaycýlýða itiyor..kafamýzý fazla yormuyoruz, hayatý olduðu gibi itiraz etmeden kabullenmek iþimize geliyor. Ruhsuz, duyarsýz, renksiz,tarafsýz, rizikosuz, akmaz- kokmaz garip nesneler haline dönüþüyoruz. Oysa biz kadýnlar istersek o yaratýcý gücümüzle çevremizi, ülkemizi ve dünyamýzý daha yaþanasý hale dönüþtürebiliriz. Ýstersek ve el ele verir isek hayatý rengarenk, ilmek ilmek dokuruz. Yeterki cesaretimiz olsun. Sabýrla inatla, ýsrarla, isteyerek Molla rejimi heveslilerine inat, Gücümüzü sesimizi yüreðimizi birleþtirelim.. Bu ülke bizim ona sahip çýkalým.. Gericilerin yobazlarýn saltanatýna sessizce boyun eðmeyelim. Gözlerimizi kaçýrmayalým gözlerimizden, ellerimizi mahrum etmeyelim dostça dokunuþlara. Umutlarýmýzý tüketmeyelim, sevdamýzý yeþertelim inatla. Kýzlar, oðlanlar feda ettik biz bu ülkeye her biri cihan parçasý. Bu kadar kolaymý vazgeçmek Saygýlar- Sevgiler Aliye OKUR

11 Cumhuriyeti kuranlar:tercihlerini büyük bir kararlýlýkla, cesaretle ortaya koymuþlardýr. Cumhuriyetle baþlatan o büyük toplumsal dönüþümün temel ekseni kadýn- erkek eþitliði olmuþtur. Bu Mustafa Kemalin en büyük projesidir. Biz Cumhuriyetin yollarýnda yürüdük, okullarýnda okuduk öðrendik, öðrettik birey olduk. Topluma karýþtýk çalýþtýk kazandýk. Biz Cumhuriyetin kýzlarý, kadýnlarý, anneleri; Onurlu vatandaþlarýyýz. Türkiye 85 yýldýr karþýlaþtýðý birçok engel ve zorlukla mücadele ederek Cumhuriyet doðrultusundaki yürüyüþünü sürdürmektedir. Geldiðimiz noktada kazanýmlarýmýz tehlikededir. Kadýn haklarý, Cumhuriyeti kuþatanlarýn hedefi olmuþtur. Laik demokratik Cumhuriyete yönelik her saldýrý; Kazanýmlarýmýzdan geri adým atma niteliðindedir. Buna karþý mücadele etmek hepimizin görevidir. Son AKP nin kadýna, kadýnýn toplumsal hayattaki yerine iliþkin dayatma ve uygulamalarý kýsacasý AKP nin yüz karasý.. Ankara Altýndað belediyesi yeni evlere nikah ve evlilik kitabý daðýttý. Ýçerisinde kadýnlarý aþaðýlayýcý notlar var. Tuzla belediyesi yeni çiftlere Aile ilmihali isimli kitap daðýttý. Bu kitapta kadýn erkekle tokalaþamaz, akraba evliliði caizdir, dini kurallara göre evlenmek gerek, evlilik dýþý beraberliðe 100 deðnek. Eyüp belediyesi Kutlu Doðum haftasýnda Örtünmemek günahkar olmaktýr yazýlý broþür daðýtmýþtýr. Baðcýlar belediyesi sadece kadýnlarýn girebileceði park alaný yaptýrttý. Kadýn ve erkeðin düðünlerde birlikte oyun oynamasýnýn günah olduðu, kan vermek isteyen kadýnlarýn ayrý, erkeklerin ayrý bölümlerde olmasý gerektiðini vb. sayýsýz örnekleri Miyase Taþdemir Cumhuriyet ayný zamanda Kadýn Devrimidir 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ sýralayabiliriz. Laik yapýyý oluþturamayan bazý ülkelerde yaþayan kadýnlara dönük uygulamalar. Afganistan da kadýnlar burka ile baþtan aþaðý kapanmadan dýþarý adým atamýyorlar. Cezayir de kapanmayan kýzlarýn evine önce 2 uyarý yapýlýyor 3 cü de kýzýn evine bohça ile kefen gönderiliyor, birkaç gün sonra da kýzýn baþý gövdesinden ayrýlýyor. Sudiarabistan da 15 kýz öðrenci yakýlarak Namahrem vahþetine kurban edildi. Mýsýr da 6 yaþýndaki küçük kýzlarýn türban takmasý isteniyor. Somali, Sudan, Malezya, Kuveyt, Pakistan, Yemen, Katar vb ülkelerin tamamýnda kadýnlara bunlardan beter uygulamalar yapýlmaktadýr. Ya laik Cumhuriyetin özgür, eþit yurttaþlarý olacaðýz, ya da kadýnlarýn; Ýkinci sýnýf insan konumuna indirgenmeye, toplumsal yaþamdan koparmaya, bölmeye, sýnýflandýrmaya çalýþanlara teslim olup, haklarýmýzdan vazgeçeceðiz. Hangisi? Karar bizim hangisi..? Gidiþatý görüp sakýnmanýz dileðiyle! Uyarýyoruz. Kadýnlarý erkeklerden farklý kabul eden, eþit saymayan bir anlayýþ karþýsýnda biz CHP olarak mücadele ediyoruz, edeceðiz. Hiçbir inancýn Kadýný ezmesine izin vermeyeceðiz. Ülkemize Devletimize, Cumhuriyetimize ve geleceðimize4 birlikte sahip çýkacaðýz. Bir ateþ böceði bile karanlýkta bir ýþýktýr.! Unutma! Herkesin yapabilecekleri bir þey mutlaka vardýr. CHP KADIN KOLU BAÞKANI Miyase TAÞDEMÝR 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN! Kadýnlarýn her alanda var olma ve eþit olma mücadelelerinin simgeleþtiði 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü kutlu olsun. Anayasa'da yer alan "Herkes, dil, ýrk, renk, cinsiyet, siyasi düþünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayýrým gözetilmeksizin kanun önünde eþittir" ifadesine karþýn, kadýnlar için; aile yaþamýnda, çalýþma hayatýnda ve toplumda hak ettikleri eþit koþullar saðlanamamýþtýr. Yetersiz yasal düzenlemeler; kýz çocuklarýnýn okutulmamasýna, töre cinayetlerinin devam etmesine, iþ yaþamýnda kadýn istihdamýnýn engellenmesine olanak saðlayan düþünce ve önyargýlarýn önüne geçememiþtir. Ülkemizde üniversiteler bünyesindeki bölümlere kadýn erkek ayýrýmý yapýlmadan öðrenci alýnmasýna, iþ kanunlarý ve ülkemizin de imza attýðý Birleþmiþ Milletler Kadýna Yönelik Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Ortadan Kaldýrýlmasý Sözleþmesi'ne karþýn, özellikle kamu kurumlarýnda personel alým ilanlarýna da yansýyan cinsiyet ayrýmcýlýðý dikkat çekicidir.egemen sýnýfýn çýkarlarýna hizmet eden cinsiyet ayrýmcýlýðý çözülmeden, özgür ve eþit bir toplum yaratýlmasýnýn mümkün olmadýðýný düþünen TMMOB, ülkemizde ve tüm dünyada kadýnlarýn hak ve taleplerini elde etme mücadelelerini desteklemektedir. Kadýn erkek yan yana, omuz omuza, yaþamýn her alanýnda! "8 Mart Dünya Kadýnlar Günü" kutlu olsun Mehmet Soðancý TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný KADINLAR VARDIR! Bundan tam 151 yýl önce l857 yýlýnýn 8 Mart ýnda Newyork lu kadýn iþçiler eþit iþe eþit ücret ve 8 saatlik iþgünü talebiyle greve gitmiþler,çalýþtýklarý fabrikayý iþgal etmiþler, ancak polisin müdahalesi sonucu çýkan yangýnda 128 kadýn yaþamýný kaybetmiþti.. Bugün 8 Mart Geçtiðimiz yýl kadýnlara karþý þiddet ve ayrýmcýlýk artarak devametti/ediyor. Kadýnlara yönelik suçlara, ayrýmcýlýða, þiddete, emeðinin yok sayýlmasýna karþý kadýn hareketi ile kadýnlar beraber hep birlikte karþý koydular, mücadele ettiler.. Sistemli saldýrýlara karþý örgütlü mücadeleriyle kadýn dayanýþmasýný yükseltmeye devam ediyorlar. Novamed Grevinde Direnen kadýnlarla dayanýþmak için etkili eylemler, kampanyalar içinde yer aldýlar.. Sonunda Sendika haklarýný isteyen Novamed li kadýn iþçilerin talepleri kabul edildi. Ýnandýlar, haklýydýlar. Sokakta her an yaþadýklarý yaþayabildikleri tacize karsý Mor iðnelerini aldýlar ellerine, kendilerine ve dayaniþmalarýna güvendiler. Kadýnlar yan yanaydýlar. Tacizde, Tecavüze karþý taraf oldular.. Biliyorlardý ki geçmiþten bugüne kadýnlar diðer toplumsal mücadelelerin ve devrimsel anlarýn öznesi olmuþlar, direniþlerle, grevlerle, eylemlerle örgütlenerek bir mücadele tarihi yazmýþlardý.. Ve bu tarih bize göstermiþtir ki kadýnlarýn mücadelesi insanlýðýn da mücadelesidir. Gecmiþten devraldýðý Kadýn kurtuluþ mücadelesinin ýþýðýnda yürüyen kadýnlar direnmeye ve reddetmeye devam ediyorlar. Yaþadýðýmýz dünya hala zulüm, baský ve sömürünün hakim olduðu ve en yýkýcý etkisini kadýnlar üzerinde gösteren bir dünya. Her yerde savaþlar, iþgaller, katliamlar kadýnlarýn bedeninde cereyan ediyor. Ortadoðuda ABD nin iþgal politikasý içine ülkemizin de sokulduðuna, ABD icazetiyle hava harekatýnýn yaný sýra kara harekatýnýn da baþladýðýna, halklarýn birbirine kýþkýrtýldýðýna, ýrkçýlýðýn yükseltildiðine, dili, kimliði, inancý farklý olana tahammülsüzlüðün vardýðý noktanýn sokak ortasýnda iþlenen cinayetlerle, bu ülkenin güvercinlerini nasýl ürküttüðüne tanýk oluyoruz. Militarizm ve düþmanlýðýn derinleþtirilmesinin, yaþamýmýzýn her anýnda, her alanýnda þiddeti daha da yaygýnlaþtýrdýðýný ve meþrulaþtýrdýðýný görüyoruz. Uygulanan neo liberal politikalar yüzünden, kadýnlar fabrikalarda, atölyelerde düþük ücretle, sigortasýz, sosyal güvencesiz, iþ güvencesiz köleler olarak sömürülüyor, mücadele ettiklerinde ise kapýya konuyor, yanýyor, yakýlýyor, kamyon üzerinde ölüme gönderiliyorlar.. Evde ise her türlü angaryanýn yükükadýnlarýn sýrtýna biniyor, emekleri göz ardý ediliyor, zorla evlendiriliyor, aile içinde her türlü þiddete maruz kalýyor, tutsak ediliyorlar.. Dýþarý çýktýklarýnda ise cinsel taciz, saldýrý ve ölümle burun buruna geliyorlar.. Kadýnlarýn sýðýnacaðý yerleri açmakla sorumlu olan hükümetler ve yerel yönetimler ise bu ataerkil sistemin bir uzantýsý olarak, tecavüzcülere, katillere ceza indirimleri uygulayarak göz yumuyorlar. Oysa evlerinizin perdesini açýn, þiddeti görürsünüz, sokaklarý aydýnlatýn yine þiddet çýkar karþýnýza, zihinlerinizi aralayýn, namus kisvesi altýnda þiddetle karþýlaþýrsýnýz, intihar eden kadýnlarýn yüreklerine bakýn, çaresizliðe duyulan öfke çýkar, televizyonlarý nýzý açýn, kadýn programlarý adý altýnda kadýn katliamlarýný görürsünüz. Peki þimdi AKP Hükümeti ne yapýyor? Kapalý kapýlar ardýnda, gözlerden ýrak olarak hazýrladýðý Anayasa Taslaðýnda kadýnlarý çocuklar, yaþlýlar ve engelliler ile birlikte özel surette korunmaya muhtaç bir kesim olarak görüyor, ayýrýma tabi tutuyor ve korunup, kollanmasýný ise ataerkil sistemi oluþturan aile, devlet, feodal yapý, gelenek, görenek, ahlaki kurallar ile dinsel tutuculuktan beslenen, güçlenen kapitalizmin kollarýna emanet ediyor. Mutlak deðiþtirilmesi kadýnlar tarafýndanda talep edilen baskýcý ve yasakçý 12 Eylül Anayasasýný sivil bir anayasaya dönüþtürmekten 3 söz ederek, cinsler arasý, kimlikler arasý, inançlar arasý eþitsizlikleri daha da körükleyen, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliðini görmezden gelen yeni yasak ve eþitsizliklerle dolu, sosyal refah ve hukuk devleti olma ilkelerini çiðneyen bir düzenlemenin adýmlarýný atýyor. Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Yasasý ile tüm çalýþanlarý ve emeklileri sosyal güvensizliðe yuvarlarken, kadýnlarýn da var olan haklarýný bile týrpanlýyor ve çalýþma yaþamýnýn zorluklarýný arttýrarak kadýnlarý yeniden evlerine dönmeye, çalýþmayan kadýnlarý ise ev köleliðine devam etmeye zorluyor. Kadýnlar hem iþte, hem evde çalýþýyor, Ortalama yaþam süresinin oldukça kýsa olduðu ülkemizde emeklilik yaþýný yükselterek emekliliklerini toprak altýnda geçirmesini vaat ediyor. Ýþsizliðin gün be gün arttýðý ülkemizde çalýþma süresini yükseltiyor, emekli maaþlarýný açlýk sýnýrýna çekiyor. Parasýz saðlýk saðlamasý gereken sözde sosyal devletimiz saðlýk için daha fazla para talep ediyor, hastanelere yýldýz koyarak otel haline getiriyor, tedavilerle ilgili kararý doktordan alýp, bürokratýn insafýna býrakýyor. Anneliðin kutsallýðýný dilinden düþürmeyen ayný hükümet bu yasa ile anne sütünün önemini göz ardý ederek, emzirme ödeneðinin süresini altý aydan bir aya indiriyor. (bu kýsým degiþti yasa tasarýsýnýn son halinde 6 aya devam diye biliyoruz.) Bugün iþçisiyle, kamu emekçisiyle, emeklisiyle, ev kadýnýyla, öðrencisiyle, hangi kimlikten, hangi inançtan olursa olsun tüm kadýnlarýn, kendilerine kader diye dayatýlan bu oyunlarý bozma günüdür. Cinsiyet ayýrýmcýlýðýný ortadan kaldýrmak, hayatýn her alanýnda pozitif ayrýmcýlýk için, Evde, sokakta, iþyerinde, zihinlerde ve medyada þiddeti durdurmak için, Namus kisvesiyle yapýlan kadýn katliamlarýna ve bunu onaylayan ve koruyan devlet politikasýna karþý durmak için, Ýþ cinayetlerinin ve esnek çalýþmanýn son bulmasý için, Eþit deðerde iþe eþit ücret, 8 saat iþgünü, sendika, sigorta, iþ güvenliði ve ücretsiz kreþler için, Parasýz eðitim, parasýz saðlýk, güvenli bir gelecek için, Kadýnlara Yýpranma Payý, 180 gun fiili hizmet zammý hakký için, Babaya kocaya baglý kalmadan sosyal güvence için, Sýgýnaklara ihtiyaclarý kalmayacagý gunler icin, Bedenlerine, emeklerine, kimliklerine sahip cýkmak için, Barýþ, demokrasi ve halklarýn kardeþliði için, Ýþgallere ve savaþlara hayýr demek için, Ýnanç özgürlüðü için, Her yerde ve her alanda temsil edilmeleri için, 8 Martýn resmi tatil edilmesi için, Bu dünyayý kadýnlar için yaþanýlýr kýlmak için, ülkemizde ve dünya kadýnlarýnýn ellerini, çýðlýklarýný, yüreklerini birleþtireçekleri bir gün dür bu gün. Yaþamýn ve mücadelenin yarýsýyýz diyen ülkemizdeki ve dünyadaki tüm kadýnlarýn barýþ, özgürlük ve dayanýþma için yükselttikleri sese, sesimizi katýyor ve yaþasýn 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü diyoruz. Sulucakarahöyük Çalýþanlarý...

12 4 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ Halime AYDOÐMUÞ DOKUNMAYIN Ýlginç bir baþlýk deðil mi, ben ünlü bir yazar olmayý, devamlý gündemde olmayý filan amaçlamýyorum. Ben sadece evimde ev hanýmý, çocuklarýna ana, eþinin yanýnda örf ve adetlerimize uygun yaþamayý istiyorum. Ama bunlarýn yanýnda ben ülkeme yakýþýr biri olmayý, vizyonumla çevremdeki insanlara karýnca kararýnca örnek biri olmayý istiyorum. Günlük medya olaylarýnýn çeþitli haberlerini izliyorum, bazen hepsine gülüyorum.yabancý ülkelerdeki haberler daha çok ilgimi çekiyor. Çünkü yeni buluþlarla yeni icatlarla, ve reform hareketleriyle uðraþýyorlar. Birde kendimize bakýyorum 25-30yýldýr genç genç evlatlarýmýzý kemiren terörü dahi çözmüþ deðiliz. Bu haldeyken yok türbanlýmý olsun türbansýz mý, okula giderken çýkart, dýþarý çýkarken tak, ne kadar gülünç duruma düþüyoruz. Ben bahçede çalýþýrken ana dolu dilinden cember yada yazma dedikleri örtüyü takýyorum.çünkü beni hem tozdan,hem topraktan,hem de güneþten koruyor. Bilim yuvalarýna giderken kafasýný sarýp gitmek isteyenleri hayretle karþýlýyorum. Kime ve neye karþý korunmaya çalýþtýklarýný merak ediyorum. Hani biz Avrupa'nýn eþiðindeydik, hani biz süper güçlü bir devlettik. Hiç bir deðiþim laf olsun diye yapýlmaz. Ýbadethanelere girerken ben baþýmý örtersem, denize gittiðimde de kumdan ve güneþten istifade etmek için gerektiði gibi giyindim. Þimdiye kadarda hiç bi sorunla karþýlaþmadým. Çaðdaþlýk dediðimizde yere ve ortama göre uygun yaþamak deðil midir? Dokunmayýn diyorum Türk kadýnýna, o kadýndýr ki toplumun cefakar,üretken, çalýþkan, þikayet etmeyi bilmeyen kadýnlardýr. Zübeyde hanýmýn yazmalý bir fotoðrafý gözümde canlandý, bir ana gururu ile nasýl baþý da dik duruyor. Dokunmayýn bu toplumun örflerine, yerleþmiþ adetlerine. Biz her kesimde nasýl yaþayacaðýmýzý çok iyi biliriz. Þalvarla cemberi nerede giyeceðimizi de, döpyes takýmý nerede giyeceðimizi de, mayoyu bikiniyi nerede giyeceðimizi de biz çok iyi biliriz. Dokunmayýn bu toplumun dokusuna, bozmayýn birlikteliðimizi. Dokunmayýn bilim yuvalarýna gençlerimizin elindeki meþaleler sadece bilim için yansýn, özgürlük için yansýn özgürlük þekille þemayla olmuyor. Deðerli siyasetçiler özgürlük beyinlerdeki düþüncelerin iyi yönlerde geliþmesiyle olur. 8 Mart dünya kadýnlar gününü kafalarý karýþtýrarak deðil de, bir parça mutlu olacak uðraþlar bularak geçirirsek daha çaðdaþ oluruz diye düþünüyorum. 8 Mart dünya emekçi kadýnlar günü kadýnca yaþamak isteyen kadýnlarýmýza ve kýzlarýmýza kutlu olsun diyorum saygýlarýmla. Tüm kadýnlarýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Gününü kutluyoruz Taleplerimiz:» Aile içinde, sokakta, parlamentoda, fabrikada, sahnede ve yaþamýn her alanýnda cinsiyete dayalý ayrýmcýlýða, milliyetçiliðe, ýrkçýlýða, adaletsizliðe, eþitsizliðe hayýr diyoruz.» Kadýna yönelik þiddete, baskýya, kadýn katliamýna isyan ediyoruz.» Sýnýr ötesi operasyonlara, ve savaþ politikalarýna hayýr diyoruz.» AKP hükümetinin gündeme getirdiði SSGSS yasa tasarýsýnýn özü ömür boyu çalýþtýrýlarak emeklilik hakkýný ortadan kaldýrmaktýr. Buna karþý çýkýyoruz.» Demokratik, eþitlikçi, özgürlükçü, çoðulcu ve kadýnýn toplumsal yaþamýn her alanýnda yer alacaðý bir anayasa istiyoruz.» ILO sözleþmeleri önündeki yasal engellerin kaldýrýlarak iþ yaþamýnda kadýnlara karþý yapýlan ayrýmcýlýðýn sona erdirilmesini, yeterince kreþ ve emzirme odalarýnýn açýlmasýný istiyoruz.» Kadýnlarýn can güvenliði için, merkezi iktidar ve yerel yönetimlerden sýðýnma evleri açýlmasýný talep ediyoruz.» Eþit iþe eþit ücret istiyoruz.» Ýþyerlerinde ve yaþamýn her alanýnda pozitif ayrýmcýlýk istiyoruz.» Erkek egemen aðýrlýklý sendikal yönetimlerde artýk yer almak istiyoruz. Kentsel dönüþüm projeleri adý altýnda yapýlan her türlü yoksullaþtýrma ve göçe zorlayan politikalarý reddediyoruz.» Sendikalaþma ve örgütlenme önündeki her türlü yasal engelin kaldýrýlmasýný istiyoruz.» Emekli kadýnlarýn örgütlenmesinde ve mücadelesinde önemli bir yeri olan Emekli-Sen i kapatma giriþimini kýnýyoruz. Ve kapatýlmasýna izin vermeyeceðiz.» Okullarda parasýz eðitimi ve üniversitelerde demokratik ve özerk eðitim sistemini savunuyoruz.» 8 Mart ýn resmi tatil olmasýný istiyoruz.» Kadýnlarýn evlatlarýný, kardeþlerini, eþlerini öldüren silahlarýn artýk susmasýný Türkiye nin temel sorunu olarak güncelliðini koruyan kürt sorununun barýþçýl ve demokratik yollarla çözülmesini istiyoruz. Bu duygu ve temennilerle;» Tarlada, fabrikalarda, kamusal alanda, evde emeði görülmeyen ev eksenli çalýþan kadýnlarýn,» Ýnsan haklarý, kadýn kurtuluþu, emek ve özgürlük mücadelesi verirken, politik kimliklerinden dolayý cezaevlerinde bulunan kadýnlarýn,» Ýþ, ekmek mücadelesini grev çadýrlarýnda geçiren grevci kadýnlarýn,» Savaþ maðduru olan Türk, Kürt, Ermeni, Filistinli, Irak lý ve Afganistan lý tüm kadýnlarýn, 8 Mart Dünya Kadýnlar Gününü dayanýþma duygularýmýzla kutluyoruz. Bütün emekçi kadýnlarý 8 Mart 2008, Cumartesi günü Saat: de Kadýköy Mitingi ne bekliyoruz. [Sesonline] ÇETKODER: Lafla Kadýna deðer verilmez ve kadýnlar günü kutlanmaz icraata bakýn Çevre Ve Tüketici Haklarýný Koruma Derneði (ÇETKODER) Genel Baþkaný Mustafa Göktaþ, 8 Mart Dünya EMEKÇÝ Kadýnlar günü ile ilgili bu kez deðiþik bir açýklama yaptý. Göktaþ Her yýl 8 Mart öncesi ve sonrasý deðiþik kurum ve kuruluþlar ayrýca STK larý Kadýnlarýmýza övgü yaðdýran mesajlar yayýnlarlar ve kadýn þöyle olmalý, böyle olmalý, baþýmýzýn tacý, canlarýmýz, ciðerlerimiz, her þeyimiz gibi açýklamalar yaparlar. Ancak günümüz Türk iyesinde olaya bakarsak, bu söylemlerin laftan öteye gitmediðini, bol palavra içerikli söylemler olduðunu görürüz. Ýçi boþ laflardýr yani. Toplumun nüfusuna bir bakýnýz. Yarýdan fazlasý Kadýn. Peki Kadýn nerede? Yani hangi alanda kadýn var? Kadýn bu kadar deðerli de Kadýnlarýn sosyal ve siyasal, ekonomik alanda etkinliði ne? Sayýya bakýn. Üç beþi geçmiyor. Ülkemizde 81 il var. Bu illerden kaç tanesinin valisi kadýn? Kaç tanesinin Emniyet müdürü, ya da diðer kurumlarýn il müdürü kadýn? Kaç kadýn belediye baþkanýmýz var, kaç kadýn vekilimiz var, kaç kadýn belediye meclis üyemiz, il genel meclis üyemiz, muhtarýmýz, oda baþkanýmýz, borsa baþkanýmýz, odalarda ve borsalarda yönetimlerde kaç kadýn var? Kaç siyasi parti lideri kadýn, kaç siyasi partide genel merkezinde Genel idarede ve yönetimde kaç kadýn var? Bu lafla sözle, üzerlerine toz kondurmadýðýmýz Kadýnlar nerede? Neden önemli yerlerde yoklar? Þimdi birileri çýkar, varlar ya, felanca filanca var ya Güzel de kardeþim, yeterlimi? Siz her 8 Mart da, öncesi ve sonrasý hafta içinde deðiþik etkinlikler ile onca palavra atýp abartýp kabartýp yað bal çekmeyi biliyorsunuz. Bunu icraata ve yaþama geçirin. Niye geçirmiyorsunuz? Size ne engel? Ben bunu belirtmek istiyorum. Yani lafla olmuyor, icraata dökün. Kadýn toplumda gereken yeri alsýn. Her alanda ve her yerde sayýlarý artsýn. Medeniyetin ölçüsü onlar. Onlarýn olduðu yerde estetik kavramlarýn öne çýktýðýný göreceksiniz. Nezaket, zarafet, þýklýk, farklý güzellikler oluþacaktýr. Niye yoklar? Çünkü, mevcut sistemde ancak bu kadar oluyor. O olan hanýmefendilerde çok büyük gayret ve mücadele ile gelebiliyorlar, geldikleri makamlara. Çok zor. Kadýnlar için yaþam oldukça zor. Bu zorluðun aþýlmasý için Siyasi partiler yasasý, partilerin tüzükleri baþta olmak üzere mevcut sistemdeki çok yasanýn deðiþmesi lazým. Hem de acilen. Ayrýca, Kadýna deðer verdiðini söylemekten baþka hiçbir iþ yapmayanlarýn ellerini taþýn altýna koyup iþ yapmalarý gerekiyor. Yani diyorum ki, kadýn diyen, saygý duyduðunu, çok deðer verdiðini söyleyenler odalarýnda, yönetimlerinde, siyasi kulvarlarda kadýna öncelik tanýsýnlar. Listelerine alsýnlar, liste çýkarmalarýna yardýmcý olsunlar. Yapmazlar. Hep lafta, sözde kadýna deðer verirler. Ýþ icraata geldi mi yan çizerler. Ben diyorum ki, her biri birer tüketici olan kadýnlarýmýz toplumda hak ettiði yeri alýncaya kadar yani temsilde adaleti saðlayýncaya kadar. Kadýn kaymakam, Kadýn vali, Kadýn belediye baþkaný, genel müdür, il müdürü, oda ve borsa baþkaný gibi meclis üyesi gibi yerlerde sayýlarý artýncaya kadar kimse kadýnlar hakkýnda ahkam kesmesin. Kadýnlarýn yönetimde yer almasýnýn önünü týkayan yasalarý, kanunlarý, tüzükleri deðiþtirelim, riya yapmayalým dedi. 8 MART DÜNYA EMEKÇÝ KADINLAR GÜNÜ gazetesinin ücretsiz ekidir. 7 Mart 2008