Hacýbektaþ gençlik platformu 'Üç Fidan'ý andý

Transkript

1 YIL:3 SAYI: YKR 8 MAYIS 2008 PERÞEMBE HACIBEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: Ev. Tel: Hacýbektaþ gençlik platformu 'Üç Fidan'ý andý Mehmet Ali Yazýcý yazici66@yahoo.com Gençlik liderleri Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan, idam ediliþlerinin 36 ýncý yýldönümünde Hacýbektaþ Gençlik Platformu Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði nin kolaylaþtýrýcýlýðýnda anma etkinliðini gerçekleþtirdi. Anma etkinliði Süha Düðün Salonu nunda Çarþamba günü saat 19: 30 da gerçekleþti. Etkinlik öncesi gazetemeze gelen gençler Hacýbektaþ Gençlik Platformu adýna gerçekleþtirmek istedikleri anma etkinliðine yönelik bir açýklamada bulundular. Gençlik Platformu adýna Açýklamayý yapan Caðrý Danacý, Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarý Yusuf Ýnan, Hüseyin Aslan ýn Türkiye nin tam tam baðýmsýzlýðý için dar aðacýna gittiklerini belirtti. Deniz ve arkadaþlarýnýn Mustafa Kemal Yürüyüþünde emperyalistlere karþý Atatürk ün emperyalislere karþý tutumunu ön plana çýkarttýðýna vurgu yapan Caðrý Danacý, bugün Deniz ve arkadaþlarýnýn çözüm üretmeye çalýþtýðý sorunlarýn hala güncelliðini koruduðunu belirterek, Denizler bizim ve ülkemizin onurlu tarihidir. dedi. Caðrý Danacý Hacýbektaþ Gençlik Platformu adýna yapmýþ olduðu açýklamasýnda þu görüþlere yer verdi: Caðrý Danacý Tarih: 7 Mayýs 008 Saat: 19: 30 Yer: Süha Savaþ Düðün Salonu Kolaylaþtýrýcý:Hacý Bektaþ Veli Kültür Tanýtma Derneði 3 DE Eleþtiri, Özeleþtiri ve Sol En az iki kiþinin karþýlýklý konuþma durumuna diyalog deniyor. Diyalog sözcüðü dilimize Yunancadan geçmiþtir ve ortaya çýktýðý dilde, tartýþarak-konuþarak bir düþünceyi takip etmek, devamýný getirmek anlamýnda kullanýlýyor. 2 DE Hasan Kaya Ali Yýldýrým Þarkýþlaya Düþürmesin Allah Sevdiði Kulunu Ne zaman Þarkýþlalý olduðumu söylesem Allah Þarkýþlaya düþürmesin yanýtýný alýrým. Hemen aklýma Denizler için Mevlüde Günbulut un yazdýðý/söylediði o meþur aðýt gelir. Deniz Gezmiþ ve Yusuf Aslan ýn sonu 6 Mayýs 1972 de idamla bitecek olan yakalanma öyküsü Þarkýþla da baþlar. Bundan tam 35 yýl önce Denizler ülkelerinin baðýmsýzlýðý ve insanlarýnýn mutluluðu dýþýnda bir amaç 7 DE Hollanda da Açýlan Kültür Fuarýnda Kapadokya da Tanýtýldý Hollanda nýn Roterdam þehrinde bu yýl 2. düzenlenen uluslararsý Multifestijn 2008 Kültür Fuarýnda Kapadokya tanýtýldý. Hollanda nýn Roterdam þehrinde Van Nelle Fuarmerkezi nde, açýlan fuarda, merkezi Almanya da bulunan ve Almanya da faaliyet göstermekte olan Kapadokya Kültür Derneði tarafýndan Peribacalarý, Kapadokya Külltür Derneði, Avanos Çanak Çömleði ve Kapadokya Dokuma Halýcýlýðý adlarýnda dört ayrý Kapadokya standý açýldý. 'Gülen'in 3-5 Milyon Müridi Var' New York Times gazetesi, Gülen'in okullarýnýn 'ýlýmlý' Ýslamý öðrettiðini iddia etti. Amerikan New York Times gazetesi, Pakistan'daki okullarda verilen radikal Ýslam aðýrlýklý eðitime 6 DA PSAKD Genel Baþkaný Fevzi Gümüþ, Olli Rehn ile Görüþtü Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Baþkaný Fevzi Gümüþ, Avrupa Komisyonu nun Geniþlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ile 5 Mayýs 2008 Pazartesi günü akþam yemeðinde buluþtu. Genel Baþkanýmýz yarýn (Salý günü) Ankara'da Bakanlar düzeyindeki Türkiye-AB Troyka toplantýsý öncesi, Alevilerin Türkiye'de yaþadýklarý sorunlarý Avrupa Komisyonu Üyesi Olli Rehn Baþkanlýðýndaki heyete anlattý ve Trokya toplantýsýnda ele alýnmasý ve görüþülmesi talebinde bulundu. Buluþma AB Komisyonu Türkiye 3 DE DERKENAR: ÝDAM EDÝLÝÞLERÝNÝN 36. YILINDA DENÝZ, HÜSEYÝN, YUSUF: GÜLEREK GÝTTÝLER ÖLÜME FEZA KÜRKÇÜOÐLU Yalnýz Deðiller Saydam ve ýslak ölüm eðer boyunlarýna geçirilen düðümden dökecekse körlerin alfabesini yumruðumu onlara vereceðim yaþayan yumruðumu aðzýmý onlara vereceðim yeryüzünün bütün mert ölüleri için toplayarak kanlý kelimeleri Nihat Berham, Adalet Partisi (AP) milletvekilleri, üçe üç diye baðýrýyorlardý. Akýllarýnca 27 Mayýs 1960 darbesinin ardýndan 4 DE h.kaya@ggs.ch Tayyip Beyin eskileri 1 Mayýs günü Ýstanbul dan Türkiye ve Dünyaya yayýlan görüntüler karþýsýnda ne diyeceðimi öfkemi nasýl ifade edeceðimi bilemez bir þekilde öyle olup biteni izlerken AKP ve Tayyip Bey in köþeye sýkýþacaðýný düþünmedim deðil. Ancak Tayyip Bey hepimizi þaþýrtmayý bir kez daha baþardý. 3 DE Þakir Þenol sakirsenol@gmail.com Hela kültürü Rahmetlik Sadri Alýþýk ýn Turist Ömer adlý dizi filmlerinden birisinde, Ýstanbul da bir Fransýz kadýn turiste rehberlik ediyordu. Tarzanca olarak tabii ki. Ancak ilerleyen sahnelerde turist sürekli olarak oh tualet diyor, sýkýntýsýný Uður Gürses 6 DA Bedeli sofrada ödüyor olmayalým? Son dönemde özellikle pirinç fiyatýndaki iç pazardaki 'zýplama', küresel çaptaki fiyat artýþýnýn da ötesinde oldu. Peki bu geliþmeyi 'bazý fýrsatçýlarýn faaliyetleri sonucu' olarak 8 DE

2 2 8 Mayýs 2008 Perþembe Mehmet Ali Yazýcý yazici66@yahoo.com PSAKD Genel Baþkaný Fevzi Gümüþ, Olli Rehn ile Görüþtü Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ En az iki kiþinin karþýlýklý konuþma durumuna diyalog deniyor. Diyalog sözcüðü dilimize Yunancadan geçmiþtir ve ortaya çýktýðý dilde, tartýþarak-konuþarak bir düþünceyi takip etmek, devamýný getirmek anlamýnda kullanýlýyor. Diyalektik diyalog kavramýndan türemiþtir ve tartýþma anlamýna da gelir. Olay ve olgularýn gerçek yüzlerini ortaya çýkartmak ve doðrulara ulaþmak için bilimin de kabul ettiði bir yöntemdir. Heraklitos'un, þartlarýn deðiþimini ve hareketi tarif eden ayný ýrmakta iki kez yýkanýlmaz sözü, diyalektiðin ilk açýk tanýmý olarak kabul edilir. En özlü tanýmlamayý ise Engels yapmýþtýr. Diyalektik, dýþ dünyada ve insan düþüncesindeki hareketin genel yasalarýný inceleyen bilimdir. Diyalektik kavramý üzerine en çok kafa yoran Hegel dir. Hegel de mutlak bilgi, üç aþamalý bir süreçten geçilerek üretilir; tezantitez-sentez. Bu üçlemi de diyalektik yöntem olarak tarif etmiþtir. Hegel de düþünce varlýða, varlýk düþünceye özdeþtir. Bu ikilinin geliþimi ve hareket hali ise diyalektik süreçtir. Önce, her hangi bir konuda bir tez ileri sürülecek. Bu teze katýlmayanlar antitezlerini ortaya koyacaklar. Ve bir tartýþma süreci doðacak, yaþanacak ve sonuçlanacak. Bu sürecin sonunda bir sentez ortaya çýkacak. Bu, karþýlýklý diyalogun bir sonucudur ve tanýmlanmýþ þekliyle ortaya çýkan sonucun doðruluðu yaþam pratiðine uygulanarak test edilir. Eðer yaþam, bu ortaya çýkartýlan sonucu doðrularsa, elde ettiðimiz bilgi yani sentez doðru demektir. Hegel in yolundan giden Marks, diyalektik yöntemi farklý tanýmlar ve tabiri caizse, tersine çevirir. Diyalektiði maddeci bir temelde deðerlendirir ve çeliþki kavramýný öne çýkarýr. Diyalektiði çeliþki, daha doðrusu karþýtlarýn mücadelesi olarak açýklar. Marks ta hareket, maddenin iç çeliþki ve çatýþmalarýnýn ürünüdür. Düþüncedeki hareket ise, maddedeki hareketin bilince yansýmasýdýr. Marksistler, diyalektik yöntemin, diyalektik hareketin bilimi olarak kabul ederler. Tartýþma kavramý dýþýnda, eleþtiri ve özeleþtiri kurumu da diyalektik yöntem dâhilinde deðerlendirilmelidir. Þimdi, diyalektik yöntem çerçevesinde Türkiye Solunda ki tartýþma ve eleþtirilere bir bakalým. Diyalektik ve tarihsel materyalizm üzerine yýðýnla yazý yazanlar ne yazýk ki, otuz yýldýr, yukarýda anlatýlan þekliyle bir tartýþma kültürü oluþturabilmiþ deðiller. Sol içinde ideolojik eðitimin önemli bir parçasý olan teorik tartýþmalarda kitlelere düzeyli tartýþma örnekleri sunamadýlar. Örgüt içi eðitimlerde, kendileri gibi düþünmeyenleri hedef alarak, devrimciler ve devrimci örgütler arasýnda uçurumlar yaratmayý baþardýlar. Türkiye Solu, 12 Eylül sonrasý eleþtiri ve özeleþtiri konularýnda, tartýþmalarda, toplumsal olay ve olgularýn çözümlenmesi konularýnda ciddi bir kafa karýþýklýðý yaþamaktadýr. Bu nedenle, uzun yýllardýr Eleþtiri, Özeleþtiri ve Sol gerilemenin ve daralmanýn önüne geçilemiyor. Siyasal yapýlar baþkalarýný acýmasýzca ve eleþtiri kültüründen uzak kavramlarla yerden yere vururlarken, kendilerine karþý toleransý, örgüt kültürü haline getirmiþlerdir. Özeleþtiri kurumu iþletilmeden baþkalarýndan özeleþtiri beklemiþlerdir. Lenin, Bir siyasal partinin kendi yanýlgýlarý karþýsýndaki tutumu bu partinin ciddi olup olmadýðýný, kendi sýnýfýna karþý ve emekçi yýðýnlara karþý görevlerini yerine gerçekten getirip getirmediðini saptayabilmemiz için en önemli ve en güvenilir ölçütlerden biridir. Yanýlgýsýný içtenlikle kabul etmek, nedenlerim arayýp bulmak, bu yanýlgýya yol açan koþullarý tahlil etmek, yanýlgýyý doðrultma yollarýný dikkatle incelemek, iþte ciddi bir partinin belirtileri bunlardýr. diyordu. Lenin, sola sirayet eden bu tür hastalýklarý önceden tahmin ederek þunlarý söylemiþtir:'bugüne dek bütün devrimci partiler, kendilerini beðenmiþlikleri, güçlerinin nerede olduðunu göremeyiþleri ve eksikliklerini ortaya koymaktan korkmalarý yüzünden yýkýlýp gitmiþlerdir. Ama biz yýkýlmayacaðýz. Çünkü biz eksikliklerimizi ortaya koymaktan korkmuyoruz ve onlarý yenmeyi öðreneceðiz.' Bir düþünelim bakalým; kendilerini ML tanýmlayan parti, örgüt ve çevreler; bu deðerlendirmelerin neresindeler? Kimse kimsenin burnundan kýl aldýrmýyor. Kimse kimseyi beðenmiyor. Hatta bu beðenmeme fobisi çoðu zaman fiziksel çatýþmalara bile dönüþebiliyor. Burjuva medyaya malzeme oluþturmada marifet gösterenler, bu marifetlerini toplumsal muhalefet ve mücadelenin geliþtirilmesi alanýnda harcasalar bugün daha farklý noktalarda olurduk. Türkiye de devrimci tarzda siyaset yapmaya çalýþanlar, baþkalarýný siyaseten beðenmeme, küçümseme, devrimcilere yakýþan tartýþma ve eleþtiri kültürü dýþýna çýkma vb. özelliklerinden vazgeçmek zorundadýrlar. Bu alanlara harcadýklarýný enerjiyi halkýn örgütlenmesine ayýrmalýdýrlar. Egemen cephe karþýsýnda, ayný yelpazenin parçalarý olarak hareket etmek ve bu bilinci kökleþtirmek durumundayýz. Türkiye Solu nun içinde yer alan siyasi yapýlarýn, farklý ideolojik, politik ve örgütsel duruþa sahip olanlarý kendilerinden hissetme mecburiyeti vardýr. Çok geç olmadan bunun anlaþýlmasý gerekir. Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Baþkaný Fevzi Gümüþ, Avrupa Komisyonu nun Geniþlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ile 5 Mayýs 2008 Pazartesi günü akþam yemeðinde buluþtu. Genel Baþkanýmýz yarýn (Salý günü) Ankara'da Bakanlar düzeyindeki Türkiye-AB Troyka toplantýsý öncesi, Alevilerin Türkiye'de yaþadýklarý sorunlarý Avrupa Komisyonu Üyesi Olli Rehn Baþkanlýðýndaki heyete anlattý ve Trokya toplantýsýnda ele alýnmasý ve görüþülmesi talebinde bulundu. Buluþma AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Marc Pierini nin daveti ile gerçekleþti. Yaklaþýk iki buçuk saat süren buluþmada heyet ile birlikte akþam yemeði yenilerek Türkiye de Demokrasi ve Laiklik ekseninde Alevilerin sorunlarý görüþüldü. Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Baþkaný Fevzi Gümüþ görüþmede AKP nin özgürlükçü olmadýðý, demokrasi ve laiklik konusunda ülkeyi geriye götürdüðünü, 12 Hukukunun arkasýna saklanarak Alevi varlýðýný tanýmadýðýný, laiklik konusunda milli görüþ geleneðinden aldýðý mirasý sürdürdüðünü, zorunlu din dersleri konusunda AHÝM ve Danýþtay ýn verdiði kararlarý uygulamaktan kaçýnarak göz boyama siyaseti güttüðünü ve hatta zorunlu din dersleri ile ilgili AHÝM in verdiði kararý Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýndan görüþ alýnmalýydý þeklinde yorumlayarak adeta ulema görüþleri ile ülkeyi yönetmeye heveslendiðini, DÝB nýn demokrasi ve laiklik açýsýndan ülkemizde bir kambura dönüþtüðünü ve AKP nin bu gerçeði tartýþmaktan kaçýndýðýný, Alevilerin inanç merkezi olan Cemevlerinin yasallaþmasýna iliþkin hiçbir çaba sergilemediðini ifade etti. Gümüþ, ayrýca AKP hükümetinin 1 mayýs ve Sakaryadaki linç giriþimi örneðinde görüldüðü gibi ülkeyi Madýmaklaþtýrmak istediði görüþlerini de ifade etti. Avrupa Komisyonu nun Geniþlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ise Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Baþkaný Fevzi Gümüþ tarafýndan ifade edilen görüþleri not ederek önümüzdeki müzakere sürecinde ve AB Ýlerleme Raporlarýnda Alevilerin sorunlarýnýn çözümü yönünde çaba sarf edeceðini ifade etti. Buluþma yaklaþýk 2,5 saat sürdü ve dostça bir ortamda gerçekleþti. BasýnBürosu - 5 Mayýs 2008 GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ Sos. Yar. ve Day Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd Halk Eðitim Müd Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT T.M.O Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop TEDAÞ Nevþehir Seyahat Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Kent -Göreme Turizm Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi

3 8 Mayýs 2008 Perþembe Hasan Kaya Tayyip Beyin eskileri 1 Mayýs günü Ýstanbul dan Türkiye ve Dünyaya yayýlan görüntüler karþýsýnda ne diyeceðimi öfkemi nasýl ifade edeceðimi bilemez bir þekilde öyle olup biteni izlerken AKP ve Tayyip Bey in köþeye sýkýþacaðýný düþünmedim deðil. Ancak Tayyip Bey hepimizi þaþýrtmayý bir kez daha baþardý. Yaptýðý açýklamanýn yanýnda, Ýstanbul Emniyet Amiri ve Valisi tarafýndan yapýlan piþkin açýklamalar anlamsýz kaldý. 1 Mayýs günü olup biten, yaþananlarýn hepsi, sendikacýlarýn anlamakta zorlandýðý bir provokasyonu önleme amaçlýymýþ. Baþbakan Tayyip Bey Ayaklar baþ olursa kýyamet kopar demesini de bir çýrpýda açýklamayý ihmal etmedi. Yine yanlýþ anlaþýlmýþ. Kendisi de eskiden iþçiymiþ. Tayyip Bey in eskileri sadece iþçiliði ile sýnýrlý deðil. Þimdilerde özenle her konuþmasýnda laiklik vurgusu yaptýðýna bakmayýn siz onun. Eskiden laikliði dinsizlik olarak görür karþý çýkardý. Eskiden, çok eskiden deðil: bir zamanlar mollalarýn eteklerini tutup batý karþýtý, ABD düþmanlýðý yapan Tayyip Bey, þimdi o mollalarý, terörist ABD yi dost biliyor. Sayýn Baþbakan eskileri ile bir tek bizi þaþýrtmakla kalmýyor. Baþtan beri kendisini koþulsuz destekleyen bazý liberal aydýnlarý da þaþýrtýyor. Bu kesim tarafýndan demokratlýk payesi ile onurlandýrýlan Tayyip Bey, þimdilerde eski demokratlýðý ile anýlýr olmaya baþlandý. Tayyip Beyin kafasýnýn içi de, AKP de neredeyse bir eskici dükkâný gibidir. Kendine Müslüman kendine demokrat olan Tayyip Bey in ajandasýnda sýkýþýp kalan bir Alevi açýlýmý ile bir Kürt açýlýmý da hiç açýlmadan eskiler arasýnda yerini çoktan aldý. Eskileri ile anýlacak, belki de tarihe geçecek olan Tayyip Bey in çevresi de eskilerden oluþuyor. Çevresindekilerin de eskileri var. Örnegin Kültür Bakaný Ertuðrul Günay ýn 1 Mayýs üzerine yaptýðý açýklamalara baktýðýmýzda, onun da sosyal demokratlýðýnýn, iþçi dostu oluþunun eskilerde kaldýðýný görüyoruz. Sayýn Tayyip Bey in hakkýný yemeyelim; deðiþmezleri, eskimeyenleri de var. Ýslamcýlýðý hiç deðiþmeyen Tayyip Bey in türban istemi, Ýmam Hatiplerin önünü açmasý, kadrolaþma, muhalefetsiz hükümet etme istemi hiç deðiþmedi. 1 Mayýsta Taksim e çýkmak isteyenlerin, kendisine oy vermeyen, vermeyecek olan sol, iþçi ve emekçi muhalif kesimlerden oluþmasý, uygulanan þiddetin asýl nedeni oluyordu. Ancak gelip giden hükümetlerden, baþbakanlardan biliyoruz ki, cep dolar, cepken yenilenir, Tayyip Bey de eski baþbakanlardan olur. SATILIK ARSA Savat Mahallesi Cadde üzerinde 730 m2 arsa acilen satýlýktýr. Tel: Hacýbektaþ gençlik platformu 'Üç Fidan'ý andý Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber: Aydýn Þimþek Gençlik liderleri Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan, idam ediliþlerinin 36 ýncý yýldönümünde Hacýbektaþ Gençlik Platformu Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði nin kolaylaþtýrýcýlýðýnda gerçekleþtirilen anma etkinliði ile anýldý. Anma etkinliði Süha Düðün Salonu nunda Çarþamba günü saat 19: 30 da gerçekleþti. Etkinlik öncesi gazetemeze gelen gençler Hacýbektaþ Gençlik Platformu adýna gerçekleþtirmek istedikleri anma etkinliðine yönelik bir açýklamada bulundular. Gençlik Platformu adýna Açýklamayý yapan Caðrý Danacý Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarý Yusuf Ýnan, Hüseyin Aslan ýn Türkiye nin tam tam baðýmsýzlýðý için dar aðacýna gittiklerini belirtti. Deniz ve arkadaþlarýnýn Mustafa Kemal Yürüyüþünde emperyalistlere karþý Atatürk ün emperyalislere karþý tutumunu ön plana çýkarttýðýna vurgu yapan Caðrý Danacý, bugün Deniz ve arkadaþlarýnýn çözüm üretmeye çalýþtýðý sorunlarýn hala güncelliðini koruduðunu belirterek, Denizler bizim ve ülkemizin onurlu tarihidir. dedi. Caðrý Danacý Hacýbektaþ Gençlik Platformu adýna yapmýþ olduðu açýklamasýnda þu görüþlere yer verdi: 6 Mayýs 1972 tarihe kara bir leke olarak geçmiþtir. Bilindiði gibi 6 Mayýs bir bahar bayramýdýr. Ýsmiyle hatýrlayacak olursak Hýdýrellez. Denizlerin idamýnýn özellikle bu günün seçilmesi (6 Mayýs), düþüncelerinin ne denli katil, faþizan ve þiddeti kapsadýðýný anlarýz. 68 kuþaðý, baðýmsýzlýðýný kaybetmiþ, demokrasiden tamamen uzak olan ülkelerini kurtarma çalýþmalarý içindeydi. Tam baðýmsýz ve gerçekten demokratik Türkiye için yola çýkmýþlardý. Ýdealleri olan bu gençler bir bir yakalanýp gözaltý, hapis ve iþkencelere maruz kaldý ama hiçbiri ne düþüncelerin den vazgeçti ne de baþ eðdi zulmün önünde. Denizler de bu akýmýn içinden birer önder, lider, kahraman olarak çýktýlar. Dünyada barýþýn, sevginin, kardeþliðin, eþitliðin egemen olmasýný istiyorlardý. Ama bu düþüncelerine bazý kesimler tarafýndan, menfaat için, sermaye için þiddeti de yanlarýna alarak yok etmeye, köreltmeye, zarar vermeye çalýþtýlar. Ama buna güçleri yetmedi. 36 yýldýr bu düþünceler bu ideolojiler dimdik ayaktadýr. Kapitalizmin yaygýnlaþtýðý, eþitsizliðin, hukuksuzluðun hüküm sürdüðü bir düzen içinde yaþamak, insanlarýn cahilliðe, bilgisizliðe ve düþüncesizliðe sürükler. Emeðin sömürülmesine olanak saðlar. Bu KAYIP ÝLANI Hacýbektaþ Nüfus Müdürlüðü nden aldýðým Nüfus Cüzdanýmý ve Ziraat Bankasý Kredi Kartýmý kaybettim. Hükümsüzdür. Serpil Kayacý Caðrý Danacý düzen içinde yaþamayý kabullenmek, mücadeleden vazgeçmek demektir. Ýþte bu mücadeleden asla vazgeçmeyen Denizler hukuksuzca idam edilmiþlerdir. 80 den sonra bilgisiz, cahil, eleþtiremeyen, hazýra alýþtýrýlan ve ne söylense kabul eden bir yeni nesil ortaya çýkarýldý. Haliyle bu gerici güruh biz Hacýbektaþ gençlerini de etkiledi. Ama bizler Hacýbektaþ kültüründen de gelmenin Tarih: 7 Mayýs 008 Saat: 19: 30 Yer: Süha Savaþ Düðün Salonu Kolaylaþtýrýcý:Hacý Bektaþ Veli Kültür Tanýtma Derneði MUCUR YERALTI TEKÝNDÜÐÜN SALONU Siz Deðerli Halkýmýzýn Adres:TEKÝN TÝCARET Ýkinci Pazar Yeri - MUCUR Tel: etkisiyle iþin bilincindeyiz. Hacýbektaþ gençleri olarak mücadelenin sonsuz olduðunu ve sýnýrýnýn olmadýðý biliyoruz. Belki geç kalýnmýþ bir çalýþma ama düþüncelerimizi artýk eyleme geçirmeye baþlýyoruz. Düþüncelerimizi de rahatlýkla ifade edebilmemiz için de örgütlü olmamýz gerekir. Hacý Bektaþ Veli nin de dediði gibi Bir Olalým, Ýri Olalým, Diri Olalým. Ne kadar bir olursak o kadar kitlesel, ne kadar iri olursak o kadar etkili, ne kadar diri olursak o kadar da güçlü oluruz. Önümüzdeki engelleri rahatlýkla aþarýz. Bu etkinliði de Denizleri unutmadýðýmýzý, unutturmayacaðýmýz ve bir, iri, diri olabilmemiz için yaptýk. Anma etkinliðinin Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi nde yapacaklarýný fakat son anda izin verilmemesini de eleþtiren Caðrý Danacý þunlarý söyledi: Anma etkinliðimizi kültür merkezinde yapacaktýk ama her zaman olduðu gibi devlet mahkemede ne ise, sokakta da aynýydý. Kendi iþlediði suçu yine kendi baský, zorba ve yasaklarla örtmeye çalýþýyor. Ama bir þeyi unutuyor. Bizler ne 6 Mayýslarý, ne 68 Gençliðini ne de bu uðurda katledilen yoldaþlarýmýzý unutmadýk, unutmayacaðýz, UNUTTURMAYACAÐIZ. TEKÝN TÝCARET & KURUYEMÝÞ Düðün,Niþan,Sünnet,Mevlüt,Cenaze Toplantýlarýnýzda Masa Sandalye Çadýr ve Tüm Düðün Malzemeleri Kiraya Verilir. Ayrýca Alkol kuruyemiþ Çeþitlerimizle Hizmetinizdeyiz. Ramazan TEKÝN ve Oðullarý Merkez:2.Pazar Yeri MUCUR/KIRÞEHÝR Tel: Gsm: Þube:Karaburna Yolu Üzeri Cafer Baðýþ Apt. Altý Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR

4 Aðaç, hemen tüm dünya kültürlerinde olduðu gibi Ýslamiyet öncesi ve sonrasý Türk ve Anadolu topluluklarýnda da kutsal kabul edilmiþtir. Topraðýn derinliklerine varan kökleri, göðe uzanan gövdesi, dallarý, yapraklarý, çiçekleri, meyve ve tohumlarý, her mevsimde kendini yenileyip don deðiþtirmesiyle ölümsüzlüðü sembolize etmiþ, inançlara esin kaynaðý olmuþ, baþlýca bereket kaynaklarýndan biri olarak benimsenmiþtir Animizm de aðaçlar, kiþiliðe ve ruha sahip olan varlýklardýr. Türk Mitolojisinde Oðuzlarýn Hayat Aðacý veya Evliya Aðaç dediði aðaçlar Tanrý nýn ilahi özelliklerinin maddi dünyadaki sembolü haline gelmiþ ve Tanrý ya kavuþmanýn yolu olarak kutsanmýþtýr. Çeþitli kaynaklarda belirtildiði gibi Türk boylarýnýn geldisi ile ilgili efsanelerde aðacýn önemli bir yere sahip olduðunu görüyoruz. Uygur efsanesinde Uygur hakanlarýnýn aðaçtan türedikleri belirtilir. Dede Korkut kitabýnda adý geçen bir kahraman (Basat) Atam adýný sorarsan kaba aðaç, anam adýný sorarsan kaðan arslan diyor. Oðuz destanlarýnda Kýpçak boyunun kökeni hakkýndaki rivayette de aðaçtan türeme efsanesine rastlýyoruz. Bir rivayete göre Oðuz Han bir seferden dönüþünde, savaþta ölen bir askerinin eþi aðaç kovuðunun içinde bir oðlan doðurur. Oðuz han bu çocuðu evlat edinerek ona Kýpçak (yani aðaç kovuðu ) adýný verir. Yer-Su kültüne baðlý inanç sistemi içinde yer alan Aðaç ve Orman ý sadece Ýslam öncesi Türk kavimlerinde deðil onlarýn dýþýndaki çeþitli kavimlerde de görmek mümkündür. Türklerde olduðu gibi diðer kavimlerde de aðacýn kutsallýðýnýn inanç sistemleri içinde yaþamaya devam ettiði anlaþýlmaktadýr. Masallar, efsaneler, destanlar ve evliya menkýbeleri hep bu kültün izleriyle doludur. Eski Türklere göre, aðacýn yalnýz gövdesi ve yapraklar deðil; kökleri de önemli idi. Çünkü Dede Korkut kitabýnda da dendiði gibi, onun kökleri dipsiz, yani, yeraltý âleminin en derin noktalarýna kadar gidiyor ve oralardan da haber getiriyordu. Sibirya da yaþayan Yakut Türklerinin efsanelerinde, böyle bir aðaç için, þöyle deniyordu: Gitmiþ sormuþ aðaca, benim anam, kim diye! Elbet bir atam vardýr, benim babam, kim diye! Aðaç da dile gelmiþ, soyunu sayýp dökmüþ, Er-Sogotoh adlý er, saygý ile diz çökmüþ. Gök tanrýsý Er-Toyon, onun babasý imiþ, Karýsý Kübey Hatun, onun anasý imiþ. Türk mitolojisindeki bu aðaç da, týpký Ýslamiyet teki Tuba aðacý gibi, gökyüzünde ve cennette bulunuyordu. Fakat Türklerin bu aðacýnýn, bir de sahibi vardý. Yakut efsanesi, aðacýn bu sahibini de þöyle anlatýyordu: Bu kutsal aðacýn da, var idi bir sahibi, Bir diþi Tanrý idi saçlarý da kar gibi! Kendisi ihtiyardý, göðsü de ap alaca! Görenler sanýr idi, bir keklik gibi kýrca! Memeleri büyüktü, aþaðýya sarkardý! Uzaktan bakan kimse, iki tulum sanardý! Aslýnda ise aðaç, normal boydan küçüktü! Ana Tanrý gelince, ona göre büyürdü! Büyürken sesler çýkar, gürültüyle esnerdi, Bu sesler yavaþ yavaþ, gittikçe geniþlerdi. Sibirya nýn en kuzeylerinde yaþayan ve yüzyýllar boyunca, hiçbir yabancý görmeyen Yakut Türklerinin bu efsanesinde aðacýn sesler çýkardýðý ve içinde bir Ana Tanrý nýn bulunduðu, açýk olarak görülmektedir. Bazý Türk efsanelerine göre ise, bu Ana Tanrý Ýnsan Ýçin Doða,Doða Ýçin Ýnsan yada Tahtacýlar da Aðaç Kültürü(1) zaman zaman aðaçtan çýkýyor ve göklerde geziniyordu. Bazý efsanelerde ise, bu Ana- Tanrý, denizin diplerinde yaþardý. Altay Türkleri bu Ana Tanrý ya Ak Ana adýný veriyorlardý. O da bir yaratýcý idi. Yeri, göðü ve insanlarý yaratan Tanrý Ülgen e yaratma gücünü de o vermiþti. Yakut Türklerinin inanýþlarýna göre þamanlar, yeryüzüne bir kartal tarafýndan getirilirlerdi. Onlara göre þaman olacak olan bir çocuðun ruhu, çocuk daha doðmadan bir kartal tarafýndan yenirdi. Bu ruhu yiyen kartal, bundan sonra güneþli bir bölgeye göç ederdi. Ortasý büyük bir çayýrlýkla kaplý olan bu bölgede, güneþin ýþýklarý solmaz ve her zaman pýrýl pýrýl parlarmýþ. Ýneklerin ilk defa süte geldiði yer de yine bu çayýrlýk alan imiþ. Tam bu çayýrlarýn ortasýnda ise, kýrmýzý bir çam ile bir gürgen veya kayýn aðacý varmýþ. Ýþte bu kartal bu aðaçlarýn üzerine gelir ve yumurtasýný býraktýktan sonra gidermiþ. Yumurta, bir süre aðaçlarýn üzerinde kaldýktan sonra yarýlýr ve içinden bir çocuk çýkarmýþ. Aðaçlarýn altýnda bir beþik bulunurmuþ. Çocuk yumurtadan çýkar çýkmaz, hemen bu beþiðin üzerine düþer ve orada büyüme baþlarmýþ. Ýnanýþýna göre, iyi þamanlar kýrmýzý çam üzerindeki yumurtadan; kötü þamanlar ise, gürgen aðacý üzerindeki yumurtadan çýkarlarmýþ. Yumurtadan çýkan bu þamanlar doðal olarak hayatlarý süresince, Kartal-Ana larý tarafýndan korunurlarmýþ. Bu kartal, onlarýn her iþlerinde en büyük yardýmcýlarý olurmuþ. Her þamanýn özel bir aðacý bulunur ve þamanla aðacý arasýnda bir bað olduðuna; birinin hayatýnýn ötekinin varlýðýyla süreceðine inanýlýrmýþ. Yakutlar en yüksek ruhlarý taþýyan hayvanýn kartal olduðuna inanýyorlardý. Þaman göðe yükselirken dünya aðacýný vasýta olarak kullanýyordu. Bahsedilen bu dünya aðacýnýn üstünde kuþlar ve tepesinde de kartal bulunuyordu. Bazen bu dünya aðacý uzun bir sýrýk þeklinde düþünülüyordu. Sýrýðýn tepesinde genellikle gök kuþu denilen kartal veya çift baþlý kartal bulunuyordu. Tasavvura göre bu sýrýðýn üzerindeki kartal, Gök tanrýnýn kuvvet ve kudretinin temsil ediyordu. Dünya aðacý zaman zaman Türkler ve çevrelerinde ki topluluklar tarafýndan kutsal olarak kabul edilen kayýn aðaçlarý gibi aðaçlardan seçilirdi. Ýlk þaman yaratýldýðý zaman, yaratýcýnýn çocuklarýnýn bulunduðu yedi dallý bir huþ aðacý ilahi bir mesken olarak kurulur. Bunun dýþýnda üç aðaç daha dikilir. Bu kozmik aðacýn tepesinde de yukarý da bahsettiðimiz sýrýðýn tepesinde olduðu gibi, Gök tanrýnýn bir biçimi olan kartal yer alýr. Kartalýn yanýndaki kuþlar ise, geleceðin kam larýnýn ruhlarýný temsil eder. Kartal ýn ormanýn ruhunu temsil ettiðinin söylenmesi bu dünya aðacýnýn ayný zamanda orman kültüyle de alakalý olduðunu da gösterir. Aðacýn Tahtacý Kültüründeki yerini ele almadan önce kimliklerine göz atmak gerekirse: 9 Mayýs 2008 Cuma Tahtacýlar, diðer adýyla Aðaçerleri, Adem in beþiðinden Kabe nin eþiðine kadar bütün yaþamýmýzý donatan aðacý kesen, iþleyen, dönüþtüren, kucaklayan insan topluluðunun adýdýr. Ormanlarýn onbinlerce yýllýk ýslýðýný çoklayan, serin ardýç ve sedir aðaçlarýnýn altýnda doðan çocuklarýný güneþin tertemiz ýþýklarýyla paklayan, kavruk yüzlerinde ve derin çizgilerinde aðaçlarýn sýrrýný sonsuza dek saklayan, onlar yanarken yüreði ateþler içindeki bebeði için çarpan ana gibi bekleyen, keserken gözyaþlarýyla helalleþen doðaya sevdalý insanlar Adlarýndan da anlaþýlacaðý üzere, Anadolu da yaþayan Türkmen topluluklar içinde geçimlerini daha çok aðaç kesmekle saðlamýþlardýr. Nasýl demirciye demirci, kalaycýya kalaycý denirse ormandan aðaç kesip biçen insanlara da Tahtacý denmiþ. Etnik olarak Türkmen, dinsel olarak Alevi inancýna sahip olduklarý bilinmektedir. Þamanist etkilerin çokça görüldüðü toplulukta aðaç kültünün çok yaygýn olduðu görülmektedir. Yüzyýllardýr ormaný yurt tutan, aðaçlarýn altýnda doðup ölen, bütün yaþamlarýný onlarla iç içe yaþayan bu insanlar olarak aðaçlarýn kadrini ve cefasýný þüphesiz en iyi onlar bilir. Çoktanrýlý dinlerin aðaç, su, ateþ ve havaya yüklediði kutsallýk tektanrýlý dinlerin tanrýsýna duyulan saygý kadar önemlidir. Tahtacýlar da bazý aðaçlara büyük saygý ve baðlýlýk duyar, baþta ardýç olmak üzere bütün aðaçlarý ve onlarýn evi ormaný kutlu sayarlar. Bu nedenle Tahtacý Ýnsaný ve aðaç belki de bütün kültürlerden daha fazla iç içe geçmiþ, aðaç Tahtacýyý, Tahtacý aðacý çaðrýþtýrmýþtýr. Onlar için kimi zaman hayat aðacý olan, kimi zaman þeytan ve kötü ruhlarý kovmada, Tanrý ya ulaþmada, tabiat olaylarýný yönlendirmede (yaðmur duasý gibi), saðaltmada, defin veya bereketi arttýrmaya yönelik mevsimlik törenlerinde aðaç hep yanýbaþlarýndadýr. Hemen hepsi gök tanrýnýn oðlu, evin direðidir. Adýna adaklar adanýp çaputlar baðlanan, gölgesinde kurbanlar kesilen, altýna gömülen ölümlüyü cennete götüren birer evliyadýr aðaçlar. Ekmeklerini ormandan aðaç kesip iþleyerek kazandýklarý, yani bu iþi sanat olarak yapmadýklarý, ahþap ustalarý gibi aðaç iþinin inceliklerini pek öðrenmeye zamanlarý olmadýðý halde yaptýklarý araçlarda yontma, oyma, boyama ve bazý basit nakýþ tekniklerini kullanarak günlük hayatta kullandýklarý birçok tahta eþya ve aracý kendileri yapmýþlardýr. Çam dallarýnda çocuklarýnýn hýllangacý (salýncak) sallanýrken onlar rýzýklarý için helalleþip kestikleri aðaçlarý senit ve oklaða ile ekmeðe dönüþtürmüþ, çorbalarýný onun çomça (kepçe) ve kaþýklarýyla, hayatýn kaynaðýndan akan serin sularý mis kokulu çam aðaçlarýndan yaptýklarý Çotura (çamdan oyulan matara) lar ve Týðla denen tahta bardaklarla yudumlamýþlar. Pamuk bulamayýp defne yapraklarýyla doldurduklarý minderlerini her dertlerini çeken tahta divanlara serip dinlendirmiþler yorgun bedenlerini. Bebelerini analarýn ninnileri kadar sarmalayan beþikleri, kýzlarýnýn çeyizini koyacaklarý iþlemeli sandýklarý, topraðýn þifrelerini çözen yaba ve dirgenleri, atlarýnýn peþinde dünyayý kýskandýrýrcasýna dönen düvenleri, at arabalarýný, katýr ve eþeklerine kuþandýrdýklarý semerleri, harman yerinden kehribar baþaklý sap çeken kaðnýlarý, Hakka Yürüyen l canlarýný taþýdýklarý Sal Aðaçlarý ný (tabut) ondan yapmýþ, dikenli ardýcýndan oyduklarý sazlarý çalýp ceylanlarla samah tutmuþlar. Devam edecek Aleviler TR

5 8 Mayýs 2008 Perþembe Çocuklar Barýþ Ýçin Müzik Yapýyorlar, 12 Mayýs'ta Sahnedeler "Barýþ Ýçin Müzik" çalýþmasý iki yýl önce baþladý. Ýlk uygulama Edirnekapý Ulubatlý Hasan Ýlköðretim Okulu'ndaydý. Yaþlarý 6-14 arasýnda deðiþen yaklaþýk 20 çocuða, haftada beþ gün, ders saatleri dýþýnda solfej ve akordeon dersleri verildi. Eðitim yarýyýl ve yaz tatillerinde de devam etti. Bugün 60 kadar çocuk projenin içinde. Ýki yýl boyunca birkaç konser verdiler. Þimdi, 12 Mayýs'ta Yýldýz Teknik Üniversitesi Oditoryumu'ndaki ücretsiz "Barýþ Konseri"ne hazýrlanýyorlar. Bu konserde ilk kez akordeon-vokalorkestranýn birlikte olacaðý sekiz parçayý büyüklerle birlikte seslendirecekler. Müzik de barýþ da çocuðun hakký Proje, Çocuk Haklarý Sözleþmesi ndeki (ÇHS) iki maddeden yola çýkýyor. "Çocuklarýn kültürel ve sanatsal yaþama tam olarak katýlma hakký"yla, devletlerin "çocuklarýn barýþ, hoþgörü, cinsler arasýnda eþitlik duygularýyla, etnik, ulusal veya dini "Barýþ Ýçin Müzik" çalýþmasýnda yer alan ilköðretim öðrencileri akordeonlarý, orkestralarý ve þarkýlarýyla 12 Mayýs'ta Ýstanbul'da sahneye çýkýyor. Konser ücretsiz. 13 yaþýndaki Ayten "Bence herkes barýþ için müzik yapmalý" diyor. ayrýmcýlýktan uzak dostluk ruhuyla, yaþam sorumluluðu almaya hazýrlamasý" yükümlülüðünden. Projenin hedefleriyse mümkün olduðu kadar fazla çocuða müzik enstrümaný temin etmek, müzik eðitimi olanaðý saðlamak, bu yolla müzik eðitiminde eþit fýrsatlarýn yaratýlmasý için toplumsal bilinç oluþturmak ve barýþýn sesini müzikle duyurmak. Çocuklar: Barýþ için, kavgasýz bir dünya için müzik "Barýþ Müzisyeni" çocuklardan bazýlarý, þunlarý söylüyor. Ayten: Türkiye'de akordeon çalan çok az kiþi var, siz de akordeon çalýn. Bence herkes yeteneklerini göstermeli. Bence herkes barýþ için müzik yapmalý. Hilal: Bence bizim bu yazdýklarýmýzdan heyecan alýn ve bir enstrüman çalýn. Barýþ için kavgasýz bir dünya için müzik. Bendeniz: Kursa yazýlmadan önce ben hiç dýþarý çýkmazdým, kimseyle konuþmazdým. Akordeona girdim ve çok arkadaþým oldu. Bazen çok yalnýz kaldýðýnýzda akordeon çalabilirsiniz ya da baþka bir þey. Bence herkes bir þeyler çalmalý. Barýþ için müziði tavsiye ediyorum. Yunus: Akordeona ilk geldiðimde hiç sevmiyordum, þimdi ise çok seviyorum. (Bia) UNESCO : Yaþamak Ýçin Tarýmý Deðiþtirmek Zorundayýz Uluslararasý Deðerlendirmesi'nin (IAASTD) Birleþmiþ Milletler Eðitim Bilim ve Kültür Örgütü'nde (UNESCO) duyurduðu rapor, tarýmsal verimliliðin son 50 yýlda arttýðýný ama bunun toplumsal ve çevresel maliyetlerinin tüketiciyle üretim arasýndaki fiziksel uzaklýklar azaltýlmalý. Zaman yok Rapora göre derhal harekete geçmek gerekiyor. Dünyadaki topraklarýn yüzde 35'i tarýmsal faaliyetler nedeniyle zarar görmüþ durumda. Küresel tahýl stoðu bilinen en düþük düzeyde. Ayrýca soya fasulyesi ve mýsýrýn biyoyakýt için kullanýlmasý nedeniyle bunlarýn fiyatlarýndaki artýþýn devam etmesi bekleniyor. Rapordaki bazý saptamalarsa þöyle. yüzde 37'si hâlâ yoksul. Gýda ithalatý baðýmlýlýk yaratýrken yerel tarýmý bozdu. Genetik çeþitliliðin korunmasý ve kirliliðin önlenmesi için genetiði deðiþtirilmiþ organizma tarýmýn yasaklanmalý. Sahra Altý Afrika'da bölgenin toplam gayri safi hasýlasýnýn yüzde 32'sini tarým oluþturuyor. Ancak tarýmsal arazilerin yüzde 80'inde su kýtlýðý var. UNESCO'nun tarýmýn durumu raporu, çevreci bir tarýma geçilmesini, doðal gübre ve geleneksel tohum kullanýmýný öneriyor: "Tarýmdaki büyük kazançlar eþit paylaþýlmýyor. Topluma ve çevreye maliyeti büyük." Gýda krizine dikkat çeken ve Birleþmiþ Milletler bünyesinde açýklanan "Küresel Tarýmýn Durumu" raporu, mevcut tarýmsal üretim yöntemlerinden vazgeçilmesini ve çevreci bir tarým yapýlmasýný, genetiði deðiþtirilmiþ organizma tarýmýndan vazgeçilmesini öneriyor. Kalkýnma Ýçin Tarýmsal Bilim ve Teknoloji büyük olduðunu, kazançlarýn eþit daðýlýmýnýn gerçekleþmediðini söylüyor. Rapora göre tarýmsal üretim doðal kaynaklarýn korunmasýna ve çevreci yöntemlere dayanmalý. Bunun için doðal gübre ve geleneksel tohumlar kullanýlmalý, doðal süreçler artýrýlmalý, Büyük ulusötesi þirketler tarýmsal araþtýrmalarý ve önceliklerini yönlendiriyor. Orta, Batý Asya ve Kuzey Afrika'da iklim deðiþikliðinin de etkisiyle biyoçeþitlilik kaybolmaya baþladý. Yenilenebilir su kaynaklarýnýn yaklaþýk yarýsý, þimdiden kalkýnma için gerekli düzeyin altýna düþmüþ durumda. Doðu, Güney Asya ve Pasifik'te mevcut tarýmsal uygulamalar özellikle azot yoðun bir kirlenme yaratýyor. Ýklim deðiþikliði büyük göçler yaratacak. 2020'ye kadar, kiþi baþýna düþen su miktarý 1950'dekinin üçte birinin altýna düþecek. Latin Amerika ve Karayipler'deki tarýmsal üretim artýþý yoksulluðu azaltmadý. Nüfusun

6 8 Mayýs 2008 Perþembe Þakir Þenol Hela kültürü Rahmetlik Sadri Alýþýk ýn Turist Ömer adlý dizi filmlerinden birisinde, Ýstanbul da bir Fransýz kadýn turiste rehberlik ediyordu. Tarzanca olarak tabii ki. Ancak ilerleyen sahnelerde turist sürekli olarak oh tualet diyor, sýkýntýsýný belirtiyordu. Bizim Turist Ömer berberinden, gelinlik maðazasýna bir sürü mekaný gezdirdi turisti ama, tuvaletin ne olduðunu neden sonra anladý, anladý anlamasýna da bu seferde tuvalet bulmak için dolandýlar neredeyse tüm Ýstanbul u. Aslýnda þimdide bir çok irili ufaklý iþletmenin maalesef tuvaleti yoktur. Pasajlardaki bakýmsýz tuvaletler ya kapalýdýr, ya da paralýdýr. Acep, dünyanýn her ülkesinde de büyük bir rant kaynaðýmýdýr helalar? Deðiþen bir þey yok velhasýl. Ýlimizde de bir çok kahvehane, pastane, kafe, dönerci ya da lokantalarda çok küçük, bakýmsýz ve hatta pis tuvaletler var. Büyük çoðunluðunda klozet yok. Özellikle birlikte kullanýlan ya da erkeklere ait tuvaletlere ürik asit kokusundan giremezsiniz. Zira erkeklerimiz tuvalet gereksinimlerini çoðunlukta ayakta giderirler. Su dökme alýþkanlýðý zaten yoktur. Oysa her iþletmede özellikle erkekler için ýþýða duyarlý akýllý, pisuar ve lavabo yapýlmasýnda ve yaptýrýlmasýnda hijyen, temizlik ve koku açýsýndan büyük yarar olacaktýr. AB ye girince mi bu normlarý yerine getireceðiz?etkili ve yetkili seçilmiþ ve atanmýþlar Sanayi Çarþýsý ndan, Ankara Caddesi ne kadar tüm iþletmeleri ve pasajlarýn tuvaletlerini bir incelesinler lütfen. Bu arada deðinmeden geçemeyeceðim bir konu da pastahane ruhsatýyla çalýþtýrýlan kafeler. Lütfen bir çözüm bulun artýk sayýn yetkililer. Üniversite öðrencilerimizin rahatlýkla gidip geleceði, gerektiðinde canlý müzikte yapýlýr hale ne zaman getirilecek þehrimizdeki kafeler? Eðer siz denetim yapmak istiyorsanýz o kadar çok eksikleri var ki. Siz onlarý düzelttirin. Ama bir yol bulun lütfen artýk. Bir statüleri olsun, yükümlülükleri olsun. Sizde kurtulun kafelerde kurtulsun. Ama kapatma ruhsat iptali gibi konular biraz ilkel oluyor. Herkes döner dükkaný, çay ocaðý mý açsýn pasajlara, cami avlularýna? Kafelere ihtiyaç yok mu gerçekten? Canlý müzik dinlemek, þiir ve söyleþiler yapmak gençlerin gereksinimi deðil mi sizce? Ne yapsýn öðrenci, nereye gitsin? Bir kafeyi de çok mu görelim onlara? UNESCO bu yýlý tuvalet yýlý ilan etmiþ. Yaný tuvalet kullanma kültürünün edinilmesi amaçlanýyor anlaþýlan. Bir firmamýzda bu nedenle YÝBO denilen yatýlý bölge okullarýnda hijyen ve su kullanýmý konusunu önüne koymuþ. Çok sevindirici bir proje. Gelecek kuþaklarýmýz suyu bulabilirlerse eðer. Yalnýz, dikkat ettim, proje kapsamýnda katý sabun kullanýyor öðrenciler. Oysa sývý sabun bile yetersiz su tasarrufu ve hijyen konusunda. Sývý sabunu köpük halinde çýkaran mekanizmalar, makineler kullanýlmalý. Ucuza temin edebilmeli aileler, kuruluþlar bu makineleri. Köpük haldeki sabun ile ellerin daha da iyi temizlenebileceðini sanýyorum. Böylelikle el köpürtmek için harcanan sudan da tasarruf edilecektir. Helada, su kullanma da bir kültür. Zamanla geliþeceðine inananlardaným. 'Gülen'in 3-5 Milyon Müridi Var' New York Times gazetesi, Gülen'in okullarýnýn 'ýlýmlý' Ýslamý öðrettiðini iddia etti. Amerikan New York Times gazetesi, Pakistan'daki okullarda verilen radikal Ýslam aðýrlýklý eðitime alternatif olarak, ülkede Fethullah Gülen cemaatine baðlý olarak ýlýmlý Ýslam eðitimi veren Türk okullarýný alternatif gösterdi. Sabrina Tavernise imzalý, "Türkler Pakistan'a Ilýmlý Ýslamý öðretiyor" baþlýklý haberde, Fethullah Gülen'in Pakistan'da bulunan PakTürk adlý 7 ayrý okulla eðitim verdiði belirtildi. Ýlki 10 yýl önce açýlan bu okullarýn, ajandalarýnda radikal Ýslam olan diðer okullar karþýsýnda büyük bir güç kazandýklarý vurgulandý. Pakistan'ýn uzun yýllardan beri radikal Ýslamcýlar için bir ön cephe haline geldiði, ABD ve Suudi sermayesiyle 1980'li yýllarda açýlan bir çok okulda radikal islamý destekleyen bir eðitim sistemi benimsendiði belirtilerek, Gülen cemaatine ait okullarýn Pakistanlýlar için bir alternative haline geldiði yazýldý. Ülkede eðitim sisteminin çok zayýf olduðu, fakir Pakistanlý ailelerin çocuklarýný kýyafet ve kitap parasý ödeme zorunluluðu olan devlet okullarýna gönderemedikleri böylece ülkede dini eðitimin aðýrlýkta olduðu medrese ve din okullarýnýn revaçta olduðu vurgulandý. 80 ÜLKEDE OKULLARI VAR New York Times'ýn haberinde Gülen'in aralarýnda Rusya'nýn da bulunduðu Hýristiyan ve Müslüman 80 ülkede okullarý bulunduðu belirtilirken, bu okullarda Gülen'in, "Bilim olmadan din radikalleþir, din olmadan bilim körleþir ve dünyayý tehlikeye sokar" felsefesine uygun eðitim verildiði belirtildi. Ýngilizce eðitimin yaný sýra, matematik ve fen eðitimi verilen okullarda Ýngiliz edebiyatý ve Shakespeare de öðretildiði vurgulandý. Laiklerle çatýþmasýndan ötürü 2000'den beri ABD'de "sürgünde yaþadýðý" belirtilen Gülen'in Türkiye'de milyonlarca takipçisi olduðu vurgulanýrken, Gülen'e tüm bu çalýþmalarýnda armatör Ýhsan Kalkavan'ýn mali destek saðladýðý açýklandý. Türkiye'deki destekçisi 3-5 milyon TavernÝse Ýhsan Kalkavan'ýn tahminine yer vererek Türkiye'de Gülen'in izinden gidenlerin sayýsýnýn 3 ile 5 milyon arasýnda bir rakama ulaþmýþ olduðunu yazdý. Nijerya'da inþaat sektöründe hizmet veren ve burada otel inþa eden Kalkavan'ýn, Gülen'e okullarýn Tel: finansmanýnda yardýmcý olduðunu belirtilerek, bu ikilinin benzer çalýþmalarýnýn Nijerya'da da sürdüðü ve bu bölgedeki elit ailelerin çocuklarýný etkiledikleri kaydedildi. Ýstanbul'daki ofisinden gazeteye konuþan Kalkavan, "Eðitim alanýndaki deneyimlerimizi öteki ülkelerle paylaþarak kendimizi daha iyi tanýyoruz. Kendimize 'Gördünüz mü? Biz terörist deðiliz' diyoruz. Ýnsanlar bunlarý öðrendikçe bir þeyler deðiþiyor" dedi. (Gercekgundem.com) YAÞAM PÝDE RESTORAN HALKIMIZIN HÝZMETÝNE AÇILMIÞTIR Uygun Fiyalarýmýzla, tüm halkýmýzýn damak zevkine hitap etmek prensibimizdir. Pide çeþitleriý, tava çeþitleri, çorba çeþitleri ve sulu yemek, çeþitlerimizle Halkýmýzýn hizmetindedir. Ýþyerlerine Paket servisimiz vardýr. Adres: Eski Pazar yeri Ýþ Bankasý yaný Hacýbektaþ

7 8 Mayýs 2008 Perþembe Ali Yýldýrým Þarkýþlaya Düþürmesin Allah Sevdiði Kulunu Ne zaman Þarkýþlalý olduðumu söylesem Allah Þarkýþlaya düþürmesin yanýtýný alýrým. Hemen aklýma Denizler için Mevlüde Günbulut un yazdýðý/söylediði o meþur aðýt gelir. Deniz Gezmiþ ve Yusuf Aslan ýn sonu 6 Mayýs 1972 de idamla bitecek olan yakalanma öyküsü Þarkýþla da baþlar. Bundan tam 35 yýl önce Denizler ülkelerinin baðýmsýzlýðý ve insanlarýnýn mutluluðu dýþýnda bir amaç gütmezken iktidar sahipleri onlarý üç genç adamý öç alýrcasýna hukuk dýþý, insanlýk dýþý yollarla kararlarla idam sehpasýna göndermiþlerdir. Denizlerin adý bugün onbinlerce insanda yaþamaya devam etmektedir. Ama onlarýn idamý için kalem kýranlardan bir tekini bile hatýrlayan yoktur ülkemizde. Elbette Þarkýþla nýn bir suçu yoktur Denizlerin trajedisinde. Ama insanýmýz bu aðýtla bu büyük acýda payý olduðunu düþünüp yine de þarkýþlaya düþürmesin allah sevdiði kulunu demekten kendini alamaz. Denizlerin katlinin 36.yýlýnda önce Þarkýþlada yakalanma öyküsünü anlatalým. Sonra da Denizler aðýtýný hep beraber bir kez daha söyleyelim: Ýkisinin de ayaklarýnda askeri bot, sýrtlarýnda yeþil parkalarý vardý. Motosikletleri bozulmuþtu. Ve onu tamire uðraþýyorlardý. Tarih 16 Mart 1971 di. Ankara dan sabaha karþý yola çýkmýþlar, Þarkýþla ya kadar sorun çýkarmayan motor bu mola yerinde stop ettikten sonra çalýþmamaya karar vermiþtir. Çalýþtýramadýlar. Þarkýþla nýn küçük sanayisi de çoktan kapanmýþtý. Bir kamyonet gördüler. Kamyonetin yanýna gelmiþler ve þoförü Kayseri ye kadar býrakmasý þartý ile 250 lira vereceklerini söylemiþlerdi. Pazarlýkta anlaþtýlar ve motosikletlerini kamyonete yüklediler. Bu sýrada üzerlerindeki parka ve ayaklarýndaki askeri botlara gözü takýlan bir mahalle bekçisi yanlarýna yanaþmýþ ve kim olduklarýný sormuþtu... Gençlerin uzun boylusu Bekçi amca Kayseri ye gidiyorduk motosikletimiz bozuldu. Motosikletle Türkiye turu yapýyoruz" dedi. Ama bekçibaþý içinden Bu iþte bir bit yeniði var diyerek Bunlarý sonra konuþuruz. Yürüyün bakalým karakola cevabýný vermiþti. Bu sýrada yanlarýna gelen polis ile bekçinin arasýnda yürüyen gençler hiç ses çýkarmamýþlardý. Hükümet konaðýnýn bahçesine girene kadar her þey normaldi. Tam içeri girmek üzereydiler ki parkalý iki gencin koltuk altlarýndan çýkardýklarý otomatik silahlar takýrdamaya baþlamýþtý. Birdenbire ne yapacaklarýný þaþýran polis ile bekçi bir duvarýn arkasýna kaçýp saklandýlar. Onlar da tabancalarýný ateþlediler. Þarkýþla hükümet binasýnýn bahçesi bir anda silahlarýn konuþtuðu yer olmuþtu. Gençlerden uzun boylusu Deniz Gezmiþ, orta boylu olaný ise Yusuf Aslan dý... Silahlarýný etraftakileri korkutup kaçmak için ateþleyen gençlerden biri Ah anam yandým diye yere yýkýldý. Diðeri ise bahçe duvarýný çoktan aþmýþ kaçýyordu. Deniz yýldýrým gibi geçtiði ara sokaklardan birinde kenara park edilmiþ otomobili görünce önünde durduðu eve girerek kapýyý çaldý. Karþýsýna çýkan bir genç kadýna Arabanýn sahibi kim diye sorunca Kocam cevabýný aldý. Hemen aþaðýya çaðýrmasýný tembihlemiþ fakat genç kadýn kapýyý hýzla kapatýnca parkasýnýn altýndan çýkardýðý otomatik silahla ateþe baþlamýþtý. Gerçi kapýnýn kilidi kýrýlmýþ ama içerden Anneciðim vuruldum diye baðýran kadýnýn feryadý duyulmuþtu. Pijamasý ile üst kattan karýsýný merak ederek inen astsubay otomatik silahýn namlusu ile karþýlaþmýþtý. Deniz Gezmiþ emrini vermiþti Derhal arabayý çalýþtýr. Buradan gideceðiz Astsubay 06 AH 287 plakalý 1953 model Piymouth marka arabayý kullanýyordu. Deniz in otomobil ile þehirden çýkýþý öðrenilen ilgililer derhal Gemerek e telefon ederek önünün kesilmesini istemiþlerdi... Gemerek ilçesinde hoparlörlerle yapýlan yayýn üzerine sadece emniyet teþkilatý deðil halk da sokaða fýrlamýþtý... Hoparlörlerde Deniz Gezmiþ ilçemize gelmiþtir. Yakalanmasý için bütün halk görevlidir þeklinde yapýlan anonslar birbirini takip ediyordu. Astsubay ve Deniz Gemerek e doðru ilerliyordu. Bir ara Deniz Gezmiþ cebinden çýkardýðý 500 lirayý assubaya uzatarak þunu alýn lütfen, hanýmýnýzý tedavisini yaptýrýrsýnýz dedi. Yeniçubuk kasabasýna gelince arabanýn benzininin bittiði anlaþýldýðýndan ilk benzin istasyonunda durdular. Daha önceden alýnan tertibat ve kurulan tuzaðýn içine düþtüklerinin farkýnda deðillerdi... Birden bire benzini dolduran adam yere yattý... Arkasýndan çepeçevre civarý kuþatmýþ olan jandarma ve polislerin yaylým ateþi baþlamýþtý. Deniz silahýna davranýp yandaki tarlaya fýrlamýþtý. Saat yi gösteriyordu... Gecenin zifiri karanlýðýnda koþuyor, koþuyordu... Tarla ýslak olduðu için ayak sesi de iþitiliyordu. Polislere kumanda eden emniyet müdürü arada bir seri atýþlar yapýp cevabýn geldiði yeri tespit ediyordu. Deniz ilerden kendilerine cevap veriyordu... Elliþer metre aralýklý ilerleyen polis ve jandarma birlikleri ilerliyordu. Dakikalar saatler geçti. Deniz bir yarma hareketi yapmazsa kurtulamayacaðýný anlamýþtý. Makinalý tabancasýný ateþlemek için tetiðe basarak yola fýrladý... Mekanizma çalýþmýyordu... Silah tutukluk yapmýþtý. Öylece kalakalmýþtý. Deniz Gezmiþ Gemerek te yakalanmýþtý. Þarkýþlalý bir ozan, hem de bir kadýn ozan bu duruma çok içerlemiþti. Hollanda da Açýlan Kültür Fuarýnda Kapadokya da Tanýtýldý Sulucakarahöyük HACIBEKTAÞ Hollanda nýn Roterdam þehrinde bu yýl 2. düzenlenen uluslararsý Multifestijn 2008 Kültür Fuarýnda Kapadokya tanýtýldý. Hollanda nýn Roterdam þehrinde Van Nelle Fuarmerkezi nde, açýlan fuarda, merkezi Almanya da bulunan ve Almanya da faaliyet göstermekte olan Kapadokya Kültür Derneði tarafýndan Peribacalarý, Kapadokya Külltür Derneði, Avanos Çanak Çömleði ve Kapadokya Dokuma Halýcýlýðý adlarýnda dört ayrý Kapadokya standý açýldý. 20 ülkeden yaklaþýk 20 bin kiþinin katýldýðý fuarýn açýlýþ töreninde Nevþehir Valisi M. Asým Hacýmustafaoðlu, eþi Nebahat Hacýmustafaoðlu, Avanos Kaymakamý Mehmet Ünlü ve Türkiye Cumhuriyeti Roterdam Baþkonsolosu Esen Altuð da hazýr bulundu. 15 bin metrekarelik kapalý alanda açýlan fuarda Kapadokya stantlarý, ziyaretçiler tarafýndan büyük ilgiyle karþýlandý. Fuar alanýnýn dört bir yanýna Kapadokya ve peribacalarý fotoðraflarý süslerken, her biri 2 buçuk metre uzunluðunda, 90 santimetre geniþliðinde, alçý ve sýkýþtýrýlmýþ köpükten yapýlmýþ peri bacalarý Yaðmurlar aldatmasýn, su yok! maketleri, ziyaretçilerin büyük dikkatini çekti. Fuarýn açýlýþýnda konuþan Nevþehir Valisi M. Asým Hacýmustafaoðlu, Kapadokya nýn hem ulusal, hem de uluslar arasý ölçekte tanýtýmýna büyük önem verdiklerini belirterek, herkesin Kapadokya yý ve Nevþehir i muhakkak görmesi gerektiðine inandýklarýný söyledi. Kapadokya nýn peribacalarýnýn,vadilerinin dünyada eþi ve benzerinin olmadýðýna dikkati çeken Vali Hacýmustafaoðlu, konuþmasýný, Nevþehir ve Kapadokya bölgesinin tarihi turistik, sosyal ve kültürel yönlerini anlatarak sürdürüdü. Kapadokya Kültür Derneði Baþkaný Mümin Uluç ise Dernek olarak Almanya da faaliyet gösterdiklerini, ancak Avrupa genelinde Kapadoka yý tanýtabilmek için büyük gayret göstermekte olduklarýný söyledi. Dernek olarak hedeflerinin baþta Almanya ve Hollanda olmak üzere Avrupalýlarý Kapadokya nýn gönüllü turizm elçileri haline getirmek olduðunu vurgulayan Uluç, bu nedenle Avrupa da yaþayan Türklerle birlikte çeþitli organizasyonlar yapmakta olduklarýný kaydetti. Daha sonra Vali Hacýmustafaoðlu ve Kapadokya Kültür Derneði tarafýndan, fuardaki Kapadokya Stantlarýnýn açýlmasýna katkýda bulunanlara teþekkür plaketleri verildi. Açýlýþ töreninin ardýndan Vali Hacýmustafaoðlu, eþi Nebahat Hacýmustafaoðlu, Avanos Kaymakamý Mehmet Ünlü, Türkiye Cumhuriyeti Roterdam Baþkonsolosu Esen Altuð, Kapadokya Kültür Derneði Baþkaný Mümin Uluç, duardaki Kapadokya Stantlarýný ziyaret etti. Vali Hacýmustafaoðlu ve beraberindeki heyet, daha sonra fuar alanýndaki diðer yerli ve yabancý stantlarý da ziyaret etti. Nasrettin Hoca, Hacivat vekaragöz tiplemeleri ve kuyafetleri ile katýlan Avrupalý Türkler fuara renk kattý.fuarda Kapadokya stantlarýný ziyaret eden yerli ve yabancý konulara da Kapadokya Nerede sorusu yer alan küçük bir anket daðýtýldý. Ankete doðru cevabý verenler arasýnda yapýlacak çekiliþ ile fuar sonunda 10 kiþiye birer haftalýk Kaadokya tatili ile 5 kiþiye sýcak hava balonlarý ile Kapadokya turu hediye edileceði bildirildi. Fuar bir hafta açýk kalacak. ÝSTANBUL barajlarýnýn doluluk oraný, son 10 yýlýn en düþük seviyesinde. Geçtiðimiz yýlýn 5 Mayýs ýnda yüzde olan doluluk oraný, son iki gündür süren yaðýþa raðmen dün yüzde olarak ölçüldü. Yaðmur, günlük su miktarýný da artýrmadý. Yaðýþa raðmen barajlarýn doluluk oraný yüzde ten yüzde a geriledi. Ýstanbul da en düþük doluluk oraný, 10 Ekim 1994 te yüzde 7.23 olmuþtu. Henüz kavurucu yaz sýcaklarý gelmedi ama geçtiðimiz yýl kemerin altýndaki çatlamýþ toprak görüntüleriyle kuraklýðýn simgesi olan Alibey Barajý nda sadece yeþil bitki örtüsü var. Büyükçekmece de geçen yýl karpuz ekilip tarla olan alanlar, artýk sular altýnda. ÝSKÝ verilerine göre günde yaklaþýk 2 milyon metreküp su verilen kentin barajlarýnda, þu anda 368 milyon metreküp su var. Bu rakam kentin 6 aylýk su ihtiyacýný karþýlýyor. (Hürriyet) 7

8 Uður Gürses Son dönemde özellikle pirinç fiyatýndaki iç pazardaki 'zýplama', küresel çaptaki fiyat artýþýnýn da ötesinde oldu. Peki bu geliþmeyi 'bazý fýrsatçýlarýn faaliyetleri sonucu' olarak mý göreceðiz? Yoksa bu konudaki 'uzak görüþlü politika' sahibi olmamanýn, günübirlik çözümlerin peþinde koþmanýn bir sonucu olarak mý? Reformlarý yapmamanýn bedelini sofrada ödüyor olmayalým? Þunu kabul etmek gerekir ki, iþleri hububat üretimi ve ticareti olanlar, bu konuda iþleri politika geliþtirmek ve anomali durumunda müdahale etmek olanlara göre piyasayý daha iyi izliyor olmalýlar. Dünyanýn herhangi bir ucundaki bir ülkede alýnan bir kararýn olasý sonuçlarýný ve fiyatlara yansýmasýna iliþkin beklentileri, anýnda kendi davranýþlarýna yansýtmýþ olmalýlar. Tarým politikasý geliþtirmek, orta vadeli düþünmek gibi iþlevleri olan kurum ve politikacýlarýn durumu seyrettikleri açýk. Tarým kesiminde iþleri üretim ve ticaret olanlar, acaba gerçekten amaçlý olarak 'haydi þu fiyatlarý zýplatalým, büyük kazançlar elde edelim' mi demiþlerdir? Yoksa, tüm dünyada son bir buçuk yýldýr ilerleyerek geliþen emtia, gýda ve enerji fiyat geliþiminin ve dalgalanmasýnýn iç piyasaya getirdiði bir 'þok' mudur? 'Fail' ve 'kurban' aramadan önce, ne olduðunu anlamak daha doðru olmaz mýydý? Bizce; emtia, gýda ve enerji fiyatlarýndaki uluslararasý ortamdaki geliþmelere karþý alýnabilecek önlemler alýnmadý. Sadece seyretmekle kaldýk. Sonuçta da, iç piyasada bazý oyuncularýn (üretici ve ticaret kesimi) dýþ piyasalardaki geliþime karþý davranýþ deðiþikliðine gitmesi ile iç piyasada fiyat oluþumunda normalüstü bir seyir ortaya çýkmýþtýr. Mart ayýnda buðdayda benzer bir geliþmeye tanýk olmuþtuk. Þimdi de pirinçte yaþanýyor. Bedeli sofrada ödüyor olmayalým? Tarýmda, özellikle hububat konusunda piyasa düzenleyici, iç piyasadaki dengesizliklere ve olaðanüstü geliþmelere karþý alým ya da satým yaparak müdahale edebilecek bir kurum var. O da, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO). Rutin olarak bu tür dengesizlikleri gidermek için müdahaleleri yapabilecek bir kurum. Statü olarak 'iktisadi devlet teþekkülü' sayýldýðýndan, temel olarak siyasal iradenin talimatý ile hareket edebiliyor; hangi fiyattan ne alýnacaðý gibi kararlar. Herhangi bir hububat ürününün piyasaya giren arz miktarýnda gecikme ortaya çýksa, fiyatlarýn yukarý gitmesi kaçýnýlmaz. Ekonominin kuralý bu. Ýþte, piyasayý yakýndan izleyen ve hýzlý biçimde müdahale edebilecek düzenleme ve olanaklara sahip bir kurum olabilseydi, fiyatlarda yaþanan anomaliler çok kýsa süreli olabilecekti. Fýndýkta, tarým politikasý yaklaþýmýný 'devletin belirlediði bir fiyat üzerinden destekleme alýmý yapýlmasý' üzerine kurduðumuzu, asýl yapýlmasý gereken diðer iþleri bir tarafa býraktýðýmýzý hemen unuttuk. Þimdi, TMO'nun depolarýnda 320 bin ton seviyesinde fýndýk var. Ama lisanslý depoculuðun geliþmesi ve hububat borsalarýnýn geliþtirilmesi konusunda hiçbir geliþme yok. Sorsak, 'gereken mevzuat deðiþtirildi' denilecektir. Öyle ya, ekonomik geliþmeyi her daim Merkez Bankasý'nýn faiz indiriminde arayan Sanayi ve Ticaret Bakanýmýz, 'lisanslý depoculuðun geliþmesi için neler yapabilirim?' sorusunu her gün kendisine sorarak güne baþlayabilir! 'Sofraya gelen sorun', dün buðdaydý, bugün pirinç. Yarýn bir baþkasý olabilecek. Pirinç fiyatý düþer, sorunlarý halletmiþ oluruz; günübirlik tabii ki. Ýþte 'reform, reform' diye bahsedilenlerin içinde bu alandaki reformlar da vardý. Bütün 'suçu', 'bir avuç fýrsatçýya' yýkmayalým! K A Ý M SPOR AYAKKABI & GÝYÝM MAÐAZASI HÝZMETÝNÝZDE ADÝDAS KNETIKS LOTTO NÝKE KONVERS Herkesin bütçesine uygun modeller Tiþört & Eþofman & kot pantolon Uygun fiyatlarla kaynaðýndan alýn ÝLAN Danacý Kundura uygun fiyata satýlýktýr. Müraaacat: Tel: ÝLAN Ýki günde bir ev iþlerini görebilecek, yemek yapabilecek, kabiliyetli, yetenekli, çalýþkan bayan eleman arýyorum. Halis Yýlmaz Telefon: Nevþehir Caddesi/ Askerlik Þubesi karþýsý Hacýbektaþ Tel: E-posta:kaimulas@hotmail. com