SER XWEBÛN. Demokratik çözüm olmadan bar fl olmaz JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 28 / Hejmar: 328 / Nîsan 2009

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SER XWEBÛN. Demokratik çözüm olmadan bar fl olmaz JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 28 / Hejmar: 328 / Nîsan 2009"

Transkript

1 SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 28 / Hejmar: 328 / Nîsan 2009 Demokratik çözüm olmadan bar fl olmaz

2 RÊBER APO DE ERLEND R YOR ÜVEYfi ANA ANA TANRIÇA KÜLTÜRÜNÜN SOYLU SES Olumlu veya olumsuz yönleriyle özgür kad n hareketi üzerinde etkide bulunan bir kad n da benim anamd r. Bugün anam n ölümünün birinci y ldönümü oluyor. Bu k fl de erlendirmelerinde ana gerçe i üzerine bir tak m de erlendirmeler yapt m. Kürdistan da üzerinde durmam z gereken bir gerçeklik de ana gerçe idir. Anal k genellikle bir do ufl ifadesidir. Anal n bizdeki en basit anlam, birçok çocuk do urur ve neslini devam ettirirsin biçimindedir. Ben bafl ndan itibaren buna itiraz ettim. Denilebilir ki, anama en sert cevab kendim verdim. O bir ana olarak benimle evdeki bütün hakk n beni do urmaya ba l olarak ileri sürüyordu. Ben de flu tavuk ile civcivi görüyor musun? Tavuk civcivi için ne kadar anaysa, sen de benim için o kadar anas n diyordum. Bu çok kaba bir benzetmeydi ama bunu yapt k. Neden? Çünkü o herhangi bir ana iflte, ben de herhangi bir çocuk. Bu bir çeliflki. Çocuk istedi i gibi yaflayam yor, ana da çocu uyla kendini sürdürmek istiyor. Bu bir çeliflki. Üveyfl ana da o kadar bilinçsiz, o kadar plans z; fakat kendine göre bir isyan anas. Denilebilir ki, gerçekten ayn zamanda erke in de kontrolüne fazla girmemifl bir kad n. Tabii benimle olan iliflkilerini hat rl yorum. Ne istiyor? Asl nda ne istedi ini de fazla bildi i kan s nda de ilim. flte memur olur, biraz para kazan r, bana birkaç metrelik bez al r, birkaç giyecek al r diye düflünüyor. Bunlar öyle fazla içeri i olmayan talepler. Kendisinin hay rl evlattan kastetti i fley, onun o ruh haline biraz anlay fl göstermek, maddi ve manevi anlamda iflte böyle kendisine karfl l k vermek oluyor. Birçok çocukta bu anlamda herhalde karfl l k verir. Anas - n n iyi o lu ya da k z olmaya özen gösterir san r m. Kan mca sizin gerçe iniz de, a rl kl olarak biraz böyledir. fiimdi her fleyde aksilik burada bafllad. Böyle bir çocuk olman n ayr cal m dersiniz, talihi veya talihsizli i mi dersiniz, onu belledik. Kendime göre ne erkenden anaya karfl böyle bir savafl m verdim. nsan anas na karfl savafl verir mi? Biz verdik. Gerçekten çok tuhaf, halen de hepiniz görüyorsunuz. Anas n n çok sevdi i çocuklar, çocu un çok sevdi i anas... Bu durumlara çok az düfltü ümü san yorum veya görmedim. Öyle olmaya çal flt k. Acaba suç muydu, gerçeklik ne dedi bana, do rusu sizinki mi, benimki mi? Üzerinde durmaya de er. Neden erken yafllarda böyle bir mücadele do du, onu da birçok de erlendirmede anlatt m. Tabii burada kalk p böyle bir çocukluk döneminde bir teori ç karacak de iliz. Ama çocukluktaki flekillenmenin de daha sonraki bütün geliflmeleri etkiledi- ini psikologlar söylüyorlar. Biz de buna eminiz. Bu, bilimsel bir do rudur asl nda. O dönemin mücadelecili i olmazsa daha sonraki dönemin mücadelecili i de pek olmayacak. Ben mi çok ak ll yd m veya karar m çok de iflikti. Bu mücadelecili i dayatt. Bu da ayr bir konu. Burada çok ola anüstü, bilmem çok özel durumlardan bahsetmeye de gerek yok. Bu herhalde her ana-çocuk iliflkisinde yaflanan bir durum. Ama bizim bafllatt - m z süreç, çeliflkinin biraz aç a ç kar lmas süreci oluyor. Bu, erken yafllarda o anlama geliyor. Hesaplaflmay çok erken bafllat yoruz. Onun bir egemenlik anlay fl var; etkilemesi var, kendisine göre bir tak m aile geleneklerini egemen k lacak. Benim bir tak m özgürlük taleplerim var, ben de onlar dayataca- m. Aile gelenekleri nedir? Onun belledi i neyse odur. Benim özgürlük diye belledi im fley nedir? Can m n istedi i neyse odur. Çok ilkel bir egemenlik ve ona karfl geliflen bir özgürlük savafl.. Bunu d fl nda bize verebilecekleri fazla bir fleyleri yoktu. Okul sürecine girdikten sonra, anadan ö renece im fazla bir fley yoktu. Bir kopufl sürecidir sürüp gider. Analardan kopufl ne kadar do rudur, ne kadar yanl flt r? Örnek ana çocuklar genellikle daha sonradan olanaklar elverdi inde ve paralar oldu unda, analar na hediye al rlar. Ben öyle bir yönteme baflvurmad m. Asl nda paramda vard, biraz para kazanmama ra men, akrabalar ma veya anama flöyle bir hediye alay m diye düflünmedim. Belki bunu yad rgam fllard r. Evet, bu konuda biraz inkarc davran yordum, ama bana göre o ulluk farkl olmal yd, onlar n istedikleri gibi bir o ul olmamakla birlikte, bende baflka türlü iyi bir o ul olma aray fl vard. ben hiçbir zaman dost iliflkilerine öyle ucuz hediyelerle yaklaflmad m. Halen de öyleyim. Size her fleyi söyledim; arkadafll a ne kadar ba l oldu umu, erken yafllarda ne kadar çocuk arkadafll klar n n büyük aray c s oldu umu, onlarla olmak için ne kadar can att m, hata öyle arkadafll klar oluflturmak için nas l büyük bir güç zaptetti imi vurgulad m. Tabii bunun ucuz hediyelerle olmayaca n görüyorum. Bu da fazla ilgi çekici olmuyordu. Güçlü arkadafll klar n oluflumuna, güçlü iliflkilerin oluflmas na f rsat vermiyordu. Onun için daha erken yafllarda insanlar ba laman n de iflik yollar n akl ma getirdim. * Bu yazı Reber Apo nun 94 yılı çözümlemesinden alınmıştır

3 çindekiler Finans ça -komutan para Paran n toplumsal komuta gücü haline gelmesi flüphesiz önemli bir geliflmedir. Bu çözümlenmeden toplumun kavranmas çok eksik kal r. Para belki de tüm vücuda gerekli enerjiyi oluflturmak için... (16 da) Ulusal birlik bilinci yozlaflt r lmamal d r Sykes-Picot mutabakat yla bafllayan ve daha sonra birçok anlaflmayla 21. yüzy lda Ortado u nun siyasi haritas çizilirken, Kürtler dört devletin egemenli i atl nda b rak lm flt r... (23 te) As l Ergenekon siyasi alandaki Ergenekon dur (Abdullah Öcalan) fiimdi daha iyi anlafl l yor ki Gladio, Türkiye yi kuflatm fl. Cosiga n n konuflmalar n dinledim; Türkiye deki Gladio daha özerk yap da diyor. Dünyadaki Gladio... (35 te) Sykes-Picot Mutabakat Dünya son 3 yüz y ld r Bat Avrupa merkezli yönetilmektedir. Özellikle 18. ve 19. yüzy lda baflta Ortado u olmak üzere dünyan n birçok yerinin ngiltere ve Fransa taraf ndan... (46 da) Ortado u nun demokratikleflmesi Kürt ulusal demokratik birli inden geçer 29 Mart yerel seçimleri Türkiye siyasetinde baz önemli gerçekleri aç a ç kartm fl bulunuyor. Yine Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü aç s ndan yeni ve önemli bir imkân yaratm fl durumdad r. Bu sonuçlar iyi okunur ve onun gereklerine göre hareket edilirse, Türkiye nin demokratikleflmesi ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü aç s ndan yeni bir süreç gelifltirilebilir (2 de) PKK nin Kürt halk için yaratt de erler inkâr edilemez -II PKK Kürdistan halk n n özgürlük mücadelesine karfl 30 y ld r kirli bir savafl yürütüldü ünü ileri sürmüfl ve bu kirli savafl n da derin devlet taraf ndan yürütüldü ünü iddia etmifltir... (52 de) Ezidiler özgürlük mücadelesiyle daha fazla bütünleflmelidir Kürdistan toplumunda en eski inanç biçimi olarak Ezidilik; bin y llardan beridir belirgin bir biçimde varl n korumufl, tüm bask ve sald r lara ra men kendini... (63 te) Özgürlükle sözleflmifl toplum Özgürlük olgusunu tan mlarken, do al denkleme ayk r yönlerin tespiti kadar bunun nedenlerini anlayabilmek, yani kayna n tespit ederek bunlar gidermek tan m anlam na kavuflturabilir... (67 de) Devrimci kültür ve ahlak Kültür ürünlerini insanla ba lant l olarak iki ana bafll k biçiminde ele alabiliriz. Kültürel de iflim içerisinde a rl kta kal c olan de erler vard r. Baz toplumsal yarat mlar da... (70 te) Gabar da her eylem Agitlerin intikam ve özgürlük hayalleri içindi dil ovas ndan ulafl lmaz bir gezegenmifl gibi görünen Gabar a her bakt mda kurdu um hayaller, ailemin ve komflular n her zaman sevgi ve minnetle bahsettikleri, her yerde olup hiç bir yerde... (76 da)

4 2 SERXWEBÛN Nisan 2009 Ortadoğu nun demokratikleşmesi Kürt ulusal demokratik birliğinden geçer Kürt halkının, mücadeleyle elde ettiği kazanımlarını Kürt demokratik siyasetinin gelişmesine kanalize edilmesi gerekiyor. Bunlar nelerdir? Birincisi Kürt ulusal demokratik birliğinin ve kurumlaşmasının yaratılması. Ulusal konferansın acilen toplanıp ulusal strateji ve örgütlülüğü yaratmak üzere çalışma yürütmesidir. İkincisi, Kürt sorununun demokratik çözümü temelinde Kürt demokrasisinin ve Kürt demokratik birliğinin ilişkilerinin yaratılmasına dayanarak Türkiye İran, Irak ve Suriye de demokratikleşmeyi, demokratik ilişki ve birlik sistemini yaratmak üzere Kürtlerin harekete geçmesidir KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan la yap lan röportaj Serxwebûn: 29 Mart yerel seçimleri hangi sonuçlar ortaya ç kard? Ortaya ç kan bu sonuçlar Türkiye ve Kürt siyaseti üzerinde nas l bir etki ortaya ç karacakt r? Duran KALKAN: 29 Mart yerel seçimleri Türkiye siyasetinde baz önemli gerçekleri aç a ç kartm fl bulunuyor. Yine Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü aç s ndan yeni ve önemli bir imkan yaratm fl durumdad r. Bu sonuçlar iyi okunur ve onun gereklerine göre hareket edilirse, Türkiye nin demokratikleflmesi ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü aç s ndan yeni bir süreç gelifltirilebilir, 29 Mart yerel seçim sonuçlar böyle tarihi bir sürecin bafllang c haline getirilebilir. Her fleyden önce seçim sonuçlar na k - saca bakmak yararl d r. Genelde de de erlendirildi i gibi, 29 Mart yerel seçiminin en önemli sonucu: AKP nin ciddi bir oy kayb na u ramas ve yenilgi yaflamas d r. Her ne kadar Tayyip Erdo an baflta olmak üzere AKP yöneticileri biz hala birinci partiyiz deseler ve kendi yalanlar n zoraki insanlar n beynine kaz mak isteselerde, sand kta ç kan sonuçlar n hiçte böyle olmad görülmüfltür. Çünkü Türkiye genelinde AKP yüzde sekizi aflan bir oy kayb yaflanm flt r. Türkiye de yaflayan insanlar; çeflitli kültürel gruplar, gençler, kad nlar, emekçiler AKP hükümetinin icraat na bakarak AKP ye flunu demifllerdir: verilen sözlerin gere i yerine getirilmezse hiç kimse bofl laflara kanmaz. Derler ya yalanc n n mumu yats ya kadar yanarm fl. AKP nin içine düfltü ü durum da biraz buna benziyor. Halk AKP ye ciddi bir ders vermifltir, hesap sorumufltur. Yenilenme, demokratikleflme, Kürt sorununun çözümü yaklafl mlar yla iktidara gelen, adaletten ve adil paylafl mdan söz eden AKP nin bütün bu söylediklerinin gereklerini pratikte yapmamas ; tersine, Genelkurmayla uzlaflarak kendini yeni bir özel savafl rejimi haline getirmesi halk taraf ndan sand kta cezaland r lm flt r. Tayyip Erdo an her ne kadar, mesaj ald k dese de, mesajdan da öteye AKP ye ciddi bir ders verilmifltir. Çokça de erlendirildi i gibi, AKP için zirveden bafl afla gidifl süreci bafllam flt r. 29 Mart seçimleri AKP nin de Türk siyasetinde böyle bir sürece girdi- ini aç kça gösteren ve kan tlayan bir sonucu ortaya ç kartm flt r. Di er yandan, CHP ve MHP gibi güçler k smen oy art fl sa lam fl olsalar da, onlar n da ciddi bir baflar s ndan söz etmek mümkün de ildir. Nitekim onlarda birinci parti olma yar fl na girmifllerdi, ama böyle bir sonucu elde edememifllerdir. Asl nda AKP den uzaklaflan, ona tepki duyan seçmenin, alternatifsizlikten kaynakl CHP ve MHP gibi güçlere oy vermesi yaflanm flt r. CHP nin, Deniz Baykal baflta oldu- u müddetçe kendini iktidar alternatifi bir parti haline getirmesi mümkün de- ildir. O bak mdan müzmin muhalefet hareketi olmaya devam etmektedir. Geriye MHP kal yor ki, onun da ideolojik duruflundan dolay s n rl bir konumu vard r. Alternatifsizlik her ne kadar MHP yi AKP hükümetinin alternatifiymifl gibi bir konuma çekse de, bunun Türkiye de kolay gerçekleflmeyece i aç kt r. Birçok çevre bunun bilincindedir, ancak hiçbir alternatifin bulunmad koflullarda MHP bir iktidar gücü olarak gündeme gelebilir. En fazla, geçen dönemde yaflad gibi iktidar orta- olabilen bir konumda kalacakt r. Bunlar n sonucunda, yani AKP nin halk nezdinde teflhir olarak seçimi kaybetmesi, CHP ve MHP nin de iktidar alternatifi olarak güven vermemesi sonucunda, 29 Mart yerel seçimlerinde henüz küçük konumda olan partilerin ald klar sonuçlar öne ç km flt r. Bunlardan bir tanesi Demokratik Toplum Partisidir. Kürdistan da birinci parti konumunda olan bu partinin Türkiye - nin demokratikleflmesinde oynayaca rol birçok çevre taraf ndan anlafl lmaya çal fl lmakta ve tart fl lmaktad r. Kürt kimli inin, Kürt kültürel varl n n Türkiye demokrasisi içerisine nas l yerlefltirilece i üzerinde birçok çevre ciddi tart flmalar yürütmektedir. Fakat mevcut konumuyla DTP de Kürt sorununun çözümüne endeksli bir parti durumundad r. Türkiye demokrasisini gelifltirecek, dolay s yla demokratik Türkiye nin iktidar alternatifi olacak bir parti konumuna mevcut siyasetleriyle kendini henüz getirememifltir. Sonuçta Saadet Partisi, Demokrat Parti gibi güçler seçim sonras ndaki tart flmalar n ön plan nda gelen siyasi parti-

5 Nisan 2009 SERXWEBÛN 3 ler olmufllard r. Saadet Partisi ndeki genel baflkanl k de iflimiyle ortaya ç - kan durumu Türkiye siyasi gerçe i, ayd nlar anlamaya çal flmaktad rlar. Gelecekte yeni bir iktidar alternatifi olabilir mi diye durumu araflt r lmaktad r. Yine Demokrat Parti, yaflad genel baflkanl k de iflimi ard ndan ayd nlar n, düflünürlerin, yazarlar n incelemelerinin oda haline gelmifltir. K saca 29 Mart yerel seçimleri ard ndan Türkiye, AKP hükümetine alternatif olacak, AKP den iktidar devralacak yeni parti ve lider aray fl na girmifltir. Seçim sonras nda yaflanan tart flmalar bunu göstermektedir. AKP, CHP ve MHP gibi güçlerden çok, DTP, Saadet Partisi, DP gibi partilerin öne ç kmas, tart flmalar n gündemine oturmufl olmas bunu ifade etmektedir. Demek ki, öncesinden de tart fl ld ve bir referandum biçiminde de erlendirildi i gibi 29 Mart yerel seçim sonuçlar sadece yerel yönetimlerin belirlenmesi sonucuyla kalmam fl, genelde Türkiye siyasetinin gelece i üzerinde önemli tart flmalar ve aray fllar bafllatan bir sonuç vermifltir. Türkiye siyasetinin gelece inin görülmesi aç s ndan etkili olmufltur. - Bu sonuçlardan sonra Türkiye siyaseti önümüzdeki süreçte hangi yöne ve nas l evirilebilir? - nsan flimdiden henüz net bir cevap verememektedir. AKP nin siyasetteki ömrünü uzatabilmesi bir flarta ba l - d r: Yeni siyasi aç l mlar yapmak. E er AKP gerçekten de seçimde ald yenilginin nedenlerini do ru sorgular ve yeni siyasi aç l mlar yapma gücünü gösterebilirse, yani kendini yenileyebilirse, siyasetteki konumunu, iktidarda kalma durumunu belli bir süre daha devam ettirebilir. Hiç kuflkusuz söz konusu siyasi aç l mlar ise: AB ye girifl sürecini h zland rmak ve bu temelde Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü yönünde gerçekçi ad mlar atabilmek olmaktad r. Yani AKP yi iktidarda tutabilecek, yenilenmesini sa layarak yeniden Türkiye toplumunun karfl s na bir iktidar gücü olarak ç kartabilecek siyasi de ifliklikler esas olarak bunlard r. Avrupa Birli ine girifl temelinde Türkiye nin k smi demokratikleflmesini güçlü biçimde gelifltirebilmesi ve bu çerçevede Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünde cesur, kararl siyasi ad mlar atabilmesidir. fiimdiye kadar oldu u gibi özel savafl n hizmetinde ve o savafl n birer takti i biçimindeki hiç kimseyi aldatamayan ad mlarla sonuç alamayaca, Kürt toplumunu daha fazla kand - r p oyalayamayaca aç a ç km flt r. E er AKP böyle bir yenilenmeyi ve siyasi aç l m yapmay gerçeklefltirirse bir süre daha konumunu sürdürebilir. Yok, böyle aç l m yapamaz ise, o zaman mevcut özel savafl politikalar nda devem edecektir. Var olan gücünü tükenene kadar kullanmay sürdürecektir. Bir süre daha bu gücü kullanma durumu devam edebilir, ama sonuçta PKK ve Kürtlere karfl yürüttü ü savafl içerisinde Bülent Ecevit baflkanl ndaki koalisyon hükümetinin yaflad s f r tüketmeye benzer bir duruma düflecektir. AKP için bu iki olas l k d fl nda baflka bir yol kalmam flt r. Yani art k Kürtleri aldatmak, Türkiye toplumunu beklenti içinde tutmak mümkün de ildir. fiimdiye kadar izledi i politikalar n sonu gelmifltir. Yeni süreç aç s ndan AKP nin önünde iki politik durum vard r: Ya siyasi aç l m yaprak kendini yenileyecek ve mevcut konumunu bir süre daha devam ettirecek ya da özel savafl n hizmetinde PKK ve Kürtlere karfl savafl sürdürerek, ABD nin bir uydusu biçiminde hareket ederek tüm imkânlar n, rezervlerini tüketip tarih sahnesinden silinecektir. AKP nin kendini siyaseten yenileyip yenileyemeyece i, siyasi aç l mlar yap p yapamayaca belli de- ildir. Bu nedenle de flimdiden AKP nin gücünü tüketme ihtimali karfl s nda Türkiye siyasetinin iktidar alternatifinin kim olaca aray fl bafllam flt r. Bu aray fl önümüzdeki süreçte besbelli ki devam edecektir. CHP ve MHP de karar k lma kolay olmayaca na göre, yeni siyasi hareketlerin ortaya ç kmas, partilerin kurulmas, ittifaklar n oluflmas da ihtimal dâhilindedir. Saadet Partisi üzerinde, Demokrat Parti üzerinde çal flmalar olacakt r. Yeni liderler ve partiler aray fl da sürecektir. E er bu çabalar yak n zamanda ciddi sonuç vermezse, o zaman öyle anlafl l yor ki CHP ve MHP üzerinde çal flmak zorunlu hale gelecektir. Ya Deniz Baykal afl larak CHP yi 1970 li y llarda Bülent Ecevit in yapt gibi iktidara tafl yacak yeni bir genel baflkan bulunarak bu rol CHP ye oynat lacak, ya da bu olas l k da geliflmezse o zaman MHP AKP den boflalacak iktidar n sahibi konumuna gelebilecektir. Türkiye siyaseti aç s ndan tüm bu olas l klar n hepsi vard r. - Bu olas l klar içerisinde DTP nin rolü ve ifllevi nas l öngörülebilir? - Kürdistan a ve DTP ye gelince durum kuflkusuz biraz daha de ifliktir. Her fleyden önce, DTP nin AKP ile girdi i seçim yar fl n n kazanan oldu u tart flma götürmez bir gerçektir. AKP- DTP düellosunda kazanan tart flmas z bir biçimde DTP olmufltur. AKP nin bu kadar destek görmüfl olmas na ra men DTP nin böyle bir sonuç alabilme-

6 4 SERXWEBÛN Nisan 2009 si önemlidir. Oy oran n genelde artt - rarak Kürdistan n birinci partisi haline gelmeyi baflarm flt r. DTP kendi hedefleri aç s ndan normalin üzerinde bir sonuç alm flt r. Geçmifl seçimlerden daha fazla baflar l ç km flt r, Ancak buna ra men tam bir baflar sa lad, alabilece i siyasi sonuçlar n en üst düzeyinde sonuca ulaflt kesinlikle söylenemez. Bu Kürt toplumu aç s ndan da böyledir. Zaten Türkiye siyaseti aç s ndan de erlendirilirse bunun çok daha fazla böyle oldu u rahatl kla söylenebilir. Elbette DTP nin mevcut sonucu alabilmifl olmas önemli bir baflar ya iflaret ediyor. Bunu asla küçümsememek gerek. Zaten baflta Amed, Van, Siirt olmak üzere Kürt toplumu; kad nlar, gençleri seçim sonuçlar n coflkuyla kutlad lar. Günlerce kutlamalar yapt lar ve elde ettikleri baflar y coflkuya, heyecana dönüfltürdüler. Bu, toplumun al nan sonuçtan duydu u sevinci gösteriyor. Yine DTP nin kitle siyaseti yürüttü ünün, kitleleri, baflta kad nlar olmak üzere siyasete çekti inin göstergesi oluyor. Belirtti imiz gibi, bu durumu küçümsememek, önemli bir sonuç olarak görmek, fakat her fleyin yerine de koymamak gerekiyor. Seçim çalışmasını bizzat valilerin kaymakamların yürüttüğü herkesçe bilinen bir gerçektir DTP nin ald sonuç önemli bir baflar d r. Çünkü çok eflitsiz ve adaletsiz bir seçim yar fl içinde bu sonuç elde edilmifltir. Bunu hep ak lda tutmak gerekiyor. Baflbakan Tayyip Erdo an bu sonuçlar için bir sürü tehditle sonuçlar al nd diyordu. Evet, do ru, bizde kat l yoruz o görüfle. Ama kim kimi tehdit etti? Kim sand klara el koydu? Kim ne kadar seçim hilesi yapt, sonuçlar ortadad r. Sadece Kürdistan da da de il, Türkiye genelinde de AKP nin ne kadar çok seçim hilesi yapt, sald rgan davrand, çat flmalara yol açt gözler önündedir. 29 Mart seçimleri pratik yürütülüfl bak m ndan bir referandumdan çok, savafla benzemifltir. Hem de çok dengesiz bir savafl. Eflit olmayan güçler aras nda süren bir savafl gibi olmufltur. Bir taraf her türlü güce, imkâna sahipken ve sald r rken, di er taraf sadece kendi özgücüne dayanarak bir demokratik direnifl içinde olmufltur. Bu gerçe i hiçbir zaman göz ard etmemek gerekir. Kürdistan da AKP DTP nin karfl - s nda sadece parti olarak seçime girmemifltir; devlet seçime girmifltir. AKP nin arkas nda devlet olmufltur. Daha da öte, hiyerarflik devletçi sistem, kapitalist devletçi dünya sistemi, küresel sistem AKP nin arkas nda yer alm flt r. Bu gerçe i herkes biliyor. Ordu AKP ye çal flm flt r, sermaye çevreleri, hukuk, AB, ABD, yine ran, Irak, Suriye gibi bölge statükocu güçleri AKP ye çal flm flt r. Yani AKP bir parti olmaktan çok, bir sistemi arkas na alarak, o sistemin temsilcisi konumunda Kürdistan da seçimi kazanmak üzere bir sald r yürütmüfltür. Bu sistemin, Kürt ü inkâr eden ve imha etmek isteyen sistem oldu u tart flma götürmezdir. Kürdistan da kapitalist devletçi sistemin nas l bir siyaset izledi i, neyi temsil etti i, Birinci Dünya Savafl yla oluflan sistemin ne anlama geldi i 29 Mart yerel seçim sürecinde bir kez daha aç a ç km flt r. Bütün bunlara dayanarak AKP nin her türlü yönteme baflvuran ve her türlü imkân kullanan bir seçim çal flmas yürüttü- ü de gözler önündedir. Bunu inkâr etmek asla mümkün de ildir. Çünkü ordu, generaller, subaylar her yerde AKP ye çal flm fllard r. Genelkurmay, TRT-6 n n kuruluflunu kendilerinin de destekledi ini söyleyerek 29 Mart seçimlerinde AKP nin arkas nda oldu unu aç kça ortaya koymufltur. Kürdistan n bütün flehir, kasaba ve köylerinde generaller, subaylar AKP ile birlikte seçim çal flmalar yürütmüfllerdir. Halk DTP ye oy vermemeleri, AKP ye oy vermeleri noktas nda tehdit etmifllerdir. AKP adaylar n n belirlenmesinde bizzat AKP il baflkanlar yla birlikte çal flm fllar, sand klar üzerinde bask uygulam fllard r. Bu aç k bir durum ve e er Tayyip Erdo an bir tehditten söz ediyorsa, tehdit kendileri ad na Türk ordusundan bu biçimde gelmifltir. Di er yandan, seçim çal flmas n bizzat valilerin, kaymakamlar n yürüttü ü herkesçe bilinen bir gerçektir. Dersim valili inden tutal m da fiemdinli kaymakaml na kadar vali ve kaymakamlar birer AKP il veya ilçe baflkan gibi, hatta onlardan daha faal hareket etmifllerdir. Seçim rüflveti ayyuka ç km flt r. Eskiden bu ifller gizli yap l rd. AKP eliyle bu gizlilik de ortadan kald r larak rüflvet, art k normal bir fleymifl gibi toplum gündemine getirilmifltir. Toplumsal ahlak ciddi biçimde zedelenmifl, bozulmufltur. Hem de ahlaka en çok ba l oldu unu, ahlak korudu unu söyleyen bir parti taraf ndan toplumsal ahlaka en a r darbelerden biri bu biçimde vurulmufltur. Kömürle, makarnayla, buzdolab yla, çamafl r makinesiyle, bizzat para vererek insanlar sat n al nmaya çal fl lm flt r. Önce aç b rak, yoksullu a terk et, sonra da oy karfl l nda sat n al! Oyunu elde edebilmek için insanlara küçük fleyler ver ve onlar n beynini, yüre ini, insanl n sat n almaya çal fl! flte toplumsal ahlak bu kadar çökertilmifl, çürütülmüfltür. Bu uygulamalar günün yirmi dört saatinde alenî bir biçimde, yüzü k zarmayan insanlar taraf ndan sokaklarda, evlerde, mahallelerde yap lm flt r. fl bu kadar ileri düzeye ç - kart lm flt r. Bütün sermayedarlar AKP nin desteklenmesini istemifllerdir. Para musluklar n n a z AKP nin seçim harcamalar için ard na kadar aç lm flt r. Yine belli bir medya grubu borazan gibi AKP destekçili i yapm flt r. CHP, MHP Kürdistan da AKP yi desteklemek üzere anlaflma yapm flt r. Bu konularda yap lan toplant lar, görüflmeler o zaman bas na bile yans m flt. - Bir de seçimlerde AKP ye uluslararas destekten bahsettiniz bunu biraz daha açabilir misiniz? - Evet, bu iç duruma ba l bir de d fl destek vard r. Biliniyor bizzat Abdullah Gül Cumhurbaflkan olarak ran a gitti. Irak Cumhurbaflkan Celal Talabani, Su Forumu gerekçesiyle stanbul a getirildi. Bütün bunlarla Türkiye toplumuna 29 Mart seçimlerinde ran ve Irak yönetimlerinin AKP ye destekleri yans t lmaya çal fl ld. Cumhurbaflkan Abdullah Gül ran a

7 Nisan 2009 SERXWEBÛN 5 giderken, Kürt sorununda yeni geliflmeler olacak aç klamas yla Kürt halk n aldatmaya, Kürt insanlar n n AKP ye oy vermesini sa lamaya çal flt. Asl nda ran a gidiflinin temel amac n n, Kürtlerden oy almak için aldat - c bir ça r yapmak oldu u daha sonraki süreçte netçe ortaya ç kt. Yine Irak Cumhurbaflkan Celal Talabani stanbul da PKK nin silahs zland r laca n söyleyerek asl nda AKP nin desteklemesi gerekti i mesaj n vermeye çal flt. Bundan daha güçlü, daha etkili bir seçim deste i herhalde olmazd. Bölgenin bütün statükocu güçleri flu ya da bu biçimde AKP nin arkas nda olduklar n söylediler. Öte yandan, d fl destek de ayn oranda yafland. AB, seçim öncesi PKK raporu yay nlayarak AKP yi destekledi- ini netçe ortaya koydu. Herhalde PKK yi bu kadar kötüleyen bir raporu yay nlaman n AKP ye seçim deste i oldu unu anlamak zor de ildir. ABD ise zaten bir fiil çal flt. Yeni D fliflleri Bakan bayan Clinton, hiçbir ülkeye gitmeden Türkiye ye gelip Türk yetkililerle görüflmeler yapt. PKK nin ortak düflman oldu unu ilan ederek Kürtlerin AKP yi desteklemesi için ça r da bulundu. Bununla da kalmad, Baflkan Obama n n da hemen seçim sonras Ankara y ziyaret edece ini söyleyerek ABD yönetiminin AKP nin arkas nda oldu unu resmen ilan etti. Bundan daha etkili bir seçim deste i olabilir miydi? Besbelli ki olamazd ve ABD baflkanl k ve d fliflleri bakanl düzeyinde 29 Mart yerel seçimlerinde AKP ye destek veren, AKP için seçim çal flmas yapan güç oldu. Bu çabalar n DTP karfl t güçlerle görüflmeler yaparak da bizzat iç politikaya kar flma biçiminde daha da derinlefltirdi. ABD, DTP den kopmufl ya da DTP ye karfl olacak baz sözde Kürt siyasetçileriyle görüflme yaparak DTP karfl s nda bir parti örgütlemeye çal flt. DTP ye karfl oldu unu, oy verilmemesi gerekti ini Kürt toplumuna hissettirmeye çal flt. Bu kadar aç k DTP karfl t ve AKP yi destekleyen bir çal flma içerisinde oldu. flte 29 Mart yerel seçimleri bu koflullarda gerçekleflti. - Bu kadar iç d fl ve her türlü siyasiekonomik deste e ra men AKP karfl s nda DTP bu baflar y neye dayanarak, nas l sa layabildi? Şimdi AKP nin iradesi kırılmış olsa da, aynı şey devlet ve sistem açısından tamamen söylenemez. Bu noktada bir yetersizlik durumu söz konusudur. Fakat mevcut seçim sonucu da Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün önünün açılabilmesi açısından oldukça ciddi bir siyasi veriyi ifade etmektedir - DTP sadece Kürt halk n n gençlerinin ve kad nlar n n gücüne dayanan bir çal flma yürüttü. Herhangi bir paras yoktu, ciddi bir örgütlenmesi de söz konusu de ildi. Hatta Türkiye - nin sol, demokratik güçleriyle ittifak - n bozabilmek için de bin bir türlü oyun ortaya ç kart lm flt. Onun sonucunda DTP, geçen dönemlerdeki seçimlerde oldu u kadar bile bir demokratik güç birli i oluflturamadan 29 Mart yerel seçimlerine girdi. Bundan önceki seçimlerde daha genifl ve güç birlikleriyle seçime giriyordu. 29 Mart seçimlerinde o da sabote edildi. Çat partisinin oluflumu sabote edildi- i gibi, yerel seçimde güç birli i de sabote edilerek çok c l z baz ittifaklara dayal olarak tamamen Kürt gençli inin, kad nlar n n ve emekçilerinin öz güce dayal, özgürlük tutkular n ifade eden bir seçim çal flmas yürüttü. Böyle olunca Kürt toplumuna daha fazla dayand, Kürt halk n n özgürlük ve demokrasi taleplerini daha net dile getirdi. Kürt halk önderli ini daha net sahiplendi, daha somut demokratik çözüm projeleri ortaya koyarak Kürt toplumunun oylar n n bir siyasette birleflmesini sa lamaya çal flt. Bu sonuç böyle bir seçim yar fl ard ndan ortaya ç km flt r. Bu bak mdan da AKP nin Kürdistan da yaflad - yenilginin tarihi oldu u aç kt r. Bu kadar güce ve deste e ra men Türkiye genelinden de farkl olarak yüzde on befle yaklaflan bir oy kayb yaflam flt r AKP. 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde Kürdistan da ald oylar Türkiye genelinin befl puan üstündeyken, 29 Mart yerel seçimlerinde bu sonuç tersine dönmüfltür; Kürdistan daki oy oran Türkiye genelinin yüzde befl-alt dan fazla gerisine düflmüfltür. Bu düzeyde bir AKP yenilgisi söz konusudur. DTP nin ald sonuç bu nedenle önemlidir. AKP ye karfl kazand seçim düellosu asl nda tamamen devlete ve inkârc sisteme karfl kazan lm fl bir seçim baflar s olmaktad r. Bu bak mdan da ciddiye al nmal, önemli görülmelidir. Bu sonuç normalin biraz üzerinde olan baflar sonucudur. Fakat tam bir zafer de ildir. Tam bir zafer olsayd, inkârc sistemin iradesi k r larak bir siyaset de iflikli i tart flmas z ortaya ç kard. Fakat flimdi AKP nin iradesi k r lm fl olsa da, ayn fley devlet ve sistem aç s ndan tamamen söylenemez. Bu noktada bir yetersizlik durumu söz konusudur. Fakat mevcut seçim sonucu da Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün önünün aç labilmesi aç s ndan oldukça ciddi bir siyasi veriyi ifade etmektedir. Demokratik siyasi çözüm sürecinin geliflmesine imkân verecek bir siyasi kazan m ortaya ç km flt r. 29 Mart yerel seçim sonucu kendi bafl na bir çözümü üretememifl olsa da, üzerinde çal fl larak Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünün gelifltirilmesini imkân dahiline sokmufltur. Kendi bafl na bir çözüm ifade etmese de, çözüme temel oluflturacak, üzerinde çal - fl l rsa çözüm yaratacak bir birikim ve siyasi kazan m ortaya ç km flt r. Nitekim flimdi bunun üzerinde çal fl lmaktad r. ABD bile siyasetinde de ifliklik yapm flt r. Daha sonraki süreç gözler önündedir. Türkiye siyasi çevreleri bu durumu çok yönlü tart flmaya alm flt r. 30 Mart tan bu yana bu tart flmalar kesintisiz bir biçimde de-

8 6 SERXWEBÛN Nisan 2009 vam ediyor. Kürt siyasetinin yeni bir ç k fl ve aç l m yapmas için önemli bir veri oluflmufl bulunuyor. Birçok çevre bunu de erlendirerek kendi siyaseti aç s nda sonuçlar ç karmaya çal fl yor. Tabii herkesten çok bunu Kürt demokratik siyaseti de erlendirmeli, bu sonucu iyi anlamal, iyi okumal, neye hizmet edebilecek, neyi yaratabilecek güçte oldu unu iyi görmeli ve oldukça iddial, iradeli ve yarat - c bir siyasi yaklafl mla bu sonucu Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü sa latacak bir temel haline getirebilmelidir. - Bu nas l sa lanabilir, bunun için nas l bir siyaset izlenmeli? - Bu noktada da iki yönlü bir aç l m yapma ihtiyac kesinlikle vard r. Mevcut 29 Mart seçim sonuçlar Kürt demokratik siyasetinde böyle bir ç k fl ve aç l m yapma imkân vermifltir. Birincisi, Kürt ulusal demokratik siyasetini oluflturma ve birlefltirmeye dönük aç - l m ve çabalard r. Daha çok kendini Kürt ulusal konferans nda ifade etmektedir. Nitekim seçim çal flmalar sürecinde en çok tart fl lan bir konu Kürt ulusal konferans n n toplanaca konusuydu. fiimdi 29 Mart yerel seçiminde DTP nin ald sonuç Kürt ulusal konferans n n yap lmas için güçlü bir f rsat ve imkân ortaya ç karm flt r. Kuzey Kürdistan da seçimin DTP taraf ndan kazan lm fl olmas Kürdistan daki di er parçalar ndaki birikimle de birlefltirilince Kürt ulusal demokratik stratejisini oluflturacak bir ulusal konferans n toplanmas için yeterli verinin oluflmas n sa lam flt r. Dolay s yla flimdi ulusal konferans daha gerçekleflebilir bir temele kavuflmufltur. Yine gerçeklefltirilmesi de her zamankinden daha acil ve önemli bir görev haline gelmifltir. Dolay s yla 29 Mart yerel seçimlerinde DTP nin ald sonuca dayanarak ve bu birikimin erimesine f rsat vermeden, tüm Kürt güçlerinin kat laca bir ulusal konferans toplayarak Kürt ulusal demokratik stratejisini ve bu temelde ulusal demokratik örgütlülü ünü yaratmak ertelenemez ve tarihi bir görev haline gelmifltir. Herkes bu gerçe i iyi görmek durumundad r. Baflta DTP, ald seçim baflar s na dayanarak ulusal konferans n gerçekleflmesi için herkesten önde ve daha büyük bir kat l mla çaba yürütmelidir. Di er tüm yurtsever demokratik güçler de bu baflar y kendi baflar s olarak görüp, buradan Kürt halk n n kazanmas n sa latacak önemli ad mlar atabilmek için çaba harcamal d r. Bu da ancak ulusal konferans n toplanmas yla olur. Kürt ulusal konferans n n toplanmas - n n koflullar her zamankinden daha olgun hale gelmifltir. mkânlar ve f rsatlar her zamankinde fazlad r. Dolay s yla ulusal konferans n yap lmas her zamankinden daha acil ve önemli bir tarihi görev konumundad r. Bu görev görmezden gelinemeyece i gibi, ertelenemez bir görevdir de. Onun için herkes sonuçlar do ru de erlendirerek ve koflullar do ru anlayarak bu tarihi görevin baflar yla gerçekleflmesi için çaba harcamal d r. Demokrat olman n, yurtsever olman n, Kürt ulusal demokrasisi içinde yer alman n koflulu böyle bir görevin gerçekleflmesi için çal flmakt r. DTP nin seçim başarısını kalıcı Kürt ulusal demokratik siyasetine dönüştürebilmeliyiz Bu konuda Önder Apo nun görüfl ve önerileri ulusal konferans n toplanabilmesi için oldukça somut veriler de ortaya koymufl bulunmaktad r. Bir ulusal konferans n hangi konular tart flarak karara ba lamas gerekti ini befl ilke flart biçiminde somutlaflt rm flt r. Dikkat edilirse, Önder Apo görüflü flu olsun, bu olsun diye bir dayatmada bulunmamaktad r. Ancak, befl konuda Kürtler stratejik görüfllerini tespit ederek ortak tutum sergiler duruma gelmelidirler, demifltir. Bunu da ulusal konferansta tart flarak yapmay do ru bulmufltur. Konferans için bir gündem ortaya koymufltur. fiu gündemler tart - fl larak karar al ns n, demifltir. Ancak, karar flu olsun, diye her hangi bir dayatmas yoktur. Önder Apo nun ortaya koydu u gündem yerinde bir gündemdir. Elbette ki birlik konusu, ekonomik ve sosyal yan yla demokratik siyaset konusu, savunma konusu, kültürel haklar konusu Kürt ulusal demokratik stratejisinin belirginlefltirilmesi aç s ndan temel ilkeleri ifade etmektedir. Di- er yandan, sadece baz görüfller belirleyip ilke kararlar alman n pratikte çok sonuç vermeyece ini de erlendirerek dört pratik öneride de bulunmufltur. Yani oluflturulacak Kürt ulusal demokratik stratejisinin hayata geçirilmesini sa layacak bir örgütsel yap n n oluflturulmas n da önermifltir. Bunun için sürekli bir ulusal demokratik karar organ n n yarat lmas n, yani Kürdistan ulusal kongresinin ya da meclisinin oluflturulmas n önermifltir. Di er yandan, bu kongrenin kararlar n hayata geçirecek bir icra kurulunun, yürütme kurulunun oluflturulmas n önermifltir. Buna dayal olarak bir ulusal savunma güçlerinin oluflturulmas - n önermifltir. Bir de, geçmiflte yaflanan savafl n kirli yüzünü aç a ç kart p çözümleyecek bir hakikat ve adalet komisyonunun oluflturularak, çal fl r k - l nmas n önermifltir. Bütün bunlar Kürt ulusal konferans n n devaml l, Kürt ulusunun gelece ini yönlendirir bir hale gelmesi aç s ndan hayati önem arz etmektedir. Bu görüfl ve önerilerle ulusal konferans n çerçevesi, içeri i konusunda önemli bir ayd nlanma oluflmufltur. Bunlara ek de yap labilir, daha zengin de k l nabilir, herkes buna katk sunabilir. Sorumlu olan, bu iflte ben de var m, diyen herkes katk sunabilir ve böylece ulusal konferans gerçeklefltirilebilir. Bu görev geçmiflteki gibi art k bir propaganda ya da haz rl k çal flmas olmaktan ç kart larak pratikte gecikmeden gerçeklefltirilmesi gereken somut bir siyasi görev haline gelmifltir. DTP nin kazand seçim baflar - s n kal c Kürt ulusal demokratik siyasetine dönüfltürebilmenin yolu budur. Bunun d fl ndaki yaklafl mlarla mevcut kazan mlar kal c k lmak mümkün de- ildir. E er mevcut kazan mlar kal c k lmay öngören ad mlar at lmazsa, bu kazan mlar n giderek eriyece i ve yok olaca aç kt r. Nitekim geçmiflte de mücadelenin önemli dönemlerinde böyle kazan mla ortaya ç kt, ancak onlar n yeterli bir karar ve örgütlenmeye dönüfltürülememesi, sonuçta eriyip heder olmalar na yol açt. 29 Mart yerel

9 Nisan 2009 SERXWEBÛN 7 seçim sonuçlar n n da heder olamamas için, kal c siyasi sonuçlar n n olabilmesi için Kürt ulusal demokratik stratejisini ve örgütlülü ünü yaratacak siyasi ad mlarla beslenmesi kesinlikle gerekir. Bu sonuçlar hem böyle ad mlar atmaya imkân vermektedir, hem de bu tür ad mlar mevcut siyasi kazan mlar sa lamlaflt racak, büyütecek, dolay s yla Kürt sorununun demokratik siyasi çözüm sürecini gelifltirip çözümü gerçeklefltirecektir. - Belirttikleriniz seçim sonuçlar n n Kürt demokratik siyasetinin gelifltirilmesi aç s ndan yükledi i görevler. Bunun yan s ra Türkiye ve bölge siyaseti aç s ndan nas l görevler yüklüyor? - Kürt demokratik siyasetinin di er bir aç l m yönü de; baflta Türkiye olmak üzere Ortado u demokrasisine dönük görev ve sorumluluklar n yerine getirmektir. Bu da Türkiye demokrasi hareketinin yarat lmas anlam na gelmektedir. Sadece Kürt demokratik siyasetini oluflturma yönünde at lacak ad mlar yeterli olmaz. Bu ad mlar kuflkusuz önemlidir, de erlidir; ancak yeterli de ildir. Kal c olmas aç s ndan da baflka ad mlarla beslenmesi, desteklenmesi gerekmektedir. Bu da Türkiye demokrasi hareketinin yarat lmas d r. Yine Ortado u nun di er alanlar nda demokratik siyasi hareketlerin yarat lmas d r. Suriye demokrasi hareketinin, Irak demokrasi hareketinin, ran demokrasi hareketinin yarat lmas n ifade eder. Bunun için her zamankinden fazla Kürt demokratik siyaseti ilkeli ve aç l mc olabilmelidir. Sadece kendine yak n olanlar de il, demokratikleflmeyi ve Kürt sorununun demokratik çözümünü bir biçimde isteyen herkesi içine alacak en genifl bir demokratik siyasal birli i yaratmay öngören bir yaklafl m ve çaba içinde olunmal d r. Bunun için Önder Apo, Demokratik Kongre Partisi ni önermiflti, yine Çat Partisinde bir araya gelinebilece ini ifade etmiflti. fiimdi yerel seçimlerde al nan sonuçlar Türkiye genelinde bir demokratik siyasi hareketi örgütlü k lmak aç s ndan önemli bir imkân teflkil etmektedir. Bu imkân bir de bu yönde de erlendirmek gerekiyor. Bunun için de bir Türkiye Demokrasi Kongresi toplanabilinir. Hem orada Türkiye demokrasi hareketinin temel ilkeleri belirlenebilir, hem de demokratik güçler örgütsel birli inin yolu bulunabilir. Bu bir parti mi, çat partisi mi, güç birli i hareketi mi olacak, her ne olursa olsun bir biçimde birlik yarat labilir. Ancak bunun da ertelenemez bir görev oldu u kesindir. Ne ad verilirse verilsin bir biçimde demokratik güçlerin birli inin yarat lmas gerekti i ortadad r. Dar ideolojik yaklafl mlar içinde olmadan, temel demokratikleflme ilkelerine dayal olarak en genifl güçlerin demokratik birli ini hem ilke düzeyinde, hem de örgütsel düzeyde yaratacak ad mlar kesinlikle atmak laz md r. Bu tür ad mlar olursa yerel seçimlerde kazan lan sonuçlar kal c k l nabilir. Türkiye demokratik siyasetinin bir arac haline getirilebilir. Ona hizmet eden, onu gelifltiren bir güce dönüfltürülebilir. Demek ki, DTP nin kazand seçim sonucunun demokratik siyasi güçler aç s ndan yükledi i acil görevler vard r. Herkesten önce baflta DTP olmak üzere demokratik güçler bu sonucu do ru anlayarak h zla yetkili organlar n toplay p karar al p söz konusu demokratik siyasi aç l mlar yapabilmelidirler. E er bu olmazsa, o zaman kötü fleyler olur. Örne in ABD yönetimi herkesten erken davran yor. Sanki Türkiye deki seçimi Amerikal lar yaflam fl gibi, Obama yönetimi siyasi aç - l mlar öngören ad mlar atmaya çal flt. Seçim sonuçlar n ABD siyasetine kanalize etmeye çal fl yor. D fltaki bir güç bunu yap yor da, bu seçimin sonucunu kazanan güçler niye yapmas nlar? Di er yandan, e er böyle olmazsa, bir yandan d fl güçler bu sonucu kendi ç - karlar aç s ndan de erlendirebilecekleri gibi, di er yandan çeflitli çeteci despotik güçler de mevcut kazan mlar yok etmek, geliflmeleri ezmek için sald r lar gelifltirebilirler, çeflitli oyunlar oynayabilirler. Nitekim Türkiye de bunun izleri de görülmüfltür. lk belirtileri de ortaya ç km flt r. Bütün bunlara f rsat vermemek ve seçimde DTP nin kazand siyasi baflar y ileriye götürüp kal c k labilmek için söz konusu demokratik siyasi aç l mlar n yap lmas zorunludur. DTP de Türkiye siyasetinin iktidar alternatifi bir partisi olabilir Bunlarla birlikte DTP nin kendi aç s ndan da seçim sonuçlar n daha iyi de erlendirme ve okuma ihtiyac vard r. Bu sonuçlar neye dayanarak al nd, neden daha fazla sonuç al namad? Bu sorular temelinde DTP nin de seçim sonuçlar n irdeleyece i kesindir. Çünkü AKP ile yar flta Kürdistan da k smi bir baflar olsa da, Türkiye demokratik siyasetinde söz sahibi olmak noktas nda öyle çok geliflmifl, büyümüfl bir sonuçtan söz etmek mümkün de il. Oysa DTP de Türkiye

10 8 siyasetinin iktidar alternatifini ifade eden bir parti olabilir. Türkiye yasalar na göre kurulmufl bir siyasi partidir. Herhalde Türkiye de iktidar olma hedefini gütmek zorundad r. Dikkat edilirse, bu yönlü tart flmalar azd r. Yine buradan bak ld nda mevcut kazan m çok c l z ve zay ft r. Öyle çok güçlü ve büyük bir kazan m de ildir. Bir kere, DTP bu sonuçlar neye dayanarak alm flt r? Kuflkusuz k smi bir demokratik durufla, tutuma, aç l ma dayanarak alm flt r. Hangi alanlarda bu demokratik siyasi aç l m yaflanm flt r? Birincisi, Kürt sorununun demokratik çözümünde. Bu yönlü DTP nin önemli bir çabas n n oldu u, demokratik özerklik temelinde bir çözümü yüksek sesle dillendirdi i aç kt r. Bu, Kürt halk n n oylar n almas n n temel nedenidir. DTP de il, kim bu siyaseti izlerse Kürt halk kuflkusuz oyunu o partiye verirdi. DTP böyle bir siyaset izledi i için oylar alm flt r. Daha genifl bir ulusal demokratik siyaset izleyebilseydi Kürtlerden daha fazla oy alabilirdi. kincisi, DTP nin kad n özgürlü ü konusunda, demokratik siyasete ve yaflama kad n n kat - l m konusunda önemli bir aç l m vard r. Nitekim bu, ilk defa kad n kitlesinin bu düzeyde siyasi ortama kat lmas na yol açm flt r. Hem 14 belediye baflkanl n kad nlar kazanm fl, hem de asl nda 29 Mart yerel seçiminde DTP nin bu düzeyde bir baflar elde etmesinde kad nlar belirleyici bir rol oynam fllard r. Seçimi kad nlar yürütmüfl ve kazanm fllard r. Bunu söylemek hatal da de ildir, kesinlikle bir abart da olmamaktad r. Kad n özgürlü ü konusunda gerçekleflen demokratik siyasi aç l m demek ki toplumda yank bulmufltur, karfl l k bulmufltur, cevab n alm flt r. Toplumun yaflad çeliflkilere demokratik çözümler üretmek sonuç vermektedir. DTP, ayn aç l mlar baflka birçok alanda da yapabilirdi. Örne in, farkl halklar, milliyetler konusunda yapabilirdi. Ancak bu konuda oldukça dar ve s n rl yaklafl m içinde oldu u tart flma götürmez. Baflka kültürel-ulusal kimliklere hitap edememifltir, onlar çekememifl, birlefltirememifltir. Mardin de, Siirt te, Kars ta yaflanan sonuçlar bunu gösteriyor. Di er yandan din ve mezhep konusunda gerekli demokratik siyasal tutum tam gelifltirilememektedir. Oysaki dini ve mezhepsel topluluklara en iyi ça r y demokratik siyaset yapabilir. Bunun imkân ve f rsat vard r. Sahte laisizme, yine sahte dincili e karfl tutarl bir demokratik siyasi tutum kesinlikle dindar kesimlerin oyunu kazanabilirdi. Oysa DTP bu yönde de aç l mda zay ft r. Bingöl, Bitlis, Urfa alanlar ndaki sonuçlar bunu gösteriyor. Yine Alevîlik mezhebinin özelliklerine dönük aç l mda zay fl k var. Dersim, Marafl, Ad yaman daki sonuçlar bunu gösteriyor. DTP nin bütün bu yönlerden seçim sonuçlar n de erlendirerek demokratik siyaseti bütünlüklü hale getirme görevi vard r. Mevcut durumuyla DTP demokrasisi dard r, baz alanlarla s n rl d r. Oysa toplumun tümüne hitap eden, toplumsal çeliflkilerin hepsini gören bir genelli- e ve bütünlü e ulaflmas gerekiyor. Bu sonuçlar n da genelde demokratik siyasi güçler, özelde de DTP taraf ndan ç kart lmas gereklidir. 29 Mart seçimlerinin önemli bir sonucu da, çal fl ld yerde kazan ld - n netçe göstermifltir. Nerede örgütsel, e itsel çal flma varsa, orada seçim kazan lm flt r. Nerde kendine güvenle hareket edilip çal fl lm flsa baflar elde edilmifltir. Ancak güvensiz yaklafl lan, çal fl lmayan, az çal fl lan, yeterince mücadele edilmeyen yerlerde ise baflar elde edilememifltir. Demek ki, her iflte oldu u gibi seçimde de baflar çal flmaya ba l d r. Hiçbir fley haz rda yoktur; çantada keklik diye bir fley söz konusu de ildir. Birkaç söz söyleyince, bildiri yay nlay nca SERXWEBÛN Nisan 2009 zafer elde edilmemektedir; tam tersine, aylarca, y llarca, günün yirmi dört saatini kapsayacak flekilde yorulmaz, usanmaz bir e itsel ve örgütsel çal flma içinde olmak gerekir. Demokratik siyasetin bir de bu biçimde bir tarz vard r. Baflar s, böyle bir tarzla hareket edilmesine kesinlikle ba l d r. -Seçim sonras AKP hükümeti ve Türk devletinin sald r lar ne anlama geliyor? Kürt halk bunlar nas l anlamal ve neler yapmal? - 29 Mart yerel seçim sonuçlar n baflta Türk devleti ve AKP olmak üzere birçok gücün içine sindiremedi i, hazmedemedi i gözle görülür bir gerçek olmaktad r. Öyle anlafl l yor ki, birçok çevre bu sonucu beklemiyormufl; siyaset meydanlar nda yaflananlar, Kürt halk n n meydanlar DTP nin kadın özgürlüğü konusunda, demokratik siyasete ve yaşama kadının katılımı konusunda önemli bir açılımı vardır. Nitekim bu, ilk defa kadın kitlesinin bu düzeyde siyasi ortama katılmasına yol açmıştır. Hem 14 belediye başkanlığını kadınlar kazanmış, hem de 29 Mart yerel seçiminde DTP nin bu düzeyde bir başarı elde etmesinde kadınlar belirleyici bir rol oynamışlardır dolduran tutumunu ve yüksek sesle hayk ran duruflunu çok önemsemiyorlarm fl. 29 Mart yerel seçiminde DTP yüzde yetmifl-seksenleri bulan oy oranlar yla belediye baflkanl klar - n kazan nca, bu çevreler sanki ciddi biçimde bir sars lmay yaflam fllard r. Bir tür flok geçirdiler diyebiliriz. Biz bu floku birçok kiflinin, çevrenin yüzünde ve sözlerinde gördük. Hemen 29 Mart gecesi aç klama yapan Baflbakan Tayyip Erdo an n yüzündeki k z g nl ve gerginli i gördük. Yine baz AKP uflaklar n n, Mehmet Metiner gibi uflaklar n simsiyah olmufl çehrelerinde ve MHP nin tehdit eden sözlerinde gördük. En son Genelkurmay da tehdit eden aç klamalarda bulundu. Bu sonuçlar n ciddiyetle de erlendirilmesi gerekti ini söyledi. Bunun elbette ki demokratik yaklafl mla de erlendiril-

11 Nisan 2009 SERXWEBÛN 9 mesinin istenmifl oldu u biçiminde yorumlamay bizde isterdik. Öyle olsayd de erli bir anlam olurdu; fakat Genelkurmay n sözlü aç klamalar öyle de ildi; tehdit edercesine idi. Sanki birilerini göreve ça r yor ya da gizli baz sald r güçlerine talimat veriyor gibiydi. Nitekim bu davran fl ve sözlerin sonuçlar n seçimden bu yana geçen sürede halka karfl gelifltirilen sald r larda gördük. Seçimde aç kça hile yap l p oylar yok edilerek zorla AKP yi kazanm fl gösteren A r seçim sonuçlar na halk n itirazlar na dönük devlet güçlerinin, kontrgerillan n, gizli güçlerin gelifltirdi i sald r - lar bunun çok aç k kan t d r. Halka vahflice sald r lm flt r. Adeta seçim sonuçlar n n intikam al nmaya çal fl lm flt r. Buna AKP de, Genelkurmay da talimat vermifltir. Bizzat baflbakan yard mc s Cemil Çiçek ve di er AKP yetkilileri aç ktan bu sald r y teflvik etmifllerdir. Bunun sonucunda gizliaç k bask güçleri, sald r güçleri, hiçbir ölçü tan madan halka sald r da bulunmufltur. A r da yüzlerce insan tutuklanm fl, onlarcas yaralanm fl, ciddi bir bask durumu, halk üzerinde katliam giriflimi yaflanm flt r. Yine benzer bir örne i 4 Nisan kutlamalar na dönük sald r da gördük. Halk n Önder Apo nun do um gününü kutlamak üzere do du u köy olan Amara ya yürüyüflüne bizzat ordu ve polis planl ve haz rl kl bir biçimde vahflice sald rm flt r. Halk bu sald r sonucunda 2 flehit ve onlarca yaral vermifltir. nsanlar gazla bo ulmaya çal fl lm flt r. Halk n seçti i vekiller, hem de kad n vekiller polis taraf ndan meydanda dövülmüfllerdir. Hiçbir demokraside görülmeyecek olaylar böyle bir çat flma içerisinde yaflanm flt r. Bu da di er önemli bir sald r konusu olmaktad r. Halk n en demokratik eylemine bile, normal bir do um günü kutlama biçimindeki sosyal etkinli ine bile tahammül gösteremeyen bu sald rganl k besbelli ki ciddi bir tehlikedir. A r da ve Urfa da seçim sonras nda halka dönük bizzat hükümetin teflvikiyle, yönlendirmesiyle geliflen sald r lar ciddi bir duruma iflaret etmektedir. - Bu sald r lar AKP hükümeti ve devletin önümüzdeki süreçte Kürtlere karfl politikalar aç s ndan nas l bir ipucu vermektedir? - Kuflkusuz bu durum hem AKP hükümeti, hem de Türk devleti taraf ndan 29 Mart yerel seçim sonuçlar n n ve özellikle DTP nin seçimde elde etti i baflar n n hazmedilememifl olmas durumudur. Adeta halktan DTP ye verdi- i deste in intikam al nmak istenmektedir. Halk n iradesi k r lmaya, bu güçlü demokratik birlik ve bilinçlilik ezilmeye çal fl lmaktad r. Bu önemli bir durumdur. Kürt halk üzerinde bask ve katliam tehditlerinin azalmam fl oldu unu, hatta artarak sürdü ünü gösteren en somut kan t olmaktad r. O bak mdan seçim sonuçlar n hazmedemeyen yönetimin önümüzdeki süreçte çok çeflitli yöntemlerle halk n iradesini k rmak, demokratik siyasi bilincini ve birli ini yok etmek üzere geliflen demokratik halk hareketini ezip da tabilmek, sindirebilmek amac yla çok çeflitli katliamlar, sald r lar, oyunlar gelifltirmesi ihtimal dâhilindedir. Bunun görülmesi, de erlendirilmesi, dikkate al nmas gerekir. Buradan ç karaca m z ikinci önemli sonuç; Kürt halk n n öz savunmaya ne kadar büyük ihtiyac n n oldu u sonucudur. Seçimde elde etti i k smi baflar - y bile fliddet güçlerine sahip olan iktidar n hazmedememesi sonucunda gelifltirdi i sald r lar dikkate al n rsa, Kürt halk n n sadece ideolojik, kültürel ve siyasi çal flmalarla yetinemeyece i, bütün bunlar n bir savunma gücüne sahip olmas gerekti i gerçe i netçe ortaya ç kmaktad r. Halk n demokratik siyasi çal flma, örgütlenme gelifltirebilmesi, onu koruyabilmesi için güçlü bir öz savunmaya ihtiyac vard r. Öz savunmas olmadan, öz savunma taraf ndan korunmadan ne bir özgürlükçü demokratik geliflmenin kal c l olabilir, ne de Kürt halk aç s ndan soyk r m tehdidi ortadan kalkabilir. Bu sald r lar aç kça flunu gösteriyor: Soyk r m tehdidi hâlâ devam ediyor. nkârc sistem; Türk devleti, AKP hükümeti bu sald r larla demokratik bilinç kazanm fl ve harekete geçmifl halka katliam tehdidini aç kça hissettirmifl oluyor. Yine istedi iniz kadar seçim baflar s elde etmifl olun, biz vurur ezeriz deniliyor. Bu aç k bir gerçektir. Bunun için de öz savunmay do ru anlamak, iyi özümsemek, öz savunma örgütlülü ünü her fleyin bafl na koyarak yüksek bir çabayla gelifltirme gere i vard r. Bu, en baflta gerillan n güçlendirilmesi ve büyütülmesidir. Dolay s yla bu süreçte gerillaya kat l m her zamankinden fazla önemsenmeli ve artt r lmal d r. Her yurtsever ve demokrat, e er yurtseverli in ve demokrasinin yaflamas n, sald r lar karfl s nda ayakta kalmas n istiyorsa, bunun ancak öz savunmayla mümkün oldu unu, bunun da gerillay güçlendirmeyi gerektirdi ini bilmesi ve bu do rultuda çaba harcamas laz md r. Böyle çaba harcamayanlar n demokratl ve yurtseverli i s n rl d r, bilinçleri zay ft r, sahtedir. O demokrasi bilinci reformist bir bilinçtir; devrimci demokrasi, radikal demokrasi de ildir. Tersine reformist, uzlaflmac, uyufluk bir demokrasi anlay fl d r. Kendini katillerin eline teslim etmeyi öngören, sadece flikayet eden, s zlanan bir demokrasi anlay fl d r. O da demokrasi de ildir. O tür demokratik zihniyetin sonuç almas, baflar elde etmesi asla mümkün de ildir. Ancak demokratik tutum radikal bir yaklafl mla birleflirse, demokrasi radikalizmle birleflir radikal demokrasi olursa o zaman sonuç verir. Bu da öz savunmay örgütlemek ve güçlendirmek anlam na geliyor. Hem gerillay sürekli büyütmek ve güçlendirmek, hem de halka dönük her türlü sald r karfl s nda gerillaya dayal öz savuma örgütlülü ünü gelifltirerek kendini savunma bilincini yaratmay gerektiriyor. Özellikle gençli in böyle bir görevinin oldu u kesindir. Gençlik kendisini meclislerle, flurayla, burayla oyalayamaz. htiyarlar gibi kendilerini meclis üyeleri haline getiremezler. Oysaki öz savunma birliklerinin güçleri olmal yd lar. Her yerde öz savunma örgütlülü ünü yaratmal, halka dönük sald r larda öz savunma biçiminde örgütlenmifl güçleriyle halk koruyabilmeli, savunabilmeliydiler. Burda ciddi bir sapma yaflan yor. Ne meclisiymifl? Gençli in meclisi mi olur? Meclis ifli, tart flma iflidir; onu

12 10 SERXWEBÛN Nisan 2009 da ihtiyarlar yaparlar, yürüyemeyenler yaparlar. Neredeyse genç yaflta ihtiyarlar n rolünü oynamaya soyunan bir zihniyet gelifltiriliyor. Bu zihniyet yanl flt r. Elefltiriyoruz, hem de ciddi biçimde elefltiriyoruz. htiyarlar n yapaca ifli gençler üzerlerine almaya çal fl rlarsa, toplum tersine döner. htiyarlar ne yapacakt r o zaman? Öz savunmay ihtiyarlar m örgütleyecekler? Polisin sald r s karfl - s nda, faflistlerin, ajanlar n sald r lar karfl s nda halk, demokrasiyi ihtiyarlar m savunacak? Ninelerimiz, dedelerimiz mi bizi savunmal? Yoksa gençlik mi bütün bu görev ve sorumluluklar üstlenmeli? Elbette ki gençlik üstlenecektir. Ama mevcut durumda öyle anlafl l yor ki baz yan lg lar yaflan yor. En genel, liberal-uzlaflmac örgütlenmeler gençli e dayat lmaya çal fl l yor. Bu tür yaklafl mlar yanl flt r, düzeltilmesi gereklidir. Herkes toplumsal sistem içerisinde kendi yerine ve rolüne göre hareket etmelidir. Meclislere kimler girer, ne yapar, kim meclis örgütler? Onu iyi bilmek ve meclisleri onlara b rakmak gerekir. Öz savunmay kim örgütler, gerilla kim olur? Onu da bilerek, bu görevleri de onlara b rakmak laz m. Gençlik kendi görev ve sorumlulu una burda sahip ç kmal. E er her tarafta halka bu kadar sald r oluyor, darbeler vuruyor, halk zorluyorsa, bu, öz savunman n olmamas ndan kaynaklan yor. Gençli in görev ve sorumlulu una yeterince sahip ç kamad n, olmas gereken yerde, yerine getirmesi gereken rolün bafl nda olmamas anlam na geliyor. Bu konularda ciddi düzeltmeler yapmaya kesinlikle ihtiyaç vard r. Yoksa di er türlü halka dönük sald r lar karfl - s nda savunma gerçeklefltirilemez. Halk n öz savunmas olmadan da demokratik örgütlenme gelifltirilemez, demokratik konfederalizm infla edilemez. Bu bak mdan ç kartaca m z önemli bir sonuç: Bu haz ms zl n da yaratt katliam tehditleri karfl - s nda gerillay büyütecek ve öz savunma örgütlülü ünü gelifltirecek bir çaba içerisine hiç gecikmeden ve acilen girmek gerekti idir. - Seçim sonras geliflecek politikalar n uluslararas alanda ve özellikle Avrupa daki Kürtlere ve Özgürlük mücadelesine karfl nas l bir yans mas olabilir? Buna karfl politikalar n z nelerdir? Besbelli ki, inkârc sistemin seçim sonuçlar na dönük hazmetmeyen yaklafl m devam edecektir. Bask ve sald - r lar bunun en aç k kan t olmufltur. Seçim sonuçlar n n, DTP nin ald baflar n n toplumu demokratikleflmeye ve Kürt sorununun demokratik çözümüne götürmesini önlemek için, bu sonuçlar eritecek, tasfiye edecek çeflitli oyunlar oynamaya, politik sald r - lar gelifltirmeye çal flacaklard r. Bu sald r lardan bir tanesi, halk n sindirilmesi, örgütlülü ünün da t lmas, iradesinin k r lmas olmaktad r. Bunun için de çeflitli katliamc sald r lar ortaya ç kabilecektir. Yine bu haz ms zl ktan do an sald r n n, seçim sonuçlar n n kal c demokratik siyasete dönüflmesini engellemeye dönük sald r n n önemli bir yönü de, demokratik kurumlaflmalar n engellenmesi, daralt lmas do rultusunda bask lar n artt - r lmas biçiminde olabilecektir. Bu da son NATO zirvesi sürecinde ortaya ç kt. Yurt d fl ndaki Kürt halk n n demokratik kurumlar n kapatmaya dönük bizzat NATO da tart flmalar n oldu u görüldü. Baflta ROJ TV olmak üzere bas n-yay n organlar n n, kültür kurumlar n n, kitle derneklerinin kapat lmas, çal flmalar n n engellenmesi yönünde ileriki süreçte Avrupa da da di er alanlarda da yeni bask lar n geliflece i beklenebilir. AKP hükümeti bir yandan halk üzerinde bask uygulayarak seçim sonuçlar n hazmetmedi ini gösterdi i, DTP nin baflar s na karfl bir intikam sald r s dayatt gibi, NA- TO zirvesi s ras nda da yurt d fl ndaki Kürt kitlelerinin yurtsever demokratik çal flmalar n k s tlay c pazarl klar içine girdi i aç a ç km flt r. Asl nda bu durum AKP hükümetinin seçimde ald yenilgiden ne kadar derin etkilendi ini gösterir bir tutumdur. Gerçekten de AKP sand a gömülmüfltür. Böyle bir gömülmenin verdi i etkiyle bu kadar sald rgan olabiliyor, Türkiye nin imkânlar n bu geliflmeleri tasfiye edebilmek için seferber etmeye yöneliyor. Di er yandan ise, mevcut durum Kürt halk na, PKK ye karfl yürütülen savafl kimin yürüttü ünü ortaya koymufl bulunuyor; NATO, savafl bizzat üstelenmifl oluyor. ROJ TV nin kapat lmas bile NATO genel sekreterinin seçilmesi için bir pazarl k konusu olabiliyorsa, bu ortaya ç kar yor ki, Kürdistan daki bütün savafl NATO düzeyinde yap lan pazarl klar ve ortaya ç kart lan planlamalar temelinde olmufltur. Bu tart flma götürmez bir gerçektir. NATO gibi dev askeri kurum Kürdistan daki savafl yürüttü ü gibi, ROJ TV gibi en demokratik ve bar flç l bir yay n organ n ; katledilmek, soyk - r mdan geçirilmek istenen, dili yasak olan bir halk n kendi dilini gelifltirmek için açt yay n organ n kapatmayla u raflacak kadar basit ve gerici olabilece i gerçe ini ortaya koymufltur. Bu da Kürtler aç s ndan iflin ciddiyetini

13 Nisan 2009 SERXWEBÛN 11 ortaya koymakta ve aç kça göstermektedir. Demokrasi ve özgürlük mücadelesinin öyle kolay yürütülemeyece ini ve kazan mlar elde edilemeyece ini aç a ç karmakta, NATO nun iç yüzünü ve karakterini göstermektedir. NA- TO, devlet güçlerinin kendi ç karlar n pazarlad klar bir ittifak haline gelmifltir. Nitekim bizzat ABD baflkan Obama n n verdi i sözlere dayan larak AKP hükümeti Rasmussen in NATO genel sekreteri olmas na oy vermifltir. Bunun karfl l nda NATO dan, onun genel sekreterinden Kürtlere karfl yürütülecek katliamlarda destek ald klar n aç kça ifade etmektedirler. ROJ TV nin dile getirilmesi bir sembol oluyor. Asl nda Türk devletinin Kürt halk na karfl, Kürt özgürlük mücadelesine karfl yürüttü ü kirli savafl bizzat NATO nun desteklemesi ve yürütmesine onay alm fl oluyorlar. Bu kadar kirli bir ifle, gericili in yürüttü ü soyk r - ma bizzat NATO da alet olmufl oluyor. Bu, iflin içinde ne kadar kirli ç karlar n kat ld n n görülmesi aç s ndan önemlidir. Her fley ç karlar karfl l pazarl klarla yürütülmektedir. Bu durum bunu aç kça göstermektedir. Önümüzdeki süreç çok yönlü bir mücadeleye sahne olacaktır Di er yandan ise, mevcut sonuçlar bundan sonra da Kürdistan özgürlük ve demokrasi mücadelesinin öyle düz bir çizgide ve kolayl kla yürümeyece ini gösteren olaylar olmaktad r. Her ne kadar 29 Mart seçimlerinde DTP belli bir baflar elde etmifl olsa da, bunun hemen kal c bir sonuç vermeyece i, hatta öyle kolay kolay bir ateflkes veya bar fl durumunu bile yaratamayaca n ortaya koymaktad r. Tersine, mücadele karmafl k, çok yönlü ve çetin bir çizgide sürmeye devam edecektir. Çeflitli ateflkes ça r lar, giriflimleri olsa da, hatta demokratik siyasi mücadele öne ç ksa da, bunun çat flmalarla sürece ini bilmemiz, anlamam z gerekiyor. ROJ TV yi kapatacak kadar gericileflmek, demokratik direniflin ne kadar önemli oldu unun görülmesini sa l - yor. Yine bu kadar halka silahlarla, gaz bombalarlar yla yap lan sald r, çat flmal durumun devam edece ini, hatta sokaklarda halkla çat flmalar n gündeme gelebilece ini ifade ediyor. Önümüzdeki sürecin çok yönlü bir mücadele içinde geçece ini gösteriyor. 29 Mart seçim sonuçlar n n kal c siyasete dönüfltürülebilmesi için yine çok yönlü, karmafl k, aktif bir mücadelenin yürütülmesinin gere ini ortaya koyuyor. Bu mücadele ideolojik alanda olacakt r, siyasi alanda, diplomatik alanda, örgütsel alanda, meflru savunma alan nda, demokratik eylemlilik alan nda olacakt r. Öyle ki, halk söke söke, direne direne bu güne kadar nas l ki demokratik bilinçlenmeyi ve kazan mlar sa lad ysa, bundan sonra da Kürt sorununun demokratik siyasi çözümünü böyle bir mücadeleyle sa layacakt r. Bu gerçe i görmemiz, anlamam z kesinlikle gerekir. inkâr ve imha zihniyeti kolay de iflmeyecektir. nkâr ve imha siyasetinden öyle kolay vazgeçilmeyecektir. Hemen baz sonuçlara bakarak bu kadar gerici ve ç karc güçlerin inkârc zihniyetten ve siyasetten vazgeçeceklerini, demokratik-bar flç l olacaklar n beklemek ham hayalciliktir. Çok net görülüyor ki, kendi aralar nda bile k yas ya bir ç kar pazarl yürütüyorlar, birbirleriyle iliflkileri böyledir. fiimdi Türkiye yönetimine sormak laz m: Dün Rasmussen flu flu sözleri söylüyordu, bugün sana sözde istedi ini yapaca n n sözünü verdi. Ancak yar n baflka söz vermeyece i, baflka ifl yapmayaca nereden belli? Bunu elbette Türkiye yönetimi de biliyor, ama bile bile bunu yap yor. Peki niye? Çünkü aralar ndaki iliflki bu biçimdedir. Kaskat, buz gibi bir ç kar iliflkisidir. Kendi aralar ndaki iliflkiyi böyle kat bir ç kar iliflkisi biçiminde yürütenlerin öyle bir ç rp da demokratik zihniyete ve siyasete sahip olmalar mümkün de ildir. Onlar sonuna kadar kendi ç kar dünyalar n korumak için sald rganl klar - n sürdürecekleridir. Bu netçe görülüyor ve anlafl l yor. Seçimden sonra ortaya ç kan sonuçlar bunu göstermifltir. Bunun için de Kürt halk n n, Kürt demokratik siyasetinin, demokratik kurumlar n n bu konuda uyan k olmas, oldukça duyarl ve dikkatli davranmas gerekir. Böyle birkaç siyasi sonuca aldanarak rehavete kap lmak, art k bu ifl bitmifltir demek, en büyük tarihi hata olur. Kesinlikle hiç kimse öyle bir fleye düflmemelidir. Böyle bir yan lg en a r zararlara yol açacak bir yan lg y ifade eder. Tersine, bu sonucun difle difl bir mücadeleyle elde edildi i bilinerek ve karfl daki güçlerin bu kadar ç karc ve sald rgan oldu unu görerek önümüzdeki sürecin mücadelesine de çok duyarl, örgütlü, bilinçli ve direngen bir Halkın demokratik örgütlülüğünü geliştirmek için seferberlik düzeyinde çalışmak lazım. Yine demokratik siyasi mücadeleyi adeta sokak çatışması, barikat çatışmaları biçiminde sürdürecek bir örgütlülüğe ulaşmak gerekiyor. Bunda da gençliğe rol düşüyor. Halkın öz savunma kuvveti olarak gençliğin direngen, radikal, devrimci örgütlere kavuşması lazım biçimde haz rlanmak gerekmektedir. Bu konuda herkes tam bir duyarl l k ve kararl l k içinde olmal d r. Onun için de kesinlikle sa lam bir ideolojik durufl, yo un bir propaganda ve e itim çal flmas yap lmal d r. Halk n demokratik örgütlülü ünü gelifltirmek için seferberlik düzeyinde çal flmak laz m. Yine demokratik siyasi mücadeleyi adeta sokak çat flmas, barikat çat flmalar biçiminde sürdürecek bir örgütlülü e ulaflmak gerekiyor. Bunda da gençli e rol düflüyor. Halk n öz savunma kuvveti olarak gençli in direngen, radikal, devrimci örgütlere kavuflmas laz m. Kendini böyle bir mücadeleyi yürütecek bir bilince ve örgütlülük içerisine çekmesi gerekiyor. Bununla birlikte elbette ki meflru savunma her zamankinden daha çok önümüzdeki süreç için gerekecektir. Son olaylar gösterdi ki, Kürt halk öz savunmas z ola-

14 12 SERXWEBÛN Nisan 2009 maz, meflru savunmas z olamaz. Böyle olursa, cellâda teslim edilmifl kurbana döner. Onun da b rakal m özgür-demokratik yaflama kavuflmas, varl n bile sürdürmesi mümkün de ildir. O nedenle kendi varl n sürdürebilmek için, özgür ve demokratik gelecek yaratabilmek için öz savunma alan n, meflru savunmay güçlü tutmak kesin gerekiyor. Bu konuda asla hata yapmamak laz m. Bunun için hem gerillay her zamankinden daha fazla büyütmek, güçlendirmek ihtiyac var, hem de öz savunma örgütlülü ünü her yerde yaymak gerekli. Bu, silahl olmayabilir; örgütlenmifl birimler olurlar. Yumruklar yla, sopalar yla, molotoflar yla kavga ederler, bir savunma gücü olufltururlar. Gerici sald r neyi kullan yorsa onu kullanan, o tür araçlarla donanan bir direnme gücü, demokratik direnifl gücü olarak ortaya ç karlar. Böyle bir öz savunman n oluflmas önümüzdeki sürecin baflar yla yürütülmesi aç s ndan kesinlikle gereklidir. 29 Mart seçim sonuçlar önümüzdeki sürecin nas l olaca konusunda net bir fley belirtmeye imkân verecek durumda de ildir. Her olas l aç k hale getirdi. Bar flç l-demokratik çözüm süreci de geliflebilir, siyasi mücadele de öne ç kabilir; tersinden, çat flmal durum da her zaman gündeme gelebilir. Türk ordusu yeni katliamc sald r lar na her zamankinden fazla yönelebilir. Bunun için NATO dan destek almaya, ABD den, ran dan destek almaya çal fl yor. Bunlar elde ederse ve gücü yeterse, özellikle KDP ve YNK yi devreye koyabilirse, besbelli ki bu tür sald r lar yapmaya her zaman aç k ve isteklidir. E er yapam yorsa, gücü yetmedi i içindir. Güç buldu unda yapacakt r. Bu bak mdan çat flmalar n geliflmesi, savafl n büyümesi ihtimali de vard r. Biz bu ihtimali de d flta tutmuyoruz. Bar flç l-siyasi demokratik mücadele süreci de geliflebilir. Bu da ihtimal dâhilindedir. Dolay s yla biz buna göre de haz r z; ama çat flmal durum da geliflebilir, savafl büyüyebilir, katliamc sald r larla yüz yüze gelinebilir. Bu olas l k da gündem dâhilindedir ve biz buna karfl da haz rl kl y z. O bak mdan netleflmemifl durum devam ediyor. 29 Mart yerel seçimleri bir sonuç ortaya ç kard, ama süreci netlefltirmedi. Karmafl k bir siyasi süreç söz konusudur. Çok çeflitli olas l klar gündemdedir. Dolay s yla bizim de her türlü olas l a göre kendimizi örgütleyip haz rlayarak ve giriflken davranarak kendimizi önümüzdeki süreci inisiyatifli yürütme gücü haline getirmemiz ve kazanmam z gerekmektedir. - ABD Baflkan Barack Obama n n Türkiye ve Irak ziyaretlerinin Türkiye ve Kürdistan siyaseti üzerindeki etkileri nelerdir? - ABD de Obama baflkanl ndaki Demokratik yönetim, kendisinden önceki Cumhuriyetçi Bush yönetiminin baflta Ortado u olmak üzere birçok alanda yaflad ciddi t kanma ve zorlanma ortam nda, dünyaya sunulan yeni bir umut biçiminde iktidara getirildi. Özellikle yaflanan ekonomik krize çare olacak bir umut yap lmak istendi. Bir moral etki, doping yapmaya çal fl ld. Bu durum halen de devam ediyor. Dünyan n yeni kurtar c s gibi tüm toplumlara sunulmaya çal fl l yor. Obama kiflili i parlat ld kça parlat lmak için çaba harcand. Bu Türkiye de de böyledir, Avrupa da da böyledir, dünyan n dört bir yan nda da böyle bir durum yaflan yor. Belli ki, küresel kapitalist sistemin krizi derin ve ciddi bir s k flmay yafl yor. Toplumlar, insanl k ciddi bir ruhsal, psikolojik, ahlaki daralma ve bunal m içinde. Bu durum ekonomik, siyasi ve askeri yaflama da yans yor. Her alanda ciddi bir kriz durumu yaflan yor. Toplumsal ve siyasi kaos büyüyor. Bu noktada bir kurtar - c ya, en az ndan k sa süreli de olsa bu s k nt lar aflt rtacak bir propagandaya, moral etkiye ihtiyaç duyuyor. flte Obama yönetimi bir yönüyle bu biçimde kullan lmaya çal fl l yor. Sistemin buna ihtiyac var, bu temelde iktidara getirildi ve bu çerçevede de kullan lmak isteniyor. Avrupa ya yaklafl m da böyle oldu. Avrupa da da bu temelde propaganda oluyor. Son Türkiye gezisiyle de bu ortaya ç kt. ABD baflkan Obama Avrupa daki gezisi ard ndan Türkiye yi, Irak ziyaret etti. Ortado- u da etkinlik kurmak istedi i alanlara diplomatik ziyarette bulundu. Tabii bunun çok çeflitli biçimde de erlendirilecek yönleri var. Her fleyden önce bu durum ABD nin ne kadar s k flm fl oldu unu gösteriyor. Bunu do ru anlamak laz m. Örne in bir Türkiye gezisi flimdiye kadar hiç böyle olmam flt, ilk defa oluyor. Bir ABD baflkan seçilir seçilmez ilk defa Türkiye ziyaretine ç k - yor. fiimdiye kadar hep Türkiye yönetimi Washington a giderdi, hatta bir, iki, üç sefer gider gelirlerdi. Bir görüflme koparabilmek için y llarca u rafl l rd. fiimdiyse bizzat ABD baflkan, Türkiye yöneticileri hiçte ABD ye gitmeden Ankara ya gelip Türkiye nin bütün yetkilileriyle görüflme yap yor. Bu, geçmiflteki olup bitenlere, amiyane deyimle temayüllere ayk r, ters bir durumdur. Nerden kaynakland bu durum? ABD -

15 Nisan 2009 SERXWEBÛN 13 nin içinde bulundu u s k fl kl ktan kaynaklan yor. Küresel kapitalist sistemin yaflad kriz ve kaostan kaynaklan yor. Küresel sistem ve onun önderli i olan ABD o kadar s k flm fl ki, Türkiye yi kendisi için bir kurtar c görüyor. Obama Türkiye ye geldi, herkesle görüfltü, her yeri gezdi. Öyle ki, sanki mesih gelmifl gibi bir hava yarat lmaya çal fl ld. Di er yandan Obama Türkiye ye övgüler dizmekten kendini kurtaramad. Neden? Çünkü Türkiye ye htiyac var, onu Ortado u politikas nda daha fazla kullanmak istiyor. ABD politikas n Türkiye-Irak ittifak üzerine oturtuyor. Bu ittifak Filistin den Afganistan a kadar genifl Ortado u sahas nda kendi politikalar do rultusunda kullanmak istiyor. Bunun için de Türkiye yi bu siyasete çekmeye çal fl yor. Türkiye nin de buna ihtiyac var. Dolay s yla ihtiyac olan güçler birleflmifl bulunuyorlar. Gördük iflte, herkes pür dikkat Obama ne söyleyecek, Obama ne yapacak, diye önce bunu tart flt ; ard ndan, fluraya girdi, flöyle ayakbast, burda flu sözü söyledi biçiminde günlerce bas n adeta bir Obama f rt - nas estirmeye çal flt ve bu hâlâ da devam ediyor. Milletvekilleri onu pürdikkat dinlediler. Genelkurmay geldi haz r bulundu, dinledi. Yani bu tür fleyler iki taraf n da ne kadar s k flm fl oldu unu gösteriyor. Asl nda s k fl k iki güç birbirine dayanarak bu s k fl kl ktan kurtulmaya çal fl yor. Türkiye kendi s k - fl kl n ABD den daha fazla destek alarak aflmak istiyor. Türkiye nin s k - fl kl nedir? Kürt sorunundaki s k - fl kl kt r, PKK karfl s ndaki zorlanma ve s k fl kl kt r. ABD ve NATO dan daha fazla destek alarak PKK ye karfl savafl sürdürmek istiyor. nkâr ve imha politikas n devam ettirmek istiyor. Aç k olan budur. ABD destek verdi i ölçüde ancak bu inkâr ve imha siyasetini, bu ça d fl gericili i sürdürebilece ini düflünüyor. Türkiye nin talepleri bu yönlüdür ve zaten bu taleplerde bulunmufllard r. Nitekim Obama n n Türkiye nin toprak bütünlü ünden yana oldu unu, teröre karfl oldu unu söylemifl olmas Türkiye de bayram havas yaratm fl durumda. Herkes adeta zil tak p oynuyor. Oysa ki ayn Obama Ortadoğu çapında ABD yeni bir Kürt politikası oluşturmuş durumda. Çünkü Ortadoğu da yürüttüğü savaş bunu gerektiriyor. Kürtlerin desteğini alabilmek için de Kürt politikasında açılım yapıyor. Bunları sağlatacak bir uzlaşma yaratmak istiyor. Seçime kadar DTP yi tasfiye etmek için alenen çalışma yürüten bir yönetim, seçim ardından DTP yi muhatap almak durumunda kalmıştır Kürtlerin haklar ndan da söz etti. Kürt az nl ktan dem vurdu. Çünkü Kürtlere de ihtiyac var. Nitekim Kürtlerle de görüflme yapt. Kendini bu kadar d fla ba lamak Türkiye yönetimi ve sistemi aç s ndan utanç vericidir. - ABD Türkiye ile iliflkileri daha da gelifltirirken Kürtlere karfl politikalar nda nas l bir de ifliklik olabilir? - Asl nda ABD Türkiye yi kendine ba lamaya, istedi i gibi kullanmaya çal fl yor. Ermenistan sorununda, dini az nl klar sorununda, daha çok da Afganistan da, Irak ta Türk ordusunu kullanma konusunda imkânlar elde etmeye çal fl yor. Nitekim bu yönlü pazarl klar yapt klar anlafl l yor. E er bu pazarl k sonuç verirse, gerici temelde ifllerse ortaya ç kacak olan Türkiye nin ABD ç karlar do rultusunda bir paral asker gibi Ortado u da savaflt r lmas olacakt r. PKK ye karfl savafl yoruz diye Türk gericili i, milliyetçi faflizmi Türk toplumunu kand racak, Kürt halk na karfl da, bölge halklar na karfl da Türkiye yi savaflt ran bir durum ortaya ç kacakt r. Bu ciddi bir tehlikedir. Buna dikkat etmek gerekiyor. Di er yandan bu sonuçlar elde etmek için Obama yönetimi biraz daha da genifl bir siyasi yaklafl m içinde. Türkiye ye, Irak a ihtiyaç duydu u kadar Kürtlere de duyuyor. Obama n n gezisinin bir de bu yönü var ki, bunu Türkiye siyasetçilerinin iyi okumalar laz m. Ahmet Türk - le Kürt politikac diye görüfltü, ard ndan Celal Talabani yle, Mesut Barzani - yle görüflmeler yapt. Kürt az nl k dedi ve bu görüfle Türkiye Cumhurbaflkan ve Baflbakan n n da kat ld n söyledi. Kürtlerin haklar ndan söz etti. Bunlar n sa lanmas ve korunmas gerekti ini belirtti. Neden? Çünkü yeni bir Kürt politikas oluflturuyor. fiimdiye kadar ABD nin Kürt politikas nda sadece Irak vard. Irak Kürtleri üzerinden politika yap yorlard. fiimdi Türkiye de de Kürt politikas ndan söz ediyor, ran da da söz ediyor. Ortado u çap nda ABD yeni bir Kürt politikas oluflturmufl durumda. Neden? Çünkü Ortado u da yürüttü ü savafl bunu gerektiriyor. Böyle olunca Kürtlerin deste ini alabilmek için de Kürt politikas nda aç l m yap yor. Bunlar sa latacak bir uzlaflma yaratmak istiyor. Seçime kadar DTP yi tasfiye etmek için alenen çal flma yürüten bir yönetim, seçim ard ndan DTP yi muhatap almak durumunda kalm flt r. Gözle görülecek denli aç k bir siyasi de iflikli i h zla yapabilmifltir. fiimdi ABD nin böyle bir politika izledi i bir ortamda Türkiye nin hâlâ eski Kürt ve PKK karfl t stratejide srar etmesi, inkâr ve imhay sürdürmeye çal flmas tabii ki mümkün de ildir, bofl bir çabad r. Bu, Türkiye yi daha fazla d fla ba layacak, ABD nin uydusu haline getirecektir. E er AKP ciddi bir demokratik siyasi dönüflüm yaflayamazsa Türkiye aç s ndan böyle bir tehlike arz etmektedir. Bunu herkesin görmesi ve anlamas laz m. ABD, küresel kapitalist sistemin ç karlar do rultusunda böyle bir politik de iflim ve aç l m yaflarken, Türkiye yönetiminin ulus-devlet statükoculu unda ve Kürtlere karfl inkâr ve imha politikas nda srar etmesi, kendini felaketle yüz yüze getirmesi anlam na gelir. Böyle bir yaklafl m sürdürdükçe daha fazla ABD ye muhtaç hale gelecek, ABD Türkiye ye istediklerini zorla yapt rtacakt r. Oysa Türkiye buna muhtaç de ildi. Kendi demokratik aç l mlar n kendisi yapabilirdi. Kürt sorununun demokratik çözümünü, Türkiye nin demokratikleflmesini sa layabilir ve böylece hiçbir

16 14 SERXWEBÛN Nisan 2009 güce muhtaç olmadan kendi öz gücünü harekete geçirerek Ortado u nun en büyük demokrasisi haline kendini getirebilir, Ortado u ya demokrasi yayan bir merkez konumuna ulaflabilirdi. Demokratik Ortado u Birli inin yarat - c s ve öncüsü haline gelebilirdi. Bütün imkânlar n böyle bir demokratikleflme temelinde Türkiye toplumunun ç kar - na kullanabilirdi. Türkiye de bu kadar pahal l k oluflmazd, iflsizlik geliflmezdi, yüz milyarlarca dolarl k borç alt na girilmezdi. Bunlar hep inkâr ve imha siyasetinin sonuçlar d r. Savafl siyasetinin Türkiye ye yükledi i ekonomik ve mali yük oluyor. Bunlar n hepsi Türkiye toplumunun sosyal, kültürel, e itsel geliflimi için kullan l rd. Türk gençli i, kad nlar güçlü bir bilinçlenme, geliflme, iyi bir yaflam sürdürebilirlerdi. Türkiye çat flmalarla kan kaybeden bir ülke de il, demokratikleflme temelinde en özgür ve birli ini güçlendirmifl bir toplum haline kendini getirirdi. Demek ki, Türkiye aç s ndan ç kart lmas gereken önemli sonuç bu oluyor. Mevcut yaklafl mlarla, politik duruflla Türkiye, ABD nin gelifltirmeye çal flt, Obama yönetiminin oluflturmaya çal flt politikaya cevap veremez. Kendisi kendi demokratik siyasetini, stratejisini gelifltiremezse ABD ç karlar do rultusunda bir uydu olmaktan kurtulamaz. - Bu geliflmeleri Kürt siyasetçileri nas l okumal ve bunun karfl s nda nas l bir politik tutum gelifltirmelidir? Kürtler aç s ndan da ç kart lmas gereken sonuçlar var. Örne in, Obama yönetimi 29 Mart yerel seçim sonuçlar n siyasete dönüfltürüyor. Herkesten önce harekete geçti. Kendine göre bir Kürt politikas oluflturuyor. ABD ilk defa Türkiye de bir Kürt politik liderle baflkanl k düzeyinde görüflme yapt. Güney Kürdistan yönetimiyle görüflmeler yapt. Kendi politik do rultusunu, ç karlar n empoze etmeye, seçim sonuçlar n n ABD nin politik ç karlar - na do ru kanalize edilmesini sa lamaya çal fl yor. Bu önemlidir. Bir inisiyatif anlam na geliyor. Seçim sonuçlar n de erlendirmek için ABD böyle bir politik inisiyatif kullan yorsa, h zla hareket ediyorsa, DTP Baflkanl yla görüflecek kadar bir politika de iflikli i yapabiliyorsa, Kürt ulusal demokratik siyaseti böyle bir aç l m ve ç k fl niye yapmas n? Niye daha erken davranmas n? Elbette ki onun da erken davranmas gerekiyor. Yoksa seçim sonuçlar ABD nin politik ç karlar na kanalize olur. Oysaki bu sonuçlar Kürt halk kazand, dolay s yla bu sonuçlar n Kürt demokratik siyasetinin geliflmesine kanalize edilmesi gerekiyor. Bunlar nelerdir? Bir, Kürt ulusal demokratik birli inin ve kurumlaflmas - n n yarat lmas. Ulusal konferans n acilen toplan p ulusal strateji ve örgütlülü ü yaratmak üzere çal flma yürütmesidir. kincisi, baflta Türkiye olmak üzere ran, Irak, Suriye de demokratik sistemin geliflmesi için Kürt demokratik siyasetinin daha aç l mc ve aktif hale gelmesi, bir inisiyatif kullanabilmesi. Kürt sorununun demokratik çözümü temelinde Kürt demokrasisinin ve Kürt demokratik birli inin iliflkilerinin yarat lmas na dayanarak Türkiye ran, Irak ve Suriye de demokratikleflmeyi, demokratik iliflki ve birlik sistemini yaratmak üzere Kürtlerin harekete geçmesi laz m. flte bu, Ortado u demokratikleflmesini getirir. Ortado- u da demokratikleflmenin ve halklar n kardeflli inin yarat lmas n sa lar. Demokratik Ortado u birli ini yarat r. Ortado u halklar n özgürlük ve demokrasi ilkeleri temelinde yenide birlefltirir, kardefllefltirir, d fl güçlerin hegemonya savafl na karfl halklar n ç - karlar na dayanan bir Demokratik Ortado u yarat r. Bunun gerçeklefltirilmesi gerekiyor. Böyle bir Ortado u, Kürt halk n n da en özgür, en demokratik ve en birlikte oldu u bir Ortado- u olacakt r. Kürt halk kendini özgürdemokratik bir gelece e kavuflturabilmek için böyle bir Ortado u nun yarat lmas n öngörmelidir. Onun için de çok yo un bir çal flma içerisinde olmak, yeni aç l mlar yapmak, bir Kürt ulusal demokratik stratejisi oluflturmak gerekli. fiimdiye kadarki Kürt stratejisi parçal yd. Kürdistan parçalar na göre, Kürt örgütlerine göre ayr yd. Birbiriyle çat flmaya dayal bir geliflme sa lama stratejisi vard. Art k bu strateji dönemi kapanm flt r. - Yeni Stratejik yaklafl m, stratejik de iflim konusunu biraz açar m s n z? En baflta PKK stratejik de iflim yapt. Böyle bir stratejiden geliflme sa lamaktan kendini ç kartarak ulusal demokratik birli e dayal bir strateji esas ald. Bununla bundan sonra çal fl labilece ini ve kazan labilece ini öngördü ve nitekim PKK nin yaratt geliflmeler buna dayan yor. 29 Mart yerel seçimlerinde DTP nin kazand baflar kesinlikle böyle bir demokratik siyasi stratejinin baflar s oluyor. Demek ki bu strateji kazand r yor, baflar getiriyor. Bu bak mdan bütün Kürt örgütlerinin stratejik de iflim yaflamas gerekli. En baflta KDP ve YNK olmak üzere bütün örgütler stratejik de iflim yaflamal lar. PKK yle çat flma içerisinde geliflme yaratmak, baflka parçalarla çat flarak kendini ilerletmek devri geçmifltir art k. Parçalar n demokratik birli i, örgütle-

17 Nisan 2009 SERXWEBÛN 15 rin ortak demokratik stratejideki birlik ve ittifaklar bundan sonra Kürt özgürlü ünü ve demokrasisini gelifltirecektir. Bunu yaratman n yolu da, bir ulusal konferansla ulusal demokratik kurumlaflmalar ortaya ç kartmakt r. Kürtler kendi demokrasilerini bu biçimde gelifltirdikçe ve kendi demokratik iliflkilerini ve birliklerini ortaya ç - kard kça komflu halklara da demokrasi yayacaklar ve onlarla da demokratik iliflki ve birliklerini gelifltireceklerdir. Her parçadaki Kürt halk n n demokratik konfederalizm sistemindeki örgütlülü ü ve birli i di er parçalardaki Kürt halk yla demokratik iliflkileri ve birli i gelifltirdi i gibi, ayn zamanda içinde yer ald klar devletle sorunlar n çözecek, komflu halklarla da demokratik iliflki ve birliklerini gelifltirecektir. Dolay s yla bir parçan n demokrasisi geniflleyerek bütün Kürdistan n demokrasisi olacak. Kürdistan n demokrasisi ve demokratik iliflkilerinin geliflmesi, Türkiye nin, Irak n, ran n, Suriye nin demokratikleflmesi ve demokratik ittifak içine girmesi anlam na gelecektir, bunu yaratacakt r. Bu da bizi demokratik Ortado u birli ine götürecektir. Kürt özgürlü ü ve demokrasisi gelifltikçe Ortado u demokrasisi ve demokratik birli i geliflecektir. Tersinden, Ortado u demokratiklefltikçe ve halklar n kardeflli- ine dayal demokratik birlik sistemi içine girdikçe de Kürt halk n n özgür ve demokratik gelece i güvence alt na al nm fl olacakt r. Kürt siyasetinin bunu sa latacak bir siyasi çaba içerisine gecikmeden aktif olarak girmesi laz m. Obama n n ziyaretinden ç kart lacak en önemli bir sonuç da bu oluyor. Kürt sorununun çözümü açısından bu siyasi durumdan yararlanılabilir Öyle anlafl l yor ki, ABD siyaseti art k çat flmayla Kürt sorununu çözülemeyece i, yine Kürtlerin inkâr edilerek Ortado u da ulus-devlet statükosunun afl lamayaca noktas na gelmifltir. Bu önemlidir. fiimdiye kadar, hatta son 29 Mart seçimine kadar da ABD, Kuzey Kürdistan daki Kürt halk iradesini inkâr ediyordu, reddediyordu, onunla görüflmüyordu. Onunla görüflmek yerine onu tasfiye etmeyi öngörüyordu. Fakat seçim sonras nda bu siyasetin de iflti- ini gördük. Demek ki ABD flunu gördü: Kürt halk n inkâr ederek, reddederek, bir de askeri yöntemlerle susturamaz, bast ramaz, Kürt özgürlük hareketi tasfiye edilemez. O zaman Ortado- u da kimse siyaset yapamaz. Dolay - s yla siyaset yapabilmek için, sorunlar n siyasal yöntemlerle çözümünü sa layabilmek için eski politikada de ifliklik yapmak gereklidir. flte ABD nin böyle bir siyasi de iflikli i k smen yapt anlafl l yor. Bu de ifliklik: Bir, bütün Kürdistan içine alan bir Kürt politikas oluflturmufltur; iki, Kürt iradesini reddeden yaklafl m n önemli ölçüde de ifltirmifltir; üç, fliddet yöntemiyle Kürt sorununun çözülemeyece ine karar k lm flt r. Bunlar önemli siyasi durumlard r. Bundan hem Kürtler yararlanabilir, hem de komflu halklar; Türkiye, ran, Irak, Suriye halk yararlanabilir. Bu siyaset iyi kullan l rsa herkese hizmet edebilir. Geçmiflin bölünüp parçalanmaya ve çat flt r lmaya, sonunda da kullan lmaya dayanan siyasetinden halklar kurtularak demokratik birlik ve dayan flma içerisinde kendi güçlerini gelifltirebilirler. Özellikle Kürt sorununun çözümü aç s ndan bu siyasi durumdan yararlan labilir. Kürtler bu gerçe i görerek hareket etmeliler. ABD uydusu haline gelerek kimse kurtulamaz Türkiye de bu gerçe i görerek hareket etmeli. Yani flunu bilmemiz laz m: Küresel sistemin bir uydusu haline gelmemek için, ABD stratejisinin basit, kullan lan parçalar haline gelmemek için kiflilikli, karfl l kl yarara dayanan demokratik iliflki ve ittifak içerisinde birlikte siyaset yapan ve yaflayan bir düzey tutturabilmek için mevcut ABD politikas ndan yararlan larak Kürt sorununun demokratik çözümünü gerçeklefltirmek ve Kürt halk n n komflu halklarla demokratik iliflki ve birli ini yaratmak gerekir. fiimdi koflullar bunun için uygundur. mkânlar var. Obama n n ziyareti bunu ortaya ç kard, gösterdi. Bush yönetiminin siyasi duruflunda baz de ifliklikler yapmak istiyor. Çünkü o kriz içine, ç kmaz içine girmifl. Bunu aflarak ABD ç karlar n ilerletmek istiyor. Böyle bir siyasi de iflim sürecinde Kürt sorununun demokratik çözümü, Ortado u da demokratik dönüflümün gelifltirilmesi aç s ndan ad mlar at labilir. Çünkü d fl müdahale, d fl hamleler ve sald r - lar demokratik dönüflümü, demokratik iliflki ve birli i engelliyordu. Bunun k smen zay flam fl olmas, ya da bir de iflim süreci geçiriyor olmas f rsat yarat yor. Demokratik siyasetin geliflmesi, demokratik çözümün geliflmesi için; Türkiye nin, Irak n, ran n, Suriye nin demokratikleflmesi ve Kürt sorununun demokratik çözümü için f rsat oluflturuyor, yeni imkânlar ortaya ç kart yor. Bunu kullanmay bilmek laz m. Böyle anlamak gerekiyor. Yoksa öyle Obama hayranl yla bir fley elde edilemez. ABD ye ba lanarak, daha çok ABD uydusu haline gelerek hiç kimse kurtulamaz. Ne Türkiye sorunlar n çözebilir, ne de Kürtler. Tam tersine daha fazla sorunlarla yüklü hale gelirler, daha çok çeliflki ve çözümsüzlükler artar. Bu da çat flmaya ve birbirini tüketmeye götürür. Bundan da d fl güçler, d fl gericilik yararlan r. flte böyle bir duruma düflmemek için son siyasi geliflmeleri, ABD deki yönetim de iflikli ini ve Türkiye deki 29 Mart seçiminin ortaya ç kard sonuçlar do ru de erlendirerek bunu demokratikleflme, demokratik dönüflüm yönünde kullanmay bilmek laz m. Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü ve Türkiye nin demokratikleflmesi temelinde de erlendirmeyi ve böyle bir sonuca ulaflmay geçeklefltirebilmek gerekir. Do ru demokratik tutum, devrimci tutum, sol-sosyalist tutum budur. Bu yap ld ölçüde Ortado u dünya çap nda demokratikleflmenin merkezi haline gelebilir. Küresel sistemin gericili ine karfl dünya demokratik dönüflümünün merkezi olabilir. Bunun gerçeklefltirilmesi için çal flmak da elbette ki bütün demokratik güçlerin, sol-sosyalist güçlerin temel görevidir. Bu gerçeklefltirildi i ölçüde solculuk, sosyalizm bir anlam, bir de- er ifade edecektir.

18 16 SERXWEBÛN Nisan 2009 Finans ça -komutan para Kapital, kapitalist ve kapitalizm para saltanat n n ön basamaklar d r. Onlar bunlar atlayan gerçek birer krald lar: Ç plak krallar. Ticaret ça büyük h z yla birlikte büyüyen kâr n büyük oranda bu paralaflma ve para araçlar na borçluydu. Paran n egemenli i sessiz ve derinden ilerliyordu. Sadece krall a de il, tanr sall a da oynuyordu. Hem de ilk defa maskesiz olarak. Endüstri ça ona hem çok fley borçluydu hem de çok büyük f rsatlar sundu. Toplumda pazarlaflma, kentleflme, emtialaflma ve ticaret yo unlaflmas olmadan sanayi devrimi olamazd. Tüm bu süreçler para olmadan gerçekleflemezdi Paran n toplumsal komuta gücü haline gelmesi flüphesiz önemli bir geliflmedir. Bu çözümlenmeden toplumun kavranmas çok eksik kal r. Para belki de tüm vücuda gerekli enerjiyi oluflturmak için, hücrelere besin tafl yan damarlardaki kan örne- i gibi, ekonomik yaflamda ak flkanl k sa layan de erdir. Ne oldu u ve nas l bu konuma eriflti i anlafl lmas gereken en ciddi toplumsal fenomendir. Beraberinde muazzam kirlilik tafl d inkâr edilemez olan bu ayg t, hangi tarihsel ve toplumsal etkenler sonucu bu durumunu kazand? Gerçekten toplumda neyi gerçeklefltirmektedir? Kazand rd ve kaybettirdi i kifliler, gruplar kimlerdir? Onsuz olunur mu, olunmaz m, yerine neler ikame edilebilir? Sorular ço alt labilir. De iflim arac olarak para, basit bir ifllemin arac olarak gayet anlafl l rd r. Yine de dikkat etmek gerekir. De iflenler nedir? Para iki de iflen aras nda adil bir ölçü sa layacak alet olabilir mi? Sorunun daha baflta büyük zorluklar içerdi i aç kt r. Bir elmayla bir armudu de ifltirmek gibi en basit bir al flverifl meselesinde, diyelim oran bire iki oldu: 1 elma = 2 armut. Para piyasada böyle ifllev görsün. Neden bire iki de üç veya bire bir de il? O zaman iflin içine en basitinden emek de er girecektir. Sorular pefli s ra gelebilir. Eme e de erini veren nedir? Baflka emek denilip soru sonsuza dek tekrarlanabilir. Aç k ki al flverifl meselesinde adil ölçüyü paran n sa lamas zor görünmektedir. Büyük ihtimalle gücünü, itibar bir seçenekten kazanacakt r. Öyle kabul gördü ü için kabul edilmektedir. Temelinde adalet, de er, emek gibi ölçüler aramak beyhudedir. Zaman ve mekânda haz r bulunanlar, ifllerimizi kolaylaflt rmak için bir arabulucu seçelim demifller. Bulunan arabulucu nesnenin ad n para koymufllar. Bu k sa öyküyle paray tan mlamaya çal fl yoruz. Fakat öyle bir arabulucu arac yla karfl karfl yay z ki, bu konumunu b rak p baflka rollere girdi mi her fley allak bullak olabilir. Bir örnekle anlafl l r k lal m. Toplum bir kad n n ancak bir erke e ba l olarak bir evde ad na namuslu dedi- imiz tarzda yaflayabildi i takdirde kabul görebilece ini belirtir. Kad n n öyle olmaktan ç k p birçok erke i eve almas ya da tersi halinde adam n eve birçok kad n almas halinde durum nas l olur? Herhalde en hafif deyimle allak bullak olur. Paran n durumunda ifller daha karmafl kt r. Örne imize devam edelim. Kad n genel kabulü bozdu u için evden at larak bir çözüme var labilir. Fakat parada ifller bu kadar kolay olmayabilir. Elinde paray tutan, namuslu olmasa, paraya ne kadar para kat lsa da kabulümdür diyebilir. Hâlbuki toplum t pk bir kad n meselesinde oldu u gibi, bu kabulle paray arac k lmam flt. Onu biriktirmek en büyük namussuzluktur diyebilmifl olmas kuvvetle muhtemeldir. Benim kanaatim, ifl aynen böyle olmufltur. Son derece nispi bir zaman ve Reber Apo nun çözümlemelerinden derlenmifltir mekânla s n rl, kolayl k olsun diye araya konulan bu arabulucu, asla tüm zaman ve mekâna yay ls n diye kabul edilmemifltir. Büyük bir suiistimal (kötüye kullanma) olay vard r. Asla kabul etmem diyebilir. Fakat at alan çoktan Üsküdar geçmifl olabilir. O zaman da hükmü yetmez olur. Dolay s yla para, ortama göre oynayan, efli benzeri görülmemifl bir fahiflenin kendisi haline gelmesi, yine ikinci bir defa kuvvetle muhtemeldir. Kendini birine bir, birine bin dolara kiralayabilir. Önünde bunu önleyecek hiçbir kuvvet art k yoktur. Nas l bu duruma gelindi? Biraz da ekonominin dilini kullanarak anlafl l r k lmaya devam edelim. Arma an kültürü yücelticili i ifade eder Ekonominin de iflimle bafllat lmas pek fazla anlat m ifade etmese de, de- iflimin kendisi önemli bir ekonomik faktördür. Birbiriyle de iflen iki fleye mal veya meta denilmektedir. Toplum henüz kullan m de erinden baflka bir de er tan maz iken, karfl l kl de iflimi ahlaki olarak uzun süre do ru bulmad. Arma an ekonomisi dedi imiz bir sisteme ba l kald. Üretti i veya elde etti i çok de erli addedilen bir nesneyi de er verdiklerine arma an ediyordu. Arma an kültürü yücelticili i ifade eder. Yüceltilene arma an sunulur. De erli olan n böylece de eri kan tlanm fl, onurland r lm fl oluyordu. Geriye kalan nesneler günlük yaflam için

19 Nisan 2009 SERXWEBÛN 17 harcan rd. Birikime de iyi gözle bak lmazd. nsan topluluklar milyonlarca y l böyle yaflayabildiler. Mal de iflimi olmadan, mal veya para karfl l nda de iflime, ahlak, vicdan bir türlü raz olmuyordu. Çünkü üretti i de erin pahas, karfl l olabilece ini düflünmüyordu. Düflünülmesini ahlaken uygun bulmuyordu. Belki de sa duyusu veya ahlaki bilinciyle bunu hileli bir yol say yordu. Toplumda emtia olgusunun ortaya ç k fl uygarl k sürecine yak n dönemlerdir De iflimin efli i ekonominin efli iyse, ekonomiye böyle girifl yap lmas herhalde iyi bir girifl say lmayacakt r. Çünkü asli gelene e ra men yap lm flt r. De iflimi ekonomik iliflkinin temel de eri saymak bir varsay m olabilir. Ama tek varsay m de erinde saymak do ru olmaz kanaatindeyim. Ekonomiyi de iflimden baflka etkenlerle bilimsellefltirmek veya daha do rusu de- iflimden farkl, hatta de iflimin kabule dayanan, para gibi arabuluculu a dayanmayan biçimleri de rahatl kla gelifltirilebilir. Teorik ve pratik bu biçimleri gelifltirme konusunda yarat c olmaktan geri durmaz. De iflimden daha önemli olan ürünün mal haline gelifl meselesidir. Kullan m de erinin de iflime tabi tutulmas emtialaflma, mallaflma olarak tan mlan r. Toplumda emtia olgusunun ortaya ç k fl uygarl k sürecine yak n dönemlerdir. Ticaretin kabul görmesindeki temel etkendir emtia. Emtian n kendisi onu ilk edinenin elinden ç kma an na denk geliyor. Elinden ç karmay kabul etmek emtian n bafllang c d r. Karfl dan biri bir fley karfl l nda al nca, emtia süreci tamamlanm fl oluyor. Yine bir örnek verelim. Y llarca besledi i bir ceylan baflka birinin de y llarca besledi i keçiyle de ifltirdi ini düflünelim. Bu de iflimin adil ve eflit oldu u hiçbir zaman ispatlanamayacakt r. Çünkü hangi al n terinin ne kadar ak t ld hiç bilinmez. Daha da önemlisi keçiyle ceylan hiçbir zaman iki eflit olamaz. Bu analojiler flüphesiz de iflimin mant ndaki çeliflkiyi yakalamak içindir. Ve böylesi çeliflkiler her zaman mevcuttur. Bu çeliflkilerin kabulü temelinde para konusuna yeniden döndü ümüzde, bar nd rd hileleri daha iyi fark etmifl oluyoruz. Toplumlar tan rken bir noktay daha iyi anlamak büyük önem tafl r: Toplumsal olgular n fiziksel olgular olmamas. H2O, mutlak olmasa da dünya koflullar nda hep su molekülüdür. Baflka anlam olamaz. Toplum ise insan n infla etti i olgular paketidir. çinde muazzam bilinmezlikler tafl sa da. Toplum kendi infla etti ini de ifltirip yeni inflalar kurabilir. fiu kural ortaya ç k yor: Toplumsal gerçeklikler infla edilmifl gerçekliklerdir. Do a veya tanr vergisi gerçeklikler de ildir. O halde para da rahatl kla infla edilmifl bir gerçekliktir. De iflim ve emtialar konusu da infla edilmifl varsay msal gerçekliklerdir. Tanr veya do a vergisi de iller. Pozitivistlerin en büyük günah, toplumsal gerçeklikleri fiziki gerçeklikler gibi olgular niteli iyle ayn kategoriye koymalar olmufltur. Toplumsal olguyu de iflmez gerçeklikle bir tuttu- umuzda, büyük yan lg lar içeren toplumsal paradigmalara kap y sonuna kadar aralam fl oluruz. Ekonomiye pozitivist aç dan bakt m zda, bu sak ncalar görmemek mümkün de ildir. O zaman milliyetçilikler nesnel gerçe in ifadesi olarak anlafl ld nda, de iflik konumlarda da olsalar, felsefi bak mdan ayn olan Hitler ve Stalin konumuna düflersin. kisi de ve tüm pozitivistler de, kaba materyalistler de toplumda kabul etti i gerçeklere mutlak olgu de eri vermekten kurtulamazlar. Para konusunu son derece nazik k lan bir etken de topluma bu pozitivist yaklafl mla bakan anlay fltan gelir: Paray tam gerçek saymak. Dolay s yla onun arac l yla el de ifltirme giderek tam gerçek alg lamas na dönüflür. Para öyle bir fleydir ki onunla da onsuz da olmak çok zor konum arz eder Paran n ekonomiye de iflimle birlikte girmesini, tarih boyunca gösterdi i geliflmeleri incelemek konumuz de il. Fakat giderek ekonominin vazgeçilmezi haline gelmesi, içerdi i sak ncalar n da büyümesi anlam na gelir. Tek bir de iflimin içerdi i çeliflkiyle karfl laflt rd m zda, paran n s n rs z de iflim gücünü kazanmas n n ne kadar netameli, sak ncal durumlara yol açaca anlafl l rd r. Binlerce çeliflkinin somutlaflm fl hali olmak kolay bir fley de ildir. Bu haliyle ekonomi de yol ala ala finans ça na ulaflt nda, durumun bütün vahametini görmeden toplumu anlafl l r k lmak kendini aldatmaktan baflka anlama gelmez. Vahamet dedi- imiz, paran n en geliflkin ça na ba r ndaki muazzam çeliflkilerle birlikte varmas d r. Bu sicili çok kötü bir zorban n çok büyük bir orduya baflkomutan yap lmas gibi bir fleydir. Toplumun bafllang çta sadece haz r olanlar n bir anl k kabulüne dayanan kuflkulu arac n çok geçici bir konumu tanr kat na yükseltiliyor. En etkin komuta gücünü de elinde tutarak. Paran n geliflim tarihini incelemek hayli ilginç olurdu. Tarihte ilk alt n sikkenin Lidyal Kreuzus taraf ndan ç kar ld söylenir. Halen alt n aramalar -

20 18 SERXWEBÛN Nisan 2009 n n sorun yaratt Manisa n n Sard kentinde oturdu u ve bafl na gelmedik ifl kalmad söylenir. Para öyle bir fleydir ki, onunla da onsuz da olmak çok zor konum arz eder. Bilinen, emtia de- iflim ve paralaflman n el ele vererek h zla geliflti i ve ekonominin baflköflesini ele geçirdi idir. Pers ve Greko-Romen uygarl nda para kullan m n n çok yayg nlaflt, günümüze kadar ulaflan yüzlerce sikke çeflidinden bellidir. slam uygarl nda Riyal en az sultanlar kadar itibarl bir konuma eriflmiflti. Kentlerde paran n taht sa lamd. Özellikle Yahudi sarraflar büyük önem kazanm flt. Yahudi ve Ermeni sarraf ve tüccarlar Avrupa dan Hindistan a kadar uzanan ticaret yollar üzerindeki kentlerde paralel bir para ve ticari tekel hatt kurmufllard. Siyasi egemenli e paralel bu kapital hatt çok etkiliydi. Sultan ve emirlikleri kendine oldukça ba lam flt. Avrupa ve Asya daki etkinlikleri sürekli art yordu. Toplumlar n kavim olarak Yahudi ve Ermenilere artan tepkisinin alt nda bu gerçekli in önemli pay olsa gerek. Yahudi ve Ermeni pogromlar n araflt r rken bu önemle göz önünde bulundurulmas gereken bir husustur. talyan kentleri para devriminin önemli mimarlar ndand Sanayi toplumu tamamen paran n egemenli ini tan yan ilk büyük toplum biçimidir. Daha önceki hiçbir uygarl k toplumu bu denli paran n hâkimiyetini tan mam flt. Endüstri toplumunda para art k bir kültürdür. Her fley onun etraf nda anlam kazan r. Büyük hayallere yol açmas kadar, tüm büyük projeler para olmadan bafllat lamazd. Herkes para edinmek için ne gerekiyorsa onu yeni tanr s na sunmaya mecbur edilmiflti talyan kentlerinin slam dünyas ndan para ve ticaretin öncülü ünü devralmalar 13. yüzy l n ortalar na do rudur. Özellikle Venedik, Cenova ve Floransa gerçek bir para ve ticaret mucizesi olarak gerçeklefltiler. 16. yüzy la kadar baflta Rönesans olmak üzere her bak mdan Avrupa ya öncülük eden y ld z kentlerdi. talyan kentleri sadece Rönesans devrimini gerçeklefltirmekle kalmad lar; para devriminin de önemli mimarlar ndand. Her ne kadar ilk öncüllerini slam dünyas nda buldularsa da, katk lar oldukça büyüktür. Banka, senet, kâ t para, kredi, muhasebe gibi modernitenin vazgeçilmez tüm para argümanlar n bu kentler gelifltirdi, kurumlaflt rd. Para tarihinde bu geliflmelerin çok büyük rolü vard r. Pazar ve ticaretin geliflmesinde birer devrim rolünü oynad lar. Emtialaflma ve paralaflman n h - z n belki de yüzlerce defadan daha fazla artt rd lar. Paran n egemenli inin geliflmesinde kilometre tafllar yd lar. Toplum yavafl yavafl bu araçlar n tahakkümüne haz rlat l yordu. Görünüflte basit bir teknik muameleydi gerçeklefltirilenler. Bankalar para birikim yerleri olacakt. Senetler para karfl l olan kâ t parçalar yd. Kâ t para da bir nevi genel senetti. Hafifti. flleri daha da kolaylaflt r p h zland r yordu. Kredi, s k fl k durumda olan müflterilerine daha sonra ödenecek münasip bir faiz karfl l nda verilen borç parayd. O da iflleri h zland r yor, bofl kalmay önlüyor, ilgilisinin tembel tembel oturaca- na ifllerini h zla sürdürmesine ve sa lanacak kârla borcunu kapatmas na hizmet ederek daha hay rl bir rol oynuyordu. Muhasebe ifllerin kâr-zarar, gelir-gider envanterini netlefltiren birer dokümand lar. Ayna gibi dönemsel olarak kifli veya flirketlerin durumunu yans t yordu. Bunlar basit ama müthifl sonuçlar olan devrimlerdi. Baflta Sevilla, Lizbon, Londra, Amsterdam, Hamburg, Lyon, Anvers, Paris olmak üzere, talya n n bu devrim ürünlerini Rönesans ürünleriyle birlikte h zla ülkelerine aktaran Avrupa kentleri devrimleri k ta geneline yayd lar, büyüttüler. 16. yüzy lla birlikte Hollanda ve ngiltere nin önce tar m ve ticarette, sonra sanayide bu devrim ürünlerinin etkin yard mlar yla nas l genel bir kapitalist devrime dönüfltürdüklerini taslak halinde sunmufltuk. Kapital, kapitalist ve kapitalizm para saltanat n n ön basamaklar d r. Onlar bunlar atlayan gerçek birer krald lar: Ç plak krallar. Ticaret ça büyük h z yla birlikte büyüyen kâr n büyük oranda bu paralaflma ve para araçlar na borçluydu. Paran n egemenli i sessiz ve derinden ilerliyordu. Sadece krall a de il, tanr sall a da oynuyordu. Hem de ilk defa maskesiz ve bizzat olarak. Endüstri ça ona hem çok fley borçluydu hem de çok büyük f rsatlar sundu. Toplumda pazarlaflma, kentleflme, emtialaflma ve ticaret yo unlaflmas olmadan sanayi devrimi olamazd. Tüm bu süreçler para olmadan gerçekleflemezdi. Para ve paralaflman n h z kazanmas vücut organlar ndaki kan dolafl m rolünü kazanm flt. Onun kesilmesi organlar n çal flamaz duruma gelmesi ve ifllevini kaybetmesiydi. Bu da ölümleriyle eflanlaml yd. Endüstri toplumunda para art k bir kültürdür Fabrika-iflçi iliflkisini çözümledi imizde durum daha iyi anlafl l r. Fabrikalaflmay eski köle ve köylü serfle iflletmek mümkün de ildir. Hem efendiden, hem senyör ve topraktan kopmadan iflçileflme olmaz. Tam bir iflçileflme mutlak ücretle gerçekleflir. Ücret ise, para olmadan ödenecek bir de er de- ildir. flçinin paraya kesin mahkûmiyeti gerçekleflmifl oluyordu. Para, efendi ve senyör olmadan yeni köleyi mutlak egemenlik alt na alman n konumunu kazanm flt. ktidarlaflmada bu dev bir ad md r. Yeni sanayi toplumu bu yolla tamamen paran n egemenli ini tan yan ilk büyük toplum biçimi oluyordu. Daha önceki hiçbir uygarl k toplumu bu denli paran n hâkimiyetini tan mam flt. Endüstri toplumunda para art k bir kültürdür. Her fley onun etraf nda anlam kazan r. Büyük hayallere yol açmas kadar, tüm büyük projeler para olmadan bafllat lamazd. Çocu una küçük bir ayakkab almak-

21 Nisan 2009 SERXWEBÛN 19 tan, evinin fl n yakmaya kadar, en ücra köyden en geliflmifl kent semtlerine kadar her aile paran n mutlak gere- inin bilincindeydi. Onu elde etmek u runa içine girilmedik bir ifl, plan düflünülemezdi. Herkes para edinmek için ne gerekiyorsa onu yeni tanr s na sunmaya mecbur edilmiflti. Görünüflte kutsal de er emek sat l - yordu. Bu, paran n yol açt en tipik yan lg lardan biridir. Parayla sat lan, yani elden ç kar lan sadece emek de- ildir. Onu elde etmek için öncelikle sa l kl bir bedene, bedeni elde etmek için bir anaya, anay elde etmek için bir kad na ihtiyaç vard. Bu içinler sonsuza dek gider. Emek ayr ca beceri kazanmal yd. O olmadan sat n al nmazd. Onun için ustaya, tezgâhtara; onlar içinse binlerce y ll k ifl tecrübesine, onun emektarlar na ihtiyaç vard. flte basit bir ücret -kar n doyurmadan biraz fazla- tüm bu kutsal de erlerin elden ç kar lmas oyunuydu. Tarih ve toplum sat l yordu. nsan, birey böyle araçsallaflt r lm flt. fiimdiye kadar hiçbir toplumsal tanr bu denli kullar üzerinde hâkimiyet kurmam flt. Para ekonominin ve yeniça n yükselen yeni tanr s yd Para tarihinin önemli bir kilometre tafl da alt n ve gümüfl gibi de erli madenlerin karfl l k olarak gösterilmesinden kurtulmas yd. Bu büyük devrim - kara para devrimi lerde gerçekleflti. Art k para tam özgürleflmiflti. Birinci özgürleflmeyi özgür talyan kentleri onu kâ t, senet, kredi gibi enstrümanlara ba layarak sa lam flt. kinci büyük devrim ise, ABD Dolar n n alt n ve gümüfle ba l olmaktan resmen kurtulmas yla gerçeklefltirilmiflti. Finans ça na resmen bu devrimle girilmiflti. Üçüncü büyük küreselleflme hamlesi denilen tarihsel geliflmenin alt nda bu olgu yatmaktad r. Kapitalizmin ilk büyük küreselleflme hamlesi, bilindi i gibi ticaret ça n n ( yüzy llar) k tasal sömürgelefltirme ve yar sömürgelefltirme hareketleriydi. kinci büyük küreselleflme hareketi, sanayi ça n n (19. yüzy l n bafl ndan 20. yüzy l n son çeyre ine kadar, kabaca) emperyalizm hamlesi ve ondan kaynaklanan çok genifl bir s n fsal ve ulusal savafllar dönemiydi. Yaklafl k dört yüzy l süren bu dönemlerin bafl yap c - lar ndan birinin para oldu u tart fl lmaz bir gerçektir. Hepsine birden para ça demek yanl fl olmazd. Kapitalist modernitenin büyük tanr s (Zeus, Jüpiter) ulus-devlet, iktidar ve savafl tanr s (Ares ve Mars), para ise ekonominin ve tarihte genel anlamda karfl l olmayan yeniça n yükselen yeni tanr - s yd. Tüm kadim tanr lar bast ran ve hegemonyas n kuran tanr! Finans ça n n temel özelli i, para kurumunun (tüm enstrümanlar yla birlikte) baflat duruma geçmesidir. Sanayi ve ticaret tekellerini tamamen kontrolü alt na alm flt r. Tekel olarak devleti de (özellikle ulus-devleti) kendine iyice ba ml hale getirdi. Ekonominin temel katlar olan kullan m (tüketici) ve üretim-de iflim platformlar n da tamamen paran n denetimine ald. Kullan lan araçlar IMF, Dünya Bankas, Uluslararas Ticaret Örgütü; dünyan n tüm merkez bankalar, küresel bankalar, çeflitli kredi senetleri, piyasa ve borsalar; bono ve tahvil senetleri, tüketici kartlar, faizler ve döviz kurlar vb genifl bir enstrümanlar listesidir. Bu kurumlar arac l yla para art k hayalet bir varl k haline gelmifltir. Daha do rusu, ataerkil ailenin eski hiyerarflik yöneticisi durumunda kalm flt r. Onun yerine yeni yetmeler olarak bu kurumlar evlat rolünü oynamaktad r. Ama hepsinin para atalar n n tohumunu tafl d klar da bir gerçektir. Sistem halen yetkinlefltirilmekle birlikte tamamlanm fl say l r Kendi içinde bu kurumlar müthifl bir a halindeler. Son derece organizeler. Saniye saniye birbirlerinden haberleri vard r. Birbirlerini etkilerler. Hareketleri k sa, orta ve uzun vadeli olarak düzenlenir. K sa süreli hareketlere s cak para, orta vadeli olanlara bono ve tahvil, uzun vadeli olanlara da uzun vadeli senet demek moda gere idir. S k s k isim ve süre de ifltirebilirler. Toplumsal infla etme gerçekliklerinden en h zl gerçeklefltirilenlerdir. Temel muhasebe arac Dolar ve Euro dur. ABD ve AB nin para birimidirler. Sistem halen yetkinlefltirilmekle birlikte tamamlanm fl say l r. Peki, temel gaye olan kârlar bu yeni sistem alt nda nas l gerçeklefltirilmektedir? Ekonomik, toplumsal ve siyasal dünyan n tüm iliflki ve çeliflkileri bu yeni sanal sisteme oldu u gibi tafl nm flt r. Hatta ideolojik, akademik ve di- er kültürel argümanlar da bu sistemin, pençesine ald dünyalard r. Gerçe e daha yak ndan bakmak anlam gücümüzü art racakt r. Dolar n (yedekte tutulan Euro) temel muhasebe birimi olmas ne anlama gelmektedir. Dolar birikim alanlar ve milli paralar aras ndaki kur de iflimleri; bono ve tahvil, hisse senetleri piyasas ndaki hareketler, faiz ve fiyat de ifliklikleri hangi somut dünyalardaki iliflki ve çeliflkileri, dolay s yla ittifak ve savafllar yans tmaktad r? Acaba giderek s kça sözü edilen Üçüncü Dünya Savafl a rl kl olarak bu simgesel, sa-

22 20 SERXWEBÛN Nisan 2009 nal dünya içinde geçmifl olmas n? Gerçek alandaki savafllar ise bunun yer yer deprem dünyas n n fay yar klar ndan d fla vurmas misali gibi olmas n? Para hiçbir ça da ve hiçbir yerde bu denli kendi kendini büyütmemifltir ABD nin kinci Dünya Savafl sonras n n hegemon gücü oldu u genelde kabul gören bir görüfltür. Para birimi olarak Dolar n dünyasal a rl bu hegemonyan n sonucudur. lginç olan tam da bu hegomonya zirve yaparken, Dolar n alt n karfl l ndan kurtulmas - d r. Bunun bir nevi hesaps z, sorumsuz dünya hegemonu olmay yans tt çok aç kt r. ABD nin 1980 lerden itibaren dünyaya trilyonlar kat kat aflan Dolar karfl l ks z olarak sald bilinmektedir. Bu korkunç bir olayd r. Yanl z banknot matbaas n çal flt rarak y lda trilyon Dolar kazanma anlam na gelmektedir. Para hiçbir ça da ve hiçbir yerde bu denli kendi kendini büyütmemifltir. Hegemon olman n ilk defa kendini paraya yans tmas n veya paran n bizzat hegemon oldu unun itiraf n bu olgudan baflka daha iyi aç klayan bir araç olabilir mi? Bütün ulus-devletlerin borçlu durumda olduklar n göz önünde bulundurursak (en büyük borçlu ulusdevlet, çok tuhaft r, ABD nin kendisidir) paran n niye tam hegemon oldu unu bir kez daha alg lama gücümüzü art rm fl oluruz. ABD Merkez Bankas n n ufak tefek para oyunlar n n (faiz-fiyat indirme, yükseltme hareketleri) dünyay fliddetle sarsmas da finans sisteminin iyi oturmufllu unu gayet iyi aç klamaktad r. Yani paran n gücünü kan tlayan olgular çok fazla oluyor. Krizlerin sistemle ba daha da çarp c d r. Asya, Rusya ve Latin Amerika da devrevi olarak zincirleme etkileyerek, saçarak oluflan krizler tamamen para sahas nda geçmektedir. Reel ekonomiye yans malar hep sonrad r. Daha önceki krizler reel dünyada bafllay p para dünyas nda sonuçlan rken, finans ça n n krizleri tam tersine olmaktad r. Reel ekonomi en sona b rak lmakta, ama finans dünyas n n egemenlerinin istedikleri gibi o ülke veya ülke bloklar n hizaya getirdikten sonra fazla a rlaflt rmadan sona erdirilmektedir. Rusya örne i ö retici olacakt r. SSCB resmi olarak 1991 de da- ld ktan sonra giderek a rlaflan bir finansal kriz sürecine al nd. Kriz 1998 de doruk noktas na ç kar ld. ABD muhalefetine ra men. Rusya sistem hegemonunun istedi i neoliberal politikalara çekildikten sonra, yavafl yavafl felçli halinden ç k p sistemle bütünleflti. Bir karfl devrim de böyle gerçeklefliyordu; sanal ve finansal karfl -devrimler ça nda! Finansal ça endüstriyalizmden daha a r ekonomi d fl d r Finans ça n n reel dünyay yönetmesini çözümlemek hayli ö retici olacakt r. a- Reel ekonomik dünyay yönetmesinin paran n komuta gücüne yükselmesiyle ba lant s n s kça dile getirdik. Daha çok hegemonun ana politikalar na hizmet edecek projeler esas al n r. Dünya ekonomisi finans ça na göre nas l dizayn edilecek? Hangi bölge hangi mallarda yo unlaflacak? Pay ne olacak? Ülkelerin temel siyasetleri nas l düzenlenmeli, ekonomik ve sosyal yap lanmalar - n nas l yenilemeli, borçlar n nas l ödemeli, kaynaklar n nas l kullanmal? Ayr ca asi, çete dedikleri ülke ve ekonomiler nas l hizaya getirilmeli? Eski SSCB blo u, Çin ve di er üçüncü dünya denilen ülkeler hegemonik sistemle nas l bütünleflmeli? srail le iliflkiler nas l düzenlenmeli? Bir bütün olarak dünya, ülke, devlet ve halklar neo-liberal yeni finans ça n n genel kriterlerine hangi parametreler taraf ndan uyum sa layacaklarsa, o temelde her ülke, flirket, devlet ve bireylerin önüne projeler konulur. Bu projelere uygun yat r mlara birçok siyasal ve askeri flart da ba land ktan sonra finansman, yani parasal enstrümanlar sa lan r. Uymayanlara ise, kriz dayat larak iflas noktas na getirilir. Zaten finansal ça demek, projelere flartl kredi sa lama ça demektir. Sistem bu temelde çal flt r lmaktad r. Kapitalizmin finansal ça da ekonomi olmad n en net biçimiyle bu k sa betimlemelerimiz bile göstermektedir. Kâ t oyunlar ekonomi olmamak kadar, ekonomi d fl dayatmalar oldu unun en iyi kan tlama araçlar d r. Tekelin azami kârlaflmas bu kâ tlar üzerinde gerçekleflmektedir. Bundan daha aç k ekonomi d fl l k olur mu? Hiçbir sektör ve dönem, kâr n ticaret ve sanayi ça n n çok üstünde bedava kazan ld n finans sistemi ve ça kadar aç klayamaz. Küçük kuponlar karfl l - nda herkes kâra bulaflt r larak hem sisteme suç orta k l n yor, hem sistem kendini daha da güçlendirerek kurtuluyor. Finansal ça endüstriyalizmden daha a r ekonomi d fl d r. Bir toplum biçimidir, kültürüdür. Çok üst düzeyde bir parasal tekelleflmeyle karfl karfl ya oldu umuz çok aç k. Devletleri de (hatta devlet olarak ABD yi de) içinde eriten bir süper tekelleflme aflamas söz konusudur. Tüm iktidar süreçlerini kontrol eden, gelifltiren, bozan, yeniden kuran bir güç konumuna eriflilmifltir. Yeni küreselli in özü budur. San ld gibi iletiflim ça n küreselleflmeyi nitelememektedir. Ekonomiyle siyasetin, siyasi tekelin hiç örne i görülmemifl ölçüde küresel çapta iç içe geçmesi özünü teflkil etmektedir. Tüm yerel, ulusal, siyasi ve ekonomik iradeler küresel süper tekel güçlerinin kontrolüne girmesini ifade etmektedir. Bu yeni bir durumdur ve oldukça üzerinde yo unlaflmay gerektirmektedir. b- Toplumsal realite üstündeki etkisi tamamen fethetme amaçl d r. Parasal ve sanal bir toplum hedeflenmektedir. Toplumun kapitalize edilmesinin en etkili yolu bono, repo, tahvil, hisse senedi gibi enstrümanlarla kâra ifltirak etmektedir. Böylelikle özellikle baflta orta s n flar olmak üzere toplum finans dünyas yla bütünleflmifl oluyor. Küçük bir kâr karfl l nda düzeni koruma gücüne dönüfltürülüyor. Düzene karfl t refleksleri önemli oranda k r l - yor. Tüketici toplum, tüketici kredi, mikro kredi, bin bir türlü proje kredileriyle toplum k sk vrak teslim al nmak istenmektedir. Yöntem basit. Önce krizler dayat larak iflsizlik dünyas - na yeni bir iflsizler dünyas ekleniyor. Orta s n f çökertilip yeniden aman dilenir hale getiriliyor. Açl k, yoksulluk

23 Nisan 2009 SERXWEBÛN 21 ölüm s n r na dek dayat l yor. Kargafla ve kaos derinlefltiriliyor. Daha sonra flartlar karfl l nda toplumun yeniden inflas için krediler ba lan yor. Eskiden toplumlar, devrimler ve ayd nlanma-kültürel hareketlerle dönüfltürülmeye çal fl l rd. fiimdiki finansal yöntemlerle daha komple, planl, elini atefle atmadan, maflayla istedi i sonucu elde ediyor. Elde etmek istiyor. Tüm toplumlar üzerinde küresel bir homojenlefltirme, kitle ve sürü toplumu için tek kültürel potadan geçirme, sisteme en ufac k bir itiraz gelmeyecek biçimde yeniden infla etmeler devrededir. Toplum projeleri bir nevi eski devrimlerin, ütopyalar n yerine ikame edilmifl oluyor. Art k ütopya ve devrimlere gerek yok. Her fley projelenebilir. Ayr ca finansörü haz rd r. Karfl -toplum, simülakr toplum, sanal toplum, tek zihniyetli toplum bu olsa gerek. Acaba dayat lanlar faflizmin yeni bir maskeyle küresel boyutta gerçekleflme projesi ve dünyas de il midir? Finans ça n n toplumunu her yönüyle tan - mak ve tan mlamak gerekir. c- Finans ça n n siyaset ve devlet politikalar endüstriyel ça la k smen çeliflik özellikler tafl r. Endüstriyalizm esas olarak milliyetçilik ve ulus-devlet politikalar nda yo unlafl r. Tekeller yaratmak ister. Finans ça n n küresel olma ihtiyac bu tekelleri art k engel olarak görmektedir. Kapitalizmin bir dünya-sistem olarak do mas da ulusdevlet tekelini sonuna kadar destekleyemez. çe kapanmaya e ilimli ulusdevlet tekelleri, küresel çapta hareket etmek isteyen tekellerin önünde engel konuma gelirler. Özellikle finans ça küresel çapta ancak enstrümanlar n kulland nda kâr art rabilir. Ulusdevlet bu durumda karfl s nda ciddi bir engel olarak durmaktad r. Ya yeni duruma uyarlanacak, ya da y k lacakt r. Kuzey Kore, Libya, Suriye, ran, Irak vb Libya uyarlanmay kabul etti- inde varl n korudu. Irak kabul etmeyince, simgesel önemde finans ça - n n gazab na u rad. Yenisi infla edilmek durumunda. Tümüyle y kma durumunda de ildir. Özellikle Brezilya, Türkiye, Arjantin, Çin, Hindistan ve Rusya gibi ülkeler ulus-devletçili i en Radikalizm, finans ça n küreselcili ine karfl özünde ulus-devletçi bir tepkidir. Dinsel ve rkç renkleriyle ulus-devletin daha çok içe kapanmas n amaçlayan, ideolojik-politik ç k fllard r. Her alanda örnekleri vard r. slam, H ristiyan, Hindu, Afrika Animizmi gibi dinsel olanlarla, her ulus-devlet içindeki sa milliyetçi- rkç unsurlar di er radikal kanad teflkil eder yo un biçimde yaflad klar için, krizlerle terbiye edilip sistemle yeniden entegre edilmek durumunda olan ülkelerin bafl nda gelmektedir. Ulus-devletle finans ça n n küreselli i uzun süre çeliflkili olmaya adayd r Daha da önemlisi, tek standart ulus-devlet, derinli ine küreselleflmeyi de engellemektedir. Küresellik ulusdevlet tipi yerel siyasi üniteleri de il, daha küçük çapta s n rl ve ba ml iktidarla yetinen devlet tipini gündemlefltirmektedir. Orta büyüklükteki devletleri yerel birimlerle dönüfltürmek istemektedir. Ulus-devletle finans ça - n n küreselli i uzun süre çeliflkili olmaya adayd r. Bünyelerindeki s n rl anti-kapitalist unsurlar da bunu zorunlu k lmaktad r. Genelde klasik devletin ve en çok da ulus-devletin yol açt derin yetmezlikler, sivil toplum denilen, özünde sivil toplumu tam anlam yla temsil etmeyen bir tampon sistemle afl lmak istenmektedir. Sivil toplum demokratik içeri inden boflalt larak, liberalizmin ulus-devlet ç kmaz n hafifletmek için kullan lmaya çal fl lmaktad r. Sivil toplum klasik uygarl kla demokratik uygarl n üzerinde en çok çekifltikleri politik alanlard r. Sivil toplumun demokratikleflmesi ilkesel bir sorun olup, çözümlenmesi ve çal - fl lmas gereken temel demokratik siyaset görevlerindendir. deolojik planda finans ça n n gündeme getirdi i temel konu ve sorunlar n bafl nda uygarl klar savafl, radikalizm, terörizm, devletin yeniden inflas, globalizm, dinin yükseltilmesi gibi de erler gelmektedir. Uygarl klar savafl tezi iki bak mdan önemlidir. Sistemin hegemon gücünün mensup oldu u uygarl dayatmas beklenebilir. San ld gibi ve baz çevrelerin yans tt türde beyaz, Anglo-Sakson H ristiyan uygarl söz konusu de ildir. Reel sosyalizmle yarat lmak istenen sosyalist uygarl n kapitalist moderniteyi aflamamas, aflma özelliklerini sergileyememesi nedeniyle sistemle yeniden buluflmas, var gibi gelen bir uygarl k krizinin afl lmas n mümkün k ld. ki blok aras ndaki çat flman n iki uygarl k aras nda de il, iki hegemonik güç (ayn moderniteyi temsil eden) aras nda oldu u, SSCB nin çözülmesi ve Çin in kapitalistleflmesiyle aç a ç km flt. Fakat slam dünyas denilen alan çok eski bir uygarl k alan olmas n n yan s ra, slamiyet in bir nevi bölgesel milliyetçi konumu, ayr ca srail ile çeliflkiler uygarl klar sorununu gündemlefltirdi. Ortado u her üç kapitalizm ça nda da sistemle bir türlü bütünleflmiyordu. Ulus-devlet de çözüm getirmek flurada kals n, sorunu daha da kilitliyordu. Dinsel milliyetçili in hem Suudi Arabistan, hem fiii ran kanad nda yükseltilmesi, fliddetin de olanca yo unlu uyla devrede olmas, srail-filistin sorununun kal c etkileri uygarl k tart flmas n boyutland r yordu. Bu sorunun uygarl n kendi içindeki boyutuydu. Di er boyut bölge halklar n n, mozaik toplumlar n varl klar n koruma, kültürel kimliklerini savunma, despotik ve ulus-devlet karmaflas faflist devletten kurtulma arzusuydu. Bir anlamda güçlü potansiyel tafl yan demokratik uygarl kla klasik despotik uygarl k aras ndaki çat flman n bölgesel yans mas yd. Aç k ki, bu anlamda petrol ve su meselesinin de etkisiyle Ortado u da ciddi bir uygarl klar aras sorundan bahsedebiliriz.

24 22 SERXWEBÛN Nisan 2009 Radikalizm, finans ça n küreselcili- ine karfl özünde ulus-devletçi bir tepkidir. Dinsel ve rkç renkleriyle ulusdevletin daha çok içe kapanmas n amaçlayan, ideolojik-politik ç k fllard r. Her alanda örnekleri vard r. slam, H - ristiyan, Hindu, Afrika Animizmi gibi dinsel olanlarla, her ulus-devlet içindeki sa milliyetçi- rkç unsurlar di er radikal kanad teflkil eder. Bazen ikisinin çak flt s kça görülen örneklerdir. Küreselcili e karfl yerelcili in geri biçimini temsil ederler. Di er yandan küreselcili e karfl yerel demokratik, kültürel, feminist ak mlar ve yeni sol özellikle Dünya Sosyal Formu gibi platformlarda yetersiz de olsa bir araya gelerek demokratik uygarl k için bir tart flma gücünü sergilemektedirler. Terörizm büyük ihtimalle sistemin bir provokasyon hareketidir. Finans ça n n iktidar na meflru gerekçe yaratmak için, bilinçli baflvurulan araçlar olduklar na dair güçlü iflaretler var. Örne in El-Kaide halen s r özelli ini korumaktad r. Finans ça n n kendisi güçlü terörist özellikler tafl r. Paran n tahrip etti i toplumsal iliflkiler bafll bafl na büyük bir terörizm sorunudur. Hiçbir terör, toplumu en derin ba lar ndan uzaklaflt ran para hegemonyas kadar etkili olamaz. Sistemin tüm ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda varl n infla etmek ve sürdürmek için yapt faaliyetlerin büyük bir k sm, tarihte örne ine ender rastlanan terör kapsam ndad r. Büyük terörü provokatif unsurlarla gizlemek istemektedir. Paradan para kazanman n reel ekonominin d fl nda büyük çapta gerçekleflmesi, tarihte hep karfl m za ç kan güçlü ve kurnaz elin sistem haline gelmesi ve toplumun tepesine oturmas d r. K rk haramilerin soygunlar finans ça tekel soygunlar - n n milyarda biri bile etmez. Böylesine büyük boyutlu soygunlar ancak tam bir terör sisteminde gerçekleflebilir. Bu anlamda iletiflim ça denilen olgu, ancak finans terörünü örtülemek için gerekli olabilirdi. Belki de bu amaçla medya terörü dedi imiz kavram anlam kazanabilir. Özcesi, sistemin kendisi tarihte gelmifl-gelecek en büyük teröristtir. Dinin yükseltilmesi yine perdeleme ve örtüleme ba lam nda anlam ifade edebilir. Sömürü tarz, din gibi yüksek meflrulaflt rma gücüne ihtiyaç duyar. Toplumun ihtiyaçlar temelinde daha önce bafllat lan üretimden d fltalanma süreci finans ça yla zirve yapar. Kitlevi iflsizlik gerçekleflir. Bilimle izah zor süreçler (kabul edilemez geliflmeler) ancak dinle yumuflat larak yaflat labilir ki, olan da budur. Bask alt na al - nan din kültürü de ildir söz konusu olan. Yeniden dinselleflme denilen olayd r. Her ça tutuculaflt nda içine girdi i ideolojik tutuculaflmad r. Toplum böylelikle ekonomik rantiye, sürü toplum, uygarl k çat flmalar, terör ve dinsel tutucu halkalarla k sk vrak ba lanmaktad r. Demir kafes, büyük gözalt ; toplumu tam kontrol edemedi- inde, bu tür yeni ideolojik etkenler eklemlenerek devreye sokulmaktad r. Bir ça ne kadar boflal rsa o kadar tutuculaflmak zorunlulu unu hisseder Görünüflte kapitalizmin en güçlü ça- olan finans kapital tüm özellikleriyle çöküflü ifade etmektedir. Sistemin sürdürülme potansiyelini tüketti ini göstermektedir. Bir ça ne kadar boflal rsa, o kadar tutuculaflmak zorunlulu unu hisseder. Bu zorunluluk gücünün de- il, güçsüzlü ün karfl l d r. Üretim insan n, toplumun onsuz yaflayamayaca- temel faaliyetidir. Finans ça ise bunun sa lanamad n n itiraf d r. Üretimi gerçeklefltiremeyen bir sistem iflsiz sistemdir. Olan da budur. Çal flmayla, üretimle bu kadar çeliflen bir sistemin tek yaflama flans terördür ki, çok laf edilen, sapt r lan ve provokasyonla yürütülen de esas olarak budur lerin bafl nda sistemin iki hegemon gücü olan ABD ve ngiltere nin bafl nda bulunan Reagan ve Thatcher n Nikaragua ve Falkland sald r lar yla terör dalgas bafllat lm flt. Pakistan ve Türkiye deki iki darbe iktidar da en yak n yard mc lar yd. Latin Amerika toptan terörize edilmiflti. Y ld z savafllar yla devam ettirilen silahlanma yar fllar Rusya y hegemonik güç olmaktan cayd rm flt. Çin de Deng Siao Ping reformlar sisteme verilen tavizlerdi. Ulusal kurtulufl savafllar ve refah devletiyle sa lanan tavizlere de son verilip, her alanda finans ça n n terör rüzgâr estirildi. Clinton daha yumuflak ama etkili politikalarla sürdürdü. Tam fethedilemeyen bir Ortado u kalm flt. O da uygarl k, radikalizm, terör, din kaynakl sorunlar n kördü ümüne çevrilmiflti. Sistem gerilemek istemiyorsa, flu veya bu yolla fethini tamamlamak durumundayd. Ayr ca hayati petrol sorunu vard. Petrol, finans ça n n üzerinde en çok prim yapt sektördü. Sistemin ona bir as r ihtiyac oldu u tespitliydi. Arap- srail sorunu sistemin bafl nda Demoklesin k l c gibi sallan yordu. fiii ran büyük tehdit olmaya devam ediyordu. Bölgenin büyük problem kapasitesi ngiltere ve Fransa dan miras kalm flt. Birinci Dünya Savafl bölgede asl nda bitmemiflti. Darbe, isyan, iç savafl, gerilla hep bu bitmemifl halin göstergeleriydi. S n rlar s rf problemleri ço altmak için cetvelle çizilmiflti. ABD nin bu sorunlar nedeniyle uzun süreden beri bir proje peflinde oldu u tahmin edilebilirdi. So uk savafl, SSCB, Latin Amerika ve Avrupa ile sorunlar olmasayd, bölgeye çoktan müdahale etmek zorundayd. Bahsi geçen sorunlar 1990 lar n bafl nda tam olmasa da sistem için nispi hal yoluna girmifllerdi. Ortado u sorunu ise kangrenleflerek devam ediyordu. Ya tam vazgeçecek, ya da tam müdahale edecekti. Vazgeçse petrol, srail elden gidecek, ran a hegemon olma flans do acakt. Saddam, Arap Bismarck olma hevesine kap lm flt. Ticaret ça büyük sömürge talan savafllar yla yürütülmüfltü. Sanayi ça- iki büyük dünya savafl, kendi içinde s n f savafl, d fl nda ulusal kurtulufl savafllar yla dolu yaflam flt. Finans kapital ise, tüm toplumun toplumla iktidar savafl na dönüflmüfltü. Uygarl k tekellerinin bu en sonuncusu, Ortado u nun tümüyle yitimi karfl s nda yap sal kaosun dibini boylayabilirdi. Zaten yaflanan da buna yak n bir durumdu. Sistemin flans önemli ölçüde bölgedeki geliflmelerle ba lant - l hale gelmiflti. Bu nedenle kendine özgü koflullar nedeniyle yaflan lan bir Üçüncü Dünya Savafl yd. Sonraki geliflmeler bunu do rulayacakt.

25 Nisan 2009 SERXWEBÛN Ulusal birlik bilinci yozlaflt r lmamal d r 23 Hiçbir konferans bir gruba ya da bireye baz fleyler dikte ettirme platformlar de ildir. lkelerin tespit edilmesi, bu ilkeler çerçevesinde stratejinin, taktiklerin ve politikalar n belirlenmesi ve ona göre hareket edilmesi konferanslar n karakteridir. Sorun ilkelerdir. lkelere göre hareket etmek esast r. Yoksa birilerinin iste ine veya duygular na göre hareket etmek de ildir. lkeler de esas olarak Kürt halk n n ve bölge halklar n n özgürlü ü ve demokrasisini sa layan temel normlard r. Bunlar da ortaya koymufl bulunuyoruz. Bu aç dan bu konferans flu güç silah b rakas n, flu flöyle yaps n biçiminde dikte ettirci bir yaklafl m içinde olamaz Sykes-Picot mutabakat yla bafllayan ve daha sonra birçok anlaflmayla 21. yüzy lda Ortado u nun siyasi haritas çizilirken, Kürtler dört devletin egemenli i atl nda b rak lm flt r. 21. yüzy l boyunca Kürtler bu egemenlik alt nda siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel bask yla yok edilmeye çal fl lm flt r. Dünyan n hiçbir yerinde görülmeyen vahfli bir inkâr ve imha politikas yla insanl yaratan, bu co rafyan n en eski kadim halk olan Kürtleri yok etmeye yönelmifltir. Buna karfl Kürtler birçok direnifller, isyanlar gerçeklefltirmifltir. Ancak inkârc, sömürgeci güçler özellikle de Bat dan gelen milliyetçi ideolojinin etkisiyle de Kürt halk na amiyane deyimle kan kusturmufllard r. Bu isyanlar zorla bast r lm flt r. Ancak insanl k tarihinin en eski halk ve en güzel de erlere sahip olan Kürtler ve Kürdistanl lar bu bask lara boyun e memifl, her f rsatta, imkân buldukça direnifllerini gelifltirmeye çal flm fllard r. Özellikle de son elli y lda Kürtler büyük mücadelelerle ve büyük bedeller ödeyerek Kürdistan n tüm parçalar nda önemli düzeyde bir ulusal demokratik bilince ulaflm fllard r. Ulusal demokratik özgürlüklerini isteyen Kürt halk nda özgürlükçü demokratik bilinç önemli oranda geliflmifltir. Bu aç dan özellikle 20. yüzy l n son çeyre i ve 21. yüzy l n ilk on y l bu yönlü mücadelelerle geçmifltir. Bunun sonucu Kürdistan halk - n n özgürlük bilinci de örgütlenme düzeyi de geçen yüzy la oranla önemli düzeye ulaflm flt r. Kürtlerin özgürlük ve demokrasi mücadelesi verdi i böyle bir süreçte dünya dengelerinde yaflanan önemli geliflmeler ve bunun Ortado u - ya yans mas da Kürtler aç s ndan yeni bir siyasal durum ortaya ç karm flt r. 20. yüzy l n iki kutuplu siyasal statükosunun y k ld süreçte, yeni dengelerin oluflturulmas için bütün uluslararas ve bölgesel güçlerin mücadeleye girdi i bu yeni döneme asl nda Kürtlerde önemli bir güç olarak girmifllerdi. Ortado u daki eski statükolar 20. yüzy l gerçekliklerine göre kurulmufltu. 21. yüzy la gelindi inde asl nda hem uluslararas güçler aç s ndan hem bölgenin ezilen halklar aç s ndan, belki de en fazla da Kürtler aç s ndan art k 20. yüzy l n siyasal statüsü kabul edilemez durumdayd. 20. yüzy l n sonlar nda eski statükolar n çatlad, 21. yüzy l n bafllar nda giderek y k ld ve yeni statükolar n kurulmak istendi i bir süreçte Kürtler de kendi siyasal konumlar n gelifltirip özgür ve demokratik bir yaflam istemektedirler. Durumlar n n 21. yüzy l n bafllar ndaki gibi olmamas aç - s ndan yeni siyasal dengeler oluflurken örgütlülükleri ve mücadeleleriyle yeni Ortado u dengeleri içinde yer almak istemektedirler. Ancak bunun yan nda bölgesel inkârc sömürgeci güçler Kürtlerin bölgede siyasal bir güç olmalar na, kendi siyasi iradeleriyle özgür ve demokratik yaflam kurmalar na karfl bir direnç gösterirken, di er yandan bölge üzerinde etkinlik kurmak isteyen uluslararas güçler de çok pragmatik bir yaklafl mla siyasi ve ekonomik ç karlar gere i Kürtlerden çok bölge ülkelerini dikkate alan bir siyasal yaklafl m içerisinde bulunmaktad rlar. Güneyli güçler Kerkük davas n savunmada zay f kalm fllard r ABD nin Irak a müdahale etmesiyle birlikte Kürt siyasi güçleri belirli bir siyasi güç kazanm fl, Irak siyasi dengeleri içinde etkili bir pozisyona gelmifllerdi. Ancak ABD nin bölgeye müdahalesindeki baflar s zl, yine bölgedeki statükocu güçlerin birleflerek kendilerini etkin k lmak istemeleri karfl s nda ABD bölgedeki etkinli ini korumak ve kendisi aç s ndan ortaya ç kan tehlikeleri statükocu güçlerle belirli bir uzlaflma yaratarak aflmak isteyince, Kürtlerin yaln z Irak taki pozisyonlar de il, tüm bölgedeki pozisyonlar n geriletmeye yol açacak bir siyasal durum ortaya ç km flt r. Bu süreç hâlâ devam etmektedir. Irak merkezi hükümeti Güney Kürdistan federasyonunun siyasal etkisini s n rland rmak için büyük bir çaba göstermektedir. Irak merkezi hükümeti bu çabas nda ran baflta olmak üzere Türkiye ve Arap ülkelerinin deste ini almaktad r. Nitekim bunun sonucu Kerkük referandumu ertelenmifl, Kürdistan federasyonunun siyasi otoritesini s n rland rma çabalar artm flt r. Bu yönde belirli sonuçlar da alm fllard r. Öyle ki daha düne kadar Kerkük ü kutsall k düzeyinde ele alan siyasi partiler bugün neredeyse Ker-

26 24 SERXWEBÛN Nisan 2009 kük ün elden ç kmas n ya da Kerkük üzerindeki inisiyatiflerini kaybetmelerinin siyasi gerekçelerini yaratmaya çal fl yorlar. Bu durum Ortado u da ortaya ç kan yeni siyasal dengeler çerçevesinde Güney Kürdistanl Kürtlerin etkisini s n rland rma çabalar yla aç klanabilir. Daha do rusu Güney Kürdistan daki siyasal partilerin, Kürdistan federe hükümetinin izledi i yanl fl politikalar n sonucu pozisyonlar n n zay flamas durumu ortaya ç km flt r. Kerkük teki referandumun gerçekleflmesi ya da Kürt federasyonunun Kerkük teki siyasi etkisinin artmas bütün Kürdistanl lar n güç birli ine, siyasal birli ine ve bu temelde Kürdistan halk n örgütleyerek siyasi gücünü artt r p bunu hem bölge ülkelerine hem de bölgede etkili olmak isteyen uluslararas güçlere dayatmas yla mümkündü. Bu yol yerine uluslararas güçlerin insaf na kendini terk eden bir politika izlediklerinden, uluslararas güçlerin ç karlar sonucu politikalar de iflince, Güney Kürdistan federe hükümetiyle KDP ve YNK nin Kerkük sorununda ayaklar havada kalm flt r. Kürdistan halk n n birli ini ve gücünü esas almad klar ndan Kerkük davas n savunmada zay f kalm fllard r. O kadar zay f kalm fllard r ki art k Kerkük davas n savunma konusunda yeni politikalar üretme, yeni taktikler gelifltirme, bütün Kürdistan parçalar ndaki Kürdistan halk n n gücünü arkalar na alarak Kerkük konusunda a rl n artt rma yerine, Kerkük teki siyasi etkinli inin zay flamas n n teorisini yapma biçiminde bir acizlik içine girmifllerdir. Bölge devletleri Kürtlerin ulusal birli ini engellemek için aralar ndaki iflbirli ini birlefltiriyorlar Kerkük durumunda ortaya ç kt gibi dünyan n ve bölgenin siyasal durumu Kürtler için önemli siyasal imkânlar sunmakla birlikte büyük tehlikeleri de ba r nda tafl maktad r. Özellikle Kürtler üzerinde inkârc sömürgeci egemenlik anlam na gelen 20. yüzy l statükosunun da lmas, Kürtlerin kendilerini özgürlefltirerek Ortado u siyasi dengeleri içinde yer alma imkân n ortaya ç karm flt r. E er Kürtler statükonun da ld bu süreçte güçlerini birlefltirir ve iyi mücadele edip do ru politika izlerlerse, kurulmak istenen yeni siyasal dengeler yerine oturmadan önce kendi pozisyonlar n güçlendirerek 21. yüzy l aç s ndan daha özgür ve demokratik yaflam kuracaklar bir siyasal denge ve statükonun içinde yer alacaklard r. Kürt halk n n on y llard r verdi i özgürlük ve demokrasi mücadelesi ve ortaya ç kard ulusal bilinç ve örgütlülük düzeyleri, siyasal tecrübeleri, diplomatik deneyimleri Kürtlerin bu süreçte kazançl ç kmas aç s ndan birçok imkân ortaya ç karmaktad r; birçok f rsat Kürtlere vermektedir. Ancak Kürtlerin üzerinde egemenlik kuran bölgesel güçlerin de bu gerçe i gördü ünü bilmek gerekir. Onlar da eski statükolar n da ld, yeni statükolar n kurulma sürecinde Kürtlerin özgür ve demokratik olmamas, Kürtlerin kendi egemenlikleri alt ndan ç kmamas için büyük çaba göstermektedirler. Onlar ulus devletçi, floven milliyetçi anlay fllarla kendi siyasi s n rlar içindeki Kürtler üzerinde siyasal sömürgeciliklerini sürdürmek istemektedirler. Bu siyasal sömürgecilik alt nda da inkârc politikayla Kürtleri zaman içinde yok etmeyi planlamaktad rlar. Bu nedenle Kürtler için yeni imkân ve f rsatlar n do du u bu süreçte Kürtlerin bu durumdan yararlanmas n engellemek için kendi aralar ndaki iflbirli ini artt rm fllard r. fiu anda Türkiye, ran ve Suriye, Kürtlerin bu durumdan yararlanarak ç kmalar n engellemek için ittifak içinde hareket etmektedirler. Kürtlere karfl politikada ortak tutum tak n yorlar. Kürtlerin demokratik ulusal özgürlüklerini engellemek, temel haklar n vermemek için güçlerini birlefltiriyorlar. Bu politikaya dolayl yoldan Irak merkezi hükümeti de dahildir. Irak merkezi hükümeti, bölgede ABD nin hâkimiyetinin var olmas ve ABD nin iflgali alt nda bir ülke olmas nedeniyle anti-kürt ittifak na aç k bir biçimde kat lmamaktad r. Ancak dolayl yoldan ve gizli görüflmelerle bu anti- Kürt ittifak içine kat lm fl bulunmaktad r. Hem Güney Kürdistan federasyonunun ve siyasi partilerinin hem de dünyadaki bütün Kürtlerin bu gerçe i görerek hareket etmesi gerekir. Bu bilinmeden do ru politikalar üretmek, tehlikeleri ortadan kald rmak mümkün de ildir. Geliflmeler göstermifltir ki sadece d fl güçlere dayanarak yap lan politikalar her an Kürtlerin aleyhine dönebilir. Tabii ki Kürtler diplomasi de yapmal d rlar. D fl dengeleri, dünya ve Ortado u dengelerini dikkate alarak diplomatik yaklafl m göstererek politik stratejiler ve taktikler gelifltirmelidirler. Çeflitli güçlerle taktik görüflmeler yapmal d rlar. Bu yönlü çok zengin yaklafl m, taktik ve uygulamalarla böyle bir sürece cevap vermelidirler. Bu ne kadar do ruysa, bu politikalar n baflar l olmas ve Kürtlerin politik güç haline gelerek öngördükleri hedeflere ulaflmas için sadece d fl güçlere dayanmak, onlar n verdikleri sözlere itibar etmek de bir o kadar yanl flt r. E er örgütlü olurlarsa,

27 Nisan 2009 SERXWEBÛN 25 kendi güçlerini birlefltirirlerse o zaman bu tür d fl iliflkilerden, dengelerden, uluslararas durumdan ve siyasi çeliflkilerden yararlanabilirler. Ama birlik olmaz ve güçlü bir hale gelmezlerse dünyan n ve bölgenin bugün tan d imkân ve f rsatlardan yararlanamazlar. Yani mevcut siyasi durumdan kendili- inden yararlanma, ya da sadece d fl güçlere dayanarak bu imkânlar ve f rsatlar sonuca götürmek mümkün de- ildir. Kerkük te gelinen düzey bu gerçe i aç kça herkese göstermifltir. Ulusal konferans konusunun do ru biçimde gündemlefltirilmesi gerekir fiu andaki mevcut siyasal durum, Ortado u nun durumu ve Kürtlerin durumu en fazla da Kürtlerin birlik olmas n, ortak bir ulusal politika ve ilkeleri belirleyerek mücadelelerini böyle bir güç birli i ve dayan flma içinde yürütmelerini gerektirmektedir. E er Türkiye, ran, Suriye ve Irak ortak davranarak Kürtlerin özgürlük ve demokrasilerinin önüne geçmek istiyorlarsa, Kürtlerin de önlerine gelen bu önemli f rsatlar engellemeye, Kürtlerin özgürlük ve demokrasi özlemlerini ezmeye, e er buna imkânlar ve güçleri yetmiyorsa s n rlama politikalar gösterenlere karfl ulusal birlik ve bu birli in getirdi i güçle ortak bir ulusal politika içinde olmalar gerekmektedir. Hatta varl tehdit alt nda ve ezilen bir topluluk olarak Türkiye den, ran dan, Irak tan, Suriye den daha fazla Kürtlerin kendi aras nda birlik kurmas, bu birlikten ç karaca güçle mevcut siyasal dengelerden yararlanmalar zorunlu hale gelmifltir. Bu aç dan eskiden beri Kürt siyasi kamuoyunda dillendirilen, ama son y llarda özellikle de PKK taraf ndan gündeme getirilen, Kongra Gel Genel Kurullar nda kararlaflt r - lan bir ulusal konferans konusunun do ru biçimde gündemlefltirilmesi gerekmektedir. Kürdistan özgürlük hareketi dünya ve bölgedeki siyasi durumun gere i ve Kürt halk n n onlarca y ld r verdi i mücadelenin sonucu ortaya ç - kard örgütlülük düzeyi nedeniyle böyle bir konferans n toplanmas n n önemini her zaman vurgulam flt r. nkarc sömürgeci güçlerin Kürt halk n n özgürlük ve demokrasi mücadelesini geldi i bu düzeyi engellemek, 20. yüzy lda oldu u gibi Kürt halk n n kendi egemenlikleri alt nda kalmas n sa lamak için uygulad klar Kürt politikalar na karfl bir ulusal konferans n acil hale geldi ini her f rsatta kamuoyuna duyurmufllard. Özcesi hem uluslararas durum hem bölgesel durum hem de Kürtlerin durumu böyle bir ulusal konferans gerekli k lmaktad r. Dünyada hiçbir halk n, hiçbir toplulu un hiçbir konuda ihtiyaç duymad düzeyde Kürt ulusal konferans Kürtlerin geleceklerini belirlemede, gelecekteki özgür ve demokratik yaflamlar n ortaya ç karmada belirleyici bir önem kazanm flt r. Bu aç dan gelinen aflamada bir Kürt ulusal konferans n n gerekli olup olmad tart flmas z bir konudur. Kesinlikle böyle bir konferansa ihtiyaç vard r. Tarihte oldu u gibi bugün de inkârc sömürgeci güçlerin esas olarak Kürtleri birbirlerine karfl k flk rtarak, Kürtleri bölüp parçalayarak kendilerinin bölgedeki etkinli ini sürdürmek istemeleri göz önüne getirildi inde böyle bir konferans n ihtiyac daha iyi anlafl lmaktad r. E er inkârc sömürgeci güçler Kürtler üzerindeki egemenliklerini Kürtler aras parçalanmaya ve Kürtleri bir birine karfl düflürmeye dayand r yorlarsa, böyle bir politikay dün oldu u gibi bugün de izliyorlarsa, o zaman Kürtlerin de bir ulusal konferansla inkârc sömürgeci güçlerin Kürtler üzerinde oynad tehlikeli oyunlar, kirli oyunlar bofla ç kar p tam tersine hem inkârc sömürgeci güçlerin karfl s na hem de bölgede etkili olmak isteyen uluslararas siyasi güçlerin karfl s na birlik olarak ç kmalar aç s ndan bir ulusal konferans bugün gerçekten çok zorunlu bir ihtiyaç haline gelmifltir. Bu ihtiyaç kendisini çok yak c bir biçimde hissettirmektedir. Belki de inkârc sömürgecilerin Kürt halk n yok etme iradesi böyle bir konferansla k r - labilir. Hâlâ Kürt sorununun çözümsüzlü ünde srar eden bölge ülkelerinin bu gerici iradesini böyle bir ulusal konferans k rabilir. E er gerçekten do ru bir ulusal konferans toplan r, do ru ilkeler tespit eder ve bu ilkelerin arkas nda olursa, bu temelde her parçadaki Kürt siyasi güçleri bu ulusal birlikten, bu konferanstan güç al rlarsa Kürtlerin temel haklar n yok sayan, Kürtlerin temel haklar n kabul etmemekte srar eden güçlerin siyasi iradesi k r lacak, çözümsüzlükte srar politikalar son bulacak ve Kürt sorununu demokratik siyasal temelde çözmek zorunda kalacaklard r. Kürt ulusal demokratik konferans n n bölge ülkelerini demokratik siyasi çözüme zorlayan bir ifllev görmesi aç s ndan da gerekli, acil bir görev haline geldi i aç kt r. Böyle bir konferansa sadece her parçadaki Kürtleri de il, bir bütün olarak tüm Kürdistan halk n büyük bir güç haline getirecektir. Hiçbir Kürt, hiçbir Kürt örgütü içeri i ve amaçlar böyle olan bir ulusal konferans n gerekli olmad ndan söz edemez. çeri- i ve amaçlar böyle olan bir siyasi konferans b rakal m Kürt örgütleri, s radan bir Kürt insan bile gerekli görmektedir. Sömürgecilerin Kürt halk n yok etme iradesi ulusal bir konferansla k r labilir E er bugün Kürt halk çok daha fazla Kürtlerin birli inden söz ediyor ve istiyorsa ve yine daha fazla Kürtler aras bir kavgadan, çat flmadan kayg duyuyorsa, bu Kürdistan halk n n tarih içinde oluflmufl kolektif inanc ndand r, kolektif bilinci ve haf zas ndand r. Bu aç dan geçmiflteki ac lardan bir sonuç ç kar lmas gerekiyorsa, buna verilecek tek cevap, Kürtlerin bir ulusal konferansla birliklerini güçlendirerek bütün Kürdistanl lar n ç karlar n gözeten ve inkârc sömürgeci güçlerin tüm oyunlar n bofla ç karan bir ilkeler manzumesi ve bütün örgütlerin ba l olaca bir ulusal demokratik politikay ortaya ç karacak bir ortak duruflun gösterilmesi gerekmektedir. Halk m z n özlemleri ve Kürdistan halk n n özgür ve demokratik gelece i aç s ndan konferans n böyle bir amac olmas n söylemeye bile gerek yoktur. Kürdistan halk aç s ndan bir Kürt ulusal konferans böyle bir mana tafl rken, kutsall k düzeyinde bir de er ifade ederken, son zamanlarda konferans n içeri i ve anlam konusunda ortaya at - lan düflünceler ve aç klamalar konferans n kutsall na gölge düflürmektedir. Belki de Kürtleri özgürlü e

28 26 SERXWEBÛN Nisan 2009 götürecek, Kürtleri kölelikten kurtaracak böyle bir içerik tafl yan, böyle bir arac, böyle bir kurumlaflmay yozlaflt rmas, anlams zlaflt rmas, hatta kuflkulu hale getirmesi aç s ndan bu tür aç klamalar ihanet anlam na gelmektedir. Niyet ne olursa olsun bu böyledir. Talabani ve baz çevrelerin dile getirdi i biçimiyle Kürtlerin birli ini pekifltiren de il de parçalayan, parçalar ndaki çözümü besleyen de il de t kanmas na neden olan anlay fllar ve de erlendirmeler gerçekten büyük bir talihsizlik olmufltur. Kürtlerin y llarca özlem duydu u, çok anlam yükledi i böyle bir konferans n amac ndan sapt r lm fl bir biçimde gündeme getirilmesi, bu içerikte dillendirilmesi gerçekten de büyük bir sorumsuzluktur. Kürt halk aç s ndan çok de erli olan birlik fikrine vurulmufl bir darbedir. Bu tür tutumlar, Kürtlerin duygular n, amaçlar n birlefltiren, bu yönlü bir ortak ulusal duygu oluflturan emeklerine de ödedi i a r bedellere de sayg s zl k olmaktad r. Ortaya ç kan bu büyük birlik düflüncesini mu laklaflt ran, inkârc sömürgeci güçlerin oyunlar n görmeyen, bofla ç karmayan ve hatta yaflanan büyük ac lar n haf zas n ortadan kald ran, çarp tan tutumlar n gelifltirilmesi gerçekten de kabul edilemez. Bunu ister bir siyasal parti, ister bir siyasi lider söylesin kabul etmek mümkün de ildir. Çünkü bir liderin ya da bir Kürt partisinin Kürtler aras iliflkiden söz ederken dikkatli olmalar, Kürtlerin birli ine zarar verecek, hatta Kürtleri birbirine karfl karfl ya getirecek tutumlardan uzak durmalar gerekir. Türkiye Güney Kürdistan tan mada PKK nin tasfiyesini flart kofluyor Bu tür tutumlar hiçbir politikayla ya da d fla yönelik verilen bir mesaj gibi gösterilip hafifletilemez. Kald ki söylenenler öyle d fla karfl verilen mesaj ya da bu yönlü bir politika de ildir. Aç a ç km flt r ki böyle bir toplant yla Kürdistan özgürlük hareketinin tasfiye edilmesi ya da tasfiye edilmesini getirecek bir sürecin dayat lmas kararlaflt r laca anlafl lmaktad r. E er Abant toplant s Hewler de yap lm flsa ve bu toplant n n aç l fl konuflmas n yapan Öyle anlafl l yor ki Türkiye nin dayatmas ve ABD nin iste i do rultusunda Kürt özgürlük hareketinin tasfiye edilmesi ya da etkisizlefltirilmesi konusunda bir politika izleniyor. Uzun süreden beri bir Irak-Türkiye eksenin kurulmas, Güney Kürdistan federasyonunun da bunun içine al nmas çal flmas yap lmaktad r flah s bunu aç kça dillendiriyorsa, bu tart flmalar n ve de erlendirmelerin üzerinde ciddi durulmas gerekir. Öyle anlafl l yor ki Türkiye nin dayatmas ve ABD nin iste i do rultusunda Kürt özgürlük hareketinin tasfiye edilmesi ya da etkisizlefltirilmesi konusunda bir politika izleniyor. Uzun süreden beri bir Irak-Türkiye eksenin kurulmas, Güney Kürdistan federasyonunun da bunun içine al nmas çal flmas yap lmaktad r. Bunun için de böyle bir eksenin kuruluflunu zorlaflt ran Kürt özgürlük hareketinin da t lmas hedeflenmektedir. Bu tasfiye karfl l nda da Türkiye Güney Kürdistan federasyonunu tan yacakt r. Bu tan nma Kerkük ün Kürdistan federasyonunun d - fl nda tutuldu u ve Kürdistan özgürlük hareketinin bast r ld koflullarda bir tan mad r. Böyle bir federasyonunun güçsüz bir federasyon olaca da aç kt r. Bu konuda Türkiye, ran ve Suriye de anlaflm fllard r. Hatta sadece Türkiye-ABD de il, ran ve Suriye de Güneyli güçlere siz PKK yi tasfiye ederseniz bundan uzak durursan z biz de sizi tan r z demifllerdir. nkârc sömürgeciler ve ABD Güneyli güçlerin böyle bir konferans toplayarak PKK hakk nda karar al p üzerine bask kurarak silahs zland rmas - n istemektedir. E er böyle yaparsan hem seni tan r z hem de Türkiye ye baz ad mlar att r r z demifllerdir. Yine Kürdistan halk n n özgürlük mücadelesini tasfiye plan na meflruiyet kazand rmak için TRT 6 aç lm fl, Kürdoloji bölümlerinin kurulaca söylenmifltir. leride belki seçmeli ders gibi baz ad mlar da atar z diyerek Güney Kürdistanl güçleri PKK nin tasfiyesi konusunda ikna etmifllerdir. Talabani nin ve KDP nin sözcüsünün Türkiye de söyledi i sözler yan nda, hatta yurtsever demokrat oldu unu söyleyen baz Kürt ayd nlar n n bile art k PKK nin tasfiyesi için bir süreç bafllat lm flt r demeleri, öngörülen konferans n neyin meflruiyetini sa lamak, hangi politikan n temeli haline getirilmek istenildi ini aç kça ortaya koymaktad r. ABD liler ve Avrupal lar Kürt özgürlük hareketini tasfiye etme konusunda yapt klar kirli ittifak ve Kürtlere karfl ifllenecek suçlar böyle bir konferansla Güney Kürdistan federasyonu üzerine y kmak istemektedirler. Güney Kürdistan federasyonu ve yetkilileri bunu ne kadar görüyor ya da görmüyor bilemeyiz, ama uluslarars güçler ve bölge güçleri, Kürdistan halk na karfl ifllenecek bu büyük suçun sorumlulu unu, yükünü Güney Kürdistanl yetkililerin üzerine yükleyerek tarihsel sorumluluktan kurtulmaya çal flmaktad rlar. Güney Kürdistan federasyonu yetkilileri ya da partilerin yetkilileri böyle bir tarihsel suça ortak olacaklar m olmayacaklar m onu da görece iz. Erdo an-bush görüflmesinde ulusal konferans karar al nd Anlafl l yor ki bu konferans asl nda geçen y l toplanacakm fl. Zaten geçen y l toplanaca konusunda da baz duyumlar alm flt k. Özellikle de 5 Kas m da Erdo an-bush görüflmesinin yap lmas, PKK nin sadece Türkiye nin ve ABD nin de il, Irak n da düflman ilan edilmesi böyle bir konferansla tamamlanacakm fl. E er PKK hava sald r lar ve kara operasyonlar yla zay flat lsayd bu konferans 2008 y l içinde toplanacakm fl. Y prat lan, zay flat lan PKK ye son darbe bu konferansla vurularak, teslim al n p silahs zland r larak Kürdistan özgürlük hareketi tüm inkârc sömürgeci güçlerin, Kürt karfl t tüm güçlerin önündeki engel olmaktan ç kar lacakm fl. Ancak Zap direnifli, serh ldanlar ve PKK nin yaln z askeri de il, ideolojik ve örgütsel anlamda kendisini toparlamas böyle bir konferans n 2008 y l içinde yap l-

29 Nisan 2009 SERXWEBÛN 27 mas n n koflullar n ortadan kald rm flt r. Anlafl l yor ki bofla ç kar lan bu politikalar sonucunda konferans n yap lmas 2009 a b rak lm flt r da Türkiye nin TRT 6 y açmas, iflbirlikçi Kürtleri kullanmas, d fl güçlerin deste ini alarak PKK yi kuflatmas, arkas ndan da yap lacak belediye seçimlerinde Kürdistan özgürlük hareketine ba l taban n daralt l p zay flat larak PKK yi marjinal hale getirmek istedi i aç a ç km flt r. Böylece PKK Kürtleri temsil etmeyen bir harekettir denilerek bu 29 Mart seçimlerinden sonra toplanacak konferansta PKK yi silahs zland rma karar al nacak ve bölgedeki güçler ad na on y llard r zorlu bir özgürlük mücadelesi veren böyle büyük bir harekete son verilecekmifl. Bu plan dayatan Türkiye dir, ran d r, Irak t r. Hem bu dayatman n hem de ABD nin iste i sonucu Güneyli güçlere böyle bir konferans yapt r p böyle bir karar al nmas istenilmifltir. Böyle bir karara hangi tart flma ve pazarl klar sonucu var ld n tüm detaylar yla bilmesek de gelinen aflamada yap lmak istenen konferans n içeri ine, yap l fl tarz na ve daha bafllamadan söylenen sonuçlara bak ld nda bu konferans n böyle bir çerçevede ele al nd, bu konferansa böyle bir rol verilmek istenildi i anlafl lmaktad r. Konferans yap lacaksa her fleyden önce gerçek muhataplar dikkate al nmal Düflünülen konferans Kürt halk n n ve Kürt kamuoyunun y llard r olmas n özledi i bir ulusal konferans olsayd ya da öyle düflünülseydi Kürtlerin birli ini gerçeklefltirecek, Kürtlerin ulusal demokratik sorunlar n çözmeyi hedefleyecek, Kürtlerin özgürlük ve demokrasisi için tehlike olan olgular gö üsleyecek bir konferans biçiminde ele al nm fl olsayd, tabii ki onun haz rl da onun söylemi ve tart flmas da farkl biçimde ortaya ç kard. Dikkat edilirse Kürtlerle ilgili bir konferans en fazla tart flan PKK nin öncülük etti i Kürdistan özgürlük hareketini ezmek isteyen Türkiye dir. Kürt sorununu ilgilendiren çok temel bir konuda Kürtlerin geçmiflte çok önem verdi i bir olguda, bir toplant konusunda en fazla konuflan da Türkiye siyasetçileri ve yazarlar d r. Bu konuflanlar n da özellikle PKK nin tasfiye edilmesi için yazan ve çizenler oldu u bilinmektedir. PKK düflman olan bu çevreler, Kürdistan halk n bile PKK ye karfl k flk rtmak için her türlü çirkin yolu denemektedirler. Bafll bafl na bu durum bile düflünülen konferans üzerinde kuflku uyand rmaktad r. Siyasetten biraz anlayan, ulusal konferans n amac n n ne oldu unu biraz bilen her birey bir ulusal konferans n nas l yap - laca n n basit ve baz temel noktalar - n rahatl kla ortaya koyabilir. Bir konferans yap lacaksa her fleyden önce de en fazla da o konferans ilgilendiren muhataplar n dikkate al nmas gerekiyor. Haz rl klar n n konferansa kat lanlarla birlikte yapmas gerekir. Konferans PKK nin tasfiyesi üzerine olacak deniliyor, ama konferans n esas bileflenlerinden olmas gereken PKK ye hiçbir fley sorulmuyor. Haz rl n nas l yapaca z, kimler kat ls n kimler kat lmas n denilmiyor. Halbuki ilk önce haz rl n n do ru yap lmas laz m. E er bir ulusal konferans do ru yap lacaksa, do ru karar alacaksa, do ru sonuçlar olacaksa ilk önce onun haz rl n n do ru yap lmas gerekir. Herkes de bilir ki b rakal m bir ulusal konferans ya da önemli bir siyasi toplant y, en s radan bir toplant n n bile do ru sonuç almas, do ru karar almas ve etkili uygulamaya geçilmesi için haz rl n n da çok iyi olmas gerekir. Haz rl k s ras nda do ru tart flmalar n yap lmas gerekiyor. Bunlar yap lmadan, haz rl güçlü yap lmadan nas l do ru bir konferans yap labilir, do ru kararlar alabilir? Bir ulusal konferans toplanmak isteniyorsa, gerçekten bir ulusal konferans n amac na, içeri ine ve hedeflerine uygun bir niyet varsa o zaman haz rl - n n en baflta da PKK nin içinde oldu u bir kurulla yap lmas gerekiyor. Birçok kesim PKK nin içinde olmad bir konferans Kürt konferans olamaz diyor. Bu belirleme do rudur. Kimler kat lacak, nas l kat lacak, kat l mc lar nas l gelecek, hangi zamanda yap lacak, gibi konularda PKK ye sorulmadan, Kürdistan özgürlük hareketine sorulmadan, hangi temel gündemleri tart flacak, hangi ihtiyaca uygun kararlar al nacak, bunlar tart fl lmadan PKK ye, DTP ye, KNK ye bir konferans toplad m gel kat l demek hiç de kabul edilir bir durum de- ildir. Böyle bir konferans düflünmek, böyle bir konferans toplamak, bir konferansa böyle yaklaflmak ya da böyle ça rmak anlafl l r bir durum de ildir. Belki henüz böyle bir konferans ortada yok, haz rl yok, olup olmayaca belli de il, bu nedenle neden bu kadar de- erlendirme yap l yor, neden bu kadar elefltiriliyor biçiminde bir karfl l k da verilebilir. Türkiye de ve dünyada birçok kesim tart fl r, iflbirlikçi Kürtler bu konuda konuflursa tabii ki bu konu Kürt halk n n gündemine girmifl olur. Talabani stanbul da de erlendirecek, Ba dat ta de erlendirecek, Türkiye Baflbakan ve D fliflleri Bakan bu konuda söz söyleyecek, ama Kürt konferans na haz rl k yapt klar söylenenler hiç sesini ç karmayacak, ondan sonra da kalk p daha böyle bir toplant yok niye bu kadar de erlendirme yap l yor denilecek, bu gerçekten de kabul edilemez. PKK nin içinde olmad bir Konferans Kürt konferans olamaz Ali Babacan n çok aç k sözleri var. Ali Babacan konferans toplan p PKK yi silahs zland rma karar alacaksa biz bu toplant y destekleriz demektedir. Celal Talabani nin konferans toplanacak, PKK hakk nda karar alacak dedi i bir süreçte Ali Babacan da Talabani nin belirtti i biçimde düflünceler ortaya koymaktad r. Bu nedenle bu demeçler tabii ki ciddiye al - nacakt r. Herhalde ran da gizli biçimde Ali Babacan n söylediklerini dayat yordur. Kürdistan üzerinde egemenlik kuran ülkelerin KDP, YNK ve Güney federasyonuna dayatt biçimde PKK yi etkisizlefltirin, bafl m za bela olmaktan kurtar n dedi i için mi bu konferans yap lacak? Ya da ABD, PKK Türkiye ile Irak aras ndaki iliflkinin geliflmesinde engel, PKK Türkiye ile sizin aran zdaki iliflkinin geliflmesinde engel, PKK Türkiye ile benim aramdaki iliflkilerin geliflmesinde engel dedi i için mi bu konferans toplan yor? Bunlar n tabii bilinmesi gerekiyor. Bu konuda baflta Güney Kürdistan federas-

30 28 SERXWEBÛN Nisan 2009 yon hükümetinin, YNK ve KDP yönetiminin aç klama yapmalar gerekiyor. Bu konferans için en fazla da Kürt halk n n ve Kürt kamuoyunun düflünce belirtmesi gerekiyor. Konferans n amac n n çarp t ld, Türkiye nin, ran n ya da Irak merkez hükümetinin iste i do rultusunda PKK nin tasfiyesi için bir konferans yap laca biçimindeki tart flmalar yap ld bir süreçte en fazla da Kürt ayd nlar n n, Kürt sanatç lar n n konferans konusunda düflüncelerini ortaya koymas gerekir. Kürt ayd nlar n n ve siyasi çevrelerinin Kürtlere, Kürdistanl lara, Kürt özgürlük hareketine, Güney Kürdistan federasyonuna, partilerine yap lan bu dayatmalara karfl düflüncelerini belirtmeleri önemlidir. Bu tart flmalar temelinde de bir Kürt kamuoyunun, bir Kürt iradesinin ortaya ç kmas gerekiyor. Çünkü buradan ç - kacak kararlar esas olarak Kürt halk - n n özgürlü ünü ve demokrasisini ifade etmektedir. Kürt halk n n özgür gelece- ini ve demokratik yaflam n ifade etmektedir. Bu aç dan da herkesten de en fazla Kürt ayd nlar n n, yazarlar n n, Kürt halk n n önüne konulan böyle bir konferans konusunda bilgilendirme yap lm yor, aç klama yap lm yor, do rultusunda elefltirilerini gelifltirip düflüncelerini ortaya koymas gerekiyor. Kürt ayd n ve yazarlar n n da bu konuda tutumlar n koyarak do ru bir konferans nas l yap l r tart flmalar n gelifltirerek böyle bir konferans n do rultusunu ortaya ç karmada katk lar n sunmalar önemlidir. Kürt demokratik kamuoyunun böyle bir konferansa müdahil olmak isteyen Türkiye ye, ran a, Suriye ye, Irak a, ABD ye, Avrupa ya bu Kürtlerin iç sorunudur, hiç kimse kendi ç karlar do rultusunda konferans yönlendiremez demelidir. Kürt halk n n art k demokratik bir iradeye ve demokratik bir kamuoyuna sahip oldu unu dünyada herkes görmelidir. Hâlâ san l yor ki Kürtlerin bir demokratik iradesi yok, bir demokratik kamuoyu yok, ne dayat rsam kabul edilir, Kürt kamuoyundan ve Kürt halk ndan tepki gelmez biçiminde bir anlay fl hâlâ b rakm fl de iller. Bu nedenle Kürt halk da Kürt kamuoyu da Kürtlere böyle yaklaflanlara gereken cevab vermeli ve tutumunu ortaya koymal d r. Bu dönemin en önemli görevlerinden biri de budur. Bir halk n meflru savunma gücünü hedefleyen bir konferans yap lamaz Tabii ki PKK Talabani nin de Barzani nin de Güney Kürdistan federasyonu yetkililerinin de Kürt sorununun demokratik temelde çözülmesine katk sunmalar n ister. Bu konuda tecrübelerini katmalar n ister. PKK böyle bir yaklafl ma, böyle bir çabaya karfl de ildir. Hatta bu konuda bu güçleri teflvik eder ve rol almas n ister. Ancak Kürt sorununun çözümünde temel ilkeleri belirleyen ve Türkiye nin, ran n Kürtlerin temel demokratik haklar n tan mas konusunda flunlar yapmal d r diyecek bir konferans yerine PKK nin silahs zland - r lmas n n dillendirilmesi anlafl l r bir durum de ildir. Hele Kürtler gibi inkâr edilen, yok edilmek istenen, zorla bast - r lmak istenen bir halk n en asgari haklar güvenceye al nmadan Meflru Savunma Güçlerinin silahs zland r lmas ndan bahsetmek kadar abes bir fley olamaz. Herkes de biliyor ki Türkiye bugün militarist bir devlettir. ran n da böyle bir devlet oldu u bilinir. Bunlara karfl özgürlük mücadelesi veren bir halk n say - lar s n rl, binlerle ifade edilen gerillas - n n tasfiye edilmesinin temel bir sorunmufl gibi ortaya konulmas kadar mant ks z ve anlams z bir fley olamaz. Ezilmifl, bast r lan, inkâr edilen, kesinlikle asimile edilip yok edilmek istenen, oyalanarak, aldat larak, iradesi k - r larak ezilmek istenen bir Kürdistan halk gerçe i ve özellikle Türkiye gibi hala inkârc sömürgecili in devam etti i bir devlet varsa böyle bir halk n meflru savunma gücünü hedefleyen bir konferans yap lamaz. Hâlâ TRT 6 ya da flu bu ad mlarla nas l tasfiyecili in meflruiyetini haz rlar m, iradesini k rar m, ondan sonra f rsat n bulur ezerim diyen bir devlet gerçe i söz konusudur. Kürtlerin temel demokratik haklar n ve isteklerini gündeme getirerek bunlar kabul etmeyen bir ülke antidemokratiktir, bask c d r, zalimdir, buna karfl direnmek meflrudur diyece i yerde, silahs zlanmadan söz edilmesi iyi niyetli bir yaklafl m olarak görülemez. Nitekim Türkiye de öyle bir hava yarat lm fl ki böyle bir konferansta Türkiye aleyhine hiçbir karar ç kmayacak, ama PKK nin silahs zland r lmas karar al nacakm fl. Bu konferans Türkiye nin hassasiyetlerini dikkate alacakm fl! Türkiye de sabahtan akflama kadar tart fl lan bu. En fazla da Hewler de yap lan Abant toplant s kat l mc lar bunu dillendiriyor. Bu görüfllerini belirtirken de göreceksiniz yak nda PKK tasfiye edilecektir gibi iddial de erlendirmelerde bulunuyorlar. Onlara göre PKK nin art k tasfiye edilmesi karar al nm flt r. Kim alm fl, nas l al nm fl, neden al nm fl? Bunlara tabii cevap verilmesi gerekir. Tabii ki Türkiye her zaman böyle tasfiye kararlar al r, flu gün bitirdim, bu gün bitirdim der. Türkiye bunu her zaman söyler. Ama flimdi esas olarak YNK ve KDP ye dayand r larak bu tür söylemlerde bulunuluyor. ABD

31 Nisan 2009 SERXWEBÛN 29 ve Avrupa n n da bu tasfiye plan na destek verdi i söyleniyor. Bu aç dan böyle bir konferans tart flmalar n Kürdistan halk n n özgürlük mücadelesinin gelece i aç s ndan önemli görüyoruz. Biz tabii ki Talabani nin ve KDP nin Türkiye temsilcisinin söylediklerini ciddiye alaca z. Türkiye d - fliflleri bakan n n söylediklerini ciddiye alaca z. Hillary Clinton un kofla kofla Türkiye ye gelip PKK ortak düflman m zd r demesini ciddiye alaca z. Biz tabii ki sabahtan akflama kadar Türkiye nin radyolar nda, televizyonlar nda, gazetelerinde PKK nin nas l tasfiye edilece ini, bu konuda da Güneyli güçlerin nas l yard mc olacaklar biçimindeki tart flmalar ciddiye alaca z ve bunlar de erlendirece iz. Bu konuda halk ve toplumu bilinçlendirece iz ve tabii ki KDP den de YNK den de Talabani ve Barzani den de aç klama isteyece iz. Bundan daha do al ve hakl bir fley olamaz. Ulusal konferans için befl ilke Bir ulusal Kürt konferans konusunda Kürt Halk Önderi düflüncelerini belirtti. Befl ilkeden ve dört görevden bahsetti. Daha sonra ilk befl ilkeyi belirtti i zaman ek olarak düflündü ü sosyal ve ekonomik ilkenin de temel bir ilke olmas gerekti ini söyledi. Ayr ca dört görevden söz etti. Bunlar da ulusal konferans çerçevesinde ortaya koydu. Önder Apo da ulusal konferansla Kürtlerin bu tarihi süreç içerisinde siyasi, askeri, diplomatik alanda ortak davranarak bu süreci 20. yüzy lda oldu u gibi Kürtlerin aleyhine oluflan bir sonuçla sonuçlanmas n n önüne geçilmesini istiyor. Bu konuda günlük, ucuz, s radan, uzun vadeli olmayan politikalar yerine, kendi halk n n örgütlü gücüne dayanarak koflullar de- erlendiren bir tutum ortaya konulmas n istiyor. Ulusal konferans n da hem ilkelerini belirleyerek hem de görevlerini ortaya koyarak bunu yapmas gerekti ini söylemektedir. Bu konuda befl ilke ve dört görevden söz etmifltir. Birincisi, Kürtler aras birlik ilkesidir. Kürt halk n n bütün parçalarda kendi aralar nda ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel birlik kurmas n, birlik içinde olmas n içeriyor. Mevcut devletlerin siyasi s n rlar sorun yap lmadan Kürtlerin kendi aralar nda bir iliflki kurabilece ini ifade ediyor. Bu iliflki biçimine daha önce de çeflitli defalar Kürdistan demokratik konfederalizmi dedi. Bütün parçalarda Kürt siyasi örgütlerinin, Kürt siyasi oluflumlar n birbiriyle konfederal temelde iliflki kurarak, yani hem kendi bulunduklar parçalar n örgütlenme özgünlü ünü koruyarak hem de birbirleriyle iliflki kurarak böyle bir ulusal birlik yaratabileceklerini belirtmifltir. Bunun ne bölge ülkelerini parçalamak, ne büyük Kürdistan kurmak anlam na geldi ini, ne de küçük bir parça için bütün di er Kürdistan parçalar n n feda edilmesi anlam na geldi- ini belirtti. Bugün çeflitli güçler küçük bir Ermenistan, Katar ve Kuveyt gibi kendilerinin kontrolünde bir Kürdistan kurarak, ama di er parçalardaki Kürt özgürlük hareketini çözümsüz b rak p hem bölge ülkelerini sorunlu k larak hem Kürtleri çözümsüz b rakarak kendilerine muhtaç k l p bölgedeki hâkimiyetlerini 21. yüzy lda da bu çözümsüzlü e dayanarak sürdürmeyi hedeflemektedirler. Küçük bir parça için bütün parçalar n feda edilmesi politikas - na karfl ç k lmas, bunun yerine bütün parçalarda Kürt halk n n demokratik siyasi iradesinin ve temel demokratik ulusal haklar n n tan nmas temelinde mevcut ülkelerin s n r n sorun yapmadan kendi aralar nda iliflki kurabileceklerini belirtmifltir. Zaten dünyada s n rlar n giderek silikleflti i, eski kat yaklafl m n afl ld bir dönemde söz konusu ülkeler demokratikleflti i taktirde bölge ülkelerinin bir birleriyle iliflkilenmesini zaten kendi ç karlar na göre göreceklerdir. Ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel geliflmeyi yaratmak için bölge ülkelerinin birbirleriyle iliflkilerini s klaflt rarak, giderek demokratik konfederal bir iliflki kurma e ilimine girmesi do al bir geliflme olarak görülmelidir. Önder Apo demokratikleflen ve Kürt sorununu çözen bölge ülkelerinin siyasi s n rlar n de iflmesi kayg s n tafl madan Kürtlerin kendi aralar ndaki iliflkisine izin vermesi gerekti ini belirtmektedir. Zaten Kürtler aras böyle bir iliflki ortaya ç karsa, mevcut ülkeler bu iliflkiyi sorun yapmazsa, Kürtler de mevcut siyasi s n rlar kendileri aç s ndan sorun yapmaz. Böylece hem Kürtler aras konfederal iliflki kurulmufl olur hem de Kürtler mevcut ülkeler aç s ndan sorunlu bir güç olmak bir yana, birbirleriyle iliflkilenmede di er ülkeler ve devletler aç - s ndan bir köprü haline gelirler. Önderlik Kürtler aras birlik sorununu bu çerçevede ortaya koymufltur. Önder Apo, Kürtlerin böyle bir sonuca ulaflabilmesi aç s ndan kendi aralar nda ortak hareket etmelerini, güçlerini birlefltirerek hem kendilerini özgürlefltirme hem de bölge ülkelerini demokratiklefltirme politikas izlemelerini söylemektedir. Tabii ki her parçada Kürt halk n n özgürlü ü ve demokrasi mücadelesini verirken hâlâ Kürtleri bask alt nda tutan inkârc sömürgeci zihniyetlere ve uygulamalara karfl da ortak hareket etmeleri gerekti ini belirtmektedir. Zaten bir ulusal konferans n da böyle bir karar almad takdirde toplanmas n n da bir anlam olmaz. Kürtler aras ortak politika izlenirken bölge halklar n n aleyhine bir tutum içinde olmadan, ama kendi haklar ndan vazgeçmeden bölge ülkeleriyle de demokratik birlik çerçevesinde bir özgürleflmeyi ve demokratikleflmeyi Kürtler istemektedirler. Birlik ilkesi kendi aralar ndaki iliflkinin hem özgür ve demokratik parçalar n yarat lmas sürecinde hem de sonras nda hangi ilkeleri temelinde yürütülmesi gerekti inin ortaya konulmas d r. Kürtler kendi demokratik konfederal örgütlenmeleriyle sorunlar n çözerler kinci ilke; demokratiklik ilkesi: Burada esas olarak Kürtlerin mevcut ülkelerle iliflkilerini ifade eder. Yani mevcut ülkelerin yasalar n, anayasalar n demokratiklefltirerek, zihniyetini demokratiklefltirerek kendi halklar n n demokratik siyasi iradelerine sayg göstermesini hem Kürt halk n n örgütlenmesine sayg göstermesidir. Bu ülkelerin Kürt halk n n kendi demokratik siyasi iradesi ve örgütlemeleriyle ekonomik, kültürel, sosyal sorunlar n

32 30 SERXWEBÛN Nisan 2009 çözme iradesine sayg göstermesi bu ilkenin esas d r. Kürtler kendi demokratik konfederal örgütlenmeleriyle kendi sorunlar n kendileri çözerler. Bunun Türkiye ile iliflki biçimine ise Önderlik demokratik özerklik dedi. Yani Türkiye nin demokratikleflmesi çerçevesinde Kürt halk n n demokratik ulusal haklar n ve konfederal çerçevede kendi örgütlenmesini kabul eden, böyle bir demokratik siyasi iradeyi tan yan bir yaklafl m da Türkiye ile Kürtlerin demokratik iliflkisi olarak tan mland. Bu demokratik ülkede Kürtlerin Türkiye ile iliflkileri demokratik özerkli i ifade ederken, Kürtlerin kendi demokratik örgütlenmelerini konfederal temelde gerçeklefltirip kendi kendilerini yöneten sisteme de Demokratik Konfederalizm denilmektedir. Türkiye ile demokratik özerklik iliflkisinin di er bir ifadesi de özerk demokratik Kürdistan d r. Kürdistan halk n n bu demokratik haklar n kullanabilmesi için tabii ki Türkiye nin de zihniyette ve uygulamada demokratikleflmesi flart. ran n, Suriye nin ve Irak n da benzer biçimde zihniyette ve uygulamada demokratikleflmesi flart. Bu ülkelerin bölünme ya da baflka bir kayg tafl madan Kürtlerin demokratik iradelerini ortaya koymalar na, kendi toplumsal, sosyal, siyasal ve kültürel örgütlenmelerini yaratmalar na engel olmayan bir demokratik yaklafl m içinde olmalar gerekiyor. Bu demokratiklik ilkesi Türkiye de demokratik özerklik olur, Irak ta federasyon olabilir, baflka bir yerde bölgesel özerklik olabilir. Bunlar her ülkenin koflullar na göre de iflebilir, ama bütün ülkelerin de Kürtlerin kendi yaflamlar n, kendilerini örgütleme modeli olan Kürt demokratizminin geliflmesine engel olmamal d rlar. Meflru savunma hakk en temel özgürlüklerden ve haklardan biridir Bir di eri meflru savunma ilkesidir: her halk n her türlü antidemokratik, bask c, inkârc, toplumlar n iradesini k ran e ilimlere karfl kendi demokratik ve özgür yaflam n savunmas n sa layacak bir meflru savunma gücünün ya da meflru savunma hakk n n kabul edilmesidir. Kürtlerin kendi varl klar na, demokratik ve özgür yaflamlar na tehdit oldu unda kendilerini savunacak bir meflru savunma gücünün olmas gerekiyor. Yaln z Kürtlerin de- il, Türkiye halk n n da ran halk n n da Irak halklar n n da her bask ya karfl kendilerini savunacak bir meflru savunma gücünün olmas gerekir. Meflru savunma gücünü de meflru savunma hakk n da en temel özgürlüklerden, en temel haklardan biri olarak görmek gerekir. Bu temelde ne zaman meflru savunma gereklidir ne zaman gerekli de- ildir bunlar n koflullar n n tespit edilmesi de önemlidir. Çünkü meflru savunma d fl ndaki her türlü silahl ya da baflka türlü mücadele biçimi, direnifl biçimi meflru de ildir. Temel haklar ve varl savunma temelindeki meflru savunma bir hakt r; meflru olarak görülebilir. Ama bunun d fl nda savafla, fliddete, silaha, baflka bir yola baflvurmak tabii ki özgürlükçü ve demokratik zihniyetimize göre meflru de ildir ve karfl ç k lmas gerekir. Meflru savunma ilkesi ya da savafl ve bar fl ilkesi bunun koflullar n tespit eder. Son zamanlarda çokça PKK nin silahs zland r lmas ndan söz ediliyor. Konuyu meflru savunma ilkesi çerçevesinde ele almadan bu tür fleylerden bahsetmek yanl flt r. PKK nin silahs zlanmas ndan bahsetmek yerine ne zaman silahl meflru savunma gereklidir gerekli de ildir bunu tespit etmek daha do rudur. Silahs zlanmadan kas t gereksiz olan silahl gücün, silahl eylem anlay fl n n, silahl duruflun zeminini ortadan kald rmaksa, bunun en temel yolu meflru savunma ilkesinin belirlenmesi gerekir. Meflru savunma ilkesi do ru tart fl l r ve tespit edilirse o zaman silahs zlanma ile kastedilen konunun gündeme gelmesinin de bir anlam olur. Hiç kimse ve hiçbir güç biz bir halk, bir toplumu silahs zland r p meflru savunma gücünü elinden alarak onun üzerinde istedi im uygulamalar yapaca m, bask kuraca m, inkâr edece im gibi bir zihniyet ve niyeti dayatamaz. Amaç silah n gereksiz biçimde kullan lmas n ortadan kald rmaksa, bunu sa layacak olan meflru savunman n hangi koflularda gerekli olup olmad n tespit etmek ve gerillan n da ya da herhangi bir gücün sadece bir savunma gücü olarak varl n nas l sürdürece- ini tespit etmek gerekir. Bu anlay flla çerçevesi çizilmifl bir meflru savunma gücünün ne Türkiye ye ne ran a ne de herhangi baflka bir güce zarar vard r. Hatta söz konusu ülkeler demokratikleflmifllerse ve Kürtlerle demokratik birlik içinde yaflan l yorsa o zaman Kürt halk n n meflru savunma gücünü toplumun demokrasi ve özgürlük içinde bar fl ve istikrar yaflamas önünde bir engel ve sorun de il, aksine bar fl ve özgürlü ün güvencesi olarak de erlendirmek gerekir. Burada önemli olan Kürt sorununu çözme anlay fl ve bunun pratikleflmesidir. fiu

33 Nisan 2009 SERXWEBÛN 31 anda gerillan n ya da Kürt halk n n meflru savunma güçlerinin tehlikeli görülmesinin nedeni Kürt halk n n demokratik ve özgür yaflam n tan - mamada srard r. Kürt halk n n kendisini örgütleyerek özgürlü ünü demokratik yaflam alt nda gerçeklefltirmesinin hâlâ bir tehdit olarak görülmesidir. Kürt halk n n özgür ve demokratik yaflama kavuflmas tehdit olarak görülmezse o zaman bu yaflam n meflru savunmas olan güçleri de bir tehdit olarak görülmez. Her demokratik ülkede her demokratik yaflamda olmas gereken bir meflru savunma gücü olarak de erlendirilir ve sorun haline getirilmez. Bir ulusal topluluk kimli ini kültürünü ve dilini yaflatarak sürdürebilir Di er bir ilke kültürel ilkedir: Bu ilke Kürt halk n n farkl bir ulusal topluluk olmas ndan gelen ve bu farkl l n sürdürmesinin olmazsa olmazlar olan temel haklar n n kabul edilmesi ve pratikleflmesi önündeki engellerin kald r lmas d r. Bir halk n varl n ve kültürünü kabul etmektir. Bir ulusal topluluk kimli ini, kültürünü her fleyden önce de dilini yaflatarak sürdürebilir. Bu tabii anadilin çocukluktan bafllayarak e itim diline getirilmesiyle mümkündür. Yine dilin sosyal, kültürel ve idari yaflamda kullan m yla mümkündür. Yoksa kurslarla, seçmeli derslerle bir halk n dilini, kültürünü, kimli ini ve varl - n sürdürmek mümkün de ildir. Bu ilke önemlidir. Özellikle de Türkiye nin hatta bir yönüyle de ran n, Suriye nin Kürt halk n n dilini, kültürünü asimile ederek, yok ederek varl n ortadan kald rmay hedefledi i göz önüne getirilirse, kültürel ilkenin tespit edilmesi, bu haklar n ortaya konulup güvenceye al nmas, yani dil, kültür ve kimlik özgürlü ünün sa lanmas çok çok önemli olmaktad r. Her halk n kendi anadilde e itimini yapmas gerekir. Kültürünü hiçbir engelle karfl laflmadan gelifltirmesi gerekir. Zaten dil, kültür ve kimlik tan nmadan ve pratikleflmesinin önündeki engeller kald r lmadan bir halk varl n sürdüremez. Tabii ki bir halk n siyasi iradesini, örgütlenmesini, kendi kendini yönetmesini kabul etmek de demokrasinin olmazsa olmaz gere idir. Kültürel haklar da bir halk n olmazsa olmaz gere idir. Bu nedenle kültürel ilkeyi Kürt sorununun çözümü aç s ndan en temel ilke olarak belirlemek gerekiyor ya da bir ulusal konferans olmas ndan kaynakl bu kültürel haklar n her yerde güvenceye almas n sa layacak ilkelerin belirlenmesi gerekiyor. Ulusal konferans n ve onun kurumlar n n bu hassasiyeti en yüksek düzeyde göstermesi ulusal konferans olmas n n gere idir. Asimilasyoncu, inkârc, oyalay c, aldat c, zamana yay p yok edici politikalar bofla ç karacak aç k, net ve kararl bir tutumun ortaya konulmas önemlidir. Bunlar kald ki evrensel haklard r, uluslararas hukukta yer alan haklard r. Bunlar istemek ekstra bir fley de ildir. Bir varl k kofluludur. Bu aç dan bu ilkede belirlenen haklar n mutlaka tan nmas, kimlik, dil ve kültürün nas l özgürleflece inin ortaya konulmas gerekiyor. Bugün özellikle de Türkiye de kimli in tan nmad, dil e itimi, kültürel ve di er haklar n özgürlefltirilmedi i görülmektedir. Kürt ulusal konferans nda yaln z Türkiye aç s ndan de il, Suriye ve ran da da bu durumu kesinlikle güvenceye alan bir yaklafl m n sergilenmesi gerekiyor. Belki flu anda Güney Kürdistan da anadilde e itim imkânlar var, kültürel geliflme imkânlar var. Kültüre bak fllar n ve kültür politikalar n çok ciddi elefltiriyor olsak da Güney Kürdistan da kültürün ve dilin gelifltirilme imkânlar ortaya ç km flt r. Güney de bu ilkenin çerçevesine giren haklar n kullanma imkân n n varl, bu ilkenin önemsiz görülmesi, bu ilkeyi önemsemeden kararlar al nmas ya da bu ilkenin üzerinde konuflulmamas do ru olmaz. Sadece Güney deki mevcut durumu dikkate alarak di er parçalarda bu ilke konusunda gevflek yaklaflmak bir gaflet olur. Tabii ki bir ulusal konferans böyle dar yaklaflamaz. Kimlik ilkesini de kültür ilkesini de en do ru temelde tespit edip hem Kürt kamuoyuna mal etmesi hem de bölge devletlerine Kürt sorununun çözümü aç s ndan olmazsa olmaz bir ilke olarak dayatmas, ortaya koymas gerekmektedir. Kürdistan da bir askeri iflgal ekonomik sömürgecilik ve kültürel soyk r m vard r Di er bir ilkesi, sosyal ve ekonomik ilkedir: Kürt halk n n sosyal ve ekonomik sorunlar n hangi temelde karfl lanaca - n içerir. Kürtlerin hem her parçada kendi sosyal ve ekonomik sorunlar n çözen bir yaklafl m göstermesi gerekir hem de bütün parçalardaki Kürtlerin bu konudaki sorunlar n çözmek için birbirleriyle dayan flmas n ifade eder. Kürdistan gerçekten tamamen yoksul b rak lm flt r. Sömürgeci politikalar nedeniyle yoksul b rak lm flt r. Kürdistan da tam bir askeri iflgal, siyasal sömürgecilik ve kültürel soyk - r m vard r. nkârc sömürgeci güçler bu politikalar sürdürmekten baflka bir fley düflünmemektedir. Yo unlaflmalar ve imkânlar n bu politikay sürdürmeye harcamaktad rlar. Askeri iflgale, siyasi sömürgecili e ve kültürel soyk r ma hizmet ediyorsa ekonomik yat r mlar yap lmaktad r. Zaten sürekli bir savafl içinde olundu u için Kürtlerin elindeki ekonomik imkânlar sürekli darmada n edilmektedir. Bar fl ve huzurun, istikrar n olmad, ekonomik kaynaklar n yak ld ve y - k ld, sömürgeci zihniyetle Kürdistan a yaklafl ld bir yerde ekonominin geliflmesi de mümkün de ildir. Araflt r l rsa bir yerde toplumsal ve kültürel sorunlar çözülmüfl ve istikrar sa lanm flsa orada ekonomik geliflmenin oldu u görülür. Bugün Türkiye, ran, Irak ve Suriye de bu sorunlar çözülememifltir. Güneyde de geçmiflte büyük yoksulluk vard. fiimdi merkezi hükümetten petrol gelirleri aktar ld için belirli bir ekonomik canl l k var. Ama bu bütün Kürdistan parçalar için böyle de ildir. Bu yönüyle Kürdistan daki bu ekonomik yoksullu u ortadan kald racak ekonomik politikalar n da buralarda benimsenmesi gerekiyor. Tüm parçalardaki ekonomik kaynaklar yoksul

34 32 SERXWEBÛN Nisan 2009 olan kesimlerin ihtiyac n karfl layacak biçimde ele al nmas sorumlulu- u vard r. Kaynaklar n en verimli, en adil ve eflit nas l de erlendirilece i de bu konferansta belirlenebilir. Toplumsal cinsiyetçili in kald r lmas sosyal politikan n bafl nda gelmelidir Kürdistan toplumunun güçlenmesi için do ru bir sosyal politika belirlenmesi de anlaml d r. Bu ilkede de esas olarak toplumun demokratikleflmesine hizmet edecek, toplumu demokratik olarak güç yapacak, toplumun demokratik iradesini ortaya ç karacak politikalar n belirlenmesidir. Toplumsal cinsiyetçili in kald r lmas bunlar n bafl nda gelmektedir. Kad n n özgürlefltirilmesi, kad n n ve gençli in kendisini siyasal yaflamda, toplumsal ve kültürel yaflamda ifade etmesinin önündeki engellerin kald r lmas, böylelikle sosyal yaflam n sadece erkek damgal de il, kad n da içine alan hale getirilmesi bu politikan n esas olmal d r. Gençlik de sadece çal flan, sömürülen de il de sosyal ve kültürel yaflam n öznesi olan bir toplumsal kesim olarak görülmeli, siyasal, ekonomik ve kültürel yaflam buna göre ele al nmal - d r. Kürdistan n parçalar aras bu sosyal iliflkilerin de gelifltirilmesi bu ilkenin bir parças olarak görülmelidir. Tabii ki bir di er ilke de daha önce Önderli in befl ilke içinde sayd demokratik siyaset ilkesidir. Bu da hem Kürtlerin kendi içinde, kendi örgütlerinde demokratik siyaset ilkelerine göre örgütlenmeleri ve topluma yaklafl mda demokratik siyaset ilkesini esas al nmas, hem de Kürt örgütlerinin, Kürt siyasi gruplar n n birbirine yaklafl m nda bu ilkeler çerçevesinde hareket etmesini ifade eder. Bu ilkenin nas l olmas gerekti ini anlamak aç s ndan Kürt ulusal konferans n n toplanmas n irdelemek gerekir. En baflta da böyle bir konferansta demokratik siyasetin devreye girmesi önemlidir. Bu konferans çok önemli amaçlara ulaflmak isteyen siyasi bir toplant d r. O zaman bunun gündemlerinin tespit edilmesinin, bileflenlerinin belirlenmesinin demokratik temelde olmas n n al nacak kararlar n do ru ve sa lam olmas aç s ndan gerekli oldu u anlafl l yor. Yine Kürt halk n n Türkiye de, ran da, Irak ta, Suriye de bu ülkeleri demokratiklefltirmede dinamik bir güç haline gelmeleri kendi halk örgütlenmelerini, kendi yap lanmalar n demokratik bir temele oturtmalar yla mümkündür. Böyle olursa hem Kürt toplumu güçlenerek demokratik siyasi iradesini ortaya ç kar r hem de bölge ülkelerini güçlendirmede Kürtler demokratik bir dinamik rolü oynarlar. Bu nedenle Önder Apo Kürtler kendi demokratizmini gelifltirirlerse bu Ortado u - nun demokratizmi olur belirlemesini yapm flt r. Demokratik siyaset ilkesini de bu çerçevede ele almak gerekir. Kuflkusuz ulusal konferans n kendisi demokratik olmazsa onun sonuçlar da demokratik olmaz. Bu aç dan bu ulusal konferans önemli oldu u gibi, Kürt örgütlerinin de hem kendini örgütlemede hem de topluma yaklafl mda demokratik siyasetin ilkelerini uygulamalar gerekir. Bunun gere i olarak da birbirleriyle iliflkilerinde demokratik ölçülere dikkat etmelidirler. Demokrasi esas olarak da halk n güç haline gelmesi olarak anlafl lmal d r. Sadece örgütlerin demokratik iflleyifle kavuflmas yetmiyor. Sadece örgütlerin birbirleriyle iliflkisinin bir demokratik iflleyifl içerisinde olmas yetmiyor. Demokratik siyaset ilkesi esas olarak da toplumu demokratik temelde örgütleyip güç haline getirmektir. Zaten bu zihniyette olan örgütler gerçekten de demokratik siyaseti esas al rlar, kendileri demokratik olurlar. Yoksa üst toplum siyaseti olur. Bunun da demokratikli i s n rl d r. Dünyan n baflka ülkelerinde oldu u gibi toplumu güç yapmayan, ama üst toplum içinde belirli demokratik ilkeler, ölçüler yerlefltirilebilir. Ancak bu demokrasi anlay fl ça m zda yeterli görülmedi i gibi, toplum taraf ndan da kabul edilmemektedir. Dolay s yla toplumu tabandan örgütleyip halk güç yapmayan demokratik anlay fllar Ortado u nun demokratikleflmesi için çok yetersiz olarak görülmelidir. Ortado u nun demokratikleflmesi ancak tabandan bir demokratikleflme geliflirse, örgütlenme geliflirse imkân dahiline girer. Ortado u nun demokratikleflmesinde böyle bir dinami e ihtiyaç vard r. Bu aç dan demokratik siyaset ilkesinin bu ulusal konferansla belirlenmesi önemlidir. Kürt demokratizmi beraber yaflan lan ülkeleri de demokratiklefltirir E er Kürtlerin ulusal varl, siyasi özgürlükleri, kültürel ve kimlik özgürlükleri nas l güvenceye al n r denilirse bunun esas ve tek güvencesi Ortado- u nun demokratikleflmesidir. Kürtlerin varl n ve özgürlüklerini güvenceye almas flu d fl güçle, bu d fl güçle iliflki temelinde ele almas do ru de ildir. Kürtlerin ulusal varl n n, siyasal özgürlüklerinin, dil ve kültür özgürlüklerinin tehlikeye girmemesinin uzun vadede tek ve biricik güvencesi bölge ülkelerinin demokratikleflmesidir. Burada da en büyük rol Kürtlere düflmektedir. E er Kürtler kendilerini demokratiklefltirirlerse, bir Kürt demokratizmi ortaya ç - kar rlarsa beraber yaflad klar ülkeleri

35 Nisan 2009 SERXWEBÛN 33 de demokratiklefltirirler. Her ne kadar Türkiye de Kürtler demokratizmi gelifltirirken Türkiye hâlâ buna direniyorsa da, flu aç kt r ki Kürtler demokratik iradelerini, demokratik örgütlenmelerini gelifltirdikçe Türkiye deki inkârc l da anti-demokratizmi de k racaklard r. Kürt demokratizminin geliflmesi mutlaka Türkiye ye yans yacak, iki halk aras ndaki demokratik iliflkiye dayanan bir demokratik Türkiye, özgür Kürdistan ortaya ç kacakt r. Demokratik ülke, özgür Kürdistan gerçe i esas olarak bu demokratik siyaset ilkesi temelinde Kürt demokratizmi ve bölge ülkelerinin demokratizmi temelinde yaflam bulacakt r. Yoksa flu d fl güçlere bu d fl güçlere dayanarak ya da sonuna kadar savaflarak ne bölge ülkeleri demokratiklefltirilebilir ne de Kürt demokratizmi sa lanabilir. Tabii ki meflru savunma gereklidir, ama esas sorunlar çözecek, kesin çözümü getirecek, Kürt demokratizmi temelinde Kürt halk n n güçlendirilmesidir. Bu yap ld taktirde Kürt demokratizmi temelinde bölge ülkelerinin demokratizminin güçlendirilmesi ve onlarla demokratik iliflkinin yolunun örülmesi sa lan r. Demokratik siyaset ilkesini de bu çerçevede anlamak gerekiyor. Demokratik siyaset ilkesinin oldu u bir yerde halka aç kl k vard r Demokratik siyaset ilkesi esas al nd taktirde Kürtler aras iliflkiler de sa l kl duruma girer, geçmiflte yaflanan kavgalar ortadan kalkar. nkârc sömürgeci güçlerin, bölge ülkelerinin Kürtleri birbirine karfl kullanma gerçe i de demokratik siyaset ve demokratik iliflkiyle ortadan kalkar. Demokratik siyasetin ve iliflkinin oldu u yerde hiçbir ülke Kürtleri birbirine karfl kullanamaz. Demokratik siyaset ilkesinin oldu u bir yerde halka aç kl k vard r, halka hesap verme vard r. Siyasetin, diplomatik iliflkilerin aç k yap lmas vard r. Bu da tabii ki hiçbir gücün Kürt halk n n ç kar na, bölge halklar n n ç - kar na, insanl n ç kar na bir davran fl içine girememesini beraberinde getirir. Bu aç dan Demokratik siyaset ilkesini de temel bir ilke olarak görmek ve pratiklefltirmek önemli görülmelidir. Ulusal konferanslar belli tart flmalar sonucunda belli bir karara ulafl rlar. Bu ortak kararlar da ortak ç karlard r. Buna da kimse itiraz etmez. Ulusal konferanslar tart flmalar temelinde Kürt halk n n demokratikleflmesinin ve özgürleflmesinin ilkelerini de il de farkl siyasal ç karlar n, bireysel ve grupsal ç karlar n iste ine uygun kararlar n al nd platformlar olarak görülemez Ulusal konferanslar belli dayatmalar yapmazlar; ilkeler belirler. Her konferans n amac ve çal flmas bu çerçevede olur. Konferans bileflenleri tart flmas na ve kararlaflmas na kat ld klar ilkelere göre hareket ederler. Yoksa flu güç silah b raks n, flu flöyle yaps n biçiminde dikte ettirici bir yaklafl m olamaz. Böyle bir ulusal konferans olamaz. Ama temel ilkeleri belirler, bu ilkelere uyulmas kararlaflt r l r. Konferansta ilkeler ortaya ç karsa bu ilkelere uymak da konferans kararlar na kat lman n gere idir. Ama ilkeler belirlenmemiflken, ilkeler tart fl p netlefltirilmemiflken birilerine flu ya da bu dayatma yap lamaz, dikte ettirilemez. Hiçbir konferans bir gruba ya da bireye baz fleyler dikte ettirme platformlar de ildir. lkelerin tespit edilmesi, bu ilkeler çerçevesinde stratejinin, taktiklerin ve politikalar n belirlenmesi ve ona göre hareket edilmesi konferanslar n karakteridir. Sorun ilkelerdir. lkelere göre hareket etmek esast r. Yoksa birilerinin iste ine göre, duygular na göre hareket etmek de ildir. Ya da herhangi bir gücün ç kar na göre bir fleyler yapmak de ildir. lkeler de esas olarak Kürt halk n n ve bölge halklar n n özgürlü ü ve demokrasisini sa layan temel normlard r. Bunlar da ortaya koymufl bulunuyoruz. Bu aç dan bu konferans flu silah b rakacak, flu bunu yapacak ya da yapmayacak biçiminde ele almak, asl nda bir ulusal konferans n ne oldu unu anlamamakt r. Ulusal konferanslar belli tart flmalar sonucunda belli bir karara ulafl rlar. Bu ortak kararlar da ortak ç karlard r. Buna da kimse itiraz etmez. Ulusal konferanslar tart flmalar temelinde Kürt halk n n demokratikleflmesinin ve özgürleflmesinin ilkelerini de il de farkl siyasal ç karlar n, bireysel ve grupsal ç karlar n iste ine uygun kararlar n al nd platformlar olarak görülemez. Daha do rusu konferanslar n, kongrelerin dayatma, dikte etme gibi bir görevleri yoktur. Kürt ulusal konferans bölge ülkelerine karfl bir olgu olarak ele al nmamal d r Bir Kürt ulusal konferans aç s ndan belirtilmesi gereken di er bir husus ise bir Kürt ulusal konferans kesinlikle bölge ülkelerine karfl bir olgu olarak ele al nmamal d r. Ne Kürtler ne de bölge ülkeleri Kürt ulusal konferans n böyle ele almal d rlar. Tabii ki Kürtlerin haklar n isteme, Kürtlerin haklar n ortaya koyma, Kürtlerin hak ve hukukunu belirleme, Kürtlerin bölge ülkeleriyle hangi çerçevede birlikte yaflayaca n tespit etme konferans olacakt r. Ama bu belirlemeler bölge haklar na ve ülkelerine karfl olmak için yap lmamaktad r. Kürtlerin temel demokratik haklar n belirleme ve bu temelde bölge ülkeleriyle demokratik birlik kurma koflullar n sa lama konferans d r. Bunun alt n bir kere böyle çizmek gerekir. Kürt sorununun çözümünü sa layacak böyle bir konferans sadece Kürtlerin ac çekmesinin önüne geçme de il, bölge halklar n n, ülkelerinin ac çekmesini ve sürekli olarak sorunlarla bo uflmas n engelleme konferans olarak görülmelidir. Bu konferans esas olarak sorunlar d fl müdahalelerle de il, bölgenin iç dinamikleriyle çözme konferans d r. D fl güçlere dayanmadan, d fl güçlerin politikas n n parças haline gelmeden, demokratik ilke çerçevesinde sorunlar çözme konferans d r. Bu yönüyle demokratik ilke temelinde demokratik temelde sorunlar çözme konferans ne Türkiye ye karfl olmakt r ne ran a ne Suriye ye ne de Irak a karfl olmakt r. Aksine Türkiye nin, ran n, Irak - n, Suriye nin -buna tabii ki Kürtler de dahil- bu sorunun çözümsüzlü ü ne-

36 34 SERXWEBÛN Nisan 2009 deniyle sürekli kan kaybetmesini, uluslararas ç karlara alet olmas n ya da uluslararas politikalar sonucu birbiriyle sürekli çat flma ve kavga içine girerek güç kaybetmesini önleme konferans olarak anlamak gerekmektedir. Bu yönüyle böyle bir konferansla al nacak kararlara ran n, Türkiye nin, Suriye nin karfl ç kmamas gerekiyor. Kürtlerin hem kendi içlerinde hem de bölge ülkeleriyle birlik kurmak için ortak strateji ve taktik belirlemesini kendilerine karfl bir tutum olarak görmemelidirler. Ortaya koydu umuz befl ilke esas olarak da Kürt sorununun demokratik çözümünü ortaya koymaktad r. PKK 7. Kongresi Kürt sorununun çözümsüzlü- ünü kötülük tanr lar n n Ortado u halklar na verdi i bir ceza olarak de erlendirmifltir. Yap lacak konferans kötülük tanr lar n n Ortado u halklar na verdi i bu cezay, yani Kürdistan da çözümsüzlü ü ortadan kald rma konferans olarak görülmelidir. Bir Kürt konferans - na böyle yaklafl lmal d r. Kürtler bir araya gelecek, bölge ülkelerine karfl tutum alacaklar ve sorun olacaklar biçiminde bir yaklafl m gösterilmemelidir. Tabii ki bugünkü ran, Türkiye, Irak ya da Suriye deki yanl fl ya da inkârc politikalar kabul edilmeyecektir. Bu yanl fl politikalara karfl ortak tutum tak n lacakt r. Nas l ki Arap, Türk ve Fars halklar n n baflka güçlerin kendileri üzerinde egemenlik kurmas na ve bask yapmas na karfl ç kmalar en do al haklar ysa, Kürt halk n n da kendileri üzerindeki bask lara karfl ç kmas do al karfl lanmal d r. Bu aç dan Kürtler üzerinde bir egemenlikçi politika varsa Kürtlerin buna karfl ç kmas ne Türkiye halk na ne ran ne de Arap halk na karfl bir tutum olarak görülmelidir. Bu konferansta belirlenecek ilkelerin bir yan da do al olarak Türkiye nin, ran n, Irak n ya da Suriye nin demokratik olmayan, bask c politikalar na karfl ç kmak olacakt r. E er böyle anlafl lmazsa yanl fl anlafl lm fl olur. E er Türkiye, ran, Suriye, Irak bu tür politikalardan vazgeçerse, Önder Apo nun ortaya koydu u ilkeler çerçevesinde gerçekleflecek bir ulusal konferans yaln z Kürt sorununu de il, bölge sorunlar n çözecek bir dinamik olacakt r. Bu da ran a, Türkiye ye, Irak a ve Suriye ye büyük katk da bulunacakt r. S n rlar de iflmeden halklar n kardeflli i temelinde Kürt sorununun çözümü Türkiye, ran ve Suriye nin her bak mdan büyük geliflme göstermesinin manivelas olacakt r. Bölge ülkeleri ulusal konferansa böyle yaklaflmal d rlar. Konferansa PKK yi silahs zland rma misyonu yüklemek yanl flt r Sonuç olarak; Kürtlerin, Kürdistan halk n n ve Ortado u halklar n n böyle bir Kürt konferansa ihtiyac vard r. E er bu konferans Önder Apo nun belirtti i çerçevede ve ortaya koydu u ilkeler temelinde gerçekleflirse, Kürt sorununun demokratik çözümündeki engeller de ortadan kalkar. Konferans bu çerçevede olursa hem Kürt sorununun demokratik çözümü gerçekleflir hem de bölge halklar n n Kürtlere karfl var olan güvensizli i ortadan kalkar. Sorunlar n bar flç l ve demokratik temelde çözülebilece i umudu artar. Bu aç dan konferansa Türkiye nin, Talabani nin ve baz güçlerin belirtti i gibi PKK yi silahs zland rma konferans olarak bakmak çok yanl flt r. Sorunu çözecek bir yaklafl m de ildir Böyle bir konferans çat flmas zl k ortam n sa lamak için belirli ilkeler belirleyebilir. Bu çerçevede bir çat flmas zl k ortam yarat r ve bu çat flmas zl k ortam nda hem Türkiye hem PKK sorumluluk al r hem de konferansa kat lan Kürt örgütleri sorumluluk al r. Bir çat flmas zl k ortam yarat larak Türkiye nin ve bölge ülkelerinin sorunun çözülmesine f rsat tan nmas sa lan r. Böyle bir yaklafl m, böyle bir politika temelinde çat flmas zl k durumunu sa lamak mümkündür. Silahs zland rma ekseninde düflünülecek bir tasfiye konferans çözümsüzlükten ve sorunun ç kmaza girmesinden baflka bir sonuç vermez. Ancak tart flma temelinde ve belirli ilkeler çerçevesinde sa lanabilecek bir çat flmas zl n çözümü gelifltirme aç s ndan bir de eri olabilir. Belli bir hedefi olan çat flmas zl sa layacak, PKK ve Türkiye aç s ndan ba l kal nacak kurallar n belirlenmesi sorunun çözümü için önemli geliflmeler yaratabilir. Çat flmalar tabii ki hem ülkeleri aç - s ndan hem de Kürdistan halk aç s ndan sorun yaratmakta tart flma ve diyalog ortam n n sa lanmas n zorlamaktad r. Bu aç dan e er sorunu çözme iradesi ve kararl l Türkiye ve di- er ülkelerde olursa bir çat flmas zl k ortam n bu konferans tart flabilir. Böyle bir temelde belirli kararlara varabilir. PKK bir çat flmas zl k konumuna haz rd r. Çat flmas zl k ortam n yaratmak tabii ki bir dayatma de ildir, sorunun çözümü için belirli bir ortam sa lamakt r. Böyle bir yaklafl m zaten PKK nin eskiden beri savundu u yaklafl md r. PKK defalarca tek tarafl ateflkes yapm flt r. Ne var ki bu tek tarafl ateflkeslerden sonuç al namam flt r. Çat flmas zl n tek tarafl olamayaca aç kt r. Bir taraf ateflkes yaparken, di er taraf operasyonlarla hareketli olursa ortaya bir çat flmas zl k ortam ç kmaz. Tek tarafl ateflkeslerle çat flmas zl n yarat - lamad dikkate al narak, tek tarafl bir ateflkes de il de gerçekten çat flmas z ortam n n koflullar n oluflturacak bir yaklafl m n konferans n iradesi olarak ortaya ç kmas ve bunun bölge ülkeleri taraf ndan da dikkate al nmas önemlidir. E er bir konferans bu temelde yaklafl rsa bunun olumlu sonuçlar ortaya ç kabilir. E er silahs zland rma denilirse ve bu PKK nin tasfiye plan n n bir parças haline getirilirse böyle bir konferanstan sonuç ç kmaz. Kald ki böyle bir konferansa PKK kat lmaz, PKK nin kat lmad bir konferans n da hiçbir meflruiyeti olmaz, hiçbir karar - n n da de eri olmaz. Bunun böyle olaca n biraz demokrat olan, ahlaki ölçüleri olan herkes bilir. Dolay s yla önyarg l ve ne karar alaca belli ve bir tasfiye plan n n meflruiyetini sa layacak bir toplant de il de gerçekten de tart fl p kararlar alacak, Kürtler aras birli i ortak politikay temsil edecek, bu temelde de Kürt sorununun çözümünü sa latacak bir konferans hem Kürtler hem de bölge halklar aç s ndan acil bir ihtiyaçt r. Böyle bir konferans Kürt sorununun çözümünün zeminini güçlendirece i gibi, bölge ülkelerini de s k nt ya düflüren, bölge ülkelerinin temel sorunu olan Kürt sorunundan kurtulmas n sa layabilir.

37 Nisan 2009 SERXWEBÛN 35 Abdullah Öcalan As l Ergenekon siyasi alandaki Ergenekon'dur Her tarafta bulduklar n vurup vurup öldürdüler. Ve o tarihten sonrad r ki insanlar Cudi'ye götürüp helikopterden atmaya bafllad lar. Binlerce Kürt ü katlettiler. Birço unun hiçbir suçu dahi yoktu. Savafl Buldan, Behçet Cantürk gibi üç yüz ifladam n katlettiler. Savafl Buldan, Behçet Cantürk PKK'li de illerdi, PKK ile bir alakalar da yoktu. Sadece biraz sempatizanl klar vard. Bunun için öldürdüler. Bu, ABD ve ngiltere'nin birlikte gelifltirdi i bir politikayd Kürtler demokratizmi sa larsa demokratizm tüm Ortado u ya yay l r fiimdi daha iyi anlafl l yor ki Gladio, Türkiye yi kuflatm fl. Cosiga n n konuflmalar n dinledim; Türkiye deki Gladio daha özerk yap da diyor. Dünyadaki Gladio örgütlenmesini anlat yor. Gladio, NATO bünyesinde kurulmufl. Sovyet tehlikesine karfl her yerde örgütlemesini yapm fl. Dünyadaki bu örgütlenmenin ço u ortadan kald r ld. talya ak ll davranarak ülkesindeki Gladio yu ortadan kald rd ama ac s n halen çekiyor. Türkiye deki Gladio, baflta sözüm ona komünizme karfl kuruldu. 80 lere kadar bu amaçla devam etti lerden sonra ise J TEM vb adlar alt nda Kürt özgürlük hareketine karfl hareket etmeye bafllad. Cosiga n n da sözlerinden anlafl l yor ki Türkiye deki bu örgütlenme san landan daha büyük ve genifl. Cosiga ifli biliyor. Çünkü kendisi de iflin içinde. Bunlar befl kifli Amerika ya gittiler. Helmut Kohl, Thatcher, Helmut Schmidt, Cossiga ve ismini hat rlayamad m bir kifli daha. Amerika da toplant yapm fllar. 85 te örgütü bu ekip Avrupa ya tafl d. Almanya da bir merkez kurdular. Gladio nun bir merkezini de sveç te kurdular. Olof Palme bu örgütlenmeye karfl ç kt için tasfiye edildi. Avrupa y da bize karfl kullanmaya çal flt - lar. Ben bofluna Sertaç Bucak onlardan bahsetmiyorum. Bunlar bilmeden kulland lar. fiimdi Ergenekon la birlikte ortaya ç kan belgeler benim Almanya ile ilgili söylediklerimi do ruluyor. Ben burada do rulan yorum. Sonra Almanya da bize karfl da harekete geçtiler. Benim Almanya 1985 te bize karfl savafl açt sözümü, do ruluyor bunlar. Obama da flimdi Türkiye ye geliyor. Gelifli bununla ba lant l. Ellerinde bir tek Türkiye kald. Bunu da en iyi de erlendirmek istiyorlar. Amerika, Gladio yu bugüne kadar besledi, ona her türlü deste i verdi. Ne zamana kadar? 2007 ye kadar. 5 Kas m 2007 de Amerika, Bush, Türkiye ye Gladio dan kurtul dedi. Ve ard ndan Gladio dan deste ini çekti. Deste ini çekince Veli Küçük vb adamlar hepsi ortada kald. Gladio- J TEM in eskiden Genelkurmay bilgisi ve emri alt nda hareket etti ini san - yorduk. Me er böyle de ilmifl. Genelkurmay aflan, Emniyet ve Jandarma y aflan çok daha genifl NATO ya ba l olarak çal flan bir örgüt. Ordunun öyle söylendi i kadar gücü yok. Amerika destek vermeyince hiçbir fley yapam yorlar. flte 60 y ld r Türkiye de örgütlenmifller. Ergenekon da ortaya ç kt ; partilerin içlerine müdahale etmifller. Bunu, böyle oldu unu, daha önce söylemifltim. MHP ve CHP ye müdahale etmifller. Ben buradan siyasilere flunu söylüyorum: 60 y ld r dört darbe yapt lar, Baflbakan ast lar. Gezmiflleri idam ettiler. Her fleyi kontrol etmifller. Peki siz ne yap - yorsunuz? Sizin bir de eriniz ve rolünüz var m? Gladio 60 y ld r Türkiye - de yapmad klar fley kalmam fl bunlar n. Deniz Baykal dan da korkuyorum, 60 y ld r belki de o da bu entrikalar n içindedir, bilemem. flte okuyoruz; Eldiven, Sar k z gibi dört darbe plan haz rlam fllar. Partilerin içlerine kadar müdahale etmifller. Hilmi Özkök ün tek fark fluradad r; siyaset alan n n aç k b rak lmas. Siyasi alan n genifllemesini istiyordu. Siyasi alan aç k b rak lmazsa bunlar kontrol etmek zor, tek ç k fl noktas n siyasi alan n aç k b rak lmas nda görüyor. Bu önemlidir. Bugünkü Genelkurmay Baflkan da herhalde bunu biraz anlam fl durumda. fiimdi Amerika Gladio dan deste ini çekti 5 Kas m da. Bush bununla ilgili politikalar haz rlad yürürlü e koydu. fiimdi Obama geliyor, bu politikalar devam ettirecek, geniflletecek ve sonuçland rmak isteyecektir. Bu aç dan Gladio-Ergenekon un tasfiyesi önemlidir. Gladio-J TEM herkesin bafl na belad r, Amerika n n da Türkiye - nin de bafl na belad r. Türkiye de yüzbin elamanlar, çal flanlar var. Onbinlerce cinayetleri var. Öldürdükleri binlerce Kürt yurtseveri, ifl adam ve di erleri var. fiimdi bu örgütü tasfiye etmek istiyor ama bu örgütten kurtulmalar öyle kolay olmayacakt r. Abdullah Çatl, pasaportunda 1982 de iki kez Amerika ya girip ç kt yaz l d r. Amerika Florida da görüflmeler yapm fl. A ca onlarla birlikte bir a n içerisindeydiler. Biliyorsunuz Florida, Gladio nun merkezidir. O

38 36 SERXWEBÛN Nisan 2009 tarihten sonra A ca, Papa ya suikast düzenliyor. Bunlar birbirlerine karfl da oyunlar düzenlemifller. Balbay, hem Cumhuriyet gazetesinin bafl ndad r hem de Cumhuriyet gazetesine bomba koyan ekibin içindedir. Hem ma dur hem san k pozisyonundad r. Bunlar n tasfiye edilmesi önemli bir olayd r. lhan Selçuk da biliyorsunuz bu ekibin içindedir. Bunlar n eliyle kendi gazeteleri bombalan yor gibi bir durum ortaya ç k yor. Ben flunu da söylemifltim, larla birlikte ngiltere ve Amerika rol oynad lar. Politikalar ngiltere oluflturdu, ABD ile birlikte bize karfl uygulad lar. Beni buraya getiren de ngiltere dir. Biz yirmi y ld r ngiliz politikalar na karfl savaflm fl z. Objektif olarak bu böyledir. Do an Gürefl, ngilizler bize yeflil fl k yakt diyordu. ngiltere yle görüfltükten sonra yeflil fl k yak ld n söylüyor. Yeflil fl k yak lmas flu demektir; Siz istedi iniz gibi davranabilirsiniz. O tarihten sonra birçok yere bomba ya d. Havada bombalar patlamaya bafllad. Her tarafta bulduklar n vurup vurup öldürmeye ve o tarihten sonrad r ki insanlar Cudi ye götürüp helikopterden atmaya bafllad lar. Binlerce Kürt ü katlettiler. Birço unun hiçbir suçu dahi yoktu. Savafl Buldan, Behçet Cantürk gibi üç yüz ifladam n katlettiler. Savafl Buldan, Behçet Cantürk PKK li de illerdi, PKK ile bir alakalar da yoktu. Sadece biraz sempatizanl klar vard. Bunun için öldürdüler. Bu ABD ve ngiltere nin birlikte gelifltirdi i bir politikayd. Ben de ngiliz politikalar n n objektif ve subjektif sonucu olarak buraday m. ngiltere, Ortado u ya dönük birçok politika oluflturdu. Do u Avrupa daki imparatorlu un y k lmas n sa lad lar, Osmanl imparatorlu unu y kt lar. Bunlardan ortaya ç kan k rk tane ulus-devleti kendilerine ba lad - lar ve savaflt rd lar, kendi politikalar n n arac haline getirdiler. Frans z Devrimi nden bu yana ulus-devlet kültürü yay lm flt r. Frans z filozoflar bunun üzerine kafa patlatm fllard r. Alman filozoflar bunun üzerine kafa patlatm fllard r. Ama ngiltere hepsini kendine ba lad. Bugün de küçük bir devlet kurup Kürtleri de kendilerine ba layacaklar. AKP nin bunlar durduracak ne politikas ne cesareti ne de gücü var ABD 2007 de bunlar durdurdu. AKP nin bunlar durduracak ne politikas ne cesareti ne de gücü var. Tamamen Amerika n n karar d r. AKP de bu durumu oya tahavvül etmek istiyor. Yani kendi lehine çevirmek istiyor. Cizre deki baz olaylar nedeniyle bir albay tutuklam fllar. Bu olaylar n üzerine gittikleri görüntüsünü veriyorlar. Peki, sen bugüne kadar o albay niye tutuklamad n da seçime birkaç gün kala tutukluyorsun! Seçime üç befl gün kala iki kifliyi Diyarbak r da tutuklayarak Diyarbak rl lar n oylar na oynuyor. Yine Diyarbak r da iflte o Termos olay. Bunlar da birilerine yapt - r yorlar, sonra da bizim üzerimize y kmaya çal flt lar. Bu böyle olmaz. TRT 6 gibi göstermelik aç l mlarla da olmaz. Bunlar yapacaksan ancak köklü bir demokratizmle yapabilirsin. Bunu yapabiliyor musun? Bunlar Kürtleri de kulland lar. flte resimde Barzani, Aygan, Necati Özgen bir aradalar. Ayn flekilde Talabani nin de var. Bunlar böyle elli tane toplant yapm fllar. ç içeler. Bir çok fleyi beraber yapm fllar, planlam fllar. Bunlar n hepsi bafla belad r. Bunlar iflbirlikçili i bile beceremiyorlar. Benim ikide bir bunlardan, fi.elçi onlardan bahsetmemin nedeni budur. Ta G lgamefl ten beri derin bir iflbirli i içindedirler bunlar. Tarihte bu kadar batan, bu kadar derin iflbirli ine giren ikinci bir kesim

39 Nisan 2009 SERXWEBÛN 37 Bunlar iflbirlikçi Kürtlerle iliflki kuruyorlar. Geri kalan yirmi befl milyon Kürt ü aç ve iflsiz b rak yorlar. Bölge halk n açl a, mahkûm ediyorlar. Yüz kifliye sermaye veriyorlar geri kalan açl a, iflsizli e mahkûm ediyorlar. Kutbettin Arzu ve benzerleri iktidara gelince ilk yapacaklar ifl baz ailelere para da tmak olacakt r. Da tt klar parayla Kürtleri kontrol edeceklerini san yorlar yoktur. G lgamefl, Humbaba diye birini ar yor, baz lar n ona karfl iflbirlikçi haline getiriyor. O günden bu yana büyük bir iflbirlikçilik söz konusudur. Bunlar n iflbirlikçili i fluna benziyor. De eri on paraysa karfl tarafa diyor ki benim de erim bir parad r. Onlar da diyor, bunlar kendini bir liraya sat yor ben niye on lira ödeyeyim ki! fiey gibi kendilerini ucuza pazarl yorlar. Ama ac olan flu ki bunlar n kendi durumlar n n fark nda olmamalar d r halen. Hepsi kullan ld lar, Elçi, Sertaç Bucak ve di erleri hepsi kullan ld lar. Bölge halk n açl a iflsizli e mahkûm ediyorlar Bunlar iflbirlikçi Kürtlerle iliflki kuruyorlar. Geri kalan yirmi befl milyon Kürdü aç ve iflsiz b rak yorlar. Bölge halk n açl a, iflsizli e mahkûm ediyorlar. Yüz kifliye sermaye veriyorlar geri kalan açl a, iflsizli e mahkûm ediyorlar. Kutbettin Arzu ve benzerleri iktidara gelince ilk yapacaklar ifl baz ailelere para da tacaklar. Da tt klar parayla Kürtleri kontrol edeceklerini san yorlar. Bozova, Suruç ovas en verimli arazilerdendir. Günefl ve toprak yap s bunu sa l - yor. Buradaki Mezopotamya ovas en genifl ve verimli arazilerdendir. Eskiden beri Demirel in bile kahvalt s, yiyece i oradan gidiyor. Ben bunu biliyorum, bu hala böyledir. Kapitalist sermayedarlar organik g dalar n buradan al yorlar. En güzel, temiz yiyecekleri onlar buralardan sa l yorlar. flte Koç, Enka ve benzerlerinin oralarda arazileri var. Kapitalist güçler bölgeyi kontrol alt na almak için de baz iflbirlikçilerle hareket ediyorlar. Bu ekonomi de il taland r. Bölge bu flekilde sömürülüyor. Ben burada anti-semitizm yapm yorum ama bunlar gerçektir. Mesela Süleyman Bölünmez eski belediye baflkan yd. Halk sömürdü, sonra da kaçt gitti. Soyad - na bak n: Bölünmez! Yine Eyübo lu vard. Siirt ten bilmem ne Fad l vard. Jet Fad l. Bunlar n hepsi d fltan kontrol edilerek, biraz sermaye verilerek bölgede yarat l yor. Bir oradan bir buradan böyle insanlar ç kar l yor, bunlar n eliyle bölge kontrol alt na al nmaya çal fl l yor. Bunlar baz fleyh ve a a benzeri kiflilerdir. Eskiden siyaset, dinle yürütülüyordu. Din, siyasetin yürütümünün flekliydi. Din, politika belirlemenin bir çeflidiydi. Hz Muhammed de iyi bir siyasetçiydi. Carl Schmitt de politika dinin terminolojisini kullan yor diyor. Do rudur. Bunlar n yapt klar din de de ildir. Ama flimdi durum farkl d r. Politika flimdi bilimseldir, bilime dayan yor. Gazete okunmas da bilinmiyor. Ben burada s n rl imkânlarla de erlendirme yapmaya çal fl yorum. TRT 6 n n yönetimi kimin elinde biliyor musunuz? Ben gazeteden küçük bir haberden anlad m. Bizim orada fieyxan afliretinden Sinan lhan d r. Sinan lhan n bildi i diller aras nda branice var. Ben, bu adam kötü birisidir demiyorum, demem de, belki de iyi birisidir. Ama bildi i diller aras nda branice varsa, iflin içinde baflka fleyler de var, gerisini siz düflünün. TRT 6 n n nas l çal flt da ortaya ç - k yor. Bunlar n nas l iç içe çal flt kimlere dayand da anlafl l yor. ngiltere ve di er güçler bunlar kontrol ediyor. AKP de bunlarla hareket ediyor. Bunlar n amac baz ailelere para da tmak, geri kalan Kürtleri aç iflsiz b rakmak, baz Kürt iflbirlikçileriyle de iliflkiye girmektir. Ben de diyorum ki, siz özgür olursan z afl ifl arkas ndan gelecektir. Siyasi özgürlük önemlidir. Siyasi özgürlü ü, kavray fl olmayan toplum köle toplumdur. Siyasi ve ahlaki özgürlü ünüz kavray fl n z yoksa köle durumundas n z. Siyasi ve ahlaki özgürlü ünüz ve kavray fl n z yoksa kendinizi, toplumunuzu, ailenizi, k - z n z nas l koruyacaks n z? Namus anlay fl, sadece kad n n cinsiyeti üzerine çarp k bir anlay flla kurulmufltur. Benim namus anlay fl m biliniyor. Toplum, ahlaki ve politik toplum olmak zorundad r kurtulufl için. Siyasi kavray fl, ahlak, gelene i, örfü olmayan bir toplumda kendinizi, toplumunuzu, ailenizi, k z n z koruyamazs n z. Bunlar yoksa o toplum bitmifltir. Ben savunmalar mda çok genifl bir flekilde aç klad m bunlar. Savunmalar m yay nland m? Yay nlanmal ve herkes okumal d r. Konferans için flunlar belirtiyorum Konferans için hemen flunu söylüyorum. Diyarbak r da Demokratik Toplum Kongresi ola anüstü bir flekilde seçimden hemen sonra h zl bir flekilde toplan r. Orada konferans için ilkeler belirlenir, tart fl l r, haz rl kl bir flekilde Ahmet Türk baflkanl nda bir heyetle konferansa gidilir. Ben Konferans için daha önce befl ilke flart n dile getirmifltim. Bunlar konferansta tart fl l r. Bunlar tekrar etmeme gerek yok. Befl ilke, üç pratik öneri yapm flt m. Pratik olarak flunlar öneriyorum. Bu konferansta; 1- KNK kendini örgütlendirir. Öyle Güneydeki devlet gibi de il, sivil ve ba ms z bir flekilde çal flmalar n yürütür. KNK içinde her parçan n temsilcileri, sözcüleri olur. Böylece her parçan n temsiliyetini kazan r. KNK, FKÖ tarz nda olabilir. çinde KDP de olur, YNK de olur. 2- Konferansta icra görevini yapan bir Yürütme Kurulu oluflturulur. Bu Yürütme Kurulu diplomatik misyonu da içeren görevler icra eder. Bu kurul aç k diplomasi faaliyetleri yürütür. Öyle Barzani nin yapt gibi gizli-kapakl gidip 40 devletle görüflmez. Onlara da flunu söylüyorum: Bu flekilde olmaz. Gizlice 40 devletle görüflürsen sadece ajanl k yapm fl olursun.

40 38 SERXWEBÛN Nisan Güneyde Kürt birlikleri olan peflmergeler var. PKK nin silahl güçleri de peflmergelerle birlikte Kürt ulusal gücüne dönüfltürülür. Tüm Kürtleri soyk r m vb fleylerden koruyan ve güvenli ini sa layan halk savunma gücüne dönüfltürülür. Dört parçan n Kürtlerini de koruma görevini üstlenir. 4- Bu konferansta dördüncü bir pratik öneri olarak Adalet ve Gerçekleri Araflt rma Komisyonu kurulabilir. Ancak bu Adalet komisyonu sadece Türkiye için de il, dört parça için de kurulur ve hakikatleri araflt r r. ran - daki durumu araflt r r, Suriye deki durumu araflt r r, Irak takini de araflt r r, Türkiye deki durumu ele al r. Konferans n ismi de Demokratik Uzlafl ve Bar fl Konferans olabilir Konferans için befl ilke flart ve bu dört pratik öneriyi sunuyorum. Bunlar konferansta tart fl l r. Befl ilke flart ndan birincisi, sosyal ve ekonomik flartlar bir ilke flart olarak kabul edilir. Bu ilke çerçevesinde Kürtlerin öncelikle kendi aralar ndaki ekonomik-sosyal iliflkileri sa lan r ve bunu devletler düzeyinde de yaparlar. kincisi, kültürel flart. Kürtlerin kültürleri ad na ne varsa bunlar güvenceye al r. Kültür özgürlü ü sa lan r. Üçüncüsü, birlik flart. Kürtlerin kendi aralar ndaki birli i ve iliflkiyi ifade eder. Tüm Kürtler birbirleriyle iliflki kurar, birlikte hareket ederler. Dördüncü ilke, demokratiklik ilkesi. Kürtlerin di er halklarla bir arada yaflamas n ifade eder. Bunu daha önce Demokratik konfederalizm olarak da ifade etmifltim. Beflincisi, halk n meflru savunma ilkesidir. Her halk n bir meflru savunma gücü vard r. Bu, o halk n varl için gereklidir. Bu konferans, hemen söylüyorum, çat flmas zl k konferans olsun. Silahs zlanma ayr bir konudur. Bu, ayr tart fl l r. Silah b rak lmaz. Her halk n bir öz savunma gücü olur. Konferans silahs zlanmaya dönüfltürülürse ben kat lmay n derim. Öncelikle çat flmas zl k ortam oluflturulmal d r. Konferans n ana temas bu olmal d r. Konferans ancak bunu yapabilir. Bunu yapabilirse sonraki süreç için ilkeler belirlenir. Konferans n ismi de Demokratik Uzlafl ve Bar fl Konferans olabilir. DTP bu konferansa kat l r. Demokratik Toplum Kongresi h zl bir flekilde Diyarbak r da kongresini yapar. Kat - l mc say s n geniflletir, herkesi Kongre ye katar, Kongre için genifl bir flekilde toplan r. Diyarbak r da yap lacak konferans n ad da Demokratik Uzlafl ve Bar fl Konferans olmas n öneriyorum. Bu kongrede ilkeler tart fl l r, belirlenir ve haz rl kl bir flekilde konferansa bir heyetle kat l r. Ahmet Türk ve heyet gider Barzani ve Talabani ile de görüflür. Heyette kad nlar da olmal d r. D fl ifllerden herhalde Sabahat sorumludur. O da kat ls n. Kendisine de selamlar m iletirsiniz. ABD ve AB temsilcilerini de ça rabilirler. Benim için sorun olmaz. Avrupa da da bu adla konferans yap labilir. Konferans için Barzani ve Talabani ye görüfllerim iletilebilir. Bir mektupla olabilir. Ben burada kimsenin karfl t de ilim. Herkesle görüflülebilir. ABD ve AB ile uzlafl labilinirse uzlafl l r. Bar - fl en çok biz istiyoruz. Ancak Konferansla ilgili flunu söylüyorum; kat - l rlarsa sonuçlar na da kat l rlar. Kat lmazlarsa sonuçlar na da kat lmazlar. Benim diyece im fludur; benim ilkelerim var, çizgim var, fikirlerim var. Ben çizgi sahibi biriyim. Her fleyi bu çerçevede de erlendiriyorum. Bu do ru yans t lmal. Bu konferans Kürtlerin Lozan olabilir. Nas l Lozan ile cumhuriyet kurulmuflsa, bununla, yani Kürtlerin Lozan yla da Demokratik Cumhuriyet kurulur. Demokratik Cumhuriyet, zaten demokratik uzlafl d r. ki halk n uzlafl s demokrasiyi getirir. Cumhuriyetin kurulmas ne kadar önemliyse, cumhuriyetin demokratikleflmesi de cumhuriyetin kurulmas kadar önemli ve anlaml d r. Baz lar Yeni Osmanl c l k tan bahsediyor. Hay r, bu Yeni Osmanl c l k de il, Kürtlerle Türklerin stratejik ortakl d r; iki toplumun bir arada yaflamas, hatta kardefl olmas d r. Bu yap l rsa Ortado u da öncü bir rol oynan r. Kürtler demokratizmi sa larsa, demokratizm tüm Ortado u ya yay l r. Daha önce de dile getirmifltim. Ortado u ya gerekli olan demokratizmdir. Ortado u da bugün yaflanan sorun ve savafl ngiltere nin 200 y ll k politikalar n n somutlaflm fl savafl halidir. Bugünkü ulus-devletler ngilizlerin çat flt rmac politikalar n n araçlar d r, en geliflmifl savafl mekanizmas d r. Ulus-devletleri böyle okumak laz m. Araplar n 22 tane devleti var ama sorunlar çözülmedi, a r sorunlar var. Filistin de bir devlet kuruldu, 50 y ld r savafl devam ediyor. Küçük bir Ermenistan kurdular, sorun devam ediyor. Bu zihniyet ayn fleyi Kürtlere de uygulamak istiyor. Küçük bir devlet kurdurup öyle b rakmak istiyorlar ve sorun 50 y l daha devam eder. Kürtler bunu kald ramaz. Beflikçi bunlar iyi bilsin. Beflikçi diyor ki, beni tehdit ediyorlar. Hay r, hiç kimse seni tehdit etmiyor. Beflikçi ye söyleyin; Apo ak ll adamd r, bofl konuflmuyor. Benim görüfllerim ona da iletilebilir. smail Beflikçi ye hiçbir flekilde dokunulmamal, en ufak bir tehdit olmas n. Ancak Beflikçi de bilsin ki biz burada bofl konuflmuyoruz. Çözüm için adalet ve hakikatleri araflt rma komisyonu kurulmal d r Ben Adalet ve Hakikatleri Araflt rma Komisyonu nun kurulmas n önermifltim. Bu, hemen kurulabilir. Kürt sorununun çözümü için bu, yol aç c olabilir. Afrika da da böyle oldu. Bu komisyona kim ne biliyorsa gelip konuflmal d r. Bu komisyon Parlamentodan da destek görmelidir. Parlamento bu komisyona destek vererek gerçeklerin ortaya ç kmas n sa layabilir. Çiller gelip bu komisyona konuflmal, Demirel gelip bu komisyona konuflmal, Y lmaz gelip bu komisyona konuflmal d r. Bir flekilde suça bulaflm fl veya iflin içinde olan herkes bu komisyona konuflmal d r. Hakikatler ancak böyle ortaya ç kar - labilir. Halk m z da böyle bir komisyonun kurulmas için çal flmal d r.

41 Nisan 2009 SERXWEBÛN 39 DTP bu süreçte kendisini nas l yap - land racak, nas l bir tav r ve misyon tak nacak bu önemlidir. Kendisini süreçle nas l ba lant land racak? Bu önemlidir. Obama ya mektubum yaz ld m? Newroz a kat l m, en yüksek seviyesini, zirvesini bulmufl. Temsiliyetini bulmufl. Benim durumum biraz daha farkl d r. Mandela n n konumundan daha farkl bir konumum var. Suriye deki kutlamalar iyi geçti öyle mi? Newroz da benim için talepte bulunanlara flükranlar m sunuyorum, hepsine selamlar m iletiyorum. Mümtazer Türköne, ABD nin Irak - tan çekilmesi halinde Kürdistan Bölge Hükümeti nin güvenli ini Türkiye nin sa layaca n, bunun için de Kürt konferans ve PKK nin tasfiyesi meselesinin gündeme geldi ini yazm fl. Ben zaten aç klad m bunlar, daha fazlas n dile getirdim. Belirtti im çerçeve önemlidir. Az oyla kaybetti imiz yerler var Do um günü nedeniyle sinevizyon gösterisi yap ld. Konuflmalar oldu. Radyodan dinledim, olaylar olmufl, nedir durum, nas l olmufl? Nerede olmufl? Bu olaylar oldu u zaman orada kaç bin kifli vard? Tamam, kimler, nereliler? A r da gerçekten durum nedir? Ne kadar fark var? Kesin hile yap lm fl de il mi? E er hile olmasayd A r - dan çok oy al rd k, verirlerdi bize de il mi? Tutuklananlar olmufl. Ben seçim sonuçlar na iliflkin düflüncelerimi söyleyece im. tirazlar yap lm flt, sonuçlar kesinleflti mi, kaç yer al nd? tirazlardan sonra yine 98 mi? fiehirlerde düflme mi var? Yoksa az yükselme mi var? fiehirlerde az yükselme var de il mi? Van n oy oran nedir? En baflar l olunan yerler hangileri? Diyarbak r da ne kadar oy alm fl z? Hangi ilçeler al nmad? En yüksek baflar, fark nerdeydi? Hakkâri de mi, orda oran ne kadar? Batman ne kadar? Az, daha yüksek olmal yd Batman. Van n durumu nedir? Bitlis ne oldu? Mufl un oy oran neydi? Ve her yerde birlefltiler de il mi? I d r da kazan ld. Evet, oras ilginç oldu. Aday parti de ifltirince karfl taraf eflit oranda bölünüp aradan DTP ç km fl. Yeni ald m z önemli yerler var m? Kars ta, Digor ve Ka zman ald k de il mi? Az oyla kaybetti imiz yerler var m? Hilvan da fark çok var m yd? Yani sonucu de ifltirecek bir durumdur. Bizim ilçe, Halfeti ne oldu? Bizim ilçemiz de dâhil olmak üzere, A r ve birçok yerde bunlar hem para da tarak hem seçimlerde hile yaparak ald lar. Demokrasi bu mudur? ktidar n her türlü olana n kullanacaks n, bir Kürt partisine karfl tüm partiler birleflerek tek bir devlet partisi olarak seçimlere gireceksin! Bu do ru bir anlay fl de il, tehlikelidir. Dersim ne oldu? Dersimliler onurludur. Orada iki parti fleklinde olmad de il mi? CHP ne kadar oy ald? Di er yar flan kimdi? Hangi gruplar destekliyordu? Ha tamam, federasyonun deste i oldu. O gruplar onurludur. Ne kadar oy al nm flt? Ne kadar oy fark vard? Çermik te ne kadar fark vard? Nas l oldu? Demek ki burada da birlefltiler! Çüngüfl te de oldu de il mi? Buna karfl tepkiler var. Operasyonlar nerede devam ediyor? Durum nedir? Nerede olmufl bunlar? Asker nerde ölmüfl? Radyodan dinledim, bir gerilla yaflam n yitirmifl! Kürtlerin bir temsiliyeti do uyor Obama y radyodan dinledim. Demokratik yöntemle çözülür, diyor. Ben flimdi de inece im zaten. Bu, asl nda iki yüz y ll k bir savaflt r. Bar fl deniyor, Obama da bar fl diyor! Bar fl tek bafl na anlam ifade etmez, demokratik çözüm ve bar fl denilmelidir. Demokratik çözüm olmadan bar fl olmaz. Konferans n ismi demokratik çözüm ve bar fl konferans olmal d r. Ben daha önce savunmalar mda da geniflçe de indim. Okundu de il mi? Herhalde bas ma haz rlanm flt r, kitap haline getirilmifltir. Konferans, belirtti im befl ilke ve dört pratik öneri etraf nda olmal d r. Bunlar biliyorsunuz tekrar açmayaca m. Bu Konferans n en önemli özelli i fludur. Kürtlerin bir temsiliyeti do uyor. Kürtleri Talabani temsil edebilir, Barzani temsil edebilir, ben temsilci olmak istemiyorum ama bir flartla Talabani tek bafl na temsil edemez, Barzani tek bafl na temsil edemez, PKK tek bafl na temsil edemez. Burada tüm Kürtleri temsil edecek olan Meclis tir. Bu Meclis, tam olarak KNK tarz nda de il de onlar Avrupa - dad rlar, mülteci gibidirler. KCK için önerdi im flekilde de de il, -biliyorsunuz KCK, Halk Meclisidir- KCK ile KNK nin birleflmesi hali gibidir. Ben bunun ad na Ulusal Demokratik Halk Meclisi diyorum. Konferans n en önemli sonucu bu olmal d r. Bu, Kürtlerin birli idir. Bu Meclis in say - s üç yüz, befl yüz olur, önemli de il onu belirlerler. Talabani Türkiye ye gidiyor, Türkiye ile görüflebilir, Avrupa ile görüflebilir, pazarl k yapabilir, Barzani de bunlar yapabilir. Buna bir itiraz m yok ama bunlar n hepsini

42 40 SERXWEBÛN Nisan 2009 Meclis in talepleri, politikalar do rultusunda yapmal lar. Bugünkü yapt m z görüflme çerçevesinde, daha öncesinden belirtti im ilkeler-befl ilke do rultusunda Talabani ve Barzani ye hatta unutulmamal Suriye ye, Mahmut Osman a da birer mektup yaz l p ulaflt r labilir. Bunun haz rl klar yap labilir. Konferansa kat lacaklar ran, Irak, Türkiye, Suriye, Rusya yetkililerine ve ayd nlar na, Avrupa ya mektup yaz larak gözlemci s fat yla davet edilmelidir. Ahmet Türk ile de görüflülebilir. Selamlar m iletiyorum. Bunu ona da iyicene anlatmak laz m. San - r m Konferans May s a ertelenmifl. Demokratik Toplum Kongresi olacak herhalde, haz rl k yap l yor mu? Belediye seçimleri demokratik bir devrim niteli inde olmufltur Nisan n ortalar na do ru Demokratik Toplum Kongresi yap labilir. Buraya, seçilen bütün belediye baflkanlar davet edilebilir. Bu çerçeve onlara da anlat labilir. Hepsini tebrik ediyorum, baflar lar diliyorum. Belediye seçimleri demokratik bir devrim olmufltur. Demokratik Halk belediyecili i temelinde çal flmalar n yürütsünler. Hepsine selam söylüyorum, yerel seçimler ve belediyecilik konusuna ileride geniflçe de inece im. ki yüz y ld r ngiltere nin politikalar nedeniyle bu savafl devam etmektedir. kinci Dünya Savafl ndan 1946 dan sonra bu denetim ABD ye geçmifltir. Bu politikalar flu anda da ABD sürdürmektedir. Biz ulus-devlet oyununa gelmeyece iz. Frans z ve spanyol sald r lar na karfl ngiltere kendini korumak için kinci Elizabeth döneminde üç formül üzerinde durmufltur; Ulus-devlet, Kapitalizm ve Endüstri Devrimi. Kürdistan da 1918 de dört parçaya bölünme ve 1920 Kahire Konferans yla da çözümsüzlük politikas n getirenler ngilizlerdir den bafllay p deki Kahire Konferans yla çözülmemeye b rak lan Kürt sorununun çözülmesi gerekiyor. spanya ve Fransa, biz bu aday yani ngiltere yi ele geçirece iz diyorlard. ngilizler buna karfl ulus-devlet, kapitalizm ve 1850 Endüstri devrimi ile kendilerini korumaya ald lar ve bu sistemi bütün dünyaya yayd lar ve bu flekilde spanya ile Fransa n n dünya hegemonyas n k rd lar, ellerine ald lar. Bugüne kadar gelmelerinin nedeni bu politikalar nda baflar l olmalar d r. Bu politikalar yla baflta spanya ve Fransa mparatorlu u olmak üzere Osmanl ve Avusturya dâhil bütün imparatorluklar parçalad lar. Bütün bunlar n sonucunda Arabistan da 18 ulus-devlet kurarak hepsini kendilerine ba lad lar. K br s a müdahalesiyle Türkiye ve Yunanistan ba lad lar. ti ite k rd rma, tavflana kaç taz ya tut ne derseniz deyin, bu politikalar uyguluyorlar. Yine benzer flekillerde Pakistan-Hindistan önce ay r p sonra birbirine düflürerek, aralar nda sorun yaratarak onlar ba lad lar. Azerbaycan-Ermenistan; Gürcistan-Abhazya-Osetya; Afganistan-Pakistan; Kosova ile Balkanlar da yaflanan sorunlar n hepsi ngiliz politikalar n n sonucudur, bu flekilde bu ülkelerin hepsini kendilerine ba lad lar. Benden önce Marks vard. Marks için de uzatmayaca m, daha önce söylemifltim. Reel sosyalizm, kapitalizmin son halidir. Marks da Lenin de, Mao da hepsi ngiliz oyunlar na geldiler. Sonra bana bakt lar; ngilizler bana da Stalin, Lenin, Marks, Mao benzetmesi yapt lar. Sovyetçi mi Çinci mi dediler. Ama ben hiç birisine benzemiyorum, ben bunlar aflt m. Ben Bilimsel Sosyalizmi esas ald m ve bu ulusdevlet tehlikesini fark ettim, buna karfl ç kt m. Mustafa Kemal de 1920 lerde ngiliz oyunlar n fark etmiflti. Mustafa Kemal 1918 Nisan nda Kürtlere özerklik-muhtariyet öneriyordu. ngilizlerin isyanlar desteklemesi nedeniyle bunu ask ya ald. Mustafa Kemal o dönemde ulus-devlet de il, cumhuriyet ve Kürtlere muhtariyet diyordu. ngilizler Mustafa Kemal e karfl fieyh Sait isyan n destekledi. fieyh Sait bu süreçte ngiliz politikalar n anlamam fl, bu oyunlara gelmifltir. ngiliz oyunlar yla Cumhuriyet, ulus-devlete evirilmifl ve bugüne kadar da bu anlay fl nedeniyle savafl devam etmektedir. Roj TV yi kapatmak istiyorlar, halk n sesini kesmek istiyorlar, bu çok tehlikelidir. Roj TV ile ilgili yap lan tart flmalar nedeniyle bütün Avrupa aya a kalkt. K yamet kopard lar. steseler Ortado u için de bu mümkündür. Biliyorsunuz Avrupa Birli i, kömür konusundaki bir birlikle bafllad, daha sonra bugünkü aflamaya geldi. Ben de Dicle ile F rat aras nda su ve tar m birli i öneriyorum. Böylelikle biz Mezopotamya topraklar n verimli hale getirece iz. Hatta buna enerji birli i de dâhil edilebilir. Yani petrol de. Bu birli e ran, Irak, Suriye; bu ülkelerdeki Kürtler ve Türkiye ile yap lmal d r. Buna hiç kimsenin itiraz olmaz. Çünkü kurtulufl buradad r. Kim niye itiraz etsin? Böylece sorunlar da çözülmüfl olacak. Buna itiraz eden ngiliz ajan d r. Teflhir edilmelidir. E er demokrasi diyorlarsa Avrupal lar da bunu desteklemelidirler. Avrupa Birli i ne karfl Ortado u da ben de Demokratik Ortado u Birli i diyorum. Güney de küçük bir uydu devlet yaratmak istiyorlar Benim, Kürtler ve Ortado u için önerim, Chomsky nin önerisiyle benzerdir. Yahudi kökenli Chomsky ve Edvard Said in Filistin ve srail için öngördükleri çözümdür. Biliyorsunuz Chomsky ve Edvard Said in düflünceleri benimkiyle paraleldir. Chomsky i daha önce okumam flt m, sonradan bakt m, benim düflüncelerime yak n bir yazar. Ben Rusya ya gitti imde Yahudi ajanlar ak n ettiler, kayn yorlard. O dönem Ariyel fiaron Moskova ya gelmiflti. Düflünün Moskova ya! Yahudiler o zaman bana seni gizleyelim, saklayal m dediler. Ben hiç önemsemedim, ald rmad m. Belki de beni kesip, parçalay p atacaklard bir yerlere. Hedefleri beni yok etmekti, bunlara güvenmedim. Koskoca Moskova, bunlara karfl çaresiz kalm flt. Tüm Avrupa da Yunanistan da bunlara karfl çaresizdi, bunu fark etmifltim. Yunanistan a geldi imde önceden haz rl k ya-

43 Nisan 2009 SERXWEBÛN 41 p lm flt zaten. Beni götürecek uçak iki gün önceden haz rlanm flt da Süleymaniye de Abdurrahman Pafla ngilizlere kap y açt. Abdurrahman Pafla ile bafllayan bu süreç Berzenci, fieyh Sait, 1946 da da Barzanilerle devam etti. Sonra Talabani ye uzand. Ve bugün bu devam etmektedir. PKK ve bana da yöneldiler, ama ben bunun fark na vard m. fiu anda Güney de yapmaya çal flt klar Federe ulus-devlettir. Güney de küçük bir uydu devlet yaratmay amaçl yor. Ulusdevlet ngiltere, ABD icad ve faaliyetidir. Bu yolla dünyay egemenli ine alm fllar. Ben buraya getirilmeden önce de bunu büyük bir mücadeleyle zor da olsa aflt m. ngilizlere karfl Mustafa Kemal ve Napolyon un durumu biliniyor. Napolyon da benim gibi bir adada kald, befl y l dayanabildi, sonra çatlad. Ama ben on y ld r direniyorum. Demokratik siyasi çözümden yanay z Bir konuya tekrardan dikkat çekmek istiyorum. Güney de kurulacak olan federe ulus-devlettir. Talabani ve Barzani ulus-devletsiz yapamazlar. Güney de kurulacak olan ulus-devlet soyk r m getirir, bu, çok tehlikelidir. Biliyorsunuz Saddam canavarlaflt rd lar. Gazze yi gördünüz, nas l öldürüyorlar, parçal yorlar! O nedenle ulus-devlet tehlikesine dikkat çekiyorum. Benim önerim demokratik çözüm önerisidir. Buna Demokratik konfederalizm de diyebiliriz. Demokratik konfederalizm, demokratik tüm gruplar n toplam demektir. Demokratik kad n birli i, demokratik gençlik birli i, demokratik kurumlar, kültürel, ekonomik, siyasal birlikler yerini almal. Bu birlik içerisinde Misak- Milli den ayr de il de ama Kürtler de birbirinden haberdar olmal, aralar ndaki s n rlar kalkmal d r. Bu s n rlar ulus-devlet s n rlar birli i de il, sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik temelde demokratik birlikler olmal d r. Bize zoraki ayr lacaks n z deseler dahi biz ayr lmayaca z. Demokratik, siyasi çözümden yanay z. Bunu herkese anlatmak laz m. Bas na, ayd nlara ve herkese anlat lmal. Herkes Bu dönem 93 Mart' na benziyor dedim. O dönem yap lan hatalar n önüne geçmeliler. 33 asker benzeri olaylara müsaade etmemeliler. Eylemsizlikten kast m, Aktütün gibi planl, haz rl kl eylemler yapmas nlar. mkânlar olsa bile Aktütün gibi yapmas nlar. Kendilerine hâkim olsunlar. Ama kendi nefislerini korusunlar. Yani meflru savunmalar n yaps nlar. Onlara sald r rlarsa kendilerini sonuna kadar korusunlar bunu böyle bilsin, bu tart fl ls n. Hatta Hürriyet Gazetesi buna iliflkin bir yaz yaz yordu. E er demokratik çözüm olmazsa Mezopotamya y cehenneme çevirecekler. Bunun hiç kimseye faydas olmayacakt r. Bunun sorumlusu ben de ilim. Ben Say n Baflbakan a sesleniyorum, bu kendisine de iletilebilir. Hatta sadece Baflbakan a de il, muhalefete de, CHP ye de söylüyorum. Bu konferansa söyledi im çerçevede yaklafl lmazsa, tasfiye amac yla yaklafl l rsa daha önce Temmuz seçimleri demifltim, yerel seçimler de geldi, geçti. PKK Haziran a kadar bir süre demifl. Biz bu süreye uyaca z. Bu söyledi im çerçevede bir yaklafl m sergilenirse herkes bundan memnun olur. Biz ayr lmaktan yana de il, demokratik siyasi çözümden yanay z. Böylece çat flmalar ve kan n dökülmesi engellenmifl olur. Refah ve kurtulufl da gerçekleflmifl olur. Hiç kimse buna karfl ç kamaz. PKK için de bu dönem flunu söylüyorum. Bence eylemsizlik ortam devam etmeli. Bu dönem 93 Mart na benziyor dedim. O dönem yap lan hatalar n önüne geçmeliler. 33 asker benzeri olaylara müsaade etmemeliler. Eylemsizlikten kast m, Aktütün gibi planl, haz rl kl eylemler yapmas nlar. mkânlar olsa bile Aktütün gibi yapmas nlar. Kendilerine hâkim olsunlar. Ama kendi nefislerini korusunlar. Yani meflru savunmalar n yaps nlar. Onlara sald r rlarsa kendilerini sonuna kadar korusunlar. Mandelaya selamlar m iletiyorum. Benim ad ma avukatlar m Mandela ya bir mektup yazabilir. Mektup, Demokratik konfederalizme iliflkin aç l mlar - m ihtiva edebilir. Benim tezlerim biliniyor. Bunlar mektupta ifllenebilir. AKP ile CHP birbirlerine at p tutuyor. O Baykal a seviyesiz diyor, Baykal ona maganda diyor. Birbirlerine karfl küfür ediyorlar ama seçimde Kürtlere karfl ittifak kuruyorlar. Alt parti var ama bölgedeki seçimlerde hiç biri gözükmüyor, Kürtlere karfl tek parti olarak giriyorlar. Bir yandan bir parti, bir yandan birleflmifl alt parti. Demokrasi bu mudur? Erdo an a sorun, demokrasi anlay fl n bu mu? Para mara veriyorlar, trilyonlarla oy sat n al - yorlar, Kürtlere karfl böyle birlefliyorlar. Bu, Türkiye ye yak fl r m? Teorisi oturmayan n prati i de hiç bir ifle yaramaz Sa l kla ilgili olarak günlük kontrolün yap ld n n söylenmesi, bildik fleyler. Burnumdaki ak nt aynen devam ediyor. Her zamanki gibi, eski fleyler devam ediyor. Bafl mdaki fliflliklerin hepsini ald lar. Ameliyat m yeni yap ld, birkaç gün oldu. Dikifller de iki-üç gün içinde al nacak. Kafl nt lar var, biraz ço alm fl. Ne olabilir, doktorlara sorulabilir. TV verilmemesinin nedeni olarak disiplin cezalar n n gösterilmesi, önemli de il. Kamerayla izlenmedi im belirtiliyor herhalde, iflte burada her fley ortadad r, geçin bunlar. Savunmalar m yeterince de erlendiriliyor mu? Dergilerde, gazetelerde iflleniyor mu, tart fl yorlar m? Ayd nlar ne diyor? Türkiye de sorunlar a rlaflm fl. Türkiye de sorunu teorik olarak çözememifller. Siyasetçiler, yöneticilerin alg layacak teorik düzeyleri yok. Teorik olarak sorunlar anlamaktan uzakt rlar. Bu nedenle teorisi oturmayan n prati i de hiç bir ifle yaramaz. Benim için yazmak kolay. stesem k sa sürede yazar m. Ama ilgilerinin zay f oldu unu düflünüyorum. Akademiye bile ilgileri bu kadar zay fken benim yazmam bofluna bir çaba olur. lk

44 42 SERXWEBÛN Nisan 2009 üç cilt ana fikri veriyor. fiimdilik yeterlidir. Türkiye de de yeterince anlafl laca n sanm yorum. Bunlar tart flabilecek, alg layabilecek fley yok, durum yok. Hal böyleyken benim yazmam yaz k olur, gerçe e ihanet etmifl olurum. Ben savunman n Ortado u bölümünde çok genifl aç mlama, çözümlemeler yapt m, çok derindir. Devlet, benim yazd m savunmalar okumufl, tart fl yorlar. Tabi benim savunmalar m dünya sistemine yöneliktir. Dünyada bu kadar çözümsüzlük var, bu kadar sorun var. Bu sorunlar n hepsi kapitalist sistemden kaynaklan yor. Kapitalizmin meydana getirdi i birey, iflas etmifltir, insan olmaktan ç km flt r. Ekonomik kriz diyorlar. Ekonomik kriz kapitalizmin krizidir. Ben savunmalar mda da kapitalist sistemi kriz sistemi olarak nitelendirmifltim. Kapitalizmin kendisi kriz sistemidir. Kapitalizm dünyan n krizidir. Kapitalizm insanl n kanseridir. Ben buna toplumun kanserleflmesi de diyorum. Kapitalizm insanl n kafas n uçurmufltur, beyinleri patlatm flt r, zihinleri felç etmifltir. Nietzche ta o dönemde kapitalist sistemin tehlikesine iflaret etmiflti. Foucault bu sistemi çözmeye çal flt ancak hepsi birçok yönüyle sisteme ba l yd lar. Özellikle finans kapital dönemi bunun en korkunç boyutudur. M s r dönemindeki Firavunlar bunlar kadar de ildi. Ben bunlara ça n firavunlar diyorum. Hatta M s r dönemindeki Firavunlar bunlar n yan nda yedi kat daha y kanm fl melekler gibidir. Fernand Braudel kapitalist sistemi iyi çözümlüyor, bu tehlikelere iflaret ediyor. Bunlar dünyan n her taraf n çöplük haline getirmifller. Çevreyi de tahrip ettiler, tar m bitirdiler. Tar m bitirilmiflse insanl k da bitirilmifltir. Kapitalizm döneminde Reel Sosyalizm de iflas etti. Dünyay her türlü tehlikeye aç k hale getirdiler. Cinsiyetçilik, bilimcilik, dincilik, milliyetçilik bu dört tehlikeyle dünyay yönetmeye çal flt lar. Özel Harp Dairesi Ergenekon un küçük bir birimidir Ergenekon u iki aflama olarak ele almak laz m: Birincisi; 1925 ten 50 - lere kadarki dönem. Bir de 50 lerden sonraki dönem lerden 50 ye kadarki dönemde as l rol oynayan Fevzi Çakmak t r. Bu dönemde Recep Peker, smet nönü 50 lere kadar rol oynam fllard r. Ben buna ideoloji demifltim, daha do rusu teoloji demifltim. Mustafa Kemal in etraf n kuflatm fllard r. Bu dönemdeki devlet anti- Kürt, k smen de anti- slam fleklinde yap land r lm flt r. Bu dönemde bu flekilde bir teoloji gelifltirdiler. Mustafa Kemal 1925 lerde ngilizlerin siyasi oyunlar n, planlar n bilmesine ra men etraf ndaki kuflatmay k ramam flt r. Mustafa Kemal son aylarda da smet nönü nüyü görevden ald. Hatta bir ara öldü ünü biliyordu. Yani büyük oyunlar vard. Hiç bir tarihçi Mustafa Kemal in etraf ndaki kuflatmay tam olarak çözememifltir. Ergenekon u flimdi daha iyi çözümlüyorum, anl yorum. Özel Harp Dairesi Ergenekon un küçük bir birimidir. As l Ergenekon siyasi alandaki Ergenekon dur ve askeri Ergenekon - dan çok daha derin ve daha tehlikelidir. Yani as l büyük Ergenekon siyasidir, askeriyedeki Ergenekon küçük ve onu yürüten çekirdek kadrodur. Cosiga, Türkiye deki Ergenekon un daha özgün oldu unu söylüyor. Zaten Avrupa daki NATO-Gladio örgütlenmeleri daha çabuk çözüldü. Avrupa da bu ifller daha kolay çözülüyor. As l Ergenekon siyasal alanda yap land r lm fl. Cossiga, Türkiye deki Gladio nun daha özerk oldu unu söylüyor. Buna izin vermifller. Bunlar sistemi de anlam yorlar. Bugüne kadar devletten faydalanm fllar. Devletten her fleyi alm fllar. Bundan sonra da bunun hep böyle devam edece ini san yorlar. Bugüne kadar elbebek, gül-bebek büyümüfller. Bunlar ellerinden gidince de sinirleniyorlar. Do u Perinçek gibiler Kapitalizme, ABD ye karfl mücadele ettiklerini san yorlar! Asl nda tam da bunlara hizmet ediyorlar. ABD nin kuklalar durumundalar hatta kuklalar bile de iller! Bu Ergenekoncular Amerika ya ne kadar hizmet ettiklerinin fark nda bile de iller. Muhsin Yaz c - o lu bu olaylar farketmiflti biraz. Ergenekon dan ç kmak istiyordu, g rtla na kadar içindeydi ama nereye gidece ini, nas l ç kaca n bilmiyordu. Gitmek istedi i yer de Ergenekon dan farkl de ildi. Ama bunu anlam flt, bunun çabas n veriyordu. Burada önemli olan husus fludur. Amerika, Özel Harekat Dairesini ve Ergenekon u bundan sonra nas l yap land racakt r. Ya da yerine neyi ve nas l infla edecektir. Rasmussen in NATO Genel Sekreterli i ne getirilmesi önemli bir konudur. Türkiye nin itirazlar n n reddedilmesi önemli bir konudur. Öyle Roj TV falan bahanedir. Türkiye nin itirazlar yerini bulmam flt r. Sistem daha önce kurulmufl, Türkiye bunu anlayam yor. On kere de itiraz etse itiraz bu nedenle yerini bulmaz. Rasmussen in NA- TO nun bafl na getirilmesi özel hareka-

45 Nisan 2009 SERXWEBÛN 43 Kürt Sorununun demokratik çözümü Ortado u'da demokrasinin yay lmas nda katalizör rol oynar. Bu demokrasiyle çözülürse Ortado u'ya da demokrasi yay l r. Ben Erdo an'dan da Gül'den de bunu talep ediyorum. Ama Erdo an, Abdullah Gül, bunlar ideolojik adamlard r. Çözüm gelifltiremiyorlar, siyaset üretemiyorlar. CHP de MHP de bunlar da siyaset yapam yor t n geri çekilmesidir. Yeni yap lanma için onu seçtiler. Bu, ABD ve NATO - nun Türkiye ye deste inin eskisi gibi olmayaca anlam na geliyor. Ortado u da demokrasinin geliflmesinde Kürtler anahtar rolündedir Baflbu un konuflmalar n gazete bafll klar ndan okudum. Konuflmas nda Türkiye Halk ndan bahsediyor. Bunu Mustafa Kemal in sözü olarak belirtiyor. Ben daha önce bunu söylemifltim. Baflbu un söyledikleri benim söylediklerime bir cevapt r. Takip ediyorlar beni. Ama eksik ifade ediyor. Bunun devam nda Kürtlere muhtariyetten bahsetmesi gerekirdi. Bu da Mustafa Kemal in sözüdür. As l önemli olan Mustafa Kemal in Kürtlere iliflkin muhtariyet fikridir. Ben Baflbu un Mustafa Kemal in muhtariyet fikrini de dile getirmesini bekliyordum. Bunu neden söylemiyor! Anlayam yorum. Baflbu un bu aç klamalar önemlidir, bir kap açm flt r, ancak hepsi o kadar. Ordu bu kadar n söyleyebilir. Gerisi siyasilerin iflidir. Baflbu, sadece kap y açt diyorum, gerisi siyasetçilerin iflidir. Türkiye de siyasetçilerin hepsi ideolojiye batm fllar. Sonuna kadar ideolojinin içindedirler. Bir türlü bu batakl ktan ç kam yorlar. Türkiye de Mustafa Kemal den sonra sadece Özal sorunlar biraz anl yordu. Özal n en önemli yönü pratik politikay iyi biliyordu, pratik bir adamd. Sorunlar da çözmek istiyordu. En az ndan sorunlar çözmenin yollar n ar yordu. Ben sorunlara ciddi yaklaflabilecek bir politikan n geliflmesi gerekir diyorum. Ama Türkiye de Mustafa Kemal gibi Özal gibi sorunlara yaklaflabilecek politikac lar yok. Mevcut politikac lar n hiç biri politika üretemiyor, sorunlar çözemiyor. Bunlar n hepsi zavall d rlar. Sorunlar alg layabilecek zihniyetleri de yok. Ben Yavuz dönemindeki, Alparslan dönemindeki ve Mustafa Kemal dönemindeki Kürtlerle iflbirli ini önemli buluyorum, bunlar teker teker açt m, daha önce de defalarca da dile getirdim. Kürt sorununun tam olarak alg lanmas laz m. Kürt sorunu çözülürse Türkiye, Ortado u nun en önemli ülkesi haline gelir, dönemin ngilteresi gibi olur. 19. Yüzy lda ngiltere ne idiyse Türkiye bu sorunu çözerse o dönemin ngilteresi gibi olur. Ortado u da demokrasinin geliflmesinde Kürtler anahtar rolündedir. Ortado u da Kürt sorununun çözümü katalizör görevini görecektir. Kürt Sorununun demokratik çözümü Ortado u da demokrasinin yay lmas nda katalizör rol oynar. Bu demokrasiyle çözülürse Ortado u ya da demokrasi yay l r. Ben Erdo an dan da Gül den de bunu talep ediyorum. Ama Erdo an, Abdullah Gül, bunlar ideolojik adamlard r. Çözüm gelifltiremiyorlar, siyaset üretemiyorlar. CHP de MHP de bunlar da siyaset yapam - yor. Bunlar n hepsi ideolojiye batm fllar. Asl nda yapt klar ideoloji de de ildir. Bunlarda cesaret yok, feraset de yok. Bunlar n ne cesareti var, ne feraseti var ne de zihniyeti. deolojik s n rlar içerisinde kal yorlar. Peki bunlar ne yapacaklar? Peki sen çözemeyeceksen kim çözecek? ngilizler yüzy ld r çözümsüzlük siyaseti yürütüyorlar. Sen de çözmezsen o zaman ngilizlere hizmet ediyorsun demektir. O zaman ben de sana ngiliz siyasetinin yürütücüsün derim, bu da a r olur. Menderes i ast lar, kimse niçin as ld n bilmiyor. 70 lerde sa -sol kavgas oldu, binlerce insan bu kavgalarda, çat flmalarda öldüler. Kimse bunlar n niçin yap ld n bilmiyor. Türkiye de bunlar alg layacak zihin yok. Bunlar n yapt klar n n slamiyet le de alakas yok. Çünkü tarihi de bilmiyorlar, slamiyeti de bilmiyorlar. Bunlar Ebu Cehil den daha cahildirler. Ebu Cehil, döneminde Mekke nin sahibidirler ama biliyorsunuz Mekke fethedildi. Bunlar da hepsi cahildirler. Bu kadar cahillikle hiç bir fley savunulamaz. ttihatç lar bir imparatorlu u y kt lar. Bir imparatorlu un y - k lmas na sebebiyet verip, bir imparatorluktan geriye bunu b rakt lar. Türkçülü ün teorisyenleri de Yahudilerdir Siz Türk Türk Türk derseniz, Türk ü de tecrit etmifl olursunuz. Siz hep Türk Türk Türk derseniz, Türk ün de anlam n boflaltm fl olursunuz. Ben yedi bin y ll k Türk tarihini iyi çözümlemiflim, biliyorum. Son yüz y lda yeni bir Türk kavram infla ettiler. Önemli olan bunu iyi anlamakt r. yi incelenmesi gerekiyor. Ben yüz y ll k bu tarihi de iyi kavram fl durumday m. Bu son yüzy lda as l Türk olmayan yeni bir Türk kavram n infla ettiler. Ben buna Türk olmayan Türk diyorum. Türk kavram n n içi boflalt lm flt r. Bunu yapanlar Türk de de iller. srail i infla etmeden önce Türkiye - yi haz rlad lar. Türkiye yi srail in kurulmas na basamak olarak kulland - lar. Böyle bir kukla gibi. Ulus-devletin infla edilmesinde Yahudiler rol oynad. Büyük bir hamle bafllatt lar ulusdevlet konusunda. Avrupa da iki kifli vard. Bunlar ulus-devletin kurulmas nda rol oynad lar. Bunlar Yahudiydiler. Almanya da bunlar en iyi Almand lar. Bir Alman dan daha çok Almand lar. Ayn flekilde ngiltere ve di er ülkelerde de öyleydiler. Ayn flekilde Türkiye de de Türkçülü ü onlar gelifltirdiler. Bir Türk ten daha Türktüler. Türkçülü ün teorisyenleri de Yahudilerdir. Almanya da Hitler bu nedenle bunlara yöneldi. Almanlara karfl ngilizlere büyük destek verdiler. Hitler bu konuda büyük ihanete u rad n düflünüyordu. Bu nedenle Yahudilere yöneldi. Onlara büyük öf-

46 44 SERXWEBÛN Nisan 2009 ke duydu ve katliama giriflti. Kand r ld n düflünüyordu. Önce Alman milliyetçili ini gelifltirdiler sonra ngilizlere destek verdiler. Ben bunlara hayret ediyorum. Nas l bunu yap yorlar. Alman olmayan Almanlar, ayn flekilde daha önce de buna Türk olmayan Türk demifltim. Hitler in yüz elli kurmay subay Yahudi ydi. Planlamay onlar yap yorlard. Hitler bu ihaneti görünce bunlara büyük öfke duydu. Ben burada anti-semitizm, Yahudi düflmanl yapm yorum. Bunu daha önce de söylemifltim. Ben Yahudi halk na sayg l y m. Ortado u da Yahudilerin bu sorunlardan ç k fl ancak bizim öne sürdü ümüz demokratik ilkelerle mümkündür. Ben Yahudilerle ilgili bilgimi daha artt rd m. O bilge adamlar n söyledikleri önemlidir. lter Türkmen, Kürt sorununun çözümünün ertelenemeyece ini söylüyor. O, bunu biliyor, iyi anl yor. Erdo an, bunu anl yor mu? Anlayam yor. On befl y ld r bu sorunun Kürt sorunun demokratik yollardan çözümü için çaba sarfediyorum. Özal, biraz bunu biliyordu. Özal, çözmek de istiyordu. Pratik-politik bir adamd, pratik çözümler gelifltiriyordu. Erbakan daha olumluydu. Ben bunlar sadece burada de il d - flar dayken de defalarca dile getirdim. Bu sorunun çözümü için 90 l y llarda siyasilere, Genelkurmay a mektuplar gönderdim. O dönem bana gelen bilgi notunda e er bu sorun çözülmezse çat n n çökece ini hepimizin de bu çat - n n alt nda kalaca n belirtiyorlard. PKK yi öyle homojen bir yap olarak da de erlendirmemek, görmemek laz m. Hani baz bombalardan, patlat - lan bombalardan bahsediyorlar ya, as l sorun patlayan bu bombalarda de il, as l sorun Kürt sorununun kendisidir. PKK bitse bile bu ifl çözülmez. Çünkü Barzani, YNK, KDP var. Bunun daha ötesi Amerika, ran, Suriye var. Herkes sorunu kendisine göre ele alacakt r. Herkes PKK yi kendisine göre kullanmaya çal flacakt r. ran, Kürt sorununu kendine göre en iyi kullanan devletlerden birisidir. Öyle sorunun çözülmesini istemezler. Üçlü zirveden bahsediyorlar. Bu üçlü zirveden bahsedilmesi bile bu üçlünün ne kadar aciz oldu unu gösteriyor. Bu üçlü zirve, sorunu da çözemez. Savaflmak için bir sürü gerekçe var Ben kimin sözüdür tam hat rlam yorum, Arafat n ya da Habafl nd r. Diyor ki; bana dört yüz adam verin ben Ortado u nun alt n üstüne getireyim. PKK de de dört yüz adam da var, binlerce var, daha fazlas da var. Da da bu kadar savafl tecrübesinden sonra öyle bitiremezler. Her birim kendi bafl - na bile bir savafl verir. Her birinin etraf nda de il dört yüz bin kifli var. Kendi canlar n kurtarmak pahas na bile olsa savafl t rmand r rlar. Ayr ca savaflmak için de bir sürü gerekçe var. Kendi canlar n kurtarmak için ve di er birçok gerekçeyle savafl gelifltirebilirler. fiimdi sen Güney den de s k flt r r m dersen bunlar nereye gider? Onlarca y l n patlamaya haz r, birikmifl öfkesi var. Esas patlama budur. flsizli in yüzde k rk oldu unu söylüyorlar. Burada yüzde k rk ise orada yüzde seksendir. Bunca y ld r savafl e itimi görmüfl, tecrübesi olan savaflç larla birleflmesi durumunda geliflecek patlama bir iki de il k rk patlama olur. 1 Haziran a kadar süre verdiklerini söylüyorlar. Mesele 1 Haziran süresi de de il, bu süreyi de ben vermedim, bu PKK nin kendi karar d r, süresidir. Onbefl y ld r Kürt sorunun demokratik yoldan çözümü için çaba sarf ediyorum. fiimdi ben burada kalp krizinden de ölsem, deprem olsa bu yap çökse de ölsem ya da hastal ktan ölsem devletten bilecekler. Bunu kullanmak isteyen birçok güç vard r. PKK yi kullanmak isteyen ABD si, ngiltere si, Suriye si, KDP si, YNK si, bilmem irili ufakl bir sürü örgüt vard r. Bu sorunun çözümsüzlü ünü isteyen siyaset, ngiliz siyasetinin yürütücüsüdürler. Mesele öyle 1 Haziran a kadar süre de il, bu sorunun çözümsüzlü ünün yol açabilece i meseledir, esas tehlike, esas patlama buradad r. lla da benimle görüflsünler demiyorum. Ama bu sorunlar cesurca dile getiren siyasetçiler yok. Kiminle çözecekler, kim bunu cesurca dile getiriyor? Kim bu çözümü ertelenemeyece ini söylüyor. Ben söylüyorum. Ben söyledi im için haliyle muhatap ben oluyorum. Keflke benim d fl mda bir muhatap olsayd ama yok iflte! Ben yine vurgulayarak söylüyorum; Kürt sorunun çözümü ertelenemez. Ordu içinden de mutlaka anlayanlar vard r. Salim Derviflo lu onlar gibileri anl yor, bunu iyi biliyorlar. Burada çözüm için üzerime düfleni yapar m, diyorum. Ben on befl y ld r demokratik çözüm için çaba gösteriyorum. Ancak ben de art k fiziken, ruhen yoruldum. Elçi, halen DTP nin gücünün olmad n söylüyor. Elçi taa 70 lerden itibaren NATO nun özel adam d r, yetifltirilmifltir. Bunlar halen Amerika dan, NA- TO dan bir beklenti içindedirler. Elçi, Bucak, Ümit F rat daha birçok kifli var. Bunlar n hepsi kand r ld lar. Hepsi

47 Nisan 2009 SERXWEBÛN 45 Türkiye'nin Güney'de üs kurmas ndan söz ediliyor. Zaten orada y llardan beri üsleri var. Ne üssü kuracak? Ermenistan'la da iliflki gelifltiriyorlarm fl. PKK'yi buradan da engellemeye çal flmay düflünüyorlar. Öyle eskisi gibi silah bulmak zor de il. ran'dan da alabilirler. Paras yla her yerden silah al nabilir. Bu o kadar zor bir fley de il. Ermenistan'la gelifltirmek istedikleri iliflkiyle bu yönden de PKK'yi s n rlamak istiyorlar NATO nun adam d rlar, Amerika n n adam d rlar, ngilizlerin adam d rlar. Sertaç Bucak Almanya taraf ndan e itilip Türkiye ye gönderiliyor. Sedat Bucak da Türkiye nin özel adam d r. kisi de ayn sisteme, NATO ya ba l d r, dikkat edin ikisi de ayn sisteme ba l lar, ayn sistem taraf ndan kullan l yor. Halen gelip onlara yard m edeceklerini, onlar aya a kald racaklar n san yorlar. PKK ve DTP yi bitirip kendilerini Kürtlerin bafl na getireceklerini düflünüyorlar. Demokratik seferberlik ruhuyla gece gündüz çal fl lmal Rasmussen in NATO nun bafl na gelmesiyle NATO da yeni bir dönem bafllayabilir. Rasmussen özel olarak seçilmifl biridir. NATO, yeni bir döneme girecektir. Rasmussenli NATO nun PKK ye yaklafl m da eskisi gibi olmayabilir, daha esnek, daha l ml da yaklaflabilir, PKK yi anlayabilir. Bu da yeni bir döneme iflaret edebilir. Ben geçen hafta toplumun flu anki durumunun Frans z ve Rus Devrimiyle ilgili benzetme fikrimi halen koruyorum. Demokratik seferberlik ruhuyla gece gündüz çal flmal d rlar. Özgürlük mücadelesi ekmek peynir kadar önemlidir. Ben akademilerin bir an önce kurulmas gerekti inden bahsetmifltim. AKP nin bile üç yüz, dör tyüz, befl yüz tane akademisi, akademisyeni var. Buradan Say n Erdo an ve Say n Gül e sesleniyorum: Bu sorun ertelenemez. Kürt sorunu bir an önce çözülmelidir. Bu görüfllerim Barzani ve Talabani ye iletilebilinir. Demokratik Toplum Kongresi topland m? H zl bir flekilde toplan p, çal flmalar na bafllayabilirler. Demokratik Toplum Kongresi ifller hale getirilmelidir. DTP ye operasyonu biliyorum. Radyodan dinledim. Bu konuda çok özel birfley var m? KCK sistemine dayand - r yorlar. KCK sistemi öyle de ildir. KCK nin merkezi da dad r, Kandildedir. Buradaki yap lanma KCK de ildir. Siyasal mücadeleyi yürütmede yöntem önemlidir. Aksi taktirde sorunlar ç kar. ki y ld r takip ettiklerini söylüyorlar. Ben, bofluna Akademi den bahsetmedim. Her tarafta Akademi kurabilirler. Böyle küçük bir yerde bile üç befl kifli bir araya gelip bir akademi kurabilir. Bütün sorunlar tart fl rlar. AKP nin bile bir sürü akademisi var, akademisyeni var. Ben Demokratik Toplum Kongresi nin de faal hale getirilmesinden bahsetmifltim. Demokratik Toplum Kongresi ne istedi ini, ne talep etti ini, nas l bir siyaset yürüttü ünü apaç k bir flekilde ortaya koyar. Bunu yönetmeli inde, tüzü ünde aç kça belirtir, buna göre de mücadelesini yürütürler. Bütün di er kurumlar da bu flekilde çal flmalar n yürütürler. Ben defalarca Demokratik Siyaset Akademisi kurulsun dedim, bu çal flmalar aksat lmamal d r. Böyle bir çal flma birçok yersiz kayg y da giderir. Bunlar n yürüttü ü çal flma KCK nin talimatlar yla yürütülmez. KCK s zm fl diyorlar. KCK nin öyle bir yönteminin olmamas gerekir. Ben, KCK nin demokratik alana iddia ettikleri gibi müdahale etmemesi gerekti ini düflünüyorum. GAP Belediyeler Birli i yerine Demokratik Belediyeler Birli i ni öneriyorum. Belediyecilikle ilgili daha sonra de erlendirmelerim olacakt r. Ergenekon ile ilgili haberleri de dinledim. Haberim var. Akademisyenlerin de al nd n biliyorum. Operasyonlar oluyor herhalde. Ne kadar asker kayb var? ki diye verdi bas n. Yedi kay p diyorlar gerilla için do ru mu? Cenazeler bulunmufl mu? Bizim Amara yolunda flehit düflen iki gencin flehit düfltü ü yere tafl y - n yaps nlar, yerleri belli olsun, kaybolmas n diye. O iki gencin ailesine taziye dileklerimi iletiyorum. Obama neyi duymak istiyorlarsa onu söyledi Türkiye nin Güney de üs kurmas ndan söz ediliyor. Zaten orada y llardan beri üsleri var kiflilik gücü var. Ne üssü kuracak? Ermenistan la da iliflki gelifltiriyorlarm fl. PKK yi buradan da engellemeye çal flmay düflünüyorlar. Öyle eskisi gibi silah bulmak zor de il. ABD, Irakta d r. ran dan da alabilirler. Paras yla her yerden silah al nabilir. Bu bir çözüm de il. Herkesten silah temin edilebilir, bu o kadar zor bir fley de il. Ermenistan la gelifltirmek istedikleri iliflkiyle bu yönden de PKK yi s n rlamak istiyorlar. Bu bir çözüm de il. Bitlis ne kadar oyla kaybedildi? Az oymufl, di erleri ne kadar farkla kaybedildi? Savur al nd m? Ömerli niye al - namad? K z ltepe de kim belediye baflkan oldu? Ben Omeryanlardan birisinin olabilece ini düflünüyordum. Ama seçilen Ferhan da, büyük bir oyla seçilmifltir. Problem olmamas gerekir. Bu kaybedilen belediyeler Ergenekon belediyeleridir. A r, Bingöl, Bitlis gibi Ergenekon belediyeleridir. Nereden biliyorum, kendi ilçemden biliyorum. Y llard r Halfeti/Urfa oralar tutmufllar. Urfa, dünyan n en eski ve en büyük zulmünün yap ld yerdir. Obama n n konuflmas önceden haz rlanm fl, nabza göre flerbet veriyordu. Neyi duymak istiyorlarsa onu söyledi. Geçmiflte bana da flöyle flöyle konuflursan ABD ile aran iyi olur diyorlard ama ben bu oyunlara gelmedim. Mandelaya selamlar m söylüyorum. Kendisine teflekkür ediyorum. Benim a z mdan kendisine ngilizce bir mektup yaz labilir. Savunmalar mdan yararlan labilir. O na flunlar söylenebilir. Ben Afrika ya Güney Afrika Cumhuriyeti ne gitmek için geldim. O na gidecektim, O nu mücadelesinden dolay kutlayacakt m, tebrik edecektim. Ve de teflekkür edecektim. Asl nda Kenya ya gitmeyecektim, beni kand rd lar, Güney Afrika ya götürece iz diyerek Kenya ya götürdüler ve bilinen fleyler geliflti.

48 46 SERXWEBÛN Nisan 2009 SYKES-P COT MUTABAKA ABAKATI Birinci Dünya Savafl sonras nda Ortado u'nun yeni siyasi haritas n n flekillenmesi, bölgenin cetvelle bölünür gibi bölünmesi Sykes-Picot anlaflmas na dayanmaktad r. Bu anlaflmada, ngiltere ile Fransa'n n hakimiyet bölgeleri ve bir de sonradan pratiklefltirilecek biçimde Yahudilere Filistin topraklar nda bir devlet kurdurulmas olmak üzere üç esasa göre haz rlanm flt r. Böyle bir plan söz konusudur. Zaten daha sonra 1917 Balfour bildirgesiyle Siyonizm'in de etkisiyle Filistin topraklar nda bir srail devleti kurulma karar al nm flt r. Sevr anlaflmas yla da Fransa ve ngiltere Kuzey Kürdistan' n belirli bölgelerini kontrol etmek istemifltir, ama bu çeflitli nedenlerle uygulanamam flt r Dünya son 3 yüz y ld r Bat Avrupa merkezli yönetilmektedir. Özellikle 18. ve 19. yüzy lda baflta Ortado u olmak üzere dünyan n birçok yerinin ngiltere ve Fransa taraf ndan paylafl ld n görüyoruz. Daha çok da 19. yüzy lda Fransa yla ngiltere dünyan n birçok alan n bölüflmek için sömürgeci bir rekabet içine girmifllerdir. ngiltere en büyük sömürgeci güç olmakla birlikte, Fransa da sürekli bir biçimde ngiltere nin yan nda ikinci büyük güç olarak dünyada etkili olmaya çal flm flt r. Bu iki gücün özellikle de Ortado u da büyük bir çekiflme ve çat flma içine girdi- i görülmektedir. Tabii ki Ortado- u daki çat flma; dünya dengelerinin olufltu u bölgeyi hâkimiyet alt na alma mücadelesidir. Napolyon un Ortado u yu ele geçirmek için ngiltere yle büyük bir güç mücadelesi söz konusudur. Napolyon büyük bir sald r yla bu alan kontrol etmek istemifltir. Ortado- u da hem petrol alanlar n n hem de Avrupa dan Uzakdo u ya giden yolda önemli bir kanal olan Süveyfl Kanal n n kontrolünü ele geçirmeyi amaçlam flt r. Ancak Napolyon bu mücadelede istedi i baflar y elde edememifltir. Napolyon istedi i sonuçlar elde edemese de bu durum, ngiltere ile Fransa n n Ortado u üzerindeki büyük çekiflmesinin tarihsel köklerini gösterir. K sacas ngiltere ve Fransa n n Ortado u ya ilgileri çok eskiye dayanmaktad r. Bu özellikleriyle de bölgede kendilerine birçok iflbirlikçi yerel güç bulduklar n ve bu yerel güçleri idare etme ve yönlendirmede önemli bir meziyet kazand klar n rahatl kla söyleyebiliriz. 19. yüzy lda yaflanan bu çekiflmenin içinde Rusya da vard r. Bu çekiflmenin esas nedeni ise hasta adam denen Osmanl mparatorlu u nun da- lmas yla birlikte Ortado u nun nas l bölüflülece idir. ngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanl mparatorlu u nun etkisi alt ndaki topraklar üzerinde büyük bir güç mücadelesi içine girmifllerdir. Osmanl mparatorlu u nun yaflad zay fl klar da görerek kendilerini etkili k lmak istemifllerdir. Bu nedenle ve 20. yüzy l n bafllar nda Osmanl mparatorlu u nun izledi i politikalar n önemli bir bölümü d fl etkilidir. D fl güçlerin çekiflmelerinin etkisi alt nda yürüyen bir Osmanl politikas söz konusudur. Osmanl imparatorlu- u art k eski güçlü ve ba ms z karakterini yitirerek d fl güçlerin yönlendirmesine aç k bir hale gelmifltir. Öte yandan bu dönemlerde Osmanl n n zay flad ortamda, ngiltere ve Fransa Bat daki kapitalist modernitenin ulus-devletçi anlay fl yla kendilerine ba l yerel iliflkilerde milliyetçili i de gelifltirmifllerdir. ngiltere ve Fransa bir taraftan Osmanl mparatorlu- u yla iliflkilenir ve merkezi Osmanl politikalar üzerinde etkili olmak için kendi aralar nda mücadele ederlerken, di er taraftan da mparatorluk co rafyas ndaki halklar üzerindeki a rl klar n, etkilerini gelifltirmeye çal flm fllard r. Bu etkiyi öncelikle Osmanl imparatorlu unun Avrupa parças ndaki topraklar Balkanlar üzerinde yürütmüfllerdir. Osmanl ya karfl ilk ayaklanmalar n burada geliflti i bilinmektedir. Yine Osmanl n n en uzak eyaletlerinden biri olan M s r da da ngilizlerin k flk rtmas yla oradaki yerel güçlere büyük bir otorite kazand r l r. Bilindi i gibi Kavalal Ali pafla Konya ya kadar gelir ve stanbul üzerine yürüyecek bir güce eriflir. Ancak Rusya, Fransa ve ngiltere nin kendi aralar nda ve Osmanl larla yapt klar pazarl klar sonucu durdurulur ve geri çektirilir. Ama art k Osmanl imparatorlu u, üzerinde güç mücadelesi yap lan bir co rafya haline gelmifltir. Bu süreçte geç emperyalist olan ve ulusal birli i geç sa layan Almanya da özellikle 19. yüzy l n sonu ve 20. yüzy l n bafl nda Ortado u ve Kuzey Afrika ile ilgilenmeye bafllar. Çünkü emperyalist bir güç olmas için d fl dünyada çeflitli bölgelerde etkili olmas, meta ve sermaye ihrac yapacak alanlar bulmas gerekmektedir. Bu aç dan ngiltere ve Fransa n n tam hakim olmad alanlara gözünü diker. Özellikle Osmanl imparatorlu- unun hasta adam durumundan yararlanarak kendisini bu co rafyada etkili k lmak ister. Ancak Almanlar, do rudan iflgal etmek yöntemi yerine, yar sömürgecilik yöntemini gelifltirmeyi esas al rlar. Almanya, Osmanl mparatorlu u üzerinde özellikle de ekonomik gücünü, etkisini kullanarak buray kendisine ba lama politikas izler. Bilindi i gibi Berlin-Ba dat

49 Nisan 2009 SERXWEBÛN 47 demiryoluyla Osmanl üzerindeki nüfuzunu artt rmak ve Irak petrollerine ulaflmay hesaplar. Böyle büyük bir projenin yürütücüsü olur. Bu proje bir taraftan petrole ulaflma, Ortado- u ya gitme projesi iken, di er taraftan da Osmanl y ba ml laflt rma, yar sömürgelefltirme politikas d r. Almanya zaten geç emperyalist bir ülke olarak, ngiltere ve Fransa n n dünyan n birçok yerini paylaflm fl olmas ndan, yine Rusya n n da do u taraf nda yay lmas n engelleyen bir kale gibi durmas ndan dolay kendisine yeni ittifaklar bulmaya çal fl r. ngiliz ve Frans zlar n Ortado u yu ele geçirme savafl m Sykes-Picot mutabakat ile ngiltere ve Fransa Ortado u'yu bölüflecek, Osmanl mparatorlu u topraklar n istedikleri gibi paylaflacaklard. Ancak Ekim Devrimi yeni bir güç olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak isteyenlere güç verdi, nefes ald rd. Mustafa Kemal de usta politikac l yla Ekim Devrimini de kullanarak kendini var edebildi Birinci Dünya Savafl na böylesi bir siyasal mücadele ortam nda girilir. Osmanl mparatorlu u, ekonomik, askeri ve siyasi aç dan yeni emperyalist güç olarak yükselen Almanya n n yan nda yer alarak hasta durumdan ç kabilece ini ve ngiltere ile Fransa n n etkisini k rabilece ini düflünür. Bilindi i gibi Birinci Dünya Savafl nda Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanl mparatorlu u bir cephede savafla girerler. Di er cephede ise esas olarak ngiltere, Fransa ve Rusya yer al r. Çakal politikas izleyen talya ise bu süreçte iki cephe aras nda oynar. Sonuçta ngiltere cephesinde yer al r. Birinci Dünya Savafl nda dünyay yeniden bölüflmeyi dayatan, Almanya karfl s nda ittifak yapan ngiltere-fransa, ayn zamanda kendi aralar ndaki en önemli anlaflma ve uzlaflmalar n da dünya dengelerinin olufltu u Ortado u üzerinde yapm fllard r. Hem Uzakdo- u ya giden yollar n üzerinde bulunmas hem petrol kaynaklar na sahip olmas hem de tarihi-kültürel yap s nedeniyle bölgeyi bölüflüp dünya gücü olmay sürdürmek istemifllerdir. Sykes-Picot antlaflmas : 1916 tarihinde I. Dünya Savafl s ras nda ngiltere ve Fransa aras nda yap lan ve Osmanl devleti nin Ortado u daki topraklar n n paylafl lmas n öngören gizli yap lan bir antlaflmad r. talya n n bu antlaflmadan haberi olmam fl ve paylafl m d fl b rak lm flt r. Bu protokol, savafl sonras aynen uygulanm flt r. Savafl s ras nda yap lan gizli anlaflmalar kategorisinde olan ve müttefiklerden talya ve Rusya n n dahi haberi olmad bu antlaflmayla Lübnan ve Suriye, Frans z mandas na dahil olurken, Irak, Filistin ve Ürdün de ngiliz mandas na b rak lm flt r. Bu antlaflma Lenin taraf ndan daha sonradan deflifre edilmifltir. Birinci Dünya Savafl sonras nda Ortado u nun yeni siyasi haritas n n flekillenmesi, bölgenin cetvelle bölünür gibi bölünmesi bu anlaflmaya dayanmaktad r. Bu anlaflmada, ngiltere ile Fransa n n hakimiyet bölgeleri ve bir de sonradan pratiklefltirilecek biçimde Yahudilere Filistin topraklar nda bir devlet kurdurulmas olmak üzere üç esasa göre haz rlanm fl bir plan söz konusudur. Zaten daha sonra 1917 Balfour bildirgesiyle Siyonizm in de etkisiyle Filistin topraklar nda bir srail devleti kurulma karar al nm flt r. Sykes-Picot anlaflmas pratikleflmesi ve Ortado- u nun bölünmesinde bu Balfour ilkeleri denilen srail le ilgili kararlar n etkisini de görmekteyiz. Sonuçta Birinci Dünya Savafl n n ard ndan Ortado- u nun s n rlar hemen hemen Sykes- Picot anlaflmas n n belirledi i çerçevede olmufltur. Belki Sevr anlaflmas yla Fransa ve ngiltere nin Kuzey Kürdistan n belirli bölgelerini kontrol etmeleri de düflünülmüfltür, ama çeflitli nedenlerle bu uygulanamam flt r. Esas olarak Sykes-Picot anlaflmas çerçevesinde Ortado u ya flekil verilmifltir. Ortado u nun yeni düzeni ve Ortado u dengeleri temelinde de dünyan n yeni düzeni böyle sa lanm flt r. Lozan anlaflmas da Sykes-Picot anlaflmas n n belirli bir düzeyde revizyondan geçirilmesinin bir ifadesidir. Ekim Devrimi ve Mustafa Kemal hareketi Osmanl n n tümden parçalanmas n ve güçsüzleflmesini öngören plan n tümüyle uygulanmas n engellemifltir. Frans zlar ve ngilizler daha farkl siyasi harita hedefliyorlard, ama bunu o günkü dünya siyasal konjonktüründe ancak o kadar yapabilmifllerdir. Özellikle de Sovyetler Birli indeki Ekim Devrimi bu plan n tümüyle prati e girmesini engellemifltir. ngiltere ve Fransa Sykes-Picot anlaflmas yla Ortado u yu bölüyor Sykes-Picot mutabakat ile ngiltere ve Fransa Ortado u yu bölüflecek, Osmanl mparatorlu u topraklar n istedikleri gibi paylaflacaklard. Ancak Ekim Devrimi yeni bir güç olarak Türkiye Cumhuriyeti ni kurmak isteyenlere güç verdi, nefes ald rd. Mustafa Kemal de usta politikac l yla hem Ekim Devrimini kullanarak, bu zeminden destek alarak hem de Sovyet Devrimi ile bat aras ndaki çekiflmeden yararlanarak kendini var edebildi. Asl nda Fransa ve ngiltere Osmanl n n tümden küçültülmesini istiyorlard. Hem emperyalist sömürgeci egemenlikleri aç s ndan hem de H ristiyanl neredeyse tümden etkisizlefltirmek isteyen bir gücü H ristiyan dünyas ad na s n rlamak istiyorlard. Bilindi i gibi Osmanl lar e er Viyana da durdurulmasalard H ristiyan ülkelerin dünyadaki etkinlikleri herhalde bugünkü kadar güçlü olmazd. Osmanl mparatorlu u Avrupa n n önemli bir bölümünü gerçekten Müslümanlaflt - rabilirdi. H ristiyan dünyas n n gücünü çok s n rlayabilirdi. Böyle bir karabasan bir daha yaflamamak için Müslüman bir ülkenin güçlü olmas n engellemeyi hedeflemifllerdir. ster Arap, ister Türk, ister Fars olsun herhangi bir Müslüman toplum veya devletin güç olmas n kendileri aç s ndan tehlikeli görmüfllerdir. ngiltere, Uzakdo u - da önemli bir sömürgesi olan Hindis-

50 48 SERXWEBÛN Nisan 2009 tan-pakistan-bangladefl alan n kontrol alt na almak aç s ndan da Osmanl mparatorlu u nu zay flat p üzerinde egemenlik kurmay düflünmüfltür. Asl nda ngiltere nin seçeneklerinden biri de; zay flat lm fl, güçten düflürülmüfl Osmanl Halifesi eliyle slam ülkelerini kontrol alt nda tutmakt r. Ama daha sonra halifeli i ortadan kald rarak laik bir Türkiye yi kurmaya yönelen politikay tercih etmifltir. Osmanl mparatorlu u nun tümden zay flad n görünce, bunun yerine Mustafa Kemal li, yeni Türkiye yi etkileyerek slam dininin önemli bir güç merkezi olan Osmanl co rafyas Türkiye yi böylelikle kontrol alt na alm flt r. ngiltere nin öncülü ünde bir Ortado u denklemi kurulmufltu Eskiden Ortado u ya yönelik olarak ngiltere ve Fransa n n oynad rolü, bugün ngiltere merkezli ABD ve AB oynamaktad r. ngiltere hem AB içinde yer almakta hem de ABD yle iliflkilidir. Asl nda Avrupa ile ABD aras ndaki iliflkiyi koordine eden, bu iki gücün iliflkilerini uyumlulaflt ran, daha do rusu ABD ile iliflkilenerek kendisini Avrupa politikas nda etkili k lan bir pozisyondad r. 20. yüzy l n bafl nda ngiltere nin öncülü ünde bir Ortado u denklemi kurulmufltu. Yeni bir dünya düzeni, Ortado u temelinde bir dünya flekillenmiflti. 21. yüzy lda art k eski Ortado u ngiltere ve ABD nin ç karlar na uygun düflmemektedir. Hatta Ortado- u ya yönelik küresel hegemonya önünde ciddi sorunlar ortaya ç kar - yor. Mevcut durumda kendilerinin besledi i türeme ulus devletleri kendi ç karlar na görmüyorlar. ngiltere nin bizzat devlet haline getirdi i Irak a flimdi ngiltere ve ABD müttefik güç olarak müdahale etmifl ve yeniden çeki düzen vermektedirler. Asl nda 20. yüzy l n bafllar nda Irak üzerinde kurulan egemenli in bir benzeri flimdi ABD ve ngiltere eliyle tekrarlanmaktad r. Bu güçler Irak a müdahaleyle birlikte yeni dengeler oluflturmaya yöneldiler. Bu kadar büyük bir müdahale, bir nevi Ortado u merkezli olarak üçüncü dünya savafl n n gerçekleflmesiydi. Bu çerçevede yeni bir Sykes-Picot anlaflmas ya da politikas uygulanmaktad r. Sykes-Picot güncellefltirilmekte, 21. yüzy lda kapitalist sistemin ekonomik, siyasi, askeri, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar na göre yeniden flekillendirilmeye çal fl lmaktad r. ABD nin BOP ve bunun öngördü ü siyasal de ifliklikler bir yönüyle yeni Sykes-Picot olmaktad r. Sycks-Picot, Osmanl imparatorlu u topraklar n bölmek ve onun üzerinde yeni bir Ortado u siyasal sistemi oluflturmaya denk düflmekteydi. fiimdi de benzer bir sistem oluflturma süreci yaflanmaktad r. Anlafl l yor ki, yeni Sykes-Picot içinde Kürtlere de belirli bir yer vard r. srail-filistin statüsü daha da netlefltirilecek, yeni bir anlaflmayla bu sorun sonuçland r lacakt r. Çünkü bölgede, srail d fl nda bütün s n rlar Birinci Dünya Savafl n n çok fliddetli savafl ortam nda, Osmanl n n yenilgiye u rat ld bir süreçte oluflmufltu. O süreçteönemli haz rl klar olsa da bir srail devletinin oluflumu gerçeklefltirilememiflti. kinci Dünya Savafl ndan sonra srail e destek verilmesi temelinde fiili olarak bir devlet kuruldu. Irak a müdahaleyle gerçekleflen bu üçüncü dünya savafl yla srail in statüsü, varl bir anlaflmayla tümüyle Araplara kabul ettirilecektir. srail-filistin çat flmas nda yaflanan süreci böyle görmek gerekmektedir. Bölge ülkeleri sürekli kontrol alt nda tutulmaya çal fl l yor Konunun di er önemli bir boyutu ise Kürtlerle ilgilidir. Anlafl l yor ki, Kürtlerle ilgili politika da önemli düzeyde oluflturulmufltur. Önderli in sürekli olarak Katar ya da küçük bir Ermenistan dedi i politika Kürdistan - da uygulanmaya çal fl lacakt r. Güney Kürdistan da bir devletçik zaten kurulmufltur. Emperyalist güçler bu devletçi e destek vereceklerdir. Ama di er Kürdistan parçalar nda ise Kürt sorununun o ülkelerin demokratikleflmesi temelinde çözümüne yanaflmayacaklard r. 21. yüzy lda da Kürt sorununu tümden çözmeyerek söz konusu ülkeler üzerinde sürekli bir bask arac olarak kullanmay hesaplamaktad rlar. Bir taraftan Güney Kürdistan da bir devletçik kurulacak, di er taraftan bu devletçi in milliyetçi, ulusal politikalar sürekli bölgedeki di er ülkeleri tehdit edecektir. Böylece Kürt sorununun çözümsüzlü ü ortam nda bölge ülkeleri emperyalist-kapitalist güçlere ba lanm fl olacakt r. Çünkü bölünme tehdidi bölge ülkelerinin bafl n n üstünde adeta Demoklesin k l c gibi sallanacakt r. Bu ülkeler, emperyalistkapitalist güçlerin böyle bir bölünmeyi yaratmamas için onlara muhtaç k - l nacakt r. Di er taraftan Kürt sorunu da çözülmeyecek, ama Kürtler de her zaman bir umut içinde tutularak mevcut ülkelere sorun haline getirilecek-

51 Nisan 2009 SERXWEBÛN 49 lerdir. Kürtlere yönelik bu umut bir yönüyle de Güney deki oluflum temelinde yarat lacakt r. flte bu düflünceyle emperyalist-kapitalist güçler, hem Kürtleri hem bölge ülkelerini kontrol alt nda tutmay hesaplamaktad rlar. Önder Apo da Sycks-Picot a Kürtlerin bu biçimde dâhil edilme durumunu dile getirmektedir. Aç k ki bunlar, Ortado u da problemlerin demokratik temelde çözülmesi, sorunlar n tümüyle ortadan kald r lmas anlam na gelmiyor. Ne srail-filistin aras nda devreye konulacak anlaflma bunu ifade ediyor ne de söz konusu Kürt politikas. Çünkü ulus devletçi, milliyetçi anlay fl terk edilmemektedir. Hatta ulus devletçi, milliyetçi anlay fl daha da körüklenerek yeni bir statü oluflturulmak istenmektedir. Bu politikayla hem Filistinliler ulus devletçi anlay flla sürekli bir sorun kayna haline getirilmeye çal fl lacak hem de di er parçalarda sorunu çözmeyerek küçük Kürdistan temelinde Kürtlerin bütün Ortado u için sorun haline getirilmesi amaçlanacakt r. flte Önder Apo bu politikan n yanl fll n ifade etmek aç s ndan Ben küçük Kürdistan a da karfl y m büyük Kürdistan a da dedi. Bütün Kürdistan parçalar n n bir araya gelerek bir devletin kurulmas - n Ortado u aç s ndan do ru bulmad n, bunun bir çat flma ve kavga durumu yarataca n söyledi, Güney Kürdistan da küçük bir devletçik kurularak tüm Kürdistan parçalar nda sorunun çözümsüz b rak lmas n da Kürtleri 20. yüzy lda Ortado u da sürekli sorun haline getirme hesab olarak de erlendirdi. Böylece bir taraftan Kürtleri kendine ba larken, di er taraftan bölge ülkelerini de Kürtler eliyle kontrol etme politikas na karfl ç kt. Bunun yerine, bütün parçalarda mevcut ülke s n rlar n sorun yapmadan Kürt sorununu demokratik temelde çözümünü ve bu temelde Kürtler aras iliflkileri Kürt sorununun esas çözüm yolu olarak de erlendirdi. Böylece esas olarak ngiltere nin yönlendirdi i ve bütün Kürdistan parçalar ndaki sorunu bir tarafa b rakarak Kürtleri küçük bir Güney Kürdistan la avutma biçiminde ortaya ç kan politikaya karfl ç k lmas n istedi. Çünkü bununla Kürt sorununun çözülemeyece ini, aksine ne Kürtlerin ne de bölge ülkelerinin rahat edebilece ini vurgulad. Halklar n demokratik iradesine dayal eflit ve adil bir politika izlenmemifltir Sykes-Picot mutabakat, halklar n iradesini dikkate almadan, ç karlar - n gözetmeden ve onlar n hiçbir siyasi gücüyle tart flmadan emperyalistlerin kendi ç karlar do rultusunda masa bafl nda yapm fl olduklar bir planlamayd. Bu nedenle 20. yüzy l Ortado u aç s ndan hep kavgal ve sanc l geçti. Çünkü bölgede halklar n demokratik iradesine dayal adil ve eflit bir politik denge oluflmam flt. Tamamen ngiltere ve Fransa n n 20. yüzy lda hâkimiyetlerini sürdürmek için oluflturduklar bir düzendi. Emperyalist-kapitalist güçler bugün de yine halklar n iradesini dikkate almadan kendi ç karlar do rultusunda Ortado u ya bir düzen vermektedirler. Kürt sorununa da Filistin sorununa da bu çerçevede yaklaflmaktad rlar. Halklar n demokratik özlem ve istemlerine böyle karfl l k vermektedirler. Bölgeye yönelik bu politikada halklar n iradesini esas alan ve onlar n demokrasi ve özgürlük taleplerini düflünen yaklafl mlar kesinlikle yoktur. Böyle bir anlay fl üzerine kurulacak yeni bir sistemin de yine on y llarca halklara s k nt yarat p ac çektirece i, halklar aras kavgaya zemin haz rlayaca aç kt r. Bu nedenlerle Ortado u da eski dengelerin y k ld ve yenilerinin oluflturuldu u bir dönemde halklar n d fltan dayat lan her türlü çözüme karfl durmalar gerekmektedir. Halklar n kendi demokratik iradelerini ortaya koyarak çözümler oluflturmas gündemleflmelidir. Bunun için de ulus devletçi anlay fl n bir tarafa b rak lmas gerekiyor. Küresel emperyalizm de art k bölgedeki ulus devletlerin eskisi gibi korunmas n ön görmüyor. Ulus devlet s n rlar n n gevfletilmesini, yumuflat lmas n istiyor, ama Sykes-Picot mutabakat, halklar n iradesini dikkate almadan, ç karlar n gözetmeden ve onlar n hiçbir siyasi gücüyle tart flmadan emperyalistlerin kendi ç karlar do rultusunda masa bafl nda yapm fl olduklar bir planlamayd. Bu nedenle 20. yüzy l Ortado u aç s ndan hep kavgal ve sanc l geçti. Çünkü bölgede halklar n demokratik iradesine dayal adil ve eflit bir politik denge oluflmam flt çözümü milliyetçili i aflma ve halklar n iradesini dikkate alma temelinde de ildir. Bu yönüyle de yine ulus devletçidir. Ulus devletçi zihniyeti tümden ortadan kald ran bir çözüm de ildir. Halklar n demokratik iradesine, birli ine dayanmayan her çözüm, ister istemez d fl güçlerin ve belirli egemen s n flar n ç kar n gözetecektir. Söz konusu egemen güçler demokratik bir siyasal sistem kuramad klar, demokratik bir siyaset ve kültürün parças olamad klar için, tabi ki milliyetçi anlay fl devam ettireceklerdir. Bu da Ortado u da sorunlar çözmeyecektir. Bu nedenle yeni Sykes-Picot anlaflmas tehlikelidir. Yeni çat flma ve kavgalar n tohumlar n atmaktad r. Dolay s yla karfl ç k lmas gerekir. Kürt sorununun çözülmemesi bölge ülkelerine zarar vermektedir Elbette ki Ortado u nun yeni bir düzenlemeye ihtiyac vard r. Ortado- u 19. ve 20. yüzy ldaki statükolar yla halklara ac vermifltir. Bu yönüyle de bölgedeki mevcut statükolar ihtiyaca cevap vermemektedirler. Ama ihtiyaca cevap vermedi i görülüp de ifltirilmek istenirken bunun halklar n iradesini esas alan bir do rultuda olmas gerekmektedir. E er Sykes-Picot anlaflmas güncellenecekse ve bölgede demokratikleflme isteniyorsa bu hususlara dikkat edilmek zorundad r. Nas l ki 20. yüzy lda Kürtlerin iradesi dikkate al nmam fl ve bu da Ortado-

52 50 SERXWEBÛN Nisan 2009 u nun demokratikleflmesinde olumsuz etki yapm flt, bugün de Kürt sorununun halen çözülmemifl olmas adeta Ortado u halklar na verilmifl bir ceza gibi olmaktad r. Kürt sorununun çözülmemesi sadece Kürtlere de il, bütün bölge ülkelerine, halklar na zarar vermektedir. 21. yüzy lda güncellefltirilmek istenen Sykes-Picot ta Kürt sorunu yine çözümsüz b rak lmaktad r. Yaln z Kürtlere de il adeta bütün bölge halklar na ceza anlam na gelecek çözümsüzlü e mahkûm edilmifl bir Kürt sorunu yine varl n sürdürecektir. Bu da asl nda böl-yönet; parçala ve birbirine karfl kullan; sürekli gerilim ve çat flma içinde tut ve hâkim ol politikas - n n Ortado u da yeni koflullarda sürmesi anlam na gelmektedir. E er bat ya da baflka güçler, Ortado u da de iflmesi gereken bir fley oldu unu söylüyor veya görüyorlarsa bunu halklarla birlikte yapmal d rlar. Halklar n iradesini dikkate alarak gerçeklefltirilmelidirler. Tabi ki Ortado u halklar da H ristiyanl k, Bat düflmanl yapmamal d rlar. Yahudili i bu co rafyan n en kadim halk ve temel bir parças olarak görmelidirler. Hiçbir toplulu a ve uygarl a, sisteme düflman olmamal d rlar. Onlar elefltirebilir, ama belirli bir uzlaflmay da yaflayabilirler. Yoksa dünyan n bir parças olarak kendi içine kapanmas do ru de ildir. Dünyayla siyasal, ekonomik ve kültürel iliflkileri olabilir. Ama bunun, tek tarafl bir irade dayatmas yla geliflen bir iliflki biçimi de il, aksine halklar n iradesini de dikkate alan ve Ortado u nun demokratikleflmesine dayanan bir iliflki tarz olmas gerekmektedir. Biz Ortado u halklar yla Avrupa halklar, dünya aras nda bir iliflki kurulacaksa, bunun böyle bir demokratik irade temelinde kurulmas ndan yanay z. Yoksa ne Avrupa n n Ortado- u yu bast rma, tümden iradesini k r p kendisini dayatma politikas do rudur ve gerçekleflebilir bir yaklafl md r, ne de Ortado u nun kendisini dünyaya kapatmas, kendi içine kapan k bir yaflam sürdürmesi do rudur ve uygulanabilir bir fleydir. Dolay s yla bu ikisinin de afl larak halklar n iradesini dikkate alan ve bu temelde siyasal, ekonomik ve kültürel iliflkilerin geliflti i bir Ortado u düzenlenmesine ihtiyaç vard r. Bölge sorunlar n n halklar n kardeflli i temelinde çözüldü ü demokratik bir Ortado u nun gerçekleflmesi kaç n lmaz bir fley olmaktad r. Milliyetçi anlay fllar n kesinlikle terk edilmesi gerekmektedir Ortado u da ulus devletçi, ulusçulu a çok vurgu yapan milliyetçi anlay fllar n kesinlikle b rak lmas gerekmektedir. Arap olsun, Fars olsun, Kürt olsun hiçbir milliyetçilik do ru de ildir. Ezen ulus milliyetçili i yanl flt r, ezilen ulus milliyetçili i ise do rudur, demek de yanl fl bir yaklafl md r. Belki ezilenlerin ezenlere karfl bu yönlü tepkilerini anlamak mümkündür, ama bu bizi, ezilenlerin gelifltirdi i milliyetçilik do rudur, di eri yanl flt r biçiminde bir yaklafl ma götürmemelidir. Buna kesinlikle karfl ç k lmal d r. Bu tür tepkilerin nerden geldi ini görmek ve anlamak farkl bir fleydir, ama buna hak vermek çok daha farkl bir fleydir. Biz, halklar n iradesi dikkate al nmadan bölgenin d fl güçler taraf ndan düzenlemesine karfl y z. Bölgedeki Türk, Fars ve Arap sömürgecilerinin ulus devletçi anlay fllar n n halklar n iradesini dikkate almayan ve dayatmac, bask c politikalar na karfl y z. srail in, Filistin halk n n iradesini dikkate almayan, kendi gücünü ortaya koymak için Filistinliler flahs nda Ortado- u halklar n n iradesini k rmak isteyen bir politikaya da fliddetle karfl y z. srail in komflular yla eflitlik, kardefllik ve demokrasi temelinde bar fl ve güvenlik içinde yaflamay hedefleyen bir anlay flla de il de kendi güvenli ini komflular n n sürekli istikrars zl k ve zay fl k içinde kalmas na, iç sorunlarla bo uflmas n dayand rmak isteyen bir zihniyetle hareket etmesi kabul edilemez. Bunlar kabul edilemeyecek yaklafl mlar oldu u gibi milliyetçili in Kürt ü, Arap da yanl flt r. Bu yönüyle Hamas n, çok milliyetçi ve yine kat dinci yaklafl mlarla Yahudili i reddeden, Ortado u dan tümden silinmesini isteyen zihniyeti de kabul edilemez. Bunlar n da afl lmas gerekmektedir. Kürtlük ve Yahudilik Ortado u nun en kadim kültürlerindendir Özellikle Kürtlük ve Yahudilik Ortado u nun en kadim kültürlerindendir. Kürtler Ortado u daki kültürel geliflmeye çok zengin katk lar sunaca gibi Yahudiler de bunu yapabilir. E er Yahudiler Ortado u da halklar n kardeflli i temelinde yaflamay esas al rlarsa, Ortado u ya büyük bir güç kazand rm fl olurlar. Ortado u nun yeniden uygarl n merkezi haline gelmesinde sadece Arap, Kürt, Fars kültürü ya da slamiyet de il, Yahudilik de önemli katk lar sunabilecek bir durumdad r. Biz sorunlara böyle yaklafl lmas ndan yanay z. Ama tekrar vurgulayal m ki, halklar n iradesine dayanmayan, d flar dan dayat lan hiçbir proje sa l kl sonuçlar yaratmayacakt r. Tabii ki

53 Nisan 2009 SERXWEBÛN 51 uluslararas demokratik kesimlerle, yine bölgeyle ilgilenen siyasi güçlerle belirli bir iliflki içinde olunabilir. Gerçekten adil, eflitlikçi yaklafl mlar, demokratik çözüme katk sunma durumlar varsa bunlar d fllanmaz, Ortado u nun ç karlar aç s ndan de erlendirilir. Bu aç dan bölgedeki sorunlar n demokratik-adil çözümüne katk sunacak her türlü yaklafl ma aç k olmak gerekir. Bu yönlü her türlü öneri ve düflünceyi dikkate almak gerekir. Halklar n iradesi esas al nmal d r. Özellikle temel demokratik haklar sürekli çi nenmifl olan halklar n iradesinin dikkate al nmas bu ba lamda çok anlaml olacakt r. Aç k ki iradenin dikkate al nmas derken, egemen kesimlerin ben hâkimim, ben güçlüyüm, benim dedi im olacak! tarz ndaki yaklafl mlar yerine, topluluklar, halklar varsa bunlar n temel demokratik haklar nelerdir, bunlar evrensel düzeyde hangi haklara kavufluyorlar ya da bu egemen ülkelerin toplumlar n n kendileri ezilen durumda olsayd hangi haklar isterlerdi? gibi sorular temelinde, haklar çi nenen topluluklar n da haklar n güvenceye almak gerekti i anlafl lmal d r. Özcesi, Ortado u da kesinlikle yeni bir siyasal düzenlemeye ihtiyaç vard r. Baflta da Türkiye, ran, Suriye ve Irak ta Kürt sorununun demokratik çözümü kaç n lmaz hale gelmifltir. Bu sorun s n rlar de iflmeden çözülmelidir. S n rlar n de iflmesine kesinlikle gerek yoktur, ihtiyaç da yoktur. Bunun ne bölge ülkelerine ne de Kürtlere faydas vard r. Aksine s n rlar de iflmeden Kürt sorununun çözümü tüm bölge ülkelerini güçlendirecektir. Yine milliyetçi, ulus devletçi anlay fllar n b rak larak, srail-filistin sorununun demokratik anlay fl temelinde çözülmesi gerekmektedir. srail in varl n korumas için bölgenin srail in ç karlar na göre düzenlenmesine gerek yoktur. Bunun d fl nda da srail in güvenli ini sa layacak bir politika vard r. Bu da Ortado u nun demokratikleflmesidir. Tüm bölge ülkelerinin demokratikleflme sürecine girmesi, demokratik zihniyetin geliflmesi bütün topluluklar n ç karlar n gözetmeyi beraberinde getirecektir. Demokratikleflmenin geliflti i bir yerde kimsenin hakk -hukuku çi nenmez. Sorunlar n çözümünde halklar n iradesi esas al nmal d r Ortado u yu yeni düzenlerken esas yaklafl m n böyle olmas gerekmektedir. E er Ortado u ya bir yeni Sykes- Picot gerekiyorsa ancak böyle olmal - d r. Böyle bir Sykes-Picot güncellemesi kal c olaca gibi, hem bölge halklar n n hem de dünya halklar n n bar fl içinde yaflamas na ve demokratikleflmenin geliflmesine hizmet eder. Sonuç olarak, bir daha vurgulayal m ki; ne Kürt sorununu çözümsüz b rakman n ne bölge halklar na bir faydas vard r ne de Güney de bir devletçik kurup Kürt sorununun çözüldü ünü söylemenin kimseye bir faydas vard r. Bu, hem Kürtler hem de bölge halklar için de bir tuzakt r. Kürtler de bu oyuna gelmemelidirler. Güney Kürdistanl Kürtlerin iflte biz kendimizi güvenceye alal m da di er parçalarda ne olursa olsun türünden yaklafl m yanl flt r. Bunun kendilerine de faydas olmaz. Tabi ki Büyük Kürdistan gibi do ru olmayan hedefler ve tüm parça Kürtlerini birlefltirelim yaklafl mlar da do ru de ildir. Do ru olan yaklafl m; Kürt sorununun tüm parçalarda demokratik çözümüdür. Kürtlerin de bölge halklar n n da demokratik bir zihniyetle hareket etmesini sa lamakt r. Halklar n kardeflli ini esas almakt r. Yoksa Irak ta kurulacak devletçik, bütün bölge halklar na karfl milliyetçi, ulus devletçi bir tehdit olarak kullan lacakt r. Yine bütün parçalardaki Kürtler bir tehdit ö esi olarak kullan l p bölge halklar teslim al nmak istenecektir. Bu tür politikalarla oluflturulmufl statükolar binlerce y ld r yan yana yaflayan, bundan sonra da yüzlerce y l, binlerce y l yan yana yaflayacak halklar için do ru politika olamaz. Kürtler, Araplar, Farslar ve Türkler aç s ndan, d fl güçlerin deste ini esas almak yerine, sorunlar n kendi aralar nda çözmeyi esas alan, ama bunu hak, adalet ve hakkaniyet ölçüleri içinde ele alan yeni bir yaklafl m n gelifltirilmesi gerekmektedir. flte o zaman Büyük Ortado u Projesi ne yahut yeni Sykes- Picot projelerine en do ru cevap verilmifl olur. Elbette ki anti-emperyalizm, anti-amerikanc l k ya da d fl güçlerin dayatmalar n bozmak lafla olmaz. Bunun yolu, Ortado u halklar n n iradesini esas alan demokratik zihniyetin hakim k l nmas için verilecek mücadeleden geçer. D fl dayatmalar karfl s nda dik durufl göstermek sorunlar n halklar n kardeflli i temelindeki demokratik çözümünden veyahut bölgede bütün ülke ve toplumlar n demokratikleflmesinden geçmektedir. Bunun d fl nda yaklafl mlarla Ortado u da ne sorunlar çözülür ne d fl güçlerin etkisi s n rland r labilinir ne de herhangi bir topluluk kendi gelece- ini güvencede görebilir.

54 52 SERXWEBÛN Nisan 2009 PKK'NİN KÜRT HALKI İÇİN YARATTIĞI DEĞERLER İNKAR EDİLEMEZ - II Kürdistan'da PKK'ye sempati duyan aydın ve doğal önder bilinen herkes ya öldürülmüş ya cezaevlerine doldurulmuş ya da kaçırtılmıştır. Böylece düşünen, toplumu düşündüren, toplumun gündemini belirleyen insanlar imha edilmiştir. Toplumun beyni sökülüp atılmıştır. Yani Özel Harp Dairesi ya da halkın adlandırdığı biçimdeki derin devlet esas olarak PKK ile savaşmıştır. Hem de savaşların en kirlisini yürütmüştür. Bu nedenle en fazla da Önder Apo ve PKK bu derin devletin açığa çıkarılması ve tasfiye edilmesini çok önemli görmüştür. Önder Apo bu kirli yapılanma tümden tasfiye edilmeden, suçları açığa çıkarılmadan, Kürt sorununun çözümünün ve Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünün açılmayacağını belirtmiştir Geçen ay birinci bölümünü yay nlad m z PKK nin Kürt halk için yaratt de erler inkâr edilemez yaz - s n n ikinci bölümünü bu say m zda yay nl yoruz. Kürt halkına karşı 30 yıldır kirli bir özel savaş yürütülmektedir PKK Kürdistan halk n n özgürlük mücadelesine karfl 30 y ld r kirli bir savafl yürütüldü ünü ileri sürmüfl ve bu kirli savafl n da derin devlet taraf ndan yürütüldü ünü iddia etmifltir. Kürt halk na karfl yürütülen bu savafl n karar merci parlamento olmay p, Milli Güvenlik Kurulu oldu unu, uygulaman n ise Genelkurmaya ba l olan Özel Harp Dairesi ya da flimdiki ad yla Özel Kuvvetler Komutanl taraf ndan yap ld n vurgulam flt r. Parlamento, hükümet ve yasal kurumlar d fl nda böyle bir derin devlet oldu unu, Türkiye nin temel politika ve uygulamalar n n bu derin devletin sorumlulu unda yürütüldü ünü defalarca dile getirmifltir. Bu konuda Önder Apo nun özel savafl ve derin devletle ilgili onlarca çözümlemesi bulunmaktad r. Derin devlet kavram n Türkiye siyasi literatürüne sokan Önder Apo dur. Bu devletin amac, iflleyifli ve kulland yöntemleri birçok de erlendirmesinde ortaya koymufltur. Bu kurumlaflman n bir suç organizasyonu oldu unu uygulamalar yla birlikte izah etmifltir. Derin devlet ortadan kalkmadan ne Türkiye nin demokratikleflece ini ne de Kürt sorununun çözülece ini vurgulam flt r. Bugün Türkiye de derin devlet tart - fl l yorsa, bunu ortaya atan, bunun toplumda ve demokratik kesimlerde geliflmesinin zihniyetini yaratan Önder Apo dur. Cumhuriyet tarihi boyunca böyle bir kurumlaflman n var oldu unu iddia etmifltir. Kürdistan daki kirli savafl n da bu derin devlet taraf ndan yürütüldü ünü her f rsatta de erlendirmifltir. Önder Apo, devletin PKK ile yürüttü ü savaflta bu derin devletin nas l çal flt n ve hangi yöntemleri kulland n yak ndan ö renmifltir. Bu aç dan Ergenekon davas bafllad ktan sonra Önder Apo e er Ergenekon denen derin devletin ne oldu unu, nas l iflledi ini ve neler yapt n ö renmek istiyorlarsa gelip benim ifademi als nlar demifltir. Ne var ki Ergenekon u tümden tasfiye etmek isteyen bir irade bulunmad için Önder Apo nun ifadesi al nmam flt r. E er Önder Apo aç klamalarda bulunsayd mevcut Ergenekon davas n n AKP ve ordu uzlaflmas yla belirlenmifl s n rlar parçalanacak, Kürdistan daki suçlar da bu dava kapsam na almak zorunda kalacaklard. Bunu yapamayacaklar n bildiklerinden gidip Önder Apo nun ifadesine baflvurmam fllard r. PKK bu kirli savafl n en büyük suç orta n n ise bas n oldu unu y llarca her f rsatta dile getirmifltir. Milli Güvenlik Kurulunun her dedi ini kraldan çok kralc kesilerek yerine getirdi i için bu bas na Mehmetçik bas n denilmifltir. Bu kirli savafla meflruluk kazand rmak ve ifllenen cinayetleri, kirli iflleri örtmek için bu bas n on y llard r gerçekleri çarp tm flt r. Öyle ki bu bas n gerçekleri do ramay kendisine bir görev bilmifltir. Kürdistan özgürlük mücadelesini karalamak, toplumdan ve dünyadan koparmak için yalan ve demagojiye en çirkin ve pervas z biçimde baflvurmufllard r. Y llar boyunca bas n kirli savafl n borazanl n yapm flt r. Kirli savafl n cinayetlerini örtme görevini üstlenmifltir. Öyle ki 1992 y l nda gazeteci zzet Gezer in Cizre de aç kça polisler taraf ndan öldürülmesine ra men medya çal flanlar kendi meslektafllar na bile sahip ç kmam flt r. Kirli savafl aç a ç - karmaya çal flan gazeteciler ve gazete da t c lar sokak ortas nda öldürülmüfllerdir. Özgür Ülke bombalanarak susturulmak istenmifltir. Demokratik gazetelerin bas m ve da t m engellenirken, Mehmetçik bas n tek tarafl psikolojik savafl sürdürmüfltür. Dünya bu kirli savafla sessiz kald gibi, Türkiye de muhalif bas n ve gazeteler üzerinde estirilen terör ve bask ya karfl da sessiz kalm flt r. Sadece devletten yana olan bas n de il; slamc oldu unu söyleyen bas n da benzer bir tutum sergilemifltir. slamc oldu unu söyleyen bas n, devlet Kürdistan özgürlük hareketine karfl dini kulland için kendilerine f rsat do du unu düflünerek bu durumdan yararlanmak istemifltir. Bu kesim haktan ve do rudan yana tav r

55 Nisan 2009 SERXWEBÛN 53 al p kirli savafla tutum alaca na, rantç bir zihniyetle f rsatç davranarak devletle PKK aras nda süren savafltan kendini güçlendirme biçiminde yararlanmaya çal flm flt r. Özgürlük hareketine karşı Hizb-i kontra eylemleri gelişti 1992 y l nda bafllayan ve Özel Harp Dairesi taraf ndan planlanan PKK nin tasfiye edilmesi için suyun kurutulup bal n yakalamas anlay fl yla halka sald r ld bir süreçte Hizbullah n bir grubunun PKK sempatizanlar na ve taraftarlar na karfl bir cinayet makinesi gibi kullan lmas na da bu slamc bas n sessiz kalm flt r. Hatta Hizbullah n bu sald r lar n meflrulaflt ran de erlendirme ve tutum içinde olmufltur. Hizbullah J TEM in ve Özel Harp Dairesinin, yani kontrgerillan n aç kça kulland görülmesine ra men bu durum üzerinde durmamalar, bu bas n n kirli savafla yaklafl m n n ne oldu unu göstermektedir. S radan halk bile bu gerçe i görüp Hizb-i kontra olarak tan mlamas na ra men bu sahte slamc bas n n b rakal m bu kirli savafla tutum almas n aksine güç veren bir tutum içinde olmufltur. Her gün insanlar öldürülmesine, çocuk yaflta gazete da- t mc lar sat rla katledilmesine ve bas n üzerinde görülmedik bask uygulanmas na ra men bu bas n n bunlara karfl bir tutumu görülmemifltir. O y llardaki bu kimlikteki gazeteler araflt r l rsa bu kirli savafla sessiz kald klar, içten içe sevindikleri, hatta çanak tuttuklar görülür. Çünkü PKK nin bast r lmas n n kendilerinin önünü açaca düflünülmüfltür. Zaten o süreçte devlet Kürt halk n n dini duygular n istismar eden partilere de, bas na da, örgütlere de müsamahal yaklafl yor ve onlar PKK - ye karfl kullan yordu. Asl nda siyasal slam da bu etiketli bas n da bu dönemde palazlanm flt r. Bu dönemde devletin bu kirli savafl na, cinayetlerine, köy yakma ve y kmalar na tav r alma yerine, PKK ile devlet aras ndaki çat flmadan yararlanmay esas alm flt r. Kürt demokrat bas n, büyük bedel ödeyerek kirli savafl teflhir etme ve toplumu bilinçlendirme faaliyeti gösterirken slamc etiketli bas n, hak, hukuk ve adaletten yana tav r alma gibi bir anlay fl içinde olmam flt r. Bu kesim 1990 l y llarda PKK ile devlet aras ndaki savafltan önemli düzeyde yararlanm flt r. Ne var ki slamc siyasi partiler ve bas n kullanan derin devlet, 1996 y l na gelindi inde kulland klar slamc lar n fazla geliflti ini ve kendi iktidarlar na tehdit olabilece- ini görerek önüne geçmek için müdahale planlam fllard r. Nitekim 1996 y - l nda yap lan bu planlama, fiubat nda postmodern darbe biçiminde pratiklefltirilmifltir. Kürdistan özgürlük hareketine karfl kullan lan slamc kesimlerle devlet aras nda 1996 y l ndan sonra bir gerilim bafllam flt r. Bu durum onlar n kirli savafl n en yo- un sürdü ü dönemde kirli savafl yürüten derin devletin yede i olduklar gerçe ini de ifltirmemektedir. Derin devletin ne oldu unu kamuoyuna anlatan ve kirli savafl n her eylemini an nda ve aç kça teflhir eden her zaman Önder Apo olmufltur. Hiç kimsenin a z na alamad birçok cinayetin daha ilk günden derin devlet taraf ndan ifllendi ini ortaya koyan Önder Apo, PKK ve Kürt demokratik bas n d r. Bu konuda verece imiz örnekler, Önder Apo nun ve PKK nin derin devlete ve Özel Harp Dairesine karfl duruflunu ve mücadelesini göstermektedir. Çünkü derin devleti en iyi çözen ve takip eden Önder Apo dur. Çünkü bu güç esas savafl n ve tüm kirli yöntemlerini PKK ye karfl kullanmakta, PKK de bu kirli savafla karfl direnerek mücadelesini sürdürmektedir. Bu nedenle Kürt sorunu karfl s nda bu güçlerin ne yapabilece ini en iyi bilen konumda olmaktad r. PKK ve Kürt sorunu söz konusu oldu unda derin devletin her türlü cinayeti gerçeklefltirece ini en iyi bilen ve gören de PKK dir. Özal da Eşref Bitlis de faili meçhul cinayetin kurbanıdırlar Türkiye siyasetini esas belirleyen de PKK ile devlet aras ndaki mücadeledir. Tüm olaylar ve olgular da bu mücadele etraf nda flekillenmektedir. Bu nedenle önder Apo Özal n ölümünü duyar duymaz Özal öldürülmüfltür de erlendirmesinde bulunmufltur. Özal n öldürüldü ünü söyleyenin ilk önce Önder Apo oldu- unu Türkiye kamuoyu da bilmektedir. Çünkü Özal n yaklafl - m yla klasik inkâr ve imha politikas uyuflmazl k içindedir. Mevcut derin Özgür devlet Ülke Kürt ü Gazetesi ezmek ve tasfiye etmekten baflka bir seçenek düflünmemektedir. Özal öldükten sonra öldürüldü ünü Önder Apo d fl nda baflka kimse söylememifltir, bunu dile getirmeye cesaret edememifltir. Ancak Önder Apo nun bu de erlendirmesi bu konuda soru iflaretleri uyand rm flt r. Sonradan ailesinin de benzer bir yarg da oldu u görülmüfltür. Eflref Bitlis in helikopteri düfltü ünde de bunun bir suikast oldu unu ilk söyleyen yine Önder Apo olmufltur. Çünkü Eflref Bitlis de Özal gibi Kürt sorunun sonuna kadar savaflla çözülemeyece ini düflünen generallerdendir.

56 54 Önder Apo, Ergenekon denen olgunun ne olduğunu ve hangi yöntemleri uyguladığını öğrenmek istiyorlarsa bizim de ifademizi alsınlar demiştir. Defalarca bu talebi iletmesine rağmen hiçbir savcı gidip Önder Apo nun ifadesine başvurmamıştır. Özel Harp Dairesinin, derin devletin ya da Ergenekon'un kirli savaş yürüterek ortadan kaldırmak istediği PKK liderinin bu talebinin ciddiye alınmaması dikkat çekicidir Önder Apo Eflref Bitlis in ölümüyle ilgili o günlerde flu yorumu yapm flt r: Son y llarda özellikle Demirel- nönü döneminde binlerce faili meçhul cinayet ifllendi. Özal da bir faili meçhul cinayetin kurban d r. Çünkü adam Amerika - ya güvenerek, yine kendine güvenerek siyasi yöntemle, görüflmeler yöntemiyle soruna çözüm getirece ine inanm flt. Bu Kemalist klik, Demirel- nönü ve flimdi de Genelkurmay Baflkan Gürefl var. Bu üçüncü ve günümüzde onun devam ettiricileri, bir çak l tafl bile vermeyiz, ülkemizi böldürtmeyiz safsatas, sahtekârl alt nda ufak bir reformla bile kendi içlerinde ac mas z bir karfl l k vereceklerini ortaya koydular. Onlara en çok hizmet eden Eflref Bitlis gibi ve hemen her gün istihbarat örgütlerinde birbirlerine yönelik bir sürü cinayet iflliyorlar. Bunlar bile faili meçhul bir biçimde temizlemeleri ne kadar suç üstü olduklar n ve birbirlerine karfl ne kadar ac mas z olduklar n gösteriyor. Ve gerçekten özel savafl n kendi aras nda bir çekiflmesi var. Bir uzlaflmaya gitmenin koflullar neler olabilir? Bunu kapsaml bir tart flmaya da kavuflturduk. Bildi iniz üzere uzlaflmalar her koflul alt nda ret edilemez, ama devrimi güçlendiren uzlaflmalara yönelme bir sanatt r. Nitekim DEP uzlaflmas, Özal e ilimleri bizde oldukça çarp c karfl l k buldu ve devrim kazand. Biz Özal e iliminin gelifltirilmesini isterdik. Kald ki f rsat da verdik. Fakat özel savafl mant - n n Türkiye gerçe indeki yetmifl y ll k kökleflmifl cumhuriyet politikas bu e ilimi kesti. Bildi imiz gibi Gürefl olay vard r. Kendi subaylar n n tasfiyesinde çok etkili oldu u kan s nday z. Ersever cinayeti var, yine Bahtiyar Ayd n cinayeti var. Son olarak Dersim deki albay cinayeti var. Bu cinayetler Gürefl e ilimiyle ba lant l d r. Büyük ihtimalle l ml kanad n tasfiyesi, Özal n durumu, yine Eflref Bitlis in götürülüflünde kanat yan da hayli a r basan belirtilerle buna izah getiren yaklafl mlar söz konusu. Özgürlük hareketinin tasfiye edilmesi için her yol mubah görülmüştür Önder Apo nun o dönemde devlet içinde kendini etkili k lanlar n durumu, derin devlet gerçe i, bunlar n Türkiye siyasetindeki a rl, Kürdistan özgürlük hareketine karfl kulland klar yöntemleri de erlendiren çok kapsaml çözümlemeleri vard r. Bunlar irdelendi inde gerçek derin devletin ve Ergenekon un ne oldu u daha iyi anlafl l r. Nitekim Önder Apo, Ergenekon denen olgunun ne oldu unu ve hangi yöntemleri uygulad n ö renmek istiyorlarsa bizim de ifademizi als nlar demifltir. Defalarca bu talebi iletmesine ra men hiçbir savc gidip ifadesine baflvurmam flt r. Neredeyse sokakta bulduklar n n bu konuda ifadesini al rken, Özel Harp Dairesinin, derin devletin ya da Ergenekon un kirli savafl yürüterek ortadan kald rmak istedi i PKK liderinin bu talebinin ciddiye al nmamas dikkat çekicidir. Bu da göstermektedir ki bu Ergenekon davas 1999 öncesinin ifllenen suçlara bakmay bu dava kapsam n n d fl nda görmektedir. Kürdistan özgürlük hareketinin tasfiye edilmesi için her yolu mubah gören bu derin devlet zihniyeti, PKK - nin tasfiyesinde kim engelse onlar da tasfiye etme karar ndad r. Devleti korumada tek do ru yaklafl m n kendilerine ait oldu unu düflünmektedirler de yay nlanan baflbakanl k teftifl kurulu raporunda Kutlu Savafl a ifade veren bir J TEM eleman, PKK ile iliflkide oldu u düflünülen herkesi vurma karar alm flt k demektedir. PKK nin SERXWEBÛN Nisan 2009 tasfiyesi için yürürlü e konulan konseptin esas budur. Nitekim Kürdistan da PKK ye sempati duyan ayd n ve do al önder bilinen herkes ya öldürülmüfl ya cezaevlerine doldurulmufl ya da kaç rt lm flt r. Böylece düflünen, toplumu düflündüren, toplumun gündemini belirleyen insanlar imha edilmifltir. Toplumun beyni sökülüp at lm flt r. Böylece toplum yavan, yani düflünemez hale getirilmifltir. Görüldü ü gibi Özel Harp Dairesi ya da demokratlar n ve halk n adland rd biçimdeki derin devlet esas olarak PKK ile savaflm flt r. Hem de savafllar n en kirlisini yürütmüfllerdir. Bu nedenle en fazla da Önder Apo ve PKK bu derin devletin aç a ç kar lmas ve tasfiye edilmesini çok önemli görmüfltür. Önder Apo, bu kirli yap lanma tümden tasfiye edilmeden, suçlar aç a ç kar lmadan, Kürt sorununun çözümünün ve Türkiye nin demokratikleflmesinin önünün aç lmayaca n söylemifltir. Önder Apo bu derin devlet çözümlemesi yan nda, bu uygulamalar n ideolojik dayanaklar n da sürekli elefltirmifltir. Esaret alt nda oldu u mral da da bu derin devlet gerçe ini ve bu temelde devlet içindeki kirlenmeyi de defalarca çözümlemifl, bunlar n ancak Kürt sorununun çözümünde bir irade ortaya ç kt nda afl laca n vurgulam flt r. Özellikle mral da gelifltirdi i demokratik çözüm ve demokratik cumhuriyet tezlerine karfl çözümsüzlükte direten ulusalc yaklafl mlar ya da K z l Elma denilen ittifak neo ittihatç lar olarak de erlendirmifltir. Avukatlar yla yapt birçok görüflmesinde bu neo ittihatç lar n Türkiye ye zarar verdi ini belirtmifltir. Neo ittihatç olarak tan mlad bu güçlerin politikas - n n söylemleri ne olursa olsun d fl güçlere hizmet etti ini söylemifltir. Bunlar n Mustafa Kemal le de alakas olmad n, Mustafa Kemal in Kürtlere yaklafl m n n bunlar nki gibi olmad - n, cumhuriyetin kurulufl sürecindeki konuflmalar n örnek göstererek ortaya koymufltur. Mustafa Kemal bugün olsayd 1920 lerdeki Türk-Kürt iliflkisini yeni biçimde kurard. O gün oldu- u gibi bugün de d fl güçlerin oyununu bozard de erlendirmesinde bu-

57 Nisan 2009 SERXWEBÛN 55 lunmufltur. Tüm bunlar daha Ergenekon davas ortaya ç kmadan çok önceleri s k s k ifllemifltir. Önder Apo Türk devletinin, derin devletin, Özel Harp Dairesinin PKK ye karfl yürüttü ü kirli özel savafl n zihniyetini ve karakterini iyi ö rendi inden Ergenekon davas kendisine ilk yans t ld nda bu bir iktidar savafl - d r, derin devletin kendisini yenilemesidir de erlendirmesinde bulunmufltur. Derin devletin ve Ergenekon denilen gücün ortadan kald r lmas n hedeflemeyen böyle bir davadan demokratikleflme için bir fley beklenmemesi gerekti ini belirtmifltir. PKK de ilk günden itibaren yapt de erlendirmelerde art k devlete de yük haline gelen ve kirlili i deflifre olmufl yanlar atman n derin devletin temizlenmesi de il, temize ç kar lmak istenmesi oldu unu ortaya koymufltur. Hareketimiz, Ergenekon davas n n tüm kirli iflleri ve devlet ad na devletin tüm yetkililerinin onaylad suçlar kapsamad n, bu nedenle bir demokratikleflme de il de bir iktidar mücadelesi oldu unu ve Ergenekon un yeni unsurlarla takviye edilip sürdürülmek istendi ini söyleyince AKP yandafl bas n, Önder Apo ve Özgürlük hareketine karfl karalama ve iftira kampanyas - n n en çirkin biçimlerini devreye koymufltur. Bir merkezden yönetildi i ve koordine edildi i belli olan ve dünyan n hiçbir yerinde görülmemifl bir psikolojik savafl biçimini Kürdistan özgürlük hareketi üzerinde yürütmektedirler. Öyle ki PKK nin Ergenekon la ba lant - s oldu u, hatta M T taraf ndan kuruldu u gibi en yeminli PKK düflmanlar ve en fazla PKK ye karfl savafl verenlerin bile inanamayaca, hiçbir ak l ve mant n alamayaca bir iftira kampanyas bafllatm fllard r. Hiçbir etik de- eri gözetmeyen en baya lümpenlerden daha kötü bir ahlaks zl kla Önder Apo ve Hareketin parti ve mücadele tarihini anlat rken yapt de erlendirmeleri bile tersyüz edip bunlar Önder Apo ve PKK ye karfl kullanmay bile bu iftira üzerine kurmufllard r. PKK Ergenekonla neden ve nasıl ilişkilendiriliyor AKP yandafl bas n n bu kadar PKK düflmanl yapmas n n ve esas olarak PKK ye karfl savaflm fl kesimleri PKK ile iliflkilendirmesinin nedenleri var. AKP ve yandafllar hükümette kalmay ve siyasi bir güç olmay Kürdistan özgürlük hareketine karfl düflmanl k yaparak bunu gerçeklefltirmek istemektedirler. fiemdinli de Genelkurmay merkezli derin devlete teslim olduktan sonra varl n PKK ye karfl mücadele ile koruma yönünde bir tercihte bulunmufltur. PKK ye karfl savaflanlar nas l ki Apo ve PKK rant yemifl ve bir fleyler elde etmifllerse Fethullahç lar ve AKP hükümeti de PKK düflmanl yaparak devletin içine yerleflebileceklerini düflünmüfllerdir. Amaçlar Türkiye de demokrasi gelifltirmek de il, devletin içine yerleflmektir. 80 y l devletin siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel yaflam ndan d fllanm fll n getirdi i açl kla hükümeti elde tutmak ve buna dayanarak yandafllar na imkân da tmak temel amaç haline gelmifltir. Asker-sivil- bürokrasi AKP nin bu karakterini bildi inden, hükümette kalma karfl l nda her fleyi yapaca n düflündüklerinden onlar PKK ye karfl kullanmaktad r. Zaten AKP de beni kapat rsan z PKK ye karfl kiminle mücadele edeceksiniz mesaj vererek kendine verilen rolü en iyi biçimde tan mlam flt r. AKP üstlendi i PKK yi etkisizlefltirme görevinde baflar l olmak için Ergenekon davas n kullanmak istemektedir. Çünkü a r suçlar iflleyen bu olufluma Kürt halk lanetle bakmaktad r. E er PKK bununla iliflkilendirilirse PKK nin Kürt halk içindeki itibar y k l r, hatta Ergenekon a olan öfke PKK ye yöneltilir. Böylece PKK nin etkisi k r l r. Hem PKK saf d - fl edilir hem de öncüsüz ve örgütsüz kalan Kürdistan halk n n özgürlük mücadelesi tasfiye edilmifl olur. Ergenekon ve derin devlet, Türkiye demokrasi güçleri ve halk içinde de teflhir olmufltur. PKK nin Ergenekon la iliflkili oldu u konusunda Türkiye halk ve demokrasi güçleri içinde kuflku yarat labilirse PKK bir de bu cepheden kuflat larak tasfiye edilmifl olur. Ergenekonun PKK ile iliflkilendirilmesinin di er bir amac da Türkiye toplumunda yarat lan PKK karfl tl nedeniyle bu davaya verilen toplumsal deste in artaca n n düflünülmesidir. Ergenekoncu kesimler flimdiye kadar AKP ve yandafllar n n devleti ele geçirmesine engel ç karm fllard r. Bunlar n etkisizlefltirilmesi, kendilerine karfl asker ve sivil bürokrasisi içindeki karfl tl n zay flamas anlam na gelmektedir. PKK nin Ergenekon la iliflkilendirilmesi, bu rakiplerinin daha kolay saf d fl edilmesini sa layacakt r. Çünkü Türkiye cephesinde var olan PKK ye yönelik tepki bu çevrelere yöneltilmifl olacakt r. Ergenekon davas yla ulaflmak istedikleri amaç için PKK bu çevrelerle iliflkilendirilmek istenmektedir. Zaten geçmiflte de birçok insan ve çevre rakiplerini saf d fl etmek için onlar

58 56 SERXWEBÛN Nisan 2009 PKK ile iliflkili göstermifltir. Birçok insan ve çevre PKK ile iliflkilendirilip üzerlerine gidilerek ezilmifltir. Çünkü Türkiye de PKK ve Kürt karfl tl ve flovenizm o kadar gelifltirilmifltir ki PKK ile iliflkili herkes hain ilan edilmifl ve ezilmifltir. And ç denilen bir belge üzerinden Mehmet Ali Birand dahil birçok yazar ve ayd n n dolayl -dolays z PKK ile iliflkilendirilip bir dönem bas ndan uzaklaflt r ld bilinmektedir. AKP ve Fethullahç lar geçmiflte ordunun yapt n flimdi farkl biçimde yaparak rakiplerinden kurtulmak istemektedirler. Amaca ulaflmak için her fley mubaht r anlay fl yla PKK nin Ergenekon gibi güçlerle iliflkilendirilmesi AKP ve yandafllar n n amac na ulaflmak için ahlaki olmayan her türlü yol ve yönteme baflvurduklar n göstermektedir. Ergenekon la PKK nin iliflkilendirilmesi mümkün de ilken, hiçbir somut delil ortada yokken bunlar n böyle bir ahlaks zl a bulaflmalar, çamur at, izi kals n politikas izlemeleri; PKK ve Kürdistan özgürlük hareketi düflmanl - n göstermektedir. Aç a ç km flt r ki AKP kendi iktidar n n varl n PKK ye karfl düflmanl k temelinde sürdürmektedir. AKP ve yandafllar ne derse desin Önder Apo ve PKK düflmanl Kürt halk n n özgürlük mücadelesine düflmanl kt r. Bugün ortada PKK d - fl nda bu halk n mücadelesini yürüten baflka bir güç yoktur. Kürt halk n n iradesini ortaya ç karan da temsil eden de PKK dir. Marjinal baz Kürt gruplar ise b rakal m Türk devletini ürkütmeyi, Türk devletinin PKK ye karfl kulland çevreler haline gelmifllerdir. Tuncay Güney in YNK lilerden duydum dediği şey bir hayal ürünü Tuncay Güney ordunun YNK ye gönderdi i baz silahlar n PKK ye gitti ini duydu unu söylemekte. Bu kifli PKK liderinin Türkiye ye teslim edilmeden önce Avrupa dayken Avukat Do an Erbafl arac l yla Do u Perinçek üzerinden Veli Küçük e teslim olaca n da iletti ini belirtmekte. Ve yine Ergenekon davas belgelerinde baz genç subaylar n PKK ye s zarak örgütü ele geçirece ini söylemektedir. Bu söylemler üzerinden PKK ile Ergenekon aras nda iliflki oldu- u ileri sürülmektedir. Bunlar tamamen uydurma ya da zorlama yorumlarla söylenmifl fleylerdir. Tuncay Güney in YNK lilerden duydum dedi i fley, bir hayal ürünüdür. Çok gizli oldu u söylenen fleyleri neden YNK liler Tuncay Güney e anlats n. Kald ki böyle bir fley olsayd YNK liler flimdiye kadar bunu dünyaya ilan ederlerdi. PKK nin YNK ile iliflkisinin iyi oldu u zamanlar oldu u gibi, çok kötü oldu u ve yüzlerce insan kayb na yol açan savafl yapt klar bilinmektedir. Herkes iyi bilmeli ki o y llarda PKK Irak pazar nda her yerde parayla silah bulmaktayd. PKK ne para ne de silah s k nt s çekmifltir. PKK nin bu dönemde kulland klar silahlar n kayna bellidir; flehit düflen gerillalar n silahlar n n yüzlercesi Türk devletinin eline geçmifltir. Bu silahlar n üzerinde markas, menflei ve serin numaras aç kça bulunmaktad r. Devlet YNK ye silah vermifl, bu PKK nin eline geçmifl denilseydi bunun bir mant olurdu. Ne var ki böyle bir fley de olmam flt r. Bu konuda söylenenler, uydurulanlar tamamen PKK üzerinde kuflku uyand rmaya yöneliktir. Di er yandan yakalanana kadar Önder Apo nun ne bir avukat ne de Türkiye ile avukatl k bir ifli olmufltur. Do an Erbafl, Önder Apo mral ya düfltükten sonra avukatl k vekaleti alm flt r. PKK nin ele geçirilmesine gelince bunun ne kadar gülünç oldu u aç kt r. PKK nin 35 y ll k kadrolar bile e er Önderlik tarz nda, fedakârca ve büyük emek vererek çal flmazsa kendilerini bu örgüt kadrolar na kabul ettiremezler. Dünyada her örgütün bafl na paraflütle baz lar gelebilir ya da getirilebilir, ama PKK de böyle bir yönetim olmak mümkün de ildir. Kald ki PKK nin yaflam biçimine d flar dan gelen ve ideolojik inanc olmayan birisinin bir ay dayanmas bile mümkün de ildir. Tüm söylenenlerin ne kadar bofl ve bir psikolojik savafl propaganda biçimi oldu unu kan tlamaktad r. AKP yandafl bas n ve kimi yazarlar zaman zaman Önder Apo nun cezaevindeki görüflmelerine at fta bulunarak kuflku uyand rmaya çal flmaktad rlar. mral da belirtilen görüflmeler öyle gizli kapakl görüflmeler de ildir. Bu görüflmeleri bizzat Önder Apo nun avukatlarla yapt diyaloglar n bas nda yay nlanmas sonucunda ö renmifllerdir. Bu görüflmeler kadar do al bir fley olamaz. Bu görüflmeleri baflka türlü yorumlamak ve de erlendirmek zaten kötü bir niyetin sonucudur. Bu görüflmeler döneminde mral sistemine hâkim olan Hurflit Tolon un ekbidir. mral bunlara teslim edilmifltir. Bunlar kendilerine göre rehin tuttuklar Önder Apo yoluyla PKK nin mücadeleden vazgeçirilip tasfiyesini sa lamay hedeflemifllerdir. Önder Apo, ordunun Türkiye siyasetindeki etkisini bildi inden bu görüflmelerde sorunun makul çözümü için yaklafl mlar göstermifltir. E er Türkiye olumlu yaklafl mlar gösterirse kendisinin de çözüme katk sunaca n söylemifltir. Bu düflüncelerini o zaman kendisiyle gelip görüflenlere söyledi i gibi, bugün de her f rsatta avukatlar arac l yla kamuoyuna iletmektedir. Önder Apo nun verdiği bilgiler çarpıtılarak yansıtılıyor Önder Apo nun devletin o zamanki görevlileriyle görüflmesi kadar do al bir fley olamaz. Bu görüflmelerde Önder Apo nun sorunlar aram zda çözelim, e er olumlu ad mlar at l rsa bende rolümü oynar m yaklafl m ancak taktir edilir. Öte yandan mral da görüflenler de oyalama amac yla sorunlar aram zda çözelim dedikleri bilinmektedir. Kald ki Önder Apo sorunlar d fl güçler kar flmadan aram zda makul bir biçimde çözelim yönlü düflüncelerini avukatlar arac l yla AKP hükümetinin adalet bakanlar na da iletmifltir. Cezaevine gelen asker, sivil bürokratlarla yapt konuflmalar n benzerini ve önerilerini mektuplarla Baflbakana ve Cumhurbaflkan na da iletmifltir. AKP yandafl bas n, Önder Apo nun ve PKK nin yapt de erlendirmeleri ve verdi i bilgileri çarp tarak baflka haberler de yapmaktad r. Önder Apo 1992 y l nda fiam da bir asansörde bir Türk subay ile karfl lafl r. Tan nmamak için yüzünü kapat r. Bu karfl laflmay daha sonra birçok de erlendirmesinde kadrolar na anlat r. Acaba bu subay bizim bulundu umuz asan-

59 Nisan 2009 SERXWEBÛN 'lı yıllarda ağırlıklı hukuk dışı ve zoru esas alan yöntemler uygulanırken, bugün bu kirlilik esas olarak da ahlak dışılık biçiminde karşımıza çıkmaktadır. Dün balığı suyu kurutarak öldürmek isterlerken, bugün suyu kirleterek yani halkın bilincini çarpıtarak balığı öldürmeyi hedefleyen bir savaş biçimini esas almışlardır. Herhalde bu kadar ahlak dışı kirli bir savaş biçimi dünyada az görülmüştür sörde neden bulunmufltu diye bir sorgulama ve de erlendirme yapar. Bu yönlü de erlendirmeler Önder Apo nun birçok kitab nda ve çözümlemesinde aç kça kamuoyuna da sunulmufltur. Yak n zamandaki bir görüflmede avukatlar na 1992 y l nda o subayla karfl laflt mda konuflsayd m acaba daha m iyi olurdu diye bir düflünce de belirtmifltir. Böyle aç kça ifade edilen bir olay varken sanki bu karfl laflmay o zaman bu subayla gizli bir görüflme olmufl gibi yans tmaktad rlar. Önder Apo nun anlatt bu karfl - lamadan yola ç k larak Apo nun fiam da iliflki kurdu u subay da Ergenekoncu Atilla U ur muydu? diyerek kuflku yaratmaya çal flmalar, bu kesimin bilinçli ve art niyetli olarak olurolmaz her yerde Önder Apo ve PKK nin Ergenekon la iliflkili olabilece i konusunda sözler sarf etmeleri bir psikolojik savafl yöntemidir. Anlafl l yor ki devletin psikolojik savafl merkezi, istihbarat örgütleri ve AKP yandafl din istismarc s bas n ve Fethullahç lar birlikte hareket etmektedir. Bunlar PKK yi Ergenekon la iliflkilendirerek bir taflla iki kufl vurmay hedefliyorlar. Düflman etkisizlefltirmek için her yol mubaht r biçimindeki kirli savafl anlay fl yla bir psikolojik savafl hareketi yürütmektedirler. Bu kirli psikolojik savafl 1990 l y llardaki hukuk d fl her türlü kirli yöntemin kullan ld savafl biçiminin yeni koflullardaki versiyonudur l y llarda a rl kl hukuk d fl ve zoru esas alan yöntemler uygulan rken, bugün bu kirlilik esas olarak da ahlak d fl l k biçiminde karfl m za ç kmaktad r. Dün bal suyu kurutarak öldürmek isterlerken, bugün suyu kirleterek yani halk n bilincini çarp tarak bal öldürmeyi hedefleyen bir savafl biçimini esas alm fllard r. Herhalde bu kadar ahlak d fl yöntemlere baflvuran ve gerçekleri çarp tmak için her türlü yalan ve iftiray mubah gören böyle bir kirli savafl biçimi dünyada az görülmüfltür. Önder Apo 1972 Nisan ında boykot eyleminde tutuklanır PKK ye karfl her türlü araç ve yöntemle yürütülen bast rma politikas - n n sonuç almamas sonucu böylesine çirkin bir psikolojik savafl gündeme gelmifltir. Özellikle AKP hükümetinin Kürt halk n n özgürlük mücadelesi karfl s nda kendine Müslüman kendine demokrat yüzü aç a ç k nca, PKK karfl s nda baflar l olmak ve hükümetini sürdürmek için devletin istihbarat örgütleriyle birlikte böyle afla l k bir psikolojik savafl harekat bafllatm fllard r. Bunun için baz yeminli PKK düflman hain iflbirlikçi Kürtleri de bu çirkin, kirli savaflta kullanmaktad rlar. Görevi bir yönüyle de psikolojik savafl yürütmek olan Eski bir emniyet stihbarat Dairesi Baflkan n n bu iflin içinde olmas da, PKK ye karfl çok kirli bir psikolojik savafl yürütüldü ünü aç kça göstermektedir. Emniyet eski stihbarat Daire Baflkan Bülent Orako lu nun Önder Apo nun bir boykot sonras tutuklan p daha sonra b rak lmas n ve PKK nin içine M T taraf ndan s zd r lm fl Pilot Necati olay n kendine göre çarp t p de erlendirerek PKK nin M T le bir iliflkisi varm fl gibi kuflku uyand rmaya çal flt n görüyoruz. Bu nedenle bu çirkin iftiray ve psikolojik savafl sald r s n ortaya koymak için de baz fleyler söylemek gerekmektedir. Önder Apo 1972 Nisan nda yakaland nda herhangi bir örgüt üyesi olmayan, devrimci harekete sempati duyan 22 yafl ndaki bir ö rencidir. O güne kadar hiçbir örgüt çal flmas ve eylemi yoktur. Ne emniyet birimlerince ne de devrimci gençlik hareketi çevrelerinde tan nan birisidir. Siyasal Bilgiler Fakültesindeki yüzlerce sempatizan gençten biridir. Zaten üniversitenin birinci s n f nda olan bir ö rencidir. Mahir Çayan K z ldere de arkadafllar yla birlikte katledilince, Mahir in de ö renci oldu u ve etkisi bulundu u Siyasal Bilgiler Fakültesinde bir ö renci boykotu yap l r. Bu y llarda devrimci gençlik önderlerinin ve kadrolar n n tümü tutukland ndan devrimci sempatizanlar bu boykota öncülük yaparlar. Önder Apo da bunlardan birdir. Ö renci boykotu yapma d fl nda herhangi bir eylemleri olmad gibi, bir örgüt üyesi de de ildir. Bu nedenle 7 ay cezaevinde kal r. Hatta tutuklanan ö rencilerden en geç b rak lanlardan biridir. 37 y l öncesine bugünden bak larak o zaman bu 22 yafl ndaki genç neden b rak ld denilerek bu b rak lma üzerinde kuflku uyand rmaya çal flmak kadar saçma sapan bir fley olamaz. Herhalde hiçbir örgüte ba l olmayan ve yasalara göre suç bile kabul edilmeyen bir eylemden dolay 22 yafl ndaki bir ö renciyi hâkimler gelece i okuyarak cezaevinde tutamazlard. Herhalde savc - lar bu kiflinin PKK gibi bir örgüt kuraca n ve 35 y ll k bir mücadelenin lideri olaca n bilmedikleri için suçlanamaz. PKK ye karfl psikolojik savafl yürütenler kuflku uyand rmak için böyle bir zorlama de erlendirme yaparak tekeden o lak do urtmaya çal fl yorlar. PKK nin ideolojisi, hakl davas ve büyük mücadelesi karfl s nda her türlü kirli ve a r sald r y yapmalar na ra men çaresiz kalanlar, bu konuda yapaca ve söyleyece i bir fleyi olamayanlar bu hakl davay ve büyük mücadeleyi karalamak için bula bula bunu bulmufllard r. Asl nda bu yollara baflvurmalar, PKK karfl s nda on y llard r yürütülen kirli savafl n, en a r sald r - lar n sonuç alamad n n itiraf d r. Eski stihbarat Daire Baflkan Bülent Orako lu da kendi zaman nda PKK ye karfl her türlü kirli savafl ve psikolojik harekat içinde yer alm fl, ama baflar - s z kalm flt r. Nitekim Orako lu yu göreve getiren Baflbakan Çiller de ya bitecek ya bitecek derken kendisi bit-

60 58 mifltir. Çiller ve onun istihbarat daire baflkan halk n mücadelesiyle her an Kürdistan daki kirli savafl n suçlular olarak kendilerini san k sandalyesinde bulabilirler. PKK bitseydi kahraman olarak an lacaklar; PKK nin direnifliyle bir gün suçlu olarak yarg lanacaklard r. Orako lu gibilerin telafl da budur. Çünkü kendisi de bir zamanlar bu kirli savafl içinde yer alm flt r. MİT Pilot Necati Kaya yı PKK nin içine sızdırıyor Orako lu ve AKP yandafl bas n n diline dolad di er konu ise 1970 li y llarda PKK ye M T taraf ndan s zd r lan Pilot Necati Kaya d r. Pilot Necati Kaya n n s zd r lm fl bir ajan oldu unu ortaya ç karan bizzat Önder Apo dur. Bu kiflinin ajan oldu unu örgüte aç klayan ve bu konuda onlarca çözümleme yapan Önder Apo dur. PKK kadrolar na PKK tarihini anlat rken bu olay da anlat l r. Örgüte Pilot un s zd r ld n n önce de kuflkulan lsa da 1977 y l nda tamamen aç a ç kar ld n, tedbir al - narak devletin bir y l uyutuldu unu, bu nedenle devletin o dönem için çok öfkeli oldu u belirtilir. U ur Mumcu nun da bu konuda devletin uyutulmas ve beceriksizli ini ortaya ç karma çabas içinde oldu u ve bunun için öldürüldü ü de yine ilk defa Önder Apo taraf ndan de erlendirilmifltir. Önder Apo nun Pilot la ilgili çok kapsaml de erlendirmeleri olmufltur. Ama biz birkaç pasaj vererek Pilotun durumunu ve Önder Apo nun bu olaya yaklafl m n ortaya koyaca m z san yoruz....pilot denilen kifli ev tutal m, gazete ç karabilirsin, buzdolab, apartman kat benden diyordu. Gazetenin ç kar lmas için ev sat p o zaman n paras yla iki yüz binini verece ini söylüyordu. Biz de kabul ediyor gözüküyorduk. Durumunu zaman nda de erlendirdik. Bunlar önemli! Saman alt ndan su götürür gibi siyaset yapmaya benzer. Sözüm ona öyle ba l l k gösterisi yap yor ki sen söyle ben parende atar m, üçüncü kattan atlar m diyordu. Bir gün kan ter içinde geldi, bir subay nas l feci bir flekilde dövdü ünü o subay n ses bile ç - karamad n anlatt. Bununla ne kadar etkili ve ne kadar hâkim oldu unu hissettirmeye çal fl yordu. Yani bir anlamda bu güçle bizi teslim almaya çal - fl yordu. Ufak bir politik hata bile, o zaman için çok fleyin yitirilmesine yeterliydi. Yan mdan uzaklafl deseydim, kovsayd m bu bir hata olurdu. Oysa biz uzaklaflt rmad k, kovmad k, ama ondan da beterin beterini bafl na getirdik n n sonunda evinde toplant yapt k. Bu olur mu diyenler var, evet olur! Di er tedbirimiz ise tek bir yaz l belgemizin olmamas yd. En kötü ihtimalle ele geçsek bile, bu durumda sizi sadece toplant nedeniyle yarg layabilirler. Örgütün ad yok, program yok, bir broflür de yok. Yakalasalar u raflt r p bir iki ay sonra b rakacaklar. flte bu tedbirliktir. 3 Haziran olay var. Bu Türkiye de Nam k Kemal Ersun un çevresindeki bir darbe plan idi. 6 Haziran da seçim olacakt. Seçimde Ecevit in Demokratik Sol denilen cephesinin iktidara gelme ihtimali yüksekti. Asl nda 1980 deki darbe 77 Haziran nda gerçeklefltirilecekti ve arkas ndan içinde Türkefl gibi aç k faflistlerin de yer ald büyük bir imha hareketi geliflecekti. Onlar n ilk biçece i hareket de mücadelemiz olacakt den sonraki dönemde ayakta kalmam z mucizedir de Pilot olay vard de Nam k Kemal in darbe haz rl vard. Akflam karar al nm flt. Darbenin gerçekleflece i akflam bizi bitirmek istiyorlard. Kemal Pir yar yolda tabancayla yakaland. Ben gecikmeli olarak Tuzluçay r a girdim, ama o eve gitmedim, önce birini yollay p kontrol ettirdim, öyle kurtuldum. Karasu nun evinde karakol kurulmufltu. üç-dört silah vard, onlar da bir iki gün sonra yakaland ; ben de yakalansayd m PKK bitiyordu. Darbe olmad belki, ama olmadan da bitiyorduk; darbe olsayd zaten bitmifltik, bir fley kalmazd. Bütün bunlar tarihtir....pilot yüzde yüz flu raporu veriyordur; bu adam bize haber vermeden gitmez. O tarihlerde daha önceki bir plan m za göre benim Ankara ya dönmem gerekiyor, fakat hiç birine haber vermeden çekildim. Benim için Ankara dad r diye rapor gidiyor. Devlet de bu raporlara göre hakk mda politika gelifltirecek. SERXWEBÛN Nisan 2009 Ajan bile olsa vurma şurada kalsın kullanma tarzı önemli...biz onun döneminde devleti yan ltt k. Az bir fley de ildir. Pilot u tam alt ay yan ltt m. Gidiflimiz fleytan n bile akl na gelmezdi. Ama fark etselerdi bir tek ad m bile att rmazlard. flte Fatma ve Pilot olay n kullanmam biraz böyle oldu. Devletin bundan ç kard sonuç önemlidir. PKK ye, onun en temel de erlerine nas l yöneliriz hesab n yap yorlar.... yi ki mücadeleyi verebilmifliz. Çünkü düflünüyorum da, bu olmasayd, acaba Türk devletinin yönelifl tarz baflka nas l olurdu? Daha sonra gazeteci Cüneyt Arcayürek yazd ; bizim devletin en büyük gaf diyor. U ur Mumcu nun yazaca kitapta da Apo ya M T mi yard mc oldu? deniyor. Asl nda görevli olan baz elemanlar var, onlar n bofla ç kar lmas söz konusudur. Arkadafllar m z bilir, Pilot bizi amans z ar yordu, köye kadar gitmifl, nerede oldu umuzu sormufl. Evin içinde adeta kabul edilemez, amans z bir yaflant y dayat yordu. Kemal Pir, onun evdeki bir günlük yaflant s n gördü ünde vural m diyor....pilot u da biraz kulland m. U ur Mumcu da bu konuda Apo; Pilot bizim gözümüzün bebe idir, onu koruyal m demifl diyor. Bu laflar aynen söylemedim, ama buna benzer bir yaklafl m gelifltirdim. Çünkü Pilot u vursayd k, o zaman PKK daha ad n bile kendine takmadan imha edilirdi. Yine bu iliflkiyi de sürdürmeseydim, kesin yurt d fl - na ç k fl olay n zor gerçeklefltirirdik....en de me arkadafllar m z vural m diyorlard. Sizin bir iliflki tarz n z var, çok say da vuruyorsunuz da. Dikkat edin, ajan bile olsa, vurma flurada kals n, kullanma tarz nas l oluyor? Ço unuzun da bunlar n kuca nda imhay yaflad biliniyor. Vuracak m - s n, beraber mi yürüyeceksin; büyük bir olay, büyük bir sorun, herkesin kolay yürütece i bir tarz de il. Pilotla ilgili Önderli in de erlendirmeleri on y llar öncesi böyleyken; pilot olay n o y llarda bas nda dillendiren U ur Mumcu ya iliflkin olarak ise Önderlik flu de erlendirmeleri yap yor:

61 Nisan 2009 SERXWEBÛN 59...Önderlik Gerçe i kitab da gelmifl, baz iyi sonuçlara ulaflabilirsiniz. Önderlik olgusu hem parti içinde, hem de d fl nda çok çarp t lmak isteniyor. Çok subjektif niyetlerle yorumlanmak isteniyor. En iyisi do ruyu incelemektir. Önderlik bir kifli meselesi de il, bir PKK dir, partidir. Bir bütün olarak PKK olay d r. Çok iftira yap l r, halen U ur Mumcu bile yaz yor, Apo yu MIT mi yaflatt, Pilot kimdir diye. Asl nda tarihin en büyük yan ltmas n biz onlara karfl yapt k. Bir türlü unutam yorlar....u ur Mumcu özellikle yaz yor; Apo yu MIT mi korudu? diyor. Aç kl k getirmek için söylüyorum. MIT niye korusun? Ben devlete günde bir trilyon zarar veriyorum. Bunu burjuva gazeteleri yaz yor. Günde bir trilyon zarar veren adam M T korur mu? Ve bu devlete, onun sülalesine tarihinin en büyük yan lg s n, en büyük darbesini ben indirmiflim. Siz de biliyorsunuz; Akademide Do an K l çkaya arkadafl m z, 1979 da buraya geçti imde M T eleman n n bu adam nas l kaç rd k diye bafl n dövdü ünü söylüyordu. Cüneyt Arcayürek 12 Eylül e nas l gelindi isimli yaz serisinde bu y lan bir kar flt, bir askerimiz potinini kald rsayd ezerdi, ama büyük bir gafleti yaflad k der. San r m bu durumlar söz konusu etmek istiyorlar. Uğur Mumcu yu Kemalistleri ayağa kaldırmak için kendileri vurdu...u ur Mumcu da böyledir. Kemalistleri aya a kald rmak için kendileri vurdu. Sa c l da, solculu u da kendileri Kürdistan gerçe ine karfl sahte, ikiyüzlüce Kemalist tarzda, Osmanl tarz nda, görünüflte birbirine karfl ama, özünde ayn yöntemle sürdürmek istiyor. flin gerçe i k saca budur. Hizbullah da bunun bir parças d r, U ur Mumcu da bunun bir parças d r....devlet daha ne istiyor? Günlük rapor al yor, kuca m zda diye rapor gönderiyorlar. Ne oluyor? Kendimi dört dörtlük devlete ba lam fl oluyorum. Bu U ur Mumcu nun biraz dile getirmek istedi i olay bu. Apo yu M T mi besledi diyordu. flte M T bizi böyle besledi veya biz kendimizi M T e böyle beslettirdik. Güvenli imizi sa latt rd k, paralar yla grubu finanse ettirdik, evlerinde toplant yapt rd k. Baz iliflkilere uzand k ve zaman nda s yr ld k. Bunu da dedi im gibi bir ç rp da sizin yapt n z biçimde de il, tahrike gelerek de il, yöntemine göre yapt k....u ur Mumcu bu konuda kitap yazmak istedi, ama vuruldu. Büyük bir ihtimalle M T in bir aç ç kacakt veya bir kanad deflifre olacakt. Bu yönüyle üzerinde düflünülmeye de erdir. Özal n son gidifli (öldürülmesi anlam nda belirtiliyor) de öyledir. Özal bize karfl çok etkili kullanmak istediler, ama en son Özal biz kulland k. Pilot gerçe i ve U ur Mumcu nun anlat mlar n n PKK tarihi aç s ndaki yeri böyledir. AKP yandafllar ve din istismarc s anti- slamc bas n, eski Emniyet stihbarat Daire Baflkan Bülent Orako lu gibilerinin sanki yeni bir fley bulmufl gibi bu konuyu gündemde tutmalar da PKK ye karfl yürütülen psikolojik harekat gere idir. Herhalde bu konudaki gerçe i bilmeyenlerde kuflku yarat r z ya da kara çal izi kal r mant yla hareket etmektedirler. PKK ye ve Kürdistan özgürlük hareketinin ç k fl ndan itibaren hem fiziki sald r lar yap lm fl hem de çok boyutlu bir psikolojik savafl yürütülmüfltür. Asl nda iyi bir araflt rma yap l rsa Kürdistan özgürlük hareketine karfl tarihte hiçbir güce karfl gerçeklefltirilmeyen bir psikolojik savafl yürütüldü- ü görülür. Herhalde onlarca y l n günlük bas n arflivi bu psikolojik savafl n çok çarp c tutana olarak bu gerçe i belgelemifltir. Son yap lan psikolojik sald r dan sonra daha iyi görülmüfltür ki Kürdistan özgürlük hareketine karfl bugüne kadar yürütülen psikolojik savafl n tüm boyutlar yla ele al nd bir belgesel filmin yap lmas na ihtiyaç vard r. Kürdistan halk n n, Özgürlük hareketi düflmanlar - na karfl daha bilinçli bir mücadele vermesi için bu gerekli olmaktad r. Ergenekon davas vesilesiyle daha da çirkin hale getirilen bu psikolojik savafl anlamak ve Kürt halk aç s ndan bu savafla karfl bir tutum koymak zorunlu hale gelmifltir. Çünkü bu psikolojik savafl, Önder Apo ve PKK flahs nda Kürdistan halk n n özgürlük mücadelesine ve özgürlük özlemine yap lmakta olan a r bir sald r d r. Kürdistan halk 1970 li y llar n bafl nda inkârc sömürgecilik alt nda yok oluflun efli ine getirilmifl bulunmaktayd. Önder Apo, durufluyla bu gidifle dur demifltir. Yaratt örgüt ve mücadele tarz yla 36 y ld r Kürdistan halk n n Özgürlük mücadelesine öncülük etmektedir. Kürt halk Önder Apo ve PKK ile dirilifli gerçeklefltirmifl ve bu temelde özgürlü ünü kazanmak için mücadelesini sürdürmektedir. Bu 36 y lda PKK nin öncülük etti- i bu büyük mücadele Kürdistan halk na muazzam de erler kazand rm flt r. Her fleyden önce her koflulda özgürlü ü ve demokratik yaflam için mücadele edecek bir halk gerçekli i yaratm flt r. Özgücüne güvenen ve bu temelde kendine güven kazanm fl bir halk gerçekli i ortaya ç karm flt r. B - rakal m di er kazand klar n, böyle bir halk haline gelmifl olmaktan daha büyük bir de er olamaz. Bu duruma gelmifl bir halk da kendi özgürlü ünü ve demokrasisini kazanabilir. Zaten Türk devleti de Önder Apo ya ve PKK - ye en çok da bunun için öfkelidir. Bu nedenle eline her f rsat geçti inde Önder Apo ve PKK etkisinin kökünü kazmak için kullanmaktad r. PKK ye en fazla saldıran Doğu Perinçek ve çevresidir Son on y llarda Kürt halk na kazand r lan bütün güzel de erlerde Önder Apo ve PKK damgas vard r. PKK mücadelesi Ortado u dengelerini etkilemifl, Kürdistan n di er parçalar ndaki halk içinde de özgürlük iradesini güçlendirmifltir. Yaln z Kuzey Kürdistan halk na de il, di er parçalardaki Kürt halk na da çok fley kazand rm flt r. E er bugün halk 11. y l nda zindanda yatan bir insan için B ji Serok Apo, PKK Halkt r Halk Burada diyorsa, bunun nedeni Önder Apo ve PKK nin bu halka çok fley kazand rmas d r. Psikolojik savafl yürütenler Kürdistan halk n böyle bir Önderlik ve PKK den koparmak için PKK ve Önderli ini Kürdistan halk na karfl

62 60 SERXWEBÛN Nisan 2009 her türlü kirli savafl yöntemini uygulayanlarla iliflkilendirmeye çal fl yor. PKK ye neo-ittihatç larla birlikte en fazla sald ran Do u Perinçek ve çevresi oldu u, Kürt özgürlük hareketine karfl en floven ve a r sald r lar neo-ittihatç - lar taraf ndan yap ld halde gerçekleri ter-yüz ederek PKK nin bunlarla iliflkili oldu u gibi bir hava yaratmaya çal flmaktad rlar. Do u Perinçek ve neo-ittihatç lar hakk nda Önder Apo ve PKK, birçok de erlendirme yaparak bunlar n yaln z Kürt halk n n de il, Türkiye halk n n da düflmanlar olduklar n vurgulamas na ra men 20 y l önce Do u Perinçek in Önder Apo ile çekilmifl foto raf yay nlanarak PKK nin Ergenekoncularla iliflkili oldu u mesaj verilmek istenmektedir. AKP yandafl ve Fethullahç bas n, flöyle iliflkilerinden söz ediliyor, iddia ediliyor, ileri sürülüyor, Ergenekon-PKK iliflkileri giderek ortaya ç k - yor gibi mu lak, ortada b rakan bir üslup özellikle kullanmaktad r. Birçok uydurma ve yalan haberle, psikolojik savafl propaganda yöntemleriyle halk n yüre ine ve beynine bu çirkin ve kirli sald r y fl r nga etmektedirler. Önder Apo ve PKK konusunda kuflku uyand rmaya çal flanlar, bu hareketi en fazla da savafl verdi i Özel Harpçilerle iliflkilendirmeye yeltenenler son zamanlarda parti yönetimi ve eski kadrolar üzerinde de flaibe uyand rmak için düzmece haberler ve olmad k yorumlar yapmaktad rlar. Halk n, Kürdistan özgürlük hareketine ve ba l oldu u de erlere güvenini bir de bu biçimde sarsmaya çal flmaktad rlar. Böylelikle halk n moral ve inanç dünyas y k lmaya çal fl lmaktad r. Halk n 30 y ld r yaflad sevinç ve duydu u ac lar böylece bir ç rp da anlams z hale getirilmeye çal fl lmaktad r. Kürt halkının en temel moral değerleri çökertilmek istenmektedir Bu psikolojik savaflla Önder Apo ve PKK flahs nda Kürdistan halk na sald - r lmaktad r. Bu sald r yla Kürt halk n n en temel moral de erleri çökertilmek istenmektedir. 36 y ld r özgürlük mücadelesi vermifl bir örgütü böyle suçlamak, Kürt halk n n büyük bedeller vererek on y llard r kahramanca yürüttü ü Özgürlük mücadelesine sald r d r. Bu psikolojik savaflla Kürt halk n n direnifl gücünü ortaya ç karan en büyük moral de erleri y k lmak isteniyor. Bununla Kürt halk n n direnifl ruhunun y k lmas amaçlanmaktad r. Kürt halk için do rular n do rusu, gerçeklerin gerçe i olan Önder Apo, PKK ve gerilla direnifli gibi olgular tersyüz edilerek Kürt insan - n n yüre i, beyni ve bilinci bulan klaflt - r lmak ve kirletilmek isteniyor. Kürt halk n n büyük bedeller ödeyerek ortaya ç - kard de erlerin tümünün böylelikle ortadan kalkaca hesaplan yor. Böylelikle Kürt toplumu ve bireyi de erlerden yoksun, savunmas z, silahs z ve inançs z hale getirilerek mücadele edemez duruma düflürülüp teslim al nmak isteniyor. Bu, bir nevi toplumsal haf zas silinerek o toplumu istenildi i gibi yönlendirecek bir duruma getirme faaliyetidir. Zaten psikolojik harekat her yerde toplumun haf zas n silmek ya da bilincini çarp tmak için yap l r. Bugün de Kürdistan ve Türkiye de gerçeklefltirilen psikolojik harekat ayn amaçla yap lmaktad r. Çünkü Önder Apo, PKK ve gerilla direnifliyle ba lant l de erler y k ld ktan sonra Kürt halk ndan, Kürt insan ndan ve bilincinden geriye hiçbir fley kalmaz, Kürtler kendini bofllukta hisseden bir y n haline gelirler. Önder Apo ya ve PKK ye yönelik sald r lar n böyle haince ve u ursuz amaçlar vard r. Kürt e direnç ve inanç veren moral de erler ortadan kald r l nca böyle bir halk üzerinde istenilen politika izlenebilir. Bir halka, bir topluma yap lan en büyük sald r, onu moral de erlerinden yoksun b rakmakt r. Bu hale getirilen toplumun kimli i de iradesi de mücadele direnci de kalmaz. Bir halk bir savaflta yenebilirsin, bir halka bir dönem kaybettirebilirsin, ancak o halk özgür ve demokratik yaflam içeren de erlere sahipse tümden teslim al namaz. Bu halk yeniden aya a kalk p mücadele verir. Ancak moral de erlerinden kopar lm fl bir halk, felç edilmifl bir halkt r. Psikolojik savafl merkezi flimdi Kürt halk n felç etme ve böylece yeniden üzerinde inkâr ve imha sistemini uygulama amac yla bir sald r yürütmektedir. Önder Apo ve PKK den bafllayarak s radan bir Kürt e kadar tüm Kürdistan halk na karfl yürütülen bir sald r söz konusudur. Bu sald r Kürt ü güçsüz b rakma ve bitirme sald r s d r. Ergenekon davas bafllad ktan sonra PKK ye karfl yürütülen bu kirli psikolojik savafl n bir aya da gerillan n birçok önemli eylemi hakk nda kuflku uyand rma çal flmalar d r. Hareketimizin daha on befl y l önce elefltirdi i ve kuflkulu buldu u silahs z 33 askerin öldürülmesini genellefltirerek gerillan n büyük zorluklar içinde ve az imkânla fedai ruhla gerçeklefltirdi i eylemler üzerinde kuflku uyand rmaya çal flmalar da gerillan n 30 y ld r yürüttü ü mücadelenin, bunun yaratt de erlerin Kürdistan halk gözündeki de erini düflürmeye yöneliktir. Sanki Türkiye nin ekonomisinden ahlak na kadar her fleyini tüketerek bir kirli savafl yürütüp Kürdistan özgürlük hareketini ezme politikas yaflanmam fl gibi, dün-

63 Nisan 2009 SERXWEBÛN 61 ya tarihinde görülmemifl bir hayali savafl senaryosu çizilerek Kürdistan halk n n on y llard r büyük kahramanl kla, büyük bedeller ödeyerek yürüttü ü özgürlük savafl küçük düflürülmeye çal fl lmaktad r. Kürt halk n n evlatlar kahramanca bir savafl yürütmemifl de ordu içindeki baz lar gerillaya bilgi vererek Türk karakollar n n sald r ya u ramas na ve asker kayb na yol açm fl gibi en baflta da Türkiye halk n aldatan psikolojik savafl de erlendirmeleri yapmaktad rlar. Bu tür psikolojik savafl sald r lar n PKK ve Kürt özgürlük hareketini tasfiye etme konseptinin bir unsuru olarak yürütüyorlar. Kürdistan halkının verdiği mücadele çarpıtılmaya çalışılıyor Bu sald r lar ayn zamanda Kürdistan halk yla alay etmek anlam na gelmektedir. Neredeyse Kürdistan halk na sen özgürlük mücadelesi vermedin; senin verdi in mücadele baflkalar taraf ndan yönlendirilmifltir denilerek, halk n verdi i mücadele çarp t lmaya çal - fl lmaktad r. Asl nda bu kirli psikolojik savafl, Kürtlerin çok acil ve en do al, olmazsa olmaz özgürlük ve demokrasi gerektiren sorunlar yokmufl da bu sorunlar birileri taraf ndan ortaya ç kar l yormufl gibi bir alg lama yaratmay hedeflemektedir. Psikolojik savafl daha önce on y llarca bu mücadele d fl kaynaklad r, PKK baflka güçlerin emrinde bir örgüttür biçiminde yans t l rken, flimdi ise Kürtlerin gecikmifl de olsa yürüttü- ü özgürlük ve demokrasi savafl Türkiye de kirli ifller yapan derin devletle ba lant l gösterilmektedir. Hem de en fazla PKK ye karfl savafl veren; PKK nin de kendini var etmek için en fazla direndi- i bir güçle iliflkilendirilmektedir. Kürt halk üzerinde dünyada hiçbir ülkenin uygulamad bir inkârc l k ve sömürgecilik varken ve buna karfl halk kendini var etmek için direnirken, bu halk n gösterdi i direnifl fluraya veya buraya ba l d r denilerek anlams zlaflt - r lmaya çal fl lmaktad r. Böyle bir inkârc l kla karfl laflan halk, mutlaka flu veyahut da bu biçimde direnir denilece ine, hatta bu talepler için bu ça da direnmemenin tüm insanl k aç s ndan utanç verici oldu u belirtilece ine bu mücadele üzerinde kuflku yaratmak kadar zalimce, alçakça ve ahlaks zca bir yaklafl m olamaz. Asl nda bununla söylenmek istenen; sizlerin bir özgürlük ve demokrasi mücadeleniz yoktur, siz aldat l yorsunuz olmaktad r. Bu yaklafl m Kürt halk n n özgürlük ve demokrasiye lay k ve bunun için mücadele edecek bir halk olarak görülmemesinin ifadesinden baflka bir fley de ildir. Bu sald r sadece AKP yandafllar - n n yürüttü ü bir sald r de ildir. PKK ye karfl on y llard r savafl yürüten Özel Savafl merkezinin planlad ve uygulamaya geçirdi i bir sald r d r. Kürdistan özgürlük hareketi karfl s nda kulland eski yöntemlerin çok etkili olmad n ve Kürdistan halk n n da eski halk olmad n gören, dünyadaki ve bölgedeki geliflmelerin de eski politikalara fazla imkân vermedi ini anlayan devlet yeni politikalar benimserken ve derin devlet kendini yenilerken, devletin ve derin devletin içine yeni al nanlarla birlikte yürütülen bir sald r olarak görülmelidir. Öte yandan ABD, asker-sivil eski güç odaklar n n iflbirlikçi l ml slam la yapt ittifakla Türkiye üzerinden Ortado u da etkili olmak isterken; inkârc sömürgeci devlet ise PKK yi içine ald bu yeni slamc kanatla vurmay hedeflemektedir. nkârc l yeni koflullarda sürdürmek isteyen devlet, flimdiye kadar devlet d fl nda kalm fl ve Kürt halk n n dini duygular n istismar etmifl bu kesimler eliyle Kürt halk n n moral de erlerini ortadan kald r p Kürt halk n teslim alabileceklerini düflünmektedirler. Derin devletin ve psikolojik savafl merkezlerinin AKP yi, AKP yandafl bas n ve Fethullahç lar kullanmas n bu çerçevede ele almak gerekmektedir. Daha do rusu asker-sivil eski güç odaklar n n iflbirlikçi l ml slam la uzlaflmas yla birlikte, derin devlet de bu sahte slam kendi parças haline getirmifl bulunmaktad r. Asl nda Fethullahç lar ve AKP yandafl bas - n n PKK ye ve Kürt özgürlük hareketine karfl yürüttü ü çok kirli psikolojik sald r y derin devletin bu yeni aktörlerinin bir sald r s olarak de erlendirmek gerekmektedir. Yerine geçtikleri Ergenekon la PKK yi iliflkilendirerek tasfiye edip yerlerini sa lamlaflt rmak istedikleri görülmektedir. Dolay s yla on y llard r PKK ye karfl sald r içinde olan Ergenekon, bu defa yeni yüzü ve kimli iyle PKK ye sald rmaktad r. PKK ye yönelik saldırının içinde hain ve işbirlikçi Kürtler de var Kürdistan özgürlük hareketine karfl her zaman oldu u gibi bugün AKP ve yandafllar yla CHP, MHP ve bugün devlet içinde saf d fl edilen Ergenekon denilen hizip hep birlikte PKK ve Önder Apo düflmanl yapmaktad rlar. Nitekim bugün bile AKP yanl s bas n ve Fethullahç larla, Ergenekon denilen gruba yak n bas n ve Do u Perinçek e ait kanal birbirlerini saf d fl etmede kulland klar en klasik yöntem biz senden daha fazla PKK düflman y z, biz sizden daha fazla vatan ve milleti koruyoruz yar fl oldu u görülmektedir. Kürt halk ve dostlar bu gerçe i görerek kendi moral de erlerine ve özgürlük mücadelesine kapsaml bir sald r yap ld n görüp, bu psikolojik savafl hareketine ve onlar n uygulay c lar na karfl aç k, net tutum ortaya koymal ve bu çevrelerin gerçe in ve amac konusunda kamuoyu ve halk n bilgilendirerek bu sald r lar bofla ç kar c bir mücadele yürütmelidir. Bu sald r içinde hain ve iflbirlikçi Kürtler de vard r. Çünkü bunlar PKK nin Kürt halk üzerindeki etkisini, halk n Önder Apo ya, PKK ye ve bunlar n yaratt de erlere inanc n yok etmeden ne yapsalar da kendilerinin Kürdistan da etkili olamayacaklar n bilmektedirler. Çünkü PKK nin on y llar süren mücadele sürecinde çok büyük de erler yaratt n, halkla çok s - k bir gönül ba kurdu unu görmüfllerdir. Zaten PKK nin Kürt halk üzerindeki etkisini k rmak için her türlü yalan ve iftiray bu kesimler bizzat üretmifltir. Her f rsat bulduklar nda zehirli dillerini göstermifllerdir. fiimdi Türk devletinin PKK ye karfl kapsaml bir kök kaz ma harekat bafllatt n görünce bunun içinde gönüllü olarak yer almaktad rlar. Çünkü inkârc sömürgeci devlet taraf ndan flu anda Ön-

64 62 SERXWEBÛN Nisan 2009 der Apo ve PKK ye karfl yürütülen kirli savafl, Kürt halk n n moral de erlerinin kökünü kaz mak içindir. PKK nin ektiği özgürlük tohumları sökülüp atılmak isteniyor Bilindi i gibi Türk devleti 12 Eylül de de Önder Apo ve PKK nin Kürt halk yla kurdu u bütün ba lar ve ekti i özgürlük tohumlar n söküp atmak için çok yönlü bir kök kaz ma harekat yürütmüfllerdir. Bugün de PKK nin baflta toplumun yüre i ve beyninde olmak üzere, Kürdistan da yaratt etkilerin kökü kaz nmak istenmektedir. Bunun anlam halkla PKK aras ndaki tüm ba lar yok etmektir lerde PKK nin ortaya ç kmas yla birlikte Kürdistan siyasetinde etkileri silinen bu yeminli PKK düflmanlar, devletin PKK ye karfl yürüttü ü savafl sonuç al rsa meydan n kendilerine kalaca n düflünmektedirler. nkârc sömürgecilik bunlar kulland ktan sonra meydan bunlara m b - rak r, yoksa bir paçavra gibi atar m bu ayr bir sorudur. nkârc sömürgeci devlet bu kadar büyük mücadele verenlerin kökünü kazmay baflar rsa herhalde Kürdistan da hiçbir mücadelesi ve mücadeleyle yarat lan kökleri olmayanlar n defterlerini k sa sürede dürer. Mevcut sald r, görüntüde Önder Apo ve PKK ye yönelik gibi görülse de esas olarak önemli bir düzey kazanan Kürdistan özgürlük mücadelesine yöneliktir. Moral de erlerin yok edilmesi, bir halk n yok edilmesidir. Ruhunun ç kar lmas d r. Bu nedenle bu halk n duygular yla ve moral de erleriyle oynayanlara karfl fiziki sald r da bulunanlara gösterilen direnifl kadar direnilmelidir. Bu psikolojik savafl hareketi Kürt halk n bitirme, kazan mlar n ortadan kald rmay hedeflemektedir. Kürt halk n n özgücüne güvenen, öz irade kazanan, bedeller ödeyerek kazand direniflçi karakteri bitirilmek isteniyor. 36 y ll k mücadelesi ve bu mücadele içinde kazand klar psikolojik bir hareketle yok edilmeye çal fl l yor. Bu psikolojik savafl ve moral de erleri ortadan kald rma hareketinin sonuç al p almamas ayr bir konudur. Tabii ki bir günün, bir y l n de il, 36 y l n; hem de en zor geçen 36 y l n yaratt de erleri ve ba l l klar ortadan kald rmak mümkün de ildir. Zaten bu savafl yürütenler de sonuç alacaklar - na fazla inanmamaktad rlar, ama y pratacaklar n, mücadele gücünü düflürebileceklerini ve bundan yararlanarak da mücadeleyi geriletebileceklerini hesaplamaktad rlar. E er böyle bir amaç varsa, özgürlük mücadelesinin gücü y prat lmak isteniyorsa, bu sald - r lara halk m z n ve tüm dostlar m z n daha güçlü tav r koymalar gerekmektedir. Sadece böyle bir kirli savafl yürütenlere karfl de il, bunlara alet olanlara, bu savaflta kullan lanlara karfl da tav r koymal d rlar. Bu psikolojik savafla karfl art k aç kça tepki konulmal d r. Bu yap lmad için a z n açan ya da kendisine mikrofon tutulan her PKK düflman psikolojik savafl yürütenlerin söylediklerini tekrarlamaktad rlar. Hiçbir temele, bilgiye dayanmadan flöyle söyleniyor, flöyle iddia ediliyor denilerek bu iftira ve kuflku yaratma kampanyas sürdürülmektedir. Özellikle AKP yandafl bas - n n ve yazarlar n n kulland üslup kuflku uyand rmay hedeflemektedir. Kürt halkı saldırılara karşı örgütlü tepkisini ortaya koyabilmelidir Bir halk n en kutsal de erleri moral de erleridir, kendisine güç ve inanç veren olgulard r. Bunlara sald - r, kutsala sald r d r. Kutsal na sald - r lan inanç sahipleri nas l tepki ortaya koyarsa, Kürt halk da bu sald r - lara örgütlü ve toplumsal tepki ortaya koymal d r. Bu yönlü sald r içinde olanlar, kirli savaflç lar n ve Kürdistan özgürlük mücadelesinin suç ortaklar olarak ilan etmelidir. Sonuç olarak bu sald r n n özgürlük mücadelesinde flehit düflenlere, zindanda çürüyenlere, mücadelede emek veren tüm halka sald r oldu u kesindir. PKK yi PKK yapan bu de erlerdir. PKK yi özgürlü ün efsane örgütü haline getiren bu de erlerdir. Önder Apo - nun dedi i gibi PKK flehitler partisidir Önder Apo Ben de PKK li olmaya çal - fl yorum, bu flehitlerin hizmetkâr y m diyerek bu moral de erlerin ne anlama geldi ini ortaya koymufltur. Böyle bir mücadele ve örgüt yaratt için Önder Apo da Kürt halk n n en de erli moral de eri haline gelmifltir. Bu nedenle bu moral de erlere karfl yap lan sald r ya karfl mücadele, 36 y ld r büyük bedellerle yürütülen mücadele de erlerini savunma mücadelesidir. Bu nedenle bu psikolojik savafla karfl mücadele, kutsall k düzeyinde bir mücadeledir. Böyle bir sald r y bofla ç karman n en büyük çal flmalar ndan birisi ise Hakikatleri Araflt rma ve Adalet Komisyonlar kurarak Kürdistan da ve Türkiye de ifllenen tüm kirli suçlar n arkas ndaki kirli zihniyet ve yönlendirilmelerle birlikte aç a ç kar lmas - d r. Böyle bir gerçekleri aç a ç karma çal flmas yapmak, bunun mücadelesini vermek ve bunu halka mal etmek çok önemli ve acil hale gelmifltir. Böyle bir ba ms z komisyon oluflturulur ve emir verenden uygulayana kadar kirli savaflç lar üzerine gidilirse iflte o zaman psikolojik savaflç lar n yalanlar da gerçek yüzleri de aç a ç kar. Böyle bir çal flma, AKP hükümetinin ve yandafllar n n demokratikleflme olarak sunduklar davan n, s n rlar çizilmifl bir dava oldu u görülerek gerçek bir demokratikleflmeye yol açacak yarg lama gerçekli in önü aç - l r. Özcesi sadece birkaç olay n ya da olaylar n faillerinin de il, baflta Kürdistan da olmak üzere tüm suçlar n faillerinin ve arkas ndaki idari ve siyasi iradenin aç a ç kar l p yarg lanmas n sa latmak gerekmektedir. Bunun için de hem iç kamuoyu ve demokratik güçlerin hem d fl kamuoyu ve demokratik güçlerin böyle bir komisyon oluflturmas na destek vermesi için hem de içerde ve d flar da baz ayd nlar n ve demokratik kifliliklerin bu komisyona ve çal flmaya kat lmas için ça r yapmal y z. Halk n demokratik özlemlerinin ve suçlular n aç a ç kar lmas iste inin, baz ç kar gruplar ve psikolojik savafl merkezleri taraf ndan kullan lmas n n önüne ancak böyle geçilebilecektir.

65 Nisan 2009 SERXWEBÛN 63 EZ D LER ÖZGÜRLÜK MÜCADELES YLE DAHA FAZLA BÜTÜNLEfiMEL D R Ezidi halk m z inançlar nedeniyle çok fazla ac çekmifl, katliamlarla yüz yüze kalm flt r. En son 2007 y l nda fiengal'de 500'ü aflk n Ezidi kardeflimiz vahflice katledilmifltir. Hala da yap lan bu katliam n etkisi alt ndad rlar. Hala da topraklar iflgal alt ndad r. O zaman bir Ezidi diyebilir mi ki ben özgürüm? Diyebilir mi ki Kürt ve Kürdistan benim iflim de il? PKK ezilen halklar n partisidir. Özgür olmayan inançlar n partisidir. Bunun için Ezidi halk m z n Kürt özgürlük mücadelesiyle bütünleflmesi gerekmektedir Kürdistan toplumunda en eski inanç biçimi olarak Ezidilik; bin y llardan beridir belirgin bir biçimde varl n korumufl, tüm bask ve sald r lara ra men kendini, inanc n yaflatmay baflarabilmifltir. Ezidi halk m z flu an bulundu- umuz zaman dilimi içerisinde çok yo- un bir daralmay yaflamaktad r. Biz bunu üzerinde durulmas, analiz edilerek çözüm gelifltirilmesi gereken önemli bir durum olarak görmekteyiz. Kürt halk Ortado u nun en eski halk olmakla birlikte biny llar boyunca tarihe ev sahipli i yapm flt r. Kürt halk demokratik komünal uygarl k tarihine en fazla öncülük etmifl bir halk gerçekli ini ifade etmektedir. Ortado- u da birçok defa iflgal, sömürü, talan, sald r lar, katliamlar ve baflkald r lar yaflanm flt r. Buna karfl üç büyük inanç Ortado u da ortaya ç km fl ve köklerini tarihin derinliklerine b rakarak günümüze kadar da en fazla halklar n inançlar n temsil ede gelmifltir. Hem Yahudilik hem H ristiyanl k hem de slamiyet bu topraklarda var olmufl ve yaflam fllard r. Bu dini inançlar n tümünden önce bölge halklar ça lar boyunca Zerdüflt inanc yla yaflay p, bütünleflmifltir. Zerdüflt felsefesi zora, bask ya dayanmayan bir ahlak, inanç felsefesi oldu u gibi esasen özünde komünal toplum de erlerini bar nd rmaktad r. Zerdüflt felsefesi ve devam olan Ezidilik, birçok inanc n etkisinde kalmas na ra men kendini öz olarak korumufl ve bugüne kadar da ileri bir düzeyde var olmay bilmifltir. Ezidi halk n n tarihi Kürdistan tarihidir Ezidi toplumu birçok araflt rmac yazar n, tarih bilimcinin görüfllerine ve rivayetlere göre 77 k y mdan geçmifltir. Katliam, talan ve sömürü bu halk üzerinde uygulanm fl, akan kan sular gibi hiç durmam flt r. Yak n geçmiflte Osmanl iflgalcili ine karfl en büyük direnifli Ezidiler göstermifltir. Tarihe bakt m zda, tarihteki direnifli, yurtsever özü, kültürüne ba l l ile duruflundan taviz vermeyen Ezidi halk, hiçbir zaman teslim olmam fl ve özüne ters düflmemifltir. fiüphesiz bunlar çok ilerici de erler ve her toplumun kendine esas alaca ölçülerdir. Ezidi halk m z, onurlu tarihini kendine esas almal ve mücadeleyi daha da ileriye tafl mal d r. Ezidi halk m z n tarihi Kürdistan tarihidir. Kürtler bu temel üzerinde Ezidi halk - m zla birlikte bugüne kadar Kürtlük olgusundan vazgeçmemifllerdir. Bugün Ortado u da Kürt dili, Kürt kültürü, Kürt flark lar ve Kürt destanlar unutulmam flsa bunun temel sebebi Ezidi halk m z n bu ulusal de erleri yüksek ve heybetli da larda inatla korumas olarak aç klanabilir. nsan topraktan koparmak insanl özünden koparmakt r. Binlerce y l bask ve sömürüye ra men bu halk kendi ülkesinden kopar lamam flt r. Ama flüphesiz baflta Kuzey Kürdistan s n rlar içerisine alan Türkiye Cumhuriyeti nin kurulmas yla beraber gelifltirilen imha ve inkar siyaseti, bask ve katliam politi-

66 64 SERXWEBÛN Nisan 2009 Abdullah Sevgat kas Kürt halk üzerinde sonuna kadar uyguland gibi ayn biçimde bu siyaset Ezidi halk üzerinde de uygulanm flt r. Bu imha ve inkar siyasetine karfl 1970 lerde Önder Apo nun öncülü ünde Kürtler bir kez daha direnifl sahnesine ç km fllard r. Aral ks z olarak 36 y ld r devam eden bu direnifl en güçlü bir flekilde sürmektedir. O zaman ölü say lan, yok say - lan Kürt; flimdi en onurlu, en ilerici, en demokrat ve en geliflkin siyaset sistemine sahip olmufl, mücadelesini bu tarzla yürütür hale gelmifltir. Bu büyük mücadelenin baflar ya ulaflmamas için faflist iktidar her türlü bask, fliddet ve sömürü politikalar n Kürt halk üzerinde yürütmüfltür. Koruculuktan tutal m da ajanl a oradan tutal m da ihanetçili- in gelifltirilmesi ve beslenmesine kadar, Kürt ü Kürt e karfl örgütleyip savaflt rm fl; topra na, kültürüne, diline ba l olan kendini bu toplumsal kimli e ba lam fl olan yurtsever özü olan bu insanlar topraklar ndan zoraki göç etmeye zorlam fllard r. Ezidi halk, 1980 de 12 Eylül faflist darbesinin gelmesiyle baflta Kuzey Kürdistan olmak üzere tüm parçalarda geleneksel yaflam alanlar ndan temizlenmifllerdir. Ezidiler, özgürlük mücadelesi ile ba lar geliflmeden bu topraklardan göç ettirilmifllerdir. Fakat Ezidiler y larca özgürlük, yurtseverlik gibi, de erlerinden kopmam fl; tam tersine çok güçlü bir flekilde korumufllard r. Ezidi toplumunda uygarl k de erleri o kadar güçlüdür ki ülkelerinden uzak olmalar, zorla göçertilmeleri dahi onlar bu de erlerden koparamam flt r. Ezidi toplumunun çok az bir k sm ülkede kalabilmifl, ço- unlu u Avrupa ya özelde Almanya ya göç ettirilmifltir. Denilebilinir ki kendilerine yeni bir ülke yaratm fllard r. Almanya Ezidi halk üzerinde asimilasyon gelifltiriyor Binevs Agal Alman devleti Kürt özgürlük hareketi üzerinde büyük oyunlar oynamaya çal flm fl, iflbirlikçilere her türlü deste i sunmufltur. Alman devleti bütün gücü ile Türk faflist devletiyle ittifak yaparak yard mc olmufltur. Yine Kürt özgürlük hareketini terörist olarak lanse etmek ve d fl dünyay harekete kapatmak için elinden geleni yapm flt r. Hiçbir ahlaka s mayan komplolarla örgütümüzü karalamaya ve teflhir ederek terörize etmeye çal flm flt r y l ndan beri Kürt özgürlük hareketini kriminalize edip yasaklamak için elinden geleni yapm flt r. Almanya di er taraftan Kürt halk üzerinde asimilasyon siyasetini gelifltirmifl ve bunu en fazla da Ezidi toplumu üzerinde uygulam flt r. Bu siyaset 80 lerden önce Amerikan elçili inin öncülü ünde Ezidileri yerinden yurdundan etmek için komplovari bir flekilde gelifltirilmifltir. Eski ça lardan gelen, ulusal ve uygarl k de erlerine en ba l bir halk olan Ezidiler tarih sahnesinden silinsin diye büyük çabalar harcanm flt r. Hatta Amerika dan uzman kifliler getirilmifl, halk n gözünü boyamak için yollar yaparak, uzak yerlerden su getirerek, halk bu flekilde kendilerine ba lamak istemifllerdir. Bu siyaset bu gün Alman devleti taraf ndan yürürlü e konulmufltur. Almanya asimilasyon siyasetini gizli ve sinsi bir flekilde devam ettirerek, Ezidi toplumunu köklü tarihinden ve özgürlük hareketinden uzaklaflt rmak istemektedir. Ezidi halk m z n Özgürlük hareketi ile tan flmas 1980 y llar nda ülke d fl - na ç kt dönemde olmufl ve bu flekilde harekete ba lanm flt r. Harekete sonuna kadar kap lar n açm fl ve yurtseverliklerini en üst düzeyde göstererek ilk kat l mlar yapm fllard r. Avrupa daki ilk örgütlenme Ezidi halk m - z n yaflad yerlerde -özellikle Almanya da Hanovver, Emerich ve Celle gibi kentlerde- ilk örgütlenmeler yarat lm flt r. Özgürlük hareketinin ilk örgütlenmeleri ve dernekleri Ezidi halk m - z n yaflad yerlerde oluflmufltur. Ezidi halk m z ulusal kültürün ve ulusal ruhun temsilcili ini yapt için korkusuzca Kürdistan ulusal hareketine kat lm flt r. Bundan dolay heval B - nevfl Agal ve heval Hacer tereddütsüzce kendilerini harekete katm fllard r. Onlarla birlikte heval Ömer (Abdullah Sevgat) kat l m sa lam flt r. Yine Heval fiexmus, Heval rfan kat l m sa lam flt r. Daha ismini belirtemedi im birçok Ezidi arkadafl, en son olarak da Heval Behiye Yasit

67 Nisan 2009 SERXWEBÛN 65 Xane Avrupa dan kat l m sa lam fl, y llarca mücadelede öncülük ederek yak n geçmiflte flehit düflmüfltür. Ezidi halk n n gençleri bunlar iyi bilmek zorundalar. Bu hareketten kopmak insanl k de erlerinden kopmakt r. Bu örgüte kat lmamak ve kendini uzak tutmak kendini bütün insanl k de erlerinden koparmakt r. Bunu böyle de erlendirmeleri ve yorumlamalar gerekir. Özgürlükten ve halk n n kültüründen kaç fl Ezidi halk için asla kabul edilemez Özellikle son 10 y lda Kürt halk Önderli i flahs nda uluslararas komplo ile Kürt halk n n bütün özgürlük umutlar n söndürmek istendi. Uluslararas komplo Önder Apo yu esir alarak özgür iradeyi k rmak istedi. Önder Apo, en fazla Ezidi kültürünün, Ezidi ruhunun özgürleflmesi için mücadele yürüttü ve temsilcili ini yapt. Bu konuda en çok kafa yoran ve perspektif sunan Önder Apo dur. mral n n çok zor koflullar nda Demokratik Uygarl k Savunmas, Bir Halk Savunmak ve Demokratik Uygarl k Manifestosu adl eserlerinde bu konu üzerinde birçok perspektif gelifltirmifltir. Önder Apo Ezidi halk - n n korunmas için özellikle uyar lar yapm fl ve bunu önemli görmüfltür. Önder Apo neden bu kadar önemle bu konu üzerinde durmaktad r? Çünkü herkesten daha fazla Ezidi toplumunun özgürleflmeye ihtiyac vard r. Herkesten daha fazla bu toplumun birbiriyle dayan flmaya ve birli e ihtiyac vard r. Bu halk n geliflmeye de iflim dönüflüme ve kendisini örgütlemeye ihtiyac vard r. Fakat son 10 y lda bak yoruz ki Önder Apo nun perspektifi ve yorumlar na göre örgütlenmede yenilenme çok azd r. fiüphesiz ki eksiklik yetmezlik bizimdir. Ezidi birli- inin ve federasyonun eksikli idir. Ezidi toplumunu yak ndan takip eden bir hareket olarak, son y llarda Almanya ve birçok alanda Ezidi halk - n n yaflad yerlerde özellikle gençlerin bir ç kmaz n içinde olduklar görülüyor. Hatta bu ç kmazdan kurtulman n yolu olarak ölümü tercih etmekte olduklar n duyuyoruz. Bu çok ac l ve a r bir durumdur. Bize gelen bilgilere göre birçok genç kendisini öldürmektedir. Onlarca gencin evlerinden kaçarak, inançlar ndan koparak memnuniyetsizlikle yaflad klar n duymak do rusu ac verici bir durum. Bu tehlikeli bir durumu ifade etti i gibi bu tehlikeyi, özgürlük hareketine inanan herkes in iyi görmesi ve bu durumu sorgulay p üzerinde düflünmesi gerekiyor. Neden bu kadar umutsuzluk var? Bunun tersi olmas gerekiyordu. Kürt özgürlük hareketi Kürt halk nda sorunlar çözecek güçlü bir ruh oluflturmufltur. Kürt halk art k çaresiz de ildir. Sorunlara asla teslim olmaz. Kendi sorunlar n kendisi çözer ve kendini yaflam n n perspektifi haline getirir. Fakat neden Ezidi toplumumuz bunu görmüyor? En umutsuzlar bile örgütten ve mücadeleden büyük umutlar al yor. En inançs zlar örgütten büyük inanç al yor. En korkaklar büyük cesaret sahibi oluyorlar. Kimse kendini düflünmüyor ve amans zca kendisini feda ediyor. Bu kadar geliflme, de iflim-dönüflüm, bilinç düzeyi ve bu kadar büyük bir durufl varken bu kadar küçük düflünme, kendini bu kadar çaresiz k lma, kendini daraltama kabul edilemez. Bir aile sorununu çözememe ve kendini öldürmek onaylanamaz. Özgürlükten kaç fl, halk n n kültüründen kaç fl Ezidi halk için kabul edilemeyecek bir durum oldu u gibi biz bunu tehlikeli görüyoruz. Bunun için temelden de iflim gerekmektedir. lk de iflim s n r konulmadan ve tereddüt göstermeden Ezidi gençlerinin Kürt özgürlük hareketi ile bütünleflmesi ve kat l m sa lamas olmal d r. Hareketle paylafl m içinde olmalar ve geliflen bu düzeyden faydalanarak kendileri için örgütlenme zemini yapmalar gerekir. Örgütle tereddütlü bir iliflkiye geçmeleri halinde kendilerince da lara gelip flehit düfleceklerini düflünüyorlar. Bunlar çok küçük hesaplard r. As l tehlike bu küçük düflünmededir ve bu da larda yaflamaktan, savafl vermekten yüz kat daha tehlikelidir. Her fley da lara gelmek de ildir, ama bu bir yurtseverlik görevidir. Özgürlüklerini elde edebilmeleri için fedakarl, kahramanl, direnifli bulunduklar yerde de gelifltirebilirler. Kat l m sa layarak bir kadro olmak, militan olmak büyük bir onurdur. Zaten bu flartlarda baflka türlü toplumun öncülü ü yap lamaz. Gençleri özgürlük hareketinden koparmak di er bir yandan egemen sisteme teslim etmektir. Egemen sistem insanl k de erlerinden uzaklaflt r r. Toplumsal de erlere ba l l k gericilik anlam na gelmemeli Kapitalist sistem postmodern bir kültür oluflturuyor. Kapitalist modernite emperyalizm öncülü ünde yürütülüyor ve kültürel olarak en çok gençleri etkiliyor. Kapitalist kültür

68 66 SERXWEBÛN Nisan 2009 sevgi ve sayg y ortadan kald r yor. Bütün insanl k de erlerini anlams z k l yor. Aileyi özünden boflalt yor. Yine izliyoruz ki genç Ezidi k zlar - m z 21. yüzy lda al n p sat l yor. Hala bafll k paras yla de eri ölçülüyor. Bu kadar geliflkin bir alanda yafl yorsun fakat ruh beyin ve düflüncede bu kadar geri düflünüyorsun. Toplumsal de erlere ba l l k olmal ama bu gericilik anlam na gelmemelidir. Sizin de bildi iniz üzere toplumda PKK öncülü ünde birçok devrimsel geliflme yarat ld. Özgür bir k z bir dünyaya bedeldir. Özgür bir k z n hiçbir karfl l olamaz. Bir k z n özgür yaflayabilmesi için, bir k z n eflit yaflamas gerekir. Bunun için de adalet gerekir. Bu olmazsa onlarca genç k z çirkince bir yaflam n ortas nda kalacaklard r. Ne özgür ne de mutlu yaflayabiliyorlar. Çok büyük bir tehlikeye karfl karfl yalar. Onlarca genç k z bu yaklafl mdan dolay evlerini terk ediyor. Sadece gönülsüz evlilik yapt için aileyi ve toplumu terk ederek, insanl k de erlerini ayaklar alt na al yor. Bu Ezidi toplumu için büyük bir tehlikedir. E er bu düzelmezse erime gerçekleflir. Yani toplumsal de erler kar bir suya b rak r gibi küçülür. Marjinalleflir, daral r ve yok olufla do ru gider. Bu tehlikenin görülmesi gerekiyor. Bu görülmezse o zaman diyece iz ki Ezidi birli i çal flmas nda baflar s zd r. Alman devleti ç kars z tek kuruflu bile hiç kimseye vermez. E er bugün baz örgütlenmeler ad alt nda Ezidi halk m za yaklafl l yorsa bu onlar n büyük hesaplar ndand r. Onlar n temel amac halk n tümünü kendine ba ml k lmak ve bütün o gençleri kendisi için köle gibi kullanarak, bütün de erlerinden uzaklaflt rmakt r. Bunun için ne yap lmas gerekiyorsa yapmaktad r. Her fleyden önce bu tehlikenin tart fl - larak ve yorumlanarak bu temelde en do ru ortak kararlar n al nmas gerekir. Ezidi halk n n bu temelde bir konsensüse ulaflmas ve bunun önünü almak için ne gerekiyorsa onu yapmas ve bunu en temel görev olarak bilmesi zorunludur. Bütün imkanlar yaflamsallaflt r lmas, baflka bir zamana ertelememesi ve flikayetlerini baflkalar na yapmamas gerekiyor. Kendi kendilerinin çözüm gücü olmal ve sorunlar do ru tarzda ele almal d rlar. Ezidi halk Kürt özgürlük mücadelesiyle bütünleflmeli Biz Kürt özgürlük hareketi olarak, Ezidi halk n n de erleriyle yaflamas için, bu de erli halk için elimizden geleni yapmaya haz r z. Bu bizim için bir emir ve büyük bir görevdir. Bunun için baflta Ezidi halk m z n PKK ile bütünleflmesi gerekiyor. Çünkü PKK ezilen halklar n partisidir. Özgür olmayan inançlar n partisidir. Ezidi halk m z inançlar nedeniyle çok fazla ac çekmifl, katliamlarla yüz yüze kalm flt r. En son olarak iki y l önce 2007 y l nda fiengal de 500 ü aflk n Ezidi kardeflimiz vahflice katledildi. Hala da yap lan katliam n etkisi alt ndalar ve özgürlük hala geliflmedi. Hala da topraklar iflgal alt ndad r. O zaman diyebilir mi ki ben özgürüm? Diyebilir mi ki Kürt ve Kürdistan benim iflim de il? Tabii ki bu flekilde bir bahis söz konusu olamaz. Nas l ki 80 y ll ndan önce Abdullah Sevgat - lar, Binevfl Agal lar, Behiye Yaflit ler, rfan lar, fiexmus lar, Xanê ler direnifl ruhuyla, do ru bir militanl kla, fedakarl kla ve büyük bir inançla kat l m sa lam fllarsa, genç Kürt k z ve erkeklerinin bunlar kendilerine esas almas gerekir. Ezidi halk m z n bu temeller üzerinde kendini katmas, kendini örgütten uzak tutmamas gerekir. Bu kadar derin de erlerini, dilini ve kültürünü korumak için bu yaflamsal de erlerini korumas gerekir. Bu temelde örgütü kendi örgütü gibi görmelidir, sahiplenmelidir. E er bu yap lmazsa sonuç erime ve büyük darbe yemek anlam na gelecektir. Örgütten, Kürt özgürlük hareketinden uzak bir Ezidi fiziki olarak yaflayabilir, fakat ruhsal olarak bir ölümü yaflayacakt r. Bu en tehlikeli ölüm biçimidir ve bu kabul edilemez. Biny llarca teslim al namayan ve bugün en somut olarak PKK de gerçekleflen Ezidilik ruhunun esas al nmas gerekir. Zerdüflt felsefesinin devam olarak Ezidi halk m z özellikle ahlaksal anlamda kendi ayaklar üzerinde sa lam durmal d r. Biny llardan beri süre gelmifl tarihi miras na, de erlerine ve inançlar na ba l kalmal d r. Herkesten önce bu yaklafl m Ezidi halk m zdan beklemekteyiz. Özgürlük hareketi olarak yaflanan bu eksiklere çözüm olma temelinde yaklaflaca m z belirtiyoruz. Bunun için güçlü bir temelin oldu una inan yoruz. Bu esaslar üzerinde insani mücadeleyi gelifltirmeleri gerekir. Ezidi gençlerimiz kendilerini buna daha fazla katmal d r. Dernek çal flmalar nda kendini gelifltirmeli, örgütte yerini almal ve bütün imkanlardan faydalanabilmeli ve bu temeller üzerinde mücadelesini daha fazla ileriye tafl mal, gelifltirmeli ve zafere kadar da durmamal d r.

69 Nisan 2009 SERXWEBÛN 67 Özgürlükle sözleflmifl toplum Bilinç düzeyinin tabandan geliflimi ve bu temelde kad n öncülü ünün daha fazla belirginleflmesi sorunun çözümünü sa layacak en belirleyici husustur. Bilinçlenmifl kad n bilinçlenmifl toplumdur. Dolay s yla toplumsal bilinç düzeyini gelifltirmek erkek egemenlikli-devletçi zihniyetin dayand alt yap y dönüfltürerek o ideolojik yaklafl m temelsizlefltirece i gibi afl lmas n da zorunlu hale getirecektir. Erkek egemenlikli kültür de, onun koruyucusu devlet ve kurumlar da bu temelde ifllevsizleflerek dönüflme mecburiyetiyle karfl karfl ya kalacakt r. Kurulacak özgür kad n akademilerinde çocuklar ve kad nlar e itmek, bilinçlendirmek yeni bir kültürün temelini de oluflturacakt r Özgürlük olgusunu tan mlarken, do al denkleme ayk r yönlerin tespiti kadar bunun nedenlerini anlayabilmek, yani kayna n tespit ederek bunlar gidermek tan m anlam na kavuflturabilir. Dolay s yla özgürlük sorununu do uran do al nedenler, ya da kiflisel belirleyicilikler de il, do al n d - fl nda örgütlemeye biçim veren düflünceler ve buna dayal sosyal siyasal gerçekliklerdir. Soruna bu temelde yaklafl m mevcut toplumun yaflad sorunlar daha anlafl l r, çözümünü mümkün k labilir. Dolay s yla toplumsal sorunlara inerken, bunun kayna n göz ard etmek mevcut sistemin d fl na ç kmamay ifadelendirece inden, ne sorun anlafl l r, ne de çözüm gelifltirilebilinir. Toplumun ciddi bir flekilde özgürlük sorununun oldu u tart flma götürmez. Buna yön veren gerçeklik, ataerkil ideoloji ekseninde biçim bulan yaflam anlay fl, felsefesidir; toplumda kan ksanm fl bu gerçeklik, içerilmifl köleli i, sistemin gönüllü uygulay c l - n do uruyor. Bu nedenle cinsiyetçi toplum çerçevesinde örgütlenmifl geleneksel dokunun köleli i bireyi zorunlu uygulama gücü haline getirerek do al olmayan sürekli üretmekte. Bu flekilde toplum sistemi üretir, sürdürür hale gelmekte. Yaflanma biçimi de iflmekle birlikte, bu durum bir sistem sorunudur. Mevcut toplumlar n hiç biri bunun d fl nda tutulamaz, sadece bir halka ve kesime mal edilemez. Dolay s yla geri toplum, geri halk yoktur, erkek egemenlikli-hiyerarflik sistem gerçe i ve bunun kendisini toplumlarda örgütleme ve yürütme biçimidir esas nda toplumlara yön veren. Tecavüz bir insanl k suçudur ataerkil ideolojinin ise en çirkin yüzüdür Soruna bu perspektiften yaklafl m cinsiyetçi toplum ölçülerinde flekillenmifl geleneklerin gücü ve bunun yol açt sonuçlar daha anlafl l r k lar. Verili toplumun ölçüleri kad n mülklefltirerek her türlü kölelik yükleniminin merkezi haline getirdi i gibi erke e de bu mülküne sahip ç kma sorumlulu- unu vermifltir. Cinsiyete indirgenmifl toplumsal yasalar ait olma ve sahip olma olgular na yükledi i anlamla sosyal gerçekli i belirlemekte. Bu temelde namus olgusu gerçek anlam n n ötesinde de erlerden yoksun ait-sahip denkleminde bir yere oturtularak kad n n yaflam ya da ölüm gerekçesi, erke in ahlak ya da ahlaks z olma gerekçesine dönüflmekte. Asl nda bu flekilde insana dair olmayan bir ahlak yaklafl m yla toplum kanunlar hiyerarflik cinsiyetçi sistemin temel dinamik gücü olmakta. Bunun bir ucu "namusuz" lakab yla öldürülen canlar, namusu kurtarmak ad na katil olmufl kifliler iken, di er bir ucu ise mal sahiplerinin rekabeti olarak da de erlendirilebilecek tecavüzcü kültür ve bunun aktif temsilcileridir. Bu de er yarg lar na sahip bir toplum içerisinde yaflanan olaylar lokallefltirmek, bireylere indirgemek gerçek suçluyu saklayaca gibi bunu de- ifltirme imkan n da ortadan kald r r. Bunu göz önünde bulundurarak kurban ve suçluyu birbirinden do ru ayr flt rmak gerekir. Elbette burada katili meflru gören bir tutum geliflmemeli ama katili ona sevk eden, kad n kurbanlaflt ran gerçek nedeni bularak soruna köklü çözüm bulmak, bu anlamda geleneklerin içeri ini de ifltirebilecek özgürlük ahlak yla anlam bulmufl bir kültür yaratmak önemlidir. Çokça gündeme gelen töre-namus cinayetleri cinsiyetçi toplum gelene inin kendi hükmü temelinde kendi iflleyifl yasalar n uygulaman n ötesinde bir fley de ildir. Son dönemlerde gündemlefltirilerek ad na dernek kurulan Güldünya örne i yaflanan binlerce olaydan bir tanesidir. Tecavüze u rad için "namus"u kirletilen, bu nedenle kardefli taraf ndan öldürülerek "lekesi temizlenen" bir kurban. Güldünya ya da di- er binlercesi sald r ya u ramalar na ra men bunun suçlusu ilan ediliyorlar ve bu nedenle kanlar ak t l yor. Oysa tecavüz bir insanl k suçu, ataerkil ideolojinin en aç k, dolay s yla en çirkin yüzüdür. Bir kad n n biyolojik varl a indirilerek bedenine kendi istemi, duygular, kiflili ine ra men sald r lmas nas l onun suçu olabilir ki? Kardefl kardefli neden öldürmek zorunda b rak l yor, çünkü ona bask yapan gelene in gücü var, ya namusu temizler, ya da namusuz olur ve toplumdan d fltalan r. Bunu göze almak toplumun a rl kta kesimine zor gelir ve kardefl katili olmay tercih eder. Zaten birey buna inand r l-

70 68 SERXWEBÛN Nisan 2009 m flt r; namusun temizlenmesi gerekiyor. Tecavüzcü kültüre karfl gelmek, onunla mücadele etmek daha zor gelir savunmas z bir kad n öldürmekten. Kad n mülklefltiren zihniyet tecavüz kültürünün gerçek mimar d r Bu nedenle sistemin ay b büyük bir aldatmayla kad n n ay b na dönüfltürülür. Oysa yüzü kara olan sistem ve onun gelenekleridir, kad n insan statüsünden uzaklaflt rarak kurbanl k koyuna dönüfltüren, erke e pervas zca bir kad na tecavüz ederek ruhunu, kiflili ini parçalama cesareti veren, sonras nda da yine erke e namusu kurtarma sorumlulu u yükleyen kirli zihniyet ve onun örgütlenme biçimidir. Tecavüz kültürü hangi gerçe e dayal gelifliyor ve as l suçlu o olmas na ra men neden üzerine gidilemiyor, çünkü kad n mülklefltiren zihniyet tecavüz kültürünün gerçek mimar d r. Erkek egemenlikli ideoloji devletten aileye kendisini üst ve alt kurumlar na kavufltururken, hiyerarfliklefltirdi i toplumsal iliflkilerin içeri ini belirledi i gibi sürdürülme koflullar n da belirlemifltir. Dolay s yla bir kardefl ölürken, di er kardeflin zindanlarda katil ve kendi kardefline kurflun s kman n ruhunda yol açt kirlenmeyle yaflamas trajedisi ortaya ç kar. Bedeni kirletilerek kiflili ine sald r lmas - na ra men kurban olarak belirlenen kad n n yüre indeki isyan, karfl karfl - ya oldu u haks zl k hangi kelimelerle anlat labilir, toplumdan d fllanmay göze almayarak masum kardeflinin can n alan bir birey ruhunda huzur bulabilir mi, hangi gerçeklik insan özüne bu kadar yabanc k labiliyor? Bu sorular sorularak cevap bulunmal. Yoksa bir dernek kurarak, ad na konserler düzenleyerek çözüm bulunabilece ini sanmak, hatta bu gerçeklikten kendini soyutlamak çözüm de ildir. Hele kayna ataerkil zihniyet olan bu trajediyi Kürt halk n küçük düflürmek ad na kullanmak, bas nda bu temelde iflleyerek siyasal amaçlar na hizmet ettirmek soruna duyarl yaklafl m de il, tersinden ahlaki bir sorundur. Kürdistan da geliflen özgürlük hareketi karfl s nda fliddet, gelene e dayal tutuculuktan tutal m da kad n n fuhufla sürüklenmesi ve fliddete maruz b rak lmas bizzat devlet taraf ndan özel savafl kapsam nda gelifltirilmektedir. Buna ra men Kürt toplumunu vahfli ve gelifltirilmesi gereken bir topluluk olarak göstermeye çal flmak elbette onun ne kadar sömürülmesi gerekti ini ispata çal flman n d fl nda bir gerçe e sahip de ildir. Oysa dünyada yap lan istatistik sonuçlar ndan da anlafl ld gibi her gün tecavüze u rayan binlerce kad n vard r, belki baz toplumlar n gelenekleri öldürmekle cezaland rmaz, ama bu durum da tecavüzlerin sürmesinin önünü alamamaktad r. Bir fliddet türü olan tecavüzün yan s ra aile içi fliddet, devlet fliddeti, toplumsal fliddet, ekonomik fliddet vb. tarzlarda kad n korkunç bir tahakküm ve zor gerçe iyle karfl karfl ya kalmakta ve bunun s k flm fll yla anlam n yitirmifl yaflam n sürdürmeye çal flmakta. Bu temelde kad na karfl fliddeti evrensel bir gerçeklik olarak ele al p genel anlamda sistemin tüm ayaklar - na karfl mücadele yürütmek ve bulundu umuz toplumsal gerçe i de ifltirmek gerekmektedir. Elbette Kürt toplumu olarak kendi geriliklerimizi de bu perspektifle ele al p çözümleyerek sistem karfl t bir mücadeleyle cinsiyetçi kültürü aflmak ve trajedilere kad n yaflama katarak, erke i egemenlikten ar nd rarak son vermek tek çözümdür. Baflkan Apo nun "Güldünya mazlumdur, kendisini öldüren kardeflleri de suçlu de ildirler! Burada sorun gelenekten kaynaklan yor. Suçlu olan gelenektir, as l suçlu o k z i fal eden erkektir, hâkim olan erkek egemen zihniyetidir. O i fali yapan halen belli de il, de il mi? Onun kardefllerini suçlayamay z, geleneksel namus anlay fl yla yapm fllar, onlar bu yanl fl anlay fl n kurban d rlar. Özgür kad n akademisinden kastetti im bilinçlenmifl, özgür kad nd r. Hatta Avrupa'da buna bilinç yükseltme hareketleri diyorlar..." belirlemesi soruna çok aç k bir flekilde tan m getirdi i gibi çözümünün de neyin üzerinden geliflmesi gerekti ini ortaya koymaktad r. Yani sosyal devrime, bunu gelifltirebilmek için gerekli mücadele araçlar na, bu temelde yeni ve özgür bir yaflamla özgür ahlakl bir toplumsal örgütlenmeye ihtiyaç var. Sosyal devrim cinsiyetçi toplum gelenekleri ve kurumlar yla uzlaflma de il, kesinlikle afl lmas n gerektirir. Ataerkil kültürün afl lmas elbette kendili inden olamaz, çünkü uzun bir zamana dayal kendi kurumlaflmalar n ve toplumsal iflleyiflini belirlemifl bir ideolojik gerçekliktir söz konusu olan. Bu nedenle özgürlük ideolojisi çerçevesinde alternatif ideolojiye dayanarak bunu güçlü mücadele araçlar na kavuflturmak, bu temelde sistemi geriletirken, toplumsal bilinç düzeyini yükseltmek gerekmektedir. Bilinçlenmifl kad n bilinçlenmifl toplumdur Kürt kad n soruna marjinal yaklaflan çevrelerin ötesinde Baflkan Apo nun kaynakl k etti i özgürlük ideolojisine dayal önemli bir amaç netleflmesine ve bunu sa layabilmek için bir mücadele örgütüne sahiptir. Fakat bunu topluma daha güçlü mal etmek ve dönüfltürücü olabilmek aç s ndan bilinç düzeyinin tabandan geliflimi ve bu temelde kad n öncülü ünün daha fazla belirginleflmesi sorunun çözümünü sa layacak en belirleyici husustur. Bilinçlenmifl kad n bilinçlenmifl toplumdur. Dolay s yla toplumsal bilinç düzeyini gelifltirmek erkek egemenlikli-devletçi zihniyetin dayand alt yap y dönüfltürerek o ideolojik yaklafl m temelsizlefltirece i gibi afl lmas n da zorunlu hale getirecektir. Erkek egemenlikli kültür de, onun koruyucusu devlet ve kurumlar da bu temelde ifllevsizleflerek dönüflme mecburiyetiyle karfl karfl ya kalacakt r. Toplumsal zeminde bilinçlenmeyi sa layarak özgürlük ideolojisine dayal yeni bir gelene e kavuflabilmek aç s ndan Özgür Kad n Akademileri temelinde örgütlenmelere gitmek ve bunlar içeri ine denk bir iflleve kavuflturmak sisteme alternatif beyinler ve uygulama gücünü, ortaklaflm fl ölçüleri gelifltirecektir. Bu türden akademilerde kad n, çocuklar e itmek, bilinçlendirmek yeni bir kültürün temelini oluflturacakt r. Öncelikle erkek egemen ideolojileri elefltiriden geçirerek do al toplumu, ka-

71 Nisan 2009 SERXWEBÛN 69 d n ve erke in gerçek içerik ve karakterlerini tan mak, bunun için tarihsel, felsefik bir derinli e ulaflmak, erkek egemenlikli kültürün yol açt cinsiyetçi tahakküm, insanlar aras statüsel farkl laflma, do adan kopufl temelinde geliflen üç köklü çeliflkinin asl nda do- al olmad n, nedenlerinin siyasal ve toplumsal oldu unu kavramak, buna dayal flekillenmeyi do ru çözümlemek, bu temelde gerçek öze ulaflma çabas yla erkek egemenlikli sistemin verili kimlik ve tan mlar n aflmak bu akademilerin en temel ifllevi olabilmelidir. Verili kad n ve erkek kimliklerinin özde sistemi besledi ini, tahakkümün en temel zemini oldu unu, bu kimlikleri do al kabul etmenin de içerilmifl kölelik anlam na geldi ini kavram fl bir toplum, elbette her türden bask y bertaraf edebilmek aç s ndan verili olan her fleyi reddederek özgürlük ölçüleri, yani insan olman n gerekleri çerçevesinde öz kimli ini belirginlefltirir. Bu tür kurumlarda yaflam nedir, kad n kimdir, erkek kimdir, özgürlük nedir, gelecek nedir, anlam nedir, toplum olmak neyi gerektirir, ortak akl belirleyen ölçüler ne olmal d r, kendini nas l savunmak gerekir vb. sorular sorularak cevapland r lmal ve bunun içsellefltirilmesiyle yeni bir yaflam n temelleri oluflturulmal. Güldünya de il, tecavüzcünün sorumlu tutulaca, katil olmas halinde toplumda kabul edilen de il, tersinden bunun bir insanl k suçu oldu unu kan ksam fl bir toplumun bask s yla do ru düflünmek ve davranmakla ruhu ve vicdan özgür kardefller yarat lmal. Yenilenmifl insan özgür gelecektir Mülkleflmifl kad n, mülkünün cinsiyetinde s k flt r larak kölelefltirilmifl erkek de il, insan kad n ve erkek kiflili iyle toplum yeniden oluflturularak egemenlikli sistem yenilgiye u rat lmal. Düflünceden duyguya, güdüden davran fla, üsluptan anlay fla, sanattan estetik yaklafl ma kadar yenilenmifl insan, özgür gelecektir. Bilinç insanl n en temel ilerleme, özüyle buluflma arac d r. Bilinç özgür toplum kimli idir. Sistemin aldatmalar bilinçsizlefltirilmifl, düflünemeyen, verili olan n ötesine geçemeyen kifli ve bunlardan oluflan topluma dayand ndan, bunlar karfl s nda bilinçlenmek en temel mücadele arac d r. Akademileri bu temelde ifllevli k lmak, çocuklar bu temelde e itmek, kad n, erke i bilinçlendirmek dönüflümü somutlaflt raca gibi kendi sistemini yaratma gereklili ini gelifltirir. Egemenlikli kültür ve kurumlaflmalar na dayal her türlü kölelik ancak bu flekilde afl labilir. Kuflkusuz kad n sorunu çerçevesinde örgütlenen bir çok kurum var, ama sorunu do ru tahlil edememek, ya da mücadeleyi göze alamamaktan kaynakl marjinal, elit ve toplumu dönüfltürmek gibi bir amac olmayan kesimler çözüm gücü olamazlar. Entelektüel güç topluma yeni bir yaflam alternatifi sundu u oranda gerçekten ayd nlanma anlam na gelir ki, bu noktada soyutluk sisteme entegre olman n ötesinde bir sonuç yaratmaz. Bu nedenle akademilerin bilinç gelifltirmesini toplumsal zeminde somutlaflt rmak, toplumun geliflim ölçüsünü ayd nlanman n göstergesi olarak ele almak yeni bir kültürel flekillenme yarat r. Bu nedenle hem h zla akademik çal flmalar bafllatmak, hem de bunu elitlefltirecek, dolay s yla anlam ndan ve amac ndan uzaklaflt racak marjinal yaklafl mlara izin vermemek önemlidir. Dev gibi özgürlük imkân yaratabilecek alt n de erinde bir çok kurumlaflma bu hatalar yüzünden tam iflletilemedi, dolay s yla oluflum nedeniyle aras nda mesafe geliflti. Toplumdan ve toplumun geliflim düzeyinden soyutlanm fl hiçbir özgürleflme çabas sonuç alamaz. Bu nedenle özgür ve iradeli bireyi yaratarak, özgürleflmifl toplumu hedeflemek, dolay s yla tabana dayal bir bilinçlenme çal flmas n amans zca bir mücadeleye dönüfltürmek en temel görevdir. fiiddet ve zorba kültürü insan gerçe i karfl s nda cahillik, kendini bilmezlik, özünden yabanc l k ise bunlar aflacak tek güç; bilinç temelinde kendini yap land rm fl toplumdur. Toplam ifade olarak; erkek egemenlikli kültür temelinde flekillenmifl geleneksel toplum dokusu özgürlük inanc, bilinci ve ahlak temelinde afl lmay gerektirir. nsan n insanca öze dayal yaflam mümkün ve yaflan labilir olacak tek gerçektir. Bilinçlenmifl ve bu u urda mücadeleyle bilincini yaflamsallaflt rm fl bir gerçeklik, her türlü köleli in afl lmas kadar özgürlü ü ütopya olmaktan ç - kar p somut bir gerçe e dönüfltürebilir. Toplumsal trajediler kayna n erkek egemenlikli zihniyet ve sisteminden al - yorsa, eflitlik ve öze dayal yaflam da özgürlük ideolojisine dayanmaktad r. Bu gerçeklik temelinde geliflen mücadeleyle kad n 21. yüzy l n öncü gücü olarak kendisini ortaya koyarken, toplumu dönüfltürme dinami i olmas gerçe iyle Kürt toplumunu özgürlük sisteminin gelifliminde öncü toplum konumuna getirecektir. Bilinç, öz irade, gerçek duygular, güçlü yürek, amans z mücadele, Baflkan Apo nun kad nlara, halklara en büyük arma an d r. Bu büyük bir güç kadar dönüflmemiz gerekti i zorunlulu- unu do urmaktad r. Özgürlükle sözleflmifl bir toplum, her türlü gerili i aflarak eflit ve anlaml olman n onuruna varm fl toplumdur. Bu bizim ahlak ölçümüz, yeni toplum gelene imizdir.

72 70 SERXWEBÛN Nisan 2009 Devrimci kültür ve ahlak fiimdiye kadar insanl k temelde iki de erler sistemi yaratm flt r. Bunlardan birincisi, insanlaflmay var eden, insan n bir varl k olarak dünyam z üzerinde yaflamas n sa layan komünal de erler sistemidir, baflka bir deyiflle komünal kültür de erleridir. Biz bu sistemi ve de erler dünyas n günümüzde komünal demokratik durufl olarak tan ml yoruz. Di er bir yarat m biçimi ise, devletçi ve iktidarc egemenlikli toplum dedi imiz flekillenifltir. Dolay s yla bu iki biçim veya sistem, yarat lan kültür ürünlerinde ve de erlerinde karakterleriyle kendilerini ifadeye kavufltururlar nsan n ihtiyaçlar n giderme çabas kültürel de iflimin temelidir Kültür ürünlerini insanla ba lant l olarak iki ana bafll k biçiminde ele alabiliriz. Kültürel de iflim içerisinde a rl kta kal c olan de erler vard r. Baz toplumsal yarat mlar da dönemsel ihtiyaçlar karfl lamak için ortaya ç km fllard r dedik. Yarat lmas na sebep olan ihtiyaçlar giderildikten sonra da ortadan kalkm fl ya da biçim de ifltirmifl kültür ürünleri söz konusudur. Kal c olanlar toplumsal gerçekli in özüyle çok s k ba lant içinde olmay ifade ederler. Bunlar toplumu var eden, onu bir arada tutan ve devaml - l n sa layan fleylerdir. Baflka bir deyiflle kal c olgulard r. Örne in paylafl m, toplu yaflama alanlar olarak köyler ve kasabalar, konuflma yani dil, düflünce vb olgular kal c fleylerdir, insanla birlikte vard rlar. Bir de toplumun temel özelli i olan sürekli de iflim ve dönüflüme paralel olarak de iflen fleyler vard r. Bir yerleflim biçimi olarak köy ve flehir belki de iflmez, bir arada yaflam olgusu de iflmez; ama köy büyüyüp küçülebilir, evlerin mimarisi de iflebilir, evleri yaparken insanlar n kulland malzemeler de iflebilir. Bu de iflim kendisiyle farkl bir biçim yaratabilir. Bu de iflim o yap y dayan kl ya da zay f k labilir. Bunlar da kültürel yarat mlard r. Kültürel de iflim içinde ele al nabilirler. Bu olgular da insanlar etkiler. Örne in bir yerde tafltan ev yaparsan z, bu eylem kendisiyle birlikte farkl bir yaflam alan, üretim alan ve farkl iliflkiler gelifltirir. A açtan ev yaparsan z, bu çok farkl fleyler gerektirebilir. A açtan ev yapmak için testere önemli bir araçt r. Tafltan ev yaparken de balyoz önem kazan r. O zaman a açtan ev yaparken, testere yap m bir kültür olarak ortaya ç kar. Tafltan ev yapt n zda da balyoz yapma kültürü geliflir. Bütün bunlar zincirleme bir flekilde insanlar n duygular n, düflüncelerini, emeklerini, emek süreçlerini ve toplumun kendi içerisindeki iliflkilerinin hepsini etkiliyor. Örne in orman n hiç olmad bir yerde testere pek bilinmez. O zaman bu araç kimsenin ifline yaramaz. Tafl n olmad bir yerde de belki balyoz bilinmez. Bu araçlar n ortaya ç kmas için yaflamda kendilerine ihtiyaç duyulmas gerekir. Burada flu ortaya ç k yor, bunlar Marksist teoride çok çözümlenmifltir: htiyaçlar kültürel ürünlerin ortaya ç kmas için belirleyici olmaktad r. Engels'in deyifliyle, ihtiyaç keflfin anas d r. Co rafyaya, ihtiyaçlara, toplumsal de iflim ve dönüflüme göre bir de böyle de iflen kültürel ürünler ve yarat mlar vard r. De iflenler içerisinde bir k sm yok olabiliyor, yani ortadan kalkabiliyor. Bu de erler içerisinde sürekli bir de iflimi yaflayanlar olabiliyor. Örne in üretim araçlar sürekli de iflen kültür de erlerimizdir. Kültür içinde üretim tarz ve araçlar sürekli de iflen yarat mlard r. Toplay c l k ve avc l kla ilk üretim ifline bafllayan insanl n, günümüzde fabrikalarda ne tür ürünler ortaya ç kard n biliyoruz. nsanl k tar mda eliyle toprak kazmaya bafllam flken, bugün traktörlerle art k büyük tarlalar tar ma açabiliyor. Bu anlamda kendi içerisinde sürekli bir de iflimi yaflayabiliyor. Kültür ürünlerinde de iflim için toplumsal ihtiyaçlar n dayat c olmas ve insanlar n bunun fark na varmas gerekiyor. Bu de iflimin nas l tan mlanaca ve hangi tarzda de erlendirilece i sorunlar yla karfl laflm fl oluyoruz. Bu, kültürün ideolojik alan yla ilgili bir durumdur. htiyaç olarak ortaya ç kan durum toplumun herhangi bir tabakas ve s n f için neyi ifade eder sorunu, her dönemde en ciddi kültürel olgu olur. Bu de iflim nas l tan mlanacakt r? Bu de iflim nas l ve nereden ele al - nacakt r? Burada kültürün nas l de iflece i olgusu ön plana ç kar. Toplumsal yaflam ve iliflkilerde de iflimin kendisi do al bir süreçtir. Bu sürekli oluyor, ama bunun kültürleflmesi konusu ve nas l de ifltirilece i çok önemlidir. Kültür olgusunda de iflim ilkesinden bahsettik. nsan n ihtiyaçlar temelinde do an boflluklar, gereksinimleri gidermesi çabas kültürel de iflimin temelini oluflturur. Ama bunlar nas l de ifltirece i konusunda yine insan n yaratt kültür ürünleri, kimli ini ifade eden maddi ve manevi de erler önemli oranda belirleyici rol oynar. Yani kültürel de iflim ihtiyac n da yine kültürel yarat mlar n karakteri tayin eder.

73 Nisan 2009 SERXWEBÛN 71 fiimdiye kadar insanl k temelde iki de erler sistemi yaratm flt r. Bunlardan birincisi, insanlaflmay var eden, insan n bir varl k olarak dünyam z üzerinde yaflamas n sa layan komünal de erler sistemidir, baflka bir deyiflle komünal kültür de erleridir. Biz bu sistemi ve de erler dünyas n günümüzde komünal demokratik durufl olarak tan ml yoruz. Di er bir yarat m biçimi ise, devletçi ve iktidarc egemenlikli toplum dedi imiz flekillenifltir. Dolay s yla bu iki biçim veya sistem, yarat lan kültür ürünlerinde ve de erlerinde karakterleriyle kendilerini ifadeye kavufltururlar. fiöyle bir gerçeklik vard r: ster komünal toplum döneminde, ister devletçi toplum döneminde yarat lm fl olsunlar, bütün de iflim ve dönüflümler nihayetinde insanlar n ihtiyaçlar içindir. Bu anlamda özellikle insanlar n somutlaflt rd kültür ürünleri toplumsal bir ihtiyac n sonuçlar d r. Ama toplumsal sistem içerisinde bunlar n nas l tan mland, ne biçimde de erlendirmeye tabi tutulduklar, insanlar n hizmetine ne biçimde koflturulduklar en önemli hususlar olmaktad r. Çünkü bu ilke toplumsal tarz dedi imiz gerçekli i ortaya ç kar r. Kültürel de erler toplumsal yaflama destek versin diye yarat l r Devletçi toplum kültürüyle komünal toplum kültürü aras nda farkl l klar vard r. flin özünde her ikisi birbirine kökten karfl tt r. Burada flöyle bir gerçeklik ortaya ç kar: Biz kültür derken, çok genel olarak iki kültürden bahsediyoruz. Bir insan n günümüzde komünal demokratik durufluna yol açan de erler sistemi, bir de toplumun devletçi flekilde sapt r lmas ndan sonra biraz da zorla yaratt fleyler olarak de erlendirebiliriz. Bu, t pk do ada her fleyin düalite biçiminde var olmas gibidir. Böyle bir tan mlama yapmak, en genel anlamda kültürü sadelefltirme olarak belirtilebilir. Dolay s yla kültürel yarat m dünyas n bir yönüyle bu biçimde somutlaflt rmaya çal flabiliriz. Toplumsal yaflam m z devam ettirirken, çok zengin pratikler ve üretimler gerçeklefltiririz. Ancak bu pratik ve üretim zenginli inin insanla iliflki biçimi ve insan prati i sonucunda ortaya ç kan kültür ürünleriyle insan aras nda kurulan mekanizma kendi içinde temelde iki karakterde ifller. Bu da iki kültürün varl n ifade eder. Kültürü temelde komünal demokratik toplum kültürü ve devletçi toplum kültürü tarz nda ayr flt r rken, asl nda bahsedilen, maddi ve manevi kültürün insanla aras nda kurulan iliflki biçimidir. Her kültür de eri toplumsal yaflama destek versin diye yap l r. Kimsenin mal olmaz. Toplumsal bir organizasyon vard r; bu organizasyonun ifllemesi için gerekli olan de erlere -maddi ve manevi kültür de erleri- ihtiyaç duyulur. Ancak bu ihtiyac karfl layan de erlerle insan aras nda kurulan ba kültürün karakterini belirler. Örne in saban veya traktör tar m için icat edilmifl kültürel araçlard r. Toplumun açl k sorununun giderilmesine katk sunarlar. Buraya kadar sorun yoktur. Ama bu araçlar n kimin mülkiyetinde oldu u, nerede nas l kullan ld klar sorusunun cevab, bu kullanman n komünal kültürü mü yoksa devletçi kültürü mü ifade etti ini ortaya ç kar r. Bir neolitik köyünde saban ortaklafla tarlada kullan l yorsa, kullanma biçimine ve onu kullanan insanlarla bu saban iliflkisine bakarak, ortaya ç kan ürün tüm köyün ise, saban komünal demokratik kültür temelinde kullan l yor deriz. Tersine sadece a an n özel mülkü tarlas n veya kapitalist birinin çiftli ini sürüyorsa, o zaman bu araç devletçi ve egemenlikçi kültür için kullan l yor deriz. Kültür ürünleri yap ld nda onlara özel mülkiyet afl s yap lm yor Burada flu önemli gerçek ortaya ç - k yor: Bir araç veya herhangi bir de er için bu devletçilerin ya da komünlerindir denilemez. Nas l kullan yorsak o önemlidir. Hepimizin bildi i gibi, saban komünal toplumun hâkim oldu u dönemin arac d r. Ama bu araç daha sonra köle ve feodal efendilerin tarlas n sürdü. Kapitalist çiftlikleri sürdü. Bu, toplumsal iliflkilerde ne demektir? Özel mülkiyet demektir. Demek ki kültür de erlerinin kendisi de il, kullan lma biçimi çok önemlidir. O zaman flunu da söylemek gerekir: Nas l ki neoliti in saban özel mülkiyetle efendilerin oluyorsa, efendilerin elindeki özel mülkiyet kültürü de de iflebilir. Çünkü kültür ürünleri yap ld nda, onlar n yap s na özel mülkiyet afl s yap lm yor. Tüm ürünlerin bünyesinde toplumsal yaflama cevap olma tohumu vard r. flledikçe ürün veriyor, insan hayat n yaflan r k l yor. Buna ra men kültürün neden özel mülkiyet ad alt nda bünyesi de ifltiriliyor denilecektir. Bunun cevab, "büyük toplum yalan "d r. Egemenler büyük yalanlarla bunu yap yorlar.

74 72 SERXWEBÛN Nisan 2009 "Büyük toplum yalan ", Önder Apo taraf ndan yap lm fl bir kavramlaflt rmad r. Komünal demokratik kültürün ve yaflam n sapt r l p egemenlik alt na al nmas n n yol ve yöntemleri için kullan lm flt r. Bu yalanlarla kültür olmayan, ama kültürmüfl gibi birtak m etkili fleyler yaratm fllard r. Öyle ki, bu yarat mlar n hepsi gereksiz ve toplumsal yaflam n bünyesini bozan fazlal klard r, insanl k kültürü de ildir. Devletçi toplumun toplumu tüketirken karfl koyufllar ortaya ç kmas n diye ve ç kt nda da etkisizlefltirilmeleri için yarat lm flt r. Bu çok önemli bir konudur. nsan yaflam ndaki yalanlar -mitolojik, dini, felsefi ve bilimsel olanlar - ç kar rsak, geride komünal toplumsall n kendisi kal r. Yalan kültürü nas l iflliyor? Bunun için günümüzü örneklendirmek gerekir. Çünkü "yalan n güzeli" günümüzde söyleniyor, yaflan - yor. Sistem çok biçimsel ve makyajl oldu u ve imaja önem verdi i için, yalanlar da makyajl d r, boyal d r. Yalan kültürü etraf nda dönen her fley devlet kültürüdür fiunu demek istiyoruz: Teknoloji ve bir üretim yeri olarak yarat lanlar bir s n f n, bu arada kapitalistlerin olamaz. Zaten insan kültür ürünlerini bafl nda egemenler yaratmak için yapsayd ya da bu egemenlik oluflumu kültürel de iflimin karakterinde olsa ve de iflimin do al bir sonucu fleklinde ortaya ç ksayd, bu geliflme ilk toplumsal dönemde de olurdu. Ama binlerce y l yaflanm fl komünal toplum, gerçe in hiç de böyle olmad n gösteriyor. Her geliflme tüm insanl a aittir. Yalanlar iflte bu temel ilkeyi bozmak için devreye giriyor. "Bilim ve teknoloji kapitalistlerindir, onlar yapm flt r" demek yalan kültürüdür. nsanlar buna inand rmak için yap lanlar yalan kültürüdür. Üretilen bu yalanlar n topluma ulaflt r lmas için gelifltirilmifl yol ve yöntemlerin içinde yalanlar vard r. Daha somut olarak belirtirsek, meflru savunma d fl nda gelifltirilen fliddet, bask ve devlet ad ndaki kurumlar n ifllevsellik tarz, iktidar, afl r tüketim, bencil duygu ve düflünceler, kad n n kar laflt r lmas, tüm toplumun kar laflt r lmas vb fleyler "büyük toplum yalan " ile yarat lm fl insanl k d fl kültürdür. Bu kültür gereksizdir, fazlal kt r. Bu yalan kültürü etraf nda dönen her fley devlet kültürüdür. Bu çark n dönmesinde ç kar olanlar da devletçilerdir. Bu bak fl aç - s yla kültürel de erlerin maddi ve manevi olanlar na bak ld nda, iki ayr kültür dünyas n n oldu u görülecektir. çinde bulundu umuz süreçte en büyük kültür, bu iki ayr kültür dünyas n birbirinden ayr görecek bir düflünce kültürüne kavuflmakt r. Kültür ayr flt rmas na ve sadelefltirmesine bir de yaflam var eden pratik alanlar n özgünlü ünde gidebiliriz. Bu alanlara k saca bakal m. Kültür çok Sanata bilimsellik, etik ve estetik de erlerin bir de eri ifadeye kavuflturmas diyoruz. En fazla kültür olmay baflarm fl ürünler bu üç temel özelli i en güçlü bar nd ranlard r. Tabii do ru, yararl ve güzel kavramlar daha çok felsefi konulard r. Burada neye ve kime göre sorusu önem kazan yor genifl bir alan oldu u için, her de iflim kültürün bir boyutunu temsil eder. Örne in kültür yaratma aç s ndan ekonomi kendi bafl na bir aland r. Bu alan daha çok insanlar n beslenme ve üretim gerçekli iyle iliflkili bir durumdur. nsanlar n ekonomik faaliyette bulunurken, bu alan özgülünde giderdi i ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçlar gidermesi için yaratt araçlar bu alan n kültürünü ifade ederler. En genifl ve önemli sahalardan biri budur. En h zl de iflime u rayan da bu sahad r. Üretim araçlar n n toplumsal yaflamda oynad klar rol çok çözümlenmifltir. nsan zihniyetinin birebir yans yarak pratikleflti i bir aland r. Toplumsal biçim daha çok ekonomik kültürün biçimiyle flekilleniyor denebilir. Örne in devletçi toplum en fazla ekonomik alan ele geçirip, bu sahada ortaya ç kan ürünler üzerinde egemenli ini kurarak toplumu denetimine almaya çal fl r. Çünkü ekonomik alan kültürleflmesi, toplumsallaflman n ve dolay s yla kültürleflmenin temelini döfleyen beslenme ihtiyac n karfl lar. Toplumsal temel olmas da bundan dolay d r. Örne in di er tüm kültürel yarat m sahalar kendini bu alanda kan tlayarak ne kadar iyi olduklar n ispatlamaya çal fl rlar. Ekonomik kültürün büyümesi, toplumsal yaflam n önemli oranda rahat yaflanmas na yol açar. Sistemlerin toplumu yürütüfl tarz ve kültürel karakterine göre, bu sahan n kullan lmas kültürel de iflimde her zaman önemli bir gerekçe olmufltur. Marksist teori ve mücadele biçimi buna örnektir. Kapitalizmin bu kültürü toplumsal de iflime karfl ne ölçüde engel haline getirdi i ve biyo-iktidar düzeyinde kulland iyi bilinmektedir. Son y llarda Kürt halk - na karfl arkas na ABD'yi alm fl Fethullahç larca yürütülen mikro ve makro krediler, kömür ve makarna da t m buna örnek olarak verilebilir. K sacas kültürü de ifltirmek isteyenler de, de iflmesini istemeyenler de bu önemli kültür yaratma sahas na ve bunun olanaklar na yönelmifllerdir. nsan duygu ve düflüncelerini sanatla biçimlendirir Yine sanat, kültür ürünlerinin kendisini en rafine haliyle d fla vurdu u bir alan olmas itibariyle biraz daha farkl de erlendirilebilir. Sanatla insan kendi duygu ve düflüncelerini biçimlendirir. Bilindi i gibi kültürün komünal de er ifade edebilmesi için toplumsal yaflam n özgür ve eflitlikçi karakterini esas alarak yap lan her de erin do ru, yararl ve güzel olmas temel k stast r. Tüm bu özellikler insan yarat mlar n n içinde yan yana olur. Bütünlüklü tarzda kültürel ürünlerin de erlili ini ortaya ç kar r. Buna bilimsellik, etik ve estetik de erlerin bir de eri ifadeye kavuflturmas diyoruz. En fazla kültür olmay baflarm fl ürünler bu üç temel özelli i en güçlü bar n-

75 Nisan 2009 SERXWEBÛN 73 d ranlard r. Tabii do ru, yararl ve güzel kavramlar daha çok felsefi konulard r. Burada neye ve kime göre sorusu önem kazan yor. Hangi ölçüleri esas alarak bir de ere do ru, yararl ve güzel diyoruz? Yukar da da belirttik: Toplumsall n komünal özünü esas alarak bunu yap yoruz. Bu düflünsel yaklafl mdan hareketle, toplumu bitiren ve insan öldüren araçlar d fl ndaki hemen hemen tüm araçlar n yap lmas gayesi do rudur. Bunlar yaflam n geliflmesine ve kolaylaflt r lmas na vesile olduklar için yararl d rlar. Bir de er e er bu iki ilkeyi bozucu rol oynam yorsa, yararl l kullan ld kça art yorsa güzeldir. Güzel olan sanatsald r. Bilindi i gibi sanat veya sanatsall k sadece müzik, resim tiyatro gibi üretim alanlar için geçerli de ildir. Bu temeldeki sanata en rafine sanatsall k diyebiliriz. Sanatsall k insanl n özünde vard r. Çünkü her insan n en güzeli bulma, ortaya ç - karma ve yaflama iste i ve amac vard r. Bunun için her insan n eyleminde bir sanatsal yan bulunmaktad r. Kültür de erlerinde sanatsall n ya da felsefede dile getirildi i gibi estetik yan n özgünlü ü, bunu ifade eden yarat m n n bir benzerinin olmamas - d r. Yani sanatsall k tümüyle insana özgü bir özelliktir. Kültür de erlerini do adaki di er tüm de iflimlerden ay ran en temel özellik sanatsall k dedi imiz yand r. Sanatla insan yaflam n sevinçlerini hüzünlerini ac lar n dile getirir nsan yaflamak için do ada birçok eylemde bulunur. Kendine ait bir hareket ve de iflim flekli vard r. Ancak bu insan u rafllar n n hemen hepsinde do adan ve di er canl lardan bir etkilenme ve uyarlama da vard r. Örne in beslenme bir canl l k kanunudur. Hayvanlar da beslenir. Savunma yine böyledir. Bar nma yine bir do a olay gibi her canl n n bir faaliyetidir. Kuflkusuz insan bunlar yaparken çok de iflik süreçler pratikler ürünler temelinde bunu yap yor. Ama sanatsall k dedi imiz olay, bir do a kanunu gibi her canl n n faaliyeti de ildir. Örne in sesin beste olmas, renklerin bir tabloda resim halini almas, kimi davran fl ve mimiklerin tiyatro olmas vb kendili inden olmayan, insanlarca yap lan bir eylemdir. Bunun için sanatsal bir dil vard r. Zaten ilk insanlar kendi farklar n ifade ederlerken, bugün sanat dedi imiz d fla vurumlar kullanm fllar, dans etmifller, ilginç seslerle sevinçlerini dile getirmifllerdir. Sanat konuflma dilinden önce insanlar aras nda anlaflma kültürü olarak kullan lm flt r denilebilir. Sanatla insan bir yaflam n sevinçlerini, hüzünlerini, ac lar n dile getirir. Sanat duygu ve düflünceleri hem biçimlendirir, hem de insan n yaflad klar n d fla yans tt r. Sanata önem vermek güzelli e insana önem vermektir Siyaset, insan n toplumsal yaflam içinde kültürel ürünlerini yarat rken, bu yarat m sürecinin planl, amaçl ve hedefli olmas n n yan nda, k sa, orta ve uzun vadede en az emekle en çok ürün, en az ürünle en mutlu yaflam, emek süresi ve zorluklar na göre toplumsal paylafl m ve adaleti sa lama faaliyeti olarak de erlendirilebilir Sanat n bir özelli i de yaflama dair olan her fleyi kendi konusu olarak görmesi ve de erlendirmesidir. Bunun için birçok yerde kültür ile sanat neredeyse ayn anlama gelecek biçimde kullan l r. Sanata önem vermek, güzelli e önem vermektir, insana önem vermektir. nsan en güzeline lay kt r. Bizde de kültür ve sanat yan yana kullan l r. Bu, sanata yükledi imiz anlamla iliflkilidir. Kültür de erlerinin kimlikleflmesinde bu anlamda sanata çok rol düflüyor. nsan n kendinden do aya katt klar n n, insani olanlar n hepsinde sanatsall k vard r. Kimin, hangi toplumun do aya ne katt n ö renmek için de sanat gereklidir. Örne in birçok fley asimile edilip tan nmayacak kadar baflkalar na mal edilebilir. Bu sadece sanat de erlerinde mümkün de ildir ya da oldukça zordur. Sanat konusunu ele al rken belirtilmesi gereken bir fley de, yukar daki tan mlamaya uymayan, ama sanat gibi duran ürünlerdir. Bunun nedeni yine komünal toplum ve devletçi toplum kültürleri aras ndaki öz fark d r. Devletçi toplum da kendi fark n en fazla sanat ürünleriyle ortaya koymaya çal - fl r. Onlar da devleti var eden hangi yarat mlarsa, onlar sanatsall k olarak insanl a sunarlar. Belki farkl bir tart flma konusudur, ama devletin kendini hâkim k lmaya çal flt köleci dönemde bu ifli sanatla egemen k ld n söylemek abart say lmaz. Örne in mitolojideki edebi dil, zigguratlar n mimarisi, heykel olarak putlar buna örnek verilebilir. Bu güçler kendi zulüm ve iflkencelerini de sanatsall kla insanlara güzel diye sunmufllard r. T pk bugün bireyci tiplerin sanat n vazgeçilmez karakterleri olarak topluma idol diye sunulmas nda görüldü ü gibi. Sanat ürünlerinde kullan lan duygu, düflünce, dil, flekiller, nesneler ve renkler gibi sanat ürünün ortaya ç kmas için gerekli araçlar da kültürel olarak toplumlar n kimlikleriyle iliflki içindedirler. Her co rafyan n ve toplumun sanatsall n en uyumlu veren araçlar vard r. Örne in müzikte seslerle enstrümanlar aras ndaki uyum gelifligüzel olmaz. Mey ve ney Bat seslerine, ritimlerine fazla uymaz. Saksafon da Do ulular n sesleriyle ritmik yap s na fazla uyumlu olmuyor. Yani her kültürün kendine özgü sanat biçimi ve ürünleri vard r. Siyaset toplumsal yaflam yönetme görevini yerine getirir Siyaset dedi imiz kültürel alan insanlar n kendi toplumsal sistemleri içinde karfl laflt klar sorunlar giderme, üretim alanlar ve toplumsal tabakalar aras nda koordine mekanizmas n oluflturma, buna yöntem gelifltirme alan olarak de erlendirilebilir. Siyasi kültür anlafl lmaya en

76 74 SERXWEBÛN Nisan 2009 muhtaç alan olmaktad r. Tüm kültür alanlar n hep birlikte insanl n motoru olarak ele al rsak, siyaset bu motorun floförüdür. Siyaset alan na kültürel yarat mlar dünyas n n floförlü ü benzetmesini yaparken, bunu çok fazla kiflisellefltirdi imiz, çok fazla iradelefltirdi imiz, di er alanlar n inisiyatiflerini siyasete yükledi imiz anlam ç kmas n. Bu benzetmeyi rolünün daha iyi anlafl lmas için yapt k. Siyaset toplumsal yaflam örgütler, biçimlendirir, iflbölümlerini düzenler. Yani kültürümüzden daha iyi faydalanmak için yapt m z ifl oluyor. Toplumsal yaflam yönetme görevini yerine getirir. Bir hizmet alan d r. Siyaset, insan n toplumsal yaflam içinde kültürel ürünlerini yarat rken, bu yarat m sürecinin planl, amaçl ve hedefli olmas n n yan nda, k sa, orta ve uzun vadede en az emekle en çok ürün, en az ürünle en mutlu yaflam, emek süresi ve zorluklar na göre toplumsal paylafl m ve adaleti sa lama faaliyeti olarak de erlendirilebilir. Siyasi kültürün toplumsal yaflamda görevlerini yerine getirerek katk - s n n gerçeklefltirilmesi konusunda insanlarda bir duyars zl k vard r. Asl nda her insan siyasi bir kültüre sahiptir. Plan, amaç ve hedeflerden bahsettik. Her insanda bunlar mevcuttur. Siyaset alan nda konuflulacak o kadar çok fley var ki, tart flmam z buna bo madan k sa baz hususlar dile getirerek yetinelim. Devletçi toplumun en fazla hâkim oldu u toplumsal alan siyasettir Birincisi, siyaset kültürlerin birbirinden en net olarak ayr flt aland r. Bir insan n toplumsal iflbölümlerine, kültürel ürünlerin paylafl m ve kullan lmas na yaklafl m, onun dünya görüflünü hemen ele verir. Komünal olup olmad net olarak ortaya ç kar. kincisi, devletçi toplumun en fazla hâkim oldu u toplumsal alan siyasettir. Devlet iktidarlar ndan çok çekmifl toplumsal kesimlerin haf zalar nda, siyaset eflittir iktidar veya devlet gibi bir yan lsama vard r. Toplum yeterince bilincinde olmasa da, devlet ve iktidar ad alt nda yalan söylendi ini hissediyor. Bir yere kadar bunun fark ndad r. Siyaseti de bu yalan mekanizmas yla tan d için kendi ifli olarak görmüyor. Bu da toplumsal kesimlerin siyasete uzak kalmalar na yol aç - yor. Asl nda tan d devlet ve iktidar siyasetidir. Komünal demokratik toplumun da bir siyaseti vard r. Örne in PKK siyaseti böyledir. PKK özgürlük, demokrasi ve adalet için siyaset yap - yor. Bu erdemlere inanan insanlar bir araya getiriyor. Onlar n dili ve yüre i olmaya çal fl yor. Siyasette yap lmas gereken ilk fley, siyaseti iktidar güçlerinin elinden almak, en az ndan alternatif siyaseti gelifltirmek olmal - d r. Bu anlamda toplumun en fazla da siyasileflmesine ihtiyaç vard r. Siyasetsizlik veya siyasetten uzak durmak demek, "flimdi beyefendiler ve han - mefendiler de var; ben flu kadar çal flt m, flunu yaratt m. Bunu ne yapal m, nereye b rakal m" deyip eme ini egemenlere teslim etmek demektir. Üçüncüsü, siyasetin eme in korunup gelifltirmemesi ve topluma yayd - r lmas yla direkt bir iliflkisi vard r. Bunlar belirtirken, içimizde baz arkadafllar n "yöneticilik benim karakterim de il, ben yönetim olmak istemiyorum" demeleri akl m za geliyor. Bu arkadafllar n tutumlar n n bizi sadece hareket olarak de il, bir halk olarak da nereye götürdüklerine bakal m. Dördüncüsü, bu konuda komünal demokratik siyasetin, toplumsal siyasetin merkezi koordinasyonu görev ve sorumlulu unun yerine getirilmesi gibi bir özelli inin var oldu unun bilinmesidir. Yani tüm toplumun ortak e ilimlerinin sözcüsü olarak, uzlaflan veya uzlaflmaz çeliflkilerin koordine edilerek, toplumsal yaflam n dengede yürümesini sa lama görevinin oldu unu bilmektir. Siyaset kültürü içinde komünler, meclisler, partiler, dernekler, sendikalar gibi kurumlar, örgütleflme alanlar vard r. Din önemli bir siyasi aland r. Siyasi çal flmalarda kullan lan birçok deyim ve kavram n din kökenli oldu u biliniyor. Siyasetin çal flma yöntemi esasta dinlerin çal flma tarz ndan ç km flt r. Dini kifliliklerin ve partilerin etkili olmas n n bir nedeni de bu çal flma biçimlerine hâkim olmalar d r. Kültürel zenginli i içerisinde en fazla tafl yan düflünce-dil alan d r Yine kültürün kendisini içinde en genifl biçimde ifade edebildi i dil ve düflünce ayr bir aland r. Bir insan n düflüncesinde ve dilinde yaflam n di er alanlar na ait kültürel de erler bulunabilir. Bunun için kültürü ele al p de erlendirmeye tabi tuttu umuzda, insanlar n bütün kültürel zenginli ini içerisinde en rahat bulabilece imiz alan düflünce ve dil alan d r diyebiliriz. nsan bütün yarat mlar n düflünerek yap yor, yapt bütün ürünler düflüncesinde bir yans maya kavufluyor. Belki bir topluluk veya herhangi bir grup kendi zihniyetinde tüm yarat mlar tan mlamaya kavuflturmuyor olabilir;

77 Nisan 2009 SERXWEBÛN 75 ama o grup ya da o topluluk, dilinde ve düflüncesinde kendi tarihsel geçmiflinde yaratt bütün ürünlerin izlerini tafl r. Tümünü olmasa da, bunlar n çok önemli bir k sm n dilinde ve düflüncesinde izleyebiliriz. Dolay s yla bir toplumun kültürel ürünlerini ele alacak olursak, onun düflünce da arc n ve dilini çözümlemeye tabi tutarken, bu toplumun hangi tarihsel süreçlerden geçti ini, neler yaratt n ve nas l bir de iflim yaflad n çok rahatl kla izleyebiliriz. Bu anlamda da kültürel ürünleri yarat m ve de iflim aç s ndan anlafl - l r k lmak ve sadelik içinde dar da olsa de erlendirmek, daha çok bu iki alan üzerinden mümkündür. Kültür tan mlamas yapmak ve konumuzu anlafl l r k lmak için dile getirebilece imiz önemli bir nokta da bu oluyor. Birey tek bafl na kültür yaratamaz çünkü insan toplumsal bir varl kt r Kültür aç s ndan önemli olan toplumsal yaflam n insanl n belle i olmas d r. Toplum sadece insanlar n bir araya gelmesi de ildir. Toplum ayn zamanda insan yarat mlar n n kal c laflt bir yaflam alan d r. Bu, insan aç s ndan bellek oluflturmad r Kültür-düflünce, kültür-dil iliflkisi toplumlar n kimliklerinin farkl l klar aç s ndan da önemlidir. Her halk n ismi ile dilinin ayn olmas da bundan kaynaklan yor. Lisan insan iliflkisinin önemini vurguluyor. Kürtçeye düflmanl k bundan dolay d r. Türkiye devleti neden Q, W, X harflerine düflmand r diye hiç merak ediliyor mu? San r m dillerde kimi sesler ve bu sesleri simgeleyen harfler sadece bir halka ait oluyor. Bu bir tespit de il bir mant k yürütmedir. Ne kadar bilimsel ve tarihsel olur, bilmiyorum. Kürtçe dilinde de bu üç harf Kürt dilinin sesleridir. Dikkat edilirse, bir kifli asimile olmufl olsa bile, Türkçe konuflurken K, V ve H harflerini kulland nda, Kürtçedeki Q, W ve X seslerini ç kar r. E er Kürtler bu üç sesi unuturlarsa veya g rtlak yap lar bunlar ç karacak özelli ini kaybederse, Kürtçe o zaman tümüyle ortadan kalkar. San r m devlet bunun için Kürtçeye, ama özellikle bu üç sese düflmand r. Kültür aç s ndan di er önemli bir nokta da, s kça vurgulad m z gibi, kültürel ürün ve toplum iliflkisidir. Bireylerin kültürü olmaz. Birey kendi bafl na kültür yaratamaz. Çünkü insan toplumsal bir varl kt r. Birey toplum içinde flekillenir. Toplum kolektivizmi, ortakl ifade eder. Bir insan n toplum içerisinde bir fley ifade edebilmesi için, önce o topluma kat lmas gerekir. Bir insan n topluma kat lmas demek, o toplumdan etkilenmesi demektir. Yani di er insanlardan etkilenmesi demektir, di er insanlardan güç almas demektir, kendi gücünü di er insanlarla paylaflmas demektir. Kültür olgusunu ele al rken, toplumsal gerçeklik aç s ndan bir de böyle de erlendirme yapmak mümkündür. Dolay s yla bir toplumun kültürünün bütün zenginliklerini bir insan n yaflam nda ya da zihniyet kal plar içerisinde de erlendirmek zor bir mesele oluyor. Örne in Kürtlerin kültürel geçmifllerini, tarihsel süreçlerinin tümünü salt bir insan n duruflundan yola ç karak tan mlayamay z, çözümleyemeyiz. Bir insan n duruflu bir noktaya kadar o toplumun yaflad kültürel düzeyi ve geçmiflini ele verebilir. O toplumun yaflad önemli süreçleri o insan n duruflunda, konuflmas nda, zihniyetinde, üretim biçiminde de erlendirebiliriz. Ama bu çok dar bir çözümleme olur. Kültür yaflanm fl oland r Kürt bireyleri olarak içinde yaflad - m z süreç toplumumuzun içinden geçti i süreçten kopuk de ildir. Ancak bundan ne kadar etkilendi imiz ve buna ne kadar kat ld m z, bireyler olarak yaflam kültürümüzü belirler. Çünkü ö renmek yaflad m z süreçte oluflur. Toplumsal yaflam ö retir. Tarihin tümü toplumda mevcuttur. Birey bunun ne kadar n ö renebilir? Buras biraz çelifliktir tabii. Her insan kendi bafl na bir fley yaflamaz. Toplum bir fley yaflar, insan bunun içerisinde etkilenir, onun bir yans mas olarak bireyin duruflunda d fla vurur. Onun için de kültür tan mlamas toplumsal gerçeklik temelinde yap l r ve kültür toplumsal etkinli in sonucunda oluflur, birey bunun içinde flekillenir denilir. Art k birey kendi yetene ine göre bu sürece kat l r, bu süreçte olumlu ya da olumsuz bir flekilde rol oynar. Kültür aç s ndan önemli bir nokta da iflte budur. Kültür aç s ndan di er önemli bir fley toplumsal yaflam n insanl n belle i, haf zas olmas durumudur. Toplum sadece insanlar n bir araya gelmesi de ildir. Toplum ayn zamanda insan yarat mlar n n içinde kal c laflt bir yaflam alan d r. Bu, insan aç - s ndan bellek oluflturmad r. Yani geçmifl yarat mlar n haf zaya dönüflmesi de toplumsal yap n n bir sonucudur. Dolay s yla tarihsel bir aflamay de erlendirdi imizde, bu gerçeklikten ötürü bugün yaflad m z n salt bugünle iliflkili bir fley olmad n bilmemiz gerekir. Bunun için de bulundu umuz anda yaflad klar m z n önemli bir k sm geçmiflte yaflanan birikimlerin ya do rudan ya da dolayl sonuçlar d r; bu birikimlerin de iflim ve dönüflüme u ram fl biçimleridir. Zaten bugün de ifltirdi imiz, de ifltirmek istedi imiz fleyler, bizim geçmifl tecrübelerden edindiklerimizin kazand rd klar ile oluyor. Bugünün maddi ve manevi kültürü de bunda oluflarak gelifliyor. Bu aç dan da kültür konusunda en somut, en belirleyici ve etkileyici olan yaflanm fl olanlard r. Yani kültür aç s ndan geçmifl önemlidir. Çünkü gelecek henüz yaflanm fl, oluflmufl de ildir. Gelecek henüz kendisini ortaya koymufl de ildir. Gelecek henüz kendisini yaratm fl, somutlaflt rm fl de ildir. Bu anlamda da hem kimlik itibariyle, hem ürünler bak - m ndan, hem de düflünce ve dil aç - s ndan kültürde belirleyici olan geçmifltir, geçmiflin etkileridir diyoruz.

78 76 SERXWEBÛN Nisan 2009 Gabar'da her eylem Agitlerin intikam ve özgürlük hayalleri içindi S zma fleklinde ilerleyerek mevzilerine iyice yaklaflm flt k. Art k tepenin zirvesinde yanan atefli ve etraf ndaki bir kaç askeri daha rahat görebiliyorduk. Subay oldu u anlafl lan birinin aniden duyulan Kimse benden izinsiz mermi s kmas n sözleriyle kendimizi yere atm flt k. Bir süre öyle beklerken her birimiz acaba bizi gördüler mi diye düflünmekten kendimizi alam yorduk. Fakat bu kadar yak nlar nda olmam za ra men halen atefle bafllamam fl olmalar görmediklerinin bir iflaretiydi. Kalp at fllar m z sayd m z bir bekleyiflten sonra kulaktan kula a f s lday fllarla, çok dikkatli bir flekilde ikifler ikifler ilerlemeyi kararlaflt rm flt k dil ovas ndan ulafl lmaz bir gezegenmifl gibi görünen Gabar'a her bakt mda kurdu um hayaller, ailemin ve komflular n her zaman sevgi ve minnetle bahsettikleri, her yerde olup hiç bir yerde olmayan ve birçoklar taraf ndan cin denilen insanlar n içine gitme düflüncesi zamanla içimde gerçekleflmeyi bekleyen bir ütopya, yüre- imin derinliklerinde ise ad konulmam fl bir sevda haline dönüflmüfltü. Bu sevda giderek beni aileden uzaklaflt r yor ve düflünerek geçirdi im her an beni her fleyi b rak p gitmeye zorluyordu. Yeterince bilinçli olmad mdan gün geçtikçe içimde büyüyen bu sevdaya fazla anlam veremiyor, s rr n çözemiyor, içinden ç kam yordum. Küçüklü ümden beri çok s k tan k oldu um olaylar, ben fazla bilincinde olmasam da bende çeflitli tepkiler yaratm flt. Annelerin çocuklar n her Kürt çocu unun korkulu rüyas olan "Cendirme hat" sözüyle korkutarak uyuturlard. Özellikle, köyümüze her geldiklerinde köyün erkeklerini toplayarak istedi ini döven, istedi ini götüren, büyüklerin de korktu unu gördü- ümüz askere karfl duydu umuz korku hemen her korkuda oldu u gibi tepkiyi de içinde bar nd r yor ve bu tepki çok a r a r da olsa büyüyordu. Biraz daha zaman geçti inde art k o da larda yaflayan esrarengiz insanlar n ne yapmak istediklerini anl yordum. Kürt halk n n üzerinde kapkara bir bulut gibi dolaflan kaderi de ifltirmek, çocuklar n yine ninnilerle uyumas n sa lamak ve kurulan her yuvan n bir sonraki günün karanl k bitmesi kayg s n da tmak için o herkese görünmeyen esrarengiz insanlar f rt na olmufl savafl - yorlard. Bunun için onlara ulaflma, onlar yak ndan görme, onlarla konuflup, onlarla yürüme iste i bende süreklileflen bir tutku haline dönüflmüfltü. Genç yaflta böyle bir düflünceye kap lma ve da a kavuflma hayaliyle büyümeyi herhalde ancak zulüm ve bask gören, kendi ülkesinde düflman n ayaklar alt ndaki bir köle gibi yaflayan veya buna zorunlu kalan bir Kürt genci bilebilirdi. Jandarmalar n her zaman oldu u gibi köyümüzü bast o gün daha yak ndan gördü üm ve yaflad m baz fleyler benim için bir dönüm noktas olmufltu. Jandarmalar tek tek evleri aramadan geçiriyor, bizler de sokakta oyun oynuyorduk. Kendisini, topra - n, halk n ve gelece ini sömürgecili e satm fl bir hain bu esnada üzerimize do ru gelerek "da l n" diye ba r p ça- rmaya bafllam fl ve kendisini "Komutan na" be endirme kayg s yla en yak - n nda olan bana silah n n dipçi iyle bir kaç kez vurmufltu. hanete karfl o an için elimiz kolumuz ba l oldu undan sessizce da lm flt k. Gururum k - r k bir flekilde oradan ayr l p giderken kendi kendime söz vermifltim. Art k orada durmayacakt m "Ya özgür olacakt m ya da do du- um ana topraklar bana haram olacakt." Bir ay sonra, her gün köyün yukar - s na ç k p onu seyrederek hayal kurdu- um, yüre imi iflgal eden sevday dindirdi im Gabar'a gidiyordum. Ne ailem ne de düflman n engel olamayaca ndan emin, yumruklar m s km fl bir fle-

79 Nisan 2009 SERXWEBÛN 77 kilde Akda yolunu geride b rak yordum. Bir set gibi önüme ç kan Dicle suyunu da geçtikten sonra kendimi bildim bileli her zaman bahsini duydu um ve benim için bilinmezliklerle dolu arkadafllara ulaflm flt m. Sonunda çocukluk hayallerim gerçekleflmifl, geriye önüme koydu um hedefler kalm flt. En büyük hedefim çocukluktan beri içimde büyüttü üm kini düflman n beyninde patlatmakt. Y llar n intikam n ald m gözlerimle görmek, bu an yaflamak ve çocuklu un bir izi olarak içimde kalan düflman büyük görme ve ondan do an çekinceyi da tmak istiyordum. Kürdistan da lar na cennetten bir köfle gibi yerleflmifl olan Gabar'a ilk geldi imde hayat mda görmedi im güzelliklerle karfl laflm flt m. fiar l flar l akan dereler, topra kavuran s caklara ra men gizli haznelerden yeryüzüne f flk ran buz gibi kaynaklar, manzaras na doyulmayan köy ve mezralar, bafllar n gö ü delmek istercesine kald rm fl kavaklar, dere kenarlar nda yüzlerce y ld r günefli seyreden yafll ç narlar, cevizler... Bu güzellikler kimin eme iydi Gabar halk, her birisi ayr bir güzellikte olan yüzlerce köy kurmufl, her kuflak kendinden sonrakine daha güzel bir fleyler b rakabilme heyecan ve umuduyla can gönülden çal flm fl, da lar kar fl kar fl ifllemifl, düzenli ba -bostanlar kurmufl, metrelerce duvarlar yükseltmiflti. Ve tarih 1994! O canl yaflama, yüzlerce y ll k eme- e bir günde son verilmiflti. Düflman bu yaflam kabul etmemifl, Kürtlere bu güzellikleri çok görmüfltü. Köylüler katledilmifl, dipçik zoruyla köyler boflalt lm fl, yak lm fl, ya malanm flt. Bahçeler yak lm fl, duvarlar y k lm fl, Gabar yerle bir edilmiflti. Bütün bu güzelliklerin bir gün yak l p y k laca - n kim bilebilirdi ki? Her fleyden geriye Derflev köyünün bahçelerindeki çocuklar n kula dolduran nefleli ç l klar ve bir film gibi gözümüzde canlanan oyunlar kalm flt. Gabar insans zlaflt r lmak istenmifl fakat baflar lamam flt. Boflalt lan köylerin gençleri grup grup umut savaflç - lar na kat l rken geriye kalanlar yürekleri Gabar'da, umutlar da larda flehirlere göç etmek zorunda kalm fllard. Yak lan köylerle yüre i kavrulan ve öfkesi artan Gabar gerillas d fl nda o gün, Gabar da kendi kendine bir söz vermiflti. "Ey zalim, hiçbir vadime rahat giremeyecek, hiç bir tepeme bafl dik t rmanamayacaks n. Her geliflinin bedelini ödeyecek, her bahçenin yak l fl - n n hesab n verecek öyle döneceksin" 1998 y l 1 May s Dünya flçi ve Emekçi gününde, partimiz bir çok kez oldu u gibi yine ateflkes ilan etmifl, bütün bölge ve birimlere dikkat etme ve düflman üzerlerine gelmedi i müddetçe herhangi bir sald r yapmama talimat vermiflti. Bu talimatla birlikte Gabar'daki bir taburluk gücümüz biraraya gelmifl, ateflkes kurallar na göre savunma konumumuzu ve planlamam z yeniden gözden geçirmifltik. Ateflkese uyma ve meflru savunmay yerli yerinde uygulama en baflta dikkat edilecek hususlard. Bu arada alt yap çal flmalar na da h z verilecekti. Planlamalar sonras nda taburun birarada olmas da de erlendirilerek moral yap lm fl ve sonra da birlikler, belirlenmifl olan yerlerine gitmek üzere vedalafl p ayr lm fllard. Bu düzenlemeyle birlikte birli imiz Geliyê Gurdila vadisine geçmiflti. Bu vadide bulunan y k lm fl köylerdeki meyvelerden faydalanacak ve bununla beraber k fl için erzak ç karma ve di er alt-yap haz rl klar n yapacakt. Yang ndan kurtulmufl ba lardaki üzümlerden pekmez yap l yor, badem, ceviz ve incir gibi meyveler toplanarak k fl için haz rlan yordu. Tüm bunlar n yan nda en zoru da bir eylemden daha zor ve tehlikeli olan ovaya inip erzak ç karma görevi oluyordu. Çal flmalar - m z bu flekilde ilerlerken di er birli imizden gelen iki arkadafl bölge komutan ndan uzun süreden beri Geliyê Gurdila vadisinde olmam z sonucunda düflman taraf ndan keflif edilmifl olmam z ihtimaliyle oradan ç kmam z gerekti ini belirterek yeni bir nokta yeri veren bir talimat getirmifllerdi. Bölge komutan m z bizi gidece imiz noktada bekliyor olacakt. Geliyê Gurdila vadisi öyle san ld gibi düflman n istedi i zaman girebilece i bir vadi de ildi. Vadinin etraf yüksek da lar ve her yerden yol vermeyen yamaçlarla çevriliydi. Vadinin Kuzey do usunda yeri itibariyle bir kaleyi and ran ve sadece bir kaç yolu olan "Hastahane tepesi" vard. Bu tepenin yolunu sadece bir kaç arkadafl biliyordu. Onlar da köylülerin orada oldu u dönemde onlardan ö renmifllerdi. Yine vadinin bat s nda "Çelê Sor", kuzeyinde ise "Deriya Spî" vard. Tüm bu s rtlar n yamaçlar, sarpl ndan dolay yabani keçilerin mekan yd. Yine bu yamaçlarda "Soredar" (K rm z a aç) denilen ve ne k fl ne yaz yaprak dökmeyen a açlar yabani keçiler ve küçük gerilla gruplar için ideal gizlenme yerleriydi. Vadide geriye yak l p-y k lm fl evler ve boylu boyunca uzanm fl kavaklar kalm flt 94 y l ndaki en kapsaml operasyonlarda dahi düflman bu vadiye girmemifl, havadan uçaklarla bombalam fl ve gerillaya ulaflamaman n ac s n savunmas z sivil insanlardan ç karm flt. Bombalarla toz dumana kar flan vadi bambaflka bir manzaraya bürünmüfltü. Buradaki köyler de boflalm fl ve halk n bir k sm gerilla denetimindeki yerlere s nm flt. Boflalan köylerin sessizleflen evlerinde kalan kediler ve bahçelerin yak l p-y k ld n gören bülbüllerin sesleri art k daha ac l ç k - yor, al flt klar nefleli çocuk ba r flmalar n n yoklu u seslerine yaln zl n verdi i bir titremeyi de kat yordu. Bir anda sessizleflen vadide, geriye yak - l p-y k lm fl evler ve boylu boyunca uzanm fl kavaklar kalm flt. Hava karar r kararmaz vadiyi terk etmek üzere yola koyulan birli imiz gece yar s na do ru belirlenen noktaya ulaflt nda bölge komutan m z bizi beklerken bulmufltuk. Bütün arkadafllarla selamlafl ld ktan sonra konaklamak üzere bir yer tespit edilmiflti. Kendisi ve çevresi üzüm ba lar ve badem a açlar yla kapl olan noktam zda baz arkadafllar daha geceden birer tafl ellerine alarak badem k rmaya bafllam fllard. Birlik komutan n n

80 78 SERXWEBÛN Nisan 2009 k rmayan ve ikna eden uyar s ndan sonra ilk baflta küçük kahkahalar duyulmufl fakat sonra gürültüler kesilmifl ve herkes bu ifli sabaha b rakarak uyumaya koyulmufltu. Düflman alan m za girmiflti Sabah n erken saatlerinde herkes uyan k bir flekilde haz r bekliyor ama kimse hareket etmiyordu. Gabar'da, havan n aç lmas yla birlikte yap lan kefliften sonra normal yaflama geçiliyordu. kinci günün sabah da art k al flm fl oldu umuz haz r bekleme durumunun tepecilerden arazide düflman olmad - na dair al nan cihaz tekmilinden sonra sona ermesiyle normal yaflama geçilmifl, günlük planlama ve çal flmalar n düzenlemesi yap lm flt. Bir manga arkadafl erzak getirmek için Ç rav alan na gidecek, noktada kalan di er arkadafllar da etraftaki bademleri toplayacakt. Göreve gidecek manga yola ç kt ktan sonra noktada kalan bizler iç düzenlememizi yap p badem toplamaya koyulmufltuk. En atik olanlar m z a açlar n tepelerinden bademleri düflürüyor, daha sab rl olanlar ise bademleri tek tek yerden toplay p teneke veya torbalara dolduruyorduk. Herkes sessizce çal fl rken bu sessizlikten s k ld anlafl lan Redur arkadafl n türkü söyleme önerisine ilk baflta kimse yanaflmam fl görünse de arkadafl flakalar yla herkesi rahatlatm fl ve yeni savaflç e itimini bitirerek birli imize yeni kat lm fl olan Mordem ve Emin arkadafllardan türkü söylemelerini istemiflti. Mordem ve Emin arkadafllar n söyledi i türküleri herkes kimi zaman kahkahalarla kimi zaman sessizce efllik ederek dinliyordu. Biz böyle moralli ve gayet gürültülü bir flekilde çal fl rken birlik komutan ndan gelen talimatla gülüflmeler ve türküler bir anda yerini sessizli e b - rakm flt. Düflman alan m za girmiflti. Toplan lan bademler aceleyle torbalara doldurularak belirlenen yere konmufl, iki arkadafl onlar saklamakla görevlendirilirken di er arkadafllar "ne olmufl, kim söylemifl, neredelermifl?" sorular n f s lt larla kendilerine ve di erlerine sorarak h zl ad mlarla noktaya dönmüfllerdi. Düflman n bize böyle bir karfl lama töreni haz rlayaca n hiç beklemiyorduk. Düflman n arazide oldu u haberini göreve giden arkadafllar getirmifllerdi. Yola ç kt ktan k sa bir süre sonra arazide düflman görünce bir timleri takviye olarak tepecilerin yan na giderken geriye kalanlar ise bir an önce noktaya haber vermek üzere geri dönmüfltü. Herkes topland ktan sonra bölge komutan m z hemen bir düzenleme yapm flt. Bölük komutan Koçer arkadafl bir tak m arkadaflla birlikte düflman n geldi i yönün sa na geçecek, noktada kalanlar ise onlar n arkas ndaki araziye uygun bir flekilde mevzilenecekti. Tepeciler en ön tarafta, yerlerinde kalacaklard. Herkesin yeri belli olduktan sonra bölge komutan m z durumun ciddiyet ve aciliyetini dile getirmiflti; "Çabuk olun! Düflman tepecilere do ru ilerliyor". Saat ö lenin on ikisine do ru ilerliyordu. Sabah saatlerinde hava o kadar s cak olmas na ra men flimdi kuzey bat dan büyüyerek gelen bulutlar gökyüzünü çevrelemifl ya murun haberini veriyordu. Bulundu umuz yerden düflman n tuttu u bütün tepeleri görebiliyorduk Düflmana görünmemek için kendimizi çal ve a açlar n arkas na gizleye gizleye h zl bir flekilde belirlenen yerimize gittik. Dürbünle, önümüzü ve düflman n hareketlerini keflfederek hedefimize ulaflm flt k. Düflman n bizi göremeyece i s k bir ormana girince kayal k ve s k a açlarla kapl uygun bir yer bularak orada durduk. Bulundu umuz yerden düflman n tuttu u bütün tepeleri görebiliyorduk. kindi vaktine do ru art k iyice a rlaflan bulutlar daha fazla dayanamay p yükünü hafifletmeye bafllad. Bunca y ld r Gabar'da ilk defa Eylül ay nda ya mur ya yordu. Tüm fliddetiyle ya an ya mur insana ilkbahar ya murlar n hat rlat yordu. Ya mur o kadar ya m flt ki bütün yaz boyunca kuruyup çatlam fl olan toprak suya doymufl ve art k üzerinde küçük su birikintileri ve gölcükler oluflmaya bafllam flt. Tabii bu arada biz de so uktan tir tir titriyorduk. Baz arkadafllar bulduklar kaya altlar na s nmalar na ra men yine de slan yorlard. K fl aylar ndaym fl z gibi üflüyor ve vücudun titreyifline engel olam yorduk. Hem slanman n do urdu u so uk ve hem de art k hepimizin gözünde kesinleflen eylemin heyecan birbirine kar fl yordu. Hepimiz bir yandan titriyor, bir yandan da kaçamak bak fllarla etraf ndakileri gözlüyor acaba yanl fl anlafl l yor mu diye düflünerek kayg ya kap l yorduk. Birlik komutan m z Koçer arkadaflla yapt m z keflfi tamamlad ktan sonra Koçer arkadafl, hem fiervîn arkadafl, onun da fikrini almak üzere keflif yerine ça rmam ve hem de di- er arkadafllara bu akflam için haz r olmalar n söylemem için beni noktaya göndermiflti.

81 Nisan 2009 SERXWEBÛN 79 fiervin arkadafla keflif yerine gitmesini söyledikten sonra halen üflüyen arkadafllar n yan na giderek o akflam için haz r olmalar n söyledikten sonra keflif yap lan yere döndüm. Gitti imde Koçer arkadafl fiervin arkadafla tepeleri tarif ediyordu. Yanlar na gidince Koçer arkadafl di er arkadafllar n durumunu sorduktan sonra karfl m zda hedef olarak duran üç tepeden hangisini vurabilece imizi sordu. Sonra tepecilere yak n olan tepecilerin vuraca- n ekleyince hedef seçene imiz ikiye düflmüfltü. K sa bir sessizlik olunca sorusuna kendisi cevap vermiflti; "Bence ortadakini vural m, biraz ç plak ama sorun de il. Zaten di eri bize oldukça uzak düflüyor, içlerine o kadar girmek de iyi olmaz". Ortadaki ç plak tepe uygun görülmüfltü. Bal k s rt na benzeyen tepenin uzunlu u ancak yüz metre kadar vard. Tepenin yamaçlar nda çal l klar ve tektük a açlar vard, tepedeki a açlar ise daha önceki operasyonlarda kesilmiflti. Gündüz geceyi bize arma an etmiflti Haz rl klar tamamlanana kadar, gündüz yerini geceye b rakm flt. Daha do rusu gündüz geceyi bize arma an etmiflti. Art k sadece düflman n mevzilerinde yakt atefl geceyi ve gecenin içinde de kendini ayd nlat yordu. Havan n kararmas yla birlikte bulutlar da da lm fl, y ld zlar kendilerini göstermeye bafllam flt. Adeta dans ediyor ve bize gülümsüyorlard. Tak m m z tepeye do ru yürümeye bafllam flt. Gecenin sessizli ine bizler de sessizlikle yan t veriyorduk. Gündüz ya an ya mur bütün ot ve çal lar yumuflatm fl, geceyi s zma için uygun hale getirmiflti. Bir süre yürüdükten sonra art k tepeye yaklaflm flt k. Tepeye onlar n tahmin etmedikleri yönden yaklafl yorduk. Düflman, yönünü tepecilerin oldu u tarafa do ru vermiflken bizler tam aksi yönden, arkalar ndan onlara do ru ilerliyorduk. Bir yere kadar beraber geldikten sonra savunma grubunu kendi yerinde b rakarak dört kiflilik sald r ve befl kiflilik takviye grubu olarak ilerlemeye devam ettik. Düflmanla aram zda k rk-elli metrelik bir mesafe kalm flt. Gündüz keflif yapt m z yer oldukça uzak oldu undan yamaçlarda gizli mevzilerin olupolmad n bilmiyorduk. Askerlerin mevzilerinden konuflma sesleri kula - m za gelmeye bafllam flt. O esnada takviye grubundan yan m za gelen bir arkadafl, sa taraf m zdan seslerin geldi ini, düflman n hareket ediyor olabilece ini söylüyordu. Bunun üzerine takviye grubu komutan fiervin arkadafl ça r p ona düflman n hareket halinde olmad n, so ukkanl olmalar gerekti ini ve orada beklemelerini söyledikten sonra biz ilerlemeye devam ettik. S zma fleklinde ilerleyerek mevzilerine iyice yaklaflm flt k. Art k tepenin zirvesinde yanan atefli ve etraf ndaki bir kaç askeri daha rahat görebiliyorduk. Subay oldu u anlafl lan birinin aniden duyulan "Kimse benden izinsiz mermi s kmas n" sözleriyle kendimizi yere atm flt k. Bir süre öyle beklerken her birimiz acaba bizi gördüler mi diye düflünmekten kendimizi alam yorduk. Fakat bu kadar yak nlar nda olmam za ra men halen atefle bafllamam fl olmalar görmediklerinin bir iflaretiydi. Kalp at fllar m z sayd m z bir bekleyiflten sonra kulaktan kula a f s lday fllarla, çok dikkatli bir flekilde ikifler ikifler ilerlemeyi kararlaflt rm flt k. Newal ve Z nar arkadafllar, bizi takip edecekler, ilk mevzinin düflmesiyle birlikte onlar da biz ilerlerken geride kalanlar temizleyecek ve savunmam z yapacaklard. Gabar'dan tek bir ç t bile ç km yordu Rêdûr arkadaflla kah sürünerek kah kaz yürüyüflüyle mevzilere on metre kadar yaklaflm flt k. Önümüzdeki ilk mevzi, içinde atefl olmayan nöbetçi mevzisiydi. Daha fazla yaklafl pyaklaflmama konusundaki k sa bir tart flmadan sonra ilerlemeye karar vermifltik. Nefeslerimizi bile tuttu umuz bir s zmadan sonra mevziye yar m metre kadar yaklaflm flt k. Askerler duvarlar yüksek olan mevzinin içine oturmufllard. D flar - dan sadece mevziye yaslam fl olduklar silahlar n n namlular gözüküyordu. Gabar'dan tek bir ç t bile ç km yordu. Sanki herkes ve tüm Gabar, biraz sonra duyulacak sesten haberi varm flças na kulaklar n açm fl ç t bile ç - karmadan bekliyordu. Noktada kalan di er arkadafllar eylemdekilerden daha heyecanl ve sab rs z bir flekilde "ha patlad, ha patlayacak" dedikleri bomban n sesini bekliyorlard. Sessizlik, Gabar' n ve Gabar' bekleyenlerin sabr n tafl rmak istemezcesine fazla uzun sürmeden bozulmufltu. Önce gecenin karanl nda parlayan mavi bir fl k, sonra karanl delercesine bir patlama ve onunla birlikte Rêdûr arkadafl n keleflinden, kükreyen

82 80 SERXWEBÛN Nisan 2009 bir aslan and rarak f rlayan mermiler bütün geceyi bir anda doldurmufltu. Bu sesler içinde askerlerin ç l klar dahi duyulmuyordu. Kurflunlar m zla aray fazla açmadan biz de tepenin zirvesine ulaflm flt k. Mevzilerde ölü askerlerden baflka kimse kalmam fl, hepsi kaçm flt. Çok h zl fakat dikkatli bir aramadan sonra üç silahla birlikte geri çekilmeye bafllam flt k. Her fley befl dakika bile sürmemiflti. Savunmadaki arkadafllara yaklaflt m zda daha düflman kendini toparlayamam fl, tek bir mermi bile atamam flt. Savunma grubumuz tepeyi BKC ve B7 ile vuruyor, izli mermiler gecenin yüzüne desenler çizerek tepeye saplan yordu. Savunma grubunun ilk mevzilerine yetiflti imizde genç Emin ve Özgür arkadafllar mevzide görmüfltük. Geldi imizi onlara haber verirken cihaz m z olmad için bizden haberi olmayan bölük komutan m z Koçer arkadafl n ba ran sesini duyuyorduk; "Geldiler mi?". Arkadafllar geldi imizi ve hem de bir kaç silah getirdi imizi haber verdiklerinde inanmayarak "Ne silah? Befl dakika olmad. fiimflek mi oldu bunlar?" diye sorarken BKC ile de durmadan taramaya devam ediyordu. Sald r ve takviye gurubu yola ç kt ktan sonra arkadafllar sonunda BKC'ye doymayan Koçer arkadafl yerinden kald rm fl ve onlar da yola ç km fllard. Düflman daha yeni yeni etraf n tar yor ve tüm olanlar n sorumlusu olarak gördükleri "hain karanl " att klar fl ldaklarla yaralamaya çal fl yordu. fiimflek gibi vurup flimflek gibi içlerinden ç kmal Tepeden iyice uzaklaflt ktan sonra bize yetiflen Koçer arkadafl, grubu durdurup eylemin nas l geçti ini ve yaral olup olmad n sormufltu. Yaral kimse yoktu. Fakat sadece ben kendi bombam n parças yla elimden hafif yaralanm flt m. Gerçi bu yara moralimi bozmuyordu. Çünkü düflmana beni yaralama zevkini tatt rmam flt m. Yaram pansuman yap l rken di er arkadafllar da kald r lan silahlar inceliyorlard. Üç silah kald r p hiç bir kay p vermemek herkese büyük bir moral vermiflti. Koçer arkadafl eylemin sonucu olarak al nan iki G3 ve bir A-4'ü görüp inceledi inde; "Hiç çal flmam fl, herhalde onlara çal flt racak f rsat vermediniz. flte böyle vurup flimflek gibi de içlerinden ç k lmal." diyerek herkesi kutlam flt. Pansuman karanl kta yap labilece i kadar yap l p gündüze ertelendikten sonra noktada bizleri merakla bekleyen arkadafllar fazla bekletmemek üzere h zla yola koyulduk. Yürüyüfle bafllamam zla birlikte ilk kez eyleme kat lm fl olan Emin yoldafl yan ma gelerek silah - m almak isteyince, ona silah m n bende kalmas n n daha iyi olaca n ama isterse bir G3 tafl yabilece ini söyledim. Emin yoldafl n yüre inden gözlerine ve oradan da yüzüne ve bütün vücuduna taflan sevinci gördü ümde ilk kat ld m eylem ve o günkü heyecan ve mutlulu- um akl ma gelmiflti. lk eylemden sonra ben de çocukluk hayallerim ve hedeflerime yaklaflman n mutlulu uyla ayn böyle sevinçliydim. Ve bugün de ayn duygular halen yüre imden tafl yordu. Tüm bunlar düflünürken nas l geçti ini anlamad m yürüyüflün sonunda, noktaya ve arkadafllara ulaflm flt k. Fakat o noktada kalmay p Gabar' n daha iç k sm na, derinliklerine geçmek üzere yola ç kt k. Eylemin baflar s yla morali birkaç kat artan bölü ümüz yeniden yürüyüfle geçmiflti. Yorgunluk o an için bizleri rahats z etmiyor, bir fleylere cevap olabildi ini düflünmenin verdi i moral gücümüzü artt r yordu. Yürüyüflümüz sonucunda sabah olmadan yeni noktam za ulaflm flt k. Düflman n hareketini keflfetmek üzere ç kart lan grup, sabahleyin düflman n halen oralarda oldu u haberini vermiflti. Fakat bu durum fazla devam etmemifl, düflman ayn gün yenik bir flekilde geldi i yere, kendi sahas na dönmüfltü. Kendi saham zda yine galiptik. Agit'i ba r na basm fl Gabar yine sözünü tutmufltu. Düflman, yine her sefer oldu u gibi bedelini ödeyerek geri gitmiflti. Gabar'da her eylem Agit'in, Agitlerin ve Gabarl lar n intikam içindi. Her eylem onlar n özgürlük hayalleri için...

83 Ad, soyad : fierwan Nevaf Kod ad : fierwan D rbesiye Do um yeri ve tarihi: D rbesiye 1973 fiahadet tarihi: 20 Mart 2009 Ad, soyad : Urfan Hüseyinzade Ad, soyad : Ayetullah Esen Kod ad : Azad Gernas Do um yeri ve tarihi: Mardin 1979 fiahadet tarihi: 5 Nisan 2009 Hakkari/fiemdinli Ad, soyad : Abdurrahman Aslan Ad, soyad : Serkan fiitilay Kod ad : Deniz Ulafl Do um yeri ve tarihi: Amed 1982 fiahadet tarihi: Nisan 2009 fi rnak/besta Ad, soyad : Jehat Rotsas Kod ad : Çetin Zerdüflt Kod ad : Delil Agiri Kod ad : Sason Rojh lat Do um yeri ve tarihi: Xoy 1985 Do um yeri ve tarihi: A r 1979 Do um yeri ve tarihi: Urmiye 1989 fiahadet tarihi: Nisan 2009 fi rnak/besta fiahadet tarihi: Nisan 2009 fi rnak/besta fiahadet tarihi: Nisan 2009 fi rnak/besta Mahsum Karao lan Ad, soyad : Zekeriya neç Kod ad : Karker Cudi Do um yeri ve tarihi: Cizre fiahadet tarihi: Nisan 2009 fi rnak/besta Mustafa Da 4 N SAN 2009 Amara yürüyüflünde Günefle giden yolda ölümsüzlefltiler

84 Musa Günay(Y lmaz)

SER XWEBÛN. Demokratik çözüm olmadan bar fl olmaz JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 28 / Hejmar: 328 / Nîsan 2009

SER XWEBÛN. Demokratik çözüm olmadan bar fl olmaz JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE. Sal: 28 / Hejmar: 328 / Nîsan 2009 SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE ku rd.o rg Sal: 28 / Hejmar: 328 / Nîsan 2009 w w w.a rs iv a Demokratik çözüm olmadan bar fl olmaz Olumlu veya olumsuz yönleriyle özgür kad n hareketi

Detaylı

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 423 424 3. Salon Paralel Oturum XII - Sorular ve Cevaplar OTURUM BAfiKANI (Ali Metin POLAT) OTURUM BAfiKANI - Gördü ünüz gibi son derece demokratik bir yönetim

Detaylı

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad OTOPS Cengiz Özak nc 1965 ten Günümüze DÜNYA DA VE TÜRK YE DE LK KEZ! İngiliz Devlet Arşivlerinden Gizli Belgelerle Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad Türkiye ye yöneltilen suçlama; özetle

Detaylı

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Hmfl. Sevgili GÜREL Emekli, Ac badem Sa l k Grubu Ac badem Hastanesi, Merkezi Sterilizasyon Ünitesi, STANBUL e-posta: sgurkan@asg.com.tr H

Detaylı

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman Ö RETMEN ÖZ DE ERLEND RME FORMU K fi L K ÖZELL KLER flimi seviyorum. Sab rl y m. Uyumluyum. fl birli ine aç m. Güler yüzlüyüm. yi bir gözlemciyim. yi bir planlamac y m. Çocuklara, ailelere, meslektafllar

Detaylı

STRATEJ K V ZYON BELGES

STRATEJ K V ZYON BELGES STRATEJ K V ZYON BELGES BEYAZ K TAP S UNUfi Sivil toplum; demokrasi, insan haklar ve hukuk devleti kavramlar n n yerleflmesiyle ilgili taleplerden ekonomiyle ilgili endiflelere kadar sosyal yaflama dair

Detaylı

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uygulama Önerileri 59 Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uluslararas ç Denetim Meslekî Uygulama Standartlar ndan Standart 1110 un Yorumu lgili Standart 1110 Kurum çi Ba

Detaylı

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir 2002 May s ay nda yap lan Birleflmifl Milletler Çocuk Özel Oturumu öncesinde tüm dünyada gerçeklefltirilen Çocuklar çin Evet Deyin kampanyas na Türkiye

Detaylı

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac Ders 3: SORUN ANAL Z Sorun analizi nedir? Sorun analizi, toplumda varolan bir sorunu temel sorun olarak ele al r ve bu sorun çevresinde yer alan tüm olumsuzluklar ortaya ç karmaya çal fl r. Temel sorunun

Detaylı

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES Ahmet AKIN / TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi 387 388 Genel Oturum III - Meslek Mensuplar Aç s ndan Türkiye Denetim Standartlar n

Detaylı

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi. 4 Ankara- Baflkent OSB, bir ilk i daha gerçeklefltirdi. Kooperatif olarak örgütlenip, daha sonra organize sanayi bölgesine dönüflen OSB ler aras nda genel kurulunu yapan ilk kurulufl oldu. Sanayi ve Ticaret

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş : 27 Ekim 1989 Adres : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü Dikimevi - Ankara Tel : 363 03 26-363 03 27 ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Yeniflemeyen Zarlar B:

Yeniflemeyen Zarlar B: Yeniflemeyen Zarlar Ahmet, Belgün den daha uzun boyluysa, Belgün de Cemal den daha uzun boyluysa, Ahmet, Cemal den daha uzun boyludur, önermesi hiç kuflkusuz do rudur. Çünkü A > B ve B > C eflitsizliklerinden,

Detaylı

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM ÜN TE V SOSYAL TUR ZM Bu ünitede turizmin çeflitlerinden biri olan sosyal turizmi daha ayr nt l bir flekilde ö renip, ülkemizdeki sosyal turizmin geliflimi hakk nda bilgiler edinece iz. Ç NDEK LER A. S

Detaylı

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z Yoksulun fians Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z sonuca geçelim: Teorem. Yoksulun zengine karfl flans yoktur. Bu çok bilinen teorem i kan tlayabilmek için her fleyden önce önermeyi

Detaylı

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina .. 95 Türkiye ile Kazakistan: Karfl l kl Kazan mlara Dayal Bir flbirli i Bektas Mukhamejanov * Çeviren: Dr. Almagül sina Kazakistan ba ms zl n kazand ndan itibaren, d fl politika stratejisinde çok yönlü

Detaylı

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi Baflkent Üniversitesi T p Fakültesi Adana Eriflkin Kemik li i Nakil ve Hücresel Tedavi Merkezi, Türkiye

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Prof. Haberal dan Yeni Bir Uluslararas At l m: TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Dünyan n dört bir yan ndan yüzlerce biliminsan Prof. Dr. Mehmet Haberal taraf ndan kurulan Türk Dünyas Transplantasyon

Detaylı

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI 4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI Resul KURT* I. G R fi Ülkemizde 4447 say l Kanunla, emeklilikte köklü reformlar yap lm fl, ancak 4447 say l yasan n emeklilikte kademeli

Detaylı

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) Amaç ve Kapsam Madde 1- Bu Yönetmelik, Türkiye Bilimsel

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z Nisan 2010 ISBN 978-9944-60-631-8 1. Bask, 1000 Adet Nisan 2010 stanbul stanbul Sanayi Odas Yay nlar No: 2010/5 Araflt rma fiubesi Meflrutiyet

Detaylı

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri United Technologies Corporation Tedarikçilerden fl Hediyeleri Girifl UTC, malzeme ve hizmetleri bunlar n de erine bakarak sat n al r ve bu süreç içinde hem en iyi de er sa layan fiyat, hem de tedarikçilerle

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme 1.0. Girifl 1.1. Bu K lavuz Notunun amac ; Uluslararas De erleme Standartlar Komitesine (UDSK) üye tüm ülkelerde,

Detaylı

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti içi disiplin mekanizması (cinsel taciz, aile içi şiddet vs. gibi durumlarda işletilen) AKP CHP MHP BBP HDP Parti içi disiplin

Detaylı

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari 4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari Mustafa CER T* I. G R fi Bu yaz da 1479 say l yasaya göre yafll l l k, malullük ve ölüm

Detaylı

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman GÖRÜfiLER Uzm. Dr. Özlem Erman Son y llarda dünyadaki h zl teknolojik geliflmeye paralel olarak t p alan nda da h zl bir de iflim yaflanmakta, neredeyse her gün yeni tan, tedavi yöntemleri, yeni ilaçlar

Detaylı

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl. Bölünebilme B ir tamsay n n üçe ya da dokuza tam olarak bölünüp bölünmedi ini anlamak için çok bilinen bir yöntem vard r: Say - y oluflturan rakamlar toplan r. E er bu toplam üçe (dokuza) bölünüyorsa,

Detaylı

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Olas l k Hesaplar (I) Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Örne in tavla ya da kâ t oyunlar oynarken. ki kap ya üstüste birkaç kez gele atmayan tavlac görmedim hiç. fianss zl

Detaylı

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005 I B&M Prof. Dr. Erdener YURTCAN KABAHATLER KANUNU VE YORUMU stanbul 2005 Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : 718 1. Bas - Ekim 2005 ISBN 975-295 - 494-4 Copyright Bu kitab n bu bas s n n Türkiye deki yay n

Detaylı

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? HAKEMS Z YAZILAR MAL PART T ME ÇALIfiMALARDA DENEME SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? I. Girifl: Erol GÜNER * Sürekli bir ifl sözleflmesi ile ifle giren iflçi, ifli, iflvereni ve iflyerindeki iflçileri tan

Detaylı

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Otomasyon Sistemleri E itiminde Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Murat Ayaz Kocaeli Üniversitesi Teknik E itim Fakültesi, Elektrik E itimi Koray Erhan Kocaeli Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi,

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi K lavuz Notlar Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi 1.0 Girifl 1.1 Bir de erlemenin gözden geçirilmesi, tarafs z bir hüküm ile bir De erleme Uzman n n çal flmas n

Detaylı

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Otopsi Cengiz Özak nc JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Amerikan And : Herkes için adalet ve özgürlükle bölünmez tek ulusa dayanan Cumhuriyet e ve bayra ma ba l olaca ma and içerim. Yer

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

YÖNET M KURULU RAPORU

YÖNET M KURULU RAPORU YÖNET M KURULU RAPORU De erli Ortaklar m z, fiirketimizin 37. Ortaklar Genel Kurulu na hofl geldiniz. Hepinizi sayg ve sevgi ile selaml yorum. Yaflad m z geliflmeler ile, ülkemiz 2004 y l nda s k s k dünyan

Detaylı

Temel Kaynak 4. Yerel Yönetim. Anayasada tan mlanm fl olan yerel yönetim kapsam nda; l Özel dareleri, Belediyeler, Köy idareleri yer al r.

Temel Kaynak 4. Yerel Yönetim. Anayasada tan mlanm fl olan yerel yönetim kapsam nda; l Özel dareleri, Belediyeler, Köy idareleri yer al r. SOSYAL B LG LER Temel Kaynak 4 nsanlar ve Yönetim Yerel Yönetim Yerel yönetim birimleri halka en yak n yönetim birimleridir. Belli nüfusun üzerinde (2000) olan yerleflim yerlerinde devlet kurulufllar n

Detaylı

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL D ü n y a Ü n i v e r s i t e l e r S e r v i s i Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL BAfiLANGIÇ nsan Haklar Evrensel Beyannamesinin 40. y ldönümünde 6-10 Eylül tarihleri

Detaylı

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i I DR. NA L YILMAZ HEMfiEHR K ML Kastamonulular Örne i II Yay n No : 2039 Sosyoloji : 1 1. Bas - Ekim 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-936 - 1 Copyright Bu kitab n Türkiye deki yay n haklar BETA Bas m

Detaylı

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dursun YILDIZ topraksuenerji 21 Ocak 2013 ABD Petrol İhracatçısı Olacak. Taşlar Yerinden Oynar mı? 1973 deki petrol krizi alternatif enerji arayışlarını arttırdı.

Detaylı

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Genel Yay n S ra No: 178 2010/20 ISBN No: 978-605-5614-56-0 Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Tasar m / Uygulama Referans Medya ve Reklam Hiz. Ltd. Tel: +90.212 347 32 47 e-mail: info@referansajans.com

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN "INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN "INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 18 Mart 2016 İstanbul, Hilton Hotel Harbiye Sayın Büyükelçiler, Değerli Konuklar, 2009 yılında

Detaylı

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ?

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ? YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ? Yahya ARIKAN* Günümüzde; finansal anlamda ülkeleraras s n r n ortadan kalkmas, teknolojinin geliflimi ve bilgi toplumunun s n rs z imkânlar ile zaman ve mekân

Detaylı

NTERNET ÇA I D NAM KLER

NTERNET ÇA I D NAM KLER Mustafa Emre C VELEK NTERNET ÇA I D NAM KLER www.internetdinamikleri.com STANBUL-2009 Yay n No : 2148 letiflim Dizisi : 55 1. Bas m - stanbul - Haziran 2009 ISBN 978-605 - 377-066 - 4 Copyright Bu kitab

Detaylı

20 EKİM 2009 SALI IMF DÜNYA BANKASI TOPLANTILARI SAYI 2

20 EKİM 2009 SALI IMF DÜNYA BANKASI TOPLANTILARI SAYI 2 20 EKİM 2009 SALI IMF DÜNYA BANKASI TOPLANTILARI SAYI 2 Devlet Bakan ve Baflbakan Yard mc s Sn. Ali Babacan, IMF ye güvenmedik demedim IMF ye güvenmedi imiz için anlaflma imzalamad k fleklinde baz bas

Detaylı

TOPLUMSAL ETK NL KLER

TOPLUMSAL ETK NL KLER 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETK NL 8 MART DÜNYA EMEKÇ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS SAVAfiA HAYIR M T NG 398 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETK NL 400 STANBUL SERBEST MUHASEBEC MAL MÜfiAV RLER ODASI ISTANBUL CHAMBER OF CERTIFIED

Detaylı

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d Matematik ve Sonsuz G erek konuflma vermeye gitti im okullarda, gerek bana gelen okur mektuplar nda, ö renci ve ö retmenlerin matematikteki sonsuzluk kavram n pek iyi bilmediklerini gözlemledim. Örne in,

Detaylı

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz: Yorumlar: Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz: Ekibin yapt n görmekten en çok hoflland m fley: Ekip Yönetimi çin Araçlar 85 EK P K ML DE ERLEND RMES Ekibinizin

Detaylı

Çocuklar için sa l kl bir dünya

Çocuklar için sa l kl bir dünya Federal Almanya Aile, Yafll lar, Kad nlar ve Gençlik Bakanl Çocuklar için sa l kl bir dünya BM Çocuk Haklar Anlaflmas ve BM Giriflim Plan Önsöz Çocuklar n ve gençlerin Almanya da haklar oldu unu biliyor

Detaylı

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl 220 ÇEfi TL ADLARLA ÖDENEN C RO PR MLER N N VERG SEL BOYUTLARI Fatih GÜNDÜZ* I-G R fi G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl Primi,Has lat Primi, Y l Sonu skontosu)

Detaylı

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. OYUNCA IN ADI Akl nda Tut YAfi GRUBU 4-6 yafl OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. GENEL KURALLAR Çocuklar n görsel belle inin

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları I Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları II Yay n No : 2056 Hukuk Dizisi : 289 1. Bas Kas m 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-953 - 8

Detaylı

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Beşinci İzmir İktisat Kongresi Finansal Sektörün Sürdürülebilir Büyümedeki Rolü ve Türkiye nin Bölgesel Merkez Olma Potansiyeli 1 Kasım

Detaylı

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm. Yazar Dede ve Torunlar Muzaffer zgü Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm. Buraya yak n market var m dil, markete gidece iz de?.. diye sordu. Annem kap ya geldi. Selma Han

Detaylı

Thomas Hare adl bir ngiliz 1860 larda güzel bir seçim sistemi

Thomas Hare adl bir ngiliz 1860 larda güzel bir seçim sistemi Bu Ne Biçim Seçim 1 Thomas Hare adl bir ngiliz 1860 larda güzel bir seçim sistemi bulmufl 2. Demek ki ngilizler o zamanlar bir yandan sömürüyor, öte yandan demokrasi üzerine araflt rma yap yorlarm fl.

Detaylı

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir?

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir? DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Katılımcı tarafından ödenen katkı paylarının %25 i oranında devlet tarafından katılımcının emeklilik hesabına ödenen tutardır. Devlet katkısı başlangıç tarihi

Detaylı

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 18 Aral k 1979 da Birle mi Milletler Genel cinsiyet ayr mc l n yasaklayan ve kad n haklar n güvence alt na alan

Detaylı

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARISTO 88 ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE 1. KONU 213 say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 142, 143,

Detaylı

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL 2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL NOT: Düzeltmeler bold (koyu renk) olarak yaz lm flt r. YANLIfi DO RU 1. Ünite 1, Sayfa 3 3. DÜNYA HAYVAN POPULASYONU

Detaylı

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2 Atütürk ün Dünyas Cengiz Önal Ekonomik kalk nma, Türkiye'nin özgür, ba ms z ve daima daha kuvvetli olmas n n ve müreffeh bir Türkiye idealinin bel kemi idir. Tam ba ms zl k ancak ekonomik ba ms zl kla

Detaylı

Ard fl k Say lar n Toplam

Ard fl k Say lar n Toplam Ard fl k Say lar n Toplam B u yaz da say sözcü ünü, 1, 2, 3, 4, 5 gibi, pozitif tamsay lar için kullanaca z. Konumuz ard fl k say lar n toplam. 7 ve 8 gibi, ya da 7, 8 ve 9 gibi ardarda gelen say lara

Detaylı

ÜN TE I. EDEB YATLA DÜfiÜNCE, SOSYAL VE S YAS HAYATIN L fik S. 1. Edebiyat, Sosyal ve Siyasi Hayat liflkisi. 2. Yenileflme Dönemi. Özet.

ÜN TE I. EDEB YATLA DÜfiÜNCE, SOSYAL VE S YAS HAYATIN L fik S. 1. Edebiyat, Sosyal ve Siyasi Hayat liflkisi. 2. Yenileflme Dönemi. Özet. ÜN TE I EDEB YATLA DÜfiÜNCE, SOSYAL VE S YAS HAYATIN L fik S 1. Edebiyat, Sosyal ve Siyasi Hayat liflkisi 2. Yenileflme Dönemi Özet Test I 1 + BU BÖLÜMÜN AMAÇLARI Bu üniteyi çal fl p bitirdi inizde; *

Detaylı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı Ocak 15, 2013-3:55:02 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın himayesinde kurulan ''İşte Eşitlik Platformu'' tanıtıldı. Toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikle mücadele

Detaylı

Bu ay n konusu olan problem Amerika da baya heyecan

Bu ay n konusu olan problem Amerika da baya heyecan fiapka Problemi Bu ay n konusu olan problem Amerika da baya heyecan yaratm fl. Hatta Amerika n n en sayg de er gazetelerinden biri olarak kabul edilen The New York Times ta uzun bir yaz ya konu olmufl.

Detaylı

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri 2 DENET M TÜRLER 2.DENET M TÜRLER Denetim türleri de iflik ölçütler alt nda s n fland r labilmektedir. En yayg n s n fland rma, denetimi kimin yapt na ve denetim sonunda elde edilmek istenen faydaya (denetim

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

Çanakkale. Hava Savafllar 1915-1918. Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir

Çanakkale. Hava Savafllar 1915-1918. Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir 1915-1918 Çanakkale Hava Savafllar Bilindi i gibi Osmanl savafla girdi inde birkaç cephesi vard r. Ancak en önemlisi buradaki Çanakkale Cephesidir. Adeta savafl n can damar

Detaylı

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya 287 MAKEDONYA E T M S STEM NDE TÜRKLER N KADRO SORUNU VE GET R LEN ÖNER LER Bayramali LUfi Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya Genel olarak Makedonya ve Nüfus Da l m Güneybat Avrupa da Balkan yar

Detaylı

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü Nükleer Santrallerde Enerji Üretimi ve Personel E itimi Mehmet TOMBAKO LU* Girifl Sürdürülebilir kalk nman n temel bileflenlerinden en önemlisinin enerji oldu unu söylemek abart l olmaz kan s nday m. Küreselleflen

Detaylı

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu 30 > 35 nsan Kaynaklar > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu > nsan Kaynaklar Personele Göre fl De il, fle Göre Personel. stanbul Büyükflehir Belediyesi, Personele Göre

Detaylı

Kore Cumhurbaflkan Roh Moo-hyun un Türkiye Resmi Ziyareti

Kore Cumhurbaflkan Roh Moo-hyun un Türkiye Resmi Ziyareti Kore Cumhurbaflkan Roh Moo-hyun un Türkiye Resmi Ziyareti Kore Yurtd fl Bilgi Servisi http://www.korea.net Mart 2005 Ziyaret Tasla 14~17 Nisan tarihleri aras nda Türkiye yi resmi ziyaret. Cumhurbaflkan

Detaylı

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif Dr. Yeflim Toduk Akifl Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif flirket birleflmeleri ve sat nalmalar, türkiye deki küçük iflletmelerden, dev flirketlere kadar her birinin gündeminde olmaya devam

Detaylı

Genel S ra No: 108 2007/19 Cep Kitapl : XXV ISBN: 978-9944-234-20-7

Genel S ra No: 108 2007/19 Cep Kitapl : XXV ISBN: 978-9944-234-20-7 Genel S ra No: 108 2007/19 Cep Kitapl : XXV ISBN: 978-9944-234-20-7 Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen Av. Coflkun Ongun Kapak: Can Eren Bask ve Cilt Can Matbaac l k Tel: +90 212 613 10 77-613 15 47 Birinci

Detaylı

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 : CO RAFYA DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 : K rk nc paralel üzerindeki bir noktan n hangi yar mkürede yer ald afla dakilerin hangisine bak larak saptanamaz? A) Gece-gündüz süresinin

Detaylı

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI Do rulama kaynaklar nedir? Do rulama kaynaklar, göstergelerde belirtilen bilginin bulunabilece i kayna a iflaret eder. Bu bilgi kaynaklar ayn zamanda projenin belgelenmesinin bir parças n oluflturur. Göstergede

Detaylı

Bir tavla maç 5 te biter. Yani 5 oyun kazanan ilk oyuncu

Bir tavla maç 5 te biter. Yani 5 oyun kazanan ilk oyuncu Bir Tavla Sorusu Bir tavla maç 5 te biter. Yani 5 oyun kazanan ilk oyuncu tavla maç n kazan r. Kimi tavlac lar maç n 5-4 bitmesine raz olmazlar, aradaki fark n en az 2 olmas n isterler, 6-4, 7-5, 8-6 gibi...

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

Sunuyu flu flekilde vermek istiyorum; bir politikam z n temel ilkeleri nelerdir, genel bir görüfl amac yla buna ana hatlar yla bakmaya çal flaca m.

Sunuyu flu flekilde vermek istiyorum; bir politikam z n temel ilkeleri nelerdir, genel bir görüfl amac yla buna ana hatlar yla bakmaya çal flaca m. Türkiye-Afrika Siyasi liflkileri Can Altan Sunuyu flu flekilde vermek istiyorum; bir politikam z n temel ilkeleri nelerdir, genel bir görüfl amac yla buna ana hatlar yla bakmaya çal flaca m. Daha sonra

Detaylı

Ders 10: BEKLENEN ETK LER (SONUÇLAR/ÇIKTILAR)

Ders 10: BEKLENEN ETK LER (SONUÇLAR/ÇIKTILAR) Ders 10: BEKLENEN ETK LER (SONUÇLAR/ÇIKTILAR) Beklenen etkiler nedir? Proje yaparak bir amaca ulaflmak isteriz. Bu amaca ise, proje süresince yapaca m z faaliyetlerle yarataca m z etkiler, ürünler ve hizmetlerle

Detaylı

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan. EVOK Güvenlik, ülkemizde büyük ihtiyaç duyulan güvenlik hizmetlerine kalite getirmek amac yla Mustafa Alikoç yönetiminde profesyonel bir ekip taraf ndan kurulmufltur. Güvenlik sektöründeki 10 y ll k bilgi,

Detaylı

13. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN. ztekin@karabuk.edu.tr

13. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN. ztekin@karabuk.edu.tr 13. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ Prof. Dr. Zeki TEKİN ztekin@karabuk.edu.tr Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi 2 İçindekiler CUMHURİYET DÖNEMİNDE MESLEKÎ TEKNİK EĞİTİMDE

Detaylı

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur.

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur. Mevcut Kaynaklar Kullan lmas na Ra men 2020 li Y llarda Türkiye de Elektrik Enerjisi Aç Olabilir mi? H. Atilla ÖZGENER* I. Türkiye nin Elektrik Enerjisi Durumunun Saptanmas Türkiye nin elektrik enerjisi

Detaylı

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY brahim ERCAN * 1- GENEL B LG : Motorlu tafl t sürücüleri kurslar, 5580 say l Özel Ö retim Kurumlar Kanunu kapsam nda motorlu tafl

Detaylı

ÇÖZÜM Say : 90-2008. Mustafa BAfiTAfi* I-G R fi

ÇÖZÜM Say : 90-2008. Mustafa BAfiTAfi* I-G R fi ÇÖZÜM Say : 90-2008 KISM SÜREL VEYA ÇA RI ÜZER NE ÇALIfiANLAR LE BU KANUNA GÖRE EV H ZMETLER NDE AY ÇER S NDE 30 GÜNDEN AZ ÇALIfiANLAR 01.10.2010 TAR H NE KADAR YEfi L KART ALAB LECEKLER Mustafa BAfiTAfi*

Detaylı

Bir Ülke Bir Bayrak. Temel Kaynak 5. Toplum Hayat m z

Bir Ülke Bir Bayrak. Temel Kaynak 5. Toplum Hayat m z SOSYAL B LG LER Temel Kaynak 5 Bir Ülke Bir Bayrak Toplum Hayat m z Toplum, bireylerden oluflur. Toplum içinde bireyler sürekli birbirleriyle iletiflim hâlindedirler. liflkileri düzenleyen yaz l ve yaz

Detaylı

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas Atatürk ün Dünyas Cengiz Önal 64 Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas Han mlar, Beyler! stanbul dan geliyorsunuz. Hofl geldiniz. stanbul un fl k ocaklar n temsil eden yüce heyetiniz karfl s

Detaylı

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan 11 NİSAN 2013 0 212 260 23 60-0 212 260 52 29 %50 ye varan indirimler 4/C'lilerin eylemi TÜRK Büro-Sen öncülüğünde, 4/C'lilerin haklarının iadesi amacıyla ülke çapında eylemler düzenlenmeye başlatıldı.

Detaylı

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU Aytaç ACARDA * I G R fi flletmeler belli dönemlerde sat fllar n artt rmak ve iflletmelerini

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir Saymak San ld Kadar Kolay De ildir B ir matematikçinin bir zamanlar dedi i gibi, saymas n bilenler ve bilmeyenler olmak üzere üç tür insan vard r Bakal m siz hangi türdensiniz? Örne in bir odada bulunan

Detaylı

Kurtulufl Savafl ndan sonra bar fl yap ld. Tüm düflmanlar yurdumuzu terk etti. Padiflah da yurdumuzdan ayr ld. 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet kuruldu.

Kurtulufl Savafl ndan sonra bar fl yap ld. Tüm düflmanlar yurdumuzu terk etti. Padiflah da yurdumuzdan ayr ld. 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet kuruldu. CUMHUR YET BAYRAMI Yaflas n Cumhuriyet! Cumhuriyet bir devletin yönetim fleklidir. Eskiden ülkemizi padiflahlar yönetiyordu. O zaman devletimizin ad da Osmanl Devleti ydi. Düflmanlar yurdumuzu iflgal etmiflti.

Detaylı

K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve

K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve ÖZEL MATRAH fiekl NE TAB ALKOLLÜ ÇK SATIfiLARINDA SON DURUM H.Hakan KIVANÇ Serbest Muhasebeci Mali Müflavir I. G R fi K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve modern

Detaylı

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim.

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim. Barbut Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim. Ne yapal m ki ben oyun oynamay çok severim. Birinci Oyun. ki oyuncu s rayla zar at yorlar. fiefl (6) atan ilk oyuncu oyunu kazan yor. Ve

Detaylı

Endüstri 4.0. nsanl n Gelece i. Tümüyle bilgisayar

Endüstri 4.0. nsanl n Gelece i. Tümüyle bilgisayar Endüstri 4.0 ve nsanl n Gelece i Tümüyle bilgisayar 40 y l içinde sistemli ve yapay insanlar n yapt zeka donan ml makinelerin, üretim ve hatta bilgisayarlar n her ifli makine ve hizmet sektöründe çal flmas

Detaylı

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN Yahya ARIKAN* Meslek yasam z n 20. y l n geride b rak rken,yeniliklerle dolu bir süreci yaflamaktay z. Toplumsal yaflamda ve meslek yaflam m zda sosyal

Detaylı

Koçun Kendisini De erlendirmesi çin Kontrol Listesi

Koçun Kendisini De erlendirmesi çin Kontrol Listesi Koçun Kendisini De erlendirmesi çin Kontrol Listesi Afla daki sorular etkin bir koç olabilmek için ihtiyaç duyulan beceri ve niteliklerle ilgilidir. Koç olarak kendi etkinli inizi de erlendirmek için bu

Detaylı

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK 24 Aralık 2010 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27795 YÖNETMELİK Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığından: YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ

Detaylı