7 DE. Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi nde Mehmet Ýzci yönetiminde çalýþmalarýný devam ettiren Nevþehir Belediyesi...

Transkript

1 KESK ve Kamu Sen tarafýndan çaðrýsý yapýlan ve birçok sendika, meslek odasý, demokratik kitle örgütü ve siyasi parti tarafýndan desteklenen Grev hayatý durdurdu. KESK Genel Merkezinden aldýðýmýz bilgilere göre, 1 Aralýk 2000'de yapýlan grevle birlikte 1980 sonrasý ülkede yapýlan en büyük kamu emekçileri grevine tanýklýk ediyoruz. ÝSTANBUL Avrupa yakasýnda greve katýlan onbinlerce emekçi iþyerleri önünde yaptýklarý açýklamanýn ardýndan Çaba'da bir araya geldi. Onbinlerce emekçi, KESK tarafýndan açýlan "Grevli toplu sözleþme, insanca yaþayacak bir ücret, güvenceli istihdam, ek ödemeler emekliye yansýtýlsýn, ücretlerimiz vergi artýþýnda yansýtýlsýn, kadýn emekçiler pozitif 2 DE Anadolu yakasýnda iþlerini býrakan kamu ayrýmcýlýk, baskýlar son bulsun istiyoruz" emekçileri de saat 11.00'den itibaren Sirkeci yazýlý ana pankartýn arkasýnda, Beyazýt Garý önünde toplanmaya baþladý. Çok sayýda Meydaný'na doðru yürüyüþe geçti. Kamu emekçi, Anadolu yakasýndan vapurlarla emekçilerinin eylemine çok sayýda sendikanýn Eminönü'ne gelirken, Sirkeci Garý önünde yaný sýra ÖDP, BDP, HDK, ESP, EMEP, toplanan binlerce emekçi, "Baskýlar son BDSP gibi çok sayýda siyasi parti ve örgüt bulsun", "Yaþasýn örgütlü mücadelemiz" üyesi de destek verdi. pankartlarý açarak, Beyazýt Meydaný'na doðru Sirkeci kolu yürüyüþe geçti. Sirkeci kolu yürüyüþünde çok sayýda sendikanýn yaný sýra çok sayýda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyesi de emekçilerinin yürüyüþüne katýlarak, destek verdi. "Yaþasýn örgütlü mücadelemiz", "Direne direne kazanacaðýz", "Faþizme karþý omuz omuza" slogan atan binlerce emekçinin Beyazýt Meydaný'na doðru yürüdü. Haberin Devamý 2 DE Hacýbektaþ Atatürk Ýlköðretim Okulu yanýnda, Halk Eðitim binasýnda Taþýmalý Eðitim kapsamýndaki öðrenciler için yemek yapýlýyor. Ancak hemen karþýsý Santral Sokakta Nevþehir-Hacýbektaþ Halk Eðitim Merkezi Müdürlüðü ve Akþam Sanat Okulu ONYX Taþçýlýk Kursu binasý bahçesi, çöplerin döküldüðü çöp alaný. Dökülen çöplerin alýnmadýðýndan þikayetçi olan mahalleli soruyor; Burasý çöp dökme alanýmý? Çöpler neden alýnmýyor? Hacýbektaþ ta çevre kimin sorumluluðunda? Belediyenin görevleri içerisinde Hacýbektaþ ýn temizliði yok mu? Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN Kamu Emekçileri, toplugörüþme sürecinde hükümetin yüzde 3,5 zam ve sosyal haklarda ilerleme saðlamayan önerisine Çarþamba günü AKP hükümetine üç buçuk attýrarak tüm Türkiye de olduðu gibi Hacýbektaþ ve Nevþehir de de yanýt verdi. Hacýbektaþ Eðitim- Sen örgütünün tam katýlým saðladýðý Grev öðretmen evi önünden baþlayýp, halaylarla, Nevþehir Caddesinde yürüyüþ ve hükümet konaðý önünde basýn açýklamasý yapýlmasý ile Hacýbektaþ ta baþlatýlan iþ býrakma eylemi burada toplanan grubun topluca Nevþehir e hareketi ile son buldu. Hacýbektaþ Kamu Emekçileri, Nevþehir merkezde il ve diðer ilçelerden iþ býrakma kararýna uyan sendikalarýn üyeleri ile birleþtiler. Nevþehir Ýl ve Ýlçe Kamu Emekçileri örgütlülüðü, APK Hükümetine emekçiyle alay edilmez! Yaþasýn Grev diye haykýrarak gür bir þekilde sesini duyurdu. Kamu Emekçileri adýna Eðitim-Sen Örgütünün yaptýðý basýn açýklamasý þöyle; Haberin Devamý 3 DE 7 DE Nevþehir Üniversitesi'nin 5. Kuruluþ Yýldönümü münasebetiyle düzenlenen etkinlikler kapsamýnda, 'Çocuk Gözüyle Van' konulu fotoðraf sergisi açýldý. Sergide, 23 Ekim 2011 tarihinde Van da meydana gelen deprem sonrasýnda Van da tamamý çocuklar tarafýndan çekilen fotoðraflar sergilendi. Serginin açýlýþýný Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ, Ýl Garnizon ve Jandarma Komutaný Jandarma Kýdemli Albay Turgay Aras, Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver, Üniversite Rektörü Prof. Dr. Filiz Kýlýç ve Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Çetin Pekacar gerçekleþtirdi. Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi nde Mehmet Ýzci yönetiminde çalýþmalarýný devam ettiren Nevþehir Belediyesi... Ýsmail Afacan Þahin Örgel, þiir, öykü ve tiyatro oyunu olmak üzere birçok alanda ürünler veriyor. Son dönemde tiyatro oyunlarýyla ön plana çýkan yazarýmýzýn Köyistan isimli oyunu Devlet Tiyatrolarý repertuarýna giren yedinci oyunu oldu yýlýnda Nazým Hikmet Oyun Ödülünün sahibi olan Örgel in þiir ve öykü dallarýnda da ödülleri bulunuyor. Þahin Örgel, tüm bu çalýþmalarýný Çorum da yürütüyor. Bunun tercih olmayýp zorunluluk olduðunu belirten Örgel, bu durumun bazen zehir, bazen de þans olduðunu dile getiriyor. Ýstanbul gibi bir sanat merkezine uzak olmasýna raðmen tiyatro oyunlarý ve öyküleriyle isminden söz ettiriyor. Dünyada 21 Mayýs tarihi Dünya Süt Günü olarak kutlanmaktadýr. Bizler de süt ile ilgili sorunlarýmýzýn artýk çözüldüðü ve gerçek kutlamalarýn yapýldýðý günleri umutla beklemekteyiz.

2 Tek millet... Tek devlet... Tek bayrak... Tek dil... Tek din... diye tek tek basarak ilerliyorlar. RT Erdoðan ýn açýktan telaffuz etmediði tek bir laf vardý, o da: Tek adam. Ama öyle olduðunu biz biliyorduk. RT Erdoðan ýn bu teklik sevdasý toplumu mitoz bölerek daha da keskinleþtirdi, kutuplaþtýrdý, kanser etti; ve bunlarýn gizli bir ajandasý var diyen farklý kesimleri haklý çýkardý... Uzun süredir gittikleri yerin neresi olduðunu biz de söylemekteydik, onlar da biliyordu: tek parti ve tek adam sistemi... Þimdi þartlarýn olgunlaþtýðýný görüyorlar. Ve uzun süredir Türkiye zaten ve fiilen tek adam sistemiyle yönetiliyordu, þimdi bunu baþkanlýk rejimi olarak anayasal bir platforma taþýma peþindeler. Çünkü kendilerini/kendisini tek seçenek ilan ettiler. Ve en baþta ABD ye kendilerinin/kendisinin tek seçenek olduðunu ispat derdindeler. Oysa tam yirmi yýl önce RT Erdoðan baþkanlýk sistemi hakkýnda þöyle demiþti: Türkiye buna hazýr deðil. Baþkanlýk sisteminin ortaya çýkýþý bir özentinin sonucu ya da ABD emperyalizminin bize bir tavsiyesi. Bunun oluþmasý için siyasette serbest piyasanýn oluþmasý lazým. Evet üç yýl önce BirGün ün de manþetten verdiði ve RP Ýstanbul il baþkanýyken yapýlan bir röportajda aynen böyle demiþti. Ama bizzat kendisi son on yýldýr tek tek basarak Türkiye yi buna hazýr hale getirmedi mi? Çünkü o da ABD ye özenmekteydi ve ABD emperyalizminin tavsiyesine uymalýydý. Yalan mý? Üstelik bunun oluþmasý için siyasette serbest piyasanýn oluþmasý lazým idi! Dikkat edin, hemen okuyup geçmeyin: Siyasette serbest piyasa diyor! Yani? Yani sadece ekonomide deðil, herkesin satýlabildiði, satýn alýnabildiði, arz talep dengesinin gözetildiði bir siyaset pazarýndan söz ediyor. Tam bezirgânlara göre bir maharet. Haklarýný teslim etmek gerekir ki Türkiye de sýnýflar mevzilenmesinde tefecilik-bezirgânlýk kesiminin torunlarý olarak siyaset sahnesine çýkan ve kadim burjuvaziye dahi külahýný ters giydirerek siyaset piyasasýna emperyalizm ve sermaye adýna el koyabilen bir ustalýk mertebesine yükseldiler. Þimdi ABD bu yüzden bölgedeki bütün tezgâhlarýnda RT Erdoðan ý tek adam, partisini de tek model olarak gösterebiliyor. Son on yýl sonunda, yasama, yürütme, yargý, ordu, medya bu tek adamýn eline geçti. Arzulamadýðý herhangi bir geliþme olduðunda (mesela MÝT ile özel yetkili savcýlar kavgasý) derhal ferman gücünde kanun çýkarýyor, arzusunu yasal kýlýfýna uyduruyor. Ve giderek konumunu daha da sarsýlmaz hale getirdiðine inanýyor, inandýrýyor. Rejimi deðiþtirdi, dengeleri deðiþtirdi, müesses nizamýn yapýsýný deðiþtirdi. Deðiþtiremediði ve deðiþtirmek için cüret edemediði tek olgu, içsel olgu, ABD ile olan iliþkiler. Bu iliþkileri saðlamlaþtýrdýðý, ona özendiði ölçüde baþarýlý olacaðýnýn bilincinde. Haksýz da deðil yani. Bu þevkle, mesela son olarak, Uludere Katliamý'ný geçiþtirmek için akla gelmedik sözler söylemedi mi? Wall Street Journal haberini Pentagon bile yalanlamadý ama Erdoðan bu haberin seçimlere gitmekte olan Obama yý güç duruma düþürmek için yapýldýðýný iddia edebildi. Bu katliam, önce Heron mu Predatör mü diye tartýþýlmýþtý; sanki murat yüz yirmi dört gibi yerli malýymýþçasýna, Heron denilince 34 masum Kürt ün katledilmesi milli kategoride olacaktý, Predatör denilince gayri milli! RT Erdoðan bu ikileme son noktayý koydu, Pentagon u ve Türk Genelkurmay ýný tekleþtirerek, ayrýmýz gayrýmýz yok diyerek, bu çifte iddiayý ve sonucundaki katliamý da millileþtirdi! O halde tek adamlýk için de ayný soru geçerli: Tek mi çift mi? Kolay soru. Müstakbel TC Baþkaný tek baþýna olmayacak ki. ABD Baþkaný ile ideal bir çift oluþturacak... Tek mi çift mi oyunu bir yana, bu oyunu bozabilmek için bizim seçeneðimiz nedir diye sormak önemli elbette. Sol seçenek yaratabilmek uðruna, bugüne dek ezber bozuculuk niyetiyle denenmedik yol kalmadý. Kimileri solu güçlendirmek adýna AKP yi desteklemeye soyundu. Alevileri, CHP den hoþnutsuz sosyal demokratlarý ve bir kýsým Kürtleri etrafýmýzda toplayabiliriz kurnazlýðýyla ÖDP yi terk edip eski SHP yi ele geçirmeye çalýþanlar oldu. Yani sol siyasette madrabazlýk siyasetinin hiçbir iþe yaramadýðý defalarca kanýtlandý. AKP nin ve RT Erdoðan ýn tek seçenek biziz çalýmlarý karþýsýnda, yine tek bir yol kaldý: Sosyalistlerin, devrimcilerin kendi baðýmsýz siyasetleri doðrultusunda, hiç kimseye müdana etmeden doðru bildikleri tarzda devam etmeleri... Tek adam rejimi kuruluyormuþ. Varsýn kurulsun. Buna karþý ancak ve ancak tek baþýma kalsam dahi direneceðim diyenlerin bir araya geldikleri devrimci örgütler, evet yani, bizimkiler tek seçenek olmayý sürdürecektir! Baþka yolu yok. Konak meydanýnda onbinler Ýzmir'de binlerce kamu emekçisi Basmane Meydanýnda toplandýktan sonra Konak Meydanýna doðru yürüyüþe geçti. Konak Meydanýnda toplanan yaklaþýk 25 bin emekçi AKP politikalarýný protesto etti. Ankara sokaklarý þenlik yeri... Ankara'nýn her yanýna yayýlan devlet dairelerinin önünde davullar eþliðinde grev halaylarý kuruldu. Özellikle Hastane ve Vergi daireleri önlerinde coþkulu eylemler gerçekleþti. ODTÜ ve Ankara Üniversitesi Cebeci kampüslerinde toplanan emekçiler buralardan Ziya Gökalp Caddesine yürüdü. Eðitim Sen þubeleri YKM önünden Milli Eðitim Bakanlýðý önüne yürüyüerek burada bir basýn açýklamasý yaptý. Eðitim Senliler MEB önündeki açýklamadan sonra Ziya Gökalp Caddesine geçtiler. Ziya Gökalp Caddesi üzerinde toplanan yaklaþýk 20 bin emekçi "AKP zammýný al baþýna çal" sloganlarý ile grev þenliklerini sürdürdü. Eylem alanýnda Eðitim Sen ve SES kortejleri oldukça kitlesel. Eyleme DÝSK, TMMOB, ÖDP, TKP, Halkevi ve HDK bileþenleri de kitlesel katýlarak destek verdi. Ankara'daki eylemde KESK adýna konuþmayý KESK Genel Sekreteri Ýsmail Hakký Tombul yaptý. Ýsmail Hakký Tombul konuþmasýnda "Çekin artýk elinizi ekmeðimizden, aþýmýzdan diyen milyonlar, önlerindeki her engeli kararlýlýkla aþmaya hazýrlanýyor. Bugüne kadar ortaya koyduðu mücadele ile milyonlarýn taleplerini ve beklentilerini kararlýlýkla savunan KESK, bu onurlu mücadelede yerini almaya hazýrdýr." dedi. (Konuþma metni aþaðýdadýr) Bursa Fomara Meydanýna çýktý Hükümetin %3,5+3,5 zam politikalarýna karþý, KESK'in tüm yurtta aldýðý grev kararý Bursa'da da coþkulu ve kitlesel þekilde hayata geçirildi. Saat:11.00'da Heykel/Ünlü Cadde'de toplanmaya baþlayan kamu emekçileri halaylar çekerek yürüyüþün baþlamasýný beklediler. Saat 11:30'da yürüyüþ alkýþlar, ýslýklar ve sloganlarla coþkulu bir þekilde baþladý. Yürüyüþ esnasýnda caddeleri trafiðe kapatan kamu emekçileri Bursa'da hayatý durma noktasýna getirdi. Eðitim-Sen'in kitleselliði gözlerden kaçmazken, yürüyüþe Türk Eðitim-Sen ve Sendikal Güç Birliði Platformundan da sendikalarýn greve katýlarak destekledikleri görüldü. Yürüyüþte sýk sýk "AKP Zammýný Al Baþýna Çal","Toplu Sözleþme Hakkýmýz Grev Silahýmýz","Direne Direne Kazanacaðýz" "Zam Zulum Ýþkence Ýþte AKP" gibi sloganlar atýldý. Fomara Meydanýna gelindiðin de sabahtan grev yapan Türk Eðitim-Sen'li bir grup öðretmen burada KESK'i alkýþlarla karþýladý. Fomara Meydanýna sýðmayan emekçilere çevreden geçen vatandaþlardan da yoðun ilgi vardý. Kurulan platformdan taleplerini bir kez daha haykýran kamu emekçileri, pazarlýk sürecinde yandaþ sendikacýlýk anlayýþýnýn düþtüðü vahim durumu bir kez daha gözler önüne serdi. Mitinge yaklaþýk kiþi katýldý. Grev sorunsuz bir þekilde çekilen halaylar ve hep birlikte söylenen marþlarla sona erdi. Mersin'de 11 defa barikat aþýldý Bugün Türkiye'nin her yerinde olduðu gibi Mersin'de de kamu emekçileri grevdeydi. Mersin'de KESK'e baðlý sendika üyeleri iþbaþý yapmadý. Hükümet tarafýndan teklif edilen %3,5 zammýný kabul etmeyen KESK üyeleri Mersin'de sabah saat:10:00'da Ýstayon meydanýnda toplandý. Yürüyüþ polisin tüm engellemelerine raðmen saat:10:30'da baþladý. Yürüyüþe 6 gündür grevde olan Petrol Ýþ sendikasýna baðlý soda, krom ve tuz iþçileri de destek verdiler. Yürüyüþ Ýstiklal caddesini takiben hastane caddesine oradan da AKP Akdeniz ilçe binasý önüne doðru yol aldý. Polis AKP ilçe binasý önünde Kamu Sen üyelerinin eylem yaptýðýný ve yan yana gelme durumunda olay çýkabileceðini gerekçe göstererek KESK'li üyelerin kortejinin önüne 11 defa barikat kurdu. Her defasýnda barikatý aþan KESK üyeleri saat:13.30 sularýnda AKP ilçe binasý önüne ulaþtý. AKP ilçe binasýnýn önüne gelindiðinde kitlenin sayýsý onbine ulaþmýþtý. Basýn açýklamasýnýn okunmasýnýn ardýndan eylem sona erdi. Antalya Antalya da Grev yapan binlerce kamu emekçisi Toplusözleþme hakkýmýz Grev Silahýmýz Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek Ýþte sendika iþte KESK sloganlarý ile yürüdü. Sabahýn erken saatlerinden itibaren iþyerleri önünde toplanan kamu emekçileri Antalya Defterdarlýðý önünde birleþerek Yýldýz, Turgut Reis, Konyaltý caddelerini takip ederek Yavuz Özcan parkýnda miting yaptýlar. Açýklamayý KESK Antalya Þubeler Platformu Dönem sözcüsü Mustafa Ayar yaptý Adana KESK'in ve Kamu-Sen'in tüm iþ kollarýna yaptýðý Grev çaðrýsýyla sabah 10.30'da bir araya gelen kamu emekçileri, iki koldan Ýnönü parkýna yürüyerek birleþip Çarþý merkezinde dolaraþak yürüyüþlerini gerçekleþtirdiler. Yaklaþýk 6000 kiþiyi bulan kalakalýk yürüyüþ esnasýnda 'Direne Direne Kazanacaðýz, Hükümet Zammýný Al Baþýna Çal, Zafer direnen emekçinin olacak,hükümet Ýstifa' sloganlarý atarak seslerini yükselttiler. Tekrardan Ýnönü parkýna gelindiðinde, çoþkusuyla yolu kapatan kitleye sendika temsilcileri ve Þube Baþkanlarý hitap etti. Halaylar ve türkülerle Grev tüm çoþkusuyla devam etti. Eskiþehir Eskiþehir'de greve katýlým büyük oldu. Gece saat:00.00'da KESK'e baðlý BTS ve Kamu Sen üyesi demiryolu çalýþanlarýnýn Eskiþehir gar binasýna grev pankartýný asmasýyla grev fiilen baþladý. Bu sabah ise özellikle merkezi okullarýn çoðunluðunda eðitim emekçileri okullarý tamamen boþalttýlar. Bazý okul binalarýna grev pankartý asýldý. Yaklaþýk 1500 kiþiden oluþan KESK üyesi emekçiler saat 09:00 da Vardar Ýþ Merkezi binasý önünde toplanarak buradan 2 Eylül caddesi, Doktorlar Caddesi ve Kýzýlcýklý Caddesi güzergahýndan Gar meydanýna kadar kortej halinde yürüyüþe geçtiler. Yürüyüþ güzergahý boyunca tramvay ve araç trafiði kesildi. Yürüyüþ sonunda Gar meydanýnda Kamu Sen üyesi emekçilerle birlikte ortak alan eylemliliði gerçekleþtirildi. Eyleme KESK MYK üyesi Ali KILIÇ da katýlarak konuþma yaptý. Alanda yaklaþýk 3000 emekçi toplandý. Yoðun yaðmura raðmen emekçiler alaný terketmeyerek üç saat süreyle halaylarla basýn açýklamalarýyla alan eylemliliðini sürdürdüler. Bolu'da grev coþkusu... Bolu da greve katýlan yüzlerce kamu emekçisi coþkulu bir þekilde grev halaylarýyla eyleme baþladý. Bolu Kardelen meydanýnda toplanan KESK üyesi emekçiler Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek, Faþizme Karþý Omuz Omuza, Ýþte sendika iþte KESK sloganlarýyla alaný doldurdular. Halaylarýn ardýndan SES Þube Baþkaný Serdar KOÇYÝÐÝT basýn açýklamasýyla alaný dolduran emekçilere hitap etti. Bolu da özellikle eðitim emekçilerinin yoðun katýlýmý gözlemlenirken, Bolu nun Kýbrýsçýk Ýlçesinde KESK e üye tüm kamu emekçilerinin ilçede eylem yaptýðý da gelen haberler arasýndaydý. Ankara ve Konya Garlarýnda gerginlik Demiryollarýnda greve katýlým Hýzlý Tren dýþýndaki tüm hatlarda %100'ü buldu. Hýzlý Trenin çalýþmasý konusunda ise Garlara Çevik Kuvvet yýðýnaðý yapýlarak Kamu emekçileri engelleniyor. Konya ve Ankara Garýnda polis ile kamu emekçileri arasýnda zaman zaman gerilimler yaþanýyor. Grevin start yeri demiryollarý 23 Mayýs Grevi Eskiþehir'de saat:00.00'da KESK'e baðlý BTS ve Kamu Sen'e baðlý Türk Ulaþým Sen üyesi emekçiler tarafýndan Eskiþehir Gar binasýna grev pankartýnýn asýlmasýyla baþladý. Gece 23.45'de Gar binasýnda toplanan emekçiler adýna KESK BTS Þube Baþkaný Rýdvan Bozan ve Kamu Sen temsilcisi Þükrü Erkoca tarafýndan birer basýn açýklamasý yapýldý. Daha sonra grev pankartý alkýþlarla Gar binasýna asýldý. (muhalefet.org-emek dünyasý)23 Mayýs 2012

3 Merhaba, Haklarýna, özgürlüklerine ve geleceklerine sahip çýkarak Türkiye nin her yerinde alanlarý dolduranlar, Merhaba Hükümetin kapý kullarý deðil, taleplerine sahip çýkan emekçiler olduklarýný haykýranlar, Merhaba! Grevsiz toplu sözleþme, toplu sözleþmesiz sendika olmaz diyenler, Bugün Türkiye nin dört bir yanýnda kamu emekçileri olarak, sadece kendisi için deðil, insanca bir yaþamý hak eden herkes için grevdeyiz. Yine alanlarda omuz omuzayýz. Buradan Türkiye nin her yerinde yüreði aydýnlýk bir gelecek için çarpan herkese selam gönderiyoruz. Bugün burada yalnýz deðiliz. Ýþçiler, saðlýk çalýþanlarý, mimar ve mühendisler, öðrenciler, veliler, kadýnlar olarak bir aradayýz. Omuz omuzayýz. Bu sömürü düzenine itirazýmýz var diyen, kamu emekçilerinin haklý taleplerini sahiplenen herkesi, KESK adýna saygý ve sevgi ile selamlýyorum. Hoþ geldiniz. Deðerli Dostlar Bugün kamu emekçileri olarak bizimle dalga geçenlere, 2012 nin Türkiye sinde bizi hala kapý kulu olarak görenlere en iyi cevabý vermek için grev hakkýmýzý kullanýyoruz. Grev hakkýnýz yok tehditlerini boþa çýkaran yüz binlerce kamu emekçisi bugün tüm Türkiye de hayatý durdurmuþ durumda. Daðýn fare doðurmasýný bekleyenler dýþýnda herkesin, kamu emekçilerinin, iþçilerin, emeklilerin yürekleri bugün bizimle çarpýyor. 12 Eylül 2010 referandumu öncesinde kamu emekçilerine artýk sizler de toplu sözleþme yapacaksýnýz, haklarýnýzý koruyacaksýnýz diyenler, her zaman olduðu gibi sözlerinde durmamýþtýr. Referandum sürecinde nikah masasýnda bile böylesine iþtahla EVET demedik diyenlerin kamu emekçilerinin karþýsýna çýkýp özür dilemesi gerekmektedir. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN Hacýbektaþ Atatürk Ýlköðretim Okulu yanýnda, Halk Eðitim binasýnda Taþýmalý Eðitim kapsamýndaki öðrenciler için yemek yapýlýyor. Ancak hemen karþýsý Santral Sokakta Nevþehir-Hacýbektaþ Halk Eðitim Merkezi Müdürlüðü ve Akþam Sanat Okulu ONYX Taþçýlýk Kursu binasý bahçesi, çöplerin döküldüðü çöp alaný. Dökülen çöplerin alýnmadýðýndan þikayetçi olan mahalleli soruyor; Burasý çöp dökme alanýmý? Çöpler neden alýnmýyor? Hacýbektaþ ta çevre kimin sorumluluðunda? Belediyenin görevleri içerisinde Hacýbektaþ ýn temizliði yok mu? Atatürk Ýlköðretim okuluna giden Zir Mahallesi çocuklarý, okul yakýnýndaki Ziraat Bankasý arkasý boþ alana dökülen çöpler ve Santral sokaktaki çöp alaný yakýnlarýnda ve okul çýkýþlarýnda oyun oynuyor. Çöp dökülecek kapalý çöp bidonlarý neden yok? Geleceðimiz olan çocuklarýmýza örnek olacak davranýþlar göstermeliyiz! Temiz çevre, Temiz Hacýbektaþ için el ele olmalýyýz. Yetkili ve sorumlularý göreve çaðýrýyoruz. Deðerli Dostlar, Sadece adý toplu sözleþme olan bu sistemin yürümeyeceði zaten baþýndan belliydi.grev hakkýnýn olmadýðý bir toplu pazarlýk sistemi olur mu? Ýþverenin, çalýþanýna hangi konularda talepte bulanabileceðini belirlediði, son kararý kendisinin verdiði bir toplu pazarlýk sistemi dünyanýn neresinde var? Ýþveren sadece sizi dinleyecek, hatta dinliyor gibi gözükecek. Sonra da sana verdiðimle yetin daha fazlasýný istemeye hakkýn yok. Grev yapmaya da hakkýn yok diyecek. Uluslar arasý hukuktan doðan anayasal hakkýmýz, Grev hakkýmýz, yasal güvence altýna alýnmayacak. Son söz 11 üyesinin 6 sý hükümet tarafýndan atanan Hakem Kuruluna verilecek. Buna da toplu pazarlýk denilecek. Dünyanýn neresinde görülmüþ böyle bir toplu pazarlýk? Ýþte sendikalarý, kamu emekçilerini yok sayan bu sistemde baþlatýlan görüþmelerde hükümet dalga geçercesine 4,5 milyon kamu emekçisine ve emekliye 2012 yýlý için önce %3+3, 2013 yýlý için %2+3 maaþ zammý teklif etmiþtir. Üstelik komisyon toplantýlarýnda gündeme getirdiðimiz ekonomik, sosyal, özlük ve demokratik sorunlara iliþkin hiçbir öneri sunmamýþ, sendikalarýn tüm taleplerini görmezden gelmiþtir. Görüþmelerin son gününde sadaka teklifine birkaç kuruþ daha ekleyen hükümet 2012 teklifini %3,5 + 4, 2013 teklifini de %3+3 olarak yenilemiþtir. Günde ancak bir simit parasýna denk gelen, maaþlarýmýzda aylýk olarak ortalama TL artýþ öngören teklifleriyle kamu emekçilerine, emeklilere verdikleri deðeri bir kez daha göstermiþlerdir. Þimdi dað fare bile doðmadý diye sitem edenlere sormak gerekiyor. Ne oldu, yüzde yarýmlýk artýþlardan sonra dað fare doðurdu mu? 4688 sayýlý yasanýn grevsiz ve toplu sözleþmesiz çýkmasý için hükümete koltuk deðneði olmanýza deðdi mi? Gücünüzü kamu emekçiklerinden almak yerine ÇÖP ALANI YAKININDA ÇOCUKLAR sýrtýnýzý iktidara yaslamanýza deðdi mi? Deðerli Dostlar, Milyonlarca insanla dalga geçen teklifini bütçe olanaklarý bu kadar, mali disiplini bozamayýz diyerek savunan hükümetin ileri sürdüðü hiçbir gerekçe kesinlikle gerçeði yansýtmamaktadýr. Toplusözleþme görüþmeleri göstermiþtir ki, ortada sadece sýnýfsal bir tercih vardýr. Hükümet tercihini kamu emekçilerinden, emeklilerden yana deðil, bugüne kadar olduðu gibi sermayeden yana kullanmýþtýr. Son teþvik paketinde patronlara bir seferde 3 milyar TL teþvik paketi açýklanmasý bunun ispatýdýr. Ýþsizlik sigortasý fonundaki paralarýn patronlara aktarýlmasý bunun ispatýdýr. AKP hükümeti, her zaman olduðu gibi, patronlara gelince bonkör, kamu emekçilerine gelince cimri olmayý sürdürmektedir. Her fýrsatta ekonomik büyüme rakamlarý ile övünenlerin bu büyümden pay istediðimizde birden küçülmeleri bu yüzdendir. Biz yýllardýr emekçilerin, iþçilerin talepleri karþýsýnda hepimiz ayný gemideyiz. Sizin taleplerinizi karþýlarsak halk maðdur olur, gemi batar masallarýný duymaktan artýk býktýk. Evet bazýlarýnýn gemicikleri olsa da ayný gemideyiz. Ancak bu gemide birileri özel kamaralarda lüks bir hayat sürerken, emekçilerin kazan dairesine kapatýlmasýna artýk yeter diyoruz. Geminin yol almasýný saðlayan, kazan dairesinde canhýraþ çalýþan emekçilerin geminin batmasýyla tehdit edilmesini kabul etmiyoruz. Ya taleplerimizin karþýlanmasý halinde halkýn maðdur olacaðýný söylemelerine ne demek gerekir? Kimdir bu halk? Halk, bu ülkenin açlýk sýnýrýna yakýn yoksulluk sýnýrýna uzak bir yaþama mahkum edilen kamu emekçileri deðil midir? Halk, yýllarca emeði sömürdükten sonra unutulan, sefalete itilen emekliler deðil midir? Halk, kar hýrsý yüzünden gerekli önlemler alýnmadan çalýþmaya zorlandýðý için binlercesi iþ cinayetlerine kurban edilen, kýdem tazminatlarýna bile göz konan iþçiler deðil midir? Halk, açlýk sýnýrýnýn TL olduðu koþullarda 751 TL ik kölelik ücretinin reva görüldüðü ZÝRAAT BANKASI ARKASI BOÞ ALAN milyonlarca asgari ücretli deðil midir? Halk, yaþam alanlarý HES lerle talan edilen, gübre, mazot parasý bulamadýðý için tarým yapamaz hale getirilen köylüler deðil midir? Halk, sýrtýna binen vergi yüküyle can çekiþen küçük esnaf deðil midir? Bizce halk toplumun %99 unu oluþturan bu kesimlerdir. Deðerli Dostlar, Halka yabancý olanlara, halký tanýmayanlara sesleniyoruz. Halk biziz. Halk burada. Bu halk kendisini maðdur edenleri, yok sayanlarý biliyor. Yunanistan da, Ýspanya da, Ýtalya da olduðu gibi dünyanýn her yerinde krizi halklarýn deðil, halklarý sömürenlerin yarattýðýný herkes biliyor. Bakmayýn bilmezden gelmelerine, halkýn kim olduðunu onlar da çok iyi biliyorlar. Onlarýn orta vadeli planlarý da uzun vadeli planlarý da halký, emekçileri yan yana getirmemek üzerine kuruludur. Emekçilerin bir araya gelmesinden öylesine korkuyorlar ki; büyük usta Nazým Hikmetin dediði gibi; Þafaktan korkuyorlar dostlar Görmekten, duymaktan, dokunmaktan korkuyorlar. Yaðmurda çýrýlçýplak yýkanýr gibi aðlamaktan, Sýmsýký bir ayvayý diþler gibi gülmekten korkuyorlar. Sevmekten korkuyorlar, Tohumdan ve topraktan korkuyorlar. Ne ýskonto, ne komisyon, ne veda isteyen bir dost eli, Sýcak bir kuþ gibi, gelip konmamýþ ki avuçlarýnýn içine. Umuttan korkuyorlar Umuttan korkuyorlar dostlar umuttan, Korkuyorlar, türkülerimizden korkuyorlar, Þafaktan, sevmekten, türkülerimizden ve her þeyden önce umuttan korkanlarýn bu korkusuna defalarca þahit olduk. Grevli toplu sözleþme, insanca bir yaþam talebiyle gerçekleþtirdiðimiz 21 Aralýk grevimizde o korkuyu gördük gözlerinde. Temel eðitimi bile paralý hale getiren, ekonomiye ucuz iþgücü saðlamak için çocuk iþçiliðinin önünü açan, kýz çocuklarýný eve hapsetmeyi amaçlayan yasasýna karþý Mart eylemlerimizde ortalýðý savaþ alanýna çevirenlerin gözünde ayný korku vardý. Milyonlarýn açlýða, yoksulluða öfkesini haykýrdýðý 1 Mayýs ta da hepimiz bir kez daha tanýk olduk gözlerindeki o korkuya. Ama ne yaparlarsa yapsýnlar, ne kadar korkarlarsa korksunlar, bugün Türkiye nin dört bir yanýnda zulmün kayalarýna vurmaya baþlayan Grev dalgalarý, emekçilerin birleþik gücünün önünü açýyor. Bugün grev önlüðü giyip halaya duranlar yarýn tüm ülkeyi bayram yerine çevireceklerinin müjdesini veriyor. Çekin artýk elinizi ekmeðimizden, aþýmýzdan diyen milyonlar, önlerindeki her engeli kararlýlýkla aþmaya hazýrlanýyor. Bugüne kadar ortaya koyduðu mücadele ile milyonlarýn taleplerini ve beklentilerini kararlýlýkla savunan KESK, bu onurlu mücadelede yerini almaya hazýrdýr. Kamu emekçilerinin taleplerini ve iradelerini yok sayan, geleceðini ipotek altýna almaya çalýþanlarýn oyununu bozmaya kararlýdýr. Bizlere tek teminatý þiddet, baský ve daha fazla yoksulluk olanlara karþý bizim teminatýmýz fiili meþru mücadele geleneðimiz olmaya devam edecektir. Tüm emekçileri, iþçileri, halkýmýzý, yoksulluðun, sefaletin, baskýlarýn karanlýk dünyasýna karþý mücadele içinde birleþmeye ve geleceðimize hep birlikte sahip çýkmaya çaðýrýyoruz. YAÞASIN EMEKÇÝLERÝN BÝRLEÞÝK MÜCADELESÝ! YAÞASIN GREVLÝ TOPLUSÖZLEÞME MÜCADELEMÝZ! YAÞASIN ÝNSANCA BÝR YAÞAM MÜCADELEMÝZ

4 Biz Yolumuzun gereklerinin yerine getirilmesini istiyoruz "Binkez kazýlan çukura düþtüðümüz kapýdan tekrar yola çýkýyorsak, ayný çukura binkez düþüyor olacaðýmýzdan artýk sadece yanlýþ yapmayýz, tarihe, geleceðe, çocuklarýmýza ve ödenen bedellere karþý suç iþleriz. Tarihsel inkarýn ve sansürün yarattýðý yabancýlaþma ve korku o kadar güçlü ki!.. Çoðu kez aradýðýmýz göz önündeyken, göremiyoruz, bakýyoruz ama baktýðýmýzý göremiyoruz. Görsek de ondaki hak ký göremiyoruz!.. Bu El Ele El Hak ka gerçeðidir. Bu 72 millete ayný nazardan bakma gerçeðidir bu zalimin karþýsýnda mazlumun yanýndaki duruþtur bu Hak-Adalet ve Eþitlik ilkesidir. Tüm Alevi örgütlenmeleri gibi Fransa alevi hareketide kendi öz deðerleriyle bütünleþip yani varolmasýnýn temel nedeni olan hedefindeki programatik bulanýklýðýný gidermesi, kimlerle birleþip, kimlere karþý olmasý gerektiði noktasýndaki muðlaklýk ve belirsizliði kaldýrmasý zorunludur. Bu muðlaklýðýn temel nedeninin aslýnda Türk-Ýslam sentezi olarak tek ulusçu tek dinci asimilasyonun derin etkisidir. Bu nokta ise temel hedefler açýsýndan Alevi Hareketinin mutlaka yüzleþmesi ve aþmasý zorunda olduðu bir noktadýr. Kendini ve varoluþ nedenini de önemsemenin vazgeçilmez koþuludur bu. Ülkemizde ciddi bir demokrasi sorunu vardýr, AKP devleti kendine muhalif olan tûm fikirleri yok saymakta karsý cýkanlarý cezaevlerine koymaktadýr. Kürt halkýnýn seçilmiþleri cezaevlerinde ve Kürt sorunun demokrasi sorunu olduðunu söyleyen aydýnlar profesörler de artýk terörist muamelesi görmekte muhalif sol sosyalist basýn sansürlenmektedir dolayýsýyla ciddi toplumsal barýþ sorunu vardýr. Ve biz bu ülkedeki demokrasi sorunu çözümlenmeden Alevilik sorunu da çözümlenemez diyoruz. Günü kurtarmaya yönelik mevzi politik analiz ve çözümlemeler Demokratik Alevi hareketinin karakterine uygun deðildir. Ülkede sürdürülen demokrasi mücadelesinden kopuk bir Alevi hareketinin düþünülmesi de söz konusu bile olmamalýdýr. Ýnançlarýn eþitliði, halklarýn kardeþliði, emeðin özgürlüðü cümlesi temel düsturumuz olmalý ve bu söylemde deðil pratik eylemde var olmalýdýr ancak bu þekilde özümüz sözömüzle uygunluk teþkil edecektir. FUAF inançsal, siyasal, demokratik bir mücadele yürütmek zorundadýr. Kendisine biçilmiþ hýrkayý deðil kendi hýrkasýyla var olmak zorundadýr ve bu mücadele kýsa bir zaman dilimine sýkýþtýrýlacak bir mücadele de deðildir. Geçmiþle gelecek arasýnda inançlarýn eþitliði, halklarýn kardeþliði, emeðin özgürlüðü ekseninde yürüyen bu mücadele elbette ki Alevi toplumunun demokratik koþullarda inançlarýnýn gereðini yaþayabilmesinin mücadelesidir. Türkiye'de tüm sorunlar biri biriyle alakalýdýr Alevi sorunu Kürt sorunuyla, Kürt sorunu emek sorunuyla, emek sorunu anayasa sorunuyla birbirini etkileyen, birbirini yönlendiren sorunlardýr bunlar. FUAF ýn bu konularda çizgisi muðlaktýr programýna ve tüzüðüne aykýrý isleyiþ icerisindedir. Bunun içindirki AKM lerimiz ciddi bir durgunluk yaþamaktadýr. Yukarýda bahsettiðimiz nedenlerden dolayýdýrki gelinen noktada Fransa Alevi örgütlenmesi içe dönük kapalý bir toplum örgütlemesi halini almýþtýr. Yönetiçilerin gerçekleri yansýtmayan, vitrin alevicilikleri, ekran ve mikrofon iktidarlýklarý mevcut durumu açýklayamaz. Kapalý kapýlar ardýndaki düþüncelerdir alevileri silik ve toplumsal gerçekliðimizden uzaklaþtýran. Ayrýca fuaf ýn alevileri siyasal arenadan uzak tutmasý ve özelliklede sol sosyalist düsünçelerle arasýna kalýn çizgi çizmesi amman dikkat sakýn haa korku söylemleriyle alevilerin kalbinin soldan attýðý gerçeðini yok saymakla neye hizmet ettiði anlaþýlýr bir durum deðildir bu alevi kökenli sosyalist ve devrimcilerin cenazelerinin cem evlerine alýnmamasý fetvasý veren Cem vakfýnýn anlayýþýdýr.bu sorunlu anlayýþ nedeniyle çatý örgütümüz olan AABK, Türkiyede ABF ve Pir Sultan Abdal dernekleri federasyonu ile olan iliþkiler sorunludur. Bunlarýn nedenlerini canlarýmýzýn bilmesi zorunludur. Örgütlenme modeli sorunludur, AKM lerde YK kurullarýna aday sayýsý 12 kisiyle zor iken bu sayý 16 ya çýkarýlarak içinden çýkýlmasý daha zor bir durumla karþý karþýya getirilmiþtir. Dolayýsýyla komisyonlarda iþlevsiz durumdadýr. FUAF ta bile 12 asil yönetim kurulunda 4 kiþi ancak çalýþabilmektedir. Böylesine ciddi sorunlar yaþanýrken bu dayatma, kurumlarýmýzý ciddi bir þekilde etkilemektedir. Mevcut örgutlenme modelinin yarattýðý sýkýntýlar birçok yöneticiyi kurumdan uzaklaþtýrmýþtýr. 27 Mayýs ta yapacaðýmýz genel kurulda bu çizgiden köklü bir deðiþiklik sergilemek durumundayýz. Ya Cem Vakfýnýn Aleviliði, Ya Arka bahçesi gördüðü Alevilerin cem evlerini yýkan CHP, yada AKP devletinin Müslümansan camiye girersin açýklamalarý ve yeni Sivas larýn, Çorumlarýn.. provalarýný yapýlmasý ve devletin çocuklarýn iþidir diye geçiþtirmesi Alevilerin kapýlarýna yakacaðýz yazýlarýn yazýlmasý artýk alevi kurumlarýnýn taraflarýný belirlemesi açýsýndan çok önemlidir. Bu taraflar bizim gibi yok sayýlan katledilen kürt halkýnýn barýþ ve eþit yurttaþlýk mücadelesidir, bu taraf, zamlar ve yoksulluða karþý yaþam savaþý veren emekçilerin tarafýdýr, bu taraf aleviler gibi yok sayýlan ermeni, süryani, laz, cerkez yani tûm ötekileþtirilenlerin tarafýdýr. Baþka tarafýmýz yoktur bizim Binlerce kilometre uzakta oluþumuz bizi geldiðimiz topraklardan koparmayacaðý açýktýr. Bulunduðumuz ülkede devletle alevi olmaktan kaynaklý sorunlarýmýz yoktur inancýmýzýn gerekeleri yasaklý deðildir, buradaki sorunlarýmýzýn esasi bizi var eden deðerlerimize sahiplenmek ve yaþamak, maðdur ve mazlum halklarýn emek, hak adalet ve eþit yurttaþlýk mücadelelerine destek sunmaktýr. Fuaf Fransa demokratik Alevi harekatinin üst kurumudur, görevi Alevi kültür merkezlerinin önünü açmak, eðitim, inançsal, kültürel, siyasal, sosyal, hukuksal ve demokratik taleplerinin birleþtirici perspektifi ile hareket ederek aydýn, çaðdaþ toplum anlayýþýný koordine etmektir, kendisine biçilmis hýrkayý deðil kendi var oluþ hýrkasýyla var olmak zorundadýr. Geçmiþ ve gelecek arasýnda, inançlarýn eþitliði, halklarýn kardeþliði, emeðin özgürlüðü ekseninde yürüyen bir mücadele, elbetteki alevi toplumunun demokratik koþullardan, inançlarýnýn yaþayabilmesi mücadelesidir. Fuaf da gelinen süreç nedir: 6 yýldýr bu söylemlerden uzaklaþan, bir Fuaf yaratma çabasý içinde olanlar MAK modeli söylemi ile, Alevi örgütlenmesine uymayan masa basýnda yapýlan projelerde, alevi gerçeðine uymadýðý gibi, kurumlarýmýzý daraltan, küçülten ve büro örgütlerine dönüþtürme gayreti içerisindeler. Alevilerin gerçekliðinden uzak, kurumlarýmýzý modern bir örgütlenmeye kavuþturma iddasýnda olan, ben bilirim, ben ederim, ben giderim mantýðý, demokratik olmadýðý gibi bireyselciliktir ve ayný zamanda güvensizliktir. Her örgütlenmenin ihtiyaçtan doðdugu gibi, Alevilerde kendi ihtiyaç duyduðu kurumlarý kurarlar. Seçkinlerin dayatmasý tarih boyunca Alevilerin red ettiði bir anlayýþtýr. Dolayýsýyla, örgütlenme tarzý ve biçimi, ihtiyaç üzerinden þekillenen, biçimlenen deðiþkenliði içerisinde barýndýran demokratik bir örgütlenmedir. Fuaf kolektif çalýsmanin yerine, bir kaç kiþinin inisiyatifine terk edilmiþtir. Komisyonlarýnýn altý boþaltýlmýþ, bölgelerde paralel ve bireysel iliþkiler tercih edilmiþtir. Bireysel iliþkiler kariyerizme hizmet ettiði gibi, örgüte güvensizlik, kolektif çalýþmayý engelleyen, inisyatifsizleþtiren, altýný boþaltmaya hizmet eden bir anlayýþ egemen olmuþtur. Bu anlayýþ tarzýnda vaz geçip, çalýþmalarýmýzý ihtiyaçlarý ekseninde þekillendirilmesi, kurumlara yeni eleman kazandýrarak, güçlendirip profesyonel çalýþma tipi yaratmak gerekiyor. Her kurum sorumlusunun alanýna yönelik her türlü inisyatifi ile donatmak, bireysel ve paralel iliþkileri kesinlikle red etmek, kurumsal iþleyiþi esas almak, deðiþik anlayýþ ve yaklaþýmlarý bir alevi yoldaþ edasý içerisinde ikna yönteminde ýsrarcý olmaktýr. Fuaf demokratik, katýlýmcý altan üstte doðru bir örgütlenme biçimi almalýdýr. Kurum içi demokrasi anlayýþý, tek benci ben merkezçi, dar grupçu ezici çoðunluðun üzerinde oluþturan, taban kitlesine hükmetmesi, onlarý idare etmesi, yukarýdan aþaðýya karar dayatmasý, dayatmacý bir mantýk olduðu gibi, demokratik ve insan haklarý mücadelesine aykýrý ve öðretimize uymamaktadýr. Yani bu iþ sadece vekillere deðil, diðer bir söylemle çoðunluðun aktif veya pasif katýlýmý ile, aþaðýdan yukarýya doðru örgütlenmesi ve her alýnacak kararda söz hakkýna sahip olmasý demektir. Yöneticilerin oluþturup, derneklere empoze etmek istediði çalýþma tarzýnda vazgeçip (tüzük, program ve siyasal sorunlarýn...vs) önce bölgelerde, alevi meclisleri düzeyinde, tüm bölge derneklerinin katýlýmýyla, geniþ bir þekilde tartýþýlmalý, bölgelerin düþünceleri alýndýktan sonra, toplu bir biçimde deðerlendirilmelidir. Sonuç bu biçimi ile kabul edilirse, demokratik olabilir. Yoksa kýsa bir zaman dilimi içerisinde kabul edilen ancak yönetimin veya azýnlýðýn kararý olabilir, buda alevilerin anlayýþýna ters düþer. Fuaf alt ve üst kurumlarýyla olan iliþkilerini tekrar gözde geçirmelidir. Bu gün gelinen aþamada AKM lerle ciddi bir diyalogsuzluk yaþanmaktadýr, keza konfederasyonla da ayný sorunlarý yaþanýyor olmasý tesadüfi deðildir. Bu anlamýyla kurumlarýmýza olan iliþkilerimizi tekrardan gözde geçirmek, kurumlarýmýzla uyum ve demokratik bir yapý içerisinde, çoðunluðun aldýðý kararlara uymak ve saygý göstermek zorundayýz. Bunun tersini yapmak kurumlarýmýzdan kan kaybý olaçaðý gibi, alevilerin antipropagandalarýný yapanlarýn iþine yarayacaktýr. Çalýþma tarzýmýzý tekrar gözde geçirmek, daha güçlü, çizgisi net, dünya görüþünden taviz vermeyen, alevilerin ilkelerine yakýþan, dil, din ve milliyet ayrýmý yapmadan, emekten, özgürlüklerden, esitlik ilkelerine baðlý, ezilen ve mazlumdan yana olan tutumunu, pratik yaþamýnda esas alan ve uygulayan, farklýlýklarýmýzý alevice tartýþan, ortak yanlarýmýz ve çoðaltan bir kurum isleyiþini egemen kýlmak. Fuaf, AKM lerimizin, içe kapalý toplum kurumlar halinden çýkarýlmasý için, diðer demokratik kurumlarla kaynaþmasý ve fransa dernekler yasasýna uygun olarak, her türlü ekonomik kaynaklardan yararlanabilmesi için, merkezi projeler yaparak tüm AKM lerimize, kendi konum ve durumlarýna göre hayata geçirlmesi konusunda, yardýmcý olmak ve takip etmek zorundadýr. inanç, gençlik, kadýn ve iþ verenler kurumlarýmýz özerk bir örgütlenme modeli, 6 yýl önce önerilerimize karþý alýnan tavýrdan vazgeçip, bu kurumlarýmýzý özerk yapýya kavuþturmak için zaman kaybý olmadan, düzenlemelere gitmek, koþullar oluþturmak açil görevimiz olmalýdýr. inanç kurumumuz, aydýn dede ve analar yetiþtiren, toplumumuzun ritüel ihtiyaçlarýný karþýlayan,özerk bir kurum olmalý. AKM lerimizin oturabilmesi için yol ve erkan makamýný bilmek ve yaþatmaktan geçtiðini düþünüyoruz. Özerk bir dedeler kurumu olmasý, çalýþmalarýmýza katký sunacaðý inancýndayýz. Gençlik, suskun, baþeðen, sorgulamayan, özgür düþünemeyen bir gençlik olmasýný istemiyoruz. Sistemin oyunlarýný boþa çýkarabilecek, eðitimli aydýn bireyler olmasýný istiyoruz. Bunun içinde tartýþan, siyasallaþan, proje yapabilenen, enerjik, toparlayan, dinamik bir gençlik hareketý olmasýný istiyoruz, bu anlamýyla gençliðe özel bir önem verip çalýþmalarýna yardýmcý olacaðýz. Gençliðin FUAF bileþeni olarak, özgür baðýmsýz örgütlenmesini istiyoruz. Kadýnýn erkek egemen mantýðýnýn arka bahçesi olmasýný istemiyoruz. Kadýnlarýmýzýn evde ve AKM lerimizde sadece mutfak iþçileri olmasý deðil, düþünen, karar veren, iradeli, Kýzýlbaþ kadýn örgütlenmesini istiyoruz. Biliyoruz ki, öðretimize raðmen aile ve toplum içindeki yerleri diðer kadýnlardan farklý deðil. Kadýnlar Alevi hareketinde demokratikleþme ve canlarýn birliðini esas alýnmasý gerektiðini düþünüyoruz. Bunun içinde, FUAF bileþeni olarak, özgür baðýmsýz bir Kadýn kurumunun oluþmasýndan yanayýz. iþ verenleri, kendilerinin oluþturacaðý birliði, özerk ve baðýmsýz bir yapý içerisinde, üyelerin sorunlarýyla ilgilenen, projeler üreten, fransa genelinde merkezi bir yapý içerisinde olan, ayný zamanda kurumlarýmýza ekonomik katký saðlayan, ekonomik fýrsatlar yaratan, kurum olmasý yönünde örgütlenmelidir. Bulunduðumuz ülkede kamuoyu faaliyetlerde, sadece görüþmeleri yapan deðil ayný zamanda ülkemizde ve ya diðer coðrafyalarda yaþanan anti demokratik uygulanmalara, katliam ve hak gasplarýna karþý heyetler göndermek ve avrupa gündemine taþýmak. Basýn yayýn komisyonumuzun, modern araç ve insan gücüne donatmak, sadece derneklerin çalýþmalarýný göstermek deðil, gündemi belirlemeye çalýþan, gündeme müdahale eden, çizgi ve duruþ itibariyle, mazlumdan ve ezilenden yana olan bir yapýya kavuþturmak için maddi ve manevi gücümüzü harekete geçirmek için özel bir çaba ve çalýþma içerisinde olacaðýz. Projelerimiz: FUAF ý merkeze uygun bir yapýya kavuþturmak FUAF ýn AKM ler arasý koordinesini saðlamak ve profesyonel çalýþmalarýyla dinamik merkezi kurum haline getirmek için profesyonel ekiple donatmak. Gereksiz yol masrafý ve enerji kaybýný önlemek için baþta Paris te olmak üzere Fuaf yönetim kurulu üyelerinin bulunduðu bölgelerde ihtiyaç temelinde bürolar açmak. Bölge temsilçiliðide yapacak bu oluþumlarý inisiyatifle donatarak Akm lerimizle Fuaf arasýnda direk iliþkiyi hayata geçirmek. Tüm faaliyetlerde kiþilerin deðil kurumlarýn ön plana çýkmalarýný saðlamak. AKM ve iþadamlarýmýza yüklenmek yerine ulusal, bölgesel ve avrupa fonlarýndan yararlanmak için, proje dosyalarý yapýmý konusunda eðitime aðýrlýk vererek, finansal kaynaklar yaratmak dolayýsyla AKM lere ekonomik kaynaklar ve olanaklardan yararlanabilmelerini saðlamak. AKM lerimizin ihtiyaçlarý tespitinden yola çýkarak üç yýllýk eðitim, kültür ve sanat projeleri yapmak Fuaf bütçesinde fon oluþturup bu çalýþmalarý hayata geçirmek için önümüze acil bir görev koymak Alevileri, Fransada ve tüm dünyada tanýtacak önemli projeleri hayata geçirmek. Sonuç olarak kýsaca anlatmaya çalýþtýðýmýz konularý hayata geçirmek için, farklýlýklaýrmýzý bir tarafa býrakarak, ortak yanlarýmýzý güçlendirmek için daha bir güçlü FUAF yeniden yapýlanmasýna, katkýsýný sunmak, ve içinde yer almak isteyen herkesi göreve davet ediyoruz. Bu gün müdahale edilmezse yarýn geç kalmýþ oluruz, tarihi sorumluðumuzu yerine getirmemiþ oluruz. Söz konusu deðiþiklikleri sözde deðil pratikte yaþatmaktýr Biz deðiþiklik istiyoruz Biz yolumuzun gereklerinin yerine getirilmesini istiyoruz Biz Alevi kurumlarýmýzýn müsahipliðini istiyoruz Dönen dönsün ben dönmezem Yolum dan. Pir Sultanýn direniþ ruhuyla A Þ K OLA.. *FUAF 8. Genel kurul baþkan adayý Ali Usta Eski Yönetim kurulu üyesi örgütleme komisyonu sorumlusu

5 halinde, kendiyle baþ baþa býrakarak. Þeytanýn azapta olduðu yazarýn itici gücüdür de bir bakýma. Kiþiselimde toparlayacak olursak; öykünün tiyatro oyunu metnine, metnin öyküye ciddi katkýsý vardýr. Bu katký bazen yazarý kendinden kaçýrarak, bazen de kendine çekerek gerçekleþir. Þahin Örgel, þiir, öykü ve tiyatro oyunu olmak üzere birçok alanda ürünler veriyor. Son dönemde tiyatro oyunlarýyla ön plana çýkan yazarýmýzýn Köyistan isimli oyunu Devlet Tiyatrolarý repertuarýna giren yedinci oyunu oldu yýlýnda Nazým Hikmet Oyun Ödülünün sahibi olan Örgel in þiir ve öykü dallarýnda da ödülleri bulunuyor. Þahin Örgel, tüm bu çalýþmalarýný Çorum da yürütüyor. Bunun tercih olmayýp zorunluluk olduðunu belirten Örgel, bu durumun bazen zehir, bazen de þans olduðunu dile getiriyor. Ýstanbul gibi bir sanat merkezine uzak olmasýna raðmen tiyatro oyunlarý ve öyküleriyle isminden söz ettiriyor. Bursa Kitap Fuarýna yetiþtirilen Gidemeyen isimli kitabý Kanguru Yayýnlarý tarafýndan yayýnlananan Örgel, öykülerinde metaforlar aracýlýðýyla kýrýlgan duygularý dile getiriyor. Arada kalmýþlýðý, gidememe halini öykülerinde sýklýkla bulmak mümkün. Öykülerinde biçimsel olarak yeni arayýþlara da bir çok bölümde rastlanabilir. Son kitabýnýz Gidemeyen deki öykülerde biçim içeriðin önüne geçmiþ görünüyor. Bu seçim özel bir tercih mi? aklý mantýðý olan, matematik deðerleri kullanan, kimyayý bilen halimiz deðil yalnýz. Ýþin içinde insan olmamýz, insanca bir yaþam sürdürmemiz yolunda olmazsa olmaz olan, erik, ceviz, çýnar, kavak aðaçlarý da var Hayatýmýz boyunca deðip dokunduðumuz, göz izi býrakýp, hatýralarýmýzý iþaretlediklerimiz onlar Muhtemelen bizden önce baþlayýp, hayatlarýný bizimle birlikte sürdüren onca þeyle paylaþmaya baþlýyoruz günü, bir koca ömrü Bu pay etme oyununda giderek birbirimize benziyoruz sonra; kimimiz kavak aðacýna dönüþüyoruz, hüzünlü endamýmýzla, kimimiz bir çýnar aðacýndan bakýyoruz dünyaya sessiz sedasýz. Sonra nerede domur domur çiçek açmýþ bir kayýsý aðacý görsek, eski bir günü anýyoruz, eski bir sözü, bir aný, durdurulmaz yüküyle, geçip giden zamaný. ÝNSAN GÝTMEK ÜZERÝNE KURULUDUR Öykülerin içeriðinde gidememe, arada kalma halinin yarattýðý kýrýlganlýk gözlemleniyor. Bu duyguyu yaþayan insanlarýn sayýsý az deðil gib. Bu insanlar toplum içinde nasýl bir yerde duruyor? ÖYKÜLERÝMDEN TÝYATRO OYUNU, OYUNLARIMDAN ÝSE ÖYKÜ ÇIKIYOR Yosunlar adlý tiyatro oyununuz Ankara Devlet Tiyatrosunda sahneleniyor. Öykülerinizin bazýlarý tiyatro oyununa dönüþtürüldü. Öykü ve Tiyatro iliþkisi hakkýnda bilgi verebilir misiniz? Taþrada yazan birisi olmak bazen kamçýlar insaný. Çünkü burada kendinizle daha baþ baþa olursunuz bazen. Bazen de baþýnýzdan bizar Bu sonuç aslýnda türlerin ne denli birbirine yakýn olduklarýnýn, birbirlerini çaðýran, doðuran olabileceklerinin de bir iþareti olmalý. Oyunlarým çeþitli yerlerde sahnelenmeye devam ediyor. Devlet tiyatrolarý dýþýnda, Kýbrýs ta ve bazý özel gruplar tarafýndan; festivallerde Her yeni oyunda öncekine göre fazladan güzellikler olacaðý gibi, yeni eksiklikler de olur. Yaþantýmýz gibidir oyunlar. Öykü yazarlýðýnda bulduðu serbest bölgeler kadar þanslý, rahat deðildir tiyatro oyununda yazar. Öykünün tanýdýðý öz, biçim, anlatým kiþiselliði, tiyatro oyununda üst üste kapanan kapýlara döner kimi zaman. Belki bu sebepten tiyatro oyunundan öyküye dönen yazar, kýsýlýp kaldýðý bir hücreden, sonsuz mavi gökyüzü altýnda uçsuz bucaksýz çayýrlarda buluverir kendini. Ancak unutulmamalý ki, fazla serbest, dolgunca rahat ve özgür olmak iyi de olmayabilir. TERCÝH DEÐÝL DURUM Çorum da edebiyat yaþamýnýza devam ediyorsunuz. Kültür ve sanat çalýþmalarýnýn merkezi Ýstanbul a uzak olmak edebiyat yaþamýnýza nasýl etki ediyor? Öncelikle bu bir tercih deðil, durum. Bazen beslendiðiniz yer zehirler sizi, kimi zamanda ayrýcalýklý kýlar. Ýstanbul a uzak olmanýn kaybettirdiklerini göz ardý etmeden, bulunduðunuz yerin verdiklerine bakmak, salt edebiyat ve sanat deðil, yaþamak için de gerekli çoðu zaman. Ýstanbul önemli bir kent. Nefes almanýn, benzersiz olaný bulmanýn olanaklý olduðu sihirli mekânlardan birisi. Bu yüzden Ýstanbul a raðmen yazmak deðil, Ýstanbul u da hissederek yazmak diye bakýyorum meseleye. Tarihin, derin insan hallerinin, iktisadi iliþkilerin harman olduðu Ýstanbul dan uzak olmanýn, -hafifletici neden- sayýlmasý çabasýna girmeksizin yazmak, sürdürdüðüm çabanýn genel adýdýr belki. Elbette yazýnýn fiziki yaþamý denilen bir þey de var. Sayfaya çizilen satýrýn kitaba dönüþmesinden, okura ulaþmasýna, yazarýn ve yazýnýn okurla buluþmasýna varýncaya kadar pek çok þeyi olanaklý kýlan bir kent Ýstanbul. Taþra da olanýn bunlarla da ayrýca uðraþmasý söz konusu. (EVRENSEL) Biçimin kendini hissettiriyor olmasý bir bakýma içeriðin yüklü olmasýndan kaynaklanýyor. Gidemeyen de yer alan öyküler, sýradan olanýn, sýradanmýþ gibi görünenin, sýradanmýþ gibi anlatýlmasý haliyle baþlayýp, sýradanlýðýn içinde var olan derinliðin, anlatýmdaki derinlikle sarmalanmasýyla sürüyor. Doðru olan þu ki, en fantastik dili de bulsanýz, anlattýðý þey okuyucuya deðdiði anda ete kemiðe bürünüyorsa, orada sadece biçimden, içerikten deðil, bütün bir þeyden; nefes alan bir öyküden söz edilebilir. Ötesi kendimizle birlikte okuru da kandýrma oyunundan baþkasý deðildir. Satýrlarýnda bir yýðýn içerik döküntüsü olan çarpýcý olaylar dizisi(!) öykünün aradýðý deðildir. Öykü; hemen her gün baktýðýmýzýn, hemen her gün gördüðümüzün, nefes almak gibi, farkýnda olmadan sürdürdüðümüzün, bize bir kez daha yeniden ve kendi biçimiyle hatýrlatýlmasý olayýdýr. Erik, Ceviz, Çýnar öyküde geçen aðaç isimlerinden öte birer sembole dönüþmüþ. Özellikle kavak aðacýnýn geçtiði iki öyküde bunu belirgin olarak görüyoruz. Aðaçlarý sembole dönüþtüren hisler neler açabilir miyiz? Bizi biz yapan, insan yapan þey; anýlarý, Sýzýlý. Neredeyse hepimiz gibi. Gidememek; yaþadýðýmýz, uðradýðýmýz yýkým deðil, aradýðýmýzdýr aslýnda. Hadi, desen kapýyý açýp buyur etsen dýþarý; o arzulanan yer için kimsenin bir adým atasý yoktur dünyada. Gitmek, sadece gitmek üzere kuruludur. Ve varýlacak o kusursuz yere deðdiði anda gölgemiz, yeni gitmeler içinde sýzýlar baþladý demektir. Bu yüzden -Gidemeyenler- topyekûn içindedir içimizin. Kardeþiniz, babanýz, eniþteniz, teyzeniz, bakkalýnýzdýr. Mutlu-mutsuz kimi görüp tanýdýysanýz odur. Gidemeyen ve nefes nefese yaþayandýr sokaðýmýzda. Öykülerin aralarýnda sorular iç ses olarak karþýmýza çýkýyor. Sýklýkla bu yöntemi kullanmýþsýnýz. Biraz açabilir miyiz? Hep sözünü ettiðimiz deðil midir yalnýzlýk, yalnýz olma, sessiz, suskun bir ömre bulanma hali Ýkinci bir ses bulma ümidiyle çýrpýndýðýmýz karanlýklarda, içimizin sesidir o; kendimize ünlediðimiz, arkadaþýmýz, yaþam yoldaþýmýz ayný zamanda. Gidemeyen de ve diðer öykülerimde yer alan, ansýzýn ortaya çýkýp, karanlýðý, yalnýzlýðý ve sessizliði bozan nida; kimliksiz, yargýsýz ve tarafsýz insan yanýmýzýn iþaretidir. Sorar ve verir yanýtýný susarak. Sorar ve anlatýr. Okuyucuyu kendi

6 Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Eðitim-Sen Nevþehir Þube Baþkaný Ahmet Çelik, hükümetin önerdiði zam teklifi ile, kamu çalýþanlarýna verdiði desteði gösterdiðini söyledi. Toplu sözleþme görüþmelerinde istedikleri zam teklifini alamayan KESK e baðlý Eðitim-Sen ve SES üyeleri, iþ býrakma eylemi ile birlikte Nevþehir Hükümet Konaðý önünde toplanarak basýn açýklamasý yaptý. Burada hükümet aleyhine sloganlar atan Eðitim-Sen ve SES üyeleri davul zurna eþliðinde halay çekti. Eðitim-Sen Þube Baþkaný Ahmet Çelik burada yaptýðý basýn açýklamasýnda, kamu emekçileri ile hükümetin dalga geçtiðini belirterek, buna cevap vermek için grev haklarýný kullandýklarýný söyledi. 12 Eylül 2010 referandumu öncesinde kamu emekçilerine toplu sözleþme sözü veren hükümetin, sözünde durmadýðýný ifade eden Çelik, hükümet yetkililerinin kamu çalýþanlarýndan özür dilemesi gerektiðini savundu. Grev hakkýnýn olmadýðý bir toplu pazarlýk sisteminin mümkün olamayacaðýný, iþverenin, çalýþanýna hangi konularda talepte bulanabileceðini belirlediði, son kararý kendisinin verdiði bir toplu pazarlýk sisteminin dünyanýn hiçbir ülkesinde olmadýðýný belirten Eðitim-Sen Þube Baþkaný Ahmet Çelik, "Ýþveren sadece sizi dinleyecek, hatta dinliyor gibi gözükecek. Sonra da 'Sana verdiðimle yetin daha fazlasýný istemeye hakkýn yok. Grev yapmaya da hakkýn yok' diyecek. Uluslar arasý hukuktan doðan anayasal hakkýmýz, grev hakkýmýz, yasal güvence altýna alýnmayacak. Son söz 11 üyesinin 6'sý hükümet tarafýndan atanan Hakem Kurulu'na verilecek. Buna da toplu pazarlýk denilecek. Dünyanýn neresinde görülmüþ böyle bir toplu pazarlýk? Ýþte sendikalarý, kamu emekçilerini yok sayan bu sistemde baþlatýlan görüþmelerde hükümet dalga geçercesine 4 buçuk milyon kamu emekçisine ve emekliye 2012 yýlý için önce yüzde 3 3, 2013 yýlý için yüzde 2 3 maaþ zammý teklif etmiþtir. Üstelik komisyon toplantýlarýnda gündeme getirdiðimiz ekonomik, sosyal, özlük ve demokratik sorunlara iliþkin hiçbir öneri sunmamýþ, sendikalarýn tüm taleplerini görmezden gelmiþtir. Görüþmelerin son gününde sadaka teklifine birkaç kuruþ daha ekleyen hükümet 2012 teklifini yüzde 3,5 4, 2013 teklifini de yüzde 3 3 olarak yenilemiþtir. Günde ancak bir simit parasýna denk gelen, maaþlarýmýzda aylýk olarak ortalama TL artýþ öngören teklifleriyle kamu emekçilerine, emeklilere verdikleri deðeri bir kez daha göstermiþlerdir." dedi. Zam teklifi konusunda hükümetin ileri sürdüðü hiçbir gerekçenin kesinlikle gerçeði yansýtmadýðýný savunan Çelik, hükümetin tercihini kamu emekçilerinden, emeklilerden yana deðil, sermayeden yana kullandýðýný vurguladý. Son teþvik paketinde iþ patronlarýna bir seferde 3 milyar TL teþvik paketi açýklanmasýnýn bunun ispatý olduðunu kaydeden Ahmet Çelik, sözlerini þöyle sürdürdü: "AK Parti hükümeti, her zaman olduðu gibi, patronlara gelince bonkör, kamu emekçilerine gelince cimri olmayý sürdürmektedir. Her fýrsatta ekonomik büyüme rakamlarý ile övünenlerin bu büyümden pay istediðimizde birden küçülmeleri bu yüzdendir. Biz yýllardýr emekçilerin, iþçilerin talepleri karþýsýnda 'Hepimiz ayný gemideyiz. Sizin taleplerinizi karþýlarsak halk maðdur olur, gemi batar' masallarýný duymaktan artýk býktýk. Evet bazýlarýnýn gemicikleri olsa da ayný gemideyiz. Ancak bu gemide birileri özel kamaralarda lüks bir hayat sürerken, emekçilerin kazan dairesine kapatýlmasýna artýk yeter diyoruz. Geminin yol almasýný saðlayan, kazan dairesinde canhýraþ çalýþan emekçilerin geminin batmasýyla tehdit edilmesini kabul etmiyoruz. Ya taleplerimizin karþýlanmasý halinde halkýn maðdur olacaðýný söylemelerine ne demek gerekir? Kimdir bu halk? Halk, bu ülkenin açlýk sýnýrýna yakýn yoksulluk sýnýrýna uzak bir yaþama mahkum edilen kamu emekçileri deðil midir? Halk, yýllarca emeði sömürdükten sonra unutulan, sefalete itilen emekliler deðil midir? Halk, kar hýrsý yüzünden gerekli önlemler alýnmadan çalýþmaya zorlandýðý için binlercesi iþ cinayetlerine kurban edilen, kýdem tazminatlarýna bile göz konan iþçiler deðil midir? Halk, açlýk sýnýrýnýn bin 50 TL olduðu koþullarda 751 TL ik kölelik ücretinin reva görüldüðü milyonlarca asgari ücretli deðil midir? Halk, yaþam alanlarý HES lerle talan edilen, gübre, mazot parasý bulamadýðý için tarým yapamaz hale getirilen köylüler deðil midir? Halk, sýrtýna binen vergi yüküyle can çekiþen küçük esnaf deðil midir? Bizce halk toplumun yüzde 99 unu oluþturan bu kesimlerdir. Umuttan korkuyorlar dostlar umuttan, Korkuyorlar, türkülerimizden korkuyorlar. Þafaktan, sevmekten, türkülerimizden ve her þeyden önce umuttan korkanlarýn bu korkusuna defalarca þahit olduk. Grevli toplu sözleþme, insanca bir yaþam talebiyle gerçekleþtirdiðimiz 21 Aralýk grevimizde o korkuyu gördük gözlerinde. Temel eðitimi bile paralý hale getiren, ekonomiye ucuz iþgücü saðlamak için çocuk iþçiliðinin önünü açan, kýz çocuklarýný eve hapsetmeyi amaçlayan yasasýna karþý Mart eylemlerimizde ortalýðý savaþ alanýna çevirenlerin gözünde ayný korku vardý." Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Nevþehir Üniversitesi (NEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öðrencileri, bölgede yetiþen bitkileri ve arazi özelliklerinin belirlenmesi amacýyla Kayseri de saha çalýþmasý yaptý. NEÜ Gönüllü Çevre Elçileri Kulübü ile Biyoloji Bölümü tarafýndan hafta sonunda saha çalýþmasý yapmak üzere Kayseri ye düzenlenen geziye; Üniversite Rektörü Prof. Dr. Filiz Kýlýç, Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Çetin Pekacar, Biyoloji Bölümünden Doç. Dr. Þahlan Öztürk, Yrd. Doç. Dr. Ferhat Celep, Yrd. Doç. Dr. Gençay Akgül, Öðretim Görevlisi Durmuþ Ok, Uzman Nefise Yýlmaz, Gönüllü Çevre Elçileri Kulübü Danýþmaný ve Araþtýrma Görevlisi Musa Kar, Kulüp Baþkaný Ahmet Orhan ve Biyoloji bölümü öðrencileri katýldý. Türkiye nin en önemli kuþ cennetlerinden biri olmasýnýn yanýnda bitki çeþitliliði açýsýndan zengin bir yapýya sahip olan Kayseri nin Sultan Sazlýðý bölgesi, Soysaldý Pýnarý ve Erciyes Daðý yamaçlarýnda bulunan bitki türleri ile canlý türlerini inceleyen öðrenciler, Biyoloji Bölümü öðretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferhat Celep ve Yrd. Doç. Dr. Gençay Akgül gözetiminde derslerde gösterilen teorik eðitimlerini arazide uyguladý. Avrupa ülkelerinin toplamý kadar Türkiye de bitki türünün bulunduðunu söyleyen Biyoloji Bölümü öðretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferhat Celep, "Bitki çeþitliliði bakýmýndan zengin bir ülke konumunda olan ülkemizde 10 bin bitki türü bulunmakta. Yani bütün Avrupa ülkelerinin toplamý kadar ülkemizde bitki türleri yetiþmekte ve her 20 günde bir yeni bir bitki türü keþfedilmekte. Öðrencilerimizle yýl boyunca derslerimizde ve laboratuarlarýmýzda gördüðümüz ve incelediðimiz bir çok bitki türünü arazi saha çalýþmamýzda inceleme ve görme imkaný bulduk." dedi. Öðretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Gençay Akgül ise, "Bölgemiz arazilerinde yetiþen keven, kekik, anemon, su mercimeði, nilüfer, kirpi dikeni, turnagagasý, ýlgýn ve adaçayý gibi birçok bitki türü bulunmakta. Bugün düzenlemiþ olduðumuz bu gezi ve uygulamalý saha çalýþmamýzla birlikte öðrencilerimizi bilgilendirdik." diye konuþtu. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi nde Mehmet Ýzci yönetiminde çalýþmalarýný devam ettiren Nevþehir Belediyesi Türk Halk Müziði Topluluðu 27 Mayýs Pazar günü saat de konser verecek. Konser öncesinde topluluk üyeleri, yurdun deðiþik yörelerine ait halk oyunlarý gösterisi sunacak. Nevþehir Belediyesi Kültür ve Sosyal Ýþler Müdürlüðü tarafýndan oluþturulan Türk Halk Müziði Topluluðu, 27 Mayýs Pazar günü, Türkü dostlarý ile Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi nde buluþuyor. Türkiye nin dört bir yanýndan derlenen türkülerin seslendirileceði etkinlikte ayrýca, çeþitli yörelere ait halk oyunlarý gösterisi ile izleyenlere keyifli dakikalar yaþatýlacak.

7 Demek ki bizim ordumuz, Roboski Köyü'nden Kuzey Irak'a giden o yolda sürekli köylülerin gidip geldiðini bilmiyor Bir anda, geçen aðustosta internete düþen meþhur (ve meþum) ses kaydý aklýma geldi. Mayýnlarýn nasýl baþýboþ býrakýldýðýndan, Hantepe den, yani beceriksizliklerden baþka ne anlatýyordu eski Genelkurmay Baþkaný Iþýk Koþaner. Aynen þöyle: Terör örgütü seçime kadar eylemsizlik diye bir karar aldý. Bu karar bizi baðlamaz. Terörle mücadelede hiç kimsenin talimatýna ihtiyacýmýz yok. Kimse bize harekâtý azalt, durdur diyemez. Dese bile bunu kabul etmeyiz. Vay vay vay. Þimdi bunu aklýnýzda tutun, sonra lazým olacak. Ýleri saralým, düne gidelim. Baþbakan konuþuyor: (Roboski katliamýný kastederek) Operasyonun hemen ardýndan haberimiz oldu. Biz yetkiyi vermiþiz, TSK kullanmýþ. Eðer biz, Türkiye de TSK mýza güvenmiyorsak, polisimize güvenmiyorsak terörle mücadeleyi kiminle yapacaðýz? Ben izlediðim CD de bir hareket gördüm. Bizzat izledim. Bir konvoy gidiyor kiþi var. O yüksekten görmek mümkün deðil. Bizim gözcülerimizin vermiþ olduðu CD. Heronlarýmýzýn. Silahlý Kuvvetlerimiz de gerekli adýmý atmýþtýr. Bu bölge terör bölgesidir. Halkýn, sivilin oturduðu bir bölge deðildir. Böyle bir bölgede silahlý kuvvetler bu Ahmet midir, Mehmet midir bilemez ki? Ha, demek öyle! Demek ki bizim ordumuz Roboski Köyü nden Kuzey Irak a giden o yolda sürekli köylülerin gidip geldiðini bilmiyor. Demek ki bizim ordumuz Ahmet ile Mehmet i ayýrt edecek yeteneðe sahip deðil, önüne geleni indirebilir. Demek ki, bizim ordumuz baþbakana haber vermeden sýnýrötesi operasyon yapabiliyor. Demek ki, Ekim 2011 de beþinci kez uzatýlan sýnýrötesi operasyon tezkeresi orduya böyle operasyonlarý baþbakana sormadan yürütme yetkisi veriyor. Halbuki söz konusu tezkere Meclis tarafýndan hükümete verilir, orduya deðil. Ve tezkere metni þudur: Türkiye ye yönelik devam eden terörist saldýrýlara ve tehdide karþý, uluslararasý hukuk çerçevesinde gerekli tedbirleri almak üzere, hudut, þümul, miktar ve zamaný hükümetçe belirlenecek þekilde, TSK unsurlarýnýn, Irak ýn kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve saldýrýlarýnýn bertaraf edilmesi amacýyla sýnýrötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere, Irak ýn PKK teröristlerinin yuvalandýklarý kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesi ve görevlendirilmesi için TBMM den izin istenilmesi kararlaþtýrýlmýþtýr. Koþaner in de ifade ettiði gibi terörle mücadelede kendisinden baþka hiçbir otorite tanýmayan bu orduya, geçen yýllarda vahim hatalar yapmýþ bu orduya... Niçin beþinci kez böyle sýnýrsýz yetki veriyorsunuz? Roboski katliamý bu tezkerenin bir sonucu olarak sizden habersiz yapýlabildiyse, bu tezkereyi Meclis e getiren aþaðýda imzasý bulunan tüm bakanlar sorumludur: Bülent Arýnç, Mehdi Eker, Beþir Atalay, Bekir Bozdað, Sadullah Ergin, Fatma Þahin, Egemen Baðýþ, Nihat Ergün, Ertuðrul Günay, Erdoðan Bayraktar, Ahmet Davutoðlu, Zafer Çaðlayan, Taner Yýldýz, Suat Kýlýç, Hayati Yazýcý, Ýdris Naim Þahin, Recep Akdað, Mehmet Þimþek, Ömer Dinçer, Veysel Eroðlu, Binali Yýldýrým, Ýsmet Yýlmaz. Meclis ten aldýðý tezkereyle orduya Irak ýn kuzeyi ve mücavir (bu da son derece geniþ bir taným) alanlarý için yetki veren Baþbakan sorumludur. Tezkere Meclis e geldiðinde Ýhtiyaç varsa destekleriz diyen CHP ve MHP sorumludur. Olay bu kadar net: Ordu, baþýna buyruk hareket ediyor. Üstelik Heronlarý kullanmayý bilmiyor, Ahmet le Mehmet i birbirinden ayýramýyor. Hükümet mevzuya sonradan dahil oluyor, ordumuzun hatasý neyse TL olarak tazmin edelim geçelim gidelim diyor. Baþbakan ýn veciz sözüyle bitireyim: Siz bunu halka yediremezsiniz! NOT: Collateral damage, ikincil hata, operasyon kazasý gibi kirli savaþ öfemizmlerine bir yenisi eklendi: Orasý terör bölgesi! (Radikal) Alevi Vakýflarý Federasyonu öncülüðünde Avrupa Birliðinin desteðiyle yürütülen Anadolu Örgüsüprojesinin açýlýþ çalýþtayý 26/27 Mayýs 2012 tarihleri arasýnda Nevþehir HacýBektaþ Kültür Merkezi'nde gerçekleþtiriliyor. Tüm canlarýmýz davetlidir... ÇALIÞTAY PROGRAMI : I. GÜN (26 Mayýs Cumartesi) HACI BEKTAÞ VELÝ Hazretlerini ziyaret KAYIT ve AÇILIÞ / PROTOKOL KONUÞMALARI I. Oturum 1. Toplumsal deðerlerin aktarýlmasýnda, korunmasýnda, sürdürülmesinde inançkurumlarý ve STK larýn tarihi ve önemi. 2. Alevi inancý etrafýnda geliþmiþ sosyal deðerler sistemi, ALEVÝ toplumundainanç yaþam iliþkileri LOKMA I II.OTURUM 1. Geçmiþte ve günümüzde Alevi STK larýn yapýlanmasý, amaç, iþleyiþ vesorumluluklarý. 2. STK larýmýzda mevcut yönetim modelleri ve olmasý gereken yönetim modelleri GENEL GÖRÜÞME Bu süreçte farklý yörelerden gelen kurum yöneticisi, inanç önderi, muhtar gibikatýlýmcýlar, bildiri sahipleri ile büyük salonda, küçük salonda ve/veya atölyelerdeiletiþim kuracak, sorularýna cevap alacak ve paylaþýmlarda bulunacaktýr AKÞAM LOKMA CEM II. GÜN (27.Mayýs.2012 Pazar) III. Oturum 1. Çaðýmýzda ve ülkemizde kurumsal ve toplumsal iletiþim kanallarý,bilimdünyasý, Akademiler ve Alevi STK lar arasýndaki iliþkilerin geliþtirilmesi 2. Gençliðin ve çocuklarýn eðitiminde STK lara düþen görevler. 3. Alevi tarihi ve kültürel mirasýný oluþturan deðerlerin fark edilmesi, kayýtaltýna alýnmasý ve korunmasý için uyulmasý gereken kurallar ve uygulanacakyöntemler: i. Halk müziði, (Ozanlar, deyiþler,cönkler v.b) ii. Halk edebiyatý, söylenceler, masallar, menkibeler ve efsaneler, iii. Ýnanç ve erkan farklýlýklarý, nedenleri ve uygulamalarý DEÐERLENDÝRME ÇALIÞMALARI ve KAPANIÞ STK larýmýzýn birbirleri ile nasýl iliþkilenmeleri gerektiði, hangi iletiþimkanallarýný kullanarak bu birlikteliklerin gerçekleþebileceði v.b. konularýnýnetraflýca görüþülmesi ve Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Güneþ KAÝM Nevþehir Üniversitesi'nin 5. Kuruluþ Yýldönümü münasebetiyle düzenlenen etkinlikler kapsamýnda, 'Çocuk Gözüyle Van' konulu fotoðraf sergisi açýldý. Sergide, 23 Ekim 2011 tarihinde Van da deðerlendirmeler ve AVF adýna kapanýþ konuþmasý, Katýlýmcýlara KATILIM SERTÝFÝKASI verilecektir YEMEK KONFERANSLAR. Genel Görüþmeler ve Deðerlendirme çalýþmalarý sýrasýnda kütüphane ve küçüksalonda deðiþik konferanslar ve atelye çalýþmalarý sürdürülecektir. Balkanlarda Alevi Bektaþi Ýnanç Yapýlanmasý Dursun Gümüþoðlu STK larda idari ve mali yapý, denetim, yönetim kurullarý hak vesorumluluklarý - Kamil Atabey ALEVÝ STK larýnda belge, arþiv ve kayýt sorunlarý Prof. Dr. Alemdar Yalçýn Türkiye de Ýnanç Gruplarý ve cemaatler Murat Þahin. Menkibeler ve Alevi inanç sistemi - Doç.Dr. Yaðmur Say, Günümüz Alevi Örgütlenmesi ne bir bakýþ - Necdet Saraç Ýnanç ve Alevi Örgütlenmesi - Hüseyin Dedekargýnoðlu Gaziantep Belediyesi Uneco Kültür irasý Projesi hk. Bilgi Halil Eyyupoðlu Anadolu nun Halil Ýbrahim sofrasýnda, 72 millet aþýný paylaþýr. Yiyene helal,yedirene delil olan LOKMA, insanlarýmýza paylaþarak yaþamayý, sevgiyi,dostluðu, saygýyý öðretir. Kendi varlýðýný insanda buldurur. Alevi geleneðinin Ocaðý, gönlü, kapýsý ve sofrasý açýk sürdürücüleri, asýrlarcabirbirlerinden ayrý yerlerde, ayrý ülkelerde kalsalar da, Makedonya da,irak ta, Edirne de ya da Erzincan da her Alevi köyünde, ocaðýnda, topluluðundainsan ayný sýcaklýðý bulur. Bu sýcaklýðýn kaynaðýný Yunus Emre den dinliyoruz: Elif okuduk ötürü, Pazar eyledik götürü Yaradýlmýþý hoþ gördük, Yaradan dan ötürü. Bu sýra dýþý Ýnanç ve Gönül Birliði ni yüzyýllardýr sürdürenlerin, çaðýnkoþullarý içinde geleneklerini tazelemeleri, iliþkilerini güçlendirmeleri,kýsaca Bir, Ýri ve Diri olmalarý için AVF, Avrupa Birliði nin de desteði ileönemli bir projeyi hayata geçiriyor. ANADOLU ÖRGÜSÜ ANADOLU ÖRGÜSÜ projesinde, Alevi kurumlarýmýzýn: Ýletiþim ve iþbirliði arttýrýlacak, Ortak sorunlarýna, elbirliði ile çözümler aranacak, Kurumsal ve idari yapýlarýnýn güçlendirmesi için çalýþýlacaktýr. AÇILIÞ ÇALIÞTAYI 26/27.Mayýs.2012 de HACIBEKTAÞ KÜLTÜR MERKEZÝ nde yapýlacaktýr. Çalýþtay da Alevi kurumlarýnýn kurucu ve itici gücü olan : meydana gelen deprem sonrasýnda Van da tamamý çocuklar tarafýndan çekilen fotoðraflar sergilendi. Serginin açýlýþýný Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ, Ýl Garnizon ve Jandarma Komutaný Jandarma Kýdemli Albay Turgay Aras, Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver, Üniversite Rektörü Prof. Dr. Filiz Kýlýç ve Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Çetin Pekacar gerçekleþtirdi. Nevþehir Üniversitesi ile Muradiye Anadolu Lisesi fotoðrafçýlýk kulübü öðrencileri tarafýndan ortaklaþa düzenlenen etkinlikte 14 öðrencinin 40 fotoðrafý sergilendi. Sergide fotoðraflarý çeken öðrencileri temsilen Esra Aydoðan ve Songül Alpdoðan a Muradiye Anadolu Lisesi Müdürü Mehmet Bakýr Yöneticiler, inanç önderleri, toplum ve gençliðimizin sorunlarý ve çözümleriiçin, Ýnancýmýzýn zengin felsefi, kültürel ve sosyal mirasýnýn korunmasý,öðrenilmesi ve öðretilmesi için, Yolu 1, süreði 1011 olan Aleviliðin inançsal ve kültürel deðerlerini dahaiyi tanýyýp, tanýtmak, kayýt altýna almak, görünür ve bilinir hale getirmekiçin, Bugüne kadar yaptýklarýmýz ve bugünden sonra yapacaklarýmýz konuþulacaktýr. AÇILIÞ ÇALIÞTAYI na tüm Sivil Toplum Kuruluþlarýmýz ýn temsilcileridavetlimizdir. ANADOLU ÖRGÜSÜ, yüzyýllar boyunca etkin sivil toplum örgütlenmesinin vedayanýþmasýnýn en köklü ve baþarýlý uygulamalarý ile günümüze gelen Alevitoplumunun, sosyal yapýlanmasýný inanç, gelenek ve göreneklerini yitirmeden,çaðdaþ koþullarda nasýl güncelleyeceðini araþtýran bir ortak toplumsalçalýþmadýr. AVF ALEVÝ VAKIFLARI FEDERASYONU Mecidiye Cad. Cevher Ýþ Merkezi. No 3 / 14 Þiþli/ Mecidiyeköy Ýstanbul Tel : (0212) Fax : (0212) info@avf.org.tr ANADOLU ÖRGÜSÜ temsilcilik bürolarý: Nevþehir: Bektaþ Efendi sok 16/B Hacýbektaþ/Nevþehir Sandokan Sükun - Tel : sandokansukun@hotmail.com Gaziantep : Kýbrýs Mah. Magosa Cd. 14.Sk. 13/a Þahinbey /Gaziantep Halil Eyyüpoðlu - Tel : halileyyupoglu@yahoo.com Yeter Eyyüpoðlu Tel: Erzincan : Fevzipaþa Caddesi. Büyük Çarþý Kat.2 no 237 Merkez.. Erzincan Emirali Can - Tel: emiralican24@hotmail.com Naci Þahin - Tel: nacisahin17@hotmail.com Bedevioðlu, resim öðretmeni ve fotoðrafçýlýk kulübü danýþmaný Sevinç Aytekin ve Ýngilizce öðretmeni Murat Palo eþlik etti. Deprem sonrasýnda yaþananlarý çocuklarýn gözüyle görmek ve göstermek istediklerini belirten Muradiye Anadolu Lisesi Müdürü Mehmet Bakýr Bedevioðlu, Nevþehir Üniversitesi ile bu sergiyi gerçekleþtirdiklerinden ötürü son derece memnun olduklarýný ifade etti.

8 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ TMMOB Gýda Mühendisleri Odasý, 21 Mayýs Dünya Süt Günü dolayýsýyla bir basýn açýklamasý yaptý. GÜVENLÝ SÜT TÜKETÝMÝNÝ ARTTIRMAK HEPÝMÝZÝN ÖNCELÝÐÝDÝR Dünyada 21 Mayýs tarihi Dünya Süt Günü olarak kutlanmaktadýr. Bizler de süt ile ilgili sorunlarýmýzýn artýk çözüldüðü ve gerçek kutlamalarýn yapýldýðý günleri umutla beklemekteyiz. Yýllardýr güvenli süt tüketimini arttýrmanýn en iþlevsel yollarýndan biri olarak Okul Sütü Projesinin hayat geçmesi gerektiðini savunduk. Bunun için çaba sarf ettik. Kimi zaman bu yönde giriþimler oldu ama sürdürülemedi. Nihayet bu yýl önemli bir geliþme olarak 2?Mayýs?2012 tarihinde Türkiye çapýnda Okul Sütü Projesi baþlatýldý. Ayný gün çok sayýda ilde 7 milyon civarýnda ilköðretim öðrencisine süt daðýtýldý. Ancak, süt daðýtýmýnýn baþlatýldýðý gün, zehirlenme/süte hassasiyet þüphesi ile binden fazla öðrenci hastanelere sevk edilmiþtir. Bu haberlerin gündeme düþmesiyle birlikte, Odamýz; meydana çýkan bu durumla ilgili olarak, öncelikle ilgili Bakanlýk yetkililerinin yapacaðý ayrýntýlý açýklamayý önemsediðini bildirerek, UHT süt ile zehirlenme ifadelerini birlikte anmanýn pek mümkün olmadýðýný belirtmiþtir. Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý tarafýndan 7 Mayýs 2012 tarihinde yapýlan bir basýn açýklamasý ile; týp alanýnda, süt teknolojisi alanýnda ve gýda bilimi ve teknolojisi ile gýda güvenliði alanýnda uzmanlardan oluþan Okul Sütü Bilim Kurulu nun tarihlerinde toplanarak bir deðerlendirme yaptýðý, yapýlan deðerlendirme sonucunda, daðýtýlan sütlerde hastalýk yapýcý mikroorganizma ya da bakteri toksini ve diðer toksik maddeler yönünden olumsuzluða rastlanmadýðý belirtilmiþtir. Ancak tüketici nezdinde oluþan akýl karýþýklýðý ve þüpheler giderilememiþtir. Ýlgili kurumlar eðer bir sosyal deðerlendirme çalýþmasý yürütselerdi, güvensizliðin çok önemli boyutlarda olduðunu göreceklerdi. Bir projeyi yürütmek ve peþinden olanlarla ilgili olarak böylesi bir açýklamayý yapmak, ortaya çýkan krizin yönetimi açýsýndan yeterli olmamýþtýr. Çok temel iki kavramýn hala içselleþtirilmemiþ olmasý, böylesi önemli bir uygulamaya gölge düþürmüþtür. Hala katýlýmcýlýk ve þeffaflýk bizden oldukça uzak gözükmektedir. Risk iletiþimi konusunda usullerin belirlenmemiþ olmasý ve bu bilgi paylaþýmýnýn baðýmsýz bir otorite tarafýndan yapýlmayýþý ise diðer bir eksikliktir. Süt daðýtýmý öncesinde izlenecek yol ve yapýlmasý gerekenler ilgili kurumlarla paylaþýlmamýþ ve kurgu baþtan birlikte oluþturulmamýþtýr. Çalýþmanýn baþýndan beri var olan bir bilimsel komite olup olmadýðý bilinmemektedir. Bakanlýk kanalýyla paylaþýlan bilimsel kurul görüþü bir yönetici özeti niteliðindedir ancak ayrýntýlý bulgu ve tespitlerin de paylaþýmý son derece önemlidir. Daðýtýlan markalarýn daðýtýma konu olan parti ve serilerinden anlamlý miktarda numunenin saklanýp saklanmadýðý, analizlerin þahit numunelerde mi, yeni alýnan numunelerde mi yapýldýðý da bilinmemektedir. Okul sütleri daðýtým noktalarýna ulaþmadan önce kontrol ve denetimler nasýl ve kimler tarafýndan yapýlmýþtýr? Ýzlenebilirlik hangi yolla saðlanmýþtýr? Paketlenen her parti sütten ambalajlý ve ambalajsýz numune alýnmýþ mýdýr? Sonuçlar muhafaza edilmiþ midir? Öðrencilerin alerjisi olup olmadýðý sorusu tek baþýna yeterli deðildir. Sorulan sorularýn farkýndalýk olmayan durumlarý da belirlemeye yönelik olup olmadýðý; ayrýca tüm öðretmenlere eðitim verilerek muhtemel etkiler konusunda velilere yeterince bilgilendirme yapýlýp yapýlmadýðý bilinmemektedir. Süt daðýtýmý sonrasýnda izlenen yol ve sonuçlarý ayrýntýlý biçimde paylaþýlmamýþtýr. Hastanelik olan öðrencilerden ne kadarýnýn bugüne kadar hiç süt içmediði, ne kadarýnýn içtiði vaka bazýnda tespit edilmiþ midir? Kimi vakalarýn okul bazýnda veya il bazýnda yoðunlaþmýþ olmasýnýn nedenleri ancak bu yolla açýklýða kavuþacaktýr. Bilim kurulu sadece analiz sonuçlarýný mý deðerlendirmiþtir, yoksa yapýlacak analizlerin belirlenmesinde de görüþlerine baþvurulmuþ mudur? Sütte yapýlmasý muhtemel hileler yönünde çalýþma araþtýrma yapýlmýþ mýdýr? Risk etmeni olarak mikroorganizma dýþýnda aranan madde olmuþ mudur? Saðlýk Bakanlýðý bu konuda ve halk saðlýðýný ilgilendiren her konuda etkin sorumluluk taþýrken; gýda mühendislerini bünyesinden hýzla uzaklaþtýrdýðý günümüzde teknoloji kaynaklý riskleri hangi çalýþanlarý ile deðerlendirmiþtir? Bu konudaki sorularý arttýrmak mümkündür. Bu aþamalarýn sorgulanmasý, yaþanan sorunu çözmeyecektir ancak gelecekte yaþanmasý muhtemel ciddi krizlere hazýr olmamýza aracý olacaktýr. Konu hakkýndaki eksik/yanlýþ ya da doðrularýn ortaya çýkmasý, geleceði planlamada önemli bir rol oynayacaktýr. Bir kýsým UHT sütte hastalýk yapýcý olmayan (saprofit) mikroorganizmalarýn bulunmasý dahi, sistemde düzeltilmesi gereken noktalar olduðunu göstermektedir. Süt hepimizin en deðerli gýda maddesidir. Süt ve ürünlerinin güvenli bir biçimde tüketimini arttýrmak ulusal önceliðimiz olmalýdýr. Okul sütünden vazgeçilmemeli, bu programýn güvenli bir biçimde uygulanmasý saðlanmalýdýr. Tüketicilerimiz süt ve süt ürünleri konusundaki bilgi kirliliðine itibar etmemelidir. Ýlgili Bakanlýklar yaþanan bu krizden ders çýkartarak, gereken adýmlarý atmalýdýrlar. Gelecekte daha büyük saðlýk faturalarýyla karþýlaþmamak için bugünden þeffaf ve tutarlý politikalara ihtiyaç vardýr. Gýdalar üzerine bilgisizce ve spekülatif iddialar yerine bilimsel gerçeklerle deðerlendirme yapýlan, sokak sütü deðil, saðlýklý koþullarda üretilerek iþlenmiþ içme sütü tüketiminin özendirildiði bir ortamýn ülkemizde hakim olmasýný ve süt tüketiminin arttýrýlmasý ile genç nesillerin saðlýklý beslenmesine katký yapmasýný diliyor, Süt Gününüzü her þeye raðmen kutluyoruz. TMMOB GIDA MÜHENDÝSLERÝ ODASI