GÜFTESİ DİVAN ŞAİRLERİNDEN LEYLA HANIM A AİT BESTELERİN USUL-ARUZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "GÜFTESİ DİVAN ŞAİRLERİNDEN LEYLA HANIM A AİT BESTELERİN USUL-ARUZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ"

Transkript

1 T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANABİLİM DALI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BİLİM DALI GÜFTESİ DİVAN ŞAİRLERİNDEN LEYLA HANIM A AİT BESTELERİN USUL-ARUZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Prof. Yusuf AKBULUT HAZIRLAYAN Halime Esra ÇELİK KONYA

2 H. ESRA ÇELİK tarafından hazırlanan GÜFTESİ DİVAN ŞAİRLERİNDEN LEYLA HANIM A AİT BESTELERİN USUL ARUZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ başlıklı araştırmanın Yüksek Lisans Tezi olarak uygun olduğunu onaylarım. Prof. Yusuf AKBULUT Tez Yöneticisi Bu çalışmada aşağıdaki jüri tarafından Müzik Ana Bilim Dalı Türk Sanat Müziği Bilim Dalı nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir. Başkan Üye Üye : Prof. Yusuf AKBULUT : Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÇIPAN : Yrd. Doç. Dr. Serdar ÇAKIRER Bu tez Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tez yazım kurallarına uygundur.

3 ÖZET YÜKSEK LİSANS TEZİ GÜFTESİ DİVAN ŞAİRLERİNDEN LEYLA HANIM A AİT BESTELERİN USUL-ARUZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ HALİME ESRA ÇELİK SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜZİK ANABİLİM DALI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BİLİM DALI DANIŞMAN Prof. Yusuf AKBULUT 2007, sayfa: 94 Jüri: Prof. Yusuf AKBULUT Yrd.Doç.Dr. Mustafa ÇIPAN Yrd.Doç.Dr. Serdar ÇAKIRER i

4 Bu araştırmanın amacı 19. yüzyıl divan şairlerinden Leyla Hanım ın bestelenmiş eserleri üzerindeki usul-aruz vezni ilişkisini belirlemek ve Leyla Hanım ın hayatını edebî şahsiyeti çerçevesinde anlatmaktır. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmada, şairin hayatı ve edebî kimliği hakkında bilgiler verilmiş, Leyla Hanım şiirinin özellikleri anlatılmıştır. Güftesi Leyla Hanım a ait 15 adet bestenin notalarına ulaşılarak, bu eserler üzerinde çeşitli tespitler yapılmıştır. Leyla Hanım Divanı ve çeşitli güfte mecmualarından eserlerin doğru güftelerine ulaşılmış, şekil ve anlam incelemeleri yapılmıştır. Daha sonra, bu eserlerin bestelendikleri usul kalıpları üzerinde güftelerin aruz vezinleri gösterilmiştir. Böylece, güftesi Leyla Hanım a ait bestelerde hangi usulün hangi aruz vezniyle kullanıldığı saptanmıştır. Araştırma, Türk musikisinde kullanılmış (divan şiiri) güftelerin usul-aruz vezni ilişkisini incelemede bir başvuru eseri olma işlevini görecektir. Anahtar Kelimeler: Leyla Hanım, Bestelenmiş Divan Şiirleri, Usul, Aruz Vezni. ii

5 ABSTRACT MASTER DEGREE THESİS A STUDY OF THE COMPOSITIONS THE LYRICS OF WHICH BELONG TO LEYLA HANIM REGARDING RHYTHM-ARUZ METER RELATIONS H. ESRA ÇELİK SELÇUK UNIVERSITY SOCIAL SCIENCE INSTITUTE MUSIC MAIN SCIENCE TURKISH ART MUSIC SCIENCE ADVISER Supervisor: Prof. Yusuf AKBULUT 2007, Page: 94 Jury: Prof. Yusuf AKBULUT Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÇIPAN Yrd. Doç. Dr. Serdar ÇAKIRER iii

6 The goal of this study is to determine the relations between rhythm and Aruz Meter in the composed works by one of the Divan poets of the 19 th century, Leyla Hanım, and to provide information about her life regarding the point of her literary personality. In the study, keeping the goal in mind, we gave information about her life and her literary style, as well as stating the characteristics of her poems. Having reached the notes of fifteen compositions whose prose belongs to her, we obtained some determining. We obtained the correct lyrics booklet of the works through "Leyla Hanım Divanı" and some other lyrics booklet, and then we examined their forms and meanings. The Aruz meter of the lyrics was shown on the rhythm patterns they were composed in. Therefore, in the composition belonging to Leyla Hanım, which Aruz meter was written in accordance with which rhythm is designated. The study has the characteristics of being a method of examining the relations between rhythm and Aruz of the lyrics of Divan Poetry used in Turkish Music. Key words : Leyla Hanım, Composed Divan Poems, Rhythm, Aruz Meter iv

7 TEŞEKKÜR Yüksek lisans eğitimim boyunca desteklerini esirgemeyen değerli hocam ve tez danışmanım Prof. Yusuf AKBULUT a ve yine bu araştırmada yardımlarını gördüğüm değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÇIPAN a, destekleriyle yanımda olan Sayın Doç. Dr. Bülent Behlül ALTUNKESER e, Öğr. Gör. Ahmet Şahin AK a, Öğr. Gör. Adnan KILIÇARSLAN a, Öğr. Gör. Osman Kürşad ÇAKIR a ve Arş. Gör. Murat CAN a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Esra ÇELİK v

8 İÇİNDEKİLER ÖZET...i ABSTRACT...iii TEŞEKKÜR...v İÇİNDEKİLER...vi ŞEKİLLER LİSTESİ...vii KISALTMALAR...viii 1.GİRİŞ XIX.YY DA EDEBÎ DURUM OSMANLI DA KADIN ŞAİRLER LEYLA HANIM IN HAYATI LEYLA HANIM IN EDEBÎ ŞAHSİYETİ LEYLA HANIM VE MEVLÂNÂ LEYLA HANIM VE KEÇECİZÂDE İZZET MOLLA PROBLEM Problem cümlesi Alt problemler Araştırmanın amacı Araştırmanın önemi Sınırlılıklar METODOLOJİ Araştırmanın yöntemi Evren ve örneklem GÜFTESİ LEYLA HANIM A AİT ESERLERDE KULLANILMIŞ BESTE FORMLARI LEYLA HANIM IN BESTELENMİŞ ŞİİRLERİNDE KULLANILMIŞ NAZIM ŞEKİLLERİ GÜFTESİ LEYLA HANIM A AİT, NOTASINA ULAŞILABİLMİŞ 15 ESERİN USUL-ARUZ VEZNİ İLİŞKİSİ VE ŞİİRLERİN ŞEKİL- ANLAM YÖNÜNDEN İNCELENMESİ...29 SONUÇ VE ÖNERİLER...84 KAYNAKÇA...93 vi

9 ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1. Bayâti Ağır Aksak Semai Şarkı Ey Şâh-ı Cihân Eyleye Hak Ömrünü Efzûn Şekil 2. Ağır Aksak Semai Usulündeki Bayâti Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 3.Uşşak Ağır Aksak Semai Şarkı Pür Âteşim Açtırma Sakın Ağzımı Zinhâr Şekil 4. Ağır Aksak Semai Usulündeki Uşşak Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 5. Karcığar Düyek Şarkı Aşkı Pinhân Edemem Nâle vü Efgândır Bu Şekil 6. Düyek Usulündeki Karcığar Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 7. Hüseyni Ağır Aksak Şarkı Hasta-i Zâr ü Nizârım Seni Sevdim Seveli Şekil 8. Ağır Aksak Usulündeki Hüseynî Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 9. Gerdâniye Ağır Semai Beni Sermest Eden Çeşmin ile Ebrûlerin Cânâ Şekil10. Aksak Semai Usulündeki Gerdaniye Ağır Semâide Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 11. Muhayyer-Kürdî Aksak Şarkı Bülbül Gibi Her Şâm ü Seher Nâlelerim var Şekil12. Aksak Usulündeki Muhayyer-Kürdî Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 13. Hûzî Ağır Darb-ı Fetih Şarkı Dil Nâle Eder Bülbül-i Şeydâ Revîşinde Şekil14. Darb-ı Fetih Usulündeki Hûzî Bestede Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 15. Sûz-i Dil Ağır Aksak Şarkı Ey Şehin-Şâh-ı Cihân Dâdeyledin Şekil 16. Ağır Aksak Usulündeki Sûz- Dil Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 17. Uşşak Sengin Semai Şarkı Feryâdımı Gördükçe Benim Ey Gül-i Rânâ Şekil 18. Sengin Semai Usulündeki Uşşak Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 19. Segâh Aksak Şarkı Feryâdımı Gördükçe Benim Ey Gül-i Rânâ Şekil 20. Aksak Usulündeki Segâh Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 21. Evfer Karcığar Şarkı Hezâr-ı Zâr ile Senden Niyâzım Şekil 22. Evfer Usulündeki Karcığar Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 23. Sofyan Şehnâz Şarkı Gel Meclise Ey Gonca-i Gülzâr-ı Letâfet Şekil 24. Sofyan Usulündeki Şehnâz Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 25. Nihavend Ağır Aksak Şarkı Yârin Âşıklar ile Ülfeti Pek Güçtür Güç Şekil 26. Ağır Aksak Usulündeki Nihâvend Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 27. Nühüft Türk Aksağı Şarkı Bend Oldu Dil Bir Şûh-i Cihâna Şekil 28. Türk Aksağı Usulündeki Nühüft Şarkıda Usul-Aruz Vezni İlişkisi Şekil 29. Ferahnâk Hafif Beste Söyletme Beni Cânım Efendim Kederim Var Şekil 30. Hafif Usulündeki Ferahnâk Bestede Usul-Aruz Vezni İlişkisi vii

10 KISALTMALAR a. : Arapça a.f.b.s. a.h.i. a.i. a.i.t. a.i.c a.s. a.s.t. : Arapça-Farsça birleşik sıfat : Arapça has isim : Arapça isim : Arapça isim tamlaması : Arapça isim cemi : Arapça sıfat : Arapça sıfat tamlaması c. : Cilt f f.b.i. f.b.s. f.e. f.i. f.i.t. f.n. f.s. f.s.t. f.z. haz. : Farsça : Farsça birleşik isim : Farsça birleşik sıfat : Farsça edat : Farsça isim : Farsça isim tamlaması : Farsça nida : Farsça sıfat : Farsça sıfat tamlaması : Farsça zarf : Hazırlayan s. : Sayfa o.i. t.i. : Osmanlıca isim : Türkçe isim viii

11 t.m.g.h. t.m.g.a. l.h.d. d.d.g.ş. : Türk Musikisi Güfteler Hazinesi : Türk Musikisi Güfteler Antolojisi : Leyla Hanım Divanı : Doruktan Doruğa Güfte Şairleri ix

12 1. GİRİŞ 1.1. XIX. YY. DA EDEBÎ DURUM Bu yüzyılda Türk edebiyatı yeni bir değişikliğin arifesinde görülmektedir. Fakat yüzyıllarca devam eden bir edebiyat anlayışı birdenbire değişemeyecek, uzun müddet klasik edebiyatın kural ve zevklerine bağlı sanatkârlar yetişecek, geleneğe göre eser vereceklerdir. İslami tesirden sıyrılıp, birdenbire batı düşüncesine uymak da zor görünmektedir. Bu yüzyıl içinde yetişen şair ve yazarların hemen hemen hepsinde, bir tereddüt ve kararsızlığın izlerine rastlanmıştır. Klasik edebiyat, artık ikinci ve üçüncü derecedeki sanatkârlar elinde gayesiz bir taklitçilik devresi geçirmektedir. Nazım dili pürüzlerden kurtulup, söyleyişte büyük bir kolaylığa erişilmiş olmasına rağmen, ele alınan konularda bir tazelik veya fevkaladelik yoktur. Bu çağda kasidelere önem verilmemiştir. Gazel, hafif ve basit duyguları terennüme daha elverişli olduğu için henüz gözden düşmemiştir. XIX. yy.ın ilk yarısında yaşayan ve eserlerini yine klasik çerçevenin ve düşüncenin gerektirdiği tarzda yazanlar arasında en tanınmış simalar: Sünbülzâde Vehbi, Enderûni Vâsıf, İzzet Molla, Âkif Paşa ve Ârif Hikmet tir. Mesnevi vadisinde Hüsn ü Aşk tan sonra, önemli bir eser yazılamamıştır. Bu devrin mesnevi şairi İzzet Molla dır. Klasik nazım şekillerinde mahallileşme cereyanı, bu yüzyılda, daha başarı ile devam etmiştir ve İstanbul şivesi şairlerce bir söyleyiş, bir üslup ölçüsü olmuştur. (Oğuzkan, 1949, s.91) 1.2. OSMANLI DA KADIN ŞAİRLER Bu devrin dikkate alınacak noktalarından biri de kadın muharrirler yetiştirmesidir. İlkin çok tuhaf giden bu hadise şüphelerle karşılanmış, sonra bir vakıa olduğu tahakkuk edince kadın imzaları ile yazı yazmak modası bile çıkmıştır. Eski edebiyatımızda kadın şairlerimiz az bile olsa, yok değildir. Hatta Tanzimat ın 1

13 ilk yıllarında Leyla Hanım (ö.1848), Şeref Hanım (ö. 1848) gibi matbu divan sahipleri bile yetişmiştir. (Özön, 1941, s. 60) Osmanlıda kadın şairler kadar, kadın şairler üzerine yapılmış araştırmaları da gözden geçirmek isteyen bir araştırmacı hayal kırıklığına uğramayı peşinen göze almak zorundadır. Sözü edilen hayal kırıklığı, kadın şair sayısının azlığı kadar bunlar üzerine yapılan araştırmaların sayısının da azlığından kaynaklanmaktadır. Bugüne kadar binlerce şaire ilham kaynağı olan kadınlar, öykü, roman gibi çok sayıda edebi türde önemli bir yere sahipken şair olarak nitelendirilecek kadınların yok denecek az olması dikkat çekmektedir. Geleneksel dönemde edebiyat tarihi ve tenkidinin yerini tutan tezkirelerle sınırlı kalan edebi araştırmalarda adı geçen kadın şair sayısı iki elin parmakları kadardır. Tezkirelerin sınırlı ifade kalıplarına sıkışmış olarak birbirine benzer cümlelerle tanıtılan, birçoğunun eserleri dahi elimize ulaşmış olmayan bu şairler hakkında doyurucu araştırmaların yapılmış olması zaten beklenilemez. Tanzimat sonrasında sayılarında artış görülen kadın şairler üzerinde ise münferit ve ciddi birkaç çalışmanın varlığına rağmen kadın şairlerimizi başlangıçtan itibaren ele alarak ortaya gerçek bir panorama çıkaracak sistemli bir çalışmanın yapılmadığı da aşikârdır. Osmanlı kadın şairlerini gözden geçirmemize yarayacak zaman çizgisi, Tanzimat zihniyeti ile ikiye bölünmek zorundadır. Ancak Tanzimat ın eksen aldığı zihinsel düzlem üzerinde yenileşen ve Batı etkisine giren edebiyatın başlangıcından, yani Tercüman-ı Ahval in neşir tarihi olan 1860 dan sonra da geleneksel çizgide şiir yazmaya devam eden bir başka deyişle tipik divan şairi gibi davranan kadın şairlerden söz edilebilir. Divan edebiyatı ve bunun Tanzimat yılları içindeki uzantısı, yani XV. ve XIX. yüzyıllar arası, kadın şair kronolojisinin ilk bölümünü teşkil etmektedir. Zaman bakımından uzun fakat kadın şair sayısı bakımından az bir niceliğe sahip olan bu dönem Geleneksel Dönem olarak adlandırılabilir. Tanzimat hamlesinin getirileri ile biçimlenen ve cumhuriyete (1923) veya daha doğrusu Harf İnkılabı na (1928) kadar süren bölüm ise Yenileşme Dönemi olarak adlandırılabilir. 2

14 Osmanlıda yetişmiş kadın şairlerin isimlerini bu dönemlere göre şöyle sıralayabiliriz: Geleneksel Dönem Zeynep Hatun Mihrî Hatun Hubbî Hatun Sıtkî Hatun Ani Fatma Hatun Yenileşme Dönemi Fıtnat Hanım Leyla Hanım Şeref Hanım Sırrî Hanım Âdile Sultan Münîre Hanım Feride Hanım Saniye Hanım Hazinedarzâde Fınat Hanım Leyla Saz Hanım Mâhşah Hanım Nigâr Hanım Makbule Leman Abdülhak Mihrünnisa İhsan Raif Yaşar Nezihe Şükûfe Nihal ( XIX. asrın ilk yarısında, yaygın divan şiiri; henüz kız mektepleri açılmadığı halde; aile içinde ciddi tahsil gören, münevver ve kültürlü, kadın şairler yetiştirmiştir. Daha doğrusu, XV. asırdan beri, aynı şartlar altında yetiştiklerini bildiğimiz kadın şairlerden birkaç tanesi daha, adlarını ve eserlerini etrafa duyurma imkânını 3

15 bulmuştur. Gerçi Anadolu ve Balkanlar Türkiye sinde saz şiirinin dinlendiği, köy ve kasaba çevrelerinde yetişen; şimdi isimlerini bilemediğimiz; kadın saz şairlerinin sayısı daha çoktur. Fakat saz şiiri ananesine nispetle, kadınlar için, muhiti daha kapalı ve söylenişi daha müşkül olan divan tarzı söyleyiş, mutlaka elverişli, yüksek bir şiir ve kültür ikliminde bulunmayı icap ettirmektedir. Bu asrın ilk yarısında, isimleri ve eserleriyle tanınmış kadın şairler işte bu muhiti ve bu imkânı bulanlar içinde, seslerini bize kadar duyurabilenlerdir. (Banarlı, 1971, s. 839) Doğum tarihi tespit edilemeyen ve 1848 yılında vefat ettiği bilinen 19. yüzyılın ve edebiyatımızın önemli kadın şairlerinden olan Leyla Hanım; İncitme sen ahbâbını incinmeye senden Bu âlem-i fânîde zarâfet budur işte diyerek hayatının prensibini ortaya koyan gerçekten zarif bir hanım şairimizdir. Divan edebiyatı 50 ye yakın kadın şair yetiştirmiştir. Bu kadın şairlerin hayatları ve eserleri incelenmeden, divanlarının metinleri ortaya konmadan Türk edebiyatı tarihinin tam olarak yazılamayacağı hatta Osmanlı nın kadına bakış açısının sosyolojik ve estetik yönlerinin bile anlaşılamayacağı bir gerçektir. Divan edebiyatı çevresi içinde yaşayan ve eser veren bu 50 ye yakın kadın şairimizden ne yazık ki ancak birkaç tanesinin divanı gün ışığına çıkmış ve okuyucuyla buluşabilmiştir. Kadın divan şairleri arasında özellikle hayat hikayesi ve devrinde toplumun kendine bakış açısı yönlerinden ilgi çekici özelliklere sahip olduğunu gördüğümüz Leyla Hanım, edebiyatımız içerisinde de bir kadın şair olarak hiç de yabana atılmayacak güzel şiirlerin sahibidir. (Arslan, 2003, s.12) Leyla Hanım ın tespit edilebildiği kadarıyla 14 şiiri muhtelif bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Bu bestekârlardan bazıları Hammamizâde İsmail Dede Efendi, Hacı Fâik Bey, Sultan II. Mahmud, Zekâi Dede, Bîmen Şen dir. Leyla Hanım ın şiirlerinin bu bestekârlar tarafından ilgi görüp Türk musikisi repertuarına kazandırılmış olması onun aynı zamanda döneminin çok önemli bir güfte şairi olduğunu da göstermektedir. 4

16 Bilindiği üzere, genel anlamda musikimiz çok büyük bir ölçüde güfteye, güftede ne anlatılmak istenildiğine önem veren bir sözlü musikidir. Türk sanat müziği şaheserlerinin güftelerinin hemen tamamını divan edebiyatı geleneğine, estetiğine, zevkine bağlı olarak yazılmış şiirler teşkil etmektedir. (Çıpan,1999, s.11) Sözün Türk musikisindeki anlamı bir tür ölçülü-kalıplı söz olan şiirdir. Klasik Türk şiiri dendiği zaman da bunu aruz vezninin dışında düşünmek zordur. Zira, Asya Türkçesi ne Arapça ve Farsça büyük bir kelime hazinesinin eklenmesiyle zenginleşip uzun sesli lere kavuşan Anadolu Türkçesi yle her türlü vezinde şiir söylemek mümkün, hatta pek kolaydır. Ancak klasik Türkçe nin ta Kutadgu Bilig den beri en çok kullandığı vezin aruz vezni olmuştur. İşte, Türk musikisinde güftenin vezni ile bestenin usulü arasındaki kaçınılmaz ilişki böyle bir kader birliğinden doğmaktadır. (Tanrıkorur,1998, s.80) 1.3. LEYLÂ HANIM IN HAYATI İstanbul da dünyaya geldiği bilinen Leyla Hanım ın doğum tarihi ile ilgili, kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Babası sudûrdan Kazasker Moralızâde Hâmid Efendi; annesi, Keçecizâde İzzet Molla nın ablası olan Hatice Hanım dır. Mevlana methinde yazdığı bir murabbada Mevlana ya; Vatan-ı ceddime sen serversin Fukarâ kullarına rehbersin şeklinde hitap eden Leyla Hanım ın dedelerinin Konyalı olduğu, Keçecizâde İzzet Molla nın da Konyalı bir aileden geldiği düşünülürse, anne tarafından Konyalı olduğu söylenilebilir. Pîrîzâde Yahyâ Bey in ikinci defa olarak 1244 (1828) yılında Rumeli kazaskerliğine tayini üzerine Leyla Hanım ın yazdığı tarih manzumesinde, o zaman Sivas ta sürgünde bulunan Keçecizâde İzzet Molla kastedilerek: 5

17 Sekiz mâh oldı kim bu bende-gânın deşt-i gurbetde İderken çarh-ı gaddârın elinden nâle vü feryâd Firâk-ı dâder ile mâderim âh eyleyüp her gâh Felekden çektiğim cevr ü sitem olmaz ta dâd Hidîvâ zâtını medh itmede afv eyle noksânım Sühan kanda bulur şâkird menfâda ola üstâd denmektedir ki, İzzet Molla nın, Leyla Hanım ın dayısı olduğu buradan da anlaşılmaktadır. Leyla Hanım tahsilinin büyük kısmını dayısı olan İzzet Molla nın vasıtasıyla tamamlamış ve onun öğrencisi olduğu ilgili kaynaklar tarafından vurgulanmıştır. Keçecizâde İzzet Molla yı her zaman üstadı olarak andığı görülen Leyla Hanım, bu ilk hocasına olan minnet borcunu asla unutmamış, ona saygı göstermekte bir kusur işlememiştir. Anne ve baba tarafından aydın, okuyan yazan, edebiyata aşina bir aile ortamı içinde yetiştiği hayat hikâyesinden ve şiirlerinden anlaşılan Leyla Hanım özellikle bu çevrede kendisi için gerekli bilgileri edinmiş, belki özel hocalardan ders almış ve şartlar elverdiği ölçüde ilim ve edebiyat sohbetlerinde de bulunmuştur. Saray çevresine de yakın olduğu bilinen Leyla Hanım II. Mahmud (salt. Yıl ) ve I. Abdülmecid in (salt. Yıl ) saltanat sürdüğü yılları idrak etmiştir. I. Abdülhamid in kızları ve o zaman tahtta bulunan II. Mahmud un kız kardeşleri olan Hibetullah Sultan a bir Bahariye Kasidesi sunmuş; Esma Sultan övgüsünde de bir terciibent yazmıştır. Ayrıca Sultan Mahmud un kızları Atiye Sultan, Münîre Sultan ve Fâtıma Sultan ın doğumlarına; şehzadeleri Abdülmecid ve Abdülaziz in sünnetlerine; Abdülmecid Han ın cülusuna; Padişah Abdülmecid in kızları Refî a Sultan ve Naîme Sultan ın doğumlarına; Sultan Mahmud un kızının (Mihrimah Sultan) Sa id Paşa ile evlenmesine tarih manzumeleri yazmıştır. 6

18 Görüldüğü gibi Leyla Hanım, neredeyse sarayla içli dışlı olabilen aristokrat bir aileden gelmektedir ve böyle bir ortamda yetişmiştir. Böyle aristokrat bir aileden gelmesine rağmen Leyla Hanım, şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla çok maddi sıkıntı çekmiş, çektiği sıkıntılardan dolayı da genç yaşta ihtiyar bir görünüm almış, beli bükülüp saçları ağarmıştır: Çeng-veş kaddin büküp Leylâ fakîr Derd ü gam itdi anı gençlikde pîr Başıma sevdâ-yı aşkınla neler geldi neler Derd ü mihnetle şebâbetde ağardı mûy-ı ser Özellikle babasının vefatından sonra çektiği maddi sıkıntılar artmış, alacaklılar nesi varsa yağmalamış, külbe-i ahzânında metâ-ı köhne bile kalmamış, o kadar borçlanmış ki insanlardan kaçar olmuş, hatta ıssız bir yerde gölgesini görse onu alacaklıları sanırmış. Padişah II. Mahmud övgüsünde yazdığı bir kasidede bütün bunları anlatarak ondan inayet ümit etmektedir.(arslan, 2003, s.27) Bazı halleri ve zamanın ananesine uymayan açık, rindane şiirleri ile dikkat çekmiştir. Bu sebeple adı pek çok dedikoduya karışmıştır. Hakkında çıkarılan dedikodular için söylediği şiirden: Gam mı bugün eylerse ehibbâ beni ta yîb Bir bir çıkar ukbâda ne derlerse desinler Bu kara yüzün ağ ola da rûz-i cezâda Şimdi bana dünyâda ne derlerse desinler (Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, 1986, s. 87) 7

19 Kaynaklar Leyla Hanım ın gençliğinde evlendiğini, evlenmesinin haftasında da ayrıldığını belirtmekle yetiniyor, neden hemen ayrıldığı, kocasının kim olduğu hakkında ise bilgi vermiyorlar. Bazı letâif kitaplarında da anlatılan ve Leyla Hanım dan bahseden bir çok kaynakta tekrar edilen, Leyla Hanım ın hazırcevap olduğunu vurgulayan Balmumcu Güzeli hadisesi de en orijinal şekliyle Meşâhîrü n-nisâ da şöyle anlatılmaktadır: Menkûldür ki bu Leylâ vaktiyle hilâf-ı mu tâdı olarak bir balmumcu güzeline dil-dâde olup o münâsebetle balmumculara sıkça gider ve o çocukdan ahz u i tâ ider imiş. Bu hâli hissiden zurefâdan biri çocuğa şu mısrâ ı, Şem -i ruhuma dikkat ile bakma yanarsın ta lim idüp, bu hanımın bir daha gelişinde bunu okumalısın, deyu tenbih ve teşvîk itmesiyle çocuk mısrâ -ı mezkûrı Leylâ ya okudukda mûmâ-ileyhâ bi l-bedâhe şu mısrâ ı söylemişdir: Hattın gelicek sen de beni mumla ararsın. Leyla Hanım ın balmumcu güzelinin söylediği mısraya aynı vezin ve kafiyede verdiği cevap, onun hazırcevap bir şair olduğunun kanıtı olarak gösterilmektedir. Leyla, Tanzimat devresinde yaşamış şairler içinde, divan tarzında ve eski zevkin tesiri altında şiirler yazmış bir kadın şairdir. Leyla yı şiirlerindeki bazı mefhumlar dolayısıyla o zaman biraz açık saçık addedenler de olmuştur. (Uraz, 1939, s. 86) Hayatı badireler, sıkıntılar içinde geçen Leyla Hanım 1264 (1848) yılında vefat ederek Mevlevi olduğu için Galata Mevlevihanesi haziresine defnedilmiştir. Ölümüne kadın şairlerden Şeref şu tarihi söylemiştir: Hazret-i Leylâ Hanım göçtü verir elbet şeref Hüzni tab ı şairane, nazmı mevzune halel Sağ olaydı derdi Mecnûn fevtinin târîhini Adne aldı gitti Leylâ Hanım ı Kays-ı ecel: 1264 (Uraz, 1940, s. 42) 8

20 Bir mecmuada şu kıt a yazılıdır: Cihandan gitti Leylâ kaldı dillerde yazık nâmı Olup hem âkıle, hem şâire, dervîşe vü âgâh Dedi Mecnûn-ı aşk târîhi fevtin hakkıyla şöyle Demâdem rûhuna velleyl okunsun gitti Leylâ âh Osmanlı müellifler inde şu üç mısra irad olunmuştur. Evvelin zaidi sanisine oldu merhûn Tûti-î şeker-i eş âr idi göçdi Leylâ Kıldı erbâbı dili rıhleti Leylâ Mecnûn Kıbrısî-zâde İsmail Hakkı Efendi nin Tezkire-i Fatîn deki tarihi: Aldı Leylâ yı telef etti ecel Mecnûni (İnal, 1937, c.4, s. 874) 1.4. LEYLA HANIM IN EDEBİ ŞAHSİYETİ Asrın bilinen ilk kadın şairi Leyla Hanım dır. Arada bir Farsça şiirler de söyleyen Leyla Hanım ın divanı vardır. Önce Mısır da Bulak Matbaası nda, İstanbul da Takvimhane-i Amire de taş basmasıyla basılmıştır. ( ) (Banarlı, 1971, s. 839) Divanındaki münacat, na t, mersiye, gazel ve şarkılarında sanattan çok içtenlik görülür. Sultan Abdülmecid in kızlarının doğumlarına, saray kadınlarının, tanınmış kişilerin ölümlerine ve dönemin belirli olaylarına tarihler düşürmüştür. İzzet 9

21 Molla ya nazireleri vardır. (Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 1983, c.7, s. 3538) Divan şiiri kalıpları içinde hemen her türden şiirleri bulunan, hatta her harften gazel yazmayı deneyen Leyla Hanım divan edebiyatının geneli değerlendirildiğinde bu edebiyata fazla bir yenilik getirmeyen vasat bir şair olarak görülebilir. Ancak onun önemi bir kadın şair olmasından ileri gelmektedir. Onu Zeynep Hâtun, Mihrî Hâtun, Fıtnat Hanım ve Şeref Hanım ile birlikte divan şiirinin en önemli beş kadın şairinden biri olarak kabul etmek gerekmektedir. Sanki Leyla Hanım ın mizacı divanına da yansımıştır. Şakaya ve espriye oldukça düşkün ve insanların ne düşündüğü umurunda olmayan bir kişiliğe sahip olan Leyla Hanım, başkalarına aldırmadan hoşuna giden şeyleri yapmakta oldukça kararlıdır. Aşağıda örnekleriyle gösterileceği gibi, şahsiyeti ve karakteri oldukça güçlü olmakla birlikte o bile, şiirlerinden artık devri tamamlanmakta olan geleneksel anlayıştan pek kurtulamamıştır. Bu sebeple aynı gazelin bir mısrasında İran etkisindeki eski şairlerde olduğu gibi bir zorlama ve basmakalıplık bulunurken bir diğer mısrasında kendi gücü ve ateşli canlılığına şahit olunmaktadır. Şiirleri hem konu, hem de ifade bakımından oldukça zariftir. İstanbul, Leyla Hanım ın şiirlerindeki belli başlı konular arasında yer alır. Gerek rindane eda ve tavırlarıyla gerekse kadın olmanın getirdiği duygusallıkla o dönem İstanbul konaklarındaki kadın eğlencelerini, mesirelerindeki aşk ve alaka ortamını, sosyal hayatın kafes arkasındaki tezahürlerini canlı biçimde anlatmıştır. Eğlenceye düşkün kişiliği, şiirlerine de yansıyan Leyla Hanım aristokrat zümrenin mesire eğlencelerini de zaman zaman yad etmektedir. Özellikle şarkılarında Boğaziçi Kağıthane, Bahariye, Küçüksu gibi muhitlerin sazlı sözlü meclislerini tecrübeleriyle şiire aktarmıştır. Sürdüğüyçin pâyine rûy-i niyâz Reşk-i mevâdır bahâriye bu yaz Dinle bülbül çaldırıp ney ince saz Kasr-ı Kâğıthane de eyle safâ 10

22 Mensubu bulunduğu Mevlevi muhitinde devam eden tasavvufi hayatın da yer aldığı manzumelerinde İstanbul un mistik dünyasını detayıyla anlatır. Özellikle o dönem ıslahat hareketlerinin İstanbul a kazandırdığı yeni çehre ve değişim süreci zaman zaman onun beyitlerine konu olmuştur. Yeni inşa edilen yapılar için düşürdüğü birkaç tarih de bu arada anılabilir. Özetle, Leyla Hanım 19.yy İstanbul una kadın gözüyle bakışın temsilcisidir. (Pala, 1994, c.5, s. 212) Dili açık ve akıcıdır. Her yerde sahte süsler yardımıyla değil de karakterindeki sadelik ve doğrulukla meydana getirdiği tesirden büyüleyici bir hisse kapılmak mümkün olmaktadır. Bu itibarla onun üslubu için açık ve dobradır denilebilir. Şiirini kapalı anlamlarla tezyin ederek muamma gibi söyleme yoluna gitmemiştir. Aksine söylemek istediği şeyi en iyi ifade edecek kelime ve terkipleri seçmeye özen göstermiş, bunda da o kadar başarılı olmuştur ki, bütün divanında, anlayabilmek için ikinci defa okumak zorunda kaldığımız birkaç mısradan başka bir şey bulamayız. Bu özellik de her şeye rağmen klasik anlayışa mensup bir şair için başarılması son derece zor ve üstün bir iştir. Seçtiği kelime kadrosu, anlatacağı malzemeye son derece uygundur. Sahte tavırlı geleneksellikten bir nebze de olsa uzaklaşmaya çalışmış, o yıllarda moda olan aşırı Türkçeciliğe de fazla yüz vermemiştir. Şüphesiz bu güzel gibi görünen neticeler kısmen kendisinden aldığı feyz ve dersler dolayısıyla hocası ve dayısı Keçecizâde İzzet Molla dan, büyük ölçüde ise karakteri gereği klasik anlayışın ifrat ve mübalağalarından uzak durma temayülü ve ayrıca divan şiirinin son dönemlerinde bir özellik olarak görünen insaf ve itidale meyletmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Kısaca Leyla Hanım, şair olarak 19. yüzyıl divan şiirine yeni bir söyleyiş getirmemiştir. Edebiyatımızdaki yerini bir kadın şair olmasına borçludur, denilebilir. İşlediği konular ve konuları işleyiş tarzı klasik anlayışın dışına pek çıkmadığını gösterir. Bir kadın şair olduğu halde bir erkek şair için bile müsamaha ile karşılanamayacak, hoş görülemeyecek bazı serbestçe söyleyişleri onun nevi şahsına münhasır bir kadın şair olduğunu gösterebilir. (Arslan, 2003, S.40) Aileden gelme bir tesirle Mevleviliği benimsemiş olan Leyla Hanım, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî hakkında çeşitli methiyeler kaleme almıştır. Şiirlerinde çağının en büyük Mevlevi şairi olan Şeyh Galib in etkisi görülür. Ancak tasavvufi 11

23 yoldaki ifadeleri, onun şiirlerine asıl hakim olan beşerî aşk duygusuna çeşni katan birer motif olarak kalır. Rint edalı bir şair olan Leyla Hanım ın şiirlerinde beşeri aşkın ağır basması yanında gazel ve şarkılarında zamanının bir kadın için fazla serbest göreceği şekilde içki ve eğlence meclislerini terennüm etmesi kendisinin yanlış anlaşılmasına, hatta bazılarınca hafiflikle suçlanmasına yol açmıştır. ne derlerse desinler redifli gazelinde içki ve eğlence konusunda serbest bir tavır ortaya koyan Leyla Hanım, bu gazelinin sebep olduğu dedikodu ve yanlış zanları bertaraf etmek maksadıyla aynı redifte ikinci bir gazel yazarak içinin temizliğinden bahisle kendisini karalamak isteyenlerin ahirette utanacaklarını söylemektedir. Mürettep divanındaki gazelleri oldukça sade olan Leyla Hanım duygularını mümkün olduğu ölçüde yalın bir anlatımla ifade etmiş, lafız oyunlarına, edebi sanatlara fazla itibar göstermemiştir. Şiirlerinde yeni ve farklı söyleyişler bulunmayıp daha önceki şairlerin yolunda giderek onları tekrarlamış, geleneğe uyup eski ve yeni şairlere nazireler söylemiş, bazı tahmisler yapmıştır. Baki nin üç gazelini tahmisi, Rûhî nin terkibibendine naziresi, İzzet Molla nın bazı beyitlerine yaptığı tazminlerle bir gazelini tahmis etmesinin yanı sıra başta Hoca Neşet olmak üzere zamanının diğer şairlerine de nazireler yazmış ve tahmisler yapmıştır. Sicill-i Osmanî nin, Şiirleri kendisinden güzel olduğu için bülbüle benzemiştir. dediği Leyla Hanım, parlak bir şair olmamakla beraber divan şiirinin son dönemde yetişen diğer şairlerinden geri değildir. İrticalen şiir söyleyebildiği kaydedilen Leyla Hanım başarılı ve samimi münacat, na t ve mersiyeler yazmışsa da asıl şöhretini şarkılarına ve lirizm yüklü gazellerine borçludur. Divanı önce Bulak ta (1260), daha sonra yazdığı şiirlerinin de ilavesiyle İstanbul da taş baskısı olarak (1267) yayımlandığı gibi biri talihsiz, diğerleri de 1299, 1928 ve 2003 (haz.mehmet Arslan) tarihli olmak üzere dört baskısı daha yapılmıştır. (Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi 2003, c.27, S.157) 12

24 1.5. LEYLA HANIM VE MEVLÂNÂ Mevlevi olduğu ve vefatında Galata Mevlevihanesi haziresine defnedildiği, hayatından bahseden kaynaklarda da bildirilen Leyla Hanım, divanında da Mevlânâ ve Mevlevilik ile ilgili bir çok manzumeye veya beyte yer vermiştir. Şeyh Gâlib, Esrâr Dede, Sâkıb Dede gibi önemli Mevlevi şairlerin divanları incelendiğinde görülecektir ki bu şairler manzumelerinin özellikle de gazellerinin ekserisinde bazen mahlas beytinde, bazen mahlastan sonraki beyitte, bazen gazelin diğer beyitlerinde bir vesile ile doğrudan veya dolaylı olarak Mevlânâ ve Mevlevilik kültüründen bahsederler. Leyla Hanım da bu geleneğe uymuş, özellikle gazellerindeki mahlas beytinden sonra, gazelin konusu ne olursa olsun, bu tür bir beyit söylemeyi âdeta kural edinmiştir. Divanındaki 122 gazelden 22 sinde mahlas beytinden sonra Mevlânâ ile ilgili olarak aşağıdaki örnekleri verilen beyitler görülmektedir. Hatta Mevlevi olmasına rağmen tarikat taassubu göstermeyerek Halvetî Şeyhi Sünbül Sinân dan medet istemek için yazdığı bir şarkıda bile Mevlânâ dan bahsederek onun adıyla medet istemektedir: Hâk-i pây-ı Mevlevî yim gelmişim dergâhına Eylerim Monlâ Celâl in aşkına lutfun recâ İltimâsım itme redd ey sünbül-i bâğ-ı vefâ Kıl meded bî-çâreyim yâ Hazret-i Sünbül Sinân Hânkâh-ı Mevlevî de çekme gam gerdûndan Dest-gîrin Hazret-i Monlâ olur âlem bu yâ Meclis-i irfânda devrân itmesün mi Mevlevî Rûz u şeb devr itmede şems ü kamer âlem bu yâ 13

25 1.6. LEYLA HANIM VE KEÇECİZÂDE İZZET MOLLA Keçecizâde İzzet Molla ( ), Leyla Hanım ın dayısıdır. Fatih in: Keçeci-zâde İzzet Efendi Merhûmdan bir mikdâr tahsîl-i hüner ü ma rifet eylemiş ; Lugat-ı Târihiyye ve Coğrâfiyye nin: Keçeci-zâde İzzet Monla vâsıtasıyla tahsîl-i ma ârif-i edîbe eylemiş ; Sicil-i Osmânî nin: Keçeci-zâde İzzet Efendi nin şâkirdi idi. şeklinde belirttikleri gibi Leyla Hanım tahsilinin büyük kısmını dayısı olan İzzet Molla nın vasıtasıyla tamamlamış ve onun öğrencisi olduğu ilgili kaynaklar tarafından vurgulanmıştır. Zaten Leyla Hanım da yazdığı şiirleri İzzet Molla nın tashih ettiğini, onun velinimeti olduğunu, izzine ve rif atine onun sebeb olduğunu, kendisiyle sohbetler ettiğini belirtmektedir: İzzet kulun ki dâ im tashîh iderdi şi rim Şimdi burada yok kim olsun bana nigeh-bân Kan ağlasun bu dîdelerim haşr olunca tâ Kıydı veliyy-i ni metime çarh-ı bî-vefâ İzzet Efendiydi sebeb-i izz ü rif atim Çok gördi âhir anı da çarh-ı denî bana Yakmazdı belki cânımı bu rütbe fürkati Kâşkî benimle itmemiş olsaydı sohbet âh (Arslan, 2003, s. 94) 14

26 1.7. PROBLEM Problem cümlesi 19. yüzyıl divan şairlerinden Leyla Hanım ın bestelenmiş şiirleri var mıdır? Alt problemler i. Bu şiirler şekil ve anlam bakımından nasıl özellik gösterir? ii. Bestelerdeki usul-aruz vezni ilişkisi nasıldır? 1.8. Araştırmanın Amacı Türk edebiyatının yetiştirdiği az sayıdaki kadın divan şairinden biri olan Leyla Hanım ı hayatı ve edebi şahsiyeti ışığında tanıtmak ve bestelenen şiirlerini çeşitli unsurlar açısından incelemektir Araştırmanın Önemi Klasik şiirimizin yazıldığı aruz vezinleri ile bu şiirlerin bestelenmesinde kullanılmış olan usuller arasındaki ilişki bir tesadüf mü, bir gelenek mi, yoksa belli bir tekniğe dayalı bir uygulama mıdır? Bu sorunun cevabı bestelenmiş divan şiirleri üzerinde incelenip tespit edilmelidir. Bu araştırmada, divan şairi Leyla Hanım ın bestelenmiş şiirleri bu anlamda ele alınmıştır Sınırlılıklar Araştırma, 19. yüzyıl divan şairlerinden Leyla Hanım ın çeşitli bestekârlarca bestelenmiş 14 şiir ve 15 eser ile sınırlıdır. (1 şiir iki ayrı bestekâr tarafından farklı makamlarda bestelenmiştir. Bu yüzden 14 şiir - 15 eser şeklinde söylenmektedir.) 15

27 2. METODOLOJİ 2.1. Araştırmanın Yöntemi Araştırma için gerekli bilgilere kaynak tarama yöntemi ile ulaşılmıştır. Kaynaklardan Leyla Hanım ın hayatı ve edebî şahsiyetine ilişkin bilgiler, 15 bestenin doğru güfte ve notaları elde edilmiştir. Güftelerin yazıldıkları aruz vezinleri tespit edilmiş ve bu vezinler güftenin her bir hecesi altında gösterilmiştir. Bu yolla bestekârların hangi vezni hangi usul ile kullandıklarına dikkat çekilmiştir. Ayrıca güftelerin nazım şekilleri tespit edilmiş ve güfteler günümüz Türkçesine çevrilmiştir Evren ve Örneklem Araştırmanın evrenini 19. yüzyıl divan şairlerinden Leyla Hanım ın bütün şiirleri, örneklemini ise Leyla Hanım ın bilinen bestelenmiş 14 şiiri oluşturmaktadır. 16

28 3. GÜFTESİ LEYLA HANIM A AİT ESERLERDE KULLANILMIŞ BESTE FORMLARI ŞARKI (a.s.; şarkla, doğu ile ilgili; divan edebiyatı şairlerinin vücuda getirdikleri millî bir nazım şekli; t. Şar-kı: terennüm, teganni, çalgı): Türk musikisinin küçük fakat meşhur ve en çok kullanılmış formudur. Batı musikisinde genellikle lied in karşılığıdır. Türk halk müziğinde mukabili türkü formudur. Ekseriya aksak, curcuna, düyek gibi küçük usullerle ölçülürler. Genellikle 4 mısradan meydana gelen şarkılar, güftelerindeki mısra sayılarına göre tasnif edilir. Şarkılarda büyük bir ekseriyetle klasik Türk şiirinin bestelenmeye mahsus yazılan ve bendleri dörder mısradan meydana gelen şarkı nazım şekli kullanılmakla birlikte murabba (dörtlü), muhammes (beşli), müseddes (altılı), müsebba (yedili) da kullanılmıştır. Kafiyelenişi büyük bir ekseriyetle (aaaa bbba) şeklindedir. Mısraları; zemin, nakarat, miyan, nakarat şeklinde değerlendirilen şarkının ekseriya her mısraı iki defa tekrar edilir. Bilhassa büyük ve uzun geçkiler miyanda yapılır. Şarkıda kendi usulü ve üslubunda aranağmeler vardır. (Çıpan, 1999, s.85) BESTE Türk musikisinin dindışı güfteli eserler kısmına ait bir büyük formdur. "Beste", kâr formundan sonra en geniş kapsamlı müzik eseridir. Devr-i Kebir, Muhammes, Sakil, Darb-ı Fetih, Hafif, Berefşan, Çenber, Zencir gibi büyük usullerle ölçülürler. Güfteleri genellikle gazel nazım şeklinin matla beytinden veya diğer nazım şekillerinden seçilen 4 mısradan oluşur. Bu itibarla beste formuna, murabba beste veya sadece murabba dendiği de görülür. Dört haneli olan bestelerin birinci mısraına "Zeminhane" adı verilir. Zeminhanelere eserin makamına ait dizi belirtilerek başlanır. Makamın özellikleri gösterilerek zeminhanenin son kısmında terennüme geçilir. Terennümün bittiği yerde, birinci mısraın son kelimeleri tekrar edilerek durak sesinde karar verilir. Bu şekilde birinci mısra, yani "zeminhane" bitmiş olur. İkinci hane, ikinci mısraın okunmasıyla gösterilir. Ancak sözler ikinci mısraya ait olmakla beraber, melodi birinci mısranın tekrarıdır. Demek ki birinci 17

29 mısra ve güfte okunacak, tekrar başa dönülerek aynı melodi ile ikinci mısra ve terennüm icra edilecektir. İkinci haneye "Nakarathane" adı verilir. Üçüncü mısra "Meyan" adını alır. Meyan, eserin en önemli bölümlerinden birini teşkil eder. Bu bölümde çeşitli geçkiler, genişlemeler gösterilir. Dördüncü hane ise, yine başa dönülerek, son mısra olarak "Zeminhane" nin melodileri ile okunur. Ayrıca melodisi yoktur. Besteler terennüm hanelerinin icrasıyla son bulur. Mısralar ağır ve çok hecelerden, aruzun: Mef ûlü / fâ ilâtü / mefâ ilü / fâ ilün, Mefâ ilün / fe ilâtün / mefâ îlün / fe ilün, Mef ûlü / mefâ îlü / mefâ îlü / fe ûlün gibi ağdalı vezinleriyle yazılmış tekellüflü nağmelerden oluşur. Her mısranın sonunda "Terennüm" adı verilen, kelime olarak pek anlamı olmayan ancak melodi yönünden çok güzel olan nağmeler bulunur. Peşrevlerde her hanenin sonundaki "Teslim" kısmının yerini bestelerde terennümler almıştır denilebilir. Terennüm, beste formundaki eserlerde mısra sonlarına eklenen anlamlı, anlamsız ancak melodik yapısı olan bölümlere verilen addır. Terennümler hece, kelime veya birkaç kelimeden meydana gelebilir. Ye-le-li-la-ta-ne-dil-dir-ten-nicanım, ruhum, gel, serv-i revanım, ruh-i revanım, canım efendim vb. gibi sözcükler sıkça kullanılır. İkaâ: Bestelerin terennümlerinin ritmik melodilerle yapılarına veya başka bir ifadeyle bestelerdeki terennümlerin muntazam bir tempo ile yapılmasına "İkaâ" adı verilir. Terennümlerde kullanılan hecelerin anlamı pek yoktur. Her hanenin mısraın sonunda çalınan terennüm aynıdır. Bu nedenle terennümlerin melodilerinin çok güzel olmasına bestekârlar bilhassa özen gösterirler. Terennümlerde kullanılan güzel sözlerin bazılarının anlamı da vardır. Canım, ruhum gibi kelimelerin yanı sıra, bazı bestekârlar ilgi duydukları kişilerin adlarını da terennümlerde kullanmışlardır. Sultanım, Mihribanım gibi... 18

30 İkişer mısradan sonra terennümlü olanlarına nakış beste adı verilir. Pek nadir olarak terennümsüz bestelere de rastlanmaktadır. ( com/formlar/index.html) AĞIR SEMAİ (t.s.; tartıda çok çeken; davranışları ağır olan; değeri yüksek olan / a.i. semaa ait; hiçbir kaideye bağlı kalmadan işitilerek öğrenilen) : Türk musikisinde semai formunun ayrıldığı iki şekilden birincisidir. Ağır semai formu, gittikçe sadeleşerek, şarkı formunun gelişmesine zemin hazırlamıştır. (Çıpan, 1999, s.56) Ağır s er klasik takım sıralamasında besteden sonra gelir. Çok rağbet edilmiş bir beste türü ve klasik Türk musikisinde semai formunun birinci şeklidir. En çok aksak semai usulünün 10/4, 10/8 mertebeleri, daha seyrek olarak sengin semai usulünün 6/2, 6/4 şekilleri ile bestelenir. Eğer eserin ritmi 10/8 ya da 6/4 ise ağır semai; 10/4 ya da 6/2 usulü ile bestelenmiş ise ağır ağır semai adını alır. Ağır s er daha sonra sadeleşerek, biçim ve anlam değiştirerek şarkı formunun gelişmesine zemin hazırlamışlardır. Sözleri dört mısra yani murabba dır. Genellikle terennümlü olan ağır s erin çok az örneği terennümsüzdür. Mısraları ikişer ikişer bestelenip sonuna terennüm getirilen şekline Nakış denir. En fazla kullanılan şeklinin teknik yapısı şöyledir: AB : Birinci mısra ve lazime AB : İkinci mısra ve lazime CB: Üçüncü mısra ve lazime AB : Dördüncü mısra ve lazime Ağır s er bestelendiği şekilde icra edildiği gibi, nakış olarak da icra edilebilirler. Eserde zaman zaman ritm değişikliği yapılabilir. Bu husus terennüm bölümlerinde olduğu kadar terennümsüz bölümlerde de bulunabilir. Suphi Ezgi, beste şekli değişik on iki tür ağır semaiden söz etmektedir. Bunları çok belirgin farklılığı olan şekiller olmaktan çok bestekârların sanatın hür lirizmi içinde ilhamlarını akıtacak değişik kanallar aramasına bağlayarak bu şekillerin ortaya 19

31 çıkmasını düşünmek gerekir. Bununla birlikte tarif edilen şekillerden birkaçı örnek olarak sunulursa : 1. Şiir dört mısralıdır. Birinci mısraın melodik seyri uygun bir perdede asma karar verdikten sonra terennüm devresi gelir. Bundan sonra ikinci olarak bestelenen birinci mısra tamamlayıcı bir melodik seyirle bestelenmiş olan makamın karar perdesinde karar eder. İkinci mısraın beste yapısı da birinci mısra gibidir. Üçüncü mısra modülasyonlu bir seyirle gereken seyirle karar verdikten sonra yine terennüm devresi başlar. Terennüm devresinden sonra üçüncü mısra değişik şekilde ikinci kez bestelenir ve değişik bir seyirle tamamlanır. Dördüncü mısraın bestesi birinci ve ikinci mısraın bestesi gibidir. Yani bentler sırası ile ABc - ABc DEc ABc formülüne uymaktadır. 2. Eserin sözleri yine murabbadır. Birinci mısraın melodik seyri bir perdede asma karar verdikten sonra ikinci mısra aynı melodilerle harekete başlar. Bu mısra karar edeceği için sonu birinci mısraın sonuna göre daha değişik bir yapıya sahiptir. Sonra terennüm devresi başlamaktadır. Arkasından makam geçkili üçüncü mısra yani miyan gelir. Dördüncü mısraın melodik yapısı ikinci mısraya benzer ve bunu terennüm izler. 3. Sözler yine dört mısradan ibarettir, yani murabbadır. Birinci ve ikinci mısraların bestesi aynıdır ve bunu terennüm izler. Sonra yeniden ikinci mısra icra edilir. Diğer iki mısraın bestesi ve icrası da ilk iki mısra gibidir. Aksak semai usulüne uygunluk gösteren Fâ ilâtün / fa ilâtün / fâ ilün (fa lün) kalıbı dikkat çekicidir. Nitekim bu vezinle söylenen Etse gerdâniyeden yâr âgaz güftesini hem Esad Efendi, hem de Zekâi Dede Ağır semai olarak bestelemiştir. (Özalp, 1992, s.18) 20

32 4. LEYLA HANIM IN BESTELENMİŞ ŞİİRLERİNDE KULLANILMIŞ NAZIM ŞEKİLLERİ ŞARKI Şarkı, yalnızca Türk edebiyatında görülen bir nazım şeklidir. Halk edebiyatındaki Türkü nün karşılığıdır. Daha çok dört mısralık bentler halinde söylenir. Ama az olmakla birlikte beş mısralık bentlerden oluşan şarkılar da yazılmıştır. Şarkıların üçüncü mısralarına miyan, bent sonlarında tekrar edilen mısralarına da nakarat denir. Şarkıda miyanın en güzel mısra olmasına dikkat edilir. Şarkıların konusu aşk ve sevgilinin güzelliğidir. Bestelenmek için söylendiklerinden genellikle kısa, 3-5 bent arasında yazılırlar. Öteki musammatlarda olduğu gibi son bentte mahlasları vardır. Buna karşı bazı şairler mahlas söylemeden de şarkı yazmışlardır. Ayrıca, daha geniş bir kitleye seslendikleri için dillerinin sade olmasına da dikkat edilmiştir. Şarkılarda kafiye düzeni oldukça değişiktir. Dört mısralık bentlerle söylenmiş şarkı kafiyeleri şöyledir: 1. Çapraz kafiyeli şarkı abab cccb dddb (örnek 1) 2. Nakaratlı çapraz kafiyeli şarkı aaaa bbba ccca (örnek 2) abab cccb dddb (örnek 3) Şarkının asıl kafiyesi böyle olmakla birlikte daha önceleri şarkı yerine ve bestelenmek üzere söylenen murabbaların kafiye şekli, şarkının ortaya çıktığı XVII. yüzyıldan sonra da kullanılmıştır. Çapraz kafiyeli şarkılarla birlikte kullanılan bu şarkıların kafiyeleri de şu şekildedir: 21

33 3. Murabba-ı müzdeviç kafiyeli şarkı aaaa bbba ccca (örnek 4) 4. Murabba-ı mütekerrir kafiyeli şarkı aaaa bbba ccca (örnek 5) Bunlardan başka ilk bendin 3.mısraı serbest olan şarkılar yazılmışsa da bunlara çok az rastlanılmıştır. 5. aaxa bbba ccca (örnek 6) aaxa bbba ccca XVIII. yüzyıldan sonra görülmeye başlayan beş mısralık bentli şarkıların kafiyeleniş şekilleri de oldukça değişiktir. 6. Muhammes şarkı aaaaa bbbba cccca (örnek 7) aaaaa bbbaa cccaa (örnek 8) aaaaan bbbaan cccaan (örnek 9) Son kafiye şeklinde bent sonları nakaratlıdır. Bu şekil yalnız Nedim in bir şarkısında görülmüştür. XIX. yüzyılda çapraz kafiyeli şarkılar dışındaki murabba, muhammes ve müseddes şarkılar şekil ve kafiyeleri bakımından bu nazım şekillerinin aynıdır. Şarkıları bunlardan ayıran en önemli özellik, konuların dar oluşu; çok az görülen 22

34 birkaç örnek dışında, yalnızca aşkı ve sevgilinin güzelliğini anlatmalarıdır. Öteki şekillerde ise hemen her konu işlenmiştir. Bir ikinci özellik de bestelendikleri için daha sade bir dille yazılmalarıdır. Bent sayıları da azdır; bentlik murabba, muhammes, müseddes yazıldığı halde bu iki tür kafiyeli şarkılarda bent sayısı 3-5 arasındadır. Şarkı, bu adla ve kendi çapraz kafiye şekliyle XVII. yüzyıldan sonra görülmeye başlanmıştır. Daha önceleri şarkı yerine bestelenmek üzere yazılmış murabbalar vardır. XV. ve XVI. yüzyıl şairlerinin divanlarında bu amaçla yazılmış pek çok murabba görülür. Kaynaklarda murabba bağlama, murabba tasnif etme deyimi, şarkı bestelemek anlamında kullanılmıştır. Edebiyatımızda çapraz kafiyeli ilk şarkı örnekleri Nâ ilî (ölm.1666) divanında görülmüştür. Nâilî divanında 2-5 bend arasında yazılmış 11 şarkı vardır. Şairin öteki şiirlerinde kullandığı çok ağdalı, ağır dili göz önünde tutulursa bu şarkıların ne kadar sade bir dille yazıldığı ortaya çıkmaktadır. XVIII. yüzyılda Nedîm (ölm.1730), kendini edebiyatımızın en usta şarkı şairi olarak kabul etmiştir. Şarkı nazım şekli Nedîm in neşeli ve coşkun yaradılışına son derece uygun geldiğinden, bu şeklin en başarılı şairi olmuştur. Nedîm in divanında 3 ve 5 bent arasında 27 şarkısı vardır. Bu yüzyılın sonunda büyük şair Şeyh Gâlib (ölm ) in de 11 şarkısı vardır. Bunlar da Nâilî nin şarkılarına yakın bir sadelikte söylenmişlerdir. Bir kısmında Nedîm in etkisi açıkça görülür. XIX. yüzyılda şarkı yazan şairler çoğalmıştır. Bu yüzyıl şairlerinin hemen hepsinin divanlarında en azından bir ya da birkaç şarkı vardır. Nedim in de etkisiyle şarkı konuları hayli genişlediği gibi, muhammesten başka müseddes ve hatta gazel nazım şekliyle bile şarkılar söylendiği olmuştur. (İpekten, 1994, s.87) GAZEL (a.i.; Kadınlar için söylenilen güzel ve âşıkane söz) : Arap edebiyatında kasidenin tegazzül adı verilen bir bölümü iken daha sonraları müstakil bir hüviyet kazanmış; bilhassa İran ve Türk edebiyatlarında kullanılmıştır. Beyitlerle kurulan ve divan edebiyatının hemen en çok kullanılan nazım şeklidir. Fuzûlî nin: Gazel 23

35 bildirir şâirin kudretin / Gazel artırır nâzımın şöhretin beytinde de ifade ettiği gibi, şairler için bir ustalık ve kudret belirtisi; bir şöhret nişanesidir. Beyit sayısı 5-12/15 arasında değişir. Genellikle 5 beyitli ve 7,9 gibi tek sayılı beyitlere sahip gazeller yazılmıştır. Beyit sayısı daha fazla ise bu tür gazellere müzeyyel (eklenmiş, ilave edilmiş) veya mutavvel (uzatılmış) gazel: beş beyitten az ise na-tamam (noksan, tamamlanmamış) gazel denir. Gazelde ilk beytin iki mısrası da kendi arasında kafiyeli (musarra), diğer beyitlerin ilk mısraları serbest, ikinci mısraları ilk beyit ile kafiyelidir (aa xa xa xa xa.). Gazelin ilk beytine matla (doğuş, başlangıç), ikinci beyit birinci beyitten güzelse bu beyte hüsn-i matla, son beytine makta (kesme, bitiş yeri), sondan bir önceki beyit son beyitten güzelse buna da hüsn-i makta denir. Şair mahlasını son beyitte kullandığı için bu beyit aynı zamanda mahlas beyti veya mahlashane adları ile de anılır. Nadiren bazı gazellerde mahlas kullanılmadığı da görülür. Gazelin en güzel beytine beytü l-gazel denir. Birinci beyitle iki mısraı da kafiyeli başka bir beytin bulunduğu gazellere zü l-metali (birden fazla matlaı olan), bütün beyitleri kafiyeli olanlarına müselsel (zincirleme, biri diğerini takip eden), matlaın, gazelin herhangi bir beytinde tekrarlanmasına redd-i matla (matlaın yenilenmesi) mısra ortalarında kafiyeler yapılan ve dörtlüklerden oluşan bentlere dönüştürülebilenlerine de musammat gazel adı verilmektedir. Ele aldığı konular bakımından: Aşkla ilgili ıstırap, acı, sevgi, ümit, mutluluk gibi duyguların anlatıldığı gazellere âşıkane; dünyaya aldırış etmeme, mal ve makam hırsı taşımama, içki ve hayattan zevk alma gibi konuların anlatıldığı gazellere rindane; kadınla ilgili beşeri duyguların ve ten zevkinin ağır bastığı gazellere şuhane; öğreticilik vasfı ağır basan veciz gazellere hâkimane ve dinî-tasavvufi konuların ele alındığı gazellere de sufiyane gazel adı verilmektedir. Gazellerde her beyit anlamca kendi içinde bir bütünlük ifade etmekle birlikte, bazen gazelin bütün beyitleri anlama bakımından birbirleriyle ilgili olurlar, aynı konuyu işlerler ki böyle gazellere yek ahenk; anlamı bir beyitte tamamlanmayan, ikinci veya daha sonraki beyitlere de taşanlarına merhun; her beyti aynı söyleyiş ustalığıyla yazılmış, aynı değer ve güzellik taşıyanlarına da yek-avaz gazel denir. 24

36 Divanların büyük bir bölümünü oluşturan gazeller, mürettep divanlarda elif, ba sırasına göre her harften kafiyeli en az bir veya daha fazla sayıda yer alırlar. Gazel yazmakta ustalık kazananlara gazel-sera (gazel söyleyen), gazelleri belirli bir usule göre okuyanlara da gazelhan denir. Fuzuli, Baki, Şeyhülislam Yahya ve Şeyh Galib, bu nazım şeklinin en başarılı örneklerini veren şairlerdendir. Şairler, yazdıkları mesnevilerde zaman zaman yeknesaklığı kırmak ve esere bir hareket ve çeşni kazandırmak maksadıyla eserlerin asıl vezinlerinden farklı olmak üzere, mesnevi kahramanlarının ağzından gazel söylerler. Arapça-Farsça-Türkçe olmak üzere elsine-i selasede (üç dilde) yazılmış olanlarına mülemma gazel adı verilir. Bir şairin beğenilen bir gazeline başka bir şair tarafından aynı vezin, kafiye ve redifte yazılan benzerine nazire; aynı şekil özelliklerine sahip olmakla birlikte konu bakımından zıtlık arz edenlerine de nakize denir. Bu nazım şekli, halk şairlerinin divan şairlerinden etkilenerek aruzun çeşitli kalıplarıyla ve bilhassa gazel, murabba, muhammes, müseddes nazım şekillerini örnek alarak söyledikleri divan, semai, kalenderi, selis, satranç gibi nazım şekilleriyle karıştırılmamalıdır.(çıpan, 1999, s.41) TAHMİS Tahmisin, sözlük anlamı beşleme, beşli duruma getirme dir. Bir gazelin beyitlerinin üstüne aynı ölçü ve uyakta üçer dize ekleyerek yazılmış muhammese denir. Uyak düzeni şöyledir (eklenen dizeler koyu renk harflerle gösterilmiştir) : aaaaa bbbbb ccccc ddddd eeeee Gazelde matla dan sonraki beyitlerin birinci dizeleri serbest olduğu için, tahmis o dizenin uyağına göre yapılır. Eğer serbest dizenin son sözcüğü uyağa uygun gelmezse, ondan önceki sözcükle uyak düzenlenir, son sözcük de redif olarak kalır. Naili-i Kadimden aldığımız örnekte üçüncü bent yukarıda anlatılan biçimdedir. Tahmiste en önemli nokta, eklenen dizelerin, gazelin beyitleriyle anlam ve güç 25

37 bakımından kaynaşabilmiş olmasıdır. Yoksa eklenmiş dizeler birer yama gibi kalır ve tahmis başarılı sayılmaz. Gazelin makta beytinde şair nasıl kendi mahlasını söylerse tahmis eden şair de son bentte mahlasını söyler. Tahmis genellikle gazelde yapılır. Fakat kimi kasidelere de tahmis yazılmıştır. Tahmis divan edebiyatında muhammesten daha çok rağbet görmüş bir biçimdir. Hemen hemen her şair, kendinden önceki ya da çağdaşı olan şairlerin birkaç gazelini tahmis etmiştir. Kendi gazelini tahmis ederek muhammes durumuna getiren şairler de vardır. Bu türlü tahmisler divanlarda tahmis-i gazel-i hod başlığı altında verilmiştir. (Dilçin, 1999, s.223) MÜSTEZAT Müstezat Arapça ziyade kökünden arttırılmış, eklenmiş anlamlarındadır. Nazım şekli olarak müstezat, gazelden türetilmiş bir şekildir. Müstezatlar aruzun Mef ûlü mefâ îlü mefâ îlü fa ûlün kalıbıyla yazılır ve her mısranın altına Mef ûlü fa ûlün cüzleriyle yazılmış kısa bir mısra eklenir. Müstezatın asıl vezni budur. Ama pek az da olsa Mef ûlü mefâ îlü mefâ îlü mefâ îlü, Müfte ilün müfte ilün müfte ilün fa, Mefâ îlün mefâ îlün mefâ îlün mefâ îlün, Mefâ îlün fe ilâtün mefâ îlün fe ilün, Fâ ilâtün fâ ilatün fâ ilün kalıplarıyla yazılmış gazel mısralarına ilk ve son, yani Mef ûlü mefâ îlü, Müfte ilün fa, Mefâ îlün mefâ îlün, Mefâ îlün fe ilün, Fâ ilâtün fâ ilün cüzleriyle kısa mısralar eklenmiş müstezatlar da görülmüştür. Eklenen bu kısa parçalara ziyade denir. Bu eklemeler gazele yeni bir ahenk katmak ve beyitlerin anlamlarını güçlendirmek için yapılmıştır. Müstezatın bir beyti uzun kısa, tekrar uzun ve kısa olmak üzere dört mısradır. En çok görülen müstezat kafiyesi dört şekildedir (Büyük harfler uzun, küçük harfler kısa mısralar): 1.Aa Aa Bb Aa Cc Aa (örnek 1) 2.Aa Aa Bx Aa Cx Aa 3.Ab Ab Cc Ab Dd Ab (örnek 2) 4.Ab Ab Cx Ab Dx Ab (örnek 3) 26

38 Üçüncü şekil müstezatlarda gazelin serbest mısraları ilk ziyade ile kafiyelenir. Dördüncü şekil, en serbest kafiyeli müstezatlardır. Sanki uzun ve kısa mısralarla söylenmiş, kafiyeleri ayrı iki gazelin iç içe yerleştirilişi gibidir. Çok az da olsa, beyitleri altı mısra olan, yani iki ziyadesi bulunan müstezatlar da söylenmiştir (örnek 4). Dört mısralı müstezatlara Sade, altı mısralı müstezatlara Çift denir. Müstezatların özel vezinlerle yazılmaları yanında, anlamları bakımından da öteki nazım şekillerinden ayrıldıkları bir özellikleri vardır: Müstezatlarda ziyadeler okunsa da okunmasa da beytin anlamını bozulmaması ve güzelliğinin azalmaması gerekir. Kısa parçalar çıkarıldığında bir anlam eksikliği gösteren, ya da kısa mısraların ayrıca bir güzellik katmadığı müstezatlar başarılı sayılmazlar. Bu bakımdan iyi bir müstezat yazmak şairler için oldukça güç bir iş olmuştur. Müstezat nazım şekli, edebiyatımızda ilk yüzyıllardan beri, az sayıda kullanılmıştır. Bu arada Seyyid Nesimi nin 9. şeyhinin ve Eğirdirli Hacı Kemal in bir müstezatı vardır. Edirne li Şahîdî nin Leyla ve Mecnun unda, Hayretî ve Şahidî Dede nin divanlarında birer müstezatları vardır. Fuzûlî, Yahyâ Bey ve XVII. yüzyıl şairlerinden Nâilî yine birer müstezat söylemişlerdir. XVIII. Yüzyıl şairlerinden Nedîm, Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Gâlib Dede de ikişer müstezat görülür. Enderunlu Fâzıl ın dört müstezadı vardır. XIX. yüzyılda müstezat yazan şairler çoğalmıştır: Pertev Paşa nın divanında bir, Leyla Hanım da beş, Şeref Hanım ve Nevres de ikişer müstezat vardır. Divan şairlerince çok az kullanılmasına karşılık müstezat halk edebiyatında daha çok benimsenmiş yedekli, ayaklı adlarıyla çokça kullanılmıştır. Servet-i Fünun edebiyatında ve daha sonraları da müstezat adıyla bazı şiirler yazılmışsa da daha çok serbest müstezat adıyla ve bütün aruz kalıplarıyla yazılabilen bu şeklin eski divanlarda görülen müstezatlarla uzun ve kısa mısra benzerliğinden başka bir ilişkisi kalmamıştır. (İpekten, 1994, s.33) 27

39 ARIZALAR Sembolü / Anlamı = : imale (a.i.meyl den) : 1. Meylettirme, bir tarafa eğme, yatırma. 2. edb. Vezne uydurmak için, kısa heceyi uzatmak. Not: İncelenen şiirlerde; bu sembolün görüldüğü hecelerin daha önce açık iken, imaleden sonra kapalı hece durumuna getirilmiş olduğu düşünülmelidir. : vasl (a.i.) : (bir şeyi başka bir şeye) Ulaştırma, birleştirme; ulaşma, birleşme. 2. Aruz terimi olarak, iki kelimenin birleştirilmesi, birlikte okunmasına denir. Ünsüz harfle biten bir kelimeden sonra ünlü harfle başlayan bir kelime gelirse, sondaki ünsüz, ikinci kelimenin başındaki ünlüye bağlanarak birlikte okunur. Not : İncelenen şiirlerde; bu sembolün görüldüğü sessiz harfle biten hecenin; onu takip eden, sesli harfle başlayan heceyle bağlanıp birlikte okunduğu için,daha önce kapalı iken vasl (ulama) dan sonra açık hece durumuna getirilmiş olduğu düşünülmelidir. : medd (a.i.) 1.Uzatma, çekme. 2. Yayma, döşeme. Yani iki kapalı hece arasında bir açık hece bulunması gerektiğinde, sonu bir uzun ünlü ve bir ünsüzle biten birinci heceyi imaleden biraz daha uzun okumaktır. Not: Medd, kendisinden sonra bir açık hece meydana getirir. İncelenen şiirlerde; bu sembolün görüldüğü heceden sonraki açık hecenin medd yapılarak ortaya çıktığı düşünülmelidir. : zihaf (a.i.) : 1. Asıldan uzaklaştırma, zorla ve sürünerek yürüme. 2. Aruz terimi olarak, uzun okunması gereken hecelerin kısa okunmasına denir. Uzun sesli heceleri bulunan Arapça ve Farsça kelimeleri aruz kalıplarına uydurabilmek için yapılan hatadır. Zihaf imalenin tersidir ve yalnız yabancı kelimelerde yapılır. 28

40 5. GÜFTESİ LEYLA HANIM A AİT, NOTASINA ULAŞILABİLMİŞ 15 ESERİN USÛL-ARUZ VEZNİ İLİŞKİSİ YÖNÜNDEN İNCELENMESİ 1. ESER Ey şâh-ı / cihân eyle / ye Hak ömrü / nü efzûn - -. / / /. - - Hem düşme / n-i bed-hâhı / n ide reşk i / le mahzûn - -. /. - - /. = -. /. - - Etmekde / sin erbâb-ı / dili lûtf i / le memnûn - -. / - -. /. = - /. - - Mes ûd o / la şâhım sa / na bu sûr-ı / hümâyûn - -. / /. = -. /. - - Vezin: Mef ûlü / Mefâ îlü / Mefâ îlü / Fe ûlün hın ide (ulama) lûtf ile (ulama) Mes ûd ola (ulama) Form: Şarkı Usul: Ağır aksak semai Makam: Bayati Bestekâr: Sultan II. Mahmud Nazım Şekli: Şarkı KAFİYE-REDİF ûn: Kafiye AÇIKLAMA: Ey âlem padişahı, Hak ömrünü arttırsın, fazlalaştırsın. Hep fenalık düşünen düşmanını da seni kıskandığı için hüzünlü, kaygılı etsin. Sen ki gönül erbabını lütuf ve ihsanınla memnun etmektesin. Sana bu mevkiin kutlu olsun, saadet getirsin. Güftenin, incelenen güfte mecmualarında tespit edildiği sayfalar: t.m.g.a. : s. 58 t.m.g.h. : s.101 l.h.d. : s.319 d.d.g.ş. : s

41 Şekil 1 30

42 31

43 2. ESER Pür-âte / şim açtırma / benim ağzı / mı zinhâr - -. / - -. / /. - - Zâlim be / ni söyletme / derûnumda / neler var - -. / / /. - - Bilmez mi / yim ettikle / rini eyle / me inkâr - -. / - -. /. = -. /. - - Zâlim be / ni söyletme / derûnumda / neler var - -. / / /. - - Aşkınla / yürek yâre / leri işler / onulmaz - -. / /. - - /. - - Meydân-ı / muhabette / bu hicrân u / nutulmaz - -. / /. - - /. - - Âşık sa / na çoksa ba / na dilber mi / bulunmaz - -. /. - =. / /. - - Zâlim be / ni söyletme / derûnumda / neler var - -. / / /. - - Her derdi / ne ben sabr e / deyim şûh-i / cihânım - -. / / /. - - Leylâ ya / cefâ âde / tin olsun yi / ne cânım - -. / / - -. /. - - Te sîr e / der elbet sa / na bu âh u / figânım - -. / - -. /. = -. /. - - Zâlim be / ni söyletme / derûnumda / neler var - -. / / /. - - Vezin: Mef ûlü / Mefâ îlü / Mefâ îlü / Fe ûlün 32

44 Form: Şarkı Usul: Ağıraksak semâî Makam: Uşşak Bestekâr: H.İsmâil Dede Efendi Nazım şekli: Şarkı KAFİYE-REDİF âr: Kafiye ân : Kafiye zâlim beni söyletme derûnumda neler var: Mütekerrir mısra AÇIKLAMA: I. Ateşle doluyum, sakın ha ağzımı açtırma. Zalim, bana gönlümde neler olduğunu söyletme. Bana ettiklerini biliyorum, inkâr etme. Zalim, bana gönlümde neler olduğunu söyletme. II. Yüreğimdeki yaralar aşkın yüzünden durmadan işler, iyileşmez. Muhabbet meydanında bu ayrılık acısı unutulmaz. Senin etrafında dolanan âşık çoksa bana başka bir sevgili mi bulunmaz. Zalim, bana gönlümde neler olduğunu söyletme. III. Ey cihanın şuhu sevgilim, senin verdiğin her derde sabredeyim. Yine bana cefa, eziyet çektirme senin âdetin olsun (âdetine devam et). Bu inlemelerim, feryatlarım belki sana tesir eder. Zalim, bana gönlümde neler olduğunu söyletme. Güftenin, incelenen güfte mecmualarında tespit edildiği sayfalar: t.m.g.a. : s t.m.g.h. : s l.h.d : s. 331 d.d.g.ş. : s

45 Şekil 3 34

46 35

47 3. ESER Aşkı pinhân / edemem nâ / le vü efgân / dır bu / / / - - Nice âh et / meyeyim fir / kât-i cânân / dır bu / / / - - Ağlarım şâ / m u seher dî / de-i giryân / dır bu / / / - - Gerçi sabr et / diyemem â / teş-i sûzân / dır bu -. - / / / - - Var ise sab / rın eğer vasl / dan âsân / dır bu. = - /. - /. - - / - - Gece tâ subha dek efgân ederim ey gül-i ter /. - - / /.. Öyle zann eyleme kim etmeye feryâd zarar / /.. - /.. - Derd ü âhım benim eflâke çıkar şâm ü seher /. - - / /.. - Çarha te sîr eden ey meh sana etmez mi eser /. - - / /.. - Hazer et âh-ı dil-i sîne-i sûzândır bu. - - /.. = - / / - - Vezin: Fe ilâtün / Fe ilâtün / Fe ilâtün / Fe ilün (Fâ ilâtün) (Fa lün) 36

48 Form Usul Makam Bestekâr : Şarkı : Düyek : Karcığar : Hacı Ârif Bey Nazım şekli : Tahmis KAFİYE-REDİF ân : Kafiye dır bu: Redif r: Kafiye AÇIKLAMA: I. Aşkı gizli tutamam, ah edip inliyorum, ıstırap içindeyim. Nasıl ah etmem, sevgilimden ayrıyım. Gözlerim yaşlı, sabah akşam ağlıyorum. Gönlüme bu derde sabret diyemem, çünkü içinde bulunduğum bu ateş, ayrılık ateşidir. Ama eğer sabrın varsa bu durum, sevgiliye kavuşmaktan daha kolaydır. II. Ey taze gül, ıstırabımdan geceden sabaha kadar inler, feryat ederim. Bu feryadımın bana zarar vermediğini sakın düşünme. Derdim ve ahım sabah-akşam göklere kadar çıkıp, feleğin dönüşünü bile değiştirirken; ey ay yüzlü sevgili sana bir etkisi olmaz. Yanan yakılan sinemdeki gönlümün ahından kaçın, kendini koru. Güftenin, incelenen güfte mecmualarında tespit edildiği sayfalar: t.m.g.a. : s. 558 t.m.g.h. : s. 673 l.h.d. : s. 133 d.d.g.ş. : s

49 Şekil 5 38

50 Aşkı pinhân edemem -2-39

51 40

52 4. ESER Haste-i zâr u nizârım seni sevdim seveli -. = - / / /.. - Kalmadı sabr u karârım seni sevdim seveli -. = - / / /.. - Ciğerim pâreledin nâvek-i müjgânınla / / / - - Derdime çâre ararım seni sevdim seveli -. = - /.. = - / /.. Vezin: : Fe ilâtün / Fe ilâtün / Fe ilâtün / Fe ilün (Fâ ilâtün) (Fa lün) Form: Şarkı Usul: Ağır aksak Makam: Hüseyni Bestekâr : Bimen Şen Nazım şekli: Gazel KAFİYE-REDİF ım seni sevdim seveli: Redif âr : Kafiye AÇIKLAMA: Seni sevdiğimden beri ağlayan, inleyen ve zayıf düşmüş bir hastayım. Bu hâle düşeli sabrım ve rahatım kalmadı. Ok gibi kirpiklerini ciğerime sapladın, onu paramparça ettin. Seni sevdim seveli bu dertli hâlime çare ararım. 41

53 Güftenin, incelenen güfte mecmualarında tespit edildiği sayfalar: t.m.g.a. : s. 387 t.m.g.h. : s. 495 l.h.d. : s. 310 d.d.g.ş. : s

54 Şekil 7 43

55 44

56 5. ESER Beni sermest / eden çeşmin / le âh ebrû / ların cânâ. = - - / /. = - - / Cebîninde / nedir ol çif / te çifte hû / ların cânâ. - - = /. = - - /. - = - / Bana dîvâ / nelik eğlen / cedir sevdâ / -yı aşkınla. = - - / / / Perîşân et / ti aklım zül / f-i anber-bû / ların cânâ / / / Vezin: Mefâ îlün / Mefâ îlün / Mefâ îlün / Mefâ îlün Form: Ağır semai Usul: Aksak semai Makam: Gerdâniye Bestekâr: Hacı Fâik Bey Nazım şekli: Gazel KAFİYE- REDİF û : Kafiye ların cânâ: Redif AÇIKLAMA: Ey sevgili, gözün ve kaşların beni sarhoş eder. Alnına düşmüş o çifte çifte kâküllerin nedir? Bana senin aşkınla, sevdanla gelen bu delilik, kendini bilmezlik hâli bir eğlence gibidir, bundan hoşnudum. Misk kokulu saçların da aklımı, fikrimi dağıttı, karıştırdı. Güftenin, incelenen güfte mecmualarında tespit edildiği sayfalar: t.m.g.a. : s. 179 t.m.g.h. : s. 274 l.h.d. : s. 228 d.d.g.ş. : s

57 Şekil 9 46

58 47

59 6. ESER Bülbül gi / bi her şâm ü / seher nâle / lerim var - -. / / /. - - Bîhûde / değil sen gi / bi bir gonce / -terim var - -. / / /. - - Bîgâne / niçün mahre / m ola bâğ-ı / visâle - -. / / = -. /. - - Söyletme / beni sen bu / gönülde ne / lerim var - -. /. = -. /. - =. /. - - Vezin: Mef ûlü / Mefâ îlü / Mefâ îlü / Fe ûlün Form: Şarkı Usul: Aksak Makam: Muhayyer Kürdi Bestekâr: Emin Ongan Nazım şekli: Gazel KAFİYE-REDİF im var : Redif er : Kafiye AÇIKLAMA: Bülbül gibi, akşam-sabah durmaksızın devam eden inleyişlerim var. Bu inleyişler boş yere değil, zira senin gibi taze bir goncaya sahibim. Yabancılar, başkaları niçin senin kavuşma bağına yakın olsunlar. Derdimi açıp şimdi beni söyletme, gönlümde neler var neler Güftenin, incelenen güfte mecmualarında tespit edildiği sayfalar: t.m.g.a.: s. 180 t.m.g.h. : s. 865 l.h.d. : s. 247 d.d.g.ş. : s

60 Şekil 11 49

61 50

62 7. ESER Dil nâle / eder bülbü / l-i şeydâ re / vişinde - -. / / /. - - Gül işve / lenir dilbe / r-i rânâ re / vişinde - -. / / /. - - Âşık da / ederdi na / zarın gayri / ye mâ il - -. /. - =. / /. - - Bulsaydı / eğer bir da / hi Leylâ re / vişinde - -. / / /. - - Vezin: Mef ûlü / Mefâ îlü / Mefâ îlü / Fe ûlün Form: Beste Usul: Darb-ı Fetih * Makam: Hûzî Bestekâr: Dede Efendi Nazım şekli: (Bu şiirin nazım şekli hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır.) KAFİYE-REDİF â: Kafiye revîşinde: Redif AÇIKLAMA: Gönül, tıpkı divane bülbül gibi inler, feryat eder. Gül, (sevgili) ise gönlümüzü alıp götüren, hoş latif bir güzel gibi işvelenir. Âşık da, eğer sevdiğine (Leyla ya) benzeyen bir güzel bulsaydı, bakışları o güzele meylederdi. Güftenin, incelenen güfte mecmualarında tespit edildiği sayfalar: t.m.g.a.: s t.m.g.h. : s l.h.d.: - d.d.g.ş. : s. 156 * Eserin makamı ulaşılan notasında Hûzî, incelenen güfte mecmualarında ise Uşşak olarak tespit edilmiştir. 51

63 Şekil 13 52

64 Dil nâle eder -2-53

65 54

66 8. ESER Ey şehenşâ / h-ı cihân dâ / d eyledin / =. - - / -. - Lûtfile eh / l-i dili yâ / d eyledin -. = - / =. = - / -. - Kayd-ı gamdan / bende âzâd / eyledin / -. - / -. - Nev-nihâlim / âlemi şâd / eyledin / -. = - / -. Vezin: Fâ ilâtün / Fâ ilâtün / Fâ ilün Form: Şarkı Usul: Ağır aksak Makam: Sûz-i Dil Bestekâr: Hâşim Bey Nazım şekli: (Bu şiirin nazım şekli hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır.) KAFİYE-REDİF âd: Kafiye eyledin: Redif AÇIKLAMA Ey cihanın şahlarının şahı, adaletle hükmettin, lütuf ve ihsanınla gönül ehlini hatırladın. Kullarını, sana bağlıları gam ve keder halinden, tasadan kurtardın. Taze fidanım, âlemi mutlu ettin, sevindirdin. Güftenin, incelenen güfte mecmualarında tespit edildiği sayfalar: t.m.g.a. : s t.m.g.h. : s l.h.d.: - d.d.g.ş. : s

67 Şekil 15 56

68 57

69 58

70 9. ESER Feryâdı / mı gördükçe / benim ey gü / l-i rânâ - -. / / /. - - Gûş etme / din aslâ - -. / - - Hâk-i re / hine düşse / n ola âşı / k-ı şeydâ - =. /. = -. /. = -. /. - - Ey kâme / t-i bâlâ - -. /. - - Mahfîce / efendim bu / gece eyle / dik işret - -. / /. = -. / - - Pek cânı / ma minnet - -. /. - - Kâdir de / ğilim hâli / mi arz etme / ye ammâ - -. / / /. - - Yaktın be / ni cânâ - -. /. - - Vezin: Mef ûlü / Mefâ îlü / Mefâ îlü / Fe ûlün Mef ûlü / Fe ûlün Form: Şarkı Usul: Aksak / Sengin semai Makam: Segâh / Uşşak Bestekâr: Hacı Arif Bey / Bimen Şen Nazım şekli: Müstezat Güftenin, incelenen güfte mecmualarında tespit edildiği sayfalar: t.m.g.a.: s t.m.g.h.: s l.h.d.: s. 315 d.d.g.ş. : s

71 KAFİYE-REDİF â: Kafiye et: Kafiye AÇIKLAMA Ey güzel, latif gül, feryat ettiğimi gördüğün halde beni asla dinlemedin. Ey uzun boylu güzel, bu aklını yitirmiş âşık senin yolunun toprağına düşse ne olur, bunda şaşılacak ne var? Efendim, bu gece seninle gizlice işret meclisinde bulunduk ve ben böylelikle pek sevindim. Ey sevgili, beni yaktığın için halimi sana anlatma, arz etme konusunda kudret sahibi değilim. 60

72 Şekil 17 61

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ A. BENT SAYISI TEK OLANLAR (TEK DÖRTLÜKTEN OLUŞANLAR) RUBAİ Edebiyatımıza İran edebiyatından gelmiştir. Dört

Detaylı

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ A. BEYİTLERLE KURULANLAR Genellikle aşk, şarap, sevgilinin güzelliği, baharın neşesi, talihin cilvesi gibi lirik

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır. 10. SINIF TÜRK EDEBİYATI ÇALIŞMA SORULARI 1. Gazelin özelliklerinden beşi tanesini yazınız. 2. Aşağıda verilen kavramları tanımlayınız. Matla: Taç beyit: Tegazzül: Fahriye: Methiye: 3. Verilen dörtlüğün

Detaylı

Müşterek Şiirler Divanı

Müşterek Şiirler Divanı Müşterek Şiirler Divanı Yazar İ. Hakkı Aksoyak ISBN: 978-605-9247-54-2 1. Baskı Nisan, 2017 / Ankara 1000 Adet Yayınları Yayın No: 228 Web: grafikeryayin.com Kapak ve Sayfa Tasarımı Baskı ve Cilt Grafik-Ofset

Detaylı

Muaşşer Usûlü. C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIII/1-2009, Erol BAŞARA *

Muaşşer Usûlü. C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIII/1-2009, Erol BAŞARA * C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIII/1-2009, 133-138 Muaşşer Usûlü Erol BAŞARA * Özet Bu çalışmada, TRT Türk Sanat Müziği repertuvarına girmiş bir eserimdeki, tarafımdan oluşturulmuş Muaşşer usûlü müzik

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları KLASİK ÜSLUP Günlük konuşma diline ait unsurların yoğun bir şekilde kullanıldığı folklorik üslup, klasik estetiğin derinlik ve zarafetinden yoksun olması sebebiyle basit bulunmuş, folklorik üslubun yüzeyselliğine

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ İstanbul da doğdu. Arapça, Fransızca, Farsça dersleri

Detaylı

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 ADI : SOYADI:. SINIF : NU.:.. TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 KAHTA FEN LİSESİ 2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM I. YAZILI. 1. SORU 2. SORU 3. SORU 4. SORU 5. SORU 6. SORU 7. SORU 8. SORU

Detaylı

Zeki Arif Ataergin'in Dilkeşhaveran Makamında Bestelemiş Olduğu 2 Eserin Makam, Usûl ve Ezgisel Yönden İncelenmesi

Zeki Arif Ataergin'in Dilkeşhaveran Makamında Bestelemiş Olduğu 2 Eserin Makam, Usûl ve Ezgisel Yönden İncelenmesi TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 401 Zeki Arif Ataergin'in Dilkeşhaveran Makamında Bestelemiş Olduğu 2 Eserin Makam, Usûl ve Ezgisel Yönden İncelenmesi An Investigation of Two Musical Pieces Composed in

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 2 EDEBİ BİLGİLER (ŞİİR BİLGİSİ) 1. İncelediği şiirden hareketle metnin oluşmasına imkân sağlayan zihniyeti 2. Şiirin yapısını çözümler. 3. Şiirin

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ Nazım biçimi, bir manzumenin dış yapı özelliklerinin bütünüdür. Nazım biçimini belirleyen faktörler şunlardır: Nazım Birimi

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Yasemin ERTEK MORKOÇ Unvanı Görev Yeri Daha Önce Bulunduğu Görevler Anabilim Dalı Yabancı Dili Akademik Aşamaları Yrd. Doç. Dr. Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk

Detaylı

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems: Hoca Dehhânî yi iyle : 1 ÖZET Mücahit KAÇAR 2, kaside Dehhân neredeyse bütün antoloji ve edebiyat tarihi söz konusu görülmektedir. Oysaki hem atfedilen gazellerine yeniden Anahtar Kelimeler: Dehhânî, Kemâl

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

HACI ARİF BEY ( )

HACI ARİF BEY ( ) HACI ARİF BEY (1831-1885) Asıl adı Mehmet Arif olan Hacı Arif Bey 1831 yılında İstanbul un Eyüp sultan semtinde doğdu.ilkokul çağlarında sesinin güzelliği çevresinin dikkatini çekmiş,o zamanlar pek genç

Detaylı

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME T.C. FATİH SULTAN MEHMET VAKIF ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME Khalid Khater Mohemed Ali 130101036 TEZ DANIŞMANI Prof.

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : MEHMET ERKAN Eğitsel Performans Olay Çevresinde Oluşan

Detaylı

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY Divan yazma Anadolu da 13. ve 19. yüzyıllar arasında görülen şairlerin değişik nazım türlerinde kaleme alınmış şiirlerini bir araya topladıkları

Detaylı

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP Türk halk şiirinde kullanılan dilin, yalın veya sadece olduğu yönünde yaygın bir kanaat vardır. Divan Şiiri'nde kaleme alınmış şiirler göz önüne alındığında bu

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

MUSİQİ DÜNYASI 4 (73), 2017 PEŞREVLERDE TESLİM

MUSİQİ DÜNYASI 4 (73), 2017 PEŞREVLERDE TESLİM Ata Bahri ÇAĞLAYAN 1 PEŞREVLERDE TESLİM GİRİŞ: Önde giden manasına gelen Peşrev kelimesi taksimden sonra icra edilmektedir (Ezgi, 1953). Tarihi kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla Peşrev biçimi Farabi ye

Detaylı

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ 2 Meserret DĐRĐÖZ PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ ÖZGEÇMĐŞĐ: Enis Alapaytaç ve Hafize Hanım ın kızları olarak 1923 te Tarsus ta doğdu. Đlkokul ve ortaokulu Tarsus ta, liseyi de Đstanbul da Kandilli Kız Lisesi

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî/ Eserleri Mesnevi Dîvân-ı Kebir

Detaylı

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) İnci GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) Hoca ESERLERİN ORTAK ÖZELİKLERİ Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç içedir. Aruzla hece, beyitler dörtlük birlikte kullanılmıştır. Eserler

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Yazar Mustafa Erdoğan ISBN: 978-605-9247-81-8 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı On5yirmi5.com İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı'nın özellikleri... Yayın Tarihi : 1 Nisan 2014 Salı (oluşturma : 7/12/2017) KUTADGU BİLİG 11. yy.da (1069-1070) Yusuf

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11 I. KAYNAKLAR Osman Horata A. Edebî Eserler...25 1. Divanlar...25 2. Mesneviler...28 3. Şiir Mecmuaları...29 4. Mensur Eserler...29 B. Edebiyat Bilgi ve Teorisiyle

Detaylı

ŞİİRDE ÖLÇÜ. Ölçülü Şiir Yazma. Türk Şiirinde Ölçü

ŞİİRDE ÖLÇÜ. Ölçülü Şiir Yazma. Türk Şiirinde Ölçü ŞİİRDE ÖLÇÜ Ölçülü Şiir Yazma Türk Şiirinde Ölçü Bir şiirde dizelerde yer alan kelimeler, heceler ve harfler arasındaki önceden belirlenmiş estetik kurala ölçü denir. Ölçü bir edebiyatta zaman içinde şairlerce

Detaylı

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI ŞEHİR TANITIM YAYINLARI 1 Yayın Adı: Şiir Şehir Urfa Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi Hazırlayan: Mehmet KURTOĞLU Sayfa Sayısı: 160 Toplam Baskı

Detaylı

ÖZ GEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

ÖZ GEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş ÖZ GEÇMİŞ I. Adı Soyadı (Unvanı) Mustafa ARSLAN (Yrd.Doç.Dr.) Doktora: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007. E-posta: (kurum/özel) marslan@ybu.edu.tr; musarslan19@gmail.com Web sayfası

Detaylı

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ. işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım türlerine ayrılırlar.

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ. işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım türlerine ayrılırlar. TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ Şiirler nazım birimlerine, kafiyelerine, vezinlerine ve mısra sayılarına göre nazım şekillerine; işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım

Detaylı

CEMAL KURNAZ - HALİL ÇELTİK, EZBERBOZAN BİR ESER: DİVAN ŞİİRİ ŞEKİL BİLGİSİ, H YAYINLARI, İSTANBUL, 2010, 426 S.

CEMAL KURNAZ - HALİL ÇELTİK, EZBERBOZAN BİR ESER: DİVAN ŞİİRİ ŞEKİL BİLGİSİ, H YAYINLARI, İSTANBUL, 2010, 426 S. CEMAL KURNAZ - HALİL ÇELTİK, EZBERBOZAN BİR ESER: DİVAN ŞİİRİ ŞEKİL BİLGİSİ, H YAYINLARI, İSTANBUL, 2010, 426 S. Kaplan ÜSTÜNER Türk edebiyatında nazım şekli bilgisi hakkında bu güne kadar Muallim Naci,

Detaylı

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI AHMET HAŞİM ( 1884 1933 ) Fecriati topluluğunun en önemli şairi olup modern Türk şiirinin kurucularından biridir. Türk edebiyatında akşam şairi olarak da tanınır. Sanat

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 I. BÖLÜM EDEBİYAT NEDİR? 1.1. Edeb den Edebiyata...11 1.2. Edebî Eser...13 1.3. Edebî Metin...14 1.4. Edebiyat Bilimi...33 1.5. Edebiyat Sosyolojisi...33 1.6. Edebiyat Tarihi...35

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDEKİ BAĞIMSIZ SANATÇILAR YAHYA KEMAL BEYATLI (1884 1958) Şiirleri Milli edebiyat akımına uymaz, daha çok makale ve konferanslarında bu akımı

Detaylı

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir. ŞİİR TÜRLERİ 1. EPİK ŞİİR Epik, destan niteliğinde olan, destansal demektir. Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir. Destanlar, epik şiirin

Detaylı

ARUZ VEZNİ(ÖLÇÜSÜ) Hecelerin uzunluk (kapalılık) ve kısalıklarına (açıklıklarına) bağlı olan şiir ölçüsüdür. Bu veznin kullanılmasının sebeplerinden biri kutsal sayılmasıdır. Çünkü Kur an daki bazı ayetler

Detaylı

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu Arap ve Türk Edebiyatında Dinî Edebiyatın Müşterekleri Prof. Dr. Mehmet Akkuş 1 Hiç şüphe yok ki İslâm, Türk milletinin hayatında büyük ve köklü değişiklikler meydana getirmiştir.

Detaylı

I. HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILAN HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ ve TÜRLERİ. Sevgi, tabiat, övgü, yergi, evlât sevgisi, ayrılık, hasret ve aşk konularını işler.

I. HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILAN HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ ve TÜRLERİ. Sevgi, tabiat, övgü, yergi, evlât sevgisi, ayrılık, hasret ve aşk konularını işler. NAZIM BİÇİMLERİ (ŞEKİLLERİ) VE TÜRLERİ Şiirler nazım birimlerine, kafiyeleniş şekillerine, vezinlerine ve mısra sayılarına göre nazım şekillerine; işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre

Detaylı

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) Yahya Kemal Beyatlı 2 Aralık 1884 tarihinde bugün Makedonya sınırları içerisinde bulunan Üsküp te dünyaya geldi. Asıl adı Ahmet Agâh tır. Şehsuvar Paşa torunlarından olduğu

Detaylı

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları

Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları Türkçe Şair ezkirelerinin Kaynakları Mehmet Nuri Çınarcı Ankara 2016 Türkçe Şair Tezkirelerinin Kaynakları Yazar Mehmet Nuri Çınarcı ISBN: 978-605-9247-46-7 1. Baskı Aralık, 2016 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ DERSLER VE AKTS KREDİLERİ 1. Yarıyıl Ders Listesi TDP-101 TOPLUMSAL DUYARLILIK PROJESİ I Zorunlu 1+0 1 1 YDBI-101 İNGİLİZCE Zorunlu 2+0 2 2 TDE-155 KLASİK TÜRK EDEBİYATI TEMEL BİLGİLER-I Zorunlu 2+0 2

Detaylı

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN 1) XI. Yüzyıl dil ürünlerinden olan bu eserin değeri, yalnızca Türk dilinin sözcüklerini toplamak, kurallarını ve

Detaylı

X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi

X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi T.C. ESKiŞEHiR V A L i L i G i i X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi BİLGİ ŞÖLENi BiLDİRİLERi (06-08 MAYIS ) Hazırlayan Prof. Dr. Erdoğan BOZ ESKİŞEHİR, 2011 X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi BİLGİ ŞÖLENi

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SAZ SANAT DALI

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SAZ SANAT DALI T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SAZ SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ HAZIRLIK SINIFI 1802111 Türk Müziği Solfej ve Teorisi-H

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SES SANAT DALI

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SES SANAT DALI T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SES SANAT DALI DERS İÇERİKLERİ HAZIRLIK SINIFI 1802111 Türk Müziği Solfej ve Teorisi-H

Detaylı

TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET

TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET DİKKAT Burada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1 1. ÜNİTE Türk Halk Şiirinin Kökeni, Gelişimi ve Genel Özellikleri HALK

Detaylı

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü http://ogr.kocaeli.edu.tr/koubs/bologna/genel/listesi_prn.cfm?ed... 1 / 7 22.05.2018 15:55 Fen - Edebiyat Fakültesi Türk ve Edebiyatı Bölümü Adı 2017/2018 Listesi 1. YARIYIL TLU Atatürk İlkeleri ve İnkılap

Detaylı

ÂŞIK MUSİKİSİ VE BESTE FORMLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME. Haluk YÜCEL

ÂŞIK MUSİKİSİ VE BESTE FORMLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME. Haluk YÜCEL ÂŞIK MUSİKİSİ VE BESTE FORMLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME ÖZ Haluk YÜCEL Türk Halk Musikisi çok çeşitli müzik türlerini, beste formlarını barındırdığı gibi çok sayıda yöresel folklorik oyunları ve yöresel deyişleri

Detaylı

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II

ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II 04.03.2019 ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) I ÇOKSESLİ SAZ ESERLERİ II (Türk Müziği Sazları ve Orkestrası İçin) (Tolga Karaca) II (Çoksesli Saz Eserleri

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü *BEL5BEH3M* Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanlığı Sayı :70677404/105.04/E.80966 13/09/2017 Konu :2017-2018 Güz Dönemi

Detaylı

AHMED AVNİ KONUK ( )

AHMED AVNİ KONUK ( ) Galata Mevlevihanesi Mevlana Rumi Mevlevi Musiki ve Sema Topluluğu Eğitim Kültür ve Yardımlaşma AHMED AVNİ KONUK (1868-19.3.1938) Kadı Alî-zâde İbrâhim Efendi nin oğlu balmumu taciri Mûsâ Kâzım Efendi

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖĞRENİM DURUMU Lisans: 1976-1980 Doç. Dr. Rıza BAĞCI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ/TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ Yüksek Lisans: 1984-1987 EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm... 7 ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... 8 Türk Dillerinin Sınıflandırılması... 14 Türk Dillerinin Ses Denklikleri Bakımından Sınıflandırılması... 16 Altay Dilleri Teorisini Kabul

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI ÇUKUROVA ANONİM HALK EDEBİYATI VE ÂŞIK EDEBİYATINDA SÖZLÜ TARİH Esra ÖZKAYA YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA

Detaylı

MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE

MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE 227 MÜZİK YAZISININ NESİLLER ARASI YOLCULUĞU: NAYÎ OSMAN DEDE VE ABDÜLBAKİ NASIR DEDE DOĞRUSÖZ, Nilgün TÜRKİYE/ТУРЦИЯ ÖZET Yazılı müzik malzemelerinin korunması, yaşatılıp notaya alınarak arşivde yerini

Detaylı

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır. BEŞ HECECİLER Milli edebiyattan etkilenen Beş Hececiler, milli kaynaklara dönmeyi ilke edinmişlerdir. Şiire I. Dünya Savaşı Milli Mücadele yıllarında başlayıp Mütareke yıllarında şöhret kazanan edebi topluluktur.

Detaylı

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science ISSN: 2149-0821 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science Yıl: 5, Sayı: 20, ġubat 2018, s. 1-17 Prof.Dr. Gözde ÇOLAKOĞLU SARI İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü, gozde.colakoglu@gmail.com

Detaylı

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ LİSANS I Türk Müziği Nazariyatı I-II (2+0) Kredi: 2 Genel müzik bilgileri. Türk ve Batı Müziği

Detaylı

EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2

EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2 EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2 VEZİN(Ölçü) Manzum metinlerde vezin,kelime savurganlığını önleyerek dilin musikisini öne çıkarmaya yarayan bir unsurdur.türk şiirinde başlangıçta parmak hesabı denilen hece

Detaylı

Giriş Geleneksel Türk Sanat Müziğinde her makam belli bir perdede tasarlanmış, adlandırılmış ve başka perdelere göçürülmesine de

Giriş Geleneksel Türk Sanat Müziğinde her makam belli bir perdede tasarlanmış, adlandırılmış ve başka perdelere göçürülmesine de C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XII/2-2008, 261-267 Saz Ve Söz Dergisinde Yayınlanan İsmail Hakkı Bey in Kur a Marşı Ve Nevâ da Rast Makamı Erol BAŞARA Özet Bu çalışmada, Osmanlıca yazılmış Saz ve Söz

Detaylı

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA * C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XII/2-2008, 253-260 Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA * Özet Bu çalışmada, Türk Müziğinin elyazması kaynaklarından, müstensihi ve yazarı belli olmayan, Yapı-Kredi

Detaylı

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ TDE729 1 3 + 0 6 Sosyal bilimlerle ilişkili

Detaylı

GİRİFTZEN ASIM BEY İN HİCAZ MAKAMINDAKİ BESTELERİNİN MAKAM AÇISINDAN İNCELENMESİ Cevahir Korhan Işıldak 1 Dr. Gamze Köprülü 2

GİRİFTZEN ASIM BEY İN HİCAZ MAKAMINDAKİ BESTELERİNİN MAKAM AÇISINDAN İNCELENMESİ Cevahir Korhan Işıldak 1 Dr. Gamze Köprülü 2 RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ Uluslararası Müzikoloji Dergisi www.rastmd.com 10.12975/rastmd.2017.05.02.000107 GİRİFTZEN ASIM BEY İN HİCAZ MAKAMINDAKİ BESTELERİNİN MAKAM AÇISINDAN İNCELENMESİ Cevahir Korhan

Detaylı

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19 Önsöz Kur an tefsirleri üzerine yapılan araştırmalar bir hayli zenginleşmesine karşın, yüzlerce örneğiyle sekiz-dokuz asırlık bir gelenek olan tefsir hâşiyeciliği, çok az incelenmiştir. Tefsir hâşiye literatürü;

Detaylı

TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (Divan Şiiri, Halk Şiiri, Yeni Türk Şiiri) FERİDE TURAN UZ. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (Divan Şiiri, Halk Şiiri, Yeni Türk Şiiri) FERİDE TURAN UZ. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (Divan Şiiri, Halk Şiiri, Yeni Türk Şiiri) FERİDE TURAN UZ. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ 01.08.2008 İÇİNDEKİLER DİVAN ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ...

Detaylı

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ Ahmet AKDAĞ 1. Dr. Özer ŞENÖDEYİCİ : Şenödeyici, 1981 yılında Kocaeli de doğdu. İlk ve ortaöğrenimi bu şehirde tamamladıktan sonra 1999 yılında

Detaylı

PROGRAM OTURUMLAR. 09:00-09:20 Hat, Tezhip, Ebru Sergisi 09:20-09:40 Açılış Konuşmaları 09:40-10:00 Müzik Dinletisi

PROGRAM OTURUMLAR. 09:00-09:20 Hat, Tezhip, Ebru Sergisi 09:20-09:40 Açılış Konuşmaları 09:40-10:00 Müzik Dinletisi PROGRAM 09:00-09:20 Hat, Tezhip, Ebru Sergisi 09:20-09:40 Açılış Konuşmaları 09:40-10:00 Müzik Dinletisi OTURUMLAR 10:00-10:20 10:20-10:40 10:40-11:00 1. OTURUM Prof. Dr. Mücahit KAÇAR Prof. Dr. Mehmet

Detaylı

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews Kitap Değerlendirmeleri Book Reviews HAK ÂŞIĞI VE HALK OZANI ÂŞIK YOKSUL DERVİŞ Cem ERDEM * İlmin Medinesi Ahmed-i Muhtar Onun kapıcısı Haydarı Kerrar Hakka girer burdan ervah-ı ebrar Erişir onlara fazl-ı

Detaylı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık NÂZÎ, Yozgatlı (d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık Asıl adı Mustafa dır. Yozgat ın Yukarı Nohutlu Mahallesinde 1869 yılında, dünyaya geldi (Işıtman 1969: 5401). Babası, Yozgat ın Çekerek ilçesinin Beyyurdu

Detaylı

GELENEKSEL ELAZIĞ-HARPUT MÜZİĞİNDE KULLANILAN MAKAMLAR *

GELENEKSEL ELAZIĞ-HARPUT MÜZİĞİNDE KULLANILAN MAKAMLAR * GELENEKSEL ELAZIĞ-HARPUT MÜZİĞİNDE KULLANILAN MAKAMLAR * THE MAQAMS USED IN TRADITIONAL HARPUT S MUSIC МЕЛОДИИ, ИСПОЛЬЗОВАННЫЕ В ТРАДИЦИОННОЙ МУЗЫКЕ ЭЛАЗЫГА Savaş EKİCİ ** Özet Harput müziği; anonim Türk

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR 1. Edebiyat tarihinin incelediği konuları açıklar. 2. Edebî eserlerin yazıldığı dönemi temsil eden belge olma niteliğini sorgular 3. Uygarlık tarihiyle edebiyat

Detaylı

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM ÖZELLİKLERİ İlk özel gazete Tercüman-ı Ahval ile başlar. Toplum için sanat anlayışı benimsenmiştir. Halkı aydınlatma amacıyla eser verildiği için

Detaylı

1. SINIF /// MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ /// TÜRK DİLİ

1. SINIF /// MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ /// TÜRK DİLİ 1. SINIF /// MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ /// TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI BÖLÜMÜ 2016/2017 BAHAR DÖNEMİ FİNAL PROGRAMI ANA BİNA ZEMİN KAT DERSLİK 2 (D2),ANA BİNA ZEMİN KAT AMFİ 1 (A1), EK

Detaylı

1. SINIF /// MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ /// TÜRK DİLİ

1. SINIF /// MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ /// TÜRK DİLİ 1. SINIF /// MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ /// TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI BÖLÜMÜ 2016/2017 BAHAR DÖNEMİ FİNAL PROGRAMI ANA BİNA ZEMİN KAT DERSLİK 2 (D2),ANA BİNA ZEMİN KAT AMFİ 1 (A1), EK

Detaylı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ BAHAR DÖNEMİ FİNAL PROGRAMI

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ BAHAR DÖNEMİ FİNAL PROGRAMI HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ 20172018 BAHAR DÖNEMİ FİNAL PROGRAMI 1. SINIF Zorunlu Dersler Listesi (TDE Kod: 349) Dersin Sorumlusu Gün Saat Derslik Gözetmen TDE

Detaylı

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ DERS:SİYASET VE EDEBİYET KONU:DİVAN EDEBİYATI Gökhan GÜLLÜ Şerafettin ALPDEĞER Azad ŞEKER DİVAN EDEBİYATI Divan edebiyatı Türklerin İslam

Detaylı

HÂZÂ MECMÛA-İ SÂZ Ü SÖZ DE YER ALAN TÜRKİ LERİN, GÜNÜMÜZ TÜRKÜLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI

HÂZÂ MECMÛA-İ SÂZ Ü SÖZ DE YER ALAN TÜRKİ LERİN, GÜNÜMÜZ TÜRKÜLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ KÜLTÜR VE SANAT DERGİSİ İnönü University Journal of Culture and Art Cilt/Vol. 3 Sayı/No. 2 (2017): 104-113 HÂZÂ MECMÛA-İ SÂZ Ü SÖZ DE YER ALAN TÜRKİ LERİN, GÜNÜMÜZ TÜRKÜLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI

Detaylı

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA Sayı : 10476336-100-E.531 29/01/2019 Konu : Ders İçerikleri-Çağdaş Türk Lehçerleri ve Edebiyatları Bölümü İLGİLİ MAKAMA Bu belge 5070 Elektronik İmza Kanununa uygun olarak imzalanmış olup, Fakültemiz Çağdaş

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

DİVÂNNÂME. Geleneksel Türk Müziğinde Divânlar. Levent Öztürk

DİVÂNNÂME. Geleneksel Türk Müziğinde Divânlar. Levent Öztürk DİVÂNNÂME Geleneksel Türk Müziğinde Divânlar Levent Öztürk Levent Öztürk (Prof. Dr.) 1970 yılında İstanbul da doğdu. Lise eğitimini 1987 yılında Pertevniyal Lisesi nde tamamladı. Aynı yıl girdiği İstanbul

Detaylı

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 44, Nisan 2017, s

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 44, Nisan 2017, s Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 44, Nisan 2017, s. 10-22 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 26.02.2017 13.04.2017 Öğr. Gör. Elif Bilge

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY EKİM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI EDEBİYATININ OLUŞUMU ÖĞRETİCİ METİNLER 2 KAZANIMLAR 1. Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini belirler.

Detaylı

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser Yazar Ferhat Korkmaz ISBN: 978-605-9247-84-9 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No: 252 Web: grafikeryayin.com

Detaylı

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir. 03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir. 1. SINIF GÜZ YARII I.YARI KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ İKİLİ ÖĞRETİM

Detaylı

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr. ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr. arzuuatik@gmail.com EĞİTİM Doktora 2003-2009: Marmara Üniversitesi, Eski Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Tez konusu:

Detaylı

2. Yıl / III. Dönem (Second Year Third Semester)

2. Yıl / III. Dönem (Second Year Third Semester) 1. Yıl / I. Dönem (First Year First Semester) TDE101 Osmanlı Türkçesi I (Ottoman Turkish I) 4 1 7 Tr AZ TDE103 Türkiye Türkçesi I: Ses Bilgisi (Turkish Language: Phonology) 3 0 5 Tr AZ TDE157 Türk Edebiyatı:

Detaylı

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi EROĞLU NÛRİ (d.?-ö.1012/1603) tekke şairi Açıklama [eç1]: Madde başlarında şairlerin mahlaslarının olmasına özen gösterilmeli. Ancak şairin tanıtıcı özellikleri virgülden sonra yazılmalı. Açıklama [eç2]:

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Türk Sanat Müziği Tür ve Biçim Bilgisi MÜZS012 V Ön koşul Dersler - Dersin Dili

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Türk Sanat Müziği Tür ve Biçim Bilgisi MÜZS012 V Ön koşul Dersler - Dersin Dili Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Türk Sanat Müziği Tür ve Biçim Bilgisi MÜZS012 V 2+0 2 4 Ön koşul Dersler - Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Zorunlu Dersin Koordinatörü - Dersi Veren Dersin Yardımcıları

Detaylı

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 Hayatı ve Edebi Kişiliği İbrahim Şinasi 5 Ağustos 1826 da İstanbulda doğdu. 13 Eylül 1871 de aynı kentte öldü. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829 da Osmanlı Rus savaşı

Detaylı