EKONOMİNİN SEÇMEN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE ETKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "EKONOMİNİN SEÇMEN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE ETKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ"

Transkript

1 T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI GENEL İKTİSAT PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ EKONOMİNİN SEÇMEN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE ETKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Ali ÇINAR Danışman Yrd. Doç. Dr. Nevza ŞİMŞEK 2

2 YEMİN METNİ Yüksek Lisans ezi olarak sunduğum Ekonominin Seçmen İdeoloisi Üzerine Ekisi: Türkiye Örneği adlı çalışmanın, arafımdan, bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin kaynakçada göserilenlerden oluşuğunu, bunlara aıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirir ve bunu onurumla doğrularım. Tarih.../.../... Ali ÇINAR İmza II

3 ÖZET Yüksek Lisans Tezi Ekonominin Seçmen İdeoloisi Üzerine Ekisi: Türkiye Örneği Ali ÇINAR Dokuz Eylül Üniversiesi Sosyal Bilimler Ensiüsü İkisa Anabilim Dalı Genel İkisa Programı Seçmenlerin uzun dönemde ideoloik bir aralık içerisinde kaydığı yaygın bir varsayım olmasına rağmen seçmen ideoloisindeki kaymalara ilişkin nedenleri araşıran bilimsel çalışma nispeen az bulunmakadır. Bu çalışmada Kim ve Fording (998) arafından gelişirilen bir seçmen ideoloisi ölçüm aralığı yardımıyla seçmen ideoloisindeki kaymaların nasıl meydana geldiği ekonomik yaklaşım çerçevesinde açıklanmaya çalışılmakadır. Bu çalışmada Türkiye de dönemi için seçmen ideoloisindeki kaymalara neden olan çeşili makroekonomik değişkenler sınır esi yönemiyle incelenmekedir. Çalışma iki ana bölümden oluşmakadır. İlk bölümde ekonomi ve siyase kavramsal çerçevede ele alınmış ve siyasee ekonomik yaklaşım çerçevesinde kamu ercihi eorisi değerlendirilmişir. İkinci bölüm Türkiye deki seçim sonuçlarını değerlendirmeye yönelikir. Anahar Kelimeler ) Seçmen İdeoloisi 3) Kamu Tercihi Teorisi 2) Sınır Tesi 4) Medyan Seçmen Teoremi III

4 ABSTRACT Maser Thesis The Effecs of Economy on he Voer Ideology:The Case of Turkey Ali ÇINAR Dokuz Eylül Universiy Insiue Of Social Sciences Deparmen Of Economics General Economics Programme Alhough i is commonly assumed ha voers shif on an ideological specrum over ime, here has been relaively lile scienific inguiry ino he reasons for shifs in voer ideology. In his sudy; we aemp o explain why voer ideological shifs occur uilizing an inerval measure of voer ideology developed by Kim and Fording (998). İn his respec, Bounds Tesing Analysis of Turkey for he period of idenifies several economic facors causing shifs in voer ideology The sudy consis of wo main par in he fis par of sudy we begin wih a disscusion of poliics and economics. And Public Choice Theory evaluae ino he economic approaches o poliics. The wo also las par is due o he elecion oucomes in Tukey Keywords: ) Voer İdeology 3) Public Choice Theory 2) Bounds Tes 4) Median Voer Theorem IV

5 İÇİNDEKİLER EKONOMİNİN SEÇMEN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE ETKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ YEMİN METNİ... II ÖZET... III ABSTRACT...IV İÇİNDEKİLER... V ŞEKİLLER LİSTESİ... VIII TABLOLAR LİSTESİ...IX KISALTMALAR...XI GİRİŞ... BİRİNCİ BÖLÜM TEORİK ÇERÇEVE İKTİSAT-SİYASET İLİŞKİSİ VE EKONOMİK SİYASET TEORİSİ.. İKTİSAT-SİYASET İLİŞKİSİ: KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARİHSEL TARTIŞMA Siyase Kavramı İkisa Kavramı Poliik İkisadın Tarihsel Gelişimi Klasik Yaklaşım Marksis Yaklaşım Neoklasik Yaklaşım Keynesyen Yaklaşım Monearis Yaklaşım Yeni Klasik Yaklaşım Yeni Poliik İkisa Yaklaşımı EKONOMİK SİYASET TEORİSİ Ekonomik Siyase Teorisinin Temel Unsurları Rasyonel Tercih Ekinlik Eksik Bilgi Ekonomik Siyase Teorisinin Uygulama Alanı: Kamu Tercihi Teorisi V

6 Yeni Poliik İkisa ve Kamu Tercihi Teorisi İlişkisi Bireysel Tercihlerden Kolekif Tercihlere Geçiş Kamu Tercihi Teorisi Normaif Kamu Tercihi Teorisi Poziif Kamu Tercihi Teorisi Bürokrasinin Ekonomik Teorisi Çıkar ve Baskı Grupları Teorisi Poliik Kononkür Dalgalanmaları Teorisi Oylama Kuralları Teorisi Poliik Rekabe ve Medyan Seçmen Teoremi İKİNCİ BÖLÜM AMPİRİK ÇERÇEVE: TÜRKİYE DE SEÇMEN DAVRANIŞI VE MAKROEKONOMİK DEĞİŞKENLERİN SEÇMEN İDEOLOJİSİNE ETKİSİ 2.. TÜRKİYE DE ÇOK PARTİLİ DÖNEM MİLLETVEKİLLİĞİ GENEL SEÇİMLERİ VE SEÇMEN DAVRANIŞI ANALİZİ Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Millevekilliği Genel Seçimleri Türkiye de Millevekili Genel Seçimi ve Seçmen Davranışı Üzerine Genel Bir Değerlendirme VI

7 2.2. EKONOMİNİN SEÇMEN İDEOLOJİSİNE ETKİSİ ÜZERİNE BİR UYGULAMA Ekonomik Değişkenler ve Seçmen Davranışları ile İlgili Ampirik Çalışmalar: Seçilmiş Lieraür Uygulamanın Amacı Model ve Veri Sei Ekonomerik Yönem Birim Kök Tesleri Genişleilmiş Dickey-Fuller (ADF) Tesi Phillips-Perron Tesi Eşbüünleşme Analizi: Sınır Tesi (Bounds Tes) Yaklaşımı Ekonomerik Bulgular Birim Kök Tesi Sonuçları Eşbüünleşme Tesi Sonuçları SONUÇ KAYNAKÇA VII

8 ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil. Dönemsel Çoğunluk 54 Şekil 2. Bireysel Tercih Sıralamalarında Tek Tepelilik Koşulu 55 Şekil 3. Uzamsal Rekabe 6 Şekil 4. İki Parili Sisemde Poliik Yakınsama 6 Şekil 5. Aşırı Uçlarda Yoğunlaşan Seçmen Dağılımı 62 VIII

9 TABLOLAR LİSTESİ Tablo. İkisa ile Siyase Bilimi Arasında Yönem ve Konu İlişkisi Tablo 2: Ekonomik Amaçlara Göre Sanayileşmiş Toplumlardaki Siyasi Parilerin Öncelikli Tercih Sıralaması Tablo 3. Üç Bireyden Oluşan Bir Toplumda Tercih Sıralaması Tablo 4. Tek Tepelilik Koşulunu Sağlayan Tercih Sıralamaları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo. 969 Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo. 973 Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo Millevekili Seçimi Sonuçları Tablo 9. Seçmenlerin Sağ-Sol Yelpazesindeki Yerleri (Yüzde) Tablo 2. Bir Pariye Oy Verenlerin Kendilerini Sol-Sağ Yelpazesinde Koydukları Yerin Oralama Puanı Tablo 2. Ekonomik Değişkenlerin Seçmen İdeoloisine Ekisi Üzerine Yapılan Çalışmalar Tablo 22. Sağ ve Sol İdeoloik Ayrımına Dayalı Siyasal Pari Kaegorileri Tablo 23. ADF Birim Kök Tesi Sonuçları Tablo 24. Phillips Perron Birim Kök Tesi Sonuçları Tablo 25. Seçmen İdeoloisi için Belirlenen Modellerin Opimum Gecikme Sayıları Tablo 26. Modeller için Sınır Tesinde Hesaplanan F isaisiği ve Kriik Değerler IX

10 Tablo 27. Seçmen İdeoloisi için İki Dönem Gecikmeli ARDL Modelleri Tablo 28: Seçmen İdeoloisi için İki Dönem Gecikmeli Hesaplanan Uzun Dönem Kasayıları Tablo 29. Seçmen İdeoloisi için Dör Dönem Gecikmeli ARDL Modelleri Tablo 3. Seçmen İdeoloisi için Dör Dönem Gecikmeli Hesaplanan Uzun Tablo 3. Seçmen İdeoloisi için İki Dönem Gecikmeli Haa Düzelme Modelleri Tablo 32. Seçmen İdeoloisi için Dör Dönem Gecikmeli Haa Düzelme Modelleri X

11 KISALTMALAR ABD ADF AIC AKP ANAP AP ARDL BTP CGP CHP CKMP CMP DEF DF DEHAP DkP DP DSP DYP DW ECM EKKY ENF FP Gİ GOV GP GüP GSMH GSYİH Amerika Birleşik Devleleri Genişleilmiş Dickey Fuller Tesi Akaike Bilgi Krieri Adale ve Kalkınma Parisi Anavaan Parisi Adale Parisi Gecikmesi Dağıılmış Ooregresif Model Büyük Türkiye Parisi Cumhuriyeçi Güven Parisi Cumhuriye Halk Parisi Cumhuriyeçi Köylü Mille Parisi Cumhuriyeçi Mille Parisi Savunma Harcamaları Dickey Fuller Tesi Demokrasi Harekeei Parisi Demokraik Pari Demokra Pari Demokraik Sol Pari Doğru Yol Parisi Durbin Wason İsaisiği Haa Düzelme Modeli En Küçük Kareler Yönemi Enflasyon Oranı Fazile Parisi Kişi Başına Düşen Gelir Hüküme İdeoloisi Genç Pari Güven Parisi Gayri Safi Milli Hasıla Gayri Safi Yuriçi Hasıla XI

12 HADEP HEP HP IDP KM MC MÇP MDP MGK MHP MNP MP MSP OECD OP OPEC PP RP SC SODEP SHP SSCB TBP TİP TÜİK UECM UNE VOT YDH YTP YTP2 Halkın Demokrasi Parisi Halkın Emek Parisi Halkçı Pari Islahaçı Demokrasi Parisi Türkiye Köylü Parisi Milli Cephe Hükümei Milliyeçi Çalışma Parisi Milliyeçi Demokrasi Parisi Milli Güvenlik Konseyi Milliyeçi Hareke Parisi Milli Nizam Parisi Mille Parisi Milli Selame Parisi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgüü Açıklık İndeksi Perol İhraç Eden Ülkeler Örgüü Phillips Perron Tesi Refah Parisi Schwarz Bilgi Krieri Sosyal Demokrasi Parisi Sosyal Demokra Halkçı Pari Sovye Sosyalis Cumhuriyeler Birliği Türkiye Birlik Parisi Türkiye İşçi Parisi Türkiye İsaisik Kurumu Kısılanmış Haa Düzelme Modeli İşsizlik Oranı Seçmen İdeoloisi Yeni Demokrasi Harekei Yeni Türkiye Parisi Yeni Türkiye Parisi XII

13 GİRİŞ İkisa ile diğer sosyal bilimler arasındaki ekileşimi oraya çıkaran, ikisadi olanın insan davranışları emelinde açıklanması ve bölüşüm ilişkilerinin ön plana çıkarılmasıdır. Poliik ikisaa ikisadi analiz araçları kullanılarak siyasal alandaki seçimler, rasyonel bireyler ve devle arasındaki bir ekileşimin dengesi olarak modellenmekedir. Siyase ve poliik süreçler ekonomik yaklaşım ve yönem araçları ile analiz edilebilmekedir. Bu nedenle siyasal alanda yer alan seçmen ve poliikacı gibi karar birimleri piyasadaki üreici ve ükeicilere benzer şekilde çıkar maksimizasyonu hedefleyen birimler olarak kabul edilmekedir. Buna karşın siyasal alan ile piyasa yapısı arasındaki farklılıklar ve eksik bilgi sorunu nedeniyle karar alma süreci içerisinde farklılıklar oraya çıkmakadır. Demokrasilerde kamu hizmelerinin sağlanabilmesi için uygulanan sisem seçim sisemidir. Seçim siseminde karar birimleri gerçeke kendilerine ai olan yekiyi emsilcilere devrederek kamusal mal ve hizme alebinin belirlenmesini sağlamakadırlar. Faka bireysel alepler ile kolekif alepler arasında birebir bir ilişki bulunmadığından seçmen seçim sürecine ilgisiz olabilmekedir. Çünkü seçmen kendine ai bir ek oyun seçim sonuçlarını ekilemeyeceğini düşünerek bilgi edinme çabası içine girmemekedir. Bu nedenle oylama sürecinde seçim siseminde bir belirsizlik durumu oraya çıkmakadır. Belirsizlik durumunda seçmenler, hükümein ne yapmak isediği konusunda bilgi sahibi değildirler. Dolayısıyla hükümein izlediği poliikalar ile kendi faydaları arasındaki ilişkiyi bilmemekedirler. Söz konusu ilişkinin belirlenmesi için seçmenlerin bilgi sahibi olabilmesi gerekmekedir. Bilgi seçmenlerin oylama kararlarını belirleyen pari farklılıklarının hesaplanması ile sağlanabilir. Faka bu hesaplama önemli bir maliye unsuru aşımakadır ve siyasi pariler açısından hangi poliikanın en fazla oy kazandıracağının belirlenmesi uzun zaman almakadır. Bu bağlamda, ideoloiler hangi poliikaların en fazla oy kazandıracağını belirleme sürecini kısalmakadır. Pariler en fazla desek sağlayacağını düşündükleri sosyal grupları ekileyecek ideoloileri kullanmakadırlar. Bu şekilde ideoloi, parilerin her poliikayı doğrudan seçmenlerin vereceği reaksiyon ile ilişkilendirme zorunluluğunu oradan kaldırarak, karar verme sürecinin yaraığı maliyeleri düşürmekedir. Dolayısıyla ideoloiler oy maksimizasyonu amacına göre

14 davranan parilerin belirsizlikle mücadele için kullandıkları bir araç olmakadır. Bu anlamda çalışmada kullanılan seçmen ideoloisi kavramı bu anım çerçevesinde anımlanmakadır. Çalışmanın amacı Türkiye de makroekonomik değişkenlerin seçmen ideoloisi üzerine ekisini oraya koymakır. Çalışmada seçmen ideoloisini ekilediği düşünülen darbe yılları ve SSCB nin dağıldığı yıl kukla değişkenler olarak dikkae alınmışır. Çalışmada ilk olarak eorik çerçeve oraya konulmuş daha sonra ise Türkiye de çok parili dönemde gerçekleşen seçimler değerlendirilmişir. Çalışma iki bölümden oluşmakadır. Birinci bölümde ikisa ve siyase kavramları farklı yaklaşımlar çerçevesinde anımlanmış ve poliik ikisadın arihsel gelişimi değerlendirilmişir. Daha sonra siyasee ekonomik yaklaşım çerçevesinde oluşurulan eoriler açıklanmışır. İkinci ve son bölümde çok parili dönemde Türkiye de yapılan seçim sonuçları analiz edilmiş ve Türkiye de ekonomik değişkenlerin seçmen ideoloisi üzerine ekisi araşırılmışır. Türkiye de ekonomik poliik kononkür dalgalanmaları emelinde birçok çalışma yapılmasına rağmen ekonominin seçmen ideoloisini ekilediği hipoezi emelinde yapılan çalışma bulunmamakadır. Dolayısıyla bu çalışma Türkiye için bu ana hipoez çerçevesinde yapılan ilk çalışma olması açısından önem arz emekedir. 2

15 BİRİNCİ BÖLÜM TEORİK ÇERÇEVE İKTİSAT-SİYASET İLİŞKİSİ VE EKONOMİK SİYASET TEORİSİ Ekonominin seçmen ideoloisi üzerine ekisinin incelendiği bu çalışmada, siyasee ikisadi yaklaşım çerçevesinde ikisa ve siyase birbirinden ayrı kavramlar olarak ele alınmakadır... İKTİSAT-SİYASET İLİŞKİSİ: KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARİHSEL TARTIŞMA Poliik ikisadın ikisa ve siyase alanlarını birleşiren bir inceleme alanı olduğu kabul edilse de, birçok poliik ikisa yaklaşımı bu alanları önsel olarak ayırmakadır. İkisa ve siyase kavramlarına yüklenen anlamlar, bu yaklaşım farkını doğurmakadır. Siyase ile ikisadın analiik olarak birbirinden ayrı oldukları kabulü, ikisa ve siyase kavramlarının nasıl anımlandığı sorusunu gündeme geirmekedir. Özellikle ikisa anımı veya ikisadi olanın sınırlarına ilişkin arışmalar, ikisasiyase arasındaki ilişki ve ekileşimlerin anlaşılması açısından da önem arz emekedir (Telaar, 24:5).... Siyase Kavramı Siyase bilimi lieraüründe siyase kavramı, güç ve oorienin incelenmesi ve kullanımı olarak anımlanmakadır. Güç, bir birey veya grubun, amaçlarını yansıan sonuçlara ulaşma yeeneğini ifade emekedir. Ekonomik güç dağılımının poliik güç dağılımını ve demokrasilerde hüküme davranışlarını nasıl ekilediği sorusunu gündeme geirmiş olan Lindblom a (977) göre oorie, bir veya daha fazla sayıda insanın belirli bir hareke konusunda kendileri adına karar verme hakkını, açık veya örük biçimde, bir başkasına devremeleri durumunda var olmakadır (Lindblom,977: 7 8). Bu bağlamda siyase, oorie elde emek iseyen insanların bu amaca yönelik mücadelesi ile diğerlerinin oorieyi elinde uanları konrol eme mücadelelerini ifade emekedir (Drazen 2: 6). Farklı biçimlerde anımlanabilen siyase kavramı bu çalışmada, siyasee ikisadi yaklaşım çerçevesinde anımlanacakır. Siyasein bu yaklaşım çerçevesinde 3

16 nasıl anımlanması gerekiği sorusuna, uarlılık içeren ve ikisala ilişkili olma poansiyeline sahip, üç farklı yaklaşım çerçevesinde yanı verilebilir (Caporaso ve Levine 992: 9-6): Birinci yaklaşımda siyase, esas iibariyle devlele eş değer olarak ele alınmakadır. Devle ise, ülkenin bir büün olarak kurumları, yasaları, kamu poliikaları ve emel akörlerini içeren resmi poliik araçların büününü ifade emekedir. Böylece siyase kavramı kurumsallaşırılmaka, devle faaliyeleri ve karar süreçleriyle ilgili olarak kullanılmakadır. Devlee ilişkin her şey poliik, dışında kalan her şey ise poliik-dışı kabul edilen bu yaklaşımda, siyase anımı bürokraik kurumlar iibariyle yapılmakadır. Bu nokada devle ile hüküme arasındaki ayrımın oraya konulması büyük önem aşımakadır. Devle, hüküme kavramının içerdiğinden çok daha geniş bir yasalar ve kurallar büününü ifade emekedir. Ekonomik analizlerde devle bir akör olarak görülmezken, hüküme önemli bir akördür. Demokrasilerde egemenliğin millee ai olduğu kabul edilmekle birlike, egemenliğin kullanımı anayasa arafından belirlenen kurallar arafından düzenlenmekedir. Egemenliğin kullanımı, yürüme organını ifade eden hükümein yanı sıra yasama ve yargı organlarını da kapsamakadır. Dolayısıyla egemenliğin kullanılmasını sağlamakla görevli olan, ancak hüküme dışında yer alan, organlar da devle kapsamında yer almakadırlar. Poliik ikisa alanında çalışma yaparken, devle ve hüküme kavramları arasındaki ayrımın vurgulanması önem aşımakadır. İkisa poliikası kararlarının alınmasından ve oraya çıkan sonuçlardan doğan sorumluluğun hükümee ai olduğu açıkır. Siyase yani poliik olanı ikisadi yaklaşım çerçevesinde anımlamanın diğer yolu ikisadı özel, siyasei ise kamusal ile ilişkilendirmekir. Kişisel çıkarlar ve faaliyeler bu ürlü keskin bir ayrıma abi iki kaegoride değerlendirildiğinde, uygulamada önemli sorunlar yaramakadır. Başka bir deyişle uygulamada, her iki alan birbiri içine girmeke ve söz konusu ayrım oradan kalkmakadır. Özel, mübadeleye doğrudan kaılan birey veya gruplar arası sınırlı ilişkileri ifade ederken; kamusal, mübadeleyi dolaylı olarak ekileyen diğer birey veya grupların da içinde bulunduğu alan veya faaliyelerle ilgili olarak kullanılmakadır. Bununla birlike, Neoklasik ikisaçılar özel ve kamusal arasındaki ayrımı fiya mekanizması ile açıklamışlardır. Bu durumda fiya mekanizması arafından yönlendirilen alan özel olarak anımlanırken, fiya mekanizmasının ekisiz 4

17 olduğu alan kamusal olarak değerlendirilmişir. Üçüncü yaklaşım, her ikisinin de bir dağıım yönemi olduğu düşüncesinden harekele, siyase ve ikisadın benzer kabul edilmesidir. Bu yaklaşımda, ikisadi ve poliik süreçlerin kı kaynakları dağımanın alernaif yollarını göserdiği varsayılmaka, ikisadın hukuki emellerle deseklenmiş serbes mübadeleye dayalı bir sisemi ifade eiği, buna karşılık siyasein kaynakların üreim ve dağıım aşamalarında daha farklı bir karar verme yolu olduğu kabul edilmekedir. Söz konusu dağıım mekanizması resmi devle yapısını içermese de oorieyi içinde barındırır. Bu dağıım modellerindeki faklılıklar, üreilmesi isenen malların ürü açısından farklılıkları (kamusal mal, özel mal) yansıabileceği gibi, kişisel çıkarlara karşı oplumsal çıkarlar ve bireysel kazanımlara karşı eşilikçilik gibi normaif ölçüler arasındaki farklılığı da yansıabilirler Bu bağlamda, siyasei ikisaan ayıran husus, ikincide gönüllü değişim işlemlerinin vurgulanması, birincide oorienin ön plana alınmasıdır (Telaar, 24:6). Her ne kadar mübadele işlemleri arasında farklılıkan söz edilse de iki alanın ekileşimleri bu keskin ayrımın oradan kalkmasına sebep olmakadır...2. İkisa Kavramı İkisa kavramı, poliik ikisa içerisindeki farklı eorik yaklaşımları anımlamamıza yardımcı olacak şekilde üç çerçevede anımlanmakadır. Bunlardan birincisi, şeylerin gerçekleşirilmesinin bir yolunu ifade ederken, ikincisi üreimdeki gibi isenilen veya gereksinim duyulan şeylerin elde edilmesi amacını aşıyan bir faaliye ipini gösermekedir. Söz konusu anımlamalardan birincisi ekinliği, ikincisi ise edarik anlamlarını çağrışırmakadırlar. İkisa kavramının bir diğer kullanımı piyasa kurumları ile ilişkilidir. Bu kurumlar, gereksinim duyulan şeylerin elde edilmesi amacıyla gerçekleşirilen faaliyelerde ekinliğin oluşmasını sağlarlar. İkisaçılar genellikle, isekleri amin emenin en ekin yolunun piyasa mekanizması olduğunu ileri sürmekedirler (Caporaso ve Levine, 992: 2). Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde ikisadi olan üç başlık alında incelenebilir. Bunlar; ekonomik hesaplama yönemi yaklaşımı, maeryal sağlama yaklaşımı ve sosyal ve arihsel kurum yaklaşımıdır. Ekonomik hesaplama yönemi yaklaşımında ikisa; kaynak arzının sınırlı olduğu koşullar alında veri sonuçlara 5

18 ulaşma çabası olarak anımlanmakadır. Başka bir deyişle, söz konusu yönem, sınırlı kaynak arzının yaraığı kısılar alında, mümkün olan en çoğa ulaşma yolunu gösermekedir. Burada ikisa kısılar alında iseklerini mümkün olan en yüksek derecede amin emeye çalışan bir emsili birimin/bireyin var olduğu varsayımına dayanmakadır. Aynı zamanda da bireylerin amaçlarını ve bu amaçlara ulaşmak için kullanabilecekleri araçları bildikleri varsayılmakadır. Tüm insan davranışlarının ve güdülerinin amaçlar ve araçlar cinsinden anımlanabildiği bu yaklaşım çerçevesinde, insan eylemlerinin ümü poansiyel olarak ekonomik hale geirilmekedir. Bu bağlamda eylemleri değerlendirme biçimi, araçların belirlenmiş amaçlara ulaşmak için ekin olarak kullanılıp kullanılmadığı sorusuna dönüşmekedir. Araçlar ve amaçlar arasındaki uyum ne kadar fazla ise, kaynaklar da o kadar ekin kullanılıyor demekir. Dolayısıyla ekinlik, iseklerin daha iyi amin edilebildiği anlamına gelmekedir. Başka bir deyişle rasyonalie ön plana çıkarılmakadır (Telaar, 24: 7). Hesaplama yönemi yaklaşımı insan iseklerini kısılara dayalı olarak açıklaması nedeniyle poliik ikisa açısından önem aşımakadır. İkisadın bu yolla anımlanması siyasein de ekonomik hesaplama alanı olarak ele alınmasına olanak sağlamakadır. İkisadi olanın insan davranışları emelinde açıklanması ikisa ile diğer sosyal bilimler arasındaki ekileşimi oraya çıkarmaya yardımcı olmakadır (Becker, 976: 5). İkisa kavramının ikinci kullanımı, maeryal sağlama yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda ikisa, bir hesaplama yönemi olarak değil bir ür faaliye olarak anımlanmakadır. Söz konusu faaliye mal üreimi ve yeniden-üreim ya da iseklerin maddi amini amacına yönelik bir faaliyeir. Bu yaklaşımı benimseyen ikisaçılar faaliyelerin ekin bir şekilde yapılabilirliğini inkar emeseler de, yaşamı sürdürmek için gerekli ikisadi maeryal üreimini ekinlik değerlendirmelerden bağımsız olarak ele almakadırlar (Caporaso ve Levine, 992:24). Maeryal sağlama yaklaşımında ikisa sisemsel bir süreci ifade emeke, dolayısıyla başlangıç nokası olarak birey ve yapığı ercihler değil bir büün olarak oplumun yeniden üreim yapısı ele alınmakadır. Burada bireyin, sübekif yaşamının şekillendirdiği değil, obekif sosyal gerçekler arafından belirlenen 6

19 karşılıklı ilişkilerin şekillendirdiği bir ihiyaçlar siseminin parçası olduğu kabul edilmekedir. Dolayısıyla bu sisemde ihiyaçlar, sübekif kararlara bağlı olarak değil, daha büyük bir yapının içindeki bireyin konumuna bağlı olarak belirlenmekedir. İkisadi faaliyeler, yaşamın zorunlulukları arafından belirlenen ihiyaçları amin emek amacıyla gerçekleşirilir. Burada amaç, sahip olma konusundaki kişisel ercihleri dikkae alınarak çeşili alernaifler arasından en iyinin ercih edilmesi değildir. Hesaplama yaklaşımından farklı olarak sahip olunması gerekli şeylerin elde edilmeye çalışılmasıdır. Bu nedenle, ekonomik hesaplama yaklaşımında sübekif ercih ve seçim kavramlarının çözdüğü problemler, maeryal yeniden üreim yaklaşımında sınıf pozisyonu ve sosyal işbölümü kavramları aracılığıyla çözülmekedir (Telaar, 24: 8). Maeryal sağlama yaklaşımında kısılara ilişkin anlayış da, ekonomik hesaplama yaklaşımından farklılık arz emekedir. Bu fark maeryal edinme yaklaşımında, mevcu kaynakların dağıımına değil yeniden üreim ve büyüme sürecine vurgu yapılmasından kaynaklanmakadır (Nell, 967: 2). Bu yaklaşımda sisemin sınırlarının kaynak arzından çok ekonomik üreim sürecinde olduğu kabul edilmekedir. Dolayısıyla sınırlı kaynaklarla üreim düşüncesi erk edilmeke yerine geçmiş üreim ile cari üreim arasında bağ kuran yeni bir üreim düşüncesi kurulmakadır. Başka bir deyişle Sisem içerisindeki kısı sabi olan kaynaklar değil geçmiş üreim sonucu elde edilen çıkı ve girdi maliyeleri arasındaki farkı ifade eden arık kavramıdır. Bu kavram cari üreim düzeyini belirleyen en önemli kısıır ve dolayısıyla arığın büyüklüğü ve kullanımı, ekonominin büyümesinde en önemli ekendir. Poziif arık, fon oluşurarak geleceke üreim düzeyini arıracak bir yaırım olanağı sunmakadır. Dolayısıyla ikisadi sorun mevcu girdilerin ekin kullanımı değil, mevcu girdi mikarını arıracak olan arık yaırımın sağlanması ve kullanımı sorunudur (Caporaso ve Levine, 992: 27). İkisa kavramının sosyal ve arihsel içerikli bir kurum olduğu düşüncesine dayalı yaklaşımda ise ikisa, diğer sosyal birimlerden farklı bir alan olarak değerlendirilmeke ve kurumsal yapısından dolayı siyase bilimi de dahil olmak üzere diğer alanlar ile ekileşiminin sınırlı olduğu ifade edilmekedir. Bu yaklaşıma göre ikisa, bireylerin de içinde bulunduğu ve ondan ekilendiği kurumsal bir yapıya 7

20 sahipir. Bu yapı özel mülkiye ve sözleşme özgürlüğü emeli üzerine kurulmuşur. Bununla birlike söz konusu yaklaşımda ikisadi gerçeklik, bireysel seçim ve ercihlere bağlı olarak nielendirilmemekedir. Bu durum ekonomik hesaplama ile özdeşleşirilmiş olan bireyci meodoloiden uzaklaşıldığı anlamına gelmekedir. Hesaplama yöneminde ele alındığı biçimiyle ikisa, bireylerin güdülerini ve düşünce biçimlerini ekileme, şekillendirme ve haa belirleme yeeneğine sahip dayanıklı bir sosyal gerçeklik olarak değerlendirilmeke iken; kurumsal yaklaşımda ikisa, siyase ve aile ilişkilerine indirgenemeyen, kendine özgü bir sosyal amaç aşıyan ayır edilebilir bir alan olarak anımlanmakadır (Telaar, 24: 9). Makro ekonomik değişkenlerin seçmen ideoloisi üzerine ekisinin incelendiği bu çalışmada, ikisa ekonomik hesaplama olarak anımlanmaka ve üm ikisadi karar birimlerinin davranışlarının bu yöneme göre belirlendiği kabul edilmekedir. Burada ekonomik yaklaşım neyi neden yapığımızı açıklarken, siyase sadece içeriği anımlamakadır...3 Poliik İkisadın Tarihsel Gelişimi Poliik ikisa, bireylerin iseklerinin yapısında ve bunları amin emek için gerekli malların üreim ve bölüşüm arzında oraya çıkan değişikliklerin nedenlerini araşırmaka ve oraya çıkan sonuçların değerlendirilmesine olanak sağlamakadır. Bu kavram, hane halkı yöneimi ile devle yöneimi arasında benzerlik kurmaka ise de, içerdiği anlamda siyasi ve ikisadi gelişmeler nedeniyle dönemler arası faklılıklar görülmekedir. Örneğin, on yedinci yüzyıl ve on sekizinci yüzyıl siyaseinin sonrakilerden bir ölçüde farklı olduğu bilinmekedir. Farklılığı yaraan en önemli unsur, poliik ikisadın yeni gelişiği dönemde sosyal hiyerarşinin kral, arisokrasi, üccar, çifçi, köylü sınıflardan oluşması ve bireyin rolünün fazla dikkae alınmamasıdır. Başlangıça poliik ikisa, devle adamlarının vaandaşların iseklerini en iyi biçimde karşılayacak şekilde ekonomik ilişkileri idare emeleri konusunda sundukları önerilerden oluşmuşur. Klasik eorinin ilk aşamalarında ikisa kurumsal bir gerçeklik olan piyasayı ifade ederken, poliik ise yine kurumsal bir gerçeklik olan devlele nielendirilmişir. Bu bağlamda, poliik ikisa arışmaları söz konusu iki kurum arasındaki ilişkinin manığı çerçevesinde gelişmekedir (Hoover, 2: 6). 8

21 Poliik erimi ile iseklerin amini sürecinde birbiriyle ilişkili iki nielik ön plana çıkmakadır. Birincisi, bu sürecin bağımsız kişiler arasında oluşmasıdır. İseklerin amini, insanlar arasında sadece kan bağı olan kişilerle değil, diğer kişilerle olan ilişkilere de bağlıdır. İkincisi, iseklerin amini sürecinin sınırlarının poliik olmasıdır. Bir başka deyişle sürecin sorumluluğu kamusal bir oorieye devredilmekedir. Dolayısıyla poliik ikisadın doğuşu, devlein ve/veya devle adamlarının ekonomiye ilişkin sorumluluklarına yönelik arışmayı da beraberinde geirmekedir. Tarışmanın emel konusu, konrolsüz piyasa güçleri ile poliik güçler yani devle müdahalesinin karşılaşırılmasıdır (Telaar, 24: ). Savaş a (998) göre poliik ikisa arihi, devlein ekonomiye müdahalesini gerekli ve yararlı bulanlarla gereksiz ve zararlı bulanlar arasındaki mücadelenin arihidir (Savaş, 998:). Poliik ikisa arışmalarında özellikle iki probleme vurgu yapılmakadır. Birincisi, piyasa siseminin sınırlarına ilişkindir. Sözleşmeler yoluyla birbiriyle ilişki kuran ve çıkarlarını maksimize emeye çalışan ikisadi karar birimleri, kaynakların sınırlı olduğu bir sisemde iseklerinin amininde ne ölçüde başarılı olacaklardır? İkincisi ise, kamusal amaçlar ile özel çıkarlar arasındaki ilişki ile ilgilidir. Devlein esas amacı, özel çıkarlara uygun epkiler vermek ve özel çıkarların amininde başarısız olunması halinde ekonomiye müdahale emek midir? Bireysel çıkarlar kamusal hedeflerin oluşumuyla nasıl ilişkilendirilmelidir? Farklı ikisadi düşünce okulları bu sorulara farklı yanılar vermekedirler (Caporaso ve Levine, 992:3) Klasik Yaklaşım Adam Smih (776), David Ricardo (82), John Suar Mill (848) gibi önemli ikisaçıların çalışmaları üzerine kurulu bir düşünce okulu olan klasik yaklaşım, ikisadın siyaseen ayrı olduğu ve ikisadi olanın egemenliği görüşlerinin gelişirilmesinde önemli bir rol oynamışır. Siyasein ikisadi gelişmeler üzerindeki ekisi görünmez el ve doğal düzen varsayımları ile açıklanmakadır. Başka bir deyişle, piyasaların kendini düzenleme işlevine sahip olduğu vurgulanmakadır. Klasik ikisaçılar, ikisadı belirli kurallar çerçevesinde asvir ederek siyaseen ve diğer sosyal bilimlerden ayrı bir sisem olarak ele alan ilk eorisyenlerdir. Kendini düzenleme işlevine sahip olan piyasa sisemi, devlele ilişkili ancak devlee abi 9

22 olmayan kusursuz bir oluşum olarak ele alınmışır. Bu yaklaşım klasik poliik ikisadın geirdiği bir yenilik olarak değerlendirilmekedir. Klasik eori ikisadın poliik olmadığı veya en azından, olması gerekmediği düşüncesine dayanmakadır. Kapializmin yükselişiyle birlike ekonominin depoliize olacağı görüşleri klasik eorilerde, ikisa eriminin poliik ikisa erimi yerine kullanılmasına neden olmuşur. (Caporaso, Levine, 992:). Klasikler, ikisadi hayaın poliik karar verme sürecinden bağımsız bir şekilde organize edilmesi gerekiğini ileri sürmekedirler. İnsan hayaının ikisadi ve poliik boyuları arasında kurulan bu yeni ilişki devlein rolüne ilişkin değerlendirmeler sonucu oraya çıkmakadır. Smih e (776) göre, bireysel iseklerin aminini sağlayan sisem poliik olmakla birlike, düzen içerisinde hayaımızı sürdürmek için gerekli mal ve hizmelerin üreimi ve bölüşümü ikisadidir. Bu nedenle ikisadi yasa ve zorunlulukların siyasee egemen olması gerekmekedir. Başka bir deyişle, devle adamları ve poliikacılar, davranışları ikisadi yasalar arafından sınırlandırılmış birer görevli olarak değerlendirilmekedir (Telaar, 24: 9). Klasik yaklaşımda, emeklerinin ürününü elde eme, başka bir deyişle özel mülkiye ve doğal yeeneklerini en ideal şekilde gelişirme fırsaı anlamında bireysel girişim doğal hak olarak göserilmekedir. Herkes eşi hak ve özgürlüklere sahip olduğuna göre, bunların en ideal uyumunu sağlayacak sisem doğal düzen varsayımına dayalı am rekabe piyasasıdır. Tam rekabe piyasası bağımsız ikisadi karar birimlerinin oluşurduğu bir isek amin sisemidir. Söz konusu sisemde, oplumu oluşuran birimlerin mülkiye ilişkileri, sosyal kurumlar (aile ilişkileri, oorie, din vb.) yerine sözleşmeler çerçevesinde yürüülmekedir. Bireylerin emelde bireysel çıkar güdüsüyle sözleşmelere dayalı ikisadi faaliyelere girişmeleri, ikisadın ayrı bir kurum olarak değerlendirilmesine olanak sağlamakadır (Kazgan, 26: 57). Klasik yaklaşım oplumların yükselişini, poliik bir sürecin veya kamu ooriesi arafından yapılan bilinçli bir planın sonucu olmakan ziyade bireysel çıkar maksimizasyonunun bir sonucu olarak görmekedir. İkisadi olanın poliik olandan ayrışırılması nedeniyle, bireylerin ikisadi faaliyelere yalnızca bu ikisadi güdü ile girdikleri kabul edilmekedir. Smih e göre her birey, kendi çıkarını düşünürken

23 görünmeyen bir el arafından kendi iseği olmaksızın oplum yararına da hizme emeye yönelilir. Öyle ki, oplum yararını korumak için hareke eiği zamana kıyasla daha büyük bir oplumsal yararın gerçekleşmesini sağlar (Kazgan, 26: 59). Başka bir deyişle, herkes kendi çıkarı için çalışırsa, oplum da daha iyi duruma gelecekir. Böylece sosyal uyum mekanizması, bireysel çıkar güdümlü davranışların yaraığı, görünmeyen el ve doğal düzen varsayımlarına dayalı piyasa sisemi ile sağlanmakadır. Dolayısıyla bu sisemde, kişisel isekleri mümkün olan en büyük ölçüde amin eden faaliyelerin yapılmasına olanak sağlayan mekanizma piyasadır. Beklenen mal ve hizme alımı ise, piyasada gerçekleşirilen mübadele işlemlerinin arkasındaki emel iici güçür. Bu bağlamda ürün ve işgücü saanlar elde eikleri geliri, yeniden üreim süreci ve ihiyaçlarını gidermek amacıyla kullanmakadır. Bu süreç Mal-Para-Mal döngüsü olarak isimlendirilmeke ve mal saışı diğer malların alımına yol açığı için piyasanın pasif bir sosyal mekanizma olarak gaye iyi işlediği kabul edilmekedir (Telaar, 24: 22). İnsan faaliyelerinin yalnızca bireysel çıkar güdüsü ile yönlendirildiği düşünüldüğünde, kaynakların ekin bir şekilde kullanılmasını sağlayan unsur rekabe olmakadır. Büün kapialis oplumlarda bir ilke olarak opimal sınai performansı sağladığı düşünülen rekabee bağlılık Smih en ileri gelir (Galbraih, 987:73). Dolayısıyla Klasik yaklaşım ile birlike Baı ülkelerinin çoğunda piyasa üzerindeki kısılamalar kaldırılmış ve kar amaçlı girişimler rasyonel olarak anımlanmışır denilebilir. Bunu amamlar arzda ve dönemin ikisadi hayaını deneleyen kesimin ihiyaçlarına paralel olarak ekonominin düzenleyici ilkesi olarak rekabe öne çıkarılmış, devle ise geri planda bırakılmışır. Böylece sosyal sonuçlarını düşünmeksizin kendisi için en iyiyi yapan birey ve aynı şekilde davranan benzer güdülere sahip bireyler kümesi ekileşime girdiğinde, ulaşılması en beklenmedik olan, sosyal uyum yaraılmak isenmişir. Üreim fakörlerinin faaliyeler arası dengeli dağılımı, üreim kararlarını belirleyen herhangi bir planlama ooriesi olmaksızın gerçekleşmekedir. Kişisel çıkar ve rekabe bu sürecin işlerlik kazanmasına olanak sağlamakadır (Oser ve Blanchhfield, 984: 45). Klasik yaklaşımda ekonomi doğal olarak dengeye yönelikir. Dengenin oluşmasını sağlayan da mal ve fakör piyasalarında düzgün işleyen fiya

24 mekanizmasıdır. Piyasa mekanizmasının merkezinde fiyaların piyasayı emizleyecek şekilde arz ve alep değişikliklerine uyarlanması yer almakadır. Bu bağlamda, klasik eoride, piyasa başarısızlığının yalnızca dışsal nedenlerden kaynaklanabileceği ve piyasanın iç dinamiklerinin söz konusu başarısızlığı engelleyeceği kabul edilmekedir (Blaug, 992:6-6). Piyasa, devle müdahalesi olmaksızın, oplumun sermaye sokunun am olarak kullanılmasını garani emekedir. Sermaye ve işgücü mikarları veri iken, üreim fakörlerinin endüsriler arası dağılımı karlılık esasına göre yapılmaka ve kar moifi, yaırımların özel kesime bırakılarak kişisel çıkara dayalı kararlara abi hale geirilmesi sonucunu yaramakadır. Bu bağlamda, devlein yaırımları yönlendirmesine karşı çıkılmakadır. Dolayısıyla, daha önce de ifade edildiği gibi kişisel çıkar moifine dayalı piyasa mekanizmasının işleyişine duyulan güven, poliik karar birimi ile ikisa arasındaki ilişkileri belirlemekedir. Kendi kendini düzenleme işlevi ile piyasa, oplumun sermaye sokunda arış olarak anımlanan kamusal malın üreilmesini de sağlayarak, poliik karar biriminin yerine geçmekedir (Telaar, 24: 26). Devlein ekonomiye müdahale ememesi, oplumsal amaçlara ulaşılması açısından en iyi durumu ifade emekedir. Siyasi oorielerin becerilerine ilişkin belirsizlik, oplumsal gelişmenin bireysel karar ve faaliyelerin doğal bir sonucu olarak ele alınmasını ve ikisadın siyasein yerine geçirilmesini haklı çıkarmakadır. Dolayısıyla, devle, asli görevleri olan savunma, adale ve güvenlik dışındaki işleri piyasaya bırakmalı, ikisadi alanda da rekabei sağlayıcı düzenlemelerin dışında herhangi bir işe karışmamalıdır (Oser ve Blanchfield, 984: 44). Faka klasik eoride, ücreler işçilerin bireysel arzu ve ercihlerinden bağımsız olarak, geçimlik erimiyle ifade edilen ükeim ihiyaçları emel alınarak hesaplanmakadır. Bu şekilde kurulan klasik ücre belirleme süreci, bireysel ercih ve karar alma mekanizmasından çok obekif nielike maeryal-eknik yeniden üreim kurallarını içermekedir. Bu bağlamda, ücrein geçimlik malların fiyaları oplamına eşi olması ve söz konusu malların kendi üreimleri için gerekli işgücünü yeniden üremeye yeecek düzeyde üreilmesi gerekmekedir. İşçilerin geçimlik mal gereksinimlerinin söz konusu malların üreiminden az olması durumunda, üreim değeri ile üreim maliyeleri 2

25 arasındaki farkı ifade eden arık anlamında kar oraya çıkmakadır. Arık, kapialis oplumda yaırımları besleyen fon olmakla birlike, üreim maliyeleri ile ürün fiyaları arasındaki birebir ilişkiyi de bozmakadır. Ücrein yeniden üreim yapısı üzerine kurulu olarak anımlandığı klasik model üreim araçları ile ilişkileri iibariyle anımlanan sosyal sınıflar oluşurmaka ve gelir dağılımı sosyal sınıfların işgücünün ürünü üzerine yapıkları mücadele sonucunda belirlenen bir olgu haline gelmekedir. Gelir dağılımının sosyal sınıflar arası mücadelenin sonucu olarak ele alınması, poliik ikisa anımını da değişirmişir. Burada ikisadi olan ihiyaçların giderilmesi ve malların yeniden üreim sürecini ifade ederken; poliik olan, sosyal sınıflar ve sınıf ilişkilerinin anımını ifade emekedir. Dolayısıyla, belirilen poliik ikisa asviri, ikisa ile siyasein ayrı alanlar olduğu argümanına ers düşmekedir. Bunun en önemli nedeni, ürün fiyalarının belirlenme sürecinin sonucu olan arığın büyüklüğü ve bölüşüm ilişkilerinin, sosyal sınıflar arası mücadele sonucu belirlenmesidir. Bu nedenle, klasik ikisaçıların iddia eiğinin ersine, burada ikisa ile siyase birbiriyle ilişkili olmakadır (Telaar, 24: 29) Marksis Yaklaşım 9. Yüzyıl ikisadına, Marksislerin öncülüğünü yapığı bireycilik arışmaları damgasını vurmuşur. Marksis ikisaçılar, ekonomiyi özünde poliik bir sisem olarak düşünmemekle birlike, kapialis sürecin iç dinamiklerinin poliik güçleri nasıl doğurduğunu ve kapializmin arihsel boyularının poliik mücadeleleri nasıl yaraığını gösermişlerdir. İnsanların sınıfları değil, sınıfların insanları belirlediğini ileri süren Marksis ikisaçılar, bir yandan neoklasik yaklaşımın bireyi ön plana alan yaklaşımını eleşirirken, diğer yandan sosyal olguların bireyler arafından belirlendiği görüşünü savunan meodoloik bireycilik yaklaşımlarına ers düşmüşlerdir. Marks, kapialis ekonominin işleyişinin poliik sonuçlarını oraya koymak için, piyasanın kendini düzenlediği şeklindeki klasik iddiayı hedef olarak almışır. Bunu yaparken amacı, devlein ekonomiye müdahalesini haklı gösermek değil, kapializmin uzun dönemde sürdürülebilir bir sisem olmadığını oraya koymakır (Caporaso ve Levine, 992: 24). Marks a göre ikisadi hayaaki üreim arzı sosyal, poliik ve külürel hayaı şekillendirmekedir. Bununla birlike insan birey olarak değil, sosyal bir varlık olarak 3

26 sınıf emelli oraya çıkmakadır. Bu nedenle Marksis yaklaşımda, poliik ikisa analizinin merkezinde sınıf kavramı bulunmakadır. Bu yaklaşımda, ikisa ile siyase arasındaki ilişkiyi anlamak için poliik olarak organize olmuş sınıfların nasıl oraya çıkığı ve bireysel çıkarlardan sınıf çıkarına nasıl geçildiği sorularının yanılanması gerekir. Marksis yaklaşımda, sınıf üç ölçü ile belirlenmekedir. Bu ölçülerin ikisi obekif ölçüler biri ise subekif ölçüür. Obekif ölçüler; bireylerin üreim sürecindeki yeri ve üreim araçları ile olan mülkiye ilişkileridir. Subekif ölçü ise bireyin dahil olduğu sınıfın bilincinde olup olmadığıdır. Bireyden harekele sosyal düzene geçişi belirleyen önemli husus, bireysel çıkar ile ikisadi yapı arasındaki nedensellik ilişkisinin neoklasik yaklaşımdan farklı olarak, ekonomik yapıdan bireysel çıkarlara doğru işlemesidir. Başka bir deyişle, ikisadi yapının bireysel çıkarları yönlendirdiği kabul edilmekedir. Bu yaklaşımda, yalnızca kendi çıkarlarını gözeen ve birbirinden ayrı karar birimleri durumundaki bireylerin çıkarları, sosyal işbölümündeki pozisyonlarına bağlı olarak belirlenen sınıf çıkarına dönüşmekedir. Sınıf çıkarlarından poliik çıkara geçiş ikisa ile siyase arasındaki emel bağlanıyı sağlamakadır. Ekonomik çıkarların belirlendiği sınıfların siyasal alanda aleplerini elde eme mücadeleleri sınıflar arasında çıkar çaımalarına neden olmakadır (Sheila, 998: 24). Marksis yaklaşımda, sınıflar arası ikisadi çıkarlar üzerine gelişen rekabein poliik bilincin şekillenmesini sağladığı ileri sürülmeke ve özel durumlarını daha geniş açıdan görmeye başlayan bireylerin kendi dar ikisadi çıkarlarını poliik bir gündeme dönüşürmesi gerekiği ifade edilmekedir. İkisadi koşulların poliik bir gündeme dönüşürülmesi örük sınıf bilincini açıkça ifade emek amacıyla ayin edilen vekiller aracılığıyla gerçekleşmekedir ki işçiler açısından uygun vekil siyasi pariler iken kapialisler için devle olmakadır. Kapialis sınıfın ikisadi çıkarlarını poliik bir gündeme dönüşürme sürecini açıklamak için, ilk olarak her bir kapialisin iki ip çıkarı bulunduğu dikkae alınmalıdır. Bu çıkarlar serve pozisyonları ve sosyal sisemin özel serve birikimine olanak verecek şekilde güvenliğinin sağlanmasıdır. Belirilen birinci çıkar, pür anlamda özel bir çıkardır ve kapialisler arasında bu açıdan bir rekabe söz konusudur. İkinci çıkar ise, kapialislerin orak olarak paylaşıkları, dolayısıyla sınıf bilincine sahip olmalarını sağlayan poliik bir çıkardır. İşçi sınıfının poliik bilince sahip olması, yoksunluk 4

27 duygusu ve kolekifleşme süreci ile açıklanmakadır. İşçi sınıfı, yalnızca kendi üreiği ürünleri de içeren ikisadi mallardan değil, aynı zamanda bu malların emsil eiği uygarlık düzeyinden de yoksun kılınmakadır. Bununla birlike, söz konusu yoksunluk işçi sınıfının içinde bulunduğu koşulların homoen hale gelmesi sonucunu doğurarak, bu sınıfa evrensellik nieliği kazandırmakadır. İşçi sınıfının evrensel hale gelmesi iki boyua gerçekleşir. Birincisi, zaman içinde kapializm nüfusun daha büyük bir kısmını işçi sınıfı içine ier. İkincisi, işçi sınıfı içindeki farklılıklar oradan kalkarak, içinde bulunulan koşullar homoen hale gelir. Dolayısıyla, negaif bir anlam aşıyan yoksunluk da benzer şekilde, poziif anlam aşıyan evrensellik de sınıfın ikisadi koşullarında aranmalıdır. Marksis yaklaşımda siyase, sınıflara ai özel koşulların örük evrenselliğini açık hale geirmekedir. Dolayısıyla, ikisa bu süreçe akif bir rol oynamakadır. İkisa siyase ilişkisinin bu şekilde oraya konuluşu, Marksis devle eorisinin emelini oluşurmakadır. Bu eoride devle, oplumun oluşumunda ve özel çıkarları şekillendiren sosyal yapının belirlenmesinde akif bir rol oynamaka; yalnızca özel çıkarların evrensel boyuunu açık hale geirme işlevi görmekedir (Caporaso ve Levine, 992: 65 67). Marksis devle eorisinde devlein oraya çıkışının emeli, sınıfların ekonomik çıkarları arasındaki uzlaşırılamaz çaışmadır. Bu çaışma, sosyal pozisyonlara dayalı olarak oplumun içinde doğmakadır. Dolayısıyla devle opluma dışarıdan dayaılan bir oorie sisemi değildir. Devle, belirli bir sınıfın ekonomik çıkarlarına uygun biçimde düzenlenmiş, sosyal düzenin devamı için oplumu oluşuran sınıflardan birini baskı alına alan bir araçır. Kapialis ve işçi sınıfından oluşan bir oplumda mülkiye ilişkileri kapialis sınıfın (azınlığın) yararına, işçi sınıfının (çoğunluğun) zararına işlemekedir. Dolayısıyla mülkiye ilişkilerinin devamını sağlayan bir mekanizmanın olması zorunludur. Başka bir deyişle zengin azınlığın çalışan çoğunluk üzerindeki sosyal ve ekonomik egemenliği sisemini koruyup sürdürecek bir araç olması gerekmekedir. Burada devlein koruduğu sınıf çıkarı ikisadi bir içeriken çok poliik bir çıkardır. Bu nedenle Marksis poliik ikisa, devlein kapialis sınıfın poliik çıkarlarını emsil eiği düşüncesine dayanmakadır (Huberman, 966: 28-29). 5

28 Neoklasik Yaklaşım Makro ekonomik konularda klasiklerle arasında önemli benzerlikler olan Neoklasiklerin asıl ilgilendikleri konular üreici ve ükeici birimlerin davranışlarıdır. Dolayısıyla klasik ikisadın mikro emellerini oluşurarak klasik düşünceyi savunmuşlardır (Ersoy, 99: 243). Neoklasik yaklaşımda, siyase ile ikisa ilişkisi piyasa başarısızlığı argümanı aracılığıyla kurulmakadır. Piyasa başarısızlığı, bireysel ercihler ve kaynakların ekin kullanımı iibariyle anımlanmaka ve devle müdahalesine zemin oluşurmakadır. Neoklasik ikisaçılar açısından ekonomik erimi fayda maksimizasyonunu hedefleyen bireysel faaliyeleri ifade ederken poliik, aynı amaçla kamu ooriesinin kullanımını ifade emekedir (Telaar, 24: 46). 9. Yüzyıl sonlarında Neoklasik ikisa okulunun emelini oluşuran marinalizm, her kararın gerisinde fayda-maliye hesabı bulunduğunu ifade emekedir. Marinalis devrimle birlike, emek-değer eorisinin yerine iseklerin amininde sübekif fayda kavramına dayalı bir değer eorisi kabul edilmişir. Aynı zamanda marinal hesaplama yönemi, ikisadi hayaın üm alanlarına uygulanabilen güçlü bir yönem olarak değerlendirilmişir. Bu yaklaşım bireylerin ikisadi davranışlarındaki emel manığı açıklamaka kullanılmakadır (Buchholz, 999: 47 48). Neoklasik yaklaşımda, iseklerin amini için gerekli mevcu kaynakların kısılı olmaları nedeniyle bireylerin, kaynakların alernaif kullanım alanları arasında seçim yapmak durumunda oldukları kabul edilmekedir. Başka bir deyişle, bireyler en yüksek sübekif amin düzeyine ulaşmak için, aynı iseğin aminini sağlayan ve kendileri açısından elde edilebilir olan çeşili seçenekler arasında maksimizasyon yapmakadırlar. Burada ekonomik hesaplamaya dayalı olarak vurgulanan rasyonel seçim kavramıdır ve rasyonel seçim, bireyin hayaındaki üm kararlarını verirken açık veya örük olarak izlediği yönemi oraya koymakadır. Bireysel düzeydeki rasyonel seçim sürecine dayalı mübadele işlemleri oplumun refahının da emelini oluşurmakadır (Caporaso ve Levine, 992: 8). Neoklasik eoride ekinlik, am rekabe piyasasında ürün fiyaının ürünün marinal maliyeine eşi olduğu durumda gerçekleşmekedir. Dolayısıyla piyasa 6

29 başarısızlıklarının bulunduğu bir piyasada ekinlik kavramından bahsemek söz konusu değildir. Piyasa başarısızlıkları piyasanın am rekabeçi yapısını bozarak refah arışına engel eşkil emekedirler. Başka bir deyişle; ölçek ekonomilerinin, dışsallıkların, kamu malı ve anlamlı bilgi veya işlem maliyelerinin bulunduğu bir piyasada serbes piyasa güçleri opimum düzeyde sosyal refah yaramayacakır (Caporaso ve Levine, 992: 85). Neoklasik yaklaşımda emel amaç fayda maksimizasyonu olduğuna göre, ikisadi davranış hem piyasa davranışını, hem de poliik davranışı belirlemekedir. Sözleşmeler gönüllülük ilkesine göre yapıldığı, refahı arırıcı işlemleri engelleyen fakörler bulunmadığı ve işlemlerin sonuçları yalnızca sözleşmenin araflarını ekilediği sürece piyasadaki karşılıklı ilişkiler, bireylerin faydalarını arırmak için, fırsaları am olarak kullanmalarına olanak sağlamakadır. Bu durumda, piyasada gerçekleşen mübadele işlemlerinin gönüllü olmasını garani alına alan bir mülkiye hakları siseminin kurulması ve bu sisemin yasalar ile güvence alına alınması gerekmekedir. Aynı zamanda sözleşmelere abi işlemlerin araf olanlar dışındakileri ekileme koşulları ve mülkiye haklarına ilişkin sınırlamalar dışında, refahı arırma poansiyeline sahip işlemlerin gerçekleşmesini engelleyen unsurların oraya çıkmasını önleyecek koşullar yaraılmalıdır (Demir, 997: 46-47). Söz konusu koşullar poliikir ve piyasanın işlerliği açısından büyük önem aşımakadır. Dolayısıyla, kısılı ercih sürecini ifade eden ekonomik erimi gerek piyasada gerekse siyasee ekin bir uygulama alanı bulmaka, siyase piyasanın ekin olarak başaramadığını başarmak için alernaif bir ensrüman haline gelmekedir. Neoklasik eoride, ekonominin ekin kaynak dağılımı işlevinin zarar görmesi her ne kadar devle müdahalesi için gerekçe oluşursa da, bu müdahaleler piyasanın ekin çalışabilmesi için gerekli yasal sınırlamalar çerçevesinde değerlendirilmeke, faka siyasein piyasaya müdahalesi olarak algılanmamakadır (Telaar, 24: 45) Keynesyen Yaklaşım Keynes, klasik poliik ikisa ile oraya aılan ve neoklasik ikisa arafından gelişirilen kendini düzenleyen piyasa düşüncesine eleşiri yönelmişir. Neoklasik argümana benzer şekilde, bir çeşi piyasa başarısızlığını vurgulamakadır. Keynes in piyasa mekanizmasına yönelik eleşirisi, kamusal oorieye verilen rolü sorgulamaya 7

30 açmışır. Devlein, yürüme organı olarak hükümein, rolü ekonominin depoliizasyonunu öngören klasik yaklaşımda farklı olarak siyase ile ikisa ilişkisini amamen değişirmişir (Caporaso ve Levine, 992: ). Keynes modern ekonomide dengenin sadece am isihdamda kurulduğu düşüncesine karşı çıkmışır. Keynes e göre gayri iradi işsizliğin olduğu bir ekonomide makroekonomik denge eksik isihdamda da kurulmakadır. Dolayısıyla Say Yasasının geçersiz olduğu eksik isihdam dengesinde alep düzenlemeleri için gelir yaraıcı kamu harcamalarına başvurulmalıdır (Galbraih, 987: 24). Klasik modelde, ücre indirimlerinin işsizlik problemini çözmesi beklenmekeydi. Faka büyük bunalım döneminde ücrelerde işgücü piyasasını hızla emizleyecek bir uyarlama eğilimi gözlenmemişir. Keynes in analizi, piyasanın kendi kendini düzenleme varsayımını erk ederek ekonomiye isikrar kazandırmada devlein rolünü ön plana çıkarmışır. Bu analiz sonucunda, bir konrol aracı olarak büçenin rolü ve ekonominin gidişaından hükümelerin sorumlu oldukları düşüncesi lieraürde yer almaya başlamışır. Keynes in Genel Teorisi, efekif alep yeersizliğinin önemine işare emiş ve kapialis sisemde var olan iki çelişkiye dikkaleri çekmişir. Bunlardan birincisi ekonomik karar birimlerinin harcamalarını belirleyen nominal ücre ile reel ücre arasındaki ilişki çerçevesinde değerlendirilmekedir. İkincisi ise, asarruf paradoksu olarak anımlanmakadır. Bu çelişkiler, mikro ekonomik düzeyde rasyonel olan bir davranışın makroekonomik düzeyde irrasyonel hale gelmesinin bir sonucudur. Keynes isihdam ile alebin karşılıklı bir ilişki içerisinde olduğunu ifade emekedir. Burada önemli olan noka, ekonomik isikrarsızlık döneminde işsizlerin gerekli uyarlamaları yapmaları yoluyla isihdam düzeyini arırıp arıramayacakları konusudur. Bu bir anlamda piyasanın kendi kendini düzenleme yeeneğinin de sorgulanması anlamını aşımakadır. Eğer işsizler alep yaraarak isihdamı arıracak uyarlamaları yapmak isedikleri halde yapamıyorlarsa, piyasa mekanizması oplumun üreken poansiyeline ulaşmak için gerekli üm işlemleri gerçekleşirme konusunda başarısız olmuş demekir (Telaar, 24: 5-53). Keynezyen yaklaşımda, işçilerin ücreleri ekileyerek işgücü alebini, dolayısıyla isihdamı değişirme kapasielerinin bulunmadığı ileri sürülmekedir. Başka bir deyişle, işçi ve işveren arasındaki ekonomik kararları koordine eme 8

31 problemi ücrelerin düşürülmesi yoluyla çözümlenememekedir. (Caporaso ve Levine, 992: 4). Keynes e göre klasik ikisaçılar, üreicilerden ükeicilere ve ekrar üreicilere doğru olan devresel akımdaki önemli bir sızınıyı da görmezden gelmişlerdir. Bu sızını, regüle edilmemiş piyasalarda oraya çıkan asarruf paradoksu olgusuyla açıklanmakadır. Klasik yaklaşımda, gelir eşisizliği oplam asarrufların armasını sağlayan bir unsurdur. Üreim araçlarının mülkiyeindeki eşisizliken kaynaklanan bu unsur, kapialis sınıfın karını yükselerek sosyal asarrufların ve sermaye birikiminin armasına olanak sağlamakadır. Dolayısıyla, klasik yaklaşımda oplumun sınıflara ayrılması bir sosyal asarruf mekanizması olarak kabul edilmeke ve asarruflar, sermaye birikimini simgeleyen yaırımlara bağlanmakadır. Bununla birlike neoklasik ikisaçılar, sınıf ayrımını dışarıda uarak asarrufları faiz oranı aracılığıyla yaırıma bağlamakadırlar. Başka bir deyişle, sermaye alebinin önemli bir belirleyicisi olan faiz oranı, yaırımlar ile asarruflar arasındaki denge unsuru olarak oraya çıkmakadır. Fon arzı/asarruflar genişlediğinde faiz oranları düşmekedir. Diğer şeyler sabi iken, düşük bir faiz oranı ise, yaırım maliyelerini azalmakadır. Dolayısıyla yaırımlar fon arzı ile sınırlanmakadır. Keynesyen yaklaşımda ise, yaırım kararları alep beklenilerine bağlı olarak alınmakadır. Faiz oranı ve asarruf arzı sermaye birikiminin belirlenmesi ve uyarılmasında önemli bir rol oynamamakadır. Gelirden asarruf edilen kısım ne kadar fazla ise, mallara yönelik alep o kadar düşük olacakır ve sonuç olarak üreim ve isihdam düzeyleri düşecekir. Bu durumda, oplum ne kadar fazla asarruf yaparsa, bugün ve geleceke o kadar köü duruma düşecekir. Görüldüğü gibi Keynes e göre asarruf paradoksu, yaırımların asarruf arzına duyarsız olduğunun bir gösergesidir (Telaar, 24: 63). Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde Keynes e göre piyasada işgücü alebinin kendiliğinden aracağı beklenisi daha düşük isihdam düzeyine ve oplumun daha fazla asarruf yapma çabasının daha az asarruf ve yaırıma yol açma poansiyeli, devle müdahalesi için gerekçe sağlamaka ve devle ile ekonomi ilişkilerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamakadır. Bu nedenle Keynesyen modellerin dayandığı iki emel önerme vardır. Birincisi, piyasa ekonomisi kendiliğinden am isihdama ulaşmayabilir. İkincisi ise, kamu harcamaları am isihdama ulaşacak 9

A. ENFLASYON VE İŞSİZLİK A.1. Enflasyon ve Tanımı: Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışlardır. Temel olarak ortaya çıkış nedenleri üçe ayrılır:

A. ENFLASYON VE İŞSİZLİK A.1. Enflasyon ve Tanımı: Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışlardır. Temel olarak ortaya çıkış nedenleri üçe ayrılır: A. ENFLASYON VE İŞSİZLİK A.1. Enflasyon ve Tanımı: Fiyalar genel düzeyindeki sürekli arışlardır. Temel olarak oraya çıkış nedenleri üçe ayrılır: Birincisi, Maliye Enflasyonu üreim girdilerinin fiyaları

Detaylı

DP 14 MAYIS SEÇİMLERİNDE DP OY 55,2ORANLARI

DP 14 MAYIS SEÇİMLERİNDE DP OY 55,2ORANLARI 1950 DP 14 MAYIS 416 1950 SEÇİMLERİNDE DP OY 55,2ORANLARI CHP 69 CHP 39,6 MP 1 MP 4,6 BAĞIMSIZL 1 BAĞIMSIZL 0,6 MP % 4,6 1954 BAĞ. % 0,6 DP 503 DP 58,4 CHP 31 CHP 35,1 CMP 5 CMP 5,3 BAĞIMSIZL 2 TKP 0,6

Detaylı

Hazırladığımız bu özel dosyada, 1954'ten 2002'ye kadar yapılmış tüm

Hazırladığımız bu özel dosyada, 1954'ten 2002'ye kadar yapılmış tüm Hazırladığımız bu özel dosyada, 1954'ten 2002'ye kadar yapılmış tüm seçimlerle ilgili istatistikleri ve oy dağılımlarını bulabilirsiniz. 3 Kasım 2002 Seçim Tarihi: 3 Kasım 2002 Nüfus: 67.803.927 Đl: 81

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU ve TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Makro Ekonominin Doğuşu 12 1.1.1.Makro Ekonominin Doğuş Süreci 12 1.1.2.Mikro ve Makro Ekonomi Ayrımı 15 1.1.3.Makro Analiz

Detaylı

BÖLÜM 5 İKTİSAT POLİTİKALARININ UZUN DÖNEMLİ BÜYÜMEYE ETKİLERİ: İÇSEL BÜYÜME TEORİLERİ ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRME

BÖLÜM 5 İKTİSAT POLİTİKALARININ UZUN DÖNEMLİ BÜYÜMEYE ETKİLERİ: İÇSEL BÜYÜME TEORİLERİ ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRME BÖLÜM 5 İKTİSAT POLİTİKALARININ UZUN DÖNEMLİ BÜYÜMEYE ETKİLERİ: İÇSEL BÜYÜME TEORİLERİ ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRME 42 Bu bölümde, büyüme sürecini uzun dönemde ekileyebilecek ikisa poliikalarınıı (vergileme,

Detaylı

ELEKTRİK DAĞITIM BÖLGELERİNDE UYGULANACAK FİYAT EŞİTLEME MEKANİZMASI HAKKINDA TEBLİĞ

ELEKTRİK DAĞITIM BÖLGELERİNDE UYGULANACAK FİYAT EŞİTLEME MEKANİZMASI HAKKINDA TEBLİĞ ELEKTRİK DAĞITIM BÖLGELERİNDE UYGULANACAK FİYAT EŞİTLEME MEKANİZMASI HAKKINDA TEBLİĞ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar ve Kısalmalar Amaç ve kapsam MADDE 1- (1Bu Tebliğ, 4628 sayılı

Detaylı

Türkiye de Tüketim Eğilimi ve Maliye Politikası

Türkiye de Tüketim Eğilimi ve Maliye Politikası Türkiye de Tükeim Eğilimi ve Maliye Poliikası Oya S. Erdogdu * Leven Özbek ** *Ankara Üniversiesi Siyasal Bilgiler Fakülesi İkisa Bölümü, Cebeci, Ankara ** Ankara Üniversiesi Fen Fakülesi İsaisik Bölümü,

Detaylı

SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI

SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İsenecek Veriler BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

SORU SETİ 02 (REVİZE EDİLDİ) FİNAL KONULARI

SORU SETİ 02 (REVİZE EDİLDİ) FİNAL KONULARI Ekonomeri 8 Ocak, 0 Gazi Üniversiesi İkisa Bölümü SORU SETİ 0 (REVİZE EDİLDİ) FİNAL KONULARI PROBLEM Aşağıda verilen avuk ei alebi fonksiyonunu düşününüz (960-98): lny = β + β ln X + β ln X + β ln X +

Detaylı

İÇSEL BÜYÜME VE TÜRKİYE DE İÇSEL BÜYÜMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN AMPİRİK ANALİZİ

İÇSEL BÜYÜME VE TÜRKİYE DE İÇSEL BÜYÜMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN AMPİRİK ANALİZİ T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANA BİLİM DALI İÇSEL BÜYÜME VE TÜRKİYE DE İÇSEL BÜYÜMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN AMPİRİK ANALİZİ DOKTORA TEZİ DANIŞMAN YRD.DOÇ. DR. AHMET AY HAZIRLAYAN

Detaylı

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ,, 15(),71-79 AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ Selim Adem HATIRLI Vecdi DEMİRCAN Ali Rıza AKTAŞ Süleyman Demirel Üniversiesi Ziraa Fakülesi Tarım

Detaylı

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR 11 1.1. İktisat Biliminin Temel Kavramları 12 1.1.1.İhtiyaç, Mal ve Fayda 12 1.1.2.İktisadi Faaliyetler 14 1.1.3.Üretim Faktörleri 18 1.1.4.Bölüşüm

Detaylı

Siyasal Katılmayı Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma: Tavşanlı - Kütahya Örneği. Hasan DURAN

Siyasal Katılmayı Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma: Tavşanlı - Kütahya Örneği. Hasan DURAN Siyasal Kaılmayı Ekileyen Fakörler Üzerine Bir Araşırma: Tavşanlı - Küahya Örneği Hasan DURAN Öze: Demokraik bir devlee bireyler, siyasal alanla ilgili eylemlere kaılır, siyasal mekanizmaları ekiler ve

Detaylı

DOĞAL GAZ DEPOLAMA ġġrketlerġ ĠÇĠN TARĠFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BĠRĠNCĠ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġstenecek Veriler

DOĞAL GAZ DEPOLAMA ġġrketlerġ ĠÇĠN TARĠFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BĠRĠNCĠ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġstenecek Veriler DOĞAL GAZ DEPOLAMA ġġrketlerġ ĠÇĠN TARĠFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI BĠRĠNCĠ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġsenecek Veriler BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam Madde

Detaylı

SEÇİM 2009 KİTABIMIZDAN ALINMIŞTIR

SEÇİM 2009 KİTABIMIZDAN ALINMIŞTIR EKLER 253 EK XI.A SEÇİM 2009 KİTABIMIZDAN ALINMIŞTIR 1963 2009 Yılları Arasında Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları (Üye Sayıları Oy Oranları) 17 Kasım 1963 Tarihinde Yapılan Yerel Yönetimler Seçimi

Detaylı

I-GİRİŞ. 1 Bu konudaki ayrıntılı bir tartışma için bak. Qin ve Gilbert (1999).

I-GİRİŞ. 1 Bu konudaki ayrıntılı bir tartışma için bak. Qin ve Gilbert (1999). I-GİRİŞ Bu çalışmanın emel amacı; kuramsal yazın çerçevesinde, parasal şokların reel çıkı düzeyi üzerindeki ekisini Türkiye ekonomisi için araşırmakır. Bu amaç için; ilgili makroikisa yazınının incelenmesinin

Detaylı

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ Yrd.DoçDr. Halil FİDAN Doç.Dr. Erdemir GÜNDOĞMUŞ rof.dr. Ahme ÖZÇELİK 1.GİRİŞ Şekerpancarı önemli arım ürünlerimizden

Detaylı

T.C. GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ EKONOMETRĐ ANABĐLĐM DALI

T.C. GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ EKONOMETRĐ ANABĐLĐM DALI T.C. GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ EKONOMETRĐ ANABĐLĐM DALI DĐNAMĐK OYUN KURAMI ÜZERĐNE BĐR ĐNCELEME VE TÜRKĐYE UYGULAMASI DOKTORA TEZĐ HAZIRLAYAN SĐBEL DUMAN ATAN DANIŞMAN PROF. DR. NĐHAT

Detaylı

TESAV Araştırmalarından alınmıştır Yılları Arasında Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları (Üye Sayıları Oy Oranları)

TESAV Araştırmalarından alınmıştır Yılları Arasında Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları (Üye Sayıları Oy Oranları) TESAV Araştırmalarından alınmıştır. 1963 2014 Yılları Arasında Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları (Üye Sayıları Oy Oranları) 17 Kasım 1963 Tarihinde Yapılan Yerel Yönetimler Seçimi Sonuçları AP 45,36

Detaylı

YER ALTI DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İstenecek Veriler

YER ALTI DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İstenecek Veriler YER ALTI DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İsenecek Veriler BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: 1975 2005 VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: 1975 2005 VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ * İşsizlik ve İnihar İlişkisi: 1975 2005 Var Analizi 161 İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: 1975 2005 VAR ANALİZİ Ferha TOPBAŞ * ÖZET İşsizlik, birey üzerinde olumsuz birçok soruna neden olan karmaşık bir olgudur.

Detaylı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: 2010-8 / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: 2010-8 / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI Türkiye Cumhuriye Merkez Bankası Sayı: 2010-8 / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI TCMB Faiz Kararlarının Piyasa Faizleri Ve Hisse Senedi Piyasaları Üzerine Ekisi Mura Duran Refe Gürkaynak Pınar Özlü Deren

Detaylı

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler Dolar Kurundaki Günlük Harekeler Üzerine Bazı Gözlemler Türkiye Bankalar Birliği Ekonomi Çalışma Grubu Toplanısı 28 Nisan 2008, İsanbul Doç. Dr. Cevde Akçay Koç Finansal Hizmeler Baş ekonomis cevde.akcay@yapikredi.com.r

Detaylı

Yılları Arasında Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları (Üye Sayıları Oy Oranları)

Yılları Arasında Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları (Üye Sayıları Oy Oranları) 1963 2014 Yılları Arasında Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları (Üye Sayıları Oy Oranları) 17 Kasım 1963 Tarihinde Yapılan Yerel Yönetimler Seçimi Sonuçları 1 AP 45,36 803 - - 45,75 505 49,94 7.469

Detaylı

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI? FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI? Ehem ESEN, Zekeriya YILDIRIM, S. Faih KOSTAKOĞLU FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI? Ehem ESEN Yrd.Doç.Dr. Anadolu Üniversiesi,

Detaylı

REEL KURLAR VE BALASSA- SAMUELSON HİPOTEZİ. Arş. Gör. Almıla BURGAÇ ÇİL

REEL KURLAR VE BALASSA- SAMUELSON HİPOTEZİ. Arş. Gör. Almıla BURGAÇ ÇİL REEL KURLAR VE BALASSA- SAMUELSON HİPOTEZİ Arş. Gör. Almıla BURGAÇ ÇİL Çalışmanın Amacı Finansal serbesinin başladığı 1990 sonrası dönemini kapsayan süreçe Türk Lirası nın değerlenmesinin Balassa- Samuelson

Detaylı

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cil 3, Sayı 6, 2007, ss. 8 88. TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ Arş.Gör. Erman ERBAYKAL Balıkesir Üniversiesi

Detaylı

AN EMPIRICAL STUDY ON BUDGET REVENUE- EXPENDITURE MANAGEMENT IN 1950 2006 PERIOD IN TURKEY: A COMPARISON OF SINGLE PARTY AND COALITION GOVERNMENTS

AN EMPIRICAL STUDY ON BUDGET REVENUE- EXPENDITURE MANAGEMENT IN 1950 2006 PERIOD IN TURKEY: A COMPARISON OF SINGLE PARTY AND COALITION GOVERNMENTS Süleyman Demirel Üniversiesi İkisadi ve İdari Bilimler Fakülesi Dergisi Y.2009, C.14, S.3 s.265-288. Suleyman Demirel Universiy The Journal of Faculy of Economics and Adminisraive Sciences Y.2009, Vol.14,

Detaylı

A Study on the Estimation of Supply Response of Cotton in Cukurova Region

A Study on the Estimation of Supply Response of Cotton in Cukurova Region MPRA Munich Personal RePEc Archive A Sudy on he Esimaion of Suly Resonse of Coon in Cukurova Region Erkan Akas Faculy of Economics & Admin.Sciences a BIGA 2006 Online a h://mra.ub.uni-muenchen.de/8648/

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir. YAPISAL DEĞİŞİKLİK Zaman serileri bazı nedenler veya bazı fakörler arafından ekilenerek zaman içinde değişikliklere uğrayabilirler. Bu değişim ikisadi kriz, ikisa poliikalarında yapılan değişiklik, eknolojik

Detaylı

ENFLASYON VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNE EKONOMETRİK BİR UYGULAMA ( )

ENFLASYON VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNE EKONOMETRİK BİR UYGULAMA ( ) T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI ENFLASYON VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNE EKONOMETRİK BİR UYGULAMA (1988-2007) Taha Bahadır SARAÇ DOKTORA

Detaylı

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Geçiş Sürecinin Planlanmasında Doğrusal En İyileme Tekniğinin Kullanılması

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Geçiş Sürecinin Planlanmasında Doğrusal En İyileme Tekniğinin Kullanılması Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Geçiş Sürecinin Planlanmasında Doğrusal En İyileme Tekniğinin Kullanılması Ahu Soylu, Mein Türkay* Koç Üniversiesi Endüsri Mühendisliği Bölümü Sarıyer, İsanbul ahusoylu@ku.edu.r,

Detaylı

Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:09/5

Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:09/5 Araşırma ve Para Poliikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:09/5 Para Poliikası, Parasal Büyüklükler ve Küresel Mali Kriz Sonrası Gelişmeler K. Azim ÖZDEMİR Temmuz 2009 Türkiye Cumhuriye Merkez Bankası

Detaylı

Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme

Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme Türkiye Ekonomisinde Enerji Tükeimi ve Ekonomik Büyüme Mehme MUCUK * Doğan UYSAL ** Öze Genel olarak enerji, ekonomik ve endüsriyel kalkınma için önemli bir girdi kabul edilmekedir. Ancak enerjinin bazı

Detaylı

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıılmış Gecikme ve Ooregresiv Modeller 1 Zaman serisi modellerinde, bağımlı değişken Y nin zamanındaki değerleri, bağımsız X değişkenlerinin zamanındaki cari

Detaylı

Türkiye de İktisadi Çıkarsama Üzerine Bir Açımlama: Sürprizler Gerçekten Kaçınılmaz mı?

Türkiye de İktisadi Çıkarsama Üzerine Bir Açımlama: Sürprizler Gerçekten Kaçınılmaz mı? Türkiye de İkisadi Çıkarsama Üzerine Bir Açımlama: Sürrizler Gerçeken Kaçınılmaz mı? Hazırlayan ve Sunan: Eren Ocakverdi* eren.ocakverdi@yaikredi.com.r Boğaziçi Üniversiesi Finans Mühendisliği 26 Ekim

Detaylı

Para Politikası, Parasal Büyüklükler ve Küresel Mali Kriz Sonrası Gelişmeler. K. Azim Özdemir

Para Politikası, Parasal Büyüklükler ve Küresel Mali Kriz Sonrası Gelişmeler. K. Azim Özdemir Cenral Bank Review ISSN 1303-0701 prin / 1305-8800 online 2009 Cenral Bank of he Republic of Turkey hp://www.cmb.gov.r/research/review/ Para Poliikası, Parasal Büyüklükler ve Küresel Mali Kriz Sonrası

Detaylı

SON YILLARDA ÎÇ TİCARET HADLERİ YÖNÜNDE TARIM SEKTÖRÜNÜN DURUMU

SON YILLARDA ÎÇ TİCARET HADLERİ YÖNÜNDE TARIM SEKTÖRÜNÜN DURUMU SON YILLARDA ÎÇ TİCARET HADLERİ YÖNÜNDE TARIM SEKTÖRÜNÜN DURUMU Uzman Ergün ŞİMŞEK* Prof. Dr. Halil ÇİVİ* Yrd. Doç. Dr. A. Zafer GÜRLER* Genel olarak ekonomik gelişme, uzun vadede göreceli olarak, sanayi

Detaylı

EKONOMĐK BÜYÜME VE ĐŞSĐZLĐK ARASINDAKĐ ASĐMETRĐK ĐLĐŞKĐ VE TÜRKĐYE DE OKUN YASASININ SINANMASI

EKONOMĐK BÜYÜME VE ĐŞSĐZLĐK ARASINDAKĐ ASĐMETRĐK ĐLĐŞKĐ VE TÜRKĐYE DE OKUN YASASININ SINANMASI T.C. Hii Üniversiesi Sosyal Bilimler Ensiüsü Đkisa Anabilim Dalı EKONOMĐK BÜYÜME VE ĐŞSĐZLĐK ARASINDAKĐ ASĐMETRĐK ĐLĐŞKĐ VE TÜRKĐYE DE OKUN YASASININ SINANMASI Yusuf MURATOĞLU Yüksek Lisans Tezi Çorum

Detaylı

Enflasyon Hedeflemesi, Büyüme ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Enflasyon Hedeflemesi, Büyüme ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Bankacılar Dergisi, Sayı 68, 2009 Enflasyon Hedeflemesi, Büyüme ve Türkiye Cumhuriye Merkez Bankası Doç. Dr. Haydar Akyazı * - Ayku Ekinci ** Bu çalışma, enflasyon hedeflemesi (EH) döneminde ilk defa ciddi

Detaylı

TESAV Yayınlarından alınmıştır

TESAV Yayınlarından alınmıştır TESAV Yayınlarından alınmıştır Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ) Anadolu Partisi (ANADOLU) Anavatan Partisi (ANAP) Aydınlık Türkiye Partisi (ATP) Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Barış Partisi (BP) Barış

Detaylı

Türkiye de Bütçe Açığı, Para Arzı ve Enflasyon İlişkisi

Türkiye de Bütçe Açığı, Para Arzı ve Enflasyon İlişkisi Türkiye de Büçe Açığı, Para Arzı ve Enflasyon İlişkisi Asuman OKTAYER * Öze Geleneksel yaklaşıma göre enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur. Bununla birlike yapılan araşırmaların çok bir

Detaylı

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH Doğuş Üniversiesi Dergisi, (), 57-65 İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH Serve CEYLAN Giresun Üniversiesi İİBF, İkisa

Detaylı

BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI

BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI Arş. Gör. Furkan EMİRMAHMUTOĞLU Yrd. Doç. Dr. Nezir KÖSE Arş. Gör. Yeliz YALÇIN

Detaylı

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ 1.Makro İktisat Nedir?...1 2. Makro İktisat Ne İle Uğraşır?... 4 3. Başlıca Makro İktisat Okulları...5 3.1.Klasik Makro İktisat

Detaylı

TURİZM GELİŞMESİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ

TURİZM GELİŞMESİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI TURİZM GELİŞMESİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN EKONOMETRİK ANALİZİ UZMANLIK TEZİ Selim DAĞLIOĞLU EKİM - 010 ANKARA T.C. KÜLTÜR

Detaylı

KALKINMA VE DOĞAL KAYNAKLAR KULLANIMI AÇISINDAN TOPLUMSAL İSKONTO ORANI. Haydar ŞENGÜL *

KALKINMA VE DOĞAL KAYNAKLAR KULLANIMI AÇISINDAN TOPLUMSAL İSKONTO ORANI. Haydar ŞENGÜL * KALKINMA VE DOĞAL KAYNAKLAR KULLANIMI AÇISINDAN TOPLUMSAL İSKONTO ORANI Haydar ŞENGÜL * GİRİŞ II. Dünya savaşının ardından, yeniden biçimlenen dünyada, ekonomik gelişme ve kalkınma büün ülkelerin önde

Detaylı

EK 1. 21 Temmuz 1946 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları Seçim Sistemi: Çoğunluk Sistemi

EK 1. 21 Temmuz 1946 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları Seçim Sistemi: Çoğunluk Sistemi EK 1 21 Temmuz 1946 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları Seçim Sistemi: Çoğunluk Sistemi Cumhuriyet Halk Partisi() 397 85,4 Demokrat Parti (DP) 61 13,1 Bağımsızlar (DP Listesinde 4 0.9 Yer Alarak Seçilen)

Detaylı

Reel ve Nominal Şokların Reel ve Nominal Döviz Kurları Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği

Reel ve Nominal Şokların Reel ve Nominal Döviz Kurları Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği Reel ve Nominal Şokların Reel ve Nominal Döviz Kurları Üzerindeki Ekileri: Türkiye Örneği Öze Ahme Mura ALPER Bu çalışma Türkiye deki reel döviz kuru dalgalanmalarının kaynaklarını açıklamayı amaçlamakadır.

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

ÇEKİRDEK ENFLASYON: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

ÇEKİRDEK ENFLASYON: TÜRKİYE ÖRNEĞİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI Arzu TURAL ÇİPLAK ÇEKİRDEK ENFLASYON: TÜRKİYE ÖRNEĞİ YÜKSEK LİSANS TEZİ TEZ YÖNETİCİSİ Yrd. Doç. Dr. Hayai AKSU ERZURUM-2007 TEZ KABUL

Detaylı

Türkiye de Dış Borçlanma-Ekonomik Büyüme İlişkisi: 1990-2013 Dönemi

Türkiye de Dış Borçlanma-Ekonomik Büyüme İlişkisi: 1990-2013 Dönemi Türkiye de Dış Borçlanma-Ekonomik Büyüme İlişkisi: 1990-2013 Dönemi Türkiye de Dış Borçlanma-Ekonomik Büyüme İlişkisi: 1990-2013 Dönemi Temel GÜRDAL Hakan YAVUZ Öz Bu çalışmada Türkiye de dış borçlanma

Detaylı

Seçim 2014 adlı kitabımızdan alınmıştır.

Seçim 2014 adlı kitabımızdan alınmıştır. Seçim 2014 adlı kitabımızdan alınmıştır. 1963 2014 Yılları Arasında Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları (Üye Sayıları Oy Oranları) 17 Kasım 1963 Tarihinde Yapılan Yerel Yönetimler Seçimi Sonuçları

Detaylı

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER 4.bölüm EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI 1.Kaynak Dağılımında Etkinlik:

Detaylı

Ayrım I. Genel Çerçeve 1

Ayrım I. Genel Çerçeve 1 İçindekiler Önsöz İçindekiler Ayrım I. Genel Çerçeve 1 Bölüm 1. Makro Ekonomiye Giriş 3 1.1. Ekonominin Tanımlanması ve Bir Bilim Olarak Ekonomi 4 1.2. Ekonomi Teorisi ve Politikası 5 1.3. Makro Ekonomi

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN NAIRU TAHMİNİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN NAIRU TAHMİNİ Ekonomik Yaklaşım, Cil : 23, Sayı : 83, ss.69-91 TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN NAIRU TAHMİNİ Özlem YİĞİT * Ailla GÖKÇE ** Öze Bu çalışmanın emel amacı, Türkiye ekonomisi için Yapısal VAR yönemi kullanılarak NAIRU

Detaylı

Belirsizliğin Özel Tüketim Harcamaları Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği

Belirsizliğin Özel Tüketim Harcamaları Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği Kocaeli Üniversiesi Sosyal Bilimler Ensiüsü Dergisi () 1 / : 17 16 Belirsizliğin Özel Tükeim Harcamaları Üzerindeki Ekisi: Türkiye Örneği Burçak Müge Vural * Şevke Alper Koç ** Koray Vural *** Öze: Tükeim

Detaylı

FİNANSAL DERİNLEŞMENİN EKONOMİK PERFORMANS ÜZERİNE ETKİLERİ: TEORİ VE TÜRKİYE UYGULAMASI

FİNANSAL DERİNLEŞMENİN EKONOMİK PERFORMANS ÜZERİNE ETKİLERİ: TEORİ VE TÜRKİYE UYGULAMASI TC YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT DOKTORA PROGRAMI DOKTORA TEZİ FİNANSAL DERİNLEŞMENİN EKONOMİK PERFORMANS ÜZERİNE ETKİLERİ: TEORİ VE TÜRKİYE UYGULAMASI

Detaylı

ÜSTEL VE LOGARİTM FONKSİYONLAR

ÜSTEL VE LOGARİTM FONKSİYONLAR ÜSTEL VE LOGARİTM TMİK FONKSİYONLAR Şekil 5.1a Üsel Fonksiyonlar 2 y 10 8, 1 y = f = b b> 6 4 2-3 -2-1 1 2 3 Şekil 5.1b Üsel Fonksiyonlar 3 y 50 2 y = f = 2 40 30 20 y = f = 2 10-2 -1 1 2 3 4 Şekil 5.1c

Detaylı

Kuşkusuz sıralanan nedenlerin ortak paydası istikrardır. İstikrar, makro ekonomi politikalarının temel hedeflerinden birisidir ve bu konuya olan ilgi

Kuşkusuz sıralanan nedenlerin ortak paydası istikrardır. İstikrar, makro ekonomi politikalarının temel hedeflerinden birisidir ve bu konuya olan ilgi Önsöz W illiam Alban Phillips 1958 de yayınlanan İngilere de İşsizlik ve Parasal Ücrelerin Değişim Oranı Arasındaki İlişki: 1861-1957 başlıklı makalesiyle makro ekonomi alanında bir çığır açmışır. Phillips,

Detaylı

Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller. Mehmet Vedat PAZARLIOĞLU

Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller. Mehmet Vedat PAZARLIOĞLU Dağıılmış Gecikme ve Ooregresiv Modeller Mehme Veda PAZARLIOĞLU Saik Model Nedir? Saik Model, Y ve X arasında aynı dönemde yani döneminde oraya çıkan ilişkiden gelmekedir. Y = b 0 + b 1 X + u, (=1,2,,n.)

Detaylı

TÜSİAD - KOÇ ÜNİVERSİTESİ EKONOMİK ARAŞTIRMA FORUMU KONFERANSI. Zafer A. YAVAN - TÜSİAD Yasemin TÜRKER KAYA - BDDK

TÜSİAD - KOÇ ÜNİVERSİTESİ EKONOMİK ARAŞTIRMA FORUMU KONFERANSI. Zafer A. YAVAN - TÜSİAD Yasemin TÜRKER KAYA - BDDK Üreim Fonksiyonu Yaklaşımına Vurguyla Poansiyel Çıkı Açığı Tahmin Eme Yönemleri ve Yapısal İşsizlik Öğesi: Lieraür Değerlendirmesi ve Türkiye Örneği TÜSİAD - KOÇ ÜNİVERSİTESİ EKONOMİK ARAŞTIRMA FORUMU

Detaylı

TÜRKİYE DE KAMU HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ASİMETRİK NEDENSELLİK TESTİ İLE ANALİZİ

TÜRKİYE DE KAMU HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ASİMETRİK NEDENSELLİK TESTİ İLE ANALİZİ Uluslararası Yöneim İkisa ve İşleme Dergisi, Cil 13, Sayı 2, 2017 In. Journal of Managemen Economics and Business, Vol. 13, No. 2, 2017 TÜRKİYE DE KAMU HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN

Detaylı

Ekonometri. Eylül 2012. Sınavın toplam süresi 150 dakikadır.

Ekonometri. Eylül 2012. Sınavın toplam süresi 150 dakikadır. TCMB Araşırmacı Yazılı Meslek Sınavı Ekonomeri Eylül 202 Sınavın oplam süresi 50 dakikadır.. [Toplam 2 puan] Bir araşırmacı, günlük ABD doları/türk lirasının zaman içerisindeki değişimini modellemek amacıyla,

Detaylı

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...xi KISALTMALAR... xvii GİRİŞ...1 Birinci

Detaylı

ENFLASYON-BÜYÜME SÜRECİNDE SABİT SERMAYE YATIRIMLARI

ENFLASYON-BÜYÜME SÜRECİNDE SABİT SERMAYE YATIRIMLARI LASYON-BÜYÜME SÜRECİNDE SABİT SERMAYE YATIRIMLARI Harun TERZİ (*) Sabiha OLTULULAR (**) Öze: Bu çalışmada enflasyon-büyüme-sabi sermaye yaırımları arasındaki ilişki korelasyon, zaman serileri analizleri

Detaylı

Birim Kök Testleri 3/24/2016. Bir stokastik sürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Birim Kök Testleri 3/24/2016. Bir stokastik sürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde Yıldız Teknik Üniversiesi İkisa Bölümü Ekonomeri II Ders Noları Ders Kiabı: J.M. Wooldridge, Inroducory Economerics A Modern Approach, 2nd. ed., 2002, Thomson Learning. Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök

Detaylı

Kamu Harcamaları ve Vergi Politikalarının Uzun Dönemli Büyüme Sürecine Etkileri: Yeni İçsel Büyüme Modelleri Açısından Bir Bakış ve Türkiye Örneği

Kamu Harcamaları ve Vergi Politikalarının Uzun Dönemli Büyüme Sürecine Etkileri: Yeni İçsel Büyüme Modelleri Açısından Bir Bakış ve Türkiye Örneği Kamu Harcamaları ve Vergi Poliikalarının Uzun Dönemli Büyüme Sürecine Ekileri: Yeni İçsel Büyüme Modelleri Açısından Bir Bakış ve Türkiye Örneği Giriş Absrac In his paper, governmen expendiures and axes

Detaylı

Asimetrik İktisadi Dalgalanmalar: Teori ve Uygulama* Asymmetric Business Cycle : Theory and Application

Asimetrik İktisadi Dalgalanmalar: Teori ve Uygulama* Asymmetric Business Cycle : Theory and Application Anadolu Üniversiesi Sosyal Bilimler Dergisi Anadolu Universiy Journal of Social Sciences Asimerik İkisadi Dalgalanmalar: Teori ve Uygulama* Asymmeric Business Cycle : Theory and Applicaion Prof. Dr. Nebiye

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. TARTIŞMA METNİ 2012/25 http ://www.tek.org.tr TÜRKİYE DE CARİ AÇIK TARTIŞMASI. Ercan Uygur

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. TARTIŞMA METNİ 2012/25 http ://www.tek.org.tr TÜRKİYE DE CARİ AÇIK TARTIŞMASI. Ercan Uygur TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU TARTIŞMA METNİ 202/25 hp ://www.ek.org.r TÜRKİYE DE CARİ AÇIK TARTIŞMASI Ercan Uygur Bu çalışma "GAP BÖLGESİNDE DIŞ TİCARET ve TARIM", başlığı ile Prof. Dr. Ercan UYGUR ve Prof.

Detaylı

BÖLÜM 7 2.1 YARIM DALGA DOĞRULTMAÇ TEMEL ELEKTRONİK

BÖLÜM 7 2.1 YARIM DALGA DOĞRULTMAÇ TEMEL ELEKTRONİK BÖLÜM 7 2.1 YARIM DALGA DOĞRULTMAÇ Tüm elekronik cihazlar çalışmak için bir DC güç kaynağına (DC power supply) gereksinim duyarlar. Bu gerilimi elde emenin en praik ve ekonomik yolu şehir şebekesinde bulunan

Detaylı

CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÜZERİNE BİR UYGULAMA

CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÜZERİNE BİR UYGULAMA T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI GENEL İKTİSAT PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÜZERİNE BİR UYGULAMA Güner POLAT

Detaylı

Kamu Borçlanması, Sermaye Stoku ve Tüketim İlişkisinin Belirlenmesi: Bir Ardışık Nesiller Modeli

Kamu Borçlanması, Sermaye Stoku ve Tüketim İlişkisinin Belirlenmesi: Bir Ardışık Nesiller Modeli Kamu Borçlanması, Sermaye Soku ve Tükeim İlişkisinin Belirlenmesi: Bir Ardışık Nesiller Modeli Kamu Borçlanması, Sermaye Soku ve Tükeim İlişkisinin Belirlenmesi: Bir Ardışık Nesiller Modeli İler ÜNLÜKAPLAN

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

PARA ARZININ ÇIKTI ÜZERİNE ETKİLERİ

PARA ARZININ ÇIKTI ÜZERİNE ETKİLERİ Marmara Üniversiesi İ.İ.B.F. Dergisi YIL 2007, CİLT XXIII, SAYI 2 PARA ARZININ ÇIKTI ÜZERİNE ETKİLERİ Öze Araş. Gör. Burak Güriş * Araş. Gör. Burcu Kıran * Çalışmada para arzının çıkı üzerindeki ekileri

Detaylı

Zekeriya Yıldırım ENFLASYON REJİMLERİ VE ÜRETİCİ ENFLASYONUNDAN TÜKETİCİ ENFLASYONUNA GEÇİŞKENLİK

Zekeriya Yıldırım ENFLASYON REJİMLERİ VE ÜRETİCİ ENFLASYONUNDAN TÜKETİCİ ENFLASYONUNA GEÇİŞKENLİK Cenral Bank Review Forhcoming, pp.1-26 ISSN 1303-0701 prin 1305-8800 online 2015 Cenral Bank of he Republic of Turkey hps://www3.cmb.gov.r/cbr/ ENFLASYON REJİMLERİ VE ÜRETİCİ ENFLASYONUNDAN TÜKETİCİ ENFLASYONUNA

Detaylı

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıılmış Gecikme ve Ooregresiv Modeller 1 Saik Model Y = b 0 + b 1 X + u, (=1,2,,n.) Saik Model, Y ve X arasında aynı dönemde yani döneminde oraya çıkan ilişkiden

Detaylı

Erkan Özata 1. Econometric Investigation of the Relationships Between Energy Consumption and Economic Growth in Turkey

Erkan Özata 1. Econometric Investigation of the Relationships Between Energy Consumption and Economic Growth in Turkey 1 Öze: Ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişmelerinin sürükleyici unsuru ve en emel gereksinimlerinden biri enerjidir. Đş yapma kapasiesi olarak anımlanan enerjiye gelişmiş ülkelerle birlike, gelişmek iseyen

Detaylı

TÜRKİYE DE YAŞAM BEKLENTİSİ TASARRUF İLİŞKİSİ: ARDL SINIR TESTİ YAKLAŞIMI

TÜRKİYE DE YAŞAM BEKLENTİSİ TASARRUF İLİŞKİSİ: ARDL SINIR TESTİ YAKLAŞIMI Öz TÜRKİYE DE YAŞAM BEKLENTİSİ TASARRUF İLİŞKİSİ: ARDL SINIR TESTİ YAKLAŞIMI Hakan KAYA * Halil KETE ** Mehme Sadık AYDIN *** Yaşam beklenisinin uzunluğunda yıllar içerisinde meydana gelen arış, insanların

Detaylı

PETROL FİYATLARININ BORSA İSTANBUL SANAYİ FİYAT ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

PETROL FİYATLARININ BORSA İSTANBUL SANAYİ FİYAT ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ PETROL FİYATLARININ BORSA İSTANBUL SANAYİ FİYAT ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Yrd.Doç.Dr. Cüney KILIÇ Çanakkale Onsekiz Mar Üniversiesi Biga İ.İ.B.F., İkisa Bölümü Yrd.Doç.Dr. Yılmaz BAYAR Karabük Üniversiesi

Detaylı

İthaf. Bu eseri bize doğruya giden yolu gösteren ve bu doğruyu bulmak için cesaretlendiren sevgili hocamız, Prof. Dr. Özer Ertuna ya ithaf ediyoruz.

İthaf. Bu eseri bize doğruya giden yolu gösteren ve bu doğruyu bulmak için cesaretlendiren sevgili hocamız, Prof. Dr. Özer Ertuna ya ithaf ediyoruz. İhaf Sadi, Gülüsan eserinde der: Bir gün bana, sevimli bir insan hoş kokulu bir kil verdi. Kil e dedim ki: Mis misin, yoksa amber misin? Gönlümü alıp giden kokundan ben sarhoş oldum. Kil: Ben, değersiz

Detaylı

TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC GROWTH IN TURKEY

TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC GROWTH IN TURKEY / www.sosyalarasirmalar.com Issn: 1307-9581 hp://dx.doi.org/10.17719/jisr.2018.2860 TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC

Detaylı

Şeyma Çalışkan Çavdar Yildiz Technical University ISSN : 1308-7444 scavdar@yildiz.edu.tr 2010 www.newwsa.com Istanbul-Turkey

Şeyma Çalışkan Çavdar Yildiz Technical University ISSN : 1308-7444 scavdar@yildiz.edu.tr 2010 www.newwsa.com Istanbul-Turkey ISSN:1306-3111 e-journal of New World Sciences Academy 2011, Volume: 6, Number: 4, Aricle Number: 3C0085 SOCIAL SCIENCES Received: May 2011 Acceped: Ocober 2011 Şeyma Çalışkan Çavdar Series : 3C Yildiz

Detaylı

Anahtar Kelimeler: Bütçe Açıkları, Dış Borç, İç Borç, Granger Nedensellik ve Engle-Granger Eşbütünleşme.

Anahtar Kelimeler: Bütçe Açıkları, Dış Borç, İç Borç, Granger Nedensellik ve Engle-Granger Eşbütünleşme. İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Cil: 5, Sayı: 3, 2016 Sayfa: 478-504 Ekonomi & İşleme Özel Konsolide Büçe Açıkları ve İç Borç-Dış Borç İlişkisi: Türkiye Örneği * Yıldız SAĞLAM ÇELİKÖZ Yrd.

Detaylı

TÜRKİYE DE REEL DÖVİZ KURU İLE KISA VE UZUN VADELİ SERMAYE HAREKETLERİ İLİŞKİSİ

TÜRKİYE DE REEL DÖVİZ KURU İLE KISA VE UZUN VADELİ SERMAYE HAREKETLERİ İLİŞKİSİ Marmara Üniversiesi İ.İ.B.F. Dergisi YIL 2007, CİLT XXII, SAYI 1 TÜRKİYE DE REEL DÖVİZ KURU İLE KISA VE UZUN VADELİ SERMAYE HAREKETLERİ İLİŞKİSİ Araş. Gör. Burcu KIRAN * Öze Bu çalışmada, reel döviz kuru

Detaylı

ÜRETİCİ FİYATLARINA GEÇİŞ ETKİSİNDE ARA MALLARI İTHALATININ ROLÜ

ÜRETİCİ FİYATLARINA GEÇİŞ ETKİSİNDE ARA MALLARI İTHALATININ ROLÜ ÜRETİCİ FİYATLARINA GEÇİŞ ETKİSİNDE ARA MALLARI İTHALATININ ROLÜ Şenkan ALDEMİR (*) Öze: Döviz kuru değişimlerinin TÜFE ve ÜFE bazlı yuriçi fiyalara geçiş süreci, son yıllarda üzerinde önemle durulan konulardan

Detaylı

Effects of Agricultural Support and Technology Policies on Corn Farming in Çukurova Region

Effects of Agricultural Support and Technology Policies on Corn Farming in Çukurova Region MPRA Munich Personal RePEc Archive Effecs of Agriculural Suppor and Technology Policies on Corn Farming in Çukurova Region Erkan Akas and Oğuz Yurdakul Universiy of Cukurova Dep. Agriculural Economics,

Detaylı

REEL DÖVİZ KURU VE DIŞ TİCARET DENGESİ İLİŞKİSİ:

REEL DÖVİZ KURU VE DIŞ TİCARET DENGESİ İLİŞKİSİ: Ekonomeri ve İsaisik Sayı: 005 9 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ EKONOMETRİ VE İSTATİSTİK DERGİSİ REEL DÖVİZ KURU VE DIŞ TİCARET DENGESİ İLİŞKİSİ: Prof.Dr. Rahmi YAMAK; Abdurrahman KORKMAZ * Absrac

Detaylı

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ VE PARA POLİTİKALARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ VE PARA POLİTİKALARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ VE PARA POLİTİKALARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eem Hakan ERGEÇ Eskişehir Osmangazi Üniversiesi Mura TAŞDEMİR Eskişehir OsmangaziÜniversiesi Öze İnşaa sekörü çıkısının

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANABİLİM DALI EKONOMETRİ BİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANABİLİM DALI EKONOMETRİ BİLİM DALI 1 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANABİLİM DALI EKONOMETRİ BİLİM DALI İKTİSADİ BEKLENTİ MODELLERİNİN DOĞRUSAL OLMAYAN EŞİK REGRESYON MODELLERİ ÇERÇEVESİNDE İNCELENMESİ YÜKSEK

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

Büyüme ve İstihdam Arasindaki İlişki: Türkiye Örneği. The Relationship between Growth and Employment: The Case of Turkey

Büyüme ve İstihdam Arasindaki İlişki: Türkiye Örneği. The Relationship between Growth and Employment: The Case of Turkey SESSION C: Çalışma Ekonomisi 67 Büyüme ve İsihdam Arasindaki İlişki: Türkiye Örneği Yusuf Muraoğlu (Hii Universiy, Turkey) The Relaionship beween Growh and Employmen: The Case of Turkey Absrac One of he

Detaylı

ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ

ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ 45 ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ Zehra ABDİOĞLU * ÖZET Bu çalışma Türkiye için 2005-2012 dönemi iibariyle ara malı, dayanıklı ükeim malı, dayanıksız ükeim malı, enerji ve sermaye malı

Detaylı

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII BİRİNCİ BÖLÜM Makro İktisat 1. MAKRO İKTİSATIN ANLAMI... 1 2. MAKRO İKTİSATTA KARAR BİRİMLERİ (SEKTÖRLER)... 2 3. MAKRO İKTİSATTA PİYASA

Detaylı

Enerji Piyasası Reformlarının Elektrik Enerjisi Piyasasına Etkisi: EÜAŞ ve Ayrıcalıklı Şirketler Üzerine Bir Analiz 1

Enerji Piyasası Reformlarının Elektrik Enerjisi Piyasasına Etkisi: EÜAŞ ve Ayrıcalıklı Şirketler Üzerine Bir Analiz 1 YÖNETİM VE EKONOMİ Yıl:2010 Cil:17 Sayı:1 Celal Bayar Üniversiesi İ.İ.B.F. MANİSA Enerji Piyasası Reformlarının Elekrik Enerjisi Piyasasına Ekisi: EÜAŞ ve Ayrıcalıklı Şirkeler Üzerine Bir Analiz 1 Doç.

Detaylı