SUHAVZALARI, KULLANIMI VE YÖNETİMİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU



Benzer belgeler
Daha yeşil bir gelecek için suyun

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

KENTSEL ULAŞIM SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (BALIKESİR ÖRNEĞİ)

BİLGİ TOPLUMUNA DÖNÜŞÜM POLİTİKASI

DPT Bünyesindeki Kurullar:

Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapõlmasõ Hakkõnda Kanun

GPS İLE HAREKET HALİNDEKİ ARAÇLARDAN ELDE EDİLEN GERÇEK ZAMANLI VERİLERİN ORTA ÖLÇEKLİ CBS ÇALIŞMALARINDA KULLANILABİLİRLİĞİ

1. Aşağõdaki üç temel unsur, demokrasi için vazgeçilmez unsurlardõr: - Siyasal katõlõm (Vatandaşlarõn yönetime katõlõmõ, serbest seçimler, partiler)

POMPALARDA ENERJİ TASARRUFU

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BASIN BÜROSU

ANKARA BÜLTENİ İ Ç İ NDEKİ LER

BİTKİSEL ÜRETİM ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU SÜS BİTKİLERİ ALT KOMİSYON RAPORU

üçüncü değerlendirme raporu

Girdilerin en efektif şekilde kullanõlmasõ ve süreçlerin performansõnõn yükseltgenmesi,

POMPALARDA TAHRİK ÜNİTELERİ

GİRİŞ... 1 REHBERİN AMACI VE KAPSAMI... 3 TANIMLAR A- STRATEJİK PLAN, PERFORMANS PROGRAMI ve BÜTÇE... 9

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜRKİYE'DE GİRİŞİMCİLİK RAPORU TANITIM TOPLANTISI KONUŞMASI

TÜNEL KALIP YAPIDA KULLANICI GEREKSİNİMLERİ

SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI DPT: 2575 ÖİK: 588 VE SU ÜRÜNLERİ SANAYİİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. porselenden Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. diğer.

Makina İmalatõ Sektöründe İş Mükemmelliği ve Elektronik İş Stratejileri

KENTİÇİ OTOBÜS TAŞIMACILIĞINDA BİR MODEL ÖNERİSİ, SİMÜLASYON TEKNİĞİ İLE PERFORMANS DEĞERLEMESİ

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

Türk Akreditasyon Kurumu. LABORATUVARLARARASI KARŞILAŞTIRMA PROGRAMLARI PROSEDÜRÜ Doküman No.: P704 Revizyon No: 03. Hazõrlayan Kontrol Onay

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

İklim koşullarõnda tuhaf şeyler olmakta.

YEREL YÖNETİMLERDE KENT BİLGİ SİSTEMİNİN KULLANIMINI KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN YAZILIM GELİŞTİRME

SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI DPT: 2582 ÖİK: 594 ULAŞTIRMA ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU KENTİÇİ ULAŞIM ALT KOMİSYONU RAPORU

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ!!! SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ!!!

Kõrgõzistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türk Cumhuriyetleri hakkõnda genel bilgiler veren yayõndõr.

HARİTA MÜHENDİSLİĞİNDE YENİ ARAYIŞLAR

ASFALT ÇİMENTOLARINDA BEKLEME SÜRESİ VE ORTAM SICAKLIĞININ DUKTULİTEYE ETKİSİ

GİRİŞ ELDR NELERİ SAVUNUR?

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

Nitelikli Elektronik Sertifikanõn İptal Edilmesi EİK m.9 f.1 e göre,

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP) Nihai Rapor CİLT VII: KURUMSAL GELİŞME

DOĞU ANADOLU PROJESİ ANA PLANI

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP) Nihai Rapor CİLT VIII: PROJE RAPORLARI

Siyanür mü Çevre mi? Türkiye nin Nihai Kararõ *

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

AVRUPA BİRLİĞİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ VE BU ALANDA TÜRKİYE DE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

Almanya daki Türkler Entegrasyon veya Gettolaflma

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

ÜLKEMİZDEKİ HUZUREVLERİNİN DAĞILIMI VE BU DAĞILIMIN

ORTAÖĞRETİM: GENEL EĞİTİM, MESLEK EĞİTİMİ, TEKNİK EĞİTİM ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

Bildirge metninin geniş çapta dağõtõmõnõn arzu edilir olduğunu düşünerek,

7-8 ŞUBAT 2002 TARİHLERİ ARASINDA VAN DA YAPILAN İNCELMELER HAKKINDA ALT KOMİSYON RAPORU

İSTANBUL BOĞAZI NDAKİ KÖPRÜLERİN ETKİLERİ

ERP nin A B C si. diyalog 2002 ERP nin ABC si 1. Hazõrlayan : Cengiz Pak. diyalog Bilgisayar Üretim Sistemleri Yazõlõm ve Danõşmanlõk Ltd. Şti.

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜRKİYE SİAD PLATFORMU 7. SİAD ZİRVESİ AÇILIŞ KONUŞMASI

ÇOCUK HAKLARININ KULLANILMASINA İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİ

35 Bu dokümanõn hiçbir kõsmõ yazarlarõn yazõlõ izni olmadan herhangi bir biçimde kopyalanamaz, çoğaltõlamaz.

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME YE EK ÇOCUKLARIN SİLAHLI ÇATIŞMALARA DAHİL OLMALARI KONUSUNDAKİ SEÇMELİ PROTOKOL

EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL HAKLAR ULUSLARARASI SÖZLEŞMESİ. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 16 Aralõk 1966 tarih ve 2200 A

Kõsa Vadeli Öncelikler (2001)

SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI DPT: 2586 ÖİK: 598 ULAŞTIRMA ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

1950 lerde terk etmişlerdir. Bu günkü çözümler insanlarõ, insanlarõn hareketliliği ni hedef almaktadõr.

44 Bu dokümanõn hiçbir kõsmõ yazarlarõn yazõlõ izni olmadan herhangi bir biçimde kopyalanamaz, çoğaltõlamaz.

2002 YILI KATILIM ÖNCESİ EKONOMİK PROGRAMI

DEĞERLENDİRME RAPORU RAPOR NO:2

KOBİ STRATEJİSİ ve EYLEM PLANI. SME STRATEGY and ACTION PLAN

ALAN YATIRIM. Migros 1Ç 2006 Sonuçları. 18 Temmuz Cirodaki Yüksek Artõş Karlõlõğõ Olumlu Etkiliyor

ULAŞTIRMA ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU DENİZ YOLU ULAŞTIRMASI ALT KOMİSYONU RAPORU

BULUNULAN YAŞA GÖRE HAYATTA KALMA İHTİMALLERİ

HIZLANDIRILMIŞ ELEKTRON DEMETİ İLE ATIK SULARIN IŞINLANMASI TEKNİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BİNYIL BİLDİRGESİ

TEMATİK BİLGİ TABANLI KENT BİLGİ SİSTEMİ UYGULAMASI : TRABZON ÖRNEĞİ

ANKARA BÜLTENİ İ Ç İ NDEKİ LER. Ankara Bülteni TÜSİ AD Ankara Temsilciliğ i Tarafõ ndan I. ANKARA NIN EKONOMİK VE SİYASİ GÜNDEMİNE YÖNELİK

Finansal İstikrar ve Finansal İstikrara Yönelik Kamusal Sorumluluk Çerçevesinde Para Politikasõ: Türkiye Analizi

TAKBİS-TAPU VE KADASTRO BİLGİ SİSTEMİ

ÖZELLEŞTİRME MEVZUATININ TAŞINMAZ MÜLKİYETİ AÇISINDAN İRDELENMESİ

Tebliğ. Sermaye Piyasasõnda Bağõmsõz Denetim Hakkõnda Tebliğde Değişiklik Yapõlmasõna Dair Tebliğ (Seri: X, No:20)

KOSGEB STRATEJİK PLANI ( )

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ

DEVLET YARDIMLARINI DEĞERLENDİRME

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ( CBS ) TEKİL NESNE TANIMLAYICILARI İÇİN ÖNERİLER

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE POLİTİKALARI ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

İMAR VE ŞEHİRLEŞME KANUN TASARISI ÜZERİNE BİR İNCELEME

SAYILARLA TÜRKİYE EKONOMİSİ

İLAN VE REKLAM GELİRLERİNDE VERİMİN ARTIRILMASI

e-devlet İÇERİSİNDE e-kadastro VE e-tapu NUN YERİ

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

KENTSEL BİR COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ MODELLEME

Türk Akreditasyon Kurumu. Doküman No.: P509 Revizyon No: 01. Kontrol Onay. İmza. İsim

EK A A.1 ABD DE ACİL DURUM YÖNETİMİ (FEMA)

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMA KURULUŞLARINDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2007 OCAK - HAZİRAN

1. MERMER. Mermerin bilimsel ve ticari olmak üzere iki ayrõ tanõmõ bulunmaktadõr.

ISTANBUL TİCARET ODASI PLASTİK SEKTÖR RAPORU HAZIRLAYAN SERAP ALP

Farklõ Tip Termal Kollektörler İçin Ekolojik Değerlendirme Analizi. Hans-Jörg Althaus, MSc, ETH, Ernst Schweizer AG, Hedingen

ERP projelerinde en çok yapõlan 8 hata

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

İSTANBUL METROPOLİTAN ALANININ DEPREM RİSK ANALİZİ ÖZET

BAŞLANGICINDAN BUGÜNE TÜRKİYE'DE ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI

DPT - UZMANLIK TEZLERİ TARIMDA GİRDİ KULLANIMI VE VERİMLİLİĞE ETKİLERİ

Transkript:

SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI DPT: 2555 ÖİK: 571 SUHAVZALARI, KULLANIMI VE YÖNETİMİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU ANKARA 2001

Ö N S Ö Z Devlet Planlama Teşkilatõ nõn Kuruluş ve Görevleri Hakkõnda 540 Sayõlõ Kanun Hükmünde Kararname, İktisadi ve sosyal sektörlerde uzmanlõk alanlarõ ile ilgili konularda bilgi toplamak, araştõrma yapmak, tedbirler geliştirmek ve önerilerde bulunmak amacõyla Devlet Planlama Teşkilatõ na, Kalkõnma Planõ çalõşmalarõnda yardõmcõ olmak, Plan hazõrlõklarõna daha geniş kesimlerin katkõsõnõ sağlamak ve ülkemizin bütün imkan ve kaynaklarõnõ değerlendirmek üzere sürekli ve geçici Özel İhtisas Komisyonlarõnõn kurulacağõ hükmünü getirmektedir. Başbakanlõğõn 14 Ağustos 1999 tarih ve 1999/7 sayõlõ Genelgesi uyarõnca kurulan Özel İhtisas Komisyonlarõnõn hazõrladõğõ raporlar, 8. Beş Yõllõk Kalkõnma Planõ hazõrlõk çalõşmalarõna õşõk tutacak ve toplumun çeşitli kesimlerinin görüşlerini Plan a yansõtacaktõr. Özel İhtisas Komisyonlarõ çalõşmalarõnõ, 1999/7 sayõlõ Başbakanlõk Genelgesi, 29.9.1961 tarih ve 5/1722 sayõlõ Bakanlar Kurulu Kararõ ile yürürlüğe konulmuş olan tüzük ve Müsteşarlõğõmõzca belirlenen Sekizinci Beş Yõllõk Kalkõnma Planõ Özel İhtisas Komisyonu Raporu genel çerçeveleri dikkate alõnarak tamamlamõşlardõr. Sekizinci Beş Yõllõk Kalkõnma Planõ ile istikrar içinde büyümenin sağlanmasõ, sanayileşmenin başarõlmasõ, uluslararasõ ticaretteki payõmõzõn yükseltilmesi, piyasa ekonomisinin geliştirilmesi, ekonomide toplam verimliliğin arttõrõlmasõ, sanayi ve hizmetler ağõrlõklõ bir istihdam yapõsõna ulaşõlmasõ, işsizliğin azaltõlmasõ, sağlõk hizmetlerinde kalitenin yükseltilmesi, sosyal güvenliğin yaygõnlaştõrõlmasõ, sonuç olarak refah düzeyinin yükseltilmesi ve yaygõnlaştõrõlmasõ hedeflenmekte, ülkemizin hedefleri ile uyumlu olarak yeni bin yõlda Avrupa Topluluğu ve dünya ile bütünleşme amaçlanmaktadõr. 8. Beş Yõllõk Kalkõnma Planõ çalõşmalarõna toplumun tüm kesimlerinin katkõsõ, her sektörde toplam 98 Özel İhtisas Komisyonu kurularak sağlanmaya çalõşõlmõştõr. Planlarõn demokratik katõlõmcõ niteliğini güçlendiren Özel İhtisas Komisyonlarõ çalõşmalarõnõn dünya ile bütünleşen bir Türkiye hedefini gerçekleştireceğine olan inancõmõzla, konularõnda ülkemizin en yetişkin kişileri olan Komisyon Başkan ve Üyelerine, çalõşmalara yaptõklarõ katkõlarõ nedeniyle teşekkür eder, Sekizinci Beş Yõllõk Kalkõnma Planõ nõn ülkemize hayõrlõ olmasõnõ dilerim.

SU HAVZALARI, KULLANIMI VE YÖNETİMİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU BAŞKAN : Doğan YEMİŞEN Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü KOORDİNATÖR : Nevin KANADIKIRIK Devlet Planlama Teşkilatõ RAPORTÖR : Özdemir ÖZBAY Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü RAPORTÖR : Adnan BAYRAKÇI Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü i

TOPRAK KAYNAKLARI ALT KOMİSYONU BAŞKAN : Faruk Cenap ERDOĞAN RAPORTÖR : Ahmet Zahir ERKAN RAPORTÖR : Mekin TÜZÜN ÜYELER : Mehmet AÇIKGÖZ GAP Bölge Kalkõnma İdaresi Dr.Lokman ALTUN Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi M. Kemal AŞK Orman Bakanlõğõ (Emekli) Dr.Tüzin BAYCAN LEVENT İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlõk Fakültesi Metin BİRBUDAK Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Adil CIRDI Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mustafa ÇELİKEL Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Gürhan DEMİR Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mevlüt DOĞAN Orman Bakanlõğõ Doç. Dr. Orhan DOĞAN Tema Vakfõ Hasan DURSUN Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Nilgün EGEMEN Devlet İstatistik Enstitüsü Yücel ERDENER Sivil Organize Semtler Çevre Kültür İşl.Koop. N. Can GÜNEY Çevre Bakanlõğõ Rüştü KASAP Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Filiz KASAR Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Belkõs KAYA Tarõm Reformu Genel Müdürlüğü A. Cengiz KESKİN Orman Bakanlõğõ, AGM İsmail KÜÇÜKKAYA Orman Bakanlõğõ, AGM Sibel MEMİŞ Türkiye Ziraat Odalarõ Birliği M. Şakir ÖZDEMİR Orman Bakanlõğõ Şenay ÖZDEN Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Doç. Dr.Taşkõn ÖZTAŞ Atatürk Üniversitesi Naci SEVİNÇ Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kaplan ŞENER Kentsel Gelişme Vakfõ Nejat ŞENGÜN Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Prof. Dr. Suat ŞENOL Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Canan ŞENTÜRK Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Sadettin TAKKA Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yonca TUĞ Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ Prof. Dr. İlhami ÜNVER Ankara Üniversitesi Doç. Dr. Tuluhan YILMAZ Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dr. Kadri YÜREKLİ Gaziosmanpaşa Üniversitesi ii

SU KAYNAKLARI ALT KOMİSYONU BAŞKAN : Cuma ÇAKMAK RAPORTÖR : Cansen AKKAYA RAPORTÖR : Sunat DEMİRCAN ÜYELER : Sücaattin BARAN Özel Çevre Koruma Kurumu Mustafa BAŞKAN Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Dr. Tüzin BAYCAN LEVENT İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlõk Fakültesi Adnan BAYRAKÇI Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yusuf CERAN Çevre Bakanlõğõ Prof. Dr. Bahri ÇEVİK Çukurova Üniversitesi Nusret DEĞİRMENCİOĞLU Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Doç. Dr. İsmail DURANYILDIZ İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi Fatma ERDEM Çevre Bakanlõğõ Ahmet Zahir ERKAN Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Salim FAKIOĞLU Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Çetin GÜL Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Prof. Dr. H. Zeki KALAY Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi Mehmet KARTAL Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Prof. Dr. Yõldõrõm KUMOVA Çukurova Üniversitesi Dr. Mine ORHON Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü İkbal ORUNDAŞ Mardin Valiliği, İl Planlama ve Koordinasyon Md. Özdemir ÖZBAY Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü A. Deniz ÖZDEMİR Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Dr. Naili ÖZER Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Mehnur ÖZKANOĞLU Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Şule ÖZKAYA Dõşişleri Bakanlõğõ Nevnihal PAKER Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Bilge SABUNCU Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü İhsan Uğur SEÇKİN Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü Yrd. Doç. Dr. Şükran ŞAHİN Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi A. Vahap TURAN Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü Doç. Dr. Telat YANIK Atatürk Üniversitesi Prof. Dr. Hasan YAZICIGİL Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Nedim YEŞİL Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Prof. Dr.Ülkü YETİŞ Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Doç. Dr. K. Tuluhan YILMAZ Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi iii

İÇİNDEKİLER SU HAVZALARI, KULLANIMI VE YÖNETİMİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU... i TOPRAK KAYNAKLARI ALT KOMİSYONU... ii SU KAYNAKLARI ALT KOMİSYONU...iii İÇİNDEKİLER... iv GİRİŞ... 1 1. MEVCUT DURUM... 3 1.1 Dünyada Su Kaynaklarõ... 3 1.1.2 Su Kaynaklarõ Yönetimi... 4 1.1.3 Su Tüketimi... 5 1.1.3.1 Sulama... 6 1.1.3.2 İçmeKullanma ve Sanayi Suyu Temini... 6 1.1.4 Sõnõraşan sular... 8 1.1.5 Avrupa Birliği Su Politikasõ... 9 1.1.5.1 Entegre Su Kaynaklarõ Yönetimi... 10 1.1.5.2 Su Kaynaklarõ Çerçeve Talimatõnõn Ana Hatlarõ... 11 1.2 Dünyada Toprak Kaynaklarõ... 12 1.2.1 Avrupa Birliği... 15 1.2.2 Amerika Birleşik Devletleri... 22 1.2.3 Diğer Ülkeler... 24 1.3 Türkiye de Su Kaynaklarõ... 27 1.3.1 Yerüstü Su Kaynaklarõ... 27 1.3.2 Yeraltõ Su Kaynaklarõ... 28 1.3.3 Su Kaynaklarõ Yönetimi... 29 1.3.3.1 Kurumsal Yapõ... 29 1.3.3.1.1 Çevre Bakanlõğõ... 29 1.3.3.1.2 Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü... 30 1.3.3.1.3 Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü... 30 1.3.3.1.4 Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (KHGM)... 31 1.3.3.1.5 İller Bankasõ... 31 1.3.3.1.6 Devlet Meteoroloji İşleri (DMİ) Genel Müdürlüğü... 31 1.3.3.2 Yasal Yapõ... 32 1.3.3.2.1 T.C. Anayasalarõna Göre Sular... 32 1.3.3.2.2 Medeni Kanun Hükümleri... 34 iv

1.3.3.2.3 İlgili Kurumlarla İlişkiler... 36 1.3.3.3 Finansal Yapõ... 37 1.3.3.3.1 Tahmini Gayri Safi Milli Hasõla (GSMH)... 37 1.3.4 Su Kaynaklarõnõn Kullanõmõ... 38 1.3.4.1 Mevcut Durumda Su Tüketimi... 38 1.3.4.2 Sektörel Bazda Su Kullanõmõnõn Gelişimi... 38 1.3.4.2.1 Hidrolik Enerji... 39 1.3.4.2.2 Tarõm Sektörü... 41 1.3.4.2.3 Hizmetler sektörü... 45 1.3.5 Su Kaynaklarõnõn Korunmasõ... 46 1.3.5.1 Su Kirliliği... 46 1.3.5.1.1 Akarsularõmõzda Kirlilik... 46 1.3.5.1.2 Göllerimizde Kirlilik... 48 1.3.5.1.3 Yeraltõ Sularõnda Kirlilik... 49 1.3.5.2 Sulakalanlar ve Sulakalanlara Yönelik Sorunlar... 52 1.3.5.3 Su Kaynaklarõnõn Korunmasõna Yönelik İlgili Mevzuat... 53 1.3.5.3.1 Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği... 53 1.3.5.3.2 Uluslararasõ Sözleşmeler... 55 1.3.5.3.3 Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği... 55 1.3.6 Su Kaynaklarõnõn Geliştirilmesine Yönelik Çalõşmalar... 56 1.3.6.1 Su Tüketiminin Planlanmasõ Çalõşmalarõ... 56 1.3.6.2 Katõlõmcõ Sulama Yönetimi Çalõşmalarõ... 57 1.3.6.2.1 Devir Şekilleri... 58 1.3.6.2.2 Devrin Amaçlarõ ve Bunlarõn Gerçekleştirilmesine Etki Eden Faktörler... 59 1.3.6.2.3 Devir Yapõlabilecek Kurum/Örgütler... 59 1.4 Türkiye de Toprak Kaynaklarõ... 61 1.4.1 Ülkemizde Toprak ve Arazi Kaynaklarõnõn Potansiyeli... 61 1.4.1.1 Toprak Kaynaklarõmõzõn Potansiyel Durumu... 62 1.4.1.2 Arazi Varlõğõmõz... 62 1.4.1.3 Tarõmsal Arazi Varlõğõmõz... 63 1.4.2 Toprak Etütleri... 64 1.4.2.1 Etüt Türleri... 64 1.4.2.2 Etüt Tipleri... 65 1.4.2.3 KHGM ve Mülga TOPRAKSU Çalõşmalarõ... 65 1.4.2.4 DSİ Çalõşmalarõ... 70 1.4.3 Toprak Kaynaklarõnda Yasal Yapõ... 72 1.4.3 Kurumsal Yapõ... 76 2. VII. BEŞ YILLIK PLAN DÖNEMİ DEĞERLENDİRMESİ... 77 2.1 Öngörülen Yasal ve Kurumsal Düzenlemeler... 77 2.2 Amaç, İlke ve Politika Önerileri... 80 2.3 Öngörülen Yatõrõmlar... 81 v

3. SORUNLAR VE ÖNLEYİCİ ÇALIŞMALAR... 85 3.1 Su Kaynaklarõ... 85 3.2 Toprak Kaynaklarõ... 86 3.2.1 Erozyon... 87 3.2.1.1 Türkiye de Tarõm, Orman ve Mer a Arazilerinde Erozyonun Boyutlarõ... 87 3.2.1.2 Ülkemizde Erozyonu Oluşturan Nedenler... 88 3.2.1.2.1 İklim Özellikleri ve Topoğrafik Yapõ... 88 3.2.1.2.2 Etkili Toprak Derinliğinin Yetersizliği... 89 3.2.1.2.3 Topraklarõmõzõn Organik Madde Yönünden Fakir Oluşu... 89 3.2.1.2.4 Teknik Nedenler... 89 3.2.1.2.5 Sosyo Ekonomik Nedenler... 90 3.2.1.3 Erozyonun Zararlarõ... 91 3.2.1.3.1 Taşkõnlarõn ve Heyelanlarõn Artmasõ... 91 3.2.1.3.2 Baraj ve Göletlerin Ekonomik Ömürlerinin Kõsalmasõ... 91 3.2.1.3.3 Kõrsaldan Kente Göçün Hõzlanmasõ... 92 3.2.1.3.4 Meralarõn ve Ormanlarõn Bitki Örtüsünün Zayõflamasõ... 92 3.2.1.4 Erozyon İle Mücadelede Çalõşan Kuruluşlar... 92 3.2.2 Topraklarõn Amaç Dõşõ Kullanõmõ... 93 3.2.3 Toprak Kirliliği... 97 3.2.3.1 Doğal Toprak Kirliliği... 97 3.2.3.2 Yapay Toprak Kirliliği... 98 3.2.3.3 Endüstriyel Kirlilik ve Tarõm Arazisi Bozulmalarõnõn Etkileri... 99 3.2.3.4 Kirliliğin Bölgesel Dağõlõmõ... 99 3.2.4 Yanlõş Kullanõm... 100 3.2.4.1 Araziler Bazõnda... 100 3.2.4.2 Toprak Bazõnda... 101 3.2.4.3 Girdi Bazõnda... 102 3.2.4.4 Politika Bazõnda... 104 3.2.5 Sulama, Arazi Toplulaştõrma ve Tarla içi Geliştirme Hizmetleri... 105 3.2.5.1 Sulama... 105 3.2.5.2 Arazi Toplulaştõrma ve Tarlaiçi Geliştirme Hizmetleri (TİGH)... 106 3.2.6 Topoğrafik Sõnõrlamalar... 107 3.2.7 Mülkiyet Yapõsõnõn Bozukluğu ve Kadastro Yetersizlikleri... 107 3.2.8 Ekonomik Kayõplar... 108 3.2.8.1 Kaynak Kayõplarõ... 108 3.2.8.2 Girdi Kayõplarõ... 109 3.2.8.3 Çevresel Kayõplar... 110 3.2.9 Detaylõ Temel Toprak Etüdü... 111 3.2.10 Eğitim ve Araştõrma... 111 3.2.11 Önleyici Çalõşmalar... 112 3.2.11.1 Erozyonu Önleyici Çalõşmalar... 112 vi

3.2.11.2 Amaç Dõşõ Kullanõmõ Önleyici Çalõşmalar... 113 3.2.11.3 Toprak Kirliliğini Önleyici Çalõşmalar... 114 3.2.11.4 Yanlõş Kullanõmõ Önleyici Çalõşmalar... 114 4. ULAŞILMAK İSTENEN AMAÇLAR... 115 4.1 VIII. Plan Döneminde (20012005)... 115 4.2 Uzun Dönemde (20012023)... 119 5. PLANLANAN YATIRIMLAR (VIII. PLAN DÖNEMİ)... 123 5.1 Su Kaynaklarõ... 123 5.2 Toprak Kaynaklarõ... 124 6. AMAÇLARA ULAŞMAK İÇİN GEREKLİ DÜZENLEMELER ve UYGULANACAK POLİTİKALAR... 125 6.1 Yasal ve Kurumsal Düzenlemeler... 125 6.1.1 Yasal Düzenlemeler... 125 6.1.1.1 Su Kaynaklarõ... 125 6.1.1.2. Toprak Kaynaklarõ... 126 6.1.2 Kurumsal Düzenlemeler... 129 6.2 İzlenecek Politikalar... 131 6.2.1 Kõsa dönemde İzlenecek Politikalar... 131 6.2.2 Uzun Dönemde İzlenecek Politikalar... 136 6.2.3 Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü nün 2010 Eylem Planõ... 140 TABLOLAR.... 146 EKLER... 147 ISBN 975 19 2638 6 (basõlõ nüsha) Bu Çalõşma Devlet Planlama Teşkilatõnõn görüşlerini yansõtmaz. Sorumluluğu yazarõna aittir. Yayõn ve referans olarak kullanõlmasõ Devlet Planlama Teşkilatõnõn iznini gerektirmez; İnternet adresi belirtilerek yayõn ve referans olarak kullanõlabilir. Bu ekitap, http://ekutup.dpt.gov.tr/ adresindedir. Bu yayõn 1500 adet basõlmõştõr. Elektronik olarak, 1 adet pdf dosyasõ üretilmiştir. vii

GİRİŞ Yirminci yüzyõlõn ikinci yarõsõndan sonra ülkeler ileri teknoloji kullanarak, serbest piyasa koşullarõnõn oluşturduğu politikalarõ benimsemişler ve devletin etkisini azaltmõşlardõr. VIII. Beş Yõllõk Kalkõnma Planõ hazõrlõklarõnda bu husus göz önünde bulundurularak, zorlayõcõ, buyurucu, devletçi politikalar yerine katõlõmcõ, serbest piyasanõn istediği kalite ve miktarda üretim yapabilen, rekabet ortamõna uyum sağlayabilen, birim sahadan yüksek verim alabilen sistemleri teşvik edici politikalarõn üretilmesi önem arz etmektedir. Bu itibarla tarõmõn ayrõlmaz ikilisi olan su ve toprakla ilgili planlamalarda, ülke tarõmõnõ kalkõndõracak, gelişmiş ülkelerin politikalarõna benzer yeni plan, program ve projeler geliştirilmesi gerekmektedir. Türkiye de yaşanan hõzlõ nüfus artõşõna paralel olarak artan gõda ihtiyacõnõn karşõlanmasõ doğrultusunda sulu tarõmõn yoğunlaşmasõ yanõnda sosyoekonomik kalkõnmanõn beraberinde getirdiği hõzlõ kentleşme ve yoğun sanayileşme sonucunda sanayi suyu ve içmekullanma suyu teminine yönelik talepler giderek yoğunlaşmaktadõr. Su kaynaklarõnõn kullanõmõna yönelik sektörel bazda yoğunlaşan bu taleplerin karşõlanmasõ, esasen sonlu bir kaynak olan suyun yönetimini oldukça karmaşõk bir hale getirmektedir. Ülkemizde 1980 yõlõna kadar su kaynaklarõnõn planlanmasõnda temel hedefler, sektörel bazda belli bir ihtiyacõn karşõlanmasõ doğrultusunda su kaynağõnõn geliştirilmesi ve suyun neden olduğu zararlarõn önlenmesine yönelik sistemlerin tasarõmõ şeklinde gelişmiştir. Proje bazõndaki hedeflere ulaşõlabilmesi için, belirlenmesi istenen başlõca unsur, su kaynağõnõn potansiyelinin belirlenmesi ve projeden beklenen faydalarõn tespit edilmesi yönünde olmuştur. 1980 li yõllardan sonra ise çevresel faktörler kendini hissettirmeye başlamõştõr. Hõzlõ kentleşme ve sanayileşme sonucu su kalitesi hõzla bozulmaya başlamõş, kullanõlabilir su kaynaklarõ giderek azalmõştõr. Akarsu havzasõ boyunca görülen kirlilik nedeniyle su kalitesinde meydana gelen kötüleşmeler, esasen başta sanayi ve evsel atõklar olmak üzere tarõmsal amaçlõ su kullanõmlarõ ve arazi kullanõm şekilleri, toprak yapõsõ, sediment taşõnõmõ ve erozyon gibi faktörlere bağlõ bulunmaktadõr. Fiziksel boyutu itibarõyla da havzayõ karakterize eden bütün unsurlar (akõm, kalite, meteorolojik, hidrolojik, sektörel bazda su kullanõmlarõ, arazi kullanõmõ, sediment, erozyon, data toplama ve işleme) arasõndaki ilişkilerin çok iyi bir şekilde tanõmlanmasõ büyük önem arz etmektedir. Bu çalõşmalar sonucunda eksikliklerin belirlenerek sistemin modernize edilmesi için gerekli tüm hususlarõn belirlenmesi gerekmektedir. Bütün bunlar su kaynaklarõnõn geliştirilmesi ve yönetiminde yeni yaklaşõmlarõn ve kavramlarõn gündeme gelmesine neden olmuştur. Bu anlamda ülkemizdeki yerüstü ve yeraltõ su kaynaklarõnõn sahip olduğu ekonomik potansiyelinin sürdürülebilir bir yaklaşõmla, diğer bir ifade ile sürekli ve dengeli kalkõnma prensipleri doğrultusunda, çevresel etkiler de dikkate 1

alõnarak geliştirilmesi, sosyoekonomik kalkõnmada sürekliliğin sağlanmasõ açõsõndan büyük önem arz etmektedir. Sürdürülebilir su kaynaklarõ gelişmesi ise, uygun kurumsal mekanizma, katõlõmcõ yönetim, su ile ilgili hizmetlerin maliyetlerinin faydalananlarca tam olarak kapsanmasõ, araştõrma ve geliştirme etkinliklerinin sürekliliği ve uygun teknolojilerin seçimi ile mümkündür. Su kaynaklarõnõn ekonomik potansiyelinin değerlendirilmesi amacõyla geliştirilen projelerde, akarsuyun doğal akõş rejimine ve dolayõsõyla ekolojisine müdahale edilmesi kaçõnõlmaz görülmektedir. Ancak, Çevre İçin Kalkõnmadan, Kalkõnma için Çevreden Vazgeçilemez prensibinden hareketle teknolojiekonomiçevre yaklaşõmõ doğrultusunda uygun teknolojiler kullanõlarak korumakullanma dengesinin sağlanmasõ sonucu çevre ile uyumlu projelerin geliştirilmesine özen gösterilmelidir. Toprak başta barõnma ve tarõm olmak üzere insanlõğa hizmet veren bütün sektörlerin ihtiyaç duyduğu bir kaynaktõr. Hava, su ve diğer kaynaklar hor kullanõlmalarõnõn sonucu meydana gelen kirlenmeyi hemen göstermelerine rağmen, toprak kirlenmeye karşõ uzun müddet dayanabilmektedir. Kirlenen hava ve suyun temizlenmesi kolaydõr. Nitekim, yağõşlarla, rüzgarla ve diğer doğal olaylarla bu yenilenme, temizlenme kendiliğinden olmaktadõr. Kirlenen toprağõn yeniden üretken hale gelmesi hem çok uzun zaman almakta ve hem de çok pahalõya mal olmaktadõr. Bugün için yerine ikame edilecek başka şey bulunamayan ve üretilmesi de mümkün olmayan toprağõn çok iyi korunmasõ ve kullanõlmasõ gerekmektedir. Üretken tarõm toprağõ mikroorganizmasõ, hava boşluklarõ ve su tutma özelliği ile canlõ bir varlõktõr ve bizatihi temizleyicidir. Toprağõn yanlõş kullanõmlarla bu özelliğini kaybetmemesi veya kaybedilen bu özelliklerin yeniden kazandõrõlmasõ için Birleşmiş Milletler önderliğinde, IFAD, FAO, ISRIC, UNEP vb. birçok kuruluş uluslar arasõ seviyede gayret göstermekte ve proje üretmektedirler. Böylece tabii toprak örtüsünün korunmasõ, geliştirilmesi, erozyonun ve arazinin kabiliyet dõşõ kullanõlmasõnõn önlenmesine çalõşõlmaktadõr. Dünyada toprağõn elden çõkmasõna sebep olan olgular önem sõralarõna göre, aşõrõ otlatma, ormansõzlaşma, yanlõş tarõmsal faaliyetler, toprağõn amaç dõşõ kullanõlmasõ ve endüstriyel faaliyetler olarak sõralanmaktadõr. Ülkemizde ise İmar Kanunu ile Belediye lerin ilgili kuruluşlara danõşmadan imar planlarõ yapmasõ ve kamu kuruluşlarõ arasõndaki koordinasyonsuzluk sebebiyle özellikle karayollarõnõn ucuz ve kolay yapõmõ sebebiyle yollarõ düz ovalardan geçirmesi sonucu oluşan cazibe merkezlerinin iskana açõlmasõ ile verimli ovalarõmõz tarõm dõşõna kaymõştõr. Çukurova, Bursa, Adapazarõ, Düzce, Marmara Denizi civarõ, Yalova ve daha birçok yer buna örnek gösterilebilir. 1999 yõlõnda birbiri peşinden yaşanan deprem afetleri de bu yapõlanmanõn yanlõş olduğunu göstermiştir. Jeolojik olarak genç alüvyonlar üzerinde oluşan bu ovalar üzerinde 2

depreme dayanõklõ yapõlanma çok pahalõya mal olmakta ve ayrõca bir daha üretilmesi imkansõz olan tarõm arazisinin elden çõkmasõna sebep olmaktadõr. Buna engel olmak için ivedilikle Türkiye detaylõ toprak etütleri tamamlanarak araziye ve toprağa ihtiyaç duyan bütün sektörlere çalõşabilecekleri sahalarõ gösteren haritalar çõkarõlõp bütün kuruluşlarõn hizmetine sunulmalõdõr. Buna bağlõ olarak; İmar Kanunu, Belediyeler Kanunu yeniden gözden geçirilerek imar, iskan, sanayi, yol güzergahõ vb. plan, proje yapõmlarõndan önce oluşturulacak bir toprak komisyonu marifeti ile projelerin arazi kullanõm planlarõna uygunluğu sağlanmalõdõr. Ülkemiz topraklarõnõn 57 milyon hektarõnda erozyon önemli boyutlardadõr. Avrupa Birliği ülkelerinde ise bu değer 25 milyon hektar civarõndadõr. Bu sorunun diğer arazilere zarar vermesini önlemek için ülke çapõnda seferberlik ilan edilmeli, tabii afetler kapsamõna alõnmalõdõr. Ayrõca yatõrõm öncelikleri yeniden gözden geçirilerek erozyon önleme projelerine sorunun önemine uygun ölçekte kaynak ayrõlmalõdõr. Avrupa Birliği ne üye olma çalõşmalarõnõn başladõğõ bu dönemde tarõmõmõzõn üye ülkeler tarõmlarõyla boy ölçüşebilmesi için tarõm topraklarõ üzerinde oluşan olumsuz baskõlarõn kaldõrõlmasõ, arazi parçalanmasõna mani olunmasõ, mer alarõn aşõrõ otlatõlmasõnõn önlenmesi, mer a sulamalarõnõn planlanmasõ, münavebeye hayvan yemi konulmasõnõn teşvik edilmesi, kamu yatõrõmlarõnõn havza bazõnda koordineli yürütülmesinin sağlanmasõ, kõrsal kesimin örgütlenmesi, gerekli yasalarõn ve bu yasalarõ uygulayacak kurumsal örgütlenmenin sağlanmasõ önem arz etmektedir. Bunlar, VIII. Beş Yõllõk Planõn önceliklerini oluşturmalõdõr. 1. MEVCUT DURUM 1.1 Dünyada Su Kaynaklarõ Dünyadaki toplam su miktarõ 1.400 milyon km 3 tür. Bu suyun % 97,5 i denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadõr. Geriye kalan yalnõzca % 2,5 i tatlõ su kaynağõ olup çeşitli amaçlar için kullanõlabilir olduğu belirlenmiştir. Dünyadaki toplam suyun yaklaşõk yõlda ortalama 500.000 km 3 ü denizlerde ve toprak yüzeyinde meydana gelen buharlaşmalar ile atmosfere geri dönmekte ve hidrolojik çevrim içerisinde yağmur ve kar olarak tekrar yeryüzüne düşmektedir. Dünya yüzeyine yağõşla düşen su miktarõ yõlda ortalama yaklaşõk olarak 100.000 km 3 olup, yaklaşõk 40.000 km 3 ü akõşa geçerek nehirler vasõtasõyla denizlere ve kapalõ havzalardaki göllere ulaşmaktadõr. Bu miktarõn 9.000 km 3 ü ise teknik ve ekonomik olarak kullanõlabilir durumdadõr. 3

Kullanõlabilir suyun dengeli dağõldõğõnõ söylemek çok zordur. Bu nedenledir ki günümüzde dünya nüfusunun 1/3 ü yeterli ve sağlõklõ su kaynaklarõna sahip olamadõklarõ için su sõkõntõlarõ yaşamaktadõrlar. Bugün pek çok insan tatlõ su kaynaklarõnõn, dünyada insanlõğõn yararõna sunulmuş sonsuz bir doğal kaynak olduğunu düşünmektedir. Oysa, sonlu bir doğal kayak olan tatlõ su, yaşayan bir gezegen olan dünyamõzõn vazgeçilmez bir parçasõdõr. İnsanlõk tarihinden çok daha önce, milyarlarca yõldõr yer kürede bulunan su insanlõk tarihi boyunca doğanõn işlevsel, dinamik bir parçasõ olarak milyarlarca yõl daha varlõğõnõ sürdürecektir. 1.1.2 Su Kaynaklarõ Yönetimi Dünya tarihinde su kaynaklarõ yönetimi uygarlõklarõn gelişmesinde ve hatta çöküşlerinde her zaman önemli roller oynamõştõr. Mõsõr, Çin, Hindistan, Mezopotamya uygarlõklarõnda hanedanlõklarõn yõkõlmasõ ile su kaynaklarõ yönetimleri arasõnda yakõn ilişkiler bulunmaktaydõ. Mezopotamya da drenajõn olmayõşõ ya da yetersizliği, sulama suyunun alt katmanlardaki tuzu alarak bitki kök derinliğine çõkartmasõ ve/veya sulama suyundaki suyun bitki kök bölgesinde birikmesi sonucunda tarõm alanlarõnda tuzlanma başlamõştõ. O çağlarda hanedanlõklarõn ve uygarlõklarõn ayakta kalabilmesinin ilk koşulu hidrolik altyapõnõn sürekli onarõlmasõ ve işler kõlõnmasõydõ. Bentlerin ve sulama kanallarõnõn kõrõlmasõ, dolmasõ, drenaj sistemlerinin bozulmasõ üretimin düşmesi demekti. Bu da iktidarlarõ yõkan en temel güçtü. Binlerce yõl önce Anadolu da tuzlanan, elden çõkan topraklarda ilk kez nadas ve bitki rotasyonu uygulandõ. Bu gün, bir zamanlarõn verimli ay vadisi olarak tanõmlanan Mezopotamya bölgesinde, topraklarõn % 80 i tuzlanarak elden çõkmõştõr. Dünya tarihi boyunca bu kuralõn hiçbir zaman değişmediği görülmektedir. Su kaynaklarõnõ koruyup, iyi yöneten iktidarlar, tarõmsal üretimlerini ve dolayõsõyla güçlerini artõrmõşlardõr. Tersi durumlarda da su kaynaklarõnõ kötü yönetenler, tarõmsal üretimlerini düşürmekle kalmamõşlar, su ve toprak kaynaklarõnõ da yitirmişlerdir. Ne yazõk ki binlerce yõl önce yapõlan hatalar, 21. yüzyõlda halen tekrarlanmaya devam edilmektedir. Nüfus artõşõnõn ve dolayõsõyla gõda gereksinmesinin hõzla büyüdüğü Asya da sulamanõn büyük önem taşõdõğõ kurak dönemlerde akarsular son damlasõna dek kullanõlmaktadõr. Bu yüzden artõk Asya daki Ganj gibi büyük nehirler havzalarõ içindeki aşõrõ ve plansõz su kullanõmlarõ nedeniyle deltalarõna kavuşamamaktadõr. Binlerce yõl önceki örnekleri aratmayacak bir yanlõş su yönetimi örneği de Aral Gölü nde yaşanmõştõr. Gölü besleyen iki nehir Amu Derya ve Siri Derya göle yõlda 55 km 3 su akõtõyorlardõ. O zamanlar gölde 24 tür balõk yaşar, yõlda 44.000 ton balõk tutulur ve yaklaşõk 60 bin kişi balõkçõlõkla geçimlerini sağlamaktaydõ. Çölde pamuk yetiştirmek için bu nehirlerin sularõnõn ovaya çevrilmesi sonucu, gezegenimizin en büyük dördüncü gölü olan Aral Gölü nü besleyen su miktarõ yõlda 7 km 3 e düşmüştür. Bu aşõrõ su saptõrmalarõ nedeniyle 4

göl hacminin dörtte üçü ve alanõnõn yarõsõ kaybedildi ve bunun sonucunda, kõsa süre içinde 20 balõk türü ortadan kalktõ. Balõkçõlõk bitti. Çevre tümüyle tuzlandõ, çölleşti. Göl kenarõ terkedilmiş balõkçõ köyleri ve çölleşmiş topraklarõ ile doldu. Böylelikle bir yanlõş su yönetimi projesi, dünyadaki sayõlõ çevre trajedilerinden biri haline dönüştü. Şimdi Dünya Bankasõ nõn finansal desteği ile Aral Gölü ndeki bu tahribatõn durdurulmasõ için projeler geliştirilmektedir. Yapõlan yatõrõmõn onlarca katõ para sadece ortaya çõkan zararõn azaltõlmasõ için harcanmaktadõr. Dünyada halen pek çok sulama projesi, kõsa vadeli ve akõlcõ olmayan planlamalar yüzünden tarõm topraklarõnda tuzlanmaya neden olmaktadõr. Bugün dünyada tuzlanmanõn yõlda 2 milyon hektar gibi bir miktarla yayõldõğõ ve bu nedenle sulama sayesinde elde edilen üretim artõşõnõn sağladõğõ gelirlerin büyük oranlarda azalmasõna sebep olduğu görülmektedir. Diğer taraftan pek çok gelişmiş ülke su kaynaklarõnõn akõlcõ kullanõlmasõ gerektiği bilinciyle, kaynaklara farklõ yaklaşmaya başlamõşlardõr. Öncelikle kaynaklar havza boyutunda ele alõnmõş, bütüncül, uzun vadeli ve katõlõmcõ planlamalar hazõrlanmõş, su sisteminin korunmasõnõ garanti altõna alacak ekolojik kriterler oluşturulmuş ve suyun tüketiminde tasarruf, fiyatlandõrma gibi faktörler her zaman göz önünde bulundurulmuştur. Bu anlamda sürdürülebilir kalkõnma yaklaşõmõ çerçevesinde, korumakullanma prensipleri doğrultusunda Batõ Avrupa ve ABD de pek çok akarsu havzasõ geliştirilerek, uzun vadeli programlarla yönetilmiş ve başarõlõ sonuçlar alõnmõştõr. 1.1.3 Su Tüketimi Dünyada hõzlõ nüfus artõşõna bağlõ olarak giderek artan gõda ihtiyacõnõn karşõlanmasõ doğrultusunda sulu tarõma olan talebin yoğunlaşmasõ yanõnda hõzlõ kentleşme ve sanayileşme sonucu içmekullanma suyu ihtiyacõnõn hõzlõ bir şekilde artmasõ özellikle büyük kentlerde çok önemli su sõkõntõsõnõn yaşanmasõna neden olmaktadõr. Dünyada 1940 yõlõnda toplam su tüketimi 1000 km 3 iken, 1960 yõlõnda ikiye katlanarak 2000 km 3 e ulaşmõş, 1990 yõlõnda tekrar ikiye katlanarak 4130 km 3 olarak gerçekleşmiştir. Bu suyun 2680 km 3 ü (% 65) sulamada, 400 km 3 ü (% 10) içmekullanma suyu, 950 km 3 ü (% 23) sanayi sektöründe kullanõlmõş, geriye kalan 100 km 3 ü (% 2) ise rezervuarlardan buharlaşmõştõr. 2000 yõlõnda ise su tüketiminin % 25 oranõnda artarak 5200 km 3 e ulaşmasõ beklenmektedir. Geri kalmõş ve gelişmekte olan pek çok ülkedeki hõzlõ nüfus artõşõnõn mevcut durumda karşõlaşõlan su sõkõntõsõnõn giderek artmasõna neden olmasõ kuvvetle muhtemel görülmektedir. Dünyada kişi başõna su tüketimi yõlda ortalama 800 m 3 civarõnda bulunmaktadõr. Dünyada nüfusunun yõlda ortalama 80 milyon kişi arttõğõ göz önünde bulundurulduğunda dünyadaki tatlõ su ihtiyacõnõn yõlda 64 km 3 artmasõ kaçõnõlmaz görülmektedir. 5

Pek çok ülkede ekonomik olarak değerlendirilebilir tatlõ su potansiyeli mevcut durumda geliştirilen projeler ile çeşitli sektörlerde kullanõlmakta veya ileriki yõllarda kullanõlmasõ planlanmõş bulunmaktadõr. Dünyada kabul edilen kriterlere göre kişi başõna su potansiyeli 1000 m 3 den az olan ülkeler Su Fakiri olarak kabul edilmektedir. Bir ülkedeki sosyoekonomik gelişmenin ve buna bağlõ olarak hayat standardõnõn yükselmesi için kişi başõna geliştirilebilir su potansiyelinin 1000 m 3 den fazla olmasõ gerekmektedir. Bu yaklaşõm doğrultusunda 1990 yõlõ itibarõyla Afrika da 11 ülke, Uzakdoğu da 9 ülke olmak üzere Asya da, Ortadoğu da bulunan toplam 26 ülke bu kategoride yer almaktadõr. 2000 li yõllarõn başlarõnda ise hõzlõ nüfus artõşõ sanayi ve evsel atõklarõn neden olduğu kirlilik sonucu su kõsõntõsõ ile karşõ karşõya kalacak ülke sayõsõnõn artmasõ muhtemel görülmektedir. 1.1.3.1 Sulama Dünyadaki toplam su tüketiminin % 73 ü sulamada kullanõlmakta olup, 1990 yõlõnda 2680 km 3 su tarõm arazilerinin sulanmasõnda kullanõlmõştõr. Ayrõca, 1990 yõlõnda sulanabilir arazilerin 1/6 sõ geliştirilen projeler ile sulu tarõm imkanõna kavuşmuş bulunmaktadõr. 1990 yõlõ itibarõyla dünyada sulanan tarõm alanlarõ toplamõ 240 milyon hektar iken yõlda yaklaşõk olarak % 0,8 oranõnda artarak 2010 yõlõnda 280 milyon hektar ulaşmasõ beklenmektedir. Sulanan bu alanlar dünyadaki toplam bitkisel üretimin yaklaşõk 1/3 ünü karşõlamaktadõr. Dünyada 1990 yõlõ itibarõyla sulanan tarõm arazilerinin bölgeler itibarõyla dağõlõmõ Tablo 1.1 de verilmiştir. Tablo 1.1 Dünya'da Sulanan Alanlar (Milyon Hektar) Asya Afrika Gelişmiş Ülkeler Uzakdoğu Latin Amerika 112 14 98 10 16 Kaynak: FAO Water for life, 1994 1.1.3.2 İçmeKullanma ve Sanayi Suyu Temini Dünya genelinde özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşanan hõzlõ nüfus artõşõ sonucu ortaya çõkan kõrkent yönlü göçün neden olduğu kentleşme ve sanayileşme bazõ yörelerde içmekullanma ve sanayi suyuna olan talebin, her geçen yõl katlanarak artmasõna neden olmaktadõr. Tatlõ suya olan talebin yöresel bazda yoğunlaşmasõ özellikle su kaynaklarõ potansiyelinin bölgesel olarak büyük farklõlõklar gösterdiği ülkelerde havza bazõnda su 6

transferlerinin yapõlmasõnõ gündeme getirmiş bulunmaktadõr. Belli yörelerde yoğunlaşan su talebinin karşõlanmasõna yönelik olarak büyük ölçekli projelerin geliştirilmesi ve uygulamaya koyulmasõ zorunluluğu yatõrõm maliyeti çok yüksek olan bu projelere finansman sağlanmasõnõ güçleştirmektedir. Ayrõca, belli yörelerde yoğunlaşan içmekullanma ve sanayi amaçlõ su kullanõmlarõ aynõ yörelerde önemli miktar atõk su deşarjõnõn doğmasõna neden olmaktadõr. Sõnõrlõ bir bölgede oluşan çok büyük miktarlardaki bu atõk sularõn doğal ortamlarda kendi kendini yenileyebilme şansõ ise hemen hemen hiç bulunmamaktadõr. Bu durumda, büyük kentlerdeki atõk sularõn başta sağlõk olmak üzere diğer çevresel nedenlerle arõtõlarak deşarj edilmesi bir zorunluluk arz etmektedir. Mexico City kentinin 2000 yõlõnda 2,6 km 3 atõk su deşarj edeceği dikkate alõndõğõnda, bu miktardaki bir atõk suyun arõtõlmasõ için çok büyük miktarda finansmana ihtiyaç olacağõ bir gerçektir. Bu durumda, hõzlõ kentleşme, ihtiyaç duyulan uygun kalitede içmekullanma suyunun temin edilmesini güçleştirdiği gibi, önemli derecede çevresel etkilere sahip olan atõk su miktarõnõn da yerel bazda büyük miktarlara ulaşmasõna neden olmaktadõr. Arõtõlmadan doğal ortama deşarj edilen evsel ve sanayi atõk sularõ, bazõ bölgelerde yaygõn bir şekilde görülen hastalõklarõn ve ölümlerin ana nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Dünya Sağlõk Teşkilatõ tarafõndan yapõlan bir araştõrmaya göre kirli sulardan kaynaklanan hastalõklardan dolayõ dünyada her yõl 4 milyon insanõn hayatõnõ kaybettiği belirlenmiş bulunmaktadõr. 1990 yõlõnda Dünya nüfusunun % 31 inin uygun kalitede içmekullanma suyundan, % 46 sõnõn ise kanalizasyon sisteminden yoksun bir şekilde yaşadõğõ göz önünde bulundurulduğunda, içmekullanma suyu temini ve atõk sularõn bertaraf edilmesinin, insanlõğõn geleceği açõsõndan birinci derecede öneme sahip olduğu söylenebilir. Dünyada 19802000 yõllarõnõ kapsayan 20 yõllõk dönemde kõrsal ve kentsel alanlarda, içmekullanma ve kanalizasyon sisteminden faydalanamayan nüfusun gelişimi Tablo 1.2 de verilmiştir. Tablo 1.2 Kõrsal ve Kentsel Alanlarda, İçmekullanma ve Kanalizasyon Sisteminden Faydalanamayan Nüfus Gelişimi (Milyon Kişi) Yõllar Kentsel Su Kõrsal Su Temini Kentsel Kanalizasyon Kõrsal Kanalizasyon Temini 1980 455 925 635 1270 1990 270 1000 400 1410 2000 230 1655 310 1450 7

1.1.4 Sõnõraşan sular Suya olan talebin her geçen gün artmasõyla, su kaynaklarõ üzerinde kullanmaya ve yönetmeye yönelik küçükbüyük pek çok proje gerçekleştirilmektedir. Sõnõr aşan sularda kaynaklar üzerindeki kullanõm haklarõ, çoğu kez mansap ülkelerinin aşõrõ talepleri yüzünden, su sorunlarõnõn yaşanmasõna neden olmaktadõr. Bu konu Birleşmiş Milletler bünyesinde tartõşõlmõş ve Uluslararasõ Suyollarõnõn Ulaşõm Dõşõ Amaçlarla Kullanõmlarõna İlişkin Sözleşme, 21 Mayõs 1997 tarihinde Genel Kurul tarafõndan kabul edilmiştir. Sözleşmeyi bu güne kadar (Kasõm, 1999) 12 ülke imzalamõş olup, bu ülkelerin tamamõ sularõn mansabõnda bulunan ülkelerdir. 12 ülke içinden 6 ülke (Suriye, Finlandiya, Norveç, Güney Afrika Cumhuriyeti, Ürdün, Lübnan) onay işlemlerini tamamlayarak sözleşmeye taraf olmuşlardõr. Sözleşme 35 ülkenin onay belgelerini tamamlayarak Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği ne iletmelerinin üzerinden 90 gün geçtikten sonra yürürlüğe girecektir. Türkiye söz konusu sözleşmeye yukarõ ve aşağõ kõyõdaş ülkelerin menfaatlerini belirli bir dengede tutacak anlayõştan yoksun olmasõ, ayrõca bir Çerçeve Sözleşme niteliği taşõmasõ gerektiği halde, ülkelerin kendi egemenlik sõnõrlarõ içinde planladõklarõ projeler için bir bildirim mekanizmasõ oluşturmasõ ve bu kapsamda önceden diğer kõyõdaş ülkelerin onayõnõn alõnmasõnõ öngörmesi gibi nedenlerle, Çin ve Burundi ile birlikte ret oyu vermiştir. Fransa, İspanya, Hindistan, Pakistan, İsrail, Etiyopya, Kolombiya ve Peru gibi çoğunluğu önemli havza ülkeleri olan 27 ülke ise sözleşmeye çekimser kalmõşlardõr. Birleşmiş Milletler sistemi içinde sõnõraşan sularla ilgili diğer bir kodifikasyon çalõşmasõ olan BM Avrupa Ekonomik Komisyonu (BMAEK) Sõnõraşan Su Yollarõnõn ve Uluslararasõ Göllerin Kullanõmõ ve Korunmasõ Sözleşmesi 17 Mart 1992 de Helsinki de kabul edilmiştir ve 6 Ekim 1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu sözleşme beşeri faaliyetler nedeniyle yaratõlan ve sõnõraşan etkisi bulunan olumsuz çevre kirliliğinin önlenmesi, kontrolü ve azaltõlmasõ amacõyla kõyõdaş ülkeler arasõnda işbirliği tesisini amaçlamaktadõr. Sözleşme uyuşmazlõklarõn çözümünde müzakere yolunu önermekte ve gereğinde zorunlu mekanizmalar öngörmektedir. Bu itibarla Türkiye BMAEK sözleşmesine taraf olmamõştõr. BMAEK ve BM sözleşmeleri benzer özellikler taşõmaktadõr. Özellikle uyuşmazlõklarõn çözümüne ilişkin kurallarõ benzerlik taşõmaktadõr. Günümüzde BM sistemine dahil çeşitli kuruluşlarda 21. yüzyõlda su kaynaklarõnõn kullanõmõ, idaresi ve paylaşõmõ yaygõn olarak tartõşõlmaya başlanmõştõr. Tartõşmalarda tatlõ su kaynaklarõnõn paylaşõlmasõ nõn 21. yüzyõlda ciddi siyasi çatõşmalara yol açabileceği, dolayõsõyla sõnõraşan sulara ilişkin anlaşmazlõklarõn barõş ve güvenliği tehdit edecek bir boyut kazanabileceği iddialarõna da yer verilmektedir. Avrupa Birliği tarafõndan başlatõlan girişimlerin gerisinde de bu türden düşünce ve yaklaşõmlarõn yattõğõ varsayõlmaktadõr. Bu çevreler su konularõna ilişkin anlaşmazlõklarõn çözümünün daha kapsamlõ siyasi ihtilaflarõn çözümünde tayin edici bir unsur olacağõ görüşünden hareketle bu yönde siyasi inisiyatif almaya hazõr görülmektedir. Bu bağlamda ülkemiz, gerek yürüttüğü GAP, gerek Güneydoğu 8

komşularõmõzla mevcut sorunlarõmõz ve ayrõca Orta Doğu bölgesindeki diğer su sorunlarõ nedeniyle ilgi odaklarõndan birini oluşturmaktadõr. Ülkemizin bu konudaki görüşü sõnõraşan sularla ilgili bütün anlaşmazlõklarõn bölge ülkelerinin kendi aralarõnda yapacaklarõ görüşmeler ile barõşçõ yollarla çözülebileceği şeklindedir. Bu nedenle sõnõraşan sular anlaşmazlõklarõn kaynağõ değil, tam tersine bölge ülkeleri arasõnda işbirliğini geliştirici bir kaynak olarak değerlendirilmektedir. 1.1.5 Avrupa Birliği Su Politikasõ Avrupa Birliği nin Su Politikasõnõn esaslarõ şöyle özetlenebilir. Sürdürülebilir Su Politikasõ ile güvenli içmesuyu sağlamak zorunluluğu getirilmektedir. Bu zorunluluğun içeriği ise; içmesuyu güvenli olmalõdõr ve yeterli miktarda ve yeterli derecede güvenli olarak temin edilmelidir şeklindedir. Su, içmesuyu ihtiyacõ dõşõnda; endüstri, tarõm, balõkçõlõk, taşõmacõlõk, hidroelektrik enerji üretimi ve rekreasyon ihtiyaçlarõ için de yeterli miktarda ve yeterli kalitede olmalõdõr. Akvatik çevrenin fiziksel yapõsõ ile birlikte su kaynaklarõnõn kalitesi ve miktarõ, karasal ekosistemin ve doğal hayatõn ihtiyacõ olan suyun karşõlanmasõ da önemlidir. Su, sellerin olumsuz etkisini azaltmak veya önlemek ve kuraklõklarõn etkisini en aza indirmek için yönetilmelidir. Su kaynaklarõnõn kirliliğinde, nokta kaynaklõ, yaygõn kaynaklõ kirlilik, kazalarõn neden olduğu kirlilik, asit yağmuru nedeniyle kirlilik, besinlerin neden olduğu kirlilik, insan kaynaklõ (antropolojik) kirlilik gibi kirlilik türleri ile mücadele bu politikalarõn önemli bir bölümünü oluşturmaktadõr. Bunun için de muhtemel ilkeler tesbit edilmiştir; Yüksek düzeyli koruma ilkesi, İhtiyat ilkesi, Önleyici çalõşmalar, Kaynakta õslah edilecek hasarlar ilkesi, Kirleten öder ilkesi, Mevcut bilimsel ve teknik verilerin kullanõmõ, topluluk üyesi bütün devletlerce benimsenen ve kendi ulusal mevzuatlarõnda yer verdikleri ilkelerdir. Bu ilkeler dõşõnda henüz tam olarak topluluğun sorumluluğunda olmayan entegrasyon, ayrõca topluluk ülkelerinin bulunduğu bölgede çevresel şartlarõn değişebilirliği, maliyet/fayda, topluluğun bulunduğu bölgedeki gelişimin dengelenmesi, uluslararasõ işbirliği gibi konularda da topluluk üyelerinin mevzuatõnõn birbirine uygun hale getirilmesi çalõşmalarõ sürdürülmektedir. 9

Topluluğun, üye ülkelerindeki su yönetim politikasõnõn yasal çatõsõ, ulusal önlemler ve topluluk yasalarõndan türetilen önlemlerin bileşimini içermektedir. Topluluk önlemleri; 1970 lerin ilk yõllarõndan beri, orijinal olarak anlaşmanõn 100. ve 235. maddeleri ile son zamanlarda genelde anlaşmanõn 130 lu maddeleri uyarõnca, bir zaman sürecinde benimsenmiştir. Bütün mevcut Avrupa Topluluğu su yasalarõ Avrupa Birliği Anlaşmalarõndan daha önce kabul edilmiştir ve 130 lu maddelerin ilk durumu veya madde 100 ve madde 235 uyarõnca oybirliği ile benimsenmiştir. Avrupa Birliği Anlaşmalarõndan beri, 130 lu maddeler teklif edilen çalõşma konularõnõn içeriğine bağlõ olarak üç farklõ yöntem içermektedir. Madde 130s1 çoğu su yasasõnõ içermekte ve Parlemento ile Konseyde nitelikli çoğunluk ile işbirliği oluşturulmasõnõ gerektirmektedir. Madde 130s2 su kaynaklarõnõn yönetimini kapsar ve Parlemento ile müzakere yapõlmasõnõ ve Konseyde oybirliğinin sağlanmasõnõ gerektirmektedir. Madde 130s3 genel çalõşma programlarõnõ içerir ve Parlemento ile müşterek karar verilmesini ve Konseyde nitelikli çoğunluk olmasõnõ gerektirir. Kullanõlan verileri öğrenme hakkõ vardõr. Verilere ulaşõmdaki bu hak tüzük ile ilgili sanayi kuruluşlarõna ve çevre veya tüketici haklarõnõ temsil eden ilgili kuruluşlara eşit derecede uygulanõr. Yasanõn genel ortak çerçevesi içinde, üye ülkelerin makul ölçüde esnekliğe sahip olmalarõnõ sağlamak gerekmektedir. Halkõn katõlõmõ ve sorumluluğu bu esnekliğin düşük standartlarda olmamasõnõ sağlamak için yardõmcõ olacaktõr. Anlaşõlan problemleri çözmek için ilgili kurumlarõn desteği ile uygulanan önlem programõ, açõklamasõz olarak ortaya çõkan problemlerin çözümünden daha fazla şansa sahiptir. 1.1.5.1 Entegre Su Kaynaklarõ Yönetimi Suyun Ekolojik Kalite Talimatlarõ Hakkõnda Komisyon önerisi, diğer Avrupa Birliği ve ulusal bazdaki su yasalarõ uyarõnca gerekli bütün önlemler ile birlikte Talimatlarõ uygulamak için gerekli önlemleri içeren entegre programlarõn tanzim edilmesinde üye ülkeler için kurallarõ içermektedir. Görüş, belirli su kalitesine ilişkin çeşitli politikalarõn amaçlarõnõ başarõ ile sağlamak için ihtiyaç olan önlemlerin idrak edilmesini sağlamaktõr. Bu yaklaşõm aynõ su kütlesini iyileştirmek için bazen farklõ yetkililer tarafõndan alõnan farklõ önlemlerin koordinasyonuna ve gerçekleşmesine imkan tanõr. Çevresel nedenlerden dolayõ yüzey sularõnõ iyileştirmek için alõnacak önlemlerin, göllerin ve nehirlerin kendi mevcut yasalarõnõn analiz sonuçlarõ, özellikle çevreyi izleme yükümlülükleri açõsõndan su kalitesi yasalarõnõn çeşitli kõsõmlarõ uyarõnca gerekli önlemlerin bazõlarõnõn birlikte değerlendirilmesi için fõrsat olduğunu göstermektedir. Yasa analizi, yasada bulunan çeşitli tanõmlarõ bir araya getirmek için oldukça makuldür. Bu Çerçeve Talimatlarõ ile yapõlabilir. 10

Avrupa Birliği su politikasõnõn şeffaflõğa ve kamu sorumluluğuna ihtiyacõ vardõr ve bu Çerçeve Talimatõ içinde belirlenmelidir. 1.1.5.2 Su Kaynaklarõ Çerçeve Talimatõnõn Ana Hatlarõ Komisyon Su Kaynaklarõ Çerçeve Talimatõ için yapõlan önerileri dikkate almaktadõr ve Konsey, Parlamento ve bütün ilgili kuruluşlarõn görüşlerine saygõ duymaktõr. Komisyon, tanõmlarõnõn bazõlarõnõn izleme kurallarõnõ ve diğer ilgili unsurlarõn Çerçeve Talimatõna ilave edileceği fõrsatõnõ göz önünde bulundurmasõna rağmen aşağõdaki Talimatlar genelde bu önerilerden etkilenmeden kalacaktõr: Kullanma Suyu Talimatõ, Tehlikeli Maddeler Talimatõ, İçmesuyu Talimatõ, Bilgi Alõşverişi Talimatõ, Şehir Atõk Sularõnõn Arõtõmõ Talimatõ, Nitrat Talimatõ, Rapor Hazõrlama Talimatõ, Teklif Edilen Entegre Kirlilik Önlenmesi ve Kontrolü Talimatõ. Aşağõda sõralanan talimatlar feshedilebilir ve Çerçeve Talimatõ ile değiştirilebilir: Yüzey Sularõ Talimatõ, Balõklarõn Yaşadõğõ Sular Talimatõ, Kabuklu Su Ürünlerinin Yaşadõğõ Sular Talimatõ, Yeraltõsularõ Talimatõ, Önerilen Suyun Ekolojik Kalitesi Talimatõ. Çerçeve Talimatõ, bu bildiride belirtilen amaçlar ve ilkeleri temel olarak alacaktõr ve Topluluk su korumasõnda yüksek düzey ve masraf/fayda arasõndaki ilişkiyi değerlendirecektir. Çerçeve Talimatõ Avrupa Topluluğu Su Politikasõnda kullanõm için ortak tanõmlarõ belirtmektedir.çerçeve Talimatõ şunlarõ gerektirmektedir: Akvatik çevre fonksiyonlarõnõn ve doğal ekolojik durumun korunmasõ ile su kaynaklarõ yönetiminin entegrasyonu, Su kalitesi ve su miktarõ yönetiminin entegrasyonu (gerekli olduğu yerlerde su çekim ruhsatõnõn tesis edilmesi hükmünü içerir), 11

Yüzey sularõ yönetimi ile (sahil sularõnõ içerir) yeraltõ sularõnõn entegrasyonu. Çerçeve Talimatõ nehir havzasõ bazõnda entegre su yönetimi planlamasõnõ gerektirmektedir. Bu aşağõda sõralananlarõ gerekli kõlmaktadõr: Su miktarõ ve kalitesinin gözlenmesi, Toplumun su ihtiyacõnõn ve insan aktiviteleri ile ilgili su kütlesi üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi, Amaçlarõn belirlenmesi (Çerçeve Talimatõna dahil olmayan Avrupa Topluluğu yasalarõnõn diğer kõsõmlarõ dõşõnda ortaya çõkan amaçlarõ ve ulusal veya yerel politikalarõn dõşõnda ortaya çõkan amaçlarõ içerir), Amaçlarõn sağlanmasõ için tasarlanan önlem programõnõn yapõlmasõ ve yerine getirilmesi (Çerçeve Talimata dahil olmayan Avrupa Topluluğu yasalarõnõn diğer kõsõmlarõ uyarõnca gerekli önlemleri ile ulusal ve yerel önlemleri içerir), Karar verme işlemlerinde şeffaflõk ve kamuoyu ile müzakere, Talimatõn yerine getirilmesini izleme ve rapor hazõrlama. Nehir havzasõ içinde özellikle daha büyük nehir havzalarõnda amaçlarõn ve önlemlerin aslõ konuma ve duruma bağlõ olarak değişebilir. Çerçeve Talimatõ çabalarõn ve sonuçlarõn karşõlaştõrmasõnõ yapmak için yukarõda bahsedilenlere rehberlik eder, ama uygulamadaki ayrõntõlarõn çoğu üye ülkelere bõrakõlõr. Çerçeve Talimatõ, Talimatõn yönetimi ve güncelleştirilmesi için sorumlu bir komite kurulmasõnõ ister. Komite, bu talimatõn ve diğer Avrupa Topluluğu su yasalarõnõn uygulanmasõnõn koordinasyonunu temin etmekle yükümlüdür. 1.2 Dünyada Toprak Kaynaklarõ Dünyada işlenebilir toplam tarõm arazisi 3200 milyon hektardõr. Bu miktarõn 1475 milyon hektarõnda işlemeli tarõm yapõlmaktadõr. Son yõllarda kişi başõna tarõm arazisi gelişmiş ülkelerde % 14,3, gelişmekte olan ülkelerde ise % 40 azalmõştõr. Uluslararasõ tarõm örgütü FAO ya göre 2020 yõlõnda dünya nüfusu 1,7 milyar artarak, 7 milyara ulaşacaktõr. Bu durumda kişi başõna düşen tarõm arazisi 2000 yõlõnda 0,23 hektara, 2050 yõlõnda ise 0,15 hektara düşecektir. İnsan nüfusunun bu derece artmasõ beraberinde arazi bozulmasõ açõsõndan çok büyük problemleri de meydana getirecektir. Dünyadaki karalarõn % 15 i, insanlarõn yanlõş faaliyetleri sonucu doğal üretkenliğini kaybetmiştir. Yapõlan çalõşmalar sonucu dünya arazi varlõğõnõn % 83,7 si su ve rüzgar erozyonu, % 12,5 i kimyasal, % 4,2 si fiziksel degredasyona uğramõştõr. Bütün bunlarõn sonucunda dünya genelinde yerinden taşõnan toprak miktarõ 0,5 12

2,0 ton/ha/yõl ve kaybolan toplam toprak miktarõ ise 24 milyar ton/yõl olarak karşõmõza çõkmaktadõr. Yanlõş arazi kullanõmõ sonucu ise dünya arazilerinin % 26 sõ (1.230 milyon ha) tahrip olmaktadõr. Bu problemin ortaya çõkmasõnda ilk sõrayõ % 34,5 ile aşõrõ otlatma ve sõrasõyla ormansõzlaşma, yanlõş tarõmsal faaliyetler, toprağõn yanlõş kullanõmõ olarak devam etmektedir. Bunun yanõnda dünya genelinde kuru tarõm alanlarõnõn % 70 i çölleşme ve arazi bozulmasõ yoluyla etkilenmektedir. Bunun sonucu her yõl 60 bin km 2 alan çölleşmektedir. İnsan müdahalesi sonucu çölleşen alan miktarõ ise 48,3 milyon km 2 ye ulaşmakta ve bu alanlarda yaşamak için mücadele eden 900 milyon insanõ etkilemektedir. Dünyada 1960 lõ yõllara kadar çevre koruyucu, çevre iyileştirici bir sektör olarak tanõmlanan tarõm sektörünün bu özelliği, 1970 li yõllardan itibaren sorgulanmaya, tartõşõlmaya başlanmõş ve tarõm sektörünün toprak işleme tekniklerinden başlayarak, sektörde kullanõlan girdiler, bu girdilerin üretim ve kullanõm süreçleri, kullanõldõğõ ürünler üzerindeki etkileri ile, tarõmsal ürünleri tüketenlerin üzerinde ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri sorgulanmaya başlanmõştõr. Bu sorgulama sonucunda ortaya çõkan sonuçlar; tarõm sektörünün çevre kirliliği üzerindeki etkisinin sanõldõğõndan daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Diğer taraftan tarõmõn çevre üzerine olumsuz etkilerinin yanõnda kirlenen çevreninde tarõm üzerine olumsuz etkilerinin olduğu da bilinen bir gerçektir. Bu nedenle üretimin; 1992 yõlõnda yapõlan Rio Deklarasyonu ile belirtildiği gibi sürekli ve dengeli tarõmsal ve kõrsal kalkõnma şeklinde yapõlmasõ gerekmektedir. Sürekli, dengeli tarõm ve kõrsal kalkõnma ; Ulusal politikalarõn geliştirilmesine, Halkõn katõlõmõnõn sağlanmasõna, Arazi kaynaklarõnõn yeteneğine uygun kullanõlmasõna, Arazi muhafazasõ ve rehabilitasyonuna, Hayvan ve bitki gen kaynaklarõnõn muhafazasõ ve bunlarõn sürekli ve dengeli kullanõmõna, Sürekli ve dengeli bitki beslenmesine, Kõrsal alanlarda yenilenebilir enerji kaynaklarõnõn kullanõmõ ve enerji verimliliğinin artõrõlmasõna, bağlõdõr. Toprak bozulmasõnõn etkileri ulusal boyuttan çõkmõş, tüm insanlõğõn sorunu haline gelmiştir. 1972 de yayõnlanan Avrupa Toprak şartõ ve 1996 da yürürlüğe giren çölleşme ile mücadele sözleşmesi bu sorunun uluslar arasõ boyutunu vurgulayan örneklerdir. Günümüzde toprak bozulmasõ Dünyanõn her yerinde ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Su ve 13

rüzgar erozyonu yanõnda kirlenme, toprak sõkõşmasõ ve amaç dõşõ kullanõmlar gibi geri dönüşü olmayan kayõplar sürüp gitmektedir. Bütün bu kayõplar olurken dünyada toprak koruma ile ilgili standartlar, koruma kriterleri ve teknoloji kullanõmõnda birlikteliğin sağlandõğõ söylenemez. Günümüzde Dünya da toprak ve arazi kaynaklarõ ile ilgili faaliyetlerde bulunan önemli bazõ uluslar arasõ kuruluşlar aşağõda yer almõştõr. Toprak koruma ve toprak kalitesi ile ilgili uluslararasõ standart organizasyonu (ISO) nun hazõrladõğõ bir doküman mevcuttur. Bu doküman üzerinde tam bir anlaşma sağlanmõş değildir. Birleşmiş Milletlere bağlõ bir kuruluş olan " Uluslararasõ Tarõmsal Kalkõnma Fonu (IFAD)", daha çok gelişmekte olan ülkelerde tarõmsal ve kõrsal kalkõnma projelerinin desteklenmesinde kullanõlmaktadõr. Fonun pilot uygulamalarõ Aşağõ Sahra Afrika ülkelerinde kuraklõk ve çölleşmenin etkilerinin azaltõlmasõna yönelik olarak ve 47 ayrõ projeyle yürütülmektedir. Bu projelerin mali ve teknik kaynaklarõnõn sağlanmasõnda hem AB, hem de OECD'ye bağlõ 19 Avrupa ülkesi başlõca rolü oynamaktadõr. Birleşmiş Milletlerin bir yan kuruluşu olan Gõda ve Tarõm Örgütü (FAO), uzun zamandõr kurak, yarõ kurak ve yarõ kurak bölgelerde yürütmekte olduğu çölleşme ile savaşõm programõnõ son dönemde yoğunlaştõrmõştõr. İlgili ülkelere sağlanan teknik destekler, toprak koruma, otlaklarõn ve hayvansal üretimin bütünsel yönetimi, ağaçlandõrma, kumul tepelerinin õslahõ, sulanan arazilerde tuzlulaşmanõn önlenmesi, sürdürülebilir enerji kaynaklarõnõn ve besin güvenliğinin özendirilmesi gibi çok yönlü ve tümüyle kaynak korumaya ve sürdürülebilir kalkõnmaya yönelik programlarõ kapsamaktadõr. Bu amaçla FAO bünyesinde 15 ayrõ bölümden oluşan bir örgütlenme modeli geliştirilmiş olup, 15 ülkede, bu çerçevede Birleşmiş Milletler Çevre Programõ (UNEP) ile işbirliği içinde ve yer yer Dünya Bankasõ gibi uluslar arasõ kuruluşlardan, kimi zaman da gelişmiş ülke hükümetlerinden sağlanan finansmanla 100 kadar proje yürütülmektedir. Uluslararasõ Toprak Başvuru ve Danõşma Merkezi (ISRIC), dünya topraklarõnõn veri tabanõnõn oluşturulmasõ, araştõrõlmasõ ve eğitim konularõyla ilgilenen bir örgüttür. ISRIC, toprakla ilgili verileri toplar, üretir ve monolitler, veriler, belgeler, haritalar, raporlar ve kitaplar aracõlõğõ ile kullanõcõlara açar. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kurslar düzenler ve çalõşma grubu toplantõlarõ yapar. Bu gruplarda toprak genesisi, sõnõflandõrma, ilişkilendirme (korelasyon), haritalama, CBS' nin toprak veri tabanõnda kullanõmõ, arazi değerlendirme gibi konular tartõşõlõr. ISRIC'in temel hedefleri 4 grup altõnda toplanabilir. Toprak ve arazi bilgi sistemlerinin derlenmesi ve geliştirilmesi, Toprak ve arazi kaynaklarõnõn sürdürülebilir kullanõmõ için değerlendirilmesi, Gelişmekte olan ülkelerde toprakla ilgili kuruluşlarõnõn kapasitelerinin güçlendirilmesi, 14

Toprak ve arazi bilgilerine erişimin kolaylaştõrõlmasõdõr. 1.2.1 Avrupa Birliği Avrupa Birliği ülkelerinin tümünde toplam 25 milyon hektar alan erozyona maruzken ülkemizde 57,6 milyon hektar alanda erozyon çok önemli boyuttadõr. Ülkemizde, bir kilometre karelik alandan oluşan ortalama yõllõk toprak kaybõ; Avrupa da oluşan kayõbõn 9,5 katõ, Avustralya da oluşan kaybõn 2,9 katõ, Amerika da oluşanõn 1,6 katõdõr. Çeşitli nedenlerle degrade olmuş arazi miktarõnõn tüm arazi alanõna oranõ: Avustralya da % 16, Avrupa da % 25, K. Amerika da % 26 iken, TÜRKİYE de % 80 lere ulaşmaktadõr. Avrupa Birliğinde işletme başõna düşen ortalama arazi miktarõ 16,5 ha olup, bir çiftçi ailesinin geçimini sağlayacak düzeydedir. Avrupa Ülkelerinde; arazi toplulaştõrmasõ 1920 li yõllarda genel olarak tarõmsal yapõya yönelik bir önlem iken 1965 lerden sonra toplulaştõrmanõn görev alanõ giderek genişlemiştir. Çağdaş bir toplulaştõrmanõn hedefi kõrsal mekandaki yaşam koşullarõnõn iyileştirilmesi olup, bu hedeften hareketle, bugün artõk toplulaştõrma köy yenilenmesi ile birleşerek Köy ve Arazi gelişimine dönüşmüştür. Avrupa Birliğine göre yeni görüşün adõ Entegre Kõrsal Gelişim dir. Modern köy gelişimi sadece tarõmsal üretimi artõrma politikasõ olmayõp, kimliği, tarihi ilişkiyi ve özel kültürel yaşayõşõ ihmal etmeksizin konut şartlarõnõn iyileştirilmesi, toplulaştõrma kapsamõ içerisinde kõrsal ve tarõmsal altyapõnõn oluşturulmasõyla bütün vatandaşlarõn gelir seviyelerinin ve yaşam standartlarõnõn doğrudan iyileştirilmesini ve küçük yerlerin ekonomik güçlerinin artõrõlmasõnõ hedefleyen bir uygunluk stratejisine dönüşmüştür. Avrupa Birliği, Avrupa Çevre Kurumu (EEA) çatõsõ altõnda, arazi kullanõmõ ve korunmasõ dahil, tüm doğal kaynaklarõn geliştirilmesi için CORINE adlõ bir program paketini yürürlüğe koymuştur. Bu çerçevede öncelikle LANDSAT ve SPOT verilerinden yararlanõlarak ve eldeki hava fotoğraflarõ ve haritalarõn yardõmõyla, 12 üye ülkenin 1:100 000 ölçekli (en küçük haritalama birimi 25 ha) arazi örtüsü verileri çõkarõlmaktadõr. Uydu verilerinin jeokodlamasõ ve yüzey örtüsü verilerinin toplanmasõnda yerel koordinat referans sistemi kullanõlmaktadõr. Daha sonra, elde edilen veriler kenar çakõştõrma tekniği ile, merkezi İsveç'in Kiruna kentinde bulunan Avrupa referans sistemine aktarõlmaktadõr. Eldeki veriler istatistik değerlendirmelerden geçirilerek, her bir yüzey türü için ayrõ ayrõ, 1:3.000.000 ölçekli toplam ve yüzde alanlar ortaya konmaktadõr. AB, bu çalõşma için 44 ayrõ yüzey örtüsü biçimi belirlemiştir. 1997 yõlõnda başlatõlan bu çalõşmanõn önce üye 15 ülkeye, daha sonra da tüm 15