Cemaat ten Sinsi Cemiyet e Ve CAMİDEN ABD CENNETİNE Mİ? - ŞUBAT 2013 - Milli Çözüm Dergisi



Benzer belgeler
Gü ven ce He sa b Mü dü rü

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X.

Kuzey Irak'a harekat

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

DİRİLİŞ TAMAMLANDI SIRA KURTULUŞTA

Afetler ve İlişkilerimiz

sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R

Weşanên Serxwebûn 107. Kutsallık ve lanetin simgesi URFA

ABDULLAH ÖCALAN. PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

VEKTÖRLER. 1. Ve ri len kuv vet le ri bi le şen le ri ne ayı rır sak, x y. kuv vet le ri ( 1) ile çar pı lıp top lanır. ve F 3

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Abdullah Öcalan. SEÇME YAZILAR Cilt VI

Sayın Ahmet Davutoğlu na Yöneltilen Sorular 1) Bakanlık ve Başbakanlık yaptığınız süre içerisinde FETÖ örgütlenmesi hakkında resmi veya gayri resmi

30 MALİ BORÇLAR *** En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları:

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva

ÖDEV ve ÖLÇME AKILLI. Barış TEPECİK

KÜMELER KÜMELER Kümeler Konu Özeti Konu Testleri (1 6) Kartezyen Çarpım Konu Özeti Konu Testleri (1 6)...

Görsel İşitsel Politikasıyla Avrupa Birliği:

TÜRKİYE MİLLİ KÜLTÜR VAKFI

DENEME 8 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ

BAĞIL HAREKET. 4. kuzey. Şekilde görüldüğü gibi, K aracındaki gözlemci L yi doğuya, M yi güneye, N yi güneybatıya doğru gidiyormuş gibi görür.

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26

Din İstismarı Üzerine

SIVI BASINCI. 3. K cis mi her iki K. sı vı da da yüzdü ğü ne gö re ci sim le re et ki eden kal dır ma kuv vet le ri eşittir. = F ky 2V.d X.

SÖMÜRGECİ CUMHURİYET KİRLİ VE SUÇLUDUR

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ YÖNETMELİĞİ

Seçme Röportajlar ABDULLAH ÖCALAN. Onbinlerce İnsan Ölmesin. Abdullah Öcalan. Cilt-III. WeŞanen SerxWebûn 84


BAĞIL HAREKET BÖLÜM 2. Alıştırmalar. Bağıl Hareket ÇÖZÜMLER. 4. kuzey

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

DENEME 3 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17

1. sınıflar için. Öğretmen El Kitabı

Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

inancım inancım inancım ÜNİTE

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

Hemşirelerin İş Yaşamı Kalitesi ve Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri

MESLEK HUKUKU. Yahya ARIKAN Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

Meh med Uzun. (Kürt Ede bi yat An to lo ji si), An to lo ji, iki cilt, 1995; Bî ra Qe de rê (Ka der Ku yu su), Ro man, 1995; Nar Çi çek le ri,

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

KE00-SS.08YT05 DOĞAL SAYILAR ve TAM SAYILAR I

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr!

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

ÖNSÖZ Doğan HASOL. UZMAN GÖRÜŞÜ Prof. Dr. Metin TAŞ. Yap -Endüstri Merkezi Araşt rma Bölümü - Önsöz

FRANZ KAFKA DAVA. Ahmet Cemal ROMAN. Almanca aslından çeviren

Yayına Hazırlayanlar NAZAN AKSOY - BÜLENT AKSOY Türk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış

Morpa Kampüs Çocukları Okuma Yazmaya Hazırlamanın ve Öğretmenin Neden En Kolay Yolu?

Günlük GüneşlIk. Şarkılar. Ali Çolak

MENDERES BU MÝLLETÝN ÖZETÝDÝR

ÖDEV ve ÖLÇME AKILLI. Berna DEMİREL


Perihan Mağden Biz kimden kaçıyorduk Anne?

2010 YILINA DAMGASINI VURAN OLAYLAR. Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği ne giriş süreci. Terör olayları. Türkiye-İsrail krizi

Papa'nın yardımcıları ziyaret için gelip gerekli görüşmeleri bile yaptılar. Bundan sonra neler yaşanacak?

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

Gelişmekte Olan Ülkelerde Gelirin Yeniden Dağılımı Açısından Kamusal Harcama Politikalarının Analizi II

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha...

Azad Ziya Eren Kitapları Şi ir: Diğer:

Yoğun Bakımda Ekip Çalışması

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

Dinlerarası Diyaloğa Karşı İnsanî Diyalog

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

DEVRİMİN DİLİ VE EYLEMİ

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Ömür Çelikdönmez : İran ve İsrail istihbaratı birlikte çalışıyor, MOSSAD casusları İran'da...

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

Merhaba Genç Yoldaþlar;

TBMM Komisyonu'na gelen belgelere göre, Alevi öğrencilere cemaat yurtlarında yüzde 10 kontenjan ayrılmış

Mi mar lar Oda sı z mir u be si 40. Ola an Ge nel Ku ru lu ve Se çim ler Ger çek le ti

BÝR VE ÖZKASNAK TAN SONRA FEVZÝ TÜRKERÝ

GÜN GÜN DRUCKER PETER F. DRUCKER JOSEPH A. MACIARIELLO ÜNLÜ DÜŞÜNÜRÜN YAPITLARINDAN SEÇ LM Ş 366 F K R VE MOT VASYON. Çeviren Murat Çetinbakış

Transkript:

Cemaat; özellikle bir araya gelmiş insan topluluğuna, aynı maksat etrafında oluşmuş halkalara deniyordu. Cemiyet ise, genellikle parti, dernek gibi, belirli bir tüzük etrafında kurulan teşkilatvari birimler oluyordu. Acaba, Fetullah Gülen hareketi de, hayırlı ve manevi hizmet amaçlı bir cemaat ten, Siyonist merkezlerle ilişkili sinsi ve siyasi bir cemiyete mi dönüşüyordu? Soruları giderek yoğunlaşıyordu. Yahudi kökenli avengelist Rockefeller e ait Exxon-Mobil şirketinin Kuzey Irak taki cemaat hizmetlerine (!) dolaylı destek çıktığı iddiaları niye yanıtlanmıyordu? Exxon-Mobil, gelir açısından ABD nin en büyük şirketi sayılıyor, piyasa değeri 500 Milyar doları aşıyordu. Her ne kadar petro-kimya ve gaz şirketleri, piyasa değeri bakımından son 10 yıldır teknoloji şirketlerinin altında gösteriliyorsa da, aslında Apple gibi teknoloji şirketlerinin de, dolaylı biçimde Rockefeller in güdümünde olduğu gerçeği gizleniyordu. Bu tür sinsi ve şaibeli siyonist sömürü şirketlerinin İslami hizmetlere neden yardım ettiği ise merak ediliyordu. İşte Exxon-Mobil in, Barzani Kürt yönetimi ile yaptığı anlaşmalar ve Kuzey Irak ta Fetullahcılara tanınan dolaylı kolaylıklar dikkat çekiyordu. Exxon-Mobil in anlaşma yaptığı, Erbil, Süleymaniye, Musul ve Kerkük yakınlarında bulunan altı sahadan üçü Bağdat yönetimi ile Kürt yönetimi arasında yetki ihtilafı yaşanan bölgelerde bulunuyordu. İşin garip tarafı Exxon-Mobil, Irak merkezi yönetimi tarafından tanınan petrol çıkartacak 47 şirket arasında gözükmüyordu. Buna rağmen Barzani, ABD ye gittikten sonra, Maliki ye karşı cepheyi güçlendirip, Exxon-Mobil le anlaşmayı sonuçlandırıyordu. Aynı zamanlamada, CFR (Council on Foreign Relations) adlı ünlü ABD düşünce(!) kuruluşu da yayınladığı raporda, Kürt meselesinin mutlaka çözülmesi gerektiğinin altını çiziyordu. Obama yönetimi, (Daha doğrusu ABD derin devleti olan Yahudi lobileri) bir zamanlar Neo con ları destekleyen Exxon-Mobil e şimdi Irak ı çözme işini vermiş gözüküyordu. Şimdi bu hamlenin karşısında yine Neoconlar ve kartelin diğer ucu ile geleneksel Avrupa sermayesi bulunuyordu. Exxon ve Mobil 1999 yılında Exxon ve Mobil şirketlerinin birleşmesiyle oluşmuş olan bu şirket, Rockefeller 1 / 13

ailesine ait bulunuyordu. Exxon-Mobil dünyanın en büyük petrol şirketi sayılıyor. Yıllık karının Shell ve BP'den, yaklaşık %50 fazla olduğu biliniyor, net karı 50 milyar doları aşıyordu. Dünya'nın her yerinde binlerce mühendisi çalışıyor (yaklaşık 50-60 bin) Bu mühendisler her gün kuzey Irak, Afganistan, Somali, Irak, Kuveyt, Azerbaycan, Kazakistan, Venezüella gibi dünyanın en tehlikeli bölgelerinde çalışıyor, ancak henüz bir exxon-mobil çalışanı bile teröristler tarafından kaçırılıp öldürülmüyordu! Hiç bir Exxon-Mobil Ofisi bombalanmıyor, Exxon-Mobil çalışanlarını koruyan ABD, NATO veya diğer ulusal ordu askerleri yahut yerel güçlerse sinek gibi avlanıyordu! Çünkü başta PKK ve benzeri terör örgütleri Siyonist Rockefeller in kontrolünde bulunuyordu. AKP nin de PKK nın da, Barzani nin de, aynı Siyonist Rockefeller den beslenmeleri hatta bu Siyonist Yahudi şirketlerin Fetullahcı Rumi Forum la ilişkileri aslında her şeyi açıklıyordu. John Davison Rockefeller (1839-1937) tarafından temeli atılmış olan; petrol, sanayi ve bankacılık devi haline gelmiş bu Siyonist ailenin Fransız-Alman-Amerikan soyundan geldiği söylense de, bunlar Yahudi dönmeliklerini gizlemek için uyduruluyordu. 19. yüzyılın sonlarında kurdukları Standard Oil Company adlı şirket ile petrol işinden en büyük özel serveti elde ediliyordu. Ailenin başında şu an David Rockefeller bulunuyordu. Exxon-Mobil, Chevron, CitiGroup, Chase Manhattan Bank ve JP Morgan Chase, ailenin varlıkları arasında gösteriliyordu. 1870 de kurulan Standart Oil, çok saldırgan bir büyüme ve ele geçirme stratejisi izliyor, rakiplerine hayat hakkı vermemek için elinden geleni yapıyordu. 1890 a gelindiğinde Standard Oil ABD deki rafine edilmiş petrolün % 88 ini kontrol ediyordu. Bundan sonra hakkında açılan tekel ve antitrust davaları sonucu 1911 yılında şirketin parçalanmasına karar veriliyor ve tüm dünyaya yayılıyordu. Standard Oil Company nin vahşi rekabet taktikleri Rockefeller ailesi için sonradan imaj sorunu haline geliyor, bu yüzden yardım faaliyetlerine büyük önem veriliyordu. ABD de pek çok eğitim, sanat kurumu, vakıf vb. kuruluş Rockefeller ailesinin desteğiyle kuruluyordu. Fetullah Gülen e bağlı okul ve vakıflara da Rockefeller in önemli maddi ve diplomatik destek sağladığı söyleniyordu. Örneğin Fetullah Gülen in Onursal Başkanı olduğu Rumi Forum yıllık Barış ve Diyalog Ödüllerini verdiği Yahudi Karşıtlığı İle Mücadele Derneği Başkanı nın ve ABD Dış İşleri Bakanlığından emekli diplomatların, Rockefeller in kontrolündeki vakıf ve şirketler de çalışmaları dikkat çekiyordu. Rockefeller ailesi, Amerikan siyasetinde etkin olmuş ve Başkan Yardımcısı (Nelson R.), Senatör (Jay. R.), Eyalet Valisi (Nelson, Jay ve Winthrop R.) ve Vali Yardımcısı (Winthrop Paul) gibi görevlerde bulunuyorlardı. Rockefeller ailesinin Protestan kökenli olduğu halde Yahudilerle sıcak ilişkileri bulunduğu ve Yahudi sempatizanı (judaizer) olduğu söyleniyor ve bu ilişki Hıristiyan Siyonizm i bağlamında değerlendiriliyordu. Dünyayı yöneten gizli güç olduğu söylenen İlluminati şebekesi içinde yer aldığı söylenen 13 soydan biri oluyordu. Bilderberg, CFR ve Trilateral Komisyonun kuruluşuna öncülük ediliyor ve halen destek veriliyordu. 2 / 13

Fetullah Gülen İsrail in Siyonist vahşetine niye sessiz ve tepkisiz kalıyordu? İslam dünyasının tepkisizliği üzerine daha da azgınlaşan İsrail, Mescid-i Aksa'nın çevresinde maddi ve manevi yıkım çalışmalarına aralıksız devam ediyordu. İsrail, Mekke ve Medine'den sonra üçüncü kutsal şehir olan Kudüs'teki İslam eserlerini yok etme projesine her geçen bir yenisini ekliyordu. Beersheva Camii'nin avlusunda içki festivali rezaletine yeltenen İsrail, geçtiğimiz günlerde de Mescid-i Aksa'nın avlusunda danslı konser düzenleniyordu. 1948'den bu yana yüzlerce camiyi yıkan Siyonist yönetim, birçok camiyi de amacı dışında kullanmaya devam ediyordu. Mescid-i Aksa'nın altından tüneller kazarak yıkmaya çalışan İsrail, Müslümanların tepkisizliğinden istifade ederek çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyordu. Kudüs'ü tamamıyla Yahudileştirmek isteyen İsrail, Mescit-i Aksa'nın çevresine Sinagog inşa ederek, şehrin Müslüman kimliğini yok etmeye amaçlıyordu. Yüzlerce mescidi yıkan İsrail, birçok camiyi de ahır, depo, birahane, sanatçı lokali, belediye lokali, müze, cafe, bar'a çevirerek amacı dışında kullanıyordu. Aynı zamanda Mescid-i Aksa'nın çevresinde şuanda faaliyet gösteren 61 tane sinagog bulunuyordu. 1948 yılında 1200 cami yıkan ve yüzlerce mezarlığı yok eden İsrail, birçok camiyi de gece kulübü, meyhane, lokanta ve mağaza olarak kullanıyordu. İsrail, Kudüs'ü işgal ettiğinde Müslüman halkı yerinden kovarak, Müslümanların geride bıraktığı mülklerine el koymak için 'sahipsiz mülkler' kanununu çıkarıyordu. Bu yasaya dayanarak birçok ev, cami ve vakıf malına el koyarak Yahudi yerleşimcilere satıyordu. Kalan camilere de el koymak için "restorasyonu ve imarı yapılmamış" bahanesiyle el koymak istiyordu. Mescid-i Aksa'ya doğru kazı çalışmaları devam ediyordu! İsrail'in Mescid-i Aksa ve çevresiyle ilgili yürüttüğü sinsi projelerin başında Yahudilerin rahat ibadet etmesi kılıfı altında ağlama duvarını genişletme faaliyeti de bulunuyordu. Bu duvarın genişletilmesi için Mescid-i Aksa'nın külliyesinde bulunan bazı tarihi eserler yıkılarak, Mescid-i Aksa nın altında yeni yollar ve merdivenler yapılıyordu. İsrail, Mescid-i Aksa'nın altında bir müze yapmayı da hedefliyordu. Amaç asırlar önce Aksa'nın yerinde var olduğunu iddia ettikleri Süleyman tapınağının kalıntılarına ulaşmaktı. Bu müzeden Burak duvarına İsraillilerin tabiriyle 'ağlama duvarına' geçiş olacaktı. Burak duvarının yanındaki tünelden ise Mescid-i Aksa'ya doğru kazı çalışmaları devam ediyordu. Ve bütün bu tatbikat ve hakaretlere ne Fetullah Gülen den, ne AKP hükümetinden hiçbir tepki gelmemesi hayretle karşılanıyordu. Ilımlı İslamcı kafalılar, bütün bu yıkım ve katliamları görmeyip, PKK lı teröristlere ağlıyordu! 3 / 13

Dağ da ki te rö rist le rin ölü mü ne ağ la ma yan in san de ğil di r di yen Di yar ba kır Em ni yet Mü dürü Recep Gü ve n in bu söz le ri hay li tar tı şı lmıştı. Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk e göre da ha kim se Ergeneko n adı nı bil mez ken bu Re cep Gü ven, ör güt şe ma sı nı tam 11 yıl ön ce ha zır la mış, ye ni gö re ve baş la yan İs tih ba rat Da ire si Baş ka nı Sab ri Uzu n a sun muş insandı. Ye tin me miş, 2006 yı lın da ay nı şe ma yı yine gün de me ge tir miş, ama ope ras yon baş la ma mıştı. An cak, Uzun ay rıl dık tan son ra ün lü Er ge ne kon Operas yo nu düğmesine basılmıştı. Er ge ne kon bom ba la rı nın bu lu nu şun dan önce 6 yıl İs tih ba rat Da ire si Baş kan lı ğı gö re vin de bu lu nan Sab ri Uzu n un, Mül ki ye Mü fet tiş le ri; Fer di İle ri, Mus ta fa Ya vuz, İl ha mi Do ğan ve Po lis Mü fet ti şi Ne cat Özdemi roğ lu na ver di ği 29 Ekim 2010 ta rih li ifa de si hay ret uyandırıcıydı. Çün kü, Uzu n un, çok önem li iddiaları vardı. Hem Erge ne ko n hem de is tih ba ra tın na sıl ça lış tı ğı na iliş kin önem li ipuçla rı verdiği için o ifade le ri okuya lım: Ergenekon, tezgâhını kimler hazırlamıştı? Ben 14 Ha zi ran 2001 de gö re ve baş la dı ğım da bir şu be mü dü rü önü me bir şe ma ge tir di. Şe ma nın en ba şın da Er ge ne kon Te rör Ör gü tü di ye ya zı yor du. Şe ma ya gö re ör gü tün so rum lu su Or ge ne ral Çe tin Doğan dı. Ona bağ lı ça lı şan 5-6 kor ge ne ral var dı. On lar dan bi ri si de Çor lu da gö rev li kor ge ne ral di. Bun la rın al tın da da tuğ ve tüm ge ne ral ler var dı. Top lam 22-25 ki şi lik bir şe may dı. Bu şe ma yı ge ti ren ar ka da şa şemanın hu ku ki bir ge çer li li ği yok tur. Ad li iş lem ler de ifa de tu ta nak la rı geçer li dir. Bu şe ma, han gi ifa de ve ya bel ge ye da ya nı yo r di ye sor dum. Tun cay Gü ne y in ifa de si ni ge tirt tim. Ha tır la dı ğım ka da rıy la 52-55 say fa dan olu şu yor ay rı ca 20-22 say fa lık da bil gi no tu var dı. İfa de tu ta na ğın da, ne Çe tin Do ğa n ın ne de şe ma da görülen di ğer ge ne ral le rin isim le ri yok tu. Sa de ce Ve li Kü çü k ün adı geçiyordu. O da, bu ki şi nin bir ga ze te de ça lı şan emek li ge ne ral le ar ka daş ol du ğu ya zı yor du. Tun cay Gü ne y in ifa de sin de Türk Si lah lı Kuv vet le ri n den (TSK) 24 bin Ka laş ni kof si lah alıp bu nu kamyon la Ku zey Ira k a gö tür dü ğü de be lir ti li yor du. İfa de tu ta na ğı nı ge ti ren şu be mü dü rü ne yaz ma sı nı istedim. 24 ile 3,5 u çarp ma sı nı is te dim. Şu be Mü dü rü ba na 84 de di. 24 bin Ka laş ni ko fun 84 bin ki lo tuttuğunu, bu nun bir kam yon la ta şı na ma ya ca ğı nı bil mek için de is tih ba rat çı ol ma ya ge rek ol ma dı ğı nı, bu ifade de bir hi le ol du ğu nu söy le dim. 2006 yı lı nın Ocak ya da Şu bat ayın da Er ge ne kon ko nu su yi ne gün de me gel di ğin de, Baş ba ka n ın imzasıy la bü tün bu bil gi le ri Ge nel kur may Baş ka nı Hil mi Öz kö k ün adı na ya zıl ma sı nı is te dim. Hat ta, üst makam lar dan giz li iş yap ma nın yan lış ola ca ğı nı ağır bir ifa dey le şu be mü dü rü ne söy le dim. Şim di an lı yo rum ki, şu an da gün dem de olan Er ge ne kon ope ras yo nu nu, be ni iğ fal et miş ol sa lar dı, o tarih te ya pa cak lar mış. Ben oyu na gel me di ğim için o ta rih te ya pa ma dı lar. 4 / 13

Gerçekleri konuşup yazanlar susturulmaktaydı. Gö rev de bu lun du ğum dö nem de, İs tan bu l da ki bu is tih ba rat per so ne li ne, eşim le bir lik te ara ca binerken fo toğ ra fımın çe kil me si ta li ma tı ve ril di ği ni öğ ren dim. İşin özü şu dur: Ce ma atin ka rar or ga nı olan Şu ra be nim Er ge ne kon ope ras yo nunun ya pı la bil me si için gö rev den alın ma mın şart ol du ğu na ka na at ge tir miş ve be nim gö rev den alın ma sü re ci mi baş lat mış lardır. Ce ma at bir ki şi hak kın da ope ras yon ya pı yor sa, onun et ra fın da ki in san la rı ta ma men uzak laş tı rır ve o kişi yal nız laş tı rı lır. Da ha son ra bu ki şi ler ya yın organlarıy la iti bar sız laş tı rı lır. Ben bun la rı ya şa dım. Mal var lı ğı so ruş tur ma sı açıl dı, te le fon la ara yan la rın sayısı yüz de 90 azal dı, ta nı dık la rım et ra fım dan uzak laş tı rı lıp yalnız laş tı rıl dım. Bü tün bun lar, tek bir karargâhta ha zır la nıp uygu la nmaktaydı. Ben bu ce ma atin, bir ko mu tan la il gi li yap tı ğı ya sa dı şı işi biz zat tes pit edip il gi li bir ma ka ma ki şi ye öze l ya zıy la bil dir dim. Ne o ya zı nın içe ri ği ni, ne de o ma ka mı, yet ki ve ril me den as la açık la ya mam. Be nim gö rev yap tı ğım za man da Ergenekon diye böy le bir il le gal ör güt yok tu. Böy le bir ör gü tün var lı ğın dan ha ber dar olsam, ya sal ge re ği ni ya par dım. Di yar ba kır Em. Md. Re cep Gü ven, İs tih ba rat Da ire si Baş ka nı Ra ma zan Ak yü re k in, yar dım cı lı ğı nı yapmış, Ak yü rek alı nın ca da ye ri ne vekâleten bakmıştı. Ön le me amaç lı te le fon din le me le ri ni n en yay gın oldu ğu dö nem onun dönemine rastlamıştı. Gü ve n in, Dağ da ki te rö rist le rin ölü mü ne ağ la ma yan in san değil di r söz le ri ni mes lek bü yük le ri de yan lış bulmaktaydı. Em ni yet Mü dü rü Re cep Gü ven, 11 yıl ön ce ha zır la nan Er ge ne kon şe ma sıy la il gi li es ki Baş ka nı Sab ri Uzu n un id di ala rı na açık lık ge ti re bil se da ha bü yük bir hiz met yap mış olacaktı diyenler yerden göğe haklıydı. Diyalog dalaveresi devam ediyordu: İslam ı anlatmak Hahamlara ve Papazlara mı kalıyordu? ABD'nin (Derin Devleti olan Yahudi Lobilerinin) desteklediği dinlerarası diyalog çalışmaları hız kesmeden devam ediyordu. "Ilımlı İslam" söylemiyle İslamiyet'i kendileri için zararsız hale sokmak ve (hâşâ) içini boşaltmak isteyen ABD'de de, bu sefer de dinlerarası diyalog faaliyetleri yürüten iki kuruluşun hazırladığı bir kitapçık gündeme geliyordu. İslamiyet ile ilgili önyargıları giderme amacını gütme bahanesiyle hazırlanan kitapçığı hazırlayan ise Interfaith Alliance (Dinlerarası İttifak) kurumunun başkanı rahip Welton Gaddy oluyordu. ABD'deki farklı dini kurum ve gruplar, her nedense birden bire İslamcı ve Fetullahcı kesiliyordu! Dinlerarası diyalog faaliyetlerini yürütenlerden Interfaith Alliance (Dinlerarası İttifak) kurumunun Başkanı Rahip Dr. C. Welton Gaddy, "Amerikalı 5 / 13

Müslümanlar Hakkındaki Doğrular Neler?" başlıklı bir kitapçık hazırlıyordu. Ülkedeki farklı dinlerden 21 kuruluşun destek verdiği girişimin bir ürünü olan kitapçık, güya dini özgürlüklerle ilgili yasaların yanı sıra, Amerikalı Müslümanların tarihi ile İslâm dini hakkındaki yanlış bilinen konuları irdeliyordu. Bu kitapçığın, dinlerarası diyalog ve "ılımlı İslam" vasıtasıyla İslamiyet'i kendileri için zararsız hale getirmeye çalışan çevrelerin, İslamiyet'e doğrudan müdahale çabalarının bir ürünü sayılıyordu. Müslümanlara iyi görünmek ve dinimizi dejenere etmek amaçlanıyordu! Interfaith Alliance ile Religious Freedom Education Project of the First Amendment Center (İlk Islah Merkezi'ni Dini Özgürlükler Eğitimi Projesi) adlı iki kuruluş sözde, Amerikalıların İslâm dini ve Müslümanlara dair bilgi eksikliklerini ve toplumdaki önyargıları gidermek için bir girişim başlatıyordu. Girişime destek verenler arasında New Evangelical Partnershipfor the Common Good (Ortak Menfaat İçin Evangelist Ortaklık) adlı kuruluşun da bulunması dikkat çekiyordu. Oysa bunların asıl amaçları İslam ı ılımlaştırmak, Siyonizm e ve Batı emperyalizmine uyumlu hizmetkâr konumuna sokmaktı. Erdoğan ve Gülen Diyalog dedikçe Müslümanlar katlediliyor ve İslam a hücumlar artıyordu! Başbakan Erdoğan, İspanya ve Türkiye'nin öncülüğünde 2005 yılında kurulan Medeniyetler İttifakı Dostluk Grubu'nun önemine her fırsatta vurgu yaparak dinler arası diyalog açısından bu ittifakın gerekliliğine işaret ediyordu. Başbakan Erdoğan'ın büyük övgüyle bahsettiği ittifakın kuruluşundan sonra şehit edilen Müslüman sayısı azalmıyor aksine daha da artıyordu. Türkiye'de yeşertilmeye çalışılan diyalog çalışmalarının zehirli meyvesi de maalesef sürekli Müslümanlara zorla yediriliyordu. İnterfaith Alliance (Dinlerarası ittifak) adlı örgütü daha önce de inançları paylaşma töreni yapmış ve bu kapsamda 70 in üzerinde kilisede Musevi ve Müslüman din adamları, Hıristiyan din adamlarıyla birlikte katılmış ve törende ezan da okunmuştu! Hem AKP ye oy veren dindar insanların, hem de halis niyetlerle ve imani bir gayretle çırpınan Cemaat mensuplarının bu ılımlı İslam ve dinler arası diyalog safsatasının perde arkasını sorgulamaları ve manevi duyarlılıklarımızın yozlaştırılmasına karşı çıkmaları gerekiyordu. İsrail Golan Tepeleri'nde Suriye ye saldırı hazırlığı yapıyordu 6 / 13

Golan Tepelerinde "sözde yangın tatbikatı" başlatan İsrail ordusunun 'acil bir durum' için hazırlıklarını test ettiği bildiriliyordu. İsrail Savunma Kuvvetleri Suriye sınırındaki Golan Tepeleri'nde sürpriz bir "yangın tatbikatı" başlatıyordu. İşgal ettiği tepelerdeki askerlerinin kurtarılması ve silahlı çatışma egzersizlerini de içereceği açıklanan kapsamlı tatbikatın bir gün süreceği belirtiliyordu. Tatbikata Kuzey Komutanlığı, Merkez Komutanlığı ve Hava Kuvvetleri birliklerinin katıldığı açıklanıyordu. "Yangın tatbikatının" 'acil bir durum' için ordunun hazırlıklarını test etme amaçlı olduğu anlaşılıyordu. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, ülkesinin Golan Tepelerinden asla çekilmeyeceğini söylüyor, "Golan'da kalmak, Suriye ile olası bir askeri çatışmada İsrail açısından stratejik avantajlar sağlayacaktır" açıklamasında bulunuyordu. Ama her nedense bütün Siyonist hareketlere karşı, diyalogcular sessiz kalıyordu. Hizbullah İsrail le savaş tatbikatı başlatıyordu. Bu arada, Hizbullah ın da Lübnan ın güneyinde ve doğusunda 10 bin kişilik özel kuvvetin katıldığı bir savunma tatbikatı yaptığı açıklanıyordu. Lübnan da yayımlanan Cumhuriyet gazetesi, Hizbullah ın geçtiğimiz hafta düzenlediği kapsamlı tatbikatın üç gün sürdüğünü bildiriliyordu. Gazetenin haberine göre, Lübnan ın güneyinde ve doğusunda gerçekleştirilen tatbikatta savunma senaryolarının yanı sıra İsrail işgali altında bulunan el-celil kentinin ele geçirilmesini öngören bir senaryo da uygulanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, muhtemel bir savaşta Hizbullah ın sadece savunmada kalmayacağını, savaşın İsrail in işgali altında bulunan bölgelerde de yaşanacağını vurguluyordu. Cumhuriyet gazetesi, Hizbullah ın nüfuzunun olduğu bölgelerde ilk kez bu kadar geniş kapsamlı bir tatbikat yaptığını yazıyordu. Tatbikatta İsrail le yapılacak muhtemel bir savaşta uygulanacak taktiklerin denendiğini belirten Hizbullah uzmanları, Hizbullah ın yeni bir savaşta aralarında zırh delici roketlerin, casus uçakların da bulunduğu gelişmiş silahları kullanacağını ifade ediyordu. Bu gelişmeler bize Rahmetli Erbakan ın: Suriye yi parçalamak, İsrail in Arz-ı Mevud hayali ve hedefidir. Maalesef AKP ye de, Hizbullah ı zayıf düşürmek üzere bölgeye Türk askeri göndermek görevi verilmiştir sözlerini hatırlıyordu. Washington daki savaş oyunu ve Gaziantep teki bomba! ABD nin üç önemli düşünce kuruluşu, Suriye krizi bağlamında çok önemli bir çalışmaya imza atıyordu. Brookings, Amerikan Enterprise ve Savaş Çalışmaları Enstitüsü ortaklaşa simülasyon yapıyordu. Savaş oyunu ya da simülasyonda Pentagon, CIA ve Dışişleri nde çalışmış uzman heyet, senaryo gereği temsil ettiği ülkeler adına kararlar alıyordu. Savaş oyunun da Türkiye, ABD ve Suudilerin bütün zorlamalarına rağmen Suriye ye tek başına müdahaleden 7 / 13

kaçınıyordu. Yaşanan büyük mülteci akını dalgasına rağmen, Türkiye ordusunu Suriye ye sokmuyordu. Derken Gaziantep gibi Türkiye nin sınır illerinde bombalar patlıyor ve masum insanlar ölüyordu. İşte Türkiye, bu bombaların sebep olduğu iklimin akabinde Suriye ye giriyordu. Aktardıklarım hikaye değil, sonuçlarını Brookings Enstitüsü nün 11 sayfalık memoya dönüştürüp üyelerine dağıttığı bir savaş oyunuydu. Görüyorsunuz, elin Amerikalısı tam iki ay önceden Gaziantep teki bombalamayı biliyor, yani tezgâhlanıyordu. Ancak, Ahmet Davutoğlu ile Şamil Tayyar gibiler hala bu bombalamayı Suriye Muhaberatı yaptı diyerek toplumu aldatıyordu. Bir başka ayrıntı, bu simülasyon PKK nın gerçek patronunu bir kere daha gösteriyordu. Washington daki savaş oyununda Gaziantep e bomba deniliyor, PKK bu buyruğu anında yerine getiriyordu. PKK Washington un güdümünde olduğu için, ABD PKK ya kendi işgal toprağı olan K.Irak ta Kandil gibi devasa bir üs ya da karargâh veriyordu. Nitekim bu hakikat artık, Cumhurbaşkanı Gül tarafından da gizlenmiyor ve Washington un PKK ile mücadelede yapabileceği pek çok şeyi yapmadığını söylüyordu. Fetullah Gülen in MİT İmalı taziye mesajı ne anlama geliyordu? Fetullah Gülen in, Gaziantep ve Uludere de yaşanan olaylar nedeniyle yayınladığı taziye mesajında istihbarat konusuna atıfta bulunması akıllara, MİT üzerinde yaşanan tartışmaları hatırlatıyordu. Gülen in taziye mesajı şöyle bitiyordu; Başta istihbarat mevzuunda daha hassas olunması ve her türlü tedbirin alınması dileğiyle bütün milletimize taziyelerimi sunuyorum. İyi de: a-fetullah Gülen, bir istihbarat uzmanı değildi. CIA dan bilgi alınmamışsa, Gaziantep saldırısındaki istihbarat zafiyetini nerden biliyordu? b-eğer istihbarat konularına vakıfsa, CIA ve MOSSAD ın PKK irtibatlarını niye gündeme getirmiyor ve sorgulamıyordu. 8 / 13

AKP yandaşı ve Akit yazarı Dilipak, cemaatin para trafiğini yazıyor ve Kayıt dışı paraların bir kısmı Dubai de diyordu. Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, 25 Ağustos tarihli köşesinde, Bizimkilerde para gani mi? başlıklı bir yazı kaleme alıyordu. Dilipak, yazısında, Cemaat çok kötü ve dağınık gidiyor Cemaatin zannedilen şahıs firmaları var, şahıs firmaları zannedilen cemaat organizasyonları.. Bu işlerin nerede başlayıp nerede bittiği belli olmadığı gibi, kime inanacağınızı da bilemiyorsunuz ifadelerini kullanıyordu. İşte Dilipak ın yazısındaki o bölümler: Belli fonlar hâlâ yurtdışında. Bir kısmı borsada. Eskiden İsviçre vardı, ardından offshorelara kaydı, şimdi borsada oynuyorlar.. Bir kısmı Dubai ve Körfez ülkelerinde.. Bir kısmı müteahhitlik firmaları üzerinde işletiliyor. Bir kısmı dışarı gidiyor, kredi olarak geri geliyor. Bir kısmı gayrimenkulde.. Kayıt dışı parası olan bürokratlar ve politikacılar da bu tezgâhta. Bunları, bu işlerle ilgili herkes biliyor aslında. Cemaat Baronları! Cemaat deyince tek cemaat de bu değil. Başkaları da az ya da çok emin adımlarla aynı yolda ilerliyorlar.. Aydınlıkçıların iddiası şu: 65 i büyük kuruluş olmak üzere 700 şirket tarafından destekleniyor. Cemaatin sermayesi 150 milyar dolar. Yıllık 7 milyar dolar iş hacmine sahipler. Yönetici kadro çerçevesinde 4 bin 800 kişi takibe alındı.. 4 politikacı, 5 TSK mensubu, 173 emniyet ve 23 MİT mensubu, 2314 iş adamı... 5 TSK mensubu, 173 emniyet görevlisi, 171 eski ülkücü, 47 din adamı cemaatin kurmayları arasında. Bu iddiaların internete düşmüş olduğu için artık üstünün de pek örtülmesi mümkün değil. Birileri cevap vermeli. Cemaat bu iddiaları yalanladı ve yargıya taşıdı.. Bu iddiaların doğruluğu yanlışlığı bir kenara, bu iddialar olmasaydı bile, toplumun hafızasında cevabını arayan bir sürü soru vardı ve birilerinin bu sorulara cevap vermesi gerekiyordu... Bu işler Bana güven, gerisini merak etme sen diye geçiştirilecek sorular değil Söylenti, eğer tatmin edici açıklamalar ve şeffaflıkla kontrol altında tutulmazsa, gerçeklerden daha fazla tahripkâr olabilir diyen Dilipak ın kuşkuları hala yanıtını bekliyordu. Sn. Abdurrahman Dilipak ın bu gayreti, acaba AKP-Cemaat sürtüşmesinde, iktidardan taraf tavrını mı yansıtıyordu? Yoksa kötüleyerek reklam etmek cinsinden cemaatin gücünü mü anlatıyordu? 9 / 13

Fetullah Gülen, 'Cübbeli'ye niçin zeytin dalı uzatıyordu? Bazı gazetelerde Fethullah Gülen'in 'Cübbeli Ahmet' olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü'ye iki kitabını imzalayıp gönderdiğini okuyanlar şaşkınlığa düşüyordu. Öyle ya; Özel Görevli Mahkemelerin mağdurlarından biri olarak gösterilen Cübbeli Ahmet'in bizzat kendisi ve taraftarları, bu işin asıl sorumlusu olarak Cemaat'i gösteriyordu. Her ne kadar başından itibaren Cemaat, bu davayla herhangi bir bağlantısı olmadığını söylese de İsmailağa cephesinde kimseyi ikna edemiyordu. İki kesim arasında soğuk rüzgârlar eserken şimdi nereden icap etmişti de, Fethullah Gülen 'günah çıkarır' gibi Mübarek ve mümtaz hocamız Ahmet Efendi Hazretleri başlıklı mektuplar döşeniyordu? Taktik adımlar mı atılıyordu? Son dönemdeki gelişmeleri yakından takip edenler için aslında bunlar hiç de 'sürpriz' sayılmıyordu. Tayyip Erdoğan özelinde AKP ile girdiği mücadelenin dozunu giderek artıran ve İHH camiasıyla zaten kavgalı olan Cemaat, bu hengâmede cepheyi daha da genişletmek istemiyor ve Cübbeliyi safına çekmek, en azından hıncını hafifletmek istiyordu. Bilindiği üzere, Hakan Fidan olayından sonra AKP-Cemaat koalisyonunu bozan iki taraf arasındaki gerilim azalmak bir yana, katlanarak büyüyordu. Her iki taraf köprüleri atmış vaziyette ve indirici darbeyi vurmak için fırsat kolluyordu! Cemaat basınında AKP eleştirileri had safhaya ulaşırken Erdoğan'ın son hamlesi ise dershaneleri kapatma kararı almak oluyordu. Dershaneler para aklama ve eleman araklama merkezi mi oluyordu? Dershanelerin, Cemaatin gelirlerinin yüzde 80'ini oluşturduğunu, daha doğrusu karanlık kaynaklardan gelen kara dolarları aklama mekanizması olarak işlev sunduğunu bu sayede geniş kesimlerle temas kurduğunu, hatta bugünkü iriliğine kavuştuğunu iyi bilen Başbakan Erdoğan, böylelikle rakibini yumuşak karnından vurmayı mı hedefliyordu? Üstelik bunu ilan ettiği konuşmasında, Kim gücenirse gücensin diyerek gerekli yerlere mesajını da gönderiyordu. Bunlar merdiven altı vurgusu yaparak birilerinin vergi kaçırdıklarını ifşa ediyordu. Hele Erdoğan'ın dershane öğretmenleri hakkında 10 / 13

tufeyli (başkasının sırtından geçinen, asalak) dediği iddiası Cemaat çevrelerinde kıyamet kopartıyordu!.. Erdoğan için yapılan yorumların en hafifi, Özal gibi geldi ama 10 yılda Demirelleşti... oluyordu. İşte bu noktada Cemaat, İsmailağaya İskenderpaşa'yı da katarak bunları yanına çekmek istiyordu. Fethullah Gülen'in uzattığı zeytin dalının Bizim sizinle bir derdimiz yok mesajı içerdiği anlaşılıyordu. ADL ve Gülen ilişkisi kafa karıştırıyordu! Fethullah Gülen, 1997 yılında ABD'de ADL Başkanı Abraham Foxman ile görüşüyordu. Foxman, Gülen'den İslam da hoşgörü konusu ile ilgili bir kitap yazmasını rica ediyor, sonra bu kitabı ADL, İngilizce ye çevirerek dağıtıyor,kısacası kitabın sponsoru oluyordu.. Hatırlayınız, Ocak 2004 teki Amerika ziyareti sırasında New York ta Amerikan Musevi Komitesi (ADL) tarafından Sn. Recep T. Erdoğan a Yahudi Cesaret Ödülü olan Davut Boynuzu veriliyordu. Bu dünya tarihinde bir ilkti, çünkü ilk kez bir Müslüman bu ödülü alıyordu. Erdoğan dan sonra 28 Şubat ın önemli paşası Çevik Bir de aynı ödüle layık görülüyordu. Peki, ADL ne oluyordu? Küresel boyutlarda bir projenin parçası olarak, bireysel gücünün çok ötesinde etkili bir kuruluştu, Bu bağlamda, ADL'in akraba örgütlerinin, örgüt-ağının kapsamını bilmek gerekiyordu. 1913'te, "B'nai B'rith Bağımsız Tarikatı" tarafından, ABD'de kurulan ADL'nin resmi misyonu, "Yahudi halkına yöneltilen iftiralara /öncelikle/ akla ve vicdana, gerekirse yasalara başvurmak suretiyle son vermek" olarak açıklanıyordu. "B'nai B'rith"in kendisi de yine ABD'de, New York Eyaletinde, 1843'te, kurulmuş bir lobi grubuydu. O tarihte açıklanan amacı: "Yahudi cemaatine hizmet sunmak, Yahudi haklarını korumak, hasta ve yoksul Yahudilere yardım ulaştırmak, gençlere burs sağlamak, Yahudi-karşıtlığına karşı koymak" oluyordu. Siyonist Yahudilerin etkin kuruluşlarından ADL (Anti-Defamation League) Yahudi aleyhtarlığı ile mücadele birliği anlamı taşıyordu. 1913 yılında New York ta kurulan, Abraham Foxman ın başkan olduğu bu dernek, Siyonizm e hizmet ediyor ve hizmetçi yetiştiriyordu. Derneğin kuruluş gayesi olarak, Yahudi toplumuna karşı yapılan karalamaları önlemek, Siyonizm aleyhindeki iddialara itiraz etmek ve gerekiyorsa karalama eylemlerini kanun önüne getirmektir. deniyordu. (Not; Yahudiler, haklar, karalamalar derken aklımıza hep 2. Dünya savaşı ve Naziler geliyordu. 11 / 13

Hâlbuki tarih 1913 ve böyle bir dernek Yahudilere yapılan karalamaları engellemek için kuruluyordu. Acaba Yahudiler gittikleri her yerde ne haltlar karıştırıyordu ki, devamlı karalamaya muhatap olunuyordu?) ADL Kurumunun özelliklerinden biri de İnançlar arası diyalog kampı oluşturmak olduğu belirtiliyordu. ADL, New England Bölgesi Şubesi, Hıristiyan, Musevi ve Müslüman gençleri bir haftalığına birbirlerini tanımaları ve dayanışmaları için İnançlar Arası Kamp ismi verilen bir organizasyon düzenliyordu. Bu organizasyon, İbrahim i inanca mensup genç üyeler arasında iyi ilişkileri geliştirmek fikriyle doğuyordu." Bilindiği gibi Fetullahcılarda aynı şeyleri savunuyordu. Oysa Cemaatin Gazetesi Zaman, 20 Kasım 1992 günü ADL için şunları yazıyordu: İngiliz Farmasonluğu nun Yahudi kolu olan B nai B rith in etkisi altındaki ADL (Anti-Defamation League) 1913 yılında kurulduğu bilinmektedir. ADL adeta, Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir Kurdukları Denizaşırı Yatırımcılar Servisi adlı şirketle milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir. İşgal altındaki Filistin topraklarında ve Kudüs ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesinde geniş arazilerin kanunsuz alım satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL nin varlığını göstermiştir. ADL, Amerika içinde FBI kanallı muhtelif operasyonlarla ilişkisini sürdürmektedir. FBI ise kongre tarafından suçlandığı zaman suçu daima ADL nin üzerine atıvermektedir ADL nin bilinen cinayetleri şunlardır: 15 Ağustos 1985 te Kafkasyalı Müslüman lider Tscherim Sobzocov, evinin önünde bombalı saldırı sonucu katledilmiştir. Musevi iken Hak din olan İslam a dönüş yapan Prof. İsmail Raci Faruki ve eşi 1985 in Ramazan ında sabaha karşı evlerinde bıçaklanarak öldürülmüşlerdir. Gandhi ve Palme suikastlarının arkasında da ADL yi görmekteyiz ADL, tam mesai ile çalışan gizli istihbarat memurlarının bir kısmını Amerikan Hükümeti Adalet Bakanlığı na bağlı Özel soruşturmalar Ofisi nde (OSI), bir kısmını da İsrail otoriteleriyle Tel Aviv de görevlendirmiştir İsrail Devleti kurulduğundan beri ADL, İsrail Gizli Servisi MOSSAD ile hususi ilişkilerini devam ettirmiştir, İsrail mafyasıyla da yakın bağlantılar içindedir. ADL Sharon grubu ihtilaflı bölgelerde satın aldıkları evlerde militan Yahudileri yetiştirmektedir. 10 Mart 1998 de aynı Zaman Gazetesi Fethullah Gülen in kitaplarının ADL tarafından bastırmasını şöyle haberleştiriyordu: 12 / 13

3 gündür Türkiye de bulunan Yahudi Liderler Heyeti, Başbakan Yılmaz, Orgeneral Çevik Bir, TBMM Başkanı Çetin ve Dışişleri Bakanı Cem den sonra Fethullah Gülen ile görüştü. 55 Yahudi örgütünü temsilen Türkiye de bulunan 59 kişilik (AYÖBK) Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı Heyeti, Fethullah Gülen in Türkiye deki ve yurtdışındaki çabalarını önümüzdeki yüzyılın barış asrı olması açısından önemsediklerini ve söz konusu projeye büyük ilgi duyduklarını belirtmişlerdir. Görüşmede; Gülen in, ABD nin en etkili Yahudi Lobisi olan ADL nin (Anti-Defamation League) teklifiyle hazırladığı hoşgörü ve diyalogla ilgili kitap da gündeme gelmiştir. Gülen, İngilizce olarak hazırlanan kitap üzerindeki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu, bittiğinde insanların hizmetine sunacağını söylemiştir. Kitabın, ADL tarafından basılarak dünyanın dört bir yanında dağıtılacağı belirtilmiştir Şimdi iman, iz an ve vicdan ehlinin şu sorunun yanıtını vermeleri bekleniyordu: 20 Kasım 1992 tarihli sayısında, ADL nin çok kirli ve gizli işler çeviren ve cinayetler işleyen bir Siyonist Yahudi örgütü olduğunu yazan ZAMAN GAZETESİ, 10 Mart 1998 de ise aynı ADL örgütünün, Fethullah Gülen i ziyaret edip sahip çıktıklarını ve kitaplarını İngilizce basıp dağıtacaklarını duyuruyordu! Acaba, Yahudi ADL örgütü mü, insafa ve İslam a gelip tövbe ediyordu, yoksa Fethullah Gülen mi karanlık bir mecraya sürükleniyordu? Share: 13 / 13