ÇOCUK YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE - ZOR SORU: SEPSİS/ METABOLİK HASTALIK?



Benzer belgeler
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Tıp Fakültesi. Çocuk Sağlığı Kocaeli ve Hastalıkları Üniversitesi Anabilim Dalı Tıp Fakültesi. Olgu Sunumu Çocuk Gastroenteroloji Bilim Dalı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

SİSTİNOZİS KAYIT SİSTEMİ VERİ ALANLARI (*) ile belirtilen alanların doldurulması zorunludur. Hasta Demografik Bilgileri

Yenidoğan, süt çocukluğu ve çocukluk döneminde sık olarak karşımıza çıkar

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Anemi modülü 3. dönem

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Hipoglisemiye Yaklaşım. Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (İlkbahar Dönemi) KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ 10 NİSAN 2016 PAZAR ÖĞLEDEN SONRA

FOKAL SEGMENTAL GLOMERÜLOSKLEROZ (FSGS) VAKA SUNUMU ÖZGE ÖZEROĞLU

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

DİABETİK KETOASİDOZU TAKLİT EDEN PROPİYONİK ASİDEMİ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

ÇOCUKLARDA KRONİK BÖBREK HASTALIĞI Küçük yaş grubunda doğumda başlayabilen Kronik böbrek yetersizliği Son evre böbrek yetmezliği gelişimine neden olan

OLGU SUNUMU. Doç.Dr. Egemen Eroğlu Çocuk Cerrahisi ABD

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Karaciğer Fonksiyon Bozukluklarına Yaklaşım

SIVI GEREKSİNİMİ ÇOCUKLARDA SIVI ELEKTROLİT TEDAVİSİ. Dr. Dilek DURMAZ AÜTF Acil Tıp ABD 25/05/2010. Vücut Sıvılarının Dağılımı

Beslenme Bozuklukları II. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr.

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

Olgu Tartışması. Doç. Dr. Bülent ERDUR PAUTF Acil Tıp AD DENİZLİ Haziran 2012 ATOK

Topaloğlu R, ÖzaltınF, Gülhan B, Bodur İ, İnözü M, Beşbaş N

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür.

Hipoglisemi Tedavisi. Dr. Ömer Salt. Acil Tıp Uzmanı Yozgat/Türkiye

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

MULTİVİTAMİN PREPARATI KULLANIMINA İKİNCİL GELİŞEN D VİTAMİNİ İNTOKSİKASYONU: 3 OLGU SUNUMU

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

ALKOL ZEHİRLENMELERİ. Doç. Dr. Levent Avşaroğulları Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Kayseri

Çocuklarda beslenme durumunun değerlendirilmesi. Dr. Ceyda TUNA KIRSAÇLIOĞLU

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018

International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: Dr. Merve Gü eş Öza dı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

RUTİN KONTROLLERDE HEMŞİRENİN ROLÜ. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ Ferda Demirkale /KIBRIS

DEHİDRASYON: Vaka Temelli İnteraktif Tartışma

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

EGZERSİZ SONRASI TOPARLAMA

Akut böbrek yetmezliğinin nadir bir nedeni??? Gülşah KAYA AKSOY Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert

Babalar Gününe Özel Panellerimiz Varlıkları ve Sağlıkları Bizim İçin Önemlidir

Parasetamol ve Salisilat Zehirlenmeleri. Uzm. Dr. Yusuf Ali Altuncı Ege Ünv. Tıp Fak. Acil Tıp Ad

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

BÖBREK NAKLİ SONRASI HİPERÜRİSEMİ GELİŞİMİ İLE İLİŞKİLİ RİSK FAKTÖRLERİNİN ARAŞTIRILMASI. Dr. Şahin EYÜPOĞLU

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

Yirmi dört yaşındaki annenin G3P2Y2 38 haftalık sezaryanla 3270 g doğan bebeğinin, doğar doğmaz ağladığı, annesini aktif olarak emdiği, genel

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI

Birinci Basamakta Hasta Çocuğa Yaklaşım

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

SEPSİS OLGULARI. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Eğitim yılı

1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk hastalara detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır.

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

Hazırlayan: Hatice Şentürk Acıbadem Bursa Hastanesi Klinik Eğitim Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 01/08/2016

GESTASYONEL DİYABETLİ GEBE OLGU SUNUMU

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

Doç. Dr. Selçuk SELÇUK İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH

ZOR HASTA YAKLAŞIM GÜLDEN ÇELİK

İLERİ KARDİYAK YAŞAM DESTEĞİ KURSU ASİT-BAZ DENGESİ VE KAN GAZI ANALİZİ

ALİ BÜLBÜL, DERYA GİRGİN, SİNAN USLU, SELDA ARSLAN, EVRİM KIRAY BAŞ, ASİYE NUHOGLU

Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı

Yrd. Doç. Dr. M. Akif DOKUZOĞLU Hatay MKÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD. 19. Acil Tıp Kış Sempozyumu - Malatya

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

Multipl Organ Yetmezliği Sendromu (MODS) Yrd.Doç.Dr. Burak Veli ÜLGER

ÇOCUK CİNSEL İSTİSMARI MUAYENE FORMU. Tıbbi Özgeçmiş. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi.

Selçuk Yüksel. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

Amaç: Egzersiz programına katılmak üzere gelen bireylerin başlangıçta var olan hastalıklarını ve hastalık risk sınıflamasını öğrenmek

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

47 yaşında erkek hasta YBÜ e KOAH+ Tip 2 solunum yetmezliği nedeni ile yatırılıyor.

Diyabet Nedir? Diyabetin iki tipi vardır:

Konjenital adrenal hiperplazi. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

4. BÖLÜM EGZERSİZ VE TOPARLANMA

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Olgu Eşliğinde Sepsise Yaklaşım

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Kliniği

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

Tiroid dışı hastalıklarda düşük T3, yüksek rt3, normal T4 ve normal TSH izlenir.

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

Transkript:

ÇOCUK YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE - ZOR SORU: SEPSİS/ METABOLİK HASTALIK? Yaratılış Tarihi : 2007-01-22 23:07:34 Yazar : Oğuz Dursun, Ali Satılmış, Ulaş Özdemir, Mustafa Koyun, Reha Artan, Akif Yeşilipek Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Metabolik hastalıklar ve sepsis, çocuk yoğun bakım ünitelerinde sıklıkla tedavi edilen hastalıklardır. Benzer semptomlar ve bulgular ile ortaya çıkan her iki hastalık grubunda dekompanse dönemde hastalara yeterli destekleyici ve replasman tedavilerinin uygulanması, mortalite ve morbiditeyi önemli oranda azaltır. Bu yazıda iki yıl ara ile doğan, erken süt çocukluğu döneminde benzer yakınmaları nedeniyle aynı klinikte görülen ve izlenen iki kardeşin klinik seyirleri sunulmaktadır. Olgu 1 : Üç aylık erkek bebek 14/09/2003 tarihinde, bir gün önce başlayan emmede azalma ve solunum sıkıntısı nedeniyle acil servisimize getirildi. Enfeksiyonu düşündüren semptomlar saptanmadı. Genel durumu ve bilincinin hızla kötüleştiği öğrenilen hasta, asidotik solunumu ve nabız oksimetresi ile oksijen satürasyonunun düşük olması üzerine entübe edilerek çocuk yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Özgeçmişinde, annenin normal seyreden birinci gebeliğinden spontan vajinal yolla 3400 gram ağırlığında doğduğu, perinatal önemli sorununun olmadığı, anne sütü ile beslendiği öğrenildi. Soy geçmişinde anne ve baba sağlıklı, 3. dereceden akraba idi, ailede çocuk ölümü yoktu. Fizik muayenede boy, kilo ve baş çevresi % 25-50. persentile uygun, vücut sıcaklığı 36.5 o C, asidotik solunumu mevcut idi. Taşikardik, kapiller dolum zamanı 2 saniye, kan basıncı yaşa göre hipotansif sınırdaydı. Ön fontanel 2x2 santimetre açık, hafif çökük idi. Karın distandü, karaciğer midklavikuler hatta 9-10 santimetre, yumuşak kıvamlı, künt kenarlı palpabl, dalak ele gelmiyor, traube açıktı. Belirgin hipotonik ve derin tendon refleksleri hipoaktif idi. PA akciğer, direkt batın grafisi ve beyin tomografisinde tanısal patolojik bulgu saptanmadı. İdrar, kan aminoasitleri, biotinidaz eksikliği, tandem mass tetkiki ve organik asidemiler yönünden idrar ve kan incelemelerinde olumlu bulgu saptanmadı. Klinik seyrinde mekanik ventilasyon, derin metabolik asidozu için intravenöz bikarbonat tedavisi uygulandı. D- dimer ve fibrinojen düzeyi normal olmakla birlikte PT ve PTT değerleri yüksek bulunduğu için taze donmuş plazma ve K vitamini verildi. Amonyak ve laktat düzeyi yüksek bulunduğu için enteral yolla laktuloz ve gentamisin verildi. Ketotik hipoglisemisi nedeniyle dekstroz içeriği yüksek sıvılarla kan şekeri yükseltilmeye çalışıldı (Tablo 1). Sepsis tanısına yönelik incelemelerinin yanı sıra; ampirik meropenem ve amikasin tedavisi başlandı. Hipotansiyonu nedeniyle intravenöz serum fizyolojik replasmanı, dopamin ve dobutamin ile inotrop destek sağlanan hasta, sinüzal taşikardinin devam etmesi nedeniyle dijitalize edildi. Konvülsiyonu olması üzerine fenobarbital tedaviye eklendi. Metabolik asidozun devamı ve oligüri nedeniyle periton dializi yapıldı. İzlemde asidozu düzelmekle birlikte kardiyosirkülatuvar kollaps ve yatışının 48. saatinde kardiyak arrest nedeniyle kaybedilen hastaya otopsi izni alınamadı. Olgu 2: Dört aylık kız bebek, 18/04/2005 tarihinde, huzursuzluk, iştahsızlık ve solunum sıkıntısı nedeniyle başvurdu. 15 gün önce şüpheli idrar yolu enfeksiyonu nedeniyle antibiyotik tedavisi başlandığı, son 2-3 günde huzursuzluğu ve ishali ortaya çıktığı için metronidazol ve trimetoprim-sulfometeksazol tedaviye eklendiği, bir gece önce hızlı solunum ve bilinç değişikliğinin başladığı, öyküde ateş ve kusmanın olmadığı öğrenildi. (Şekil 1). Özgeçmişinde; normal bir gebeliği takiben spontan-vajinal yolla, 3200 g. ağırlığında doğmuş, fizyolojik neonatal hiperbilirubinemi nedeniyle kısa süreli fototerapi uygulanmış, sadece anne sütü ile besleniyor idi. Soygeçmişinde, erkek kardeşi sepsis, metabolik hastalık ön tanılarıyla kaybedilmişti (Olgu 1). Fizik muayenede boy, kilo ve baş çevresi 25. persentilde, genel durumu kötü, asidotik solunumu mevcut, glaskow koma skoru 9' idi. Ön fontanel 2x2 cm açık, ağız kuru, taş bebek yüzü mevcuttu. Taşikardisi, takipne ve asidotik solunumu olan hastanın kalp ve akciğer muayenesinde özellik yoktu. Karın distandü, inguinale kadar uzanan yumuşak kıvamlı hepatomegalisi, midklavikuler hatta 3 cm orta sertlikte splenomegalisi vardı. Derin tendon refleksleri normoaktif, patolojik refleks saptanmadı. Laboratuvar incelemelerinde metabolik asidoz, anyon gap'te artış, karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma, hipoglisemi, hiperlipidemi, hiperürisemi, amonyak-laktat değerlerinde

artış saptandı (Tablo 1). Kan örnekleri belirgin lipemik idi. İdrarda redüktan madde ve keton negatif idi. Ultrasonografide hepatomegali, nefrolitiazis ve sınıra yakın bir nefromegali saptandı. Bu bulgularla hastada öncelikle organik asidemiler olmak üzere doğuştan metabolik hastalık düşünüldü. Sedatize edilerek mekanik ventilatöre bağlanan hastanın, bikarbonat defisitine rağmen asidozu devam etmesi üzerine sağ subklavien hemodiyaliz kateteri takıldı. Üç saatlik bikarbonatlı diyaliz yapıldı. İzlemde asidozunun düzeldiği, laboratuvar değerlerinin normale geldiği gözlendi. 48. saatte beslenmeye başlamasıyla hipoglisemileri ortaya çıktı, santral yolla glukoz içeriği yüksek sıvılarla hipoglisemi düzeltildi. 72. saatinde ekstübe edildi. İzlemde hipogliseminin aralıklı tekrar etmesi nedeniyle anamnez derinleştirildiğinde; hastanın doğumdan itibaren iştahla emdiği ve sık beslenme ihtiyacı gösterdiği öğrenildi. İdrar-kan aminoasitleri, organik asitler ve tandem mass incelemesi normal bulundu. Glikojen depo hastalığı tip 1 ön tanısıyla yapılan karaciğer biyopsisinde diffüz makroveziküler hepatosteatoz ve diastaz ile kaybolan glikojen depolanması görüldü (Şekil 2,3,4). Enzimatik inceleme ile tanının desteklenmesi planlandı. Tartışma: Glikojen depo hastalıkları glikojen birikimine neden olan enzim defektlerine bağlıdır. Bazı enzim defektleri özellikle karaciğerde sınırlıdır; hepatomegali ve hipoglisemi temel bulgulardır. Bazı enzim defektleri kaslarda sınırlıdır, egzersiz sırasında kas kırampları, progressif güçsüzlük ve miyopati ön plandadır. Diğer enzim defektleri jeneralizedir ve daha şiddetli tutulan organa ait bulgularla ortaya çıkar(1). Tip1a, glikojen depo hastalıkları arasında en yaygın olanıdır, glikojenoliz ve glikoneojenezin ortak basamağının katalizörü olan mikrozomal glikoz 6 fosfataz aktivitesindeki eksikliğe bağlıdır. Enzim karaciğer, böbrek ve intestinal mukozada bulunur. Yokluğu bu organlarda glikojen depolanmasıyla ilişkilidir. Otozomal resesif (17q21) geçer, toplumdaki sıklığı 1/100000 civarındadır. Klinik olarak hipoglisemi, hepatomegali, nefromegali, santral obezite, büyüme gecikmesi ve kanama diyatezi ile ilişkilidir. Biyokimyasal olarak kan şekerinde ani düşmeler, laktik asidemi, hiperlipidemi, hipertrigliseridemi ve hiperürisemi görülür. Kesin tanı karaciğer biyopsi örneğinde enzim aktivitesinin yokluğunun gösterilmesine dayanır (2). Erken süt çocukluğu döneminde kan glukoz konsantrasyonu beslenmeden 3-4 saat sonra 40 mg/dl'nin altına düşer. Beslenme aralıklarının uzaması, ağır hipoglisemiye, laktik asidemi ve metabolik asidozun eklenmesine neden olur. Serum ürik asid düzeyi artar, karaciğer enzimleri; alanin aminotransferaz ve aspartat aminotransferaz genellikle orta düzeyde artmıştır. Tedavi edilmemiş hastalarda HDL kolesterolün düşük olmasına karşın, trigliserid düzeyleri ileri derecede, fosfolipid, total ve LDL kolesterolün orta düzeyde artışına bağlı olarak serum bulanık ve süt görünümündedir. Ciddi hipertrigliseridemi (>1000mg/dl) akut pankreatit riski oluşturur(3). Hastamızda tipik yüz görünümü, masif hepatomegali, nefromegali, başvuru anındaki hipoglisemi, laktat yüksekliği ve metabolik asidoz, hiperürisemi, hiperlipemi glikoz 6 fosfataz enzim eksikliği tanı ile uyumlu bulgulardır. Karaciğer fonksiyonlarının düzelmesine ve uygun beslenmeye geçilmesine rağmen hipogliseminin tekrarlaması, Reye sendromu tanısından uzaklaştırmaktadır. Anamnezde sık beslenme isteğinin varlığı tanımlayıcı bir özelliktir. Hipogliseminin tedavisinde sık beslenme dışında, özellikle 8. aydan sonra çiğ mısır nişastasının suda süspansiyonu önerilmektedir. Hedef kan şekerini 70 mg/dl üzerinde tutmak olmalıdır. Aile taramasında anne ve babada hiperlipemi saptanmamıştır. Hipositratüri ve hiperkalsiüri bu hastalarda nefrolitiazis ve nefrokalsinozis gelişiminde rol oynayan patogenetik faktördür. Sitrat suplemantasyonu nefrokalsinozis ve taş gelişimini önlemekte yararlı olabilir(4). Moe ve arkadaşları hiperürisemi ile birlikte renal ürik asit atılımının 1000 mg/günün üzerinde olabileceğini, olguların %75'inde 20 yaşından önce ürik asit taşı oluşabileceğini bildirmişlerdir(5). Henüz 4 aylık olmasına karşın ultrasonografik olarak hastamızda nefrolitiazis varlığı ilginçtir. Erken dönemde akut bilinç değişikliği, hemodinamik bozukluklar, laktik asidoz, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi ortak özelliklerle başvurabildikleri için bu hastalarda; sepsis ve metabolik hastalık ayrımını yapmak mümkün olmayabilir. Üstelik galaktozemi gibi bazı hastalıklarda sepsise yatkınlığın artmış olması ampirik antibiyotik kullanımına neden olmaktadır. Hastalarımızın her ikisinde de sepsis ekarte edilemediği için ampirik antibiyotik tedavisi başlanmıştır. Erken dönemde alınan kültürlerde üreme olmaması ve klinik seyir ayrımın yapılabilmesinde yol gösterici olmaktadır. Hastamızda kardeş ölümü öyküsü metabolik hastalık açısından uyarıcı olmuştur. Her iki olgu göz önünde bulundurulduğunda prognozdaki farklılığı belirleyen en önemli faktör hastaya erken dönemde uygun müdahalelerin yapılabilmiş olmasıdır. Çocuk yoğun bakım ünitelerinin sayılarının ve

imkanlarının artmasıyla birlikte, sepsis ön tanısıyla kaybedilebilecek pek çok hastada; altta yatan metabolik hastağın tanımlanması; özgün tedaviye ve sonraki kardeşlerde prenatal tanı tekniklerinin kullanımına olanak sağlamaktadır. Özellikle metabolik taramaların rutin olarak ve kısa sürede yapılamadığı ülkemiz koşullarında, aslında metabolik bir hastalığı olan bu çocuklar dekompanse dönemde sepsis ve benzeri tanılarla kaybedilmektedir. Yeterli destek tedavisi bu hastalardaki tanı imkanlarını artıracak ve mortalite oranlarını azaltacaktır. KAYNAKLAR: 1- Fernandes J, Smit GPA. The Glycogen-Storage Diseases In: Fernandes. J Inborn Metabolic Diseases 3rd edition Springer- Verlag Berlin, 2000. 2- Parvari R, Isam J, Moses SW. Glycogen storage disease type 1a in three siblings with the G270V mutation. J Inher Metab Dis. 1999; 22: 149-154. 3- Wolfsdorf JI, Holm IA, Weinstein DA. Glycogen storage diseases. Phenotypic, genetic, and biochemical characteristics, and therapy. Endocrinology and Metabolism Clinics 1999; 28: 801-23. 4- Weinstein DA, Somers MJG, Wofsdorf JI. Decreased urinary citrate excretion in type 1a glycogen storage disease. Journal of Pediatrics 2001; 138: 378-82. 5- Moe OW, Abate N, Sachaee K. Pathophysiology of uric acid nephrolithiasis. Endocrinology and Metabolism Clinics 2002; 31: 895-914.