KARL MARX KARL MARX IN HAYATI



Benzer belgeler
Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

TEMEL EKONOMİ 1. GİRİŞ

Kentsel Planlama ve Kentsel Altyapı İlişkisinde Yeni bir Dönem; Kentsel Dönüşüm

KONU: KURUMSAL YÖNETİM İLKELER (KURUMSAL YÖNETİM TEBLİĞİ SERİ II NO:17.1)

Uzaktan Eğitim. Web Tabanlı Kurumsal Eğitim

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ DIŞ PAYDAŞ ANKET FORMU

KÖTÜ ŞARTLARDAKİ ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN YASAKLANMASI VE ORTADAN KALDIRILMASINA İLİŞKİN 182 SAYILI ACİL ÖNLEMLER SÖZLEŞMESİ

K O Ç Ü N İ V E R S İ T E S İ G Ö Ç A R A Ş T I R M A L A R I P R O G R A M I. M i R e K o c

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ İSTATİSTİK BÖLÜMÜ LİSANS DERS TANITIM FORMU

SOSYAL POLİTİKA. Sosyal Güvenlik ilk defa 1935 tarihinde Amerikan Sosyal Güvenlik Kanununda kullanılmıştır.

OKUL REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİNİN TANITIMI

ÖABT. Sosyal Bilgiler ÖABT Özet Konu Anlatım FARK KONU ANLATIM. - Nokta atıs bilgiler - Hafıza teknikleri - Tablolarla Egitim DERSLER

Bilim inanca değil akla, öznel gözlemlere değil deney ve nesnel gözlemlere dayanır.

Araştırma Teknikleri Vize Sonrası 02/12/ /01/2016

İSTİHDAMI UZMANLARI İÇİN ARAÇLAR. Destekli iş istihdamı uzmanlarının yetkinlik profilii için kalite ve eğitici araçlar tasarlama

Ygs-Lys dan itibaren üniversitelere öğrenci seçimi iki aşamalı sınav uygulanarak yapılacaktır.

TÜRKİYE'DE NÜFUSUN TARİHSEL SÜREÇTEKİ GELİŞİMİ

o Kullanım: Sesli çağrı, kısa mesaj ve SMS için % 43 (% 25 özel iletişim vergisi ve % 18

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

MÜDEK Değerlendirme Ölçütleri

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Amaçları

IBF, PIRI Group ve Jacobs & Associates Konsorsiyumu DEA REHBERİ

AB 7. ÇERÇEVE PROGRAMI İŞBİRLİĞİ ÖZEL PROGRAMI VE KAPASİTELER ÖZEL PROGRAMI PROJE TEKLİFİ DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ. İçindekiler:

KONU: 2018 GLOBAL HİLE VE SUİSTİMAL RAPORU SAYI:

TERÖRÜN TARİHİ. Meryem Tuğçe Turan

A. BİÇİME İLİŞKİN ANALİZ VE DEĞERLENDİRME

ÇEVRE SORUNLARI VE ÇAYCUMA GERÇEĞİ

yirmi dört ay ayni sermaye

Ekonomi, Toplum ve Kültür Sempozyumu Şubat Amasya/TÜRKİYE

FİNANSAL YÖNETİM FİNANSAL YÖNETİM FİNANSAL YÖNETİM. Ramazan Aktaș Mete Doğanay Atılım Murat Eșref Savaș Bașcı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Endüstriyel Tasarım Mühendisliği Bölüm Tanıtımı

IIRC HAKKINDA. Uluslararası <ER> Çerçevesi 1

VARANT AKADEMİ. Eğitimin Konusu: Eğitimin Amacı: Kimler İçin Uygundur: Varantın İpuçları

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK 5. ÜNİTE ATATÜRKÇÜLÜK

İN SAN G Ü C Ü VE EĞİTİM VERİMLİLİĞİ

MÜDEK Değerlendirme Ölçütleri

İŞLETME BİLİMLERİNE GİRİŞ

5.1. Eğitimin Niteliğini Artırmak Amacıyla Durum Tespitine Yönelik Çalışmalar Yapılması [2012/101]

Diş ve Diş Eti Hastalıklarında Mevcut Durum ve Koruyucu Dişhekimliği İle İlgili Talepler

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

TÜRK DÜNYASI BASIN SEMPOZYUMU Mart 2019/AMASYA

FARK YARATANLAR PROGRAMI

2015 Makroekonomik Beklentiler

BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM FİNAL PROJE ÖDEVİ

İlhan AKÇAL T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Kütüphane Başkanlığı

Çizelge 1. Yeraltısuyu beslenim sıcaklığı ve yükseltisi tahmininde kullanılan yöntemlerin karşılaştırılması

ÇEVRE KiRLiLiGiNiN VERGiLENDiRiLMESi:iLKELER, UYGULAMALARI VE TÜRKiYE AÇlSlNDAN GENEL DEÖERLENDiRME

Kıbrıs ın Kuzey Kesimindeki Kadınların Profili

DAVRANIŞ KURALLARI VE ETİK DEĞERLER TEKEL KARŞITI & REKABET İLKELERİ

MÜDEK Değerlendirme Ölçütleri. 31 Mayıs 2014 Mövenpick Hotel, Ankara

ÜNİVERSİTEYE YOLCULUK TERCİH YAPIYORUM /2017

SAVUNMA ve HAVACILIK SANAYİİ İMALATÇILAR DERNEĞİ. ÜYE FİRMALAR ve SASAD PERSONELİNİN UYACAĞI ETİK İLKELER YÖNERGESİ

Fark Yaratanlar Programı 5. Sezonu

ENERJİ SİSTEMLERİNDE KESME YÖNTEMİ İLE GÜVENİLİRLİK ANALIZI

2. Hafta: Klasik Sosyolojide Endüstri Toplumu Düşüncesi

İnsan Kaynakları Yönetimine İş Süreçleri Yaklaşımı

MÜDEK Program Değerlendiricileri Eğitim Çalıştayı Ocak 2015, Ankara

DAVRANIŞ KURALLARI VE ETİK DEĞERLER Tekel Karşıtı ve Rekabet İlkeleri

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ UZMANLIK SERTİFİKA PROGRAMI EĞİTİMİ

DİCLE NEHRİNDE TAŞINAN AYLIK SÜSPANSE-SEDİMENT MİKTARININ YAPAY SİNİR AĞLARI İLE BELİRLENMESİ

İLAÇ KULLANIM BİLGİLERİNİ (PROSPEKTÜS) MUTLAKA OKUYUN

ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ ÇALIŞMA TABLOSU: İNŞAAT YÖNETMELİĞİNİN ETKİ DEĞERLENDİRMESİ

T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü. Sayı : Konu : Ekonomi, Toplum ve Kültür Sempozyumu

HAZİNE GARANTİLERİ VERİLMESİ, İZLENMESİ, BÜTÇELEŞTİRİLMESİ VE RAPORLANMASINA İLİŞKİN ESAS VE USULLERE DAİR YÖNETMELİK

10 yaşta örtünme çocuk gelişimi açısından yanlış Cansu ÇAMLIBEL / YÜZ YÜZE PAZARTESİ 6 Ekim 2014

Grup Ahlak ve Davranış Kuralları

Bilim, teknoloji. toplum

ÜNİTE. RİSK YÖNETİMİ Doç. Dr. Banu SOYLU İÇİNDEKİLER HEDEFLER RİSK DEĞERLENDİRME UYGULAMA ALANLARI

İŞLETME YÖNETİMİ FİNAL SINAVI DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. ENGİN UĞUR

ÇALIŞMA YAŞAMINDA GÖÇMENLER

TURKİYE DE MERKEZİ HÜKÜMET BÜTÇESİNİN HAZIRLANMASI VE TBMM NDE ONAYLANMASI

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

Sağlık, Toplum ve Kültür Sempozyumu Mart 2019/AMASYA

TÜRKİYE'DE EKONOMİK GELİŞIVİEDE ÖNCELİKLİ SEKTÖRLER

Ses Temelli Katma Değerli Servisler

SİYASET SOSYOLOJİSİ (SBK307)

GDF SUEZ GRUP KÜRESEL SAĞLIK GÜVENLİK ANLAŞMASI ÖNSÖZ

AVRUPA KOMİSYONU İstihdam, Sosyal İlişkiler ve Dahil Etme DG BÜTÇE BAŞLIĞI İşçi örgütleri için bilgi ve eğitim önlemleri

TURKIYE'DE BUTÇE ve MALIYE

T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

1.2.4 Fayda-Maliyet Analizi & ilgili analiz yöntemleri

I. YILLIK BEYANA TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

2002 YILI SEKTÖRLER İTİBARİYLE

AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE TARIM ÜNİVERSİTELERİ

İLGİLİ DİĞER KAR ARLAR

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

BECERI 10. UzmanlaşmışMeslekEdindirmeMerkezleriProjesi. UzmanlasmisMeslekEdindirmeMerkezleriProjesi. her beceri bir altın bilezik...

Büyük Postane Cad. No:43 45 Kat:4 Bahçekapı İstanbul, Tel:

10. Ders Akusto- ve Magneto-Optik Etkiler

Uygulama Sonrası Sosyal İnceleme

Değerlendirme erlendirme Sürecinde S Davranış. ışsal Boyut MÜDEK

Lojistik & Tedarik Zinciri Projesi / B.Arda Dedekoca

Doğrudan Havacılık - Uzay İlişkili Yükseköğretimde 2016 Yılı (Öğretim, Öğretim Kurumları & Öğretim Kontenjanları)

MODÜL 15: ÖNYARGI VE AYRIMCILIK

MERSİN İLİ, MUT İLÇESİ ve KARAMAN İLİ, MERKEZ İLÇESİ MUT RÜZGÂR ENERJİ SANTRALİ UYGULAMA İMAR PLANI PLAN AÇIKLAMA RAPORU

HANGİ DERSLER NASIL ÇALIŞILIR?

T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

Transkript:

KARL MARX KARL MARX IN HAYATI Karl Marx, 5 Mayıs 1818'de Almanya'nın Rhine Eyaleti'nin Trier kasabasında dğdu. Orta öğretimini Trier'de tamamladı. Bnn ve Berlin üniversitelerinde hukuk öğrenimi görürken tarih ve felsefeyle ilgilendi, Hegelci E. Gans'ın derslerini izledi. 1841'de "Demkrits'un ve Epikurs'un Dğa Felsefelerinin Farklılıkları" adlı dktra tezinde, dinin maddecilik açısından eleştirisini yaptı. Saint-Simn, Furier, Prudhn gibi yazarları kuyarak Fransız ssyalizmini tanımaya çalıştı. Rheinische Zeitung gazetesi 1843'te kapatıldıktan snra Paris'e yerleşti. Fransız-Alman Yıllıkları'nı yayımladı (1844). Derginin bu ilk ve tek sayısında, Yahudi Srunu adlı yazısıyla siyasal savaşım knusundaki görüşlerini ilk kez açıkladı. Aynı yıl Engels'le dstluk kuran Marx kurken tuttuğu ntlardan luşan 1844 El Yazmaları'nda, ana temasını yabancılaşmanın luşturduğu hümanist bir felsefe geliştirdi. Engels'le rtak ilk metninde (Kutsal Aile, 1845) tarih felsefesini maddeci görüş açısından eleştirdi. 1845'te Vrwarts gazetesi yazıkurulu üyeleriyle birlikte sürülünce Brüksele yerleşti. Birkaç ay snra Engels'in de Brüksel'e gitmesiyle rtak eserlerinin ikincisini (Feuerbach Üzerine Savlar, 1845) ve üçüncüsünü (Alman İdeljisi, 1845-1846) yayımladı. Kuramsal çalışmalarının yanısıra, ssyalist işçilerle ve Alman göçmenlerle ilişkilerini sıklaştırdı. Brüksel Alman İşçileri Derneği'ni kurdu ve Engels'le birlikte bir kmünist yazışma ağı luşturdu. Kmünistler Birliği'nin isteği üzerine Kmünist Manifest'yu yazdıkları bu yıllar, ikisi için de geçmişteki felsefi bilinçleriyle hesaplaşma ve tarihsel maddeciliği geliştirme yılları ldu: Bu yüzden, geçmişten kpuşları hem siyasal hem de kuramsal nitelikteydi. 1848 İhtilali patlak verince, Belçika'dan sınır dışı edilen Marx, Köln'e yerleşerek, Neue Rheinische Zeitung gazetesini çıkarmaya başladı. Bu gazetede işçilere yönelik makaleler yayımladı (Ücretli Emek ve Sermaye, 1849). Almanya'dan, hemen snra da yeniden Fransa'dan sınır dışı edilince, 1849'da, ömrünün snuna kadar kalacağı Lndra'ya yerleşti. Yksulluk içinde yaşadığı bu dönemde iktisat incelemelerine ağırlık verdi. Temel eseri lan Kapital'i hazırlamaya başladı. 1851-1861 yıllarında New Yrk Daily Tribune gazetesinin Avrupa muhabirliğini yaptı. 1864'te Uluslararası İşçiler Derneği'nin kurucuları arasında yer aldı. 1. Enternasynal'in açılış knuşmasını ve tüzüğünü yazdıktan snra, Kapital'in birinci cildini Almanya'da yayımlattı (1867). Kapital'in yazımını sürdürürken, bir yandan da işçi partililerinin prgramlarının luşturulmasına etkili biçimde katıldı. Dühring'e karşı kalem tartışmasında Engels'i destekledi. Anti-Dühring'in (1878) bir bölümünün yazımında Engels'le çalıştıktan snra hastalanarak çalışmalarını büyük ölçüde yavaşlatmak zrunda kaldı. 14 Mart 1883'te Lndra'da öldü.

MARKSİZM İN DOĞUŞU Marksizm in dğuşuna neden lan temel faktörler arasında dönemin kendine has özellikleri, çağın gerçekleri, hakim düşünce akımları, ve liberalizme duyulan tepkiler sayılabilir. Dönemin özellikleri ve çağın gerçekleri, Sanayi devrimi ni gerçekleştiren İngiltere de rtaya çıkan fiili durun snuçlarıdır. Sanayi devrimi snrasında kapitalizmin sık sık krizlerle karşı karşıya kalması ve fabrikalarda işçi larak çalışan ücretlilerin sefaleti Marksizme kaynaklık etmiştir. Düşünce akımları içinde Tabii Hukuk düzeninin yerini bilimsellik akımına bırakılması da Marksist düşünceye yansımıştır. Ayrıca, 1848 de Fransa da gerçekleştirilen ihtilal snucunda y hakkının elde edilmesi, tplumun plitik gücünün ne lduğu ve neler yapabileceği knusunda alınan mesafe de Marx a ilham vermiştir. Marksizm in dğuşunda iktisadi anlamda etkili rl ynayan liberalizme duyulan tepkiler arasında; üretim, bölüşüm, değer, mülkiyet ve yıkıcı kapitalistik rekabet yönünden duyulan tepkiler e çk dile getirilenlerdir. Üretim Yönünden Duyulan Tepkiler; Liberalizm her yönüyle tam rekabete duyulan güvene dayalı bir sistemdir. Ancak, tam rekabet fiili anlamda hiç luşmayan bir piyasa düzenidir. Böyle bir piyasa luşsa bile, sermayenin belli ellerde tplanıp tekelleşmesi neticesinde üretim ilişkileri devamlı burjuvazi sınıf lehine snuçlanacak, işçi sınıfının sömürüsü devam edecektir. Bölüşüm Yönünden Tepkiler; Üretim emeğin bir fnksiynudur. Sermaye birikiminin kaynağı ise, emeğin sömürülmesi snucunda luşan artı-değer dir. Ancak emek asli ve tek üretim faktörü lduğu halde, üretim snucunda rtaya çıkan hasıladan alması gereken payı alamaz. Bölüşüm devamlı işçi sınıfının aleyhine lduğundan bu sınıfın sefaletin içine düşmesi kaçınılmazdır. Değer Yönünden Tepkiler; Bir malın değeri malın üretiminde kullanılan emek miktarı ile ölçülür. Emek, tüm şeylerin ilk fiyatı, nları satın almak için ödenen gerçek paradır. Marx, klasiklerin emek-değer terisini kabul etmiş ve buradan artıdeğer terisini üretmiştir. Emeğin luşturduğu artı-değer klasiklerde istihdam kaynağı larak kabul edilirken, Marx a göre sömürünün kaynağıdır. Mülkiyet Yönünden Tepkiler; Kapitalist üretim tarzı, üretim faktörlerinin özel mülkiyetini de beraberinde getirir. Ancak, Marx a göre tüketim klektif lduğundan üretiminde klektif lması gerekir. Yani üretim araçlarının mülkiyeti kamuya devredilmelidir. Üretim araçlarının mülkiyetinin kamuya devredilmesi artı-değerin kamuya transfer edilmesi anlamına geldiğinden işçilerin sömürülmesi de engellenmiş lacaktır. Yıkıcı Rekabet Yönünden Tepkiler; Teknljik gelişme emek yğun üretimden sermaye yğun üretime geçişi sağlar. Zamanla emek yğun üreticiler iflas ederek kapitalistin üretim aracı haline gelirler. Yani, rekabet rekabeti öldürür ve sermayenin belli ellerde tplanmasına neden lur.

KARL MARX IN GÖRÜŞLERİ VE FELSEFESİ Marx'ın felsefesinin dayanak nktası insanın dğası ve tplum içindeki yeridir. Hegelci diyalektiğin yardımıyla insan dğasının değişmezliği kavramını reddeder. Burada kastedilen insan dğası, fizyljik ihtiyaçlar değil insanın tplum içinde yarattığı hareket ve davranış biçimidir. Bunu da "tarihsel süreç" ve "dğa" kavramlarını bir arada ele alarak yapar. Ssyal kşulların davranışı belirlemesi, dğanın insanın davranışını belirlemesinden önce gelir. Ama bu insan dğasının varlığını reddetmez, yabancılaşma terisi bunun üstüne kurulur. İnsan emeği kaçınılmaz larak dğal bir kapasite gerektirir ama bu da insan bilincinin aktif rlüne sıkıcabağlıdır. Örümcek, işini dkumacıya benzer şekilde gördüğü gibi, arı da peteğini yapmada pek çk mimarı utandırır. Ne var ki, en kötü mimarı en iyi arıdan ayıran şey, mimarın, yapısını gerçekte kurmadan önce, nu hayalinde kurabilmesidir. Marx'ın tarih analizi, tarım tplumlarında tprak ve kürek, sanayi tplumunda madenler ve fabrikalar larak sayılabilen yani bir malın üretimi için dğrudan gerekli üretici güçler ve bu üretim araçlarını kullanan insanların kurduğu ssyal ve teknljik ilişkileri tanımlayan üretim ilişkileri arasındaki ayrıma dayanır. Bu ayrım ve bağ üretim biçimini luşturur. Marx, Avrupa'da üretim biçiminin değişmesiyle birlikte fedalizmden kapitalist üretim biçimine geçildiğini söyler. Marx üretici güçlerin, üretim ilişkileriden daha önce geldiğini ve daha hızlı değiştiğini söyler. Felsefenin Sefaleti çalışmasında bu durum şöyle yer alır; Tplumsal ilişkiler, üretici güçlere sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yeni üretici güçler sağlamak için insanlar kendi üretim biçimlerini değiştirirler; kendi üretim biçimlerini değiştirmek, yaşamlarını kazanma yllarını değiştirmek için de bütün tplumsal ilişkilerini değiştirirler. Yel değirmeni size fedal beyli tplumu verir; buharlı değirmen ise, sınai kapitalistli tplumu. Marx tplumdaki sınıfların bu üretim biçimlerine bağlı larak luştuğunu söyler. Bir sınıfı luşturan insanlar kendi istekleri yahut bilinçleriyle bir araya gelmiş değildir. Her sınıfın da kendi çıkarına farklı bir isteği vardır, bu da tplumda çatışmaya yl açar. İnsanlık tarihinin en kalıtımsal özelliği ssyal sınıfların çatışmasıdır: Şimdiye kadar bütün tplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir. Marx insanların kendi emek gücü ve bunla lan ilişkisiyle de ilgilenmiştir; yabancılaşma srunu özellikle Genç Marx'ın ilgilendiği bir alandır. Kapitalist sistemde insan kendi dğasına yabancılaşmasıyla, hem kendi emeğine hem üretim sürecine hem de ssyal ilişkilerine karşı yabancılaşır. Kapital'de tanımladığı meta fetişizmine bırakır. Yanlış bilinç de Marksist terminlji içinde önemli bir yere sahiptir. İdelji kavramıyla ldukça yakından bağlantılıdır ve nu lumsuzlar. Üretim araçlarına sahip sınıf, aynı zamanda kendi dünya görüşünü de alt sınıflara pmpalar. Böylece prletarya kendi çıkarının nerede lduğunu göremez, düzeni değiştirme şansının lmadığını düşünür. Olayları devrimci bir düşünceden uzak lan din veya insan çerçevesinden görür. Marx, Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisine Katkı'da şöyle der; Dinsel üzüntü, bir ölçüde gerçek üzüntünün dışavurumu ve bir başka ölçüde de gerçek üzüntüye karşı prtest luyr. Din ezilen insanın içli ezgisini, kalpsiz bir dünyanın sıcaklığını, manevi lanın dışlandığı tplumsal kşulların maneviyatını

luşturuyr. Din, halkın afynunu luşturuyr. Böylece Marx, tplumu bir binaya benzetir ki, temeli eknmik güçlerdir. Bu temelin üst-üste gelen katları sırasıyla tplumsal yapılardır. Önce gelenekler, görenekler yer alır. Bu katın üstünde din, siyaset ve yargı bulunur. Böylece üst-üste yığılan katlar tplum binasını tamamlar. Nasıl ki bir yapı temele bağlıysa, hatta temelin teknik inceliklerine tabi ise, bir tplumun üst katları temele bağlıdır. Bu temel eknmidir. Burada öyle bir din görüyruz ki tplumsal ve tarihsel hiçbir kanuna uymuyr. Marx a göre güçlü lan kendi hukukunu ve dinini yaratır. Çünkü Marx a göre insanın ürettiği dinlerin ve hukukların nasıl snuçlar dğurduğu bellidir. Marx a göre bu bir kanun niteliğindedir. Eğer bir insan din getirirse mutlaka din belli bir zümrenin çıkarlarını krur. Marx a göre dinler tamamen eknmiye bağlıdır ve nun çıkarlarını gözetir. Marx'ın tarihsel materyalizm kuramı tplumun her zaman temel larak -üretim ilişkileri ve buna bağlı larak eknminin sistemin dinamiği lduğu- maddi kşullara göre belirlendiğini öne sürer. İnsanlar öncelikle "yaşamlarını sürdürmek gayesiyle içmek, yemek, barınmak ve giyinmek" gibi gereksinmeleri karşılamak için yaşarlar. Marx ve Engels, Batı tplumlarının gelişmesini ve geleceğini, birbirini takip eden ilk dört döneme ayırır ve beşinci larak gelecekte yaşanacağını varsaydıkları kmünizm dönemini öngörür: İlkel kmünizm: Avcı ve tplayıcı dönemde, paylaşılan mülkiyete ve ilkel demkrasiye dayanan kperatif aşiretler, kabileler. Kölelik: Tplumun kabileden şehir devlete geçtiği, köleliğin, özel mülkiyetin ve aristkrasinin dğduğu, tarımın yaygın lduğu dönem. Fedalizm: Kralın da dahil lduğu aristkrasinin yönetici sınıf haline geldiği, dinin önemli bir yer tuttuğu üçüncü dönem. Kapitalizm: Burjuva sınıfının yönetici, prletaryanın da ezilen sınıf lduğu, parlamenter demkrasinin yaygın plitik sistem, piyasa eknmisinin işlediği ve üretim araçlarına ağırlıkla özel mülkiyetin sahip lduğu dönem. Kmünizm: İşçilerin devrim yaparak kapitalistleri kvduğu ve devletsiz, sınıfsız, mülkiyetsiz bir tplumun yarattıkları beşinci dönem. Marx'a göre, insanın kendi emeğine yabancılaşması (meta fetişizmine dönüşen süreç), kapitalizmin en belirgin niteliğinden biridir. Kapitalizmden önce, Avrupa'da var lan piyasalarda üreticiler ve tüccarlar mal alıp satardı. Kapitalist üretim tarzının gelişmesiyle birlikte emeğin kendisi bir mal (meta) halini almıştır. İnsan artık yaptığı ürünü değil, kendi emek gücünü belirli bir ücret karşılığında anlaşarak satmaktadır. Emek gücü, insanın zanaatçılığından farklılaşarak sistemin devamlılığını sağlayan, tamamıyla alınıp satılabilen bir araç haline gelmiştir. Emek gücünü satmak zrunda lanlara prletarya, bu emek gücünü satın alan, genellikle mülk ve üretim teknljisine sahip gruba da burjuva denir. Prleterler, kapitalistlerden sayıca fazladır. Marx, endüstriyel kapitalistlerin tüccar kapitalistlerden ayrıldığını söyler. Tüccar bir piyasadan bir malı alır ve diğer bir piyasada, piyasadaki arz ve talep kanunlarına bağlı larak, daha yüksek bir fiyattan satar. Böylece bir arbitraj luşturur. Öte yandan kapitalistler, üretilen maldan bağımsız larak emek piyasası ile piyasa arasındaki farklılıktan yararlanır. Marx, her başarılı endüstrinin birim maliyeti girdisi ile birim fiyatı

çıkışı arasında fark bulunduğunu söyler. Bu farklılık artı değer larak adlandırılır ve bu artı değer kaynağını işçinin ürettiği artı emekten alır, el knulan artı değer kapitalist kazancın esas bölümünü luşturur. Marx ve Engels, Kmünist Manifest'da burjuvanın tarihte daha önceden görülmemiş devrimci bir rl ynadığını söyler, ama bu kapitalist üretim sürecinin yaşayacağı krizleri bütünüyle engelleyebilecek güçte lduklarını göstermez. Teknljinin sürekli gelişmesi, eknminin büyümeye endeksli lması ve kârın arttırılması gerekliliği kapitalizmi periydik krizlere mahkûm eder. Bu büyüme, kriz ve tekrar büyüme süreci snunda her defasında bir öncekinden daha ciddi bir krize yl açacaktır. Aynı zamanda bu süreçte kapitalist sürekli zenginleşmeye çalışacak, işçi de gittikçe güçsüzleşecektir, çünkü artı değeri luşturan artı emektir. Snunda prletarya üretim araçlarına el kyacak ve herkese eşit biçimde dağıtacaktır. Uzlaşmak ihtimali mümkün değildir, çünkü kapitalist sistemde bu uzlaşmanın sınıf farklılığını rtadan kaldırma şansı yktur. Aksine kapitalistler önceki avantajlı durumunu devam ettirmek için şiddete başvuracaktır. Bu geçiş sürecinde iyi rganize lmuş devrimci bir gücün rtaya çıkıp idareyi ele alması gerekir. Marx, Gtha Prgramı'nın Eleştirisi'nde şöyle yazar: Kapitalist tplum ile kmünist tplum arasında, birinden ötekine devrimci dönüşüm dönemi yer alır. Buna da bir siyasal geçiş dönemi tekabül eder ki, burada devlet, prletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey lamaz. 1848 lerden itibaren Marx ın yapmaya çalıştığı şuydu; felsefe, tarih, tplum ve iktisat düşüncesini bir ptada eritmek. O günden bugüne ne kadar şiddetli eleştirilere maruz kalmış lursa lsun varlığı kabul edilmek durumunda kalınan bu yeni düşünce tarzıydı. Bütün eleştirmelere rağmen nu Batı düşüncesinin/kültürünün ayrılmaz bir parçası haline getiren de bu yeni düşünme tarzıydı. Marx ın Kapital de ve başka çalışmalarında söylediklerini birkaç önermede tparlayabiliriz: 1)Tplumların mevcudiyetlerini krumaları ve sürdürmeleri ancak üretimle mümkündür. 2)Üretim daha başlangıcından itibaren tplumsal üretimdir; bireysel üretim tarih dışıdır. 3)Üretim bir süreçtir ve bu süreç ilişkisel niteliktedir; yani üretim sürecinde insanlar hem dğa ile hem de birbirleriyle zrunlu bir tarz içinde gerçekleştiği anlamına gelir: 4)Üretim sürecinde insanların birbirleriyle belirli ilişkilere girmeleri üretim araç ve gereçleri üzerindeki mülkiyet ve kntrl ilişkileri kapsamında gerçekleşir; böylece sınıflar, üretim sürecinde mülkiyet ve kntrl ilişkileri bağlamında rtaya çıkar. 5)Sınıflar bir kez rtaya çıktıktan snra, tarihteki gelişmelerin ve kurumların çerçevesi sınıflar arasındaki mücadelenin şekli ile belirlenir. Ve bu gelişmeleri tasvir eden açıklayan kavramlar da bu süreç içinde billurlaşırlar: kavram ya da alfa ve mega gerçekliklere değil, ancak ilişkisel gerekliklere işaret ederler. 6)Üretim araç ve gereçleri üzerindeki mülkiyet ve kntrl sadece iktisadi eşitsizliklerin kaynağı lmakla kalmaz, siyasi eşitsizliklere de yl açar. 7)Mülkiyet ve kntrl ilişkilerinin yerleşmesi ve gelişmesi ile birlikte tarih içinde artıkemek in tahsisi ve kntrlü tplumsal srunların temelini luşturur. Marx da iktisat ın rlü, halde, bir evredeki/aşamadaki iktisadi ilişkiler sistemini çözümlemektedir denilebilir: İlişkilerin nasıl rtaya çıktıkları, nasıl işledikleri nitel ve

nicel yönleri ile araştırılmalıdır. Demek ki Marx ın iktisadında kavram ve kategriler her zaman insanlar arasındaki ilişkilere işaret ettikleri için zrunlu larak tarihsel ve ssyljik byutlar taşırlar. Ne var ki bu önerme dğru lmakla birlikte, eksiktir. Çünkü aynı kavram ve kategriler, diğer yandan fakat aynı zamanda insanlarla şeyler (ürün, mal ve meta) arasındaki ilişkilere göndermede bulunurlar. Bu, özellikle genelleştirilmiş bir meta üretim tarzı lan kapitalizm için dğrudur. Meta-meta ilişkisinin öteki yüzü, insan-insan ilişkisidir de. Bu ilişkilerin özgül mahiyetidir ki üretilmiş şeyleri ürün, mal veya meta şeklinde adlandırmayı lanaklı kılar. Kapital in birinci cildinin birinci bölümünün başlığı (Türkçe deki çevirileri ile) Mallar dır. Mallar, emek ürünleridir ama tplumsal özün kristalleri larak, değerdirler (maldeğerdirler). Diğer bir anlatımla kapitalizmle değer basitçe büyüklük (nicelik) değil, bir tplumsal ilişkidir de (niteliksel byut). Marx ın Kapital de sarf ettiği çaba da bu nitel ve nicel byutları bir ve aynı anda, fakat aşama aşama, syuttan smuta çözümlemeye yöneliktir.kapital de bunun örneklerinden biri emek değerlerinden hareketle tplumsal üretim ilişkileri temelinde; hem fiyatları, hem de bölüşümü belirlemeçabasıdır. Marx ın üç ciltlik Kapital inde yer alan srun ve terileri örneğin yayımlandığı tarihten bu yana değer terisi, artık değer terisi, fiyatların değerlere, değerlerin fiyatlara dönüşümü terisi, kâr ranlarının düşme eğilimi yasası, yksullaşma terisi vb. saldırılara, eleştirilere/değerlendirmelere uğramış/tabi tutulmuş ama yine de ayakta kalabilmiştir. KARL MARX A YÖNELİK OLARAK YAPILAN ELEŞTİRİLER Karl Marx ve Marksizm knusundaki eleştiriler çğunlukla Svyetler Birliği pratiği üzerinde yğunlaşır. Marx'ın kapitalizm ve eknmik analizi için yapılan eleştiri ranı kmünizm ve Svyetler Birliği knusunda yapılan eleştiri ranının ldukça altındadır. Marx'ın rtaya kyduğu artı değer, değişim değeri ve sermaye tanımları iktisatta dğru kabul edilir. Kapitalizm savunucularının birçğu refahın üretimi ve dağıtımının ssyalizm ya da kmünizmden daha etkili ve adil lduğunu savunur. Marx ve Engels'in belirttiği zengin ve fakir arasındaki uçurumun sadece vahşi kapitalizm dönemine ait geçiçi bir srun lduğu belirtirken, insan dğasının kişisel çıkara ve sermaye biriktirmesine daha yakın lduğunu kapitalizm dışında bir eknmik sistemin bu duruma uygun lmadığını söyler. Avusturya Okulu iktisatçıları da Marx'ın emek değer kuramını eleştirir. Svyetler Birliği' nin çöküşü, Berlin Duvarı'nın yıkılışı Marksizmin ppülaritesini ve dünya çapındaki marksist görüşlerin etkisini azaltmıştır. Friedrich Hayek Serfliğe Giden Yl kitabında ssyalist bir eknmide iletişim prblemlerinin luşacağını, Leninist dönemde de bunların lduğunu ve bu prblemlerin üretim sürecinde bir tıkanmaya yl açacağını söyler. Hayek'in takipçileri de Leninist dönemde veya Britanya'da 1939'dan 1951'e kadar lan savaş demkrasisi döneminde luşan kıtlıklara dikkat çeker ve bunun adaletsizlik yarattığını ekler. Ayrıca Marksist eklün, daha yüksek bir burjuva yönlendirme mekanizmasının bir parçası lduğu ve karşıtların çatıştırılmasının kntrl altına alınmasında bir araç larak emperyalist masnik sermayenin yönlendirmesiyle luşturulduğu da ileri

sürülen farklı bir yaklaşım larak dikkat çekicidir. Bazı eleştiriler de tarihsel materyalizm kavramı knusunda tplanır. Yazılı tarihteki layların ve sınıfların üretim biçimlerinden kaynaklandığını söyleyen bu görüşü eleştirenler "Üretim biçimi nereden gelir?" biçiminde bir sru yöneltir. Murray Rthbard şöyle der "Marx hiçbir zaman bu sruya bir yanıt vermeye çalışmamıştır, aslında veremezdi de çünkü teknljik değişimleri ya da teknlji devletini bir insana, bireye atfederse bütün sistemi çöker. Böyle bir durumda insanlık bilinci ya da birey bilinci üretim biçimini belirleyen faktör lur ve başka bir yl da mümkün değildir." Ancak Marx Eknmi Plitiğin Eleştirisine Katkı da şöyle der:"varlıklarının tplumsal üretiminde, insanlar, aralarında, zrunlu, kendi iradelerine bağlı lmayan belirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri, nların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder." Marx burada bu üretim biçimlerinin insanın "kendi iradelerine bağlı lmayan" bir biçimde geliştiğini söyler ve bu gelişmenin ssyal dğasını açıklar. Buna göre, Marksizme yönelik eleştiriler iki başlık altında tplanabilir. Bunlardan birincisi, aynı Marksist gelenek içinde yer alan Frankfurt Okulu mensupları benzeri düşünürlerin eleştirileridir. Bu düşünürler, Marksizmi özde dğru bir öğreti ya da yaklaşım larak görürken, nun Marx tan snra özellikle Engels eliyle ppülerleştirilip, Kmünist Partilerin resmi ideljisi haline getirilmesine karşı çıkarlar. Terinin bu şekilde pzitivist bir bakış açısıyla bilimselleştirilmesi, Frankfurt Okulu düşünürlerine göre, nu tümden dgmatikleştirerek bir inanç parçası haline getirmiş ve parti entellektüellerini eleştiriden kruyan bir kalkana dönüştürmüştür. Buna göre, terinin gelişimi rtaya çıkış amacına tümüyle ters bir yönde lmuş ve teri özgürleştirme amacına hizmet etmek yerine, baskının alternatif adı lmuştur. Marksizmi eleştirenlerin esas büyük bölümü, na bir bölümüyle değil de, tümden karşı çıkanlardan luşur. İşte bu bağlamda, Marksizmi eleştirenler, öncelikle Marx ın kapitalizmden ssyalizme geçiş için öngördüğü yönteme karşı çıkmışlardır. Şiddet ve devrime karşı yöneltilen bu itiraz, söz knusu yöntemin yasanın yönetimine ve demkrasiye karşı lduğunu, şiddetin bir kez başladı mı, snunun hiç gelmeyeceğini belirtir. En azından, kapitalizmden ssyalizme geçiş, şiddet. ve devrim yerine, barışçı yöntemlerle, aşama aşama lmalıdır. Bu itiraza karşı Marx, barışçı yöntemlerden yararlanmanın, devletin mahiyetinden dlayı imkansız lduğunu belirtmiştir. Dahası, Marx a göre, demkrasiyi savunanlar bile, mutlak bir trite sergileyen baskıcı yönetimlerin iş başından başka yöntemlerle uzaklaştırılamadıkları zaman, başkaldırının haklı kılınabilir lduğunu düşünürler. Marx bu çerçeve içinde, kapitalistlerin bu türden zrbalar lduklarını öne sürer. Başkaldırı yalnızca zrunlu değil, fakat haklı kılınabilir bir şeydir. Gerçek bir demkrasi, ancak eknmik bir eşitliğe dayanabilir. Marx ın söz knusu öğretisi, ayrıca diyalektiğe dayandığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bu eleştiriye göre, diyalektik, metafizik ve a priri bir kavram lduğu için, deneysel larak dğrulanamaz. Eleştiri sahiplerine göre, tarih gerçekte bu tür bir diyalektik mdele göre gelişmemektedir. Yine, Marx ın diyalektik üzerindeki ısrarının, sınıfların yk lacağı inancıyla tutarlılık içinde lmadığına işaret edilmiştir. öte yandan, Karl Marx ın kapitalizmin ahlâkına ilişkin görüşlerine, yalnızca kapitalizmin gelişimindeki başlangıç evrelerini betimlediği gerekçesiyle itiraz edilmiştir. Yine, ciddi bir eleştiri larak, kapitalizm, aldığı birtakım önlem ve gerçekleştirdiği birtakım gelişmelerle, çalışanlara belli bir refah ve mutluluk sağladığı için, nun kapitalizmin gelişmesiyle birlikte, yabancılaşmanın artacağı öndeyişinin gerçekleşmediği belirtilmiştir. Marx ı eleştirenlere göre, kapitalizm yüzyıllardan beri hakim eknmik

mdel lmuştur ve lmaya da devam etmektedir. Bundan dlayı, Marx ın kapitalizmin yıkılacağı ve devrimin Avrupa nın sanayileşmiş tplumlarında lacağı kehaneti de gerçekleşmemiştir. İşçiler. ssy-eknmik bakımdan daha da gerilemek yerine, giderek daha iyi duruma gelmektedirler. Çalışma saatleri azalmakta ve ssyal güvenlik sistemleri gelişmektedir. Marx ın kapitalizme ilişkin analizi yeterli değildir. Kapitalizmde işsizlik ve enflasyn söz knusu lsa bile bunlar kısa sürelidir. Marx ı eleştirenlere göre, kapitalist sistem kendi güçlüklerini kendisi çözebilmektedir. Kapitalizm mdern finans tekniklerinin kullanılması, faiz ranlarına müdahale edilmesi yluyla, tekelleri engelleyen yasalarıyla, sendikaları, emeklilik ve ssyal güvenlik planlarıyla, kendi güçlüklerini aşabilmekte ve işçinin sistemden yarar sağlayabilmesine lanak vermektedir.