pecya " Teşhircilik" te Ceza Ehliyeti Ceza sorumluluğunun değerlendirilmesinde 3 temel öğe belirlenmi ştir (1).



Benzer belgeler
Pakize Ç. GEYRAN*, Niyazi UYGUR* ÖZET. pecya SUMMARY

adli psikiyatride epilepsi

UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

İstanbul Beyin Merkezleri

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

Tıpta bilirkişilik şu konuları kapsamaktadır:

ÇOCUK PSİKYATRİSİ KONSÜLTASYON VE STAJ PROGRAMI

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

pecya Adli Psikiyatri ve Kurun ıdışı izleme*

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Kurbanlar & Failler. Kurban-Fail Bölünmesinin Psikodinamiği. Istanbul, 6 Nisan (c) Prof. Dr.

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

Pakize Ç. GEYRAN **, Hüseyin SOYSAL **, Niyazi UYGUR ** ÖZET. pecya SUMMARY

Ahmet TÜRKCAN *, Duran ÇAKMAK ** ÖZET. pecya

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

SPOR KULÜBÜ HİZMET PROGRAMI

UYKU ADLİ TIBBI. Psk. Çiğdem Ünlü Çeber

Prof.Dr. Kamil Nahit Özmenler Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi Ankara

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

İstanbul Beyin Merkezleri

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ

pecya Huzur Evinde Kalan Ya şl ıların Psikososyal Yönlerinin incelenmesi Nurgül BÖLÜKBA Ş *, Hatice ARSLAN *

pecya Adli Psikiyatride Çocuk ve Ergen Suçlar ı *

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

pecya Başak ÖZÇEL İK *, Oğuz KARAMUSTAFALİOĞLU *, Neşe ÜSTÜN *, Tamer AKER *, Serhat ÇITAK *

S. TÜRKCAN *, C. INCESU *, Ö. CANBEK *, Y. CAN *, M. SERCAN *, N. UYGUR * ÖZET. pecya SUMMARY

Adli yönü ile zor bipolar hastalar:

ÖZET. pecya SUMMARY. Key words: Medical students, depressive symptoms, Beck Depression Inventory

İŞLETMENİN TANIMI

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

ADLİ RAPOR DÜZENLENMESİNDE ADLİ TIP UYGULAMALARI

Cümlede Anlam İlişkileri

Rapor Hataları. Dr.Nihat Alpay. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Klinik Şefi ve Adli Tıp Gözlem İhtisas Dairesi Kurul Üyesi

skandinav mesleki güvenlik ortam anketi

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA DSM 5

GAU, Beşeri Bilimler Fakültesi

RUHSAL BOZUKLUKLARDA DAYANIKLILIK VE YATKINLIK DUYGU DIŞAVURUMU

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

ÖZET. GiR İŞ lann diğer hastalara göre şiddet ögesi yoğun olan violent

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

YETERLİ VE UYGUN KİŞİ BİLGİ FORMU UYRUK HANGİ YOLLA EDİNİLDİ

ÜRÜN SORUMLULUK POLİÇESİ:

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ

ADLİ VAKA SÜRECİNDE HASTA ve AİLE İLE İLETİŞİM

İstismar olgularında adli uygulamada yaşanan güçlükler. Doç. Dr. Ayten ERDOĞAN Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

TANI, TEDAVİ VE ARAŞTIRMA AÇISINDAN CİNSEL BOZUKLUKLAR VE DSM 5. Prof. Dr. Cem İncesu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

pecya Çocuk Psikiyatrisi Polikliniğine Başvuran Çocuklar ın Demografik Özellikleri İle ilgili Bir Çal ışma

Çocuk Psikiyatrisi Uygulamalarında İstismar Olgularının Tanınması. Prof. Dr. Elvan İŞERİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri A.D.

ORTAOKULU YILILI SERVİSİ EĞİTİM ÖĞRETİM PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK. t artma rir. şiddeti BANU ŞENER PHACI HACI ŞAKİR MELİHA NİLÜFER ÖZ

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

Dr. Fatih Volkan Yüksel. Kurucu. Psikiyatrist. 1 / 47

KADINLARDA MASTEKTOM N N PS KOSOSYAL ETK LER

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

pecya Erzurum Yetiştirme Yurdunda Kalan Gençlerde Ruhsal Belirtiler Da ğıl ımı * İsmet KARAPINAR ** SUMMARY ÖZET

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ

Bu dönemi sakin ve huzurlu bir biçimde çocuğunuzla birlikte ancak bu şekilde atlatabilirsiniz.

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

İçindekiler Şekiller Listesi

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Risk Yönetimi. Gürcan Banger

Tutuklularda Depresyon ÖZET

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

T.C. IZMİR BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI HİZMET ALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE

Suç işlemiş Şizofrenlerin Demografik Özellikleri ve Suç Profili * ÖZET SUMMARY. pecya

Laboratuar (saat/hafta) Mesleki İngilizce II BES Bahar

Taylan Özgür Demirkaya

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

TÜRKiYE BAROLAR B İRLİĞİ T.B.B. REKLAM YASAĞI.. _,. YONETMELIGI

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 6 RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJ TANITIM REHBERİ

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 CİNSEL SALDIRI (MADDE 102) 5

pecya Zorunlu Klinik Tedavi Sonras ı Yineleyici Suç işleyen Adli Psikiyatri Olgular ının Tan ı ve Suç Niteliği Açısından Değerlendirilmesi

İngilizce İletişim Becerileri II (ENG 102) Ders Detayları

Psikiyatride Şiddeti Önlemenin Klinik Önlemleri

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

AMAÇ: Hastalarımızın ve hasta yakınlarının tedavi öncesi, tedavi sırasında ve tedavi sonrasında bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak.

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

Ci C n i s n e s l e l iş i l ş e l v e v bo b z o u z k u l k u l k u l k a l r a r y l y a l a il i g l i g l i i l P i a P r a i r s i s t e t

Resmi Gazete Tarihi: Resmî Gazete Resmi Gazete Sayısı: YÖNETMELİK ELEKTRONİK HABERLEŞME SEKTÖRÜNDE HİZMET KALİTESİ YÖNETMELİĞİ

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

EVLİLİK ÇEŞİTLERİ FATİH HANOĞLU. Her Türlü Soru ve Önerileriniz İçin Adresine Mail Atabilirsiniz. Her Hakkı Saklıdır.

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Türkiye'de Madde Kullananlar ın Profili: Hastane verilerinin incelenmesi. Ahmet TÜRKCAN ÖZET. pecya SUMMARY

Transkript:

" Teşhircilik" te Ceza Ehliyeti Pakize ÇERVATOĞLU GEYRAN*, Füsun ÖZDEM İR*, Niyazi UYGUR* ÖZET Bu yaz ıda Bak ırköy.ruh-sinir Hastal ıkları Hastanesi Adli Psikiyatri Birimi'nde "bilirki şilik hizmeti" verilen, bir olgu bağlam ında, "Te.şhircilik"te ceza sorumlulu ğu konusundaki t ıbbi-hukuksal-etik konular tart ışıldı. Anahtar kelimeler: Cinsel seçim bozukluklar ı, teşhircilik, ceza sorumluluğu Düşünen Adam; 1994, 7 (3): 25-29 SUMMARY In this paper, medical-legal-ethical issues of the criminal responsibility of the paraphilias are discussed in a exhibitionism case. The expertise testimony of this case has been realised in Bak ırköy State Mental Hospital Key words: Paraphilias, exhibitionism, criminal responsibility GİRİŞ Ceza kanununda, baz ı suçluların "suç" davran ışı için sorumluluklar ının olamayacağı, "suç davran ışının" bilinç ve irade ile seçilmi ş olarak dü şünülemeyeceği; bu kişilerin davran ışların ı anlama, değerlendirme yetenekleri ve dürtü kontrollerinde yetersizlikleri olduğu kabul edilir. Suçlu zihin (Mens Rea) olmadan gerçekle ştirilen hatal ı-yanl ış davran ış (Actus Reus) "suç" de ğildir. Bir eylemin suç say ılmas ı için, yanl ı bir eylem (Actus Reus) ile suçlu bir zihin (Mens Rea) birlikte bulunmas ı gerekliliği aran ır. Ruhsal hastalığı olan kişilerin, bilişsel yetileri ve dürtü kontrolleri seçilmi ş olan kriminal davran ışın gözden geçirilmesine, de ğerlendirilmesine yetmez. Yasal ve etik aç ıdan, bir ki şinin ruh (akıl) hastal ığı nedeniyle, i şlediği suçtan sorumlu olup-olmad ığının saptanmas ı önemlidir. Ceza sorumluluğunun değerlendirilmesinde 3 temel öğe belirlenmi ştir (1). 1) Sözkonusu ruhsal bozukluk kanunlarla tanımlanm ış olmalıdır. Herhangi bir davran ış bozukluğunun psikiyatrik s ınıfland ırmalar içinde yeralmas ı ceza sorumlulu ğunu kaldırmaya yetmez. Kanunda tan ımlanan biçimde, eylem s ıras ında kişinin yönelim, alg ı, dikkat, bellek, dü şünme, davranma yeteneklerini etkilemi ş olmal ıdır. 2) Kanun çerçevesinde suç olarak tan ımlanan eylam (Actus Reus) bir ruhsal bozuklu ğun sonucu olmal ıdır. 3) Ruhsal bozukluktan dolay ı ortaya ç ıkan davranışla, suç aras ında nedensel bağlantı ve ili şki, doğrudan ve aç ık olarak gösterilmelidir. * Bak ırköy Ruh ve Sinir Hastal ıkları Hastanesi Adli Psikiyatri Birimi 25

"Te şhircilik"te Ceza Ehliyeti OLGU SUNUMU 33 yaşında, erkek, evli, üç çocuklu. İlkokul mezunu, ayakkab ı boyac ılığı yap ıyor. Başvuru tarihinden bir y ıl önce gerçekle şen "sark ınt ılık" suçu nedeniyle mahkeme tarafından "ceza ehliyeti tesbiti" yönünden de ğerlendirilmesi amac ıyla yolland ı. Resmi kay ıtlardan al ınan bilgiye göre olay ın, sözkonusu ki şinin iki kadına, kamuya aç ık bir mekanda, cinsel organ ını göstermesi şeklinde geçti ği öğrenildi. Şahs ın eylemi kabullenerek, sözkonusu davran ışın ın "ruhsal hastal ık" nedeniyle oldu ğunu beyan etti ği, bu konuda daha önceki tedavi ba şvurularına ait t ıbbi belgeleri ibraz etti ği anla şıldı. Kendi ifadesiyle yak ınmas ı, "kad ınların karşıs ında cinsel organ ın ı göstermeye yönelik üstesinden gelemediği istek duyma, olay sonras ında pi şmanl ık, utanç, suçluluk ya şama" idi. İlk kez 16 yaşındayken ba şlayan bu yak ınmas ı nedeniyle, 3 kez adli kurumlarca gözalt ına al ındığı, ancak yarg ılama sürece ba şlamadan, serbest b ı- rak ıldığı, askerliği döneminde de ayn ı nedenle 1 ay yatırılarak yap ılan psikiyatrik tedavi sonras ı, 1 ayl ık istirahat raporu verildi ği öğrenildi. Yak ınmaların o dönemden yana aral ıklı olarak sürdü ğü anlaşıld ı. Yedi çocukluk bir ailenin en küçük çocu ğu olan hastam ız, ilkokulu 7 y ılda bitirmi ş. İlkokul y ıllarında başladığı ayakkab ı boyac ılığı i şini halen sürdürüyor. Ki şilik özelliklerini, "içine kapan ık, insan ili şkisi az, kıskanç" olarak tan ımladı. 2-8 ya ş aras ındaki çocukluk döneminde psi şik zorlanma anlar ında "temper tantfum" nöbetleri ya şadığı, 9 ya şına kadar süren "enürezis noktumas ı " olduğu tesbit edildi. Cinsel ya şam öyküsünde, ilk kez 13 ya şında başlayan ve tekrarlayan kereler ısrar ederek süren, "tuvalette arkada şlarını gözetleme" ve bu s ırada özdoyum yaparak haz ald ığı 2-3 ayl ık bir dönem sonras ı, 16 yaşından itibaren, kar şı cinse cinsel organlar ını göstermeye ba şladığın ı belirtti. Olay an ında cinsel haz duyarak, sonras ında masturbasyon yaptığı, ancak sonuçta pi şmanlık, suçluluk, kayg ı, utanç yaşadığı anla şıld ı. 19 ya şında görücü usülü ile yaptığı evliliğe kadar, karşı cinsle ili şkiye görmediği, evlilik içindeki cinsel yaşam ı hakk ında bilgi vermeye isteksiz davrand ığı ve kaç ındığı, evlilik içinde "cinsel organ ını gösterdiği" şeklindeki fantazilerle masturbasyonun sürdüğü ve orgazm oldu ğu öğrenildi. Son 4-5 y ıld ır, genel-kalabal ık yerlerde "kad ınlara sürtünerek, cinsel haz duyma" şeklindeki tutumu 10-15 kere tekrarladığı için, 2-3 kez adli kurumlara yans ımayan ciddi olaylar ya şamıştı. Te şhircilik olay ını takiben, "fizik sald ırı ve tecavüz iste ğini" hiçbir zaman yaşamadığını belirtti. Günde 1 paket sigara dışında alkol ve psikoaktif madde kötüye kullan ım ı saptanmad ı. Teşhircilik d ışında ba şka bir nedenle yasalarla sorunu olmam ıştı. Soygeçmi şinde özellik tan ımlanm ıyordu. Geçirilmi ş önemli bedensel-psikiyatrik hastal ık öyküsü saptanmad ı. Psikiyatrik muayenesinde, hastan ın s ıkıntılı oldu ğu, gözkontağına girmekten kaç ındığı, özellikle yakınmas ı ile ilgili konular konuşulurken sıkılganlık gösterip k ızard ığı saptand ı. Bilişsel işlevlerinde bozukluk, alg ı-muhakeme kusuru yoktu. Düzgün ça ğnşımlarla, amaca yönelik konuşuyordu. Ancak konu şma genellikle soru-yan ıt şeklinde seyrediyordu. Kendisi hakk ında bilgi vermeye isteksiz davran ıyordu. Servis içinde sakin ve uyumlu oldu ğu, diğer hastalarla yak ın ilişki kurmadığı, yaln ız kalmay ı seçti ği, az konu ştuğu gözlendi. ICD-10 tan ı kriterlerine göre, "Te şhircilik" tan ıs ı ile değerlendirdiğimiz hastan ın, "sarkıntılık" suçu i şlediği s ırada şliur ve hareket serbestisinin önemli derecede etkilendi ği ve TCK. 47 maddesinden asgari derecede yararlanmas ının uygun oldu ğu tıbbi kanati ile adli sa ğlık kurulu raporu düzenlendi. CEZA EHLIYETI KAVRAMI Ceza ehliyeti kavram ı tarihsel süreç içinde dar ve geniş kapsaml ı olarak iki farkl ı biçimde değerlendirilmi ştir. M'Naghten kurallar ına göre (2) düzenlenen "dar kapsaml ı" ceza ehliyeti kavram ında, "suç" s ıras ında kişinin "niyetine (kas ıt)" bak ılır (dar kapsaml ı Mens Rea değerlendirilmesi). Eylemin kanunlar çerçevesinde suç oldu ğunun ve sonuçlar ından ba şkalarının 26

zarar görece ğinin ki şi tarafından bilinmesi, hangi koşullar alt ında ve nas ıl geliştiğinin farkında olup olmadığının de ğerlendirilmesi amaçlan ır. Muhakeme, alg ı, dikkat, yönelim, bellek gibi bili şsel yetilerin ve davran ışın bilinçli denetimin etkisinde olup olmadığın ın de ğerlendirilmesidir. Ki şinin "ne yaptığın ı ve yapt ığı şeyin yanl ış olduğunu" bilmesi durumudur, American Law Institute (ALI) (3) ceza ehliyeti kavram ına, "temel" ve "de ğerlendirme" terimleriyle daha geni ş bir yorum getirmi ştir. "Bilmek"ten ayr ı olarak, "bilmeyi" de etkileyen duygusal sürecin (emotin) etkisinde ki şinin davran ışlarını "değerlendirebilme becerisi" üzerinde durmu ştur. Ceza sorumsuzluğu için, değerlendirmenin tamamen ortadan kalktığı bir durumu de ğil, yaln ızca "temel kapasite kayb ın ı" yeterli görür. Ki şideki temel bir duygusal zorlanma ve bozukluğun ceza sorumlulu ğundaki önemine i şaret eder. Ki şi, bili şsel kapasitesiyle içinde bulundu ğu eylemin yanl ış olduğunun bilincindedir. Ancak, duygulan ım ı yaptığı eylemin moral olarak yanl ış olduğunu değerlendirmesine engel olur. Bu anlamda, suç esnas ındaki kolaylaştınc ı ve art ırıc ı yönde etkili olan faktörlere ve motivasyona bak ılır Suç esnas ında, "moral suçlulu ğun" yaşanmamas ını gözönüne al ır. Tasarlama olmadan, üzerinde düşünülmeden gerçekle ştirilen olay s ıras ında "moral suçluluk" yaşamamak ceza ehliyetini etkiler. Ancak, hangi psikiyatrik bozukluklar ın bu kapsamda değerlendirilebilece ği konusu tart ışmaya ve yoruma aç ıktır. Burada, ceza ehliyeti kavram ı, ruhsal hastal ık ötesinde ele al ınmaktad ır. Özellikle genç saldırganlar ın ya şad ıklar ı ciddi duygusal kar ışıkl ıkların, tam ve aç ık bir ruhsal hastal ık karşılığı olmasa da, geni şletilmi ş ceza ehliyeti kapsam ında ele al ınmas ının yararl ı olacağı önerilmektedir (4). Türk Ceza Kanunu'nda (1928) ceza ehliyeti kavram ı 46. ve 47. maddeleri kapsam ında tan ımlanmaktad ır. TCK. 46. maddesi "ruhsal hastal ık ve yetersizlik nedeniyle ki şinin bilinç ( şuur) ve davran ış (hareket) serbestisinin tamamen kalkt ığı" ve bu durumda ceza sorumluluğu olmadığı, ancak suç davran ışına neden olan sözkonusu hastal ığın tedavi edilmesi zorunluluğunu getirir. TCK. 47. madde kapsam ında ele al ınan "k ısmi sorumlulukta" bir derecelendirmeden bahsedilmektedir. Ki şinin içinde bulundu ğu ruhsal durumun, şuur ve hareket serbestisinin kald ırmadığı, ancak önemli derecede azaltt ığı ve bu nedenle de suç davran ışını h ızlandırıc ı ve kolayla ştınc ı yönde etkiledi ği şeklinde yorumlan ır. TCK. 47. maddesi asgari ve azami ceza indirimlerini öngörür. Ancak, her iki madde kapsam ında sözkonusu edilen ruhsal hastal ığın ne oldu ğu ya da hangi ruhsal hastal ıkların bilinç ve davran ış serbestisini etkiledi ğinin saptanmas ı, "psikiyatrik bilirki şiliğin" konusudur. Çağdaş psikiyatrik bilgi ışığında ruhsal bozukluklar/ sendromlar hakk ında ortaya konan yeni iddialar, bilirki şilik bağlam ında da farkl ı tartışmaları gündeme getirmektedir. Teşhircilik Teşhircilik, cinsel uyanlma ve bo şalma için ki şinin genitallerinin yabanc ılara (s ıkl ıkla kar şı cinsten) veya halka aç ık yerlerdeki insanlara, önceden bilgisi ve onay ı olmaks ız ın, göstermeye "inatç ı ve yineleyici" bir e ğilim duymas ıdır. Genellikle genç ve inhibe erkeklerde görülür. İlk gençlik dönemlerinde ba şlar. Baz ıları için tek cinsel dışavurum olmas ına rağmen, heteroseksüel erkeklerde de çok s ık görülür. Bu eğilim uzun süreler aç ık davranış olmas ı denetlenerek örtülü kalabilir, ancak zorlanma ve çat ışma zamanlar ında belirti verebilir. Ço ğunlukla eğilimi özdoyum izler. Teşhircilik ICD-10'da (5) "Cinsel Seçim Bozukluklan-Parafili" üstba şlığı alt ında s ın ıfiandırılmıştır. Parafilik sald ırılar ile diğer cinsel sald ırılar (çoğuca cinsel sevi olgular ın ın baz ıları, ırza geçme ve homoseksüel nitelikli sald ırılar) benzer durumlar değildir (6 ' 7 ' 8). Teşhircilik, feti şizm, cinsel gözetleyicilik'te mağdur durumundaki ki şi cinsel anlamda bedensel yak ın ilişkiye zorlanmaz. Temel olarak amaçlanan bu değildir. Adli psikiyatri prati ğinde cinsel saldırıların mağdura yönelik eylemin niteliğine göre s ınıflandırılmas ın ın uygun oldu ğunu destekleyen yazarlar vard ır (9). - Kurbana fiziksel dokunma ve zarar ın olduğu durumlar (tecavüz, çocu ğa cinsel sevi) 27

- Fiziksel sald ırının olmadığı, kişinin moral değerlerinin örselendi ği durumlar (te şhircilik, cinsel gözetleyicilik). Parafililerin s ıklığı bilinmemektedir. İngiltere'de en s ık rastlanan cinsel sald ın "te şhircilik" olarak ortaya konmu ş, ilk saldırıdan sonra % 80 sald ırgan ın ilk 5 y ıl içinde yineleyici sald ırı eylemi göstermedi ği bildirilmiştir (10). Teşhircilikte ceza sorumlulu ğu Parafilik eğilimler, kanunlar kapsam ında toplumun ve ki şinin moral ve etik de ğerlerini örseledi ği için suçtur. Kanunlar kapsam ında, "suç" olarak de ğerlendirilen parafilik davran ış gösteren olgular ın "ceza ehliyeti" yönünden de ğerlendirilmesinde yan ıtlanmas ı gereken sorular şunlard ır: 1- Bu tip eylemlerde hasarl ı-bozuk olan zihinsel organizasyonun hangi bölümüdür? 2- Bilirkişilik sürecinde kişinin mahremiyetine ne kadar müdahale edilmelidir? 3- Bu davran ış bozukluğunun tedavi olas ılığı, kişinin tedavi katılım ı nedir? Tedavi sapm ış davran ışın yinelemiyeceğini belirleyebilir mi? Adli psikiyatrik değerlendirme, "suç eylemi" s ı- ras ında ki şinin içinde bulundu ğu psikopatolojinin saptanmas ını esas alan, "olguya özgü" bir süreçtir. Te şhircilik tan ısıyla değerlendirilen olgularda, kişinin parafilik eylem ve fantazilerinden dolay ı yoğun kayg ı-s ıkıntı-suçluluk yaşadığının saptanmas ı ceza ehliyeti tart ışmas ında önemlidir. Parafilik davran ışlarda dürtü kontrolüne yönelik iradi bir yetersizlik vard ır. Zorlay ıcı dürtü yo ğun ve ısrarl ıdır. Bu dürtü bağlamında geli şen eylem ve fantaziler, normal cinsel uyanlma ve bo şalma yedeğidir. Ancak, bu tarz bir eylem hiçbir zaman tam bir doyum sağlayamaz. Sapm ış davran ış arkas ından gelişen suçluluk ve kayg ı yaşantısı, -zorlay ıc ı dünü baskısı sonucu ortaya ç ıkan semptomla (eylemle) yeniden olu şturulmaya çal ışılan psi şik dengeyi bozduğundan, sözkonusu eylem devaml ıl ık ve tekrarlay ıcılık özelliği kazan ır. Parafilik sald ırılar nadiren psikotik bir fenomenin sonucudur. Daha s ık olarak a ğır ki şilik bozulduklan ve impuls nevrozlannda ortaya ç ıkabilirler. Dür- tünün ısrarl ı ve karşı konulamaz zorlay ıc ılığı, kontrolüne yönelik iradi yetersizlik yaratarak suç s ı- ras ında kişinin "moral suçluluk" hissetmesine engel olur. Yal ın pervelsif yap ılar, yaşamlar ının olağan seyri içinde davran ış bozukluğu göstermezler. Yeterli bili şsel kapasitesi olan bu ki şiler, yaşadıklar ı olaydan sonra pi şmanl ık, kayg ı ve utanç duyarlar. Buna rağmen zorlay ıc ı davran ışı tekrarlamaktan kendilerini al ıkoyamazlar. Eylemlerini saklama e ğilimi duyarlar. Hukuk ve moral sistem içinde yasaklandığını bilirler. Ancak suç s ıras ında içinde bulunduklan duygusal süreç alg ılama, bilme, değerlendirme ve davran ış şeklindeki bilişsel yetilerini etkiler. Suç esnas ında, yaptıkları eylemin niteli ği ve sonuçlar ın ı mantıklı olarak "değerlendirebilme becerisi", iradi ve hareket serbestisini önemli derecede zedelemi ştir. Suç, kar şıkonulmaz dürtü baskısı sonucu i şlenmi ş ve sözkonusu zorlay ıc ı dürtü bir irade yetersizli ğine yol açmışsa, ceza ehliyetinin tam oldu ğu söylenemez. irade, ki şinin kendi kontrol kapasitesi, toplumsal kurallann gerektirdi ği şekilde davran ışlarını düzenleme becerisidir. İradeyi bu şekilde hasara u ğ- ratan zihinsel sürecin "ne" oldu ğu ancak psikanalitik teori içindeki kavramlarla ifade edilebilir. Tan ımlayıcı (deksriptif) yakla şımlar, te şhircilik olgularının değerlendirilmesinde yetersizdir. Çünkü, pervelsif eylemler iradi yetersizlik şeklinde tek bir fenomene bağlı nozolojik antiteler de ğilledir. Klinisyen, sald ırgan davran ışı ortaya ç ıkaran istek ve fantazilerin varl ığını ve nedenlerini objektif olarak ortaya koymal ıdır. Suç eylemin seçilmeksizin ve tasarlanmadan, istek ve irade d ışı geliştiğini saptamal ıdır. Davran ışı ve bilişsel yorumlamay ı bozan motivasyonlan suç s ıras ındaki eylemle ve geçmi şteki benzer durumlarla ili şkilendirmelidir (4). Pervelsif davranışın ortaya ç ıktığı kişilik organizasyonunu tan ımlamal ıdır. Çok az say ıda te şhircinin, suç davran ışı sıras ında şiddet kulland ığı, olay sonras ında ise suçluluk duymadığı dü şünülmü ştür. Bu tip sald ırganlar, yal ın teşhircilik olgulanndan farkl ı ele al ınmal ıdır. ilgili dürtü ve e ğilimlerin benliğe uyumlu olduklar ı bu tip olgular, tüm bir ki şilik bozukluğu gösterirler (10). "Ceza sorumluluklar ı" da farkl ı kapsamda tart ışılmalıdır. 28

Bu yaz ı kapsamında tart ışılan, denetlenmesi güç ve benli& yabanc ı "te şhircilik istekleri" duyan olgulardır. Bu tip olgular ın değerlendirilmesi a şamas ında, ki şinin kendi hakk ında bilgi vermekten kaç ınması, davranışını zarars ız görerek kendini savunma gereksinimi s ık görülür. Duygusal yal ıtım gösteren bu olgular ın zorlay ıc ı dürtüyü kontrol edebilmek amac ıyla kullandıklan "inkar ve bast ırma" şeklindeki savunma düzenekleri, d ışavuran davran ışa yönelik yoğun bir bilinçli reddi getirir. Ancak bu şekilde, aslında istenmeyen davran ışın sonucunda ortaya ç ıkan duygusal yük hafifletilir. İntrapsi şik gereksinimlerinden dolay ı, "ruhsal hastal ıkla kendini savunma" şeklindeki hukuksal haklann ı kullanmaya çoğunlukla yana şmazlar. Bu noktada, ki şinin yarar ı adına otonomisi ve mahremiyeti "ne derece" zorlanmal ıdır. Adli psikiyatride "s ırdaşlık ilkesinin" olmamas ı, al ınan bilgilerin aç ıklanabilirliği temel ilkesi gözönüne al ındığında, neyine kadar aç ıklayacağının serbestisi ki şiye tan ınmal ıdır. Bu, karar olu şturma aşamas ındaki önemli bir zorluktur. Klinisyen toplumun geleneksel kuralları ve normlar ı içinde kalarak, ma ğdur ve sald ırgan aras ında "s ıkışmışlık" duygusu hissedebilir. Klinisyenin temel amac ı, saldırgan ın ruhsal durumunun değerlendirilmesi olarak belirlenmelidir. Ki şiye güvence vemeksizin destek olman ın hassas dengesini kurabilmeli; ama taraf olmamal ıdır. Bu tip vakalann psikoterapötik tedavilerindeki temel amaç ise; ba ş- kalarına zarar veren bu davran ışın sorumluluğunun ki şiye öğretilmesidir. Bu şekilde sald ırgan ın, davranışlarının kontrolünü sağlayabilece ği düşünülür. Te şhircilik olgulannda, ki şinin ego'ya "ac ı ve yaralanma" ya şatan bu istek ve irade d ışı dürtülere karşı kullandığı savunma düzenekleri nedeniyle, tedavi direnci yüksektir. Bilinçli sözel ifadelerinde eylemlerini hafifletiyor ve zarars ız görüyor izlenimlerini b ırakın te şhircilerin, intrap şisik dünyalar ı yoğun zorlanmalar ve çat ışmalar içindedir. Hastan ın yaşadığı bu uyumsuzluk önemli bir tedavi engelidir. Herhangi bir tedavi yönelimini seçmeden önce hastay ı, tedavi süreci hakk ında bilgilendirmek ve onay ını almak gerekir. Psikoterapötik yakla şımlarda, tedavi süreci ve sonuçlar ı hakkında nesnel önbilgilendirme çok güç gerçekle ştirilir. Diğer taraftan psikoterapötik tedavilerde ki şinin irade ve iste ği ile tedaviyi kabullenmesi, kat ılım ı esastır. Te şhircilik ol- gulann ın, toplumsal aç ıdan çok büyük bir zorlanrna yaşamadıkça, tedavi yönetiminde bulunmad ıkları bilinmektedir. Bu vakalann zorunlu tedavisi, TCK. 46. kapsam ında ele al ınan psikiyatrik bozukluklar gibi dü şünülemez. Çünkü, bu ki şiler suçla do ğrudan bağlant ılı problem davran ış dışında, temyiz kudretlerini etkileyebilecek zihinsel bozukluk göstermezler. Mümeyyiz'dirler. SONUÇ Birçok kriminolog, ruhsal hastal ık nedeniyle ki şinin ceza ehliyetinin kald ırılmas ının geni ş kapsamda ele al ınmas ının, suç davran ışına yönelimi artt ırıc ı yönde etkiledi ğini ileri sürer (11). Cezalar ın cayd ırıc ılık özelliği tartışmas ız önemlidir. Ancak, "te şhircilik" olgularında suç s ıras ındaki şuur ve hareket serbestisinin yasalarda tan ımlanm ış kapsamda "tam" olmadığı da aç ıktır. Yazarlar bu tip olgular ın TCK. 47. madde kapsam ında değerlendirilmesinin uygun olduğu kanaatini ta şımaktad ır. indirimli ceza uygulamas ın ın, zorunlu psikiyatrik tedaviden daha uygun olduğu kanaati tedavinin kimin için yap ılacağı sorusu (saldırgan, kurban veya toplum) ve sonucunda sapm ış davran ışın tekrarlama riskinin kestirilememesiyle uyumludur (12). KAYNAKLAR 1. Shah SA: Criminal respansility in forestic psychiatry and psychology. Curren MO, Mc Garry AL, Shah SA (ed). Philadelphia, FA Davis 21,234, 1986. 2. M'Naghten's Case, 10 CI and F. 200, 8 Eng Ref 718, 1843. 3. American Law Institute: Model Penal Code. Philedalpia. The American Law Institute, 1962. 4. Halleck SL: The assessment of responsibilty in criminal law and psychiatric practice. J Mental Health and Law 3:215-222, 1984. 5. ICD 10, Ruhsal ve davran ışsal bozukluklar s ın ıfland ırmas ı, klinik tan ımlar ve tan ı klavuzlar ı. Türkçe versiyonu; Öztürk O, Uluğ B (yay ına haz ırlayanlar), Ankara, Türkiye Sinir ve Ruh Sa ğl ığı Derneği Yay ını 1992. 6. Frauund K, Scher M, Hucler S: The courtship disorders. Archieves of Sexual Behavior, 12:369-379, 1983. 7. Langevin R, Paitich D, Russon A: Erotic preference gender identity and aggression in men: new research studies, R Langevin (ed) New Jersey, Lawrence Erlbaum Associates, 17-38, 1985. 8. Abel GG, Becker JV, Mittelman MS, et al: Self-reported sec crimes of nonincarated paraphilias. Journal of Interpersonel Violence 2:3-25, 1988. 9. Abel GG, Osborn C: The paraphilias. The Psychiatric Clinics of North America. Clinical Forensic Psychiatry. John McD, Branford MB (ed), Philadelphia, Pennsylvania, WB Saunders Con ı- pany 247, 1992. 10.Faulk M: Basic Forensic Pyschiatry. London Oxford Blackwell Scientifıc Publications. 312-359, 1988 11. Halleck SL: The Mentally Disordered Offender. Law and Contempory Problems. 49:127-146, 1986. 12.Andshead G, Mezey G: Ethical issues in the psycotherapeutic treatment of paedophiles: whose side are you? J Forensic Psychiatry 4:361-367, 1993. 29