İSTEK ÖZEL BİLGE KAĞAN ANAOKULU MART AYI VELİ BÜLTENİ İLKOKULA HAZIR OLMAK Okul ne demektir? Bu soruyu tam anlamıyla cevaplayabilir miyiz acaba? Hayır, ama okul deyince hatırladığımız en önemli şey okulda yaşadıklarımızdır. Bütün insanlar hayatları boyunca okul deneyimlerini akıllarından çıkaramazlar. O dönemde yaşanan olumlu ve olumsuz yaşantılar gelecekte seçimlerimizi, hayata bakış açımızı ve daha birçok olguyu önemli ölçüde etkilemektedir. Öyleyse hazır bulunuşluk kavramını açıklamak doğru olacaktır. Hazır bulunuşluk; öğrenmeyi gerçekleştirmek için gerekli olan davranışların kazanılması ve herhangi bir etkinliği yapmaya bilişsel, sosyal, duyuşsal ve psikomotor olarak hazır olma anlamına gelir. Aynı zamanda bir kişinin bir işi yapmaya hazır olması, o işten mutluluk duyacağını, hazır olmaması ise öfke duyacağını gösterir. (Yapıcı, 2012 s.2) İlkokula hazırlık kavramı ise uzun yıllar boyunca karşımıza çeşitli tanımlarla ortaya çıkmıştır. Önceleri olgunlaşma süreci olarak tanımlanırken zamanla sosyalleşme süreci olarak değişiklik göstermiştir. Bir çocuğun ilkokula hazır olması demek sadece akademik açıdan değil, bütün alanlar açısından hazır olması demektir. Diğer bir deyişle; bir çocuğun okumayazmayı öğrenmeye hazır olması gibi, kendini rahat ve güvende hissetmesi, iyi ilişkiler kurması, uyum sağlaması, sorumluluk alması, öğrenmeye açık olması da son derece önemlidir. Okul öncesi kurumlar, çocuğun bütün alanlardaki gelişimini (bilişsel, zihinsel, dil gelişimi, fiziksel gelişim, özbakım becerileri) hem destekler, hem de çocuğun ilkokula hazır olmasını sağlarlar. Çocuklar okul öncesinde öğrendiklerini ilkokulda uygulayarak pekiştirmiş olurlar. İlkokula hazır olmak kavramı en doğru ve yalın haliyle şöyle açıklanabilir; bir çocuğun herhangi bir duygusal karışıklığa uğramadan kolayca ve yeterli olarak öğrenebilmesidir. (Meb, 2012, s. 99). Hayata güzel bir başlangıç, fiziksel gelişim için sağlıklı bir beslenme, güvenli bir çevre, öğrenmeye hazır olma, sağlıklı duygusal gelişim, zihinsel yeterlilik buna verilebilecek en güzel örneklerdir. (UNICEF, 2012) İlkokula hazır olma sürecinde iki faktör karşımıza çıkmaktadır. Birincisi geçiş süreci, diğeri ise yeterliliklerin kazanılmasıdır. Geçiş süreci Çocukların yeni bir çevreye girmeleri ve bununla birlikte farklı şeyler öğrenmeleri, ailelerin yeni bir eğitim sistemini öğrenmeleri, okulların ise bireysel ve sosyal açıdan çeşitlilik gösteren öğrencileri kabulü geçiş sürecini en iyi şekilde tanımlamaktadır. (UNICEF, 2012) Yeterliliklerin kazanılması Burada üç kavram karşımıza çıkmaktadır. Hazır çocuklar, hazır aileler ve hazır okullar. 1. Hazır çocuklar: Aileler okula hazırlık kavramını akademik olarak değerlendirirken ilkokul öğretmenleri sosyal ve duygusal özelliklere eğilimlidirler. Okula hazır olma ayrıca, öğrenmeye hazır olmadan farklı bir süreçtir. Okula hazır olma; yapısal bir öğrenme sistemine hazır olmak iken, öğrenmeye hazır olma ise doğuştan gelen bir özelliktir. Bütün çocuklar öğrenmeye hazır doğarlar. Bir çocuğun öğrenmeye hazır olması demek okulda başarılı olacak çeşitli alanlarda temel bilgi ve beceriye sahip olması demektir. Okulda başarı ise; okuma olgunluğu, sayısal yönergeler, paylaşımlar ve öğrenme aktiviteleri gibi belirli temel yeteneklerden meydana
gelir. Bilişsel, özbakım, psikomotor, dil ve sosyal-duygusal becerileri tam olan bir çocuk okula da hazır demektir. (UNICEF, 2012) 2. Hazır okullar: Bir çocuğun okula hazır olması için bütüncül gelişimini tamamlaması ne kadar önemli ise okul için de aynı şey geçerlidir. En başta okulun çevresi çocuklara tehlike oluşturulacak şekilde düzenlenmemelidir. Bir okul kaliteli olmalıdır. Kalite; öğrenmek için yeterli bir zaman, gerekli materyal ve kitaplar, iyi bir öğretim, öğretmenlerin uyum sağlaması, pedagojik değerlendirmeler şeklinde açıklanabilir. Aynı zamanda, bir okul iyi bir öğrenme ortamı sağlamalıdır. Çocuk okulda kendini rahat ve güvende hissetmeli, öğretmen-çocuk ilişkisi saygılı, cevap veren ve etkili olmalıdır. Bir okulun sahip olması gereken en önemli özelliklerden biri de çocuk odaklı bir eğitim veriyor olmasıdır. Sağlıklı beslenme, hijyenik ortam, güvenli oyun alanları, koruyucu bir tutum ( şiddet, ceza olmayan) çocuk odaklı eğitimin ilkeleri arasında yer alır. (UNICEF, 2012) 3. Hazır aileler: Ailenin hazır olması ne demektir? Öncelikle; aileyi değerlendirirken sadece anne, baba olarak ele almamalıyız. Kardeşler, bakıcılar ve ailenin diğer üyeleri de hazır bulunuşlukta etkilidirler. Ailenin okula hazırlığını anlamamız için ailenin
tutumu ve bilgisi çok önemlidir. İlkokulda destekleyici bir tutum, iyi bir ev ortamında büyümek okul performansının önemli bir belirleyicisidir. Hazır bir aile; çocuğun okulda öğrendiklerini pekiştirmek için evde çalışmalar yapar. Şarkı söyletir, kitap okutur, hikâye anlatır, oyun oynar. Sosyal gelişimini desteklemek için onu dikkatle dinler, isteklerine cevap verir. Onu her zaman destekler. Unutmamamız gereken bir noktada var ki; İlkokula hazırlık bir ya da iki yıl sürse de aslında aileler çocuklarını doğumdan bu yana okula hazırlamış olurlar. (UNICEF, 2012) İlkokulu Hazır Oluşu Etkileyen Başlıca Faktörler Nelerdir? 1. Fiziksel faktörler: Bir çocuğun ilkokula başlaması için en önemli özelliklerden biri sağlıklı ve normal bir beden gelişimine sahip olmasıdır. Yaşıtları ile boy ve kilosu aynı oranlarda olmalıdır. Aynı zamanda görme, işitme açısından da tam olarak sağlıklı olması gerekir. (Meb, 2012, s.100) 2. Zihinsel faktörler: Bir çocuğun ilkokula başlaması için normal bir zeka düzeyine sahip olması gerekmektedir. (Meb, 2012, s.100) 3. Duygusal faktörler: Bir çocuğun ilkokula hazır hale gelmesi için sağlıklı ve dengeli bir kişilik yapısına sahip olması gerekmektedir. Duygusal anlamda; Dengeli olmayan Aşırı derecede hassas Anneye bağımlı, anneden ayrılmakta zorluk çeken çocukların okula katılımları sırasında zorluk yaşanabilir. (Meb, 2012, s.100) 4. Sosyal ve Çevresel faktörler: Aile ortamı ve sosyal çevre; zekâ gelişimi ve zekâ gelişiminden etkilenen öğrenme yeteneğinin gelişiminde, dolayısıyla okula hazır olmada son derece önemli rol oynar. (Meb, 2012, s.100) İlkokula Hazır Hale Gelmek için Sahip Olunması Gereken Beceriler Nelerdir? Çocukların ilkokula hazır hale gelmesi için sahip olmaları gereken beceriler vardır. Bunlar sosyal-duygusal, psikomotor, bilişsel beceriler ve özbakım ve dil becerileridir. Bu becerileri anne babaların da bilmesi ve çocuklarını değerlendirmesi hazırlık sürecini takip etmeleri için önemlidir. Bu beceriler aşağıdaki gibidir:
Özbakım Becerileri 1. Yemeğini kendi yiyebilir. 2. El, yüz temizliğini yapabilir. 3. Giysilerini kendi kendine giyip çıkarabilir. 4. Giysilerinin düğmelerini çözer, ilikler. 5. Eşyalarını toplayabilir. 6. Tuvalet temizliğini yapabilir. 7. Ayakkabısını kendi bağlayabilir. 8. Kendisine ait eşyalara sahip çıkar ve korur. Sosyal/ Duygusal Beceriler 1. Duygularını uygun yollarla ifade edebilir. 2. Başkalarının duygularını anlayabilir. 3. Duygusal tepkilerini kontrol edebilir. 4. Başkalarıyla iletişim kurabilir. (Yeni girdiği ortamlarda) 5. Toplumsal kurallara (sosyal, nezaket kuralları) uyabilir. 6. Başkalarının farklı özelliklerini kabul edebilir. 7. Yaşıtlarıyla paylaşma ve işbirliğinde bulunabilir. 8. Aldığı sorumluluğu yerine getirebilir (Odasını toplama, ödevlerini yapma vb). 9. Yeni ve alışılmamış durumlara uyum sağlayabilir. (Anneden ve evden kolay ayrılma gibi.) 10. Gerektiğinde bir yetişkinden yardım isteyebilir. (Ebeveyn dışında) 11. Kendi hakkını savunabilir. 12. Kendine güven duyar. 13. Kendini tehlikeli durumlardan koruyabilir. Psikomotor Beceriler (Büyük / Küçük Kas Gelişimi) 1. Dengeli yürüyebilir. 2. Dengeli koşabilir. 3. Ayak değiştirerek merdiven iner ve çıkar. 4. Engellerle karşılaştığında seri ve çabuk hareketler yapabilir. 5. Kâğıt üzerine çizilmiş basit şekilleri keser. 6. Kalemi doğru şekilde tutabilir. 7. Çizgileri birleştirebilir. 8. Çizgileri kopya edebilir. 9. İsmini bakarak yazabilir. 10. Eksik insan resmini tamamlar. 11. Hamur gibi yumuşak malzemeleri kullanarak iki üç parçadan oluşan şekiller yapar ve bundan bir kompozisyon oluşturur. 12. Modele bakarak daire, üçgen, kare ve dikdörtgen çizer.
Bilişsel Beceriler 1. Dikkatini nesne, durum, olay üzerinde 20 25 dk yoğunlaştırabilir. 2. Kendisine anlatılanları dikkatini vererek dinleyebilir. 3. Verilen direktiflere uygun davranabilir. 4. Sorulan sorulara kendine özgü cevaplar verir. 5. Basit neden-sonuç ilişkilerini açıklar. 6. Kısa bir süre gösterilen bir resimdeki ayrıntıları hatırlar. 7. Daha önce dinlediği öyküleri anlatır. 8. Bir olaydan sonra ne olabileceğini tahmin eder. 9. 1 den 20 ye kadar olan nesne grupları ile rakamlar arasında ilişki kurar. 10. 1 den 50 ye kadar sayabilir. 11. 1 den 20 ye kadar sayıları tanır. 12. 1 den 20 ye kadar sayıları yazabilir. 13. 2 şer 2 şer 20 ye kadar sayabilir. 14. 5 er 5 er 50 ye kadar sayabilir. 15. 10 ar 10 ar 100 e kadar sayabilir. 16. 10 dan geriye doğru sayabilir. 17. 1 den 10 a kadar toplama gerektiren problemleri çözer. 18. 1 den 10 a kadar çıkarma gerektiren problemleri çözer. 19. Söylenilen sekiz rengi gösterebilir. 20. Daire, kare, üçgen, dikdörtgen, beşgen, altıgen ve elips şekillerini tanıyabilir. 21. Olay ya da varlıkların özelliklerini söyleyebilir. 22. Varlıkları çeşitli özelliklerine göre sıralayabilir. Örneğin; büyükten küçüğe doğru. 23. Varlıkları çeşitli özelliklerine göre gruplayabilir. Örneğin; renk, boyut, şekil, sayı, yapı, kullanım alanları 24. Eşleştirme, ilişki kurma, gruplandırma ve sıralamayı nasıl yaptığını açıklar. 25. Olay ya da varlıkları oluş sırasına göre sıralayabilir. Önce, sonra, şimdi vb. gibi. 26. Dün, bugün ve yarın ile ilgili konuşur. 27. Nesnenin kendi içindeki konumunu birinci, ikinci şeklinde isimlendirir. 28. Sağını ve solunu bilir. 29. Saat üzerinde gösterilen tam saatleri söyleyebilir. (3.00, 12.00, 9.00 vb.) 30. Saat üzerinde buçuklu saatleri gösterebilir. 31. Haftanın günlerini sırası ile söyleyebilir. 32. Doğum tarihini söyleyebilir. 33. Atatürk ün Türk toplumu için önemini açıklayabilir. 34. Atatürk ün getirdiği yeniliklere örnek verebilir. Dil Becerileri 1. İstenildiğinde şarkı, tekerleme, parmak oyunu söyleyebilir. 2. Kelimeleri doğru telaffuz edebilir. 3. Türkçeyi doğru kullanabilir. 4. Sesinin tonunu ve hızını ayarlayabilir. 5. Aynı sesle başlayan ve biten kelimeler üretebilir. 6. Belirli bir konu ile ilgili duygu, düşünce ve hayallerini anlatabilir.
7. Dinlediklerine ilişkin sorulan sorulara cevap verebilir. 8. Günlük deneyimlerini anlatır. 9. Birbirini izleyen üç emir cümlesinde istenileni sırası ile yerine getirir. 10. Yeni ve bilmediği kelimelerin anlamını sorar. 11. Cümlelerinde özneye uygun fiil kullanır. 12. Bazı sözcüklerin eş ve karşıt anlamlarını bilir. 13. Ne zaman, neden, nasıl gibi soru sözcüklerini içeren soruları yanıtlar. 14. Yer bildiren sözcükleri doğru ve yerinde kullanır. 15. Cümlelerinde çünkü daha sonra gibi bağlaçlar kullanır. 16. Ev adres ve telefonunu söyleyebilir. İlkokula Geçişte Ailenin Sorumlulukları Nelerdir? İlkokula hazırlık süreci; çocuk, anne baba ve okul üçgeninin birlikte takip etmesi gereken bir süreçtir. Dolayısıyla bu süreçte eğitim kurumlarına ve çocuklara düşen sorumlulukların yanı sıra, anne babalara da düşen sorumluluklar vardır. Bunlar aşağıdaki gibidir: Gittiğiniz okul öncesi eğitim kurumunun varsa aile katılım programlarını özenle takip etmelisiniz. Okulun programı dışında, öğretmene danışmadan, evde çocuklara okuma-yazma öğretmemelisiniz. Okula hazırlığın sadece bilişsel gelişimden ibaret olmadığı ve çocuğunuzun tüm gelişim alanlarını- sosyal-duygusal, dil vb gibi- eşit şekilde desteklemek gerektiğini unutmamalısınız. Çocuğunuzu okul programını düzenli olarak takip edebilmesi konusunda desteklemelisiniz. Örneğin; çocuğun okula zamanında getirilmesi, günlük programa adaptasyonunu kolaylaştıracak ve güne daha iyi başlamasını sağlayacaktır. Bu ilkokul okulundaki düzenli okul saatlerine uyulmasını da kolaylaştıracaktır. Çocuklarınızı diğer çocuklarla kıyaslamamalısınız. Eğer çocuk anasınıfına devam ediyorsa ilkokul ve anaokulu karşılaştırmasını olumsuz cümleler kurarak yapmamalısınız. Örneğin, Anaokulunda oyuncaklar var; ama ilkokulda yok. gibi bir cümle kurmak yerine, Anaokulunda oyuncakların vardı, ilkokulda ise kitapların olacak gibi bir cümle kullanmak yerinde olur. Anne baba olarak, ilkokul ve okul seçimi hakkında kaygılarınızı çocuğa yansıtmamalısınız. Aksi takdirde, çocuk için zaten zor olan bir süreci daha da zorlaştırırsınız. Çocuğun, okul öncesi dönemde kendi kendine okumayı öğrenmesi durumunda onun ilkokula mutlaka ikinci sınıftan başlaması, sınıf atlaması konusunda ısrar etmemelisiniz. Unutmayın ki, çocuğunuzun ilkokula hazır olması için tüm gelişim alanlarında yeterli olgunluğa ulaşması gerekmektedir. Sadece zihinsel gelişiminin yaşıtlarından iyi olması, çocuğunuzun okul olgunluğunu erken kazandığı ve hatta sınıf atlayabileceği anlamına gelmemektedir. ( Meb, 2012, s.105) Bir çocuğun ilkokula hazır hale gelme sürecinde, ailenin de bu sürece dâhil olması oldukça önemlidir. Ailenin bu sürece katılması için, sadece çocuğunun okulda ne öğrendiğini takip etmesi ve öğrendiklerini benzer uygulamalarla evde pekiştirmeye çalışması yeterli
değildir. Okul öncesi dönemde çocuğu olan anne babalarda en sık gözlenen durumlardan biri; ailenin, özellikle de annelerin, çocuklarının büyüdüğünü kabul etmekte zorlanmasıdır. İyi bir okul öncesi eğitim kurumunda; çocukların yaşları büyüdükçe onlardan beklentiler de arttırılarak onların ilkokula geçmeden bağımsız, özgüveni yerinde ve kendi kendine yeten bireyler haline gelmesi hedeflenir. Fakat bu tür aşırı koruyucu tutuma sahip, çocuğunu gözünde büyütemeyen anne babaların çocukları için bu hedeflere ulaşmak daha zordur. Çünkü bu tutuma sahip anne babalar, çocukları ne kadar büyürse büyüsün, evde onların her türlü ihtiyacını hala kendileri karşılarlar. Ayrıca çocuklarının sosyal çevrelerinde de -okulda, parkta vb gibi karşılaştıkları sorunları kendilerinin çözmesine teşvik etmek yerine, sorunlarını onlar yerine çözmeye çalışırlar. Bu tutumla yetişen çocukların da bir sorunla karşılaştıklarında onu kendileri çözmek yerine hemen anne babalarına söyledikleri ve sorunu onların çözmesini bekledikleri gözlenir. Dolayısıyla bu çocukların sorun çözme becerileri yeterince gelişememektedir ve bu çocuklar ilkokula başladıklarında çok zorlanmaktadır. Bu yüzden ilkokula hazırlık denildiğinde, bu sürecin sadece çocuklarla ilgili olmadığı ve anne babaların da onları bu süreçte desteklemeleri gerektiği bilinmelidir. Anne babalar, çocuklarını artık kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen bağımsız bireyler olarak yetiştirmeyi hedeflemelidirler. Uzm. Psikolog Şeyma İZMİTLİ KAYNAKÇA Yapıcı, M. (2004). İlköğretim 1. Sınıfa Başlayan Öğrencilerin Hazır Bulunuşluk Düzeyleri. Uluslar Arası İnsan Bilimleri Dergisi 1 (1): 1-8. http://www.insanbilimleri.com/ojs/ index.php/uib/article/view/52 Britto, Rebello, Pia. Rana, Jung, Abhiyan, (2012, April). School Readiness, A Conceptual framework, United nations Children s Fund, New York, UNICEF Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Programı Eğitim Programı Komisyonu, (36-72 aylık çocuklar için). Okul Öncesi Eğitim Programı.