Yoğun bakım ünitesinde akut böbrek yetmezliği ve tedavi yöntemleri



Benzer belgeler
PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

ABY deekstrakorporaltedavi: Yavaş sürekli tedavi yöntemleri mi? Marmara Üniversitesi NefrolojiBilim Dalı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

HİBRİT TEDAVİLER. Dr. Aykut SİFİL Dokuz Eylül Üniversitesi

AKUT BÖBREK HASARININ TANIMLANMASI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER VE AKUT BÖBREK HASARININ EPİDEMİYOLOJİSİ

Sepsis ve Akut Böbrek Hasarı. Doç. Dr. Hüseyin BEĞENİK Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji B.D.

SEPSİS TANI KRİTERLERİ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

AKUT BÖBREK HASARINDA RENAL REPLASMAN TEDAVİSİ: NE ZAMAN BAŞLATILMALI, HANGİ YÖNTEM SEÇİLMELİ, NE ZAMAN SONLANDIRILMALI?

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Hipertansiyon yönetiminde yapılan hatalar Nurol Arık

KORUNMA VE TEDAVİ. Dr. Aykut SİFİLS Dokuz Eylül Üniversitesi

Dr. Evrim Kargın Çakıcı Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH

Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi. Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

Dahiliye kliniğinde hemodiyaliz kararı vermek? Dr. Funda Türkmen

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

YOĞUN BAKIMDA RENAL REPLASMAN TEDAVİLERİ. Yrd. Doç. Dr.Besey Ören İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi

TRANSPLANTASYON- KRONİK REJEKSİYON. Dr Sevgi Şahin Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Nefroloji B.D.

Akut ve Kronik Böbrek Yetmezliğinde Mortalite Nedenleri

Nefrolojik Aciller DERMAN. Elif Çelikel. Derman Tıbbi Yayıncılık 700

YOĞUN BAKIM da BÖBREK HASARI. Dr. Ali Kemal KADİROĞLU DÜTF İç Hastalıkları AD Nefroloji BD

İDRARI OLAN DİYALİZ HASTASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR? Dr. İdris ŞAHİN İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD Nefroloji BD

Akut Böbrek Yetmezliği: Dr. Fehmi Akçiçek

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

Diyabetik Nefropati Tanı ve Tedavide Güncelleme. Dr. Gültekin Süleymanlar Dr. Alper Sönmez

SÜREKLĠ RENAL REPALSMAN TEDAVĠLERĠNDE YENĠ GELĠġMELER. Dr. Aykut SĠFĠL Dokuz Eylül Üniversitesi-Ġzmir

Yoğun Bakımda Nörolojik Hasta Grubunda Akut Böbrek Hasarı Sınıflaması Acute Kidney Injury Classification in Neuro-ICU Patient Group

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu

HEMODİYALİZ DOZU Uygulamada Yaşanan Sorunlar

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Renal Yetmezlik ve Renal Replasman Tedavisi Prof Dr Serhan Tuğlular Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji BD

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

Hemodiyaliz mi? Dr. Mehmet Özkahya Ege Üniversitesi Nefroloji B.D

Dr. Murat Sungur Erciyes Universitesi Tıp Fakultesi İç Hastalıkları ABD. Yogun Bakım Bilim Dalı

HEMODİYAFİLTRASYON. Dr. Adem Sezen

Diyaliz Sıklığını Azaltma ve Diyalizden Çıkarma Kararı Nasıl Verilmeli. Dr. Hüseyin ÇELİKER Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

EŞ ZAMANLI KALP VE BÖBREK TRANSPLANTASYONU YAPILAN BİR OLGU

Kalp cerrahisi sonrası yüksek laktat nedenleri HEPATORENAL SENDROM MU?

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Akut Böbrek Hasarı Gelişen Böbrek Nakilli Hastalarda Klinik Özellikler ve Sonuçlar:Tek Merkez Deneyimi

Kronik Zeminde Akut Karaciğer Yetmezliği

Dr. Rümeyza Kazancıoğlu Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD / Nefroloji BD

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

Hemodiyalizde hipertansiyon tedavisi Nurol Arık

International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: Dr. Merve Gü eş Öza dı

LİTERATÜR GÜNCELLEMESİ KLİNİK NEFROLOJİ. Dr. İzzet Hakkı Arıkan Marmara Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ İĞİ

ABH ve sonrası. Prof Dr Itır Yeğenağa Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bölümü

Polikistik Böbrek Hastalığında Yeni Tedavi Yaklaşımları

İLAÇLARIN NEFROTOKSİK ETKİLERİ BÖBREK HASTALIKLARINDA İLAÇ KULLANIMI

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

DİYABETİK DİYALİZ HASTALARINDA GLİSEMİK DALGALANMA

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Sepsiste Tedavi. Yrd.Doç.Dr Orhan Tokgöz Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı

PRE DİYALİZ DÖNEMDE HASTA EĞİTİMİNİN ROLÜ AYTEN KARAKOÇ

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Diyaliz tedavisinde ilk seçenek: Periton diyalizi. Neslihan SEYREK, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji BD

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

Doç. Dr. Selçuk SELÇUK İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH

DİYALİZE ERKEN BAŞLANMALI (?) Dr. Oktay OYMAK Erciyes Üniversiresi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

SIRS MI? SOFA MI? Dr. Ömer SALT TRAKYA ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP AD

ASSİT VE RENAL DİSFONKSİYON. Doç. Dr. Fatih Oğuz Önder

Kronik Böbrek Hastalığında Rezidüel Renal Fonksiyonun Korunması. Dr.Erkin Serdaroğlu Dr.Behçet Uz Çocuk Hastanesi, 2014

Post-kardiyak Arrest Sendromu ve. Post-resüsitatif Bakım

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

İnfeksiyonlu Hastada Antidiyabetik Tedavi İlkeleri

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

YOĞUN BAKIM HASTASINDA RENAL SORUNLAR. Yrd.Doç.Dr.Melda TÜRKOĞLU Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İçHastalıkları Yoğun Bakım BD

1. Hemadiyaliz sırasında en sık görülen komplikasyon aşağıdakilerden hangisidir? a. Ateş b. Hipotansiyon c. Hemoliz d. Tamponad e.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Sepsis Hastalarının Yoğun Bakımdan Servise Taburculukta ph, LDH ve Kalp Hızının Sistematik Değerlendirilmesi

STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

Akut Böbrek Hasarlı Sepsis Olgularında RIFLE Kriterlerinin Mortalite ve Morbiditeye Prognostik Etkisi

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

Modalite Seçimi Pratik Yaklaşım

Birinci Basamakta Böbrek Fonksiyon Bozukluğu Olan Hastanın Değerlendirilmesi ve Sevk. Dr. İhsan ERGÜN Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi

ÇOCUKLARDA KRONİK BÖBREK HASTALIĞI Küçük yaş grubunda doğumda başlayabilen Kronik böbrek yetersizliği Son evre böbrek yetmezliği gelişimine neden olan

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

ATS mayıs 2015-Denver. Dr. Zühal Karakurt

AMAÇ TANIM SINIFLAMA-1 SINIFLAMA-2 AKUT KONJESTİF KALP YETMEZLİĞİ SENDROMU TEDAVİSİ

Doripenem: Klinik Uygulamadaki Yeri

OLİGOÜRİLİ HASTADA LABORATUVAR BULGULARI

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Akut Periton Diyalizi Yapılan Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi

Böbrek Naklinde Bazal İmmunsupresyonda Kullanılan Ajanlar

Bradiaritmiler. Bradikardi. İlk değerlendirme. İlk yaklaşım. İlk yaklaşım. Dr. Özlem YİĞİT Acil Tıp A.D

İntrapartum veya Postpartum Şiddetli Hipertansiyon Tedavisinde Başlangıç Olarak LABETOLOL Kullanılan Yönetim Algoritması

Transkript:

Yoğun bakım ünitesinde akut böbrek yetmezliği ve tedavi yöntemleri Başak Koluman 1, Ülver Derici 2 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 1 İç Hastalıkları Anabilim Dalı ve 2 Nefroloji Bilim Dalı, Ankara Amaç: Bu derlemenin amacı, böbrek fonksiyonlarında ani azalma ile karekterize, dahiliye pratiğinde sıkça karşılaşılan bir durum olan akut böbrek yetmezliğinin (ABY) sadece genel klinik anlamında değil aynı zamanda yoğun bakım ünitelerindeki (YBÜ) önemini de vurgulamaktır. Ana Bulgular: Ana bulgulara bakıldığında, YBÜ nde ABY nin yüksek oranda gözlemlendiği birçok çalışma ile ortaya konulmuştur. ABY vakalarının çoğunlukla multifaktöryal olduğu belirlenmiştir. Multiorgan disfonksiyonuyla giden sepsisin, YBÜ de gözlemlenen ABY etyolojisinde önemli bir yer tuttuğu ortaya konmuştur. YBÜ de gözlemlenen ABY nin izole organ yetmezliği gibi düşünülmemesi gerekliliği belirlenmiştir. Etiyolojisinden tedavisine kadar kompleks bir yapı gösteren ABY için en önemli yaklaşım korunmadır. Korunma amacına hizmet eden öneriler arasında, intravenöz izotonik hidrasyon, yeterli ortalama arterial basıncının sağlanması ve nefrotoksik ajan maruziyetinin en aza indirilmesi sayılabilir. Sonuç: Sonuç olarak, YBÜ ndeki ABY nin mortalitesi ve morbiditesi yüksek düzeylerde seyretmektedir. Renal mortaliteyi etkileyen faktörler arasında mekanik ventilasyon gereksinimi, inotrop desteği, oligüri, multiorgan disfonksiyonu (MODS), kormorbidite (konjestif kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği, diabetes mellitus, karaciğer yetmezliği gibi) olarak sayılabilir. Anahtar kelimeler: Akut böbrek yetmezliği, yoğun bakım üniteleri, korunma Acute renal failure in intensive care units and therapy methods Objective: The aim of this review is to underline the importance of acute renal failure that is significant with acute deterioration in renal functions and besides a frequent case that is occurring not only in routine internal medicine clinics but also in intensive care units. Main Findings: The main findings indicate that acute renal failure is a significant event to be seen very common in critically ill patients. Acute renal failure is reported to be multifactorial. Multiorgan dysfunction (MODS) with sepsis is an important etiologic factor for critically ill patients with acute renal failure. Acute renal failure is not only an organ failure, but also a complex syndrome occurring in intensive care units. Due to the complex structure of the illness of concern it can be underlined that prevention is the first action to be taken into account. Some precautions should be taken like intravenous isotonic hydration, maintaining adequate mean arterial pressure and minimizing nephrotoxin exposure. Conclusion: To end with, acute renal failure happening in intensive care units has reported to have high mortality and morbidity rates. The factors that affect renal mortality can be summarized as the requirement of mechanic ventilation, use of inotropic agents, olyguria, multiorgan dysfunction (MODS) and comorbidity. Key words: Acute renal failure, intensive care units, prevention : 197-202 Akut böbrek yetmezliği (ABY) böbrek fonksiyonlarında ani azalma ile karakterize, dahiliye Yazışma adresi: Dr.Başak Koluman, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara E-posta: basakunver@yahoo.com pratiğinde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Yoğun bakım ünitelerindeki (YBÜ) ABY ise mortalitesi ve morbiditesi yüksek, kendine has özellikleri olan bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Xue ve arkadaşlarınca yapılan bir çalışmada (1), 1992 den 2001 yılına kadar görülen ABY vakalarında her yıl % 11 artış olduğu tespit edilmiştir. Yapılan 197

çalışmalar sonucunda elde edilen veriler ile ABY in patogenezinde ve tanısında gelişme kaydedilmiş, buna karşılık mortalitede anlamlı bir iyileşme sağlanamamıştır. Son 50 yılda ABY nedenli ölümlerin oranında belirgin bir değişiklik tespit edilmemiştir (2). YBÜ nde ABY, % 25 e varan oranlarda görülmekte olup % 40-50 gibi yüksek mortalite oranlarına sahiptir (3). YBÜ nde ABY Değişik kaynaklarda ABY ile ilgili 36 nın üzerinde değişik tanıma rastlanabilinmektedir. Klinikte en sık kullanılan laboratuar ölçütü kreatinindir. Kreatininin pratikte sık kullanılmasına rağmen yaş, cinsiyet gibi faktörlerden etkilenmesi ve akut böbrek hasarını yeteri kadar erken yansıtamaması gibi dezavantajları mevcuttur (4). Bu nedenle Neutrophil gelatinaseassociated lipocalin (N-GAL), Urinary cysteine-rich protein 61 (Cyr 61), Human kidney injury molecule 1 (hkim-1), Urinary interleukins/adhesion molecules (IL-6, IL-8, IL-18), glomerular filtration markers (Proatrial natriuretik peptid (1-98) and cystatin C), Urinary glutathione-s-transferase (GST), Spermidine/spermine N-acetyl transferase (SSAT), Actin gibi kreatinine alternatif biyolojik göstergeler geliştirilmiştir (5). Ancak bunlar klinik pratikte kullanımdan ziyade daha çok çalışma amaçlı olarak tercih edilmektedirler. YBÜ deki ABY hastalarının mortalitesini tahminde risk skorlamaları geliştirilmiştir: RIFLE (Risk, Injury, Failure, Loss, End-Stage Disease score), APACHE II (Acute Physiology and Chronic Health Evaluation II score), SOFA (Sequential Organ Failure Assesment score). 2006 yılında yapılan bir çalışmada (6) YBÜ de ilk 3 gündeki maksimum RIFLE skoru ile başvuru anındaki SOFA skorunun mortalite açısından belirleyici bağımsız faktörler olduğu tespit edilmiştir. ABY vakaları çoğunlukla multifaktöryaldir. Obstruktif, travmatik- özellikle doğum sonrası ABY insidansında meydana gelen düşüşe karşılık multiorgan disfonksiyonu (MODS) ve sepsis ile birlikte görülen ABY insidansında belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Renal mortaliteyi etkileyen en önemli faktörler mekanik ventilasyon gereksinimi, oligüri, inotrop desteği ve MODS olarak belirtilmektedir (7). Septik nedenlere bağlı gelişen ABY vakaları daha çok oligüri ile seyretmekte mekanik ventilasyon ihtiyacı fazla olup hastanede yatış süresi daha uzun ve mortalitesi de daha yüksek olarak tespit edilmektedir (8). YBÜ deki ABY vakalarında mortaliteyi arttıran bir durum da kormorbid hastalıkların gözlenme olasılığının yüksek oluşu olarak bildirilmiştir. PICARD (Progressive initial critical care renal disease) çalışmasında (9) YBÜ deki ABY ye eşlik eden komorbid hastalıklar % 39 konjestif kalp yetmezliği, % 30 kronik böbrek yetmezliği, % 29 diabetes mellitus, % 21 karaciğer yetmezliği olarak sıralanmıştır. YBÜ nde gözlemlenen ABY lerin nedenleri de diğer ABY olayları gibi prerenal, renal ve postrenal olarak üç ana başlıkta değerlendirilebilir (10): 1) Prerenal nedenler: Efektif dolaşan volüm azlığı ve hipovolemi ile kendini gösteren patolojiler, hipotansiyon, selektif renal hipoperfüzyon yaratan durumlar, sepsis ve nonsteroid antiinflamatuar (NSAII) ve renin anjiotensin aldosteron (RAS) blokajı yapan ilaç kullanımına bağlı gelişen ABY vakaları yoğun bakımlarda en sık saptanan prerenal nedenlerdendir. 2) Renal kaynaklı ABY nin YBÜ de sıklıkla karşılaşılan şekli akut tübüler nekrozdur. Akut tübüler nekroz iskemik kökenli veya nefrotoksik ilaç ilişkili olabilir. Renal kaynaklı ABY durumları arasında glomerular ve vaskuler hastalıklar da önemli yer tutar. 3) Postrenal: Bilateral ya da soliter üreteral obstruksiyonlar ve alt üriner sistem obstruksiyonları (mesane boynu veya üretra) postrenal ABY yaratan önemli durumlar olarak tanımlanmışlardır. Yoğun bakım ünitelerinde ABY ye yaklaşım ABY sıklıkla oligüri ve azotemi ile kendini göstermektedir. Ancak azalmış idrar çıkımının tanısal açıdan sensitivite ve spesifitesi düşük olmakla birlikte, yeterli idrar çıkımı güvenilir bir renal fonksiyon göstergesi olarak kabul edilemez. YBÜ de azalmış idrar çıkımı olan hastanın öncelikle hikayesinde yakında geçirilmiş hastalık, hipotansiyon, ateş, hemoraji, altta yatan renal, kardiak veya karaciğer hastalığı, nefrotoksik ajanlar, kontrast kullanımı ve üriner semptomlar açısından yeterli bilgi toplanmalıdır. Ayrıntılı fizik muayene 198

yapılırken ödem, döküntü, suprapubik veya abdominal kitle yönünden dikkatli olunmalıdır. Obstruktif nefropati açısından mesaneye sonda takılması, rezidü volum kontrolu, böbrek ve mesanenin ultrasonografi ile değerlendirilmesi gibi incelemeler yapılmalıdır. Hasta, idrar analizi ve spot idrar incelemesi yoluyla intrinsik renal hastalık açısından değerlendirilmelidir. Prerenal azoteminin dışlanmasında volum durumunun değerlendirilmesi yapılmalıdır. Eğer volum durumu şüpheli ve volum yüklenmesi kontrendike ise pulmoner arter kateterizasyonu planlanmalıdır. Tanısal terapötik yaklaşımlar denenmeli ve kontrendike değilse sıvı yüklenmesine başlanmalıdır. Daha önceki basamaklarda tanı sağlanamadıysa vaskulit açısından laboratuvar testleri, renal perfüzyon sintigrafisi, anjiografi, renal biyopsi gibi testlere başvurulmalıdır (Şekil 1). İdrar çıkımı azalmış hasta Hikaye+fizik muayene bulguları Obstrüktif nefropatiyi dışla İntrensek nedenlere göz at Prerenal azotemi Volümü değerlendir Tanısal terapötik yaklaşımlar Ek tanısal testler Şekil 1. YBÜ de idrar çıkımı azalmış hastaya yaklaşım (10). Yoğun bakım ünitelerinde ABY ve tedavi seçenekleri ABY de hastaların takibinde aldığı-çıkardığı izlemine göre hidrasyonun düzenlenmesi, sıvıelektrolit dengesinin sağlanması, asit-baz dengesinin sağlanması önemli noktalardır. Potasyum ve fosfor alımı kısıtlanmalı ve gerekirse oral fosfor bağlayıcılar kullanılmalıdır. Aminoglikozidler, antibiyotikler, radyokontrast maddeler, anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörü, anjiotensin-reseptör blokörleri ve NSAII den kaçınılmalıdır (11). YBÜ de ABY li hastaların az bir kısmı diyalize gereksinim göstermez. Yapılan çok merkezli bir çalışmada renal replasman tedavisi gerektiren ABY sıklığı % 72 olarak verilmiştir (12). PICARD (Progressive initial critical care renal disease) çalışmasında hemodiyaliz oranı % 64, kalıcı böbrek hasarı oranı % 50 bulunmuştur (9). ABY de kullanılabilecek renal replasman tedavi yöntemleri şöyle sıralanabilir; İntermitan hemodiyaliz, izole ultrafiltrasyon, arteriovenöz (AV) metodlar, venövenöz (VV) metodlar, periton diyalizi (11). YBÜ de intermitant hemodiyaliz hem diyaliz, hem de ultrafiltrasyon sağlayarak hala en çok kullanılan seçenek olarak önemini korumaktadır. 4 saatlik süre boyunca 4-6 litreye kadar ultrafiltrasyon yapılabilmektedir. Buna karşılık, kardiak disfonksiyon, sepsis veya karaciğer yetmezliğine bağlı periferik vazodilatasyonu olan hastalarda intermitan diyaliz sırasında hemodinamiyi sağlamanın zor olabileceği ortaya konmuştur. Buna bağlı olarak gelişebilecek hipotansiyon ABY nin düzelmesinde gecikmeye, başta kalp ve intestinal sistem olmak üzere organ iskemilerine neden olabilir. Bütün bu dezavantajlara karşılık en önemli avantajları arasında hızlı solut klirensi sağlaması ve metabolik asidozu hızlı düzeltmesi sayılabilir (13). İzole ultrafiltrasyon, diüretiklere cevapsız hipervolemisi olan, ancak önemli miktarda nitrojenöz atık birikimi olmayan, hiperkalemi veya metabolik asidozu olmayan hastalarda endikedir. Hastaların hemodinamik stabilitesine göre değişmekle birlikte 1,5-2 L/st ultrafiltrasyon tolere edilebilir (13). Arteriovenöz ve venövenöz yavaş devamlı ultrafiltrasyonda 24 saat devamlı ultrafiltrasyon 199

yapılabilir. Hemodinamik stabilite ve daha iyi volüm kontrolü sağlaması yönünden hipotansif yoğun bakım hastalarında tercih edilmektedir. İşlemde diyalizat sıvısı kullanılmaz. Tamamıyla hastanın hemodinamisiyle kan akımı sağlanır. Ultrafiltrasyon 8-25 L/gün kadar yapılabilir. Ancak bu yöntemlerde sürekli hemşire gereksiniminin olması, devamlı antikoagulasyon gerektirmesi, hastanın immobil olması, maliyet, fazla miktarda sıvının yer değiştirmesine neden olması ve AV hemofiltrasyonda arterial giriş yolunun bulunması gibi dezavantajlar da mevcuttur (13). Devamlı arteriovenöz hemodiyalizde ana farklılık kan akışına ters doğrultuda diyalizatın kullanılmasıdır. Sıvı replasmanına genelde gerek kalmaz. Ultrafiltrasyon devamlı arteriovenöz hemofiltrasyona göre daha yavaştır ve daha az hipotansiyona neden olur, bu nedenle de daha güvenlidir. Devamlı arteriovenöz hemodiafiltrasyon aslında devamlı arteriovenöz hemofiltrasyon ile devamlı arteriovenöz hemodiyalizin hibridi gibidir. Venövenöz olarak da yapılabilir. Diyalizat kullanılır, ancak ultrafiltrasyon 12-24 L/gün e erişebilir. Solut klirensi hem difüzyon, hem de konveksiyon ile sağlanabilir ve 36-48 L/gün e kadar ulaşabilir. Devamlı arteriovenöz hemodiyalizden farklı olarak sıvı replasmanı gerekir. Devamlı venövenöz tekniklerde en büyük avantaj arterial giriş yolu yerine venöz giriş yolunun kullanılması nedeniyle daha az morbiditenin görülmesidir. Dezavantaj ise daha pahalı olmasıdır. Yapılan çok merkezli, klinik, randomize bir çalışmada (14) devamlı hemodiyaliz yapılan YBÜ hastalarında intermitan seçeneğe göre mortalitenin daha fazla olduğu tespit edilmiş olup bu farklılık randomizasyona rağmen gruplar arasında görülen cinsiyet, karaciğer yetmezliği, APACHE II ve III skorları ve organ yetmezliği sayısı farklılıklarına bağlanmıştır. Bu çalışmada sürekli renal replasman tekniklerinin kullanımının intermitan seçeneklere göre belirgin bir survival katkısı saptanmamıştır (14). Periton diyalizi uygulaması, günümüzde yoğun bakım ünitelerindeki ABY vakalarında nadiren kullanılmaktadır. YBÜ nde ABY den Korunma ABY açısından riskli olan hasta grubu içinde yaşlı hastalar, kalp yetmezliği, diyabet, karaciğer hastalığı, önceden bilinen renal yetmezlik, renal arter stenozu olan hastalar sayılabilir. YBÜ deki ABY açısından riskli hastaların akut böbrek yetmezliğinden korunmasında alınabilecek basit yöntemler içinde nefrotoksik ajanlardan kaçınma ilk sırada yer alır. Sıklıkla toksisiteye neden olan ajanlar arasında NSAI, ADE-I, ARB, aminoglikozidler başta olmak üzere bazı antibiyotikler ve radyokontrast maddeler sayılabilir. Riskli ilaçlar içinde sayılan aminoglikozidler ve siklosporin mutlaka kullanılması zorunlu ise kullanılmalı ve özellikle siklosporin kan düzeyi takibi ile monitörize edilmelidir. Riskli hastalarda Amfoterisin B verilecek ise pahalı olmasına rağmen lipozomal formları tercih edilmeli, radyokontrast madde kullanılması gerekiyorsa izoozmolar ionik olmayan kontrast ajanlar kullanılmalıdır (15). Nefrotoksik ajanlara bağlı ABY nin önlenmesinde hidrasyon önemlidir. Kontrast nefropatisi ve toksik ABY gelişiminin önlenmesinde intravenöz izotonik sıvı tedavisinin verilmesi önemlidir. Özellikle yüksek riskli hastalarda kontrast nefropatisini önlemek amaçlı N- Asetil sistein kullanılabilir (15). Yoğun Bakım Ünitelerindeki ABY açısından riskli hastaların akut böbrek yetmezliğinden korunmasında hemodinamik stabilitenin sağlanması önemlidir. Bu nedenle kan basıncının belli bir değerin üstünde tutulması oldukça önemlidir. Bu değer ortalama arterial basınç için 65 mmhg olarak kabul edilebilir (16). Septik şokla izlenen hastalarda kan basıncı üzerine etkili olan norepinefrin, epinefrin gibi vasopressor ilaçlar renal korunma açısından kullanılabilir (17). Yoğun Bakım Ünitelerindeki ABY açısından riskli hastaların en kısa zamanda şoktan çıkartılması, ürat nefropatisi riski olanlarda zorlu alkalin diürez desteği ve allopurinol kullanımı, septik şok ile izlenen hastalarda erken dönemde miks santral venöz oksijen saturasyonunun % 70 in üstünde tutulması gibi önlemler alınabilir. Yoğun Bakım Ünitelerinde iyi glisemik kontrolun ABY açısından riskli grupta önemli olduğu bilinmektedir. Van den Berghe ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada kan şekerinin 110 mg/dl ve altında tutulmasının cerrahi yoğun bakım 200

ünitelerinde morbidite ve mortaliteyi azalttığı gözlemlenmiştir (18). Yoğun bakım hastalarında oral ve/veya intravenöz yollarla yapılacak sıvı replasman miktarının düzenlenmesi de önemlidir. Hidrasyon yapılırken renal perfüzyonu koruyacak yeterli volüm sağlanmaya çalışılmalıdır. Ancak oligürik ve kalp yetmezliği olan hastalarda kardiyojenik pulmoner ödem, sepsis hastalarında ise kapiller kaçak yoluyla gelişebilecek non-kardiyojenik ödem açısından dikkatli olunmalıdır (19). ABY nin önlenmesinde mannitol ve furosemid olmak üzere iki grup diüretiğin rolü araştırılmış ve tartışmalı sonuçlar elde edilmiştir. Çalışmaların çoğunluğu küçük, randomize olmayan çalışmalardır. Mannitolün böbrekler üzerindeki koruyucu etkisini hücrelerin şişmesini engelleyerek ve tübüler akımı arttırıp intratubüler tıkanmayı azaltarak yaptığı düşünülmektedir. İnsanlarda yapılan çalışmalarda iskemik veya toksik ABY nin önlenmesi ve tedavisinde herhangi bir etkinliği gösterilememiştir, aksine kontrast nefropatisinde (özellikle diyabetli hastalarda) olumsuz etkisi bildirilmektedir. Mannitolun rabdomyoliz ile seyreden sıkışma tipi zedelenmelerde oldukça erken dönemde uygulanması durumunda ve renal transplatasyon süresince organ hazırlama solusyonlarına eklenerek veya uygun zamanda verilerek renal koruyucu etkinliğinin en üst düzeyde olacağı gösterilmiştir. Lup diüretiklerinin hipervolemide endike ve yararlı olmasına rağmen ABY den korunmada rolünün olmadığı kabul edilmektedir. Oligürik ABY de eğer diüretik kullanımına yanıt alınamadıysa çok ısrarcı olunmamalıdır. Aksi takdirde ototoksisite ve/veya diyalizin gecikmesinden dolayı oluşabilecek sorunlar ile karşılaşılabilir (15). Yakın döneme kadar renal vazodilatör etkisi nedeniyle düşük doz dopamin (1-3 mcg/kg/dk) özellikle yoğun bakım ünitelerinde oldukça sık olarak kullanılmaktaydı. Ancak yapılan çalışmalarda ABY nin önlenmesinde diüretiklere benzer olarak dopaminin de herhangi bir yararlılığı gösterilememiştir (15). Postoperatif nefropatinin önlenmesinde nefrotoksik ajanlardan kaçınılması ve yeterli intravaskuler volumun sağlanması önemlidir. Yüksek riskli hastalarda cerrahi sonrası ABY gelişiminin önlenmesinde etkinliği gösterilmiş tek tedavi yöntemi yeterli volüm ihtiyacının sağlanmasıdır (20). Sonuç YBÜ de ABY den korunmada yukarıda sıralanan önerilerden özellikle üçüne hassasiyetle uyulmalıdır. Bunlar: İntravenöz izotonik hidrasyon, yeterli ortalama arterial basıncın sağlanması ve nefrotoksik ajan maruziyetinin en aza indirilmesi (11). Özetle YBÜ de ABY, izole bir organ yetmezliğinden çok daha geniş kapsamlı, morbiditesi ve mortalitesi yüksek olan kompleks bir sorun olarak önümüze çıkmaktadır. Bu nedenle tanısının konulmasından tedavisine kadar geçen süreç oldukça titiz bir şekilde değerlendirilmeli ve bu konuda yapılan umut verici çalışmalar desteklenmeli ve takip edilmelidir. Kaynaklar 1. Xue JL, Daniels F, Star RA, Kimmel PL, Eggers PW, Bruce A, et al. Incidence and mortality of acute renal failure in medicare beneficiaries from 1992 to 2001. J Am Soc Nephrol 2006;17:1135-42. 2. Patricia Y, Sakr Y, Reinhart K and Vincent JL. Has mortality from acute renal failure decreased? A systematic review of the literature. Am J Med 2005;118:827-32. 3. Vincent JL. Critical care nephrology: A multidisciplinary approach. Contrib Nephrol 2007;156:24-31. 4. Parikh CR, Devrajan P. New Biomarkers of acute kidney injury. Crit Care Med 2008;36:166-71. 5. Bonventre JV. Diagnosis of acute kidney injury: from classic parameters to new biomarkers. Contrib Nephrol 2007;156:213-9 6. Ahlström A, Kuitunen A, Peltonen S, Hynninen M, Tallgren M, Aaltonen J et al. Comparison of 2 acute renal failure severity scores to general scoring systems in the critically Ill. Am J Kidney Dis 2006;48:262-8 7. Bernieh B, Hakim MA, Boobes Y, Siemkovics E, Jack HE. Outcome and predictive factors of acute renal failure in the ıntensive care unit. Transplant Proc 2004;36:1784-7. 8. Bagshaw SM, Uchino S, Bellomo R, Morimatsu H, Morgera S, Schetz M et al. Septic acute kidney injury in critically ill patients. Clin J Am Soc Nephrol 2007;2:431-9. 9. Mehta RL, Pascual MT, Soroko S, Savage BR, Himmelfarb J, Ikizler TA et al. Program to improve care in acute renal disease. Spectrum of acute renal failure in the intensive care unit: the PICARD experience. Kidney Int 2004; 66:1613-21. 10. Irwin RS, Rippe MJ. Manual of intensive care medicine, Fourth Edition, USA: Lippincott Williams and Wilkins, 2006. 11. Schrier RW. Manual of nephrology, Fifth Edition, USA: Lippincott Williams and Wilkins, 2000. 12. Uchino S, Kellum JA, Bellomo B, Doig GS, Morimatsu H, Morgera S, et al. acute renal failure in critically ill patients. JAMA 2005;294:813-8. 201

13. Kobrin SM. Renal replacement therapy in by Lanken PN, Hanson CW, Manaker S, editors. The intensive care unit manual. Philadelphia; WB Saunders; 2000: 193-203. 14. Mehta RL, McDonald B, Gabbai FB, Pahl M, Pascual MT, Farkas A, et. al. Collaborative group for treatment of ARF in the ICU. A randomized clinical trial of continous versus intermittent dialysis for acute renal failure. Kidney Int 2001;60:1154-63. 15. Venkataraman R. Can we prevent acute kidney injury? Crit Care Med 2008;36:166-71. 16. Picard KM, O Donoghue SC, Young- Kershaw DA, Russel KJ. Development and implementation of a multidisciplinary sepsis protocol. Crit Care Nurse 2006;26:43-54. 17. Bellomo R, Wan L, May C. Vasoactive drugs and acute kidney injury. Crit Care Med 2008;36:179-86. 18. Van den Berghe G, Wouters P, Weekers F, Verwaest C, Brunyninckx F, Schetz M, et al. Intensive insulin therapy in the critically ill patients. N Eng J Med 2001;345:1359-67. 19. Bongard FS, Sue DY, Vintch JRE. Current diagnosis & treatment critical care, Third Edition, USA: Mc Graw Hill, 2008. 20. Sear JW. Kidney dysfunction in the postoperative period. Br J Anaesth 2005; 95: 20-32. 202