Haftalık Ekonomi Raporu. Türkiye de Tasarruflar: Tarihsel Seyir, Mevcut Görünüm Ve Politika Önerileri. Geçtiğimiz Hafta Açıklanan Veriler...



Benzer belgeler
HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

HAFTALIK RAPOR 05 Kasım 2012

VakıfBank. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar. Haftalık Ekonomi Raporu. 13 Nisan Bu Haftaki Yazımız..

HAFTALIK RAPOR 08 Haziran 2012

VakıfBank. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar. Haftalık Yurtiçi Ekonomi Raporu Mart Bu Haftaki Yazımız...

HAFTALIK RAPOR 23 Şubat 2015

HAFTALIK RAPOR 18 Ocak 2016

HAFTALIK RAPOR 16 Ocak 2017

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

HAFTALIK RAPOR 03 Haziran 2013

HAFTALIK RAPOR 18 Kasım 2013

HAFTALIK RAPOR 06 Mart 2018

HAFTALIK RAPOR 27 Ağustos 2018

HAFTALIK RAPOR 22 Ağustos 2016

HAFTALIK RAPOR 02 Aralık 2013

HAFTALIK RAPOR 18 Mart 2013

HAFTALIK RAPOR 05 Şubat 2018

HAFTALIK RAPOR 08 Ekim 2012

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

VakıfBank. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar. Aylık Rapor. Nisan 2012 İÇİNDEKİLER

HAFTALIK RAPOR 02 Kasım 2015

HAFTALIK RAPOR 20 Mart 2017

HAFTALIK RAPOR 06 Ağustos 2012

HAFTALIK RAPOR 07 Ekim 2013

HAFTALIK RAPOR 16 Temmuz 2012

%7.26 Aralık

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

HAFTALIK RAPOR 20 Ocak 2014

VakıfBank. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar. Aylık Rapor. Nisan 2012 İÇİNDEKİLER

HAFTALIK RAPOR 05 Eylül 2017

Raporu. 09 Mart Vakıfbank. TÜFE deki. yükseldi. Ekonomik TCMB. nominal teklif milyon. yükseltti. ettiği devlet.

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

HAFTALIK RAPOR 20 Mayıs 2014

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Raporu. 20 Şubat Vakıfbank. Ekonomik yılının Ocak. oranında artarak. indirildi,

HAFTALIK RAPOR 09 Aralık 2013

HAFTALIK RAPOR 03 Temmuz 2017

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2012

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

HAFTALIK RAPOR 05 Aralık 2016

Raporu. Vakıfbank. yavaşlatmak için. kullanımlarının durulmuştur. Ekonomik. artan. bazda Mart. yatırımlara ilişkin. Tarih. Önceki Veri.

HAFTALIK RAPOR 23 Temmuz 2018

HAFTALIK RAPOR 07 Kasım 2016

Haftalık Yurtiçi Ekonomi Raporu Ağustos İşsizlik Oranındaki Gerilemenin Satır Aralarında Söyledikleri

HAFTALIK RAPOR 14 Ocak 2013

HAFTALIK RAPOR 02 Ocak 2017

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 16 Ocak 2018

HAFTALIK RAPOR 10 Mart 2014

Vakıfbank. Ekonomik. Raporu. 13 Şubat daha netleşmiştir. Yılın. son ayındaa. üretiminin. gruplar itibariyle sanayi üretimi ile diğer

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

VakıfBank. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar. Haftalık Yurtiçi Ekonomi Raporu Haziran Haftalık Yurtiçi Ekonomi Gündemi

HAFTALIK RAPOR 07 Ocak 2013

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

HAFTALIK RAPOR 06 Ocak 2014

HAFTALIK RAPOR 13 Ocak 2014

HAFTALIK RAPOR 02 Ekim 2017

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

HAFTALIK RAPOR 17 Aralık 2012

HAFTALIK RAPOR 12 Kasım 2018

HAFTALIK RAPOR 17 Aralık 2018

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 09 Eylül 2013

HAFTALIK RAPOR 12 Haziran 2017

BAKANLAR KURULU SUNUMU

HAFTALIK RAPOR 20 Haziran 2016

Haftalık Yurtiçi Ekonomi Raporu Temmuz BDDK Kararlarının Sektör Üzerindeki Olası Etkileri. Geçtiğimiz Hafta Açıklanan Veriler...

HAFTALIK RAPOR 24 Temmuz 2017

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2

HAFTALIK RAPOR 01 Ağustos 2016

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

HAFTALIK RAPOR 10 Şubat 2014

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

HAFTALIK RAPOR 15 Nisan 2019

HAFTALIK RAPOR 14 Aralık 2015

HAFTALIK RAPOR 24 Nisan 2017

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

HAFTALIK RAPOR 13 Mayıs 2013

HAFTALIK RAPOR 03 Ekim 2016

HAFTALIK RAPOR 11 Eylül 2018

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

HAFTALIK RAPOR 22 Mayıs 2017

HAFTALIK RAPOR 11 Aralık 2017

HAFTALIK RAPOR 3 Eylül 2012

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 10 Aralık 2018

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

HAFTALIK RAPOR 05 Ocak 2015

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

HAFTALIK RAPOR 06 Mayıs 2013

HAFTALIK RAPOR 04 Ocak 2016

HAFTALIK RAPOR 09 Nisan 2018

HAFTALIK RAPOR 03 Ekim 2016

HAFTALIK RAPOR 23 Ekim 2017

HAFTALIK RAPOR 03 Mart 2014

HAFTALIK RAPOR 13 Kasım 2017

Transkript:

Haftalık Ekonomi Raporu VakıfBank Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar 6 Nisan 212 Bu Haftaki Yazımız.. Türkiye de Tasarruflar: Tarihsel Seyir, Mevcut Görünüm Ve Politika Önerileri Bir ülkenin ekonomik kalkınma ve büyümesi hiç kuşkusuz ülkede yapılan yatırımlar ile doğrudan ilgilidir. Söz konusu yatırımların finansman kaynağı ise dışarıdan o dönemde sağlanan fonların yanı sıra ülke içinde yapılmış tasarruflardır. Özellikle küresel belirsizliklerin arttığı bir ortamda dış finansmana ilişkin tablonun olumsuza dönmesi durumunda, yatırımların finansmanı açısından yurtiçi tasarrufların önemi daha da iyi anlaşılmaktadır. Bu çalışmada sürdürülebilir büyüme açısından son dönemlerde çok sık tartışılan tasarrufların tarihsel gelişimi, mevcut durumu ve mevcut tasarrufların artırılması için uygulanabilecek olası politika önerileri ele alınmıştır. Geçtiğimiz Hafta Açıklanan Veriler... 211 yılında Türkiye ekonomisi %8. büyüdü... TÜİK tarafından açıklanan verilere göre 211 yılının son çeyreğinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla %.2 artmıştır. Böylece 211 yılında Türkiye ekonomisi %8. oranında bir büyüme kaydederek güçlü büyümesini 21 yılının ardından devam ettirmiştir. Son çeyrekte takvim etkisinden arındırılmış GSYİH bir önceki yılın aynı dönemine göre %4.7 lik artış gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYİH artışı %.6 olmuştur. Ayrıca 21 yılı büyüme oranı ise %9. seviyesinden %9.2 seviyesine revize edilmiştir. Mart Ayında TÜFE aylık bazda %.41 oranında arttı... 212 yılının Mart ayında TÜFE bir önceki aya göre %.41 oranında artmıştır. Böylece, Mart ayında TÜFE nin yıllık artışı bir önceki aya göre değişmeyerek %1.43 olarak gerçekleşmiştir. Mart ayı rakamları ile birlikte yılın ilk çeyreğinde enflasyonun 211 yılının son çeyreğindeki %.66 seviyesinden %1. seviyesine gerilemesi, enflasyondaki yavaşlamayı göstermektedir. Başbakan, 4 ana bileşenden oluşan yeni teşvik paketini açıkladı Teşvik paketinde stratejik yatırımlara KDV iadesi, KDV istisnası, yatırım indirimi ve faiz desteği sağlanacağı belirtilirken, cari açığın azaltılması amacıyla ithalat bağımlılığı yüksek olan ara malı ve ürünlerin yatırım ve üretiminin artırılması hedefleniyor. İller ekonomik gelişmişlik düzeyine göre altı ayrı bölgeye ayrılmış olmalarına karşın, hangi ilde olursa olsun stratejik yatırımların destekleneceği belirtilmiştir. FED Mart ayı toplantı tutanaklarını yayınladı... FED toplantı tutanakları yeni bir niceliksel genişlemeye gitme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdi. Fed yetkilileri, ABD ekonomisinde büyümenin hız kazanmaması ve toparlanmaması halinde, istihdamdaki son kazançların bozulabileceği konusunda endişe duyarken, Fed üyelerinin çoğu kısa vadeli faiz oranlarının 214 yılının ikinci yarısına kadar çok düşük tutulmasını destekliyor. Ancak bu durumun, ekonomideki gelişmelere bağlı olarak ve ekonomideki görünümün ciddi şekilde değişmesi halinde revize edilebileceği belirtildi. ekonomik.arastirmalar@vakifbank.com.tr İstanbul, TÜRKİYE

YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışmada sürdürülebilir büyüme açısından son dönemlerde çok sık tartışılan tasarrufların tarihsel gelişimi, mevcut durumu ve mevcut tasarrufların artırılması için uygulanabilecek olası politika önerileri ele alınmıştır. Bir ülkenin ekonomik kalkınma ve büyümesi hiç kuşkusuz ülkede yapılan yatırımlar ile doğrudan ilgilidir. Söz konusu yatırımların finansman kaynağı ise dışarıdan o dönemde sağlanan fonların yanı sıra ülke içinde yapılmış tasarruflardır. Özellikle küresel belirsizliklerin arttığı bir ortamda dış finansmana ilişkin tablonun olumsuza dönmesi durumunda, yatırımların finansmanı açısından yurtiçi tasarrufların önemi daha da iyi anlaşılmaktadır. Türkiye de 1988 de tarihinin en yüksek seviyesine çıkan tasarruf oranı, bu tarihten itibaren genel bir azalma eğilimi göstermiştir. Özellikle 2 li yıllarda tasarruf oranlarında yaşanan gerileme yatırımların finansmanı açısından önem taşımakta ve dış finansmana bağımlılığı artırarak sürdürülebilir büyüme üzerinde risk oluşturmaktadır. Çalışmamızda söz konusu bu riskler, tüketim ve tasarruf dinamikleri ekseninde ele alınmıştır. Dünya toplam tasarruf oranı, dünya ülkelerinin genel tasarruf eğilime paralel bir hareketle 21 yılsonunda GSYİH nın %19.6 sına kadar gerilemiştir. Dünya ülkelerinin 198 yılından bu yana tasarruf oranlarına bakıldığında genel bir düşüş eğilimi görülürken, Çin gibi yüksek tasarruf eğilimine sahip ülkelerde ise yıllar içinde hafif artışlar görülmüştür. Ekonomik dinamikleri benzerlik göstermelerinden dolayı on yıl önce BRIC kısaltmasıyla anılmaya başlanan ülkelerin tasarruf oranlarındaki ciddi farklılıklar ise dikkat çekmiştir. Öte yandan güçlü ekonomiye sahip olan ABD, Almanya gibi ülkelerin tasarruf oranlarının yıllar içinde gelişmekte olan ülke ekonomilerine nazaran daha sınırlı hale geldiği görülmüştür. Türkiye ekonomisinde yurtiçi tasarruf eğiliminde belirgin aşağı yönlü bir trend göze çarpmasına karşın kamu kesiminin tasarruflarında yapısal bir değişim gözlenmiştir. Ciddi bir makroekonomik krizin yaşandığı 21 yılında kamu kesimi tasarruf açığı GSYİH nın %7.1 ine ulaşmıştır. Kamu tasarruf davranışlarında pozitif yönlü yapısal değişime karşılık özel sektör tasarruflarında tersi bir trend izlenmiştir. 198 lerin ortası ile 21 yılı arasında nispeten istikrarlı bir seyir izleyen özel sektör tasarrufları 21 yılından itibaren hızla gerilemiştir. Kamu ve özel sektöre ilişkin yatırım kararları incelendiğinde tarihsel olarak, özel sabit sermaye yatırımlarının toplam sabit sermaye yatırımları ile paralel hareket ettiği görülmüştür. Kamu ve özel tasarrufların toplamından oluşan yurtiçi tasarruflarda, hanehalkı tasarruflarının oldukça önemli bir paya sahip olması nedeniyle çalışmamızda özel tasarrufların içinde olan hanehalkı tasarrufları ayrıca incelenmiştir. 211 yılında tüketici kredilerinin hızlı artış yaşaması ve hanehalkı tüketiminin GSYİH içindeki payının 211 yılının ilk üç çeyreği itibari ile %72.1 seviyelerine dek yükselmesi artan cari açık riski ile birlikte dikkatleri hanehalkı yükümlülük oranlarına çekmiştir. Yıl içinde artış hızı %8.1 seviyelerine kadar yükselen bireysel kredilerin toplam tasarruf mevduatlarına oranı da kriz sonrası toparlanma sürecinde yükseliş trendine girerek hanehalkının tüketim talebinin arttığını göstermiştir. Genel olarak tasarruf, başta ekonomik nedenler olmak üzere pek çok faktörün etkisi altında kalmakla birlikte psikolojik ve sosyo ekonomik faktörlerin de tasarruflar üzerinde yoğun etkisi bulunmaktadır. Gelir Düzeyi: Yapılan çalışmalar gelir düzeyinin tasarruflar üzerindeki en önemli belirleyicilerinden biri olduğunu göstermektedir. Türkiye ekonomisinde son yıllarda sağlanan güçlü büyüme performansı ile birlikte kişi başına gelirde hızlı bir artış yaşanmıştır. 21 yılında 3, dolar seviyesine kadar gerileyen kişi başına gelir 28 yılında 1, doların üzerine çıkmıştır. Küresel kriz kişi başına gelirin bir miktar gerilemesine neden olsa da, 211 verileri kriz öncesi düzeyin yakalandığını göstermektedir. Enflasyon: Türkiye ekonomisi uygulanan para ve maliye politikalarının etkisiyle enflasyon görünümünde önemli bir mesafe kaydetmiş ve ciddi bir yapısal değişim yaşamıştır. Enflasyon oranındaki söz konusu değişim yurtiçi tasarruf davranışlarında da önemli farklılaşmayı doğurmuştur. 199 1998 yıllarında %81.12 olan ortalama yıllık enflasyon oranının 27 211 yıllarında %8.4 seviyesine kadar gerilediği görülürken, Türkiye ekonomisinin yaşadığı uzun süreli kronik enflasyon 2

dönemlerinin ardından düşük enflasyonla yaşamaya başlaması, kişilerin ertelenmiş tüketimlerini devreye sokmuş ve tasarruf oranlarının düşüşünde etkili olmuştur. Reel Faiz Oranı: Yüksek reel faiz oranları kişileri tüketimlerini ertelemeye teşvik ederken, tasarrufların artışına katkı sağlamaktadır. Bu çerçevede, gerek reel faizlerdeki düşüş gerekse sağlanan istikrar ortamının faizlerin düşük seyretmeye devam edeceği yönündeki beklentileri desteklemesi Türkiye de tasarrufların gerilemesinde en önemli etkenlerdendir. Demografik Yapı: Türkiye nin demografik yapısı da tasarrufun seyri açısından önem taşımaktadır. Özellikle toplam yaş bağımlılık oranının seyri tasarrufların düşüşündeki demografik etkenlere ilişkin önemli ipuçları sunmaktadır. 14 arası ile 6 yaşın üzerindeki kişilerin toplam nüfus içindeki payını ifade eden bağımlılık oranı Türkiye de bir düşüş trendinde iken gelişmiş ülke ve dünya ortalamalarının altında bulunmaktadır. Yoksulluk ve Gelir Dağılımı: Türkiye ekonomisinde elde edilen yüksek gelir artışı ile birlikte yoksulluk göstergelerinde ve gelir dağılımında önemli kazanımlar elde edilmiştir. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre 21 yılında yaşanan krizin ardından %3 seviyesinde olan günlük 4.3 doların altında geliri olanların oranı, 21 yılı itibariyle %3.66 seviyesine kadar gerilemiştir. Gelir dağılımını yansıtan ve sıfıra yaklaştıkça daha adil bir gelir dağılımını gösteren Gini katsayısı da.4 seviyesine gerileyerek gelir dağılımındaki düzelmeyi göstermektedir. Yoksulluk oranı ve gelir dağılımındaki düzelmeye karşın tasarruf oranlarının düşük seviyelerde kalması bu konuya ilişkin bir eylem planı geliştirilmesi gerekliliğini kanıtlamaktadır. Finansal Derinlik ve Finansal Erişilebilirlik: Ülkelerin finansal sistemlerinin derinliği ve ekonomik aktörlerin finansal sisteme erişebilirlikleri tasarruf davranışlarında önemli etkiler doğurmaktadır. Türk finans sistemi son yıllarda gerek derinleşme gerekse kişilerin erişimi açısından önemli bir yol kat etmesine karşın uluslararası karşılaştırmalarda hala görece geride olduğu görülmektedir. Diğer Faktörler: Tüm bunlara ek olarak, Türkiye özelinde tasarruflar açısından ele alınması gereken bir takım toplumsal göstergelere de bakılması tasarruf davranışlarının kökeni açısından önem taşımaktadır. Öncelikle, hanehalkında alt kuşaklara miras bırakılması konusunda bir isteğin bulunması tasarruf oranlarında bir artışa neden olabilmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalar kadınların işgücüne katılımının yüksek olduğu ekonomilerde tasarruf eğiliminin daha yüksek olduğuna dikkat çekmektedir. Politika Önerileri Türkiye ekonomisinde tasarrufların seyri ve önümüzdeki dönemde tasarrufların arttırılmasına yönelik atılacak adımlarda gerek tasarruf stokunun yükseltilmesi gerekse söz konusu tasarrufların ekonomi içine aktarılacağı mekanizmaya ilişkin bütünleşik bir bakış açısının geliştirilmesi yararlı olacaktır. Bu çerçevede aşağıda başlıkları verilen konularda politika önerileri sıralanmıştır. Vergi teşviki Makro politikalar Bireysel emeklilik sistemi Kayıtdışı altın hesaplarının kayda alınması Sosyal politikalar Kurumsal düzenlemeler Finansal okuryazarlık Alternatif yatırım araçlarının gelişimi 3

TÜRKİYE DE TASARRUFLAR TARİHSEL SEYİR, MEVCUT GÖRÜNÜM VE POLİTİKA ÖNERİLERİ Son dönemde sürdürülebilir büyüme açısındann tasarruflar sık tartışılan bir konu haline gelmiştir. Özellikle 2 li yıllarda tasarruf oranlarında yaşanan gerileme yatırımların finansmanı açısından önemli görünürken, dış finansmana olan bağımlılığı da artırarak sürdürülebilir büyüme üzerinde risk oluşturmaktadır. Bütün bu risklerin tüketim ve tasarruf dinamikleri ekseninde ele alınacağı çalışmamızda, öncelikle tasarrufların genel bir tanımını yapmanınn gerekli olduğunu düşünüyoruz. En genel şekli ile yurtiçi tasarruflar bir ülke için kamu ve özel tasarrufların toplamı şeklinde tanımlanmaktadır. Özel tasarruflar içinde önemli bir ağırlığa sahip hanehalkı için ise tasarruf gelirin ileriki bir dönemde kullanılmakk üzere harcanmayan kısmı olarak ifade edilmektedir. Bütün bu değerlendirmeler ışığında hanehalkı tasarrufları, tasarrufların önemli bir payını oluşturarak genellikle çalışmalarda en çok üzerinde durulan bölümü oluşturmaktadır. Bu çalışmada da hanehalkına ilişkin ayrı bir bölüm hazırlanmıştır. Özel tasarrufların bir diğer önemli ayağı olan şirket tasarrufu ise, işletmelerin dağıtılmamış karlarınınn ve sabit sermaye amortismanın toplamı olarak tanımlanmaktadır. Son olarak ise toplam kamu gelirlerinden harcamalara ayrılan kısmın dışında kalan miktar da kamu tasarrufu olarak belirtilebilir. Tanımlarından da anlaşılacağı üzere bireylerin ya da şirketlerin tasarruf saikleri birbirlerinden farklılık göstermektedir. Genel olarak tasarruf başta ekonomik nedenler olmak üzere pek çok faktörün etkisi altında kalmakla birlikte psikolojik ve sosyo ekonomik faktörlerin de tasarruflar üzerinde yoğun etkisi bulunmaktadır. Bu faktörler son bölümde öneriler ile birlikte detaylı bir şekildee ele alınacaktır. Tasarruflar Neden Önemlidir? Bir ülkenin ekonomik kalkınma ve büyümesi hiç kuşkusuz ülkede yapılan yatırımlar ile doğrudan ilgilidir. Söz konusu yatırımların finansman kaynağı ise dışarıdan o dönemde sağlanan fonların yanı sıra ülke içinde yapılmış tasarruflardır. Özellikle küresel belirsizliklerin arttığı bir ortamda dış finansmana ilişkin tablonun olumsuza dönmesi durumunda, yatırımların finansmanı açısından yurtiçi tasarrufların önemi dahaa da iyi anlaşılmaktadır. Tam da bu nedenle son dönemde düşen tasarruf oranları daha sık tartışılır hale gelmiştir. 211 yılında cari işlemler açığının GSYİH ya oranı %1 seviyelerinee dek yükselirken, yurtiçi tasarruflar da 21 yılı itibariyle %13.9 seviyelerinde bulunmaktadır. Bu rakamlar dış finansmanın ekonomimizdeki önemini ve boyutlarını net şekilde yansıtmaktadır. Dış finansman ihtiyacının yüksekk seviyelere çıkması ekonominin küresel koşullara duyarlılığını artırırken, sürdürülebilir büyüme açısından da soru işaretleri doğurmaktadır. Likiditenin yüksek olduğu son yıllarda dış finansman düşük maliyetle sağlandığından ekonomimiz için bir risk oluşturmamasına karşın, küresel likidite koşullarında herhangi bir bozulma büyüme yönünde sorunlara yol açabilecektir. Sonuç olarak finansman ihtiyacını karşılayamayan bir ekonominin küçülmesi kaçınılmaz olacaktır. Dış finansmana ilişkin söz konusu risklerin ortaya çıkması durumunda finansman ihtiyacını karşılayacak yurtiçi tasarrufa sahip olmak istikrarlı bir büyümenin yakalanması açısındann kilit olarak görünmektedir. Bu değerlendirmeler ışığında bu haftaki çalışmamızda, ilk olarak tasarruflar tarihsel olarak incelenecek, ardından yatırım tasarruf ilişkisine dair analizler ele alınacaktır. Çalışmamızda ayrıca kamu özel tasarruf ayrımına gidilerek hanehalkına özel bir bölüm de hazırlanmıştır. Sonuç bölümünde ise tasarrufların artırılması için neler yapılabilir? sorusuna yanıt aranacaktır. Türkiye de yurtiçi tasarrufların tarihsel gelişimi Grafik 1 26 24 22 2 18 16 14 12 %16.3 Türkiye Yurtiçi Tasarruf Oranı (%) %2. %22.9 %12.6 IMF Beklentis i 198 1982 1984 1986 1988 199 1992 1994 1996 1998 2 22 24 26 28 21 212 214 216 Gelecek dönemlerde tasarruf oranlarının olası seyri açısından yorum yapabilmek adına, Türkiye de tasarruf oranlarının tarihsel gelişiminee bakmak faydalı olacaktır. Ocak 198 de uygulanann kapsamlı istikrar programıyla birlikte ekonomide dışa dönük gelişme stratejisi kabul edilmiş ve dış dengesizlikler ülke ekonomimiz açısından önem kazanmıştır. Fakat söz konusu programdaki ihracata dayalı büyüme politikasının sadecee ilk birkaç yıl başarılı 198 88 Dönemi Ort. %21.4 Kaynak: IMF 21 9 Dönemi Ort. %1.6 4

olmasından dolayı, 198 1988 döneminde görülen politika belirsizlikleri ve yüksek enflasyonun etkisiyle tasarruf oranı %16.3 e kadar gerilemesinin ardından 1988 de tarihinin en yüksek seviyesi olan %2. e yükselmiştir. Bu dönemde sağlanan ekonomik büyümenin ihracat kaynaklı değil, dış tasarruf kaynaklı olduğu söylenebilir. Öte yandan yurtiçi tasarrufların 1988 den bu yana genel olarak azalma eğiliminde olduğu görülürken, 1998 de yeniden sert bir hareketle %22.9 a yükseldiği ve hemen ardından daha sert bir şekilde yeniden gerilemeye devam ettiği görülmüştür. Tasarruf oranlarının ayrıntılarına bakıldığında ise, 1988 21 yılları arasında tasarruf oranlarının kamu sektörü kaynaklı gerilediği görülürken, 21 21 döneminde bir önceki dönemin aksine özel sektör kaynaklı gerilemiştir. Küresel Görünüm Grafik 2 6 4 3 2 1 Ülke Tasarruf Oranları (GSYİH, %) 1988** 21 Çin Hindistan Arjantin Japonya Almanya Rusya* Macaristan İspanya Çek Cum.* Fransa İtalya Polonya Brezilya Türkiye İngiltere ABD Potekiz Yunanistan Kaynak: IMF * 1999 verileridir. **Tasarruf oranlarının en yüksek olduğu dönem seçilmiştir. Dünya toplam tasarruf oranı 1, dünya ülkelerinin genel tasarruf eğilime paralel bir hareketle 21 yılsonunda GSYİH nın %19.6 sına kadar gerilemiştir. Dünya ülkelerinin 198 yılından bu yana tasarruf oranlarına bakıldığında genel bir düşüş eğilimi görülürken, Çin gibi güçlü ekonomiye sahip ülkelerde ise yıllar içinde hafif artışlar dikkat çekmiş, fakat bu artışların dünya tasarruf oranı eğilimindeki düşüşü kompanse edebilecek boyutta olmadığı görülmüştür. Yarım yüzyıldır ekonomik dinamikleri benzerlik göstermelerinden dolayı on yıl önce BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) kısaltmasıyla anılmaya başlanan ülkelerin tasarruf oranlarındaki ciddi farklılıklar ise dikkat çekmiştir. Çin dünyadaki en yüksek tasarruf oranına sahip ülke olurken, gruptaki bir diğer ülke olan Brezilya nın dünya ortalamasının altında seyrettiği görülmüştür. Söz konusu ülke ekonomilerinin son on yılda tasarruf oranları arasındaki makasın giderek açıldığı görülürken, bu durumun, başta Çin olmak üzere ülkelerdeki farklı sosyoekonomik yapılardan kaynaklandığı söylenebilir. Öte yandan güçlü ekonomiye sahip olan ABD, Almanya gibi ülkelerin tasarruf oranlarının yıllar içinde gelişmekte olan ülke ekonomilerine nazaran daha sınırlı hale geldiği görülmüştür. Bu durumun bir nedeni olarak, bir ülkedeki gelişmiş emeklilik sistemi sayesinde kişinin geleceğe dair endişesinin azalması ve dolayısıyla tasarruf eğiliminin düşmesi söylenebilir. Örneğin ABD deki bireysel emeklilik sistemleri sayesinde bireyler peşinen sağlanan vergi indirimleri ve emeklilik yaşına kadar karların indirilmesi kanalıyla önemli ölçüde tasarruf yapmaktadır. Fakat Çin de bu durum tam tersine işlemekte ve bireyler gelişmemiş emeklilik sistemlerinden dolayı tasarruf eğilimlerini büyük ölçüde arttırmaktadırlar. Bu durum, kişilerin geleceğe ilişkin endişelerinin tasarruf eğilimleri üzerinde ne derecede etkili olduğunu göstermektedir. Özel Kamu Tasarrufları ve Yatırım Türkiye ekonomisinde tasarrufların tarihsel seyrine genel bakışa ek olarak, kamu ve özel sektörlerin tasarruf ve yatırım davranışlarının da incelenmesi yararlı olacaktır. Ekonomik aktörlerin yatırım ve tasarruf kararlarında yapısal bir değişimin olup olmadığının belirlenmesi sürdürülebilir güçlü büyüme patikasının elde edilmesi bağlamında önemli ipuçları sağlayacaktır. 1 Dünya Bankası verilerindeki tüm ülke tasarruf oranlarının ağırlıklı ortalaması şeklinde hesaplanmıştır.

Grafik 3 3 3 2 2 1 1 1 197 1976 1977 1978 1979 198 1981 1982 1983 1984 198 1986 1987 1988 1989 199 1991 1992 1993 1994 199 1996 1997 1998 1999 2 21 22 23 24 2 26 27 28 29 21 Kaynak:Kalkınma Bakanlığı Yurtiçi tasarrufların tarihsel seyrine bakıldığında, aşağı yönlü bir trendin hakim olduğu dikkat çekmektedir. 198 li yılların sonlarından itibaren düşüş trendine giren yurtiçi tasarrufların GSYİH ya oranı 21 yılı itibariyle %13.9 seviyesine inmiştir. Yurtiçi tasarruf eğiliminde belirgin bir trend göze çarpmasına karşın kamu kesiminin tasarruflarında yapısal bir değişim gözlenmiştir. Toplam yurtiçi tasarruflardaki genel eğilime paralel olarak, 198 li yılların ikinci yarısından itibaren giderek ağırlaşan bir şekilde olumsuz bir tablo çizen kamu tasarruflarında 1996 yılından itibaren ise görüntü daha da bozulmuştur. Ciddi bir makroekonomik krizin yaşandığı 21 yılında ise kamu kesimi tasarruf açığı GSYİH nin %7.1 ine ulaşmıştır. Kriz sonrası süreçte ise yoğun bir şekilde uygulamaya konulan makroekonomik istikrar programı çerçevesinde sıkı maliye politikaları kamu tasarruflarında tablonun tersine dönmesini sağlamıştır. Kamu kesimi tasarruflarının yükselmesi beraberinde finansal piyasalarda kamunun yarattığı baskının azalmasını sağlamış ve kaynakların daha etkin kullanılır hale gelmesine yardım etmiştir. Kamu tasarruf davranışlarındaki yapısal değişime karşılık özel sektör tasarruflarında tersi bir trend izlenmiştir. 198 lerin ortası ile 21 yılı arasında nispeten istikrarlı bir seyir izleyen özel sektör tasarrufları 21 yılından itibaren hızla gerilemiştir. Grafik 4 26 24 22 2 18 16 14 12 1 Yurtiçi Tasarruflar (% GSYİH) Kamu Tasarrufu Özel Tasarruf Sabit Sermaye Yatırımları (% GSYİH) 197 1976 1977 1978 1979 198 1981 1982 1983 1984 198 1986 1987 1988 1989 199 1991 1992 1993 1994 199 1996 1997 1998 1999 2 21 22 23 24 2 26 27 28 29 21 Özel Toplam Kamu (sağ eksen) Kaynak: Kalkınma Bakanlığı Büyüme ile Sabit Sermaye Yatırımlarının Korelasyon Katsayıları Kamu Kamu ve özel sektöre ilişkin genel tasarruf eğilimlerinin ortaya konulmasının ardından söz konusu ekonomik aktörlerin yatırım kararları incelenmiştir. Tarihsel olarak, özel sabit sermaye yatırımlarının toplam sabit sermaye yatırımları ile paralel hareket ettiği görülmektedir. Büyüme ile sabit sermaye yatırımları arasındaki korelasyon katsayılarına sektörler itibariyle bakılması durumunda dikkat çekici saptamalar karşımıza çıkmaktadır. Değişkenler arasındaki doğrusal ilişkinin yönünü ve boyutunu yansıtan korelasyon katsayıları özel sektör sabit sermaye yatırımları ile büyüme arasındaki pozitif doğrusal ilişkinin kamu sabit sermaye yatırımları ile büyüme arasındaki ilişkiden daha güçlü olduğu göstermektedir. 8 7 6 4 3 2 1 Özel.37.8 Grafik 2 2 4 6 8 1 12 14 197 1976 1977 1978 1979 198 1981 1982 1983 1984 198 1986 1987 1988 1989 199 1991 1992 1993 1994 199 1996 1997 1998 1999 2 21 22 23 24 2 26 27 28 29 21 Kaynak: Kalkınma Bakanlığı Yatırım Tasarruf Farkı (% GSYİH) Kamu Özel Kamu ve özel sektör tasarruf açıklarının toplamı olarak ifade edebileceğimiz cari işlemler açığının kaynakları açısından da yapısal bir değişim söz konusu olmuştur. 1996 22 döneminde kamu sektörünün yatırım tasarruf açığı cari işlemler açığının temel belirleyicisi olurken, izleyen süreçte özel sektörün tasarruf açığının artması cari işlemler açığının kaynağının da söz konusu sektöre kaymasına neden olmuştur. 6

Hanehalkı Görünümü Talep yaratan ve geleceğe yönelik beklentileri ile belirlediği tasarruflarını mali piyasalarda değerlendiren hanehalkının tüketim ve tasarruf eğiliminin analiz edilmesi toplam tasarruflara ilişkin tablonun ortaya konması açısından önemli olduğu görünmektedir. Ancak hanehalkına ilişkin tasarruf verilerinin elde edilmesinin oldukça zor olması nedeniyle çalışmamızın bu bölümünde hanehalkı borçluluğunun yanı sıra varlıklarının kompozisyonu detaylı bir şekilde incelenecek ve diğer ülkeler ile karşılaştırmalı bir analiz yapılacaktır. Grafik 6 8 Hanehalkı Tüketimi/GSYİH (%) Grafik 7 Bireysel Krediler / Tasarruf Mevduatı (%) 8 7 7 6 6 9 8 8 7 7 6 6 Bireysel Krediler (y y,%) (Sağ Eksen) 4 3 2 1 196 1963 1966 1969 1972 197 1978 1981 1984 1987 199 1993 1996 1999 22 2 28 211 3Ç Oca.7 Haz.7 Kas.7 Nis.8 Eyl.8 Şub.9 Tem.9 Ara.9 May.1 Eki.1 Mar.11 Ağu.11 Oca.12 Kaynak: Dünya Bankası Kaynak: BDDK 211 yılında tüketici kredilerinin hızlı artış yaşaması ve hanehalkı tüketiminin GSYİH içindeki payının 211 yılının ilk üç çeyreği itibari ile %72.1 seviyelerine dek yükselmesi artan cari açık riski ile birlikte dikkatleri hanehalkı yükümlülük oranlarına çekmiştir. Yıl içinde artış hızı %8.1 seviyelerine kadar yükselen bireysel kredilerin toplam tasarruf mevduatlarına oranı da kriz sonrası toparlanma sürecinde yükseliş trendine girerek hanehalkının tüketim talebinin arttığını göstermiştir. Bireysel kredilerde yaşanan sert yükselişin BDDK nın tüketici kredileri karşılık oranlarında artış öngören kararı ile terse döndüğü dikkat çekmekle birlikte bireysel kredilerin toplam tasarruf mevduatları içindeki payı artmaya devam etmiştir. Hanehalkı Göstergeleri (milyar TL) 29 21 211 3Ç Hh harcanabilir geliri 48.9 463.4 29.7 Hh yükümlülükleri 147.1 191.1 236.6 Hh faiz ödemeleri 21.1 2.4 22.3 Faiz Öde./Hh harca. gelir (%).2 4.4 4.2 Borç/ Hh harca. gelir (%) 36. 41.2 44.7 Kaynak: TCMB Türkiye nin hanehalkı yükümlülüklerinin seyri incelendiğinde, nominal olarak yükümlülüklerin 21 yılında %29.9 yıllık artış yaşadıktan sonra 211 yılının üçüncü çeyreği itibariyle de 21 yıl sonuna göre %23.8 oranında yükseldiği görülmüştür. İktisadi faaliyetteki toparlanmanın yanı sıra söz konusu canlanmaya bağlı olarak artan tüketici güveni, tüketici kredisi talebini artırmakta, bunun sonucunda hanehalkı borçluluğu da yükselmeye devam etmektedir. Krizin derinleştiği 29 yılında hanehalkı yükümlülüklerinin harcanabilir gelire oranı %36 seviyelerinde gerçekleşirken, 21 yılından itibaren ekonominin toparlanması ile birlikte söz konusu oranın kademeli şekilde yükseldiği dikkat çekmektedir. Hanehalkının döviz cinsinden borçlanamaması ve dövize endeksli borçlanmanın da 29 yılının Haziran ayından itibaren önüne geçilmiş olması hanehalkının kur riskinden korunmasını sağlarken, hanehalkının değişken faizli kredi tutarının da düşük olması, hanehalkını faiz riskinden de belli ölçülerde korumaktadır. 7

Grafik 8 14 12 1 8 6 4 2 18.8 Hanehalkı Borçluluğu (GSYİH, %) 44. 4.3 9.4 9.6 8. 89.9 92.4 13. Kaynak: Bloomberg *: 29 verisi kullanılmışyır **:21 verisi kullanılmıştır. Diğer ülkeler için 211 yılı içinde açıklanan en son veri dikkate alınmıştır. 123.8 Yükseliş trendinde olmasına karşın, hanehalkı yükümlülüklerinin diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında görece düşük bir rakama işaret etmesi ve Türkiye nin yüksek borç ödeme kabiliyeti dikkate alındığında ülkemizin diğer ülkelere göre avantajlı konumunu sürdürdüğü söylenebilir. Nitekim yüksek hanehalkı borçluluğuna sahip ülkeler kamu maliyesine ilişkin sorunlar ile baş etmeye çalışırken, Türkiye nin kamu maliyesi sağlam bir görünüme işaret etmektedir. Hanehalkı borçluluğunun GSYİH ye oranı incelendiğinde, 29 yılında %1.4 olan bu oranın 21 yılında %17.3 seviyesine kadar yükseldiği görülmektedir. Türkiye de hanehalkı borçluluğunun yükselme eğilimi 211 yılında da sürmüş ilk yarı itibari ile bu oran %18.8 seviyesine ulaşmıştır. Bazı Avrupa ülkelerinde ise bu oranın %1 seviyelerini aştığı dikkat çekmektedir. Tasarruf eğiliminin azaldığı bir ortamda, yurtiçi tüketimin ciddi seviyelere ulaştığı gelişmiş ülkelerin son yıllık süreçte yaşadığı tecrübeler, gelişmekte olan ülkelerde söz konusu tüketim davranışlarında yaşanan dönüşüm bakımından ders niteliği taşımakla birlikte sürecin yakından takip edilmesi ve kontrol altında tutulması gereğini de doğurmaktadır. Hanehalkı Finansal Varlıkların Kompozisyonu (milyar TL) 29 21 211 Ç3 Milyar TL Pay Milyar TL Pay Milyar TL Pay Tasarruf Mevduatı 29.6 49.9 23.8 2.7 28.4 2.1 DTH 98.2 23.4 96.9 2.1 16.9 19.9 DTH (Milyar $) 6.2 62.7 8 Dolaşımdaki Para 3.4 8.4 44.6 9.3 2.1 9.7 DİBS+Eurobond 14.1 3.3 9.4 2 8.8 1.6 Yatırım Fonu 26.1 6.2 28..9 28.3.3 Hisse Senedi 24.6.9 32.6 6.8 32.4 6 Emeklilik Yatırım Fonları 9 2.1 12.1 2. 14.1 2.6 Repo 2.3. 1..3 2.2.4 Kıymetli Maden Deposu 1.1.3 2.3. 12. 2.3 Toplam Varlıklar 42.4 1 481.7 1 37.7 1 Toplam Yükümlülükler 147.1 191.1 236.6 Top. Yük. / Top. Var. (%) 3 39.7 44 Toplam Yükümlülükler/GSYİH(%) 1.4 17.3 18.8 Kaynak: TCMB Finansal İstikrar Raporu Kasım 211 Hanehalkının yükümlülüklerinin detaylı bir şekilde incelenmesinin ardından varlıklarına ilişkin bir değerlendirmenin, hanehalkı tasarruf dinamiklerinin ortaya konulması bakımından faydalı olacağını düşünüyoruz. Tasarruf mevduatları hanehalkının varlık kompozisyonu içinde en önemli paya sahip olmaya devam ederken, 21 yılında ekonomide yaşanan toparlanmaya bağlı olarak faiz oranında indirim beklentilerinin de sona ermesi ile mevduatların toplam varlıklar içindeki payının arttığı izlenmiştir. 211 yılında ise sınırlı bir ivme kaybı yaşanmasına karşın tasarruf mevduatlarının gücünü koruduğu söylenebilir. Alternatif 8

tasarruf araçlarına bakıldığında ise 211 yılının ilk üç çeyreği itibari ile bir önceki yıla göre kıymetli maden deposunun payında artış yaşandığı dikkat çekmektedir. 211 yılında altına olan talebin sert artış göstermesi ile kıymetli maden deposunun arttığı görülmektedir. Son dönemde sık sık gündeme gelen ve özellikle gelişmiş ülkelerde finansal varlıklar içinde önemli yer tutan emeklilik yatırım fonlarının Türkiye de hanehalkının varlıkları içindeki payının zamanla artış göstermesine karşın oldukça düşük olduğu dikkat çekmektedir. Uzun vadeli oldukları için finansal sistemin derinliğinin bir göstergesi olarak kabul edilen emeklilik yatırım fonlarının bundan sonraki dönemde varlıklar içindeki payının artırılması önemli olacaktır. Diğer yandan 211 yılında DİBS ve hisse senedinin toplam varlıklar içindeki payı azalış eğilimi göstermiştir. Önümüzdeki dönemde tasarrufların artırılmasının yanı sıra kompozisyonun da değişmesi yönünde önemli bir yolun bulunduğunu düşünüyoruz. Çalışmamızın son bölümünde bu konu detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Hanehalkı yükümlülüklerinin hanehalkı varlıkları içindeki payı ise yükseliş eğilimi göstererek 211 yılının üçüncü çeyreği itibariyle %44 seviyelerine dek yükselmiştir. Ekonominin Genel Dengesi EKONOMİNİN GENEL DENGESİ Cari Fiyatlarla (milyar TL) GSYİH payı (%) 21 211* 212** 21 211* 212** Net Mal ve Hizmet İhracatı 6.9 17.9 11.9. 8.4 7.1 Mal ve Hizmet İhracat 233.1 32.8 34.6 21.1 23.6 24.2 Mal ve Hizmet İthalatı 294 41.7 447.6 26.6 32.1 31.4 Kamu Harcanabilir Geliri 138.2 178.1 184.6 12. 13.9 12.9 Kamu Tüketimi 12. 141.4 14.6 1.9 11 1.8 Kamu Tasarrufu 17.6 36.7 3 1.6 2.9 2.1 Kamu Yatırımı 44.6 7.1 61.4 4 4.4 4.3 Kamu Tasarruf Yatırım Farkı 27 2.1 31.4 2.4 1.6 2.2 Özel Harcanabilir Gelir 96.7 1,93.8 1,232.4 86.7 8.4 86.4 Özel Tüketim 82.7 99.9 1,46.1 74.4 74.9 73.4 Özel Tasarruf 136 133.9 186.3 12.3 1.4 13.1 Özel Yatırım 178.9 22.6 26.7 16.2 18 18.6 Özel Tasarruf Yatırım Farkı 42.9 97.4 79. 3.9 7.6.6 Kaynak: Kalkınma Bakanlığı *: Tahmin, **: Program Ekonominin genel dengesine ilişkin son görünüme ve 212 yılı için planlanan tabloya bakıldığında, GSYİH ye oranlar bağlamında özel tüketimin GSYİH ye oranında bir düşüş beklenirken, tasarruf oranında bir artış öngörülmektedir. 211 yılında GSYİH nin %1.4 ü seviyesinde gerçekleştiği tahmin edilen özel tasarrufların 212 yılında %13.1 seviyesine yükselmesi beklenmektedir. Söz konusu gelişmelere paralel olarak ise 212 yılında özel kesim tasarruf yatırım açığının GSYİH ye oranının %7.6 dan %.6 ya gerilemesi beklenmektedir. Kamu tarafına bakıldığında ise tüketim, yatırım ve tasarruf kalemlerinde önemli bir değişim beklenmezken, tasarruf yatırım farkının bir miktar yükseleceği öngörülmektedir. 9

Türkiye de Tasarrufları Etkileyen Başlıca Etkenler Tasarrufların arttırılması ve etkin kullanılması yolunda atılacak adımların belirlenmesi aşamasında Türkiye de tasarruf dinamiklerini belirleyen temel etkenlerin belirlenmesi ve söz konusu etkenlerin temel seyrinin ortaya konulması gerekli olacaktır. Bu çerçevede gerek makroekonomik gerek demografik değişkenlerin görünümü incelenecektir. Bunun yanında bir takım sosyolojik ve psikolojik faktörlerin de Türkiye deki tasarruf davranışları üzerindeki etkisi ele alınacaktır. Gelir Düzeyi Grafik 9 Yapılan çalışmalar gelir düzeyinin tasarruflar Kişi Başı Gelir ($) üzerindeki en önemli belirleyicilerden birisi 12, 1,444 olduğunu göstermektedir. Kişilerin gelir 1, 8, 6, 4, 2, düzeylerinde görülen artış, tasarruf oranlarının artması açısından en önemli etken olarak karşımıza çıkarken, Türkiye ekonomisinde son yıllarda sağlanan güçlü büyüme performansı ile birlikte kişi başına gelirde hızlı bir artış yaşanmıştır. 21 yılında 3, dolar seviyesine kadar gerileyen kişi başına gelir 28 yılında 1, doların üzerine çıkmıştır. Küresel kriz kişi başına gelirin bir miktar Kaynak: TÜİK gerilemesine neden olsa da, 211 verileri kriz öncesi düzeyin yakalandığını göstermektedir. Gelir artışı ile tasarruflar arasındaki ilişki dikkate alındığında, Türkiye ekonomisinin tasarruflarını arttırması aynı zamanda büyümesini sürdürmesini de gerekli kılmakta bu durum da tasarrufların arttırılmasının yanı sıra etkin kullanılması açısından da adımların atılmasını gerektirmektedir. Enflasyon Türkiye ekonomisi uygulanan para ve maliye Grafik 1 Ortalama Yıllık Enflasyon (%) politikalarının etkisiyle enflasyon görünümünde 9 önemli bir mesafe kaydetmiş ve ciddi bir yapısal 8 7 değişim yaşamıştır. Enflasyon oranındaki söz 6 konusu değişim yurtiçi tasarruf davranışlarında da önemli farklılaşmayı doğurmuştur. Yüksek 4 enflasyon dönemlerindeki yüksek nominal 3 faizler ekonomik aktörleri varlıklarının reel 2 değerini korumalarını sağlamak amacıyla 1 tüketim yerine tasarrufa yönlendirmektedir. Türkiye ekonomisinin yaşadığı uzun süreli kronik 199 1998 1999 22 23 26 27 211 enflasyon dönemlerinin ardından düşük Kaynak: TCMB enflasyonla yaşamaya başlaması, kişilerin ertelenmiş tüketimlerini devreye sokmuş ve tasarruf oranlarının düşüşünde etkili olmuştur. 1

Reel Faiz Oranı Grafik 11 16 14 12 1 8 6 4 2 2 4 Eyl.4 Şub. Tem. Ara. May.6 Eki.6 Mar.7 Ağu.7 Oca.8 Haz.8 Kas.8 Nis.9 Eyl.9 Şub.1 Tem.1 Ara.1 May.11 Eki.11 Kaynak: TCMB, Bloomberg Reel Faiz (%) Reel faiz oranları kişilerin gelirlerini tasarruf ve tüketim arasında dağıtımlarında başlıca faktör olarak görülmektedir. Yüksek reel faiz oranları kişileri tüketimlerini ertelemeye teşvik ederken, tasarrufların artışına katkı sağlamaktadır. Bir başka deyişle, yüksek reel faizler tasarruflardan daha fazla getiri elde edilmesi anlamına gelmektedir. Reel faizlerin cari değerinin yanında ekonomik aktörlerin faizlerin gelecekteki seyri üzerindeki beklentileri de tasarruf kararı üzerinde etkilidir. Bu çerçevede, gerek reel faizlerdeki düşüş gerekse sağlanan istikrar ortamının faizlerin düşük seyretmeye devam edeceği yönündeki beklentileri desteklemesi Türkiye de tasarrufların gerilemesinde en önemli etkenlerdendir. Demografik Yapı Grafik 12 Demografik Yapı 74.6 1. 74.4. 74.2. 74. 49. 73.8 49. 73.6 48. 73.4 48. 73.2 47. 73. 47. 27 28 29 21 211 Doğuşta beklenen yaşam süresi (yıl) Kaynak: TÜİK Toplam yaş bağımlılık oranı (%, sağ eksen) Grafik 13 Toplam Yaş Bağımlılık Oranı (21, %) 3 1 49 47 4 43 41 39 37 3 48.9 2.7 49.6 1.8 Türkiye Dünya ABD Batı Avrupa Kaynak: TÜİK, Dünya Bankası Türkiye nin demografik yapısı da tasarrufun seyri açısından önem taşımaktadır. Özellikle toplam yaş bağımlılık oranının seyri tasarrufların düşüşündeki demografik etkenlere ilişkin önemli ipuçları sunmaktadır. 14 arası ile 6 yaşın üzerindeki kişilerin toplam nüfus içindeki payını ifade eden bağımlılık oranı Türkiye de bir düşüş trendinde iken gelişmiş ülke ve dünya ortalamalarının altında bulunmaktadır. Bağımlılık oranındaki düşüş tüketim potansiyeli yüksek olan nüfus grubunun yükselmesi anlamına gelmektedir. Bu durum da genç nüfusa sahip Türkiye ekonomisindeki tasarruf eğiliminin düşüşüne ilişkin önemli bir neden olarak karşımıza çıkmaktadır. 11

Yoksulluk ve Gelir Dağılımı Grafik 14.43.42.42.41.41.4.4.39.39.38.43 Gini Katsayısı.41.41.42 26 27 28 29 21 Kaynak: TÜİK.4 3 3 2 2 1 1 Grafik 1 Fert yoksulluk oranı (Kişi başı günlük 4,3 $'ın altı, %) 22 23 24 2 26 27 28 29 21 Kaynak: TÜİK Türkiye ekonomisinde elde edilen yüksek gelir artışı ile birlikte yoksulluk göstergelerinde ve gelir dağılımında önemli kazanımlar elde edilmiştir. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre 21 yılında yaşanan krizin ardından %3 seviyesinde olan günlük 4.3 doların altında geliri olanların oranı, 21 yılı itibariyle %3.66 seviyesine kadar gerilemiştir. Buna ek olarak, gelir dağılımını yansıtan ve sıfıra yaklaştıkça daha adil bir dağılımı gösteren Gini katsayısı da.4 seviyesine gerileyerek gelir dağılımındaki düzelmeyi göstermektedir. Yoksulluk oranı ve gelir dağılımındaki düzelmeye karşın tasarruf oranlarının düşük seviyelerde kalması bu konuya ilişkin bir eylem planı geliştirilmesi gerekliliğini kanıtlamaktadır. Finansal Derinlik ve Finansal Erişilebilirlik Grafik 16 8 7 6 4 3 2 1 1, Kişi Başına Düşen Şube Sayısı 17.7 Grafik 17 2 2 1 1 Kredi/GSYİH (%) G. Afrika Hindistan arjantin Brezilya Türkiye Macaristan Hollanda İngiltere İrlanda ABD İspanya Yunanistan Fransa Polonya Belçika İtalya Kaynak: BDDK Türkiye* Polonya Hindistan Macaristan Brezilya Fransa Yunanistan İtalya Portekiz Portekiz İngiltere İrlanda İspanya ABD Kaynak: Dünya Bankası, BDDK *: Son açıklanan veriler Ülkelerin finansal sistemlerinin derinliği ve ekonomik aktörlerin finansal sisteme erişebilirlikleri tasarruf davranışlarında önemli etkiler doğurmaktadır. Türk finans sisteminin son yıllarda gerek derinleşme gerekse kişilerin erişimi açısından önemli bir yol kat etmesine karşın uluslararası karşılaştırmalarda hala görece geride olduğu görülmektedir. Finansal sistemin mevcut sağlam yapısı, tasarrufların arttırılması konusunda kurumsal düzenlemeler konusunda hareket alanını genişletirken, finansal okuryazarlık gibi mikro adımların atılması da finansal varlıklara erişilebilirlik konusunda beklentilerin üzerinde bir katkı sağlayabilecektir. 12

Diğer Faktörler Yukarıda anlatılan makroekonomik ve demografik değişkenlere ek olarak, Türkiye özelinde tasarruflar açısından ele alınması gereken bir takım toplumsal göstergelere de bakılması tasarruf davranışlarının kökeni açısından önem taşımaktadır. Öncelikle, hanehalkında alt kuşaklara miras bırakılması konusunda bir isteğin bulunması tasarruf oranlarında bir artışa neden olabilmektedir. Ancak bu konuda miras bırakılmak istenilen varlığın türü önem kazanmaktadır. Yine Türkiye özelinde mirasa konu olan ekonomik varlığın konutta yoğunlaştığı görülmektedir. Miras bırakma konusunda kişilerin istekliliklerinin tasarruf üzerindeki olumlu etkisinin belirlenmesinin ardından, bu konuda çalışmamızın öneriler kısmında da ele aldığımız gibi mevcut tasarrufların ekonomi içinde etkin kullanımının sağlanmasına yönelik adımların atılması uygun olacaktır. Yapılan çalışmalar kadınların işgücüne katılımının yüksek olduğu ekonomilerde tasarruf eğiliminin daha yüksek olduğuna dikkat çekmektedir. Bu çerçevede Türkiye ekonomisinde işsizlik oranlarında düşüş görülmesine karşın kadınların işgücüne katılım oranının 211 yılı itibariyle %28.8 ile düşük bir seviyede seyretmesi tasarruf eğilimi açısından önemli bir kırılganlığa işaret etmektedir. Politika Önerileri Türkiye ekonomisinde tasarrufların seyri ve önümüzdeki dönemde tasarrufların arttırılmasına yönelik atılacak adımlarda gerek tasarruf stokunun yükseltilmesi gerekse söz konusu tasarrufların ekonomi içine aktarılacağı mekanizmaya ilişkin bütünleşik bir bakış açısının geliştirilmesi yararlı olacaktır. 1. Vergi Teşviki Gelir Vergisi Stopaj Oranları Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu Faizlerinden ve alım satım kazançları üzerinden %1 Özel sektör tahvili faizlerinden %1 Mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden %1 Türkiye de yurtiçi tasarruflar 1988 yılından beri düşüş göstermektedir. Daha önce de belirtildiği gibi 21 yılına kadar tasarruf oranlarında yaşanan düşüşte kamu sektörü belirleyici iken, 21 yılından beri görülen düşüşte özel sektör belirleyici olmaktadır. Bu nedenle yurtiçi tasarrufların artırılabilmesi için özel sektör tasarruflarının artırılması önemli görünmektedir. Özel tasarrufların artırılması, sürekliliğinin sağlanması ve tasarruf davranışının kalıcı hale getirilmesi için merkezi yönetim tarafından uygulanacak politikalar önem kazanmaktadır. Son dönemde özel sektör tasarruflarının artırılabilmesi için vergi teşviki tartışılmaktadır. Teşvik kapsamında, tasarrufların değerlendirilmesi sonucu elde edilen gelir üzerinden kesilen stopajların vade uzadıkça azaltılması ya da kaldırılması söz konusudur. Bu kapsamda vade uzadıkça uygulanan stopaj oranlarının kademeli bir şekilde düşürülmesi ve 3 yıl ve daha uzun vadeli mevduatlar için sıfır vergi uygulanması söz konusu olabilecektir. 2. Makro politikalar Ülkede uygulanan gerek maliye gerekse para politikalarının politika yapıcılar tarafından belirlenen öncelikler çerçevesinde uyumlu bir şekilde dizayn edilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, tasarruf oranlarının arttırılması ve mevcut tasarrufların ekonomi içinde daha etkin bir şekilde kullanılması için maliye ve para politikalarının ele alınması yararlı olacaktır. Son yıllarda istikrarlı bir şekilde uygulanan sıkı maliye politikaları kamu dengeleri açısından Türkiye ekonomisinin güçlü bir konuma gelmesini sağlamış ve bu durum söz konusu politika aracının tasarruf oranlarını arttırmak gibi farklı amaçlara yönlendirilebilmesi için hareket alanını arttırmıştır. 212 214 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program da (OVP) tasarrufların arttırılmasına yönelik bir vurgu da yer almaktadır. Program da kamu tasarruf artışının devam edeceği yer alırken, özel tasarrufların arttırılması amacıyla adımların atılacağı belirtilmiştir. Politika yapıcıların tasarruf konusunda oluşan duyarlılıklarının hızlı bir şekilde daha ayrıntılı bir yol haritası ile desteklenmesi yararlı olacaktır. Maliye politikasına ek olarak, para politikasının da tasarrufların arttırılması amacına paralel olarak ele alınması da politika etkinliği açısından zorunlu görünmektedir. 13

3. Bireysel emeklilik sistemi Türkiye Bireysel Emeklilik Sistemi Genel Görünümü (16 Mart 212) Katılımcı Adedi 2,71,64 Fon Büyüklüğü Katkı Payı Tutarı Yatırıma Yönlenen Tutar 1, 731 milyon TL 13,1 milyon TL 12,772 milyon TL Aktif Aracı Adedi 17,969 Emeklilik Şirketi Sayısı 1 Kaynak: Emeklilik Gözetim Merkezi Grafik 18 Hanehalkının Emeklilik Yatırım Fonu Büyüklüğü (milyar TL) 1 1 Emeklilik Yatırım Fonunun Hanehalkının Toplam Finansal Varlıkları İçindeki Payı (%, sağ eksen) 3 24 2 26 27 28 29 21 211 Eylül Kaynak: TCMB 2. 2 1. 1. Bireysel emeklilik sistemi Türkiye de nispeten yeni uygulanmaya başlanmış bir sistemdir. Sistem bireylerin emekliliklerine yönelik gönüllü tasarruf yapmalarını öngörmektedir. Sistemde toplanan fonlar, çeşitli yatırım araçlarında değerlendirilerek, bireylerin emekliliklerindeki refah seviyesini artırmayı hedeflemektedir. Gerek kamunun sosyal güvenlikte yükünün azaltılması, gerekse tasarrufların artırılarak yatırımlara kaynak sağlanması açısından ülkemizde bireysel emeklilik sistemi teşvik edilmektedir. Bireysel emeklilik sisteminin teşviki çerçevesinde yıllık asgari gelirin %1 una kadar ödenen primlere gelir vergisi indirimi uygulanmaktadır. Emeklilik Gözetim Merkezi nin verilerine göre 211 yılının Mart ayı itibariyle sistemin katılımcı sayısı 2.7 milyon kişi düzeyindeyken, sistem katılımcılarının %37 si 2 34 yaş arası kişilerden oluşmaktadır. Bu veriler, sahip olduğu genç nüfusla bireysel emeklilik sistemi için potansiyeli yüksek olan bir ülke olarak Türkiye de bireysel emeklilik sisteminin henüz tam olarak yaygınlaşmadığını göstermektedir. Ayrıca sistem katılımcılarının %81.36 sının üniversite mezunlarından oluştuğu görülmektedir. Bu durum bireysel emeklilik sisteminin daha eğitimli ve nispeten gelir grubu daha yüksek bireylere hitap ettiğini de ortaya koymaktadır. Bu nedenle sistemin yaygınlaştırılması için sistemin faydaları konusunda bireyler bilgilendirilmelidir. Ayrıca gelir vergisi indiriminin uygulandığı oranın yükseltilmesi hem sisteme yeni girişlerin olması hem de mevcut kullanıcıların sisteme sağladıkları fonun artırılması için faydalı olacaktır. 4. Kayıtdışı altın hesaplarının kayda alınması Son dönemde Türkiye de 6 bin ton altının yastık altında tutulduğu ve bu altınların %1 unun piyasaya çıkartılması halinde 28 milyar dolarlık bir kaynağa ulaşılabileceği tartışılmaktadır. Ekonomiye sağlayacağı ek kaynak ve tasarrufların artırılmasını sağlayacak olması nedeniyle oldukça yüksek olduğu tahmin edilen yastık altı altının kayıt altına alınması önemli görünmektedir. Bu nedenle son dönemde gerek hükümet yetkilileri gerekse düzenleyici kuruluşlar tarafından yastık altı altınların piyasaya kazandırılmasına yönelik adımlar atılmaya başlandığı görülmektedir. Son olarak TCMB, bankalarca Merkez Bankası nda tutulması gereken TL zorunlu karşılıkların %2 sine kadar olan kısmının altın olarak tutulabilmesi için imkan sağlamıştır. TCMB nin bu kararı altın rezervlerini artırmanın yanı sıra, bu imkandan faydalanmak isteyen bankaların altın mevduatı toplamak için yeni çalışmalar başlatması ve bankalar aracılığıyla yastık altındaki altının hesaplara geçirilmesini sağlayabilecektir. Bireylerin güvenli bir yatırım aracı olarak gördükleri altını bankalar yerine yastık altında saklamasının bir nedeninin bankalara duyulan güvensizlik olduğu söylenebilir. Bu nedenler bireylerin altın tasarruflarını bankalara çekebilmek için teşvik edici politikaların yanı sıra güven artırıcı adımların da atılması gerekmektedir. Örneğin bankaların altın mevduatını artırmak için yeni ürünler çıkarması, altın hesaplarına bir süreliğine de olsa avantaj sağlanması ve bunlara ek olarak yürürlükteki uygulamada bin lira olan bankalardaki mevduat garantisinin altın hesapları için artırılması altınların bankalara yatırılmasında teşvik edici olabilecektir. 14

. Sosyal Politikalar Daha önce de belirtildiği gibi Türkiye de tasarruf oranı, ekonomik ortam, gelir ve eğitim düzeyi ile yakından ilgilidir. Gelir ve eğitim düzeyi daha yüksek bireylerin daha fazla tasarruf ettiği görülürken, bağımlı nüfusun yüksek olduğu ailelerde tasarruf düzeyinin düşük olduğu belirlenmiştir. Eğitim düzeyi yüksek bireylerin, düşük olanlara kıyasla daha yüksek gelir elde edebiliyor olmalarının yanı sıra tasarruf bilinçlerinin daha yüksek olması da bu grupta tasarruf oranının yükselmesini sağlamaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye de 211 verilerine göre bağımlı nüfusun toplam nüfusa oranı %48.42 dir. Hesaplanan bağımlı nüfus oranı sadece yaş bakımından ( 14 yaş arası ile 6 yaş üstü nüfus) bağımlılığı ifade ederken, 1 6 yaş arasında ancak çalışmayan kadın işgücü de bağımlı nüfus içinde yer almaktadır. Dolayısıyla çalışmayan kadın işgücü de hesaba dahil edilirse bağımlı nüfus, toplam nüfusun yarısından çoğunu oluşturacaktır. Bağımlı nüfusun yüksek olması hanehalkının tasarrufunu düşürücü yönde etki yapmaktadır. Ancak kadınların işgücüne katılımı hem bağımlı nüfusu azaltacak, hem de hanehalkının toplam gelirini yükselterek tasarrufların çoğalmasını sağlayabilecektir. Bu değişkinler göz önüne alındığında, sosyal yapının analiz edilerek gerek eğitim düzeyinin gerekse kadınların işgücüne katılımının artırılabilmesi için etkin sosyal politikaların uygulamaya konması tasarrufların ve ülke çapında tasarruf eğiliminin artırılması için önemli görünmektedir. 6. Kurumsal düzenlemeler Türkiye ekonomisinde yapılacak bir takım kurumsal düzenlemeler tasarrufların arttırılması yolunda atılacak adımlarda önemli kazanımlar sağlayacaktır. Bu kapsamda, son yıllarda yoğun bir şekilde ele alınan ve ilgili çalışmaların sürdüğü İstanbul un finans merkezi olması projesi tasarrufların arttırılmasına önemli katkılar sağlayabilecektir. Mali aracılık faaliyetlerinin küresel ölçekte İstanbul da merkezileşmesi, yurtiçi tasarrufların artması ve etkin kullanımı açısından fayda sağlayacak olmasının yanında yurtiçi yerleşiklerin yurtdışındaki tasarruflarının ülke ekonomisine kazandırılması açısından da önemli rolü olacaktır. Türk vatandaşlarının yurtdışı varlıklarının Türkiye ekonomisine kazandırılması açısından kamu borçlanmalarında daha yoğun tanıtım ve pazarlama çalışmalarının yürütülmesi, bu çerçevede gerekli kuruluşların hayata geçirilmesi uygun olacaktır. Bu konuda atılacak adımlar uzun vadeli finansman ihtiyacının karşılanması açısından da yararlı olacaktır. 7. Finansal Okuryazarlık Finansal okuryazarlık, bireylerin finansal ürünler ve kavramlar hakkında bilgilendirilmesini veya finansal risk ve alternatifler arasında tercihte bulunabilecek farkındalığa sahip olmasını sağlayarak finansal refahını artırmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda finansal okuryazarlık, uzun vadeli birikim ve yatırıma dönük kararların alınmasında da önem taşımaktadır. Bireylerin tasarrufu hayatlarının sadece bir döneminde değil, genele yaymaları, gelecek için tasarruf yapmanın önemini fark etmeleri, tasarruf planları yapmaları ve tasarruflarını alışkanlıklarının dışında mali ortamın gereklerine göre değerlendirebilmelerini sağlamak, finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasıyla mümkün olacaktır. Bireylerin hayatlarının erken döneminde finansal okuryazarlık bilincine varması ise tüketim ve tasarruf alışkanlıklarını da değiştirebilecektir. Bu nedenle finansal okuryazarlığın artırılması, hanehalklarının tasarruf alışkanlıklarının değiştirilmesi ve tasarruflarının artırılması için de önemli görünmektedir. Finansal okuryazarlığın geliştirilmesi aynı zamanda Türkiye bankacılık sektörüne penetrasyonu arttırarak mevcut tasarrufların daha etkin kanallarla fon ihtiyacı olanlara ulaşmasına katkı sağlayacaktır. 8. Alternatif yatırım araçları Ekonomide kişilerin farklı tercihlerini dikkate alarak geliştirilecek alternatif yatırım araçlarının artması tasarrufların da paralel olarak yükselmesine katkı sağlayacaktır. Son dönemde giderek daha yoğun bir şekilde ele alınan faizsiz getiri sağlayan yatırım araçlarının gelişimi, faize duyarlılığı olan kişilerin tasarruflarının da artması ve ekonomiye kazandırılması açısından faydalı olacaktır. 1

Haftalık Ekonomi Gündemi (9 Nisan 16 Nisan 212) Tarih Ülke Açıklanacak Veri Önceki Veri Beklenti 9.4.212 Türkiye Sanayi Üretim Endeksi (Şubat, y y) %1. %3 Japonya Cari İşlemler Dengesi (Şubat) 437.3 milyar 1148. milyar 1.4.212 Almanya Dış Ticaret Dengesi (Şubat) 14.2 milyar euro 13. milyar euro Japonya Merkez Bankası Toplantısı ve Faiz Kararı (Nisan) %.1 %.1 Makina Siparişleri (Şubat, y y) %.7 %3.1 11.4.212 Türkiye Cari İşlemler Dengesi (Şubat).9 milyar dolar 4 milyar dolar ABD Haftalık Mortgage Verileri 69.7 Bütçe Dengesi (Mart) 232 milyar dolar 23 milyar dolar 12.4.212 ABD Dış Ticaret Dengesi (Şubat) 2.6 milyar 2 milyar Haftalık İşsizlik Maaşı Başvuruları 37 bin 3 bin ÜFE (Mart, y y) %3.3 %3.1 Euro Bölgesi Sanayi Üretimi (Şubat, y y) %1.2 %1. Fransa Cari İşlemler Dengesi (Şubat) 4.2 milyar TÜFE (Mart, y y) %2. %2.3 İngiltere Dış Ticaret Dengesi (Şubat) 7.3 milyar 7.6 milyar 13.4.212 ABD TÜFE (Mart, y y) %2.9 %2.7 Michigan Ün. Tük. Güven Endeksi (Nisan) 76.2 76.2 Almanya TÜFE (Mart, y y) %2.3 %2.3 İtalya TÜFE (Mart, y y) %3.8 %3.8 Sanayi Üretimi (Şubat, y y) % %4.6 16

TÜRKİYE Türkiye Büyüme Oranı (Çeyrek) 1 Reel GSYİH (y y, %) 1. Mevsim ve Takvim Etkisinden Arın. GSYİH (ç ç, %) Takvim Etkisinden Arın. GSYİH (y y, %) 1 1. 1 1 2.2... 1. 1. 2. 1999Ç1 1999Ç4 2Ç3 21Ç2 22Ç1 22Ç4 23Ç3 24Ç2 2Ç1 2Ç4 26Ç3 27Ç2 28Ç1 28Ç4 29Ç3 21Ç2 211Ç1 211Ç4 1999Ç1 1999Ç4 2Ç3 21Ç2 22Ç1 22Ç4 23Ç3 24Ç2 2Ç1 2Ç4 26Ç3 27Ç2 28Ç1 28Ç4 29Ç3 21Ç2 211Ç1 211Ç4 Kaynak:TÜİK Kaynak:TÜİK Sektörel Büyüme Hızları (y y, %) Sektörler (Sabit Fiyatlarla) Sektör 21 211 211 211 211 Payları IV. I. II. III. IV. (%) Çeyrek Çeyrek Çeyrek Çeyrek Çeyrek Tarım 8.4 4. 7.1. 4.2 6.7 Sanayi 24.2 11.3 14.9 9.1 9.2.2 İnşaat.9 18.7 1.3 13. 1.2 7. Ticaret 12.8 13.4 17.3 14.2 11. 3.9 Ulaş. ve Haber. 1. 13.8 12.4 12.4 12. 6.8 Mali Kur. 13.2 9.7 1. 9.2 12.9 6.8 Konut Sah. 4. 1.3 2. 1.8 1.3 2. Eğitim 1.8.8 4.1 4.1 6.9.4 Sağ. İş. ve Sos. Hiz. 1.1.7 3. 3.3 6.8 7.8 Vergi Süb. 8. 13. 16.9 1.7 1.. GSYİH 9.3 11.9 9.1 8.4.2 3. 2. 1.. 1. 2. 3. Sektörel Büyüme Hızları (y y, %) Tarım Sanayi İnşaat Ticaret Ulaştırma Kaynak:TÜİK Kaynak:TÜİK 17

Harcama Bileşenlerinin Büyüme Hızları (y y, %) Harcama Bileşenleri (Sabit Fiyatlarla) Yer. Hanehalkı Tük. Har. Dev. Nihai Tük. Har. Gay. Safi Ser. Oluş. Kamu Sektörü Özel Sektör Mal ve Hiz. İhracatı Mal ve Hiz. İthalatı GSYİH Sektör Payları (%) 21 IV. Çey 211 I. Çey. 211 II. Çey. 211 III. Çey. 211 IV. Çey. 67.9 8.9 11.9 8.2 7.8 3.4 12.2 3.1 7. 9. 1.3 4.3 26. 42.7 33.9 28.7 14.6 2.4 4. 19.8.9.2.3 9.4 22. 49. 39.8 34.7 17.7.2 24.9 4.2 8.7. 1.2 6.7 27.2 2.4 26.9 18.9 6.8.1 9.3 11.9 9.1 8.4.2 Harcama Bileşenleri Büyüme Hızları (%). 4. 3. 2. 1.. 1. 2. 3. 4. Tüketim Devlet Yatırım İhracat İthalat Kaynak:TÜİK Kaynak:TÜİK Sanayi Üretim Endeksi İmalat Sanayi Üretim Endeksi 3. 2. 1.. 1. 2. 3. 6. 4. 2.. 2. 4. 6. 8. 3. 2. 1.. 1. 2. Şub.6 Tem.6 Ara.6 May.7 Eki.7 Mar.8 Ağu.8 Oca.9 Haz.9 Kas.9 Nis.1 Eyl.1 Şub.11 Tem.11 Ara.11 Sanayi Üretim Endeksi (y y, %) 3. Mar.7 Haz.7 Eyl.7 Ara.7 Mar.8 Haz.8 Eyl.8 Ara.8 Mar.9 Haz.9 Eyl.9 Ara.9 Mar.1 Haz.1 Eyl.1 Ara.1 Mar.11 Haz.11 Eyl.11 Ara.11 Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (a a, %) (Sağ Eksen) Kaynak:TÜİK TCMB İmalat Sanayi 3 Aylık Ort. (y y, %) 18

Sektörel Bazda Sanayi Üretim Endeksi. 4. 3. 2. 1.. 1. 2. 3. 4.. 6. Oca.6 Nis.6 Tem.6 Eki.6 Oca.7 Nis.7 Tem.7 Eki.7 Oca.8 Nis.8 Tem.8 Eki.8 Oca.9 Nis.9 Tem.9 Eki.9 Oca.1 Nis.1 Tem.1 Eki.1 Oca.11 Nis.11 Tem.11 Eki.11 Oca.12 Ara Malı İmalatı (y y, %) Dayanıklı Tüketim Malı İmalatı (y y, %) Sektörler Yıllık Değişim Oranı (%) Ocak Ayı 211 212 Petrol Ürünleri 3. 4.4 Tekstil 12.8.7 Gıda.9.3 Kimyasal Madde 18 1.4 Ana Metal Sanayi 22. 8.4 Metalik Olm. Diğ. Mineral 24.8 9.9 Taşıt Araçları 29.. Elektrikli Teçhizat 36.1.3 Dayanıksız Tüketim Malı İmalatı (y y, %) Sermaye Malı İmalati (y y, %) Giyim 6.9 11.6 Kaynak:TÜİK Kaynak:TÜİK Aylık Sanayi Sipariş Endeksi Aylık Sanayi Ciro Endeksi 24. 22. 2. 18. 16. 14. 12. 1. 26. 24. 22. 2. 18. 16. 14. 12. 1. Toplam Otomobil Üretimi Beyaz Eşya Üretimi 7 6 4 3 2 1 21 19 17 1 13 11 9 7 Oca.1 Ağu.1 Mar.2 Eki.2 May.3 Ara.3 Tem.4 Şub. Eyl. Nis.6 Kas.6 Haz.7 Oca.8 Ağu.8 Mar.9 Eki.9 May.1 Ara.1 Tem.11 Şub.12 Oca.8 Nis.8 Tem.8 Eki.8 Oca.9 Nis.9 Tem.9 Eki.9 Oca.1 Nis.1 Tem.1 Eki.1 Oca.11 Nis.11 Tem.11 Eki.11 Oca.12 Oca.8 Nis.8 Tem.8 Eki.8 Oca.9 Nis.9 Tem.9 Eki.9 Oca.1 Nis.1 Tem.1 Eki.1 Oca.11 Nis.11 Tem.11 Eki.11 Oca.12 Aylık Sanayi Sipariş Endeksi (İmalat Sektörü) Aylık Sanayi Ciro Endeksi Kaynak:TÜİK Kaynak:TÜİK Toplam Otomobil Üretimi (Adet) (12 aylık Har. Ort.) Kaynak: OSD,Vakıfbank Kaynak:Hazine Müsteşarlığı Beyaz Eşya Üretimi (Adet) 19

Kapasite Kullanım Oranı 8 8 7 7 6 6 73.1 9 8 7 6 4 Kaynak: TCMB Kapasite Kullanım Oranı (%) Dayanıklı Tüketim Malları Dayanıksız Tüketim Malları Ara Malları Yatırım Malları Üretim Endeksi Verilen İnşaat Ruhsatları 13 12 12 11 11 1 1 9 9 8,. 7,. 6,.,. 4,. 3,. 2,. 1,.. Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (3 Aylık) Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi (3 Aylık) Verilen İnşaat Ruhsatları (Yüzölçümü,1 m2) Kaynak:Hazine Müsteşarlığı Toplam Sanayide Verimlilik PMI Endeksi 13. 12. 12. 11. 11. 1. 1. 9. 9. 8. 6... 4. 4. 3. 3. Toplam Sanayide Verimlilik Endeksi Kaynak:Hazine Müsteşarlığı Kaynak:Reuters PMI Imalat Endeksi 2