SATILIK HAVALAR: BATI TÜRKYE ROMAN TOPLULUKLARINDA BR MÜZKSEL ZANAATKÂRLIK BÇM OLARAK ÇALGICILIK



Benzer belgeler
Çoklu Kültürün Bir İfade Biçimi Olarak Çalgıcı Romanlar

Kültürel Aracılık: Kavramsal Model

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

! "#$ % %&%' (! ) ) * ()#$ % (! ) ( + *)!! %, (! ) - )! ) ) +.- ) * (/ 01 ) "! %2.* ) 3."%$&(' "01 "0 4 *) / )/ ( +) ) ( )

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

TÜRKYE SERMAYE PYASASI ARACI KURULULARI BRL SCL TUTMA ESASLARI

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

ETM MÜZNDE PROZOD * Yrd.Doç.Dr. Selçuk BLGN

GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ ÖRENCLERNN OKUL DENEYM I DERSNE YÖNELK LGLER VE BEKLENTLER **

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

DELTA MENKUL DEERLER A..

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

ALAN VE ZEMN BÖLGELER

Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. ÇALIŞMA HAYATINDA SOSYAL DİYALOĞUN GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ

Nazlı Yürekler için!lk Adımım

Bu maddenin yürürlüe girdii tarih itibarıyla bu Kanuna göre kurulan serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almı mükelleflerin;

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk

Kompozisyon ve Müzik Teorisi: 7 Kompozisyon ve Müzik Teorisi: 1 (%100 Burslu) Kompozisyon ve Müzik Teorisi 2 (%25 Burslu)

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

Vakum teknolojisi. Sistem kılavuzu

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU

Yeim ÇELK. Ar. Gör. Dr., Akdeniz Üniversitesi letiim Fakültesi Halkla likiler ve Tanıtım Bölümü,

ELEKTRK MÜHENDSLER ODASI MESLEK Ç SÜREKL ETM MERKEZ YÖNETMEL

Eğitim Öğretim Yılı Özel Yetenek Sınavı Kılavuzu

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES

r i = a i + b i r m + i

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

Etik lkeler. Genel lkelere likin Esaslar

tarafından hazırlanan bu iyeri yönetmelii tüm irket çalıanları için geçerlidir.

e.t.t.e tüketim endeksi

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE

ALMANYA VE AVRUPA BRL NDE TÜRK GRMCL TURKISH ENTREPRENEURSHIP IN GERMANY AND EUROPE UNION

BASIN YAYIN VE HALKLA L K LER UBE MÜDÜRLÜ Ü

Pozisyon Kontrol Sistemi Üzerine Karakteristik Yapı Çalı ması: STANBUL

Bilgi savunmasının cepheleri

SRKÜLER NO: POZ / 42 ST, YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

KURUMSAL YÖNETM LKELERNE UYUM RAPORU 1. Kurumsal Yönetim lkelerine Uyum Beyanı Brisa Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi ve Ticaret A..

II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU

6 Seri No'lu Kurumlar Vergisi Genel Teblii Resmi Gazete No Resmi Gazete Tarihi 05/05/2012

BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI

Borsa : Vadeli lem ve Opsiyon Borsası A.. ni,

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

KENTSEL RAYLI SSTEMLERDEK SON GELMELERE LKN GÖRÜ VE ÖNERLER

GÜNÜMÜZDE BLGSAYAR DESTEKL MÜZK YAZILIMLARININ MÜZK ETMNE KATKILARI

KTSAD LETMELRE DAHL MENKUL KIYMETLERN DEERLEMES. Bülent AK Ba Hesap Uzmanı

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul

ICS TÜRK STANDARDI TS EN OHSAS 18001/Mart 2001

LETME SORUMLULUU HZMET SÖZLEMES

Danı man Ö retmen: Selvinaz GÖKALP 26/5/2011, ZM R

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

3. 27 I C C' C C (V B ' C ') C DC. EM1 Modeli I B C E (V B ' E ') E' r E ' I E

SUÇ GELRLERNN AKLANMASI VE TERÖRZMN FNANSMANI LE MÜCADELEDE BANKAMIZ POLTKASI

!!! 2000 li Yıllarda Sinemaya Bir Bakı!

Küresel Para Haftasına Katılın!

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi

Bu dönemde daha önce belirttiim gibi yatırımlarımızla ilgili almı olduumuz kararlarımızın yanı sıra;

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

Küçük Asya Grubu, elektronik ve beyaz eya sektörüne, bir dünya teknoloji devi olan Three Stars

TÜRKÇE ÖRETMEN ADAYLARININ KONUMA KAYGILARINA LKN BR NCELEME A STUDY ON SPEECH ANXIETY OF TURKISH LANGUAGE TEACHER CANDIDATES Esra LÜLE MERT

Kazandran Uygulamalar

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

SUENO. Tanıtım & Organizasyon 09 HAZİRAN 2014 ANKARA

Durum böyle olmakla birlikte, özet çeviri metninin okuyucuların gerçekten yararlanabilecekleri i levsel bir doküman oldu u ku kusuzdur.

Özel Yetenek Sınavı Kılavuzu

BÜLTEN. KONU: Menkul Kıymetlerin Vergilendirilmesi Hk 277 Nolu GVK G.T. Yayınlanmıtır

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI (48-60) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI OCAK 2017 AYLIK PLAN BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım 1.

KONTROL SSTEMLER LABORATUARI

Turkish Jazz Week #5 Edition 2016 Official Concert Program

HAKLARIMI ÖĞRENİYORUM ÜNİTESİ GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ. 1. Aşağıdakilerden hangisi insanların manevi ihtiyaçlarından biri değildir?

INTOSAI KAMU KES M Ç KONTROL STANDARTLARI REHBER. Özet Çeviri Baran Özeren Sayı tay Uzman Denetiçisi

Şarkı Ritim raylar - Ritim şarkılarınız için Tracks

SEDA ÜREN KURUMSAL

DENEY RAPORU. Fotometrik Yöntemle Karıım Tayini (11 No lu deney)

T.C. ANKARA ÜNVERSTES BURS VE KISM ZAMANLI ÇALIMA BAVURU FORMU

BREYSEL ÇALGI ETM I (KEMAN) DERS HEDEFLERNN GERÇEKLEME DÜZEYLERNN BELRLENMES * (A..B.Ü ÖRNE)

FRANSA DA OKULA GTME

MÜZK ÖRETMEN ADAYLARININ PC ORTAMI ÇN YAZILMI OLAN MÜZK PROGRAMLARI VE YAZILIMLARINI KULLANMALARININ GEREKLL

Güzel Ülkem Kültürümüz Bayramlarımız Atatürk İnkılapları Atatürk İlkeleri

5. BÖLÜM: BULGULAR Yerleşik Yabancılara Yönelik Bulgular

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN:

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BAKIM HZMETLER SÖZLEMES

TEKSTL BANKASI ANONM RKET NN 15 MART 2010 TARHNDE YAPILAN 2009 YILI OLAAN GENEL KURUL TOPLANTI TUTANAI

Yazılım Takımlarında Baarı

Türkiye de Hanehalkı

TÜRKYE DE MÜZK ÖRETMENLNE YÖNELME NEDENLER. Cansevil TEB * ÖZET

Doküman Yönetim Sistemi Nedir?

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

1. Bütün Organizasyonlar için Risk De erlendirme ablonu Bütün Organizasyonlar için Yangın Riski De erlendirme ablonu...

TEK-ART TURZM A.. irketimizin 2003 yılı faaliyetleri sonunda esas faaliyet karını % 184 artırarak milyon TL düzeyine geldii görülmektedir.

Transkript:

SATILIK HAVALAR: BATI TÜRKYE ROMAN TOPLULUKLARINDA BR MÜZKSEL ZANAATKÂRLIK BÇM OLARAK ÇALGICILIK AIRS FOR SALE: CALGICILIK AS A FORM OF MUSICAL CRAFTSMANSHIP AMONG THE ROMAN COMMUNITIES IN WESTERN TURKEY brahim Yavuz YÜKSELSN Özet Geçimlerini temin etmede, esnaflık la örtüen belirli ura alanları üzerine kurulu bir yaam sürdürme stratejilerinin olması, dünyanın farklı bölümlerinde yaayan yerel Çingene topluluklarının (communities) paylatıkları ayırt edici karakteristiklerden biridir. Balkanlardaki Ursari (ayı eiticileri), Romanya daki Kalderari (metal içileri), F.Y.R.O.M daki Cambasa (hayvan tüccarları) ve Polonya daki Shoshoraya (kalaycılar), farklı teritoryalardaki Çingene toplulukları ile paylaılan ortak meslekler ve bu mesleklere göre kullanılan yerel topluluk adlarından bazılarıdır. Demirciler (metal workers), Kalaycılar (tinner), Sepetçiler (basket makers), Canbazlar (animal/horse traders), Ayıcılar (bear traders) ve özellikle de müzik yapmaya dayalı en yaygın meslek olarak Çalgıcılar (Calgicies), Türkiye deki benzer örneklerdir. Çalgıcı Romanı adı, Batı Türkiye Roman toplulukları arasında egemen meslek faktörüne göre biçimlenen grup kimliklerinden birine ve daha çok çalgı çalma üzerine kurulu bir müzisyenlik modeline iaret eder. Çalgıcılık ve müzisyenlik terimlerine Çalgıcı Romanları tarafından müziksel icra alanlarına ve toplumsal balamlarına göre farklı anlamlar yüklenir; çalgıcılık zanaatkârlık ile müzisyenlik ise sanatçılık ile örtütürülür. Çalgıcılar olarak adlandırılan profesyonel Roman müzisyenler tarafından seslendirilen müzik, bir el zanaatı (craft) gibi algılanır ve bir zanaat olarak müzik yapmak, çeitli kaynaklardan elde edilmi müziksel gerecin potansiyel alıcılara satılmak üzere ilenmesi ya da dönütürülmesi anlamına gelir. Özellikle disko (gezici müzisyenlik) ve düün (evlilik ve sünnet) ayrıca yerel festivaller- gibi seslendirme edimleri, Çalgıcı Romanları için hava olarak olarak da adlandırdıkları müziksel gerecin satıldıı pazar (market) alanlarıdır. Bu makalede, Türkiye nin batısında yaayan profesyonel zanaatkârlar olarak Roman çalgıcıların, Çalgıcılık la ilikili bu pazar alanlarındaki müzisyenlik ve pazarlama stratejileri inceleniyor. Anahtar Sözcükler: Çingeneler, Romanlar, Müzik, Zanaatkârlık, Esnaflık, Çalgıcılık, Müzisyenlik, Etnomüzikoloji. Abstract One of the sharing and distinguishing characteristics of local Gypsy communities who lives different parts of the world, is they have subsistence strategies, setting on several occupational fields that corresponds with tradesmanship. Ursari (bear treaders) in Balkans, Kalderari (metal workers) in Roumania, Cambasa (animal traders) in F.Y.R.O.M, Shoshorava (tinner) in Poland, are several examples of common occupational fields and professions with other Gypsy communities from different territorials. Similar examples from Turkey are Demirci (metal workers) Kalayci (tinner), sepetci (basket makers), Canbaz (animal/horse traders), Ayici (bear traders), and certainly Calgici (intrumentalist) as a most sharing profession that related with music making. These names also reflects group identities define by occupational fields among Gypsies. The term Çalgıcı Roman signify a group identity, forming as a dominant professional factor, and is also a model of Yrd. Doç. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Müzik Bilimleri Bölümü.

Satılık Havalar: Batı Türkiye Roman Topluluklarında Bir Müziksel Zanaatkârlık Biçimi Olarak Çalgıcılık 453 musicianship that more related to music making by intrument playing among Roman communities in Western Turkey. The terms of calgicilik (instrumentalist) and müzisyenlik (musicianship) are different concepts as its musical performances and social contexts for professional Roman musicians: Calgicilik corresponds with craftsmanship muzisyenlik with artistry. Music, that playing by professional Roman musicians who named Calgicies, is percept like a craft, and music as a craft means processing or transforming of music, acquired from free (and unpaid) ways, for selling to purchasers. Performance practices, especially like disko (wandering musicianship) and dugun (wedding or circumcision rituels), are market places in which selling hava(s) (airs; tunes) for Calgici Roman(s). This paper examines musicianship and marketing strategies of professional Roman musicians, live in the west of Turkey as professional craftmans, in these market places which related with Calgicilik Key Words: Gypsies, Roma, Roman, Musicianship, Artistry, Craftsmanship, Marketing strategies, Ethnomusicology. Giri John E. Kaemmer in nsan Yaamında Müzik: Müzik Üzerine Antropolojik Perspektifler balıklı çalımasında da belirttii gibi: Müzik bir fanus içinde seslendirilmez, yalnızca zevk için de çalınmaz. Müziin ekonomik düzenlemeler, politik hareketler, din, öteki sanatlar ve dil ile önemli ilikileri vardır.müzik, çounlukla ifade kültürü çerçevesinde görülmekle birlikte, kültürün maddi ve toplumsal yönleriyle de ilgilidir (1993:9). Müzik yapma rolünü üstlenen müzisyenler, hizmet ettikleri toplumların, kendileri ve müzikleri hakkındaki görülerinin baskısı altındadır. Toplumsal deerler, kimlerin müzisyen olacaını, müzisyenlik tiplerinin meruluk ölçütlerini ve kendilerini uygun görülen toplumsal konumları/statüleri belirleyicidir. Toplumların, müzisyenlerin rolü hakkındaki görüleri birbirinden farklı olmakla birlikte, toplumsal ve politik etkenler, bu rollerin belirlenmesinde önem taırlar ve çounlukla dier etkenlerle (cinsiyet gibi) içiçe geçerler (Kaemmer 1993:45, 48). Müzik, kimi toplumlarda ya da toplumsal çevrelerde yüksek sınıfların deerlerine uygun biçimde sanat (art) olarak tanımlanan bir üretim alanı ile ilikilendirilirken, kimilerinde ise zanaat (craft) olarak tanımlanan, belirli kullanım alanlarına yönelik, ilevselliin ön plana çıktıı bir üretim alanı ile ilikilendirilir. Her iki alanda da üretilen müzik, yaratıcılık eylemi gözönüne alındıında ayrı ayrı eit düzeyde deerli ve önemli olmakla birlikte, müzisyenin bu iki üretim alanından birinde yer alması, toplumsal konumunu ve rolünü belirleyici olabilmektedir. Sanatçılık (artistry) ve zanaatkârlık (craftsmanship, artisanship) olarak birbirinden ayrılan ve her ikisinde de becerinin ön plana çıktıı üretim alanlarından biri ile ilikilenmek, karılıklı ve seviyesel biçimde -daha üstün ya da daha aaı oldukları yönünde- göz önüne alan toplumsal anlamlar içermekle birlikte, geçimlerini bu alanlardan temin eden profesyonellerin toplumsal konumlarının daha çok, edindikleri ya da kendilerine biçilen rollere ve üretim biçimlerine göre birbirinden farklılatıını gösterir. Bu rollere ve üretim biçimlerine balı olarak izlenilen yaam sürdürme stratejileri, kimi kültürel toplulukların/cemaatların (communities) etnik sınırlarının çizilmesinde oldukça belirleyicidir. Bu topluluklardan birisi de, bu makalenin inceleme nesnesini oluturan ve müzik yapma üzerine kurulu bir yaam sürdürme stratejileri olan Çalgıcı Romanları dır. Çalgıcılar olarak adlandırılan profesyonel Roman müzisyenler tarafından seslendirilen müzik, bir el zanaatı (craft) gibi algılanır ve bir zanaat olarak müzik yapmak, çeitli kaynaklardan elde edilmi müziksel gerecin potansiyel alıcılara satılmak üzere, alıcıların kültürel beklentileri dorultusunda ilenmesi ya da dönütürülmesi anlamına gelir. Özellikle disko (gezici müzisyenlik) ve düün (evlilik ve sünnet ritüelleri) gibi seslendirme edimleri, farklı kültürel ve toplumsal balamları içermekle birlikte, aynı zamanda hava (air) terimi ile adlandırılan müziksel gerecin satıldıı hizmet pazarları olarak, bu meslek grubundan Romanlar için ekonomik anlamları olan ve bu yönde müziksel davranılar sergiledikleri kültürel alanlardır. Profesyonel Roman müzisyenlerin, sözkonusu edimlerle ilikilenen ve Çalgıcılık olarak tanımlanan hizmet alanlarında izledikleri müzisyenlik ve pazar stratejilerine odaklanılan bu makaledeki etnografik analiz, Edirne, zmir ve stanbul da yürütülen alan çalımalarından elde edilen verilere dayanır.

454 brahim Yavuz YÜKSELSN Müziksel Zanaatkârlık Biçimi Olarak Çalgıcılık Geçimlerini temin etmede belirli ura alanları üzerine kurulu yaam sürdürme stratejilerinin olması, dünyanın farklı bölümlerinde yaayan yerel Çingene 1 topluluklarının paylatıkları ayırt edici özelliklerinden biridir. Balkanlardaki Ursari (ayı eiticileri), Romanya daki Kalderari (metal içileri), F.Y.R.O.M daki Cambasa (hayvan tüccarları) ve Polonya daki Shoshoraya (kalaycılar), farklı corafyalardaki Çingene toplulukları ile paylaılan meslekler ve bu mesleklere göre kullanılan yerel topluluk adlarından bazılarıdır. Demirciler (metal workers), Kalaycılar (tinners), Sepetçiler (basket makers), Canbazlar (animal/horse traders), Ayıcılar (bear traders) ve özellikle de müzik yapmaya dayalı bir meslek olarak Çalgıcılar (Calgicies), benzer biçimde Batı Türkiye Romanları nın ura alanlarına göre aldıkları topluluk adlarıdır (Yükselsin 2000:73-78; 2001:134). Çalgıcı Romanı adı, Batı Türkiye Roman toplulukları arasında egemen meslek faktörüne göre biçimlenen grup kimliklerinden birine ve daha çok çalgı çalma üzerine kurulu bir profesyonel müzisyenlik modeline iaret eder. Macaristan da Baalde, Romanya da Lautari, Suriye de Motribiya, benzer biçimde geçimlerini müzik yaparak temin eden Çingene toplulukları için kullanılan adlardan bazılarıdır. Nicole Martinez, Çingeneler balıklı çalımasında (1992:47) meslee dayalı etnik adlandırmanın deiebileceini vurgulamakla birlikte, tüm dünyadaki Çingenelerin ura alanlarının toplayıcılık (gathering) ve zanaatkârlık (craftsmanship, artisanship) olarak tanımlanabilecek iki kategoride younlatıını belirtir. Bu iki ana geçim kaynaının aslında ortak bir yönü vardır: her ikisinde de amaç, elde edilen hammaddenin (kemik, kurbaa, kaıt ya da plastik atıklar, kamı, müzik vb.) uygun alıcılara satılması, yani esnaflık tır (tradesmanship). Bununla birlikte, toplayıcılık ile ilikilenen ura alanlarında elde edilen hammadde, dorudan bu malı ileyecek fabrika ya da aracılara satılırken, zanaatkârlık ile ilikilenen ura alanlarında (sepetçilik, demircilik, çalgıcılık vb.) elde edilenler ilenip dönütürüldükten sonra alıcısına satılır. Bu yönü ile zanaatkârlık olarak tanımlanan ura alanlarının beceri gerektirmeleri, onları toplayıcılık olarak tanımlananlardan ayırır. Özellikle kentsel alanlarda at arabaları ile plastik, kaıt ya da metal atıkları toplayan ve Arabacılar olarak adlandırılan Roman grubu, geri dönüüm (recycle) sistemi ile yakından ilikili bir toplayıcılık örneidir. Edirne deki alan çalımalarım sırasında karılatıım Kemikçiler ise, adlarını kasaplardan topladıkları kemikten alan ve ayrıca tüm Edirne yi kuatan nehirlerin verimli kıyılarından kurbaa toplayıp yurtdıına ihraç eden irketlere satan bir toplayıcı Roman topluluudur. Sepetçi Romanı, sazlıklardan topladıkları kamıları ileyip çeit boy ve biçimlerdeki sepetlere dönütüren; Kalaycı Romanı, günümüzde pek yaygın olmasa da bakır kazan ve tencereleri kalaylayan; Çalgıcı Romanı ise çeitli kaynaklardan edindii müzii hizmet ettii kültürel balamlara uygun biçimde ileyip sunan zanaatkâr Roman topluluklarının, geçim modellerine/mesleklerine göre aldıkları adlarıdır. Zanaatkârlıın Çingeneler arasındaki önemini açıklıa kavuturmak, tıpkı maa yapmak (demircilik), kalay yapmak (kalaycılık) ve sepet örmek (sepetçilik) gibi beceri gerektiren bir zanaatkârlık biçimi olan çalgıcılık mesleinin de bu sistem içinde bir tür esnaflık dalı olarak görüldüünü anlamamızı salar. Martinez in (1992:50-56) toplayıcılık ve zanaatkârlıkla ilikilenen belirli ura alanlarının farklı corafyalardaki Çingenelerin ortak karakteristii olduu yönündeki saptamasının müzik yapma üzerine kurulu örnekleri, farklı corafyalardaki profesyonel Çingene müzisyenlere odaklanan birçok çalımada ele alındı (Beissinger 2001:32-34; Duygulu 2006; Pettan 1992:173-198, 1996a, 1996b; Seeman 2002, 2006; Yükselsin 2000:75, 2001:135). Margaret H. Beissinger (2001) Romanya daki düünlerde ve dier aile kutlamalarında halka yönelik müzik seslendirmesi pazarı ile uraan profesyonel Çingene müzisyenler olan Lautar ları inceleyerek etnikliin geçim ve meslek alanları özelindeki belirleyiciliini vurguladı. Beissinger (2001:30) de ele alındıı gibi, Lautar terimi hem bir etnik grup adını hem de belirli bir ura alanını gösterecek anlamlar içerir. Lautari, geçimlerini müzik yaparak temin eden Romanya daki çeitli Rom (Çingene) topluluklarından birini tanımlar. Lautari, düünlerde, nianlarda, vaftiz törenlerinde, aile ve azizlerin kutlamalarında, sünnetlerde ve köy danslarında ödeme karılıında seslendirme yapan profesyonel müzisyenlerdir. Kosova daki profesyonel Çingene müzisyenleri inceleyen Svanibor Pettan, Çingene müzisyenler ile izlerkitleleri arasındaki müziksel etkileimin ana ekseninde tecimsel/ticari esnaflık olduunu bulguladı (1992:173). Pettan a göre, Çingene müzisyenlerin tecimi, edinme (acquiring) ve satma (selling) olarak iki ana eyleme dayanır. Dıardan uyarlanarak edinilen 1 Tüm Dünya daki benzer kültürel ve toplumsal normları paylaan toplulukları nitelendiren ortak bir terim olmadıı için bu toplulukların genelinden söz ederken Çingene(ler) terimini, Türkiye nin batısında younlaan topluluklardan söz ederken kendi adlandırmaları olan Roman(lar) terimini kullanacaım.

Satılık Havalar: Batı Türkiye Roman Topluluklarında Bir Müziksel Zanaatkârlık Biçimi Olarak Çalgıcılık 455 daar ya da biçem kendilerini kiralayan patronlara/müterilere satılan tecimsel bir metadır ve Katılımcılardan mümkün olduunca daha fazla para toplama becerisi Çingene stratejisinin önemli bir parçasıdır (Pettan 1992:187). Türkiye nin batısında yaayan Romanları inceleyen Melih Duygulu, benim de önceki çalımalarımda (Yükselsin 2000:75; 2001:135) belirttiim görülerime kout biçimde, Türkiye de Çingene Müzii: Batı Grubu Romanlarında Müzik Kültürü (2006) balıklı çalımasında mesleki uygulamalar ile soy arasındaki yakın ilikinin, Çingenelerin sosyal hayatları ile ilgili sorgulama sırasında asla göz ardı edilmemesi gerektii vurgulayarak, Roman topluluklarının yaptıkları meslekleri tanımlamak için kullandıkları esnaflık kavramının müzii meta olarak satan Roman müzisyenler için de sözkonusu olduununun altını çizer (2006:25). Çalgıcı Romanları Topluluu Çalgıcı Romanları topluluu (community) bugün Türkiye nin daha çok batı bölgelerini kapsayan bir corafyada yerleik yaam sürerler ve belirli Roman mahallelerinde, farklı ura alanları olan dier Roman toplulukları ile bir arada yaarlar. Sözgelimi, zmir deki Hilal ve kiçemelik; stanbul daki Dolapdere, Tarlabaı. Balat, Nesliah; Edirne deki Yıldırım, Küçükpazar, Yine maret, Kummahalle, Kıyık ve Karaaaç; Bergama daki Atmaca mahalleleri, geçimlerini müzik yaparak temin eden Romanların younlatıkları ve dier meslek gruplarından (arabacı, kemikçi, sepetçi, çiçekçi, hamal vb.) Roman komuları ile birlikte yaadıkları yerlerdir. Nesillerdir davul zurna ve ince saz/çalgı topluluk tiplerinden biri ile ilikilenen çalgıcılık mesleini yürüten yerleik Roman aileler vardır. Bununla birlikte baka mesleklerde uzmanlamı bir aileden çalgıcılıa geçen Romanlar da görülür. Edirne de, çalgıcı aileden domayıp çalgıcılık mesleine sonradan geçen Romanlar için kapma sıfatı kullanılır (Yükselsin 2001: 136-137). Melih Duygulu, Kapma tabirinin Tekirda çingeneleri arasına Yamanma, stanbul daki bazı çingeneler arasında da Harmanlık Kerizcisi tabirleriyle anlamda olduunu belirtir (2006:160). Kimi aileler topluluk tipi ile ya da yürütülen meslek hatta temel üretim aracı ile ilikili soyadlarına sahiptir. Sözgelimi, Edirne de Zurna ve Zurnacı soyadları, çalgıcılık mesleini soya dayalı olarak davul zurna topluluk tipinde yürüten ailelere aittir. Benzer biçimde enlendirici, Güzelel, Özüfler. Sesler gibi soyadları ince çalgı topluluk tipindeki çalgıcılık/müzisyenlik ile ilikilidir (Yükselsin 2001:136). Çalgıcılık meslei baskın bir biçimde erkek gelenei olmakla birlikte genellikle erkek müzisyenlerin akrabaları olan ve müslümanlıkla ilgili olaylarda erkeklerden ayrılan kadın misafirlere çalan profesyonel kadın müzisyenler de görülür. Sözgelimi Edremit, Fethiye ve Bergama daki kadın Roman müzisyenler istenildii taktirde yalnızca kadınlara ve kapalı mekanlarda (genellikle kız evinde) eliinde seslendirme yaparlar. Kadın Romanların daha çok vurma çalgılar (def, dümbek, darbuka) eliinde arkı (ve türkü) söylemek biçiminde sürdürdükleri bu müzisyenlik edimi, erkeklerin aırlıklı olarak çalgı çalma özelinde sürdürdükleri müzisyenlik ediminden farklıdır. Dolayısıyla Çalgıcılar terimi Romanlar özelinde, yalnızca bu meslekle uraan erkek Romanları ve ailelerini içeren Roman topluluklarını gösterir. Çalgıcı Romanları nın yerleik yaam sürmelerine karın tecimlerinin göçebelii içermesi her zaman akılda tutulmalıdır. Yaptıkları müzii müterinin ayaına götürülen bir meta biçiminde sunan bu müzisyenlerin profesyonel yaamları, müziin müteriye taınması biçimindeki yapısından dolayı, göçebeliin karakteristik özelliklerini taır. Yaadıkları mekanlardan hizmetlerinin talep edildii baka mekanlara doru kimi zaman günübirlik ya da birkaç günlük, kimi zamansa mevsimlik yapılan bir göçtür; Bu göç, Roman mahallesindeki evlerden izlerkitlelerinin kutlama yaptıkları evlere, mahallelere ya da piknik alanlarına; meyhanedeki sahneden kiiye özel bir parça talep eden müterinin masasına doru gerçekleir. Seçkin bir izlerkitle tarafından sık sık gidilen sabit ve duvarlarla çevrili mekanları pek yoktur. Bu yönüyle Çalgıcı Romanları nın müzisyenlik davranılarının Batılı sanat müzii icracılarının davranılarına benzemedii söylenebilir. Yarattıkları ve gelitirdikleri müziin de göçebesel bir karakteri vardır: taınabilir (esnek bir daar her zaman çevreye duyarlıdır); uyarlanabilir (güncel taleplere yöneliktir); ve satıı kolaydır (elenmeye çabalayan, karılıında para verecek müterilere arz edilir). Bu nedenle çalgıcılıkla ilikilenen Roman müzii, yerleik müzik pratiklerinin tutucu normlarından oldukça baımsızdır. Çalgıcı Romanları, daarlarını oluturma ve seslendirme süreci içinde tüm müziksel parametreleri deitirirler: müzikte balam deiiklii (dönütürme) yapılabilir, ezgi yalınlatırılabilir ya da zenginletirilebilir, ritm basitletirilebilir ya da karmaıklatırılabilir, tempo aırlatırılabilir ya da çabuklatırılabilir. Deiim çounlukla doaçlama/emprovizasyon, karıezgi/kontrpuan ve bakama/varyasyon gibi tekniklerle ortaya çıkar. Bu teknikler, Çalgıcı Romanlardan beklenen müziksel

456 brahim Yavuz YÜKSELSN biçemlerin formüllerini içerir. Bu nedenle hem kırsal hem kentsel etkinliklerde, içinde bulundukları müziksel yapıların/geleneklerin yalnızca kültürel taıyıcıları ya da basit biçimde icracıları deil aynı zamanda biçimlendiricileridir. Çalgıcı Romanları na olan talep ve geçimlerini baka ura alanlarından (arabacılık, atık toplayıcılıı, kalaycılık, vb.) temin eden Roman komularının çalımaları karılıındaki kazançları gözönüne alındıında, kendilerine ödenen ücretin görece yükseklii, yaadıkları toplum içindeki hizmetlerinin önemini yansıtır. Ancak, Roman olmayan toplulukların en önemli kutlamalarının vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilmekle birlikte, toplumsal konumları aaıdadır ve etnik olarak küçük görülürler. Bunun en önemli delillerinden biri, müzisyenlik becerileri ve tipleri ile ilikilenecek biçimde aldıkları Çalgıcı sıfatının/adının Türkiye de Çingene olmakla ilikilendirilerek aaılayıcı bir anlamda kullanılmasından ötürü Roman olmayan meslektaları tarafından kabul görmemesi yönündeki eilimdir. Aynı edimi gerçekletiren Roman olmayanların kendilerini ve yaptıkları ii adlandırmada, özünde çalgı çalmak olan edimi kasteden çalgıcı terimi yerine, daha deerli ya da yüce olduunu düündükleri müzisyen ya da enstrümentalist terimlerini tercih ettikleri görülür. Daha önce de (Yükselsin 2001:139-140) ele aldıım benzer ayrım, profesyonel Roman müzisyenler arasında da görülür. Bu ayrım, tüm Roman kaynaklarımın ortak bir söylem olarak dile getirdikleri gibi çalgıcılık ve müzisyenlik terimlerinin birbirinden farklı müzisyenlik tiplerini ve seslendirme alanlarını gösterecek biçimde kavramsallatırıldııdır. Düün çalan ve diskoya (gezici, bahi karılıı müzisyenlik) çıkan Roman kaynaklarımın hemen hepsi görümelerimizde kendilerini tamamen çalgıcı olarak tanımlarken Peki müzisyen kimdir? soruma verdikleri yanıt çok kısa fakat oldukça açıklayıcıydı: televizyonda, gazinoda bir sanatçının arkasında çalan, program yapan ve nota bilenler. Kendisini müzisyen olarak tanımlayan Roman kaynaklarım ise benzer söylemlerle bu ayrımı; çalgısında usta olmayan, nota bilmeyen, disko, düün gibi ilere giden(ler) çalgıcı, çalgısında kendisini gelitiren, konumasını oturmasını kalkmasını bilen, bir solistin arkasında çalan ve nota bilen(ler) müzisyen dir olarak tanımladılar (Yükselsin 2001:139). Her iki kategoride yer alan profesyonel Roman müzisyenlerin tanımlamalarında da görüldüü gibi ortak paydaları, seslendirme alanlarının ve bu alanlara yönelik çalgı çalma davranılarının farklılııdır. Çalgıcılık, disko, düün, yerel yıldönümsel kutlamalar gibi toplumsal etkinliklerle ilikilendirilirken; müzisyenlik batı normlarının hakim olduu sahne ve kayıt stüdyosu gibi iki belirgin müziksel etkinlik alanını ve bu alanlarla ilikili çalma becerilerindeki farklılıı gösterecek biçimde kullanılır. Bununla birlikte bugün kendisini müzisyen olarak tanımlayan birçok tanınmı Roman çalıcı, geçimlerini çalgıcılık yaparak temin eden Roman ailelerinin üyeleridir. Sözgelimi tanınmı klarinetçi Hüsnü enlendirici nin stanbul a giderek ulusal çapta tanınmadan önce, babası ve amcası ile birçok düünde çaldıına ve yetime sürecindeki bu deneyimlerinin bugünkü ustalıında büyük payı olduuna yönelik söylemlerini destekleyecek görsel örnekler medyada sıklıkla yer aldı. Bergama Atmaca mahallesinde yaayan ve çalgıcılık mesleini yürüten profesyonel Roman müzisyenler kendi içlerinden çıkan Hüsnü enlendirici ile gurur duyarlar. zmir li Roman kaynaklarımdan kemancı M.D. nin de açıkça belirttii bütün Roman müzisyenler Çalgıcı doar, ama bunların bir kısmı sonradan Müzisyen olur söylemi, bütünüyle zanaatkârlık ile ilikilendirilen Çalgıcılık ın, geçimlerini müzik yaparak temin eden Romanlar arasında en yaygın profesyonel müzisyenlik tipi olduunu ve bu meslein içine doan Romanların yaamına yön verdiini gösterir. Çalgıcılık Hizmeti ve Pazarın Sınırları Roman çalgıcılar, hizmetlerini müzikleri ile ele geçirdikleri teritoryalara sunan, yaamlarını müzik yaparak sürdüren profesyonel zanaâtkarlardır. Hizmet verdikleri etkinliklerde iki biçimde rol alırlar. Birincisi, dorudan belirli bir müteri tarafından belirli bir etkinlik için kiralanma ; ikincisi, davet/çarı almaksızın dorudan potansiyel müzik alıcılarının olduu festival, piknik vb. alanlara giderek buralarda bahi karılıı çalma. kincisi profesyonel Roman müzisyenler arasında özel bir terim olan disko olarak adlandırılır. Kiralanma yoluyla hizmet ettikleri etkinlikler: evlilik ve sünnet düünleri, askere gitme gibi yaamdöngüsel ritüeller; hasat, bayram, festival gibi takvime balı etkinlikler; halk dansları topluluklarının etkinlikleri; mesire/piknik alanlarındaki elenceler vb. toplumsal olayları içerir. Sözkonusu olayları kapsayan pazarın (market) Roman çalgıcılar arasında yaadıkları yerleim birimlerine, bölgelere, köylere, hatta ailelere göre paylaıldıı görülür. Edirne de her yıl gerçekletirilen Kırkpınar Yalı Güreleri nde çalınan güre müzii, yalnızca Edirne kentinde yaayan ve davul-zurna çalan Roman çalgıcılar tarafından seslendirilir. Ayrıca, bu kentteki okullarda kurulan halk dansları ekiplerine elik eden

Satılık Havalar: Batı Türkiye Roman Topluluklarında Bir Müziksel Zanaatkârlık Biçimi Olarak Çalgıcılık 457 davul-zurnacılar da yine aynı kentin Roman çalgıcılarıdır. Menemen ve Foça nın bir bölümüyle Bergama- Kınık ve Dikili bölgelerini kapsayan geni bir ova niteliindeki Bakırçay Havzası ndaki düün pazarı, Havranlı, Edremitli, Bergamalı ve Somalı Roman çalgıcılar tarafından yaadıkları bölgelere göre paylaılmı durumdadır. Yürütücüsü olduum profesyonel Roman müzisyenlerin kültürel aracılık (cultural mediation) rollerini inceleme üzerine kurulu aratırma projesinde görev alan doktora örencisi Hasan Devrim Kınlı nın topladıı verilere göre, köklü bir çalgıcılık gelenei olan P. ailesinin hayatta olan en yalı iki temsilcisi O. ve. P. kardeler, Soma ve Bergama köylerini kendi aralarında paylamılar. Babaları B.P. den devraldıkları ve çocukken babaları ile gittikleri köylere imdi çocukları, hatta torunları ile birlikte gidiyorlar. zmir tepecikli zurnacı.g. görümemizde kimi ailelerin bütün düünlerinde üçdört nesildir- kendisine görev verildiini aktardı. Özellikle ibaı (ya da ekipbaı) rolünü üstlenen tanınmı çalgıcıların ilçe merkezlerinde kurulan pazar yerlerine giderek kendilerini göstermeleri ve oraya gelen köylülerden köylerinde yapılması olası düünler hakkında bilgi almaları, i bulmanın yanısıra pazarı kaptırmamaya yönelik olarak izlenilen yollardan biridir. Yine fırsat buldukça köyleri ziyaret ederek olası i balantısını koparmamaya çalıırlar. Kiralanma yoluyla hizmet ettikleri etkinlikleri içeren pazarın sahiplenilmesine karın, Roman çalgıcılar arasında statü olarak en düük görülen müzisyenlik tipi olan disko ediminde durum farklıdır. Ayaa dümü kerizci tabiri profesyonel Roman müzisyenler arasında disko yapan çalgıcılar için kullanılır (Duygulu 2006:169). Bütünüyle çalgıcılık mesleini yürüten Roman profesyonellerin sürdürdükleri bir müzisyenlik tipi olan disko ediminin mekansal bir sınırı yoktur. ster piknik yerlerinde mangal balarında çalsınlar, isterse bir elence yerinin içindeki ya da önündeki masalarda çalsınlar bu edimi belirleyen ey, talep eden müterilerin taleplerini o anda bildirmeleri ve karılıında bahi ödemeleridir. Yapılan ödemenin tutarı ise pazarlık yoluyla deil müterinin taktirine balı olarak gerçekleir. Edirne deki Kırkpınar güreleri haftasında güre sahasının dıında kurulan ve Çevirmeciler olarak adlandırılan yemekli-içkili elence mekanlarının bulunduu alan, Edirneli Roman çalgıcıların yanısıra Edirne dıında (Lüleburgaz, Kırklareli, Kean vb.) yaayan birçok Roman çalgıcının da disko yaparak gelir elde edebilmelerine imkan salar. Bu durum, kiralanma yoluyla katıldıkları etkinlikler dıında kalan ve disko terimi ile adlandırılan, yani bahi karılıı müzik yaparak gelir elde ettikleri toplumsal etkinliklerin düün pazarında olduu gibi sahiplenilmediini gösterir. 1998 de katıldıım 637 inci Kırkpınar etkinlikleri sırasında ahit oluum üzere, bunu destekleyen dikkat çekici bir örnek, F.Y.R.O.M. (o dönemdeki adı ile Makedonya) dan gösteri amaçlı olarak katılan güre ekibine elik etmek için gelen ve bir davul ile bir zurna çalıcısından oluan Makedonya lı Rom çalgıcıların aynı alanda disko yaparak para kazanmalarına Edirne ve Trakya nın dier bölgelerınden gelen Roman çalgıcıların ses çıkarmamalarıdır. Hafta sonları Kozak ve Dikili çevresinde yer alan piknik alanları ve mesire yerlerinin yanısıra belirli zamanlarda kurulan panayırlar ve her yıl düzenlenen deve gürei etkinlikleri, Bakırçay Havzası olarak adlandırılan geni bölgedeki Roman çalgıcıların disko olarak adlandırılan müzisyenlik tipini sergiledikleri alanlardır. Yaz aylarında, zmir Kordonboyu nda yanyana sıralanan, canlı müzik çalınmayan cafe, pub ve birahanelerin kapı önlerindeki masalarda, hem Tepecik hem de kiçemelik ten Roman çalgı takımlarının - bir keman, bir darbuka ve kimi zaman da bir udun eklendii- seslendirmeleri görülebilir. Duygulu (2006:169) stanbul un tanınmı elence mekanlarından Beyolu ndaki çiçek Pasajı nda ve Nevizâde Sokaı ndaki meyhanelerde masa masa dolaan ince saz takımlarının, bu mekanların ve hatta bu takımların- müdavimlerine kısa müzik ziyafeti yaatarak geçimlerini saladıklarını belirtir. Teritoryal olarak paylaılan düün pazarında Roman çalgıcılar arasında karılıklı müdahaleler yapıldıı örneklere de rastlanır. Edirneli kaynaklarımdan klarinetçi M.. görümemizde zmir hatta Adana ya bile düün çalmaya gittiini belirtmiti. Bergama lı Roman çalgıcılar, Edremit hatta zmir den gelen çalgıcıların kendi pazarlarında i kapmalarından rahatsızlıklarını dile getirirler. Ramazan aylarında Adanalı davul-zurna çalan çalgıcılar zmir, stanbul gibi kentlere giderek bir ay boyunca seslendirme yaparlar. Ancak geçimlerini çalgıcılık yaparak temin eden profesyonel Roman müzisyenler için pazarın kaptırılması konusundaki en büyük tehlike Roman olmayan müzisyenler, özellikle de pazardaki genel adı ile Orgcular dır. Org müzii, hem yerel hem de yerel olmayan tınıları içinde barındırma potansiyeli ve müzisyene ödenen ücretin daha düük olması nedeni ile yalnızca büyük kentlerdeki salon düünlerinde deil, mahalle ve köy meydanlarındaki düünlerde de büyük oranda talep görmektedir. Bir org, ses düzeni, MD ve CD çalardan oluan ekipmanıyla düün ilerine giden bu müzisyenlerin büyük çounluu Roman deildir. Örnein, Bergama da org ile düün iine giden 40-45 müzisyenden sadece 8-10 tanesi Romandır ve kartvizitlerinde genellikle piyanist etiketini kullanırlar. Yakınlarında bir çalgıcı kahvesi olmasına karın buralara takılmayıp i balantılarını genelde kendilerine ait bürolarda ya da cep telefonu ile yaparlar. Roman kaynaklarımın daha genel bir ikayeti, org un, çalgı çalma becerisi gerektirmeden de

458 brahim Yavuz YÜKSELSN müzik yapmaya olanak salaması nedeniyle, Roman olan ya da olmayan birçok kiinin çalgıcılık mesleine yönelmelerinin meslein saygınlıına gölge düürdüü yönündedir. Pettan ın Kosova daki gözlemine benzer durum Türkiye deki Çalgıcılık pazarında da sözkonusu: Çingene modellere yaslanan Çingene olmayan topluluklar aynı pazarda aık atıyorlar (1996a:8). Mesleksel Örgütlenme Mekanı Olarak Çalgıcı Kahvesi Bilinen bazı geleneksel kültürlerde müzisyenler, lonca (guild) olarak tanımlanabilecek meslek örgütlerinde gruplaırlar (Merriam 1964:140-143). Türkiye deki profesyonel Roman müzisyenlerin bu tip sosyal örgütlenmeleri (müzisyenler loncası), hakkında ayrıntılı bilgi bulunmamakla birlikte kendilerine ait kimi yerel birlikler (resmi olmayan) olduu iddia edilebilir. Melih Duygulu, Romanları kastederek Çingenelerdeki mesleksel yapılanmanın sosyal yapılanmada belirleyici rol oynadıını (2006:159) ve bu çalımada Çalgıcılık olarak tanımlanan alanda karımıza çıkan mesleksel bütünlüün bu topluluun bir müzisyen kastı veya Osmanlı daki söylemiyle bir lonca oluturduu nu belirtir (2006:160). Roman çalgıcıların mesleklerini icra ettikleri pazardaki davranılarına ve izledikleri stratejilerine baktıımızda, adı konulmasa da meslekle ilikili bu tip bir örgütlenmenin içinde bulundukları görülür. Bu örgütlenmenin mekansal merkezi ise yaygın adlandırması ile çalgıcı kahvesi dir. Adını, bu meslei yürüten profesyonel Roman müzisyenlerden alan çalgıcı kahvesi, Roman çalgıcıların becerilerini pazara sundukları ve müterileri ile bulutukları en önemli mekandır. Bununla birlikte, belirli etkinliklerde birarada çalmak üzere takımların (ekiplerin) oluturulması, meslein yürütülmesi ile ilikili kuralların tartıılması ve kurallara uymayanların yargılanması, lider çalgıcıların pazar alanlarını paylamaları, i bölümelerinin yapılması, i bulma güçlüü çeken görece daha az becerilere sahip çalgıcılara i olanaı salanması vb. meslekle ilikili birliksel davranıların sergilendii yer olarak oldukça önemlidir. Roman çalgıcıların yaadıı hemen her yerde en azından bir tane çalgıcı kahvesi olması ve bu kahvehanelerin öyle rastgele seçilmemesi dikkat çekicidir. Çalgıcı kahvesi olarak her zaman hareketli ve merkezi bir cadde üzerinde ya da oraya yakın bir ara sokakta yer alan belirli bir kahvehane seçilir. Sözgelimi Edirne de, davul-zurna ve ince saz/çalgı topluluk tiplerinde yer alan profesyonel Roman müzisyenlerin devamlı gittikleri çalgıcı kahvesi, kent merkezini Karaaaç kasabasına balayan ana caddede, Ali Paa Çarısı nın karısında bulunan dar bir sokak içinde yer alır. Haftada birkaç kez alıveri için bu caddeye inen Edirne halkının kolaylıkla ulaabilecei kahvehane, Edirne ye daılmı olan profesyonel Roman müzisyenlerin oturdukları mahallelere (Karaaaç, Yıldırım ve Küçükpazar) de eit sayılabilecek uzaklıktadır. Çalgıcı kahvesinin merkezi konumu, Edirne deki Roman çalgıcıların disko adı verilen gezici müzisyenliin yapmak için sıklıkla gittikleri Karaaaç yolu üzerindeki Söütlük ile aynı zamanda Kırkpınar gürelerinin de yapıldıı Sarayiçi denilen mesire yerlerini gözönüne alır. Edirne deki Roman çalgıcı kaynaklarım Kean ve Lüleburgaz daki Roman çalgıcılarla görümek istiyorsam, onları bulmak için dorudan oralardaki çalgıcı kahvelerine gitmemin yeterli olacaını belirtmeleri ve alan çalımalarım sırasında inceleme fırsatı bulduum çalgıcı kahvelerinin ortak özellikleri, çalgıcıların örgütlenme ve iyeri olarak kabul ettikleri ortak bir çalgıcı kahvesi bilincine sahip olduklarını gösterir. Duygulu nun (2006:180), müziksel organizasyonların iletiim merkezi olarak tanımladıı çalgıcı kahvehaneleri Çalgıcılık ın bölgesel ve bölgelerarası a (network) sisteminin ana daıtım noktaları olarak da i görürler. Kahvehanelerde ve derneklerde oluturulan yöresel organizasyonlar yöre aırı ilerde kendi aralarında oluturdukları ebeke sistemiyle iletiim kurarlar (Duygulu 2006:180). Baka bölgelere düün çalmaya giden çalgıcıların fırsat bulduklarında ya da aldıkları i için gerektiinde baka Roman çalgıcılar bulmak için ilk uradıkları yer oradaki çalgıcı kahvesidir. Mobil telefon teknolojisinin saladıı iletiim olanakları gözönüne alındıında cep telefonu, tüm profesyonel Roman müzisyenlerin i bulma konusundaki temel mesleksel araçlarından biri olarak i görür- çalgıcı kahvesi nin var olma nedeni gittikçe ortadan kalkıyor gibi gözükse de, i bulma mekanı olarak önemini korumaktadır. Evinden çıkıp iyerine giden bir esnaf gibi düzenli olarak çalgıcı kahvesine giden birçok Roman çalgıcı, yeni bir i kapmı baka çalgıcıların oluturacakları takıma kendilerini davet etmelerini umut eder. Edirne ve zmir deki alan çalımalarım sırasında bulunduum çalgıcı kahvelerinde ibaı konumundaki tanınmı Roman çalgılarla görüme yaparken yanımıza gelip yeni düün var mı? diye soran birçok çalgıcıya rastladım. Buradaki en önemli etkenlerden biri çalgı takımlarının sabit kadrolarının her zaman olmamasıdır. Takımı oluturacak kadro, iin niteliine, alınacak

Satılık Havalar: Batı Türkiye Roman Topluluklarında Bir Müziksel Zanaatkârlık Biçimi Olarak Çalgıcılık 459 paraya, kiralayan müterinin beklentisine göre hem sayı bakımından hem de kimin görev alacaına göre sıklıkla deiebilir. Sipali/Para Kazanma ile likili Stratejiler Roman Çalgıcılar için her seslendirme, Romanca denilen Çingene dilinden alınma sipali terimi ile adlandırılan paranın kazanıldıı bir i tir. ster özel bir nedenle kiralansınlar isterse davet edilmeksizin bir olaya katılsınlar, müziksel hizmetleri için her durumda para ödenir. Özel kiiler, köy ve kasaba toplulukları, mekan sahipleri, stüdyolar ya da devlet görevlileri tarafından kiralanabilirler. Özel kiiler onları genellikle sünnetler, düünler ve aileye yönelik dier olaylarda seslendirme yapmaları için; bar, restoran, pavyon ve otel gibi mekanların sahipleri ise müterileri elendirmeleri için; çeitli köy ve kasabalardaki kollektif topluluklar, toplu elencelere ya da festivallere elik etmeleri için kiralarlar. Sözgelimi, Edirne deki Tarihi Kırkpınar Güre ve enlikleri, zmir yakınlarında bulunan Kemalpaa daki Kiraz Festivali törenleri, Manisa yöresindeki yalı güre festivalleri ya da Aydın ve Selçuk taki deve güreleri gibi kollektif etkinliklerde halka açık seslendirmeler hemen hemen bütünüyle çalgıcılık yapan profesyonel Roman müzisyenler tarafından gerçekletirilir. Farklı kültürel grupların müziklerini seslendirmek, birbirinden farklı biçemlerde çalabilmeyi gerektirir. Bu nedenle çalma becerisinin hizmet edilen kültürel toplulukların farklılıklarını gözetecek biçimde gelitirilmesi tüm profesyonel Roman müzisyenler için oldukça önemlidir. Sözgelimi, çalgıcılık mesleine balayan genç Romanlar, popüler müziklerin gözde parçalarını içeren günümüz moda biçemlerini tercih etmelerine ve geleneksel biçemlerde parçaları çalmak istememelerine karın, müterilerinin farklı kültürel kökenlere sahip olması nedeniyle kiisel beenilerini bir yana bırakmak zorunda kalırlar. Çünkü, zmirli kanuncu C.U nda seslendirme stratejilerine ilikin ifadelerinde olduu gibi, Roman çalgıcıların geliri, müterilerini ve izlerkitlelerini memnun etmelerine balıdır:. Ortam hangi müzie müsait müsaitse biz orda ona göre müzik yapmaya çalııyoruz. Havayı kokluyoruz. imdi düün sahibi geldi, Karadenizli deil. Ama misafirleri var Karadeniz den, veya Urfalıdır, Diyarbakırlıdır, ona göre çalınır. Karadenizliyse oranın havaları çalınır, bildiimiz kadarıyla. Diyarbakırlı, Gaziantepli ya da Urfalıysa türkü çalınır. imdi sisteme göre, oradaki havaya göre, oradaki atmosfere göre müzik çalıyoruz biz. Hangi kesimdense o kesimden çalıyoruz. Profesyonel elendiriciler olarak Roman çalgıcılar, çokkültürlü bir toplumda kendilerini farklı isteklere ve beklentilere adapte etmek zorundadırlar. Bunun anlamı bazen kendi tercihleri olmayan çalgılarla, beenmedikleri müzii seslendirmek zorunda olmalarıdır. zmir ve Edirne de karılatıım birçok genç zurna çalıcısı, bu çalgıdan holanmayıp daha popüler baka çalgılara yönelseler bile, genellikle yalı ve daha gelenekçi dinleyicilerin istekleri dorultusunda para ödemeye hazır olmaları nedeniyle bu çalgıyı çalmayı sürdürüyorlar. Çalgı çalma becerisinin izlerkitlelerden mümkün olduunca daha fazla sipali (para) toplanması yönündeki kullanımı da çalgıcılık stratejisinin önemli bir parçasıdır. zmir Tepecikli zurnacı.g. ye göre; Bir müzisyenin gözü orada bulunan konukları tahlil edecek kadar keskin olmalıdır. Eer misafir üzgünse müzisyen misafiri mutlu edecek eyler çalmalıdır (Yükselsin 2000:88). Edirne de tanık olduum gibi disko ya çıkan zurna ve klarinet çalıcıları, memnuniyetini ifade etsin ve daha fazla bahi versin diye misafirin kulaının içine çalarlar. Halay çekenlere elik eden davul-zurnacılar, bir bahile karılık verme potansiyeli yüksek olan halay baını takip ederler. Paylaılan ortak düünceye göre, seslendirme ne amaçla yapılırsa yapılsın, istenilen ya da baka bir deyile sipari verilen parça geri dönmemek, çalınmak zorundadır. Ne isterlerse onu çalıyoruz. Karılama ister, göbek havası ister, tulum ister, bilmem ne ister, Harmandalı ister, Sepetçiolu ister. ster olu ister. Çalıcaz bunları, baka yolu yok. stek geri dönmez (Edirneli zurnacı O.B.). Gerekirse kaset alıp çalııyoruz. Müteriye karı yok, yok (Edirneli cümbü çalıcısı, arkıcı, K.Ü.). Türkiye de ezgi ya da belirli bir müziksel parça ile e anlamlı kullanılan hava teriminin Roman çalgıcılar için meta ile ilikilenebilecek parasal bir anlamı vardır. stanbul lu davul çalıcısı K.H. ile Edirne de gerçekletirdiim görümede söyledii gibi:

460 brahim Yavuz YÜKSELSN stediin kadar sen bana bu zurnayı güzel çal. Önemli olan bunun içinden çıkan müzikler. Do, sol, re, mi, fa, sol gidiyor ya, onların hepsi paradır aslında. Müzik döküldükçe para çıkıyor. Dolayısıyla Roman çalgıcıların izledikleri müzisyenlik stratejilerinin an ekseninde para kazanma faktörünün yer aldıı görülür. Bu nedenle, müziin paraya dönütürülmesi ile ilikili kollektif davranılar sergilerler: Belirli bir kültürel topluluk tarafından kiralandıklarında o topluluun müziklerini icra ederler ve tepki çekecek ezgileri icra etmekten kaçınırlar; çeitli vesilelerle ortaya çıkan etkinlikler (düün, festivaler vb.) için kiralandıkları zaman, etkinlie katılan konukların houna giden ezgileri seslendirirler; belirli etnik grupların istedikleri çalgılara göre topluluk tiplerini biçimlendirirler; her takım ayrı bir i, ayrı bir seslendirmeye yönelik olarak çounlukla geçici süre için oluturulur; müziin sunulduu ve paraya dönütürüldüü her ortam için gerekli olan müziksel meta (arkı, ezgi, türkü, hava vb.), kendi müziksel estetiklerine uygun olmasa bile Roman çalgıcıların daarlarına girer. Daarlarını oluturan müzii yaadıkları çevrelerdeki kültürel gruplarla ilikili olanlardan popüler kültür ürünü olanlara kadar, sayısız kaynaktan edinirler. Sürekli güncellenen daarın saklandıı bellek, paraya çevrilecek havaların bulunduu bir depo gibidir. Türkiye deki müzik piyasasında aktif rol oynayan profesyonel Roman müzisyenler, piyasanın ihtiyacını karılamak için sürekli deiik kaynaklardan yeni müziksel gereçler ve bu gereçleri farklı biçimlerde ileyebilecekleri seslendirme biçemleri ararlar. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise Türkiye nin en azından bulundukları çevrenin- çok-kültürlü yapısıdır (Yükselsin 2000:84) ve bu durum geçimlerinin Çalgıcılık yaparak salayan Roman müzisyenlerin formasyonunda da etkin rol oynar. Genç Roman müzisyenler, geleneksel/kalıplamı daarı daha yalı Roman müzisyenlerden örenirler. Bu örenme genellikle birlikte gidilen iler sırasında ya da yalı Roman müzisyenlerin seslendirmelerini izleyip/dinleyerek olur. Böylece meslee yeni balayan genç Roman çalgıcılar bir yandan daarlarını geniletirken öte yandan farklı biçemlerde seslendirme yapabilme becerilerini de gelitirmenin yollarını örenirler. Radyo, filmler, televizyon, iitsel-görsel kasetler ve dier kayıtlar (CD, MD), profesyonel Roman müzisyenlere yaadıkları çevre dıındaki müzikleri elde etme fırsatı verir ve sonsuz bir daar ve biçem oluturma olanaı salar. Roman çalgıcılarda, müzik yapmanın zanaât olarak algılanması ve profesyonel müzisyenliin ana amacı olan para kazanma, Çalgıcılık mesleinin öretildii bir Roman çocuunun eitiminde de belirleyici bir rol oynar. Çalgıcı olarak yetitirilen çocuun, babası ya da topluluk içindeki dier ustaları tarafından düünlere götürülmesi ve burada orta parası toplattırılmasına sıklıkla rastlanır. Edirne li darbukacı R.Ü. nün de belirttii paranın tadını alan çocuun çalgısını sevecei ve kısa sürede geliim gösterecei düüncesinden hareketle çocua çalgıcılıın ne kadar geçerli bir meslek olduu gösterilmesi ve belirli bir çalgıya karı ilgi gelitirmesi amaçlanır (Yükselsin 2000: 84). Sipali nin Elde Edili Yolları Roman çalgıcılar yaptıkları seslendirmelerden iki yolla gelir elde ederler ve bu iki sipali kazanma yolunu, elde etme biçimlerine göre birbirinden farklı anlamları olan terimlerle adlandırırlar. Kaparo ve ba parası, kendilerini kiralayan müteriden aldıkları belirli bir kiralanma ücretini; alatura, parsa ve orta parası ise hizmet ettikleri izlerkitlelerinin verdikleri bahi i ifade eden ve Roman çalgıcıların yevmiyelerini ve gelir biçimlerini tanımlayan terimlerdir. Roman çalgıcıların çou pazar (market) terimini, e anlamlı olarak kullanılan piyasa ve performansları için alacakları ücreti görütükleri pazarlık (bargaining) terimleri ile ilikilendirirler. Çalgıcıların ileri karılıında alacakları ödemenin görüülmesi ve pazarlık yapılması, yapılacak etkinliin niteliine uygun müzii çalacak takımı oluturma görevini üstlenen çalgıcılar ile müteriler arasında gerçekleir. Roman çalgıcılar arasında bir etkinlikte seslendirme yapmak üzere anlama yapan ve buna uygun çalgı topluluunu (takım, ekip) oluturan lider çalgıcıya ibaı adı verilir. Bir seslendirmenin i olarak algılanmasının en önemli göstergesi olan tecimsel bir rol olarak ibaının Roman çalgıcılar için tek bir anlamı vardır: i kim almısa ibaı odur. Bununla birlikte genellikle usta ve tanınmı çalgıcılar ibaı olurlar. Çünkü, iin gelmesi daha çok bu çalgıcıların tanınmılııyla ve müzik piyasasındaki hakimiyetleri ile yakından balantılıdır. baının, iin alınmasından sonuna kadar süren rolü, hem müteriye hem de oluturduu takım da yer alan müzisyenlere karı sorumluluklarını içerir. Müteriye karı olan sorumluk, müterinin tüm isteklerini yerine getirerek etkinlik sonunda memnun olmasını salamak ve bunun karılıında alınacak parayı hak etmektir. Takıma karı sorumluluk ise iin

Satılık Havalar: Batı Türkiye Roman Topluluklarında Bir Müziksel Zanaatkârlık Biçimi Olarak Çalgıcılık 461 niteliine göre bir takım oluturulması ve elbette iin sonunda kazanılması gereken paranın alınarak paylatırılmasıdır. Roman çalgıcıların hizmetleri için belirlenmi bir ücret yoktur. Yapılacak ödemenin tutarı, yapılacak ie, kimlere çalındıına, çalgı takımının tipine, ibaı olan lider çalgıcının tanınmılıına, vb. etkenlere göre deiir. Bu nedenle, ibaı olan kiinin müteriyle bulumasında ilk sorduu ey, ne tür bir etkinlik için çalacakları (evlilik düünü, sünnet düünü, güre müzii, halk danslarına elik vb.) ve buna balı olarak nasıl bir müzik istendiidir. Müteri bu dorultuda yapılacak etkinlik, kaç saat çalınacaı ve dinleyici tipi hakkında ibaını bilgilendirir. Çünkü ibaı, takımını müterinin verdii kültürel, zamansal ve ekonomik referanslara göre oluturacaktır. Ayrıca ince çalgı ve davul-zurna topluluk tiplerinde yer alan deimez çalgılar dıında, özel çalgılar (balama, kaval vb) istenip istenmedii de örenilir. in boyutları ortaya çıktıktan sonra para konuulur ve mutlaka pazarlık yapılır. stenilen ücret hiçbir zaman sabit deildir. Eer pazarlık baarılı olursa ibaına belirli bir kaparo (ön ödeme, avans) verilir. Sözlemede belirtilen sözler tutularak i tamamlandıktan sonra ücretin geri kalanı alınır. Kaparo (ya da kapora; talyanca caparra, ön ödeme den) ibaı ile müterisi arasında görüülen belirli bir tutardır. Her iki taraf için sözlemenin yapıldıının garantisidir. Çounlukla, görümenin onaylanması için %10 luk bir ön ödemenin yapıldıı düün müzii pazarında gerçekleir. Müterinin ön ödemesi ve ibaının verdii söz anlamanın mührüdür. Sözkonusu sözlemeler kimi zaman bir yıl öncesinden yapılır. Bu nedenle özellikle ibaı olan Roman çalgıcıların yapılacak ilerin tarihlerini tuttukları defterleri vardır. Kaparo alınarak sözlemesi yapılan etkinlie gitmemek Roman çalgıcılar için ayrıksı durumlar dıında pek görülmez. e gitmemenin itibar zedeleyici ve sahip oldukları pazar alanlarını kaybettirecek sonuçları olduunu bilirler. Alınan ii sonuçlandırmayan bir çalgıcının bir daha o köyden/aileden i alamayacaı her iki tarafça (müteri ve ibaı) bilinir. Bu nedenle ibaı olan kii, etkinlie kendisi gitmese bile mutlaka o ii bitirecek bir takımı oluturmak ve ii sonuçlandırmakla yükümlüdür. Bu nedenle çalgıcıların sözlemeye uymadıkları çok az olay vardır. Bunun olumsuz sonuçlarından birini Bulgaristan daki Çingene müzisyenler üzerine aratırma yapan Lozanka Peycheva ve Ventsislav Dimov aktarırlar. Sözlemesine uymayan Çingene klarinet çalıcısı Kirish hakkında anlatılan bir öykü vardır. Bir Çingene düününde çalmak üzere kaparo almasına karın baka bir düünde çalmaya gitmi. Grup gelmeyince düün yapılamamı. Klarinet çalıcısını tutan ancak kazık atılan aile onu bir baka köyde çalarken tüm düün misafirlerinin önünde vurup öldürmüler. (2003:199) Orta parası, alatura ve parsa terimleri, Roman çalgıcıların seslendirme sırasındaki hizmetleri karılıında aldıkları bahi biçimindeki ödemeyi tanımlar. Orta parası özellikle düünler gibi dans edilen toplumsal etkinliklerde dans edenlere takılan ya da üzerlerinden dökülüp ortaya saçılan; alatura ya da parsa ise daha çok disko denilen gezici müzisyenlik tipinde ya da düün dıı etkinliklerde kendilerine verilen ya da takılan bahii nitelendiren terimlerdir. Her üç terim de (orta parası, alatura, parsa), Roman çalgıcılar için hizmetlerinin ya da daha açık bir söyleyile sattıkları havaların/müziin karılııdır. Nakit paralar (nadiren bozuk para) çalıcının alnına yapıtırılır, eline verilir ya da çalgısının içine konulur. Darbuka nın tını delii içine atma, klarinet ve zurnaların kalaklarının ve tını deliklerinin içine sokma, davulun kasnak iplerine sıkıtırma, izlerkitlelerin en çok görülen çalgıya ilitirme davranılarıdır. Toplanan bahiler seslendirme sonrasında çalgıcılar arasında paylaılır. yi bir seslendirme, görevlendirilen çalgıcıların ödemelerinde daha fazla bahi verilmesi ile ödüllendirilebilir. Alatura/parsa karılıı müzik satmanın bir örneini Edirne sarayiçinde gerçekletirilen Kırkpınar güreleri sırasında gözlemleme fırsatı buldum. Edirne de her yıl genellikle Temmuz ayının ilk haftasında gerçekletirilen Kırkpınar Güreleri, güre müzii çalmak üzere Edirne li davul-zurna çalan 40 Roman çalgıcının bir hafta süresince kiralandıkları bir etkinlik olmanın yanısıra, aynı zamanda hem Edirneli hem de Trakya nın baka yerleim birimlerinden Roman çalgıcıların alatura/parsa karılıı müzik satmak için diskoya çıktıkları bir panayırdır. Sarayiçi ndeki güre sahasının çevresinde yer alan ve Çevirmeciler olarak adlandırılan yemekli-içkili mekanların kurulduu meydan, bir hafta süresince Roman çalgıcıların çaldıkları havalar karılıında müterilerinden bahi topladıkları i alanları olur. Alandaki birbirine oldukça yakın yerletirilmi onlarca masanın her biri, disko yapan Roman çalgıcılar için potansiyel müzik alıcılarının bulunduu urak yerlerine dönüür. Akam, günein batımına yakın dolmaya balayan masalardaki müteriler kısa süre sonra genellikle üçer kiiden oluan ince çalgı (bir klarinet, bir cümbü, bir darbuka) ya da davul zurna takımlarını (iki zurna bir büyük davul) masalarına çaırarak istekte bulunurlar ve isteklerinin karılıında çalgıcılara, ya dorudan parayı ellerine vererek ya da huni

462 brahim Yavuz YÜKSELSN biçiminde yuvarlatıp özellikle klarinet ve zurna gibi ana ezgi çalgılarının tını deliklerine sokarak ödeme yaparlar. Yanyana bulunan masalarda ayrı ayrı konulanan ince çalgı ve davul-zurna takımlarının aynı anda farklı havaları çalarken görmek her zaman mümkündür. Çalgı takımları masadaki seslendirmelerine iki biçimde son verirler: ya müterinin iareti ile ya da kendilerine parça baı ödenen alaturanın sona ermesi ile. Alınacak paranın tutarı üzerine herhangi bir konuma yapılmaz. Tutarı belirleyen en önemli eyler, çalgı takımının masadaki müterileri coturup elendirebilmesine balı olarak müterinin taktiridir. Seslendirmeye son veren takım ya çarıldıı bir sonraki masaya yönelir ya da yeni bir çarı iareti almak üzere konulandıı yere geri döner. Roman çalgıcıların seslendirme sırasında aldıkları bahii niteleyen bir baka terim olan orta parası, genellikle düünlerle ilikilidir. ster kentsel ister kırsal düünlerde olsun Roman çalgıcıların kimi zaman en fazla gelir elde ettikleri ödeme biçimini gösterir. Ziyaret edilerek ya da telefonla kiralanan Roman çalgıcıların ii veren müteriden aldıkları kira bedelini gösteren ba parası olarak tanımlanan ücret, orta parası beklentisine de balıdır. Orta parası olmayan -ya da daha az olan- icra alanlarında çalmak için pazarlık sırasında daha fazla ba parası istenir. Roman çalgıcılar için düün, hem baparası ve hem de orta parasının kazanıldıı en önemli pazardır. Ancak burada da farklı ücret belirleme stratejileri izlenir. Sözgelimi bir düün için seslendirme yapılması isteniyor ve Gacolara (Roman olmayanlar) çalınacaksa, Roman müterilerden istenenden daha fazla ba parası (kimi zaman üç-dört katı) istenir. Bunun nedeni Gaco düünlerinde orta parasının az ya da hiç çıkmaması olabilmektedir. Oysa Roman düünlerinde her zaman iyi sayılabilecek miktarda orta parası çıkar. Bu düünlerde kazanılan orta parası kimi zaman ba parasının be-on katı kadardır. zmir deki görüme kiilerimden klarinetçi D.K. nın da belirttii gibi, Romanlar kiralamak istediklerinde yolculuk masrafı dıında onlardan fazla para edilmez. zmir ve Edirne deki alan çalımalarım sırasında Roman çalgıcılar arasında kimi zaman ba parası almayıp yalnızca orta parasına çalmak için Roman düününlerine katıldıklarına çok sık rastladım. Roman düünlerinde seslendirmeyi belirleyen özelliklerden biri, düün sahibi ya da yakını tarafından ismi anons edilen misafirlerin sırayla sahnede dans etmesidir. Burada amaç herkesin belirli bir süre ve akrabalık ilikileri ile belirlenen sıraya uygun olarak dans etmesini salamaktır. Çalgıcılar için dansın bitii, seslendirilen havanın/parçanın sonu anlamına gelir. Dans eden kii bitirdiini iaret ettii ya da dansa son verdii anda hava nerede olursa olsun kesilir. Bu durum, Roman çalgıcılar için sahneye çıkacak yeni bir misafir için çalınacaı, dolayısı ile satılacak yeni bir hava ya da bir öncekinin aynısı- ve bunun karılıı olarak alınacak orta parası anlamına gelir. Ne kadar çok kii oynarsa o kadar çok orta parası çıkar. Düün çalmak için oluturulan takıma, piste atılan orta paralarını toplamak üzere bir kii - genellikle müzisyenlerden birinin çocuu ya da yakını- daha alınır. Toplanan orta paraları için mutlaka kasa görevini üstlenecek bir kii belirlenir. Bu kii genellikle grup elemanlarından biridir. Dans alanından toplanan paraları koymak için kimi zaman bir spor çanta, kimi zaman ise bir darbuka ya da çalgı kutusu kullanılır. Kasa olan kiinin görevi bu paraları korumak ve düüne katılan misafirlere para bozmaktır. Kasanın denetlenmesi ii ilk bakıta ibaının görevi olarak görünürse de gerçekte tüm grup elemanları piste atılan paraları ve kasada olan biteni yakından takip ederler. sonunda toplanan orta parası özenle sayılır ve grup elemanları arasında eit olarak paylatırılır. i veren müteriden alınan baparasının geri kalanı ile orta parasından elde edilen toplam sipalinin paylaılması ile birlikte takım ın görevi ve ortaklıı yeni bir i için tekrar biraraya gelene dek sona erer. Sonuç Çalgıcı Romanlarının, müzii yaadıkları mekandan müterinin bulunduu mekana taıma biçiminde gerçekleen yarı-göçebe yaama balı olarak sürdürdükleri mesleklerinde pazara sundukları becerileri, çalgıları ve daarları, uyguladıkları göçebeliin öznel ve ekonomik araçlarıdır. Bununla birlikte, bu tecimsel araçların ekonomik anlamlarının ötesinde ideolojik ve sembolik anlamları da bulunmaktadır. Bu tip müzik yapma yalnızca bir tecim olmayıp, hem grup kimliinin -Çalgıcı Romanıhem de daha büyük ölçekli olarak benzer yaam sürdürme stratejileri olan Çingenelerin, sınırları geçim alanlarına göre çizilen bir özellii olarak ele alınabilir. Bu makalede üzerinde ayrıntılı olarak durulduu gibi, geçimlerini Çalgıcılık yaparak temin eden profesyonel Roman müzisyenlerin, mesleklerinin ve müziklerinin igücü deerleri oldukça önemlidir. Zanaatkârlık ile ilikilenen dier meslekler (kalaycılık, sepetçilik vb.) pazar alanlarının daralması nedeni

Satılık Havalar: Batı Türkiye Roman Topluluklarında Bir Müziksel Zanaatkârlık Biçimi Olarak Çalgıcılık 463 ile daha az rabet görmelerine karın, müzik yapma üzerine kurulu çalgıcılık mesleinin igücü deerinin yükseklii, Roman toplulukları arasında hatta Roman olmayanlar için bile- bu meslee artan oranda bir ilgi uyandırır. Bu durum ilk bakıta, Melih Duygulu nun da (2006:160) çalımasında vurguladıı gibi, çalgıcılık mesleinin yalnızca soya dayalı olarak yürütüldüü yönündeki daha önceki saptamamamı (2001:136) çürütüyor görülmekle birlikte, etnik söylemlerin bir sonucu olarak grup kimliinin (Çalgıcı Romanı) meslek özelinde güçlü bir biçimde sürdüünü gösterir. Özellikle kentlerdeki kimi çalgıcı ailelerde geçimini müzik yapma yoluyla temin etme bırakılırken, yeni çalgıcı ailelerin ortaya çıktıı görülür. Bu durumun olumasında akrabalık ilikilerinin ve aynı mahallede birarada yaamanın etkisi de oldukça büyüktür. Bununla birlikte geçmite profesyonel Roman müzisyenlerin aırlıklı rol oynadıı ve ellerinde bulundurdukları Çalgıcılık pazarı nın, hem dier meslek ailelerinden Romanların hem de Roman olmayanların ekonomik getirisi güçlü olan bu pazara kaymalarından ötürü, Çalgıcı Romanları açısından küçüldüü ya da en azından daha az kazandıkları gerçei önümüzdedir. Bu çalımanın sonuçlarından birisi de geleneksel ritüellerden çada elencelere dek pek çok müziksel etkinlikte rol olan Roman çalgıcıların, bu etkinliklerin merkezinde yer alan kültürel aracılar (cultural mediators) olduklarıdır. Aracılıkları, hem müziin bir yerden bir yere taınması ve taınan müziin kültürlerarası uzlaıyı salayacak biçimde deitirilip dönütürülmesi biçiminde bir uzamsallıı; hem de hizmet verdikleri etnik toplulukların kültürel bellekleri olma rolünü üstlenerek kültürün belleklerde korunması ve bir sonraki nesile aktarılması biçimindeki zamansallıı içerir. KAYNAKÇA Beissinger, Margaret H. 2001. Occupation and Ethnicity: Constructing Identity among Professional Romani (Gypsy) Musicians in Romania, Slavic Review, Vol. 60, No. 1, pp. 24-49. Duygulu, Melih. 2006. Türkiye de Çingene Müzii: Batı Grubu Romanlarında Müzik Kültürü, stanbul: Pan Yayıncılık. Hoerburger, Felix. 1976. Die Zournas-Music in Griechenland. Verbreitung und Erhaltungszustand, in: Kurt Reinhard (Hrsg.): Studien zur Music Südost-Europas. Hamburg, pp:28 48. Kaemmer, John E. 1993. Music in Human Life: Anthropological Perspectives on Music, çev: Yetkin Özer (Yayınlanmamı çeviri), Texas:University of Texas Press. Martinez, Nicole. 1992. Çingeneler, çev: ehsuvar Akta, stanbul: letiim Yayınları; Cep Üniversitesi dizisi. Merriam, Alan. 1964. The Anthropology of Music, (8 inci baskı, 1980) Northwestern University Press. Pettan, Svanibor H.. 1992. Gypsy Music in Kosovo: Interaction and Creativity, Ph.D., University of Maryland Baltimore County. 1996a. Gypsies, Music, and Politics in the Balkans: A Case Study from Kosovo, World of Music 38 (1):33-62. 1996b. Selling Music: Rom Musicians and THA Music Market in Kosovo, Echoes of Diversity: Traditional Music of ethnic Groups-Minorities, edited by Ursula Hemetek, 233-45. Vienna: Bohlau. Peycheva, Lozanka & Ventsislav Dimov. 2003. The Gypsy Music and Gypsy Musicians Market in Bulgaria, Segmentation und Komplementarität Organisatorische, ökonomische und kulturelle Aspekte der Interaktion von Nomaden und Sesshaften. Beiträge der Kolloquia am 25.10.2002 und 27.06.2003 Hg. von Bernhard Streck 2004. 4. XIV, 210 S., Abb., brosch. (OWH 14) s:189-205. Seeman, Sonia T. 2002. You re Roman!: Music and Identity in Turkish Roman Communities. PhD. Thesis, Los Angeles: University of California. 2006. Presenting Gypsy, Re-Presenting Roman: Towards an Archeology of Aesthetic Production and Social Identity, Music & Anthropology: Journal of Musical Anthropology of the Mediterranean, Vol.11 (http://www.umbc.edu/eol/ma/index/number11/seeman/see_0.htm) Yükselsin, brahim Y. 2000. Batı Türkiye Romanlarında Kültürel Kimlik, Profesyonel Müzisyenlik ve Müziksel Yaratıcılık, yayınlanmamı doktora tezi, zmir:dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü..2001. Bir Grup Kimlii Olarak Çalgıcılık: Edirne Romanlarında Profesyonel Müzisyenliin Grup Kimliindeki Rolü, Müzikoloji Dernei Simpozyum Bildirileri, ed: Feza Tansu, stanbul: Müzikoloji Yayını, s:134-140.