VAROLUŞÇU FELSEFENİN TÜRK DÜŞÜNCE HAYATINDAKİ YANSIMALARI THE REFLECTIONS OF EXISTENTIALIST PHILOSOPHY ON THE TURKISH THOUGHT LİFE

Benzer belgeler
FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Ferit Edgü nün Eserlerinde Kafkaesk Dünya

V. Descartes ve Kartezyen Felsefe

Jean-Paul Sartre (tam adı: Jean-Paul Charles Aymard Sartre) (21 Haziran 1905, Paris - 15 Nisan 1980, Paris), Fransız yazar ve filozof.

VAROLUŞÇULUK FELSEFESİNİN HEYKEL SANATINDAKİ ETKİSİ

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Varoluşçuluk ve Jean Paul Sartre Örneklemi

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

ÖZGEÇMİŞ Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:


Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (08 Aralık Ocak 2015 )

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Korku. İzleginin İncelenmesi. Sevde Kaldıroglu 12 IB-F

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE LİSANS PROGRAMI Bahar Yarıyılı. 2. yıl 4. yarıyıl Lisans Zorunlu

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

TC ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI VAROLUŞÇULUK VE YENİ KARA FİLM: DAVID LYNCH ÖRNEĞİ

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan

Umberto Eco... ( )... In Memoriam

TEMÂŞÂ FELSEFE DERGİSİ

Jean Paul Sartre ın Varoluşçuluk Düşüncesi

VAROLUŞÇULUK. Varoluşçuluk.Felsefesi..Nedir?

Albert Camus Yabancı. Sevgisiz. Tolga İlikli

Doç.Dr. Abdulmecit Canatak

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

KİTAP İNCELEMESİ SİSTEMATİK FELSEFE BAĞLAMINDA PLATON ARİSTOTELES KARŞILAŞTIRMASI. Prof. Dr. Arslan Topakkaya, İstanbul, Nobel Yay. 2013, 310 s.

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERSLERİ DERSİN KODU VE ADI TEZ 5000 Yüksek Lisans Tezi TİB 5010 Seminer UAD 8000 Uzmanlık Alan

Albert Camus: Yabancı ve Sisifos Söyleni: Duygusal Bir Deney Olarak Saçmanın Düşünsel Bir Kavrama Yükselişi [*]

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

Metin Edebi Metin nedir?

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA İNSAN HAKLARI HABERCİLİĞİNİN OLANAĞI

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (07 Aralık Ocak 2016)

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

GERÇEK YAŞAM* Gençliği Yoldan Çıkarmaya Yönelik Bir Çağrı

Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler

2.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ

Lisans: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ( )

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABALAR ve ERGENLER

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Sosyal statü elde etmek, Kariyer yapmak, Kendini kanıtlamak, Topluma hizmet etmek İstihdama katkı sağlamak, Özgür çalışmak, Düşünce ve projelerini

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ. (16 Aralık Ocak 2014)

T.C. UŞAK ÜNİVERSİTESİ Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

ÖZGEÇMİŞ. Doçent / YÖK Üniversiteler Arası Kurul / Felsefe: Epistemoloji ve Etik / 2006

KANATLI KELİMELER UÇUŞAN HİKAYELER

ETİK VE TASAVVUF -Felsefî Diyaloglar-

T. C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İNSAN HAKLARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Bahar Yarıyılı

I. KİTAP: BATI FELSEFE GELENEĞİ: ÖĞRETİ VE KAVRAMLAR AÇISINDAN YAKLAŞIM FELSEFEYE GİRİŞ

Leyla Coşan (2009): Frauenliteratur der 70er Jahre in Deutschland und in der Türkei, Frankfurt a.m., Peter Lang Verlag, 185 sayfa

Edip Cansever in Medüza Şiirine Varoluşçu

GARİP AKIMI (I. YENİ)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

* Okt. Dr., Gazi Üniversitesi Rektörlüğü Türkçe Öğrenim Araştırma ve Uygulama Merkezi,

Kaygı Kavramı (**) Faruk MANAV (*)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (18 Aralık Ġubat 2018)

ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar. İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm

SAÇMADAN BAŞKALDIRI AHLÂKINA

ANLAM SORUNU Latif Tokat, Ankara: Melis Yayınları, 2014, 185 s.

Diğer Toplam Kredi ECTS Kredi 3/ Ders Dili

ZfWT Vol 10, No. 2 (2018) 281-

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

ÖZ GEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Transkript:

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı 18, 2014, Sayfa 27-32 VAROLUŞÇU FELSEFENİN TÜRK DÜŞÜNCE HAYATINDAKİ YANSIMALARI Özet Fikri GÜL* Düşüncenin tarihsel serüveni dikkate alındığında varoluşçu felsefenin hem dönemsel hem de kavramsal yönden Türk düşünce hayatını etkilediği söylenebilir. Bu yazı, özellikle 1950 lerden sonra Türk edebiyatında etkilerini ciddi anlamda hissettirmeye başlayan varoluşçu felsefenin başat kavramlarının edebiyatımızdaki hangi isimlerde ve ne türden bir karşılık bulduğunu göstermeyi amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Varoluşçuluk, Kaygı, Özgürlük, Kendilik Bilinci, Türk Edebiyatında Varoluşçuluk. THE REFLECTIONS OF EXISTENTIALIST PHILOSOPHY ON THE TURKISH THOUGHT LİFE Abstract When the historical journey of thought is taken into consideration, it can be said that the existentialist philosophy has affected the Turkish thought life both periodically and conceptually This work aims to show within which names what kind of a response that the main concepts of existentialist philosophy, which has started to affect seriously the Turkish literature especially after 1950s, has found in our literature. Key Words: Existentialism, Anxiety, Freedom, Self- Awareness, Existentialism on Turkish Literature. Felsefe tarihine bakıldığında insan ı merkeze alan felsefi yaklaşımların ilk örneğini Sokrates te görmek mümkündür. Sokrates in insanı merkeze alan felsefi bakış açısı döneminin özelliklerini yansıtan ve daha çok ahlak felsefesi temelinde şekillenmişti. Sokrates ten başlayarak süregelen, insanı ve onun sorunlarını merkeze alan öğretiler yerini 20. yüzyılın en popüler ve en etkili akımlarından biri diyebileceğimiz varoluşçuluğa bırakmıştır. Kuşkusuz, varoluşçuluğun insan merkezli yaklaşımı Sokrates in yaklaşımından farklıdır. Çünkü, her iki dönemin özellikleri ve bakış açıları dikkate alındığında bu farklılığın ortaya çıkması son derece normaldir. 20 yüzyılda hem insana bakış değişmiş hem de insanın sorunları ve sorumlulukları artmıştır. İnsanın üzerindeki kuşatılmışlık yelpazesi genişlemiş, sorunlar yumağı ile boğuşan insan çaresizlik içinde yeni arayışların öznesi haline gelmiştir. Erdemi, bilgi olarak gören, bu bilginin içeriğini de iyi olarak belirleyen ve iyi ile doğrunun ne olduğunu bilen kimsenin de erdemli olduğunu savunan Sokrates, bir şeyi iyi yapan, ondan kendine yaraşan bir düzen bulunmasıdır 1 der. Bu ifadeden de anlıyoruz ki, tarih boyunca insan hep bir arayış içinde olmuş ve çoğunlukla da bu arayış bir düzen arayışı olarak karşımıza çıkmıştır. Varoluşçuluğun özellikle 1930 lu yıllardan başlayarak batı dünyasında ve özellikle orta Avrupa merkezli bir felsefe hareketi olarak ortaya çıkması, o yılların kendine özgü koşuları içerisinde ve yeni bir arayışın sonucu olarak görülebilir. Varoluş felsefesi özü itibariyle insan varoluşunun anlamını ve insanın kendini gerçekleştirme olanaklarının bütününü ifade eden, kısacası insanı konu edinen, insana yönelen bir felsefedir. Birbirinden farklı varoluşçuluk tanımları yapılmıştır. Örneğin, Weil e göre varoluşçuluk bir bunalım, Mounier ye göre umutsuzluk, Hamelin e göre bunaltı, Banfi ye göre kötümserlik, Wahl a 1 Bedia Akarsu, Ahlak Öğretileri, Remzi Kitabevi Yayınları, İstanbul 1982, s. 33. *Doç.Dr., Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü,DENİZLİ. e-posta : fgul@pau.edu.tr

F. Gül göre başkaldırış, Marcel e göre özgürlük, Lukacs a göre idealizm (düşüncülük), Benda ya göre usdışıcılık (irrationalisme), Foulquie ye göre saçmalık felsefesidir 2. Varoluşçuluğun birbirinden farklı olarak yapılan tanımları da bize gösteriyor ki, bu felsefe kendi içerisinde kavramsal bütünlüğü olan bir felsefe değildir. Bunun nedeni ise, varoluşçuluk sözcüğüne karşılık gelen tek bir öz ve tek bir felsefenin olmayışıdır. Kuşkusuz, varoluşçuluk sözcüğü belirli bir düşünme biçimini, belirli bir havayı ve iklimi yansıtmaktadır (bunları, bireycilik, herhangi bir ekole mensup olmamak, herhangi bir inancın taşıyıcısı olmamak, mevcut sistemleri yetersiz görmek, gelenekçiliği yadsımak ve onu küçümsemek vb. olarak sıralayabiliriz). Ancak, ortak temaları olmasına rağmen varoluşçuluğu bir rasyonalizm veya bir idealizm gibi bir felsefe ekolü şeklinde değerlendirmek oldukça güçtür. Bu yüzden varoluşçuluk, adı geçen durumu yerine göre hem yansıtan, hem de ona tepki gösteren bir felsefedir 3. Varoluşçuluğun insana ve onun sorunlarına dönük bakış açısı, ele aldığı kavramlar ve bu kavramlara yüklediği anlamlar, insanlığın ortak kaygı ve endişelerini dile getirmesi bu felsefenin bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de hatırı sayılır cinsten taraftar bulduğunu edebiyat alanında ve özellikle de roman ve hikaye gibi okuyucuyla doğrudan temas kuran yazınsal metinlerde son derece etkili yansımaları olduğunu görmekteyiz. Türkiye de varoluşçuluğun yansımaları 1940 lı yıllardan başlayarak günümüze kadar devam etmiştir. Özellikle varoluşçu düşünceyi yansıtan dergilerdeki çeşitli çeviriler, tanıtma yazıları gibi etkinlikler de bu türden düşüncelerin ülkemizde taraftar bulmasına ve yaygınlaşmasına kaynaklık etmiştir diyebiliriz. 19 Mayıs 1946 yılında Tercüme Dergisi nde Yeni Görüşler başlığı altında varoluşçu felsefeyi tanıtmayı amaçlayan bazı çeviriler yayımlanır. Sabahattin Eyuboğlu Sartre ın Temps Modernes de çıkmış bir yazısını tercüme eder. Aynı yazının bir başka çevirisi de 1 Şubat 1946 tarihli İstanbul Dergisi nde yayımlanır. Oğuz Peltek le Erol 2 Asım Bezirci, Jean-Paul Sartre ın, Varoluşçuluk adlı eserinin çevirisi içinde, Say Yayınları, İstanbul 1997, s. 7. 3 A., g., e., s. 11. Güney de, Simone de Beauvoir, Merlau Ponty ve D. Aury den tercümeler yaparlar. Sartre ın, Existentialisme Bir Hümanizmadır adlı konuşmasının kısaltılıp özetleştirilerek Türkçeye çevrilmesi bu alandaki çalışmalar arasında önemli bir yere sahiptir. Yine, Hilmi Ziya Ülken in 1 Ağustos 1946 tarihli İstanbul dergisindeki Existentialisme in Kökleri adlı yazısı, 1 Mayıs 1959 da A dergisinin çıkarmış olduğu Varoluş Filozofları ve Varoluşçuluk Özel Sayısı, Behçet Necatigil in Rilke den, Selahattin Hilav ın Heinemann dan, Turan Oflazoğlu nun Nietzsche ve Heidegger den, Asım Bezirci nin Sartre dan, Demir Özlü nün Jaspers den, Onat Kutlar ın Marcel den, Önay Sözer le Sina Akşin in Kierkegaard dan, Refik Cabi nin de Berdiaeff ten 4 çevirdiği bazı metinler de varoluşçuluğun ülkemizdeki yansımalarının birer örneği olarak kayıtlardaki yerini almıştır. Varoluşçuluğun Türk Edebiyatı üzerindeki etkisi bazı yazarların eserlerinde çok belirgin olarak görülmektedir. Örneğin, Demir Özlü nün eserlerinde işlediği bireyin varoluşsal bunalımları, bırakılmışlığı, hayal kırıklığı ve umutsuzluğu, Sartre ın Bulantı ve Varlık ve Hiçlik 5 adlı eserlerinden derin izler taşıdığı çok açıktır. Öyle ki Demir Özlü, Sartre varoluşçuluğunun açık etkilerini gösteren, bireyi ve onun bunalımlarını anlattığı hikayeleri bir araya toplayan Bunaltı yı bu dönemde yayımlar 6. Demir Özlü nün diğer bir eseri olan Soluma adlı hikaye kitabı da varoluşçuluğun derin izlerini taşıyan bir başka önemli yapıt olarak değerlendirilebilir. İnsanın anlam dünyasının kaybolduğu ve yeni anlam arayışlarının birbirleriyle yarıştığı bir dönemde varoluşçuluk, bireyin anlam dünyasına hitap eden, ona sığınabileceği yeni limanları keşfetme olanaklarını gösteren, dağılan ve kimliksizleşen öznenin yeniden inşasına çabalayan yönüyle de Türk düşüncesinde ve özellikle de Türk edebiyatında derin izler bırakmıştır denebilir. 4 A., g., e., s. 17. 5 Jean-Paul Sartre, Varlık ve Hiçlik, Çev. T. Ilgaz, G. Ç. Eksen, İthaki Yayınları, İstanbul 2010, s. 488-489., Jean-Paul Sartre,Bulantı, Çev. Selahattin Hilav, Can Yayınları, İstanbul 2010. 6 Mustafa Kurt, Varoluşçuluğun Türk Edebiyatına Girişi ve İlk Etkileri, Gazi Türkiyat, Sayı 4, Ankara 2009, s. 140. 28 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 18, 2014

Varoluşçu Felsefenin Türk Düşünce Hayatındaki Yansımaları Varoluşçuluğun insan kavrayışı ve özellikle de insanın özünü kendisinin oluşturması düşüncesi, insanın kendine yabancılaştığı bir dönemde onun kendini yeniden inşa etmesi ve özgürlüğün insan varoluşunun özü olarak görülmesi oldukça anlamlıdır. Dünyaya, topluma ve değerlere yabancı olan insan, hayatın tekdüzeliği ve mekanikliği içerisinde sığınacak güvenli bir liman bulamayacak, bu dünyada tek başına dünyaya ve başkalarına karşı yabancı olduğunun bilincine çok açık olarak varmış olacaktır. Özellikle de modern şehir hayatı, her gün aynı koşuşturmalarla hayatı sıradanlaştıracak ve insan kendi eliyle yaratmış olduğu bu yaşam biçiminin tutsağı olarak absurd(saçma/uyumsuz) düşüncesiyle karşı karşıya kalacaktır. Sartre ın deyişiyle insan, fazladan bir varlık olarak karşımıza çıkacaktır. Akıl varlığı olan insanın çaresizliği tam da burada ortaya çıkar. Çünkü akıl varlığı olan insan sürekli olarak varlıklar arasında bir düzen ve anlam arayışı içindedir. Gerçekle yüzleştiğinde çaresizliğinin bir tokat gibi yüzüne vurulduğunu gören insan, dünyadaki anlam arayışından vazgeçecek ve doğrudan kendi bilinciyle kendi varoluşsal yazgısını gerçekleştirmeye, bir başka deyişle kendini gerçekleştirmeye çalışacaktır. Kendini gerçekleştirmeyi amaç edinen insan bunu yine kendi varoluşsal ölçüleri içinde ve özgürce yapacak, bu yolla da kendi özünü kendisi oluşturacaktır. Buradaki esas ölçü, varoluşça bir ölçüdür. Yani, kişinin merkezde olduğu ve her yönüyle sorumluluk alarak kendini gerçekleştirdiği etkin bir yaşam. Sürü içinde kaybolmayan, hangi yöne gideceğine kendisi karar veren ve yönelimlerinin hesabını kendisi veren insan ancak varoluşunun farkına vararak kendini gerçekleştirebilir. Kierkegaard ın dediği gibi, birey eğer kendini gerçekleştirmek istiyorsa sürüden ayrılmak, sürünün yürüyüşüne ortak olmamak zorundadır 7. Varoluşçu filozofların eserlerindeki edebi olanla felsefi olanın içiçeliği kimi zaman güçlük çıkarsa da düşünce hayatında bunların ayrımının pratik bakımdan bir yararı olduğu söylenemez. Özellikle edebi metinlerde, denemelerde ve kimi şiirlerde kendini gösteren ve derin anlamlar yüklü 7 Sören Kierkegaard, Ölümcül Hastalık: Umutsuzluk, Çev. M. Mukadder Yakupoğlu, Ayrıntı Yayınları, 1997, s. 146. varoluşçu yaklaşımların Türk Düşüncesinde de karşılık bulduğunu söylemiştik. Özellikle Oğuz Atay ın romanlarında seçtiği kahramanların birey merkezli ve onun iç dünyasını yansıtan karmaşık bilinç yapısına sahip figürler olması söz konusu ettiğimiz gerçekliğin bir yansısı olarak görülebilir. Bu romanlarında Atay ın, insan bilincini ve bilinçaltını çarpıcı bir biçimde sergilediğini söyleyebiliriz. Birey içine düştüğü sosyal çıkmazdan kurtulmaya çalışmadan önce kendi benliğini sorgular; kimliğini tespite çalışır 8. Umutsuzluğun, derin bilinç yarılmalarının, kaygının, yabancılaşmanın, uyumsuzluğun, anlamsızlığın, insan varoluşunun ve ölümün sorgulandığı bütün anlatılar esas itibariyle insana ait olan özelliklerin söz konusu edildiği yazılardır. Varoluşçu temaların yoğun biçimde işlendiği Türk Edebiyatının seçkin yazarlarından olan Ferit Edgü nün anlatılarının asıl konusunu da karamsarlık ve umutsuzluk gibi varoluşçuluğun özüne ait kavramlar oluşturmaktadır. Başkalarının düzlemindenörneğin şehrin sokaklarından, kurumlarındankaçış, bu anlatıcıların en belirgin özelliğidir. Bunaltının aşılması için başkalarının mutlak yokluğuna duyulan ihtiyaç, anlatıcıların kendi içlerine kapanmalarına neden olur. Bireyin algısının odaklandığı nokta daha çok kendi benliği, kendi bedeni, kendi içsel yaşantısıdır ( ) hayallerde bile umuda yer yoktur 9. Varoluşçuluğun bireyi önceleyen, onu merkeze alan yaklaşımı yukarıda da ifade etmeye çalıştığımız gibi Türk düşüncesinin temelini oluşturan edebiyatımızda aynen karşılık bulmuş ve aynı kavramlar aynı bağlam içerisinde benzer anlatılarla dile getirilmiştir. Bu bağlamda, Ahmet Hamdi Tanpınar ın Huzur adlı romanı varoluşçu felsefenin Türk edebiyatındaki somut yansımalarından biri olarak kabul edilebilir. Bireydeki otantik değerler ile mevcut olan değerlerin çatışmasının temel alındığı bu romanın ( ) varoluşçu felsefeyle doğrudan ilişki kuran, varoluşçulara açıkça atıflar yapan ilk roman olduğu söylenebilir ( ) Batılı modern insanın 8 Yunus Balcı, Oğuz Atay ın Romanlarında Kahramanlar, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı: 16, Yıl: 2004, s. 51. 9 Ayşe Öykü İş, Ferit Edgü ve Demir Özlü nün Hikayelerinde Varoluşçu Öznellik, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007, s. 200-201. Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 18, 2014 29

F. Gül yaşadığı bunalım ve çelişkiler Tanpınar da kültürel değerlerin karşılaşması ile şekillenir 10. Varoluşun insanda oluşturduğu kendilik bilinci, dünya ile insan arasında oluşturulmuş ilişkiler ağını sorgulama ve bu yolla bireye özgür seçim şansı sağlamıştır. İnsanın yazgısını insanın kendinde gören varoluşçu yaklaşım bu yönüyle, umudun ancak eylemde olduğunu ve bireyi yaşatacak biricik şeyin onun edimleri olduğunu söyler. Kendi varlık durumumuzun başkalarının varlık durumuyla, başkalarının varlık durumunun da bizim varlık durumumuzla belirlendiğinin bilincinde olan birey, özgürlüğünü de bu bağlam içerisinde temellendirir. Gerçi insanın tanımı olarak özgürlük, başkasına bağlı değildir; ama, ortada bir bağlanma olunca iş değişir: O zaman kendi özgürlüğümle birlikte başkalarının da özgürlüğünü istemek zorunda kalırım. Başkalarının özgürlüğünü gözetmezsem, kendi özgürlüğümü de gözetemem 11. Bu bağlamda seçmeyi temele alan varoluşçu anlayış, insanın özünü varoluşundan sonra, bir başka deyişle varoluşu özden önce görmekle özgürlüğe baştan öncelik tanıdığını da açıkça ortaya koymuş olmaktadır. Özellikle Sartre ın insanı özgürlüğe mahkum bir varlık olarak ele alması ve özgürlüğün zorunlu bir varlık koşulu olarak görülmesi varoluşçun felsefenin önceliklerini anlama açısından oldukça önemlidir. Bireyin içine düştüğü çıkmazları, yabancılaşma duygusunu ve ötekileştirilen öznelerin anlamsız anlam arayışlarıyla dış dünyadan kopuk bir bilincin trajedisini anlatan varoluşçu temalar, Türk edebiyatında da önemli karşılık bulmuş, yukarıda sözünü ettiğimiz yazarların yapıtlarıyla da benzer temalar somutlaştırılmıştır. Uyumsuz, duyarsızlık, kaygı, öteki, yabancılaşma, kopuş ve başkaldırı gibi varoluşçu kavramlar edebiyatımızdaki önemli romanlara içerik oluşturmuştur. Örneğin, Albert Camus nün Başkaldıran İnsan 12 adlı yapıtında dile getirdiği ve bir türlü elde edilemeyen anlam arayışlarıyla dolu kendinden, toplumdan, dış dünyadan kopuk bir bilincin ve topluma yabancı bir 10 Mustafa Kurt, a. g. e., s. 146-147. 11 Jean-Paul Sartre, Varoluşçuluk, Çev. Asım Bezirci, Say Yayınları, İstanbul, 1997. s. 93. 12 Bkz. Albert Camus, Başkaldıran İnsan, Çev. Tahsin Yücel, Can Yayınları, İstanbul, 2010. kahramanın çatışkılı yaşam serüveni benzer şekilde Ferit Edgü nün yapıtlarında ortaya çıkan ve bireyin kendisiyle ve dünyayla olan ilişkisinde, yalnızlığını, özgürlüğünü, bunaltısını, iletişimsizliğini, seçimlerini, yersizyurtsuzluğunu, edim ve edimsizliğini varoluş sorunu olarak ele alan 13 anlayışı arasında birçok benzerlik olduğunu söyleyebiliriz. Varoluşçu felsefenin Türk düşünce hayatı üzerindeki etkileri kuşkusuz bu türden yapıtların dilimize çevrilmesiyle başlamış, Türk edebiyatında benzer temalarda yapıtların ortaya konulmaya başlamasıyla da hızlı bir ivme kazanmıştır. 1950 lerin Türkiye sindeki toplumsal, ekonomik ve siyasal koşulların şekillendirdiği düşünce dünyası yeni bir zihniyet değişimini zorunlu kılmış ve bu değişimden edebiyatımız da nasibini almıştır. Dünyanın savaşlarla şekillendiği bir ortamda insana ait temel sorunların başat kavram olarak ele alındığı varoluşçu yapıtlar ve arkasındaki felsefi düşünüş önemli ölçüde taraftar bulmuştur. Özellikle roman tarzı yapıtlarla büyük kitlelere ulaşan yazarlar sıradanlığa, statükoya ve gelenekselciliğe karşı koyarak uyumsuz (absürd) duygusunu işlemeye başlamış, fiziki ya da ilahi determinizme karşı çıkarak insan özgürlüğüne vurgu yapmışlardır. Özellikle Nietzsche, her türlü belirlenimciliğe karşı koymuş ve insanı bu durumdan kurtarmak için yoğun çaba harcamıştır. Nietzsche nin nihilizmi bu çabanın bir ürünüdür. Geçmişle ve değerlerle hesaplaşan insan için nihilizm kaçınılmaz bir son olacaktır. Nitekim Demir Özlü nün nihilizmi örnek aldıklarını söylemesi tesadüfi değildir. Albert Camus nün Yabancı adlı romanında dile getirdiği akıldışılık, uyumsuz ya da absürd (saçma) duygusu söz konusu çabanın bir başka örneğidir. Onun, kendisini burada fazla, sanki bir sığıntı gibi hissettiğini 14 söylemesi varoluşçu felsefenin insanının yaşadığı psikolojik durumu da açıkça ortaya koymaktadır. 13 Mutlu Deveci, Ferit Edgü nün Beklenmeyen Konuk Adlı Öyküsü Üzerine Bir İnceleme, Ankara Üniversitesi Türkoloji Dergisi, Cilt: 16, Sayı: 2, Ankara, 2003, s. 181. Ayrıca geniş bilgi için bkz, Mutlu Deveci, Varoluş ve Bireyleşme Açısından Ferit Edgü Anlatılarında Yapı ve İzlek, Akçağ Yayınları, Ankara, 2012. 14 Albert Camus, Yabancı, Çev. Vedat Günyol, Can Yayınları, İstanbul, 1999, s. 82. 30 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 18, 2014

Varoluşçu Felsefenin Türk Düşünce Hayatındaki Yansımaları Kendini seçen varoluşçu insan aynı zamanda kendi yazgısını da seçmiş olmaktadır. Bir başka deyişle, insan her ne ise o değil, her ne olmuşsa odur. Yani, insan kendi hayatından başka bir şey değildir 15. Tanrı nın varlığı dahil hiçbir şey insanın kendini seçmesinden ve kendi varoluşunu gerçekleştirmesinden daha gerçek değildir. Bu anlamda insan, kendi varlık projesinin yapıcısıdır. Kendi kendini inşa eden, kendi özünü kendisi oluşturarak merkeze kendini koyan insan her türlü değişimin ve yeniden ele alınışın da bizatihi kendisidir. Bireyin ruh halini kaplayan anlamsızlık, bunaltı, atılmışlık ve yalnızlık duygusu aynı zamanda onun için bir çıkış noktasıdır da. Bu çıkış noktasından hareketle insan kendi gerçeğiyle yüzleşecektir. Dünyayı diğerlerinden farklı algılayacak, onlardan farklı anlamlandıracaktır. Nitekim Demir Özlü, Orhan Duru ve Ferit Edgü gibi yazarlar eserlerinde söz konusu temaları işleyerek varoluşçu düşünceyi bir yaşam felsefesi halinde sunmuşlardır. Varoluşçu felsefenin önemli kavramlarından biri olan uyumsuz (absürd) kavramı özellikle 1950 lerden sonra Türk edebiyatında romanlar, hikayeler ve şiirler üzerinden kendine yer bulmuş, varoluşçu temalar edebi metinlerin çıkış noktası haline gelmiştir. Bu metinlerde kullanılan üslup, yer ve zaman algısı gibi belirleyici nitelikler dönemin özelliklerini yansıtmaktadır. Belirlenimci anlayışın esas alınarak insanı ve evreni bu anlayışa uygun şekillendirme çabasının insanda uyumsuz duygusunun ortaya çıkmasına zemin hazırladığı söylenebilir. Hayatın tekdüzeliği, zamanın öldürücü bir hızla geçmesi, insanın dünyada tek başına oluşu ve özellikle de ölümün zorunlu ve kaçınılmaz bir gerçek oluşu uyumsuz duygusunun ilk kaynaklarıdır. Bu duygu insanı kendine, topluma ve doğaya yabancılaştırır. Nitekim Albert Camus ye göre de, saçma (absürd) duygusunun asıl kaynağı da ölüm ve onunla ilgili düşüncelerimizdir. Ölüm, insanın tek ve değişmez alınyazısıdır. Kaderin insanı götüreceği son noktadır. Ölümle birlikte bir gün her şeyin yok olup gideceği aşikardır. Ölüm aynı zamanda hayatın yararsızlığına da işaret eder 16. Bir başka deyişle, varoluş gerçekliğini ortaya koyan ve varlığın ontolojik 15 Sartre, Varoluşçuluk, s. 81. 16 Ali Osman Gündoğan, Albert Camus ve Başkaldırma Felsefesi, Birey Yayıncılık, İstanbul, 1997, s. 68. arka planını açığa çıkaran ölümdür. Benzer şekilde, yaşamın saçmalığına ve yabancılaşma duygusuna vurgu yapması bakımından Edip Cansever in şiirlerini de unutmamak gerekir. Ayrıca Türk edebiyatında Garip Hareketi diye bilinen oluşumun şiire getirmiş olduğu yeni yaklaşım biçimi ve işlemiş olduğu temaların da varoluşçu felsefenin edebiyatımızdaki yansımalarını göstermesi bakımından oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç olarak denebilir ki, varoluşçu felsefenin başat kavramları çeşitli şekillerde ve özellikle de edebi metinler (hikaye, roman, şiir, deneme vb.) yoluyla düşünce hayatımıza girmiş ve Türk düşüncesi bu felsefi akımın önemli uğrak yerlerinden biri olmuştur. Özellikle 1950 li yıllardan başlayarak Türk yazın hayatını önemli ölçüde etkileyen varoluşçu felsefe, aynı zamanda dönemin toplumsal, siyasal ve kültürel ortamının şekillenmesine de katkı sağlamıştır. Kendine özgü kavram ve anlatımlarıyla geleneksel felsefeden bir tür kopuşun da adı olan varoluşçu felsefenin etki alanının genişliğini, bireyi ve onun sorunlarını öncelemesinin yarattığı farkındalığa bağlamak güç olmasa gerek. Batı düşüncesinin önemli duraklarından biri olan varoluşçu felsefenin öznelliği temele almakla birlikte kendi dışındaki diğer öznelerin varlığını da göz ardı etmemesi, insanın öznel bütünlüğüne ve onun varoluşsal gerçekliğine vurgu yapması, insanı tamamlanmamış bir proje olarak görmesi bu felsefi düşüncenin ontolojik ve epistemolojik yönünün de göz ardı edilmemesini göstermesi bakımından oldukça önemli olduğu söylenebilir. Özgürlüğü temele alan ve adeta onu insanın varoluşsal yazgısı olarak gören varoluşçu felsefe zaman ve mekan tasarımıyla da düşünce dünyasına farklı bir derinlik katmıştır. İşlediği konular, öne çıkardığı temalar ve ortaya koyduğu felsefi bakış açısıyla döneminin özelliklerini yansıtan varoluşçu felsefe kuşkusuz yukarıda da ifade etmeye çalıştığımız gibi Türk düşüncesine önemli etkilerde bulunmuş ve özellikle de edebiyatımızda farklı şekillerde bu etki kendini göstermiştir. Varoluşçuluğun ülkemizde tanınmasında ve varoluşçu temaların (bulantı, yabancılaşma, yalnızlık, ölüm, kaygı, umutsuzluk, saçma vb.) yoğunlukla işlenmesinde dönemin siyasal, sosyal ve kültürel yapısının etkili olduğunu kabul Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 18, 2014 31

F. Gül etmekle birlikte, özellikle Batı felsefesinin o dönemine ait önemli filozofların (Kierkegaard, Heidegger ve Sartre gibi) eserlerinin Türk diline kazandırılması ve bu filozoflara ait düşüncelerin ülkemizdeki Hilmi Ziya Ülken başta olmak üzere bazı yazarlar tarafından dergilerde tanıtma yazılarıyla başlayan ve giderek artan yazıların yayımlanmasının rolü oldukça büyüktür. KAYNAKÇA Akarsu, B. (1982). Ahlak Öğretileri, Remzi Kitabevi Yayınları, İstanbul. Balcı, Y. (2004). Oğuz Atay ın Romanlarında Kahramanlar, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı: 16. Bezirci, A. (1997). Jean-Paul Sartre ın Varoluşçuluk adlı eserinin çevirisi içinde, Say Yayınları, İstanbul. Camus, A. (2010). Başkaldıran İnsan, Çev. Tahsin Yücel, Can Yayınları, İstanbul. Camus, A. (1999). Yabancı, Çev. Vedat Günyol, Can Yayınları, İstanbul. Deveci, M. (2003). Ferit Edgü nün Beklenmeyen Konuk Adlı Öyküsü Üzerine Bir İnceleme, Ankara Üniversitesi Türkoloji Dergisi, Cilt: 16, Sayı: 2. Deveci, M. (2012). Varoluş ve Bireyleşme Açısından Ferit Edgü Anlatılarında Yapı ve İzlek, Akçağ Yayınları, Ankara. Gündoğan, A. O. (1997). Albert Camus ve Başkaldırma Felsefesi, Birey Yayıncılık, İstanbul. İş, A. Ö. (2007). Ferit Edgü ve Demir Özlü nün Hikayelerinde Varoluşçu Öznellik, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. Kierkegaard, S. (1997). Ölümcül Hastalık: Umutsuzluk, Çev. M. Mukadder Yakupoğlu, Ayrıntı Yayınları, İstanbul. Kurt, M. (2009). Varoluşçuluğun Türk Edebiyatına Girişi ve İlk Etkileri, Gazi Türkiyat, Sayı: 4. Sartre, J. P. (2010). Bulantı, Çev. Selahattin Hilav, Can Yayınları, İstanbul. Sartre, J. P. (2010). Varlık ve Hiçlik, Çev. T. Ilgaz, G. Ç. Eksen, İthaki Yayınları, İstanbul. Sartre, J. P. (1997). Varoluşçuluk, Çev. Asım Bezirci, Say Yayınları, İstanbul. 32 Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 18, 2014