KANT TA VE SCHOPENHAUER DE KENDNDE EY (DING AN SICH) KAVRAMI Çetin Türkylmaz



Benzer belgeler
HEIDEGGER N VARLIK TARHYLE HESAPLAMASI Bulem Ermi

. KUÇURAD NN NSAN HAKLARI GÖRÜÜ

V.A.D. Yaklamnn avantajlar. Ünite 9 Veri Ak Diagramlarnn Kullanm. Ana Konular. Temel semboller. Harici Varlklar. Veri Ak Diagramlar

MER A YLETRME ve EROZYON ÖNLEME ENTEGRE PROJES (YENMEHMETL- POLATLI)

Yavuz HEKM. Egekons Prefabrike Metal Yap San. Tic. Ltd.!ti. ve. Hekim Gemi n$a A.!. Firmalarnn Kurucusu ve Yönetim Kurulu Ba$kan.

Mali Yönetim ve Denetim Dergisinin May s-haziran 2008 tarihli 50. say nda yay nlanm r.

KIRSAL ÇEVRE ve ORMANCILIK SORUNLARI ARATIRMA DERNE The Research Association of Rural Environment and Forestry

NSAN HAKLARI DÜÜNCESNN GELM

Endüstri Meslek Lisesi Örencilerinin Yetenek lgi ve Deerleri le Okuduklar Bölümler Arasndaki li"ki

Fotoğraf makinesi alma kılavuzu

Matematiksel denklemlerin çözüm yöntemlerini ara t r n z. 9. FORMÜLLER

T.C. $1$<$6$ 0$+.(0(6ø %ø5(<6(/ %$ù9858 )2508 $QD\DVD 0DKNHPHVL øow ] Q Q PDGGHVLQH J UH KD]ÕUODQPÕúWÕU 1

TEKNOLOJK KÜLTÜR VE FELSEFENN SONU *

PARAMETRK OLMAYAN STATSTKSEL TEKNKLER. Prof. Dr. Ali EN ÖLÇEKLER


Terapötik ileti imin bile enleri;

Ulusal Eylem Planı, ne kadar planlı?

BÖLÜM 2 D YOTLU DO RULTUCULAR

Görsel Tasar m. KaliteOfisi.com

ÖRETM UYGULAMASI. Ardk Doal Saylardan Pisagor Üçlülerine

Sigorta irketlerinin Yaps ve Aktüerin Rolü. Aktüerler Derneği Nisan 2010

Bölüm 8 Ön Ürün ve Hzl Uygulama Gelitirme. 8lk Kullanc Tepkileri. Dört Çeit Ön Ürün. Ana Konular. Yamal Ön Ürün. Ön Ürün Gelitirme

Belirli Gerilim Snrlar Dahilinde Kullanlmak Üzere Tasarlanm Elektrikli Teçhizat ile lgili Yönetmelik (73/23/AT)

T.C KÜLTÜR VE TURZM BAKANLII Strateji Gelitirme Bakanl!"! (1. sayfa) ZEYLNAME

ktisat Üzerine Söyleiler - Birinci Söylei

Kpss 2014 E?itim Bilimleri Dvd Seti

Çarpm ve Bölüm Uzaylar

Üniversitelerde Okutulan Türk Dili Dersi le lgili Tespitler Deerlendirmeler ve Öneriler


Ö RENME FAAL YET DOSYALAMA LEMLER AMAÇ ARA TIRMA Genel Bilgiler

Online Bilimsel Program Yönetici K lavuzu

L SANS YERLE T RME SINAVI 1

x(x a x b) = a = b (21.4)

VB de Veri Türleri 1

2 400 TL tutarndaki 1 yllk kredi, aylk taksitler halinde aadaki iki opsiyondan biri ile geri ödenebilmektedir:

SYAS AMAÇLAR ve ONLARA ULAMANIN YOLLARI : GÜCÜN MAHYET ve KULLANILMASI MESELES ÜZERNE

3 1 x 2 ( ) 2 = E) f( x) ... Bir sigorta portföyünde, t poliçe yln göstermek üzere, sigortal saysnn

Tangram Etkinlii ile Çevre ve Alan Hesab *

& Meydana Meydana Richter ölçeine geldiiyer geldii yl göre büyüklüü _ #. Tektonik depremler: Yer kabuunu meydana getiren Ievhalarn hareketlerinin sonu

lkö retim Matematik Ö retmen Adaylar n Hacim Ölçmede Birim Kullanmaya Yönelik Kavray lar

f 1 (H ) T f 1 (H ) = T

Danman-Ö renci letiiminde Önemli Ö eler:yetikinlerin Ö renme Özellikleri ve Temel letiim Becerileri

B A. A = B [(A B) (B A)] (2)

EKG Sinyallerinde Gürültü Gidermede Ayrk Dalgack Dönüümünde Farkl Ana Dalgacklarn Ve Ayrtrma Seviyelerinin Karlatrlmas

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur.

Cebir II 2008 Bahar


Excel Sorular? 1. Excel Sorular? 1. A Grubu

HAREKETL BASINÇ YÜKLEMES ALTINDAK HDROLK SLNDRN DNAMK ANALZ

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

Almanya Bilgileri,Turistik Mekanlar ve Vize??lemleri

OLMAYAN ve ARA-NOKTA KO ULLARI LE TEMEL VE SAYISAL ÇÖZÜMLER

BÖLÜM 3. A. Deneyin Amac

Herkese i$ Turkiska Arbete åt alla

(i) (0,2], (ii) (0,1], (iii) [1,2), (iv) (1,2]

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

Veri Taban ve Visual Basic

Bileenler arasndaki iletiim ise iletiim yollar ad verilen kanallar yardm ile gerçekleir: 1 Veri Yollar 2 Adres Yollar 3 Kontrol Yollar

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

Anketler ne zaman kullanlr? Ünite 6 Anketlerin Kullanm. Temel Konular. Soru Tipleri. Açk-uçlu ve kapal anketler. Anketler. Anketler de0erlidir, e0er;

S C.F.

T. C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İNSAN HAKLARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Bahar Yarıyılı

Türkiye'de Büyük Sermaye Gruplarý: Finans Kapitalin Oluþumu ve Geliþimi

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

ç- çe Tasarmlar Birdal eno lu ükrü Acta³ eno lu & Acta³ statistiksel Deney Tasarm Giri³ ki A³amal ç- çe Üç A³amal ç- çe l A³amal ç- çe

Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm

KURUMSAL T BAR YÖNET M PROF. DR. HALUK GÜRGEN

Matematik Ve Felsefe

Keynesyen makro ekonomik modelin geçerli oldu(u bir ekonomide aa(daki ifadelerden hangisi yanltr?

Simülasyon Modellemesi

KIRSAL ÇEVRE ve ORMANCILIK SORUNLARI ARATIRMA DERNE The Research Association of Rural Environment and Forestry

Geçiş Eğrisi Olarak 4.Dereceden Parabol Geçi E risi Olarak 4.Dereceden Parabol

MÜZ K Ö RETMENL PROGRAMLARININ KPSS SONUÇLARI

ELEKTRK MÜHENDSLER ODASI MESLEK Ç SÜREKL ETM MERKEZ YÖNETMEL

DOKUZ EYLÜL ÜNVERSTES MÜHENDSLK FAKÜLTES METALURJ VE MALZEME MÜHENDSL BÖLÜMÜ BTRME PROJES YÜRÜTME YÖNERGES

Bir-Yönlü ANOVA (Tamamen Rasgele Tasarm)

MAT223 AYRIK MATEMATİK

Bir torbada 6 beyaz 5 krmz ve 4 siyah bilye vardr. Torbadan rastgele çekilen 3 bilyenin a) Üçünün de beyaz olma olasl" b) Üçünün de ayn renkte olma

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

ETMDE YABANCILAMA OLGUSU VE ÖRETMEN: LSE ÖRETMENLER ÜZERNE SOSYOLOJK BR ARATIRMA

Ayegül Pamukçu TURAN

Sa lk Ekonomisi. Berk KÜSBEC Bozok Üniversitesi Berk KÜSBEC (BOZOK) KT / 18

S. KERKEGAARD ve J.P. SARTRE IN VAROLUÇULUK ANLAYILARININ KARILATIRILMASI

GR DÜZEYNDEK SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ ÖRETMEN KAVRAMINA LKN LER SÜRDÜKLER METAFORLAR. Ahmet SABAN *

SIEMENS Siemens Sanayi ve Ticaret A..

BN TEYMYYE ve MANDA SEVG

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 8, Say: 3, 2006 OYLAMA YÖNTEMNE DAYALI AIRLIKLANDIRMA LE GRUP KARARININ OLUTURULMASI

1) 40* Do?u boylam?nda güne? 'de do?ar ise 27* do?u boylam?nda kaçta do?ar?

SOSYAL GÜVENLK KURMUNUN YAPISI VE LEY. Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanl Strateji Gelitirme Bakan Ahmet AÇIKGÖZ

Basnçl ekipmanlar Yönetmelii ( 97/23/AT ) B"R"NC" BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanmlar

Pozitivist Yaklamn Eitim Yönetimi Alanna Yansmas, Alana Getirdii Katk ve Snrllklar

S = {T Y, X S T T, S S} (9.1)

T.C. BABAKANLIK HAZNE MÜSTEARLII 2009 YILI AKTÜERLK SINAVLARI BAVURU VE UYGULAMA KILAVUZU

Snf Öretmenlerinin Kendi Mesleki Yeterliklerine likin Görüleri: Genel Bir Deerlendirme. Dr. Halil Yurdugül Ali Çakrolu Mesude Ayan

Sigortac tazminatn ödedii sigortal maln sahibi olur. Sigortacnn bu ekilde sahip olduu mallarn satndan elde ettii gelire ne ad verilir?

Proje Döngüsünde Bilgi ve. Turkey - EuropeAid/126747/D/SV/TR_ Alina Maric, Hifab 1

SUALTI ve SUÜSTÜ GEM LER N N AKUST K Z ÇIKARTIMI

x = [x] = [x] β = {y (x,y) β} (8.5) X = {x x X}. x,y X [(x = y) (x y = )]. b(b [x]) b [y] [x] [y] (8.8)

Transkript:

KANT TA VE SCHOPENHAUER DE KENDNDE EY (DING AN SICH) KAVRAMI Çetin Türkylmaz Felsefe tarihi içerisinde birçok filozof, kendi felsefesini kurarken, kendinden önce yaam kimi filozoflarn en temel düüncelerini ve bu filozoflarn felsefe yaparlarken yaptklar belirli ayrmlar, deyim yerindeyse, bir hareket noktas ya da kendi düüncelerinin dayana! olarak kabul etmitir. Bunun bilinen bir örne!i, Platon-Aristoteles ba!lantsdr. Bu tür ba!lantlar için birçok örnek verilebilir: Kant-Fichte, Fichte-Schelling, Heidegger-Sartre gibi. Ama bu ba!lantlarda, sonradan gelen ve kendinden önceki herhangi bir filozofun felsefesini kendi felsefesinin dayana! yapan filozofun, filozof olabilmesi için bir öncekinin birebir tekrar olmamasnn gereklili!i de açktr. Felsefedeki philosophia perennis kavram da tam olarak böyle bir eye iaret eder. Bir anlamda hem kendinden önceki herhangi bir felsefenin temel varsaymlarn dayanak olarak almak, hem de bu dayanaklar sorunlu görmek ve eski çözümlerin yannda yeni çözümler önermek, ite bu -e!er varsa böyle bir ey- felsefedeki ilerleme nin bir göstergesidir. Bunun yannda, kukusuz, daha önce hiç sorun edinilmemi kimi sorunsal alanlar, kendi felsefesinde ileyen, bu sorunlara çözüm önerileri getirmeyi baaran kendileri bunun ayrdnda olsunlar ya da olmasnlar- filozoflara da rastlanmaktadr. Ama yukarda saylan yönlerin tümünü kendi felsefesinde birletirebilmek, yani hem gelenekten kopmamak, hem gelene!in belirli yönlerini sorunlu görüp bunu ama ya çalmak, hem de gelene!in göremediklerini görmek, felsefe tarihi içindeki her filozoun baarabildi!i bir i olmasa gerek. Felsefe tarihinde Arthur Schopenhauer bu zorlu iin üstesinden bir ölçüde gelebilmi bir filozoftur. O bir yandan, felsefesini genel olarak, Kant tan hareketle kurmu, Kant n daha önce yapm oldu!u ayrmlar kabul etmi, öte yandan bu ayrmlar yaplrken onun kendi ifadesiyle- yaplan yanllar ortaya koymaya çalm, tüm bunlarn yannda da kendi eti!inde tek insandan kiiden- hareket ederek (Kuçuradi 1968: 12) daha önce ortaya konmu olan etiklerin gerçekletiremedi!i bir ii baarm, yirminci yüzyl antropolojisinin yürüyece!i yolu açmtr. Biz bu çalmada onun Kant la olan ba!lantsn tpk yukarda kurulan ba!lantlara benzer olan ba!lantsn- belirli bir kavram 1

çerçevesinde, daha do!rusu kendimizi bu ba!lantda bir kavrama kendinde ey (Ding an sich) kavramna- snrlayarak ele alaca!z. Bu çalmann bütünü gözönünde tutuldu!unda görülebilece!i gibi, Schopenhauer Kant n görünü (Erscheinung) ve kendinde ey ayrmna yönelik ortaya koydu!u düüncelerinde, -onun kendi felsefesinde kabul etti!i bu ayrma yönelik olarak ortaya koyduklarnda- Kant tan belirli eyleri belirli ölçülerde alm, onunla belirli bir aamaya kadar birlemi, belirli bir aamada da ayrlmtr. Schopenhauer in Kant tan neyi ne ölçüde ald!n görebilmek için, onun felsefesinin temel kavramlarn ele almak, yapt! ayrmlar göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Schopenhauer in kendi felsefesindeki hareket noktas, dünya nedir? sorusudur. Bu soruyu Schopenhauer, varolan nasl biliyoruz? sorusuyla, yani bilgi teorisinden hareketle ele almtr. Bizim bu çalmada temele ald!mz steme ve Tasarm Olarak Dünya (Die Welt als Wille und Vorstellung) adl ana yaptnda Schopenhauer, dünya nedir? sorusuna ilk yantn, Dünya benim tasarmmdr (Schopenhauer 1998: 31) eklinde vermektedir. Bu Schopenhauer e göre, yaayan ve bilen her varlkla ilgili olarak geçerli olan bir hakikattir (agy). Schopenhauer e göre dünya sadece onu tasarlayan dolaysyla vardr. Burada dünya karsnda bu dünyay tasarlayann edeyile öznenin- belirleyicili!i sözkonusudur: Dünyaya bir biçimde ait olan ve olabilecek olan herey, özneyle koullanm bir biçimde kaçnlmaz olarak ba!lanr ve yalnzca özne için vardr: dünya tasarmdr (age: 32). Dünyann tasarlayana (özneye) ba!l olarak bir tasarm (Vorstellung) olarak görülmesi, felsefe tarihi bakmndan bir yenilik olarak görülemez. ;ngiliz empiristlerinden Berkeley, daha sonra ise farkllklar gözard etmemek kouluyla- tüm bir transsendental idealizm bu düünceyi, Schopenhauer den önce dile getirmitir. Schopenhauer in felsefe tarihi bakmndan di!er filozoflardan ayrm ve onun önemi, yukarda dile getirildi!i gibi, kendi eti!indeki hareket noktas olmutur. Dünyann bir tasarm oldu!unun dile getirilmesiyle, tasarmn yaps, bu tasarmn nasl bir tasarm oldu!u, bilme yetileri bakmndan düünüldü!ünde bu tasarm oluturan ö!elerin neler oldu!u sorunu aç!a çkmakta, bu soruna Schopenhauer in verdi!i yantla da onun bilme yetilerini nasl ayrd! belirginlemektedir. Schopenhauer e göre Tüm tasarmlarmz arasndaki temel ayrm görüsel (intuitiv) 1 ve soyut (abstrakt) olanlar arasndadr. ;kincisi 1 Schopenhauer felsefesinin bütününü gözönünde bulundurarak, buradaki intuitiv kavramn görüsel olarak çeviriyorum. 2

tasarmlarn yalnzca bir snfn oluturur, yani kavramlar; ve bunlar yeryüzünde yalnzca insann mülkiyetindedir. ;nsan bütün hayvanlardan ayran bunlara ilikin yetene!e önceden beri akl denmitir (age.: 35). Hemen, yalnzca bu alntya dayanarak, tasarmn türlerinin, yani görüsel ve soyut tasarmlarn, bilme yetilerinin iki türüne karlk geldi!ini söyleyebiriz. Bu iki temel bilme yetisi görü (Anschaung) ve akl (Vernunft) dr. Bilme yetilerinin bu ayrm, Kant n yapt! ayrm anmsatmaktadr. Kant Saf Akln Ele$tirisi nde bilme yetilerini üçe ayrmtr: Görü/duyusallk (Sinnlichkeit), anlama yetisi (Verstand) ve akl. Schopenhauer in bilme yetilerinin ayrmnda, Kant felsefesi çerçevesinde düünülürse, balangçta ikinci ksm (yani anlama yetisi ksm) gözard edilmi gibi görünebilir. Ama Schopenhauer, anlama yetisini, nedenselli!in (Kausalitaet) bilgisi çerçevesinde, görüyle ilikilendirmitir. Ona göre maddenin (Materie) bütün özü nedensellikte bulunur (age: 39). Bunu u ekilde de anlayabiliriz: Madde nedensellikle belirlenir ve nedensel ilikiler bilindi!inde bilinebilir. Bu nedenle, Schopenhauer e göre, Kant tarafndan görünün saf formlar olarak görülen uzam ve zaman, nedensellikte birlemilerdir. ;te buras anlama yetisinin görüyle ilikilendirildi!i, daha do!rusu anlama yetisinin bir görüleme yetisi haline getirildi!i yerdir. Schopenhauer e göre, maddenin ya da nedenselli!in öznel ba!lla! (Korrelat) anlama yetisidir (age: 41). Yine ona göre tasarm olarak bu dünya yalnzca anlama yetisi yoluyla ve anlama yetisi için vardr (age: 42). Böylece nesneyle do!rudan do!ruya ilikide görüleme nedenselli!in bilgisiyle, yani anlama yetisi yoluyla oluur. Bu ekilde ele alnan ve görüyle ayn oldu!u düünülen anlama yetisi, Schopenhauer'de insann ayrc bir özelli!i olarak görülemez. Ona göre bütün hayvanlarn en basitlerinde bile, bir anlama yetisinin oldu!u ortaya çkar (age: 53). Anlama yetisi tüm hayvanlarda ve insanlarda ayndr, her yerde ayn yaln formu tar: nedenden etkiye ve etkiden nedene geçi (agy). Bu bilgi de nedenselli!in bilgisidir. Görmeye dayal bilgi, görüsel bilgi anlama yetisinin sa!lad! bilgi olarak düünüldü!ünde, Schopenhauer in yapt! temel ayrmn anlama yetisiyle akl arasnda yaplan ayrm oldu!u ortaya çkar. ;ki bilme yetisi (anlama yetisi ve akl) iki bilgi türünü (görüsel ve soyut) ortaya çkarr. Ona göre, anlama yetisi, yalnzca insanda bir bilme yetisi olarak ortaya çkan akldan tümüyle ve kesin bir biçimde ayrlr. (...) görüleme yalnzca anlama yetisine ait olmak suretiyle akln etkisinden ba!mszdr (age: 58). Schopenhauer in bilme yetileri ile bilgi türlerine ilikin yapt! bu ayrm, Kant n yapt! ayrmlarla örtümemektedir. Kant bilme yetilerinin 3

ayrmn, transsendental felsefe çerçevesinde ortaya koymaktadr. Kant a göre transsendental bilgi, nesnelerle olmaktan çok, a priori olanakl oldu&u ölçüde nesnelere ilikin bilme tarzmzla (Erkenntnisart) ilgilenen (Kant 1995: B26) bilgidir. Bu tanma göre, Kant kendi transsendental felsefesinde bilgi kuramsal düzeyde- bilme tarzlarn ele almaktadr. Onun bilme tarzlarna ilikin olarak yapt! ilk temel ayrm görü ve anlama yetisi ayrmdr. Ona göre bizim tüm bilgimiz, ruhsal yapnn iki ana kayna!ndan çkar (age: B74). Bu iki kaynaktan ilki izlenimlerin alrl! (Rezeptivitaet), ikincisi ise kavramlarn kendili!indeli!i (Spontaneitaet)dir. ;zlenimlerin alrl! genel olarak duyusallk ve görüyle, kavramlarn kendili!indeli!i ise anlama yetisiyle ilgilidir. Görü, Kant ta nesneyle do!rudan do!ruya ilikiyi sa!layan yetidir (age: B33) ve bilindi!i gibi saf görü formlar uzam ve zamandr. Anlama yetisi ise Kant ta kendinde tasarmlar ortaya çkaran ve duyusal görünün nesnesi üzerinde düünen kavramlar aracl!yla düünenyetidir (age: B75, 76). Kant ta göre bu yetilerin karlkl ilikisiyle bir bilgi ortaya çkar. Bir bilgi ortaya koymak için kavramlar duyusal yapmakla (yani onlara görüdeki bir nesneyi eklemekle), görüleri anlalr yapmak (yani onlar kavramlarn altna sokmak) ayn ölçüde zorunludur. Bu düüncelerden hareketle Kant kendi ünlü cümlesini ortaya koymutur: ;çerik olmakszn düünceler bo, kavramlar olmakszn görüler kördür (age: B76). Kant n bilme yetilerine ilikin yapt! bu ilk ayrm, yani görü ve anlama yetisi ayrmn Schopenhauer ciddiye almamaktadr. Onun Kant n teorik felsefesine yönelik yapt! en temel eletiri de bu noktada ortaya çkmaktadr. Ona göre bizim bilgimizin, ruhsal yapnn iki ana kayna!ndan çkt!, bunlardan birinin izlenimlerin alrl!, di!erinin ise kavramlarn kendili!indeli!i oldu!u düüncesi yanltr (Schopenhauer 1998: 560). Çünkü görü ile anlama yetisi birbirinden farkl iki yeti de!illerdir. Bunun yannda düünmede kavramlar kendinde tayan, ya da daha do!ru bir ifadeyle kavramlar üreten, kavramlatrma yapan bilme yetisi hiçbir biçimde anlama yetisi olamaz. Bunu gerçekletiren baka bir bilme yetisidir, akldr. Schopenhauer e göre tasarm dünyas, bir tasarm olarak dünya nedensel ilikiler yoluyla belirlenmitir ve görüseldir. Buna göre anlama yetisi bir görüleme yetisi olmaldr (age: 563). Bu noktadan hareketle Schopenhauer, Kant n yapt! en büyük yanl onun bilme yetilerini ve bilgi türlerini uygun bir biçimde ayramamasnda bulur. Ona göre Kant, görüsel (anlama yetisinin ortaya koydu!u bilgi) ve soyut bilgiyi (akln ortaya koydu!u bilgi) uygun bir 4

biçimde ayramamtr (age: 557). Bu nedenle Kant, anlama yetisini görüden farkl bir yeti olarak görmü, akln yapt! ii ise anlama yetisine yüklemitir. Oysa, Schopenhauer in düüncesine göre, kavramlar (üretme) yetisi, [anlama yetisi de!il], akldr. Genel, görüsel olmayan, sadece sözcükler yoluyla simgeletirilen ve saptanan tasarmlarn bütünüyle kendine özgü olan bu snf, insan hayvandan ayran ve ona yeryüzünün efendili!ini sa!layan eydir (age: 655). Öyleyse anlama yetisi soyut, kavramsal bilgiyi ortaya koyamaz; o sadece görmeye dayal bilgiyi, yani görüsel bilgiyi ortaya koyar ve görülen ey de maddenin özünü ifade eden nedenselliktir. Schopenhauer, Kant tan farkl olarak kavramsal düünme daha do!ru bir ifadeyle genel olarak düünme - iini anlama yetisinin elinden alarak akla vermitir. Böylelikle imdiye ba!ml olan görüsel bilgi (anlama yetisinin bilgisi) karsnda, kavramsal bilgi (insan di!er canllardan ayran bu akl bilgisi, soyut bilgi), bizi imdiden kurtarr, oluu açklamamz ve gelece!i belirlememizi sa!lar (age: 578). Bu anlamda bu bilgi, aktarlma özelli!i sayesinde bilim yapma olana!n sa!lar. Tek tek durumlar, imdiye ba!l anlar genel bir tasarm çerçevesinde kavrayp bu durumlar kavramlatrabildi!imiz için bir dile, kültüre ve tarihe sahibiz; bunu yapabildi!imiz için bilim yapabiliyoruz; bunu yapabildi!imiz için hayvanlardan ayrlyoruz. Schopenhauer bu türden bir reflektiv bilginin yalnzca tek bir forma sahip oldu!unu, bu formun da soyut kavram oldu!unu düünmektedir (age: 579). Ona göre, Kant n anlama yetisinin kategorilerini ondan türetti!i yarglar çizelgesi, bu türdeki bir reflektiv bilgiden, yani akldan türetilebilir (agy). Demek ki yargda bulunan, yarg formunda bilgi ortaya koyan yeti, Kant ta oldu!unun tersine anlama yetisi de!il akldr. Kant n anlama yetisinden anlad! eyle Schopenhauer in akldan anlad! ey böylelikle ayn olmaktadr. Kant anlama yetisi-akl ayrmn uygun bir biçimde yapamam, gerçekte akla ait olan bir ilevi, anlama yetisinin ilevi olarak görmütür. Bu da Schopenhauer e göre, Kant n temel yanldr. Kant anlama yetisini kural koyma yetisi olarak görürken, akl ise ilkeler yetisi olarak görmütür. Kant a göre e!er anlama yetisi kurallar [e deyile kavramlar] aracl!yla görünülere birlik kazandrma yetisi oluyorsa, akl da anlama yetisi kurallarna ilkeler altnda birlik kazandrma yetisi olacaktr (Kant 1995: B359). Schopenhauer, Kant n bu ayrmnn, kural ile ilke arasnda büyük bir fark oldu!unu düünmekten kaynakland!n söyler. Ona göre kural ile ilke arasnda böylesi büyük bir fark görmek yanltr 5

(Schopenhauer: 552). Bu iki ey arasnda büyük bir fark görmek te onu ayrmlar yanl yapmaya götürmütür. Schopenhauer, bilgi türleri ve buna ba!l olarak bilme yetileri arasndaki ayrm Kant n yanl bir biçimde yapt!n düünmekle birlikte, bilginin tasarm bilgisi oldu!u noktasnda Kant la uyumaktadr. Kant görüde verilen tasarmlarn bir çeitlili!inin, anlama yetisinin sentezleme etkinli!i yoluyla birletirildi!ini düünmektedir. Dolaysyla bilgi anlama yetisinin sentezi, yani anlama yetisinin tasarmlama gücü sonucu ortaya çkmaktadr (Kant 1995: B130). Schopenhauer için de, yukarda ad geçen bilgi türleri do!rudan do!ruya tasarmla ilgilidir. Yani hem görüsel hem de kavramsal bilgi tasarmlarla ilgilidir; bize tasarm olarak dünyay verir. Tasarm (Vorstellung), görünüle (Erscheinung) ilgilidir. Ona göre her nesnenin, hangi tarzda olursa olsun bütün tasarm görünütür (Schopenhauer 1998: 163). Görünü bir eyin görünüü olaca!ndan, onu eyin kendisinden ayrmak gerekmektedir. ;mdi, Schopenhauer e göre, Kant n büyük hizmeti, görünüü kendinde eyden (Ding an sich) ayrmasdr (age: 534). Bu ayrm onu, Platon un felsefesinde ve Hint felsefesindeki maya (varl! örten perde, yanltc imge [Trugbild]) görüünde yer alan ve genel olarak duyulara görünen dünya hakiki varl!a sahip de!ildir eklinde ifade edilebilecek olan düünceyle birletirmitir (age: 536). Ama, böyle bir ayrm yapmakla birlikte, Kant n düüncesinde eksik kalan nokta, onun görünüün tasarm olarak dünya, kendinde eyin ise isteme (Wille) oldu!unun bilgisine ulaamamas dr (age: 539). ;te Schopenhauer tarafndan Kant n göremedi!i iddia edilen bu nokta, Schopenhauer felsefesinin Kant felsefesinden tam anlamyla koptu!u yerdir. Kant kendinde eyi isteme olarak görmez. Oysa Schopenhauer e göre, kendinde ey yalnzca istemedir: isteme olarak o, hiçbir biçimde tasarm de!ildir; tersine ondan toto genere ayrlr (age: 163). Tasarm olarak dünya, bir ve ayn olan, batan sona isteme olan dünyann bir görünüüdür. ;steme, tüm tasarmn, bütün nesnelerin, görünüün, görülebilirli!in (Sichtbarkeit), nesneli!in (Objektitaet) ondan olutu!u eydir (age: 163,164). Kendinde ey olarak isteme, görünüten ve onun bütün formlarndan ba!mszdr. Görünü, istemenin yani kendinde eyingörünmesidir, onun nesne haline gelmesidir, nesneli!idir. Görünü varl!n önündeki perdedir (maya) ve gerek görüsel bilgi gerekse kavramsal, soyut bilgi bu perdenin önündekileri bilir. Varl!n asln, kendinde eyi -edeyile 6

istemeyi- bilmek ise farkl bir bilmeyi, do!rudan do!ruya, aracsz bir bilmeyi gerektirir 2. Yukarda ifade edildi!i gibi, Schopenhauer, Kant n görünüle kendinde eyi ayrmasn onun bir baars, büyük bir hizmeti olarak görür. Kant n bu hizmetinin bir baka yönü daha vardr Schopenhauer e göre. Bunu da u ekilde dile getirir: Kant her ne kadar istemeyi kendinde ey olarak görememise de, o insan eylemlerinin moral anlamnn görünüün yasalarndan bütünüyle farkl oldu!unu ve bu yasalara ba!l olmad!n, tersine do!rudan do!ruya kendinde eyle ilgili oldu!unu söylerken, bunun [istemenin kendinde ey olarak] bilgisi yönünde çok büyük ve ç!r açan bir adm atmtr (age: 540). Kant, ona göre, eylemlerin büyük etik önemini (Bedeutsamkeit) görünüten ve onun yasalarndan ayrmtr ve o bunun, do!rudan do!ruya, kendinde ey olarak, dünyann en içteki özüyle (das innerste Wesen der Welt) ilgili oldu!unu düünmütür (age: 534). Ama Schopenhauer e göre Kant n bu büyük hizmeti taml!na eriememitir, kendi içinde büyük eksiklikler tar. Bu eksikli!in en banda da onun istemenin do!ru bilgisine eriememesi bulunur. Oysa Schopenhauer e göre varolann asl, her eyin temeli olan bu isteme kendinde eyin ta kendisidir. Schopenhauer in kendinde eyi isteme olarak görmesine, bu onun metafizik dünya görüünü ifade etti!inden, bizim diyebilecek bir sözümüz olamaz. Ama onun kendinde ey ile görünü arasnda Kant tarafndan yaplm olan ayrm ele al biçimini, Kant n kendi metnine bavurarak sorgulayabiliriz. Bu sorgulama sonucunda, bu ayrmn gerçekte varl!n asl olarak istemenin bilgisi yönünde bir adm olup olmad! yönünde açkl!a kavuabilece!imizi umuyorum. Kant n transsendental ematizm görüü 3, anlama yetisi kavramlarnn iki kullanm ortaya çkarmtr. Bu kullanmlarn ilkinde, duyusall!n emalar, kategorileri anlama yetisinin dnda kalan koullara, duyusall!n 2 Burada çalmann snrlarn aaca!n düündü!ümden, Schopenhauer felsefesindeki, yukarda saylan bilgi türleri dnda kalan, ama yine de bu bilgi türleriyle temelde de görüsel bilgiyle- ba!lantl olan di!er bilgi türlerini çalmamda ele almyorum. Onun bu bilgi türleriyle ba!lantl olan etik ve insan görüünü ise bütünüyle dta brakyorum. Gerek Schopenhauer deki bilgi türleri gerekse onun insan görüü için, oldukça kapsaml olan ve bu çalmay yaparken sürekli gözönünde bulundurdu!um ;oanna Kuçuradi nin Schopenhauer ve nsan adl kitabna baknz. Metnin künyesi kaynakçada verilmitir. 3 Bkz. Kritik der reinen Vernunft: Von dem Schematismus B176-B187 7

koullarna snrlar. Bu kullanm kategorilerin empirik kullanmdr. Ama e!er duyusall!n koullarn ortadan kaldrrsak, bu koullarn snrlad! kavram geniletmi oluruz. Bu kategorilerin srf mantksal anlamn gösterir ve hiçbir nesneyi tasarmlamayan bu kullanm Kant anlama yetisinin transsendental kullanm olarak adlandrr. Kant a göre, bir kavramn transsendental kullanm genel olarak ve kendinde eylerle, empirik kullanm ise srf görünü$lerle, yani olanakl deneyin nesneleriyle ilgilidir (Kant 1995: B298). Bu, Kant n, bir kavramn iki farkl kulanmyla, -yani deneyle ilgili ve deneyi aan kullanmyla- ilgili olarak yapt! en genel ayrmdr. Bunun yannda bu konuyla ilgili daha özel bir ayrm yapar: fenomen ve noumen ayrm. Kant fenomenin, empirik görünün belirsiz nesnesini ifade eden görünüün, kategorilerin birli!ine göre düünülmesiyle ortaya çkt!n düünmektedir (age: A249). Noumen ise, fenomenin rölatif kavram olarak, anlama yetisinin srf nesneleri olan ve duyusal olarak verilemeyen eyler varsayld!nda sözkonusu olacaktr (age: A249). Kant noumenleri anlama yetisi varl! (Verstandeswesen) olarak da adlandrr. Burada duyusal olarak verilemeyen derken ne kastedilmektedir? Bu soruya iki ekilde yant verilebilir: ya ayrmlar bilgi kuramsal düzeyde yaplarak duyusall!n ve anlama yetisinin snrlar gösterilmekte ve duyusal olarak verilmeyen den srf anlama yetisi varl! e deyile düünsel olan eyler- kastedilmekte denebilir, ya da Kant duyusal olmayan -yani duyulur üstü olan- ve bizim bilemeyece!imiz real varlklarn sözünü ediyor denebilir. Bu soruya verilebilecek bu iki yanttan hangisinin daha uygun olaca!n yine Kant n metnine bavurarak görebiliriz. Kant a göre e!er biz noumenle duyusal görümüzün nesnesi olmayan bir eyi anlyorsak ve böylece görüleme tarzmzdan onu ayryorsak, bu negatif anlamda bir noumen olacaktr. Öte yandan e!er, noumenle duyusal olmayan bir görünün nesnesini anlyorsak, o zaman bize özgü olmayan ve onun olana!n hiçbir biçimde anlayamayaca!mz bir görü tarzn, yani zihinsel bir görü tarzn varsaym oluruz, ki bu da pozitif anlamda noumen olacaktr (Kant 1995: B308). Kant duyusallk ö!retisinin ayn zamanda negatif anlamda noumen ö!retisi oldu!unu söyleyerek, ayrmlar bütünüyle bilme tarzlarna göre yapt!n göstermektedir. Bu söylenene göre, noumeni zihinsel bir görünün nesnesi olarak görmek, yani reel bir varl!a sahip olan ama bizim bilemeyece!imiz bir ey olarak görmek yanltr. Ama Kant bunun yannda, noumenin, negatif anlamda ele alnan noumenin, duyusallk yoluyla ulalabilecek olann dnda kalan, görünü alann snrlayan bir kendinde eyin (Ding an sich) düünülmesi ne izin 8

verdi!ini söylemektedir. Bilme yetilerinin nesnesi anlamna gelen fenomeni snrlayan kavram olarak noumen, kendinde eyin düünülmesine olanak vermektedir. Ancak böyle bir kendinde ey düüncesi, bilme yetilerimizin kendisine özgü yaps nedeniyle bizim için bilinemez olarak kalr. Burada noumenin kendinde eylerin düünülmesine olanak tanmas, yani kendinde eyin bir snr kavram olarak dü$ünülmesinin olanaksz olmamas bu kavramn problematik olarak ortaya kondu!unu göstermektedir. Kant, kendinde hiçbir çeliki barndrmayan, (...) fakat nesnel gerçekli!i hiçbir biçimde bilinemeyen kavram problematik kavram olarak adlandrmaktadr (Kant 1995: B310). Kant a göre, kendinde ey kavramnn nesnel gerçekli!i hiçbir biçimde bilinemeyece!inden, o problematik bir kavram olarak kalmaktadr. Kant, bir kendinde ey in varoldu!u, bu kendinde eyin bir varlk oldu!u yönünde herhangi bir tez öne sürmemektedir. Yani kendinde ey insann bilme yetilerinden farkl olan bir bilme yetisine, örne!in bir zihinsel görüye verilmi olan varl! göstermez. Daha do!rusu biz, böyle zihinsel bir görünün varl! ya da yoklu!u hakknda herhangi bir ey söyleyemeyece!imizden, kendinde bir ey hakknda da herhangi bir ey öne süremeyiz. Kendinde ey kavram, sadece, insann bilme yetilerinin bilgisel kullanm fenomenonlarla snrl oldu!undan, bizim için düünülmesi olanaksz olmayan ama hakknda hiçbir ey bilemeyece!imiz bir kavram olarak kalr. Kant n bilme yetilerinin yapsn ve bilginin snrlarn göstermek için yapt! bu ayrmlar, temelde de görünü ve kendinde ey ayrm, kimi filozoflar tarafndan ontolojik bir düzeyde ele alnm, ayn ayrmn bilgi kuramsal düzeyde yaplmasyla ontolojik düzeyde yaplmasnn farkl olaca! gözden kaçrld!ndan da yanl yorumlanmtr. Bu nedenle Hegel in, kendi Kant eletirisinde, görünü ve kendinde ey ayrmyla ilgili olarak, madem ki bir ey var, öyleyse o bilinir eklinde karikatürize ederek ifade edebilece!imiz görüü, yukarda söylenen tarzdaki bir düzey farkn gözden kaçrmaktadr. Schopenhauer de hemen hemen ayn perspektiften ayn eyi gözden kaçrmaktadr. O ontolojik bir çerçevede, tasarm dünyasyla kendinde eyi birbirinden ayrmakta ve kendinde eyin asl varlk, oldu!unu, temel isteme oldu!unu söylemekte, kendisini böyle bir görüe varlk görüüne- götürenin de Kant oldu!unu, hizmet sözcü!ünü kullanarak ima etmektedir. Kant n yanlnn da, öncelikle tasarmn (görünüün) bilgisi çerçevesinde bilgi türlerini ayrmas srasnda, sonra da kendinde eyi isteme olarak görememesinde ortaya çkt!n düünmektedir. 9

Oysa Kant n asl kaygs, kendinde eyi bir ey olarak düünmek de!il, gerçekletirmeye çalt! bir iin (metafizi!in olana!nn tartlmas iinin) yaplmas srasnda, çalmann bir bölümü olarak bilme yetilerinin yapsn do!ru bir biçimde ortaya koymaktr. Bunu do!ru, uygun bir biçimde ortaya koyup koymad! örne!in insann anlama yetisinin Kant n sayd! ekilde oniki kategorisinin olup olmad!- ise bütünüyle ayr, sanrm pek de önemli olmayan bir sorundur. KAYNAKÇA KANT, Immanuel, (1995) Kritik der reinen Vernunft, Herausgegeben von W.Weischedel Frankfurt am Main: Suhrkamp Verlag. KUÇURAD;, ;oanna, (1968) Schopenhauer ve nsan, ;stanbul: Yank Yaynlar. SCOPENHAUER, Arthur, (1998) Die Welt als Wille und Vorstellung, München: Deutscher Taschenbuch Verlag. 10